You are on page 1of 6

1 10 Türk Aııayasa Ta rilıi

olunur. Meclis hali ictimada değil ise keyfiyeti tasvib meclisin


ictimasına talik olunur.86
Anayasanın belirtilen maddeleri, yukarıya aldığımız biçime
girmişlerdir.

6- Askerlerin Siyase tten El Çektirilme leri


1 9 aralık 1 923 tarihli 385 sayılı yasa ile hem askerlik hem de
milletvekilliği görevine birlikte yürüten kişilerin iki meslekten
birini seçmeleri hususunda hüküm konulması ile askerlerin si­
yasetten el çektirilmeleri amaçlanmıştır.
Bu yasa, M. Kemal'in 1 900'lü yılların başından beri savun­
duğu düşüncedir.87 Çünkü askerlerin politikaya karışmaları, Os­
manlı Devletinde bir çok sıkıntılara neden olmuştu . Bu yasa­
nın ç ıkarılmasındaki ana etken ise, bazı subayların, saltanatın
kaldırılması ve Cumhuriyetin ilanından sonra içte yeni bir bu­
nalım yaratmalarını önlemek idi.88
Bu nedenle söz konusu yasa, hem subaylık hem de millet­
vekilliği sıfatına birden sahip olabilme imkanını ortadan kal­
dırmış, böylece milletvekillerinin bu sıfatı taşımalarını, on gün
içinde askerlikten istifa etmeleri şartına bağlamıştır.89

7- Hilafe tin Kaldırılması


20 nisan 1924 anayasasından önce meclisteki konumuz açı­
sından son önemli yasa, 431 sayılı ve 3 mart 1 924 tarihli "Hi­
lafetin ilgasına ve Hanedanı Osmanfnin Türkiye Cumhuriye­
ti Memaliki Haricine Çıkarılmasına Dair Kanundur.90
Yasanın 1 . maddesinde şöyle denilmekteydi:

8 6 Kili, Gözübüyük, A .g.e., s . : 103; Başgil, A.g.e., s . : 1 18; Özçelik, A.g.e., s . : 103; Ar­
sel, A . �.e., s.: 74-76.
.

87 Zürcher, Erik jaıı: Milli Miicadelede lttilıatçı/ık, Çev. : Nüzhet Salihoğlu, s.: ·B vd.,
Bağlam Y., lst., 1 987.
88 A tatürk: Nutuk, c.: 11, s.: 850 vd.; Eroğlu, A.g.e., s.: 284-285.
89 Kili-Giizübüyük, A .,�.e., s.: 105; Düstur, 3. tertip, c.: V, s.: 271 .
90 Oiistıır, 3. tertip, c.: V, s . : 323; Kili-Gözübüyük, A.g.e., s.: 106.
1 92 1 /1 11ayasası 111

"Halife /ıa'/ rdilmiştir. Hilafet, lıiikı"imet ve cıı111/1ııriyet mmıa ve mef­


lıııınıında ı ı rsase11 miindemiç o/dıığı111da11 hilafet 111aka1111 111iilgadır. "

2. maddede ise, Osmanlı Hanedanının erkek ve kadın bütün


üyeleri ile damatlarının T.C. hudu tları dahilinde ikametlerinin
ebediyyen yasak olduğu belirtilmekteydi.91
Böylelikle Osmanlı Devleti ve Hanedanı, bütünüyle tasvi­
ye edilmiş olunmaktaydı.
Artık yeni bir anayasa ve meclis ile seri inkılaplar dönemi
başlayacaktı.

91 Geniş bilgi için bkz.: Seyyid Bey: Halifdiıı Malıiııeti Şı:r'iyyesi, Haz.: Suphi Men­
teş, Menteş Mat., lst., 1969; Uluğ, Hakkı Naşit: Hıılifı•liğiıı 5111111, Türkiye iş Ban­
kası Y., lst., 1975; Bozarslan, M.Emin: Hıılifd ı•e Üınınetçilik Sorıııııı, Ant. Y., lst.,
1969; Borak, Sadi: Atatürk ve Din, Anıl Y., lst., 1 962; Göztepe, T. Mümtaz: Os-
111ı1110 �11/lı1rrııı11 Soıı Pııdişalıı Vıılridı:ddiıı Gıırlıl'I Crlreııııeıııiııde, Sebil Y., lsl., t.y.;
,
Goloğlu, Malııııut: Hıılifl'lik Ne ldi, Nıı,;ı/ Alındı, Niçin Kııldırıldı, Kalite Mat., Ank.,
1 973; Kernmet, S. Niı;ar: Halife 11. Al•diil11ıeciıl, inkılap ve Ak.ı K., lst., 1964.
DÖ R D Ü N C Ü BÖL Ü M

1 924 Anay asası

I - 1 9 2 4 T E Ş K İ L AT - I E S A S İ Y E K A N U N U ' N U
HAZIRLAYAN ETKENL E R
A- MECLİSTE MUHALEFETİN OLUŞMASI
1 - Muh a lefe t Fikrinin Kayn a k l arı:
M . Kemal'den önce ve onunla birlikte A na dolu'ya geçen
silah arkadaşlan ve sonra da meclisi oluşturan mebusanın çoğu
meclisin asıl amacının, Türk milletinin istiklalini sağlamak ol­
duğu kadar, saltanat ve hilafetin de kurtuluşunu temin etmek
olduğunu muhtelif ifadelerinde belirtmişlerdi. Hatta bizzat
M . Kemal d ahi, A nadolu'ya geç tikten sonra padişaha çekti­
ği telgrafta, Erzurum Kongresinde dahi, asıl amaçlarının "ma­
kam-ı Mua llay-ı hilafet saltanatın tahlisi (kurtarılması)" ol­
duğunu söylüyor ve Erzurum Kongresini şu sözlerle hitama
erdiriyordu:
"En son olarak niyazım şudur ki, Cenab-ı Vahibü'l -Amal
hazretleri Habib-i Celile-i Ahmediyenin ila Yevmü'l-kıyam ha­
nisi esdakı olan millet-i necibimizi ve makam-ı saltanat ve hi­
lafeti kübrayı masum ve mukadderatımızı düşünmekle mükellef
olan heyetimizi muvaffak buyursun, Amin."1
Oysa M. Kema'lin amacının bu olmadığını bizzat Nu­
tuk'undan ve çeşitli kaynaklardan öğreniyoruz. Örneğin Er-

