You are on page 1of 416

SAHİH-İ MÜSLİM

VE
TERCEMESI
CILD
3
Ebu'l-Hüseyin Muslimu'bnu'l-Haccac
el-Kuşeyri en-Niysaburi

SAHiH - 1 MÜSLİM
VE
TERCEMESI
CİLD·
3
Mütercim:
MEHMED SOFUOĞLU

İRFAN
YAY IMCILIK VE 'fİCARE'f
Çatalçeşmr> Sk. Or.fne Jlnn No: 27/14
Cnğaloğhı - fSTANJ3lJL
'Jel: fi 11 09 60
irfan Yayınevl No. 7/3
-HAMD. ALLAH'A MAHS'OSDUR, O'NA İIAMDEDER
ONDAN YARDIM İSTERİZ. ALLAH KİME HİDAYET
VERİRSE ARTIK ONU HİÇ SAPTIRACAK.YOK, SAP­
TmDIĞINI �A HİÇ HİDAYET VERİCİ YOKDUR.
SÖZtiN EN HAYIRLISI A L L A H' I N .KİTABI,
YOLUN EN HAYIRLISI DA M U H AM M En·'t N
·.Y O L U DUR. (DİNDE) İŞLERİN EN ŞERLİLERİ .
SONRADAN· lcAD EDİLEN BİD'ATLARDm. HER
BİD'AT DA SAPIKLIKTIR 1•

1. Musllm, curnua, tahfifu's-salat ve'l-hutbe rak. 45, Cabir'den. Bu hu\be mukaddimeılnde


Peygamber'in hamd ettiği bildirilmiş, . kullandığı siğa zikredilmemiştir.
7 - KİTABU'L-CUMUA 1

·ı. Cumua aslında Cemiyyet, cemaat gibi toplanma ve dernek manasıyla alakalı bir i�imdir.
En meşhur· luıata göre cimin ötüresi ve mimin de ötüresi veya sük!inu ile
cumıuı veya
cum'a diye zabtedilmiştir. Peı'.şembe ile cumartesi arasındaki günün ismi olduğu gibi
·ayni zamanda o gün hutbeden sonra kılınması farz olan · iki rek'at namazın da adıdır.
1slamdan evvel haftanın günlerine verilen isimler · şimdiki isimler olmadığı, cu­
muaya Yeı,mu.'l-Arube_ denildiği rivayet edilmiştir. Cumuadan sonraki iilitler de sıra­
sıyle : Şiııcir cumartesi, Evvel pazar, Ehven pazartesi, .Cubar sah, Dubar çarşamba,
Muni., perşembe idi (Lisdnu'l-Arab ve Kamu.,).
Hafta günleri alemin ilk · hilkat devirlerinin bir misali gibi de oluyor. Birçok lyet­
�erde sema.vat ve arzın altı günde yaratılıb sonra arş üzerinde istiva buyurulduiu zilt­
redilrniştir. Henüz günlerin mevcud olmadığı zamanlara aid olan bu altı günün ma'l&n
olan günler olmayıb ahiret günleri gibi binlerce seneler olması, çok uzun vakit veya
devirleri ifade etm«!si muhtemildir.
Hafta fikrinin fıtri menşei bir kamer ayının . dörde bö1ünmesi ile ilgili görünür.
Dünyanın her tarafında hafta fikri bulunduğuna göre bunun hep bir me�'den neş'et
ettiği fikri kabul edilir.
İlk �umuanın hicretten evvel Medinede Ensardan Es'ad ibn ·zurAre yahut Peygam­
ber'in Ensara Kur'anı ve İslamı öğretmesi için yolladığı ille muhacir Mus'ab ibn Umeyr
tarafından kıldırıldığına dair rivayetler vardır. Bu rivayetler, Es'ad henüz Peygamber'den
emir gelmeksizin kıldırmış, Mus'ab ise Peygamber'in me'muru olarak kıldırmış olmak,
veya Es�ad Medine yakınında bir köyde kıldırmış Mus'ab Medine içinde kıldırmış· ol­
mak; vey�hut da ikisi beraber çalışarak Es'ad cemaatı toplayıb te'min etmiş, Mus'ab da
Peygamber'in emri ile haberi getirib teşvik ederek imam olmuş olmak i'tibariyle evvel
kıldıran olmuşlardır, diye tevcih ve tevhid edilebilirler,
Peygamber'in kıldırdığı ilk cumua hakkında ise özetle şu haber sibittir. Ra­
sulullah, Medine'ye hicret ettiği zaman Ku.ba'da· Amru'bnu Avf. oğullarına indi ve orada
pazartesi, salı, çarşamba, perşembe günleri kalıb Kuba. Mescidinin temelini attı. Sonra
Cum'a günü Medine'ye müteveccihen çı}ttı. Salim ibn Avf oğullarında, onlann bir va­
'dilerinin içinde Rcinu.na. da cumua namazı vaktı gelmişti. Orada hutbe okuyub cumuayı
kıldırdı ki işte bu Peygamber'in ilk kıldırdığı cumuadır.
n SAHfH-1 MUSLlM

(844) Abdullah (ibn Umer R) dedi ki :


Husfllulluh (S) dan işittim şöyle buyuruyordu : «Her hangi biriniz
cumuu namazına gelmek istediğinde yıkansın».

} • � ... • ı ., >• ),,. .


... �• \ lJc.... }� .J'.> '3,,.• ......
J__L, :; ' '"':-'�� �►•\ . �•• j >•
� \ ..� ... , �► \ �,...._r., (,j
'..... W: �
. -�-� ••N.. J (...)
,r- - ... • , , , -,ı\--=- � \ t • -- J ,. .... , . ·... --Jr-
-\ .... •• \ ' \
....�::\ . J _,i_ � � :,-) � : . \i � � 1 � ' � ��

2 - ( ) ... .. .. .. : Abdullah ibn Umer (R) den :


Rasulullah (S) mimber üzerinde ayakta iken şöyle buyurdu : «Sizden
her kim Cumua namazına gelirse yıkansın>.
( ) ... ·...... : Bu seneddeki raviler de yıne İbn Umer'den, o da
Peygamber'den geçen hadisin benzeri�i rivayet ettiler.
( ) ......... : Bu seneddeki raviler de İbn Umer'in, bundan önceki
hadis gibi, Rasulullah;dan işittim, buyuruyordu ki diyerek haber verdi'...
ğini rivayet

ettiler.
...
J,
. ... \

v-'..,. �.... �\ · �•j


} • ' }
l� •
\ .,,.c. J •
,,
._ .,,. • '\ l, ...
ı

.... •
1 .,..., > >,.,, ,.. A
7'� � 1/ W: ��;..\ · �-�W: �.ı> U--»J (Ato)-f
0

il: ... , f � ı:r ,.f �


>• ' .,,. • .,...,,. r ":
1.;,'1 > >ı •, , > ı.•,.
1, ., .,,. , .,.. • ,. J •1>1 \., •-"•.,,. ,.,��J \ • • l, \ •.,,. .> l,. ....,
• c.J":') J ►.) ' 1A �
,.
J
":'""�� .,. ....�� '� • w: / '"'\. � \ � � ıJ. (.,.. \,_
' > •
:...ı.z ı
..... ' ......
• , r \ . .,-
·Ji . ;;.ıı �;_:., Jl
• > • > - .... ........
Jın � .ı�.
,.,,.,.,,. '-a:.. '.. :'
, :. } ....
�.ı: �,;� . - �
'
�, J �:, .....,�\

i ;..... i :.r1
= �-.A
ı, • • .,- , _, . • V,r

�i � :ı; j ı ı:.ı.i •;,�,:; , �1 J� . ;;;,t:::; �i 'J ;,J-i;'


r ..,ı:ı, 8.r
?�.... �t: ��. �, J.?J
.
!

3 - (845) ......... : Abdullah ibn Umer (R) şöyle demişür:


Bir defa Umeru'bnu'l-Hattab cumua günü (minber üstünde) dikilib
hutbe ·trad ettiği sırada Rasulullah (S) ın ashabından bir zat -.ki Us­
manu'bnu Affan olduğunda ittifak vardır - mescide girdi. Umer (geç
kaldığında� dolayı· onu tevbih ve inkar kasdıyla) ona. nida edib :
- Bu saat ne saatidir? diye sordu. O da :
KITABU'L-CUMUA 9

- Bugün meşgul idim. Evime geldim gelmedim derken ezanı duy­


dum ancak abdest alabildim, dedi. Bunun üzerine Umer (tevbihi daha
da şiddetlendirerek) :
- Bir de Rasfılullah'ın yıkanmayı emrettiğini bilib dururken yal­
nız abdest ile kalmak ha! dedi 2•
.,
,;�., __J \; . ., ,--. �;, ., • ,, .,o ., -- ·1 1 r ----· ı ., \'' \ ,. ,, , •
�· J.> : •• � jJ J �� .. f,_.
w: J..J,_, lİ �;..\ • I"� ..t,J �. J�l \.:?jg

( ...) - f
.,
.� T'."f'' "' ,,.\ ,., 'Jı- ,.,,,,.,, ,, ':: -- ı,,,,. •· >•w: -:,,,
...� : ü � ; ..ı• ..ıA.Y., ,_f J..>-. 0.>-:,ııf�
ı

u....,... ..,,,ı_, cjı"'::.,


J.> . �J <.J. \ '-1. ��
;,- ı >• •,,
-":-'Uu:. ı:.,_. / , , ,,, ., ..
�JjE: �Çl JÇ t: : Jti; . >_;J 1\ �� . 2>�; � j\�: J;.; 1! . ���ı �:;_ �81 �k�
•• ' " t:: •'
,,.c.ı,ın.. • �\
,. ,,. (
" J
..... • .,ü..:,,.,-:f
, . ., ""'. ılJ..:J\
.,� �--;' .,,;. 'J""' ' ı ı\�
,,,..,, \ .,,,.�
.,
.,
.,
> • .,,,.� >ü::ı • j \' ı �:! .,,·1--':.!...\ �.. : \Jl�
--. � �
. ı ..�·. -·.,ı.· .,,t'I J\. ., (""-- ı\ ' ., 1·1., rı,, - .w,ı� '.,IJ ,, ,,. 1 .,, ...,,. •J--ı ,..-"'. � ı\ ., '-'\'. .,,,. >
L4

• « �- ..J �.... ! J.>- �� ::ı� » u_,ii� � � .,- ..r•-, r ı ı � ,_,:.:,.,, J : '..ııP


)

4 - ·( ) ......... : Ebu Hureyre (R) tahdis edib dedi ki: ·


Bir cumua günü Umeru'bnu'l-Hattab hutbe irad ederken mescide
Usmanu'bnu Affan çıkageldi. Umer ona ta'riz ederek:
- Birtakım insanların ezandan sonraya kadar gecikmeleri n� olu­
yor? .dedi. usınan :
- Ey mu'minlerin emiri! Ezanı· işidince ancak abdest alıb sonra bu­
raya geldim, dedi. Bunun üzerine Umer :
- �irde yalnız -abdest ha! Rasulullah (S) ın: «Herhangi biriniz
cumua namazına geldiğinde · yıkansın» buyururken işitmediniz mi? dedi.
� ,_.,.,.,� L, ...,,:-.J. J�__.,, � c� JIJ� .,;, J-i.-;'Y,) "="': ( ,)
'J4�
-
J��'
,,,, . . . �t:,�:.:; �ll�'J ::J:,; :J� -�
-,;2.� ,, - ,,,,.. �. �
- l:,?jg (At,)- 0

J:t-J�
'

» 'Jt•lt �
�� �� \ u.,l...,-J
. « ,,, \" �;!�\ .,,,,. 'l' J•;\ ,,. ,,.
� ı\ '� •. i!\ . J •,,,.
) ı($ . c.S:.).,j.. �-� \ ,:,,-
� ,,
r, �; J, ., . ,_,�, '-'___,
J
'-'

(1) CUMUA YIKANMASININ ·BUL0ĞA ERMİŞ HER ERKE'liE


VUCUBU VE (BU SEBEBLE) ME';IWi.)'R KILINDIKLARI ŞEYİN
BEYANI BABI

5 - (846)· ......... : Ebu Said (R) : Rasfılullah (S), «Cumua günü


yıkanma� her baliğ olana vacibdir» buyurdu 3•

2. Bu hadislerdeki yıkanma, misvaklanma ve güzel· koku surunme emir ve tavsiyeleri,


cemaate bedenin ağır kokusu ile eza vermemek ve İslam'ın baş emri olan temizliJc'ln
en mükemmel şekliyle gerçekleşmesi içindir. Bu �ç emird�n gusıı.l yani yıkanmak diler
ikisinden daha müekked bir sünnettir.
3. Buradaki vacib •senin hakkın üzerime vacibdir» demek kabilinden olan vacibdir ki
•hakkın muteekkeddir• demek olur. Cumhura göre bu gusul vacib değildir. Zahir eh1i
alimleri i1e diğer bazı alimler ise lafzın zahirine bakarak vuci'ıba kail olmuşlardır.
10 SAHIH-l MUSI.JM

6 - (847) : Aişe ·(R) şöyle demiştir :


İnsanlar Rasulullah zamanında (gerek) Medine'ye yakın menzille­
rinden ve (gerek) Medine etrafındaki köylerden cumuada nevbe�leş� ha­
zır bulunurlardı. Sırtlarında yün abalar olduğu halde toz toprak. içinde
gelirlerdi de vucudlarına toz toprak sinerdi. Kendilerinden ter kokusu
yayılırdı. Bir defa Rasulullah (S) benim yanımda iken bunlardan bir in­
san Peygamber'in huzuruna geldi. ·Rasulullah: .«Bari bu gününüz için
iyice yıkanıp temizlenseniz» buyurdu. '·

( · ) · ......... : Aişe (R) şöyle demiştir: Halk rencber olub iş sahibi


idiler. İşlerini görecek yardımcıları da yoktu. Bundan dolayı vu<:udlfn
ağır ko�ardı. Bu sebeple kendilerine : . «Cumua günü yıkansanız» · buyu- •
ruldu 4•

4. Buhari'deki rivayet şöyledir:


Aişe (R) dedi ki: Halk kendi işlerini· kendi gören takımından idiler. Cumuaya
geldikleri vakıt da (iş zamanlarındaki hal ve· hey'etleri ne ise o) hal ve heyetleriyle
giderlerdi. (Bundan dolayı) kendilerine : •Keşki yıkansanız» buyurulurdu. (Bu.Mri :
Cumua, vaktu'l-cu�ua iza zô.letfş-şemsu.J ..
KlTABU'L-CUMUA 11
'

;ı,t, r'.r. '1'r'J 0-1, ·�� (")

' .
(2) CUMUA GÜNÜ MİSVAKLANIB DİŞ TEMİZLİĞİ YAPMAK VE
GÜZEL KOKU SÜRÜNMEK BABI

7 .- (846) * . . . . .. . . . : Ebu Said Hudri (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasfılullah (S) buyurdu ki: «Cumua günü yıkanması, her baUğ ola­
na (bir vazife) dir. Hem de dişlerini misvaklamak ve bulabildiği hoş ko­
kulu bir şeyi sürünmek».
Ravi B1:1keyr: Abdurrahman'ın ismini zikretmedi ve koku hususunda

t-:,; �\
da kadınlara mahsus kokudan da olsa sürünsün, dedi.
� �:�� e_ · .. (}j;_. ;;��Ü)���. �--\�ı-:;..;. \.:}Jg (AtA) -A
,,, • j •. , , • t .ı,,,,., - � � ,. ...... .-.,, ,.•
� \;c�1 ';f_,\k0c:;� � �\.ı.l J �\ ·�t:,��1 · �\ •;'\jJ\�� B..u- •�}) �\
,,,,._ � • ,,,,,. , • .,,,. .,. , , . ..... J. ,. ...... • .,. .,. • ,' • ,,,,

� � � l" .,
.
·"11- .,..,.,. 1\ ,,, • ., • ·J\ • .üı� �- •\I ·,• - "

. ,,1�, '1 = 'J� � i�' � �r �l


ı �• J. • " \ t
- L ""

-
ı:;-
., .•,ı >,. ., .
'ı;.A.) J \ �� LJ""ı::_J : �½,� .,,..u:: '--.l-49
r:: -' J \ t
., (.)\9
• <.r J U, ., • �••.
. � (J� J-
.....
,. ��� ")
� ...(.)J'
.,
• 4:\
� .. ,.-,

. .
8 - (848) . . .. .. . . . : Tavfıs'dan : İbn Abbas (R) Peygamber (S)" in
cumua günü yıkanmak hususundaki sözünü zikretti. 'tavus : İbn Abbas'a,
eğer ailesinin ya�ında varsa güzel koku yahut duh� ( == yağ) sürünür
(sözle�ine ne dersin)? diye sordum. İbn Abbas : Onu bilmiyorum,· dedi 15•

• Bu hadis az evvel geçen 5 rakamlı haclisle hem ravi hem mevzu itibariyle aym oldulu
için yine <846) rakamını almıştır.
5. Buhari'de: Tavus, İbn Abbas'a Peygamber'in •Cumua günü cünüb olmasanız bile ıuıl
ediniz. Başınızı yıkayınız ve biraz hoş koku sürünüz• dediğini seylüyorlar? dedim. İbn
Abbas: Gusl, evet. Fakat tıybe gelince
. , bilmi yorum, dedi <Buh<iri: Cumua, duh,ı ff'l-
.
cumua).
SAHi H-? MUSLİM

( ) ......... : Buradaki iki tarik ravilerinin her ikisi de İbn Cu-


reyc'den bu isnad ile ayni liadisi rivayet ettiler.

9 - (849) ......... : Ebu Hureyre· (R) den:


Peygamber (S) şöyle buyurdu : «Her yedi günde bir gün gusl edip
başım ve bütün vucudunu yıkamak (cumuaya giden) her musliman üze­
rine Allah'ın bir hakkıdır•.

10 - ·(850) ......... : Ebu Hureyre (R) den :


Rasulullah (S) şöyle buyurdu : «Her kim cumua günü cünüblükten
yıkanma gibi yıkandık�an sonra (ilk saatda cumua namazına) giderse
bir deve kurban etmiş gibi, ikinci saatda giderse bir sığır kurban etmiş
gibi, üçüncü saat�e giderse boynuzJu bir koç kurban �tmiş gibi, dördüncü
saatde giderse bir tavuk sadaka etmiş gibi, beşinci saatda giderse bir
yumurta tasadduk etmiş· gibi (sevaba· nail) olur. İmam hutbeye çıkınca
melekler hazır olur, zikri (hutbeyi) dinlerler» 6•

1. Hadisdeki • bir tavuk kurban etmiş gibi, bir yumurta kurban etmiş gibiıı şeklindeki
ta'btrler hakikate hamledilmiş değildir. Bunlar tasadduk· manasına�. CUmua namazına
önden gidenler arasındaki ecir ve sevab derecelerini_ ve bunlar arasındaki ma'nevi fark­
ları zihinlere kolayca yerleştirmek için her nevi fikri seviyeye hitab edilmiş bir temsil­
den ibarettir.
K.1TABU'L-CUMUA 13

,... )•ı ....... • t • > )• (. ...... • ı


·. -4-:'l.l;' � � �\- ·.,,f.:ı� Ü. ,
� �;..\ ·
?,
./"-!
,, (J_
)• );:,J.

..\..�
""""::...
l:t�.> ·
- ... , ..
);i"",.

,.c-� 0 �.:.!
. �=�� J.>oJ ( ... )
,_.; ...

• f:" ':!. � �► � I"�r•ı ,t"'..;� �\ �\


... \1" • .ı, .... ::ı ./:.i
� . .,::\.,

J . l::t ��l:..)•�.,,
,,,..

. l• ij' !,\ ,..->•· > ...


.... )•• t .. ., ı... "' ,, , . ...
.ı,1;: uli ·• ,ıJ!:!1' � l \.i,.,.
��

(3) CUMUA GÜNÜ HUTBE ESNASINDA KONUŞMAYIB


SUSMAK HAKKINDA BAB

11 - (851) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle haber verdi•:

Rasfılullah (S) : «Cumua günü imam hutbe irad ederken arkadaşına


sus (dinle)! desen (yine) luzumsuz söz söylemiş olursun» buyurdu 1•
( ) .......... : Buradaki raviler de Ebu Hureyre'nin: Rasulullah'dan
işittim, şöyle buyuruyordu dediğini bundan önceki hadis tarzında rivayet
ettiler.
( ) . . .. .. . . . : Bl,lradaki raviler de ayni hadisi. rivayet ettiler. An­
cak İbn Cureyc ravilerden birinin ismini Abdullah ibn İbrahim ibn Ka­
rız demeyib, İbrahim ibn Abdillah ibn Karız diye bir takdim te'hir yap­
mıştır.

l. Bu hadislerden hutbe esnasında her nevi kelamın nchy edildiği anlaşılıyor. Zira Pey­
gamber'in emrine muhalif olarak o sırada söz söyliyen kimseye •dinle• vey a •sus•
demek ma'rufla emretmektir. Ma'rufla emretmek de forzdır. Böyle bir farzın edası için
söylenmiş birtek kelime yasak oh.İrsa, başka sözlerin yasaklığı evleviyette kalır. •İmam
hutbe ederken• kaydı, sözün haram olmasının hutbe zamanına has olduğunu anlatır.
Cumhurun mezhebi de budur. Ebu Hanife ise imamın hutbeye başlamas;ndan değil min­
bere çıkmasından itibaren kelamın hor am olduğuna kail olmuştur.
14 SAHİH-1 MUSLİM

12 - ( ) . . . . . . . . . : Ebu Hureyre (R) den:


Peygamber (S) : «Cumua günü ima� hutbe yaparken arkadaşına sus,
desen (yine) lağv yapmış olursun> buyurdu.
Ravi Ebu'z-Zinad: Bu «lağite• sözü Ebfı Hüreyrenin lugatıdır. Hal­
buki bu kelime «lağavte• dir, dedi 8•
:J., ('f. j Jlt �\..H j �� (t)
.;�ı.: ;; ;-:;.Z: t';�� \::i;.J l . �ı.: 'J, ;'.:,,\J =J� .� 0_ �,s 1.:)Jg J (ı.oY) - , r .
Jlli . ��I ('J':. y; � �I J �i ! ;:;_; �-i ::,� , (VYı j, , :�) �i if , �i -� 1
)::;

•� ...J1 1 '• • � '-14' • .,, J��,J•J


.,, ,,.•J. ' _.-:" ,,,,.J'. ,ı • �\:., ...._;
>.1,•.,, \:;,r>

J.l \ J.lı G:"�\"lf
.,,
.Colı • •',
-
J .J�•
,,. .-.. .,, D 1
.,,
.,, ı
.
.,. ,ıı... .,,
. l.lll( !h..,. �l:..\�,': ...�:ı_\JJ.,, J-.,, 4-:�•; .)\j
J, .... _,. .,, ....

(4) CUMUA GÜNÜNDE BULUNAN İCABET SAATi HAKKINDA


BAB
13 - (852) . . . . . . . . . : Ebfı Hureyre (R) den :
Rasulullah (S) birgün · Cumuadan bahsetti ve : «Onda bir saat vardır
ki hiçbir muslini kul namazda bulunub ve o saate rast getirib, Allah Te­
Ala'dan bir şey dilemez ki Allah ona dilediğini bahşetmesi'n» bu�urdu.
Ravi Kuteybe kendi rivayetinde şunu ziyade etti: Ve o saatin �sa
olduğunu anlatmak için eliyle (baş parmağını orta ve adsız parmakla­
nnın iç tarafına basarak) işaret buyurdu.

,,,, ,,..ı..,,
, u_.• ,.,�\�
.,.
.:r , ,fJ-
'IJ '•ı:.r' '
�.J'''\.. r.w-;..cı:�,..,,, • f-�
"'
. ... .., ... •,(-;.,
! w �..l> • �...
.. ..r ,�•• .,.J:16; .._,,,JP ()
.,�,.:.,- • • • - ,,,

-.ııı Dq, j:.t J(1:; �(:.!. �ı;�· � . Sı;.ci ��ı � �ı » �-r:ı.iı ;i J� , J(; . ;::;_;. �i"'
.,.,.'f!. .,. , (,,. .. , .,, 'JC '\" .ı: ı;l \ıı•
l• .,.,. ..i. , �ıı� !f:�.,. \i j « • �l
>ıı
'J ! , .ff, •Uı2� \

1. Lağv kelimesi hem deci babından leğa ııelğu hem ·de radi11e babından laği11e ,ıelğa şek­
llnde kullanılır. J_,J.; rCW �
_,:.ıı,. J\_,.iJ\ 1-4) \.,._i' � 0-_J,Jı, > . ı,_;..('
1 : O küfredenler (ıöyle) dedi : Bu Kur'anı dinlemeııin. Onun hakkında manaıız ııaııga­

r,dcır ı,apın. B•lki galebe ederıiniz• (Fussilet: 26) ayetinde Tadiye 11erda babından kul­
. ıınılmııtır.
KİTAmJ't,..CUMUA 15

r.
"' ...
... ,.. r,�•
•,.,, ) ,��
.,,.JAJ ... • ( -J::i� ...r.J.. \ ($�
\:.i-l..>
. .,, .,.
..... ) ., •.. Cw�>
..� ,_ . '\,.(j.
rJ"':
,,,.,
• \ -;:•� • ,. .. J (•••)
. , (.j_»
r.J ,�
.. , • ... '·'
.

....�::� .•.. r:W\ ;, J�: J� � ;;_; �\;;' fJ;; < �a; �\


14 - ( ) ......... : Ebu Hurey�e (R) şöyle dedi:
Ebu'l-Kasım (S) : «Cuinuada öyle bir saat vard.ı:r ki bir musliman
kalkmış namaz kılar, Allah'dan bir hayır dilerken ona rast gelirse her-
halde Allah dilediğini ona verir» buyurdu.
Ravı: Eliyle işaret ederek o zamanın kısalığını ve azlığını anlattı.
A A

der.
( _ ) ........ . : Buradaki raviler de Ebu Hureyre'nin : Ebu'l-Kasım
(S) buyurdu ki dediğini önceki hadis gibi rivayet ettiler..
( ) ........� : Buradaki raviler de yine Ebu Hureyre'nin: Ebu'l­
Kasım (S) buyurdu ki dediğini önceki hadis gibi rivayet ettiler.

15 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) den:


Peygamber (S) şöyle buyurdu: «Cumuada öyle bir saat vardır ki o
saat içinde bir musliman kaklıb namaz kılar da Allah'dan bir hayır di­
lemesini o saate rast getirirse Allah dilediğini muhakkak kendisine ve­
rir>.
Ravi : b, ç�k hafif bir sa.attır, der.
( ) ......... : Ma'mer, Hemmam ibn Münebbih'den, o da Ebu Hu--
reyre'den, o da Peygamber'den tahdis etti. Fakat burada: O hafif bir sA­
attır, demedi.
16 SAHİH-! MUSLİM

. _ •, :;.• _,,,,.
��....,:_,'-., • ,·'-1.•\ı.,..... - .,\ ,ıı�,... _(r>
.,,. ,,. • • cı .....
ı.:-
Aj � �;. : ) \1 • •,, .....J_. &l .... \ 1 '\ �\' '6,
.ı. "' ( ) '"""
cJ'-J � Jal .J� . .Nf J AC'r - \
- - ., ,,,,.

, �=,; \ � �_;:. t �;.\. �•. j �\ ,_�a;


,,. .,., ' ., J• , __ . , ı .{;, ., J• ,. ,,- f_-" a; ,,..,
t
ı • .,,., .,.,•., .,.,•'
�".l>: ')'\i. (.S-�; � ..u- IJ �_,-, ;::...., c)_ .ı.JJ..J" �• J..>J e._
.,
J• ,.

ı ,. ., • ,,. , .,, ,,. , ., ., ı .,. • , ' .,. .,,. , , • l. 'J, 'Jı- . ., .,. • t • ,,.
�IJ..,-J � u-'>:. !ll: \ �-rl: .,;' J. �l..l:� J.,, t;: li. <S.ı•.:,,'i c.s....,� ıJ. \ � ö,.ı. ıJ. \ ı:.r-
J • .,,. f.' ., , ' o
.,,. .,,.
•,

.,
"
,,,, ,,
.,
- ., .,, � L
--.• .... \----
� A "-)) ,,U.J4�
,..... � , , .... .,�-�:
.wıı--:. �ı-, ....ı.;..,-; ,_- ,.&.:.�,
. .,. ,,U.J.4� , . .,. .....(. : .,_�'ı-Jı- l �-... • �► L... �•ıı.-
l, •.�� ,w�
(1 ..... , 'ı··ı,,.
J� rt:;\
--
..... ,•ı, ,,,• ., ·-•.ı
""
)
c.r__l� ı.J\
ı;

• (c ö��\ �i �\

16 - (853) ... . . . . . . : Ebu Musa el-Eş'ari'nin oğlu Ebu Burde'den :


Dedi ki: Abdullah ibn Umer bana: Cumuanın (icabet) saati hakkında
baban, Rasulullah (S) dan rivayeten (sana) bir şey söylediğini işittin
mi? diye sordu. Ben dedim ki: Evet, babamdan işittim şöyle diyordu:
Rasulullah (S) dan işittim: «O saat imamın iki hutbe arasındaki oturma­
sından itibaren namaz bitinceye kadar olan vakıttadır• buyuruyordu 9•

;..)ı ('f. � �� (�)

(5) CUMUA GÜNÜNÜN FAZiLETİ BABI

17 -· (854) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle der:


Rasulullah (S) : « Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı cumua
günüdür: Adem Aleyhi's-selam o gün yaratıldı, o gün Cennete sokuldu,
yine o gün Cennetden çıkarıldı» buyurdu.
• ''\
"'· ., G"' 1 ı
., \':ıL--1 �-�
... }
'(.r -ı 1/� ' : . :;,-;;· 1�- \ •., •-) ;;..);��ı
, '1 r_w"-; _.., "' ,.. .... •Jg J (...) - \ A
J • -

ı:.,► (� .,l:,,, ; f:ı:- Ü. 4-..�i l:P


}

· ,.,
,, '
- .,. >
Ö.\..,.> �:: 'ı'·--
�••.� i J�, J��
. · -�>
� -
• ll �:.\,.
.,.,
1. � �'.J. .:,
.,,, ,. .... "U-·- -,,\� - ;:;, ,.,..
t .-\J� .J;� » uı.i
": .. ,,.... ...... , ' • .,.
� �-:ll �\ � ; .ı. ..;A � \ if
- , ,. ''I • ... . '1 \ - ►"- t
· . -- ;;;.'-ı .,,.J • ı\ ·
, ../· 1 �::J
, •
o • � , ... .,,, , •
.,,. 1
"'l l \ ..,;� '') j. \t"�
· [_
,
• (l �-·� .,,.\ ..,� � _-ı j '- ..:� �, �:!J
18 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) den:
Peygamber (S) şöyle buyurdu: « Üzerine güneş doğan günlerin en
hayırlısı cumua günüdür : .Adem Aleyhi's-selam o gün yaratıldı, o gün

9. Netice itibarıyle icabet saatının vaktı kesin olarak bilinmiş değildir. Bunun gizli kal­
muı da o vakta rast ;elir ümidiyle curnuanın çok vaktını zikir, ibadet, dua ve gönlü
Allah'a bailemakla geçirmeye sebeb olduğu için ümmet hakkında bizzat rahmettir.
ıdTABU'L-CUMUA 17

Cennete idhal olundu, yine o gün Cennetden çıkarıldı. Bir de kıyAmet


cumuadan başka bir günde kopmıyacaktır» 10•

;J, ('r. ;ıjJı .� �·� �� (\)


�� 'i;�ı ...�� ';t)I ı.3..._\ ::;� t::�; � ��� r��� . ��, .,:-; l:.ftjpJ (Aoo)- ,�
J< �\ ;::� · �l;�JI (��'..,:i!LJ\ 0i-J �J�;. \f\ :;:t. » �
•• � t • ,,,,,.. __,,o ,,,,,..

- .., �\ J__?:; J�: J� � ;]_�� d. \


,,. }

ı-ı�,,. 1.01',,., }�, J;.- � '.fı , ..... "11--= .,,. ,,.� • ..... • ,--- ... .,,. • -- ... /: .... 1
.,, .,,,.

ı, �. �: � � '-::..) c.S;J iJ:J .>..• ( . t�� �


u� o�l:f.J lj . �l:; � �\:�I �fJ l f1
:�

. « ;-" J."�. c.S)Alj . \.>.i .,.n:l\ . " i �:'... \.:J �\:J\; . )..J ,.�\
,; - o� , ,,, .,,,. ;;; - _,. J J,. _..,.. ,.,,,._ � ;, ,,,,.. '

t:

(6) BU ÜMMETİN CUMUA GÜNÜNE HİDAYET OLUNMASI BABI

19 - (855) ......... : Ebu Hureyre (R) dedi ki:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Bizler (kitab ehline nazaran) en
sonra gelenleriz. Kıyamet gününde en başa geçecek olanlarız. Şundan
dolayı ki (bizden başka) kendisine kitab verilen her ummet bizden ön­
cedir. Bize ise kitab onlardan sonra verildi. Sonra Allah'ın bize farz kıl­
dığı şu gün yok mu! Allah bizleri ona hidayet buyurdu 11• Binaenaleyh
halk bunda bize tabi' olacaktır. Yahudiler (in ibadet günü) yarın, Hris­
tiyanlar (ın ki) de öbür gündür�.
( ) ......... : Ebu Hureyre: Rasulullah (S) ın: Bizler sonra geldik,
kıyamet günü musabakayı kazanıb ileri geçeceğiz, buyurduğunu bundan
önceki hadis gibi rivayet etti.

10. Ebu Davudun Sunenindeki rivayetin tercemesi şöyledir :


-Adem o gün yaratıldı, o gün Cennetden yere indirildi, o 8ÜJı tevhesi kabul olun­
du ve o gün vefat etti. Kıyamet de o gün kopacaktır. tns ve cinnden başka hiçbir mahı­
luk yoktur ki cumua günü tan yeri ağardıktan gün doğuncaya kadar - kıyamet bııUd
bugün kopar korkusuyle - kulak kabartmasın. Bir de o günün içinde öyle bir slat var­
dır ki hiçbir musliman kul tesadüfen o esnada namaz kılıb Aztz ve Celil olan Allab'dan
bir hacetini dilemez ki Allah Teala onu ona vermesin• buyurm�tur.
11. c .,_ ( .= be11de). lafzı, 6aıır rna'nAsına, ala ma'nasına ve min ecli ma'n.Asına olur.

Burada hepsi de sahihtir (Ebu Ubeyde).

F: 2
18 SAH!H-t MUSL!M

20 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki : «Bizler ahirôn, kıyamet günü evveltinuz.
Yani sonra geldik, kıyamet günü öne geçeceğiz. Bizler Cennete girecek
olanların ilkiyiz. Şukadar var ki onlara !ritab bizden evvel verildi. Biz­
lere ise kitab onlardan sonra verildi. Muteakiben onlar ihtilafa düştüler.
Onların (bulmakta) ihtilafa düştükleri hakka, Allah bizlere hidayet bu­
yurdu. İşte bu, onların ihtilafa düştükleri günleri idi. Allah bizleri ona
(ravi : Cumua günü dedi) hidayet verdi 12•. Binaenaleyh bugün bizim,
yarın Yahudilerin, yarından sonra d:ı Nasranilerindir>.

12. Hidayefin burada iki vechi vardır: Ya Allah, gün seçıneği ictihadıml7.3. bırakmayıb
cumuayı ta'yin buyurması suretiyle hidayet, yahut gün ta'yinini geçmiş wnınetler gibi
bizim de ictihadımıza ·bırakmış iken ictihadımızda isabet edib Allah'ın rızasına muva­
fık olan günü intihab etmekde mazhar olduğumuz hidayet.
Curnuanın farziyetine izci nudiııe li's-salati min ı,evmi'l-cumıuıti... ayeti nass ol­
duğu gibi bu ve benzeri hadisler de cuın'anm farziyeti hakkında nassdır. istisnasız bü­
tün din imamları bu lafızları hep farziyete hamletmişlerdir. Binaenaleyh cumuanm far­
ziyeti kitab, sünnet ve icma' ile sabittir.
Zikredilen ayetten dolayı silıeye Cumua Su,-eai denmiş ve Kur'anda mustakil bir
80.re ile cum'anm ehemmiyeti ifade edilmiş oluyor. Cum'anın Kur'andan delilini teşkil
eden bu Ayetin meali şöyledir :
•E11 iman ede1ıler! Cumua günü. namaz için çağınldığınız zama.n hemen Allah',
zikretmeğe oidin. Alı, verili bırakın.. Bu, biliraeniz ,izin için çok haı,ı,-lıdır. Anık o
-nam<ız kılınınca, 11erı,üzüne dağılın. AUah'ın fadlmdan (ncuib) a1'aı,ın. Allah'ı çok %ik-
1'edin. T.a ki fela.h bıdanmz... • (el-Cumua: 9-10).
KlTABU'L-CUMUA 19

Hemmam ibn Munebbih'den haber verdi. Hemmam : Şu, Ebu Hureyre'­


ıün, Allah'ın Rasulu Muhammed (S) den bizlere tahdis ettiğidir dedi.
Ebu Hureyre dedi ki, Rasulullah (S) şöyle· buyurdu : «Bizler, sonra gel­
dik, kıyamet günü musabakayı k.azanıb ileri geçeceğiz. Şukadar var ki
onlara kitab bizden evvel verildi. Bize ise kitab onlardan sonra verilmiş­
tir. İşte şu, onlara farz edilen günleri idi. Fakat onlar bunda ihtilaf etti­
ler de 13 Allah bize hidayet buyurdu. Binaenaleyh halk bunda bize tabi'
olacaktır ..Yahudiler yarın, Hristiyanlar yarından sonra».

,.
Rasulullah: (S) şöyle buyurdu : ,;cAllah Teala bizden evvel gelenlere cu­
muayı tutmak yolunu göstermedi. Yahudilerin hususi günü cumartesi,
Hristiyanların da hususi günü pazar oldu: Derken bizi dünyaya getirdi
ve cumua gününün yolunu bize gösterdi. Ve cumua, cumartesi, pazar gün­
lerini ibadet günü kılmış oldu. İşte bunun gibi kıyamet gününde de onlar
bize tabi' olacaklardır. Biz hem dünya ehlinin en sona kalanlanyız, hem

13. Allah'ın, ta'zim edilmesini, toplu olarak ibadete tahsisini farz kıldığı gün aY],'liyle cumua
mı idi? Yoksa herhangi bir toplanma günü farz edilib de o, günün ta'yinini eski um­
metlerin ictihadlarına bırakılmış ve ictihad hatası olarak başka bir gün mü seçilmigti?
Her iki ihtimal de variddir. Lakin ayniyle Cumuanm Yahudilere de farz edildiğine ve
Yahudilerin Musa Aleyhi's-selama karşı gelib Cenab-ı Hak Sebt günü bir şey yarat­
madı diyerek o günün kendilerine ibadet ve istirahat günü olmasını istediklerine ve
Allah tarafından da cumartesiyi ta'zimin onlara cezaen arzularına uygun olarak forz
edildiğine dair müfessir Suddinin bir rivayeti vardır. İlahi emirlere· karşı böyle ihtilAf
ve münazara, hazan; •ic'al lens. ilahen (yani bize buzağı gibi tapacak bir ma'bud uydur),
bazan; •semi'na ve asayna (yani işittik ve asi olduk)» diyenlere bu surette bir cezA da
olabilir:·

ı.JJ�. 41 1_,;l( y �.. l:ıJlrJ'. ��. f"-:1 d_.J jlJ '-:' l_,..ı:;.I 0'....illJ� �ll J•� ltf »
: Cumartesi ta'tili ancak onda ihtilafa düşenlere (farz) edilmişti. Şüphesiz ki Rabbın.
ihtilaf edegeldikleri �e11ler hakkında kı11amet gü.nü hükmünü verecektir• (en-Nahl: 124).
20 SA.HlH-1 MUSLİM

de kıyAmet gününde en başa geçib bilcümle mahlukattan evvel lehlerinde


hüküm verilecek olanlarız» 14•
Ravilerden Vasıl'ın rivayetinde: «Aralarındaki da'valar fasl oluna-
cak olanlarız• şekJ.indedir.

23 - ( ) .. ..... .. Huzeyfe (R) : Rasfılullah (S) : «Bize cumuanın


yolu gösterildi. All�h Teala bizden evvel gelenl�re cumuayı tutmak yo­
lunu göstermedi» buyurdu, diyerek bundan önceki İbn Fudayl hadisinin
ma'nasıyle rivayet etti.

� -- - ... , t • ....
.
.... • .... .,, • ı \ .,, ......... > . .... J. :, • .... ' • .,, , • • .... •
,o..ı. ..;• cJ. \ ıY- 'f:�- ff'' <.S..;AJ u" 'v�;-
., ,, .,,.
u� �l:JI J�� j·e,;-�.J .
- e,;_:t:, - l:;,Z? ( ...)

(7) CUMUA GÜNÜ (CUMUA NAMAZINA) ERKEN GİTMENİN


FAZİLETİ BABI

24 - (850) ......... : Ebu Hureyre (R) der ki, Rasulullah (S) şöyle

14. Bir bakıma gÔre pazardan hatta cumartesinden evvel gelen günün - ki cumuadır -
faziletini elde ettiğimiz için sabık sayılırız. Bir de Kur'anın vacib kılmış olduğu taat­
ları, emirleri ve nehiyleri kabul hususunda öteki ummetlere karşı bu ummetin sebkat
fazileti vardır. Muhammed ummeti, •işittik ve itci.at ettik.. (el-Bakara: 285; el-Maide: 6;
en-Nör: 51) dedi. Ötekiler ise .işittik amma isy&n ettik» (el-Bakara: 93; en-Nisa: 46)
dediler.
KlTABU'lrCUMUA. 21

huyurdu : «Cumua günü olunca mescid kapılarının her birinde birtakım


melekler, gelenleri sırasıyle yazarlar. İmam minbere çıkıb oturunca fa­
zi lct derecelerini tesbite mahsus olan sahifeleri yani defterleri dürer,
hutbeyi dinlemeye gelirler. Muheccir yani hacire vaktında ge�en (yahut
mutlak olarak evvel gelen), bir deve kurban eden kimse gibidir. Bundan
sonra gelen bir sığır kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen bir koç kur­
b:ın etmiş gibi, ondan- sonra gelen bir tavuk tasadduk etmiş gibi,. daha
.
sonra gelen de bir yumurta sadaka �tmiş kimse gibi (sevaba nail) olur ...
( ) ......... : Bu senedde yine Ebu Hureyre Peygamber (S) buyur-
du ki diyerek yukarıki hadisin benzerini rivayet etti.

25 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) den:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Mescid kapılarının her birinde ge­
lenleri sırasıyle yazan bir melek vardır. (Rasulullah evvela deve kurba­
nını temsil etti. Sonra derece derece menzil ve faziletlerini· tanzıl etti.
Nihayet küçülte küçülte yumurta , misaline kadar temsil yaptı). İmAm
minbere çıkıb oturunca sahifeler, yani defterler dürülür, melekler hut­
bede hazır olurlar:ıt.

(8) HUTBE ESNASINDA KONUŞMAYIB SUSARAK HUTBE


DİNLEYEN KİMSENİN FAZİLETİ BABI

26 - (857) ......... : Ebu Hureyre (R) den :


Peygamber (S) şöyle buyurdu: «Her kim yıkanır sonra cumua na­
mazına gelir, kendisine mukadder olan namazı kılar sonra imam h�t­
beyi bitirinceye kadar sesini çıkarmaz, hutbeyi dinler, daha sonra· imam­
la beraber cumua namazını kılarsa hem o cumua He diğer cumua ara-
.,,,.,.... SAllfll-1 MUfü,tM

sı nda hem de üc: gün daha fazla olarak içlerinde vaki' olacak günahları
(kiic;ük günahları) mağfiret olunurıt,

27 - C ) . . . . . . . . . Ebu Hureyre (R) dedi ki :


Rasôlullah (S) şöyle buyurdu : «Her kiriı abdeste davranıb abdestini
noksansız aldıktan �onra cumua namazına gelir (ve imama yaklaşıb) se­
sini çıkarmaz, hutbeyi dinlerse hem o cumua ile diğer cumua c;1rasında,
hem de fazla olarak üç gün daha, içinde vaki olacak günahları mağfiret
olunur. 1Ier kim de yerde çakıl taşlarına uzanı b kendini meşgul ederse
luzumsuz bir iş yapmış olur».
v-'�JI JJ�· er.'�}., ôµ ıı:-� (,)

28 -;(858) ......... : Cabir ibn Abdillah · (R) şöyle- dedi :


Rasulullah (S) ile birlikte namazı_ kılar sonra döner saka (su çeken)
develerimizi dinlendirir idik.
Ravi Hasen dedi ki : Diğer ravi Muhammed oğlu Cafcr'e : Bu hangi
saatte olurdu? diye sordum. O da : Güneşin zevali. vaktında, cevabını
verdi.
, • . ,-J• :. , , "';;', ... -- < ... ., .
, • �,- .,ıı:- c--,.::;... \::; ., --\ ·, :. � ( )
., t
�:>:_,l f:-�0: �\�:-'\f .>.>-' · �- J. �� w ..\>-. ı
\ s:
�! jı:.t_ j.:' Al (f»-' ... - r'\
,,ıl, > :. ı �..... ., • ., • ,, J ., ,. -': --l ....l> (�� .,. l- ,, <,ı: _ t;. ,. ,,, . ., (�;;;., t 1;;;11
v ...ı .-_; \ � �:!., 1 0� ' _;ia.>: 0� ,ııı 'J!� J• ı..> ·: - w .l_:;,.. = •::�
.,
.:ı " • ı..> 4.1• es-� L:., -A>- • ı..::,__J ..\l

J:�;; \�� �l
} , · - .J:,.� ��: J\; � �=��I J:,_� �
""

��i; r
} � ,,. ,,,,,, - ., .. � ,,.
,
"
�!J.J�� 0�
,,,,,,
..

'J�: ' ....


�ıf;� j_ � ı;.
. -
.,. r � \ ·, > • • >ı '.,. ., ' -
. �� . ..,:ı (S-·�' v--·.::J\ ı.JJ)- ��: �:�f:-- lJ �.. \ '.>..:�• .. .,>),.,
':ı--,.., r
., ·
,,.
.KJTABU'L-CUMUA 23

29 - ( ) . . . . . .. . . Süleyman ibn Bilal, Cafer ibn Muhammcd'dl'n,


o da babası Muhammed'den tahdis etti ki Muhammed, Cabir ibn Abdil­
lah'a : Rasulullah (S) cumua namazını ne vakıtda kılardı? diye sordu. O
da dedi ki : Rasulullah ··cumua namazını kıldırırdı da sonra biz develt!rl­
rnizin yanına gider onlara istirahat verirdik. Abdullah kendi· hadisinde;
saka develerini kasdederek: Güneş (ortadan) batıya meylederken, sö­
zünü ziyade etmiştir.

Rasulullah (S) ın zamanında biz cumuayı kılmadan ne kaylule (gün­


düz uykusu) eder, ne de yemeğimizi yerdik, dedi.
• '•., ..... .., t"". ı-: .... :•'
J-� c:.=� --:, .... .... \ ..... \
':1, 0� j t: _r,> \ : \ıj · � ./,1 �· J:,ç.....l-' ($.-� t1_ ($.·� V)P
.>•,. ı,. ,.... , ...... .... , ...... .... I �-

J (A'\ • ) - ·f' ·

�=;
• f .... ,� .... ,. •
�-� �,.. , ,,J .)-)
,. ..... .,,,..L.,. >c:_f.
""

: ....� � ı\ •�f-., ' t:_.J


;ı; ,� "J'·
" }. 'ı:._
•1 •
..... 5" ''J 1. ı?. 4-A\,...
..... .....
.. . �• �\��\ •0� �' .,.�-:\.:ıt:4
' ... il '.:-'�\ .,\ l
·:ıı� ,. • 111"'
. . ıJ C:..;."', L: .ı ( . '-""'-11, � .) .)j
.. 1 1--: \:1
• '0 ' � ·-::: ,. •-:
\\

31 - (860) ......... Selemetu'bnu'l-Ekva' · (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) ile birlikte güneş (ortadan batıya) meyletti�i zaman
cumua namazını kılardık. Sonra dönüb giderken gölge yerleri araştırır
ı"d'k
ı ıs

32 _. ( ) Selemetu'bnu'l-Ekva' (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) ile beraber cumua namazını kılardık. Sonra dönerken
duvar diplerinde gölgeleneceğimiz bir gölge bulamazdık.

15. Cumuaya zevalden sonra başlamak ittifakla evla ve cuthhura göre vacibdir. Fakat Ah­
med ibn Hanbel i_le - İbn Munzir'in nakline göre - Ata ve İshak ibn Rahiiye biraz 8nl..
başlanmasında be's yoktur, demişlerdir. Nitekim İbn Mes'ud, Cabir, Sa'd ve MuAvly�•­
nin zevalden önce kıldıkları rivayet edilmiştir. Mucahid ise cumua da bir bayram ol­
duğu için cumua namazı, bayram namazı vaktmda kılınabilir, ·'demiştir.
24 SAHİH-! MUSL1M

33 - · (861) . ... . .. . . İbn Umer (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) cumua günü tıpkı sizin şimdi yapmakta olduğunuz
gibi ayakta hutbe irad eder, sonra oturur, sonra yine ayağa kalkardı.

34 -, (862) ......... Cabir ibn Semure (R) şöyle dedi:


Peygamber (S) in iki hutbesi vardı ki ikisi arasında otururdu. Hut-
bede Kur'an okur halkı tezkir buyururdu 16. .

� ;/ j_ � � J__ L�; \: Jl; , �l� 0� .._�: ;. ..,: \ ıj �;. \.


; } , } • ., .,,,- • 1. ,,,.D f ,- ,,,. , , • _,,,,. � ,,,-.,. •,... } j (. ,_,,. ;- 6 e'.. , _,. • , } e
<.f"f. Ü: �··� l_:;jpJ ( ... ) - f o
,,.ı .,.

,� � �)k�:; i-.Jö.ı: (. �__15::. (. t, \i �>•----... k� (.)� � iü\


--
� � .;. k
0 .ı.; \ �l_'"�;....0,.,.
� ·----?>"'--ı, ■ ,., } } } • ' J_.,. �� ı:;r:
. ,�\ .> "'!'
-
. _,. •.... •ı • • '- .,., ! � j , ..\..a, . .>J . ..\,49 LJ�
. :�� J\\ v� :;..) _.. �'1 ......
,,,. ,,,. ,��.,.:,
.,,,.
!, • .,,,.,,,. , ..... ;..-, • .,,..,. "" _,.
� �
35 - ( ) ......... : Simak şöyle dedi:
Cabir ibn Semure (R) bana şöyle haber verdi : Rasulullah (S) ayakta
hutbe irad buyurur, sonra oturur, sonra yine kalkar ayakta hutbe i_rad
eylerdi. Oturarak hitabet yaptığını her kim sana haber verdiyse yalan
söylemiştir. Rasulullah'ın arkasında ben vallahi iki binden ziyade namaz
kılmışımdır.

16. Hutbeleri ayakta irAd etmek ve iki hutbe arasında kısa bir oturuş yapmak Peygamber' -
den itibaren devam edilen güzel bir sünnettir. Cumhür daima bunu izlemiştir. Bazı de­
virlerde · bir ma'ziret veya başka sebeblerle oturarak hutbe y�panlar görünmüş ise de
rna'ziret hali müstesna bu münferid vakıalar sünnet ve cemaat ehlince i'tibar görme­
miştir.
İmamın minbere çıkarken hazır olan cemaate selam vermesi İmam Şafii ile İmam
Ahmed'e ve Caferi'lere göre sünnettir. İmam Ebü Hanife ile imam Malik'e göre imamın
cemaate selam vermesi sünnet değildir.
KlTABU'L-CUMUA

(11) ALLAH l'EALA.NIN: «ONLAR BİR TİCARET YAHUT BİR


EĞLENCE GÖRDÜKLERİ ZAMAN ONA YÖNELİB DAÖILDILAR,
SENİ AYAKTA BIRAKTILAR .. » (el-Cumua: 11) AYETİ HAKKINDA
B A B

36 - (863) .......... : Cabir ibn Abdillah (R) dan, (şöyle demiştir) :


Peygamber (S) cumua günü ayakta hutbe irad ediyordu. Bu sırada
Şam'dan bir· kervan geldi. Bazı sahabiler kervana doğru sökün edib on
iki kişi kalıncaya kadar hep dağıldılar. Bunun tizerine cumua su�esindeki:
«Onlar bir ticaret yahut bir eğlence gördükleri zaman ona yönelib dağıl­
dılar..• (el-Cumua: 11) ayeti indirildi.
.( ) ......... : Husayn· ibn Abdirrahman, bu isnadla: Rasulullah
(S) hutbe yapar halde iken dedi de, ayakta iken demedi.
• _. ,_. f 1 \ • _. ) _,il:' ._.\-;_::; _. t ı \ '-i \ -.. • ..•\ \ "• • 1 • :._ .. ( ) _.,v
ı:.r_. ( v� \:;;::--..w �--� . �� :., J.._:>-. ,.:i:,:ı .Y --,�� u_ (Ç\!l .._,,.,)P., ... - ,
l' \•

:;; "< J\;


) o
üç'�
.J,.. ;t; _. .,. ' .,.1 \ e .,. .,. ( .,. t J \'
�.. �- ..,..... ��' . �-...� , .J� � �:., L l'.... : - • � f� � !:� ü", 0 �- �- J ,,.. -
O,... , , .... O • •
...... J- a , ,,,,,,,,. ,,,,,. J '\ 't ' ·ı\\� ,ıı, '\ _. .,. \_ 1
c \ ;

;:;�_ lji:; (1., , ·,.1ı ;:ı)l; J� . İ-3:;_ � i . -j.�J :;:.� C.·ı � � �� °F . (;J l �llı t:,;.; , J�
11 ı'!ı-:ı % -----,·11 \ t.--.-.,,-·ı·,
•• �;, --\ 1
. • -'..ı_ ;, J,_ W.L • u:. u .:..ı__,) j ) �: t ..J.,a.._QJ ..Jf J
,_,,, ,,..
.,,,,.--

37 - ( ) . . .. ..... Cabir ibn Abdil!ah (R) şöyle dedi :


Biz cumua günü Peygamber (S) ile birlikte bulunuyorduk. Derken
bir panayırcık geldi. Halk ona doğru çıktılar. Peygamber'in yanında an­
cak on iki kişi kaldı. Kalanların içinde ben de vardım. Allah Teala: «Onlar
bir ticaret yahut bir eylence gördükleri zaman ona y�nelib dağıldılar.
26 SAHtH-t MUSlJM

Seni ayakta bı·raktılar: De ki: Allah nezdinde olan ıey, eylenceden de,
tlcaretden de ha_yırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır• ( el­
Cumua: 11) ayetini indirdi 17•

17. Hiç şüphe yo� Allah'ın emirlerini yerine getirmekteki faydalar; eylencelerden de, tica­
retlerden de hayırlıdır. Çünkü onlar dünya hayatının geçici menfaatlarıdır. Allah ya­
nındaki fadl ve sevab ise ebedidir. Kaldı ki eylencelerin menfaatları da çok kere birer
· vehimden ibarettir. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır. Asıl rızkı ondan istemelidir.
O nasib etmeyince sebeblerden hiçbirinin faidesi olamaz. Ticaretlerin üstün�e Allah'ın
rızık kapıları vardır. Onlar kapanınca bütün ticaretler de kapanır .. Bu emir ve tavsiyeler­
den sonra artık cumuayı ma'zıretsiz olarak terk etmemeli ı:e cumuayı bırakıb da ey­
lence ve ticaretlere dalmamalıdır.
Bu ayette cumua günü ezan okunarak namaza çağırıldığımızda hemen hutbe din,­
lemeğe, namaz kılmaya sür'at etmemiz emrolunuyor. Bu emir cumua namazının far­
ziyetine sarahaten delalet etmektedir. Sonra ave zeru'l-beı,' (: alış verişi de bırakınız)•
kavli ezanla beraber iktisadi, sınai her nevi fiil ve hareketten nehyediliyor ki bu da
cumuaya çabucak gitmenin vacib olduğuna delalet eden ikinci bir delil oluyor. Çünkü
' bir akdin yapılması, bir san'atın yapılması haddizatında mUbah olan şeylerdendir. Bun­
lar yalnız bir vacibin ifasına mani' olmakla memnu' olabilirler. Bu sırada iktisadi akid­
lerden alış verişin haramlığı ayetin sarahatiyle, icare gibi diğer akidleriri de hurrneti
alı� veriş akdine kıyasla sa.bit oluyor.
Buhari'nin •el-cumua, el-meş11u ile'l-cumua ve kavlu'llahi azze ve celle: Fes'av
ila zikri'l-lah• babında Ata· ibn Ebi Reba.h'dan rivayet ettiği·: . «Ezanla beraber sınai ha-,
reketlerin devamı haram olur• haberi de dikkate alınınca ayetteki nehyin cumuaya
gitmeye mani' olan her nevi faaliyete şamil olduğu açıkca nalaşılır.
Cumua· günü dış ezan. ta'bir ettiğimiz ezanın tarihçesile ilgili olan hadisi de bu•
rada zikretmek yerinde olacaktır :
J,-J�5� .-".':lljı:. r�>'I� I�\ .JJ\ �J:-ı r,_ �uı�
.l..dljl< : J� ..:c.4Ali}-; �.i. .:.ı.
•'J.,JI� �l:11 .l..L:lbij ı.r°l:JI;>, ı.)l:&. �l(lJ; / J fi. J.\J ri.- 4111
Sa'b ibn Yezid ı R) şöyle dedi : Curnua günü (cumua) nidası ilkin Rasulullah (S) ile
Ebu Bekr ve Umer zamanlarında imam minbere oturduğu vakıt başlardı. Usman <ha­
life) c;>lub halk da .(Medine'de) çoğalınca Zevra: da okunan üçüncü nidayı ilave etti.
(Buhari, Cumua, ezan yemu'l-cumua). Bu hadisde üçüncü nida denilen bu ezan bu gün
mi'narelerde okunub dış ezan dediğimiz ilk ezandır Diyer iki ezan, hutbeden evvel ima­
mın karşısında okunan ezan ile hutbeden sonraki ikamettir. Ezan il� ikamete tağliben
ezaneyn denilmiştir Dış ezanı insanları mescide da'vet içindir ve ilk da'vet olduğu halde
hadisde üçüncü nida denilmesi eskiden beri okunagelen diyer ikisine ilave edildiği için­
dir.
Hadisdeki • zevriı, yine Buhari'nin Sahih'de h.ıber verdiğine göre Medine çarştsı
içinde yüksekce bir evdir. Ezan onun �amında okunur imiş; Buna göre camilerde ezan
okuma yeri olarak inşa · edilen minarelerin en sade hit· şekilde. başlangıcı bu Zevra
olmuı oluyor. .,
K1TABU'L-CUMUA 27

38 - ( ) . . . . . . .. . : Cabir ibn Abdillah (R) şöyle dedi :


Peygamber (S) cumua günü ayakta bulunduğu bir sırada Medine'ye
bir kervan geliverdi. Bunun üzerine Rasulullah'ın sahabileı-i kervana
doğru sökün ettiler. Hatta Peygamber'in beraberinde on iki kişiden baş­
ka kalmadı. Ebu Bekr ile Umer de bu kalanlar içerisinde bulunuyorlar­
dı. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu : «Onlar bir ticaret yahut bir eylen-
ce gördükleri zaman ona yönelib dağıldılar ... •

L�.)..:,,. = �l; > - r.&-,


• ,. t.,..,. (�.;; ,. ,--� ... ,. • .} ,, ,,, ... ::....
.
...... .,, \ .

0� ...�..!, l.:•.,. J..>. • .}•>; j_ .>..,.� . :. \.,_.,., ��.ı


�- j_ j �.,,·\,.
j_ }�''ı.�-
.>..t- \./)3) ("-, ! .
''-'• :��11.>..:tJ
} ,
.
��:.:.JI ,,. ,,,,.
�;...) ., ..,.
:J\; . , � ..,, • ,- • ._,....)• ;, •.·s-., , ..,.:;,>.::c. • ..,. , .,,,,.•s...ı,• '-1• J.;,,f• ,,,. •Ve.,, , JJ-4:.�
�·.,,, J "\ ıJ"'
,
'• .ı

J' • • u �,,,_..
-;,'-,E'-1 u . -· -
��\:; : j(.; '.1,-J� J . ı:; � �k� �:ftı I i�;;. :Jı IJ�l;,j 1 :J(;; . ı:; (; ���_ pı (, i ::;_ 1
. (;(; ':Jr;-j (;Jı ,J::.::1 ,;;ı :,, :;r4, ,:,,j
39 - (864) .. . : ... . : : Ka'bu'bnu .Ucre (R) den:
Bir gün Abdurrahmarii'bnu Ummi'l-Hakem oturduğu yerde hutbe
irad ederken,;_ Ka'b mescide girmiş ve: Hele şu habise bakın! Allah:
•Onlar bir ticaret yahut bir eylence gördükleri zaman ona yönelib daiıl­
dılar, seni de ayakta bıraktıl�r ... • buyurmuş iken o oturduğu yerden hut­
be irad ediyor! demiştir.

40 - (865) ......... : Abdullah ibn ,Umer ile Ebu Hureyre (R) tah-
dis ettiler ki onlar, Rasulullah (S) dan minberinin ağaçları üzerinde şöyle
buyururken işitmişlerdir: «Bir takım kimseler cumua (namaz) lannı terk
etmelerinden ya vaz- geçerl�r, yahut da Allah onların kalbleri üzerine
muhakkak mühürleyecek, sonra da kendileri muhakkak surette gafiller•
den olacaklardır• 18•

18. İbn Mace'nin Cabir'den rivayet ettiği � �ealdeki hadis de bu ağırlığı ifade etmekte•
dir: Cabir (R) demiştir ki : .Rasulullah (S) hutbe irad edib şöyle buyurdu : •Allah Tel•
la cumuayı size bu sene, bu ayda, bu günümde. hu makamımda kıyamete kadar farı
SAHtH-t MUSLİM

(13) NAMAZIN VE HUTBENİN HAFİF TUTULMASI BABI

41 - (866) . .. .. .. . . : Cabir ibn Sernure (R) şöyle dedi:


Ben Rasulullah (S) ile birlikte namaz kıhyor idim. Onun namazı
mutevassıt, hutbesi de mutevassıt idi (yani uzun veya kısa değil ikisi
ortası idi).

w"J.:>. ..
\.� ;; .,,
r.
- .
o

--
--; .; � : ';it; �-�! �lj .ı..
j .A.� 1_w"-A->
,- • ) .-; ,J
.
,,,
0 , J• ; •• •
7.�,
_; J O 1/, J c •
J. \ � _,,A-! __,ı_ 1 l:,;fa?., (...)-

tt
- \'.l::;_ı\ �� �'-?;'�I\,.,,
L J�,_, tl '-'�-)
,._ •. 1/.. .,Jı-' ,�:,.c--
.,., �• !·ı.;., •.,
0� �•_,,�
..... � !)l.ı:-:'.. <./ h • :. c--'.,·j
.,

· � � � l9 •
)• '::.,
ıt�!
�:.::k:► j . ı �; ı,;..; lG
� • ,, ,} ,4"-4 } � o .,,- >}, .,,. - • .,,. .,,. .,,.
. \ ..\..a.i .ı.i'�

. -�l� 0� ı()3:
- - J� \
.)�, �:ı:-,)
;
Jj
.,,.

42 - ( ) ......... : Cabir i_bn Semure (R) şöyle dedi i


Ben Peygamber (S) ile bidikte birçok n_amazlar kılıyor idim. Onun
namazı orta uzunlukta, hutbesi de orta uzunlukta idi.
Ebu Bekr'in rivayetinde: Zekeriyya, Simak'den isnadıyle gelmiştir.

kıldı. Binaenaleyh her kim benim hayatımda veya benden sonra adil veya zalim. bir
imamı olduğu halde cumuayı hakir görerek veya inkar ederek terk ederse Allah onun
iki yakasını bir yere getirmesin ve işinde bereket vermesin. Haberiniz olsun ki ta· tevbe
edinceye kadar o kimsenin namazı da yoktur, zekatı da yoktur, haccı da yoktur, oru­
cu da yoktur, hayrı da yoktur. Her kim de tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder•.
KlTABU'L-CUMUA 29

43 - (867) . . . . . . . . . Cabiru'bnu Abdillah (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) hutbe yaptığı zaman gözleri kızarır sesi yükselir ve
hiddeti artardı. Hatta bir düşman ordusunun hucumundan ikaz eden, düş­
�an sabah ve akşam sizlere baskın yaptı diyen bir kimse gibi olurdu.
Şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yanaştırarak: «Ben, kıya­
metin şu iki parmağın yakınlığı gibi yakıh olduğu bir zamanda gönde­
rildim» der ve devam ederek :
«AMMA BA'DU. FE İNNE HAYRA'L-HADİS KİTABU'L-LAHİ VE·
HAYRU'L-HEDYİ HEDYU MUHAMMEDİN VE ŞERRU'L-UMÜRİ MUH­
DESATURA VE KULLU . BİD'ATİN DALA.LE = bundan sonra (biliniz
ki) sözün hayırlısı Allah'ın Kitabı; yolun hayırlısı da Muhammed'in yo­
ludur 19• Ve işlerin en kötüsü, (dinde) sonradan çıkarılan şeylerdir. (Din­
de sonradan çıkarılan) her bid'at bir sapıklıktır» buyururdu. Daha son­
ra: «Ben her mu'mine kendi nefsinden daha yakınımdır. Her kim mal
bırakırsa bıraktığı malı ailesine ve yakınlarına aiddir. Ve her kim borç
veya evlad . bırakırsa borcu ve çocuklarının işi ile meşgul olmak bana
aiddir» buyururdu 20.
, .... , .�:: -- J---• ,.. · . r . ...., , .�� , :ı •... , • '.ır:- r.--..� -- ·--,,. ,.• ,. .... , • :...- ( )
�(S
• .
..b • ttJI ,J\(., '-1• �4:-'--'"5'.,, 1 � -ı.J.J--� '-1. ..U1- w ..u- .
.l.:� 4,) � \,;,/J,; J .. . - "' ,,
--v
...

�\ �. �-·�'r......,.:� � �\
.,, - •

... !. ,. ..... .... ,j'-� ... ;;; t..·}. >ı ) ... ...
u: �� �:
� ... . ,.. ,,.. , • ,.. ... ,,. '·,.. il.
-->
�k;. �t,: '-'J4!. �I
f-: C uli � �:; \ (J' f·� >•,
.::

. J} • .,, .. .,. • ,.. ..- ,,, . 1 ... , 1 ,-• ,, ı:; , .l'"',.. :.• J
....�-:\. ��fl'\ J - ( . -.i .r' ;}.;, ..\.i J ' �� > ! ı Jc '-'_, .. ( . �=
• _, \" • .,.,.r ,r • ,. \ , , • • ,ııı,


C. �.. J

44 - ( ) ......... : Cabir ibn Abdillah (R) :


Peygamber (S) in cumua günkü hutbesi şöyle idi : (Evvela) Allah'a
hamd ve sena eyler daha sonra bu hamd ve senanın ardınca sesi yükse­
lerek hitab ederdi... piye yukardaki hadisin benzerini sevk�tti 21•

19. �adisin bu kısmı, (Buhari, edeb, el-hedyu's-salih) bölümünde Abdullah ibn Mes'ud'dan
da rivayet edilmiştir.
20. • •. ı-,:t.... \ �-H
�I _,_;I J �-ı .:y.. � _;L� J,\
: O Peygamber, mu'minlere öz ııefislerinden daJıa. evladır. Zevceleri de (mu'minlerin)
analarıdır... • (el-Ahzab: 6). Çünkü Peygamber mu'minlere bütün din ve dünya işlerinde
salah ve selametlerini gerektirecek şeylerden başkasını emretmez. Fakat nefis böyle
değildir. Binaenaleyh mu'minler Peygamber'i nefislerinden daha çok sevmeli, onun em­
rini her şeyden üstün ve geçerli tanımalıdır.
21. Şu hadis de vardır :
,.s:ı, ..ı.t":jj ;�-!\� �.!..c. til ,.ı-1- �uıJ;-; JI .ı.� .ı.Ul ı.5 •; <.S�IJI � ıJ.' i.r"
� L.I : Jlı l .ı...k.
= Ebu Humeyd Sa.idi (R) den, (şöyle demiştir) : Rasfılullah (S) bir gün öğlen ile akşam
arasında namazdan sonra (hutbeye) kalktı.' Teşehhüd etti, Allah'a ehli olduğu sözlerle
hamd ve senada bulundu, ondan sonra da «amma ba'du» dedi. (Buharı, cumua, metı
kale fi'l-hutbeti ba'de'�-sena amma ba'du).
30 SAHiH-! MUSLtM

45 - ( ) . . . . . . . .. Cabir (R) dedi ki :


Rasulullah (S) halka (şöyle) hitabe yapardı: (Evvela) Allah'a 1ayık
oiduğu sözlerle hamd ve sena eyler· 22• Bundan sonra:
"MEN YEHDİHİ'L-LAHU FELA MUDİLLE LEH
VE MEN YUDLİL FELA HADİYE LEH
VE ·HAYRU'L-HADİS KİTABU'L-LAH
VE HAYRU'L-HEDYİ HEDYU MUHAMMEDİN =
Allah'ın hidayet
ettiğini kimse saptıramaz, Allah'ın saptırdığına da kimse hidayet veremez.
Sözlerin en· hayırlısı Allah'ın Kitabı, . yolların en hayırlısı da Muham­
med'in yoludur ... » buyururdu. Ravi bundan sonra hadisin tamamını daha
önceki (43 rakamlı) Sakafi hadisi gibi sevketti.

--------
22. Rıı»Olullah gerek cumua hutbeleri gerek askeri, siyasi, ictimai, ta'limi ve di�er herhangi
ıebeple olursa olsun yaptığı bütün hitabelerinde ooze Allah'a hamd ve sena ile başlardı.
Ekıerlya hamd ve senadan sonra şehadet kelimelerini de söylerdi. Bunu takiben amma
bcı'du faslu'l-hitabı ile mukaddimeyi bitirir, bundan
. sonra maksadı
. �lan konuşmayı yapar.:
KlTABU'L-CUMUA 31
'
• • .... • ... .
• ... ıı .. - :;; 'I ,. ı ... 'J'....:: -
• ..._ 1 ı,-: .. , ... .rı� '.. , Jt , ... ... ,.,..-: ...J'·,, • ;,.
ı-, �d • ��... J ·s �.. !"" � � l ı.)_J ) �-�s Ü • ı.S,,,J'
,j� i� \ JA : �� ;� �
M

f..,J '-:""�
• " • t,... \' "', •
'Jı.:: -,.,,. J J •,... "'e • • .,, J J..,. .,,ı(.,, ·,l,:-:_ \./¾,
. ;4 \.} ı':/jıı. ı.Jıj • "J,J.: w. ;...ıt � �1 � l: ...\ _.,Al\ ,:ı� '-' � 1 '-1ld r � ı 1 )A
., J• .,, ,., fi • ,... - • • ,., ..,,
k l ...
_
. • 46 - (868) ........·. : İb� Abbas (R) dan, (şöyle demiştir) :
Dımad Mekke'ye geldi. O, Ezdu Şeniıe kabilesine mensub olub deli­
lere nefes ederdi. Mekke ahalisinden bazı sefihlerin: «Muhammed deli­
dir» dediklerini işitti. Şu adamcağızı görsem! Belki Allah benim elimle
ona şifa nasib eder, diyerek kalkıb görüşmeye gitti. Nihayet ona. kavuş­
tuğunda: Ya Muhammed! Ben şu cin çarpmasına nefes ederim. Allah
Teala dilediğine benim elimle şifa ihsan eder. Nefes edeyim ister misin?
dedi. Bunun üzerine Rasulullah (S) :·
İNNE'L-HAMDE Lİ-LLAH, NAHMEDUHU VE NESTEINUH,
MEN YEHDİHİ'LLAHU FEL.A MUDILLE LEH
VE MEN YUDLİL FEL.A HADİYE LEH,
VE EŞHEDU EN LA İLAHE İLLALLAHU V AHDEHU LA ŞERİKE LEH
VE ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RASÜLUH. AMMA BA'DU
diyerek söze başladı. Dımad : Aman! Bu sözlerini bana tekrar et, dedL
Rasulullah tekrar etti ve üç kere söyledi. Bunun üzerine Dımad: Kahin­
lerin sözlerini işittim, sihirbazların sözlerini dinledim, şajrlerin sözlerini
dinledim. Amma senin bu sözlerine benzer hiç bir söz işitmedim. Bu söz­
lerin, deryaların en engin yerine bile vardı (bütün dünyayı kapladı).
Ver elini seninle islam üzerine biat edeyim, dedi. Rasulullah da onunla
bey'atlaşıp : «Bu bey'at kavmin namına da_ olsun mu?» diye sordu. O da :
Kavmim adına da olsun, dedi.
Ravi şöyle dedi: Sonraları Rasulul�ah (S) bir tarafa bir seriyye
(müfreze) gönderdi. O seriyyedeki mucahidler Dımad'ın kavmine uğra�
mışlar. Seriyyenin kumandanı maiyyetindekilere: Bunlardan hiçbir şey
aldınız mı? diye sordu. İçlerinden b�ri: Ben onlardan yalın� bir mithare
(temizlik kabı) aldım, demesi üzerine kumandan: Onu sahibine geri ve­
riniz, çünkü bunlar Dimad'ın kavmidir, dedi 23•
dı. Konuşması da gayet veciz, açık ve sai:le olurdu. Ekseriya konuşmasının muhtevasını
J:(ur'an ayetleri teşkil ederdi. Rasulullah�ın hemen hemen bütün konuşmalarının giriş
kısmı hep bu tarzda hamd ve sena olduğunu gösteren yalnız Buhari'de otuz kadar ha­
dis vardır. Bu en ma'kfıl, en güzel ve en eskimez bir hitabet şeklidir. Çünkü Kur'an
ELHAMDU ile başlıyor, namaz ELHAMDU ile başlıyor. Rasulullah'ın bunca hitabeleri
de hep ELHAMDU ile başlıyor. Konuşmaya, konuşma ni'rnetini ihsan eden Allah'a hamd
ile başlamak ne kadar ma'kul, ne derece yakışan bir hitabet tarzı olduğu daha fazla
izahdan rnustağnidir.
23. Bu Dımad yahut bir kavle göre Dırnam, Sa'd'bnu Bekr oğullarından olan Dımam'dan
başkasıdır. Musedded'in Mumedindeki rivayete göre cahiliyet devrinde Ras(Uullah ile
bu zat arasında dostluk da varmış.
Sa'du'bnu Bekr oğullan ise Rasulullah·ın süt dayıları olmakla müşerref olan ka­
biledir. Süt annesi Halime es-Sa'diyye onlardandır. Bu Sa'd oğullarının iymana gelmesi
Siyer sahibi İbn İshak'ın beyanına göre hicretin 9. cu yılında Huneyn ğazveılliıden �onra
vaki olmuştur.
32 SAHIH-1 MUSLlM

47 - (869) ......... : Ebu Vail şöyle dedi:


Ammar bize bir hutbe okudu. Hutbeyi hem kısa, hem de beliğ yap­
tı. (Minberden) inince kendisine: Ya Eba'l-Yakzan! Hutbeyi beliğ ve
kısa yaptın, biraz uzatsaydın, dedik. Bunun üzerine Ammar : Ben Ra­
sulullah (S) dan işittim: «Kişinin namazının uzunluğu ve hutbesinin kı­
salığı bilgi ve anlayışının alametidir. Bunun için namazı uzatın ve hut­
beyi kısaltın. Ve muhakkak ki beyandan bir kısmı sihirlidir» buyuru­
yordu, dedi.

°[jj_;_ : 'Y� . .;J {1_ �\ � ::i_ 'tiJ � �i 'J. /:( J.i L:})P (Av•)- fA
Jc::D

�� �\ � ;� s '5�;;' �:ık s ır--' if' �� ii j .;,, �-if '�[;� �.;:


.... ... ... .,,. • •
... ... "' ,, ... ,!f ..

� �1;,;.
• _,, ,. ,,,,,, �• 1•
"'
\.:_... ,,,,., ...,, ,.
..- • V
��1�_,�; Jti;. �-;� ���:;:;. :;�J:{;;'{?�J ..2ü,����= Jfü -�;n
.
� :,
.,,.
,
}_l ,
.,�
., ......... ,

. .,,, .,,.
.......... ...
..
..

. .,
z,
,
• (l "\J_J-)J 41) � 1)4J: ,J
} -� - � )
·,. . , . -:\

. �; .,,. . . J6
:a;: -;.1
48 - (870) . . .. . .... : Adiyyu'bnu Hatim (R) den, (şöyle demiştir):
Bir kimse Rasfılullah (S) ın yanında bir hutbe yaptı ve: Her kitn Allah'a
ve Rasfılune itaat ederse muhakkak doğru yolu bulmuştur. Ve her kim
de bu ikisine asi olursa muhakkak sapıtmıştır, dedi. Bunun üzerine Ra­
�fılullah (S) : «Sen fena bir hatibsin. (Öyle. tesniye zamiri ile değil) ve
her kim Allah'a ve Rasfılune asi olursa, de» buyurdu.
Ravi İbn Numeyr: Fe gad ğaviye (=o şerre dalmıştır) dedi 24•

24. Rasulullah, sahabllerine hitabet ta'limleri de yaptınnıştır: Sa'd ibn Cubeyr tarikiyle
Ebu'd-Derda şöyle demiştir : Bir kere Pey�amber (S) kısa bir hutbe yaptı, sonr� : Ya
Eba Bekri Kalk bir hutbe de sen söyle! buyurdu. Ebu Bekr de kalktı ve Rasftlullah'm
hutbesinden kısa bir hutbe söyledi. Sonra Rasfilullah Umere : Ya Umer! Bir hutbe de
sen söyle buyurdu. Umer de Ebu Bekrden kısa bir nutuk söyledi. Ras'lllullah ba§kala­
rma da bu suretle emredib nutuklar söyleterek en sonra : YA İbne Ummi Abd! Şimdi sen
söyle buyurunca, İbn Mes'ud hemen ayağa kal.kıh Cenab Hakka hamdu sena ettikten
sonra:
Ey nas! Allah Teali Rabbımızdır. İslam elini aziz dinimizdir. (Eliyle Peygamber'i
ipret ederek:) Şu yüksek zat da Peygamberjmi:zdir. Allah'ın ve Rasulullah'm bizim için
KlTABU'L-CUMUA 33

,._; \ .� �- \:;, J:� � :'.,l�ıi:, 0� �-� -:l� �, �;ır;:; ��:, l,ı-j;.: 4-& J\;. "--:::�'!, \
"' ' .,, • • ... ., ,,, ,,.., • .,,.,,,,, 1, ...,,.,. .,, ,, .,,.,,. .

--
. ��ı: �- ı�;& j , J}ı J; Uc � �t�ı d
49 - (871) ...... ,.. Ya'la ibn Umeyye (R) Peygamber (S) in min­
ber üzerinde « VE NADEV: YA MALİK! : Çağırıştılar : Ey Malik! .. » (ez­
Zuhruf: 77) ayetini okurken işitmiştir 25•

beğenib seçtiği her haberi biz de beğendik, razı olduk, demiş ve es-sela.mu aleykum
dua cümlesi ile hazır olanları selamlıyarak nutkuna nihayet vermiştir. Bunun üzerine
Rasulullah: «İbnu Urnmi Abd, isabet etmiştir; İbnu Ummi Abd doğru söylemiştir» bu­
yurmuştur (İbn Mes'ud'un hal tercemesD.
25. Bu sözl�ri ihtiva eden ayet grubu mu'min kullarla mu'min olmayanların ahiretteki du­
rumlarını tasvir etmektedir. •Malik» cehennem mu.hafızının adıdır. İbn Mes'ud bu ke­
limeyi. •kô.f• ın hazfıyle ve terhim ile •ı,ıi Mcili• okumuştur. •lam-ın ötüresiyle «ya
Mıilu• de bir kıraattır. Bu ayet grubu meal� şöyledir :
•Ey benim ıiyetlerime iyman edib de musliman olan kullarım, bu• giin tize hiçbir
korku yoktur. Siz mahzün da olmıyacaksınız. Surur ve ikrama miistağrak olduğunuz
halde !iz de zevcelerinizle girin cennete. Onla-r altım tepsiler ve destilerle tavaf (ve
ziyaret) edileceklerdi?'. Canlarının isfrueceği, gözlerin hoşlanacağı ne var3a hep!i orad.a­
dı-r ve siz içinde ebedi kalacak olanlarsınıt, işte bu, sizin yapageldiğiniz i ı,i amellerini.21
sayesinde miTascı kılındığınız cennettir. Buruda sizin için birçok meı,valar vaTdı-r. On­
lardan yiyeceksiniz.
Şüphe yok ki (iyman etmiyen) mucr imler, cehennem azabında ebedı kalıcıdırlar.
(Bu azab) onlardan hafifletilmiyecek. Onlar bunun içinde ümitsizlikle susacak olanla-ı:­
dır. Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendileri zalim idiler. (Onlar cehennem mu­
hafızlarına :)
- Ey Malik, Rabbın işimizi bitirsin artık, diye çağınşırlar. O da:
- Siz muhcı1ckak bekliyeceksiniz, der. Andolsun biz size Hakkı getirdik. Fakat
çoğunuz hakkı çirkin görenlerdi'liiz. Yoksa onlar işi sağlam mı tutmuşlar? lşte biz de
hakikaten sağl�m tutanlarız. Y-;hut biz onl�nn içlerinde gizlediklerini ve a-ralanndaki
fısıltılarını işitmiyor mu sanıyorlar? Hayır. (işitiyoruz). Onların. 11anında bizim elçile­
rimiz de var, vazıyorlar• (ez-Zuhruf: 68-80).

F: 3
SAH!H-t MUSLtM
.
50 - (872) ......... : Abdurrahman kızı Amre'nin bir kız kardeşi
.(R) şöyle demiştir : Kaf ve'l-Kur'ani'l-Mecid suresini cumua günü bizzat
Rasô.lullah (S) ın ağzından ezberledim. Rasulullah-·b:u sureyi her cumua
günü minber üzerinde okuyordu.
( ) ..... ••.•. : Abdurrahman kızı Amre'nin kız kardeşi, Amı;e'den
. büyük idi. Bu seneddeki raviler de yine bu k-adından yukarda�i Süley•
man ibn Bilal hadisinin benzerini rivayet ettiler.

51 - (873) . .. .. . ... . : Harisetu'bnu'n-Nu'man'ın kızı (Um.mu Hişam)


şöyle dedi: Ben �af Suresini başkasından değil, sırf Rasulullah (S) ın
ağzından ezberlemişimdir. Her cumua bununla hutbe yapardı. Ve ilave
ederek : Bizim tandırımızla Rasulullah'ın tandırı a:yni idi, dedi 26•

52 - ( ) . . . .... .. Harisetu'briu'n-Nu'man'ın kızı Ummu Hişam


(R) şöyle dedi: Bizim tandırımızla Rasulullah (S) ın tandırı muhakkak
bir idi. İki sene yahut bir sene ile senenin bir kısmı kadar süre içinde
Kaf ve'l-Kur'ani'l-Mec�d suresini başkasindan değil,. sırf Rasulullah (S)
ın dilinden almışımdır. Her cumua günü halka hutbe yaptığı zaman min­
ber üz�rinde bu sureyi okurdu.

26. Bu ta'bir kendisinin yüksek ezberleme kabiliyetine, Peygamber'in hallerini gayet iyi
bilmesine ve ona menzilinde yakınlığına işarettir.
KlTABU'L-CUMUA

.
, ..... � \ ., . • .. >
/

.,JI- .... , ......


> • ı,.
0...,.. •,j'-,. ..� ,� J�
..
>'\ I.'•".. .... >• l ... � I • �-
f:6:,- il.� ,...,)il J
• ( )
�-,. ..:..� \): u � ,.�....:) �r, �
.
� J.>- • ...
,,,,"'.,,�:
,_
:: .,ııı, .,, ... ,,,r., •'� >�•' .. ,,,.,,., • ., ,.,......... .... . ,
- . •.J� � ..\.t. ½�JJ � •;,\.r.uld ........�.. �./..:' �•� \_,�, ı.J J..,• W:
53 -- (874) .· ..... .'.. : Umaretu'bnu Rueybe (R) den : .
Kendisi, Irak valisi Bişru'bnu Mervan'ın minber
.
üzerinde ellerini kal-
dırmış olarak dua ettiğini görünce : Allah şu ·••jki eli ·çirkinleştirsin. Val-
lnhi ben Rasiilullah (S) ı dua ederken gördüm. Şukadarcıktan fazla elle­
rini kaldırmıyordu, demiş ve söylerken şehadet parmağı ile ölçüsünü
göstermiştir zr.
( ) ·.......... : Husaynu'bnu Abqirrahman dedi ki :
Bişru'bnu Mervan'ı cumua günü ellerini kaldırırken gördüm._ Bunun
üzerine Umaretu'bnu Rueybe şöyle dedi, diyerek yukardaki hadis tar­
zında rivayet etti.

r
. .

0; 'J;i

;;�, �)J �i, �l� �\ ,u� �f�j�I
� �).�;, �;� J. \ ::i. �-- ;\ l;}jp ( ....1\
. �E)ı i: /J. ��J[;-Lf: � ��ı,;, ....
j_\;
.,... ,,,,_
(14) İMAM HUTBE Ol{URKEN TAHİYYETU'L-MESCİD KILMA BABI

. - 4 - (875) ......... : Cabir ibn Abdillah (R)' şöyle dedi :


5
Peygamber (S) cumua günü hutbe irad ederken biri mescide çıka­
geldi. Peygamber ona: « Ya fulan! Sen namaz kıldın mı?» diye sordu.
O da: Hayır, dedi. Bunun üzerine: «Kalk da namaz kıh buyurdu.
( ) ......... : Buradaki ravi de Cabir> den, o da Peygamber'den üst
tarafda Hammad'ın dediği gibi söylemiş, iki rek'atı zikretmemiştir.

27. İşte bu hadise istinaden 1mam Malik - bir rivayete göre - dua esnasında ellerini kal­
dırmanın mekruh olduğuna kail olmuştur. Diğer alimler ise herhangi duada elleri kıl­
dırmak caizdir, derler. Cumhürun bu görüşünü te'yid olmak üzere istiska hadisinde
olduğu gibi Rasulullnhın hazan. koltuk altları görti.nünceyc kndar·' ellerini ka\dırdıluiı
· hatırlamalıdır...
36 SAH!H-t MUSlJM

55 -. ( ) ......... : Cabir ibn Abdillah (R) şöyle diyordu:


Cumua günü RasuJl!llah (S) hutbe irad ederken mescide bir kimse
girdi. Rasfılullah .ona-: «Namaz kıldın mı?» diye sordu. O: Hayır, dedi.
Rasulullah: «Kalk ve iki rek'at namaz kıl» buyurdu. Ravilerden Kutey­
be'nin rivayetinde de: «İki rek'at namaz kıh şeklindedir.
...• '\ . �-tj:,J-- ı ,�
r.� ...P." ·· � r\;.�... �..b-... : tr) ,.�· , ...,.1,-� . f� � J.�J �,...) 'j_• ,. ., ... ' (,f•.»J ( ._..) - o\
·, ,. ,. • ' • - ...
.).,J.

,;!r,J- $0\:;�) ,� :J): �'� � �� 6: '�\ � l;-�� J>;i �;�\ ·,,6� � 1


: « {j\ ı> jra. '}: J� � Y �::..� �\ » 'J Jın. �b��, �41 �Y-
56 - ( ) . ; . . . . ... : Amru'bnu Dinar haber verdi ki:
· Kendisi Cabiru'bnu Abdillah'ı şöyle derken işitmiştir : Cumua gunu
Peygamber {S) minber üzerinde hutbe yaparken bir kimse geldi. Rasfılul­
lah ona: «İki rek'at kıldın mı?» diye sordu. O zat: Hayır, deyince Ra­
sulullah : «Kıl!» buyurdu.

-
57 - ( ) ......... : Amr şöyle dedi: Cabir ibn Abdillah'�an işittim
ki Peygamber (S) hut?e irad edib şöyle buyurmuştur: «Herhangi biri­
niz imam· (minbere) çıkmış ik�n mescide gelecek olursa i�i rek'at na-
maz kılsın»: ·

58 - ( ) ......... : Cabir (R) şöyle demiştir:


KlTABU1L-CUMUA 37

Bir cumua gu_nu (mescide) Suleyk el-Ğatafani geldi. Rasulullah (S)


da minber üzerine oturmuş halde idi. Derken Suleyk namaz kılmadan
oturuverdi. Bunun üzerine Peygamber ona: «İki rek'at namaz kıldın mı?•
diye sordu. O: Hayır, de_di. Rasulullah: «Kalk o iki rek'atı kıl» buyurdu.

59 - ( ) : Cabir ibn Abdillah (R) şöyle dedi:


Bir cumua günü Rasfılullah (S) hutbe irad ederken (mescide) Su­
leyk el-Ğatafani geldi ve· namaz kılmadan oturdu� Bunun üzerine .Ras1ilul­
lah ona: «Ya Suleyk! Kalk da _iki rek'at namaz kıl. Lakin bu iki rek'atı
hafif tut» buyurduktan sonra cemaate dönüb : «Herhangi biriniz imAm
hutbede iken mescide gelecek olursa iki rek'at namaz kılsın. �u iki rek'at
namazı da hafif tutsun• buyurmuştur 28•

28. Bu namaza tahiyyetıı'l-mescid denilir, iki rek'atdan az olmaz. Bu namaz, tavaf niyetiyle
Mescid Harama dahil olan, mescide girerken imamı farzda bulan, cumua günil hatlb
minbere çıktıktan sonra mescide giren kimseler hakkında. değildir. Bazı zahir ebll, na­
maz caiz olan vakıtlarda mescide giren her muslimana iki rek'atın farz olduluna kail
olmuşlarsa da. diğer muctehidlerden hiçbiri hatta zahiri olan İbn Hazın bile tahlyyetu'l•.
mescidin vacib olmadığını tasrih eylemiştir. Bu babdaki Peygamber emirleri menddb•
luk ve mustehablığa hamledilir. Bunun böyle olduğuna pek çok delillerden blrl:
c l•� J' JA . üzerimde baş�a namaz var mı?• sualine: « t�i jl "Jı � = hayır,
ıeğer·. ki gönüllü olarak kılasın� buyurulmuş · olmasıdır.
İmam minberde iken tahiyyetu'l-mescid kılmanın caiz hatta mustehab olduluna
kail olan Şafii, Ahmed ibn Hanbel, Ishak ibn Rffiıuye ve diğer muhaddis faldhlerln
dayandıkları delillerden biri bu -hadisdir. Bu imamlara göre mescide giren• kimıenln
- velev imamı hutbede bulsun - bu iki rek'atı kılmadan oturması mekruh olub, bu
iki re,l(atı hutbeyi dinleyebilmek için hafifce kılması da mustehabdır. Eb'Q · Hantfe, Ml­
lik, Leys bin Sa'd, Sevri ·ne sahabe ve tabiilerden birçok zevat da bilakis hutbe esna­
sında namaz kılınmıyacağına ka.ildirler. Huccetleri in.satın yani imamı dinlemenin w­
cuben emredilmiş olmasıdır. Kufe fakihleri bunu Suleykın zatına mahsus bir vlkıa te•
lakki edib umuma şumulu olmadığını ileri sürerler ve : Rastilullah'ın ona o sırada na•
rnaz kıldırması perişan halini görüb de kendisine elbise tasadduk eden bulunur diye ldl.
Bahusus Suleyk namazı bitirinceye kadar sükut buyurulduğu da Enes'den rivAyet olu­
nuyor, derler. Öte!dler ise: Aslolan hükmün umumiyetidir .. Tasadduk olunsun makıa­
dıyle namaz kıldırılmış olması da tahiyyetu'l-mescidin o sırada cevazına mlnl' dtlll4Jr,
derler. İki tarafın biribirine. karşı adeta· cidal rengini alan başka istidlalleri de vardır.
38 SAH!H-1 Mt,SLlM

�I J �• .:-:� -�
. (\o) '

60 - (876) .. .. . . . . . : Ebu Rafi'. (R) şöyle dedi :


Peygamber (S) in yanına vardım. O hutbe irad ediyordu. Ben : Ya
Rasulallah! Yabancı bir _kimse.. Gelmiş, dininden sorar. Dininin ne oldu-.
ğunu bilmez, dedim. Bunun üzerine Rasulullah hutbesini terk ederek,
benden tarafa yöneldi ve nihayet benim yAnıma ulaştı. Hemen kendisine
bir. kürsiyy getirildi ki bunun ayaklarının demirden olduğunu zannede­
r�m. Rasulullah onun üzerine oturdu ve Allah'ın k�ndisine öğretmiş ol­
duğu bilgilerden bana da öğretmeğe başladı. Sonra. tekrar hutbesine
gidib devam ederek onu sonuna kadar tamamladı�-
;.), i>ı-,ı J i� � "='� (,,) :

"'j:J·� l'4f: ı.,;,:


: ..4-t
� •·,,,. ... ...• , • ı ..... � ,,.
� \ �J \ il J� '"'D uf
t V
�ı:,, cll: '\I �. u�, � ö)_,./' �.\
• ,,,,..... , ,,,, !� ,,. .... ' ...
}.1 J.

,,.

,,,,, • ,,,, ,,,,, • ..... . .....
... .,
� , 1 '"'
.
1 h ).J-�
,,
. ��µ' �� -�� i): � �\ J.,�j �=? Jı : ;]_; _;J Jlli
.... . ,.; ,,,,. .... ,,,- .

29. •Bu hutbenin cumua -hutbesinden gayri' herhangi bir emir hutbesi olması muhtemil­
dir. Bunun için bu uzun öğretme fasılası ile hutbeyi kesmiş olabilir. Keza bu,nun bir
cumua hutbesi olması ve öğretimi yaptıkdan sonra yeniden başlamış olması da ntuh­
temilclir. Yahut· belki de · arada çok uzun bir fasıla· yapmamıştır. Yahut da Rasulul­
-lah'ın bu yabancı, ğarib kişiye söylediği sözler belki de hutbe ile alakalı idi de o se­
·bepten hut�nin devamı gibi olmuş· olabilir. Bu halde hutbe esnasında yürümek zarar
vermez> (Nevevi).
Heme hal ise hakkı öğrenib, ·öğretmek İslam'ın en öride gelen bir hedefidir. Bunu
her fırsatda tatbik edib gerçekleştirmek, ulu Peygamber'in daima tan.ıdığımız bir tutumu
ve sünnetidir (Mütercim).
KlTABU'L-CUMUA 39

(16) Cl1MUA NAMAZINDA OKUNAN SÜRELER BA.BI

61 - (877) ......... : İbnu Ebi Rafi' şöyle dedi :


(Muaviye'nin Medine valisi olan) Mervan, Ebu Hureyre_'yi Medine
üzerine halef ta'.yin edip Mekke'ye gitti. Bu sebeble cumua namctzını bize
Ebu Hureyre kıldırdı. Ebu Hureyre (birinci rek'atda) Cumua Suresini
okuduktan sonra ikinci rek'atda: İza caeke'l-munafikiın suresini okudu.
Namazdan ayrılırken ben Ebfı I:Iureyre'ye eriştim ve kendisine: Sen bu
gün Aliyyu'bnu Ebi Tlılib'in Kufe'de f
okumak adetinde olduğu iki sureyi
okudun dedim. Bunun üzerine Ebu Hiıreyre: Ben Rasulupah (S) dan
cumua günü bunları okurken işittim, dedi.
( ) ..... . .. . : Burada da Abdullah ibn Ebi Rafi': Mervan, Ebu Hu­
reyre'yi halef ta'yin etti diyerek, geçen hadisin benzerini rivay�t etmiş­
tir. Ancak buradaki Hatim'in rivayetinde: Ebu Hureyre birinci secdede
(yani rek'atda) Curnua Suresini ikincisinde de İza caeke'l-munaf.ikun
suresini okudu tarzındadır.
Abdulaziz rivay�ti ise yukardaki Süleyman ibn Bilal hadisi gibidir.

J� • --.f.,::ı� \:;, • �:WlJ


.J�
.
��'"'':;
�· . �... -;\., �
, .. Z·, ��
- l:?i.? (A�A)-,t.,,. :

�r:.�-,, Jy_ı.,� §: � �;, �-:�\:;, .)__ii0(jı §. µ �---��ı;.l _:; �;.. G:,;�\: �


...
ı
,,, _,. ,.. .,,,, .,,,, .,,,,.

r ci••t' �••� , �� ��� �' ı;ı-, ;-:?-1/.


_, • .,..,. .. _, ,_, • • . • _,, • • 1 � • _, ..ü,11� ·:l, 't } .,,. --; İ/ .,.\1- _,
• f•l \ .,,. • \
\ , ._;ı_ � �-
\ UJ-') vC :\.ı� � �-�• �.H .,.
...:J
' .,. .,,,,._. .,·.,t
. �:;J�I\ ��� ::JL·ı �J, ,Jc\'I
..... ı • .,. -
��
,.

. -}.fi:.Jı � �i f:; ij:' ;-�ı.:,_c';. �' ';..::�ı.:, �I �I il;: J�


ı.•y·ıı-: ,__ ....,•ı. �,}-·--� ,,,. . ,., � ... -:...,,; ,' (--;;;;... .,._.,.. !,•. .,. ,.:.._ (- )
:;l;....., j. -Lr:,'f"_,:..,:..I !i.-:...!t-'İ. (:�\.ı. .! ı:.r- .,_; J'- .,: \ w" �> • f:ı:.-j_ '--��:; oviPJ ., ···

62 - (878) ......... : N1:1'manu'bnu Beşir (R) şöyle dedi:


Rasulullah· (S) iki bayram (namazın da ve cumuada Sebbihi'sme
Rabbike'I-a'la · ile Hel etake hadisu'l-ğaşiyc surelerini okur idi.
40 .. SAH!H-! MUSL!M

Ravi: Bayram ile cumua ·bir günde birleştikleri zaman Rasulullah her
iki namazda da yine ayni sureleri okurdu, _ dedi.
( ) ...�..... : Buradaki raviler de İbrahim ibn Muhammed ibni'l­
Munteşir'den. bu isnad ile ayni hadisi ri':'ayet ettiler.
r_," ;
1
> \�
-·�' .l....-.. j ; .•� -·� .....:.L..� � � Aıi- c..:J.._.::ı,- • ..\.;dl ., , ..-c I • �;hJ (... ) - "'t
l. \ ., J, • ; ; • ; ,.. t ; e ; :: �O; J, , • � _, D ' • Je <'

.,,41) ,,...\.�
... u ,ıl .. ,,,,, - • ..., u ... . .. ,,,,,
\
..., ' �__,.,. \
•,,\;.. l- \ ,t , ,,,. ı .. • ,,,. ı , ,,,l. ,,,.
t.<.r <5\: . r. � Jl- U"'�;
,,,. • �t..a:l\ ... ,U:.,
• \\�:.ıc..aJ\
" --._.:.)
,,,. �: J\;
,,,. -- � �\!. f-f'.,,. �,-\•.
- � �_r) \:} :ıJ -?, ! �U
- . .
c; )
� .
_,,,,, ,,,, ... . . ,
,,,. __ ,
.:.ıv.. \.u•:
. -.ıı ( \'.;4�
t ..........� .. -.,.
.. , �. : JI�·
w � ......
;-� ,ı,ı !JJ-
...... ,. ı'->.J':',
, ..�• ,, .'I. ...

\ .J�, t
63 - . ( ) ......... : Ubeydullahi'bnu Abdillah şöyle dedi:
Dahhaku'bnu Kays, Nu'manu'bnu Beşir'e· maktub yazıb on·a : Ra­
sulullah (S) cumua ·günü Cumua · Suresinden başka hangi sureleri oku­
du? diye sordu. O da : Hel etakeyi okurdu, diye cevab yerdi.
;J., r'.r. J f� t., ":"� ( ,v)
. .. ' <-
J J1, ��, �Ç.a�:; 2,l:;L_::; ��� ��. � LJ. \ � �.. .!. \ l:}jg
t

(Av,)� "\f
.,,,. • .,,,. •

�=�fJ\
.,,,,

' .J::i,
• .,,,..�:,.' ,, .i �� � � f,ı �\ � -...�Jı _.; ,;;�
ıı-

--
\ > �' �\�
V.,,,. ✓-..
- � �� �.;
u· '·��
.,,,. ,,, ,,,p·
.. :, �
,,. .,,,, ,,, .,,,,
ıı..ı .• ,,,,,, • U • .,,,. • .,,,. ...,,,.

" �:JI· �\j . -)�\ 0� � �G)'I J J \ JAJ , ;..�\ j_� fi : r:,._


.,,,. ' .,,,,

, \� �'6 �
. . .. � � �, ,, .. , , J, "" , •.,. - .. .
....

- - - . , ' . �_iti,��µ, i:;;. '�' �:i:.�

(17) CUMU� GÜNÜNDE OKUNAN SÜRELER BABI

64 - (879) ......... : İbn Abbas (R) dan, (şöyle demiştir) :


Peygamber (S) cumua günü sab�h namaz (ımn ilk rek'at) ında Elif
lam mim tenzili yani es-Secde Suresini ve (ikinci rek'atında da) Hel eta
ale'l-insani hinu'n ·mine'd-dehri Suresini okurdu. Ve yine Peygamber (S)
cumtia namazında Cumua _Suresi ile Munafikun Suresini okurdu.
( ) . . .. . . ... : Buradaki iki tarik rav.ileri de· Sufyan'dan bu isnad ile
geçen hadisin aynını rivayet ettiler.
KlTABU'L•CUMUA 41

( )· .. .. . . . .. : Burada da Şu'be, Muhavvelu'bnu Raşid'den bu isnad


ile her iki namazda da her iki sureyi okuduğunu, Sufyan'ın dediği gibi
aynen rivayet etti._

:; , ' �\]j i �: � , �r;� 0c �e:D (;}� . 4j? � 1;;(; (rN (M:) -"\O
• .,,. ,,.• .,,..; ..... . � ... • .,,. -:? , ;ı:;ı; . ....
r-
: �-� \ i J� , ;'�Al1 � 1 .),_ v �; \ � �
-���� �.,,. , ....ö.,,.1 ..,. �-1ı ,y , �:r
. ..,A
..... •{;,, , ... �" f,:�.,.
�► .J'
· J ... -

· J, JAJ , JJ.f r'

66 - ( ) Ebu Hureyre (R) den, (şöyle demiştir) : ·


Peygamber (S) cumua günü sabah namazının birinci ·rek'atında Elif
Lam Mim Tenzili ikinci rek'atında da Hel eta ale'l-insani hinun min ed­
dehri lem yekun şey'en ınezkôran surelerini okurdu.
.
;Jı ;ı, ;�, _l . . ( '")

67 - (881) Ebu Hureyre. (R) şöyle d·edi:


Rasulullah (S) : «Herhangi b;riniz cumuayı (yani farzını) kıldığı za­
man ondan ·sonra dört rek'at daha kılsın> buyurdu.

30. Bu iki sftrenin curnua günleri sabah namazına· tahsis buyurulrnasındaki incelik beliti•
de bu surelerde Adem Aleyhisselamın hılkati ile kıyamet bahislerini müşteınil olına-
larıdır.
Kufe alimleri herhangi sureyi veya ayeti herhangi vakıt namazına tahsis etmek,
mesela Secde sıi'resi ile Hel etayı her ·curnua günü - sanki vacib yahut başkasını oku­
mak mekruhmuş gibi..:_ okumak m�knlhtur, Lakin arasıra başka siıreler .•
de okumak
şartıyle bu iki sureyi Rasfıl'un fiiline ittiba olsun diye cumua günleri tebernlken oku-
makda kerahat yoktur, derler.
42 SAH1H-İ MUSlJM

' .
• , ,. • J• !.
.).�,
·v" �)- ;)l '-'. �\ \:., ..l> = �\i
J•--(-:.-
"'
,
,
..,. ) \.:J:; 1 J � J '---:�!. ıJ ')

! � •

..,.,.,. ::, .,,.
.,:
\ •
.
<.1 �
..,
;,,,, .J'.
,., l,:;.,Z?
.,,

ı
ı. J (.:.)-=- '.-\A
\ . • i \ .f, -: ,. ,. n •1 .,, •,. • >.• .,, \: \ .üı\k !, \ J I J .,, J,. .,, ,. I• ,..,.·• , ),. ı • .,, t • ,. , •--}
«· �; -l'..a.' �....� � l;ı"° ;)! » � � ur; . : \i � •.ı.. .ı � u�' � \ �' �
"'
J
,.

\ \; \
,· �;·:.iı
- j- J�
-- J�-ı�:
.
-� J� �}; (�� J�: � );l ::;, J�: --��IJJ J /;.; ;\J)
- - - . - • • « �.;; ,;10.� j
68 - ( ) ......... ·: Ebu Hureyre (R) şöyle dedi :
Rasulullah (S) ·'?uyurdu ki: «Cumuadan sonra namaz kıldığımzda
dört rek'at kılınız».
(Ravi Amr kendi rivayetinde şunu ziyade etti : İbnu İdris dedi ki : '
Suheyl dedi ki) «Eğer herhangi bir şey seni acele ettirirse o takdirde
mescidde iki rek'at kıl, yerine döndüğün zaman ise iki rek'at daha kıl>.
, ,. . . ,. y i ,. r......:;; ,. ,.
-: 'i \;- . ";:"�..J .J'. \ j--'! \.J J ..J•' w .).>J e.. . ../_-:>: \:..i J.> • � .;>- '-'. J'?� j &,k J (...) - \
_
} 1 �. \ .J. ,. .J ,. ( ..,. " .. • .. ,. • ,. • ,. ,. :.
°'
4iıll"- l,\"l ,-, .. J(_.. Jf- ...... .,,, '•..s:. ı. ,..ı:. .,.,_ ... (!,ı/ .... ,•i.... J. ...s: ., l"""".f_.-,.",.
� � '-' r J � : \i : • ..t
• ..J• �- \
-
u
. ' �:;
�... .\
•;..
0
. ..
'
-�
�='- 0" ır .}\� · vl: u C::� J � ..b
'. 1

F, �-� � �� F
-- t/' ..
. «. �)) j;. j. (( l.J_� \ �:lı �:��\ I..� \:i:a!. . ! �t) � D·
··
69 - ( ) .......... : Ebu Hureyre (R) dedi ki :
Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «��zden her kim cumuadan s_onra na­
maz kılacaksa dört rek'at kılsın». Ravilerden · Cerir'in rivayetinde «s{zden»
sözü yoktur. ·
ı,.�,(,:$
e.. ; ,�\
"' .. ,
. �-��i \:., �J
. ...
� .1':;.. \ : ':/\; • '-'. ��., '-€-� '-'. �--ı.:.,
:;, ....•s. ..(

�)
.. ( )
V.JP J MY
.,.}•}il ;.. } , ... ...
,• ...
-v.
. --�� � �{�_:. J.;::; :;;4i\, �;ıı
.
J:» l�l, �'({' .ı.; \ � �I ;½; � , �li if. � l:.ı,.:'.b.
• , • � , ., ,,,,.. ,�, ' r. ,, ., r�..-ı!

,, ..-ıı-.,, �•,.
.._.u,... >-:• .. -�� '.. ,,.t ,. .,, ..•V.
. .

. �;) t.� � � ıJ.,-; vt) . vu (


· 70 .- (882) ......... :· Nafi'den (şöyle demiştir)':·
Al?dullah (ibnu Umer R) cumuayı kıldığı zaman gider ve evinde .iki
rek'at daha namaz kılardı. Sonra da:· Rasulullah (S) .böyle yapar idi,
derdi.

71 - ( ·) ......... :· Nafi'den (şöyle demiştir) : ·


Abdull�h ibn Umer, Rasulullah (S) ın. nafile namazlarını tavsif etti
KİTABU'L-CUMUA 43
1
de şöyle dedi: Rasfılullah (S) c�ua namazından sonra evine dönünceye
kadar namaz kılmazdı. ·Muteakiben evinde iki rek'at kılardı.
Ravi Yahya : Malik:in huzurunda «fe yusalli ( muteakiben kılar­ =
dı)» sözünü okuduğumu• z�nnediyorum, yahut da yakinen biliyorum,
dedi.

�,-,r.��--
��4- ..... , ...uli,, •J:'.... !>•-
w ..\:,..: .,�Aj
... ,.,.�., .... :;--•' ,,. /,ı,,r. .
�IJ �.r'" � �jJ .._�·cJ. \ �: ""'�· : \ v� ( ... ) - VT
.J .,

.�:��;��ı � j� �����,, �t� �:�� ,:;·,-t,�\��{,�i�j'w�


• ,
ti' ,,

, . /!� C�i;_. i:��::;,.


. .
72 -. { · ) ......... : Salim, babası Abdullah ibn Umer'den (şöyle de-
m�ştir) : Peygamber (S) cumuadan'• . sonra iki rek'at namaz kılardı.

73 - (883) · .. . . . . . . . : İbn Cureyc - şöyle· dedi :


Bana :Aµıru'bnu Ata ibn Ehi Huvar':naber verdLki: Kendisırii Nafi
ibn Cubeyr, «Nemir'in kız kardeşinin oğlu» demekle ma'ruf olan ·_Saibu'­
bnu Yezid'e (Allah ikisinden de razıy olsun). yollamış ve _Saib'den namaz
kılarlcen Muaviye;nin kendisinde göı:düğü bir şeyin mahiyetini·. soruyor­
du? Saib şöyle dedi: Evet, maksuresi içind� Muaviye ile birlikte cumua
i
namazım kıldım. İ��m sel�m vernce olc,uğuın yerde hemen ayaga kal­
kıh sünnet'. nainazi kılmağa başladım. · (Muaviye) içeriye girince, bana
iletib şÔyle _dedi: Bir daha böyle -3/apmıyasın. Cumuayı �ıldrktan sonra
konuşmadıkca yahut paşka tarafa· gıtmedikce ona başka bir nam�z ulama.
44 SAHIH-1 MUSL!M

Çünkü Rasfılullah (S) kon�şmadan yahut yer değiştirmeden hiçbir na­


mazı �iğerine ulamamak için bize emretmiştir 31•
( ) ......... : Buradaki raviler de yine yukardaki isimlerden ayni
hadisi rivayet ettiler. Ancak r�vi: Selam verince olduğum· yerde ayağa
kalktım, demiş, «imam»ı zikretmemiştir.

31. Curnuadan· sonraki nafile hakkında fakihler üç taifeye ayrılmıştır:


a. Birinci taifeye göre cumuadan selam verince iki rek'at sürme.ti kılmak için
eve dönmelidir. Umer, imranu'bnu Husayn ve İmam Nehai'nin mezhebi budur. !marn
Malik evine dönmek vazifesini yalnız imama yükler. Cemaat sünneti mescidde. kılabilir;
der.
b.· İkinci taifeye göre cumua farzından sonra evvela iki, sonra dört rek'at kılın­
malıdır. Bu, Ali, İbn Umer, Ebu Muse'l-Efari'den rivayet edilmiş olub Ata, Sevri ve
Ebu Yusuf'un kavlidir. Ancak Ebu Yüsuf dört rek'atın evvel kılınmasını mustehab
görür. İmam Şafii ise cumuadan sonra tatavvu namazı nekadar çok kılınırsa hoşuma
gider demiştir.
· c. Üçüncü taifeye gelince; ar�da selam verilmeksizin dört rek'at kılınır, diyorlar.
Bu, İbn Mes'fıd'dan rivayet edilmiş olub Alkame ve Nehai de buna kaildirler. Ebu
Hanife ile İshaku'bnu Rahuye de _bu görüştedirler.
8 - KİTABU SALATİ'L-İYDEYN
(İki bayram namazı kitabı)

1 - (884) .. . .. .. .. : İbn Abbas (R) şöyle dedi :


Allah'ın Peygamber'i (S) ile Ebu Bekr, Umer ve Usman ile birlikte
fıtır (bayramı) namazında hazır bulundum. Bunların hepsi de namazı
hutbeden evvel kıldırır sonra da hutbeyi okurdu. Allah'ın Peygamber'i
.
(S) hutbeden sonra (minberden) aşağıya indi (cemaat dağılmadan bil..
hassa kadınlar çekilmeden erkeklerin çıkmama�sı için) eliyle oturun diye
46 SAHIH-t MUSIJM

işaret edib erkekleri oturturkenki hali şu anda dah� gözümün önün<:i,edir.


Sonra erkeklerin saflarını yara . yara kadınların safflarına · kadar ·gitti.
Bilal de beraberinde idi. Peyga�ber:. «Ey Peygamber! Mu'min kadınlar:
- Allah'a hiçbir şeyi eş, tutmamaları, hı:rsızlık yapmamaları,. zina etme­
meleri, evladlarını öldürmemeleri, eU�ri ile ay�kları arasınd�n bir iftira
diizüb getirmemeleri, herhangi bir, •iyilik hususunda sana asi olmamaları
şartıyle ·- sana bey'atl aşmaya geldikleri zaman bey'atlarını kabul et.
Onlar için mağfiret isteği ver. Çünkü Allah çok mağfiret edici, çok rah­
met eyleyicidir,. (Mumtahıne: 12) ayetini. okuyub bitirdi. Ayetin oku-
·
masını bitirdikten sonra :
- Sizler bu biat (türkcede bey'at) üzere sabit misiniz? diye sordu.
İçlerinden ·. kim olduğu ravice bilinmiyen yalnız bir kadın (ki kadınlar
içinde ondan başkası .Peygamber'e cevab vermedi) :
- Evet, ya Rasulallah! dedi. Rasfılullah:
- Madem ki öyledir sadaka verin, buyurdu. Bilal elbisesini yayıb : ·
- Babam, anam ·size feda olsun! Haydi gelin· atın,. dedi. Onlar da
halkalarını, yüzüklerini Bilal'in elbisesi içine atmaya başladılar.

2 - ( ) İbn Abbas (R) şöyle der:


Rasulullah (S) üzerine şehadet ederim ki o namazı hutbeden önce
kıldı. Sonra hutbe okudu. Muteakiben kadınlara işittiremediğini düşünüb
onların yanına geldi. Onları tezkir etti, onlara öğüt verdi ve sadaka ver­
melerini emretti. Bilal da elbisesini açmış, vermelerini işaret etmekte
idi. Kadın (taifesi) yüzük, halka (ve kıymetli her) şeyi atmaya başladı.
( ) ......... : Buradaki iki tarik ravileri de Eyyfıb'd:an, bu isnad ile
ayni hadisi rivayet ettiler.
K!TABU SALATl'L-!YDEYN 47

... . .. .
• .,,,. •.J 2,üı,',,
�>,, --- .J
· ! ($.,;j �
....
(Sl: J� l �Y-4 ;�: � ıuı J t: �, S'v, ..ey, J; �, = ıü:.ı �
� . _,,. ...., j
....

!�l �):.cC '1 � �.,. ril� � �j�l


, ... ., ,. • .,. ... ,, ... ,., ,, , ... ili

3 - (885) .......... : Cabir İbn Abdillah (R) şöyle diyordu:


Fıtır (bayramı) günü �eygamber (S) ·ayağa kalkıo namaz kıldırdı.
Şöyle ki: Hutbe�en önce namazdan işe başladı. Sonra halka hutbe irad
buyurdu. Allah'ın Peygamber'i hutbeyi bitirince indi ve kadınlann ya­
nına geldi. Bilal'in eline dayanarak kadınlara ya'z ve tezkirde bulundu.
Bilal elbisesini açmıştı. Kadınlar sadakalarını atıb duruyorlardı. (Sened-
deki ravi İbn Curecy :) Ata ibn Ehi .Rebah'a:
- Kadınların bu v�rdikleri Ramazan Bayramı zekatı mı idi? diye
sordum. O da:
- Hayır, lakin o vakıt verdikleri bir sadaka idi. Kadın (taifesi) yü­
züklerini atıyor ve atıyordu, dedi. (Yine İbn Cureyc:) Ata'ya :
· - Bu gün de imamın, hutbeyi bitirince kadınlar tarafına gidib on­
lara va'z ve tezkirde bulunma�ını, üzerine vacib görüyor musun? diye
sordum. Ata :
- Evet. Ömrüme yemin ederim ki bu, onlar üzerinde bir haktır. Bu­
nu yapmamakla bilmem ki ellerine ne geçer? cevabım verdi.
48 SAHİH-1 MUSLİM

4 - ( ) . . .. . . .. . Cabir ibn Abdillah (R) şöyle dedi :


Bayram günü Rasulullah (S) ile birlikte namazda hazır bulundum.
Hutbeden önce ez�nsız ve ikametsiz olarak namaza başladı. Sonra Bilal'e
dayanarak ayak üstü durub Allah'a karşı takva üzere bulunulmasını emir,
Allah Teala'ya ita.ata teşvik ederek halka va'z ve tezkirde bulundu. Son­
ra yürüdµ. Kadınların bulunduğu tarafa gelince onlara da va'z ve tez­
kirde bulundu. Onlara:
- Sadaka verin. Zira siz kadınların çoğu cehennem kütüğüdür, bu­
yurdu. Kadınların en hayırlılarından ve yanakları kırmızımtırak olan
biri 1 ayağa kalkıb:
- Ya Rasulallah! Niçin? diye sordu. Rasulullah:
- Çünkü siz halinizden çokca şikayet eder, kocalarınızın ni'metine
karşı küfranda bulunu�sunuz, cevabım. verdi.
Ravi der ki : Bunun üzerine kadınlar kendi ziynet eşyalarını tasadduk
etmeye başladılar. Bilal'in elbisesi içine küpelerini ve yüzüklerini atı­
yorlardı.
,,
-ılk; J...;.;., .
•ı
.,t:ı�
�;.�ı . ;;ıj�1Ly. \:tj__;.. . ti::'� '-1, lJ. (f.»J (AA"\) - o
>J• ,.
j_l
., � } (--"" ,. ,. ..... ,
'

· ���\ll,r:;_ ':/j ;'k�I\ (� (.)�'j� 0�C .f: \1\i · �:l.a;\'I fı\ ;½; � f;b: ;jJ · �½� �\ i6
• ı. .... • . }� 1/. ,, ,...., .. •ı• ' • "' •

!�:a� �ı�\ '1 �, � �):_:;


... . �ı �ıf;� � J.....�� J
__,,,. ��\: .J�.... . J..��{; � �' ; ::,; 0!:" ��- "l:it: �
. . ,, . .
ı;�� ı,� '1 .
-
1� Yj . ı'� � j . �:�1 ':/ j _. ��� t: :;�_ ') j

:,
r�Y' �:� �� . r�
� \..:..: �
.J�l\
. --;_:�l v j
5 - (886) Bana Muhammedu'bnu Rafi' tahdis etti. Bize Abdurraz­
zak tahdis etti. Bize İbnu Cureyc haber verdi. Bana Ata, İbn Abbas ile
Cerir ibn Abdillah'dan şunu haber verdi: Onlar: Ne fıtır bayramı günü,
ne de kurban bayramı günü ezan okunması yoktur, dediler.
(İbn Cureyc der ki:) Sonra bir müddet geçince Atadan ayni meseleyi
sordum. Bana haber verib dedi ki: Bana Cabir ibn Abdillah el-Ensari

ı. - Bu kadırlın ismi Muslim'de zikredilmiyorsa da İbn Hacer'in kuvvetli tahminine göre


Hatibetu'n-nisa (kadınların hatibesi) diye tanınan Esma Blıitu Yezid ibn Seken el­
Ensôriyye olmak gerektir. Zira Taberani ile Beyhakideki rivlyetinde bu kadın ayni
kıssayı naklederken kendisinin orada hazır olduiunu söylüyor ve : RasfiluU.ah'a karşı
cür'etlice idim ve ya Rasulallah! Niçin? diye nida ettim, diyor.
Emui. Bintu Yezid '(Allah ikisinden de razı olsun) Yermuk muha�ebesinde çadı­
rının direği ile dokuz düşman tepelemiş şecaat sahibi bir kadın idi.
KlTABU SALATl'L-IYDEYN 49

şöyle haber verdi : Fıtır bayramı günü ne imam namaza çıkarken, ne" de
çıktıkdan sonra namaz için, ne ezan vardır, ne ikamet, . ne de nida,· ne de
hiçbir şey. O gün ne nida vardır, ne ikamet .

6 - (. ) ......... : İbn Cureyc şöyle haber verdi: Ata bana haber


verdi- ki: İbn Abbas, Abdullah ibn Zubeyr'e biat �lunduğu ilk zaman:..
larda: «Fıtır bayramı günü bayram namazı için ezan okunmak yoktur.
Binaenaleyh sen de o günün namazı için ezan okutma» diye haber yolla­
dı. İbnu Zubeyr de kendi gününde (zamanında) o namaz için ezan okut­
madı. İbnu Abbas, İbn Zubeyr'e bu haberle beraber : «Hutbe de. behe­
mehal namazdan sonra okunur, bu bayram namazı işi• muhakkak surette
böyle yapılır olmuştu» diye de haber gönderdi. İbnu Zubeyr de bayram
namazını hutbeden önce kıldırdı.

7 - (887) ......... : Cabiru'bnu Semure (R) şöyle dedi:


Ben her iki bayramı Rasulullah (S) ile birlikte bir iki kere denmiye­
cek kadar müteaddid defalar ezansız ve ikametsiz olarak kıldım.

8 - (888) .. ....... : İbn Umer (R) den (şöyle demiştir) : •


Peygamber (S) ile Ebu Bekr ve Umer, bunlann hepsi de iki bayram
namazını hutbeden önce kıldırırlardı 2•
. .
2. Bu hadislerden kat'i olarak şu meseleler sabit oluyor :
a. Bayram namazlarının hutbeden evvel olduğu.
b. Bayram r.amazı için ezanın meşru' olmadığını,
..
ancak «es-satatu camiatun»

F: 4
50 SAH1H-1 MUSLtM

.
9 - (889) ......... : Ebu Said Hudri (R) den, (şöyle demiştir) :
Rasulullah (S) kurban bayramı ile fıtır bayramı günlerinde musal­
laya çıkardı. Orada evvela namaza. başlardı. Namazı kıldırıb selam verin­
ce cemaat namaz kıldıkları yerlerinde otururlarken ayağa kalkar ve in­
sanlara karşı dönerdi. Şayet kendisinin bir mufreze göndermek ihtiyacı
olursa bunu insanlara zikreder, yahut kendisinin bundan başka bir şeye
ihtiyacı olursa kendilerine bununla emreyler idi. Hutbesinde : «Sadaka
verin, sadaka verin, sadaka verin• buyururdu. En çok sadaka veren de
kadınlar olurdu. Ondan sonra (musalladan) avdet ederdi. Nas (sünnete
muvafık olarak) hep böyle namazı hutbeden evvel yapıp dururlarken ni­
hayet Mervanu'bnu'l-Hakem (Medine emiri) oldu. Ben Mervan ile yan­
yana yürüyerek çıktım, musallaya kadar geldik. Musallaya vardığımız­
da bir de baktım ki orada Kesiru'bnu's-Salt çamur ile kerpiçten bir min­
ber bina ettirmiş. Birde baktım ki Mervan'ın eli benim elimle çekişiyor.
Sanki o beni minbere, ben de onu namaza çekiyorduk. O halini görünce:
İşe namazdan başlamak keyfiyeti nerde kaldı? dedim. Mervan :
yahut •Jıelummtl ile'ı-aa.ldti• iibl bir lafızla halka bayram namazı vaktının i'lanının
eliz olduğu.
c. Bayram namazından evvel hiçbir nAfile namaz kılınmadığı.
d. Bayram namazı için namazgaha giderken binekli gitmekte be's yoksa da Pey­
pmber yaya olarak gittiiİllden, yürüyerek gitmenin mustehablıiı,
e. Kadınların, gençlerin ve çocukların bayramlarda namazgaha çıkmalan, imAmm
hutbe ve irı&dlarını dinleyib istifade etmeleri, İ&lam ıeAirinin öğretici faaliyetlerini biz­
zat ıörmelerl, konuşmaların kadınlar tarafından işidilmemesi gibi hallerde icab ettikce
onlar için ayrıca komışma ve hitabeler yapılması.
f. Kadınların da bu toplantılarda gerektiğinde söz alıb konuşabildikleri ve me­
ıelelerl ııorub öğrendikleri veya daha ziyade tafsilat istedikleri.
KtTABU SALAT1'L-IYDEYN 51

- Hayır, böyle değil ya Eba Said! Senin o bildiğin terk olundu,


dedi. Ben de cevaben :
- Hiç de öyle değil Nefsim yedinde bulunan Allah'a yemin ederim
ki benim bildiğimden daha hayırlısını yapamazsınız, dedim. (EbO. Said
bunu üç defa söyledikten sonra dönüb gitmiştir).

