Professional Documents
Culture Documents
Türkiye Cumhuriyeti Bayındırlık Ve İskan Bakanlığı: Belediyeler Için Sismik Mikrobölgeleme Örnek Uygulamalar
Türkiye Cumhuriyeti Bayındırlık Ve İskan Bakanlığı: Belediyeler Için Sismik Mikrobölgeleme Örnek Uygulamalar
Örnek Uygulamalar
Ocak 2004
Yerel ve idari yetkililer ile uluslararası üne sahip üniversitelerin farklı bölümlerini içeren, birbiri ile
sıkı olarak bağlantılı çalışmaları kapsayan bu boyutlardaki bir proje, ancak bütün katılımcı
grupların özverili desteği ile gerçekleştirilebilir. Bu konuda aşağıdaki kurum ve kişilere özel olarak
teşekkür edilmelidir:
- Afet İşleri Genel Müdürlüğü (AİGM) Genel Müdürü Dr. Mustafa Taymaz’a, eski
Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Demirbaş’a, Oktay Gökçe’ye ve projenin gelişiminde
ve uygulanmasındaki işbirliğinden dolayı AİGM personeline.
- Projeyi mali olarak desteklediği ve gelecek uygulamalardaki ihtiyaçları karşılamak
amacı ile projenin kalıcılığının geliştirilmesine yönelik değerli katkıları için İsviçre
Federal Dış İlişkiler Dairesi, İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’na (SDC), özellikle
Bayan Barbara Dätwyler ve Dr. Franz Stössel’e.
- Proje gruplarına yardım ve desteklerinden dolayı Kocaeli ve Sakarya illeri valilerine ve
pilot çalışmaların yapıldığı belediyelerin yetkililerine.
- Projenin her aşamasındaki önemli çabalarından dolayı Sakarya Üniversitesi Rektörü
Prof. Mehmet Durman’a.
- El Kitabı ile ilgili değerlendirmeleri ile, en güncel araştırmaların sonuçlarına dayanan
bilimsel son durum yöntemlerini içeren bir uluslararası standarda erişilmesini sağlayan
Teknik Danışma Kurulu üyelerine.
- Tanımlanan çalışmaların hazırlanmasında gösterdiği kararlılıktan dolayı proje
grubunun bütün üyelerine.
İÇİNDEKİLER
1. Giriş ...........................................................................................................................1-1
1.1. Kapsam ...................................................................................................................1-1
1.2. Mevcut Durum........................................................................................................1-3
1.3. Pilot Çalışma Bölgeleri...........................................................................................1-6
2. Pilot Bölgelerin Jeolojisi ve Geoteknik Özellikleri ................................................2-1
2.1. Giriş ........................................................................................................................2-1
2.2. Adapazarı Bölgesi ..................................................................................................2-1
2.2.1 Jeoloji .............................................................................................................2-1
2.2.2 Adapazarı Zeminleri.......................................................................................2-2
2.3. İzmit Bölgesi ..........................................................................................................2-3
2.3.1 Gölcük ve İhsaniye .........................................................................................2-3
2.3.2 Gölcük ............................................................................................................2-4
2.3.3 İhsaniye...........................................................................................................2-5
2.3.4 Değirmendere .................................................................................................2-5
3. Kuzeybatı Türkiye’de Adapazarı, Gölcük, Değirmendere ve İhsaniye’deki
Sismik Tehlikenin Değerlendirilmesi......................................................................3-1
3.1. Giriş ........................................................................................................................3-1
3.2. Tektonik Yapı .........................................................................................................3-1
3.3. Sismisite .................................................................................................................3-5
3.4. Yöntem ...................................................................................................................3-7
3.5. Sonuçlar ..................................................................................................................3-9
3.6. Tartışma ..................................................................................................................3-9
3.7. Davranış Spektrumları..........................................................................................3-22
3.8. Tasarıma Esas Spektrumlara Uyumlu Yer Hareketi.............................................3-22
4. Tek İstasyon Yöntemi ile Adapazarı ve Gölcük Şehirlerinde Yapılan Çevresel
Titreşim (Mikrotremor) Ölçümleri ve Değerlendirmesi.......................................4-1
4.1. Özet.........................................................................................................................4-1
4.2. Giriş ........................................................................................................................4-1
4.3. Arazi Çalışması ve Ölçüm Cihazları ......................................................................4-2
4.4. H/V Oranlarının Hesaplanması ..............................................................................4-2
4.5. Adapazarı Bölgesi için Sonuçlar ............................................................................4-5
4.5.1 Ölçümlerden Hesaplanan ve Yapay H/V Spektral Oranlarının
Karşılaştırılması............................................................................................4-12
4.5.2 Kuvvetli Yer Hareketi Kayıtları ve Çevresel Titreşimlerden Elde
Edilen H/V Spektral Oranlarının Karşılaştırılması.......................................4-15
4.6. Gölcük Bölgesi için Sonuçlar ...............................................................................4-16
4.6.1 Ölçümlerden Hesaplanan ve Yapay H/V Spektral Oranlarının
Karşılaştırılması............................................................................................4-21
4.6.2 Kuvvetli Yer Hareketi Kayıtları ve Çevresel Titreşimlerden Elde
Edilen H/V Spektral Oranlarının Karşılaştırılması.......................................4-23
5. Geoteknik Saha Özelliklerinin Belirlenmesi ..........................................................5-1
5.1. Giriş ........................................................................................................................5-1
5.2. Yerel Zemin Koşulları ............................................................................................5-1
5.2.1 Genel Düşünceler ...........................................................................................5-1
5.2.2 Mevcut Veri....................................................................................................5-1
5.2.3 Verilerin Tutarlılığı ve Temsili Sondajların Seçilmesi ..................................5-8
5.2.4 Veri Olmayan Hücrelerin İnterpolasyonu ve Hipotetik Sondajlar ...............5-17
5.3. Zemin Sınıflandırması ..........................................................................................5-17
5.3.1 Üst 30 metredeki Kayma Dalgası Hızının Değişimi ....................................5-18
5.4. Hipotetik Sondajların Türk Yönetmeliğine Göre Sınıflandırılması .....................5-21
5.5. Hipotetik Sondajların NEHRP Yaklaşımına (BSSC 2001)
Göre Sınıflandırılması ..........................................................................................5-25
6. Zemin Davranış Analizleri.......................................................................................6-1
6.1. Üst 30 m ve Ana Kaya Arasındaki Kayma Dalgası Hızı .......................................6-1
6.2. Girdi Verisi Önkoşulları .........................................................................................6-4
6.2.1 Deprem Veri Dosyası .....................................................................................6-4
6.2.2 Zemin Profili ..................................................................................................6-4
6.2.3 Malzeme Parametreleri...................................................................................6-4
6.2.4 Toplam Birim Hacim Ağırlığı ........................................................................6-5
6.2.5 Yeraltı Suyu Seviyesi .....................................................................................6-5
6.3. Saha Davranış Analizlerinin Sonuçları...................................................................6-7
7. Sismik Zemin Sıvılaşmasını Değerlendirme Yöntemleri ......................................7-1
7.1. Giriş ........................................................................................................................7-1
7.2. Sıvılaşma Potansiyelinin Değerlendirilmesi...........................................................7-2
7.2.1 Sıvılaşabilir Zeminler .....................................................................................7-2
7.3. Tetiklenme Potansiyelinin Değerlendirilmesi ........................................................7-6
7.3.1 SPT’ye Dayanan Mevcut Korelasyonlar ........................................................7-6
7.3.2 Önerilen SPT’ye Bağlı Korelasyon ................................................................7-8
7.3.3 İnce Dane İçeriği için Düzenlemeler ............................................................7-13
7.3.4 Manyitüde Bağlı Süre Etkisi ........................................................................7-13
7.3.5 Efektif Jeolojik Gerilme için Düzeltmeler ...................................................7-14
7.4. Sakarya ve Gölcük Şehirleri için Sıvılaşma Tetiklenmesinin CBS-Esaslı
Belirlenmesi..........................................................................................................7-15
8. Yamaç Kayması Tehlikesi .......................................................................................8-1
8.1. Giriş ........................................................................................................................8-1
8.2. Analiz İşlemleri ve Stabilitenin Değerlendirilmesi ................................................8-2
8.3. Hesaplamalar için Parametreler..............................................................................8-3
8.3.1 Şev Malzemesinin Kayma Mukavemeti.........................................................8-3
8.3.2 Zemin Yüzeyindeki En Büyük Yer İvmesi ....................................................8-3
8.3.3 Şev Açısı.........................................................................................................8-3
8.4. KoeriSlope Kullanılarak Şev Stabilitesinin Hesaplanması ....................................8-3
8.4.1 Şev Stabilitesi Çalışması için Gerekli Veriler ................................................8-4
8.4.2 Analizin Çıktısı...............................................................................................8-4
9. Yapısal Hasar Üzerine Yardımcı Bilgiler Raporu; Adapazarı için Bir Yapı
Hasarı İncelemesinin Geliştirilmesi Ve Uygulanması: Değerlendirme
ve Zemin Koşulları ile İlişki.....................................................................................9-1
9.1. Genişletilmiş Özet ..................................................................................................9-1
9.2. Adapazarı’nda Yıkılmış Binaların Derlenmesi ......................................................9-3
9.2.1 Giriş ................................................................................................................9-3
9.2.2 Bina Morfolojisi .............................................................................................9-3
9.2.3 Mimari ve Yapısal Özellikler .........................................................................9-5
9.2.4 Kolon ve Duvar İndisleri ................................................................................9-8
9.2.5 Sonuçlar........................................................................................................9-10
9.3. Türkiye’de Deprem Hasarlarinin Değerlendirilmesi............................................9-11
9.3.1 Giriş ..............................................................................................................9-11
9.3.2 Deprem Sonrası Hasar Tespiti......................................................................9-11
9.3.3 Genel Yorum ................................................................................................9-12
