You are on page 1of 273

160 SAHII-i MUSLIM

Peygamber (S) buyurdu ki: «Her kim Islâmdan baka bir dine ya-
Her kim
lanci ve kastl olarak yemin edersc, o kimse dedii gibidir.
o seyle azab-
kendini bir cyle öldürürse, Allah onu cehennem ateinde
landrr». de öylcdir:
Bu, Sufyan'in hadis'idir. Su'be'ye gelince onun hadis'i
Rasúlullah (S) öyle buyurdu: «Her kim lslâmdan baka bir dine
kendini bir
yalanci olarak yemin ederse, o kimse dedii gibidir. Her kim
seyle keserse, kiyamet gününde yine o eyle kesilir»".

os (ui) - 1VA

178 (111) Ebû Hurcyre (R) öyle dedi:


*****
.. :

Rasûlullah (S) ile beraber Hayber'de hazr bulunduk. Rasûlullah,


1slâm ile isimlendirilenlerden biri için: «Bu, ate chlindendir» buyurdu.
Nihayet biz muharebeye giritiimiz zaman o zat çetin bir sava yapt.
Akabinde kendine bir yara isâbet etti. Rasûlullah'a, ya Rasûlallah! Biraz
evvel kendisi hakknda, «0, nar ehlindendir» buyurduunuz zat, bugün
gok getin bir harb yapt ve öldü denildi. Peygamber: «Onun yolu cehen-
nemedir» buyurdu. Nerede ise müslimanlarn bazs üpheye düecekti.
Onlar bu hâl üzerine bulunurlarken birdenbire «0, ölmedi, lâkin kendisin-
ede-
de çetin yaralar vardr» denildi. Gece vakti olunca, yaralarna sabr
meyip kendini öldürdü. Bu vak'a peygambere haber verildi. Bunun üze-
cenaze
50. Umeru'bnu Abdilâziz ile Evzaî müstesna blütün fakihler, intihar edenin (S)
namazn kilmakta kerahet olmadna ittifak etmilerdir. Çünkü Rasûlullahmüs-
butün müslimanlara namaz klmak adetini vaz'etmiler ve bundan hiçbir
liman istisna etmemilerdir (1lbnu Battal).
KITABU'L-1YMAN
161
rine Rasûlullah: «ALLAH BÜYÜKTrÜR, AHADET EDERIM KI MU-
HAKKAR BEN ALLAH'IN KULU VE ELÇIslyiM» dedi, sonra Bilâl'e
emir buyurdu, o da halk arasnda unu ilân etti:
«unda hiç üphe yok ki cennete müsliman nefisten bakas girmez
ve yine hiç üphesiz ki Allah bu islâm dinini (dilersc) fâcir bir kii ile
de teyid edip kuvvetlendirir ".

(ur)- AV4

179- (112) Sehlu'bnu Sa'd (R) dan: (öyle demitir:)


********

Rasûlullah (S) Hayber'de mürik Yahudilerle karlat ve iki ta-


kendi askeri karar-
raf ceng etti. (0 günün harbi sonunda) Rasülullah
dönmülerdi. Fa-
gâhna dönmü, öbirleri de kendi askeri merkezlerine
ki diüman ordusundan
kat Rasûlullah'in sahâbileri içinde bir kii vard
ayri düen, yahut orduya katulmami bulunan
Yahudinin peini birak-
mayip amansz takib ediyor ve
ona kilc ile vuruyordu. Sahâbiler: Bu-

da yaralannca ncisna dayanamyarak kendini


51. Harb meydannda iyi çarpiip §erhlerde buna
öldüren bu gahsn Kuzman adnda birlsi olduu söylenmitir.
aid bagka tafsilât da vardr.
S. Muslim, c. 1 -- F: 11
162 SAIHIII-t MUSLIM

göstermemitir; dediler. Bunun üzorinc Rasûlullah: «Fakat


,
gün bizden hiç kimse fulânn gösterdii yiitlik derecesinde bir yiitlik
cehen-
ncmliklerden!» buyurdu. Ashâbdan (Huzai Eksum adl) bir kii «Öyle
ise ben onu devaml olarak takib cder, gözctlerim» dedi. Râvi Ibnu Sa'd
der ki: Huzâalh sahâbi bu Kuzman ile beraber harb sahasina qkti ve
harb safnn neresinde durdu ise, o da onunla beraber durdu. 0, harbde
ne derece çeviklik gösterdiyse Huzâal da onunla birlikte çeviklik gös-
tordi. Râvi lbnu Sa'd der ki: «Nihayet Kuzman ar surette yaraland.
tutamak demirini yere, keskin
Acidan ölümii accle isteyerck klenn
zini da iki memesi arasna koydu. Sonra klica yüklendi ve bu surctle
ai
kendini öldürdü. Bunun üzerine Hûzaî Eksum, Rasûlullah'a vard ve: Ben
ahâdet ediyorum ki sen muhakkak Allah'in elçisisin, dedi. Rasúlullah:
Sana ne oldu? diye sordu. Huzai söyle dedi: Biraz önce ikretmi olduun
kimse hakikaten cchennemliklerdendir. Insanlar bu adamn cehennemlik
olduu haberini büyiütmülerdi. Ben bu adam sizin için takib eder, gö
zetlerim, dedim. Ve hakikaten ard sira çkp onun her harcketini ara-
turdim. Nihayet bu adam ar surette yaraland, öliününü acele isteye
rek kilicinin demirini yere, keskin azn iki memesi arasna koydu, son-
ra kilicnn üstüne yüklendi ve bu suretle kendini öldürdü. Bunun üze-
rine Rasûlullah söyle buyurdu: «insanlar arasnda böyle kimse vardr ki,
halka görünüüne göre cennet ehline yaraan hayrli iler yapar. Hal
buki o, cehennemliklerdendir. Yine insanlardan öyle kimse dc vardr ki
halka görünüüne göre cehcnnemliklere âid kötü iler yapar, halbuki o,
cennetliklerdendir».

J.

180- (113) Seyban dedi ki: Ben Hasan (Basri) den iit-
.

tim, öyle diyordu: Sizden önceki ümmetlerden birinde bir zat vard.
Kendisinde bir ikin yara hasl olmutu. Yara kendisini elemlendirdii
zaman deriden yaplm ok muhafazasndan bir ok çekti ve o ikinlii
yard. Artik kan dinmedi ve nihayet öldü. Rabbmz: «Ona cenneti haram
kldim buyurmutur. Sonra Hasan clini mescide uzatt ve öyle dedi:
Evet Allah'a yemin ediyorum ki bu hadis'i bana Rasúlullah (S) den u
mescidin içinde Cündiüb (R) tahdis etmitir.
kiTABU'L-1YMANN 163

181-C).. Cerir dedi ki: Hasan'dan duydum öyle diyor-


du: Bize Cundubu'bnu Abdillâh Beceli (R) u (Basra) mescidinin için-
de tahdis etti. Biz o hadis'i unutmadk. Cündüb'ün Rasûlullah (S) üze
rine yalan söylemi olmasndan da hiç korkmuyoruz. -Çünkü Ciündib
çok dorudur- Cündüp öyle dedi:
Rasúlullah (S) buyurdu ki: «Sizden önceki ümmetlerden bir kimse
de bir kinlik qkmt» diyerek geçen hadis tarznda hadis'in tamamini
zikretli.

(48) MiLLET MALINA HIYÄNETIN TAHRÎMINÍN AIRLII VE


GiRMEYECEINE
CENNETE MÜ'MINLERDEN BAKASININ
DAfR BB
-o00-

182 (114)
-
Umeru'bnu'l-Hattab (R) öyle dedi: Hayber
sahâbilerinden bir grup geldi, fu-
harbi olduu zaman Rasûlullah (S) in
sözii bir zata uratp fulân
lân ehiddir, fulân ehiddir, dediler. Nihayet
da ehîddir, dediler. Bunun üzerine Rasulullah (S):
da aba-
«Hayr! (öyle deil) ben onu çald bir bürde (hrka) yahut
164 SAHIH-t MUSLIM

dan dolay atete gördüm» buyurdu. Sonra Rasûlullah bana u cmri ver-
di: «Ey Hattab o a! Git ve halk içinde, ecnnete miü'minden bakns gir-
mez hakikatm nidâ et» buyurdu. Umer dedi ki: Eunun üzcrine Reslul.
lah'in yamndan çktm ve: Dikkat edin! u muhakkak ki Cennete mü'.
min olanlardan bakas girmez, diye nidâ ettim.

183 (115) Ebû Hureyre (R) öyle dcdi:


Peygamber (S) ile beraber Hayber harbine qktuk, netieede Allah bize
fetih ihsan etti. Bu fetihte altn gümü deil, sadece eya, yiyccck ve
giyecek maddeleri ganîmet aldk. Sonra Vâdi'1-Kura'ya gittik. Peygambe
r'in yannda Dubeyb oullarndan Rifâ'a lbnu Zeyd adlh bir kölesi vard.
Bu köleyi ona Cuzam kabilesinden bir kimse hibe etmiti. Vâdiye indii
rmiz vakit,Râsulullah'in kölesi kalkt ve devesi üistündcki rahlesine giri-
yordu. Tam bu srada kendisine bir ok isabet etti ve ölümü orackta vâki
oldu. Bunun üzerine biz: Ya Rasülallah! Ona ahadct miübârck olsun,
dedik. Rasûlullah: «Hayr Allah'a yemin ederim ki Hayber harbinde tak-
sim edilmemi olan ganimetlerden ald ibr emle (kisa örtü), onun is
tünde bir ate olarak alev alev yanmaktadr» buyurdu. Umer der ki:
Bundan insanlar korktu, bir zat bir tek yahut iki adet pabuç tasmast ge-
tirdi de: Ya Rasûlullah! Bunu Hayber giüniünde almtm, dedi. Bunun
üzerine Rasûlullah:
Ateten bir ayakkab tasmas, yahut ateten iki tane ayakkab tas
masi» buyurdu.
KiTABUL-IYMAN
165

(49) KENDI KENDINI öLDÜREN KÜFRE NiSBECT


EDILMEYECEINE DELIL BÅBI
-o00-
184- (116) Câbir (R) den: (öyle demitir:) Tufcylu'bnu
Amr ed-Devsi, Peygamber (S) c geldi. Ya Rasûlallah! Koruyucu bir
kal'aya, sana kötülük yapacaklardan, seni muhafaza edccek kimsclerin
yanina gider misiniz? dedi. (Câbir: Cähiliyet devrinde Devs'in bir kal'as
vard demitir.)
Allah hicrcti Medinc'li Ensar'a ayrd için Peygambcr, Tufeyl'in
teklifini kabul etmedi. Nihayet Peygamber Mcdine'ye hicret cttii zaman
Tufeylu'bnu Amr'da kavminden bir zat ile beraber Mcdinc'ye hicret ctti.
Fakat s1knt ve hastalk sebebi ile onlar Medine'de ikamet etmeyi sev
mediler. Tufeyl ile gclen zat hastaland ve hastalktan çok mütcessir ol-
du. Bu sebeple keskin mikaslarn ald ve onlarla kendi parmak cklem-
lerini kesti. Kesilen iki eli kuvvetle kan flkrtt ve neticede bu yiüzden
öldü. Sonra Tufeyl'bnu Amr onu ru'yâsnda güzel bir sûretde görmü, fa-
kat iki eli örtülü imi. Tufeyl ona: Rabbn sana ne yapt diye sormu.
o da: Peygamberinin yanna hicret ettiim için Rabbm beni mafiret
etti, diye cevap vermi. Bu sefer Tufcyl: Neden seni iki clini sarnlm1
görüyorum? diye sormu. Bana, kendi viicudundan bozduun eyi dü-
zeltmeyiz, denildi diye cevap vermitir. Tufeyl bu rüyay Rasûlullah'a
hikâye eti. Bunun iüzerine Rasûlullah: «Ey Allahm! Îki eli için de ma-
firet eyle» diye duâ buyurdu.
166 SAHIH-t MUSLIM

(50) KIYAMETE YAKIN MEYDANA GELECEK VE KALBINDE BÎR


PARÇA ÎYMAN BULUNANLARI KABZEDECEK OLAN RUZGR
HAKKINDA BB
-o00-
185- (117) Ebû Hureyre (R) öyle demitir: Rasûlullah
(S) buyurdu ki: «Muhakkak Allah Yemen'den, ipekten daha yumuak
bir rüzgâr gönderir de bu rüzgâr kalbinde (Ebû Alkama: Bir dâne mik-
tar, demitir. Abdulâziz ise: Bir zerre miktar) iyman bulunan hiç bir
kimseyi brakmaz, mutlaka ruhlarn alr».

(51)KIYAMET FITNELERININ BELIRMESÍNDEN ÖNCE


AMELLERE SARILMAYI TEVIK BABI
-o00-
186 (118) Ebû Hureyre (R) öyle dedi: Rasûlullah (S)
********

buyurdu ki: «(Ey Mü'minler!) Karanlk gecenin safhalar gibi olan kor-
kunc fitnelerden önce iyi ilerde biribirinizle sür'at yarna giriniz. O
fitneler srasnda insan miü'min olarak sabaha erer, kâfir olarak akama
dahil olur. Yahut mü'min olarak akama ular da kâfir olarak sabahlar.
Dinini dünyadan bir meta' mukabilinde satar» ".
52. Bu konuda blr hayli hadis'ler gelmitir:
YeryUzünde Allah Allah denilmez oluncaya kadar kyamet kopmaz».
eAllah Allah dlyen hiç blr kimse üzerine kyamet kopmaz» (Muslim, îymân,
zamaninin sonunda iymann gitmesi bâb'1). «Kyamet ancak serlilerin üzerine
kopacaktr».
KITABUL-1YMAN
167

52) MU'MININ AMELLERININ BOA GITMESINDEN


KORKMASI BÅBI
-o00-
187 (119) Enes (R) öyle demitir:
«Ey iyman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinden üstiin kaldr
mayn ve ona biribirinize barr gibi iri söylemeyin. Haberiniz olma-
dan amelleriniz hiçe iniverir» (el-Hucurât: 2) åyeti indii zaman Sâbitu'-
bnu Kays evinde oturdu. Ben nâr ehlindenim diyerck kendini peygambe-
rin yanina çkmaktan menctti. Peygamber (S) Sa'du'bnu Muâz'a: Ya Eba
Amr! Sabit ne halde, rahats1z m1? diye sordu. Sa'd: O benim komum
dur, rahatszln bilmiyorum, dedi. Sa'd ona gitti ve Rasûlullah'n sö-
zänü zikreti. Sâbit dedi ki: Bu âyet indirildi. Halbuki bilirsiniz ben,
sizin en yiüksck seslinizim, demek ki ben nâr chlindenim, dedi. Sa'd bunu
Peygambere söyledi. Rasûlullah: «Hayr o, cennet ehlindendir» buyurdu.

**

zAhirleri üzeredir. «K1


Bütün bunlar ve bu ma'nâdaki dier hadís'ler hep
tüzere muzaffer olup duracalktr»
yamet gününe kadar ümmetimden bir tàife hnk
onlar kyamet gü-
hadis'i dlgerlerine muhalif deildir. Çünkü Bunun ma'nasi,
bu yumuak rüzgâr
nünün yakn olup, alâmetleri zuhur ettigi sira, ruhlarn
demektir.
kabzedinceye kadar hak üzerinde devam edecekler
yaklamasna kadar onlarn
Bu hadis'te kiyameti alametleri ve kopmasnn
bakâlar ifade edillmigtir (Nevevi).
168 SAHIH-t MUSLIM

188- ( ) Enes (R): Sâbitu'bnu Kaysi'bni emmâs, Fn-


*********
ön-
sar'in hatîbi idi. Bu âyet nâzil olunca... diyerek Hammâd'n bundan
yok-
ceki hadis'i tarznda nakletmitir. Bu hadis'te Sa'du'bnu Muaz'n ad
tur.
Buradaki rivâyette Enes:
********

«Seslerinizi peygamberin sesinden iistiin kaldrmayn..» (cl-Hucu-


rât: 2) âyeti indii zaman.. diye rivâyet ctmi, fakat hadis'de Sa'du'bnu
Muâz'i zikretmemitir.
.. Buradaki isnadda Enes:
Bu âyet nâzil olduu zaman... diye söyledii ve hadis'i olduu gibi ri
vayet etti. Ancak Sa'du'bnu Muâz'i zikrctmedi.

(53) CAHÍLIYETTEKf AMELLERE MUKABÍL MUHEZE OLUNUB


OLUNMAYACAGI HAKKINDA BÅB

-000-

189-(120)
..
Abdullahi'bnu Mes'úd (R) söyle dedi: Bir
*******

yap-
takim insanlar Rasûlullah (S) a: Ya Rasúlullah! Câhiliyet dvrinde
Rasûlullah:
timiz günahlara mukabil ceza görecek miyiz? dediler.
RiTABU'L-1YMAN
169
Sizden Müslimanlkta giizel harcket yapan (içi ve
di ilc Islâm olan)
kimseler câhiliyettcki günahlarma mukabil ceza görmczler. F'akat Islâm-
da küfür ve kötülük yapan (biütiün kalbiyle lslâma
girmeyen) kimseler,
hem câhiliyet ve hem de islâm zamanndaki amellerine mukabil cezala-
nir> buyurdu ".

é o )- 1

190- (O Abdullah (R) söyle dedi


********
:

Ya Rasulallah! Câhiliyette ilediimiz amellere mukbail cczalandr1


hr miyiz? diye sorduk. «lslämda her iini giizcl yapan, câhiliyctte yaptuk-
larna mukabil eeza görmez. Islâmda kötülük cdeu ise, cvvel ve âhir bü-
tün ileri mukabilinde ccza görür» buyurdu.

141

191 (O Mincâbu'bu Hâris et-Temimi tahdis otti.


*** :Bize
Bize Aliyyu'bnu Mushir, A'me'den yine bu isnad ile onun benzeri hadis'i
haber verdi.

53. Tunun daha açlk takriri söyledir: ir kafir misliman olur ve míislinanltta
scbat edcrse, küfiür halinde ilediki günahl:rm hepsi afvolunur. Schat etmez
de tekrar küfre diöniüp irtidad ederse, o kimse hen cvvelki kiifür h:alinde ile-
digi fenaliyle, hen de iniüsliman oldulktan sonraki döncklii ve miirtedligiyle
muahaze olunur. Fakat bundan sonra mürtedliinden döniüp tekrar miüsliman
olursa, Ebû Hanife'ye göre:

:kiifredenlcre siöylc ki eer


vazgeçerlerse, Keçni giahlar mafiret oluna-
o kimse yeni batan müsliman sayilp,
cakt»r» (el-Enfal: 38) ayeti mucibince
namaz ve dier
yenidin 'iledii hayrla sevab alr. Irtidad halinde terkettigi
ibâdetlerin kazns lâzm gelmez.
:Kim iyman tnnimayip kâfir olursn,
herhalde bitün yaptr bouna gitmitir» («l Mâide: 5) Ayeti mucibince eski ibn-
detleri heder olduundan vaktyle yapt hacc ycniden ifa etmesi lAzm gelir.
170 SAHIH-t MUSLIM

siitsitá.

(54) 1SLÄMA GIRMEK ÖNCEKI GUNAHILARI YIKAR, HICRET


ETMEK VE HAC YAPMANIN DA BÖYLE OLDUU BÅBI

192 (121) .. :lbnu umâme


o00-
el-Mehri söyle demitir: Ölüm
hastaliinda iken Amru'bnu As'n yanna geldik. Uzun süre alad ve yü-
zünü duvardan tarafa gevirdi. Olu Abdullah: Babacm! Rasûlullah se
ni ununla müjdelemedi mi? Rasûlullah seni ununla miüjdelemedi mi?
demeye balad. fbnu umâme dedi ki: Bunun üzerine yüzünü bize dön
dürdü ve unlar söyledi: Muhakkak ki hazrladm eylerin en fazilet
lisi LA ILÄHE ILLÄLLÄH VE ENNE MUHAMMEDEN RASULULLAH
ahâdetidir. Muhakkak ki ben üç hal üzere bulunmuumdur. Diüündiüm
KiTABU'L-1YMÂN 171

ki bir vakitler Rasúlullah'a benim kadar kinli kimse yoktu. Muktedir


olup da onu öldiirmii
olmalklm kadar heni sevindirccck bir sey de
yoktu. Ite eer ben bu hal üzere ölmü olaydm, muhakkak ate chlin-
dcn olacaktm.
Allah Isläm kalbime koyduu zaman Peygambere geldim ve uat
elini sana bey'at edeyim, dedim. Hemen sa
elini uzatti, ben de elimi
tuttum. Ey Amr neyin var? diyc buyurdu. art komak istiyorum, de-
dim. Neyi art kouyorsun? buyurdu. Mafiret olunmaklmi, dedim.
Bilmedin mi ki islâm kendinden önceki günahlar yok eder? Hicret ken-
dinden oneeki günahlar yok eder? Hac da kendinden önceki günahlar
yok eder buyurdu. Bundan sonra bana Rasûlullah (S) dan daha sevgili
ve gozümde ondan daha ulu hiç bir kimse kalmamtr. Ona kar duydu-
gum saygidan dolay gözlerimi doyura doyura ona bakmaya muktedir ola
miyordum. Eer onu tavsif ctmckliim bendcn istense buna tâkat gcti
remem. ünkü ben gözlerimi doyura doyura ona bakamazdm. Ite bu
hal üzere ölmü olsaydm cennet ehlinden olmaklm kuvvetle iümit
ederdim.
Sonra bir takm eylere tâbi olduk ki onlardaki halimin ne olduunu
bilmiyorum.
Ben öldüüm zaman cenâzemi hiç bir alayci ve hiç bir ate takip
etmesin. Beni defnetliiniz zaman iüzerime toprak scrpiniz. Sonra kab
rimin etrafnda bir devenin kesilip de etinin taksîm edilebilecei zaman
kadar oturun ki sizlerle yerime liaym ve Rabbimin elçilerini nasl kar-
slayacagm göreyim.

193- (122) .. Îbnu Abbas (R) dan: (söyle demitir:)


Mügriklerden birtakim kimseler insan öldürmüiler ve bunda çok
ileri gitmiler, zinâ etmiler ve bunda da çok ileri gitmilerdi, Sonra
172 SAHIH-1 MUSLIM

bunlar Muhammed (S) e geldiler ve öyle dediler: üphesiz ki senin


tebli ettiin ve kendisine davet eylediin Islâm dini muhakkak güzel-
dir. Eer bize vaktiyle ilediimiz bunea cinayetin bir keffâreti bulun-
duunu haber versen! Bunun üzerine u (maâdeki) âyet nâzil oldu:
«Onlar ki Allah ilc birlikto baka bir Tanrr'ya duâ ctmezlrr, Allah'm
haram kild can haks: yere öldürmezler, zinâ ctmezler. Her kim bun-
lar yaparsa ar
cczaya urar» (cl-Furlkân: 68).
Bir de u âyet nâzil oldu:
«Dc ki: Ey ncfsilcri alcyhine israf ctmi kullarm! Alah'n rahme
tindcn ümidi kesmcyin, çinkii Allah bitiün günahlur mafirct buyurur,
siphesiz ki o, Gafûrdur, Râhimdir» (cz-Ziümer: 53) ".

(55) KÄPiRIN ISLMA GIRMEsINDEN ÖNCEKI IYl AMELLERI.


NIN HUKMUNU BEYAN BBI
-oO0-

194 (123) :Hakimu'bnu Hizâm (R) öyle haber vermi-


tir: Hakim, Rasûlullah (S) a: Câhiliyet devrinde yapageldiim birtakm
ibadet ileri hakknda ne buyurursun? Bu ibadetlerde benim için bir ecir

54. Bu Ayetin Kur'an-i Kerim'de en çok lümit veriet ilaht bir hitap oldugu bildirilir.
Su kadar kl bu ziyade tümit, gurur ve ma'sayete tegvlk degil, ancak en agir cl-
rüm ve chnayet isleyenlerin bile timitsizlige dümiyerek tevbe ve istigtar ile
ilahi inayete dehâlet etmelerini talimden baret olduu bilinmelidir.
KiTABU'L-1YMÂN 173
var midr? diye sordu. Rasûlullah ona: «Sen mâzide
üzerine müsliman oldun» cevabn
ilediin hayrlar
vermitir ".
Tahannus, taabbud demcktir.

195- () :Hakimu"bnu Hizâm (R) öyle haber vermitir:


Hakim, Rasûlullah (S) a:
Ey Allah'in clçisi! Bana baz ilerin hiükmünden haber verir misin?
Ben câhiliyet devrinde sadaka, yahut köle azad ctmek, yahut akrabaya
iyilik nevinden birtakm ibadetler ilerdim. Bu ibadetlerde benim için
bir cir var midr? diye sormutu. Rasûlullah eevabinda: «Sen mâzide
yaptiin hayirlar üzcrine müsliman oldun» buyurdu.
.. Bu rivâyette Hakîm öyle demitir:
Ben, ya Rasûlullah! Birtakm iler var ki câhiliyet devrinde onlar

55. 1bnu Battal ve diger muhaklkukler: «Hadis zAhiri üizeredir. Kafir Isläm olupP
da islam lzere ölürse, küfür halinde iken iledigi hayrlarn sevabna nail olurs
demilerdir.
Ey Hakim! Sen mâzideki hayrlarnn hasenatn iktisab ederek Misliman ol-
dun» kavlinin ma'nâs üzerinde âlimler u fikirleri ileri sürmiilerdir:
a. Hadis'in ma'nâs: Ey Hakim, mâzide kazandin iyi tabiatlarla islam
oldun. Müslümanlkta bu selim tabiatlarn ilce mlüstefid olursun, demektir.
b. Cahiliyette 1ledigin hayrlar ile iyi bir nam aldn ve bu ictimni sere-
finle musliman oldun, denilmi oluyor.
c. Islamdaki hayrlarnn hasenat itibariyle zlyade olmas, ecrinin çoal-
mas gibi bir ma'nAya hamledilmek de uzak deildir.
174 SAHIH-t MUSLIM

yapiyordum. (Hiam: Onlarlà insanlara iyilik ve Allah'a yallamak is-


tiyordum demek ister, demitir) Rasûlullah (S): «Sen kendin için ma-
zide ilediin hayrlar üzorine miüsliman oldun» buyurdu. «Alah'a ye.
min ederim ki Ben câhiliyette yapm olduum hig bir eyi terketmeyip
muhakkak onun benzerini Islâm devrinde de yapmi olacam» dedim.

196- () Bu isnaddaki râviler: Hakimu'bnu Hizâm, câ


hiliyet devrinde yüz köle azad ctti, yüz deve üzerine yiükledii malni
da sadaka yapt. Sonra lslâm devrinde de yüz köleyi hürriyete kavu
turdu ve yiüz deve yükü mal da sadaka yapt. Sonra Peygamber (S) e
geldi diyerek yukaridakilerin hadis'i tarznda tahdis etmilerdir.

(56) 1YMANDA SAMÎMÍYET VE IHLS BBI

-000-
197- (124) ... Abdullahi'bnu Mes'ûd (R) söyle dedi:
*******

elyman cdip dc iymanlarina zulim karrtrmayanlar, ite eminlik


onlar içindir, doru yola gidenler de onlarar» (el-En'âm: 82) âyeti nâzil
olduu zaman bu, Rasûlulah'in sahâbilerine ar gcldi. Ya Rasûlallah,
bizim hangimiz nefsine zulmetmez dediler. Rasûlulah onlara: Äyetteki
zulüm sizin sandiniz gibi deildir. O ancak Lukman'n oluna söylemi
olduu u irktir:
KITABUL-iYMAN
175
«Ey ojuleuum! Allah'a ortak lcoma. Çünkü irk clbette büyiük bir
zulümdür» (Lukman: 13) *.

s) lGi:y6. Iq% ()-11A

. A A

198- ) .. Burada
Îsa'bnu Yunus, fbnu Mushir ve Ibnu
idris bunlarn üçü de A'me'den bu isnadla rivâyet etmilerdir.
Ebû Kurayb dedi ki: îbnu ldris öyle
demitir: Bu hadis'i bana
evvelâ babam, Ebânu'bnu Talib'den, o da A'me'den diyerek takrir ct-
mitir, sonra bu hadis'i ben Eban'dan dinledim.

56. 1ymana girk katmak ve münafklhk yapmak veya irtidad etmek yani dinden
176 SAHÍH-t MUSLIM

(57) MÜNEZZEH VE ULU ALLAHIN ANCAK TKAT GETiRILE


CEK EYLERLE MÜKELLEF KILDIINI BEYAN BBI

199- (125)
. :
-o00
Ebù Hureyre (R) 5öyle dedi: Rasûlullah (S):
«Allah'indr hep o göklerdeki ve ycrdcki, siz nefislerinizdekini açsaniz
da gizleseniz de, Allah onunla sizi hisába çcker, sonra dilediine mafiret
eyler, diledigine de azab. Ve Allah her seye halkkyle kadirdir» (cl-Ba-
kara: 284) âycti nâzil olduu zaman bu, Rasûlullah'n sahâbilerine id-
detli geldi. Bunun üzerine Rasúlullah'a geldiler, sonra diz kapaklar üze-
rine diz çöktüler ve öyle hitap ettiler: Ey Allah'n clçisi! Amellerden
tâkat getircbilcccimiz eyler ile miükellef klndk. Bunlar namaz, oruc,
cihad ve zekâttir. Halbuki sana su âyet indirilmitir. Biz ona takat geti-
remeyiz.
Rasúlullah öyle buyurdu: Sizden önccki iki kitap sâhiplerinin de-
dikleri gibi igittile ve isi olduk sözinü mii söylemelk istiyorsunuz? Ha-
yir öyle deyiniz: elittilk itiat ryledilt, gufrâmnm dile viz cy Rabbmiz,
gidi ancale sanndr2. Sahâbiler: Iittik ve itânt cyledik, gufrânn dilo-
riz ey Rabbmz, gidi ancak sanadr, dediler. Cemaat bunlar okudukça
dilleri bu sözlere yatti. Bunun arkasndan Allah u âyctleri indirdi:
«Peygambcr, Rabbndan nc indirildi isc ona iyman gctirdi. Mit'min-
ler de her biri: Allah'a, onun melcklcrinc, kitaplarna, pcyyambcrlcrine
Peygamberlerinden hiçbirisinin arasnt ayrmayz diye- iyman gctir
dilcr ve Rabbimis emrine icâbct ve itûat cttik, mafirctini dileris ve dö-
nü ancale sanadr» dediler (el-Bakara: 285).
Bunu yaptklar zaman Allah Taâlâ onu tefsir buyurarak u kism in-
dirdi: Allah kimscye kudrctindcn öte tcklif yapmas. Herkcsin kazand
lehine, yüklendii alcyhincdir. Ey Rabbimia! Eer unutiuk veya kasdi-
mia olmiyarale yaptiksa bizi suçumuzla cezalandrma. (Bu duâlar Pey-
gamber okudukça Allah tarafindan öyle yaptm diye icâbet buyurulmu-
tur.) Ey Rabbimiz! Hem bize, bizdcn cwvelkilere yüklediin gibi
yiük yükleme (Evet buyurdu). By Rabbimiz! Hem de bize tákatimiz ol-
ar
mayam yükletme! (Evct buyurdu). Ve bizden giünahlarmn afiv cyle vo
çikmak olur. Mürik ve münáfk olmyanlarn
sûretiyle mazhar olduklar emn
eman cehennemde devaml kalmaktan emin olmalardr. Yoksa Asiy kimselere
azap dokunacng birçok naslarla sabittir.
KtTABU'L-iYMAN 177

bizlere mafirct kal, bize merhamet buyur. Sensin mevlâmiz, kâfirler gi-
ruhuna kar da bizc yardm cylc!» (Evet buyurdu) (el-Bakara: 286).

: Ibnu Abbas (R) söyle


200 (126) demitir:
«Siz nefislerinizdekini açsamz da, gizleseniz de Allah omunla sizi hi
saba çeker» (el-Bakara: 284) âyeti indii zaman kalblerine baka hiç bir
ey sebebiyle girmemi olan bir ey, bu sözlerden dolay onlarn kalble-
rine girmitir. Bunun üzerine Nebiy (S): iittik, itaat ettik ve kabul
ettik deyin, buyurdu. Allah onlarn kalblerine iyman koyuverdi. Mütaâ-
kiben Allah Teâlâ u mealdeki âyeti indirdi: «Allah kimseye kudretin-
dcn öte teklif yapmaz. Herkesin kazand lchine, yiüklendii aleyhincdir.
Ey Rabbrmiz! Eer unuttuk, yahut kasdmiz olmyarak yaptksa bizi su-
çumucla cezalandarma. (Allah: Öyle yaptm buyurdu) E'y Rabbimiz! Hem
bize, bizdcn evvelkilere yiüklcdiin gibi ar yik yükleme! (Öyle yaptm
buyurdu), ve bizden günahlarmin afiv cyle, bizlere majfirct eyle, bize
merhamet buyur. Scnsin mevlâmie» -
Öyle yaptm buyurdu- (el-
Bakara: 286).

S. Muslim, c. 1 - F: 12
178 SAHÍH-t MUSLIM

(58) NEFSÍN KONUMASINI (kötii tasarlarn) VE KALBE GELEN


FEN FIKÍRLERi FitL SAHASINA ÇIKMADIKLARI ZAMAN
ALLAHIN AFFETMESÍ BBI

-o00

201 (127) Ebû Hureyre (R) öyle dedi:


Rasúlullah (S): «Allah, dil ile söylemedikleri, yahut fi'len yapma-
diklar müddetçe ümmetimin gönüllerinden geçirdikleri günaharin ce-
zalandrmamtr» buyurdu.

202 ()
. Ebû Hureyre (R) öyle dedi: Rasûlullah (S):
«Aziz ve Celil olan Allah, fi'len yapmad, yahut dil ile söylcmedii
müddetçe ümmetim fertlerinin gönüllerinden geçirdikleri günahlarn
cezalandrmamtr» buyurdu.
:Mis'ar, Hiâm ve Seybân cemi'an Katâde'den bu isnad ile
geçen hadis'in benzerini tahdis ettiler.
kITABU'LtYMAN 179
(59) KUL, BlR IYILIK YAPMAYA NIET ETTII ZAMAN
YAZILACAI, BlR KÖTÜLÜK YAPMAYA NiET ETTlGI
ZAMAN ISE YAZILMAYACAINA DIR BAB
-o00-
203 (128) Hureyre
Rasûlullah (S)

unu söyledi:
(R) öyle dedi:
«Aziz ve Celil olan Alah, (Mcleklerine)
söyle buyurmutur: Kulum fena bir i yapmak istediinde onu hemen
aleyhine yazmayn. Eer o
ii yaparsa onu bir tek seyyie olarak yazin.
Kulum bir iyilik yapmak niyet eder de bunu yapamaz ise, niyetini bir
hasene olarak yazn. Sayet niyetini yaparsa bu sefer bunu on olarak
yazn.»

204- ( . :Ebû Hureyre (R) den:


Rasûlullah (S) öyle dedi: eAziz ve Celíl olan Allah buyurdu ki,
kulum bir iyilik yapmaya niyet eder de yapamazsa niyetini kendi lehine
tam bir iyilik olarake yazdm. Eer omu yaparsa on iyililketen ycdiyiüz ka-
tna kadar hasencler hâlinde yazdm. Bir kötiülilk yapmay tasarlar da
bu yapmazsa bu diüsüncesini kendi aleyhine yaznmadm. Ejer ileyib
gcrçekletirirse, onu da bir tek kötiüliük olarak yazdnm.»
180 SAHIH-t MUSLÍM

205- (129) . Hemmâm: Bu, Ebû Hureyre'nin bize Allah'in


Rasülü Muhammed (S) den rivâyet etikleridir, demi ve birçok hadis ler
zikertmitir. Onlardan biri de udur: Ebû Hureyre (R) dedi ki: Rasúlul-
lah (S) unu söyledi:
«Aziz ve Celil olan Alalh öyle buyurdu: Kulum bir iyilik yapmay
(zihninde) konutuu zaman, yapmad halde ben onu kendi lehinde bir
iyilik olarak yazarm. Eer yaparsca ben bunu on misli ile yazarim. Bir
kötülük yapmay (gönlünde) konuur da yapmazsa, bu kötü niyctini
mafiret ederim. Eer bunu gerçekletirirse yapti kötülüü aynyle
yazarim».

Sonra Rasúlullah sunu söyled.: <Melekler: Ey Rabbimiz! Su kulun


bir kötülük yapmak istiyor, dediler. (Allah onu en iyi gören olduu hal-
de) onlara: Onu gözetleyin, eer kötülüiü ilerse, yapt kötülüü ken-
disi igin aynyle yazn. Sâyet kötülüü brakr, yapmazsa bunu kendi
lehine bir iyilik olarak yazn. Çünkü o kul kötülüü ancak benim hatrim
için terketmitir» buyurur. Rasûlullah yine öyle buyurdu: «Sizden her-
hangi biri hakiki miüsliman olursa, igleyccci iher iyilik on misliayle yedi-
yiiz misline kadar kat kat yazrbr. Yapaca her kötiüliük ise aynyle ya
zhr. Bu, tâ Allah'a kavusuncaya kadar böyle gider.

206- (130) *******


Ebû Hureyre (R) öyle dedi:
Rasûlulalh (S) buyurdu ki: «Her kim bir iyilik niyet eder de yapa-
mazsa lehine bir iyilik yaznlr. Ve her kim de bir iyilik niyet eder ve
onu yaparsa lehine on ila yediyiz misline kadar kat kat olarak yazlr.
Her kim bir kötülük niyet eder, fakat onu yapmazsa bu yazlmaz. ve
eer bunu yaparsa yazlr.
KITABU'L-IYMAN
181

207- (131) Ebû Recâ el-Utâridi, tbnu Abbas'dan, o da


*******

Rasûlullah (S) dan tahdis etti. Rasûlullah: Rabb


rivâyet etii bir hadis'te söyle buyurdu: «Allah, Tebâreke
ve Taâldan
eyanin güzclliklcrini,
fcnalklarn yazd (takdir ctti). Sonra giizcllerin gizclliini, fcnalarn
da çirkinliklerini açklad. Hcr kim bir giüzclik
yapmak dilcr de onu ya-
pamazsa, Allah o kimse hisabina lkcndi divânnda tam bir hascne (iyi
lik, güzcllik) yazdrr.Ejcr o kimsc güzcl bir ig yapmak ister vc yaparsa,
Aciz ve Celil olan Allaho kimse hisabina kcndi divannda on hascnc se
vábndan yediyiüz misline ve hattâ daha çok cmsâline kadar iyilik scvabn
yazdrir. Her kim de kötü bir i yapmalk ister de ou yapmazsa, o kim-
scye de kndi divaninda tam bir hascne sevabr yozdrr. Ejrr o kimsc
fcna bir i yapmak ister vc o fenal yaparsa, AUah (onun aleyhine)
bir tek kötiüliik günahi yazdrnr»"

57. «Allah Taâlâ esyann güzelliklerini ve fenalklarn takdir etti, sonra güzellerin
gilzelligint, cirkinlerin çirkinligint beyan buyurdu ctimlest Fikih Usnia ve ke
1am 1limlerinde bahsedilen Tusn ve Kubh, nkli midir, ser'i midir ? konusuyla ilgi-
1idir. Sünnet ehll ile Mu'tezile arasndn ihtilar edilen bu meselede, siünnet chli
mezhebine göre esyada glizelligi, çirkinligi Allah takdir edip güzellerin ilenme-
sini, çirkinlerden saknilmasn emretmitir.
Mu'tezile'ye göre de esya bizatihi giizel veya çirkindir. Glüzel, glüzel oldugu
için emrolunmutur. Bizatihi çirkin de, fena olduu için nehyolunmutur. Sünnet
ehline göre eyadaki güzellik, çirkinlik zati deildir, Allah'in takdiriyle hâsil olan
arizi bir vasftr. Allah namazn fenalin takdir etseydi o çirkin olurdu. errin
güzelligini irâde buyursayd bu da güzel olurdu,
Sünnet ehline göre Allah Taâla güzelin ilennmesini emrettikten sonra, kul
lar, güzeldeki güzellik vasfn anlyabilirler. Sünnet ehlinin bu tezi «Güzel, Allah
emretti de öyle güzel oldu. Çirkin de Allah nehyetti de öyle öyle çirkin oldu»
cümlesiyle ifade olunur.
Mu'tezile'ye göre Alah emretmezden önce de beer idrâki eyndaki giüzel
1gi anlar ve Allah, me'môrun bih güzel oldugu lçn emretmitir. Mu'tezile'nin
tezi egüzel, güzel oldugu için emir, fena da çirlkin oldugu için nehyolungu» cüm-
leslyle 8zetlenir.
Hadts'in 1k fikras sunnet ehll görugünü teyid etmektedir.
182 SAHIH-I MUSLIM

208 ) Bize Yahyâ tahdis etti. Bize Câfc


Yahya'bnu
ru'bnu Suleyman, el-Ca'd Ebû Usman'dan bu isnadda olarak Abdulvâris
hadis'inin ma'nâsyle tahdis etmi ve unu ziyade klmitr: Allah'in
bunca bolluk ve ikramlarna ramen ancak kendini bunlardan mahrûm
eden helâk olur».

i by Ju 3-J J (1)

(60) YMANDA MEYDANA GELECEK VESVESE VE BUNU


KENDINDE HISSEDEN KIMSENIN NE SÖYLEYECEINI
BEYAN BÅBI

o00-

209 (132) Ebû Hureyre (R) öyle dedi:


Peygamber (S) in sahabilerinden birtakm insanlar geldi ve peygam-
bere unu sordular: Biz kendi nefislerimizde öyle seyler hissediyoruz ki
herhangi birimiz onu söylemeyi bile büyük günah sayar. Rasûlullah:
Hakikaten biiyük günah saymay kendinizde hissettiniz mi?» diye sordu.
Onlar: Evet (hissediyoruz) dediler. Rasúlullah: «Vesveseyi söylemeyi bi-
yük günah saymaklnz iymann sarihliidir» buyurdu.

..
210- )
:
u'be ve Ammâr'bnu Zurayk her ikisi de
A'me'den, o da Ebû Salih'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Peygamber
(S) den bu hadís'i rivâyet etmilerdir.
KITABU'L-IYMÄN 183

211- (133) .. Abdullahi'bnu Mes'ûd (R) öyle dedi: Pey-


gamber (S) e vesvese soruldu. Rasûlullah: «Bu, iyman hâlis klmak
(alâmeti) dir» buyurdu.

212- (134) *** ..


Ebû Hureyre (R) söyle dedi:
Rasûlullah (S) buyurdu ki: «lnsanlar biribirine bir takm sualler
sormakta devam edecekler, hattâ ite u da söylenir: Mahlûkat Allah
yaratti, fakat Allah'i kim yaratmtr? Her kim bu neviden bâtl bir
seyi kendisinde hissederse o hemen: Ben Allah'a iyman ettim, desin» ".

213 :Ebû Sa'id el-Mueddib, Higamu'bnu Urve'den


bu isnadla tahdis etti ki Rasûlullah (S) söyle buyurmutur: «Seytan
herhangi birinize gelir de: Semây kim yaratt, yeri kim yaratt? der.
o da: Allah diye cevap verirs. Sonra geçen hadis'in benzerini zikretti.
Bunun sonunda: «Ve Rasil ine (de inandim)> sÖzil ziyadedir.

58. Bunun ma'nási, akln gelen bu kabil batl fiklrlerden yluz çevirmek ve bunlari
gldermesl için Allah'a iltica etmektir.
HAtura iki k1simdr: Birl zihinde karalagmyan ve bir güphenin celbetmedil
hatiradr ki böylesi sadece brakvermekle zAll olur. Bu, vesvese denllen geydir.
Bunlar blr delle ve asla dayanmadklar için, bir asil ve delle istidiAle hacet
kalmadan yikilr giderler. 1kinels! ise bir glüphenin meydana getirdigi kararh
dulnceler ve fikirlerdir. Bunlar ancak delller ve istidlaler ile deffedilirler..
(MazirM).
184 SAHIH-1 MUSLIM

) .. Ebû Hureyrc (R) söyle dedi:


214-
Rasûullah (S) buyurdu ki: «Seytan sizden herhangi birinize gelir
de: Böyle ve böyle yaradan kimdir? der. Hattâ sonunda ona: Rabbn
kim yaratt? der. Imdi seytann vesvesesi Rabbniza kadar ulanca o
vesveseli kii hemen EUZU BlLLH1 MINEEYTÁNIRRACÎM diyerek
Allah'a sinsn ve vesveseye son versin.
.. Ebû Hureyre öyle demitir:
Rasúlullah (S) buyurdu ki «Seytân kula gelir de, böyle ve böyle
yaradan kimdir? der>. Bu da bundan önceki lbnu ihâb'in kardei olu-
nun hadis'i gibidir.
KITABU'L-1YMAN 185

215 (135) Ebû Hureyre (R) den: Peygamber (S) öyle


buyurmutur: «lnsanlar size ilmi sormakta devam cdecckler, hattâ öyle
diyecekler: Bizi yaradan Allah'dr, fakat Allah'1 kim yaradmlr?»
Ebû Hûreyre birinin elini tuttuu halde öyle dedi: Allah ve Rasûlü
doru söylemitir. Bana iik kii sordu, üçüncüsü de budur. Ynhut söyle
dedi: Bana biri sordu, 'ikincisi de budur.
Yine buradaki râviler, Ebû Hurcyre: «lnsanlar sualden
vazgeçmezler» dedi, diyerek bundan önceki Abdulvâris hadis'inin benze-
rini rivâyet ettiler. u
kadar var ki kendisi bu isnadda Peygamber'i zik-
retmedi. Lâkin hadis'in sonunda: Allah ve Rasûlü doru söyledi dedi.
Ebû Hureyre öyle dedi: Rasûlullah (S) bana dedi ki: «Ya
...:
********

Eba Hureyre! Insanlar sana sual sormaktan vazgeçmezler. Haltâ: (Her


seyi yaradan) bu Allah'dr. Fakat Allah'i kim yaradd? derler».
Ebù Hureyre dedi ki: Ben mescidde bulinduum srada bana bede-
vilerden birtakm insanlar çkageldi. Sonra, ya Eba Hureyre! (Her seyi
yaradan) bu Allah'tr, fakat Allah'1 kim yaradd? dediler. Râvi der ki:
Ebù Hureyre avucu ile ufak talar ald ve onlar talad, sonra: Kalkn,
kalkn! Benim dostum doru söylemistir, dedi.

216- ()
..
Yezidu'bnu Asamm dedi ki: Ebû Hureyre'den
duydum, öyle diyordu. Rasûlullah (S) buyurdu ki: «lnsanlar size mu-
hakkak her seyi soracaklardr. Hatta onlar: «Her seyi Allah yaradd.
Peki onu kim yaradd? diyeceklerdir.
136 SAHÍH-1 MUSLIM

217 (136) :Enesu'bnu Mâlik (R) dan:


*******

Rasúlullah (S) söyle buyurdu: «Aziz ve Celil olan Allah söyle bu


yurdu: eHiiç üphe yok ümmetin, bunun hali nedir, bunun hali nedir?
diye pck çok sualler sormaktan vazgeçmiyecckler. Hatta: Mahlükatu
Allah yaradd, fakat Allah'i kim yaradmtr? diyeceklerdir» "
:Cerir ve Zâide her ikisi de Muhtar'dan o da Enes (R) dan,
o da Peygamberden bu isnad ile o hadis'i rivâyet ettiler. §u kadar var
ki lshak: «Allah, muhakkak senin ümmetin buyurdu, dedi» ksmini söy-
lememitir.

(61) BlR MUSLUMANIN HAKKINI YALAN BÍR YEMINLE


KENDINE ALAN KIMSEYE ATE VADEDÍLMESI BABI
-o00-
o00Umâme
218 (137)
.
Ebû (R) den, (öyle demitir:) Ra-
súlullah (S): «Her kim müsliman bir kimsenin hakkn yemini ile kendi
59. Had1s'tekl, Allah'1 kim yaratmitr? sözli, en kötl seytan telkinlerindendir. Kal-
nati yaradan Allah Taâlá'nn bir yaratma eserl olmas aklen de naklen de mu-
haldir, Allah'lk giarna nykridr. Bunun glbl seytani vesveselere kaplan kim-
seye en iyi i, bundan evvelki hadis'te ögretildii gibi eytann telkinatndan
Allah'a EUZU BlLILAII MiNESSEYTANIRRAcIM diyerek sinmaktr.
KITABUL-IYMAN 187

üzerine alhrsa, Allah onun için atei vâcib klmg ve kendisine cenneti
haram etmitirs buyurdu. Bunun iüzerine bir kimse: O hak eok az bir
sey olursa yine böyle mi olacak ya Rasûlallah? diye sordu. Rasûlallah:
«Misvak agncndan bir çubulk olsa da böyledir» buyurdu.

219- ) : Bu hadis'i bize Ebû Bekri'bnu Ebi eybe, Ishà-


ku bnu Ibrahim ve Hårûnu'bnu Abdillah cemi'an Ebû Umâme'den, o da
Velidu'bnu Kesir'den, o da Muhammedu'bnu Kâ'b'dan tahdis etti. O da
kardei Abdullahi'bnu Kâ'b hadis söylerken iitmitir. Ona da Ebû Umâ
mete'1-Hârisi tahdis etmi ki kendisi ayn hadis'in benzerini Rasûlullah
(S) den iitmitir.

220 (138) Abdullah (Tbnu Mes'ûd) dan: Rasûlullah (S)


söyle buyurmutur: «Her kim nefsini yalana zorlayb yalan, bir yemin
eder de kendisi bu yemíninde yalanc olduu halde bununla müsliman
bir kimsenin maln koparp kendine alrsa, Allah'in gazabna uryarak
Allah'a kavugurs.
Eg'asu'bnu Kays içeri girdi ve: Ebû Abdirrahman size ne tebli edi-
yor? dedi. Oradakiler: Böyle böyle söyledi, dediler. Bunun üzerine: Ebû
188 SAHII-I MUSLIM

Abdirrahman doru söyledi. Benim hakkmda âyet nâzil olmugtur. Be.


nimle bir kimse arasnda Yemen'de miünakaal bir arazi vard, Ben o
kimseyi Rasûlullah'a dava cttim. Rasûlullah bana: Bir delilin var midr?
diye sordu. Ben hayr, dedim. Rasúlullah öyle ise onun yemin etmesini
iste, buyurdu. Ya Rasûlallah! Yalan yere yemin eder, dodim. Bunun üzc
rine Rasûlullah (S): «Her kim yalan bir yemin cder, kendisi yemininde
yalanc olduu halde bu yeminle miüsliman bir kimscnin maln kopan
rirsa Allah'n gazabna uram olarak Allah'a kavuur» buyurdu. Bunu
takiben u (mealdeki) âyet nâzil olmutur: «Fakat onlar O A lah'm
ahdini ve kendi yeminlerini birkaç paraya satanlar, ite onlarn âhirette
hiç bir nasibi yoktur, Allah onlara kelâmile hitap ctmiyecek ve knya-
met güniü nazar buyurmayacak ve kendilerini tcmize çtkarmayacaktr.
Onlarn hakk clim bir azabdr» (Ålu Imrân: 77).

221- (). Abdullah 1bn Mes'úd (R):


Her kim bir yemin cder de, ycmininde yalanc olduu halde bu ye-
min ile herhangi bir mala hak kazanrsa, Alah'n gazabna çarplarak
Allah'a kavuur, dedi. Sonra A'me'in bundan önceki hadis'i tarzinda
zikretti. Fakat o, burada söyle demitir: Benimle bir kimse arasnda bir
kuyu yüziünden bir da'vâ vard. Rasûlullah'a husûmetimizi arzettik. Ra
sûlullah (S): Sana iki åhidin ahâdet cdecei ey vardr. Yahut, onun
yemini vardr, buyurdu.

222 )
bnu Mes'ûd (R) söyle demitir:
Rasûlullah (S) dan iiddim, buyuruyordu ki: «Her kim huksz ola
KiTABUI-IYMÅN 189

rak müisliman bir kimsenin maln almak iüzere yemin ederse o, Allah'in
gazabina çarplarak Allah'a kavuacaktr».
Abdullah der ki: Sonra Rasûlullah bize Allah'in kitabndan hunun
delili olan u (maaldeki) âyeti okudu:
Hakikat, Allah'a olan ahidlcrine ve yeminlerine bedel az bir pahay
satn alanlar (yok mu?) Ite onlar: Onlar için ahrctte hiç bir nasib yot-
dur. Allah kyamet giüni onlarla onumaz, onlara bakmaz, onlar temize
tkarmaz. Onlar için pek acikh bir azab vardr» (Älu Imrân: 77).

UJ

223 (139) :Vail (R) öyle dedi: Bir zat Hadramevt'den,


bir zat da Kinde'den Peygamber (S) e geldi. Hadram'l: Ya Rasülallah!
Bu adam vaktiyle babamn olan bir arazimi istilâ etmitir, dedli. Kin-
deli'de: O benim elimde olan, ekip bitiim bir arazidir. Bu ahsn onda
hiç bir hakk yoktur, dedi. Rasûlullah Hadrami'ya: Bir delilin var m?
buyurdu. O da, hayr, dedi. Rasûlullah:.Oyle ise senin için onun yemîni
vardr, buyurdu. Hadram'l: Bu adam bir fâcirdir, yapt yemîne önem
vermez, hiç
bir seyin günahndan korkmaz, dedi. Rasûlullah: Sana onun
(tarafindan) bu yemînden baka birey yoktur, buyurdu. O zat yemin
etmek için hazrland. Rasûlullah, bir iten dönüp gelince: «Dikkat edin!
Allah'a yemin ederim ki eer o mal zâlimlikle yemek için
onun mal
üzerine yemin ettiyse muhakkak Allah, ondan yiüz gevirmi olduu halde
Alah'a kavugacaktr» buyurdu.
190 sAHIH-t MUSLIM

J.e Ji Ji d: :J «e J.(3

224- ) :Vâilu'bnu Hucr (R) öyle dedi:


Ben Rasûlullah (S) in yannda idim. Ona iki zat geldi, bir arâzi hu-
susunda davalayorlard. Biri; Ya Rasúlallah! Bu adam, câhiliyet devrin-
de benim arâzimi istilâ etti, dedi. (Bunu söyliyen Imruu'l-Kays lbnu
bis cl-Kindi'dir, hasm da Rabi'atu'bnu lbdan'dr). Rasûlullah: Beyyi-
nen var midr? buyurdu. O da, benim hiç bir beyyinem yoktur, dedi.
Rasûlullah: Ötekinin yemini vaadr, buyurdu. O zat: O takdirde o, ye
mine gider, dedi. Rasûlullah: Senin için bundan baka birey yoktur,
buyurdu. O zat yemin etmek için kallkinea Rasûlullah (S): Her kim bir
zâlim olarak bir arâziyi koparr alrsa, Allah'n gazabna çarplm halde
Allah'a vavuur, buyurdu.
Ishak kendi rivâyetinde: Rabi'atu'bnu Aydân diye söylemitir".

60. Bu hadis'ten gu fkhi (hukûki) hüklüm çkarlmtr. Da'vâcnn beyyinesl bulun-


madi zaman, hak sahibi, davaldan (miidded aleyhden) yemin talep etmese bile
hâkimin yemin teklifine hakk vardr. Çünkü Kays davasnda hasmndan yemin
taleb ctmedigi halde peygamber hasmna yemin teklif etmitir. «Beyyinenin
müdde'lye, yeminin mudde'a aleyhe tevecetih etmesi» esas1 bu hadis'ten de anla-
gulabilmektedir.
KiTABU'L-ÍYMAN 191

(62) BAKASININ MALINI HAKSIZ OLARAK ALMAYA KALKIAN


KASITÇININ KENDisI HAKKINDA KANI HEDER, EGER ÖLDURU-
1ORSE CEHENNEMLIK, KENDI MALI URUNDA ÖLDURULEN
KIMSENIN DE EHID OLDUGUNA DELIL BAB
-o00
225- (140) ..Ebû Hureyre söyle dedi:
(R)
Rasûlullah (S) a bir kimse geldi ve: Ya
Rasûlallah! Bir adam gelse
de malm almak istese, bu husustaki reyiniz nedir? dedi. Rasúlullah:
«Malin ona verme» buyurdu. Eer benimle döviiiürse ne buyurursunuz,
diye sordu. Rasûlullah: «Sen de onunla dövü» buyurdu. Eger beni öldü-
riirse ne dersiniz? dedi. Rasûlullah: Bu takdirde sen ehidsin, buyurdu.
Eer ben onu öldiüriürsem ne düünürsünüz? dedi. Rasûlullah: O, atetc
dir, buyurdu.

226- (141)
.Umuru'bnu Abdirrahman'n azadls olan Sâ-
bit söyle haber verdi: Abdullah lbnu Amr ile Anbesetu'bnu Ebi Sufyan
arasnda olan olduu zaman «harbe hazrlanin» demiler. Bunun üzerine
Halidu'bnu As, Abdullahi'bnu Amr'e gitmi ve Hâlid ona öüt vermi-
tir. Amru'bnu Abdillah: Sen Rasülullah (S) in: «Her kim mal urunda
öldürülürse o, ehiddir», dediini bilmez misin? dedi ".
.. : Bu hadis'i Muhammedu'bnu Bekr ile Ebû sm, her ikisi
de fbnu Cureyc'den bu isnadla aynsiyle tahdis etmilerdir.

61. Tirmizi'nin rivâyetinde daha tafsilâtl olarak:


Her kim maln muhafaza urunda öldiürilürse o, sehiddir. Her kim ha-
yati ugrunda öldürülürse o da sehiddir. Dini ugrunda ölen mlcâhid de ehiddir.
Irz urunda ölen de gehilddir» buyurulmutur.
192 SAHIH-t MUSLIM

(63) IDRESI ALTINDAKILERI ALDATAN VÅLININ (idârecinin)


CEHENNEMI HAK EDECEINE DAÎR BB

-o00-

227- (142) Hasen (el-Basri) söyle dedi


(Muâviye'nin Basra emiri olan) Ubeydullahi'bnu Ziyâd, Ma'klu'bnu
Yesâr Muzeniy'i ölüm hastalinda yatarken ziyaretine geldi. Ma'kl ona
gunlari söyledi: Ben sana Rasûlullah (s) dan iittiim bir hadis'i teblig
edeccim. Eer daha yaayacam bilseydim bu hadis'i sana tebli et
mezdim. Ben Rasûlullah'dan iittim, öyle buyuruyordu: «Herhangi bir
kul ki Allah onu bir halk güdüp himâye etmek üzere vâli yapar, o da
öldüü gün idâre ettii halka hiyânet etmi (aldatm) olduu halde
ölürse, muhakkak Allah o kula cenneti haram eder».