J�)J .:. 1 ;..,ti� ,�ı J.ıy-J �• J� ��• ,i ,�JI l) ;��ı J; -:-� (,)
✓�

",,:ıi·,,
iJC. ' fJ. Lr "':'.J'..\ �"..b- . ;)
:::-> • .,., &'(:-;�.,.
.,.
"\;ııİl" (-;c;ı
A
.... ·- jl\ �:()
(A'.) - ' •
d.,.
l,, 1:,.. " 1 .,�_, \
f
&,..it;,
·
1 �" \ � � •

, . "T, ' · , t! •> • ı " ,, r: ,


�\ ;,:, · 3J�\ �\J;J
.,.
�!\J,J\ ,iJ.:�I� ,�f 0\ (- �I �.i) ı.:;\: :.:J(ı·
• •

(1) BAYRAM NAMAZLARINDA KADINLARIN DA MUSALLAYA


ÇIKMALARI VE ERKEKLERDEN AYRILMIŞ OLA�AK HUTBEDE
HA.ZIR BULUNMALARININ MUBAHLIĞINI ZİKİR BABI

10 - (89�) .. ... .. .. : Ummu Atiyye (R) şöyle dedi :


Peygamber (S) bize her iki bayramda da henüz kocaya gitmemiş
taze ·kızları, perde ehli hanımları musallaya çıkarmamızı emretti. Hayızlı
kadınlara da muslimanların namaz kılacakları yerden biraz uzakca du�­
malanm emretti.
52 SAH!H-l MUSL!M

12 - ( ) ......... Bize �işam, Hafsa Bintu Sirin'den, o da Ummu


Atiyye (R) den tahdis etti. Ummu Atiyye dedi ki: Rasulullah (S) Ra­
mazan ve Kurban bayramı günlerinde henüz evlenmemiş kızlan, hayızlı
genç kadınlan, perde ehli hanımları hep musallaya çıkarmamızı bize em­
retti. Hayızlı kadınlara gelince : Onlar namazdan uzakca durur, hayırda
ve muslimanların dualarında hazır bulunurlar buyurdu. Ben:
- YP. Rasulallah! He!hangi birimizin cilbabı (yani örtünecek çar­
şaf vesairesi) bulunmuyor! dedim.
- (Din) kardeşJ kendi cilbablarından birini ona (ariyeten) giydir­
sin, buyurdu 3•

. (2) .BAYRAM :N'AMAZINDAN .ÖNCE VE -SONRA MUSALLADA


BAŞKA NAMAZ KILINMADIĞI BABI

13 - (884) ......... : İbnu Abbas. (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) kurban bayramı veya fıtır bayramı günü (musallaya)
çıktı ve orada yalnız iki rek'at kıldınb ondan evvel de sonra da hiçbir

3. ·Buharide bu hadis daha tafsillidir : Muhammedu'bnu Sirin'in kız kardeşi Hafsa Bintu
Sirin şöyle diyor :
Biz tazelerimizi bayramlarda namazgaha çıkmaktan men ederdik. Basra'ya bir ka­
dın ıelib Benu Halefe kasrına indi. (Bu kasr, Talhatu't-TalaMt demekle ma'rtlf olan
Talhatu'bnu Abdillah ibn H�lef HtwU'nin kasri idi). O kadın, kız karde5inin - ki ko­
cası Peygamber'le birlikte on iki ğazvede bulunmuş, kendisi de bizzat altısına iştirak
etmiş idi - «Biz yaralılara ilac yapar, hastalara bakardık• dediğini riviyet ettikden
sonra dedi ki; hemşirem, Peygamber'e: Birimizin cilbabı olmazsa namazpha çıkma­
sında be's var mı? diye sormuş. Rasiilullah : «Arkadaşı kendi cilbablardan birini ona
giydirsin de hayır meclisinde ve muslimanların duisında hazır bulunsun• buyurmuştur.
(Hafsa Bintu Sirin der ki :) .Ummu Atiyye buraya geldiğinde : Bunu Peygam­
ber'den sen işittin mi? diye sordum. Dedi ki: Ona babam feda olswı. Evet işittim.
Rasiilullah (S) buyurdu ki: •Tazelerle, perde ehli hanımlar ve hayızlı · kadınlar çıkıb
hayır meclislerinde ve mu'minlerin duasınd·a hazır bulunsunlar. Yalnız hayızlı kadın­
lar namazgahdan uzakta dursunlar.• Biri - ki Hafsa Binhi Sirin'dir - : Hayızlılar da
mı? diye sordu. Ummu Atiyye cevaben: Bunlar Arafat'da fulan, fulan yerlerde hlzır
bulunmuyorlar mı? dedi. (Buhdri: Haıız, ıuhu.du'J-hdid. el-ı11deı,n...).
K1TABU SALATl'L-IYDEYN 53

namaz kılmadı. Sonra yanında Bilal olduğu halde kadınların yanına gel­
di, onlara sadaka vermeyi emretti. Bunun üzerine artık kimi kadın hal­
kasım, kimi de gerdanlığını atmağa başladı 4•
( )· ......... : Buradaki iki tarik ravileri de Şu'beden bu isnad ile
bu hadis tarzında rivayet etmişler�.
u.�1 i.>w J-� 1): lı ı.:-��(r)

(3) BAYRAM NAMAZLARINDA OKUNAN S"ÜRELER BABI

14 - (891) .... ... .. : Umeru'bnu'l-Hattab, Ebu Vakıd el-Leyslye :


Rasulullah (S) kurban ve Ramazan bayram nam�lannda neyi okurdu?
diye sordu. Ebu Vakıd : Rasulullah bu iki bayramda _Kaf ve'l-Kur'ani'l•
Mecid ile va'ktarabeti's-saatu ve'n-şakka'l-kameru surelerini okur idi,
dedi 5•

4. Buharideki lbnu AbbAs rivayeti §Öyledir:


�v" ı. . J� �J �u,�·, r"flA..Lı?,�J � J..���!� _,h.Jlr,.. � t'� �IJ\
lr,l:ı:-J �__,;. ;ı_;ı J1i : � � • �.wl�
= Nehiy (S) Ramazan _bayramı günü yalnız iki rek'at kıldırıb ondan evvel de sonra
da hiçbir namaz kılmadı. Sonra yanında Bilal olduğu halde kadınların bulundulu ta­
rafa geldi. Onlara sadaka vermeyi \emretti. Kadınlar artık halka mı, gerdanlık mi, el­
lerinde her ne varsa Bilal'ın eteği içine atmaya ba şladılar. Kimi kadın halk�sını. kimi
de gerdanlığını atmaya başladı (Buhari: 1yd, el-hutbe ba'<U'l-ı,ıd)_
5. Bayram namazlarının iki rek'at olduğu Peygamber devrinden bugüne kadar bütün mus­
limanların ameli icması ile sabit olduğu gibi bu bablarda geçen hadisler ve bayram
namazı tekbirleri ile Peygamber'in bayram namazlarında okuduğu sureler ile de s&bittir.
Bayram namazlarındaki tekbir sayısına gelince : Ebft Davftd, Tirmizi, Nesal ve İbn
MAce'nln Sünen kitablannda bu tekbirlerin adedlerini bildiren çeşitli hadisler vardır.
İmimlar ihram tekbirinde tamamıyle ittifak ettikden sonra onu takib eden zAi� tek­
birlerin adedinde ve kıraatten evvel veya sonra olmaları keyfiyetinden - gelen rivl­
yetlere istinaden - ayrı ayrı görüşlere sahibdirler.-' Ebu Hanife'ye göre her iki rek'at
da üçerclir. Milik ile Ahmed ibn Hanbel'e göre ise birinci rek'atda altı, ikincide beştir.
Şafiiye göre ise birincide yedi, · ikincide beştir. Yine Şafiiye göre iki tekb!r �asında
zikretmek mustehabdır. Ebu Hanife ile Malike göre. tekbirlerin sıra ile arka arkaya
olması evlfülır. Mfılik ile. Şafiiye göre her iki rek'atda tekbir kıra.attan "evvel okunur.
Ebu Hanife ise İbn Mes'ud rivayetine tutunarak birinci rek'atde tekbirleri kırAatten
evvel· ikinci rek•atde ise kıraatı öne geçirerek tekbirleri geri bırakır. Ahmed lbn Han­
bel'in her iki mezhebe uygun kavilleri vardır. Tekbir alınırken eller kalkar. Bunda
hemen hemen ittifak vardır. İmam Muhammed de� Bayram namazları tekbirlerinde
,.,vfıyetlerden hangi.si ile amel edilirse güzel olur, demiştir,
54 SAHIH-l MUSLİM

15 - ( ) ......... : Ebu Vakıcİ Leysi (R) şöyle dedi:


Umeru'bnu'l-Hattab bana Rasulullah (S) ın bayram gününde okudu­
ğu sureleri sordu? Ben de : İktarabeti's-Saatu ile Kaf ve'l-Kur'ani'l-Mecid
surelerini okurdu, dedim.
�'(' �� J ,,�. �"'·"' .JJ '5;,, ,�ıı, j ;-4�.)1 ":"� ( t)
1 ., ·ı J ı ., ' -:; .- ç; J • 7,-- t
Ü� ',ll!.� 6 ► -...L... .j! l l:.t J._> · "-�.:.. J_ \ ıJ_ _,'A.J_ }. l l:}jg (A\ y) - \ \
', • ., & 1 ....
• ., ':. .... .... ;:
' �� .... ,,,,,,.

��;,,. ı.; <.S/-.... J ..,,,,, �... }.\ � J;.; : �� � i�ı;


''$«""_, ,,,,,. • ı:.
��:.;j . }�\'\ <.S)�� �
�.;
r� ' �Uvı �- ::..3jli- �
-- ,,. , ,,. ,,. '-'
.,(l.... • 'h
1/
: .J"-!
-

.J! \ LJ �; �-=::�
• .......'!t .... , (., ·-
:.. l:-� j
• .... ....
: �Hi . . ....';-J("-�
- _,, ,

(4) BAYRAM GÜNLERİNDE, İÇİNDE MA'SİYET BULUNMAYAN


OYUN VE EYLENCELERE RUHSAT BABI

16 - (892) . .. . ..... : Aişe (R) şöyle dedi :


Bir defa yanımda Ensar kızlarından iki kız varken Ebu Bekr yanıma
girdi. O kızlar Buas gününde Ensarın. yekdiğeri hakkında söyledikleri
şiirleri teganni ediyorlardı. Bu iki kız teganniyi san'at ve adet edinmiş
kızlar da değil idiler. Ebu Bekr: Rasulullah (S) ın evi:tıde şeytan muz­
mfıru mu? diyerek beni azarladı. Bu bir bayram günü idi. Rasfılullah
(S) : «Ya Eba Bekr! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bay­
ramımızdır» buyurdu 6•

6. Bu hadisden köle olmasa bile şarkı söyliyen kızın sesini dinlemenin caiz olduğu istid­
lal olundu. ÇünkU Hz. Peygamber Ebu Bekr'e karşı teganninin dinlenmesini red etme­
di. Bil'�kis Ebu Bekr'in red etmesini red etti... (el-Lü'lüii ve'l-MeTcan... I, 193).
Sonra düğün, nikah gibi sebeblerle de çalgı ve eğlenti meş'ru hatta luzumludur.
KİTA.BU SALA.Tl'L•IYDEYN

( ) ......... : Buradaki rivt de Ebu Muaviye'den, o da Hişam'dan


bu isnadla rivAyet etti. Bu hadisde: Def He oynıyan iki kız şeklindedir.
r ..... ' �' .,. ... . ....·►', ... ,�. j ,.�. ı r.�w·.A> . ��v
,,'-:"'� � LJI � i.,..F ��
ı • "·, �
.. '-1, VJ A (;,!., ( ...)- ,v
... ,. • � ,.,... •
ili ..
.,J

·f:.'r - l., �. '}w ..


. r..../�·.. ,\A½J..... ... . r't:4....... .. .. .. �.. r'-!' -:. ....., .... .. .. . ,, ...... , . ...
J>.> � � \ ..,, � C.J\D '-" , •J.r ... 4f'· 'ı.f....J.>
'::. . es� ..r �'
• .�
... ,.,( !, ... -:..ı+.. . ,"'..r'. · "'- ... .Jı3i ..',,,,(,,}J-JJ·ıJ��J
,.._ ...... ,,., ,. .......,. ,-: ' . ...J • .f. ,,
�' (.)_J-J �� "',.ı4� w • ; ��� ,ı. ,. ...... •\ •.� ...
rlı ..\ r,.�.)... » ..ı,,Jliu... j
r ,

l r-'t ,... r �· .... ...� ,...


ti' ,,, , .. ,

,Jii
,.,· I ..ı,� ,\j �• b, �.,.� >• .. � -� �'- \ ..'-:'rJ
, ,. .. �� • .......,.j « ;½! ,.,
,. • ı\J.. : t.:.J� �, .... ıı 1 �..
_ .. f.:
� � . . -;
t\ • .J=""\ • , ,.,.) \ • _. l 1,, ,, •.\i_, \ .,.. ,-.• 1� .. ., 1, 1,
r:,, ... · • '
,, ,,,

• 7• �

Ü- �.. ... � ;1 �� 1� ; .JJ....u� · "'· .t�� \İ \_, • "'J: �


J .. ,

--'-
J..

\' • ,

• ,,. "'\
� J 1
...

17 - ( ) ......... : Urve, .Aişe'den şöyle tahdis etmiştir: Mina gün-


lerinde (yani kurban bayramının ilk üç günün birinde) Aişe'nin yanında
şarkı söyliyen ve (def) çalan iki kız varken yanına Ebu Bekr girdi. O
sırada Rasulullah (S) da elbisesine bürünmüştü. Ebu Bekr o iki kızı azar­
ladı. Bunun üzerine Rasfilullah yüzünü açıb: •Ya Eba Bekr! Onlara iliş­
me. Bu günler bayram günleridir• buyurdu. Aişe dedi ki: Habeş'liler
oyun oynarlarken ben de onlan seyrediyordum. _Bu halde iken Rasulul­
Iah'ın kendi örtüsüyle beni setr ettiğini gördüm. O zaman ben henüz �ir
kız çocuğu idim. Oyunu seven küçük yaşta bir çocuğun artık neler yapa­
bileceğini vann kıyas edin!

18 - ( ) ......... : Aişe (R) -şöyle dedi:


Yemin ederim ki bir gün Rasulullah (S) ı hücremin kapısı önün4e
ayakta dururken (şu halde) görmüşümdür: Habeş'liler, Rasulullah'ın
mescidinde harbeleriyle oynuyorlardı. Benim, onların oyunlarını göre­
bilmem için Rasulullah kendi ridasıyle beni örtüyordu. Sonra benden
dolayı ayakta dururdu, ta ihtida savuşan ben oluncaya kadar. Eylenceye

Bu luztUnu Rastilullah göstermiştir: Aişe, bir kızı Enser'dan bir kimse ile evlendir­
mi,ti. Peygamber: cYa Aişe! Hani sizin def çalan ve şiir söyliyen şarkıcınız yok mu?
Ensar'ın böyle eğlence (ve oyun) hoşuna gider• buyurdu (Buharı: Nikô.h, en-ni81'etu'l­
lati ııuhdine'l-meT'ete ila zevciha).
SAH!H-1 MUSLtM

(ve. oyuna) düşkün küçük yaşlı bir kız çocuğunun artık neler yapabile­
ceğini varın siz kıyas edin!

19 - ( ) : Aişe (R) şöyle dedi:


(Bir .defa kurban bayramı günlerinde). Rasfılullah (S) yanıma girdi.
Benim ·yanımd� da Buas ezgilerini {def çalarak) okuyan iki kız vardı.
Yatağ�na uzanıb yüzunü çevirdi. Derken· EQ�:ı° ·Bekr girdi. (Bu -ne hal'?)
Rasfılullahın yanında: şeytan mizmarı mı? diyerek beni �zarlard�. Bunun
üzerine Rasulullah ona dönüb: «Onlara ilişme» buyurdu. (Babamın zihni
başka bir şeyle). :meşgul olunca kızlara işaret ettim, onlar da çıktılar 7•
Yine b�r bayram günü.idi ki (o gün) siyahiler ka�an, mızrak·oyunu
oynuyorlardı. Ya ben- Rasulullahdan bakmaya izin istedim (de muvafa­
kat etti), _yahut.o kendiliğinden ·«!?akmak istiyor musun?» dedi. Evet, de­
dim. Bunun üzerine beni · arkasından yaI)ağım yanağına değec�k şekilde
ayak üstü durdurub Ha.beş'lilere.: «Haydin- (devam edin), ey Erfide oğul­
ları!» buyurdu 8� Nihayet seyretmekten usandığımda: «Artık yeter mi?»
diye sordu. Evet, dedim� «Öyle ise git» buyurdu.

7. Peygamber'in izni olduğu halde Aişe'nin kızları dış�ıya çıkarması, babasına olan hür­
metinin kemalinden dolayıdır.
8. «Benu. Erfide,. Habeş kavminin lakabıdır. Bazıları büyük dedelerinin ismidir, derler.
Bir takımlarına göre Habeşlilerin raks eden soyuna denirmiş.
K1TARU SALAT1'L-IYDEYN 57

. .
t ;; <" ,. (; • ı
. p.· �l-l:.,"� J l.--;;�\3�.\�
} ,. ......

�:����Jp..,
ı

ıl�! )��--� ;�\. (...)


. l ... �.· .... J f.•,iıı'·''

ı
. f;-1 �: .) ..ı.� r-'. . ...
A . . ,..,� ... ,,::-�--
Lr)\� . ?:.. '-1. J..J. ı:.ı"J;.
:ı.:..- l -Lr., '�,� 4f' ,!.'/ ...

20 - ( ) ......... : Aişe (R) şöyle. dedi:


Bir takım Habeş'liler gelib bir bayram günü mescidde (harbe· ve kal­
kanlarıyla gösteriler yaparken raks eder gibi) oynuyorlardı. Peygamber
(S) beni çağırdı. Başımı onun .omuzuna dayadım. Bu vaziyette onların
(harb) oyununa bakmaya başladı�. Ta onlara bakmakdan ilk vazgeçen
ben oluncaya kadar.
( ) ..... :. . . : Buradaki iki ravi de Hişam'dan bu isnadla ay:ı;ıi ha­
disi rivayet ettiler. Fakat bunlar ; «Mescidde» sözünü zikretmediler.

Oynayanlardan ötürü ben onları görmek istiyorum, deyince Rasulul­


lah (S) ayağa kalkıb kapıda durdu 9• Ben de· kalktım. · Onlar mescidde
oynarlarken ben . Rasfılullah'ın iki kulağı ile om�zu arasında seyredi­
yordum. ,.· . .
· Ata : Kendine rivayet edenin bunlar İran'lı mı, yoksa Habeşli mi?
de�ğinde şek etti. Amma diğer ravi İbnu Atik (yani İbnu Numeyr) e
gelince o, bunların Habeş olduklarını kesin olarak söyledi.

9. Nesai'nin sahih isnadla rivayet ettiği hadisinde: Habeş'liler mescide girib oyun oyna­
dılar. Peygamber bana: « � .::i,.. r rı:'I ��- �! �� = Y& Humeyra! .I��
Onları seyretmek ister misin? diye sordu. Ben de evet; dedim-. şeltlind,dlr.
Humeyra t Hz. Aişe'ye Peygamber tarafından tevcih edilmiş lakab olmak üzere·
meşhftrdur. Ancak İbn Hacer Askalani : Bu hadisden başka sahih olan hadislerin hiç
birinde Humeyra- lafzının zikredildiğine rast gelmedim, diyor.
SAH!H-1 MUSıJM

urJ
.,

. �( ı .J...�
"' J, -\ •J,..,. -�
:. • rr.:) )) � �
�, "' J,

. Hureyre (R) şöyle dedi :


22 - (893) . . .. .. .. . : Ebu
Habeş'liler Rasfılullah (S) ın yanında harbeleriyle oyunlar yaptıklan
bir sırada Umeru'bnu'l-Hattab çıkageldi. Hemen oynıyanları taşlamak
için çakıl taşlarına uzandı. Bunun üzerine Rasulullah Umere: «Onları
serbest bırak, ya Umer!. buyurdu ıo.

10. Ebd Bekr Peygamber'in evinde şarkı söyliyen kızları tekdir ettiği gibi Umer de mes­
cidde Habeş'lilerin oynamalarını nehyetmek istemiştir. ikisi de bu konuda Peygamberin
izni olduğundan habersiz olarak «münkerden nehiya. niyetiyle men'e kalkışmış olma­
ları muhtemildir. Yahut da Umer'in nehyi, bayram günlerinde ve Mekke Hareminde
silah taşımanın yasak olduğunu bildiğinden de olabilir. Peygamber'in izni ise o husus­
taki umumi nehiyden istisnai bir durum ifade eder. Çünkü Habeş'liler. mızrak ve kal­
kanlarını güzel kullanmakta temrin sahibi oldukları gibi kimseye zarar vermekten de
uzak bulunuyorlardı. Bayram gibi bir sevine gününde silahlannı, eylenmek ve eylen­
dirmek için mescidde kullanmaları, Peyııamber'in izniyle mubah, belki de mendüb ol­
mu§tur. Bu nehyin bir istiması da bayram gilnlerinde imama bir sütre olmak üzere
namaz yerine bir harbe götüriilmesinin sünnet olmasıdır.
....� u_\, � �\ ;½� � �l: 'J �.Jj : J\; • �-•� � �� \.:?»J (A,t) - '
... '�\ � J-c_....

.. . ,�ı. ��w
L "'
. '.�;:i:.��i::j,Jı
'-"" � � -:, ,�ıJ;.���;.
� �J;i.. Jjuı
,, -�j::, . , J;. ...-r·�;;
-, . ;�. . .
=

-...
. �\
., ....u.\::?,.\ �
_, �.t).:,- J..,.;.J""
$

RAHMAN RAHİM OLAN ALLAH'IN İSMİYLE

9 - KİTABU SALATİ'L-İSTİSKA
(Yağmur duası namazı kitabı)

1 - (894) . . .. .. . .. : Abdullah ibn Zeyd el-Mazini (R) der ki : Ra­


sulullah (S) musallaya çıkıb İstiska (yağmur duası) yaptı. Kıbleye dön­
. düğü sırada ridasını tahvil etti.
,1ı........ ;..- .... E. • � ..... ... .: .... , ,. J• � .... ' (. .... , • ı 1 ... JI• .... • ....
;� ı:r,' �"-! � \ � �\;½ 0� .ı._:�" '-1_ �-� li �
....

'- ;..
\. � '1_ �� \:.?�J ( ... ) - "
., ,,:>., ..... ....,-;J.... . ...cu!....
..
':• -:. r. - 'l:/.i\ J...l' �
-:,•�, .... ,... ;�- rJ ı.J.-\- � �,, ....r.- ... -: ..... 1,-
• -� �
- ,.: ,cJ. •,.
ı:r ' ..,�
...
.. o• J � U7"- l9 • l> j,,_ • '-'" • �
� . .. .
::, ..... \.;.; ,.
.�
.,..
'l'

,.J
2 - ( ) ......... : Abdullah ibn Zeyd (R) şöyle dedi:
Peygamber (S) musallaya çıkıb istiska yaptı. Kıbleye döndü, rida­
sını tahyil. etti ve iki rek'at namaz kıldırdı 1.

ı. Ebu Davud'un Süneni ile İbnu Hıbbin'ın Sahih'inde Aişeden bu hadJsle _ilgili ıu bilgi­
ler riva.yet edilmiştir :
Halk, Rasülullah'a kuraklıktan şikayet etmişler. Bunun üzerine minberin musal­
laya götürülüb orada kurulmasını emr ve muayyen bir günde oraya çikmayı va'd bu-
60 SAH!H-1 MUSLtM

3 - ( ) ......... : Abdullah ibn Zeyd el-Ensari (R) şöyle haber


verdi: Rasulullah ·(S) istiska etmek üzere musallaya çıktı. Dua yapmak
isteyince kıbleye döndü ve ridasını tahvil etti.

4 - ( -) İbn Şihab dedi ki:


Bana Abbadu'bnu Temim el-Mazini haber verdi. Kendisi Rasulullah
·(S) ın sahabilerinden biri olan amcasından işitmiştir. Amcası Abdullah
ibn Zeyd şöyle der : Rasulullah (S) bir gün yağmur duası yapmak için
(musallaya) çıktı, derken arkasını insanlara dönüb Allah'a dua etmek
üzere kıbleye yöneldi ve ridasını tahvil etti, sonra da iki rek'at namaz
kıldırdı 2•

yurmuşlardı_r. Kararlaştırılan günde de gün doğarken dışarıya çıkıb minbere oturmuş­


lar. Dö7't Sünen ile Ahmed'in Miisned'inde rivayet olunan İbn Abbas hadisine göre de
Peygamber (S) o gün itinasız giyinmiş olarak kemal-i tevazu ve tadarru' haliyle dışa-
rıya çıkmış ve musallaya gelince minbere çıkmışlar ... '
Ridasını tahvil etme tabiat hadisesinin tahvilini deripden arzu ederek mütevazilik
ifadesi ve Halıka karşı nihai bir tezellül ızharıdır. Bu ayni zamanda bir nevi tefe'ül­
dür : Ya Rab! Bizim hal ve kıyafetimiz şimdi nasıl değişti·- ise, içinde bulunduğumuz
darlık, kıtlık ve sıkıntı hali de öylece değişsin, gibi bir ma'na ifade. eder.
2. Ahmed Naim Bey'i.p yağmur dua.3ı münasebetiyle yazdığı haşiye - bazı tertib değişik�
liği ve ila:yelerle - şöyledir :
İnsanların Allah'a itaatlı iyi ahlaklı, yahut asi ve günahkar olmalarıyle muttarit
kanunlar çerçevesinde cereyan eden, değiştirilmeleri beşer kudreti dahilinde olmıyan
bolluk, kuraklık gibi tabiat hadiseleri arasında ne münasebet var? diyenler olabilir.
�kin !bütün bu. hadiselerin, ittiratların Halık Ta�lft'nın. iradesiyle, •kiin• emriyle var
olduklarını .tasdik edenlere göre bu münasebeti bulmakta zorluk yoktur. Çünkü, Ha7
lık'ın irade ve 'kudretini tahdid edecek hiçbir kayıd mutasavver değildir. Dilediğini,
dilediği şeye bağlı olarak icad eder ve icad ettiği hadiselerin nevilerini olduğu gibi kısa
aklımızla da ihata etmeye imkan bulunmaz. Fezanın mahdtid bir cüz'ünde ve mahd-0.çl
bir zaman içinde müşahade ettiğimiz hadiselerin ittiradı, alemi tedbir eden kanunların
ezelen böylece muttarit olagelmiş olduğuna ve ebed�n ittiı:adına halel gelmiyeceğine
delalet etmez. Zaten alemi tedbir için va'z edilmiş olan tabii ve gayri tabii btitün ·k·a�
KtTABU SALATl'L-1STİSKA 61

J�.J)1 J ,ll.)� u.�• d., �� (,)


t;� J.\ � p ;, \.:)_,Z; (A-_o) - 0
-- -
, ':i�::_ � �> '-'.\ � �!� l::� .-
- .,. ' ... ,
. ;:kı.ı �� �1 � :ı\;�\ � --�_:ı:_ 2-� �· �\ J;.:; �_\; :-J� · � \ �
\

(1) YAĞMUR 'İSTEMEDE DUA YAPARKEN ELLERİ KALDIRMA


BABI

5 (895) ......... : Enes (R) şöyle dedi : Rasulullah. (S) ı duada


elleri . koltuklarının beyazlığı görününceye kadar kaldırırken gördüm.

nunlar noksansız olarak tarafımızdan bilinmiş de değildir. Hak Teala:


�.�ı� L. J
er: J ,-½-: l \'1 ...,.i ":/I J
: Ben cinn ve insi ancak bana ibadet et.nnler diııe ııarattım­
(Za.riyat : 56) ayetiyle bize muazzam bir hılkat hikmeti ilmi bahşetmiştir. Bu ilimle ar­
tık külfetsizce anlarız ki nihayetsiz ilahi kudrete zatlarıyla şahid olan cemad, nebat ve
hayvan mertebelerinin üstünde olarak - :zatıyla olduğu gibi - aklı, idraki, ilmi, iyma­
nı, kudreti, iradesi, konuşması ile şahid olan insan nev'i de vardır. Yaratılmış olduğu
hedefin tahakkuku için kendisine bunca büyük ni'metler ihsan buyurulan insan nev'i
- külfet nimete göre olacağından- Halik'ına ibadet, emirlerine itaat ·ve nehiylerinden
çekinmek vazifesini de üzerine almıştır :
· ı)Li�ı l� ��- jl �ı; JlJ.l _, J,;'JI, �1,-Jljc, �l.�1 l:.:.,ı/ Vl :t
: Biz emaneti aökle,-e, ,ıe,-e, dağla,-a. kabul et8inle1' diye ar:ıettik. Lakin bunlaırın hepri
o emaneti yüklenmekten çekin.dile.,., ta,ıyamayız diye kQTktula1' da onu üzerine alan
insan oldu.•• (el-Ahzab : 72) ayeti bu sırrı ifade ediyor. Nekadar zalwn ve cehfü olursa
olsun insanın mükevvenat silsilesi içindeki mevkii çok büyüktür. O en büyük ilahi
ma'rifete namzettir. Semavat ve arz içinde olanların insanlara musahhar olmasındaki
hikmet işte budur. İnsan, bu- demek olunca ümmetleri irşad ve te'dib için bazı kere­
ler, harikulade olaylar zuhO.ru yahut harıltı adete mahal kalmaksızın kevni hadiselerin
arzularımıza - merhameten - muvafık veya acil menfaatımıza - cezaen - muhalif ola­
rak cereyanı keyfiyeti de ilihl kanunların cari sUnnetlerindendir. Bunda aklen uzak
görülecek bir. cihet yokdur. Allah'm, birçok ümmetleri te'dibinde tabiat hadiselerini
kullanması da ilahi bir sünnettir. O hadiselerin tabi! olarak cereyan etmiş olması onları
62 SAH!H-1 MUSLİM

7 - ( ) • ......... : Enes (R) den > (şöyle demiştir)


Allah'ın Peygamber'i (S) hiçbir duasında ellerini yukarıya kaldır­
mazdı, yalnız yağmur duası müstesna. Bunda ellerini koltuk altlarının
beyazlığı görününceye kadar kaldırırdı. Şukadar ki ravi Abdu'l-A'la :
Koltuğunun beyazı yahut koltuklarının beyazı gör_ününceye kadar de­
miştir 3•
( ) . . . . . . . . . : Buradaki raviler de Enes ibn Malik'in kendilerine
Peygamber'den bu hadis tarzında tahdis ettiğini rivayet etmişlerdir.
müdebbirin o gayelere sevk ve idare etmesine mani' teşkil etmez. Zar\l.ri ve değişmez
suretinde görünen kanunlar hakikatte • �J U Jl.6 : Ne dilerse hakkile 11apan-
.
.- .
dır• (el-Buriic: 16) ve • � U Jl,.. d J ı.)I > (Hud: 107) olan A�lah'ın icabiyle böyle
J.
görülmüştür.
Binaenaleyh arasıra yapılan istiskalarda günah ve isyanlarımızdan tevbe ve istiğ­
farımız, niyazımız, arzumuz taookkuk etmese de yine Allah'a karıı fakirlik ve acz ikrarı
vardır ki o da yaratılış gayesine göre hareket ve kemal gayesine doğru bir adım yak­
laşmaktır.
istiskanın ferdler ve topluluk üzerinde terbiyevi, ahlakj, dini, hukuki ve ictimai
birtakım islah edici ve uyarıcı te,sirleri vardır. Çünkü yağmur duasından evvel dar­
gınlar barı§acak, ferden veya toplu olarak işlenen haksızlıklara bir daha dönmemek
üzere tevbe edilecek, hürriyetsizlere hürriyet verilecek, sadakalar dajıtılacak yani can,
mal ve ırz gibi kullara aid hukukdan dolayı halallaşmalar yapılacaktır. Çünkü Allah
1
Teala : • ;I ;-t.. �..\&. .µ 1 J.., .,_ �\ ·İ \
t "· l � ) J _;.:.:-, ı-_,; � : E11 benim kavmim!
Rabbınızdan mağfiret dileı,iniz, şonra ona uvbe ediniz ki üzerinize yağmunı bol bol
yağdırıın• (Hud: 52, Nuh: 11) buyurur.
istiska (yağmur duası), netice itiberıyle Halık'a dµa etmektir. Halık'a dua ise bü­
tün nevileriyle Halık'a ibadettir. Zaten Allah:
'1_ _,;.ı .> �� v.,1;--½- J-�l-:- i.l" j ,�..:._ 0'_ ..illjl ,.C ":''!-:..1 J�.)I
: Bana dud edin.iz ki d ileğinizi veTeı,im. Dua
ile olrun baruı ibci<kt etmekten ,ıübünen­
ler sonra zelil ve hakir olarak cehenneme girecekle,.. (Mu'min: 60) buyuruyor. Kezi.
c .� .) l ,;\ ..,ıa.;.ıı �-
,:r: Muztar kalanın. dua ve iıtiTham ettiğinde imdada. 11etife,ı.
ondan başka kimdir ki?• (neml: 62) buyuruyor. Mü'min elbette maddt, manevi sıkm.­
tılarında, muztar kaldığı hallerde ye,ııane niyaz mercii Halıkına yalvaracak, du& edecek
bütün derd ve ihtiyaclarını ancak ve yalnız ona arzeyleyib ondan istiyecektir. Bu .se­
beblerden dolayı İstiska meşru olduğu gibi dine ve akla aykırılığı da asla varid deiildir
lTecrid Ter. III, 340-348).
• Bu hadis Muslim'in usulüne göre rutbeten müteakıp hadisden sonra olduğu için rakam­
lardaki takdim tehir meydana gelmiştir.
3. Dua ederken elleri gök yüzüne doğru açmak, Rabbımıza karşı bir tezellül ve iftikar
ma'nasını ifade ettiğinden dua adabındandır. Bir de bazı alimlerin kavlince, duada elleri
kaldırmakla beraber eğer bir belanın giderilmesi niyazında bulunuyorsa ellerinin arka-
sını, lehte bir şey taleb ediliyorsa avuçlarının içini semaya yöneltmek sünnettir.
Dua adabından biri de sonunda elleri yüzüne sürmektir. Bu hususlarla ilgili ha­
dtsler ve deliller Sünen kitablarında mevcudtur.
Rasfilullah'ın yağmur duasından başka münasebetlerle de dua ederken ellerini se­
m&ya doğru açtığı hakkında Bu.bari, Muslirn ve diğer· Sahih ve Sünen kitablannda
birçok rivayetler vardır. Enes'in bu metindeki haberi, ya ellerin ziyade - ve meseli
yüz ve baş hizasına kadar - kaldırılması yağmur duasına mahsus olduğunu ifide etmek
maksadıyla vaki olm�ur; yahut da kendisi yağmur duasından başka· vakıtta Peyıam­
ber'in ellerini kaldırdığını tesadüf etmemiıt,ir.
K1TABU SALA'11 1L-tsT!SKA 63

6 - (896) : Enes ibn Malik (R) den, (şöyle demiştir) :


Peygamber (S) yağmur duası yaptı da ellerinin arkasıyla semaya
lpret etti.

8 - (897) ......... : Enes ibn Malik (R) den, (şöyle demiştir) :


Bir cumua günü Rasulullah (S) ayakta hutbe irad ederken Daru'l­
Kaza' tarafında vaktiyle mevcud olan kapıdan bir kimse mescide girdi

4. Daru'l�Kadci dedikleri bu bina Hz. Uiner'in borçlarını ödemek için satılan evi idi. Ken­
disi yaralanarak ahirete göçeceği sırada zimmetinde kalan altmı, sekiz bin djrhem bor­
cun edası için bu evin satılmasını, borcunu kapamadığı takdirde Adiyy oğullarına mu­
racaat edilmesini, yine etmediği takdirde Kureyş'den yardım istenmesini oğlu Abdul-
64 SAHİH-1 MUSLlM

ve Rasulullah'ın karşısında dikildi. Sonra: Ya Rasulallah! Mallar (hay­


vanlar) helak oldu. Yollar kapandı. Allah Teala'ya dua et de imdadımıza
yetişsin, dedi. · Rasulullah hemen ellerini kaldırdı, • sonra şöyle dua etti :
ALLAHUMME! EĞİSNA. ALLAHUMME! EĞİSNA. ALLAHUMME!
EĞİSN.A. == Ya Allah! Bize· yağmur ver. Ya Allah! Bi.ze yağmur ver.
Ya Allah!·· Bize yağmur ver. (Yahut: Bizim imdadımıza yetiş ya Rab!
Bizim imdadımıza yetiş ya Rab! Bizim imdadımıza yetiş ya Rab!).
Enes der ki : Vallahi o sırada biz gökyüzünde ne kalın ne ince bulut,
hiç hiçbirşey görmüyorduk. Bizim ile Seli dağı .arasında o zaman ev, bina
hiçbirşey yoktu. Derken Rasulullah'ın ardından kalkan şeklinde bir bulut
parçası çıkageldi.· Semanın ortasına varınca . yayıldı, sonra· yağmur yağ­
mıya başladı. Güneşin yüzünü vallahi bir hafta göremedik. Sonra obir
cumua günü yıne Rasulullah ayakta hutbe irad ederken ayni kapıdan biri
girib Peygamber'in karşısında ayakta durdu: Ya Rasulallah! Mallar helak
oldu, yollar kesildi. Allah'a dua et de .artık bu yağmurları bizden dindir-
sin, dedi.
Enes der ki: Bunun üzerine Rasulullah ellerini kaldırdı ve: «AL­
LAHUMME! HAVLENA VE LA ALEYN.A... =
Ya Allah! Etrafımıza,
üzerimize deyil. Ya Allah! Tepelere, bayırlara, dere .içlerine ve otlaklara
(yağdır)> diye dua etti. Bunun üzerine J\emen yağmur kesildi. Biz na­
mazdan çıktığımızda güneşte yürüdük 5•
Hadisi Enes'den rivayet eden Şerik ibn Abdillah· dedi ki: İkinci hafta
·geJen adam evvelki hafta gelen zat mıydı? diye Enes'den sordum. Bilmi-
yorum, dedi.

lah ile kızı Ummu'l-Mu'minin Hafsa'ya vasiyyet etmişti. Bu ev yirmi sekiz bin dirheme
satılmıştır. İlk zamanlar bu eve «Diru kadai deyni Umer• yani Umer'in borcunu öde­
yen ev denirken, git gide kısaltılarak yalnız Daru'l-Kada denilmeye başlanmıştı. Bu evi
Muaviye ibn Ehi Sufyan satın aldı. Bilahare Medine üzerine emir iken Mervan ibn
Hakem•e geçti. •D�ru'l-Kada•yı «Daru'l:-İmare• ile tefsir edenler bu mülk intikaline
bakmışlar demek oluyor. Diğer rivayete göre Dciru'l•Kadd, Abdurrahman ibri Avf'ın evi
im.iş. Şüra geceleri oraya kapanıb halk ile tem� etmeksizin hükmünü vermiş olduğu
için «Daru'l-Kada• ismi verilmiştir. Bu rivayete göre evi. Muaviye ibn Ebi Sufyan'a
Abdurrahman'ın oğulları satmıştır. Bir aralık hükumetin resmi kayıd divanları ile
Beı,t-u'l-Maı orada muhafaza edilirdi. Sonradan Seffah'ın gününde istimlak .edilerek
mescidin avlusuna katıldı. (Nevevi de Kadı İyad'den böyle rivayet edib siyer ve tarih
alimlerinin nakli budur, dedi.).
5. Bir hafta evvel susuzluktan dolayı sığırlar, davarlar helak oldu diye şikayet edilirken
bu sefer de suyun bolluğundan ayni şikayet arzolunuyor. Bundan �,;arın def'i için edi­
len duanın tevekkül'e aykın olmadığı rna'nası ·çıkar.
Bu hadisden curnua namazını kılarken ayrıca bir de l:ıtüka namazı kılmaya hacet
olmadığı, yağmur duasının cumua hutbesi içindeki duaya idhôl edilebileceği anlqıl­
dığı gibi elbiseyi ters çevirmek ve kıbleye dönmenin de istiska duasında şart olmadıiı
anlaşılıyor. Keza bu hadis istiskanın namazsız olarak yalnız dua ve istiğfardan ibaret
olduğuna kail olub cemaatla namazın sünnet olduğuna kail olmayan İmam Ebıl Hanife•ye
de huccet olabilir.
K tTABU SALATl'L-İS'I1SKA 65

9 - ( ) ......... : Enesti'bnu Malik (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) zamanında halka bir kıtlık yılı isabet etti. Bir cumua
gi:inü Rasulullah minber üzerinde halka hutbe irad ederken bedevinin
biri ayağa kalkıb : Ya Rasulallah! Mal helak oldu, iyal de aç kaldı, (Al­
lah'a bizim için dua et.. dedi). Ravi hadisin tamamını yukarıki gibi sevk
etti. Bu hadisde : «ALLAHUMME! HAVALEYN.A. VE L.A ALEYN.A
== Ya Allah! Etrafımıza (yağdır), üzerimize değil» demiştir. Ravi der
ki : Bunu sö)'le:rken de eliyle hangi tarafa işaret ettiyse orası muhakkak
açıldı da nihayet Medine'nin üstünü açık bir alan gibi gördüm..Kan�t
Vadisi bir ay mütemadiyen aktı ve herhangi cihetten kim geldiyse bol
bol yağmur yağdığını haber verdi.

'i
. .,,,,.�lly ·...,�� d-� . �:�_�.\
• ,,,,. .,,,,. ., J • ,J • -- ,,,,. ,,,,. .,,,,. .,,,,. ,,., •
,,,
\ ı.:.r,
� • .,,,,. � .,,, .,.,,
�-�:ij : J��\ ;½� �C\J) 0-: �:i__ j · �"�, J\:.J
t ..... • ..... ,,,,, • ,,,
.,
', ,, .,,, ,,,..

.,,,,. .,.

- J!� J, -� iJ ��,,,.t.\\ Jl ü�:; . ;;�k; �:.��J�,,, � l.j


• ., • .,,. .,,.. ,,,,. • ., .,,,,.
. J:� Yl
�. ,..,.:,; .,,,,. ,,. , J .,.,.,.

.,,,,. _. .,,,,.

· 10 - ( ) ......... : Enes İbn Malik (R) dedi ki:


Cumua günü Peygamber (S) hutbe irad ediyordu. Halk ona doğru
ayağa kalkıb bağırdılar: Ey Allah'ın Peygamber'i! Yağmur kıtaldı, ağaç­
lar kurudu, hayvanlar mahvoldu, dediler. Ravi hadisin bütününü böy­
iece sevk etti. Bu hadisin Abdu'l-A'la rivayetinde: Derken Medıne'nin
üstü sıyrıldı. Bulutlar Medine'nin etrafına damlarken, Mecline'ye bir
katra olsun düşmüyordu. Medine'ye baktım, o hotoza sarılmış bir baş
gibi idi, sözleri vardır.

F: 5
66 SAHIH-1 MUSLİM

11 - ( ) ......... : Buradaki raviler de Enes'den yukarıki hadis


tarzında rivayet ettiler. Burada şu sözler ziyade olmuştur: Allah bulut­
ların arasını birleştiriverdi. Biz bekledik, o derece ki kuvvetli olan kim­
seye bile ailesinin yanına dönmek bir dert oluyordu.

12 - ( ) .. .... ... : Buradaki raviler de Enes ibn Ma.Iik'in : Cumua


günü Rasulullah (S) a kendisi minber üzerinde iken bir a'rabi geldi, de­
diğini hadisin sonuna kadar anlattılar. Burada şu fazladır: Gördüm ki
bulutlar, kadın örtülerinin (rüzgardan) dürülürkenki halleri gibi sür'atle
yırtılıb açılıvorlardı.

13 - (898) ......... : Enes (R) şöyle dedi:


Bir defa biz Rasulullah (S) ile beraber iken yağmura tutulduk. Ra­
sulullah ridasını çıkardı, vucuduna yağmur değdi. Ya Rasulallah! Bunu
niçin yaptın? dediğimizde: «Bu rahmet, Rabbı Teala'nın henüz yeni
yarattığı bir rahmettir, onun için• cevabını ver�.
KtTABU SALAT1'L�1STlSKA 67

14 - (899) . . .. .. . . . : Atau'bnu Ehi Rebah; Peygamber'in zevcesi


Ai�e'den işitmiştir. Aişe şöyle diyordu: Hava rüzgarlı ve bulutlu olduğu
vakıt Rasulullah (S) ın yüzünde bundan dolayı (nahoşluk eseri derhal)
belli olurdu. İşte o halinde bir yerde karar edemeyib gidip gelmeye baş­
lardı. Yağmur başladı mı açılır ve o hal kendisinden giderdi. Aişe der
ki : Bu endişenin sebebini kendisinden sorduğumda : « Ummetime musa.1-
lat olmuş bir azab olmasından korktum• buyurdu. Yağmuru görünce de·:
• Bu rahmettir• buyururlardı.
r. . , "._ - ,.
ı� � l:.,".J.J:,_ ,t:,:"='
• ,. - • > • .. ,,. .. •
ö: \ �5"" : J\i . �·• j '·� h:(. .,._�;..'\ . �,Uvt '\ .!.''\ &,.N., J ( . . .) - ' o
ı�I, �� �Jli'•� l�l $ ��\ ;::,�,::J� Çi ! � �\ '{-dJ, t:..;ı;;;; ,rl:,J �� �I
....
_.tı(•, �,
:,_: j , \ � l. :,.: j , t.:,.: ü� �... �.r \ j . �:.. d;--J h.- �;.. j , t� Jf- j , .f'}- � - d ı
., .. .. .. .. ., • ,,. > .,, .... t, .. ,,.., f \.:,,..� \�_. .
t:

,�� . :;_ ;i:; :r�i:; , J;.;:; t;. _, .'-ı;:J � , ,ç,, iı"J 111.ı , ::J�·• �,. ::.-ı::,..h;;
...Jli.. r;, ı .. , .. r ,. .. ..,,. » -Jl'.:: ,,.. b l"'.!.,�
,,.
-r.
,, •�u.
,,.
• .. · ..
.. ıı,...• �J"'
.., ..-: . .,. •... , •> ·-,,. ,_-:
,.
u ! ".!J�
,,
\ı ,
-
:U..J A5. d : , �•�J
,,
lJ (!.u.)
,,. ,., ..:s 4S.r '-'�
. [" ..'iı/._;ı;..... ,, l '] « � � �!ı; ,�.. ,j� i-fC:;i :.ı}� Gf �;i:; ili : ;ı; (�
15 - ( ) ......... : Peygamber'in zevcesi Aişe (R) şöyle dedi:
Peygamber (S) rüzgar (fırtına halinde) şiddetle estiği zaman şöyle
dua ederdi: «Ya Allah! Şu rüzgarın hayrını ve hangi hizmet ile gönde­
rilmiş ise o hizmetin hayrını senden dilerim. Şerrinden ve gönderilmiş
olduğu hizmetin şerrinden sana sığınırım». Aişe der ki: Gökyüzü bulut­
landığı zaman Peygamber'in (yüzünün) rengi değişir, bir kararda dura­
mayıb kah içeri girer, kah dışarı çıkar, kah ona karşı durur, kah geri dö-
68 SAHİH-1 MUSLİM

nerdi. Yağmur yağınca da Rasulullah'dan· bu endişe zail olurdu. Ben bu-:


nu onun �ehresinden•·:.-ianırdım. Ben bu endişenin sebebini kendisinden
sordum:
- Ya Aişe! Belki bu bµlutlar Ad Kavminin dediği gibi (bir azab)
qlur, (ki Kur'a·nda şöyle hikaye olunmuştur) :
�Artı� vaktaki onu_vadilerin.� doğru gelen bir bulut halinde eörmüş­
lerdi.:Dediler ki: Bu, bize yağmur verici bir buluttur.. Hayır, bu, çarça­
buk gelmesini istediğiniz şeydir. Bir rüzgardır ki onda elem verici bir
azab vardır• (el-Ahkaf: 24).

16 - ( ) : Peygamber'in zevcesi Aişe şöyle dedi :


Rasulullah (S) ın küçük dilini görünceye kadar ağzım açarak gül­
düğünü görmedim. O, yalnız gülümser idi. Rasulullah (yağmur yüklü .
siyah) bir bulut yahut bir fırtına olduğu zaman çehresinde bundan do­
layı bir endişe belli olurdu. Kendisine :
- Ya Rasulallah! Herkes (gökyüzünde) bulut görünce onda yağmur
bulunduğunu umarak ferahlanır. Halbuki ben, böyle bir şey gördüğünüz
zaman yüzünüzde endişe asarı, hoşnutsuzluk hissediyorum, dedim. Bu­
yurdu ki:
. - Ya Aişe! O (kara) bulutta sarsar rüzgarı ile azab olunan bir kav­
min azabı bulunmasından nasıl emin olabilirim? Bir kavın (kendilerine
mukadder olan) azabı görmüşlerdi de: •Bu ufukta beliren, bize yağmur
yaidıracak bir buluttur• (el-Ahkaf: 24) demişlerdi.
K1TABU SALATt 1 L-!S'11SKA 69

(4) SABA VE DEBOR RÜZGARLARI HAKKINDA BAB

17 - (900) . . . . .. . .. : İbn Abbas (R) dan :


Peygamber (S) : «Ben Saba (rüzgarı) ile mansur oldum. Ad Kavmi
ise Debur (yani batı rüzgarı_) ile helak edildiler» buyurdu 6•
( ) . . . . . . . . . : Bu iki tarik ravileri de A'meşden, o da Mes'ud ibn Ma­
lik'den, o da Said ibn Cübeyr'den, o da İbn Abbas'dan, o da Peygamber
(S) den ayni hadisin benzerini rivayet etti.

6. Saba, doğudan esen rüzgarın ismidir ki gündoğusu denir. Ona mukabil cihetten yani
batıdan esen rüzgarın adı Deburdur. Şimalden esen rüzpra - şinın fethiyle - Şemdl,
onun mukabili olan kıble rüzgarına da - cimin fethiyle - Crnub denir.
Saba, sıcak ve kuru; ·Debur, serin ve nemlidir. Cenub, sıcak nemli; Şemaı de,
serin kurudur demişlerdir.
Muslim'in bir rivayetine ıöre cennet ehline esecek rUzgir Şemaldır.
Bu dört cihetin aralarından esen rüzgarların da ayrı ayrı isimleri ve özellikleri
vardır.
Kur'anda bazı kavimlerin rüzgAr ile helak edildili haber verilmiştir :
« . laJ/ f İ.) 4:� J �.) �
l:.1.- ) i : ...Biz onlara karıı bir. n1zgcir ı,e sizin gör­
mediğiniz ordular göndermiıtik• (el-Ahzab: 9).
;_,,;..-�, �ı..w L:,·..Jı ;L:J,..,J �)-J ":"ı� �-.i:J �,�·
...
r�'J İ.rır Le_; � U..J�
C J '�-'/ (" J �__;ı;- 1
: Bundan dolayı biz de, dü.n11a haı,atında zillet azabını kendilerine tattınnamız i�n
uğurmz uğur.tuz günlerde üzerlerine çak gürültülü bir bara. gönderdik. Ahiret a�b,
elbet daha. horlayıcıdır. Onlara ı,ardım da olunmaz• (Fussilet: 16).
« � �: İ� ..- {�_) � U....;I b'I : Çünkü biz uğursuz sürekli biT günde
onlann iutüne çok gürültülü bir fırtına gönderdik• (el-Kamer: 19).
10 - KİTABU'L-KÜSÜF
(Güneş ve ay tutulması kitabı)

(1) KÜSÜF NAMAZI BABI


1 - (901) ......... : .Aişe (R) şöyle dedi :
XtTABU'L-XUa'OJ' 71
Raı1l.lullah (S) zamanında bir defa güneş tutuldu 1• Rasitlullah halka
namaz kıldırmak üzere kıyama durdu ve kıyamı çok uzattı. Sonra rukua
vardı, ruk1l.u da çok uzattı. Sonra başını kaldırıb kıyamı (yine) çok uzat­
tı. Bu ikinci kıyamı birinci. kıyamdan kısa sürdü. Sonra tekrar rükua
vardı ve rükfıu çok uzattı. Bu rukuu, evvelki rukudan kısa idi. • Sonra
secdeye vardı. Sonra ayağa kalkıb, kıyamı uzattı. Bu, ilk kıyamdan az
sürdü. Sonra rukua vanb rukuu uzattı. Bu rukuu da ilk rukuu'dan az
sürdü. Son·ra secde etti.· Sonra güneş açılmış olduğu halde Rasulullah na­
mazdan çıktı ve halka karşı hutbe irad etti.. (Bu hutbede) Allah'a hamdu
sena ettikten sonra şöyle buyurdu : «Şüphe etmeyiniz ki güneş ile ay Al­
lah'ın ayetlerindendir. Bunlar; hiçbir kimsenin ne ölümü ·ne de hayatı
için tutulmazlar. Bunların kararmalannı gördüğünüzde hemen tekbir
alın, Allah'a duaya ·koyulun, namaz kılın, sadaka verin. Ey Muhammed
ummeti! Allah'a yemin olsun ki erkek kulunun veya dişi kulunun zina
edişinden dolayı Allah. Teala kadar kıskanç olan hiçbir kimse yoktur. Ey
Muhammed ummeti! Allah'a yemin olsun ki benim bildiğimi sizler bilse­
niz muhakkak çok ağlar az gülerdiniz. Sözüme kulak verin. (Bakın) teb­
liğ ettim mi? (Sonra işitmedik demeyiniz).> 2
Ravilerden Malik'in rivayetinde: «Şüphesiz güneş ile ay Allah'ın
ayetlerinden iki ayettir».

ı--> .,_, r, ...... • t\ \ ., • ., J..• --•j,


yı LLr:.,ôJ;'"�J'�if �.. !w-". \
., ., (.• • --; 1 ..- ....... > • , ...... • .,.. �., I • �- ( ) _, .
: �,j_, . ;t::... \i �;.. • �� U: '-t' .. ı\/.JP ··· - ,
' '
.c ��:1:J� !�Uh>Jlı; __�..�
'
2_; {> :�\ı ;\j:, « �\;:,�..
\ --- .... .
\ � :;.ıı�:, �...:.1\ \)�; ·
. .,
..\a). �,, J�r·
- � .... .,. ......... , ..... (_ }

2 - ( ) ......... : Burada yine Hışam ibn Urve'den bu isnadla ayni


hadis gelmiştir. Bunda: Sonra Rasulullah: «Amma ba'du. Şüphesiz ki gü­
neş ile ay, Allah'ın ayetlerindendir> buyurdu, ziyadesi vardır. Ve keza
burada:· Sonra ellerini kaldınb cya Allah! Tebliğ ettim mi?• buyurdu,
ziyadesi vardır.

1. Fakihler istilAhında Kiimf güneşin, Hümf da ayın tutulması demektir. Halbuki lugatta
her iki lafız müteradifdir. Güneş ile ayın tutulmalarına Küsü.fan ve Hurifan denir.
Cevheri'nin Sıhcih'ında musavi olarak ckesefeti'ş-�msu• ve «kesefe'l-kameru• denilebile­
ceği bildirilmekle beraber hiıs'llfun kamer hakkında kullanılması daha güzel olduğu
zikredilmiştir. Bu suretle fakihlerin kullanışlarının daha fasih olduğu tma edilmiş olu­
yor. Ancak Buharı ile Muslim'in rivliyetlerinde güneşe ve aya tahsis edilmeksizin her
iki lafız yek diğeri yerine kullanılmıştır. Güneş ve ay hakkında •la yenkesifani li-mevti
ehadin• denilmiş olduğu gibi ela yenhasüani- de ela yahsifani• de de�ilmiştir.
2. Kur'anı Kerimde de şöyle buyurmuştur :

�� ,;\( �- ...,>.- i� ,.,q,:,y; ,,� ._ı,


= Artık ırtikcib etmekte oldu.klan (vünahın) cezası olmak üzere az gülriinle,-, çok ağla­
,ınla,. onlaT» (et-Tevbe : 82).
72 SAH1H-! MUSLlM

3 - ( ) . . . .. .. . . : Peygamber'in zevcesi Aişe (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) ın hayatında güneş tutuldu. Bunun üzerine Rasulul­
lah hemen mescide çıkıb namaz için ayakta durdu ve tekbir aldı. İnsan­
lar da onun arkasında saff tuttular. Rasulullah uzun bir kıraat yaptı. Son­
ra tekbir alıb uzun bir ruku' etti. Sonra ruku'dan başını kaldırıb: SEMİ­
A'LLAHU LİMEN HAMİDEH RABBENA VE LEKE'L-HAMD dedi. Son­
ra ayakta durub uzun bir kıraat daha yaptı ki bu ilk kıraattan az sürdü.
Sonra rukua varıb uzun bir ruku yaptı. Bu ruku, evvelki ruku'dan az
sürdü. Sonra tekrar : SEMİA'LLAHU LİMEN HAMİDEH RABBENA VE
LEKE'L-HAMD dedi. Sonra secde etti. (Ravi Ebu Tahir: Sonra secde
etti, kısmını söylemedi.) Sonra Rasulullah diğer rek'atda da bunun gibi
yaptı. ·Nihayet dört ruku'u ve dört secdeyi tamamladı. Namazdan çıkma­
dan önce de güneş açıldı. Sonra ayağa kalkıb insanlara hutbe irad etti.
Allah Teala'ya layık olduğu lafızlarla (hamd ve) sena ettikden sonra
şöyle buyurdu :
«Şüphe etmeyiniz ki güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir.
K!TABU'L-KOSOT 73
. �
(Bunlar) hiçbir kimsenin ne ölümü ne de hayatı için tutulmazlar. Güneş
ile ayın tutulmaları ayetini gördüğünüzde hemen namaza iltica ediniz».
Ve keza : «Allah bu vaziyeti s�zden açıncaya kadar namaz kılınız» buyur­
du. Ve Rasulullah (S) şöyle buyurdu:
«Şu makamımda (iken) va'd olunduğunuz herşeyi gördüm. Hatta ile­
riye doğru gitmeye başladığımı gördüğünüz vakıtta cennetten bir salkım
almak istedim. İnan olsun beni gerilerken gördüğünüz zaman da cehen­
nemi gördüm. Bir kısmı diğer kısmını tahrib ediyordu. Cehennemde İbnu
Luhay'ı da gördüm. Ki o hayvanlan putlar için serbest olarak salıveren
kimsedir».
Ebu rahir'in hadisi: «Namaza iltica ediniz» sözünde sona erdi. O,
bundan sonrasını zikretmedi.

J!;i�ı;:,�ıJli :Jli ',(-�� �L,İI (::-1;.. :sjl�ı(,ı:;,._ 0: ,.;:;_ ( ... )- f


,,,
L:}jg)

ı.;_ �:.- u-·...!.l ı·ı,-,.,l


-a
� · -� � • ,,, ...;J../� ı:.,r ...�-� �<.S.,ıt)I
.... ' .,. .,. • ,. ,,. ,, ..... �t ,.., ..... •) .
� t.>
... ı:. M • • .: �\�.:.
- -· 01 ,)��- : ��,, j
�ı: , _,,• '-
- J

-r,- f ıı:
;o
- •
ı:
- - ,
l) { ;)\� ::::.; �
� •

- ..,, �\
�G, j
.. .J...)
. ü\ ) ��� \ O �J:i·j O,;:.:;..�« A�:..
,.;��11 J .,. .,.

- -·' 0.=. --�;,-_J �


.....
,,, "'-.... • \ • • ....... • • 'I' ... .....

. f \ ��
.,. .,. �;
\j.
4 - ( ) .......... : Aişe (R) den, (şöyle demiştir) :
Rasulullah (S) ın zamanında güneş tutulmuştu. Rasulullah, •es­
salatu camiatıın =
Cemaatla namaza hazır -0_lun» diye nida etmek üzere
bir münadi çağırdı. Bunun üzerine halk toplandı. Kendisi öne geçib tek­
bir aldı ve iki rek'atlı bir namaz için4e dört ruku ile dört secde yaptı.
74 SAHlH-1 MUSLlM

5 - ( ) : Aişe (R) den (şöyle demiştir) :


Peygamber (S) Husuf namazında kıra.atını cehren okudu. Bu suretle
kıldırdığı namazın iki rek'atı içinde dört ruku ile dört secde yaptı. ·
(902) Zühri dedi ki : Bana Kesiru'bnu Abbas, İbn Abbas'dan, o da
Peygamber (S) den şöyle haber verdi: Peygamber (S) namaz kıldınb
iki rek'atli bir namaz içinde dört ruku t ile dört secde yaptı.
· ( ) ......... : İbn Abbas, Rasulullah'ın, güneş tutulduğu gündeki na-
mazını, Urve'nin Hz. .Aişe'den tahdis ettiği (beş rakamlı) hadis gibi tah- ·
dis ederdi.

6 - (901) Bize Ishak ibn İbrahim tahdis etti. Bize Muhammed ibn
Bekr haber verdi. Bize İbn Cureyc haber verib dedi ki: Ata.'dan .işittim
şöyle diyordu : Ubeydu'bnu Umeyr'den işittim, şöyle diyordu : Bana doğ­
ruluğunu tasdik etmekte olduğum kimse (Ubeyd'in, Aişe'yi kasdettiği,ni
zannederim) şöyle tahdis etti: Rasulullah .(S) zamanında güneş tutuldu.
Rasulullah şiddetli bir kalkışla ayağa kalktı. Ayakta duruyor, sonra ru­
kua varıyor, sonra (tekrar) kıyama duruyor, sonra rukCıa varıyor, sonra
(tekrar) kıyama duruyor, sonra rukua vanyor. (İşte bu suretle) üç ruku
ve dört secdeli iki rek'at nainaz kılıb, güneş açılmış olduğu halde namaz­
dan çıktı. Bu namazda rukua vanrken ALLA.Hu EKBER deyib sonra ru­
kua varıyordu. Rukudan başını kaldırdığında : SEMİA'LLAHU LİMEN
HAMİDEH diyordu. Bu namazın akabinde ayağa kalktı ve Allah'a hamdu
sena eyledi. Sonra. şöyle ·hitab etti : «Şüphesiz ki guneş bir ay hiçbir kim­
senin ne ölümürtden, ne de hayatından dolayı tutulmazlar. Lakin bunlar;
Alalh'ın ayetlerinden iki ayettir. Allah Teala bu iki .ayet. ile. kullannı
korkudur. Öyle ise sizler bir küsuf (güneş veya ay · tutulması) gördüğü­
nüz zaman bunlar açılıncaya kadar Allah'ı zikrediniz�.
KtTABU'L-KUSOJ' 75

7 -· ( ) ......... : Buradaki raviler yine Ummul-mu'minin Aişe'den:


Peygamber (S) in altı ruku' ve dört sücud ile namaz kıldığını rivayet
ettiler.

(2) HUSÜF NAMAZINDA KABİR AZABININ


(GÖRÜLÜB) ZİK�EDİLMESİ BABI

8 - (903) .......... : Aı;nre'den :


Bir Yahudi karısı dilenmek üzere Aişe'nin yanına gelib ona : Allah
seni kabir azabından korusun! diyerek dua etti. Aişe der ki: Bunun üze­
rine; ya Rasulallah! İnsanlar kabirlerde azab edilirler rxıi? diye sordum.
Rasulullah : «Kabir azabından Allah'a sığınırım» buyurdu. · Aişe (Ra-
76 !AHIH-t MUSL1M

sulullah'ın kusuf namazını şöyle) anlattı: Tahir zevcelerin hücreleri ara­


sından, kadınlar içinde mescide çıktım. Rasfılullah da gittiği yerden dö­
nerek bineğinden indi ve mescide geldi. Nihayet mescidin içinde daima
namaz kıldırdığı_ yere varıb kıyamA durdu. Halk da onun arkasında kı­
yama durdular. Rasfılullah, uzun bir kıyam yaptı. Sonra rukua vanb onu
da uzun yaptı. Sonra (başını) kaldırdı. Tekrar uzun bir kıyama durdu
ki bu, evvelki kıyamdan az sürdü. Sonra rukfıa varib bu rukuu da uzun
yaptı. Fakat bu ruku öncekinden az sürdü. Sonra güneş açılmış olduğu
halde ·başını kaldırdı 3• Muteakiben: «Ben sizleri, kabirlerde, Decc�l fit­
nesi gibi fitnelere (imtihanlara) tabi' tutuluyorsunuz gördüm» buyurdu.
Amre der ki: Aişe'den işittim, şöyle diyordu: Bundan sonra Ra­
sulullah'ın ateş azabı ile kabir azabından Allah'a sığındığını kendisinden
işitir oldum.
( ) ......... : Bu iki tarik ravileri de Yahya ibn Said'den bu isnad
ile yukanki Süleyman ibn Bilal ha'disi tarzında rivayet ettiler.
)JıJ �ı ..,..,1 � �.J...C.u �J1.ı J
l""J � ;;, J.ı -�, � �.,ı,ı., "':'� (r)

. :X;::.]ı /,!� :i �i� �; J:��ı


fj� . �J'.,]I ',.�ı:ı. t � ;:,,J:ı. d,ip., (.,. ! ) - �
_r-;,. � � �\ �.?) ;4� 'J �.�\�:o:r: J� . �\ ;½� [i_ !:ı:;. �� ;.')1 ;, (J� :. J�
J:;;.
. Jlk{; � � . �J�f. ,)�� �;. . ��i\ J\kt;. ����, � �\ D J�J
. !l\1 ::ı� r;J i:::; (� 1 · �f�: J.;: ��. Jlkl;" 2) . J(k{;
�,.,, •
.,,. ,,. .,,. ..,
, , ,,, ) • �• ,.�_.; .,,,,,., ,, "l ' ,-$•
•tf� j • .._;J�l ..f
.,,.
> \.,.,,..,,..,,,, ...... ı l��
ı� J.J � LJ4 " ıl,İ! D \i {. '� ..l�- C:,J\j J
I
J e)\ ��
r
J(klf C)
:,l.1 �f-!,

• ,,,,,. ...... ' • 't��


b
�\a
r. r
;' ;'

� .ı" j . ıl.:.c �f'- �;449 ( l.Ğkj lr� � j \;.� J\i :, \ ) ...� � \ \J1laj \r� � j� 9J <.S> • �I

•r
• � .} , • _, ,. ,.
� ı, J, •• � ' ..,.. �
>• � ;:< • • ) • (, , _, . '€ •
) • (-:: ,. 1 '-'-- .,_ -,�

(;� ·;:, . t;.;'�iai l;:�� � \J !� � �Ll> J;_ ı;ı �: �; (;.ı lr:� 8.,\). �\:JI �J
,.
, .,, • } ,.,. ,. , .. ,f ,. ' -

i�ı'... ":• ,,.�J--


:.

�L, . }:ıı � �...,.; ,�-- . ... �-:. -- ı/�ı, . ı��


1
'v•, " . ,.Jı.,� . .
t� f�\.A � JJ'
J:f.. 4.-4\[ �, �.\.JJ . -� J\ı'\ ��JJ L..
· ,."'ı, ,t,,, � � •,,. .,, � · " ,; ,. ,. '
. l,rN·!· �' �"..ı ::ı� �\:�' L.:.,:1., . -r-�; 4?:;.J vı �\A� v ;.�ı., �-:Jı �l : �J �:
, , r- r,- -,�
• « 'J;:;.; � � 1.,G; ı.: � \��
,. l �
• •'-7 !

3. Buhari'deki rivayette : Sonra Rasiilullah - oğlu İbrahim'in hayatının son demine gel­
diğini haber aldığından- sabah vaktı binib çıktı. Derken gün tutuldu. Kuşluk vaktında­
avdet etti. Dönüşünde Peygamber hucrelere uğradı, sonra namaza durdu. Halk da ar­
dına durdu.. diye namazın ta'rifini tamamladıkdan sonra : Namazdan çıktı. Hutbede ne
, söylemesini Allah diledi ise onu söyledi. Sonra sahabilerine kabir azabından sığınmala­
rını ferman buyurdu, demiştir (Buhari; el-küsuf, babu't-taavvuz min a.ıcib'il-ktıb,- fi'l­
kü$Üf).
:ıtrrABU'L-!tOS'ÔT 77

(3) KUSOF NAMAZINDA İKEN PEYGAMBER'E ARZOLUNAN


CENNET VE CEHENNEM HALLERİ B.ABI

9 - (904) . . .. ..... Cabir ibn Abdillah (R) şöyle dedi : .


Rasulullah (S) zamanında çok sıcak bir günde güneş tutuldu. Ra­
sulullah sahabilerine namaz kıldırdı. Şöyle ki : Kıyamı, cemaat (yorgun­
luktan) düşmeye başlayıncaya kadar uzattı. Sonra rukua vardı ve rukCıu
da uzattı. Sonra kavmeye kalktı, onu da uzattı. Sonra (tekrar) rukua
vanb bu rukuu da uzattı. Sonra (tekı:ar) yükseldi, bunu da uzattı. Sonra
iki secde yaptı. Sonra (ikinci rek'ata) kalkıb, takriben ilk rek'atdaki ka­
dar uzatarak bunda da öyle yaptı. Namaz (böylece) dört ruku ile dört
secdeli olarak kılınmış oldu. Sonra şöyle buyurdu: «Şüphesiz ki {cennet,
cehennem, kabir, mahşer v.s. gibi) içine sokulacağınız (yani uğrıyacağı­
nız) her şey· bana arz olundu. Bana cennet_ arzolundu. O kadar (yakın­
dan) ki eğer (üzüm) salkımına elimi uzataydım, alırdım». Yahut da şöy­
le buyurdu: «Bir salkımına elimi uzattım da onu yakalamaya elim ye­
tişmedi. Kezalik cehennem de bana arz olundu da• orada İsrail oğulların­
dan bir kadının kedisi yüzünden azab edilmekte olduğunu gördüm. Ha­
yatta iken o kediyi bağlamış, sonra da ne beslemiş, ne de arzın haşera­
tından ye�esine meydan vermişti. Ebu Sumame, Amru'bnu Malik'in de
cehennemde bağırsaklarını sürüklediğini gördüm 4• Onlar: Güneş ile ay
mu.h�kkak büyük bir kimsenin ölümünden dolayı tutulur, derlerdi. Bil­
miş olunuz ki, güneş ve ay Allah'ın sizlere daima göstermekte olduğu
ayetlerinden iki ayettir. Bunlar tutulub karardıkları zaman hemen na­
maza durub açılıncaya kadar nam� kılınız».
( ) ......... : Buradaki ravi de Hişam'dan bu isnad ile o hadisin
benzerini rivayet etti. Ancak burada: «Cehennemde Hımyer'li uzun boylu
siyah bir kadın gördüm» dedi de; «İsrail Oğullarından» demedi.

4. Bu hadisde bahsedilen Ebü Sumame, Amru'bnu Malik, İsmail Aleyhisselamın dini üzere
olan Arab kavmini putperestliğe sevkedib, ilahi şeriata muhalif bid'atlar icad eden
Amru'bnu Luhay ibn K.am'a'dır ki Huzai'lerin ceddidir.
Bundan sünnet ve cemaat ehlinin itikadı vechile Cennet ve cehennemin hale ha­
zırda mahluk ve rnevcud olub Allah'ın sevgili kullarına ıyanen açılabileceği hükmü
çıkanlır. Hıcab ehline göre keyfiyetini ne ta'rife, ne ta'rif olunursa idrake yol vardır.
Men lem ııernk lem 11edri (yani tatmayan bilmez).
Biz de merhfun ·Ahmed Naim'in dediği gibi kısaca bu müşahadenin 'Peygamber'in
bir mu'cizesi olduiuna inanarak iymanı takviye ile yetiniyoruz.
78 SAHIH.t MUSLtM
.. KtTABU'L-KÜSO'F 79

az süren bir kıraat daha yaptı. Sonra takriben ayakta durduğu kadar
uzunlukta bir ruku' daha yaptı. Sonra başını rukfı'dan kaldırıb sür'atlice
secdeye kapandı ve iki secde yaptı.
Sonra tekrar kıyama kalktı ve (kıraatları . ta'kiben) üç ruku' daha
' , •

yaptı ki bu üç ruku'dan her biri yapıldıkca sırasıyle önce yapılan mu-


hakkak onu ta'kib eden bir sonraki ruku'daıi daha uzun oluyordu. Ru­
kilunun uzunluğu da takriben sucuduna yakın�ı. Sonra Rasulullah geriye
doğru _çekildi, arkasındaki safflar da gerilediler hatta bizim safa kadar
geldiler..(Ravilerden Ebu· Beler: Hatta gerileye gerileye kadınların ya­
nına kadar vardık, dedi). Sonra Rasulullah tekrar ileriye gitti. Cemaat
da onunla beraber ilerledi. Nihayet Peygamber ilk durduğu yerde dur­
du. Böylece namazı bitirib- namazdan çıkarken, güneş de tutulmadan ön­
ceki haline dönmüş ve tamamıyla açılmıştı. Bunu ta'ki�n Rasulullah
şu hitabede bulundu:
«Ey insanlar! Güneş ve ay ancak Allah'ın ayetlerinden iki ayettir.
Bunlar insanlardan - Ebu Bekr : Beşerden, demiştir - hiçbir ki�senin
ölümünden dolayı tutulmazlar. Bu nevıden bir şey gördüğünüzde açılın­
caya kad�r namaz kılınız. Size va'd olunan şey�erden hiçbiri yokdur ki
şu namazımın içinde görmüş olmıyayım. Sizi te'min ederim ki cehennem
(bana doğru) getirildi. Bu da yalını bana dokunur korkusuyle geri geri
geldiğimi gördüğünüz esnada oldu. O kadar (yakınıma geldi) ki orada
çomaklı herifin ateş içinde bağırsaklarını sürüdüğünü gördüm. O çomaklı
ki hacıların mallarını çomağı ile çalardı. (Bir malı çaldığının) farkına
varıldı mı, çomağıma takıldı der, varılmadı mı, alıb götürürdü. O kadar
ki ke� sahibesi olan kadını da orada gördüm. O kadın, kendisini aç­
lıktan ölünceye kadar bağlayıb, ne beslemiş ne de yeryüzünün haşere­
lerinden nafakalansın diye serbest bırakmıştı. Sonra (bana doğru) cen­
net getirildi. Bu da makamımda duruncaya kadar ilerl�ğimi gördüğü­
nüz sırada oldu. Vallahi siz göresiniz diye cennetin yemişlerinden bazıla­
rını almak arzusu ile elimi uzattın,. ise de sonradan haydi ·yapmıyayım
dedim. Size va'd olunan her bir şeyi ben işte bu namazımın içinde mu­
hakkak surette görmüş bulunuyorum» 5•

5. Bu hadislerde ravilerin ittifak ettikleri sabit bir cihet vardır ki BeıiT ve NeziT olan
Peygamber Hz. Muhammed'in, mu'mini, asi
mu'mini ve kafiri ahirette bekleyenı çeşit
çeşit nimetler veya yürekler sızlatan elemlerin hepsini na.mazın bir cüz'ünü eda ede­
cek kısa bir zaman içinde müş!hade etmiş · olmalarıdır. Hatta yalnız ahirette deyil, dün­
yada di1 ümmetinin başına gelecek şeyleri de bu esnada muttali' oldukları şu hadisle
de sabit�r: • c�?,
« ... J (t::-'.lj ...J,•� ;.·ı L. J�· �j ..i:.... -=-tİJ .AJJ
= İnan olsun demin namaza durduğum müd�etce sizin dünyanızda ve ahitetinizde ka­
vuşacağınız her şeyi gördüm. (İbnu Huzeyme'nin Sahihinde Semuretu'bnu Cundub'dan).
80 SAHIH-1 MUSL1M

11 - (905) . . . . . . . . . : �sma (Bintu Ebi Bekr R) şöyle dedi : -


Rasulullah · (S) zamanında güneş tutuldu. Aişe namaz kılarken yanı­
na girdim. Halka ne oluyor ki hep namaz kılıyorlar? dedim. (Güneş tu­
tulduğunu anlatmak için) gök yüzüne doğru 'başı ile işaret etti. Bu bir
ayet (yani a�ab veya kıyamet alameti) mi? diye sordum. Başı ile «eveh
diye işaret etti 6• (Bunun üzerine ben de namaza durdum). Rasfilullah

6. «İlahi nimetleri ve rabbani kudretin eserlerini hiçbir an hatırdan çıkarmamak için bu


kadar büyük ayet yani alamet 'Olan fel eki haller ve vaziyetlerin biteviye tekerrür ve
teceddüd edenlerinin her birine yakın olmak üzere İslam Dini birer namaz teşri' etmiş­
tir. Vakıtların ve zamanların hiç biri ibadetten hali bırakılmamıştır: �ündüzün ortasını
muteakib öğlen namazı, · hergünkü aydınlıjın başlanJııcı ile ıronunda sabah ve alqam,
koyu karanlığın girmesini muteakib yatsı, öilen ile akşam arasında takriben gündüz
kavsinin dörtde biri kaldığınd� ikindi namazlarını eda etmeyi farz eyledi. Kezi ıündüz
kavsinin dördde biri geçtikten sonra duha namazı, , tulO.u muteakib güneşin sarılığı eit­
tikten sonra ıpak namazı, gecenin ortalarında teheccüd namazı da farz olmıyarak teşri'
edilmiştir. Ramazan'larda yalnız veya cemaatle kılınmakta olan teravih na.mazı da aece
namazının benzeridir. Kezalik ıenenin bayram dediğimiz iki muayyen gününde iırak
namazı vaktında yine cemiatle baı,ram namazım eda 1s1Am �erill cllmlesindendir. Bunlar
gibi her ufukta muayyen vakıtlarda görülmiyen humf ve kusfı.f da büyük illht lyet­
lerden olub bunların meydana gelme zamanlarına da İslam Dinince bir namaz tahds
olunm� olmasında garib görülecek bir cihet yokdµr. Bilhassa kıyamet ahvalini beyan
sırasında : c _,JJ I J v--=,.lı • (: Gii:neıle aı, bir arava getirildiği zaman.)• (el-
e- J
Kıyame: 9) gibi ayetlerden anlaşılacaiı üzere kıya.met alametlerinden olarak bu ka-
K1TABU'L-K0S0F 81

kıraatı pek ziyade uzattı. Nihayet üzerime baygınlık gel�i. Yanıma bir
kırba su almıştım. Ondan başıma ve yüzüme su dökmeye başladım. Son­
ra güneş açılmış olduğu halde Rasulullah namazdan çıktı. Bunun akabin­
de Rasulullah halka hitab etti. Evvela Allah'a hamd ve sena et�ikden
sonra şöyle buyu!du:
cAmma ba'du. Cennet ve cehenneme kadar (evvelce) bana gösteril­
memiş hiçbir ·şey kalmadı ki bu makamımda görmüş olmayayım. Bana
vahiy olundu ki siz kabirlerd·e Mesih Deccal (yüzünden · çe · kilecek) imti­
hanlara benzer, yahut ona yakın (ravi: Esma, bunun hangisini söy�edi­
ğini bilmiyorum, dedi), bir imtihan geçireceksiniz. (Kabre girmiş olan)
herhangi birinize gelinecek de ona: Bu adam hakkındaki ilmin nedir?
diye sorulacak. �u'min yahut yakin sahibi (aradaki ravi : Esma, bunun
hangisini söyledi, bilmiyorum,. dedi) olan kimse: O zat, Muhammed'dir.
O, Allah'ın Rasuludur. Bize beyyinelerle hidayet getirdi. Biz de da've­
tine icabet ve itaat ettik, diyecek. (Bu söz) üç kere (tekrar olunacak).
· Ondan sonra o kimseye: Sen uyu! O zata inanır olduğunda şüphemiz
ka1mamıştır. B�naenaleyh yat da rahatına bak, denilecek 7• Yok eğer mu­
nafık ise ya!fut kalbinde şek varsa (ravi :· Esma, hangisini söyledi bilmi­
yorum, dedi} o suale karşı: Ben ne bileyim? İnsanlardan işittim, birşey­
ler söylüyorlardı, ben de söyledim, cevabını verecek».·

bilden bazı feleki görünüşlerin de meydana geleceği Doğru H<tberci tarafından haber ve­
rilmesine mukabil :
�� )',.,.ç-\>' J,,;ı'\J �1 _,.-Hj &,"�\il l;i_,J �-y J.J -l� t� tt·\ Ji
: De ki : Onun ilmi ancak Rabbımın nezdindedir. Onun vaktını kendisinden ba§kası
· açıklayamaz. Göklere de yere de ağır basmıştır. O size ancak ansızın gelir• (el-A'raf: 187),
ayetindeki sarahata binaen apansızın kopacak olan kıyametin de vaktı ta'yin üzere bi­
linmediği için husuf ve kusiif · hadiselerini iaabbud, tadarru' ve niyaz vesilesi addede­
·rek namaza koyulmak iman ehline göre pek tabiidir.
Husuf ve kusuf zamanları dakikası dakikasına hatta saniyesi saniyesine erbabı
tarafından evvelce hisab edilerek haber verilebilir. Pek ziyade tekerrür eden tabii ha­
diselerden •oldukları için vuku'larından korkuya ne mahal var? demek de olmaz. Çünkü
bu kainat nizamının çözülmesi demek olan kıyametin kopması va.ktının evvelden hisab
ve ta'yin edilmiş bu gibi hadiselerle birlikte vuku' bulmıyacağına hiçbir akli delil yok-·
dur... • (Naim Bey, Tec-rid Te!. I, 73-74).

7. ��L. �IJ-•., �lliaJl ,tı� _, ;_r-)'IJ J l:·..uı •½J..lj ..:..�l:ll J_,ıl� 1 _,:.;f �..\114Jı\ �
: Allah, i11mun edenlere dünya hayatında da ahiTe'tde de o sabit söz indinde sehcit ihsan
eder. Allah ziilimle;i şaşırtır. Allah ne dilerse yapar• (İbrahim: 27).

F: 6
82 SAHİH-1 MUSIJM

12 - ( ) · · . . .. .. . . . : Buradaki raviler Esma'nın : Aişe'nin yanına


geldim. Bir de baktım ki insanlar hep namaza· durmuşlar. Aişe. de namaz
kılıyor. Bu insanlara ne oluyor? dedim, tarzında hadisinin tamamını, İbnu
Numeyr'in Hişam'dan olan bundan önceki .hadisi gibi anlattılar.

13 - ( ) ......... Burada Zuhri, Urve'den rivayet edib, Urve'nin :


«Kesefeti'ş-şemsu• deme, ve lakin «Hasefeti'ş-şemsu• şeklinde söyle de­
diğini haber vermiştir 8•

14 - (906) ......... Bize .İbn Cureyc tahdis etti. Bana Mansur ibn
Abdirrahman, annesi Safiyye Bintu Şeybe'den, o da Esma Bintu Ehi
Bekr'den, tahdis etti ki Esma şöyle demiştir: Peygamber (S) birgün
(Safiyye : Esma güneşin tutulduğu günü - kasdediyor dedi) heyecanla fır­
ladı ve (sehven) bir kadın dır'ı (gömleği) alıb çıktı. Nihayet ridası ken�
disine · ulaştırıldı. Akabinde halka ·namaz kıldırmak için uzun bir kıyama
durdu.· Peygamber'in ruku' yapmış olduğunu bilmiyen bir insan- .gelseydi
kıyamın uzunluğundan dolayı Peygamb_er'in ruku' ettiğini söyleyemezdi.

8. Bu Urve'nin kavlidir. Urve bunda yalnız kalmıştır. Meşhur olaı:ı bu babın evvelinde ·
takdim ettiğimiz gibi bunların müteradif oldukları görüşüdür <Nevevi).
KtTABU'L-KtlSOF 83

, • ,, • ,. , • .. ,, � ... ... ..� .. t. ,, • .. • ,, } • ,. ,, •


'J
• �\:.:.sı ı ı.i.�-. � , ,.,�.?..:,'=" ı.:.,.ı L"..ı..» . J..: \ �i,; ..\.>. f..>.,. ı c..,-f. 0 ..ı..=�- (f.iP J ( ... ) - , o
# �.

,. • .,.. ,. • , .. ,,,. ,,,._,,, .. ,,,... . .


L,::,.ı..� : �, j., . C .I� �" , .JA� . ':fa_� =� : · j . . ,:U!�
;:..----. ,,,. ,, ,. ,. ,, "' , \:l'
- .,, . ,.
,"�;.• ,.,.IJı.,. j :�:! .,. ı\ '\:;.\. IJl.,. ,..;l:ıi
.,,. ;:,:. Jli
ı,'

,,,. ,.
'J 2
. <.S: r-"� \ '�
� _,
'/! ,. 'h•

15 - ( ) . . . . . . . . . : Bize İbn Cureyc, bu isnadla ayni hadisin benze­


rini tahdis etti ve : ·Öyle uzun bir kıyam ki ayakta duruyor (duruyor)
sonra rukua v.arıyordu, dedi. Bir de şu ziyade vardı : (Esma der ki :.) Ar­
tık benden daha yaşlı olan kadına ve benden fazla hasta olan bir diğerine
bakmaya başladım.

16 - ( ) ......... : Bize Mansur, annesinden, o-da ·Esma Bintu Ehi


Bekr'den tahdis etti. Esma şöyle dedi: Peygamber (S) zamanında güneş
tutuldu. Bunun üzerine Peygamber sur'atle hare�et edib (yanlışlıkla) _)lir
dır'ı (kadın gömleğini) alıb çıktı. Nihayet bundan sonra arkasından ridası
ke. ndisine ulaştırıldı. Esma der ki·: Muteakiben ihtiyacımı yerine ge!ir­
dikten sonra ben de gelib mescide girdim. Rasulullah'ı namaza · durmuş.
buldum. Ben de onun maiyyetinde namaza durdum. Kıyamı o kadar uzat­
tı ki kendi kendime oturuvermek ihtiyacını hissettim. Sonra zaif bir _ka­
du:ı,a bakıb bu benden daha zaifdir diyerek ayakt� _durmağa deyam edi­
yordum. Nihayet • Rasulullah rukua vardı, fakat rukuu da =uzattı. Sonra
başını kaldı;ıb tekrar kıyamı uzattı. 9 kadar _ki eğer. (önceki rukuunu
bilmiyen) biri gelseydi RasuluUahın ruku' etmedfği h��ali:11e. kapılırdı.
84 SAHIH-t MUSLlM

, ):'..İ J �_j ;; "8J\; � �İ . ('� �I ��� ) j�:.ı (::-� · �ri � '1:J. ,\:,)�J ( · · ·)
... · ,,, (• ı , .. .. ı-"• ... .. • C. ,;\ \-: v ·
. •? ., ?-:. !J\;.� \; { � Jli .ı.; \ .r.f. . ..�-�:. ' ;� l -L• �
. ��
17 - (907) ......... : İbn Abbas (R) şöyle dedi :
Rasulullah (S) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine Rasulullah
halk da kendisi ile beraber olduğu halde namaza durdu. Takriben Bakara
Suresini okuyacak· kadar uzunlukta bir kıyam yaptı. Sonra rukua vanb
yine uzun bir ruku' yaptı. Sonra (ruku'dan) kalktı ve birinci kıyamın
dununda olan uzunca bir kıyam daha yaptı. Sonra rukua varıb birinci
rukuun dununda olan uzunca bir ruku daha yaptı. Sonra secde etti. Son­
ra ilk kıyamdan az süren uzun bir kıyam yaptı. Sonra ruku'a vanb ilk
-ruku'dan az süren uzun bir rukıi yaptı. Sonra secdeye vardı. Sonra güneş
açılmış vaziyette iken namazdan çıkıb şöyle buyurdu:
.. «Şüphesiz güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar hiç­
bir kimsenin ne ölümµ ne de hayatı için tutulmazlar. Bunu (yani bunlar­
dan birinin tutulduğunu) gördüğünüzde hemen Allah'ı zikrediniz!• Sa­
hibiler: Ya Rasulallah� Namaz içinde durduğun şu yerinden (göreme­
diğimiz) bir şeye elinle uzandığını gördük. Sonra seni v�z geçmiş gör­
dük. dediler. Rasulullah cevaben: .-Evet) ben cenneti gördüm ve bir sal-
KtTABU'L-KUsor 85

kımına elimle uzandım. Eğer o salkımı ben ele geçirebilseydim dünya


baki kaldıkca ondan yerdiniz .(de tükenmezdi). Ateşi de gördüm. (Lak�n)
ömrümde bu gün gördüğüm kadar çirkin, berbat hiçbir manzara görme­
miştim. Cehennemin . ekser ahalisini de kadınlar olarak gördüm» bu­
yurdu.
- Ya Rasulallah!_ Ne sebeble (kadınlar buna mustahık oluyorlar)?
diye sordular. Cevaben :
- Küfürleri sebebiyle, buyurdu. ..
-Allah'a · iyman mı etmiyorlar? denildi.
- Kocalarına karşı (ni'meti) nankörlük ederler. İyiliğe karşı küf..
ran ederler. İçlerinden birine dünya dünya oldukca iyilik etsen de sonra
senden (memnun olmıyacağı) bir şey görse (hemen) : Senden hiçbir ha­
yır görmedim ki, der> buyurdu.
( ) ......... : Bize (İmam) Malik, Zeydu'bnu .Eslem'den bu isnad
içinde geçen hadisin benzerini haber verdi. Ancak o : Sonra, (yine· na­
maz içinde) irkilib geri geri geldiğini gördük, demiştir.
.;,•� t'!) J ;.tiJ ;.,ıJ i.ı ;ı JÜ � Jj �� ( t)

.(4) RASOCULLAH DÖRT SECDEDE SEKİZ RUK0' YAPTI


DİYENLERİN ZİKRİ BABI

18 - (908) ... .... .. : İbn Abb�s (R) : Rasulullah (S) güneş tutuldu­
ğu sırada dört secdede sekiz ruku'lu (iki rek!at) namaz kıldırdı, 4edi.
Aliyyu'bnu Ehi Talib de bunun benzerini haber vermiştir.

. ,ıJ\tii\ ��- � rJ-i.(. ->.Jj_ z. .,fa: ;\j �\ z. Z1 �)#J ("·")- , ..


'· - c.r-- �,, ı:r,... c '-1"Lf''1
,,... ·• ı ü&-.. '4.J",Ju,li ·if
, . ., -
... r�.ı...
. ... .,�� ...,r. �fi�•
\:.i J.>. :uij. v .. ,:_r,... ,�
....•L.. r:..� ..J.>... :�
:..:�i,,_i.J. 1 '-'"
--ır.
� , - . , •.
· � �· · c. :ı r� ,:,; �· · t) � \:,; �· · c) � ,:,; �· · c.) � t; · �J-ı � J- Jıı�,
J, ...� '... /"" ,.
} ' ...

.
> -� J,' ... J, --� } ı...
.. ,. '
,y ' ,-,
• 4•
..

, (_
. � ôj..'11,j:
19 - (909) ......... : Habib, Tavfts'dan, o da° İbn Abbas'dan, o da
Peygamber'den şöyle _tahdis et�i : Peygamber (S) güneş tutulması ola­
yında namaz kıldı. Şöyle ki : Kıraat yaptıkdan sonra rukua· vardı. Sonra
86 SAH!H•·İ MUSLlM

tekrar kıraat ·ve arkasından ruku', sonra tekrar kıraat ve arkasından ru­
kO.', sonra. tekr�r. k��aat· ve a�kasın�an rukfı' yaptı ve sonra secdeye ka­
pandı. İbn Abbas··:· ik�ncı ,-r�k;'�ı-·da bunun gibidir, dedi 9•
«.�l�-;�;-;,.j.,._cs, ;� ,t .,:H j; �� (c)·.�

(�/:ıı �r;. )•�-)i:;ı�;i üt.·?' ;i ı:;� .�,/� 'l�d;, ·(,·, ·>-·' y.-'�
�:,ıı H � �i :,_;� t.-:,._;_:, l . �\.i\ i ,/ §. �ı H;; , ��i;; , � if;:.
-::-;.. ,.,_ .....·' .. ır. � ' .• -- , .... • ... .....ı�... ,._. ,.41 .,..... r.-;.� .. .... ,1'., ,......_;; G. ..,..,\ ı \�\":
·f..1 -� \.9: ��,. ":.r\/.7'-�
..ıı
-!\a.A w� .�\..-> � ($."� . .}':
•• ı

U:....,,.\ifr.\

. :(ı,)� ·�} �-
. � •J;.:..�.�1�\ (j = �� �i � �Liı � J;; � �, � f;- � �:,n � �,
..:0
,, .. ,, ..�
(� ? . :��--� � � �\ ��) C. ::,. . ( .���- ;)\:,J\ � -!,. ��j,. �� ,
'��\;J.,-;
,. . i • . ' ,J, .,,.

�� 'ij '· k';-�j� :;:;.r:; L: � t�;.J\�.) ::J(i; ·i...:.ll_�� J� (.. y_ ..C.)


'

:ıı � ) .
!�: � �-:.1:)
l. , .
� ,,
• ,,,
'

. . "-:.._: J � \ �tı cW �,.J;--


,• ,, ...• ' ;, İ/ l. ,, ,,. ,. ,.

..
(5) KUS"ÜF NAMAZINDA «es-salatu ·camiatun•
DİYE N.iD.A EDİLMESİ BABI

· 20 - (910) ......... : .Abdullahi'-bnu Amri'bni'l-As (R) şöyle demiş-


tir: Rasulullah (S).' zamanında güneş tutulduğu
. vakit
1
«es-s'elate camiaten
·(== Cemaatle ..namaa hazır olun)» sözü ile nida ohtndu 10• Rasfılullah bir
·'

9. Kusuf Nanıazınm kaç rek'at olduğunda ihtilaf edilmiştir:


a. Üç inıam ile Leys ibn Sa'd ve İshak ibn Rahuyeye göre her birinde ikişer
kıyam, ilı:işer kıraat, i!_tişer .rukO.'. ve ilt�er sucOd bulunan iki rek'atdır ki mecmOu iki .
· ·
rek'at içinde dört rulHı' ile dört sucCid eder.
b. Habib ibn. Ehi Salt ile Abdulmelik ib� Cureyc'e göre, beherinde dörder rukii'
ile ikişer sucud bulunan iki rek'atdır ki cem'an iki rek'at içinde sekiz rukll' ile dört
sucf.td olmuş olur. Ali ve İbn Abbasdan da böyle rivayet edilmiştir.
c. Katade ve Ata ibn Ebi Rebah ile. ibn Munzir'e göre beherinde üçer rukö.' ile
ikişer secde bulunan iki rek'atdır ki cem'an altı ruk(ı ile dört secde eder.
d. Said ibn Cubeyr ile Muhammed ibn Cerir et-Taberi ve Şifiiyye fakihlerin­
den -bazılarına göre vakıtsız olarak ve güneş açılıncaya kadar kılınır. Binaenaleyh ku­
suf devam ederse ruku'lar tekerrür eder. Açılma çabuk olursa ruk\l'lar ·azalır. Ancak
bu, kusufun ·müddetini evvelden bilmeğe •bağlıdır.
e. EbO Hanife ile · imameyne ve İbrahim Nehai ile Sufyan · Sevri'ye göre. diğer
Mıtavvu' namazları gibi beherinde birer ruku' ile ikişer secde olan iki rek'attır.
10. Bu kısım: es-şalatu camiatun. ini's-salatu. camia, bi's-salati camia şekillerinde de riva­
yet ediliyor. Bu söz «cematle namaza hazır oh.in• ma'n�sında kullanılmıştır. Bu nida.
ezan ve ikamet meşru- olmıyan bayram namazları, g�Yr-i mektı1be n·amazlar, kusuf ve
benzeri namazlarda ezan veya ikamet yerine kaim olmuş oluyor.
İ'rabına gelince :
XlTAIIU'L-KUaUJ' IH

rek'atda iki kere ruku' yaptı. Sonra (oturdu, sonra ka'dede iken) güneş
açıldı. (Ravi Ebu Selem� yahut Abdullah ibn Amr dedi ki:) .Aişe: Daha
evvel ömrümde bu kadar uzun •süren ·hiçbir rukCı'da ve hiçbir sucudda
bulunmamıştım, diye ·söyledi.

21 - (911) .... ... . . : Ebu Mes'ud Ensari şöyle dedi :


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Şüphesiz güneş ile ay Allah'ın ayetle­
rinden iki ayettir. Allah, ·bunlar (ın tutulmasıy) la kullarılll: korkutur.
Güneş ile ay in�anlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar.
Bu korkutucu ayetlerden bir şey gördüğünüzde başınıza gelen bu hal açı­
lıncaya kadar (hemen) namaza durub Allah'a.dua ediniz».

,J:��k,� � \.J'°..\> :\'l.i. -"":""�W:


,,. ,•.,,._,",•J.(-;�, .,,. .,ı,e
'-€.�. ,
,. . .. L
;ı.a..w: ��-,,.,.,,.1•�"
,,,,.•, •\"J.J..•
<->?.:..J
( ) . \ı'\ı'
..l� '-"JPJ ... - ',
- ' ,. , ' . , . . ,
'
...

..., .. '�.;J,
. � ., .,
�' '?r1 �½-����:;:il,!
::;

�l » 'J� � �'\ J.,��


\ ,
,,. ;:.,·.

·. ". , ,µ _. �\ � ,,.;�
- �' ı:r, �
-o-- .. �
,
.,;; ,.,. ., ,1�
,. . ,.•.,�_, .. .. ...
�c., _ .
� �6_,
. c:,. . .... J.
.,,
..r ) . �, r- �\;J\ �
}

22 - . ( ) ......... : Ebu Mes'�d (R) d�n:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Şüphesiz ki güneş ile ay insanlardan
kimsenin ölümü için tutulac_ak değillerdir. Lakin bunlar Allah'ın ayetle­
rinden iki ayettir. Binaenaleyh bu olayı gördüğünüzde (hemen) kalkıb
namaz kılınız».

a. Her iki lafızda mübtediı haber olmak üzere refi' sahih olur. Yani namaz in­
sanları �escidi · camide toplar.
b. Camia.ten sözü hal olmak üzere mensılbdur.
c. eı-Saldte sözü de keza lira olmak üzere manribdur._ Bu takc:Urde de •namaza
hazır olun• denmiş oluyor (Nevevi>.
HR SAHfH-1 MUSL!M

23 - ( ) ...... . .. Buradaki üç tarik ravilerinin hepsi de İsmail'­


den bu. isnad ile rivayet ettiler. Bunlardan Sufyan ile Veki'in hadisinde :
İbrahim'in öldüğü gün güneş tutuldu: Bunun üzerine insanlar : Güneş
İbrahim'in ölümünden dolayı tutuldu dediler, vardır.

• « ,.J.a�.,,::.ıj ��l��., ·ıı}(� Jl ı.J�;;� �� f�A •,'-:•l...) ı;l;. �;C► fr.· ��-1 ..,,.,-;. .r\_·: .--�ı
.
.,,, , ,,,,,. .,, ;,, .. 1 ,,,, .. ,._ .,, \f ,,,,,. .,; •
_, ,,,,,. . ;,, .,, . ' .
,,.
. . « •}. \....�� WJ� D ...Jl;... J . �• .!,}\ �� : l�J\ (.)'\·�:\)� Jj
...
}

., ....
,
� .
) . �, }
,,,,,. -- _ .,, .,, . ,,,,,,, ....

·t\::J;, C·�·:-'1�. ıi:i\� 1:J.j ;ı:;, � �ı�;� �;��I j,..ı; ;\ l:}� (, ,r)- tf
\ ...... , - .,. ili . . .,,
, .... '
,,,,
1•,, , ...... .,. ' .,,,,,.,..,,,
ifj \� LJ'"'•.!., �4-► : J'·\j •
1 -c::
..ü '� � :..il
,,,,,.
,,,,
. ' • �.ııı\\ ,,,, ,,,, .,,, .,, ,,,, "
,,,,,. ' �.J.
(r"': �:_j
·/t ,- ·,
!
\
•·
, � � �.J
A
l>.,,,, 0► ' Ö} .J. <.J.,. \•� {J"

�=�
,,,,,. . .,,,, ,
., • .. t ,, •
:.J�_ ı) � . t:..-' =� ... r�.... J� i� : .A:ı'_JI J ı c.i> . ��ı �.J ... �\
,_,,,,,,. ,,,,,,. \,...J'tl
., -!! ... • .,. •
J , ,,.,. • .,,, .... , ,,,,, ..... ,.,:: .,,, •"' -•,�., , .... ,�,,,,,,.
·;J;-e--J J,�
;J �i- e;" • .,.

ıı; <"' ,;
�., .
....
.,�s�l
... .,. :-. I � . ..., ..., } l ..., ,.,
'Yj ;b-ı ;:-,:;.J �.r---i 'd /401 �1 11 \� \'\ !f� �l ı
t J ·�,...

.w !��
..., ,

� �
"

Jt;.r .
24 - (91�)· , .... : .... ; Ebu Musa• (R) şöyle dedi:
Peygamber (S) in zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine Peygam­
ber, bu hadise kıyamet (alameti) olur korkusuyla belinliye belinliye 11
yerind�n kalkıb mescide geldi. · Ömründe o zamana kadar başka hiçbir
namazda görmediğim uzun kıy�m (lar) ruku' (lar) ve sucud (lar) la na­
maz kildırdı. Ve sonra şöyle buyurdu:
«Allah Teala'nın irsal ettiği bu ayetler hiçbir kimsenin rie ölmesin­
den ne de hayatından dolayı meydana gelmezler. Lakin Allah Teala bu
ayetlerle ktıllarını korkutmak üzere· bunları gönderir bu kabilden· (kor­
kulu) bir şey· gördüğünüzde hemen Allah'ın zikrine, Allah'dan niyaza ve
A_llah'a karşı istiğfara (koyulub)" iltica ediniz».

25 _· (913) Abdurrahmani'bnu Semure (R) şöyle dedi:

11. •Fezrıa•, Kamus mütercimi Asım Mollanın ta'rifine göre « belinleme · ve uçunma• dır ki
ansızın zuhur eden korkunç bir hadise üzerine insana arız olan ürkeklik ve korku
demektir. Kadınlar -uykuda ürktü ve uçukladı• derler ki Asım'ın •ucunma• sı da un­
dan başka değildir. �itekim buna «uçkunma da derler. 11
K!TABU'L-KOS'Or 89

Ben, Rasulullah (S) ın hayatında oklarımla atış yaptığım bir sırada


ansızın .güneş tutuldu. Hemen oklarımı bırakıverdim. Ve kendi kendime:
Bu gün güneş tutulması olayında Rasululla�'dan ne gibi bir iş meydana
ge1eceğine dikkat edib gözliyeceğim, dedim. Peygamber'in yanına vardı­
ğımda o ellerini �aldırmış olara½: dua ediyor, tekbir getiriyor, hamd edi­
yor ve tehlil okuyordu.. N�hayet güneş açıldı. Kendisi iki sure okudu ve
iki rek'at namaz kıldırdı.

26 - ( ) : Abdurrahmani'bnu Semure (R) den :


Kendisi Rasulullah (S) ın sahabilerinden id�. O şöyle dedi: Ben, Ra­
sfrlullah'ın h·ayatında Medine'de kendi oklarımla atış yapmakta idim.
Birden güneş tutuldu. Okları bırakı b kendi kendime : Vallahi ben güne­
şin tutulmasında Rasulullah'ın ne yapacağına bakacağım, dedim. Akabin­
de Peygamber'e geldim. O, namaz içinde kıyama durmuş, ellerini kaldır­
mış halde idi. Tesbih etmeye, hamd etmeye, tenin etmeye, tekbir getir­
meye ·ve dua etmeye başladı. Buna gü!leş açılıncaya kadar devam etti.
Güneş açılınca iki sure okuyub iki rek'at namaz kıldırdı.

27 - C ) . . . ... .. . Buradalii raviler de yine Abdurrahman ibn Se-


mure'nin: Ben Rasulullah (S) zaman�nda oklarımla atış yaptığım sırada
ansızın güneş tutuldu:.. dediğini rivayet edib sonra bundan önceki iki
ravinin hadisi tarzında tahdis ettiler.
90 !AHtH-t MUSL!M

29 - (915) . ...... . . : Muğiretu'bnu Şu'be (R) şöyl� diyordu-:


' .
Rasulullah (S) ın zamanında (Peygamber'in ·oğlu) İbrahim vefat et­
tiği ·gün güneş tutuldu. · (Halk, güneş ·tbrahim'in ölümünden dolayı tutul­
du, dediler). Bunun üzerine Rasulullah (S) : «Güneş ile ay, Allah'ın ayet­
leY:"inden iki ayet�ir. Bunlar hiçbir kimsenin ne ölümü ve ne _de -hayatı
için tutulmazlar. Bunlann tu�ulduklarını gördüğünüzde hemen Allih'a
dua ediniz ve ·bu hal açılıncaya kadar namaz kılınız» buyurdu.
RAHMAN VE RAHiM OLAN ALLAH'IN İSMİYLE

11 - KİTABU'L-CENAİZ
(Cenazelerle· ilgili hadisler kitabı)
(1) ÖLECEKLERE •LA iLAHE İLLALLAH•
TELKiN EDİLMESİ BABI .

1 - (916) .. . .. ... . ; Ebu Said Hudri şöyle diyordu :


Rasulullah (S) : «Ölmesi yakınlaş�ış olan. kimselerinize LA tLAHE
İLLALJAH (tev.hidin)i telkin ediniz (hatırlatınız)» buyurdu.
( ) ......... : Burada Abdulaziz, Deraverdi. ve Suleymanu'bnu Bi-
lal'den gelen her iki tarik ravileri de bu isnadla (ayni hadisi) rivayet
··
etmişlerdir. ·
92 SAHIH-t MUSL1M

\"' .. IJ'ı.:- , u" .,. .. ..�.... e.. .. .__�.!, � \ � ı �\.:� j
ıi . � · ı i./ �: J.:,..J.
ı: .... .. '.... .. • , � . ,, ı.
: -� ;'"': --"· H.:}p J (, ,v) - �.

� �ı�.,�� J� = J�. . ;:;_;�_, �, ..iJc�,:;, �er�- �i �-/�\ -�' _,.\ s :,.;.


:rfrj::
A

. . « ,�, V1 -.Jı V ıfa »


2 - (917) ... ·: . .... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi :
Rasulullah (S) : «Ölmesi y��ınlaşan ltjmsele:dnize LA İLAHE İL­
LALLAH (kelamın) ı telkin edini_z» buyu!du 1•
�'>i!��ı,�� (r)
•, .. · ı. . . . �
:�;_,�IJ�.;��i l!�ı;; �i-r�ı:,i����jJ� � �� (\,A)-r .
.,,
� �.ı: rı �� , �:!: �' � , &' � {!;J;ı. /,�� f-:.'!:. � �J..�ı � ��ı (j�
....... -t ı .... •'

3 - (918) . .. .. .. .. : Ummu- Seleme (R) dedi ki :


Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruy�rdu ; ":Ken_disine· bir musi­
bet dokunan herhangi bir mu!liman All�'ın .. kendisine emir· buyurduğu
İnna Iillah ve i�na ileyhi racifın (: Biz, Allahınız· ve bizler ancak ona

1. Bu ölülerinizi •la Üahe illallah• telkin ediniz emrindeki ölüleriniz ta'biri mecaıdır. Çün­
kü ölü, fanilerin hıtabına muhatab olmak kabiliyetlerini kaybetmiştir.. Burada ölüler
ta'biri ile tercemede de işaret edildiği gibi ölümü. yaklaşan kimseler kasdedilmiştir.
«Ölüm sekeratı:ıı dediğimiz o· son demlerde zavallı hasta ölümün en şiddetli sadm�lerine,
şeytanın türlü yanıltmalarına ma'ruz bulunduğundan ölü ta'bir edilmiş ve ona yapılacak
Tevhid telkininin pek muhim olacağı bildirilmiştir. Şüphe yok bu telldn hastayı rahatsız
edecek bir tarzda değil, sadece yanında bu Tevhıd yavaş, yavaş ,öyleııecek ve · bu su-
·
retle ona hatırlatılıb öğretilmiş olacaktır.
KtTABU'L-CENAJz 93

dönücüleriz)• .«(el.Bakara: 156) ayetini okur· ve: «ALLAHUMME!


U'CURN! Fi MUSİBETİ VE·AHLİF Li HAYRAN MİNHA = Ya Allah!
Musibetimde bana · ecir ihsan eyle ve benim için ondan daha hayırlısını
bedel kıh derse Allah kendisine muhakkak ondan daha hayırlısını bedel
kılacaktır» 2•
Ummu Seleme-dl!di ki: Ebu Seleme vefat_ ettiği zaman muslimanla­
nn hangisi Et3ü Seleme'den daha hayırlıdır? O, Rasulullah'a (ailesi ve
ço.cu1<:1arıyle) hicret etmiş ilk ev sahibidir, dedim. Ben bunu söyledikden
bir müddet sonra Allah Teala Rasfılullah'ı bana Ebfı Seleİne'ye bedel
olarak ihsan etti.
Yine dedi ki: Rasfılullah beni kendisine istemesi için Hatıbu'bnu Ebi
Beltea'yı bana yolladı. Cevaben:
- Benim bir kızım var, hem de ben çok kıskancım, dedim.
- Kızına gelince, onu, a'nnesinden mustağni kılmasını Allah'a dua
ederiz. Kıskançlığı gidermesi için de be!) Allah'a dua ederim, buyurdu.

. 4 - ( ) . . .. . .. .. Peygamber (S) in zevcesi Ummu Seleme der ki;


�asulullah .(�) dan işittim şöyle buyuruyordu:
«Kendisine ·bi:r Il}USİbei dokunan herhangi bir kul •İnna liHah ve inni
0

ileyhi raciôn : Biz herhaJde Allah'ınız ve biz behemahal ona dönücüleriz•

2. Muıibeti Rasulullcih'ın şöyle ta'rif ettiği naklolunuyor-: Mu'mine eziyet veren her şey
musibettir (Beyzavi>.
•lnTU'i lillah ve inna ileyhi ru�Ün• sözüne, 1stircci' cümlesi derler. �aidu'bnu Cu­
beyr - Allah ikisinden de razı olsun. - der ki : Bu ummete verilen şq. güzel haslet
hi�bir ümmete nasib olmamıştır. ·Eğer ·o,· �akub Aleyhisselama verilmiş olsaydı ğaib
ettiği oğlu Y6�uf hakkında esef etmez (Yusuf Suresi : 84). bu ayeti okurdu.
94 SAHIH-1 MUSıJM

(el-Bakara: 156) ayetini söyler 3• 'Ve: Ey Allah'ım! .Musibetimde bana


ecir ihsan et ve -musibetime .mukabil daha hayırlısını bedel kıl derse, Al­
lah musibet hususunda ona muhakkak ecir ihsan eder ve (ı;ararına bedel
olarak) kendisine -.. ondan. daha hayırlısını verir».
Ummu Seleme dedi ki: Ebu Seleme vefat edince Rasulullahın bana
emrettiği �ibi _söyledim (dua ettim). Muteakiben 'Allah Teala bana Ebu
Seleme yerine Rasulullah'ı ihsan. buyurdu.

5 - ( ) ......... Buradaki raviler, Peygamber'in zevcesi Ummu


Seleme'nin: Rasulullah (S) dan işittim, buyuruyordu ki.. dediğini bun­
dan �_nceki Ebu Usame ·hadisi gibi rivayet ettiler. Burada şu �'ziya�e
vardır:
Ummu Seleme dedi ki : Ebu Seleme vefat edince Rasiilullah'ın sa­
habisi (arkadaşı) olan Ebu Seleme'den daha hayırlı kim vardır? dedim.
Sonra Allah benim için bir �zm halketti.�. Ben de (azimle) o duayı söy-
ledim.
Ummu Seleme dedi ki: Muteakiben Rasulullah (S). Üe evlendim.

3. Bu kelibrun ma'nası şu ayetlerle bütünleşiyor:

�..;,:.. �Gµ, . .j,�'I ..,c,, ��ı J _ �,,..ı 41J:�j J:-. � .,ı,-;; "'i,
�• �!l.-1 l�I j_.Ah • j_1_L.Hr!J .:}J�ı, u--·ı, Jı·_,.. 'YI�.. �-, t.J.ı, J J i.l�
J,.A:.+1 1 1.> d!J �\ J � J, ,.r,J. ,:.,,- ı:,.l_,l...t � � , ı . J,-� ı J �I VI, � �·ı ı_,ıı
: Allah ııolıın.da öldiiriilmüı olanlar için •ölüler• demeııin! Bil'aki• onlar diridirle,- faka.t
ıi% .iı,ice anlı11ama.uı,ı.ız. Andobun nzi bi1"az korku, açlık, mallardan, canlardan ve mali­
ıullerden ı,ana ek�ltme ile· imtihan ede�ğiı. Sab,-edenlere mü;dele! Ki onlar, kendi.
mine bir bela geldiği ıaman: Biz Allahınız ve biz ancak Ona dönüciileri.ı, diı,enlndi1".
Onla,-, Ra.bblanndan maofiretleT ve rahmet hep onlann iizerinedir ve onlaT doğru ı,olcı
erdirenlerin ta kendileridir• (el-Ba�ara: , 154-257). ·

-4. ��.,:1'�- dJI 4ij f_,;-, .::,..? ,.,� ��IJ. f""ı,u, ...
...tı huıuıtuıda onlarla ·mu.,ave-,-e et. Bir kere de az:m ettin mi artık-Allah.'a gifoenib
davan. Çünkü Allah kendirine giivenib daı,ananlan seveT• <Alu İmran : 159).
KtTABU'L·CENAlt 95

(3) HASTA VE ÖLÜ YANINDA SÖYLENECEK SÖZ BABI

6 - (919) .. . . .. .. . : Ummu Seleme dedi ki, Rasfılullah (S) : «Hasta


yanına yahut ölüm.halinde bulunan kimse yanına gittiğinizde hayır (dua)
söyleyiniz. Çünkü mele�_ler söyleyeceğiniz sözlere amin derler• buyurdu.
Ummu Seleme dedi ki : Ebu Seleme öldüğü zaman Peygamber'in ya­
nına gelib:
- Ya Rasulallah! Ebfı Seleme öldü, dedim. Bana:

- «ALLA.HUMMA'ĞFİR Ll VE LEHU VE A'KIBNİ MİNHU UKBA


HASENE+EN = Ey Allah'ım! Beni ve onu mağfiret et ve bana onun
ardından güzel bir bedel ihsan eyle, de• buyurdu. Ben öyle dua ettim de
Allah Teala bana benim için Ebu Seleme'den daha hayırh olanını, yani
Muhammed (S) i ihsan buyurdu.

;,J ,;! ,,J ,�.-,,


., �, �v1 J ��- (t)
96 SAHİH·İ MUSLİM

'(4) R0HU ÇIKTIĞINDA ÖLÜNÜN GÖZLERİNİ KAPATMAK VE


ONUN İÇİN DUA ETMEK HAKKINDA BAB

7 - (920) . . . . . .. .. : Ummu Seleme (R). şöyle dedi :


Rasiılullah (S) Ebu Seleme'nin (ölümünü müteakib) yanına girdi.
Onun gözü açık halde idi. Gözünü kapattıktan sonra ;
- Muhakkak ki ruh kabzedildiği vakit göz onu arkasından ta'kib
eder, buyurdu. Ev halkından bazı l_<lmseler feryadla ağladılar. Bunun
üzerine Rasulullah �
- Kendi nefislerinize hayırdan başka şey dua etmeyiniz. Çünkü me­
lekler söyliyeceğiniz sözlere (du�lara) amin derler, buyurdu: Sonra şöyle
dua etti:
- Ya Allah! Ebu Seleme'ye mağfiret et.- Onun derecesini hidayete
erdirilenler içinde yükselt. Onun arkasından ailesinin baki kalanları ara­
sında ona halef ol (onun işini üzerine al)! Ey alemlerin Rabbı! Bizim ve
onun günahlarını afveyle� _ Kabrinde ona genişlik ver ve orada ·kendisini
nurlandır!

. 8 - ( ) ......... : Ha!id el-Hazza, bu isnad ile yukarıdaki hadis


tarzında tahdis etmişdir. Ancak o : «Terk ettiklerinde ona halef oh dedi.
Bir de: «Ey Allah'ım! Kabrinde onun için bir genişlik yap!»_ deyib, «onun
için genişlik kıl!> demedi.
Ravi Ubeydullah'dan bir de şu ziyade vardır: Halid el-Hazza : Diğer
yedinci bir dua daha vardı ki ben onu _unuttum, dedi.
- _;; 2- ��· � v1.,;- J �� <o)
.�;�[!_ �i�ıi,6:h�' �;:_i. �'�/JI� S<�;.. �'� � '.::J. l:?�J (\n)- '\
·�� '::.,ı.: l�l ::ıe.Sjı l'.,)'� 1 » � � ı �;.� J� , J ;.� ;::;_�� � i d ':O\ �i �;:_i , J�
• (1 .r4.l. c::Aı.
,,,.,, }}""'' J. ,•
ıf,,._.Aİ O
.,,

V:� ..:!.� � »
.,, .,, ,,.._,, "' i t�
ı.) � , J: : \J,..
l ... ...
.J' ı.; (t �
}}·,..
Of4).
KrrABU'L-Cı:NA!z 97

(5) ÖLÖN'ÜN GÖZLERİNİN, NEFSİNİ (ROBUNU) TA'KIB EDEREK


AÇIK HALDE DİKİLİB KALMASI HAKKINDA RAB

· 9 - (921) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle der :


Rasfılullah (S) : «İnsanı, öldüğü zaman gözleri ·yukariya doğru dikil­
miş vaziyette ·görmediniz mi?» buyurdu. Saha biler : Evet, dediler. «İşte
bu, insan gözünün ruhu çıkarken arkasından ta'kib ederek bakıb kaldığı
zaman olur» buyurdu.
( ) Bu hadisi bize Kuteybetu'bnu Said tahdis etti. Bize Abdulaziz
Deraverdi, el-Ala'dan, bu isnadla tahdis etti.

�' J� ..�, ":'� (,)

(6) ÖLEN KİMSEYE AĞLAMAK BABI

10 - (922) ......... : Ummu Seleme (R) şöyle dedi:


Ebu Seleme öldüğü zaman : Gurbet elinde iken ölen bir ğarib ! Val­
lahi ona dillere destan yapılacak bir ağlayışla ağlıyacağım deyib ona ağ­
lamak için hazırlanmıştım. Bu sırada Medine köylerinden bir kadın çıka
geldi. Ağlamada bana yardım etme_k istiyordu. Hemen kendisini Rasulul­
lah (S) .karşıladı ve iki kere: «Allah'ın, şeytanı çıkarmış olduğu bir eve
(tekrar) şeytan mı sokmak istiyorsun?»· buyurdu. Bunun üzerine ben
ağlamaktan va.z geçtim ve artık ağlamadım.
.. . .
, ��;._Yl,,j...?ı_; 0� ( f_j �I �:�) �t; (:,"�_;_ . �JJ.�\ -J��;\ l:ftit? (�tr)- \'
,..r •.Jt(' • �
.,..
• \
e"""' ,,.J 1-
_.,,,, \ .,,. • ,, �
• • -:. "'\' .,. • ,.. � • .. ,., ,.,\ •" t ,.,
c.s:..:. J.:; .:._) : li • ;:':) '!_ ""-• _ \ 0" ' <.S�rJl ı.J .:� d, \ 0ı:
J. l • l1 • '"11� � 11 ,.,
fi,� .. .,,.

.,:\· ,,.
,, :. �! <.S >!:- ,-..: !:- � -
,. • •ı, .,,. , ,,. - .,
. .
: \ · � > l; .. \.-l:!:-ıı
-:
,. ..: �ıı ,,.J(.::"'. ':-'.J.ı
•L;.)• ı )) ,..J ,J-.., ... ;\ �''
( ,.,1 �!'ı
(• "\ -l'Ö-l [�-�.,ı::ı
.J' ,,. u\ ı:;" >,.e.r,-�j.
• -!. ,.o.Jr,;�-
,. • �
, ,., ,,.

F: 7
98 SAH1H-İ MUSI.JM

11 - (923) .... : .... : Usame_tu'bnu Zeyd (R) şöyle dedi:


Biz Peygamber (S) in yanında bulunduğumuz bir sırada kızlarından
biri, Peygamber'i çağırma� için .bir haberci. gönderdi. Babasına bir ço­
cuğunun yahut bir oğlunun ölüm haline girdiğini haber veriyordu. Ra­
sfılullah kızının gönderdiği elçiye : «Onun (Zeyneb'in) yanına dön ve
kendisine şunu haber ver= Şüphesiz ki Allah'ın aldığı ve verdiği her şer
ı\llah'a aiddir. Her şey Allah katında muayyen bir ı:nüddete bağlanmış­
tır. Yine ona şu emrimi bildir : Sabretsin ve sevab ümit eylesin».
Bunun üzerine elçi geri döndü. Bu defa o (Zeyneb) Peygamber'e
and vererek: Her halde geliniz diye tekrar haber gönderdi. Bu haber
üzerine Peygamber kalktı. Onunla b�raber .Sa'du'bnu Ub�de ile Muazu'­
bnu Cebel de kalktılar. Ben de onlarla beraber (Zeyneb'in_ evine) gittim.
Çocuk, Peygamber'e verildi. Çocuğun canı çıkma hazırlığı halinde idi.
Sanki eski bir kırba içindeki su vaziyeti:qde idi. Rasfılullah'ın iki gözü
yaş döküyordu. Sa'du'bnu Ubade: Ya Rasfılallah! Bu (ağlayış) nedir?
dedi. Rasfılullah: «Bu göz yaşı Allah'ın kullarının gönüllerine koyduğu
bir rahmettir. Allah Teala kullarından ancak merhametli olanlarına mer­
hamet edecektir» buyurdu.
( ) ......... : Buradaki iki tarik ravileri de toptan Asım el-Ahvel'-
·den bu isnad ile bu hadisi rivay�t ettiler. Ancak bundan önceki Hammad
hadisi daha tamam ve daha uzundur.
KITABU'L-CENA.tZ 99

12 - (924) . .. .... .. : Abdullah ibn Umer (R) şöyle dedi :


Sa'du'bnu Ubade kendis�nde meydana gelen bir hastalıktan dolayı
rahatsızlandı. Rasulullah (S), Abdurrahman ibn- Avf, �a'du'�nu Ebi Vak­
kas ve Abdullah ibn Mes'udla birlikte ona hasta ziyaretine geldi. Rasulul­
lah Sa'du'bnu Ubadenin yanına girdiğinde onu ev halkı tarafından çep­
çevre kuşatılmış vaziyette buldu�
- Öldü. mü? diye sordu.
- Hayır ya Rasulallah! dediler. Bunun üzerine Rasulullah ağladı.
Oradakiler Rasulullah'ın ağlamasını görünce onlar da ağladılar.· Bunun
üzerine Rasulullah : :
- İşitmez misiniz? Allah göz yaşı ile, iç üzüntüsü ile (insanı) ·azab
etmez. (Eliyle diline işaret ederek) lakin Allah işte bunun yüzünden (ya)
azab eder, yahut merhamet eyler buyurdu.
. J -� (v)
�)ı ;.,t.s .
100, SAH!H-1 MUSLlM

(7) HASTALARI ZİYARET ETMEK HAKKINDA BAB

. 13 - (925) ......... : Abdullah ibn Umer (R) şöyle demiştir :


Rasulullah (S) ın maiyyetinde oturuyorduk. Ensardan bir kimse çı­
kageldi ve Peygamber'e selam verdi. Sonra Ensari arkasına dönüb gider­
ken Rasulullah hemen: Ey Ensar kardeş! Benim kardeşim Sa'du'bnu
Ubade nasıldır? dedi. O zat: İyidir, diye cevap verdi. Bunu ta'kiben Ra­
sulullah: Sa•du'bnu Ubadeyi sizlerden kim ziyaret etmek ister? deyib
hemen kalktı. Biz de onunla beraber kalktık. Biz o� kişiden fazla ziya­
retçi olmuştuk. Üzerimizde ayakkabılar, edikler, başa giyilen şeyler ve
gömlekler yoktu. Şu çorak arazilerde yürüyerek nihayet onun yanına
vardık. Rasulullah ve onun maiyyetinde bulunan sahabileri Sa'de yanaş­
sınlar diye etrafındaki halk geriye çekildiler 5•

(8) İLK DARBE SIRASINDA MUSlBETE SABRETMEK HAKKINDA


BAB

14 - (626) ......... : Enesu'bnu Malik der ki:


Rasulullah (S) : «Sabrın kemali musibetin birinci darbesi sırasında
(tahammul edebilmek) dır» buyurdu.

5. Hasta ziyareti hakkında çok hacUsler vardır. Rasulullah dtn ve milliyet farkı ıözet­
meksizin muslim, gayri muslim bütün hastalara ziyaretler yapmak sdretiyle bu mede­
niyet ve insanlık adabını muhkem bir İslami sünnet yapmıştır. Rasülullah'm bu hu­
sustaki tatbikat ve tavsiyeleri çok olduiu için hasta ziyaretinin vucubuna bile kail olan­
lar vardır.
xtrABtrL-CENAlZ 101
,

,,, � �' fi'1. Jt.!. �.,..,:, ·Jr ! �1J.,�ıf� = :;Jff;. �'�


Jj,
, ..�:� 'J :ı.--?•i.
r --..�ç �tr
• cı '-�4" J�t -;.',$. , J� jİ « ��
1

,, -
#' .,-

15 - ( ) . ..... .. . : Enesu'bnu Malik (R) �en :


Rastilullah (S) kendi çocuğu üzerine· (feryadla) ağlayan bir kadının
üstüne vanb ona:
- Allah'dan kork ve sabreyle, buyurdu. Bunun üzerine kadın:
- Sen, benim musibetimle belalanan değilsin, dedi Rasulullah ay-
nlıb gidince kadına: O zat Alla.h'm Rasfiludur, denildi. Bu sefer kadına
ölüm (ün vez-diği) kadar bir endişe sardı. Bunun üzerine kadın Peygam­
ber'in kapısına geldi. Kadın, Peygamber'in kapısı yanında kapıcılar (göz­
cüler) bulmadı ve :
- Ya Rastilullah! Ben seni tanıyamamıştım, dedi. Rasulullah:
- Sabnn kemali ancak ilk sadme sırasında olandır. Yahut: «Sadme-
nin evvelinde olamdır> buyurdu.
( ) ...,.. .. .. : Buradaki üç tarik ravileri de topdan: Bize Şu'be tah­
dis etti diyerek bu isnadla yukandaki U sınan ibn Umer hadisi tarzında
hadisi bütünüyle rivayet ettiler. Bunlardan Abdussamed'in hadisinde :
Peygamber bir kabir yanında (ağlıyan) bir kadına uğradı ... şeklindedir.
,:U _,,� ,B� �;� �I ı.:-� (\)

16 - (927) ......... : Abdullah (ibn Umer R) dan, (şöyle demiştir) :


Hafsa, Umer'e karşı ağlamıştı. Bunun �erine Umer: Yav'aş ol! Ey
102 SAHIH-l MUSLlM

kızcağızım! Rasulullah (S) ın : «Ölü, ailesinin kendisine


· ağlamasıyle
· azab
olunur» buyurduğunu bilmez misin? dedi.

•« �;1� el---

17 - ( ) .. ; ...... : Umer (R) den; Peygamber (S) : «Ölen kimse,


ken�sin_e feryadla ağlanması sebebiyle kabrinde azab �lunur» buyur­
muştur.
·
( ·) . ... ... .. : :Yine Umer (R) den : Peygamber (S) : «Olen kimse,
kendisine çığlıkla ağlanması sebebiyle kabrinae ·azab olunur» buyurdu.

, ·t ..:, �-\
·r=�� �\:
t. ... . .-•{;ı ... • ., ) • t ... , ... ::: ... t • $ t ,,. :. ..,
Llc , �' l frc �-� � �c \:t ..\.>- • ı_Sf._ı :� j_ �c (F»J ( . . . ) - ' /\
\,., '\ • , ,.
>

J\; 2;�\ tJ.,. ��� e;�. �;1; ���ı �.c ::,�!. \.'. :Jli � ;..c�l-1/�
t ,,. ' ::: ... ,,. ,., ... •� ,, ' �,,. ,.,

� �ıJ.,�; �\
' ·:ı; C: > .,.

.
� f,,.\ 1 :::.----,
� « ,.}- . � ��! �..\.-:' ı.:..: J ,,.
J- "". _,,. ... � ... t "' .\ � \
ı.) j }) ... J'·
u
18 - ( ) . . . . . .. . . : İbn Umer (R) şöyle dedi :
Umer, kılınçla vurulduğu zaman· .bayıldı. Hemen yanında çığlıkla ağ­
lanmıştı. Kendisine geldiğinde Umer: :R,asulullah (S) ın: «Şüphesiz ki
ölen kimse·, dirilerin kendisine ağlaması sebebiyle muhakkak azab olu­
nur» buyurduğunu bilmediniz mi? dedi.
ı .... ,,.,.•) t.,,. �•-f•�,,
� �-:'. \ ıJ'' Ö)..J. ıJ \ LJ'-, ıJ \�,, i.JC ..ıf-" "1_ ıJ
•J-''t(ı:;._

�,,.
\:.ı -l>- • .J;c> '-'_
e,ı. .•t, "'
•• • - -,
'3: "';4? () 0 A.., ,4

�,,. , , ·",.. ,,. ı'" , .... , ,.,\. , ... , "·' --J""\.:: •ı:,ı,,, . ., .,,. ,. ,.,l,,,. ,,. . , ... ,,.
t 'ı ,,: ,,.
._..:r.:,
,,,, ;,. ,,,, ,,,, ıl,,,. ,,,. :1' .,,,.

\ \ 1 Jl�U
J, -� �, ,,.

.� \J .:-) ı.) \ ..:..�'" � \ ! . � : ..re. "\I 49 ! •'- J :.c,..ı.J4� '":"".:r..:, � ·':' C .)..
�.. c' ...

ç. �;' ,. :
.

� � •I "" \ ,.11/
.....
JI- .!.�
> '- ı:::• ... ,,,,,ı."" .• �'\\• .:;• \ .,,..-
. «, ....� ,�, '-'..\..-1 '-"'·• ı.)� » \J �
........ ··..... • - - iil'. �.,.

