You are on page 1of 11

Haksız il sorumluluğu (TBK. m.

49/1)
3 temel borç kaynağı:
1. Sözleşme (iradi)
2. Haksız il (kanundan kaynaklanan borç ilişkisi)
3. Sebepsiz Zenginleşme

I. Genel
Haksız Fiil Sorumluluğu
• Geniş anlamda → Mevcut bir hukuki ilişkiyle bağlantısı olmaksızın, hukukun cevaz (izin)
vermediği bir eylem veya olay neticesi bir kimsenin uğramış olduğu zararı, bir başkasının
karşılamakla yükümlü olması
• Aynı ilden hem suç hem de haksız il çıkıyor (Ceza & Borçlar hukuku)
o Borçlar Hukuku → Tazminat
Borçlar kanunu ve Medeni Usul Kanunu çerçevesinde Özel Hukuk Mahkemelerinde,
yani Asli hukuk mahkemelerinde vs. Tazminatın boyutu ile ilgili dava görülüyor
• Kusurlu ve hukuka aykırı bir ille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür
(TBK m.49/1, Yükümlülük tari )
o Zarar Tazminat ile giderilir
II. Unsurları
- Kusurlu ve hukuka aykırı bir ile başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Yani unsurları:
a. Fiil (Eylem)
= Aktif ya da pasif gerçek kişi veya tüzel kişi sorumluluğu (insan davranışı çünkü tüzel kişide
de bir organından dolayı sorumluluk doğuyor)

b. Hukuka Aykırılık
= Fiilin, hukuk kurallarının yasakladığı bir davranış olması
• -> Davranışın hukuka aykırılığı (ör. Dolandırıcılık)
-> Sonucun hukuka aykırılığı (Ör.: Yangın sıçraması- uygun illiyet bağı varsa)
=> Bütün unsurla bir arada olmalı

• Genel davranış kurallarına aykırılık (özellikle mutlak hakkın ihlali)


Bir eylemin haksız il teşkil edip etmemesini tespit etmek için odaklanacağımız nokta
→ oluşan zararın bir mutlak hak ihlali anlamına gelip gelmediği
Mutlak hak → herkesin uyması gereken, herkese karşı ileri sürülebilen haklar (Mülkiyet
hakkı, Kişilik hakları)
•! genel davranış yükümlülüğü → herkes mutlak hakları ihlal etmemekle yükümlüdür
Bu haklara bir müdahale anlamına gelen bir davranış haksız il teşkil edebilir (diğer
unsurları da varsa)
Hakim olan görüş → mutlak hak ihlali olmaksızın eylemin sadece malvarlığında eksilmeye
yol açmış olması (ör. kazanç kaybı), tek başına, onun hukuka aykırı sayılması için
yeterli değildir Ör. Dükkanda çalışan elemanı döven kişiden, bundan dolayı kazanç
kaybına uğrayan dükkan sahibi zararın giderilmesini isteyemez

• ANCAK: Zarar verici ili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, bir mutlak hak ihlali
olmasa dahi ahlaka aykırı bir ille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle
yükümlüdür (49/2)
Ör.: Zarar verme kastıyla hareket ederek bir borcun ifasını engellemek
Otel açılışında sergilenmek üzere ünlü resim kiralanıyor, ilanlar veriliyor vs. Bunu duyan rakip otel açılış
gününden önce sanat eserini yüksek bir meblağ teklif ederek satın alıyor. Herhangi bir sözleşme
olmadığı için rakip otelle sözleşmeye dayanarak bir talep yoktur
Haksız il midir? -> Açılışı yapacak olan kişinin mutlak hakkının ihlali yoktur ancak borcun ifasının
engellenmesi engellenmiştir, yani nispi bir hakkın ihlali söz konusudur (sadece birbirlerine karşı ileri
sürebilirler)
1
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
ANCAK: 49/2’ye göre tazminat talep edilebilir

• Her Suç Bir Haksız Fiildir


Ceza hukuku anlamında suç unsurlarını taşıyan bir davranış, borçlar hukuku açısından da
bir haksız il teşkil eder
Bir davranış suç değilse, haksız il de değildir diyemiyoruz!
Her haksız il ceza hukuku anlamında bir suç teşkil etmesine gerek yok

Hukuka aykırılığı önleyen sebepler (TBK. m. 63/64) (Test sorusu olması muhtemel)
-> Hukuka aykırılık yok:
- Kanunun verdiği yetkinin kullanılması
Ör. Eve gelen icra müdürü, polisin gelmesi -> Mutlak hak ihlali var ama ihlal eden bir yetkili
- Zarar görenin rızası
Kişinin „Ben razıyım“ demesi bir irade beyanıdır, dolayısızla hukuki işlemdir
TBK. m. 27 Kişilik haklarına aykırı sözleşmeler kesin hükümsüzdür, bu yöndeki irade beyanı
hukuki işlemdir. Tüm hukuki işlemler bakımından geçerlilik şartlarından kişilik haklarına
aykırı olmaması da yer alır, dolayısıyla bu yöndeki bir rıza (irade beyanı) da hükümsüzdür.)

- Daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar


Kamusal yarar= bireyin menfaati ile kamu menfaatinin tartılması (salgına karşı aşı)
Özel yarar= Özellikle rıza beyanında bulunamayacak kişilere yapılacak tıbbı müdaheler
bakımından önem taşır (Ör.:Operasyon sırasında acil durumda komplikasyon çıktığı için
organı almak (özel) ya da aşı zorunluluğu (kamu yararı))

- Haklı savunma (meşru müdafaa)


=kişinin kendisinin veya başkasının şahıs varlığı ya da malvarlığına yönelik ve halen devam
etmekte olan hukuka aykırı
hukuka aykırı bir saldırıyı bertaraf için saldırıyı yapana yönelik eylemler, hukuka aykırı
değildir
• Sınır aşılmamalı, mümkün olduğu kadar en az zarar verecek eylem tercih edilmeli

- Kişinin kendi hakkını kendi gücüyle koruması


İhkak hakkı kural olarak hukuka aykırıdır ancak bazı istisnaları vardır:
Güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesi mümkün olmadığı ve hakkın ortadan kalkmasını
veya kullanılmasının güçleşmesini önlemek için başka bir araç da bulunmadığı takdirde,
kişinin hakkını korumak için kendi gücünü kullanabilmesi
•Kişinin kendisine ait bir hak olmalıdır (Haklı savunma ile arasındaki fark)
•Zarardan sorumlu olunmaz
Ör.: bir otelci borcunu ödemeyen bir müşterinin araba anahtarlarını alıkoyabilir

- Zorunluluk hali TBK. m. 64/2 (ıztırar)


= kişinin kendisinin veya başkasının şahıs varlığı ya da malvarlığına yönelik bir saldırıyı
önlemek için saldırıda bulunandan başka bir kişinin malvarlığına zarar verilmesi
• Zaruret hali olduğundan hukuka aykırı değildir
• Ancak burada Saldırgana değil 3. Kişinin malvarlığına zarar veriliyor
• Dolayısıyla fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği bu zarar tazmin edilebilir
olması gerekir, bu da hakimin takdir yetkisine göre belirlenir

2
fi
fi
fi
c. Zarar
= Kişinin malvarlığında, rızası dışında meydana gelen azalma
• Fark teorisi = O haksız ilden önceki malvarlığının değeri ile ilden sonraki malvarlığı değerini
arasındaki fark
• Zarar yoksa tazminat da (haksız il de) yok!
• Tazminat miktarı, kural olarak zarar miktarını aşamaz! (Tavan miktarını aşamıyoruz)
• Borçlar hukukunda tazminatın anlamı zararın giderilmesi fakat bu mantığın/ülkesel tavrın
bugünün ihtiyaçlarını ne kadar karşıladığına dair tereddütler var
o Bizde tazminatın caydırma fonksiyonu kabul edilmiyor yani maddi zarar kuruşu
kuruşuna hesaplanıyor ki miktar aşılmasın
o İstisnai kanun → rekabetin korunması hakkında kanun
Rekabet kurallarına aykırı davranarak zarar veren kişilere karşı zarar gören kişiler,
açacakları tazminat davalarında, uğradıkları zararın üç katı tutarında tazminat talep
edebilirler

Maddi Zarar Türleri


Maddi zarar = malvarlığında haksız il sonrası meydana gelen zarar
Fiilî Zarar akti n azalması ya da pasi n artması
Yoksun kalınan kişinin, uğradığı zarar sebebiyle beklentisi olan bir gelirden yoksun
kâr kalması (Yanan evinden kira geliri alıyordu)
Doğrudan zarar Araya başka bir sebep girmeksizin haksız ile maruz kalan kişinin
uğradığı zarar
Dolaylı zarar Doğrudan zarara bağlı olarak zarar gören üzerinde oluşan diğer ilâve
zararı ifade eder. (Eklenen sebepler vardır)
o sadece uygun nedensellik bağı olanlar tazmin edilir!
Yansıma zarar haksız ilin yöneldiği kişinin uğradığı zarardan başka kişilerin zarar
görmesi (3. kişinin zararı – uygun nedensellik + hukuka aykırılık bağı-)

