Professional Documents
Culture Documents
!i 0
r:ı~ Canlı Dünyanın
1
Çeşitlenmesinde İş Başında
1
Ola n Me kan izm ala r
1
i--
/
Canlı dünyanın çeşitliliği her zaman bizi şaşırtmayı başarmıştır. Ancak,
yaşamın kökenini açıklayan hipotezler, insanoğlunun yaşamın ne oldu-
ğunu merak etmesinden bu yana önemli ölçüde değişmiştir. Aslında soru
kendi kökenimize ilişkindir. Hıristiyanlık inancı, dünyanın Tanrı tarafın
dan yaklaşık 10.000 yıl önce yaratıldığı şeklinde bir cevap ortaya koy-
muştu. Yani, on sekizinci yüzyılın sonlarına doğru, Cuvier yaratıcılığı
(canlı şeyler Tann'nın yaratılarının gerçek kopyalarıdır) savunmaya de-
vam etmekteydi; Buffon ise kendiliğinden oluşum (spontan generasyon)
teorisinin savunucusuydu. On dokuzuncu yüzyılın başlarında, türlerin di-
ğer türlere dönüştüğü fikrini geliştiren Lamarck'tı. Ancak Lamarck'ın dö-
nüşümcülüğü (transfonnizm) erekçilik (finalizm) düşüncesi taşımaktaydı:
ı.: organizmaları çevrelerindeki değişimlere uyum göstermeye sürükleyen
f·= bir "içsel güç" vardır ve bu dönüşümler yavrulara aktarılır. Darwin, 1859
.o yılında yayınlanan Türlerin Kökeni kitabında Lamarck'ın bazı düşünce-
1.! lerini ödünç almıştır. Ancak doğal seçilim prensibi lehine Lamarck'ın
İ erekçiliğini reddeder: rekabet belli bir çevredeki en iyi uyum sağlayan
bireyleri seçer. Evrim konusundaki ileri anlayışına rağmen, Darwin ke i
nd
:~
.!:l
~ döneminde yaşamın kökeni konusunda fikirlerini destekleyici çürütüle-
~ mez deliller sağlayamadı.
Q)
r- ~
tik çağlar a kad ar uza nan ina nış a göre "varlıklar ölçeği" artan öl-
An
al olarak açığa çıkan ele-
çüde karmaşık hale gelecek şekilde, doğ
gelir. En altta dört element
mentlerin bir hiyerarşisinden meydana
unur. Daha sonra bitkiler ve
ve mineral (ateş, toprak, hava ve su) bul
lar gel ir. Bu nlar da insana az ya da çok benzemelerine göre
ar, sürüngenler, kuşlar
hay van
sıralanırlar: kurtçuklar, balıklar, çiftyaşamlıl
in en üst basamağındadır.
ve memeliler. İnsan doğal olarak merdiven
Bu ölçek on sekizinci yüzyılda bile oldukç
a kabul görmekteydi.
..
-
3.1 Yaşam Nası/, Tanım/amali?
49
Yaşam kimya ile başlar, kimya ile biter. Biyokimya, yani canlının kimya-
C, H, O
sı, karbon atomu ile ilişkili hidrojen, oksijen ve azot (kısaltmalan
ve N) atomları etrafında örgütlenmiştir. Yaşamın temel elementleri olan
bu atomlar bütün evrende en bol bulunanlar arasında olup, biyolojik ya-
pılarda (şekerler, proteinler ve lipitler) bulunurlar. Ve yaşamın
çözücüsü
olan su, ikinci en bol bulunan moleküldür.
Gerçekte yaşam bilgi aktarma yeteneğine sahip olan proteinler, ribo-
nükleik asit (RNA) ve deoksiribonükleik asit (DNA) olmak üzere üç tip
makromolekülün etkileşimini gerektiren karmaşık kimyasal süreçlerin bir
.e
t),
sonucudur. Bu makromoleküller uzun lineer polimerler olup, monomerleri
-~ proteinlerde amino asitler, nükleik asitlerde ise nükleotidlerdir (bazlar).
j Bütün canlı varlıkların proteinleri, birbiri ardına dizilen s~d~ce ~O ami-
} no asit tarafından meydana getirilir. Bir proteinin özelli~~ b_elırley~n
~ şey, proteindeki amino asit sırasının düzenidir. Bir proteının bırkaç hın
] amino asitten oluşabileceğini bildiğimizde, çok yüksek sayıda olası k~m-
~ binasyon mevcuttur. ONA protein sentezi sırasında RNA yoluyla amıno
~ asit dizisini kontrol eden genleri taşır.