. .
19 - (. ) .. . . .... . : Ebu Burde, babası Ebu Mftsa'dan, şöyle demiş-
tir : Umer vurulduğunda Suheyb :
. - Ah kardeşim! diyerek ağlamaya başladı. Bunun üzerine Umer ona
hitaben:
- Ya Suheyb! Rasulullah (S) ın. «Şüphesiz ki ölen kimse, dirinin
ağlamasıyla azab olunur» buyurduğunu bilmez misin? dedi.
KlTABU'L-CENAlZ 103

ı�
....
} .::;:_ .,J, . ....
• (( '--'..\_ ..J- ...
,_

20 - ( _) ......... : Ebu Musa (R) şöyle dedi:


Umer vurulduğu zaman, �uheyb evinden geldi ve Umer'in yanına
girdi. Onun yanı başında ayakta durub _ağlamaya başladi. Bunun üzerine
Umer ona:
- Ne ağlıyorsun? -Benden dolayı mı ağlıyors�n? Suheyb:
- Evet. Vallahi. şüphesiz_ senin üzerine ağlıyorum ey Mü'minlerin
Emiri! dedi. Umer .:
- Vallahi hiç şüphesiz ki sen, Rasuhıllah (S) ın: «Üzerine ağlanaıi
kimse azab olunur» buyurduğunu muhakkak bilmektesin, dedi. Ravi Ab­
dulmelik ibn Umeyr der ki :
Bunu Mus'ab ibn Talha'ya söylediğimde dedi ki: Aişe: Bunlar (yani
azablananlar) ancak Yahudiler idi, derdi.

21 - ( ) .. ...... . : Enes (R) den, (şöyle demiştir) :


Umerti'bnu-1 ;Hattab vurulduğunda (kızı) Hafsa yüksek sesle ona ağ-
ladı. Bunun üzeril\e Umer:
-··-Ya Hafsa! Rasfılullah (S) ın: «Üzerine yüksek sesle ağlanılan azab
olunur> buyurduğunu işitmedin mi? dedi. Umer'e Suheyb de ağladı. Umer
ona da:
- Ya Suheyb! «Üzerine yüksek sesle ağlanılan azab olunqr» hakika­
tını bilmez misin? dedi.
104 SAHfH-1 MUSLİM

22 - (928) . . . . . . . . . : Abdullah ibn Ebi Muleyke şöyle dedi :


İbn Umer'in yanında oturuyordum. Biz Usman'ın kızı Ummu Eban'ın
cenazesini bekliyorduk. Onun yanında Usman'ın oğlu Amr da vardı. Mu­
teakiben İbn Abbas da geldi. Onu bir kimse elinden tutarak getiriyordu.
Öyle zannediyorum ki o kimse İbnu Abbas'a, İbnu Umer'in bulunduğu
yeri haber verdi. Böylece İbn Abbas geldi ve nihayet benim yanıbaşıma
oturdu. İbn Umer ile İbn Abbas'ın arasına oturmuş oldum. Bu sırada ev­
den (kadınlara aid) bir feryad yükseldi. Bunun üzerine İbn Umer (Us­
man'ın oğlu Amr'e kalkmasını ve onları nehy etmesini istercesine) : Ra­
sulullah (S) dan işittim: «Şüphesiz ki ölü, ailesinin kendisin� ağlamasın­
dan dolayı azab edilir» buyuruyordu, dedi. İbn Umer bu rivayetini umu­
miyet üzere ve herhangi bir kayıd yapmıyarak haber verdi.

(927) Bunun üzerine İbn Abbas şöyle dedi : Biz Emiru'l-Mu'minin


Umeru'bnu'l-Hattab'la beraber bulunuyorduk. Biz (Mekke ile Medine
arasındaki) Beyda mevkiinde duraklamakta iken bir ağacın altına inmiş
bir zat göründü. Umer bana: Git bak, bu zat kimdir, bana bildir dedi.
KİTABU'L-CENAtz 105

Ben de gittim, bir de baktım ki o Suheyb'dir. Hemen Umer'e döndüm ve


ona: Sen bana bu zatın kim olduğunu sana bildirmemi emretmiştin. O
zat Suheyb'dir dedim.
- Ona emret, bize iltihak etsin, dedi. Ben:
- Suheyb'in beraberinde ailesi de vardır, dedim. Umer:
- Beraberinde ailesi olsa da, dedi. (Ravi Eyyub ihtimalli olarak:
Ona emret bize katılsın, dediğini de nakletti) Nihayet beraber Medine'ye
geldik. Çok· zaman geçmeden Umer vuruldu. Suheyb:
- Vah kardeşim! Vah arkadaşım! diyerek (ağlıya ağlıya) geldi.
Umer:
- Bilmedin mi yahut işitmedin mi ki (ravi Eyyub: Yahut da şöyle
demiştir, dedi: Bilmedin, işitmedin mi ki) : Rasulullah (S) : «Ölü, aile­
sinin kendisine bazı nevi ağlamasından dolayı· muhakkak azab olunur»
buyurmuştur, dedi.
Ravi der ki : Abdullah,· kendi rivayetini kayıdsız olarak haber verdi.
Umer ise: Ağlamanın bazısı sebebiyle diye kayıdlı söyledi.
.,.,,ı,._ •\Jlt

..u� '
� u.,-;
.,,. ,.,.
J' Jl-1"
U\A
•ı \./ •
• ,.,. .... \.:.
ı � j., :..:.Jl.d
,.,.
. .....
,,,.&�'
J}• .,
,,,. ' ',• ı;: ,.,. ., .... ., ' J • ... .,.,,, J .,,,
J li k L,:,",A:,J. c]�Jd;...u ı.:.-ai (°'"�)
:..
cı�-- '!..,.ı, t\>-:ı,
•. ..l� A ,;..,, .1!.1,,
4ıl ·��... .,,.),. \;..,�
,.,.
;:;;
>--ı\ 01)) Jli $,....,,,....j. ({ ;b-\, ,!�
'(_,--�J
,.
�ı:�
" --�;:ıı• �l))
" ıki
_..
, ,. .ı .... ., ,.,. ... ....

. « �.;;..I J)! ö;}'��!-'lj. � (, �, � 'Jıl �lj


\<'•' ,. ., , , ı;

.,,.,., ·ı-- ....... ,Jt•' ' "


..ı•� � J .;� (j.} �.!.J � C, l.J : J l; f� 0_ , \.il l '-S:.f � : �-� J ı\ � 1 J ,,\; : �.J'�
ı'\ �
J
1,,.,. ... , $, ,. .. ,,),. .....
:;,,, '

. ) '" � < .,
·p·ı :
(':' .
,. � C: 1\ �j j . ,,üI!' �.ki
?; , _.. � ,
\j j�:'���::; J .,·�
,, � ,,,
,. .,
:.:.J�
(929) Sonra kalkıb Aişe'nin yanına girdim ve kendisine İbn Umer'in
söylediği hadisi rivayet ettim. Bunun üzerine Aişe şöyle dedi:
- Hayır! Allah'a yemin . ederim ki Rasulullah (S) kat'iyyen: «Ölü,
bir.kimsenin ağlamasıyle azab olunur» dememiştir. Lakin Rasulullah şöyle
buyurmuştur: «Allah,. ailesinin ağlamasından dolayı kafirin azabını ar�
tırır. Hiç şüphesiz ki güldüren de ağlatan da ancak Allah'dır (en-Necm:
43). Ve hiç bir günahkar diğerinin günah yükünü çekmez (Fatır: 18, en­
Necm: 38).
Ravi Eyyub der ki : Ebu Muleyke'nin oğlu şöyle dedi : Bana Kasım
ibn Muhammed tahdis edib dedi ki : Umer'in ve İbn Umer'in sözleri Aişe'­
ye 'l).laşınca Aişe :
- Sizler muhakkak ki yalancılar . ve yalanlayıcılar olmayarak bana
hadis söylüyorsunuz. Ve lakin kulak hata eder, dedi.
lOG SAH!H-t MUSLtM

23 -- (928) ......... : Abdullah ibn Ehi Muleyke haber verib şöyle


dedi: Usman ibn Affan'ıri bir kızı Mekke'de vefat etmişti. Biz de nama­
zında ve defninde bulunmak için bu cenazeye geldik. İbnu Umer ile İbnu.
Abbas da bu cenazede hazır bulundular. Ben İb�u Umer ile İbnu Abbas'ın
arasına oturmuştum. Ben ikisinden birinin yanına oturmuştum da sonra
diğeri ge1ib benim yanıma oturmuştu. (Bu sırada evden kadınların fer�
yadı yükseldi). Bunun üzerine Abdullah ibn Umer karşısında bulunan
Usman'ın oğlu Amr'e hitaben dedi ki :
- Şu ağlam�yı susturmaz mısın? Çünkü R�sul�llah (S) : ·«Şüphesiz
ki ölen kimse, kendisine ailesinin ağlamasından dolayı azab edili:ı;-· bu­
yurdu.

(927) Bunun üzerine Abdullah ibn Abbas da :


- Umer, ölen kimse kendisine ailesinin her ağlaması yüzünden' de­
ğil, bazı guna ağlaması sebebiyle azab olunur der idi, dedi. Sonra da İbnu
Abba� şu hadiseyi anlattı: . .
- Ben Mekke'den Umer ·ile birlikte haccdan dönmüştüm. Biz (Mekke
·
_ile Medine arasındaki) Beyda mevkiinde duraklamakta iken büyük • bir
.•�ğac_ın altıriaa .develi bir yolcu kafilesi göründü. Umer bana :_
- - Git bak bakalım bu kafilede kimler var?' .dedi. Ben de baktım ve
derhal Suheyb'i tanıdım ve Umer'e haber verdim.
·_ Öyle ise Suheyb'i bana çağır; dedi. Suheyb'in yanına döndüm ve:
KtTABU'L-CENA1z 107

� Emiru'l-Mu'mininin yanına buyur ve onun kafilesine katıl, dedim.


(Beraber Medineye geldik. Çok geçmedD Umer vurulduğunda Suheyb:
- ·vah kardeşim! Vah yoldaşım! diyerek ağlar halde yanına geldi.
Bunun üzerine Umer:
- Ey Suheyb!. Bana mı ağlıyorsun? Rasulullah (S) : •«ölen kimse,
ailesinin kendisine bazı guna ağlamalarından dolayı azab olunur» buyµr-
. .
du, dedi.

r.
....
--r_ ..... ,��-:;:..-,, . , f •\ .... ., ..... "'l(- ,ı: ,,.\ •, (-;,�,,. •
! -.>--;t; . -
J•
ü ,,,0c J .;•'- uü . ıJ !� \:i .u- . ,, il• LJ•>.} J.:� ��J (...,
,,..• .: \, ,,,. •

� ,3.... ,,.,. t,,., ..�ı �r:�� .. � .... ,t,� \


jt:.� ıJ,, l:.J : J, \ .,.
, z.•,,,_t.:,:(-;.-,, .is�� �l\ ,,.,,.,., • .,, ,. t,\_.� .. � --
.,
-- l

'-r' fı� ..;•� ı:.r ;---�� �_;_ �... ...rJ. �... ..�'
,,.
'-:-'-'.. 4'.,41 l.) , �
• . '._ ,
ı.)l-J ·'-'
r : ; ... ...
O J...,� «:..,.ıNJ.>. � ( \ ��J . f.:r:- 41 J
. ,. ,. '
�... ;'� '

,, .... ... . .-e:..: .


(929) Sonra İbn Abbas şöyle anlattı :
Umer vefat ettiğinde bu vakıayı Aişe'ye anlattım. O da dedi ki:
- Allah Umer'e,rahmet eylesin. Hayır. Allar1'a yem� ederim ki Ra­
sulullah {S) : «Allah, bir kimsenin ağlaması �ebebiyle mu'mini azab
eder» dememiştir� Lakin Rasfılullah: «Allah, .ailesinin kendisine ağlama­
sından dolayı kafirin azabını artırır» buyur9u. Aişe sözüne devamla şöyle
dedi:
- Size Kur'an kafidir. Allah: •Günah işliyen hiç bir nefis, başkası­
nın günhaını yüklenmez ..• (Fatır: 18) buyurmuştur. Aişe'nin bu sözlerini
naklettikden sonra İbnu Abbas :
- cVALLA.·HU HUVE EDHAKU VE EBKA : Güldüren de ağlatan
da ancak Allah'dır• (en-Necm: 43) dedi. Ravi İbnu �uleyke bunlan ri­
vayet ettikden sonra :
- All?h'a yemin ederim ki İbnu Umer bundan sonra hiç bir şey söy­
lemedi, demiştir G.

6. Peygamber'in ·vefatından sonra iltnen sahabilerin ihtilM ettikleri meselelerden biri de


ölüye ağlanması meselesidir. Beyhaki'nin Süftfflindeki riv&.yetine ıöre İmlm·' Şifil Hz.
Aişe'nin rey ve ictihadına meylederek şöyl� demi�ir :
Ölüye ağlamaya dair Rasulullah'dan ıelen rivayetler içinde Rarilullah'dan hıfze-
108 SAH!H-1 MUSUM

( ) ......... : Burada Amr, İbnu Ebi Muleyke'den : Biz Usman'ın


kızı Ummu Eban'ın cenazesinde bulunduk.. dediğini söylemiş ve hadisi
bütünüyle sevk etmiştir. Ancak bundan önce Eyyub ve İbnu Cureyc'in
ref' ettikleri gibi, Umer'den, o da Peygamber'den tarzında hadisin mer­
ffı'luğunu izhar etmemiştir. Eyyub ve İbnu Cureyc'in hadisleri Amr'ın
hadisinden daha tamamdır.

24 - (930) ......... : Abdullahi'bnu Umer (R) den:

\=��
Rasulullah (S) : «Şüphesiz ki ölen kimse, ·dirinin ağlaması yüzünden
azab oJunur, buyurdu.

: �;. J� . ;)� � . J \:,:.:n l'-�:!J\ ;t, ...\::.. 0' :..J;_ L:ft.ktJ (,r,)- ro
' • ., "' ' • J • 1 "' • ., • .,, >·• J ı � .,, ""', � ,
JII ,,,, .,,, �., ,.., ,,,, •

• ,,. • I ., • .,. ("": ,,.JI•


t -:_ ..-.C,�
.,
•..:...-
� '•1 \ : .,..r'- ·• \ >u.J'
,,. J 4.J � ✓. . :, :• \t . "--:! \ ı:_r, ÖJ ..Jc. "1 �\.!..A u.•.ı;. ..\ı.;j iJ l� 8'.l.>

.. ... ' - .
.. • .,,. ,,,, ,,,,

"" ,,,.. �,ı .,,. 1 \ 'M\,. .,, • --, �,. .,.,.


,

'
..
,,,, .,, • ,,,,\ ,ır
,.

.,•_\' 1-�!
,,. ,,.,,.
l k. _, ,_, \
,..
t,5"" �::. _,r �• i . -.k� 19 \��.!, �- • �>..) f:� l!
,,. ...
t ?ı.... . . , .... ., .,, ,:::,.,, .. ,'°:"l-t
.,.J

• .. •-•\ ,,. I� •,,: --: C...... , .,, .. ·- , .,. ,


,,. �

�•'':J... ,�'1"
� ("�.) : � ... • �:-'-�

·«-�..La.. '-'ı-' · '-';c' �'-- ('..,


J ,;
) . , ... ..
» w · �� UJ :� J('J · <.S;.x:. •3ı.::ı:.,. � -,J
� .. ,
.J-J
.,.
,ıı r -i.' �1l�

25 - (931) . ... . ... . : Urve (R) şöyle dedi :


Aişe'nin yanında İbnu Umer'in: «Ölen kimse, ailesinin kendisine ağ­
lamasından dolayı azab olunur» sözü (hadisi) zikredildiğinde Aişe:
- Allah, Ebu Abdirrahman'a {Abdullahi'bnu Umer'in künyesidir)
rahmet etsin. O, birşey işitmiş fakat işittiğini. iyi ezberlememiştir. Haki­
kat şudur : Bir Yahudi cenazesi Rasulullah'ın yanından geçti. Cenaze sa-
dilmiş olduğuna en ziyade benziyeni � hadisidir. Kitab ve Sünnefin dellletiyle albit
olan Hz. Aişe rivayetidir. Bu rivAyeti te'yid eden Ayetler şunlardır :
a. •Hakikaten hiçbir günahkar diğerinin. günah vükiinü çekmez- (en-Necm: 38).
b. •Hakikaten iman için kendi çalı,tığından ba,kan ı,oktur. Hakikate-n. çal'IJfflCUı
ilerde görülecek- (en-Necm : 38-40).
c. •Her nefu haı,ır ı,e ıe,-den iflediği ile ceza olunmak için kıvcimet günü. mu­
hakkak gelecektir•.- (Ti HA: 15).
d. •işte . her kim zerre ağırlığınca bir haı,u· yapıyor Odiy) ae onu görecek. Kim
de zeTTe ağırlığınca �,. ı,apıııor (idiy) ıe onu görecek• (ez-Zilzll: 7-8).
Hulasa : ı:Ehlinin öli,lye ağlamasıyla ölü azablanır. hadisi hakkında Alimler ıekiz
kadar te'vil ve içtihad zikretmişlerdir. Bunlar içinde en sahihi cumhurun şu te'vllidir :
Eğer ölü hayatında iken kendisine öldükten sonra nevha edilmesini, cAhiliyet Adeti
üzere feryad ve figin ile ağlanmasını vasiyet etmişse bu vasiyetin ölünün Ailesi tara­
fmdan yerine getirilmesi h&Jinde bu kötü çıiırı sünnet yapmasından dolayı azablanır,
demişlerdir; Hatta bazıları işi daha sıkı tutarak, cahiliyet adeti üzere ağlamak nasıl
azaba sebeb oluyorsa, yüksek sesle feryad edilmemesini vasiyet etmeyi ihmal etmek
de ayni stkrette azib olwımasına sebeb olur demişlerdir.
KtTABU'L-CJ:NA!z 109

hibleri de ölen Yahudi üzerine ağlamaktaydılar. Rasulullah : «Sizler ağ­


lıyorsunuz, halbuki o muhakkak azab olunmakU\dır• buyurdu .

. ;\:..._y,
.- •
\.i..�:., öJ� iJ. ,\� \:.�°J.> . C:�., b'..v-. "-� �- \ '-1_ -:r-'- -"· '. oviP J (...)
.,. 1 .,. .,. ,. • ,. .., .. , , .,. ., r'.. . , :.:; ,,. ;: ,. , t ,. • <-- ,. t I • :._

&A; , t,
. i' ,,., -:, ,,. ,.,. t i
,.
.ı....\-l � \ ..:...��J • ...A 1
1
t
��'!>,., ,(_S-•"'.,.
- �\
.,.

:.

26 - (932) ..... ,.... : Urve (R) şöyle dedi:

Aişe'nin yanında İbn Umer'in: «Şüphesiz ki ölen kimse ailesinin ken­


disine ağlaması yüzünden kabrinde azab edilir• hadisini Peygamber (S) e
ref' ettiği anıldı. Bunun üzerine Aişe :
- O, yanıldı, Rastilullah (S) ancak şöyle buyurmuştur: «Muhakkak
ki ölü, hatiesi yahut günahı sebebiyle azab edilmektedir. Halbuki şimdi
onun ailesi kendisine muhakkak ağlamaktadırlar• İbnu Umer'in (yukar­
da nakledilen) bu hadisi yanlışlık bakımından şu sözüne benzer :
Rasulullah (S) Bedr harbi gününde içine katledilen muşrik cesedle­
rinin atıldığı Kalib Çukurunun başına ayakda durdu ve onlara hitaben
şöylediğini söyleyib: «Muhakkak ki onlar benim sözlerimi işitirler• bu­
yurdu demiştir. Halbuki bunda da yanılmıştır. Rasulullah: (Bedr mak­
tulleri işidir demedi, fakat) «bu ölüler, kendilerine söylemekte bulundu­
ğum sözlerimin hak ve doğru olduğunu (şimdi) bilmektedirler• buyurdu.
Sonra Aişe şu ayetleri okudu:
«İNNEKE LA TUSMİU'L-MEVTA : Şüphesiz sen ölülere işittiremez­
sin..• (en-Neml : 80);
« VE M.A. ENTE Bİ-MUSMUN MEN Fİ'L-KUBÜR.. : Sen kabirlerde
olanlara işittiremezsin.. • (Fatır: 22).
Ravi der ki: Hz. .Aişe: O sırada onlar ateşten menzillerine inmişler-.
di, dedi.
110 SAHIH•·l MUSı.JM

( ) ......... : Bu hadisi_ Hişamu'bnu Urve de bundan önceki Ebu


Usame hadisi ma'nasıyle rivayet etti. Ebü Usame hadisi daha tamamdır.

27 - ( ) ......... : Abdurrahman kızı Amre, Aişe'den işittiğini


şöyle haber vermiştir: Abdullah ibn Umer'in:. «Şüpnesiz ki ölen kimse
dirinin (yahut kabilenin) ağlaması yüzünden azab olunur» (hadisini)
söyler olduğu Aişe'ye zikredildi. Bunun üzerine .Aişe· dedi ki: Allah, Ebu
Abdurrahman'_ı (Abdullah ibn Umer'in künyesidir) mağfiret etsin. Mu­
hakkak o yalan söylemedi. Fakat ya işittiğini unutmuş yahut da yanlış
bellemiştir. Hakikat .şudur ki Rasulullah (S) bir kere ail�si, başında ağ­
laşmakta olan bir Yahudi karısının (mezarı) yanından geçmişti de: «Bun­
lar ölülerine ağlıyorlar. Halbuki ölü kabrinde azab olunuyor» buy�r­
muştu.

28 - (933) ......... : Aliyyu'bnu Rabia şöyle dedi :


Kufe'de üzerine Nevha ile (üst baş yırtıb başına toprak saçarak çığ­
lık ve feryadla) ağlanan ilk kimse Karazatu'bnu Ka'b'dır. Muğiretu'bnu
Şu'be dedi ki : Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu : «H�r kime
KlTABU'L-CENA1z 111

nevha yapılırsa kendisine yapılan nevha ve figan sebebiyle kıyamet gü­


n ünde muhakkak azab olunur» 7•
( ) . .. .. .. . . : Burada da Muhammedu'bnu· Kays el-Esedi, Aliyyu'bnu
Rabia el-Esedi'den, o da Muğiretu'bnu Şu'be'den, o da Peygamber'den ay­
ni. hadisi haber vermiştir.
( ) ......... : Buradaki raviler de ayni_ şahıslardan bu hadisin. ben-
zerini rivayet etmişlerdir:

29 - (934) ......... : Ebu Malik el-Eş'ari (R) şöyle tahdis etmiştir:


Peygamber (S) buyurdu ki : C Ümmetimde cahiliyet adetlerinden kalına
kolay kolay terk edemedikleri dört huy vardır: Babalarının. yaptıklariyle
öğünmek, neseblerde kötüleme yapmak, yıldızları vesile edinerek yağ­
mur isteyinde bulunmak ve ölünün arkasından meziyetl�rini sayarak
feryad ve figanla ağlamak».
Ve Rasululla� buyurdu ki : «Ölünün arkasından feryad ve figanla
ağlıyan kadın, ölümünden önce �evbe etmezse kıyamet gününde üzerinde
katranlı bir elbise ve uyuzlu bir gömlek olduğu halde kaldınlır» 8•

7. Tirmi2i'nin rivayetinde şöyledir:


Muğire geldi ve minbere çıktı. Allah'a bamdu sena ettikden sonra: fslAmda nevh
ne · oluyor? dedi. Sonra yukarıdaki hadisi zikretti. Şu'be elli yılında ölünceye kadar
Kufe üzerinde vali bulunuyordu.
Buraya kadar zikredilen bunca hadislerden çıkan en büyük fıkhi hüküm, ölü
için nevha. ile ağlamanın ve böy� ajlamayı vasiyet etmenin haram olduğudur. Bu hu­
susda icma' vardır. Nevhasız ailamanın ise mübah olduiu yine bu hadislerden anla­
şılmış oluyor.
8. Çünkü matemlerde siyah elbiseler ,iiymek eski cahiliyet adetlerindendi. Kıy!mette kat­
ranlı yani yine siyah renkde ve azab verici bir elbise ile haşr olunarak •·o cihiliyet
adetinin cezasını çekeceii haber verilmiş oluyor.
112 SAHiH l MUSLJM

30 - (935) ......... : Aişe (R) der ki:


Rasulullah (S) a - Mute şehitleri - Zeydu'bnu Harise'nin, Ca'fer ibn
Ehi Talib'in ve Abdullah ibn Ravaha'nın şehadet haberleri geldiğinde
Rasulullah mescidde oturdu. Kendisinde hüzün ve keder alametleri gö­
rülüyordu. Ben kapının görülebilecek bir aralığından kendisine bakıyor­
dum. Bu sırada Rasulullah'a birisi geldi ve:
- Ya Rasulallah! Ca'fer'in kadınlan (ağlaşıyorlar) dedi ve nevha ile
ağlaştıklarını zikretti. Rasulullali da o kimşeye, gitmesini ve kadınlan bu
çığlıktan nehyetmesini emretti. Bunun üzerine o kimse gitti. Sonra yine
Peygamber'e gelib kadınların kendisine itaat etmediklerini söyledi. Ra­
sulallah ona ikinci defa gidib kadınlan nehyetmesini emretti. O adam
gitti. Sonra tekrar geldi ve :
- Ya Rasulallah! Vallahi kadınlar bize galebe ettiler, dedi. Ravi
Amre der ki: Hz. Aişe: Rasfilullah o adama: Haydi git, bu kadınların
ağızlanna torak saç buyurdu, dedi.
Aişe şöyle demiştir: Ben o adama dedim ki: Allah seni zelil etsin!
Vallahi sen ne Rasulullah'ın sana verdiği emri yerine getirdin, ne de
keder kinde bulunan Rasulullah'ı kendi haline bıraktın!
K1TABU'L-CENA1Z 113

( ) .. . .. . . . . Buradaki üç tarik ravilerinin hepsi de Yahya ibn Sa­


id'den bu isnad ile o hadis tarzında rivayet ettiler. Bunlardan Abdula­
zizin hadisinde : Ne de Rasulullah'ı derdiyle başbaşa bıraktın! şeklin­
dedir

. '�� ri:; 1. ı:� ::ı� �JJ �\� (:;j;_ • J__,:,�:ı,ı ��:,l\}.\ d� (,rı) - f'

c; �,, ½�ı � � �ıtJ;.; r:;ı� 1;., =��


A

f;: j_�.

� �l- ;\:;.ı l� :.:.,;j r:,.


. .... ,�
. �I.AA !\, �w .\ ....;;�
... .. ...
,�>Jı;\..ı
.•. , J
.. ö�-
, .... .... I '
\ .ı...:!_
ı� ;\..ı
,--}}' ... ... ,,
...
\ 4...:.:. lj, f-)\:1ı rlj
� �
31 - (936) ......... : Ummu Atiyye (R) şöyle dedi:
Rasulullah (S) biz kadınlardan (İslam üzere) aldığı biatla beraber
ölüye nevha etmiyeceğimize dair de söz almıştı. Beş kadından başka biz­
den hiçbir kadın (o sırada) ahdini ifa etmedi. (Bu beş kadın:)' Ummu
Suleym, Ummu'l-Ala, Muaz'ın karısı olan Ebu Sebre kızı, yahut Ebu
Sebre kızı ve Muaz'ın karısı.
...
1.,.·. ,...
... 1 ... • \ 1 • :.. .. ( ) _.. _,,
. ...��
;:;' � • ,, ....�
... �\·)\ ıY', •
.. ... �... c:r, .,\� w.b-
\ --. (-;.:. ... .. "'1\ �•....', r.lı ,._..
J'; � ', . .,,(-�,.....ı•. .,. ü_ u�� .._,,.,)P ••• - , 1

r.
,,..> ,tl\;;,•. . •·'>•'ı •-: f-: ,, .,,, ,�t\ ......... �\ • .ılı� l\.ı.l .,_ ,, ı.•;.u;-:: --;'t\ • .. t\;..._
�=:' �= .).;.
ııı

. ,,,r:L.. r 0t'� ..,,":f \;.� oj lJ • �:� :J , � � � 4.)..,-.) =�


. 32 - ( ) .. .. . .. .. : Ummu Atiyye (R) şöyle dedi :
Rasfılullah (S) bey'at sırasında bizden nevha etmiyeceksiniz diye de
söz aldı. Bizlerden beş kadından başkası (ilk sıralarda) bu ahde vefa et­
medi. Ummu Suleym ahidlerine vefa eden kadınlardan birisidir.
,,
. • 1... .....
....
0:
1 ....ı.• 1 > • >�- 1
•J...;>- }�• �
, ...... '�J
,.
... .,.jJ
,, -;.'--��.!.
, .!'-'- .,: ' \./
..... ..... , �\ ,.'-1_• (""..... > ' 1 • :.,JP- J (,rv) - ,ı,ı,ı,, ,,
� � • (:� � 1 �
..."' ... •'' '� ,,,,� -�-.;. ., .....•"' • •"'J l't_'"'; ,, ,. ,,,.,. ..... t
\J : �\; • �½� \
• 1 IJ ' �>

'
if r:� ::;..,,
i- .,. > • J ::.' ,...l.��., ,.,., Jl .... ,,,,,.,, \
w" .A-> • P\ ,'-1. .,4� \.'..i'J. ► : J':.� j Ü , �- !l,,,A
.... .... . .... ""· ,, \ ,, ("""'. > .,, • ' 1 ... .. .... ..... ,, } � -·

,.... • ............
ı •
. [" 4-_,;ıı�uf-ı- ,.J �.,� }_::..... j d�•t \/ j �.!.
.,,, :: ... .,
.... �½ � A '1 �\ Jc �:.��- :�: \
\f ,,.,
bl...ıb �.i
rr� .�)',; J
.,. ,.,, .,
,, , • ,,, • , , t ,, r -!t , • --; v • · ....
;,

• .,. > .....


. �;��\�\� J,...,..<":..., \ _,i� -1 \il! " �,J �� �-
, ..,
:dd c.:.J \;. 4->½:JI ..� vC : �\i
, ,, t•' ,. ,, ....
..... > - :ı;
. (( 0;A; J' \il»� iü\ J.?:ı.Jın. ·;;.!:.ı �\ ::r: '-! �- )\s
33 - (937) . .. .. .. . . : Ummu Atiyye (R) şöyle dedi : Şu : «Ey P�y­
gamber! Mu'min kadınlar sana şu şartlar üzerine biat etmeğe geldikle­
rinde: Allih'a hiçbir şey ·şirk k�şmayacaklar, hırsızlık yapmıyacaklar,
zina etmiyecekler, evladlarını öldürmiyecekler, elleri ile ayaklan arasında
bir bühtan uydurub getirmiyecekler, sana hiçbir ma'rufda asi olmıya-

F: 8
11� SAHIH-1 MUSLİM

caldar; bu sttretle 01!1ara bey'at ver ve kendileri için istiğfar ediver. Çün­
kü �llah Ğaf1lrdur, -Ra�dir• (Mumtahine: 12) ayeti nazil olduğu za­
man Rasulu.llah'ın biz• kadınlardan aldığı bey'atda niyaha (ölüye feryad­
la ağlama) da vardı. Ben :
. - Ya Rasulallah! Yalnız fülanın ailesine yapılacak niyaha müstes­
na olsu�. Çünkü onlar cahiliyetteki niyahada bana yardım etmişlerdi. Bi­
naenaleyh benim de onlara yardım etmekliğim zaruridir, dedim. Bunun
üzerine Rasulullah :
- Fulanın ailesine mustesna olsun, .buyurdu 9.'
. ;�• t'i' d' �w, w ";".� (, , )
.• ".. , ... > tl\ (., .... � '\ ---�r� '••\ r_�� .. z. \ >.• ...j_ I • :.,- (a."'A)- ""'
t
.... .,
• '-1.,-., ., . ,.,
..J"- '1 J..J. '-" �. .. .
Y \i ..,r<>- • '-:,-ıs- '-1. ı;., J.->- . . • '"':"' -"
(S- - - '-1. .. tı.ı/')il , ' ' "'

rJ� -�
: �;ı; j , ;q.1 t-G-'; :;:; � -◄�� r1 ::5� : J�
(11) CENAzELERİ TA'KİB ETMEKTEN KADINLARIN NEHY
EDİLMESİ BABI

34 - {938) . . . . . . . . . : Ummu Atiyye (R) şöyle demiştir .:


Biz kadınlar cenazeleri ta'kib etmekten nehy olunuyor idik. Cenaze
arkasından gitmek bizim üzerimize farz kılınmadı 10•

9. Buhld'deki rivayet 3(iyledir :


Ummu Aüyye dedi ki : Rasulullah (S) a (İslAm üzerine) bey'at ettik. Bunun üze-
me Rasfilullah bm: .
•Allaha hiçbiT ıevi ıerik kılmamamız...• hakkındaki (Mumtahine: 12) ayeti okudu
ve bizi ölü üzerine çığlıkla matem tutmaktan nehyetti. Bunun üzerine kadınlardan bi­
risi (ki Ummu Atiyye kendisidir) btat e�ekten elini çekty ve: Ya RasCUaJJab! jFulin
kadın bana cAhiliyet mateminde yardım etti. (Üzerimde hakkı vardır). Ondan izin al­
mak isterim, dedi. Peyiamber Ummu Atiyye'ye biqey söylemedi (sük:(U etti). Bunun
üzerhıe kadın gitti. Sonra (musaadesini alarak) selib Ras<Uullah'a biat etti.
(BuMri: Tefd-r, Mumtahine: 1zO. ccieke�ı-mu'mi-tıatu yu.baı,i'neke).
10. «Lem ı,u'um aleı,nd• 5ÖZÜ mechul sigasiyle ya : «Bize vacib ve farz kılınmadı:. demek­
tir, yahut da : «Bizi cenaze. teiYl'inden nehiy hususunda diier nehiyler derecesinde
teşdld ve te'kid yapılmadı• takdirindedir. Her iki takdlre aöre de cümlenin ma'nisı:
•Ummu Atiyye, bize cenaze teşyi'i tahrim edilmiyerek mekruh kılındı, demiştir• demek
oluyor.
1� Hazın da ıöyle der :
« ...Kadınları cenaze te3yi'inden nehyeden rivlyetlerin en sahihi Buh!ri ile Mus­
lim'deld bu had.isdir. Fakat bu da sarih olarak musned değildir. Yani nehyedeni bil­
miyoruz. Bazı sahabller tarafından nehyedilmiş olması da muhtemlldir. Musned olsa bile
yani nehyi Rasfilullah yapmış olsa bile bu nehyi yalnız tenzihi kercihcıt ifade eder. Belki
de ·nehyin hilafı vikidir ve sahihclir. İbnu Ebt Şeybe'nin Ebd Hureyre'den rlviyet ettiii
bir hadtse göre Ras-ıllullah (S) bir cenhede Umer'in bir kadına bajırdıjını eörm�· ve
Umer'e: •Yfi Ume-r! Bı-rak. Şu an gözün ağladığı_ gönlün mu,ibete çıı1"pıldığı 1'e ölüm
hadiıenin pek ııakın bulunduğu bir zo.ma.ndır- buyurmuştur.
Hu!Asa : Kadınların cenazeye ittiba'ları hakkındaki en kuvvetli ictihad bunun
tenzihen mekröh olmasıdır.
K!TABU'L-CENAt Z 115

35 - ( ) ......... : Buradaki iki tarik ravileri de Hişam'dan, o da


Hafsa'dan, o da Ummu Atiyye'den rivayet ettiler. Ummu Atiyye: . Biz
(kadınlar) cenazeleri ta'kib etmekten nehy olunduk. Cenazeleri ia'kib
etmek bizim üzerimize farz kılın.madı, demiştir.
. . . (H')
.;Jt � j _.L

(12) ÖLÜYÜ YIKAMAK HAKKINDA BAB

36 - (939) : Ununu Atiyye (R) şöyle dedi :


Biz ·kızını yıkamakla meşgul bulunurken Peygamber (S) yammıza
girib şöyle buyurdu: «Kızımı su ve sidr ile üç yahut beş, hatta luzum ·
ettiğini görürseniz bundan daha fazla da yıkayınız. En son yıkayışta
kafur yahut kafur nev'inden bir koku kullanınız. Yıkam�yı bitirdiğiniz­
de bana bildiriniz».
Biz yıkamayı bitirince Peygamber'e haber verdik. Rasuiullah bize
hıkıv denilen kendi_ izannı verdi ve: «Bunu ·kızıma iç gömleyi yapınız!»
buyurdu. •

37 - ( ) ......... : Ununu Atiyye (R) : Biz Zeyneb'in saçını taradık


(sonra da kalınca) üç bukle yaptık, dedi.
116 SAHlH-1 MUSLİM

38 - '( ) ......... : Buradaki üç tarik ravilerinin hepsi de Eyyub'-


dan, o da Muhammed ibn Sirin'den, o da Ummu Atiyye'den : Peygam.­
ber'in kızlarından biri vefat etti, diyerek anlattığını rivayet ettiler. Bun­
lardan İbn Uleyye hadisinde Ummu Atiyye: Biz, kızını yıkarken Ras(llul­
lah bize geldi demiştir. Malik'in hadisinde ise: Kızı vefat ettiği zaman
Rasulullah bizim yanımıza girdi demiştir. Bu ikinci rivayet, Yezid ibn
Zuray'ın, Eyyub'dan, o da Muhammed'den, o da U:mmu Aiiyye'den riva­
yet ettiği hadis _gibidir.

39 - ( ) Yine bize Kuteybetu'bnu Said tahdis etti. Bize Hammad,


Eyyub'dan, o da Hafsa (Bintu Sirin) den, o da Ummu Atiyyeden yukarki
hadis tarzında tahdis etti. Ancak o : «Üç yahut beş, yahut yedi hatta
luzu.ın ettiğini görürseniz bundan fazla da (yıkayınız)» buyurdu, demiş­
tir. Bir de bu Hafsa rivayetinde Umınu Atiyye: Peygamber'in kızının
başını üç bukle yaptık, de�ştir.
{ ) ... . . .. . . : Yine Hafsa (Bintu Sirin) dedi ki: Ummu Atiyye,
Peygaınber'in şu emrini de söyledi: «Onu tek su ile yıkayınız: Üç su,
yahut beş su, yahut yedi su:..
Umınu Atiyye : Biz onun saçlarını tarayıb üç bukle yaptık, dedi.
K!TA.SU'L-CENA!z 117

40 - ( ) : Ummu Atiyye (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) ın kızı öldüğü zaman Rasulullah bize şöyle dedi:
«Zeyneb'i tek su ile yıkayınız : Oç su ile yahut beş su ile. Beşinci yıka­
yışta suya kafur. yahut kafurdan bir parça koyunuz. Onu yıkamayı bitir­
diğinizde bana bildiriniz». Biz de yıkayıb kendisine bildirdiğimizde bize
hikve denilen izarını verdi ve: «Bunu Zeyneb'e iç gömleği yapımz» dedi.

41 - ( ) ......... : Ummu Atiyye şöyle dedi: Biz kızlarından biri-


ni yıkarken Rasulullah (S) bize geldi ve: «Onu tek su yıkayımz.ı Beş
defa yahut ondan fazla> buyurdu. Bu hadis de geçen Eyyub ye Asım ha­
disleri gibidir. Bu hadisde Ummu Atiyye : Saçlarım üç kısma ayınp her­
birini bir bukle yaptık. İkisi yan taraflarının biri de ön tarafındaki saç­
larından, dedi.

42 - , ) ......... : Ummu Atiyye (R) den:



Rasulullah (S) kızını yıkaması için ona emrettiği zaman Ummu Atiy-
ye'ye : «Yıkamaya onu sağ tarafı ile ve abdest azalariyle paşlayımz> bu­
.yurdu.
118 SAHlH-t MUSL!M

"'�-, • .,. .,ı � J l�ı •• .,.,,, ..._ ,,,, ı,, �... ,ı ... .,. ıı J• , .... I•�•
. 4:h� \ ı;r, r'l.5 .. �u\ J·.;•'-J 4-�J. \ .:.ı. � t, \J �.J'.. \ � �� ._,,,� (,, ·) � t f
_Al};;_ .. ... ,,.,. '\' .,.L1a�"\ •,,,
ıf' ' _,,. , ... . ... .il,•,,, -:-ı·_. 1 _1··- \ \i
1 , l.•'" "'
"J,,.
• 1 .,. S'} } • } ' ,,, •
.,. ,_
,,, ,. '

'-AA> ıJ' ' '- ıf' � ı..J


, � J . ,
'SJı::#.1 , U ıJ � �\ W .L> !

p � � J�
� J-) ..... \ -;J,_ . � t ��• .J� J

. 'ç� !��\ �\;:,·��� ::,,�, l) --�:;�\

43 - ( ) Ummu Atiyye (R) den :


. . .... . . .
Rasulullah (S) kızını yıkatmak hususunda oradaki kadınlara: «Yıka­
maya onun sağ taraflariyle ve abdest azalariyle. başlayınız> buyurdu 11• . ·

ll. Ununu Atiyye, Peygaınber'den aldığı emirleri yerine getirdiii gibi . bunları birer birer
ummete rivayet ettiği . için, bu Ummu Atiyye hadisleri fıkhın ölü yıkamak., husdsunda
en emtn mercii olmuşlardır. Ummu Atiyye hadisleri iki kardeıin rivAyetleri etrafında
döner. Bunlar, Muhammed ibn Sirin ile kardeşi Hafsa Bintu 'sirtn'dir. B� ··iki kardeşten
Hafsa, Muhammed'in hıfzedemediii kısımları tamamlıyor. Bu sebeble lbnu Munzir, ölü
yıkamak hadisleri içinde Ununu Atiyye hadisinden ala bir hadis yokdur demiştir. Bü­
tün hnAınlar bu hadtslere müracaat etmi§lerdir.
Bu hadislerde «Zeyneb'in saçını tarayıb üç bukle yaptık• fıkrası Um.mu Atiyye'­
nin ihbhıdır. Yoksa hadisler de bunun Peygamber tarafından vlk.i' eınir ve işAret
üzerine yapıldığına dair
bir kayıd ve rlylyet yoktur. •
Hanefflere ıöre saç iki bukle yapılıb kadının göğsüne gömleii.nin tistütıe konu­
llll'. Şafiilerce üç bukle y�pılarak arkaya uzatılır. Ahmed ibnı Hanbe.l ve İshak'ın mez­
bebleri de budur.
Bu hadislere göre. ölüye abdest aldırmak da sünnet oluyor.
K1TABU'L-CENA1z 119

(13) ÖLOYÜ KEFENLEMEK HAKKINDA BAB

44 - (940) . .... .... : �abbabu'nu'l-Erett (R) şöyle dedi :


. Rasulullah (S) ile beraber AllaQ. yolunda Allah'ın rızasını kasdede­
rek (Medine'ye) hicret ettik. Artık bizim ecrimizi vermek (Allah'ın va'-
dinin yerine getirilmesi olarak şer'an) Cenab Hakk'a vacib oldu. Yol­
daşlarımızdan bu ecir ve nimetten hiçbir şey yemeden ahirete gidenler
vardır.· Mus'abu'bnu Umeyr bunlardan biridir. Mus'ab, Uhud günü şehid
olmuştu da ona kefen yapacak bir şey bulunamamış ancak şehidin bir
kaftanı bulunmuştu. Bizler · o kaftanı şehidin başı üzerine koyduğumuzda
ayakları dışarda kalıyor, ayakları üstüne koyduğumuzda başı açığa çıkı­
yordu. (Bu yokluk karşısında) Rasulullah biz�: «Kaftanı başından iti­
baren sarınız, ayaklarının üstüne de ızhır· (denilen
· kokulu .ottan) koyu-
nuz» buyurdu.
Dostlarımızdan kendiJ.erine hicret . semeresi ulaşan ve bu meyveY:i
devşirenler de vardır.
( ) ......... : Buradaki üç tarik ravileriniri hepsi de İbnu Uyeyne'­
den, o da A'meş'den bu isnad ile yukariki hadis tarzında rivayet ettiler.

45 - (941) ......... ; Aişe (R). şöyle dedi:


R�sulullah (S) pamukdan dokunmuş suhuliyye denilen üç. parça be­
y�z Yemen bezi içinde kefenlendi. Bunların içinde gömlek ve imame de
yokdu. .zar ve rididan ibaret olan hulleye gelince bunun Rasulullah'a
kefen yapılinası için satın alınmış olunduğu hakkında insanlara bir şüphe
hasıl oldu. Neticede bu hulle terk olundu da Rasulullah pamu.kdan su­
huliyye denilen üç parça beyaz Yemen bezi içinde kefenlendi. O hulleyi
Abdullah' İbnu .Ehi Bekr ·ıİlllllştı da öldüğünde kendimi bununla kefen­
leyeyim diye onu muhafaza edeceğim, demişti. Sonra Abdullah : Aziz ve
Celil olan Allah, Peyga�ber'inin bununla kefenlenmesine razı olsaydı
i
Peygaınber'ini bunun içinde kefenlerdi. (Onun 'kefenlenmediğ 'bir hulleyi
120

ben de kefen edinmem deyib) bu hulleyi sattı, bedelini de tasadduk


eyledi.

46 - ( ) .. .. ..... : Aişe (R) şöyle dedi :


Rasfılullah (S) ihtida Abdullahi'bni Ebi Bekr'e aid olan bir Yemen
hullesi içine konulmuştu. Sonra Rasfılullahdan bu hulle çıkarıldı da mu­
barek bedeni (p_amukdan dokunmuş) suhiıl denilen üç parça beyaz Ye­
men bezi içinde kefenlendi. Bu parçalar arasında ne bir gömlek ne de bir
sarık mevcfıd değildi.
Abdullah bu hulleyi, içinde kefenleneyim diyerek kaldırdı. Sonra :
Onun içinde Rasfılullah kefenlenmedi ki ben onun içinde (nasıl) kefen­
lenirim dedi ve onu sadaka yaptı.
( ) ......... : Burada�i iki tarik ravilerinin hepsi de Hişam'dan bu
isnadla ayni hadisi rivayet ettiler. Fakat bunların hadisinde Abdullahi'­
bnu Ebi · Bekr kıssası yokdur.

47 - ( ) ......... : Ebu Seleme şöyle demiştir:


Peygamber'in zevcesi .Aişe'ye :
- Rasfılullah (S) kaç parça bez içinde kefenlendi? diye sordum.
- SuhO.liyye denilen üç parça bez içinde, dedi 12• •

12. Buhari'deki bir rivayet şöyledir :


Ebft Bekr hastalandığı zaman kızı Aişe'ye :
- Rasfilullah (S) kaç paı;ça bez ile kefenlendi'? diye sordu. O da :
- İçlerinde gömlek ve sarık olmaksızın üç parça beyaz pamuk bezinden ibaretti,
KlTABU'L-Cl!:NA:z 121
.
.:....f' -;.r �� ( \t)

(14) ÖLÜNÜN ÖRTÜLMESİ BA.BI

48 - (942) ......... : Ummu'l-Mu'minin Aişe (R) : Rasulullah (S)


öldüğü zaman bütün bedeni (hıbere denilen) beyaz Yemen bürdesiyle
örtüldü, dedi 13•
( ) ......... : Buradaki iki tarikde, Ma'mer ile Zuhri bu isnadla mu-
savi olarak ayni hadisi haber vermişlerdir.

dedi. Sonra Eb1l Bekr, içinde hasta bulunduiu elbisesine bakıb onda zaiferan lekesi
aörerek �
- Bu elbisemi yıkayınız ve buna iki parça_ bez daha illve edib beni bunların
içine sarınız dedi. Aişe der ki :
- Babacığım! Bu eskim.iştir, dedim. (Bunun üzerine muslimanların bu ilk ve bil­
yük halifesi :)
- Bunun yenisine diri ölüden daha layıkdır. Onda ancak kusuk ve cerahat lekesi
vardır, dedJ. Aişe : Salı eecesi oluncaya kadar vefat etmedi, sabah olmadan evvel de
defnolundu, demiştir. (Buha.ri: Cenair, mevtu ı,evmi �).
13. Hadisdekl hibere Yemen hürdü denilen ve pamuktan yahut ketenden dokunmuş çu-
buklu bir kumaştır.
Abe der ki : Rastllullah'm vefatı üzerine Eb1l' Bekr .ıunh köyündeki evinden ata
binerek Medlne'ye mescide geldi. Kimseye bir şey söylemeden dolru Aişe'nin odasına
girdi. Hemen RasO.lullah'a yaklaştı. Rasfilullah'ın· yüzü pamuklu bir Yemen bürdesi ile
örtülü idi. Yüzünden örtily(i · kaldırdı. -Ozerine kapandı ve (lld tözünün arasını) öpüp
ağladı. Sonra: Ya RasO.lallah! Babam anam sana fedl olsun. ValWıl Allah senin tize­
rine iki ölüm birleştinnlyecektir. Mukadder olan bu ölüm geçidini ise geçirmiş bulu­
nuyorsun, dedi... (Buhdri: Maradu'n-Nebiı,ı, uı! vefdtıchu).
122 SAHIH-1 MUSI.JM
..
�1 c/ u:-J J ıı:-� (\o)

(15) ÖLtiNÜN KEFEN İŞİNİ İHTİMAMLI YAPMAK HAKKINDA


BAB
. .
49 - (943) . ...... .. : Cabir ibn Abdillah (R) şöyle tahdis etti.:
Peygamber (S) bir gün hutbe ırad edib sahabilerinden bir kimseyi
zikretti. Ki o zat ölmüş ve akabinde cesedini tam örtmiyen bir kefen
içine sanlıb geceleyin gömülmüş. Peygamber, bir insanın buna muztar .
(mecbur) kalması hali müstesna, insanın geceleyin namazı kılınıb kabre
konuluvermesini men' etti.. Ve: «Sizden biriniz (din)' kardeşini kefenle­
eliği zaman kefenine ihtimam eylesin• buyurdu.·

;��-� t'---t' �� (,,)

50· -· (944) ......._. :.- ·:_-:Ebu Hureyre · (R) detı :


Peygamber (S) şöyle· buyurdu·: «Cenazeyi (itidal ile) sür'atlice· nak­
lediniz. Eğer hu ölü iyi bir kişi· ise bu bir hayitdir. (Belki· dedi '. ki)· onu
KİTABU'L-CENAlZ 123

(bir an evvel kabirdeki) hayır ve sevabına ulaştırmış olur�unuz. ]::ğer bu


cenaze iyi bir kişi değilse bu da bir şerdir. (Bir an evvel) o şerri omµz­
larınızdan atmış bulunur�unuz».
( ) · ....... ;. : Bu iki tarik ravileri de Zuhri'den, � da Said'den, o da
Ebu Hureyre'den, o da Peygamber'den rivayet ettiler. Ancak bunlardan
Ma'mer hadisiJ?-de: Ebu Hureyre'nin bu hadisi Peygamber'e ref' ettiğini
kesin olarak bilmekteyim, demiştir.

51 - ( ) : Ebu �ureyre (R) şöyle d�di :


Rasulullah (S) dan işittim buyuruyordu ki : «Çep:azeyi' �ür'atlice nak­
lediniz. Eğer cenaze iyi bir kimse idiyse onu hayra. (çabuk) yaklaştırmış
olursunuz. Eğer cenaze iyi. bit kimse �eğilse o bir şerdir.. O şerri· omuz­
larınızdan (ça�uk) indirmiş olursunuz» 14•
lı,•l�ı_, ;,;�ı J- ;,>wJı J-d -:'� ( \'V)

14. Buhari'de :
Ebü Said Hudri'den: Rastilullah (S) buyurdu ki:· «Cenaze (tabüta) konulub er­
kekler omuzlarına yüklendikl�rinde o �ize iyi bir kişi ise.: · Beni <sevabıma) ulaş­
tırınız, der. Eğer cenaze kötü bir kişi ise: Eyvah! Bu cenazeyi nereye götürüyorsunuz?
diye feryad eder. Cenazenin bu sayhasını (gafil) insandan başka her varlık işidir. İnsan
da bunu duysa derhal bayılır•. (Buhari: Cenciiz, kelamu'l-meyl,'it ale'l-cinaze).
124 SAHİH•İ MUSL1M

(17) CENAZE ÜZERİNE NAMAZ KILMANIN VE CENAZEYİ TA'KİB


ETMENİN FAZİLETİ BABI

52 - (945) ......... : Ebö. Hureyı·e (R) şöyle dedi :'


Rasulullah (S) : •Her kim cenaze namazı kılınıncaya kadar cenazede ·
hazır olursa ona bir kırat, her. kim de gömülünceye kadar cenazede hazır
bulunursa ona da iki kırat vardır» buyurdu. İki kırat nedir? diye sorul­
du. Peygamber: «İki büyük dağ gibi» diye cevab verdi. (Yani iki büyük
dağ kadar sevab vardır buyurmuş oluyor).
l3u hadisin üç ravisinden Ebu Tahir'in hadisi burada sona erdi. Di­
ğer iki ravi ise şunu ziyade ettiler : İbnu Şihab dedi ki : Abdullah ibn
Umer'in oğlu Salim şöyle dedi: İbnu Umer cenaze üzerine namaz kılar,
sonra aynlır giderdi. Ebu Hureyre,-nin bu hadisi kendisine ulaşınca İbnu
Umer: Yemin olsun birçok kırat sevabları zayi' ettik dedi.
. . ( ) ......... : Bu iki tarik ravileri de Ma'mer'den, o da Zuhri'den, o
da Ebfı Hureyre'den, o da Peygamber'den •iki büyük dağ» sözüne kadar
rivayet edib ondan sonrasını zikretmediler. Bunlardan Abdu'l-A'la hadi­
sinde : cCenAzenin işi bitirilinceye kadar»; Abdurrazzak hadisinde ise :·
«Cenaze lahde konuluncaya kadar» sözleri vardır.
( ) . .... .. . .. : Burada İbn Şihab : Bana Ebu Hureyre'den, o da Pey­
gamber'den Ma'mer hadisinin benzerini birçok kimseler tahdis etti dedi
ve sonunda : «Gömülünceye kadar cenazeyi ta'kib eden» sözünü de söy­
ledi.
KITABU'L-CENAİZ 125
53 - ( ) ......... : Ebt1 Hureyre (R) den:
Peygamber (S) : «Her kim bir cenaze üzerine namaz kılar ve cena­
zeyi ta'kib etmezse ona bir kırat vardır. Eğer namazdan sonra da cena­
zeyi ta,kib ederse bu sefer ona iki kırat (sevab) vardır• buyurdu. İki kı­
rat nedir? denilince de «Onların en küçüğü Uhud dağı gibidir• buyurdu.

_r/...., Y.,.ı\ '-f..,.1.>.. • ..vY


. ı-'•;::-,"'•� ..�!-....�.... �ı:.,_,,

-�� 8'�. ,,(':'--


.,.,,, ,,.,. ,,, .... ... ,.,,... , ,.
,)_ J.J. (.;.iı, ( ... )- ot
• , r .....- " ., .. .,. .,. .
" . '
�i\ ,;J . 1\� ,� :J�... 'j �� � ». J\i . � �n ç;.' ;;_:; �' �
?.'� 2.i �
, t J!�
• « ;'>\ ,,.... � .ı-
, • J ....c..ıü
.. 1-'-' ,..,. • ...,
, \"�•h..., ! •..t. .ıA c' -- ,. ., .. ..... Ü C :'u.,
,. . \ 1\J,.: c..:,..li: .,,.Jl• �
•lıı.,, "

54 - ( ) .... , .... : Ebu Hureyre (R) den:


Peygamber (S) : «Cenaze üzerine namaz kılana bir kırat vardır. Kab­
re konuluncaya kadar cenazeyi ta'kib edene de iki kırat (sevab) vardır»
buyurdu.
Ravi Ebu Hazım der ki: Ya Eba Hureyre! Kırat nedir? dedim. Uhud
dağı gibi, dedi.

55 - ( ) ......... : Nafi' tahdis edib dedi ki:


İbnu Umer'e:
- Ebu Hureyre: Rasulullah (S) dan işittim: «Cenazeyi ta'kib eden
kimse için bir kırat ecir vardır• buyuruyordu diyor · (siz ne dersiniz?)
denildi. Bunun üzerine İbnu Umer :
- (Artık) Ebu Hureyre de bize (hadis rivayet et:r;nekte) çok oldu,
dedi. Akabinde Aişe'ye bir haberci gönderib bunu Aişe'den sordu. .Aişe
de Ebu Hureyre,yi tasdik etti. Bunun üzerine İbnu Umer :
- Yemin olsun ki Allah'ın birçok kıratlık ihsanlarını almakta ku-
sur ettik, . dedi.
126 $AHIH-İ MUSI:JM

56 - l ) .. ..... . Sa'du'bnu Ebi Vakkas (R) şöyle anlatmıştır:


Bir kere Sa'du'bnu Ebi Vakkas kendisi Abdullah' İbnu. Umer'in ya­
nında otururken, oraya Maksure sahibi olan Habbab (R) da .geldi _ve:
· - Ey Umer'in oğlu Abdullah! Ebu Hureyre'nin Rasulullah'dan şöyle
buyururken işittim dediğini. duymaz mısın?: «Kim, cenaze ile beraber
cenaze evinden çıkar ve cenaze nam�zım kılar da sonra defnedilene ka­
dar cenazeyi ta'kib ederse ona her biri Uhud dağı kadar olan iki ' kırat
ecir verilir. Kim, cenaze namazını kılıb da sonra dönerse ona da Uhud
dağı kadar bir ecir veriliı;-». ·
(Sa'du'bnu Ebi Vakkas der ki:) Bunun üzerine İbnu Umer, Ebu Hu­
reyre'nin bu rivayetini sorub anlamak ve Aişe'nin ne dediğini öğrendik­
ten sonra gelib kendisine haber vermek üzere Habbab'ı Hz.· Aişe'ye gön­
derdi. Sonra İbnu Umer· mescidin çakıllanndan bir avuç alıb onları elin­
de döndürüyo�du. Nihayet elçi Habbab geldi ve İbnu Umer'e Aişe'nin:
- Ebu Hureyre doğru söylemiştir, dediğini bildirdi. Bunun üzerine
İbnu. Umer elindeki çakılları yere çarptı sonra da:
- Andolsun biz birçok kıratları almakta kusur ettik, dedi 15•

15. Saidu'bnu Maruıur'un rivayetine göre Ebtı Hureyre meseleden haberdar olunca lbnu
Umer.'e gelmiş. Bu defa da birlikte Aişe'nin huzuruna gitmişlerdir. İbnu ·umer Ai§(!lye
hitab ederek :
.:.... Ey Mu'minlerin anası! Allah sizden sorar. Siz Rasiılullah'dan böyle bir· şey
söylediğini işittiniz mi? diye ihtil.Af sebebi olan meseleyi takrir eder. Hz. Aişe: 1

- Allah biliyor ki işittim, diye cevab verir.


Velid'in rivayetinde bu hadisenin şöyle bir devamı da bildirilmiştir: Bunun tıze­
rine EbQ. Hureyre İbnu Umer'e:
- Beni Rasfilullah'dan- ne badiyede ağaç dikmek, ne de çarşıda alış veriş meş­
g(il etmemiştir. Benim bütün işim eftcüm Ras-ıllullah'ın verdiği lokmayı yemek, ne bil-
dirirse onu bellemek idi. İbnu Umer de:
- Biz de Ras<ilullah'ın huz1lrunu ihtiyar ettik. Bize de Rasfilullah hadislerini
bildirdi, diye mukabele etmiştir..
KtTABU'L-CJ:NAlZ 127

57 - (946) ......... : Rasulullah (S) ın azadlısı Sevban (R). dan:


Rasulullah (S) _: «Kim bir cenaze üzerine namaz kılarsa onun için
bir kırat (sevab) var�r. Eğer defninde de hazır bulunursa iki kırat olur.
Kırat Uhud (dağı) gibidir» buyurdu. _
( ) ......... : Buradaki iki tarik ravilerinin _hepsi de Katade'den bu
isnad.la o hadisin benzerini rivayet ettiler. Bunlardan Said. ve Hişam ha­
dislerinde: Peygamber'e kırat (ın mahiyetinden) soruldu da kendisi:
« Uhud dağı gibi» buyurdu.

(18) HER KİMİN ÜZERİNE, YOZ Kişi CENAZE NAMAZI KILARSA,


BUNLARIN CENAZE HAKKINDAKİ ŞEFAATLARININ
, (DİLEKLERİNİN) KAB-OL EDİLECEĞİNE DAİR BAB

58 - (947) ......... : .Aişe (R) den:


Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: «Muslimanlardan sayıları yüze
ulaşan bir cemaatın hepsi ölü "için şefaat ederek cenaze namazı kılarlarsa,
bunların o kimse hakkındaki şefaatları muhakkak kabul edilir·> 16•

16. Bu hadis Tirmizi'de şöyledir:


Aişe (R) den, Peygamber (S) buyurdu ki: •Erkek olsun, kadın olswı musliman­
lardan ölen bir kimsenin ölüsü üzerine muslimanlardan sayılan yüz kişiye varan bir
128 SAH!H-1 MUSI.JM

(19) HER KİMİN ÜZERİNE KIRK KİŞİ CENAZ;E NAMAZI KILARSA,


BUNLARIN CENAZE HAKKINDAKi·ŞEFAATLARININ KABOL
EDİLECEĞİNE DAİR BAB

59 - (948) ......... : İbn Abbas,ın azadlısı Kureyb şöyle demiştir:


İbnu Abbas (R) ın Mekke ile Medine ·arasındaki Kudeyd'de yahut As­
fan'da bir oğlu ölmüştü. İbn Abbas bana:
- Ya Kureyb! Çık bak bakalım cenaze için halle toplandı mı? dedi.
Ben de çıkıb baktım t cemaat toplanmıştı. Kendisine cemaatın toplandı­
ğını haber verdim.
- Cemaatın kır� kişi olduğunu tal_ımin ediyor musun? diye sordu.
- Evet kırk kişi vardır, dedim. İbnu Abbas:
--Öyle ise cenazeyi çıkarınız. Çünkü ben Rasulullah (S) dan işit-
tim: «Hiçbir musliman kişi yokdur ki ölüb de,· Allah'a kat'iyyen şerik
koşmıyan kırk kişi cenazesinde bulunub namazını kılsın da bunların ölü
hakkındaki dualarını Allah kabul etmesin» buyuruyor_du, dedi.

zümre namaz kılıb onun hakkında hayır dilekte bulunursa bu ölü hakkındaki şefAatları
muhakkak kabul olunur•.
Peypmber 'burada olduğu aibi bir kere yüz kişinin ölü hakkındaki ıeflatını bil­
dirmi§tir. Bunu işidenler bu rakamı haber vermişlerdir. Muteaklb bi.bda ıörilleceii
üzere bir başka zamanda da kırk kişinin §efiatmı haber verm.i§tir. Bunu işidenler de
bu duyduklarını haber vermiflerdir. Sonra bir defa da üç saff cemAatın ölü lçliı ıefia­
tini haber vermiştir. Bu üç saff isterse sayı itibarıyle kırktan az bile ohun. Bunu du­
yanlar da bunu haber vermişlerdir. Bunlar birer aded mefhtimlarıdır. Usulclllerin
cumhuru adedlerin mefhumları ile ihtica•c etmemiılerdir. Binaenaleyh yüz kipJfk ce­
mlatın şefaatmm kabul edilmesi daha azının şefaatinin kabul edilmesini men' etmez.
KtTABU'L-CENAlZ 129

J}•�.;..}.r;-�J-.cJ.�� (r)

(20) ÖLÜLERDEN HAYIR VEYA ŞERLE ANILANLAR HAKKINDA


BAB

60 -. (949) . . . . . . . . . : Enesu'bnu Malik (R} şöyle dedi :


Bir. cenaz� geçirildi ve hayırla anıldı. Bunun üzerine Peygamber
(S) : «Vacib oldu, vacib oldu, vacib · oldu:. buyurdu. Bir cenaze daha �e­
çirildi, bu da şer ile tavsif edildi. Bunun için de Peyg'!lmber (S) : « Va­
cib oldu, vacib oldu, vacib oldu• buyurdu. Umer :
. - Anam babam sana feda olsun! Bir cenaze geçirildi ve şer ile tav­
sif edildi. Bunun üzerine : Vacib oldu, Vacib oldu, ·vacib. oldu» dediniz.
C

Bir cenaze daha geçirildi, o da şer ile vasfeclildi buna da : « Vacib oldu,
vacib oldu, ._vacib oldu» buyurdunuz (Bu niçin)? diye sordu. Rasulullah:
-- Hayırla andığınız kimseye cennet vacib oldu. Şer ile vasfettiğiniz
kimseye de cehennem vacib oldu. ,(Çünkü) sizler yeryüzünde Allah'1n
· şahidlerisir..iz. Sizler yeryüzünde Allah'ın şahidlerisiniz. Sizler yeryüzün�
de Allah'ın şahidlerisiniz buyurdu.
130 SAHIH-1 MUSLJM

( ) ......... : Buradaki iki tarik ravileri de Enes'in: Peygamber'in


yanından bir cenaze ·geçirildi... diyerek anlattiğını bundan önceki hadis
tarzında rivayet ettiler. Ancak Abdulaziz'in bundan önceki hadisi daha
tamamdır.

v;;
...
,•,:\. .,.r-!1--•
(.ıi ....�;. ..ı. �\ J• , .... 1 ,_-;;;
t.J'. >J:)ı;-1 ,.. e., ·
... J
t:.ı"J..> �- � �-:-S
.,. ,.. ... . (.--;.;; .,. • (.Sl.,! .!
L:,, ,A_,. >'1 "•
4.1. );:;,>
.>..J.
1 • �- J ( · · ·)

u, ..... • •ı ' ...... • � .. , • ., ·• '• " •


.?J j ı.:,c , J •ç, j .l...� ,:;c, �:• LJ \ j �- '-1 �!,\ f......" .ı)'-"'\"•;A;,,. • �"'\�" ı'•'
..
, �.vu ı) �.}...-...
,.,,,. .,..""". ,,., .ı
,,, .,,....... ,,..,,, .; ,., ., ,,. -:
,
.,,,
j:} -½"

Jl lr;� j c·}�\ı (,,)�\�


,
.
•' l, ......... ,
�\�)
.,,, .,,, -:
... t. ,.
�f-t >> ;-:�� �-� ..... ... ... • ... • ... -
�M:1->'�j.
-� ııı ,;

... ....... ...
�;1 �c,ö)\:;� ı.:r�
,\ ....

. (21) (ÔLMESİYLE YA) KENDİSİ RAHATLIYAN VEYA


KENDİSİNDEN KURTULUNAN HAKKIND:A. GELEN
HADİS BABI

61 - (950) .... .... . : Ebu Katade İbnu Rıb'iy (R) şöyle tahdis eder
idi: Rasulullah (S) ın yanından bir cenaze geçirilmiş idi. Rasulullah:
- Kendisi rahatlıyan veya kendisinden kurtulunandır, buyurdu. · Sa­
habiler:
- Rahatlıyan veya kendisinden rahatlanan nedir? diye sordular. Bu­
nun üzerine:
- Mu'min olan kul dünyanın yorgunluklarından rahatlar, kötü olan
kula gelince, ondan da diğer kullar, şehirler, ağaçlar, hayvanlar kurtulub
istirahat ederler, buyurdu.
( ) ......... : Buradaki raviler de yine Ebu Katade'den, bu hadisi
rivay�t ettiler. Bunlardan Yahya ibn Said'in hadisinde : «Dünyanın eza­
sından ve yorgunluklarından kurtulub Allah'ın rahmetinde istirahat eder»
tarzındadır.
KlTABU'L-CENA1Z 131

62 - (951) ......... : Ebu Hureyre (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) Necaşi'nin vefatını, Necaşi öldüğü günü insanlara ha-·
ber verdi. M�teakibe!} halkı musallaya çıkarıb dört tekbir aldı 17•

63 - ( ) .. �.. .. . . : Ebu H ureyre (R) şöyle demiştir :


Rasulullah (S) Habeşlilerin sahibi olan Necaşi'nin ölüm haberi.ili

17. Cenaze namazının iftitah tekblrinde imlml.ar arasında bir ihtilif kaydedilmemekle be­
raber diğer tekbirlerin adedinde, selamın bir veya iki ·oıacaimda sırren yahut �
olacağı hususlarında ihtilaflar vardır. EbO Hureyre hadisinin son fıkrası cenhe nama­
zının dört tekbirle kılınmasına karşı açık olarak delllet etmektedir. Alimlerin cumhdru
bwıunla istidlal etmişlerdir. Bazı alimler de cenaze tekbirlerinin beş oldutunu, diler
bazıları yedi olduğunu, bir başka grub da üç olduiunu ileri sürmüıler ve buna kail
olmuşlardır.
İbnu Kudame bir umOmt kaide bilinde sunu bildiriyor: Muhtelif memebler ara­
sında cen_aze namazının yediden ziyade ve dörtden noksan tekbirle kılınması eliz olma­
dığında ihtilaf kaydedilmemiştir. Fakat evla olan dört tekbirle kılınması ve dört. üze­
rine ziyade edilmemesidir. Tekbir adedi hakkındaki alimlerin ihtilafı hep bu .dört aded
ile yedi sayısı hakkında cereyan etmiştir.
132 SAHİH•! MUSL1M

onun öldüğü günde i•lan etti ve: •Kardeşiniz ıçın (Allah'dan) mağfiret
dileyiniz• buyurdu. İbn Şihab der ki: Bana Said ibn Museyyeb tahdis
etti. Ona da Ebu Hureyre tahdis etti ki Rasulullah musallada sahabile­
riyle beraber saff bağlayıb cenaze namazı kıldırdı. Bunda Necaşi üzerine
dört aded tekbir aldı.
( ) ......... : Buradaki raviler de İbn Şihab•dan iki . isnad ile bun•
'

dan önceki Ukayl rivayeti gibi rivayet etmişlerdir.

. 64 - (952) .. ... .... : Cabiru'bnu Abdillah (R) dan :


Rasulullah (S) Necaşi Ashame üzerine dört tekbir alarak (ğaib) ce­
naze namazı kıldırmıştır.

65 - ( ) . .. ....... : Cabir ibn · Abdillah (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) : «Bu gün Allah'ın iyi bir kulµ olan Ashame öldü:ıt
dedi. Akabinde ayağa .kalkıb bize imam oldu ve· onun üzerine (ğaib) na­
m-azı kıldırdı.

66 - ( ) ......... : Cabir ibn Abdillah (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) : «Bir kardeşiniz ölmüştür. Binaenaleyh kalkınız ve
ona cenaze namazı kılımz• buyurdu. Bunun üzerine kalktık ve kendisi
bizleri iki safi yaptı.
KlTABU1L-CENAJZ 133

.. J3 �J
""\"
• .,.) �
;-j • • ,,o-_?':-:]
1'' \ �-�
.... C �:•�,·
l� � . .J:.J'":At ,. .,�t'A"•"•<'t
J j_\}
.,.
.U (-- \ı;_,1�,I �,,,
#oÜ\l� �
\ �. J � > "J'\;
U.J-.)
--
.
. • « •i?ı--' - »
\;. l Jl
. '

67 - -(953), . . . .. . ... � İmran tbn Husayn (R) şöyle dedi :


. Rasulullah (S) Necaşi'yi kasded�rek :· «:Sizin bir kardeşiniz ölmüştür.
Binaenaleyh kalkınız ve ona -namaz kılınız»· buyurdu. Buraçlaki tarikin
biri olan Zuheyr'in rivayetinde·: «İn�e ehakum (.:...... kardeşiniz)»· tarzın-
... . ' '

dadır.
�H �.ijw,Jt -il..("�)

�:;l � �I� (Yı.:. : �� . /;,)ı/� � 1.:J.,(a:"(} \� ::,:.;. l.:Jiı (\O!) :--: �"

. (��\ 4� ;,C; . ::,�? t: �� "'�i �J :J=o � �:\_ J_;�-�, � �=:•·)\ �:, -�(·��l\ �
.. - . ·. . .. ·

'-"'• ,. .).>... .J;aAJ ,...--\...A


�--� . ,.. , ı.,rl:;:� ,U,. ....- ,�=:11 · 'J1ll· pl ,.,_......L.r.·
... ,4.J.• �:..\,� • _"' ---�i'��
� J.>.. A , • , ::,�ı� •� ��
,, •.ı.J--:.�;�•U -�td\
• --,� .
U
,,,. ,,,. , . ,. �
w

. .

_,.:;1;. ı):.:,. �i; J::.:;. �:,;. Jı� �ı�_;� �\: j�f.!fiKI�� �J; F
. �\;� �\, ��,::. ::,� ,_ �ü =-·�.fü �- �..�:; = J.!c.ı �Y� .. r���, �
� ·•

;" •. . •
l , • ' .• •- :, • ; \

(23). KA�İR ÜZERİNE CENAZE NAMAZI- BABI

Bize Hasenu'bnu'r-Rabi' ve Muhammedu'bnu. Abdillah


68 _;_ (954)
ibn Numey� tahdis edib dediler }d: Bize Abdullah ibn İdris, Şeybaniden,
o da Şa'bi'den. tahdis etti ki: Rasulullah
. (S) cenaze defnedildikden son-
ra bir kabir üzerine d�rt tekbir. alarak namaz kıldırmıştır. Şeybani der
ki: Şa'bi'ye ·: �u hadisi sa�a. kim· tahdis etti diye sordum. S_ika (yani iti­
mada layık olan),· Abdullah ibn Abpas, dedi. Hasen'in hadisinin lafzı bu­
dur. İbn Numeyr rivayetinde ise şöyle demiştir:·
Rasulullah ·taze bir kabre vardı, üzerine namaz kıldı. Cemaat,.•
arka-
sında satf bağladılar, .o da dört tekbir aldı.
134 SAHlH-1 MUSIJM
İbnu Amir'e: Sana kim tahdis etti diye sordum. Bana sika, orada
hazır bulunan İbnu Al;>bas nakletti, dedi 18•
( ) . .. . . ... . : Buradaki altı tarik ravilerin hepsi de Şeybani'den, o
da Şa'bi'den, o da İbnu Abbas'dan, o da Peygarnber'den bu hadisin ben­
zerini rivayet ettiler. Bunlardan hiçbirinin hadisinde Peygamber (S)
onun üzerine dör� tekbir al9-ı kısmı yoktur.

,.
69 - ( ) ......... Buradaki· iki tarik ra:vileri de Şa!bi'den, o da
İbn Abbas'dan, o da Peygamber (S) · den kabir üzerine na:q1.az kıldığını
yukardaki Şeyba·ni hadisi tarzında rivayet ettiler. Bunları;n hadisinde· de:
Ve dört tekbir aldı, kısmı yoktur.

70 - (955) ..... .... Enes (R), (şöyle demiştir) :


Peygamber (S.) bir ·kabir üzerine namaz kıldı.

�':;) �)41 v;:.� � ��; �?';.t, Jl;:,n


.,,.
�:.ı\�ltrNJ (,O,)-v,
� �;-�� �\:; ' �\) �\:; ' �({)\ f; � lr� ( fj �\ ;�J) �� {:: �: �� ( �r��
,.,. ,, - \ı'::...::
A

(� :,i > r;� Jb . � �ı J;.; ı;.:ı:i,; < �G. :,i > �:-.iı ;.r, ::,;? ,ı?:,:. 'ii:;.ı �i
, .... ,., �.... , >�...• .,."f;.---.-- ,.,, . ,,•..,-. •,:...., ,_, ,.,- ... ., >--�
Jw.("..J''\_,\) .ı•' ,.,µ �� :J\; .« <.J,..,.:i�\ r'-) )\i\ı J\i -��: \j\ii
'(.:: >

f ,,, •} _, > ı- • � , > ,., ııı t l


,.,�, \)L, . ½�� J uı; öt_,ı; ;;�, !�:;. �l, J\i (. Ci:ı; J�. �J"'iJ « !?. 'J J,.,J;,
, ·iı:,
1

•« ri:ı� � i�� � , �fa.�:,:;,,


18. Kabir hakkında AyeUer :
a. •O kahredileıi in&an., ne na.nköniii o! Onu (yaradan) hangi ıeııden vcı.mddı? Bir
da.mla .·ıudan ya.rcıddı ·oo
onu bi�mine k011du. Son,-a, onun 11olunu kola11uııtı,-dı. SonTıı
onu öidünib kabre ıoktu. Da.ha ıon.ra di�diği zama.nda. onu tekrar diriltecek• (Abese :
17�22).
b. •Biz, rizi ha.kir bir ıudan ııaradmadık mı? Onu ıağlam bir 11erde tutub da
ma.'ltlm biT 1'akta kadaT. lıte bi.ı (bunu) kudretimizle ı,aptık. Demek ki biz ne s,ü.zel
kadirleriz (kudretimizi) 11alan ıa.11antann ı,aı, o gün haline! Biz arzı bir toplantı ytti
11apmadık mı? Dirile,-e de, ölülere de• (el..Murselat: 20-26).
xtrABU'L-CENAtZ 135

71 - (956) .......... : Ebti Hureyre (R) den, (şöyle demişt�r) :


Bir zenci kadın (yahut bir genç kimse) mescidi süpürürdü. Bir gün
Rastilullah onu göremedi. Ve o ne oldu? diye sordu. Sahabiler : O öldü,
dediler. Rasulullah: Bana (vefatını) haber vermeli deyil miydiniz? dedi.
Sahabiler sanki onu küçümsemişler ve önem vermemişlerdi. Bunun üz�
rine Rasulullah: «(Haydin) kabrini bana gösteriniz• buyurdu. Kendisine
gösterdiler, o da bu kadının kabri üzerine namaz kıldı. Sonra şöyle bu­
yurdu : «Şu kabirlerin _içi kabir sahiblerine (azab olacak kadar) zul­
metle doludur. Allah Teala üzerlerine kılacağım namaz· ile onları aydın­
lık yapar•.

� t:L.: ıj� . -J� Z: 1j j;�j\ Z: �J � �.\ � F. ;\ �� J (,ov) - V\'


. - , ,
,,. ,,. ,,.
... ,.. r_�.ıı .. ....... ,•• \
': ���
_ J\ f,:• �:,1
, ... ,: \�
....�, ,..,... f,:• J.f'
,,, ..ö:, � ... ,. •�:
. • .., • ( r:4� ;,,,.J1.,,\ 'J"\; J.. ) ��
.. :'
�� .�, 'I } .. �İ/ �J(.:: ,_,_;•L-:-- (:;-,.(.,, ,,.�,.;ı;(""'J..ı�\ .. (�•'\ � !f:.;_' ..� ,��>�'·...\?. "J�
ı:., J.>.. :� ı..1_

��ur; \ ..,)t) : \As � t. :J�,,. <.> ..ı; "'' !J . �. J ! . <.> �� .. ; ...,, •


. �¾'
. ..
72 - (957) ......... : Abdurrahman ibn Ehi Leyla şöyle dedi :
Zeyd (ibn Erkam) cenazelerimiz üzerine dört tekbir alırdı. Bir defa
o, bir cenaze üzerine beş tekbir aldı. Ben de ·bunun sebebini kendisinden
sordum: Rasulullah (S) beş tekbir de alır . idi, dedi 19•

;.,;�' ('l;i'' ":'� (" 1)


---

19. ·Bu hadisi dört Sünen .salµbleri ile TahAvl'de rivAyet. etmişlerdir. Kadi İyAd ıciyle der:
Bu hususta haberler ihtilaf etmiştir. İbnu Ebt Hayseme rivayetinde Peygamber'in dört,
beı, altı, yedi ve sekiz kere tekbir aldıjı haberi ıelmiştir. Nihayet Neclşt ölünce- Ra­
ıfilullah ona dört tekbir almııt;ır. Ve RuCUullah vefat edinceye kadar tekbir adedi bu­
nun üzerine yani dört tekbir üzerinde ılbit olmuştur. Bilahere sahabller bu hususd.a
üç tek.birden dokuz tekbire kadar ihtilaf ettiler. Ali <R) nin Bedr ehli üzerine altı,
diğer sablbller üzerine beş, daha başkalan üzerine· de dört tekbir alır olduğu rivayet
ediJmlıtir.
İbnu Abdilberr: Bundan sonra lemi' dört tekbir üzerine mün'akid oldu. Fakihler
ve fetvi ehli sahih hadislerde geldiği üzere dört tekbir üzerinde ittifak ettiler. Bu rivıa­
yetlerin dışındakiler, onlar indinde şazdırlar ve onlara iltifat olunmaz. Ben, memleket­
lerin fakihlerinden lbnu Ebi Leyli'dan başka hiçbir fakihin beş tekbir aldığını
·' bilmi-
yorum, der.. '. (NevevD.
136 SAHiH-! MUStJM

(24) CENAZE İÇİN i AYAÖA KALKMAK BABI

73 - (958) .. .. ... . . : Amir ibn Rabia (R) şöyle dedi : .


Rasl).lullah (S) buyurdu ki: «Si� bir cenaze gördüğtinüzde cenaze
sizi geride bırakana yaliut, cenaze (omuzlarqan yere veya kabre) konu­
lana kadar onun için ayağa kalkınız>;
. ,
., ,.
fi ... · .,
J,::; (.�;.,,,,.
U\ �,., \ • •" "'-:- , ,. , ..,.,,,,

. �� . rr;_,j_·_.1...� L:.·.1.►J l. ·...:..:ı lt.1.�


,,,.

f:�--� ;._�:; .,L:,;�.,


•�
. (...)-Vf
,A.

, ..
. · ; \·yıı·''
:.- ..Lf;_; '· \f3' .... ....
,,,,,,,, ,,,,,,,,

·ı .... t:
...

� �> �� , � . � .J'" J_ �;. 1 • �· j � 1 \; ;;.. 1 . ��;. �(�;.:-, ,,


., .
.;

....

> .
!;
} & • , . · � , ....

,-z" .... _,,i '1' .,,,.. J.. . �· ....


> '­
., • ·ı l-:.� ... ... ". " ..... r-:-.::; ... ... ,,. ' •
• �- .:.ı ""'-> . .1..•_ "1 ...... ı.:.," .1.-> J 9 . d .) �.-- � � 1 J .)' J, ....Lr::" ._; \ ' c...,-
1
'
... ...
... l:i
J:. ...__.�... :-,. ... J
.
, .. , • • • .. - ';J ,,,,,. . -- - ,,,,,. • '--1

.. "

J\�,., �.'f
.!ı� � :.ll .... " ... . ı;•.......
(....

.
....

, .... .... .... ,. .......


__ ., . ,. . .,,
'
...
�.... � ' "'"=.:; � --!.__ y- ' \ � ' �-� 0� ��\ � ---�► \ . �� 0: \ l:�.,ı.;.J 9
.,,,, ;ii ,,,,,. ,,
/ �
r,-:ıu;� ı:�t: ::,(- '��ı;. ;j�İ r{;.İ �t ıiı
c

. , .ı.ill .:, 1 f,•::ı: C' .,.- J 1 , :.-,ı.; �F


'-
J, , � • } • � ,... '} t $ 1
I - (._

I »
.. .
74 - ( ·) ... . . .. .. : Buradaki" dört tarik ravileri d�:-·)'İne · Amir ibn
��bia'dan, o da Peygamber'den rivayet ettiler ki Peygamber (S) şöyle
bu�rmuştur: «Sizin biriniz bir ce�az� gö�düğünde onunla beraber git­
rpiyec�kse cenaze o kimseyi geride bırakana kadar, yahut o kimseyi ge­
ride bırakmazdan
. .
.evvel cenaze yere ·indirilene kadar ayakta dursun».
. ,, �' r::...�.... ... r·, ,. , .,.... --.:. .... - �· :.' ... :,·'li....
.

r:� ..ı. � L1 �,;-t �t ►J- e.. . ?\.l'- l:t.1.,... . -J.:� .,: ı. d» J ( .... ) - v.o
� ,,.,
. u:� ! · .,l,.._ : .1.

. J:iı �ı G-i;.� e.. �ı f,�t;; 1,�:. � �:�\::'.>:;.. . J:jı �ı L-:':..;..J e.. �JJ ::,� t=;
\

· ,; ... > J. • \ r. .... --• ', -,� $ ı\' .... r.-..� -- · . , - ., • , - ' ....
. �.J� � \ ı:.ı� <.S::c J� \ � 1 ·r-:--
�.(:_"...ı>: U: " �� . � j...,, .l.:� ı.:, .l..► . � _; j_ �.s:. <J;• ...\>J t:. l:.ı"'�
r. .... .... • ....• • ... � ... ' ., •

��'
� J�:-e:..:
�-��\ .,, . �"��,,,, . ��� . ,,,.1.:.:.; , ,..._;2, ,.�l:-v,�,1�� '"' � �.u_;_ �ı<.
.,,,. . ,.�;uı ,,,�"..l� \ j. � �

b _. .ı.a:t <.i► , .. ı..ı.. �;-- ri=H/).:.�,\ , .1.�, '->(, 1.;1,


\,. '-,. ,....•-·�;:::... =, i, \,.. ,.... ,.. J ,.,. !lf ,...
J; 1
.« �.::.. ��
J,, r�l I}••,. ,..,. ,... • }�)'
ı.)t>

75 - ( ) ......... : Buradaki beş tarik ravilerinin hepsi de Nafi'den


bu isnad ile Leys ibn- Sa'd'ın· bundan evvelki hadisi· tarzında rivayet etti­
ler. Anca� bunlardan fbn Cureyc hadisi şöyledir:
Peygamber (S) buyurdu ki: «Sizin biriniz cenazeyi_ gördüğünde daha.
onu· g_örürken başlayıb çenazertjn ardından ·gitmiyecekse cenaze o kimseyi
�eride bırakana k�d�r ayağa kalksın>.

�, �!\�;,ti--� J;\ � J;.� 0� � .J; fi� . �;� J.\:; �(::; l:}� (,c,) - V\

- ' •« C'} J; ı.,�ı:? ,,; ;)�-�)::Şıı;ı: � �\ :.ı/...:; J� : J� . ;=;. �


76 - (9?9)° . ✓_ ......... -: Ebu Said (R) şöyle dedi:
KİTABU'L·CENAtz 137

. . ki : cBir cenazeyi
Rş.sulullah (S) ,, buyurdu .
ta,kib ettiğiniz
.
.zaman o,
( omuzlardan yere) konuluncaya kadar sakın oturmayınız».

78 � (960) .........
' . :· Cabir ıbn Abdillah (R) şöyle dedi:
Bir cenaze geçti. Rasulullah (S) cenaze için ayağa ·kalktı. Biz de (ona
uyarak) kendisi ile beraber aytğa kalktık ve·: Yl RasulaHah! O bir Ya­
hudi kadınınıri cenazesidir,· dedik. Bunun üzerine : «Şüphesiz ölüm kor­
kunç bir şeydir. Cenazeyi
l
gördüğünüzde hemen ayağa kalkınız> bu-
yurdu 20•

20. Bu hadisi Buhari, Ebiı DivOd . ve Ne� de riviyet etmiı!erdir. Burada ayaja kalkma
tıebebi •ölüm korkunç bir şeydir• ctimlesi ile tasr'h edilmiştir. Neıli'nin rivlyetinde
bu sebeb tasrih edilmiştir. · EbO. DiiVO.d'un rivlyetr daha zlyade tafsillidir. Şöyle ki :
Biz Rastllullah CS) ile beraber idik. :SU ıırada yanımızdan bir cenaze ıeçti. Ra­
sfilullah ayaja kalktı. Biz de kalkıb cenazeyi omuzlamak için koştuk. Varınca onun bir
YahO.dt cenizesi olduğunu ııör�ük ve : YA Rasruallah bu· bir YahO.di ceni.zesidir, dedik.
Rasfilullah : cÖlüm, korkunç ve ibret alınacak bir hadisedir. · Herhanıi bir cenhe eö­
rünce ayağa kalltınız• buyurdu.
Bu hadislerin bazısında kalbıaya sebeb cenazeyi görmek olarak · bildirUmi,tir.
Bazılarında da .ölüm· uyanmayı· gerektiren bir. mustbet olduğu _için ayağa kaJkd,:nalı­
dır buyunılmuş oluyor. Binaenaleyh ölüm bu hayatın sonunu hatırlatan bir hldlae ol­
ması cihetiyle ölünün müslim ve kafir cenizesi olması müsividir · .. Hem
· Adem . zUniyeti-
nin ölüsü herkes için, uyanma sebebi olabilir.
138 SAHiH-! MUSLtM

,, , • ,-:. - , '-
• - ı ,, . - - • t • ,. ,. r. ., • • - �... , •- - - :. -
&.»
� ?-! J\�. \ J_ --:;. \ ..,tN:ı:ı:�' \İ --�;. \ • �l_/..,H .l.: c. l:;'� . dl) j_ .l..� v-.
J ( ... ) -
• ... ,, .,, 1 ı., .. • ;;, ' 'ı .ıl,\l� & �·\\ '\; ... ,'l ,. "\"' ı'""'
. , ,�r..
• Ü) .i � ' �",, Ü.;-': j :�- � '-t' \ ",_: "',;,_
(
�-� C::..� .-,; \
79 - ( ) ......... : Ebu'z-Zubeyr haber verdi ki, kendisi Cabir�den
şöyle derken işitmiştir : Peygamb�r (S) yanından ·geçen bir cenaze için
(ayağa kalkıb) cenaze .görünmez oluncaya kadar ayakta durdu.·

� , .,,.
-
if ,,._;�'}\ -- --
i.J.
, .... > >• �l.l.:-;
.. , .... C,. (:::, �) ...J ,..,j_ '�� �::r.,
.,..l.-r. ı ,.1'.•-�',. .;• �••ı
;.r ... LJ,:.... '���_,LJC.
- · .... <..>".J-4 t:.t.l.► . ı \� .)..>.J ... ( ... )
.,.\_/\,•.,. �:I•... J. ;\.'...-��
.,. ,,,• ı•,
J J. , ..,,.

'('_, \_.• ,,,. �,, •l,,� • , )-J


. •j\:'=" �:l.ı:. � ..,.; '� �ıJ
,,,,,,,_ t.•
,, ,,,,. , , ....

.C:.
\
.J , G_r

-
\: : '} �:
:..
81 .__ (961) . .. .. .... : Abdurrahmani'bnu Ebi Leyla'dan :
Kaysu'bnu Sa'd ile Sehlu'bnu Huneyf Kadisiyyede bulunurlarken
yanlarından bir c�naze geçti. Bunlar ayağa kalktılar. Kendilerine:
- Bu cenaze, bu diyar ahalisinden (yani Zımmilerden) dir, denildi.
Kays ile Sehl de :
- Rasulullah (S) ın yanından bir cen�ze geçmişti. Rasulullah ayağa
kalktı.. Bunun bir Yahudi cenazesi olduğu kendisine bildirildiğinde : «Bu
da _(yaşayıb ölen) bir insan değil mi?» dedi.
( ) . .. . . .. . . : Buradaki riviler yine Amru'bnu Murre'den bu isnad
ile rivayet ettiler. Bu hadisde: Biz Rasulullah ile beraber bulunuyorduk,
yanımızdan bir cenaze geçti... demişlerdir 21•

21. Abdullah ibn Amr ibn As (R) �yle demiştir: Bir• kiımıe Rasdlullah CS) dan (bazı ,ey­
ler) sordu da: Ya Rasfilallah! Yanımızdan kafir cenazesi �e geçiyor, buna da ayaia
kalkacak mıyız? dedi. Rastllullah : •Evet, kafir cenazesine de kalkınız. Çünkil siz ha-
KlTABU'L-CENAtz 139

,,,. ,;- )'


• .lai (.
'
·� - 't , ,,,. ... ,_
� �\ u.,-;
' J ,,.
r": t; ._;\ � �� k �.\ �- �c 0� �·
,
�, - t ı,.
\
• -ıı! ,,, • ..,,. :� ,,.
.).>.

(25) CENAzE İÇİN AYAÖA KALKMANIN MUHAYYER· KILINMASI


BABI

82 -·- (962) ......... : Leys, Yahya'bnu Said'den, o da Yakıd ibn Amr


ibn Sa'd ibn Muaz'dan tahdis etti. Vakıadu'bnu Amr şöyle demiştir : Biz
bir cenazede bulunuyorken, Nafi' ibn Cubeyr, · beni ayakta gördü. Hal­
buki kendisi oturmuş cena'zenin konulmasını bekliyordu. Bana : Seni
ayakta durduran şey nedir? diye sordu. Ben: Cenazenin konulmasını bek­
liyorum. Çünkü Ebu Said Hudri Peygamberden böyle �ivayet ediyor, de­
dim. Bunun üzerine Nafi� şöyle dedi: Bana Mes'udu'bnu-.-Hakem, Aliyyu'­
bnu Ebı Talib'den tahdis etti. Ali (R) : Rasulullah (S) cenaze için ayağa
kalktı, sonra oturdu, demiştir. .
...'-'tr._\i .• 11-L:!i:J\
,c._�'t'
�.' • .,.,, J-
'J•,.,, \'•,'•
J � \ Ü: 1 J
.r r:� ./.
, .... ,.,., ($�
! 0:,J�- J
.
. ,�,,. ,:.. ( .-)
ı u_ .l.� U-» J . . . -, A:
:.......,,,_
, • > .,, .,,- .,,_"'
•� ., ., • .,, • .-
.,, ,,,,,.
'J' .., J I• \:;; ,..,ı _
\ .... '-" ., . ''1 • \ u_
1 ,.

J.- ,:ı • ).Jr • ., > • J .- O• ., "


i.J J.}IJ f:!- '-'. <.5-� J
�:: a • �,. .ol�� c.s�.,
....
. . f-. ►\ : \; .
::; , •
ı:ı J..> :

f-• ..
.,, .,,
,,,, ,,, ., .,, . ,,,,.

t? ı.S:
.
• t • f• ı · ... ., "• l , • 1'.• ...:, •
" ., ' �-ı
''l
.ıJ \ � o�>-\ c;;' l.,ı2J 1 ... _:ı,..
.. , ., J' ;: , -- �
' ...., ..-'-'.• ..->.,._.
, . • ., ıJ.. \ � ,.,P.►
-... \ �'=" .,,,,,,, �• ,.�· 1\ı• _ıJ• 1 '• \ .A.�. "'\ 1 ; . \.,. �.\

. :{.; r r\; � �' J.,�:, �1


... . ı ... • .,,,
�L! �, J.,'1: �Jl"' � ı � ��
, ., , � • t T... ,..._ , ,
f\:.:Ç' ... :ııı ı- =

J;.., ;� J:; � :iJ'J �\� -;.;;.� �--�� �'1... ���---.�� lil:,


t .,:;ı

. �)l;i, �-�J
.,., .,,,, \ .,,

kikatda) o kafir cenAzesine kalkınıyorsunuz. Beşer nefislerini kabzeden Allah'a ta'zhn


ederek kalkıyo�uz• buyurdu (Muadnıu Ahmed).
Peygaınber'in bu cevibında cenheye kalkmanın, cenazeyi ta•ztm değil fakat bütiin
hayat sahiblerine hayat ve matşetlerini veren Allfilı'm bunların ruhlarını alarak sön­
müş ve donmuş bir cüsse hükmüne koyduğunu hatırlattığını ve bu suret!� Hak Tella'ya
�•zim edilmiş olduğunu bildi�r.
140 SAHIH-1 MUSL1M

83 - ( ) Vakıdu'bnu Amr · ibn Sa'd ibn Muaz el-Ensari


şöyle haber ver_di : Ona Nafi' ibn Cubeyr haber vermiştir. Mes'ud da Aliy­
yu'bnu Ehi Talib'i �enaze hakkında şöyle derken işitmiştir: Rasulullah
(S) - cenaze geçerken -- ayağa kalktı, sonra oturdu.
Havinin böyle tahdis etmesi, Nafi' ibn Cubeyr'in Vakıdu'bnu Amr'ı
cenaze konuluncaya kadar ayakta görmesinden dolayıdır.
( ) Bize Ebu Kurayb tahdis etti. Bize İbnu Ebi Zaide, Yahya ibn
Said'den bu isnad ile tahdis f?tti.

, 84 -· ( ) ....... . Mes'ud'bnu'l-Hakem tahdis eder ki: Aliyyu'bnu


Ehi Talib şöyle. demiştir: Rasulullah (S) ı gördük ki cenazede kalktı.
Bunun üzerine biz de 'kalktık. O oturdu, biz de oturduk. ,,
( ) ..• ..•... .- : Buradaki iki ravi de bu had.isi bize tahçns ettiler, de-.
diler ki : Bize Yahya. el-Kattan; Şu'be'den bu isnadla tahdis ·etmiştir 22:
İ,>1-'Jı j � ,�.A'
"':"l (r-ı)

2!. Cenaze geçerken ayağa kalkılması hakkındaki emirlerin medlOlü hususunda alimler. ayrı
ayrı görüşlere slhib olmuşlard1r : Bazıları bu emirleri vucuba hamlederek cenaze ge­
çerken ayağa kalkmak vacibdir, .demişlerdir. Bazıları nedb ve müstehablığa hamletmio­
lerdir. İbn Hazın· bu .fikirdedir. Bazılan da vicib idi sonra nesholundu diye hükmet-
. mişlerdir. ·. .
. Nevevi emrin müstehablık için olduğunu ihtiyar
' etmiştir. Nevevi•ye göre nesh
. ··
yoktur. Nevevt : .. .
•Bunun gibi hususlarda· nesh da'vAsı sahih · deiildir. Çünkü · nesh birbirine zıd
ve muhalif hadisler ar�ını cem' ve tevcih_· mwnkin olmıyan hususlarda mür&caat edilen
ilmi bir çaredir. Burada ise böyle bir zaruret yokdur• diyor.
Kl'T.ABU'L•CENAİZ ı,.ı

(26) CENAZE NAMAZINDA ÖLÜ İÇİN (OKUNAN) DUA RABi

·a5 - (�63) ......... : Avfu'bnu Malik (R) der ki :


Rasulullah (S) bir cenaze üzerine namaz kıldırdı. Ben de onun dua­
sından şunları ezberledim. Rasulullah şöyle diyordu:
«ALLAHUMMA'ĞFİR LEHU VE'RHAM HU VE AFİHİ, VA'FU ANHU.
VE EKRİM NUZULEHU VE VESSİ' MUDHALEHU VE'ĞSİL HU Bİ'L­
MAİ VE�s-SELCİ
VE'L-BEREDİ. VE NAKKIHl MİNE'L-HATAYA KEMA NAKKAYTE's­
SEVBE'L-EBYADA
MİNE'd-DENESİ. VE EBDİLHU DARAN HAYRAN MİN DARİHİ VE
EHLEN HAYRAN
MİN EHLİHİ VE ZEVCEN HAYRAN MİN ZEVCİHt VE EDHILHU'L­
CENNETE VE EIZHU MİN AZABi'L-KABRİ (EV MİN AZABi'n-NARİ) ·
= Ya Allah! Onu mağfiret et, onu merhamet eyle ve onu her türlü
bela ve kötülüklerden selamette kıl. Onu afvet. , Vardığı yerde ona ikram·
eyle._ Girdiği yeri (kabrini) geniş kıl. Onu su, kar ve dolu ile yıka. Ve
onu beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gib_i hatalardan temizle. Ona dün­
yadaki . mekanı karşılığında ondan hayırlı bir mekan, aile ve akribası ye-­
rine dünyadakilerden hayırlı bir aile ve akriba, eşinden de ·hayırlı bir fiş
ver! Onu cennete koy ve kabir azabından (yahut cehennem azabından)
koru>.
Ravi : Bu duayı işidince keşki bu ölünün yerinde ben olaydıı:nt diye
temennide bulundum, dedi. ..
( ) Muaviyetu'bnu Salih şöyle dedi : Bana· AbdurrahmanFbnu Cu-
142 SAHlH..t MUSUM

beyr tahdis etti. Ona da babasından, o· da Avfu'bnu Malik (R) den, o da


Peygamber'den aynen bu hadis tarzında rivayet etti.
( ) Yine bu hadisi .bize İshak ibn İbrahim tahdis etti. Bize Abdur­
rahıhani'bnu Mehdi haber verdi. Bize Muaviyetu'bnu Salih cemian bu iki
isnad ile baştaki İbnu Vehb hadisi tarzında tahdis etti.

86 - ( ) ......... : Avfu'bnu Malik el-Eşcai (R) şöyle dedi:

Bir cenaze namazı kıldırırken Peygamber (S) den işittim şu duayı


söylüyordu :
«ALLAHUMMA'ĞFİR L EHU VE'RHAMHU, VA'FU ANHU VE A.FiHt.
VE EKRİM NUZULE H VE VESSİ' MUDHALE H VA'ĞSİLHU B1-MA1N
VE SELCİN V E BER EDİN. V.E JlAKKIHt MİNE'L-HATAYA KEMA
YUNAKKA's-SEVBU'L-E BYADU. MİNE'd-DENESİ. VE E BDİLHU DA­
RAN HAYRAN MİN DARİHİ VE EHLEN HAYRAN MİN EHLİHİ. VE
ZEVCEN HAYRAN MİN ZEVCİHİ. VE KIHİ FİTNETE'L-KABRİ VE
AZABE'n'."N.ARİ = Ya Allah! Onu mağfiret et, ona merhamet eyle. Onu
afvet ve onu hertürlü bela ve kötülüklerden salim kıl, vardığı yerde ona
ikram eyle! Girdiği yeri gepiş kıl. Onu su, kar ve dolu ile. yıka.. Onu be­
yaz elbisenin kirden temizlendiği gibi günahlardan°
temizle. Ona dünya­
daki mekanı yerine daha hayırlı bir mekan, ehli yerine daha hayırlı bir
ehil, eşi yerine daha hayırlı bir eş ihsan eyle! Onu kabir fitnesinden ve
ateş azabından da koru!»
K1TABU'L-Cl:NAtz 143

Ravi Avf: Rasulullah,ın bu ölü üzerine yaptığı şu duadan ötürü


keşki ölünün yerinde ben olaydım diye temenni ettim dedi 23•

23. Peyeamber'in cenflze n·amazında okuduiu başka dualar da vardır:


L
: Jtı. . �l:.Oı�-\ı i_,ı; .J� J&. v-� �' _a;. .:-J..ı, : �'� � WJ. Jj »
;.:_. t_;I \ ,J�'
· Abdullah'm oğlu Tal.ha şöyle dedi : İbnu Abbas'ın arkasında bir cenaze namazı kıl­
dım. O, Kur'an'ın Fatiha süresini okudu. Muteakiben de bilsinler ki FAtiha okunması
sünnettir, dedi. (Btı.Mri: Ceruiiz, kı-rıuıtu Fatihati'l-Kitab ale'l-cefflize).

r-
b.
: JLJ. ;;� J- �tJ,-; j..- Jı c� olli�.) • .vA J_I ı:.r, .1

ALLAlruMMA'CFİR Lt-HAYYİNA VK MEYY1T1NA VE SAClRINA VE KEB1RlNA VE


ZEKER!NA ·VE UNSANA VE Ş.AHİDİNA VE CAlBlNA!
ALLAHUMME! MEN . AHYEYTEHU M1NNA FE AHYİHİ ALE'L-1YMA.N VE
MEN TEVEFFEYTEHU MINNA FE TEVEF'F'E.ı-lU ALE'L-İSLAl.J!
ALLAHUMME! LA TAHRlMNA ECREHU VE LA TUDlLLENA BA'DEHU = Ebu
Hureyre şöyle dedi: Rasiilullah (S) bir cenaze namazı kıldırıb şöyle dui etti:
Ya Allah! Ölümüze, dirimize, küçüğümüze, büyüğümüze, erkeğimize, dişimize ve
burada bulunanımıza, bulunmayanımıza mağfiret et!
Ya Allah! Bizden yaşattıjın kimseleri iyman üzere yaşat. Öldürdüklerini de wam
üzere vefat ettir.
Ya Allah! Onun ecrinden bizi mahrum kılma ve ondan sonra biz.leri saptırma• <Ebd
Dlvdd, Tirmizt, Nesai>.
c. ALLAHUMME! ENTE RABBUHA VE ENTE HALAKTEHA: VE ENTE HE­
DEYTEHA Lİ'L-lSLAM. VE EN'I'E KABADTE RIDIAHA VE EN'l1: A'LEMU Bİ�
StRRtıIA VE ALANİYYETEHA. Cİ'NA ŞUFAAE FA'ÔFİR LEHU! Ey Allah'ım! Onun =
Rabbi sensin. Onu sen yarattın. Onu sen islAm'a hidayet ettin. Onun ,ıizll açık her ıe­
yini bilen de sensin. Biz şefiatçılar olarak geldik, onun günahlarını afvet- (Eb(} DAvQd,
Nesli).

--=' . •
d.
: Jtı. t ;Jl4-I� � ' ıt" • • 1\ l\
.J.� � .:.. -
•• J\�"' - ·".· •• 1 -
......�nı ı.:,·...-) ',JJ'l44 .s1
•.- ı,;,
. .•..a
v-

: J,11 r" • �· J- �, .ı.;ı.;.._u., �.,ş- �, ,.,� �1 .!l�ı "ı ..,-, L·ı


.:.,A �-. :
. �,-ı, . .!l-½6- İ..ı.r JI, .:,;1 "'iı ..J,� JI � J\s' • d:..I ı;;-_ı, .!I� '-'.,, .!I"'� �, ,..ıı
• •� V- J,� � J\( J\, ..,·t-lJ •J"jt l:...tt- J\( JI ,_.ıı � fi .:..ilJ

J �l.:JIJ c!lll. ı,)l.l. �\ ;.I JJ ) •� . l::,;.· "'iJ •�' l.!. J�-"'i ,..ıı
= Ebu Said Makburl (R) şöyle dedi : Ebd Hureyre'ye : Cenaze namazını nasıl kılarsın?
diye sordum da şu cevabı verdi :
Allalı'a yemin ederim ki sana bunu (ol�uiu gibi) haber verecejim. Aile ve efradı
arasında cenazenin arkasından . giderim. (Namazı kılınmak · üzere) konulduğu vakıt tek­
bir alıb (Fltiha'yı okumak sO.retiyle) AIWı'a hamd · eder ve Peygamber'ine de selat u
selim getirdikten (yani salavatları okuduktan) sonra :
Ey Allah'ım! O senin kulundur. Erke� kulunun ve dişi kulunun çocuğudur. Sen­
den başka ilah olmadığına, Muhammed'in de senin kulun ve ras(llun oldujuna eehidet
ederdi. Ve sen onu en iyi bilirsin.
Ey Alllh'ım! O iyi idi ise ona fazla ihsan et (yahut onun iylliiinl fazlalaştır),
kötü idi ise kötülUklerini afvet.
144 SAH!H-l MUSI.JM

87. - (964) ......... Semuretu'bnu Cundub (R) şöyle dedi :


Nifaslı {loğusalı) iken ölen Ensar'dan Ummu Ka'b adın:daki kadının·
cenaze namazını. Peygamber'in . arkasında kıldım. Rasulullah, cenaze na-
maz_ını kılmak için cenazenin (tam) ortası hizasına doğru durdu 24•
· ( ) ..... .... : Buradaki iki tarik ravilerinin hepsi de Husayn'dan bu
isnad ile· rivayet ettiler. Bunlar. Ummu Ka'b adını zikretmediler.

Ey Allah'ım! Onun ecriRden bizi mahrum etme ve ondan sonra da bizi fitneye
düşürme! diye dua ederim (bunu iki İmam Malik' ve Şafii rivayet etti).
Bunlardan anlaşılıyor ki Rası1lullah kıldığı cenA.ze namazlarında muayyen bir dua
okumamış, bunların her birinde başka başka. dualar okumuştur. Her sahabi de işittiği
duayı rivayet etmiştir. Bu cihetle fakihler musallinin bildiii kısa uzun herhanii bir dul­
yı okumasını caiz görmüşlerdir. Şukadar ki Peygamber'den sabit olan dualann tercih
edilmesi tavsiye olunmı,ıştur.
· Yukarıdaki duaları okuy�yanlar kısa ve. en ci.riıialı ve Peygamber'in de çok
okuduğu şıı Kur'in duasını okumalıdırlar :
cALLAHUMME! RABBENA AT1NA .Fİ'd-DÜNYA 1-IASENETEN VE Fİ'L-AHtRETt
HASENETEN VE KINA AZABE 'n-NAR <= E11 Rabbımız! Bize dün�da da 'iyi hal ı,u,
ahiretde de iyi hal ver. Ve bizi ateı azdbın.dan koru!• (el-Bakara: 201).
Yahut da şu Kur'an duasını okur:
•SUBRA.NE RABBİKE RABBİ'L-İZZETİ AMMA YAs1FON. VE SELAMuN ALE'L­
MURSEL1N. VE'L-HAMDU L1LLA.H1 -�BBİ'L-ALEM1N (: Galebe ıahibi Rabbın on­
lann ini.ad etmekte olduktan va.sıflaTdan · yücedir, münezzehtir. Gönderilen bütün Peıı­
gamberlere •elam ve alemlerin Rabbı olan Allah'a hamd olııin!• (es-Saffet: 180-182).
· Bu son iki Kur'an duasının yalnız cenlze namazında deiil vitt" namazında da
kunut duıiıı olarak okunmaları caizdir, tavsiye edilmiştir. ·
24. Ölü erkek olursa ·namazı kılan imam yahut münferid, göiSünUn hizasına doğru durur.
-Kadın olursa göğsü hizasına doğru mu yoksa ortası hizasına doğru mu? durmak daha
faziletli �lduiu ihtilaflıdır. İkinci görüşte bulunanların hucceti bu hadisdir.
K1TABU1 L•CEN Atz 145

88 - ( ) Semuretu'bnu Cundub (R) şöyle dedi :


Ben Rasulullah (S) zamanında bir oğlan çocuğu idim. Kendisi_nden
(duyduklanmı) ezber ederdim. Bulunduğum yerlerde beni konuşmaktan
sadece oralarda benden · yaşlı kimselerin bulunması men' ederdi. Lohu­
salığından dolayı vefat eden bir kadına Rasulullah'ın arkasında cenaze
namazı kıldım. Rasulullah cenaze namazında onun ortası hizasına doğru
durd�.
İbnu Musenna'nın rivayetinde şöyle dedi: Bana Abdullahi'bnu Bu­
reyde tahdis etti, dedi ki : Rasulullah cenaze namazı kıldırmak üzere
onun ortası hizasına doğru durdu 25•

25. Fakihlerden bazıları kadınlıiı burada muteber bir vasıf saymıyarak umO.miyetle erkek
kadın cenazelerinde cesedinin ortası hizasına doin,ı yer tutub namaz kılınır, demişlerdir.
Bazıları da: Kadın cenazesi cemaatten setr edilmeye daha layık ve mustahik olduğuna
göre �adınlığı mümeyyiz bir vasıf sayarak, kadın cenazesinde imamın kadının ortası
;hizasında, erkek cenazesindede baş ucunda durmasını muvafık bulmuşlardır.

F: 10
146 SAHİH-t MUSLlM

89 - (965) ......... : Cabir ibn Semure (R) şöyle dedi:


Peygamber (S) e eğersiz bir at getirildi. İbnu Dahdah'ın cenazesinden
ayrıldığı vakıt bizler etrafında yürürken Peygamber bu ata bindi.
( ) ..... . .... : Cabir ibn Semure (R) şöyle dedi:
Rasfılullah (S) İbnu'd-Dahdah'ın cenaze namazını kıldırdı. Sonra
eğersiz bir at getirildi. Bunu Peygamber için bir kimse tuttu, Rasfılullah
ata bindi. At hemen sür'atle seyirtmeğe, sıçramağa başladı. Biz de onu
ta'kib ediyor ve etrafında ko§Uy(?rduk. Bu arada cemaatdeh biri şöyle
dedi : Peygamber : «Dahdah oğlu için cennette asılmış. (yahut yakınlaş­
tırılmış) nice hurma salkımları vardır� buyurdu. Yahut Şu'be : «Ebu
Dahdah için» - şeklinde söyledi.
l
�l��l�J� j�� (",)

.}.�; J �l�l:; �)�iı )=� Z: �' � �;�t . � � �� L:?.z, (�"')- � •


ı
., .... •
,,,, -

:
i..
;ı; ' , • , , ;:; t ;ı; ' • • •
�f �. '5�\ ��; J Ju -d\i j '-'. \ '-1. ..l.:--- � \ � O"
- ı!. '!. '° ı:r ' '!.
, t;l , (_ . • .
., '-'. \ f- ti f- , ... ,,, ...

. $ �l ���- t� lr. Ç:X 2{u\ :Jc \f�lj . \� � IJ�;j\


j,,,
� � ,, ... ,,,

(2�) KABİR İÇİNDE LAIIİD OYMAK VE ÖLÜNÜN YAN TARAFINA


KERPİÇ DİKİP SIRALAMAK HAKKINDA BAB

90 - (966) ......... Sa'du'bnu Ebi Vakkas'ın _o,ğlu Amir'den:


Sa'du'bnu Ehi Vakkas (R) ölüm hastalığında şöyle demiştir : Benim
için (kabrimin kıble cihetinde) bir lahid açın!z 26• Ve (beni içerisine koy-

26. La.hid, kabrin içinden kıbleye doğru olan tarafında ölünün sığabileceği kadar yanlama­
sına oyulan çukurdur. Fakihler kabrin lahidli ve lahidsiz yapılabileceğinde ittifak et­
mişlerdir.
K1TABU'L-CENA1z 147

duğunuzda) benim yan tarafıma Rasfılullah (S) a yapıldığı gibi kerpiç­


lt!r dikib sıralayınız.

(30) KABİRDE KADİFE KODİA BABI

91 - (967). ... ... .. . İbn Abbas (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) ın kabrine kırmızı kadife. kumaş konuldu 27 •
. (Muslim der ki:) Ravi Ebu Cemre'nin ismi Nasru'bnu Imran'dır.
Hemşehrisi Ebu't-Tayyah'ın isz:ni ise· Yeziau'bnu Humeyd'dir. Bunların
ikişi de Serhas şehrinde öldüler.
�I �� ..,-,j.,ı ":'� (r\)

J .J'> \ . � j (.)'. \-w � • JJ J .U- \ ,_r',,,, U:z.J .J'. \ .(.,.» J \ "\A - °'"
• .. ,. ,,,.., ı� t\ ,, •" .. ( )
.u.,, ,T� >•,j J,/ . ,.. ,,..,• t • ,. f:,ıı:,
.,,. . -·
"'
)�\
.
,,f
,, . ,,,
• >• f_-;:::, ı •tiı ., >• � ,,,.A
.
.t... >• ,.... ,:;;.,.
( .,,.;�\k)\U., \ �:\JJ �)-�/1--\ ıJ_ JJ; '-f.. .J.> -�• - J �\ �....b- .J.. .,,. ı. f-:_";:"" J_ ıJJ..; � ..\.,-J !
::; I'. ... • �f, .......

:S

ı
_.

f;{ı_ \::J (:'. U'"; J(; .'J� :f: . � Of�İ ! ( ;;J�_;. ;:ı:;! � _;) .'J� �ı�Jı � Ç İ �İ
. ... : ,..Jli(_/( . ,..c.S,_..,_;
· ,...:....-5"' , ... !:?.�
.....
..
... f::f,.,�. �,\
"1 ...•:, ..... ,,.. ...J?.
f{(. • _.l:.1-'�ı.., '!,,: . .,.ı.r;J,.1; . ...rJtı\ ··t
..J' �) •,,.
1 : •-::_ f,,. .lıll,._ l. \ 'l
J.J 1' ,,.
ı.ı_,--:.,,,,-.\ ...,. 1.t.. � � LJ.,-)

27. Bu kadifeyi oraya Ras1llullah'ın hizmetclsi Şakran koymuştur. Kendisi Rasulullah (S)
dan sonra hiçbir kimsenin bu· kadifeyi giymesini istememiştir.
Şafii ve diğer alimler kabir içine ölünün altına kadife, mıdrabe, yanaklık ve bu­
nun benzeri şeyleri koymayı kerahat saymışlardır. Cumhur bu hadis hakkında şöyle
cevib verdi:
Şakran bu fiili ya�makta yalnız kalmı§tır. Sktıabilerden hiç kimse ona muvafakat
etmemişler ve bunu bilmem�erdir. Şakran da ancak Peygarnbe'r'den sonra bunu kim­
senin giymesini iste�ediği için yapmıştır. Zira Peygamber onu giyer. altına yayardı.
Bunun için ŞakrAn'm gönlü Peygamber'den sonra bunu kimsenin tebdil etmesini hoş.
görememiştir. Diğerleri. de zaten kendisine mUhilefet etmişlerdir (Nevevi).
148 SAH!ltı.! MUSLIM
\
(31) KABRİN YERLE B�R YAPILMASI:NI EMİR BABI

92 - (968) Sumametu'bnu Şufeyy tahdis edip dedi ki :


Biz Fudaletu'bnu Ubeyd (R) ın maiyyetinde olarak Rum arazisinde
Rodos (adasın) da bulunuyorduk. Bir arkadaşımız vefat etti. Bunun üze..­
rine Fudaletu'bnu Ubeyd, onun gömülmesini müteakib kabrinin dümdüz·
yapılmasını emretti. Kabir yerle bir düzeltildi. Bunun ardından Fudale:
Rasulullah (S) ın kabirlerin yerle bir edilmesini emrederken işittim, dedi.

93 - (969) ......... : Ebu Heyyac şöyle dedi :


Ebu Talib'in oğlu Ali (R) bana şu emri verdi : Rasulullah (S) ın beni
gönderdiği işe ben de seni göndereyim mi? Yok etmediğin hiçbir heykel.
ve yer üstünde yükselmiş iken dümdüz etmediğin hiçbir kabir bırakmı­
yasın 28•
( ) ••••••• n : Habibu'bnu Ebi Sabit, bu isnadla tahdis edib şunu da
söylediğini haber verdi : ·Dümdüz yapmadığın hiçbir suret (resim) de
bırakmıyasın!

28. Ebd DAvtld'un Sun.eninde ıu rivlyet vardır:


Abdullah ibn Amr şöyle dedi: Peygamber'le beraber Taif'e ıitmek üzere yola
çıktık. Yolda bir kabre rastladık. Peyaamber: «Bu, Ebft RiaM'in kabridir. Kendisini
koruyan bu yere ııjınmıştı. Çıkınca kavminin bqına gelen bela onun da başına bu
yerde islbet etti ve buraya ıöuıüldü. Bunun da delili . {dayanmak için kullandıiı) al­
tundan bir sopanın kendisi ile birlikte bur�ıtia aömfilü olmasıdır. Kabrini açarsanız, 9nu .
altun deynek ile birlikte bulursunuz> buyurdu. Bunun üzerine insanlar �buk davı:anıb
kabri açtılar ve altun sopayı çıkardılar.
KITABU'L-CENA!Z 1-49

' . .

(32) KABRİN KİREÇLE YAPILMASININ VE KABİR 0ZERINE


BİNA KURULMASININ NEHYEDİLMESI B�I

. ' '

94 � (970) .......... : Cibiru'bnu Abdillah. (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) kabrin kireçle yapılmasını, kal:iir üzerine oturulma­
sını ve kab�r üzerine bina kurulmasını nehyetti.
( ) . . . . . . . . . : Buradaki iki tarik ·ravileri de İbn Cureyc'den. De� ki:
Bana �bu'z-Zubeyr haber vereli. O da Cibir ibn Abdillah'ı Peygamber
(S) den işittim derkeh duymuştur..
Bu da. yukarıdaki hadis gibidir.
'

95 - · .... :.... : Buradaki raviler de Cabir'in : Kabirlerin kireçle ya•


pılmalan nehyedilm�ştir dediğini rivayet ettiler 29•

29. Ne�evt, şerhde -şöyle diyor:


Bu kurulan bini kurucunun müikü üstüne kurulmuş be mekrClhdur. Eler bini­
nin mülkünde değil de 1.U{lfuna aid kabristan içinde --ise harlmdır. Bunun Jıııdmhlmı
İmim Şafii de tasrih etmi3tir. İmim Şafii •el-Umma adındaki kitabında: Meldı:ı'de
birçok imlmlar gördüm ki yapılan kabirleri yıkmak emri veriyorl�dı. Y�yı, •dQm.
düz etmediğin hiçbir yükselç. kabir bırakmıyasııı!• kavli te'ytd. etmektedir.
150 SAHtH.:.l MUSIJM

(33) KABİR ÜZERİNE OTURMANIN VE KABİRE DOĞRU


NAMAZ KILMANIN NEHYEDİLMESİ B.ABI

96- - (971) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) : «Sizden birinizin·· bi:F -kor üstüne oturub da o korun
· elbisesine ve cildine sirayetle vücudunu yakması, bir kabir üzerine otur­
masından hayırlıdır» buyurdu.
(' ) ......... : Buradaki iki tarik ravileri de Suheyl'den bu isnad ile
bu hadis tarzında rivayet ettiler .
• ,.�-•�,
r.u-
• ,, .,�, ... •,• ,· .•...c.... -,. ,..•.ı..-....ı
ıJ. u- � '-'· .
..ı1• •
..._
• '· , .. ,·, r.\,J.L,.
,,,..J
.... ..- ...
0
& .• ıı; "
<.$..u-.JI .;.-- - ı..ı•
.:ı.>.".J
• _,. ,,. • �... •• -
/r",»J
._.,. ..
<,vy) --, •v
..� 1.J�r2' �»�
.!J� �, � �... J;;: J� � * ; ;.;, ;:·-- ·, •.... --iı....·rJ •ıf'....· ·, ,�, .....a.
.. ..�·,
,.,. ,,, ,ıı' , - ., • • ,,,,. "' ,..

--

J.J.
'j\ lS' .. • ... .., ) <S - f J... � ,
.. .
(;=11,J:.J�j
.
... . • C

97 -· (972) .... � .... : Ebu Mersed .el-Ğanevi (R) dedi ki:·


Rasfılullah '(S) şöyle buyurdu : . «Kabirlerin üstüne oturmayınız, ka­
birlere doğru namaz da kılmayınız».

98 - ( ) ......... : Ebu Mersed el-Ğanevi (R) dedi ki:_


RasO.lullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu : «Kabirlere doğru na­
maz kılmayınız. Kabirlerin .üstüne de oturmayınız».
JdTABU'L-cı:NAtZ 151

(34) CENAzE NAMAZININ MESCİDDE KILINMASI BABI

99 - (973) ......... : Abdullah ibn Zubeyr'in oğlu Abbad şöyle de-


miştir: Aişe (R) Sa'du'bnu Ehi Vakkas'a cenaze namazı kılmak için ce­
nazesinin mescide uğratılmasını em.retti. İnsanlar (ın bazısı) bu meselede
kendisine itiraz ettiler-. Bunl:ID üzerine Aişe : İnsanlar ne de çabuk unut­
tular! ·Rasulullah (S) Süheylu'bnu. Beyda'nın ·ce�aze namazını muhak­
kak mescidde kılmıştır, dedi.

100 � ( ) ......... : Abdullah ibn Zubey:r'in oğlu Abbad Hz. Aişe'-


den şöyle tahdis ediyordu: Sa'du'bnu Ebi Vakkas vefat edince Peygam­
ber'in aileleri bir haberci yollayıb ona namaz kılmaları için cenazesini
mescide uğratmalarını söyledil�r.· Bunun üzerine cenaze sahibleri onların
dediklerini yerine getirdiler. Kadınların ona namaz kılmaları için cenaze
onların hu�releri önünde durduruldu. (Sonra) · cenaze oturaklar tarafına
doğru bulunan cenazeler kapısından dışarıya çıkarıldı. Muteakiben halkın
bu işde kendilerini ayıpladıkları haberi ulaştı. İnsanların bir kısmı: Ce­
nazeler mescide sokulınazdı, demişlerdi. Bu da .Aişe'ye ulaşınca : İnsanlar
1S2 SAHfH-l MU!LtM

bi.lgileri olmıyan bir hususu ayıplamaya ne kadar. sür'at ediyorlar! "ıiir


cenazenin me�cide uğratılmasından dolayı bizi ayıplamışlar. �albuki Ra­
sulullah (S)" Süheylu'bnu Beyda'nın ·cenaze namazını mescidin ortasın­
cıaı1' Oailta )'erde kıldırmainıştır dedi.

�l f::"j_;_: �� ( d::_\� ;,_� .lai.Ulj) �\� J. 'iJ. j �\ �; � \JJ� d»J ( ... )- '.'
,.,' ·. } 1 J

.. ' ., _, ' ' • ,, .... , ,, • , , .., - G • ' • .,., '


�\ � 4.J. .>J ,.1.�c. ..,.j � J• \ uc., ..r-4:l l J• \ 4f', ( v4�
....
· ı · j• 1 � ) .:.ı�
,u• . 'I ,,,,
.l'-;. \ • � .ı. ı -....u• J \

.,,1 • ,, , \ • A-• \�� •ı,,,,, ..-.,, \ t �., .,,,,.


,.,,. fl \ •, • -: , • .., • �

� , • ., ..- • . ,,, _:
., - •
�: � J-"
> •.,. .,.
l- • ,,,, • \ \ ·>'
\' f J• J � .,, ..
. ' .. W '�"''
.,

·-�,.� ,,.. .. •:·, .,���- :.,,, , ,, ,J:..,. ....... , ıı .... •.,r.::


., 1l- • ., ..,L).J' • •I -
- �� .l.:99-J �-., ?� :�,ıi' '-"'\i- j "-'..,,, \ ıJ_ .l.-
1 \

. �lı .,._; l9 . cj►


.',... u,-'
\·:,, -:-�
.,,,,.

• �� J
. - .,. . ı
,\�:! (.S-! l> � � U_y) � ..\.AJ -� J. �ld
.,.
·•,.,.
' . t \..a..:! .._.. \ . .! 1'.
, ...... Jl •·�>.•1.-
\..a..� ıJ ..,A
.J ;"'°;) . LJ:4...., ! (.J�•>
•- >.ı.J• >1•·> .-AU(\;)
.,.

