Professional Documents
Culture Documents
OLARAK MAĞDUR VE
SUÇTAN ZARAR GÖREN
CEZA MUHAKEMESİ
İÇİNDEKİLER
anlayabilecek,
•Soruşturma ve kovuşturma
evrelerinde mağdur ve suçtan zarar
görenin haklarını tanıyabilecek,
•Mağdur ve suçtan zarar görenin
tanık olarak dinlenilmesi
prosedürünü ve özel düzenlemeleri
öğrenebilecek,
•Davaya katılmanın şartları ile
ÜNİTE
katılanın haklarını
öğrenebileceksiniz.
4
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Bireysel İddia Makamı Olarak Mağdur ve Suçtan Zarar Gören
GİRİŞ
CMK’da açıkça mağdurun ve suçtan zarar görenin süjeliği düzenlenmiş ve
bunlara önemli haklar tanınmıştır (CMK m. 233 vd.). Böylece mağdur, ceza
muhakemesinde sadece tanık gibi bir delil aracı, bir soruşturma objesi olmaktan
çıkmış, bir muhakeme süjesi hâline gelmiştir.
Mağdur, suçun konusunun ait olduğu kişi, suç işlenmek suretiyle haksızlığa
uğramış kişidir (dar anlamda mağdur). Başka bir ifadeyle mağdur; dar anlamda
suçtan zarar gören, suçun maddi unsuruna muhatap olan ve bu nedenle suçla
korunan hukuki yararı zedelenen kişiyi ifade etmektedir.
Aleyhine suç işlenen kişi demek olan mağdur, suçun konusundan farklıdır.
Örneğin hırsızlık suçunda mağdur, çalınan malı elinde bulunduran kişidir. Çalınan
mal ise suçun konusunu oluşturmaktadır. Keza, öldürme ve yaralama suçlarında
suçun mağduru, saldırıya uğrayan kişidir. Bu suçlarda suçun konusu ise kişinin
hayatı veya vücududur.
Mağduru olmayan bir suç yoktur ve bütün suçlarda mağdur, gerçek
Mağduru olmayan bir
kişilerdir. Bu nedenle tüzel kişiler, suçun işlenmesi dolayısıyla mağdur olamazlar
suç yoktur ve bütün
ise de suçtan zarar görmüş olabilirler.
suçlarda mağdur,
gerçek kişilerdir. Her suçun bir mağduru olmakla birlikte, bazı suçlarda mağdurun belirli bir
kişi veya kişiler olması gerekmez. Örneğin öldürme, yaralama, hırsızlık,
dolandırıcılık gibi suçlarda mağdur açıkça bellidir. Bazı suçlarda ise mağdur olarak
belirli bir kişi veya kişilerden söz etmek mümkün değildir. Örneğin genel tehlike
yaratan suçlar (TCK m. 170 vd.), çevreye karşı suçlar (TCK m. 181 vd.), adliyeye
karşı suçlar (TCK m. 267 vd.) bakımından toplumu oluşturan bütün bireylerin
mağdurluğundan söz edilmektedir. Çünkü bütün suçlarda, aynı zamanda, toplumu
oluşturan herkes mağdurdur (geniş anlamda mağdur).
Bazı suçlarda hem geniş anlamda hem de dar anlamda mağdurluk söz
konusu olabilmektedir.
Örnek
mağdur edilen kişi değildir. Mağdur ise aynı zamanda, bir suçun işlenmesi
dolayısıyla suçtan zarar gören kişidir. Suçtan zarar gören kavramı mağdura göre
daha geniştir. Yani her mağdur aynı zamanda suçtan zarar görendir, fakat her
suçtan zarar görenin mağdur olması gerekmez. Örneğin öldürülen kişi suçun
mağdurudur, fakat suçtan zarar görenler, bu ölümden zarar gören yakınlarıdır.
Keza, bir kurumun parası veya mal varlığı ile ilgilenen görevliye karşı cebir, tehdit
veya hile ile yağma veya dolandırıcılık suçu işlendiğinde de suçun mağduru,
kendisine cebir veya tehdit uygulanan ya da hileye maruz bırakılan görevli olduğu
Suçtan zarar gören hâlde, suçtan zarar gören, bu suretle mal varlığında azalma meydan gelen
kavramı mağdura kurumdur.
göre daha geniştir.
Zarar tabiri tehlikeyi de içine alacak şekilde anlaşılmalıdır. Böylece suçun
teşebbüs hâlinde kalması durumunda da suçtan zarar görenden söz edilebilecek
ve şikâyete tabi suçun suçtan zarar göreninin şikâyeti üzerine soruşturma ve
kovuşturma yapılabilecektir. Ayrıca zararın sonradan ödenmiş olması, o kişinin
zarar gören sıfatını değiştirmeyecektir.
