Professional Documents
Culture Documents
Hukukun kaynakları, asıl ve yardımcı kaynaklar olarak da Bazı uluslararası anlaşmaların onaylanması için kanunla
bir ayrıma tâbi tutulmaktadır. Asıl kaynaklar, kendi içinde uygun bulunmasına gerek yoktur. Anayasa’nın 90’ıncı
yazılı ve yazısız kaynaklar şeklinde alt bir ayrıma göre maddesinin ikinci fıkrasına göre ekonomik, ticari veya
değerlendirilmektedir. Hukukun yazılı ve asıl kaynakları teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan
Anayasa, kanun, uluslararası sözleşmeler, anlaşmalar, devlet maliyesi bakımından bir yüklenme
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmeliktir. Hukukun getirmemek, kişi hâllerine ve Türklerin yabancı
1
HUK101U-HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI
Ünite 2: Hukukun Kaynakları ve Uygulanması
2
HUK101U-HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI
Ünite 2: Hukukun Kaynakları ve Uygulanması
kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa hâkim örf ve âdet Tamamlayıcı hukuk kuralları tarafların serbest iradeleri ile
hukukuna göre karar verecektir. düzenleyebilecekleri halde iradeleri ile belirtmedikleri
durumlarda uygulanır. Kanun koyucu, sosyal ihtiyaçların
İçtihat Hukuku
ve yaşam deneyimlerinin ortaya çıkardığı zorunluluklar
İçtihat kavramı, görüş ya da karar anlamına gelmektedir. sebebiyle tarafların yerine geçerek bu kuralları kanunlarda
Hukukun kaynağı olarak iki tür içtihattan söz edilebilir. hazır bulundurmaktadır.
Bunlar yargısal ve bilimsel içtihattır. Türk Medeni
Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci fıkrası, hâkimin bilimsel Yorumlayıcı Hukuk Kuralları
görüş ve yargı kararlarından yararlanabileceğini Tarafların iradeleri ile açıkça belirtebilecekleri hâlde
düzenlemiştir. Bilimsel içtihat, hukuk bilgilerinin hukuki belirtmedikleri konuların açığa kavuşturulmasında
konulardaki bilimsel görüş ve yaklaşımlarıdır. Hukuk yardımcı olan kurallardır. Yorumlayıcı kurallar ile
alanında çalışan bilim adamları olanı inceler ancak olması tamamlayıcı kurallar arasında şöyle bir fark
gerekeni belirtir. Bilimsel içtihada uygulamada doktrin bulunmaktadır: Tamamlayıcı kurallar önceden
(öğreti) de denmektedir. Gerek bilimsel içtihatlar ve öngörülmemiş bir hukuki boşluk olursa doldurur.
gerekse yargısal içtihatlar hukukun asıl ve bağlayıcı Yorumlayıcı kurallarda taraflarca kararlaştırılan hususun
kaynağı değil; yardımcı yani ikincil kaynağıdır. Özellikle farklı anlama gelebilecek yönleri yorumlanmaktadır.
hukukun uygulanmasında bilimsel ve yargısal içtihattan Tamamlayıcı kurallar boşluk doldurmakta; yorumlayıcı
yararlanmak kaçınılmazdır. Ancak, hukuk kurallar düzenlenmiş bir hususu yorumlamaktadırlar.
uygulayıcılarının bilim adamlarının görüşlerine ya da
Tanımlayıcı Hukuk Kuralları
farklı mahkemelerce verilmiş bulunan kararlara uyma
zorunlulukları bulunmamaktadır. Ancak bu kuralın Kanunların daha iyi anlaşılması için bazen belli hususların
istisnasını içtihadı birleştirme kararları oluşturmaktadır. açıkça tanımlanması, anlamının ve içeriğinin belirlenmesi
Bir konuda daha önce verilmiş bir içtihadı birleştirme gerekir. İşte tanımlayıcı hukuk kuralları bu tanımları
kararı varsa, hâkim ilgili içtihadı birleştirme kararı ile getiren düzenlemelerdir.
bağlıdır ve o içtihadı birleştirme kararına aykırı karar Diğer Hukuk Kuralları
veremez.
Hukuk kurallarının yukarıdaki sınıflandırması dışında, hiç
Hukuk Kurallarının Türleri bir gruba girmeyen bazı kuralların bulunduğu da kabul
Her hukuk kuralının bir emir ya da yasak içermektedir. edilmektedir. Bunlar arasında ilga edici (yürürlükten
Durum bu olmakla beraber, bir kanunun bütün hükümleri kaldırıcı) hukuk kuralları (örneğin İş K. m. 120), yetki
aynı önemde değildir. Bazıları daha etkili ve daha çok verici hukuk kuralları (örneğin; TMK m. 120/2)
uygulanıyor iken bazıları daha az etkilidir. Yani aynı sayılabilir.
kanun içindeki kurallar arasında sınıflandırma yapılabilir. Kanunların Uygulanmasına İlişkin Esaslar
Bu bağlamda hukuk kuralları uygulama bakımından
Kanunun uygulanması demek soyut hukuk kurallarının
emredici, tamamlayıcı, yorumlayıcı, tanımlayıcı ve diğer
hukuk kuralları şeklinde sınıflandırılabilir. somut olaya uygulanması demektir. Böyle bir
uygulamada, hukuk kuralı (büyük önerme); somut olay
Emredici Hukuk Kuralları (küçük önerme) ve vargı (sonuç) anlamına gelir.