:J 3Gji.g4EC% ()-rTa

228- )
HasenHasen söyle dedi:
Ubeydullahi'bnu Ziyâd, hasta yatan Ma'klu'bnu Yesârn yanina gir-
di ve hâlini sordu. Ma'kil bir münasebetle ona unlar söyledi: Ben sana
bir hadis tebli edeceim ki onu sana imdiye kadar tebli etmi dei
lim. Rasûlullah (S): «Allah bir kula bir halk güdüb idare etmck ma-
kamina getirir, o kul da ölürken idare ettii halka hyânct etmi olarak
ölürse, Allah muhakkak o kula cenneti haram edecektir» buyurdu. Bu-
nun üzerine vâli: Bunu bu günden önce niye söylemedin? dedi. Ma'kl:
Sana söylemedim, yahut sana söyliyecek deildim>, diye cevap verdi.
kiTABU'L-tymAN 193

229- . Hasen söyle dedi: Bizler Ma'kilu'bnu Ycsâr'in


yaninda idik, ona hasta ziyaretine gitmitik. O sirada Ubeydullahi'bnu
Ziyâd da geldi. Ma'kl ona: Ben sana bir hadis tebli edeccim ki onu
Rasúlullah (S) dan iittim, dedi. Sonra bundan öncekilerin hadis'inin
ma'nâs ile hadís'i zikretti.
:Ebu'1-Melih göyle demitir: Ubeydullah ibnu Ziyâd, Ma'ki-
lu'bnu Yesår'i hastalinda ziyaret ctmi ve Ma'kl ona unlar söylemi-
tir: Ben sana bir hadis tcbli edeceim. Eer ben ölüm hastalnda
olmasaydm, bunu sana tebli etmezdim. Rasûlullah (S) dan iiddim, o
söyle buyuruyordu: «Müslimanlarn emirliini üzerine alan, sonra da
onlar için çalmayan ve onlara hayrhahlk etmeyen herhangi bir cmir
asla müslimanlarla beraber cennete girmez».
194 SAHÍH-t MUSLIM

(64) BAZI KALBLERDEN EMANET VE IYMANIN KALDIRILMASI


VE KALBLERÍN FITNELERE MRUZ BIRAKILMASI BBI
-000-
230 (143) : Huzeyfe (R) söyle dedi:
Rasûlullah (S) bize iki hâdise haber verdi. Bunlardan birini gördüm,
dierini de görmeyi gözlüyorum. Rasûlullah (emânetin iniini) bize öy
le takrir etti: «Emânet (iyman, adâlct, emniyet duygular ilk önce) iyi
kimselerin_gönüllerinin derinliine inmi, sonra Kur'ân nâzil olmutur.
Sonra da o kullar Kur'ân'dan bilgi almlar, sünnetten bilgi almladr.
Sonra Rasûlullah bize, emânetin kaldrlmasn takrir etti ve söyle bu-
yurdu: Kii uykusunu uyur, o uyurken emânet kalbinden alnir da emâ-
netin izi, rengi uçuk bir nokta halinde yanik yeri gibi kalr. Sonra o kii
bir uyku daha uyur, bu sefer kalbinde emânet (in geri kalan ksm da)
alnir. Bunun eseri de balta sallyan bir içinin avucundaki kabarck gibi
kalr (bir zaman sonra o da söner gider). u halde (o miübârek) emânet,
senin ayana düürdüün bir kivlcmn dütüü yeri iirtip senin onu
bir kabarck halinde görmen gibidir. Halbuki bu kabarckta birey yok-
tur. (Sonra küçük talardan ald ve onu ayann üzerinde yuvarlad).
Su vaziyette halk biribirleriyle alveri etmek ve medenî münasebette
bulunmak için (mükil) bir sabaha erimi olur. Nerede ise hiçbir kimse
emâneti edâ etmek imkânn bulamaz. Nihayet fulân oullar içinde emin
bir kimse vardr, denilir. Ve yine nihayet birisinin lehine: 0, ne kahra
mandir, ne zerâfetli zattr, o ne akll ve tedbirlidir diye ahâdet olunur.
Halbuki hakknda propaganda yaplan o gahsn kalbinde hardal dânesi
kadar iyman eseri yoktur».
KiTABUL,IYMÁN 195

Huzeyfe der ki: Benim iüzerime öyle bir zaman gelmitir ki o (emâ-
netli) devirde ben hanginizle mübâya'a edcceim diye tasalanmazdm.
Çünki medenî münascbctte bulunacam kimse müslimansa onu Islam
dini bana hivânet etmekten menederdi. Eer Hiristiyan, yahut Yahúdi
ise onun güdüciisiü (vâlisi) muhakkak bana kar hyânetden onu mene
derdi. (Bu suretle o devirde genel bir emniyet vard). Bugün ise ben
sizlerden fulân ve fulândan baka kimse ile alveri edemez oldum".
..Yine Numeyr, Vaki' ve Isa'bnu Yûnus cemî'an A'me'den
bu isnad ile bu hadis'in benzerini rivâayet etmilerdir.

i J 61:i

62. Bu hadis'in ravist Huzeyfetu'bnu'1-Yeman, sahâbiler arasnda sir mahremi ol


makla meghurdur. Olmus olacak siyâst, ictimai birgok vak'alar peygamberden
ögrenmigtir. Bu cihetle Huzeyte, rivâyet ettlgi yüz kadar hadis'in çounu ince-
den inceye birer remiz ve iaretle bildirmitir. Nitekim burada da böyledir..
Buradakl emanetten maksad, devlet nüfuz ve kudreti dediimiz amme vela-
yetidir. Kur'an-1 Kerim'de bu silyâst vazife daha gumullu olarak: S g»
lall LyI ly»Fol : süphesu ka Alah stze EMANETLER! (devilet ve
amme hizmetlerini) ehllerine vermenizi emreder.. (en-Nisa: 58) buyurmutur.
196 SAHIH-t MUSLIM

(65) isLAMIN GARB OLARAK BALADIINI, TEKRAR GARIB


LIGINE DÖNÜP Ikt MESciD ARASINA TOPLANACAINI
BEYAN BÅBI
-o00-
231 (144) ..Huzeyfe (R) söyle dedi:
(Birgün miü'minlerin emiri) Umer'in yanndaydk. Rasûlullah fitne
leri zikrederken hanginiz iitti, diye sordu. Orada bulunanlar: Onu ii.
tenler bizleriz, dediler. Umer: Muhtemel ki sizler, kiinin chli ve kom-
susu hakkndaki fitnesini kasdediyorsunuz, dedi. Evet, dediler. lUmer:
Bu sizin kasdettiiniz, fitneyi, namaz, oruc ve sadaka keffâret. olur. Lâà
kin ben, denizin dalgalanmas gibi dalgalanacak olan fitneyi zikrederken:
Peygamber (S) i hanginiz iitmitir? diye soruyorum, dedi. Huzeyfe de-
di ki: Bu sual üzerine cemaat sustu. Ben ise: Ben'im, dcdim. Umer:
Sana ve seni meydana getiren babana akolsun, dedi. Huzeyfe öyle de-
mitir: Rasúlullah (S) den iittim, buyuruyordu ki: «Fitneler kalblere
hasir çuburklar gibi tekrar tekrar arzolunurlar. Hangi kalbe bunlar ta-
mamiyle içirilmi olursa, o kalbde siyah bir lcke hasl olur. Bunlar red-
deden kalbe gelince, onda beyaz bir leke meydana gelir. Hatta iki kalbe
Bu hadls'in ortasndaki mübAya'n kelimesiyle umami bey'at, genel seçim
ma'nAsi da kasdolunabilir.
KITABU'L-1YMAN 197

igleyecek derecede beyazlair, bembcyaz cilâl ta gibi olur. Bu takdide,


semalar ve yer devam ettißi middctce ona hiç bir fitnce zarar verme.
Dieri ise, meyilli bir testi gibi krmiz1mtrak siyah renklidir. 0, ken-
disine igirilmi bulunan hevâsndan baka hiç bir ma'rûfu tanimaz ve
hiç bir münkeri de inkâr etmez».
Huzeyfe öyle dedi: Umer'e söyledim ki seninle o fitnelerin arasin-
da kilitli bir kapu vardr. Onun krlmas yaklar. Umer: Hey babasiz
kalas! Gayret et. O kapu krlacak mi? ayet açlm olursa yine 1ade
cdilmesi ümid edilir, dedi. Ben: Hayr, muhakkak krlhr, dedim ve yine
kendisine yalan yanl olmaksizn peygambcrden gelen gerçck bir hadis3
olarak unu söyledim ki, bu kapu öldürülecck, yahut ölecck bir zattir.
Ebû Hâlid der ki, Sa'd'e: Ey Ebû Mâlik! « Esvedu murbaddcn» nedir?
dedim. Bir siyahta, iddetli beyazdr, dedi. «Mucûhhy olarak» testi ne-
dir? dedim. Alt üstüne gctirilmi tcstidir, dedi.
..) Rib'iy söyle dedi: Huzeyfe Umer'in yanndan gelince oturdu
ve bizlere tahdis edip dedi ki: Dün mü'minlerin cmiri, ben yannda otur-
duum zaman ashâbna Rasûlullah (S) in fitneler hakkndaki sözünü
hanginiz ezberlemitir? diye sordu. Hadis'i bundan sonra, Ebû Hâlid'in
hadis'i gibi sevketti. Fakat Ebû Mälik'in «Mürbadden, Mucâhhiyen» ke-
limeleri için yapt tefsiri zikretmedi.
******* Rib'iyyu'bnu Hirâ Huzeyfe (R) den rivâyet etmitir.
Umer, içlerinde Huzeyfe de bulunan ashâbna: Bize kim tahdis cder?
Yahut, Rasûlullah (s) in fitne hakknda söylediklerini bize hanginiz tah-
dis eder, diye sordu. Huzeyfe: Ben, dedi. Ve sonra hadis'i, Ebû Mâlik'in
Rib'iy'den gelen hadis'i tarznda sevketti. Hadis'te, Huzcyfc'nin: Ben
Umer'e, yalan yanl olmiyan bir hadis'i yani Rasûlullah (S) den duydu-
um bir hadis'i takrir ettim dediini de söylemitir.

232 (145) :Ebû Hureyre (R) söyle dedi: Rasûlullah (S)


buyurdu ki: elslâm garib olarak balamg ve yine baglay gibi gariblige
198 SAHIH-1 MUSLIM

dönecektir. Ite bahtiyarlhk o garibler içindir (ne mutlu o gariblere) ".


(146) Ibnu Umer (R) den: Peygamber (S): «Muhakkak ki lslâmn
garib olarak balamtr, balad gibi yine gariblie dönecektir. O, yila-
nin yuvasnda topland gibi iki mescid arasnda toplanr» buyurdu.

233 (147) ....Ebû Hureyre (R) den:


Rasûlullah (S) öyle buyurdu: «Yilan, yuvasnda topland gibi iy-
man (ehli) da Medine'de toplanr».

u UL (11)

63. en-Neml sûresi'nin son âyet'lerinin tefsirindc bu hadis hakknda unlar söylen-
mitir:
Bu ayetin iaretine nazaran, Islåun istikbali goce deil, gündüzdür, sönülk
deil, parlaktr. Arasra b1san gece zulmetleri onu dinlendirip tekrar uyandr-
mak lçindir. Bu nm:a'nå ma'rîf bir Hadis'i erif ile öyle beyan buyurulmutur:

Bu hadis'teki Seye'ûdu fi'lini ekseri kimscler Seyasiru ma'nâsna naks fill te-
14kki ederck «lslâm garib olarak balad (yahut zuhûr etti), yine baladi gibi
garib olacak» diye yalniz inzar siretinde anlam, bundan ise hep yeis taam-
mum etmitir. Halbuki KAmûs'da gösterildii üzere 'ado filli yebde'u ve Yu'idu
olduu gibi dönüp yeniden balamak ma'nâsna da gelir. Bu hadis'te de böyledir.
Yani etslam garib olarak balad, (veya zuhûretti), ileride yine balad gihi
garib olarak telkrar baliyacak (yahut yenicden zuhûr edecek), ne mutlu o garib-
lere!s demcktir. Hadis'in ahirindekl retûbâ, onun inzâr için degil, tebir için
sevk buyurulduunu gösterir. Gerçi bunda da dönilp garib olmak inzAri yok
degil lakin sänmeyip yeniden balamas tebiri vardr. lte «Fetnl»áli1-Gurnhan
müjdesi de bunun içindir. Çünkti onlar satblkúnu'l-evvelûn gibidirler. Binaen-
aleyh hadts de ye'si degil, mijdeyi natktar (1Hak Dini Kur'än dui, v, 3713-3714).
KiTABU'L-IYMÅN 199

(66)ZAMANIN SONUNDA 1YMAN (chlin) IN GITMESI BABI


-o00-
234 (148) .. Ener (R) den
Rasúlullar (S): «Yeryüzünde ALLAH, ALLAH! denildii müddetce
kiyamet kopmaz» buyurdu.
.. Yine
****** Encs öyle dedi:
Rasülullah: «ALLAH, ALLAH diyen hiç bir kimse üzerine kiyamet
kopmaz» buyurdu.

(67) KORKAN KIMSENÍN IYMÄNINI GIZLEMESININ


CEVAZI BÅBI
-o00-
235 (149) :Huzeyfe (R) öyle dedi:
Rasûlullah (S) ile beraber bulunuyorduk. Rasûlullah: «lslâm kcli-
mesini telâffuz edenlerin adedi kaçtr, bana sayn» buyurdu. Huzeyfe
der ki: Ya Rasûlallah! Biz, beyiüz ile altyliz aranda bulunduumuz
halde sen bize (bir kötülük dokunur diyc) korlkuyor musunu? dedik.
Muhakkak ki sizler bilmezsiniz. Bir belâya düiürülmeniz ihtimal
dahilindedir» buyurdu. Huzeyfe der ki: Hakikaten sonra biz bclâya u-
ratldk. O dereceye kadar ki bizden bir kimse gizlice olmak miüstesna
namazn (mescidde cemaatle) klamaz olmutu ".
64. Huzeyfe, bana halkdan müslümanim diyenlerl
Buhârl'deki hadis'de: Nebiy (S)
yazniz, dedi. Biz (ordu mevcudunu) bin beg yüz kii yazdk.. diye rivâyet et-
en-NAse). Rivâyetlerdeki aded
mitir (Buhârl, Seyr ve Cihad, Kitabetu'1-1mâm göstermektedir.
farklar saymlarn bagka bagka yer ve zamanlarda yazldign
Huzeyfe bu rivâyetlerde unu demek istemitir: Biz peygamber devrinde bin
öy le fena
besyuz killik bir kuvvetle korku nedir bllmezdik. Vefâtindan sonra
vaziyete kl o bahndr kiiler milslimanlarin çolkluuna ranen mescide
dütük
çikamuz oldular ve namazlarn evlerinde münferiden klmak mecburiyetine
dutuler.
Nevevi bunu söyle izah eder:
Huzeyfe, Peygamberin vefatndan sonra zuhur eden (Usman'in nhadeti,
200 SAHIH-1 MUSLIM

iYMAN ZAYIFLIINDAN DOLAYI tYMANINA KARI


(68)
KORKU DUYULAN KEMSENIN KALBINI 1SLAMA ALITIRMA
VE KESIN DELIL OLMAKSIZIN KATI 1YMAN HÜKMUNDEN
NEHfY BBI
-o00
236 (150) Sa'd (R) öylc dedi:
Rasûlullah (S) bir défa insanlar arasnda baz eyler laksinm ctmiti.
Bu sirada ben, ya Rasûlallah! Fulâna da ver, çünkü o, miü'mindir, dedim.
Bunun üzerine Peygamber: Öyle deme, Muslim (de), buyurdu. Ben sö
zümü üç defa aynen söyledim. Rasûlullah da: «Öyle deme, muslim de)>
sözünü üg defa bana kar tekrar ediyordu. Sonra Rasúlullah: «Ben bir
kimseye -bakas bana ondan daha sevgili olduu halde Allah onu
yüzükoyun atee atmasn diye mal veriyorum» buyurdu.

Cemel, Sitftn glbl) baz fitnelerl kasdetmigtir sanyorum. Bu fitnelerin cereyan


ettigl günlerde Rasûlullah'in ashâb - fitneye igtirak töhmatinden saknmak
lçin- evlerlnden çkmamglar, namazlarn evlerinde klmglardr.
KITABUL-IYMAN 201

237 Sa'du'bnu Ebi Vakkas (R) dan: (öyle demi-


tir:) Rasúlullah (S) birtakm kimselere diünyalk veriyordu. Bu, Sa'd da
onlarn içinde oturuyordu, derken Rasúlullah (S) onlardan ençok been-
diim birini birakt, ona birey vermedi. Bunun üzerine: Ya Rasúlallah!
Fulaân niçin braktn? Vallahi onu ben miü'min biliyorum, dedim. cÖyle
deme, muslim (de)» buyurdu. Bir müddet sustum. Nihayet o zat hakkn-
daki bilgim bana galip geldi (dayanamadm). Yine: Ya Rasûlallah! Fu-
lâni niçin braktn? Allah'a yemin ederim ki ben onu miü'min biliyorum,
dedim. Rasûlullah yine: «Öyle deme, muslim (de)» buyurdu. Bir müd-
det daha sustum. Sonra yine o ahis hakkndaki bilgim bana galip geldi:
Ya Rasûlallah! Fulân niçin braktn? Vallahi ben onu muhakkak bir
mü'min görüyorum, dedim. Rasûlullah yine: Öyle deme, müslim (de).
Ben bir ahsa bakas1 bana ondan sevgili olduu halde, srf Allah onu
yüzü üzerine sürüyerek atee atmasn diye bireyler vermekteyim» bu-
yurdu ".
Sa'd (R) Rasúlullah (S), ben de içlerinde otururken (muel-
lefetu'l-kulab) dan bir toplulua dünyalhklar verdi demi ve Ibnu $i
hâb'in kardei olunun, amcasndan rivâyet ettigi hadis'in benzerini tah-
dis etmitir. Bu- hadis'de: eRasúlullah'n yanna vardm ve ona fslt
ile konuarak fulåni neden biraktin? dedim» sözleri ziyadedir.
:Ismâilu'bnu Muhammed dedi ki: Sa'd'in olu Muhammed'-
*******

den iittim. Bu hadis'i tahdis ediyordu. Hadis'inde: Rasûlullah (S) elini


boynum ile kürek kemiim arasna vurdu, sonra: «Dövüecek misin?
Ey Sa'd! Îte ben, bir kimseye veriyorum» buyurdu, dedi.
65. Sa'd'in Mu'minen sözünlu, peygamberin mükerreren eev mtüslimen» sûretinde
tas-
olmas,
hih etmesi, iymann bâtni ve yalnz Allah'n bildigi gayb hallerinden
zahiri teslimlyete bakarak emüslimen» demenin daha münâsib olduunu ta'lim
içindir.
202 SAHIH-1 MUSLIM

(69) DEILILLERIN BlRBIRILERINI TAKV1YE ETMEsI sORETlYLE


KALBIN ITMU'NANINI ARTIRMA BABI
-o0o-
238 (151) Ebû Hureyre (R) den: (söyle demitir:)
Rasülullah (S) buyurdu ki: «Biz üphe etmeye lbrahim (R) den da-
ha hakly1z: elHani brahim: Ey Rabbim! Öüleri nasl diriltecrini bana
göster, demili. (Rabbi:) Inaumadn mi yoksa? dedi. O da inandm, fakat
kalbimin (göziim ile de görmck) yatamas için demiti» (el-Balkara: 260).
Sonra Rasúlullah: Allah Lût Peygambere de rahmet etsin. Yemin ede-
rim ki o, sarp bir kal'aya sinyordu, buyurdu. Sonra yine Rasûlullah:
Eer ben zindanda Yusuf'un kaldi gibi uzun zaman mahbus kalsaydm,
(onu) mahpesden çkarmaya gelen kiinin davetine hemen icabct cder-
dim, buyurdu ".

66. Bu hadis'de üç peygambere aid iüç vak'aya iaret edilmitir:


Birincisi, ba'su ba'de'l-nerte yani öldikten sonra yeniden dirilmeye Aid 1b-
rahim Peygamber'in sorusudur. lbrahim'in bunun vuk0'u hususunda aklen bir
süphesi yoktu ve asla olamazd. Arabea bakimndan da bu sözin bir üphe ifade
etmedigi öyle gösterilmitir: Arabenda «Ef'alu» siyus ilki evden bir nma'nay
red ve izâleye mevzu'dur. Mesela: seytan Zeyd'den daha hayrl degildir. denil-
diginde, seytan da, Zeyd de hnyrl deßillerdir, ma'nas ifñde edilmi olur. Ha-
KITABU'L-IYMÄN 203
:Yine
burada Saidu'bnu Museyycb ve Ebû Ubeyd, Ebû Hu-
reyre (R) den, o da Ncbiy (S) den olmak üzere Yûnus'un Zühri'den ri-
vâyet ettii hadis'in benzerini haber vermilcrdir. Ancak buradaki Mâ-
lik hadis'inde: «Lâkin kalbimin yatmas için». Sonra Rasülullah bu
ayeti (el-Bakara: 260) bitirip geçinceye kadar okudu, dedisözleri
vardir.
:Burada Ebû Uveys, Zühri'den Mâlik'in kendi isnadyle ri-
****

vâyeti gibi rivâyet etti ve: Sonra bu (cl-Bakara: 260)


âyeti geçinceye
kadar okudu. dedi.

dis'in, biz îbrahim'den daha haklyz fkrasi. ne lbrahim, ne ben Allah'in kucd
reti hakknda üphe etmedik demek olur. Ancak îbrahim bunun ne ckilde vuktr'
builacagn gözle görmek ve akli istidlalini ahtdi hir bilgi le saglynrak iyma-
ninda bir snlabet, Iealbinde bir silkanet temin ctmek istiyordu. cl-Eaukara'nn
260 Inc ayetinde beyan buyurulduu iüzere Hz. brahtnm'in bu arzusu tatmin
edildi. Kendist taratndan kesilen ve biitün hayati unsurkri biritbirine karnt
rilnn dört kuun, biütin madd cczas lAhi kudrctin talluku ile tekrar birle
tirildi ve fbrahim'e gösterildi.
Ikincisl, Lút Peygamberin kendi kavmine kar göstcrdii za'fidr.
Söyle ki: Lot kavmi genç deliknnllar ile menfür miünasebette bulunmay itiyad
etmeleri ve Lot'un tebliglerini dinlememeleri üzerine, Allah bu kavme azab indir-
meyi irade buyurdu. Cibril, MikAil ve 1srafil'i genç delikanhlar sûretinde Lnt'a
gönderdi.
Hnd súrsi: 77-82. âyetlerinde tafsil cdildigi veçhile serkeler, Lnt'un bu
genç misafirlerine de tecaviüze yeltendiler. Lat onlar nasihntler ile vaz geçir-
meye çalgt. Söz dinletemeyince: «ger benin size kar gahsí kuvvetim olsa,
yahut kuvvetli bir seye snabilscm» demitir. ite peygamberimiz Lat'un bu
temennisine itiraz ederek: «Yemin ederim ki o sarp bir kal'aya snyor, (Allah'a
daayniyor) idiz denitir.
Uçüncüsu, Yâsuf kssasnn bir safhasdr. Yüsuf yedi sene hapis yattiktan
sonra bir rtüya tabiri vesilesiyle Misir Meliki, Yûsuf'un zekâ ve fetânetini anlya
rak bu mahpusu bana getirin, demiti. Giden nme'mur ,durumu Yûsuf'a müjdele
yince, yedi sene hapis ile iradesl zerrece sarslmayan Yûsuf, suçunun tahkikini
isteyerek: Ancak berâatim tahakkuk ettikten sonra çkarm, demi ve da'veti
reddetmitir (Yûsuf: 51-52).
1ste Peygamberimiz buraya Pen Ytisuf gibi yedi sene hapis yattik
iliiyor.
an sonra, kurtuluum emrolunsa hemen durmaz elkardn. Öyle tahkikut icrnsin:
ta'lik etmezdim, buyurmugtur (Tecrid Ter., IX, 149-154).
204 SAHIH-1 MUSLIM

(70) PEYGAMBERIMIZ MUHAMMED (S) 1N BÜUTUN INSANLIA


RASOLOLDUUNA VE BUTUN DINLERIN ONUN DINIYLE
YURURLUKTEN KALDIRILDIINA ÎNANMANIN
vUCOBU BÅBI
-oO0-
139 (152) ******** Hureyre (R) dedi ki:
Rasûlullah (S) söyle buyurdu: «Peygamberlerden hiç bir peygam-
ber yoktur ki, ona beerin malûb olarak inand (bir mu'cize) verilmi
olmasin. Mu'cize olarak bana verilmi bulunan sey ise aneak Allah'in
bana vahyettii Kur'án'dr. Bunun için kiyamet gününde peygamberle
rinden en çok ümmetlisi olacam ümid ederim» ".

ls: J.

240 (153)
.. Ebû Hureyre
den: (R)
Feygamber (S) öyle buyurdu: «Nefsim yedinde olan (Allah) a yo
min ederim ki, bu iümmetten Yahudi, Hiristiyan herhangi bir kimse beni
iitir de, sonra benimle gönderilene iyman etmedii halde ölürsc mu
hakkak cehennem ehlinden olmutur» "

67. Bu hadts'in ma'nAsnda su görlüüler ilerl suürülmtütür:


a) Her peygambere zamanna göre insanlar inanmaya mecbur eden blrta-
kim mu'cizeler verilmigtir. Benim en bliyük ve en açk mu'cizem Kur'an'dr. Us-
10bundaki bel4gat ve Ihtiva ettigi gayb haberleri, medeni, adll... htileümleri itiba-
riyle böyle bir kitap baka bir peygambere verlmemitlr.
b) Bana bir Kur'an mu'cizesi verildi ki o, kimseyi sihir ile zan ve hayale
dügtirmez. Mosá'nin as mu'cizesinin, Fir'avn sihirbazlarnn aletlerine velev ki
surette benzedii gibi hiç bir eye benzemeyip görenleri -acaba dlye dugun-
durmez ve hataya dülürmez.
c) Öbür peygamberlerin mu'cizeleri, onlarn hayat zamannda yaami,
onlar gidince mu'cizeleri de kalmamgtr. Onlarn mu'cizelerini görmek, ancak
kendilerlyle yaayanlara münhasr kalmtr. Peygamberimizin Kur'ân mu'cizesi
ise kiyâmet gününe kadar devam edecektir (Nevevt).
Her peygambere nlüblvvet davasin isbat edecek kendi zamnna göre adet
hilafi olan blrtakm mu'cizeler verilmigtir ki onlar görenler iymana gelip o pey
gamberi tasdike mecbur olmulardr.
63. Ma'nas udur: Benim zamanmda ve benden sonra kyamete kadar mevcud olan-
larn hepsinin islAma girmeleri vâcibdir. Yahudi ve Hiristiyanlar dierlerine bir
tenblh olarak zikretmitir. Çunki Yahûdiler ve Hristiyanlnrin leitaplr vardr.
Kitaplari varken onlarn fsläma girmeleri vaclb olunca, kitab olmayan diger
milletlerin Islâma girmesi evleviyyetledir (Nevevl).
klTaBU'L-1YMÂN 205

241- (154) Salihu'bnu Sâlih dedi ki: Rorasan ahalisin-


Ho-
den bir zat gördüm, a'bi'ye sual sordu: Ya Eba Amr! Bizim tarafta ev
rasan ahâlisinden baz kimseler, câriyesini azad edip sonra da onunla
lcnen kimse hakknda «0, kurbanlk devesine binen gibidir» diyorlar,
Mûsâ, ba-
dedi. Bunun üzerine a'bi dedi ki: Bana Ebû Burdete'bnu Ebi
kendilerine
basndan takrir etti. Rasûlullah öyle buyurmudur: «Ecirleri
Kitap chlinden bir kimse kendi
ikier kerre verilen üç kii vardr:
peygamberine iyman eder, sonra Muhammed'e criir, ona da iyman eder,
Köle
ona tâbi olur ve onu tasdik ederse, ite bu kimscnin iki ecri vardr.
de efendisinin hakkn
olmu bir kul hem Allah Taâlâ'nn hakkn, ikihem vardr. Câriyesi olan
yerli yerinde edâ ederse ite onun için de ecir
güzel
herhangi bir kimse câriyesine gida verir ve onu gidalandrmay
sonra onu
yapar, sonra onu edeblendirir ve edebini de güzel yapar, daha
için de iki ccir
hürriyete kavuturur ve ounla evlenirse, ite bu kimse
mukabilinde
vardir». Sonra a'bî Horasanlya: Bu hadis'i hiç bir ey
için tâ Me-
olmyarak al. Vaktiyle bir kimse bunun dünunda bir mesele
dine'ye kadar gidiyordu, dedi.

:Kim Islâmdan buka bir din ararsn, ondan (bu din) nslu
kabul olunnnz, vo 0,
Ahirotdo do en bilyük zarara urayanlardandr» (Alu Imran:
85).
206 SAHÍH-1 MUSLIM

:Ve keza Abdetu'bnu Suleyman, Sufyan ve Su'be, bunlarn


*****.
hepsi de Sâlihu'bnu Sâlih'den bu isnâd ile o hadis'in benzerini rivàyct
etmilerdir.

.I[4T //+1
(71) MERYEM OLU ISA (ALEYHISSELAM) IN PEYGAMBERIMiZ
MUHAMMED (S) IN ERIATI 1LE HÜKMEDICI OLARAK
INMESI BÅBI
-o00-
242 (155)
.
Ebû Hureyre (R) öyle demitir:
******

Rastlullah (S) buyurdu ki: «Hayatm yedinde olan Allah'a yemin


ederim ki, Meryem olu (Isâ Aleyhisselâm)'in ádil bir häkim olarak si-
zin iginize inmesi muhakkak yakndr. O, salibi (haç) kracak, domuzu
öldürecek, cizyeyi kaldracaktr. (0 zaman) mal o kadar çoalp taacak
ki, hig kimse mal kabul etmez olacaktr".
69. Bu hadts'l Buhârl de ayn lafzlarla «kitabu'l-biuyu Babu katll'1-hinzir> de ve bl-
raz deiglk 1afizla «Ehadisu'l-Enblyn, Babu nuzhu tsa'bni Moryem (S)» de tah
ic etmlgtir. Bu hadts'lerde sailtbin krilmas, Hristlyanlun ibtalin, hinarin
8idurulup cizyenin kaldrlmas da artk Islâmdan bagka bütln din sahlplerine
KiTABU'I-1YMAN 207

Burada lbnu Uyeyne, Yûnus ve Salih bunlarn hepsi Zuhri'.


den bu isnadla bu hadis'i rivâyet ctmilerdir. 1bnu Uyeyne'nin rivâyetin-
de, «âdil bir imam ve tam adaletli bir hakem olarak», Yûnûs'un rivâye-
tinde, «Ädil bir hakem olarak» demi, «âdil imam olarak» söziinii zikret-
memitir.
Sâlih'in hadis'inde ise Leys'in dedii gibi «âdil bir hakem olarak
sözü vardr. Ayrica Sâlih'in hadis'inde, «ve hatta bir tek secde diinya ve
dünya içindekilerden daha hayrl olacak» ziyadesi vardir.
Bundan sonra Ebú Hureyre, isterseniz u (maldaki) âyeti okuyunuz
der:
«Ehl-i kitabdan hiç biri háric olmamak üzcre öliimiünden cvvcl, an-
dolsun ona (1sâ'ya) mutlaka iyman edecek, o da kiyamet gini kendileri
alcyhine bir áhid olacaktir> (en-Nisâ: 159).

243 ( :Ebù Hureyre (R) dedi


ki: Rasûlullah (S) öy-
le buyurdu: «Allah'a yemin ediyorum, Meryem
olu, âdil bir hâkim ola-
rak muhakkak inecek, haç muhakkak kracak, domuzu muhakkak öldii-
recek, cizye vergisini muhakkak kaldracaktr ( zaman) genç dii deve-
ler muhakkak terkolunacak, onlara rabet edilmeyecek, bütün diüman-
nklar, buzlamalar ve hasedlemeler muhakkak zàil olup gidecektir. O,
muhakkak mala çaracak (yahut insanlar mala çarlacaklar) fakat
mal hig bir kimse kabul etmiyecektir».
tannan mlsamahalarn son bulacagn ifade eder. Esasen Hz. Isa'nin adil bir ha-
kim olarak inmesi meselesi de, o büyük peygambere yaplan iftiralarn ve o
yolda meydana getirilen hurafelerin kökü kaznp, islamin her yere hâkim olmas
ve bitün hakikatlerin tamamen anlalmas ma'nâsyle te'vil de miümkindir. Bu
suretle blirçok eskl din sAliklerinin bu arada Yahudilerin hâla beklemekte olduk
lari «Büyük kurtaric» fikrinde onlara benzememi oluruz. Daha mühim olarak
Hiristiyanlarn, <Isa tekrar gelecek, yeryüziünde doru dini öretecek ve mut
lak adaleti salyacak, o zaman siz Müslimanlar da biz Hristiyanlara tabi ola-
caksiniz gibi propaganda ve üphe tohumlarnn zarar da belki önlenebillr.
Ancak bu hadislerln mütavatir olmayp Ahad haberlerl bulunmalar, böyle blr
te'ville gidilmesini mtümkin klarsa da bu kabil mütegâbih meselelerde en salim
yol Selefin te'vilsiz yolu oldugu da unutulmamaldr. RasQlullah'dan nasl sadr
olmugsa, onun endoru haklkat olduunun öylece inanlmas, beer bllgisinin ve
tecrübenin dnda olan böyle seylerin sadk haberct olan peygamberlerin haber
verdlgl gekilde kabul edilmesi elbette tavslye olunan en emin yoldur
20S SAHIH-1 MUSLIM

244 Ebû Hureyre (R) dedi ki: Rasúlullah (S):


Imamniz (devlet reisiniz) kendinizden olduu halde Meryem olu (1sâ
aleyhisselâm) içinize indii (imamnza iktida ettii) zaman ncaba nasl
olursunuz?» buyurdu.

245 () :Ebû Hureyre (R) söyle demitir:


Rasûlullah (S): «Meryem olu (Isâ aleyhisselâm) içinize indii ve
sizi iktidâ ettirdii zaman sizler nasl olacaksnz?» buyurdu.

246 - ). :Ebi Hureyre (R) den: Rasûlullah (S): «Mer


(Isâ aleyhisselâm) içinize indii ve sizden (birini) imam yap-
yem olu
tii zaman hâliniz nasl olacaktr?» buyurdu.
Velid dedi ki: Ben Ebû Zi'bin oluna: Evzaiî bize Zühri'den, o da
Nafi'den, o da Ebû Hureyre'den «Halbuki imamnz kendinizdendir» diye
tahdis etti, dedim. Ibnu Ebi Zi"b: eSize sizden imam yapt ne demektir
bilir misin ? dedi. Bana haber verirsin, dedim. tRabbnz Tabâreke ve
Taâlâ'nn kitabna ve Peygamberiniz (S) in sünnetine sizleri uydurdu»
demektir, dedi.
kiTABUL-1YMAN 209

247-(156) Câriru'bnu Abdillah (R) söyle demistir: Pey-


gamber (S) den iittim, buyuduyordu ki: «Ummetimden bir tâife kaya-
met gününe kadar hak iizerinde mukâtcle cderck muzaffer olmakla de
vam edecektir. Nihayet Meryem olu Isâ incr ve Müslimanlarn emiri
ona: Gel, bize namaz kldr, der. Bunun üzerine Isâ: Hayr, Allah'n bu
iümmete bir ikram olarak sizin bir ksminiz dier bir ksm üzerine
emirlersiniz, der>.

8. Muslum, c. 1 F: 14
(72) KENDISINDE 1YMAN KABUL EDÍLMEYECEK OLAN
ZAMANI BEYAN BÄBI

-o00-
.
248 (157) EbûHureyre (R) den: Rasâlullah (S) söyle
buyurmutur: «Güne, batt yerden domadkca kyamet kopmyacak-
tir. Güne bat tarafndan doduu zaman, toptan bütün insanlar iyman
edecekler. Fakat ite o gün, «Daha cvvcldcn iyman ctmig vcya imanunda
bir hayr kazanm olmyan hiç bir kimscye (o günkü) iymanm asla fayda
vermez» (el-En'âm: 158).
Burada lbnu Fudayl ve Cerir her ikisi de Umâretu'bnu'l-
Ka'ka'dan, o da Ebû Zur'a'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Peygamber'
den, keza, Huseynu'bnu Ali, Zâide'den, o da Abdullahi'bnu Zekvân'dan,
6 da Abdurrahman el-A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Peygamber'
den; ve keza Ma'mer Hemmâmu'bnu Münebbih'den, o da Ebû Hureyre'-
den, o da Peygamber' den bundan önce Alâ'nn, babasndan, o da Ebû Hu-
reyre'den, o da Peygamber (S) den olmak üzere rivâyet ettii hadis'in
benzerini rivâyet etmilerdir.

249- (158) . EbûHureyre (R) dedi ki:


Rasûlullah (S) söyle buyurdu: «U¢ ey vardr ki onlar gktklar1
zaman, -daha evvelden iyman ctmig veya iymanda bir hayr
kazan-
mig olmyan hiç bir kimseye (o günkü) iymans
asla fayda vermcz»
(el-En'âm: 158)- Giünegin batii yerinden
Arz (yer hayvan) ».
domas, Deccál ve Dabbetul
KlTABU'L-1YMAN
211

250 (159) :
Ebû Zerr'den (R) (9öyle demitir:)
Peygamber (S) birgün: «Bu giüneg nereye gider biliyor musunuz?
buyurdu. Oradakiler: Allah ve Rasûlu en iyi bilendir, dediler. Rasûlul
lah söyle buyurdu: <Bu güne, tâ argn altndaki miüistekarrina varincaya
212 SAHtH-1 MUSLAM

kadar gider ve secde cder haldc kapanr, bu halde kalr. Nihayet kendi.
sine: Yüksel, geldiin yerden dön! denilir, o da döner ve
dous yerinden
tekrar doar. Sonra yine arn altndaki miistakarna varincayn
kadar
cereyan eder ve secdeye kapanr. Kendisine: Kalk, gcldiin yerden dön
denilinceye kadar bu vaziyette kalr. Nihayet döner ve doduu yerden
tekrar doar. Sonra tekrar argn altndaki müstakarrna varineaya
kadar
akar gider, secde edcrek düger. Ona: Kalk, geldiin yerden dön! deni.
linceye kadar bu vaziyetten ayrlmaz. Mütaâkiben döner ve
doduu yer-
den doar. Sonra, artk insanlar hiç bir seyi ondan gizlemez (yani her
ahlâkszlk ve haks1zl aikâre ve tiksinmeden yapar) bir halc geldik-
leri zamana kadar bu gekilde cereyan eder. Nihayet arin altndaki o
milstakarrna varr. Ona: Kalk, battun yerden do! denilir. O da ma.
rib tarafndan tulú eder. Sonra Rasûlullah söyle buyurdu: Bu zaman
ne vakittir, biir misiniz? Bu, «daha cvvcldcn iyman clmig vcya iyma-
ninda bir hayr kazanmg olmyan hig bir icimscyc (o giünkii) iyman fay-
da vermez» (el-En'âm: 158)-diye haber verilen- vakittir".
Ebû Zerr (R) den: Birgün Peygamber (S): «Bu günes ne-
reye gider bilir misiniz?» buyurdu. Bu da 1bnu Uleyye hadis'inin ma'na-
Sinda rivâyet edilmitir.
****
. Ebû Zerr söyle dedi:
Mescide girdim, Rasûlullah oturuyordu. Güne batnca bana: «Ya
Ebi Zerr! Bu (güne) nereye gider bilir misin? buyurdu. Ben, Allah ve
Rasûlü en iyi bilendir, dedim. Rasûlullah: «Günes gider, sccde için izin
ister, kendisine izin verilir ve ona, geldiin yerden geri dön, denilmi
olur da bunun üzerine o da bats yerinden doar> buyurdu.
Ebû Zerr dedi ki: Sonra Abdullah'n kraât üzere: «lte bu, onun
için bir miüstakardr> (Yâsin: 38) âyetini okudu.

70. Bu hadis'deki günegin argn altnda secde etmest keyfiyetl, biz kullar lçin id-
rakl ve bilinmesi mügkil hilkat tecellllerindendir. Bunlar blzler için ma'ru 1s-
tilahyla mlütegablh iglerdir. Ancak gu söylenebillr. Her nev'l meveddun kendi
hilkatine göre bir secdesi ve Allah'a karg bir ibadet arzedil vardr. Niteklm
Kuran-1 Kerim'de, mevcud olan her geyln hatta gölgelerin bile secdelerl olduu
haber verilmitir:
aGUklerdo ve yerdo kim varsa onlar da, gölgolori do snbah akyam, Ister I*-
temez Alinh'a socdo eder» (er-Ra'd: 14).
«Onlar Allah'in yarntti herhangl blr goy'o dlkkntlo bakmndlnr m kl on-
larn gölgeleri blilo zelll zell Allah'a secdekar olarak durmndan angn noln Hönt-
yilo
yorlar. GUderdo olnn, yerdo olnn canlular ve meleklor, kendilerlno hlç blr
slünme gclmlyerek Allnh'a Becdo ederler» (en-Nahl: 48-40).
KiTABUL-IYMAN
213

251- ) .. Ebû Zerr (R) öyle dedi: Rasûlullah (S) e:


Allah Taâlâ'nn:
4i s
için cercyan ctmektedir» (Yâsin: 38)
Giünes kendine ait bir mistakarr
âyetini sordum. «Onun müstakarr
arn atndadr) buyurdu.
214 SAHÍH-i MUSLIM

(73) RASOLULLAH (S) A VAHYIN BALAMASI BBI


-o00-
252- (160) . :
Peygamber'in zevcesi Aie (R) haber verip
söyle dedi: «Rasûlullah (S) in ilk vahiy balangicl, uykuda doru rüya
görmekle olmutur. Gördüü her bir rüya muhakkak sabah aydnl gibi
apaçk meydana gelirdi. Ondan sonra kalbine yalnzlk sevgisi düürüldü.
Artk Hirâ maaras içinde halvet eder oldu. Orada ehlinin yanna gelin-
ceye kadar adedi muayyen günlerde tahannus (ki tabbüd demektir) eder,
ve yine bunun için azk tedarik edip giderdi. Sonra yine Hadice'nin ya-
nina döner, bir okadar zaman .için yine azik tedarik ederdi. Nihayet
Rasûlullah'a bir gün Hrâ maarasnda bulunduu sirada Hak (yani
Vahy) geldi. öyle ki: Ona Melek geldi ve: Ikra' yani oku, dedi. O da,
ben okumak bilmem, cevabn verdi. Rasûlullah buyurdu ki: O zaman
Melek beni ald ve tâkatim kesilinceye kadar siktrd. Sonra beni bi-
rakt ve yine «Oku» dedi. Ben de ona: Okumak bilmem, dedim. Yine
beni ald ve ikinei defa takatimkesilinceye kadar siktrdi. Sonra beni
birakt ve yine, Oku, dedi. Ben de: Okumak bilmem, dedim. Nihâyet beni
tekrar ald ve üçiüncü defa tâkatim kesilinceye kadar siktrd. Sonra
beni birakt ve su âyetleri söyledi:
Yaradan Rabbinin adyla oku. 0, insanm bir kan prhtvsndan yaratt.
Olu, Rabbin nihayetsiz Kerem sahibidir ki O, kalem ile öretendir. In
sana bilmediini O, öjretti» (el-Alâk: 1-5).
Rasúullah (kendisine vahyoluhan) bu âyetlerle (korkudan) etleri
titreyerek döndüi ve Hadice'nin yanna girdi. Hemen: Beni sarp örtüniüz,
beni sarip örtiüniüz! dedi. Kendinden korku gidinceye kadar victdunu
sarip örttüler. Ondan sonra Rasûlullah Hadice'ye hitaben: Ey Hadíce!
Bana ne oluyor? dedi ve vâki olan geyleri Hadice'ye haber verdi: «Ken-.
dimden korktum> dedi. FHadice ona kar sunlar söyledi: «Oyle deme,
ferahlan. Allah'a yemin ederim ki Allah seni hiç bir vakit utandrmaz.
Allah'a yemin ederim. Çünkü sen akribana bakarsn, sözii dosdogru ko
KITABU'L-IYMAN 215

nugursun, iini görmekten âciz olanlarn airln yüklenirsin, fakire


verir, kimsenin kazandramiyacan kazandrrsin, müsâfiri arlarsn,
hak yolunda zuhûr eden hâdisler karsinda (halka) yardm edersin».
Bundan sonra Hadice Rasûlullah'i beraberinde alp Varakatu'bnu Nev-
feli'bni Esedi'bni Abdi'l-uzza'ya götürdü. Varaka, Hadice'nin amcasi
yani babasnn erkek kardeinin oluydu.
olu
Bu zat, câhiliyet zamannda Hiristiyan dinine girmi bir kimseydi.
Arabca yaz yazmasn bilir ve incil'den Allah'in
diledii kadar baz ey-
leri de arabca ile yazard. Varaka, gözlerine körlük gelmi çok yal bir
ihtiyard. Hadice Varaka'ya: Ey Amcam! Dinle de bak,
kardein olu ne
söylüyor? dedi. Varakatu'bnu Nevfel: Ey Kardeimin
olu! Ne görüyor-
sun? diye sordu. Bunun üzerine Rasûlullah, gördüü seyleri kendisine
haber verdi. Sonunda Varaka ona unlar söyledi: Bu gördüün Allah
Taâlâ'nn Mûsâ'ya indirdii Nâmûsdur (yani vahy sirrnn sahibi Ccb-
râil'dir). Ah keki senin da'vet günlerinde genc olaydm! Kavmin seni
akaracaklar zaman hayatta bulunaydim... Bunun üzerine Rasûlullah:
Onlar beni gkaracaklar m ki? diye sordu. Varaka: Evet, (çünkü) senin
getirdiin sevigetirmi olan herkes muhakkak dügmanla uratilmtr.
Sayet senin davet günlerine yetsirsem sana son derece yardm ederim
cevabin verdi» "
71. Vahyin máhiyeti Peygamber'den bagkasna malum deildir. Dier kimselerin
onu anlatmaya ve tarife kalkmas körün renklerden bahsetmesi kadar yersiz
olur. Ancak vahyin lugat ve ger'i ma'nâlaryle mertebeleri ve nevileri halkknda
vahiy zamannda hazr olanlarn gahâdetleri anlatlablir.
VAHIY vo ÇEITLERt:
Vahiy, mutlak söylendii zaman vahyetmek (el-fha) ve vahyedilen gey (el
mûhâblh) ma'nàlarn ifade eder.
a. Tha, ugatta bir seyi gizlce ve sur'atle bldirmektir. Bundan dolayi, yaz-
mak, iaret etmek, gizli konumak vahiy kabllinden olmutur.
Din isannda vahiy: Allah'in serlatlardan ve haberlerden Peygamberlerine
teblg etmek lstedigi geylerl gizlice ve kendilerinde bunun Allah'dan olduuna
zarart ve kesin ilim hasl olacak hayslyetle bildirmestdir. Bu ma'na, gk yert
-ki Allah Tadlädr ve inis yeri-Peygamberlerdir- itibariyle lugat ma'na
sindan daha hus0stdir. el-tha'nn gekilleri: Allah'n Peygamberlerine istedigi
seyleri bildirmesi uç halde vâki olur:

:(Ya) bir vahly lle, ya bir perdo arkasndan, yahut blr clçi gönderip do kendl
izniylo dileyoceinl vahyetmesi mlistesna Allah'in hlç bir begere kelâm söylemesl
vaki' olmamtr. Süphesiz ki 0, çolk ylico vo çolk hakimdi» (eg-ara:
51).
1. tlham yoluyla 1'lam: Bu, ma'nânin peygamberin kalbine bunun Allah'
dan olduuna yakini ilimle beraber birdenbire ilkâ edilmesidir. Bu ilham
uya-
nikken olduu glbi, bazan uykuda da olur. Äyetteki «lla vahyen» den kasde-
dllen vahly çegldi 1gte budur.
2. Hlcab arkasndan: Tekellüm vaktinde, peygamberin Rabbn görmelksi
216 SAHIH-1 MUSLIM

253- ) ****** (R) den: O, eRasúlullah (S) in ilk vahiy


Aie
balangici> demi ve önceki Yünus'un hadis'i gibi hadis'in bütününü sev-
zin alda kelamdr. Bu, Peygamber Onu görmedigi halde, sesini 1ltmelcle olur.
Nitekim bu, Risâletinin balangicinda Müsa Aleyhisselam'a vaki olmugtu (Tahd:
9-14). Bir de Mûsâ Mikata geldii zaman vàkl olmugtur (el-A'raf: 143). Föyle
bir kelâm sahih hadis'lerin tasrih ettiine göre Hi'râc gecesi kendine ve üinme
tine namazn farz olduu ve bu hususta Rabbna gldip geldii valkit Peygam-
berimiz Muhammed'e de vaki olmugtur (Buharl, Salat; Musltm, 1yman).
3. Cenab-1 Hakkn Peygambere tebli etmek istedii geyi uyank iken veya
uykuda Melek vastasyle bildirmestdir. Melek vasitasyle olan 'lam iki ekilde
olur: Peygamber bazan vahiy esnasnda Melegl ya kendt hakikl sûroctinde veya
blr beger sûretinde temessül etmi olduu halde mluAhede eder. Nitekim Cib-
ri, Hz. Peygambere ekseriya mehu: sahâbi Dhyetu'l-Kelbi sûretinde temessül
ederdi, bazan Peygamber Vahiy esnesnda melegi görmez ,ancak vahyin gelii s-
rasinda künhüntü ve sgkg yerinl sadece Allah'n bildii bir ugultu ve giddetli
gan scsine benzer bir ses 1idird. Akebinde kendisint mutad olmyan rîhi bir
halet kaplar, orada hnzar bulunanlar bundan sndece vilchdunun nrlnmas ve nl
ninin ter aktmas glbi görtüntlr emarclerden bagkasn tdrak cdemezler.
b. Vahyedilen gey (el-mûha bih) nma'nAsna vahiy: Vahyedllen ey 'ma'.
nasina vahiy, motluvv ve gayr-i metluvv ksmlarna ayrilr.
1. Vahy-1 metluvv: Kur'an- Kerim'dir. Onu Cenab-1 Hak Hz. Muhammed'in
nübüvvetine parlak bir nlamet, kahir bir mu'cize ve bakt bir hüccet lilm ve
kiyamete dek tebdl ve tahrifden onu hifzedecegini tekefful etmitir: «Zikrl blz
Indirdik blz, onun koruyucular do glüphesiz biziz biz» (el-Hlcr: 9).
Onu 1afz ve ma'nûsyle Cibril-1 emin Peygambere ne Cibril'in ve ne de
Peygamberln onda hig blr vechlle dahli olmakszn indirmitir. o ancak Azlz
ve Hakim olan Allah'dan bir tenzildir: «0, muhakkak vo muhalkknk alomlerin
Rabbi (canibinden) Indirilmedir. Onu Rohu'1-Emin inzar edicllerden olasin dlye
senin kalbino ma'nâs nçk birdil ilo indirmitir» (e-u'ard: 192-195).
Namaz içinde ve dnda okunmasyle ibadet edilmesi, ma'nâsyle rivayetinin
caiz olmamas, 1afz ve ma'nâsyle mu'ciz bulunmas, Kur'ân-1 Kerim'in özel
11klerindendir.
cDo kd; Andolsun, Insu cin, gu Kur'an'n benzerini gotirmeleri Içtn blr araya
toplansa, yekdierlne yardmc da olsalnr yino onun benzerinl getiromezler»
(el-isra: 88).
2. Vahy-1 gayr-i metluvv: Nebevi sünnetlerdir.
«Kendi hevasndan söylemez. 0, kendlsino 1lkâ edilegelcn bir vahyden bakas
deildir, onu müthls kuvvetlere mâllk olan öretti» (en-Necm: 2-5).
aHor kim Peygambore ltaat ederse, muhakkak Allah'a itaat otmltir», (en
KiTABU'L-IYMANN
217
ketmitir. Ancak burada Hadice'nin: «Allah'a ycmin ederim ki Allah
seni hiç bir vakit mahzun etmez» dediini
söylemitir ve yine Hadice:
«Ey Amcamin olu! Kardeinin
olundan dinle (bak ne söylüyor) dedi»
demitir.

254- () :Peygamber
*...... ** (S) in zevcesi ie (R):
Rasûlullah, Hadice'ye yiürei titreycrek döndü» dedi ve böylece
hadis'i Yûnus'un ve Ma'mer'in hadis'i kabi nakletti. Burada onlarn ha-
dis'inin ilk ksmn yani: «Rasûlulah (S) in ilk vahiy balangic sâdk
Nisa: 80), ayetleri ve dier deliller buna delalet eder. Sukadar var ki, sünnet
birçok hususlarda vahy-i metluvden ayrnlr:
a: Sünnet ma'nâ ile indirilmitir, l4f1z peygamber'indir
b. Bundan dolay maksadlarna arit olan, ma'nalarn ve 1af1zlarin bilcn
için-bunu câiz görenlerce-- ma'nasyle rivayet câizdir.
C. Sünnet, 1Afizlaryle mu'ciz olmnd1 gibi tilAvetiyle de ibadet olunmaz.
d. 0, uykuda, uyankken, Melek vasitasyle veya vastas1z olarak blütün
vahy yollaryle nazll olmutur (el-Hadis ve'1-Muhaddisûn, s. 12-16).
Vahyin mertebeleri:
Vahyin sekiz mertebede vaki olduu tesbit olunmutur:
1. Sadik ru'yAlar: Peygamber hiç bir rllya görmezdi ki sabah aydnlg
gibi vazih ve âikâr meydana gelmesin.
2. Uyank iken vazifeli melek Peyganmbere görülmeksizin kalbine ilka eder-
di ki, bunun srf ilham olmayp ilahi vahy olduguna Allah zarurt bir ilim ya-
ratrd:

- süphestz Rahu'l-Kudüs -Cibril (A)- kalbime u sözil nefes etti: Hiç bir ne-
fis blitün rizkn tamam olarak almudkça ölnez. öylo Ise Allah'dan saknnz
da rizknz glüzel, mesra' ve miiriivvete lâylk yollardan araynz» hadis'i, vahyin
bu mertebesini haber vermektedir.
3. Melek ve insan sûretinde inip peygambere hitap eder. o da blütün söyle-
diklerini ibâreslyle noksans1z olarak alr, ümmete teblig eder. Cibril ekserlya
çok yakikl olan Dhye (R) klnda gelirdi. Bnkn sahâbiler ve Cibril hadi-
sinde olduu gibl tannmayan bedevi bir zat geklinde geldigi de vardr.
4. Melek Peygambere çan çngrtsna benzer korku veren bir ses lle hitab
ederdi ki bu ses, o melegln ya kendi sesl, yahut da kanatlarnn sesidir. Bu ses
devam ettigi mlddetçe Peygamberln kalbi titrer, vârid olan sözler birdenbire
218 SAHIH-t MUSLIM

rü'yadr» kavlini zikretmedi. Yûnus'un rivâyetindeki: «Allah'a yemin


ederim ki Allah seni hiç bir zaman utandrmaz» kavline mutaba'at etmi
ve bir de Hadice'nin: «Ey Amcamn
olu! Kardeinin olundan dinle»
sözünü zikretmitir.

eNJ J. J6 AGI(.ailsigtos (111)- Too

255
ediyordu:
buyurdu:
(161) .
Câbiru'bnu Abdillah el-Ensâri söyle tahdis
Rasûlullah (S) vahyin fetretini anlatrken söz arasnda öyle

kavranamaz, fakat açldktan sonra söylenen yüksek kelâm kalbde gayet açk
ekilde yerlemi olurdu. Bu sesler ve vahyin bu nev'i ile llgili Rasûlullah'in hal-
lerini müahede eden pekçok sahâbinin gahâdetleri ve rlvâyetleri hadis kitapla-
rinda teshit edllmitir.
Cibril kendi asll soret ve he'etlyle ve herbiri gökyuztinü
5. göstermlyecek
derecede ufuklar kaplyan altiyüz kanadyle göriünüp vahly getirmesidir. Bu iki
defa vâki' olmutur. Birl yeryüzünde vahyin evvelinde fetreti mütaakip Hlira
danda idi. Îkincisl Mi'râc gecesinde Sidretu'1-Müntehâ yannda olmutur. Bunda
Bunda artk evvelki iddete maruz kaldklarna dâir hiç bir haber yoktur. Kur'.
an'a Cibril'in vasta olduuna delhlet cden en sarih âyetlerden biri udur:

:De kl Onu, (Kur'ân') iyman denlere ta bir sebt vermck, miüslimunlara


bir hidâyet ve bir müjde olmak için Rabbndan hak olarak Ruhul'-Kuds indir-t
mitir» (en-Nahl: 102).
6. M'rac gecesinde semalarn fevkinde iken be vakit namazn farziyeti
hakknda melek vasitasyle olmakszn vnkl olan vahiydir. Allah'n kelämn va-
sitasiz iitme nev'i Hz. M0så'ya da tekrim buyurulmugtu. Hitabn bu nev'inde
rl'yet yoktur.
7. KifAhen yeni ylüzylze, hicabsz tekellüm vâki olmasdr. Bunun keyfiyeti
dar 1afiz kalplaryle ifade edllemez ve anlatlamaz..

=Içlnizde hiç bir kimse yoktur ki kyamot Fünindo Rabb aralarnda hle bir
terciman, milâhodeye mAnl' olncak hiç bir hlcâb olmakszin kendisiyle aonug
KITABU'L-1YMAN 219

«Ben yürürken birdenbire gökyüzii tarafndan bir ses iiddim. Ba-


simi kaldrdm, bir de baktm ki Hirâ'da bana gelen melek sema ile arz
arasnda bir kürsî üzerine oturmu. Pek çok korktum, hemen (evime)
döndiüm ve: Beni örtün, beni örtün! dedim. Beni sarp örttüler. Bunun
üzerine Allah Tabâreke ve Taâlâ u âyetleri indirdi:
Ey biüriünen (müddessir)! Kalk, arttk inzar ct. Ve Rabbini artik bi-
yikle ve elbiselerini artk temizlc ve o pislikleri artk dcffeyle..»
Müddessir: 1-5). (el
Ricz, putlardr. Rasûlullah: «Sonra vahy arka arkaya hiç kesilmedi»
buyurdu.

256
. Câbiru'bnu Abdillah (R) söyle haber verdi.
Kendisi Rasûlullah (S) i söyle buyururken iitmitir: «Sonra Vahiy ben
den bir süre kesildi. Ben yürüdüüm bir sirada» demi ve sonra Yû-
nus'un hadis'i eklinde hadis'i zikretmitir. Ancak: Rasûlullah'in: «On-
dan pek çok korktum, hatta yere dütiüm» dediini, Ebû Seleme'nin:
«Rucz, vesenler demektir» dediini ve bir de Rasûlullah'n: «Sonra Vahiy
masn» (Biraz degilk olarak: Buhârt, Zekât, es-Sadaha kable'r-redd) sahilh ha-
dis'ine nazaran kiyamette Allah TaAla'y månisiz mlügahede her ml'min kula
vu»
mukadderdir. F'akat bu dünyada Mi'râc gecesinde ru'yetle beraber hitab
bunu da
kûu' yalnz Muhammed Mustafa'ya nasib oldu denilmitir. Mamafih
baz allmler kabul etmemilerdir...
ne key-
Vahyin mahiyet ve haklkatini bllmediimiz glbi, Rabbmz rü'yetin
yoktur. Ancak
fiyette olacagn da kavuma gününden evvel anlamamiza yol
onun haber
Rasdlullah'in binlerce dogruluk gahidlerine muttall' olduktan sonra, (Tecrid
verdigi bu gibl haklkatleri teslim etmekten bagka çare bulunmaz.a»
Ter., I, 4-6).
220 SAHIH-1 MUSLIM

kizgt da artk ard aras kesilmeden devam etti» buyurduunu söylc.


mitir.
:Ve keza Ma'mer, Zührí'den bu isnadla Yûnus'un hadis'i tar-
*****

zinda haber verdi ve dedi ki: Allah Tabâreke ve Taâlâ: « Ya Eyyuhe'-


Muddessir» den itibaren «ve'r-ruczc fe'hcur» kavline kadar, namaz farz
kiihmadan önce inzâl buyurdu. (Rücz da putlar demektir).
Yine Ma'mer Ukayl'in dedii gibi Rasûlullah'in: «Ondan cidden kork-
tum» dediini rivâyet etmitir.

257-() :Yahya öyle demitir: Ebû sSeleme'ye: Kur'ân'


********

in hangi kism önce indirildi diye sordum. «Ya Eyyuhe'l-Miüddessir> dedi


Bunun üzerinc ben: Hayr, Ikra' sûresidir, dedim. Bu sefer o, unu söyledi:
Ben Câbiru'bnu Abdillah'a: Kur'ân'in hangi ksm daha önce indirildi diye
sordum da o bana: «Ya Eyyuhe'l-Miüddessir» diye cevap verdi. Bunun üze-
rine ben: Hayr, Ikra' sûresi deil mi? dedim. Câbir öyle dedi: Rasûlullah
(S) in bize takrir ettiini size takrîr ediyorum. Rasûlullah öyle buyurdu:
«Ben Hirâ'ya bir ay mücâveret ettim. Mücâveret ve itikâfm bitirdiim za-
man agaya indim. Vâdinin içinde bulunduum zaman nidâ olundum. He-
men önüme, arkama, sama, soluma baktm, fakat hig bir kimse göre
medim. Sonra yine nidâ olundum, bu sefer de baktm yine kimseyi göreme
dim. Sonra yine nidâ olundum. Bu defa bam yukar kaldrdm. Bir de
baktm ki 0, (Cibril Aleyhisselâm) havada taht üzerinde bulunuyor. Bun-
dan dolay beni iddetli bir sarsnt ald. Hadice'ye geldim ve: Beni örtiüp
bürüyün, dedim. Beni örtip btirtidüler. Sonra ilzerime bir su döktüler. Bu
nun izerine Aziz ve Cell olan Allah: «Ey Bilrinen! Kalk, artik inzar et. Ve
KiTABU'L-IYMÅN 221

Rabbini artk biüyükle ve elbisclerini tertemiz eyle» (el-Müddessir: 14)


âyetlerini indirdi ".

258 Aliyu'bnu Bubârek, Yahya'bnu Ebi Kesir'den


*******.

bu isnadla tahdis etti ve: «Bir de baktm ki 0, sema ile yer arasinda bir
taht üstünde oturur vaziyettedir» buyurdu, dedi.

72. fik nâzil olan «Ya Eyyuhe'1-Müddesslr» dir demek fetretten sonra ik nâzil olan
budur demektir. Mutlak olarak llk nâzill olan ise ige hadls'lnde tasrih edildii
gibi akra'» ayetleridir. Buna birçok yerde deldletler vardr: «Vahyin fetre-
sö24, <Sonra
tinden sonra» Bözü, «Bir de baktm kl Hira'da bana gelen melek»
vahy arka arkaya kesikslz devam ettis sözü gibl.
222 SAHÍH-i MUSLÎM

.nsts a,Jlá.
. EAgJáus:
KITABUL-iYMÅN 223

(74) RASLULLAH (S) ÎN GECELEYIN SEMALARA YURUTULMESI


VE NAMAZLARIN FARZ KILINMASI BÄBI

-000
259- (162) *******
:Enesu'bnu Malik (R) den:
Rasûlullah (S) söyle buyurmutur: «Bana Burak verildi. (Ki o, ka
tirdan küçük, merkepten büyiük, beyaz ve uzun bir binittir. Admni gözü-
nün eriebildii yerin en sonuna kor). Rasûlullah devamla buyurdu ki:
Ben ona bindim, nihayet Beytu'-Makdis'e geldim. Onu, (benden önceki)
Nebiylerin baladklar halkaya baladm, sonra mescide girdim ve orada
iki rek'at namaz kldm. Sonra giktm. Cibril aleyhisselâm bana bir kap sa-
rap bir kap da süt getirdi. Ben sütü seçtim. Cibril (S): Fitrat segtin,
dedi. Sonra (o binit) bizi semaya doru çkard. Cibril gök kapisni çald.
Sen kimsin? denildi. Cibril: Cibril'im dedi. Yanndaki kimdir? diye soruldu.
Cibril: Muhammed, diye cevap verdi. Ona meb'usluk verilmi midir? diye
sordu. Cibril: Ona meb'usluk verilmitir, dedi. Bunun üzerine bize (kapu)
açld. Birdenbire Ädem ile karilatm. Bana merhaba, dedi ve hakkm-
da hayir dua etti. Sonra bizi ikinci semaya doru çkard. Cibril (A)
kapnn açlmasn istedi. Sen kimsin? denildi. Cibril: Ben Cibril'im, dedi.
Yanindaki kimdir? denildi. Muhammed'dir, dedi. Ona meb'usluk verilmi
midir? denildi. Cibril: Ona meb'usluk verilmitir, dedi. Bunun üzerine bize
açld1. Ben orada iki teyze oullar (Allah'in salâvat üzerine olsun)
Meryem olu Isa ve Zekeriya olu Yahyâ ile karlatm. Bana merhaba,
dediler ve benim için hayr duâ eylediler. Sonra beni üçüncil semaya doru
çkard. Cibril bunun da-kapisin çald. Sen kimsin? denildi. Cibril: Ben
Cibril'im, dedi. Maiyetindeki kimdir? denildi. Cibril: Muhammed (S) dir,
dedi. Ona (davet) gönderilmi midir? denildi. Cibril: Ona (davet) gön-
derilmitir, dedi. Bunun üzerine bize açld. Ben, Yüsuf (S) ile karslatm.
Güzelliin yarsi ona verilmiti. Bana merhaba dedi ve hayr duâ etti.
Sonra bizi dördünciü semaya doru çkard, Cibril aleyhisselâm bunun da
kapun çald. Kim o? denildi. Cibril, dedi. Yanndaki kim? denildi. Cibril:
Muhammed'dir, dedi. Ona (davet) gönderildi mi? dedi. Cibril: O'na (da-
vet) gönderilmitir, dedi. Bunun üzerine bize açld. Birdenbire taris ile
karglatm. Bana merhaba dedi ve hayr duâ etti. Aziz ve Celil olan Allah,
söyle buyurmutur: « Ae Cii) Biz onu pek yiüce bir yere
yükselttik» (Meryem: 57).
Sonra bizi beinci kata doru yükseltti. Cibril onun kapsin da çald.
Kim o? denildi. Cibril: Cibril'im, dedi. Yanndaki kimdir? denildi. Mu-
hammed'dir, dedi. Ona gönderildi mi? denildi. Cibril: Ona gönderildi,
dedi. Bunu takiben bize açldi. Ben Hârun (8) ile karlagtm. Bana mer
haba, dedi ve hakkmda hayr duâ etti. Sonra bizi altnc semaya doru
. T

.
2
KITABU'L-IYMN 225

Sonraindim ve Mûsa (S) in yanna vardm. Kendisine hber ver-


dim. Rabbine dön ve ondan hafifletmesini iste, dedi.
Rasûlullah (S): «Rabbime (çok) döndüm, nihayet artik ondan utan
dim, cevabnda bulundum» buyurmutur ".

