Professional Documents
Culture Documents
1
HUK101U-HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI
Ünite 6: Hakkın Kazanılması, Kaybedilmesi, Kullanılması ve Korunması
TMK m.3’te yer alan “Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç Sahibinin elinden isteği olmadan çıkan taşınırlarda ise
bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır” durum farklıdır. Sahibinin elinden isteği dışında çıkan mal
şeklindeki hüküm ile iyiniyet bir karine niteliği (eşya), çalınmış, kaybedilmiş veya iradesi dışında başka
kazanmıştır. İyiniyet karinesi nedeniyle iyiniyetli herhangi bir şekilde elinden alınmış [örneğin; elinden
olduğunu ispat etme yükünden kurtulmuş kişinin zorla alınmış (gaspedilmiş)] malı (eşyayı) ifade eder.
karşısında diğer taraf onun iyiniyetli olmadığını ispat TMK m.989 hükmü bu durumlara işaret etmektedir.
etmek zorundadır. Madde hükmüne göre, taşınırı çalınan, kaybolan ya da
iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan
İyiniyetin Unsurları
zilyet, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl
İyiniyetin unsurları üçe ayrılarak incelenebilir: 1. Kişi içinde taşınır davası açabilecektir. Ancak bir taşınır malı
hatalı (yanlış) bir bilgiye sahip veya bilgisiz olmalıdır. 2. beş yıl süre ile davasız ve aralıksız iyiniyetle ve malik
Bu hatalı (yanlış) bilgi veya bilgisizlik kendi kusurundan sıfatıyla (malik olduğu inancıyla) zilyetliğinde bulunduran
ortaya çıkmış olmamalıdır. Başka bir ifade ile, mazur kişi, zamanaşımı yoluyla bu sürenin sonunda o taşınır
görülebilir bir hatalı (yanlış) bilgi veya bilgisizlik malın maliki olur (TMK m.777/1). Zilyetliğin irade dışı
bulunmalı; gereken özenin gösterilmesi ihmal edilmiş kaybedilmesi halinde zilyet, bir yıl içinde malı (eşyayı) ele
olmamalıdır. 3. Bu hatalı (yanlış) bilgi veya bilgisizlik; ya geçirir veya açacağı dava yoluyla onu yeniden elde ederse
yalnız hakkın doğumu veya kazanılması anında bulunmalı zamanaşımı kesilmiş olmaz (TMK m.777/2). Kanun
ya da devamlı olarak mevcut olmalıdır. koyucu TMK m.989’da düzenlenen hükme bir istisna
İyiniyetin Sonuçları getirmiştir. O da 990. maddedeki hükümdür. Bu
düzenleme uyarınca “Zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış
İyiniyet, bir hakkın kazanılması için gerekli olan şartların
olsa bile, para ve hamiline yazılı senetleri iyiniyetle
mevcut olmamasına veya hakkın geçişini engelleyen
edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.”
sebeplerin varlığına rağmen, o hakkın geçerli bir şekilde
Sahibinin elinden isteği dışında çıkan şey para ya da
kazanılmasına imkân sağlamaktadır. Ancak bazı istisnaî
hamiline yazılı senet (örneğin; çek, pay senedi) ise (bu
hallerde kişi iyiniyetli de olsa, hakkı kazanması söz durumu bilmeyen) iyiniyetli kişilerin para ya da bu tür
konusu olmayacaktır. Bu istisnaî haller, ayırt etme gücü senetleri edinmeleri mümkün olabilecektir.
bulunmayanın, malı çalınanın ve malı elinden rızası
olmadan çıkmış olan kişinin korunmasına ilişkindir. Sahibinin elinden isteği olmadan çıkan taşınırlarda bu
şekilde bir düzenleme yapmış olan kanun koyucu,
Eşya Hukukunda
iyiniyetli kişileri tamamen korumasız da bırakmamıştır.
İyiniyetli olma sonuçlarını en çok eşya hukukunda ayni TMK 989. maddenin ikinci fıkrasında bu hususta “Bu
hakların, özellikle de mülkiyet hakkının kazanılmasında taşınır, açık artırmadan veya pazardan ya da benzeri eşya
gösterir. Mülkiyet hakkı açısından iyiniyetin sonuçları satanlardan iyiniyetle edinilmiş ise iyiniyetli birinci ve
taşınır ve taşınmazlar için ayrı ayrı incelenebilir. sonraki edinenlere karşı taşınır davası, ancak ödenen
Taşınırlar Üzerinde Mülkiyet Hakkının İyiniyetle bedelin geri verilmesi koşuluyla açılabilir” hükmüne yer
Kazanılması: Taşınır mülkiyetinin konusu, nitelikleri vermektedir. Bu şekilde iyiniyetli kişi ancak ödediği bedel
itibarıyla taşınabilen maddi şeyler ile edinmeye elverişli kendisine iade edilirse eşyayı geri verecektir.
olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal Taşınmazlar Üzerindeki Mülkiyet Hakkının Kazanılması:
güçlerden oluşur (TMK m.762). Taşınırlar üzerindeki Taşınmazlar TMK 704. maddede sayılmıştır. Bunlar;
mülkiyet hakkının iyiniyetle kazanılıp kazanılamayacağı, arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfada kaydedilen bağımsız ve
o taşınır malın sahibinin elinden rızası ile çıkıp sürekli haklar, kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız
çıkmamasına göre belirlenmektedir. bölümlerdir. Taşınmaz üzerinde aynî haklar (mülkiyet ve
Sahibinin elinden isteğiyle çıkan taşınırlarda, bir eşyanın sınırlı ayni haklar) kural olarak tapu siciline tescil ile
sahibi o eşyayı bir hukuki işlem (kullanım ödüncü TBK kazanılır. TMK m.7 hükmü gereğince tapu sicili resmi
m.379; saklama sözleşmesi TBK m.561) ile belli bir sicillerden olduğu için doğruluğu hakkında bünyesinde bir
süreliğine bir başkasına vermiş olmaktadır. Bu tür eşyalara adi karine barındırmaktadır. TMK m. 1023’te bu yönde,
bırakılmış eşyalar denilmektedir. Bir kişi bir taşınırını “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet
kiraya vermiş ya da rehin olarak bırakmışsa bu eşyalar da veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu
sahibinin elinden isteğiyle çıkmış demektir. TMK m. 988 kazanımı korunur” hükmüne yer verilmektedir. Görüldüğü
hükmü, bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzere taşınmazlarla ilgili olarak tapu siciline güven ilkesi
üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı aynî hak edinen benimsenmiştir. Bir kişi iyiniyetle, tapu sicilindeki
kimsenin ediniminin, zilyedin bu tür tasarruflarda kayıtlara güvenerek bir hukuki işlem yapmışsa Kanun
bulunma yetkisi olmasa bile korunacağı yönündedir. tarafından korunmakta ve hak sahibi olmaktadır. Bir kişi,
Sonuçta, hak sahibi olmayan bir kişiden taşınırın bir taşınmazı iyiniyetle fakat geçerli bir hukuki sebep
mülkiyetini bu şekilde iyiniyetle elde etmiş kişilere karşı, olmaksızın (devre yetkili olmayan bir kişiden) satın
eşyayı kendi isteği ile elinden çıkarmış kişinin eşyanın almışsa, bu taşınmazın mülkiyetini kazanamaz. Ancak
iadesini talep etmesi mümkün olmayacaktır. TMK 712. madde, iyiniyetli olan kişinin, taşınmazı on yıl
süre ile davasız ve aralıksız (zilyet olarak) elinde
2
HUK101U-HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI
Ünite 6: Hakkın Kazanılması, Kaybedilmesi, Kullanılması ve Korunması
bulundurması halinde, onuncu yılın sonunda taşınmazın şekilde kamulaştırma da taşınmaz mülkiyetinin bir hukuki
mülkiyetini (olağan) zamanaşımı yoluyla kazanmasına işlemle mutlak kaybına yol açmaktadır.
imkân vermektedir.
Hakkın Kullanılması
Aile Hukukunda Hakkın Kullanılması ve Sınırları
Aile hukukunda da iyiniyetin sonuçlarına rastlanmaktadır. Hak, kişinin hukuk düzenince korunan menfaatleri
Örneğin, evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki olduğuna göre bu korunan menfaatler çerçevesinde
evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona erer ve kendisine tanınan yetkilerinden faydalanmak üzere kişinin
ikinci evlenmede diğer eş iyiniyetli ise (yani evlendiği harekete geçmesi hakkın kullanmasını ifade edecektir.
kişinin halen evli olduğunu bilmiyorsa) artık ikinci Türk Medeni Kanunu “Hukuki ilişkilerin kapsamı” kenar
evliliğin butlanına karar verilemez (TMK m.147/3). başlığını taşıyan 2. maddesinde “Herkes haklarını
Borçlar Hukukunda kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük
kurallarına uymak zorundadır” hükmü ile bireyci görüşten
Borçlar hukukunda iyiniyetin sonuçları açısından
“alacağın devri (alacağın temliki)” örnek verilebilir. uzaklaşarak toplumsal görüşü benimsemiştir.
