You are on page 1of 7

MAKALE

SOVYET ZİHİNBİLİMİ FREUD TEORİSİNDEN NEDEN VE NASIL


UZAKLAŞTI?
Cem Taylan Erden
Uzm. Dr., Psikiyatrist, Antalya
E-posta: cemtaylanerden@gmail.com

ÖZET WHY AND HOW DID THE PSYCHOLOGY IN THE SOVIET UNION
DISTANCE FROM FREUD’S THEORY AND PSYCHOANALYSIS?
Sovyetler Birliği tarihin tozlu raflarında yerini alalı ne-
redeyse 30 yıl olacak. Ama yetmiş küsur yıllık tarih içe- ABSTRACT
risinde yaşananlar eğrisiyle doğrusuyla tartışılıp bir kö-
şeye konamıyor bir türlü. Çünkü kavga bitmedi henüz, It will be almost 30 years since the Soviet Union took its
tarihi ileriye götürmek isteyenler ile çeşitli sebeplerle place on the dusty shelves of history. However a proper
istemeyenler arasındaki çekişme devam ediyor. Aslında discussion on Soviet history still seems impossible. Be-
geçmişe dair bir tartışmanın nesnesi gibi gözüken bu cause the fight is not over yet, and the conflict between
olguyu tartışma biçimi ve aldığımız pozisyon, geleceğe those who want to take history forward and those who
dair bir tartışmanın saflarını belirliyor. Freud’a ve psi- do not for various reasons continues. In fact, the way we
kanalize dair de halen oldukça yoğun tartışmalar yürü- discuss this phenomenon, which seems to be the object
tülmektedir. Bu tartışmalardan bir tanesi de Sovyetler of a discussion about the past, and the position we take
Birliği ve psikanaliz ilişkisine dairdir ve ilgi çekmekte- may be determining the ranks of a discussion about the
dir. Bu ilgi temel olarak Sovyetler Birliği’nde yaşananla- future. There is also an intense debate on Freud and his
rın olumsuzlanması üzerine kuruludur. work on psychoanalysis, and the intersection of these
two issues, Soviets and psychoanalysis, is still interes-
Sovyetler Birliği’nde psikiyatri uygulamaları ve psikolo- ting. This interest is mainly based on defamation of So-
jinin tartışma konuları sosyalist ekonominin ihtiyaçla- viet experience.
rına göre şekillenmiş, ilk kuruluş yıllarında sosyalizmin
yeni insanının yetiştirilmesine katkıda bulunacak çalış- While the issues of psychiatry and psychology practices
malar ön plan çıkarken; sosyalist ekonominin kök sal- in the Soviet Union were shaped according to the needs
ması ile birlikte çalışmalar meslek seçimi, personel eği- of the socialist economy, studies that will contribute to
timi, psikoloji, fizyoloji, psikohijyen, psikoprofilaksi ve the training of the new person of socialism in the first
emeğin bilimsel organizasyonu üzerine yoğunlaştırıl- years of foundation were prominent. With the socialist
mıştır. Bu tartışmanın ele alınış biçimi Batı dünyasının economy taking root, studies are focused on career cho-
politik ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir. İkinci dünya sa- ice, staff training, psychology, physiology, psychohyge-
vaşı sonrasında faşizmi yenilgiye uğratmanın prestiji ile nesis, psychoprophylaxis and the scientific organization
Sovyet modeli yoğun bir ilgi ile takip edilmiş, 1970’lerin of labour. The way this discussion is handled has been
ikinci yarısından itibaren başlayan emperyalist liberter shaped by the political needs of the Western world.
saldırganlıkla birlikte ise Sovyetler Birliği’ne bir deli With the prestige of defeating fascism after the Second
gömleği giydirilmeye çalışılmıştır. World War, the Soviet model was followed with intense
interest, and with the imperialist libertarian attack that
Bu makale Sovyet psikiyatrisi ve psikolojisinin tarihsel started from the second half of 1970s, a straitjacket was
ve nesnel nedenlerle Freud teorisine ve psikanalize me- tried to be dressed in the Soviet Union.
safeli kaldığını tartışmayı amaçlamaktadır.
Main aim of this article is to discuss the historical and
Anahtar kelimeler: Sovyetler Birliği, psikiyatri, psikolo- objective reasons underlying the distance of Soviet psy-
ji, psikanaliz, Freud chology from Freud’s theory and psychoanalysis.

Key Words: Soviet Union, psychiatry, psychology, psy-


choanalysis, Freud

SOVYETLER BIRLIĞI VE PSIKANALIZI BIRLIKTE TARTIŞMAK bu durum meseleye bir gizem de katıyor olabilir ki bu
NEDEN ÖNEMLI: STALIN FREUD’A NEDEN KÜSTÜ? gizem, insanın kendini keşfetme serüveninin güdüle-
Freud ve psikanalizle ilgili neredeyse tüm kitap adları, yicilerinden biri olarak ele alınabilir. Diğer yandan bu
ortasından iki nokta ile bölünmüş iki kısımdan oluşur. katmanlı başlıklar konunun derinliğine, özün ulaşıla-
Bu Freud’un altını çizdiği “bilinç ve bilinçdışı” ikiliğine mazlığına işaret ederek okurun yetersizlik duygularını
belki de bilinçsizce yapılan bir gönderme gibidir. Hatta tetikleyebilir, eleştirel bir tartışmanın önünü tıkayabilir.