74. 1sra ve Mi'râc için Elmalhh Muhammed Hamdi Yazr'in Hak Dint uran Dil'in-
den Isra ve Necm sûrelerine id tefsiri ile Ahmed Naim Bey'in bu hadís'e yaz-
digi kiymetii haiyenin okunmasn tavsiye ediyor ve baz kmislarn sadele-
tirerek naklediyorum:
Bu hadis,; Mil'râc ve be vakit namazn farz olu keyfiyetini beyan eden
en mühim hadis'lerdendir. Mi'râe, Peygamberimizin, mlk ve melekatun act
belerini müihhede ile azim kevni ve Rabbâni sirlari, kcndilerine has tam bir
lam ile vAkt olmak için Allah tarafndan vaki olan da'vete icabeten ylüksek
semalara geceleyin çkmasdhr. Isra ise geccleyin Mekke'den Burak vasitaslyle
11Aht âyetier kendisine gösterilmek üzere el-Mescidu'1-Aksl'ya seyahat etmesi
demektir. Isra, lugaten gece yoleuluu ettirilmck ma'nasna geldigi için hep-
sine amil olmas muhtemil ise de Kur'an ayetile sabit olan ikinci ksm seya-
hate tahsis edildii de vardr.
rIte bu tarife göre M!'rac ile Isrå bir gecede mi, yoksa ayr ayri olarak
ikl gecede mi vAk olmudur? Her ikisi de uyanik hall mi, yoksa uyku hall
hadiselerinden midir ? Dier deyile Mi'râc ve isra, bedent mi yoksa ruhant
midir? Yoksa biri uyankken, digeri uykuda iken mi vukûa gelmitir?
Bu hususlarda alimlerin ihtilaf vardr. 1sra biri ruhâni olarak ru'yada,
dieri cismâni ve ruhâni olarak uyankken iki kere vâki oldu diyenler olduu
gibi, Isrå'nn uyankken taaddüdünü ileri sürenler de varadr. Dört kere vukh-
unu söyliyen oldugu gibl -rivayetlere bakarak-- uç kere vak olduunu söyli-
yenler de vardr. Bunlara göre birincisi Burak üzerlnde cl-Mcscldu'l-II:aramdan
el-Meseidu'l-Aksa'ya, ilkincisi yine Burak üzerinde Mekke'den dorudan do-
ruya semayn, üçüncüsil de keza Burak üzerinde Mescld klaramdan Mescld As-
sa'ya ve oradan da Semivâtu Ulâya vâk olmugtur. Ancak selef ve halef cum-
hurunun delilden neet eden itikadna görc fsra ruh ve beden ile vâkl olmu-
dur. Mescid Haram'dan Mescid Aksa'ya kandar olan hârika seyahat Kur'ân'in
nass ile sâbit olduundan, Isrâ'nin bu kadarna inanmyan kimse ikfar olunur.
etsra'nin tarihi ve vukûu gecesine dâi rolan kaviller de çeitlidir. Ancak
hicretden evvelki bir buçuk sene içinde vukû' bulmu olmas ve gölklere çkma-
Sinin receb aynn yirmi yedinci gecesine tesadüf ctmesi hakkndaki zan, bila-
hare galebe ederek bugün öyle itikat ve zikredilen gece M'ric Gecesi itibar
edilmektedir».
Ahmed Naim Bey M'râc ve isrâ'nn aklen de isbat lçin ilim kanunlar
1le nazariyelerin, mucizelerin mahlyetleri ve mukayeseleri hakknda bir özet-
leme yaptktan sonra gunlar söylüyor:
Biz kainatn blr Halk olduuna 've olan biten her ne varsa onun ilAhi
iradesile meydana geldiine kaillz. Bu da'vâmiza says1z ilmi gahidler varsa da
nefyine hiç bir ilmi delíl bulunamaz. înkâr edenlerin sözleri hep indiyata miüs-
teniddir. Allah'in kudret, azamet ve nihayetsiz irâdesine 1tikat ediyoruz. Hila-
fin iddia, hep câhilane bir inad ve istikbardan ibaret kalr. Alah'n bu gö-
rünen alemden bakaca da yarattji birçok alemlerin, ezcümle zat ve mahl
yetce hasselerimizle igill olmamakla beraber istediklerl gekllerle teekküle
kabillyetll melek ve cin adn verdiimiz bir takm mahlûkatn vücuduna, Pey-
S. Muslim, c. 1 - F: 15
226 SAHÍH-i MUSLIM

260- ). Enesu'bnu Mâlik (R) öyle dedi: Rasûlullah


(S) buyurdu ki: «Bana gelindi ve beni Zemzem'e götürdüler, göstüm
yarildi, sonra Zemzem suyu ile ykand. Sonra (ilk yerime) indirildim
(birakldm)».

261 ). Enes'bnu Mâlik (R) den: (söyle takrir et-


mitir:) Rasûlullah (S) çocuklarla oynarken Cibril (S) ona gcldi, onu
aldi, yere yatrd ve kalbini yard. Kalbi dar çkard. Sonra kalbden
bir kan phtis çkard, peygambere hitaben: Bu seytanun senden olan
nasibidir, diye göterdi. Sonra kalbi altundan bir tas içinde zemzem suyu
ile ykad. Sonra kalbi kapad. Daha sonra onu kendi yerine iâde etti. Bu
Birada çocuklar koarak süt annesine geldiler ve: Muhammed öldürüldi,
dediler. Hep birlikte yanna geldiler. O, rengi soluk bir haldeydi. Enes:
Ben Rasúlullah'in gösünde bu inenin izini görürdüm, demitir.
gamberlerin Allah tarafndan vahiy ve doruluu bizce muhakkak haberleri
izerine inanyoruz. Buna kar serd edilen yegàne itiraz, «Biz bunlar görmil
yoruz, bunlar biimiyoruz, binnenaleyh bunlar yokdurlar>dan Ibaret kalyor. Hal-
buki bireyi bilmemekden, o seyin yok olmas lâzm gelmez. Beeriyet içinden
süzülüb seçilen baz kimselerin ilahl emir ve nehiyleri, mehûd olmyan ve sAir
insanlarca bilinmeyen semâvi ve arzl haberlerl kâh vastasz, kâh melek vasi-
tasiyle almaya kâblliyetli olacak kemâl derecesinde yaratldklarn ve bun-
Inrin srf Rabbânt rahmetin eseri olarnk hakikatlar tebli ve kullar irad için
gönderildiklerini, doruluklarnin nigan olmak üzere mu'cizeler ile de te'yid
edilmi bulunduklarn tasdik ederlz...
<igte bu hadis'de bahis mevzuu olan mu'eize de iyman ehlince tasdtk edit
mig olduu halde blr ksm inadclarn inkârina ma'ruz kalan ilhi hadiselerden
birldir... (Tecrid Tercemesi, II, 219-222).
KiTABU'L-1YMAN 227

i:J6. E.JMAiC* ()-rir

262
..Enesu'bnu Mâlik (R), Rasûlullah (S) in Kâbe
mescidinden geceleyin yiürütüldüü geceyi öyle tahdis etmitir: Kendi-
sine o husus da vahyedilmeden Rasûlullah, cl-Mcscidu'l-Haram'da uyur-
ken üç kii gelmitir dedi ve hadis'i bütün hikâyesiyle Sabit Bunâni'nin
geçen hadis'i tarznda sevketti. Ancak öne geçirdii, geri birakti, ziyade
etii ve eksik brakt baz eyler olmutur.
228 SAHIH-1 MUSLIM

263 (163) :
Enesu'hbnu Mâlik (R) söyle dedi:
Eb Zerr, Rasûlullah (S)in Mirac vak'asn aadaki ekilde tahdis
ederdi: Rasûlullah (S) söyle buyurdu:
Ben Mekke'de iken evimin tavan (anszn) yarld. Cibril (S) indi,
gösümü açt, sonra onu Zemzem suyundan ykad, sonra hikmet ve iy-
han ile dopdolu bir tas getirdi, içindekini gösimün igine boaltt. Son-
ra gösümü kapadi. Sonra elimden tutup beni semaya doru qikardl.
Diünya semaya (yani bize en yakn semaya) vardmzda Cibril Aleyhi
selâm dünya seman Hâzinine (bekçisine): AG, dedi. Hâzin: Kimdir o,
dedi. Cibril: Bu Cibril'dir, dedi. Hâzin: Beraberinde kimse var m? dedi.
Cibril: Evet Muhammed (S) beraberimdedir. Hâzin: Ona (gelsin diye
haber gönderildi mi? dedi. Cibril: Evet, dedi. Bunun üzerine Hâzin (ka-
KITABUL-1YMAN
229
piy) açt, diünya scmann üstüne çktimizda bir dc baktm ki bir kimse
(oturmu) sa
tarafnda birtakm karaltlar, sol tarafnda da dier bir-
takm karaltilar var. O kimse
fina baktnda ahyor. O zat:
sa
tarafna baktnda gülüyor, sol tara-
Ho geldin, safa geldin, salih Nebiy, no
geldin, safa geldin salih oul, dedi. Ya Cibril! Bu kim? diye sordum. Bu
Adem (S) dir. Sanda ve solunda olan bu karaltlar da çocuklarnin
ruhlaridir. Sanda olanlar Cennet ehli, sol tarafnda olan karaltlar da
ates ehlidir. Sana baknca güler, sol tarafna baknca alar, dedi.
Sonra Cibril beni yükseltti, nihayet ikinci sefaya getirdi. Orann
Hazinine: Aç, dedi. Onun Hâzini de dünya semann Hâzininin söyledik-
lerini söyledikten sonra kapy açti.
Enes der ki: Ebû Zerr, Rasûlullah (S) in semalarda Adem, Idris,
Isâ, Mûsa ve lbrahim --
Allah'in salâvat onlarn hepsine olsun- Haz
retlerini bulduunu söyledi, fakat onlarn herbirerinin ) menzillerinin
nasil ve nerede olduklarn tesebit ctmedi. Yalnz Adem (A) i diünya se-
mada, ibrahim'i altnei semada bulmu olduunu söyledi.
Yine Enes der ki: Cibril Rasûlullah (S) ile birlikte 1dris'o Allah'in
salâvati ona olsun- uradklarnda ldris: Ho geldin, sefa geldin salih
Nebiy, hos geldin, sefa geldin salih karde dedi.
Sonra Peygamber öyle buyurdu: «Ben, bu kim? diye sordum. Cib-
ril: Bu, tdris'dir, dedi. Sonra Mûsa Aleyhisselâm'a uradm. O da: Ho
geldin, sefa geldin salih Ncbiy, ho geldin, safa geldin salih karde, dedi.
Bu kim? diye sordum. Cibril: Bu, Mûsa'dr, dedi. Sonra Isî'ya uradm.
O da: Ho geldin, safa gcldin salih Ncbiy, hos geldin safa geldin salih
kardes, dedi. Bu kim? dedim. Cibril: Bu, Meryem olu Isâ'dr, dcdi. Sonra
brahim Aleyhisselâm'a uradm. Ho gcldin, safa geldin sâlih Nebiy,
hos geldin safa geldin sâlih oul, dedi. Bu kim? dedim. Cibril: Bu lbra-
him'dir, dedi.»
bnu ihâb öyle dedi: Bana lbnu Hazm haber verdi ki fbnu Abbas
ile Ebû Habbe el-Ensari her ikisi de söyle derlerdi: Raslullah (S)
Sonra Cibril beni yukarya götüre götüre nihayet (kazå ve takdir) ka
lemlerinin czltilarn duyacak bir seviyeye qktm» buyurdu.
Yine fbnu Hazm ile Enesu'bnu Malik söyle dediler: Rasúlullah (S)
buyurdu ki: «(0 zaman) Allah ümmetime elli namaz farz kld. Bu far-
ziyeti yüklenerek döndüm. Nihayet Mûsa'ya uradm. Mûsa Aleyhisse-
lâm: Rabbin ümmetine ne farz kld? diye sordu. Eli namaz farz kld,
dedim. Mûsa (A) bana: Rabbine dön, müracaat et. Zira ümmotin buna
tâkat getiremez, dedi. Rabbime müraccat ettim. (Rabbim) onun büyük
kismin1 indirdi. Ben de Mûsa Aleyhisselâmn yanna döntüp bunu ona ha
oer verdim. Mûsa yine: Rabbine müracaat et, çünkü ümmctin buna da
takat getiremez, dedi. Tekrar Rabbime döndüm. Allah Taâlâ:
230 SAHIH-1 MUSLIM

Onlar betir, yine onlar ellidir. Bcnim nezdimde söz (hüküm) tebdil
ounamass " buyurdu. Müsa'nn yanma döndiüm. 0 yine: Rabbine mii-
racaat et, dedi. Ben de: Artk Rabimden utanr oldum, dedim. Sonra
Cibril: Ta Sidretu'l-Müntchâ'ya birlikte varineaya kadar beni götürdü.
Sidre'yi öyle (acib ve garib) renkler kaplamt ki onlar nedir bilemem.
Sonra cennete katldm ki içinde birçok inciden kubbeler vardi. Topra
da misk (kokulu) idi ".

75. Kaf sûresi'nde l» yerine «mâ» ile u âyet vardr:

s hadis'in
J Jaly sonundaki
Benim yanmda söz delstirllmez..» (Kaf: 29).
«LA YUBEDDELU"L-KAVLU LEDEYYE = Benim nez
76. Bu
dimde hüküm tebdill olunmaz» knt'iyyetine binaen, bize öarz olan namaz yaln
beg vakit namazdr. Bundan dolay Alimler vitir namaznn farzlyetine kail
olmamlardr. Bu namaz Hanefilere göre vâclbdir.
Hafiz Ibn Hacer, Buhârt erhi Fethu'l-Bârl'de göyle der:
Isr&'dan evvel Rastlullah'in da, sahâbilerinin de namaz kldklar katidir.
Ancak be vakit namaz farz olmadan da farz namaz var miyd, yok muydu?
ihtilafi vardr. Bazilarna göre farz namazlar günegin dogusu 1le batgundan
evvel idi..
Imam Nevevt ise söyle der: tik vacib olan sey inzar ve tevhide da'vet
olmugtu. Sonra Müzzemmill sûresi'nin evvelinde emrolunan gece kyàm farz
gigin
oldu. Daha sonra (dierlerlnin tasrihine göre sahâbller, geceleri ayaklar
ceye kadar namaza durmakdan ha5il etikleri megakkatleri Hak Taâla bir sene
sonra) yine Müzzemmil sûresl'nin sonundaki ayetlerle bu namazn farzlyeti
kal
gecesinde
dirilarak sahâbllerin yükü hafifletildi. Sonra beg vaklt namazn Isrâ gece na-
vucûbu üzerine dier namazlar nâfileye inlklab etti. Bununla beraber
bAkl oldu.
maz Peygamberin hususlyetinden olarnk kendisl hakknda farziyeti
KITABU'L-1YMAN
231

264 (164) **** Encsu'bnu Málik (R): (muhtemel ki «öyle


dedi:» diyerek) kendi kavminden bir zat olan Mâliku'bnu Sa'sa'a'dan
rivâyet etti. Mâliku'bnu Sa'sa'a söyle demitir: Peygamber (S) buyurdu
ki: «Bir kere ben, Beyt'in yannda (Hatimde) uyurla uyank aras bu-
lunuyordum. Birdenbire: «Uç kiiden biri, iki kii arasndaki» sözlerini
söyliyen birini iittim. Derken ban gelindi ve ben, götürüldüm. Niha-
yet bana içinde Zemzem suyu dolu altundan bir tas getirildi. Suradan
uraya kadar gösüm yarld. (Katâde dedi ki: Yanmdaki kimseye:
Neyi kastediyor, dedim. Karnnn aasn, dedi.) Kalbim çkarnld ve
Zemzem suyu ile ykand. Sonra eski yerine iâde olundu. Sonra kalbim
iyman ve hikmet dolduruldu. Daha sonra katrdan küçük, merkepden
büyük ve adna Burak denilen beyaz bir binit getirildi. Onun adm,
gözünün erigebildii yerin en sonunda vâki' olur. Ite bunun üzerine bin-
dirildim. Sonra yürüdük. Nihayet alt semaya vardk. Cibril gök kapisn
çaldi. Kim o? denildi. Cibril'dir, dedi. Yanndaki kimdir? denildi. Cibril:
Muhammed'dir, dedi. Ona buraya gelsin diye (davet) gönderildi mi, diye
soruldu. Cibril: Evet, dedi. Sonra kapy bize açt ve: Merhaba gelen
zâta! Bu gelen kiinin gelii ne güzeldir! dedi. Mütaâkiben Adem (S) in
232 SAHIH-1 MUSLIM

yanna geldik, dedi ve kissasyle hadis'i sevlketti. Bu arada unu zikretti:


Rasûlullah ikinci semada Îsa ve Yahya -selâm onlara olsun- üçünciide
Yúsuf, dördüncüde ldris, beincide Hârûn (salât ve selâm onlara) la kar.
llat. Sonra gittik, nihayet altne semaya vardk. Derken Müsâ Aley.
hisselâm'n yanna geldim ve selâm verdim. Bana: Ho geldin, safa gel-
din salih karde ve salih Nebiy, dedi. Ben Mûsâ'y brakp geçince Músâ
alad. Seni alatan nedir? diye nidâ olundu. Mûsà: Ey Rabbm! Benden
sonra peygamber yaptn genç ite budur. Onun immetinden cennete
girenler, benim ümmetimden cennete gireceklerden daha çok olacak,
dedi. Sonra gittik, nihayet yedinci semaya vardk. Derken Ibrahim'in
yanina geldim».
Bu hadis'te râvi söyle dedi: Peygamber tebli
ctti ki: Kendisi Sidre.
nin dibinden çkan dört nehir görmütür. Iki nehir zâhir, iki nehir de
bâtndir. Rasûlullah dedi ki: Ey Cibril! Bu nehirler nedir? diye sordum.
Cibril: Bâtni olan nehirler cennete iki nehirdir, zåhiri olan nehirler
ise Nil ile Firat nehirleridir.
Sonra bana cl-Bcytu'l-Ma'mir gösterildi. Ey Cibril! Bu nedir ? de-
dim. Bu, el-Beytu'l-Ma'mûr'dur. Ona hergün yetmi bin melek girer.
Bundan çktklar zaman artk bu, onlarn son giriidir. Bir daha oraya
dönmezler, dedi.
Sonra bana iki kap getirildi. Onlarn biri arab, dieri süt idi. Bun-
lar bana sunuldu. Ben sütü seçtim. Bana: (Pitrata) isâbet ettin. Alah
sana (fitrat, hayr ve fadl) irâde etti. Ummetin de fitrat iüzcrindedir,
denildi.
Sonra benim üzerime hcr gün elli namaz farz klnd». Bundan son-
ra Isrâ kssasn hadis'in sonuna kadar zikretti ".
77. Sah Veliyullah Dehlevi, lIurcetu'llahu'1-13Alia adlh kiymetli eserinin sonunda
Peygamberin siyceri bahsinde Ml'râc'a dair sunlar söylemitir: El-Mescidu'1-Ak-
sâ'ya, sonra Sidretu'l-Müntcha'ya ve Allah'in dilcdii yerlere isrâ buyuruldu.
Bunun hepst uyanikken cesedine idi. Lakin misâl ile ahadet arasnda berzah
ve iklsinin ahkâmn cámi' bir mevtnde idi. Onun için cesed tizerinde ruh nhkA-
min zahir olmu, ruh ve rühí ma'nâlar cesedler halinde temessül eylemigti. On-
dan dolay bu vak'alardan her biri için ta'bir zahir olmugtur. Gözsün yarlmas1
ve iyman doldurulmas, bunun halikat, melekt nurlarn galcbesi ve tabiat ale-
vinin sönmesi, kudsiyet haziresinden vaik olan ifa'zaya hudo'u demektir. Bu-
rak'a binmesi: Bunun hakikat, Nefsu Nutkiyye'nin hayvant kemâl olan ne
seme üzerine istivasdr kl, Nefsu Natkas, ahkâm behimiyyet hevas üzerine
is-
musalat olarak galib olduu gibi Burak'a binerek yükseldi. Mescid Aksà'ya
rås: Allah eâirinin zuhûr etme mahalli, el-Meleu'l-A'1a himmetlerinin ilgilenme
ve enbiya nazarlarnn toplanma yeri ve sanki îiähi Melekat'a bir pencere gibl
da,
olmas hasebiledir. Peygamberlerle mülâkat ve mufaharesl: Bunun hakikat
onlarla Kuds haziresine irtibatlar haysiyetinden lctima ve onlarn arasnda
kendine mahsus olan kemal vecihlerinin zuhûrudur. Semadan semaya, Semavata ve
çkmas: Bunun haklkat ise mertebe mertebe Rahman mlüsteVasna süzülme
KITABU'L-1YMAN 233

265 ) . Mâlik (R) Mâliku'bnu Sa' sa (R)


Enesu'bnu
dan rivâyet etti. Mâliku bnu sa'sa', Rasûlullah (S) buyurdu ki diyerek
geçen hadis'in benzerini zikretti. Burada u fazlalk vardr:
«Bana igi hikmet ve iyman dolu altundan bir tas getirildi. Gösüm
ist tarafndan karn altna kadar yarld. Zemzem suyu ile ykand.
Sonra hikmet ve iyman ile dolduruldu».

266 (165)
..
Katâde dedi ki: Ben Ebu'1-Äliye'den iittim,
söyle diyordu: Bana Peygamberinizin amcas olu (yani fbnu Abbas)
tahdis etti, dedi ki:
ona milvekkel olan mclhlkenin ve onlara iltihak cden en fazlletli insanlarm
hallerine ve Allah Tahlh'nn onlardia vahiy cylemi oldugu tedbire ve o Mele'de
husûle gelen münakaaya vukûf re na'riletidir. Mûsâ'nn aglamas. hasedden
degil velakin umum da'veti gâib ctmi olmnsinin ve yolunda bulunub da tahsil
edememi olduu bir kemâlin bahâsnn misálidir. Sidretu'l-Muntchâya gelince:
0, kevn (kainat) aacdr. KAinatin bir tedbir altnda bazsnn bazsna teret-
agnç gibi ictima
tübu ile gdalananda, nemalananda vesairede ictima eden bir
etmesldir. Hayvan misalinde temessül etmedi, zira efradnda klilli siyasete cbih
tedbir cumlei icmâliyye'ye en ziyade benziyen sey hayvan deil, aaçtr. Çünktü
hayvanda tafsili kuvvetler vardr. Ve onda irâde scncni (yolu) tabiatten dah
sarihdir. Onun dibinden çkan nehirler ise ehâdette olduu gibi melekûtda fc-
yazan eden Rahmet, hayat ve nemalandrmadr. Onun için burada chadet álo
minde de Nil ve Firat gibi baz faydal iler tnayyün etmitir. Onu kaplyan
nurlar da flâhi tedelliyat ve Rahmani tedbiratdr ki ehadette isti'datlara
göre yaldramakdr. Fl-Beytu'l-Ma'nîr'e gclince: onun hakikat da beerin
secdelerinin, tazarrûlarnn teveceiih cyledii îlahi tecellidir ki yanlarindaki
234 SAHIH-1 MUSLIM

Rasülullah (S) kendisinin geceleyin yürütüldüü vakti zikretti ve bu


arada öyle buyurdu: «Mûsâ buday renkli ve uzun boyludur. Sanki Ye-
men'in Senue kabilesi erkeklerinden biri gibidir». Ve yine Rasûlullah:
«1sâ toplu vücutlu ve orta boyludur» buyurdu. Cehennemin bekçisi olan
Málik'i ve Deccal'i da zikretti.

267 ) .. Ebu'l-Åliye söyle dedi: Bize Peygamberimizin


amca olu' (lbn Abbas) tahdis etti, dedi ki:
Rasûllllah (S) öylchuyurdu: «Semalara yiüksetildiim gece Mûsâ'-
bnu Imran Aleyhisselâm'a uradm. Senûc kabilesi erkcklerinden biri
gibi esmer yüzli, uzun boylu ve toplu vücutlu bir zattr.
Mcryem da orta yapl,
olu Isâ'y rengi krmiz ile beyaza mâil, sa-
lhverilmi düz saçl gördüm».
Rasûlullah'a atein Hâzini (bekçisi) olan Mâlik ve Deccal da göste-
rildi. Birçok âyetler içinde Allah onlar da kendisine göstermitir:
saiphede3 olma»Y%(es-Secde:
bir
:
(Ey mü'min!)
23).
imdi sen, ona kavumaktan

Ravi dedi ki: Katâde bu âyeti Peygamber (S) Mùsâ Aleyhisselä


muhakkak kavumutur, diye tefsir ederdi.

KA'be ve Beytu'1-Makdis tarznda bir beyt olarak temesstül etmitir. Sonra bir
Uzerine:
kab süt ve bir kab garab getirildi de südl ihtlyar etti. Cibril bunun
Demek kl Ra-
Fitrata hidayet olundun, arab alsa ydin ümmetin azacakti, dedi.
Dini, VI, 4589
súlullah (S) ümmetinin zuhnr mengel ve câmll olmugtur» (Hak
dan naklen).
KiTABU'L-1YMAN
235

268 (166) Ibnu


.
Abbas (R) dan, (söyle demitir):
Rasûlullah (S); Ecrak vådisine urad ve: Bu, hangi vâdidir? buyur-
du. Bu, Ezrak vâdisidir, dediler. Rasûlullah: Ben gür sesiyle Alah'a tel
biye ederek seniyeden (tepeden) aai inerken Mûsâ Aleyhissclâm'a
bakyor gibiyim, dedi. Sonra Hergâ tepesine geldi ve yinc: Bu, hangi te-
pedir? diye sordu. Herâ tepesidir, dediler. Rasûlullah: Ben etine dolu,
kirmiz bir dii deve üstünde, üzerinde yünden bir cübbe olduu halde
Yûnusu'bnu Mettâ aleyhisselâma bakyor gibiyim. Devesinin çilbiri lif-
dendir. 0, telbiye eder haldeydi, buyurdu.
ibnu Hanbel kendi hadis'inde: Hueym: «hulbc» ile lifi kasdediyor,
dedi diye nakletmitir.

.
ssti à Ku.

269- () .. fbnu Abbâs (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) ile beraber Mekke ve Medîne arasnda yürüdük, bir
vâdiye vardk. Bu hangi vâdidir?. diye sordu. Ezdak vâdisidir, dediler.
«Iki parman kulaklarna koymu, yiüksek sesiyle Allah'a telbiye ederek
bu vâdîyi geçerken Mûsâ (S) ya bakyor gibiyim» buyurda. Renginden
ve saçndan da birey söylemi, fakat râvi Dâvûd bunu ezberliyememi-
236 SAHIH-1 MUSLIM

tir. lbnu A bbas dedi ki: Sonra Scniyye denilen yere gelinceye kadar yvü.
rüdük. Rasûlullah: Bu, hangi Seniyye'dir ? dedi. Herâ yahut Lefit tepo.
sidir, dediler. Bunun üzerine Rasûlullah: «Ben Yúnus'u kirmiz bir dii
deve iistüine binmi, devesinin ipi lif hulbesinden, kendi üzerinde de yin-
den bir cübbe olduu halde telbiyc ederek ite bu vâdiyi geçerken göriür
gibiyim» buyurdu.

270 ) Mücâhid söyle dedi: Biz Ibnu Abbas'n yann-


daydk. Oradakiler Deccal'i zikrettiler. Biri: 0, iki göziinün arasnda ekâ-
firs yazlm olandr, dedi. Bunun üzerine lbn Abbas öyle dedi: Ra-
süullah bunu söylerken duymadm. Fakat 0, öyle buyurdu: «lbrahim'e
gelince: Sahibinize bakmz. Mûså ise, esmerce, toplu vücutlu, lif ile yu-
larlanm krmiz bir deve iüzerinde olarak, ben onu (Ezrak) vådisine
inerken telbiye eder bir halde bakyor gibiyim».

271 (176) :Câbir (R) den


Rasúlullah (S) öyle buyurdu: «Peygamberler bana gösterildi. Mûsâ
enúe (kabilesi) erkeklerinden biri gibi uzun boylu, balk etlidir. Isâ'bnu
Meryem Aleyhisselâm'i gördüm. Bir de baktm ki o, benzerlikce Urvetu'
bnu Mes'úd'a en yakn gördüüm bir kimsedir. Ibrahim'i -Allah'n salâ-
vati ona olsun- de gördüm. O da benzerlikce sahibinize (kendini kasde-
diyor) en yakin gördiüm kimsedir. Cibril Aleyhisselâm'i da gördüm. O
da benzerlikce Dhye'ye en yakn gördüüm kimsedir». Ibnu Rumh'un
riváyetinde: «Dhhetu'bnu Halife» denilmitir.
kITABU'L-IYMÅN 237

iIelj Li. iicii.ibaaatJii. ,siii. ce


272 (168) . Ebû Hureyre (R) söyle dedi:
Peygamber (S) buyurdu ki: «Geceleyin yürütüldüüm zaman Mûsâ
Aleyhisselâm'a kavutum. (Peygamber onu tavsif ederck:) Bir de gör-
diim ki, O, enûe kabilesi erkeklerinden biri gibi kara yaiz, uzun boylu,
balik etli, düz saçlh bir zattr. Isâ'ya da kavutum (Peygamber onu da
tavsif ederek:) isâ, orta yapl, sanki hamamdan çkm gibi al çehreliy-
di. Îbrahim salavatullahi aleyh'i de gördüm. Çocuklar içinde ona en çok
benziyeni benim. Sonra bana birinin içinde süt, dierinde arap bulunan
iki kap getirildi. Ve: Bunlarn hangisini dilersen al, denildi. Ben sitü
aldm ve onu çtim. Bana: Fitrata hidâyct olundun, yahud fitrata isâbet
ettin. Eer sen arab almi olsaydn, iümmetin azgn olurdu, dedi».

(75) MERYEM OLU MESIH (Aleyhisselâm) ILE


DECCAL MESÍH'IN ZÍKRi BBI
-000-
273 - (169) : Abdullahi'bnu Umer (R) den:
238 SAHIH-1 MUSLIM

Rasûlullah (S) söyle buyurmutur: «Bcn bir gece kendimi Kâ'be'nin


yaninda gördüm, derken gözüm, erkek esmeri olarak gördiüüm kimsele
rin en güzeli olan kara yaz bir zata iliti. Onun, gördüüm saqlarn en
güzeli nev'inden uzunca saçlar vard. Onlar taramit. Saçlar su damln-
tir bir haldeydi. Iki zata (yahut iki kiinin omuzlarna) dayanm olarak
Beyti tavaf ediyordu. (Orada bulunanlara:) Bu kimdir? diye sordum.
Bu, Meryem Olu Mesih'dir denildi. Sonra birdenbire gayetle kivirck
saçh, sa gözii sa, sanki salkmndaki emsalinden dar çkm iri bir
üzüm dânesi gibi börtlek birisiye karlatm. Bu kimdir? diye sordum.
Ite bu, Mesih Deccal'dir denildi ".

274 ) Abdullahi'bnu Umer (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) birgün insanlarn arasnda Deccal Mesih'i zikretti ve
söyle buyurdu: Hiç üphesiz ki Allah Tabâreke ve Taâlâ a deildir.
Dikkat edin ki Deccal Mesih'in gözü aidr.saOnun gözü sanki salk1-

78. Mesih, Bu sfat Dercnl'a da lzafe edilmitir. Bu kelime


Hz. 1sâ'nn lakabidr.
muhtelif ma'nâlarda kullanldna göre clbette cihetleri de baka bakadr.
ve bir ey-
RAib, Müfredat'nda, Mesih, aslnda bir gey üzerine eli yürütmek
göre mütaaddid
den ondaki eseri gidermektir, diyor. Mesih bu iki ma'nâsna
seylere 1tlak olunmutur. Ist'ya Mesih denmesi hususunda mlütaaddid sebepler
söylenmitir. Ayni, binlardan yirmi uçünü topladn bildiriyor. Kamûs sahibi
bunlar elliye çkaryor. Megg4în denilen ilim ve din kaydyle siyahat eden
insan-
feylesoflar, ruhbanlar gibi Isd'nn da seyr ve siyahat etmesi, meshettiiîbrahim
sebeplerdir.
larn iyi olmas, istisnasz her lügat aliminin bildirdii
hakk tasdik eder,
Nahal, Hesih'i siddik ile tefsir etmitir kl ÎsA'nn daima
MilcAhid ise, bu kelimeyi Kuhl ve Hlm ile
dainma doru harcket eder olmnsdr.
haiz selm bir ftratta olmasdr>.
tefsir etmitir ki Isd'nn vakar ve seklneti
Bu sifatn Deccal'a izafe edillmesinin
sebebine gelince, hadis'te bildirildig
üzere bir gözünün sillk ve aybl olmasdr.
KiTABUL-1YMÂN 239

mindaki emsalinden diari çlkmi, iri bir üzüm dânesi gibidir-. Yine Ra-
sûlullah söyle buyurdu: «Ben, geceleyin uykuda kendimi Kâ'be yamnda
gördüm. Ansizin esmer bir zatla karlatm. Sanki o, görecein csmer
erkeklerin en gizelidir. Bann saç iki omuzu arasnla sarkyor, saçlar
taranp arnmt da, ba su damlatyordu. iki elini iki kiinin omuzla-
rina koyarak, o iki kii arasnda Beyti tavaf ediyordu. Bu, kimdir? de
dim, Meryem'in Olu Mesih'dir, dediler. Onun arkasnda gayetle kivi
ck saçl, sa göziü sakat ve börtlek, gördüiüm insanlar arasnda Ibnu
Katan'a en çok benziyen birisini gördiüm. Bu da iki elini iki kiinin
omuzlarna koyarak Beyt'i tavaf ediyordu. Bu kimdir? diye sordum. Bu,
Mesih Deccal'dir diye cevap verdiler.

Ggii.ia.AASEis ( J6 ensisi
i.
275 () . lbnu Umer (R)den: Rasûlullah (S) söyle bu-
:

yurmutur: «Kâbe'nin yaninda esmer, düz saçl, iki clini iki kimscnin
üstüne koymu olarak ba su aktan (yahut ba damlatan) bir kimse
gördüm. Bu kimdir? diye sordum. Merycm olu Isâ'dr, yahut da Mer-
yem olu Mesih'tir, dediler. (Râvi: Bunlardan hangisini söylediini bil-
miyorum, dedi). Onun arkasnda da kirmz, saç kvrek, gözii
birisini gördüm. 0, gördüüm kimseler içinde lbnu Katan'a en çok ben-
sa a
ziyen kimsedir. Bu kimdir? diye sordum. Mesîh Deccal'dir, dediler».

276- (170) :Cabiru'bnu Abdillah (R) dan:


Rasúlullah (S) söyle buyurmutur: «Kurey beni tekzib etii zaman
Hicrda" ayakta durdum. Müteakiben Alah bana, Beytu'l-Makdis ile

79. Hicr, Kabe'nin Kureys taratndan ingassirasnda yapt malzemesi yetimedgi


için Beyt'in dgnda birnklan yarm daireye benzer, etraf kisa duvarla çevrili
yerdir. Burayn HIntin ad da verllir.
240 SAHIH-1 MUSLIM

gözümün arasndaki mesafeyi kaldrd. Ben de Beytu'1-Makdis'e bakarak


onun alâmetlerinden Kurey'e haber vermeye baladm».

277 (171) .. Umeru'bnu Hattab (R) öylc dedi: Rasûlul-


lah (S) dan iittim, öyle buyuruyordu:
«Ben bir kere uyumutum. Kendimi Kâ'be'de tavaf cdiyor gördüm.
O sirada csmer, salverilmi düz saçl bir zat gördüm. Iki kii arasnda
(onlara dayanyor), ba su damlatyordu. (Yahut ba bir su aktyordu).
Bu kimdir? dedim. Bu, Meryem'in oludur, dediler. Sonra iltifat etmek
üzere ilerlediim zaman kpkrmiz yüzlü, uzun boylu, ba kvirck saçl1,
gözü sakat, börtlek, sanki gözü salkmndaki dier dânelerden diar çk-
iri bir üzüm dânesi gibi olan bir adamla karlatm. Bu kimdir?

.
mi,
diye sordum. Deccal'dir dediler. Insanlar içinde ona en çok benziyeni
ibnu Katan'dr».

) ME Li
:G O*iGos (v) - VA
kiTABU'L-IYMAiN
241
278- (172)
Rasûlullah (S)
Ebî Hureyre
dedi ki: (R)
öyle
buyurdu: «Yemin ederim ki kendimi Hicr'da
buldum. Kurey bana siyahatmdan soruyordu.
Bilhassa Bciytu'l-Makdis'e
dâir öyle eyler sormutu ki, ben Isrâ gecesi onlarla ilgilenip tesbit etme-
mitim. Bu cihetle o kadar miikil bir vaziycte dütiim ki hiç bir zaman
öyle siklmamtm. Bunun üzerine Allah
benimle Becytu'l-Makdis ara-
sinda häil olan mesafeyi kaldrd. Ben oray görüyor ve ne sorarlarsa
muhakkak ona bakarak cevap veriyordum. Ve yine kendimi Peygamber-
ler'den bir cemaat içinde gördüm. Bir de baktm ki Mûsâ, dikilmi na-
maz kliyor. 0, düz saçl, Senûe kalibesi erkeklerinden birine benzer bir
erkek tipindedir. Meryem Olu Isâ Aleyhissclâm'i da dikilmi, namaz
kilarken gördüm. Benzerlikçe insanlarn ona en yakn olan Urvetu bmu
Mes'ûd es-Sakafi'dir. îbrahim Aleyhisselâm' da ayakta durmus, namaz
kilarken gördiüm. Insanlarn ona en çok benziyeni sahibinizdir (kendisi-
ni kasdediyor). Derken namaz vakti oldu. Ben onlara imam oldum, na-
mazi bitirince bir sözcü: Ya Muhammed! Atein (cehennemin) sahibi
olan Mâlik ite budur ona selâm ver, dedi. Ben ona doru dönmiütiüm
ki hemen o, bana selâm verdi.

i iiL ()

(76) sIDRETU'L-MUNTEHNIN ZIKRINE DAIR BAB"


-oUo-
279- (173) Abdullahi'bnu Mes'üd (R) söyle dedi:
80. Sldretu'l-Muntehl, müntehAnn sldresi diye bir iznfet terklbldir. Miüntchd, me.
kan ismi veya mimi masdar olablleceine göre Nihayet sldrest veya son had
din sldresi ma'nâsn ifAde eder blr lslm olmugtur. Sdre blr agnçtr. Asm Molla
gu izahat verlyor: Sldr, nebk ngac ismidir kl Arabistan klraz ta'bir olunur.
Trabzon hurmas o nevindendir. Mufredi sldredlr, cem', slderat, sidlrat, sider

S. Muslim, c. 1- F: 16
242 SAHIH-i MUSLIM

Rasûlulah (S) geceleyin semalara yüriitildiü zaman, kendisi Sid-


retu'l-Miüntchô'ya kadar vardrld. 0, altnc semadadr. Yerden yükscl.
tilen eyler ancak oraya kadar varabilir ve herey oradan alinir. Daha
yukarisindan indirilen seyler orada nihâyet bulur ve oradan alinr.
i j1 o
dem ki o Sidre'yi büriüyen biüriiyordu»
(en-Necm: 16) dedi. Onu, altundan pervaneler (gibi anlatlamaz güzel.
likler ve saylmaz derecede çokluklar) diye tefsir etmitir.
Dedi ki: Orada Rasûlullah (S) a üç ey verilmitir: Kendisine be
namaz verilmitir. el-Bakara sûresinin sonlar verilmitir ve bir de üm
metimden Allah'a hiç bireyi ortak klmadan ölen kimseler için mukha-
mat (yani sahibini helâke götüren günahlar) mafiret olunmutur.

iv)st NSiG (v) -TA

280 (174) .. eybâni dedi ki: Ben Hubey olu Zirr'e


Aziz ve Celil olan Allah'n: « s
J-y " J5. Tki yay kadar,

yahut daha yakin oldu» (en-Necm: 9) kavlinin tefsirini sordum. fbnu


:

Mes'üd bana Peygamber (S) in Cibril'i altyüz kanatl olarak gördüünü


haber verdi, dedi.

«
281- ()
gördüiünü
Abdullah:
kalb yalan çkarmad»
s'3allSt
(en-Necm: 11) âyetinin
:Onun
tefsirinde, O,
Cibril Aleyhisselâm'1 altyüz kanatl olarak gördü, demitir.
ve südur gelir. Bu agaç iki türlü olur. Birl, bustânidir ki yemii ho olub, yapP
rag ile gasl olunur. Birisi, berridir ki yemii kekre olur. Ve ikisinin de gölgesi
hegayet koyu, latif ve hafif olur.
Bu sidr maddesinde bir hayret ma'nâs da vardr (Kamus Tercemesi, 2/355)
Seder ve sederat, göz kamamak ve hayran olmak demektir. Bunda binâ-i nevi
olduu zamanda bir nevi tahayyür ifade eder. Müfessirler Sidretu'1-Muntehay
her ki ma'naya isaret ederek tefsir etmilerdir. Tafsilatna girigmeden su
darn zikredeltm ki stdre burada hudud tan temsll etmektedir. Mahlak
lmi ancak oraya kadar çkabilir, daha öteye ne melek ne sâire asla gegee
Butün bunlarn hakikly halini ancak Allah blir.
kiTABU'I-iYMÅN 243

282 () ******* Abdullah: 6,Kle, alS) ail; Andolsun


ki O, Rabbmn en biüyiük âyetlerindcn bir ksmm görmiütiür» (en-Necm:
18) kelämimn tefsiri hakknda, Rasúlullah Cibril'i kendi sûretinde iken
altyiüz kanatl olarak görmiütür, dedi.

iK ;i (ve) -
TAr

AzIZ VE CELIL OLAN ALLAHIN: (Sl


(77) J; l, uäd»
RAVLININ MA'NÄSI VE PEYGAMBER'IN ISRA GECESI RaBBINI
GORUP GÖRMEDÍGi BABI
-o00-
283 (175) . Ebû Hureyre (R): « J4al
sl
Andolsun ki 0, onu dier bir dcfa da iniindo gördiü» (en-Necm: 13)
àyetinin tefsîrinde, 0, Cibril'i gördü, demitir.

löKics ()- TAt

284 (176) :fbnu Abbas (R) 0, onu kalbiyle gördü»


demitir.

285 lbnu Abbas (R): «Onun gördiüiünii gönül tck-


zib ctmedi» (en-Necm: 11) ile, «Kascm olsun ki 0, omu bir daha da ini-
gordii» (en-Necm: 13) âyetlerinin tefsirinde, 0, onu gönlü ile iki
de
kerre gördü, dedi.
244 SAHIH-1 MUSLIM

L. SleGi ËA. ii3


286- () Bize Ebû Bckiri'bnu Ebi eybe
iCs (.)-
si-y1lae
.
. TAT

tahdis ctti. Bize


Hafs
bnu Giyâs, Ä'me'den tahdis etti. Bize Ebû Cechme, bu isnadla tahdis et.
mitir.

iC (w)- TAV

287- (177) Mesruk söyle dedi: ic'nin yannda dayan-


bi-
mi vaziyetteydim. Yâ Ebâ Aie! Uç ey vardr ki her kim onlardan
rini söylerse, Allah'a kar biüyiük iftirâ etmi olur, dedi. Nedir onlar?
dedim. Her kim Muhammed (S) Rabbn gördi diye zu'mederse, Allah'a
kar büyük iftira etmi olur, dedi. Ben dayaniyordum. Hemen oturdum
ve
ve: Ey mü'minlerin anas! Bana miüsaade buyur, accle etme! Aziz
Celil olan Allah: «Andolsun ki 0, onu apaçle ufukta görmiüstiür» (et
(en-
Tekvir: 23); «Yemin olsun ki 0, onu, bir daha da iniinde gördiü»
Bu iimme-
Necm: 13) buyurmad mi? dedim. Bunun üizerine ben dedi:
KiTABU'L-1YMÄN 245
tin Rasúlullah'dan onu ilk evvel soranym. Buyurdu k: «O
Cibril'dir.
Onu yaradlm olduu sûret iizere bu iki kerreden baka görmedim. Sc-
madan inerken gördüm. Hilkatinin biüyüklüü, sema ile arz arasini ört-
müstü» dedikten sonra ie: Hem iitmedin mi? dedi: Allah Taálà :
«Gözler onu idrak etmcz vc fakat O, gözlcri idrak edcr. 0, latifdir, habir-
dir» (el-En'âm: 103) buyuruyor. Ve
iitmedin mi? Allah Taâlâ: «Bumun-
la beraber hiç bir beer için kåbil deildir ki
Allah ona baka surctte
rclám söylesin. Ancak Vahy ile vciya bir hicab arkasindan veyahut bir
Rasil gönderib dc izniylc ona dilcdiini vahycttirmesi miüstesna. Çiünkii
0, çok yiüksck, çok hakimdir> (e-$ûra: 51) buyuruyor.
Aie dedi: Her kim Rasûlullah Allah'in kitabindan bir sey kctmetti
diye zu mederse, Allah'a kar biüyük iftira etmis olur. litmedin mi?
Allah: « Ey Rasil! Sana Rabbindcn hcr indirilcni tcbli ct, ctmczscn onun
risâlctini edá ctmi olmazsn» (el-Mâide: 67) buyuruyor.
Her kim yarn olacak seyi haber verir olduunu iddia edcrse, mu-
hakkak Allah'a kar büyük. iftira etmi olur. Allah «De ki: Göklcrdc
ve yerde Allah'dan baka kimse gayb bilmcz» (en-Neml: 65) buyuru-
yor, dedi

288 ()
da tahdis etti ve
.unu :Dåvûd, bu isnadla ibnu Uleyye hadis'i tarzn-
ziyade eyledi: Aie öyle dedi: Eer Muhammed
(S) kendisine indirilenden birey gizleseydi u âyeti gizlerdi: «lHatrla
o zaman ki Allah'n kcndisine nimct verdii ve senin de yine kendisinc
utufta bulunduun zâta sen: Zevccni uhdcnde tut, Allah'dan kork, di
yordun da Allah'n açia çikarneis olduju eyi içinde gicliyor, insanlar-
dan korkyordun. Halbuki Allah kendisinden korkmana daha çok lâyk
tur» (el-Ahzâb: 38).
246 SAHÍH-i MUSLIM

289 ( . Mesrûk dedi ki, Åie'ye: Muhammed (S) Rab-


bini gördü miü? diye sordum. Sübhanallah! Vallahi, bu söylediin sözden
ötiürü tiüylerim diken diken oldu, dedi ve hadis'i biütünüyle scvketti. Da-
vud'un hadis'i daha tamam ve daha uzundur.

290 () Mesrûk dedi ki: Aie'ye: «Sonra yaklat der-


een sarkt, iki yay kadar, yahut daha yakm oldu da kuhuna vahyettiini
ettin (en-Necm: 8-10) áyetleri nereye iarettir? diye sordum. Bu ancak
Cibril (S) dir. Cibril ona erkekler sûretinde gelirdi. Bu defa Cibril ona
asl kendi sûreti olan klkta gelmi ve semann ufkunu (etrafn) kapat-
mitr, diye cevap verdi.

(78)RASOLULLAH (S) ÎN: «BlR NUR ONU NASIL (yahut nerede)


GORURUM» VE «BtR NUR GÖRDÜM» söZLERÍ HAKKINDA BB
-o00-
291 (178) Ebu Zerr (R) söyle dedi:
Rasûlullah (S) a: «Rabbn gördün mü?» diye sordum. «Bir nûr, onu
nasl görürüm (yahut, nerede görürüm)» buyurdu.

.
KITABU'L-1YMAN 247

292- () Abdullah'ibnu akik dedi ki: Ebû Zerr'e Ra-


silullah'i göreydim muhakkak sorardm, dedinm. Neyi sorardn? dedi.
Rabbini gördün mü? diye sorardm, dedim. Ebû Zerr: Ben sordum da:
«Bir nûr gördüm» buyurdu, dedi.

.(
5i
(79) RASOLULLAH IN: «ALLAH UYUJMAZ» VE «ONUN HICABI
(S)
ANCAK NURDUR. EER ONU AÇIVERSEYDI VECHININ SUBUHÄTI
BASARININ IHATA ETTIGI BUTUN MAHLOKTI YAKARDI»
sÖZLERI HAKKINDA BÅB

-o00-

293 (179) ********* Ebù Müså (R) söyle dedi:


Rasûlullah (S) bizim aramzda kalkt ve u be kelimeyi söyledi:
eAziz ve Celil olan Allah uyumaz, uyumak ona lâyk olmaz. O, adâlet.
(aletin) i alçaltr ve yüseltir. Gündüziün amelinden önce gecenin, ve
gecenin amelinden önce gündüzün ameli ona yiükseltilir. Onun hicâb
núrdur. (Ebû Bekr'in rivâyetinde: Nâr'dr). Eer onu açsayd vechinin
subuhat, basarnn ihata ettii bütün mahlükat yakard. (Ebi Bekr,
A'me'den olan rivâyetinde: Haddescna, dememitir.)
248 SAHÍH-i MUSLIÎM

294- ( )Bize Ishaku'bnu Ibrahim tahdis etti. Bize Cerir, Å'me'.


den bu isnadla haber verdi. O: Rasûlullah bizim aramzda kalkt ve dört
kelimeyi söyledi demi, sonra Ebû Muâviye hadis'i gibi zikretmitir.
«Mahlûkatndan» terkibini söylememi, fakat «onun hicâbi nûrdur> sö-
zünü söylemitir.

295 ( . Mûsâ (R) söyle dedi:


Ebû
Rasûlullah (S) bizim aramzda doruldu ve u dört eyi söyledi :

«Allah uyumaz ve uyumak ona lâyk olmaz. O adaleti yükseltir ve al


galtir. Gündüziün ameli geceleyin, gecenin amcli de giündüzleyin ona yük
seltilirs.

(80) MU'MiNLERIN AHIRETTE RABLARI SÜBHÄNEHO VE


TAALA'YI GÖRMELERINÍ ÎSBAT BBI

o00-

296-(180) Abdullahi'bnu Kays - ki Ebû Müsâ'1-E'ari'.


dir (R) den: Peygamber (S) söyle buyurdu: «iki cennet vardr ki
bunlarn kaplar ve iglerindeki eya gümütendir. Dier iki cennet daha
vardr ki bunlarn kaplar ve eyalar da altundandr. Ad» cennetindeki

81. Bu ifadeye göre burada dört cennetden bahsedilmektedir. Bunlardan Ikisl:


KITABU'L-1YMAN 249

cennet ehli ile bunlarin Rnblarna nazarlar arasnda Allah'n vechinde


(yiüzünde) Kibriya ridâsndan baka birey bulunmiyacaktr.

297- (181) Suheyb (R) den: Nebiy (S) öyle buyurmus


tur: Cennet ehli Cennete girdii zaman, Allah Tabâreke ve Taâl: «Bir
sey istiyor musunuz ki arttraym ?» buyurur. Yüzlerimizi aartmadn
m1? Bizleri ateten kurtarp cennete girdirmedin mi? derler. Mütaakiben
hicabi kaldrverir. Artk onlara Aziz ve Celil olan Rablarna nazar et
mekten daha sevimli hiç birey verilmi deildir.

298 ) Bize Ebubekri'bnu Ebi Seybe tahdis etti. Bize Yezidu'


bnu Hârûn, Hammâdu'bnu Seleme'den bu isnadla tahdis etti ve unu
ziyade etti: Sonra su âyeti tilâvet buyurdu: eGizellik yapanlara daha
giüzeli, bir de ziyade var» (Yunus: 26).

( li Jye(Kiyamette hisnb sebeblyle) Rabbnn divanndn


durmaktan korkan kinmseler Için 1ki cennot vardr» (er-Rahman: 46) ayetinde
bildirilen 1ki cennetttr. Bunlar Adn ve Na'im denilen ve Mukarraban'a mahsûs
olan cennetlerdir. Hadls'te bunlarn kablar ve btittn eyas altundan oldugu
haber verllyor.
Ikl eennetden bngka ikl cennet
Diger 1kl cennet ise: r3 j'
daha vardr» (er-Rahman: 62) ayetlnde blldirilen cenetlerdir. Hadis'te bunlarn
kaplarn ve blitlin egyas glümügten oldugu blldirllmigtir.
Bazilarna göre, ayettekl «Dân» kellmesl mertebeten dierinden aag ma'-
nâsina degil, (tercemede gösterildigi vechile) «bagka, gayr» ma'nâsnadr. Bu
takdirde cennet ehlinden herbirine dört cennet Isabet edecek, demektir. (Bey-
davi, Seyhzáde, Medarlk)
.
250 SAHIH-1 MUSLIMM

(a)

ILii i (ur) -ra


KITABU'L-1YMAN 251

(81) ALLAH'I RU'YET YOLUNU TANIMA BBI


-000-
299 (182) :Ebu Hureyde (R)öyle haber verdi: Birta-
kim insanlar Rasûlullah (S) a hitaben: Ya Rasülallah! Biz kyamet gü-
nünde Rabbimizi görür müyüz? diye sordular. Rasûlulah (S): «Bedir
olduu gece ay görmck hususunda itiip kakr, biribirinize zarar verir
misiniz? buyurdu. Hayr, ya Rasûlallah! dediler. Tekrar, önünde hic bir
bulut yokken günei görmekte biribirinize zarar verir misiniz.? diye sor-
252 SAHIH-1 MUSLIM

du. Hayr, ya Rasûlallah! dediler. Rasûlullah söyle buyurdu: Ite sizler


onu böyle göreceksiniz. Kyamet giününde Allah insanlar toplar ve eHer
kim her neye tapyorduysa onun ardna düsün buyurur. Artk güncse
tapiyor olan günein, aya tapyor olan ayn, taûtlara tapiyor olan tâût.
larn ardna düer. Yalnz bu ümmet, içlerinde miünafklar da olduu
halde (yerinde durup) kalr. Allah Tabâreke ve Taâlâ onlara evvelce
tanidiklarndan baka bir surette gelir ve: «Ben sizin Rabbinizim» buyu-
rur. Onlar (Rablerini o tecelli ile tanyamadklar için): Senden Allah'a
s1iniriz. Rabbimiz bize gelinceye kadar bizim yerimiz burasdr. (Yeri-
mizden ayrlmayz). Rabbimiz bize geldiinde biz onu tanriz, derler. Al
lah Taâlâ bu defa onlara tanidklar surette gelip: «Ben Rabbinizim»
buyurur. Onlar da: Sen bizim Rabbimizsin derlor ve ona tâbi olurlar".
Cehennemin de ortasna Sirat (yani köpriü) kurulur. Ummetimle beraber
onun üzerinden geçenlerin ilki ben olurum. O gün peygamberden baka
hiç bir kimse tekellüm edemez. Rasullerin de o günkü duâlar: Ya Al-
lah! Selâmet ver, selâmet ver (den ibaret) olur.
Cehennemde Sa'dan dikenlerine benzer dikenler vardr. Sa'dân hiç
gördünüz mü? Evet ya Rasûlallah! dediler. Rasûlullah : Itc o çengeller
Sa'dân dikenleri gibidir. Ancak u var ki nekadar büyük olduklarin yal-
niz Allah bilir. te bunlar insanlar (kötü amellerinden dolay kapp
alrlar. fnsanlardan kimi ameli sayesinde kalabilen mü'min, kimi de ce-
zalanm olandr, sonra necata utatrr. Nihayet Allah, kullar arasnda
kazay icra cdip de sirf rahmetinden olarak nâr chlinden dilcdiklerini
cehennem'den çkrmay irâde ettiinde meleklere; LA 1LHE ILLAL-
LAH diyenlerden, Allah Taâlâ'nin mcrhamet buyurmak istediklerinden,
Allah'a bir eyi ortak klmami olanlar cehennemden qkarsnlar diye
emredeccktir.
Melckler bunlar cehcnnem'de tanrlar, melekler onlar secde eseriy-
le tanrlar. Ate, Adem olunun secde izi müstesna her eyini yer bitirir.
Allah secde izini yemeyi atee haram etmitir. Bunlar ateten yanmi
olarak çkarlrlar. Uzerlerine hayat suyu dökülür ve o su sebebiyle sel
uranda biten Allah Taâlâ kullar arasnda kazay hitâma erdirir. Ancak
yüzü atee dönük bir kimse kalr. 0, sennete girice, cennet ehlinin so
nuncusudur. O kimse: Ya Rab! Yüzümü ateten döndür, zira kokusu
beni zehirleyip duruyor, yalhn da beni yakp duruyor, der. O kimse
Allah'in diledii kadar Allah'a mütemadiyen duâ eder. Sonra Allah Ta-
bareke ve Taâlâ ona: Bu senin dediini sana yaparsam, acaba ondan
bakasn ister misin? buyurur. O kul: Senden, bundan gayrisini iste-

82. Emrine, yahut bu hususa te kil edilmi olan meleklerine tabl olurlar, demekur
(Kndi fyad).
KiTABU'L-lYmÅN
253
mem, der ve Rabbine Allah'in diledii kadar birçok ahidler ve misâklar
verir. Akabinde Allah onun yüziünü atcden çevirir. Yiiziünü cennete
doru çevirib cenneti gördüü zaman, Allah'in diledii kadar sustuktan
sonra: Ey Rabbim! Beni cennetin kapusuna yanatr, der. Bunun iize-
rine Allah ona: Evvelce sana
verdiimden baka birey istemeyecegine
ahidler ve mîsâklar vermi deil misin? Yazklar olsun ey Adem oglu:
Ne kadar gadredicisin! buyurur.
O kul: Ey Rabbim! der ve Allah'a devaml duâ eder. Nihayct Allah
ona: Bunu sana versem bakasn ister misin ? der. Kul: lzzctine yemin
olsun ki hayr der. Ve Rabbine Allah'in diledii kadar ahidler ve mi-
saklar verir. Sonunda Rabbi onu cennet kapusuna yaklatrr. Cennet ka-
pus u7erinde durduu, cennet ona açld, içindeki hayrlar ve scvinci
gördüü zaman Allah'in diledii kadar sükût eder. Sonra: Ey Rabbim!
Beni cennet sok, der. Allah Tebâreke ve Taâlâ ona: Verdiimden ba-
kasn istemiyeceine ahidler ve misaklar vermi deil misin? Allah lâ-
yikni versin ey dem olu! Sen ne sözünde durmaz kimse imisin, der.
O kul: Ey Rabbim! Mahlkatnn en bedbaht ben olmyaym, der ve
Allah'a devaml duâ eder. Nihayet Allah Tabâreke ve Taâlâ ona güler
Allah ona gülünce: Cennete gir, der. Kul ccnnete girince Allah ona: Te-
mennî et, buyurur. O da Rabbinden ister ve temennî eder. Nihayet Allah
ona: unu da bunu da istenecek seyleri muhakkak kendisine hatirlatacak,
nihayet dilediklerinin hepsi kesilince Allah Taälä: Bunlarn hepsi ve daha
bir o kadar senindir, buyurur».
(Hadis'i Ebû Hureyre'den rivâyet edenlerden biri olan) Atau'bnu Ye-
zid öyle demitir: Ebû Hureyre bunu takrir ederken, Ebû Sa'id Hudri de
yaninda oturuyor, Ebû Hureyre'nin dediklerinden hiç bireyi reddetmi-
yordu. Nihayet Ebû Hureyre, Allah o kiiye: «Bunlarn hepsi ve daha
bir o kadar hep senindir» sÖzünü söyliyecegi 7aman, Ebü Sa'id, Ebù
Hureyre'ye: «Bunlar ve daha on misli» ya Eba Hureyre! dedi. Ebû Hu
reyre: Rasûlullah'in yalnz «Bunlarn hepsi ve daha bir o kadar sc-
nindir» sözünü bellemiim, dedi. Ebû Sa'id ise: Ben ahâdet edcrim ki
Rasûlullah (S) dan «Bunlar ve daha on misli senindir» sözünü bellemi-
imdir, dedi.
Ebû Hureyre: 1te bu kii, cennet chlinin cennete en son girecek
alanidr, dedi.
254 SAHÍH-1 MUSLIM

300 ). Ebû Hureyre (R) söyle haber verdi: Insanlar


Peygamber (S) e: Ya Rasûlallah! Kiyamet gününde Rabbimizi göriür
müyüz? diye sordular, dedi ve hadis'i önceki lbrahim'u'bnu Sa'd hadis'i-
nin ma'nâsyle sevketti.

