Professional Documents
Culture Documents
Marksizm Öncesi
,ı..'A!M.t:l!lf• isyancı Gelenek ve ·
Haluk Gerger
Yordam Kitap: 419• Anti-Marksist Devrimcilik• Haluk Gerger
Yordam Kitap Basın ve Yayın Tlc. Ltd. Ştl. (Sertifika No: 44790)
www.instagram.com/yordamkitap
TEŞEKKÜR 9
ÖNSÖZ 11
1. GİRİŞ 13
il. SERENCAM 17
A . Zorlu Yolculuk. 17
B. Hal-i Pürmelal 20
Daha önce de Ekim Devrimi ve onun inşa modeline Avrupa Marksizmi içinden
iki eleştirel tepki gelmişti. Bunlardan biri, Kautsky ile özdeşleşen "sağ" çıkış, öte
kiyse Pannekoek, Gorter gibi Marksistlerin, Lenin'in deyişiyle asol çocukluk"
itirazlarıydı. Bunlardan asağ sapma" olanı sonunda Marksizmin dışına, "sol" olanı
da hareketin dışına düştü.
12 ı An ti-Marksist Devrimcilik
GİRİŞ
1 David Resnick, "Crude Communism and Revolution", 1he American Political Sci
ence Review, C. 70, No: 4, l 976, s. l 138.
Giriş ı ıs
ve belirli yer ve alanlarda hegemonik konuma yükseldikçe zararlı
olmaya başladılar. 2
Bu çalışmanın çıkış noktası olan "Nereden başlamalı?" sorusu
na yanıt, Marksizm öncesi komünist zihniyet ve buna bağlı dev
rimci eylemciliğin Marksizm ile ilişkisi ve çelişkisinin tartışılma
sında yatıyor. Amacım, erken komünist düşünce ve pratiklerinin
somut biçimde saptanması, bilimsel sosyalist düşünce sistematiği
nin bunlardan ayıklanarak zararlı etkilerinden kurtarılması gere
ğine dikkat çekmektir.
Ne var ki, bu zihniyet ve pratiği, -kritik önemine karşın
Marksizme ilişkin tartışmalarda Marksistler ya da karşıtlarınca
yeterince gündeme getirilmedi, literatürde neredeyse hiç yer al
madı. Böylece bir eleştirel tahkimat yapılamadı, düzeltme çabası
geliştirilemedi, savunma alanları bütünüyle terk edildi, kısacası
meydan boş bırakıldı. Böylesine göz ardı edilince, zihniyetin ken
disi de özeleştiri imkanlarından yoksun kaldı.
Koşullar dışında, bu zihniyetin yeniden üretilmesine imkan
vermiş olan başka nedenler de var.
Bunlardan birincisi, burjuva söylemdeki "Sosyalizm kötüdür,
daha kötüsü olamaz, sapkın denilen zaten gerçeğidir" temasının
hakim kılınmasıydı. Bu komünizm anlayışının Stalin, Mao, Enver
Hoca ve tüm radikal-devrimci solla özdeşleştirilip onların içinde
eritilmesi, onun farklı bir model/akım olma özelliğinin yadsın
masından geçiyordu ve bu da başarıldı. Marx öncesi komünizm
bahsinde hep reel sosyalizm türlerinin öne çıkarılıp örnek olarak
işlenmesi, teorik eleştirisinin burjuva saldırısının kakofonisi içinde
duyulmaz olmasını, nihayetinde gündemden düşmesini getirdi.
İkinci etmen, bu zihniyetin sözünü ettiğimiz hegemonik konu
munun koruyuculuğuydu. Eleştirisinin devrimciliğe karşı refor
mistlik göstergesi sayılması, her tür keskinliğin geçer akçe olması-
2 Buna karşılık, "sol"daki öteki isyancı hareket -anarşizm- ise kendi bağımsız
varlığını sürdürdü. Anarşistler küçük ve izole örgütlenmeler halinde önceleri "ey
lemle propaganda", daha sonraları da ideolojik-teorik karşı duruş ile sızmayı değil,
Marksizmle (ve Leninizmle) açık mücadeleyi seçtiler.
16 j Anti-Marksis t Devrimcilik
SER ENCAM
A. Zorlu Yolculuk
1917'de dünyanın en büyük ülkesi Rusya'da Komünist Parti
önderliğinde proletaryanın devlet iktidarını ele geçirmesi sonucu
tarihin ilk işçi-köylü devleti kuruldu. Yeryüzünün altıda birine
denk gelen bu hacimsel ihtişam, Ekim Devrimi'nin insanın nihai
kurtuluşu sürecindeki yeri, tarihsel anlamı ve politik-sosyal önemi
yanında sönük durur. Kısacası, fiziki haşmet ruhun görkemi kar
şısında küçük kalır.
Sonraki yıllarda komünist partilerin önderliğindeki rejimler
Avrupa' da, Asya'da, Afrika' da, yeryüzünün üçte birini kapsayan
bir alanda iktidara geldi, sosyalist inşaya yürüyüşlerinin ilk adım
larını atmaya başladı.
"Dünyayı sarsan on gün"ün sonunda, bir simge olarak Rus
Çarı'nın tarihin çöplüğüne düşüşünü, Tamil kökenli H indistanlı
ozan Subramania Bharati "Himalaya Dağları'nın devrilmesi"ne
benzetmişti. 1
Dünyayı sarsan on günde Himalayalar'ı deviren Ekim
Devrimi'nin açtığı yolda, örneğin 1949'da Çin'de, komünistle
rin uzun yürüyüşü sonrasında, o zaman 2,5 milyar olan dünya
nüfusunun beşte birinden fazlası, beş yüz milyonu aşkın insan,
kapitalist-sömürgeci boyunduruktan kurtulup özgürlüğe dev bir
adım attı.
https://www.thehindu.com/news/national/subramania-bharati-the-eternal-revo
lutionary/article 19670435.ece
18 1 Anti-Marksisr Devrimcilik
Büyük Çöküş' ün, daha doğrusu çürüyüp lime lime olmuş cese
din devasa boyutlarıysa, emeğin ve insanın yitirdiklerinin yanın
da devede kulak kalır.
Ve bir gün, burjuvazinin sözcülerince ilan edildi ki, "Devrimler
Çağı" bir daha açılmamak üzere kapanmıştı. "Tarihin Sonu"na ge
linmişti.
B. Hal-i Pürmelal
Hayat elbette böyle işlemedi. Arsız ve şımarık bir cüretle "tari
hin sonu"nu ilan edenleri, bizzat hizmetlisi oldukları kapitalizm,
krizleri, savaşları, yıkımları, art arda nükseden ölümcül hastalıkla
rı eşliğinde hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşmeye mecbur etti.
Efendilerince de, içinde kendi yok oluşunun tohumlarını taşıyan, öl
meye yazgılanmış olanın ömrünü uzatmaya koşuldular bir kez daha.
Tanrıların lanetlediği ve cezalandırdığı Sisifos gibi bunlar da, kendi
eserleri olan "yeryüzünün lanetlileri"nin korkusuyla, imkansızı ba
şarma yolunda çırpınma hükmüne çarptırıldılar yeniden.
Bu tespit ve yargı yine de, tarihsel perspektiften bakıldığında,
geçici de olsa, kapitalizmin sosyalizm, burjuvazinin proletarya,
emekçiler ve insanlık karşısında büyük bir zafer kazandığı gerçe
ğini ortadan kaldırmıyor. Bunun burjuvaziye çare olamayacağını,
kapitalizmin yapısal sorun ve krizlerine çözüm getiremeyeceğini
yaşayarak görüyoruz. Hatta proleter hareketin çok yönlü frenle-
Serencam 1 21
yiciliğinin ortadan kalktığı, hakim sınıfların emekçi korkusuyla
terbiye edilip dizginlenemediği koşullarda bunalımların artıp de
rinleşeceğini de varsayabiliriz.
Ne var ki, burada çözüm yoktur. Bu noktada sosyalist çözüm,
sosyalist hareketin krizine çare aramak, kapitalist barbarlığa karşı
tek seçenek olarak kendini yeniden güçlendirmektir.
Yıkım ve bilimsel sosyalizmin içine düşürüldüğü kriz sadece
işçi sınıfını, emekçileri ya da komünistleri vurmadı. Uluslararası
frenlerinden, toplumsal zincirlerinden boşalan burjuvazinin ev
rensel saldırısı insanlığı her yerde vurdu. Genel bir ahlak buna
lımı, moral çöküş, toplumsal norm ve değerlerin yozlaşması, de
mokratik kurumların özlerini ve hayatiyetlerini yitirmeleri, savaş,
vahşi sömürü ve baskı, ırkçılık, çevre kirliliği, göç krizi vb. olgular
burjuva basınının magazin sayfalarını süsler hale geldi.
Kar güdüsünün doymak bilmez hortumu insanlığı yutmaya
devam ediyor. Demokrasi, neredeyse devlet (toplum) kesesinden
rüşvet alıp vermeye, hak mücadelesinden sadaka peşinde koşmaya
dönüştü. Politikacılar toplumsal varlıktan rüşvet dağıtıyor, seç
menler de oylarını buna göre kullanıyor.
İşçi sınıfı ve genel olarak da emekçiler, içine kıstırıldıkları sö
mürü çarkının çaresizlik girdabında hak, hukuk, özgürlük, eşitlik,
adalet gibi değerlerden feragat etmeye zorlandı. Tarihsel özne gö
revinden uzaklaştırılıp demokrasinin içini boşaltan yağmaya kı
rıntılar karşılığında ortak yapılırken, nihai tercihini büyük bira
derine biat etme yönünde kullanan küçük burjuvazi gibi, bireysel
(ve bencil) tüketici olarak pazarda rol almaya sürüklendi.
İnsanlık ideallerinin, sınıfsal taleplerin yerini tüketici gereksi
nimleri aldı. Bireyler tüketim skalasındaki yerleriyle sınıflandırılır
oldular. Ufukları böylece sınırlandırılmış işçi ve emekçiler, ABD' den
Türkiye'ye, Macaristan' dan Brezilya'ya, Polonya' dan Filipinler'e, geri
ciliğin oy deposu, popülizmin toplumsal tabanı oldu.
Bireysel tüketicinin sisteme -liberal büyük burjuvaziye- tep
kisi, popülist şarlatanlara destek biçiminde ortaya çıkıyor. Sınıf
değiştiremese de, tüketim skalasında üstlere çıkmak ve yaşam
22 1 A nti-Marksist Devrimcilik
4 h t t p s : // w w w . fe d e r a l r e s e r ve . gov/ r e l e a s e s / z l / d a t a v i z / d fa / d i s t r i b u t e /
chart/#quarter:O;series:Net%20worth;demographic:networth;population: l ,3,5,7;u
nits:levels;range:2-005.2,2020.2
5 Okur kendisi de bu hesapları yapabilir: https://uk.rs-online.com/web/generalDis
play.html?id=i/you-vs-billionaire
6 https://www.worldbank.org/en/news/press-release/2018/ l O/ l 7/nearly-hal f-the
world-l ives-on-less-than-550-a- day
III
A. Komünizm Ütopyası
"Komünist toplum" düşüncesi insanlık kadar eskidir, denir.