Suçtan zarar gören kavramının ihtiyaca göre, bazen dar bazen geniş
yorumlanması gerekmektedir.
Örnek
Dar anlamda suçtan zarar görme, suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyi
ifade eder. Geniş anlamda suçtan zarar görmede ise suçtan dolayısıyla zarar
görme söz konusudur. Doğrudan doğruya (dar anlamda) suçtan zarar görme ile
mağdurluk çoğunlukla örtüşebilmektedir.
Kanunda, bireysel iddia makamı süjesi olarak ayrıca şikâyetçi de
zikredilmektedir. Ancak şikâyetçi, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi
suçlarda suçtan zarar görenden başkası değildir.
Mağdur ve suçtan Mağdur ve suçtan zarar görenin belge örneği isteme ve dosya inceleme
zarar görenin hakları, hakkı hem soruşturma hem de kovuşturma evrelerinde bulunmaktadır. Bu hak,
soruşturma ve soruşturma ve kovuşturma evrelerinde aynı şekilde kullanılabilecektir.
kovuşturma evreleri
bakımından ayrı ayrı Avukat görevlendirilmesini isteme hakkı, hem soruşturma hem de
düzenlenmiştir (CMK kovuşturma evresi bakımından kabul edilmiştir. Buna göre, vekili bulunmayan
m. 234). mağdurun cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren
suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme hakkına
sahip bulunmaktadır. Ancak, mağdur on sekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz
ya da meramını ifade edemeyecek derecede malul olur ve bir vekili de bulunmazsa
istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir.
Mağdur veya suçtan zarar gören, Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer
olmadığı yönündeki kararına itiraz etme (CMK m. 173) hakkına sahiptirler.
Mağdur ve suçtan zarar görenin sadece kovuşturma evresi bakımından
geçerli olan üç hakkı daha bulunmaktadır. Bunlar; duruşmadan haberdar edilme,
kamu davasına katılma ve davaya katılmış olmak koşuluyla, davayı sonuçlandıran
kararlara karşı kanun yollarına başvurma haklarıdır.
Soruşturma veya kovuşturma evresinde, dava nakli veya adli tıp işlemleri
nedeniyle yerleşim yeri dışında bir yere gitme zorunluluğu doğması hâlinde
mağdurun yapmış olduğu konaklama, iaşe ve ulaşım giderleri Adalet Bakanlığı
bütçesinden karşılanacaktır.
Mağdura ve suçtan zarar görenin bir diğer hakkı ise bütün bu haklarını
öğrenme hakkıdır. Gerçekten, sadece soruşturma veya sadece kovuşturma
evresine ya da her iki evreye de ait olabilen bu haklar, suçun mağduru ile
şikâyetçiye anlatılıp açıklanacak ve bu husus tutanağa kaydedilecektir (CMK m.
234/3).
Mağdurun tanık
olarak dinlenmesi
Örnek
•Mağdur, suçun konusunun ait olduğu kişi, suç işlenmek suretiyle haksızlığa
uğramış kişidir (dar anlamda mağdur). Aleyhine suç işlenen kişi demek olan
mağdur, suçun konusundan farklıdır. Örneğin hırsızlık suçunda mağdur,
çalınan malı elinde bulunduran kişidir. Çalınan mal ise suçun konusunu
oluşturmaktadır. Mağduru olmayan bir suç yoktur ve bütün suçlarda
Özet
mağdur, gerçek kişilerdir. Bu nedenle tüzel kişiler, suçun işlenmesi
dolayısıyla mağdur olamazlar ise de suçtan zarar görmüş olabilirler. Her
suçun bir mağduru olmakla birlikte, bazı suçlarda mağdurun belirli bir kişi
veya kişiler olması gerekmez.
•Suçtan zarar gören, bir suçun işlenmesi dolayısıyla zarar gören gerçek veya
tüzel kişidir. Fakat zarar gören kişi, her zaman bu suçun işlenmesi dolayısıyla
mağdur edilen kişi değildir. Zarar tabiri, tehlikeyi de içine alacak şekilde
anlaşılmalıdır. Dar anlamada suçtan zarar görme, suçtan doğrudan doğruya
zarar görmeyi ifade eder. Geniş anlamda suçtan zarar görmede ise suçtan
dolayısıyla zarar görme söz konusudur.
•Mağdur ve suçtan zarar görenin delillerin toplanmasını talep etme hakları
bulunmaktadır. Mağdur ve suçtan zarar görenin belge örneği isteme ve
dosya inceleme hakkı, keza avukat görevlendirilmesini isteme hakkı hem
soruşturma hem de kovuşturma evrelerinde bulunmaktadır. Mağdur veya
suçtan zarar gören, Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığı
yönündeki kararına itiraz etme (m. 173) hakkına sahiptirler. Mağdura ve
suçtan zarar görenin bir diğer hakkı ise bütün bu haklarını öğrenme hakkıdır.