..
301 () Hemmâm: Bu, Ebû Hureyre'nin Rasûlullah
(S) den bize rivâyet ettikleridir, demi ve birgok hadisler zikretmitir.
Onlardan biri udur: Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Herhangi biriniz cen-
netten en aa makam ona: «Temenni et» denilmek olacaktr. O da
temennî eer, mütaakiben ona: Temennî ettin mi? buyurur. 0 da: Evet
der. Bundan sonra ona: «Temenní ettiklerinin hepsi ve onlarla beraber
bir misli daha senindir» buyurur.
KiTABU'L-iYMAN 255
256 SAHH-t MUSLIM

s:0,ätkdsi ,:3jjs.Lasaisiei:0,4s
KITABU'L-1YMÁN 257

302 (183) Ebû Sa'id Hudri (R) den: (öyle demitir:)


Rasilullah (S) zamannda birtalkm insanlar: Ya Rasûlullah! Kiyamct
gininde Rabbimizi görür miüyiiz? diye sordular. Rasûlullah: Evet, dedi
ve devamla: «Günei ölen üstii, ayak ve önünde hiç bir bulut yokken
görmck için (itiipkakarak) birbirinize zarar verir misiniz? Ve ke7a
ayi bedir olduu öndördünciü gece, yine ayaz ilken ve ona gece hiç bir
bulut yokken görmek için biribirinize zarar verir misiniz? diye sordu.
Hayir, yâ Rasûlallah! dediler. Rasûlullah: Ite bu iki küreden herhangi
birisini görmekte biribirinize meakkat ve zarar vermediiniz gibi, kiya-
met günündc Allah Tabarcke ve Taâlâ'y görmekte de biribirinize mc-
ak kat ve zarar vermezsiniz. Kiyamet giünü olduu zaman bir dellâl:
Her iimmet neye ve kime tapyorduysa peine düsün, diye ilân cder:
Bunun üzerine münczzch olan Allah'dan baka cylere, putlara ve hey-
kellere tapagelen nekadar mürikler varsa, onlardan hiç biri geri kal-
maksizn cehenneme döküliürler.
Artik gerck iyiden ve gerck fâcirden, gerek kitab ehli bakiyyelerin-
den olarak ortalkta yalnz Allah'a tapanlardan baka kimse kalmayn-
ca, Yahûdi'lerden geri kalanlar çarlr ve onlara: Siz kime ibadet cder-
diniz? diye sorulur. Onlar: Biz Allah'in olu Uzeyr'e tapyorduk, diye
cevab verirler. Bunun üzerine bunlara: Yalan söylediniz, Alah hiç bir
e ve oul edinmedi, denilir. imdi siz ne istersiniz? diye sorulur. Ey
Rabbimiz! Biz çok susadk. Bize su ihsan et, derler. Bunun izerine onla-
ra: Haydi su bana gclmez misiniz? diye iaret olunur ve cchenncme
doru sevk olurnurlar. Cehennem onlara serâb gibi görinür. Onlar biri-
birlerini gineyerek giderken atec dökülürler.
Sonra Hristiyanlar çarlhr, onlara da: Siz kime kulluk cderdiniz?
diye sorulur. Onlar da: Allah'n olu Mesih-lsi'ya ibadet ediyorduk, der-
ler. Onlara da: Yalan söylediniz. Allah hi bir e ve hi bir oul edin-
medi, denir. Onlara da ne istiyorsunuz? diye sorulur. Onlar: Çok susa-
dik ey Rabbimiz! Bize su ihsan et, derler. Kendilerine: Haydi suya gel
mez misiniz, diye iaret olunur. Nihayet cehenneme doru toplanrlar.
Cehennem onlara bir serab gibi göriünür. Biribirlerini ezerek cehenneme
düüsürler.
Artuk ortada sådk veya fâcir olarak Allah Taâlâ'ya ibadet eden mu-
vahhidlerden baka kimse kalmaynca, âlemlerin Rabbi Sübhanchû ve
Taâlâa onlara, orada gördükleri en yakin bir sifatta tecclli eder ve Allah
S. Muslilm, c. 1 -- F: 17
258 SAHÍH-t MUSLIM

bu muvahhidlere: Ya siz ne bekliyorsunuz? Her iimmet ibadet


ettii
seyin ardna düüyor, buyurur. Onlar da: Ey Rabbimiz! Eiz diinyada
iken, kendilerine en çok muhtaç olmamza ramcn bu insanlardan
ayri
yaadk ve onlar ile arlkadalk etmclik, dcrler. Bunun iizerine: Ben
sizin Rabbinizim, buyurur. Onlar: Biz senden Allah'a
iig defa da) Allah'a hi bir cyi ortak komayz,
sriz. (iki yahut
derler. Hatta bir kisin
(cereyan eden imtihann iddetinden dolay doru olandan) dönmeye
yaklar. Sizinle onun arasnda bir alâmet var mi ki bunun sayesinde
onu taniyabilesiniz, der. Onlar: Fvet, derler. iddetler kaldrlr, öz yü-
rekten Allah'a secde eder olanlarn hiç biri kalmakszn Allah onlarn
herbirine secdeye izin verir. Gizlenme veya riyâ olarak secde cder olan-
lardan herbirinin srtn Alah muhakkak tek bir tabaka haline getirir.
Secde etmek istedikçe ensesi üzerine diier. Sonra balarinm kaldrrlar.
Ilk defa görmü olduklar suret -sifat deimi olarak: Ben sizin
Rabbinizim, der. Onlar da: Bizim Rabbimiz scnsin, derler. Sonra cchen-
nem izerine bir köprii kurulur ve efaata izin verilir. Halk: Ya Allah!
Selâmet ver, sclâmet ver, diye duâ cder durur».
Ya Rasúlallah! Köprü nedir? diye sorulduunda: Kaypak ve kaygan
bir eydir. Orada kancalar, çengeller ve demirden dikenler vardr. Bun-
lar Necd'de meydana gelen ve Sa'dân denilen sert dikencikler halinde-
dir. Miü'minler, kimi göz krpacak kadar zaman içinde, kimi imck gibi,
kimi rüzgâr gibi, kimi en iyi cins yiürek at ve deve gibi sür'atle geçerler.
Mii'minlerden kini sapsalam olduu gibi necat bullur. Kimi trmklar
içinde perian olmu olarak salverilir. Kimi de cehcnnem atei içine
sapir sapir dücrler.
Nihayet mü'minler ateten kurtulduklar zaman, nefsim yedinde ola-
na yemin ederim ki sizden hiç kimscnin, hakk tamamiyle kurtarmak
hususunda Allah'a yalvarp yakarmas, kyamet gününde miü'minlerden
atete olan kardeleri için Allah'a yalvarmalar kadar iddctli olmaz.
Onlar: Ey Rabbmz! Bu kalanlar bizimle beraber oruc tutarlar ve
hacc ederlerdi, derler. Onlara: Tandnz kimseleri diar çkarinz, on-
larin sûretleri atee haram edilir, denir. Artk bunlar kimi inciklerine,
kimi de dizlerine kadar atee gömiülmü olduu halde pekçok halk d
ar çikarrlar. Sonra: Ey Rabbmz! Cehennemde emrettiklerinden hiç
kimse kalmad, derler. Hak Taålà: Geri dönün, kalbinde bir dinar ar-
inda iyman ve yakn olan her kimi bulursanmz onu da çkarm1z, bu-
yurur. Onlar yine pek çok halk qkarrlar. Sonra yine: Ey Rabbimiz!
Cehennem içinde, emrettiklerinden hiç kimseyi birakmadk, derler. Son-
ra Hak Taálá: Dönünüz! Kalbinde yarm dînar arhnea hayr olan
her kimi bulursaniz onu da çkarmz, buyurur. Yine pekçok halki qika-
rirlar. Sonra tekrar: Ey Rabbmz! Bize emrettiklerinden .hiç bir kim-
seyi cehennemle brakmadik, derler. Sonra Hak Taâlâ: Dönüniiz! Kal-
kITABU'L-1YMÅNN 259

binde zerre arlnca hayr olan her kimi bulursanz onu da çkarn,
buyurur. Yine pek çok halk çkarirlar. Sonra tekrar: Ey Rabbmz! Ora-
da hayr sahibi olan hiç bir kimseyi brakmadk, derler».
Ebu Sa'id Hudri: Eer bu söylediim hadis'do beni tasdik etmiyor-
saniz: «Süphesiz ki Alah zcrre kadar zulmctmcz. Ejer bir hascne ohursa
onu kat kat artrr Bir de tarafndan pck biüyük mükâfat vcrir» (en-Ni-
sa: 40) âyetini olkuyunuz, derdi.
«Bundan sonra Aziz ve Celil olan Alah: Mclekler sefâat ettiler, pey-
gamberler efâat ettiler, mü'nminler de efâat ettiler. efânt etmedik bir
Erhamu'r-Rahimin kald buyurur. Bundan sonra ateten bir cemaati top
lar ve dünyada iken hiç bir hayr ilemeyip de cehennemde kömiire dön-
mü birçok kimseleri çkarr ve ccnnetin yollar üzerinde olup Hayat Neh-
ri adi verilen bir nehir içinde olanlar daldrr.
Bunlar sel urunda kan yabanî reyhân tohumlar gibi qkarlar.
Görmez misiniz ki? Yabaní reyhân bazan bir ta, yahut bir aaç dibinde
(gölgede bittii dc) olur. Günee doru olan sar olur, yeil olur, gölge-
de olan ise beyaz olur». (Bunu iidince bazlar) ya Rasûlallah! Sanki
sahrâda çobanlk etmi gibisiniz, dediler. Rasûlullah devamla öyle an-
latt:
Artk hayat nehrinden boyunlarnda halkalar olduu halde inci gibi
gizel olarak qkarlar. Cennet ahâlisi onlar o alâmetle tanrlar. Ilenmi
hiç bir amelleri, önden gönderdikleri hiç bir hayrlar olmad halde
Allah'in cennete idhal ettii azadlklar ite bunlardr, derler. Sonra Hak
Taâlâ onlara: Cennete giriniz! Gözünüzün görcbildii her ne varsavermec sizin-
dir, buyurur. Onlar: Ey Rabbmiz! Scn âlemlerden hiç kimseye
Size bundan efdal bir aty-
diini bize ihsan ettin, derler. Kcndilerine:
yem var, buyurur. Ey Rabbmz! Bundan da cfdal ne var? derler. Allah
Taalà: Benim rzâ'm! Artk bundan sonra ebediyyen size gadab etmem,
buyurur.»
Muslim der ki: efâat hakkndaki bu hadis'i, îsa'bnu Hammad Zube
cl-Misri'nin huzurunda okudum, ve ona: Bu hadis'i scnden tcbli edc-
Evet, dedi.
ceim, sen bunu Leysu'bnu Sa'd'dan iiddin mi? dedim. Yezid'den,Îsf'bnu o da
Hammad'a dedim ki: Size Leysu'bnu Sa'd, Halidu'bnu
Sa'idu'bnu Ebi Hilâl'den, o da Zeydu'bnu Eslem'den, da Atâu'bnu
o Ye-
sâr'dan, o da Ebû Sa'id Hudri'den haber verdi. Ebû Sa'id öyle demitir:
Ya Rasûlallah! Rabbmz görür müyüz? diye sorduk.
Rasûlullah (S):
Duru bir gün olduu zaman günei görmekte birbirimize zarar verir
mi-
sev-
siniz? buyurdu. Biz: Hayr, dedik. Ben bir hadis'i sonu gelinceye kadar
kettim. Bu da Hafsu'bnu Meysere hadis'i gibidir. Ancak,
«lledikleri bir
sonra, «Onlara
amel ve takdîm ettikleri bir hayr olmyarak» sözünden
sözle-
gözünüzün görebildii sizindir, bir o kadar daha sizindir, denilir
rini ziyale etmitir.
260 SAHn-I MUSILIM

Ebî Sa'id: Köpriiniin kldan ince ve klgtan keskin olduu haberi


bana criti, demitir.
Leys'in hadis'inde: Ey Rabbimz! Alemlerden hiç birine ve daha he-
nüz hiç kimseye vermediin seyi bize ihsan ettin derler» kism yoktur,
Bunu Isa'bnu Mammâd ikrar ikrar etmistir *".

303 ) *
.
Zeydu'bnu Eslem-geçen iki tarikta kendi-
nin iki râvisi olan Hafsu'bnu Meyscre ve Sa'idu'bnu Hilâl isnadlaryla
.

sonuna kadar Hafsu'bnu Meyscre hadis'i tarznda tahdis etmitir. Burada


ziyade ettii ve cksik biakti baz eyler vardir.

L (ar)
elN

(82) SAFAATIN ISBATI VE MUVAHHIDLERIN ATETEN


CIKARILMASI BÅBI
-o00
304 (184) Ebi Sa'id Hudri (R) den: (öyle demitir:)
Rasúlullah (S) buyurdu ki: Allah ccnnetlikleri cennete koyar, o, dile

83. Ru'yet hadis'i, rivayet tnriklerinin çoklugu lle meghur olan hadis'lerdendir. Uzun,.
kisa birçok ve birbirlerini izalh eder mahiyette metinlerle rivayet olunnmulardr.
Bütün bu rivayetlerde, Mu'tezlle, Hevarie, baz Miüreie gibi bid'at chli ziünmrelere
red vardr. Bunlarn midâfan ettilkleri teze göre Allnh Taält'yi mahlükattan hiç
blr birgey göremez ve görmesi aklen muhaldir. Bu tez stünnet ehlince hatal gö-
rulmugtiür. Çünkll alah Taala'nn mt'min ve muvahhid kullarina tecelli cdip
görünmest Kitab ile, stnnet ile ve immetin icmái ile sâbit bir hakikattr. Bunu
Rasûlullah'dan yirmiden fazla sahdbi rivayet etmitir. Tabinn ve etbâu't-tabiin
devirlerine aid ravileri ise ytuzlere, binlere baig olmutur. Sonra Mu'tezile ve
emsalinin iddin cttikleri akli muhal ise diünyndaki egyay göril artlarimizin
KITABU'L-IYMAN 261

yecei kimseleri rahmetiyle cenncte katar, atelikleri de atese katar.


Sonra: «Bakniz, kalbinde bir hardal dânesi kadar iyman olan kimi bu-
lursanz onu (ateden) qkarn1z» buyurur. Bunun üzorine böyleleri ce-
hennem'den kömiür gibi yanm olduklar halde çkarlrlar da Hayat
Nchri yahut Haya Nehri içine atuhrlar. Ve onlar sel urainda kalan ya-
bani reyhan tohumlarmin bittii gibi orada sür'atle biterler. Sizler onu
görmediniz mi? Nasl sapsar olarak ve salnarak sürcr?

305 ) Vuhayb ile Hâlid her ikisi de Amru'bnu Yah-


ya'dan, bu isnadla tahdis ettiler: hayat denilen bir nchre atlrlar, de-
diler ve ekk etmediler. Hàlid hadis'inde: «Sel kenarnda, selin gctir-
dii tohumlarn bittii gibi», Vuheyb hadis'inde ise: «Nchir kenarinda
olan siyah çamur içinde, yahut nehrin getirdii bitki krintl toprak
ginde reyhan tohumlarnn bitmesi gibi» denilmitir.

Ru'yetul'llah'a kyas ve tatbikinden neet etmitir. Bu lse, galbi åhide, bâlkyi


faniye ve Vâcibu'1-Vucûdu ru'yeti, hâdisat ru'yete kiyas ve tatbikden ibaret
olub batldr. Bir özetini verdiimiz bu bahis, kelam kitablarnda bütün tafsilatile
incelenmitir. hirette Allah Taala'nn muvahhid kullarna görtünmesi, onlarn
da Tanrlarn görmeleri, itikâdi bir hakikat olmakla beraber, dünyada görün-
vu-
mesl ve görülmesi keyfiyeti, bunun imkân veya imtina'i, vukûu veya ademi
kûu da incelenmitir.
cunmhuru-
Gerek lk asrlardaki alimlerin, gerek sonra yetien kelâmclar
vâakl olmad
nun mezhebi, dünyada da Ru'yetu'llah'in mümkin olduu, fakat
suretindedir. îmam Ebu'l-Hasan el-Es'ari'den ise vukûuna ve ademi vukâuna
dair müsbet ve menfí iki lctihad rlvâyet olunmutur.
ru'yet Allah'i görü
Su da blilinsin ki bu hadls'lerin bir ksmnda bildirilen
degildir. Bu ru'yet yalniz Allah'n kendi has kullaryla Allah'dan baka
birta-
kim mahlukata kulluk edenlerin aralarn fark ve temylz içln vâki olan l1ahi
mahger ve
bir tecellidir Cennetteki ru'yet, sevab ve keramet olarak ru'yettir,
azab yerindekinden bakadr (Tecrld Ter., XI, 98-99).
NA I
MUSLIM

306 (185) w 1ba Sa'id (R) öyle dedi


Rasilullah (S) buyurdu ki: «Aslnda ate chli ol:n nteliklere ge.
lince, bunlar orada ne öliir kurtulurlar,
ne de yaayip hayattan faydala-
nabiirler. Aneak orada kendilerine günahlari sebebiyle (yahut hatalar
sebebiyle demitir) cchennem atei isabet etmi âsi nmü'minlerden birta-
kim insnnlar vardir ki, ite bunlar (bir miiddct azab
olunduktan sonra))
Allah basbaya öldiürecck. Nihayet kömiir olduklar zaman bunlara
fåat edilmesine izin verilecek ve onlar deste deste cennet e
nchirlerinin
baslarmn saçlacaklar. Sonra: «Ey ccnnet ahalisi! Bunlarn üzerinc bol
bol su, cennet sularndan dökiüniiz» denilecek.
Miitaâkiben onlar selin getirdikleri içinde olan çiçck tohumlarnn
bitii halinde biterler». Bunun iizerine oradaki topluluktan biri: Rasûlul
lah (S) nmuuhakkak çölde bulunmu gibidir, dedi.

307- ( :Ebû Scleme öyle dedi: Ben Ebû Nadre'den


iiddim. Ebû Sa'id'den, o da Peygamber (S) den, senedi ile «fi hamili's.
seyli» söziine kadar onun benzerini rivâyct etti, ondan sonrasn zik-
retmedi.

JsiiL (ar)
KITABU'1-1YMAN 263

(83) CEHENNEMDEN SON ÇIKACAK OLANA DAIR BA


-o00-
308 (186) :Abdullahi'bnu Mes'úd (R) söyle dledi:
Rasulullah (S) buyurdu ki: «Ben
ate chlinin cehennemlen sOn çt-
kacak ve eennet chlinin cennete son girecek olan bilip duruyorum. I
bir _kimsedir ki cehennemden emckliye emekliye çkar, Allah Tabárcke
ve Taálä ona: Git cenneto gir, buyurur. O kimse cennete varr, ona öyi*
gelir ki cennet dopdoludur (herkes lkendine âid yorlerini alp. isgal et
mis, açk bir yer birakmammtr). Dinüp! Ya Rab! Cenneti ben dopdolu
buldum, der. Allah Tabârcke ve Taâlà yine ona: Git, cenncte gir. buy11-
rur. O kimse ccnncte varir. Yine ona cennet dopdolu gibi gelir. Dönijp:
Ya Rab! Cenneti ben dopdolu buldum, der. Allah ona: Git, ccnnote gir,
dinya kadar ve dünyanm on misli kadar yer senindir Yahut diinyann
on misli scnindir buyurur. O kul: Sen yogâne Mclik olduun halde
benimle alay mi ediyorsun yahut bana güliyor musun? der. tavi
der ki: (13u iláhi va'di o biçâre istihzaya hanilettiinden dolay) vallahi
Rasilullah (S) in geridcki dilori belirinceye kadar güldiüünü gördiim.
(Ashab arasnda) cennet chlinin en asai menzil sahibi ite bu kimsedir,
denirdi.

309 )
.. Abdullah (R) söyle dedi:
Rasülullah (S) buyurdu ki: «Ben ate chlinin ateten en son etkacak
olanni biliyorum. O, bir kimsedir ki, otura istinde siirne siirüne
ateden çkar. Ona: Git ve eennete gir, denir. O gider ve cenncte girer
Insanlar, herkes yerlerini almig olluklar halle Fuur. Oua: Içinele bu
lundugun zaman hatrlyor musun? diye sorulur. Evet, der. Bu sefcr on1:a:
264 SAHIH-1 MUSLIM

Temenni et, denir. O da temenni eder. Nihayet ona: «Temcnni cttiin


ve bir de dünyann on kat kadar ycr senindir» denir. Bunun iizerinc
o kul: «Sen yegâne Melik olduun halde benimle alay mi ediyorsun, der».
Râvi: «Vallahi Rasûlullah (S)in gerideki dileri belirinceye kadar
gülduünü gördüm, demitir.
KITABUL-1YMÄN 265

310 (187) . Enes ve lbn Mes'ud (R) dan:


Rasûlullah (S) öyle buyurmutur: «Cennete gireceklerin conun-
eusu bir kimsedir ki o, kâh yiürür, kâh yüzü koyun dücr. Kâh onun yii.
zünü ate çarpp yakar. Nihayet böyle böyle ilerliyerek atein hududun
Fegtigi zaman ona döner ve Beni senden kurtaran Allah çok uludur. 0,
cVvelkilerden ve sonrakilcrden hiç kimseyc vermediini bana vermitir,
der. Sonra ona bir aaç gösterilir. Bunun üzerine: Ey Rabbim! Beni su
aace yanatr da gölgesiyle gölgeleneyim, suyundan da içeyim, der.
Aziz ve Celil olan Allah: Ey Adem olu! Eer bu dilediini sana verir-
sem belki baka bir sey daha istersin, buyurur. O da: Ya Rab! Istemcm,
deyip bakasn istememeye Allah'a ahid vorir. Rabbi onu bu niricte
kar sabr olmadn bildii için, onu mazur görür ve onu oraya yanas-
tirir. O da aacn gölgesinden gülgelenir ve oradaki sudan içer. Derken
karsinda evvelkinden daha giüzel dier bir aaç dikilir. O kul yine:
Ey Rabbim! Beni una da yanatr, suyundan içeyim ve gölgesinden is-
tifade cdeyim ve senden baka ey istemem, der. Allah Taâlâa: Ey Adem
olu! Sen ondan bakasn istemeyeceine bana ahid vermedin mi bu
yurup, eer seni ona izin verirsem, belki scn daha bakasm istersin, der.
Bunun üzerine o kimse: Baka birey istemeyeccgine dâir Rabbine ahid-
ler verir. Onun buna kar da sabrinmn olmadn bildii için, Rabb yine
onu mazur görür. Onun da gölgesinden istifade cdip, suyundan içer.
Sonra üçünciüsiünde cennct kapsnin yanibanda, evvelkilerden dala
gizcl bir aaç göriür. Yine: Ey Rabbim! Beni una yanatr da gölgesin-
den istifade edeyim ve suyundan da içcyim, diye niyaz eder. Rabb:
Adem olu! Bakasn istememeye bana ahid vermedin mi, diye serzenis
eder. O kimse: Evet, 5sunu da, artk bakasm istemem, der. Ona kar
da sabri olmadn bildii için Rabb kendisini mazur görür ve onu ora-
ya yanastirir. Fakat bu son aaca yaklanca cennet chlinin seslerini du-
yar ve: Ya Rab! Ne olur beni oraya sok, diye istirhamda bulunur. Bu-
nun üzerine Hak Taâlâ: Ey Ädem olu! Senin dilcklcrinden beni kur-
taracak nedir? Sana biütiin dünyay1 verir, ona bir mislini aha katarsam
råzi olur musun? buyurur. O da: Ya Rab! Sen Ratbu'l-alemin iken, be-
nimle alay mi ediyorsun? diye bu ölçüsüz ihsana sap kalr».
Bunu söylerken Ibnu Mes'id güldiü ve benim niçin güldiüümü sor
saniza? dedi. Niçin gülüyorsun? dediler. Dedi ki: Rasulullah (S) da böy-
le güldü idi. Ya Rasúlallah! Niçin gülüyorsun, dedikleri vakit o kimse,
sen âlemlerin Rabb iken benimle alay mi ediyorsun, dediinde Rabbul-
âlemin'in gülmesine güldüm".
Bunun üzerine Hak Taâlâ ona: «Ben seninle alay etmiyorum, läkin
ben istediime kadirim» buyurur.

84. «Dihk (gülmek), Hak Taala'nn fr'n sifatlarindan ki, birçolklar


bir sfattr tara-
266 SAHIII-i MUSLIM

(a:)
b JiJiL
Ea. JiGlti.ui i% (ws)-ri

(S4) CENNETIN EN AAGI MERTEBESINDE BULUNACAK OLAN


CENNELiGE DAIR BÅB
-oO0-
311 (188) ********
:Ebù Sa'id Hudri (R) dcn:
Rastlullah (S) söyle buyurmutur: Cennetin en nsa
menzilesinde
olan cennctlik öyle bir kimsedir ki, Allah onun yüziinii atesten rennet
tarafina döndüriür ve ona gölgcli bir aaç misâli gösterir. O kul: Ey
Rabbim Beni u aaca götür, ben onun gölgcsinde olaym, der. Ve de
vamla lbnu Mes'üd'un hadis'i tarznda hadis'i scvlketti. Ancak: «lak
Taâlâ: Ey Adem olu! Beni senden kim kurtarr?» sözlerini sonuna kadar
zikretmedi. Bununla beraber burada unu ziyade ctmitir: Allah ona
sunu, unu iste diye hatrlatr. Bitiin arzular bittii zaman Allah: Bu
ve bunun on kat senindir, buyurur. Dedi ki: Sonra artk kendi men-
ziline gircr. Derkcn, cl-Hûru'l-in'dan" olan iki zevcesi yanna girer ve:
find:an-lázm olan- riza ve hayir iradesi ile tefsir edinmi ise de, miito:bih
olmakla heraber. bu lhzmi ma'nâdan daha hususi bir ma'nAya delaleti vardr.
1te burndaki Dihk'i yalnz rza ve hayr iradesi na'násina kasretmck biraz
müskil olur. Binaenaleyh Dihk (gülmek) miltleabih bir sifattr deyip, bila ta-
vakkuf iyman etmek te'vil etmekten daha sâlimdir
85. el-1liúru't-iyn. kara gözlü kadnlar demek olup, Kur'ân dliliyle nit'minlerin ve
gazilerin cennettoki kadnlarm verilen bir irtihar invandr.
Kur'an'in rennet kadnlarna verdigi bu unvan miiteaddid hadislerde de zikr
edilmitir. Fl-Hr terlkibinde Ilir, Ilavrâ'nin çoguhudur. V» lkar pili kadnara
sifat yamlr. iyn Afz da Ayniu'nun çogululur. d
au ni zii kadnur
siliat yaplr. Buhari el-1iru'l-iyn'in sifntm giövle tavsif ediyor: iluriler okadar
KITABU'L-IYMAN 267

Scni bizim için, bizi de senin için yaradan Allah'a hamdolsun, derler.
Râvi der ki: 0 kimse, bana verilen nimetler hiç bir kimscye verilmi
cdeildir, der.

312 (189) Mutarrf ve lbnu Ebcer,


ikisi de Sa'bi'den
iitmilerdir Muiratu'bnu ube'den iittim. Kon-
lki O, söyle diyordu:
disi minber üstünde bunu insanlara haber veriyordu. Rasülullah söyle
buyurmutur:
Mûsâ, Rabbine: Cennct chlinin en aai makam ve menzileri nedir ?
-

cnzib bir güzellige malikdirler ki, insan bir göz atmakla hayretler
onlara içinde
kalr. Gözlerinin beyaz son derece beyaz, siyah da son derece siyahtr.
Hakikaten gözün alk ak, karas kara olmak, göz giüzelliginin en müstesa
bir vasfidr. Cenab-1 Hak mücâhidlere öyle va'd buyuruyor:

:Miittakiler ise hnkikatenemin bir malkamd:a, eennetlerde, pinarlardadr. Inere.


nâzik ve kaln îpelklerdlen, atlaslardun giyeeelkler, kar kariyadrlar. t« böy-
51-51).
Jedir, Onlara benmbeynz, sAhin gözlii harileri es yaptilk» (ed-DuhAn:
268 SAHÍH-1 MUSLIM

diye sordu. Rabbi cevaben buyurdu ki: Bu öyle bir kimscnin makamidr
ki, o kimse Cennet ehli Cennete girdikten sonra gelir, ona: Cennete gir,
denilir. O ise: Ey Rabbim! Herkes kendi menziline yerletikden, alaca-
ini aldktan sonra bu nasl miiyesser olabilir? der.Hak Taâlâ ile onun
arasnda öyle bir konuma olur: Dünya Meliklerinden bir Mclik'in mül.
küne benzer bir miülke nâil olursan râz olur musun?; Râziyim, Ya Rab!
Ite öyle bir mülk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o
kadar daha, bir o kadar daha. Beincisinde: Râzi oldum Ya Rab! Ite bu
kadar sey hep senindir, onun on misli dc senindir. EBir de nefsin neyi
arzu ederse, göziün her neden holarsa hepsi senindir. Râzi oldum Ya
Rab
Bu cevabtan eonra Müsâ: Ya Rab: Ya Cennet chlinin cn yiiksck
makam sâhibleri nasldr? diye sordu. Cevaben buyurdu ki: Kendinn
için ihtiyar ve istfâ ettiim kullar ite onlardr. Keramet filanlarn
kendi elimle dikip mühür altna aldm. Onu ne bir göz görmü, ne bir
kulak iidmi, ne de beerden hiç bir kimscnin kalbine ne olduu hutir
etmitir. Râvi der ki: Bu rivâyctin Aziz ve Celil olan Allah'in kitabndan
(onu tasdik edici) delili: «Artik onlar için yapmakta oltuklarna bir mii-
kafat olarak, göizlcrin aydn olaca (nimetlerden) neler gizlenmi bu-
unduunu kimse bilmez» (es-Secde: 17) âyetidir.

313 Sa'bi öyle dedi: Muîratu'bnu u'be'den iid-


dim. Minber üstünde söyle diyordu: Mûsâ (A) Aziz ve Celil olan Al-
lah'a.cennet ehlinin cennetten en az nasibi olann sordu ve hadis'i geçen
hadis tarznda sevketti.
RITABU'I-1YMÄN 269

314 (190) .. Ebû Zerr (R) öyle demistir:


Rasûlullah (S) buyurdu ki: Ben eennet chlinin cennete son girecek
ve ates ehlinin cehenncmden son çlkacak olanin biliyorum. Bu bir kim-
sedir ki, kayamet giünü gelir ve: «Ona günahlarnn kiüçiklerini arzedip
biiyüklerini ondan kaldrniz» denilir. Bunun üzerine ona kiçiik ginah-
lari arzolunur ve kendisine: Sen, u ve u gün, unu ve unu yaptin, gu
ve u gün de unu ve unu yaptn denildiinde, O: Evet der ve inkar
etmeye muktedir olamaz. O, biüyiük günahlarimn kendine arzcdilmesin-
den korkar bir halde iken ona: «Her seyyienin yerinc senin için bir ha-
sene vardr» denilir. O kul: Ey Rabbim! Ben birçok eyler yapmitim,
onlar burada görmiüyorum, der. Râvi: Ben Rasûlullah (S) i gerideki dis-
leri belirinceye kadar giüldüünü gördüm, demitir.

315 ) Veki' ve Ebî Muaviye her ikisi de A 'me'den


bu isnad ile rivâyet etmilerdir.

316 (191)
.
Ebu'z-Zubeyr haber verdi ki, kendisi Câbiru'.
bnu Abdillâh'dan iidmitir. Câbir'e viürûddan soruluyormu. Câbir söy-
270 SAHIH-1 MUSLIM

le Bizler kyamet günü undan, undan geliriz. Bak! Yani bu,


demitir:
insanlarn fevkinde bir yerdir". Dedi ki: Ummetler putlaryle ve neye
tapiyorduysalar onlar ile birer birer srasyle çagrilrlar. Sonra bu isin
ardindan Rabbimiz bize gelir ve: Kimi bekliyorsunuz? buyurur. Halk:
Rabbimiz bekliyoruz, derler. Ben sizin Rabbnzm buyurur. Sana baka-
lim, derler. Bunun üzerine onlara güler halde tecelli eder. Sonra onlar
götürür. Onlar da ona tâbi olurlar. Bir de bunlardan münafk, miü'min
her bir insana bir nur verilir. Sonra yine ardna düerlcr. Cehennem
köprüsii üstünde birtakm çengeller ve dikenler vardr ki, Allah'n dile-
dii kimseleri yakalarlar. Derken münafklarn nurlar söner. Sonra mü'-
minler kurtulur. Yetmi bin kii olan ilk ziimre yüzleri on dördüncii
gecedeki ay gibi geçip kurtulurlar, hiç hisab görmezler. Onlardan sonra
gelenler gökyüzündeki en parlak yldz 1klar gibidirler. Sonra böyle
böyle dierleri de geçerler. Sonra efâat hulûl eder. efâat ederler. Ni
hayet L ILHE ÍLLALLAH deyip kalbinde bir arpa arl kadar ha-
yir olan kimseler ateten çkar da cennetin bir tarafna konulurlar. Cen-
net ahalisi onlar üzerine su serpmeye balar. Nihayet onlar, seyl yerin-
deki otlarn sür'atle bitip büyümesi gibi biterler ve ateten çkanin ate
ini gider. Sonra kendisine diünya ve onunla beraber dünyann on misli
verilinceye kadar ister».

317 ) Sufyânu'bnu Uyeyne, Amr'dan tahdis etti. O


***
:

da Câbir'i bu hadis'i Peygamber (S) den kulayle iiddiini söylerken


dinlemitir. Peygamber: «Muhakkak Allah Taâlâ birtakm insanlar ate-
den gkarr ve onlar cennete koyar» buyuruyordu.

86. Sarlhler bu sözde tagyir vardr, dediler.


Dorusu: «Biz kiyamet güntünde insanlardan yüksek tümsekler üzerine ge-
liriz geklindedir.
«Kevm, tbnu'l-Esir'in dedii gibi, yiüksek yerler, demektir. Bunun vahlidi
ckevmen dir. Dediler ki: Bu hal râvlye karanlk gelmi, bu sebeble onu «keza ve
keza» ile ta'bir etmi, bunu da «yani insanlarn fevkinde» sözü ile tefsîr etmi
ve Uzerine bir tenbih olmak üzere: Unzur (Bak) sözünl yazmtr. Bu hadis'i
nakledenler ise bu sözlerin hepsini toplayp görügün glbi hadis metninden olmak
Uzere siralamglardr (Nevevt).
KITABU'L-1YMÄNN 271

318 :Bize Ebu'r-Rabi' tahdis etti. Bize tHammådu'.


bnu Zeyd tahdis etti, dedi ki: Amru' bnu Dinâr'a, sen Câbiru'bnu Ablillah'i
«Süphesiz Allah Taâlá bir kavmi efâatle ateden çkarr» sözlerini Ra-
sûlullah'dan tahdis ederken iiddin mi? diye sordum. Evet, diye cevap
verdi.

319 ) Cabiru'bnu Abdillah tahdis edip dedi ki:


Rasûlullah (S) söyle buyurdu: «Muhakkak ki bir kavim yalniz yüz-
lerinin çevreledii bölgeler hariç olmak üzere ateden çkarlrlar ve ni-
hayet cennete girerler».

JGLS
i.
272 SAHIH-1 MUSLIM

320- ) :Yezid el-Fakir tahdis edip öyle dedi: Hârici


lerin görüünden bir göriü kalbime ilemi, meftûn olmutum. Haccet
mek, sonra insanlara kar çkp Hâricilik propagandas yapmak maksa-
diyle kalabalk bir topluluk içindo yola çktk .Nihayet Medine'ye ura-
dik. Câbiru'bnu Abdillah'a rasgeldik. 0, bir direk yaninda oturmu, ce-
maata Rasûlullah'dan hadis takrir ediyordu. O sirada cchennemlikleri
zikretti. Ben ona: Ey Rasûlullah'in arkada! Bu takrir cttiin nedir?
Halbuki Allah öyle buyuruyor: «Ey Rabbimiz, halcikatcn scn kimi atcc
sokarsan siüphcsiz omu hor ve hakir cdersin. Orada zâlimlerin hiç bir
yardmclar da yoklur» (Ålu imrân: 192), «Fâsk olanlarn baurnaca
ycr isc cchcnncmdir. Ne zaman oradan çikmalk isterlerse içerisinr dön-
diürülürler vc onlara: Tckzibedcgeldiiniz o atcin azabnn tadn, denilir»
(es-Secde: 20).
Binaenaleyh söylemekte olduunuz bu sözler ncdir? dedim. Sen
Kur'ân'i okuyor musun? dedi. Evet, dedim. Muhammed Aleyhisselâm'n
makamn yani Allah'in onu ba's buyuraca makam iiddin mi? dedi.
Evet, dedim, Câbir öyle devam etti: ite 0, Muhammed (S) n Mahmid
olan makamdr ki, Allah onun vasitasyle çikaracaklarm çkarir, dedi.
Sonra siratn vaziyetini ve insanlarn sirat izerinden geçiini tavsif ctti.
Bunlar czberde tutamaz olmaktan korkarm. ukadar var ki O, unlar
söylemitir:
Muhakkak ki bir kavim cchennemde bulunmalarn mütaâkip ate-
den çikarlar. Ama onlar simsim çubuklar gibi simsiyah çkarlar. Akabin-
de cennet nehirlerindcn bir nchre girerler. Onun içinde ykanrlar ve
kat sayfalar gibi bembeyaz çkarlar>.
Sonra hacc'dan döndük ve: Yazk olsun size! O seyh'in Rasûlullah
üstüne yalan söyliyeceini zanneder misiniz? dedik. Bunun iüzerine Hâ-
ricilikten vazgeçtik. Allah'a yemin olsun ki bizden bir tek adamdan ba
ka Hâricilikdc kalan olmamtr. Yahut (isnadn bandaki Miislimin
seyhinin eyhi olan Fadlu'bnu Dukeyn) Ebû Nuaym'in dedii gibidir"

RAvi, adisi
87. «Ev Kema Kale» sözii râvilerin ma'râf edcblerinden bir edebdir.
tagyirden kor-
ma'nâsyle rivâyet ettii zaman meydana gelmesi muhtemel bir
opun dedii gibldir»
karak blir ihtiyat olmak Uzere rivayetinin. sonunda ««yahut
KiTABU'I-1YMÅN 273

321- (192)****** :Enesu'bnu Malik (R) dan


Rasûullah (S) söyle buyurdu: «Ateden dört kii çkarlr ve Al-
lah'a arzolunurlar. Onlardan biri dönüp: Ey Rabbim! Beni ateden gl-
kardinda bir daha oraya döndürme, diye niyaz eder. Bunun üzerine
Allah onu ateden kurtarr».

S. Muslim, c. 1 - F: 18
274 SSAHIH-i MUSLIM
322- (193) Enesu'bnu Mälik (R) öyle dcdi: Rasúlulah
(S) buyurdu: «Allah kyamet gününde insanlar toplar. Derken una
ihtimam ederler (lbnu Ubeyd: u kendilerine ilham edilir, demitir):
Içinde bulunduumuz u durumdan bizleri kurtarmas için Rabbimize
kar efâat istesclk, derler. Mütaâkiben Adem (S) e gelirler ve: Sen hal.
kin babas Ãdem'sin. Allah scni kendi eliyle yaradd ve sana kendi rû-
hundan hayat verdi. Sonra mneleklere cmretti, onlar da sana secde ctti
ler. Bulunduumuz u durumdan bizleri kurtarmas için Rabbn katnda
bi2lcre efâat et, derler. Adem: Ben buna chil deilim. 0, ilemi olduu-
haticsini hatrlar ve bundan dolay da Rabbndan utanr. F'akat siz Al
lah'in ba's buyurduu ilk Rasûl olan Nuh'a gidin, der. Sonra onlar Nuh
(S) a gelirler. Nuh, iledii haticsini hatrlar ve hundan dolay Rabbin
den utanarak: Ben buna chil deilim. Fakat siz Allah'n bir Halil edin-
miz olduu lbrahim (S) e gidin, der. Miütaâkiben onlar lbrahim (S) e
gclirler. 1brahim de: Iledii hatiesini hatrlar ve bundan dolay Rab.
binden utanarak: Ben buna ehil deilim. F'akat siz Allah'in kelâm cttii
ve kendisine Tevrat'i vermi olduu Mûsa (S) ya gidin, der. Soura Misa
Aleyhisselâm'a gelirler. Bunun üzerine Mûsa da iledii haticsini hatr-
lar ve bunun igin Rabbinden haya ederck: Ben buna ehil deilim, fakat
siz, Allah'n Rûhu ve Kelinesi olan Isa'ya gidin, der. Bunun üzerine onlar
Allah'in Rûhu ve Kelimesi olan Isa'ya gelirler. Isâ isc onlara: Ben buna
chil deilim. Fakat siz geçmi ve geri kalm günahlar mafiret buyu-
rulmu bir kul olan Muhammed (S) e gidin der.»
Râvi der ki: Rasûlullah (S) devamla öyle buyurdu:
Sonra bana gelirler. Ben de Rabbimin huzuruna izin isterim. Bana
izin verilir. Ben kendimi secdeye kapanm bulurum. Allah dilcdii ka-
dar beni bu vaziyette brakr. Sonra Allah tarafndan: Ya Muhammed!
Ban kaldr, söyle, sözün dinlenir, iste sana verilir, efâat et, sefâatin
kabûl edilir, denilir.
Ben secdeden bam kaldrp Rabbimin bana öretccei bir tahmid
ile Rabbime hamdederim. Sonra efâat ederim. Benim için bir had tayin
buyurur, ben de insanlar ateten çkarr ve cennete koyarm. Sonra dö-
ner tekrar secdeye kapanrm. Allah brakmak istedii kadar beni o va-
ziyette brakr. Sonra: Ban kaldr Ya Muhammed! Söyle, sözün dinle-
nir, iste, sana verilir, efâat et, efâatin kabûl edilir, denilir. Ben bam
kaldrr ve bana öretecei bir Tahmîd ile Rabbime hamdcylerim. Sonra
efâat ederim. Benim için bir hudud tayin buyurur. Ben de ateden in-
sanlar çikarr, cennete koyarm. (Râvi: Uçüncü yahut dördiüncü seferde
dediklerini bilmiyorum, demitir). Nihayet öyle derim: Ya Rabbi! Ate-
de Kur'an'in hapscddiklerinden baka yani kendisine hulûd vâcib olan-
lardan baka kimse kalmad, derim».
bn Ubeyd kendi rivâyetinde öylo dedi: Katâde: «Yani üzerine
hulûd vâcib olan» diyc tefsir etmitir.
kITABUL-1YMÂN 275

323 Enes (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Kyamet gününde mü'minler toplanr-
lar ve una himmet sarfederler (yahut u kendilerine ilham olunur)...
diye bu da Ebû Avâne hadis'i gibidir. Bu hadis'de öyle buyurmustur:
Sonra ona dördüncü defa gelir (yahut dördüncü defa döner) ve: Ya
Rabbi! Kur'ân'in hapseddiklerinden baka hig kimse kalmad, derim.

324 ).... Enesu'bnu Mâlik (R) dedi ki: Allah'in pey-


gamberi (S) söyle buyurdu: «Allah kyamet gününde miü'minleri toplar
ve onlara bu efaat istemeyi ilham eder». Bu da geçen ikisinin hadis'i gi-
bidir. Ancak ördüncü defada: «Bunun üzerine ben; Ya Rabbi! Atede
Kur'ân'in hapsettiklerinden baka yani kendisine hulûd vâcib olanlardan
baka kimse kalmad, derim» sözlerini zikretmitir.
276 SAHIH-t MUSLÍM

325- ) :Enesu'bnu MAlik (R) tahdis etti ki; Rashlul-


lah (S) söyle buyurmutur: «LA ILHE ILLALLAH diyen ve kalbinde
bir arpa arlnda hayr olan kimscler ateden çkarlr. Bundan sonra
LA ILHE LLALLAH diyen ve kalbinde bir buday danesi arl ka-
dar hayir olan kimscler ateden çakarlr. Daha sonra LÄ ILAHE ILLAL-
LAH diyen ve kalbinde bir tek küçiük karnca arl kadar hayir olan
kimseler ateden çkarlr».
Tbnu Minhâl kendi rivâyetinde unu ziyade etmitir: Yezid dedi ki:
Su'be'ye mülâki oldum ve kendisine hadis'i tahdis ettim. Bunun izerine
Su'be dedi ki: Bu hadis'i bize Katâde, Enesu'bnu Mâlik'den, o da pey-
gamberden tahdis etti. Ancak u'be «zerre» kelimesi yerine «ziüre> de-
mitir. Yezid ise: Bu kelimede Ebû Bistam tashif yapmtr, dedi.

l.
sag
J3. új.aut
3, . JUE.iL
E..
KiTABUL-iYMÂN 277

326 ******* :Ma'bedu'bnu Hilâl el-Anezî dedi ki: Sabit


(Bunâni) den efâat isteyerek Enesu'bnu Mâlik'e gittik, 0, kuluk vakti
namaz kilar halde iken ona vardk. Sâbit bizim igin izin istedi. Huzuru-
na girdik. 0, Sâbit'i sedirinin üstünde, yambana oturttu. Sâbit ona:
Ya Eba Hamze! Basra ahalisinden olan bu kardelerin senden ofâat ha-
dis'ini kendilerine tahdis ctmeni istiyorlar, dedi. Encs öylc dedi:
Bize Muhammed (S) tahdis etti ve öyle buyurdu:
Kiyamet günü olduu zaman insanlar biribiri üzerine dalgalanp
çalkalanrlar. Nihayet Adem'e gelip, ziürriyetine efâat et, derler. Ben ona
lâyk deilim, faka sizler lbrahim Aleyhisselâm'a gidin. Çünkü 0,
Halilu'lahdr, der. Sonra fbrahim'e gelirler. O da: Ben buna lâyk dei-
lim. Lâkin siz Mûsâ Aleyhisselâm'a gidin. Çünkü O, Kelimullah' dr, der.
Müsâ'ya gelinir. O da: Ben buna ehil deilim. Fakat siz Isâ Aleyhisse
lâm'a gidin, günkü 0, Allah'in rûhu ve kelimesidir, der. Sonra Isâ'ya ge-
inir Isa da: Ben buna layk deilim. Fakat siz Muhammed () e gidin,
der. Nihayet bana gelirler, ben de: Ben onun igin (yaradlm) mdr,
278 SAHIH-1 MUSLIM

derim. Hemen gider Rabbimin huzuruna izin isterim. Bana izin verilir,
huzurunda dikilir, imdi muktcdir olamyacam hamdler ile Allah'a
hamdederim. O hamdi bana Allah ilham eder. Sonra ona secde cderek
yere kapanrm. Bana:
Ya Muhammed! ban kaldr, söyle, sözün dinlenir, iste, sana veri.
lir, efâat et, cfâatin kabul edilir, buyurulur. Bunun üzerine ben: Ya
Rabbi! Ummetimi, ümmetimi, diye efâat dilerim. Bana: Git, kalbinde
bir buday yahut arpa dânesi kadar iyman olan her kim varsa onu ora
dan çkar, denilir. Ben gider, bunu yaparm. Sonra yine Rabbime döner,
yine bu hamdler ile O'na hamdederim. Sonra O'na secde ederek yüzüstiü
kapanrm. Bunun üzerine bana: Ya Muhammed! Ban kaldr. Söyle,
sözün dinlenir. Iste, dilein verilir. Sefâat eyle, efäatn kabul edilir,
buyurulur. Ben: Ummetimi, iümmetimi! derim. Bana: Git, her kimin
kalbinde bir hardal dânesi kadar iyman varsa onu oradan qikar, denilir.
Ben hemen gider, bunu yerine getiririm. Sonra tekrar Rabbimc döner ve
bu hamdler ile O'na hamdederim.. Sonra O'na secde cderek kapanrm.
Bunun iizerine bana: Ya Muhammed! Ban kaldr. Söyle, söziün dinle
nir. Iste, dilein verilir. efâat et, efâatin kabul edilir, denilir.
Ben: Ya Rabbi! Ümmetimi, ümmetimi! diye efâat dilerim. Bana:
Git, kalbinde bir hardal dânesi arindan daha az, daha az, daha az
iyman bulunan kim varsa onu da ateden çkar, denilir. Ben hemen gi
der, bunu yaparim».
ite bu, Encs'in bize haber vermi olduu «Enes hadis'is dir. Mütaaki-
ben onun yanndan çktk. Nihayet sahrann yüksck bir yerine vardnmz
vakit: Hasan Basri'nin yanna sapsak da ona selâm versek. 0, Ebû Hali
fe'nin evinde gizlenmi bir halde bulunmaktadr, dedik. Sonunda onun
yanina vardk, kendisine selâm verdik ve: Ya Eba Sa'id! Biz kardcin
Ebû Hamza'nn yanndan geldik. efâat hakknda bize tahdis cttii ha-
dis'in benzerini hiç uymamitk, dedik. 0, devam edin, hadis'i söyleyin
dedi. Biz de ona bu hadis'i tahdis etik. O yine: Devam edin, daha söyle-
yin, dedi. Enes daha fazla arttrmad dedik. Bize unla söyledi: «0, bunu
bize yirmi sene önce tahdis ctmitir. Kendisi o günlerde biitiün hâfizasnm
ve kuvvetini cemetmi haldeydi. imdi ise bir kisim seyi terkctmitir
Seyh bunu unuttu mu, yoksa güvenip dayanrsniz diye sizlere tahdis et-
meyi kerih mi gördü? bilmiyorum». Biz de ona: Bize scn tahdis et dedik.
Bunun iizcrinde giüldü ve: Insan Acclc'den yaradlmatr ", Bunu size sa-
dece o hadis'i 'ahdis ctmeyi isteyerek zikrettim, dedi ve devam cderek
Rasúlullah'a öyle dcdiini nakletti: «Sonra dördiünciide yine Rabbime

aceloden ynrndilmustr.» (el-Enbiyâ: 37);


88. J"j Jl-iYGl> :
Însnn

Ye JiVIJK, :lnsan hop arelecidir» (el-tsra: 11).


KITABU'L-1YMÂN 279
döner, bu hamdler ile O'na tekrar hamdedcrim. Sonra O'na secdle cderck
kapanrim. Bunun üzerinc bana: « Ya Muhammed! Ba kaldr. Söyle,
söziün dinlenir. 1ste, sana verilir. cfâat ct, efâatin kabul cdilir, buyu-
rulur. Ben de: Ya Rab! Bana izin ver de LÄ ILÄHE ILLALLAH diyen
kimseler hakknda cfâat cdeyim diye niyaz cdcrim. Hak Taálá: Bu sc-
nin için deildir (yahut bu, sana àid deildir, buyurdu). Låkin lzzetim,
Kibriyam, Azamctim ve Cibriyam (Kahrim, Sultanum) hakk için LA
1LAHE ILLALLAH diyen Tevhid chlinin hepsini muhakkak surctte cc
hennemden çkaracam, buyurdu.
Raviöylc demitir: Hasan iizerine ahadet cdiyorum ki O, bizo
bunu Enesu'bnu Mâlik'den dinlemi olarak tahdis etmitir. )yle saniyo-
rum ki Hasan: Yirmi senc evvel, 1nes o zaman hfz ve kuvvetini topla-
mi oldugu halde iken söyledi, demitir.

.
280 SAHIH-1 MUSLIM

327- (194) Ebû Hureyre (R) öyle dedi:


Birgün Rasûlullah (S) a et yemei getirildi ve kol tarafndan bir
parça ayrlp önüne konuldu. Çünkü Rasûlullah etin bu ksmini severdi.
Ondan ön dileriyle bir lokma kopard, sonra öyle buyurdu: «Ben kya-
met gününde bütün insanlarn efendisiyim. Bu neden bilir misiniz? Dün-
yada önce ve sonra gelmi geçmi nekadar insanlar varsa bunlarn hep-
sini Allah kyamet gününde diiz ve geni bir sahada toplar. Öyle düz ve
geni bir meydan ki, orada bir çarie seslenince sesini herkese duyurur
ve bakan bir kiinin gözü maher halkn bir bakta görür. Bir de günes
yaklar, artk insanlarn gam ve meakkati dayanamyacaklar ve ta-
hammül edemiyecekleri bir dcreceye varr. Bu srada. insanlarn bazisi
bazsna: îçinde bulunduumuz u fâciay görmüyor musunuz? Size er-
KITABU'L-IYMAN 281

sen bu fåciay görmiüyor musunuz? Rabbniza dclâlet cdccek bir efâatç


bulmak çaresinc niyc baknmazsniz? der. Bunun üzcrine mahcr halknn
bazs baz1Sina: Haydi Ädem'e gidiniz, der ve maher halk Ädem'e ge-
lirler: Ya Adem! Sen insan nev'inin babassin. Allah seni eliyle yaradd
ve sana kendi rûhundan hayat verdi. Sonra melcklere emrctti, onlar da
sana secde ettiler .Bizim için Rabbinden efâat dile. Ey Atamz! Sen için-
de bulunduumuz u miükil vaziyeti görniüyor musun, bamzn gelen u
musibeti bilmiyor musun? derler. Adem de: üphesiz Rabbim bugin
Celállenmitir. O derecede ki, ne bundan önce böyle bir gazab ctmitir,
ne de bundan sonra bu türlü gazab eder. Hem Hak Taâlà beni u aaç-
dan nehyetmiti. Ben ise ona àsi olmutum. (Artk size efaat edemem,
imdi ben kendimi diüünüyorum). Vay nefsim, nefsim! Siz benden baka
bir efâatçya gidiniz. Núh'a gidiniz, der. Onlar da Nûh'a varirlar ve:
Ey Núh! Sen yeryüzünde Allah'dan baka scye tapan insanlara risålet
vazifesiyle gönderilen peygamberlerin birincisisin. Allah sana (Kur'ân'-
da:)«Cok ükreden kul» (cl-lsrâ: 3) diye tavsif ctti. Liütfen hakkmzda
Rabbinden efâat iste. Ne acklh vaziyette olduumuzu görmüyor musun?
Bize ulaan azab görmiüyor musun? derler
Nûh Peygamber de:
«Muhakkak ki Rabbim bugiün celâllenmitir. Bir derecede ki, Allah
Taâlà ne imdiye kadar böyle gazablanmi, ne de bundan sonra gazabla
nir. u da muhakkak ki benim bir duå ediim vardr. Vaktiyle kavmimin
aleyhine bununla duâ etmitim (bundan dolay kendimi diüünüyornm).
Vay nefsim, nefsim! Simdi siz lbrahim (S) e gidiniz, der. Onlar da lbra-
him'c varnp: Sen ycryüzündcki insanlardan Allah'n peygamberi ve Al-
lah'in dostu bir zâtsn. Bizim için Rabbinden cfâat dile. Içinde bulun-
duumuz hali görüyor, bicz ulaan azab da biliyorsun? derler. ibrahim
onlara:
Bugiün Rabbimin Celâl sfat teceli etmitir. Hem bir dereccde ki,
bundan evvel böyle gazab ctmemi, bundan sonra da böyle gazab ctmez,
der. Ve yalanlarn1 zikrederck, (imdi kendimi diüünüyorum)
"
nefsim,
ncfsim! Artik siz bcnden bakasma gidiniz, Mûsâ'ya gidiniz, der. Onlar
da Músâ (S) ya varip:
Ey Músa! Sen Allah'in peygamberisin! Allah scni risâletleriyle voc
kelâm etmesiyle insanlar üzerine fazilctli kld. Bizim igin Rabbinden
sefâat iste. Nckadar 1zdrap içindc olduumuzu gürüyor, bamza gelen
musibeti biliyorsun, derler. Músâ da onlara:
89. 1brahim'in putperestleriilzam için söylediki iiç y
lan gudur:
a. Putlnr krmak için mlüriklere kar: Hastayn, deyip puthanede kal-
mas ki hakikaten hasta degildi.
b. Koca put krmigtr, demesi.
c. Karis Sâre hakknda, kzkardeimdir, demesi.
282 SAHItI-t MUSLIM

Rabbim bugiün Celâl sifatyle tecelli etti. Hem öyle bir halde ki, ne
gimdiye kadar bu derece gazab görülmü, ne de bundan sonra görülür.
Ben ise öldüriülmesine me'mur olmadm halde bir nefsi öldiürdüm"
(Simdi ben nefsimi diüüniüyorum) Ah nefsim, nefsim! Siz imdi Isâ (S)
ya gidin, der. Onlar da Isâ'ya gidip:
Ey Isa! Sen Allah'in Rasûlüsun ve Allah'n Meryem'e koyduu bir
kelime (bir mu'cize), ayn zamanda ondan bir rûh'sun. Ki sen beikte
bir sabi iken insanlara söz söyledin. Binaenaleyh Rabbinin yannda bize
sefâat cyle. lçinde bulunduumuz hali görmüyor, bize erien azab bilmi
yor musun? derler. Iså da onlara:
Rabbim bugün Celâl sifatyle tocelli ctmitir. Hem öyle bir derecede
ki, bundan cvvel böyle gazab etmemi, bundan sonra da asla böyle gazab
etmez. Kendisi için bir günah zikr ct meksizin, âh ncfsim, nefsim! sözle-
riyle endiesini izhar cderek: Benden bakasna gidiniz. Muhammed
(S) e gidiniz, der. Nihayet onlar bana gelip:

Ya Muhammcd! Scn Alah'in Aasûlü ve Hâtemu'l-Enbiyà'sn. Aliah


geçmite ve gelecckte vukû'u farzolunan bütiün günahlarm mafirct ct
mitir. Rabbn huzurunda bize efâat et. Îçinde bulunduumuz ackl hali
görüyor, bize ulaan azab biliyorsun, derler. Bunun iizcrine ben, hemen
gidip Ar'in altna varr ve Rabbime secde ederek kapanrm. Sonra scc-
demde, Allah bana kendisine yaplacak hamdlerinden ve cn güzcl senâ-
sindan öyle bir mcfhum feth ve ilham eder ki, imdiye kadar onu ben-
den önce hiç bir peygambcre feth ve ilham etmemitir. Ben miilhem ol
duum surette Allah'a hamd ve scnâ ettikten sonra Allah tarafndan:
Ya Muhammed! Ban kaldr, iste, sana verilir. cfâat eyle, scfâatin
kabul edilir, buyurulur. Ben secdeden bam kaldrp: Ya Rab! Umme-
tim, ümmetim! diye efaat cderim. Bunun ülerine:
Ya Muhammed! Ummctinden hisab ve suale liüzum olmiyanlari cen-
nct kaplarndan, sa
kaprdan cennete koy. Onadr cennetin bundan baka
öbür kaplarndan da insanlarla ortakdrlar, buyurulur.
Hayatm elinde olan Allah'a yemin ederim ki cennetin kap kanad-

90. el-Kasas sûresinin 18. ayetinden itibaren aniatld üzere Fir'avn'in adamla-
rindan bir Misr'l ile Müsâ'nn kavminden biri dövüüyordu. Müsånn kav-
minden oln zát, Müsa'dan yardm istedi, Mûs4 da yardmn kogtu ve diina-
nin gögsüne bir yumruk atti. Ite bu yumruk onu öldürmütü. Masa:
«ii jib g .b J Ji: Rabbim! Süphesiz ki ben, nefsimo
buyur., deli. Allah da ona cttin Ayeti mtici-
ziulnettim, heni nagfiret mairet
bince magfiret olunmutur.
KiTABUI-1YMÅN 283

larindan iki kanadn aras muhakkak Mckke ile Hecer, yahut, Mekke ile
Busrâ aras akdar genitir»

aysisši y: J
328 ) Ebù Hureyre (R) dedi:
J
söyle
Rasúlullah (S) in önüne bir scrid (tirid) ve et taba konuldu. Ra-
sûlullah kol etine uzand. Buras: Rasûlullah'in davardan en çok sevdii
yerdi. Ondan ön dileriyle bir lokma isrd, Sonra: «Ben kiyamet giinünde
bütün insanlarn scyyidiyim» buyurdu. Sonra dier bir lokma daha ko-

91. Buhâri'deki rdvâyctte Himyer ile Mekke aras nilkyas da verilmitir. (Buhâri:
Tefsir, Zürriyete men hamelnå maa Nûh). Hinmyer. San'â ehrinin eski adidr.
Câhiliyet zamannda Yemen'de hiikiüm süren - R:a-i ircm, Scylu'1-Arim gibi
medeniyet eserleriyle Zu'1-Rarneyn ve Belkri pibi hükiümdarlarnn menkbeleri
Kur'ân'da zikrolunan- IHimyer Hanedan Sebe' gehrinden sonra San'â'y hi-
kümet merkezi edindilkleriden San'i sehri Himyer ndyle de anlr. San'a
ehri Mekke'den 855 km. nesfede bulunduuna ve cennct kapsinin iki lkanad
aras da bu genilikte olduuna Röre, (*nnetin genilii hakknda zihne tak-
rib için güzel bir nikyâs olur.
Hadis'de ad geçen Busrh'da Sam'in 90 km. güncy dousunda ve Havran
mintikasnda bir ehirdir. Vaktiyle ma'mur ve müstahkemdi. Buras Hiristi
yanln merkezlerindendir. Mehur RAhib Bahira'nn savmi'as da buradaydi.
Simdi bir köy halindc bulunan Busrá, saadet en mehur ve ma'mur bir
asrinda
ehir olduundan hadis'te ikinci bir mikyas olarak ad geçmitir. Hecer yine
Yemen lülkesinde bir belde addr. Terdid ilc iki mikyas zikrolunmas, hadis
råvilerinden birinin üphesidir.
Hadis'te tasvir buyurulan bu efâat, Hâtemul-Enbiyâ'nn maherdeki Rii-
yük gefâatdr. Maherden kurtuldulktan sonra da her peygamber Cenab-1
Hak tarafndan kendi ümmeti hakknda gefhate me'zun olacaktr. Hattâ pey-
gamberlerden bakn uheda ve digerleri de efAate me'zun olacaklan nasslarla
sabittir.
284 SAHII-1 MUSLIM

pardi. Bu scfer de yine: « Ben kyamet gününde bütiin insanalrn Sey.


yidiyim» dedi. Nihayet ashabnn, kendisinc bunun schcbini sormadk.
larn görünce: «Ne diyc, nasl olur? demiyorsunuz» buyurdu. Ashab:
Nasl olacak ? Ya Rasúlallah! dediler. Rasúlullah:
Alemlerin Rabb için insanlar ayaa kalkar» buyurdu ve Ebû Hay.
yân'in Ebû Zur'a'dan rivâyet ettii hadis'in ma'nâs ile hadis'i sevketti.
Ibrahim'in kssasnda u ziyadeyi yapt ve dedi ki: O yildz hakkindaki
«lte budur, benim Rabbim» söziinii, onlarn putlar için: «F'akat bu ii
onlarin büyükleri olan ite su yapti» sözünü, ve bir de: «Ben hastaym»
sözünü zikretti. Bundan sonra: «Muhammed'in nefsi clinde olan Allah'a
yemin ederim ki: Cennetin kapu kanadlarndan iki kanat ile iki kapu
söesinin aras muhakkak Mckke ilc Hccer, yahut Hccer ile Mckke ara
s1 kadardr» buyurdu.
Râvi: Bunun hangisini söylemi olduunu bilmiyorum, dedi.