İnsanlığın sınırlı kaynaklarla birlikte yaşama (toplum) zorunlulu
ğu, uyum, huzur, istikrar, adalet, eşitlik arayışlarının da temelini
oluşturmuştur her devirde. Örneğin Platon, yönetici sınıfların özel
mülkiyete (ev, toprak, altın, gümüş, vb.) sahip olmasına karşıydı.
Toplu yerleşim yerlerinde yaşayıp yemeklerini ortak yemekhane
lerde yemelerini öneriyordu, çocuklarının da ebeveynlerce değil,
ortak komünlerde yetiştirilmelerini savunmaktaydı. Platon'a göre,
özel mülkiyet ve aile kurumu bencilliğin, açgözlülüğün, moral
zaafların ana kaynaklarıydı. Halka hizmetle mükellef adil ve iyi
bir yönetim, uyum ve istikrarı ancak mülkiyetin yasaklanmasıy
la sağlayabilirdi. Görüldüğü gibi burada sınıflı toplumun ortadan
kaldırılmasından ziyade, belirli bir ortak mülkiyet temelinde sür
dürülebilmesinin ekonomik-sosyal altyapısının oluşturulması ve
egemenlik sisteminin korunması istenmekteydi.
Eski Mısır, eski Yunan, Hindistan ve daha pek çok coğrafyada
antikiteden kalma ortak mülkiyete dayalı ya da belki daha doğru
bir deyişle mülkiyetin olmadığı "komünal" toplulukların yaşamış
olduğu biliniyor.
Eski Hıristiyan topluluklarında da, bir manastır yaşamı çer
çevesinde, ortak emek ve mülkiyete dayalı düzen projeleri hayata
geçirilmişti.
Komünist Düşünceye Doğru ı ıs
lSOO'lerin Reformasyon döneminde Orta Avrupa'daki komü
nizm düşüncelerini incelediği çalışmasında Kari Kautsky ilginç
bir saptamada bulunuyordu: "Komünizm [insan] ırkının çocuk
luğundan başlar ve neredeyse bütün ulusların sosyal temelini
oluşturmuştur."1
Başka kültürlerde de ortaklaşa emek ve eşit paylaşılan mülki
yet ilişkilerine ilişkin tezler oluşturulmuş, projeler denenmiştir.
Yunus Emre'nin 700 yıl önce söylediği gibi, "Mal sahibi mülk sahi
bi / Hani bunun ilk sahibi" hatırlatması, insanoğlunu hep meşgul
edegelmiştir.
Kuran' da da şöyle denir:
Malı aşırı derecede seviyorsunuz. Hayır, bu böyle olmamalı. Yer
dağılıp parça parça olduğunda; Rabbin (emri) gelip melekler de
saf saf dizildiğinde; O gün cehennem de getirildiğinde, insan işte
o gün yaptıklarını birer birer hatırlayacaktır. 2
[H]er yerde 'senin benim' ilkesi ile karmaşık olduğu kadar kötü
lüğe elverişli bir toplum düzeni kurulmuştur. . . . Mülkün tekelde
ve mutlak olduğu bir devlette eşitlik kurulamaz, çünkü orada
herkes türlü yollarla kazanabildiği kadar kazanmakta haklı gö
rür kendini ve ulusun zenginliği, ne kadar büyük olursa olsun
önünde sonunda başkalarının yoksulluğuna göz yumacak küçük
bir azınlığın eline geçer. . . . Mülk sahipliğini ortadan kaldırmak,
memleketin zenginliğini eşitçe doğrulukla dağıtabilmenin ve in
sanlığı mutluluğa kavuşturmanın biricik yoludur. Mülkiyet hakkı
toplumsal yapının temeli oldukça, en kalabalık ve en işe yarar sınıf
yoksulluk, açlık ve umutsuzluk içinde yaşayacaktır.4
4 Thomas More, Utopia, çev. Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol, Cem Yayınevi,
İstanbul, ı997, s. 56-57'den aktaran Coşkun Can Aktan, "Mülkiyet Hakları Felse
fesin, Hak-iş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi, c. 7, sayı 18, 2018, s. 197.
5 J. J. Rousseau, insanlar Arası Eşitsizlitin Kaynatı. çev. R. N. İleri, İstanbul, Say
Yay ınları, 2010, s. 1 37-138'den aktaran age., s. 199.
6 Agy.
Komünist Düşünceye Do(lru j 27
Yüzyıllar boyu özel mülkiyet her ideolojiden, düşünceden, sı
nıftan, medeniyetten, kültürden, dinden, ırktan insan tarafından
eleştirilmiş, herkesin kendi kafasına göre uydurduğu ya da haya
lini kurduğu bir "komünizm" düşüncesi ve özlemi hep var olagel
miştir. Bazen sınıflı toplumu daha sağlam temeller üzerinde sür
dürmek ve egemen sınıfları korumak; bazen adil ve uyumlu bir
toplum yaratmak; bazen cenneti yeryüzüne indirmek, Tanrı'nın
talebine boyun eğmek; bazen de ezilen, sömürülen yığınları hare
kete geçirmek ve daha iyi, insana yaraşır bir hayat inşa etmek için.
Sonraki yüzyıllarda isyanlar, savaşlar, devrimler yaşanmıştır
insanoğlunun bu türden talep ve arayışları uğruna . . .
Avrupa' dan başlayarak ekonomide, ona bağlı olarak da bilimde,
sosyal hayatta, politik bilinçte, eğitimde, kültürde, kısacası hayatın
her alan ve boyutunda ilerlemeler, gelişmeler, devrimci dönüşümler
ortaya çıktıkça, bu arayışların politik-toplumsal çerçevesi. sosyoe
konomik altyapısı da değişti. Feodalizmin çözülmesi, İngiltere' de
Cromwell kalkışmasıyla feodalite-yeni burjuvazi çelişkisini derin
leştirdi' ve burjuvazi, Fransız Devrimi'yle coğrafyayı sarsan bir
biçimde politik güç olarak arenaya çıktı. Kapitalist üretim-payla
şım ilişkilerinin egemen olmaya başlaması ve sanayileşme, teknik
ilerleme, kentleşme gibi olguların toplumsal hayatı, düşünce dina
miklerini, politik hareketleri kökten değiştirmesiyle yeni bir dönem
başladı. Kapitalizmin ortaya çıkması aynı zamanda işçi sınıfının,
modern proletaryanın da tarih sahnesinde yerini alması demekti.
İşçi sınıfı, burjuvazinin aksine, kendiliğinden gelişen prati
ğin neticesinde değil, bilinçli bir tercihin, "yapay", zoraki olarak,
dış müdahale sonucu oluşturulmuş bir sınıftır. Üretim aracından
(topraktan) kopartılmış, kentlere göçe zorlanmış üreticilerin açlık,
kent dışına vahşi hayvanlara yem olarak sürülme ya da zindanda
ölüm seçenekleriyle karşı karşıya bırakılmaları sonucu alınterleri-
Sonuçta birbirine bağlı iki sınıf oluştu; işçinin var olması için
kapitalistin, yani üretim araçlarına sahip ve işgücünü satın alıp
sömürerek kar eden burjuvazinin olması gerekirken, onu yaşatıp
yeniden üreten proletarya da denklemin öteki olmazsa olmaz ta
rafını oluşturdu.
Aslında kapitalizmin kendisi de özel bir oluşumdur:
İlk olarak, kapitalizmin insan doğasının ya da hatta 'trampa, ta
kas ve değiş tokuş' gibi yüzlerce yıllık toplumsal eğilimlerin bile
doğal ve kaçınılmaz bir sonucu olmadığını hatırla[mak gerekir].
Kapitalizm, çok özgül tarihsel koşulların geç ve yerel bir ürünü
dür. Kapitalizmin genişleme dürtüsü onun insan doğasına ya
da tarih ötesi bir yasaya uygunluğunun sonucQ değil, kendine
özgü iç hareket yasalarının ürünüdür. Ve bu hareket yasaları
yaşamın temel gereksinimlerinin sağlanmasına ilişkin olarak
insanın doğayla olan metabolizmasında [metabolik ilişkide] bir
dönüşümü gerektirmiştir.'
8 Haluk Gerger, "Devrim mi, O da Ne?", Yol, 15 Ekim 2008. (Kaynak: Mavi Defter
internet dergisi.)
9 "Ellen Meiksins Wood, 1he Origin ofCapitalism, New York, Monthly Review Press,
1999, s. 1 17 [Kapitalizmin Kökeni, çev. A. Cevdet Aşkın, Yordam Kitap, İstanbul,
2021].
Komünist Düşünceye Do(Jru 1 29
Yani emeği metalaştırırken, insanla doğa arasına da "para-ser
maye" kamasını sokmuştu kapitalizm.
Böylece mülkiyet yoksunluğu ile özü emek olan özel mülkiyet,
emek-sermaye karşıtlığında eşitlenmiş oldu. Bu temelde gelişen ve
içinde kendi yıkımının tohumlarını taşıyan üretim tarz ve ilişki
leri, işçi sınıfının tarihsel-stratejik konumunu da belirlemiş oldu.
Marx, 1844 Şubat'ında kaleme aldığı "Hegel'in Hukuk Felsefesinin
Eleştirisine Katkıya Giriş"te proletaryanın bu tarihsel misyonunu
na ilişkin konumunu şöyle yazıya dökmüştü:
. . . [Ö]zel bir haksızlığa değil, haksızlığın ta kendisine uğradığı için,
özel bir hakkın davasını gütmeyen, bundan böyle artık tarihi değil,
yalnız insani bir haklılık gerekçesi ileri sürebilecek olan . . . nihayet
toplumun bütün diğer kesimleri karşısında kendini özgür kılma
dıkça ve böylelikle toplumun bütün diğer kesimlerini de özgürleş
tirmedikçe özgürlüğünü kazanması mümkün olmayan, tek keli
meyle, insanın topyekun yitişi olduğu için ancak insanın topyekun
kazanılmasıyla kendini kazanabilecek sınıf proletaryadır.
[İnsanın] kurtuluşunun başı felsefe, yüreği proletaryadır. ıo
13 D. McNally, Against the Market, Londra, 1993, s. lOl'den aktaran Chris Harman,
Halkların Dünya Tarihi: Taş Çağından Yeni Binyıla, çev. Uygur Kocabaşoğlu, Yor
dam Kitap, İstanbul, 2010, s. 316.