~
• canlı Dünyanın Çeşitlenmesinde iş Başında Olan M k .
3 . - : . - - - - - - - - - -- - - ~ e anıırnaı
50
- ~
DNA, her biri bir fosfat, bir şeker (deoksiriboz) ve nükleik
.. .. l baz ol
.birleşm
da bilinen bir azotlu lmak . . arak
.. baz. o uzere uç e ementin
. . esı ıle ol
yapı taşlan veya nükleotıdlerden meydana gelır. İlk ıkısi bütün UŞaıı
nizmaJann bütün nükle~tidl_erinde aynıdır. Buna karşın, yine b~: orga.
dünyasında aynı olan dort tıp azotlu baz vardır: timin, sitozin ~anlı
guanin. DNA molekülleri iki zincirin çift sarmal oluştunnaıc .'. adenın ve
halde büküldüğü yüz binlerce atomdan oluşan, yaşamın en k ıızere spiral
lekülüdür. annaşık mo.
, 3.1.2 Genom
Her bir birey türe özgü olan bir gen takımı taşır. Gen ise bir proteinin
yapım planını taşıyan DNA dizisidir. Bir gen bir protein şifreler deriz.
Genler protein üretim bandını kontrol eden gerçek biyokimyasal bilgisa-
yarlardır. Bu genetik şifredir.
Bir birey veya türün bütün genetik materyalinin toplamı olan genomu
DNA ve RNA molekülleri oluşturur. Genom hücreler veya organizmanın
gelişimi, işleyişi, bütünlüğünün korunması ve çoğalması için gerekli tüın
komutları taşır. Ökaryotlar' da genom kromozomlarca taşınan genler ve
mitokondride bulunan nükleik asitlerden meydana gelir.
Nükleotid çifti sayısı ile ölçülen genom büyüklüğü, verilen bir tür için
sabittir (C değeri olarak adlandırılır), fakat türler arasında oldukça de-
ğişkendir. Hayvanlarda, genel olarak grubun filogenetik yerine bağlı ola-
rak artmaktadır: hamur mayasında 14 milyon baz (Mb), Droshophila'da
160-180 Mb ve memelilerde 3000 Mb kadardır. Ancak çok sayıda istisna
vardır. Örneğin, bir omurgalı olan semenderler, insanlardan 50 kat fazla
DNA'ya sahiptirler. Bitkilerde, angiospermlerde genom büyüklüğü 50 ile
125.000 Mb arasında değişirken, pteridofitlerde 98 ile 307.000 Mb ara-
sındadır.
Genomda kaç gen vardır? Kabaca gen sayısı ile genom büyüklüğü oran-
tılanabilir. Ancak hayvan vribitkilerin genom dizilemeleri, çok hücreli or-
. 1
ganızma arın karmaşıklığı Je sahip oldukları gen sayısı arasın
da b'ır kore-
lasyon göstermemiştir. İnsan genomunun 20.000 ile 25.000 aras ında gen
bulundurduğu hesaplanmaktadır. Bu sayı Paramecium'da 40.000'dir!
3.1 Yaşam Nasıl Tanımlamalı?
51
.. a çıkma
çiş bılınmezlıgını korumaktadır. Dünya üzerinde yaşamın ortay
koşullan konusunda hala sorunlar bulunmaktadır.
ir.
Paleo~tolo~lar yaşamın kök~nini tarihlendiren fosillere sahip değild
Güneş sıstemı yaklaşık 4,6 mılyar yıl önce oluşmuştur. Anca
k, ilk canlı
a b~lun-
olduğu varsayılan hücrenin izleri 3,45 milyar tarihli kayaçlard
muştur. Daha yaşlı fosillerin bulunma olasılığı oldukça azdır
.
Biyokimyacılara göre, göz önüne alınabilecek akla yakın bir hipot
ez yaşa
arının aynısını
mın, kendini-çoğaltmak (self-reproduction), yani kendi yapıl
e olan kim-
oluşturmak için diğer molekülleri bir araya getirme yeteneğind
yasal yapıların (kimyasal otomat) oluşmasını sağlayan, kimyasal reaks
iyon-
çoğalma
larca başlatılmıştır. Bu bir araya getirme hatalarına bağlı olarak,
yeteneği bakımından daha kararlı olanlar seçilecekle
rdir. Geriye bunların
kendilerini canlı varlıklar şeklinde nasıl örgütlediklerini anlamak kalır.
