Professional Documents
Culture Documents
Va_kfı Yayınları: 1
I. KUR'AN SEMPOZYUMU
va·yma J:Iazırlayanlar
· Fevzi Özkan
Sulcyman Köksoy
. ' . •1
1 Doç..Dr. M.Sait Şimşek, Kur'an'ın Anlaşılmasında lki Mesele~ (Yöneliş Yay. İst, 1991),
s. 35-39'dan naklen
2 Ay.
3 A.~.e; s. 33.
4 .
A.g.e; s.35.
/.
Müteşabihat: Değerlendirmeler ve Yeni Bir Yıiklaşım Önerisi 36.9
l .örnek olaı·ak bkz: et-Taberl, Cami'ul-Beyan_.. (Mısır, 1373), III. 113 v.d:; İbn'ul-Gevzi,
Zad'ul-Mesir_.. (O.mesk, 1385) [351 v.d; en-Neseft, Medari.ku't-Tenzil, I.146; er-Razi,
Mefatihu'l-Gayb, (İstanbul; 1308), 11.54.5, vd . .Aynca gerek Türkçe, gerek yabancı diller-
deki Kur'an-ı Kerim mealierine de bakılabilir. ·
370 I. Kur'an Sempozyumu
ması gerekir. Şür dilinin her çeŞidind~ görülen bu ortak özelliğe, cahiliyye
de~ Arap şiiri de yabancı değildi (...): (Ş~) can şM_o~ı_ g~c.eyi, ~Y~anJi§.~e
ağır· ağır doğrulan bir hayvana b~nz.etir (... ). Burada herhangibir k~şıklığın
ortaya 'çıkma tehliResi sözkonusu değildir; çünkü gecenin ne olduğunu ve onun
bır hayvan olmadığını hepimiz bilmekteyiz. Fakat baldonda konuşulan şey, in-
sanın alışligeldiği anlamda duyunun konusu olmaktan uzak ise (ya:ni duyu tec-
rübesinden elde edilen çıkarımların dışinda kalan birşey olursa) o zanian :güç-
lük kendisini hissettirir. Sözgelişi insan 'Allah'ın el (yed)i' şeklindeki sözleri
nas.ıl anlayacaktır. ı Başka bir ifadeyle, insan zi~ninin geçmiş tecrübeler_ e1 yani
z.i hne daha önce kaydedilmiş alg1ve idraklere ~aY.arimaks~:n·faıiliyet göster~-
meôiğini gözönünde bulunduracak .ô lurs.ak çok önemli bir.soru ile karşı karŞıya '
geliriz': 'Madem ki dinin metafizik kavr.amları -:-tabiafıi:ıın özelliğinden do~.
'layı- insanın müşahade ve tecrübelerinin sı~laı:ı ötesindeki bir alemle ilgili-
dir, o halde bu fikirler bize baş~ıyla nasıl aktarılabilirler? 'Tecrübi olarak
ulaşmış olduğumuz algılar alanımızdan kısmen bile olsa, karşılığını bulama-
dığımız fikirlerio iliatası bizden nasıl umulabilir?' Bunun cevabı bellidir: İğrHi
tasvir (istiare)lerle... veya· Zemahşeri'nin 13, Ra' çi, 35'in tefsirinde ifade ettiği
gibi 'sembolik bir tasvir' yoluyla: Müşahade sahamızın dışında kalanları, mü- ·
şahade edebildiklerimizle temsil ederek (..1.>-L!..i ~ ~ ....,..~ \.1..~) ve işte · ·
Kur'an'da, kullanıldığı şekliyle müteşabihat kavramının hakiki.imanası- da bu-
d ur. 2 '
. -
ı Doç. Dr. M. Sait Şimşek, K~r'an'ın Anlaşılmasında İki Mesele, s. 49'dan bazı kısaltma
ve değişikliklerle. · ·
Mü:teşabihat: Değerlendirmeler ve Yeni Bir Yaklaşım Önerisi 373
tışmalara girmiş olmaları, Kur'an'ın esas üzerinde durulması gerek~n l
'muhkem' aye,t lerinin aleyhine olmuştur. 1
Bu sebeple bizce günÜmüz müslüman aydıruna düşen, onun ·!muhk~m' ·
ayetler üzerinde yoğunlaşması, bu ayetlerde bize sunulan öğretilerd~n hare-
ketle, İslam' ı ahlak merkezli bir toplum-projesi, bir hayat tarzı, bir dünya gö-
ıiişü olarak insanl~ğa sunmaya çalışmasıdır. Böyle yapılmayıp da &deta
Kur'an'ı entell~ktüel tatmin aracı olarak gören bir yaklaşımla 'müteşabihat'a
ağİrlık verilir, esas üzerinde durulması gereken 'muhkem§,t' ikinci plana iti-
lirse, tarihte başımıza gelenleri tekrar yaşamamız kaçınılmaz olur. 'Müslüman
bir delikten iki defa sokulmaz' (Bir defa işlediği hatayı . tekrar işlememelidir)
kuralı uyarınca, geçmişteki hatalara düşmekten sakınarak, insanlığa İslam'ın .