9.3.4 DSAHD İçerdiği Bilgi..................................................................................9-13
9.4. Adapazarı’nda Sahaya Özel Geoteknik Sınıflandırma ve Bina Hasarının
Değerlendirilmesi .................................................................................................9-15
9.4.1 Giriş ..............................................................................................................9-15
9.4.2 Yardımcı Bilgiler..........................................................................................9-15
9.4.3 Yüzeysel Çökellerin Zemin Davranışı Üzerindeki Etkisi ............................9-18
9.4.4 İdealize Edilmiş Zemin Profili ve Özellikleri ..............................................9-21
9.4.5 İdealize Davranış Spektrumunun Geliştirilmesi...........................................9-21
9.4.6 Bina Stoğuna ve Hasar Dağılımına Genel Bir Bakış....................................9-24
9.4.7 Yerel Zemin Koşullarının Yapısal Hasar Üzerindeki Etkilerinin
Belirlenmesi..................................................................................................9-27
9.4.8 Sonuçlar........................................................................................................9-29
10. Coğrafi Bilgi Sistemlerini (CBS) Kullanarak Haritalama..................................10-1
10.1. Özet.......................................................................................................................10-1
10.2. Giriş ......................................................................................................................10-1
10.3. Tasarim ve Alımlar...............................................................................................10-1
10.3.1 Ofis ...............................................................................................................10-1
10.3.2 Donanım .......................................................................................................10-2
10.3.3 Yazılım .........................................................................................................10-3
10.3.4 Hizmet ..........................................................................................................10-3
10.3.5 Personel ........................................................................................................10-3
10.4. Eğitim Programı ...................................................................................................10-3
10.5. Ham Veri ..............................................................................................................10-3
10.5.1 İşlem .............................................................................................................10-3
10.5.2 Veritabanı Tasarımı ......................................................................................10-4
10.5.3 Dijital Formata Dönüştürme İşlemi..............................................................10-7
10.5.4 Diğer Faaliyetler...........................................................................................10-7
10.6. Koordinat Sistemleri.............................................................................................10-7
10.7. Öneriler ve Sonuç .................................................................................................10-7
11. Değerlendirme ve Yorum.......................................................................................11-1
11.1. Genel.....................................................................................................................11-1
11.2. Zemin Sınıflandırması ..........................................................................................11-1
11.2.1 Adapazarı Bölgesi ........................................................................................11-2
11.2.2 Gölcük Bölgesi .............................................................................................11-2
11.3. Zemin Büyütmesi .................................................................................................11-2
11.3.1 Adapazarı Bölgesi ........................................................................................11-3
11.3.2 Gölcük Bölgesi .............................................................................................11-3
11.3.3 Yer Hareketine Göre Sismik Mikrobölgeleme.............................................11-3
11.4. Sıvılaşma Olasılığı................................................................................................11-5
11.5. Yamaç Kayması Tehlikesi....................................................................................11-7
12. Kaynaklar................................................................................................................12-1
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1.1. Bölgenin jeolojik haritası üzerinde pilot bölgelerin konumu ......................................................... 1-1
Şekil 1.2. GTOPO30 ve mevcut yerel jeoloji haritaları kullanılarak oluşturulan Adapazarı ve çevresinin
topoğrafyası (Komazawa vd., 2002’den).................................................................................................. 1-7
Şekil 1.3. Komazawa vd. (2002) tarafından elde edilen bulgulara göre Adapazarı’ndaki basen
derinliğinin değişimi. ................................................................................................................................ 1-8
Şekil 2.1. Pilot bölgelerin konumu ve genel jeolojisi ..................................................................................... 2-1
Şekil 2.2. Çalışma yapılan bölgenin statigrafik kolonu .................................................................................. 2-4
Şekil 3.1. Çalışma bölgelerinin yer bulduru haritası ...................................................................................... 3-1
Şekil 3.2. Marmara Denizi bölgesinde Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batı kolundaki aktif faylar
(Barka ve Kadinsky-Cade, 1988).............................................................................................................. 3-2
Şekil 3.3. Bölgenin aktif faylarını gösteren harita (Şaroğlu vd., 1992) .......................................................... 3-2
Şekil 3.4. Marmara Bölgesi’nin son yüzyıldaki aktif fayları (Akyüz vd., 2000)............................................ 3-3
Şekil 3.5 Ifremer RV Le Suroit gemisi ile yapılan incelemelerden elde edilen en güncel yüksek
çözünürlüklü batimetri haritası tek parça ve muntazam devam eden yanal atımlı fay sistemini
göstermektedir (LePichon vd., 2001)........................................................................................................ 3-3
Şekil 3.6. (A) Doğu Akdeniz Bölgesi’nin basitleştirilmiş tektonik haritası, (B) Marmara Denizi ve
çevresinin sismotektonik haritası (Yaltırak, 2002) ................................................................................... 3-4
Şekil 3.7 Bu çalışma kapsamında geliştirilen parçalı faylanma modeli ......................................................... 3-5
Şekil 3.8. Marmara Denizi ve çevresindeki tarihsel depremler (Ambraseys ve Finkel, 1991’den)................ 3-5
Şekil 3.9. Geçmiş yüzyıldaki sismisite ........................................................................................................... 3-6
Şekil 3.10. Karakteristik deprem modeli için manyitüd olasılık yoğunluğunun tanımlanması. ................... 3-11
Şekil 3.11. Tekrarlama ilişkilerinin grafiksek olarak karşılaştırılması ......................................................... 3-11
Şekil 3.12. Zamana bağlı olasılıkların, tekrarlama modeli için 50 ve 5 yıla karşı gelen meydana
gelme zaman aralıkları için hassaslığı (Abrahamson, 2000’den)............................................................ 3-12
Şekil 3.13. NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı
gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli)............................................................ 3-12
Şekil 3.14. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). ................................ 3-13
Şekil 3.15. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). .................. 3-13
Şekil 3.16. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). .................. 3-14
Şekil 3.17. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli). ............................. 3-14
Şekil 3.18. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Yenilenme modeli). ............. 3-15
Şekil 3.19. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli). ............... 3-15
Şekil 3.20. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). ................................ 3-16
Şekil 3.21. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). .................. 3-16
Şekil 3.22. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). .................. 3-17
Şekil 3.23. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli). ............................. 3-17
Şekil 3.24. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli) ................ 3-18
Şekil 3.25. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli). ............... 3-18
Şekil 3.26. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %40 aşılma
olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). ................................ 3-19
Şekil 3.27. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %40 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli).. ................. 3-19
Şekil 3.28. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %40 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). .................. 3-20
Şekil 3.29. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %40 aşılma
olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). ................................ 3-20
Şekil 3.30. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). .................. 3-21
Şekil 3.31. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma
olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). .................. 3-21
Şekil 3.32. NEHRP (1997) Üniform Tehlike Davranış Spektrumu.............................................................. 3-22
Şekil 3.33. R16 Hücresi için Davranış Spektrumu Uyumlu Yatay Yer Hareketi (NEHRP B/C
Yerel Zemin Koşulları için).................................................................................................................... 3-24
Şekil 3.34. R16 Hücresi için Davranış Spektrumu Uyumlu Düşey Yer Hareketi (NEHRP B/C
Yerel Zemin Koşulları için).................................................................................................................... 3-24
Şekil 4.1. Adapazarı’ndaki mikrotremor ölçümleri; ADU ve ADC (Kudo vd., 2002) ve YEN, SRF, TEK,
ERE, SIC (Yamanaka vd., 2001) noktalarındaki S-dalgası hızı profilleri ağ ölçümlerinden elde
edilmiştir. BAB, HAS, GEN, SEK ve SKR kuvvetli yer hareketi kayıt istasyonlarıdır. .......................... 4-4
Şekil 4.2. Gölcük’teki mikrotremor ölçümleri; GLF ve GLH (Kudo vd., 2002) noktalarındaki S-dalgası hızı
profilleri ağ ölçümlerinden elde edilmiştir. DMD, FOC, LOJ, GYM, GEM ve PIR kuvvetli yer hareketi
kayıt istasyonlarıdır. ................................................................................................................................. 4-5
Şekil 4.3. Adapazarı bölgesinde ölçülen hakim rezonans frekansları (Değerler Hz birimindedir);
Benzer H/V spektral oranları A ve E arasında değişen tablo ile verilmiştir. ............................................ 4-7
Şekil 4.4. A bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ac06_u01 ölçümü). ............................ 4-8
Şekil 4.5. B bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ac07_u05 ölçümü).............................. 4-8
Şekil 4.6. C bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ab08_r01 ölçümü). ............................. 4-9
Şekil 4.7. D bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ay11_c01 ölçümü). ............................ 4-9
Şekil 4.8. E bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ab11_u01 ölçümü)............................ 4-10
Şekil 4.9. Adapazarı’nda hakim frekans değişimini gösteren harita. Ağ ölçümleri yapılan noktalar sarı
dairelerle, artçı şokların kaydedildiği noktalar sarı üçgenlerle gösterilmiştir. ........................................ 4-11
Şekil 4.10. Adapazarı’nda hakim frekansa karşı gelen H/V oranlarının genliklerini gösteren harita........... 4-12
Şekil 4.11. ADU gözlem noktasında yapılan mikrotremor ölçümlerinden elde edilen (mavi eğri: klasik
yöntem; yeşil eğri: FTAN yöntemi) ve bilgisayarda yapay olarak üretilen (siyah eğri) H/V oranları.