den hare-
Birçok deney ilkel atmosferde bulunduğu varsayılan bileşenler
. Ger-
ketle, organik yapıların sentezlenmesi olasılığını doğrulamaktadır
iyonları
çekten de, kimyacılar RNA gibi nükleik asitler, kimyasal reaks
sağlayan
düzenleyen proteinler ve suda hücre bileşenlerinin kohezyonunu
küllerin
fosfolipidler gibi ilk canlı varlıkların kökeninde olabilecek mole
Amerikalı Starı-
çeşitli ailelerini laboratuarda sentezlemişlerdir. Böylece,
ttığı
. ley Miller, 1953 yılında, kimyasal bir reaktörde altında suyu ~ayna_
f ve hidrojen, metan ve amonyak içeren teorik bir ilkel atmosfen
yemden
oluşturdu. Bu karışıma elektrik aknnı verdi. Birkaç aylık uygu
lama~
~
. •· ıt· · d bulunan amıno
.!!! sonra, bileşenler arasındaki reaksıyonlar su çoze ısın e
j asitleri de içeren birçok organik molekül oluşturdu. Bu d~ne~lermolekü -
yaş~
. . .. ktedir·· prebıyotik. dan
"'
-~ o enı. konusunda ilk tutarlı teonyı onenne
k"k
~ ler (amino asitler) Dünya'nın ilkel atmosferinde sentezlenm ış, b~a
ak da adlandınr) ve k .
kil
.
tara-.
"O
§ denızlere ulaşmış (bazı
•
ları ilkel çorb a olar
. dana getirme ıçın po1ı-
cı
@ fından tutulmuşlar, daha sonra ilkel hücre yı mey
-
52 3 • canlı Dünyanın Çeşitlenmesinde İş Başında Olan M
- ekan;zrıı
~1
mişlerdir. Kısa süre sonra bu sen
merleş aryo sorgulanmaya ba
o·· ya'nın ilkel atmosfenn. ın
. . b. . .
hıç ır zaman yerçekimı ş1anınışt
tarafından tu
a :ından oldukça hafif bir gaz olan ır.
ç hidrojenin (H2) bu kadar fazlatu~ak
sahı olmadı. gı"" uşunu me edır'. ,fiJ
·p d.. ·· "l kt A vnı ş kild
rına e e, metan ve aın tnıkta-
.. ın· ultravıyole ışınları tarafında
u
. . .
guneş
.
n ko lay ca ·tahrip edı ldı g" ini
onya ~ 1
f: g n
varı •l dı Dünya'da temelde bu bıl eşe
.
nlere çokça sahip idi ise de barkın n
hızla yok olmuş olmalıydı. , unlara
Hidrotemıal kaynakların bulunmas
ı farklı fikirlerin doğm
ilkel organik moleküller, hidrOJ. en su"lfür (H S) d · asına yola .
· 2 ve emır sülfür (F eS) çtı.
sındaki reaksiyonun bir sonucu ola ara-
rak, bu sualtı hidroterınal kaynaklara
temasından karbon dioksitin ind
irgenmesiyle oluşmuş olabilir. Bu
temıal bacalarda, gerçekten de _H hidro-
2S ~ib i vo lk ~ gazlar denizde erimiş
oksijen tarafından yükseltgenmışlerdı
r. Volkanik gazların yükseltge
sonucunda, bakteri ve diğer organizm nmesi
alar tarafından büyüme ve kannaşık
organik maddenin sentezi için (bu
bağlamda kemosentez olarak
kullanılan enerji açığa çıkar. bilinir)
Bu kimyasal enerji günümüz deniz
termal bacalarının karmaşık ekosiste hidro-
mlerinin temeldir. Bu hipotez ilginç
görünmektedir, ancak hidrotermal ba
calarda 110 °C'ye kadar olan sıcak
lıklarda yaşayan bakterilerin
aslında daha düşük sıcakl
ıklarda yaşayan
bakterilerden köken aldık.lan ve bu
yüksek sıcaklıklara yakın zamanda
uyum sağladık.lam görülmektedir. Bu
nun yanında, 4 milyar yıl önce ok-
yanuslar ve atmosferde moleküler ok
sijen bulunmuyordu ve böylece gü-
nümüz reaksiyonları da gerçekleşmiy
ordu ... Günümüz deniz hid
bacaları oldukça eski hidrot rotennal
ermal ekosisteme eşdeğer değildir.