222
Bu yazının güdüleyicisi insanın eşitlik ve özgürlük mü- FREUD’ UN POLITIK DÜNYASI VE TERCIHI
cadelesinin özgün bir uğrağı olan reel sosyalizm döne- Freud’un hayatının ve eserlerinin şekillendiği politik
minin üzerindeki gizemi aralamak ve özellikle psikiyat- coğrafya ve zaman dilimi burjuvazinin kesin bir zafer
ri ve psikoloji alanlarında reel sosyalizme giydirilen deli duygusu içerisinde olduğu, uygarlığın doruklarına yak-
gömleğinin bağlarını çözmeye çalışmaktır. Batılı kay- laşıldığı düşünülen bir “cennet krallığı”dır. Bu krallıkta
naklarca dönemin ideolojik ihtiyaçlarına göre giydirilen Avrupa burjuvazisi işçi sınıfı ile mücadelesini geçici de
bu deli gömleğinin ötesine bakabilmek ve bu veriyi yine olsa kazanmış gözükmekte, ulusal birliğini tamamlayıp
eşitlik ve özgürlük mücadelesi için yararlı hale getirebil- sömürgeler sorununu yine geçici olarak çözmüş gibi
mektir (Erden ve Binbay, 2018). Bu tartışma gizemli ve hissetmekte ve sonsuz bir saadet içerisinde yaşayaca-
çok katmanlı olmak zorunda da değildir, belki de sınıfsal ğını ummaktadır. Stefan Zweig 19. yüzyıl sonlarında, bu
bir perspektiften oldukça basit biçimde yürütülebilir. ekonomik ve politik istikrar yıllarında, sigortacılık sek-
törünün altın çağlarını yaşadığını anlatır (Zweig, 2013).
Sovyetler Birliği tarihin tozlu raflarında yerini alalı ne-
redeyse 30 yıl olacak. Ama yetmiş küsur yıllık tarih içe- Freud işte bu “muasır medeniyet”in içine doğar, burada
risinde yaşananlar eğrisiyle doğrusuyla tartışılıp bir kö- üretir, yazar ve bu medeniyetin insanlarını tedavi eder.
şeye konamıyor bir türlü. Çünkü kavga bitmedi henüz, Bu cennet krallığı illüzyonu yıkıldığında ise yine bu me-
tarihi ileriye götürmek isteyenler ile çeşitli sebeplerle deniyetin yaralarını anlamaya ve onarmaya çalışır. Dü-
istemeyenler arasındaki çekişme devam ediyor. Aslın- şünce dünyası başka türden bir medeniyet ihtimaline
da geçmişte kalmış bir tartışma gibi gözüken bu olguyu sonuna kadar ve ısrarla kapalıdır.
tartışma biçimi ve aldığımız pozisyon, geleceğe dair bir
tartışmanın saflarını belirliyor. Bu nedenle önemli. Ernest Jones’un, resmi Freud biyografisinin yazarı ve
Freud’un son yıllarından itibaren psikanaliz hareke-
Benzer bir tartışmanın Freud ve psikanaliz için de ge- tinin Batı dünyasındaki temsilcisi olarak anlattıkları
çerli olduğu söylenebilir. Didik didik edilen (Teber, kayda değerdir. Freud’un oldukça uzun süren nişanlılık
2015) ve adeta kendi silahıyla defalarca vurulan bir döneminde karısını ulaşacaklarına emin olduğu güzel
bilim insanı ve onun şekillendirdiği teorik çerçeveyi bu gelecekten önceki zor bir döneme “Churchillvari” bi-
kadar farklı yönleriyle tartışmak insanoğlunun düşünce çimde hazırlayabildiğini yazan Jones (2004:158), iler-
dünyasının huzursuzluğunu ortaya koyuyor. Freud’un leyen sayfalarda şöyle bir anı aktarır:
annesi, babası, karısı, kız kardeşleriyle ilgili yazılmış
ciltlerce eserin olduğunu biliyor muydunuz? Veya am- “Freud yakınlarda ateşli bir komünistle görüştüğü-
casının hangi suçlardan cezaevine girdiği tartışılan baş- nü, yarı yarıya Bolşevizm’e döndüğünü söyleyerek
ka bir bilim insanı tanıyor musunuz? Freud kadar ya- beni şaşırttı -kendisine, Bolşevizm’in gelişinin bir-
şamı incelenmiş, çevresindeki bütün insanlarla ilişkileri kaç yıllık kargaşaya ve sefalete neden olacağı ve bu
araştırılmış, doğumundan itibaren bütün yaşam evrele- yılları evrensel barış, refah ve mutluluğun izleyece-
ri ayrıntılarıyla gözden geçirilmiş başka bir insan daha ği söylenmişti. Freud ise şöyle dedi: “Ona ilk yarıya
yoktur belki (Teber, 2004). Eserinden çok kendisi po- inandığımı söyledim.” (Jones, 2004; s. 540)
püler bir ikon haline gelmiş belki de tek bilim insanıdır.
Bunun neden böyle olduğu Freud ve eserinin özgünlüğü Görüldüğü gibi Freud politik açıdan tercihini net bi-
kadar bağlamın dinamikleri üzerinden araştırılmalıdır. çimde ortaya koymuş, Bolşevizm’in gelecekteki güzel
günlerle ilişkili olmadığı düşüncesini ifade etmiştir. Zor-
Bu iki olgunun kesişim noktası ise oldukça ilginçtir. As- luklar sonrasındaki güzel günlerin Churchill versiyonu-
lına bakılırsa ne Freud’un Sovyetlerde olup bitenle ne na inanmayı tercih etmiştir. Daha sonraki yıllarda ise
de Sovyetlerin Freud’un yapıp ettikleri ile pek bir ilgisi Sovyet Rusya üzerine yazdığı bir pasajda şüphesini doğ-
yoktu. İlk zamanlardaki sınırlı bir flörtün ardından, her rudan ifade edip, Bolşevizm’in geleceğine dair olumsuz
iki ekol de kendi özgün doğrultusunda ilerledi. Araların- yargısını üstü tevazu ile kapalı biçimde tekrarlamıştır:
da bir tür kan uyuşmazlığı olduğu da söylenebilir ama
zaman akıyor, bağlam değişiyor, Freud ve psikanaliz “Dolayısıyla bugün Avrupa ile Asya arasında uzanan
tartışmaları da Sovyetler Birliği’nde olup bitenin olum- büyük ülkede devam etmekte olan büyük uygarlık
suzlanmasının zemini olarak yeni bir işlev kazanıyordu. deneyi konusunda değerlendirme yapmayı kesin-
likle düşünmediğimi açıkça ifade etmeme izin verin.
Bu iki olgunun kesişim noktasını ana hatlarıyla ele alan Bu deneyin pratikte uygulanabilirliği konusunda
ve konuyu çağının bilimsel ve politik bağlamı içerisinde karar vermek, kullanılan yöntemlerin yararlılığını
tartışan bir başka yazıdan (Binbay, 2019) hareketle bu belirlemek veya planlanan ile uygulanan arasındaki
yazıda konuya dair bazı noktalarda Freud ve Psikanaliz kaçınılmaz uçurumun derinliğini ölçmek için gerekli
hareketi özelinde belirleyici olan politik motivasyonla- özel bilgiye de, beceriye de sahip değilim. Orada ha-
rın ayrıntılarına vurgu yapılacak, Sovyetler Birliği’nde zırlığı süren şey henüz tamamlanmadığı için, uzun
o yılların psikopolitik atmosferi tartışılacak ve yolların bir geçmiş temeli olan kendi uygarlığımızın bize
ayrıldığı zamanlardan sonra Sovyetler Birliği’nde psiko- sağladığı malzemeyle bir inceleme yapmaya elverişli
loji ve psikiyatrinin nasıl bir yol izlediği araştırılacaktır. değildir.” (Freud, 1930; s. 185)