Ör. Bir ses sanatçısının silahla yaralanma sonucu o gece sahne


alamaması ve mekan sahibinin bu durumdan doğan zararı
- Kural: Yansıma zarara uğrayanlar tazminat isteyemezler.
o Yukarıdakı örnekte kazanç kaybı tek başına hukuka aykırı
değildir çünkü dolaylı mağdurun uğradığı zarar bir mutlak
hak ihlali teşkil etmiyor
o Yansıma zarara uğrayan kişiler açısından nisbi hak ihlalleri,
haksız ilin oluşması açısından yeterli değil
- İstisna: Hukuka aykırılık bağını kuran bir kanun hükmü varsa
tazminat isteyebilirler (örn. TBK m. 53/1/3).
o Yukarıdaki örnekte ses sanatçısı ölürse, çocukları, veya
sanatçının desteğiyle yaşayan kişiler destekten yoksun
kalma zararının tazminini talep edebilir
Mevcut Zarar Haksız ilin gerçekleşmesi akabinde ortaya çıkan, ili zarar veya kar
mahrumiyeti şeklindeki zarar
Müstakbel zarar gerçekleşemsi beklenen zarar (Örn. Destekten yoksun kalma)
Muhtemel zarar zararın gerçekleşmesi net değil (risk gerçekleşmedikçe tazmini
istenemez)
Tartışmalı: Normatif zarar = Bir şeyin/hakkın kullanımından mahrum kalmak
Ör. Kusurlu bir yangın sonrası evin kullanılmaz hale gelmesi, evi yanan kişinin bir süreliğine
akrabasında kalması, yanan evi kullanamaması ve SADECE kullanmadan mahrum kalma zararı
talep edilebilir mi?
Yargıtay: Türk hukukunda normatif zararın tazmini kabul edilmez, gerçek zarar ilkesi geçerlidir!
3
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
fi
d. İlliyet (nedensellik bağı)
- Mantıki nedensellik bağı
- Uygun nedensellik bağı = hayatın olağan akışına göre ilin zararı meydana getirmeye
elverişli/uygun olması gerek
o Ör. A, B’ye hakaret eder, B A’ya vurur, A yanında duran babasını düşürür. Babası
yaralanıp hastaneye gider. Orada kan davalısı ile kavga eder ve kan davalısı babayı
vurur. B’nin A’ya attığı yumruk hayatın olağan akışına göre ölümün uygun sebebi
değildir!
- Birden çok sebebin varlığı:
Bazen birden çok sebep vardır ve hangisinin zararı oluşturduğu tespit edilemez
o Sebeplerden biriyle zarar arasında uygun nedensellik bağının kurulamaması
o Zarara birden çok muhtemel sebepten hangisinin yol açtığı tespit edilemiyorsa,
her bir fail doğan zarardan birlikte sorumludur (Ör. 1 kişiye 5 kişinin birden ateş
etmesi ancak sadece birinin mermisinin isabet etmesi)
o Sebeplerden birinin diğerinin mantıki nedensellik bağını kesmesi
o Eğer sonucu meydana getiren sebeplerden birisi diğerlerine göre daha güçlü bir
etkiye sahip ise, ondan önceki sebeplerin sonuç bakımından bir etkisi kalmaz (Ör.
Tokat atılan kişinin hastaneye gitmesi, hastanede deprem meydana gelmesi ve
kişinin ölmesi)

e. Kusur (Subjektif unsur)


= Hukuka aykırı davranış
Genel kural: Kişinin kusurlu bulunması
- Kast = bir kimsenin bilerek veya isteyerek hukuka aykırı davranması
- İhmal = kişinin gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hukuka aykırı bir sonucun doğumuna
yol açması
o Ağır = herkesin göstereceği dikkat ve özenin gösterilmemesidir
o Ha f = dikkatli ve tedbirli bir kimsenin göstereceği dikkat ve özenin gösterilmemesi
=> bu nitelendirmeler sorumluluk açısından değil tazminat miktarı açısından önemlidir! Kusur için
herhangi birinin varlığı yeterlidir.

- İspat yükü zarar görene ai r! TBK m. 50

Kusur bakımından il ehliyeti


=> Unsur: Ayırt etme gücü var mı yok mu?
- Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar (TMK m. 15 – BK m. 65): il ehliyetine sahip
olmadıklarından, haksız il sorumluluğu bulunmaz (TMK m. 15) ancak bazen hakim
hakkaniyet gerektirdiğinde bir miktar tazminata hükmedebilir (BK m. 65) (Ör. Zarar veren
varlıklı bir akıl hastası ise)
- Ayırt etme gücüne sahip küçük ve kısıtlılar (TMK m. 16/2): haksız illerinde sorumludurlar
- Ayırt etme gücünü geçici olarak kaybedenler (m. 59): Kendi kusurlarıya ayırt etme
gücünden yoksun kalmadıklarını ispatlamadıkları sürece sorumludurlar

Tüzel kişiler: Tüzel kişi adına hareket eden gerçek kişilerin (temsile yetkili organlar)
haksız illeri tüzel kişiyi bağlar ve tüzel kişi bu işlenen haksız ilden sorumlu olur
-Hem organ pozisyonunda hareket eden gerçek kişi hemde tüzel kişi müteselsil sorumlu
olurlar (birlikte) Ör.: Dernek de yöne m kurulu başkanı olan şahıs da sorumlu olur (Tazminat
davası ikisine karşı açılır, böylelikle avukat açısından da iki muhatap olur)