Diğer bir hipotez ise, 19.
yüzyıl sonlarına doğru ort
aya atılan ve yaşa
mın dünya dışı kökene sah
ip olduğunu ileri süren panspermiadı
mın kökeni için önemli kim r. Yaşa
yasal süreçler, NASA tarafından yap
çalışmalarda gösterildiği gibi, ılan son
hücre membranının oluşması için
temel moleküllerin varlığının da sap gerekli
tandığı uzayda gerçekleşebilir.
laşık 11 Ofarklı molekül yıldızlar Yak-
arası ortamdaki gaz ve toz bulutl
tanımlanmıştır. Burada en basit arından
aminoasit olan glisin de tanımlanmışt
Yıldızlararası ortam koşullarındaki ır.
laboratuar deneylerinde proteinlerde
bulunan 20 aminoasidin 6'sının sen
tezi başarılmıştır.
Bu durumda, kuyruklu yıldızlar ve gök
taşlannın oldukça büyük miktar·
larda organik öncülü taşımış olma ola
sılığı vardır. Örneğin Halley kuyruk·
lu yıldızı partikülleri %14 organik kar
bon içermektedir. Yine Murchinso~
göktaşının yaşamı oluşturan proteinle
rde bulunan 20 amino asidin sekı-
3.1 Yaşam Nasıl Tanımlamalı?
53
---
_.,:_:_-_"'anızm aıa,
3
54
B
-
1izrnalar
3.2 Türler Nasıl Doğar? 55
ığişnı.iş
açıdan , 3.2.1 Türleşme Mekanizmaları
korun-
Yaşamın çeşitlenmesinden sorumlu olan temel mekanizmalar genetik dü-
zeyde aranmalıdır. Bireyler ve populasyonların evrimsel olarak farklıla
,ilcile- şabileceğini açıklayan belli sayıda süreç tanımlanmıştır:
\.'sının
• Mutasyonlar: DNA molekülünün yapısındaki baz değişimleri genler
emek-
Lk kal- I
7
tarafından taşman genetik bilgiyi değiştirir. Mutasyonlar nadir değiller
dir, fakat birçoğu devam edemez ya da fenotipte ifade edilmezler (nötr
mutasyonlar). Kromozomların veya kromozomun bir kısmının kınlma
1
~ sı ve yapışması sonucun da orta ya çıkan kromozom rekombinasyonu
1
kromozo mun bileşimini ve uyumunu değiştirir. Poliploidi n kromozom
I sayısının artışı ile ortaya çıkar.
sıl ve
rotein f • Seçilim: Mutasyo nlar tarafından devamlı olarak desteklenen genetik
,meni 1 çeşitlilik söz konusu olduğunda, doğal seçilim (Darwin ) ya da insan
1
1
ı kontrolündeki yapay seçilim diğerlerine kıyasla bazı alel ve genotiple-
~ şif rin lehinde çalışır. Bu iki seçilim daha sonra iki farklı türü karakterize
ortak edecek olan üreme izolasyonunun şartlarını yaratır.
m bu • Genetik sürüklenme: Teorik olarak seçilim ve mutasyo nun olmadığı,
. Son eşleşmenin rastgele olduğu, sonsuz büyüklü kte bir populasy onda, gen
k bir (alel) frekansları sabit kalır ve genotiplerin frekansı basit bir dağılım
!sun! gösterir. "Hardy- Weinbe rg" olarak bilinen bu yasa, çoğunlukla gerçek-
·e de leşmez. Genellik le gen ve genotip frekansları bir nesilden diğerine de-
ğişir ve ekstrem durumla rda belli alel ve genotipl er ortadan kalkarla r.
Bu genetik sürüklen me, doğal seçilimi n yokluğunda populas yonlarda ki
gen frekanslarında rastgele bir değişiklik üretir. Son yıllarda yapılan
çalışmalar, genetik sürüklen menin molekül er evrimde temel faktör ol-
.inin duğuna ve doğal seçilimi n gen frekansı değişiminin hem tek hem de
a u,
başlıca nedeni olmadığına işaret etmektedir.