101 - ( ) ... ...... : Abdurrahman'ın oğlu Ebu Seleme şöyle demif


ti.J:': Sa'du'bnu Ebi Vakkas vefat ettiği vakıt Aişe: Cenazeyi mescide so­
kunuz da ona namaz kılayım, dedi. Buna bazı kimseler tarafından itiraz
yapıldı. Bunun üzerine Aişe: Vallahi Rasulullah (S) Beyda'nın iki oğlu
Suheyl ile kardeşinin cenaze namazlarını muhakkak rnescidde kılmış�ir,
dedi.
(Muslim der ki :) Suheylu'bnu Da'd - Da'd'ın sıfatı Beyda olduğun­
dan - ayni zamanda Suheylu'bnu Beyda'dır. Beyda, Suheyl'in anasıdır 30•

30. · Alimler şöyle dediler : BeydA'nın oiulları üç kardeştir : Sehl, Süheyl ve Safvln. Bun­
ların ·anaları Beydi'dır. BeydA'�m ismi De'd'dır. Beyda onun vasfıdır. Bu oiulİann
babaları Vehbu'bnu Rabia el-Kuraşi'dir. Suheyl ilk muslim�nlardandır. Evveıa Habe�
pstan'a, sonra Medine'ye hicret etmiştir. Medhıe'de ve diğer ğazvelerde hAzır bulun�
muştur. Hicretin 9. cu yılında vefat etmiş ve cenaze namazını bizzat �t1lullah kıldır-
mıştır (Nevevt>. . .
KtTABU'L-CENAlZ 153

(35) KABİRLERE GIRILDICıtNDE SÖYLENECEK SÖZ VE


İÇLERİNDE YATANLARA DUA ETME BABI

102 - .(974) : Aişe (R) şöyle demiştir :


Rasulullah (.A.işe'nin yanında geceledikce) gecenin :;onunda Medine
kabristanı B�'a çıka� ve şöyle dua ederdi:
«Es-SELAMU ALEYKUM DARA--KAVMİN MU'MİNİN. VE ET.A­
KUM MA TÜAD'ÔN (;ADEN. MUECCEL'ÔN.
1
VE iNNA,. İNŞ.AALLAHU
Bİ-KUM LAHiKON. ALLAHUMMA'ĞFİR Lİ-EHLİ BAKİ'I'l>ĞARKAD!.
= Selam sizlere, ey ·niu'min kavimler yurdunun sakinleri! Yann vakı'
olacak d!-Ye va'doluna geldiğiniz şey sizlere gelmiştir. Sizler, ölüm ile ye­
niden dirilme arasındaki müddetde bekletiliyorsunuz. Bizler de inşaallah
si�lere kavuşacağız.
Ey Allah'ımt Baki'u'l-Ğarkad ahalisine mağfiret eyle!•
(Ravilerden Kuteybe: «Size gelmiştir• sözünü ikame etmemiştir);_aı.
.<.:

31. Ebu Hureyre'nin rivayeti şöyledir :

· v,J �_;.. rJ J'.:ı j9� r)U' : Ju. .�ıı J·ı (� �IJİ � "'8'�� •J.� J.' .:r
.4).,ı.-'J ,.s:; �'.L!.J'
..:_ Ebu Hureyre (R) den : Peygamber ($) mezarlija gelib şöyle dedi : «Selim . sİ%jere,
· ey mu'minler kavminin yurdunda bulunanlar! Biz de -inşiallah muhakkak -size ulqa­
cağız. <Muslim, Ahmed, Eb11 Davud ve Nesai).
154 SAHİH-! MUSLtM

•t. ,�\ ,. . re� : �\;


.
' '
'

...
.J\i .
... '
4..1�·�\:JI ... �� ....
...
,.
... '�'.J._?�J �;1�... '�.\ , . �:(:....�\ 01;\., ....... ...Jli,_ (}

'J� . ..
:,,...\ı_ .� ı,,,... .(... J... . -� "'� ,�
�"....... k .. ,�4..�\i
.... f:- . ��.,� ,( .•. f.- • 13. (f.-;
.l4,..\t .,�. "-'.;- • ,,... ...<-e-ıJ"
. . (.'\ 't
c..r-� • �"'l-' ,� »
.
... •• ,,. ?... • ... .. ..... ,, ........
, ,.,,, , ,.,,,,
....... ,, ... ' ( .... . ... .-...
• , --!.>-�-: ; � \ �-� J.... .,,,,�.,,,, J \ � \ ı.:..A �• . �.u; .u � \ �.:ı; j . cl L.� � j ..u .i c!l:h.

�,t,� ,::J�.. : ��
lıı.>' .,,,,.,,- ...... , ; . .. � .. ,,. ..

. ı�ıJ_?:,� ı�J) �iı�i J_t-'�i�:;l: �:, �1, JI�


-�=-=-i=· :j,:, � �f.:::j, ,.ııi r:r., ��::J,:, ��::J, 0� })'��i 'J r:ı(J, ,<-!; • J�
. « ...�_;�)'J
> ... ,. ·r-....
<. ',�,, .\:..... .�1, l:lj
..
103 - ( ) .......... : Buradaki iki tarikden birisinde Muhamme-
du'bnu Kays dedi ki : A.işe'yi tahdis ederken duydum : Size Peygamber
(S) den ve kendimden tahdJs edeyim mi? diyordu. Biz, evet dedik.
İkinci .tarikde Muhammedu'bnu Kays· b�gün sizlere k_endimderi ve
anam.dan tahdis edeyım mi? dedi. Ravi der ki : Biz2 o, kendini doğuran
anasını kasdediyor şandık (halbuki o mu'minlerin anasını kasdediyor­
muş). Devamla dedi ki: Aişe: Sizlere kendimden veya Rasulullah'dan
tahdis
· edeyim mi? dedi. Biz, evet tahdis et, dedik. Aişe:_
- Peygamber benim yanımda bulunduğu· gece olunca geldi. Mu�a­
kiben ridasını yere koydu, ayakkabılarını çıkarıb onları da ayaklannın
158

yanına koydu. !zarının bir tarafını döşeğinin üzerine yayıb uzandı. Ancak
benim uyuduğumu zannedinceye kadar eylendi. Muteakiben yavaşca rida­
sını aldı. Yine yavaşc� ayakkabılarını giydi ve kapıyı açıp çıktı. Sonra
yavaşca kapıyı kapattı. Ben de elbisemi başımdan· geçirib büründüm,
izarıını da· giyindim, sonra arkasu�dan gittim. Nihayet Peygamber Baki'
mezarlığına vardı, ayakta durdu ve duruşunu uzattı. Sonra üç defa ellerini
kaldırdı. Sonra gerisin geri hareket etti. Ben de dönüb geriye hareket et­
tim. P sür'atli yürüdü, ben de sür'atle yürüdüm. O sekeı:ek yürüdü, ·ben
de seke seke yürüdüm. O koştu, ben de koştum. Neticede ben onun önü­
ne geçtim ve eve girdim. Ben yatar .yatmaz o da eve girdi ve:
- Ya Aişe! Neyin var? Nefesin heyecanlanmış, buyurdu. Ben:
- Bir şey yok, dedim.
- Vallahi ne bana ha�r verirsin, yahut da Latifu'l-Habir olan Allah
bana habe.r verir, b�yurdu. -Ben :
-. Ya Rasulallah! Babam anam sana feda olsun! dedim ve olam ken­
disine haber verdim.
- Önümde gördüğüm insan karaltısı sen miydin? dedi.
- Evet, dedim. Bunun üzerine beni göğsümden bir defa itti ·ve bu
dürtüş beni sarstı, sonra :
� (Nevbetini . başkasına tahsis etmek sur�tiyle) Allah ve Rastllunun
sana zulum edeceğini mi sandın? dedi. .Aişe :
- İnsanlar her neyi gizlerse Allah onu bilir, evet dedi. Rasulullah:
- Beni gördüğün sırada Cibril bana gelib nida .etti. Ben de. onu
senden gizliyerek icabet ettim ve onu senden · gizledim. Ve zaten o, sen
elbiseni çıkarmış olduğun halde senin yanına� girecek değildi. Ve ben de
,senin uyuduğunu zannederek seni uyandırmak istemedim. Koıtkacağından
da endişe ettim. Cibril :
- Muhakkak Rabbın sana Baki' ehline gidip onlar için istiğfar et
meni emrediyor, dedi. Ben :
- Ya Rastilallah! Onlar için nasıl söyleyeyim? diye sordum. Buyur­
du ki : Şöyle de :
«Es-SELAHU ALA EHLİ'd-DİYAR MİNE�-MU'MiNtN VE'�MUSLİ­
MtN. VE· YERHAMU'LLAHU'L-MUSTAKDiMtNE MİNNA · VE'L-MUS­
TA'HİRIN. VE İNNA, tNşAALL.AHU, BİKlİM LE LA�tKONE.
== Mu'minler ve muslimanlar diyarının ahalisine selam! Allah bizden ev­
vel ölenlerle bizden sonra öleceklere rahmet
· ·
eylesin! Ve bi� de inşaallah,
sizlere muhakkak kavuşacağız» • 32
156 SAH!H-t MUSL!M

�\ :½; 0: 'l.</. 0�: \/� . -·�? � �•jJ ;.:�•� <J.- İ �- �, }\ l.:;jp (,vo)- \ � t .,.

' ... J . ı r - � .. . ö
� �\J,?J �l<: ;Jt; � �!, ı 0�, ;�}. � �t:;ı� 0� "f:;. �Dl�::;,��:; f-'11
,,
t
f• ,, . ,,.

'.
.. ::.c_:.ıı fi 'J �:i:Jı, < .f_- � i �:ı::,3 �) J)c ��� �IG'. ı}i.i·ı J1 ı;.; ,;1�::r�
\

, •Jı ,ı:. � 1 , t:u . ��,:; v.ı/;jı :...:..r- , l�, ;):. r:i:.ıı , < p..iJ:,,: �j > ı ·p.
. �f.iı J (:1'.11 �f:.i. �.,4-:if 'f-1
104 - (975) ......... : Bureyde oğlu Suleyman, babasından:
Şöyle
demiştir: Rasulullah (S), kabirlere çıktıkları zaman onlara· (şu duayı)
öğretir idi de onlardan biri (Ebu Bekr'in rivayetinde) : Es-SELAMU ALA
. EHLİ'd-DİY.A.R (= ·yurdlar ahalisine selam)! (Züheyr'in rivayetinde ise):
Es-SELAMU ALEYKUM EHLE'd-DİYAR; MİNE'L:.MU'MİN1N VE'L­
MUSLİMİN. VE İNN.A, İNŞ.AALLAHU, LE-L_AH1K0N. ES'ELU'LLAHE
LENA VE LEKUM el-AFiY�TE =
Ey mu'minler ve muslimanlar cij�a­
rının ahalisi! Selam sizlere! Ve inşaallah bizler de muhakkak (sizlerE:).
ulaşacağız. Alla�'dan 'bize ve size 'afiyet dilerim:> derdi 33 •
.,�) j .,�� J �) /' "."' f-,! � J)ı �-�I .,J�I �� (t'\)
} .,.,
.=
�- ;;r/; 6"� y� ( �.. .lüll\j)
,,.,,. } •illi
:y·;, '-'. .>..J.J �_,. \ � c;t:. L:;jp (,v,)- , • o .
J'c J• Jı;,> ,, >• ,. ,,. ,.

$ �' ���) D�. : J� � ;;_:; �\• �. •, j• }'- J.:\ ::,� (�er�,�) :..,_j·:; �:��
• �.,. ,. "• . � ,
.... ., ,,,., .,, ,, ... ,, .,, ....
'-! ..,.{t �of!� �'
., ,,.,,. t • ,., \ .,,,
. . . . « � ı.:,�� l.fl. ;JJ' ı.>\ .-.:;��-'-'. ı,;).) � ı.>\ u.J �>t..,,
(36) PEYGAMBER (S) İN, ANNESİNİN KABRİNİ ziYAıu�;T ETMEK
HUSCSUNDA AZİZ VE CELiL OLAN ALLAH'DAN İZİN İSTEMESİ
BABI

1.05 - (976) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: •Anneme istiğfar etmek için Rabbımdan

.= İbn Abbas ClU dan, ıöyle deini§tir : Rasdlullah (S) Medine kabirlerine
· ulrad� ve
·onlara yönellb. ıöyle dedi: ·. . .
«SelA.m l!lizlere! Ey bu kabirlerde yatanlar! Allah bizlere ve sizlere maifiret ey­
lesin. Sizler bizim seldimiz (yani bizden evvel ölenlerimiz), biz de_ izinizden celenleriz•
(Tirmizf).
33. Buradaki mu'min ile muslim lafızlan ayni ma'nayadır. Birinin diieri Ozerlne atıf edil­
mesi lafızlarının ayrı ayrı olmasındandır. Bu tıpkı Allan Teala'nm ·şu kavlindeki gibidir: .
y u_ �_;ıı� � j\( .._,,.
'

v.J.-1'� ,�- �- �-�J 4,;i


·: De-rkm orada. mu'minlttden kim 1'arİ4 g&ktıt'dık. Fakat orada. musliman?aTdan bti -ev
lhalkın) dan başkasını· da bulamadık•. ·(Zariyat: 35-36)
K!TABU·L-CENAlZ

tzin istedim de bana izin vermedi. Kabrini ziyaret etmek için Rabbımdan
izin istedim bana izin verdi• ..

� f:; � � f::�.: � . �:r � �3:; �:;�!..cJ..,\ � ..j_:;-- J\ l:)j.p. (... ) - \ • A


;; ;Ç, b � . �,-:;ş � �, ::;ı:ı = _J� ! ;::;_; �i:; . .rJ' �i;; , :ıcr;ı. �f.
;

J �.tf�--- -- ... ,, •. ı .,,·-:-t::_,. ,··.:,, ....... , .. ,,. • .. ı•., . . .... , • ... , .• 'ı(..:: , . ....
• ... �� . ...,,J )JJ \ '"'' '-! ı4.:i., ... j · � '-'., f
--
..f.. '4' .;,;.:-\ �, � cJ.J � �\:-t , uw . :J .r
..... ...J·, ,:-,- �-: ,�t(
• C u_, ✓ � �}' . ...);:.;,'
. J)Jjl
, >.
--.

108 - ( ) ·······:_· : Ebu_ Hureyre (R) dedi ki :


Peygamber (S) annesin�n kabrini ziyaret edib ağladı ve etrafındaki­
leri de ağlattı. Sonra şöylt: buyurdu: «Anne� için istiğfar etmem husu­
sunda Rabbımdan izin isted�m de bana izin verilmedi. Kabrini ziyaret et­
mem hususunda izin istedim. Bana bu izin verildi. Siz de kabirleri ziyaret
ediniz. Çünkü kabir ziyareti ölümü hatırlatır•.

106 - (977) . . . . . . . . . : Bureyde (R) dedi ki :


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Kabirleri ziyaret etmekten sizleri
!_ilen etmiştim. Artık .onları ziyaret ediniz. Kurban etlerint üç günden.
fazla tutmaktan sizleri nehyetmiştim. Artık onu da luzum görülen müd-
158 SAH!H-l MUSlJM

det tutabilirsiniz. Deri kaplarda olmak müst�sna sizleri nebizden (hurma


şırasından) da nehyetmiştim. Bundan böyle bütün kablardan içebilir.si­
niz. Anc�k sarhoş eden içkileri içmeyiniz» .
. İbnu Numeyr kendi rivayetinde: Abdullahi'bnu Bureydeden, o da
babasından demiştir.
( ) .......... : Buradaki üç tarik ravilerinin hepsi de Ebu Sinan'ın
yukardaki hadisi mealinde· rivayet etmişlerdir.

(37) KENDİ KENDİNİ ÖLDİİRENE CENAZE NAMAZI KILMAYI


TERK BABI

107 - (978) . .. ... ... : Cabiru'bnu Semure (R) şöyle dedi :


Kendini yassı demirli oklarıyla {mışkaslanyla) öldürmüş bir kimse
neygamber (S) e getirildi de. Peygamber ona cenaze namazı kılmadı H.

34. Ebü Şeybe'nin Muıcmnaİındaki rivlyet mealen �yledir :


Cabiru'bnu Semure (R) den, oöyle demiştir :
Peygamber'in sahabilerinden bir kimse bir yara aldı. Yara ona ÇOk elem ve acı
verince yassı demirli bir ok (miıkas) alıb bununla- kendini öldürdü. Peyaamber (S) de
ona cenaze namazı kılmaqı.
. Bu cinayetten men için Peygamber'in bizzat kılmadıjı ve fakat sahlbllerine; ar.
kadaıınızın ce� ı:ıamazını kılınız, dediii riv&yet edllmlıür.
Cundub ile Ebıl Hureyre'den olmak. . üzere. bu konuda bazı hadisler Muslim'in•
Kitabu'l�lı,manında geçmiştir.
Bu hadisin §erhinde İbnu Battal şöyle diyor: Fakihler ve sünnet ehli �eri,
hayatına kasdeden bir kimse bu çirkin hareketiyle isllnı'dan çıkmlj olmaz. Binaenaleyh
namazı kılınır. Katı ,tinahı kendisine Aiddİr demiflerdir. İmim Malik'in mezhebi de
budur. Umeru'bnu Abdilaziz ile Evzii haric diler fakihler intıhar edene cenaze namazı
kılmakta kerahat olmadıiında ittifak etmişlerdir.
RAHMAN VE RAHiM OLAN ALLAH'IN İSMİYLE

12 - K i T .A B U ' z - Z E K A T

1 ·- (979) . . . . . . . . . Ebu Said Hudri (R) den :


Peygamber (S) şöyle buyurdu: «Beş vesk mikdarının aşağısınc;Ia
zekat yokdur. En aşağı üçer yaşında beş deveden aşağısında zekat yok­
dur. Beş ukıyye (yani iki" yüz dirhem) den az mikdar (daki gümüş) de
de zekat yokdur• 1•

1. Bu hadisdeki ölçüler:
a. Evıuk, veık'ın cemidir. Vm, aslında birıeyi toplayıb yüklenmek ma'nhmadır.
Ve'l-leı,li ve ma veıeka •. (: O geceııe ı,e onun - ıineain.de- curleyib topladığı ıe111e1'e .•
an.douun... )• Cel-İnşikak: 17) Ayeünde de bu ma'nAya gelmektedir.
Bir -uesk Peypmber'in Sa.'ı denilen altımı ıd'lık bir ölçüdür. Ebu Ubeyd Kasım
ibn Sellim, bu 60 �• ölçüye mühürlenmiş sl' ma'nasına c$a'u Maht*m• denildiğini haber
veriyor ki bu isim bu ölçüye emirler tarafından damgalanmıı olmasından dolayı veril­
miştir (Umedutu'l•Kari: IV, 286; Neylu'l·Evıdr: IV, 26).
Deve, katır, merkeb yüküne de ve•k denilmiştir. Bir. si', 1040 dirhem ayarındaki
ölçeğe dendiğine göre 5 vesk 1000 kilo eder: 5 vesk X 60 si' =800 sa' X 1040 dirhem
= 312000 + 312 = 1000 kilo. Bu ölçekle hurma ,üziim, hububat gibi mahsuller ö�lür.
b. Evıık veya evaki, ııkı111ıenin cem'idir. Ukiyye, ,eriat dilinde 40 dirhemdir. Bir
ukiyyenin 40 dirhem olduğunda muhaddislerin, fakihlerin ve lugat imamlarının ittifak-
160. SAHlH-t MU8LtM

2 - ( ) ......... Buradaki iki ravi de _Yahye'bnu Said'den, o da


Amru'bnu Yahya'dan bu isnadla· onun benzeri hadisi rivayet etmişlerdir.
( ) ... . ..... : Yahya'bnu Umare dedi ki : Ebu Said Hudri'den işit­
tim şöyle diyordu·: Rasulullah (S) · dan işittim elinin beş parmağı ile işa•­
ret ederek şöyle �� rdu : Ravi bundan sonra yukarıdaki ibnu Uyeyne
_ _
hadisinin benzerini z�ti.
• ..... , ., . ·- .,. r-::�, .. ,. '\ . ... , , ., . .... . J.v
..... ,::;,,,,,
t:ı"->-> < J..4�.. iJ\ (_S-•t) r. l.:.İ·�. .ı.S)J.�.1:· �->- il J:.:u !� .J'., "',,iP ... - r
J' ,,, , ..

·"· J ()
,..JI- "'"' \' >
�ı: ,=t
(#il • ,,,,, ..... ,,,,, - • -

.,. • .. •,ıl-.. l , ,.. "\ E J • • .. • ,.. • ' ':'. 1' ,.. J • J .. \.. > ·
c..r-�' = J.,-�-<->3.u:' :.��- �, ı.::..,.-r: i1. •;,
J. .. ' ... J J. ' :; • \J "'
» � �\'J.,-J J\i \i � •;, � .\»_�;
., .... ,,, .,.. . ı
((:., �;��
.,,. JIJ\ı v-.i"'
.,.,,,,,..j_p'�'
, ... ��\
. j. ;.,..ı.�
, ...... ;_,J;
• .,,. c,r.i- .,,. ,. ��
..... ,,,,.c.r�l _.,.,,, J-J\
...... j. �� ,. �j.. ,.,,,,.�vJ},,,;
.,, ,.,,
;J�
,, - "
� ...

3 - ( ) ......... : Yahya'bnu Umare -dedi ki :


Ebu Said Hudri'den işittim şöyle diyordu : Rasulullah (S) : «Beş
veskden aşağı ınikdarda zekat yokdur. En aşağı üçer yaşında beş deve-­
den aşağısında zekat yokdur. Beş ukıyyeden az mikdar (daki gümüş) de
zekat yokdur» buyurdu.

ları vardır. Bu ukıyye Hicaz halkının ukiyyesidir. Her yerin bir ukiyyesi vardır ve
bunlar birbirinden farklıdır. Bazı yerl_erde 7 miakale, bazı yerlerde 9 miskale bir ukiyye
demişlerdir. Fakat heryerde nisaba mikyas olan ukiyye şer'an muteber olan ukıyye 40
dirhemdir.
c. Zcvd, üç ile onbeş. yaş arasındaki deveye denir, e.ıvad ıeklinde cemilenir.
Kadı İyad: Peyıamber zamanında ukiyyenin, dirhemin mechul olmuı sahllı ol­
maz. Peypmber, zekltı ve zekat sayılarını bunlarla v&cib kılmakta idi. Sonra a� ve­
rişler,· akidler, nikahlar da bununla vuklia ·eelmekte idi. Nitekim bunlar sahlh hadü­
lerde slbit obnU!tur, der. Abdurrahmb ibn Slbit ru bilgiyi rivAyet etti:
Kureyş'in cahiliyette birtakım ölçüleri vardı. İslam gelince Muslimanlar bunlan
-olduju ıibi kabCil etti ki sunlardır:

�yye = 40 Dirhem Misk� = '2 kırltdan bir habbe eblk.·


= 12 Ukiyye - 480 Dirhem 10 Dirhem 7 Miakal. =
Ne� = 26 Dirhem 1 Dirhem = 15 Kır&t.
·Nevit = 5 Dirhem <VWdt'den naklen, _Kitabu'l-MckdviO,
Daha ıeniş izahat için Tecrid Tn. V, 41-� sahifeleri tavsiye 'olunur.
. '
K1TABU'z-ZEKAT 161

4 - ( . ) ......... : Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) : «Beş vesk mikdannın aşağısındaki hurma ve hubu­
batta zekat yokdur> buyurdu.

5 - ( ) ......... : Ebu Said Hudri (R) den:


Peygamber (S) buyurdu ki: «Beş veska baliğ olmadıkca hububatta
ve hurmada zekat yokdur. En aşağı üçer yaşında beş deveden aşağısında
zekat yokdur. Beş ukiyyeden az mikdar (daki gümüş) de de zekat yok..
dur».
( ) ......... : Sufyan es-Sevrl, İsmail ibn Umeyye'den bu isnadla
(beş rakamlı) İbnu Mehdi hadisinin benzerini rivayet etti.
( ) ......... : Sufyanu's-Sevri ve Ma'mer de İsmailu'bnu Umeyye'-
den bu isnadla İbnu Mehdi ve Yahye'bnu Adem hadisinin benzerini ha­
ber verdiler. Şukadar var ki o, (hurma yerine) mahsul demiştir.

F: 11
162 SAHIH-1 MUSlJM

6 - (980) Cabir ibn Abdillah (R) dan :


Rasfilullah (S) şöyle buyurmuştur: «Beş ukiyyeden az mikdardakı
gümüşte zekat yokdur, En aşağısı üçer yaşında olan beş deveden azında
zekat yokdur. Beş veskden az mikdardaki hurmadan da zekat yokdur».
_;.Jı �} pH ,_j. L, -�
. . (\)

(1) ONDA BİR YAHUT YİRMİDE BİR NİSBETİNDE (ZEKAT)


VERGİSİ OLAN MAHS'OLLER BABI

7 - (981) . ........ : Cabir ibn Abdillah, Peygamber (S) den işitti-


ğini zikrecliyordu ki Peygamber şöyle buyurmuştur: «Nehirler ve yağmur
sulan ile sulanılarak elde edilen toprakrinalisullerinden onda birler nis­
betinde; hayv� çalıştırarak sulama ameliyesiyle yetiştirilen mahsuller­
de yirmide bir nisbetinde vergi vardır» 2•

2. Buhari'de bunu te'yid eden şu hadis vardır:

L., _µi �;... j\( ,ı ..:.,r.-ı!\J ..\c-)1.:,..L., \c:' : J'l � ..5. :llj\ 'l---r� �;�) ;,.r 0. 1 ,y:-
ı
.,..:.-H '--,A..; �ı � J­
= İbn Umer (R) den: Peygamber (S) şöyle buyurdu: «Yağmur'un ve pınarın suladığı
yahud da (diplerine su salınmadıiı halde) nehir ve pınar sularından· ağaç ve bitkile­
rin uzaktan ince kökleriyle emib kendi kendine sulanarak yetiştirilen toprak mahsfille�
rinden tam onda bir nisbetinde vergi vardır� Hayvan kullanılmak suretiyle çıkanlıb
sulanılarak yetiştirilen mahsullerde ise yirmide bir nisbetinde (zekat) vergisi vardir».
<Buhari: Zekat, el-uır fima ııuska min mai's-semai ve bi'l-mai'l�caT1).
ıdTABU'z-ZIKAT 163
-)J •.r! J �I � İ�_;.JJ � (T)
-;-

::;a, :6-; ;,_�1,� ".; �l:'Jc �,j: J� �-!�il���� �iPJ (\AY)-A


-., 1 J'"'\1 �
,,, .,'-'. .,• '...ı.,� � ' -;� ,,,c..1 '"" �-
>• ,,,. -- •- .- .- • t ,
...ı• o,• ı:.ı" , "'C,N\A
Sj , • "' --
• 1 es � ı..,-z P.M �-, 4J
--ı..,-J
,. .. v• 1,· •",..ı•...,.,. \ •' _.ul .• .!}' •,,. , � .• . -; , •',>
.

(2) «MUSLiMAN KİŞİYE HİZMETCtst (KÖLESİ) iÇİN VE


ATI İÇİN ZEKAT YOKDUB• BABI

8 - (982) ......... : Ebu Hureyre (R) den:


Rasulullah (S) : «Musliman kimse üzerine hizmetcisi (kölesi) için ve
atı için zekat yokdur» buyurdu.

9 - ( ) Ebu Hureyre, Peygamber (S) in : «Musliman


. . . . .. . . . :
üzerine hızmetçisi (kölesi)· için ve atı için zekat yokdur» buyurduğunu
rivayet etmiştir.
( ) ......... : Buradaki üç tarik ravileri de Huşeym ibn Irak'dan, o
da babası Iraku'bnu Malik'den, o da Ebu Hureyre'den, o da Peygamber'-
den bu hadisin benzerini rivayet etmişlerdir. ·

10 - ( ) ......... : Iraku'bnu Malik dedi ki: Ebu Hureyre'den


işittim Rasulullah'dan· tahdis ediyordu, şöyle buyurmuştur : «Köle için fı­
tır sadakasından baska zekat yokdur».
164 SAH!H-t MUSUM
. Lya..ı.: ;ı/, ....>i: j --:·.\: t r)

11 - (983) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


. Rasulullah (S) Umer,i zekat toplaması için gönderdiğinde İbnu Ce­
mirin, Halidu'bnu Velid,in ve Rasulullah'm amcası Abbas'ın zekat ver­
medikleri (Umer tarafından Peygamber'e) söylendi. Bunun üzerine Ra­
sulullah (S) şöyle buyurdu : «İbnu Cemil zekattan nasıl imtina' edebilir
ki? O fakir iken Allah onu zengin yapmıştır. Halid,e gelince siz (Halid'­
den zekat istemekle) ona zulm ediyorsunuz. Halid zırhlarını ve bütün
harp aletleri ve hazırlıklarını Allah yolunda hapsetmiştir 3• (Abdulmut­
talib oğul) Abbas,a gelince onun zekatı (müddetinden önce) bir misli ile
beraber (verilmiş olub) benim üzerimdedir» 4• Sonra Rasulullah: «Ya
Umer! Sen 'kişinin amcasını, babasının naziri olduğunu bilmiyor mu­
sun?» buyurdu.

3. Halid, malik olduğu atını, zırhlarını ve diler harb levA.zımını Allah yolunda cihada
vakf ve tahsis etmiJti. Zekltın sekiz ka1tmı masrıf kısmından cfl seblli'l-llAh» mucahid­
ler sınıfına dihildi. Cihad levlzınu zekitclan mulf idi. Bu sebeple Peyaaınber Hilid'den
zekat istenmesini zulum saym�ır.
4. ZekAt vermek AbbAs üzerine vAcib bir haktı. O, bu borcunu zamanından evvel edl et­
nuıür. Kerem olarak bir misli de fazlasıyle vermiştir. Yani ben onun zeJd.tuu iki yıllık
olarak peşinen aldım demek istenmiştir. Yahut da: Abbas'ın zekltmı bir misli fazla­
sıyle ben denıhde ediyorum buyurmu� oluyor.
KtTABU'ı-nKAT 165

(4) M0SLİMANLAR 0ZERİNE HURMA VE ARPADAN FITIK


ZEKATI VERMENİN VUCOBU BABI

12 - (984) . .. .. . . .. : İbnu Umer (R) den :


Rasulullah (S) ramazanda fıtır zekatını muslimanların hür, köle, er­

ı--
kek, dişi her bir insanı üzerine hurmadan bir sa' yahut arpadan bir sa'
olarak farz kıldı.

= J� < 'J h'�ü,j) l:;;:,�_, � ;i t:}�;..J e. �-i 8-�. f/ �ı l:.ft� ( ...)- , r


-� -ı>t ,. ..J .,d'•.;• : J'·li � .,.,..J '!, I ,'- ' C,., . , ' "\ .,, ..... .. , .. � > ... ,. • .,,, •. \ ..
0" � f:-: � �'-' \ .J: \ j ;--'° ıJ_ � .l.� :� ..1.>-
' .. , . ,. . , ' ., J\ ' ,. ' . ..

�.:4,\) '-" ..,- ,F l; '-



f;.,

. --Y_{ j\ ��:, . �� j\ ;½� JS" 'J . �� � t:C j\ � ;i � t:G, ;k�il ;�3


f,:} .,,,, • :;. - - .,,,

13 - ( ) .... . ... . : İbn Umer (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) fıtır zekatını, köle, hür, küçük, büyük herkes üzeri­
ne hurmadan bir sa' yahut arpadan bir sa' olarak farz kıldı.
., ,. J ,
� ./ �I �►
,
't i'. • .. .,
lİ (J '":-'-"-' �
r;
z. i • ..
(:_:tJj
• ., ,. , • >
ıJ_ �-}:
., (• .... •
\j �\. �
t

. .
� ,. • ., ,. • .. • ..
(.J_ �-� V,JP J
.,,,_,
I • � .., ( )
... -
..
'f
:���0� \►-�\'""'J• ıI, J•,-, •.x \-\--
... ...... '�]' _., ...... t ...... ,.,. ,., ·l\l�, ,,, ,, .... ,l
:. 1 j )r;�lj '�-½-ı\J �I� �\..A.,t;..; .l.,.:, � � O") :f,,)"'
,., •i ':1 �,
-► ""',ıJ.
- ,;,.. - ....

. � � t}_:, �:...j �... �üı J� : J�


14 - ( ) ......... : İbnu Umer (R) şöyle dedi:
Peygamber (S) Ramazan sadakasını hurre, köleye, erkeye, dişiye hur­
madan bir sa' yahut arpadan bir sa' olarak farz (ve takdir) buyurdu. Ravi
der ki: İnsanlar bunu buğdaydan yarım sa'ya denk tuttular.

L.. -l>., e... . �:1 6" .l> . ,.).=� ı:.,_ �--:�;


, ... , l:.?»
.., ..,, ,..,� ..,. ..... -.,,,- , � ,. � . •
w'" �ı � �;. \ . l!.A; � 4'.l..�
• - , .
;;
---,,.,.• i. ., ,. ..,.
(... ) _ , 0
.. ·-·-l ·, .. \ i •'
·ıJ ,-
.,,,
., J • • -c
.,,, -
•• ,..... .,, C ' -: , • ,, ,
·;-:--:w�t_�J :' 0�t:..""·:� � .:ı._,,.ı�-� .J -)v� �..,��� ..).:- ·ıJ\���
1 11 0 ·.ıı� 1··' 1•
..,. 4'

° = ✓► ,.

. �!:::� � �-� ,�:;; �\:JI J:�: �J �\ J�


15 - ( ) . . ... . . . . : Abdullah ibn Umer (R) şöyle dedi :
Rasulullah (S) fıtır zekatının, hurmadan bir sa' yahut arpadan bir
sa' olarak verilmesini emretti.
İbn Umer: İnsanlar iki müdd buğdayı onun dengi yaptılar, dedi.
166 SAH!H-l MUSL!M

16 - ( ) ......... ·: �bdullah ibn Umer (R) den:


Rasulullah (S) Ramazandaki fıtır zekatinı muslimanlardan hurr, k�
le, erkek, kadın, küçük, büyük herbir nefs üzerine hurmadan bir sa' ya-
hut arpadan bir. sa' olarak farz kıldı 5•

'):.i_;? �-j 0� ;:�\: \�� �İj : J� . �--� � �--�. l:.ft� (,Ao) - , V


, f

� �\�: 0c
•ı:.r- 'C
-- - ·-- - .

-A;�-, \!-,\ ..r-r-,-,


, • • ,. J ... -, .,
'·1,-:v
lı;: � � a
- ,
! ot'l ). l:... ..;�
,
.;,�t"""""
�-). : ,,u:.,:i�
,- :.<.>).)..�
,
.• , \.
,, \...-
r.. J �\ ıJ. _J...•-
4,: \ ! r: .
ı...:.. --·
·- • � ·-
J �I _J...:"
· ��� j 0: t:C.�· j\ � 3-25 \ �,: \;\� j\ ' ;i: 0.. l;\�:,\' ��;. � ,\:.:, j\ ' \(.�
- . -
17 - (985) Ebft Said Hudri (R) der ki:
Biz fıtır zekatım her nevi yiyecekden bir sa' olarak çıkarırdık : A'r­
padan bir sa'. yahut hurmadan bir sa' yahut ekıt denilen, yağı alınmadık
kuru yoğurtdan bir sa' yahut kuru üzümden bir sa' olarak.·

18 - ( ) ......-... : Ebiı' Said Hudıi (R) şöyle dedi: /


Biz aramızda Rasulullcili (S) �arken fıtır zekatım �üçük, büyük,
hür veya köle her bir nefis için taamdan �ir sa' yahud ekıt'dan bir sa
yahut arpadan bir sa' yahut hurmadan bir yahut kuru üzümden bir sa'
sa' olarak çıkarırdık. Onu böylece çıkarmakta devam ettik. Nihayet Ebu
Sufyan'ın oğlu Muaviye hacc veya umre için bizim yammıza geldi ve

5. Buradaki ölçekler :
Sa' : , mildd buğday alan bir ölçek ismidir ki İslami hükümler bunun üzerine
cereyan eder ve muslimanlann dini muimeleleri bunun üzerine ·tedAvül eder.
Rıtl : 12 ukiyye vezninin mi'yarıdır. Her ukiyye 40 dirhemdir. Rıtl, iki çeşittir :
Biri Şam rıilıdır ki bu 480 dirhem olur. Diğeri BağdAd rıtlıdır ki bu 120 .1/4 dirhemdir.
Müdd: 2 ntl şey sığan· bir ölçek ismidir. Bir görüşe göre bir rıtl ile üçde bir rıtl
mikdarı nesne sığan ölçekdir. Diğer bir görüşe göre : Orta cüssede olan bir kimsenin
iki avcunun dolusu mikdanndan ibarettir (Kamm tercemeri ilgili maddeler). Tafsilat
için Tecrid Tercemeri V, 499-501 sahifelere bak.
KlTABU'ı-zı:KAT 167

minber üzerinde halka söz söyledi. Onun insanlara söylediği sözler ara­
sında: «Ben iki müdd Şam buğdayının bir sa' hurmaya denk olacağını
zannediyorum» demesi de vardı. Bundan sonra halle bu sözle amel ettiler.
EbO. Said : Bana gelince, çıkarmakta olduğum mikdarı yaşadığım
müddetce ebediyyen çıkarmakta devam ederim, dedi.

19 - ( ) .. ...... : Ebu Said Hudri "(lt) der ki:


.
Biz Rasulullah (S) aramızda iken fıtır zekatını küçük, büyük, hür
ve köle her bir kimse için üç sınıf şeyden: Hurmadan bir sa', ekıt'dan
bir sa', arpadan bir sa' olarak çıkarırdık. Ve yine böyle çıkarmaya devam
ederken nihayet Muaviye geldi ve: İki müdd buğday bir sa' hurmaya
denk olur re'yinde bu1undu.
Ebti Said der ki.': Ben ise yine böyle çıkarmakta devam ediyorum.
,,. ",. '•1 'l_.,,•ı
t
$,

'!.• ':-'. !. \i'\


:»- ,;;\, '.ı>: '-'. ; p> \ . 4:'.. \/)" \'.).:'., \:..··t-.)._:,-,, . i:)). • ,::. , :.
' , "1.

.).J- (,;;_, J (...) - " •
,,.JI• '!! •..U:. i'I ..,. E. ,, • ..,. L ,, ..,.\. � • l.;t ,, 1 �,
/:�- � \ if ' (_r � \:,,: � ...).:-' �: � -� 0' ' � :� �- \ cj_ ı;,r-►:} ,.>.-:'
c'. • • � \ •· •
: � � <.S:

. ��Hj,
, , ·"'
;::ıı.,, ,lıi�\
.,,,
= -'-'(:�\ ,-:.�•-ji 0·.,,. �k�İ\
,
ö� 3 � ;.;. ls-
�,
, ,
20 - ( ) . . ...... . : Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi :
Biz fıtır zekatını üç sınıf eşy�dan: Ekıt denen yoğurt kurusundan,
hurmadan ve arpadan çıkarır dururduk.

21 - ( ) : Ebu Said Hudri (R) den:


168 SAHiH-! MUaUM

Mulviye, yarım sa' buğdayı bir sa' hurmaya denk kılınca Ebft Said
buna i'ıiraz edib şöyle dedi: Ben fıtır zekatı için Rasulullah (S) zama­
mnda çıkarmakta olduğum şeylerden başkasını çıkarmam. Muhakkak bir
sa' hurma, yahut bir sa' kuru üzüm yahut bir sa' arpa yahut bir sa' elot
çıkarırım 8•

(5) FITIR ZEKATINI BAYRAM NAMAZINDAN EVVEL VERMEK


EMRİ BABI

22 - (986) ......... : İbnu Umer (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) fıtır zekatının (yani fıtramn) insanlar _bayram nama­
zına çıkmadan önce verilmesini emretti.

23 - ( ) ......... : Abdullah ibn Umer (R) den:


Rasulullah (S) insanlar bayram namazına çıkmadan evvel fıtır ze­
katını çıkarılıb yerlerine te'diye edilmesini emretti.

6. Tahavi ve Ebıl Davıld'un bir rivayetine göre İbnu Umer : Arpa ile hurmanın fıtır sa­
dakasını Peygamber'den rivayet ettikden sonra: cUmer zamanında Medine'de buğday
çoğalıb da buğdaydan da fıtra verilmeye luzum görünce halk (yani sahibiler) buğdayın
iki müddünü (yani yarım sa'ını) diğer erzikın bir sa'ına muadil addettiler• demiştir.
İbn Abbas : Rasfilullah (S) m Mekke dahilinde bir münadiye «Küçük, büyük, er­
kek, kadın, hür, köle, şehirli, bedevi her musliman üzerine buğdaydan iki rnüdd, arpa.
ve hurmadan bir sa' fıtra sadakası vermesi vacib bir hakdır• diye i'lan etmesini emret­
tiğini bildirmiştir (Hakim : Müstedrek).
KlTABU'z .. ZEKAT 169
170 SAH1H-1 MUSLİM

(6) . ZEKATI MEN' EDENİN (VERMİYENİN) GÜNAHI BABI

24 - (987) ......... : Ebu Hureyre (R) der ki:


Rasfılullah �S) şöyle buyurdu: «Altun- ve gümüşün (zek�t) haklarını
te'diye etmiyen her altun ve gümüş sahibi kıyamet günü olduğunda o
al tun ve gümüşleri· kendisi için ateşten . levhalar haline getirilir, üzer­
leri cehennem ateşinde kızdırılır. Sonra bu kızgın levhalarla böğürü, anlı
ve sırtı yakılır. Bunlar soğudukca azab için tekrar iade olunur 7• Bu azab­
landırma MİKDARI ELLİ BİN SENE OLAN BİR GÜN.İÇİNDE (el­
Mearic: 4) 8, kullar arasındaki haklar ödeninceye kadar sürer. Neticede
o kimse ya cennete veya cehenneme d�ğru giden yolunu görür (yahut:
Cennet veya cehenneme doğru giden yolu gösterilir)•.
- Ya Rasfılallah! Zekatı verilmiyen develer ne olac_ak? diye sorul­
du. Buyurdu ki :
- Kendilerinden zekat haklan ödenmeyen her deve sahibi de (bu
hayvanlann haklarından birisi de su başlarına geldikleri günde sütleri­
nin sağılması ve fakirlere ve yolculara içirilınesidir) kıyamet günfr ol­
duğu zaman kendisi o develer için düz ve geniş bir sahaya yatırılır.. 01-
duklanndan daha iri halleri ile ve onlardan bir tek deve yavrusu da zayi'
edilmeksizin .hepsi onu ayaklan ile çiğnerler, ağızları ile ısırırlar. Deve
sürüsünün sonu o kimseye tİğrayıb geçince baş tarafı tekrar ona uğra­
tılır. Bu azablandırma UZUNLUĞU ELLİBİN SENE OLAN BİR GÜN
içinde, kullar arasındaki haklar ödeninceye kadar devam ed�r. � �ayet
o kimseye, ya cennet veya cehenneme doğru uzanan yolu göster 1· •·
- Ya Rasulallah! Zekatı verilmemiş sığır ve davarlar ne ola\ak? de-
nildi. Buyurdu ki : �
- Kendilerinden (zekat) hakları ödenıniyen her sığır ve davar ·sa­
hibi de, kıyamet günü olduğu zaman onlar için dümdüz bir sahaya yatı­
rılır. Bu hayvanlardan hiçbirini kaybetmeksizin ve içlerinde ne i�i b()y­
nuzu bükülü, ne _boynuzsuz ve ne de içeri giren boynuzu kırılmış bulun­
maksızın hepsi boynuzları ile o şahsı toslıyacak, ayaklarıyla da çiğniye-

7. r•ı:- ;L'j ��- ,.,_ --:1' �ı � t�� •ll�j 1,-"_,.u;.,_ 'J, �ı, �.Ali c.JJ� J:_J�
�·J�.(� i->� ı,;_,..ü �:,;'} (�L. '""· c>";J,.l.J �,:�, �4- lr: �,(..:;
: ...Altunu ı,e aümüıü 111ğıb ı,e biriktiTib de onlan Allah ı,olunda MTcamıı,anlar, iıte
bunlara pek acıklı bir azabı mıı.ıtula! O gün bunlar, Üzerlerinde (ı,akılacak) cehe1ıtıem
ııte§inin içinde kızdınlacak da. o kim.selerin cdınlan, böğü1'le,-i 1'e' sırtlan bunltırla dağ­
lanacak. lıte bu, nefiıleriniz için toplaı,ıb �kladıklanmz! Artık ıcıklcİı,ıb utifcilik etti­
ğiniz bu nemeleri tadın! (denilecek)» (et-Tevbe: 34-35).
8, · Hcıcc: 47 iJe· es-Secde: 5 ci ayetleri de:· «MlKDARI SİZİN SAYDIKLARlNIZDAN BİN
SENE EDER BİR GtlN... » ifadesi ile bu mikdarı hatırlatır.
KlTABU'z-ZEKAT 171

cektir. Bu sürünün baş tarafı onun üzerinden geçtiğinde sonu tekrar geri
döndürülür. Bu azab da MİKDARI ELLİ BİN SENE SÜREN BİR GÜN­
DE, kullar arasındaki bütün haklar ödeninceye kadar devam eder. So­
nunda ya cennet veya cehenneme doğru olmak üzere o kula yolu göste­
rilir.
· - Ya Rasulallah! Zekatı verilmemiş atlar ne olacak? denildi. 'Buyur­
du ki:
- Atlar üç kısımdır·: At bazı kimseler için bir günah, bazısı için
ihtiyacına bir perde, bazısı için de sırf hayır ve sevabdır.
At, kendisi için vebal olana gelince o, atını gösteriş için, öğünmek
için, islam halkına düş�anlık için bağlar. İşte bu at o kimse için büyük
bir vebaldir. ·
At keneli ihtiyacı için bir perde olan kimseye gelince o, atını Allah
yolunda bağlar, sonra da gerek hayvanların sırtındalci Allah hakkını
- cihad için binmek, bindirmek-.· gerek muayyen bir Allah hakkı olan
zekatı unutmaz. İşte bu da o kimse için perdedir.
At, kendisine hayır ve sevab olan kimseye gelince o, atını müsliman­
lar lehine Allah yolunda - cihad maksadıyle - bağlamıştır. Atı da bol
otlu geniş· bir sahada veya çayırda beslenirse atın bu bol otl� sahadan
veya çayırdan yediği herbir şeyin sayısınca sahibi için muhakkak birçok
haseneler (güzellikler, iyilikler) yazılır. Atın gübrel�ri. ve beyilleri sayı­
sınca da sahibi için haseneler yazılır. Hele bir de· atın ipi kopsa da
şahlanarak bir veya iki' yüksek yere - yahut bir veya iki mil mesafeye -
kadar raks edib neşat ile koşsa, yerde tırnaklarının bıraktığı izleti ve
gübreleri sayısınca Allah sahibi lehine haseneler yazar. Bir de hayvan
- bu a�ada- bir nehre uğrayıb da ondan içerse, sahibi sulamak isteme­
miş olsa bile Allah o kimse için atının içtiği su (katresi) sayısınca hase­
neler yazacaktır.
- Ya Rasulaİlah! Eşekler (deki hüküm) nasıldır?· denildi. Rasulul-
lah:
- Eşekler· hakkında bana bir şey indirilmiş değildir. Ancak bana
her hükmü cami, nadir bfr vecize olan şu : «FE MEN YA'MEL MİSKALE
ZERRATİN HAYREN YERAH VE MEN .YA'MEL MİSKALE ZERRA­
TİN ŞERHAN YERAH : Her kim zerre mikdan bir hayır işlerse onu gö..
recek. Her kim de zerre ınikdan bir şer işlerse onu görecek• (Zilzal: 7-8)
aye�leri indirilmiştir buyurdu 9•

9. Sahabllerin sualinde eşeğin de atlar hükmünde olub olmadığı sorulmuştu. Bu suale ayet
ile şöyle cevAb verilmiş oluyor : Merkeb de hayır için bağlanırsa şüphesiz sahibi hayır
ile mükafatlanır, ecir ve sevaba nail olur, Şer için bağlanır sa şer ile cezalanır, sahibi
azaba rnustahik olur.
Hattabi bu iki ayetiı:ı suale uygunlu.ğunu şöyle takrir ediyor: Peygamber'den ·ehli
eşeğin zekatı sorulmuştu da o bu iki ayetle cevab vermiştir. Çünkü bu ayetlerden bi-
172 SAHIH-1 MUSLlM

25 - ( ) ......... : Burada Hişamu'bnu Sa'd, Zeyd ibn Eslem'den


bu isnad içinde bundan önceki Hafsu'bnu Meysere hadisi ma'nasıyle _so­
nuna kadar rivayet etti. Ancak o; «(Zekat) hakkını ödeıniyen her deve
sahibi> demiş, «ondan hakkını» dememiştir. Bir de bu hadisde: «O deve­
lerden bir tek deve yavrusu bile kaybetmeden» sözünü zikretmiş ve :
«Bunlarla o kimsenin iki böğürü (iki yanı), anh ve sırtı yakılır» demiştir.

rincisi en büyüğünden zerre nı.idli küçülüne kadar her nevi tiatın haı,ır olduiunu
ifade etmekde, ikincisi de mukabilinde her nevi ma'siyetin fff oldujunu bildirmektedir.
Bir derecede ki, ne o tiatuı ne de o ma'siyetin ferdleri ve nevileri ta'dAd ve beyan edi­
lebilmekden uzaktır. Ve k:AinAt olaylarının arka arkaya eelmeleri nisbetinde çoktur. Bi­
naenaleyh bu tAat ve ma'siyetin hepsi her hayır ve ma'rMa şamil olan ha•edt, ve mu­
kabili •eııı,iat hükmünde cem• edilerek sahabllere cevaben: Her muhsin ihsanını, her
günahklr da isAetini kıyAmet günilnde görecektir, buyurmuş oluyor.
K1TABU'z-ZEKAT 173

, ;\:..-Y'
(• • --: ı...
l� :.
• ...,. • ... � .... .. .::
c ��- ôc ( <.S�JJ l );ı �-�)
. ..
!-;.�'-½�
...•,,,( ._, ... ,, l, ....,
c.� � � ;:";- '-'_4�

.l:}Jp J (...)

. ���'�c:,

26 - ( ) ......... Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyt;ırdu ki: «Zekatını ödemiyen her büyük servet
sahibi zengin kişi muhakkak cehennem ateşinde yakılacaktır. Şöyle ki:
O hazine levhalar haline getirilir ve bunlarla iki yanlan ile anlı MİK­
DA.RI ELLİ BİN SENE OLAN BİR GÜN içinde (Mearic: 4) Allah, kul­
ları arasında hükmedene kadar yakılır. Sonra ya cennete veya cehenne­
me doğru olarak yolu kendisine gösterilir (veya bu yolunu kendisi gö-
174 SAH!H-1 MUSLU(

rür). Zekatlarını ödemiyen her deve sahibi de muhakkak o develerin


çiğnemesi için geniş ve düz. bir sahada yere yatırılır. Develer oldukların­
dan daha iri halleri ile ön ayakları·nı yerden kaldırıp onun üzerine bas­
mak suretiyle şahlana şahlana onu çiğnerler. Sürünün sonu onun üzerin­
den her geçtikce ön tarafı tekrar döndürülür. Bu azab, MİKDARI ELLİ
BİN SENE OLAN BİR GÜNDE, Allah kulları arasında hükmedinceye
kadar devam eder. St?nra o kimseye cennet veya cehenneme doğru gide­
cek yolu gösterilir.
Ve yine zekatlarını vermiyen her davar sahibi de, davarlarının çiğ-
nemesi için düz ve geniş bir alanda (yüz üstü vey� sırt üstü) yatırılır.
Davarlar olduklarından daha semiz, daha kuvvetli olarak o kimseyi ayak­
larıyla çiğnerler. İçlerinde boynuzları bükük ve boynuzsuz bulunmaksı­
zın onu boynuzlan ile de toslarlar. Davar sürüsünün sonu o kimse üze­
rinden her geçtikce ön t�rafı tekrar geriye döndürülür. Bu azab, MİK­
DARI SİZİN SAYMAKDA OLDUĞUNUZ YILLARDAN ELLİ BİN SE­
NE OLAN BİR GÜN İÇİNDE (Maaric: 4), Allah bütün kulları arasında
hükmedinceye kadar devam eder. Sonra �u günahkar kimseye cennet
veya cehenneme giden yolu gösterilir.•
. Ravi Suheyl : Sığırı zikredib etmediğini bilmiyorum, dedi. Saha­
biler:
- Ya Rasulallah! Atlar nasıl olacak? diye sordular. Buyurdu ki:
- Cihad atlarının alınlarına dökülen perçemlerinde, (yahut da bu-
yurdu ki:) cihad atlarının alınlarına dökülen saçlarında (Süheyl: Şüp­
he eden benim, dedi) kıyamet gününe kadar hayır· düğümlüdür. At (üç
nevi insana nisbetle) üç kısımdır:
At bazı kimseler için ecir, bazı kimse için setr ve diğer .bazısı i�n
de vizrdir. -)
At, kendisi için ecir �lana gelince o, atı Allah yolunda (cihad kas­
dıyle) edinir ve atını o yol için hazırlar. Böyle hazırlanan atların karın­
larından dışarı attıkları her zerreye mukabil Allah muhakkak sahibine
bir ecir yazacaktır. Eğer sahibi onu geniş ve bol otlu bir sahada atlatır­
sa, hayvamn yediği her bir ota mukabil Allah sahibine bir sevab yazar.
Onları bir nehirden sularsa, karınlarına aldıkları herbir damlaya muka­
bil sahibine bir ecir vardır. (Nihayet Peygamber, sidikleri ve gübrelerin­
de de ecir olduğunu zikretti). Eğer ön ayaklarını yerden kaldırıb şahla­
narak bir veya �ki tepe ko�arlarsa, atacakları her bir adıma mukabil sa­
hibi için bir ecir vardır.
Atların, kendisine setr olduğu kimseye gelince o, atları sırf cömert­
lik ve güzellik için edinir. Zor durumunda geniş durumunda atların sırt­
larındaki ve karınlarındaki haklan hiç unutmaz.
. Atların, kendisine vizr olduğu kimseye gelince o, atları sırf çok se­
vinçli olmak, azgınlık yapmak, öğünmek ve insanlara karşı gösteriş yap-
KİTABU'z-ZEKAT
mak için edinir. İşte böyle olan kimse üzerine atlar büyük bir vizr ve
günahdır». Sahibiler :
- Ya Rasulallah! Eşekler (de zekat var mı)? diye sordular. Ra-
sulullah :
- Onlar hakkında Allah bana hiçbir şey inzal etmedi. Ancak bana
her hükmü cami' nadir bir vecize olan şu:
«FE MEN YA'MEL MİSKALE ZERRETİN HAYRAN YERAH
VE MEN YA'MEL MİSKALE ZERRETİN ŞERRAN YERAH
: Her kim zerre mikdarı bir hayır işlerse onu görecek. Her kim de zerre
�dan bir şer işlerse onu görecek• (Zilzal: 7-8) ayetini indirmiştir bu­
yurdu.
( ) Bu hadisi bize Kuteybetu'bnu Said de tahdis etti. Bize Abdula­
ziz (Deraverdi); Suheyl'den bu isnadla tahdis edib hadisin tamamını sevk
etti. . .
( ) ......... : Burada da Suheylu'bnu Ehi Salih bu isnadla ayni ha-
disi tahdis etti. Burada (aksau yerine) «adbau» dedi. Bir de conlarla yan
tarafı ve sırtı yakılır» kısmını söyledi de «anlını» zikretmedi.
( ) ......... : Burada da Bukeyr, Zekvan'dan, o ·da Ebu Hureyre­
den, o da Rasulullah'dan tahdis edib, Rasulullah: «Kişi, develerinde sabit
olan Allah'ın hakkını yahut zekatı ödemediği zaman.. » buyurdu diyerek
Suheyl'in babasından rivayet ettiği (26 rakamlı) hadis tarzında hadisin
tamamını sevk etti.
176 SAH!H-t KUSL1K

ı
...,� !J';l , J... r\ı_ •. ..,l
....> L:,· �!.,\J ..,- v-�, ..J. --t,-.
ı...ı l9 • ,u,.rı.
•...
4.J ?
! u - . --••J,_
..l� �•- : J\ı
.
!-- ..J'..r
j ,,,. \ J
•--�,
..
.,, ...u.
.. ...\i J...
�ı;.
.,, ,, .,,. .... ..

� \i:l� J�J. t;�:: j. �;;. ;}�lJ. \;.-J; ;;\;lj. ijı J .


....
' .,,. _. ,,•
. ( iul .,,.J�=-
;

JI
,

27 - (988) . . . . .. . .. : Cabir ibn Abdillah Ensari (R) der ki :


Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu: «Kendilerindelôze.
kat haklarını vermiyen her deve (sürüsü) sahibine, kıyamet gününde o
develer muhakkak olduklarından daha çok ve iri halleri ile gelecekler.
Kendisi onlar için düz ve gayet geniş bir alanda oturacak. Develer şah­
lana şahlana yani ön ve arka ayaklarinı ikişer ikişer beraberce yukarı
kaldırıb indirerek sahibinin üzerine basacaklar.
Kendilerindeki hakları yerli yerine yapmıyan her sığır (sürüsü) sa­
hibine de kıyamet günü o sığırlar olduklarından daha çok ve iri halleri
ile gelecekler, kendisi de onlar için düz ve geniş bir sahada oturacak. Hay­
vanlar muhakkak boynuzlarıyla onu tosluyacak ve ayaklarıyla da çiğne­
yeceklerdir.
Kendilerinde sabit olan haklan yerli yerinde yapmıyan her bir da­
var sahibine de kıyamet gününde o davarları olduklarından daha çok ve
daha iri halleriyle ve içlerinde hiçbir boynuzsuz ve boynuzu kırık olmak­
sızın gelecekler. Kendisi de onlar için düz ve gayet geniş bir sahada otu­
racak. Hayvanlar kendisini boynuzlarıyla toslayıb ayaklarıyla çiğniye­
ceklerdir.
Kendisinde tahakkuk eden hakları yerli yerinde ödemiyen her büyük
servet sahibine de bu serveti kıyamet gününde gayet zehirli erkek bir
yılan suretinde gelecek, ağzını açmış vaziyette sahibini kovalıyacak�
lan ona geldikce (hücum ettikce) o, yılandan kaçacak. Bunun üzerine
yılan ona: Biriktirib sakladığın hazineni al! diye nida edecek. O da: Ona
ihtiyacım yok, diyecek. Fakat bundan kurtuluş olmadığını görünce za­
ruri olarak elini onun ağzı içine sokacak. Yılan da onu büyük erkek de­
venin yiyişi gibi yiyiverecektir».
Ebu'z-Zubeyr şöyle dedi: Ubeydu'bnu Umeyr'den işittim diyordu ki:
Bir kimse :
- Ya Rasulallah! Devedeki hak nedir? dedi. Rasulullah:
- Suya geldikleri gün sütlerinin sağılıb orada bekliyen fakirlere ve
oradan geçenlere içirmek 10, su (veya süt) kovalarını acele ihtiyacı olan-

10. Sürülerin su başına gelişlerinde su ba§larmda birikmiş muhtaclara ve oradan geçen


yolculara deve ve diier hayvanlardan süt sağıb iltram etmek Arabların ideti idi. Bu
sebeble fakirler su başlarına ielir, toplanırlardı. lsllm'dan evvel olduğu eibi İsllm
selince de bu ikrama ve insant davranışa devam edilmiştir. Ha�in bu fıkrası o aüzel
Adeti takrir etmektedir. Ayni zamanda bu fıkra hayvanlardaki zekattan bqka ikinci bir
hakkı da ifade ediyor : Bu, ahlaki ve insani bir iyiliktir ve hakdır :
cHakk ı mefriız mahdüddur, hakk ı fayr i mefrtlı: ise gayr i mahduddur• yani
farz kılınmış hak hudutludur. Farz kılınmıyan hak ise hud-Qdsuzdur.
K!TABU'z-ZEKAT 177

lara Ariyet olarak vermek, erkek develeri ihtiyacı olanlar.a tohumluk için
Ariyet vermek. İhtiyac sahihlerinin südünden, çalışmasından ve diğer şey­
lerinden faydalanmaları için muayyen bir süre bu hayvanları onlara
emaneten vermek ve sırtlarına Allah yolunda yük veya mucahid yükle­
mektirı.. buyurdu.

28 ....:... ( ) : Cabir ibn_ Abdillah (R) den:


. .
Peygamber (S) buyurdu ki: « (Zekat ve diğer) haklarını ödemiyen
deve,. .sığır ve davar sahibleri kıyamet gününde,. onlar (ın çiğneyib süs­
meleri) için düz ve geniş bir alana oturtulacak. Sert ayaklıları sert ayak­
lanyla onu çiğniyecek, boynuzlu olaniarı da boynuzlarıyla onu süsecek­
ler. Boynuzluların arasında o gün hiç boynuzsuz veya boynuzu kırık bu­
lunmayacaktır».
- Yi Rasfilallah! Bunlardaki hak nedir? dedik.
- Döllük. olan erkeklerini ihtiyac vaktında emanet vermek� Kova ve
bakraçlarını ariyet vermek. İhtiyac sahiblerine bu hayvanların sütü, yü­
nü ve iş yapmasından faydalanmaları için muayyen bir müddetle ema­
neten vermek. Sürüler su başlarına getirildikde ora�aki muhtaclara ve
yolculara sütlerinden ikram etmek. Allah yolunda sırtlarına binmek, bin­
dirmek ve yük . yükletmektir.
Zekatım ödemiyen her ,bir mal sahibine, o malı kıyamet gününde çok
zehirli erkek� bir yılan şekline tahavvul edecek. Sahibi ondan kaçarken
her nereye giderse bu yılan onu ta 'kib edecek ve : İşte bu, kendisinde

F: 12
178 SAHIH-1 MUSLİM

cimrilik yapageldiğiri malındır > denilecektir 11• Mal sahibi artık ondan
kurtuluş olmadığını görünce elini onun ağzına sokacak, yılan da o eli, iri
erkek devenin yiyişi gibi yiyecektir» buyurdu 12.

11,
-
;..l:JJır -". (,. 1):t_L. j_,; � ı-J .,r:. J! � 1-'?" ,_. �.;.; ,y �l("Vı L:_ Jj�_ c.1_..il,��. 'J J
; Allah'ın fa.zlından kendilerine verdiğini (sarf ve infakda) cimrilik edenler. zinhar bu­
nun, kendileri için bir hayır olduğunu sanmasınlar. Bilakis bu, onlaT için bir §erdir. On­
ların cimrilik ettikleri ıe11 kıyam et günü boyunlanna dolanılacaktır. Gökle-rin ve yerin
mirası Allah'ındıT. Allah ne yaparsanız haberdardır- (Alu Imran: 180).
12. Burada Ebft Bekr'in Enes ibn Malik'e yazdığı ve zekat mikdarlarını beyan eden meşhur
mektubun tercemelerini vermek çok uygun' olacaktır :
Enes ibn Malik Ebu Bekr'in kendisini Bahreyn'e (zekat amili olarak) gönderir­
ken şu mekttlbu yazdığını haber vermiştir:
•Bismillahirrahmanir-rahim. Sana verilen şu mektub, Allah'ın, kendi Rasulune e�­
rettiği ve Rasftlullahın da muslimanlar üzerine takdir ve ta'yin buyurduğu zekat ari­
zası (nın hükümlerini ihtiva eden bir nüsha) dır. Herhangi bir muslimandan bu itabda
bildirilen mikdar üzere zekat istenirse, o musliman bu zekatını versin. Bundan f
nilirse (ziyadeyi) ·vermesin.
Deveden 24 tanesinde ve bundan aşağısında koyun olarak <vacib olan zekat) her
5 devede bir koyundur. Deve sayısı:
25 e erişince, 35 e kadar bir bintu mehad,
36 ya erişince, 45 e kadar bir ·bintu lebun,
46 ya erişince, 60 a kadar bir boğur basacak bir hıkka,
61 e erişince, 75 e kadar bir cezea,
76 ya erışınce, 90 a kadar iki bintu lebun,
91 e erişince, 120 ye kadar boğur basacak iki hıkka zekat vermek vacib olur.
Deve sayısı 120 den fazla olunca her 40 devede bir Bint Lebun, ve her 50 devecJe
bir Hıkka zekat vardır. Herkim .f deveden fazla hayvana malik olmazsa, bu ıajkdarda
sadaka yokdur. Meğer ki deve sahibi (gönüllü olarak) vere. Deve sayısı 5 e baliğ olunca
da bir koyun zekat vermek vacib olur.
Senenin birçok günleri yaylakda güdülen koyunun zekatı, 40 koyun olunca 120 ye
kadar bir koyundur. 120 den ziya.dede 200 e kadar 2 �oyundur. Koyun 200 ü geçerse, 300 e
kadar 3 koyundur. 300 ü geçince her yüz koyunda bir koywı vacib olur. Bir kimsenin
de yayılır koyunu 40 dan bir koyun noksan olursa bu noksan koyunda zekat yokdur.
Meğer ki koyun sahibi (nafile olarak) vermek dileye.
(200 dirhem) giµnüşte de onda bi,-in diYrtde biri mikdarı (yani kırkda bir nisbe­
.tinde) zekat vacibdir. Gümüş mikdarı 190 dirhem olursa, bun4a da zekat yokdur. Me­
ğer ki gümüş sahibi (tatavvu' olarak) vermek istesin• (Buharı: Zekat, .zekcitu'l-ğanem).
Mekt1lbun ikinci kısmı :
Enes ibn Malik EbO. Bekr'in, kendisine, Allah'ın ve Rastllunun ernrettiji sadaka
farizasını (n mikdarmı) §Öyle yazdığını rivayet e�tir:
•Kim ki malik olduğu deve adedi bir cezealık zekat nisabına erişir de develeri
a rasında cezea bulunmayıb hıkka bulunuyorsa o kimseden (zekat tahsildarı tarafından)
hıkka kabul edilir. Mal sahibi bu hıkka ile birlikte (noksanı telifi için) iki koyun
vermek kendisine kolay gelir ise ya iki koyun verir yahut da on dirhem (gümilf) verir.
Bir kimsenin mAlik olduğu devesi bir hıkka zekat nisabına erişir de, develeri arasında
hıkka bulunmayıb cezea bulunursa (zekat me'm-0.ru tarafından) o kimseden cezea kabul
edilir. Ve zekat me'muru bu cezeayı almakla birlikte mal sahibine yirmi dirhem yahut
iki koyun verir. Kim ki malik olduğu devesi bir hıkka zekat nisabına ulaşır da onun
yanında yalnız Bint Lebun bulunursa, (zekat tahsildarı tarafından) o kimseden Bintu
Lebun kabul edilir ve mM sahibi ya iki koyun yahut yirmi dirhem daha verir. Yine bir
kimsenin devesi bir Bintu Lebun zekat nisibına ulaşır da develeri içinde Hıkka bulu-
ldTA.et.rz-ZEKAT 179

(7) ZEKAT TOPLUYAN ME'M"ÜRLARI (İŞLERİNİ


KOLAYLAŞTffiMAK S"ÜRETİYLE) HOŞNUD ETMEK BABI

29 - (989) ......... : Cerir ibn Abdillah (R) dedi ki:


nUl'sa, �ekAt me'mOru tarafından mal sahibi hisabma bu hıkka. kabul edilir ve metm'llr
tarafından ya yirmi dirhem yahut da iki koyun verilir. Bir kimsenin de devesi bir
Bintu Lebun zekat nisabına · erişir de develeri arasında Bintu Lebun bulunmayıb, Bintu
Mehad bulunursa, o kimseden zekat olarak Bintu Mehad kabul edilir ve mal sahibi
Bintu Mehad ile beraber ya yirmi dirhem, yahut iki koyun daha verir•.
(Buha.n : Zekat, men beleğat indehu .sadakat Bint Mehadın ve ley!fet indehu).
Bu iki hadtsdeltl deve isimleri :
Arablar bir yaşından itibaren muhtelif çağlardaki develere ayn ayrı isim vermiş­
lerdir. Türkçede bu isimlerin çoğunun mukabilleri yokdur. Yalnız deve yavrusuna
•doru.m. potuk, köıek", tohumluk erkek deveye «boğu.rıa deriz. Obirlerini herhangi yaşta
olursa olsun wnfuniyetle ·deve diye ifAde ef;ieriz.
Şimdi hadislerin daha iyi anlaşılması için bu isimleri ve ma'nalarını kısaca gös­
terelim:

Bintu Mahad Umdmiyetle bir yaşını doldurmuş. ikisine varmış dişi deve.
İbnu Mahad Bir yaşını doldurmuş ,ikisine basmış erkek deve.
Bintu Lebun .. İki yaşını doldurmuş, üçüne basmış dişi deve.
lbnu Lebun .İki yaşını doldurmuş. üçüne basmış erkek deve.
Hıkka Üç yaşını doldurmuş, dördüne basmış dişi deve.
Hıkk O'ç yaşını doldurmuşt dördüne basmış erkek deve.
Cezea Dört yaşını doldurmuş, beşine basın� dişi deve.
Cez' Dört yaşını doldurmuş, beşine basmış erkek deve.
EbQ. Ubeyd'in •Kitdbu'l-Emva.l•inde diğer yaşlardaki deve isimleri ile .. bu isim­
lerle isimlendirme sebeplerine dair bileiler verilmiştir.
180 SAHtH-t MUSLtM
Bedevi 1lerden bazı kim�ler Rasftlullah (S) a gelib:
- Zekat topluyan me'mfiı:Iardan birtakımlan bize geliyor ve bizlere
zulum ediyorlar, dediler. Bunun üzerine Rasulullah:
- Z�katlarımzı topluyanlara (vacib olanı vermek, yµmuşak davran­
mak ve kendilerine meşakkat vermemek suretiyle) hoşnud ediniz, bu-
yurdu. : ·
Cerir der ki: Bunu Rasulullah'dan işittiğimden beri benim yanımdan
çıkan her zekat memuru muhakkak benden razi olarak çıkıb gitmiştir.
( ) . . . .... . . : Buradaki üç tarik ravileri de Muhammedu'bnu Ebi
İsmail'den, bu isnad ile onun benzerini rivayet etttiler.
İ�.:,)t �>;. .JJ (Jı �;, � ıo:-� (A)

30 - (990) .......... : Ebu Zerr (R) şöyle dedi :


Beri bir defasında Peygamber (S) in yanına vardım. Bu sırada Ken­
disi Ka'benin gölgesinde oturmaktaydı. Beni görünce :
- Ka'benin Rabbına yemin ederim lti muhakkak onlar çok hüsran­
da (zararda) dırlar! dedi. Nihayet ben oturdum. Fakat · bana karar ve se-
bat ·mumkin olmadı, kalkıb : .
- Ya Rasulullah! · Babam ve anam sana feda olsun. Bu husranda
(büyük ziyanda) olanlar kimlerdir? diye sordum. Rasulullah şöyle bu-
yurdu:
- Onlar mallan çok olan zenginlerdir. Ancak bunlardan şöyle, şöyle,
·şöyle verenler müstesnadır. (Bunu önündeki, arkasindaki, sağındaki · ve
KİTABU'z-ZEKAT 181
ımlundaki fakirlere ve hayır vecihlerine verişi işaret ederek söyledi). Qn­
lRr nekadar da azdır! Zekatlarını öderniyen deve, sığır ve davar sahibi
herkese kıyamet gününde bu hayvanlar, olduklarından daha iri ve daha
ıemiz olarak gelecekler. Boynuzları ile sahihlerini tosluyaca� ve sert
nyaklarıyla da çiğniyeceklerdir. Bütürt insanlar arasında hükmolununca­
ya kadar o sürülerin sonu bittikçe ön tarafları tekrar döndürülecektir».
( ) .. : ...... : Ma'mur, Ebu Zerr'in: Rasulullah'ın yanına vardım,
kendisi Ka'benin gölgesinde oturmaktaydı, dediğini bundan evvelki veki'
hadisi tarzında zikretti. Ancak bu rivayette Ras-qlullah: «.Hayatım yedin­
de olan Allah'a yemin ederim ki ölüb de yeryüzünde zekatını ödemediği
deve yahut- sığır yahut davar bırakan herkes..» diye buyurmuştur.
v;; '' ' ) - r' ·
,,
�•�
�, ı:.ı�
.... ( -�-.,.
_. ....ı)_ \ �--�
.... ),.C:": :,ı .:., � ► • ıu='; ...·�
'\\,"" ,,1 , i "?\�
-..İ',.. •>- ..ı �=�
J_ ,;ı1-•::.1\"''I•�- (

ı;f�:J 4-�fr .:.J J__t·'. \�� I�\ � �\ ��:� � » J\; � ��:ll �\ � ;t.} �I
• • ,, -
,, ,.. ,.. " $'

;;_�� �\ � ,
.:,_ı.;•ı.J,•..u--:ı }'}
... ..ı,) ) ,,
\..1\ "\
" , •
h e '"'\:. .,-e
oJ...4) \) •�.) ) !- , ) :...� 4:�

" (.> ,- .. ,, ; ,,,,, .,,

31 - (991) ..._...... : Ebu Hureyre (R) den:


Peygamber (S) şöyle buyurdu : «Benim Uhud dağı kadar altunum
olsa, üçüncü gece gelirken, (henüz va'desi dolmamış veya alacaklısı gel­
�emiş ola�) üzerimdeki bir borç için muhafaza ettiğim dinar müstesna,
ondan benim yanımda bir dinarın kalması beni sevindirmez».
( ) ......... : Muhaınmedu'bnu Ziyad : E�u Hureyre'den işittim. Ne-
hiy (S) den yukanki hadisin. benzerini rivayet etti, demiştir.
:,;�• J �:";u ":"� (,)
182 SAHIH-t MUSıJM

32 - (94) ......... : Ebu Zerr (R) şöyle dedi:


Medine'nin karataşlık semtinde b�tsı zamanında Peygamberle
beraber yürüyordum. Biz Uhud'a bakar vaziyette idik. Rasulullah (S) :
- Ya Eba Zerr! dedi. Ben:
- Buyur, ya Rasfılallah! dedim.
- Şu Uhud dağı benim yanımda altun olsa, bir borcu ödemek için
bekletmekte olduğum dinar müstesna ondan benim yanımda bir dinar
kalmış olarak üçüncü bir gece geçirmeyi istemem. Ancak onun tamamını
Allah'ın kullarına (önüne, sağına, soluna birer avuç at�a işareti yapa­
rak) şöyle, şöyle ve şöyle sarfetmeyi isterim, buyurdu. Sonra bir süre
daha yürüdük: Yine:
- Ya Eba Zerr! dedi. Ben :
- Buyur, ya Rasulallah! dedim.
- Dünyada malları ençok olanlar, kıyamet günü sevablan en az
olanlardir. Ancak şöyle, şöyle, şöyle sarfedenler müstesna, buyurdu. Bu­
nu söylerken de birinci defaki gibi vermek işaretleri yaptı. Sonra bir za­
man daha yürüdük. Yine:
- Ya Eba Z�rr! Ben senin yanına gelinceye kadar olduğun yerde
dur! dedi ve görünmez oluncaya kadar benden ayrılıb gitti. Ben anlaşıl­
mıyan bir gürültü ve bir ses işittim. Kendi kendime belki Peygamber'e
bir cinn arız olmuştur diyerek onun arkasından gitmeyi düşündüm. Son­
ra, « ben sana gelinceye kadar yerinden hiç ayrılma• sôzünü hatırlayıb
onu bekledim. Nihayet Peygamber gelince duyduklarımı ona söyledim.
Bunun üzerine şöyle buyurdu:
- O, Cibril'dir. Bana geldi ve: Ümmetinden her kim Allah'a hiçbir
şeyi ortak tanımıyarak ölürse o cennete girer, dedi. Ben: O kimse zina
etse de, hırsızlık yapsa da niı? diye sordum. Zina etse de, hırsızlık yapsa
da, dedi.
K!TABU'z-ZEKAT 183

33 - ( ) ......... : Ebu Zerr (R) dedi ki:


Gecelerden bir gece dışan çıktım. Baktım ki Rasulullah tek başına,
yanında hiçbir insan olmaksızın yürüyor. Kendisi beraberinde hiç kim­
senin yürümesini istemiyor, zannettim. Bunun üzerine ben de ay'ın aöl­
gesinde yürümeye başladım. Derken benden tarafa dönüb beni gördü.
«Kimdir o?» diye sordu. Ben: Ebu Zerr'dir, Allah beni sana fidye yapsın!
dedim.
- Ya Eba Zerr! Gel! buyurdu. Bunun üzerine .ben de onunla beraber
bir zaman yürüdüm.
- (Dünyada) çok mal topluyanlar, kıyamet günü (sevabı) az olan­
lardır. Ancak Allah kendisine mal verdiğinde bu maldan sağına soluna,
önüne arkasına bol bol infak eden ve bu malı hayır ve taat yolunda sarfe­
den kimseler müstesnadır, buyurdu. Kendisi ile beraber bir süre daha
yürüdüm. «Şuraya otur» buyurdu. Beni etrafı taşlık bir sahada oturtdu
ve : «Ben sana dönünceye kadar burada otur• emrini verdi. Sonra taşlık
içinde kendisini göremez oluncaya kadar gitti, orada eylendi. Eylenmeyi
uzattı. Sonra ben ondan işittim ki hem geliyor, hem de: «Hırsızlık yapıa
da zina etse de» diye söyleniyordu. Yanıma gelince sabredemeyib :
- Ey Allah'ın Peygamber'i! Allah b�ni senin yoluna feda etsin! Taı-
184 SAHIH-t MUSLİM

lık tarafında kiminle konuşuluyordu? Ben hiç kimsenin sana ( cevab ver­
diğini de) bir şey getirdiğini de işitmedim, diye sordum. Buyurdu ki:
- Bu, Cibril'dir. Harre'nin yanında benim karşıma çıkıb: Ummeti­
ne şunu müjdele:. Her__ kim Allah'a hiçbir şey o�tak kılmıyarak ölürse
muhakkak cennete girer, dedi. Ben: Ey Cibril! Hırsızlık yapsa da, zina
etse de mi? dedim. Evet, dedi. Ben yine : Hırsızlık yapsa da zina etse de
mi? dedim. Evet, dedi. Ben tekrar : .Hırsızlık yapsa da, zina etse de mi?
dedim. Evet, şarab içs_e de öyledir, dedi.
{� �'� Jı_,, Jııl �JLlı j �� (' . )

(10) MALLARI BİRİKTİRİB HAPSEDENLERLF.: BUNLAR


ÜZERİNDEKİ GÜNAHIN AĞIRLIĞI HAKKIND.ıf\ B.AB

34._ - (992) . . . . . . . . . : Ahnefu'bnu Kays dedi ki : · ..


Medine'ye geldim. İçlerinde Kureyş ileri gelenlerinden bir cemaatin
bulunduğu bir halkada otururken kaba elbiseli, sert vücudlu ve sert çeh�
reli bir kimse çıkageldi. Cemaatin yanında durub:
- Altun ve gümüşleri biriktirib infak etmiyenlere, üzeri cehennem
ateşinde kızdırılmış taşları hab�r veriy�rum. Bu taşlar onlardan her bi-
K.İTABU'z-ZEKAT 185

rtnin memesi ortasına konulur,- iki kürek kemiğinden çıkar. Kürek ke­
mikleri üzerine konulur, memeleri ortasından dışarı çıkar. Böylece kürek
kcmik!eri ile memeleri arasında gider gelir, dedi. Bunun üzerine cemAat
başlarını önlerine indi'rdiler.. Bunlardan kimsenin onlara cevab ·verdiğini
�örmedim. Sonra o kimse geri dönüb gitti. Beiı de onun_ arkasından git-.
tim. Nihayet o bir direğin yanına oturdu. Ben:
- Bu· insanların, senin kendilerine söylediğin sözlerden hoşlanmadık­
larını gördüm, dedim. Cevaben şunları söyledi :
. - Bunıar hiçbir şeyi akletmiyorlar. · Dostum Ebu'l-Kasım (S) . be�i'
çağırdı. Ben de ona icabet ettim. « Uhud'u görüyor musun?-. dedi. Ken­
disinin bir ihtiyacı için beni oraya. göndereceğini zannederek üzerimden
güneşin kaybolmasına. ne kadar zaman kaldığına baktım ve ona : Uhud'u
görüyorum, dedim. Bunun üzerine : « Uhud dağı gibi altunum olub üç di­
nar hariç bunun hepsini infak etmekliğim beni sevindirmez-. buyurdu.
Sonra bu insanlar dünya met�ına sür'atle koşuyorlar ve başka bir §ey
düşünmüyorlar! ·
Ahnef der ki: Ben ona seninle bu Kureyşli kardeşlerinin ·arasında ne
var ki, onların yanına. gelmiyor -ve onlardan birşey istemiyorsun? dedim.
- Rabbına yemin , ederim ki Allah'a ve Rasulune kavuşuncaya ka­
dar ben on.tarda�: bir dünya metaı istemem, onlara dinden birşey de sor-
mam,· dedi 13•
., ,,. i . . , f" i • J
�::..\'I ,;,� c,S;d:Jı �·;1� �;:yı _; \ \)� . [.J:;; � 0�·� �� J °(. ..) -·t o
A
t:: �;_.

, . .

· t-:->t� � �,
• .... .... . .... •
�!,·\S:::11
Jt,
- (:J·: ı.;_,�_.../�J
) •
•��
� ,, ,, , • :_,; 0!
•'.: Y.,�\ :,.; • ,..,,.,a;�·, • ;,- .... (
J • • ,• ,.

. ,. ... .. - .. Jl·
� ;' �;ı
• • T.' ' •�· ...· . • ....,.,\;1;
·• ı\ , .l"_j ,'• " :::-----
�-1 : ı,;l,. o-·�•�\
"
• ..,,,
.,,. ,.' , •(9',J.&.\,"'':°
,,,,,. ' �
� - , •r.-
> ·
t· } ' • , ,
. .

1-
: \:,... 9 J,,,,,. ,1 , ,�dt
_,,._,,. \.,;.. ,,,, ,t:' ·:
, _.:ıı:.:., ıJ .)
A
" , . ,.A
J
a:► . • ,..Al (: ;.::
.
, (":
,, ., ,. - ,
' ., ,,. •
, , ., .. , .,, , ;. ""
'--' .... '"""" c...,; • . ' • ..., • '-1, • J "
. .
.,,, \ - � _,, ,.
�-·l-· , .....,. ,,,, ..,,
, J
.. ·' = • : - �·
....
� J .....\,;.,,\�•�- ..,_ ., .. : �ı-· 11 -· : J\; , �j>J'
. \
Jt .... ,.
1 . \ }
.,, ..... ,..... • .....
'·\! "ı I -LA ,:,r
� , .
\ 9- J4J
.. \........,ı'· , . . ,, .,, \' , .. , .... .... •,İl"- ... ,. ,, .......... ""•' ..
'-"'-:\-' u-:-: .t ,..
lS
• ,. \ '"' '- : · �..A! . �-A :
, � .
..... il_ �-=�. ı.)·t·!, ,,
,r:1::
.
.... J,-
o-\>: ü Y" k__, �-A � L)_J4� ,. : �Ü Jl; . � r,,i:� ,x
. "! ..u \!� \il '-= -
,.ı,,ıı
· �t .,,• ,_.ı .ti" ç_,.,,,,,..,,.,.,, ,
•V ,,,,,.•I".,,,,,. _.. ,,
. ""F ı,;,.ı :., ,Al \;., � t, ı,) lt' ·• .._: _,.
,..,,, ! \ .., -
. 35 -. ( ) : Ahnefu'bnu Kays dedi ki:
Kureyş'lilerden pir cemaat içinde bulunuyordum. Ebu Zerr: Mal bi­
riktirenlere sırtlarından yapılıb · böğürlerinden çıkacak bir dağlamayı ve'

13. Ebu Zeq Öifari.'nin· görüşüne gör� aile nafakasından fazla mal biriktirmek haramdı.
Kendisi bu. yolda fetva verirdi. ŞAm'da Muaviye ona bu �kilde konuşmam� için tav­
siyelerde bulundu ise de Ebft Zerr dinlemedi. Halkı bu kan!at · etrafında toplam.aya
muvaffak olacağ�dan _korktu da Hz: Osman'a şikayet edi� Medine'ye da'vet etıneılnl
istedi. �edine'ye geldikden sonra Rebeze köy\inde ikamet etmesi kendisine
·' ıöyleiıdi.
Usman devrinde Rebeze'de vefat etti.
Ebu Zerr'in bu mezhebi, İştirakiyy(tn mezhebi dem�kti. Halbuki azabı ıerektlren
186 SAHİH-! MUSLlM

başlarının arkalarından yapılıb alınlarından çıkacak bir dağlamayı haber


veriyorum, diyerek bizim yanımıza uğradı. Sonra bir kenara çekilib otur­
du. Ben oradakilere :
. .
- Bu kimdir? diye sordum.
· - Bu, Ebu Zerr'dir dediler. Bunun üzerine kalkıb onun yanına git­
tim ve:
- Biraz önce seni söylerken işittiğin şey nedir? dedim.
- Ben (onlara) Peygamber'lerinden duyduğum şeyden başka bir söz
söylemedim, dedi.
- Şu ata' ve ikram hakkında ne dersin? dedim.
- Onu al. Çünkü onda bu günlük meônet (= yardım) vardır. At�
(ve ihsan), dinine karşılık olarak verildiği zaman onu ter�t, alma dedi.

(11) ALLAH YOLUNDA İNFAK ETMEYE TEŞVİK, İNFAK EDENE DE


VERDİĞİNDEN FAZLASIYLE MÜJDELEME BABI

36 - (993) ......... : Ebu Hureyre (R), Peygamber (S) in şöyle bu-


yurduğunu haber veriyor: «Allah Tebareke ve Teala: Ey Adem oğlu�
İnfak et ki ben de sana infak edeyim, buyurdu».
Rasulullah der ki: «Allah'ın kerem eli doludur. O, son derece cömert­
tir. Onu gece gündüz hiçbir şey eksiltmez».

kenı, zekatı verilmiyen maldan ibarettir. Zekltı verilen mal kenz de�di. Bu sureUe
mal toplamak ve tasarruf etmek ıüzel bir ifil. Ebf1 Zerr'in bu ihtililı :

••• dl�j lr,:_,ı.:.._ 'ı, t..ilı1 �.ili .:,,� �_.ilı,'


: .. .Altım ve gümiifü yığıb da. onla.n Allah ı,olunda haf'camıı,anla.7'••• (et-Tevbe: 3-0 aye­
tinin tefsirinde ortaya çıkmıştı. Kendisi bu ayetin ehli kitab ile :rnuslimanlar hakkında
nazil olduğunu halka anlatır, yuk.ardaki görüşünü telldn ederdi. MuAviye ise, bu ayet
bizim hakkımızda değil. ehli kitab hakkında inmi§tir. derdi.
K1TABU'z-ZEKAT. 187

ls: ... , ... \' .,. ... ,. ... .,.l-;.ıı.,


\ .,. ,.. ·•ı"' , .... r-::::,,,
...r ı- <)" :� ) ı:ı_ ,.)..,.,. -.. J..► .. /: ll' ı:ı_ � _;,:J ı-½" \;j' J..► . ı) '-'- J..J. l:; et <...) - rv
.

pJ
) f,, :;; . }• >:; ... ,.
,.

ı
, :�
...�- , '\:,,
.,.("'"' .,U
�: • �
-�_f �
!. \J.,. J-)
,. .,. 0'-
• .,. ..... .,. .,. §.,. \ f_-;::..,.
Ö J",;A
..
Lf J..> ,....J �\,
\.l_": --ıı� .
,.. '-,)�
lA "'!,'•} �
��A • �• ' _,,,,,. �'
��A •

. ,.,. •
�\u_,-J J�: Jı,;_, - lr�
' .,. •t ., ' ;;;
-tlı� .., \ )t ,.. ,: ...-' ı• ... • •
'
J
J .,.
r..

r�
lij. «�i, ö Ail .ail: .oll�l»�
� ,,.J.,. .,._ • -� .. ,., ,. ,., .. .,. ...
�� u.J-; .,. � l;

. d;\'lj ı�II 0l;.. ..\.4 0Ji; 1 \,. \;\ . )rH j J;ul ıb \r¾� 'I . ö� �\ �- ,
• 1• ,, •
, "� .,, ., ,,,. . •. , ,,,. ,,• ç ,,,. • , ·',,,,.' .. • ,,. ,; ,, • � il ., , , ,,,. ,,,,,., •, ' ,. ,

.« ��:, �:;:. ��iı �;Vı !f;J ,Liı J �:;:, ;J&. « �i- � ı: � -r:ır
37 - ( ) ......... : Ma'meru'bnu Raşid, Vehbu'bnu Münebbih'in
kardeşi olan Hemmamu'bnu Münebbih'den tahdis etti. Hemn:ıam : Bu,
Ebu Hureyre'nin, Allah'ın Rasulunden bize söyledikleridir, dedi ve birçok
hadisler zikretti. Bunlardan biri şudur :
Ebu Hureyre dedi ki : Rasulullah (S) şöyle buyurdu : «Allah bana :
İnfak et ki, ben de sana infak edeyim buyurdu». Rasulullah dedi ki :
«Allah'ın sağ eli doludur. Onu hiçbir harcama eksitlmez. O, gece ve gün­
düz daima akar>.
Yine Rasulullah dedi ki: «Allah'ın göğü ve yeri yarattığı günden be­
ri infak ve in'am ettiği ni'metlerin mahiyetini bana bildirebilir misiniz?
Onun kerem ve inayet elindeki ni'metıerden hiçbir şey, eksilmemiştir.
Çünkü O'nun tahtı (hududsuz ni'met) derya (sı) üzerine kuru�uştur 14•
Diğer yedinde de tutub almak vardır. K§.h yükseltir, kah alçaltır».

14. Hadisin bu kısmı Hiid Suresinin yedinci iyetinin bir parçasını andırıyor : VE KANE
ARŞUHU ALE'L-MA' (: Onun «r,ı ,u üminde idi..)».
Bu da müteşAbih iyetlerden biridir. Burada türlt1 izahlar yapılmı§ olmakla beraber
hakikatını All.ah biliT demek en sllim yoldur.
«Fakirlere ver ki ben de sana vereyimı. kutsi hadisi Allah yolundakt sar.fların
kat kat artacağı ve daha ziy&de bereketleneceji birçok Ayetlerde ili.de edilmiştir. Bun­
lardan harik.ul'ade beliğ ve yeciz olan ikisi §Unlardır:
•M.allannı Allah 11olunda. harcaı,anlan,a. Mli 11edi baıak bitiren ve her ba,akta
yüz da.ne bulunan bi1'tek tohumun M.?i gibidir.· Alla.h k�me dileT,e oncı kc:ıt kcı.t -verir.
Allah ihsanı bol olan, hakkı11le bilendir» (el-Bakara: 2e0).
•De ki : Hakikaten Rabbım, kullarından. kimi dilerıe onu,ı nzkıtı.ı geniflettr, (ki.mi
de dilerse) onunkini kııar. Ne sarfe4e,-seniz O, bunu,ı aniında,ı (dah� iyisini) halef
kılar. O, nzıklandıranlann en haı,ırluıdıT• (Sebe': 39).
188 SAH!H-t MUSLlM

(12) AİLE FERDLERİNE' VE ELİ ALTINDAKİLERE iNF.AK


ETMENİN FAZİLETİ İLE ONLARI TELEF VE HELAKE
StiRtiKLEYENİN YAHUT - ONLARDAN NAFAKALARINI
HAPSEDENİN GtiNAHI BABI

38.- (994) .... ..... : Sevban dedi ki:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Kişinin sarfedeceği dina,tın en fazi­
·letlisi evvela ailesine ve ailesi içindekilere sarfedeceği dinar(sonra Allah
yolunda cihad için. beslediği binek hayvanına sarfedeceği dinar, sonra da
Allah yolundaki cihad arkadaşlarına sarfedeceği' dinardır>.
Ebu Kılabe: Rasulullah sarfda fazilet derecelerine aile ferdleriyle
başladı, dedi. Sonra Ebu Kılabe: Küçük çocuklar. üztrine infak edib on­
ları başkalarına muhtac bırakmıyarak kendilerini i:İfetli kılan ya�ut o
sarfıyle A_llah'ın onları m�nfaatlandırmasına ve zengin kılmasına sebeb
olan bir kimseden daha b_üyük ecirli hangi. kimse olabilir? dedi.

9 995
- . ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) d�di ki:
3
Rasulullah (S) şqyle buyurdu: «Allah yolunda sarf ettığin dinar var­
dır, bir kölenin· hür:fiyete kavuşması yolunda sarf ettiğin dinar vardır,
bir miskine sadaka verdiğin dinar vardır, bir de kendi ailen içindeki ferd­
lere sarf ettiğin dinar vardır. Bunların en büyük ecir ve sevablı olanı ev
halkı üzerine sarf ettiğin dinardır»:
KİTABU'z-ZEKAT 189

40 -· (996) ......... : Hayseme dedi ki:


Biz A,bdullah ibn Amr ile beraber oturuyorduk. Derken on� bir
kahramanı yani işlerinin vekili geldi ve içeriye girdi. Abdullah ona: Kö­
lelere azıklarını verdin mi? diye sordu. O, hayır dedi. Bunun üzerine Ab­
dullah: Öyle ise hemen git ve onlara azıklarını ver. (Çünkü)· RasQ.lullah
(S): .-«Kişiye günah olarak, malik olduğu kimselerin ·azıklarını hapsetmesi·
kafi gelir� buyurdu. dedi.
�•)n/ ,.j'�f �� �•j ,,�;, �� (,r)

(13) İNFAKA, EVVELA :J{ENDİ NEFSİNE SONRA AİLE FERTLERİNE


SONRA HISIM VE AKRİBALARINA tHsAN İLE BAŞLAMA BABI

41 -- (997) : Cabir (R) ·dedi ki :


Uzre oğullarından bir zat bir kölesine kendisi öldükten. sonra azad
olub hürriyetine malik olacağını söyledi. Bu haber Rasfılullaha ulaştığın-
190 SAHlH-l MUSLlM

da ona: «Senin bundan başka bir malın var mı? diye sordu. O: Hayır,
dedi. Rasulullah köleyi ondan alıb: Bunu benden kim satın alır? dedi. Bu
sual üzerine Nuaym ibn Abdillah el-Adevi o köleyi sekiz yüz dirhem .mu­
kabilinde satın aldı. Akabinde bu bedeli Rasulullah'a getirdi. Rasulullah
da bu parayı Uzre oğullarından olan o zata verdi ve şunları söyledi :
«Evvela kendinden başlayıb zati ve nefsi ihtiyacların ile vazifelerine sarf
et. Bir şey ;µ-tarsa bunu ev halkı için sarf et. .Ailenden bir şey artarsa
bunu da sana yakınlığı ve hısımlığı bulunanlara sarf eyle. Bunlardan bir
şey artarsa onu da şöyle şöyle sadaka yap». Bu son losmı derken; önün­
deki, sağındaki ve solundaki ihtiyac sahiblerine_ diye işaret ediyordu.
( ) . ... . .... : Buradaki raviler, Cabir'in : Ensar'dan Ebu Mezkur de­
nilen bir kimse, kölesinin, kendisi öldükden sonra azad ol b hurriyetine
malik olacağını söyledi. Bu köleye Yakub deniyordu, diy� rek yukarıki
Leys hadisi tarzında hadisin tamamını sevk ettiler.
el.r-' ı_,j& ,.YJ ,�_. ,.ı)tJ J..JJJ.JJ'.J {f./:.,)'J �_. j.,ı J' ;,i.,,.-4HJ ;ü:H Jjj_ "'=°� ( \ t)
Jt j

! t.ı.ı:. � i � �'� � ;_;:;:,.1;; �ı: 'J ::.i::; ,J� . �--� � � �dv.) - r,,
·--ı..Jr·'-:ı ... ,�� - .......... � ,,.•, ... ;c---' ... ... .... .,,,c::,..,., .,,,. ... ... . ... , ,-,
}:' __ ...,.,..\ �L; j. V���;\J�... � w1;., _\�_,.\�� :J.,41_�l.� �\ ci- ,..;\
3
--�f. , .... ,.
. -�� �: ,w � '-:'J"!?.J · � . _ �,ı u>ı.,,.....;... ı.>tı
•J ,l� .... � �ç.... ....• .......-.,.• ,ç....
j . �.n
, .......
ı..:.,.i j . u>.J'!..,
,; - ��A
...
t)

-�.il,}\ r� [ � '( ��(jı/:Jl�,l-JI/ r] �;;


... � ,;� �;.�ı \ jG-;_,, : i:\iı...,,.
.�.::J;U; :�\J�
,,.

�")0� = ...�\:f�J_J4':�1�1=JCi;��ı�;.:,U1
. ....
�\ �lJ·�.Jf°� ,.,�-
,� ,,,ı} ..., ,.,. } \ fİ '

♦�

... • ,
•..:.l:..� ,�,J
'
, �
... �
... .. ... .,-) - r •••
... .,,.
�,�
' ... •
.,. ...
.,, • .,.
Lıı .... ; ... �� ., • ' . ...ü
..r .J ..l_;.J>:") ... ... �.
' ' ., .,,
:ca ' .,
.,,s
... .' ......
� !J ıf.J'!. u .,, .,.. \
,
.... a'lJr
...
· '

. �- :::::U t:: �:-�:. :u . t,):i -:.ıt:: ��•� . tı:J -:.ıt:: �•� ı t, • �ı . �;.:;, J�
.. ' . ., • ,,,,,. ;: ... ,,, ,,. • ı.
�<,;\!\ � (,t.4
- - -- , ,• � • ı ' • �
�ır �-f ; ,,.4.'.);1 �.. ��H, ;,, \� «
,, .,,,
0\ �;\ Jij
,.

(14) AKRİBALARA, ZEVC'E, ÇOCUKLARA VE ANA - BABAYA


MUŞRİK OLSALAR BİLE NAFAKA VE SADAKA VERMENİN
FAZİLETİ BABI

42 - (998) ......... : Enesu'bnu Malik (R) der ki:


Ebu Talha Medine'de malca en zengin bir Ensari idi. Kendisince mal­
ların en sevimlisi de Beyraha (yahut: Beyruha) denilen bostanı idi. Bey­
raha, mescidin karşısında idi. Rasfılullah (S) oraya girer ve ontın içindeki
güzel sudan içerdi.
K1TABU'z-ZEKAT 191

Enes dedi ki : Şu; •Siz sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcayın­


caya kadar asla iyiliğe ermiş olmazsınız. Her ne infak ed.erseniz şüphesiz
Allah onu bilir• (Alu İmran: 92) ayeti nazil olunca Ebu Talha kalkıb Ra­
sulullah'a geldi ve: Allah kitabında: «Siz sevdiğiniz ş�ylerden hareama­
dıkca asla iyiliğe ermiş olmazsınız• buyuruyor. Mallarımın bana en se­
vimli olanı Beyrahadır. O, Allah için bir sadakadır. Bu sadakanın hayrını
ve Allah indinde onun tükenmez bir ahiret azığı olmasını umarım. Ya
Rasulallah! Bu bostanımı istediğin yere koy (sarf eyle)! dedi. Rasulullah:
«Balı (= büyük bir şey)! Bu, sahibine kazanç veren bir maldır, bu sa­
hibine kazanç getiren bir maldır. O bostan hakkında söylediğiı:ıi işittim.
Ben bu bostanı akribalarına tasadduk ve tahsis etmeni muvafık buluyo­
rum» dedi. Bunun üzerine Ebfı Talha onu akribaları ve amca oğulları
arasında taksim etti:

43 - ( ) Enes (R) şöyle dedi :


«Siz sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) sarf edinceye kadar asla
iyiliğe ermiş olmazsınız ... • (Alu İmran: 92) ayeti nazil olunca ·Ebu Talha:
Zannediyorum ki Rabbımız bizden mallarımızın bir kısmını istiyor. Bi­
naenaleyh ya Rasulallah! Ben seni şuna şahid tutuyorum: Ben Beriha
arazimi Allah'a tahsis ettim, dedi. Bunun üzerine Rasfılullah: «Sen onu
akribalarına tahsis et (tasadduk et),. buyurdu. Ebu Talha da. onu Hassa-
nu'bnu Sabit ile Ubeyyu'bnu Ka'b'a tahsis etti.

44 - (999) .. .. ..... Kureyb'den : · Haris kızı (Ummu'l-Mu'minin)


Meymune "(R), Rasulullah (S) zamanında sahibesi bulunduğu bir cariye­
yi azad etti. Bu azad işini Rasulullah'a söyledi. Bunun üzerine Rasulul­
lah : «Eğer bu cariyeyi dayılarına hediye etseydin ecrin daha. büyük
olurdu>> buyurdu.
192 SAHIH-t MUSL!M

45 - (1000)
' .
......... : Abdullahi'bnu Mes'ud'un karısı Zeyneb (R)
dedi ki: Rasulullah (S): ·«Ey kadınlar topluluğu, kendi ziynet eşyaları-
riızdan da olsa sadaka veriniz» buyurdu. Bunun üzerine ben �bdullah'ın
yanına dönüb :
-· Sen malı az bir kimsesin. Rasulullah ise bize sadaka verµıemizi
emir buyurdu. Sen Peyganıbere git ve ondan şunu sor: Kocama ve ilgi­
·lilerime infak etmekliğim benden sadaka yerine geçer ve kafi gelir mi?
Yoksa sadakalarımı sizden başkalarına mı vereyim? dedim. Abdullah
bana:
- Rasulullah'a sen git ve bunu sor, de<U. Bunun üzerine ben gittim.
Rasulullah'ın kapısında Ensar'dan .-bir kadını (bekler) buldum. Onun
haceti de. benim hacetim gibi idi. Rasulullah kendisine Allah tarafından
bir mehabet ilka olunmuştu ( da her hangi bir kimse yanına girmeye ce­
saret edemezdi). Derken yanımıza Bilal geldi. Biz Bilal'�: ·
- R�sulullah'a git ona haber ver ki kapıda iki kadın var sizden;
zevcelerine ve . himayelerinde bulunan yetimlere sadaka verib infak et­
meleri, kendilerinden sadaka yerine geçer mi? diye soruyorlar de. Fakat
bizim kimler olduğumuzu. ona haber verme dedik. Bilal Rasulullah'ın
yanına girib bu hususu ondan sordu. Rasulullah Bilal'e:
- Kim onlar? dedi. Bilal :
- Ensar'dan bir kadın ile �eyne·b, dedi. Rasulullah:
- Zeyneb'lerin hangisidir? diye sordu. Bilal:
KtTABU'z-ZEKAT 193

- Abdullah'ın karısıdır, dedi. Bunun üzerine Rasulullah ona:


- Evet, bunlardan her.. .birinin biı sadakası için iki ecir vardır : Biri
akribalık ve sılayı rahim ecri, öbürü de sadaka ecri (sevabı), buyurdu.

47 - (1001) : Ummu Seleme (R) dedi ki :


Bir kere ben :
- Ya Rasulallah! (Ölen eşim) Ebu Seleme'nin oğullarına infak ·et­
tiğimden dolayı bana bir ecir var mıdır? Ben onlara infak ediyorum. O�­
ları şöyle şöyle muhtaclar halinde terk edivermiyorum. Onlar benim de
çocuklanmdır? diye sordum. Rasulullah:
- Evet. Bunlar hakkında sana, onlara yaptığın infakın sevabı var­
dır, buyurdu.
( ) . . . . . . . . . : Buradaki iki tarik ravileri de Hişam ibn Urve'den bu
isnad içinde onun benzerini rivayet etmişlerdir.

F: 13
19f SAHIH-t MUSL!M

48 - (1002) : Ebu Mes'ud el-Bedri (R) den:


Peygamber (S) şöyle buyurdu: «Muslima�imse kendi ehline (ev
halkına) Allah'ın rızasını kasdederek herhangi bir\infak yapsa -Zaruri
ihtiyaçlarını te'min için sarfiyat yapsa- bu infak o kimse için bir sadaka
olur». .
( ) · . . .. . .... : Buradaki. ravilerin hepsi de, Şu'be'de� bu isnad için-
de ayni hadisi rivayet etmişlerdir. . ·

�,�
. }
, .• , • , • , , • ,. ı,,•--r:..� .. ı:, .

... ı: i

'!. :rL:.� ,:,r LJ"""?,�;)l 41_ � �� �, .>.>. � � ,,'-1_•• �


' •J..r <-- �-',ı-�- ( •f) - "-,
\,/)P '.
,A

���\ < 1;.,J j\) �') �:, -�'1 ::..�fi Jl �l ! �\J_?:, r� :� :::J.� . ı�,�,
·t. J�
,ıl ,,, ., .,

. 1

49 - (1003) : Ebu· Bekr'in kızı Esma' (R) şöyle demiştir:

50 - ( ) ......... : Ebu
. Bekr'in kızı Esma'
. (R) şöyle dedi:
Kureyş zamanında Rasulullah onlarla �uahedeli bulunduğu vakıt
-Hudeybiye ile Fetih arasını kasdediyor - anam bir muşrik kadın oldu­
ğu halde bana ziyarete geldi. Ben, (hediyelerini kabulden ve kendisini
de evime almakdan çekinerek bu hususta) Rasulullah'ın fikrini sordum:
- Ya Rasulallah! Annem beni görmek istiyerek benim yanıma gel­
di. Anneme sıla ve iltifat edeyim mi? dedim. Rasulullah :
KlTABu'z-ZEKAT .19&

-- Evet. Annene sıla_ ve iltifat_ eyle, buyurdu 15•

(15) ÖLM1iŞ KİMSE NAMINA YAPILAN SADAKA SEVABININ


ÖLtlYE ULAŞMASI BABI

51 - (1004) A.fşe (R) dan :


Bir ,kimse Peygamber (S) e geleli ve şöyle dedi : Ya Rasulallah! An­
nem ansızın vasiyyet edemeden vefat etti. Öyle zannediyorum ki annem
söylemeye muktedir olsaydı tasadduk (edilmesini vasiyyet) ederdi. Şimdi
ben onun adına sadaka versem, annem sevabına nail olur mu? Rasii.lul­
lah : « Evet» buyurdu.
( ) ......... : Buradaki dört tarik ravilerinin hep_si de Hişam'dan bu
isnad ile ayni 'hadisi rivayet ettiler.. �unlardan Ebu Usame hadisinde, yu- ·
kardaki hadisde İbnu Bişr•in dediği gibi : Vasiyyet edemeden, tarzında­
dır. Diğerleri bunu söylememiştir 16•

15. •Sizinle din, hW1UUncuı mıı.harebe etmemiş, •izi 11urtlanmzdan da çıkarma.mı, olanlara
iı,ilik, onlara adalet etmenizden Allah &izi men' etmez. Çünkü Allah. .adalet 11apcınicın
ıe-ue1". Allah, &izi ancak .ıizinle din muhdrebe.ri ııapmı,, ıizi ıııınlannızdan çıka.mııı "•
çıka.nlma.nıza aTka çıkmıı olanlara dostluk etmenizden men.• eder Kim anlan do,t e\u.
nir,e işte bunlar :ıcilimleri-n. ta kendileTidi,-. (Mumtahine: 8-9).
16. Şarih ibn Battal: Ansızın ölüm, vasiyyetten :ınahnimiyeti ve meiid için tevbe ve !atıl•
far gibi salih amelleri terke mtlcib olduiundan ötürü hoş dejildir. Yoksa haddizatında
mekruh değildir. Her işini yerli yerinde ve zamanında yapan tertib sahibi bir mu'mln
için ise bir istirahat sebebidir, demiştir.
196 SAHIH-1 MUSLİM

(16) •SADAKA• KELİMESİNİN HER NEVİ İYİLİĞİ iFAi>E EDER


BİR İSİM OLDUĞUNU BEYAN B.ABI

52 - (1005) ......... : Huzeyfe (R)� ki:


Peygamber'iniz (S) : «Her ma'ruf (ya�lik), sadakadır• buyur­
du ı1.

17. Ma.'rD.f dinin ve aklın güzel eördili{l ıeyler, örfler, adetlerdir. Münkır de bunun mu­
kabilidir ki dinin ve akl-ı aellmin takbih ettiii şey ve çirkinlik demektir.
Kur'in'da Allah TeAIA: •Ma'rüf ile emret, münke,-den nehı,et• <Lulmıin: 17,
A'rif: 1911) hitablanyla Peypmber'ine teblll ve yüksek ir§id vazifesinin iki mühim
ana hattını ölretmiıtir. İslAm Omm.eti için ma'rOf ile amel edib miinkerden kaçınmak
bqer veclbe olm�.
Bu hadbdeki ma.'ri.f halk arasında verilmesi ldet olup dinin ta'yin ve aklın ırUzel
eördüğü- ikdml.ar, ihdnlar, iltifltlar, ziyifetler, içtimlt yardımlar, tamimiyle ıadaka­
dır, sAhibi için sevabı mQcib iılerdir, demek olur. Bu sebeble hadis en yüksek Cev4miu'I­
Kelim hadlslerdendir.
KlTABU'z-ZEKAT

53 - (1006) . . . . . . . .. : Ebu Zerr (R) den :


Peygamber'in. sahabilerinden birtakım insanlar : .
- Ya Rasulallah! Zenginler büyük büyük ecirleri alıb gittiler. Onlar
biz�m gibi namaz kılarlar, bizim gibi oruç tutarlar, fazla olarak malları-
nın artanı ile sadaka verirler, dediler. Rasfilullah:
- Allah Teala� size tasadduk edecek şey vermemiş mi ki böyle söy-
lüyorsunuz?
Her tesbihinize mukabil sadaki ecri vardır.
Her tekbirinize mukabil sadaka ecri vardır.
Her tahmidinize mukabil sadaka ecri va:rdır.
Her tehlilinize mukabil sadaka ecri vardır.
Ma'fµfla emretmek de sadakadır. Münkerden nehyetmek de sadaka­
dır. Hatta birinizin, ailesi ile cinsi münasebet yapmasında da sadaka ecri
vardır, buyurdu.
- Ya Rasulallah! Birimiz şehvetini tatmin ederse yine ecre mi nfill
olur? dediler. Cevaben:
- Söyleyin! Eğer o kimse şehvetini haram ile tatmin edeydi, ona �r
·yani günah olmıy�cak mıydı? İşte bunun gibi halal ile ş_ehvetini kazl
ederse ecre nail olur, buyı,ırdu..
198 SAH!H-1 MUSLtM

54 - (1007) ......... : Aişe (R) der ki:


Rasululla}:ı (S) şôyle buyurdu: «Şu muhakkak ki .Adem oğullarından
her bir insan üç yüz altmış eklem üzerine yaratılmıştır. Her kim Allah'ı
tekbir eder, Allah'a hamd eder, Allah'ı tehlil eder, Allah'ı tesbih eder,
Allah'a istiğfar eder, insanların yolundan bir taşı giderir yahut bir diken
veya bir kemiği insanların yolundan uzaklaştırır; bir ma'rufu emreder
yahut bir ·münkerd�n nehyeder de bu hayır fiilleri o üç yüz altmış sa­
-yısına ulaşırsa işte öyle kimse o gün kendini ateşten uzaklaştırmış olarak
. ,
yürür».
' Ravi Ebu Tevbe :· Belki «yumsi (= akşama d" il olur),. demiştir, der.
( ) . . . ... . ... : Buradaki ravi Muaviye ka eşi Zeyd'in haber ver-
diğini söyliyerek bu isnadla yukarıki hadisin nzerini rivayet etti. An­
cak. o : «Yahut bir ma'rufla emreder «ve» işte kimse o gün (kendini
ateşten uzaklaştırmış olarak) akşama ·dahil olur» dem'iştir. .,
-- . ( ) . . .. . . . . . : Buradaki raviler de Hz. Aişe'nin : Rasulullah : «Her
·bir insan (üç yüz altmış eklem üzere) yaratılmıştır» buyu�du dediğini,
:fy!uaviyetu'bnu Sellam'ın Zeyc fden rivayet ettiği y�karıki hadis tarzında
rivaY,et etmiştir. Bur8:da da : «Bu kimse o gün (kendit,ıi ateşten uzaklaş­
tırmış olarak) yürür» demiştir.

'
55 - (1008) : Ebu 'Musa (R) dan:
·Peygamber (S) :
-. Her musliman. üzerine sadaka vermek vacibdir, buyurdu. Orada-
kiler tarafından:
- Ya Rasulallah! Eğer sad�ka edecek bir şey bulamazsa ne yapar?
Haber verir misiniz? denildi. Rasulullah :
KlTABU'z-ZIKAT 199

- Çalışır (yani çalışsın)! Elinin emeği ile kazandığını hem kendisi


harcar hem de sadaka verir, buyurdu.
- Çalışmaya gücü yetmezse ne· yapar, dersiniz? denildi.
- Yardıma muhtac olan mazluma veya muztar kimseye yardım eder,
buyurdu.
- Böyle bir yardı·m etmeye de gücü yetmezse ne dersiniz? denildi.
-. Ma'ruf ile yahut hayır _ile emreder ,., b�yurdu.
- Bunu yapmaya kudreti yoksa ne dersiniz? dedi.
- Şerden kendisini tutar, bu da onun için bir sadakadır, buyurdu.
( ) ......... : Şu'be de bu isnadla ayni hadisi tahdis etti.

. ���; _rl'.I' ::.� -:;:.: \Jl;. · ,rlj; � �ıj� 1� f:.il;. · t \� � '1:J. l:};..J ( ı .. �> - o"\
�\-!l .1 -J�,. l •· 1. ',--<"··: .:Ü� �,J .1,. �-- • ,, -::--•-- .1 .,,, f:,.ıı;,,. ,--,� ,., "ı(­
,,. }
r) ..\.� LJ' •..ı• ..ı•..J'. lJ ..l> ı.. �: (J\i
.Ü,�
� _ U..J-J J . t"� �-�� ..J ..\9. � �
-#,

,, - ,, ,,,
....� ., , .,
· • -: ""� ı -·�!· -- U, ı:-•)· D Uıı- U""
• . :."''- ..l,.:, �·•'

J • ,,.. ,,, ,.. , •.. .. , ı · .,�,�J- ·.J�JJ
"
,,. "ı t""'"" .. --..\-'?,,. �
J. ,, .,
lJ'ı ,,.� ıı..:/... ....ı
,J .,,,
• •, -- - -
> ı, <'""".
� 4,)-'
.,, '
ı, . (( ...J
C _ \
�:9,.. ,tj ı;. ';: ' )

. ��i:, i;;111 tıs::iı.,» ,,, J� . « �;;�:, ,t.8 {;.� -


'J " �'J jİ r't:- � .,� .dı;. i --l�� "' ...
., .,,,.,,. ,,. '1)':"J,,�J
c: \.ıı7

ı:;" c;;'il .1a:,_, j . '-'�::, !j:aJI Jl,, l ...,,� f,k;.



��, �
1 ... 1. > ., �·,. ,,. ,,. ,,. ..-- •> .�
• « ;.;� ,i):ıll ,.
�-.J j
. .,,, - .,,,,.

56 - (1009) . . .. ... . . Bize Ma'mer, Hemmam ibn Münebbih'den tah­


dis etti. Hemmam : Bu, Ebu Hureyre'nin Allah'ın Rasulu Muhaınıned'den
bi�e söyledikleridir, · dedi ve birçok hadisler zikretti. Bunlardan biri şu­
dur : hasulullah (S) şöyle buyurdu : «Her insa,nın her günün gündüzün­
de beden a'zalarındaki eklemlerin bahşettiği. menfaatlara karşı Allih'a
şükretmesi (kendisine bir borç ve) muhim bir sadakadır. ikf (hasııri)
kimse arasında adalet etmesi, yüksek bir sadakadır. Hayvanına binmek
veya metaını yüklemek istiyen kimsey� yardım edib hayvanına bindir­
mek yahut eşyasını yüklemek de pek ala bir Spdakadır. Güzel söz de bir
sadakadır. Namaza gitmek (tavaf, ibadet, cenazeyi teşyi', ilim tale�i gibi
her hayır) için sahibinin attığı her adım da bir sadakadır. Yolda gelib
geçene eza veren şeyleri gider_mek de (makbul) bir sadakadır:t 18•

18 «İnsan ne gafildir! Vücudunun mafsıllarıyla her an vukO.' bulan bütün iradi harüet­
lerinin ne muazzam ilahi hibelerden olduğunu hiç farketmez. Belki bunu pek tabU bu·
larak şükür ve hamd vesilesi ilahi ··bir ni'met olduğundan daima gaflet eder. Yalnız
bu ilahi mevhibenin kadru kıymetini küçük bir parmaiın, ufak bir eklemin bir &rızaya
VE: mesela günlerce hu:ıursuz ed� bir romatizmaya tutulmasıyla anfar,.
VE 1N TEUDDO Nİ'METELLAHİ LA TUHSUHA... : Allah'ın ni'metini bi1'er b'1ıff
saysanız onu icmal suretiyle bile sa11amazsınız. Şüpheaiz Allah Ôafu:r, Rahimdi,-,. (e.n-
Nahl: 17). :
«Allahın ni'metini birer bi1:er saysanız, onu icmal suretile ��le 3a11ama.zıınız. Htı•
kıkat insa11, çok :mlumkardır, çok nank&dür-' (İbrAhim: 34).
200

(17) MALINI İNFAK.EDEN VE İNFAK ETMEYİB TUTAN


HAKKINDA BAB

57 - (1010) .. . .. . .. . : Ebu Hureyre (R) dedi ki :


�sulullah (S) şöyle buyutdu: «K�llann ·kend 's'nde sabaha erdiği
hiçbir gün yokdur � onda iki melek nazil ,olmasın. nlann birisi: Ya

Rab! Malını infak edene bedelini ver, diye dua eder. Öbürüsü de: Ya
Rab! İmsak edene (malının) tel�fini ver diye beddua der·» 19•
l;ı �.2: ı:,, ı ..-�r, ..,ı., . ) J� ;j .,.�ı j �!;,1 '":'� ( \ A)

19. Had.isdeki .infak hem farz hem nafile kısmına fimildir. Cimri .malının telefie cezalan­
dırılınuı farz olan infaka. hasdır, nlfile sadakadan olan infaka Aid değildir. 1m,4k, tut­
mak ve men' etmek demektir. Fakirlerin hakkı olan farz ve nlfile sadakaları vemekten
çekinenler 'için melekler tarafından telefini ver diye dul ediliyor. Telefin ita'ya bajlı
olmayacağı pek tabu iken burada ikinci melek tarafından bu s11retle zikredilmesi, birinci

ayetlere tam.amıyle uygundur : ��- ,., \5:. �


.
meleğin duasındaki ıvaz ma'nisına olan halef kelimesine müşikele içindir. Bu hadis fU

,....' ı.-·ı L. : Siz huha.noi bii ıe11 infdk


.
ede1"ıeniz, Aılah onun halefini ihıan eder• (Sebe': 39).

: . Kim veri?" ve ittika edeTıe ve o en gilzeli taıdik ederse biz de onu en kola.ı,a. hazır­
lanz. Amma kim cimrilik . ede'J', kendini müıtağ,ıi göru,■ -ı,e o en güzeli 11ala.n. .a11ar�
biz de ona. en gii.ç olanı hozı,■lanz- (el-Leyi: 5-10).
XlTABU'r.-ZlllCAT 201

(18) SADAKAYI KABUL EDEN KİMSELERİN BULUNAMAZ


OLACAKLARI ZAMANDAN ÖNCE SADAKA VERMEYE
TEŞVİlC BABI -·

58 .-. (1011) ......... : Harisetu'bnu Vehb (R) der ki:


.
Rasulullah· (S) dan işittim şöyle buyuruyor: «Sadaka veriniz. Çünkü
öyle �ir zaman yaklaşıyor ki onda· kişi· sadakası ile dolaşır d� kendisine
sadaka verilmek istenen her insan : Bu sadakayı dün bize getirseydin ben
onu kabul ederdim. Ama şimdi benim için bu sadakaya ihtiyac yokdur,
der. Ve, neticede sadakayı kabul edecek bir kimse. bulunamaz».

.... ,}•iJ .,�.,, . .... y .,,., t ., • {i\ $" ,.. ı, > .... 1. �- ( .) . ..
• 1

\:J'Lo- : 'i\j • ı�' .>.,J. '-'• .I ..,: 'J ' <.S .J...:.ı � .;)\./. '1. � . � ._,,,,.)P J ' • '" - o -,
(� '(_
• • -· ,,,,, ıJI ,

.,LJl:j �\:JI
... J
,. ....� .... :
· JL:1
.,
»
.,
.,J\; ��- �\
�� � �,
' .,
.... ", ....◄.r> J.,·.·.,
\ u" , .......
ö:>.J., �,,.....
....} �
•... : ... \:..\ ,,
ı:ı� ' f•......ı,.. �
. � �
> ...
l�iC �\)\ �:)\ <S1J . --� �l�:t \�\ �- 'i r . �jJ\ � ��:.ı�, �=-... J�:ı,\ L�
• « ıW\
.,,
.j..;.,
,:% J�)\
... .,� �. fi
�- \J..l�: . • \J'\ ��)\
.,., -,.... � , .....

._ , � « �� Ô:;•:, b �:\J3 j:;. �\ �j


59 - (1012) ......... : Ebu M_usa (R) dan·:
Peygamber (S) şöyle· buyurdu: · «İnsanlar üzerine öyle bir zaman el­
bette gelecektir ki, o sırada· kişi altun sadakasıyle (taraf taraf) dolaşa­
cak da sonra elinden sadakasını alacak bir (fakir) kimse bulamıyacak.
Yine o sırada (l(arb · musi�etleriyle) er�eklerin azlığından ve. ka_dınlann
çokluğundan dolayı (hamisiz) kırk kadın bir erkeğin himayesine sığın­
dıkları görülecektir» 20.
İbnu Berrad'ın rivayetinde: -«Kişiyi görürsün ki» tarz;ndadır.
l ....,•.,► (t<.S;,
'ı..r..•-0 w..:\ ı.J•>-Jı� ,., ...ytJ
1,■ı:: ı .... il_ ,,,),.":-'.fot��. ...•-> v.iPJ
... ,.�4��
>• ... (�,., �-� .ı., . )-."\•
(,ov 1

,,, ... .,

�;.,. v«;��.i JWI J� �-�t.J\ rfa V ı r �\i - �\ J.,�; �\ � ;;_��


.
u....' �' �\
.. �
ı \ > • \ " > • I •� .,. • \ l' • " '- "' J > ., -..1.,., .t l" .....V" > > fi 1\ " > ..,
' « \"'(., �,,, J..J': '7.,.,
.JaJ• c):ı)' >.J-'... ü►J • ,4:� ..t·).a.:�� � �J' t:�
1 >>
) t"• \ j .b.. \ � ·.l\9 � \.4 �t,

60 -- {158)* :.... :.-.. : Eb� Hureyre (R) den:

20. Buradaki kırk adedi kesretten kinaye olabilir. Haclisde geleceği haber verilen zaman
kıyamet alainetlerinin belirdiği vakıttır. Herkes dünyanın sonu· geldijini anlıyarak mal
biriktirmekten vazgeçecektir. �unda o vakıt iktisadi ve içtimai" büyük değişikliklerle
cemiyetin sarsılacağı kıymetlerin dejişeceği bildirilmektedir.
Bu hadis Kitabu'l-İyrnanda geçtiği için oradaki hadisin rakamı olan 158 sayı$ını · almııı ··:·
t"ır, binaenaley� bir y�nlışlık var sanılmasın.
202 SAHIH-1 MUSLtM

Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Mal çoğalıb (her yer) dolub taşma­
dıkca kıyamet kopmaz. Hatt�. o sırada insan malının zekatım (vermek
için) çıkarır da kendisinden bu zekatını kabul edecek hiçbir kimse bula­
maz. Hatta yine o vakıt �rab arazileri (yani sahralar ve mer'alar) bah­
çelikler ve ·nehirlerle (ma'mfıreler haline) döner» .
., ı:
� '� "": � c:r � ':-':: � J;" � �j ö:1 �•.. �� . ;'�lkJI.,,.
• ... .. . } �,
1 ,.. • • ... • ... J't• ,.
...
'. ... s:
il.:}�J ( ...)-,'
, .... G} � -
� , ,.,ııı: ,,,. .,.. . . .,..... ''W1 ,
�-� l..S «.)'2::!:' .
'" , .. --. ., , ,:;.,,. .. ,\:..,"' 1 ,'fa
(,J
' .....
,,'" ,/1 ı, J" r.li � �
.. • l..S
>....ı:ı.44�
""

�\ iY' ' .,.....;,j., d.'1
.« .,,...... J, �. ;,
.....;
--
y: J�v
>.:-: 'ı!. .J' -- .1· ,,-:.:... ... , ·. ,':d....,: ... :. .. ...J--w·, �.. :....)
iJl' ..c--�..--J .-u...\.,.:,
-- .
-..:, 4:A
,,- A.ı .....
••V -

61 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) den:


Peygamber (S) şöyle buyurdu: «İçinizde mal çoğalıb (her taraf) do­
lub taşmadıkca kıyamet kopmaz. H�tta o sll'ada mal sahibi, kendisinden

J
sadakayı kim kabul edecek diye tasalanır. Hatta insan sadak8:\lması için
çağrılır da: Benim mala ihtiyacım yokdur, der».

.lJ.., .,�-..,, .,,. ,., '�,.,,, �... >• , -,r


, •• , ' .... f•
t•. , .. ) ı f.-t ' ... ... ,. ,.
y> .. •

p� �.H:::-:..;. ,ıj� �'1,


...
}ç;.,,. .
.a.4u J �\9:,ı JJ.. � '-1. o: J;,'J l:.?iPJ (,., .
.,,.

� �ıJ;.� J� , J� ! ;:;_:;.u_i ;; , _r/� .;_,i ;; , �� i ;; (


: J.,4:9 �flAll ��:; . ��ı.:; �i.ıJI � �l)a:..'}\ Jl:.. 1.
,.... .,,. • ..., • • ,:; > {. -- • ı • •
�... ;,- ...�)Ü\ �j'f\il' \j��
} ..
, ı

...
_:½) ...
-: ,.. ' 'ıc.JJ-4:I
\.LA�: �;>l-l\ �J
.,ıı ,... ,.. 1 :ı; 1 • ,
. .,,. } •' , � '. �-W \,.LA�:(,)�;
• ,, } ,.. ,- C1l.J' "
0

�J . �
! " } • ,,
,. 1.1..A �.
' , ..

t ...... , .. ,..... -(•


�)

·::,;,lız;
""• .,. ,,. ... > > , >
. · • C � 4':..A
.. ,.
\JJ� ... � � ..
�ol,
J -
• ıL".l,
'-',,,, .. ,,,,

62 - (1013) ......... : Ebu Hureyre (R) dedi ki:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Arz bütün ciğerpare zenginliklerini,'
altun. ve gümüşten sütunlar halinde kusar. Muteakiben katil gelir: Ben
bunun yüzünden öldürmüştüm, der. Yol kesici gelir: Ben bunlar için ak­
ribalıklanıru kesib koparmıştım, der. Hırsız gelir: Elim bunun yolunda
kesilmişti, der. Sonra bu zenginlikleri terk ederler de bunlardan hiçbirşey
almazlar».
K1TABU'z-ZEKAT 203

(19) HAi.AL KAZANÇTAN OLAN SADAKANIN KAB'OLU VE


BfiY"öLT:t)'L'ÖB ÇOĞALTI.LMASI BABI

63 - (1014) ......... : Ebu Hureyre (R) der ki:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «H.er kim halal kazancından bir sa­
daka verirse - ki Allah halal maldan başkasını kabul etmez - Rahman
onu muhakkak sağ eli ile kabul eder. Bu sadaka birtek hurma da olsa,
birinizin sütden henüz kesilmiş tayını veya. deve yavrusunu bakıb büyüt­
mesi gibi o bir. tek hurma Rahman'ın avcunda dağdan daha büyük olun­
caya kadar büyür».

,.�.,,_,. r.:,J•, .... f:;$, ( --r:-;�,. .-(. • ,. l$,


t·• .. j:\AJ � (..JJ ı:.ı"J..> �;j� ��)�i c.ı".b- · r�:. � �I LrNJ (...)
.... , ... , ... ,. t • a.
��· .b.J
l• } .,. r!_"((""'
<J...; - .. . . , .,.)�r:1� �,,:- r-;.�--- ı' -�;ı�r��,- ,.u-... 1
'� c:r . . u • ,
<s'
.ı·..:J.•
<S--!. "' - -1>- • il.
-=

,,, ,,, "'


�$,.
\,I"� • -"! ı..J ..v,.- ı..J .,»ı.ı;. l:.ı ..b- • <,S)J J
,; .,, .,, .,, .,

• .,f:.:_,.VII�
. " �:,:J r;.�;, �r;;ı_;. 2.��J :;. « ��:.J c;.�i �ı�ı�, r.: j:, �-�J
,. �

.,,.,, ., ., .,, ., ,, ,,,• .,,,• .,, \.:.. , .,, .,,


. '

64 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) den:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu.: «Halal bir kazançdan birtek hurma
sadaka veren herhangi bir kimsenin bu sadakasını Allah muhakkak sağ
eliyle almıştır.· Muetakib.en, sizden birinizin tayını veya dişi deve yavru­
sunu terbiye edib büyütüşü gibi bu birtek hurmayı ta dağ kadar veya
daha büyük oluncaya dek büyütür» 21•
( ··) ......... ·: Buradaki ravilerin ikisi de Suheyl'den· bu isnad. ile
rivayet ettiler. Bunlardan Ravh'ın hadisinde: «Halal kazançtan· olarak

ne+na-
.
�)\ (J\_,-:_ ·:· Allah _,. i b .a ı,ı mahveder de ıad«kalcın
••..:ılı�\ ı.JJ.J
l
2L
landırır. Hem Allah, çok kafir, çok günahkar hiç ki�eyi ıevmez- (el-Bakara: 276).
204 SAHIH-1 MUSLIM
o�u haklı olan yere koyarsa (yatırırsa)•, Süleyman'ın hadişinde : «O�u
(layık. olacak) yerine koyarsa• ·ziyadeleri vardır.
( . ) . . . . . . . . . : Buradaki raviler de Ebu Hureyre'den, o da Peygam­
ber'den,
.
Suheyl'den
.
gelen Yakub'un (64 rakamlı) hadisi , tarzında rivayet
etmişlerdir.