4
fi
fi
fi
fi
tti
ti
fi
fi
fi
fi
Kusursuz sorumluluk halleri (Hepsi önemli)
Kural olarak haksız ilin gerçekleşmesi için kusur aranır. Ancak is snalar kanunda mevcu ur. Ve bu
hallerde kusur unsuru aranmaz; Kişinin kusuru yoksa neben haksız ilden sorumlu tutulsun: Kanun bazı
hallerde o kişinin bulunduğu konum gereği sorumluluğu ar rmış r

1. Adam çalış ranın sorumluluğu TBK m. 66


Obejk f özen yükümlülüğü gereği adam çalış ranlar da işçilerinin başkalarına verdiği zarardan
sorumludur.
Çalış rdığı kişi KUSURSUZ olsa dahi adam çalış ran bundan bağımsız bir şekilde sorumlu tutulur Ör.:
çalışan kalp krizi sebebiyle tuğlayı 3. Kişinin kafasına düşürüyor. Ayırt etme gücü olmadığından kusuru
yoktur ve haksız ilden sorumlu değildir, ancak zara gören yine de 66’ya başvurarak adam çalış randan
zararının tazminini isteyebilir. Bu durumda adam çalış ran çalışanına karşı rücü hakkı da olmaz
Karine olarak adam çalış ranın bu özeni göstermediği varsayılır
İs sna: çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, göze m ve dene mde bulunurken, zararın
doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse VEYA İşletme organizasyonunun bu
zararın oluşmaması bakımından gerekli tüm önlemlerin alındığını ispat ederse
- Çalış rma ilişkisi mevcut olmalıdır (=Bir kişinin kendi talima al nda adam çalış rması)
o Bir hukuki ilişki zorunlu değildir, önemli olan tabiiyet al nda olunmasıdır
o Vekalet veya eser ilişkilerinde tabiiyet unsuru mevcut değildir dolayısıyla doğan bir zararda
vekalet verene veya iş verene başvurulamaz
- Çalışanın, çalış ranın işini görürken işle bağlan lı olarak üçüncü kişiye bir zarar vermiş olmalıdır
o Zararlar eylem arasında uygun illiyet bağı olmalı ve eylem hukuka aykırı olmalı

2. Hayvan bulunduranın sorumluluğu (TBK m. 67-68)


Bir hayvanın bakımını ve yöne mini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı
gidermekle yükümlüdür. (TBK m. 67/1)
- Hayvan bulunduran = hayvanı idare eden (!) -> sadece hayvanın sahibi, in fa hakkı sahibi vs.
Değil, onu hakimiyet alanında bulunduran kişi sorumludur (Ör. Gezdiren)
Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu
olmaz. (TBK m. 67/2)
- Karine olarak hayvan bulunduranın gerekli özeni göstermediği kabul edilir
- Ancak yukarıda beliritlen halde hayvan bulunduran bu sorumluluktan kurutlabilir
Hayvan, bir başkası veya bir başkasına ait hayvan tara ndan ürkütülmüş olursa, hayvanı bulunduranın,
bu kişilere rücu hakkı saklıdır.(TBK m. 67/3)

3. Yapı malikinin sorumluluğu (69-70)


Bina ve Yapı malikinin sorumluluğu objek f özen yükümünün ihlaline dayanmaz, dolayısıyla aksi ispatla
bu sorumluluktan kurtulmak mümkün değildir.
Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki
eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür (TBK m. 69/1)
- Bina = barınmak, veya diğer ih yaçlar için insanlar tara ndan yapılmış, etra veya üstü az veya
çok kapalı, araziye bağlı yapı eseri (binanın bütünleyici parçaları da buna dahildir Ör. Asansör,
baca, kiremit...)
- Veya diğer yapı eserleri = araziye sabitlenmiş herhangi bir insan yapısı eserler (Ör. Elektrik direği
+, üst üste konulmuş koliler - çünkü araziye sabitlenmemiş r )
- Binanın veya yapının yapılışında bozukluk veya bakımında bir eksiklik olmalı
- Bundan dolayı bir başkası zarara uğramış olmaı (illiyet bağı) -> ispat yükü zarar görene ait
İn fa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte
müteselsilen sorumludurlar (TBK m. 69/2)
- Yapımında değil ama Bakımındaki eksikliklerde eğer varsa in fa/oturma hakkı sahibi olan kişiler
ve malik birlikte sorumludur
- T.: Üst hakkı sahibi de baskın görüşe göre sorumlu tutulabilir

5
ti
ti

ti


fi

fi

ti
ti
ti





ti
ttı


ti

ti
ti

fi

ti
ti


tt

Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır (TBK m. 69/3)
Dikkat kusura göre rücü edilir. Ör.: Binanın bakımından asıl sorumlu in fa hakkına sahip olan kişiydiye
malikten rücü edemez (Ya da tam tersi).
AYRICA: Ör.: Bakımı yapan ustanın yanlışından dolayı zarar meydana gelmişse o ustayla sözleşmeyi yapan
kişinin de sözleşmeden doğan özel bir rücü hakkı vardır. Bu bakımdan sözleşmeyi kimin yap ğı önemlidir.
Ör.: İn fa hakkı sahibi ve Malik müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Zarar gören borcun tamamını
bakımdan sorumlu olmamasına rağmen oturma hakkı sahibinden istemişse, oturma hakkına sahip kişi asıl
sorumlu olan malikten rücü edebilir, malik de nispi olan sözleşme ilişkisi ile bağlı olduğu ustadan
sözleşmeye uymadığı için rücü edebilir, ancak in fa hakkı sahibi asıl sorumlu olsa dahi ustadan rücü
edemezdi çünkü aralarında ilişki yok.

