Professional Documents
Culture Documents
A (2/6), B (1/6), C (2/6) ve D (1/6) yanlarında yazan pay oranı ile Bursa’daki bir şeftali
bahçesine paylı maliktir. Bu bahçede küçük bir bağ evi bulunmaktadır. Paydaşlardan A, B ve C,
bu sene bahçeyi T’ye ürün kirasına vermeye karar verirler ve T ile ortaklık adına ürün kirası
sözleşmesi imzalarlar. Bu arada diğer paydaşlarla arası iyi olmayan D, aynı taşınmazı Ü’ye
kiralar. T ile diğer paydaşlar arasındaki sözleşmeden haberdar olan Ü, T’den önce şeftali
bahçesine geçmiş ve bahçedeki küçük bağ evinde ailesi ile birlikte yaşamaya başlamıştır.
Ayşe, Sedat, Gülten ve Onur kardeşler Balıkesir Güre’de yatırım amacıyla ¼ pay oranları ile kısa
süre sonra imara açılacağını düşündükleri 200 dönüm tarım arazisi satın almışlardır. Ayşe, Sedat
ve Gülten yurt dışında, Onur Güre’de yaşamaktadır. Aynı zamanda Onur, arazinin 100 m 2’si
üzerine kolayca sökülebilen prefabrik bir yazlık ev yerleştirmiştir. Arazinin imara açılması ile
Ayşe dışındaki bütün kardeşler bina inşası yönünde karar almıştır. Bu karar üzerine dört katlı bir
bina inşa edilmiş, 18. yüzyıl İngiltere’si temalı bir otel kurulmuştur. Otelde kapı, pencere,
mobilya, perde, halı, avize gibi bütün ayrıntılar bu temaya uygundur. Paydaşlar arasındaki
uyuşmazlık devam edince arazi ve otelin satılmasına karar verilmiştir. Araziyi Osman
devralmıştır.
Bütünleyici parça TMK m. 684’te yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey
yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına
olanak bulunmayan parçadır denilmek suretiyle; eklenti TMK m. 686’da asıl şey malikinin
anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar
sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma
veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır denilmek suretiyle
tanımlanmıştır.
Bu kapsamda değerlendirildiğinde kapı ve pencere, binanın temel unsuru niteliğindedir. Bu
eşyalar olmadan binanın herhangi bir işlevi yerine getirmesi kural olarak mümkün değildir.
Ayrıca bu unsurların zarara uğratılmadıkça ve yapısı değiştirilmedikçe binadan ayrılmasına
imkân bulunmayan ütünleyici parçadır.
Mobilya, perde, halı ve avize ise binaya otel olarak işletilmesi için özgülenen taşınır
eşyalar olup kolayca çıkarılabildikleri ve sürekli olarak özgülendikleri için eklentidir. Otel
olarak işletilmesi için esas eşyaya özgülenmiştir.
2. İnşa kararına katılmayan Ayşe, prefabrik ev, bina ve sayılan eşyalar üzerinde mülkiyet
iddiasında bulunabilir mi?
TMK m. 728’e göre başkasının arazisi üzerinde kalıcı olması amaçlanmaksızın yapılan
kulübe, büfe, çardak, baraka ve benzeri hafif yapılar, bunların malikine aittir. Prefabrik ev
de bu tarz hafif yapılardan olduğundan Onur’a ait olup Ayşe’nin bunun üzerinde mülkiyet
iddiasında bulunma imkânı bulunmamaktadır.
TMK m. 718/2’e göre arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde,
üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu kurala üst arza tabidir
denilmektedir. Bu sebeple binanın mülkiyeti arazinin malikine ait olacağından bu bina
üzerinde Ayşe’nin de diğer paydaşlar gibi mülkiyet hakkı bulunmaktadır.
Diğer sayılan eşyalar açısından ise bütünleyici parçalar ve eklentiler açısından farklı
sonuca varılacaktır. Bütünleyici parçalar otelden ayrılamayan parçalar olduğundan otelde
mülkiyet hakkı olan Ayşe’nin bütünleyici parçalar üzerinde de mülkiyet hakkı olacaktır.
Eklentiler ise sökülüp alınabildiğinden bunlar üzerinde mülkiyet iddiasında
bulunamayacaktır.
Osman, araziyi tüm maliklerden almışsa binayı da zaten eklentilerle beraber devralmış olur
ancak maliklerden sadece biri araziyi Osman’a devretmişse bu durumda devredenin yetkili
olup olmadığına bakmak gerekmektedir. Keza devreden emin sıfatıyla zilyet ise Osman’ın
iyiniyetli olup olmadığına bakılacak ve ona göre sonuca varılacaktır.
4. Sedat’ın karısı Şenay, otelde kullanılan avizelerin kendine ait olduğunu, kocasının ticari
teşebbüsü için avizeleri kardeşlere kullandırdığını ileri sürüp, avizelerin kendine iade
edilmesini isteyebilir mi?
Eğer Şenay’ın dediği gibi bir durum varsa ödünç durumu söz konusudur. Malların ödünç
verildiği kişiler de emin sıfatıyla zilyet haline gelir. Dolayısıyla emin sıfatıyla zilyedin
yapmış olduğu devir korunacaktır. MK 988.
Bir eklentinin tapu sicilinde beyanlar hanesine kaydedilmesi, malikin özgüleme arzusunu
açıklayıcı nitelikte olup artık eklenti olarak belirtilen şeylerin eklenti olduğuna dair bir
karine oluşturur. Hal böyle olunca malikin artık bu şeylerin eklenti olduğunu ispat
etmesine gerek kalmayacaktır.