Alacağın devri, bir alacağın alacaklı tarafından yazılı Hakkın Kullanılmasında Dürüst Davranma (Dürüstlük
şekilde bir başkasına devredilmesini ifade eder (TBK Kuralları)
m.184). Bu devrin gerçekleşebilmesi için borçlunun Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde bahsi geçen
izninin alınmasına ihtiyaç yoktur. Borçluya, alacağın dürüstlük kurallarını hakim önüne gelen uyuşmazlıkta
devredilmiş olduğu haber verilirse borcunu artık yeni tarafların bir talebi olmasa da kendiliğinden uygulamakla
alacaklıya ödemesi gerekir. Ancak borcun devredildiği yükümlüdür.
kendisine bildirilmemişse, eski alacaklısına iyiniyetle
borcunu ödemekle borcundan kurtulmuş olur. TMK m.2’de yer alan “Herkes haklarını kullanırken ve
borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak
Hakkın Kaybedilmesi zorundadır” şeklindeki birinci fıkra hükmü kişi
Bir hakkın hak sahibinin elinden çıkması, o hakkın hak davranışlarına yöneliktir. Dürüstlük kuralları (objektif
sahibinden ayrılması hakkın kaybedilmesi demektir. iyiniyet kuralları), dürüst, normal, orta zekâlı, makûl
Hakların kaybedilmesi iki grupta toplanabilir. Bir hakkın kişilerin, toplum içinde karşılıklı güvene, ahlâka ve
nisbî kaybı iken diğer hakkın mutlak kaybıdır. dürüstlüğe dayalı davranışları sonucunda ortaya çıkan ve
toplumun ihtiyaçlarıyla iş hayatının gereklerine uygun
Bir hak sahibi, sahip olduğu bir hakkı bir başka kişiye
olduğu ölçüde herkesçe benimsenen yazılı olmayan
devretmekle sahip olduğu hakkı kaybetmiş olur. Bu
kuralların tümünü ifade etmektedir.
hakkın nisbî kaybını teşkil eder. Hakların devren
kazanılmasına yol açan bir hukuki işlem (örneğin; satış Hâkim, kişilerin dürüst davranıp davranmadıklarını
sözleşmesinde satış ile; bağışlama sözleşmesinde belirlerken, dürüst, namuslu, makûl, hareketlerinin
bağışlama ile) veya hukuki olay (örneğin; bir kişinin sonuçlarını düşünebilen, sorumluğunun kapsamını bilen
ölümü ile mirasın mirasçılarına geçmesi), eski sahibi bir farazi kişinin ne şekilde hareket edebileceğini
bakımından hakkın kaybedilmesi sonucunu doğururlar. gözönünde bulundurarak uyuşmazlık hakkında sonuca
varacaktır.
Bir hakkın kaybı sonucunda hak tamamen ortadan
kalkıyorsa hakkın mutlak kaybı söz konusu olur. Hakkın Hakkın Kötüye Kullanılması
mutlak kaybı da bir hukuki olay, hukuki fiil ya da hukuki Türk Medeni Kanunu 2. maddesinin ikinci fıkrası “Bir
işlem sonucu gerçekleşebilir. Bir hukuki olay olan ölümün hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni
gerçekleşmesiyle hak sahibinin kişilik hakları, bu tür korumaz” şeklindedir. Maddenin hakkın açıkça kötüye
haklar mirasçılarına intikal edemeyeceğinden tamamen kullanılmasını yasaklayan ikinci fıkra hükmü doğrudan
ortadan kalkar. Aynı şekilde hak sahibinin ölümüyle doğruya hâkime yöneliktir. Hakkın kötüye kullanılmasını
(varsa) sahip olduğu velâyet hakkı da son bulur. Hak yasaklayan hukuk kuralı emredici nitelikte olup, davada
konusu şeyin telef olması da o şey üzerindeki hakkı sona ileri sürülen olgular göz önünde bulundurularak hâkim
erdirir (örneğin; bir kişinin kedisinin ölmesi; arabasının tarafından doğrudan dikkate alınacaktır.
yanarak kullanılamayacak hale gelmesi; teknesinin açık
denizde batması). Bir hukuki fiil de hakların mutlak olarak Hakkın kötüye kullanılmasından bahsedebilmek için, bazı
kaybedilmesine yol açabilir. Bir kişinin bir taşınırını terk koşulların gerçekleşmiş olması gerekir. Bu koşullar
etmesi de (örneğin; sahip olduğu bir eşyasını çöpe atması) şunlardır:
hakkı sona erdirir (TMK m.778). Bu şekilde terkedilmiş 1. Hukuk düzeni (kanun) tarafından tanınmış bir
bir eşya sahipsiz eşya haline gelir. Bir hukuki işlem de hakkın varlığı,
hakkın mutlak kaybına neden olabilir. Feragât halinde bir 2. Bu hakkın (haklı bir menfaatin yokluğu, hakkın
hukuki işlemle hak sona erebilir (örneğin; mirastan feragât sosyal veya ekonomik amacından saptırılması
sözleşmesiyle mirastan feragat eden, mirasçılık sıfatını, gibi) açıkça dürüstlük kuralına aykırı olarak
dolayısıyla miras hakkını kaybeder, TMK m.528). Aynı kullanılması,
3
HUK101U-HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI
Ünite 6: Hakkın Kazanılması, Kaybedilmesi, Kullanılması ve Korunması