Hakim moddaki (kırmızı eğri) ve ilk yüksek moddaki (pembe eğri) Rayleigh dalgasının eliptikliği de
gösterilmiştir. H/V spektral oranları log10 tabanında verilmiştir. .......................................................... 4-14
Şekil 4.12. ADC noktasında gözlenen H/V oranları (mavi eğri: klasik yöntem; yeşil eğri:
FTAN yöntemi). ..................................................................................................................................... 4-15
Şekil 4.13. HAS sahasında mikrotremor ölçümlerinden (mavi eğri: klasik yöntem; yeşil eğri: FTAN
yöntemi) ve KRDAE tarafından sağlanan kuvvetli yer hareketi kayıtlarından (sarı eğri: klasik
yöntem; kırmızı eğri: FTAN yöntemi) elde edilen H/V oranlarının karşılaştırılması............................. 4-16
Şekil 4.14. Gölcük bölgesinde ölçülen hakim rezonans frekansları (Değerler Hz birimindedir). ................ 4-17
Şekil 4.15. A bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (gg01_u01 ölçümü). ........................ 4-18
Şekil 4.16. B bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (gh02_c02_foc ölçümü) .................. 4-18
Şekil 4.17. C bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (gg02_r03 ölçümü) .......................... 4-19
Şekil 4.18. D bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (gg03_u04 ölçümü) ......................... 4-19
Şekil 4.19. Gölcük’te hakim frekansın değişimini gösteren harita. .............................................................. 4-20
Şekil 4.20. Gölcük’te hakim frekansa karşı gelen H/V oranlarının genliklerini gösteren harita. ................. 4-21
Şekil 4.21. GLF gözlem noktasında yapılan mikrotremor ölçümlerinden elde edilen (mavi eğri: klasik
yöntem; yeşil eğri: FTAN yöntemi) ve bilgisayarda yapay olarak üretilen (siyah eğri) H/V oranları.
Hakim moddaki (kırmızı eğri) ve ilk yüksek moddaki (pembe eğri) Rayleigh dalgasının
eliptikliği de gösterilmiştir...................................................................................................................... 4-22
Şekil 4.22. GLH gözlem noktasında yapılan mikrotremor ölçümlerinden elde edilen (mavi eğri: klasik
yöntem; yeşil eğri: FTAN yöntemi) ve bilgisayarda yapay olarak üretilen (siyah eğri) H/V oranları.
Hakim moddaki (kırmızı eğri) ve ilk yüksek moddaki (pembe eğri) Rayleigh dalgasının eliptikliği de
gösterilmiştir. .......................................................................................................................................... 4-23
Şekil 4.23. FOC sahasında mikrotremor ölçümlerinden (mavi eğri: klasik yöntem; yeşil eğri: FTAN
yöntemi) ve USGS veritabanından alınan kuvvetli yer hareketi kayıtlarından (sarı eğri: klasik yöntem;
kırmızı eğri: FTAN yöntemi) elde edilen H/V oranlarının karşılaştırılması. Kuvvetli yer hareketi
verilerinden en büyük yatay ivmesi 15 mg’den büyük olan 6 deprem analiz için seçilmiştir................. 4-24
Şekil 5.1. Tekil bir sondajın özeti (http://peer.berkeley.edu/turkey/adapazari); ileri adımlardaki
çalışmalarda kullanılmadığı için bu sondajın yeri verilmemiştir. ............................................................. 5-2
Şekil 5.2. Adapazarı’nda Q10 hücresi için veri dosyası. ................................................................................ 5-3
Şekil 5.3. Adapazarı’nda Q10 hücresi için sondaj logu.................................................................................. 5-4
Şekil 5.4. Adapazarı’nda Q10 hücresi için CPTU verileri. ............................................................................ 5-5
Şekil 5.5. AİGM veritabanının bir sondaj için çıktıları. Bu fazla bilgi olan bir sondaja örnektir................... 5-6
Şekil 5.6. Adapazarı için mevcut sondajların yerleri; Mavi noktalar (içinde nokta olan daireler) AİGM
veritabanındaki sondajların yerleridir. Kırmızı noktalar Sakarya Üniversitesi’nden elde edilen
verilerin yerlerini göstermektedir (üçgenler CPT, kareler sondaj verileridir)........................................... 5-7
Şekil 5.7. Gölcük için mevcut sondajların yerleri; Mavi noktalar (içinde nokta olan daireler) AİGM
veritabanındaki sondajların yerleridir. Kırmızı noktalar, Sakarya Üniversitesi’nden elde edilen
verilerin yerlerini göstermektedir (kareler sondaj verileridir)................................................................... 5-8
Şekil 5.8. Üniform derecelenmiş kumlarda farklı enerji seviyelerindeki penetrasyon deneylerinden vuruş
sayısı (DPH, DPL ve DPL-S eğrileri bu çalışma ile ilgili değildir) ve birim ağırlık (solda) veya relatif
sıkılık (sağda) arasındaki ilişki (DIN 4094). SPT eğrisi bu çalışma için kullanılmıştır.
Bu grafik sadece Nk değerlerinin 3 ve 50 arasında değiştiği durumlar için geçerlidir. ........................... 5-10
Şekil 5.9. Adapazarı’nda Q10 hücresi için temsili sondaj............................................................................ 5-12
Şekil 5.10. Gölcük’te P4 hücresi için mevcut iki sondaj .............................................................................. 5-13
Şekil 5.11. Gölcük’te P4 hücresi için seçilen temsili sondaj ........................................................................ 5-14
Şekil 5.12. Gölcük’te J6 hücresi için mevcut üç farklı sondaj...................................................................... 5-15
Şekil 5.13. Gölcük’te J6 hücresi için seçilen temsili sondaj......................................................................... 5-16
Şekil 5.14. Gölcük’te interpolasyon ile elde edilen sondajların bulunduğu bölge mavi ile gösterilmiştir.
