You are on page 1of 3

200 Türk Anayasa Tarilıi

ilgili bakanlarca imzalanır. Bu kararlardan Başbakan ile ilgili


bakanlar sorumludur." (m. 97)
Bu kurnlın salt olarak uygulanması, Anayasanın Cumhur­
başkanına tanıdığı bazı yetkilerin amaç ve niteliğine aykırı düşer.
Nitekim, Anayasada açık bir kural olmamasına karşın, Cum­
hurbaşkanı, bir yasayı yeniden görüşülmesi için Meclise geri gön­
derme, anayasa Mahkemesinde iptal davası açma yetkilerini tek
b aşına kullanmıştır. 1961 Anayasası döneminde, Cumhurbaşka­
nının tek başına kullandığı bazı yetkiler, tartışma konusu ol muş tur.

1 982 Anayasası hazırlanırken konuya açıklık getirme ama­


cı ile Danışma Meclisi, Cumhurbaşkanının hangi yetkilerini tek
başına kullanacağını sayma yolu ile belirtmiştir. Milli Güven­
lik Konseyi sayma yolu ile belirtmeye gerek olmadığı görü­
şünden hareket ederek mad deyi değiştirmiş ve aşağıdaki
madde metnini kabul etmiştir.
"Cumhurbaşkanın, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan
ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapa­
bileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan
ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ile il­
gili bakan sorumludur." (m. 1 05 / 1 )
Cumhurbaşkanının görevi ile ilgili işlem v e eylemlerinden
dolayı siyasal sorumluluğu ol ma dığı gibi, ceza sorumluluğu da
yoktur. Cumhurbaşkan ının yalnız vatana ihanetten dolayı ce­
zai sorumluluğu vardır. Vatan hainliği kavramının, batı hu­
kukundaki karşılığı "yüksek ihanet" dir. Aslında her iki kavram
da, belirsiz ve karmaşıktır; tanımı da yapılmamıştır. Öğretide,
yüksek ihanet, genel olarak cumhurbaşkanının görevini, ana­
yasaya ya da ülkenin yüksek çıkarlarına aykırı biçimde kötü­
ye kullanılmasından doğan siyasal bir suç olarak kabul edilir.
Vatana ihanet bir ceza hukuku kavramı olmaktan çok., siyasal
bir kavramdır. Yüce Divan, önüne gelen dava dolayısıyla, va­
tana ihanet suçunun içeriğini ve yaptırımını belirler. Yüce Di­
van bunu yaparken, suçun neticelendirilmesinde, Meclisin Yüce
divana gönderme kararı ile bağlı değildir. Yüce Dfvanı bağla­
yan husus, vatan hainliği olarak nitelendiren olaydır.
1 982 Anayasası 201

Cumhurbaşkanının vatana ihanetten dolayı suçlanabilme­


si, ancak Meclis üye tam sayısının en az üçte birinin önerisi üze­
rine, üye tam sayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla olur.
(m.105). Bu durumda Anayasa Mahkemesi Yüce Divan olarak
Cumhurbaşkanını yargılar (m . 1 48)
Cumhurbaşkanının Yüce Divana gönderilmesi durumunda,
Anayasada bir kural bulunmamasına karşın, görevinden ay­
rılması yerinde bir harekettir. Bu gibi durumlarda kuramsal ola­
rak, Cumhurbaşkanının görevden ayrılması geçici olabileceği
gibi, devamlı da olabilir. Devamlı ayrılması hem kendisi, hem
de görevi bakımından zorunu görünmektedir.
Cumhurbaşkanının görevi ile ilgili olmayan, kişisel suçla­
rından doğan sorumluluğuna gelince, cumhurbaşkanı görevi
ile ilgili olmayan, adi suçlardan dolayı, herkes gibi sorumludur.
Cumhurbaşkanının görev dışı suçlarından dolayı sorumlu­
luğu, 1 924 Anayasasında açıkça belirtilmiştir. Buna göre,
Cumhurbaşkanının "hususatı şahsiyesinden dolayı mesuliye­
ti lazım geldiğinde" Anayasanın milletvekilliği d okunulmaz­
lığı ile ilgili 1 7. maddesine göre işlem yapılacaktır. (m. 41 /2).
Başka bir anlatımla, Cumhurbaşkanı kişisel suçlarından dola­
yı, Meclisçe dokunulmazlığı kaldırıldığında, genel mahkeme­
lerde yargılanabilecektir.12