•Mağdur ve şikâyetçi, soruşturma veya kovuşturma evrelerinde Cumhuriyet
savcısı, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından davetiye ile çağrılarak
dinlenir. Dilekçede veya tutanağa geçirilmiş olan beyanda belirtilen adrese
yapılan tebligata rağmen gelmeyen mağdur veya şikâyetçiye bir kez daha
tebligat yapılmaz. Mağdurun tanık olarak dinlenmesi hâlinde, yemin hariç,
tanıklığa ilişkin hükümler uygulanır. Yaş küçüklüğü, hastalık, yargılama
konusu eylemden kişisel olarak aşırı etkilenmek gibi, ayrıca bir mağduriyeti
söz konusu olan tanıkların ceza muhakemesi alanında korunmaları ihtiyacı,
son yıllarda kısmen yasal düzenlemeye kavuşturulmuştur. CMK’da küçük
sanıkların duruşmasının mutlaka gizli yapılacağı öngörülmekle (m. 185)
birlikte, küçüğün mağdur olması hâlinde bu konuda bir düzenleme yer
almamaktadır.
•Kamu davasına katılabilme, suçtan zarar görülmüş olması hâlinde kabul
edilmektedir. Suçtan zarar görme doğrudan doğruya olmalıdır. Mağdur,
suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk
derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm
verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.
Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak
ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan
katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip
karara bağlanır. Yalnızca gerçek kişiler değil, tüzel kişiler de kamu davasına
katılabileceklerdir. Tüzel kişi, organ veya temsilcisi aracılığıyla temsil
edilecektir. Katılma davayı durdurmaz. Katılan, bir muhakeme hukuku süjesi
olarak, Cumhuriyet savcısından bağımsız biçimde denetim muhakemesi
yoluna gidebilir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Mağdurla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Suçla korunan hukuki yararı zedelenen kişiye mağdur denir.
b) Suçun mağduru ile konusu birbirinden farklıdır.
c) Tüzel kişiler suç mağduru olamazlar.
d) Her suçta bir mağdur bulunması zorunlu değildir.
e) Mağdur ceza muhakemesinin salt bir delil aracı değildir.
8. Mağdur veya suçtan zarar gören davaya katıldığında ……………… suçu ile alt
sınırı ……………… hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından
kendisine avukat görevlendirilmesini isteyebilir.
Cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
a) Cinsel saldırı – beş yıldan fazla
b) Cinsel saldırı – en az beş yıl
c) Cinsel saldırı – on yıl
d) Kasten öldürme – en az on yıl
e) Kasten öldürme – on yıldan fazla
9. Aşağıdakilerden hangisi katılma hakkı ile ilgili olarak doğru bir ifadedir?
a) Katılma davayı durdurur.
b) Katılan, Cumhuriyet savcısından bağımsız olarak denetim
muhakemesine başvurabilir.
c) Katılan ölürse mirasçılar katılanın haklarını takip etmek üzere davaya
katılamaz.
d) Henüz katılma hakkı doğmadan da davaya katılmaktan vazgeçilebilir.
e) Katılmadan vazgeçme hâlinde yeniden davaya katılma mahkemenin
kabulüne bağlıdır.
Cevap Anahtarı
1.d, 2.d, 3.c, 4.d, 5.d, 6.e, 7.c, 8.a, 9.b, 10.b
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Centel, N., Zafer, H, Ceza Muhakemesi Hukuku ( 15. Baskı), İstanbul: Beta Yayınevi.
Gökcen, A., Balcı, M., Alşahin, M. E., Çakır, K., Ceza Muhakemesi Hukuku I, 2.
Baskı, 2017, Ankara: Adalet Yayınevi.
Gökcen, A., Balcı, M., Alşahin, M. E., Çakır, K., Ceza Muhakemesi Hukuku II, 2.
Baskı, 2017, Ankara: Adalet Yayınevi.
Özbek, V. Ö., Doğan, K., Bacaksız P., Tepe İ., Ceza Muhakemesi Hukuku, 11. Baskı,
2018, Ankara: Seçkin Yayınevi.
Öztürk, Bahri ve diğerleri, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 13.
Baskı, 2019, Ankara: Seçkin Yayınevi
Şahin, C., Göktürk, N., Ceza Muhakemesi I, 10. Baskı, 2019, Ankara: Seçkin
Yayınevi.
Şahin, C., Göktürk, N., Ceza Muhakemesi II, 9. Baskı, 2019, Ankara: Seçkin
Yayınevi.