65 - (1015) .......... : Ebu Hureyre (R) . şöyle. dedi :


Rasulullah (S) buyurdu ki : . «Ey insanlar! Allah, tayyib (noksanlar­
dan münezzeh ve pak) dır. O, tayyib (pampak ve halal) olandan başka­
sını kabul etmez. Allah, mu'minlere .de Rasullere emrettiği şeyle emret-
miştir. Rasfillere:
•Ey Ras-ôller! Tertemiz ve h?Jal ilan şeylerden yeyin, güzel ameller-'
de bulunun. Çünkü Be1:1 ne yaparsamz hakkıyle bilenim• (el-Mu'minun:
51) b1,1yurdu. Mu'minlere de : . ·
«Ey iyman edenler!· Size nzık olarak verdiğimiz şeylerin (maddeten
ve �an�n) en temiz olanlanndan yiyin. Allah'a şükredin eğer -ancak O'na
kulluk ediyorsanız• (el-Bakara: 172) buyurdu.
Sonra Rasülullah şunu zikretti : «Bir kimse ki Allah'a itaat yol�nda
kirlenmiş ve �ozlara kanşmış olarak uzun seferler yapar, ellerini semaya
uzadır: Y� Rab! Ya Rab! diyerek dua eder. Halbuki yemesi haram, iç­
mesi haram, giymesi hatamdır, haram ile gıdalanmıştır. İşte şıfatı şunlar
olan. böylesi için nereden ve nasıl dua kabul
·.
edilir?>

..
KITABU'z-ZEKAT 208

(20) BİR HURMANIN YARISI İLE VEYA GÖZEL BİR SÖZ İLE DE
OLSA SADAKA YAPMAYA TEŞVİK VE SADAKANIN ATEŞTEN
KORUYAN BİR PERDE OLMASI BABI

66 - (1016) .. . . . .. . . : Adiyyu'bnu Hatim (R) dedi ki :


Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu: «Sizlerden her kim,
bir hurmanin yarısıyle de olsa kendini ateşten perdelemeye gücü yeterse
bunu yapsın».

67 - ( ') ......... : Adiyyu'bnu Hatim (R) dedi ki:

Rasulullah (S) şöyle buyurdu.: cSizlerden herbir kimseye Allah Tea­


la (kıyamet gününde} muhakkak kelam edecek. Öyle .bir halde ki Allah
ile kendisi hiçbir tercuman bulunmaksızın. Bu halde o kimse bir sağ
tarafına bakar, takdim ettiklerinden başka şey göremez. Sol tarafına ba­
kar, önden işleyib gönderdiği amellerden başkasını göremez. önüne bakar
yüzünün karşısında ateşten başka şey göre�ez. Binaenaleyh sizler birtek
hurmanın yarısı ile de olsa ateşten_ korunun».
İbnu Hucr'un ayni şekÜdeki rivayetinde: «Güzel bir söz ile de olsa»
ziyadesi vardır.
Ishak: A'meş, Amr ibn Murre'den, o da Hayseme'den dedi, ·diyere�
rivayet zincirini göstermiştir.
206 SAHIH-1 MUSLIM

68 - ( ) : Adiyyu'bnu Hatim (R) dedi ki:

Rasulullah (S) ateşi zikredib yüzünü geri çekti ve sakındı. Sonra:


«Ateşten korununuz• buyurdu. Sonra yine, yüzünü ç_e_kti ve sakındı. Hat­
ta biz, sanki Rasulullah a�eşe bakıyor zannettik. Sonra : «Sizler tek hur­
manın yarısı ile, bunu da bulamıyan güzel bir sözle de olsa ateşten ko­
runuı:ıuz ! • buyurdu.
Ravi Ebu Kureyb: «Sanki» yi zikretmedi ve: Bize Ebu Muaviye tah­
dis etti. Bize A'meş tahdis etti diye isnad etti.
( ) ......... : Adiyyu'bnu Hatim, Rasulullah'ın üç defa ateşi zikre-
dib ondan korunduğunu, yüzünü sakındırdığını ve sonra şöyle buyurdu-
ğunu haher vermiştir :
«Bir hurmanın yansı ile, bunu da bulamazsanız güzel bir söz ile ateş­
ten korununuz!»
ıc.tTABU'z-ZIKAT 207

69 - (1017) . ... . .. . . : Cerir ibn Abdillah (R) şöyle dedi :


Biz gündüzün ortasında (evvelinde) Rasulullah (S) ın yanında idik.
Derken siyah beyaz yollu nemire ?enilen yün izarlarını veya abalarını
ortalarından delerek başlarım içine sokmak suretiyle giyinmiş, kılınçla­
rını kuşanmış, çoğu belki de hepsi Mudar kabilesinden olan çıplak, yalın­
ayak bir cemaat Peygamber'e geldiler. Bunları derin bir fakirlik içinde
gördüğünden dolayı Rasulullah'ın yüzü derhal değişti. İçeri girip çıktık­
tan sonra Bilal'e emretti. Bilal ezan okudu ve kameti yaptı. Rasulullah
öğlen namazını kıldırdıktan sonra beliğ bir hutbe irad edib şöyle bu-
yurdu:
«Ey insanlar! Sizi birtek candan· yaratan, ondan da yine onun zevce•
sini vucuda getiren ve ikisinden birçok erkekl�r ve kadınlar türeten Rab­
bınıza korunun. Kendisi ile birbirinize dileklerde bulunduğunuz Allah'dan
ve akribalık (bağlarını kırmak) dan sakının. Çünkü Allah sizin üzeri­
nizde tam bir gözeticidir• (en-Nisa: 1) ayetini okudu. Sonra -Haşr sur�
sindeki:
208 SAHIH-1 MUSLIM

•Ey iyman edenler! Allah'dan korkun. Herkes yarın için önden' ne


göndermiş olduğuna baksın. Allah'dan korkun. Çünkü Allah, ne yaparsa­
nız hakkıyle haberdarcJır• (el-Haşr: 18) ayetini okuyub: (Her) insan, di•
narından, dirheminden, elbisesinden, bir sa' buğdayından, bir sa' hurma­
sından, hatta bir hurmanın yarısı bi�e olsa sadaka versin» buyurdu. İlk
. önce Ensar'dan bir zat eliyle taşıyamıyacak derecede ağır ve içi para dolu
bir ı-orba getirdi. Bundan sonra insanlar arka arkaya gelib bir şeyler ge­
tirdiler. Nihayet ben, yiyecek ve giyecek nevinden ehemmiyetli iki kü­
me mal yığıldığını gördüm. Bu toplanma sonunda Rasfılullah'ın yüzünü
altun yaldızlı ·.gümüş bir levha gibi parlar bir surette gördüm. Bunun
üzerine Rasfılullah :
«Her kim İslam Dininde te'sis edilen güzel bir hayın ilk evvel işler
güzel bir 'çığır, açarsa ona, hem işlediği bu hayrın sevabı, hem de kendi­
sinden sonra işleyecek olan hayır sahihlerinin sevabı onların sevabından
hiçbir şey eksilmeksizin verilir. Yine her kim İslam'da kötülüğü bildiri­
len hayırsız bir işe başlar, kötü bir çığır açarsa, hein işlediği bu kötü işin
günahı, hem ·de kendisinden sonra �nu işliyecek olanlarırt günahları bun­
lann günahlarından hiçbir şey eksilmeksizin ona aid olur» buyurdu.
( ) .... . . . .. : Buradaki iki tarik ravileri de Cerir'in : Gündüzün ev­
velinde Rasulullah'ın yanında 'idik, şeklinde anlattığını bundan evvelki
İbn Cerir hadisi tarzında rivayet ettiler. Bunlardan İbn Muaz'ın hadisin­
de : Sonra öğlen namazını kıldırdı, sonra da bir hutbe irad etti ziyadesi
vardır.

70 -. ( ) ......... : Cerir: Peygamber (S) in yanında oturuyor­


dum. Siyah- beyaz yollu -desenli- nemire denilen yünden izarlarını
ortalanndan delerek başlarım oradan sokmak suretiyle giyinmiş olan bir
topluluk geldi dedi ve hadisin tamamını sevk etti. Bu hadisde : Muteaki­
den öğlen namazını kıldırdı. Sonra 'küçük bir minber üzerine çıktı. Al­
lah'a hamd ve sena ettikden sonra : •Amma ba'du. ŞüphesiıZ Allah Kita­
bında: Ey insanlar! Rabbınıza ittika ediniz.. • (en-Nisa: 1) ayetini indir­
miştir» dedi, tarzındadır.
KİTABU'z.zıı:KAT 209
�i � �I :½;,;,. ::ı�'' J-�'l\·ı:;�.. ·!. ..,� l:':�;... �:;.
- � �•j d» ., (...)- v,
. t.
,. , • ' •
.,

�.ı ��
,. ,,

\,,J\:_,;\II �.,, �� ı�. : Jli � ,�\ ,-A:� , . ,,J-i.


\•

., .
<)
. ,,. . .,. . , .
d , �:.,J\ .,. ,S. u
· '�;._� JI ..\:� u•. �,'(.:,;._�111 �,. \J.,.
.f ..ı� .J .,. •

. i._.;�;b :;.:.)_.. :;j . ��� ;::=: t:.1 '..'; . �� ı.: ,_,:, :S\) . J;.ıı r,�i� . � �I � _,:,;J[
71 - (. ) ... ... . .. : Buradaki raviler, Cerir ibn Abdillah'ın : Bede­
vilerden birtakım insanlar Rasulullah (S) a geldiler. Üzerlerinde yün ör­
tüler vardı. Rasulullah onların hallerinin kötülüğünü gördü. Onlara fa­
kirlik isabet e�mişti dediğini bundan evvelkilerin hadisi tarzında zikret­
tiler.
.
4,,.� v�j• �.:el'��• ,qHJ , � v..-t� ;�i y, �� ( ·n)
;�l;.. j
.. , • , •
r�:- ��,. ,.,;g , ,,,.
..\>.J l . ��...;. t:.t.A,.
! "'., �,,,, � .,,, . .,,. • ,• - .,. :; ;
. ;...\.:.i \:.:·..\> . �,. (J_
,. ,, •
'-€-f.
;•; •
Cf� ('. ,A) - vr
.;) ;.:_:. J ı � ,J_,\Ju, 0; ,�L·;ı: :;�, �� 0� ():�::il (S:�) J:.J. �:�, ( ,� ı::u,.,)
!:;·?�Gfıç.:, :J�. ��-;--4�/-�;:�;, �i:.:; :Jlı. J:!f:2 �-<= :J�. ��:J\__G�.J :J�
;. .; r;I ,: .::;. • - •

,...;c-''
J:., \.. \.>...; ;.;�:, �.;
,,,,,,,.,,,. .., � ,.,,,,,
..,.,
• • .,- ' .,,. .,,. ,,. 1

: ı.:..J;;. • \il, .i"


., ' .,.-,,, , ı;i .,,. , ,,,,, ,.�,, ,.,,,. .,..
\f \l.� j . �,.;J ..
JI L)I : ıJ.J;;\:...\\ Jlis.
,,,,,

\ ,z\�) � V , � ,
4:...

";.., \

·r- �=>; Yı �.,� '1 ��lj �\i.l:Jl � � :!•l\ � ��.11 ı.JJ_;�� ��,
• ' } • ,,- , • .,,,.
, ,,,,, • , � ,,, > ,,,,, , � :, (_, ,,,. fi

• [ V\ ;/i•h,:ll /, 1 ::t

f-'
.'"'

. �:jkJ�__ : p:. �__iG..


,,,. .,-:.,, ı. O • •
.,..

. 72 - (1018) . .. .. .. .. : Ebu Mes'fıd (R) şöyl� dedi :


( «Onların mallarından sadaka al. ..• - et-Tevbe: 103 - ayeti nazil
olunca) bizler sadaka vermekle emrob,ınduk. Biz de (çarşıda) sırtları­
mızla yük taşırdık (bu kazancımızdan sadaka verib sevaba iştirak eder­
dik). Ebu Akil, yarım sa' (yani 520 dirhem) sadaka verdi. Bir diğer insan
bundan biraz daha fazla bir şey getirdi. Bunun üzerine munafıklar: Al­
lah şu adamın sadakasından muhakkak mustağnidir. Diğeri de şu, getir­
diğini sırf riya olarak sadaka yapmıştır, diye laf ettiler. İşte bunu ta'ki-

F: 14
210 SAH!H-t WSLtM

ben şu ayet nazil oldu: «Sadakalarda farz olan zekattan fazla: olarak
kendi gönülleri ile bağışlarda bulunanlara bir türlü ve güçlerinin yete•
bildilinden başkasım bulaınıyanlara diğer türlü laf atanlar, bunlarla eğ•
lenenler, Allah onları maskaraya çevirmiştir. Bir de �nl�r için elim bir
azib vardır• (et-Tevbe: 79).
( ) ......... : Buradaki iki t_arik ravileri de: Şu'beden bu isnadla
rivayet ettiler. Bunlardan Saidu'bnu Rabi' hadisinde; Sırtlarımızla ham­
mallık yapardık, dediği· vardır.
. J.d-. t. ("")
�·

. .
(22) SAÖMAL HAYVANLARIN BİR MÜDDET SAÖILIB TEKRAR
İADE EDİLMEK tiZERE ARİYET VERİLMESİN1:N FAZiLETi BABI

73 - (1019) . . .... . .. : Ebu Hureyre, Peygamber (S) in şöyle buyur­


duğunu haber verir: •Bakın! Bir kimse sabahleyin bir kab, akşamleyin
bir kah süt veren sağmal bir deveyi, bir süre için faydalamb sonra iade
edilmek üzere bir ev halkına ariyeten hediyye ederse meniha denilen bu
�ediyyenin sevabı muhakkak çok büyüktür•.

74 - (1020) .. .... ... : Ebu Hureyre (R) den:


Peygamber (S) birtakım huyları söyleyib bunlardan nehy ettikden
sonra şöyle buyurdu: cSağmal bir hayvanı bir süre için faydalamb tek­
rar iade edilmek üzere ariyeten hediyye eden kimse, o hayvanın sabahki
sağımından bir sadaka yapmış, akşamki sağımından diğer bir sadaka yap­
mış olur> 21•

21. •Sağm,a.l haııuanlaf'da da ıizin için elbette bi,- aı,et t>aTChT. Siu cmlan,ı. kannlannd4ki
fııkı ile kan arıuından, içenlerin boğa..ıından kola11hkla. ge,e. dupdunı. bir ıii� içİri1fO­
nız» (en-Nahl: 66).
•Hurma ağa,lan,ı.ın me11ve&i.nden ı,e üzümlerden de içki ı,e güzel biT nzk edi­
nir&iniz. l,te bundıı da aklım kullanacak bir kavim için hiç ,üpheıiz bir dı,et ı,cı-rdıT'•
(en-Nahl� 66-'7).
KİTABU'z-ZEKAT 211

... .... '\ �, .


4J.ç.... �;:_ JJ...a.:, �,
, ... , � � .,, .'
u�;.. ç�:;
,��
.J· J
• •
..... ..
.
)

:J\ ;iJ:, ,.�� ., .,.

(23) CÖMERT İLE CİMRİ KİMSENİN MisALt BABI

75 - (1021) ... . .. .. . : Ebu Hureyre (R) den :


Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: «İnfak edici ve sadaka verıcı
kimsenin meseli, üzerinde memelerinin yanından köprücük kemiklerine
kadar (vücudlarını kaplıyan) demirden iki cübbe veya iki zırh b:ulunan
kim�enin meseli gibidir. İnfak edici (öt�ki ravi: Sadaka verici dedi) sa­
daka vermek istediğinde zırhı onun bedeni üzerinde genişler, yahut uzar.
Cimri olan sarf etmek istediğinde zırhı üzerinde büzülür ve her bir halka
kendi yerini alır. Nihayet o kimsenin parmak uçlarını kaplar ve izlerini
yok eder» 22•

22. Bu hadisde ravilerin hatalarından ileri gelen bazı, tertib düzensizlikleri takdim ve te'­
hirler vardır. Bunların doğru şekilleri müteakib hadislerde ıörUlmektedir. Meseli :
Burada «meselü'l-munfık ve'l-mütesaddık• denilmiş, doğrusu «meselü,1-munfık ve'l­
bahil•dir. eke meseli reculin• denilmiş, doğrusu «ke meseli reculeyni .. • dir. · İki şahsa
aid sıfatlarda takdim ve te'hir yapılmıştır. Mamafih bunlar sonraki haclisde, yerli ye­
rinde düzgün olarak ifadesini bulmuş ve yanlış anlaşılmalar önlenmişdir.
212 SAHIH-t MUSLİM

( ) .......... : Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (S) şöyle bir temsil
getirdi: cCimri ile sadaka veren kimsenin meseli, Üzerlerinde demirden
birer zırh bulunan iki kişinin meseli gibidir ki bu iki kişinin elleri meme­
lerine ve köprücük kemiklerine doğru yapıştırılıb sıkıştırılmıştır. Cömert
olan her sadaka verdikce zırhı vücudu üzerinde genişlemeğe başlar hat­
ta parmak uçlarını örtüb yürüyüşündeki izlerini yok eder. Cimri ise bir
sadaka vermek kasdettikce zırhı büzülür ve her bir halkası kendi yerini
alır».
Ebu Hureyre: Ben Rasulullah'ı parmaklarını yakası içine s�kub ge­
nişletme çabasını işaret ederken gördüm. Onun, zırhı genişletmeğe uğra­
şıb da zırhın genişlememesini bir görseydin! dedi.

(77 - ( ) . . . . . . . . . : Ebfr Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Bahil ile sadaka veren cömertin örne­
ği, Üzerlerinde demirden iki zırh bulunan iki kişi gibidir. Sadaka veren
cömert kişi, bir sadaka vermeğe davranınca üzerindeki zırhı yürüyüşün­
deki ayak izlerini silecek kadar genişleyib uzar. Cimri olan kimse, bir
sadaka vermek istediğinde üzerind�ki zırhı büzülüb kasılır ve iki elini
köprücük kemiklerine sımsıkı yapıştırır. Her bir halkası da kendine uy­
gun gelen eşine geçib büzülür».
Ebu Hureyre der ki: Rasulullah'dan işittim: «O cimri zırhı genişlet­
meğe çalışır fakat muktedir olamaz• diyordu 23•

23. Bu hadislerde cömert ile cimrinin ruh halleri en beliğ bir temsille tasvir edilmiştir:
Cömertt 'ihtiyac içinde bunalmşara yardıma koşmakla gönlünde bit- rahatlık ve sevinç
duyar. Bu iç açıklığının ve hazzın parmaklarına kadar bütün vü�dunu kapladığım
nefsinde hisseder. Bir de bu cömertlikt onun ruhi ve harici bütün ayıblannı temamiyle
örter.
Bahil. iset düşkünlere ve fakirlere karşı katı yürekli olmakla beraber, gönlünde
fıtri bir merhamet duygusu da vardır. Fakat cimriliği bu asil duyguyu galebe etmek­
tedir. O, gönlündeki bu iki zıd temayülden dolayı daimi bir ızdırab içindedir. Bu ızdı­
rab Allah'ın fıtrat �ereğince bahillerde yarattığı bir iç üzüntüsüt J:>ir gönül darlığıdır
ki hadisde ifade edildiği gibi bu ıılhi hll cimriyi baştan aşağıya kadar cendere içinde
gibi sıkıştırır durur. Bir fakire yardım edib de bu gönül azabından kurtulmayı başa­
ramaz.
KtTABU'z-ZEKAT 213

(24) SADAKA, LAYIK OLMIYANLARIN ELİNE DtiŞSE DE SADAKA


VEREN İÇİN SEVAHIN SABİT OLMASI. BABI

_78 - (1022) ......... : Ebu Hureyre (R) den:


Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: « (İsrail oğullarından) bir kim­
se: Herhalde bu gece bir sadaka vereceğim diye nezretti. Muteakiben
evinden çıkıp sadakasını tesadüfen zina.kar bir kadının eline koydu. Sa­
bah olunca halk :
- Bu gece bir kahbeye sadaka verilmiş (bu caiz olmaz) diye söy­
lenmeye koyuldular. Sadakayı veren (bundan müteessir olmıyarak) :
- Ey Allah'ım! Bir zinakar kadına sadaka verdiğimden �olayı da
bütün hamd sana mahsusdur dedi ve elbette sadaka vereceğim diye yemin
etti. Muteakiben sadakası ile çıktığında bu defa da yine bilmiyerek sada-
kasını bir zenginin eııne koymuştu. Sabahleyin halk:
· - Bir zengine sadaka verilmiş (olur şey değil?) diye söze koyulur­
lar. Sadaka veren kimse hiç aldırmıyarak:
- Ey Allah'ım! Bir zengine verdiğimden dolayı da hamd sanadır,
dedi ve muhakkak sadaka vereceğim diye yemin etti. Sonra . sadakası ile
çıkıb onu bir hırsızın eline koymuştu. Sabah olunca halk yine :
- Bir hırsiza sadaka verilmiş, diye dedi-�ociu ederler. Sadaka veren
zat:
. - Ey Allah'ım! Bir ·orosbuya, bir zengine ve bir hırsıza sadaka ver­
diğimden dolayı da hamd sana mahsusdur (sadakalarımı onlara hep se-
214 SAHIH--1 MUSLİM

nin iradenle verdim) dedi 24 Sonra bu kimseye rü'yasında şöyle müjde­


lendi:
Sadakaların kabul edilmiştir. Fahişeye verdiğin sadakaya gelince
belki o fahişe kadın bu sadaka sebebiyle zinasından vaz geçib iffetli bir
hayata döner. Zengin ise umut edilir ki aldığı sadakadan ibret alıb uya­
nır da Allah'ın kendisine ihsan ettiği servetten fakirlere vermeğe başlar.
Hırsıza gelince, umulur ki o da bu sadaka sebebiyle fenalıkdan vaz ge­
çerek temiz bir hayata kavuşur.

(25) EMNİYETLİ VEIÔL, MAL SAHİBİNİN MALINDAN, KADIN DA


KOCASININ EVİNDEN, BUNLARIN SARİH VEYA ÖRFİ İZİNLERİ İLE
VE İFSA.D EDİCİ OLMAKSIZIN SADAKA VERDİKLERİNDE VEKiL
İLE KADINA DA SEVAB OLMASI BABI

79 - (1023) ......... : Ebu Musa (R) dan:


Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: «Mal sahibinin emrini kamilen
ve derhal gönül hoşluğu ile infaz eden ve emredilen sadakayı emrolunan
kimseye veren musliman, emniyetli iş vekili, sadaka veren iki hayır sa­
hibinin birisidir» 2s.

24. Sadakalarımı bu kötü kimselere kendi irademle değil, senin iradenle verdim. Senin
iraden ise pek güzeldir. İradenin mekruh bir şeye ilişmesinden dolayı senden başkası
harnd olunrntız. İşte ben haddizatında güzelden başka bir şey olmıyan bu irade tecelli­
lerine de hamd ediyorum dernek oluyor.
Hadisden :zekat ve sadakanın ahlakı güzelleştirmekde sihirli te'sirleri olduğu an­
laşılıyor. Şuurlu insanlar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar, gördükleri ihsanın te'siriyle
kötü hayatlarından dönebilirler. Zaruretler ve ihtiyaclar sebebiyle bu kötü yollara dü­
şenlerde zekatların ve sadakaların uyarıcı rolleri elbette büyüktür.
Bu hadisden sadakanın gizlice ve ihlas ile verilmesinin faziletli olduğu da anla-
şılmaktadır.
25. ...Erkeğin kazancından kadının tasarrufu en nazik içtimai meselelerdendir. Onun için
bu tasarruf bazı kayıdlara ve şartlara tabi' tutulmuştur. Bunlardan en rnuhimmi: İfsat
edici olmıyarak yani masraf, haddi aşarak aile maişetinin, aile dirliğinin bozulmaması
KlTABU'ı•ZEKAT 215,

80 - (1024) ......... Aişe (R) dedi ki:


Rasfılullah (S) şöyle buyurdu: «Ev kadını, evinin yiyeceklerinden
israf etmeksizin (örfe göre ailesine, komşularına ve konuklarına) ikram
ettiğinde, infak etmesi sebebiyle kendisinin de sevabı olur. Bu malı ka­
zandığı için kocasının, muhafaza edib baktığından dolayı haznedarın da
o kadar sevabları vardır. Bunlardan bazısının sevabı diğerlerinin seva­
bından hiçbir şey eksiltmez».
( ) . . . . . . . . . : Buradaki ravi de Mansfır'dan bu isnad ile rivayet edib
«eşinin yiyeceğinden» şeklinde söylemiştir.

81 - ( ) . . . . . . . . . : .Aişe (R) dedi ki :


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Kadın, kocasımn evinden bozguncu
olmıyarak infak ettiği zaman kadın için de bu infakı yapması sebebiyle

şartıdır. Bu bir menfi şarttır. Fakat şum{U sahası gayet geniştir. Kadının tasarrufu ile
aile dirliğinin bozulmaması bir takım şartlarla te'mtn edilebilir. Bunlardan birisi bu
lnfakın ev azığına münhasır olmasıdır. İkincisi kadının infakı zevcin man«ikan veya
·örf- adete tabaiyyeUe mefhGmen izin ve rızAsına dayanmalı. Binaenaleyh zevcin pa­
rasıyla kadının ikram ve tasadduku bu bahiaden hAricdir." Para husiisu kadının, koca,ım
.
servetinden tasarrufu demektir ki bunda vacib olan zevcin sarihaten . izin ve rız.Asının
bulunmasıdır.. »
216 SAHIH-t MUSL!M

sevab vardır. Malı kazandığı için kocasına da okadar, koruyucu ve ba­


kıcı için de o kadar sevab vardır. Bu sevablar kendi ecirlerinden hiçbir
şey eksiltmeksizin verilir> 26•
( ) . . . .. .... : Buradaki ravi de A'meş'den bu isnad ile o hadis tar­
zında rivayet etmiştir.

(26) HİZMETÇİNİN, EFENDİSİNİN MALINDAN İNFAK ETMESİ


BABI

82 - (1025) . ... ..... : Abi'l-Lahm (Et yemez veya �t vermez) ın


azadlısı Umeyr şöyle dedi: Ben bir köle idim. Rasulullah (S) a: Ben
sahiblerimin malından herhangi bir şey sadaka olarak verebilir miyim1
diye sordum. . �Evet, herbirinize iki yarım ücret (yani sevab) vardır>
buyurdu.

�\ i�) �-i� (l:�l �\ �;�) (':� [}j_;_ . . :-=�� z. i:;� l:?;,., ( ... )-A�
• �! J,ıl�. · (:.ı ;:;;\ �1 ""ısV-; J_), J(; _/uı �' J:,: \� :::,=i, J� ( f:�: ,,�
,,, ... �1
,.
-,--� J..9,.· ,.,"u• • ·- .wı� -. , .... , ,..,, •. ıl.,,. ,,,--:_,,,,..,.,,. '.· ,,, • ı"
,. (49,. ��..... . '\)... ��;)
,... ,.�'),....
�9 � � UJ-) �JŞ ! . �! .ı-4' (;>, .JA �-:- � .., ... : .... :.:...,-,�

'r,
(.)
..
· • « l"-1� '•ı » Jfi;·. �;.T •
,:,, ... , ���
ı.:,ı
ı

;.-:..,.,,. �� u��: J� « ç '..:::;� »


83 - ( ) .. ..... . . : Abi'l-Lahm'ın azadlısı Umeyr dedi. ki : Sahibim

26. «İş vekili olan kimsenin sevabı da bazı kayıdla�a tabi' tutulmuştur :
a. Bu şahsın, efendisinin malını almaya ve sarf etmeye izinli bir iş vekili olması.
Bu izin y�ksa, fuzüli tasarruf olur ki caiz değildir.
b. Muslim olması. Bu kayıd ile kafir hızmetçi hariç bırakılmıştır. Çünkü sada­
kada niyet şart olup kafir bu ehliyeti haiz değildir.
c. Emin olması. Bununla da hıyaneti sabit olan hlriç bırakılıyor.
-e. Hızmetçi, vermeğe me'mur olduğu sadakayı gönül hoşluğu ile vermesi. Bu şart
da. niyetin vücOdu için lazımdır. Niyet, ecrin dayanağıdır.
f. Emrolunan sadakayı, efendinin emrettiği kimseye vermesi. Başkasına verirse
emre . muhalefet etmiş ve emanetten uzaklaşmış olur,..
Kl+ABU'z-ZEKAT 217

bana bir eti uzunluğuna yarmamı emretti. Derken benim yanıma 1:>ir fakir
·çıkageldi. Ben d� bu etten ona yedirdim. Sahibim bu yedirmemi öğre­
nince beni dö�dü. Ben de Rasulullah (S) a gidib bunu kendisine söyle­
dim. Bunun üzerine Rasulullah sahibimi çağırıb: «Bunu niçin dövdün?
diye sordu. Sahibim : Ben kendisine emir vermediğim halde o benim yi- ·
yeceğimi başkasına veriyor, dedi. Buna cevaben Rasfılullah: «Her iki­
nize de sevab vardır» buyurdu 27•

84 - (1026) ......... : ·Hemmamu'bnu Münebbih: Şu, Ebu Hur.eyre'-


nin, Allah'ın Rasulu Muhammed'den bize tahdis ettikleridir dedi ve bir­
çok hadisler zikretti. Onlardan biri şudur :
Rasulullah (S) :t>uyurdu ki: «Kocası varken, kocası tarafından ızın
verilmedikce kadın nafile oruç t1:1tmasın. Kocası varken onun evine kendi
izni olmadıkca kimseye içeri girme izni vermesin. Kocasının kazancından
onun emri olmıyarak her ne infak ederse bu infak sevahının yansı ko-
"' "ddir> 28.
casına aı

27. Bu şöyİe yoru�lanmıştır:. Umeyr, efendisi :ı.·azı olur zannederek bir şey sadaka etti. Hal­
buki efendisi razı olmadı. Böyle olunca. Umeyr için bir sevab vardır. Çünkü o, itlattır
itikad ederek itaat niyetiyle bir şey yaptı. Sahibi için de bir ecir vardır. Çünkü onun
da malı telef edilmiştir. •Her ikinize de sevab vardır• demek herbiriniz için ·' bir aevab
·
·vardır, demektir... (Nevevi>.
28. (79) cu hadisin· haşiyesitıde bu husus izah �ildi.
218 SAHİH-İ MUSLlM

(27) HEM SADAKA VERMEYİ, HEM DE HAYIR AMELLERİNİ CEM'


EDENLER BABI

85 - (1027) Ebfı Hureyre (R) den :


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Her kim Allah yolunda çift nafa�a
(sadaka) verirse cennet kapılarında: Ey Allah'ın kulu! Bu kapu daha
hayırlıdır, diye çağrılır. Çok namaz kılan kimse de namaz kapısından
da'vet edilir� Cihad ehlinden olan kimse de cihad kapısından da'vet edi­
lir. Çok sadaka verenlerden olanlar da sadaka kapısından da'vet edilir.
Oruç ehlinden olanlar Reyyan kapısından da'vet edilir>. Ebu Bekr -Sıddik:
- Ya Rasfılallah! Bir kimsenin bu kapıların hepsinden da'vet olun­
ması muşkil midir? Bir kişi bu kapıların hepsinden da'vet olunur mu?
diye sordu. Rasulullah :
- Evet, hepsinden da'vet olunur: Senin o bahtiyarlardan olmanı
ümit ederim, buyurdu 29•
( ) . . . . . . . . . : Buradaki iki tarik ravileri de Zühri'den, Yunus'un is­
nadıyle ve onun hadisi tarzında rivayet ettiler.

29. Reyyan, suya kandırıb doyuran ma'nasına mübalağalı bir fail isimdir. Oruç susuzluğu­
nun mükafatı olarak oruçlular bu kapıdan cennete da'vet olunurlar. Herhangi bir hayrı
ve ibadeti diğer dini vazifelerden daha fazla ve daha şuurlu ıfa eden ve bu suretle o
hnyır ve ibadette ihtisas ve tema.yüzü bulunanlar, cennete girerlerken o ibadete mahsus
ve onunla yad edilen cennet kapısından gireceği bu hadisde haber verilm�ktedir.
K1TABU'ı.-ZEKAT 219

86 - ( ) ......... : Ebu Hureyre. (R) der ki:


Rasulullah (S) : «Her kim Allah yolunda çift infak yaparsa cennet
hazinleri, her bir kapının hazenesi: Ey fulan! Buraya gel, diye da'vet
eder> buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekr:
- Ya Rasulallah! İşte o (muhayyerliğinden dolayı) kendisine bir
be's olmayacak kimsedir, dedi. Rasulullah:
- Ben senin de o bahtiyarlardan olmanı kuvvetle ümit ediyorum,
dedi.

87 - (1028) ........ . : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi : Rasulullah · (S):


- Bugün içinizden oruçlu olan kimdir? diye sordu. Ebu Bekr:
- Ben oruçluyum, dedi. Rasulullah:
- Bugün sizden kim bir cenazenin ardından gitti? dedi. Ebu Bekr :
- Ben gittim, cevabını verdi. Rasulullah:
- Sizden bugün kim bir miskini doyurdu? dedi. Ebu Bekr :
- Ben, diye cevab verdi. Rasfılullah:
- Sizden bugün bir hasta ziyareti yapan kimdir? diye sordu. Ebu
Bekr:
- Ben, diye cevabladı. Bunun üzerine
. . Rasulullah :
- Bunlar bir kimsede toplandı mı o insan muhakkak cennete gir-
miştir, buyurdu.
220 SAHiH-! MUSL1M

.,,. , .• -
'
• (t
�;ı� >�ı d; ;; ��_,: 'J j

(28) İNFAK ETMEYE TEŞVİK VE SAYIB TUTMANIN


KERAHATİ BABI

88 -· (1029) ......... Ebu Bekr'in kızı Esma (R) dedi ki:


Rasulullah (S) bana şöyle buyurdu: �İnfak et, malını sayıb zabt et­
me, Allah da sana nimetlerini sayıb ·esirger».
( ) .-........ : Esma şöyle dedi: Rasulullah (S) : «İnfak et, malını
sayıb zapt etme. Allah da sana nimetlerini sayıb esirger. Sakın' çömlekte
para saklama! Sonra Allah da senden (nimetlerinin bereketini) haps edib
tutar» buyurdu.
( ) ......... ·: Buradaki raviler yine Esma'dan, Peygamberin kendı�
sine yukarıkilerin hadisi tarzında buyurduğunu rivayet ettiler.
XİTilU'ı-zı:xAT 221

- Ey Allah'ın Peygamber'i! 'Zubeyr'in evime idhal ettiği şeylerden


başka benim hiçbir şeyim yokdur. Onun, evime getirdiği şeylerden az az
infak etmekliğim bana günah olur mu? diye sordu. Rasulullah:
- (Ey Esma!) Gücün yettiği nisbette az olsa da sadaka ver! Çöm­
lekde para saklama, sonra. Allah da senden imsak eder, huyurdu.
,� li:.>.JJ J.fi't (J" t;İ J,J) , J:ltll� .J-'J ;j�ı J' :.Jı �� (Y'-)

(29) AZ BİR ŞEYİ HAK1R GÖBÖL'ÜR DİYE SADAKA YAPMAKDAN


ÇEKİN1LMİYEBEK AZ DA OLSA SADAKA VERMEĞE TEŞVİK BABI

90 - (1030) : Ebu Hureyre (R) den :


Rasulullah (S) şöyle der idi: «Ey musliman hanımlar! Komşu bir
kadın, bir koyun paçası bile olsa komşusunun hediyyesini sakın küçük
görmesin!:. 30

30. Ccire, komşu ma'nbına olan •cci,-. m müennesidir; Bir civarda oturub birbirine civcir
yani yardımcı oldukları iç.in bu i5im. verilmiıtir. Kadının c darre• sine yani kadın eşine
de bu wm verilir.
•Fi1'8in•, deve tabanına denir, mecAzen koyun tırnajı için de kullanılır. Dilimizde
cpaça• ta'biri vardır. Burada bu kelime ile ifide edilmek istenen ma'nA, bediyye edilen
şey az olsa bile hediyye edilmesinin lu.zOmunu beyanda mübAlağadır. Hadisden çıkarı­
lan ahlAkl hüküm d.e budur. Çünkü hediyye cüddan yani mevcud olan şeyden verilir.
222 SAH!H-1 MUSLİM

(30) (NA.FİLE) SADAKAYI GİZLİ VERMENİN FAZİLETİ BABI

91 - (1031) . . . . . . . . . : Ebu Hureyre (R) den :


Peygamber (S) şöyle buyurdu: «Yedi sınıf insan vardır ki Allah
onları, arşın gölgesinden başka gölge olmıyan kıyamet gününde kendi
gölgesi altında barındıracaktıı;:
1. Adil imam (yani devlet başkanı) 31•
· 2. Allah'ına ibadet ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen
genç.
3. Gönlü mescidlere bağlı olan kimse.
4. Allah için sevişen ve bu mehabbetle birleşib, bu sevgi ile ayrılan
iki kişi 32•
5. Güzel ve ictimai mevkii yüksek bir kadın tarafından da'vet edi­
lib de kadın kendisini ona arz ettiğinde: Ben Allah'dan korkarım, diyen
er kişi 33•
6. Sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak derecede gizli sadaka ve­
ren kimse.

31. Adil imamdan rnaksad, Allah'ın .emirlerine itaatlı, ifratdan da tefritden de çekinerek
herşeyi yerli yerinde yapan, milletin haklarını gözeten imamdır ki muslimanlarm iş­
lerine bakmak vazifesi ile mükellef valiler ve hakimlerin herbiri de bu hükümlere dahil­
dirler. Adil devlet reisinin birinci olarak sayılması meşgul olduğu işlerin çokluğundan
ve menfaatlarının bütün millete şAmil olmasından dolayıdır.
32. Maksad din mahabbeti üzere olub bu mahabbeti ölünceye kadar dünyevi bir Arızadan
dolayı koparmamaktır. Bu sevişenler; ister bir arada bulunsunlar, ister bulunmasınlar
hiçbir dünyevi maksad gözetmeksizin sırf Allah için sevişmek iymandan olduğu gibi,
nefsini bir sebeb olmaksızın sırf Allah'ın sevmediği bir fill ve halin meydana gelme­
sinden dolayı bozuşmak da iymandandır.
33. İçtimai mevkii yüksek yani haseb neseb sahibi, mallı, güzel bir kadın
°
_kendini arz eaib
vuslata nail olmak için her türlü manialar 1Ail olduğu halde sırf Allah korkusu ile o
kadından yüz çevirmek şüphesiz takva mertebelerinin en yüksek ve kamilidir ve en
büyük itaatdır:

: Amma kim Rabbının makamından kOTktu ve nefnni hevanndan alıkoydu iıe i�te mu­
hakkak ki cennet onun va1'acağı ııe-rin ta kendiAdir (en-Naziat: 40-(1).
Bu hadis bize dini, içtimai. ahlaki çok mühim esasları öğretmektedir.
KiTABU'z-zı:KAT 223

7. Tenhad_a, Allah Teala'yı (lisanen yahut kalben) zikr edib gözleri


yaş döken kimse.
( ) . . . . . . . . . : Buradaki raviler de Ebu Said Hudri'den (yahut Ebu
Hureyre'den), Rasulullah'ın yukardaki Ubeydu'llah hadisi tarzında riva­
yet etmişlerdir. Bunda: «Mescide bağlanmış kimse ki mescidden çıktığı
vakıt yine oraya dönmek niyetinde bulunur» demiştir.

(31) SADAK.ANIN EN FAZİLETLİSİ, SlHHATLİNİN VE MALA ÇOK


DÜŞKÖN KİMSENİN SADAKASI OLDUĞUNU BEYAN BABI

92 - (1032) .. .. ... .. : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) ın huzuruna bir kimse geldi ve:
- Ya Rasulallah! (Sevabca) hangi sadaka en büyüktür? diye sordu.
Bunun üzerine Rasulullah:
- (Sevabı büyük sadaka) senin sıhhatli, son derece mala düşkün,
fakirUkden korkar, zenginlikten hoşlanır bulunduğun halde verdiğin sa­
dakadır. Can boğaza gelib bu malım fuları içindir, şu malım da fulan için­
dir, diyene ve bu da varislerin olana kadar (sadakam) geri bırakma, bu-
. yurdu.

.,. • i .. � >' ı. ( )
, �l�-Y\ 1)._,-:,, �i"Al\ 0_ ;)� l:.i'J..>- J: --"-\ l:,;� ...
-
, • • ,_ �, • , • -., , l.
, ,,• ,. • } • . , , , ::: .,.
. �\�I\ � lı"�. '5;..b-�\
. .,

.., '?�;>- .,�


J ,,. •t_ .... . =' � t ,, .,,.-:::, ___ ..... ,,, , ...... �
1
. �l.aj \ � ..\...?. \ '--> \ : J\i ...; \ 411 . ,.--!.J':-
93 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:
224 SAHİH-t MUSLW

Peygamber'in yanına bir kimse gelib:


- Ya Rasulallah! Sevab cihetiyle hangi sadaka en büyüktür? diye
sordu. Rasulullah da:
- Bak, yemin olsun bu sana (tarafımdan) muhakkak haber verile..
cektir: Senin sıhhatlı, mala ç·ok düşkün, fakirlikten korkar, uzun süre
yaşamayı arzu eder bulunduğun halde verdiğin sadakadır :u. Sakın can
boğaza gelib bu malım şu:qundur, bu malım şunundur diyene ve şu mal
da varislerin olana kadar (sadakam) te'hir etme! buyurdu.
( ) ......... : Umaretu'bnu Ka'kaa da bu isnadla (92 rakamlı) Cerir
hadisi tarzında tahdis etti. Ancak O : Hangi sadaka daha faziletlidir? de..
miştir.

(32) YÖKSEK ELİN ALÇAK ELDEN HAYffiLI OLDUÖUNU . VE


YÜKSEK ELİN İNFAK EDEN, ALÇAK ELİN DE ALAN ELDEN
İBARET BULUNDUÖUNU BEYAN BABI

· 94 - (1033) : Abdullahi'bnu Umer (R) den:


Rasulullah (S) bir defa minber üzerinde sadakayı, dilenmekten aiıf
kalmayı yani dilenmemeyi zikrederken şöyle buyurdu : «Yüksek el alçak
elden hayırlıdır. Çünkü yüksek el veren, alçak ise isteyen eldir».

M. Bahil'in sadakasının diğerlerinkinden daha faziletli olması . şundan ileri &eliyor: Bahil,
nefsinde fazilete ve cömertllie mlni' bir bahlllik huyunun mevcildiyetinden dolayı, ma­
lını ayırıb da bir fakire verebilmek için nefsi ile 'çetin bir iç mücadelesine gir.i.şıniştir.
Bu nefis mücadelesi ise Allah'ın emrine fazla itaatdan doimaktadır.
Şu ayetler insanlıiı ne kadar uyancı ve ne kadar hayat vericidirler :
«E11 hım.an edenler! lçinde ne bi1' alı,verif, ne bir d<ntluk, ne · de bir ıefô.a.t (imkanı)
bulunmıı,an bir gün gelmezden. evvel ıize verdiğimız nzıkda.n (hak yolunda) harccıııuı.
Kafirler zulmedenlerin ta kendileridir- (el-Bakara: 25-0.
Ayetin son fıkrasından anlaşıldığına ıöre bu sarfdan maksad farz olan zekattır.
-.He,- ha.ngi birinize ölüm gelib de: E11 Ra.bbım! Beni ı,aJcın. bir müddete kcıdar
geciktiraeı,din de ıadaktı verib du,-aa.ı,dım, illi kimaelerden oba11dım diı,eceği.n<Un evvel
,ize nzk olarak ııerdiği.mizden (Allah yolunda) harcavın. Halbuki AUah hi�bir kimaeı,i
eceli gelince a.ıZd ge.,-i bırakmaz-. Allah ne 11ııpa.rıanız ha.kkıı,le haberdardır• (el-Munl­
fik<ın: 10-11).
95 - (1034) ......... : Hakimu'bnu Hızam (R) şöyle tahdis etmiştir;
Rasulullah (S) buyurdu ki : «Sadakanın efdali (yahut en hayırlısı)
bol maldan verilendir. Yüksek el, alçak elden hayırlıdır. Sadaka vermeye
nafakası üzerine vacib olanlara ihsan ile başla» 35•
:..
: :ni .lj 'l:.JI J.J• '-1")P ( , . r 0 ) -
<,. .J'., .., t•t..-
--
·�
, ıS � ✓ •t·I\ .,, �\- •, ı.-;.:;..,,
c. u :.a .... l:• ..v- \.ti• .,
..__�-�� J.,,,.
..J•".,..,.J :-• j_ ,,,..r"-! A�
.,0
-, ,
. .,
:
'

,r :.ı� �-r♦
.,,,.

. Jy.:2c. U ,d C. { . J �" t; � '-tn �.:...H-


,t
. .,. • 1.,,,, ·•.,, - � . .,, • ,.,. -.,l...._ ,,.. " ,. - --Jr- ,... • ,,,,.,,, ..... ,,.. .,, .,, . ... ı o .,, .... , • .,.
: -J � �-> ,:;'- , f:ı::-J;:. j � öJ .)c ıJ"

ii; �=�� �l;. 1


.,,
l J ( . J,, J t: (
, ,)
ı ., J ,. .,,,,,.
. �:'.,. '.J !J! }
;:

ö� (r-�;. W 1 \ 1_; 0 » t; �c. l! "j


--" • ,,J ,,, ,,, .. • ,,,,. \ � ; ., ,} ., •
::;:;.

�;. (ı.'.iı '..:jı:, . C:�--:; > �f-t: -s}� ��., �;- 'J !l;�_) i;; �ı)t. �1;.i ::,;:,
1 .,. • l. ,,.. • ,,
. « J.ci:J I f:11 01
.
96 - ( 1035) . ... . . . .. : Hakimu'bnu Hızam (R) şöyle dedi :
Peygamber (S) den istedim, o. bana verdi. Sonra kendisinden (yine)
istedim. Yine bana verdi. Sonra tekrar istedim, o yine bana verdi. Bun­
dan sonra şöyle buyurdu: «Şu mal, yeşil ve tatlı çeşitli meyvalar· (gibi)
dir. Her kim bu malı nefis ferağatiyle (yani hırssız) alırsa, o mal kendisi
için bereketli olur. Her kim de bunu hırs ile alırsa bu mal, alan için şe­
refli ve meymenetli olmaz. O hırslı kim__şe, daima yiyen ve bir türlü doy­
mıyan bir obur gibidir. Yüksek el, alçak. elden hayırlıdır•.

35. «Sadaka veren kimsenin ne kendisi, ne de ailesi muhtac· olmamak, borçlu da bulunma­
mak lazımdır. Üzerinde kul borcu olan kimse için vacib olan, evvela borcunu vermektir.
Sadaka ·vermek nafile bir ibadetdir. Borçlunun kazancı kendisinin değil, bi'l-kuvve ala-
. ,'

caklının malıdır. Binaenaleyh bo,rçlunun, kazancından sadaka vermek suretiyle tasar-


rufu bir nevi sefahattir. Böylesi hakim tarafından hacr ·olunur...»
F: 15
226 SAHİH-! MUSLİM

97 - (1036) . . . . . . . .. Ebu Umame (R) dedi ki :


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Ey .Adem oğlu! Kendinin ve ailenin
ihtiyacından fazla olan malını infak etmen senin için bir hayırdır. O
fazlayı elinde tutman ise senin için bir şerdir. Sen, kencli.nize yetecek ka­
dar maldan dolayı kötülenmezsin. İnfak ve tasadduka da nafakası üzerine
vAcib olan kimselerle başla. Yüksek el, alçak elden hayırlıdır».

;.,u•.� ur''�� (rr)



.
,
,ttC� i:!�J��'. ��ı � �j (::ı;_. t:;��\ � �....J.İ �� (,-rv)- -.A
r·- llı
. :
" .. ıııA 4-.,;,oaı:- : (.)
_,
(S•
} .
l ,,ı.J_J:-4J .,-...� J\"' >. • .... ...,r..li • ,;. ...,ııa�
. ,' ,,,". , ,,, . >
'
.• J... ' ..\..c
•...,, .;• ,�....'1
Ü
•.. -ı,, .l,
.... •ıf., ı�_..,\!
,
... ...
...
,,
.J.... (./
.... ..
_. ...� ....) ($ �
. ::
.�r:. .,
,,, .
\ ,,,
\
:,..
r:. ,. >...
�\ Jj..; �i . J�J :,� �l j.,,, �\:JI U:� ;;'6' :;.c. �� - �� �; J ..... ,,
�'(' l

· �_.,\; .,�
'
.....
}

,,,, .,,
b_ �
.,,
'J ,
.

(33) iSTEMEKDEN NEHİY BABI

98 - (1037) : Abdullahi'bnu Amir el-Yahsiıbi dedi ki:


Ben Muaviye'den işittim şöyle diyordu : Sizleri Umer zamanıtjda
mevcud ve sabit' olan hadisler müstesna, bunların dışında hadisleri ç'o­
ğaltmanızdan men' ediyorum. Şüphesiz ki Umer de Aziz ve Celil olan Al­
lah için halkı hadisleri çoğaltmamaları hususunda ikaz eder korkutur­
du 38• Ben, Rasulullah (S) dan işittim buyuruyordu ki: «Allah her kime
büyük bir hayır murad ederse ona din hususunda bir ince anlayış verir•.
Ve yine Rasulullah (S) dan işittim, şöyle buyuruyordu:
«Beiı, (hakiki bir verici değil) ancak bir Hizin'im. Her kime ken­
dimden gönül hoşluğu ile arzu ederek verirsem, o mal kendisi için bere­
ketlendirilir. Her kime de istemesinden ve harisliğinden dolayı verirsem,
o hırslı _kimse daima yiyen ve asliı doymıyan bir obur -gibidir•.

36. MuAviye'nin maksadı, kendi zamanında bazı kimselerin ehl-i kitibdan ve onların kitab­
larında bulunanlardan hadls nakletmeleri şiyi olduğu için, sAbit olub olmadığı araıtı­
rılmaksızın hadtsıeri çojaltmakdan nehiy _eylemektir; Bu sebeble muhatablarına Umer
zamanında sabit olan hadislere dönmelerini emretmiştir. Çünkü Umer'in, işi sağlam tut­
ması, bu hususta fiddet ııöstermem., satvetiyle insanların kendisinden korkmalaı::ı ve bir­
çok hadtsıere sür'atle kofmS}arından halkı men' etmesi, hadislerin subdtu hus!isunda
ıehadet ve vesika -taleb etmesi stiretleriyle hadisler kararlaımış ve sünnet şöhret bul­
muştu (Nevevi).
KtTABU'z-ZEKAT 227

99 - (1038) : Muaviye (R) dedi ki :


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «İstemekde israr etmeyiniz. Vallahi
herhan�i biriniz benden �ir şey ister ve bu istemesi, ben onu sevmedi­
ğim halde benden kendi lehine bir şey çıkarırsa, kendisine verdiğim şey­
de onun için bir bereket ve meymenet _olmaz».
( ) ......... : Amru'bnu Dinar şöyle demiştir: Bana, Vehbu'bnu
Münebbih, kardeşinden tahdis etti. (Ben San'a'daki evinde huzuruna gir­
miştim de o bana evindeki bir ceviz ağacının cevizlerinden yedirmişti).
K;ardeşi Hemmam şöyle demiştir: Ben Muaviyetu'bnu Ehi Sufyan'dan işit­
tim, diyordu ki : Ben Rasulullah'dan işittim şöyle buyuruyordu, diye yu­
karıld hadisin benzerini rivayet etmiştir.

. .
100 - (1037) ......... : Abdurrahmani'bnu Avf'ın oğlu Humeyd de-
di ki : Ben Ebu Sufyan'ın oğlu Muaviye'den işittim. Kendisi hutbe ya­
parken şöyle diyordu : Ben Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyor­
du : «Allah, her kime büyük bir hayır murad ederse ona din hususunda
geniş ve derin bir anlayış ihsan eder. Ben (hakiki verici değil) yalnız bir
taksim ediciyim. Veren ise Allah'dır 37 ».

37. «Ma'na şuraya varıyor:


«Bana vahiy olunan din ilmini tebliğ ederken, kimseyi tahsis edib de diğerlerinden
ketmettiğim, yokdur. Allah tarafından bana her ne bildirilmi§ i� musavi olarak tebliğ
ediyorum. Ben ancak taksim ediciyim. Tebltğlerim herkese göre farksız olmakla beraber,
bu tebliğler, farklı derecelerde anlaşılıyor. Çünkü anlayışı veren Allab'dır. Allah'ın atası
kullarına farklı derecelerde akıyor. Bunun eserleri de benim tebliğimden son'ra görü­
lüyor. Herkes kısmetini henden alırsa da veren Allah'dır, ben değilim• (Ahmed Naim).
228 SAHlH-1 MUSL1M

101 - (1039) ..... .... : Ebu Hureyre (R) den :


Rasulullah (S) : .:Miskin, şu kapı kapı dolaşmayı sanat edinen, sa­
daka içiı:ı halkı do· laşıb halkın da kendisine bir iki lokma, bir iki hurma
verdiği dilenci makulesi değildir» buyurdu. Sahabiler :
- Öyle ise miskin kimdir? Ya Rasulallah ! dediler.
- Miskin, kendi� geçindirecek gınaya malik olamıyan ve kendisine
verilmesi için (halk tarafından) zarureti bilinmiyen, kendisi de kalkıp
halkdan bir şey istemiyen (afif, nezih) kimsedir• buyurdu.

102 - ( ) ......... ·: Ebu Hureyre (R) den :


, Rasıilullah (S) buyurdu ki: «Miskin, kendisini bir iki hurmanın, bir
iki lokmanın geri çevirmekte olduğu (dilenci) ki�se değildir. Miskin, an­
cak zaruretler içinde · iffetli kalmıya çalışan nezih kimsedir. İsterseniz şu
areti okuyunuz : _
« (Sadakalar) Allah yolunda kendilerini vakfetmiş fakirler içindir 'ki
SAHfH-1 MUSLİM 229

onlar, yeryüzünde dolaşmaya muktedir olmazlar. (Hall�rini) bilmiyen if­


fet ve istiğnalarından dolayı onlan zengin kimseler sanır. Sen 0 1 gibileri
Nimalarından tanırsın. Onlar, insanlardan yüzsüzlük edib de (bir şey)
istemezler. Siz, (hak yolunda) ne mal harcarsanız şüphesiz Allah onu
hakkıyle bilicidir• (el-Bakara: 273).
·( ) ......... -: Buradaki raviler de Ebu Hureyre'nin aynen (102 ra.:
kamıyle geçen) İsmail hadisi gibi Rasulullah şöyle buyurdu, dediğini ri­
vayet etmişlerdir.

(35) İNSAN ·İÇİN, DİLENMENİN ÇİRKİNLİĞİ BA'BI

103 - (1040) .... ..... Hamza, . babası Abdullah ibn Umer'den,


(şöyle demiştir) : Peygamber (S) buyurdu ki : «Sizden bir kısmı dilen­
mekden asla vaz geçmez. En sonu kıyamet gününde bu şerefsiz kimse,
yüzünde bir et parçası olmaksızın Allah'a kavuşur!»·
( ) . .. . .. . .. ·: Buradaki ravi de, Zühri'nin kardeşi Abdullah ibn Mus­
lim'de:ri bu isnad ile bu hadisin_ aynin_i rivayet etmiş, fakat «muz'a
(== parça)» kelimesini zikretmemiştir.
'

104 -. ( ) . .... . . .. Hamza, babası Abdullah ibn Umer'den, şöyle


derken duymuştur: Rasulullah (S) buyurdu ki: «Bazı haysiyetsiz kimse

r /

devamlı surette halkdan dilencilik yapar. Nihayet böylesi kıyamet gü-


nünde yüzünde bir et parçası olmaksızın (huzur�-) gelir».
zao SAH1H-t MUSLlM

105 - (1041) :_ Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Her kim çok mal toplamak için, insan­
lardan onların mallarını dilenir durursa, muhakkak bir ateş parçası iste­
mektecUr. Artık ya bu ateşin az olmasını, yahut da çok olmasını istesin!»

· 106 - (104'2) : Ebu Hureyre (R) dedi ki:


Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu·:. «Yemin ederim ki
sizden birinizin sabahleyin gidib sırtına odun toplaması, bununla sadaka
vermesi ve insanlardan mustağni olması, bir kimseye gelib de ondan sa­
daka istemesinden elbette daha hayırlıdır. Kimbilir o gittiği kimse de
ya verir veya vermez. Hiç şüphe etmeyiniz ki yüksek el, alçak elden da­
ha faziletlidir. Sadaka vermeye, nafakası üzerine vacib olanlara ihsan ile
başla>.
( ) . . . . ... . . . : Kaysu'bnu Ehi Hazım şöyle dedi : Ebu Hureyre'nin
yanına geldik
.
. Dedi ki: .
Peygamber (S) şöyle buyurdu: «Vallahi
. birini-

zin gidib, sırtına odun toplaması, sonra onu satması, bununla sadaka ve-
rib' insanlardan mustağni olması, bir kimseye gelib de or�dan sadaka iste-·
mesinden elbette daha hayırlıdır». Sonra yuka!ıki .Beyan'ın hadisi tar­
zında zikretti.
KtTAIIU'ı-uxAT 231,

38. Bu haduılerde odunculuğun dilenmekden men' etmek maksadiyle söylendill a9ıktır,


, Yoksa kazanç yollarının iyisi olarak zikredilmemiştir. Burada Peygamber'ln aJaoları
; kesmemek, yeşillikleri tahrib etmemek, hususundaki sarih emirleri·· de hatırdan çıkarıl-
mamalıdır.
SAHIH-l MUSLtM

- Allah'ın Rasulüne bey'at vermez misiniz? diye ·sord�.


• bey'at verdik, ya Rasulallah! ·dedik. Sonra
- Biz sana'" daha önce
�krar:
- Allah'ın Rasulüne bey'at vermez misiniz? dedi. Biz ellerimizi
uzadıb:
- Ya Rasulallah! Biz evvelce sana bey'at ettik. · Şimdi ne üzerine
bey'at ediyoruz.? dedik.
- AHah'a ibadet edib ona hiçbir şeyi ortak koşmamanı�, beş vakıt
namazı kılmanız, itaatkar olmanız (burada hafif bir kelimeyi daha gizlice
söyledi) ve insanlardan hiçbir şey istememeniz üzerine• (söz veriniz)
buyurdu. Son.ra ben bu cemaatten bazılarım görd�m ki, herhangi biri­
sinin kamçısı yere düşerdi de onu kendisine uzatıverecek olan �ir kimse­
den bunu istemez (kendisi iner, alır) dı.
...

109 - (1044) ......... : Kabisatu'bnu M$arık el-HiJali (R)· şöyle


dedi : Bir kerre kefaletten dolayı ağır bir borç alt�a girmiştim. 'O sırada
Rasulullah (S) a gelib bu borç sebebiyle kendisinden. sadaka istemeye
mecbur oldum. «Biraz otur, sabret. Bize zekat malı getiren olur sana· on­
dan v_ermelerini emrederiz> dedi. Sonra Rasulullah devamla şôyİe buyur­
du: «Ey Kabisa! İstemek yalnız şu üç sınıf insanlardan herhangi birisi
için halaldır �
a. Bir cemaate veya ferde kefil olarak borçlanan -kimseye, kefaleti
K1TABU'z-ZEKAT 233

yerine getirene kadar istemek halal olur. Fakat aldığı sadaka ile yüklen­
diği borcu ödedikden sonra artık istemekden kendini ·tutar.
b. Serveti bir afete uğrayıb helak olan kimseye de hayat ve İnaişette
zaruri olan ihtiyaclarını te'min edinceye kadar istemek halal olur.·
c. Zengin iken faldrliğe ve ihtiyaca düçar olan kimsenin de iste­
mesi mübahdır. Bu devlet düşkünü kimse de aklı başında konu komşuları
ve hemşehrilerinden ü5 kişi arasında: Fulan kimseye bir fakirlik musi­
beti isabet etmiştir! denilerek acınacak derecede şiddetli bir ihtiyac için­
de bulunmalıdır.= Bµ da hayat ve maişette zaruri olan ihtiyaclarını te'7
min edinceye kadar halal olarak istiyebilir.
Ey Kabisa! Bu üç sınıf insandan başkasının istemesi haramdır. O di­
lenci dilendiği şeyi haram olarak yer• 39•

(37) İSTEME. VE HIRS GÖSTERME OLMAYARAK KENDİSİNE BİR


ŞEY .
. VERİLEN ,KİMSE İÇİN BlJ İHSANI ALMANIN MÜBAHLIĞI
BAm
110 - (1045) · ......... : Abdullah ibn Umer dedi ki:
Umeru'bnu'l-Hattab (R) dan işi�tim, şöyle diyordu: Rasulullah (S)
arasıra bana Beytu'l-Maldan gazilik bahşişi verirdi. Be� de:

39. İslam Dini insanlara benlik, izzet-i nefs, zati şeref ve haysiyetlerini koruma yollarını en
mükemmel surette öğretmiştir. İslam nazarında milletin istiklali, cemiyetln şerefi neka­
dar mukaddes ise, ferdin şeref, namus ve itibarı da o nisbette saygıya layıkdır. Herkes
bu kıymetli ilahi vediayı muhMaza ile mükelleftir. Bu maksadla insanla�a bütün �azilet
yolları gösterilmiş, insan şerefini zedeleyici hareketlerden sakınılması emredilmiştir.
. Her haram şey veya iş, insanın benliğinden veya şerefinden bir parçasını eiderir.
Fakat insanın haramlar. arasınd� bütün şerefini ve izzet-i nefsini tahrib eden haramlar­
dan biri bilhassa haklı olmıyarak başkalarına yüzsuyu döküb dilenmektir. El açmak,
boyun eğmek bir insan için üstünde taşıdığı şeref ve itibarın zevalini i'lan etmektir.·
Bunun için; fakirlere, acizlere yardımı şiddetle emreden· İsl�m Dini, zariır�ti olmak­
sızın istemeyi de ayni şiddetle men'- etmiştir. İhtiyac ve zaruret hudiidlarını da son de­
rece daraltmıştır: Bir günlük yiyeceği, giyeceği olmak ve bunu kazanmaya., kudret ve
kabiliyeti bulunmak istemeğl mani' bir hudı'.id ve ölçü '•kabul
.
edilmiştir.
. .
234 SAHIH-1 MUSLtM

- Bwıu, benden daha fazla muhtac olan bir fakire veriniz, derelim.
Nihayet bir kerre daha bana bir mal bahşişi verdi. Ben yine:
- Bunu, benden daha muhtac olan birine veriniz, dedim. Bunun
· üzerine Rastilullah :
-. Sen bunu al! Sana bu maldan bir şey geldiğinde sen haris olma­
dığın ve isteyicisi de bulunmadığın halde o malı al. Böyle kendi gelme­
yen ve nefsin kendisine temayül ettiği bir malın peşinde de nefsini koş­
turma, buyurdu..

111 - ( ) . .. .. .. . . : Abdullah ibn Umer'den :


Rasulullah (S), Umeru'bnu'l-Hattab (R) a (Beytu'l-Mal'de�) atıyye
verirdi de Umer de O'na:
- Ya Rasulallah! Bunu, benden daha ziyade muhtac olan bir l:dm­
seye ver, derdi. Rasulullah cevaben şöyle buyururdu:
- Bunu al da istersen kendine mal yap, veyahut sadaka yap. Haris
olmadığın ve isteyicisi de bulunmadığın halde sana bu maldan bir şey
geldiğinde sen onu al. Böyle kendi gelmiyen ve nefsin kendisine meylet­
tiği bir -malın arkasından nefsini takib ettirme, buyurdu. Abdullah'ın
oğlu Salim der ki: İşte· bundan dolayı (babam) İbn Umer, kimseden
birşey istemez ve kendisine verilen hiçbir şeyi de red etmez idi .
. . ( ) . . . .. . .. . : İbn Şihab, bunun benzeri olan hadisi,. Saidu'bnu Ye-
zid'den, o da Abdullah ibn Sa'diyy'den, o da Umeru'bnu'l-Hattab'dan, o
da Rasulullah'dan tahdis etti.
KlTABU'z-UKAT 135

. .

, . ,, .:..
�- J w:·,l....ı .>._> .. l,·�1-�•,,,
, ... ,. ,o .,. • €
. .,,,\ ,. ... 1'• J• , '
-?-, • �'-• ':-': J .ı•'- � -� . � 1 ;":!.,.., 4.1_ ı.JJ ..JA U""" J ( . , . ).
• ,., .

� -'· .
\!,.. , A� ,
� • •, �

,, ,.. ... ,..


ı \:' J•
-�'�\IJ; ��\�,.�
1 ,, I\i•
' )�,
1 � �'5_:l._lı�
• � :\ '\ 0�, "' � .r1..�.0�,
,, -;-:�- • ,.
C:-,\.I\�\
.�
.ı•C �\. • .:_\: J

.
}' ,,,, , • ,, ""
.ı.i
� ... ...
.,,
. . �:U\
, . ��_..,_>
.,, J:!'.
- .,
112 - ( ) .. . . ... .. : İbnu's-Saıdiyy el-.Maliki dedi ki :
Umeru'bnu'l-H·attab, beni zekat alıb toplamaya me'mur etti. Zekat­
lan toplayıp bitirdiğimde bunları kendisine teslim ettim. Çalışma ücre­
timin bana verilmesini emretti. Bu:ıun üzerine ben: ·
- Ben Allah için çalıştım. Benim ücretim Allah üzerindedir, dedim.
Umer cevaben
•,
:
. - Sana verileni al. Çünkü Rasulullah zamanında ben de bu işde ça-
lıjtım da o, benim çalışma· ücretimi bana verdi. Ben, Rasulullah'a seni.n
bana söylediğin gibi söyledim. Bunun üzerine Rasulullah: «İstemeden
sana bir şey verildiğinde bunu ye ve tasadduk et» buyurdu.
( ) . . ....... : Buradaki raviler de İbnu's-Sa'clinin � Umeru'bnu'l-
Hattab beni sadaka toplamaya amil ta'yin etti dediğini, Leys'in (112 ra­
kamlı) hadisi gibi rivayet' ettiler�·
l:-°�' � v')ı -,.lı./ �� (rA)

113 -. (1046) ......... : Hureyre, Peygamber (S) in şöyle bu- Ebu


yurduğunu haber vermiştir: «İhtiyar gönlü iki şeyi sevmekte çiaima
gençtir: Yaşama sevgisi, mal sevgisi>.
\ ... ·, ... ... �,..... • , J•\(,_. t .;,,\ "-:,--•.,,. ·\� \ ,, ,•� ( )
'� f;' � 0�' � .,� � "':"°• J � \i ?.\: , i � J J ..J� kJ -")Ü»-'. ... - '\ f
,,,
,..

"'\J ,. ....;;;ı , .... �


- .,,. . .,
• • • ;;; ı..ı • .. , , ı . .
J � .:.. b.!.\ � ))
--

0" '��:.ı
'tı-.tı�
� !½� &;f'
•. , fi,}' • .......
, ı ,� \'
.r
.,, .,,�>
:�-��I (.)Ü � � ..,,
., ) � \ � • J"'. ...ı•� \

. « JL,,
., ,
�J,
. ��L\ J .,C .,

114 - ( ) ......... : Ebu Hurevre ·cR) den:


236 SAHIH-t MUSLtM

Rasulullah (S) şöyle_ buyurdu : «Yaşlı kimsenin· kalbi iki şeyi sev­
mekde daima gençtir: Uzun hayat temennisi ve mal sevgisi!,.

_ 115 - (1047) Enes (R) şöyle dedi :


/
_,. Rasulullah (S) buyurdu ki: «Adem oğlu ihtiyarlayıb çöker fakat
kendinden iki şey gençleşir·: Mal üzerine hırs, -0mür üzerine hırs!» «/·.
( ) ......... :· Ebu Katade, Enes'in: Peygamber şöyl� buyurdu de-
diğini yukarıki hadis gibi �ahdis etmiştir.
( ) ......... : Ebu Katade, Enes ibn Malik'den, o da Peygamber'den,
yukarıdaki hadis tarzında tahdis etmişdir.

40. Bu iki 'huy asla kır;lmaz. Çünkü insan, Allah Teala'nın: •lnsana _ (ihtiraslı sevgi) ıehe-6ô.t
sevgisi· ziynetlendirildi• <Alu İmran: 14> buyurduğu gibi şehvetleri sevmek üzerine cibil­
lenmiştir. Şehvete ise ancak mal ve ömür ilt; nail olunur.
K!TABU'z-ZEKAT 237

(39) «ADEM OOLUNUN İKİ vADıst


OLSA; 'BİR ÜÇÜNCÜSÜNÜ DE
İSTER• BABI

116 - (1048) · ......... : Enes (R) şöyle dedi :


Rasfılu�lah (S) buyurdu ki: «.Adem oğlunun iki vadi dolusu malı
olsa, üçüncü vadiyi de ister. .Adem oğlunun iç boşluğunu (ihtiraslı gön­
lünü) topraktan başka bir şey doldurmaz. Şukadar ki (ihtirasdan) tevbe
eden kişinin tevbesini Allah, kabul eder».
( ) .... . .... : Enes ibn Malik dedi ki : Rasfılullah'dan işittim (in­
dirilen· bir vahiy mi yoksa kendisinin söylediği bir söz mü? bilmiyorum)
şöyle buyurdu... Bu haais de Ebu Avane'nin yukardaki hadisi gibidir�

· 117 - ( ) ......... : Enes ibn Malik (R) den:


Rasulullah (S) şöyle buyurmuştur : «Adem oğlunun bir vadi dolusu
altunu olsa, kendisinin diğer bir :vadisi daha olmasını ister. Onun ağzını
asla topraktan başka bir şey dolduramaz. Allah (kötü ihtirasdan) tevbe
eden kimsenin tevbesini de kabul eder».

� ,!� Z. �� l::·�: �� . �\ � � �Jj;.J "''-:'? 2J. 1;j.j (/IPJ (,-ı,)-, ,A


�,,.1 ,, �--� ı\J , .. ,_ • .,, ,, �., '".. ""·•,,_ • ... 'ı !, r, .. ,.;_;,.-,r. . .,, .·,
\...:-


..,

'"' ., » w�
- · ,.� r; �·..."' � '-'�- ,,,��. '-'. �·--"'... u �.. ,u.� '--" "' ·'-'". . 6.J: ,,,,.c.1
.

118 - (1049) ...... : . . : İbn Cureyc dedi ki :


Ata'dan işittim şöyle diyordu : İbn Abbas'dan işittim şöyle diyordu:
Rasfılullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu :
«Adem oğluna bir vadi dolusu mal olsa, onun bir mislinin daha ken­
disinin olmasını muhakkak arzu ederdi. A.dem oğlunun nefsini topraktan
238 SAHIH-t MUSLİM

başkası doldurmaz. Allah (ihtirastan) tevbe eden kimsenin. tevbesini ka­


bul eder» 41•
İbn Abbas : Bunu:n :Kur'an nev'inden bir
· · vahiy mi, yoksa değil mi?
bilmiyorum demiştir.
Zuheyr kendi rivayetinde İbn Abbas'ı zikretmeksizin-: Bunun Kur'an
nev'inden bir vahiy ol:ub olmadığını bilmiyorl;Iİn, demiştir.

119 - (1050) : Ebu'l-Esved dedi ki:


Ebu Musa'l-Eş'ar� Basra ahalisinin hafızlarına haberci gönderdi. Mu­
teakiben huzutuna Kur'an'ı iyice okumuş olan üç yüz hafız kişi girdi. Eb�
Musa onlara: Sizler Basra �halisinin hayırlıları ve okuyucu hafızlansı­
nız. Kur'an'ı (dai�a) tilavet ediniz. Üzerinize sakın müddet uzamasın!
Sonra sizden evvelki milletlerin kalblerinin katılaşması gibi sizin de kalb­
leriniz katılaşır. Bizler uzunlukda ve şiddetde Berae Suresine benzet­
mekte olduğumuz bir sure okuyorduk. Derken o sure bize unutturuldu.
Şukadar var ki ben ondan şunları ezberimde tuttum = «Adem oğlunun
iki vadi dolusu malı olsa muhakkak üçüncü bir vadinin daha malına ek­
lenmesini ister." .Adem oğlunun iç boşluğunu topraktan başka şey doldur­
maz>. Ve yine bizler Subhane, Sebbeha, Yüsebbihu, Sebbih... diye baş-

41.' Bu hadis rivayet tarikleri ençok olan hadislerdendir.. İslim Dini meşrii yollardan mal
ve servet kazanmayı, ihtiyaç ve ·kara günler için mal biriktirmeyi men' etmemiş, billkis
teşvik etmi§tir. Zenginliğin de fakirliğin de kişinin hal ve hareketine ,ıöre iyi ve fena
cihetleri vardır. Zenginliğin kötülenen çeşidi, zenginliğindeki Allah ve kul haklarını yerine
getirrniyerek - bu hadislerde tasvir buyurulduğu gibi- İhtiras derecesinde insanlık fazi­
letine engel olan nev'idir. Bu hadislerde mal ve servete köle gibi bağlanan, hayır ve
içtimai yardımlaşmadan uzakİaşan ihtiraslı kişin� ruh hali en peliğ bir uslub ile tasv-ir
edilmiştir.
XtTABU'z-ZIKAT 239

layan stirelerden birine benzetir olduğumuz. başka bir süre daha okur­
duk. Bize o sure de unutturuldu. Şukadar var ki, ben o sureden şunları
iyice ezberimde tuttum :
«Ey iyman edenler! Yapmıyacağmız şeyleri niçin söylersiniz! Sonra
boyunlanmza bir şehadet olarak yazılır da kıyamet gününde onlardan
sorumlu tutulursunuz» 42•

(40) «ZENGİNLİK MAL ÇOKLUĞUNDAN DEÖİLDiB• BABI

120 - (10.51) . . . . . . . . . .. Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:

Rasulullah (S) buyurdu ki·: «Zenginlik mal çokluğundan değildir.


Fakat hakiki zenginlik gönül ve nefis" zenginliğindendir» a.

42. Eb11 Musa'run bu sözleri a.,-m-i a.hi,-e de tesbit ve iki defa Cibril ile Peypmber arasın­
da mukabele edilerek en muhkem S'Orette son �klini almıı, yazıya ve. hlfızaya böylece
nalqıedilmiş bulunan Kur'Anın mahfO.ziyetine bir ıüphe ıetirmez. Bu kabil unutturul­
ma vakıaları şayet vikı ise, daha evvelki yıllarda bizzat Allah'm i1'hi tasarrufu ile
olabilmiıür. Ebd M'llsa'nın sözü burada Kur'anı iyi ezberleyin ve okumasından asla
ayrılmayın, gibi bir belli teıbihi ihtivl eder. O Jlk asırda yalnız bir şehirde Kur'i.nı
iyi ezberlemiş ü, ı,üz hafızın mevcOdiyeti Kur'ln'm mahfdziyetine ne derece önem ve­
rildiğinin en güzel bir ıahididir. Hadisin ıon fıkrasında Ebd MQsa tarafından Kur'i.n'dan
olduiu zannedilen kısım da Kur'an'dan delildir. Ancak Kur'an'ın ma'nlsına uyıun ola­
rak Peypmber tarafından ifade edilmiı bir sözdür. Bu sözün baş tarafı Saff Sdresinin
ikinci Ayetine lafzan da uymaktadır okadar (M(ltercim).
4.3. Makbul olan zenıtnlik, nefıin .zenginliji, tok:luju ve hırsının azlığıdır. Çojaltmaya ha­
rislilde beraber olan mal çokluğu değildir. Çünkü çoğaltmaya Wib olan kiti elinde bu­
lunanla mustain! olmamıştır. Öyle ise onun için hiçbir zenginlik yokdur. Bu tip doymaz
. ruhlu ltiıiler ne kadar çok servetlere malik bulunsalar da yine mala haris olub aıll
doymak bilmez bir hırs ve aç gözlülük haletindedirler. Bu h1letteki kifi}er, bütün in­
sanlık ve hatta bütün mahlukat. için tehlikeli ve zararlıdırlar. İnsan ıeref ve haysiyetini
çok küçülten bu gibi kötü huylardan Allah'a sığınır ve bizi korumasını ancak O'ndan
niyaz eyleriz (Mütercim).
240 SAHiH-! MUSLlM

(41) AÇILACAK DÜNYA ÇİÇEKLERİNDEN (Nİ'MET VE SERVEt


BOLLUKLARINDAN) KORKU DUYMA BABI

121 -.. (1052) ......... : Ebu Said Hudri (R) dedi ki:
Rasulullah (S) ayağa kalktı ve insanlara bir hutbe irad edib : cHayır
vallahi! Ey insanlar! Ben sizin üzerinize ancak Allah'ın sizlere çıkaracağı
dünya çiçekleri, dünya ni'metlerinden korkuyorum» buyurdu. Bunun
üzerine bir kimse:
- Ya Rasulallah! Hiç hayır, şer getirir mi? diye sordu. Rasulullah
(S) bir müddet. sükut etti. Sonra sual sorana :
- Nasıl demiştin? dedi. O da : ·
- Y� Rasulallah! Hiç hayır, şer getirir mi? diye sordum, dedi. Bu-
nun üzerine Rasulullah:
- Hakiki hayır, hayırdan başka bir şey getirmez. Ama mal hep _ha­
yır mı olur? ·(Bakınız!) Baharın bitireceği her şey (otların hepsi) ifrat
derecede yenilib karnı tamamiyle doldurmaktan dolayı öldürür yahut da
helake yaklaştırır. Lakin, yeşil· ot yiyen böyle değildir. Yeşil otu otluyan
hayvan, ölüm tehlikesinden masundur. Bu hayvan o yeşil otu yer, niha­
yet iki böğrü şişince bahar güneşini karşılar. Kolayca gübresini yahut
�drarını çıkarır. Sonra geviş getirir (genişler). Sonra tekrar dönüb bol
bol ot yer.
Her kim malı haklı yoldan v�· haklarını ödeyerek alırsa kencijsi için
KtTABU'z-ZEKAT 241

o mal bereketli kılınır. Her kim de haksız olarak bir mal alırsa onun
meseli, daima yiyen, bir türlü doymıyan obur gibidir».

122 - ( ) ......... : Ebu Said Hudri (R) den:


Rasulullah ( S) :
- Sizin üzerinize en çok korktuğum şey Allah'ın size dünya çiçeği
nev'inden çıkaracağı güzel ve bol nimetlerdir buyurdu. Saha.biler :
- Dünya çiçeği nedir? ya Rasulallah! diye sordular.
- Arzın bereketleridir buyurdu.
- Ya Rasulallah! Hiç hayır olan şey, şer getirir mi? dediler.
- Hayır, hayırdan başka bir şey getirmez. Hayır, hayırdan başka
bir şey getirmez. Hayır, hayırdan başka bir şey getirmez. Ama şüphesiz
ki baharın bitirdiği her şey, (ifrat derecede yenilib karnı temamiyle dol-
durmakdan dolayı) öldürür yahut da ölüme yaklaştırır. Ancak yeşil ot
yiyen hayvan böyle değildir. Çünkü o hayvan bu yeşil otu yer nihayet
iki yanı şişince bahar güneşini karşılar. Sonra geviş getirir. İdrarını ve
gübresini çıkarır. Sonra döner yine otlar. İşte bu dünya malı da yeşil ve
tath bir şeydir. (Yani yeşil ve tatlı ot gibi çekicidir). Her kim bunu haklı
sebeple alır ve haklı yere koyar (harcar) sa, o ne güzel bir yaşama me­
taı dır. Her kim de onu haksız sebeple alırsa o kimse, daima yiyen ve

. .'
bir türlü doymıyan obur kişi gibidir».
.
ıı,, �\..:,
'. l.f,:-.»
!1$,, .... ,,... _ .ıf',,. ...r:�ı·•ı"·,,,.r
,.... ,,.\� ./,} "1_
v:';
...-\r. .... .,. \ ;->
\r'"

� �;. · '-'_ �'-.... (J"'
.,,., • :..
.AP ()
_,..,
. '• - \ l l

:· J� � .) :J:ı ;-::: '-'.,:; '}�;:. ,lk; ::i ''i; ;::� J_\;. �)�� ::,; ' �:-<ı.3_\ .;_ ��:;
, _,. ,e ,. - ,.

F: 16
242 SAHIH-t MUSLİM

123 - ( ) ......... : Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi·:


Rasfi.lullah (S) minberin üzerine oturdu. Biz de kendisinin etrafında
oturduk. Rasfi.lullah :
- Benden sonra dünya çiçeğinden ve dünya ziynetlerinden önünüze
açılacak nice ni'metler, sizin için korktuğum muhakkak olan şeylerden­
dir, buyurdu. Bunun üzerine bir kimse :
- Hiç hayır olan şey, şer getirir mi? Ya Rasulallah! (ki korkuyor­
sunuz) diye sordu. Ra�ulullah buna cevab vermeyib bir müddet sustu. O
sorana sahibiler tarafından : Sen kim oluyorsun ki Rasfi.lullah'a sual
soruyorsun, halbuki o sana cevab bile vermiyor? denildi. O sırada biz
Rasulullah'a vahiy geliyor olduğunu anladık. Muteakiben Rasulullah
açıldı ve akıtmakta olduğu bol teri anlından sildi ve :
- Muhakkak bu �oran, buyurub (sual soran kimseyi över bir eda
ile) şöyle devam etti: Şu muhakkak ki bayır, şer getirmez. Ve şu da mu­
hakkak ki baharın bitireceği otlardan (zehirli) bir kısmı vardır ki o,
(yiyeni) öldürür, yahut ölüme yaklaştırır. Lakin yeşil ot yiyen müstes­
nadır. Çünkü bu hayvan yeşil otu yer, nihayet iki yanı şiştiği zaman ba­
har güneşfnin aynını karşılar. Kolayca tersler, işer, yine bol bol otlar.
İşte bu dünya malı da yeşil ot gibi cazib ve tatlı bir şeydir. Bu ni'met­
den, miskine, yetime ve yol oğluna verib tasadduk eden musliman ne
hayırlı kişidir. (Yahut da Rasulullah'ın:) Şu da muhakkak ki haksız, ha­
ram mal tutub toplayan haris kimse dalına yiyen bir türlü doymıyan
obur gibidir. Kıyamet gününde bu mal kendi sahibinin cimriliğin� şeha­
det edecektir> buyurdugu gibi 44•

44. Bu hadis beliğ birkaç temsil ihtiva etmektedir. Bunlardan biri, «size açılacak dünya
çiçeği..,> fıkrasıdır. Bununla ben aranızdan ebediyyet alemine gittikden sonra Kayser'-
KtTABt.rz-ZEKAT 243
. JIJ u.u;Jı � -'-
_r-4, . . ( � �)

( 42) İSTEMEYİB AFİF KALMANIN VE SABRETMENiN


FAZİLETİ BABI

124 - (1053) ., ....... : Ebu Said Hudri (R) den, (şöyle demiştir):
Ensar'dan birtakım insanlar Rasulullah (S) dan atiyye istemişlerdi.
Rasulullah da bunlara vermişti. Sonra bunlar yine istediler. Rasulullah
yine verdi. Nihayet yanındaki mal tükenince: «Sadaka malından yanım­
da hiçbir şey kalmadı. Sizden kat'iyyen bir şey de saklamadım. Her kim
istemekte:q sakınmak isterse Allah o kimseyi afif kılar. Her kim de halk­
dan· istiğna ederse onu da Allah .ğani kılar. Kim sabr ederse Allah ona
sabır ihsan eder. Kimseye sabırdan daha hayırlı ve sabırdan daha geniş
hiçbir ihsan verilmemiştir• 45•
( ) ......... : Ma'mer de Zühri'den bu isnad ile ayni tarzda haber
v,,ermiştir.
lerin ve Kisra'ların ziynetlerini elinize geçirdiğiniz zaman bu dünya nimetlerinin, sizleri
değiştirmesinden, lüks hayat sefahatlerine d�ürmesinden endişe ediyorum... denmek
istenmiştir.
•Haııır, haı,ı,-dan başka biT şey getirm�z• vecizesi de iki temsil ile açıklanmıştır:
Baharın yetiştirdiği otlar ayni yağmurun eseri oldukları halde bunların· bir kımu zehir­
lidir, öldürücüdür, bir kısmı da temizdir, faydalıdır. Zehirli otu yiyen hayvanın kamı
şişer çetin ağrılar içinde ya ça'buk ölür veya yavaş yavaş ölfune sürüklenir. Fakat yeşil
çayır otu yiyen hayvanlar böyle tehlikeli bir sonuca düşmezler.
Bu iki temsilden birincisi ile haksız kazançların zehirli oilar gibi öldürücü olduğu,
fakirlerden men' edilerek israfla harcanan servetlerin, sahihlerinin ahiret hayatını zeMr
edeceği bildirilmiştir. Bu temsillerden ikincisi olan •yeşil çayır otu yiyen hayvan ölüm
tehlikesinden masdndur• fıkrası ile de halel yollardan kazanılan ve hala! yerlere sarf
edilen zekat ve sadakası verilen servetler yeşil otlara benzetilib .sahibinin dünya ve ahi­
ret saAdetlerinin sebebi olacağı ifade edilmiştir.
'5. Hadis zanlret halinde istemenin cevazı ile birlikte, istemeyib de Allah'ın bir tarafdan
bir geçim kapısı açmasına kadar sabretmenin daha faziletli olduğunu ifade ediyor. Ge­
çim darlığına sabır ve mukavemet etmenin en mühim bir ahlak temeli olduğu açıktır.
Peygamber'in, yanında bir şey kalmayıncaya kadar fakirlere ihsanı da, 1:ieşeriyyete en
yüksek bir cömertlik ve fazilet örneiidir.
244 SAH!H-1 MUSLİM

;,.lJııJ ..;t.CJ, J --:-'- ( t r)

� ;1..::. � ��j\ ��J\ � ;\ (jj;. • �-� J.\ � _t;


, ,
J\ �� (\·ot)- \ To
� ,
--

J;; §. �' � � , �, �:," ;l� �,:; < �-? �, �J) �p '-!..� · �;_, �,
.• !(.-T k, ,.;ı, ·�.,. ijıif'J;�J . /.i;; 2:i :ı; • J� • �I J;.J �i ! �t.iı �'
(43) İHTİYACA KAFi GELİB BUNDAN ARTIK VE EKSİK
OLMAYAN ŞEY İLE KANAATKARLIK HAKKINDA BA.B

125 - (1054) .. .. .... . : Abdullah ibn Amr ibn As (R) dan, (şöyle
demiştir) : Rasulullah (S) buyurdu ki : «Musliman olan; ihtiyacına tıpa­
tıp denk gelecek bir rızık verilen ve Allah Teala'nın ihsan ettiği şeylerle
kanaatkar kıldığı kimse muhakkak felah bulmuştur•.

126 - (1055) ......... : Ebu Hureyre (R) dedi ki:


Rastüullah (S) şöyle dua etti:
«ALLAHUMME'RZUK ALE MUHAMMEDİN KOTEN Ya Allah!
Muhammed ailesine geçinecek kadar nzık ihsan buyur!» "

46. Bu hadWerde Peygaınber'in aile mal§etinde hayatını devam edecek derecede aa,ari haddi
hedef edindiği görülüyor. H&ll büyük bir kısmı aç olan muzdarib insanlığın ızdırabları,
bugünkü dünya zenıinlerinin, ulu Peygamberin şahsında örnek olduju bu hedefe yö­
nelmeleri nisbetinde azalacaktır. O büyük Peyp.mber'in hayatı, bunca imkAnlara raj­
men çok sAde idi. Döıeii, içi hurma lifi i le dolu bir sahtiyandı. Peypmber'in bu çok side
hayatını dile aetiren hadtıler bir hayli fazladır.

� .,... , �,J,...JJ � Jl( .lıJ >


: AUcıh'ın elçisirn:le ıizi.n için en c,ü.ıel bir ha.yat örneği vcırdır- (el-Ahdb: 21). lıte bu
yüksek hayata yaklqıldılı nisbette bütün beşeriyetin müıterek ızdırabları ve dertleri
azalacaktır.
Dünya yüzilndeki bitmez tükenmez harplerin, ıeflletlerin, huzursuzlukların bqlıca
sebeplerinden biri, her <;.emiyyette veya bazı cemiyetlerde, çok lüks ve isrUlar içinde
yqıyan mahdtid zümrelerin mevctl.du yanında, öbür tarafda her türlü h::ıslnl ve medent
imkAnlardan mahrtlm aç, çıplak ve sefil bir hayatla mücadele eden mU11onla.n,ı mevcO­
diyetidir. IJu büı,ük insani dertlerin 11egc:ine çareli ise l•lcim'ın öğrettiği ve Hı. Muh4m­
med'in. tatbik ederek öm-ek olduğu ilahi emirlere ve tavıiı,elen QÖ're ı,üniı,üb va,a­
maktır (Mütercim).
ıdTABU'z... DXAT 24&

.
(44) ÇİRKİN VE KABA BİR SWETTE İSTİYENE
ATIYYE VERMEK BABI

1'27 - (1056) . . .. .... . Umeru'bnu'l-Hattab (R)· şöyle dedi :


Rasulullah (S) bir taksim yapmışti. Ben: Allah'a yemin ederim ki
ya Rasulallah ! Bu mal verdiğin kimselerde� başkası o mala bunlardan
daha haklıdır, dedim. cBunlann, benden çirkin. bir surette istemeleri ve
beni cimriliğe nisbet etmeleri, benim onlan ihtiyar etmeme sebeb oldu
(yani beni böyle harekete mecbur. ettiler). Çünkü ben bir bahıl değilim»
buyurdu.
246

128 - (10�7) ....... .. : Enes ibn Malik (R) şöyle dedi :


Ben Rasulullah (S) ın maiyyetinde yürüyordum. Üzerinde Necran
dokumalarından kalın kenarlı bir rida (kaftan) vardı. Derken bir Bedevi
kendisine yetişib sert bir şekilde Peygamber'in ridasından çekti. Ben
Rasulullah'ın boynunun yüzeyine baktım ki bu şiddetli çekmeden dolayı
ridamn kenarı orada iz bırakmış halde idi. Bu çekişi müteakib Bedevi
Rasulullah'a :
- Ya Muhammed! Yanında bulunan Allah malından bana bir şey
verilmesini emret, dedi. Rasulullah, Bedevi'den tarafa döndü ve güldü.
Sonra ona atiyye verilmesini emretti.
( ) ......... : Buradaki üç tarik ravileri de Enes İbn Malik'den, o
d� Peygamber'den bu hadisi riva�t ettiler. Bunlardan İkrimetu'briu
Ammar'ın hadisinde : Sonra Peygamber'i kendine doğru sert bir şekilde
çekti. Allah'ın Peygamber'i Bedevi'nin göğsüne doğru döndü, ziyadesi
vardır.
Hammam'ın hadisinde ise : Bedevi, Peygamber'i okadar sert bir şe­
kilde çekti ki bürdesi yırtıldı ve hatta bürdenin bir kenen Rasulullah'ın
boynunda (asılı) kaldı, _ ziyadesi vardır_.

-
129 - (1058) ......... : Misveru'bnu Mahreme (R) şöyle demiştir:-
Rasulullah -(S) sahabilere bir takım kaftanlar dağıtmıştı da bunlar­
dan babam �ahreme'ye bir şey vermemişti. Mahreme bana:
- Ey oğulcuğum! Haydi beraber Rasulullah'a gidelim, dedi. Babamla
beraber gittim. O bana:
- Eve gir ve Rasulullah'ı bana çağır, dedi. Ben Peygamber'i baba­
ma da'vet ettim. Rasulullah omuzlarında bunlardan bir kaftan bulundu­
ğu halde babamın yamna çıktı ve:
_:. Bunu senin için sakladım, buyurdu.
Misver der ki : Babam kaftana (sevinerek) baktı. Rasulullah da :
- Artık Mahreme razı oldu mu? buyurdu.
KITABU'z•ZEKAT

130 - ( ) ......... : Misveru'bnu Mahreme (R) dedi ki:

Peygamber'e bir takım kaftanlar gelmişti.--Babam Mahreme bana:


- Haydi beraber Rasulullah'a ·gidelim. Rasulullah'ın bunlardan bir
tane de bana vermesi muhtemildir, dedi. Nihayet babam Peygamber'in
kapısı önünde durub tekellüm etti. Peygamber de babamın sesini ta�dı.
Akabinde bir kaftanla birlikte dışarı çıktı. Kaftanın güzelliklerini ona
gösterirken: «Bunu senin için sakladım, bunu senin için sakladım» bu­
yuruyordu.
248 SAH!H-1 MUSLlM

131 - (150) · ......... : Sa'du'bnu Ehi Vakkas (R) şöyle dedi:


Rasuhıllah (S) - Muellefetu'I .. Kuliibdan - bir takım kimselere dün­
yalık verdi. Ben de onların arasında oturuyordum. Derken Rasfilullah
içlerinden en ziyade beğendiğim birip.i bıraktı ve ona bir şey vermedi.
Bunun üzerine ben Rasulullah'ın yanına varıb kendisine fısıltı ile:
- Ya Rasıllallah! Fulanı niçin bıraktın? Vallahi ben onu bir mu'min
biliyorum, dedim. Rasulullah bana :
- Öyle deme, muslim de! Buyurdu. Az bir müddet sustum. Sonra
o kimse hakkındaki bilgim bana galebe etti (ve dayanamayıb) yine sö­
zümü tekrar ederek :
- Ya Rasulallah! Fulanı niçin mahrum bıraktın? Vallah'i beh onu
bir mu'min biliyorum, dedim. Rasulullah yine :
- Öyle deme, muslim de! buyurdu: Ben yine az bir zaman sustum.
Sonra o zat hakkındaki duygum bana galebe etti. Sözümü tekrar ederek:
- Ya Rasulallah! Fulanı niçin bıraktın? Vallahi ben onu bir mu'-
min görüyorum dedim. Rasulullah :
- Öyle deme, «bir 'muslim» de! buyurd1;1 ve şöyle ilave etti : «(Bazı
defa) ben daha çok sevdiğim kimse varken (onu bırakırım da) başka bi­
risine dünyalık veririm. (Bu tercihimin sebebi) Allah'ın bu kimseyi (mal
hırsı ile) yüzü koyu cehenneme atması endişesidir».
Ravilerden Hulvani'nin hadisinde: Bu söz iki defa tekrar edilmiştir.
( ) ........ .- : Buradaki üç tarik ravileri hep beraber Zuhri'den bu
isnad ile, Salih'in Zuhri'den gelen (yukarıki) hadisi tarzında rivayet et­
mişlerdir.
249

( ) ......... : Burada Muhammedu'bnu Sa'd bu hadisi yani zikret-


tiğimiz Zühri hadisini tahdis etmiş ve bunda şu ziyadeyi söylemiştir:
Bunun üzerine RasuluJlah, eliyle boynum ve kürek kemiğim arasına
vurdu. Sonra : «Benimle döğüşecek misin? Ey Sa'd! Ben bir adama (Al­
lah onu yüzü koyun ateşe atmasın. diye başkasını daha ziyade sevdiğim
halde) mal veririm• buy�rdu 47•
;�! tJ} u' �ı ('>'-,.Jı' ,.J' (V:.JV;;,j>• ,lb? ":'"� (!,)
--
�; ��\. �j-��\�� l;��i. �\�� �;�;_(f� (,•·o,)- \tt
....... ,:.\
,� ...ı...�, �
...u ı\i\ •... ►,
,. .......
.,�,
,.,. .,. •., • .,..
l)l; !l....a.i\/\ �� Ltı 1 �\ � �l,. �
- .. tı;;ı .. ,. •
:.r,.,.,\ � ;.►,ı :-�\;: il ,:j.
. .... ...41w,. · - yı,: ,_., -� :.,,., , .... · ...... ...., ... ... ,
'_1/.:ı � ... • u�:,, ·0� . ; �� � � u .. J�k;. ılı\ l. �JI�� �ly\ ::,� �_?;
- ,,,,.
ı.v,
.,., } -

,..,.l,..,. • ı •...., 6'• ,. ,. .,. �" . ,,, } t ',. ..\ \ J ,. .,. ,ı:,
,-J

• • r-,_r : w-:
1 •
,,,

r- iv_J ·�:} ��� . � ... .,-)... �ı � : 1_,JlAi


ıll
}
J .,. .,. }
l • ı, ',,. , ,,.

., --- i' \ ·,,, J\ 't'._• lı ' ı ,r , _.. _.. '' ,,,,. � ,., _.. �- .,,,., _.. ,,,,,.
• .J�J ·-:
J/1.AJ
..J

....ı , � er) . r:....JI v� ' � � .J- ., �� ; �.>..:ıt.; .= f


-- .,.. .... f• .,..
� •-: •
\ Jl;
·""' .üı� -
A
r-r •. . � 4,) �\A � �

. ,ı.:. �� 1 , i ,. .,. •t'�


� ,,
, . . ·r'\._-.� ��ı: ��� l . » J',t:i;. . �
,�.ı Jt4, (l � J..,,

• ,, • ,
► .• , ' .,. ı .J,..., ,:>;
. 1 \-1,.,. ., J;, ::,,.!' ��' �
ı..J ..,-)
... ..,,. , ı .J ,,,, � .... l i "'• , , , � , .., ., l ,, .... i , • '• ,,>
:\__,\l;, ;,_-:J:.:.\ '-���:;._ l�� -:,.� ı l�\ _, . \��:.. ı ..,ı .., ;;: "i ! �\ J _, -� l�,
,
l:�I; _,.,1 \�I: }�i'>'\ �\ •.�
' ,,,,.
\ .,.. .,
� ,
• I•
• ,
....ıl\� •
�}' l)�� UJ-J
.. , •
lıı.,
ı ,, ,. , J' ... ! . _,...\ . , ' ... f . ıı ,,,.
•�,j_•
..ı
' • , · .,• ...
, ,.
ı:2.4 1 \:.'.J:-)'
, ·:..---- •
\ :.ı.. , - .,. .,. l"
.J''..J
"' • >
,-
-�..:�
ı.>
•, ,
:-2"�·;:J.J--
1

1 •
1 , \ ,. ••
.1 ,ı .,. .u) ..J .c ..J_
('"
ı;
uı.,... .•... ·.,\--;J..J•D ,A,� -
i .,.! ı
',,, .:.,
.J.., ·./-: ...........
c

..,..r>: , v \\-�İl}
.J' > :.... v' · . "-'"A�� .., .,..�l l:· 1 . jı"
(T",.; .J
�---�� ,,!
,· u-!. �> ,�,
,�.).. ��" , .\
..,,. .,,. ' .,, ,,,. ... .,,.
... ...
:. ı .,-, ·; \. J·
!��\""' ' - .,. : > \.J'ı\.tn'< ,. . l:li� �;..
·. �- ıJ� .J:�-•:.� _,-�. t
ı• �
• .- �... ıJ-; .J�' Li,.:�- l-•. � ı :,,· ,.� ��� ı�ı ,. - · c· ıı J,I
....
..._ ._ ! �
J j \;'. 'J ..,��:,�\ \�-l� :;� 1//�, ;�:� ;:/i �J�f:: ·İC_:1;' J� . l:��� �
# • ., , ) • ..;i

l)

,-. .,. ,,,. \.J11-


• .,P..4 :- : \9 • (( if· •.J�
el

47. Vakıdi'nin Ma.gazide tasrih ettiğine göre bu mahrum edilen zat Cuaylu'bnu &uraka
ed-Damı;-i (R) dır. Sa'dın hüsnü şahadetde bukadar israr etmesi bundan ileri geliyor.
Sa'dın «mu'min• demesini, Peygamber'in mükerreren «muslim de!• diye tashih ve ihtar
buyurması, iymanın hatmi ve vicdani bir ğayb işi olub Allah'dan başkasının bilemiye:
ceğini ve zahiri hale göre •muslim• demenin daha doğru olduğunu öğretmek içindir.
HO SAHIH-1 MU8LtM

✓ ,1 ,�'. 't;t,, ,j � A j (f» J ( ... )


��.; ' • ; ·• ,. , ,., -�- •. ,. ,• ., .
• �� �� � \"� �-1 :;'.A:,,.. ��ıJ.l � �..,;.� \:t..ı.>.
. ,- �J >

.,:, J-.ı<· ��::;: ı}(;: �.,,.:; İ Jf;: J�·,;;i Vt. �:�,. ��.ll:ı
.,, ,.,, . .,- ,,,
..,, ..,. .,,. , . J�
2;l:_1. ,,cU\: t. � YJ., ;�İ: .
<jJ et ...... �}
• (.> .ı•:) \ ...ü'- U"") --"-
.,,

(46) KALPLERİ iSLAMA ALIŞTIRILANLARA ATIYYE VERİLMESİ,


iYMANI KUVVETLİ OLANLARIN İSE (ATIYYELERE KARŞI)
SABIRLI QAVRANMALARI BABI

132 - (1059) . . . .. . . . . : Enesu'bnu Malik (R) şöyle haber verdi:


Allah Teala
' Huneyn harbinde Rasulüne feyy olarak verdiklerini ver-
diği vakıt, Rasulullah da Kureyş'den bir takım kimselere yüzer deve
vermeye başladığında Ensar'dan bazı kimseler:
- Allah, Rasulü�e mağfiret eylesin! O, Kureyş'e veriyor da bizleri
bırakıyor. Halbuki kılıçlanmızdan hala Kureyşlilerin kanlan damlamak­
tadır, dediler.
Enesu'bnu Malik devamla dedi ki: Ensar'ın bu sözü Rasulullah'a
duyuruldu. Rasulullah Ensar;a haber gönderib, onları deriden bir çadır
içinde topladı. Ensar toplanınca Rasulullah yanlarına geldi ve :
- Sizin tarafınızdan söylenmiş olub bana ulaşan bu söz n�dir? En-
sar'ın söz anlıyanlan :
- Ya Rasulallah! Bizim re'y sahibi olanlarımız hiçbir şey söyleme­
mişlerdir, dediler. Yalnız yaşları küçük bazı gençlerimiz : Allah, �asu­
lune mağfiret buyursun. O, Kureyş'e ihsanda bulunuyor da bizleri bıra­
kıyor. Halbuki bizim kılınçlarımızdan hala Kureyş kanı damlıyor, de­
mişler. Bunun üzerine Rasulullah:
- Ben, Kureyş'den henüz küfre yakın bulunan bazı kimselere dün­
yalık veriyorum ve bununla onlann gönüllerini İslam'a alıştırıyorum. Bu
. insanlar, aldıkları mallarla evlerine giderlerken, siz de Allah'ın Rasulü
ile evlerinize dönmenizden ra·zı olmuyor musunuz? Allah'a yemin ederim
ki sizin Peygamber'le Medine'ye dönüb gitmeniz, onların ganimet malla­
rıyla evlerine gitmelerinden şüphesiz çok hayırlıdır, buyurdu. Bunun
üzerine Ensar :
- Ya Rasulallah! Biz seninle Medine'ye gitmeyi tercih ederiz. Biz-
ler buna çoktan· razı olmuşuzdur, dediler. Rasfilullah :
- Emin olunuz ki benden sonra yakın bir zamanda başkalarının' siz­
lere üstün tutulmasına şahid olacaksınız. Sizler, Allah'a ve Rasulüne ka­
vuşuncaya kadar sabr ediniz. Ben havz başrnda olacağım, buyurdu. En-:
sar hep beraber:
- Sabırlı olacağız, dediler.
K!TABU'z-ZEKAT

( ) ......... : Buradaki raviler de, Enes ibn Malik'in.: Allah, Ra­


sfılune Hevazin mallarından fey' olarak verdiklerini verdiği zaman... di­
yerek hadisin tamamını yukarıdaki hadis tarzında tahdis ettiğini rivayet
etmişlerdir. Ancak bunda Enes: Biz sabır etmedik, demiştir. Yine Enes:
«Amma yaşları genç olan bir takım insanlara gelince» sözünü de söyle­
miştir.
( ) ......... : Buradaki raviler de Enes ibn Malik'in bu hadisini
(132 rakamiyle) geçen Yunus'un Zuhri'den gelen rivayeti tarzında sevk
ettiler. Ancak bu ravi : Enes, Ensar'ın « biz sabr ederiz•· dediklerini söy­
ledi, demiştir.

133 - ( ) ......... : Enesu'bnu Malik (R) şöyle dedi·

Rasulullah (S) yalnız Ensar'ı toplay�b:


- İçinizde sizden başka bir kimse var rriı? diye sordu. Ensar :
I

- Hayır, pir kız kardeşimizin oğlundan başka kimse yokdur, dedi-


ler. Rasulullah:
.
- Muhakkak ki bir kavmin kız kardeşlerinin oğlu kendilerindendir,
buyurdu ve şöyle devam etti: Şüphesiz ki Kureyş, cahiliyet devrine ya­
kındır ve musibetten henüz çıkmıştır. İstedim ki onların bu bozuk vazi­
yetlerini düzelteyim ve bu suretle onları İslam'a ısındırayım. Siz, insan­
lar aldıkları dünya mallarıyla dönüb giderlerken, sizin Allah'ın Rasulü
ile birlikte evlerinize dönüb gitmekten memnun olmaz mısınız? İnsanlar
geniş bir vadiye girseler, Ensar ise dar bir dağ yoluna girseler, ben mu­
hakkak Ensar'ın dar yolunda giderdim, buyurdu.
252 SAHlH-t MUSLlM

134 - ( ) : Enesu'bnu Malik (R) şöyle dedi:

Mekke feth oluIJ.ub, Rasfılullah ganimetleri Kureyş içinde bazı kim­


selere taksim edince Ensar (dan küçük bir zümr�) :
- Kılıçlarımızdan Kureyş kanı damlarken kazandığımız ganimetle­
riınizin Kureyş ileri gelenlerine verilmesi hiç şüphesiz şaşılacak şeydir,
dediler. Bu söz Rasfılullah'a ulaşınca onları topladı ve:
- Sizden bana ulaşan söz nedir? diye sordu. Ensar da yalan söyle­
mez olduklarından :
- Evet, size erişen bu sözleri biz söyledik dediler. Rasfılullah:
- İnsanlar, aldıkları dünya mallarıyla evlerine dönüb giderlerken
siz de Allah'ın Rasfılü ile birlikde evlerinize gitmeye razı olmaz mısınız?
İnsanlar bir vadiye yahut bir dağ yoluna girseler, Ensar da bir vadiye
yahut bir dağ yoluna girseler ben muhakkak Ensar'ın vadisine yahut En­
sar'ın gittiği dağ yoluna giderim, buyurdu.
KlTABU'z--UKAT

135 - ( ) ......... : Enes ibn Malik (R) şöyle dedi:


Huneyn günü ?lunca Hevazin ve Gatafan kabileleri bütün zürriyet­
leri ve sürüleri ile (harbe) geldiler. O gün Peygamber'in maiyyetinde on
bin kişi vardı. Bunlardan başka Mekke fethi günü esir edilmeyib de af­
vedilen (ve Musliman'lara katılan) kimseler de vardı. Baskın vuku' bu­
lunca bunların hepsi arkalarına dönüb çekildiler. Peygamber nerde ise
tek başına kaldı. O gün Peygamber aralarına başka şey karıştırmadan
Ensar'a arka arkaya iki nida yaptı. Şöyle ki: Evvela sağına dönüb:
- Ey Ensar topluluğu! diye nida etti. Ensar :
- Lebbeyk ya Rasulallah! Sevin, biz seninle beraberiz, dediler. Son-
ra Rasulullah sol tarafına dönüb :
- Ey Ensar topluluğu! diye t�krar nida etti. Ensar:
- Lebbeyk ya Rasulallah! Sevin, biz senin maiyetindeyiz, dediler.
Rasulullah bu nidalan yaparken beyaz bir katır üzerinde bulunuyordu.
Hayvandan indi ve :
- Ben Allah'bı Kulu ve Basfiluyum, dedi. Muteakiben müşrikler
bozguna uğradılar. Rasu.lullah pekçok ganimetler ele geçirdi. Bilahare bu
ganimetleri Muhacirlerle, Mekke'lilerden kendisine katılanlar arasında
taksim etti. Bu ganimetlerden Ensar'a bir şey vermedi. Bu yüzden En­
sar (ın bir kısmı) :
- Çetinlik ve harb olduğu zaman bizler çağrılıyoruz. Halbuki gani.­
metler bizden başkalarına veriliyor! dediler. Bu söz de Rasulullah'a ulaş­
tı. Bunun· üzerine Rasulullah onları bir çadır içinde toplayıb :
254 SAHİH•İ MUSL1M

- Ey Ensar topluluğu! Sizden bana ulaşan o söz nedir1 dedi. Mu­


hatablar sükut ettiler. Rasulullah:
- Ey Ensar topluluğu! İnsanlar dünya malını alıb giderlerken sizler
Muhammed'i aranıza alıb evlerinize götürmenizden razi olmaz mısınız?
buyurdu. Ensar:
- Evet, ya Rasulallah! Razı olduk, dediler. Rasulullah devamla:
- İnsanlar bir vadiye girseler, Ensar da bir dağ yoluna girse, ben
muhakkak Ensar'ın yolunu tutarım, buyurdu.
Ravi Hişam dedi ki : Ben E:pes'e künyesi ile hitab ederek : Ya Eba
Hamza! Sen bu hadisede hazır bulundun mu? diye sordum. Bu hadiseden
nereye gayıb olabilirim ki? diye cevab verdi.

136 - ( ) ......... : Enesu'bnu Malik (R) şöyle dedi:


Mekke'ye feth ettik. Sonra bizler Huneyn'de harp yaptık. Müşrikleri
gördüm ki onlar en güzel safflar halinde gelmişler : Evvela suvariler saff
yapılmış, sonra piyade muhiribler saff yapılmış. Sonra bunların arka­
sından kadınlar saff yapılmış. Sonra davar sürüleri saff yapılmış. Daha
sonra da deve sürüleri saff saff dizilmişti. Biz ise altı bine baliğ olmuş,
kalabalık bir insan yığını halinde idik. Yolun sağ tarafını tutan suvarile­
rimizin başında Halidu'bnu'l-Velid vardı. (Sol tarafını tutan suvarileri­
mizin başında da Zubeyr bulunuyordu). Derken suvarilerimiz arka tara-
KtTABU•z-ZEKAT.

fımızda atlarım kıvırmaya döndürmeye başladılar. Çok geçmeden suva­


rilerimiz açılıverdiler (yani münhezim oldular). Bedeviler ve tanıdığımız
insanlar kaçtılar. Rasfılullah (S) :
- Yetişin ey Muhacirler! Yetişin ey Muhacirler! diye nida etti. Son­
ra da:
- Yetişin ey Ensar! Yetişin ey Ensar! diye nida eyledi.
Enes der ki : Bu bir cemaatin (yahut amucalann) bana tahdis ettik­
leri hadisdir 48• Biz :
- Lebbeyk ya Rasfılallah, dedik. Rasfılullah ileri geçti. Allah'a ye­
min ederim ki, biz onların yanına gelir gelmez Allah onları hezimete uğ­
rattı. Biz de böylece o muazzam malı ele geçirdik. Sonra Taif'e gittik ve
onları kırk gece muhasara ettik. Sonra Mekke'ye dönüb konakladık. Ra­
siHullah bazı kimselere yüzer deve atiyye vermeye başladı.
Ravi bundan sonra hadisin devamını, bundan evvel geçen Katade,
Ebu Teyyah ve Hişam ibn Zeyd hadisleri tarzında zikretmiştir.
-- > >
.. ,... •
'';'J..r-A � f:ı!-� .;� .ı:.;"--�ıv�
... • .,.,, � .. r::�-- ıu>-... .ı . .;� �,,,'-1.. -'.a-
�--•,.,.,
A

� -l>
-A..� ,.�-'-"� ( '.,.) - \t V

...
''-:'?

.. • ... .,. • , r ı ·� !. , t ' ... ' .,.k • .,,J':
'-'. ��.a- � \ � �\ U.J-) �> �\: Ü � ...t�> •� �) 0"' ��� ı;,. �- G. .�'
...
E • r . ... :: . , :- . :.
....
.,, � '\ .LJ�...
, i;t,. j,\İ\ 0A ..�\.. ,;:;.. �\j\ JS, l.)""\' 3 F �;�(,, ,:;'..a.,.. 3 L,:._;,, t� 3 �\�i�J

'
f..j6"'
,;J , ,.,. \ ; - J - ; • L.. - ; ,
,.
-- - •

: ,..rb....;• >• 4.1. >ı.J\o:;,'f' ...cJW


,
,,:. . � ... , �. V . ,ııı--...
... J� ,..,. � /.,. 4.1 '-"'�
J ,.... ... ....

• i.
� t.JVIJt�;�- ..\
c;.j'J . 0-,;:.,._ ��;.�
. ...
...
V . JI .• ;."L • • ..
..
�• •.f.# i .J: � ,:rJ

137 - (1060) : Rafi'ibn Hadic (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S), Ebu Sufyan ibn Harb'a, Safvanu'bnu Umeyye'ye,
Uyeynetu'bnu Hısn'a ve Akra'ubnu Habis'e, bunlardan her bir insana
yüzer deve atiyye verdi. Abbasu'bnu Mirdas'a da bundan daha az sayıda
atiyye verdi. '.Bundan ötürü Abbas ibn Mirdas şu mealdeki şiiri söyledi :
«Benim ganımedmle Ubeyd adındaki atımın payını Uyeyne ile Ak-

48. Enes buraya kadar kendi müşahedelerini anlattı. Bundan sonrasını da orada insanlar
dağıldığı için buradan aşağısını zabt edemeyib başka bir cemaatın veya amucalarının
kendisine anlattıklarını rivayet etmişe benziyor. Çünkü ııamm• kelimesi �uıniyyet ve
cemaat ma'nalarına geldiği gibi «amucaıı ma'nasına da gelmektedir <Kadi lyad ve Nevevn.
256 SAH!H-1 MUSLİM
ra'ın arasında mı kılıyorsun? (Uyeynetu'bnu) Bedr ile Habis, cemiyyet
içinde Mirdas'dan üstün sayılır deyillerdi. Halbuki ben onlardan aşağı
bir kimse değilim. Bugün her kim alçaltılırsa birdaha yükseltilmez».
Ravi der ki: Bu şiir üzere Rasulullah _ onun payını da yüz deveye
tamamladı 49•

, �J� � �:. � ;J::,; L;; Z:\-�;_, . �\ �� � �\\:.,�Jp J (-�·) - , rA


�ı:.j. �} � �� 'jf � �ı)� ¼i �t;. #,('fi-� • �' �i ! �e.iı 1�
_, ........ ,. ., . ' .
. �� ;_,� S: i;;l; :_,ı.;,�: ;\JJ. !� ��11
.
....

, ., .,

.. 'f:'::. ,,:ı. ';,,. '-!,..,.,,� . ��


.
. �-.S.:.�\• \.L� '1. ,� �iPJ (...)
.... • .... > ....
.... � .,.,, • -
G•L� . ��\ ,}�� ,.
y• .... .... ,..... .... . 'J... , .... .... "'>
�:�:b-� �" ! 1ı: ·�j. -��, ,:ı_ �,µ
• , .... .
.:;ı; �-�' � T1ı: .fJ
oiJ • .

j 4,•� �
138 - ( ) .... : .. •· : İbn Uyeyne, Said ibn Mesruk'un oğlu Umer'-
den bu isnad ile: Peygamber (S) in, Huneyn ganimetlerini taksim edib,
Ebu Sufyan ibn Harb'a yüz deve verdiğini haber vermiş ve hadisin ta­
mamını yukarıdaki hadis tarzında sevk etmiştir. Bir de: Rasulullah, Al­
kametu'bnu Ulase'ye de yüz deve verdi, ziyadesi vardır.
· ( ) ·......... : Burada da Amru'bnu Said, bu isnadla tahdis etmiş
fakat bu hadisde Alkametu'bnu Ula�e'yi, Safvanu'bnu Umeyye'yi ve yu­
karıdaki şiıri zikretmemiştir.

,;:;\i � �·� §. .,;; :; A � ��l r::-�. J;, � l:,! �iv (, .,,)- ,,.,,
��,��. (l:.;J\ "(-t � � w. �\J_,!.; �, � �j ��ı�:; ;_r-f9: ��;;
.... ,,, • .... 1 ,.... • - ,. . • .... , • ' ,

.,. .. L;:; ı,Tı,\;;_ J\ � ,. , ... (.::

r· ....
, ,. • • .... & , ,,.
'ı.r\:J\ �L,\ !..LA� �, ı)�
L. \..r.:;-- _- L ....)Cı.i'J\ ı.). \ �(j .• ,.,. J::
• • • • ' ,.
ld rt=-"'
" ... • ....
rr: �.. r .

-... , .......... -
Y") •

'r�t(
, -0\;j r � 'J\' \�, 'J� • �\ -�, ı !\�'J\ ;:.:� �-, Jli ( . �); �-,J ...�, �f'
r -.> , ı - • ••
> .... .... ',. , .,. } ,. '·<:" :-�... .... .. , .... .,, ,, •1...
« y J,hf 'J\, J� .:;ı'.J_;:,J'�1 :�) _,is:; d� >J\' _::;.--, i• �:;BJ �� .,dl
, ('

c IJ.Sj ıı<_;.\İI� ��j. lJS'jl;J"'1J.,'i-�İ •�') •fj1Gİ1 �::;i i_,!.:;:-, �I: ljfii

-49. Rasulullah'ın bu ganimetten veya İslam Devletinin hazinesinden yaptığıı bu kabil sarf..
lar, İslam cemaatinin hali hazır veya müstakbel yübek menfaatlariyle ilgili�r. En yük­
sek bir siyaset, askeri, idari, psikolojik, emniyet ve diler sebeblerle yapılıb zahiren
fazla gibi görünen bu ihsanlar yüzde yüz haklı ve tsJAm. için son derece faydalıdır. Mus­
liman topluluiunun kıyamete dek idaresi ve varlığı, zaman zaman bu gibi tasarruf ve
. yatırımlara muhtac olabilir. İşte bu ve benzeri yübek giyelerden dolayı İslam Kanunu,
devleti idare edenlere millet malından gerektijinde bu ıibi sarfiyatlarda bulunabileceklerini
tasrih etmiştir: •ve'l-Mü�llefeti kulubuhum... : Ka.lblcri lılam'a. al11tınlanlar...• fıkrası
(et-Tevbe: 80).
K1TABU'z-ZEKAT

139 - (1061) . .. . .. .. . : Abdullah ibn Zeyd (R) den, (şöyle demiş­


tir) :
Rasulullah (S), Huneyn'i feth edib ganimetleri taksim ettiğinde kalb­
leri İslam'a alıştll'ılan kimselere atiyyeler verdi. Muteakiben, Ensar'ın da
diğer insanların nail oldukları paylara nail olmak istedikleri haberi Pey­
gamber'e ulaştı. Bunun üzerine Rasulullah ayağa kalktı. Allah'a hamd u
sena ettikden sonra onlara hitab edib şöyle buyurdu :
- Ey Ensar topluluğu! Ben sizleri yolunu şaşırmış sapıklar halinde
bulub, benim delaletiınle Allah sizleri doğru yola hidaret buyurmadı mı?
Ben sizleri fakirler bulub, benim yüzümden Allah sizleri zengin kılmadı
mı? Sizler darmadağın biri birinize düşman olub benim sayemde Allah
sizleri birleştirmedi mi?
Rasulullah bu sualleri sordukca. onlar: Allah'ın ve Rasulünün ni'-
met ve minneti en büyüktür, diye karşılık veriyorlardı. Rasulullah:
- Bana cevab vermez misiniz? buyurdu. Onlar:
- �Hah ve Rasulünün ihsanı en büyüktür, dediler. Rasulullah:
- Ey Ensar! Eğer siz isteseydiniz benim bu suallerime: Şunu, şunu
söyler ve şu, şu işler oldu (yani seni kavmin yalanladı ı sen bize hicret
ettin, biz seni tasdik ettik. Kavmin seni terk etti, biz sana yardım ettik.
Kavmin seni kovdu, biz seni bağrımıza bastık. Sen yoksu.ldun, biz seni
malımıza ortak kıldık) diye cevab verebiJirdiniz.
Ravi Amr: Rasulullah'ın birçok şeyler saydığını ve kendisinin bun­
ları ezberleyemediğini söyledi. Rasulullah şöyle devam etti:
- İnsanlar aldıkları davarlarla, develerle giderlerken sizler· de Al­
lah'ın -Rasulü ile beraber yurtlarınıza dönmenizden razı olmuyor musu­
nuz? Ensar, iç çamaşırları (yani samimi ve içten dostlar) dır. Diğer in­
sanlar ise dış elbiseleri (yani Ensar'dan sonra gelen dostlar) dır. Eğer
hicret şerefi olmasaydı ben muhakkak Ensar'dan bir ferd olmak isterdim.
İnsanlar bir vadiye ve dağ yoluna gitseler ben muhakkak Ensar'ın �adi­
sine ve dağ yoluna girer giderdim. Şüphesiz sizler ben�en sonra başka­
larının size üstün tutulmasını ve başkalarının sizlere tercih edilmesini
göreceksiniz.
•i
Havuz başında bana kavuşmanız için daima sabırlı davra_-
nınız.
F: 17
258 SAHİH-1 MUSLİM

140 - (1062) : Abdullah ibn Mes'ud (R) şöyle dedi:


Huneyn günü (harb) olub bitince Rasulullah (S) ganimet taksiminde
bazı insanlara fazla vermek suretiyle bir hususiyet bahşetti. (Mesela kalb­
leri te'lif edilenlerden) Akra' ibn Habis'e yüz deve verdi.· Uyeyne'ye de
bunun kadar verdi. Arab eşrafından bazı insanlara da bu suretle yüz(er)
deve ihsan edib, bu Arab eşrafını o gün ganimet bölümünde başkalarına
terc;ih etmişti: (Peyg�mber'in bundaki gayesini anlamıyan) bir kişi (bu
taksime i'tiraz ederek) :
- Vallahi, şu taksim muhakkak ki kendisinde adalet gözetilmiyen
ve kendisi ile Allah rızası gözetilıniyen bir taksimdir, dedi. Ben de :
- Vallahi, ben bu sözü Rasulullah'a muhakkak haber veririm, de­
dim. Ve Peygamber'e gidib o kimsenin dediğini kendisine haber verdim.
Rasulullah'ın yüzü değişti. Hatta kırmızı boya gibi oldu. Sonra :
- Allah ve Rasulu. adalet etmezse artık kim adalet eder? buyurdu.
Sonra da: Allah Musa'ya rahmet eylesin! O, bundan daha çok sözlerle
ezalandırıldı da sabr etti, buyurdu. Ben :
- Muhakkak olsun ki bundan sonra Peygamber'e hiçbir söz ulaştır­
mam diye abd ettim.
IdTABU'z-ZEKAT 259

141 - ( ) ......... : Abdullah ibn Mes'ud (R) dedi ki:


RaSt!lullah (S) bir taksim yapmıştı. Bir kimse de:
- Bu, muhakkak ki kendisinde adalet gözetilıniyen ve kendisiyle
Allah nzası kasdolunmıyan bir taksimdir, dedi. Ben de,. Peygamb�r'e
gelib bunu kendisine yavaşca haber verdim. Peygamber bundan şiddetle
öfkelendi, ·yüzü kıpkırmızı oldu. Hatta ben: Keşki ben bunu kendisine
söylemeseydim diye temennide bulundum. Sonra Rasulullah: «Musa bun­
dan daha fazlasiyle eza olunmuştu da sabr etmişti- buyurdu.
('Yla.ı_, tf.."''.J�ı j; �� (tv)

142 - (1063) ......... : Cabiru'bnu Abdillah (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S), Huneyn'den döndüğü zaman Ci'rane mevkünde iken
kendisine (Zu'l-Huveyrisa denilen) bir kimse geldi. Bu sırada Bilal'in
sevbi içinde gümüş dolu· olub, Rasulullah da bundan avuçluyor ve insan­
lara veriyordu. O kimse :
- Ya Muhammed! Adalet et, dedi. Rasulullah _:
-, Sana veyI olsun! Ben de adalet eder olmazsam, artık kim adalet
eder? Ben adalet eder olmazsam (sen adil olmıyan bir insana tabi'
olduğun için) muhakkak eli boş kalmış ve ziyan etmişsindir, buyurdu.
260 SAHİH-t MUSUM

,.;}.._'J \ J� \ � ):4': .•>� \:. y \)\�il\


,,,. , ,_,).
>

.
'.,,,. ,,
't . ı.)�J�\ �\ �.,:�)
., • ı, JJ• .,.
.,
. .,. �.,�,..J-
�\ ;-_�\ -...,.,
., ., .,\ J 1 ,
► j J\�
.,.

;'\ç, J..:i r-rl:i\' rrJ ;�\ 01


.,, ,, • .,. • ,�,,.f, • , ,.Y... • ' • .,
w �
--

· �:� .J' lX {'"t"' -' '-' .f. \..1


t. .. .,. :- , , ., ,• ;,..-,� 1 \ ,- , ,--
• «
143 - (1064) ......... : Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi :
Ali (R), Yemen'de bulunurken Rasulullah'a henüz toprağından tasfi­
ye edilmemiş altun cevheri göndermişti. Rasfilullah bu altun cevherini şu
dört kişi arasın.da pay!aştırdı :
Akra'ubnu Habis el-Hanzali, Uyeynetu'briu Bedr el-Fezari, Alkame­
tu'bnu Ulase el-Amiri, sonraki ya Kilab oğullarının biri olan Zeydu'l­
Hayl et-Tai, yahut da Nebhan oğullannın biri. Kureyş bundan qfkelen­
di de;
- Bizleri bırakıb Necd'in büyüklerine mi veriyor? dediler. Bunun
üzerine Rasulullah:
KtTABU'z-ZEKAT 281

- Ben bunu ancak onları İslam'a alıştırmak için yaptım, dedi. Mu­
teakiben gür sakallı, yanağının iki elmacığı çıkık, gözleri içe gömülü,
unlı yüksek, başı tıraşlı bir kimse geldi ve :
- Ya Muhammed! Allah'dan kork, dedi. Rasulullah cevaben :
- Eğer ben Allah'a isyan edersem, artık ona kim itaat eder ki? ·siz-
ler, beni emin kılmazken o beni yer halkı· üzerine emin kılmıyor mu?
dedi. Sonra o kimse arkasına dönüb gitti. Sahabilerden biri onu öldür�ek
hususunda Peygamber'den izin istedi. (Bunun Halidu'bnu'l-Velid olduğu
zannedilir). Rasulullah :
- Bu kimsenin soyundan öyle bir kavim türeyecek ki, onlar Kur'an'ı
okuyacaklar fakat Kur'an'ın tatlılığı onların hançerlerinden öteye geç­
_miyecek. Onlar İslam ahaliyi öldürürler de putlann sahiblerint bırakırlar.
·onlar İslam'dan, okun avdan (delib) çıkması gibi çıkarlar. Eğer -ben on­
ların zamanına yetişmiş olsaydım Ad kavminin öldürülüşü gibi bunları
öldürürdüm, buyurdu.