mesajını sunma yolunda bıkıp sunmadan hummalı bir çaba içersinde olmamıZ
gerektiğini söylemeye bilmem gerek var n;u?.
. .
. Son· söz: Unutmayalım ki İslam dünyası dahil, insanlık bizden birşeyler
beklemektedir. Teşekkür ederim. ·
Oturum Başkanı Prof. Dr. Mehmet Aydın: Kırbaşoğlu hocaya ben de
teşekkür ediyorum. Halcikaten zor bir konu.. Başı11-da da söylediiJ?., ama ~or
olaruar genellikle daha velud oluyorlar, daha doğurgan oluyorlar. Bu bakımdan
halcikaten asırlardır üzerinde çaiışilmış bir' konu ve gittikçe ·de daha çok çalı-
. şılıriaya mevzu ol~bilecek bir konu gibi görünüyor. Son ·30-40 senede felsefede
ortaya çıkan yönelişler fikir hareketleri var. Onlar bu üzerinde "durulan
konuyu (dil ve ifade. kqnusunu), arka-plandaki ontoloji ve varlık konusunu
güıideme getiriyor tapii. Özü. şu: Mahiyeti itibariyle tamamen farklı olan iki
varlık arasında bir bağlantı kuruluyor; yani Allah · ile İnsan arasında bir
mahiyet farkı var. Bir derece farklılığı değil bu v~ 'Qu iki .varlık arasında vahy
ile bii- bağ!antı kurüljii_ôr·ve ·o bağlan~ı bizde İslam dininde Kitab ile oluyor,
-Kel·am ile, Söz· ile oluyör: Halbuki hristiyanlıkta · daha ziyade Hz. İsa'nııi
~a·trsiyeti-oneriiTfdir;.,.yalif hristiyanlıktaki Hz. İsa'ya bizde Kur'an tekabül
ediyor. Çünkü orada Allah'ın iradesi kişi olarak -mevcut . hristiyanlığı
kastediyorum, bizim anladığımız yorumladığıniız hristiyanlık değil-'- tezahür
ediyor, dolayısıyla · mevcut hristiyanlık Allah'ın .alem -ile temasını İsa ile
kuruyor. Bu dünyaya gelen, ulUhiyyet yanı olan bir varlık. Halbuki bizde bu
diyaloğU, irtibatı kelam (Kelam-ı Kadim) kuruyor. Bu anlamda da Hz. İsa ile
ilgili ne kadar derin ve çetrefilli tartışma · varsa hemen hemen bir yönüyle
bizim kültürüroüzde de Kur'an-ı Kerimle ilgili -öylece derin değerlendirme
. 1 (Kur'an'ın muhkem ve müteşabih olmak üz~r~ iki kısma ayrılması) son derece önemli
bir nokta olduğu halde, eski olsun, yeni olsun geniş tefsir yazanların çoğu bu noktayı
kavrayamamışlardır. Bunun sonucu olarak da mıihkein: ayetlerden çok. müteşabih ayet-
lerle veya aracı ve destekleyici nitelikteki konular üzerinde durmuşlardır. O kadar ki
(adeta) ayet tersine çevrilmiş ve bu hususlar temel kon!Jlar. haline gelmiştir. Bu da bir-
takım problemler~, çelişkilere, zihinlerin karışmasıiıa, Kur'an'ın tartışmalara maruz bi- .
r!lk.ıl.masına, kudsiyet ve amacı· -(dine) davet, nasihat, doğru yolu gösterme ve yaşama- .