MADDE, DIYALEKTIK VE TOPLUM | CILT 3 | SAYI 3 223


Freud aşağıda ayrı ayrı bazı örnekleri sıralanacağı üzere Freud insanlığa kızgındır. 1931 yılında Viyana’da Oscar
hayatının farklı dönemlerinde sol, sosyalizm, Bolşevizm Nemon tarafından Freud’un heykeli kalıba alınmış ve
ile karşılaşmış ve yukarıdaki paragrafta belirttiği üzere uzun yıllar sonra Winnicot’un çabalarıyla ve uluslarara-
mevcut düşünme araçları ile bu başlıklarda bir tartışma sı psikanaliz cemiyetlerinden toplanan bağışlarla bu ka-
yürütmemeyi tercih etmiştir. lıptan yapılan heykel Londra’ya, Freud’un öldüğü evin
birkaç sokak ilerisine dikilmiştir. Bu heykel için, heykel-
Freud gençlik yıllarında John Stuart Mill’in bir kitabını tıraşı Freud’un ışıltısında “insanın içine işleyen bir bil-
çevirir, bu kitabın bazı bölümleri emek, kadın özgürlüğü gelik ve hor görme” olduğunu yazarken, evin hizmetçisi
ve sosyalizm üzerinedir. Bununla birlikte Freud’un yine Freud’a heykeltraşın onu çok sinirli olarak yansıttığını
aynı başlıklarda liberal bir esinlenme içerisinde olmak- söylediğinde Freud “Ama ben zaten kızgınım” der, ve ek-
tan çok döneminin muhafazakâr tutumlarını benimse- ler: “İnsanlığa kızgınım”. (Ades, 2016)
diği farklı kaynaklarda tekrar edilir (Balogh, 1986).
Psikanaliz, Batı dünyasında özellikle dünya savaşları
Freud Rusya’da ortaya çıkan psikanaliz tartışma grupla- sonrasında artan bir ivmeyle kök saldı. Dünya yeniden
rını ölçülü bir sevinçle karşılamakla birlikte, sosyalizan paylaşılmıştı ve Batıda yeni bir kapitalist dünya kurulu-
Moskova grubundansa Ernest Jones’un da katkısıyla yordu; eski dünyanın insanı bütün köhnelikleri geride
Kazan grubunu önemseme eğilimindedir. Yine 1920’nin bırakmak istiyordu. Dünyanın farklı bölgelerinde psika-
ilk yıllarında Sovyet Rusya’daki özgün psikanalitik for- naliz cemiyetleri kuruldu. Freud ve eseri modern ve hat-
masyonlu okul projesi ile heyecanlanan ve bu projeyi ta postmodern çağın düşünce dünyasında belirleyici bir
destekleyen bir tutum içerisinde olmaz (Etkind, 1994). yer edindi. Bu bir sonuçtur ve nedenleri ayrıca tartışıla-
bilir ama aynı sonucun dünyanın farklı coğrafyalarında
Freud iç halkada yer alan ve kendisini sosyalist ve ko- aynı ivmeyle tekrarlanmadığı da dillendirilmektedir:
münist olarak tanımlayan Adler, Rank, Reich gibi çok
yakın çalışma arkadaşları olmasına ve özellikle Adler’in Psikanaliz, Batı’dan çıkmış ve o anlamda çok büyük
toplantılarda sıklıkla Marx’tan bahsetmesine rağmen ölçüde Batı-merkezli ve daha önce de bahsettiğim
Marksizm’e ilgi göstermemiş, eserlerinde Marksist tar- nedenlerle üst-sınıf yönelimli bir projeydi. Bu Batı
tışma başlıklarına atıfta bulunmamıştır (Breger, 2000). merkezli olması çok değişmedi. Dikkat ederseniz
Bahsi geçen üç kişi de psikanaliz hareketinden oldukça Doğu toplumlarında psikanaliz öyle çok yaygın ola-
şiddetli tartışmalarla ayrılmış, sonrasındaki üretimleri rak kök salabilmiş değil, çok yavaş ilerleyen ve çok
ve eylemleri ile psikanaliz hareketinin sol sapması sa- sınırlı çevrelere ulaşabilen bir faaliyet. (Paker, 2006)
yılabilecek bir konuma yerleşmişlerdir. Freud ömrünün
sonuna dek kendisine ihanet ettiğini düşündüğü bu ki-
şilere yönelik öfkesini korumuş, eserlerini yok saymış-
tır. Bu arada benzer bir durum psikanalizin sağ sapması SOVYETLER BIRLIĞI’NIN KURULUŞ YILLARININ
olarak tanımlanabilecek Jung için de geçerlidir. PSIKOPOLITIK ATMOSFERI
1917 Ekim Devrimi’nin ardından ülke uzun yıllar sü-
Elbette ki Freud’un Marksizm’le yakın ilişkide olmak recek bir iç savaşa sürüklenir. Bolşevik iktidarın yöne-
gibi bir zorunluluğu olmadığı açıktır. İfade edilmek iste- timde tutunabilmesi ancak ülkenin dört tarafında em-
nen Freud’un eserini bilinçli bir tercihin sonucu olarak peryalist kuşatmanın kırılması ve geniş bir coğrafyada
“muasır medeniyet” insanını ve toplumunu çalışmak ile yönetim aygıtlarının çeşitli kaynaklardan derlenen
sınırladığı, verilerini bu toplumdan elde edip çıkarımla- insan malzemesi ile yürütülmesi zorunluluğu ile müm-
rını bu toplumun geleceği üzerine inşa ettiği, yaşamının kün olmuştur. Bolşevik iktidarın ilk yılları toplumsal
ileri yıllarında sosyalizm gibi farklı medeniyet dene- yaşamın süreklilik kopuş diyalektiğinde sürekliliğin
yimlerine yönelik bir ilgi ve heyecan göstermediği, bu ağır bastığı yıllardır. Avrupa ülkelerinde gerçekleşmesi
yönde heyecan gösteren çalışma arkadaşları ile çeşitli beklenen devrim ile birlikte birçok şeyin değişeceği ve
sebeplerle ayrı düşüp eserlerine sırt çevirdiğidir. bir kıta devriminin dünya devrimine giden yolu açaca-
ğı beklentisi hâkimdir. Bu süre zarfında çoksesli ve çok
Freud devrimci bir burjuva bilim insanıdır. Burjuvazi- renkli bir kültürel hava solunmaktadır. Ekonomide fark-
nin bilim birikiminin sürekliliği içerisinde kendisinden lı türden mülkiyet ilişkilerine de izin veren NEP (Yeni
daha önce ifade edilmiş olan kavramları özgün bir sen- Ekonomik Politika) dönemi yaşanmaktadır.
tez içerisinde birleştirip, bilim dünyasında niteliksel bir
sıçramaya katkıda bulunmuştur. Ama bu sentez aydın- Psikanaliz, NEP döneminde uygulama alanı bulan bi-
lanma barutunu çoktan tüketmiş ve insanlığı paylaşım limsel yöntemlerden biriydi, Bolşevikler tarafından bir
savaşları ile muazzam bir yıkımın eşiğine getiren burju- okul hüviyeti ile kabul görmüştü. Stalin’in oğlu Vasili
va dünyasının insanına dairdir. Bu nedenle de karamsar, de bu okula gönderildi. Psikanaliz yeni insanı yaratma
karanlıktan çıkış ihtimali içermeyen bir sentezdir. Belki çabasının açtığı alanda desteklendi. Ama bu özgün ve
de tam da bu yüzden, ileride tartışacağımız üzere başka dünyada ilk kez denenen okul projesi çeşitli nedenlerle
türden bir medeniyet inşa etme serüvenine soyunan in- yürümedi. Nedenlerinden biri psikanalizin yeni insanın
sanların psikolojik dünyasına uygun düşmemiştir. büyümesine katkı yapmaktan çok eski insanın zaafları