144 - ( ) ......... : Ebu Said Hudri (R) dedi ki:


Aliyyu'bnu Ehi Talib, Yemen'den Rasulullah (S) a tabakfanmış bir
262 SAHIH•İ MUSLİM

meşin içinde henüz toprağından tasfiye edilmemiş altun cevheri· gönder­


mişti. Rasfılullah bu altun cevherini şu dört kişi arasinda paylaştırdı:
Uyeynetu'bnu Hısn, Akra'ubnu Habis, Zeydu'l-Hayl, dördüncüsü ya
Al�ametu'bnu Ulase idi yahut Amiru'bnu Tufeyl idi. Peygambe�an saha­
bilerinden bir kimse:
·. - Biz bu ihsana bunlardan daha haklı bulunuyorduk, dedi. Bu sôz
Peygamber'e erişince :
- Siz bana i'timad etmiyor musunuz? Ben göktekilerin .bile emini­
yim! Sabah ·akşam bana gök yüzün.ün haberi (vahyi) geliyor, buyurdu.
Bunun üzerıne, iki gözü çökük, yanağının iki elmacığı çıkık, anlı yüksek,
gür sakallı, başı tıraşlı, izarını yukarı çeı:nremiş bir kişi ayağa kalkıb :
- Ya Rasfılallah! Allah'dan kork, dedi. Rasulullah:
- Veyl sana! Ben, yeryüzündeki insanların Allah'clan korkmaya en
la.yıkı değil miyim? buyurdu. Sonra o kimse arkasın� dönüb gitti. Hali­
du'bnu Velid:
- Ya Rasulallah! Şunun boynunu vurayım mı? dedi. Rasfılullah_:
- Hayır, vurma! Bunun da ileride namaz kılan bir kimse olması
umplur, buyur_du. Bunun üzerine Halid:
i - Ya Rasulallah! Namaz kılanlardan nice kimseler vardır ki onlar
gönüllerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler, dedi. Rasfılullah :
- Ben, insanların kalblerini açmaya, karınlarını yarmaya me'mur
deyilim, buyurdu.· Ravi der ki : Sonra Rasfıl�llah, o itirazcı kimse dönüb
giderken _arkasından bakıb şöyle buyurdu: Şunun· soyundan öyle bir ne­
sil türeyecektir ki, onlar her zaman güzel sesle Allah Kitabını okuyacak­
lar. Fakat Kur'a)J.'ın tatlılığı onların hançerelerinden ile_riye geçnıiyecek­
tir. Onlar;· ok avın bedenini sür'atle de1ib çıktığı· gibi dinden çıkacaklar!
Ravi Ebu Said der ki: Öyle sanıyorum ki sonra Rasfılullah:
- Eğer ben bunların zamanına yetişmiş olsaydım, Semfıd kavminin
öldürülü�ü gibi muhakkak bunları (toptan) öldürürdüm, buyurdu 50•

50. Hadisde adları geçen ve Peygamber tarafından ihsana nail olan dört kişi Necd havalisi
ileri gelenlerinden ve hepsi de el-Miiellefetu lculubııhunıdan idi. Muslimanlığa zarar ver­
me ihtimaller�ni önlemek, kendilerini ·tslama ısındırıb alıştırmak veya bölgeleri altındaki
Musliman ferd veya gurublara iyi davranmalarını, baskı yapmamalarını sağlamak gibi
yüksek ve umumi maksadlar için bunlara büyük hediyyeler verilmiştir.
Hz. Ali tarafından gönderilen bu altun cevheri, ganimet malının beşte birinden
ibaret olub tasarrufu Kur'an nassına göre (el-Enffıl: 41) doğrudan doğruya Rasulull�h'a
aid bulunduğundan yine ayni maksadlar için bunu da o kimselere taksim etmişti. Buna
kimsenin itiraza �akkı yoktu. Bu cihetle hadisde ravi Ebü Said tarafından karakteristik
bir va�i simasının bütün hatları ile tersim edilen bu şahsın Peygamber'e: Ya Rasulal­
lah! Allah'dan kork! diye yaptığı �tiraz hitabı pek küstahca idi. Fakat Peygamber'in
. engin müsamahası ve ileri görüşlülüğünden dolayı kendisine bir kötülük yapılmasına
izin verilmemisti.
KJTABU1 z-ZEKAT

145 - ( ) ......... : Cerir, Umaretu'bnu Ka'ka'dan bu isnadla tah-


dis etti -ve Alkametu'bnu Ulase'yi söyleyib Amiru'bnu Tufeyl'i zikretme­
di. Keza: «Alnı yüksek» sözünü söyledi de «naşiz» s&zünü söylemedi. ve
şunu ziyade etti: Umer (R) hemen ayağa kalkıb: ....
- Ya Rasulallah! Onun boynunu vurayım mı? dedi. Rasulullah.:
- Hayır, vurma! dedi. Sonra arkasına dönüb gitti. Muteakiben J\1-
lah'ın kılıcı Halid ona doğru kalktı ve:
- Ya Rasulailah! Boynunu vurayım mı? diye sordu. Rasftlullah:
-. Hayır, dedi ve şöyle ilave etti_: Şunun soyundan öyle bir kavim
çıkacak ki onlar; Allah Kitabını" güzel sesle ve kolaylıkla okuyacaklar.
Ravi Umare der ki: Öyle sanıyotum ki o, «eğer ben bunların za­
manına yetişmiş olsaydım Semud kavminin öldürülüşü gibi mu.hakkak
bunlan (toptan) ··öldürürdüm» buyurdu.

146 -:- ( ) ......... : Bu ravı de, Umaretu'bnu'l-Ka'ka'dan bu isnadla


rivayet" etti ve dedi ki : Dört kimse arasında :
Zeydu'l-Hayr, Akra'ubnu Habis, Uyeynetu'bnu Hısn, Alkametu'bnu
Ulase yahut Am_iru'bnu Tufeyl. Ve yine Abdu'l-Vahid'in rivayetinde ol­
duğu gibi: Naşizu'l-cebhe (= anlı yüksek) demiştir. Ve yine · dedi ki:
«Muhakkak bunun soyundan bir kavim çıkacaktır» dedi de, «eğer onla­
rın zamanına erişseydim muhakkak onlan Semud'un katli gibi katled�r­
dim» kısminı zikretmedi.
264 SAH!H-1 MUSLIM

147 -· ( ) ......... : Muhammed ibn İbrahim, Ebu Seleme ile Ata


ibn Yesar'dan haber verdi ki bu ikisi Ebu Said Hudri'ye gelmiş ve ken-
.
'
disinden Harftriyye hakkında şöyle sual sormuşlardır:

- Sen Rasulullah (S) .dan Haruriyye'yi zikrederken duydun mu?


Ebu Said:

- Ben Haruriyye'nin kimler olduklarını bilmiyorum. Lakin Rasulul-


lah'dan işittim o şöyle buyuruyordu: «Bu ümmet içinde (bu ümmetden
demedi) öyle bir kavim çıkacak ki siz on1arın namazlarının yanında ken­
di namazlarınızı küçük göreceksiniz. Onlar; Kur'an da okuyacaklar. Fa­
kat Kur'an (ın feyzi) onların boğazlarını (yahut hançerelerini) geçmi­
yecek. Onlar, okun 'avdan (delib) çıktığı gibi dinden_ çıkacaklar: Oku atan
kimse, (avı delib geçen) okuna, okun demirine, okun giriş yerine bakar
(kan namına bir şey ·göre·mez). Sonra avcı fuka (denilen veter girişin)
de acaba ona kandan bir şey yapıştı mı? diye şüpheye düşer (ek baka,r,
• I

orada da kan izi görülmez)».


KİTABU'z-ZEKAT

14� -· ( ) .... ,.... Ebu Said Hudri şöyle demiştir:


Biz, Rasulullah (S) ın yanında bulunuyorduk. Kendisi de ganimet
taksimi yapmakta idi. Bu sırada Peygamber'in yanına Zu'l-Huveyrisa
(denilen bir kimse) geldi. Bu, Temım oğullarından bir adam idi. Bu
adam:
- Ya Rasulallah! Adalet et, dedi. Rasulullah:
- Sana veyl olsun! Eğer ben adalet etmezsem kim adalet eder? Eğer
ben adalet etmezsem (sen adil olmayan bir insana tabi' olduğun için)
muhakkak eli boş kalmış ve ziyan etmişsindir, buyurdu. Bunun üzerine
Umeru'bnu'l-Hattab:
- Ya Rasulallah! Bana bu herif hakkında izin ver de onun boy�unu
vurayım, dedi. Rasulullah :
- Onu bırak! Onun birtakım avenesi vardır ki, �izden biriniz, onla­
rın namazı yanında kendi namazını, ·onların ·oruçları yanında kendi oru­
cunu muhakkak küçük görecek. Qnlar, Kur'an da okuyacakl�r. Fakat
Kur'an (ın feyzi) onların köprücük kemiklerinden öteye geçmiyecek. On-·
SAHIH-t
' MUSLlM

lar okun avdan (delib) çıktığı gibi İslam'dan çıkacaklar (avı delib geçen)
okunun demirine bakılır, orada kan namına bir şey bulunmaz. Sonra
okun yaya giriş yerine bakılır, orada da bir şey bulunmaz. Sonra okun
ağaç kısmına bakılır, orada da _bir şey bulunmaz. Sonra okun yelesine
- tüyü�e- bakılır, orada da bir şey bulunmaz. Ok, avın işkenbesi için­
deki şeylere ve kana girib çıkmış fakat onlardan hiçbir şey oka yapışıp
kalmamıştır.
Onların alameti, iki pazusundan biri kadın memesi gibi yahut öteye
beriye gidib gelen büyük Öir et parçası gibi olan siyah bir adamdır. On­
lar, insanlar (Musliman'lar) arasında bir ayrılma olduğu zaman ortaya
çıkarlar> 51.
Ebu Said şöyle der: Ben, bunu· Rasulullah'dan işitmiş olduğuma şa­
hadet ediyorum. Ve yine şahadet ediyorum ki, Aliyyu'bnu Ehi Talib (R),
bunlarla kıtal yapmıştır. Ben, onun maiyyetinde idim. Ali, bu hadisde
tavsif edilen adamın aranmasını emretti. Adam arandı, neticede bulunub
getirildi. Hatta ben ona baktım ve Rasulullah'ın yaptığı tavsif üzere ol­
duğunu gördüm.
'·:�:.;J J_-\:; '�(::'1� ::i �:-� J_\- 0\ 0�_;. . ���iı � 'i.l d;_, J (\:'\O) - 'f �
. �uı � }.;�; � JJ��� . ��� i � (.J �· _,ı-..C �:,; '.J ) � ��-\ (.), � :i-� \ :;�
::. - > ı:
•- � - ,, ;,,-. -� - :; :; '
>; �

r'l:;C. r ·(' » Jı,;.


-:

>,, . ..... . ,ı J ,:,

jt\ J� 0...:.a?kl\J .)\


t . • t, } .,,,., ,. .,,,.
. « (�L;J\ �\ �! j\) �W\ �l�I\
- · _,r . ,,. � .,.,

' '
�:.:J\� �k:J (yP:;�\ J� J\) ��)l ��- J��I\ >> 'j� J� J\. �!�
� } �
�.ı ��\ ��: Jl;
�.,.,. ; � .,,,. ,,,,. .,,,. ,,

ö�.>. �;_ )�; �l\ j :ı:::�., ö� ,i;.. "j.;


- - ,• , "" ,,,, � J ,, e , ,.,,,.

• <t ö�. �; )'\; J�I j :�j .


., , .
• • , r , , ,.• ,,,. ,. • ,
.,. .,,,. .,

! � l �}\ JA 1 \ı_ ••r J.:l:i ·r_i \ j : -;:-.- �- \ J\i : J\;


_ ,. ı ., r_ .- --

51. Hadis en beliğ bir mürekkep teşbih ile ifade olunmuştur. Bir tarafda kendisine benze­
tilen müşebbehun bih manzumesi, ki hedefine sür'atle girib çıkan ve bu sür'atinden
dolayı okun, okcularca malum olan nası, kıdh, Tiş, fiık kısımlarından hiç biri tarafına
kan lekesi bulaşmıyan ok kalemi; öbür tarafta müşebbeh manzumesi ki: lslam camiası
içine �ir ok gibi girib çıkan rühunda ve şuurunda Musliman'lığın feyizli nurundan hiçbir
eser ve iz. görülmeyen bedbaht bir şahıs bulunuyor.
Bu tasvirimiz Kamil Miras merhum� da dediği gibi hadisdeki teşbihin ihtiva et­
tiği edebi tasvirden bir parçadır. Gerisi selim hisse aiddir.
Hadis şarihleri bunların başsız yaşamak isteyen ve ümmetin içtimai dağınıklığını
ihtiyar eden Hariciler olduğunu bildiriyorlar. Hariciler ilk defa Sıffın. Vak'a.sı netice­
sinde bu ihtilaf Hakeme havale edilince ortaya çıktılar: cAllah'dan başka hakem olmazı.
diyerek Hz. Ali'ye isyan ettiler ve onu tekfir eylediler.
•Allah.'dan ba§ka Hakem ııokdtır- sözü Kur'an'ın meali (el-En'am: 57; Yitsuf: 40,
67) ise de Haı-iciler bu hak söz ile batılı kasdettiler ve neticede millet için bir reise
lüzum ve ihtiyac olmadığını iddi� ederek bozgunculuğu bir esas kabul ettiler. O zaman­
ki bu anarşist zümre birçok defalar tenkil edilmiştir. Hadis belki de istikbalde onları
sönük bırakacak daha çetin zümrelerin çıkacağına nebevi bir ihbar da olabilir.
K1TABU'z-ZEKAT 287

149 - (1065) . . .. . .... Ebu Said Hudri (R) den,. (şöyle demiştir) :
Peygamber (S) ümmeti içinde meydana gelecek, insanlar (Musli­
man'lar) arasında bir aynlık vaki' olduğu zaman çıkacak ve alametleri
de b_aşlarını tıraş etmek olan bir kavmi zikretti ve: «Onlar halkın en şe­
rirleridirler. Onları iki taifeden Hakka en yakın olan öldürür» buyurdu.
Ravi der ki: Muteakiben Peygamber bunların halini anlatmak için
bir misal getirdi. Yahut şöyle söyledi:
«Avcı bir kimse avına (yahut hedefine) ok atar. Sonra okunun demi­
rine bakar da onda isabete delalet eden hiçbir iz göremez. Onun ağaç
kısmına bakar, onda da bir huccet göremez. Sonra onun fôka denilen ya­
ya giriş yerine bakar yine bir kan izi göremez».
Ebu Said: Ey Irak'lılar! İşte sizler onlarla kıtal yaptınız, dedi.

:;�;\ L"� (J.... ı�l:ı �::.iiı::;\ ;;.J) ;,:fai, 0� c_J:, � �f� l:}� · ( ... )- , o •
.1 ,,.
, ,. .,. •, • .,. . -_ • ,. -· •
.:-- \ ,, ' , • .- -,� '"' ,, ' - "Jı-....
--ıı-.... • • J, .,. "•,,
..,
\,f-l:41" . ���:::J 1 0� ..,"'.i) ..\:.: -.i J ı.. J .i
.... , . -
» � � \ ı..ı .,-; � : ı..ı li . <.S J �;J 1 �- J. \ �

v:.i:
.
1,
- \kl I J ., \
,ıs • ,.., $ ..... j'.
. « J(l:
,,,. .,, ,

150 -· ( ) ......... : Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki : «Muslimanların arasına bir ayrılık düş­
tüğü vakıt dinden çıkan bir taife ortaya çıkar. Onları iki taifeden hakka
en yakın olanı öldürür>.

151 - ( ) . . . . . ... . : Ebu Said Hudri (R) dedi ki:


Rasu.1u11ah . (S) şöyle buyurdu : «Ümmetimin içinde iki fırka meyda­
na gelir. Bunların arasından da elinden çıkıp gidecek bir diğer fırka çı­
kar'. Bu dinden çıkan Marika Fırkası ile kıtali, Muslimanların Hakka en
yakın bulunanı l;izerine alır».

152 - ( ) ......... : Ebu Said Hudri (R) den:


Rasulullah (S) : «İnsanların arasına bir tefrika düştüğü zaman sür'­
atie dinden çıkan bir taife türer. Bunlarla kıtali, iki taifenin .•Hakka en
yakın bulunanı üzerine alır>.
268 SAHIH-1 MUSLlM

153 - ( ) . . .. . . . .. : Buradaki ravi de Ebu Said Hud:d'den, Pey­


gamper'in: Büyük bir ihtilafa yol açan bir ayrılık zamanında ortaya bir
kavın çıkacak ki onlarla, iki taifeniQ. hakka en yakın bulunanı kıtal ya-
pacaktır, diye zikrettiği bir hadisini rivayet etmiştir.
!_).J'lı � J� �/ 1 \. ( tA)
"':"

154 - (1066) : Ali (R) şöyle dedi :


KlTABU'z-ZEKAT 269
Ben size Rasulullah (S) dan bir şey haber verdiğimde and olsun ki
I

gökten düşmekliğim (ve helak olmaklığım) bana, onun söylemediği bir


sözü ona isnad etmekliğimden daha sevimlidir. Fakat benimle sizin ara­
nızda munazara sırasında (re'yim ve ictihadımla) size bir şey söylediğim­
de (ta'rizli, terviyeli, mantıki hu�cetler getirebilirim). Çünkü (munazara
da bir harbdır) harb ise bir huccet ve tedbir üstünlüğüdür.
Ben Rasulullah (S) dan işittim, şöyle buyuruyordu : «Zamanın ahi­
rinde yaşları küçük, akılları ihatasız· bir zümre ortaya çıkacaktır. Onlar
mahlukata verilen sözlerin en hayırlısından (Kur'an'dan ve hadisden)
söylerler. Onlar Kur'an okurlar fakat Kur'an onların hançerelerinden
öteye geçmez. Bunlar atılan okun sür'atle avı de�ib çıkması gibi dinden
çıkarlar. Siz onlarla (harbde) karşılaştığınız zaman onları öldürünüz.
Çünkü bunları öldürmekde öldüren kişiye kıyamet gününde Allah katın­
da bir ecir vardır 52.
( ) ... . . . ... : Buradaki iki tarik ravileri de, A'meş'den bu isnad ile
ayni hadisin benzerini rivayet etmişlerdir.
( ) ......... : Buradaki iki tarik ravileri de, yine A'meş'den bu is-
nad ile rivayet etmişlerdir. Ancak bunların hadislerinde: «Bunlar atılan
okun avdan delib çıkması gibi dinden çıkarlar» kısmı yokdur.

r::�;.) e... i;� :;_, C--j_;_. �r�:i, f-- u.' � 'i:/. l:}jg., ( ... )-, oo
;_j � ;\�)
,,�. > •., .,.,,.� • .,., ., :,�- �,. <.,,c.,...,.;.,..,. .,,,,.,.,_,;..-",� .,,
j., "'-:--��J. \ 0_ .r'--'. .Y. \ \:� J e_ . �-j 0: �\.a-- U·� . -;:ı;- � ..._�
_ .,, ,.,,.o ... �
( \.ı!l .ü..:UI _;) �
. _. - . � Üc , ,. .J.:�" LJ" ,
� > � �:� .J.>
,.
: u LÖ., r. d ..,� ı .;·<" ,, : J .,,. Jı:
- .,. .
o .,,. .,,.

J:�
J J ., - .,. ..
11- , \' \� ,, . -,, � ,, • .,, ,,,,. ,,,,. • .,. ,:;, • .,. , "' • , ..... l.ı.."., ,11�
' ., _., • ,

.J.,.? · if , '-:-1-"- \ ff "':l.ı: 0_ w -b· : :ı ıj


r • } \ \
li . Ö r:"!;
\..:.,_ � � �

�\i�:, l;:� " h._':;-��! ı_,:k\;· �\ '/), f:i\�_/l.!: j\, !:\\ �;;. j\ '!�\ C.J.� J�� tı:�
.,,. •t - .,,. • > C, ç • ,,. i" • •
1 � .. �.

.. ,,,..
1 .,.. �� :;,,,. •. ,,. ,,,,.,,,,. •� • > .,, ,,,. } , , , ,� • _,. �
•.J \�'-7-'))
,..,,,. • ı.;.1 : u,.,,,,_� � � ,�""J\; . � .J.,.s! � --- ıs , ("f" -"Jı� 0_-:J
} C

! �� --<_ ;·.,:. 0� "': ..� �; \. : ,.ı.:,..ü .Ü� __ , ·\,,�.,.\_ ... �,,

! �;�c_iı ��.,. <->l ! �;:{'Jı ��:, . <->l

155 - ( ) .. . .... .. : Ali (R) Haricileri zikredib :


- Onların içinde eli kısa veya eli küçük bir adam vardır. Eğer ürat
derecede sevinmeniz· olmasay<Iı, ben sizlere Allah'ın onlarla kıtal yapan­
lara Muhammed. (S) in diliyle va'd eylediği şeyleri muhakkak söyler­
dim, dedi. Ravi Abide der ki; Ben:

·52. Bu sözlerin Haricilerle münazara sırasında söylendiği ve muhatablann H.irlciler olduğu


söylenmiştir.
270 SAHİH-1 MUSIJM

- Bunu sen Muhammed (S) den bizzat işittin mi? diye sordum.
Bunun üzerine Ali:
- Ka'be'nin Rabbına yemin olsun ki evet,
Ka'be'nin Rabbına yemin olsun ki evet,
Ka'be'nin Rabbına yemin olsun ki evet, dedi.
( ) ......... : Ravi Abide: Ben sizlere ancak Ali'den duyduklarımı
tahdis ediyorum deyib Ali'den merffı' olarak bundan önceki (155 rakam-
lı) Eyyfıb hadisi tarzında rivayet ·etti.
K1TABU'z-ZEKAT 271
156 -· ( ) ..... ... . Zeydu'bnu Vehb el-Cuheniyy tahdis etti ki ken­
disi Ali'nin maiyyetinde olarak Hariciler üzerine şefer yapan ordunun
içinde bulunmuştur. Ali (R) şöyle dedi:
- Ey insanlar! Ben Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu:
« Ümmetimden Kur'an'ı okuyan öyle bir kavim çıkar ki, sizin kıraatı.�ız
onların kıraatına nisbetle hiçbir şey değildir. Sizin namazınız onların na­
mazına kıyasla bir şey değildir. Sizin orucunuz, onların orucuna kıyasla
bir şey değildir. Onlar Kur'an'ı okurlar ve bu okuyuş kendi lehlerinedir,
zannederler. Halbuki bu, onların aleyhinedir. _Onların o Kur'an okuma­
ları köprücük kemikleripden öteye geçmez. Onlar, atılan okun avı delib
geçmesi gibi İslam'dan çıkarlar».
Eğer onların başına musibetler yağdıran ordu ferdleri, Peygamberle­
rinin dili ile kendilerine takdir buyurulan mükafatı bilselerdi, muhakkak
amelden vaz geçer çalışmayı bırakırlardı. O kötü kavmin alameti şudur:
Onların içinde pazusu olub da bileği �ulunmayan bir adam vardır. Pazu­
sunun başında meme ucu gibi_ bir çıkıntı bulunur. Bunun üzerinde de be­
yaz kıllar mevcuddur. Sizler, Muaviye'ye ve Şam ehline gidersiniz de bu
kimseleri bırakırsınız. Bunlar çoluk çocuğunuz ve mallarınız hususunda
size ·halef olurlar! Ben çok kuvvetle umuyorum ki bu kimseler Peygam­
ber'in tavsif ettiği o kavmin ta kendisidirler. Çünkü bunlar dökülmesi
haram olan· kanı dökmüşler· ve halkın otlıyan sürülerini gasb etmişlerdir.
Binaenaleyh Allah'ın ismiyle onların üzerine yürüyünüz.
Ravi Selemetu'bnu Kuheyl dedi ki: (Bu hadisi kendisinden aldığım)
Zeydu'bnu Vehb, o ordunun sefer esnasında uğradığı bütün merhalele­
rini teker teker bana anlattı ve nihayet şöyle dedi: Bir köprü üstüne
vardık 53• O gün Haricilerin başında Abdullah ibn Vehb er-Rasibi ku­
mandan idi. Onlarla karşılaşınca Ali kendi ordusuna :
Mızrakları atın, kılıçları kınlarından sıyırın. Çünkü ben� onların
Harura günü yaptıkları gibi sizleri Allah aşkına diyerek sulha çağıra­
caklarından e�dişe ediyorum, emrini verdi. Bu emir üzerine ordu çekilib
mızraklarını uzaktan attılar, kılıçlarını sıyırdılar ve böylece askerlerimiz
onları kendi mızraklarıyle delik deşik ettiler. R�vi der ki : Onlar biri­
biri üzerine katledildiler. O gün muharib insanlanmızdan sadece iki kişi
isabet almıştı. (Haricilerin ise hepsi öldürülmüştü. Yani onların tedbir­
leri kendilerini helake sürüklemişti). Ali (R) :
- Ölüler arasında şu eksik yaratılmış şerir kimsenin cesedini ara­
yınız, dedi. Onu araştırdılar, fakat bulamadılar. Bu sefer Ali bizzat kal­
kıh üst üste öldürülmüş olan insanların cesedleri yanına geldi ve:
- Bu cesedleri geri çekin!· emrini verdi. Akabinde yere temas eden
cesedler içinde onu buldular. Ali tekbir getirib:
·'
53. Bu, meşhur Nehrevan Köprüsüdür. Burada Haricilerle çok çetin bir imha harbi yapıl-
mıştı. (Kısa.m'l-Enbiı,ı,a, VI-X, s. 771).
272 SAHlH-1 MUSLİM

- Allah. doğru söyledi, Rasulü de bu doğruyu tebliğ buyurdu, dedi.


Bunun üzerine Abidetu's-Selmani Ali'ye doğru ayağa kalkıb
- Ey mu'minlerin emiri! Kendisinden başka hiçbir hak ilah bulun­
mayan Allah'a yemin ederek cevab vermeni istiyorum! Sen, bu hadisi
bizzat Rasulullah'dan işittin m�? diye sordu. Bunun üzerine Ali :
- Kendinden, başka hiçbir hak ilah bulunmayan Allah'a yemin edi­
yorum ki evet, dedi. Abidetu's-Selmani Ali'den böylece üç defa yemin ile
cevab vermesini istedi. Ali de ona yemin ederek cevab veriyordu 54•

157 - ( ) . . . . . . . . . : Rasulullah'ın azadlısı Ubeydullahi'bnu Ehi


Rafi' -ki kendisi Aliyyu'bnu Ehi Talib ile beraberdi- şöyle demiştir:
Haruril�r meydana çıkıb isyan ettikl�ri zaman, - «İNİ'L-HUKMU İLLA
LİLLAH: Hüküm Allah'dan başkasının değildir» (el-En'am: 57, Yusuf:
40, 67; eş-Şura : 10) - Allah'dan başka hakem olmaz, dediler. Ali de :
- Bu hak bir sözdür ki onunla bir batıl kasd olunmuştur. Rasfılul­
lah (S) bir takım insanları tavsif etti. Ben Rasfılullah tarafından tavsü
edilen o kimselerin sıfatlarını bu insanlarda muhakkak tanımaktayım :
«Dilleri ile hakkı söylerler, fakat bu hak. söz, onların boğazlarından öteye
geçmez. Onlardan, Allah'ın mahlukatı içinde Allah'a en sevimsizi kara
bir kimsedir ki onun iki elinin birisi koyun memesi yahut memenin or­
tasındaki çıkıntı uc gibidirıt.

54. Abidetu's-&elmani, Ali'den, orada hazır bulunanlara işittirmek ve bunu onların yanında
te'kid etmek, Rasulullah'ın haber verdiği bir mu'cizenin orada hazır bulunanlara da
zahir olması ve bu suretle de Ali ve ordusunun iki taifeden hakka en yakın bulunanı
olduğunun ve ötekilerini öldürmekde kendilerinin haklı bulunduklarının tamamiyle za­
hir olması için üç kere yemin ederek cevab vermesini istemiştir (Nevevi).
KITABU'z-ZEKAT 273
-
Aliyyu'bnu Ehi Talib (R) onları katledince bu sıfatdaki kimseyi ha--
kıh arayın, dedi. Hemen onu bakıb araştırdılar. Fakat böyle bir cesed bu­
lamadılar. Bunun üzerine Ali iki yahut üç defa:
- Tekrar dönünüz, arayınız! Allah'a yemin ederim ki ben, hiç yalan
söylemedim ve hiçbir zaman yalana nisbet edilmedim, dedi. Sonra o
kimsenin cesedini bir yer yarığı içinde buldular. Akabinde o cesedi ge­
tirib ta Ali'nin önüne koydular.
Ubeydullah : Ben onların bu işlerinde ve Ali'nin onlar hakkındaki
sözlerinde daima hazır bulunuyordum, demiştir.
Ravilerden Yunus kendi rivayetinde : Bukeyr dedi ki, bana bir kim­
se Huneyn'in oğlundan tahdis etti ki o, ben bu kara adan:ıı gördüm de­
miştir, kısmını ziyade etti.

(49) «HARİCiLER, İNSANLARIN VE HAYVANLARIN


EN ŞERLİLERİDİRLER» BABI

158 - (1067) . . . . . . . . . : Ebu Zerr (R) şöyle dedi :


R�sulullah (S) buyurdu ki: «Muhakkak benden sonra ummetimden
öyle .bir zümre vardır (yahut: Benden sonra ummetimden öyle bir kavın
çıkacak) ki onlar Kur'an'ı okuyacaklar fakat Kur'an'ın feyzi onların bo­
ğazlarından öteye geçmiyecek. Onlar, atılan okun isabet almış avı delib
çıkması gibi sür'atle dinden çıkacaklar da artık sonra bir daha dine dön­
ıniyeceklerdir. İşte onlar insanların ve hayvanların şerlileridirler».
Hadisi Ebu Zerr'den rivayet eden Ebu Zerr'in . yeğeni Abdullah ibn
Sa.mit der ki: Ben Ğifar kabilesinden Hakem'in kardeşi Rafi' ibn· Amr
el-Ğifari'ye kavuştum da ona :

F: 18
274

- Ebu Zerr'den duymuş olduğum şöyle şöyle olan hadis nedir? de­
di ve kendisine bu· hadisi zikrettim. Cevaben :
- Ben de bu hadisi Rasulullah (S) dan işittim, dedi.

159 - (1068) Yuseyru'bnu Amr şöyle dedi:


Ben, Sehlu'bnu Huneyf'e : Sen Peygaınber'i hiç Haricileri zikreder­
ken işittin mi? diye sordum. Bunun üzerine dedi ki :
- Ben Peygamber'den (eliyle doğu tarafına işaret ederek) şöyle
buyurduğunu duydum: «Bir kavın, dilleri ile Kuean'ı okurlar da Kur'an
onların köprücük kemiklerinden öteye geçmez. Onlar, atılan bir okun
avı delib çıkması gibi dinden sür'atle çıkarlar».
( ) ......... : Bu hadisi Süleyman eş-Şeybani de bu isnadla tahdis
etmiştir. Burada: Ondan da birçok kavimler çıkar, demiştir.

160 - ( ) ......... : Burada da Ebu Ishak eş-Şeybani, · Useyr ibn


Amr'dan, o da Sehlu'bnu Huneyf'den, o da Peygamber (S) den tahdis
etti. Peygamber: « (Arab arazisinin) doğu tarafında başlarının saçları
kesilmiş bir kavın, doğru yoldan, hak yoldan ayrılır giderler» buyurmuş­
tur 55•

55. Bu, başın saçını kazıyıb kesmek Arabların adetlerine aykırıdır. Onlar, saçlarını kesme­
yib uzatırlar ve ekseriya ikiye ayırırlardı. Bu hadis insana, saçlarını tamamiyle kesen
ve sayıları milyonları aşan, bunca asırlardan beri de doğru yolu bulaınayıb batıl b_ir
sistemde ısrarla yürüyüb giden Budistleri hatırlatıyor (Mütercim).
KlTABU'z-ZEKAT 275

,) i J�J /-; � JW ;,, JJ .,.Dı �r.; J� ;��ı (.� ��- ( 0 ·)

!.r.� ,J)) �' ,) _) /-�


..,
.r. !)·
,:,.,. ., l--., .,. �� -
.JA J ) ;- :_0" "--:...;. l:.. ,· .w- · � ıı.�,:;:;.,.
.•,-;-
4
>

\ (j .J.>. • l<S !-:.J


,,,•.•·\·\.,.,,. �\'• ,
; .,. J_ � �::" vP (' · '\\) - \ "\ \
1 .:. ..

J\i9 . �=', � f;t.;, . �-��\\ ;{ 0� :�t � � 0:J:, l;., = J ;i� �;-�� \! \ 6: ( ;f�; �\
. (( � J< _t \ �--i� �, . �
�-�:J \ k \1
J

.,.\� \ . � e-l) � � \ D.J�J

(50) RAS"ÜLULLAH (S) A VE HAŞİM OĞULLARIYLA MUTTALİB


OĞULLARINDAN İBARET OLAN .AİLE SOYUNA ZEKATIN
TAHKİMİ BABI

161 - (1069) . . . . . . . . . : Ebu Hureyre (R) der ki :


Bir defa Ali'nin oğlu Hasen, sadaka hurmalarındart bir hurmayı �lıb
ağzına koydu. (Çocuğun hurmayı ağzına koyduğunu görünce) Rasulul;­
lah: «Kaka, kaka! Onu ağzından çıkar. Bizim sadaka yemediğimizi sen
b�lmiyor musun?»· buyurdu 56• .
( ) ......... : Şu'be'den bu isnadla gelen hadisde: «Bize sadaka ha­
lal olmaz, (bilmez misin)?» buyurmuştur.
( ) . . . . . . ... : Buradaki iki tarik ravileri de yine Şu'be'den bu isnad
içinde İbnu Muaz'ın (161 rakamlı hadisde) dediği gibi: «Bizler sadaka
yemeyiz!» buyurduğunu rivayet ·ettiler.

56. Buhari'deki rivayet şöyledir:


Ebu Hureyre dedi ki : Hurma devşirildiği sırada Rasülullah'a · (sadaka) )ıurma. ge­
tirilirdi. Şu (biri bizzat) hurmasıyla gelirdi. O (biri) de hurmasından (gönderirdi) .. Bu
hurmalar Rasülullah'ın · yanında bir hurma yığını olurdu. ;,Bir kerre Ha.sen ve Hüseyin
bu hurmalarla oynarken çocuklardan biri ansızın bir hurma alıb · ağzına koydu. Rasdlul­
lah çocuğa (şöyle bir) baktı. (Zeki) çocuk hemen hurmayı ağzından çıkardı. Sonra
Rasulullah: «Sen Muhammed'in ev halkının sadaka malı yemediklerini bilmez mis�?•
buyurdu. (Buha-ri: Zekat, ahzu sadakati't temri inde sı�ami'n-na.hli).
276 SAHIH-1 MUSLİM

.ı' ıJ..;,;. \. �·., �-


• f•

,,,,ıJ_..uJ,.,J.. (F
I
• t •,,,
#'
...

)•\('.;,
f:-:.- . ı.»
. ( ' . V • ) - '"_,,
.,.'
,,,. ... ,-., J•" •--·'
�i .,,_ ½ \ � H .,
�i;; �j_;_ ;:,;_�� <.l;i :J:;
l:.i' -l> • �-� ;v A

j,i :Jı �ı:i;� jı » J� �i ! � �\ � .,


� ;; ' ;:,;_;
-� ?, .. 1/ ..• ', .. !' • , .. , �- .,. , .... t .. � ... \ .,.� �\' :: -- • :. \, \;
. « ��ı l; . ;.,; :i� � .,)\__; � \ �.>- \ r . \�b � lt"' ) \ ( . es:' ..ı'.. (S r
... ...., b..
::.)
H �;

162 - (1070) .. . . . . . . . : Ebu Hureyre'nin azadlısı Ebu Yunus, Ebu


Hureyre'den, o da Rasulullah (S) dan rivayet etti ki Rasu.lul�ah şöyle bu­
yurmuştur: « (Çok olur ki) ben ailemi� yanına dönüb gelirim de şiltem
üzerine düşmüş bir hurma bulurum. Sonra onu alır yemek için ağzıma
kaldırırım. Sonra onun sadaka (hurması) olmasından korkarım da onu
muhakkak elimden atarım» 57•

57. •Ya ehle Beyt! Allah sizden ancak kiri gidernıek ve sizi tertemiz 11apmak ister» (el­
Ah7.ab: 33) ayetindeki ehl Beyt kimlerdir?
Ehl kelimesi hakkında Ka.mm tercemeai şu bilgileri verir:
FJıl. bir adamın aşiret ve akribasına denir. Evlad, iyal . ihvan ve sair kavmidir.

:F.:hlin cem'i ehali, ehlun ve ehlat gelir. Ehlu Beyt, bir adamın hanesi sakinlerine; ehlu
. mezheb, bir mezhebin saliklerine, ehlu racul, kişinin zevcesine denir ...
.Al• kelimesi de ehlden kalb edilmiştir.. Firuz AbA.di Besafrde şöyle der: cEhl,
umumi isimlerdendir. Bundan dolayı birçok fertleri bir neseb, yahut bir din yahut bir
san'at, yahut beyt toplamış olur. Aslında ehlu beyt, bir meskenin cem' eylediii, kimseler
olub sonradan aleliilak Peyiamber'in hanedanı ma'nasında kullanıldı•.
Yukarıki ayetin işareti ile bu lugat izahına göre ehlu Beyt Peygamber'in zevce­
leri ve çocuklarıdır. Çünkü Peygamber'in evinde bulunanlar onlardı •. Fakat Ehlu Beyt
hakkında sözler çoktur.
Zikredilen ayette hitab Peygamber'in kadınlarına olduğu için· Ehlu Beyt'den ilk evvel
anlaşılan onlardır. Lakin maksadın yalnız onlar olmadığı anlatılmak için müzekker za­
miri olan •kum• ile hitab edilmişti. Usıll ilminde ma•1wn olduğu üzere cem' müennes
siğası yalnız müenneslere mahsOs olduiu halde cem' müzekker sigası ihtilat hAlinde er­
keğe ve kadına tağliben şamil olur. Demek ki Ehl Beyt denilince Peygamber'in zevc­
leriyle beraber evladına, erkek dişi mensublarına şamil olur. Hasen, Hüseyn Peygam­
ber'in evladından olduğu gibi Ali de Peygamber'in evinde yetişmiş olduğu ve Fatıma ile
evli olduğundan o da Ehlu Beytdendir.
Hulasa Peygamber'in zevcelerine ve soyundan sayüan dieer kimselere ze)tat ve
sadaka men• edilmiş, haram kılınmıştır. Peygamber, zekat malını bir kir addederek kendi
soyunun halk kazancından ·Tufeyli yaşamalarını önlemiştir. Bu önleme olmasaydı in­
sanlığın kendine olan minnettarlığı, sevgi ve saygısından, evladı ve torunları istifade
kaydına düşeceklerdi. Koyduğu mali vecibelerden evvela kendileri menfaatlanmak. isti­
yeceklerdi. Halbuki Peygamber'in insanlığa yaptığı irşad ve hidayetine karşı insanlar­
dan ne kendisinin ve ne de ehlu beyt ve torunlarının hiçbir maddi menfaat görmesini
istemiyordu. O yalnız Allah'ın emri ve ta'Umi vechile: •Ben bu tebliğtttıma. ka.rıı sev­
.giden başka. hiçbir mükafat istemiyorum• . (eş-Şura: 23) diyor. onların, insanlığın sırtına
bir yük olmasını istemiyordu.
KITABU'z-ZEKAT 277
163 - ( ) ... . . .. .. Hemmamu'bnu Münebbih : Bu, Ebu Hureyre'­
nin Allah'ın Rasftlu Muhammed (S) den bize tahdis ettikleridir, dedi ve
birçok hadisler zikretti. Bunlardan biri şudur: Ra�fıluijah (S) şöyle bu­
yurdu : « Vallahi, çok oiur ki ben ailemin yanına dönüb gelirim de şilte­
min üzerine (yahut evimin şurasına burasına) düşmüş bir hurma bulu­
rum. Onu yemek için ağzıma götürürüm. Sonra onun sadaka olmasından
(yahut sadaka .malından olmasından) korkarım da onu atarım>.

164 - (10.71) ......... : ·Enes ibn Malik (R) den, (şöyle demiştir) :

Peygamber (S) bir hurma danesi buldu da: «Bu sadaka malından
olmasaydı onu muhakkak yer idim> buyurdu.

165 - .( ) ......... : Enes ibn Malik (R) şöyle tahdis etti :

Rasulullah (S) yolda gide:rken bir hurmaya rast geldi de:· «Bu, sa­
daka hurmasından olmasaydı, muhakkak bunu yerdim» buyurdu.

166 - ( ) : Enes (R), (şöyle demiştir) :


1 1

Peygamber (S) bir hurma danesi buldu da: «Eğer bu sadaka olma-
;aydı bunu muhakkak yerdim> buyurdu.
278 SAHlH-1 MUSLlM

(51) PEYGAMBER AİLESİNDEN OLANLARIN SADAKA ÜZERİNDE


ME'MÜR OLARAK ÇALIŞTIRILMAMALARI BABI

167 - (1072) . . . . . . . . . Rabiatu'bnu'l-Haris'in oğlu Abdu'l-Muttali�


tahdis edib şöyle dedi : Rabiatu'bnu'l-Haris ile Abbasu'bnu Abdi'l-Mut-
K1TABU'z-ZEKAT 27V

talih bir yere gelib : Vallahi şu iki oğlanı (yani beni ve Abbas'ın oğlu
Fadl'ı) Rasulullah'a göndersek, bunlar Peygamber'le konuşsalar, Peygam­
ber de bunlara şu sadakalar üzerine me'mfır ta'yin etse sonra me'mô.rla­
rın te'diye edegeldikleri şeyleri onlar da eda etseler ve bu suretle me'­
murların almakta bulundukları maaşdan bunlar da alsalar� diye konuş­
tular. Onlar böyle konuşurlarken, Aliyyu'bnu Ehi Talib geldi ve onların
önünde durdu. Bu meseleyi ona da söylediler. Bunun üzerine Ali ibn Ehi
Talib: Bunu yapmayın. Vallahi Peygamber bu dediğinizi yapmaz, dedi.
Rahiatu'bnu Haris Ali'ye itiraz edib:
- Vallahi . sen bunu bize ancak hasedinden dolayı yapıyorsun. Ye­
min ederim ki sen Rasfılullah'ın damatlığına nail oldun da biz sana bu
hususta hiç hased etmemiştik, dedi. Ali:
- Peki, iki oğlanı yollayın, dedi. İkisi çıkıb gittiler, Ali de yan üstü
uzandı.
Ravi Abdulmuttalib dedi ki: Sonra Rasfılullah öğlen namazını kıldı- ·
rınca ondan evvel hücreye kadar gidib hücrenin yanında durduk. .Niha­
yet Rasulullah geldi ve kulaklarımızı tuttuktan sonra: «Gönüllerinizde
topladığınız sözü çıkarın» buyurdu. Sonra hücreye girdi, biz de huzuruna
vardık. Kendisi o gün Cahş kızı Zeyneb'in yanında bulunuyordu. Biz her
ikimiz de sözü diğerimize havale edib söze başlamasını bekledik. Sonra
birimiz şöyle konuştu :
- Ya Rasulallah! Sen insanların en iyisisin ve insanlara ençok iyi­
lik ulaştırıb yetiştirirsin. Bizler buluğ .çağına varmış haldeyiz. İşte biz
sana şu sadakalardan bazısı üzerine bizleri me'mfır ta'yin etmen için gel­
dik. Eğer bizi me'mfır ta'yin edersen diğer me'murların, Üzerlerindeki iş­
leri yerine getirdikleri gibi biz de vazifelerimizi eda eder ve öj;eki me'-
murların almakta oldukları maaşa biz de nail oluruz, dedi. Rasfılullah
uzun müddet hatta biz tekrar konuşmak isteyinceye kadar sükut etti.
Tam bu sırada Zeyneb, perdenin arkasından bizlere: Artık Peygamber'le
konuşmayınız diye eliyle işaret etmeğe paşladı. Bundan sonra Rasulullah:
- Şüphesiz ki sadaka (me'murluğu), Muhammed ailesine layık ol­
maz. Sadaka ancak insanların kirleridir 58• Mahmiyyeyi - ki bu zat ga­
nimetlerden alınan beşte bir vergisi üzerinde me'mur idi 59 - ve Hari­
su'bnu
.
Abdi'l-Muttalib'in oğlu Nevfel'i bana çağırın, dedi. .Bunlar (çağ-

58. r.'k c::- �.uıJ r,..ı J- &·)t..,., ı:)I �r-� J.-J l r: ft't:ffJ ("__,..hi' 4;� ı-,.ı ı _,...ı ı:ı,. �
: Onlann mallanndan sadaka. al ki bununla kendileTini temizlemiş ve onlan bereket­
l.enı:Urmiş olasın, onlar.a dua et. Çünkü senin duan onlar için siikunettir. Allah ka.kkıyle
işiden, hakkıyle bilendir,. (et-Tevbe: 103).

5�. J�Jlj_lJ �>l-l'J ı.ıl::IIJ ıJ.�.aıı<.S..ü, J,-__,u., .ı,_j,. (ij �,li ..ıS' ı:ı,. ;.=� k·11.,�1J
Bilin ki ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin mutlaka BEŞTE B,iRl Allah'ın.,
Rasilliinün, hısımların, yetimlerin, yoksullann, yolcu.nundur,.,. (el-Enfal: 41).
280 SAHJH-t MUSLtM

rılıb) yanına geldiklerinde P�y�amber Mahmiyyeye hitaben (Abbas'ın


oğlu Fadlı göstererek) : «Kızını bu gence nikah et!» buyurdu. Bunun üze­
rine Mahmiyye, Fadl'ı damatlığa kabul etti. Rasulullah, Nevfelu'bnu Ha­
ris'e hitaben de (beni kasdederek) : «Kızını bu oğla11a nikah eH» buyur­
du. O da beni damatlığa kabul etti. Bunun akabinde Rasulullah, Mahmiy-­
yeye hitaben: «Şu gençler adına kızlara humus malından··
şu kadar ve şu
kadar sıdak (yani mehir) ver» buyurdu 60•
Zuhri: Abdullahi'bnu Nevfel'in · oğlu Abdulalh, Rasulullah'ın o kız­
lar için ta'yin e_ttiği riıehr�n mikdarını bana beyan etmedi, dedi.
- .

-
,
·
....

•\ c:.f'
, ��.:.<) '-' u--l
.... J.J_) ,.
.,,, .,,, •
J • ..J�ı..3
.,,,
....

, . P.;.
•ı ....

.... \ . ._.,ı.
...
.. • 1
. >•. , •.} J'·
....
w" �> . u J ..;--" j vJ ..ııı.
• j J•\r_-;;;....
.,,,

"1 •


v,ip
I•� (
.. . ) - \ "'\ı\
,•
'-' �, f.-:'- u'-
'-,• .,,,, • , • • ·�,. .,,. .,. ",· ,. .• .,, �ı: - .,_.,,,. • .,,. . .. ;.. .,. • ,,,,..
�U�J\ f-:'- _,J u)�I j '- ":!) j Jk.11 -½c; ı.)\
. � �.;.�il (..,� ..i .,,.'-'. .,ı.:,.);,ıa!I .,. .
.
.., ,. ., .,,, , .,,, . _,. " . . .,., - ,

� _,.'":"'"�!:.iı ı;� �� '�j\


.,,,
� 3: .�\�\J �k'.iı � � �}-:j\ � �==�� ��i �\ � �;�\
., ,,,.
;:...,,__ �t::,. � �IJ .,�� \:yı: ı.f\;�; (..,�,4�j �::';
•f..... • \ ., • .•
:_jılf: �-- J�j .�G �N� f
�N �l\

�:;. 'J;. • J,.\G-' t:1' 'J ! �\j


r "'

t)i\ 0:_;_}. \ \; \ : Jt; j . �1; �;��I ..(�· �.ı;) ��


- , ,,,.

.
\....,.; � - "-..:. ,. ',,,,.
--
.�
·ı
�\\ �./-�·,Jl �--- "},,........
L.:�..>. \.. l.) l: 1 �Jl
....�,. ,,],(,,
.
c-:, , � 1 :=-,\;�:a.ıı �f-� � 1 Jı; r:
):;�,
....
....
ı -:. ... ., ti t ,� ,. ,,,,. ,,,,. \. � ., - ,,. .,,. ,
�1 J.f '1 �ıj• . �l:Jı
,�} ::i J. ..,, • , ,
k· » \:1 ��.:';Ji � J\;j
'
.... \cJJ...�
. .,,,.,
... • .... ::..... J, .,..\ -�
.... . ... ,,.J .........
.... •
·ır ·ı>t ', \ , - ....
-' .. t
v>:J......J} J « �,.►.. � ":�� .... .r :') ( ı. o
»·� � u ,J'-'
� '1 j
f- "' .J� J _
4
\; a� I � � j . �
..,,
;-�
r: ....

1.o ,,,,.,,, \
ı�•"\ , .... >.ı
- �;, ı..f' �•--- �
., ,,
•-• \ ��.� UJ-J'-,)
't > •V
C>
-ı ,,,,.,


168 - ( ) . . . . . . . . . : Rabiatu'bnu Haris'in oğlu Abdu'l-Muttalib : Ba­
bası Rabiatu'bnu Haris ibn Abdu'l-Muttalib ile Abbasu'bnu Abdi'l-Mut­
talib'in, Abdu'l-�uttalib ibn Rabia'ya ve Fadlu'bnu Abbas'a: İkiniz ;Ra­
s(ılullah'a gidiniz, dediler diyerek hadisin tamamını, bundan önce geçen
Malik hadisi tarzında sevk etti. Ancak bunda şöyle demiştir:
Ali ridasıru yere attı, sonra üzerine uzandı ve: Vallahi oğullarınız,
Rasulullah'a gönderdiğiniz maksadı elde edemeden menfi cevabla buraya
sizin yanınıza dönünceye kadar ben yerimden ayrılmam, dedi.
Yine bu hadisde · dedi ki : Sonra Rasulullah bize :
- Şüphesiz bu sadakalar, insanların kirlerinden başka bir �ey değil-

60. �V"' r� .�... l_.i,' c•..$' 0c. ('o �ı. j\; -�- wr'\ı.ı...- .wı ,.,· , J

Kadınların mehirlerini yürekten iştiyerek ve (Allah'dan) bir ati111ıe olarak ve,-in.•.


Bununla beraber eğer ondan birazını gönül ho1luğu ile .!ize bağışlamış olurlar.!a /<>nU
da içinize sine sine viııin• (en-Nisa: 4).
KtTABU'ı-ZEKAT 281

dir. Sadakalar ne Muhammed'e ve ne de Alu Muham:tned'e 61 halal olmaz,


buyurdu.
Keza ravi dedi ki : Sonra Rasulullah :
- Mahmiyyetu'bnu Ciz'i bana çağırın, dedi. . Bu, Esed oğullarından
bir kimse idi ki Rasulullah onu ganimetlerden alınan BEŞTE BİR vergi­
leri üzerine me'mur olarak kullanıyordu.

��, ,..,� "-'!.: '�I � J ;ı, �) r--.: �


,I,ı J-- ..�;u ��' �'d ":"� (oy)
L;� Jı; ,� ,.,"�ı y�� ıj� ,;j��ı,..,İ �\:-.). :J -'11 ✓-� l Üı
.-
y

-:1" ;.ı ✓ ;j__.J-11 � � "./ .,..- 1 JLı ��) ' ;,;__.J.JI �)


J

61. Namazda ve namaz haricinde okumakta olduğumuz salavitlardaki Ahı Muhammedin


kimler olduğu hususunda bundan evvelki bibm hlşlyesinde Ehlu Beyti izah ederken kısaca.
açıklama yapmış ve At kelimesinin de Ehlden kalbedildiğini, Ehlu Beyt hakkında da
birçok görüşler olduğunu söylemiştik. Bunlardan bazıları şöyledir :
Ebu Hanife ile Malik'e göre hı;ıssaten Haşim Oğullarıdır. Hlşim, Peygamber'in bi­
rinci dedesi olan Abdu'l-Muttalib'in babası ve üçüncü dedesi olan Abdu Menaf'ın oğ-
1
ludur.
Malikilerden Mısır'lı Esbığ ibn Ferec: «Sen (ilkin) e,ı. va.kın hı.ıımlannı in.zar et•
(eş-Şuara: 214) ayeti nazil olub da Peygamber'in ilk İslim'a da'vet ettiği kimselerdir,
demiştir. Hatta buna dayanarak bütUn Kureyş Peygamber'in akrabasıdır, diyen ilim­
ler de vardır. Aıu İbrahim ve Aıu Muhammed'e, İbrahim ve Muhammed wnıneti ma'­
nasınadır da denilmiştir.
Şafii'ye göre: Haşim ve Abdu'l-Muttalib oğullarıdır.
Ebti Hanife· ile Malik'in hassaten Alu Muhammed'dir dedikleri Haşim Oğulları:
Ali, Abbas, Ca'fer, Akil, Haris -ibn Abdi'l-Muttalib ve bunların çocukları ve torunla­
rıdır.
İşte bütün bunlara hem zekat ve sadaka, hem de bunların memClriyetlerininin ha-
ram olduğu bildirilmiştir:
282 SAHIH-1 MUSLİM

(52) HEDİYYEYİ VEREN, VERDİĞİ HEDİYYEYİ SADAKA YOLUYLA


MALİK OLSA BİLE, PEYGAMBERE, HAŞİM OĞULLARINA VE
MUTTALİB OĞULLARINA HEDİYYE ALMALARININ MÜBAHLIĞI;
KENDİSİNE SADAKA VERİLEN KİMSE SADAKAYI ELİNE ALDIĞI
ZAMAN O ŞEYDE SADAKA VASFI ZAİL OLUB, ARTIK SADAKA
ALMAK HARAM OLAN KİŞİLERİN HER BİRİNE HALAL
OLACAĞININ BEY.ANI BABI

169 - (1073) ......... : Ubeydu'bnu's-Sebbak, Peygamber'in zevcesi


Cüveyriyye (R) nin kendisine şöyle haber verdiğini söyledi: Rasfılullah
(S) CUveyriyye'nin yanına girib: «Yiyecek bir şey var �ı?» diye sordu.
Cüveyriyye: Hayır, vallahi ya Rasfılallah. Yanımızda azadlıma sadaka
malından verilmiş olan etli bir koyun kemiğinden başka yiyecek bir şey
yokdur, dedi. Bunun üzerine Rasulullah: «Onu getir. Çünkü o yerine
ulaşmıştır (yani ondan sadaka hükmü zail olub bize halal olmuştur)» bu­
yurdu.
. ( ) ......... : Buradaki raviler de Zuhri'den bu isnad ile ayni hadisi
rivayet etmişlerdir.

171 - (1075) ......... : .Aişe (R) den:


Peygamber'e bir sığır eti getirildi _de: Bu Berire'ye sadaka olarak ve­
rilen ettir, denildi. Bunun üzerine Rasulullah: «Bu, Berire'ye sadakadır
bize de hediyyedir» buyurdu.
KİTABU'z-ZEKAT 283

172 - ( ) . . ..... . . : .Aişe (R) şöyle dedi :


Berire hakkında üç hüküm sabit olmuştur: İnsanlar ona sadaka ve­
rirlerdi de o da bunu bize hediyye ederdi. �unu Peygamber'e söyledim.
Peygamber: O, Berire'ye bir sadaka, size de (Berire tarafından) bir he­
diyyedir: Binaenaleyh onu yiyiniz> buyurdu 62•

�, ��:;, ;1ü:; J� � �� 01;.. i;:;:, '-'.i � .t;, ;, L:.?�., (... ) - , vr


-}=��ti 8-� . J�;ı:; ti 8-�J l . -G},;j, ��İ:; '-i-[;iı � J::.Jı f;;
-��,,;, �\; � ��� 'r:�ı\ 8i = J\i ,f:liı\ � ��:,n�;� ::..:f_= J�. �� 8-�
� ,,,,,, > • ... • ,. .... • ' )

, ... .
. �u., � J!,,,,.,. ,,,,,.

173 - ( ) . .. ...... : Buradaki iki tarik ravileri de, .Aişe tden, o da


Peygamber'den bu hadisin benzerini rivayet etmişlerdir.
( ) ......... : Burada Maliku'bnu Enes, Rabia'dan, o da Kasım'dan,
o da Aişe'den, o da Peygamber'den yukarıdakinin benzeri hadisi haber
verdi. Ancak şöyle buyurduğunu söylemiştir: «O,. Berire'den bize bir he­
diyyedir».
... • ,. • ,, ... ... ... ... • .: ,. • . ., ,. . ,.
' -� ;. � ' .}_� ı:r r:� '7'
.... • .... ,, . ,. . • •
'-',ı., ( \ • V'\) - \ V t
.-
,,
..t. \' • \t � ,.� . ,.

. .,..,, ,, � .... �' .,,,


..r" \ ,.\��
• \ \�
'
..\_.,.. • ı.J_ �,. )

r;
'
. :�. Ç� ...�1� jı �;:� · ��' � !\�� � �' �,?; Jl ::.:;_ = �\; ' ���,' :r
,,,�

l:Jı::2� -� �i �1- 'V: ::J� « H;) j;. » J� -�, Jı � �\:)_,�) ,Ç (l;( :.;
.« r:ı.i :;;:� )j Ç1]) J�. l;J� r-:: f��. J, !\�\ �
62. Aişe bura.da ikinci ve üçüncü hükümleri zikretmedi. Onlar da: «Vela, azad edenindiı:�
hükmüyle bir kölenin nikahı altında iken azad edildiği zaman nikahının. feshi husu­
sunda Rasfılullah tarafından muhayyer kılınması hj.ikmüdür.
284 SAHIH-1 MUSLİM

174 - (1076) Umm� Atiyye (R) dedi ki:


Rasulullah · (S) bana zekatlık bir koyun göndermişti. Ben de bunun
etinden bir parça Aişe'ye gönderdim. Rasulullah, Aişe'nin yanına geldi­
ğinde:
- Yanında yiyecek bir şey var mıdır? diye sormuş. O da:
- Hayır, bir şey yokdur. Yalnız sizin Nüseybe'ye 63 gönderdiğiniz
koyunun etinden bize yolladığı bir parça et vardır, demiş. Rasfilullah:
- Getiriniz, o zekat yerine ulaşdı buyurmuştur 64•

175 - (1077) : Ebu Hureyre (R) den, (şöyle .demiştir) :


Peygamber (ailesi dışından) bir yiyecek getirildiğinde: (Bu hediyye
midir yoksa sa_daka mıdır? diye) onun mahiyyetinden sormak i'tiyadında
idi. Hediyyedir, denilirse kendisi ondan yer, sadakadır de_nilirse ondan
yemezdi.

63. Bu, Ummu Atiyye'nin adıdır. Nesibe dahi denilir.


6-t. Bu ve bundan önceki bibların hadislerinde göril.ldüi{l üzere Rastllullah zekat mahndan
yemez, Ailesine de yedirmezdi. Çünkü bu kendisine ve yakın hısımlarına harim idi.
Fakat zekat Ummu Atiyye•nın· mülkiyetine aeçtikden sonra Hz. Aişe'ye gönderildilin­
den bahs olunan etin mahiyyeti deiifiyor, hediyye oluyordu. Hediyyeyi ise Peygamber
ve lilesi yiyebilirlerdi. •Zek�t, yerine ulafmııtır> edebi. vecizesi ile . bu �r'i haklkat
ifide edilmiştir.
Bu hadiılerden şu hüküm de çık.ıriiıktadır :
a. Peygamber'in zevceleri tarafından hilrriyete kavuşturulan kölelere zeltlt ve­
rilmek caiz olduğu,
b. Sadaka, sadaka verilenin kab(U etmesi ne· onun mülkiyetine geıı;tfkden ıonra
mAbiyyeti de�eğinden Ha§imi'ler için bunu yemek ciiz olduju.
Sadaka etinin, leş eti eibi zatında hurmet yokdur. O, bizAtlht baW.dır. Buna hur:­
met sadaka vasfının eklenmesinden ileri gelmiştir. Fakat sadaka, sadaka edilenin -mül­
kiyetine geçmekle bu vasıf zail olmuş bulunuyor. Bu, hediyye edilince de hediyye ve­
rilen kimse için halel oluyor.
KİTABU'z-ZEKAT

;j�J;�,�.,JI":� (ot)

�:��:_[,, �l}\ -'�J, --� J_\


....
� ...._;::;
.-
;t,, �� � �:� \.:?� (\•VA) - 'V\
.
.• \ \ 0_• �"'\ ....... ) • .. " \; ..... } • • ... . ,, .. ... ., ... .,_ ·< (_ ... ,,. 1 . ... ,,_
... f; , ... ' .... ..
.,
e
1 ..
... •
-½ ��-: J •. ;:,. 'İ, -'./" ,y-, '½--.!ı i.J'- � J \j �;.\: � u�. �l..t.l
,, ..

. \.JJ �
..........
\:.t�. ( .� �\ ��J)
... •• •

.J/:; '�:.:.:; �-' 0�. ( '..j �\_;) �� Z: �\ ı;;,.; (j�J l


.,. ,. , ...
,,.} •$ • • ,

• •1-... :ııl'.ı:, �U\ 'Jt• • _ ......... J•'>f.'\-: •,tl"- l\'l , ... �i/ ,,.J ... ı:'. J ı,. l. >•;
« tt: "ı.J ! > \i ' tt;.l.4):. ('.J; .ti\ .,l.., '� � U.J-:J .,)D : . li . '-'-'' �' 0: �l -½�
. 4 j:,i --!, i /1 'J � !�UI » ;:ıı..;, -�:.:..ı_ j:,i ;,i, �' �frk

(54) SADAKASINI GETİRİB VEREN KİMSEYE


DUA EDİLMESİ RABi

176 - (1078) . .. ..... . Abdullahi'bnu Ehi Evfa (R) şöyle dedi :


Rasiılullah (S) ın adeti, huzuruna bir cemaat zekatlarıyle geldiğinde:
« Ya Allah! Bunlara salat et, (yani rahmet ve mağfiret ihsan eyle)! diye
dua ederdi. Babam Ebu Evfa da sadakasını getirdiğinde onun için de Ra­
sulullah : « Ya Rabb! Ebu Evfa ailesine salat eyle» diye dua etti 65•
( ) . . . . . . . . . : . Abdullahl'bnu İdris de Şu'be'den bu isnadla rivayet
etmiştir. Ş\Jkadar var ki o: «Onlara salat eyle» demiştir.

65. � � _c1t·:>t.- J' � J..J . : ... _Onlara du4 et. Çünkü ,enin duan onJar
içit� bir rikilnetti1'.. (et-Tevbe: 103) Peygamber'e bu Ayetle salat etmesi' emr olunmuş­
tur. Diğer mu'minler salat lafzı ile dua etmezler. Çünkü ııa.lat lafzı ile dua etmek, Pey­
gamber'lerin ;siarıdır. Meseli her nekadar ma'ni itibarıyle sahih olsa bile EbO Bekr
.alla.lla.hu aleı,hi ve ıellem denilmez. Nasıl ki Muhammed Arr.e ve Celle denilmesi de
cıaiz
·
değildir. Çünkü Arı:.e ve Celle, Allah TeAli'yı zikredib anmanın şiarıdır (NevevD.
Ebu . Hanüe, Malik, Şlfit, Ahmed ibn Hanbel öbi birçok ilimler, Peyıamber'ler­
dmı başka kimseye mustakillen salat edilnıez, demi�erdir.
286 SAH1H-l MUSLlM

(55) BİR HARAM İSTEMEDİĞİ MÜDDETCE ME'MPltA HOŞ


MUAMELE YAPMAK BABI

177 - (989) . . .. . . . . . Buradaki dört tarikde Cerir ibn Abdillah (R),


şöyle demiştir: Rasulullah (S) : «Size bir me'mur geldiğinde, (ayrılıb dö­
nerken) kendisi sizlerden razi olarak dönsün> buyurdu 68•

66. Hadisden maksad; amir ve me'murlara itaat ve iyi muamele etmek, onlara yumuşak
davranıb işlerinde kolaylıklar sağlamak, muşkiller çıkarmamaktır. Bu suretle amir,
me'mur, vazifeli, vazifesiz bütün musµmanların aralarının düzgünlüğü, birlik ve vah­
detierinin en güzel şekilde devamını vasiyettir. Bunların hepsi, amir ve me'murlar hal-
. ka zulm ve haksızlık yapmadığı müddetce uyulacak tavsiyelerdir. Eğer zulm ve haJc­
sızlık yapmak �sterlerse o takdirde haksızlık: ve yolsuzluklarda onlara muvMakat ve
itaat yokdur.. : <Nevevi>.
_13 - KİTABU's-SIYAM

(1) RAMAZAN AYININ FAZİLETİ BABI 1

1 - (1079) ......... : Ebu Hureyre (R) den:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Ramazan geldiğinde cennet kapıları
açılır, -cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır>.

ı.
.,�, � � ı} J'ı .,.JJJ c.SJ.•"� ..:ı4_J c.rl:J c,S..U. Jl,;1)1� Jj'\ c.5-All�L...; ,.ır:,
1 J� J _,-lJ r'� �J. 'J J .J'�I � '"'' �-'- _,,;..ı r�' �. ;.w fa �}· J' r�V'" j� c.J J �
A

J;_fa; f'.C.,J �.ı..al. J� (JII I J�J ;..ı..Jl


: O Ramazan a11'ı ki insa.-nlan i,-� için hak Fu,-ka,n•ı, hidayet delili beı,ııineler halinde
Ku,-'an onda indirildi. Onun için $izden her kim bu a.11 §'Uhudda -ya,ni hazarda.- iııe
onu orııc tut8"Un. Kim de hasta 11ahııt Bejerd.e iıe tutamadığı· günle,- ıaı,ısınca. diğer gün­
lerde kaza et.sin. Allah size kolaylık irade ediyor, zOTluk irade buı,urmuyor. Hem bu­
yuruyor ki 8ayıyı ikmal eyleııeMniz de aize hida11et buı,urduğu vech üze-re .,Allah'ı tek­
bir ile bü11iiklüı,esiniz ve gerek ki şükr. edesiniz• ·(el-Bakara: 185).
288 SAH!H-1 MUSLİM

2 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) der ki:


Rasulullah (S) : « Ramazan olduğu zaman rahmet kapılan açılır, ce­
hennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincirlere vurulurlar»· buyurdu.
( ) ......... : Ebu Hureyre (R); Rasulullah (S) : « Ramazan girdi-
ğinde» dedi diyerek yukarıki hadis gibi rivayet etti.

. J.>yİı �j.) JıalıJ' "'>Y' �j.) ,Jt:u� (';J �Y.J �� (\')


v.;. u:� �• ;.,., d1 ,.;, } ,,,} J
. .,
t ,; 1 ;�
.
,,, ...,.,. ..\ ..::. .,ll 4 ,.� •/.."'
-�, �/ 9:\ �,
., ,,.,., • ., .,, • .,
�,J 4Y' �\A Lf � .J': 4..1\t • cs.-t: '-',
,.,.,,.•

'-!9�Iı..,ı,')P ( \ •A• ) - tıı


1

·.-ı.J'f,., • ,.•J.ı
,-:. '"., \ , L!.. ".. --,.s - h
ı.s> J�AJ , J . �.ı� J./ u> .r , .. ..... .. ' !., ' ,. ;� �
, Jın ��.,. --<"; '�\ ,• � '{:"
J ,.;
�ı� ııa �,,

•u ,ı ıJt.ü, ·p.� �'


(2) HİLALİN GÖR'ÜLMESİYLE RAMAZAN ORUCUNUN vucOBu
VE HİLAL EVVELİNDE YAHUT SONUNDA BULUTLANIRSA AY'IN
SAYISININ OTUZ GtiNE TAMAMLANACAĞI BABI

� - (1080) ......... : İbnu Umer (R) den, (şöyle demiştir) :


Peygamber (S) Ramazan'ı zikredib şöyle buyurdu: . « Hilali görmedik­
ce oruc tutmayın, hilali görmedikce iftar etmeyin (yani- bayram yapma­

:; ... , ... ı,
yın). Eğer hilal üzerinize bulutlanırsa mikdarını hisab ediniz» .
ı,,.·,r.��.,.
'-,.,,,V'
.ı..)P-
.•,·., .r, .... "',(-:.�-- ı: .,• .,,. , ,•. ;,,-., (• • • ) - <"
9- -!9.," � �
iı" ' � ..l:f- \;.j -A> • �� ..i. \;.j ..b- • � d. , '-1. �
,,,, , ,,,,

,iC;.J ,ıe.J ...... -- . P' .. .ı.>lfJ�• .-..,.�..t


• /·�,..,".:A,"}..j. \J;',..u�
.,.

,ıeı; �;�.,,)

..•
..��....¼, ��.
., .,�c. \ ,
. , .,
--· !..... ( .. - r; .,., ,
��) ]';. �\J �) �\ � �;}
:.. " r·' ,_:. \ -- . ı., J� J ........
eı "'., JJ'ı.,. \..,,.
,..,
_,

.,'-�J\!UJ
., .,. t •.!' � -{. )
4 - ( J ......... : İbnu Umer (R) den:
KİTABU'ı-SlYAM 289

Rasftlullah (S) Ramazan'ı zikretti de iki elinin on parmağını açarak


buyurdu ki : «Bir ay şöyle, şöyle, şöyledir. (Sonra üçüncüde başparmağını
düğümledi). Ve hilal'in görülmesi sebebiyle oruc tutunuz ve yine görül­
mesi sebebiyle orucu bırakınız. Hilal, üzerinize bulutlanırsa ay'ı otuz
takdir ediniz».
.
�, ��.,. » ...J\j(_ j . ;(::.;'\\l..�:.,
..... ' �\ ',., \;;".b- . �'\ (w"-:�..L>
... ,. .......
-½f'
...
. ,,. .
.... . �... �\ l.:,?� ( ...) - o
J
. t.l:..\ � \ �-:> .,� « vf'fa" fi\i f.;ı�_.
,,,,.
,,,,. _,,. '& ,,,,. • • ,, ., • • ,,
.,
..
'J)
_, A .,.. .., _._,. •

. ,.... �\ ....,. • ........ ,:;.ııı.... ...


: ... J.. ,,,. ! t:,,.
li j . C•
.)c.-�•\ ....
l.L , � f::f' ....
,:,r_ .,.
-f:ı:.- ,.,
41 es� l.'..J ..b-
. ,. 1,._,,,,JP
-f-:::.-.,. ,.,il �ı\ ,.��
,
• �- .J ( ... )
. . - •

--: ?,....... -: ?ı ... • -: ?, ...


, J• -.,, ..... t,..-: � C:a;....
,. •..... ., •• ,•. -.,, .... <'-: .üı� �\ ,., ,. .......

.
\ ,
• .« �J J.)._..J J.>-A .Jt'-' • ""J ..ı-� J � .Jr-' :o
, ,, ., .,
(.)lA9 �
,, J .J .) ) � .... (.)..,.,...
, ,.,, ,,
0-:!:"f: :.µ,: '{, « .>� \Jj�\i , J\; j
. ( ,

5 - ( ) ......... : Ubeydullah bu isnadla tahdis edib, bundan önceki


Ebu Usame hadisi tarzında : «Eğer hilal size bulutlu olursa artık Ramazan
hilalini otuz hisab ediniz» buyurdu, dedi.
( ) ......... : Yine bu isnadla İbn Umer dedi ki : Rasulullah, Ra-
mazanı zikretti ve: «Ay,. yirmi dokuzdur. Ay, şöyle, şöyle, şöyledir» bu­
yurdu. Akabinde İbn Umer : «Mikdarını hisab ediniz» dedi de «otuz» sö­
zünü söylemedi.
. .
,.,.> •

•>
.., (. •..,
� � / .f':' � ' �\j if ' . ":"',.\ � J:�
.., '".,.. •.., >
'j ..r'" 41. .J':!')
l....., ( ..-..,ı; ,.
u=-� w .,b. •
•..,
>
,• ,_ •.,,� .ı. •
"'.» () '
J ... - \
'J;. ,;.,� � �J:::.::-,'&, �r-!l' \s:·1, � �,�;.; J\i :J\i
� ,; ,, ' , ., , ,

:�J--;· J;. 'J��� 'lJ. �J.... }


#' ., ,.,

,.� \J),. ,.......u� • •• ,.. t>•.:,t;....


.... •
• (l fJ •
J
�J ...

6 - ( ) . . . . . .. . . : İbnu Umer (R) dedi ki :


Rasfılullah (S) şöyle buyurdu : «Ay, ancak yirmi dokuzdur. Hilali
görmedikce oruc tutmayın ve yine hilali görmedikce iftar etmeyin. Eğer
üzeriniz bulutlanırsa mikdarını hisab ediniz».

F: 19
290 SAH!Hwt MUSLlM

!ini gördüğünüz zaman oruc tutunuz. Şevval hilalini gördüğü�µz zaman


da orucu bırakınız. Eğer üzeriniz bulutlanırsa ınikdarını hisab ediniz».

8 - ( ) ......... .: Abdillahi'bnu Umer (R) dedi ki:


Rasfılullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu: «Rama7:an hilalini
gördüğünüzde oruc tutun,. Şevval hilalini gördüğünüzde de or1:1cu bıra­
kın. Eğer üzeriniz bulutlanırsa mikdarını hisab ediniz».

� �J�)��'j ::�:z_ 9:,�JJ�.�--�:, ����� ��., ( G...)-·�


ı , · • • -- .,...,. -- ,.. • , , ,, •./'...
� 4i \ � Jc.,..; � � � ,j'- _}.ı.>; '-'_ .JAJ , J:� U:-! w ..L.> : v ..i· J � J · . ,P.- : �-�
fi .,,
"" ,
,,,_
1:- •-, ...... .,, ,,,,.• ..... >•\,,,,.>" J. , ....,, ......,.� ,,,,. ...... ,. ,1\Jl�,,,,. ,,,,.,,,,.\
J
L:" -
(
�,ıı.,,,
iIJ ,,_:=-" ... ,.... -;_,�,,,,,
� JJ ••JJ
., ,.

(.S> y�-,, �,.,-:.�J�J


J •�
,,,,.

,... . .,,.,�
wı'

•.,._,.,, D _tij\'I
_,
_ ,.. uy-;
"' ' ----
, ... J\i ••Jt.�1-- ..c: .-.. r
.... ., ,,,,. ,,,, , ......

, . <' ·i';_ .,. • <' ·, ' - .r, , '-'.,


..,;f-,'
-.::;,;,J

• C ,� \J)"fi� ·(._;_: �l �1 :�; �( \)\ \I�. :j'j J;.


,,J.

9 - ( ) ........ : : İbn Umer (R) dedi ki :


Rasfılullah (S) şöyle buyurdu : ·cAy, yirmi dokuz gecedir. Hilali gör­
medikce oruc tutmayın. Üze�e bulutlu olması hali müstesna yine t hi­
lali görmedikce orucu bırakmayınız. Eğer üzeriniz bulutlu olursa mik:qa­
rını hisab ediniz».

1 O - ( ) ....... . . : İbn Umer (R) der ki :


Peygamber (S) den ·işittim (elleri ile işaret ederek) : «Ay, şöyle, şöy­
le, şöyledir:. buyuruyordu. ·ve üçüncü işaret edişinde baş parmağım
yumdu.

11 - ( ) � ........ : İbnu Umer (R) der ki:


KlTABU 11-SJYAM 291
RaaQlullah (S) dan işitt� : «Ay, yirmi d_okuzdur» diyordu.

. c:i d:h �:� � ��?\ �\ � Z: ��-� \:;�:


' ;) ,; . ,; .
. . -�l!� ::;_ �.. \;_;jp.J (....,. ) -. '"
. ' .,,,,.

. ,k.:.:, ,�.:, ,� �.:�\ )J�. �· . 0�' --, _.


if ' �� �;. �
,�--7 � �\�

•«
.
�:.jJ \?J \?
12 - ( ) ......... : Ab�ullah ibn Umer (R) den: · . .
.
Peyg8l':Jlber (S) şöyle buyurdu:. «Ay�· şöyie, şöyle,_ şöyledir.: On, on ve
dok\,lz olarak>.

. .
13 - ( ) . . . ... . .. : İbn Umer (R) der ki :
Rasulµllah (�) : cAy, şöyle, şöyle, -şöyledir» .buyurdu ve iki defa el­
lerini bütün parmakları ile çarpt�. Üçüncü çarpışta da sağ yahut sol baş
parmağını kıstı».

14 - ( ) ......... : İbn Umer (R) ·der ki:


Rasulullah (S) ; «Ay, yirmi dokuzdur» buyurdu. Ravi Şu'be bunu ri­
vayet ederken iki elini on parmağı ile üç defa işaret etti. 'Oçüncü işare­
.
tinde baş parmağını büktü.
Ravi Ukbe de: «Ay otuzdur» dediğini zannediyorum, deyib avucla­
rını üç defa tatbik etmiştir.
292 SAHlH-1 MUsIJM

.�t:.., :.ı\il \.l.�.. , ...�,:.,,.. .,�..,.-\1\ ..if ,vl:--- c.:r <.Sf. · 0:\ c.ı"
r ..... ' ... • ..... ı, , ....,., • .... , ,
,..; ,. r.�,,
t ..\> • .,.(\.. ,.
_ '-'. ,�., .:� ........
J.J. �• .>.► J (... )
........ -- ,. . ..
. �... �".: �\!ll ;1 �.� )'ı.: 'tj
15 - ( ) ......... İbn Umer (R) tahdis eder ki:
Peygamber (S) : «Biz Arab topluluğu ummi (anadan doğma sıfatta)
bir cemaatız: Ne yazı yazarız, ne de (astronomik) hisab yaparız. (Bize
lazım olan) bir ay (bazan) şöyle, şöyle, şöyledir» buyurdu ve elleriyle
yaptığı üçüncü işarette baş parmağını düğümledi. Sonra: «Ve (hazan da)
ay, şöyle, şöyle, şöyledir• buyurarak otuzun tamamını gösterdi 2•
( ) ......... : Esvedu'bnu Kays'dan bu isnad ile gelen tarikde, ikin­
ci (gösterdiği) ay için otuz sayısını zikr etmemiştir.
ı •-->'·,--t....ır.•�--
�\ f:-:�,:.,,. � w ..\.>. "'llıNj,:.,,
r ,.. .,• ,, ... r.-;.--- ı ,,,.,
f� ,..,, , -½� w ..l>. Ô)� , J�D .,,
c-,,,'ı.:;;)P
• .,
... - '\
( )
, . .,, -
•' t\ )'!t •t ....;. • 'u· \ 't ) , .,.>... �· ., .. 1- _, • \ ... ... --r'\; .,. ' ..... > ' •.,.
�_ .>.ı_ \A: .,_,� <.Jld -..ı..: �-: : u_,;._ �>;J � ..;ıP iJ. c;_-: u •• �.l.:� � 9!--- '-'�
• .,
....
... 1 • > \ .... ,,.:.
3 • � ,.,..
,ı9

.J·!;jı �C,�
., ,,.,. �
:;Gt,). ılC:, 1lC �.�.H » J� �
.. �'J.?J•�;:. � �::_ı\ --�U\ �\
. « (_ ır.::1 � j\ �J �........���
., ..
:/:J:, ...f]81�J)
.,
,�.:, ( �:,:
...

16 - ( ) ......... : Sa'du'bnu Ubeyde dedi ki :


İbnu Umer (R) bir kimsenin: Bu gece, nısf gecesidir, dediğini işitin­
ce ona hitaben şöyle dedi: Bu gecenin nısf (yarı) olduğunu sana bildi­
·ren nedir? Ben Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu:
«Ay, şöyle şöyle, (ve on parmağı ile iki defa işaret etti) ve şöyledir
(üçüncüsünde bütün parmaklanyle işaret yapıb baş parmağını yayılmak­
tan men' etti veya gerile«i)» 3•

2. Oruc, hacc gibi bazı ibadetlerin vakitlerinin kaın;eri eörmekle veya otuza tamamlamakla
ta'yin edilmesine müsaade buyurulması, ummet üzerinden güçlüğün kaldırılmasından
ve kolaylık ikamesinden ibarettir.
«İslam Dini ibadetlerimizi en basit ve en açık alametlere bailaniıştır. Bunun için
Peygamber kameri ay'ı bile ta'rif ederken hal.km en ibtidei kısmının seviyesine ine­
rek, sağırların, dilsizlerin, Arabca bilmiyen ecnebilerin bile anlıyabilmeleri için eli ve
parmaklan ile i§lret buyurmuştur» <lbnu Battal).
3. Bu hadisin ma'nası şudur :
Sen bu gecenin nısf olub olmadığını bilmezsin. Çünkü ay hazan yirmi dokuz olur.
Halbuki sen istedin ki bu gece, tamamlanması ile nısfın tamim olacajı &ünün gecesi­
dir. Bu ancak ayın tamamlanması takdirinde sahih olur. Halbuki sen tam olub olma­
dığını henüz bilmiyorsun •(Nevevi).
293

17 - (1081) ...... ... : Ebu H4reyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Ramazan hilalini gördüğünüzde oruc tu­
tunuz. Şevval hilalini gördüğünüzde orucu bırakınız. tizeriniz bulutlu
olursa otuz gün oruc tutunuz> .

,,.d. if (-r--� J\. �) '---:; 0�. �\,,(� � ..c::;:..:,ı, z; \.:}]P (. ..)- '"•
... �J\
ıJ; .. .,.. J'.,. J✓ J,.,,. .. J .; ..,,."" J� �
•. \[ • � l ı 1 \ ı L•:.,.. .i ı) \
J .:'6
J.ı� �\ �\ � � ;:;:; �.\:; ( )(_j � \ �J )

1
..ı )
. . .... ,. • ,;
,,..,._.,.," f ("""'".
P.• .;"' --- ,.•
. « ).MI .J4> .; .. �

18 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) den:


Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: «Ramazan hilalini görmek sebe­
biyle oruc tutunuz. Şevval hilalini görmek sebebiyle de orucu bırakınız.
Ozeriniz bulutlanırsa sayıyı tamamlayınız>.
'r.-;ıı: ... . , ,,,
--

,
> • ,,. .... (_ r • s, > . ,,,.t,., (::;�-- ı\>. -- ,,,.�- ( ) ,.
�..... : '-' Ü • � ııj (.j J...s! ıf' '½•.:.. W4J..> . '-' \ ı:., ..l► . .)laA 4,) � J..:�ı:. \,,,,,;")il J .. . - -,
,.
. . .
-- , . .,., - ... .. ...... ., c'\
, � ..... .,,, .,,, �

F
•ı - ,· --� , ... ... ,
� �i � . 4'_.::ı . J]
,. . .,,, ..... � ' ..... .. ..... ı, \ >
� .,.J ..,ı �;\j ... �JJ,,,. _r�
...... ,1, \ ,. ,
» � � U.J-)
� .. ' ,, } ;
• :
J
c.J.,r'. 6;, • ././1 �
.
. ..
,,.• A .:;: \
• (l (JU .,/\1
ı/_� }•.�n
.,....,, ..J

19 - ( ) . ... . .... : Ebu Hureyre (R) der ki :


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: �Hilali görmek sebebiyle or.uc tutu-
nuz, yine hilali görmek sebebiyle iftar ediniz (orucu bırakınız). Eğer ay
size gizli olursa otuzu sayınız».
,,..,.,,. ı,,. .... ,. r:.-.,. ı ..::iı •
J• , •.,.>r_-;_�.,. � -- · -- ı,,.· ;,;.,. ,,, •• �- ( . ) _,
/�'}l . � �•� <>,,.. r.i1:
- .
.,
J.J. �.b-. �d. tJ_ � � .._,,,,P . . - '•

!J.:�,) ı;ı » Jl.'i J�, • �,�.,�:ı '.ı


, ,,,,,

�: J\i � .:;..:,.�' �' �j\'t�' :';�n�' ir


f .. .- • ' --(""",,. (. .; ... ' , ı• --� , ...

.;.; • �,,. •t.. ..,,. �1_.,. ,. ' ,,.


.,. ,. • .;
« ....
�,.,,,., .. ,-: . •
.. fl J.W ,,,.,#' .,.,� \' \
- '-':,': ı.J"f J� •.,...,_) >jJ ..,,.,.:._.
L :.\i>'-r\•\
..r-
20 - ( ) ......... : Ebu Hureyr.e (R) dedi ki :
Rasulullah (S) hilali zikredib şöyle buyurdu : «Onu gördüğünüz za­
man oruç tutun, yine onu gördüğünüz zaman orucu bırakın. Üzeriniz bu­
lutlu, puslu olursa ayı otuz sayınız».
.
294 SAHIH-t MUSLlM

oRuc
. ca> ·:nıa -oVN vıt �İ. qo�i':.EvvELI)EN
. . l.
·.TlJTl\fAg
sORETiY,LE -R�A.ZA?fIN .'.ÖNİ)N� ·o�ME�• : ��I
. . . . .· ..-·· . ·· .
·ı:.. .... . . _ ._. . '• . .. .
21 .:.-.- (-108'2) :· .. , ......- -::·Ebu Hureyre (R) · şöyle ._dedi.:
. �sfrlupah (S) :,_·«·Bir. gün
.
ve
ikj. gün_· evvelden oruc tutmak suretiyle
sffin .l{a�azan'ın ,öi,:ü11e geç:meyiniz. · Bir· kimsenin adet edipdiği · bir orucu
tutar o _ lması.:·İriüstesnidır.··.'Böyle kişi .adet edin_diği o orucunu varsın tut-
. .
sun � 4.·. . '• ...-. ', . . : . •. . .
( ') .. . .. � .... : : Bpraciaki dört·. tarik ravilerinin hepsi de- Yahya'bnu
Ehi Kesir'den
.. · bu_ isnad ile y'ukafıki · h_adis tarzında tjvayet etmişlerdir.
.� .
u.....=•ı � ""7. �I �� (t)
' ' \

�- � �,ı� '\ , �- - • - , �,,. ) ..t •· . �\. _uz.� l •��


�\i:; � r (\.•A�) - ""
--
',J,:#./1.r" � • (> .ıA ../ ı:r �
--
:-•. \ �--.(,
'J_·,,.,. � _p-

-r>t
J- ,, • • • ......

��:G ,::,ı�-��,;; t,�-J,�� ,�;�1 J�. -��ı:,:;\·J���:::ı


ı �' J.;; �: �l'it <J. ,� ��). ��' �;.:, -". �;, :;�, ,�tJ ';JJ�-6:';� Ci
...
., ,. · ,. , --·' .,, ti
...
• (i. .
.;
.... " ,�l --Jr..-: �,,,,\ .... . ,. ·-· ,_,-: ........ ,., ... . ,,,..ıf-,.. ,�
....
..,,... .!J V w) ..
u A..U. '"1 ... �J ,,_,
-1 , \::.;. ..... v, '-"'jJ .•.A �,)
\:::.... •,.,,J,..,-, ...'"""..
.• ,,,.v--- ��' \�'•
··. � ,. . .,. ., ..
�-«4JJ�.J �

(4) «AY, YİRMİ DOKUZ GÜN 01:,UR• BABI .._ _.

-22 -. ·(1083) ......... _ : Ma'mer, Zuhri'den Peygamber'in kadınların


yanına bir ay müddetle girmemeyi yemin ettiğini haber verdi. Zuhri dedi
ki: Bana Urve, Aişe (R). nin şöyle dediğini haber verdi: Saymakta. oldu-

,. Oruçlunun itiyfıd e�tiği oruc, DlvO.d orucu . yahut haftanın, ayın muayyen ıün]erinde
orüc tutmayı ,adet edinib de bu orucun Ramazan'dan bir iki gün evveline tesAdüf et-
mesi gibidir. Adak· ve ka� orucları da bu sO.retle müstesiıidıL
Hadisin ina'nası, Ramazana ulaşmak maksadiyle bir iki orucıa Ramazanı karşıla­
mayınız, demektir. Bu, Hıristiyanların kendi re'yleriyle Allah'ın farzlarının · sayuıını ve
1

mikdarını artırmaları alışkanlığından ummeti sakındırma ma'nAsını tazammun etmek-


tedir.
K1TABU'ı-SIYAM 295.

ğum yirmi dokuz gece geçince, �sulullah (S) yanıma girdi. (Aişe: Ra­
sulullah
. evvela. ,9enimle başladı, demiştir). Ben :
- Ya Rasulallah ! Sen bir ay bizim yanımıza girmemeye yemin ettin.
Halbuki şimdi sen, saymakta old�ğum yirmi , dokuz günde girdin, dediin.
Bunun üzerine Rasulullah :·
""c"
'
Ay,• yirmi dokuzdur buyurdu.

· 23 - (1084) : Cabir (R) şöyle demiştir:


Rasulullah (S) bir ay müddetle kadınlarından ayrılmıştı. Nihayet Ra­
ı,ulullah yirmi dokuzun içinde biZim yammıza çıktı. Biz :
- ·Bu gün ancak yirmi dokuzdur, dedik. Bunun üzerine Rasulullah:
.- Ay ancak şöyledir ·dedi ve iki elini üç defa çarptı. Sonuncu çar�
pışta bir parmağı habsetti.

24 - ( ) . . . . .. . . . : Cabir ·ibn 'Abdillah (R) der ki: Nihaye�t yirmi


dokuzuncu· günün sabahında bizim yanımiza çıktı. Ora�aki .cemaatten
.
hlri:
- Ya Rasulallah! Bu gün ancak yirmi dokuzuncu günün sabahına
girdik, dedi. Bunun üzerine _Peygamber :
' .
- Ay, yirmi dokuz gün olur, dedi. Sonra Peygamber iki d�fa ell�ri-
nin bütün parmakla:tı ile, ·üçüncüsünde ise dokuz parmağı ile işaret,: ve
tatbik edib bu sayıyı gösterdi.
296 SAHIH-1 MUSLİM

25 - (1085) . .. . . .... : Ummu Seleme (R) şöyle haber vermiştir :


Peygamber (S) ailesinin bazı ferdleri yanına bir ay girmemeye yemin
etmişti. Yirmi dokuz gün geçince, günün evvelinde (yahut ahirinde) on­
ların yanına girdi. Kendisine :
- Ey Allah'ın Peygamberi! Sen bizim yanımıza bir ay girmemeye
yemin etmiştin, denildi. Peygamber :
- Ay, yirmi dokuz gün olur, buyurdu.
( ) ......... : Buradaki iki tarik ravileri de topdan İh_n Cureyd'den
bu isnad ile ayni hadisin benzerini rivayet etmişlerdir. ,
KlTAB'U's-SIY AM 297

27 - ( ) ......... : Muhammedu'bnu Sa'd, babası Sa'd (R) den; O


da Peygamber'den, haber verdi ki; Peygamber (S) Parmakları ile on, on
ve bir defa da dokuzu işaret ederek : «Ay, şöyle, şöyle, şöyledir» buyur-
muştur.
( ) ......... : Burada da İsmailu'bnu Ebi Halid bu isnad içinde yu-
karıdaki iki ravinin hadislerinin ma'nası ile haber vermiştir.

(5) HER BİR BELDE HALKI İÇİN KENDİ RU'YETLERİ BULUNDU­


ĞUNU VE HALK BİR BELDEDE HİLALİ GÖRDÜKLERİNDE BU
GÖRtİŞ HfiKMÜNÜN KENDİLERİNDEN UZAK BELDELER
HAKKINDA SA.BİT OLMAYACAĞINI BEYAN BABI

28 - (1087) .... . .. .. : Kurayb, Haris -kızı Ummu'l-Fadl'ın kendisini


Şam'a, Muaviye'nin yanına yolladığını zikredib şöyle dedi: Nihayet Şam'a
geldim ve Ummu Fadl'ın hacetini yerine getirdim. Ben henüz Şam'da bu­
lunduğum sırada, Ramazan hilali görüldü. Ben de hilali Cumua gecesinde
gördüm. Sonra ay'ın sonunda Med.ine'ye geldim. Abdullah ibn Abbas,
benden birçok şeyler sordu. Sonra hilali görüş gününü de zikredib:
- Hilali ne zaman gördünüz? dedi. Ben:
- Cumua gecesi gördüm, dedim.
- Sen bizzat hilali gördün mü? diye sordu. Ben:
- Evet. Halk da hilali gördüler ve oruc tuttular. Muavtye de oruc
tuttu, dedim. İbn Abbas:
29.8 SAHiH-! MUSLİM

- Lakin biz hilali Cumartesi _gecesinde gördük. ve otuza tamamlamak


için oruc tutmaya devam ediyoruz, yahut da hilali göreceğiz, dedi. Bunun
üzerine ben. '
:
. - Muaviye'nin hilali görmesi ve oruc tutması ile yetinmiyor musun?
diye sorunca.. : ·
. ' .

. - ·Hayır.' Rasulullah (S) bizlere böyle emir buyurdu, dedi.


Ravi Yahya'bnu Yahya: «Yetinmiyor muyuz, yahut yetinmiyor mu..:
sun?• sigalarında şek etmiştir..

(6) HİLALİN BÜYÜKLtjK VE KÜÇÜKLÜĞÜNE iTİBAR OLMADI­


ĞINI, ALLAH TEALA'NIN HİLALİN GÖRÜLMESİ iÇJN ONA İMDAn
BUYURDUÖUNU, BULUTLU YE PUSLU OLURSA OTUZA
-
TAMAMLANACAĞINI BEYAN BABI

29_- (1088) : Ebu'l-Bahteri (öl: 83) şöyle dedi :


Umre· yapmak için yola çıktık. Nihayet Batnı Nahleye (Nahle Vadi­
sine) indiğimiz zaman hilali birbirimize gösterdik. Bu sırada cemaatın
bazısı, «hilal üç günlükdür», diğer bazısı da «iki geceliktir» dedil�r. İbn·
Abbas'�·· kavuştu_ğumuzda kendisine.:. _
. - !)iz hilali gördük.· Cemaatın bazısı hilalin üç günlük olduğunu, di-
ğer bazı�ı d� iki gecelik olduğunu söylediler, dedik. İbn Abbas:. .· ·
-. Hilali hangi gecede gördünüz? dedi. Biz :
- Şu, şu ·gecede, diye cevab verdik. Bunun üzerine. şöyle dedi :
·- Rasul�llah. (S) � «Allah, görülmesi. içi_n hilale imdad buyurmµştur.
O, kendisinde gördüğünüz gecenin hilaliclir» buyurdu.
KtTABU'ı�SIY AM

30 - ( · ") ...,..•.... : Amru'bnu '.Mµrre dedi · ki :


Ben. Eb'-:l'l-Bahteri'den ·işi�tlıı\ şöyle 'dedi: Biz, Zatı Irk m�vkilnde
bulunduğumuz sır�da Ramazan hıla4ni gördük. Kendiiinden sormak üzere
bir insanı İbn Abbas'a yo��adik. İbn Abbas (R) şöyle de�ştir: Rasulullah
(S) buyurdu ki: «Allah Teala görülmesi için hilale imdad etmiştir. Eğer
üzeriniz bulutlu, �usıu· olursa. sayıyı (otuza) iamaı:nlayınız».

. -
(7_). RAS'OLULLAH (S) iN: · •İKİ BAYRAM AYLARI NOKSAN
OLMAZLAR• �ÖZÖNÖN MA'N�SINI BEY�N BABI
...
. '

31 -_ (1089) ......... : Ebu Bekre (R) den, !şöyle d�miştir) :


Peygam�r· (S) : «İki bayrani. ayla� noksan olmazlar. Bunlar: Rama­
zan ve Ztı'l.:.;
.
Hıcce aylanchr•. buyurdu 5• ·

5.· Buhiri'nln · bu blbda, ısblk ibn lWıdye'den ,elen rivlyeti/1Öyle bir tefıiri de ihtiva
· ,,, ·
· ediyor : · .. ·· · ·
C Bu bayram ayları ad� ve. h�sabca no�ıan olsalar bile, ecir ve seva b cihetiyle
tam ve kamildirler. « (Buhdn:. sa.ımı;,ehnt ıı,di�. ıa. ve11kua4u...). . ..
· iki -Bayram ay'mm hiç· noksanı olmamuı. keyfiyeti birçok . llimler tarafından çe-
şitli Ş4!killerde yorumlanmıştır. .. ·
Tah&vt §Öyle diyor: Hadisin medlfil� umtlıiıi · deiildır. · Yani her sene bu ild ay,
otuzar giin olur demek istenllmemiftlr. ÇUnkU ·bu aylann müteaddic:İ senelerde yirmi· do­
kuz olduklarına teddüf ettik. Hadi8in ma'niaı, iki Bayram ay'ı olan Ramazan ile Zu'l­
Hıc�, yiı:=ıni dokuz •iiln olsalar bile· .noksan delil kimil.dirler. Bunun birisinde oruc tu-
.tulur, diğerinde hacc; edilir· ve her iki ibadet hOkOmier cihetiyle tam ve kiniildir, nakıs
... . �
· . · .. -:_ · ..
. .. .
değildir demektir. .
\ '. .

·
; ŞArih · KirmAni de; «Havanın sisli olınası. cihetiyle Raırı.Q.zan'm adedi eksilse, Ara­
·
fat'da �ukOfun zamanı olan Arefe ııünü b.ir . gün evvel veya sonraya deiifse bile otuc­
i�un ve hacının. sevabı eksilmez» diyor. Bu kavi Ata'�an, �san Basrfden, Eb� .Ha-.
nife den ve Nafi'den de nald edilmiştir. .. . . .·
300 SAH!H-t MUSL!M

32 - { ) .... . . . . . : Ebu Bekre (R) den :


Peygamber (S) : «İki bayram ayları noksan olmazlar» buyurdu. Ra­
vilerden Halid'in hadisinde : «İki bayram ayları, Ramazan ve Zu'l-Hıcce'­
dir» şeklinde gelmiştir .

. )>·� � '.r.i) Jl:Vı,.) ,.)� ' /' t.A� � r'�' J J_,.-.,Jı ,.,; -v�. ":'� (")
, ('�H j J_;.)ı u� ('��Jıı ,: -.;;: (f;H �• � v\:.J

c:JJ., /.�J' ["-'' İ>1J .:.J) Jı;.JJ


.. • :- ,, • ' • ., .,,,. • ,• � , • (-;� , :. • ,, C ,• Y.... f• �• ( )
�\-½" w·�>-. '-·��..:J.,,,. \ ,j_ ,.,ı)ı._! .J! \ ı...,-;;, , •\• - r'T'
)'
\
, ($"'.!.!l if ,� ;._ı- "-'�)·\

'fJ 2;�c J;. , :.:,i:;- lJ , J� . �-.iı; � :S;ı.� ::,;


.... .... ,, ...
.:;_
,,,,,

;1'-Yı �i.:ı �: �;: Vı �tı

(8) ORUCA GİRİŞİN FECRİN TUL-OU İLE KESlNLEŞECOOİ, FECRİN


TUL-0UNA KADAR YEMEK VE DİĞER FİİLLERİN YAPILABİLECEÖİ,
ORUCA GİRME SABAH NAMAZI VAKTiNiN BAŞLAMASI VE DAHA
BAŞKA HÜKÜMLERLE İLGİLİ OLAN FECRİN SIFATINI BEY.AN
BABI

33 - (1090) . . . .. . . .. : Adiyyu'bnu Hatim (R) şöyle dedi :


«Sbin için fecrin beyaz ipliği siyah iplikden seçilinceye kadar ... •
(el-Bakara: 187) ayeti nazil olduğu zaman Adiyyu'bnu Hatim Peygam­
ber'e hitaben-:
- Ya Rasulallah! Ben yastığımın altına bir beyaz ve bir siyah ol­
mak üzere iki ip koyuyorum da geceyi gündüzden fark ediyorum dedi.
Bunun üzerine Rasulullah :
. «- Muhakkak ki senin yastığın çok enlidir (yani senin kafan kalın
da bundaki inceliği anlamadın). Bu beyaz iplik ile siyah iplik gecenin
karanlığı ile gündüzün beyazlığından ibarettir> buyurdu.
KtTABU'ı-SIYAM 301

34 - (1091) ... . ...... Sehlu'bnu Sa'd (R) tahdis edib şöyle dedi :
•Size beyaz iplik siyah iplikden seçilinceye kadar yiyin için• ayeti
nazil olduğu zaman bazı kimse bir beyaz bir de siyah iplik alır, bunların
renklerini açıkca fark edinceye �adar yer idi. Nihayet Aziz ve Celil olan
Allah, •mine'l-fecri (= fecirden)» beyanını indirib bunu tamamiyle açık­
ladı.

35 - ( ) ... . ..... : Sehlu'bnu Sa'd (R) şöyle dedi :


«Size beyaz iplik siyah iplikden seçilinceye kadar yeyin için ...• ayeti
nazil olunca bazı kimseler oruc tutmak istediklerinde bunlardan birisi
ayağına siyah ve beyaz iki renkde iki' ip bağlayıp Fecr'den sonra bu iki
ipin görünüşleri biribirinden seçilinceye kadar yemekde devam ederlerdi.
Bunun üzerine Allah : «Mine'l-fecri (= fecir�en) » kaydını indirdi. Böy­
lece beyaz ve siyah iplik ta'�irleri ile gece ile gündüzün kasdedildiğini
anladılar 6•
l ...•:!-f...-,.-,,
� \;.,..b,.J ! .
�: \r.,.....�',,<,ı;
•.ij "�► . J\I • �)Ü.
,
,,,,.;_,.•
�J �.. c.J. �--":
,,.

., ,. ,$,,
,,

.;.,.ı.,- \
'-""JIJ (,.•,,)-�-ı ' \
�I� . J ,
\ .. .... \ -- ...... .,,... ,,. >•· I
� �\,,. �-; ıf ,.� � � ıf '� ., ...... \-, ·-. ı' . .. \' ·, ,,...,
-}w:� .;,,,.(...'- tf" '� c-3' � 1/
c •Jı.-.. ... �- � � . f:'!- Ü.
'-<"' �· • .,. . f.-- \ >·.-:, ,,, , ,
. (( .,.İ.P'-.. r\ �\ �:\i' �--1 (j>-
·, ,
-'.".rı j
1�---
J':>-._9 • 0 �...
• 1.' .-:ı.)).J'_ ..., ,,. ..v. \ )) ..uu
�" ,i.)">:
j
,,� ..',ı�,\

36 - (1092) ......... : Abdullah ibn Umer (R) den:

6. Bu kayıd nazil olunca gece ve gjindüzün siyah beyaz iplikle temsil edild_iğini anladılar.
Bu kaydın nuziilunden evvel istiare iken bilahare bu kayıd ile temsile ud-01 edildi'.
302 SAHIH•İ MUSL!M

R�sulullah (S) §Ö¼'le buyurmuştur: •Bilal. ezanını gece okuyor. Siz


İbnu Ummi Me�tu�•u�. ezan oku�asını işidinceye_ kadar yeyip içiniz:. ..

37 -. ( ) .. . . . .. . . : Al;><lullah ibn Umer (R) dedi ki:


· Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu: «Bilal ezanını gece
okuyor. Siz İbnu Ummi Mekttim'un ezanını işidinceye kadar yeyip içi-
niz>. ,.

38 :-- ( ) ...... ... : Abdullah ibn Umer (R) dedi ki:


Rasulullah (S) ın iki muezzini vardı. Bunun biri Bilal diğeri de ama
olan İbnu Ummi Mektum'dur. Rastilullah: cBilal ezanını gece okuyor.
Siz, İbnu Umıni Mektum ezan. okuyuncaya kadar yeyib içiniz» buyurdu·.
Abdullah : İkisinin ezanı arasında ancak birinin ineceği, diğerinin
çıkacağı kadar fasıla bulunurdu, demiştir.
( ) . . . . . . . . . : Kasım da Aişe'den, o da Peygaınber'den bu hadisin
benzerini tahdis etmiştir. ..
. ( ) _ .....'.... ·:· Buradaki üç tarik ravileri de·. yukarıki iki isnaa ile
f

lbnu Numeyr'in (38 rakamlı) hadisi tarzında rivayet. etmişlerdi.


• • ' •
AM
KlTABU'ı-SIY 308

. .
1�,. , �.;:11 �L::� ::i (;�\il�:�)
ı "� - , ,.
�i � ,�l;.:.,\il �'ı.. .f. \ \;.,"� . _;;r.· �\ l:};, J ( .•. )
,. • -' I � ' � ,. .,,

f.
t , -

�;, �(, ( i'�v, J1 r;_�j 'i,.�C,, e:=J) ı� �)t� ��1 � ;:�, �l, :J� '�\
. cı ( /.,_� LJ �;:�:_>.iı J; ;;:z::.İ\ C4JJ) Ü.C� Jj�
39 - (1093) ......... : İbnu Mes'ud (R) dedi ki :
R�sulullah (S) şöyle buyurdu: «Bilal'in eza1:11 (yahut Bilal'ın nidası
dedi) sizden ltlç kimseyi sahurundan - veya suhurundan - alı koyma­
sın. Çünkü o henüz gece iken ezan okur - veya nida eder - ta ki (n�­
mazda) kaim olamnızı (kıyamında artık sabah yaklaşıyor diye) vaz ge­
çirsin. Uyku.da olanınızı da uyandırsın». Ve (Peygamber elini düzeltib
yukarı kaldırarak) buyurdu .ki: «Aklığın böyle böyle zahir olınası febir
değildir. (İki parmağının arasını açarak) ta böyle olmayınca (fecir ol­
maz)-�
( ) ......... : Buradaki ravi, Süleyman et-Teymi'den bu isnadla ri-
vayet etti, · ancak burada : (Peygamber parmaklarım topladıkdan sonra
onları yere doğru dikerek) «fecr, şöyle zahir olan aydınlık değildir. (Şe­
hadet parmağını orta parmağı üzerine koyub iki elini uzatarak) lakin
şöyle görünen aydınlık fecirdir» buyurmuştur 7•

7. Buh§ri'deki riviyette bu ta'rlfler ıöyle ifldelendlrilmiıtir: •Fecir böyle deiildir ti böyle


olmayınca (fecir olmaz)•.
Rivi der ki: Peygamber parmaklarını. yukarıya kaldırıb bq aşaiı dikdi. (Ti böyle
olmayınca derken) sebbibelerfni yani ·�hAdet ve orta parmaklarını üst üste bindirib
sağa sola uzatmak sdreüyle i�t buyurdu. (Buhciri: E.ıdn, emn kcıble'l-fecr).
Peygamber fecri kd:ribin ufukda baş semüne doiru uzayan uzun bir beyazlık oldu•
ğunu işlret edib a;österm.iştir. Fecri .adı.kın da yine ufuk:da enlilemesine ııörünen be­
yazlık. olduğunu göstermiftir. Her iki fecri anlatmak için bu iki türlü işaretten daha
uygunu olamaz. Her ikisi de Peygamberlere has bir beyan ve izah kudreti ile en an­
lamaz kimseye anlatabilecek vechile ta'rif buyurulmUŞtur.
«Fecri kwb» dediğimiz ve fıkıh kital;>larında oruc, namaz meseleleri arasında
ehemmiyetle bahsedilen ziya hAdises� sabahları güneJin doğacaiı yerden - tabanı ufuk­
da, mihveri (ekseni) semaya doğru buruc dliresi boyunca uzayan ve ziyası saman yo\u
ı:iyasına benzer - açıklık, donuk ve pek uzun bir nfı.r ehramı suretinde görünür. BU
304 SAHJH-1 MUSLİM

40 - ( ) ......... : Buradaki her iki ravi de, Süleyman et-Teymi'-


den bu isnad ile rivayet ettiler. Bunlardan Mu'temir'in hadisi : «Uyumakta
olanınızı uyandırır, namazda kaim olanınızı da vaz geçirir» sözünde niha­
yet bulmuştur.
ishak dedi ki : Cerir'in hadisinde P�ygamber şöyle dedi: «Aydınlığın
şöyle görünmesi değil ve lakin şöyle görünmesi (fecr) dir». (Yani) fecr,
ennilemesine olandır, uzunlamasına olan değildir.

41 - (1094) ......... : Semuretu'bnu Cundub -Cundeb tarzında da


zabt edilmiştir- der ki: Muhammed (S) den işittim şöyle buyuruyordu:
«Sizden herhangi birinizi ne Bilal'in nidası, ne de şu beyazlık, ufukda
genişliğine yayılmadıkca sahurdan men'etmesin».

ehramın tabanı ufukda ve güneşin bulunduğu cihette olduğu ve mlranı bir sütQn gibi
ufkun fevkinde başa doğru gittikce incelerek göründüğü için fakihlerin dilinde buna
«beyaz mustatil» adı verilir. Bu beyaz rnustatilin dağılıb zail olması ile beraber ufukda
bütün şark tarafına boydan boya uzanmış bir ç�i iibi •subhu sadık• zuhur eder. .Ki
bu •beyaz musta'rız•. oruc tutacak olan için yeme ve içmenin nihayeti ve haram oldu­
ğu, rnusliman için de sabah namazının farz olduğu �anın başlangıcıdır. Şeriat ör­
fünde nıbhu kazib, fecri kazib adı verilen bu tabii gök hadisesinin hallt örfünde bir adı
da «zenebu's•sirhan <= kurt kuyruğu). dur. Akşamları da yatsı vaktının eirmesini mü­
teakib tabanı güneşin battığı yerden olmak üzere bu tabii gök hadisesi aynen vaki olur.
Ona da bir isim verilmek lazım ,eıse «şafak ı kazib• demek yakışır. Ancak b ununla. hiç­
bir şer'i gaye ve hüküm ilgili olmadığı için din kitaplarımızda yalnız fecri kazibden
bahs olunur...
Fecri kazib hadisesinin her zaman görülmesi medirlar arasındaki arz derecelerinde
olan beldelere mahsusdur. Kuzeye ve güneye aittikce görme şartlarının değişmesinden
dolayı hadise daha az görülür. Kutub böl&elerinde bu gün daha hayret verici iörüntiş­
leri olur. Mahiyyeti hakkında izahlar çeşitli nazariyeler hUindedir (Ahmed Naim, Tec­
rid Ter., il, 478-480; VI, 318-320).
KITABtra-SIYAM 305

42 - ( ) ......... : Semuretu'bnu Cundub (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Sakır� ne Bilal'in ezanı, ne de şu be­
yazlık (sabahın amudu) ufukda şöyle yayılıncaya kadar sizi aldatmasın>.

' ,. • ' ' .... ,., --� ,,. • .. ,. •


--
• · �· \� ,... "' ,. t · \ • ;; 1\ :. l\ > a\ • •
:.
( ) ' ""'
.;1:,:..0: �,�� l:.,".).,. ( f�j �\ �--�);) � ı.:.� J.>. J• ..:, (_:-:; J .. . - '\

( 1) .J:__:_ •.• • <��� '1 » � �\ �


·� J'. (.,,.,,..,)

·<: ı.J, ,
-- - , J�: J� � �)'l.:� j :;.:� 0�, �='.' 0� � --�--- -�\\
.J�� ?. , • � �

:;..--- , .. J,: :·, ..��iı, . \.. ,,. ,, , J�i \1 :\


.J -

--"ı\ '-'�
,

J.}..._,. p.12�-> (.S> ' 1••.)J\.._


---·,, �--
- 1
- ' if ::'. �) ' - P:..
;::...---,,. #
,--.
• (( ı A .1:2 V ;)
_,,. .,

43 - ( ) ......... : Semuretu'bnu Cundub (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Ne Bilal'in ezanı, ne de ufukdaki şu
upuzun olan beyazlık, şöyle genişleyip yayılıncaya kadar sizi aldatmasın».
Hammad bunu yani genişliği, eliyle işaret ederek hikaye etmiştir.

44 - ( ) ......... : Sevade dedi ki:


Semuretu'bnu Cundub {R) den işittim, kendisi hutbe yapar_ken Pey­
gamber (S) den tahdis ediyordu. Peygamber şöyle buyurmuştur: «Ne
Bilal'in nidası, ne de şu beyazlık, fecir zahir olmadıkca (yahut fecir ya­
rılmadıkca) sizi aldatmasın».
( ) ......... : Burada da Semuretu'bnu Cundub,. Rasulullah şöyle
b�yurdu diyerek bu hadisi zikretmiştir.

F: 20
SAHIH-1 MUSLİM

(9) SAH1m YEMEĞİNİN FAZİLETİ, MÜSTEHABLIĞININ TE'Ktnt


VE SAH0RU GEC YEYİB İFTARI TA'CIL ETMENİN MtiSTEHABLIĞI
BABI

45 - (1095) ......... : Enes (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Sahur yemeği yeyiniz. Çünk� sahur ye­
meğinizde bereket vardır».

46 - (1096) · ......... : Amru'bnu'l-As (R) dan:


Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Bizim orucumuzla kitab ehli olanla­
rın orucu arasını ayırıcı fark sahur yemeği yemektir> 8•
( ) ......... : Buradaki iki ravi de Musa ibn Ali'den bu isnadla riva-
yet etmişlerdir.

8. i Çünkü onlar Sahıir yemeği yemezler. Halbuki biz musliinanlar için sahılr yemeği yemek
· mustehabdır.
K1TABU'•-S1YAM 307
..
\ .,., ' ... , ,.\ .... •ı � ,,.... ,.., .... •-;_ısı... } ·'-'\
r, - ., . ı.�-
...

:l .A► . (S�;ı, �. '- �"J..>o... \İ ��, • ıJJJ,. ,:,,_ ılı.. � �. ....


\!t'
... J , .
� ... , ..\,. • J..!o J.ıır '-1,,r)#.J (, )
C
r:..i ı:.ı. l
}
...... ...
. ,

. :.,t::
\·,�'
r..'ı_;.:. , •.)\:; ı:ı tı-)lı
ç.
· ·!-·� ı:.ı. /
... • ... ' ... ....... , ... ,,,,,-, ,... ,. , ... ,(�;ı;-
c.ı" .b- •
47 - (1097) ......... : Enes ibn Malik'den, (şöyle demiştir) :
Zeyd ibn Sabit (R) : Biz Rasulullah (S) ile beraber sahur yemeği ye­
dik. Sonra (Sabah) namazına kalktık, dedi. Ben Zeyd ibn Sabit'den:
- Sahur ile sabah namazı arasında ne kadar zaman bulundu? diye
ııordum. O da :
- EUi ayet (ok:unacak) kadar diye cevap verdi 9 •.
( ) ......... : Buradaki iki ravi de Katade'den bu isnad ile ayni ha-
disi rivayet ettiler.

48 - (1098) .. ....... : Sehlu'bnu Sa'd (R) dan, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) buyurdu ki : «İnsanlar iftar etmeyi (sünnet vechile)
ncele davrandıkları müddetce daima hayırla yaşarlar•.
( ) ......... : Buradaki iki ravi de, Ebu Hazım'dan, o da Sehl ibn
Sa'd'dan: o da Peygamberden ayni hadisi rivayet etmişlerdir.

9. Bundan sabah namazının erken ikame edildiği ve sah'llrun, fecrin tulu.una kadar te'hiri
müstehab olduğu istidlal olunur. Ell� ayet okuyacak kadar zaman ortalama bir okuyuşla
beş-on dakika takdir edilmiştir. ki bir abdest alacak zamandır. Bazılan, el-Hakka diğer
bazıları da e1-Miir8elat süresini misal olarak söylemişlerdir. el-Hakka 52, el-Mürselat
50 ayettir.
308 SAH!H-t MUSLİM

49 - (1099) ......... · Ebu Atiyye dedi ki:


Ben ve Mesruk, Aişe'nin huzuruna girdik ve :
- Ey Mu'minlerin anası! Muhammed (S) in sahaQilerinden iki kim­
se vardır ki bunlardan biri hem ütan yapmakta -acele davranıyor, hem
namazı kılmakta. acele ediyor. Diğeri ise hem iftan· geri bırakıyor, hem
de namazı geri bırakıyor dedik.
- Bunların hangisi iftan acele yapıyor ve namaza acele davranıyor?
diye sordu.
- Abdullah (İbnu Mes'ud) dedik.
- Rasulullah da böyle yapar idi, dedi.
Ebu Kureyb: Diğeri ise Ebu Mu.sa'dır ziyadesini rivayet etmiştir.

1():. Bunlardan İbnu Mes'ud, sünnet üzere; EbO. Mftsa ise, ceviz üzerine yürümüş oluyorlar.
· Binaenaleyh her ikisi de hayırdadırlar.
KJTABU11-SIYAM 309

( 10) . ORUCUN BİTMESİ VE GÖNDOZON ÇIKMASI V�KTININ


BEYANI BABI

51 - (1100) ......... : Umer (R) şöyle dedi:


Rasfılullah (S) buyurdu ki: «Güneş battığı halde gece gelib gündüz
gittiğinde bu an oruclunun iftar edeceği an girmiştir:..
Ravi İbnu Numeyr kendi rivayetinde, «fekad:ıt lafzını zikretmemiştir.

52 - (1101) : Abdullahi'bnu Ebi Evfa (R) şöyle dedi-:


Biz Rasuluİlah (S) ile beraber Ramazan ayında bir seferde bulunduk.
Güneş battığı zaman Rasulullah birine:
- Ey fulan! Haydi (bineğinden) in de bize sevik karıştır, dedi. O
zat:
- Ya Rasulallahr Henüz üzerinde gündüz (aydınlığı) vardır, dedi.
Rasulullah tekrar:
- Haydi in de bizim için sevik karıştır, buyurdu. O kimse (devesin­
den) indi ve sevik bulayıb Peygamber'e getirdi. Peygamber ondan içti
de sonra eliyle işaret ederek :
- Güneş şuradan (batı tarafından) battığı ve gece de şuradan (doğu
cihetinden) geldiğinde oruclunun iftar vaktı girmiştir, buyurdu 11•

11. RasOlullah'ın inib de sevik bulamasını emrettiği zatın Bilal · olduğu naklediliyor. Bilal1
güneşin kursu ğayb olsa bile aydınlığın devam etmesi iftara mani'dir, zannediyordu. Bu
yoldaki gallb zannından dolayıdır ki, Peygamber'e mükerrer surette murAcaat etmi§ ve
her defasında Peygamber güneş battıkdan sonraki zıyaın oruca zarar vermiy�ceğini bil­
dirmiştir. Nihayet doğu ufkunda karanlığın belirmesi, iftar vaktının girmesi
· ·'demek ol-
duğunu öğretmiştir.
310 SAHIH-1 MUSLİM

.
A �. ��.f:\ l:?»J ( ... )
�\ �; 2.i: J� . �(;;:.\\ ,
�C:J!.. 8-�. �,), �� C

"° , , ,, :; , ,,
! ;,;'fa �- J\i U"' ...:11 �� .i \J; . (L, .,,. J � � ,,J .J-J
J, , J ,, " ,, }. • .J ! ,, ,, ·,. , •,ıt� . � J .,, ' ,. (.' J' J,: ..ı,1 I ,:• ', ', , • \
1)
C \j .r; : �
\
JJ � 4.1_ ., 4� �

. ,,\,:;.iı � ;\;�:, -�� �\ �-� J;: « li (.�� J;·,


53 - ( ) . .. ..... . : A bdullahi'bnu Ehi Evfa (R) şöyle dedi:
Biz Rasulullah_ (S) ile beraber bir seferde bulunduk. Güneş batınca
Rasu.İullah birine hitaben=
- İn de bize sevik bulamacı yap, buyurdu. O kimse de :
- Ya Rasulallah ! Akşam vaktına kadar geciktirseydiniz, dedi.
sulullah:
r-
- Haydi in de bizim için sevik bulamacı yap, buyurdu. O zat :
- Henüz üstümüzde gündüz (ün aydınlığı) var, dedi. Muteakiben
devesinden indi ve Peygamber için sevik bulamacını yaptt. Peygamber
onu içdikden sonra eliyle doğu tarafına işaret ederek:_ 0

- Gecenin bu taraftan belirdiğini gördüğünüzde oruclu iftar vak­


tına .girmiştir, buyurdu.
( ) ......... : Süleyman Şeybani tahdis eclib dedi ki: Ben, Abdul-
lah ibn Ebi Evfa'dan işittim şöyle diyordu: Rasulullah ile beraber yolcu­
luk ettik. Kendisi oruclu halde bulunuyordu. Güneş battığında: «Ya fu­
lan ! İn de bizim için sevik karıştır» buyurdu. Bu hadis de yukardaki İbnu
Mushir'in ve Abbadu'bnu'l-Avvam'ın hadisi gibidir.
KtTABU'ı-SJY AM 311

54 - ( ) .... . . .. . Buradaki dört tarik ravile�i de ayni hadisi İbnu


Ebi Evfa'dan rivayet etmişlerdir. Fakat bunlardan hiçbirinin hadisinde:
Ramazan ay'ında, kaydı ile «gece şuradan geldiğinde» sözü yokdur. Bu
kayıdlar yalnız (51 rakamıyla geçen) Huşeym rivayetinde vardır.

(11) ORUC TUTARKEN, BİR GÜNÜN ORUCUNU ARADA YEYİB


İÇMEKSİZİN DİĞER GÜNÜN ORUCUNA EKLEMEDEN NEHİY BABI

. 55 - (1102) Bize Yahya ibn Yahya tahdis edib dedi ki: Ben, Ma­
lik'in huzurunda okudum, o da Nafi'den, o da İbn Umer'den, (şöyle de-
miştir):
. Peygamber (S) yeyib içmeksizin orucları birbirine eklemekden ne�iy
buyurdu. Sahabiler :
- Siz orucu birbirine ekliyorsunuz, dediler. Rasulullah :
- Ben, sizin heyetinizde (tabiat ve cibilliyetinizde) değilim. Çünkü
ben (Rabbım tarafından) doyurulur ve sulanınm, buyurdu.

lı • , ,_ .,, • ,,, ı •" .,. 1..,_,,,JP


• � • J ( ...)
;-ı:
.... � 1\ ....'- '•• ııı \' •,\ J, e,
.,. ,,, • .,, .,.
.•s, �-
",. � c.J· c. , '-'.'- • c. ,
• .. \ '-' lS� ...,:,c. u• I & ..b- • ,,,,� '-1• --ı....JJ-' �
,u - ,.,,, ,.,,, .,.,

. v �J �: J&ı.. \J. �-·:-... - � �/ �, �..Jır �.
} •• \
� \.,, ,,,.,, • • �' ••\,,. ,\ •,. .ol,� ._ ,l\ .,, ..ı,ıl ,,..

56 - ( ) ......... : İbn Umer (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) ramazanda orucun birini diğerine uladı. Halk da ula-
yınca Rasulullah onları men' etti. Kendisine :
- Siz, oruclan birbirine ekliyorsunuz? denildiğinde :
-·Ben sizin gibi değilim. Çünkü ben doyrulur .ve sulanırım, buyurdu.
1 ) • • ...... • : Buradaki ravi de Eyyub'dan, o da Nafa'den, o da İbn
312 SAH!H-t MUSLİM

Umer'den, o da Peygamber'den yukarıki hadisin benzerini rivayet etmiş­


tir. Ancak «ramazanda» kaydını söylememiştir.

�b ı :ı:i- L� -.; )) J�; . J )\�, ı j,)


}
1
'-' •

\�
ı:-, ı: '-' .,,, ,,,. ,,,,,. ,,, · '-' • t
r . ��- r c.:;._ r... J�,
·,.) - ' - ııı
t; j �\,.:,.;, ı;i ı .J�:1_ � \ , :;: , L.t.
., • , r•,,,. • 1

',. !
1 �,.. -

F
• • ı "' ı ""• •} ,
r-'' �>---=-�
, .... ., •
.. ·- --
. .J�:�. � \ I .J: \ �;"
;,,,,,,' ,,. JV .. •
C «
• •
\ J-.)

57 - (1103) . . . . . . . . . Ebu Hureyre (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) orucu birbirine eklemekden nehyetmişti. Musliman­
lardan bir kimse Rasulull�h'a:
- Ya Rasulallah! Sen bir günün orucunu. obür güne ekliyorsun, dedi.
B_una karşılık Rasulullah :
:__ Sizin hanginiz bana benzer? Ben, Rabbım beni doyurur ve suva­
qr halde gecelerim, buyurdu. Fakat saha.biler orucu birbirine ulamaktan(
vaz geçmemeleri üzerine Rasulullah oruclarına bir gün, sonra bir gün
daha (arka arkaya iki gün) ekledi. Sonra (üçüncü. günü) hilali gördüler.
Bunun Qzerine ·Rasulullah, orucları ulamakdan vaz geçmiyenleri tevbih
eder gibi: «Eğer hilal (bir ay) gecikseydi orudarı birbirine ulamayı, si­
zin için (ibret dersi olsun diye) o kadar artırırdım, buyurdu.
;;: .... ,. · &1.\ •J�.,,. � ::-ı
'"'-JjJ o;w- · ! •cj'-.,,. ..,--!_,:ı;-
... l:.,..ı..,.:
.,,.
( �, .,,. .J.r_AJ
• .,,. '· ,,J'· ·u
lt J.,;,ı:... •-...ı.,,.J '-:'..;
•-
> J,-
'-1. ,.,
.J;.�.)'; LJ")ıllJ
• .ıı. • (...) - 0 I\A
. *
, �I J:�J �, J::- IJ �\;, ıJ� « Jt:.)ıJ '((1. � �i:JJ�J J& :J� ��:;_; ı.!,i ::,;

- } ,. ,, , .ı. ,. ... / .,,. ... . } ,. t > ,, f-s, . ...
�_., i)Jl.4 �\r 'J\� l_.,Al.5 \; �i�J J. � ���� ı.:..: IJ l . �! �� 1� ·ı:..ı · _;1 » Jt;
:il • . ,...

:!
KlTABU'ı-SlY AM 313

58 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi: Rasulullah (S) :


- Sizi, orucları birbirine ulamakdan sakındınnm, buyurdu. Saha­
biler : •
- Sen orucu birbirine ekliyorsun ya Rasfılullah! dediler. Rasulullah:
- Muhakkak ki sizler bu hususta benim gibi değilsiniz. Ben, Rabbım
beni doyurur ve sular bir halde gecelerim� Binaenaleyh.. ibadetlerinizden
gücünüzün yettiği kadarım üzerinize alıb yükleniniz, buyurdu.
( ) .... ... .. : Buradaki ravi de aynısını rivayet etmiş ve ancak «ken­
disine bir takat bulabildiğiniz işleri tekeffül ed.iniz> demiştir.
( ) ......... : Buradaki raviler de yine Ebµ Hureyre'den, o da Pey­
gamber'den (58 rakamıyİa geçen) Um�re. hadisi gibi rivayet etmişlerdir.
•�... �\..�
)(•' > r:C.,.b- , • >•� ,r:lA
·..ı.,,, <,:ıill 1 .ıı' ... l:.'c:.... • ... >• .ıı•,> :.
�J . .J! \ ·tJ..>.. �.r '-', J;_ j &� (\\ • t ) - O°ı
"'
t • ;:;:;
A

.J'""
�) ı� J , ..�z:>;
,,.., .,,,.
.ut
• •. ,
...\ )ı..::,.....u . • "-'l..4,f) � J..a�
,, �t •·
, ., ,. � �-\'Iu .J-J
.,-.,.,,
� ,,,,
,., ....