14 Agy.
32 1 An ti-Marksist Devrimcilik
16 Eric Hobsbawm, Devrim Çagı, 1789-1848, çev. Bahadır Sina Şener, Dost Kitabevi
Yayınları, Ankara, 2003, 3. Baskı, s. 1 3 1 .
34 1 A n ı -Marksist Devrimcilik
17 Ateş Uslu, "Avrupa'da Erken Dönem Sosyalist Teori ve İşçi Hareketleri (1830-
1840)", Akademik incelemeler Dergisi, c. 9, sayı l , 2014, s. 4, 21-22.
18 Friedrich Engels, "Progress of Social Reform . ", age., s. 392.
..
24 Friedrich Engels, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm, çev. Öner Ünalan, Sol
Yayınları, Ankara, 1974, s. 52. Aktarılan paragrafta orijinal metindeki "Fourier"
ismi atlanmıştır, ben ekledim.
25 Söz konusu yapıtlardan sadece Robert Owen'ın kitabı Türkçeye çevrildi (YKY,
1995; Kaynak Yayınları, 2016). -ed.n.
38 1 An ti-Marksist Devrimcilik
26 David Riazanov, K. Marx - F. Engels: Hayat ve Eserlerine Giriş, çev. Ragıp Zarakolu,
Belge Yayınları, İstanbul, 1990, 2. Baskı, s. 59.
27 Aktaran, age., s. 44.
Komün ist Düşünceye Do�ru j 39
D. Fransız Devrimi, Babeuf ve Dezhamy
Sonradan Gracchus adını alacak olan François-Noel Babeuf,
Robespierre'in ve Jakobenlerin 1794 Tem muz'unda infazıyla
başlayan zenginlerin gerici darbesi sonrasında radikalleşerek
"beyaz terör"e karşı isyan bayrağını açan ve özel mülkiyetin
lağvedilmesini savunan bir devrimci olarak siyaset sahnesinde
ki yerini aldı. Babeuf, toplumun bölü nmüşlüğünü kısaca şöyle
özetlemekteydi:
Birbirlerine taban tabana zıt iki taraf [var]: Her ikisinin de cum
huriyet istediğini gayet iyi anlıyorum ama biri onun burjuva ve
aristokratik olmasını isterken, öteki taraf halkçı ve demokratik
cumhuriyet [talep ediyor].28
42 Paul E. Corcoran, (Ed.), Before Marx: Socialism and Communism in France, 1830-
48, London, The MacMillan Press Ltd., 1983, s. 191-195.
iV
3 Will Durant ve Ariel Durant, 1he Story of Civilization, vol. X: Rousseau and
Revolution, New York, Simon and Schuster, 1967, s. 81. Morelly'nin oldukça
ayrıntılı projesinin (Code af Nature) metni için bkz. https://www.marxists.org/
subject/utopian/morelly/code-nature.htm
Ayrıca, Albert Fried, Ronald Sanders (ed.), Sodalist 1hought: A Documentary
Histary, revised ed., New York, Columbia University Press, 1992, s. 17-31.
4 Aktaran lan H. Birchall, 1he Spectre of Babeuf. London, Macmillan Press, Ltd.,
1997, s. 1 36; Marechal'in aEşitler Manifestosu'nun tam metni için bkz. s. 167-174.
5 Age., s. 1 36.
Marksizm Öncesi Komünizm ı 53
timde tam eşitleme ("düzleme/hizalama") hedefi stratejik ilkeydi.
Yetenekten, harcanan emekten, yapılan işten, topluma katkıdan,
ihtiyaçtan, tercihten tümüyle soyutlayarak ve maddi zemini bü
tünüyle göz ardı ederek her alanda mutlak eşitliği dayatmak ayırt
edici bir özellikti. Bir kalası rendelercesine ya da toprağı düzleş
tirircesine toplumu yoksulluk içindeki mutlak eşitlik düzleminde
biçimlendirmeyi öngören yaklaşım, yontulmamış komünizm pro
jesinin temel yapı taşlarından birini oluşturmaktaydı.
Yoksulluk, erdemli ve bilge insanla neredeyse özdeşleştirilmiş
ti. İyi insanlardan oluşan bir toplumun yaratılmasında, giderek
insanlığın yüce hasletlerinin ortaya çıkarılıp egemen kılınmasın
da yoksullukta eşitlik temel ölçüt olmuştu. Bunun uzantısı olarak
da basit ve temel ihtiyaçlarla sınırlandırılmış bir yaşam tarzı, ko
münist toplum düşüyle özdeşleştirilmiş, ana amaca dönüşmüştü.
Böylesi bir toplum mühendisliği içkindi zihniyete.
Bu zihniyet, dönemin üretim araçlarının geriliği çerçevesinde,
insanı ve toplumu katı bir disiplin içinde biçimlendirmeyi kurgu
layan, baskıcı, zora dayalı bir düzen projesini zorunlu kılmaktay
dı. Marksizm öncesi komünizm projesi, ilk düşünür ve aktivist
lerinin tüm iyi niyet ve saflığına karşın, doğası gereği kontrol ve
baskıyı, yani dikta rejimini kaçınılmaz kılmaktaydı. Çünkü in
sani ihtiyaç, duygu ve hatta zaafların bastırılması zoru gerektirir.
Minimumda eşitlenmiş toplumun gerektirdiği denetim kendi ba
şına şiddet araçlarını zorunlu kılar. Projenin ve sürecin merkezi
yönetimi ilahi ahlakla donatılmış meleklerden değil insanlardan
oluşacağına göre, burada insanın kurtuluşu yerine bozulmasının
altyapısına giden yolların döşenmesi kaçınılmazdır. Sınıfsız top
lumun öngördüğü devletsiz sınırsız özgürlük burada sadece eko
nomik altyapıda değil, kültür, eğitim vb. alanlarda da mevcut de
ğildir. Toplumsal rıza böylesi koşullarda ancak merkezi otoritenin
şiddetiyle istikrara dönüştürülebilir.
Örneğin Mably (1709-1785), "Bugün hiçbir insani güç, kaçı
nılmak istenen istikrarsızlıklardan daha fazlasına neden olmadan
54 1 An ti-Marksist Devrimcilik
6 Will and Durant, age., s. 83-84. Mably için ayrıca bkz. J. K. Wright, "Conversations
With Phocion: The Political Thought of Mably", History of Political 1hought, C. 13,
No. 2, 1992, s. 391-415.
Marksizm öncesi Komünizm ı ss
tarzına düşmanlık ve kırsal/köy temelli komünal yaşama özlem
birlikte seyrediyordu. Örneğin, Babeuf'çuların bir bölümü güzel
sanatları "insan doğası ve ihtiyaçları dışında" bir gereksizlik ola
rak görürken, bu tür uğraşları sadece bir "rahatlama" aracı olarak
kabul edilebilir buluyorlardı. Benzer biçimde, "insan doğasına ay
kırı" olduğu gerekçesiyle, "lüks" yaşamdan silinmeliydi. Hareketin
militanları, yayınladıkları bir bildiride de gelişme kavramını,
ilerlemenin varlığını oybirliğiyle reddettiklerini açıklamışlardı.
Onlara göre "ilerleme denen şey, sürekli çoğalan ve birbiriyle mü
cadele eden iyi ile kötü "nün devinimiydi, "iyinin tam gelişimine
olanak tanımayan bir engel"di.7
Kautsky de, üretim araçlarında değil de tüketim mallarında
ki ·ortak mülkiyetin, "her zaman özel mülkiyetin kabulünü talep
eden bir eğilimi içeren özel hane, yani aile yapısı"na uymadığını
belirtiyordu. Bu eğilime eşlik eden sınırlı üretim koşullarından
hareketle de bu tür komünist anlayışlarda evliliğe, ayrı aile yaşa
mına tepkinin yaygın olduğuna işaret ediyordu. 8
Jean Meslier, "1733 tarihli Ahit'inde, ulusal ürünün eşit olarak
paylaşılacağı ve erkeklerin ve kadınların istedikleri gibi çiftleşip
ayrılacakları komünist bir toplum için çağrıda [bulunmuş]; bu
arada, birkaç kralın öldürülmesinin yararlı olacağını da [belirt
meyi ihmal etmemişti).''9
Koşullarca yaratılmış geçici insani zaaflara ve sapmalara karşı
toplumu gözetim altına alan düzenlemeler zorunluluk olarak ortaya
çıkınca gerisi maneviyata kalıyordu. Sınırlandırılmış maddi hayat
koşullarını disiplinle dayatmaya uyarlanmış mekanizmalar eşliğin
de moral yaklaşımlar da biçimleniyordu; ahlakçılık belirleyici bi
çimde damgasını vuruyordu ideolojiye. Hayatın emekle elde edilmiş
nimetlerinin hakça paylaşılması, sömürüden azade toplumsal refah,
ı2 Aktaran, V. İ. Lenin, 'Sol' Komünizm: Bir Çocukluk Hastalıtı. çev. Muzaffer Erdost,
Sol Yayınları, Ankara, 1999, 6. Baskı, s. 62-63.
13 Kari Marx, Friedrich Engels, Komünist Manifesto, çev. Nail Satlıgan, Yordam Kitap,
İstanbul, 2014, 2. Baskı, s. 73. (Bundan böyle Komünist Manifesto.)
14 Age., s. 66.
Marksizm Öncesi Komünizm ı 59
miyor elbette. Marx ile Engels, Hıristiyanlıktan örnek vermişler
ama aslında bu tür "özel mülkiyet karşıtlığı ve eşitlik" anlayışını
hemen her dinde bulmak mümkün. Kuran-ı Kerim'de Nur sure
sinin 42. ayeti şöyle diyor: "Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır."
Zuhruf suresinin 85. ayetinde de şöyle yazıyor: "Göklerin, yerin ve
ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü kendisine ait olan Allah
ne yücedir!"15
Salt para üzerinde durarakgörüntüler üzerinden analizler, yo
rumlar ve çıkarsamalar yapmaya dönük anlayışm bu temel üzerin
de oluşturduğu yapılanmalar ve giriştiği eylemlilikler de ters te
pen özellikler içerir. Özel mülkiyetin gerçekten aşılamaması gibi,
yapay para çözümlemeleri de son tahlilde kapitalist formasyonun
mekanizmalarına yarar:
Pratik gereksinimin ve özel çıkarların tanrısı paradır önünde
hiçbir tanrı varlığını sürdüremez. Para insanın tüm tanrılarını
aşağılar ve onları metalara çevirir . . . her şeyin evrensel, kendinde
oluşmuş değeridir. Bu yüzden de tüm dünyayı, hem insan dünya
sını, hem doğayı özgül değerinden yoksunlaştırır. Para, insanın
işinin ve insanın varoluşunun yabancılaşmış özüdür, bu yabancı
öz insana hükmeder ve insan da ona tapınır.16
20 https://www.marxists.org/archive/marx/works/1843/letters/43 09-alt.htm
_
21 Engels, "Progress ofSocial Reform . . . ", age. 394 ve David McLellan, Marxism Befare
Marx, second ed., London, The Macmillan Press Ltd., 1980, s. 182.