224
üzerinden yürüyen bir tartışma olması olabilir. Sovyet emekçilerini büyük bir coşkuyla harekete
geçiren “somut”luk tam da budur. Bu somutun kar-
Bolşevik iktidar 1920’li yılların ortalarından itibaren şısında pesimist, yıkıcı ve entellektüelist “olumsuz-
yeniden silkinir ve sosyalizmi kurma doğrultusunda luk” cephesi vardır. Stalin bu cephenin kitleler için ne
yeni bir evreye girer. Avrupa’da beklenen devrim ger- anlama geldiğini şöyle anlatmaktadır: “Böyle bir gö-
çekleşmemiş, NEP dönemi Bolşevik iktidarın hayatta rüşe sahip olunca, işçi kitlelerini harekete geçirmek,
kalmasını sağlamakla birlikte, neden olduğu toplumsal onlarla çalışmak, iş alayları kurmak ve kapitalist
yapı itibariyle sosyalizmin altını oyar hale gelmiştir. Bu unsurlara karşı saldırıya geçmek için heyecan uyan-
evrenin temel tartışması tek ülkede sosyalizmin kuru- dırmak olanağı var mıdır?” (Okuyan, 1998; s. 27)
lup kurulamayacağıdır ve bu tartışmaya verilen yanıtlar
çerçevesinde saflar yeniden belirlenir, kartlar yeniden 1920’lerin başından ortasına dek süren dönem Sovyet
dizilir. “Devrimden sonra Bolşevikleri bölen ve Stalin’i iktidarının bahçesinde bin çiçeğin açtığı bir dönemdir
yükselten tartışmaların özünde kısıtlara meydan okuyan ama ikinci yarı Bolşeviklerin sosyalizmi reel anlamda
bir irade ile kısıtları veri alan bir iradenin karşı karşıya inşa etmek için gerekli adımları attığı, ki bu adımlar
gelişi vardır” (Okuyan, 1998, s. 57). muhalefetin tasfiyesini ve hatta kırlarda palazlanan mu-
jiklerin tarihi örgütü Ortodoks kilisesinin de tasfiyesini
Bu tartışmanın diğer tarafında kalan Troçki’nin hayatı içerir. Psikanaliz işte o bahçede açan çiçeklerden birisi-
psikanalizle yüzyılın başında Viyana’da sürgündeyken dir. 1920’lerin ikinci yarısı bu çiçeğin büyüyüp gelişme-
kesişmiştir. O sırada bazı psikanaliz toplantılarına da sine uygun bir iklime sahip değildir.
katılan ve Adler’le teması olan Troçki’nin Ekim devri-
mi sonrasında psikanalizi Rusya’da kolladığı yazılsa da, Sovyetlerin NEP döneminde psikanaliz Rusya’da gelişir
bizzat Lenin’in Freud’un eserlerine ilgi gösterdiği ve ve kısmen bir devlet kurumu halini alır. NEP’ten çıkış ile
Stalin’in oğlunu yeni açılan okula gönderdiği, Lunaçar- birlikte atmosfer öznel iradeciliğin mantıksal sonuçla-
ski’nin de bu çabalara katkıda bulunduğu düşünülürse rının teneffüs edilebileceği kadar kavga doludur. Psika-
bu iddia tartışılabilir hale gelir (Tögel, 2020). naliz bu kavganın aracı değildir. Bu kavgaya yeni araçlar
edinmek gerekir, Sovyetlerde denenen budur.
Troçki’nin eserleri üzerinde psikanalizin ciddi bir etki-
si olduğu, özellikle din ve eğitim konularında psikana- Psikanaliz insanı anlamaya ve yorumlamaya çalışır ve
lizden ciddi biçimde yararlanılabileceğini düşündüğü, bu anlama çabasının kendisinin insanı değiştirmesini
Freud’u Marksist bir bilim insanı olarak kabul ettiği umar veya bunu bir noktadan sonra pek de umursamaz.
yazılıp çizilmiştir. Özel olarak Troçki’nin eserlerinde Bolşevikler ise dünyayı sadece anlamaya değil değiştir-
Freud’un açık ve örtük izini süren çalışmalar yayın- meye çalışır, bunu oldukça da umursar, hatta bir nokta-
lanmıştır (Popova, 2013). Troçki, Pavlov ile Freud’un dan sonra sadece bunu umursar. Bu nedenle psikanaliz
çalışmalarını birleştirme yönünde bir çaba içerisinde- ile sosyalizmin reel hale gelmeye çalıştığı dönemde bir
dir, ama bu çabası karşılık bulmaz. Troçki’nin Freud’un kan uyuşmazlığından söz edilebilir.
eserleri ile ilişkisi Rusya’dan ayrıldıktan sonra da sürer.
Ama Sovyetler’de bu ilişki artık ölmeye yatmaktadır. Troçki diyor ki “Devrim Joffe’yi psikanalizden daha iyi
tedavi etti.” (Etkind, 1998). Joffe, Troçki’nin Viyana yıl-
“Teorik açıdan Trotksky’nin içine düştüğü diğer bir sı- larını birlikte geçirdiği yoldaşlarından biridir. Viyana’da
kıntı, proleterya diktatörlüğüne atfettiği negatif roldür.” psikanaliz ile tedavi görmüştür. Joffe devrimin yeni bir
(Okuyan, 1998, s. 21). Troçki “tek ülkede sosyalizm” atılım yapmaya çalıştığı dönemde maalesef intihar et-
tartışmalarında da karamsardır ve geleceğinden pek de miş, geride kalanlar sosyalizmi psikanaliz ile değil ama
umutlu değildir. O dönemde psikanaliz de pesimist, yı- yeni bir devrimci çıkış ile tedavi etmeye çalışmışlardır.
kıcı ve olumsuz kabul edilmiş olabilir. Zira Freud da in- “Sosyalizmin iradi zorlamalar ve uzun sürecek bir kavga
sanlığa kızgındır ve gelecekten pek umutlu değildir. Bu olmadan inşa edilebileceği fikri Marksizm’in dağarcığın-
durumu özellikle Einstein ile savaş üzerine olan mek- dan tamamen tasfiye edilmelidir” (Okuyan, 1998, s. 56).
tuplarında okumak mümkündür (Freud, 1933).
Burada bir parantez açıp, atmosferin özellikle Türki-
Psikanaliz insana dair çok umutlu ve iyimser bir tutum ye okuyucusu açısından daha anlaşılabilir olması için
içerisinde değildir, insanın arızasını insanın içinden arar Türkiye’de psikanalizin serüvenine göz atılabilir. Köklü
ama Bolşevikler açısından sosyalizmi kurarken insanın farklılıklarına rağmen Türkiye ve Rusya tarihin benzer
içine değil dünyanın içine bakmak gerekecektir; umutlu dönemlerinde, birbirlerinin de ayırdında olarak ben-
olmak, tüm arızalarına rağmen insanın diğerleriyle bir- zerlikler içeren bir kuruluş evresi yaşamışlardır.
likte davranabilme gücüne güvenmek gerekmektedir.
Sovyetler kollektivizasyon, elektrifikasyon, fabrikasyon Her iki coğrafyada da monarşiye son verilmiş, kurucu
atılımının eşiğindedir ve umuda olan ihtiyaç kendisini özne bir önceki dönemden kopuşu hedeflemiş, bu doğ-
dayatmaktadır. Üretimde istikrar arayışı, yeni disiplinli rultuda geniş halk kitleleri bu mücadele için örgütlen-
sosyalist işçiyi yaratmak, bu dönemin mottolarından ve miş, yeni kurulan cumhuriyetlerin öncü kadroları ken-
temel ihtiyaçlarındandır (Okuyan, 1998, s. 51). dilerine yeni bir kimlik oluşturma çabası içine girmişler