1- ::,
enn "'
. !:ı
.D
adı j 3.2.2 Türleşme Modelleri
ar.
r 111111
mas ı, hav zal arı nın yal ıtı mı ve benze~ ~!aylarla coğrafik
ortaya çık ne hir
nlar mutasyon, seçılım ve sürükle
olarak izole olurlar. Bu populasyo
süreçleri ile bağımsız olarak evr
imleşirler; belirli bir zaman ge çt i:e
ge lin ir ki art ık bir bir leriyle üreme yeteneklerie~
sonra öyle bir no kta ya
olu şmu ştu r. nı
kaybederl er. Ya ni ye ni tür ler
zde , bil im ins anl arı sim pa tri k olarak adlandırılan türleşme mo-
• Günümü yalıtım
n dik ka te değ er ölç üd e kan ıt elde etmişlerdir (coğrafik
deli içi yeni formlar
ada n "te k bir ala nd a" tür leşme). Başka bir deyişle,
olm seçilim ve
ı md e bir lik te yaş amalarına rağmen mutasyon,
ayn ek osi ste ye-
rini üreme bakımından izole etme
sürüklenme yoluyla kendi kendile
le gö rün üy or ki po pu lasyonlar içinde farklılaş
teneğine sahipt irle r. Öy
ta
nak lar ın kul lan ımı nda öze lleşme oldukça ortaya çıkmak
ma, belli kay göstennek-
klı laş ma ye ni tür ler in do ğuşu noktasına kadar artış
ve bu far uyumsal açı
ğu rik a gö lle ri (bk z. aşağı kısım) cichlidlerinin
ted ir. Do Af
in bir sonucu olduğu olduk
ça olası görün-
lımının simpatrik türleşmen
me run 'un kü çü k kra ter gö llerin de birkaç endemik cichlid
mektedir. Ka maya
bul unu şun un, be sle nm e davranışlarındaki farklılaş
balığı tür ün ün
kanıtlanmıştır.
lı ola rak sim pa trik tür leşmenin sonucu olduğu
bağ
önceden uyum sağlamadığı yeni niş
Her iki türleşme modelinde de türün jik
sud ur. An cak allop atrik türleşme durumunda, biyolo
lerin işgali söz ko nu
gen ell ikl e uzu n zam an pe riy od un a yayılmış, yeni olanak ve habi-
süreçler türleşme ise, aynı
yar ata n dış etm en ler tar afından yönetilir. Simpatrik
tatlar ellerinin farklı
coğrafik alam paylaşan bir
türün bireyleri arasında potansiy
ık gelir. Te-
ımı vey a yen i işl evl eri n ortaya çıkmasına karşıl
şekilde kullan nılma
me kan izm ala r özd eş değ ild ir. İlk durumda bir deneme-ya
melde yatan
zma sın a gö re tür -çe vre nin bir lik te evrimi devrededir: evrimsel ye-
mekani
doğ al seçilim. İkinci durumda,
evrimin motorları
nil ikl erin ort ay a çık ışı ve
aranmalıdır (örneğin, epigenik
kontrol).
türün kendi biyolojisi içerisinde
nlu Denge
3.2.3 Kademeli Değişim ve/veya So
bir
eli değ işi m (grad ua lism ) teo risine göre türler, bir ana türden
inde aşamalı olarak değişirler. Kü
Kadem çük
yavru türe ilerleyerek zaman içeris maya
r gen iş an ara lık lar ınd a birikerek kademeli farklılaş
değişimle zam
ıner-
açarla r. Ço k popü ler ola n bu teori Darwin'in düşüncelerinin de
yol
3.3 :Yokoluşlar 57
, 3.3 Yokoluşlar
Yeryüzü tarihi boyunca bazı türler ortaya çıkarken diğerleri yok olmuştur.
Diğer bir değişle, bir tür doğar, yaşar ve ölür. Yokoluş evrimin normal
bir sürecidir. Paleontolojik kayıtlar temelinde, yeryüzünde açığa çıkmış
türlerin% 99,9'nun yok olduğu tahmin edilmektedir.
Neredeyse 4 milyar yıla yayılan yaşam tarihi, çok sayıda türün yok ol-
duğu kriz dönemleri ile doludur. Birçok bitki ve hayvan türü yok olmuş
ve günümüzün biyolojik çeşitliliği geçmişte yaşamış bütün türlerin ol-
dukça küçük bir kısmını oluşturmaktadır.
Paleontolojik arşivler geçen 500 milyon yıla damgasını vuran beş bü-
yük olaya ışık tutmaktadır.
• 445 milyon yıl önce, Ordovisiyen periyodu sonunda, büyük bir kriz
.§ türlerin yaklaşık %85'inin ortadan kalkmasına neden olmuş olabilir.