4. Genel tehlike sorumluluğu (71)


Man k: Bir kimsenin tehlike arzeden bir işletme işletmesi sebebiyle o işletmenin sebep olduğu
zararlardan sahibinin kusursuz olsa dahi sorumlu tutulabilmesi
Modern dünyanın vazgeçilmez bir ih yacı
(1) Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliye nden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan
işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur
- Önemli ölçüde tehlike arzeden işletmenin tanımı 2. Fıkrada yer alır
• Bir işletmenin faaliye veya kullandığı araçlar dikkate alındığında her türlü önlemlerin
alınmasına rağmen bazı zararların ortaya çıkma riski varlığını koruyorsa bu işletmeler
önemli ölçüde tehlike arz eder
•Sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli işletme (Ör. Termik santraller, nükleer
santraller, ağır sanayi üre mlerinin yapıldığı tesisler, maden ocağı, petrol istasyonu)
- Dikkat edilmesi gereken husus: Bir tehlike sorumluluğundan bahsedilebilmesi için ilk
aranacak şey önemli ölçüde tehlike arzeden işletme ve bu işletmede beklenilen (tehlike
arze ği potansiyel riskin) gerçekleşmiş olması (Tipik bir risk -> pik bir zarar)
• Ör bir petrol istasyonunda bulunan aracın sahibi benzin alırken üzerine ça dan bir taş
düşmesiyle yaralandı -> bu m.71 kapsamına girmez, çünkü petrol istasyonunun pik
tehlikesi yanıcı ve patlayıcı maddelerin ateş almasıdır. Dolayısıyla sadece bunlar
kapsamında oluşan zararlar m.71 kapsamında tazmin edilebilir
- Avantaj: Kusursuz sorumluluk -> kusur ispa külfe olmaması, ve kural olarak işletme sahibinin bu
sorumluluktan kurtulma imkanının bulunmaması
• Başka Kanunlarda da tehlike sorumluluğu ile ilgili düzenlemeler var ör. Karayolları tra k Kanunu, Çevre
Kanunu ancak m.71’in özelliği bir genel hüküm niteliğinde olduğundan maddede belir len unsurların
var olduğu durumlarda her olaya uygulanabilecek r
• Eğer bir işletmenin sebep olduğu zarar söz konusuysa o işletmenin malikinden / işletenden zararın
denkleş rilmesi talep edilebilir

Medeni Kanunda belir len kusursuz sorumluluk halleri:


5. Ev başkanının sorumluluğu (TMK m. 369)
6. Taşınmaz malikinin sorumluluğu (TMK m. 730)

f. Zararın kusuru ve ispa


TBK m. 50: Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü al ndadır
-Kural: Zarar gören kişi tazminat davası aç ğında uğradığı zararı ve karşı tara n kusurunu ispat etmek
zorundadır -> Kusur sorumluluğu esas, kusursuz sorumluluk is sna
-Bazen uğranılan zararın miktarının tamamı ispat edilemez, fakat Hakim ortada bir zararın varlığına
inanmış ise (zarar ispat edilmiş, miktarı tam olarak edilememiş) TBK m. 50/2’ye göre hakim, olayların
olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete
uygun olarak belirler.
-Yargıtay: Eşyaya gelen zararlarda, eski hale ge rilme mümkün oldukça zarar, onarım bedeli ile onarıma
rağmen oluşan değer kaybıyla belirlenir. Malın elden çıkması veya tamamen kullanılamaz olması
durumunda zarar, o şeyin olay tarihindeki rayiç ya na göre belirlenir

6
tti

ti
ti
ti
ti
ti

ti


ti
fi
ti
ti
ti

ti
ti
ti
ti



ti
fi
ti

Zararın belirlenmesi
Ölüm halinde zararın belirlenmesi TBK m. 53
Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: (sınırlı sayıda değil)
1. Cenaze giderleri. -> Yolculuk, taşıma giderleri, cenaze giderleri (Yıkama, gömülme)
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yi rilmesinden
doğan kayıplar. -> (Mirasçıları)
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
-= Ölenin sürekli ve ilen geçimlerini sağladığı kişiler
-Bunlar doğrudan haksız ilin muhatabı değiller -> Yansıma zararın tazmin edilememe kuralının
is snası
-Önemli olan kan veya kayın hısımlığı değil, ölenin ölmeseydi bu kişilere bakmaya devam edeceğinin
kuvvetle muhtemel olması