dışına çıkarılmasına; onun bir tarih ve sanat kitabı; kabulü ve reddi, çelişkilerin ortaya
konması ve karşı çı..kılması mümkün olan birtakim nazariyeler kitabı haline sokulma-
sına yol açmıştır ki bunun ne faydası vardır, ne de böyle yapmakta zorunluluk sözkonu-
nusudur. Muhammed İzzetDerveze, et-Tefsir'ul-Hadi.s, (Mısır, 1962), 1. 7 (Dipnot)
374 'ı. Kur'an Sempozyumu
yapıyorum- tartışmalar var. Arkadaşımız haklı olarak temas ~tti: Allah insari
ile temas kurarken insanin vasıtasını, aracını kullanıyor, dil olarak Ar?pça'yi
kullamyor. Bazıları laf olsun diye 'Kur'an Arapça değil Rabça'dır' diyorlar, ama
aldırmay}n siz oqİara; zira Kur'an kendinin Arapça olduğunu zaten söylüyo_ r,
· Qur'anen Arabiyyen diyor. Zaten bu form itibariyle değil, dil itibariyle evvela .
.Yani. mahiyetinden, içeriğinden ziyade._ifade tarzıdır burada sözkonusu olan.
Dolayısıyla Kur'~n-ı Kerim gelmeden önce o dil zaten vardı. Kur' an, ayet yok~ ·.
ama dil vardı. O .dil kullanılınca, o dille ilgili 'her türlü şey' insanı kurtarıyor
bazen. Adını koymak istemiyorum; 'her türlü güçlük, sıkıntı, problem' demek .
istemiyorum. Her neyse. 'Her. türlü· şey' ister istemez . orada . da var~
Tartışılmasının .sebebi o. Başka türlü bağ kurmak mümkün değil. Kelam ile
kurulan bağ, ister istemez o kelam'ın ortaya çıkardığı birçok meseleyi üz~rinde
durulması mecburi bir mesele durumunu ortaya çıkarıyor. Bu bakımda:n zor
bir konu, fakat gittikçe her halükarda İslam dünyasında heyecanla tartişılan
bir koıiu. Bilhassa ·Post-Modernizm denilen akım, hermenötik akımlar daha
ziyade bu türden bir söyle~ ön planda ~utuyorlar. ·
Zannediyorum önümüzdeki yıllarda İslam. dünyasınd~ da çok zengin bir li-
teratür ile karşı karşıya geleceğiz. Benim bilepildiğim ~adarıyla 17 tane öğreiı~
cimiz. -Pakistan'dan, Türkiye'den-:-· b~ dil ağırlıklı çalışmaları yapıyorlar.
Mesela iki tan~si Hermenötik çalışıyor. Biri ben'iıp asistanım -çalışması biti-
·:yor ve bu sene dönecek- ağırlıklı olarak 'din hermenötiği' Çalışıyor; yani müte-
·şabihat'ın 'felsefeye yansımasıdır bu. Ayrıca Pakistan'dan üç-d_ ö rt delikanlı.
-iki~i ABD'de, ikisi İngiltere'de- çalışma yapıyor: Geçenlerde birlikte.
toplantı yaptığiiİllZ için konularını biliyorum. O bakımdan bunların çalışmaları
bittiği zaman bu müteşabihat kop.usu zannediyorum felsefede önemli olan
birtaJom şeyleri de· beral2,erinde getirecek. Benim kanaatimce de •Çok daha
zengin .çok daha ferahlatıcı bir .çalışma ortamı, zemini ortaya çıkac~ktır.
Türkiye içi ve dışı ayrımı yapılmaksızın kominikasyon hepsini birleştirdi.
Hakikaten rahatça Malezya'daki doktora çalışmalarını bile rahatlıkla . takip
edebiliyorııZ . . Gençlerin=hangi konularla ilgilendiklerini, hangi konuları
-aldıklar.ını biliyoruz, hatta bazen yönlendirerek kendilerine ·yardım . ·
edebiliyorı,ız. 1Siz bu konuları çalışın, biz. bunları çalışalım' diyoruz. 'Sizin .
çalışmalar~nız . şeriat nitelikli, bizimkiler sekiller ağırlıklı olsun, sonunda
birleştirelim bakalım ne ortaya çıkacak?' O bakımdan ·b'en .bu genç
arkadaşlarımızın fıkir dünyaı:nıza taze bir kan getireceğine inanıyorum.