b- B a k a n l a r Kurulu
Bakanlar Kurulunun oluşturulması açısından 1 924, 1961 ve
1982 Anayasaları arasında temelde önemli bir ayrılık yoktur.
Anayasaya göre, Bakanlar Kurulu başbakan ve bakanlardan ku­
rulur. (m.1 09 / 1 ). Başbakan Cumhurbaşkanınca, bakanlar ise baş­
bakanca seçilir ve cumhurbaşkanınca atanır.
Başbakanın milletvekili olınası zorunudur. Buna karşılık, ba­
kanlardan Milletvekili olma koşulu aranmaz; milletvekili olma
niteliği olanlar da dışardan bakan olabilirler. Dışardan Bakan
olma, ilk kez 1 961 A nayasası ile getirilmiştir. 1 982 Anayasası

12 Aldıkaçtı, Orhan: Modem Demokrasi/erde ve Tiirkiyc'de Dı'Vlet Başkaıılı,�ı, Kor Mat.,


lst., 1 960; Gözübüyük, A.g.e., s.: 199-209; Soysal Mümtaz: " 1 00 Soruda A 1111y11-
saııııı Anlamı, s.: 259 vd., Gözübüyük, A. Şeref: Yönetim Hııkıık11, s.: 68 vd.
202 Tiirk A nayasa Tarilıi

hazırlanırken, Anayasa komisyonu d ışardan başbakan a tana­


bilmesi yönetimini getirmek istemişse d e, bu görüş Danışma
Meclisince benimsenmemiştir.
Cumhurbaşkanı Başbakanı atarken tamamen serbest değildir.
Başbakan olarak atanan kişinin, Meclisten güvenoyu alabilecek
bir kişi olması gerekir. Parlamenter sistemin geleneklerine göre,
Cumhurbaşka nı Mecliste çoğu nluğu olan partinin başkanını
Başbakan olarak atar; siyasal ortam gerektiriyorsa, azınlık hükümeti
kurulması yoluna da gidilebilir. Yine parlamenter sistemin bir ge­
leneği olarak, Cumhurbaşkanı, başkanın seçtiği bakanları atar. Baş­
bakan birlikte çalışacağı bakanları seçerken her şeyden önce Mec­
listen alabileceği güvenoyunu düşünme durumundadır. Uygu­
lamada Cumhurbaşkanları günün koşullarına göre kimi kez Baş­
bakanın getirdiği listeyi aynen onaylama, kimi kez de Başbakan
listesinde değişiklik yapmasını isteme yoluna gidebilmektedir.
Başbakan olarak a tanan kişinin makul bir süre içinde ba­
kanlarını belirleyerek, Bakanlar Kurulunu oluşturması ve
Cumhurbaşkanın ı atamasına sunması gerekir. Bu konuda
Anayasada bir süre öngörülmüş olmamakla birlikte, Bakanlar
Kurulunun kırk beş gün içinde kurulamaması, belli koşullar a l­
tında, Cumhurbaşkanının Meclis seçimini yenilenmesi kararı
almasına neden olabilir. (m. 1 1 6).
Cumhurbaşkanının Baka nları da a taması ile d e tamamlan­
mış olan, Bakanlar Kurulu l istesi Meclise sunulur. (m . 1 1 0). Ba­
kanlar Kuru l u listesinin meclise sunulması ile, yeni Bakanlar
Kurulu hemen göreve başlar. Bakanlar Kurulunun göreve baş­
la yabilmesi için, Meclisten güvenoyu alması gerekmez.
"Atamaya yetkili olan, görevden almaya da yetkilidir" kuralını,
Cumhurbaşkanının Başkanı ve bakanları görevden uzaklaştır­
masına tam olarak uygulama olanağı yoktur. Özellikle Bakanlar
Kurulunun Meclisten güvenoyu ald ıktan sonra Cumhurbaşka­
nının Başbakanı ya da Başbakanın istemi olmadan bir bakanı gö­
revden uzaklaştırması parlamen ter sistemin gelenekleri ile bağ­
daşmaz. Bakanlar Kurulu listesi Meclise sunulduktan ya da hü­
kümet güvenoyu aldıktan sonra çıkan anlaşmazlıklar, Bakanlar
Kurulu ile meclis arasında çözülür. Bunun mekanizmasını da Ana-

You might also like