TBK m. 54 Bedensel zararın belirlenmesi


Bedensel zararlar özellikle şunlardır: (sınırlı sayıda değil)
1. Tedavi giderleri. -> ambulans, bakıcı ücre vb.
2. Kazanç kaybı. -> kişinin bedensel zarara uğramasından dolayı çalışamaması/ az çalışabilmesi
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yi rilmesinden doğan kayıplar. -> ör. Kişinin organında
performans eksikliği veya organın tamamen fonksiyonunu yi rmesinden doğan çalışma gücü azalması
(bunun hangi oranda çalışma gücünü azal ğı bilirkişiler tara ndan tespit edilir)
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
= kişinin çalışma gücünde önemli bir problem yaratmasa bile, haksız il öyle bir etki yaratmış r ki o kişinin
mesleğini yürütememesi/işlerinin azalmasına yol açmış r(Ör. Mankenin vücudunda bir deformasyon)
TBK m. 75 Bedensel zararın kapsamı, karar verme sırasında tam olarak belirlenemiyorsa hâkim, kararın
kesinleşmesinden başlayarak iki yıl içinde, tazminat hükmünü değiş rme yetkisini saklı tutabilir.
(Ör. Ameliya an beklenen iyileşmenin gerçekleşip gerçekleşemeyeceğinin belirlenmesi için belirli bir
sürenin geçmesi gerekiyorsa)

Tazmina n belirlenmesi
Kural: Tazminat miktarı zarar miktarını aşamaz (tazmina n amacı zararın tela sidir, cezalandırmak değil)
TMK m. 51:
(1)Hakim, tazmina n kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz
önüne alarak belirler.
-Hakimin geniş takdir yetkisi; miktarı kusurun ağırlığına göre belirlenir (Kast, ağır ihmal, ha f ihmal)
(2)Tazmina n irat biçiminde (taksit) ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür

İndirilmesi TBK m. 52
Zarar gören, zararı doğuran ile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş
yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaş rmış ise hâkim, tazmina indirebilir veya tamamen
kaldırabilir
-Kural olarak: tazminat miktarı zarar miktarını aşamaz
-Ancak indirim sebepleri mevcutsa, tazminat zararın al nda da olabilir
• Zarar görenin zarar yaratacak ile rızası (rızanın geçerlilik şartları olmasa bile)
• Zarar görenin zararın doğmasında/artmasında fonksiyonu olması (Ör. Haksız ile uğrayan
kişi, bedensel bir zararı olmasına rağmen bir kaç ha a doktora gitmiyor. En başta 20 TLolan
zarar bu bir kaç ha anın geçmesiyle 50 TL’ye çıkıyor)
• Zarar görenin ihmali/davranışı nedeniyle artan zarar miktarından haksız ilde
bulunan kişin tamamen sorumlu tutulamaz
• Zarar görenin davranışı zararın oluşmasında esas etken hale gelmiş ise
=> Hakim tazmina indirebilir veya tamamen kaldırabilir

7
ti


tt


fi
ft
fi
fi
fi
ttı
ti
ti

ft



ti

ti
fi
fi

fi
fi
fi

ti
(2 )Zarara ha f kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazmina ödediğinde yoksulluğa düşecek olur
ve hakkaniyet de gerek rirse hâkim, tazmina indirebilir.
Ölüm ve bedensel zarar halinde tazmina n belirlenmesi
TBK m. 55- Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar
(1)bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu
edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların
belirlenmesinde göze lemez; zarar veya tazmina an indirilemez.Hesaplanan tazminat, miktar esas
alınarak hakkaniyet düşüncesi ile ar rılamaz veya azal lamaz.
-Eskiden: Bedensel bütünlüğü zarar gören kişilere kampanyalar başla lıp bağış toplandığında, hakim
bunu ödenecek tazminat miktarından düşüyordu
-‘ifa amacını taşımayan ödemeler göze lmez’ ile bu önlendi
-Destekten yoksun kalan -> yansıma zararın tazmine dilemeyeceğinin is snasını oluşturur ve hakim
tazmina belirlerken bunu dikkate alması gerekir
(2)Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol
aç ğı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yi rilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin
istem ve davalarda da uygulanır.

MANEVİ TAZMİNAT (2 maddede düzenlenmiş r. TBKm. 56, 58)


Bedensel Bütünlüğün zedelenmesi halinde manevi tazminat
TBK m. 56:
(1) Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde
tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
-Hakime takdir yetkisi verilmiş
-Bedensel zarar uğrayan kişi, maddi tazmina n yanı sıra manevi tazminat da talep edebilir
(2)Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat
olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
-Burada zarar görenin değil de yakınların da tazminat talep edebileceği belirlenmiş ancak bu bir şarta
bağlanmış: Ağır bedensel zarar veya ölüm
-Ağır bedensel zarar organların önemi, iş görmezlik derecesi uğranılan ruhsal zararın niteliği ve
diğer durumlar göz önünde bulundurularak belirlenir
-Yakınlar = geniş anlamda yakınlar, sadece aile değil, yakın ilişki kurulan kişiler