Bu tür hukuk kurallarında, bütün hukuk kurallarında Kanunların Zaman Bakımından Uygulanması
varlığı hissedilen emir unsuru baskındır. Bu tür hukuk
Bir kanunun ne zaman yürürlüğe gireceği kural olarak,
kurallarının aksi kararlaştırılamaz; bunlarda genellikle
kanun metninde belirtilir. Dolayısıyla kanun, kendi
emir kipi kullanılmaktadır. Emredici hukuk kuralları
yoğunlukla ceza kanunlarında görülür, ancak diğer metninde belirtilen tarihte (genellikle yürürlük adını
kanunlarda da emredici kurallara rastlamak mümkündür. taşıyan maddedeki tarihte) yürürlüğe girer. Kanunlar,
Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan Resmî Gazete’de
Emredici hukuk kuralları kamu düzenini, kamu yararını ve
yayımlanır. Kanunların yürürlülük tarihî genellikle ilgili
genel ahlakı korumak üzere çıkarılır. Bu kurallara
kanunda belirtilir. Eğer bir kanunun yürürlük tarihî
aykırılığın yaptırımı geçersizliktir.
belirtilmemişse, Resmî Gazete’de yayımlandığı gün
Tamamlayıcı Hukuk Kuralları yürürlüğe girer (Resmi Gazete Hakkında
Tarafların serbest iradeleriyle başka türlüsünü Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, m.7). Kanunlar kural
belirlemedikleri taktirde uygulanan kurallardır. Bu olarak yürürlüğe girdikten sonraki dönem için uygulanır.
kurallarda taraflar arası ilişkilere olabildiğince az Kanunların Geçmişe Etkisi
müdahale hedeflenmektedir. Türk hukukunda irade
Kanunların zaman bakımında uygulanmasına ilişkin
serbestisi esastır ancak, kişiler serbest iradeleri ile bir
esaslardan biri, kanunların kural olarak geçmişi
konuda kararlaştırma yapmazlarsa doğacak boşluk
etkilememesi veya geriye yürümemesidir. Kanunlar kural
tamamlayıcı hukuk kuralları ile doldurulur. Ceza
olarak, yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olaylara
hukukunda az sayıda, borçlar hukukunda çok sayıda
uygulanırlar. Kanunun yürürlüğünden önceki olaylara
tamamlayıcı hukuk kuralı yer alır.
uygulanmaz. Bu ilkenin amacı, hukukun vatandaşlara
3
HUK101U-HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI
Ünite 2: Hukukun Kaynakları ve Uygulanması
sağladığı güvenin sürekli olmasıdır. Zira yürürlükte açığa kavuşturulmasına çalışılır. Yorum yasama organınca
bulunan bir kanuna göre yapılan işlemler, daha sonra yapılabilir, bu tür yoruma yasama yorumu denir. Yargı
çıkarılan bir kanun ile geçersiz sayılırsa hukuka duyulan organınca yapılan yoruma yargısal yorum; bilim
güven ve inanç sarsılır. adamlarınca yapılan yoruma ise bilimsel yorum denir.
Özel hukukta yeni çıkan kanun aksine bir hüküm Kanunda belirtilen sözleri açıklamak suretiyle yapılan
olmadıkça eski kanun zamanındaki olaylara uygulanmaz; yoruma lâfzî (dilbilgisel) yorum denir. Bu tür yorumda
yürürlüğe girdiği zamandan sonraki olaylara uygulanır. kelimelerin sözlük anlamları önemlidir.
Ancak, kamu düzeni ile ilgili olan hususlarda geçmişi
Kanunun yorumunda kanun koyucunun subjektif iradesi
etkileme sözkonusu olabilir. Eğer yeni kanunun geçmişe
dikkate alınıyorsa tarihsel yorum yöntemi söz konusu olur.
etkisi kazanılmış hakları etkilemiyor ve hukuk güvenliğini
zedelemiyorsa kanun uygulaması geçmişe yürüyebilir. Hukuk kuralının yorumunda ve hukuki uyuşmazlığın
çözümünde sosyal gerçekliğe, somut gerçekliğe ve
Kanunların geçmişe etkisi ceza hukukunda farklı bir
eşyanın tabiatına önem ve öncelik veriliyorsa amaçsal
anlam taşımaktadır. Ceza hukuku açısından eski - yeni
yorum metodu söz konusu olur.
kanunlardan sanık lehine olanı uygulanır. Bu durumda
hukuk kuralı geçmişi etkiler. Buna karşın bir fiilî eski Yorumda Kullanılan Mantık İlkeleri
kanun suç kabul etmez iken yeni kanun suç olarak Hukuk kuralları yorumlanırken mantık ilkelerinden
görürse, sanığa eski kanun döneminde yaptığı fiil için yeni yararlanılması gerekir. Hukuki mantığın temeli “hukuk
kanun döneminde ceza verilemez. Yani bu durumda normu” dur. Hukuk normu mantıktaki büyük önermedir.
geçmişe etki söz konusu olmaz. Somut olay küçük önermeyi, vargı da sonucu belirler.