Taralı alanlar, veri ekstrapolasyonunun yapılmadığı bölgeleri göstermektedir. ..................................... 5-17
Şekil 5.15. Adapazarı’nda Q10 hücresinde kayma dalgası hızını elde etmek için farklı yöntemlerin
karşılaştırılması....................................................................................................................................... 5-20
Şekil 5.16. Q10 hücresi için elde edilen ve ideal bir model olarak düzenlenen kayma dalgası hızının
derinlikle değişimi. Bunun için yapılan işlemler, şeklin solunda tablo halinde görülmektedir. Bütün
kayma dalgası hızı hesaplamaları bir Excel dosyası olarak özetlenmiş ve Ek 2.2’de verilmiştir. .......... 5-20
Şekil 5.17. Türkiye Deprem Yönetmeliği’nde yerel zemin sınıflarının belirlenmesi için tablolar
(Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 1997).................................................................................................. 5-23
Şekil 5.18. Adapazarı için yerel zemin sınıfları ........................................................................................... 5-24
Şekil 5.19 Gölcük için yerel zemin sınıfları ................................................................................................. 5-25
Şekil 5.20. NEHRP yaklaşımda C-E zemin sınıflarına göre yapılan sınıflandırma (BSSC, 2001) ............. 5-26
Şekil 5.21. Adapazarı için NEHRP’a göre sınıflandırma. Sıvılaşma potansiyeli olan bölgeler için
sınıflandırma (F sınıfı), projenin görev paylaşımı nedeni ile bu aşamada yapılmamıştır ....................... 5-28
Şekil 5.22. Gölcük için NEHRP’a göre sınıflandırma. Sıvılaşma potansiyeli olan bölgeler için
sınıflandırma (F sınıfı), projenin görev paylaşımı nedeni ile bu aşamada yapılmamıştır ....................... 5-29
Şekil 6.1. Kudo tarafından verilen ADU ve ADC ağ ölçüm noktalarının Adapazarı pilot çalışma
bölgesindeki hücrelere göre paylaşımı (Laue vd., 2003). ........................................................................ 6-2
Şekil 6.2. Kudo tarafından verilen GLF ve GLH ağ ölçüm noktalarının Gölcük pilot çalışma
bölgesindeki hücrelere göre paylaşımı (Laue vd., 2003). ........................................................................ 6-3
Şekil 6.3. Adapazarı için En Büyük Yatay İvme (EBİ) dağılımının g (m/s2)’nin katları olarak
gösterimi ................................................................................................................................................... 6-8
Şekil 6.4. Gölcük için En Büyük Yatay İvme (EBİ) dağılımının g (m/s2)’nin katları olarak gösterimi. ....... 6-9
Şekil 7.1. Zemin Sıvılaşma Mühendisliği’nde başlıca aşamalar .................................................................... 7-2
Şekil 7.2. Modifiye Çin Kriterleri (Finn vd., 1994’den)................................................................................. 7-4
Şekil 7.3. Siltli ve killi kumların sıvılaşma olasılığı (Andrews ve Martin, 2000’den) ................................... 7-4
Şekil 7.4 MW≈7.5 büyüklüğündeki depremler ve farklı ince dane oranları için NCEER Çalışma Grubu
tarafından önerilen Düşük Tekrarlı Gerilme Oranı seviyelerindeki düzeltmeleri de içeren Eşdeğer
Üniform Tekrarlı Gerilme Oranı ve SPT N1,60-Değeri arasındaki ilişki (Seed vd., 1986’den
düzenlenmiştir). ........................................................................................................................................ 7-7
Şekil 7.5. (a) Sakarya ve (b) Gölcük şehirleri için sıvılaşma değerlendirme çalışmalarında kullanılan
sondajların yerleri ................................................................................................................................... 7-16
Şekil 7.6. 17 Ağustos Kocaeli Depremi’nden sonra Sakarya’daki sıvılaşma meydana gelme
potansiyelinin, sıvılaşma olasılığına göre ifade edilmesi........................................................................ 7-17
Şekil 7.7. 17 Ağustos Kocaeli Depremi’nden sonra Gölcük’teki sıvılaşma meydana gelme potansiyeli..... 7-18
Şekil 8.1. Tipik bir şev kesiti.......................................................................................................................... 8-1
Şekil 8.2. Şev açısı (β), sismik katsayı (A) ve en düşük stabilite sayısı (N1) arasındaki ilişki
(Siyahi,1998) ............................................................................................................................................ 8-2
Şekil 8.3. KoeriSlope Uygulamasının Ana Diyalog Arayüzü ........................................................................ 8-4
Şekil 8.4. KoeriSlope uygulamasının çıktısı................................................................................................... 8-5
Şekil 9.1. Bina lokasyonları............................................................................................................................ 9-4
Şekil 9.2. Yüksekliğe göre bina lokasyonları ................................................................................................. 9-4
Şekil 9.3. Örnekteki bina yüksekliği dağılımı ................................................................................................ 9-5
Şekil 9.4. Yumuşak kata göre dağılım............................................................................................................ 9-6
Şekil 9.5. Burulma düzensizliğinin örnek içindeki durumu ........................................................................... 9-6
Şekil 9.6. Planda düzensizlik durumu ............................................................................................................ 9-7
Şekil 9.7. Zemin seviyesinde ara kat olması durumu ..................................................................................... 9-7
Şekil 9.8. y-doğrultusundaki duvar ve kolon indisleri.................................................................................... 9-8
Şekil 9.9. x-doğrultusundaki duvar ve kolon indisleri.................................................................................... 9-9
Şekil 9.10. Yeterli olarak derecelendirilen binalar ......................................................................................... 9-9
Şekil 9.11. Güçlendirmenin gerekli görüldüğü binalar................................................................................. 9-10
Şekil 9.12. Yıkılması gerekli görülen binalar............................................................................................... 9-10
Şekil 9.13. Türkiye’deki yapı stoğunun kullanımına göre dağılımı ............................................................. 9-11
Şekil 9.14. Adapazarı Bölgesi’nin ana jeolojik birimleri (Bakır vd., 2002’den) .......................................... 9-16
Şekil 9.15. Adapazarı merkezindeki mahalleler ve ana kaya derinliğinin değişimi (Bakır vd., 2002)......... 9-16
Şekil 9.16. Adapazarı’nda 17 Ağustos depremi için sıvılaşma değerlendirmesi (Bakır vd., 2002’den)....... 9-17
Şekil 9.17. AİGM tarafından sağlanan Geoteknik Veritabanından mevcut VS ile SPT ilişkisini
gösteren veriler (PEER verileri gri kareler olarak gösterilmiştir) ........................................................... 9-18
Şekil 9.18. Geoteknik veritabanından alınan mevcut VS – SPT korelasyon verileri kullanılarak
oluşturulan regresyon eğrisi ( ±1 standart sapma ile beraber) ................................................................ 9-19
Şekil 9.19. Şekil 9.18’deki veri noktaları için PI Aralıkları ......................................................................... 9-19
Şekil 9.20. Adapazarı’nda yüzeye yakın yumuşak çökeller için tahmin edilen eşdeğer VS ve sönüm
oranı değerleri aralığı.............................................................................................................................. 9-20
Şekil 9.21. Yüzeydeki çökellerin zemin yüzeyindeki davranış üzerindeki etkilerini belirlemek için
kullanılan idealize zemin davranışı modeli............................................................................................. 9-21
Şekil 9.22. Derin sondajlar, idealize zemin profili ve kayma dalgası hızının değişimi
(Bakır vd., 2002’den).............................................................................................................................. 9-22
Şekil 9.23. Adapazarı’ndaki sağlam sahalar için sahaya özel spektrumların oluşturulması için eğriler....... 9-23
Şekil 9.24. Yumuşak ve katı zemin özelliklerine sahip sahalar için örnek spektrumlar (serbest yüzey
spektrumu, Adapazarı kaydının davranış spektrumunun düzlenmiş halidir. Yumuşak saha spektrumu,
spektral davranış için oluşturulan zarfın üst sınırını temsil etmektedir) ................................................. 9-24
Şekil 9.25. Sondaj lokasyonları ile yıkılan ve ağır hasar gören binaların, sondaj loglarının üst
10 m’sindeki zemin katılığı verilerine göre dağılımı (noktalı çizgi ile işaretlenen alan, farklı biçimde
ve seviyedeki temel yer değiştirmelerinin yaygın olarak gözlendiği bölgeyi kaplamaktadır) ................ 9-26
Şekil 9.26. İzmit Caddesi üzerindeki sağlam zeminlerdeki bina hasarları - 7 ve 9 numaralı mahallelerin
arasındaki sınır çizgisi. ........................................................................................................................... 9-27
Şekil 9.27. Yumuşak zeminler üzerindeki bina hasarları – 12 numaralı mahalle......................................... 9-28
Şekil 9.28. Spektral ivme değerlerinin T = 0.2 sn periyodu için değişimi.................................................... 9-30
Şekil 9.29. Spektral ivme değerlerinin T = 0.5 sn periyodu için değişimi ve yıkılan binaların yerleri
(koyu gri ile taralı alanlar yumuşak zeminleri göstermektedir). ............................................................. 9-31