.
ss '3siis.
ktTaBUL-IYMÅN 285

329- (195)
. Ebû Hureyre ve Huzeyfe (R) öyle dediler:
Rasûlullah (S) buyurdu ki:
Allah Tabârcke ve Taâlâ insanlar toplar, miü'minler ayaa kalkar.
Nihayet cennet kendilcrine yaklatrlhr. Derken Adem'c gclip: Ey Ba-
bamiz! Cenneti bize açtr, derler. Bunun izerine Adem: Sizleri ccnnet-
den ancak babanz Ädem'in haticsi çkard. Ben bunun sâhibi deilim.
Sizler benim olum ibrahim Halilullah'a gidiniz, der.
Ibrami de: Ben bunun sahibi deilim. Ben ancak perde arkasndan
bir Halil (dost) olmuumdur. Sizler, Allah'in kendisine kelâm etmi ol-
duu Mûsâ'ya yöneliniz, der. Halk Müsâ'ya gelirler. Mûsâ: Ben bunun
sâhibi deilim. Sizler Allah'in Kelimesi ve Rûhu olan 1sâ' ya gidiniz, der.
Isâ (S) da: Ben bunun sâhibi deilim, der. Nihayet Muhammed (S) c
gelirler. 0 da dorulur ve kendisine izin verilir. Emanet ile Rahim de
oraya gönderilip onlar da siratn sal sollu iki yanna dikilirler. Bundan
sonra sizin en evvel gidenleriniz imck gibi geçcrlcr.» Râvi der ki:
Babam ve anam sana fedâ olsun. Simein geçii gibi olan hangi eydir?
dedim. Rasúlullah öyle buyurdu:
«imei görmediniz mi? Göz krpmas kadar zamanda nasl geçer
ve geri döner? Sonra rüzgârn geçmesi gibi, sonra ku geçmesi gibi ve
insan komas gibi. Onlar amelleri bu ekillerde yürütür. Peygamberiniz
sirat üzerinde dikilmi: Ya Rab! Selâmet ver, sclâmet ver! der. Nihayct
kulalrn amelleri âciz kalr. Hattâ biri gelir, yürümeye tâkat getircmez
de ancak emekler. Siratn her iki yanmda asl duran çengcller vardr ki,
kimi yakala denilirse onu yakalamaya me'murdurlar. Ncticede inanlar
trmklanm kurtulmu veya atcc diüürülmiülerdir».
Ebù Hureyrc'nin nefsi elinde olan Allah'a yemin ederim ki: Cehcn-
nemin dibi yetmi son bahardr (yani yetmi yllk mesafedir).

(85)PEYGAMBER (S) ÎN: eBEN CENNETTE EFAAT EDECEK


INSANLARIN ÎLKIYiM», «PEYGAMBERLER fçINDE UMMETI
EN ÇOK OLAN BENÍM» sÖZLERINE DAIR BÅB

-o00-

330 (196) ******* :Enesu'bnu Mâlik (R) söyle dedi:


286 SAHtH-1 MUSLIM

Rasûlullah Ben cennette efant cdecek insanlarn birineisiyim.


(S):
Ben kiyamet günii peygambcrler içinde inmeti en çok olanyim» bu-
yurdu.

331- ):Enesu'bnu Mâlik (R) söyle dedi


*******

Rasihullah (S): «Ben kiyamet güniü peygamberler arasinda Tâbi'leri


en çok bulunanymdr ve yine ben, vennet kapisin vuranlarin birincisi-
yim» buyurdu.

332 ** :Enesu'bnu
söyle dedi: Mâlik (R)
Peygamber (S) buyurdu ki: «Ben cennette ilk efâat ediciyim. Pey
gamberler içinde benim tasdik edildiim kadar tasdk edilmi hi bir
peygamber yoktur. meygamberler içinde öyle Peygamberler vardr ki
ümmetinden onu ancak bir tek kii tasdik etmitir.»

L
.
i iy&,iu:3,is s3,is i:0kio,i.
333 (197) .. .
Enesu'bnu Mâlik (R) öyle dedi:
Rasûlullah (S) puyurdu ki: «Ben kyamet güniünde cennet kapsna
gelirim de, onun açlmasn isterim. Bunun üzerine Hâzin: «Sen kimsin?»
rer.«Ben: «Muhammed'im» derim. Akabinde sana açmaya emrolundum.
Halbuki senden önce kimseye açmadm, der».
kITABU'L-1YMÄN 287

. ali llAs.lage:
(86) PEYGAMBER (S) IN EFAT DUÄSINI
ÜMMETi için SAKLAMASI BÅBI
-o00-
334 (198) Ebû Hureyre (R) den: Rasûlullah (S) öyle
buyurdu: «Her Peygamberin bir duas vardr. Onunla Allah'a duâ ede-
gelmitir. Fakat ben duâm kyamet gününde iümmetime efâat ctmek
için saklyorum».
-rro
L sGCs ()
J J6uii isi #LiJ:iGLi
335 :Ebù Hureyre (R) öyle dedi:
Rasûlullah (S): «Her peygamberin bir duâs vardr. Ben ise Inâ-
allah duâm kiyamet gününde ümmetinne efânt ctmek için saklamay
istiyorum» buyurdu.

J..
336 ** :Amru'bnu Fbi Sufyåni'bni Esidi'bni Câriye
es-Sakafi, bunun benzerini Ebû Hureyre'den, o da Rasûlullah (S) dan
tahdis etmitir.

i i iGs (-)-rry
288 SAHIH-1 MUSLIM

337- ().
Allah'in
:Ebû Hureyre (R), Ka'bu'1-Ahbâr'a dedi ki:
Peygamberi (S) söyle buyurdu: «Her Peygamberin, duâ edegcl-
dii bir duâs vardr. F'akat ben Inâallah duâm kyamet güniünde üm-
metime efâat ctmek için saklamay istiyorum».
Bunun iizerine Ka'b, Ebû Hureyre'ye: Sen bunu Rasúlullah (S) dan
mi iiddin? diye sordu. Ebu Hureyre: Evet, cevabn verdi.

338 199) Ebû Hureyre (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Her peygamberin, kabul edilmi bir
duasi varadr. Her peyyamber bu duâsn kulland. Fakat ben duâm k1
yamet gününde ümmetime efâat ctmek için sakladm. Artk ümmetim-
den Allah'a hiç birey ortak kilmam olan kimscler Inâallah bu efâata
nâil olacaklardr».

339 : Ebû Hurcyre (R) öyle dedi:


Rasülullah (S) buyurdu ki: «Her Peygamberin kabul olunacak bir
duâs vardr. Onunla duâ eder ve duâs kabul olunur da artk istcdii
kendisine verilir. Ben ise duâm kyamet gününde ümmetime efâat et-
mek için sakladm

( ) Ei.LsANS (.) - rs

340 )
. Ebû Hureyre (R) söyle dedi:
Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Her Peygamberin bir duâs vardr.
Ummeti hakknda onunla duâ etmi ve duâs kabul olunmutur. Ben ise
Înâallah duâm kiyamet gününde ümmetime efâat etmek igin geri
birakmak istiyorum».
kiTABU'L-iYMÂN 289

341 (200) .. Enesu'bnu


Mâlik (R) söyle tahdis etti. Al-
lah'in peygamberi (S) buyurdu ki: «Her peygamberin ümmeti için duâ
ettigi bir duâs vardr. Fakat ben, duâm kyamet gününde ümmetimne
sefâat etmek için sakladm.

342 Su'be Katâde'den bu isnad ile ayn hadis'i tah-


dis etmitir.

343 Vcki' ve Ebû Usâme birlikte Mis'ar'dan, o da


Katâde'den bu isnadla tahdis etmilerdir. Ancak Vaki' hadisinde: «ltâ
olunmutur» buyurdu, dedi. Ebû Usâme'nin hadis'inde de: «Nebiy (S)
den» sözleri vardr.

344 Bana Muhammedu'bnu Abdi'l-Alâ tahdís etti. Bize Mu


temir, babasndan, o da Enes'den tahdis edip, Allah'n Peygamberi (S)
söyle buyurdu, diyerek Katâde'nin Enesedten gelen hadis'i tarznda zik
retmitir.

S, Muslim, c. 1 F: 19
290 SAHIH-I MUSLIM

345 (201) Câbir (R)Peygamber (S) den uu söyle-


mitir: «Her Peygamberin ümmeti hakknda kendisiyle duâ ctmi oldu-
u bir duâs vadr. Ben isc duâmi kyamet gününde ümmetimc
cfâat
etmek için sakladm».

(87) PEYGAMIER (S) IN UMMETi


içIN DU ETMESI VE ONLARA
SEFKATrINDEN DOLA YI AiLAMASI BÂBI
-oO-

346 (202) :Ablullahi'hnn Amribni'l-As (R) dan:


Peygamber (S) Aziz ve Celil olan Allah'in ibrahim hakkndaki:
eRabbim! Çünkii nlur insanlardun birounn batun cilkardalar. Bun-
dan soura kim but uyarsa, ile o brnde udir. Kim de bna kuri grlirse,
hakikat sen cok majfirrt rdiei, (vle rrhamr't leiliesm» (ibrahim: 36)
kavlini; ve bir de îsá (A)nin: ÎFrr krndilerin a:ah rdevs'w süphe yok
ei, onlar senin kullarmdr. Ejer onlura nijfirrt buynrnrstn mutlak
gaib, ycgâne hülkiim ne hilkmet sahibi oln da hakikatrn Srnsin Seu»
(el-Maide: 118) kavlini okudu da ardndan iki clini kaldrp: «Ey Al
lah'im! Ummetim, iimmetim!» dedi ve nlad.
Bunun izcrine Aziz ve Celil olan Allah:
Ey Cibril! buyurdu, Muhammed'e git, Ralbbin en iyi bilondir. Bina-
enaleyh seni alatan nedir? diye ona sor!. Bunun üzerine Cibril Alcy-
hissalâtü vesselâm ona geldi ve kendisine sordu. Rasilullah (S) da
Cibril'e
Allah'in her seyi en iyi bilr halle olduunu- habr verdi. Bunin
üzerine Allah öyle buyurdu: Ey Cibril! Muhammed'e git ve unu siyle:
kITABU'L-IYMÂN 291

Biz seni ümmetin hakknda muhakkak râzi edeceiz ve seni (gamland-


racak bir) kemklik yapmayz» ".

(88) KÜFÜR KlMSENIN MUHAKKAK ATETE


ÜZERE ÖLEN
OLDUU, ONA HIç BlR EFÅATIN ULAMIYACAI, ALLAH'A
YAKIN OLMULARIN (mukarrabûn'un) AKRABALIININ DA ONA
FAYDA VERMIYECEINI BEYAN BÅBI
-o00-
347 (203)
:Encs (R) den: Bir kimse, ya Rasûlallah! Ba-
bam nerededir? diye sordu. Rasûlallah: Atestedir, buyurdu. Bunun iizc-
rine o kimse arkasna dönüp gidincc Rasûlallah onu çard ve: Muh:ak-
kak benim babam ve senin baban' atetcdir, buyurdu.

(:) - riA

(89) ALLAH TAÄALANIN: «VE SEN KAVMINDEN SANA EN AKIN


OLANLARI ÎNüR ET» KAVLI HAKKIDA BÅB
-oO0-
348- (204) :Ebû Hureyre (R) öyle dedi:
******

92. Bu,
caksm»
j d
(ed-Duhâ:
lha)
5)
-
ayetine
: Rabbn
uygundur.
sana vererek vo sen de honud ola-
292 SAHIH-i MUSLIM

Su,«UVl diie ji', : Sencn yakn hisimlarvnn inzâr ct»


(eg-Su'arâ: 214) âyeti indirildii zaman, Rasâlullah (S) Kureys'i çar
d. Bunun üzerine toplandlar. Rasûlullah kâh umûmiletirip, kâh husu-
silegtirerek öyle buyurdu: Ey Kâ'be'bne Luey oullar! Nefislerinizi
ateten kurtarn. Ey Murrete'bne K'b oulalr! Nefislerinizi ateten kur
tarn. Ey Abde's-Sems oullar! Nefislerinizi ateten kurtarn. Ey Abde
Menaf oullar! Nefislerinizi ateten kurtarn. Ey Hâim oullar! Nefis
lerinizi ateten kurtarn. Ey Abde'1-Muttalib oullar! Nefislerinizi ateg
ten kurtarn. Ey Fatma! Kendi nefsini atesten kurtar. Cünkiü ben, sizin
için Allah cûnibinden hiç bir seye mâlik deilim. Ancak sizin için bir
istmhrmus vardar, ben bu htsimh hismht duygusu ile sulamakta de-
vam edeceim. (Ancak sizin için bir hsimlk hakk vardr. Bu hsmlk
scbebiyle sizlere bal bulunur -ziyaret eder- im).

349 )Bize Abdullahi'bnu Umer Kavârirî tahdis etti. Bize Ebû


Avâne Abdulmeliki'bnu Umeyr'den bu isnad ile tahdis etti. Cerir'in önce
geçen hadis'i daha tamam ve daha doyurucudur.

350 (205) ...ie (R) öyle dedi: «Ve sen en yakn hism-
larn inzâr et» (es-u'arâ: 214) âyeti nâzil olduu zaman Rasûlullah
(S) kalkt, Safa tepesi üzerinde bir hutbe irad ederek öyle buyurdu:
Ey Muhammed'in leren! Ey Abdulbuttalib'in kien Safiyyc! Ey Abdulmut-
talib oullar! Sizin igin Allah canibindn hig bir seye málik deilim.
Malmdan ne dile3eniz isteyin».
KITABU'L-1YMAN 293

).A

351- (206) :Ebû Hureyre (R) öyle dedi:


En yakn kavim ve kabilen fertlerini inzâr ct» (e-Su'arâ: 214) âyeti
kendisine indirildii zaman Rasúlullah (S) buyurdu ki: Ey Kureys Ce-
mâati! Nefislerinizi Allah'dan satn alniz. Yoksa ben Allah'in azabindan
his birseyi sizden mencdemem. y Abdulmuttalib oullar! Sizden Al-
lah'in hiç bir azabn menedemem. Ey Abdulmuttalib'in olu Abbas! Sen-
den de Allah'in hiç bir azabn defedemem. Ey Muhammed'in halas Sa
fiyye! Senden de Allah'in hiç bir azabnm menedemem. Ey Resilullah'n
krc Fâtma! (Malmdan) dilediini benden iste, fakat Alak'n azabrndan
bir parças1nm bile senden defedemcm ".

93. Bu Eba Hureyre ve tbnu Abbas hadis'leri baz hndis tenkidçllerince Mursel
eayilmitr. Bazlnrncn da Mursel degildirler. Mursel degildir dlyenler, saha-
binin murselinl diger bir sahâbiden duyduu gerekçeslyle Merfu' hükmünde-
dir, derler. Mursel dlyenler söyle dlyorlar:
Bu ayet Mekke'de nübüvvetin balangcnda nazil olmutur. O zaman ne
Eba Hureyre, ne de 1bnu Abbns Peygamberin bu davetinde ve hitabeti sra-
sinda haznr bulunmulardr. Eba Hureyre Hayber'in tethi srasnda müsliman
olmutur. tbnu Abbas da bu davet srasnda ya domamtr, yahut da yeni
domutur.
Sukadar var ki, Taberâni'nin Fba Umâme'den gclen bir rlvâyetine göre
bu davet tekerrür etmitir. Bu rivâyete göre Eba UmAme Peygamberin Haim
Ogullarn, kadnlarn ve Ehl-i Beytini topladg ve bunlar arasnda Aie,
Hafsa ve Ummu Seleme'nin de hazr bulunduunu zikretmitir ki, bu kadn-
larn Peygamberin zevcelerinden olarak o toplantda Peygamberin yannda
bulunmalar Medine'de olabilir.
Ictima'in tekerrür kabul edildii takdirde Ebû Hureyre le tbn Abbas'in
Medine'de ictimâda hazr bulunmug ve o toplanty rivâyet etmi olmalarn
kabul etmek icabeder. Böylece her ikl rivâyetde Mursel olmaktan kurtulur.
Tahavi bu hadis'i izah ederken: «Peygamber ikincd batndaki babas Ab-
dulmuttallb'den itibaren ta yedinci batna kadar nescb silsilesi. üzerindeki bütün
ecdadinda neseben kendisine kavuan Kureyllerin hepsini bu ictimâda Islama
davet etmitir» dlyor.
Toplantiya kadnlarin ve çoeuklarn da çarlmas1 bilhassa çok mlühimdir.
294 SAHIH-i MUSLIM

252 (). *** .. Abdullahi'bnu Zckvân, A'rec'den, o da


Hureyre'den, o da Peygamber (S) den bu hadis'in benzerini tahdis Ebù
et
mitir.

253 (207)
:
:Teymiy, Ebû Usmân'dan, o da Kabisatu'bnu
Muhârk'dan ve Zuheyru'bnu Amr'dan tahdis etti. Dediler ki: «En yakin
hisimlarrni inzâr ct» (e-u'ara: 214) âyeti nâzil olduu vakit Allah'n
Peyyamberi (S), dadan koparak birikmi talarrn yanna gitti. Mütaâ-
kiben onlarn en yüksei olan bir tan üstüne yükseldi. Sonra öyle
nidâ etti
«Ey Abde Menâf oullar! Ben (tchlikeyi
görüp haber veren) bir ne-
zirim. Benim meselimle sizin meseliniz ancak düman görüp de ehlini
korumak. için koup firlayan ve dümanlarn kendisini geçmelerinden
korkup da avaz avaz barmaya balayan kimsenin meseli gibidir».

354 -- ) . Cbû Usmân, Zuheyru'bnu Amr'dan ve Kabî-


satu'bnu Muhârk'dan, onlar da Peygamber (S) den bunun benzerini ri-
vâyet ettiler.

-
f'oo
KITAIU'I-IYMÄN 295

."
e isi J'N J

355 (208) . :lbn Abbas (R) öyle dedi: Fu, «Sen yakm rn
hisimlarni (- ve onlardan hàlis klnmi olan cemâatini -) incar et»
(cs-Su'ara: 214) âyeti nàzil olduu zaman, Rasülullah (S) dari qkt.
Sonra Safa tepesine yiükscldi. Miiteâkiben halkn toplanmalar için:
«Ya Sabâhâh!" diye haykrd. Bunun üzerine: Baran kimdir? de-
diler. Görenler: Munammed'dir, Dcdiler. Derken onun yanina toplandlar.
Bunu takiben: Ey fulân oullar! Ey fulân oullar! Ey Abde Menaf oul-
lar! Ey Abdc'1-Muttalib oullar! diye nidâ ctti. Nihayet yanina iyice
toplandilar. Bunun iizerine: Ne dorsiniz! Size su dam aasndan birta
kim sivarilerin çkp gelmekte olduunu haber vermi olsam beni tas-
dik cder misiniz? diye sordu. Biz senin üzerinde hi bir yalan tecriübe
etmi deiliz, dediler. Öyle ise ben sizler için iddetli bir azabn önünde
azab ihbar eden bir nczîrim» dedi.
Bunun üzerine Fbû ILehcb: Hüsranda kal, bizi bunun için mi topla-
dn? dedi. Ite bunun üzerine u sûre nâzil oldu: «Ebi Lchrb'in iki cli
kurusun vc kcndisi de muhakkake kurumusturs (cl-Mesed: 1).
A'me'de böyle melhur olan krâat hilâfna «kud» lâfzn ziyade
ederek sûrenin sonuna kadar okumutur*.

94. Bu, «Ya Sabáhâh» kelimesi Arablar arasnda miihim bir hâdise vulkúunda hal
kin toplanmas ve tedbir alnalar için kullanilr.
95. es-Su'ara: 214. ayetinde bildirildigi tüzere Peygamberimizin bu illk daveti en
yakin akrabasna mtünhasrd. Blitin hayat herkesce sndakatin ve enmanetin
egsiz bir timsali olarak tanindß için «dini ve ictimai en bilyilk bir inkulab
arefesinde váki olan Peygamberimizin bu tcbligi yakin akraba tarafmdan
muhalefetle karglanmnd. Rasülulah tarafndan haarlattirilan tirid yemeßin-
den yenillp. ayran içllerelk dagildlar. Ebà Leheb'in klüstahça rtiraz bize
müessir olmad (Eecrid Ter., XI, 195).
296 SAHIH-1 MUSLIM

356- )
Ebh Muîviye, A'mes'den bu isnad ilc tahdis
etti ve önceki Ebû Usâme hadis'i tarznda: Rashlullah (S) birgün
Safa'ya
çkp: Ya Sabâhâh! diye nidâ buyurdu, dedi. Fakat: «Sen en yakn
hi
simlarn inzâr ct» âyetinin nuzûliünü zikretmedi.

(90)
PEYGAMBER (S) IN EBO TALIB 1ÇIN EFAATt VE
PEYGAMBER SAYEsINDE AZABININ HAFIFLETILMESI BÅB1
-o00-
357 (209) . Abbâsu'bnu Abdilmuttalib (R) den: Abbas:
Ya Rasûlallah! Ebû Talib'e herhangi bir seyle menfaat saladn m1? Hig
üphe yok ki o, her zaman seni muhafaza eder ve senin hisabna diüman-
larna kar asabileirdi, dedi. Rasûlullah: «Evet, o, topuklarna kadar
dibi yakn bir ate havuzu içindedir. Eer ben olmasaydm o, muhakkak
atein en aai derekesinde-en derin qukurunda- bulunurdu» buyurdu.

358 Abbâs (R) söyle diyordu:


Ya Rasulallah! dedim. Muhakka ki, Ebû Talib seni korur ve yardm
ederdi. Bunlar ona fayda vermi midir? Rasúlullah:
Evet, ben onu biüyük ate dalgalar iginde buldum da sonra onu ora-
dan, topuuna kadar olan bir ates çukuruna qkardm» buyurdu.
KiTABU'L-1YMAN 297

359 Buradaki râviler Abbâsu'bnu Abdilmuttalib'in


haber verdii ayn hadis'i bu isnadla Peygamber (S) dan Ebû Avâne ha-
dis'i tarznda rivâyet etmiglerdir.

360 (210)
:Ebû Sa'id Hdri (R) den:
Rasûlullah (S) in yannda amcas Ebû Talib zikredilmiti. Bunun
üzerine Rasûlullah: «Umarm ki benim scfâtim lkayamet güniünde ona
fayda verir de iki topuuna ericbilen ateden bir çukura konulur. Ora-
dan bile beyni kaynar» buyurdu.

(91) CEHENNEMDE EN HAFIF AZAB ÇEKECEK OLANA


DAIR BB

o00-

361- (211) .
Ebî Sa'id Hudri (R) den:
Rasúlullah (S) söyle buyurmutur: «Muhakkak ate ehlinin en az
derecede azab görecek olan, ateden iki naln giyer. Bu iki nalnn hara-
retinden de dimai kaynars.

362 (212)
.
Abbás (R) dan: Rasûlullah (S) söyle buyur
du: «Ate ehlinin en hafif. azab göreni Ebû Talib'dir. O dahi iki najn
giymig ve bunlardan dolay dima kaynar bir halde olur».
298 SAII- MUSLIM

363 (213) .Nu'mânu'bnu Beir (R) huthe yaparken söyle


demitir: Rasülullah (S) den iiddim, öyle buyuruyordu:
Kiyamet gününde ates ehlinin en hafif azab görecek olanm vallahi
oyle bir kimsedir ki, onu iki ayai altmn çukurlarna iki ate parças
konulur, bunlarn tesiriyle beyni lkaynarU

364 **:Nu'mânu'bnu Beir (R) öyle dedi: Rasûlullah


(S) buyurdu ki: «A te
ehlinin en hafif azab görccek olani, ayainda atrs5
den iki naln ile iki naln kemeri bulunan kimscdir. Onlarn tesiriyle
beyni, tencerenin kaynamas gibi kaynar. Kndisinden daha idletli aza-
ba uram kimscyi görmez. Halbuki o, muhakak azabn uryanlarn en
hafif azablsdr>.

96. Ayagn altnda yere temas etmiyen çukurluga, dilimizde özengi yeri ta'bir olu
nur. Ve bu çukurlugu bulunniyan ayain sáhibine de düztaban denilir. <Duz
tabann basti yerde ot bitmez* meseline güre de ayalk için kusur snyilhr.
Rasûlullah'in ameas Ebû Talib, hayat boyunca peygambere pek buyuc
hizmetlerde bulunmakla beraber her nnsilsn iyman etmeden vefat etmi bu
Junduundan azaba mlüstnhak bulunuyordu. Ancalk peygamber hakind:a sebkr-
den himayctkârane hizmetlerinin nükhfâtr olarak yukaridnlki hadis'de bildi-
rilen en hafif bir nzabla cezalandrlacaktur.
KITABUI-IYMAN 299

(92) KUrÜR ÜZERE OLEN KIMSEYE HIÇ BlR AMELIN


MENFAAT VERMEYECEGINE DELIL BABI
-000--
365 (214) :
Aie söyle dedi: Ya Rasúlallah! lbnu
(1R)
Cud'ân, câhiliyet devrinde hismlara yardim eder, fakirleri doyururdu.
Bunlar (âhirette) ona fayda verir mi? dedim. «(Bu) ona fayda vermez.
Cinkii o, hiç bir gün: Ey Rabbim! Din giüniinde benim için haticlerimi
mafiret buyur, dememitri» buyurdu.

(93)MU'MINLERIN BlrlBiRLERIYLE DOSTLUKLARI VE


BAKALARINDAN UZAKLAIP ILGIYI KESMELERI BBI
-o00
366 (215) ..Amru'bnu'l-Äs (R) söyle dedi:
Rasúlullah (S) dan gizli deil açk olarak söyle buyurduunu iid-
dim: «Dikkat edin! Ebû fulânn âilesi benim velilerim deillerdir. Benim
velim ancak Allah'dr ve sâlih mü'minlerdir».

(94) MUSLIMANLARDAN BÍRÇOK TIFELERIN HISABSIZ VE


AZABSIZ OLARAK CENNETE GIRMELERINE DELIL BBI
-000-
367 (216) hü (R) den:
Hureyre
Peygamber (S): «Ummetimden yetmi bin, cennete hisabsz olarak
girer» buyurdu. Bunun üzerine bir kimse: «Ya Rasûlallah! Beni onlardan
kilmasn Allah'a duâ ediver, dedi. Rasûlullah:
300 SAHIII-I MUSLIM

«Ey Allah'im! Bunu da onlardan kil, buyurdu. Sonra bir bastkam


kalkti ve: «Ya Rnsûlallah! Beni le onlardan klma için Allah'a duâ et,
dedi. Rasûlullah: «Bu hususta Ukkâse seni geçtiO buyurdu.

i. KECios ()- rM

368 ) Ebû Hureyre (R) söyle diyordu:


Rasilullah (S) dan igiddim, diyordu ki. diye önccki Rabi' hadis'i-
nin benzerini rivâyet etmitir.

369- () Ebû Hureyre (R) tahdis edip öyle dedi:


Rasûlullah (S) dan iiddim, buyuruyordu ki: «Ummetimden bir
ziümre (cennete) girer ki, onlar yetmi bindir. Onlarn yüzleri ayn bedir
gecesindeki parlamas gibi parlar0.
Ebû Hureyre dedi ki: Bunun üzerine Ukkâetu'bnu Mihsân cl-Escdi,
üzerinde bulunan kaplan postu gibi yollu bir elbiseyi kaldrarak ayaa
kalkti ve: Ya Rasûlallah! Beni onlardan klmas için Allah'a duâ ct, dedi.
Rasûlullah (S) hemen: «Ey Allah'im! Bunu onlardan kil» diye uâ etti.
Sonra Ensar'dan bir zat ayaa kalkt ve: Ya Rasûlallah! Beni de onlar-
dan kilmas için Allah'a duâ buyur, dedi. Rasûlullah (S): «Bunda Ukkâxe
seni geçti» buyurdu.
ktTABU'L-iYmAN 301

370 (217)
.. Ebû Hureyre (R) den:
Rasûlullah (S): «Ummetimden yetmi bin cennete girer ki, onlardan
bir ziümre ayn sûreti halindedir» buyurmutur.

371 (218) . :
Imrân tahdis edip dedi ki: Allah'in Peygam-
beri (Sallallâhu ve Sellem): «Ummetimden yetmi bini hisaba çekil
meksizin cennete girer» buyurdu. Ya Rasûlallah! Onlar kimlerdir? dc-
diler. Rasûlullah: &Onlar, bedenlerini kzgn demirle dalamyanlar, ef-
sûn yapmiyanlar ve her hususta Allah'a dayananlardrO buyurdl. Bunun
iizerine Ukkâe ayaa kalkti ve: Beni onlardan kilmas için Alah'a duâ
et, dedi. Rasúlullah: eScn onlardansin» buyurdu. Bunu takiben bir ba-
kas kalkp: Ey Allah'in Peygamberi! Beni de onlardan klmasn Allah'a
duâ buyur, dedi. Rasûlullah: «Bu hususta Ukkâe senden öne geçti»
buyurdu.

t i.ia L.Uis (.) - rvr

.(

372- )
..
Imrânu'bnu Husayn (R) dan: Rasûlullah (S):
:

«Ummtimden yetmi bini cennete hisaba çekilmeden girer» buyurdu.


Onlar kimlerdir? Ya Rasûlallâh! dediler. Rasûlullah: «Onlar, efsûn yap-
miyanlar, tee'üm etmiyenler, kzgn demirle bedenlerini dalamyanlar
ve dâima Rablerine güvenip dayananlardr» buyurdu.
302 $SA-IMUSIlM

373 (219) ..Sehlhu'bnuSa'd (R) dan:


Rasúlullah söyle buyurmutur: «Muhakkak ki, timmctimden yctmi
bin, yahut yediyüzbin (bunlardan hangisini söylediini Chi Håzim bil.
miyor)---kii veya zümre hisab ve ikab görmcksizin ilk defa olarak cen-
nete- girecektir. Bunlar biribirlerine tutunmuslar, bazS1 bazsnn clle.
rini tutmutur, Bu ilk ziimrenin sondakileri cenncte girincrye kadar in
dekileri girmez (ve bir saf halinde hcpsi bir:len gireceklerdir). Bunl:nn
yizleri Bedir gecesindeki ayin eircti halindedir>.

:J *i:LÝi

: iK
Js ls Jla. l isl J.
kITARUI-1YMAN 303

374 (220) ***** :Husaynu'bnu Abdirrahmân haber verib söyle


dedi: Ben Sa'idu'bnmu Cubeyr'in yanmda idim. Din gece diien yldz
hanginiz gördiü? diye sordu. Ben gördiim, dedim. Sonra durumu anlata-
rak: Agåh olun ki, ben namazda deildim. Beni alkrcb sokmutu, dedim.
Peki buna ne yaptn? diye sordu. Rukye yaptm, dedim. Seni buna sev
keden nedir? dedi. a'bi'nin takrir ettii bir hadist'ir, dedim. $a'bi'nin
size takrir cttii nedir, diye sordu. Ben öyle rivâyet ettim. O bize,
Bureydetu'bnu Husayn el-Eslemi'den takrir etti. 0: Göz demesi yahut
agulu hayvan zchirinden bakasnda nukye yoktur, demitir. Bunun iize-
rine söyle dedi: Iittii kadarinda duran kimse ne giüzel yapmitr. F'a-
kat Ibn Abbas bize Peygamber (S)den tebli etti: Rasûlullah söyle bu-
yurmutur: «Bana biitün ümmetler arzolundu. Peygamber gördiim, ma-
iyyetinde küçük bir ccmâat vard. Peygamber gördüm maiyyctinde bir
ve iki kii vard. ir Peygamber de gördiim ki maiyyetinde bir kisi bile
yoktu. Derken bana uzaklan bir karalti gösterildi. Ben onlar iimmetim-
dir zannetmitim. Bana: Bu, Müså (S) ce kavmidir. Sen ufka doru bak,
denildi. Ben hemen baktim. Bir de ne göreyim! Büyük bir karalli. Bana
tekrar: Dier ufka doru bak, denildi. Yine muazzam bir karalt gördiüm.
Bana: Bu senin ümmetindir. Bunlar ile beraber yctmi bin kii hisabsz
ve azabs1z olarak cennete girecektir, denildi.
Rasilullah bu hitalesinden sonra kalkt ve evine girdi. Bunun ar-
dndan insanlar, hisabsiz ve azabsz olarak connete girccck olan huu kitm-
scler (in vaaflar) hakknda münazaraya daldlar. azas: Muhtomel ki,
bunla Rasûlullah (S) a arkadalk yapanlardr, dedi. Bazlari da: Belki
onlar 1slâm içinde doganlar ve Allah'a irk komyanlardr, dedilor. Pu
surette birçok beyler zikretiler. Bunun üzerine Rasúlullah (S) onlarn
yanina çkageldi ve: «Hakknda miünakaaya daldniz ey nedir? bu-
yurdu. Kendisine mescleyi haber verdiler. Rasûlullah: «Cennete hisnb-
s1z girccek mü'minler: Efsün yapmiyanlar, cfsün yaptirmiyanlar, tee'iüm
etmiycnler ve her cyde ancak Rablarma daynanlardrU buyurdu. Bu-
nun üzcrine Ukkâetu'bnu Hihân ayaa kalkp: Peni de onlardan kl
masina Alah'a duâ ediver, dedi. Rasúlullah: Sen onlardansin» buyurdu
Bunun ardndan baka bir kimsc kalkt ve yine: Beni de onlardan kil
mas için Alah'a duâ eyle, dedi. Rasúlullah: «Bu hususta Ukkâc senden
öne geçti» buyurdu.
304 SAHIH-t MUSLiM

375 ) :lbn Abbâs tahdis edip söyle dedi:


Rasúlullah (S): «Bana biütün ümmetler arzolundu» buyurdu, diye
naklettikten sonra hadis'in kalan kismin Hueym hadis'i tarznda zik-
reti. Fakat onun hadis'inin ilk kissmin zikretmedi.

Jii }L (1)

(95) BU UMMETIN CENNETLIKLERÍN YARISINI


TEKIL ETMESI BÅBI

-o00-

376- (221)
. Abdullah (R) söyle dedi:
Rasúlullah (S) bize: «Siz ccnnct chlinin dörtte biri olmanza râzî
olmuyor musunuz?» buyurdu. Bunun üzcrine biz: Allahu Ekber, dedik.
Sonra Rasûlullah: «Cennet ehlinin üçte biri olmanmza râzî olmuyor mu-
sunuz? buyurdu. Biz yine tekbir getirdik. Bundan sonra Rasûlullah:
«Ben sizlerin cennet ehlinin bir atr olmanz kuvvetle iümid ediyorum.
Ve ben sizleri bundan haberdar edeceim. Müslimanlar kâfirlerin içinde
siyah bir öküzdeki beyaz bir tiüy mesabesinden baka doillerdir. Yahut
da beyaz bir öküzdeki sanki siyah bir tüy» buyurdu.

J i,GiIAJ. ëjsi
KITABU'L-iYMAN 305

377 . Abdullah (R) öylc dedi: Bizler krk kii ka-


dar bir topluluk, bir kubbenin içinde Rasûlullah (S) in maiyyetinde bu-
lunuyorduk. Derken Rasûlullah: «Cennet chlinin dörtte biri olmaniza
râzi misinz?» buyurdu. Biz: Evet, dedik. Müteåkiben Rasûlullah yine:
Cennet ehlinin üçte biri olmanza rz misniz?0 diye sordu. Biz tekrar:
Evet, diye cevap verdik. Bunun üzerine Rasûlullah öyle buyurdu:
«Nefsim yedinde olan (Allah) a yemin ederim: Ben sizin cennet ch-
linin yars olmaniz kuvvetle ümid ediyorum. u da muhakkak ki cen-
nete Müsliman ncfisden bakas girmeyccektir. Sizler irk chline nis-
betle siyah öküzün derisi üzerindeki beyaz tiiy mesabesinden baka de-
gilsiniz. Yahut da sanki krmiz öküzün derisi iüzcrindeki siyah tiüy me-
sabesinde!».

378 ).. Abdulah (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S), srtn deriden bir kubbeye dayandirarak bizlere hi-
tab etti ve öyle buyurdu:
Dikakt ediniz! Cennete müsliman nefisten bakas girmeyecektir.
Ya Rab! Tebli ettim mi? Ya Rab! âhid ol!
Sizler Cennet ehlinin dörtte biri olmanzdan memnun olur musunuz?»
Biz hemen: Evet, Ya Rasûlallah! dedik. Akabinde tekrar: «Cennet eh-
linin içte biriolman1zdan honud olur musunuz?» diye sordu. Evet, Ya
Rasûlallah! dediler. Rasûlulah: «Ben, cennet chlinin bir atr olmanz
kuvetle ümid ediyorum. Sizin dnzdaki ümmetlere nisbetle sizler, be-
yaz öküzdeki siyah bir tüy mesabesinden baka deilsiniz. Yahut da, si-
yah bir öküzdeki beyaz bir tüy mesabesinde!» buyurdu.
S. Muslim. c. 1 :29
306 SAHIH-t MUSLiM

(96) «ALLAH ADEM'E: HER BlN KIlDEN DOKUZ YÜZ DOKSAN


DOKUZUNU ATEE GÖNDERILECEKLER OLARAK ÇIKAR,
BUYURDU» KAVLI BB3I

-o00-

(222) : Ebû Said (R) söyle dedi: Rasûlullah (S) bu-


379-
yurdu: «Azîz ve Celil olan Allah (kyamet günü): Yâ Adem! buyurur.
Adem hemen cevab olarak: Yâ Rab! Mükerreren icâbet eder, her emrini
infâza dâima kyam eyledim. Ve her hayr senin iki elinde (cmir ve neh-
yinde)dir, der.
dcer.
Allah Taâlâ: Atee girecekleri (halk arasndan) çkarp gönder,
Adem Peygamber: Ya Rab! Cehenneme gönderileceklerin miktar ne ka-
dardr? diye sorar. Allah Taâlâ: Her bin kiiden dokuzyiüz doksan doku-
zu! diye cevab verir. Hak Taâlâ Adem'e böyle buyurduu sra (bunun
verdii dehetli korkudan) çocuun ihtiyarlyaca, «ve her gebe kadnin
çocuumu diüürecei zamandr. Ve onda mahcr halknn sarholar halin-
de görürsiün. Halbuki onlur hig de sarhos deillerdir. Fakat Allah'n
azabn çok iddetlidir» (el-Hace: 2).
kITaBU'L-iYMÂN 307

Oradakilere bu haber ar geldi de: Ya Rasûlallah! Bu, binde bir)


kii hangimizdir? diye sordular. Bunun üzerine Rasülullah: «S1ze muj-
den
deler olsun! Muhakkak sizden bir kiiye mukabil Ye'cûc ve Me'cûc'
bin kii (cehenneme gönderilecektir) » buyurdu. Sonra da: «Hayatm
yedinde olan Allah'a yemin ederim: Sizlerin cennet ehlinin dörtte birini
tekil edeceginizi kuvvetle ümid etmekteyim» buyurdu. Bunun üzerine
Allah'a hamd ettik ve tekbir getirdik.
Sonra Rasûlullah: «Nefsin yedinde olan Allah'a yemin ederim ki:
Ben sizlerin cennet ehlinin üçte biri olman1z kuvvetle tama' etmektee
yim» buyurdu. Bunun üzerine biz tekrar Allah'a hamd edib tekbîr getir-
dik. Sonra Rasilullah yine: «Nefsim yedinde olan Allah'a and veriyorum
ki: Ben sizlerin cenet ahalisinin bir atrn tekil etmenizi kuvvetle
tama' ve arzu etmekteyim. Çünkü ümmetlere nisbetle sizin meseliniz,
siyah öküzün derisi üzerindeki beyaz bir tüy gibidir. Yahut da eein
ön ayaklarnn iç taraflarnda bulunan dâire eklindeki mühre gibi»
buyurdu.

380 ) ****** Veki' ve Ebû Muâviye, her ikiis de A'me'den


bu isnad ile tahdîs etmilerdir. Ancak bunlar: « gün insanlar içinde siz-
ler, siyah öküzdcki beyaz bir tüy mesabesinden bagka deilsiniz. Yahut
beyaz öküzdeki siyah bir kil gibisiniz» demiler, «yahut eein ön ayak-
larnin iç ksmindaki yuvarlak mühre gibisiniz» söziünü zikretmemi-
lerdir.

o00-
,ll S-
ys ()

i. l. aiS
RAHMAN VE RAHÎM OLAN ALLA'IN iSMIYLE
2 KiTBU'T- TA HRE'
(1) ABDEST ALMANIN FAZLETI BÅBI
-o00-
1 (223) ...
Ebû Mâlik el-E'arî ded ki:
Rasûlullah (S) söyle buyurdu: «Temizlik iymann yarisdr. ELHAM
DULILLH Mizan doldurur. SUBHANELLAHÍ VELHAMDULiLLAHÍ
semalarla yer arasn doldururlar (yahut doldurur). Namaz, bir nurdur.
1. Müslimanln en ksa TEMIZLiKTIR. Temizlik deyince hereyin; için,
tarifi,
diin, muhitin paklg bunda dahildir. Islâm, abdesti, boy abdestini ve dier
bütün temizlik nevilerini bundan ondört' nsr önce Kur'ân àyctleri ve Peygnm
berinin hadisleriyle kanunlat.rmtr. Abdcst, boy abdesti, teyemmüm ve dier
islámi temizliklerin Kur'an'daki delilleri u Ayetlerdir:
KITBU T-TAHARE 309

Sadaka, bir burhandr. Sabr, bir ziyadr. Kur'ân senin lehine ve aleyhine
bir hüccetitr. Her insan sabahleyin nefsinin satcisidr. Binaenaleyho,
ya nefsini azad edendir, yahut onu helâke götürendir'.

ina ib- ()

(2) NAMAZ 1ÇIN TEMIZLIGIN VOCOBU BBI


-o00-
(224) Mus'abu'bnu Sa'd dedi ki: Abdullahi'bnu Umer,
«Ey iynmun edenler: Namazn lnlkaeaun7. zamn ylizlerlnizl ve dirscklere
kadar elerinizi ve balarnza mesholib, her iki topuin kndar aynklarmiz yi-

kayn. Eer ciniib olduysnnz boy alrdesti aln. FEer hasta olmusanz, ynhut
bir sefer tüzerindeyseniz. veya içinizden biri nyak yolundan gelmise, yahud da
o vakit tertemiz
kadinlara dokunniugsanz, ve bu haldo su da bulaamsnnz,
bir topralkla teyemmüm elin, binnenaleyh (niyetle) ondan yiizlerinizo ve cll-
rinize sliriin. Allah, sizin tüzerinize blr siiçlik yapay dilemez, fnkat lylce
temizlenmenlzl ve istiniüzdekl nl'metinin lumamlanmasn diler. Ta ki likre-
desiniz.» (el-Maide: 6)
«Ey iyman clenler! Siz sarhoken, no söyliycreinlzi bilinceye vo ciinlib
iken de-yoleu olmaniz mniüstesna- gusûl elineeyo kadar namazn yaklnmnyin.
Efer hasta olur, ya bir sefer llzerinde bulunursanuz, yahud slzden biriniz aynk
yolundan gelirse, yahud dn kadnnra dokunub da bir su bulamazsaniz, o valkit
temiz bir topra teyemniiim edin; yüzlerinlze ve ellerinize sürlin süriün. iüb-
hesiz Allah çok afvedlici, cok mafiret clieidirn (en-Nisa: 43).
2. Insanlarn kimi, nefsini Allah yolunda sntar ve onu azabdan Azad etmis olur.
Kimi de onu, seytan ve hevâ yolunda harcar ve ona helAk eder. Diger deyile,
her ahis nefsini satma yolunda sn'yeder. Mü'min onu cennete mukabil Allah'a
satar: «Muhakkak ki Allah, mü'ndnlerin canlarin ve mallarn kendlorine ren-
net (vermek) mukablinde satn alntr» (et-Tevbe: 111).
Kafir ve fâcir de nefsini atee mukabil satar:
a... Onlara Allah zulnmotmedl. Falkat kondileri kendilerine zulmodlyorlar»
(Alu îmrân: 117).
310 SAHIH-i MUSLIM

fbnu mir'in yanna girdi. fbnu Amir hasta idi. Ibnu Umer de ona hasta
ziyareti yapyordu. Îbnu Ämir: Ey Umer'in olu! Benim için Allah'a duâ
etmez inisin? dedi. Îbnu Umer dedi ki: Ben Rasûlullah (S) dan öyle
rerken iiddim: «Tahâretsiz hiç bir namaz, hiyanetle elde edilmi maldan
da sadaka kabul olunmaz». Halbuki sen Basra üzerinde bulunuyordun'
Su'be, Zâide ve lsrail bunlarn hepsi Smâku'bnu Harbden,
rivâyet etmi
bu isnad ile Peygamber'den o geçen hadis'in benzerini
lerdir.

. .jtij. aliiJ=V Gi3,-3 Ji3:\i


2- (225) :Hemmâm: Bu, Ebî Hureyre'nin bize Allah'in
Rasülü Muhammed (S) den tahdis etikleridir, dedi ve birçok hadis'ler
(abdest-
zikretti. Bunlardan biri udur: Rasûlullah (S) «Kendisine hades
sizlik hali) vâki olduu zaman, abdest almadkça hiçbirinizin
namaz ka-
bul olunmaz» buyurdu.

3. Yani sen böyle maldan sâlim deilsin. Çünkü


sen Basra'da vali idin. Sana bir-
takm Allah haklar ve kul haklar yapmtr. Sifat böyle olanlar için dua
kabul olunmaz..
KITÄBUT-TAHRE 311

(3) ABDEST ALMANIN SIFATI VE KEMLI BBI


-o00-
3 (226) Usmân'n azadlis Humrân öylc haber vcrmi-
tir: Usmânu'bnu Affân (R) abdest suyu istedi ve abdest ald.
Söyle ki: Uç defa ellerini ykad. Sonra aan
çalkalad ve burnuna
Su verip çikard. Sonra iç kerre yiiziinü ykad. Sonra iiç kerre dirsec
kadar sa
elini ykad. Sonra sol clini aynm sekilde yikad. Sonra baini
meshetti. Sonra üiç kerre topuklara kadar sa
ayan yikadi. Sonra bu
sekilde sol aya da ykad. Sonra unu söyledi: Rasúlullah (S)
nim abdest alm gibiabdest aldin gördüm. Sonra Rasúullah (S)
be
söyle
1
u
buyurdu: «Her kim su abdestim gibi abdest alhr, sonra kalkar, içinde
kendi kendine namazla ilgisi olmyan seyler konumakszn ik rek'at na-
maz kilarsa, geçmi günahlar ona mafiret olunur».
1bnu ihâb: limlerimiz, ite bu abdest, bir kimsenin namaz için ala-
cai abdestin en kâmilidir, derlerdi, demitir.

4 .. Usmân'in azadhs Humrân, Usmân (n abdest


aln) görmü ve öyle anlatmtar:
Usmân bir su kab istedi. Elleri üzerine ü defa döktiü ve onlar yi-
kad. Sonra clini kabn içine soktl, agzn çalkalad ve burnuna su
sa
verip qikard. Sonra yüzünü ve dirscklere kadar ellerini üger defa ykad.
Sonra bana meshetti. Sonra ayaklarn üiçer defa yikad. Sonra Rasû-
lullah (S):
Her kim u abdestim gibi abdest alr, sonra içlerinde hatrma baka
birey getirmeksizin' iik relk'at namaz klarsa geçmi günahlar ona ma-
firet olunur» buyurdu, dedi.
1bnu Umer, tbnu Amir'i zecr etmi ve tevbeye tevik eylemitir. Peygam-
ber (S), selet ve halef, kâfirlere ve ma'siyet sahiblerine hidâyet ve tevbe duds
yapagelmilerdir.
Bundan maksad, namazla ilgisi olmyan diünya ilerldir. Aklna birsey geldi-
ginde hemen ondan ytiz çevirirse bu, kendinden afvolunur ve bu, fazilet-fn-
saalahyine hasil olur. Çünkiü kendiliginden akla gelme onun fi'li deildir.
Bu ümmet için âriz olan ve kararlamyan kötu dügünceler avfedilmitir.
312 SAHIH-1 MUSLÍM
iynayoyi Jai L ()

**

(4) ABDEST ALMANIN VE AKABÎNDE NAMAZ KILMANIN


FAZILETI BÅBI
. o00
5- (227) Usmân'in azadls Humrân öyle dedi:
Kendisi mescid civarnda iken, ben Usmânu'bnu Affan'dan iiddim.
ab-
fkindi srasnda ona müczzin gelmiti. Hemen abdest suyu istedi ve cger
dect ald. Sonra söyle dedi: Vallahi size bir hadis
söyliyeceim ki,
söylemezdim. Rasûlul-
Allah'n kitab içinde bir âyet olmasayd, onu size
lah (S) dan iiddim, öyle buyuruyordu:
güzel alsn;
«Hiç bir müslim kimse yoktur ki, abdest alsn ve abdesti
ile daha sonra o namaz
sonra (farz olan) namaz klsn da Allah, abdest etmesin».
takibedecek namaz arasndaki günahlar ona mafiret
.. : Ebû Usâme, Veki' ve Sufyân bunlrn
hepsi de Hiam'dan
bu isnar ile ayn hadis'i rivâyet ettiler.
Ebû Usâmc'nin hadis'inde: «Ab-
güzel yapar, sonra farz olan namaz klarsa» sözleri
vardr.
dest aln
KiTÅBU'T-TAHÄRE 313

.. Humrân öyle demitir: Usmân abdestini alnca


6- )
ki, Allah'in Kitab için-
dedi ki: Vállahi ben size bir hadis söliyeceim
de bir âyet olmasayd onu size söylemezdim.
Ben Rasilullah (S)dan iit-
tim, söyle buyuruyordu: Son-
«Hiç bir kimse yoktur ki abdest alsn ve abdcstini güzel yapsin.
takib edecek
ra (farz olan) namaz klsn da, o abdest ile kld namaz
namaz arasndaki günahlar onun için mafiret olunmasn».
Urve; O âyet udur, dedi.
ki-
«Hakikat, indirdiimiz o açle açik àyctlerimici vc doruyu bi
tapta insanlara pek áikâr bir surcttc bildirdilctcn sonra gizleycnler, ite
lanct
onlar, onlara hcm Allah lânet edcr vc hcm biütün lânct ediciler
cdcr» (el-Bakara: 159).

(rra)

asaas.
7 (228) Sa'idu'bnu'l-Äs öyle dedi: Ben Usmân'n ya-
dedi: Ben
ninda idim. Kendisi abdest için eu istedi ve akabinde öyle
(vakti)
Rasûlullah (S) dan iiddim, öyle buyuruyordu: «Bir farz namaz
her müs-
habzr olduunda abdestini, huû'unu ve rukû'unu güzel yapan
liman kiiye büyük günah ilemedigi müddetçc namaz1,
o önceki günah-
zaman
larna muhakkak bir keffaret olur. Namazn keffaret olmas her
câridir.
de vardr. Tarif harfini cinse
5. Bu ayetteki «el-Kitab» <Tevrat ile tefsir edenler
etmeyi dnha güzel bulanlar
haml ile kelimeyi bütün mukaddes kitaplara temíl
bir sözü vardr: Cenâb-1
da vardr. Buhâri ve Müslim'de Ebû Huyreyrc'nin söyle
hiç bir hadis rivâyet
Hakkn Kur'ân'da inzâl etii iki ayet olmasayd, cbedi
etmezdim. O iki âyet unlardr:

Allah bir zaman kendilerine Kitab verilenlerden: Onu behemehal insanlara


nçklayb anlatacaksnz, onu glzlemiyocekslniz dlyo te'minat almti.» (Alu
Imrân: 187);

:Hakikat Indirdiimiz nçk nçk ayetlerlimizi ve doruyu, blz Kitabda isan-


lara onu pek alkâr blr surette bldirdikten sonra, gizleyenler (yok mu?) isto
314 SAHIH-1 MUSLIM

8- (229) :
Usmân'in mevlâs Humrân öyle dedi: Ben Us-
mânu'bnu Affân'a abdest suyu getirdim o da, abdest ald, sonra öyle
dedi: Muhakkak ki birtakim insanlar Rasûlullah'dan birçok hadis'ler
söylerler. Ben onlarn ne mahiyette olduunu bilmem. ukadar var ki
ben, Rasûlullah (S) i gördüm. O, benim u abdest alm gibi abdest ald,
sonra söyle buyurdu:
«Her kim ite bunun gibi abdest alrsa, geçmi günahlar kendisi için
mafiret olunmutur. Namaza ve mescide kadar yürümesi de bir nafile
ibadet olmutur».
fbnu Abedeto'nin rivâyetinde: Ben Usmån'a geldim. 0, abdest ald,
eklindedir.

9(230) :Ebû Enes öyle demitir: Usmân oturaklarda


*****

abdest ald ve: Sizlere Rasûlullah (S) n abdest aln göstereyim mi?
dedi. Sonra üçer üçer abdest ald.
Kuteybe kendi rivâyetinde unu ziyade etti: Sufyân dedi ki: Ebu'n-
Nadr, Ebû Enes'den rivâyet etmi, o da: Bu srada Usmân'n yaninda
Rasûlullah'n ashabndan baz kimseler vard, demitir.
hem Alah lânet eder vo hem lânct etmek anndan olanlar lânet
aer»
onlara
(el-Bakara: 159).
hak
eIlmint ketmedenlerin ngzna kyamet giünl ateten gem vurulacagi»
kinda da sahih hadis'ler vardr. (H. B. Çantay, I, 45).
KITABU"T-TAHRE 315

10 (231) :
Humrânu'bnu Ebân öyle dedi: Ben, Usmân'in
abdest suyunu koyup hazrladm. Onun, üzerine biraz su dökerck ykan-
mad hiç bir gün geçmezdi. Usmân söyle dedi: lte su namazmzdan
ayrildimz sirada Rasûlullah (S) bize unu söyledi (Mis'ara: Onu ikin-
di namazi zannediyorum, demitir):
Bilmiyorum. Size birey söyliyeyim mi, yahut susaym mi? dedi.
Biz de: Ya Rasûlallah! Eer hayr ise bize söyle, ayet bundan baka
birey ise o takdirde Allah ve Rasûlü en iyi bilendir, dedik.
«lyice temizlenir, sonra Allah'in farz klm olduu abdesti tamam-
layp da su bos
namaz kilan hiç bir müsliman yolktur ki, bu namazlar
aralarndaki günahlar için birer keffaret olmasn» buyurdu.

11- :Câmi'ubnu §eddât öyle dedi: Ben Humrânu'-


bnu Ebân'dan iiddim. 0, Bir'in emirlii zamannda u mescidin iinde
Ebû Büdre'ye söylüyordu: Usmânu'bnu Affân öyle demitir: Rasülullah
(S): eHer kim Allah Taâlá'nn emretmi olduu gibi abdesti tamamlirsa,
o takdirde farz klnm olan namazlar, aralarndaki günahlar iin birer
keffarettirler» buyurdl.
Bu, Muâz'n hadis'idir. Gunder'in hadis'inde ise: «Bir'in emirliin-
de» ve Ifarz klnm olan» sözleri yoktur.
316 SAHIH-1 MUSLIM

12- (232) ... Uemân'in azadls Humrân öyle dedi: Birgün


Usmânu'bnu Affân güzel bir abdest ald. Sonra öyle dedi: Ben Rasúlul
lah (S) 1 gördüm. Abdest ald ve abdest aln çok güzel yapt. Sonra
buyurdu ki:
«Her kim bu ekilde abdest alr da, kendisini namazdan baka brey
harekete getirmeyerek mexcide çkarsa, geçmi günahlar kendisi igin
mafiret olunur».

13-
(S)
)
iiddim,
Usmân îbn Affân (R) söyle dedi: Ben Rasûlul
***

buyuruyordu ki:
lah da
Her kim namaz için abdest alr da, abdest aln güzel yapar, sonra
farz kilnm namaz için yürür ve o namaz insanlar ile birlikte, yahut
cemâat ile beraber veya mescidde klarsa, Allah onun günahlarm ma.
firet buyurur».
KITABU'T-TAHARE 317

(5) BUYUK GUNAHLARDAN sAKINILDIGI TAKDlRDE BE VAKIT


NAMAZ, IKI CUMA VE IkI raMAZAN KENDl ARALARINDA VKI
OLAN KUçUK GUNAHLARI YOK EDECEINE DiR BB

-o00-

4- (233) Ebû Hureyre (R) den: Rasûlullah (S) söyle


buyurmutur: «Büyük günahlara giriilmedikçe, beg (vakit) nama: ve
iki cuma, aralarnda ilenen günahlara keffarettirler».

15 Ebû Hureyre (R) den: Peygamber (S) «Be


(vakit) namaz, iki cuma, aralarndaki giünahlar için keffarettirlcr> bu-
yurdu.

16- ) Ebû Hureyre (R)) den:


Rasûlullah (S): «Bcg (vakit) namas, cumaya kadar cuma, Rama-
zana kadar ramazan, büyük günahlardan sakimildi takdirde, aralanda
ilenen günahlar için keffarettirler» buyururdu.
SAHIH-i MUSLIM
318

(.))
G:Eii.iLE K;E.iAi.CŠL,

(6) ABDEST ALMAYI MÜTAKIB MÜSTAHAB OLAN


DUA BBI
-o00-
17- (234) .. Ukbetu'bnu Amir öyle dedi:
Uzerimizde deve çobanl vard'. Nevbetim geldi, (çobanl îfa et-
tikten sonra) gündüzün sonunda develeri barnaa götürdüm. Sonra Ra
sûlullah (S) a ayakta ve halka bireyler söylerken eritim. Sözündon
idrak ettiim udur: «Herhangi bir müsliman abdest alr ve abdest ali-
ve yüzünü iki rek'ata yöneltip de
sini güzel yayar, sonra kalkar, kalbini ki,
iki rek'at namaz klarsa, muhakkak ona cennet vâcib olur». Ukbe dedi
ben hemen, bu ne güzeldir? dedim. Birden önümde bir sözcü: Bundan
evvelki daha güzeldir, demektedir. Baktm ki o, Umer'dir. Umer öyle
ilâve etti: Ben seni gördüm, sen yeni geldin. Rasûlullah (biraz önce) öyle
buyurdu: «Sizden herhangi bir kimse, abdest alr ve abdest al kemâ-
line ulatrr (yahut tamam yapar), sonra: EHEDU EN L ÎLHEE
fLLE'LLAH VE ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RASULIHÍ
ve
= Allah'dan baka ilâh olmadma ve Muhammed'in Allah'n ulu
Rastli olduuna chadet ederim» derse, muhakkak olarak ona cennetin
sekiz kaps1 açlr ve kendisi hangisinden isterse, içeriye girer».
******* Buradaki râviler yine Ukbetu'bnu Ämir el-Cuheni'den rivä
yet ettiler; 0, Rasûlullah (S) öyle buyurdu, diyerek geçen hadis'in ben-
ki:
6. Bu sözlün ma'nâs gudur: Onlar develerini gütmekte nöbetleiyorlard. Söyle
Cobanlar cemaati toplanyorlar, bir kismlar develerini dirlerinkine ilâve edi
kendilerine
yorlar ve hergün onlardan biri develeri güdüyordu. Bu da çobanlk
daha kolay gelsin ve gerl kalanlar da kendi ilerine gitsinler diye yapilyordu.
kiTABU'T-TAHÄRE 319

zerini zilkrettiler. ukadar var ki, bunda Rasûlullah «Her kim abdest
:

alrsa, öyle der: EHEDU EN L ÎLHE ÎLLE'LLAHU VAHDEHU LA


SERIKE LEH VE EHEDU ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE .
RASULUH= Esiz, ortaks1z olarak Allah'dan baka hiç bir ilâh olma-
dna sahadet ederim ve yine ahadct edcrim ki, Muhammed onun kulu
ve Rasûliüdür» buyurdu.