Yargılama hukukuna ilişkin kanunlar bakımından derhal Hukuk kurallarının yorumunda kullanılan mantık
uygulama ilkesi geçerlidir. Yargılamaya ilişkin bir kanun ilkelerinden ilki kıyastır. Kıyas, bir olay ile ilgili olarak
yürürlüğe girdikten sonra, henüz tamamlanmamış hukukun öngördüğü çözümün, bu olaya benzer özellikler
yargılama işlemlerine yeni kanun hükümleri taşıyan başka bir olay bakımından da geçerli sayılmasıdır.
uygulanacaktır. Tamamlanmış yargılama süreçleri Kıyas uygulaması genişletici yoruma imkân verir. Bu
bakımından ise yeni kanunun uygulanmasına imkan yönüyle kıyasın ceza hukukunda uygulanması söz konusu
yoktur; zira ilgili işlem, eski kanunun yürürlükte olduğu değildir.
dönemde tamamlanmıştır.
Yorumda kullanılan mantık ilkelerinden ikincisi aksi ile
Kanunların Yer ve Kişi Bakımından Uygulanması kanıttır. Aksi ile kanıt uygulaması kapsamı daraltmaktadır.
Kanunlar kural olarak ülkenin coğrafi sınırları içinde Hakkında çözüm bulunmayan bir konuda mevcut kuralın
uygulanır. Bir devletin kanunları, o devletin hâkimiyet daraltılarak uygulanması, yani kuralın içermediği
alanı ve sınırları içinde geçerlidir. Bir ülke sınırları içinde hususların kural dışına çıkarılması niteliğindeki mantık
bulunan herkesi o devletin hukukuna tâbi tutmaya ilkesidir. Örneğin; bir fiil suç ise aksi ile kanıt yöntemi
yersellik ilkesi denir. Ülkede geçerli olan kanunlar, ülke dolayısıyla o fiilin aksi suç değildir.
sınırları içinde bulunan yerli yabancı herkese uygulanır ve
Yorumda sıklıkla kullanılan mantık ilkelerinden üçüncüsü
kural olarak bir ayrım yapılmaz. Bu ilke, devletin
evleviyet yoludur. “Çoğun içinde az da vardır” anlamına
egemenlik yetkisinin bir uzantısıdır. Bu ilke gereğince,
gelen uygulamadır. Örneğin; bir iş başvurusu için Yüksek
Türkiye sınırları içinde meydana gelen olay ve ilişkilerde
Lisans yapmış olma koşulu aranıyorsa doktorasını
kural olarak Türk Hukuku uygulanır. Kişisellik ilkesi ise
tamamlamış bir kimse de o işe başvurabilir; zira doktora
kişiyi nerede olursa olsun vatandaşı olduğu devletin ulusal
yapmış olanlar zaten yüksek lisans yapmış kabul edilirler.
kanunlarına tâbi tutma amacını taşır. Uygulamada kamu
hukuku dalları bakımından yersellik ilkesinin geçerli Hakimin Takdir Yetkisi ve Hukuk Yaratması
olduğu görülür. Nitekim vergi hukukunda, ceza
Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hâkimin takdir
hukukunda ve usul hukuklarında kişilere bulundukları
hakkını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, kanunun
ülkenin kanunları uygulanır. Özel hukuk alanında ise
takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da
kişisellik ilkesinin ağır bastığı söylenebilir. Şöyle ki, bir
haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda
ülkede yaşayan yabancıya kendi ulusal hukukunun
hâkim, hukuka ve hakkaniye göre karar verir. Hâkimin
uygulanması, bu kuralların bulunduğu ülkenin kamu
takdir yetkisini kullandığı durumlarda ortada soyut hukuk
düzenini ilgilendiren hükümlerine ters düşmemek
kuralı vardır. Ancak hâkim bu kuralın sınırları içinde
koşuluyla mümkündür.
değerlendirme yetkisine sahiptir.
Kanunların Anlam Bakımından Uygulanması
Yorum Metodları
Kanunların yorumu ile kanunların anlamının
belirlenmesine çalışılır. Kanunlar yapılır ve yazılırken
zaman zaman bazı belirsiz, şüpheli, açık olmayan
ifadelerle karşılaşılabilir ve yorum yolu ile bu hususların