22 MECW Electric, C. 38, s. 87. Bunu 1913'te yazdığı ve 28 Kasım 1920'de Pravda'da
da yayımlanan bir makalesinde Lenin de aktarıyor: V. 1. Lenin, "The Marx-Engels
Correspondence", Collected Works, C. 19, 4•h English Ed., Moscow, Progress
Publishers, 1968, s. 557.
Marksizm öncesi Komünizm ı 63
cesi komünizmin "anti-proleter, küçük burjuva ve yontulmamış
. . . bütün türleri için geçerli olduğunu" belirtiyordu. 23
Kullanılan sıfatlardan biri de, "baraka komünizmi"ydi. Bu te
rim zaman zaman "kışla komünizmi" diye de kullanılıyor. Burada
"baraka" sözcüğüyle askerlerin ya da o zamanlar yaygın olduğu gibi
işçilerin yaşadığı barakalar kastediliyor olsun, anlatılmak istenen
açık; dışarıya kapalı, güdümlü, tepeden denetim altında bastırılmış,
yoklukta eşitlenip hizaya sokulmuş, en basit ihtiyaçlarla sınırlan
mış ortak mülkiyetçi komün düzeni içinde tekdüze yaşam. Marx ve
Engels, "baraka komünizmi" kavramını ilk kez, 1848 yenilgisinden
sonra ülkeden kaçanları ele aldıkları Sürgündeki Büyük Adamlar
adlı çalışmalarında kullandılar. 24 Kavramın sonraki kullanımıysa,
1870'te Rus devrimci-anarşist Neçayev'in "komünist" projesinin
("Gelecekteki Sosyal Sistem'in Ana Temelleri") eleştirisiydi:
Baraka komünizminin ne kadar da güzel bir modeli! Her şey var
burada: ortak yemekhaneler ve yatakhaneler, müfettişler; eğitimi,
üretimi ve tüketimi, yani kısacası bütün sosyal etkinlikleri denet
leyen yetkililer ve her şeyi taçlandırmak üzere yüce önder olarak
Komitemiz - isimsiz, kimselerce bilinmez. Bu gerçekten de en saf
otorite karşıtlığı. 25
23 Agy.
24 Bkz. MECW Electric, C. l l , s. 314.
25 MECW Electric, C. 23, s. 543.
26 Engels, "Afterword", Collected Works, C. 27, London, Lawrence & Wishart, Electric
Book, 2010, s. 423.
64 1 Anti-Marksist Devrimcilik
35 Age., s. 109.
36 Age., s. 108.
37 Agy.
70 ı An ti-Marksist Devrimcilik
38 Age., s. 108-109.
39 Age., s. l l0-1 1 1 . Kullandığımız çeviride, orijinal metindeki "alçaklığının� sözcüğü
atlanmış, ben ekledim.
Marksizm öncesi Komünizm ı 71
ger. Böyle bir toplumda komünizm, ortak yaşamın mütekabiliyeti
[mutuality] değil, sadece bir çalışma ve ücretler topluluğu demektir.
Bir mülkiyet nesnesi olarak sermaye ile ilişki, mülkiyet şimdi ar
tık bireysel değil kolektif olsa da, aynen kapitalist toplumda olduğu
gibi kalır. Marx'a göre toplum, ücret sistemini ortadan kaldırmayan
ve fakat genelleştiren bir evrensel kapitalist olarak ortaya çıkar. O
halde, bir ücret için çalışmak, yabancılaşmanın en ayırt edici un
surlarını barındıran bu kaba komünizmin evrensel ilkesidir."40
Kaba komünizmin, özel mülkiyetin ortadan kaldırılması ile
tasarlanan yoksullukta insanı ve olumlu hasletlerini bulma ya da
açığa çıkarma arayışının olumsuzlama özelliğini, Marx'ın "basit
gereksemelerin sınırlandırdığı duyuların anlamı[nın] da kısıtlı"
olduğu saptamasına verdiği şu örnekten çıkartılabilir:
Aç kalmış bir insan için besinin insani şekli değil, besin olarak
soyut özü var olabilir ancak. Böyle bir besin en kaba saba bir bi
çimde de elde edilebilir ve aç kalmış bir insanın yemek yemesiyle
bir hayvanın yemesi arasındaki ayrımın ne olduğunu söyleyeme
yiz. Yoksul, sıkıntı içindeki adamın gözü en güzel oyunu bile gör
mez; madenleri işleyen insan onların yalnızca piyasa fiyatlarını
düşünür, madenin güzelliğini ya da benzersizliğini düşünmez.
Madenler biliminden haberi yoktur. Dolayısıyla insan özünün
nesneleştirilmesi, hem kuramsal hem de pratik bakımdan, insa
ni hayatın ve doğal hayatın büyük zenginliğini karşılayan insa
ni duyular yaratmak anlamına geldiği kadar, insanın duyularını
insanileştirmek anlamına da gelir.4 1
40 Shlomo Avineri, The Social and Political 1hought of Kari Marx, Cambridge,
Cambridge University Press, 1968, s. 244.
41 K. Marx, 1844 El Yazmaları, age. s. l l8.
42 Friedrich Engels, Anti-Dühring, çev. Kenan Somer, Sol Yayınları, Ankara, 1977, 2.
Bask ı, s. 291-292.
72 j An ti-Marksist Devrimcilik
43 Friedrich Engels, "On the Social Relations in Russia", içinde Marx, Engels, Selected
Works, C. 2, Moscow, Progress Publishers, 1969, s. 387.
44 K Marx, F. Engels, Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirisi, çev. M. Kabagil, Sol
Yayınları, Ankara, 1969, s. 33.
45 K. Marx, 1844 El Yazmaları, age., s. 1 1 1 .
Marksizm öncesi Komünizm ı 73
sal (yani insani) bir varlık olarak insanın kendisine tam dönüşü
olan komünizm - daha önceki gelişmelerin bütün servetiyle [we
alth - zenginliğiyle, birikimiyle] gerçekleştirilen bilinçli bir dö
nüş. Bu komünizm, tam gelişmiş doğalcılık [naturalizm] olarak
hümanizmle eşittir ve tam gelişmiş hümanizm olarak doğalcılıkla
eşittir; insanla doğa ve insanla insan arasındaki çatışmanın gerçek
çözümüdür - varoluşla öz, nesneleşme ile kendini pekiştirme, öz
gürlük ile zorunluluk, birey ile tür arasındaki kavganın gerçek çö
zümüdür. ... İnsan hayatına sahip çıkılması anlamında özel mül
kiyetin olumlu şekilde aşılması, böylece, bütün yabancılaşmaların
olumlu şekilde aşılması demektir - yani, insanın dinden, aileden,
devletten vb., kendi insani, yani toplumsal varoluş tarzına dön
mesi demektir. . . . [Ö]zel mülkiyetin olumlu aşılması -yani, insani
öze, insani hayata, nesnel insana ve insani başarılara, insan tara
fından ve insan için duyusal şekilde sahip çıkılması- dolaysız, tek
yanlı bir doyum alarak anlaşılmamalıdır - bu, sadece sahip olma,
malik olma değildir. İnsan tümel özüne tümel bir tarzda, yani bü
tün bir insan olarak sahip çıkar.46
46 Age., s. 1 1 1- 1 15.
47 David McLellan, Marx Before .. ., age., s. 184.
48 K. Marx, 1844 El Yazmaları, age., s. 107.
74 j Anti-Marksist Devrimcilik
49 Age., s. 108.
50 Chris J. Arthur, Dialectics of Labour: Marx and his Relation to Hegel, Oxford, Basil
Blackwell, 1986, s. 29-30; https://chrisarthur.net/dialectics-of-labour-marx-and
his-relation-to-hegel/dialectics-of-labour-chapter-2-private-property/
M arksizm öncesi Komünizm ı 75
kölelikten kurtulması, işçilerin kurtulması gibi politik bir biçim
de anlatımını bulmaktadır; bunun böyle olması, yalnızca onların
kurtuluşunun önemli olmasından değil, işçilerin kurtuluşunun
evrensel insanlığın kurtuluşunu içermesinden ileri gelmekte
dir; işçilerin kurtuluşu insanlığın kurtuluşunu içerir, çünkü iş
çinin üretimle ilişkisinde insanın köleliğinin bütünü vardır ve
köleliğin her ilişkisi bu ilişkinin sadece biraz değişik bir şekli ve
sonucudur."51
İşçi-insan kavrayışı temelinde ele alındığında, proletaryanın
kurtuluşuyla insanın kurtuluşu arasındaki organik bağı özel mül
kiyetin aşılması gerçek anlamına kavuşturur:
Özel mülkiyetin aşılması bu yüzden tüm insan duyularının ve
yüklemlerinin tam kurtuluşudur; ama bu kurtuluş, bu duyular ve
yüklemler, öznel ve nesnel bakımdan, insani oldukları için gerçek
leşir. Göz, insani bir göz olmuştur ve nesnesi de, toplumsal, insani
bir nesnedir. ... Bunun sonucunda gereksenme [ihtiyaç] ve doyum
bencil özelliklerini yitirir, doğa da basit kullanılma yararlılığını
yitirerek insani yararlılık olur. 52
51 Age., s. 87-88.
52 K. Marx, 1844 El Yazmaları, age., s. 97.
76 1 Anti-Marksist Devrimcilik
53 Age., s. 1 1 3.
54 Komünist Manifesto, age., s. 54.
Ma rksizm öncesi Komünizm ı 77
"Bizim topluluğumuzun toplam ürünü, toplumsal bir üründür.
Bunun bir kısmı yeni üretim araçları olarak iş görür ve toplumsal
lığı devam eder. Ama öteki kısmı, üyelerce yaşamı sürdürme aracı
olarak tüketilir."
Marx, ancak iktisadi ve tarihsel tanıtlamasını bitirdikten son
radır ki, şöyle devam eder: "Kapitalist üretim biçiminin ürünü
olan kapitalist mülk edinme biçimi, kapitalist özel mülkiyeti
yaratır. Bu, mülk sahibinin emeğine dayanan kişisel özel mül
kiyetin ilk yadsımasıdır. Ama kapitalist üretim, bir doğa yasa
sının kaçınılmaz zorunluluğu ile kendi yadsınmasını doğurur.