0 : J'U.. .• �
.,
\ �..,\. 0., , �; '•lı
ıııÜ)�
\ ..,� ,.,. .,,,. .... ı: ,

.
�,ı;:;:;_l\ ·
! ./44 �
,�',·-.ii� & �t\ ;:;:;u-... \�,--'•..... . ıf..•
"r::" , �1-::
-".s ... ,.:
) .J':'-1_ c.r>; , '.A > \ı
--
� �
... ı�� !'
\J:ı�; \;..) . ...a.t r'A! .? .
► .-\ 1
c.s
>
\-:•',
--
(.-: ,

: Jl; � :a;u\ \:l ��;\: \;.�:,\,.,v.� , ��ti;:


.,,, .,, , ,,,,. ..... ,ı
J\; . � �:� \ l� 'i ö�� J.4; "-0�J J;.� (
... ,., ,- . , . , �,,,,., ,;:rs -., ,'$,,,,., ., .,,,.., }
,,,,,. .,,,. .,

t:
•t\'- ,-�,,•.,,,, ., .,• J
> , ,. ., ,,,. _.
I•·• •1\� .,� l..,,,.,.,,
• (l �-:.,, '->';!J '->' � il- '->';!J .:.J.). \,J » '"'
•,ıl� l ,, , ,, , -- , ....... ,_... ...,r.
.... '
,
.... ,
. �..,L,ı:,�., ...'-: \�\ � ��; .i;.� . ..ır!Jl ...,;.\ J !,\\; j . ��\uy J J;:7\.J'_ .i;.t; : uli
... · ... , '... • � - ... ...

i: •�:J ·f�i; ':JJ:rJ:. �ı;:: JC ı.:


; - ; , . ,, , t ...

::_'.ı.�ıj :;..":ıı � �(/'j ı �ı_; ı:i . » � �;ıı Jfo


. ((

59 - (1104) ......... : Enes (R) şöyle ··dedi :


Rasulullah (S) ram.azanda namaz kılıyordu. Ben geldim ve yanıbaşına
naı;naza durdum. Bir başkası daha gelib o da namaza durdu. Nihayet bir
cemaat olciuk. Rasfi.lullah, benim arkasında olduğumu hissedince, namaz­
da hafifletme ve kısaltmalar yapmaya başladı. Sonra evine gi�di. Ken­
disi öy1� bir namaz kıldı ki onu bizim yanımızda ik�n kılmazdı. Sabaha
ulaştığımızda kendisine :
- Dün geceki namazda ark�nda bizim· bulunduğumuzu.
· anladın mı?
diye sorduk ... Cevaben: ·
- Evet. Yaptığım hafifletme ve kısaltmaya beni sevkeden sizlerin
varlığını anlamış olmaklığımdır, buyurdu.
Enes dedi ki: Rasfi.lullah bir günün orucunu diğerine eklemeğe baş­
ladı. Bu, ayın sonunda olmuştu. Sahabilerden .bazı kimseler de oruclan
birbirine eklemeğe başladılar. -Bunun üzerine Peygamber: «Bu kimselere
·'
ne oluyor ki oruclan bi�birine ekleyip duruyorlar! Muhakkak ki sizler,
314 SAHIH-t MUSIJM

benim gibi değilsiniz. Allah'a yeminle söylüyorum: Eğer ay benim için


uzasaydı, ben muhakkak amellerde şiddet gösteren bu (mufrit) kimse­
lerin şiddet ve ifratlarını terk edecekleri bir oruc eklemesi yapardım»
buyurdu.

60 - ( ) Enes (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) ramazan ayının evvelinde orucları birbirine ekledi 12•
Bunun üzerine muslimanlardan bir takım insanlar da oruclan birbirine
eklediler. Derken bu durum Peygamber'e ulaşınca şöyle buyurdu: «Ay,
bizim için uzatılsaydı, biz muhakkak o amellerde haddi aşan mufrit kim­
seleri ifratlarını terk ettirecek olan. bir oruc eklemesi yapardık. Şüphesiz
ki sizler benim gibi değilsiniz. (yahut : Ben sizler gibi değilim deµıiştir).
Ben, Rabbım gündüzleyin beni doyurur ve suvarır bir halde bulunuyo­
rum».

61 - (1105) ......... : Aişe (R) şöyle dedi :


Peygamber (S) ummetine bir rahmet olarak arada bir şey yemeksi­
zin orucları arka arkaya ulamakdan onlan nehy etti.
- Sen ulama yapıyorsun! dediklerinde :
- Muhakkak ki ben, sizin hey'etiniz (tabiat ve cibilliyetiniz) gibi
değilim. Çünkü ben, Rabbım beni doyurur ve sular bir haldeyi1:Jl, bu­
yurdu 13•

12. Kadi lyid: Bunun ravi tarafından bir vehm oldutunu ve doğrusunun daha evvel geçen
· hadisdeki gibi «ramazan ayının sonunda» olınası gerektiğini söylemiştir <NevevD.
13. Bunun ma'nası: Allah TeMa bende yiyen ve içen kimsenin. kuvvetini halk eder d�­
mekdir.
KtTABU'ı-SIYAM JUi
1

(12) ORUCLU İKEN ÖPMENİN, ŞEHVETİ HAREKETE GEÇMEYEN


. KİMSELERE HARAM OLMADIĞINI BEYAN BABI

62 - (1106) ....... .. : .Aişe (R) : Rasulullah (S) oruclu bulunduğu


halde kadınlarının birini öper idi deyib sonra da gülerdi.
.,.► ,_. t\-- .:. .. ( ) '"\""
Jt; . �L�� - v_ ı.>� U-»
r.
•,;t\
: '1� . j< J,.,.· \ ı:.;. j ı.Sf•-1 ··· - 1
--- __ , ' ,.\ :
•.:...l; :
J, ., _,
- l:.;·;._;.
, .... (......

='
' ,
r.. ; • '.,. ,;, \ ... ,
·�·,? � , ,; -- ' ., , ' ., • ., t
• ' � .. ' ,, ,,,.
t .üı�. � ·\\ .'ı \, 1--!1 ;',.:\o·. � �it- � .,ıj•>) f-:•"
-
,
� .! �\ ... ' ) ,,,
{.,:, .J") ,i.l:4�
\-
�· ._, ·.::c,;) _.,
., U ,. !,)\,
• \ ..:.,..�\
,,. : ır.,\4ll
., , ,,. ·

:; , J� f :�ı� :.:.C::;
63 - ( ) .. ..... .. Süfyan tahdis edib dedi ki :
Abdurrahmani'bnu Kasım'a : Sen baban Kasım'dan, Aişe (R). nın :
Peygamber (S) oruclu iken kendisini öperdi, hadisini tahdis ederken işit­
tin mi? diye sordum. Abdurrahman bir müddet sükut ettikd�n sonra
«evet» dedi.

64 - ( ) ......... : Aişe (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) oruclu olduğu halde beni öperdi. Halbuki sizin han­
giniz Rasftlullah'ın nefsine bakim oluşu kadar -nefsine hakim olabilir? u

14. Büyük tabii imamı Mes�k der ki: Aiıe'ye :


- Ey mu'minlerin anası! Oruclu olanın kocaaı. için kadının neresi harAmdır? dedim.
- Kadının oruclu olan kocasına bertarafı halAldır. Yalnız ğaliz avreti delil, diye
cevab verdi (İbn Hazın, el-Muluıllci).
lrb kelimesi cinsiyet organı, nefs, nefsin cimA hevesi ve ihtiyacı gibi birkaç tef­
sire muhtemlldir. Muvatta'ın Ubeydu'llah'dan gelen rivayet tarikında nefs varid olduiu
için Hafız Zeynu'd-din İrlki: cBu bana doğruya en yakın olan bir rna'nadır. Çünkü ha­
dislerdeki garib kelimelerin tefsirinde evla olan, hadisin diğer tariklerinde gelen tef­
sirdir:.. demiştir.
Hz. Aişe: •Peygamber kendisine en ziyade sahih olanınızdı> demekle mübah olan
öpmek ve oynaşmaktan sakınınız. Sonra belki kefflret gerektirecek bir -kusur işlersjniz,
tenbihinde bulwıuyor.
316 SAHIH-t MUSLlM

65 - ( ) ......... Aişe (R) : Rasulullah (S) oruclu olduğu halde


öper ve yine oruclu iken sarmaşır, mübaşeret ederdi. Lakin o, nefsine en
çok malik olanınızdı, dedi. ·

66 - ( ) ......... : Aişe (R) den, (kendisi şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) oruclu olduğu halde öper idi ve o nefsine tamamiyle
sahib olanınızdı.

. 68 - ( ·) ......... : Esved _şöyle dedi:


• 1
Beh ve·Mesruk;·Aişe (R) nin yanına gidib ona: Rasulullah (S) oruc­
lu bulunduğu- halde mubaşeret eder miydi? diye sorduk : Evet. Fakat o,
K.tTABU'ı-SIYAM 317

nefsine en hakim olamnızdı. Yahut, nefsine en hakim olanlarınızdandı,


dedi. Ravi, Ebu Asım, hangi ta'biri söylediğinde şek etmiştiı::. ·
( ) ......... : Buradaki ravi de yine Esved ve Mesruk'dan, onla-
rın, mu'minlerin anası Aişe'nin huzuruna kendisinden sormak maksadıyle
girdiklerini yukarıki hadis tarzında rivayet etmiştir.
........ .,, � (... ... , ..... , ... ,,.,--i-,r.�:::.,. �,. .. ,,,• . ;,,,,... >'\,.� .. ....
- :ı;; • .,
<,S-� 0, v\�.!. \:� � . <.s"Y � ı:.,-j,. c.ı ol.> . 4-��.;. J. '-'. ... �� - -Y. .._,,,
)17
()
• . • - ,,

....•, ' .... ., • ., ., ,..... i.\ ' .,.,.,.


.. .J., '\•....
.,4,,,. ,, � , ., ., •ı ,,,.•., .,,.•,. :ı;; . • , .... .,.,
�J� �\· � �;;.\ .J;')I j_ öJ.r v\ � •P. \ i!.., f-:� ı:ı_ v . '- - �- w' '1:-,. ) .� \ ;'.. \

..J' � ' •

ıı;, J••, JI .,. ' t' • \ _ı


• } .,, '
J � " ., J ., ( ,e .,, 1 � ı/ •.ıı� "'\ 't > ' ' \ ,_ ,
. (L' .,,.J \,1�4� L,)� � � U,J-) v � ..., �;.: S:, �-:� J ,
- . .,. \

69 - ( ) ......... : Mu'minlerin anası Aişe (R) :


Rasulullah'ın oruclu olduğu halde kendisini öptüğünü haber ver-
miştir.
( ) .... . . .. . : Buradaki ravi de Yahya ibn Kesir'den bu isnad ile
ayni hadisi rivayet etmiştir.

70 - ( ) ......... : .Aişe (R) : Rasulullah (S) oruc ayında (yani


oruc halinde) öper idi demiştir.

J� 0�, .:t:)ı ıJ., 0'" �\=.ci� L:�-:'l.� . ;::.�n -½� l:t� . }� '-1. � l:};., J (.. ) - vr
J.,. •
.,,,, t .... .,. J """$ :tı ., }• ,, J

., .,
.,t\'
_,.
.. ·>--
(,.:, _,.ııJ J;i� v
> ... ... , .... v -.,.�::. -,
t> • �
.ı:
� c'. --- ,,- • .,. , • ., i,ı ·,
. v\ � � �.!\� y�, �-j,. �
72 - ( · ) ... .. . ... : Sufyan, Ebu'z-Zinad'dan, o da Huseyn'in oğlu
318 SAHİH-1 MUSLtM
Ali'den, o da Aişe (R) den Peygamber (S) in oruclu iken öper olduğunu
tahdis etti.

73 - (1107) ......... : Hafsa (R) : Rasulullah (S) oruclu iken öper-


di, demiştir.
( ) ......... : Buradaki raviler de yine Hafsa'dan, o da Peygamber'-
den bunun aynını rivayet etmişlerdir.
,' ).•.> ,,- . .:.- (
> :':";- v_ � J JA '1f,» \ \ • A) - V',
t,-'.•.,,,
• · - , :. ••.
,ıJ. \ .,.,_ . .,. U. .,.j,>
. .J� J ) J.,.J,r
>., E-
.,. �\
.,.
.•
,,, .
...... J 4J_ ,:; -L► J
. ,.,\--:� - ,
.,,,

J[.. .._: 1 � 4-..l:_ J,..· I ,..j. .ı..&- 0' ' '5_;;:t\ ._...) '-'. �\ f-:' 0' ' ;\:�- ıJ. !·: J f-:' 0'- (..:,�;u..l
6 , ., 4
i • ,.,,, ., ,. • ,,. ""!- •• • ;,,.- • � ..... • ., , • "!,. ...... ..,.
', ...

,,,, "'.
,,,

r¼) « �:L• �� » � �' �_;� '� J(i; r rLl' �{\ ; � �\ J_?�


,, .,
,,,

�\:. � '"�:��t; ( -�j:..


. �:t( \.: j cl�;10� r:;i� t: �� '�\ ;iıi:;; ! iul J.,:� \�: Jw - �; C� �. iu\ J_?;
., • ..,. ' 'I .... ,. • .,,. .... ,.. '

,� ·r\:_;..\j, ·r\i.�'1 Jl, .."° Jlu


,.
,. ı \.
.,,, .. .... ,,., .. ;
} . • i ' , , • '. � ' ....
. (( � �,j l.\ l) � iu' ��)
74 - (1108) . .. . .. .. . : Umeru'bnu Ehi Seleme, Rasulullah (S) a,
oruclu olan öpebilir mi? diye sorduğunda, Rasulullah ona, Ununu Sele­
me'yi işaret ederek: «Şundan sor» buyurdu. Bunun üzerine Ummu Sele­
me ona, Rasulullah'ın bu fiili yapıyor olduğunu haber verdi. Bu sefer
Umeru'bnu Ebi Seleme: Ya Rasftlallah! Allah senin için geçmiş ve geri
kalmış bütün günahlarını afvetmiştir, .dedi. Bunun üzerine Rasulullah:
«İyi bilin yemin ederim ki ben Allah'a hepinizden' muhakkak daha tak­
valı ve ondan en çok korkanınızım» buyurdu 15•

15. Bu Umer, Ummu Seleme'nin, Eb11 Seleme'den 9lan oiludur. İkinci hicret yılında Habe­
şistan'da doğmuştu. Peygamber'in üvey oğlu oluyordu. Kendisi küçük sahibilerdendi.
Peygamber, anana sor demekle gayet .kuvvetli bir cevab verrniıtir.
Umer'in: Allah senin geçmiş gelecek günahlarını afvetmiştir demesinin sebebi, öp­
mek cevizının Peygamber'in husO.siyetlerinden olduğunu :ı.annetmesidir. Ona göre Pey­
gamber, yapacağı hiçbir işde ıUnaha düşmüyecektir, !;Unkü önden afvedilmiıtlı', Peypm­
ber bu zannı, verdiii cevabla red etmiş ve siz nasıl oluyor da böyle zanna d�yorsu­
nuz, yahut benim yasak bir fiili iıleyebileceiime ihtimal veriyorsunuz? demi§tir.
319·

(13) CtiNfiB· OLDUĞU HALDE 0ZERİNE FECR TUL'O' EDEN


KİMSENİN ORUC TUTMASININ SAH1HLİÖİ BABI

75 - (1109) ......... : Bize İbn Cureyc haber vereli. Bana Abdulme-


lik bin Ebi Bekr ibn Abdirrahman, (babası) Ebu Bekr'den haber verdi.
Dedi ki: Ebu Hureyre (R) den kendisi anlatırken işittim. Anlatmasında:
«Her kime cünüb bulunduğu halde fecr erişirse, artık o kimse o gün oruc
tutmasın> diyordu. Ben bunu (babam) Abdurrahman ibn Haris'e söyle­
dim. O bunu inkar etti. Bunun üzerine (babam) Abdurrahman yürüdü,
ben de onunla beraber gittim. Nihayet Aişe'nin ve Ummu Seleme'nin hu­
zurlarına girdik. Abdurrahman bu meseleyi onlardan sordu.· Onların iki­
si de : Peygamber (S) ihtilamdan olm.ıyarak cünüb bulunduğu halde sa­
baha dahil olurdu da sonra orucunu tutardı, dediler. Bunun üzerine dö­
nüb (Medine valisi) Mervan'ın yanına girdik. Abdurrahman bunu Mer­
van'a söyledi. Mervan: Ben sana Ebu Hureyre'ye gitmeni ve -'demekte
'

olduğu sözü kendisine red etmeni emrettim, dedi. Bunun üzerine Ebu
320 SAH!H-t MUSLİM

Hureyre'ye geldik. (Ben) Ebu Bekr, bu işlerin hepsinde hazır bulunmuş­


tur. Abdurrahman, Ebu H;ureyre'ye Peygamber'in zevcelerinden duyduk­
larımızı söyledi. Ebu Hureyre: Bunu sana onların her ikisi mi söylediler?
dedi. O da: Evet deyince, Ebu Hureyre: Onlar bunu daha iyi bilirler,
dedi. Sonra Ebu Hureyre bu hususta söylemekte olduğu sözü Abbas'ın
.oğlu Fadl'a dayadı. Artık Ebu Hureyre : Ben bunu Fadl'dan işittim, Pey­
gamber'den işitmedim, dedi.
Ravi ·der ki: Böylece Ebu Hureyre · bu hususta söylemekte olduğu'
görüşten geri döndü.
Abdulmelik'e: Peygamber'i.p zevceleri «ramazanda» sözünü söyledi­
ler mi? diye sordum. İşte böyle. İhtilam olmayarak cünüb bulunduğu
halde sabaha dahil olurdu da · sonra oruc tutardı, dedi.
• .,.
.,
, � ,,. • ., ., • ' • } • (.;.,. ' ' .... .,. ,,. • .,. , , •
0� '�� 1/. ff u-J -"" �?. , · �., � \ li�► ı · �� W: � .,,,► (f'-APJ (...) - V\
t .. .• '
,, ,.

"
-_. 1t- �� --- 1 ., . ., ...._ ,,., \" •
�-,,,u..,-;
, .,- ıJ•
' ,. .,,.� .,, • ,,,
' • ı;: • • 0 • • "" • ..... ,.
�•: �ü � � l:..Jj ��J &. �I � �:,.:,ıı� � .,ı,.. <J \j ıfjl� •J:r
ı,;
.
�.,. •
t .; •

'-tt'· .r1•ı>,. f:."


•: LJ'!
• ' .,�
. ,.,. ,,.JA
• ,\.J,....,,U ,,.1
.J ı.)\.,4.A) u ;J.ı"
,,
�:• ,
•JI ,,--"'= , ......: J• ,,..,r.sAJ
.-:-.;, ,,:....-,.,.
. ,,. .,
76 - ( ) ......... : Urvetu'bnu'z-Zubeyr ve Ebu Bekri'bnu. Abdir;:--
rahman'dan : Peygamber'in zevcesi Aişe: Rasulullah (S), ihtilamdan ol­
mayarak ramazan içinde cünüb halde iken kendisi.ne fecr vaktı erişirdi
de o yıkanır ve _orucunu tutardı, demiştir.
. ,.... ,. •
(�)�\ . J \ :;.J) /;.; J
. .• ' • ,.,
;,;. \ . ._..ı j �
(--�,,
\;.� � ► .ıJ_ı"•ti\
,�·f:':;' w:
,, ,.. ":�J,,.
.;• .ı. -
'-'» (. .. .). - vv
r' .�•�- ��,f-:�.....(f,, '�) --·L
�,, �•·.'-"--
.,- ,. ,
� ,,,�, -1'
.. ,,,,.. • ... - ' GıJ , .. __,
JI�:..�\ �rJ-;. ı)\ � "tj_;_ �: �' ı)\ � (.>� --' �
..

' � u:. �l
• ,
� 'i , .e.
�\� � ��
\... . ,,,�,. , • , -. �, ,ı ,. ... --. ? .
e.�
. ,, . . !-° 4,) J-) ı.)
• .. 'ırf �, �\
' • � 9 \ ;-" •
c�,e:;-·�- ıı-:ı!._ ,, _•.;. J�

• ,,

.:
J �
• > ,, } .,.}
-
. ;/ ':j -- } ,_ ;. 'J � " ' ı►
�" J �- ( ,,r-

77 - ( ) ......... : Ebu Bekr tahdfs etti ki (Medine valisi) Mer­


van, kendisini cünüb olarak sabaha dahil olan bir kimsenin oruc tutub
tutmayacağını sorması için Ummu Seleme'ye yolladı. Ummu Seleme ce­
vaben:- Rasulullah . (S) ihtilamdan d�ğil, cima'dan dolayı cünüb halde
ikt:;n hazan sabaha dahil olurdu da sonra günün kalanında iftar etmez
ve bu günün orucunu kaza da yapmazdı, dedi 16•

16. Çünkü o günün orucu hiçbir bozukluk ihtiva etmeyen sahih bir oruc idi
K1TABtrı-SIYAM

. 78 - ( ) ......... : ·Peygamber'in iki zevcesi Aişe'den ve Ummu


Seleme'den: Bu ikisi şöyle demişlerdir:
Şu muhakkak ki Rasulullah (S) ramazanda ihtilamdan d_eğil, ehline
cimadan dolayı cünüb olduğu halde sabah vaktına girdiği olurdu da sonra
kendisi oruc tutardı 17•

.
79 - {1110) . . . . . . . . . . Aişe'nin azadlısı Ebu Yunus, .Aişe'den şöyie
haber vermiştir:
Bir kimse Peygamber (S) e gelib ondan fetva isterken .Aişe de ka­
pının arkasından dinlemekte idi. Gelen kimse :
- Ya Rasulallah! Ben cünüb halde iken sabah namazı vaktı giriver­
di. Artık ben orucu tutayım mı? diye sordu. Rasulullah cevaben :
. - Ben de cünüb bulunduğum halde namaz vaktı giriyor da ben oru­
cumu tutuyorum, dedi. Bunun üzerine o zat:
- Sen bizim gibi değilsin ya Rasulallah ! Allah sana öne geçmiş ve
geri kalmış bütün günahlarını afvetmiştir, dedi. Rasulullah:

17. Mu'minlerin anaları Aişe ve Ummu Seleme'nin bu müşterek rivayetleri, mu'minlerin


kalblerinden bir şüpheyi gidermiştir : Bu da cünüb olarak kasden fecr vaktma erişen
oruclunun, orucunun bozulması şüphesizdir. Sahabinin bazısı fecrden evvel herhalde
yıkanmak lazım olduğuna zahib olmuşlardı da, mu'minlerin bu iki şefkatli anası, bu
zannı derhal gidermeğe sür'at etmişlerdir. Hatta şer'i vaziyeti kemaliyle aydınlatmak için
bu cünüblüğün bir ihtilam neticesi olmadığını da •min cima'ın <= ailesi ile cins! müna­
sebetten) :o diyerek izah etmişlerdir. Nesai'nin bir rivayetinde Hz. Aişe: cMinnt <= ben­
den>• diyerek oruc bozulma zannını redde mübalağa gösterib dini meseleyi aydınlat­
maya ihtimam etmiştir (Allah her ikisinden de razi olsun).

F: 21
322 SAHlH-1 MUSLİM
- Yemin ederim ki ben Alllh'a en çok haşyet duyanınız olmaklığımı
ve ittika edeceğim şeyi hepinizden iyi bilici olmaklığımı kuvvetle umut
etmekteyim, buyurdu.

J;.:,

. -�/_:,; ::;ı• u-1;.. ...,,4'�\;
,
;i G•�;.. . <-:>ıl�:;,, ::,rJ::;• �;, l:.?iP <" .,)-A·
.,. " ... • , ,. ... \ ,
\,,�:.,: ,e� . . , � . - , .. ... , • --. ,. • - , • -- -- ' ' ' • ' � ,
� \� \ .
,, .,.,

�:ı;-:) 1/c : � ıt.J_ \ 1 J l- .._; \ � ;l-t �


, ., ,.. " 1'.
'-'\•)- ı:;c. u-..,� Ü: J...�
• ' }} Q

.
• \ _,.-= � ( '} )'\; c:-;-2� �] � 1 �1 .,-; ub : ı.:.J li
. )
, } , , • d}} } • } •� � J, J, ,. "'• ;;.., • .,
.-

, • \
► �
•, •
ıj ! ' \�:=':"
80 - (1109) ......... : Süleyman ibn Yesar, Ununu Seleme'ye:
Cünüb olarak sabaha dahil olan bir kimse oruc tutar mı? diye sor­
duğunda; Ummu Seleme: Rasulullah (S) ihtilamdan olmayarak cunüb
bulunduğu halde sabaha dahil olurdu da sonra oruc tutardı diye cevab
vermiştir.
, ly\:".-' � ��it i)il.1t -Y,)), r;l,4.Jı J� ,._,,..._.,., )y j tı}ı ( .-j .k:� -:"� (, t)
� J� .---Jı �j J .:..._;:), �•.., ..,.-}• J� --:! 'v�..,
ıdTABU'ı-SIYAM 323
81 - (1111) .... ..... Ebft Hureyre (R) şöyle dedi :
Peygamber (S) e birisi geldi ve:
- Helik oldum ya Rasulallah, dedi. Rasulullah �
- Seni helak eden nedir? diye sordu. O kimse:
- Ramazanda (oruclıi iken) zevceınle cinsi münasebet yaptım, dedi.
Ras(ilullah :
- Bir köleyi hürriyete kavuşturacak şey bulabilir misin? buyurdu.
o zat:
- Hayır, bulamam dedi. Rasulullah:
- Öyle ise iki ay zincirleme oruc tutmaya gücün yeter mi?
- Hayır, buna muktedir olamam (hem ben bu felakete oruc yü..
zünden uğramadım mı?) dedi. Rasulullah :
- Altmış yoksulu doyuracak karşılığı bulabilir misin? dedi. O kimse:
- Hayır, bulamam dedi. Sonra o zat oturdu. Derken Peygamber'e
içi hurma ile dolu (on beş sa' alabilen) bir zenbil getirildi. Peygamber
o zata:
- Bunu (al da) sadaka yap buyurdu. O kimse:
- Benden fakir bir yoksula mı vereceğim? Medine'nin karataşlı jki
tarafı arasında buna benim ailemden daha muhtac bir ev halkı yokdur,
dedi 18• Bunun üzerine Peygamber yan dişleri görülünceye kadar güldü.
Sonra o kimseye:
- Haydi hurmayı götür de bunu kendi ailene yedir buyurdu 19•
( ) ......... : Buradaki ravi de Muhammed ibn Muslim ez-Zuhri'-
den bu isnadla yukardaki ibn Uyeyne rivayeti gibi haber vermiştir. Bu­
rada ravi : İçinde hurma dolu olan bir arak sözünü ki o zenbildir diye
tefsir etmiştir. Bir de: Peygamber yan dişleri görününceye kadar güldü
sözlerini zikretmemiştir.

18. Medine'deki Uhud'la Air dai].srına Labete11n denilir. Bu iki dal arasındaki arazi sahasına
Medine haremi adı verilmiştir.
19. Bu hadis din öğretmenlerine dini öjretmekde ta'kib edecekleri fazllet yollarını en ıüzel
bir tarzda göstermektedir. Din öğretmenlerinin güler yüzlü olmalarını, öğrenciyi yu­
muşaİdıkla eline ısındırmalarını öğretiyor. Peygamber, Bedevi ve tanımadığı bir sorucuya
hiç sert davranmıyarak dini cezilan sırası ile saydı ve aldığı menfi cevablarm beyyi­
nelerini de ara�ırmadı. Bununla dini işlerde musamahalı ve geniş şörüşlü bir yol �'kib
edilmesini öğretmiştir. Neticede sorana aid olan sadakanın Peygamber tarafından veriİ­
mesi, sonra da ililer yüzle : «Bu sadakayı götür ailene yedir» buyurulması e� yillcsek
bir fazilet ve yardımlaşma örneği olmuştur.
324 SAHIH-t MUSLtM

82 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) den, (şöyle demiştir) :


Bir ·kimse ramazanda (gündüzleyin) zevcesi ile cinsi münasebet ya­
pıb Rasulullah'dan bunun hükmü hakkında fetva istedi. Rasfılullah ona
evvela:
- (Hürriyete kavuşturacak) bir köle bulabilir misin? diye sordu. O
zat·:
- Hayır bulamam, dedi. Rasulullah: -
- İki ay oruc tutmaya gü�ün yeter mi? dedi. O zat :
- Hayır. Buna güc. yetiremem,- dedi. Rasiılullah :
- Öyle ise altmış yoksulu doyur, _buyurdu.

83 - ( ) ......... : Bize Malik, Zuhri'den bu isnadla şöyle haber


verdi: Bir kimse ramazanda orucunu bozdu. Rasulullah (S) ona bir köle­
yi hürriyete kavuşturmak suretiyle keffaret vermesini emretti._ Sonra (81
rakamlı) İbnu Uyeyne hadisi tarzında zikretti.

( • • ,, \., � • t \ ... ., .... ,, (. .... •


... t - \"·-:: \ 1 ,• ... (. ....... �►ı\ •� • • � f • :,,_ '\' ( )
_f:� '-1_ .>.:'" '-/)# ···
} ). }

, ;l:-�\ \l.r..... , lS�) � .r.... \i �\ • ';' J.( -½� u � ,


......

'"•''• ,
. �-: �'- �le.:,,.,� .h. .J�
. ,,, . , ,

84 - ( ) . ...... . . : Ebu Hureyre tahdis edib : Peygamber (S) ra­


mazanda oruc bozan bir _kimseyi bir köleyi hürriyete kavuşturmasını,
K.tTABU'ı-SIYAM 328
bundan aciz olursa iki ay oruc tutmasını, bundan da aciz olursa altmış
yoksulu doyurmasını emretti, demiştir.
( . ) ...-...... : Ma'mer, Zuhri'den bu isnadla İbnu Uyeyne'nin (81
rakamiyle geçen) hadi�i tarzında haber verdi.

85 - (111'2) ......... : .Aişe (R) şöyle demişt�:


· ·
Rasulullah (S) a bir kims� geldi ve:
- Yandım! dedi. Rasulullah:
- Niçin (yandın)? diye sordu. O zat :
- Ramazanda gündüzleyin kadınımla cinsi münasebette bulundunı,
dedi. Peygamber :
- Sadaka ver, sa�aka ver, dedi. O _zat :
- Bende •hiç bir şey yokdur, dedi. Peygamber ona oturmasını emret-
ti. Derken Peygamber'e içlerinde yiyecek bulunan iki �enbil geldi. Ra...
sulullah o fakir kimseye bunu (alıb) tasadduk etmesini emir buyurdu.
.
'
....... 'İl '·. , $ ... J 1 • �.
-f-:.•:, j �-r : J\; . t -� '::; - ·, } • - ,........ i\
Ji�\ ':"\A_,\ J.�► li J"_;.. • <.$�•-· ( ) '""\
.,
... o - ,. • ... ,., .,
�:� '-1_ .>.J. \,,,ır,J; J · · · - " \
..
J �\ ;½� � ;��..:, \ ��;>-\;.:·sn [1.,)ı;:>: � -;:J. 0 \ �... ,:\�\ 4.1, �>J
,.
1
,.,,,. ., .,
.... \ ,. •• • .... ;.. 1 'ı
", •ı • ,. ...
·• .. , � - • J• , • -½'- �--� : u..,,�
ı
... . . �...J.; t\--<'J.;. � �\ J;-� JtJ�� �',: JJ; � ...t;.�\� :,_�
� ,� \ � ���� i,:)1
j - :, ., ., .,
,. ' . $' •.
.,,, ,.,,,..J.:\ _,,JJ' J� �� j
• \�\
.ı"'r� : >.,ı•.J; � ., . « :;i:.J . ::;�:;İ')) ��

86 - ( ) .......... : Buradaki raviler de Aişe (R) nin:


Rasulullah'a bir kimse geldi diyerek ayni hadisi zikrettiğini haber
verdiler. Yalnız bu hadisin evvelinde; «sadaka ver, sadaka ver» emirleri
ile, «gündüzleyin» sözü yokdur.

0 :�)I�� �İ � �1 ü:ı � .J';; J..��\. -�j �\ fı��-,. ...�\wı;i (f.l.? (...)-AV


c:_ıf' � 1 � "'"�;_ J')! i �\f;; 3: ;� � \ � 4;'� ;/J\i _):� � � .� ı.J 1 � ..J� �fail�\
,
} ;;, ı ,. t ' s, ı } t '- J ;; 'J }

!.\ ,. ... , ., ... ·l '·\' ... , . • ... ·1 • -� !.\ ., ... ' ...1., ... ' --" J ,., -.,ı-:."'
J \ : .J4.� � <..S:�I [_J j cJ·l"
.,,.

! � J ..,_, J u d . ıJ �• .:� ��J � � � ...JJ-J J�


♦ '

s, ... . , ... ... ...


\ı.. _: "J�)

, r..: •-� ......_ "J'·


li . J•-., ı.:.-�� ...
}
• ,. ., ıl : ,.Jt-=A' « �,. .,_; f:� , ii:ı� �\ ,., .J-)
...
: J l.4!1 (l �J.....ıJ )) ,. ... ,._i'\·-: ,.ı.:,..;:;�
\A )) � � '-' ,. • ,.
• ·• 1 . ı::.,..;;.>'
4\1 -' •
326 SAH!H-t MUSL1M

��; J;; 1 �� � 'J j• lt;� . J\; . �;1� �J.; \ l:j :-ı�: Jı:
•f 1 ,. • } , , • , - •j , , ,

�l� « :r��I ! �\ �( C_ ! ,�lj



>)
� ·�
�11� :,.\JI }' J(.:' _, ... \I •1'., \ I
,.
�1l _ :,.\J\ J-'J\':: JıJ,ı\',.\• �\"..-, -'•
;u;_ >'
,. -;
1 "' "'
:,•J"ı\'•• , J.
� � U .J-) ı)':" j r A9 • .J'�• � )) � � U J-)
...
A9 ((, .4� � r \J.,_� At • .ı,ı, � � ,

·. � � ;.<-; » J[•. -:� w� . tSi1 l:l ! �,;, � \::,.;�, ! �ı J.,�:J c_ = Jfıi « ,�:- �i:J ,
,, "' ' 1.

87 - ( ) : .. . ..... : Peygamber (S) in z_evcesi Aişe şöyle diyordu :


Ramazanda mescide Rasfılullah (S) ın yanına bir zat geldi ve:
- Ya Rasulallah! Yandım, yandı1!1, dedi. Rasulullah ona:
- «Halinin ne olduğu» nu sordu? o zat:
- Ailemle cinsi münasebette bulundum, dedi. Rasulullah ona:
- Sadaka ver, buyurunca :
- Allah'a yemin ediyorum! Ey Allah'ın Peygamber'i! Benim hiçbir
şeyim yokdur. Ben, keffare� vermeğe muktedir olamam, dedi. Rasulul�ah
ona:
· - Otur, dedi. O da oturdu. O zat b� vaziyette aramızda bulunurken,
üstünde yiyecek yüklü bir eşeği sevk ederek diğer bir kimse çıkageldi.
Bunun üz�rine Rasulullah :
- Biraz önce nefsinin yandığım haber· veren kişi nerededir? diye
sordu. O adam hemen ayağa kalktı. Rasulullah ona :
- Bunu (al da) sadaka yap, buyurdu. O zat:
-. Ya Rasulallah! (Biz en fakir iken) bizden başkasına mı tasadduk
edeyim? Allah'a yemin ederim ki bizler (ailece) hep aç kimseleriz. Bi­
zim hiçbir şeyimiz yokdur, dedi. Rasulullah :
- Öyle ise onu siz yeyin buyurdu.
';ri; CJ!'J#/ ,)- ,.,ı ,;!�; J ..)wl' �,.:uJ r-J �' ) (.>"'it.;;�
-:-
� (,o)

,..
��.,)
.
.'
� .;-,.. c}J '('.J� A.)� J� >': ;�; c} J.dJı•-v�)

�-;�:'i t:;· �;.J l · ���, ��;.\: \l\i · 'J,:� � 'lJ.; ��� � �� (}» (,, ,r)-AA
, . ,,. , � , � ,,. ., - �
.KJTABU'ı-SIYAM 32'7

(15) RAMAZAN AYINDA YOLCULUĞU İKİ MERHALE VE DAHA


FAZLA OLDUĞUNDA MA'SİYETE GİTMEYEN YOLCUYA ORUC
TUTMASI VE TUTMAMASININ CEVAZI, ZARARSIZ OLARAK TAKAT
GETİREBİLENE
1
ORUC TUTMASININ, KENDİNE MEŞAKKAT OLANA
DA ORUC
. TUTMAMASININ DAHA FAZİLETLİ '
OLDUÖU BABI

88 - (1113) ......... : İbn Abbas (R) şöyle haber vermiştir:


Rasulullah (S) feth yılında ramazanda (Mekke'nfn fethi için) yola
çıktı. Bu seferde Kedid mev:ıtiine varıncaya kadar oruc tuttu. Sonra oru­
cu bıraktı. Rasulullah'ın sahabileri, Peygamber'in fiillerinden daima yeni
yeni olanlara ittiba' ederlerdi.
( ) ......... :- Buradaki ravi de Zuhri'den, bu isna�la ay.ni hadisi
rivayet etti. Ravi Yahya der ki, Sufyan: «Rasulullah'ın sözünden sonun­
çusu alınır idi» kavlini kasdedere�: Bu kav! kimin sözüdür, bilmiyorum
demiştir.
( ) ......... _;-.......Bize ·Ma'ıner, Zuhri'den bu isnadla haber verdi. Zuhri
dedi ki: Orucu ter��tmek iki işten sonuncusudur. Rasulullah'ın fiilin-
den sırasiyle sonuncu Ô'lan alınır_ idi. Zuhri dedi ki : · Rasulullah ramazan­
dan geçen on üçüncü gecenin sabahında Mekke'ye geldi.
. ( ) .. ... .... : Yunus, İbn Şihab'dan bu isnadla Leys'in (88 raka­
mıyla geçen) hadisi şeklind� haber verdi.
İbn Şihab: Sahabiler, Peygamber'in işinden sırasıyle en ··yeni olan-
328 SAHiH•! MUSL!M

lara ittiba' ediyorlardı. Onlar, bu en yeni olan. işi, nesh edici, muhkem
olarak görürlerdi, dedi.
( ) ......... : İbn Abbas (R) şQyle dedi: Rasu.İullah, ramazanda
yolculuk edib Usfan'a varıncaya kadar oruc tuttu. Sonra . bir kab su is..
tedi ve insanların kendi fiilini görmeleri için o suyu gündüzleyin içti:
Sonra
· Mekke'ye girene kadar .oruc tutmadı.
İbn Abbas dedi ki: Rasulullah, oruc tuttu ve_ orucu bıraktı. Halkdan
da isteyen oruc tuttu, isteyen tutmadı 20•

89 - ( ) ......... : İbn Abbas (R) şöyle "'dedi : �


_
Sen (seferde) oruc tutanı, ne de oruc tutmayanı sakın ayıblama. Çün:.
kü Rasulullah (Ş) seferde hem oruc tutmuş ve hem de orucu bırakmıştır.

:·,Q�� L"� ( ff·İı�� �I �:�) �\�j;I �� l:ı"� .j�iı � 'i,J. d» .(' \ '!) - °' ..
r\::;. �\i�� � � J1 r-;°:.aiı rt� c; � �ı J .,ı;_� �, �� �ı i-; � .ı.��-, �=:':;
tJ6 �
,, ,

. �; ( ...4:İ l �81 :_,k; 1�. -�:,) !t: ::r� i;;::, \;; (. �LH �\::,. ,0:ıı
� $, ,,,,. .. J .,,. • ,

. « ;\�,JI �:1 J 1. ;\..,4J\ �;.ı J 1 » Jli; ·İL"..\.; �lH


,. ,, }' - ,. � � - ,. .• , ' �
\)l: �� �ı. ,�-J:�
.., , .,, , .. . , ., ,,,,.
�,J-
,,,,. .. , 1 , . .. ' ..,.. •

90 - (1114) ......... : Cabir ibn Abdillah (R) dan, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) feth yılı ramazanında Mekke seferine çıktı. Kendisi Ku­
riı'I-Ğamim denilen mevkie ulaşıncaya kadar oruc tuttu.· İnsanlar da
oruc tuttular. Sonra Rasulullah bir kadeh su istedi ve insanların kendi
fiilini görmeleri için de �u suyu yukarı kaldırdıkdan sonra içti. Bundan
sonra kendisine: Bazı kimseler oruc tutmuştur, diye söylendi. Bunun
üzerine Rasulullah: «Onlar asi olanlardır, onl�r asi olanlardır> bu­
yurdu 21•

20. Bu hadislerde zikredilen mevkilerin hepsi Mekke f�thi seferindeki yol güzergahındadır.
Bu hadislerde bunların ayrı ayrı "isimlendirihnesi birbirine yakınlıklarından ileri gel•
miştir. Bunlardan yalnız Usfô.n denilen yer biraz uzakca ise de hepsi de onun miilhaka­
tından sayılırlar <Kadi İyad).
21. Bu ta'bir böyle iki defa tekrarlanmıştır. Bu, ya oructan zarar görenlere hamledilmiştir,
yahut da cevazını beyan maslahatı için kat'i olarak oruclarını bozmalan emredilm�
de vacib olan bu emre muhalefet etmişlerdir. Her iki takdirde de o gün seferde oruc
tutan, oructan dolayı zarara düşmedikce asi olmaz. Birinci te'vili, müteakib hadisdeki
«insanlara oruc ağır geldi> kavli te'yid etmektedir.
KJTABU'ı-SIYAM 329
·. ',

. �� .,:
.,,. • :-. • .,
\.l..r-:..' -_.••:ıı:-ı:.,'" ( <.S_?JJ\)�\ '-�-•�) ,,.

°' \
• , ,,,,, • •,, .,. • , • - ., ,. � ,,,,
�.:,.H .l.:-'" l:.�.l.>.
., , • l ..... >
f::-;-4.1_ "-�Si ,l:j:�_, (... )-

il•�- l;�; . ::_.ı.; � �� (/�j . ft:�H r�l� �;. � �Üı �l : 'J �;: ;ı):, . ,(::.yı
,,.
} ... .,,,_ .,,

.., ,,,, �

� � 1 �� ı\.: 0:
91 - ( ) ......... : Burada Abdulaziz, Cafer'den bu isnadla tahdis
etmiş ve şunu ziyade kılmıştır: Peygamber'e:• İnsanlara (seferde) .oruc
tutmak meşakkatli oldu. Fakat halk ancak senin yaptığın işe bakarlar,
denildi. Bu sebeble Rasulullah (S) ikindiden sonra bir. kadeh su· istedi.
J. i:i. � \::.; . )� :;. ,., �!�i, �. 'lJ.j �!. J. \:;. ;c,� ;\ l:}jg (,"o)-°' r
,,,,, ,,,,,
,,, - .,
.
•.,... • � , } • ., ,: ., •-' • .,,, ..> ., • • fa' ;; .,,.
,,,,,

.,"'1. -1-� ü'" 'f- ...'-'. .,0• J -:--:'" .,ıJ. fJ. 0=-' '½•;, ,Y- ;.).;.c. c.� .l.>:

• .,
1 �
o :: ,,,, } • :, e....- L,e ,,. ,,.
, •.,..
,.r'-'. .i\ �l; · )ı.�
J, 6-· ,, , .,.
J.,..;ıl- ►

0' �\•
. - -
' • •
�\:JI (::�I �.t ��� �\) . .j:, � � �IJ_;.J �c :Jli. ��lf�.;; :-::� 0�,
• $ ,e,..,,....
.,,. - ' ,., ., '

.
�\ �\\ 0� �� » � �\ JJ�� J(i; .· ;e, J�): ıj� « � �t: .D J(i; . �i; Jü; � j. �- >


• 1 ).:J\ t.J \ _, �..,�

• o J�
,,•.

' � :- >
\•''\\''·
.,,,. • ,

- •' r .. =-
,,

..Lf-: ' �...;. \.:.., .L> . .) J .) ..J'.


ı,:.,,.•_;, \ .,,·\•,>•>
w .l.► . u"' . \
- .,,.
,,,...
i ,,, ,,
.... �\ ı•�- (
ıJ. .\.� �.._,,.)ıP J . : .
1

'\'- A�, )
r ��
;, >, ,,,. v >, •' �,
� �
, "
.,
v .; -
,,,,.
ı •
u._A t ,,. - '
0� '-S�½C J\; : ;,I,
J ..\ı_j �-t) � 1 yf.-) l> \ ıJ ��
, ,,. ....
<� '
.. �� .U:\ �c J : �..:..

-41� ·t, .a.:H:. \�s _: J\; �( ·l'_ı �;..) �)I �,�::a.►� -�, Jli �\;\:-�\il...�., ? . ; ,,,. .... ,,,. } ır.' ,,. . • ,,,.
,,, ., • .,,,. .,,. - #, ,,,,. .,· ,,,,, • - ,,,,,

•• . ,,. } } ,ı ::. , ,,. � ,,,. il ' •

92 --- (1115) ......... ·: Cabir ibn. Abdillah (R) . şöyle dedi·:


Rasulullah (S) bir seferde idi. Başına insanlar toplanmış ve gölge­
lendirilınekte olan birini gördü. «Bunun nesi var?» diye sordu. Sahabiler:
Oruc tutan bir ltj.msedir, dediler. Bunun üzerine Rasul:ullah_: «Seferde
oruc tutm�nız halis eylik cümlesinden değildir» buyurdu 22•
( ) ..... .. .... : Bura�aki ravi de, Cabir ibn Abdillah'dan: Rasulullah
birini gördü diye anlattığıµı \
duymuş ve yukanki
'
hadisin
. benzerini riva-
yet etmiştir. \ ;

22. Bunun ma'nası : Seferde ·oruc tutmak size ağır geldiii ve zarardan korktuğunuz zaman
oruc tutmak takva değildir, demektir. Hadisin sevk edilişi bu şekilde te'vili gerektir­
mektedir. Yoksa bu nehiy mutlak delildir.
330 SAHIH-t MUSLtM

( ) ...... ... Şu'be bu· isnadla yukarıki hadis tarzı�da rivayet .etti.
Ancak bu ravi şu ziyadeyi verdi. Şu'be dedi ki: Yahya ibn Ebi Kesir'den
bana baliğ oluyordu ki kendisi bu hadisde bir ziyadelik yapıyordu. Yine
bu isnadda Rasulullah : «Allah'ın sizlere ihsan ettiği ruhsatlarına iyi tu­
tunun» buyurmuştur. Ravi: Bunu kendisinden sorduğum zaman o, bunu
ezberinde tutmamıştı dedi.
:; , �:,� �\ � ;;b c��-;.. �:� S: f(; c..�;. . �c 0: �,� L:};_, (,,,,)- �r
...,\�.., •cY · .:.. • --;vl.4,.
., \.:�-: v� ��
\ .... .,.,J • • ., ..., .,ö.,.J"•:.�., �--:�
;:. � } (.......
� .._ i! ., � \
� r)., .,C:.. \i J ..:;:: 'J't; • � c.s! .u:. 1 �-
·ıı.::. �:.. \J
i,

. __ (\::_!\ j :��j\ Y j . �iiı jc (\�il��-�;. �k;\ ::,� \�_,


93 - (1116) ......... : Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi :
Rasulullah (S) ile beraber ramazanın on altısında ğazveye çıktık.
Kimimiz (o. yolda) oruc tuttu, kimimiz de oruc tutmadı. Oruc tutan or/c­
suzu, orucsuz da orucluyu ayıblamadı.

94 - ( ) ....... . . : Buradaki üç tarik ravilerinin hepsi de Katade'-


den bu isnad ile yukarıki Hemmam ibn Yahya hadisi tarzında rivayet et­
tiler. Ançak bunlardan Teymi'nin, Umer ibn Amir'in ve Hişam'ın hadis­
lerinde: Ramazanın on sekizinde; Said:in hadisinde: Ramazanın on iki­
sinde; Şu'be'nin hadisinde ise : On yedisinde yahut on dokuzunda ifade­
leri vardır.

95 - ( ) ......... : Ebu Said Hudti (R) şöyle dedi:


Biz Rasfılullah (S) ile beraber ramazanda yolculuk ederdik de, ne
XITABU'•-SIYAM aaı
oruc tutan aleyhine tuttuğu oruc ve ne de oruc tutmayana · tutmaması
ayı blanmazdı.

Biz Rasulullah (S) ile beraber ramazanda ğazaya giderdik. Kimimiz


(yolda) oruc tutar, kimimiz de oruc tutmazdı. Fakat ne oruc tutan tut­
mayana, ne de oruc tutmayan oruc tutana kı�maz ve itiraz etmezdi. Ken­
disinde kuvve� hissedib de oruc tutamn bu davranışım güzel görürler,
kendisinde bir zayıflık bulub da oruc tutmayanın bu davran�şını da yine
güzel görürlerdi.

97 - \(1117) ......... : Ebu Said Hudri ve Cabir ibn Abdillah (R)


şöyle dedil'�r: Biz Rasulullah (S) ile beraber yolculuk ettik de oruc tu­
tan oruc tp.ttu. Tutmayan da tutmadı. Fakat bunlar birbirlerini ayıbla­
mazlardı.

.
98 - (1118) ......... : Humeyd dedi· ki: Enes ibn Malik'e seferde
ramazan orucundan soruldu da o : Biz Rasulullah . (S) ile beraber rama- ·
zanda yolculuk ettik. Ne oruc tutan tutmayanı, ne oruc tu�µıayan oruc
tutanı ayıblamadı, diye cevab yerdi.
332 SAHİH-1 MUSLtM

......ir-,.,., , .....·,,,
c. r--21 ....
::
f •
, .,., ,, --,r_ �-•-- ' J• ;.,..--:;
• ,.

� .r>: u\İ . ,:f· .)


İl"'
) r � .J"-t.,.' l:}Jp.., ( ...) - � �
11: )
�ı.;.. .J'. \\:..��:,,. • �-:� '-'...
,. "

, ,.. ,., .. ,, :. .,.


·. �..,). � ,..,.c � �ı J '-"\�, �, � 0;;., \.J, �l: �ıd �..Jli . �,: J IJ\.ti .ı.:.:.�,.
,., J r;.,-
, ... � J •,ıt.-_ l
,.. .. ,
ı . ,.. • , - .. ii � , •,...
s .... ... •
.,-)
• ,,,,. .,.. ,ı,111
•'

�l\:'.ıllJ >4�1\ '/ J ' �.4�\ o� rl:.J\ �....-1)\;


,. , ,,,. • 1 .,,, • • � • � ,,,

;1
"
...�-:':. � -='•\'•.,
-..!.: "w�·'"'. .,,,.,,,•ı,:-;,-,-,
J' .ı..>ı-..:•.,,,.,.. � ,.,,,. }
\ �' ��ı; ,.,,,,. ;..lt 1

99 - ( ) ......... : Humeyd dedi ki: Ben (yola) çıktım ve oruc


tuttum. Bana: Orucu tekrar tut dediler. Ben onlara şöyle dedim: Bana
Enes haber verdi ki, Rasulullah'ın sahabileri yolculuk ediyorlardı da, ne
oruc tutan tutmayanı ne de oruc tutmayan oruc tutanı .ayıblamazdı.
· Ben, İbn Ebi Muleyke'ye kavuştum. O da bana .A.işe'den bunun ben­
zeri hadisi haber verdi. ·

(16) SEFERDE ORUC TUTMAYAN KİMSENİN, İŞLERİ ÜZERİNE


ALDIĞI ZAMAN NAİL OLACAĞI ECİR BABI

100 - (1119) ......... : Enes (R) şöyle dedi:


Biz Peygamber (S) ile beraber bir seferde bulunduk. Bizden kimi
oruc tutmuş, kimi de yemişti. Sıcak bir günde bir konak yerine indik.
Çoğumuz gölgelenmişti. Elbise sa_hibi olan elbisesiyle, kimimiz de eliyle
güneşden korunuyordu. Oruc tutanlar hararetten k_esilib düştüler. Buna
mukabil oruc · t.utmayanlar : Kal�tılar, çadırla□ kurdular ve develeri su­
ladılar. Bu faaliyetler üzerine. Rasulullah : «Bu gün oruc tutmayanlar
tam ecri alıb gittiler• buyurdu.

.. , ,, ,., . . ...... ..,. ·Y''
- � w-İ \:; ,J��� 0� ,J��\il ·(.�� ::ı� �;_ 8'� -���j -"· \ �� J ( ... ) - r•'
,., ;- \ l .,. �J�½A•l
"', ,. . ,·, . :- , .. .) . ; .,. ,.,. .
i �:9 , �;ıh� )ai\J �� \\,..&!. ı- '--! �
� , ' f/1 ,

�\ �_J-) �C J\;
•,\l--!. � '·' , .. ,,. ✓ .. .,. i • ., • ,., .. ',.,. -:: ,.. ,, •
:
U� J, J'-f _J

.« .J�
. .
'Jl'., (:;�ı �/1 ½.;�1� �•,
.... .,. .. ,
1> �) �
,.....
Jın: Jt;. ..j:,:11. J;�
� ,,
::i fl�I .

. ....

101 - ( ) ......... : Enes (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) bir seferde idi. Maiyyetindekilerin bazısı oruc tuttu,
K1TABU'a-SIYAM 333
b�ısı da oruc tutmadı. Oruc tutmayanlar; ihtiyatlı dayranıb kuvvetli
kalarak iyi çalıştılar ve bütün işleri yaptılar. Oruc tutanlar ise, zayıf dü­
şüb bazı işlerden aciz kaldılar. Bu hususda Rasulullah: «Bu gün orucsuz
olanlar, ecrin tamamını alıb gittiler> buyurdu.

, ci-e, � �:!t.:� �; �� � ;�:;, �� t:;j_;. · _iı; Z. 1:1. d� ("" ·) - '· �


�Wt�:;;, l.ü. >�;t; �� :,�J � �;��,�-l: \ ��\:
• ... .......
0 ...
�;--. •
ıı; •

...
t!
J\;. �}��
... ... ı: > .... , ... ... ı,,... ';Sl ...
...

.l> :(,) - •"":_;J


,(; :;,.
0�
... .,,,

... .,
>t
>ı ı ,,. ,,ı }
�,�;-)C �:)C :Jtii !):Jı�,i:,�'\:i /cit:._.�; t'i�;
, •
Y�l:� .J J , '.;.;
,. •
� � \:; �r..\
> ....• � -: ... •-:.•tf'�l �,ı...._ �I'' , ... 'Jf.:; �:. ... G ... �f.'tr- -'[.. �•,2 ... �'lt �
('�J�
. •{ � ( ._, � J.J (-... » � � "'1J-) w . ) : w ..;- • (.)b • \ .";' r.,.r- J o,. • _

J(.;. )-\ 'i �; U} ( . )at\:; \:.!J re,�\:.J �.... �:,.;.�


- - •

��: .....J\i.,,,, (. \;�Wl;.


•........

... •.... -·�;


) ... ... • -
• .;_jD
) .... '
ı.:;l>-t . « . _ (Sj\ .ı�lj
., . .I'
• ... v:j «JJ, �lt,
•'t -
... •
$

.-
.ı;ı....

, "', ,. •
F
- •

tfi

., ,..,�l J . • J�
...l ,�ji\ 'l
J r'
,.. 1/ .... �\ '
(
..... � ...u
• ' ,. •

I

l)

.fa\�,���. ;uı�;-) � ,f� .�.,


..,

. ,... , . ,
�J)
,
102 - (1120) . .. .. .. . . : Kazaa tahdis edib şöyle dedi :
Ben, Ebu Said Hudri'ye geldim. Yanında bir kalabalık vardı. İnsan­
lar onun yanından dağılınca: Ben bu insanların sordukları şeyden so.r­
mıyacağım, dedim. Ve ona sefer halindeki orucdan sordum. Bunun üzerine
şöyle dedi : Biz Rasulullah (S) ile beraber Mekke seferine çıktık. Oruclu
halde bulunuyorduk. Nihayet bir yerde konak yaptık. Rasulullah: «Siz­
ler düşmanınıza yaklaşmış bulunuyorsunuz. Oruc tutmamak sizin için
daha fazla kuvvettir> buyurdu. Bu, bir ruhsat idi. Bundan dolayı kimi­
miz oruc tuttu, kimimiz oruc tutmadı .. Sonra diğer bir menzilde yine ko­
nakladık. Bu defa Rasulullah : «Sizler yarın sabah düşmanınızın içine
gireceksiniz. · Oruc tutmamak size daha çok kuvvet olacaktır. Binaena­
leyh oruclan terk ediniz» buyurdu. Bu ise kat'ı bir emirdi. Bunun üze­
rine· hepimiz orucları terk ettik.
Ebu Sai<\ sonra: Ben bundan sonra Rasulullah ile. beraber seferde
iken oruc tuttuğumuzu da kat'iyetle bilmekteyim, dedi. .

) _;..,, J .).1,) ��· J ?.\� ( ıv)

.(17) SEFER il.ALİNDE İKEN ORUC TUTMAK VE TUTMAMAK


HlJSOSLARINDA MUHAYYER KILINMASI BAB:ı:
334 SAHlH-1 NUSLtM
103 - (1121) ......... : Aişe (R) şöyle demiştir:
H&mzatu'bnu Amr el-Eslemi, Rasulullah (S) dan sefer halindeki oru­
cu sordu. Rasulullah: •Dilersen oruc tut, dilersen oruc tutma> diye cevab
verdi.

'�:: \::,� ·p� lt� .(�_j �l �·�-:,) �\�L"�. �..ı::ı;.jn t:"::,ı f:\ l:}]P J ( ...) - , • f
JJ;; Jı ı �\ J_?; f�: Jri; � �' JJ�� Jt� �:-�\ J;; � �� �, � � �t;:;
·r�
' .. .,,
,,;
> �-
)) Jl.i � ,:,:J
>•
. « � �l ��\J. ��� �l
• • •' • • .,. .... .,. ... t ('f)• • .; , •
r\
J \
;'�:J\ � '� l, \ . >
104 - ( ) .........· : Aişe (R) den, (şöyle demiştir) :
Hamzatu'bnu Amr el-Eslemi, Rasulullah (S) dan sorub : Ya Rasulal­
lah! Ben arka arkaya (devamlı) oruc tutan bir insanım. Bina�naleyh se­
fer halinde iken oruc tutayım mı? dedi. Rasulullah cevaben: «Dilersen
oruc tut, dilersen oruc tutma> buyurdu.
' .,. • � ,.u. �
.. . ,,- •i. ,ı.._,,,;;
• � - J (. . . ) - \ • .," (
• '-S'-�

. ' .,. ,ıı • ... • • � -- ,,


• <,.> .. :,�H ,,.
(' :> r ,-·\�
v. J uı ...
·\:� il• _..)�c.!,..,.>.>-
J,.. ... ...,,

105 - ( ) .... . ... . : Buradaki ravi de Hişam'dan bu isnad ile Ham­


madu'bnu Zeyd'in (104 rakamlı) hadisi gibi : Ben arka arkaya oruc tu­
tan bir kimseyim, dediğini rivayet etmiştir.
< ." > 1 .,. ,,, ... ) >• .. .... .,. .. .,. • .,. <'
JI' r: ... ., ı JI • �... >'
v� J
1 • :., -
: � ..;. \ J\; j . � � \ 6"
. ,,,, .b- : ':/\i . ½z!,u \ il � -"· \ .. •) - ' • il\,
(
" - . �·
._..ı_ _,, -'. \:;

( .,�\ 'J�� Jı: J� ;;;. �, � �t:�yı 11��- ,,r\:� �� (1.-i(_ �c;1: �,r:�:,n �� l::'�
_:

. ..
. � j:J\· �• 'i .,.,;�
> ' ..,
.\
106 - ( ) .... . . ... : Buradaki iki ravi de yine Hişam'dan bu ·is­
nad ile, Hamza'nın: Ben (yasak günler haric) devamlı oruc tutan bir
kimseyim, binaenaleyh ben seferde oruc tutayım mı? dediğini rivayet
ettiler.

J
� ı ... .,. , .,, ,,, ... .,, ,. ,, � ı :.
lıı ı.,- .. ,,,,..• , ıA'Jl•)t • \ ..ı...��-4.J-V)
.ı,,,.
, J• · ,,.,..,.
:�Uı}\.J
>'.\ lij.�"�='-'J \i J-:.Y 1\1\'
AJ,_.,AL.a> �\(;»J ( ... )-\•V
,,,,. ,,,,,.
.J
...
,J .J
,,.. , .,,.,
•.,. >• , .... _,•c >• (... .,.•ı
. , (:_ J' ., .J• � \
-
ı, _ . .. t • � ., .
ı.:,c , :':: .) 1 � ; ) ..f •ı.:,,' , � y- \ 1 �- \ �,c �}l: \ � J .J ,.C
.• •�
'--'. ,r.> \

( � j ı.J. \\; ,r.> \

J� ..)�\ J
• .,,, - :;; •
�\:-aJ\ � ;;:,; J. ..ı..,:, \
"" ..ı ,,, ,. ' J "
� �ı J _,_J t� :
:.. ... , ... ,
J\; ._; \ � � �.ı......\'I
., - .,
..,
, - ,. , • • - . ,,.;,,. , . ,,,;
j ; _j.i'- 0c

r.,�� �\ �;.\ ::,:J . 0:.l: ½ l;.i :;.; . �r ::.� L:� ��


) .)'
,,,. .

Jlii �th� ;;�le


,.
, ., ,,,,,. .,,,,.
,,,.
t:,

» � �\ � .,��
,.,. ,.,
.,
. CX �;h [_� ')�,
K!TABU'ı.. SIY AM

107 - ( ) : Hamzatu'bnu Amr el-Eslemi :


Ya Rasulallah ! Ben sefer esnasında oruca karşı kendimde bir kuvvet
buluyorum. Böyle 9lunca benim üzerimde bir günah sabit olur mu? diye
sordu. Buna cevaben Rasulullah : «Seferde oruc tutmamak Allah tarafın•
dan ihsan olunmuş bir ruhsattır. Her kim bu ruhsata tutunursa güzel bir
şeydir. Her kim de oruc tutmayı severse ona da bir günah yokdur» bu­
yurdu.
Ravilerden Harun kendi hadisinde: «O bir ruhsattır» dedi de: Allah
canibinden, sözünü zi�etmedi.

108 - (1122) . .... ... . : Ebu'd-Derda (R) şöyle dedi:


Biz ramazan ayında çok sıcak bir günde Rasfilullah (S) ile beraber
sefere çıktık. Bizim her birimiz hararetin şiddetinden dolayı muhakkak
elini başına koyuyordu. İçimizde de Rasulullah ile Abdullah ibn Ravaha'­
dan başka oruclu kimse yokdu.

,�:�ıı�\:> � vl.:ı:: ,:_;ı:: -:----ı:.ı_ ,\� B � -Lf�'


..... , • } .,,.
u_. "'· �\,.\�
:ı. ......
�.iP

( ... ) - , • �
ııj. o ·.,,,. �· .... ; -- . ...... .,,,. • , • .,,. ., ' -:. .,,.
_,. " .,,, ...... ..._.... ,,. -- , • }

8:J; :.\i.i: jı;;]\ ;\ J�: :.:J�. jı;;�, ;.ı:.;


, ,

-
;':;. i:;� j,., !)(t_\ �� j.,,,,. � �\ ,,J;.J :,.._:

� �\ J.?� Yl, (\� �, l� �., . �t, ��:- :.:.:._,� �::j� j �� e'J J�:,n �l �. :):ı
,,. .,,,,. • �

.
1

, .
ı.
\
\

\ �ı-,; �ı '.A;�:-,
109 - ( ) . .... .... : Ummu'd-Derda, Ebu'd-Derda'run şöyle dediği­
ni haber verdi: Ben kat'i olarak bilmekteyim ki, çok sıcak bir günde Ra­
sulullah ile beraber onun seferlerinden birinde bulunuyorduk. Herkes
hararetin şiddetinden dolayı elini muhakkak başı üzerine koyuyordu. , (O
gün) bizden Rasulullah ile Abdullah ibn Revaha'dan başka kimse .• oruclu
değildi.
336 SAHIH-1 J4USLtM
;;..> r'.Y. lı)J �il ı.:-½;..... �� (\A)

110 - (1123) Bize Yahya ibn Yahya tahdis edib dedi ki : Ben Ma­
lik'in huzurunda okudum. O da Ebu'n-Nadr.'dan, o. da Abdullah ibn Ab­
bas'ın azadlısı Umeyr'den, o da Haris'in kızı Ummu'l-Fadl'dan, (şöyle de­
miştir) :
Bir takını insanlar arefe günü Ununu Fadl'ın yanında Rasulullah'ın
oruclu olub olmadığı hususunda münakaşa ettiler. Bazısı, Rasulull�h
orucludur, dedi. Bazısı da Rasulullah oruclu değildir, dedi. Bunun üze­
rine ben Rasulullah'a bir kadeh süt gönderdim. Kendisi bu sırada Ara­
fat'da devesinin üzerinde.• vakfe yapmakta iken o sütü içti.
( ) ......... : Buradaki ravi de Ebu'n-Nadr'dan bu isnadla ayni ha-
disi rivayet etmiş, fakat : Peygamber devesinin üstünde duruyordu, sö­
zünü zikretmemiştir. Bir de : Ummu'l-Fadl'ın azadlısı Umeyr'den, diye
söylemiştir. .
( ) ......... : Buradaki ravi de Ebu'n-Nadr Salim'den, bu isnadla
üst tarafdaki Sufyan ibn Uyeyne hadisi tarzında· rivayet etmiş fakat bu
da Ummu'l-Fadl'ın azadlısı Umeyr'den, diye isnad etmiştir.
x.tTABU'a-SIYAM

111 - ( ) ......... : İbn Abbas'ın azadlısı Umeyr, Ummu'l-Fadl'dan


ıöyle derken işitmiştir: Rasulullah (S) ın sahabilerinden bazı kimseler
arefe günü orucu hususunda şüpheye düştüler. Biz de Arafat'da Rasulul­
lah ile beraber bulunuyorduk. B�nun üzerine ben Peygamber Arafat'da
bulunurken ağaçtan oyulmuş bir kab içinde kendisine süt gönderdim.
Peygamber de bu sütü içti.

112 - (1124) ......... : Peygamber'in


zevcesi Meymune (R) şöyle
demiştir: Arefe gününde Rasulullah (S) ın o!uclu olub olmadığı husu­
sunda insanlar şüpheye düştülar. Bunun üzerine (ben) Meymune,
Arafat'daki vakfe yerinde vakfe yapmakta olan Peygamber'e süt kabı ile
süt gönderdi. İnsanlar kendisine bakıb dururlarken Peygamber ondan
içti.

(19) AşORA GtJNONON ORUCU BABI

113 - (1125) ......... : Aişe (R) şöyle dedi:


Cahiliyyet devrin� Kureyş aşôra günü oruc tutardı. (Hicretten ev­
vel) Rasulullah (S) da\aşura orucunu tutardı. Medine'ye hicret edince
yine bu orucu tuttu ve \sahabilere de) bu orucun tutulması emrini ver­
di. (İkinci sene) ramazan ayı farz kılınınca: «İsteyen a şura orucunu tu­
tar 1 isteyen de terk eder» _buyurdu.

F: 22
338 SAHİH•t MUSLİM

'�r\; r:;� \)\ � � c.;�:;


_, '° i'. * •l
,,. ��� \:�� -.i.! \ /;, d,A# ( .. -)
>,,, • ,,,, , ı, ,:::; ,,,
,ö/�:; ''->..;..J'� 8
,,, ., ., , J .
1
...
. tf":; ıG��:-,tt:,A� ::,: 'r��ı
t ıÇ Ü; -���\J, f���
114 - ( ) ......... : Buradaki ravi de Hişam'dan bu isnadla rivayet
etti. F�kat hadisin evvelinde: Rasfılullah. (S) da aşfıra orucunu tutardı,
sözünü zikretmedi. Hadisin sonunda ise: Rasfılullah aşfıra orucunu terk
etti. İsteyen bu orucu tuttu, �steyen de bu orucu biraktt, kısmını söyledi.
Fakat bu kısmı Cerir'in (113 rakamlı) rivayeti· gibi Peygamber'in sözü
· ·
olarak rivayet etmedi. ·
( ) . . . . . . . . . : Buradaki ravi' de, Aişe (R) nin : Cahiliyyet devrinde
aşfıra günü oruc tutulur idi. İslam geli�ce, isteyen aşfıra orucunu tuttu,
isteyen de onu terk etti, dediğini rivayet etmiştit'.

23. Buhari'deki rivayette Ki'be örtüsünün qdra günü değiştirilmekte olduğu fıkrası da
vardır:
� (R) §Öyk! dedi: Muslimanlar ramazan farz kılınmazdan evvel işO.rf. (yani Mu­
harrem'in 10 cu) aünü oruc tutarlardı. Ve o günü Kl'be•ye (yeni) örtü örterlerdi. Allah
TeAJ.A ramazan orucunu · farz kılınca Rasulullah (S) : cA,tlri orucunu tutmak ist.eyen
onu yine tutsun. Tutmak istemeyen de tutmasın• buyurdu (Buhari: Hace, k4ulu'llcihi
Teala: Ceala'llahu'l-�d'bete el-beııte'l-�nim kıı,amen. li'n-na�... ).
X1'TAEU'a.. sıYAM 339

116 - ( ) ......... : Urve haber verdi. Kendisine de Aişe şöyle ha-


ber vermişür. Kureyş, cahiliyyet devrinde aşura orucunu tutardı. Sonra
Rastilullah ($) ramazan orucu farz kılınıncaya kadar o gün oruc tutmakla
emretti (yahut emrolundu). Ramazanın farziyeti üzerine Rasulullah : «O
gün oruc tutmak isteyen tutsun, tutmak istemeyen de tutmasın» buyurdu.

• ,! ,. '(-;.::.....
� 4.1. w ..u,. J e. ' . �• ,,! ,�.• �ı \,�... r.- ..
.,.:.ı ı: ,. ...
t:.ı ..\.,- • ..._�� �
ı\ ,.. �..
ı..J_ �
.,ı, 1. �·
.J'. -.,,,.,/Jg
.(
')
' "'' - ',v
�;�A�\ �\ �\ � � ;J � �\ �;� J,��:\ • tfr 0; �\ 1;;; \]-�� • �-\ l:�� ( 'J JiiU\j)
" - , • • t • ' �i ,.,,
l..lt . �\��) ��� �, j:;;. �A�\) ,�:\� � �' J .,� � �\J :ı,);.:.\�r� �.,� � ,.,.�

« �J-;- J.:w :;�. {:L, ıG ::;j .�ı J (J ::r� ·;.�: J�.,�� �l • � ��.?� J� ,��)d'J;\
-

117 - (1126) . ......... : Abdullah ibn Umer .(R) şöyle haber vermiş­
tir.: Cahiliyyet devri ahalisi aşura günü oruc tutarlardı. Rasulullah (S)
da, muslimanlar da ramazan farz kılınmadan evvel o günü oruc tutar­
lardı. Ramazan farz ·kılınınca, Rasulullah : «Şüphesiz ki aşura Alla·h'ın
günlerinden bir gündür. Artık dileyen o gün oruc tutar, dileyen de o gün
..
oruc tutmaz» buyurdu.
' .

( ) .. . . .... . : Buradaki iki ravi de yine Ubeydullahdan bu isnad


içinde ayni .-hadisi rivayet. ettiler. ·

118 - ( ) . .... .. .. : İbn Umer (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) ın-..y�nında aşura günü zikr olundu.- Bunun üzerine
Rasulullah : «O, cahiliyeı·· 'devri ahalisinin kendisinde oruc tuttukları bir
gün idi. Artık sizlerden her'-,kim onda oruc tutmayı isterse yine o günü
oruc tu�sun. Onda oruc tutmayı istemeyen de o günün orucunu �ıraksın»
buyurdu.
340 SAH.!H-t MUSIJM

119 - ( ) .. .. . .. .. : Abdullah ibn Umer (R) tahdis etti ki : Kendi­


si, Rasulullah (S) dan aşura günü hakkında şöyle buyururken duymuş­
tur: «Ş�phesiz ki bu, cahiliyyet devri ahalisinin kendisinde oruc tut­
makda bulundukları bir gündür. Her kim o günü oruc tutmak isterse
tutsun. O gün oruc tutmayı terk etmek isteyen de terk etsin>.
(Ravı der ki) : Abdullah, mu'tadı olan orucunun o güne rastlaması
müstesna aşura günü oruc tutmazdı.

....
ı. .. ;. ....
� �I .ı.:�� ��\.. .J: \ l:.� � . r:._J ;. �.. J..>-
, ,, " • ,., •• , • , �,,
»
• �i;.. �. \ :_ı, .>..� \ j_ .ı.J. (., J ( ... ) - \ t •
,.

r�� �
)• ıııı ,•, } ,, } .J • ,, .. ,, � .,,

J\; - � ;, � �\ � 0, .,� l; � �\
.> , .,. ) ' , • ii • • l•
,ı� _,:.� __,-;_
_, '
�-:JI ��), �: . �� '11

. ._\�:., .ı.::.. J �;uı �_;;. J;: )i


,,, ., . ,,,, .,, .,

120 - ( ) ......... : Burada da NAfi', Abdullah ibn Umer'in : Pey-


gamber (S) in yanında aşura gününün orucu anıldı, diyerek rivayet etti­
ğini aynen Leys ibn Sa'd'ın (118 rakamlı) hadisi gibi haber vermiştir.

121 - ( ) ......... : Abdullah ibn Umer (R) tahdis edib dedi ki :


Rasulullah (S) ın yanında aşura günü anıldı da Rasulullah: «Bu, cahiliy­
yet devri halkının kendisinde oruc tutmakda olduğu bir gündür. Artık
isteyen o günde oruc tatar, istemeyen de o gün oruc tutmayı terk eder>
buyurdu.
KlTABU'ı-SIYAM 341

,.}ı.;._) -Lr, , ı..rıf J -·� ../ J>; �t ..l>-: l Ü, "-�O\ 4J


,., ,,, ,., .) ,,. 1 ... :.,., \il• ,; ....
; J ..-
ı.• ''\I' ,...
,,. • � •'-. ,,, -- . 1

._,• •.ı.>,., .,iJ•. .,, ... ,.


...
>• C. .,.•>
ı.)�� j .,J'_A j V'.}11) ( ... )
1 • :._

u; ; \� j
, j ..,, ..-
(...I'
,;
-
,.

_. t

:-
-

. if:i �l��� Jj
122 - (1127) ......... : Abdurrahman ibn Yezid dedi Jri:
Eş'as ibn Kays, Abdullah (ibn Mes'ud) ın yanına gireli. Bu sırada
Abdullah cia kuşluk vaktı ye�eğini yemekte idi. Yanına giren Eş'as ibn
Kays'a künyesiyle hitab ederek:
- Ya Eba Muhammed! Yemeğe yaklaş, dedi. Eş'as :
- Bugün aşura günü değil mi? dedi. O da :
- A.şura günü nedir, biliyor musun? dedi.
- Peki, nedir o? deyince Abdullah :
- O, •Şehru ramazan ellezi unzile fihi'l-Kur'an ...• (el-Bakara: 285)
nazil olmadan evvel Rasulullah (S) ın kendisinde oruc tutmakta bulun­
duğu bir gündür. Şehru ramazan (= ramazan ay� oruc1:1) nazil olunca
aşura günü oriıc tutmak terk olundu, dedi.
. Ravi Ebu Kurayb: (Rasulullah) o günün orucunu terk etti tarzında
rivayet etmiştir.

-���� �t!;�ı f:� � '-€�j � .,J l:}�., ( .. ,)- 'tr


h

� � • �:;�::.�., � :'�
_.

�0, :·; 1 ı.s::�� . ��� (;}�;. . f:"::. � �--� CA�� . ( ,� Ja·:u,.,),r:� � �:; �r�J l
...
• ,- ..... ,
'J
> ..
� ,,,,.,,,,.
-ı\ .... \',,,,.
.JA J . " ;..,.:-ıs. \ .J'. '� � 4...5'" J>) c..r� .:;_ �-.:..,
� ,.,. ,., .....
, ,. • ,,,, • . .:OC,
ı.) \ �
,,,,. � • ,,,.
• •· .
ı:., -- � c..r�' ı:.,ı:. .' J":. �.;;...;\ır
•• �...,. .0'-� ,;, }

J,., • ,::,.., .. ? • ı, :., \- ;:...-f ..


- ,

...�, - "-;. }} } ..._ , :. :,.., 'J(. .., �,, •.",


.,: :$-

ij . <J>.....' v� . :-·::. : � : � d . J> lı�


> \-
• ,;,.,J ! ( , ...-� \:_) :
:. i-\ ... ,\-.:.

u . ( l�u � :
}

123 - ( ) ......... : Kays ibn Seken şöyle demiştir:


Eş'as ibn Kays, bir aşura gününde Abdullah'ın yanına girdi. Abdul�ah
da yemek yemekte idi. BuntıQ. üzerine Eş'as'a künyesi ile hitab.. eder.ek :
- Ya E1:)a Muhammed! Ya:-�laş da yemek ye 'dedi. Eş'as :
342 SAHlH-t MUSIJM

- Ben orucluyum, dedi. Abdullah:


- Biz aşura günü orµcunu tutar idik. Sonra bu terk olundu, dedi.
,. • , • .. , , ı., • ' r_-;� . . -, • - , • ,
- -.�,. ıJ.. 0.:ıc-1 l::�> · ,,, ıı:-1 .. 6. '-'. .l..� (,f� J ( · · -) - \ Ti
l -• - .. " .. - .,. ,• ,. � .. , •

, J .,�-...,. if' �., .,,. ..! w"


J
�> •

. J�_,.:\� �:;� ,� �: �J.; ;.-_� �\ J i-� �- 'c.:.,::__:yı J;..;: Jli ·. t�ı; 0�, 'r-�';.l 0i
J ., J � • • ,. - •
,

t.ı.; . \)�� J;.: \)\ �L� p� �i( � : J\� . J��l� r:,)ı �1 ! ;:�·)ı �� \: \ L_.: Jfa�
,s_.,,,,, J • • • ,,,,,.

r�. ,'; .,

. ·r-�l; .!J!· ,�\�� J}ı.


• > �· ' • ••

\�.�.a� �:..) -�};'

124 -. ( ) .......... : Alk�me dedi •ki:


Eş'as ibn Kays ·bir aşftra gününde İbn Mes'ud'un yanına girtµ. O da
yemek yiyordu. Eş'as :
- Ya Eba Abdirı:ahman! Şüphesiz bu gün aşura- günüdür, dedi. 1-bn
Mes'ud da:
- Ramazan orucunun nüzftlünden önce bunda oruc tutulurdu. Ra­
m�zan orucu nazil olunca bu terk olundu. Eğer sen oruclu değilsen bu­
yur, yemek ye dedi.

. J�;:;. �\ ��: u-�;.. �;.�J�.. �. jt_, ;, l:}� ("tA)- \'To·


::,; �\� G-;�\'. ,

.,, ,.. • $1 .,•:ı;;-" � ../. �


..
• �\\

�\ t
�1 !,✓ Jl;
} J ., ',
LJ,J-) �t)
, ,,,,. •
;
., • �
ıf • -: ' • ,,.. • _. • ,
'.J.i '-'. \ �- ıj'- '
..,. • � ' • -.�
�\!-�\ '-3. \ � ı..:;.._.:\
j1a>;
ö '
� - ... , ,,,.
.-:-

125 - (1128) . . .. ....... Cibir ibn Semur� (R) : Rasulullah (S) bizle-
re aşura günü oruç: tutmayı emreder, bizi buna teşvik eyler ve Muhar­
rem'in onuncu günü (onda oruc tuttuk mu yahut tutmadık mı diye) hA.-
limizi · gözetlerdi, · dedi.
KtrABU'a-SIYAM MI.

126 -- (1129)" .........· : İbn Şihab şöyle dedi:


Bana Huineyd ibn Abdirrahman haber verdi ki, kendisi Mulviye ibn
Ehi Sufyan'dan (onun Medine'ye gelişlerinden birinde) Medine'de hitab
ederken işitmiştir. Muaviye bir aşura gününde Medine'lilere hitab edib
şöyle demişti :
Ey ·Medine'liler! Hani �limleriniz? (Biliniz ki) ·ben Rasulullah (S)
dan

işittim, (bu gün için) şöyle buyuruyordu : «Bu gün aşuri günüdür.
Aşura günü oruc tutmayı Allah size farz kılmamıştır. Halbuki ben oruc--
luyum. Sizlerden her. kim bu orucu tutmak isterse· tutsun; . tutmak isteme-
yen de tutmasın> 2'.
. ( ) ......... : Malik ibn Enes de yine İbn Şihab'dan bu isnad için-
de ayni hadisi haber vermiştir.
( ) ......... : Buradaki ravi de İbn Şihab ez--Zuhri'den yine ·.bu is-
nadla rivayet etti ki Muaviye: Peygamber (S) in biı: iştirA. gününde «ben
orucluyum. Her ki� oruc tutmak isterse tutsun» buyurduğunu işitmiş­
tir. Fakat burada· Malik ve YO.nus hadislerinin geri kalan kısmım. zikret­
memiştir.

0� , _;� � f:- :. :; ,
- -
>,."�:..� G �' . �� ::i �� \.:?;; (, n· ·) - , ,-v
,,,, ,
J., ��
,.,

::ı� ,);�. �\��\; (:;. �;.,�;;,:i, �} � t�j.i, �. �,o;.:-, rfi: J(ı -� �� �\ , �

J Jd..'rl ,.;:;
, �..; ��
- �ı �' ��ı f:;J\ 1.1... = \Jld ��;
, .. • ... ... ,,. , ,,
' - \ • • $, . • .. '

,��i �� .· �-;�

. ��:,�� ;k . « -�:;; �J, � , ffi �' jın. --� ,...�


:,

24. MuAviye belki Medtne ilimlerinin lşQ.rl orucu hükmda vAcib, haram, mekrllh olmak
üzere ihtilaf ettiklerini l§itıni§ti de bunun miibah ve milstehab olduiunu bil,dirmek için
böyle hitab etmiıti <NevevD.
344 SAH!H-t MUSLİM

127 - (1130) İbn Abbas (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) Medine'ye geldiğinde Yahudi'leri aşura günü oruc .. tu­
tuyorlar buldu. Yahfıdi'ler _bu orucun mahiyetinden sorulduklarında: Bu .
gün, o gündür ki bunda Allah Musa'yı ve İsrail oğullarını Fir'avn'a ga­
lib getirmiştir. Biz de o günü ta'zim etmek için oruc tutuyoruz, dediler.
Bunun üzerine Peygamber: «Biz Musa'ya sizden daha yakın ve evlayıza.
buyurdu da o gün de oruc tutulmasını emretti.
( ) ......... : Buradaki ravi de Ebu Bişr'den bu isnadla ayni haö�si
rivayet etti. Ancak burada : Peygamber onlara bu orucun mahiyetini sor­
du demiştir.
... ,. • ,' .
, • '- 1 • • .. , l. ' • , . ( ,. ..' .', ,;. ,,, ,,, , ' } • \ :.
}

r
, "":"--"-' � ı..ll:4- ı:.:"""' ·..;ır ıJ.,.· ı ıJ.. &.i.? J ( .. . ) - , ı\
, ,,��:ı:- --ıJ. -�- ı:..;
., - � f-:" 0►

.. ,�;�ı; r:�, t:ç�;;�J' �;;


.,,.

�1• � �' J.;:, �, �


• ., • . , _; , i
ı
��;. , -
� ı.f\� �\ ..�, �:'., \y
�:', ":UI ��\. ~· ��
(':
r;� ıi:,.: \}li; a � �; .J�i <5�\ f :;:il\�,. t: D � �\ J;,� � J�
� �ı J ��) j\i; >4-� --� �:::_-,. ı�t�;. ;...,� ".ı.:L:t '..:.:,;J 0';), ���) '��(, ;..;
�ç:"'::.;:i:,. � �I o;.; '-ı.:Ll. ·f:�:;.,;.c j:,1:, J;.i �.

128 - ( ) . ... .... .. : İbn Abbas (R) dan, (şöyle demiştir) :.


Rasulullah (S)' Medine'ye geldiğinde Yahudi'leri aşfıra gününde oruc
tutuyorlar buldu. RasO.lullah onlara:
- Bu, kendisinde oruc tutmakta olduğunuz gün nedir? diye sordu.
Onlar:
- Bu büy�k bir gündür. Allah onda Musa'yı ve kavmım kurta·rdı da
Fir'avn'ı ve kavmını da gark etti. Musa da bir şükür olarak bunda oruc
tuttu. Bizler de bunun için oruc tutuyoruz, dediler. Bunun üzerine Ra­
sulullah:
- Biz Musa'ya sizden daha ziyade haklı ve yakınız, buyurdu. Mu­
teakiben Rasulullah hem kendisi bu orucu tuttu, hem de tutulmasını em­
retti 25•

25. Bunun özeti 'şudur: Kureyş'in bu gün oruc tuttukları gibi Itasfilullah da Mekke'de iken
bu orucu tutardı. Sonra Medine'ye gelince YahOdileri de bu günde onıc tutuyorlar bul­
du. Kendisi de yine bu orucu tuttu. Peygamber'in bu orucu tutması, vahiy ile fahut ·
·tevatür ile yahut da bir ictihad iledir. Yalnız Yahudi fertlerinin haber vermele'ri ile
değildir (Nevevi).
K1TABU'ı-SIYAM 34'5

( ) ......... : Burada Ma'mer de Eyyub'dan bu isnadla rivAyet et-


miştir. Ancak o, Said ibn Cubeyr'in oğlundan .demiş, onun ismini söyie­
memiştir.

l�J ,::; tLİ}.\ �4 �: �� .;i �\j t:;�J.\ :;. �, ;J l,:j:jg J (' ,�,) - '""
-
>
.,.• -
, ... i
, ,,
ıı • ,,. -
• ,. • •• ,
•,
,. > "', > e,., --ı-
.,. , • ,- ,
>
(..s-' .Y' '3.
• ,
u, •
r!. � J 0" '.,��_.
\ .. M

�- � d
...Ja.S \:.�� ,\)_,.:.� i .J� �t> : � \; • � ,,. \ 0" ' '-:-'�
,ı ;" ,

� '

i
(t • ,_ _; i �.J� � » � �\ �)�)
✓- • ., ,.
. J� ,:.$ ��:;-
j ,; ;:.i,
-, , -

129 - (1131) ......... : Ebu MO.sa (R) şöyle dedi :


Aşura günü· Yahudi'lerin, kendisini ta'zim ettikle.ri ve bayram edin­
dikleri bir gündü. Rasulullah (S) : «O günü sizler de oruc tutunuz:t bu­
yurdu.

130 - ( ) ......... : Ebu Musa (R) şöyle dedi:


Hayber ahalisi aşura gününde oruc tutarlar, oiıu bir bayram edinir­
ler, onda kadınlarına ziynetlerini ve güzel elbiselerini giydirirlerdi. Ra­
s0.lullah : «O gün sizler de oruc tutunuz:t buyurdu.

131 - (1132) ......... : Ubeydullah ibn Ebi Yezid, İbnu ·Abbas (R)
dan işitmiştir. İbn Abbas, aşura günün orucundan soruldu da o cevaben:
Rasulullah (S) ın bu günden başka bütün günler üzerinde fadlını taleb
ederek oruc tuttuğu bir gün ve bu aydan· yani Ramazandan. başka fadlJnı
taleb ederek oruc tuttuğu bir ay bilmiş, değilim dedi.
346 SAHlH-1 MUSLİM

( ) · . . . . . . . . . Burada da Ubeydullah ibn Ebi Yezid yine bu i_snad


içinde ayni hadisin benzerini haber vermiştir.
;,.,..,:\&. j ;l� ('..t: -�� -� (r -)
_

(20) AşORA. ORUCUNUN HANGİ GÜN TUTULACAĞI BABI


1 •

132 - (1133) : :el-Hake:mu'bnu'l-A'rac şöyle dedi:


İbn Abbas (R) Zemzem'in yanı�da dayanmış duruyorken yanına vaf-
dım ve kendisine :
.- Bana aşura orucundan haber ver, dedim.
- Muharrem'in · hilalini gôrdüğünde saymaya başla ve dokuzuncu
gününün sabahına oruclu olarak gir, dedi. Ben:
- Rasulullah (S) aşura orucunu böyle mi tutardı? diye sordum.
-· Evet, dedi.
( ) . . . . . . . . . : Buradaki ravi de el-Hakemu'bnu'l-A'rac'ın tahdis edib:
İbnu Abbas (R) Zemzem yanında dayanmış vaziyette iken kendisine aşu­
ra orucun�an sordum, dediğini İbn. Umer'in kapucusunun (yukardaki)
hadisi gibi rivayet etmiştir 26•

26. B�, İbn Abbas'ın lşOrayı Muharrem'in dokuzuncu günü kabul ettiğine· kendisinden -bir
tasrihdir .. Selef ve halefden birçok alim toplulukları ise a.Şllrayı, Muharrem'in onuncu
günü olarak kabul' etmişlerdir (Nevevi).
KtTABU'ı-SIYAM 317

� �� � �l � :.:_.=i : J)'.: �:;.i 1 ;-')• � :'.,(;'� q c:f ,� j ! �;l � J:tı_;;l �•j;_


r� �ı ;a, J.,�� �- 'J\i r:;.·� il'�-/-� r� � ·= J�
�=�, ,�-,
, ,. iS
... ,
,' ' ., J.. ı '
4-.lıı.i ! = , ���-- -;. (, ı,:;��-
·" e:-:8' r:;=i' ,r:. �1, ��;, r (.if �� ,�1;, � �,�.,�� Jr�. ��t:::J,j;;�;t
... ,

. � � (.).,-; ,J.J# li ' Jf·' i


.üı� .. ,,, ,, ...•l1
,_ �-
> , _,,,w, ;:.ı\'� ..it : -Jr-\t
• • ,. , l ....

133 - (1134) : Ebu Gatafan ibn · Tarif el-Murri der ki :


Ben Abdullah ibn Abbas (R) dan işittim şöyle diyordu: Rasulullah
(S) aşura günü oruc tuttuğu ve bu orucun tutulmasını emrettiği zaman
sahabiler:
- ·ya Rasulallah!· Muhakkak ki bu, YahQ.di'lerin ve Hıristiyan'lann
ta'zim etmekte bulunduklan bir gündür;' dediler. Bunun üzerine Rasftlul­
lah:
- Gelecek sene olduğu vakit inşaallah bizler d"okuzuncu gün (de)
oruclu bulunuruz, buyurdu. . ·
İbn Abbas: Gelmekte olan sene henüz gelmeden Rasulullah vefat
etti, dedi. ·
• '• ..... • ·Y ,.._ ...... ,. ',. ;,.. ,, .
'ı.:--� �J. ı;ı. lü� "'Jl-� j l:.ı".l;.. : \'\i -��j '- \., �� \ � � '- H.:?.iP., ( ... ) - , r f
......: r-: ::ı

i
- ,,,, � L,_' - 1

J� : J� ( � �t;; i �\ ;Y �; : J� .,J:J) � .f � �\ :,-; :; ' �\�� i� r:fai,


,.c:-:-\:n 0,.
15 --
• (C
�,. _,,�;
JI � � ı:,ı",'
ıa U.ı �:�: �. - ·-�, » •
� �!.,,(.)• r
.,.J
. ı,);.:.� r:;� (.$:i:
, J� = �.. J.' �:(,; �j
- .,, ,

134 - ( ) ......... : Abdullah ibn Umeyr ·(muhtemilen İbn Abbas••


dan diye tasrih ederek) şöyle dedi:
Rasulullah (S).: «Eğer gelecek seneye kadar kalırsam· dokuzuncu
günde muhakkak oruc tutacağım• buyurdu.
Ravilerden Ebu Bekr'in rivayetinde ise: Yani. aşll.ra gününde �edi,
vardır.

. .
\ � �!- ��.( J�\"'l �' �-�) r-\. t:��. t-�.._ ,j "=�:; �iP (, ,ro)- - ,ro
.
. •. , t • ,.
·•,,. . .'• • •·· .,., .. ,_ J• l•-->
';:-:��
ı
�, �;-�r. i,;_,:.l� r:;. 'f, ::ı� '1-�ı �--�, D.,.�:, �� = J� --; , -� � i_,s-:.;ı � '�.i::;
• J , , ı ' "''

. • ş.üı J! �ç: ?� , ;ı-i ;;? ::;, . -�ı.; , -� :; �?;; » i8ı � �\�


348 SAHIH-1 MUSL1M

(21) «AşORADA YEMEK YEMİŞ OLAN ARTIK G-0NCN0N


BAKİYESİNDE YEMEKTEN EL ÇEKSİN• BABI

135 - (1135) ......... : Selemetu'bnu'l-Ekva' (R) şöyle demiştir:


Rasulullah (S) aşura günü Eslem kabilesinden bir kimseyi yollayıb
halk içinde şunu i'lan etmesini emretti: « (Yemeyib) oruc tutmamış olan
oruc tutsun. Yemek ye�iş bulunan ise artık yememesini geceye kadar
devam ettirsin!»
CA�;.. . �4J::'1 � ,,,��;;ı � �:.� \:;� . �f;,:i, � �;.,.G � ,� ;, (f,ig J (,, r,) - , r\

J� ,\;y'ıı; ;\.>..� � �\ UJ-) J-;\ : ..:..hi .•\ ,,....,�ı:.•.,. �• :-'.,.
1 ,,.\ ,,. ,,. 1 " ,,. .,. ,,. .:iı� l , l ,,. .,. ,,. .,. • ı • , (. .,,.,. t
· � ,,. > �., G:�:)1 ., � - � - ,,. • J ,,..
.).J1 .) � �� �ı:.

.,.. • •
6:.\ j\s0�J . ���:, �(,�' \iL, 6.:,\ �� 0: » �M!J� J:,;..
• l , , J • -• ,,. t ş • '• >
' \�4� �ll ' /�Y\ c.$)
. ��-, " _,•
,.,
• « �!.J� �� r;:l,,
.'

. ,,. .- . . . ,,. ., ., � ,,.


, -:.-:•, ,•ı ı JI� ,
_. A -\ . . . J.,, . ,�. \ ı \-
....,. ı.). !\ , .r-t'�) ."! t \ l:'ı \:,�
} . .... \a..ıı) f , •J
l • '� .,� , , ,-t.. > . , ,.'?-,..) J..�
, ..r4' u,.. .... • .... 1 $o'
..
( �

136 - (1136) .. ....... : Muavviz ibn Afrae kızı Rubeyyi' (R) dedi
ki: RasO.lullah (S) . Medine etrafındaki Ensar köylerine aşura günü
kuşluk zamanı şu haberi gönderdi: «Her kim oruclu olarak sabaha ulaştı
ise artık orucunu tamamlasın. Kinı de bir şey yiyerek sabahladı ise günü­
nün geri kalan kısmım yemek yemiyerek taıpamlasın!» rr.
Rubeyy' şöyle der : · Biz bundan sonra aşura orucunu tutar, bütün
çocuklarımıza da tutturur ve onlarla· mescide gider olduk. Oruclu çocuk­
larımıza boyalı yünden oyuncak düzerdik de onlardan biri yemek diye

�,r� s. �' � J\!;jı -;:; ;,, G �_ . �:� J. �:�- ,_L:;:»


ağlarsa iftar vaktı erişinceye kadar ona bu oyuncağı verir (eğlendirir) dik.

: J� . .,,.
A ;.
.. J ( ...) - 'r V
• f• } ., , .,. , , • } •1
. 3\�'i\ c;�; � ,,.-0�� � �' �.,�J ��: ::J\i � J:;_,.:J� J�� ::,� ��,� �.. t;,Jı_ • �,,. ..n:
.,
• fır�'' 4.J� �;Jıı ,,, t..ai J: ,,.J\; >.ı.; \ ,., -<
,' • • , ı ,,. -- �'
1,
.,J\:.. \:,\; •
.,. , l:.aA
.. .,., �'; J
�A.i:,
.....,. • .,. .r:}, • -!:.J'_.
• • �-��
,,. ,,. �:'-, j .)-t
,-. ,,._

1 L >' �- • \•> - t l •. ., , f:.



. l�--·

,

J.J:J
il -

.,.:.
,,.- ts> . 'ıtt-Cl.•,
� H,,.
....

M

\ *
- - •
u ) ..
\
t '\
:.kı:. \ ' • ..a.ıF \. • •

27. Oruc tutmadıjı halde o günün geri kalanını yemek yemec}en geçirmek o güne bir nevi
hürmet göstermek içindir. Nitekim vevmu Jekk'de orucsuz olarak sabaha girene sonradan
o günün ramazandan olduğu sabit olsa o güne hürmeten bakiyesinde imsak vAcib olur.
Fecri .rodık'dan evvel veya öğleye kadar oruca niyet edilib edilemeyince imamlar' ayrı
ayrı görüşler ileri sürmüşlerdir. Tafsilitı fıkıh ve hilifiyat kitabları ile şerhlerde gö­
rülebilir.
K1TABU'a-SIYAM M9

137 - ( ) Halid ibn Zekvan dedi ki:


Muaviz kızı Rubeyy'dan aşura orucunu sordum. O, Rasulullah (S) el..
çilerini Ensar köylerine yolladı, dedi. Ravi Halid: Bişr'in yukardaki (1�6
rakamlı) hadisi gibi zikretti. Ancak o burada Muavviz'in şöyle dediğini
rivayet etmiştir: Biz (oruc tutan) çocuklarımız için yünden oyuncak ya­
par ve çocuğu kendimizle beraber götürürdük. Çocuklar bizden yemek
istedikleri zaman kendilerini oyalıyarak oruclarını tamamlamaları için
bu oyuncağı onlara verirdik 28•

(22) RAMAZAN VE KURBAN BAYRAMI G'ONLERINDE


ORUC TUTMAKTAN NEHİY BABI

138 - (1137) ......... : İbn Ezher'in azadlısı Ebu. Ubeyd şöyle de-
miştir: Ben Umer ibn Hattab (R) · ile beraber �ayram namaıında hazır
bulundum : Geldi, bayram namazını kıldırdı. Sonra namazd�n aynlıb
halka bir hutbe okudu. Bu hutbesinde şöyle dedi: Muhakkak ki bunlar
iki gündür. Rasulullah (S) sizi şu iki bayram gününde oruc tutmaktan
nehyetti: Biri ocucu bıraktığınız ramazan bayramı günüdür, öbürü de
kurbanınızın etinden yeciiğiniz kurban bayramı günüdür 29•

28. Bu hadislerde sahabiyye hanımların kendi çocuklarmı lsllmi ibAdetlere alıştırıb tem­
rinler yaptırdıkları tasrih edilmiştir. Musliman çocuklarmı iile içinde daha küçük yafta
iken İslam ibadetlerine alıştırmak işte o ilk· devirlerden beri devam ede gelen çok mü­
essir bir öğretim ve eli.tim örneğidir. Ancak bu gibi alıştırma ta'llmleri yaptırırken ço­
cukları bıktırmamak ve temrinleri onların bedenlerini zayıf dilşürecek derecede uzun
sürdürmemek icab eder.
29. Ramazan bayramının ilk i(inü ile tefrik günleri dediiimiz kurban bayramının dört gü­
nünde oruc tutmak bu had.isdeki sarahatla nehyedilmiştir, haramdır, Bundan dolayı
vi$cil orucu denen yıl orucu tutmayı nezr eden kimse bile bu iki bayramın bet a(lnünde
orucunu yer, bunlarda oruc tutmaz. Bu günlerde oruc tutmayı adamak doiru değildir,
Fakat nezr ederse nezri sahih olur. Ancak o günleri yine oruc tutmayıb-·yer de sonra
başka aünlerde kaza yaparak nezrini yerine getirir.
350 SAH!H-t MUSIJM

139 - (1138) · •....... .. : Ebu Hureyre· (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasulullah · (S) iki gün oruc · tutmaktan nehyetti : Kurban bayramı
günü ile ramazan bayramı günü.

140 - (827) : Kazea şöyle dedi :


Ben Ebu Said'den pek hoşuma giden bir hadis işittim de kendisine:
Sen bu�u bizzat Rasfılullah (S) dan işittin mi? diye· sordum. Ebu Said: (
Ben (kendisinden) işitmediğim bir sözü Rasulullah üzerine iftira eder
miyim? diyerek şunu ilave etti: ·Ben ·Rasulullah'dan işittim şöyle buyu­
ruyordu: «İki günde oruc tutmak sahih olmaz: Kurban bayramı günü
ile ramazan bayramı günü>.

141 - ( ) ......... : Ebu Said Hudri (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasfılullah (S) iki günün orucundan nehyetmiştir: Ramazan bayramı
günü ile kurban günleri 30•

30. Bu hadislerdeki «fıtıi- günü> ta'birinden maksad, Şevval ayının birinci günüdür ki o gün
ramazan bayramı gün_üdür. Artık ramazanın son günündeki onıc ile oruc tamaın1anmış
ertesi günü Şevval ayı?\D · birinde de bayrama ieçilmiştir.
•Nahr g;Unü,. ta'birinden maksad ise Zu'l-Hıcce ayının onuncu cilnüdür. O gUn
sırf nahr iilnüd�. Ondan sonra gelen iki gün hem nahr, hem teşrik günleridir. Daha
sonra gelen bir gün ise· yalnız teşrik günüdür. Bunların toplamı dört ıün eder. �u
dört günün hepsinde oruc tutmak haramdır. Hadisdeki nahr günü ta'biriyle cins murad
edilmiştir. Bunda teşrik günlerine tağlib vardır_. (Hacı Zihni) •.
KtTABU'a-SIYAM 301

142 - (1139) - ......... : Ziyad ibn Cubeyr şöyle dedi:


Bir kimse İbn· Umer'e gelib : Ben - ·bir gün oruc tut�ayı nezr ettim.
Bu nezrettiğim gün de kurban bayramı yahut ramazan bayramı gününe
isabet etti (nasıl yapayım?) diye sordu. İbn Umer: Allah Teala nezri ifa
etme�de emir b�yurdu. Rasulullah (S) bu (bayram) gününün orucundan
. nehyetti, dedi 31.

143 - (1140) . .. . . .. .. : Aişe (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) iki orucdan nehyetti: Ramazan bayramındaki oruc ile
kurban bayramındaki oruclar.

31. İbn Umer, Allah nezri yerine getirmekle emretti sözü ile

: SonTa kirlerini giderıinl�. Ada.klanm 11erlerine getiTsinler ve o Beyt Atik'ı tava,f et­
sinler• (el-Hace: 29) ayetini kasd etti. Rasillullah bu günde oruc tutmakdan nehyetti
sözü ile de izahında bulunduiumuz hadisi kesdetti.
İbn Umer kendince bu deliller taaruz ettiğinden dolayı, kat'i bir cevab vermekden
· çekinerek tavakkuf etti.
Nezreden için en ihtiyatlı olan ise, nezrini bu bayram günleri geçtikdel'} :&0nra kaza
etmesidir. Böylece Allah'ın emriyle Peygamber'in emrini cem' etmiş olur.
SAH!H-t MUSLİM

(23) TEŞRİK GÜNLERİNDE ORUC TUTMANIN TAHR1Mt BABI

144 - (1141) . . . . . . . . . : Halid el-Hazza, Ebu'l-Melih'den, o da Nu­


beyşe'den h�ber verdi. Nubeyşetu'l-Huzeli şöyle dedi:
Rasulullah (S) : «Teşrik günleri, yemek ve içmek günleridir» bu­
yurdu.
( ) . . . . . . . . . : Halid : Ben Ebu'l-Melih'a kavuştum ve kendisinden
sordum. O da bana bu hadisi tahdis etti diyerek Peygamber'den yukarıki
hadisin benzerini zikretti. Bunda : «Bir de Allah için -zikir günüdür» zi­
yadesi vardır.

145 - (1142) Ka'bu'bnu Malik şöyle tahdis etti :


Rasulullah (S) ·teşrik günlerinde Ka'bu'bnu Malik ile Evsu'bnu'l­
Hadesan'ı gönderdi ve o da: «Şu muhakkak ki cennete mu'min olandan
başkası girmez. Mina'da geçirilen nahr ve teşrik günleri, yemek ve içmek
günleridir» diye nida etti 32•
( ) . . . . . . . . . : Burada da yine İbrahim ibn Tahman, bu isnadla tah­
dis etmiştir. Ancak bu hadisde : İkisi nida ettiler, demiştir.
l)_,AJ°,A).I ('f.('ı..._-,-..Jı) "'."� (T:)

32. Buhari'de Aişe ve İbn Umer'den şu hadis vardır: Onlar: «Ka'be'ye hediye edilecek
kurban bulamıyan hacılardan başkaları için tefrik giinleTinde oruc tutmaya ruhsat ve­
rilmemiştir• demişlerdir <Byhari: Sıyam, myamu eyycimi't-te,rik).
X1TABU'ı-SIYAM aaa

(24) TEK OLARAK YALNIZ CUMUA G'ON-0 ORUC TUTMANIN


KERAIIA.Tt BABI

: Muhammed ibn Abbad ibn Cafer şöyle dedi:


Cabir ibn Abdillah (R), Beyt'i tavaf etmekte iken kendisine: Rasulul­
lah (S) cumua günü orucundan nehy etti mi? diye s.9rdum. Cevaben: Şu
Beyt'in sahibine yemin ederim ki evet nehyetti, dedi.

147 - (1144) ......... : Ebu Hureyre (R) dedi ki:


Rasulullah (S) : «Sizden biriniz cumuadan bir gün evvel yahut bir
gün sonra oruc tutmadıkca s�kın münferiden cumua günü oruc tutmasın:.
buyurdu

. 148 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) dan, (şöyle demiştir) :


Peygamber (S) buyurdu ki: «Nafile namazı kılmayı geceler arasın­
dan cumua gE:cesine tahsis etmeyiniz. Nafile orucu tutmayı da günler ara­
sından cumua gününe tahsis etmeyiniz. Ancak cumua günü sizden her­
hanginizin tutmakda olduğu bir orucun içinde vaki olması hali müstes­
nadır».

F: 23
354 SAHİH-1 MUSLİM

(25) •ORUCA GtiCÜ YETMEYENLER 'ÜZERİNE DE BİR YOKSUL


DOYUMU FİDYE VARDm• AYETİNİN, •SİZDEN HER KİM BU AY
ŞUH'ÜDDA - yani hazarda - İSE ONU ORUC TUTSUN.. • A.YETİ İLE
TAFSİLİNİN BEYANI BABI

149 - (1145) ......... : Selem�tu'bnu'l-Ekva' (R) şöyle dedi :


«Oruca gücü yetmeyenler üzerine bir yoksul doyumu fidye vardır.. •
(el-Bakara: 184) ayeti nazil olduğunda, oruc tutmayıb da fidye verme�
isteyenler, oruc tutmayıb fidye verdiler. Bundan sonraki ayet nazil olun­
ca o ayet fidye vermeyi, eda ve kazaya gücü_ yetmeyenlere tahsis etti 33•
>• ı ·• .. ,•• •• )o !. ' · · •. • \ t
ıJ .J �� \; p:,. \ . ._,.A) ıJ_ �\ ..\.•:'� \ ; "".�;_ . <.> .J•.,.-\\\ W: J,..)•'-
,.. ...
" ;\::;.J- }• . '-f • :.- ( ) ' 0 • .)ıı? • • • -

: 'j. �,:: 'ı \ �� r· ., <" �\ ..J• "ij� J;� :\ı,.,.,•; �� , ��


.(.yı .,�. ';_"j:_ ....,�-:'-rr..;;_Y �-1 J .;�� �� v }l:ı
>

. ,-: \ 'J - . , ; ,. ., l. -r- ., .,,


c.t'A ı.::....,, ı..:... -•-
.,,,
' :: .�..:.. �\.k\ <..5..\.:,\; :,k, \ A.:. 0·') . İL�-. ::.. LJA . � � ..,.... ; f�c. J: �t..a... _; u �'
, .,. \ ,, .,. .,,,,. .,,, p ,,. • ,,,, ,, ,. , \' • , ·ı\\� fi# } l -• .,,,, , •

.,,, � - - ;. \'<'· .. � · --- :�--�iı . ,� •_, •·\


• �

(,$ • ., \ . .':J ... .,

[ =-:Yı/;_.;J'/, J ��:�' ..)� -:..: ..\._r 0•': "'- ,


'ı. :ı �-!
,.>�•-- ::.
(
ı;,, '�;--A

150 - ( · ) ......... : Selemetu,bnu'l-Ekva' (R) şöyle demiştir :


. Biz Rasulullah (S) zamanında ramazan içinde bulunurken isteyen
oruc tutar, isteyen de oruc tutmayıb bir yoksul yemeği ile fidye verirdi.
Nihayet : «Sizden her kim bu ay şuhudda - yani hazarda - ise onu oruc
tutsun.. • (el-Bakara: 185) ayeti nazil oldu.

33. Bu Ayetlerde nesh yokdur. Ancak oruc yerine fidye vermenin ihtiyar erkek ve kadın­
lara tahsisi vardır.
· İbn Abbas: «Bu ayet mens'lih değildir. Oruca istitaatı olmayan ihtiyar erkek ve
ihtiyar kadın hakkındadır. Bunlar her gün için bir fakir doyururlar• demiştir (Buha.ri:
Tefsir..).
Hanefi'ler de bu görüştedir. İmam Şafii hükmü daha genişleterek gebe ve emzikli
olan kadınları da kendi hisablarına değil. evladlarının teleflerinden korkarak oruclarını
yedikleri zaman buraya idhal etmiş fidyeye tabi' tutmuştur (Hak Dini I, 638-639).
KlTABU'ı-SIYAM
,_,ıL.ı.:. j ı'Jl4.,., .,w -�. . (f'\)

(26) RAMAZAN ORUCUNUN . ŞA'BAN AYINDA (DAHİ) KAZA


EDİLİŞİ BABI

151 - (1146) ......... : Ebu Seleme dedi ki:

Ben Aişe (R) den işittim, o şöyle diyordu: (Bazan) üzerimde rama­
zandan oruc borcu bulunduğu olurdu da Rasulullah (S) ile alakalanmak
ve meşgul olmakdan dolayı bu orucu Şa'ban ayından,başka bir ayda öde­
meğe muktedir olamazdım.
( ) .......-.. : Yahya ibn Said de bu isnadla rivayet etmiş ancak o:
Ve bu vaziyet Rasulullah'm durumundan dolayıdır, demiştir.
( ) ........; : Yine Yahya ibn Said bu isnadla rivayet edib: Hz.
.Ai.şe'nin orucunun kazasını böyle geri bırakması Peygamber tarafından
mazha.r olduğu alaka derecesinden dolayıdır zannederim, demiştir. Bu son
sözü Yahya söyler.
..
( ) . . ....... : Buradaki iki ravi de yine Yahya'dan bu isnadla ayni
hadisi rivayet ettiler. Fakat bunlar · hadisdeki: Rasulullah ile meşgul ol-
··
mak, kısmını söylemediler.
356 SAHIH-1 MUSLIM

152 - ( ) ......... Aişe (R) şöyle demiştir:


Şu muhakkak ki bizden herhangi birimiz. Rasulullah (S) zamanında
(bazı günler) orucsuz bulunduğu olurdu da bu oruc borcunu Rasulullah
.

ile beraberlikden dolayı ta Şa'ban ayı gelin�ye kadar ödemeğe muktedir


�m���
\
�I (f ('\�t ,\�j �� (T\ı)

153 - (1147) ......... : Aişe (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) : «Her kim ki üzerinde oruc borcu varken ölürse, o
ölünün velisi ölüye niyabeten oruc tutabilir» buyurdu 35•
3(. Mu'minlerin analarından her biri kendi nefsini Peygamber için hazır bulundurur; her
vakıt istediği anda kendilerinden faydalanması için onun arzu ve ihtiyacını &özetler du­
rurlardı. Şa'bin ayında ise Peygamber ibadetle fazla meşgul bulunduğu için kadınları,
Üzerlerindeki oruc borçlarını bu aya kadar eeri bırakırlar idi <Nevevi).
Ramazanda kazaya bırakılan bu orucların ödenmeleri 'için kaç ay beklendiilnl daha
açık görmek ve mukayese yapabilmek maksadiyle Arabi ayların isimleri sı.ra.ııyle ıöY­
ledir:
1. Muharrem 7. Receb
2, Safer 8. Şa'ban
3. Rabiu'l-evvel 9. Ramazan
4. Rabiu'l-ahir 10. Şevvil
5. Cumide'l-fıla 11. Zu'l-ka'de
6. Cumade'l-uhri 12. Zu'l-hıcce
35. İmAm Şafü bu hadisle ibticic ederek kadim kavlinde borclu bulunan ölü nAmuıa ve­
lisinin oruc tutmasını tecviz etmişti. Yeni kavlinde ise hiçbir kimsenin başkası hislbma
oruc tutması eliz olmadığı, ancak ölü namına tasadduk edebileceii ictihadında bulun­
muştur.
İmam Ebu Hanüe ve İmam Milik'in mezhebleri de böyledir.· Ansak bunlara göre
ölünün vasiyeti üzerine tasadduk edilir.
Bu görüşlerin rna'kul dayanağı, oruc ve namazın bedeni ve şahsi ibadet olmaları
, düşüncesidir. Nakli dayanağı da, Nesai'nin İbn Abbas'dan namaz hakkındaki ıu rivA­
yetidir: Peygamber: «Hiç bir kimse başka birisi hisabma namaz kılamaz. fakat sadaka
verir:. buyurmuştur.
KtTABU's-SIYA.M.

"'
l:..�\� ',:_-;yı
.
C·:\:. .;;;_� ;�c �;�\ ·"r:·•ı;J::; ��:.t \.:.;J#J (\HA)- ,ot
• ,,,,. • .,, � • �

• , ,, , : :. • , , . �.ıı- :. J ., , . . . ! ... C:,. \ � �


,. ..., &ı...,:
...

�;t. � ı .j ! : �I\�� �f � ı. ., .... ; c..n ; , 1:;; - �• 1 0�... , �:ı:- .,. • ... ,0��
• .. ,. �• f:�-c.:,� • ... ·,
1
c
<.r\�
. . ' } .;
J" "'\ � �
,,, ,, ,,,.
... �c ") ,�� \; \ ı> J\d .. -.ır: 'ı-.,..J..:ı
� , • ,, ., ,, ., . -: • ., - • .,,,, • � ' ,.,• • ,, .. � ,,,,. ..... ✓ • � • e: . ' .,, .,,, -: • ,,,, ,. • ., ( • .,,
�I j �; »· Jl; : _) : �il, « � J.: �_;_:,;;.� �:-' \ , ,j � l;-•--ic
.,,. - r . ,,,. , ..
\�l�.J ,ıı#

.... • & ..- '


• « ıl:ı:Al � <.►., \
154 - (1148) ......... : İbn Abbas (R) den, (şöyle demiştir) :
Rasulullah (S) a bir kadın· geldi ve:
- Anam, üzerinde bir ay oruc borcu varken öldü, dedi. Rasulullah
ona:
- Eğer ananın üzerinde herhangi bir borc . bulunsaydı sen o borcu
öder miydin? diye sordu. Kadın :
- Evet, deyince Rasulullah:
- Öyle ise Allah'a olan borc başka borclardan daha ziyade ödenmeğe
layıkdır, buyurdu.

155 - ( ) ......... : İbn Abbas. (R) şöyle dedi :


Bir kimse Peygamber (S) e gelib :
- Ya Rasulallah! �am,- üzerinde bir- ay oruc borcu vark�n vefat
etti. Onun adına niyabeten bu borcu ben ödeyeyim mi? diye sordu. Ra­
sulullah:
. - Eğer ananın üzerinde �erhangi bir borc olsaydı sen onun adına
bu borcu öder miydin? buyurdu. O zat :
-- Evet, dedi. Rasulullah :
358 SAH1H-t MUBLlM
1
- Öyle olunca Aİlah'a olan borc ödenıneğe (diğer borclardan) daha
ziyade .. haklı ve layıkdır, buyurdu.
(A'meş diye ma'ruf olan) Suleyman ibn Mihran dedi ki : �akem ve
Selemetu�bnu Kuheyl beraberce : Said ibn Cubeyr'den rivayet eden Mus­
limu'bnu'l-Batin, bu hadisi tahdis ettiği sırada biz de oturmakta idik, de­
diler ve ikisi de : Biz Mucahid'den işittik, o bu hadisi İbn Abbas'dan zik­
rediyordu, dediler.
( ) .. .. . .. . . : Burada da 'yine A'meş, Selemetu'bnu Kuheyl'den, Ha­
kem ibn Uteybe'den ve Muslini ibn Batin'den, onlar da Said ibn Cu­
beyr'den, Mucahid'den ve Ata'dan, onlar da İbn Abbas'dan, o da Peygam­
ber1den bu hadisi tahdis etmiştir.

156 - ( ) ......... : İbn· Abbas (R) dedi ki:


Rasulullah (S) ın yanına bir kadın geldi ve:
Ya Rasulallah1 Anam, üzerinde nezir orucu olduğu halde öldü. Onun
adına . ben oruc tutayım mı? diye sordu. Rasulullah :
- Ne dersin? Eğer ananın üzerinde herhangi bir borc bulunsaydı da
sen o borcu ödeseydin bu senin ödemen, onun adına bu borcu te'diye eder
miydi? dedi. Kadın :
- Evet, ederdi diye cevab verdi. Rasulullah:
- Öyle ise sen anan adına oruc tut� buyurdu.

157 - (1149) ......... : Bureyde (R) şöyle dedi :


Ben Rasfılullah (S) ın yanında otururken bir kadın geldi ve:
K.t'rABU'ı-SJYAM

- Ben anama (tasadduk yahut hibe yoluyla) bir cariye temltk et­
tim. Halbuki anam da öldü? dedi. Ras11lullah :
- Miras, o cariyeyi tekrar sana iade ettiği halde, senin için anana
yaptığın bağışın sevabı sabit olmuştur, buyurdu. Kadın:
- Ya. Rasulallah ! Anamın üzerinde bir ay qruc borcu vardı. Onun
adına bu orucu tutayım mı? diye sordu. Rasulullah :
- Onun adına oruc tut, buyurdu. Kadın :
- Annem hiçbir hacc yapmadı. Şimdi ben ona niyabeten hacc yapa-
yım mı? dedi. Rasulullah :
- Onun tarafından hacc yap, buyurdu 36•

. .... , . .
.
, .,,,.
·'!...,r:,\y

158 - ( ) Buradaki raviler• yine Bureyde (R) nin :_

36. Annesi ölmüş ve kızının tasadduk etmiş olduiu clriye de miraı yoluyla tekrar kendisine
dönmüştü. Kadın, Ras(Uullah'dan, clriye tekrar kendi millkilne döndüiü zaman ewelce
sadaka etıni§ olmasından dolayı bir sevabı olub olmadılını sordu. RasOlullah, sen hiben­
den ve sadakandan ructl' etmediğin halde anana yaptığın iyiliiinden dolayı sana ecir
sabit olm�tur. Onu, sana ancak miras geri vermiştir. Bu iş senln elinde değildir. Yani
Allah ·o cariyeyi sana miras sebebiyle reddet�tir. CAriye sana halfil bir sO.rette dön­
müştUr, buyurdu. -
Orucu da anası adına fidye vermek suretiyle ödeyebilir. Hace, sırf bedeni ibadet
olmadığı için devamlı acz halinde onda niyabet cereyan eder. Namaz ve oruc gibi sırf
bedeni ibadetlerde niyabet caiz görülmemiştir. Bu caiz olmamak, bu konuda· virid olmuş
diğer hadislere dayanmaktadır. Bu hadislerin biri 153 rakamlı hadisin haşiyesinde ve..:
rilrnişti.
360 SAH!H-t MUSLtM

Ben Peygamber (S) in yanında oturuyordum, dediğini İbn Mushir'in


(157 rakamlı) hadisi gibi rivayet etmişlerdir. Ancak bunda ravi : İki ay
,.
oruc borcu, demiştir.
( ) ......... : Buradaki ravi de Bureyde'nin : Peygamber'e bir ka-:
dın . geldi dediğini rivayet ederek yukarıki hadisin benzerini zikretmiştir
ve ravi bur�da : Bir ay Öruc, şeklinde söylemiştir. ·
'( ) ......... : Buradaki ravi de Sufyan'dan bu isnad ile rivayet edib:
İ� ay oruc diye söylemiştir. · - .,
( ) ......... : Buradaki ravi. de Suleyınan ibn Bureyde'den, babası
Bureyde'ıiin: Peygamber'e bir kadın geldi dediğini yukardaki ravilerin
hadisi gibi rivayet etmiş ve bu da: Bir ay oruc şeklinde söylemiştir.
_ /uJ! :� (' l•�J'�fwJ•�� ('t'A)

t::h : ,j\i . ��;_ � �•jJ �G, J��:; .,,� l.3_\ � �-- }i l.:.?iP (\,o•)- ro--�
. -
<"-.,, ,..,( , .,, • .,,,

,."•ı .. r.� , ... ,,_ ..... ,.,. • .ı:--l ·,.
,

. '.ı:IJ;:�-��;. '->.- \ '-'_ .,._rV. J'. \ u\i) � ; .t._,,A� ı\ .�,


..
�r'i �c j\� \ ı:r, � '-'_ v -�
., , , . .,, i,.

- .
';�

(28) «ORUCLU İKEN BİR YEMEĞE Ç�ĞRILAN KİMSE,


BEN ORUCLUYUM DESİN• BABI

159 - (1150) ......... : �Ebu Hureyre (R) den, (şöyle demiştµ-) :


Peygamber (S) buyurdu ki: «Herhangi biriniz oruclu iken bir yem�­
ğe da'vet edildiğinde, ben orucluyum desin».
ıw �uı• � -:-½ (",)

: 160 - (1151) ......... : Ebu Hureyre (R) Rasulullah (S) ın şöyle bu-
yurduğunu rivayet etmiştir :
ıtlTABU'a-SIYAM 381

«Herhangi biriniz (bilhassa) oruclu bulunduğu gün artık kötü söz


söylemesin ve cahilliğe kapılmasın. _Eğer- bir kimse kendisi ile döğüşür
yahut ona söverse derhal: Ben orucluyum, ben orucluyum, desin».

161 - ( ) ......... : Ebu Hureyre' (R) dedi ki :


Ben, Rasulullah'dan işittim şöyle diyordu·: «Aziz ve Celil olan Al­
lah: .Adem oğlunun her ameli k�ndisi içindir, oruc müstesna. O, doğru­
dan doğruya bana edilen (riya karışmayan) bir ibadetdir. Onun (sayısız)
ecrini· de doğrudan doğruya ben veririm buyurdu. Muhammed'in nefsi
yedinde bulunan (Allah)_ a yemin ederim ki oruclu ağzı11 (açlık) kokusu
Allah indinde muhakkak misk kokusundan daha hoş ve temizdir>.
, •,, ) >, • ,;, f.',.�., ıı.,,; , ,. l .,•,�, ·•-: .• ....�.. ,• ,, ,_. l\ > ., 1 • �. ( ) \lıı\"' .
.J".J ö �� ı:., � ; .. � �_.. u: � .l.:-" \,,,,/� . . . . -
J � • � '-1, "--:�:• J �:.J
1
\'


" , ' , .. � • \ ·
-�: ,t;Jl ». �\�.J�J Jli :Jli �
, ... .. ....
� •.1...,•� \ ı.r '�r, � ,�G')� ,�, •�.. ( '� j,,l
,,• , ' • .... .. • �;, , rL

162 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) : «Oruc bir kalkandır> buyurdu 37•

37. Bu, çok beliğ ve camialı bir· s9zdür. Bununla orucun, orucluya meleki bi/ haslet' bah­
·şettiği, ihtiras kapılarını kapayıb ,erlerden, kötülüklerden koruduğu ifade edilmiştir.
362 SAHtH-t MUSlJM

163 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle 4er :


Rasulullah (S) dedi ki: «Aziz ve Celil olan Allah: Adem oğlunun
işlediği her hayır ve ibadet (de) kendisi için (bir menfaat düşüncesi var)
dır. Fakat oruc böyle değildir. Çünkü oruc ·halıs benim (rızam) için ya­
pılan bir ibadettir. Onun mükafatını da ben veririm, buyurmuştur. Oruc
bir kalkandır. Herhangi birinizin oruc günü olduğu zaman artık bu kim­
se o gün kötü söz söylemesin ve bağırıb çağırmasın. Eğer biri kendisine
söver· yah�t onunla dövüşürse heme�: Ben oruclu bir kimseyim, desin.
Muhammed'i.n nefsi yedinde bulunana yemin ederim lii oruclunun (aç­
lık) kokusu kıyamet gününde Allah indinde misk kokusundan daha te­
mizdir. Oruclunun kendileriyle ferahlanacağı iki sevinci vardır: İftar
ettiği zaman iftariyle sevinir, Rabb'ına kavuştuğu zaman da orucu(un
mükafatı) ile ferahlanıb sevinir>.

164 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: «..Adem oğlunun her iyi ameline kat kat
sevab verilir. İyilik on mislinden yedi yüz misline kadar karşılık -gö­
rür 38• Aziz ve Celil olan Allah buyurdu: Oruc böyle değildir. Çünkü
oruc sırf benim içindir.. Onun mükafatını da ben veririm. Oruclu kimse
benim için şehvetini ve yemesini bırakır. Oruclunun iki sevinci vardır :
Birisi iftar vaktındaki sevinci, öbürü de Rabb'ına kavuştuğu zamanki
sevincidir. Onun ağzının açlık kokusu Allah katında misk kokusundan
daha temizdir•.

38. c ••• t.Jl!..1_ ..,,.,:S. -Ot �:-l� •� ı.:,.. : Her kim bi r 'i11ilikle gelir•e, ona onun
on misli vardır ..• (el-En'am: 160).

J'.l'- t·-- .!,.:�·i � J!_S- �\�j_r-fıı .,..ı �.,,.:.._ J,_Jıj:,-


r:.. Ll, "111J .� � -'- ■ A'�

: Malla1"ını Allah yolunda harcı11anlann hali, yedi bqak bitiren, heT" başakta vüz dane
bulunan bir tek tohumun hali· gibidir. Allah kime dilerse ona kat kat. 11erir. Allah, ih'..
Mnı bol olan, hakkıyle bilendir- (el-Bakara: 261).
KITABU'ı-SIYA1II.

165 - ( ) - ......... : Eb� Hureyre ile Ebu Said (R) şöyle dediler :
Ra�(ilullah (S) dedi ki: «Aziz ve Celil olan Allaq şöyle buyuruyor:
Şüphe yok ki oruc sadece benim (rızam) içindir. Onun mükafatını da ,ben
veririm. Muhakkak ki oruclu için iki sevine vardır : Bir, iftar ettiği i za­
man sevinir, bir de Allah'a kavuştuğu zaman sevinir. Muhammed'in cam
yedinde olana yemin·. ederim ki oruclu.nun ağzının (açlık) kokusu Allah
indinde misk kokusunda?) :muhakkak daha hoşdur».
( ) .. .... ... : Dırar ibn Murre, bu isnadla tahdis edib Rasulullah :
«Oruclu bir de Allah'a kavuştuğu ve Allah da kendisine mükafatını ver­
diği- zaman sevinir> buyurdu demiştir.