MADDE, DIYALEKTIK VE TOPLUM | CILT 3 | SAYI 3 225


ve tüm bunlar iki emperyalist paylaşım savaşı arasında komisyona çağrılır ve hakkında ciddi bir karalama kam-
gerçekleşmiştir. panyası başlatılır. (Calloway, 1993)

Farklı gerekçelerle ve hızlarla da olsa her iki ülkede ka- Uzun yıllar sonra aynı işe soyunan ve Sovyet Psikiyat-
mucu ve aydınlanmacı bir tutum ile yaşam kalitesi arttı- risini başka gerekçelerle anlamaya çalışan Paul Cal-
rılmaya çalışılmış, devlet örgütü bu hedefin yürütücüsü loway’in kitabına yazdığı önsözde Wortis, Calloway’in
olmuştur. Yeni bir ülke yaratmaya çalışılan bu coğrafya- de kendisi ile benzer bir kaderi paylaşacağını öngörerek
larda, bu ülkelerin yurttaşı olacak yeni insanın yaratıl- şöyle yazar: “Sovyetler Birliği ile ilgili hiçbir şey politika-
ması da hedeflenmiştir. dan ayrı tutulamaz”. Calloway’in uzun süreler Rusya’da
kalarak ve içerden kaynaklar kullanarak yazdığı değer-
Muasır medeniyetler düzeyine çıkmayı hedefleyen li kitabı da rüzgârın tersten esmeye başladığı, Sovyet-
Türkiye’de ilk psikanaliz metinleri yüzyılın başlarında ler Birliği’nin mezarı üzerinde tepinildiği bir dönemde
çevrilmiş olsa da, psikiyatriye yön veren kurumların da yayınlanır ve üzeri akademik ilgisizlikle örtülmeye ça-
reddiyesi ile psikanaliz kurumsal olarak ilgi görmemiş, lışılır. Öyle ki bu ayrıntılı ve özenli eser konuya ilişkin
yaygınlaşmamıştır. 1930’dan sonra Nazilerden kaçan kaynakların neredeyse hiçbirinde tartışılmaz, atıf al-
bir psikanalist aracılığıyla bu alanda sistematik olarak maz. Sovyet psikiyatri pratiğinin üzerinde öylesine kara
çalışmaya başlayan bir profesyonel dışında psikana- bulutlar vardır ki bu pratiği anlamaya yönelik bir çaba
liz ülkemizde uzun yıllar boyunca tartışma konusu ve gereksiz ve değersiz bulunmuş olmalıdır. Zaten ayakta
çalışma alanı haline gelememiştir. Ülkemizde psikana- kalamamış bir sistemin enkazını eşelemenin yeni dö-
liz alanında ilk kurumsallaşma deneyimleri 1990’dan neme bir faydası olmadığı da düşünülmüş olabilir. Bu-
sonra vücut bulmuştur (Taştan, 2011). Şaşırtıcı biçimde nunla birlikte sosyalizm deneyiminin her türlüsünü bir
Rusya’da da psikanaliz Sovyetler Birliği’nin çözülüşü- yeniden kurgulama ile korku masalına dönüştürenler
nün ardından yine aynı tarihlerde kurumsal olarak ye- ise bu masalı anlatmaya devam ediyorlar (Boren, 2010).
niden inşa edilmeye başlanmıştır (Alavidze, 2020).
Bu korku masalı kurgusuna inanmayan bir grup mes-
Son sözü Reich’a bırakacak ve değerlendirmeye ülkemi- lek profesyoneli Bilim ve Aydınlanma Akademisi (BAA)
zi de katacak olursak: çatısı altında psikiyatri ve psikoloji alanındaki Sovyet
deneyimi üzerine çalışmaktadır. Calloway’in kitabını ta-
Psikanaliz Sovyetler Birliği’nde gelişemedi. Burada rihin tozlu raflarında bulup çıkartan, yine ilk elden kay-
da kapitalist ülkelerde çektiği güçlüklerle karşılaştı naklara ulaşmak için Rusya’da Sovyet deneyiminin izini
– tek farkı analistlerin bireyler olarak önemli bir yer adım adım sürmeye çalışan bu kolektifin güdüleyicisi
tutmalarıdır-. Bununla birlikte toplumsal açıdan ge- tarihin tekerini ileri çevirme arzusudur (Nalçacı, 2020).
lişmemiş kaldı. (Reich, 1934; s. 111)
Calloway’in kitabına yazdığı önsözde Wortis, Sovyet de-
neyimini, oldukça isabetli biçimde, sosyalist bir zemin-
de gelişen, felsefi olarak materyalist ve belirgin uzun
SOVYETLERDE PSIKIYATRI VE PSIKOLOJI TEORIDE VE erimli geleneklere sahip özgün bir pratik olarak tanım-
PRATIKTE NASIL BIR YOLA EVRILDI lar. Tartışmayı bu kategorik başlıklar üzerinden ilerlet-
Sovyetler Birliği psikiyatri ve psikoloji alanlarında ol- mek verimli olacaktır (Calloway, 1993).
dukça özgün bir gelişim çizgisine sahiptir. Bu çizgi özel-
likle II. Dünya Savaşı sonrasında ilgi çekicidir. Faşizmin Bu tanım yerindedir çünkü sosyalizm sağlık alanında
yenilgiye uğratılmasındaki büyük rolü nedeniyle olsa dünyada bir çığır açmıştır. Sosyalizmin sağlık alanında-
gerek, bu büyük ülkenin kurumları, insan malzemesi ve ki başarıları tartışılmaz biçimde diğer tüm ekonomik
sisteminin işleyişi merak konusu haline gelmiştir. sistemlerden üstündür ve bu durum psikiyatri alanında
da böyledir. ABD’de 1990’lı yıllara kadar bir ulusal sağ-
İşte bu yıllarda Amerika’da Sovyet Psikiyatrisi üzerine lık planının olmaması ile karşılaştırıldığında yüzyılın
belki de dünyada ilk kitap Joseph Wortis imzasıyla ya- başlarında yapılanların önemi daha iyi anlaşılacaktır.
yınlanıyordu. Bu kitabın öyküsü ilginçtir. Yayıncısı Wor-
tis’ten bu kitabı yazmasını ister, Wortis kitabı yazar ama Bolşeviklerin iktidarıyla ilk kez sağlık bakanlığı ku-
kitaba önsöz yazması için teklifte bulunduğu bazıları ruldu ve esas olarak koruyucu sağlık hizmeti anlayı-
Pavlov’un öğrencisi olan arkadaşları bile buna yanaş- şı yerleştirilmeye başladı. İlk sağlık bakanı, Lenin’in
mazlar çünkü Amerika’daki hava değişmeye başlamış- yakın arkadaşı Dr. Semaşko’ya göre Sovyet sağlık
tır. Sovyetlere duyulan yaygın sempatinin üzeri egemen sisteminin başarısı, yeni bir hekim tipinin doğmuş
sınıfların antikomünist histerisi ile örtülmek üzeredir. olmasına bağlıydı: “Yeni hekim, biyoloji bildiği kadar
Kitap yayıncının özür babındaki giriş yazısı ile yayın- sosyoloji de bilir, hastalıkları tedaviyi bildiği kadar,
lanır, farklı dillere çevrilir ve iyi satar ama kopyaların hastalıklardan korunmayı da bilir.” (Noyan, 1995)
çoğunluğunu Amerikan Savunma Bakanlığı’nın satın al-
dığı öğrenilir. Bu kadarla da kalmaz, Wortis komünizm Semaşko’nun kurmak istediği sağlık sisteminin üç temel
propagandası yaptığı gerekçesiyle ifade vermek üzere ayağı: halk için ücretsiz sağlık hizmeti, merkezi kontrol