Bu, yadsımanın yadsınmasıdır."55
[E]şit hak, ilke olarak, burjuva hukukundan başka bir şey de
ğildir, oysa bugün eşdeğerler arasındaki değişim metalarda ancak
ortalama olarak mevcuttur ve bireysel durumlarda söz konusu de
ğildir. ... Üreticinin hakkı sunmuş olduğu emekle orantılıdır; bu
radaki eşitlik emeğin ortak ölçü birimi olarak kullanılmasından
ibarettir. Ama bir fert fizik ya da moral bakımından bir başkasın
dan üstün olabilir, aynı zaman içinde çok emek sarf etmiş olabilir
57 Age., s. 33.
Marksizm öncesi Komünizm ı 83
D. Öncü Kişilikler ve Marksizmle Çatışmalar
58 "The Program of the Blanquist Fugitives from the Paris Commune", International
Socialist Review, C. IX, ve https://blanqui.kingston.ac.uk/critical-assessments/
friedrich-engels/
59 Agy.
60 Eric Hobsbawm, age., s. 1 38.
Marksizm öncesi Komünizm ı ss
Blanqui'nin, bütünüyle bu yanlarına indirgenemezse de, ham
komünist düşünceye özgü aceleci, hesapsız kitapsız, sorumsuz,
maceracı bir yanı vardı. Teoriyi, bilimi, analizi küçümseyişi, ger
çeklikle umursamaz ve üstünkörü ilişkisi, sosyal formasyona ve
gelişim dinamiklerine olan ilgisizliği ve bilgisizliği, indirgemeci,
duygusal, basit dünya görüşü ciddi zaaflarıydı. Bunlar onu ham
komünizme bağlayan rabıtalardı. Bu bakımdan elbette Marx'la ta
ban tabana zıt konumdaydı. Ama konunun daha önemli bir başka
yanı daha var. Onu da bir yazar şöyle ifade ediyor:
. . . Aşırı Jakoben cumhuriyetçiliğin biçimi. Bu, Büyük [Burjuva]
Devrim'in gerçekleşmemiş düşlerinin sürekli peşinde koşmayı,
özgürlük, eşitlik ve kardeşliğe (monarşi ve Kilise'nin [egemenliği)
yıkılması, ordu [yapısı] dahil feodalizmin tüm öteki özelliklerinin
yok edilmesi veya dönüştürülmesi) anlamlı bir içerik verecek yol
ları aramayı içermekteydi. Bu kazanımlar genel, zorunlu, laik bir
eğitimle pekiştirilecek ve sonunda da bu, Blanqui'ye göre bütün
istismarların kökeni olan cehaleti [yaşamdan] silecekti. Sosyal ve
ekonomik düzlemdeyse, süreçteki son dönemeç bir tür eşitlikçi ko
münizm olacaktı ama iyi toplum vizyonuna 'Blankist' sözcüğünü
eklemenin onun tanımlanmasına herhangi bir yardımı olamaz.61
61 Jolyon Michael Howorth, "The Myth of Blanquism under the Third Republic (1871-
1900)", 1he Journal of Modern History, C. 48, No. 3, 1976, s. 41; https://www.jstor.
org/stable/ 1878809
86 1 Anti-Marksist Devrimcilik
64 Age., s. 36-47.
65 Aktaran, Edward S. Mason, uBlanqui and Communism", Political Science Quarterly,
C. 44, No. 4, 1929, s. 507; https://www.jstor.org/stable/2143015?seq=lO#metadata_
info_tab_contents
Marksizm öncesi Komünizm ı 89
burjuvazinin "halka duyduğu nefreti saklamadığı"nı belirtirken
1852' deki bir mektubunda da, asillere karşı mücadelede ortaklık
etmiş olan proletarya ile burjuvazi arasında, "zafer sonrasında mü
cadelenin başladığı"ndan söz ediyordu.66
Hal Draper'ın dediği gibi, "Blanqui, öncelikle bir aktivist ve
aktivistlerin başkomutanı [generalissimo] olarak bu hareketin
tipik örneğiydi. Toplumsal analiz ve devrimci siyasetin ('teori')
genel sorunları üzerinde zaman kaybetmeye militanca karşıydı.
Militanlarıyla birlikte aşikar olarak görüneni kabul etmekteydi:
Halkın büyük bölümü toplumsal düzen tarafından umut kesile
cek ölçüde çürütülmüş olduğuna göre, kendilerine rağmen kurta
rılmalıydı. Halkın yararı için çalışan Erdemli Şef önderliğindeki
dürüst devrimciler grubunun geleneksel ani darbe [coup de mains]
(komplo) yöntemiyle devrim yapacak İyi İnsanlarca kurtarılmak.
İyi İnsanlar (sosyolojik terimle devrimci elit) sonra da halkı (bir
gün) demokratik olarak yönetebilecek noktaya ulaşıncaya kadar
eğitecek yeni devrimci rejimi kuracaktı."67
Marx devrimci pratiği devrimci teoriden çıkartırken, Blanqui
salt pratikle yetiniyor, kaynaklara, örneğin Babeufa geri dönüyordu.
Babeuf, Cambridge Üniversitesi profesörlerinden, pek çok bi
limsel buluşa ve ilerlemeye katkıda bulunmuş, felsefe alanında de
rinlikli fikirleri yayımlanmış, dünyanın en büyük matematikçi ve
fizikçilerinden biri olan Isaac Newton'un yerçekimini keşfetme
sinde en az akıl kadar dikkatini bu konu üzerinde odaklaştırmış
olması ve dolayısıyla ilgisinin rolü olduğu düşüncesinden hareket
le, "Her şey çalışmamızın odaklandığı nesneye bağlıdır," diyordu.
Yani örneğin herhangi bir devrimci, merada koyun otlatırken ilgi
ve dikkatini devrime ya da sürüye değil de yerçekimi meselesine
verse, iş sadece elmanın kafasına düşmesine kalırdı. Haklı bir hak-
66 Daniel Bensaid ve Michael Löwy, "Auguste Blanqui, heretical communist", çev.
Philippe Le Golf, Radical Philosophy, No. 185, 2014, s. 31. Bu yazının Türkçe çevirisi
için bkz. http://imdatfreni.org/auguste-blanqui-heretik-komunist-daniel-bensaid
michael-lowy/
67 Hal Draper, Kari Marx's Theory of Revolution, C. 3: The Dictatorship of the
Proletariat, Delhi, Aakar Books, 201 1, s. 125.
90 ı Anti-Marksist Devrimcilik
68 Bounarroti, age., s. 1 1 .
69 Kari Marx, Louis Bonaparte'ın 1 8 Brumaire'i, çev. Erkin Özalp. Yordam Kitap,
lstanbul, 2016, s. 29.
Marksizm Öncesi Komünizm ı 91
engellemekten, bu süreci yapay krizlere itmekten, devrim koşulla
rı olmaksızın irticalen devrim yapmaktan ibarettir. Onlara göre,
devrim için gerekli tek koşul, onların kendi komplolarının yete
rince örgütlenmesidir. Onlar devrim simyacısıdırlar. . .' 1850' den
sonra, Marx'ın ve Engels'in ekonomik krizin sonunun aynı za
manda devrimci krizin sonuna işaret ettiği, ve bir başka ekono
mik krizin bir başka devrim için zorunlu koşul olduğu üzerindeki
ısrarları, Blanqui'nin izleyicileri ile ilişkinin nihai olarak kesilme
sine neden olmuştur. Kendi izleyicilerinin kusurlarını paylaştığı
ölçüde, Blanqui'nin politikaya yaklaşımı tarihsel materyalizmin
bakış açısı ile çatışıyordu.70
70 Stanley Moore, •Three Tactics, The Background in Marx", Monthly Review Press,
New York, 1963, s. l l-33'ten çeviren Sina Güneyli, Teori ve Politika; https://www.
teorivepolitika.net/index.php/arsiv/item/848-marx-ve-azinlik-devrimi
92 f Anri-Marksisr Devrimcilik
71 »Meriç Şengül, "Sosyalizm Tarihinden iki Portre: Babeufve Blanqui», Gelenek, No.
63, 2000; https://gelenek.org/sosyalizm-tarihinden-iki-portre-babeuf-ve-blanqui/
72 https://en.wikipedia.org/wiki/Louis_Auguste_Blanquhttps://blanqui.kingston.
ac.uk/c
Marksizm öncesi Komünizm ı 93
sine "Blankist" iftirası atmalarına yanıt verme, kendini savunma
ihtiyacıdır. İkincisiyse, Bolşeviklerin içindeki bu türden eğilimleri
mahkum etmektir. Eleştirilerinin çoğunu da zaten 1917 öncesin
de yazmıştır. (Bunlar sol kamuoyunda iyi bilindiği için üzerinde
durmaya gerek yok.)
Sol' dan Marx'a ve Lenin'e Blankist bağlar üzerinden gelen kara
çalmaysa, esas olarak devrimden kaçan sosyal demokrat refor
mistlerin, il. Enternasyonal solunun, yerleşik Blanqui önyargıla
rından yararlanarak, haklılık payı yüksek Marksist-devrimci te
melli bir eleştirel kaygıdan hareket etmekten ziyade, aksine bizzat
iki yaşamsal amacı, "devrim" kavramını ve proletarya iktidarını
yıpratmak için uydurulmuş yalanlardı.73
Marksistlerle Blanqui yandaşları arasında zaman zaman cephe
ittifakları, taktik işbirlikleri vb. oldu ama bu bir noktadan öteye
hiç gitmedi, hep farklı yollardan uzak, soğuk, arada hasmane iliş
kilerden geçtiler. Aşılmış olanla günün geleceğe uzanan hareketini
bağdaştırmaya çalışmak ancak arsız işi olur ki, yararlı bir sonuç çı
karamaz. Aşılmış olanı saygıyla anmak, tarihin seyrindeki olumlu
konum ve katkılarına vefayla yaklaşmak, onların tarafında ama
nesnel çözümlemelerle incelemek, hakkaniyetli yaklaşmak elbette
gereklidir; ama işte sadece bu kadar. Kuşkusuz, varsa, öğrenilecek
şeyleri de inkar etmemek şarttır. Niyetler iyi, amaçlar soylu olabi
lir. Kişiler, önderler, militanlar arasında güzel insanların varlığı
tartışılamaz. Konumuz işin bu yanları değil.
Blanqui, Marksizm dışı anlayışın içinde günümüzdeki ardıl
larınca da en fazla inkar edilen bir Marksizm öncesi devrimcidir.
Yontulmamış sol'da Blanqui pek çok olumlu yanıyla değil, özel
likle ardıllarının yeniden ürettikleri zaaflarıyla benimsenmiş ve
kötü biçimlerde, gizlice taklit edilmiştir. Blankicilik, aynı soydan
gelmiş olmalarına ve bütün yakınlıklarına karşın, güni.imüz ham
komünistlerinin, düşünsel hegemonyalarını riske atmayı zorlama-
73 Bu stratejik noktaya dikkat çeken bir Türkçe kaynak için bkz. "Bir isyan Teknisyeni:
Auguste Blanquin, Komünistlerin Gözüyle Portreler, Köz Yayınları, İstanbul, 2007, s.
23-34, ve özellikle 31-33.