Şekil 10.1. DRM AİGM MERM Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Proje Merkezi, Ankara,
Türkiye – Ofisin görüntüsü..................................................................................................................... 10-1
Şekil 10.2. DRM DEZA tarafından hibe edilen A0 tarayıcı ve A0 ploter + A3 renkli lazer yazıcı. ............ 10-2
Şekil 10.3. DRM DEZA tarafından hibe edilen, P4 1.4 GHz, 2 GB Ram özelliklerine sahip sekiz
çalışma istasyonundan bir tanesi............................................................................................................. 10-2
Şekil 10.4. Parametreler arasındaki ilişkiler ................................................................................................. 10-5
Şekil 10.5. Sondaj veritabanının ilk ara yüzü ve MERM için tasarlanan tek sayfalık yapısal
hasar formu. ............................................................................................................................................ 10-6
Şekil 11.1. Adapazarı bölgesindeki jeolojik birimler ................................................................................... 11-8
Şekil 11.2. Adapazarı’nda yükseklik değişimi ............................................................................................. 11-8
Şekil 11.3. Adapazarı için Türk Deprem Yönetmeliği’ne göre zemin sınıflandırması................................. 11-9
Şekil 11.4. Adapazarı için NEHRP’a göre zemin sınıflandırması.............................................................. 11-10
Şekil 11.5. Adapazarı için eşdeğer kayma dalgası hızına göre zemin sınıflandırması ............................... 11-11
Şekil 11.6. Gölcük bölgesindeki jeolojik birimler...................................................................................... 11-12
Şekil 11.7. Gölcük’teki yükseklik değişimi................................................................................................ 11-12
Şekil 11.8. Gölcük için Türk Deprem Yönetmeliği’ne göre zemin sınıflandırması ................................... 11-13
Şekil 11.9. Gölcük için NEHRP’a göre zemin sınıflandırması .................................................................. 11-14
Şekil 11.10. Gölcük için eşdeğer kayma dalgası hızına göre zemin sınıflandırması .................................. 11-15
Şekil 11.11. Adapazarı’nda zemin davranış analizleri ile hesaplanan ortalama spektral ivmelerin
değişimi ................................................................................................................................................ 11-16
Şekil 11.12. Adapazarı’nda eşdeğer kayma dalgası hızından hesaplanan spektral büyütme...................... 11-17
Şekil 11.13. Adapazarı’nda mikrotremor H/V oranlarından hesaplanan spektral büyütme ....................... 11-18
Şekil 11.14. Gölcük’te zemin davranış analizleri ile hesaplanan ortalama spektral ivmelerin değişimi .... 11-19
Şekil 11.15. Gölcük’te eşdeğer kayma dalgası hızından hesaplanan spektral büyütme ............................. 11-20
Şekil 11.16. Gölcük için yer sarsıntısına göre bölgeleme haritası. Her hücre için üst üste düşen bölgeler,
zemin davranış analizlerinden elde edilen ortalama spektral ivme haritası ve eşdeğer kayma dalgası
hızından hesaplanan spektral büyütme haritasından belirlenmiştir....................................................... 11-21
Şekil 11.17. Gölcük’te yer hareketi haritasının jeolojik formasyonlarla karşılaştırılması.......................... 11-22
Şekil 11.18. Adapazarı için yer sarsıntısına göre bölgeleme haritası. Her hücre için üst üste düşen
bölgeler, zemin davranış analizlerinden elde edilen ortalama spektral ivme haritası ve eşdeğer
kayma dalgası hızından hesaplanan spektral büyütme haritasından belirlenmiştir............................... 11-23
Şekil 11.19. Adapazarı’nda sıvılaşma olasılığının değişimi....................................................................... 11-24
Şekil 11.20. Adapazarı’nda yamac kayması tehlikesinin değişimi............................................................. 11-25
Şekil 11.21. Gölcük’te yamaç kayması tehlikesinin değişimi .................................................................... 11-26
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 3.1. 1500 yılından günümüze kadar olan depremler ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Marmara
Bölgesi’ndeki Kuzey Bölümü için önerilen parçalı faylanma modeli. ..................................................... 3-6
Tablo 3.2. Fay parçaları ile ilgili karakteristik ve tekrarlama modellerinin parametreleri. ............................ 3-7
Tablo 4.1. Kudo vd. (2002) tarafından Adapazarı’ndaki iki istasyon için önerilen
S-dalgası hızı profilleri ........................................................................................................................... 4-13
Tablo 4.2. Kudo vd. (2002) tarafından Gölcük’teki iki saha için önerilen S-dalgası hızı profilleri. ............ 4-21
Tablo 7.1. Sıvılaşma değerlendirme analizleri için incelenen ve kullanılan sondaj logları ve SPT
vuruş sayısı değerlerinin özeti ................................................................................................................ 7-16
Tablo 8.1. Adapazarı ve Gölcük bölgelerinde şev stabilitesi hesaplamaları için
kayma mukavemeti açısı........................................................................................................................... 8-3
Tablo 9.1. Adapazarı’ndaki Bina Hasar İstatistikleri (Bakır vd., 2002’den) ................................................ 9-25
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 1 Sayfa 1-1
Ocak 2004
1. GİRİŞ
Atilla Ansal, Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Deprem
Mühendisliği Bölümü
1.1. KAPSAM
Mikrobölgeleme El Kitabı’nda önerilen mikrobölgeleme yönteminin uygulanabilirliğini
göstermek ve denemek için iki pilot bölgede mikrobölgeleme çalışması yapılmıştır: (1)
Adapazarı, (2) Gölcük, İhsaniye ve Değirmendere. Pilot çalışmalar için iki bölgenin
(Adapazarı ve Gölcük-İhsaniye-Değirmedere) seçilmesine, Afet İşleri Genel Müdürlüğü
(AİGM) ile 30 Temmuz 2001’de yapılan toplantıda karar verilmiştir. Seçilen bölgelerin
konumları ve genel jeolojik özellikleri Şekil 1.1’de gösterilmiştir.
Kuaterner
Holosen
Pliosen
Oligosen
Devonyen
Volkanik
Bir şehrin mikrobölgelemesi ise 1:5,000, hatta 1:1,000 ölçekli çalışmaları gerektirmektedir
ve bu nedenle yine aynı ölçek seviyelerinde sismik tehlike çalışmalarına dayanmalıdır.
Türkiye’de bu iki bölgeleme yaklaşımı arasında önemli bir boşluk olduğu görülmektedir.
Deprem yönetmeliği, asgari tasarım önşartlarını belirlemek için ülke ölçeğindeki sismik
makrobölgeleme haritalarını kullanmaktadır. Deprem yönetmeliklerinin amacı, yapısal
tasarım için seçilen aşılma olasılığına uygun olarak ortaya çıkabilecek deprem
kuvvetlerinin tahminine yönelik sahaya özel bilgi sağlamak olmasına rağmen, deprem
tehlikesinin tahmininde ve yerel zemin koşullarının belirlenmesinde kullanılan harita
ölçekleri arasındaki farklılıklardan kaynaklanan uyumsuzluklar söz konusudur. Buna bağlı
olarak, mikrobölgelemenin bir amacı da, ülke ölçeğindeki makrobölgeleme haritalarının
yerini alarak yapısal tasarım için girdilerin sağlanması olabilir. Ancak bu yaklaşımın
uygulanabilirliği, tasarım ve inşaat kontrolünden sorumlu yerel yöneticiler ile mühendisler
ve bilim adamları tarafından sorgulanmaktadır çünki bu mikrobölgeleme çalışmalarının
güvenilirliği ve üniformluğu kesin olarak sağlanamayabilir. Ülke bazında hazırlanan
makrobölgeleme haritaları, ülke çapındaki uzmanlar tarafından hazırlanmakta ve dikkatli
kontrolden geçmekte, ancak aynı yaklaşımın çok sayıda sismik mikrobölgeleme çalışması
için izlenebilmesi mümkün olmamaktadır. Bu ölçek uyumsuzluğu için bir çözüm,
Amerika’da USGS tarafından uygulandığı gibi (Frankel vd., 2000; Leyendecker vd., 2000),
sismik bölgeleme haritalarının ölçeklerinin elde edilen yeni jeolojik ve sismolojik verilerle
düzenli olarak büyütülmesidir.
Geleneksel mikrobölgeleme çalışmalarında genel eğilim, uygulanan yöntemi
basitleştirerek sismik makrobölgeleme (deprem) haritalarını deprem tehlikesini tahmin
etmede başlıca kaynak olarak ele almaktır. İlave olarak, yeterli jeolojik ve geoteknik veri
olmaması nedeni ile ikinci basitleştirme de yerel zemin koşullarının jeolojik birimlerle
tanımlanmasıdır. Wills ve Silva (1998) ve Willis vd. (2000) tarafından işaret edildiği üzere,
eldeki veriye göre bu sınıflandırmanın her jeolojik birime göre yapılması önem
taşımaktadır. Ancak, 1:5000 ölçekte bir sismik mikrobölgeleme çalışması yaparken, her
jeolojik birimdeki olası değişimleri de dikkate almak gereklidir. Her jeolojik birim için
ortalama değerlerden sapmalar, bu birimlerin yerel zemin koşullarının etkilerini
değerlendirmeye yönelik kullanılabilmesi için izin verilen sınırların üzerinde olabilir. Wills
ve Silva (1998), empedans farklılığı, 3 boyutlu basen ve topoğrafya etkileri ve kırılma
yönlenmesi gibi kaynak etkileri ve benzeri faktörlerin önemini de göz önüne alarak,
jeolojik birimlerin özelliklerini belirlemek için üst 30 metredeki ortalama kayma dalgası
hızını bir parametre olarak önermiş ve kullanmışlardır. Yazarlar, derledikleri veritabanında,
özellikle alüvyon çökeller durumunda eşdeğer kayma dalgası hızlarının önemli
farklılaşmalar gösterdiğini görmüşlerdir. Bu varyasyonlar çoğunlukla, jeolojik haritalarda
genelde gösterilmeyen yaş ve dane boyutu özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Kayma
dalgası hızının belirlenmesi kapsamlı arazi araştırmalarını gerektirmesine rağmen, Wills ve
Silva (1998) kayma dalgası hızının kullanılmasını, jeolojik birimlerden çok, yerel zemin
koşullarını sınıflandırmak için önermişlerdir.