226
ve hastalıkların önlenmesine odaklanmaktı. Sosyalist nen kütüphane ve arşiv gezisi sırasında Alekseeva Psi-
sağlık sistemi bu üç önemli ilke çerçevesinde örgütle- kiyatri Hastanesi’ne yapılan ziyaret esnasında yetkililer
nirken psikiyatrik kurumlar da bu doğrultuda bir geli- tarafından hediye edilen oldukça kıymetli bir derleme
şim çizgisi gösterdi. kitaptan edinilmiştir (Kostyuk, 2019).

Devrim sonrasında, 1919 yılından itibaren, sağlık ku- Sovyetler Birliği’nde psikiyatri alanında uygulamaya
rumları toplumun yaşam ve çalışma alanları içerisinde konulan bu model dünyada ilk kez uygulanan birçok
örgütlenmeye başladı. İnsan sağlığının, insanın yaşadığı yenilik içermektedir. Elbette bu çalışmaların yerleşip,
sosyal bağlam içerisinde ele alınması düşüncesinden düzene kavuşması zaman aldı. Bu sırada Rusya’ da de-
hareketle şehirlerde tüm nüfusu kapsayacak biçimde ğişik türden psikoloji çalışmaları da eşzamanlı olarak
bölge dispanserleri kuruldu. Nöropsikiyatri çalışmala- deneniyordu. Bu çalışmaların sosyalizmin yeni insanına
rı da bazen diğer alanlarla birlikte bazen tek başına bu çocukluktan başlayarak katkıda bulunması amaçlanı-
dispanserler içerisinde yer alıyordu. Burada çalışan ruh yordu. Bu nedenle pedagoji, psikoloji ve tıbbın bir kom-
sağlığı profesyonelleri o bölgede yaşayan insanların ruh binasyonu olan pedoloji alanı tanımlandı. Bununla bir-
sağlığından sorumlu idi. likte yaratıcı zekânın özel olarak çalışıldığı merkezler
kuruldu. Psikanaliz de bu dönem kurumsallaşan ekoller
Bu uygulama dünya tarihinde ilk kez psikiyatri uygula- arasındaydı. Bu çalışmaların ve denemelerin bir kısmı
malarını toplumun içerisine taşıdı. Öncesinde psikiyatri bilimden mucize insanı yaratma beklentisinin ürünü
hastaları hapishane benzeri büyük depo hastanelerinde olarak görülebilir ama bir süre sonra sosyalizmin ger-
tutulup, toplumdan tecrit edilmiş biçimde tedavi edil- çek ihtiyaçları kendini dayatmaya başlamış olmalı:
meye çalışılırken; Sovyetler Birliği’nde ruh sağlığı çalı-
şanları toplumun içerisine girdiler, ruhsal bozuklukları “Yeni sosyalist ekonomi kök saldıkça dahi yaratıcıla-
toplumsal yaşantının içerisinde ve toplumun geri kalanı rın patolojisi çalışmaları gözden düştü. Şimdi birin-
ile birlikte ele almaya çalıştılar. Bu durum hayatı kesin- cil konular meslek seçimi, personel eğitimi, psikolo-
tiye uğratan ruhsal hastalıklar kadar daha hafif ruhsal ji, fizyoloji, hijyen ve emeğin bilimsel organizasyonu
sorunlar için de insanların bu merkezlere başvurmasını idi.” (Kostyuk, 2019; s. 17)
sağladı. Bu merkezlerden yatış için büyük hastanelere
gönderilen hasta oranları, toplam başvurular arasında Bu yönde birçok uygulama ve test geliştirildi. Psiko-
gittikçe daha az orana sahip olmaya başladı. teknik merkezlerde çalışan psikoteknisyenler emek
süreçlerinin verimliliğini arttırma amacıyla çalışmalar
Yine bu bağlamda gündüz hastanesi modeli ve iş uğraş yürüttüler. Bu çalışmalarda toplanan veriler daha son-
terapileri de ruhsal tedavinin bir parçası halien geldi. ra psikohijyen ve psikoprofilaksi çalışmalarına zemin
Ruhsal sorunlar yaşayan kişi yine toplum içerisinde ya- oluşturdu. Sosyalizm ile psikiyatri pratiği dünyada ilk
şamaya devam ederken tedavisinin bir parçası olarak kez hastalık tanımlı bir temelden işlevsellik tanımlı bir
ayaktan iş uğraş terapilerine ve diğer tedavi yöntemle- temele doğru ilerlemiştir. Öyle ki antipsikiyatri akımı-
rine ulaşabiliyor, tedavi olması için yaşantısının kesinti- nın öncülerinden Thomaz Szasz Sovyet psikiyatri prati-
ye uğraması ve toplumdan izole olması gerekmiyordu. ğini işlevsellik ölçütü nedeniyle yeterince hastalık tanısı
koymamakla eleştirmiştir.
Bu merkezlerde uygulanan tedavi yöntemleri oldukça
çeşitliydi: İlaç tedavileri, intravenöz enjeksiyon teda- Sosyalizm yıllarındaki psikiyatri pratiği ve psikoloji
vileri, oksijen terapisi, hidrasyon terapileri, elektrik ve yaklaşımının geleneksel bir yönü de vardır. 19. yüzyıl