2as

(7) PEYGAMBER (s) ÎN ABDEST ALII HAKKINDA BÅB


-o00-
18- (235) : Abdullahi'bnu Zeydi'bni sm'a: Bize Rasûlul
320 SAHIH-i MUSLM

lah (S) in abdest al gibi bir abdest alhver, denildi. Bunun üzerine o,
bir su kab istedi. Ondan iki eline döktü, ellerini iüç defa yikad. Sonra
elini kaba soktu ve onunla su çkarp azani çalkalad. Tek avucu ile bur-
nunu su çekip ykad. Bunu üç defa yapt. Sonra clini soktu ve onunla
su olarak yüzünü üç defa ykad. Sonra elini soktu ve onunla su çkarp
iki elini dirseklere kadar ikier kerre ykad. Sonra elini sokup çikard
ve bana meshetti. öyle ki, ellerini hem öne, hem arkaya vüritti. Som-
ra topuklara kadar iki ayan ykad. Sonra: Rasûlullah (S) in abdest
al ite böyle idi, dedi.
Ve yine bana Kasmu'bnu Zekeriyya tahdis etti. Bize
Halidu'bnu Mahled, Süleyman'dan (ki o, Bilàl'in oludur), o da Amru'bnu
Yahya'dan olmak üzere bu isnadla yukardaki hadis'in benzerini tahdis
etti. Fakat «lki topuk» söziünü zikretmedi.
:Mâliku'bnu Enes, Amru'bnu Yahya'dan bu isnad ile
tahdis etti ve: «Us defa nzni çalkalad ve burnuna su çekip ckard»
dedi. «Biri avucdan» demedi. «Ellerini öne ve arkaya yürüttii» söziünden
sonra: «Bann ön tarafndan balad, sonra iki elini banin arkasma
götürdü, sonra balam olduu yere getirdi ve ayaklarn yikad» sözle
rini ziyade etti.
:Amru'bnu Yahya, onlarn isnadnn benzeriyle tahdis
etti ve hadis'i naklettí. Bu hadis'de: «Uger avuç sudan azn çalkalad,
burnuna su çekip yine ikardi» dedi. Ve keza: «Ban meshetti. Söyle ki,
bir defa olmak üzere meshi bann önüne ve arkasna yürültiü» dedi.
Behz: Bu hadis'i bana Vehb imlâ ettirdi, demitir. Vehb de: Eu
hadis'i bana iki defa olmak üzere Amru'bnu Yahya imlâ eltirdi, demitir.

19- (236)
. Abdullahi'bnu Zeydi'bni sm
cl-Mâzini, Ra
sûlullah (S) abdest ahrken gördüünü öyle anlatrdh: Aan çalka-
1

ladi sonra burnuna su verip qkard. Sonra üg defa yüziinü, üç defa sa


elini, üg defa da diger elini ykad. Bnna, elinin
ile meshetti. Îki ayan tertemiz edinceye kadar ykad.
art
olmiyan bir su

Ebù Tahir: Bize lbn Vehb, Amru'bnu Hâris'den tahdis etti, dedi.
KITABU'T-TAHÄRE 321

.
J
lsij UikL6)5.'i-it).
(8) BURNUNU AYIKLAMADA VE TALA TEMIZLEMEDE
TEKLEME BBI

20- (237)
. Oo-
Ebû Hureyre (R) bu hadis'i Peygamber (S) e
ref'ederek öyle demitir: Rasûlullah (S) buyurdu ki:
«Biriniz istinca için ta kullanrsa' ta adedini tek yapsn (hig
olmazsa üç ta kullansn). Herhangi biriniz abdest alacak oldugu zaman
burnuna su alsin, sonra gkarsn».

21 - Hemmâm: u,
Ebî Huryre'nin Allah'n Rasûlü
olan Muhammed (S) den bize tahdis ettikleridir, dedi ve birçok hadisler
zikretti. Onlardan biri udur: Rasûlullah (S) öyle blyurdu: «Herhangi
biriniz abdest alacak olduu zaman, iki burun deliine su geksin. sonra
çkarsn.

7. Istiemâr, sldik yerini ve dgk yerini tagla meshedip silmektir. Bunlar kuçük
taglardr. istitabe, isticmâr ve Istinca stdik vo dgk yerlerini temizlemeye
mahsustur. istiemâr sadece tagla meshedip allinmeye mahsustur. istitabe vo
istinca Ise hem su 1le hem taglarla olur.
S. Muslim, c. 1- F: 21
322 SAHIH-1 MUSLIM

22 ). Bize Yahya'brnu Yahya tahdis etti, dedi ki: Mâ-


lik'in huzurunda fbnu's-ihâb'dan, o da Ebû ldris el-Havlâni'den, o da
Ebû Hureyre'den, diye okudum ki, Rasûlullah (S) öyle buyurdu:
«Her kim abdest alrsa burnunu ayiklasn, ve her kim istincâda ta
kullanrsa, ta adedini tek yapsn».
***** :Ebû laris Havlâni öyle haber verdi: Kendisi Ebû Hurey
re'den ve Ebû Sa'id Hudri'den iidmitir: Onlar Rasûlullah (S) buyurdu
ki, diyerek yukardaki hadis'in benzerini rivâyet etmilerdir.

23 (238) : Ebû Hureyre (R) den:


Peygamber (S) öyle buyurmutur: «Herhangi biriniz uykusundan
uyand zaman üç defa burnuna su alp çkarsn. GÇünkü eytan burnu-
nun içindeki yumuak kemikler üzerinde geceler».

.
E L: GJE.Gas JC% (rr«) - YE

24 (239) Cureyc söyle haber verdi: Bana Ebu'z-


lbn'u
Zubeyr haber verdi. 0, Câbiru'bnu Abdillah'i öyle derken iitmitir:
Rasûlullah (S) buyurdu ki:
Herhangi biriniz istincâ için ta kullandhi zaman ta saysm tek
yapsin.

.
kITABU'T-TÄHRE 323

.K. h. ()

ikf AYAI KEMÄLIYLE YIKAMANIN vÜcOBU BBI


(9)

25- (240) .
******** '
-000-
:Sâlim öyle dedi: Sa'du'bnu Ebi Vakkâs ve
fat ettii gün, ben Peygamber (S) in zeveesi Äie'nin huzuruna girdim.
Derken Ebû Bekr'in olu Abdurrahman da girdi ve ie'nin yannda
abdest ald. Aie ona söyle dedi: Ya Abd'er-rahmân! Abdest almay tam
yap. Çünkü ben Rasûlullah (S) dan iiddim: «Vay su ykanmiyan ayak
arkalarn1 ateden haline!» vuyuruyordu.
.. Seddâdu'bnu'l-Hâd'in azadls Ebû Abdillah söyledi ki: Ken-
disi Aic'nin huzuruna girmitir. ie'den, o da Peygamber'den olmak
.
üzere, bundan evvelki hadis'in benzerini zikretmitir.
Mehri'nin azadls Sâlim söyle dedi: Ben e Abdirrahmani'
bnu Ebi Bekr, Sa'du'bnu Fbi Vakkas'n cenazesine çktk ve Äige'nin hiüe
re kapisna uradk, dedi. Mütaâkiben Äibe'den, o da Peygamber'den
olmak üzere önceki hadis'in benzerini zikretti.
Seddadu'bnu Had'in azadls Sâlim söyle dedi: Ben Äie
(R) ile beraber bulunuyordum, dedi ve ie'den, o da Peygamber'den
olmak izere bir evvelki hadis'in benzerini zikretti.
324 SAHIH-t MUSLIM

26 (241) ******* Abdullahi'bnu Amr (R) öyle dedi: Biz Ra-


sûlullah (S) ile beraber Mekke'den Medine'ye dönüyorduk. Nihayet yol-
da bir su bana gelmitik. Ikindi srasnda cemânt siür'at ettiler ve acele
acele abdest aldlar. Biz onlarnn yanna vardk. Ayaklarnin arkalar su
dokunmam halde göriünüyordu. Bunun üzerine Rasûlullah (S):
Vay su ökçclerin ateden haline! Abdest almay tamamlayp ikmal
ediniz» buyurdu.
******* ...:Burada her ikisi de Mansûr'dan olmak
Sufyân ve u'be,
üzere bu innadla rivâyet etmilerdir. u'be hadis'inde : «Abdest almay
tamam yapinz yoktur. Onun hadis'inde: Ebû Yahya el-A'rac'dan isnad
vardr.

27- Abdullahi'bnu Amr (R) söyle dedi: Peygam-


*
:

ber (S) kendisiyle beraber yolculuk ettiimiz bir seferde, bizden arkaya
kald. Nihayet ikindi namazn (vakti) gelmi olduu halde bizlere erigti.
Biz hemen ayaklarmz üzerine svazlyarak (acele acele) abdest almaya
baladk. Bunun üzerine Rasûlullah söyle nidâ buyurdu: eVay u ökçe
lerin ategden haline!».

28 (242) Ebi Hureyre (R) den: Peygamber (S) iki aya-


inn arka uclarni ykamam bir kimse gördü ve öyle buyurdu: «Vay
Su ökçelerin ateden halinel»
KiTABU'T-TAHÄRE 325

29-
. Ehû Hureyre (R) den: Ebû Hureyre bir su ka-
bindan abdest almakta olan bir cemâat gördü ve söyle dedi: Abdest al-
mayi tamam yapnz. Çünkü ben, Ebu'l-Kasm (S) dan iittim: «Vay u
öke üstiindeki sinirlerin ateden haline!» buyuruyordu.

30 ) Bu rivâyette de Ebû Hureyre (R), Rasûlullah


S):«Vay u ökçelerin ateden haline!» buyurdu, demitir.

(10) YIKANACAK YERLERIN HER TARAFINI ÎYICE YIKAMANIN


vUCUBU BABI
-000-
31 (243) :Umeru'bnu'1-Hattâb öyle haber vermitir
Bir kimse abdest ald da aya iüzerinde bir turnak kadar yeri brakt.
Bunu da Peygamber (S) gördü ve hemen:
Don ve abdest aln güzel yap!» buyurdu. O kimse de döndii. non-
ra namaz kld.
326 SAHIH-1 MUSLIMM

(11) ABDEST SUYU ÍLE BERABER HATALARINN


ÇIKMASI BBI

-o00-

32 (244) ..
Ebû Hureyre (R) den Rasûlullah (S) söyle
buyurmutur: «Muslim (yahut (Mu'min) bir kul abdest aldi zaman yü-
zünü ykadnda iki göziü ile bakm olduu her bir hatie su ile (yahut
suyun son damlasyle) beraber yiüzünden çkar. Îki elini ykadinda, iki
elinin kazanm olduu her bir hatie su ile (yahut suyun son damlasyle)
beraber iki elinden çkar. fki ayain ykadnda ayaklarnn kendisine
doru yürümü olduu her bir hatie de, su ile (yahut suyun son damla-
siyle) beraber qkar. Nihayet o kul günahlardan temizlenmi olarak or
taya çkar».

33- (245) ****** Usmân ibn Affân (R) söyle dedi:


Rasúlullah (S) buyurdu ki: «Her kim abdest alr da abdest aln
güzel yaparsai onun hatalar bütün cesedinden dar çkar. Hatta tr-
naklar altndan bile tamamyle çkar, gider».

i i (ir)
--
KITABT-TAHARE 327

(12) ABDEST ALMAKTA YUZ ILE EL VE AYAKLARDAKI


PARLAKLIGI (núru) UZATMANIN MÚSTAHABLII BÅBI
o00-
34- (246) Nuaymu'bnu Abdillah el-Mücmir öylc dedi:
Ebù Hureyre'yi gördiüm, abdest alhyordu. Söyle ki: Yiüzinü ykad, ab
dest al tam yapt. Sonra sa elini tâ pazuya kadar ykad. Sonra bana
meshetti. Sonra sa ayan ykad. Yikay baldrna vardrd. Sonra
sol ayagini da baldrna kadar ykad. Sonra: Rasûlullah (S) ite böyle
1

abdest alrken gördiüm, dedi ve ilâve etti: Raslullah (S) söyle buyurdu:
«Sizler abdest al tam yapmaktan dolay kyamet güniü yizleri u-
lar, elleri ve ayaklar sekililersinizdir. Artik sizlerden her kimin giici
yeterse, yüz parlaklini, el ve ayak beyazln daha çok uzatsn».

35 ). Nuaymu'bnu Abdillah, Ebû Hureyre'yi abdest


alrken görmiü ve onun abdest aln söyle anlatmatr: 0, yiüzünü ve iki
clini nerede ise omuzlarna varncaya kadar ykad. Sonra iki ayan ta
baldrlara kadar ykad. Sonra söyle dedi: Ben Rasûlulah (S) den iit-
tim, buyuruyordu ki: «Benim ümmetim kyamet gününde abdest eserin-
den dolay yüzleri nurlu, elleri ve ayaklar sekili olarak geleceklerdir.
Aruk bu parlakln daha ziyade arttirmak hanginizin elinden gelirse
yapsin».

36 (247)
. Ebû Hureyre (R) den: Rasûlullah S) söyle
buyurmutur: «Benim havz'imn iki taraf arasindaki uzaklk E'ye ile
328 SAHIH-t MUSLIM

Aden' arasndaki uzaklktan daha fazladr. Muhakkak o kardan daha


beyaz ve süt karm baldan daha tatlhdr. Onun kaplar yildizlarm sa
y1sindan daha çoktur. Ben insanlar ondan, kiinin baka insanlarn de
velerini kendi havuzundan ménedii gizi mencderim».
Sahabîler: Ya Rasûlallah! O gün, sen bizleri tanr misn? dediler.
Buyurdu ki: «Evet, sizin, baka hiç bir ümmette olmyan bir alâmetiniz
vardir. Sizler benim yanma abdest izinden dolay yüizleri nurlular,
el
ve ayaklar sekililer olarak gelirsiniz».

.a jait
37 ) :Ebû Hureyrc (R) öyle dedi:
Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Ummetim Havz'a, benim yanma gelir.
Ben de insanlar ondan, kiinin kendi develcrinden bakalarnn devele
rini kovduu gibi menederim».
Sahâbiler: Ya Ncbiyyellah! Sen bizleri tanr misn? dediler. öyle
buyurdu: «Evet, sizlerde, sizden baka hiç kimsede olmayan bir alâmet
vardr. Benim yanma abdest almak (yahut abdest suyu) eserinden dolay
yüzleri nurlular, elleri ve ayaklar sckililer halinde geleceksiniz ve siz-
den bir taife, benden muhakkak men olunacak da, onlar bana ulaamiya-
caklar. Ben de: Ya Rab! Bunlar benim sahâbilcrimdendirler, dcrim. Bir
melek bana cevab verir de öyle dcr: Sen onlarn senden sonra (dindc)
neler îcâd ettiklerini bilir misin?».

kuzey
8. Bunlar, Kulzun denizi kenarinda ikl sahil ehridir. Eyle Arnbistan'n
son ehirdir.
batsnda, Aden ise Yemen gchirlerinden Hind denizine bakan
KITABU'T-TAHARE 329

38-(248) .. Huzeyfe (R) öyle dedi: Rasûlullah (S) bu-


yurdu ki: «Benim Havz'mn iki taraf arasndaki uzakhk Eyle ile Aden
arasndaki uzaklktan muhakkak daha fazladr. Nefsim yedinde olan
(Allah) a yemin ederim ki, muhakkak ben, insanlar ondan, kiinin kendi
havuzundan yabanc develeri menedii gibi menederim.
Sahâbiler: Ya Rastlallah! Sen bizleri tanr misn? dediler, Söyle ce
vab verdi: «Evet, sizler benim yanma abdest alma (yahut abdest suyu)
eserlerinden dolay yüzleri nurlular, clleri ve ayaklar sekililer olarak
gelirsiniz. Bu haller sizden baka kimsede yoktur».

39 (249) Ebû Hureyre (R) haber verdi ki: Rasülullah


kabristana gelip öyle buyurmutur: ES SELÄMU ALEYKUM DRA
KAVMIN MU'MINÍN ÎNALLAHU BÍ-KUM LHIKON VE VEDID-
TU ENN KAD RAEYN IHVÂNEN == Sclâm sizlcre! Bizlcr Inâallal
sizlere kavuacaz. Kardclerimizi görmiü olmama arau edcrdim.
Sahabiler: Bizler senin kardelerin deil miyiz? ya Rasiîlallah! dedi-
er. eSizler benim ashâbmsnz. Kardelerimiz ise heniiz dnla gelmemi
olanlardrs buyurdu. Bunu üzerine Sahâbilcr: Ya Rasîlallah!. Umme
tinden henüz daha gelmemi olanlar nasl tanrsn? dediler. Rasûlullah:
330 SAHÍH-i MUSLM

«Nedersin? Bir kimsenin alnlar beyaz, ayaklar sekili birçok atlar


olsa, bunlar da, renklerine baka bir renk karmam simsiyah birtakm
atlar arasnda bulunsa, o zat kendi atlarn tanmaz mi?» buyurdu.
Sahâbiler: Evet, ya Rasûlallah! Tanir, dediler. Rasûlullah söyle bu-
yurdu: «Çünkü onlar abdest almaktan dolay yüzleri nurlu, cl ve ayak-
lar sekili halde gelirler. Ben havuz izerinde onlarn öncüsiiyiim. Dikkat
edin! Kaybolmu devenin kovulmas gibi, birtakm insanlar da benim
havz'imin bandan muhakkak kovulacaklardf. Ben onlara: Hey! Geli
niz, diye nidà ederim. Bunun iüzerine bana: Onlar senden sonra (dinde)
tebdiller yapmlardr, denilir. Ben de: Allah onlar uzak eylesin uzak,
derim».
****** :EbûHureyre (R) den: (öyle demitir): Rasúlullah (S)
kabristana gkt ve: Es'SELAMU ALEYKUM DÅRA KAVMIN MUMI-
NIN VE 1ÎNNA INAALLAHU Bl-KUM LHIKN buyurdu. Bu hadis
de bundan evvelki lsmailu'bnu Câfer'in hadis'i gibidir. Ancak Mâlik'in
hadis'i: «Benim Havzimdan birtakm kimseler muhakkak men olunacak-
lardir» sûretindedir.

(\)

(13) ABDEST SUYUNUN ULATII


YERLERE BIR NÜR
PARLAKILIININ YAYILMASI BÅBI

-o00-

40- (250) . Ebi Hâzm söyle dedi: Ben Ebû Hureyre'nin


arkasnda bulunuyordum. O, namaz için abdest alyordu. Elini tâ koltuk
altna ulagacak kadar uzatarak yikyordu. Ben ona: Ya Eba Hureyre! Bu,
nasl abdest altr? dedim. Bunun üzerine söyle dedi: Ey Ferruh oul-
larn! Sizler burada m1sin1z? Eer sizin burada olduunuzu bilseydim, bu
abdest ahla abdest almazdm. Ben, dostum (S) dan iiddim: «Miü'min-
deki nur parlakli, abdest suyunun ulagt yere kadar yaylr» buyu-
ruyordu.
KITABUT-TAHÄRE 331

(14) ABDESTI KEMALtYLE ALMAYA ENGEL OLAN BUTÜN


zORLUKLARA RAGMEN ABDEsST ALII TAM YAPMANIN
FAZILETI BBI
-oO0-
41- (251)
. (S):
Ebû Hureyre (R) den: Rasûlullahyükscldccci
Dikkat! Allah'n kendisile hatalar mahvedip dereceleri
seye, sizleri delâlet edeyim mi?» buyurdu. Evet, ya Rasûlallah! dediler.
«Zorluklara ramen abdesti tam almak, mescidlere adm çoaltmak, na-
mazdan sonra namaz beklemek. ite bunlar, üzerlerine nefsi hapsetmeye
.
deer seylerdir» buyurdu.
Burada Mâlik ve u'be beraberee Alâu'bnu Abdirrahman'
dan bu isnad ile rivâyet ettiler. u'be'nin hadis'inde Ribât'n zikri yok-
tur. Malik'in hadis'indeyse iki kerre olarak: «lte bunlar rabete deer
seyler, ite bunlar rabete deer eylerdir» vardr.

(15) MÍsVAK KULLANMAK (DI TEMÍZLIi YAPMAK) BBI


-o00-
42- (252) Ebî Hureyre (R)den: Peygamber (S) söyle
buyurdu: «Eger mü'minler üzerine (Züheyr hadis'inde ise: Ummetime)
332 SAHIH-1 MUSLIM

meakkat vermckliim olmasayd, onlara her bir namaz sirasnda misvak


sürmeyi muhakkak emredcrdim'.

43- (253) :Sureyh öyle dcdi: Åic'ye sordum: Peygam-


*******'*

ber (S) evine girdii zaman, ilk defa hangi ii yapard? dedim. Misvak
ile dilerini temizlerdi, dedi.

44- .. Aie (R) den: (söyle demitir): Peygamber (S)


evine girdii zaman ilk yapt i, misvak ile dilerini yikamak olurdu.

45- (254) :Ebù Músâ (R) söyle dedi: Ben Peygamber (S)
in huzuruna girdim, misvan bir ucu dilinin üzerinde bulunuyordu, dedi.

9. Birçok hastalklarn çüriük ve hasta dilerden meydann geldii ve di çürüme-


sinin de ekseriya di temizliine ve di saghgina dikkat edilmemesinden leri
geldigi malumdur. Hz. Peygamber di temizligi hususunda birçok emirler ve
mis ve bizzat kendiei çok milba lagal bir surette bu ie örnek olmutur.
Dis firças olarak kullanlan Misvakn, di macununda mevcud özelliklere
malik oldugu tahliller neticesinde sabit olmugtur.
<Misvak lkulnmak, namaz ve kiraat vakitlerinden baka zamanlarda da
miistahabdr. Misvaktan balka seyler le dii temizlemek de nmisvalclanmannin
yerini tutabilir> (Nevevi). Ancak frçann temiz mandelerden ynplmi olmasina
dikkat cdilmelidir.
KITABUT-TAHRE 333

46 (255) .. Huzeyfe (R) söyle dedi: Rasûlulah (S) gece


leyin teheccüd namaz klmak için kalkt zaman azn
'misvak ile ova-
lardi.
**** ..
Burada Mansur ile A'mes, her ikisi de Ebû Vâil'den, o da
Huzeyfe'den rivâyet ettiler. Huzeyfe dedi ki: Rasûlullah (S) gecenin bir
kisminda kalkt zaman... diyerek bundan evvelki hadis'in benzerini
naklettiler. Fakat «teheccüd namaz klmak için» demediler.

47- ..:Huzeyfe
****** (R)den (öyle demitir):
Rasúlullah (S) geceleyin kalkt zaman azn misvak ile ovard.

48- (256) :ibnu Abbas (R) söyle anlatmtr: îbnu Abbas


bir gece Peygamber (S) in yannda kalmt. Peygamber gecenin sonuna
doru kalkp diar qkt, semaya bakt, sonra lu îmrân sîûresi'nin u
(maaldeki) âyetlerini okudu:
«Hakikat, göklerin, yerin yaradlunda, gece ile gündiiziin biribiri
ardnca geliginde (ve uzayp kisalmasnda) temiz akad sâhipleri için elbet
ibret verici deliller vardr. Onlar ayakta ikcn, oturur iken, yanlarr iüstiün-
de (yatar) iken hep Allah'i hatrlayp anarlar ve göklerin, ycrin yaradt-
luu halcktnda inceden inceye digiünürler. (Ve göyle derler:) «Ey Rabbi
miz! Sen bunlar bouna yaratmadn, sen pålk ve münezzehsin. Bizi ate.
Sin azabndan lkoru» (Alu Îmran: 190-191).
Sonra eve döndü, misvakland ve abdest ald. Sonra kalkp namaz
kildi, osnra yatti. Sonra kalkp tekrar dar çkt ve semaya nazar etti.
Yine bu âyetleri okudu. Sonra döndü, tekrar misvakland ve abdest ald.
Sonra kalkp namaz kld.
334 SAHIH-t MUSLIM

n Jas (11)

FITRAT HASLETLERt BÅBI


(16)
-o00-
49 (257) Ebû Hurcyre (R) den: Rasûlullah (S) öyle
buyurmutur: «Fitrat " betir (yahut be sey fitrattandr): Sünnet et
mek, etei tra etmek, trnaklar kesmck, koltuk alt kllarn gidermelk
ve biynklar kisaltmak».

50 Ebû Hureyre (R) den: Rasûlullah (S) öyle hu-


:

yurmutur: «Fitrat betir: Sünnet olmak, etei tra etmck, biyklar


k1saltmak, trnaklar kesmek ve koltuk alt kllarn gidermek».

51- (258) .
Enesu'bnu Mâlik (R) öyle dedi: Biyklar ki-
saltmakda, trnaklar kesmekte, koltuk altn temizlemelkte ve etei tra
etmekte, krk gcceden fazla gecikmememiz bizlere müddet tayin edil
migtir,

KZA (ro) - or
z. ( )Cl.

bü-
10. Älimlerin çou, fitrat, slünnetden ibarettir demilerdir. Btuna göre, bunlar
tiün peyFamberlerin sünnetleri, demektir. Fitrata dln ma'nâs da verilmigtir.
kITABU'T-TÅHÅRE 335

52 (259) :
fbnu Umer (R)den: Peygamber (S) söyle bu-
yurmutur: «Biyklar ksaltn, sakallar çokça ve uzunca brakin.

53 ). lbnu Umer (R), Peygamber (S) in, biyklarn


kisaltmak ve sakal bolca ve uzunca brakmakla emir buyurduunu ha-
ber vermitir.

54 Ibnu Umer (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Müriklere muhalefet ediniz, biyklar
kisaltn, sakallar çokça ve uzunca birakin».

55- (260) :Ebû Hureyre (R) söyle dedi:


Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Byklar kesin, sakallar salverin, Me
cûsilere muhâlefet edin>.
336 SAHIH-1 MUSLIM

56 (261) :Aie (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) buyurdu ki: «On ey ftrattandr: B1yklar ksalt-
mak, sakal bol ve uzun brakmak, misvak kullanmak, buruna su çekmek,
trnaklar k1saltmak, parmak mafsallarn ykamak, koltuk altn temiz-
lemek, etei tra ctmek, sidik ve dki mahreçlerini su ile ykamak».
Hadis'in râvilerinden Zekeriyya dedi ki: Mus'ab, onuncuyu unuttum.
Onun az çalkalamak olmas mümkindir, demitir.
Kuteybe de unu ziyade etmitir: Vekr': Intikâsitl-Me ile sidik ve
dik mahreçlerini su ile ykamay kasdeder, dedi.
***** :Burada Ibnu Ebi Zâide, babasndan, o da Mus'abu'nnu Sey-
be'den bu isnad içinde öncekinin benzeri olan hadis'i haber verdi. Su
kadar var ki o, babas onuncuyu unuttum, dedi, demitir.
()

Cs sSsEsi. KAU () - ov

(17) HALADA TEMiZLENME BBI


-o00-
57- (262) : Selmân (R)
*** dedi ki: Selman'a: Peygamberi-
niz (S) sizlere her eyi, hattta halâda oturma tarzn dahi öretmitir,
denildi Bunun lizerine Selmân:
yö-
Evet, Rasûlullah, büyük abdest bozmak, yahut idrar için kbleye
nelmekten, sa
el ile istincâ etmekten, üç tatan aziyle istincâ yapmak-
tan, hayvan dgk81, yahut kemik ile istincâ etmekten bizleri muhakkak
nehyetti, dedi.
kiTÅBU"T-TÅHÂRE 337

:Selman (R) öyle dcdi: Mürikler bize: Biz sizin sâhibinizi


********

görüyoruz ki, size her seyi öretiyor. Hatta o, size halâda oturuu bile
öretiyor, dediler. Buna karlk Selmân öyle dedi: Evet, o, herhangi
birimizin sa
eliyle istincâ etmesinden, yahut kbleye yönelmesinden
bizleri nehyetti. Hayvan dkis1 ve kemiklerden de nehyetti. Ve: «Her-
hangi biriniz ü tadan azyle istincâ etmesin» buyurdu.

58- (263)
. Câbir (R) söyle diyordu: Rasûlullah (S) ke-
mik ile yahut dk ile silinmeyi nehyetti.

59 (264) Bize keza Yahya'bnu Yahya tahdis etti (lâfiz


de onundur). öyle dedi: Sufyânu'bnu Uyeyne'ye: Sen Zühri u hadis'i
zikrederken bunu kendisinden iiddin mi? dedim. Atâu'bnu Yezid el-
Leysi'den, o da Ebî Eyyûbdan, Peygamber (S) buyurdu ki: <Halâya gel-
diiniz zaman iemek, yahut büyük abdest bozmakta kbleyi karnza
ve ne de arkanza almayn. Lâkin (Medîne'nin) arkna veya garbna
doru dününüz".
Ebû Eyyûb göyle dedi: Biz am'a geldik, kble cihetine doru ina
edilmi halâlar bulduk. Onlarn içinde biraz meyilli çömeliyor ve Al-
lah'a istifar ediyorduk.
Sufyan (yukardaki) bu sualime «Evet (Ziührf'den igiddim)» diye
cevab verdi.

11. Bu, <garka veya garba dönünüz», emrl Medine semtine göredir. Her semte göre
kibleye ta'zim 1çln hangi clhete y8nelmek gereklrse oraya dönmek lcabeder.
S. Muslim, c. 1-F: 22
338 SAHÍH-1 MUSLIM

U J.

60 (265) :Ebû Hureyre'den: Rasûlullah (S) buyurdu ki:


«Biriniz hâcetini def'etmek üzere oturduu zaman kbleyi karsina ve
arkasna almasin».

61 (266) ******** Habbân söyle dedi: Men mescidde


:Vâsi'ubnu
namaz klyordum. Abdullahi'bnu Umer de sirtn kbleyc dayam otu-
rur haldeydi. Namazm bitirinee bir yanmdan çkp onu yanna var-
dim. Abdullah öyle dedi: Birtakm insanlar: Senin tabii hâcetin olup,
hâcetini def' için oturduunda sakn kbleyi ve Beytu'l-Makdis'i karna
alma derler. Abdulah da der ki: Ben bir evin damna çktm ve Ra
sûlullah (S) 1 Beytu'1-Makdis'e yönclmi vaziyette hacetini def' için iki
kerpiç üzerine oturur halde gördüm.

. aG B.sl iC ()-r

.. Ibnu Umer (R) öyle dedi: Kz kardeim Haf-


62-
sa'nin evinin üzerine qktm ve Rasûlullah (S) 1, am'i karsna, kbleyi
de arkasna alm vaziyette hâcetini def' için otururken gördüm.
kITABU'T-TÁHRE 339

(18) SA EL ILE ÎSTINCÂDAN NEHY BBI


-o00-
63 (267) Bize Yahya'bnu Yahya söyledi. Bize Abdurrah-
Ab-
mani'bnu Mehdi, Memmâm'dan, o da Yahya'bnu Ebi Kesir'den, da
o
dullahi'bnu Ebî Katâde'den, o da babasndan haber verdi. Babas öyle
demitir: Rasûlullah (S) buyurdu ki:
«Iginizden biri ierken zekerini sa eliyle tutmasn. Halâda saeliyle
silimesin. (Bir sey içerken) kabn içine hohlamasn».

64- Ebû Katâde söyle dedi: Rasûlullah (S) buyur


du ki: «Sizden biri halâya girdii zaman zekerini sa
eliyle tutmasn».

Jiie t.)-1
iiiiGhE.
(S) in, kap içine hoh-
65- ) :
Ebû Katâde, Peygamber
ve sa eliyle istincâ nehyettiini
lamaktan, zekerini sa eliyle tutmaktan
haber vermitir.

n (19)
340 SAHIH-t MUSLIM

(19) TEMIZLIKTE VE DlER fLERDE SADAN


BALAMA BÅBI
-o00--
66 (268)
Äie
. (R) söyle dedi: Rasûlullah (S), temizlen-
dii zaman temizlenmesinde, tarand zaman taranmasnda, ayakkab
giydii zaman ayakkabi giymesinde muhakkak olarak sadan balamay
severdi.

67 Aise (R) söyle dedi: Rasûlullah (S), her (se


refli) iinde" iki ayakkabsnda, taranmasnda ve temizlenmesinde sa-
dan balamay severdi.

(20) YOLLARA VE GÖLGELIKLERE ABDEST BOZMAKTAN


NEHY BBI
o00
68-(269) Hureyre (R) den: Rasûlullah (S):
Ebû
«Çok lânet etitren iki eyden sakniniz» buyurdu. Sahâbiler: Îki lâ-
net etirici sey nedir? Ya Rasûlallah! dediler. Rasûlullah: «insanlarn
yolunda, yahut gölgelerinde halâsni eden kimsedir» buyurdu.

12. Bu iler, glyinmek, slslenmek, ban trag etmek gibi kerim


mescide girmek,
flllerdir. Sümkürmek, istincâ etmek gibi hususlarda ise soldan baglarlardi.
KITABUT-TAHARE 341

(21) HALÄDA SU iLE TEMIZLENME BÅBI

-o00-
69- (270) ..
Enesu'bnu Mâlik (R) söyle haber verdi:
:

Rasûlullah (S) Bir bostana girdi. Onu, beraberinde bir ibrik bulunan
bir genç takib etti. 0, bizim en küçüümüzdü. O genç, ibrii bir sidre
aacimin yanina koydu. Sonra Rasûlullah (S) hâcetini def' etti ve o su
ile temizlenmi olduu halde yanmza geldi.

70 (271) Atâ, Enesu'bnu Mâlik'i öyle derken dinlemi


:

tir: Rasûlullah (S) halâya girer. Ben, benim kadar bir genç ile beraber
bir su kab, bir de ucu demirli bir degnek tardm ". Rasûlullah da bu
su ile istincâ eder, temizlenirdi.

71-
. Encsu'bnu Mâlik (R) dedi ki: Rasûlullah (S)
hâcetini def için sahraya çkard. Ben de ona su getirirdim de kendisi
bununla ykand.
: (r)

13. Rivâyete göre bu harbeyi (denegi) Rasûlullah (S) a Necâi hediye etmitir.
Namaza durdukça kblesi cihetine -namaz klana sütre olsun diye- diker.
lerdi. Bu harbe Rasûlullah'n önü sra tagnd gibi IIlefî-i Râldin hazret
lerinin de önlü sra tanrdi. Sonra Abdullah'ibnu Zubeyr'in eline geçmi ve
katlolundugu vakte kadar onun yannda kalmgtu (Toerid Ter, I, 110).
342 SAHIH-f MUSLIM

LiI Js (3y.alllä ilëiKs: J


(22) MESTLER UZERINE MESH ETMEK BÅBI

72 (272)
. Hemmâm
-o00-
dedi ki: Cerir iedi, sonra abdest
aldi ve mestleri üzerine meshetti. Ona: Böyle mi yaparsn? denildi de o;
evet, dedi. Rasûlullah (S) gördüm. Îedi, sora abdest ald ve mestleri
1

üzerine mesh etti.


A'mes söyle dcmitir: lbrahim dedi ki: Bu hadis onlarn çok hola-
rina giderdi. Çünkü Cerir'in lslâma girmesi Mâide sûresinin nuzûlünden
sonra idi.
Burada bu hadis'i isâ'bnu Yunus, Sufyân ve lbnu Mushir,
bunlarn hepsi de A'me'den olmak üzere bu isnad içinde önceki Ebû
Muâviye hadis'inin ma'nâs ile rivâyet ettiler. ukadar var ki Isà ve Suf.
yân'in hadis'inde: Dedi ki: ite bu hadis, Abdullah'in ashâbnn hola
rina giderdi. Cünkü Cerir'in miüsliman olmas Mâide sûresi'nin niüzûlün-
den sonra idi, sözleri vardr. (Yukardaki hadis'in sevilmesi ve bu sözle
rin önemi, mestler üzerine meshin Mâide sûresi'ndeki abdest âyetiile
mensûh olmadn isbât etmesinden ileri gelmektedir).

Vr

73- (273) *******. Huzeyfe (R) öyle dedi: Peygamber (S) ile
beraberdim. Bir kavmin çöplüüne vard ve ayakta durarak iedi. Ben
kenara çekilmitim. Rasûlullah: «Yaknla» dedi. Ben de yakna geldim.
KITABU"T TAHÅRE 343

Ta ki topuunun yannda durdum. Kendisi abdest ald ve mestleri üze


rinemeshetti.

74-() .... Ebû Vâil dedi ki: Ebû Mûsâ sidik hususunda
pek iddetli davranrd. Kendisi bir karûrc içine icr ve öyle derdi: ls
rail oullar serhangi birinin derisine bir sidik isabet ederse, onu mik-
razlar ile koparrlard. Huzeyle söyle dedi:" Arzu ettim ki såhibiniz bu
kadar iddet göstermesin. Birgün bizzat gördüm ki ben ve Rasûlullah bec
raber yürüyorduk. Kendisi bir bostann arkasnda bulunan bir çöplüge
geldi. Sonra herhangi birinizin ayakta durduu gibi dikildi ve iedi. Ben
kendisinden bir kenara çekilmitim. Bana: Gel, diye iaret etti. Ben gel-
dim de o iini bitirinceye kadar topuunun yannda durdum.

75- (274) .. Muiratu'bnu §u'be, Rasûlullah (S) den haber


vererek göyle demitir: Rasilullah hacetini def' için dgar çkti. Muîra
onu, içinde su bulunan bir kapla takip etti. Rasûlullah hâcetini bitirdii
zama Muira ona su döktü. Rasûlullah da abdest ald ve mestleri üze-
rine mesh etti.
Rumh'un rivâyetinde: («hine» yerinde «hatta») vardr ki ma
nâ, abdest aln bitirinceye kadar su döktii, demek our.
******** :Burada
Abdulvahhâb bu hadís'i rivâyet ederken dedi ki:
344 SAHIH-1 MUSLM

Yahya 'bnu Sa'id'den bu isnad ile iiddim: Muira söyle dedi: Rasîlullah
yüzünü ve ellerini ykad, bana meshetti, sonra mestleri üzerine mes-
hetti.

76- ) . :
Muiratu'bnu u'be söyle dedi: Ben bir gece
Rasûlullah (S) ile beraber bulunduum sirada, kendisi birden indi ve hâ
cetini def'etti. Sonra geldi; ben kendisine beraberimde bulunan birk ab.
dan su döktüm. O abdest ald ve mestleri üzerine meshetti.

77 :Muiratu'bnu u'be öyle dedi: Ben bir sefer-


de Peygamber (S)in maiyyetindeydim. Ya Muira! Su kabn al, buyur
du. Ben kabi aldm, sonra onunla beraber çktm, Rasûlullah (S) benden
uzaklat, nihayet bana görünmez oldu. Orada hâcetini def'etti, sonra
geldi. Uzerinde yenleri dar bir §am cübbesi bulunuyordu. Rasûlullah bu
cübbenin yeninden elini çkarmaya çalt, fakat yen dar olduu için e-
karamad. Bu sefer elini cübbenin aaisndan çkard. Ben kendisine
su döktüm. O da namaz için aldi abdest gibi bir abdest ald. Sonra
mestleri üzerine meshetti. Sonra namaz kld.
KITBUT TAHÄRE 34
78 . :Muiratu'bnu §u'be (R) söyle dedi
Rasûullah (S) hâcetini def' için dar çkt. Döniüp geldii zaman
ben kendisini bir su kab ile karladm. Ona su döktüm, ellerini ykad.
Sonra yüziünü ykad. Sonra kollarn ykmaya çalt. Fakat cübbe dar
olduu igin kollarn çkaramad. Bu sefer kollarin cübbenin aagsIndan
gkarp ykad. Ban ve mestleri üzerine mesh etti. Sonra bize namaz
kldrd.

F.L J
Laisi
79 Muîratu'bnu u'be öyle dedi: Yolculuk es-
nasnda bir gece Peygamber (S) in maiyyetinde idim. Bana: Yannda su
var mi? dedi. Evet, dedim. Bineinden indi ve yürümcye balad. Niha-
yet gece kaarnl içinde görünmez oldu. Sonra geldi. Ben kendisine kab-
dan su doktüm. Yüziünü kkad, üstünde yünden bir cibbe vard. Kolla
rini cübbeden çkarmaya muktedir olamad. Nihayet kollarn cübbenin
aa tarafndan çkard ve ykad. Bana meshctti. Sonra ben mestlerini
gikarmak için eildim de: «Onlar brak, çiünkiü ben, ayaklarm terte
miz (abdestli) iken mestlerin içine soktum» buyurdu. Ve üzerlerine
meshetti.

80 ) ******. Urvetu'bnu Muira, babas Muira'dan söyledi:


Muira, Peygamber (S) in eline su döküp abdest alrd. O da abdest
aldi ve mestleri üzerine meshetti. Bu sirada Muira'dan mestleri gkar
maya delâlet edecek bir fiil veya söz hâdis oldu. Bunun üzerine Rasûlul-
lah: «Ben ayaklarm temiz (abdestli) iken mestler içine soktum> bu-
yurdu.
346 SAHIH-1 MUSLIM

(23) BAIN ÖN TARAFINA VE SARIA MESH BBI


-o00
81- ) Muiratu'bnu u'be öyle dedi:
Rasûlullah (S) bir seferde arkaya kald. Ben onunla beraber arkaya
kaldm. Rasûlullah hâcetini def'ettii vakit: Yannda su var m? dedi.
Kendisine bir abdest ibrii getirdim, avuçlarm ve yiüzünü ykad. Son-
ra kollarndan yenini siyrmaya balad.. Fakat cübbenin yeni dar geldi
(s1yrilmad1). Bu sefer elini cübbenin alt tarafndan dar çkard ve cüb-
beyi de omuzlar üzerine att. Sonra kollarm ykad, basnn ön tarafina,
sari üzerine ve mestlcri üzerine meshetti. Sonra hayvanna bindi, ben
de bindim. Sonra toplulua eritik ki onlar namaza durmulard. Kendi-
lerine Abdurrahmani'bnu Avf namaz kldryordu. Abdurrahman onlara
henüz bir rek'at kldrmt. Peygamber (S) in geldiini hiseedince Pey-
gamber öne geçsin diye kendi yerinden gerilemeye balad. Peygamber
ona: (Yerinde dur, devam et diye) iaret buyurdu. O da cemaate namaz
kildrd. Abdurrahman sclâm verdii zaman Peygamber (selâm verme-
den) ayaa kalkt, ben de kalktm ve kagrm olduumuz rck'at kldk.
KITABU"T TAHÂRE 347

82- Mu'temir'in babas öyle dedi:


Bana Bekru'bnu Abdillah, Muire'nin olundan, o da babasndan söy-
ledi ki: Peygamber (S) mestlere, bann ön ksmina ve sarna
mes-
hetmitir.
Mu'temir, babasndan, o da Bckr'den,
da Hasen'den, o da
o
Muire'nin oundan, o da Muîre'den, o da Peygamber'den olmak üzere
bundan önceki hadis'in benzerini tahdis etti.

83-() .. rivâyctte Bekru'bnu Abdillah öyle


:Buradaki
dedi: Ben Muire'nin olundan: Peygamber (S) in abdest ahp banin
ön tarafina, sarna ve mestlerine mesh cttiini iiddim.

84 (275) ..
*****Burada Isa'bnu Yûnus ile Ebû Muâviye her
ikisi de A'me'den, o da Hakem'dn o da, Abdurrahmani'bnu Ebi Ya'lâ-
dan, o da Kâ'bu'bnu Ucre'den, o da Bilâl'den rivâyet ettiler. Rasûlullah
(S): Mestleri üzerine ve ba sargis üzerine mesh etmigtir.
Isâ'nn hadis'inde: Bana Hakem tahdis etti. Bana Bilâl tahdis ctti
ve yine hadis'i bana Suveydu'bnu Sa'id tahdis etti. Bize Ali (yani Mus-
hirin olu), A'me'den bu isnad ile tahdis etti, isnad vardr. Ve hadis'te
Bilâl: Rasûlullah'1 (böyle yaparken) gördiüm, demitir.
348 SAHIH-i MUSLM

(24) MESTLER UZERINE MESH ETMEKTE VAKIT


TA'YINI BBI
-o00
85 (276) Sureyhu'bnu Hâni' öyle dedi: Kendisinden
mestler üzerine mesh (müddetin) i sormak için Åie'ye geldim. Bana:
Ebu Tâlib'i oluna git, ondan sor. Çünkiü o, Rasûlullah ile beraber yol-
culuk ederdi, dedi. Biz de bunu Ali'den sorduk. O da öyle dedi: Rasûlul
lah, üc gündüz ile gccelerini yoleu için, bir giündüz ve bir geceyi de mu
kim olan için ta'yin buyurdu.
Dedi ki: Sufyân, Amr'i andkça onu methederdi.
******** Bize Ishak tahdis etti, bize Zekeriyya'bnu Adiy, Ubeydul
lahi'bnu Amr'dan, o da Zeydu'bnu Ebî Uneyse'den, o da Hakem'den bu
isnadla o hadis'in benzerini haber vermitir.
******... Sureyhu'bnu Hâni' öyle dedi: Äie'den mestler üzerine
mesh (müddetini) i sordum. Bana: Ali'ye git, çünkü o, bunu bendendaha
iyi bilir, dedi. Ben de Ali'ye geldim. Peygamber (S) den bundan önceki
hadis'in benzerini zikretti.
KiTBU'T TAHÁRE
349

Sj ig A.iE.igas (w) -A1

(25) NAMAZLARIN HEPSÍNÍ BÎR TEK ABDEST ÎLE KILMANIN


CEVAZI BABI
-o00-
86 (277) Bureyde (R) den: (öyle demitir):
Pygamber (S) fetih günü bütün namazlar bir abdest ile kld ve
mestleri üzerine mesh etti. Umer, Rasûlullah'a: Andolsun ki sen, bugiün
yapmadin seyi ysptn, dedi. Rasûlullah da: «Bunu kasden yaptm, ya
Umer!» buyurdu.

:.Kf,t ie, (rv) -AV

d
Jia j. ,-,Ju :
J

(26) ALANIN VE ALMIYANIN PiSLIGI HUSUSUNDA


ABDEST
SUPHELi BULUNAN ELINI, DIARDA UÇ KERRE YIKAMADAN
SU KABINA DALDIRMASIIN KERHETI BÅBI
-o00-
87- (278) Eba Hureyre (R) den (söyle demitir):
350 SAHtH-1 MUSLIM

Peygamber (S) buyurdu ki: «Biriniz uykusundan uyand zaman,


elini ic defa yikamadkça su kabna daldrmasn. Çünkü kendisi elinin
nerede gecelediini bilmez».
:BuradaEbû Muâviye ile Veki' her ikisi de A'me'den, o da
*********

Eb Rezin ve Ebû sâlih'den, o da, Ebû Hureyre'den riváyet ettiler. Ebú


Muaviye'nin hadis'inde: «Rasûlullah (S) buyurdu» demitir. Veki'in ha-
dis'inde ise: O hadis'in benzerini Rasülullah'a ref' eder, demitir,
..Burada Ebû Seleme ile lbnu Muscyyeb, rivâyet her ikisi de Ebû
Hureyreden, o da Peygamber'den d hadis'in benzerini etmilerdir.

i i» J ii i ui
.o

..

88 Ebü Hurecyre (R) u hadis'i haber vermitir.


Peygamber (S) söyle buyurdu: «Sizden biriniz uykusundan uyand za-
man clini su kabna sokmadan evvel eli iüzerine üiç defa su döküp yka-
Sin. Çünkü kendisi, elinin neyin içinde gecelediini bilmez».
*****Burada Muslim, hadis'in kendine ulaan be tarikini ayr
ayri bir yere toplamtr, Bunlarn hepsi de Ebû Hureyrc'den, o da Pey-
gamber'den isnadiyle önceki hadis'i rivâyet etmilerdir. Bunlarn herbiri
eElini ykamadkça» der, F'akat hiç biri «Uç olarak» dememitir. Ancak
daha önce takdim ettiimiz Câbir, lbnu Museyyeb, Ebû Seleme, Abdul-
kiTABUT TAHARE 351

lah ibnu akik, Ebû Sålih ve Ebû Rczin rivâyetlerinde durum böyle de-
ildir. Onlarn rivâyctlerinde «üç»ün zikri vardr.

bN (rv)

(27) KÖPEK YALAMASININ HÜKMU BÅBl


-o00-
89 (279)
Ebû Hureyrc (R) öylc dedi
Rasülullah (S) buyurdu ki: «Köpck herhangi birinizin kabnin için-
dekini yalarsa onu döksün, sonra o kab yedi defa ykasn».
Bana Muhammedu'bnu Sabbâh tahdis etti. Bize lsmailu'bnu Zcke
riyya, A'me'den bu isnad ile yukardaki hadis'in benzerini tahdis etti.
Fakat «onu döksün» demedi.

90- ********* ..: Ebû Hureyre (R) den:


Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Köpok birinizin kabndan yalarsa, o
kab yedi defa ykasn» ".

..
.

(S)
Ai.Rasûlullah i öyle
91- ) Ebi Hureyre (R) dedi ki:
********

buyurdu: «Köpek yalad zaman, sizden hei hangi birinizin kabnin te


mizlii, birincisi toprak ile olmak izere o kab yedi defa ykamasidrs,

14. Bu hadis arilerin hticcetlerinden biridir. Hanefrlere güre Ise bu hndis, iic
kerre ykamak enmriyle mens0h snyilmigtr.
352 SAHIH-1 MUSLIM

92- :Hemmâm: Bu, Ebû Hureyre'nin Allah'in Ra.


sûli Muhammed (S) den bize söylcdikleridir, dedi ve birçok hadis'ler
zikretti. Onlardan biri de sudur: Rasûlullah (S) buyurdu ki: elçindekini
köpek yalad zaman herhangi birinizin kabnn temizlii, o kabn yedi
defa yikanmasdr».

93 - (280) :Ibnu'l-Mugaffel öyle demitir:


Rasúlullah (S) köpekleri öldürmekle emretti. Müteâkiben: «Onlarn
köpekler ile ileri ne? buyurdu. Sonra av köpei ile çoban köpei husu-
sunda ruhsat verdi ve öyle buyurdu: «Köpek kab yalarsa, o kab yedi
defa ykaynz. Sekizincide o kab toprakla ovalaynz.
:Burada
****** Hâlidu'bnu'1-Hâris, Yahya'bnu Sa'id ve Muham-
medu'bnu Ca'fer, bunlarn hepsi de §u'be'den bu isnad içinde bundan ev-
velki hadis'in benzerini rivâyet ettiler. Ancak Yahya'bnu Sa'id'in rivâ-
yetinde «Rasûlullah çoban köpei, av köpei ve zirâat köpei hususla-
rinda ruhsat verdi» ziyadei vardir Yahya'dan bakas, rivâyet içinde
cekin» i zikretmemitir.
KiTÅBUT TAHÄRE 353

(28) DURGUN SUYA IEMEKTEN NEHIY BBI


-o00
94 (281) Câbir (R) den: Rasûlullah (S) durgun suya
ieniimesini nehiy buyurmutur.

.a

95-(282) Hureyre (R) den: Peygamber söyle


..Ebû (S)
buyurmutur:
«Hiçbiriniz durgun suya iedikten sora ondan (su alp) ykan-
masin».

96- ). Hemmâmu'bnu Münebbih: Bu, Ebû Hureyre'


nin, Allah'in Rasûlü Muhammed (S) den bize tahdis ettikleridir, dedi ve
birçok hadis'ler zikretti. Onlardan biri de udur: Rasúlullah (S) buyur
du ki: «Akmayan durgun suya bevl etme, (cttikten) sonra da ondan su
alp yikanma».

(29) DURGUN SUDA YIKANMAKTAN NEHY BÅBI


-o00-
97- (283) Ebû Hureyre (R) öyle demitir:
Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Hiçbiriniz ciiniüb iken durgun suda
yikanmasn». Ebû Sâib: Peki nasl yapar? Ya Eba Hureyre! dedi. Ebû
Hureyre de: Ondan alr, ykanr, dedi.
S. Muslim, c. 1 F: 23
354 SAHII-1 MUSLIM

i ( ,,):E L. C#s (n:)-A

(30) MESCiDDE MEYDANA GELDIKLERI TAKDlRDE sIDlK


VE DIGER NECASETLERI YIKAMA vÜCOBU VE
YERINÍN DE KAZINMASINA HÄCET OLMAKSIZIN
SU ILE TEM1ZLENECEGI BBI

-000-

98 (284)
. Enes (R) den: (söyle demitir:)
:
Bir Bedevi
Mescid'de iedi. Cemâatin bir ksm hemen ona doru kalkt. Bunun iüze-
rine Rasûlullah (S): «Onu serbest biraknz, sidiini kestirmeyiniz» bu-
yurdu. Enes: Bedevî iini bitirince Rasûlullah bir kova su istedi ve suyu
sidiin üzerine döktü, dedi.

99 :Yahya'bnu Sa'id, Enesu'bnu Màlik'i öyle der-


ken dinlemitir: Bir bedevî mecsidin içinde bir tarafa doru kalkt ve
orada igedi. Halk bu sebebden bart. Bunun üzerine Rasûlullah (S):
Onu biraknz» buyurdu. Bedevi iini bitirince Rasûlullah (S): Su
dolu bir kova getirin, diye emretti ve bu su onun sidiinin üst ine dö-
küldü.
iTABU"T TAHARE 355

J iJls. ani J li i.L IiJ

100 (285) Enesu'bnu Malik tahdis edip öyle dedi:


Biz Rasûlullah (S) ile beraber mescidde bulunduumuz bir sirada,
bir bedevi çkageldi. Ve mescidin içinde iemeye balad. Rasûlullah
(S) in ashâb: «Meh, mch» diye bardlar". Rasúlullah (S): «Onu kes-
tirmeyin, serbest brakn! (iini görsün)» buyurdu. Sahâbiler, tamamiyle
ieyinceye kadar onu serbest braktlar. Sonra Rasûlullah onu çarp
unlar söyledi: «Sidik ve pislik cinsinden hiçbir ey bu mescidlere ya-
kmaz. Buralar ancak Aziz ve Celil olan Allah' anmak için, namaz kil-
mak için ve Kur'ân okumak içindir». Yahut Rasûlullah (S) in söyledii
gibidir. Enes dedi ki: Cemâatten birine emretti, o da bir kova su getirdi
ve onu sidiin üzerine döktü.

YG

(31) SUT ÇOCUU sIDIGININ HUKMU VE YIKAMA


KEYFIYETI BBI
-o00-
101- (286) Peyyamber (S) in zevcesi Aige (R) den:
göyle demitir:) Rasúlullah'a küçiük çocuklar getirilir idi. 0 da bu sabi-
lere bereket duâs1 eder ve hurma çiniyerek çocuun azn onunla ovar-
356 SAHtH-t MUSLIM

di ". Bir defa bir sabî getirilmiti. Çocuk Peygamberin üstüne iedi. Pey.
gamber hemen su istedi ve suyu çocuun sidiinin üstünden döktü ve
onu ykamad.

.
l Las.

102- ()
.. :Aie (R) öyle dedi:
Rasülullah (S) a emmekte olan bir sabi getirildi. Çocuk onun kuca-
gina iedi. Rasúlullah hemen biraz su istedi ve suyu sidiin üzerine
döktü.
..
Burada
Hiâm, bu isnad ile (101 rakam ile geçen) Ibnu
Numeyr hadis'inin benzerini tahdis etmitir.

103 (287) Ubeydullahi'bnu Abdillah öyle demitir:


Ummu Kays Bintu Hihsân, henüz yemek yemiyen bir olan çocuunu
Rasûlullah (S) a getirdi ve gocuu onun kucaina koydu. Çocuk ie-
yiverdi. Rasûlullah suya iaret etti ve suyu (onun üzerine) sepelemek-
a
ten fazla bir ey yapmad.
Bu hadis'i bize Yahye' bnu Yahya, Ebû Bekri'bnu Ebi Seybe, Amr
en-Nákd ve Zuheyru'bnu Harb beraberce lbnu Uyeyne'den, o da Züh-
ri'den bu isnad ile tahdis ettiler. Burada Rasûlullah su istedi ve suyu
scpeledi, demitir.

16. Rereketin asl, hayrn sabit olmas ve çoßalmasidr. Tebrik de ber?ketin, yani
hayrn subûtunu ve çoalmasn istemektedir.
KITABU'T TAHARE 357

104- ) .. lbnu's-ihâb öyle dedi: Bana Ubeydullahi'bnu


Abdillahi'bni Utbeti'bni Mes'üd haber verdi, dedi ki: Bana Ummu Kays
bintu Mihsan (ki bu kadn Rasûlullah ile bey'adlaan ilk muhacir kadn-
larndand ve kendisi Esedu'bnu Huzeyme Oullahnn yegânesi olan (Uk-
kâetu'bnu Mhsân'in kz kardeidir) haber vermitir: Bu kadn, henüz
yemek yiyecek devreye erimemi bir olan çocuunu Rasûlullah'a ge-
tirdi. Ubeydullah söyle dedi: Kadn bana haber verdi ki onun bu olu
Rasúlullah'n kucama iemitir. Rasûlullah da su istemi ve suyu el.
bisesinin üzerine azar azar dökmü, onu tam ykamamtr.

(r)

(32) MENININ HÜKMU BÅBI


-o00
105 (288) Alkame ve Esved öyle haber vermilerdir:
Bir kimse Aie'nin yanna indi. Elbisesini ykamaya baladi. Bu zata
Aige öyle dedi: Eer onu (meníyi) gördiü isen, sadece yerini ykamak-
lin sana kâfi gelir. ayet görmediysen onun etrafm islatrsn. Ben ken-
dim, onu Rasûlullah (S) n elbibesinden ovalayp sürttügümü biliyorum.
Sonra kendisi bu elbise içinde namaz klard.
358 SAHIH-1 MUSLIMM

106 ()
..
Hafsu'bnu Giyâs A'me'den, o da 1brahim'den,
o da Esved'den ve Hemmâm'dan, bu ikisi de Aie'den tahdis etti. Äise
(R) meni hakknda: Ben onu Rasûlullah (S) in clbibesinden ovalar, sür-
terdim, demitir.

107 ) ********
:Muslim, burada Hiâmu'bnu Hassân,
Ebu
Ma'er, Muira, Vásletu'bnu Ahdeb, Mansur ve Muira tariklerini topla-
mitr. Bunlarn hepsi de lbrahim'den, o da Esved'den, o da Aie'den, Ra-
shlullah (S) n elbibesinden meniyi ta, yahut qubuun bir tarafyle siür-
tüp kazmak hususundaki hadis'i rivâyet etmilerdir. Bu hadís dahi Ha-
lid'in Ebû Ma'er'den rivâyet cttii bundan önceki hadis tarzindadr.
: Burada lbnu Uyeyne, Mansûr'dan, o da Ibrahim'den, o da
Hemmâm'dan, o da ie'den, öncekilerin hadis'inin benzerini tahdis et
mitir.

lasLNGIEi .
aJ,,i: JLS 4 Ars
IKiTABUT TAHARE 359

108 (289) . Amru'bnu Meymûn öyle dedi:


Suleymanu'bnu Yesâr'dan, erkein elbisesine isabet eden meniyi sor-
dum. O kimse menî'yi mi? Yoksa bütün elbiseyi mi ykar? Dedi ki: Äie
bana söyle haber verdi:
Rasúlullah (S): Meniyi ykar, sonra bu elbise içinde namaza çikar-
d. Ve ben o elbisedeki ykama izini gözünmle görürdüm.
.. Burada Abdulvâhid, ibnu'1-Mübârek ve fbnu Ebi Zâide bun-
larn hepsi de Amru'bnu Meymún'dan bu isnad ile rivåyet etmilerdir.
Amma fbnu Ebi zâide'ye gelince onun hadis'i ibnu Bir'in dedii gibi
yani Rasúlullah (S) meniyi ykard, eklindedir.
Ibnu'1-Mubarek ve Abulvahid'e gelince, bunlarn hadis'lerinde Aie
(R): Ben onu, Rasûlullah'in elbibesinden ykardm, demitir.

109 (290) Abdullahi'bnu ihab cl-Havlâni söyle dedi


Ve
Ben Aie'nin huzuruna inmitim. Iki elbiscmin içinde ihtilâm oldum.
eden bir genç kiz
bu elbiseleri suda ykadm. Bu srala Äie'ye hizmet
gönderip öyle sordu:
beni gördii ve Aie'ye haber verdi. Åie bana habcr
sevlkeden nedir? Uyuyan kimsenin uyku
Iki clbisene yaptn ie senidedim. Elbisclerde birey gördün mü? dedi.
sunda gördüü eyi gördüm, oniu ykardn. üphesiz bili-
Hayir, dedim. $ayet birey görmü olsaydn
rim ki ben, kendim onu Rasülullah (S) in
elbibesinden kuru olaralk tr
namla kazr, ovalardm, dedi.

i iCo ()-11
360 SAHIH-1 MUSLIM

(33) KANIN PISLIGI VE YIKAMA KEYFIYETINE DAIR BAB

-o00
110-(291) Hiâmu'bnu
Urve öyle dedi:
Bana Fåtma, Ema'dan tahdis etti. Esmâ öyle demitir:
Peygamber (S) c bir kadn geldi ve: Bizden birimizin elbisesine
"

hayiz kanndan isabet ederse onu nasl yapsn? diye sordu. (Rasûlullah)
«Elbiseni (eliyle) ovalar, sonra onu su ile (yikayp) sikar. Sonra azar
azar üzerine su döser. Daha sonra onunla namaz kilar> buyurdu.
..
Burada Ibnu Numeyr, Abdullahi'bnu Sâlim, Mâliku'bnu Enes
ve Amru'bnu'l-Hâris, bunlarn hepsi de Hisâmu'bnu Urve'den bu isnad ile
bundan önceki Yahya'bnu Sai'd hadis'inin benzerini rivåyet ettiler.

.
.LCE

17. Îmam afl'lnin sahîh olan rivâyetine göre bu kadn Esma'nn kendisidir.
KITABU'T TAHARE 361

34) siDIÍN PÍSLIGINE VE ONDAN BERiLIK ISTEMENÍÎN


vUcOBUNA DELIL BÅBI

-oO0-

111 (292) :lbnu Abbas (R) öyle dedi:


******

Rasûlullah (S) iki kabir yanna urad ve söyle buyurdu: «Dikkat


edin. Bunlar muhakkak azab olunuyorlar. Hem de büyük bir eyden do-
layi azab olunmuyorlar". Onlardan biri kouculuk yapard. Dieri ise
sidiinden çekinmez, saknmazdi.
Râvi dedi ki: Rasûlullah sonra ya bir hurma denei istedi. Sonra
denegi iki parça etti. Sonra unun üzcrine bir ncnck ve unun üzerine
de bir denek dikti. Sonra: «Bunlar tâze kaldkca belki (onlardan azab-
lar) hafifletilir» buyurdu.
*** Burada bu hadis'i Suleyman cl-A'mes de bu isnad ile rivà-
yet etmitir. Ancak bunda Rasûlullah: «Dieri ise sidikten sakinmazdi»
buyurmutur.

18. Bunlarn büyük bir ey olmamalari, birkaç damla sidikten saknlmamas veya
dile kolay gelen birkaç söz sarfedilmesi itibaryledir. Yoksa haddizatnda her
ikisinin, hele kovuculuun ma'syyet olmas dolaysyle büyük olmas 1Azm ge-
leceine iaret buyurmak istemitir.