Birçok mühendis ve bilim adamına mantıklı gelsede, bu iki basitleştirme 1:5,000
ölçekte yapılan bir mikrobölgeleme çalışmasında hatanın ana kaynağı olmakta ve
mikrobölgelemenin güvenilirliği ve uygulanabilirliğini azaltmaktadır.
Elde edilen aletsel ve deneysel verilerdeki artış ve saha değerlendirme ve davranış
analizlerindeki gelişmeler (Hartzell vd., 1997a), özellikle son 10 yılda mikrobölgeleme
yönteminde geniş ölçüde değişikliklere neden olmuştur. Karşılaşılan deprem hasarı ve
deprem kayıtlarına dayanarak, literatürde geleneksel mikrobölgeleme çalışmalarının
çoğunda ihmal edilen birçok kaynak ve saha özelliklerinin (örn. yakın saha etkileri,
yönlenme, süre, odaklanma, topoğrafya ve basen etkileri, lineer olmayan zemin davranışı)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 1 Sayfa 1-5
Ocak 2004
olduğu defalarca kez gösterilmiştir (Gazetas vd., 1990; Faccioli, 1991; Ansal vd., 1993;
Bard, 1994; Chavez-Garcia vd., 1996; Chin-Hsiung vd., 1998; Gueguen vd., 1998; Kawase,
1998; Athanasopoulus vd., 1999; Hartzell vd., 2001). Fakat, bunlar yer hareketi
özelliklerini belirlemede de önemli parametrelerdir. Bu nedenle, herhangi bir geleneksel
mikrobölgeleme çalışmasındaki eksiklik, yöntemin basitleştirilmiş yaklaşımının altında
yatmaktadır.
Mühendislik yapılarının deprem sırasındaki davranışları yapısal özelliklerin yanında
iki farklı faktör tarafından kontrol edilmektedir: deprem hareketi ve yerel zemin özellikleri.
Deprem sırasındaki yer hareketini ihmal eden bir sismik mikrobölgeleme çalışması eksiktir.
Buna ilave olarak, gözlenen veriler ile son depremlerden elde edilen bilgiler ve yeni
geliştirilen analiz yöntemleri, sadece jeolojik birimlere dayanan bölgeleme çalışmalarında
deprem kaynağının ve yerel zemin etkilerinin değerlendirilmesinin ancak sınırlı bir şekilde
olacağını ve buna bağlı olarak şehir ve yerleşim planlaması için gerekli olan doğru ve
kapsamlı bilgiyi sağlamayacağını göstermiştir.
Sismik mikrobölgeleme çalışmalarındaki bu zayıf nokta ve farklılıkların olası bir
nedeni de elde edilen sonuçların disiplinler arasında etkileşimli olarak değerlendirilmesinin
gerekliliğidir. Fakat bir çok durumda mikro veya makro ölçekteki sismik mikrobölgeleme
çalışmaları, yer bilimciler tarafından yapılır. Sismik makrobölgelemenin tersine, sismik
mikrobölgeleme için inşaat mühendisliği disiplininden, özellikle geoteknik mühendisliği
alanından, önemli girdilerin sağlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Mikrobölgeleme çalışmalarından elde edilen sonuçlar zamana bağlı parametreler
olarak değerlendirilmeli ve belirli aralıklarla güncellenmelidir. İlave bilgi edinildikçe,
mikrobölgeleme haritalarının güvenilirliği ve şehir ve arazi kullanım planlamalarındaki
etkisi artacaktır.
Jeolojik formasyonlar, yerel zemin sınıflandırması, eşdeğer kayma dalgası hızı, en
büyük yer ivmesi, spektral büyütme ve bunların değişimleri sismik mikrobölgeleme
çalışmalarında incelenen parametrelerden bazılarıdır. Her parametreyi, diğer parametrelere
göre değerlendirmek için geçerli bir yaklaşım oluşturulmalıdır. Sismik bölgelemenin amacı,
deprem kaynak özellikleri ve yerel zemin özelliklerini hesaba katarak 1:5000 ölçekli bir
sismik tehlike haritası oluşturmaktır. Bu nedenle, inceleme yapılan bölgedeki deprem
kuvvetlerinin tahmini sismik mikrobölgelemenin başlıca hedefi olmalıdır (Hartzell vd.,
1997b). Sismik mikrobölgeleme şehir ve yerleşim planları için önemli bilgi içermekle
beraber, farklı işlevlere sahip yapılar için yerel zemin özelliklerinin etkilerinin
değerlendirilmesi için sahaya özel çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Jeolojik ve geoteknik saha özelliklerinin belirlenmesi, saha davranış özelliklerinin
tahmini için yeterli doğrulukta veritabanının elde edilebilmesi için arazi ve laboratuvar
deneylerine dayanmalıdır (Abeki vd., 1995). Sismik mikrobölgeleme çalışmalarından elde
edilen sonuçların güvenilirliği, doğrudan saha özelliklerinin belirlenmesi için yapılan
çalışmaların kalitesine bağlıdır.
En basit yaklaşım, jeolojik ve geoteknik parametreleri ihmal eden, farklı sismik
bölgelerin gösterildiği sismik makrobölgeleme haritalarını kullanmaktır. Bu durumda,
bütün şehir veya alan aynı tehlike bölgesinde kalacak ve tüm bölgeler için arazi kullanımı
ve şehir planlaması aynı olacak, hatta sismik etkenlerden bağımsız düşünülebilecektir. Bu
şekilde, deprem riskinin azaltılması, deprem yönetmeliklerine uygun ve depreme dayanıklı
daha fazla binanın tasarımına ve inşa edilmesine indirgenecektir. Deprem risklerinin
azaltılmasında iyileştirmeler, deprem yönetmeliklerinin geliştirilmesi ve tasarım ve inşaat
aşamalarındaki kontrolün etkinliğinin kazanılması ile sağlanabilir. Ancak, mevcut aletsel
veriler ve hasar bulgularının tümü depremler sırasındaki yer hareketinin oldukça değişken
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 1 Sayfa 1-6
Ocak 2004
kumları, siltli killeri ve çakılları içermektedir. Yeraltı suyu seviyesi mevsimsel olarak
değişimler göstermekte ancak genellikle 1 - 2 metre derinlikte kalmaktadır. Önce
anlatıldığı üzere ……., Adapazarı’nın yüzeysel jeolojisi genellikle genç alüvyonlardan
oluşmakta, ancak şehrin güneybatısında üst Kretase flişe geçiş olmaktadır. Kretase ana
kaya, temel olarak marl, konglomera ve kireçtaşından oluşmaktadır.”
Adapazarı’ndaki önemli çalışmalardan biri, Komazawa vd. (2002) tarafından anakaya
topoğrafyasını tahmin etmek için yapılan gravite ölçümlerini içermektedir. Yazarlara göre:
“Adapazarı 25 x 40 km2 alana sahip bir basen üzerinde bulunmaktadır. Alüvyonel ova,
oldukça yatay bir yapıya sahiptir. Adapazarı merkezi, tepelerin kuzeydoğu eteklerinde
yeralmaktadır. Tepeler, basenin doğusuna uzanan bir yarımada gibi gözüken bir sıra
oluşturmaktadır. Sakarya nehri, basende güneyden kuzeye akmakta ve Karadeniz’e
dökülmektedir. D-B atımlı Ana Kuzey Anadolu Fayı, güney sınırı, KD-GB atımlı Düzce
Fayı ise güneydoğu sınırını oluşturmaktadır. Fayların güneyinde yaklaşık 1000 m
yükseklikte dik dağlar vardır. Kuzey ve güney bölümlerdeki taban kayasının oluşum yaşları
farklıdır: Kuzeyde Devoniyen ve Silürien ve güneyde Kretase. Faylar boyunca, metamorfik,
püskürük ve volkanik gibi farklı kaya türleri gözlenmiştir. Eosen yaşlı volkanik kül-zemin
bu taban kayalarının üzerinde yeralmaktadır. 1999 depreminde, Kuzey Anadolu Fayı’nda
5 metreye varan yer değiştirmelere sahip yüzey kırıklarının gözlenmesi, basende en az iki
tane dar ana kaya sıkışmasının olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca, yoğun doğrusal kontür
dağılımlarının neredeyse tam olarak D-B doğrultusunda, yaklaşık 40°48´K’de uzandığı
oldukça açıktır. Gravite değişimindeki oran, Kuzey Anadolu Fayları üzerindekilerle
karşılaştırılabilir düzeydedir.”
metre
Şekil 1.2. GTOPO30 ve mevcut yerel jeoloji haritaları kullanılarak oluşturulan Adapazarı
ve çevresinin topoğrafyası (Komazawa vd., 2002’den).