Kişilik hakkının zedelenmesi halinde manevi tazminat -> Asıl manevi zarar
TBK m. 58: (1) Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi
tazminat adı al nda bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
-Manevi zarar: Kişilik hakkının ihlali (Kişiye hakaret, rencide) -> bunlar özellikle kitle ile şim araları ile
yapıldıklarında ağır zararlar oluştururlar
-Sübjek f görüşe göre: Kişinin elem keder ve acı çekemsi
-Kişilik hakkı ihlale uğrayan gerçek veya tüzel kişiler manevi tazminat talep edebilecek r
(2) Hâkim, bu tazmina n ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaş rabilir veya bu tazminata
ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir
-Tazmina n hangi biçimde gerçekleşeceğine dair hakimin takdir yetkisi
-Her zaman tazminat para ile gerçekleşmez (Müvekkilin paraya ih yacı olmayabilir, hakime kınama kararı
talep edilebilir)

Manevi Tazminat
2 özelliği
- Devredilemez -> kişiye özgü bir talep hakkı
-İs sna: manevi tazminat talebi/istemi ancak karşı tarafça kabul edilmişse devredilebilir
- Mirasçılara in kal etmez
-İs sna: ölümden önce dava açılmış ya da ihtar çekilmişse mirasçılara in kal eder

8
ti
ti

ti


fi
ti

ti

ti

ti



ti
tt
ti

ti


ti
ti

ti
ti
Birden çok sorumluluk sebebinin yarışması
Yarış= telahuk: Birden fazla sorumluluk sebebinin koşulu mevcut ve zarar gören bunlardan birini tercih
edebilir
TBK m. 60: Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini
istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan
sorumluluk sebebine göre karar verir.
-Bazen zararın kaynağı olan sebep tek bir sebep olmayabilir, aynı sebep farklı hukuki unsurlarını içinde
barındırıyor olabilir
Ör.: inşaat işçisi B’nin çalış ğı yere inşaat sahibi A gelir ve evi gözlemlerken işçi B A’nın üzerine bir alet
düşürür ve A yaralanır
oYaralanmak -> mutlak hak ihlali -> haksız il (+) -> maddi tazminat
oAncak bu 2 kişi arasında bir de sözleşme ilişkisi de vardır -> sözleşme ilişkisinin ihlali (+) -> maddi
tazminat
o Açılacak tazminat davasında hangisi daha avantajlı olur?
oTBK m. 60: Zarar gören bir talepte bulunabilir (Ör. ‘Ben haksız ile dayanarak talebimi ileriye
sürüyorum’) ancak bir tercihte bulunmamışsa, hakim zarar görenin lehine olacak şekilde karar
verir
oTBK m. 60 -> uygulanan bir madde değil, hakimler dikkat etmez
oGenellikle sözleşmeye aykırılığı tercih etmek daha avantajlı olabilir

Müteselsil sorumluluk
= birden fazla kişinin aynı olaydan dolayı sorumlu tutulması -> sadece kanunun belir ği durumlarda, veya
sözleşmeyle birden fazla borçlu varsa

Müteselsil sorumlulukta Dış ilişki TBK m. 61


Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu
oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır
-Zarar gören kişiye karşı 1’den fazla fail birlikte müteselsil sorumlu olurlar (Bizzat haksız ili işleyen
kişi olmak zorunda değil. Ör.: Adam çalış randa hem bizzat işleyen hem de kusursuz sorumlu olarak
sorumlu olan adam çalış ran müteselsilen sorumludurlar)
-Kusur ölçülerine bakılmaksızın, hepsi eşit derecede sorumludur, her ne kadar iç ilişkide oranlar aynı
olmasa da
-Zarar gören isterse sorumlulardan birine istersen bir kaçına isterse hepsine birden başvurup zararını
tazmin e rebilir
-Sorumlulardan birinden tahsil e ği miktar kadar diğer sorumluların borcu da sona erer
-Zarardan birden fazla kişinin sorumlu olması tazmina a indirim sebebi oluşturmaz

Müteselsil sorumlulukta iç ilişki TBK m. 62


(1)Tazmina n aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaş rılmasında, bütün durum ve
koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yara kları tehlikenin yoğunluğu
göz önünde tutulur.
(2)Tazmina n kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil
sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.
-tazmina zarar görene ödeyen kişi İç ilişkide diğerlerine karşı rücü hakkına sahip r
-bu hesaplamada kusurun ağırlığına ve tehlikenin yoğunluğuna bakılır ve tara arın
ödeyecekleri miktar bu şekilde belirlenir
-Tehlikenin yoğunluğu = zarar vermeye uygunluk derecesi