:Hiçbir bilginiz olmiyan seyi nzlarnzla söylüiyorsunuz ve bu kokuy snnt-


yorsunuz. Halbukl bu, Allah indinde bilyiüktür ( en-Nar: 15).
-r
LállS

RAHMÁN VE RAHÍM OLAN ALLAH'IN ISMIYLE

3 KITBU'L-HAYZ
(1) ELBISE UsTÜNDEN HAYIZLI KADINA YAKLASMA BÀBI

--o00-

1(293)
. .. : Aie (R) öyle dedi:
Içimizden (yani ummehâtu'l-mu'minin'den) biri hayzl olduu za-
man Hasûlullah (S) ona emrederdi. O da bir izar (fûta) balard. Sonra
kendisi kadnla mübâeret ederdi.
KITBUL-HAYZ 363

2- *********
Aie
(R) öyle dedi: lçimizden biri hayzl ol.
duu zaman Rasûlullah (S) ona, hayzn hemen balangcnda iken fûta
balamasini emreder, ondan sonra onunla miübàcret eylerdi. Åie dedi
ki: Halbuki sizin hanginiz nefsine Rasûlullah'in nefsine mâlik olduu
kadar mâlik olabilir?

3- (294) .. Meymûne (R) söyle dedi:


Rasûlullah (S), kadmlar hayzl bulunduklar zaman onlarla izar üs-
tünden mübageret ederdi.

L3,. Gi. AliiG (ro)-

(2) HAYIZLI ILE BERABER BIR YORGAN ALTINDA


YATMA BÅBI
-o00-
4-(295) *** lbnu Abbas'n azadls Kurayb öyle dedi: Een,
Peygamber (S) in zevcesi Meymûne'den iiddim, o:
Rasûlullah (S) ben hayzl ikcn aramzda bir elbise olduu halde
benim ile beraber yatard, dedi.

5-(296) :Mü'minlerin anas Ummiü Scleme (R) söyle


dedi: Rastilullah (S) ile beraber bir abaya biiriünerek yatyorduk. Der
ken adetimi gördüm. Yavacack vsp hayiza mahsus clbisemi giy
364 SAHIH-1 MUSLIM

dim. Rasûlullah bana: Adetin mi geldi? diye sordu. Evet, dedim. Bunun
üzerine beni çard. Saçakl kadifenin altnda kendileriyle birlikte yat-
tim. Kendisi dedi ki: Ummiü Seleme ve Rasûlullah ciiniiblükten
çkmak
için bir kab içinde ykanrlard.

(3) HAYIZLI KADININ, TARAMASI,


ElNIN BAINI YIKAYIP
ARTIININ TEMizLIGI, KUCAINA YASILANIP ORADA
KUR'N OKUMANIN CEVÁZI BÅBI
-o00-
6 (297) Aise (R)söyle dedi: Peygamber (S) itikâfa
girdii zaman b:an bana yaklatrirdi da, ben de onu tarardm. Insann
zarûri hâceti olmak müstesna kendisi eve girmezdi.

7 ). :
Peygamber (S) in zevcesi Äie öyle dedi:
(R)
Su muhakkak ki bcn (itikâfta iken) zarûri hacet sebebiyle eve girerdim.
Evde (birisi) hasta bulunduu halde ben onun halini sormam, sadcce u-
rar geçerdim. Rasúlullah (S) da mescidde (itikâf eder) iken ban hüc-
reme sokar, be de saçn (hayzl olduum halde) tarardm.
Yine Rasúlullah itikâfta iken odaya girmezdi. Yalnz zarûri bir ihti-
yaç sebebiyle gircrdi.
bnu Rumh: Itikâfl olduklar zaman, demitir.
kiTÁBU'L-HAYZ 365

8-
.
Peygamber (S) in zevcesi Aie (R): Rasûlullah
(S) mücâvir (mu'tekif) iken mescidin içinden bnini bana doru çkarr-
di da ben de hayzl olduum halde onu, ykardm, dedi.

9 ) (R) söyle dcdi: Rasúlullah (S) ben hücre


******
:Aie
min içindé iken ban bana yaklatrrd da ben de hay1zl olduum hal
de onun ban ykardm.

10 ). :
Aie (R): Ben Rasûlullah (S) in ban hayzl
bulundugum halde ykardm, dedi.

11- (298)
.
Åie (R) öyle dedi:
.a
Rasúlullah (S) kendisi mescidin içinde iken bana hitaben: «Secâ-
deyi bana uzatver» dedi. Ben de: Ben hayzlym, dedim. Bunun üze-
rine: «Muhakkak ki senin hayzn, elinde deildir» buyurdu.

12 .Aige. (R) söyle dedi: Rasúlullah (S) mescidin


iginaeyken kendisine seccâdeyi uzatvermemi emretti. Ben hay1zhym,
dedim. Bunun izerine: «Onu bana uzat, üphe yok ki hayzllk scnin
kendi elinde deildir» buyurdu.
366 SAHIH-t MUSLIM

13 (299) Ebû Hureyre (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) mescidde bulunduu bir sirada: «Yâ ic! Elbiseyi
bana uzatver» buyurdu. Aie ise: Ben hayzlym, dedi. Bunun izerine:
«Muhakkak ki senin hayzlln senin elinde deildir» buyurdu. Äie de
elbiseyi kendisine verdi.

14- (300) : Äie (R) söyle dedi: Ben hayzl iken (birey)
içerdim de sonra onu Peygamber (S) e uzatrdm. 0 da (mübarek) a-
zini benim azmn dedii yere kor ve öyle içerdi. Ve yine ben hayzl
olduum halde bir kemiin etini isrrdm da sonra bunu Peygambere
uzatrdm. O da
*
azn
benim agzmin dedii yere koyar (1sirir) di.
Ziüheyr: Îçer sözünü zikretmedi.
kiTABU'L-HAYZ 367

15 (301) Åie (R) öyle dedi: Ben hayzlh iken Peygam-


ber (S) (mübarek) ban kucagma yaslar, sonra Kur'an okurdu.

.L i6s.ks.ig J-;6.

16 (302) .. Enes (R) den, (öyle demitir): Yarûdilcr, iç-


lerinde bir kadn hayz olduu zaman artk o kadnla beraber yemek
yemezler ve evlerde onlarla bir yerc gelmezlerdi. Peygamber (S) in a:
habi da hayz hususunu kendisine sordular. Bunun üzerine Allah Taâlà
u (mealdeki) âyetleri indirdi: «Sana kadnlarvn ay halini de soruyorlar.
De ki o bir ezûdr. Onun için haz zamannda kadmlar (nizla cinsî mü-
nasebet) den ayriln, temizlendikleri vakte kadar kendilerine yaklama-
yn. Iyice temizlendiler mi o zaman Allah'n size cmrettii yerden cnlara
gidin, herhalde Alah hem çolk tevboc edenleri sever, hem çok temizle-
nenleri sever> (el-Bakara: 222)
Bunun üzerine Rasûlullah (S): «Cinsi münasebet müstesna, hereyi
yapabilirsiniz» buyurdu. Bu, Yahûdilere ulat da onlar: Bu zat, bizim
iimizden terkettii her eyi muhakkak onda bize muhâlefet etmek mal-
sadiyle terkediyor, dediler. Useydu'bnu Hudayr ile Abbâdu'bnu Bir gel-
diler ve: Ya Rasûlellah! Yahûdiler öyle, öyle diyorlar. Binaenaleyh
biz hayzl kadnlar ile cinsî münascbette bulunmiyalm m1? dediler. Ra-
sûlullah'in yüzü deiti. Hatta biz bu iki kiiye darld zannettik. Onlar
diar çktlar. Fakat tam bu srada onlari, peygambere gelen biri, süt he
diyesi ile karlad. Hemen lkendisi onlarn izleri üzerinde birini gön-
derdi ve onlara süt içirdi. Onlar da böylece kendilerine peygamberin
gücenmemi olduunu anladlar.
368 SAHIH-1 MUSLIM

()

.
(4) MEZI BBI
-o00-
17- (303) Ali (R) söyle dedi: Ben mezisi çok bir erkek
idim. Kznn mevkiinden dolay ben Peygamber (S) e bunu sormaktan
haya ediyordum. Mikdàdu'bnu Esved'e emrettim de o, kcndisine bunu
sordu. Bunun üzerine: «Zekerini ykar ve abdest alr» buyurdu.

18- : Ali (R) öyle dedi: Fâtma'dan ötürü, Peygan-


ber (S) e meziyi sormaktan utandm da Mikdâd'a emrottim. O da bunu
kendisine sordu. Bunun üzerine: «Meziden abdest lâzm gelir» buyurdu.

19- ) Îbnu Abbâs öyle


dedi: Aliyyu'bnu Eb Tâlib
dedi ki: «Mikdâdu'bnu Esved'i Peygambere yolladk. O da Peygamber'e
insandan çkan meziyi, insan bunun temizligini nasl yapar? diye sordu.
Rasúlullah (S): «Fecrini yikayarak abdest al» buyurdu.
kITABU'L-HAYZ 369

(5) UYKUDAN UYANINCA YUZÜ VE ELLERI YIKAMA BÄBI


-o00-
20- (304) ...Ibnu Abbas'dan: (öyle demitir): Peygamber
(S) geceleyin kalkt. Hâcctini def' etti. Sonta yüziünü ve cllerini ykad,
sonra uyudu.

(6) CUNÜB IKEN UYUMANIN CEVZI, UYKU IçIN ABDEST


ALMANIN, YEMEK, 1ÇMEK, UYUMAK YAHUT CÍMA'"
YAPMAK 1STEDIGI zAMAN TENSÜL ORGANINI
YIKAMANIN MÜSTAHABLII BBI
--o00
21 (305) *******
(öyle
:ie (R) den: demitir:)
Rasülullah (S) kendisi cünüb iken uyumak istedii vakit yatmadan
önce namaz için olan abdesti gibi abdest alrd.

. ciis

yemck,
22-
yahut da
Aie öyle dedi: Rasûlullah (S) cünüb olub da
uyumak isterse namaz için olan abdesti gibi abdest
alrdi.
***. .. Burada Muhammedu'bnu Ca'fer ve Su'be bu isnad ile ayn
hadis'i tahdis etmilerdir. îbnu Musenna kendi hadis'inde bize Hakem
tahdis etti. îbrahim'i tahdís ederken dinledim, demitir.
c. 1 --- F: 24
S. Muslim,
370 SAIHÍH-1 MUSLIM

23 (306) . Ibnu Umer (R) den: Umer: Ya Rasûlallah!


Bizden birimiz ciinüb olduu halde uyur mu? diye sordu. Rasülullah da:
«Evet, abdest ald zaman» buyurdu.

24 )
(tbnu Umer söyle demitir:) Umer, Peygam-
ber (S) den fetva istedi. Bizden biri cüniüb iken uyuyabilir mi? dedi.
Evet, abdest alsn. Sonra isterse ykanacai zamana kadar uyusun» bu-
yurdu.

25 ... lbnu Umer (R) söyle dedi: Umeru'bnu'l1-Hat-


tâb, geceleyin kendisine cüniblük isabet eder olduunu Rasûlullah'a zik-
retti. Rasûlullah (S) da ona: «Abdest al, zekerini yka, sonra uyu
buyurdu.
kiTABU'L-HAYZ 371

26 (307) . Abdullahi'bnu Ebi Kays öylc dedi: Aie'ye


Rasûlullah (S) in Vitir namazndan sordum. Hadis'i zikr etti. Dedim ki:
Cünübliikte nasl yapard? Uyumadan önce ykanr myd yoksa ykan-
madan uyur muydu? ie: Bunlarn hepsini yapard. Bazan ykanr,
sonra uyur. Bazan ise abdest alr da uyur, dedi. Ben: Her ite bir gcnig-
Tik halkedcn Allah'a hamdolsun, dedim.
. Burada Abdurrahmâni'bnu Mehdî ve ibnu Vehb beraberce
Muâviyetu'bnu Sâlih'den bu isnad ile bundan önceki hadisin benzerini
rivâyet ettiler.

.lsiaiá. li
27- (308) *** Ebû Sa'id Hudri (R) söyle dedi: Rasûlul h
(S) buyurdu ki «Sizden biri ehline vard (yani cimâ' ettizi) zaman son-
ra tekrarlamak isterse, arada bir abdest alsn».
Ebû Bekr hadis'inde unu ziyade ctti: ikisi arasnda bir abdest al-
mak vardr. Ve sonra tekrar avdet etmeyi isteyebilir, dedi.

28-(309)
. Enes'den: (öyle demitir:) Peygamber (S)
kadnlarn dolar, sonunda bir gusül yapard.
372 SAHIH-1 MUSLIM

(7) KENDIstNDEN MENI ÇIKMAKLA KADINA YIKANMANIN


VACIB OLMASI BBI

-o00-

29 (310) Enesu'bnu Mâlik (R) öyle dedi: Ummu Su-


leym (ki bu kadn hadis'i rivâyet cden Ishak'in ninesidir) Rasûlullah'a
geldi. Aie de Rasúlullah'in yannda bulunduu halde:
Ya Rasilallah Kadn uykuda crkein gördiüünü görür, dolayisiyle
erkein kendi nefsinden hissettii seyi, kadn da kendi ncfsinden hisse
der, dedi. Bunun üzerine Aie: Ya Umme Suleym! Kadnlarn gizli
seyini açia çkardn! Elin topraa gelsin, dedi. Rasûlullah (S) da Åie'ye
hitaben: «Bunun sana söylenmesi daha haklhdr. Senin elin topraklansn!
Evet ya Umme Suleym! Kadnda bunu gördüü zaman yikanmalhdr»
buyurdu.

30 (311) :Enesu'bmu Mâlik (R) söyle dedi: Ona da biz-


zat Ummu Suleym söylemitir: Ummu Suleym, Peygamber'e erkein
gördüü seyi, uykusunda iken gören kadn hakknda sual sordu. Rasûlul-
lah (S): «Kadn bunu gördüü zaman ykansin» buyurdu. Ummu Su-
leym «Kadnn görmesi olur mu?» demckten utandim halde bunu sor-
dum. Bunun üzerine Allah'in peygamberi: «Evet yoksa bcnzerlik nere
den olur? Erkein suyu galiz (koyu) ve beyazdr. Kadnn suyu ise ince
sardr. Bu iki sudan hangisi galib gelir, yahut ileriye geçerse ite
benzerlik ondan olur» buyurdu.
kITÅBU'L-HAYZ 373

31 (312) Enesu'bnu Mâlik (R) öyle dedi:


Bir kadn, Peygambere, erkein uykusunda iken gördüi seyi, uyku-
içinde gören kadi hakkndn sordu d:n, Rasúlullah (S): «Prkekte
meydana gelen ey, kadndan meydana geldii zaman kadn da ykansn»
buyurdu.

sil eisi:ii
32-(313) . Ummu Seleme (R) öyle dedi:
Ummu Suleym, Peygamberin yanna geldi ve: Ya Rasúlallah! «Siüp-
- el-Ahzåb: 53- Bir
hesiz Allah hakk (1 beyan etmek) dan haya etmez»
kadn ihtilâm olursa gusül etmesi icabeder mi? diye sordu. Rasûlullah
(S): «Suyu (meniyi) gördiünde, cvet» ccvabin verdi. Hemen Ummu
Seleme: Ya Rasúlallah! Kadnlar da ihtilâm olur mu? dedi. Bunun üze-
rine Rasûlullah:
lki elin topraklansn! (Bu olmasa) çocuu kendisine ne ile benziye
bilir?» buyurdu.
Burada Veki' ve Sufyan beraberce Hiâmu'bnu Urve'don bu
isnad ile o hadis'in benzerini rivâyet ettiler. Burada: Kadnlarn riüsvay

(314) .
ettin, dedim kism ziyade olmutur.
Burada Peygamber (S) in zevcesi Äic: (Ebù Talha
oullarnn anas) Ummu Suleym Rasûlullah'in huzuruna girdi, diyerck
Hiâm hadisinin ma'nâsn haber vermitir. Ancak burada Aie: Ben
gni f ana be His kadn onu göriür mü? dedim, demitir.
374 SAHIH-i MUSLIM

33 ..ie (R) den:(söyle demitir:) Bir kadn Ra-


sülullah (S): «lhtilâm olduu ve suyu gördüü zaman kadn ykanr
mi? diye sordu. Rasûlullah: Evet, diye cevap verdi. ic kadna: îki
elin topraa ve yass demirli harbeye gelsin, dedi. Rasûlullah (S) da:
cHanm serbest brak, benzerlik ancak bu su cihetinden olur. Kadnn
suyu erkein suyuna gâlip gelince çocuk daylarna benzer. Erkein suyu
kadinin suyuna gâlip geldii zaman, çocuk amcalarna benzer» buyurdu
KITABU'L-HA YZz 375

.
, 'l

(8) ERKEK VE KADIN MENÍLERININ SIFATINI, ÇOCUUN DA


HER IKIsintN SUYUNDAN YARADILMI OLMASINI BEYÄN BÄBI

34 (315) . -o00-
Rasûlullah (S)azadls Sevbân öyle dedi:
in

Ben Rasûlullah'n yannda ayakta duruyordum, Derlken Yahûdi âlimle-


rinden bir âlim geldi. Esselâmu aleyke ya Muhammed! dedi. Ben onu bir
ittim ki, nerede ise bu itmeden yere yklacakt. Beni niçin itiyorsun?
dedi. Ya Rasûlallah! demez misin? dedim. Yahúdi: Biz onu, ancak âile-
sinin vermi olduu ismiyle çaryoruz, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah:
Süphesiz benim ismim, âilemin bana isim yapmi olduu Muhammed'-
dir> buyurdu.
Sonra Yahûdi: Sana baz eyler sormak için geldim, dedi. Rasûlullah
da ona hitaben: Eer sana söylersem herhangi bir ey sana fayda veriir
mi? buyurdu. O: Kulaklarmla duyarm, dedi. Rasûlullah yannda bulu-
nan bir denekle yere birtakm çizgiler çizerek mütefekkir bir haldc:
Sor, dedi. Yahûdi: Arz baka bir arza, semalar baka semalara tebdil
olunduu gün insanlar nerede bulunur?' diye sordu.
Rasülullah: Onlar köprünün berisinde, bir karanlk içindedirler, bu-
yurdu. (Yahûdi:) Însanlarn (köprüyü) ilk geçeni kimdir? diye sordu.
«Muhacirlerin fakirleridir» dedi. Yahûdi: Onlar Cennete girerlerken ken-
dilerine verilecek olan hediyeleri nedir? dedi. «Balk cierinin bir ke-
naridir» buyurdu. Bunun ardndan; Onlarn gdalar nedir? dedi. «Cen-
netin etrafndan yemekte bulunan cennet öküzü onlar için boazlanr»
1. Bu suâl Kur'an-1 Kerim'in u âyetini hatrlatr:

:0 gün kl, yer mslkn bir yere, gökler de (ngka göklore) tebdil olunacaktr.
(Insanlar kabirlerinden kalkp) bir olan, Knhhâr olan Allah'n huzurundh topla-
nacaklardr» (tbrahim: 48).
376 SAHIH-1 MUSLIM

buyurdu. Bu yemek iizerine onlarn içecei nedir? diye sordu. «Cennette


Sclscbil ismi verilen bir pnardandr» buyurdu. (Yarúdi:) Doru söy.
ledin, dedi ve ilâve etti: Sana, yer ahalisinden kimsenin bilemiyecoi,
ancak bir peygamberin, yahut bir-iki kisinin daha bilebileži tir seyi
sormak için geldim, dedi. «Sana söylersem, bu söylemem sana menfaat
verir mi ?» buyurdu. O da: Kulaklarmla duyarm, dedi ve ilâve etti:
Sana cocuk (teckkiülünün mahiyeti) den soruyorum, dedi.
(Rasúullah:) <Erkein suyu beyazdr, kadnin suyu saridr., Bu ikisi
birletikleri zaman, erkein menisi kadnin menisine gâlip gclirse Al
lah'in imiyle erkek çocuk meydana getirirler. Kadnin mcnisi erkcin
menisine gâlip gelirse yine Allah'in izniyle kiz çocuu meydana getirir.
ler» buyurdu.
Yahúdi: Yemin ederim ki scn, doru söyledin ve yine yemin ederim
ki sen muhakkak bir peygambersin, dedi. Sonra ayrlp gitti. M'itaákiben
Rasülullah (S): «Bu zat sorduu scyleri bana sormutur. Halbuki onlar.
dan hiçbirine âid bende bir bilgi yoktu. Nihayct o ilmi bana Allah
go
tirmitir> buyurdu.
******** Burada Muâviyctu'bnu Scllâm, bu isnad içinde olarak bu-
nun benzerini tahdis etti. Ancak bunda Sevbân: Ben Rasúlullah'in ya-
ninda oturuyordum, demitir.
Rasúlullah da cevabnda: Balk cierinin zåidesi, demitir. Bir de:
o ikisi crkek çocuu ve kiz çocuu meydana getirirler demeyip, sadcce
erkek çocuk ve kz çocuk olur, buyurmutur.
LS J ()

2. Bu hadis'dc bahsedilen erkek ve kadnn cinsiyet sularn, bunlarn meydana ge


lileri ve birlemeleri ve nihayet insan yavrusunun teckülü meselelerine Aid
tafsilat için Fima'h Miuhammed Hamdi Yazr merhun'un lHak Dint Kuran Ii
eserinde TArk síresi'nin 5-7 ayet'lerinin tefsiri surasnda toplad»g ilmi tedki-
kat tavsiye ederiz: VII, 5702-57206.
Su ayet'ler insamn varlhk aleninde geçirecegl hayat safhalarin ne kadr
net ifhde etmitir:
«Andolsun biz insanm bir hiilisndan yar»ttlk. Sonrn onu sarp ve metin bir
karargáhda bir nutfe yaplli. Sonra o mut feyi bir lan phls haline getirilllk,
derken o kan phtisn bir ¢ižurm rt yaptki, o bir çinem eti do keulk (ler)o
KITABU'L-HAYZ 377

(9) cUNUBLÜKTEN YIKANMANIN SIFATI BABI


-o00-
35- (316) *
Aie (R) öyle dedi: Rasülullah (S) ciinüb-
lükten ykand zaman söyle bnlard: Evvelâ ellerini ykard, sonra
suyu sa eliyle sol eline boaltr ve fercini ykard. Sonra namaz iein
aldi abdest gibi abdest alrd. Sonra suyu alr ve parmaklarni saç kok-
lerine sokar, tamamiyle suyun ulatuna kani oluncaya kadar baini
yikard. Sonra suyu elleriyle toptan alhr ve hasinn izerine iüc defa bolea
dökerdi. Sonra viücudunun kalan yerleri üzerine su akitrd. Bundan

.
sonra da ayaklarn ykard.
Burada Cerir, Aliyyu'bnu'l-Mushir ve lbnu Numeyr, bun-
larin hepsi de Hiâm'dan olmak üzcre bu isnad içinde hadisi rivâyct
etmilerdir. Bunlarn hadisinde ayaklarn ykanmas yoktur.

36-
. (R), Peygambcr (S) ciünüblükden
Burada Aieavucunu iüç ykad, dedi. Son-
defa
yikand ve öyle balad: vvelâ iki
ra bundan evvelki Ebû Muaviye hadisinin benzerini zikretti. Ve ayak-
yari yikamay zikretmedi.
Aige'den: (söyle demitir:) Rasúlullah (S) ciinüblükten
yikand zaman söyle balard: Evvelâ elini kaba sokmadan ellerini
yikardi. Sonra namaza abdest almas gibi abdest alrd.
kalb ottilk do o kemikloro do ot glydirdik. 31Ahro onu mkn yarntln ina
siz
ettil. Saret yapanlnrn en glizeli olnn ALLAIl'mn zhn ne yücedir! Sonrn
giiniinde diril-
bunun nrkasndan hiç llphrsiz ki ilerekslnlz. Sonra siz kuyâmet
ub kaklrilaeaksnz» (el-Mu'ninûn: 12-16).
378 SAHIH-i MUSLIM

37 (317) ********* Abbâs (R) söyle dedi:


Bana teyzem Meymúne tahdis etti, dedi ki: Rasûlullah (S) a cünüb-
lükten gikmas için suyunu yaknna getirdim. Evvclâ ellerini iki yahut
üç defa ykad. Sonra elini kaba sokarak oradan su ald. Sonra bunu ferci
üzerine dökiüp orasini sol eliyle ykad. Sonra sol eliyle yere vurdu ve
elini Eert bir ekilde sürtüp ovalad. Sonra namaza abdest almas gibi
abdest ald. Sonra avuçlarnn dolusu suyu üç defa ba üzerinde boaltt.
Sonra bedenin kalan yerlerini ykad. Sonra bu yerinden ayrld ve ayak-
larin ykad. Sonra kendisine havlu getirdim de o, bunu reddetti.
.
:
Burada Veki' ve Ebû Muâviye onlarn ikisi de, A'me'den
******

bu isnad ile rivâyct ettiler. Bu ikisinin hadisinde ba iizerine üç defa


su boaltma yoktur. Veki'nin hadisinde ise abdestin bütüniünün tavsifi
vardr. Abdest de az çalkalamay ve buruna su çekmeyi zikreder. Ebû
Muaviye hadisinde mendil (havlu) in zikri yoktur.

38- ) . : Tbn Abbas, Meymúne (R) den: Peygamber


(S) e bir havlu getirildi de kendisi buna dokunmad ve su damlalarnin
gitmesi için öyle söyle hareket ettirmeye balad (demitir).
KITABUL-HAYZ 379

39 (318) .. Aie (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) ciünüblükten ykanaca zaman Külck' gibi bir sey
isterdi. Sonra avucuyla su alhr, banin sa
kkndan balyarak yikar,
sonra sol taraf ykard. Sonra iki avucu ile tekrar su alr, bunu ba
üzeriné dökerdi.

(10)BOY ABDESTI ALIRKEN MUSTAHAB OLAN SU MIKTARI,


ERKEK 1LE KADININ BIRLiKTE VE AYNI KABTA YIKANMALARI,
IkisINDEN BlRiNIN, DIERININ ARTAN SUYU ILE
YIKANMASI BBI
-o00--

40- (319) .
Aie (R) den (söyle demitir:) Rasûlullah
(S) eiünüblükten dolay ykanmasnda farak denilen (takriben dokuz lit-
relik) bir kabn suyu ile ykanrd'.

3. Külek, «hlâb»inTürlkçesidir. Kamas Tereenesinde hiláb tigat iin rstit snga-


cak kaba denir ki, külek ve susak ta'blr olunurs diyor. Btüyülk muhaddislerden
Eba Avine'nin Sahih'inde tahriç edldlgine göre bu hadis'in rivayet zincirine
dahil olan Eba Asm en-Nebil, bu kab, uzunlugu ve genilii birer kardan az
tahmin ettigi gibl Beyhakly de selkiz ritl su ahr bir testi olarak takdir etmistir.
4. Farak, cumhurun kavline göre iki Sa' miktar su alr bir kabdr kl, takriben
uç Sa --ki tak-
alt litre eder. îbnu'l-Esir ise RAnn fethile farak'in 16 rtl yanl
riben dokuz litredir- RA'nin sükînu ile FARK'in 120 ritl; yahud 22 1/2 Sa'
yani takriben 67,5 litre demi, lugat ehlinin ittifak beyanlarile her KIST 1/2 sa'
dlye tarif edilmi olduundan îbnu'l-Eslr'n nahline dlyecek kalmiyor. Sufya-
nu'bnu Uyeyne ile Imâm arri ve lügatçlar bunda müttcflktirler. Ancak Ha-
nefi hakihleri MÜDD'U 2 rtl itibar edib, Sa'da 4 Müdd olduundan onlurca
FARAK 2 Sa'dir ki yine Hlcaz'lhlarn 3 Sa'in toplam itibar ettikheri 16 ritl
demek olur.
380 SAHIH-1 MUSLIM

is. C: 1.

41 (
.. ie R:1súlulah (S) farak'dan ibarct olan
(R):
bir kabdan ykamrdi. Ben, bir kap içinde Rasûlullah ile beraber yikanir-
dim, demitir.
Sufyån'in hadisinde: Bir tek kabtan (denmitir).
Kuteybe: Sufyân, farak üç så'dr, dedi, demitir.

42 (320) ********| Ebi Seleme (R) öyle dedi:


Ben Aic'nin huzuruna onun bir beraber girdim. Süt
siit kardeiyle
kardcsi ie'ye Peygambcr'in ciünüblükten ykanmasn sorlu. Bunun
iizerine ie: Bir sâå' mikdar su alan bir kab istedi, onunla ykand. Bi-
zimle onun arasnda (bedenin aaisi görünmemek için) bir perde vard.
Bann üzerine iiç defa su boaltt.
Scleme) dedi ki: Peygamber (S) in zevceleri,
(Ebi balarindan saç
alirladi. Hatta saçlari vefre gibi olurdu'.

5. Ynni onlar, bnlarnn alrlar


saçlarindan ve saçlarni hafifletirlerdi de saçlari1
kulnklarina kadar uzun olur, dahn aaiya geçmezdi. Bunu peygamberin vefn-
tindan sonra siislenmeyi braktklarm için y:aptiklar tahmin edilnitir. Mamnfih
buradan kadnn da saçn ksaltmasnn cevaz anlalmigtr.
KITBU'L-HAYZ 381

J
vas

43 (321) ******. Ebû Seleme dedi ki: Aie (R) öyle demitir.
Rasûlullah (S) ykand zaman sa ile balard. öyle ki: Sag eli iizc-
rine su döker ve onu ykard. Sonra sa eliyle kendisinde bulunan
pislik
üzerine suyu döker ve onu kendisinden sol eliyle ykard. Nihayet bun
lar bitirince suyu ba üzerine dökerdi.
Yine Aie: Biz her ikimiz de cünüb olduumuz halde ben vc Rasûlul-
lah bir kapdan ykanrdk, dedi.

44 : :Hafsa Bintu Abdirrahmai'nbi


) ******

disi Munziru'bnu Zubeyr'in nikâh altndayd) den:


Ebi Bekr (ken-

ve peygamber üç
Ona Aie (R) öyle haber vermilir: Aie kendisi
içinde ykanrlard.
Miüdd' yahut ona yakn mikdarda su alacak bir kab

45- ( ) . Aie (R) öyle dei: Ben ve Rasûlullah cünüb-


:

lükten çkmak için bir kabdan ykanrdk.


(Yikanrken) ellerimiz o kab
içine arka arkaya girip çikard.
Miidd ile yikanmtr. Yahut bu mlüdd'en
6. Bunun iki tefsiri vardr: Her biri üç
uygun olur.
murad sa'dr. Bu takdirde Farak hadis'ine
öyle denmitir: Bunlnr çe-
Bu deilk miktar gösteren rivâyetleri cem'de
gitli hallerdeki ykanmalardr. Bunlarda kullandgi suyun en çolk ve en nz
miktar bulunur. Bunlar ykanmak ve temizlenmelk suyunun miktarind:a kesin
için büyük bir kolaylk ve genig-
bir hadd olmndina delhlet eder ki, ümmet
iktir (Nevevi).
382 SAHIH-1 MUSLIM

46- ) .. :Aie (R) öyle dedi: Ben ve Rasûlullah kendi-


siyle benim aramda bulunan bir kabdan ykanrdk. (Ykanrken bazan)
o beni geçerdi de ben ona: Benim için birak, benim için brak, derdim.
Halbuki onlarn ikisi de cünübdürler, demitir.

47 (322) **
... bn Abbas (R) öyle dedi:
ol
Bana Meymûne bizzat kendisi ve Peygamber bir kabda ykanr
duklarn haber verdi.

48 (323) .. : tbn Abbas (R) öyle haber vermitir: Ra-


sûulalh (S) Meymûne'den arta kalan su ile ykanrd.

49- (324) :Ummu Seleme'nin kz Zeyneb tahdis ctmi-


Ummu Seleme
tir. O'na da Ummu Seleme tahdîs edip öyle demitir:
bir kabda
ve Rasûlullah (S) her ikisi de cünüblükten (çkmak için)
yikanrlard.
KITÅBU'L-HAYZ 383

50 (325) Abdullahi'bnu
***** Abdillahi'bni Cebr söyle dedi:
Enes'den iiddim, söyle diyordu: Rasûlullah (S) be mckkik (mikdar
su) ile ykanr, bir mckkâk ile de abdent alrd'.
fbnu'l-Müsenna: Be mekâki ile demitir.
fbnu Muâz'da: Abdullahi'bnu Abdillah'dan dedi ve Îbnu' Cebr'i zik-
retmedi.

51
. Enes (R) söyle dedi: Nebiy (S) müdd ile ab
dest alir, bir sâ'dan be miüdde kadar su ile de ykanrd.

52- (326) :Sefine (R) söyle dedi: Rasûlullah (S) i cü


********

nübiük ten qkmas için bir sâ' mikdar su iyice ykar, bir midd mikdarn
su da iyice abdest aldrrd'.

7. Belki burada mekkhkden murad miidddür. Çünkü bundan sonra gelecek olan
diger rivâyette: Mudd lle abdest alr ve sâ' ile be müdde kadar da yaikanrd,
demigtir (Nevevi).
8. Sa', be Badad rtl ile 1/3 rti alabllen kaba denir. Bir müdd de bir s&'in
dörtte bir mikdardr. Bu afrllerden Nevevi'nin verdii hisabdr. Ancak bu
384 SAHIH-i MUSLIM

53- ) .. (R) öyle dedi: Rasûlullah (S)


Scfine bir sâ'
su ile ykanr ve bir midd su ile de temizlenirdi
Ibn Hucr'un hadisinde: Yahut bir müdd su onu temizlerdi (ek-
lindedir.)

ölçek pek ihtilafl olduundan, derccesini anlamak


ihtilaflarn isteyenler Kams
Tercemesi'nden mildd, sâ', mckkhik ve nt kelimelerinin iznhna miiracaat cde-
bilirler. Rasûlullah'in muhtelif mikdarlarda su ile abdest alb yikandna dâir
dier pek çok riváyetler de vardr. Buradaki mikdarlar orta yapl bir kinse-
nin, yilkanacak azas üzerinden akncak suyun, en az mikdarn gösterir. Beden
azasi yikanb, üzerinden su cereyan ettikden sonra bu mikdarlardan da az su
ile abdestsizlik hali riderilebilir. lsraf dedirtmiyecek ziyadesi ile de câizdir.
Medine'de kullanlan Müdd -ki fakihler arasnda Poygamber Müddt adile ta
ninir11/3 ntl mikduri alabilir bir hacim ülçilstdür. Dört midd bir sh'dr
ne kemmi-
Ancak mtdd lle sa'n mikdarlarn anlamale, mileyas tutulan rtl'n
yette olduunu bilmeye baghdr. Ritl ise B:dadísi amisi vardir. ani birinin
usaru Iran, digerininki Roma öl;ileri olub, hisab sirasndn taleriben bir mil
dar gösteren iki ölçektir. Bngdadi ritl (130), daha dogrusu -Nevevi'nin tahki
kinegöre- (128 4/7) dirhemdir. En sahih olan ikinci takdir ise de, keslrli ol-
duundan buna (1 3/7) dirhem, dier ta'birle ir miskAl ilave ederek kesirsiz
(130) dirhem itibar edilmitir.
rtl olan bir peygamber nmlddil bu hisnba göre (171 3/7) veya (130)
(1 1/3)
dirhem hisabna nazaran (173 1/3) dirhem eder kl, en doru hisnb ve talkdire
göre, bir dirhem 3.0898 gram ettuginden, bu mikdar su 0.530 ynni yarm litre
den biraz fazlaca bir sey tutar. Bu mikdar bugün sucularn kullandklar su
bardaklarndan üçünün ald sudan azdr. Bu, Imam tfii le HicAz fakihle-
rinin takdridir. Ebü Hanife le Irak fakihlerlne göre ise Müdd, iki ritl oldu-
gundan abdest suyunun mikdar (1,06) itre eder ki be bardakdan biraz faz-
lacadr.
Samt ritl hakkinda da yine Kamâs Torcemesinin nti maddesinde kast bilgi
ler verilmitir.
Bu hadis'e nazaran Rasdltullah'in abdest suyu ite bu kadar az mikdardadr.
ki,
Gusal için kullandi su da yine bu rivâyete göre dörtden be mldde kadar
(2, 650)
o da (685 5/7) den (857 1/7) dirhem eder. Bu da takriben (2, 120) den
göre ise
litreye kadar eder. Irak fnkihlerinin mliddu iki ntl itibar ettiklerine
Ter., I, 141-142).
bu mikdar takriben (4,24) den (5,3) litreye kadardr (Teerid
kITÅBU'1-HAYZ 385
Ebû Reyhâne: Sefine çok ihtiyar oldu da ben onun hadisine
edemiyordum, itimad
demitir'.

(11) 'BA UZERINDEN VE BEDENIN DIGER KISIMLARI UzErIN.


DEN U DEFA SU TAIRMANIN MUSTAHABLII BABI

-o00-

54- (327) .
******** Cübeyru'bnu Mut'im öyle demitir:
Rasûlullah (S) in yannda ykanma (suyunun mikdar) hususunda
münakaa ettiler. Cemâatten biri: Bana gelince, ben bam öyle öyle
yikarm, dcdi. Bunun üzcrine Rasûlullah, «Bana gelince, ben bamin
üzcrinden üç avuç su aktrm» buyurdu,

. a*
55- ( Cubeyru'bnu Mut'm öyle dedi:
) :

Peygamber (S) in huzurunda cünüblüikten ykanmak zikrolundu.


Bunun üzerine kendisi: «Bana gelince, bamn üzerine üç kerre su bo-
galtirim» buyurdu.
9. Bu Seflne, Ras0lulah'n sahâblerindendir. Kendisi ya Rasalullah'in, yahut da
mu'minlerin anas Umml Seleme'nin azadllarndand. tsmi Mihrân yahut da
Raman idi. Bir gazvede arkadaglarnin egyalarn yUklenip tadi için Rasû-
Sonra bu isim onda devam edip gitti
lullah ona Sefine diye lsim vermigti.
(Usdu'1-Gabe).
386 SAHIH-t MUSLIM

. i.Ja1

56 (328) Câbiru'bnu Abdillah öyle dedi: Sakif heyeti


Peygamber (S) den sordular ve dediler ki: Bizim arâzimiz souk bir
yerdir. Binaenaleyh ykanma nasl yaplacak? Bunun üzerine Rasûlullah:
Bana gelince, bamn üzerine üç kerre su aktrm» buyurdu.
Ibn Sâlim kendi rivâyetinde öyle dedi: Bize Hueym söyledi. Bize
Ebû Bir haber verdi ve dedi ki: Sakif heyeti: «Ya Rasûlallah!» dediler.

oV

rilifti

57 (329) Câbiru'bnu Ablillah (R) söyle dedi


Rasûlullah (S) cünüblükten çkmak için ykandnda ba üstüne
üç ayuç su dökerdi.
Hasanu'bnu Muhammed, Câbir'e: Benim saçm çoktur, dedi. Bunun
sagç senin saçndan
üzerine Câbir ona: Ey kardeim olu! Rasûlullah'in
daha çok ve daha ho idi, dedi.
i (r)

1T.
2
1
KITÄBU'L-HAYZ 387

(12) YIKANAN KADININ SAÇ ÖRGÜLERINÍN HUKMÜ BBI


-o00-
58- (330) :Ummu Seleme (R) öyle dedi:
Ya Rasûlallah! Ben, bamin saç örgüsü iddetli olan bir kadnm.
Ciinüblük ykanmas için örgüyiü bozaym m? diye sordum. «Hayr,
sadece bann üzerine üç avuç su dökmekliin sana kâfi gelir. Sonra
.
suyu bütün bedenin üzerinden aktrsn ve temizlenirsin» buyurdu.
Burada Yezidu'bnu Hârûn ve Abdurrazzak ikisi bize Sevrî,
Eyyûbu'bnu Mûsâ'dan bu isnad içinde haber verdi diye tahdis ettiler.
Abdurrazzak'in hadisinde: Ben hayz ve cünüblük için örgüyiü bozaym
mi? (dedim). «Hayr» buyurdu. Sonra lbnu Uyeyne hadisinin ma'nâsyle
zikretti.
:Burada de Eyyûb: onu Mûsâ;, buisnad ile tahdis edip dedi
ki: Ben cünüblükten (ykandg. nda) saç örgüsünü çözeyim de öyle mi
yikanaym? (dedi) ve hayz1 zikr tmedi.

tt .
59 (331) Ubeydu'bnu Umeyr söyle dedi: Äie'ye, Ab-
dullahi'bnu Amr'in kadnlara ykandklar zaman balarn bozmalarni
emreder olduu haberi ulat. Onun üzerine ie (R) öyle dedi: Hayret
u Amnn oluna! Kadnlara ykandklari zaman balarn bozmalarnr
388 SAHIH-t MUSLIM

emreder! Kadnlara, balarn tars etmelerini de emretmez mi ki? Yemin


olsun ben ve Rasûlullah bir tek kabda yikanrdk da ben bamin üze-
rine üç defa boaltmaktan fazla birey yapmazdm.

4J Jiti1 L (ir)

(13) HAYIZDAN YIKANAN KADININ, KAN YERÎNDE MISKLEN.


DÍRÍLMf BÎR PARÇA KULLANMASININ MUSTAHABLII BBI
-o00-

60- (332)
. Aie (R) söyle dedi: Bir kadn Peygamber
(S) e, hayzdan sonra nasil yikanacan sordu: Yine Äie: Peygamberin
o kadna nasl ykanacan örettiini zikretti. Sonra Peygamber: Misk
lendirilmi bir parça alrsn ve onunla temizlenirsin, buyurdu. Kadn:
Ben onunla nasl temizleneyim? dedi. Peygamber de: Subhanallah!
Onunla temizlen ite!» buyurdu ve yizünü örttü. (Burada Sufyânu'bnu
Uyeyne eliyle yüzü üzerinde iâret ederek bizlere o örtüü gösterdi.)
Aige öyle dedi: Peygamberin ne kasdettiini anladm ve kadn
kendime doru çektim. Ona: Kann izince onu gezdir, dedim. îbnu Ebi
Umer kendi rivâyetinde: Onu kann izlerince gezdir, dedim cklindedir.
... ie (R) den: (öyle demitir:) Bir kadn Peygambere, tu-
al
hur sirasnda nasl ykanaym? diye sordu. «Misklendirilmi bir parça
ve onunla temizlen» buyurdu. Sonra Sufyân hadisi tarznda zikretti.
KITABUL-HAYZ 389

.KisKis

61- ) : lbrahimu'bnu Muhâcir öyle dedi:


Safiyye'den iiddim. 0, Åie'den söylüyordu. (ie öyle demitir:)
Rasûlullah «Sizlerden bi-
:
Esma Peygamber'e hayz yikanmann sordu. Temizlenmesini de gü
riniz suyunu ve kokulu sidresini alr, temizlenir.
zel yapar. Sonra ba üzerine su döker ve ban iddetli
bir sürtme ile
kendi üzerine
ovar ki, ykama bann saç köklerine kadar ulasn. Sonra
temizlenir»
su döker, sonra misklendirilmi bir parça alr ve onunla
sor-
buyurdu. Bunun üzerine yine Esma: Bununla nasl temizlenir? diyc
du. Rasûlullah:
Subhanallah! Onunla temizlenirsin ite!» buyurdu. Aie (muhata-
gunu gizliyerek):
binin duyacai, fakat oradakilerin igidmiyecegi tarzda
Kann izince gezdirirsin, dedi. Kadin Peygambere cenabet yikanmasn
Eordu. Peygamber:
Bir su alr, temizlenir, temizlii de güzel yapar, yahut temizlii ta-
mamlar. Sonra ba izerine su döker ve onu outurur. Tå ki, ykamaa
390 SAHIH-1 MUSLIM

banin saç köklerine ulasn. Sonra kendi üzerine suyu tarr» buyurdu.
Müteâkiben Aie: Ensár kadnlar nc iyi kadnlardsr. Hayalar, dinlcri
hususrunda ilim sâhibi olmaktan kendilerini men cdememitir.
Su'be bu isnad içinde o hadis'in benzerini tahdis ctti. Ve
Peygamber: «Subhanallah! Onunla temizlenirsin ite!» dedi ve tescttür
eyledi, dedi.
Aie öyle dedi: Esma Bintu ekcl, Rasûlullah'n huzuruna
********

girdi ve: Ya Rasûlullah! Bizlerden biri hayzdan tuhûira girdii zaman


nasil yikanr? diye sordu. Râvi hadisi sevketti ve içinde cünüblük ykan-
masn zikretmedi.
(1:)
ni

(14) IsTiHZALI KADIN, ISTlHAZALI KADININ YIKANMASI VE


NAMAZ KILMASI BBI
-o00-
- 10 62 (333) (R) söyle dedi: Ebû Humey'in kiz Fâ-
.. Aie
tima Peygamber (S) c geldi ve: Ya Rasülullah! Ben istihâzaya mübtelâ
bir kadnm, temizlenemiyorum. Namaz birakaym m? diye sordu.
(Ra-
súlullah:) «Hayr, bu bir damar kanndan ibarettir, hay1z deildir. Hay-
zin geldii zaman namaz terket. Hayz müddeti bittii zaman ise nama-
zin kl» buyurdu.
t i " Burada Ebû Muâviye, Cerir, Numeyr ve Hammâdu'bnu
Zeyd, bunlarn hepsi de Hiamu'bnu Urve'den, Vekî'in hadisi ve isnadi-
KITABU'L-HAYZ: 391

nin benzerini rivayet cttiler. Kuteybe'nin. Cerir'den olan hadis'inde: Fâ-


tuma Bintu, Ebi Hubeys lbni Abdilmuttalibi'bni, Esed geldi ". O bizden
bir kadindr (sözleri vardr). Hammâdu'bnu Zeyd hadisinde ise ziyade
bir söz vardr. Biz onun zikrini terkettik, demitir".

63 *****...Aie (R) söyle dedi: Cah kz Ummu Ha-


(334)
bibe Rasûlullah'a: Ben istihâza oluyorum, dedi ve ondan fetva istedi.
Rasúlullah (S): «Bu bir damar (kann) dan ibarettir. Binaenaleyh, yi-
kan, sonra namaz buyurdu. Bu sebeple Ummu Habibe her namaz
kl
Sirasinda ykanrd.
Leysu'bnu Sa'd: tbnu's-ihâb Rasûlullah'in Cah kiz Ummu Habi-
be'ye her namaz sirasnda ykanmasn emrettiini zikretmedi. Làkin bu,
o kadnin kendi kendine yapt bir eydir, dedi.
Ibnu Rumh, ise kendi rivâyetinde: Cah'in kiz demi, Ummu Ha-
bibe'yi zikretmemitir.

10. Asllarda böyle vâki' olmutur. limler bunun,vehm olduundajttifak tiler.


Dorusu: Fatma Bintu Ehi Hubeyi'bni Muttalibdir, «Abd» fazladr, dediler.
11. Hammâd hadis'inde terkedilen ziyade «Kendinden kan yka» sözünden sonra
eAbdset al» kelimesidir. Hammad, bu ctümlenin rivâyetinde yalniz ikald için,
Muslim o kelimeyi diüürmütür (Nevevi).":it4 H
T15 tss 7
392 SAHIH-1 MUSLIM

64- ) : Peygamber (S) in zevcesi Äie (R) öyle dedi:


Rasülullah'n baldz olan ve Abdurrahmani'bnu Avfin nikâh altnda
bulunan Cah kiz Ummu Habibe yedi scne istihâza oldu. Kendisi bu hu-
susta fetva istedi. Rasúlullah da: «Süphe yok ki bu, hayz deildir. Fa-
kat bu bir damardr. Binaenaleyh yikan ve namazn kl» buyurdu.
Aie: Ummu Habibe, kz kardei Zeyncb Bintu Cah'n hiicresinde
bir leen içinde" yikanrd da kann krmzlh su üstüne kadar yik-
selirdi, dedi.
fbn söyle dedi: Ebû Bckr lbnu Abdirrahmani'bnu Hârisi'bni
ihâb
Hiâm'a bunu söyledim, dedi ki: Allah Hind'e rahmet eylesin. Ecr bu fct-
vay iitseydi, Allah'a ycmin ederim ki, o muhakkak alard. Çünkü ken-
disi namaz klmazd.
******** Aie demitir: Cah kz Ummü Habibe Rasûlullah'a
öyle
geldi. Kendisi yedi sene istihâza olmutu.. Bu hadisde de: Kan krmz
lii suya galip gelir derecede, söziüne kadar Amru'bnu Hâris'in hadisi
gibidir. Bundan sonrasn zikretmemitir.
Uyeyne, Zührï'den, o da Amre'den, o da ie'-
Sufyânu'bnu
den tahdis etti. Åie bunda da ötekilerin hadisleri tarznda: Cah'n izl,
yedi sene istihâza oldu, demitir.

12. Mirken, lçinde çamar ve sair geyler ykanan ve legen ta'bir olunan kabdr.
Buna dagar dahi denlr (Kamûs Tercemesl).
.
KITABUL-HAYZ 393

J l ELS
65 ) Åie (R)söyle dedi: Ummu Habibe Rasûlul-
lah'a, istihâza kann sordu. Ben de onun lecnini kan dolu olarak gör-
düm. Rasûlullah ona: «Hayznin, seni hapsettii müddet kadar bekle.
Sonra yikan ve namaz kl» buyurdu.

66- ). Peygamber (S) in zevcesi Aie (R) söyle dedi:


Abdurrahmani'bnu Avf'in nikâh altinda bulunan Cah kiz1 Ummü
Habibe Rasûlullah'a istihâza kanndan ikâyct ctti. O da ona: «llayzin
seni hapsettii müddct kadar bekle, sonra ykan» buyurdu Arlk Ummu
Habibe her bir namaz srasnda ykanyordu.

(15) HAYIZLIYA NAMAZIN DEGIL, ORUC KAZASININ


vUCOBU BBI
-o00-
67 (335) Muâze söyle dedi: Bir kadn ie'ye: Bizler-
den birimiz hayzl günlerindeki namaz kaza eder mi? diye sordu. Bu-
394 SAHIH-1 MUSLIM

nun üzerinc Aic (R): Sen iIarûriyyc misin?'" Bizden birimiz Rasûlullah
(S) zamannda hayz olurdu da sonra namaz kaza etmekle emrolunmaz-
di, dedi.

iaa:jiö.
6S-O ) :Yezid öyle dedi: Ben Muâzc'den iiddim. ( De-
di ki:) kadn Äie'ye: Hayzl kadn namaz kaza cder mi? diye sordu.
Bunun izerine Aic (R) söyle dedi: Sen bir Harûriyye misin? Rasúlul
lah (S) 1n kadnlarnin hayz olduklar muhakkakdr. Peki Peygamber
onlara namaz kaza etmclerini emretti mi?

C* (..)-14
ölg6le ai. digtai.

69- Muâze söyle dedi: Ben Aise'ye: Hay1zl kadn


. ..
neden orucu kaza cdiyor da namaz1 kaza ctmiyor? diye sordum. Sen Ha-
rüriyye misin ? dedi. Ben bir Harûriyye deilim. Lâkin ben bunu soru-
yorum, dedim. Aie (R): Bu bizlere isâbet ederdi de bizler orucu kaza
etmekle emrolunur, fakat namaz kaza etmekle emrolunmazdk, dedi".

PL (11)

13. Harûriler Küfe civarndaki Harhra karyesine mensub Hariet firknsdr. Bun
larin lk tophntis ornda yapild için kendilerine hartriler denilmigtir. Bun-
lar din islerinde iddeti iltizam ettilklerinden pek çrk in dalaletlere sapmi-
Iardr. Hardriler hayzlnn hayz zamannda geçen namazlarn kaza etmesinin
vAcib olduguna kail olurlard. Bu ise ümmetin iema'na muhaliftir.
14. Cevabdan anlagiliyor ki namazn kaza cdilmesine ruhsat verilmesi tahfif iein
dir. Günde be defa tekrar eden bir badeti knza etmek o kadar kolay degildir.
KITÅBU'L-HAYZ 395

(16) YIKANAN KIMSENIN BEZ VEYA BENZERt BlR EYLE


sUTRELENMESI BÅBI

-o00-

70-(336)
Ben
..Bize Yahya'bnu Yahya tahdis etti, dedi ki:
Mâlik'in huzurunda okudum: Ebu'n-Nadr'dan, ona da Ebû Tâlib kz
Ummu Hâní'nin âzâdls olan Ebû Murre haber vermitir. Ebû Murre de
Ebi Tâlib kiz Ummuhani'yi öyle dcrken dinlemitir. (Mekke) fethi
senesi Rasûlullah (S) n yanna gittim. Onu ykanyor, buldum. Kiz1
Fâtma da onu bir bez ile perdeliyordu.

71- . EbûTâlib'in kiz Ummuhânî (R) öyle tahdis


etmitir. Fetih yl olduu zaman Ummuhâni, Rasûlullah'n yanna gel-
di, Rasúlullah (S) Mekke'nin en yüksek yerinde bulunuyordu. Rasûlul-
lah ykanmaya kalkt. Fâtma da onun üzerine bir perde gerdi. Sonra

.
Rasûlullah elbisesini ald ve ona sarld. Sonra Duhâ vakti nâfilesini
sekiz rek'at olarak kld.

72 . Burada Ebû Usâme Velidu'bnu Kesîr'den, o da


Sa'idu'bnu Ebi Hind' den bu isnad ile tahdis etmitir. Sa'id dedi ki, Pey-
gamber (S) i, kz Fâlma yine kendi elbisesi ile perdeledi. Ykaninca
da o elbiseyi ald ve ona sarld. Sonra kalkp sckiz secde (rek'at) namaz
kildi. Bu, Duhâ (namaz) dr.

Ramazan orucu ise ylda bir kerre farz olduundan sene içinde birkaç günlük
orucu kaza etmek daha kolaydr.
396 SAHIH-1 MUSLIM

73 (337) Zaide A'me'den, o da Sâlimu'bnu


******** Burada
o da Meymüne'den
Ebi'l-Ca'd'dan, o da Kurayb'dan, o da tbn Abbas'dan,
koydum ve onu per-
tahdis etti. Meymûne (R): Peygamber (S) için su
deledim, o da ykand, demitir.

oikgi LLG 3.JGXBiCL (rra) - V

. d

JEES(5 3K)Vüs.syi1öl3

(17) AVRET YERLERÍNE BAKMANIN TARÎMÍ BBI

-o00-

74 (338) **** Ebù Sa'id Hudri (R) öyle demitir:


da
Rasúlullah (S) buyurdu ki: «Erkek erkein avret yerine, kadn
kadnn avret yerine bakmasn. Erkek erkee bir tek elbise içinde
dier sürtünmesin».
sürtünmesin. Kadn da dier kadna bir tek elbise içinde
verdi. Ve
Burada Dehhâku'bnu Usmân bu isnad ile haber
uryesi-iryesi, kadn
********

onun buradaki iki râvisi (avret sözü yerine) erkek


hali ma'-
uryesi-iryesi kelimelerini kullanmtr. (Urye ve irye çplaklk
nâsna gelir.)
ktTÅBU'L-HAY2 397

(18) HALVETTE ÇIPLAK OLARAK YIKANMANIN CEVZ BABI


-o00-
75- (339) Hemmâmu'bnu Müncbbih: Bu, Ebû Hureyre'
nin bize Allah'in Rasûlü Muhammed (S) den söyledikleridir, dedi ve bir-
çok hadis'ler zikretti. Onlardan biri de udur: Rasilullah (S) buyurdu
ki: eisrail oullar çplak olarak ve biribirlerinin avret yerine baka baka
ynkanirlard. Mûsâ Aleyhisnelâm ise yalnzca ykanrd. Israil oullar:
Vallahi Mûsá'y bizimle beraber ykanmaktan meneden ey mutlaka ka-
sii çkk olmasdr, derlerdi. (Mûsâ) bir defa ykanmaya gitti. Elbisesini
de bir tan üstüne koydu. Ta elbisesini alp kact. (Yani elbise ilc yu-
varlanp gitti). Müsâ: Aman ta! Elbisemi. Aman ta! Elbisemi, diyerek
tan arkasnda alabildiine kotu. O kadar ki lsrail oullar Mûsâ'mn
avret yerini gördüler ve: Vallahi Mûsâ'da bir kusur yokmu, dediler.
Nihayet ta durdu, kendisi de bu surette tamamen görünmüs oldu. Elbi-
sesini ald ve ta dövmeye balad».
Ebù Hureyre dedi ki: Vallahi u muhakkak ki Mûsâ'nn taa vur-
masndan dolay, o tada hâlâ alt yahut yedi bere izi kalmtr"
15. Bu son söz ya ta lik olarak yani sened zikretmeksizin Ebû Hureyre'den naklo
lunan blr sözdür. yahut da râvilerden Hemmam 1bn Münebbih'in Kelâmnin
tetimmesidir kl evvelki sözlerin devam ve dolaysile müsncd olmu olur. Her
ki takdirece Eba Hureyre'nin bu izleri haber vermesi, peygamberden duyulmu
olmasina binaendir. Zira böyle bir haber nlklt istidial ile bilinebilir seylerden
deglldir,
398 SAHIH-i MUSLIM

(19) AVRET YERINI MUHFAZAYA DIKKAT GOSTERILMDESI


BABI
-o00-
76- (340) ******* Cabiru'bnu Abdillah (R) söyle demitir: Kâbe
:

bina edildii zaman Peygamber (S) Abbâs ile birlikte ta naklediyorlar


d. Abbâs Peygambere: lzårin (fütan) omuzun iüstiüne koy da tadan
korusun, dedi. O da bunu yapti. Fakat kendisi hemen yere dütü ve iki
gözü semaya dikildi. Sonra: «lzârm, izârm!» diycrek kalkt ve izârn1
kendi üzerine balad. Ibnu Râfi'in rivâyetinde: Omuzun üstüne deme-
mi, boynunun üstüne demitir.

(77)- (). Câmiru'bnu Abdillah öyle demitir:


Rasúlullah (S) Kurey ile birlikte Kâbe için ta naklediyordu. Fütas
üzerindeydi. Amcas Abbas ona: Ey kardeimin olu! Fûtan çözsen de
onu omuzunun üstüne, talarn altna koysan, dedi. Câbir (yahut Câbir'e
haber veren): Fütasn çözüp de omuzunun üzerine koyunca hemen
baygin olarak yere dütü. Artk o günden sonra kendisi "bir daha çiplak
olarak göriülmemitir, dedi.
KITABU'L-HAYZ 399

78-(341) .. :Misveru'bnu Mahreme söyle dedi: Tamakta


olduum ar bir ta getirdim. Uzerimde de hafif bir fûta bulunuyordu,
Ta üzerinde iken fütam birden çözilüverdi. Ben fütay yerine koyma
ya muktedir olamadm. Nihayet (o vaziyette) ta yerine ulatrdm.
Bunun üzerine Rasûlullah (S): «Elbisenin yanna dön, hemen onu al,
siplak olarak yürümeyiniz» buyurdu ".

16. vücaddan örtülmesi gereken yerleri örtmek, terblyeli ve edebli blr tuyafette
bulunmak her erkek ve kadaina lazmgelen bir insanlik ve medenlyet giardr.
Ciplak veya yan çiplak olarak insanlar arasinda dolagmak medeniyet degil.
bedeviyet ve gerlk alametidir. NItekim Afrilka ve Avustralya'daki vahg! In-
sanlarn hala örtünme ve giyinme sevlyesine ulaamayp, çiplak yahut yari
çiplak bir hayat sürdükleri malûmdur.
tslam dini insanlga en makal ölçuler çerçevesinde cinsi ve modas ne
olursa olsun, en medeni glyim tarznn htadlerlni ögretmis, ifrat ve tefritler
den uzak, nezih bir yol tutmugtur. Peygamberin hayatnda ve devrinde bu-
nun en güzel örnei verilmigtir. Sonraki devrlerdeki örflerin gelitirdii ifrat-
lar savunmuyoruz, fakat bugün mtlsliman hanmlarn gayri miüslim ulkeler
dekl yar guplak glyinigleri taklid etmeleri, gehveti ve hlsleri tahrtk ederce
sine göglslere ve daha bagka yerlerine varncaya kadar kendilerini açmalar,
insanlik vakarna ve medenlyete aykrdr. Hlç güpheiz bu ylürekler ccis
durumun sebeblertnin bagnda, 1iahi ve Nebevi irgadlardan gafl bulunmak
gellr. tnsanlhk ,maddiyatta nekadar llerlerse llerlesin, bu irgadlardan mtüstagnt
kalamaz. Kallrsa birtakm gerillkleri ilerlilk, diger birtakum bedevilikler de
medenilik sayarak yolunu saptr ve neticede 1Ahi cezalara çarplarak helak
olur, gider. Allah'n kanunlarn çlgnlyerek ahlakazlagmi9 ve sonunda helak
olup gitmis birçok eski ümmetlerin ibretler dolu fec' akibetleri Kur'an'da de-
talarca zlkredilmitir. Insanhik ve bilhassa mu'minler, bunlardan ibretler alp
uyanmalidr (mlltercim)
«Ey, Adem okullar! Seytan ana ve bribanza, fena yerlerini kendilerine güs-
tormek lçin, olbisclerint soyarnk nnsil cannetden qikardysn, salan' slze de blr
400 SAHIH-t MUSLIM

(20) DEF'I HACET IçÍN sÚTRE EDINILEN EY BÅEI

-o00-
79--(342) . Abdullahi"bnu Câfcr (R) öyle dedi:
Birgün Rasûlullah heni binitinin arkasna bindirdi. Bana yavaça öyle
bir söz söyledi ki onu, insanlardan kimseye söylcmem. Ycrden bir tüm-
sck yahut bir hurma bahçcsi Rasilullah (S) a def'i hâccti için sitre
edindigi seylerin en sevgilisiydi,
Tbni Esma kendi hadisinde: lHurma hâii söziinü, hurina bosta:1 diye
tefsir etti.

(1)

( ) E( isJle] Lis:ósSi Js ii .