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 1 Sayfa 1-8
Ocak 2004
Şekil 1.3. Komazawa vd. (2002) tarafından elde edilen bulgulara göre Adapazarı’ndaki
basen derinliğinin değişimi.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 2 Sayfa 2-1
Ocak 2004
2.1. GİRİŞ
Bu Projenin ana amacı, Türkiye’nin deprem tehlikesi olan bölgelerindeki belediyelerin
mikrobölgeleme çalışmaları için kullanacağı bir el kitabının hazırlanması olarak
belirlenmiştir. Başlangıçta, çalışmaya katılan gruplar arasında hangi pilot bölgelerin
seçileceği konusunda bir kararsızlık söz konusu olmamıştır, çünki Marmara Denizi’nin
doğusunda kalan bölgede, bu projedeki gibi öğretici bir çalışma için mümkün olabilecek
her türlü jeoloji ve deprem koşulları gözlenebilmektedir. Bu nedenle, çalışma alanları 1999
depremi sonrasında ağır hasar gözlenen ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’na (KAF) göre
güneyde ve kuzeyde kalan konumları itibari ile (Şekil 2.1) farklı jeolojik ve geoteknik
özelliklere sahip Adapazarı, İhsaniye, Gölcük ve Değirmendere olarak seçilmiştir.
Kuaterner
Çökeller
2.2.1 Jeoloji
Geçmişte yapılan jeolojik çalışmalar, bölgedeki en yaşlı birimin Permiyen-Triyas
zamanından Sultaniye metamorfitleri olduğunu göstermektedir. Bu birim, metomorfizma
ile şist, mermer ve fillitlere değişen ile volkanik-sedimanter ve volkanik-klastik kayalardan
oluşmaktadır. Bu birim, Sapanca’nın güneyinde, göl kıyısında gözlenebilir.
Kretasenin Akçay metamorfitleri, Sapanca’nın güney ve güneydoğusunda mostra
vermektedir.
Üst Kretase’nin ve aşağı Eosenin Akveren formasyonu, marn, killi kireçtaşı,
çamurtaşı, silttaşı ve yüzeysel kireçtaşından oluşmakta ve Adapazarı’nın batısındaki
tepelerde görülmektedir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 2 Sayfa 2-2
Ocak 2004
Arifiye’deki zeminlerin büyük bir bölümünde organik madde içerikli yüksek plastisiteli
killer hakimdir. Bu durum, geçmişte Arifiye bölgesinde büyük bataklıklar olduğuna işaret
etmektedir.
1999 depreminden sonra Sakarya Üniversitesi tarafından toplam 600 yüksek kaliteli
sondaj ve arazi deneyi yapılmıştır. Sondaj kuyuları seçilen bazı noktalarda 30 metre,
çoğunluklada 15 metre derinliğindedir. Bunlara ilave olarak, şehrin merkezinde 200
metrelik bir deneme kuyusu açılmıştır. Son üç yılda yapılan çalışmalardan elde edilen
bilgiye göre şehirdeki zemin koşulları aşağıdaki gibi özetlenmiştir:
Zemin tabakalaşması istisnaidir: Taşkınların hızları ve süreleri, birkaç santimetre
kalınlığa varan ince zemin tabakalarını meydana getirmiş ve birçok tabakanın
kalınlığı ender olarak birkaç metreyi geçmiştir.
Üst 5 metrede, 100 ve 1000 yıl arasında değişen yaşa sahip siltler baskındır.
Killer ve kumlar bantlar şeklinde görülmekte, yüksek plastisiteli killer eski
bataklıklarda veya sığ göllerde çökelmiş olarak ve kum ve siltli kumlar eski ve
gömülü dere yataklarında gözlenmektedir.
Ender olarak karşılaşılan çakılın bulunduğu yerler, Sakarya ve Çark derelerinin eski
yataklarının bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.
Çoğunlukla üst 15 metreden alınan toplam 3850 zemin numunesinin Türk Standardı
TS1500/2000’e göre sınıflandırılması sonucunda, 1210 numunenin silt, 1659 numunenin
ise kil olduğu görülmüştür. Eldeki mevcut veriler, Adapazarı-Arifiye bölgesinin bir ince
daneli zemin bölgesi olduğunu göstermektedir.
KAF, yaklaşık olarak Arifiye ilçesine 3 km ve Adapazarı merkezine 8 km uzaktan
geçmektedir. Ancak, faya yakınlık ile deprem hasarının doğru orantılı olmadığı
görülmüştür.
2.3.2 Gölcük
Gölcük’te çalışılan bölge yaklaşık 600 hektar olup, iki temel jeolojik birim ile ifade
edilebilir: Şehri yaklaşık olarak iki eşit parçaya bölen ana karayolunun kuzeyinde 10-350
metre arasında yükselen Pliosenin Aslanbey formasyonu ve Pliosenin üzerinde,
karayolunun kuzeyinden denize uzanan Kuaterner sedimanlar.
Aslanbey formasyonunun kumtaşı-silttaşı-kiltaşı ve ender olarak çakıltaşı içerdiği
bilinmekte ve formasyon zemin gibi gözükmekle beraber yumuşak kaya olarak
tanımlanmaktadır. Bu formasyon, özellikle kumlu-çakıllı kil hali ile, hiçbir zaman
güvenilir bir temel zemini olarak düşünülmemektedir. Formasyon, geçirgen değildir, ancak
özellikle kasabanın güneyindeki şevlerde her zaman yeraltı suyu içermemektedir.
Kum-silt ve kil içeren kuaterner sedimanlar, günümüzde Gölcük’ün güney
sınırlarından denize dökülen Selimiye (Kazıklıdere) deresi tarafından taşınmıştır.
Gölcük’ün kuzeyindeki düz bölümde açılan sondaj kuyularından, organik deniz
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 2 Sayfa 2-5
Ocak 2004
sedimanları ve yer yer deniz kabukları içeren numuneler elde edilmiştir. Bölgede, yeraltı
suyunun derinliği 2-6 metre arasında ölçülmüştür. Sediman kalınlıkları, sahil şeridinde 15
metre ile karayolunun çevresinde 1 metre arasında değişmektedir. Alüvyon kalınlığı
doğuda Kavaklı’ya doğru 50 metreye çıkmaktadır.
Gölcük içinde ve çevresindeki en önemli yerel özelliklerin bir tanesi kuzeydeki sahil
boyunca şehri geçen ve diğeri de şehir merkezindeki Atatürk Caddesi boyunca uzanan aktif
fayların bulunmasıdır. Bu faylar 1999 depreminde yaygın hasara neden olmuştur.
Sıvılaşma izleri özellikle donanmanın bulunduğu askeri bölgede ender olarak görülmüş,
fakat bunlar sahil şeridindeki dar bir bant içinde sınırlı kalmıştır.
2.3.3 İhsaniye
İhsaniye Belediyesi, Gölcük’ün hemen doğusundaki yerleşim merkezidir. Bu kasaba,
yaklaşık olarak ana karayolundan iki km içerde kalmakta ve özellikleri Selimiye (Kazıklı)
ve Asar (Hisar) dereleri tarafından belirlenmektedir.
Buradaki çalışma alanı yaklaşık 490 hektar olup, jeolojik olarak İznik metamorfik
kayaçları (Triyas-Alt Kretase), Üst Kretase-Mesozoik yaşlı Bakacak formasyonu kireçtaşı
üyeleri, Senozoik yaşlı Aslanbey formasyonu ve Kuaterner alüvyon birimlerinin üzerinde
yeralmaktadır.
Meta-kumtaşları, meta-silttaşları, çert, radyolarit ve şeyller ile temsil edilen İznik
metamorfitleri sınırlı bir bölgeyi kaplamakta ve kalınlıklarının 1000 metreden fazla olduğu
tahmin edilmektedir.
Bakacak formasyonu temelde kireçtaşlarını içermekte ve çoğunlukla çalışma alanının
güney sınırlarında görülmektedir. Bu formasyonun ayrışmış bölümlerinde çökeller ile
örtülen killi kireçtaşları bulunmaktadır. Formasyonun kalınlığı yaklaşık olarak 100
metredir.
Aslanbey formasyonu önemli bölgeleri kaplamaktadır. Bu formasyon, gevşek ve az
çimentolu kumtaşları-silttaşları-kiltaşları ve çakıltaşlarından (konglomera) oluşmaktadır.
Geçmişteki kapsamlı ayrışma ve yumuşama nedeni ile bu formasyon zemin gibi
davranmaktadır. Formasyonun kalınlığı 100 m civarındadır.
Şehrin doğu ve batı sınırlarını belirleyen iki dere ile erozyon ve taşınma işlemleri
sonucunda çalışma alanının daha yaşlı jeolojik birimleri ayrışmaya uğramıştır. Alüvyon,
taşlı ve kaba daneli malzeme içermeyen iki farklı birleşimden oluşmaktadır.
İhsaniye’nin farklı bir özel yanı da, Bakacak ve Aslanbey formasyonlarının bazı
kısımlarını örten talus çökellerinin bulunmasıdır. Talus çökeli, bu formasyonlara ait
kayaların çakıllarını içermektedir (Dmaks ≤ 200 mm) ve karbonat ve killerle zayıf olarak
çimentolanmıştır. Kaydedilen kalınlığı 10 metreye varmaktadır.