ışık terapileri, bireysel psikoterapiler ve kolektif psiko- Alman toplum hekimliği uygulamaları ve devrim ön-
terapi adı verilen grup psikoterapileri, iş uğraş terapile- cesi Rusya’daki psikiyatri uygulamaları toplumsal ça-
ri ve kültürel terapiler. lışmaların zemini oluşturuyordu. Devrim bu fikirlerin
ve emekleme aşamasındaki uygulamaların sistematik
Bu merkezler sadece hastalığın ruhsal boyutuyla ilgi- biçimde ülkenin genelinde uygulanmasını sağladı.
lenmiyor, hastalığa sahip kişilerin yaşam koşulları, bes-
lenme durumları ve bir işe yerleştirilmeleri konusunda Rusya’da psikoloji okulları Seçenov ve Pavlov gibi güçlü
da destek oluyorlardı. Ruh sağlığı profesyonelleri sade- tarihsel figürlerin etkisi altında büyüdü ve gelişti (Nal-
ce merkeze başvuran kişilerle ilgilenmiyor, ev ve işyeri çacı, 2014). Bu okullar arasında refleksoloji, reaktoloji,
ziyaretleri yaparak yaşam koşullarını yerinde değerlen- tarihsel kültürel okul sayılabilir. Özellikle tarihsel kültü-
diriyorlardı. rel okulun kurucuları Vıgotskiy, Luria ve Leontiev’in yü-
rüttükleri tartışma aktivite teorisi adıyla sonraki yıllara
Bu model aynı zamanda tıbbi verilerin düzenli olarak devrolmuş ve bu üçlüden Luria’nın çalışmaları dünya
kayıt altına alınmasına olanak sağlıyordu. Bu sayede ve- sinirbilim çalışmalarına ciddi biçimde katkıda bulun-
riler sağlık ihtiyacının niceliksel durumunu yansıtıyor, muştur (Üstün ve Nalçacı, 2017).
sonraki dönemlerin işgücü ve maliyet planlamaları bu
verilere dayanılarak hazırlanıyordu. Bu bilgilerin tama- Vıgotskiy ve Luria’nın ilk dönem çalışmaları öğrencilik
mı BAA tarafından geçtiğimiz yıl Moskova’ya düzenle- yıllarında katıldıkları Sovyet Psikanaliz Topluluğu çatısı

MADDE, DIYALEKTIK VE TOPLUM | CILT 3 | SAYI 3 227


altında kesişir. Devrin parlak psikologları ve hekimleri KAYNAKLAR
olarak Moskova’ da kurulan merkezi bir enstitüde ça- Arkun, N. (Ed.) (1982). Psikolojide Yeni Çalışmalar. İstanbul: İÜ Edebiyat Fa-
kültesi Yayınları.
lışmaya başlayan ikiliye Leontiev de katılır ve birlikte-
likleri Vıgotskiy’nin 1934’te genç yaşta ölümüne kadar Ades, R. (2016). The Collected Works of D. W. Winnicott: Volume 12, Appendi-
sürer. Özellikle dil çalışmaları üzerinden bir psikoloji ces and Bibliographies. Erişim Tarihi: 13.6.2020. https://www.oxfordcli-
nicalpsych.com/view/10.1093/med:psych/9780190271442.001.0001/
tartışması yürüten üçlü, Luria’nın Orta Asya’ da yaptığı
med-9780190271442-chapter-100?print=pdf
etnokültürel sinirbilim saha çalışmalarını da planlar.
Alavidze, T. Meet the Moscow Psychoanalytic Society. Erişim Tarihi:
12.06.2020 https://www.ipa.world/IPA/IPA_Docs/MPSfinal.pdf
Vıgotskiy’nin “derinlikler psikolojisi” olarak da tanımla-
nan psikanalize getirdiği temel eleştiri insanın biyolojik Balogh, P. (1986). Freud Üzerine (M.S. Kayatekin, Çev.). Ankara: V Yayınları.
doğasına yapılan aşırı vurgudur. O daha çok insanın bi- Binbay, T. (2019). Sovyetler Birliği’nde Psikanaliz: Söylenti ve Efsanelerin
linçli aktivitesini inşa eden sosyal deneyimlerinin “yük- Ötesinde. Madde, Diyalektik ve Toplum, 2: 236-244.
sekliği”nin psikolojisini önerir. Luria da benzer biçimde Boren, R.V. (2010). Cold War in Psychiatry: Human Factors, Secret Actors. Ro-
Büyük Sovyet Ansiklopedisi’ne yazdığı psikanaliz mad- dopi.
desinde psikanalizi davranışı belirleyen biyolojik güdü-
Calloway, P. (1993). Russian/Soviet and Western Psychiatry. USA: John Wiley
lere ağırlık vermekle eleştirir. Bu ve benzeri eleştiriler & Sons.
Luria’nın 1927’te Sovyet psikanaliz camiasından kop-
Cole, M., Levitin K., Luria A. (1979). The autobiography of Alexander Luria: A
masıyla sonuçlanır (Cole ve Levitin ve Luria, 1979). Bu
dialogue with the making of mind. NewJersey: Lawrence Erlbaum As-
durum aynı zamanda psikanalizin Sovyetler Birliği’nde- sociates, Inc.
ki macerasının sönümlenmeye başlamasının işaretle-
Erden, C.T., Binbay, T. (2018). Sovyetler Birliği’nde Psikiyatri Kötüye mi Kul-
rinden biri olarak görülebilir.
lanıldı? Madde, Diyalektik ve Toplum, 1: 5-9.