(21) «SUYU ANCAR SU GERERKTÍRÍR» IHADÍSI BABI


-o00-
80- Ebû Sa'id Hudri (R) öyle dedi: Bir pazartesi
(343) ******* .. :

gün Rasûlullah ile beraber Kubâ'ya qktm. Nihayet Benu Sâlim'e var-
dimiz vakit Rasûlullah Itbân'n kapis öniünde durup onu çard. O da
fûtasini sürüyerek dar çkti. Bunun üzerine Rasûlullah: «Adam ace-
le ettirdik» buyurdu. Bunu takiben Ilbân: Ya Rasûlallah! Fir erkek
karisnn üstünde iken acele ettirilir de nmeni gctiremezsc ne buyurursun?
fitne yupmasn. Cünkli o dy, kabileslnden olan(lur) da slzl, kendilerint güre-
miyreinlz yer(ler)drn muhakkalk gürlir(ler). Blz seytanlar lyman clnniy
crklerin velileri yaptk» (el-A'râf: 26).
KITABUL-HAYZ 401

Ona ne lâzm gelecektir? diye sordu. Rasûlullah: «Suyu ancak su gerek-


tirir> buyurdu".

81-(). Burada de Ebû Selemete'bnu Abdirrahman,


Ebû Sa'id Hudrî'den, o da Peygamber (S) den tahdis etti ki: (Peygam-
ber:) «Su ancak sudan (lâzm gelir)» buyurmutur.

82 (344) Burada
******* da Ebu'l-Alâ fbnu's-ihhîr tahdis edip
göyle demitir: Rasúlullah (S) in baz hadisi dier bazsin neshederdi.
Nitekim Kur'ân'n da bir ksmi bir ksmin nesheder".

.iai,.ai isí. cisisiaidij»J13,5. j:38

17. lmdi ümmet inzal olsun olmasn, clma' ile ve cima' olmaks1zin, sirt Inzål ile
guslun vucabunda ittifak etmilerdir. Sahtabllerden bir cemaat, guslün ancak
Inzal ile vacib olduuna kaildi. Sonra bazlari rucû' etti. Daha sonra da icma'
mün'akld oldu (Nevevi).
18. Bu Ebu'1-Al4, Tabildir. Müslim'1n Ebu'1-Ala'dan bu sözti nakletmestndekl mak
sadi Su sudandr» hadis'inin mensah olduunu göstermektir. Ebu'l-Al14'nin,
sunnet, sünneti nesheder sözlüne gelince, bu sahlhdir. Alimler: Sünnetin sün-
netle neshi dört vecih üzere olur: Birl, mütevatir sünnetin mütevatir sünnet
1le neshi. fkincisi, vähld haberinin yine vahid hnber lle neshi. Uçüncüsü, ahâ-
din mütevatir ile neshi. Dördüncüsl de, mütevatirin ahâd ile neshl,
Ug evvelkiler ihti1afs1z olarak câlzdir. Dördüncü Cumhur indinde calz ol-
maz. Ancak baz kere câlz olur, dediler (Nevevi).
s. Muslim, c. 1 - F: 26
402 SAHIH-1 MUSLIM

83- (345) ..
Ebû Sa'id Hudri
Rasûlullah (S) Ensardan bir kimscnin
(R) öyle demitir:
yanina urad ve onu çartti.
zat da ba damlaya damlaya çakgeldi Rasûlullah: Gâliba seni ace-
eye getirdik, buyurdu. Evet, ya Rasûlallah! dedi. Rasúlullah: «$ayct
in aceleye gelir, yahut mení hapsinc
niz namaz abdesti lâzm
uratlrsan sana gusül deil, yal-
olur» buyurdu.
Ibnu Beâr: Aceleye getirildiin, yahut meni hapsine uratldin
zaman demitir.

s.i . .ä IiC (rtv)-At

84- (346) :Ebû Eyyûb, Ubeyyu'bnu Kâ'bdan unu rivâyet


etti. Ubey öyle demitir: Rasûlullah'a, kadndan nasibini almakta iken,
sonra menî getiremiyen erkein hükmünü sordum. «Kadndan keindisine
isabet eden seyi ykar, sonra abdest alr ve namaz kilar» buyurdu.

85 ) :Ubeyyu'bnu Kâ'b Rasûlullah (S) dan unu ha-


ber çermitir: «Rasûlullah, eine varb da sonra menî getiremiyen erkek
hakknda: «Zekerini ykar ve abdest alr» buyurdu.
KITABU'L-HAYZ
403

86 (347) Zeydu'bnu Hâlid, Usmânu'bnu Affân'a öyle


sormugtur: Eiyle cinsî münasebet yapt
zaman mení getirememi olan
kimse hakknda ne dersin? dedim.
Usmân: Namaz abdesti alr gibi ab
dest alr, zekerini de ykar, dedi.
Usmân ilâve edip: Bunu ben Rasülul-
lah'dan iiddim, dedi ".
Burada Yahya dedi ki: Bana Ebû Seleme haber verdi: Ona
*******

Urvetu'bnu Zubeyr haber verdi. Ona Ebû Eyyûb haber verdi. Kendisi
de bu hadis'i Rasûlullah'dan
iitmitir.

i s:J
19. RAv Zeydu'bnu HAlld: Bu meseleyi AlI, zübeyr, Talha ve Ubeyyu'bnu kA'D'dan
sordum. Hepsl de bana böyle stöylediler, der. (Buhar1, kltabu'l-vudo, babu men
lem yere'1, Vudûn ill4 mine'l-mahreceyn...)
Bu yolda fetva veren sahdbiler, yalnz isimleri burada söylenmi olanlar
degildir. Aynl'nin beyanna göre Sa'du'bnu Ebt Vakkâs, Abdullahi'bnu Mes'.
ad, Raff'ubnu Hadic, Ebû Sa'1d Hudri, Eb0 Eyyub Ensart, Abdullahi'bnu Ab-
bas, Nu'manu'bnu Beir, Zeynu'bnu Sablt.. gibi bülyUk sahabiler lo tablün-
den Atau'bnu Ebi Rebah, Eb0 Seleme'bnu Abdirrahman, Hiamu'bnu Urve
ve A'me.. glbi büyük fakihler ve baa zâhiri alimleri de bu listeye dahildir.
Ancak bu hüküm Ummu'l-Mu'minin Äie, Eba Bekr, Umer, Abdullaht'bnu
Umer, yine Usmanu'bnu Affan lle Allyyu'bnu Ebi Tallb, îbnu Mes'ud,
ve diger muhacirlerden rivayet edilen hadís'ler ile mensûh olduu söylenmltir.
Buna göre Usman, All, Ibnu Mes'0d vo fbnu Abbas'in nâsha ittla' dolaysyle
evvelki fetvalarndan rucû' etikleri istidial olunuyor. Herhalde guslun vacib
oldugu üzerinde sahâbe ve tablûn devrinden sonra icma' mtün'akid olmutur
(Tocrid Ter, I, 131).
404 SAHIEH-t MUSLtM

(22) SUYU SU GEREKTlriR» HADSININ NESHI VE IKI sÜNNET


YERININ KAVUMASIYLE YIKANMANIN VÂCIB OLMASI BBI
-o00-
87 (348)
Ebû Hureyre (R) öyle demitir:
Peygamber buyurdu ki: Erkek kadnn dört ubesi arasna otu-
(S)
rup da gayret sarfedince ona ykanmalk våcib olmutur». (Dier tarikin
råvisi) Matar'n hadis'inde: «Meni indirmese de» kayd vardr. Bu râvi
ler arasnda Zuheyr: «Kadnn dört sa'bi arasna» diye rivâyet etmitir.
Muhammedu'bnu Ebi Adiy ve Vehbu'bnu Cerîr, ikisi de
Su'be'den o da Katâde'den bu isnad ile yukardaki hadis'in benzerini
tahdis ettiler. Ancak u'be'nin hadis'inde: «Sonra gayret ederse» kaydi
vardir, «meni indirmediyse» dememitir.

88 (349)
. Ebû Mûsâ (R) söyle dedi: Muhâcirlerden ve
Ensâr'dan bir cemâat bunda ihtilâf ettiler. öyle ki: Ensâriler: Gusül,
deti den (yani menj atmaktan) yahut sudan bakasyla våcib olmaz de.
diler. Muhâcirler ise: Hayr, iki uzuv biribirine girdikleri zaman gusül
vâcib olmugtur, dediler.
KITABU'L-HA YZ 405
RAvi dedi ki: Ebû Mûsâ, ben sizlero bu hususta ifal bilgi verecc
im, dedi ve sonra söyle anlatt: Kalktim ve ise'nin huzuruna izin
istedim. Bana izin verildi. Ona hitabcn: Ey anacim! (Yahut ey mü'
minlerin anas!) Ben sana bir ey sormak istiyorum, fakat ben senacn
de utanyorum, dedim. Seni douran anandan sorucusu oldugun eyi ben-
den sormaktan utanma. Çünkü ben de senin ancak ananim, dedi.
Guslü icabettiren nedir? diye sordum. Aic öyle dedi: Iin tam mü-
tchassisna dütün. Rasûlullah (S): «Kadnin dört ubesi" arasna otur.
dugu ve sünnet yeri sünnet ycrine dokunduu, zaman'" ykanmak väcib
olmutur» buyurdu.

89- (350) :Peygamber


******* (S) in zeveesi Åige () öyle dedi
Bir kimse Rasûlullah'a, eiyle cimâ yapan, sonra meni inzâl edemiyen
crkei sordu. Bu erkek ve dii iizerine ykanmak våcib olur mu? dedi.
Aie de orada oturuyordu. Bunun iizcrine Rasûlullah: «Een bunu mu-
hakak yaparim, ben ve u (yani Aic) sonra ykanz» buyurdu.

(r)

20. Dört subc: 1ki ayak ve lkd el yahut ilk bacak ve iki bud ile tefsir edilmitir.
21. Alimler: Bunun ma'nâs, rekerin kndnn ferci içinde görtünmez olursn, demck-
tir. Yoksa maksad hakikaten dolkunma degildir. Çünkt kadnin silnnet yerl
fercin en yulkarsidr, cima'da oraya zeker dokunmaz, dediler (Nevevi).
Dier bir riváyette Ale: «Sünnet yerl slünnet yerlne geçtii zaman boy
abdesti vacib olur» demigtir. 1te bu hndis bu konudaki mübhemligi ve göriüs
ayriliklarn halletmitir (Tecrid Ter., I, 171).
406 SAHIH-1 MUSLIMM

i zltiz.33d SAse J5 (ror)

(23) ATETE PlMt eYLER YENDIKTEN SONRA


ABDEST ALMA BÅBI
-o00-
90- (351) *******
:Zeydu'bnu Sâbit (R) söyle dedi: Rasûlullah
(S) den iiddim, öyle buyuruyordu: «Ate demi seyler yedikten sonra
abdest almak vardr» ".
(352) Abdullahi'bnu
******** lbrahimi'bni Kariz,
Ebû Hureyre'yi
mescidde abdest alrken bulmutur. Ebû Hureyre (R) söylc demitir:
Ben sadece yemi olduum elat" parçalarndan dolay abdest almakta-
yim. ünkiü ben Rasúlullah (S) dan iiddim öyle buyuruyordu: «Ates
demi seylerden (yedikten sonra) abdcst alniz».
(353) ibnu ihâb dedi ki: Bana Sa'idu'bnu Hâlidi'bni Amri'bni Us-
mân haber verdi. Ben kendisine bu hadisi tahdis ediyordum. 0, Urvetu'.
bnu Zubeyr'e, ates demi seylerden abdest almay sordu. Bunun üzerine
Urve dedi ki: Ben Peygamberin zevcesi Aie'den öyle derken duydum.

22. Ateste plmi


yemcklerden, bilhassa et yemeklerinden sonra .(namaz için) ab-
dest almann vacib olduuna kâall olanlar ve olmiyanlar vardr.
Birinciler ha-
dis'dekl vudû'u er'i ma'nâs ile abdest almaya, ikinciler de lûgat
ma'nasna
yani sadece el ve aiz ykamaya hamlctmilerdir. er'i ma'nada alnsa bile
Ebt Davud ve Nesal'deki: Rasûlullah'in son hali,
ate demi geyler yedikten
sonra abdest almay terketmek oldu> hadls'lyle mensûh
bazilar söyle ta'll etmilerdir:
olmutur. Bu neshi
CAhillyet zamannda halk temizlenmemeye
alm olduklar için ate de
mis yal yemekler yedíkten sonra, abdest almalar
emredilmiti. Islâmda te-
mizlik tnkarrur edip suyû' bulduktan sonra, Müslümanlara srf
kolaylk olmak
üzere bu hük\m kaldrlmgtr.
23. Ekt: (ekt, ukt, ikt, ekt, ekat, ekut ve
kt, gekillerinde de kullanlr): Yagi
alnmi sütten yaplp Türkçe'de Kes (yahut çökelek) denilen yourt kurusu
olacnktir. Ayran plirilir, sonra slzülüp
Torcemesi).
katlamas için braklr (Kamús
KITÄBU'L-HAYZ 407

Rasålullah (S): «Ate demi eylerden (ycdikten sonra abdest alniz»


buyurdu.

(24) ATETE PiMI EYLER YENDIKTEN SONRA


ABDEST ALMANIN NESHÍ BÅBI
-o00-
91- (354) ******...Ibn Abbas (R) den: (öyle demitir:)
Rasûlullah (S) bir koyun kürei yedi, sonra abdest almadi halde
namaz kld.
:Buradaki üç tarikin kayna olan lbn Abbâs (R) söyle de-
mitir: Peygamber (S) bir kemik (den yahut etten) ycdi, sonra abdest
almadi ve bir suya da dokunmad halde namaz kld.

92 (355) Amru'bnu Umeyye (R) Rasúlullah (S) 1 pi-


mis koyun küreinden et kesip yerken gördüünü, sonra abdest almad
halde namaz kldn haber vernitir.

lGS+.l ei (.)-4r
408 SAHlH-t MUSLIM

93- Amru'bnu Umeyye ed-Damri (R) söyle dedi: Ben


Rasalullah (8) 1 pimi koyun kireindcn et kesip yerlken gördiüm. O
Sirada Rasûlullah namaza çarild. Rasûlullah hemen kallkt, bçai (eti
elinden) brakp, abdest almadan namaza durdu.
Tbnu ihâb: Yine Aliyyu'bnu Abdillahi'bni Abbas, babasndan, o da
Rasûlullah'dan olmak üzere bunu bana söylemitir, dedi.
(356) Amr söyle dedi: Bana Bukeyru'bnu Eecc, ibn Abbas'n azad-
i Kureyb'den, o da Peygamberin zevcesi Meymne'den tahdis otti. Pey.
gamber (S), Meymûne'nin yannda bir kürek yemi, sonra abdest alma
dan namaza durmutur.
Amr öyle dedi: Ca'feru'bnu Rabi'a, Yalkubu'bnu Esecc'den
o da fbn Abbas'1n azadls Kureyb'den o da Peygamber'in zevccsi Mey-
mûne'den bu hadisi bana tahdis etti.

94 (357) . Ekû Râfi' öyle dedi: ahâdetederim ki ben


Rasûlullah (S) için bir koyunun içini (cier ve dier iç orgaularn)
atele piirdim (o da yedi). Sonra abdest almadan namaza durdu.

.a
KITABU'L-HAYZ 409

95- (358) bn Abbas (R) dan: (söyle demitir:)


Peygamber (S) süt içti, sonra su isteyip azn çalkalad ve: «Bu
yahdr» buyurdu.

.:Burada Amr, Evzâî ve Yûnus, bunlarn hepsi Ibn Sihâb'dan,


Ukeyl'in isnadyle Ziühri'den, bu hadisin benzerini rivâyet ettiler.

'

96 (359) . bn Abbas (R) dan: (öyle demitir:)


Rasûlullah (S), üzerine clbiselerini toplad, sonra namaza çkt. Tam
bu sirada kendisine ekmek ve etten ibaret bir hediyye getirildi. Kendisi
bundan üç lokma yedi, sonra suya dokunmadan halka namaz kldrd.
... Muhammedu'bnuAmri'bni Atâ tahdis edip: fbn Abbas ile
beraber idim, dedi ve hadisi lbn Halhala'nn hadisinin mânasyle sev.
ketti. Bunda: ibn Abbas, buna peygamberden åhid oldu ve bir de: Na-
maz kild, dedi, «halka namaz kldrd» demedi, vardr

.Y J
410 SAHIH-1 MUSLIM

.
iJs
(25) DEVE ETILERINDEN SONRA ABDEST ALMA BÅBI
-o00-
97 (360)
tir:)
* **
:Câbiru'bnuScmure (R) den: (söyle demi-
Bir kimse Rasûlullah'a, koyun eti yedikten sonra abdest alaym m?
diye sordu: «lstersen al, isterscn alma» buyurdu. Yine: Ya deve cti yc
dikten sonra abdest alaym m? diye sordu. Rasúlullah: «Evet, deve ctin-
den sonra abdcst al» buyurdu. O kimse: Koyun
allarnda namaz kla-
bilir miyim? dedi. «Evet», buyurdu. O ahs tekrar: Develerin istirahat
yerlerinde namaz klabilir miyim? diye sordu. Rasûlullah (S):
«Hayr»
buyurdu.
****:Burada Simâk, Usmânu'bnu Abdillahi'bni Mevhcb ve E'-
asu'bnu Ebi's-a'sa', bunlarn hepsi Ca'feru'bnu Ebi Sevr'den, o da Câ-
biru'bnu Semurc'den, o da Peygamber (S) den bundan önccki Ebû Kâ-
milin Ebú Avâne'den rivâyet ettii hadisin benzerini rivâyct
etmilerdir.

.
i.t
(26) ABDESTLÍ OLDUUNU ÎYÍCDE BÍLEN KIMSE SONRA HADES
HUSUSUNDA UPHE ETSE, BU ILK ABDESTIYLE
NAMAZ KILABÍLECEGÍNE DAIR DELIL BÅBI
-o00-
98 (361) ...
Abbâdu'bnu Temim'in amcas1 Abdullahi'bnu
Zeyd söyle demitir: Namazda iken kendisine bir sey (yani hades) vu-
KITABU'L-HAYZ 411

kûunu hayal eden kimsenin hali Peygamber'e arzolundu. Rasûlullah (S):


Bir ses veya bir koku duymadkça (namazdan) çkmasn)» buyurdu.
Buradaki Ebû Bekr ve Zuheyru'bnu Harb kendi rivâayetlerinde: O
amca, Abdullahi'bnu Zeyd'dir dediler.

99 (362) ********Ebû Hureyre (R) öyle dedi:


Rasûlullah (S) buyurdu ki: «Sizden biriniz karannda birsey hisse
der de ondan birey gkt mi, yoksa çkmad m kendisine miikil olursa,
bir ses iidmedikçe, yahut bir koku duymadkça mescidden sakn çk-
masin».

.
ui5iJ
(27) ÖLU HAYVAN DERÍsiNIN DIBAAT ÎLE TEMIZLENMESÍ
BBI
- -o00-
100 (363) .. : lbn Abbâs (R) söyle dedi
Meymúne'nin bir azadlsna sadaka malndan bir koyun verilmiti.
Bu koyun öldü. Rasûlullah (S) o öü koyunun yanndan
gegti de: «Bu-
ya» buyurdu. O
nun derisini alsaniz da, onu dibalayp faydalansanz
bir meytedir, dediler. Bunun üzerinc: Meyte'nin ancak etini yemek
haram olmutur» buyurdu.
Meymûne'den demi-
Ebû Bekr ile Ebû Umer kendi hadislerinde:
lerdir.
412 SAHIH-1 MUSLIM

101- ( :lbn Abbas (R) dan: (öyle demitir:)


Rasülulah (S) Meymûne'nin bir azadlsna sadaka malndan verilen
bir koyunu ölmü buldu da: «Bunun derisinden faydalansaniz ya» bu-
yurdu. O, bir meytedir, dediler. Bunun üzerine de: «Ülü hayvann ancak
etini yemek haram olmutur» buyurdu.
... Bize Hasen el-Hulvânî ve Abdu'bnu Humeyd beraberce Ya-
kubu'bnu îbrahim'bni Sa'd'dan tahdis etti. Bana babam, Sâlih'den, o da
ibnu's-ihâb'dan bu isnad ile önceki Yûnus rivâyetinin benzerini söy-
ledi, dedi.

102- () ... Îbn Abbâs (R) dan: (öyle demitir:)


Rasûlullah (S) kenara atlm bir koyun ölüsüne urad, o koyun sa-
daka malndan olup, Mcymine'nin azads olan bir kadna verilmiti.
Bunun üzerine Peygamber (S): «Onun derisini alsanz da tabalklasaniz
ve onunla menfaatlanseniz ya!» buyurdu.

103 (364) Bize fbn Cureye tahdis etti. Bana Amru'bnu


Dinâr haber verdi. Bana bir müddet önce Atâ haber verdi. Dedi ki: Bana
fbn Abbas haber verdi. Ona Meymûne söyle haber vermitir. Rasúlul-
láh'in kadnlarndan birinin eve alhm bir koyunu vard. O öldü de Ra-
súlullah (S): «Onun postunu alsanz ve onunla faydalansanz ya» bu-
yurdu.
KiTABU'IL-HAYZ 413

104 -(365) ..
1bn Abbas'dan: (öyle demitir:) Peygamber
(S) Meymîne'nin azadls olan bir kadna ait bir koyun (ölistünün) yn
nindan geçti de: «Onun postuyla faydalansanz ya!» buyurdu.

105 -
..
:Abdullahi'bnu Abbas dedi ki: Ben Rasûlul
(366)
lah (S) dan iiddim, söyle buyuruyordu: «Hayvan derisi tabakland
zaman muhakkak temiz olmutur».
.. Burada Îbnu Uyeyne, Abdulaziz ve Sufyân, bunlarn hepsi
********

Zeydu'bnu Eslem'den, o da Abdurrahmani'bnu Va'le'den, o da lbn Abbas'-


benzerini
dan, o da Peygamberden, geçen Yahya'bnu Yahya hadisinin
rivâyet etmilerdir.

106 .. Ebu'l-Hayr tahdis edib öyle dedi: lbnu Va'le


elimle dokundum. Bana:
es-Sebef'nin üzerinde bir kürk gördüm ve ona
414 SAHIH-t MUSLIM

Ona neden dokunuyorsun? Ben Abdullahi'bnu Abbas'a sordum ve dedim


ki: Bizler Marib'de bulunuyoruz. Bizim yanmzda Berber'ler ve Me
chs'lar vardr. Kestikleri bir tokluyu bize getirip verirler. Biz de onla-
rn kestiklerini yemeyiz. Içlerine hayvan igyalar koyarak bize deriden
tulumlar da getirirler ? Ibnu Abbas dedi ki: Biz Rasûlullah (S) a bunu
sorduk da o: «Derinin tabaklanmas, onu temizleyicisidir» buyurdu.

107- )****** Fbu'l-Hayr tahdis edip öyle dedi:


Bana, lbnu Va'le es-Scbei tahdis etti. Dedi ki: Abdullahi'bnu Ab.
bas'dan sordum ve öyle dedim: Bizler maribde bulunuyoruz. Bize Me
cûsiler içlerinde su ve hayvani yalar bulunan deri tulumlar getiriyor
lar? Bana: lç, diye cevap verdi. Ben tekrar: Bu senin düündüün bir
rey midir? dedim. Bunun üzerine lbn Abbas: en Rasûlullah (S) dan
iiddim: «Deriyi dibalamak, onun temizliidir» buyuruyordu, dedi.
(TA)
kITABUI-HA Y2 415

(28) TEYEMMUM (TOPRAKLA TEMIZLENME) BBI


-o00-
108 (367) Aige (R) 5öyle dedi: Rasûlullah (S) yap- n
tui seferlerin birinde" birlikte yola çkmtk. Ya Beydâ, yahut Zatu'l-
Seys'e" vardmzda (yanmda âriyet olan) gerdanlm koptu. Aransin
diye Rasúlullah o yerde bekledi. Herkes de beraber bekledi. Halbuki bir
su bainda deildiler. Yanlarnda da sular yoktu. Halk Ebú Bekr'e ge-
lip: Aige'nin ettiini gördün mi? Rasúlullah'i da, onunla beraber halki
da yollarindan alkoydu. Su banda deiller, yanlarnda da su yok, de
diler. Ebû Bekr yanma geldi. Rasúlullah da uyumus, ban dizime koy-
mugtu. Ebî Bekr: Sen Rasûlullah'1 da, herkesi de yolundan alhkoydun.
Su bainda deiller, yanlarnda da su yoktur, dedi. Aie dedi ki: Ebú
Bekr beni azarlad ve bir hayli söylendi. Eliyle de börüme vurmaya
balad. Beni kiprdamaktan, Rasûlullah'in dizimin üzerinde bulunma
Sindan baka hiçbir ey menetmiyordu. Rasûlullah uyudu, nihayet sabah
oldu. Hiç su yoktu. Allah Taålâ teycmmüm âyetini inzál buyurdu. Bunun
izerine herkes teyemmiüm etti. Useydu'bnu Hudayr:" Eý Ebû Bekr Ha-
nedân! Bu sizin ilk bereketiniz deildir, dedi. Aie dedi ki: Sonra (gi-
deceimiz sirada) iüzerine bindiim deveyi kaldrdk ve gerdanl altn-
da bulduk.

109 ) :Aie (R) dan: Aise (Kiz kardei) Esma'dan


bir gerdanl âriyet almt.. Bu gerdanlk kayboldu. Rasûlullah da as
24. Bu sefer, hicretin be veya altnc yilnda yaplan Benu'l-Mustalik, diger adyle
Mureysi seferidir, dlyenler vardr. Bazlar da Zatu'r-Rika' seferl olduunu söy
lemilerdir. Taberânl'nin rlvâyeti bnz yerlerde daha tafsillidir.
25. Vak'ann bu iki konktan hangisinde olduunda gek eden Ummu'l-Mü'minín
Alge'dir. Beyda, sahih görüse göre Zul'-Huleyfe'nin diger addr. zatu'l-Ceys'de
Medine'ye bir berid, yani dört fersah mesafede bir yerin ismidir. Her iklsi de
Mekke yolu üzerindedir.
26. Useydu'bnu Hudayr 1kinci Akabe gecesi Rashlullah tarafndan Evs üzerine na-
kib tayin olunan büyük bir Ensaridir. Gerdanlg yollarda aramaya gönderi-
lenlerin bagnda idi.
416 SAHIH-1 MUSLÎM

habndan baz kimscleri bunu aramak için yollad. Kendilerine namaz


vakti gelip çatt. Onlar da abdestsiz olarak namazlarn kldlar. Nihayet
Nebiy (S) e geldiklerinde bu durumu kendisine arzettiler. Müteâkiben
teyemmüm âyeti nâzil oldu. Bunun üzerine Useydu'bnu Hudayr, Aie'ye
hitaben: Allah seni hayr ile mükâfatlandrsn! Senin bana her ne i gel-
mise, Allah sana muhakkak ondan bir kurtulu yolu halketmi, müsli-
manlar lehine de onda muhakkak bir bereket bulundurmutur, sözlerini
söyledi.

110- (368) Sakik söyle dedi: Ben, Abdullah(Tbnu


Mes'id) ve Ebû Mûså ile oturuyordum. Ebû Mûsâ: Ya Eba Abdirrah-
man! Bir kimse cünüb olsa da bir ay su bulamasa ne dersin? Bu insan
nasl namaz klacaktr? diye sordu. Abdullah: Bir ay su bulamazsa da
teyemmüm etmez, dedi. Ebû Mûsâ: Mâide sûresindeki u: «... Ejer su
bulamazsaniz temiz toprakla teyemmiüm edin..» (en-Nisâ: 43; el-Mâide:
6) teyemmüm âyetini ne yapacaksn? dedi. Abdullah da: Bu adamlara
böyle bir ruhsat verilirse nerede ise suyu souk bulunca da onu bra-
kp, toprak ile teyemmüme kalkacaklar, dedi. Bu sefer Ebû Mûsâ Ab-
dullah'a: Sen Ammâr'n su sözünü iitmedin mi? Rasûlullah: Beni bir
hâcete göndermiti. Ben de cünüb oldum ve su bulamadm. Bunun üze-
rine ben toprakta hayvanin yuvarland gibi yuvrlandm. Sonra Pey-
gambere geldim ve bunu kendisine zikrettim. «Sadece iki elinle söylece
yapman sana kâfi gelirdi» buyurdu. Sonra iki eliyle yere bir defa
KITABU'L-HAYZ 417

vurdu. Ondan sonra sa


el ile solu, iki avucunun dg taraf ve yüzünü
meshetti? dedi.
Buna karglk Abdullah: Görmedin mi Umer, Ammâr'n bu söziine
kanf' olmad, dedi.

111- ) akik: Ebû Mûsâ Abdullah'a 5öyle dedi, diye-


rek hadisi Ebû Muâviye'nin hadisi tarznda kissas1yle sevketti. Ancak
o,15öyle dedi: Rasûlullah (S):
Sadece söyle yapmakln sana kâfi gelirdi» buyurdu ve iki eliyle
yere vurdu. Sonra ellerini silkti, sonra yüzünü ve avuclarni meshetti.

taj:á. hSisisiuúsj
(). :Abdurrahmani'bnu Ebzâ el-Huzâî öyle de-
112- oldum, su da bulama-
mitir: Bir kimse Umer'e geldi ve: Ben cünüb
dim, (ne yapaym?) dedi. Umer:
Namaz klma, dedi. Bunun üzerine
Ya Emîre'1-Mü'minin o
Ammâru'bnu Yâsir, Umer'e: Hatrlar misn?
ikimiz de cünüb olmustuk. Sen
vakti ki ben ve sen bir seriyyede idik ve yuvarlandktan sonra namaz
namaz klmadn. Ben ise toprak üstiünde
arzettimdi de) o bana: îki
kildiydm (sonra bu yaptgm igi Peygambere ile yüzünü ve iki elini
ellni yere vurman, sonra üfürmen, sonra onlar
sana. kâfi gelirdi» buyurmugtu. Bunun üzerine Umer: Al-
meshetmen
S. Muslim, c. 1- F: 27
418 SAHIH-t MUSLIM

lah'dan kork, Ya Ammâr! dedi". Ammâr: Eer arzu edersen bunu hiç
kimseye söylemem, dedi.
Hakem dedi ki: Bunu bana Abdurrahmani'bnu Ebzi'nn olu baba-
8indan (hemen bitiikteki) Zerr hadisinin benzeri olarak söyledi, dedi
ki :Bana Seleme, Zerr'den Hakem'in zikrettii bu sened içinde söyledi.
Bunda Umer, Ammâr'a: Uzerine aldn mes'uliyyeti elbette sana bira-
krnz, demitir.

113 . Hakem dedi ki: Ben bunu, Abdurrahman Ibnu


Ebzâ'nn olundan, o da babasndan olmak izere dinledim. (0,:) Umer'e
bir kimse geldi ve:Ben cünüb oldum ve bir su da bulamadm, dedi ve
hadisi sevkctti. Ve onda unu ziyade etti: Ammâr dedi ki: Ey Miü'min-
lerin Emiîri! Allah benim üzerime sana itaat etmck hakkn vecib kld
için, istersen bunu hig bir kimseye söylemem. Yine bu hadisde: Bana
Seleme, Zerr'den tahdis etti sözünü zikretmemitir.

114- (369) Muslim dedi ki: Leysu'bnu Sa'd, Caferu'bnu Rabi'a


dan, o da Abdurrahmani'bnu Hürmüz'den o da Ibnu Abbâs'in azadls
Umeyr'den rivâyet etti. Umeyr lbnu Abbâs'i söyle derken dinlemitir
Ben ve Peygamberin zevcesi Meymûne'nin azadls olan Abdurrahmani'-
bnu Yesâr geldik ve Ebu'l-Cehm îbnu Hârisi'bni's-Sâmmete'1-Ensarî'nin
27. 1yi dütin, olur ki unuttun ynhut yanlrsin. Ben seninle beraber imigim de
öyle bir gey hatrlamyorun, demek olur.
KiTABU'L-HAYZ 419

huzuruna girdik. Ebu'l1-Cehm" dedi ki: (Bir efa) Rasûlullah Bi'ru Ce


mel tarafindan geliyordu. Kendisini bir kimse karlayp
"
selâm verdi.
Rasilullah (S) oradaki bir duvara yönelip; (ve duvara el dokundurup)
yiizine ve ellerine meshetmedikce, o kimsenin selâmn almad, (ancak
ondan) onra selâm aldi.

115 (370) *** .lbn Umer söyle demitir: Rasûlullah (s) bev-
lederken bir kimse urad ve selâm verdi. Rasûlullah ise onun selâmini
almad

(29)
(29). MUSLIM'IN NECIS OLMrYACAINA DELL BÅBI

-o00

(371).. Ebû Hureyre (R) den: (Ebû Hureyre rivâyet et-


ti ki) Cünüb iken Medîne sokaklarmn birinde kendisine peygamber
tesadüf etmi. Ebû Hureyre hemen onun yanndan sivp gitmi ve yl-
Tekrar geldii zaman:
kanm. Peygamber de bu sirada onu aratrmi. Hureyre: Ya Rasûlullah!
Nerede idin? Ey Eba Hureyre! diye sordu. Ebû
Bana tesadüf ettiin zaman ben cünüb idim. Yikanmadkca seninle otur-
mak houma gitmedi, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (S): «Subhanallah!
Mü'min (hiç) necis olmaz» buyurdu.
28. Muslim'de isim böyledir, fakat bu yanltr. Dorusu Buhârl'nin Sahih'indo ve
digerlerinde vâki oldugu veçhile: Ebu'l-Cuheym'dir. Ellf 1âmsz olarak Eba Cu
heym de denilir Babas Bedir ashabndandr.
29. Bl'ru Cemel yahut Bl'ru'l-Cemel, Medine'ye yakn blr yerln ismlydi.
420 SAHIH-1 MUSLIM

116 (372) Huzeyfe (R) den: (Huzeyfe rivâyet etti ki)


Cüniib iken kendisine Rasûlullah tesâdüf ctmi. Kendisi hemen oradan
S1V1gmi ve ykandktan sonra tekrar gelmitir. Geldii zaman: Ben cü.
nüb idim, demi. Rasûlullah (S) de: «Mü'min necis olmaz» buyurmugtur.

(30) cUNUBLUK HALINDE VE cÜNÜB DEÍLKEN


ALLAH TAÄL'YI ziKRETMEK BÅBI
-o00-
117 (373) ****
..Aie (R): Peygamber (S) her halinde Allah'1
zikrederdi, dedi.

(31) ABDESTSÍZIN YEMEK YEMESÍNÍN CEVZI, BUNDA


KERHET BULUNMADIGI VE ABDEST ALMANIN
FEVRÍ OLMADII BÅBI
-o00-
118 (374) . bn Abbas (R) söyle demitir:
Peygamber (S) halâdan çkts vçe kendisine bir taam getirildi. Ona
Abdest almay zikrettiler. Bunun üzerine: «Namaz klmak mi istiyorum
ki abdest alaym ?» buyurdu.
KITABU'L-HAYZ 421

jalkirg
. Jart;vi
119 - ( :
fbn Abbas (R) 5öyle dedi: Peygamber (S) in
yaninda idim. Kendisi halâdan geldi. Bu srada ona bir taam getirildi.
Kendisine: Abdest almyacak msiniz? denildi. Bunun iüzerine: eNigin?
Namaz m klacam ki abdest alaym?» buyurdu.

120
. Abdullahi'bnu Abbas (R) öyle dedi: Rasûlul
lah (S) halâya gitti, oradan geldiinde kendisine bir taam sunuldu ve:
Ya Rasúlallah! Abdest almyacak misnz? denildi. «Niçin, namaz için
mi?» buyurdu.

.. :
121- () Ibn Abbas (R) söyle demitir:
Peygamber (S) halâda hâcetini yerine getirdi. Sonra kendisine bir
yemek yaklatrld. Kendisi suya dokunmadan bunu yedi.
(Ibnu Cureyc) öyle dedi: Amru'bnu Dinâr, Sa'idu'bnu Huveyris'den
bana unu ziyade etti. Peygamber'e: Sen abdest almadn (deil mi)?
denildi. «Bir namaz klmak düünmeim ki, abdeet alaym» buyurdu.
Amr bunu Sa'idu'bnu Huveyris'den iiddiini te'kid ile söylemitir.
422 SAHIH-1 MUSLIM

(32) HALAYA GIRMEK 1STEDIGI ZAMAN SÖYLIYECEGI


DUA BBI

-o00-

122 (375)
.
Bize Yahya'bnu Yahya tahdis etti. Bize Ham-
mâdu'bnu Zeyd haber verdi ve keza Yahya dedi ki: Bize Huseym haber
verdi. Onlarn ikisi de Abdulâzizi'bhu Suhayb'dan, o da Enes (R) den ri
viyet ettiler. (Hammâd'in hadisinde: Rasûlullah (S) halâye girdii za-
man, Hueym'in hadisinde ise: Rasûlullah kenife girdii zaman) öylc
buyururdu: ALLAHUMME ÎNNI E0ZU BÍKE MÎNE'L-HUBUSI VE'L
HABAIS= Ya ATlah! Hubusdan ve habiisden sana njnimm» *.
Bize Ebubekru'bnu Ebi Seybe ve Zuheyru'bnu Harb tahdis etti. tkisi
de dedi ki: Bize Îsmailu'bnu Uleyye, Abdulaziz'den bu isnad ile söyle
diler. Rasûlullah (S): EUZU BÍ-LLAHI MÍNEL-HUBUSÍ VE'L-HABAIS
= Hubusdan ve habdisden ALLAH'a sinurm» buyurdu.

30. Bu 1ki 1afiz lle vâki olan dua, Peygamberin Covâmiu1-Kellm sözlerindendir.
Bu iki kellme blrçok ma'nâya gellyor: Hubus, geytanlarn erkekleri, Habâis
digllert,demlglerdir. KezAllk Habtds mutlak olarak geytanlar, ma'siyetler, kötu
fiil ve huylar, Hubus de küfür, flcor, 1syan aleltlak ger ma'nâsna gelir.
fbnu'l-Arabi hubsû blr kerre mekroh (yani istenllmeyen sey) diye tefsir et-
tikten sonra bu ma'nay tafell ederek, mekruh geylerin nevilerine güre baka
bagka ta'birlerle beyan edlldiini ve mesela habis kelama setm, habls dine küfr.
Habls ylyecege haram, habis içecee dârr enildiini söylüyor. tste hubus ile
habáisten sakinmak bu aaydmiz geylerin hepsinden Baknmak demektir.
KITABU'L-HAYZ
423

(33) OTURANIN UYUMASININ ABDESTI BOZMAYACAGINA


DELIL BÅBI
-o00-
123 (376):Enes (R) dedi ki: Rasûlullah (S) birisine ya
va sesle konuurken namaz ikame edildi. (Abdulvâris'in hadisinde:
Pey-
gamber birisine gizliden bireyler söylerken
eklindedir) fakat cemâat
(oturduklar yerde) uyuyuncaya kadar kendisi namaza
durmad".

124- ) Enesu'bnu Malik söyle dedi:


:

Peygamber (S) birine yava yava konuurken namaz ikamet edildi.


Fakat ashâb (oturduklar halde) uyuyuncaya kadar ona gizli gizli konu.
masndan ayrlmad. Sonra geldi ve onlara namaz kldrdi.

31. Uyku haddizatnda hades midir, yoksn mazinnei hades mldir? Baz Sahabller
ile baz Tabitler ve imamlardan lshaku'bnu Rah0ye, Hasan Basri ve Muzent,
uykunun mutlaka abdesti bozacak bir sey olduuna kâil olmuglardr. Bunlarn

.
delll; tbnu
Jy,
Huzeyme'nin

Bii
Sahih'inde

Safvan lbnu Gassál'den
hadís'1dir. Bunda uyku
rlvayet

hükümc
olunan:
gait 1le bevle mu-

savi kilnmigtr.

,
Bir çoklar da Eba Davad'un rlvâyet ettigi« 4 JI (Göz
nak'adin bngdr) hadis'ine tutu ral uy nefsinde hades olmayb maznne-i
hades oldugu re'yinde bulunmulardr. Bu takmn da Zührl, Mallk, blr riva-
yete göre Ahmed gibl klmi az abdesti bozmaz, afii ile Eba Hanife glbl klmi
de mutlaka abdest! bozar demilerdir. Bunlar da Muslim'in rlvâyet ettlgi ge-
lecek olan 125 rakaml hadis'int, bir yere dayanmadan oturanlarn uykusuna
hamletmiglerdir. Kimi, uyku abdesti hiç bozmaz denltir: Ebû M0sd'1-Es'art,
tbnu Umer ve Mekharün mezhebleri bu idi (Tecrid Ter, I, 147).
424 SAHIH-t MUSLÍM

125 -
()
.. :Katâde dedi ki: Enes'den iiddim, öyle di-
yordu: Rasûlullah (S) in ashâb uyurlard da sonra abdest almadklari
halde namaz klarlard.
Su'be dedi ki, Katâdey'e: Sen bunu Enes'den iiddin mi? dedim de:
Evet, vallahi, dedi.

slF É.E. (..)-ym

126- ) Enes (R) söyle dedi: Yats namaz ikamet


edildi. Bu srada bir kimse: Benim bir hâcetim var, dedi. Bunun üzerine
Peygamber (S), cemâat (yahut cemâatin bazs) uyuyuncaya kadar o zât
ile gizli gizli konumasn devam ettirdi. Sonra hepsi namaz kildlar.

eHitámuhu misk» (et-Tatfif : 26) olmas niyâzyle

BÍRINCÍ ctLDÎN SONU


1çiNDEKiLER

Sahife
TAKDIM (M. Sofuolu) . VII-XVI
XVII-LXXX
GIRI (M. Sofuolu) 3
MUSLIM'iN MUKADDÍMEst (arapça metin)
MUKADDIMENIN TERCEMESÍ 28
(1) Sikalardan rivyet, yalanclar terk ve Rasûlullh (S) üzerin
yalan söylemekden sakndrmana vucûbu bâb
. 32
(2) Rasûlullah (S) a isnad edilen yalann, yalanlarn en agiri oldu-
unu beyân bâb . 34
(3) Her iittiini eöylemekten nehiy bâb 35
(4) Zaiflerden rivâyeti nehiy ve onlarn hadislerini almakda ihtiyat
edilmesi bâb 36
(5) Isnadn dinden olduunu, rivyetin ancak sikalardan olacaginI,
kendilerinde bulunan kusur sebebiyle râvileri cerh etmenin câiz
ve hatta vâcib olduunu, bunun haram khnm giybetlerden ol-
mayp bil'akis mükerrem eriat savunmak olduunu beyân bâb 38
(6) Mu'an'an hadis ile ihticâcn sahih olmas bâb 51

1- KiTBU'L-1YMÄN
(1) lymân, islâm ve ihsânn beyân (eksikliklerden) münezzeh ve
ulu olan Allah'n kaderine iymânin vucûbu, kadere.inanmyan-
dan teberri etmeye ve hakknda ar söylemeye delilin beyân
bâb 56
(2) Islâm'n rükünlerinden biri olan namazlarn beyân bâb 65
(3) 1slâm'in rükünlerinden suâl bâb . 67
(4) Cennete kendisi ile girilecek olan iymani ve emr olunan eylere
Sikica yapanlarn muhakkak cennete gireceini beyân bâb . 6S
(5) Islâm'n rükünlerini (artlarn) ve temel dayanaklarni beyân
bâb 71
(6) Allah'a, Rasúlüne ve dînin hükümlerine inanmay emir, dîne
dâ'vet, dinin mâhiyetinden sormak, dîni bellemek ve kendile-
rine henüz din ulamam olanlara dini tebli etmek bâb .73
426 SAHIH-1 MUSLIMA

Sahifc
(7) iki châdete ve islâm hükümlerine da'vet bäb 79
(8) Namaz kilncaya, zekât verinceye, Peygamber'in getirdii sey
lerin hepsine inanincaya kadar insanlarla savama emri, bun-
lar yapanin islâm hakk miistesnâ nefsini ve maln koruya-
cai, niyetinin Allah'a brakldi, zekât ve dier amelleri red
edenle ktâlin islâm haklarndan olduu, imâmin. (devlet, ba-
kanmin) islâm eáirine önem vermesi bâb . 81
(9) Kendisine ölüm yaklaan kimsenin gargaraya (komaya) girme-
dii müddetce islâma girmesinin sahih olduuna, müriklere is
tifâr etme cevâzinin neshine, irk üzere ölenin câhîm ashâbn-
dan olduu ve onu bundan hiçbir vesilenin kurtaramyacana
dâir deliller bâb 86
(10) Tevhid üzere ölen kimsenin kat'i olarak cennete girecegine
dâir delil bâb 88
(11) Allah'i Rabb, Islâm'i dîn ve Muhammed (S) i rasûl kabúl ede-
nin büyük günahlar ilese de miü'min olduuna delil bâb 98
(12) Iymân u'belerinin saysni, en üstün ve en aagi derecesini,
utanmanin faziletini ve iymândan olduunu beyân bâb . 98
(13) Islâm'in vasflarn toplayan hadis . 101
(14) Islâm'in fazilet yarmasn ve hangi iglerinin en faziletli bu-
lunduunu beyân bâb 101
(15) Iymân halâvetini bulabilmek için sifat.edinilmesi gereken has
letleri beyân bâb 103
(16) Rasülullah (S)1 eten, çocuktan, babadan ve bütiün insanlardan
daha çok sevmenin vucûbu ve onu bu sevgi ile sevmiyene iy-
mânszlhk isnad bâb 104
(17) Kendisi için arzu ettii hayr nunliman kardei igin de arzu et-
menin iymân hasletlerinden olduuna delil bâb . 105
(18) Komuya eziyet etmenin tahrîmini beyân bâb 106
(19) Komuya ve konua ikram tegvik, hayrdan baka gey konu-
mamak ve bütün bunlarn iymândan olmas bâb . . .107
(20) Münkeri nehyetmenin iymândan olmasn, iymânn artb eksilir
olmasni, ma'rûfu .emr ve münkerden nehyetmenin iki vâcib
olmasn beyân bâb 108
(21) Iymân ehlinin iymânda birbirlerinden farkh olulari ve Yemen'
lerin iymândaki üstünlüü bâbi.. . 111
(22) Cennete ancak mü'minlerin müi'minleri sevmenin iy-
gireceini,
mândan olduunu ve selâmlamann sevgi husûlüne sebeb ol-
duunu beyân bâb 114
(23) Dinin ancak nasihat olduunu beyân bâb.. 115
1çtNDEKiLER 427
Sahife
(24) Günahlarla iymânn eksilmesi ve günahkâr olan kimscnin kâmil
bir iymân sâhibi olamayacan beyân bâb 117
(25) Munâfkn hasletlerini beyân bâb. 120
(26) Musliman kardeine «Ey kâfir!» diyen kimsenin iymân hálini
beyân bâbi 122
(27) Bilebile babasn inkâr eden kimsenin iymân hâlini beyân bâb 122
(28) Peygamber'in «Muslimana sövmek fâsklhk, onunla öldürümek
ise küfürdür> söziünü beyân bâb . . 124
(29) Peygamber'in: «Benden sonra biribirinin boyunlarn vuran k-
firlere dönmeyin!» sözünün ma'nâsn beyân bâb . .125
(30) Neseb kötülemesine ve ölü alamasna küfür isnad bâb 126
(31) Kaçak köleye kâfir denilmesi bâb 126
(32) Yildzn doub batmasyle yamura kavutuk» diyenin küf-
rünü beyân bâb ..127
(33) Ensâr ve Ali'yi sevmenin iymandan ve iymâan alâmetlerinden,
onlara buz ctmenin ise nifak alâmetlerinden plduuna delil
bâbi 130
(34) Tâatlarm noksanl sebebile iymânn noksanlamasn ve küfür
lâfznn Allah'i inkâr ile ni'mete ve haklara nankörlük ma'nâ-
sina kullanlmasn beyân bâb 133
(35) Namaz terk edene kâfirlik isnadnn beyân bâb . 134
(36) Allah Teâlâ'ya iymân etmenin amellerin en faziletlisi olmasn
beyân bâb 135
(37) Sirkin, büyük günahlarn en büyüü olmasn ve ondan sonraki
günahlarn en büyüünü beyân bâb . 138
(38) Büyük günahlar ve onlarn en büyüünü beyân bâb 139
(39) Kibrin tahrimi ve beyân bâb 141
(40) Allah'a hiçbir eyi ortak klmayarak ölen kimsenin cennete,
mürik olarak ölenin de atee gireceine dâir bâb. 142
(41) Káfiri «LA ÎLHE ILLALLAH» dedikten sonra öldiürmeain
tahrimi bâb. 145
(42) Peygamber (S) in: «Bize silâh çeken bizden deildirs eözüne
dâir bâb 150
(43) Rasûlullah (S) n «Bizi aldatan bizden deildir» sözinc dâir bâb 151
(44) Yanaklara vurmanin, yakalar yirtmann ve câhiliyet âdeti ile
feryâd etmenin tahrimi bâb 152
(45) Kouculuun çok ar bir haram olduunu beyân bâb 154
(46) Elbise eteini kibirle yerde süriümenin, hediye ve ihsân baa
kakmanin, ticâret metâina yeminle süriim vermenin agr haram
olduunu beyân ve kiyâmet günü Allah'n konumayacagi, bak-
428 SAHIH-1 MUSLIM

Sahifc
miyaca ve temizc çkarmyaca ve kedileri için clim bir azâb
bulunan üç kiziyi beyân bâb 155
(47) Insann kendini öldürmesinin tahriminin arl, kendini bir
seyle öldürenin cehennemde onunla azablandrlacai ve cennote
musliman nefisden bakasnn girmiyeceine dâir bâb . .158
(48) Millet malna hiyânetin tahriminin arl ve cennete mü'min-
lerden bakasnm girmiyeceine dàir bâb 163
(49) Kendi kendini öldürmcnin küfre nisbet edilmiyeceine delil báb 165
(50) Kyâmete yakn meydana gelecek ve kalbinde bir 'parça iymân
bulunanlar kabzedecek olan rüzgâr hakknda bâb .166
(51) Kyâmet fitnelerinin belirmesinden önce amellere sarlmay te-
vik bâb 166
(52) Miü'minin amcllerinin boa gitmesindcn korkmaei bâb 167
(53) Câhiliyetdeki amellere mukabil muâhaze olunub olunmayaca
hakknda bâb . 168
(54) Islâma girmck önceki günahlar ykar, hicret etmck ve hac
yapmann da böyle olduu bâb . 170
(55) Kâfirin islâma girmesinden önccki iyi amcllerinin hükmünii
beyân bâb 172
(56) Iymânda samîmiyct ve ihlâs bâb 174
(57) Münczzch ve ulu Allah'n ancak tâkat getirilecek eylerle mü-
kellef kildn beyân bâb 176
(58) Nefsin konumasn (kötü tasarilarn) ve kalbe gelen fena
fikirleri fiil sahasna çkmadklar zaman Allah'in afvetmc
si hâb 178
(59) Kul, bir iyilik yapmaya niyet cttii zaman yazlaca, bir köti-
lük yapmaya niyct cttii zaman ise yazalmayacana dâir bâb 179
(60) Iymânda meydana gclecck vesvcse ve bunu kendinde hisseden
kimsenin ne sëyliyceini beyân bâb . 182
(61) Bir muslimann hakkn yalan bir yeminle kendine alan kim-
seye ate va'd edilmesi bâb 186
(62) Bakasinn malni haks1z olarak almaya kalkan kasidcinin
kendisi hakknda kan heder, eer öldiürülürse cehennemlik,
kendi mal urunda öldürülen kimsenin de ehid olduuna
delil bâb 191
(53) ldaresi altndakileri aldatan vâlînin (idarecinin) cehennemi hak
edeceine dâir bâb 192
(64) Baz kalblerden cmånet ve iymânn kaldrlmas ve kalblerin
fitnclere ma'rîz braklmas bâb . . 194
(65) Islâm'in arib olarak baladm, tckrar ariblie döniib iki
mescid arasna toplanacagn beyân bâb 196
tçiNDEKiLER 429
Sahife
(66) Zamann sonunda iymân (ehlinin) gitmcsi bâb 199
(67) Korkan kimscnin iymânn gizlemcsinin ccvâz bâb
(68) Iymân zayflndan
199
dolay iymânna kar korku duyulan kim-
senin kalbini islâma altrma ve kesin delil olmakszn kat'i
iymân hükmünden nehiy bâb .200
(69) Delillerin birbirlerini takviye etmesi sûretiyle kalbin itmi'nâ-
nini artrma bâb1 . 202
(70) Peygamberimiz Muhammed (S) in biütün insaniara rasûl oldu-
unave biütün dinlerin onun dini ile yürürliükden kaldrldna
inanmann vucûbu bâb 204
(71) Meryem olu leâ (Aleyhisselâm) Peygamber'imiz Muham-
in
med (S)'in eriat ile hükmedici olarak inmesi bâb 206
(72) Kendisinde iymân kabul edilmiyecck olan zaman beyân bâb 210
(73) Rasûlullah (S) a vahyin balamas bâb . 214
(74) Rasúlullah (S) in geceleyin semâlara yiürütülmesi ve namazla-
rin farz klhnmas bâb 223
(75) Meryem olu Mesih (Aleyhisselâm) ile Deccâl mesihin zikri bâb 237
(76) Sidretu'l-müntehânn zikrine dâir bâb 241
(77) Aziz ve Celil olan Allah'n: « S j J') a2s » kavlinin ma'
nâs ve Peygamberin isrå gecesi Rabbn görüb görmedii bâb 243
(78) Rasûlullah (S) in: «Bir nûr onu nasl (yahut nerede) görürümn»
ve «Bir nûr gördüm sözleri hakkinda bâb 246
(79) Rasûlullah (S) in: «Allah uyumaz» ve «Onun hicâb ancak nûr-
dur. açverseydi vechinin sübuhât basarnn ihâta et
Eer onu
tii bütün mahlûkat yakard» sözleri hakknda bâb 247
(80) Mü'minlerin âhiretde Rablar Subhânehu ve Teâlâ'y görmele-
rini isbât bâb 248
(81) Allah'1 ru'yet yolunu tanima bâb 251
(82) Sefâatin isbât ve muvahhidlerin ateden çkarlmas bâb . 260

(83) Cehennemden son çkacak olana dâir bâb. . 263


(84) Cennetin en agai mertebesinde bulunacak olan cennetlie
dâir bâb 266
(85) Peygamber (S) in: «Ben cennettc çcfâat edecek insanlarm ilki-
yim», «Peygamberler içinde ümmeti en çok olan benim» söz-
lerine dâir bâb 285
(86) Peygamber (S) in efâat duâcin ür meti için saklamas bâb 287
(87) Peygamber (S) in ümmeti için duâ etmesi ve onlara efakatn-
dan dolay alamas bâb .290
(88) Küfür üzere ölen kimsenin muhakkak atede olduu, ona hiçbir
430 SAHÍH-f MUSLIMM

Sahife
sefâatn ulamyacai, Allah'a yakn olmularn (Mukarrabûn'
un) akribálinn da ona fayda vermiyeceini beyân bâb 291
(89) Allah Teâlâ'nn: «Ve sen kavminden sana en yakn olanlar
inzâr et» kavli hakknda bâb 291
(90) Peygamber (S) in Ebû Tâlib için efâati ve peygamber sayesin-
de azâbnn hafifletilmesi bâb . 296
(91) Cehennemde en hafif azâb çekecek olana dâir bäbb 297
(92) Küfür üzere ölen kimscye hiçbir amelin menfaat vermiyeceine
delil bâb . 299
(93) Mü'minlerin birbirleriyle dostluklar ve bakalarndan uzaklab
ilgiyi kesmeleri bâb 299
(94) Müslimanlardan birçok tâifelerin hisabsz ve azâbsz olarak cen-
nete girmelerine delil bâb 299
(95) Bu ümmetin cennetliklerin yarsn teskil etmesi bâb 304
(96) «Allah Ädeme: Her bin kiiden dokuz yiüz doksan dokuzunu ate-
se gönderilecekler olarak çkar, buyurur» kavli bâb 306

2 KITBU'T-TAHÄRE

(1) Abdest almann fazileti bâbi 308


(2) Namaz için temizliin vucûbu bâb 309
(3) Abdest almann sifat ve kemâli bâb 311
(4) Abdest almann ve akabinde namaz klmann fazileti bâb 312
(5) Büyük günahlardan saknld takdirde be vakt namaz, iki
cuma ve iki ramazan, kendi aralarnda vâki' olan küçük günah-
larn yok edeceine dâir bâb . 317
(6) Abdest almay müteakb mistchab olan duâ bâb 318
(7) Peygamber (S) in abdest al hakknda bâb 319
(8) Burnunu ayklamada ve tala temizlenmede tekleme bâb 321
(9) Îki aya kemâliyle ykamann vucûbu bâb 323
(10) Ykanacak yerlerin her tarafn iyice ykamann vucûbu bâb 325
(11) Abdest suyu ile beraber hatalarn çkmas bâb 326
(12) Abdest almakda yiiz ile el ve ayaklardaki parlakl (nûru) uzat-
manin mustahabl bâbi . 327
(13) Abdest suyunun ulat yerlere bir nûr parlakinn yaylmas
bâb 330
(14) Abdesti kemâliyle almaya engel olan bütün zorluklara ragmen
abdest al tam yapmann fazileti bâb 331
(15) Misvak kullanmak (di temizlii yapmak) bâb. 331
(16) Fitrat hasletleri bâb 334
(17) Halâda temizlenme bâb 336
tçtNDEKiLER
431
Sahife
(18) Sa el ile istincâdan nehiy bâb.
(19) Temizlikde ve dier ilerde 339
sadan balama bâb.
(20) Yollara ve gölgeliklere abdest bozmakdan nehiy 340
bâb 340
(21) Halâda su ile temizlenme bâbi
341
(22) Mestler üzerine mesh etmek bâb
342
(23) Ban ön tarafna ve sara
mesh bâb
(24) Mestler üzerine mesh etmekde vakit ta'yini bâb
346
348
(25) Namazlarn hepsini bir tek abdest ile
klmann c:zåz bâb 349
(26) Abdest alann ve almayann
pislii hususunda iüpheli bulunan
elini, darda üç kere ykamadan su kabna daldrmasnn kerâá
hati babi 349
(27) Köpek yalamasnn hükmü bâb 351
(28) Durgun suya icmekden nehiy bâb . 353
(29) Durgun suda ykanmakdan nehiy bâb 353
(30) Mescidde meydana geldikleri takdîrde sidik, ve dier necâsetleri
ykama vucûbu ve yerinin de kazinmasna hâcet olmaks1Zn su
ile temizlenecei bâb. 354
(31) Süt çocuu sidiginin hükmü ve ykama kcyfiyeti bâbi 355
(32) Menînin hükmü bâb . 357
(33) Kann pislii ve ykama keyfiyetine dâir bâb. . 360

(34) Sidigin pisliine ve ondan berilik istemenin vucûbuna delil bâb 361

3 KITBU'L-HAYZ

(1) Elbise üstünden hayzl kadna yaklama bâb 362


.

(2) Hayizlh ile beraber bir yorgan altnda yatma bâb 363
.

(3) Hayizli kadnin, einin ban ykayb taramas, artunn temiz-


lii, kucana yaslanb orada Kur'ân okumann cevâz bâb .364
(4) Mezi bâbi 368
(5) Uykudan uyaninca yüzü ve elleri ykama bâb 369
(6) Cünüb iken uyumann cevâz, uyku için abdest aimann, yemek,
içmek, uyumak yahut cimâ yapmak istedii zaman tenâsül or-
ganin ykamann mustehabl bâb . 369
(7) Kendisinden menî çkmakla kadna ykanmann vâcib olmas bâb 372
(8) Erkek ve kadn menilerinin sifat, çocuun da her ikisinin su-
yundan yaradlmi olmasn beyân bâb 375
.

(9) Cünüblükten ykanmanim sfat bâb . .377


(10) Boy abdesti alrken miistehab olan su miktar, erkek ile kadnin
birlikte ve ayn kabda ykanmalar ikisindcn birinin, dierinin
379
artan suyu ile ykanmas bâb .
432 SAHIH-1 MUSLIMM
Sahife
(11) Ba üzerinden ve bedenin dier kismlar üzerinden üç defa su
tarmann müstahabl bâb 385
(12) Yikanan kadnn saç örgülerinin hükmü bâb. 387
(13) Hayzdan ykanan kadnn, kan yerinde misklendirilmi bir par-
a kullanmasnn mustehabli bâb . . 388
(14) Istihâzal kadn, istihazal kadnm yikanmas ve namaz kilma-
390
Si bâb
(15) Hayzlya namazn deil, oruç kazâsnn viicûbu bäbi 393
(16) Y1kanan kimsenin bez veya benzeri bir cyle sütrelenmesi bb1 395
(17) Halvette çiplak olarak ykanmanm cevaz bâb1. 397
(19) Avret yerini muhâfazaya dikkat gösterilmesi bâb 398
(20) Def'i hâcet için sütre edinilen ey bâb . 400
(21) «Suyu ancak su gerektirir» hadisi bäbi . 400
(22) «Suyu su gercktirir» hadisinin neshi ve iki sünnet yerinin ka-
vumasiyle ykanmann vâcib olmas bâb 404
(24) Atete pimi eyler yendikten sonra abdest almanm neshi bâb . 407
(25) Deve etlerinden sonra abdest alma bäbi 410
(26) Abdestli olduunu iyice bilen kimse sonra hades hususunda
üphe etse, bu ilk abdestiyle namaz klabileceine dâir delîl bâb1 410
(27) Ölü hayvan derisinin dibâat ile temizlenmesi bâb. 411
Teyemmüm (toprakla temizlenme) bâb 415
(28) 419
.

(29) Muslim'in necis olmiyacaina delil bbi


(30) Cünüblük halinde ve cünüb deilken Allah Teâlây zikretmek
bâbi 420
(31) Abdestsizin yemck yemesinin cevâz, bunda kerâhet bulunma-
420
d ve abdest almann fevrî olmad bâb 422
(32) Halâya girmek istedii zaman söyliyecei duâ bâb
(33) Oturann uyumasnn abdesti bozmyacana delil bâb .423
içINDEKILER 425

You might also like