You are on page 1of 1

Cumhuriyet gücünü halktan alan, halka dayanan bir yönetim biçimidir.

Bu anlamda
cumhuriyet egemenliğin millete ait olduğu bir sistemdir. Ülkemizin kurucusu Atatürk gençlik
yıllarından beri cumhuriyet fikrini benimsemiş ve Türk milletinin bir gün mutlaka
cumhuriyete kavuşacağına inanmıştır. 1 Kasım 1922 tarihinde saltanatın kaldırılmış ve 24
Temmuz 1923 Lozan Antlaşmasının imzalanmasıyla milli bağımsızlık elde edilmiştir.
Cumhuriyetin ilanının önündeki engellerin kalkması ve devletin yönetim şeklinin belirlenmesi
ihtiyacı ile 29 ekim 1923’te cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetin ilanı ile Atatürk bu günkü
çağdaş Türkiye'yi oluşturacak bir dizi önemli devrim gerçekleştirdi.
Cumhuriyetin ilanı yalnızca ülkenin yönetim şeklinin değişmesi açısından değil, halkın ülke
yönetiminde söz hakkı kazanması açısından da çok önemlidir. Artık bizi etkileyecek kararlar
alınır iken tek yapabileceğimiz kabul etmek değildi çünkü artık halkın da konuşma hakkı
vardı. İnsanlar daha özgürdü, bu yalnızca fiziksel bir özgürlük değil bu söz , düşünce ve
konuşmalarımızda da daha özgür olduğumuz anlamına geliyordu. Kadınlara seçme ve seçilme
hakkı verildi, artık yalnızca erkekler değildi yönetimde söz sahibi olabilen. Kadınlarda
yavaşça katıldı ülke yönetimine. Yargı, eğitim, maliye vb. Konularda artık dinimize göre
bölünme yoktu; din devlet işlerinden ayrılmış Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik bir devlet
olmuştu. Giyim kuşamdan uluslararası saat, takvim, ölçüm birimleri ve alfabeye kadar birçok
Cumhuriyet Devrimi gerçekleşmiştir.

You might also like