94 j Anti-Marksist Devrimcilik
86 Agy.
87 Agy., s. l l9.
88 Aktaran, M. Löwy, 1he 1heory of .. , age., s. 76.
Marksizm öncesi Komünizm 1 101
Nihayetinde, devrim neden bir monarkın işi olmasın ki? Weiting
böylesi bir şeyin hiç de olanaksız olabileceğini düşünmüyordu ve
bunun imkan dahilinde olduğu tezini tarihten bir örnekle destek
liyordu: "Isparta' da kral iki defa ortak mülkiyet [düzeni] kurmuş
tu.300 yılda bunların örneğini izleyecek kimse yok mudur?"89
89 agy.
90 agy.
91 Riazanov, age., s. 65·66.
92 Wittke, age., s. 1 10.
102 1 Anti-Marksisr Devrimcilik
93 Age., s. 1 12.
Marksizm öncesi Komünizm ı 103
rulmaya başlandı. Weitling'in de içinde yer aldığı liga, Hıristiyan
komünizmi ve eylemci kaba devrimcilik geleneğini temsil etmek
teydi. Kardeşliğe, adalete, eşitliğe dayalı Tanrı'nın Krallığı'nı, yani
cenneti yeryüzünde kurmaktı açıklanmış amaç. Gizli ve doğrudan
eyleme dayalı örgütlenme biçimi benimsenmişti.
Marx ve Engels bu sırada, sanılanın aksine, zaman ve emekle
rini sadece teoriye, felsefe ve bilime adamış değillerdi; doğrudan
devrimci pratiğin, devrimci dayanışmanın ve örgütlenme çabala
rının da aktif bir biçimde içindeydiler. Bu çabaları doğrultusunda
1846 yılında, Avrupa' daki komünistleri bir araya getirecek ulus
lararası nitelikte bir proletarya partisinin kurulması çabalarının
eşgüdümünü üstlenecek Brüksel Komünist Haberleşme (İletişim)
Komitesi'ni kurdular.
Bu arada, Adiller Ligası üyelerinden de Marx He Engels'e örgü
te üyelik talepleri gelmekteydi.1 Örgütün pek çok ileri geleni, yon
tulmamış devrimci eğilimin sonunun, maceracılığın ve bilimdışı
yönelimlerin çıkmaz sokaklarda sonuçsuz kalacağını, yıkımdan
başka bir şey getiremeyeceğini sezmeye başlamışlardı. Marx ile
Engels'in yazı ve konuşmaları üzerlerinde olumlu etkiler oluştur
maya başlamıştı.
1847 yılı ortalarında bu ortaklık Komünistler Birliği'nin kurul
masıyla sonuçlandı. Marx ile Engels örgütün 29 Kasım' daki ikinci
kongresine katıldı. Bu kongrede bir "Komünist Parti Manifestosu"
hazırlanması görevi Engels'le birlikte Marx'a verildi. Gündelik
yaşamın ve siyasal mücadele pratiğinin içindeki çalışmaları
nın bir sonucu olarak da, Marx'ın araştırmalarının ilk başyapıtı
Manifesto, üyesi olduğu liganın ona verdiği bu görev sonucu ortaya
çıkacaktı.94
Marx'ın yolu Weitling'le bu süreç içinde Brüksel' de kesişti.
Marx, onu ilgi ve sevgiyle izlemiş ama sonunda umudunu kesmiş
ti. Alman ldeolojisi'nde de onu, dar görüşlü zanaatkarların koşul
larıyla sınırlanmış bir ufuk çerçevesinde oluşmuş Fransa kökenli
94 Birlik tüzüğünün tam metni için bkz. Kari Marx ve Friedrich Engels, Komünist
Parti Manifestosu, Tohum Yayıncılık, İstanbul, 2001, 2. Baskı, s. 85-90.
104 1 An ti-Marksist Devrimcilik
95 Kari Marx ve Friedrich Engels, Alman ideolojisi, çev. Tonguç Ok, Olcay Geridönmez,
Evrensel Basın Yayın, İstanbul, 2013, 2. Basım, s. 400.
Marksizm Öncesi Komünizm ı 105
Ardından Marx soruyor:
"Anlat bize Weitling, pek çok işçiyi etkileyip işlerini ve ekmekleri
ni kaybetmelerine neden olan komünist şamatanızla Almanya' da
epey gürültü çıkaran sizler, devrimci ve toplumsal etkinliğinizi
hangi temel ilkelerle savunuyorsunuz ve onu gelecekte hangi temel
üzerine oturtarak sürdürmek niyetindesiniz?"
102 Riazanov, age., s. 98-99. Bu anlaşmazlık ve bölünme konusunda ayrıca bkz. August
H. Nimtz, Demokrasi Savaşçıları Olarak Marx ve Engels, çev. Can Saday, Yordam
Kitap, İstanbul, 2012, s. 208-21 5.
1 10
J
Anti-Marksist Devrimcilik
103 MECW Electric, C. 1 1 , s. 403; Ayrıca bkz. Revelations Concerning the Communist
Trial in Co/ogne by Kari Marx 1853;
https://www.marxists.org/archive/marx/works/1853/revelations/chOI.htm
104 Aktaran McLellan, Kari Marx: A Biography, London, Papermac, 1995, s. 226.
Marksizm öncesi Komünizm ı ı ı ı
Berlin Üniversitesi'nde felsefe okudu, üniversiteyi bitirdikten son
ra yeniden Amerika'ya döndü. 1878' de dünya devrimini başara
madan öldü.
Marx'ın şu sözleri bu trajik yaşam öyküsünde de bir kez daha
kanıtlandı:
İnsanlar tarihlerini kendileri yapar; ama onu özgür iradeleriyle
değil, kendi seçtikleri koşullar altında değil, dolaysız olarak ön
lerinde buldukları, verili, geçmişten devrolan koşullar altında ya
parlar.105
105 Kari Marx, Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'i, çev. Erkin Özalp, Yordam Kitap,
İstanbul, 2016, s. 20.
106 Yaşamöyküsü için bkz. Michael Prawdin, Ihe Unmentionable Nechaev: A Key
to Bolshevism, London, George Ailen and Unwin Ltd., 1961. Bu kitap Türkçe de
yayımlanmıştır: Olanaksızı isteyen Adam - Sergey Nechaev, çev. Taner Ayyıldız,
Epigon Yayınları, İstanbul, 2003.
112 1 Anti-Marksist Devrimcilik
107 Aktaran, Boris Souverin, Stalin: A Crltical Survey ofBolshevizm, çev. C. L. R. James,
New York, Longmans, Green and Co., 1939, s. 582.
108 Bkz. https://www.newworldencyclopedia.org/entry/Sergey_Nechayev; Türkçesi:
https://gaz.wiki/wiki/tr/Barracks_communism; ayrıca, Michael Prawdin, age., s.
48-49.
Marksizm Öncesi Komünizm 1 113
her şey, biricik tek bir çıkar, tek bir düşünce, tek bir tutku devrim
tarafından özümlenmiştir.
Varlığının en derinliklerinde, yalnızca sözlerde değil ama eylem
lerinde de, uygar düzenden ve tüm o yasalarıyla, töreleriyle, top
lumsal uzlaşmalarıyla ve etik kurallarıyla kültürlü dünyadan bü
tün bağlarını koparmıştır. Bu dünyanın amansız bir düşmanıdır,
ve onun içinde yaşamayı sürdürüyorsa eğer, bu sadece onu daha
etkili bir biçimde yıkabilmek içindir.
Devrimci, doktrinciliği tümüyle hor görür ve gelecek kuşaklara
bırakmak üzere dünya bilimlerini reddetmiştir. Bildiği yalnızca
tek bir bilim vardır: yok etmek bilimi. Bu ereğe, yalnızca bu ereğe
varmak için, mekanik, fizik, kimya ve belki tıp çalışacaktır. . . . Bi
ricik ve sabit hedefi bu pespaye düzenin derhal yok edilmesidir.
Kamuoyunu hor görür. Tüm dışavurumları ve ifadeleriyle var olan
toplumsal etiği hor görür ve ondan iğrenir. Onun için, devrimin
zaferine yardım eden her şey ahlakidir. Devrimin yolunu kesen
her şeyse ahlak dışıdır ve suçtur.
Devrimci, adanmış bir insandır, devlete ve genel olarak eğitimli
ve ayrıcalıklı tüm topluma karşı acımasızdır; ve onlardan da hiç
bir merhamet beklememelidir. Onlarla devrimci arasında, ilan
edilmiş ya da edilmemiş, sürekli ve uzlaştırılamaz bir ölüm kalım
savaşı vardır. Devrimci kendisini işkenceye dayanabilecek şekilde
disipline etmelidir.
Kendisine karşı sert olduğu gibi, başkalarına karşı da sert olmalı
dır. Her türlü şefkat belirtisi, akrabalık, dostluk, sevgi, minnettar
lık hatta onur gibi yumuşatıcı duygular devrimci davaya duyulan
tek amaçlı ve soğuk bir tutkuyla tamamen söndürülmelidir. Dev
rimci için yalnızca tek bir doyum, tek bir avunma, tek bir sevinç
ve tek bir kıvanç vardır: devrimin başarısı. Gece gündüz tek bir
düşünceyi tek bir amaca taşımalıdır: amansız yok etme eylemi. Bu
amaç uğruna soğukkanlıca ve yorulmadan çalışırken, bizzat ken
disinin ölümüne ve amacın gerçekleşmesini engelleyen her şeyi
kendi elleriyle yok etmeye hazırlıklı olmalıdır.
Gerçek devrimcinin doğasında herhangi bir romantizme, her
hangi bir duygusallığa, kendinden geçmeye veya esrikliğe yer
1 14 1 Anti-Marksist Devrimcilik
1 10 Agy.
l l 1 Agy.
1 16 1 Anti-Marksist Devrimcilik
1 1 2 Agy.
1 1 3 Agy.
Marksizm öncesi Komünizm 1 117
Neçayev, "devrimci kadınlar"aysa kendisinden beklenmeyecek
ölçüde sevecen yaklaşmakta, onları "sermaye" olarak değil de "ha
zine" olarak ya da belki hazineye getirisi en yüksek, dolayısıyla da
en kıymetli sermaye olarak görmektedir: ". . . son olarak, tümüyle
bizimle olan kadınlar vardır, yani grubun sırlarını ve adetlerini tü
müyle bilen ve programımızı eksiksiz kabul edenler. Bu kadınları,
hazinemizin en değerlileri olarak görmeliyiz, yardımları olmasay
dı hiçbir şey yapamazdık."114
Devrimci sermaye, bir yatırım aracı olarak getirisini yüksek
tutmalı, karın maksimizasyonu için her şeyi yapmalıdır:
Devrimci; devlet, sınıf ve sözde kültür dünyasına salt onun hız
lı ve toptan yıkımına inandığı için girer ve içinde yaşar. Eğer bu
dünyanın herhangi bir öğesine karşı acıma duyuyorsa o bir dev
rimci değildir. Eğer yapabilirse, bir konumun, bir ilişkinin ya da
bu dünyanın bir parçası olan herhangi bir kişinin yok edilmesiyle
yüzleşmelidir - her şey ve herkes onun için eşit derecede tiksinçtir.