<>-
::ı
"'... Trilobitler, cephalopodlar, branchiopodlar ve echinodermler ciddi bi-
ıi
., çimde etkilenmişlerdir. Ancak, hiçbir büyük şube tamamen yokolmuş
~
1 gibi görünmemektedir.
o
:i • 375 milyon yıl önce, Devoniyen periyodu yokoluşu deniz türlerinin
-~ yaklaşık %75'ini etkilemiştir. Trilobitlerin çoğu yok olmuştur. Bitkiler
ve karasal eklembacaklılar kararlı bir şekilde yollarına devam ederken,
ı:,
o
8
Qı bu kriz resif sistemlerine ciddi biçimde zarar vermiştir.
r
3 • Canlı Dünyanın Çeşitlenmesinde iş Başında Olan Mekan
izma/ar
58
z<(
~
YAŞ<( DEVİR
my N ?
-r
l
::::> Neo jen
u
~
z dina zorla r
::::> Pale ojen amm onitl er
u-
,:::,
rudis tler
. - plan kton
-65
Kr etas e
-100
Ü
-200 1
-~ı
r
Jura
Triya s
.... {"
----.....
amm onitl
ft kabuklu yumuer
şakçalar
solite r mercanlar
trilob itler
brac hipo dlar
Perm iyen
-~
1
-300
1 1
..
:~ lKarbonifer
·-ca ı D evonıyen
.
ı
<~
brac hipo dlar
ostra kodl ar
amm onoi dler
..
-400 1 1
Silu riyen j< solit er mercanlar
brac hipo dlar
trilo bitle r
ekin oder mler
2()-
i;l 1 1 Ord ovis iyen 1 / grap tolitl er
. !:ı
.&J
8 -500
1 1 Kam briy en
-;"'
>.
Q.
o
.ı,:
famil ya sayısı
.!:l
.s"' 1PREKAMBRiYEN \ / 500
..!:l
Çeşitli jeolojik devirler, büyük kitlesel yokoluşlar ve canlı
1
-g
Şekil 3.1
8
@
dünyanın çeşitlenmesinde önemli evreler
~
·· ı
'ı
ı
•
; dan sağlanan belli koşullar altında, hayatta kalmasını ve üreme başarısını
1
arttıran biyolojik özelliklerin sıklığındaki bir artış olarak tanımlanabilir.
Davranış büyük esneklik gösteren diğer bir fenotipik özelliktir. Davra-
nıştaki değişimler hemen her zaman evrimsel değişimlere doğru ilk adım
dır. Evrim ve hayvan davranışı değişimleri arasındaki etkileşime odak-
lanan hipotezlere bakıldığında, önemli rolün hayvanların yeni koşulları
kullanması ve yeni kaynakla ra ulaşmasını sağlayan öğrenme yeteneğine
verildiği görülmektedir. Taklit ve öğrenme 'evrimsel yenilikle rin' kaza-
nılması ve bulunduğu populasy ona aktarılmasını kolaylaştırabilir.
ını arttır
gen frekansını etkiler: başarılı üreme şans anbouy-uın •
temel olarak tı r ar dı şı k nesille r
r gen avantajlı olacak
ve
Yunca
ları kontrol eden he
frekansları ar ta
b ı·1ece1ct·ır.
çi lim in ge rç ek le şm ediği, fakat ifad .
inde se
Seçilmiş genler, üzer . 1 d" - gen1en. yedeklerinde Süıiikı
esı do..
lenmış o an ıg er
laylı biçimde destek
ı.
d b eklenmeyen mutaeyeb
. ama ı onuşum yanı
1 d .. .. .. n a,
lirler. Böylece te on aş
syon.
_ sonuçlan yeniden da wıttı w
ka rt la rı nı n oy un unu_ve yarattıgı
kabileceğini ön g .. .~
1
amaların açığa çı
lar seçi lim
i ni te l sıçr gonır
zaman, bü yü . k öl çe kl
k ıs . mı. n ış1eyışı ve yapısındaki
. . . de g~ iş im le d w·
os te
Başka bir deyışle, e .
r ogal
B u anlam da, 'b iy oloj ik e .
, he m de sonucudur. ç şıt-
seçilimin he m nedem 1· ar ve biyo fiz ik sel orta
h sedı e ı ır: mut
b·
lilik dö ng üs ün de n' ha
·ı as yo
in
nl
ürün ü biyolojik çeşitlilik: ç:~
şitliliğin kaynağıdır; uy
um ve se çi lim
ştirirler.
yla ey le et ki leşir ve çevreyi deği
sırası çe vr
lojik Yenilikler
7 c) Yaratıcı Uyum: Eko
oj ik ni şi, yani uyum sa gwl ama_
ar altında ni bi r ek ol
B ir tü r ha ng i koklşull
ye
. ylen· arasında yenı.