166 - (1152) . ... ..... : Sehl ibn Sa'd (R) şöyle dedi :·
.
Rasulullah (S) buyurdu ki : «Cennetde Reyyan denilen bir kapu var-
dır. Bu kapudan -kıyamet gününde (cennete) yalnız oruclular girer. On­
larla beraber başka hiçbir kimse girmez. (Kıyamet gününde) oruclular
nerede!_ diye nida edilir. Oruclular kalkıb oradan girerler., Oruclulefrın
�onuncusu içeri girdiği zaman kapu kapatılır da artık ondan içeriye1 hiç
kimse giremez».
364 SAHIH-t MUSLİM

ıJ' .;__}:JJJ�,;ı>': '� � ;,, �... J (" �' � "':"� (r,)

i f/4 :;� , ��\ �I i �-�\ � ;�, . :';(;jı � i� � 'f:J. l:}:;; J (\\er) - \ \V


t: J�: J� � :S3�1 f:.;- �\ -� , �\�� �-\ � �\:!:ll ��, tt\� �\
r�-�
.�r� J) � �\ �-'��

2';,.:.. ) \ r)-��J 'r�\ cil �- ,'�\ �½ ':lt. �' J::�: J t:�


:, .,, ;. • 1 • \ ,. �- \
.« �J
► \:J
,,.. - ,, .,,,. .,, , .,,,. .,, ,,, ,ıfj

(31) ZARARSIZ. VE HİÇ BİR HAKK KAÇIRMA�ARAK ORUCA


MUKTEDİR OLAN İÇİN ALLAH HİZASI YOLUNDA
ORUC TUTMANIN FAZİLETİ B.ABI

167 - (1153) . ... .. .. . : Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Herhangi bir kul Allah rızası için bir
gün oruc tutarsa, bu günün orucu sebebiyle Allah o kulun yüzünü ater
den muhakkak yetmiş sonbahar (yani yetmiş yıl) lık yol kadar uzaklaş­
tırır».
( ) ...._. ... . : Buradaki ravi de yine Suheyl'den bu isnadla ayni ha­
disi rivayet e�miştir.

168 - ( ) ......... : Ebu Said Hudri (R) dedi ki :


Rasulullah (S) dan işittim şöyle buyuruyordu :
«Her kim Allah (rızası) yolunda bir gün oruc tutarsa Allah onun
yüzünü yetmiş sonbaharlık mesafe kadar ateşden ·uzaklaştırır» .
..,�), eı" � !l..,.H �; ;ı.J�J, J•J:)ı � ..,lrJı c.," � �ı.:,, (..r6 .;ı� "':"� (n·)
K1TABU'ı-SIY AM

169 - (1154) : Mu'ıninlerin


,..
anası Aışe
. (Allah ondan razi
olsun), şöyle dedi :
Rasulullah (S) birgün bana:
- Ya Aişe! Yanınızda yiyecek birşey var mı? diye sordu. Ben:
- Ya Rasulallah! Yanımızda hiçbir şey yokdur, dedim. Rasulullah:
-_ Öyle ise bugün ben
orucluyum diyerek dışarı çıktı. Muteakiben
bize bir şey hediye edildi. (Yahut bize ziyaretçiler gelmişti de onlar se­
bebiyle bize hediyye verilmişti). Rasululhth geri döndüğü zaman ben:
-. Ya Rasulallah! Bize bir hediyye verildi (yahut bize ziyaretçiler
geldi de onlar sebebiyl� bize hediyye verildi). Ondan senin için bir parça
şey sakladım, dedim. Rasulullah :
- Nedir o? diye sordu. Ben:
- Hays yemeğidir, dedim 39.
- Onu getir, dedi. Bunun üzerine -ben o yemeği Peygamber'e getir-
dim ve kendisi onu yedi. SQnra:
- Ben sabaha oruclu olarak dahil olmuştum, dedi.
Ravi-Talha dedi ki: Ben bu hadisi Mucahid'e tahdis ettim. Mucahid:
Bu, bir kimsenin durumu gibidir ki kendi malından sadaka çıkanr da
muteakiben dilerse o sadakayı verir, dilerse vermeyib kendisinde tutar,
dedi.

39. Haıı8, Arab'larda bir yemek adıdır ki çekirdeği çıkarılmış hurma, safi yağ ve keş,
: gereği gibi birbirine katılıb karıştırılarak ve hazan da içine .,evik ilavesi suretiyle tertib
edilir (Kamus TeTcemeıi).
366 SAHJH-l MUSIJM

170 - ( ) Mu'minlerin anası Aişe (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) bir gün yanıma girdi ve:
- Yanınızda yiyecek bir şey var mı? diye sordu. Biz :
- Hayır ·yokdur deyince :
- Öyle ise ben bu gün orucluyum, buyurdu. Sonra başka bir gün
yine yanımıza geldiğinde :
- Ya Rasulallah! Bize hays yemeli hediyye edileli dedik.
- Onu bana getiriniz. Yemin olsun sabaha oruclu olarak gi_rmiştim
dedi ve ondan yedi 40.

�u-i .. .,,. >� l:J· ı �


"', >,.,:;_ J/
ı,,
...
, , . • , ,(-� \'.
.. , • ,. ·, /\.!.�.:;'
'�:J�.;� \ , • , ı � -� r:
_ı,}0' w·-l>-. ,. - (\\oo ) - , V ,
,. , (,f.»J

j(li' '·;� ;�:, � -� •• �\ � .,�:; J�: J�. � �;_; �\ � ' �f::: ;ı_ µ. if
. ' .. ,,� ... , •.. '
�:,:,---r-�" '�;,
,

( :�:, "..ü\ ,...;�, \i � .... j\

(33) UNUTAN. KİMSENİN YEMESİ, İÇMESİ VE CİNSi MÖNAsEBET


ETMESİ ORUCUNU BOZMAZ BABI

171 - (1155) ......... : Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) : «Kim oruclu iken unutub yer, içerse orucunu· (boz-

40. Allmıerfecr sidıkm tuliiundan sonra oruca niyyet edilmesinde ihtiW etmiı:terdir: Ev­
zai, Malik, Şafii, Ahmed ibn Hanbel, İshAk Ramazan orucuna geceden niyyet edilıne­
dikce eliz değildir, demişlerdir. ZAhiri mezhebi de böyledir.
Nebat, Sevrl, Ebii Hanife, Ramazan, ta'ytn edilmi§ nezir ve nafile oruclara zeval­
den evvele kadar niyyet etmek sahih ve cMzdir, demişlerdir.
Oruç tutmak tasavvurunda olmayan bir kimse. billhare ntiile oruc tutmak isterse
bu vaziyetteki kimsenin orucu ve niyeti hakkında da alimler ihtilif etmiJlerdir. Bir
kısmı ne zaman olursa olswı gündüzleyin niyyet etmekle nlfile oruc tutmayı tecvh et-
mişlerdir. /
İmam M!lik nafile orucda da geceden niyyeü §art koşarak : Gündilziin evvelinde
: yemekden �ekden imsak etmek, niyetsiz ameldir, açlıkdan ibarettir, demı.,tir. İbnu
Zi'b'in mezhebi de böyledir.
xtrABU'ı-SIYA1ll. 88'1

mayıb) tamamlasın. Çünkü ona ancak Allah yedirmiş, içirmlştir• bu­


yurdu 41•
(',ıJ d' •..-ı,� j-+: .JJ ,_,i ":"l_;-,ıj, ,.ı\..u.., .ı-:' ô r.-' �;it� "'�:,ı ('� ":"� (r-t)

, ' .
(34) PEYGAMBER (S) İN RAMAZAN HARİCİNDEKİ ORUCU VE
(AZ ·DA OLSA) HİÇ BİR AYI ORUCDAN HALİ KILMAMANIN
MUSTEHABLIĞI BABI:

172 - (1156) : Abdullah ibn Şakik. dedi ki :


Aişe (R) ye: Pey_gamber (S) ramazandan başka ma'lum bir ay oruc
tutar mıydı? diye sordum:
Allah'a yemin ederim ki o, ölünceye kadar ramazandan başka ma'-
lum ve muayyen bir·ayı kamilen oruc tutmamıştır. Kendisinden oruc pa­
yını almadan sırf orucsuz geçirdiği ay da yokdur, dedi

173 - ( ) : Abdullah ibn Şakjk dedi ki:


Aişe (R) ye:
- Rasulullah (S) bir ayı kamilen oruc tutar mıydı? diye sordum.
- Onun, ölünceye kadar ramazandan başka bir ayın hepsini oruc
tuttuğunı., ne de hiç oruc tutmayarak ayın tamamını orucsuz geçirdiğini
bilmiyorum, dedi.

41. Darakutru, Ebii Hureyre'den şu hadisi rivayet etti:


Rasiilullah (S) : ı:Oruclu, unutarak yer yahut unutarak içerse o, Allah TellA'nın
:kendisine sevk ettiği bir rızıkdır. (Bundan dolayı) ona kul da yokdur• buyurmuıtur.
Şarih Hattabi şöyle der: Unutmak bir zarftrettir. Zartlrl fiiller hüküm· huıdsunda
fsiline muzaf olmaz ve fail zaruri fiillerinden dolayı muihaza edilmez.
368 SAHiH-! MUSL1M
r...""... �. ı
• ...
0' • :-·,:.
,; ... , • -
w' \r .:.._�., \
.. .... - ! , • - -· ,ı --
"7'--"-1 ı:.,' )l.a-- �•..\> · ıJ_ .;
• �)'
A
· t-=.:.J'� ı\ .,:, 'ı tf",ı,,,;,J
• ,. • ( ... ) - \ V'"
n:: J\; ( ,·;.:i;, ıJ :\)ı ..\,�
"'

ı ... ; .,, ., .,,. -- • � • ,,,.


'-'..Y..\ ...tı.,;: )l� J\;)
• > ,. -- • ,,, .,,, �" l.
0:4.:.,.:.: �ul :A:'
.,. .,., , ; • "C .,,,. .. ' .,,,. ' • • ,
.�,_, �..;_7� �.:... ',A O.at"',..\.;

'J
�J .,. lıııııı,,, .. ,. • • - ., • �- -- • ıı...,.ı.ı- ,,. • -- --

. >,\�; : j _,�; J;. .;�Aı•.i . ...(\_' .>..i • iL' ,..\.; :


• ı� ., ;; • ., • .,
:>
., • : • ., .,. > - '"" > o, . ... • ., .,. ... . ., > \ ::,. } , ., .,. � • ,. .\...
1
..,�: J>- , .,.:.� � �:l ..., .J 0'
J
�t> :� �,.
✓ -•.,,. , ,,
. 0\..a.�� 0/�C j\ 'il,
,,, ., .,. .,. � • t • .. , .,.. • ,; , •) ) ,e �� , • .,., ,. • C. • .,.

"j.:c
\..j: �li. :ıkı\ �

.,
'-.:�:•ll i:i .i_:.,. \ .:�.!. i\.., 4��\)

,, .,,, ,,,,. ) • • .,,. r.. ?. ., .... , •


n:.. :
' •i •• :l"' ., ... .,

:;ti �..:.]\.:. :.:.... J� • L,•i.:.ı.,,. �• �


•. - \ -:--:'
,.
..... •0", , '-l
.,,, .1.- \ •0"... �ı..a--
\ '�w ....\.:,,-
- · '-:-� • � • ( · · ·)
. :,... ,._,,,,;;.,
-
-;;,.,.
.b
>
-ı � ;ı.•
.•� '1... j tA\..:. ..:..-y'" ı �· •<'·
..ı ,..\.· �...
--
•3r J· . �\-�• . ...

174 - ( ) ......... : Abdullah ibn Şakik dedi ki:


Aişe (R) ye Peygamber (S) in orucundan s9rdum da şöyle dedi: Ra­
sulullah, biz (devamlı) oruc tutmuştur, oruc tutmuştur deyinceye kadar
oruc tutar ve yine biz, (devamlı) oruc tutmamıştır, oruc tutmamıştır de­
yinceye kadar da orucsuz bulunurdu. Ben, ramazan ayı olmak müstesna,
onun Medine'ye geldiği günden beri bir ayı tamamiyle oruc tuttuğunu
görmüş değilim.
· ( ) . . . . . . ... : Buradaki ravi de ayni hadisi rivayet etmiş fakat is-
nadda Hişam'ı ve Muhammed'i zikretmemiştir. (

175 - ( ) . . . . . . . . . : Mu'minlerin anası Aişe . (Allah kendisinden ra­


zıy olsun), şöyle demiştir:
Rasulullah (S), bazan biz onu (bu ayda) hiç iftar etmiyor deyinceye
kadar oruc tutardı. Bazan da biz, kendisi (bu ayda) hiç oruc tutmuyor
diyecek kadar orucsuz bulunurdu. Ben, Rasulullah'ın ramazandan başka
bir ayın orucunu tamamladığını asla görmedim. Şa'ban ayındaki kadar
kendisinde çok oruclu olduğu bir ay da görmedim.
K1TABU'ı-SIYAM 369

176 - ( ) .. . .. . . . . : Ebu Seleme şöyle dedi :


Aişe (R) ye, Rasulullah (S) ın orucundan sordum da o şu cevabı'
verdi : Rasulullah, biz (artık hep) oruc tuttu deyinceye kadar oruc tutar
ve yine biz, (artık hep) ütar etti deyinceye kadar orucsuz bulunurdu.
Onu hiçbir ayda, Şa'ban ayında olduğu kadar çok oruclu bulunduğunu
asla görmedim. O (hazan) Şa'ban ayının. tamamım oruc tutardı. Bazan
da birazı müstesna, Şa'banın çoğunda oruc tutardı .
.. ... .... .... ı �-:;.,,
� �-� LJ� � \ � J.>. • , ....... ,cJ_. .)lAA
_il!.� ü�;.. \ . ,,1-�,,,.,,
�,--.1r.,,,,•, ..l.ı �.,,
�! ... ,,.8.,
v]P (vAY)- ,vv
<:;. ı\
..,
.......:_;.A • �.,ı J· � , -�•\ ,,ur)
, .. •��
�.. -�� : �
·- ıf-\t • �
..,. ;-..!.J
-- ,, .. • .. -=:,�,, ''\ r-;.:;;..
\D ü� -...__ ->' l:i �
..;._1
,, Jf';;J . -
.,,,,
,, - .,,,, . • _;!J ;,,ı-d '\
, ...... .:
,):/�;_ J:( Ü .,,�1 �i • �J:�t: �c;�\� 1.:1� D J;� ��j .�r;.;�
.,,,.,,,, _:,

.« J� \::\;:'7 js'\
· « Ji �!J, �;�\:, �;� ,.\Jı; l: �1 Jı ,,J:�l �\
. J� �f:, l)

177 - (782) ......... : Ebu Seleme tahdis etti ki Aişe (R) şöyle de-
miştir:
Rasulullah (S), senenin hiçbir ayında Şa'banda olduğu kadar çok
oruclu bulunmazdı. Ve kendisi : «Amellerden · (mukavemetine) takat ye­
tişt�rebileceğiniz ibadetleri alınız. Çünkü sizler ibadetden bıkıb usanma­
dıkca Allah Teala sevab vermekden asla bıkmıyacaktır» buyururdu. Ve
keza : «Allah'a göre en sevimli amel, az olsa da sahibinin devamlı yap­
tığı ameldir» buyururdu.
..ıA ..Jı. ,, ��.t
,_,, .J!,'\r�:...•,.".>.>-
...
,.,...... •�· < "ov) - ,vA
ı;,ı .J.,·,ı\ı./J;
..
�• :'-:�--- .� 'r
,,
• d.ı\ ....
:- .,.,
� ---\i
... \..... • �

, \..,..a> ..� ��c;::_..j , ..vl.4.A)


J , , ...... ., ... ..
�" ki "j�0C,,-•\"'•
..Jf'..z �
l. .,
� UY") rw,
��- l,\ Jt
- 1 t .. ,\i • �..,.,.J
,.lııı..- ••\ .,. •-->
\A: U � :r½" 9: fr ';-'f': .,.
"' "' .,,

! �\j, \': �_,.\Al\ J iı_ , )a.t\ 1->;, �Aı.. J . �At- ,ı, ! �l,\ j, V f ;\ .-t , ., .-
, .,. .,. • .,, ,, I -- .,. .-• t .,. J • } ., J •J J • ., I lll; _. , ,-:-,\
.J <i> , : �}lJ c.ı_,iı.. � , � .), ,

..\....�, r... �'


. --,J�-1 \I
c:ı" , �._:.. c:.,t. , 3.>.:.i � �� � !'-'- .J: \J � .!..>. '-1. J.J. l,:;.;.1., <···)
'
-: ,.. • ' • .. : ... } • .. <""'..
... } • .. .,. J • > ı. . } t...
\
' ... , • , ı; ..

"'
, . ,,.-.ti.,,. .>.,..;...
. ,.•�.. J..11 .• , \��.. ,\:,
,,,
c::.. \�-
.., .,..�
, ....
} ..,_. ,,,.
-- : "J(;- J . �c......, ,,,_ .; J.

178 - (1157)- ......... ·: İbn Abbas (R) şöyle dedi :


Rasfilullah (S) ramazandan başka hiç bir ayı kamilen oruc tutma­
mıştır. Rasulullah diğer aylarda oruc tuttuğu zaman onu gören birisi:
Hayır vallahi,
.
Rasulullah bu ay hiç iftar etmiyor diyecek kadar oruc tu-
. .

F: 24
370 SAH!H-1 MUSI.JM

tardı. Oruc tutmadığı zamanda da onu gören birisi: Hayy- vallahi, Ra­
sulullah bu ayı hiç oru_c tutmuyor diyecek derecede oruc tutmazdı.
( ) .... . . .. . : Buradaki ravi de Ebu Bişr'den bu isn�d ile ayni hadi­
si rivayet etmiştir. Fakat burada : Medine'ye geldiğinden beri arka arka­
ya bir ay (oruc turmamıştır) demiştir.
>> ... ..
. -_,;:, � ı 6·j;_J '-', . _,;:, 0: �\ �;�
> •• \ > ..... .,. ?- >t •
.. ... ..
j'-J:
6"1;. . ��� '-'., \ � , .J'. \ \.;?iP . ( ... ) - , V �
t. J.

..
,. •. ..,
,, . ·t .. . .... ". (: , . ) ... , ...
_,, .,,,,. .,,, . ., .....,. ...._• .., .,,,,. ,_,.., .,,,,. \;. \ .,,, ; . . ,.,. '·"t:, .,,,,. , .. , ...
\,.-.-,,,
0� J f �>:) ,, .J,,a u" ::::� u. �- � : J . �3 ,..:ı.l, ... (.. ...-� '-'. &.)4 ..c. w ..l>. � \:.ı .u-
.,
,,
, •, ... ,. � ... > , .. -� l\>l ,. .. �c,.. '1 , .. ..»'· \-$.. "''\"' , ,,tf:. .,.,, .• .,.. , ..
• �Aı- '1 :J .J;; <.i> i .J'"4t � � "".,....) &.) t) : '-,J_, � � Y" :' � � : u ,,. �)� �:-t'-
. ;:

. .., .' , :• .. ... . , , . r--� ... . (� y: J;� J;. . :���;

i--� r· \ � J.>.J l. �-.. � � f.t • ,. , • ıJ�... �i�--;.ı»J


, .. , .• , ı .. ., .. ,
'

.....A � ...... '


es".,.. '-'. (... )
<: · � r •, • .. .., ,_� � ... ' ,. , •
C.$ -� � • -!•1 J.,... � �
� ,)
., •• \: , ,1 \
(• • ,... • ,,, _ - .,

. '!-:5... ; -;'
'N... . .L• � '-� .f>: &.)\..,�� � �.,�il.'
179 - ( ) ......... : Usman ibn Hakim el-Ensari tahdis edib dedi
ki : Said ibn Cubeyr'den receb (ayının) orucunu sordum? Biz o gün receb
ayı içinde bulunuyorduk. Said şöyle dedi : Ben, İbnu Abbas'dan işittim
şöyle diyordu: Rasulullah (S), hazan biz, artık orucsuz gün geçirmiyor
diyecek derecede oruc tutar ve hazan da biz, artık oruc tutmuyor deyin­
ceye kadar orucsuz bulunurdu.
. · ( ) ......... : Buradaki raviler de yine Usman ibn Hakim'den bu
isnad içinde ayni hadisi rivayet etmişlerdir.

180 - (1158) ......... : Enes (R) den, (şöyle demiştir) :


Rasulullah (S) bazan, artık hep oruc tutmuştur, oruc tutmuştur de­
nilinceye kadar oruc tutar, bazan da artık hep oruc tutmamıştır, oruc
tutmamıştır denilinceye kadar orucsuz bulunurdu 42•

t2. Gerek bu Enes hadisi, gerek ondan evvel 8eçen İbn Abbas hadisleri metnin anlaşılması
bakımından bazı güçlükler ve muşkiller ihtiva ediyor..Her iki sahabinin bu hadisleri
ile ifade etmek istedikleri ma'na zor anlaşılıyor. Hadislerin bu muşkillijinden dolayı
şArihler türlü türlü tasarruf ve tevcihlere &itmişlerdir. Fakat hepainin de birleştikleri
cihet, İbn Abbas'ın da, Enes ibn Malik'in de bu haberleriyle, Rastilullah'ın nafile �
maz kılmak ve onıc tutmak hususunda muayyen ve muttarit bir proğrama tabi' olıİıa­
dığını bildirmeleridir.
K!TABU'ı-SIYAM 371

..)�,., ,.> .u = �., �


• .,� ı- ,. .... .. \ ,
.

L=�:_i '1 cl:� » � �, J _., -) J(�s � �ı J.., -) (�, •":l,
• }'
,4.'. �-)
,,,,,,. , ..... ....
• ,,- ., J ,,, .... .... ,, ,,. ,} .... J } ,,

Jl; « ;ı•:�H J½,:" J:� �) j . \;_ \�: \,- !:ı� �:_t\ �}' ...\\� \ "-�--f-� ;,!.il� •r1� j . • j ( j
,,. .... • , ,. • ,
,
- ,.,. ' • _,..' • ıJı ;ı-
:. i , , ,ı,,. '

t
; .,.

, ,. •ı i ,_, , > -� .,JI •


-
.... • •,
• ,_ • ,. • , r:.- ,, �• � ,. -' t)
• � . ,,
.-

•r�)) J�
� �\ J:�lJ�
ı,
,.\
:�li \i « 0--_.,� .;�\j \...�� ·1.:, >> "' . ���� J..a.,\ J:�IJ1,: �
\i

· J�\ ;:.) ( r,j_:ı, �;i;) )�,; fÇ:° �� i J . ��� ��,\ J t:��


l
! �' J _;) \� '��'i
,,
• ,. ,.
Of
,.
, 1

'-'I r; 'J li . ,.�� � •ı.:,� ,.J..:.,_


, I
, •ı, \ c.....".:� \ J � : �li Jti
'" � ., }'-� ., (_ ,- ,_,

r, �� = �
J,
.. « � ) 0� '"'La.,\ \/
,
P � �\ ",\l�
-
• } J ,
« ... �\:�
.
1.

jı �', � �,J.;� J� J, r(-�ı -���;ıı �ı;,::, ,.


, );i

� �, �� J�
� ,,. • i

. J�j
, ulA\�
,

.(35) ORUC SEBEBİYLE ZARARLANAN YAHUT ORUC YÜZÜNDEN


BİR HAKKI YERİNE GETİRMEYEN, İKİ BAYRAMD.A VE TEŞRiK
GÜNLERİNDE İFTAR ETMEYEN KİMSEYİ DEVAMLI ORUCDAN
NEHİY; BİR GÜN ORUC BİR GÜN İFTAR ETMENİN DE
FAZiLETİNİ BEYAN BABI

181 - (1159) .. ... .. .. : Abdullah _ibn Amr ibn .As (R) şöyle dedi :
Abdullah'ın: «Ben hayatta bulundukca geceleyin1 namaz kılacağım,
gündüzleyin de oruc tutacağım» diye yemin ettiğim Rasulullah'a haber
verilince Rasulullah :
- Hakikaten sen böyle söylüyor musun? diye sordu. Ben de kendi­
sine:
- Evet böyle söyledim ya Rasulallah! dedim. Rasulullah:
- Sen. bu ağır ibadeti ifaya muktedir olamazsın. Sen kah oruc tut,
kah ye, kah uyu, kah namaz kıl. Her aydan üç gün oruc tut. Her hasene­
ye onun on misli mukafat mukarrardır (Kim bir iyilikle ve güzellikle
gelirse işte ona bunun on katı var .. - el-En'am:' 160). Bu her ayıq üç gün
orucu bütün sene orucu. gibidir, buyurdu.
372 SAİIIH-t MUSLtM

- Ben bundan daha fazlasına muktedir olurum, dedim.


- Öyle ise bir gün oruc tut, i_ki gün ye, buyurdu.
- Ben bundan daha fazlasına muktedir olurum ya Rasulallah dedim.
- Öyle ise bir gün oruc tut, bir gün oruc tutm�. İşte bu Davud
Aleyhis-selamın orucudur. Bu; oruc tutmanın en adil olanıdır, buyurdu.
- Ben bundan daha fazlasına muktedir olurum, dedim. Rasulullah :
- Bundan efdal oruc yokdur, buyurdu.
Abdullah ibn Amr (ihtiyarlayıb da taahhüd ettiği ibadeti muhafaza­
dan aciz olunca) : Rasfılullah'ın söylediği her ayda üç gütı oruc tutmayı
kabul etmiş olmaklığım bana muhakkak ehlim ve malımdan daha se­
vimli olacaktı, dedi.

.,
. �j :>·;.:.:, . ..::..,
,., , ,,� · ·
��..:., : Jl;
. .,,,,.._,,, ,.
KlTABU's-SIY AM 3'78·

182 - ( ) ......... : Yahya (ibn Ehi Kesir) tahdis edib şöyle dedi:
Ben ve Abdullah bin Yezid beraberce gidib Ebu Seleme'nin evinin oldu­
ğu yere geldik ve k_endisine bir elçi yolladık. Hemen evinin kapısının
yakınında bir mescid vardı. O, bizim yanımıza çıkıncaya kadar biz mes­
cidin içinde bulunduk. Ebu Seleme evinden yanımıza çıktı ve : İsterseniz
evime buyurunuz, isterseniz burada otururuz, dedi. Biz : Hayır burada
oturalım, sen bize hadis rivayet et, dedik. Kendisi dedi ki : Bana. Abdul-
lah ibn Amr ibn As (R) tahdis edib şöyle dedi:
Ben, bütün gündüzleri oruc tutuyor (dehr orucu tutuyor), her gece
de Kur'an okuyor (hatmediyor) dum. Ya Peygamber (S) e (ben yanında
iken) benim bu halim zikredildi, yahut da o bana bir haberci yolladı da
bunun üzerine ben kendisine gittim. Yanına varınca bana :
- (Ya Abde'llah!) Her gün oruc tuttuğun ve her gece Kur'an'ı oku­
duğun bana haber verilmedi mi (sanırsın)? buyurdu.
. - Evet Allah'ın Peygamber'i öyle yapıyorum ve ben bununla hayır­
dan başka bir şey murad etmiyorum, dedim. Rasulullah :
- Her .bir aydan üç gün oruç tutman şüphesiz sana kafidir, buyurdu.
• - Ya Rasulallah! Ben bundan daha faziletlisine- muktedir olurum,
dedim.
- ŞÜPHE YOK Kİ EŞİNİN SENİN ÜZERİNDE BİR HAKKI VAR­
DIB.
ZİYARETÇİLERİN DE SENİN ÜZERİNDE BİR H�KKI VARDIR.
KENDİ BEDENİNİN DE SENİN ÜZERİNDE BİR HAKKI VAR­
bIR.
Binaenaleyh (bütün bu hakları eda ederek) Allah'ın Peygamber'i olan
Davud (S) un orucunu tut. Çünkü Davud insanların en çok ibadet edeni
idi, buyurdu. Ben :
- Ey Allah'ın Peygamber'i! Davud orucu ne kadardır? diye sordum.
- Davud, bir gün oruc tutar bir gün tutmazdı, d�di. Sonra :
- Her ayda bir Kur'an'ı okuyub hatmeyle, buyurdu.
- Ey Allah'ın Peygamberi! Ben bundan daha fazlasına muktedir
olurum, dedim.
- Öyle ise Kur'an'ı her yirmi günde bir okuyub hatmeyle, buyurdu.
- Ey Allah'ın Peygamber'i! Ben bundan daha sur'atli okumaya muk-
tedir
· olurum, dedim.
- Öyle ise Kur'an'ı her on günde bir okuyub hatmeyle, buyurdu.
- Ey Allah'ın Peygam_beri ! Ben bundan daha fazla okuıpaya güç
yetiririm, dedim.
374 SAH!H-1 MUSLlM

- Öyle ise her yedi günd� bir okuyub hatmet. Artık bunlardan zi-:
yadeye de gitme. .
ÇÜNKÜ EŞİN İÇİN SENİN ÜZERİNDE_ BİR HAK VARDIR.
ZİY.ARETÇİLEJÜN İÇİN SENİN ÜZERİNDE BİR HAK VARDIR.
. KENDİ VUCÜDUN İÇİN DE SENİN- ÜZERİNDE BİR HAK VAR­
DIR, buyurdu.
Abdullah der ki:· Ben ib_adet isteğinde şiddet �österdikce benim bu
arzum yerine getirildi.
Yine der ki: Peygamber bana · hitaben:· «Sen bilemezsin, belki de
senin ömrün uzun olur» buyurdu.
Yine der ki : Sonra ben, Peygamber'i:q.' benim için söylemiş. olduğu
uzun ömre ulaştım. İhtiyarladığım zaman keşki Peygamber'in (bana tek­
lif ettiği) ruhsatını kabul etseydim diye arzu ettim.

· 183 - ( ) ......... : Bize Muallim Huseyin, Yahya ibn Ehi Kesir'-


den bu isnad ile ayni hadisi tahdis etti. Bu hadisde «Her ayda üç gün
oruc tut> sözünden sonra: · «Her bir haseneye mukabil senin için bunun
on misli mükafat· vardır. İşte bu da sana. bütün günlerde oruc tutma
sevabı olur» ziyadesi vardır. Yine pu hadisde: Allah'ın Peygamberi Da­
vud'uİı orucu ne kadardır? diye sordum: «Senenin yarısıdır> buyurdu,
kısmı vardır. Ravi bu hadisde Kur'an kıraatından da bir şey zikretmedi.
Ve keza «muhakkak ki senin üzerinde ziyaretçiler için de bir hak vardır>
kısmını söylemedi. Lakin bunun yerine «ŞÜPHESİZ Kİ SENİN ÜZERİN­
DE ÇOCUĞUN İÇİN DE BİR HAK VARDIR» dedi.
KtTA!IU'ı-SIYAM 375
184 - ( ) ......... : Abdullah ibn Amr (R) şöyle dedi:
Rasulullah (S) bana:
- Kur'an'ı her ayda bir· okuyub hatmeyle, dedi. Ben de:
- Ben kendimde bundan fazla okumaya bir kuvvet buluyorum,
dedim.
- Öyle ise Kur'in'ı her yirmi gecede bir hatmeyle, buyurdu.
- Ben kendimde bundan sur'atli ökumaya bir kuvvet 'hissediyorum,
dedim.
- Öyle ise her yedi günde bir hatmet ve. sa.kın bunlardan. fazlasına
'

gitme, buyurdu.
_,,.

43. Rasu:lullah'ın burada bir şahıs ismi söyl�dijine hiçbir tarikde muttali, olamadım. Bu
gibi ibharnlar şahsı sUtrelemek maksadiyle yapılır. Muhtemel ki Peygamber burada
muayyen bir şahsı kasdetmeyib sadece Abdullah'ı ·yapmakta bulunduğu hareketten vaz
geçirmeyi rnurad etmiştir (İbn Hacer).
,,ıo 1'AHIH•I MU:!!ILIM

186 - ( ) . . . ... . . . : Abdullah ibn Amr ibn As (R) şöyle derdi :


Benim arka arkaya oruc tutar ve bütün gece namaz kılar olduğum
haberi Peygamber'e ulaştı. Bunun üzerine ya bizzat kendisi bana haber
·gönderdi veyahut da ben kendisi ile buluştuğumda şöyle buyurdu:
- Senin hiç orucsuz gün bırakmıyarak devamlı oruc tutar ve bütün
gece namaz kılar olduğun bana haber verilmedi mi? Böyle yapma.
ÇÜNKÜ GÖZÜN İÇİN BİR HAZ VARDIR, NEFSİN İÇİN BİR HAZ
VARDIR,
EHLİN İÇİN DE BİR HAZ VARDIR. Binaenaleyh sen (bütün bu
hazları yerine getirerek) bazı günler oruc tut, bazı günler ye. Gecenin
bir kısmında namaz kıl, bir kısmında uyu ve her on günde bir gün oruc
tut. Bu, bir güne mukabil sana dokuz günün daha ecri verilecektir, bu:-
yurdu.
- Ben kendimi bundan daha kuvvetli hissediyorum ey Allah'ın Pey-
gamberi! dedim.
- Öyle ise Davud Aleyhis-selamın orucu gibi oruc tut, buyurdu.
- Davud nasıl oruc tutardı? Ey Allah'ın Peygamberi! diye sordum.
- O, bir gün oruc tutar, bir gün iftar ederdi. Düşmanla karşılaştığı
zamanda da kaçmazdı, buyurdu.
- Ey Allah'ın Peygamber'i! Düşmandan kaçmamak hasletini bana
kim te'min eder? diye sordum.
(- O, bir ilahi ihsandır, buyurdu).
(Ravi Ata ibn Ebi Rebah : Sonra ebed orucu tutmayı nasıl zikretti
bilmiyorum, demiştir). Bunun üzerine Peygamber:
- Ebedi ve daimi oruc tutan kimse, oruc tutmuş değildir. Ebedi oruc
tutan kimse oruc tutmuş değildir. Ebedi oruc tutan kimse oruc tutmuş
değildir, buyurdu 44•

44. Bu cLa same men same'l-ebed• cümlesi ya bedduadır, yahut menfi haber ma'n!sına
haberdir. Bu cümle birkaç türlü anlaşılmıştır: Birincisi; bu, bayramlar ve teşrik gün­
lerinde oruc tutmasından dolayı hakikata mahmuldur. Aişe de böyle cevab vermiştir.
İkincisi; bu, oruc sebebiyle zarara uğrayana yahut bu yüzden diğer hakları yerine geti­
remiyen kimseye hamledilmiştir. Üçüncüsü de; «la same• nin ma'nası; o, böyle oruc
tutmakla katlandığı meşakkatdan başkalarının bulduiu sevabı bulamaz, demektir. ; Bu
· rna'naya göre de yine haber olur, beddua olmaz. ·Dördüncüsü; devamlı oruc tutan, oruc
tutmuş olmasın ma'nasında bir bedduadir (Nevevi).
KlTABU'ıw91YAM

( ) .. . . . . . . . : Bu hadisi İbn Cureyc de b� isnadla haber vermiş ve


kendisine de şiir Ebu'l-Abbas'ın haber verdiğini söylemiştir.
Muslim der ki: Ebu'l-Abbas es-Saib ibn Ferruh, Mekke ahalisinden­
dir sika ve adl bir kimsedir. ·
l.,,... . , ,
·,ı•,... ... •...
.... \

ı .... :.., _,,,,ı.--:::... ' ...�...
<-f �
-� � � cf. ��►Ü �z- �t�► -� \ ►. �\.,.� �l��c l:}J#J ( ...)- \AV
,)J• ' , .... ,
c

�]ı f.,�� d1 ! Jj+; � �' �� f� n � �' t.ı.,�� � J�: J� . � J;; 3: �r� �


- . L.....
f•
• 7.......; j . ��il �L.:....;-A' ��,�... �i
,. ', ... ,,,..... ..... , ... -
� i 0·......i l�
. ,._'ll"'t::,• ... ,,) . � 1�1, cllj . J;uı r .,ii j
$
,

(�:, ·r'.:; )) Jfa: �� � �: ;.r'i :;=�'J�;: �i� « �.r-;,�n


...
(�� ,;,�,
...
��-,(\ ...��� r�:,
jv ,�� ��c ';j . t:� ���{; �:i -�.,� �?. ;Jı;

187 - ( ) ......... : Abdullah ibn Amr (R) dedi ki:


./ Rasulullah (S) bana şöyle dedi: « Ya Abdellah ibn Amr! Muhakkak
ki sen her gün devamlı oruc· tutuyor ve geceleyin de namaz kılıyorsun.
Şüphesiz ki sen b�yle yapmakda devam edersen bundan dolayı göz, göz
çukuruna girer ve zayıf düşer. Ebed orucu (yani daimi oruc) tutan kimse
oruc tutmamıştır. Aydan· üç gün oruc tutmak, ayın tamamını oruc tutmak
(gibi) dir>.
- Ben bundan daha çoğuna muktedir olurum dedim.
- Öyle ise Davud orucu tut. O, bir gün oruc tutar, bir gün oruc tut-
mazdı. Davud, düşmanla karşılaştığı zaman kaçmadı, buyurdu.
( ) . ...... .. : Habib ibn Ebi Sibit bu isnad ile ayni hadisi tahdis
edib: «Nefis yorgun düşer ve bıkara deıniş�ir.

. 188 - ( )
Rasulullah (S) bana hitaben:
378 SAH!H-t MUSLlM

. - Geceleyin kaim olur (namaz kılar) gündüzleyin de oruc tutar ol­


duğun bana haber verilmedi mi? buyurdu 45•
- Ben, böyle yapıyorum dedim.
- Şüphesiz ki sen (devamlı olarak) bunu yaptığın takdirde gözlerin
yerlerine girer, nefsin de zayıflar.
GÖZÜN İÇİN BİR HAK VARDIR, NEFSİN İÇİN BİR HAK.VARDIR,
.AİLE FERDLERİN İÇİN DE BİR HAK VARDIR. (Bütün bu hakları
yerine getirerek) kah ·namaz kıl, kah uyu, kah oruc tut, kah oruc tutma,
buyurdu.
,.( ı,. Y... ,\,.:..- <)
.
ı
iJ vc..•4- l:.i'-:�..L.>-:

. ... }.
,. .... ,,--�, . ...

J•� -P.,.• j ...J(\i . � J> iJ �jJ "·:�:.. ıJ \ ıJ ..ı�� y_ \w,rN J · ·· - '/\,


.... .,.,,,. A•
. . .,
.,. 'I ,. ,, ,,. -ı. ...J ,- .
,,:
ı • , • • ... • ... -.- ..... ,>
.. �\ U.J""") lİ: \; • � J.r� 'I, � -!u:� ı:.ı� · ıJ' J\ � J.ı•c 0 ' J ::.; '!. J.;•� 0' �-:.�;
J - -
' 't

� • ,,. • .. \ .... • ... • • ,, • .


'"' \ ı:,
� ,,,, .,. ,

'il::.:.:ı�. ( 'i)C.lı �;i:�) ,'.,ı; :)\:. �ı Jı !Lıı =-:,J:, . /, ı ; (';: �ıJı_rf::.ıı :;,.\ �l •
. ' \ _,• ' /. /. ,. '. ,,,i:./
.. ...ı." ..,, . ,
\ ... ,.
.,.a.� 1 ,. 1 - .,, " J•ııı ,,. � • •
}
> } } ' }, /.
J , (-�- ,ı:�j ,
J
\A .J� ·.J!z•�J \A .J'_ \ ı..)t> (� \ .Jılı.J , .., :�1 �.

189 - ( ) .. . ...... : Abdullah ibn Amr (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Allah Teala'ya en sevimli olan oruc
Davud orucudur. YiI\,e Allah Teala'ya en sevimli .olan namaz, Davud
Aleyhis-selamın namazıdır. Davud, gecenin yansında uyurdu, gecenin
üçde birisinde namaz kılardı. Gecenin altıda birinde yine uyurdu� Da­
vud, bir gün oruc tutar, bir gün de oruc tutmazdı».

190 - ( ) : Abdullah ibn Amr ibn As (R) dan:

45. Rasulullah'ın •bana haber verilmedi mi?• kavlinde şu incelik vardır: Bir şeye hüküm
vermek ancak subütunu arqtırdıktan sonra layık olur. Peygamber, Abdullah'dan ken­
diıine nakledileiıle yetinmeyerek Abdullah'a kavuştu ve durU111U kendisinden tesbit ve
tahkik etti. Çünkü Abdullah'ın bunu kat'i söylememiş olması, yahut onu nakilin mut­
tali' olmadığı bir şarta ta'llk etmiş bulunması veya di,ier bir sebeb bulunmak ihtimal­
leri vardı. Peygamber tahkµc_ maksadiyle böyle bir uslüb kullanmış oluyor (İbn Hacer).
K1T4Btra-SIY
' AM fl9

Peygamber (S) şöyfe buyurdu: «Allah Teala'ya �n sevimli olan oruc


DavOd orucudu:ı;. Davud, senenin yarısını oruc tutardı.. Aziz ve Celil olan
Allah'a en sevimli olan namaz yine ,Davud (Aleyhis-selamın) namazıdır.
Davud, gecenin yarısını uyur,. son.ra namaz kılar, sonra ahirinde uyurdu.
O, gecenin yarısından sonra olan üçd� bir gecede kaim olur ·namaz kılardı.
Ravi İbri Cureyc dedi ki : Amr ibn Dinar'a (hadisi kendisinden aldı­
ğın) Amr ibn Evs «gecenin yarısından sonraki üçde birinde namaz -�lar»
der miydi·? diye sordum. O, evet dedi.

191 - ( )- ........ : : Ebu Kılabe dedi ki: Bana Ebu'l-Melih haber


verib--ş5yle dedi: Babanla beraber Abdullah ibn Amr'ın yanına gi�dik.
Kendisi bize şöyle tahdis etti: Benim oruc tutuşum Rasulullah (S) a söy­
lenmiş, derken Rasulullah benim yanıma girdi. Ben de kendisine içi hur­
ma lifi ile doldurulmuş deriden bir yastık koydum. Rasulullah yere otur­
du. Koyduğum yastık onunla benim aramda kaldı. Rasulullah bana hi--
taben:
- Her bir aydan üçer gün (?ruc tutmak sana kafi gelmiyor mu? diye

sordu.
- Ya Rasulallah! Bu kadarı bana kafi gelmez, dedim.
· - Her aydan �ş gün tut, buyurdu.
- Ya Rı\sulallah! (Bu da bana yetmez) dedim.
· - Her bir aydan yedi gün. tut, buyurdu.
- Ya RasOlallah! (Bana bu da yetmez} dedim.
·
- Her aydan dokuz gün tut, buyurdu... ··
- Ya Rasulallah! (Bana bu da �dırf dedim.
.._ Her aydan on bir. gün tut, buyurdu. Ben yine :
- Ya Rasulallah! (Bana bu da yetmez) dedim. Bunun üzerine Pey­
gamber:
- Davud orucunun fevkinde (daha faziletli bir nafile) �ruc yoktur.
380 SAHIH-t MUSLİM

O da, bütün senenin yarısı kadar orucdur ki bir gün oruc tutmak, bir gün
de iftar etmekden ibarettir.

192 - ( ) . . . . . . . . . : Bize Şu'be, Ziyad ibn Feyyaz'dan tahdis etti. O,


şöyle demiştir: Ben Ebu İyaz'dan işittim. O da Abdullah ibn Amr'dan.
Rasulullah (S) Abdullah'a :
- (Her ayda) bir gün oruc tut. Senin için geri kalan günlerin ecri
vardır, buyurdu. Abdullah:
- Ben bundan daha çoğuna muktedir olurum, dedi. Rasulullah:
- (Her ayda) iki gün oruc tut, sana kalan günlerin sevabı· vardır,
buyurdu.
- Ben bundan daha çoğuna takat getiririm, dedi.
- (Her ayda) üç gün oruc tut. Sana geri kalan günlerin sevabı var-
dır, buyurdu.
- Ben, bundan daha çoğuna muktedir olurum, dedi.
- (Her ayda) dört gün oruc tut. Sana geri kalan günlerin sevabı
vardır, buyurdu. Abdullah:
- Ben bundan daha çoğuna muktedir olurum, dedi. Rasulullah :
- Allah indinde en faziletli oruc olan Davud (aleyhis-selamın) oru-
cunu tut. Davud, bir gün oruc tutar, bir gün iftar ederdi, buyurdu.
KtTABU'a-SIYAM 381

193 - ( ) . . . . . . . . . ..
Rasulullah (S) bana hitaben :
- Ey Amr'ın oğlu Abdullah! Senin (devamlı olarak) gündüzleri
oruc tutar, geceleri namaz kılar olduğun haberi bana erişti. Böyle yapma!
ÇÜNKÜ VÜCUDUN İÇİN SENİN ÜZERİNDE BİR NASiB VARDIR.
GÖZÜN İÇİN SENİN ÜZERİNDE BİR NASIB VARDIR.
, EŞİN İÇİN SENİN ÜZERİNDE BİR NASİB VARDIR. (Bu nasib ve
payları da ödeyerek bazı günler) oruc tut, (bazı günler) iftar et. Her bir
aydan üçer gün oruc tut. İşte bu (bir haseneye on misli sevab olduğuna
göre: el-En'am; 160) dehr. orucudur (yani bütün bir sene orucu demek
olur) buyurdu"·
- Ya Rasulallah! Muhakkak ki bende kuvvet vardır, dedim.
· - Öyle ise Davud (aleyhis-selamın) orucunu tut. Yani bir gün oruc
tut, bir gün de iftar et buyurdu.
(Abdullah ihtiyarlayıb da fazla ibadete kuvveti kalmayınca) : Keşki
ben (Rasulullah'ın teklif ettiği) ruhsatı almış olsaydım, der idi "7•

46. Ahlakın en mühim bölümleri olan Allah'a, nefse� aileye, cemiyete ve insanlığa..• karşı
hak ve vazifeleri özetleyen bu veciz esasları Selmin, Farisi din karde§i Ebu'd•Derda'ya
karşı da hemen aynen tekrarlamıştır :
«1NNE IJ·RABBİKE ALEYKE HAKKAN,
VE Lİ-NEFSİKE ALEYKE HAKKAN,
VE Lİ-EHLİKE ALEYKE HAKKAN,
FE A 'Ti KULLE zt HAKKİN HAKKAHU.
= SENİN ttZER1NDE MUHAKKAK Kİ RABB'ININ BİR HAKKI VARDIR. NEFSİNİN DE
BİR HAKKI VARDIR. AİLENİN DE BİR HAKKI VARDIR. BİNAENALEYH HER
HAK SAHİBİNE HAKKINI VER! « (Buhari: Savın, men akıa?M ala ahihi li-vuftim fi't­
tatavvui..).
47. Buhari'nin Fedailu•t-Kur'an bölümündeki şu hadis de çok önemlidir: Abdullah ibn Amr
ibn As (R) şöyle dedi :
Babam beni asaletli bir aile kadını ile evlendirdi ve her zaman geçimimiz hak­
kında göz kulak olub ielinin kocası (ben Abdullah) hakkında sorguda bulunurdu. Ka­
rım da: Abdullah erkek nev'i arasından (seçme) -,Uzel bir kocadır: Ben ona geleli beri
aile döşeğimize ayak basmadı (yani yatmadı), örtillü eteğimizi araştırıb yoklamadı (aç­
madı) demiştir. Babam Amr'ın bu yoldaki ince\emeleri uzayınca nihayet Peygamber
(S) e oğlunun bu halini arzetti. Peygamber de: Abdullah'ı bana getir buyurdu.
Abdullah der ki :
Rasfilullah'a mulaki olduğumda bana:
- Nasıl onıc tu tarsm? diye sordu. Ben de :
382 SAHtH-t MUSLİM

<-f" .>.>- : ..J..\;.


•..$ ..
* • '}-,.:/) �-f- � ��r_,.H ,�. , r.-:w"::; ,,
ti •• ., \ .. .. ... • :
ki- . ,, ' .. , • > r• , . ' •
tJ) � \J�� l:,?;, (", ·) - \ °'·f ·
> . •
4,"'j.," ;:: �� �� � �\J�J �� \:. �I t_JJ ���l:.(.;\ � �� �\ ;��
,.., ..,.., ; ' \ ,, ' Gi • Gi'

:'
}J :si � ı.!l:':. J:::� : :::ı� ! r.,� �� ;r':ıı _r(i :si � : IJ ::::� . -� .::,)� !}i
.
·r��I

(36) HER AYDAN 'OÇ GtiN VE ARAFE, AşORA, PAZARTESİ,


PERŞEMBE GÜNLERİNDE ORUC TUTMANIN MtİSTEHABLIĞI
BABI

194 - (1160) ....� .... •: Yezid _er-Rişk dedi ki:


Bana Muazetu'l-Adeviyye tahdis etti. Kendisi Peygamber'in zevcesi
Aişe'den:
-. Rasulullah (S) her aydan üç gün oruc tutar mıydı? diye sormuş­
tur. Aişe:
, _._ Evet deyince, Aişe'ye :
- Rasulullah, ayın hangi günlerinde oruc tutardı, dedim.
- Rasulullah, oruc tutacaW: günün, ayın günlerinden her �gisi
olmasını aldırır değildi, dedi.

- Her ıü.n dedim.


- Nasıl hatim edersin? dedi.
- Her gece dedim. Bunun üzerine Ras<ılullah :
- Her ayın üç gününde oruc tut, her ayda bir Kur'ln,ı okuyub hatmeyle bu-
yurdu.
- Ben bundan çoğuna da muktedir olurum, dedim. Rasdlullah :
- Öyle ise her haftada üç gün oruc tut, buyurdu.
- Ben bundan çoğuna da muktedir olurum, dedim. Rasulullah :
- İki gün iftar et, bir ıUn tut, dedi.
- Ben bundan çoğuna da gücüm yet�r, dedim. Rasulullah :
- Orucların e�d�i olan Da�d Peygamber orucu tut ki bir gi.in oruc, bir ıQn if-
tardır. Bi,- de 11edi gecede bir Kuran'ı okuı,ub h.a.tme11Ze, buyurdu.
(Abdullah ibn Amr Jivayetine devim ederek:)
- Keşki ben, Rasulullah'ın bana verdiii ruhsat_ ve kolaylıiı kabul etsey�. 1ıte
şimdi yaşlandım, zayıf düştüm, dedi.
Ravi der ki: Abdullah ibn Amr ihtiyarlık çağında. Kur'in'ın yedide birisini ıün-,.
düzleyin ailesinden bazılarının yanında okurdu ve gece okuyacalı Kur'an'ı gündilz oku­
yub hazırlardı ki, gece okuması hafiflesin. Oruc hususunda kuvvetli bulunmak iıttym..:
ce de birkaç ıfuıl'er arka arkaya iftar ·ederdi ve bu iftar ettiği ıün].eri sayardı. Ve Ra­
shlullah'ın ayrıldığı. sıradaki ibadet hayatından bir =,eyi bırakmayı çirkin gördOIOnden,
oruc tutmadığı günlerin sayısınca arka arkaya oruc tutardı (Buhari: Fadditu'l-K,ır'cin,
bab fi kem 11ukTau'l·Ku-r'anu),
KİTABU'ı-SIYAM 383

195 - (1161) . . . ...... : Imran ibn Husayn (R) dan, Peygamber (S)
Imran'a (yahut da Imran işidirken başka bir adama) :
·- Ya fulan! Bu ayın surresinde (ortasında yahud sonlarında) oruc
tuttun mu? diye sordu. O zat:
- Hayır tutmadım, dedi. Rasulullah:
- .(Ramazan çıkıb) iftar ettiğinde iki gün oruc tut, buyurdu.

,!
,ı , .... , , -ı .... -.
,
t 1 · ·'· \'" -:.-> \� •,ıı 1 • \ ) ., - ,. •

J....A :>>..J. � / '-' � • 1�J �.4i J � ��'- �� � '..... .).J" f•�)' ı:._��,,\�-r•'.)
\.,.. ):ıı .... ,. ,,, .... ,\a
......
• :�;

rl:, Y]) Jli � >�(').�\ �_,� ;_.;�__ �.;('! �I J .,�.� \� : ,_;J Jrft . >��.i ::_,�:-�;.. ��\
�J » J� n.:� �Z�., ��:;-�� ��:.::=<;J� « ��1()J -�t) >> (J�j\) « ;ı:,t Y:,
, Jk" ( ('.>İ� �;.L�) ;Jı; !lı1 » J� : t::;, �i:; r�:.� -:..;."(, Jk « � �;.i �•i t:::,.,r ::,�
� �I �., �J Jt; ( « � � ��� J \ �;:J, J\; � ş;_.-; �;.(; ��- r ..,� :...:__,: �·:1
• , )' • ' - ,. • .> "' ·) , • ,,
;..---

;1..1 :'��\ f½:4 11�;; • 2>G:.� Jı ı.Jl:a.:.�J J.l 01 })


- .... , ,, ,<
,:,...-- .., ,.,.
�;.�,, �.���(:,., ( t; "'� A

r\�
o o ;;: �"'}v
:67

:_,�q �\ �\ J·�;�\, ıl�./�� _(:;.. j. ��- Jiı t�H� _,.� Jı �:J\ )q �\ �\ J,


,,,. , "
. « ".ıJ� �il �:JI

196 - (1162) . . . . . ... . : Ebu Katade şöyle der:niştir:


.Peygamber (S) e bir kimse geldi ve :
- Sen nasıl oruc tutarsın? diye sordu. Rasulullah (bu soruş tarzın­
dan) öfkelendi. Umer, Rasulullah'ın öfkelenmesini görünce:
! N BİZ, ALLAH TEALA'YI RABB, İSUM'I DİN, MUHAMMED,İ
-

PEYGAMBER OLARAK KABÜL (ve tasdik) ETTİK. Biz Allah'ın gada-


384 SAH1H-t MUSLİM

hından, Rasfılünün öfkesinden Allah'a sığınırız, dedi. Ve Rasfılullah'ın


öfkesi sükunet buluncaya kadar Umer bu sözü tekrarlamaya başladı. So­
nunda Umer:
- Ya Rasulallah! Dehrin (zamanın) hepsinde oruc tutan kimsenin
hali nasıl olur? diye sordu.
- Orucu da iftarı da yokdur, (yahut) ne oruc tuttu ve ne de iftar
etti (yani ikisinden de fayda görmedi) buyurdu 48•
- İki gün oruc tutub bir gün iftar eden nasıldır? dedi.
- Buna herhangi bir kimse takat getirebilir mi? buyurdu.
- Bir gün oruc tutan bir gün iftar eden nasıldır� dedi. Rasulullah :
- İşte bu, Davud (aleyhis-selamın) orucudur, buyurdu.
- Bir gün oruc tutub iki gün iftar eden nasıldır? dedi.
- Allah'ın beni bu oruca muktedir kılmasını arzu ve temenni etrni-
şimdir, buyurdu. Sonra Rasulullah: «Her aydan üç gün oruc ve bir de
ramazandan ramazana oruc tutmak, işte bu dehrin · (yani zamanın) hep­
sini oruc tutmak demektir. Arafe günü oruc tutmaya gelince, Allah'ın
bununla önceki senenin ve sonraki senenin günahlannı örtmesini ümit
ederim. Aşura günündeki oruca gelince, yine Allah'ın bunu da önceki
senenin günahlarına keffaret yapmasını ümit ederim» buyurdu.

, • , .... ' - , ' :;,


:,,:.
,. -
1 ".' ,

.
ti
. �::' �:.:-� :; ' ':/�-) -:- '·-J ' ���, \ �-) �)
;; �: J� « ( j'.;i ı::; (\'... \: :,i) ;.i '1:; (l:. '1 » J(.; ı .:'��'J(" :i j;::-, : J�
J� ı �::,. ;lk.ı .ı_r";. _rJ'.,, ::.� J;.:.:; = J� « ı ��·1 :;,!ol ::,:J » J& '.r'.i /..;IJ ç;.-;_ _r-;.
�Jı; �i ;.J:, !lt1 , J� ı_(;_ 3U:tlJ .r'.i _r-;.:...:; J;.:.:; = J� « �•� � ı�; -.;,, J ::.:J ,
•J•\ ) ..:..!
,. •...Al.('
, .•.J'_... .,,J . ,�.. }w�., .• •4"'1� }J�
.,,� �,......,,_ .!J,..,,:� » "J'·a �. �:, ...
. ...i•.J..:;,
.,, ,:_, ;-J : ... aJ'·« ( ,,..j::
• , ,.J•', .:--, )
.1\-ı'l ��
.�
c.

= J� « f�\ f:,:, , �Ca.::, Lll 2'\�::,:, ,-;;.:- �>-r� -�i: » Jlii = :l� « ( �=;, �J J/i
}

r�:,
� ,\�.J:-�.,,iY-.l�;;" J;�:, :J� � --���i,J '�Ll,i��-,1� » J� �-i•��i,.-;..\,� � �:,
. ,.. .,, r • - ... r
;..,-, » JlAt
,: « "::-"'.JI �:.JI ,.J.c>ı..�
"' -·

48. Yıl orucu tutanların oruc tutmamış gibi sayılmasının hikmeti, nefis mücadelesi demek
KlTABU's-StYAM 38&

�--J::i .,
> ...•, .,,, -r. ,,. J' 1 � , • JI .,. f r_� � .- J. • -' L;;:,,. r-:� ., &
-:-:ı:,.,... >c.J_• J.a\
V.1> . JUıZJl"LJ.\, \ w•.b- . ,J �� '-1_ �½> \:.ı•.b-. �.,}.JJ
�,, ,, •' &
(f.»J ( ...)

. �I ):ı.,: •Jj. �,;::,.�\ � '.,ı � '�\ 7'f. ��::. �-� J!;:- . ;\::_�\ \.LA t!' .I_./>: �\
,,, • ., • ...
,,, - t� ) • • ...("""... ıı.ı ... ., >
.,. r ..... - ,,,,
197 - ( _) ......... : Ebu Katade el..Ensari (R) den, (şöyle demiş-
tir) :
Rasfılullah (S) a, orucunun mahiyet ve keyfiyetinden soruldu da bun­
dan dolayı Rasfılullah öfkelendi. Bunun üzerine Umer:
- BİZ ALLAH'I RABB, İSUM'I DİN, MUHAMMED'İ DE RAS'OL
OLARAK KABÜL. (ve tasdik) ETTİK. (Yaptığımız) bey'atımızın da
gerçek .bir• bey'at olduğuna tamamiyle inandık, dedi. Ravi der ki : Ra­
sulullah, dehr orucundan soruldu. Cevaben :
- Orucu da yokdur, iftarı da yokdur (yahut da) oruc da tutmadı,
iftar da etmedi, buyurdu.
İki gün oruc tutub, bir gün iftar etmekden soruldu.
- Buna kim takat getirebilir ki? buyurdu. Bir gün oruc tutub iki gün
iftar etmekden soruldu?
- Keşki Allah Teala bizlere bunun için kuvvet verseydi, buyurdu.
Bir g�n oruc tutm�k, bir gün iftar etmekden soruldu?
- Bu, kardeşim Davud (aleyhis-.selam) un orucudur, buyurdu.
Peygamfiıer, Pazartesi günü oruc· tutmakdan soruldu?
- Bu, beni� kendisinde doğduğum ve Peygamber yapıldığım {yahut
içinde bana vahiy indirilen) bir gündür, buyurdu. Muteakiben: Her bir
aydan üç gün oruc tutmak ve bir de ramazandan ramazana oruc tutmak
dehir orucudur (yani bütün sene oruc tutmak gibidir), buyurdu.
Rasulullah, arafe günü oruc tutmakdan sorulunca :
- Geçen senenin ve devam eden senenin günahlarını örter, buyurdu.
Kendisine, aşura günü oruc tutmakdan sorulunca da:
olan orucun o takdirde alışkanlık husfüe getireceiinden ve dolayısıyle mücadelenin fevt
olmuş bulunacağındandır. Buna yıl orucunun nehy edilmiş bir oruc bulunması ve yıl
orucu tutanın bu nehye itaat etmeyerek asi bulunması da ilave edilebilir.

F: 25
I

386 SAHtH-1 MUSLİM

- Geçen senenin günahlarını örter, buyurdu.


(İmam Muslim der ki : Bu hadisin Şu'be'den gelen rivayetinde; Ra­
sfılullah'a Pazartesi günü ve perşembe günü oruc tutmaktan soruldu zi­
yadesi vardır. Biz buradaki Perşembe orucundan sorma hususunu vehim
gördüğümüz için .Perşembeyi zikretmekten sukut ettik (yani bu kısmın
zikrini terk ettik).
( ) ...... .. : : Buradaki üç tarik ravilerinin hepsi de Şu'be'den bu
isnadla ayni hadisi rivayet etmişlerdir.
( ) .... . .. .. � Burada Gaylan ibn Cerir de bu isnad_ içinde Şu'be
hadisi gibi rivayet etmiştir. Ancak o bu hadisde pazartesiyi zikretmiş ye
fakat perşembeyi zikretmemiştir.
• .. ,.• ,. .... ,. • A ( ) ,·A
. <.>ft, ı.J. ,,,:r>- ... t:::ı;...
w

..b- . -� ..r '-'. ..t:;A.) '-'» J


..
• , ... ,'-'
•• & • ., ,c.;
... ..... , .... ,••
• "i,Sft• , ... �,,,.
.,J' �
,.c.J.J•:;A
..b- .. . - 7

� �. �\ J.,�� :, � � �.:'\::;�ı ;;\?;�\::; '�..�)\ >ş;:..;,.


�, .. ... •l •,
�\ --;.�(:. �'....2,�
•,.

•'
• « � J_;;\ �:!J . .,:_,�J J\ii f � �,}.J"°
,
�-1)

198 - ( ) ......... Ebu Katade el-Ensari (R) den, (şöyle demiş-


tir) :
Rasulullah (S) a pazartesi günü oruc tutmaktan sorulduğunda:
«Ben o gün doğdum, bana o gün vahiy indirilmiştir> buyurdu.
�� .,.,- ('Y �� {tv)

::,;,•3:,) J�;;, �fr:;


r· r ı"' .. - '- ..,. , .,. (.
u: 3. �� ��. ;,,, � �\� l:J». (, (,,,)-
,� .. .
,��
r· ...
• , ,,.
,. ., " ' ..... .,. • �
� �\» (:;-�j\)'iij Ju��\J_,-JıJ\ �� �fi. ı..>/...� 1.u� •--�
, . ' , � , .,
·p., �:,ıat\ 1�1, Jli. 'i: J'i « � �l;-.:, �r..
•:
.
.,. ,. .,. ...... , , .,,,.
. « �-;_
(37) ŞA'BAN AYI •SURER• İNDE (ortalarında yahud sonlarında)
ORUC TUTMAK BABI .

199 - (1161) ......... : Imran ibn Husayn (R) dan, (şöyle demiştir):
Rasulullah (S), ona (yahut bir başkasına) : «Şa'ban ayının ortala­
rında 49 oruc tuttun mu?> diye sormuştur. O, hayır tutmadım, deyince
Rasulullah: « (Ramazan çıkıb) iftar ettiğinde iki gün oruc tut• buyurdu.

49. B11 kelime •Serer, sirer, serar, sirar• şekillerinde zabt edilmiştir. Kadi· lyad, «surer•
şeklini de nakletti. Bu son şekle göre «surre• kelimesinin cem'i olur. Bu da bir ,eyin
ortası ve içi ma'nasına gelir.
Evzai ve Ebu Ubeyd ile luğat, hadis ve aarib alimlerinden bir topluluk .ise bu
kelime ile ayın son günleri yani: 28, 29 ve 30 uncu günleri kasdedilir. Bu ıün}erde
kamerin gizlen.ı:nesinden dolayı öyle isimlendirilmiştir demişlerdir <Nevevi ve Mehmed
Zihni>.
KlTASU'a-StY AM 387

200 - ( ) ......... : Imran ibn Husayn (R) den, (şöyle demiştir) :


Peygamber (S) bir kimseye hitaben: «Sen bu ayın ortalarından bir
oruc tuttun mu?» diye sordu. O _zat: Hayır tutmadım rl:eyin<;e :· Rasfılul­
lah : «Ramazandan çıkıb iftar ettiğinde o tutmadığın oruc yerine iki gün
oruc tut» buyurdu.

201 - ( ) ......... Imran ibn Husayn (R) den, (şöyle demiştir) :


Peygamber (S) bir kimseye hitaben ve . şa'ban ayını kasdederek :
«Sen bu· ayın ortalarında bir oruc tuttun mu?> diye sordu. O kimse: Ha­
yır tutmadım deyince; Rasfılullah ona: «Öyle ise sen ramazandan çıkıb
iftar ettiğin vakıt bir gün veya iki gün oruc tut> buyurdu. (Hadisde şek
eden Şu'be) : Onun iki gün buyurduğunu zannediyorum, dedi.
( ) . : .... . . . : Buradaki raviler de yine Şu'be'den gelen isnad · içhıde
ayni hadisi rivayet etmişlerdir.
388 SAHİH-1 MUSIJM

(38) MUHARREM ORUCUNUN FAZiLETİ BABI

202 - (1163) Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) buyurdu ki: «Ramazandan sonra en faziletli oruc ayı,
Allah ayı olan muharremdir 50• Farz olan namazlardan sonra en 'faziletli
namaz ise geceleyin kılınan namazdır».

203 - ( ) ......... : Ebu Hureyre (R) hadisi Rasulullah'a ref' ede-


rek şöyle dedi: Rasulullah'a: Farz yazılmış namazlardan sonra hangi na­
maz en faziletlidir? Ve ramazan ayından sonra hangi oruc en faziletlidir,
diye soruldu. Rasulullah : «Farz yazılmış namazdan sonra en faziletli olan
namaz, gece ortasında kılınan namazdır. Ramazan ayından sonra en fa­
ziletli oruc ise, Allah ayı olan muharrem orucudur> buyurdu.
( ) ......... : Buradaki ravi de Abdulmelik ibn Umeyr'den bu isnad
ile Peygamber'den zikrolunan oruc sadedinde ayni hadis rivayet edil­
miştir.

50. «Allah ayı orucu» ta'biri ile,aşura kasdedilmiş olabilir. Bu takdirde küllü zikredib
cüz'ünü mud.d etme nev'inden mecaz olur. Yahut. hicri senenin ilk ayı olduğundan bu
aya amellerin en faziletlisi olan .onıcla başlanması teşvik edilmiştir. Aylar içinde mu­
harremden daha faziletlisi bulunmakla beraber, muharremin •Allah ayı» izafatiyle hu­
susileştirilmesi, diğerleri dışında bunun İslami bir isim olmasından da �leri gelebilir.
Çünkü cahiliyyet devrinde bunun ismi Saferu'l-evvel, ondan sonrakinin· de Saferu's­
ıani idi.
KlTABU'ı-SılYAM 389

(39) RAMAZANA T.ABİ' KILARAK ŞEVVALDEN ALTI GÖN OR'7C


TUTMANIN MÜSTEHABLIĞI BABI

204 - (1164) ......... : Ebu Eyyfıb el-Ensari (R) şöyle tahdis et-
miştir: Rasulullah (S) buyurdu ki: «Her kim ramazan orucunu tı:ıtar ve
sonra şevvalden altı gün daha oruc tutub onun ardından gönderirse, · btt'
bütün sene orucu gibi olur».
.-
( ) ......... : Ebu Eyyi'ıb el-Ensari haber verib: Ben, Rasulull�'-
dan bu hadisi söylerken işittim, demiştir.
( ) ....... .. : Sa'du'bnu Said dedi ki:
Ben Umer ibn Sabit'den işittim şöyle dedi : Ben Ebu Eyyub'dan
işittim şöyle diyordu: Rasulullah _(S) bu hadisi buyurdu.
l� �Ü_ } ✓,)) lyL' ...ı�.), lr,il, � '".:JıJ, .,_..Jt :J:' � �� (t.)

��;;;.; �� :;..; , :-1�'JVI c�:.ıı � �Ü,ı,-_ � I


·rL-�� :;) � . fe

.. •« .r'J"'
390 SAH!H-İ MUSLİM

(40) KADİR GECESİNİN FAZiLETİ, ARANMASINA TEŞVİK, YERİNİ


VE ARAMA VAKITLARININ EN ÜMİTLİSİNİ BEY.AN BABI

205 - (1165) İbn Umer (R) den, (şöyle demiştir) : ·


Peygamber (S) in sahabilerinden bazı kimselere ru'yalarında Kadir
gecesi, (ramazanın) sön yecli günü içinde gösterildi. Rasfılullah onlara:
«Görüyorum ki ru'yalarınız ramazanın son yedi günü hakkında biribfri�
ne uygun düşmüştür. Artık kim Kadir gecesinin arayıcısı olursa, onu ra�
mazanın son yedisinde arasın» buyurdu 51•

� ;Ji l ı:_i , Jt��� �I���� ��L: ::.ı,�, :J(, �:.t: 0 �:� l:}jg 1
�� J ( ... )- T. "\
;'�ı:,','ı ��H � ��·;J\ �ı::� ı:,�i » Jl;, � �31 ı;.
,,,, • .. - 4'-' • "' • ... • -

,. • .. ,., .,. _,,,. ,., ı,


• (l

206 - ( ) ......... İbn Umer (R) den; Peygamber (S) : «Kadir


gecesini ramazanın son yedisinde arayın» buyurdu.
.:ı� �-:�=� ı:;_ �\=.4·_ t:t.L,.. j J' \; .. "-;J•.J>. >ı:ı.• ,J--:.lb
.,
.
• • • ., } J • • • • , • :,
= •• ,
J;A
-
•• 'j J-· ,�dl-/
\� • •ı1-, &
,)

J ( ..• ) - » r. v .
�•
��\1 J\i; -�?:J
j

�;� tj:� !��iı 'i_·:ı �i-�.�) �i:; :J.�. � \ 'd'/\� ::,� "=: 0' ,:,���ı,
•r'u_j� ��\ »
� · • • • .. . .,. ... • • ) • � C,

. « \_;� f-�I\ � \�j�!.,l; � -!�IJ','I f:;J\ �


207 - ( ) ......... İbn Umer (R) ded( ki;
Bir kimse �adir gecesinin yirmi yedinci gece olduğunu gördü de
Peygamber (S) _ şöyle buyurdu : «Ru'yalarınızı son on gün içinde görüyo­
rum. Bfnaenaleyh onu bu on._içindekt tekde arayinız>.

51. Bu geceye KadiT Gecesi denmesi Kadr ve kıymetin.in• yüksekliğinden dolayıdır. Bu yük-
seklik sebebleri de şunlardır :
a. Kur'an bu gece içinde nazil olmuştur :
•Gerçek biz onu K:_adir gecesinde indirdik. Kadir geceıini �na bil<�iren. nedir?
Kadir gecesi bin aı,dan hayırlıdır. Onda melekler ve Ruh, Rabla.nnın imiıı� her biT if
içi.n iner de iner. O, tan veri ağaryncaya kadar bir &elam.dır. (el-Kadr: 1-5).
b. •Ha mim, açıkca bildiren kita.ba 11emin ederim ki . hakikat biz onu, muba.rekı
biT gecede indirdik. Ge-rçek biz habtt vericileriz. Her hikmatli if nezdimizden aad,,.· ola.n
bir· emr ile onda aıırılır..• (ed-Duhan: 1-5).
Eğer bu iki geceden murad tek gece olmasaydı tenakuz lazım gelirdi.. Allah, · için­
de Kur'an indirilen ayın ramazan ayı olduiunu el-Bakara 285 inci ftyetinde tasrih bu.­
yurmuştur. Buna göre «fdubarek gece» şa'ban gecelerinden· değil ramazan gecelerinden
bir gece olması icab eder.
Muteber alimler · Kadir gecesinin var olduğu ve kıyamete dek devam edeceği hu­
siisunda ittifak etmişlerdir.
KlTABU'ı-StYAM 391
. . • , • ( -- • .. )
· �r:;J.
-
• - > . > • ., - • ı
► l · �•j�� ;-r. ►ı - · ı�-':� �_;>- tf'»-' ( ...)-�•A
1 .... ,.. , • ... ,.
1� �,�cJ_...ı;
...

-\
�ı
"• • -
• ,...
» � �Al 1 �:ll_ , u _.,a.ı_ � � 1
• }\ •
r, •� \
* _., } , r • _. '\ -
u _,....J �-; : u \; e?ı • \: \ 0 \
• \ >\ ,ı;ı;f
• .,,
� ../ � �
> • '
., \ ı, ı,ı
f4:'- '-1_
} L.,. • •, .,
f,. � ..,� \
\�;..��i\i. !,;:..iı i-:Jı � Çi ·f::� �� �)) . �)�ı c;_ıı � ,, ı);ı � ·P.
. . � .\:� .....

:« ./,ı::,;,J\ �\ �
208 - ( ) ......... : Abdu�lah ibn Umer'in oğlu Salim haber verdi
ki; babası Abdullah (R) şöyle demiştir: Rastilullah (S) dan işittim, Ka-
dir gecesi için şöyle buyuruyordu:
«İçinizden bazı insanların rü'yasında Kadir gecesi; ilk y�dide göste­
rildi. Yine içinizden bazı kimselere de son yedide gösterildi. Siz onu son
onda arayın».

viP., (. ·,·) .- 'f • �


• ,,,,.,.,.,,,,. l .• , .,.,,� ... :, .. ,. J-�� > -,� � ' • r•

-
..... , ... • .,,,, , • ..a:::,.. l•�
,,,.
.J,..,) "�4'- ı:..,'- "-:•;. \:� ...\.► . .)->: 0 ,A ..� U·...\.-> ���\ ;.; ..l.s!

-.,�ı .,�ı -;�:i, � l�;_�::iı >> � �ı �..1�� .J� : J}i_� / �ı �� : J� (-;:,")> �\


: , �ı:;Jı L;:.ıı J :;ı� -j; , ') Jİ /l;,i � ��· (3�İI 'i:j �:�)
209 - ( ) ..... .... : Ukbetu'bnu Hureys dedi ki:
_İbn Umer (R) den işittim şöyle diyordu: Rastilullah (S), Kadir ge­
cesini kasdederek: cOnu (ramazanın) son on gününde arayın.. Eğer her­
hangi biriniz zayıf düşer, yahut aciz olursa sakın baki kalan son yedi gü-
ne karşı mağlub olmasın> buyurdu. ·

210 - ( . ) . . . ..... . : Cebele dedi ki; İbn Umer (R) den işittim, O
Peygamber (S) in şöyle buyurduğunu tahdis ediyordu: cHer kim Kadir
gecesini arayıcı olursa onu son on günde arasın».
r' \
- •
ı:r , ıJ l� l ı:r ..;4_. � J'- l:, -l> • 4��;.
i
......,.... , .... . � • '• ' ,, • > > • t .. (-;_s "' � '• • � '·' �.. > 1 • � • ( )
�Ç>: ıJ. \ "-': � . ;P J . ..
,1. \ '--"' -
.
,,., ,,,. �

c.ıa . �
..,, · ,,,. ..,,
•• ••· ,_,,,,,_.
-
,. >
>.,, .... ''.\l"-�,,,.,,I\; _.il• �, .,.,.,ı, .\ , (!
cc ..J,-fJ'll _,-:.:JI j ;..\.Al\ �\_:l \.J�:;e. ·» � . �\ ı.Jy; c.ı. : .J ıi, uc, '-;'J� j
.,,., , , ,,_ ,
'. � .,. ,. i

. « ..,,_j-\J ;...�ı j.»


,,, \f\ � Jı;:, \
)
,

• 211 - ( ) ....... .. : İbn Umer (R) dedi ki:


. Rastilullah (S): «Kadir gecesinin zamanını son on gün. içinde ara-
yın• buyurdu. Yahut da: «Son dokuz içinde> dedi.
392 SAH!H-t MUSLlM

-
212 -· · (1166) .. . . . .. .. Ebu Hureyre (R) den :
Rasfılullah (S). buyurdu ki : «Kadir gecesi bana gösterildi. Sonra
ailemden biri beni uyandırdı. Bunun üzerine o gece h�kkındaki bilgim
bana unutturuldu. Artık siz o geceyi sQn on gün içinde arayınız>.
Ravi Harmele: «Bunun üzerine ben o geceyi unuttum» diye rivayet
ett.ı 52

213 - {1167) .. . ...... : Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) mescidde ramazan ayının ortasındaki on günde itikaf
ediyordu. Yirmi gecenin geçmesi vaktı olab da Peygamber yirmi birinci
geceyi karşılayacağı zaman eve dönerdi. Kendisi ile beraber itikaf eden­
ler de dönerlerdi. �onra ken�isi bir ayda ikamet etti ki bu ayda iken,

52. Pyegamber•e uykusunda Kadir gecesinin gösterilmesi. sonra unutturulma.sı veya kendi­
sinin unutması bu meselede kendisi hakkinda unutma kabul edilirse diğer hükümlerde
kabul edilmesi ve netice itiba:nyle nübüvvet ve tebliğ vazifesinin gereği gibi yapılnıa-
sında bir soru hatıra gelebilir. Bunun cevabı şudur :
Peygamber, üzerine ummete ·tebliği vacib olan hususlarda unutmak caiz değildir.
Nisyan caiz olub fillen vaki olsa bile Allah tarafından Peygaınber'ine hatırlatılır.
KtTABU'ı-SIYAM 393
içinde evine dönmekte olduğu o gecede de itikaf etti. Muteakiben halka
bir hutbe irad etti ve Allah'ın dilediği şeyleri onlara emretti. Sonra şöyle
buyurdu:
«Ben şu on günde itikaf ediyorum. Sonra bana şu son on günde iti­
kaf etmekliğim zahir oldu. Benimle beraber itikaf etmiş olan, kendi iti­
kaf yerinde gecelesin. Ben, bu geceyi muhakkak görmüştüm, fakat o bana
unuttu:ruldu. Siz onu son ondaki her tek gecede- arayın. Ben kendimi bir
su ve bir çamur içinde secde ediyor görmüşümdür» .
. Ebu Said Hudri der ki: �iz yirmi birinci gecede yağmura tutulduk.
Hatta mescidin çatısı Rasulullah'�Ii namaz mahalline aktı. Ben, Rasulul­
lah sabah namazından dönerken ·ken�sine baktım, yüzü çamur ve su ile
ıslanmış halde idi.

214 - ( ) . . . . .. ... :· Buradaki ravi de Ebu Said Hudri' (R) nin :


Rasulullah (S), ramazanda ayın ·ortasından· sonraki on günde itik�f eder­
di, dediğini rivayet ederek hadisin tamamını yukarda geçen hadis gibi
sevk etmiştir. Ancak o: «İtikaf. yerinde sabit olsun» demiş ve bir de:
Peygamber'in anlı çamur ve su ile dolmuş bir halde idi, şeklinde söy!e-
miştir.
394 SAHIH-1 MUSL1M

215 - ( ) . . ... . . . . Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi ;


Rasulullah (S) ramazanda ilk on günde itikaf etti. Sonra ortadaki
on günde· keçeden yapılmış-- bir Türk çadırında itikaf etti. Çadırın kapusu
yerinde bir hasir bulunuyordu. Rasfılullah bu hasirı eliyle_ aldı, çadırın
bir tarafına koydu.
.
Sonra başını dışarı.-·t:ıçıkardı.
.
Mescidde bulunan insan-
lara söylemeğe başladı. Halk Rasulullah'a yaklaştı. O da kendilerine
hitaben:
«Ben şu Kadir gecesini arayarak ilk on günde itikaf etmiştim. Sonra
ortadaki on günde itikaf (a devam) ettim. Sonra baha ge�eiı, �elek geldi
ve bana·: Kadir gecesi son on gündedir, dedi. Benimle beraber itikafda
bulunanlar dilerlerse son oıi günde de itikaf etsinler> buyurdu. O insan­
lar da Rasulullah'la beraber itikaf eylediler. Rasulullah: «Bana Kadir
gecesi tek gecede gösterildi ve ben onun sabahında bir çamur ve su içine
secde ediyordum> buyurdu.
Yirmi birinci geceden sabaha uiaşınca Rasulullah, sabah n,amazına
durmuş vaziyette iken semadan bir yağmur boşandı. Mescidin çatısı aktı.
Ben, çamuru ve suyu gördüm. Rasulullah sabah namazını bitirince· dışan
çıktı da anlı ile burnunun bir tarafında ·çamur ve su vardı. İşte bu, son
on günden yirmi birinci gece idi.
- 1
KtTABU'ı-91YAM 39S
216 - • ( ) ......... : EbO. Seleme dedi ki :
Biz Kadir gecesini muzAkere etmiştik. Yanımda bir arkadaşım da
olduğu halde Eb11 Said Hudri (R) ye gelib: Bizi hurma bahçesine çıkar­
maz mısın? dedim. Üzerinde hamisa denilen bir elbise olduğu halde dı­
şarı çıktı. Ben kendisine nitaben: Sen Rasulullah (S) dan bizzat Kadir
gecesini· zikr�erken işittin mi?· dedim. Cevaben şöyle ded�: Evet: _Biz·
Rasulullah ile beraber ramazanın ortasındaki on günde itikafa girmiştik.
Yirmi birinci günü_ sabahında itikaf ·yerinden çıktık. Rasulullah bizlere
bir hutbe irad edib şöyle buyurdu:.
«Kadir gecesi ru'yada bana (bütün alametleriyle) gösterilmişti. Hal­
buki ben �nu unuttum (yahut da o bana unutturuldu). Siz, Kadir gece­
sini ramazanın son on günü . içindeki her tek gecede .
arayınız. Ben ru'-
yamda kendimi su ve balçık içinde secde eder gördüm. Kim .(benimle
yani) Rasulullah ile itikaf ediyorsa, şimdi (itikaf yerine) çekilsin:..
Ebu Said dedi ki: Bunun üzerine biz de yerlerimize çekildik. Hal­
buki (hava açıkdı) gökde bir bulut parçası (bile) görmµyorduk. Sonra
bir bulut geldi. (Yirmi birinci gece) şiddetli bir yağmura tutulduk.. Hatta
mescidin çatısından (içeriye) sul�r aktı. Mescidin çatısı hurma ağaçla­
rından idi. Sabah namazı kılındı. Ben Rasulullah'ın ,suya ve balçığa sec­
de ettiğini (gözümle) gördüm. Hatta (namazdan döndüğünde Rasulullah'a
baktım da) onun anlında duran çamur izlerini' gördüm.
( ) ...... � .. : Buradaki iki ·ravi de Yahya ibn Ebi Kesir'den bu is­
nadla yukardaki hadis tarzında rivayet e�ınişlerdir. Bunların hadisinde _:
Namazdan çıktığı zaman· Rasulullah'ı anlında ve burnunda çamur izleri
olduğu halde· gördüm, · şeklindedir.
..\.=�- --- '·,,,.-. ı., .. , ,,
,:, �. J�, .A:' w·�: ,)'l,. "'�');.. ,.ı:.J. ,,,,.).,.:,,.,.,r.,
� .J: \J ·(S--,. •.
ı:.ı. i..:. L:,;�
� ..ıı ,.,._,
J ., ... ,,, "İ• � -- . • ; . ; .. .... \ •
. ,.
.. ı,.
.,

( ... ) - t, V
. �t:4_.�::,_."' �JVI � •--:i � ,1,J �) �:;\ � J� d�:s ,:j:� �-�) \ ·.�, ;- -_j , i �..;
. - :, ., .. _,, ,;;;;.;,J ; ,. •, \.7• V f �- V
, , ,
•.
.

<ılJ r�,- ... t, ,.- ( :· , ............ .. .. .,..,


.:,C- .:,\ ... - .. .. .
.. ırl >JJ � .• yt
.., .,. ,
..
\ .. ..o" .. .J9 \ �\lJi.
., -· �t:..J� .... >� 'l ': · �\ � �:-:l:

r
..r-' - (. - • �.) . - , ..
�=' '-! �:� ı�b
•r . ':/ :.:.;_.. -. .
1 - · • , 1 o .... � .- ııı
trl ! �t:Jı·�,ı �,L_ » Jra . �\:J1• J.. �,
fi - ı, J.
. ..�tt'" -�ı�.. :;.ı;f.. . ·j,-\/-11
l ( ... h ,

J �µ� . \,:� . .j\k....:J\ �


.,..JJ, ),a, .. fi .. , ,. ...
,6-i l't:-
• -- � •

..r l.3!J
�\i,-;-;. .:;�
l� - . �\ •
. ·• .J!> , •

•F·ı
=��- ,��,
• • ,- )
.
- •) •
,
, A ;

> • > ..Jli.. « �\t.\j


> • 1 :'-!:, ....� '1 r"· :� •
ı 1!' �:.�':; �;�\:)l� t.;_��J\. �\��� _t\J\fl •��11 · "• • ,.
1
v ��'j ��\:J'j �un�:� J\i . ·r� �� � c.,;;-, �. J�' .= J� - �
., ıT. l - l - .,. , •J - ,
l ı ' , �•... ı 1
• t • - • -

� .. .... , . ., . , ,. . ., . . ... • -- .,,. ·-- .. . .,, . ,, ,,. .,


ıJJ .r� J �').," .:.,....:a... ,�\t. ��\:J, �., ""r�., vı';j,· ' l:- _, � �J'..!.tJ .�,J � ,:,ı :Jli
....
"' ...... ,,; ;

ı ,,, - , ,,,,.. .. � . '-! . _, .- .,,. J


.> • , .. " > -.
. �U:ı�if ��jJ::�.,��1�� ���ü\fe': '-!)�
. .jl:.:�
, :( �\,�
- ��;) ,,,).;; �\" J�j
396 SAHİH-İ MUSLİM

217 - ( ) Ebu Said Hudri (R) şöyle dedi :


Rasfılullah (S) Kadir gecesi henüz kendisine açıklanmadan önce ra­
mazanın ortasındaki on gün içinde Kadir gecesini arayar_ak itikafa girdi.
Bu on gece geçince kendisi' için, kurulan itikaf çadırının sökülmesini em-
retti ve çadır kaldırıldı. Sonra Ka�ir gecesinin son on gece içinde olduğu
kendisine beyan edildi. Bunun üzerine çadırın kurulmasını emretti ve
çadır tekrar kuruldu. Sonra kendisi insanlara karşı çıktı ve şöyle bu-
yurdu:
«Ey insanlar! Şu muhakkak ki Kadir gecesi bana açıklanmış oldu.
Ve ben onu sizlere haber vermek için çıktım. Şöyle ki: Bana her biri
diğerinden hakkını taleb ve kendisinin haklı olduğunu iddia eder halde
iki kimse (iki melek) geldi. Yanlarında şeytan da vardı. Derken Kadir
gecesi bana unutturuldu. Artık siz onu ramazanın son on günü içinde ara­
yınız. Siz, �nu dokuzuncu, yedinci ve beşinci gecelerde arayınız».
Ravi der ki: Ben Ebu Said'e:
- Ya Eba Said! Şüphe ·yok ki siz adedleri bizlerden daha iyi bilir­
siniz, dedim. O :
'
- Evet, biz bu bilgiye sizlerden daha haklı ve daha layık bulunu-
yoruz, dedi. Ben :
- Bu dokuzuncu, yedinci ve beşinci nedir? diye sordum 53•
Ebu Said şöyle dedi : Yirmi' birinci gece geçtiğinde onu ta'kiben yirmi
ikinci gece yok mu, işte o dokuzuncudur. Yirmi üçüncü gece geçtiği za­
man onu ta'kib eden gece yedincidir. Nihayet yirmi. beş gece geçtiği za­
man, işte onu ta'kib eden gece beşincidir.
Ravi Ebu Bekr ibn Hallad ( «yahtakkani• yerine) : «yahtasimani
(. birbiriyle muhasama eden) diye rivayet etmiştir.

. .
5.1. Yani bu dokuzuncu gecenin dokuzuncusu mu, yoksa kalanın dokuzuncusu mu? İşte so-
runun vechi budur. �u dokuzuncu ve yedinci de zahirdir. Beşinciye· gelince o ta'ytn
edilmemiştir. Ebu Said'in cevabının hasılı şudur: Adedle kasdedilen, gecelerden geri
kalan kısmın dokuzuncusu, yedincisi ve beşincisidir. Bu, Buhari'deki İbn Abbas hadi­
sinde : Kadir gecesi ya ramazandan dokı,ız gece kala, yahut yedi gece kala, yahut beş
gece kaladır, diye ifade edilmiştir.
· Bu tarih hi�blayışının açıklaması: Arabca tarih yazışta usül, ayın on beşine ka­
dar günlerin sayısı olduğu gibi yazılır. Fakat on beşinden sonraki yarım ayda, ayın
gitmesine kaç gün kaldıysa tarih yazma sırasında o zikredilir. Mesela: Ramazanın yirmi
beşinci günü tesbiti arzu edilen biı; hadiseye: " ... �... ; �.,.. ._:ı.-ı. � J .. ; J =. ,Ra­
mazanın hıtarnına beş gün kala vakı' olmuştur• denir. Bu hadisdeki tarihler de bÖ'Yl"- •
dir. Binaenaleyh Kadir gecesini ramazanın yirmi birinci, yirmi üçüncü, yirmi be�nci
gecelerinde gözetiniz, demek olur.
KtTABU's-SıIY AM 397


218 - (1168) : Abdullah ibn Umeys'den:
Rasulullah (S) şöyle buyurdu: «Bana Kadir gecesi gösterildi. Sonra
da unutturuldu. Ben (ru'yamda) kendimi o gecenin �abahında bir su ve
çamur içine secde eder halde gördüm».
Ravi dedi ki: Biz yirmi üçüncü gecede yağmura tutulduk. Rasulullah
bize (sabah) namazı kıldırdı. Kendisi, anlı ve burnu üzerinde çamur iz­
leri olduğu halde namazdan çıktı.
\

Abdullah ibn Umeys'den rivayet eden ravi: Abdullah ibn Umeys


(muzaf olan gece sözünü hazfederek) : Selasin ve ışrin (yani sadece yirmi
ü9) der idi demiştir 54•

219 - (1169) ......... : Aişe (R) şöyle dedi:


Rasulullah (S) : «Kadir gecesini ramazandan son on gün içinde ara­
yın» buyurdu.

·'
54. Bu şekilde bir izafetten muzafı hazfedib, muzafun ileyhi cer halinde bırakmak hazan
istimalde mevciiddur.
398 SAH!H-İ MUSLİM

220 - (762) ......... : Zirru'bnu Hubeyş şöyle diyordu:


Ubeyyu'bnu Ka'b (R) dan sorub;
- Kardeşin ibn Mes'ud: Bir yıl (ibldetle) kaim olan Kadir gece­
sine isabet eder diyor, dedim.
- Alla� ona rahmet eylesin. O, insanların (herhangi bir kimsenin
Kadir gecesi şu gecedir demesine) itimad etmemelerini murad etmiştir.
Şüphe yok ki o, Kadir gecesinin ramazanda olduğunu, ramazanda da son
on gün içinde olduğunu ve yine Kadir gecesinin ramazandan yirmi ye­
dinci gece olduğunu kat'i olarak bilmiştir. Sonra Ubeyy, reminin ardın­
dan inşaallah diye istisna yapmıyarak kesin bir yeminle Kadir_ gecesinin
yirmi yedinci gece olduğunu söyledi. Bunun üzerine �l)�n de Ubeyy'e :hi­
taben:
- Sen bunu hangi şeye dayanarak söylüyorsun ya Eba'l-Munzir! de­
dim. Ubeyy:
- Ben bunu Rasulullah'ın bize haber vermiş olduğu alimetle yahut
ayetle söylüyorum ki o da, güneşin o günde şuasız olarak tulu' eder oidu­
ğudur, dedi 55•

.
, ...... 1., ı"
• �u�l.4 ,,

55. Şua, güneşin çıkışı sırasında görüleıfilen ziyasıdır. O gün güneşin şuasız çıkması Kadir
KlTABU'ı-SIYAM 399

221 - ( ) Şu'be tahdis edib dedi ki:


Ben Ebu Lubabe'nin oğlu Abdete'den işikim o, Zirru'bnu Hubeyş'­
den tahdis ediyordu. Zirr de Ubeyyu'bnu Ka'b (R) dan: Dedi ki: Ubeyy
Kadir gecesi hususunda: Vallahi �en onu muhakkak bilmekteyim, dedi.
Şu'be şöyle (dediğini) rivayet etti: En büyük kanaatım, o (yani Kadir
gecesi), Rasulullah (S) ın bizlere kaim olunması ile emrettiği gecedir. O
da yirmi yedinci gecedir.
Şu'be ancak şu: O, Rasulullah'ın bizlere kıyamıyla emrettiği gecedir,
sözünde şek etmiştir. Şu'be: Bunu bana kendisinden benim bir arkadaşım
tahdis etti, demiştir.

222 - (1170) Ebu Hureyre (R) şöyle dedi:


. Bizler, Rasulullah (S) ın yanında Kadir gecesini muzakere etmiştik.
Bunun üzerine Rasulullah: «Ay doğduğu sırada, onun çanak yansı gibi
bir halde olduğunu hanginiz hatırlar?» buyurdu 56•

gecesi nurunun, bunca zamani mesafe uzaklığı ile beraber ıüneş nurunu aalebe etme­
sinden ileri &eldiği söylenmiştir. O geceye alamet olmak üzere Allah o iiln onun z.ıyl�
sını halk· etmedi. Meleklerin o gin her bir hikmetli emirden ve sevabdan dolayı inib
çıkmalarının çokluğu sebebiyle güneşin ziyasını perdelemişlerdir de, deni.Jmiıtir. Şüphe
yok bunda da işin hakikatını Allah Teali'ya havale etmek en ıllim yoldur.
56. Kadı lyad: Bunda- o şeklin ancak ayın sonlarında olacağına bir iılret vardır. Çünkü
ay doğuşu sırasında böyle olmaz. Ancak ayın sonlarında olur, demtpir.
Bu hadislerde görülüyor ki Kadir gecesinin zamanı kat'i stirette ta'yin ve tasrih
edilmemiştir. Hadislerden bir kısmı onun ·son on günün teklerinde, bir kısmı çiftlerin­
de, bir kısmı orta on günde, bir kısmı da bütün ramazanda aranmasını emretmektedir.
İbnu Melek (821/1418), bu ihülaflan şöyle te'lif etmiıtir: Kadir ıecesi, muayyen bir
gece değildir. Bir sene tek gecede, bir sene çift gecede olmak üzere seyr ve intikal
eder. Bu it.onuda sadır olan hadisler o senelerdeki vakıtları itibariyledir. Kadı lyld da
böyle söylemiştir. İmam Şafii'den rivayet edildiğine ıöre Peyıamber, kendisine vaki'
suallere göre cevab vermiştir: «Şu gecede arayalım mı?» diyenlere: cQ iecede arayın»
buyurmuş ve bu sii.retle gecelerin ibadetlerle ihyl edilmesini teşvik eylemiştir.
Kur'an'ın ramazan ayında indirildiği (el-Bakara: 185), Kadir gecesinde Kur'&n'm
indirildiği gecede vaki' olduğu beyan buyurulmuına (el-Kadr sıiresi) nazaran o ıecenin
ancak o mubarek ayın her hangi bir geceııinde tesAdüf edeceğinde §Üphe yokdur. Yine
de işin hakikatını en iyi bilen Allah'dır (H. B. Çantay, Meali Kerim).
Cenabu Hak birtakım şeyleri bazı hikmetlerden dolayı gizlemiştir: Kadir gecesini
senenin bütün gecelerinde gizlenmiştir. Ta ki mu'minler bu :rnubarek geceye tesadüf
etmek için her geceyi ibadetle ihya etmeye: hiç olmazsa akşam ve yatsı namazlarını
400 SAHIH-l MUSLİM

cemaatla kılmaya gayret etsinler. Cwnua gününde icabet saatını (duanın kabul edile­
ceği saatı) gizlemiştir. Ta ki cumuanın her saatinde mütefekkir ve şuurlu bir halde
bulunsunlar. Salıitu vust.ayı (= orta namazı) beş vakit namaz içinde, lsmi A'zamı diğer
ilahi isimler arasında, ilahi rı7Ay1 1 bütün taat ve ibadetler içinde gizlemiştir. Kıyametin
kopması ve ölüm zamanı gibi daha birtakım şeyleri de aid oldukları eşya arasında giz­
lemiştir. Hepsinde müşterek bulunan ııaye, mu'minleri Allah'a, mukaddes vazifelerine
ve dini vecibelerine daimi surette bağlı bulundurmaktır.
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLA.H'IN İSMİYLE

14 - KİTABU'L-İ'TİKAF
(İ'tikif kitabı)

(1) RAMAZANDAN SON ON GÜNDE iTİK.AF BA�l

1 - (1171) ......... :· İbn Umer (R) : Peyga�ber (S)' ramazandan


son on günde itikaf ederdi, demiştir 1•

1. 1tikıif lugatca bir yerde veya bir şey üzerinde iyi olsun veya olmuın nefıl hapıedib
bekletmektir. Hz. İbrahim'in babasına ve kavmine hitaben:
J_,..J� 41 ;:ı �H J'Q' .,.a l.,
: Sizin kendilerine tapmakta olduğunuz bu he11kelleT nedi,-?• (el-Enbi)"I: 52) &yeti meb­
rOr olmayan ve gayri meşru ibadette israrı iÖSterir.
İslam şeriatında itikaf Allah rızasına yaklaşmak için hu.iul ııfatı ile mescidde
ikamet etmekdir. İtikaf yalnız Muhammed ummetine hu bir ibadet delildir:

.)�I t)J �DWI, �uJJ �. 1..,..J- JI J:-1..--1, �1.ı.1 JI L·�,


: lbrıihim ile lmuiWe de, evimi tavaf edenle,- (ibadet kudiyle) oTada kalanlar, ru.ku' ve
aucud eyleyenler için titizlikle temizlevin- (el-Bakara: 125) Ayeti mucibince İbrahim ve
İsmail peygamberler zama�ından beri devlm ede ıelmiı bir sünnettir.
Gece gündüz hertUrlü dünyi. meııalelerinden sıyrılarak mescidde ikamet• ettiği
zamanların bütün saatlarını tamimiyle ibadete, tezekküre, tefekküre tahsis ile maddi ve
manevi bir iç arınma ameliyesi olarak ltiklf, arada sırada olmak üzere hakikaten hayat
ve memat muhasebesi için ıüzel bir veıtledir.
F: 26
402 SAHİH-1 MUSLlM

4 - ( ) . . . . . . . . . : Buradaki üç tarik ravileri de Aişe'nin : Rasulul­


lah (S) ramazandan son on günde itikafa girerdi dediğini rivayet ettiler.
ı \ �,,c. ' ı.
J:. i,'", ıJÇ
. ... ı.:..:l w"-A>. f:�-ıJ �-�:;l_:,;�J ,
...

ıJ ' •J.fıJ'"' r..S.ı•)


• ...
'- , .... , • ... .ı, • J . ,.� � ... ,,. ,•
(... )- o
) ,• )

.,, '
.,,
$
.,,
'•l ... ,. ,
ı#
.,, I" f• • C: ... ·.u� - - ' •

.,,,.,, ...
. J:.:-J...iÇ � •aj� ci> .0..a•;.._:__.,��.,\1� ,,,..;...:.., ı ıu
.. .,-- �,,-,,,: '\,:i.,,,. , ____...:...,� "V
�e ���:J\�\ �� ��
• .. • >' •• ' ... ?' ,,. ı;,.
. . !f.� ı.'..r! � I J j \ �>,..._:� 1 (
5 - ( ) ......... : .Aişe (R) den, (şöyle demiştir) :
Rasulullah (S) ramazandan son on günde itikafa girerdi. Rasulul­
lah'ın bu adeti, Aziz ve Celil olan Allah, kendisini vefat ettirdiği zamana
kadar devam etti. Peygamber'in vefatından sonra da onun zevceleri itikaf
etmişlerdir 2,

2. Kur'An'da itikafa temas eden ayetlerden biri şudur:

.(I\� �-L> lA .,,,_,.,.. ¼ �ı.>,� �lÜ �Wlj '-',-.>k f'I J �•,.,r:�· '/J ••• >
..:,.,ı:.,. � '-"'� ��r
K1TABU'L-1'TtKA.r 403


(2) iTİKAF ETMEK İSTEYEN KİMSENİN tTtKAF YERİNE
NEZAMAN GİRECEĞİ BABI

6 - (1173) . ........ : Aişe (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) itikafa girmek istediği zaman sabah namazını kılar,
sonra (mesciddeki) itikaf yerine girerdi. (Bir sene) Peygamber rama­
zandan son on günde itikafa girmek istedi. Kendi çadırının kur�lmasını
emretti ve çadır kuruldu. Mutaakiben Zeyneb de çadırının kurulmasını

: · ... Meıcidlerde ıtikafda bulunduğunuz zaman kadınlannıza. (geceleri de) 11ııklqm4111n.


Bu (hükümler) Allah'ın .ınırlandır. Sakın on.lanı ı,a.kl.a.pnaym.. 1§te Allah a11etıerini
böı,lece in.tc:ınlara açıklar, ta ki konınıunlar• (el-Bakara: 187).
Bu Ayet, ramazan seceleri orucluya, halil olan kadına yaklaşmanın, itikafda bu­
lunana haram olduğunu bildiriyor. Ayetde mescidlerin zikredilmesinden de, itiklfm
ancak mescidlerde eda edilebileceii anlaıılmıştır. ·
404 SAHtH ..t MUSLIM

emretti. Onun çadırı da kuruldu. Arkasından Peygamber'in zevcelerin�en


bir diğeri daha kendi çadırının kurulmasını
. .
emretti. O da kuruldu. Niha-
yet Rasulullah sabah namazını kıldırınca baktı ve birtakım çadırlar ku-
rulmuş olduğunu gördü. Bunun üzerine :·
«Bu yaptıklarınızla birr ve hayr mı murad ediyorsunuz?» buyurdu.
Akabinde kendi çadırının sökülmesini emretti ve çadırı söküldü. Artık
Rasulullah o ramazan ayında itikafı terk etti de nihayet ta şevval ayın­
dan ilk on. günde itikaf etti 3•
( ) ......... : Buradaki dört tarik ravilerinin hepsi de Yahya ibn
Said'den, o da Amre'den, o da .Aişe'den, o da Peygamber'den, Ebu Mua­
viye'nin (6 rakamlı) hadisi tarzında rivayet etmişlerdir.. Bunlardan İbn
Uyeyne, Amr ibn Haris ve İbn İshak'ın hadislerinde : Aişe, Hafsa ve Zey­
neb - Allah onlardan razı olsun - isimleri zikredilib. bunların itikafa
girmek maksadıyla çadırlar kurdukları söylenmektedir.

(3) RAMAZAN AYINDAN SON ON GÜNDE (İBADETE) DAHA


FAZLA ÇALIŞIB GAYRET SARFETME BABI

7 - (1174) : .Aişe (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S) ramazandan son on gün girince geceleri ihya eder,

3. «Bu yaptığınızla hayır mı murad ediyorsunuz?• sözü kadınların bu fiillerini ink&r için
bir istifhamdır. Rasulullah'ın inkar sebebi : Kadınlarının itikafda halis niyetli olınama­
ları, Peygamber'e kıskançlıkla düşkünlüklerinden ötürü kendisine yaklaşmayı kasdet­
meleri, yahut kendisinin onlara düşkünlüğü ve bu işin ummet tarafından böylece vlcib
bir ibadet telakki edileceği düşünceleri olabilir..
· Peygamber bu hareketiyle ummetin yükünü hafifletmiştir. Yoksa hakikaten bu
ibadet ummet tarafından katılaştırılıb adeta vacib derecesine çıkarıldı. Halbuki Peyaam­
ber bunu hemen hemen her ramazan yapmış olmakla beraber herkesin bili istisna kadın
erkek mu'tekif olmasını emretmemiştir. Bundan dolayı Peygamber devrinden beri bir
kısım insanların itikafa girmeleri suretiyle bu sünnet devam ettirilmiştir, bütün um­
met fertlerine zaruri kılınmamıştır. İslam ibadetlerini böyle son derece kolaylaştıran
Allah'a hamdu senalar, Peygamber'ine de selatu selamlar olsun!
K1TABtrL-1'TlKAJ' 40l'

ehil ve ailesi:ıd (ibadet için) uyandırır, ibadete daha fazla ehemmiyet ve­
rir, diğer vakıtlardan çok bir ibadet gayretine ve çalışmasına girerdi'·

8 - (1175) . .. .... .. : Aişe (R) şöyle dedi :


Rasulullah (S), ramazanın son on gününde, diğer vakıtlarda ulaşma­
dığı bir ibadet cehd ve çalışması yapardı.

(4) ZU'L-HICCENİN (İLK) ON GÜNÜNDE ·oRUC TUTMA BABI

9 - (1176) ........_. Aişe (R) : Ben Rasulullah (S) ın bu (ilk) on


gün içinde oruc tuttuğunu hiç görmedim, demiştir ·s.

4. Hadisdeki •şeddu mi'zer (= izarını sağlamca bağlamak}> ta'biri, ibadet için ciddi bir
gayret ve çalışma ma'nasından kinayedir. Bazıları da bunun kadınlardan ayrılıb uzak­
laşarak, ibadetlerle meşgul olmakdan kinaye olduğunu söylemişlerdir.
Buhari'de diğer rivayetler arasında şu hadis de vardır:
Ebu Hureyre (R): Peygamber (S) her ramazan on gün itikaf · ederdi. Ruhu kabz
olunduğu yılda ise yirmi gün itikaf etti, dedi (BuMri, Salatu't-t«ra.vih, ıtikaf fi'l-a,ri'I•
evsat>.
5. Bu on gün ile · Zu'l-hıccenin başından · itibaren dokuz gün kasdedildiği söylenmlıtlr,
� � Jl:J J .ı':"'•HJ : Andolımn fecre ve on geceye• (el-Fecr: 1-2) ayetindeki on
gece İbn Abbas'a göre Zu'l-hıccenin bu ilk on gecesidir. Zu'l-hıccenin onu kurban bay­
ramı olduğu için o gün oruc tutmak haramdır. Fakat birinden dokuzuna kadar oruc
tutmanın kerahat olmadığı hatta mustehab olarak or11c tutabileceği söylenmiştir.
406 SAH!H-t MUSLtM

10 - ( ) .•········ : Buradaki raviler de Aişe (R) nin: Peygamber


(S) bu on günde oruc tutmadı, dediğini rivayet etmişlerdir.

«Hitamuhu misk» olması niyazile

ÜÇÜNCÜ CİLDİN SONU ·


İÇİNDEKİLER

7 - KİT.ABU'L-CUMUA

SAHİFELER
(1) Cumua yıkanmasının büluğa ermiş her erkeğe vücubu ve bu
sebeple me'mur kılındıklaı:ı şeyin beyanı babı .. . .................. 9
(2) Cumua günü misvaklanıb diş temizliği yapmak ve güz-el koku
sürünın.ek b8.bı ................................................................. .. 11
(3) Cumua günü hutbe esnasında konuşmayıb, susmak hakkında
bB.b ................................................................................... . 13
(4) Cumua gününde bulunan icabet saatı hakkında bab .......... .. 14
.. .. ..
(5) Cumua gununun fazı"let·ı b"b a ı ... � ............................................ 16
(6) Bu ümmetin cumua gününe hidayet olunması babı ............... 17
(7) Cumua günü (cumua namazına) erken gitmenin fazileti babı 20
(8) Hutbe esnasında konuşmayıb, susarak hutbe dinleyen kimsenin
fazileti bS.bı ........................................................................ 21
(9) Cumua namazının güneş (semanın ortasında) meylederken
kılınması babı .................................................................... . 22
(10) Cumua namazından evvel iki hutbe okunduğu ve bunlar ara-
sında bir oturuş bulun�uğunu zikir babı .............................. 2'4
(11) Alla.hu Teala'mn : «Onlar bir ticaret yahut bir eğlence gördük-
leri zaman O'na yönelib dağılırlar, seni ayakta bıraktılar...>
(el-Cumua: 11) ayeti hakkında bab ..................................... 25
(12) Cumua namazının terkindeki günahın ağırlığı babı ........ ....... 27
(13) Namazın ve hutbenin hafif tutulması babı ........................... 28
(14) İmam hutbe okurken tahiyyetu'l-mescid kılma babı ........... . 35
(15) Hutbede iken· birisine bir şey öğretme hadisi babı ............... 38
(16) Cumua namazında okunan sureler babı .............................. 39
(17) Cumua gününde okunan sureler babı .................................... 40
(18) Cumuadan sonraki namaz babı ........................ : ........... . . . . .. 41
711VV ı;;ıııı.n,n•.& M UOUM

SAHiFELER
8 - KİTABU SAL.A.Tİ'L-IYDEYN
(İki bayram namazı kitabı)
(1) Bayram namazlarında kadınların da musallaya çıkmaları ve
erkeklerden ayrılmış olarak hutbede hazır bulunmalarının mü-
bahlığını zikir babı .......... .......................... . ....... ................ 51
(2) Bayram namazından önce ve sonra musallada baş�_ namaz kı-
lınmadığı babı ............................................ ....... . .. ............... 52
(3) Bayram namazlarında okµnan su:r�ler babı 53

9 - KİT.ABU SALATİ'L-İSTİSKA
(Yağmur duası namazı kitabı)
(1) Yağmur istemede dua yaparken elleri kaldırma babı ............ 61
(2) İstiskada dua babı ......... �....................................................
· . 63
(3) Rüzgar ve bulut görülmesinde Allah'a sığınma, yağmurda ise
ferahlanma babı .................................................................. 67
( 4) Saba' ve debur rüzgarları -hakkında bab 69

10 - KİTABU'L-K-0S0F
(Güneş ve ay tutulması kitabı)
(1) Küsuf namazı babı ............................ ................................... 71
(2) Hüsuf namazında kabir azabının (görülüb) zikredilmesi babı 75
(3) Küsuf namazında iken peygambere ·arzolunan Cennet ve Ce-
· : ..........................................
hennem halleri bithı ........ .. ........ 77
.(4) Resulullah dört secdede sekiz rüku yaptı diyenlerin zikri babı 85
(5) Küsuf namazında «Essalatü Camiatun» diye nida edilmesi babı 86

11 =-- KiTABU'L-CENAtz
(Cenazelerle ilgili hadisler kitabı)
(1) Ölecekler� «La İlahe İllallah» telkin edilmesi babı 91
(2) Musibet sırasında söylenecek söz babı ................................. 92
( 3) Hasta ve ölü yanında söylenecek söz babı ...........................
/
95
(4) Ruhu çıktığında ölünün gözlerini kapatmak ve onun için dua
etmek hakkında bab .. • ............................... :........................... 96
!ÇtNDIKlLER 40I

SAHiFELER
(5) Ölünün gözlerinin, nefsini (ruhunu) ta'kib ederek açık halde
dikilib kalması hakkında bab ............................................. 97
(6) Ölen kimseye ağlamak babı ........ ..... ................................... 97
(7) Hastaları ziyaret. etmek hakkında bab .......................... ....... 100
(8) İlk darbe sırasında musibete sabretmek hakkında bab .......· ..... 100
(9) «Ölü, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle azab olunur» babı 101
(10) Ölünün arkasından meziyyetlerini . sayarak feryad ve figanla
ağlamak ·hakkındaki haramın şiddeti babı ...'........................ 111
(11) Cenazeleri ta'kib etmekten kadınların nehyedilmesi babı ... . .. 114
(12) Ölüyü yıkamak hakkında bab ....... .................. .................... 115
(13) Ölüyü kefenlemek hakkında bab ........... ........................... . 119
'(14) Ölünün örtülmesi babı .. ....................................................... 121
(15) Ölünün kefen işini ihtimamlı yapmak hakkındaki bab ......... 122
(16) Cenazeyi götürmekte sür'at etmek babı .............................. 122
(17) Cenaze üzerine namaz kılmanın ve cenazeyi ta'kib etmenin
fazileti b8.bı ... : .................................................................... 124
(18)
· · Her kimin üzerine, yüz kişi cenaze namazı kılarsa, bunların
cenaze hakkındaki şefaatlarının (dileklerinin) kabul edileceğine
dB.ir b8.b ......................... � .............................................. . . . . .. 127
(19) Her kimin. üzerine kırk kişi cenaz� namazı kılarsa, bunların
cenaze hakkındaki şefaatlarının
.,
kabul edileceğine dair bab ... 128
(20) Ölülerden hayır veya şerr ile anılanlar hakkında bab ·......... 129
(21) (Ölmesiyle ya) kendisi rahatlıyan veya kendisinden kurtulunan
hakkında gelen hadis babı .................................................... 130
(22) Cenaze ·namazında alınan tekbir hakkında bab ...".................. ·131
(23) Kabir üzerine cenaze namazı babı ............................... ........ 133
(24) Cenaze için ayağa kalkmak babı ....................................... 136
(25) Cenaze için ayağa kalkmanın muhayyer bırakılması babı . ...... 139
(26) Cenaze namazında ölü için (ok�nan) dua babı .. �.................. 141
(27) Cenaze namazında imam ölünün neresine doğru duracağına
.
d8ir bab ............................ : . ............................... . .......... . . . . . . 144
(28) Cenaze namazı kılan kimsenin namazdan sonra bir bineğ� bin-
mesi babı .......... . ................................................................ . 146
.
(29) Kabir içinde lahid oymak ve ölünün yan tarafına kerpiç dikip
sıralamak hakkında bab ......... . ............................... ............. 146
..
(30) Kabir.de kadife koyma babı .............................. .................. 147
(31) Kabrin yerle bir yapılmasını emir babı ....................... ....... 148
(32) Kabrin kireçle yapılmasının ve kabir üzeriJle bina kurulması-
nın nehyedilmesi babı ................. . ...................................... . 149
410 SAH!H-t MUSLIM

SAHiFELER
(33) Kabir üzerine oturı:nanın ve kabre doğru namaz kılmanın neh-
yedilmesi b8.bı ..................... ,,.,;:; ...................... �...................... 150
(34) Cenaze na�azının mescidde kıl�nması babı ........................ 151
(35) Kabirlere girildiğinde söylenecek söz ve içlerinde yatanlara dua
etme b8bı .. ................................... . ....................... ........... .. . 153
(36) ·Peygamber (S)'in, annesinin kabrini ziyaret etmek hususunda
Aziz ve Celil olan Allah'dan izin istemesi babı .... ................. 156
(37.) Kendi kendini öldürene cenaze namazı kılmayı terk babı 158.

12 - KiTABti'Z-ZEKAT

(1) Onda bir yahut yirmide bir nisbetinde (zekat) vergisi olan
mahsuller b8.bı . . ... ... ..... ... .... . ................... . ... . ........................ 162
(2) «Müsliman kişiye hizmetçisi (kölesi) için ve atı için zekat yok-
tur» babı .............·................................................... ........ . . .. . . 163
(3) Zekatı, mµddeti gelmeden önce vermek ve zekatı men etmek
hususlarında b8.b ............................................................ � · .. .. 164
(4) Müslimanlar üzerine hurma ve arpadan fıtır zekatı vermenin
vucubu b3.bı ...................................... ........ . ...... . .................. 165
(5) Fıtır zekatını bayram namazından evvel vermek. emri babı ... 168
'(6) Zekatı men edenin (vermeyenin) günahı babı . ..................... 170
(7) Zekat toplayan me'murları (işlerini kolaylaştırmak suretiyle)
hoşnud etmek babı ...................................... ............... .... . ..... 179
(8) Zekatı vermeyenlerin ukubetinin ağırlığı babı ..................... 180
(9) Sadaka vermeyi tergib babı ................................................ 182
(10) Mallan biriktirib hapsedenlerle bunlar· üzerindeki günahın
ağırlığı hakkındaki bab ..·....................................................... 184
(11) Allah yolunda infak etmeye teşvik, infak edene de verdiğinden
fazlası ile müjdeleme babı ......................................._....... ..... 186
(12) .Aile ferdlerine ve eli altındakilere infak etmenin fazileti ile
onlan telef ve helake sürüklüyenin yahut onlardan nafakalanm
hapsedenin günahı babı ................. ..................................... 188
(13) İnfaka, evvela kendi nefsine, sonra aile ferdlerine, sonra hısım
ve akrabalarına ihsan ile başlama babı ..........'....................... 189
(14) Akrıbalara, zevc'e,' çocuklara ve ana-babaya müşrik olsalar bile
nafaka ve sadaka vermenin fazileti babı ............................... 190
(15) Ölmüş kimse namına yapılan sadaka sevabının ölüye ulaşması
"babı ·······················································l···························· 195
(16) «Sadaka» kelimesinin her nev'i iyiliği ifade eder bir isim oldu-
ğunu beyan babı .......................................................�.......... 196
lçtNDEKlLER 411

SAHiFELER
.
(17) Malını infak eden ve infak etmeyib tutan hakkında bab ....... 200
(18) Sadakayı kabul eden kimselerin bulunamaz olacakları zamandan
önce sa�aka vermeye teşvik babı ........ ................. .............. 201
(19) Halal kazançtan olan sadakş�n kabulü ve büyültüb çoğaltıl-
ması babı ........................ .......... ............ ............................. . . 203
(20) Bir hurmanın yarısı ile veya güzel bir söz ile de olsa sadaka
yapmaya teşvik ve s�dakanın ateşten koruyan bir perde olması
b8bı .............................................. ....... . .................. . . . . . . . . .. . . 205
(21) Ücretle hamallık ederek kazancından sadaka verme, az bir şey
tasadduk edeni de. küçümsemekten şiddetle nehy . babı ......... 209
(22) Sağmal hayvanların bir müddet • sağılıb tekrar iade edilmek
füz:ere artyet verilmesinin fazileti babı ................................. 210
(23) Cömert ile cimri kimsenin misali babı ................................. 211
(24) Sadaka, laik olmayanların eline düşse de, sadaka veren için
sevabın sabit olması babı ............................... .................... 213
(25) Emniyetli vekil, mal sahibinin malından, kadın da kocasının
evinden, bunların sarih veya örfi izinleri ile ve ifsad edici ol­
maksızın .sadaka verdiklerinde vekil ile kadına da sevab olması
-
b8bı .............................................-....................................... 214
(26) Hizmetçinin, ef-endisinin malından infak etmesi babı ............

I
216
(27) Hem sadaka vermeyi, hem de hayr ame�lerini cem' edenler babı 218
(28) İnfak etmeye teşvik, sayıb tutmanın keraheti' babı ............... 220
(29) Az bir şeyi hakir görülür diye sadaka yapmaktan çekinilıniye-
rek az da olsa sadaka vermeye teşvik babı ........................... 221
(30) (Nafile) sadakayı gizli vermenin fazileti babı ..................... 222
(31) Sadakanın en faziletlisi sıhhatlinin ve mala çok düşkün kim-
senin sadakası olduğunu beyan babı ............................-........ 223
(32) Yüksek elin alçak elden hayırlı olduğunu ve yüksek. elin infak
eden, alçak elin de alan elden ibaret bulunduğunu beyan babı 224
(33) İstemekten nehiy babı ................................................. �....... 226
(34) «Miskin, kendini geçindirecek şeyi bulamıyan ve kendine sadaka
verilebilmesi için zarurette olduğu da bilinmiyen kimsedir» babı 228
{35) İnsan için dilenmenin çirkinliği babı .................................... 229
(36) İstemek, kendileri. için haram olan kimseler babı .................. 281
(37) İstemek ve hırs gösterme olmayarak kendisine bir şey verilen.
kimse için bu ihsanı almanın mübahlığı babı ..................... 111
(38) Dünyaya hırsla bağlanmanın keraheti ba�>1 .......................• 111
(39) «Adem oğlunun iki vadisi olsa bir üçüncüsünü de ister• blbı ar,
(40) «Zenginlik mal ço�luğundan değildir» babı ............. : ......... , 111
412 BAHIH•I MUl:IUM

SAHiFELER
( 41) Açılacak dünya çiçeklerinden (ni'met ve servet bolluklanndan)
korku duyma b8.bı ............................................................... 240
(42) İstemeyib afif kalmanın ve sabretmenin fazileti babı ........... . 243
(43) İhtiyaca kafi gelib, bundan artık ve eksik olmayan şey ile ka-
naatkarlık hakkında hah ...................................................... 244
(44) Çirkin ve kaba bir surette istiyene atiyye vermek bat?ı ......... 245
(45) İmanında sebatından endişe edilen kimselere (imanını sağlam-
laştırmak maksadıyla) atiyye verilmesi babı ........................ . 248
(46) Kalbleri İslama alıştırılanlara atiyye verilmesi, imanı kuvvetli
olanların ise (atiyyeye karşı) sabırlı davranmaları babı ......... 250
(47) Haricilerin ve sıfatlarının zikri babı ................................... . 259
(48) Haricilerle kıtale teşvik babı ............................................. 268
( 49) «Hariciler insanların ve hayvanl�rın en şerlileridirler» babı ... 273
(50) Resulullah (S)'a ve Haşim oğulları ile Muttalib oğullarından
ibaret olan aile soyuna zekatın tahrimi babı ........................ 275
(51) Peygamber ailesinden olanların sadaka üzerinde me'mur olarak
çalıştırılmamaları hahı ................. ; ...................................... . 278
( $2) Hediyyeyi veren, verdiği hediyyeyi sadaka yolu ile malik olsa
bile, peygambere, Haşim oğullarına ve Muttalib oğullarına he­
ctiyye almalarının mübahlığı; kendisine sadaka verilen kimse
sadakayı eline aldığı zaman o şeyde sadaka vasfı zail olub, artık
sadaka almak haram olan kişilerin her birine helal olacağının
beyanı hahı ..........: ............................................................. 282
(53) Peygamberin hediyyeyi kabul ve sadakayı r�ddetmesi babı _... 284
(54) Sadakasını getirib veren kimseye dua edilmesi babı ............. 285
(Ş5) Bir haram istemediği müddetçe _nie'mura hoş muamele yapmak
bElbı · ................................................................................ . 286

13 - KİT.ABU'S-SİYAM

( 1) Ramazan ayının fazileti bahı ............................................. 287


(2) Hilalin görülmesi ile ramazan orucunun vucubu ve hilal evve­
linde yahut sonunda bulutlanırsa ayın sayısının otuz güne ta- ·
mamlanacağı babı ................. �......................... .................... 288
(3) «Birgün ve iki gün evvelden oruç tutmak suretiyle Ramazanın
önüne geçmeyiniz» babı .............. ........................... . ............ 294
(4) «Ay yirmi dokuz gün olur» babı ··.......................................... 294
(5) Her bir belde halkı için kendi rü'yetleri bulunduğunu ve halk
bir beldede hilali gördüklerinde bu görüş hükmünün kendile­
rinden uzak beldeler hakkında sabit olmayacağını beyan babı 297
tçtND!KlLER 413

SAHiFELER
(8) Hilalin büyüklük ve küçüklüğüne itibar olunmadığını, Allahu
Teala'nın hilalin görülmesi için ona imdad buyurduğu, bulutlu
ve puslu olursa otuza tamamlanacağını beyan babı ............... 298
(7) Rasulullah (S) ın: «İki bayram ayları noksan olmazlar> sözü-
nün ma'nasını beyan babı ..... ........... ................................... 299
(8) Oruca girişin fecrin tuluu ile kesinleşeceği, fecrin tulu.una kadar
yemek ve diğer fiilleri yapılabileceği, oruca girme, sabah na­
mazının başlaması ve daha başka hükümlerle ilgili olan fecrin
sıfatını beyan babı ....................................................'........... 300
(9) Sahur yemeğinin fazileti, müstahablığının te'kidi ve sahuru geç
yiyip iftarı ta'cil etmenin müstahablığı babı .. .. .................... 306
(10) Orucun bitmesi ve gündüzün çıkması vaktinin beyim babı ... 309
(11) Oruç tutarken, bir günün orucunu arada yeyip içmeksizin diğer
günün orucuna eklemekden nehiy babı ................................. 311
(12) Oruçlu iken öpmenin, şehveti harekete geçmeyen kimselere ha-
ram olmadığını beyan babı ....... ............................................ 315
(13) · Cünüb olduğu halde üzerine fecr tulu' eden kimsenin orucu tut­
masının sahihliği babı ................................ ......................... 319
(14) Ramazan gündüzünde or�cluyu cima yapma haramlığının ağır­
lığı, bunda büyük keffaretin vacib olacağı, bu keffareti� beyam,
bunun zengin ve fakire vacib olub, fakir hakkında muktedir
oluncaya kadar zimmetinde sabit olacağını beyan babı ......... 322
(15) Ramazan ayında yolculuğu iki merhale ve daha fazla olduğunda
ma'siyette gitmeyen yolcuya oruc tutması ve tutmamasının ce-
. vazı, zararsız olarak takat getirebilene oruc tutmasının, kendine
meşakkat olana da oruc tutmamasının daha faziletli olduğu babı 327
(16) Seferde oruç tutmayan k�msenin, işleri üzerine aldığı zaman
A•1 o1acagı
naı "" ecır . b"ba ı ............................................................ 322
(17) Sefer halinde iken oruc tutmak ve tutmamak hususlarında mu-
hayyer kılınması babı ......................................................... 333
(18) Arefe günü hacıya oruc tutmamasının müstehablığı babı ...... 336
(19) .Aşura gününün orucu babı · ................................................ 337
(20) A.şura orucunun hangi gün tutulacağı babı ............_. .............. 346
(21) «Aşurada yemek yemiş olan artık gününün bakiyesinde yemek-
ten el çeksin» babı ............................................................... 348
(22) Ramazan ve kurban bayramı günlerinde oruc tutmaktan nehiy
babı ............. ............. . .............................................. . .. .. . . .. . . 349
(23) Teşrik günlerinde oruc tutmanın tahrimi babı ..................... 352
(24) Tek olarak yalnız cumua günü oruc tutmanın kerahatı babı .. . 353
(25) Oruca gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul, doyumu fidye
414 SAH!H-t MUSLİM

SAHiFELER
. vardır» ayetinin «sizden her kim bu ay şuhudda - yani ha-
zarda - ise onu ortic tutsun... » ayeti ile tafsilinin beyanı babı 354
(2&) Ramazan orucunun Şa'ban ayında (dahi) kaza edilişi.babı ... 355
(27) Ölmüş kimse adına oruc ödenmesi babı ..._........................... 356
(28) «Oruçlu iken bir yemeğe çağrılan kimse, ben oruçluyum desin>
bii.bı ............................ . .......... . . ... ... .. . ........ . ......... ..... . ... .. . . 360
(29) Orucun fa�ileti babı ........ . .............. .... . .......... ................. ..... 361
(30) Zararsız ve hiç bir hakk kaçırmayarak oruca muktedir olan için
Allah rızası yolunda oruc tutmanın fazileti babı .................. 364.
(32) Gündüzleyin zevalden evvel niyyet etmekle nafile orucu tut- ·
manın ve nafile orucu tutanın da özürsüz olarak orucu bozma-
sının cevazı babı ...... . . .......................... . ................ ............. .. 365
(33) Unutan kimsenin yemesi, içmesi ve cinsi münasebet etmesi oru-
cunu bozm.az b8.bı ............................... .............. . ................. 366
(34) Peygamber (S) 'in Ramazan haricindeki orucu ve (az da olsa)
hiç bir ayı orucdan hali kılmamanın müstehabhğı babı ......... 367
(35) Oruc sebebiyle zararlanan yahut oruc yüzünden bir hakkı yerine
getirmeyen, iki bayramda ve teşrik günlerinde iftar etmeyen
kimseyi devamlı oructan nehiy, bir oruc, bir gün iftar etmenin
de faziletini beyan babı ..... ................................................. 371
(36) Her aydan üç gün ve Arafe, aşura, pazartesi, perşembe günle-
rinde. oruc tutmanın müstehablığı bAbı ....................... .......... 382
(37) Şa'ban ayı «surer»inde (ortalarında yahut sonlarında) oruc tut-
m.ak b&bı ............... .......... .... .................................... ........ . . 386
(38) Muharrem orucunun fazileti babı ....................................... 388
(39) Ramazaıia tabi' kılarak şevvalden altı güri oruc tutmanın müs-
tehablığı ....... . ............................................. ........... ......... . .. . . 389
(40) Kadir gecesinin fazileti, aranmasına teşvik, yerini ve arama
vakıtlarının en ümidlisini beyan babı . .. .. ....... .............. ....... 390

14 - KiTABU'L-İ'TİK.AF

(1) Ramazandan son on günde i'tikaf babı ................................. 401


(2) İ'tikaf et�ek isteyen kimsenin i'tikaf yerine ne zaman gireceği
babı .......... ............. ................................................. .. .. . .. .. . 403
(3) Ramazan ayından son on günde (ibadete) daha fazla çalışıb
ğayret sarfetme babı ............................................................ 404
(4) Zu'l-hıccenin (ilk) on gününde oruc tutma babı ....... ........... 405

You might also like