1966 yılında 18. Uluslararası Psikoloji Kongresi Mos- Etkind, A. (1994). How Psychoanalysis Was Received in Russia 1906-1936.
Journal of Analytical Psychology, 39: 191-202.
kova’da toplanır. Bu kongreye Türkiye’den de bir dele-
ge topluluğu katılır. Kongre delegasyonundan Prof. Dr. Freud, S. (1930). Uygarlık, Din ve Toplum içerisinde Bir Yanılsamanın Geleceği
Nezahat Arkun’un öncülüğünde bu kongreye sunulan (S. Budak, Çev.). Ankara: Öteki Yayınları.

bildirilerden bir kısmı, kongrenin program komitesine Freud, S. (1933). Uygarlık, Din ve Toplum içerisinde Neden Savaş? (S. Budak,
başkanlık eden Luria’nın yazılı izniyle dilimize çevrilir Çev.). Ankara: Öteki Yayınları.
ve yayımlanır. Bu bildiri kitabına yazdığı önsözde Prof. Jones, E. (2004). Freud: Hayatı ve Eserleri (E. Kapkın, Çev.). Kabalcı Yayınevi,
Dr. Nezahat Arkun “bu muazzam” kongrenin tüm dün- İstanbul.
yadan, rekor sayıda, 5000’den fazla katılımcı ile top- Kostyuk, G.P. (Ed.) (2019). Outpatient Mental Health Services in Moscow.
landığını ve açılış konuşmasını Leontiev’in yine “mu-
Nalçacı, E. (2014). Aydınlanma mücadelesinde önemli bir adım: I. M. Seçe-
azzam” Kremlin Kongre Sarayı’nda yaptığını yazar. Yani
nov’un “Beynin Refleksleri” kitabı. Bilim ve Gelecek Dergisi, 122.
Sovyet psikolojisi “muazzam” bir prestijle dünyanın il-
gisini çekmekte ve neredeyse bu alanda bilime öncülük Nalçacı, E. (2020). Sunuş: Moskova Arşiv ve Kütüphane Çalışması. Madde,
Diyalektik ve Toplum, 3: 30-31
etmektedir (Arkun, 1982).
Noyan, S. (1995). Ekim Devrimi, Sovyet Deneyimi ve Sağlık. Gelenek, 49
Ama sonraki yıllarda Sovyet psikiyatrisi ve psikolojisi Okuyan, K. (1998). Stalin’i Anlamak. İstanbul: Gelenek Yayınevi.
için zorlu yıllar başlar. Bir yandan sistemin işleyişindeki
Paker, M. (2006). Doğumunun 150. Yılında Freud Konuşmaları. İstanbul: Yapı
aksaklıklar, diğer yandan psikiyatrik kurumların politik Kredi Yayınları.
amaçla kötüye kullanılması başlıklarında emperyaliz-
Popova, P.(2013). The Intellectual Influences of Sigmund Freud’s Psychoanal-
min uluslararası tecrit ve izolasyon politikaları ile ide-
ytical Theory on Leon Trotsky. Erişim Tarihi: 10.06.2020. https://www.
olojik ve bilimsel alanda baş etmekte zorlanır. Üzerine academia.edu/10036177/The_Intellectual_Influences_of_Sigmund_
zorla giydirilmeye çalışılan deli gömleğini ilk başlarda Freud_s_Psychoanalytical_Theory_on_Leon_Trotsky
önemsemeyip bir kenara atar ama bir karşı tartışma da
Reich, W. (1934). Psikanaliz ve Diyalektik Materyalizm (Y. Ömürsuyu, Çev.) İs-
örgütleyemez. Bu tartışmalar aydınlanmadan sosyaliz- tanbul: Logos Yayıncılık.
min Rusya’daki çözülüşü ile deli gömleği Sovyet psiki-
Taştan, C. (2011). Türkiye’ye Erken Giren Psikanaliz Neden Geç Kurumsal-
yatrisinin üzerine miras kalır; ta ki birileri onun bağ- laştı? DoğuBatı Düşünce Dergisi, 56: 269-279.
larını çözüp sosyalizmin ilk uzun soluklu denemesinin
psikiyatri ve psikoloji alanlarındaki “muazzam” katkısı- Teber, S., Şenol, A. (2015). Didik Didik Freud. AçıkRadyo.

nı yeniden tartışmaya başlayıncaya dek. Teber, S. (2004). Bilimsel Bir Peri Masalı: Freud’un Aile ve Tarihsel Romanı.
İstanbul: Okuyan Us Yayınevi.
Sovyet psikiyatri ve psikolojisi üzerine birinci elden Tögel, C. Lenin und Freud: Zur Frühgeschichte der Psychoanalyse in der Sow-
kaynaklara ulaşarak yürütülecek daha ayrıntılı ve titiz jetunion. Son Erişim Tarihi: 14.06.2020. http://www.freud-biographik.
çalışmalar ile bu deli gömleğinin sökülüp atılacağı, in- de/lenin.htm
sanlığın eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bu özgün de- Üstün, S., Nalçacı, E. (2017). Aleksander Luria: Bilişsel Sinirbilimin Temel-
nemesinin hak ettiği saygıyı göreceği günler gelecektir. leri Atılıyor (ed: E. Nalçacı). Tarihselci Yöntem ve Bilim Tarihi. İstanbul:
O günleri aydınlatmak ve bu günleri yakınlaştırmak için Yazılama Kitapevi, s.187-205.
yapılacak daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Zweig, S. (2013). Dünün Dünyası, İstanbul: Can Yayınları.

228

You might also like