- .c. r ı ır çevreyı. ışgal eder? B u türün bire
b.
mış o ldug u ı.a _ ı de ğişen bir çevrede evri-
. . de va ml
çıkar? B u ru la r,
bır ışlev nasıl açıga
so
lardır.
ka ni zm al ar ın ı an la m ak iç in temel soru
m in me n türeyen
li ne n ev ri m se l süreç, ortak bir atada
Uyumsal açılım ol ar ak bi
nişle
la nn , ay nı ek os is temdeki farklı ekolojik
sy on
tü rl er ya da po pu la ol ar ak oldukça benzer olan
"tür
nıml ar . M or fo lo ji k
ri işgal et m el er in i ta u" ) ol ar ak adlandırılan endemik
" (" tü r gr ub
"oğul tü rl er
topluluğu" ve ya sağlanan farklı kayn
aklan
vr e ta ra fı nd an
sy on la n çe
tü r grupları, po pu la bilmek için özelleşmek
yoluyla
e al an ı vb .) ku lla na
(b es in , ha bi ta t, ür em en tü remişlerdir. Bu olgu me~~
tü rd
lılaşan, as al bi r
ka de m el i ol ar ak fark
at
de ve ene?
ma yı e ed en bi r yol olarak, mad
cu t kaynaklan kull
an op ti m iz
degı-
bü tü n olarak çalışmasındaki
akışının karmaş ık yo lu il e si st em in bi r
\ ~:) ·· ·· ..
. 1·1·....hayvan1ar a1emı,. sadece kırk kadar
r., ragmen
Olağanustü çeşıt ı ıgıne
·~ anatomik örgütlenme planına sahip olup her biri bir şubeyi tanım-
~ , \ ıar. Yani canlılığın önemli örgütlenme basamaklarını ifade ederler.
1
(yiy örnekler, kordatlar, yumuşakçalar ve eklembacaklılar gibi grupları
\ .. lJ I kapsar. Hayvan şubelerinin kökeui oldukça eskidir. Neredeyse eş-
~ zamanlı olarak Prekambriyen-Kambriyen geçişi olan ~600 ile ~500
my arası dönemde ortaya çıkarlar. Evrim örgütlenmenin bu düzeyin-
~ de kademeli azalmalar şeklinde çalışmıştır. Hayatta kalan soybatlan-
nın temsilcileri, izleyen katastrofik dönemlerde tekrar kısmen azala-
cak olan, yeni türlere: familyalara ve sınıflara farklılaşarak bağımsız
ekolojik nişleri işgal etmişlerdir. Özet olarak, tür sayısı genellikle
jeolojik zaman boyunca artarken, dalların çeşitlenmesi (ve böylece
canlı örgütlenme planlarının) Kambriyen'den günümüze azalmıştır.
Fosil hayvanlara ait izlere 600 my öncesinden daha eski bir zamanda
rastlamasak da, moleküler veriler daha eski bir kökene işaret etmektedir.
Erken çokhücreli organizmaların kayaçlarda kanıt bırakmak için oldukça
küçük ve narin olmaları olasıdır. Çin'de 635-550 my yaşlı Doushantua
İ jeolojik formasyonunda 200µ büyüklüğünde, ergin bir hayvanın olduğu
] varsayılan fosilin keşfi, bu yöndeki gidiş gibi gözükmektedir.
/1 ..:
3.s.1 / Evrimin Ana Soyhatları ve Akrabalık ilişkileri
j Son yıllarda yapılan araştırmalar, yaşayan ve fosil türlerin morfolojik ça-
'8 lışmalanndan çıkarsanan yaşam ağacını sorgulanmaktadırlar. Gel~ne~el
8 şemalar canlı dünyasında ökaryot ve prokaryotlar arasında basit bır diko-
Q tomi öngörür. Ancak, moleküler filogeninin en olağanüstü sonuçlarından
~
• Canlı Dünyanın Çeşitlenmesinde iş Başında Olan Mekanizma/ar
3
66
t. ___.........
Evreler
3.5 Canlı Dünyanın Çeşitlenmesinde Bazı Öne
mli
67
1enmede
n dolayı Kambriyen patlaması . .
.
---
eı<.anızmaıa,
açıga çı-
.. eli u·· .. .• Z amanın son unda (5 milyon yıl
' ö
kan floradan türe ve çun cu
n büy ük buzul dönemıerın ~c~)
görülen ve Kuv atem er. boy unc a dev am ede ın
.
etkisi altında şekillendi.
z
~
YAŞ ~ DEVİR
my N
o Neo jen
u
z
::::> Pale ojen mem elile rin
u- çeşitlenmesi
::::>
-65 ilk tims ahla r
",
Kre tase den izel sürü nge nler
-10 0 '
kuşların görü lme si angiospermlerin
·o baskın hale gelmesi
z ' ,,.