1 M. Kemal: Nutuk, c.: II, s.: 931 , Milli Eğitim B., !st., 1 973.
Türk Aııayasa Tarilıi

zunım' a ilişkin hatıraların sahibi Mazhar Müfit Kansu, M. Ke­


mal' in da Erzurumdan itibaren kongrede savunduğu düşün­
celere taraftar olmayıp, aksine başka düşünceler içinde oldu­
ğunu hatıratında şöyle kaydeder.
"- Mazhar not defterin yan ında mı? .. diye sordıı.
- Hayır paşam, dedim.
- Zahmet olacak anıma bir merdiveni inip çıkncaksın. Al gel, dedi.
Nerede ise sabah olacaktı. Fakat onırn yanında ike11 dünya, gecesi giin­
diizii olnıayaıı bir alemden ibaretti. Biııaenaleyh, ııykıı ihtiyacı da yok­
tu. Hemen aşağıya indim. Not Defterini alıp geldim .
O, fuıtıra defterime ve giinii giine her hatırayı not edişime he111 menı­
nım olur, hem de baze11 latife etmekten alıkoyamazdı.
- Hafızalarımız zayıfladığı zaman Mazlıar M iifid'iıı defteri çok
işimize yarayacak... derdi. Defteri getirdiğimi görii11ce sigarasını bir­
kaç nefes üst üste çektikten sonra;
- Amma bıı defterin bıı yaprağını hiç kimseye göstermeı;eceksin.
Sanıma kadar mahrem kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir de sen bile­
ceksin. Şartını bıı . . . dedi.
Süreyya da, ben de:
- B una emin olabilirsiniz, Paşam . . dedik.
Paşa, bundan sonra: Öyle ise önce tarih koy! dedi.
Kaydımı, 7-8 temmuz 1 9 1 9. Sabaha karşı.
Tarihi sayfanın üzerine yazdığımı görünce
- Pekala. yaz ! . . diyerek devanı etti.
- Zaferden sonra şekl-i hiikümet Cıımhııriyet olacaktır. Bunıı size
daha önce sualiniz münasebeti ile söylemiştim. Bıı bir.
iki: Padişah ve hanedan hakkında zaman ı gelince icap eden mu-
anımele yapılacaktır.
Üç: Tesettür kalkacaktır.
Dört: Fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir.
Bıı anda gayri ihtiyari kalem elimden düştü. Yüzüne baktım. O
1 924 Anayasası 115

da benim yüzüme baktı. Bu gözlerin bir takılış ta birbirine çok şey an­
latan konuşıışuydu.
Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim.
- Neden durakladmız? deyince:
- Darı/111a ama paşam, sizi11 de hayalperest taraflarınız var.
Dedim gülerek:
- Bıınıı zaman tayin eder. Sen yaz . . .
Beş: Latin hıırııfıı kabııl ed itecek.
- Paşam, kafi, kafi:
Dedim ve biraz hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile:
- Cumıılmriyet ilanına muvaffak olalım da iist tarafı yeter! di-
yerek deterimi kapadım, kolt ıığıımım altma sıkıştırdım. inanmayan
/ıir ada111 tavrı ile:
Paşam sabalı oldu. Siz otıırmaya devam edecekseniz hoşçakalın.
Diyerek yamndan ayrıldım. Hakikateıı gün ağırmıştı. Süreyya da be-
11i111le beraber odadan çıktı. Fakat bu anda ve burada hadiselerin beni
11asıl tekzip ve M. Kemal'i teyid ettiğini, daha doğrusu M. Kemal' in
/ıeni nasıl bir cümle ile hapt ve mahçup ettiğini itiraf etmeliyim.
Çankaya'da akşam yemeklerinde birkaç defa:
- Bıı Mazhar Müfit yok 111ıı, kendisine Erzurımı da tesettür kal­
kacak, şapka giyilecek, /atin lı ıırııfıı kabul edilecek dediğim ve not et-
111esini söylediğim zaman defterini koltıığıı n ım altına almış ve bana
lıayııl perest olduğumu söylemişti.

Demekle kalmadı, bir giin nıiilıim bir dersti.' verdi. Şapka ınkı­
lııbmı ilan etmiş olarak Kastamonu'dan döniiyordıı. A nkara'ya av­
dt!f ettiği anda otomobille eski meclis binası önü nden geçiyor, ben­
dı· kapı önünde bıılımııyordıım . Manzarayı görünce gözlerime ina­
ııamadını. Kendisinin ve ym111ıda oturan D iyanet işleri reisinin ba­
ş111da birer şapka vardı. Kendisi neyse ne? .. Fakat kendisini karşı­
lamaya gelenler arasında bıılıınan Diyanet İşleri reisinede şapka­
yı giydirmişti. Ben hayretle bıı manzarayı seyrederken, otomobili
dıırdıırttu, beni yanına çağırdı, birden:

You might also like