Bu dünyada ailesi, arkadaşları ve sevdiği olması onun için tümüy
le kötüdür; eğer bu insanlar onu engelleyebiliyorsa o bir devrimci
değildir.
Amansız yıkımı amaçlarken, bir yandan da olduğundan başka
biriymiş gibi yaparken, devrimci, toplumun içinde yaşayabilir ve
hatta bazen yaşamalıdır. Devrimci her yere sızmalıdır: alt ve orta
sınıfların arasına, tecim-evlerine, kiliseye, zenginlerin konakla
rına, bürokrasi dünyasına, askeri ve yazınsal dünyaya, Üçüncü
Şubeye (Gizli Polis) ve hatta Kışlık Saray'a.115
1 14 Agy.
1 1 5 Agy.
1 18 j Anti-Marksisr Devrimcilik
1 16 Agy.
1 17 Agy.
Marksizm öncesi Komünizm ı 119
mayan öğeleriyle ellerimizi birleştirelim. Ve Rusya' daki biricik
hakiki devrimciler olan cesur haydutlar dünyasıyla da ellerimizi
birleştirmeliyiz. 118
1 18 Agy.
1 19 Agy.
120 MECW Electric, C. 23, s. 448.
120 ı Anti-Marksist Devrimcilik
1 23 Marx ve Engels, Seçme Yapıtlar,C. 2, çev. Sevim Belli, Alaattin Bilgi, Güneş Özdural,
Ahmet Kardam, Kenan Somer, Sol Yayınları, Ankara, 1 977, s. 305.
1 24 MECW Electric, C. 23, s. 527.
125 Age., s. 89-90.
126 Age., s. 5 1 5.
127 Age., s. 23.
122 1 Anti-Marksist Devrimcilik
tim ı29
. . .
129 Eldridge Cleaver, Soul On lce, New York, Deli Publishing Co., 1968, s. 12.
v
MARKSİST H A R E K ET E SIZMA
UYGULAMADA H A M KOMÜNİZM
A. Sovyet Modeli
Rusya gibi, kapitalizmin gelişmediği, köylülüğün hakim oldu
ğu, yetersiz ekonomik altyapıyla geri sosyokültürel çevrenin, des
potik ve kıyıcı devlet geleneğinin, düşük eğitim seviyesinin, an
tidemokratik politik kültürün, gelişmemiş sivil toplumun bulun
duğu ülkelerde devrimlerin olması da kaba komünizmi besleyen
dinamikleri işaret ediyordu.
Daha ilk dönemlerde parti içinden ve dışından ham komünist
görüşler seslendirilmeye, bu temelde eleştirel yaklaşımlar sergilen
meye başlandı. Elbette Lenin ve parti bu zor zamanlarda bunlara
prim vermedi, karşı koydu, doğru yolundan sapmadı. İlk kez de
nenen bir inşa sürecinde Marksist bilim ışığında yola çıkılmıştı ve
bunda ısrar edildi. Tabii bu noktada, Marksizm içi diye nitelendi
rilebilecek "sol sapmalar"ı ayrı tutmak gerekir.
J. V. Stalin, Eserler, C. 1 3, çev. Saliha N. Kaya, red. İsmail Yarkın, İnter Yayınları,
İstanbul, 1992, s. 308-312.
138 1 Anti-Marksisr Devrimcilik
2 Agye.
3 Age., s. 1 10.
Uygulamada Ham Komünizm ı 139
lıklar söylemek ve Marksizme kara çalmak demektir. Marksizmin,
eşitçiliğin düşmanı olduğunu anlamanın zamanıdır.4
4 Age., s. 308-309.
5 Aktaran, Erik van Ree, 1he Political 1hought of/oseph Stalin: A Study in Twentieth
Century Revolutionary Patriotism, London, Routledge Curzon, Taylor & Francis
(e-Library), 2003, s. 106.
140 ı Anti-Marksist Devrimcilik
6 Aktaran Sheila Fitzpatrick, �Stalin and the Making of a New Elite, 1928-
1939", Slavic Review, C. 38, No. 3, 1979, s. 381; https://www.jstor.org/
stable/249671 1 ?seq= l&cid=pdf-reference#references_tab_contents
7 Orlando Figes, A People's Tragedy: A History of the Russian Revolution, New York,
Viking Penguin, 1997, s. 772.
Uygulamada Ham Komünizm ı 141
Ekim Devrimi'nde on yaşında ya da daha küçük olan benim kuşa
ğımın komsomolları kaderimize hınç duyuyorlardı. Politik bilin
ce ulaşıp Komsomol'a üye olduğumuzda ve fabrikalarda çalışmaya
başladığımızda, artık bizim için yapacak şey kalmadığını, çünkü
devrimin ruhunun kaybolduğundan, iç savaşın meşakkatli ama
romantik günlerinin geri gelmeyeceğinden ve eski kuşağın bize
mücadele ve heyecandan yoksun, sıradan, sıkıcı bir yaşam bıraktı
ğından şikayet ediyorduk. 8
8 Age., s. 814.
9 J. V. Stalin, Leninizmin Sorunları, çev. İsmail Yarkın, Süheyla Kara, Saliha N. Kaya,
lnter Yayınları, İstanbul, 1997, s. 623-624.
142 1 Anti-Marksist Devrimcilik
10 Üstelik bu sadece bir Rus milliyetçiliği de değildi; dünyanın dört bir yanında,
özellikle komünist partilerin yönetici ve üst düzey kadrolarının da inancıydı.
Oralarda da bunlar çoğunlukla kariyer kaygılarıyla yoğrulmuştu, samimiyetsizdi
ama çarkı da çeviriyordu.
Uygu lamada Ham Komünizm ı 145
dolayısıyla haklısın; senden çekinmeliyiz. Bu nedenle bir daha ge
ride kalmamalıyız. 1 1
3. Çöküşte Kadrolar
Çöküş sürecini çözümlerken, Ellen Meiksins Wood'un "siyasi
olarak elde edilmiş mülkiyet" kavramından hareket etmek yararlı
olabilir.16 Bu çok da bilinmez bir ilişki ağına ve mülkiyet edinme
yöntemine işaret etmiyor. Wood'un yazdığı gibi, örneğin feoda
litede, "devletin kamusal gücü ve mülkiyetin özel gücü [çerçeve
sinde]" kişisel mülkiyet, tarihsel olarak özgün biçimlerde kamusal
güç elde etmeye bağlanmıştır.17 Örneğin, "Çin' de genellikle büyük
servetlerin kaynağı, merkezi devlette makam sahipliğiydi."1 8
Avrupa' da, örneğin İngiltere'ye göre daha farklı olarak
Fransa' da, "Devlet de siyaseten mülk edinmenin rakip bir biçimiy
di; temel kaynak, vergiler aracılığıyla devlet memurlarının artı
ürüne doğrudan el koymasıydı; bazı tarihçiler bir tür merkezileş
miş rant demektedir. ... Karmaşık bir bürokrasi oluştu; bu, sadece
siyasi ve idari amaçlara hizmet etmekle kalmıyor, aynı zamanda
memurlar için iktisadi kaynak olarak resmi dairelerde bir tür özel
mülkiyet biçimi de yaratıyordu."19
Bu türden bir yapılanmanın devlet zoru ile olan kaçınılmaz
ilişkisi ise Fransa' da şöyleydi:
Buradaki geçerli bağlam, kapitalizm değil mutlakiyetçiliktir.
[M]utlakiyetçi devlet, temel bir iktisadi kaynak olarak ... hem siya
si hem de iktisadi sistemi oluşturuyordu. Devlet makamı ... bir özel
mülkiyet biçimiydi; devlet memuriyeti, kişisel zenginliğin kaynağı
olmanın yanı sıra kamu gelirini de sahiplenmek demekti. 20
22 Pol Pot'un yaşam öyküsü için bkz. David P. Chande, Brother Number One: A
Political Biography ofPol Pot, Boulder, Co., Westview Press, 1992.
156 1 Anri-Marksist Devrimcilik
23 Laura Summers, "Defining the Revolution", Current History, C. 71, No. 422, 1976, s.
214; https://www.jstor.org/stable/45314294 Accessed: 1 2-06-2021 17: 1 1 UTC
24 Bu konuşmanın tam metni: Pol Pot, Long Live the l 7'h Anniversary of the
Communist Party of Kampuchea: Speech by Pol Pot, Secretary of theCentral
Committee ofthe Kampuchean Communist Party Delivered on September 29, 1 977,
New York, Group of Kampuchean Residents in America (G.K. Ren.). 1 977.
25 David Chandler, "Report of Activities of the Party Center According to the General
Political Tasks of 1976", içinde Chandler, Kiernan & Boua (der.). Pol Pot Plans the
Future: Confidential Leadership Documents fromDemocratic Kampuchea, 1976-
1977, New Haven, CT., Yale University Southeast Asia, s. 219. (Bundan böyle Pol Pot
Belgeler.)
Uygu lamada Ham Komünizm 1 157
Ülke ve parti içindeki engelleri, "düşman mikroplar"ı Pol Pot
şöyle açıklamaktaydı:
... biz sosyalist devrimi gerçekleştirirken, parti içinde halkın de
mokratik devrimi mücadelesini yürüttüğümüz zamanlarda ortaya
çıkmış bir hastalık söz konusudur. Halk devriminin ve demokra
tik devrimin ateşinin sıcaklığı, ulusal demokratik katmanlarda,
halk ve sınıf mücadelesi düzleminde yetersiz olduğundan, parti içi
mikropları bulmada başarısız olduk. Onlar yeraltındalar. Sosyalist
devrimimiz gelişip partinin ve ordunun bütün hücrelerine ve hal
kın arasına nüfuz ettikçe çirkin mikropları bulabiliriz. Sosyalist
devrimin niteliği gereği dışarı atılacaklardır. Daha fazla bek
lersek mikroplar gerçek zararlar verebilirler. Çelişkiler vardır.
Onları gömmek için toprağı kazırsak bizi içten çürütürler. Partiyi
değil, toplumu ve orduyu çürütürler. 26
Gerçi bu, parti-devlet seçkinleri için pek böyle değildi ama di
yalektik sıçramada bu kadarı olabiliyordu. Para halk için zehirliy
di ama devrimci devlet başkaydı:
Parayı lanetlediğı Dört Yıllık Plan' da Pol Pot, devlet harcamaları
nı dolar bazında 202 milyon dolar olarak hesaplamıştı. Ek olarak,
Tayland sınırındaki markette Kızıl Kmer kadroları ellerinde 100
dolarlık banknotlarla kendi partilerinin merkezi için yiyecek satın
alırken görülmüşlerdi. 37
36 Aktaran, https://scholarcommons.usf.edu/cgi/viewcontent.
cgi?article= l 710&context=gsp
37 Bkz. Sheridan T. Prasso, age.
162 1 A n : -Marksist Devrimcilik
S ONUÇ V E DEGERLENDİRME
için değil, ama onları atması ve canlı çiçeği devşirmesi için zincirleri arındırıyor
insanın yanılsamalarını, insanın kendi gerçekliğini akıl çağına erişen ve yanıl
. . .