~ 0/:Jura karasal kaplumbağalar iğne yapraklıların
,C
'*· .~., çeşitlenmesi
y,;
C0 ilk kıkırdaklı
Dev oniy en balıklar
-40 0 bryo fitle r
zırhlı balıklar ilk karasal
Silu riye n agn athl ar bitk iler
~ Latimeria kalmıştır.
} Ortak bir atadan türeye n tetrapo d omurgalılar 3 70 milyon yıl önce _b~c~
~ geliştirmişlerdir. Eski hipotezlerin aksine, bunun suda yaşama kla hır ılgı
j, sı. yoktur. Daha çok dallarl a kaplı sığ sularda yaşamaya bir uyum olarak
. .
] açığa çıkmış olabilir. Karasa l hareke t için değişen bu üyeler, geleceğını
· olmuş olmalıdır
cı k ıyı ve kayalık sahille rde arayan ilk tetrapodların leh ıne
©
72 3 • Canlı DünyanınÇeşitlenmesinde iş Başında
------ ------ -----= --.::.. ,:::an 01
Mekan·
İnsan, temsilcileri yani yaklaşık 65 milyon yıl önce Eosen' den i~ib~en b~;.
nen ve Üçüncü zaman boyunca çeşitlenmiş olan primatların genış_bır :ar.
yasına aittir. Hominoid primatlar yaklaşık 20 milyon yıl_ önce_açıga ıaşanyı
Bu grubun çeşitliliği ve coğrafik yayılışı tartışmasız bır evnıııse~ (JiinÜ·
doğrular. Ancak bugüne ulaşabilen sadece birkaç familyas~. var do~ Asya
müz antropoidleri içinde iki dal biJinmektedir: Hylobates (Guney
3.5 Canlı Dünyanın Çeşitlenmesinde Bazı ône ll E
m vre/er
73
Gibonlar familyası
Orangutan
Goril
Şempanze
"'~ bu durumu Pave "biyolojik rulet" olarak adlandırır. Yani hem dıştan
dayatılan bir şans olgusu ve hem de içsel biyolojik mekanizmalarca
lN
üretilen bir şans olgusu vardır. Bu canlı varlıkların çeşitlenmesi ve
j yayılışında anahtar bir faktör olmalıdır. Kazaya uğramış şansa bir
"O
tepki şekli veya bir hayat sigortası. Buradan canlı toplulukların rast-
o
§ gele (stokastik) bütünler olduğu düşüncesine varırız.
cı
Q
,..
• Canlı Dünyanın Çeşitlenmesi
76
:. :. .. --3 -- -- -- -- -- --nde--iş Baş ında Olan M k .
-- ~ ~ eanızma/ar
Günümüzde bu tartışmayı nasıl özetl ~
i ı . Ev rim süreci kri z evreleri
emeliyiz?
tarafından belirlenir. Bu kri
türler doğal seçilim teorisinin ileri zl .
, .. . ~. sür düğ ü gibi dah a iyi pe-" en atlatan
terdiklerı ıçın degıl, daha .
çok kitlesel yokoluştan sorumluııoolrınans ..
çıktığı anda, hayatta ka1 1 . . l . 1· . gos-
ma arı ıçı n e verış ı bıyolojik öze ayın açı~
şansına sahip oldukları için geriye kal llik\ . ga
ırlar. Bu gibi biyolojike~ ta~ıın.a
daha önceden (ap rio ri) ve kitles
el yokoluştan sorumlu faktörlozellıkl
ğımsız olarak gelışm . . .
ıştır.
er
erden ba
Kitlesel yokoluş türleri şansa bağlı -
olarak korur veya eler H
ma veya ortadan ka1kma, her şeyd ..
en once mevcut bilgi tem· elin ayatta kal-
de .. ..
rülemeyen şans olayı bakımından
iyi veya kötü talihe sahip olın ong
nudur. Yaşayanları ku rbanlardan . . o-
ayırmanın hıç bır yolu yoktur Bua sor u-
canlı dünyası seçilimin işe karıştığı
zamanlardan ben. sur
·h·
alanın çok
.. egelen l l d" · · · b. ötesine uzana~ 0
o ay ar ızısının ır sonucudur Eg~' ç eski
rnu~
....
a t,,
i;l
·=
.ı:,
<Si
ij
1g.
.1(
.!:::l
.] 1
-.:ı
o
8
ıQ)