You are on page 1of 3

KOSKİ KUYUNUZU KAZAR SUYUNUZU ÇIKARIR

24 Mart 2010 Çarşamba 11:08


skucuk@hotmail.com

1989 da Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediye Başkanlığı seçimleri ile hayata geçen
büyükşehir statüsü ile su ve kanal işlerinden sorumlu olarak KOSKİ nin Büyükşehire
bağlı bir Genel Müdürlük olarak kurulduğu hepimizin malumudur. 

2560 sayılı İSKİ kanununa göre kurulan ve görevleri tarif edilen KOSKİ yetkilileri ilk
yıllarda kendilerini bağımsız bir genel müdürlük olarak görmek gibi bir takım davranışlar
içerisine girmiş olmalarına karşın, geçen zaman içinde değişen başkanlar ve genel
müdürlerle birlikte herkesin haddi hududu, sınırları belirlenmiş oldu.

 Kanunun öngördüğü süre sona ermek üzere iken Ankara’daki Konyalı bürokratların
desteği ile kurulan ve teşkilatlanmasını tamamlayan KOSKİ ye bu tür destekler
kurulduğu günden buyana sürekli sağlana gelmiştir. 

Bu mealde, Büyükşehir belediyesine bağlı bir kuruluş olması hasebiyle KOSKİ ye başta
MEDAŞ ve PTT  gibi zamanın kamu kurum ve kuruluşlarına verilmeyen destek
belediyelerce verilmiş, MEDAŞ ve PTT den alınan ve hatta zaman zaman ilgili kuruluşların
yatırımlarını engelleyecek ölçülere varan yasal asfalt bozma ücretleri başta olmak üzere
alınması gereken bir takım yasal ücretler KOSKİ den tahsil edilmemiştir. Buna karşı
KOSKİ, Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin kullandıkları su bedellerini günü gününe
tahakkuk ettirerek, tahsil edebildiğini tahsil etmiş, tahsil imkânı olmayanları ise bazen
karşılıklı mutabakatla, bazen da çıkarılan kanunlar gereği mahsuplaşmışlardır. 

Büyükşehir Belediyesine bağlı bir genel müdürlük olması ve tabi olduğu İSKİ Kanunu
gereği yaptığı yatırım ve hizmetler sonucunda ürettiği içme ve kullanma suyunu
vatandaşlara/hemşerilere üzerine yüksek miktarlarda kar koyarak satan KOSKİ birazda
iş başındaki başkanların mensup olduğu siyasi görüş sebebiyle yıllarca Türkiye’de en
ucuz su sattığını beyan ederek vatandaşlara karşı bir nevi koruma zırhı içerisine de
alınmış oluyordu.

Bu koruma zırhı ile güçlenen KOSKİ, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün bazı görev ve
yetkilerini de devralarak güçlendirdiği pozisyonu ile şehirde suyun tek hâkimi gibi
davranmasına karşın, işin kolayına kaçarak havza dışından su temin etme işine hiç mi hiç
girmeyerek sadece yer altı sondajları ile elde ettiği suları satmış ve karına kar
eklemiştir. 

Üstelik son yıllarda bu yüksek miktarlardaki karlar, değiştirilen Belediye Kanunundaki bir
maddeye dayanılarak Büyükşehir Belediyesine aktarılmış ve böylece Büyükşehir
Belediyesinin bütçe açıkları bir yönüyle finanse edilir olmuştur. 

Belediyelerce KOSKİ ye yapılan ve yıllardır süregelen bu destek devam ederken, özellikle


yaz aylarında şehrin bazı yüksek kesimlerine su verilememesi nedeniyle KOSKİ hakkında
yapılan eleştirilerin yeterince dikkate alınmadığı ve gerekli yatırımların zamanında ve
tam anlamı ile yapılamadığı bilim adamları başta olmak üzere ilgililer tarafından zaman
zaman basın yayın organlarında dile getirilmiştir. 

Bu arada KOSKİ, nakit sıkıntısına düşen Büyükşehir ve ilçe Belediyelerine zaman zaman
borç vermiş, hatta değerinden çok yüksek miktarlarda ücret ödeyerek kendi binasından
mülk de satın aldığı olmuştur.

Bu arada son yıllarda dünya çapında bir propaganda ile küresel ısınma ve kuraklığın
gündeme gelmesi ile KOSKİ tarafından “ilm el yakin” olarak bilinen suyun önemi, tabir
caiz ise “ayn el yakin” olarak görülür olmuştur. 

Bu aşamada KOSKİ, yer altı suyunun denetim altına alınabilmesi amacıyla Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü teşkilatıyla da ilişkiye girerek, şehrimizde vatandaşlar tarafından
kendi ihtiyaçları için açtırılmış bulunan yer altı kuyularının kapatılması çalışmalarına
başlanmış, başta genel müdür ve diğer yetkililer olmak üzere özellikle Selçuklu
bölgesindeki binaların bodrum katlarındaki kuyular basın huzurunda törenle
kapatılmıştır. 

Vatandaşlarına/hemşerilerine eşit davranmakla yükümlü olan KOSKİ içme ve kullanma


ihtiyacı için açılan kuyuları kapatırken, içme ve kullanma için kullanılan sudan çok daha
fazla su kullanımına yönelik olarak açılan tarımsal sulama kuyuları ile son yıllarda açılan
içme-kullanma ve sanayi su ihtiyacı için açılan yeni/eski kuyulara nedense hiçbir
müeyyide uygulamadığı görülmektedir. 