2 "Zor, yeni bir topluma gebe olan her eski toplumun ebesidir." Kari Marx, Kapital, C.
l, çev. Mehmet Selik ve Nail Satlıgan, Yordam Kitap, İstanbul, 2010, s. 7 1 9.
3 Age, s. l 9-20.
168 1 Anri-Marksist Devrimcilik
8 Robert Paul Wolff, �How to Read 'Das Capital'", The Massachusette Review, ine., C.
21, No. 4, 1980, s. 762. https://www.jstor.org/stable/25089097
9 Age., s. 763.
10 Komünist Manifesto, age., s. 50.
Sonuç ve De(lerlendirme ı 175
toplumsal bir fenomendir. Bu çeşit devrimciliğin bir burjuva
hevesinden bir ötekine çılgınca sevdalanmaya dönük eğilimi", 1 1
sonunda da nesnel olarak sağcı işlevler görür. Böylece bu çalışma
nın konusu olan sahte devrimci ortaya çıkar. Yani tek başına sis
teme tepki de yetmez; salt yıkıcı mı, yapıcı, yani devrimci mi, ona
bakılır. Örneğin, Proudhon'un ünlü "Mülkiyet hırsızlıktır" lafının
altı da boş değildir ama geleceğe ilişkin teorik-pratik yönü çıkmaz
sokağa götürür, projesinde çözüm yoktur.
Bu sızmanın öteki kullanılan unsuru, yontulmamış dev
rimciliğin pek sevdiği lümpen proletarya da farklı değildir.
Lümpenleşme ve onun her yana çekilebilecek güvenilmez tepki
sel radikalizmi, sadece bu hareketin vurucu gücü olabilir. Bütün
aksine retoriklerine karşın, onları sersemletmiş özel mülkiyete
imrenme duygusu, bu ilkel devrimciliği proletaryanın çıkarları
nın tam karşısında konumlandırır. Türkiye' de 1970'li yıllarda ül
kücü hareketin bir afişinde şöyle yazılmıştı: "Bu Buhran Bitecek,
Fabrika İşçinin Olacak." Yani sorun sadece özel mülkiyet düş
manlığı da değildir. Mülkiyetten kopamamışların, onu herkese
yaymak dışında perspektifi olmayanların özel mülkiyete ilişkin
boş, keskin sloganların hükmü yoktur: Ayinesi iştir kişinin, lafa
bakılmaz.
Unutmamak gerekir ki, burjuva mülkiyet ilişkileri, yani özel
mülkiyet ile emeğin metalaşması sonunda, "işçinin varlığı ta
mamen nesnelliksiz, salt öznel bir varlıktır; buna karşılık, kar
şısında duran Nesne, şimdi asıl ortak öz haline gelmiştir. İşçi bu
ortak öz' den bir lokma koparmaya çalışır ve ona yem olmaktan
kurtulamaz." 1 2 Kurtulmasının yolu, burjuva özel mülkiyet ile
yabancılaşmanın yaşamdan silinmesine bağlıdır. İşçileri "yem"
yapmak isteyenlerle komünistlerin yolları tam da burada ayrılır.
Nihayet sorun, komünizm yandaşlığı da değildir: Lenin'in de
diği gibi, "[G]enel olarak bir devrimci ve sosyalizmin ya da komü-
18 Kari Marx, Fransa'da Sınıf Mücadeleleri, 1848-1850, çev. Erkin Özalp, Yordam
Kitap, İstanbul, 2016, s. 34.
Sonuç ve Dec::J e rl e n d i r me ı ısı
amaçlarla anlamlandırıyordu. Onda, Marx gibi, salt "çıkar"ı aşan
bir yan vardı. O da Marx gibi, kapitalizme içkin "çıkar"dan
proletaryanın tarihsel insani misyonuna sıçrayan bir kavrayışa
sahipti ve onun için devrimciydi. . . . Kapitalizm öncelikle emek
çiden, ama giderek herkesten "insanlığını çalma" dinamiklerinin
yaşamdan silinmesi praksisinin başlangıç noktasıdır devrim.19
19 Haluk Gerger, "Vladimir tlyiç Lenin / Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi", içinde
Marksist Klasikleri Okuma Kılavuzu, Yordam Kitap, İstanbul, 2013, 2. Basım, s.
494-495.
182 j Anti-Marksisr Devrimcilik
23 Aktaran, Terrell Carver, Friedrich Engels: Yaşamı ve Düşüncesi, çev. Ümit Şenesen,
Yordam Kitap, İstanbul, 2018, s. 299.
198 1 Anti-Marksist Devrimcilik
SONS Ö Z
5 Age., s. 196.
Sonsöz ı 203
çimde bizzat 'Marksizm'in kurucusu tarafından -Marx tarafın
dan- açıklanmış ve tüm öğretinin temel taşı yapılmıştır," demiş ve
"tüm öğretinin -Marx'ın- en şiddetli biçimde vurgulayarak öne
sürdüğü" ilkesinin, "gözlerimizin önünde neler olup bittiğinin
formülasyonu" olduğunu belirtmiştir.6 Bu uyarısından sonra da
şöyle bir saptamada bulunmuştu Lenin, bu zihniyetin o dönemin
Rusya'sındaki kalıntıları için: " [B]ugünlerde (çok önceden belirtil
diği gibi) her serserinin 'kızıl' giysilerle kendini süslemekten hoş
landığını kim bilmez ki? Ve [kim] bu soytarıları Marksistlerden
ayıramayacak kadar anlayışsızsa [bu sadece onun] zeki olma
dığını tanıtlar.''7
Lenin' den 35 yıl sonra benzer zihniyetin yarattığı sorunlarla
karşılaşan Mao da şöyle diyecekti:
Biz, 'solcu'ların boş konuşmalarına da karşıyız. Bu 'solcular'ın
düşünceleri nesnel sürecin gelişiminin belirli bir aşamasının çok
ötesindedir. Bazıları halüsinasyonlarını gerçek sanırlar; ötekiler
ancak gelecekte gerçekleşebilir bir ideali şimdi gerçekleştirmek
için kendilerini paralıyorlar. Kendilerini halkın çoğunluğunun
pratiğinden ve zamanın gerçeklerinden ayırdılar ve düşünceleri
eyleme dönüştüğünde, maceracılık olarak ortaya çıkıyor. İdealizm
ve mekanik materyalizm, oportünizm ve maceracılık, hepsi, öznel
olanın nesnelden ayrılmasıyla, bilginin pratikten koparılmasıyla
belirlenirler.8
1. Militanlarının direngenliği
2. Fedakarlık, cesaret, inanç gücü
3. Keskin ajitasyonun çekiciliği
4. Söz ve işle ihtiyaçlara yanıt
5. Militanlarının büyük bölümünün kanıtlanmış samimiyeti
6. Reformizrnin, sağ sapmanın, pasifizmin, yetersizliğin yarattığı
tepkiler
7. İdeolojik seçenek oluşturmada eksiklik
8. Teorik kavrayıştaki fukaralık
9. Geri ülkelerde geri taban
10. Tek Marksist-Leninist alternatif olma algısı
Sonsöz ı 209
1 1. Uygulamadaki düş kırıklıkları
12. Bugüne özel olarak da çöküş ve kriz.
D EMOKRASİ SORUN U
S=sermaye (gücü), E=emek (gücü). Baskı skalası aşağıdan yukarıya artar, faşist
darbeye kadar çıkar. Türkiye gibi ülkelerde, sınıflar arası güçler dengesinin olgun
burjuva demokrasisine dönüşemediği durumlarda, faşizmi örgütleyemeyen
burjuvazinin imdadına koşmaya uyarlanmış Bonapartist güce gün doğar.
2 V. 1. Lenin, Devlet ve Devrim, çev. Mehmet Kaya, Emek Yayınları, İstanbul, 1 976, s.
59.
3 V. 1. Lenin, "Social-Democracy and the Provisional Revolutionary Government",
içinde Collected Works, C. 8, Moscow, Progress Publishers, s. 281 .
4 V. İ. Lenin, Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi, çev. Muzaffer Erdost, Sol Yayınları,
Ankara, 1977, 7. Baskı, s. 10.
220 ı Anti-Marksist Devrimcilik
7 V. 1. Lenin, Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi, çev. Muzaffer Erdost, Sol Yayınları,
Ankara, 2010, 7. Baskı, s. 1 1-12.
8 Bu konuda yeni bir yararlı çalışma için bkz. Dimitrios Kivotidis, Dictatorship: New
Trajectories in Law, New York, Routledge, 2021.
222 1 Anti-Marksist Devrimcilik
9 Friedrich Engels, "Reply to Giovanni Bovio, February 6, 1892", Marx ve Engels, 7he
Socia/ist Revolutition, Progress Publishers, Moscow, 1981, s. 287.
10 Buradaki alıntılarda metnin lngilizcesini kendi çevirimle kullandım. Türkçe
çevirisi: Kari Marx, Felsefenin Sefaleti: M. Proudhon'un Sefaletin Felsefesi'ne Cevap,
çev. Erdoğan Başar, Sol Yayınları, Ankara, 1966 (kullanılan kısım s. 194).
Demokrasi Sorunu 1 223
bu iktidarı parti aracılığıyla kullanmasını da gerektirir denemez.
"İktidar sovyetlere" sloganı, parti aracılığıyla iktidarın kullanıl
ması düşüncesinin özlü, bilinçli yadsınmasıydı.
Parti-devlet özdeşliğiyse zaten Marksizmde yoktur. Önce özel
koşulların da etkilediği kendine özgü inşa pratiğinin bir sonucu
olarak ortaya çıkmıştır. Sonra da, "model"in evrensel uygulama
sında, teorik kavramın içkin bir vakıası olarak ve sanki başarının
hak edilmiş ganimetiymiş gibi kalıcı yer edinmiştir. Zorunluluklar
ya da düpedüz bir hatalı sürükleniş kendini global çapta üretir hale
gelmiş, bir doğal gerçeklik-kaçınılmazlık zırhı kazanmış, yaygın
kabulün sonucu olarak da sorgulanamaz olmuştur.
Devletin sönümlenmesi ve partinin bir gönüllüler ordusuna
dönüşmesi basit düşler mertebesine indirilemeyecek ve görünmez
geleceğe havale edilemeyecek önemde stratejik-programatik hedef
lerdir Marksizmde.