9

tti




tti

fi
tt
fi

fl
ttı
ti
tti
fi
Haksız Fiillerde Zamanaşımı TBK m. 72
Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve
her hâlde ilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat
ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerek ren bir ilden doğmuşsa, bu
zamanaşımı uygulanır
-Kanunda çeşitli talep haklarına ilişkin düzenlenen çeşitli zamanaşımı süreleri vardır
-Haksız ile uğrayan kişinin uğradığı zararın tazmini için belirli bi sürede talebi karşı tarafa bildirmesi
-Nedeni: Belirsizliği ortadan kaldırmak
-Süreler: 2 yıl her halde azami 10 yıl
-Ancak haksız ilin ceza hukuku açısından da suç teşkil e ği durumda, ceza kanunlarının daha uzun
bir zamanaşımı öngördüğü durumlarda bu zamanaşımı süresi uygulanır => 2 veya 10 yılın yerini ceza
hukukundaki zamanaşımı süresi alır daha uzunsa. => Sadece haksız ili bizzat işleyenlerde uygulanır;
ör adam çalış ran sorumlu olduğunda uygulanmaz.
(2) Haksız il dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız ilden doğan
tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.
-Daimi De : Aldatma ve korkutma durumlarında, alda lan veya korkutulan taraf, sözleşmeyi süresi
içinde iptal etmemişse sözleşme kendisini bağlar -> Bu kimse borcunu ifa etmekten kaçınabilir

Rücu isteminde zamanaşımı TBK m. 73


Rücu istemi, tazmina n tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki
yılın ve her hâlde tazmina n tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına
uğrar.
Tazmina n ödenmesi kendisinden istenilen kişi, durumu birlikte sorumlu olduğu kişilere bildirmek
zorundadır.Aksi takdirde zamanaşımı, bu bildirimin dürüstlük kurallarına göre yapılabileceği tarihte
işlemeye başlar.
Dikkat: Müteselsil sorumluluğun olmadığı durumdaki rücülar m 73’e göre gerçekleşmez. Sözleşmeden
doğan bir rücü hakkı varsa bu sözleşme hükümlerine ve o sözleşmeye ilişkin kanunlara tabidir m. 73’e
değil.
Ör.: Haksız ilden sorumlu olan yapı maliki bakım için sözleşme yap ğı ustadan sözleşme dolayısıyla rücü
hakkına sahip r. Bu rücü hakkı m. 73’deki zamanaşımına tabi değildir.

Ceza Hukuku ilişkisi TBK m. 74


Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar
verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tara ndan
verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
-Ceza davasında ceza hakiminin beraat kararı vermesi veya hüküm kararı vermesi tazminat davasında
hukuk hakimini bağlamaz
-Bir il ceza hukuku prensiplerine göre suç teşkil etmeyebilir fakat buna rağmen borçlar
hukukunda kusurlu davranış olarak nitelendirilmesi mümkündür
-Ör. Kişinin ayırt etme gücü bulunmasa bile TBK m. 65’e göre hakim hakkaniyet
gerek riyorsa tam ehliyetsize tazminat yükleyebiliyor
-Ancak Ceza mahkemesi, suçu işlediği kişinin suçun işlendiği anda orada bulunmadığı tespit
ederse, bu hukuk hakimini de bağlar
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk
hâkimini bağlamaz.

Tazminat hükmünün değiş rmesi TBK m. 75


Bedensel zararın kapsamı, karar verme sırasında tam olarak belirlenemiyorsa hâkim, kararın
kesinleşmesinden başlayarak iki yıl içinde, tazminat hükmünü değiş rme yetkisini saklı tutabilir.
Hakim tazminat miktarını belirleyecekken bu belirlemede sorun çıkabilir ör. Kişinin haksız ilden görme
kaybı yaşaması ancak bu görme kaybının her giden gün artması. -> Giderek artan, değişen bir zarar
Kural olarak: Karar verilir, artan kısım ile ilgili tekrar dava açılması gerekir

10
fi
ti
fi

fi
fi
fi
fi

fi
ti


ti

tti

ti
fi
ti
fi
fi
fi

İs sna: Bunu kolaylaş rmak için TBK m. 75’ten yararlanılabilir:
Geçici ödemeler TBK m. 76
(1)Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da
gerek rdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.
Geçici ödeme: Haksız il gerçekleşiyor, ve bu ilk delillere göre haksız ili gerçekleş renin tazminat
ödeyeceği kuvvetle muhtemeldir. Bütün bunlara rağmen tazminat talebi için davanın sonucunun
beklenmesi gerekir. Bazen bu kadar beklemek, zarar gören açısından ayrı bir mağduriyet yaratabilir. TBK
m. 76’daki 2 unsur var ise o zaman avukat davayı açarken davanın sonuçlanmasının beklenmemesi, ve
TBK m. 76’ya göre bir miktar geçici ödeme yapılmasını talep eder

(2) Davalının yap ğı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse
hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.
-Davanın sonucunda yapılan ödeme hükmedilen tazminat değerinden düşürülür
-Düşük bir ih mal dahi olsa eğer sonuçta tazminat talebi reddedilirse ödemenin faiziyle birlikte iadesi
gerekir
-Eleş ri: Ekonomik durumu kötü olan ve bu yüzden TBK m. 76’ya dayanıp geçici ödeme talep eden
kişiden ödeme nasıl geri alınacak?

11
ti
ti
ti
ti


fi
fi
ti

You might also like