Bu konuda geçen aylarda bazı programlara katılmak üzere Konya'ya gelen Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Konya Valisini ziyaretinde, “Konya'nın su konusunda bazı
sorunları bulunduğunu ifade ederek, Konya'da kaçak su kuyusuna asla müsaade
etmeyeceklerini” belirtmiştir. 

KOSKİ nin de içinde bulunduğu bir takım kamu kurum ve kuruluşu ile sivil toplum
kuruluşlarınca “Dünya Su Günü”nü kutladığımız şu günlerde yeniden açılmaya başlanan
kuyulara müdahale edilmediği düşüncesini hafızalara getiren yeni bir takım uygulamalar
olduğu görülmektedir. 

Bu manada son bir aylık dönemde Şehrimiz Karatay Belediyesi sınırları içerisindeki
Mevlana Bakliyatçılar Sitesi arkasındaki arsada özellikle de -gündüz saatleri dışında-
gece saatlerinde çalışma yapılarak açılan 5-6 derin kuyu sondajının neden kontrol
edilmediği/engellenmediği anlaşılamamıştır.

Site yetkililerinin bilgilerine göre buğday depolama/yıkama/işleme tesisi yapılacağı ifade


edilen arazide yapılan sondajın KOSKİ nin ve Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğünün bilgisi
dâhilinde yapılıp yapılmadığı başta site esnafı olmak üzere birçok kişinin kafasında
istifhamlar oluşmasına neden olmuştur. 

“Dünya su günü” programları çerçevesinde yapılan basın toplantısında konuşan Jeoloji


Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Yard. Doç.Dr. Fethullah Arık’ın , gelecek yıllarda
Konya’da yaşanacak su sıkıntısı hakkında söylediği şu sözler tehlikenin ne derecede
büyük olduğunu ifade etmesi açısından çok önemlidir: “Konya havzası Türkiye’de en az
yağış alan yer konumundadır. Buna birde bilinçsizce ve kaçak olarak tüketilen sularda
eklenince Konya gelecek yıllarda ciddi su sıkıntıları yaşacaktır. Konya’da 94 bine yakın su
kuyusu var bu kuyuların 66 bin 808’e yakını kaçak olarak kullanılan kuyular. Bu
kuyulardaki sular tarımsal faaliyetlerde bilinçsizce kullanılıyor.”

Bilinçsiz su kullanımının önüne geçilmezse Türkiye’nin gelecek yıllarda su fakiri bir ülke
konumuna geleceğini de söyleyen Arık’ın sözlerinin yeterince yankı bulmasını beklemek
bu şehirde yaşayan herkesin en doğal hakkıdır. 

Konya’mızda geçmişte olduğu gibi halen kontrolsüz ve bilinçsiz bir şekilde açılan ve
açılmaya devam edilen kuyuların hazırlanacak bir acil eylem planı dâhilinde kontrol
edilerek denetime alındığını/alınacağını ve halen istinat duvarları yapılmakta olan
yukarıda bahsettiğimiz bu arazide açılan derin kuyu sondajlarının izinlerinin var
olduğunu ve KOSKİ nin denetiminde açıldığını ümit ediyoruz. 

Aksi halde Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Yard. Doç.Dr. Fethullah Arık’ın
da söylediği gibi “SU FAKİRİ” olan Türkiye'mizin/Konya’mızın yer altı sularına bir kez
daha ehil olmayan ellerin açtığı kuyu ile müdahale edilmiş olacaktır.

Yorumlar
doğruluk
murat ateş
her kes her dönem doğru bildiğini söyleyebilseydi, söyleyebilseydi de yazarımızda kamu görevi yaptığı
dönemde bunları söyleyebilseydi boş işlerle uğraşacağına. o zaman bir anlam ifade ederdi. emekli
olduktan sonra konuşsan ne konuşmasan ne.
01 Nisan 2010 Perşembe 10:42
sayin yazar
fahri doğrusöyler
şehrimizin sorunlarına parmak basan yazılarınızı memnuniyetle takip ediyoruz. İmar planlarına aykırı
un fabrikaları ve kullandıkları kaçak su kuyularını da gündeme getirirseniz memnun oluruz.
27 Mart 2010 Cumartesi 14:09
teşekkür
Faruk demir
Sayın yazarın diline, gönlüne sağlık. Daha çok yazarak bu vurdumduymaz akılsız, kendini yönetici
zanneden "idare ediciler" in aklını başına getirsin aksi halde bu zevatların ahirette de işleri çok zor.
Çünkü bir kul olarak hakkımı helal etmiyorum. Bu gibi işini yapmayan ve suyu bilinçsizce kaçak olarak
"çalıp" kullanan "hırsız" insanlara da lanet olsun. Ektikleri bitmesin...
25 Mart 2010 Perşembe 12:23
kul hakkı
Faruk Demir
Konya da sorsanız herkes müslümanım diyecektir. Ancak bunların pek çoğunun alakası bile yoktur !
neden mi? Çünkü, israf haramdır. Ama hemen hemen pek çok kişi kaçak kuyu açıp milletin suyunu
kendi çıkarları için çar çur etmekte, belediye, DSİ ve en önemlisi de VALİLİK hiç aldırış etmemektedir.
Bilim adamları ve vicdan sahipleri bas bas bağırdığı halde "idare edenler" duymamaktadır. Hakkımı
helal etmiyorum, lanet olsun!!
25 Mart 2010 Perşembe 12:12

You might also like