Gölcük’ten 8 km uzaklıktaki Kavaklı fayı, 1999’da önemli hasara neden olan
buradaki başlıca yapısal süreksizliktir.
2.3.4 Değirmendere
İzmit Körfezi bölgesindeki en yaşlı birimlerin Paleozoik yaşlı meta kumtaşları, şeyller,
meta volkanitler ve meta granatları içeren Yedigöller formasyonu olduğu bilinmektedir. Bu
kayaçlar, Değirmendere’nin güney ve güneybatısında görülmekte ve Pontian yaşlı, az
çimentolanmış çakıl-kum-kiltaşı-konglomera serilerinin (Örencik Fm.) ve daha genç yaşlı
talus ve yamaç çakılları içeren çökellerin altında yeralmaktadır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 2 Sayfa 2-6
Ocak 2004
3.1. GİRİŞ
Bu raporda, DRM-MERM Projesi Deprem Tehlikesi çalışmaları kapsamında Adapazarı,
Gölcük, Değirmendere ve İhsaniye bölgelerinde yapılan sismik tehlike değerlendirmesinin
ana bölümlerini sunulmaktadır (Şekil 3.1). Çalışma, seçilen bölgelerde gelecek 50 yılda
meydana gelmesi beklenen yer hareketinin olasılıksal tahminini içermektedir. Bu
çalışmada kullanılan yöntem, Amerika Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) tarafından
Amerika Birleşik Devletleri’nde sismik tehlike haritalarının geliştirilmesi için uygulanan
yöntemle aynıdır. Sismik tehlikenin değerlendirilmesinde kullanılan bilgisayar programı da,
yine USGS tarafından kullanılan ve A. Frankel tarafından geliştirilmiş olan program ile
aynıdır (Frankel vd., 1996). Raporda, davranış spektrumlarının oluşturulması ve spektrum
uyumlu tasarım amaçlı yer hareketlerinin simulasyonu için gerekli araçlar ve örnekler de
verilmiştir.
kilometre
KRDAE, 2002
Karadeniz
Sapanca
Gölü
Marmara
Denizi
Şekil 3.2. Marmara Denizi bölgesinde Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batı kolundaki aktif faylar
(Barka ve Kadinsky-Cade, 1988)
Şekil 3.3. Bölgenin aktif faylarını gösteren harita (Şaroğlu vd., 1992)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-3
Ocak 2004
K
17 Ağustos
1999 Karadere
Kolu
İzmit-Sapanca Sapanca-
Gölü Parçası Akyazı Parçası
DENİZİ
12 Kasım
Hersek Kolu 1999
BLOĞU
Karamürsel-
Gölcük Kolu
Şekil 3.4. Marmara Bölgesi’nin son yüzyıldaki aktif fayları (Akyüz vd., 2000)
Kuzey Masifi
Prens
Baseni Adaları
Merkez Çukuru
Ganos Çukuru Batı Tepesi
Baseni)
İzmit
Merkez Yükselti Güney Çukuru Körfezi
Baseni)
Güney Masifi
Adası
İznik
Gölü
Gemlik Körfezi
Şekil 3.5. Ifremer RV Le Suroit gemisi ile yapılan incelemelerden elde edilen en güncel yüksek
çözünürlüklü batimetri haritası tek parça ve muntazam devam eden yanal atımlı fay sistemini
göstermektedir (LePichon vd., 2001)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3
Şekil 3.6. (A) Doğu Akdeniz Bölgesi’nin basitleştirilmiş tektonik haritası, (B) Marmara Denizi ve çevresinin sismotektonik haritası
(Yaltırak, 2002)
Ocak 2004
Sayfa 3-4
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-5
Ocak 2004
kilometre
3.3. SİSMİSİTE
Marmara bölgesinin tarihi ve aletsel sismisitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli
Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Deprem Mühendisliği Bölümü tarafından
hazırlanan “İstanbul Yerleşim Alanının Deprem Riskinin Değerlendirilmesi” isimli raporda
detaylı olarak incelenmiştir (Erdik vd., 2002). Marmara Bölgesi’nin tarihi sismisitesi ve 20.
yüzyıldaki sismisitesi sırasıyla Şekil 3.8 ve Şekil 3.9’da gösterilmiştir.
Büyüklük
Şekil 3.8. Marmara Denizi ve çevresindeki tarihsel depremler (Ambraseys ve Finkel, 1991’den)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-6
Ocak 2004
Moment
Büyüklüğü
1500 yılından günümüze kadar olan depremler, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın
Marmara Bölgesi’ndeki Kuzey Bölümü için önerilen parçalı faylanma modeli ile beraber
Tablo 3.1’de verilmiştir. Modeldeki her fay parçası için tarihsel depremler, karakteristik
depremler, tekrar aralıkları ve yıllık olasılıklar Tablo 3.2’de verilmiştir.
Tablo 3.1. 1500 yılından günümüze kadar olan depremler ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın
Marmara Bölgesi’ndeki Kuzey Bölümü için önerilen parçalı faylanma modeli.
10.5.1556 (Ms=7.2) 9
25.5.1719 (Ms=7.4) 2, 3, 4, 5
2.9.1754 (Ms=6.8) 6
22.5.1766 (Ms=7.1) 7, 8
5.8.1766 (Ms=7.4) 11
10.7.1894 (Ms=7.3) 3, 4, 5
17.8.1999 (Ms=7.8) 1, 2, 3, 4
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-7
Ocak 2004
Tablo 3.2. Fay parçaları ile ilgili karakteristik ve tekrarlama modellerinin parametreleri.
3.4. YÖNTEM
Bölgedeki deprem tehlikeleri aşağıdaki katkıların sonuçları kabul edilerek iki adımda
hesaplanmıştır:
a. 5.0 ve 6.9 büyüklükleri arasında değişen manyitüde sahip depremlerin bir sonucu
olarak meydana gelebilecek yer hareketleri.
b. 7.0 veya daha büyük manyitüdlü depremler sonucunda meydana gelebilecek yer
hareketleri.
(a) bölümü “arka plan aktivitesi” olarak ifade edilmektedir, ana tektonik yapılarla
ilişkili olmayan aktivite bunlara örnek olarak gösterilebilir. (a) bölümünün
hesaplanmasında 5.0 ve daha büyük manyitüde sahip depremlerden oluşan bir deprem
kataloğu kullanılmıştır. Bu depremler, özel olarak belirli faylarla ilişkilendirilmemiş
(literatürden toplanan neotektonik çalışmaların çözünürlüğü böyle bir ilişkilendirmeye
imkan vermemektedir) ancak bu depremler karelajı oluşturan hücrelerle (yaklaşık 0.005° x
0.005°) ilişkilendirilmiştir. Diğer bir deyişle, karelajı oluşturan hücrelerin her biri orta
büyüklükteki depremler için potansiyel kaynak olarak kabul edilmiştir. Aynı zamanda
Gutenberg-Richter modelinde bir tekrarlama ilişkisinin arka plandaki depremlerin tekrarını
ifade ettiği kabulü yapılmıştır.
Her hücredeki sismik aktiviteyi hesaplamak için ilk olarak bütün bölge için bir “b”
değeri hesaplanmıştır. En yüksek olasılık yöntemi (Weichert, 1980) Marmara Bölgesi için
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-8
Ocak 2004
“b” değeri olarak 0.8’i vermekle beraber, kayıtlarda yeterince eksiksiz olarak belirtilmeyen
küçük büyüklükteki depremleri de hesaba katmak için analizde “b” değeri olarak 1.0
alınmıştır. Bundan sonra, 1900 ve 1940 arasında meydana gelen 5.5 ve 5.0 manyitüdünden
büyük depremleri içeren ve eksiksiz kabul edilen deprem kataloğu kullanılarak, her kaynak
hücresi için “a” değeri hesaplanmıştır. Benzer bir şekilde, arka plan aktivitesi de Poisson
dağılımına uygun kabul edilmiştir. Hücresel oluşumlar iki boyutlu Gauss filtresi ile 50 km
sönümlenme uzaklığına göre mekansal olarak yuvarlatılmıştır. Bu yaklaşım, USGS
tarafından Kaliforniya’daki deprem tehlikesi değerlendirmesinde kullanılan son
yaklaşımlarla uyum içindedir.
(b) bölümü belirgin bir şekilde tanımlanmış faylar boyunca sismik enerjinin açığa
çıkması ile ilişkilidir. Bu bölüm için bir parçalı faylanma modeli geliştirilmiş ve bu faylar
üzerindeki enerjinin büyüklük ve tekrarlama aralığı ile tanımlanan karakteristik
depremlerle boşaldığı kabul edilmiştir. Bu doğrusal kaynak bölgelerindeki sismik
aktiviteyi elde etmek için iki model kullanılmıştır. Bunlar, karakteristik deprem tekrarlama
ilişkisini kullanan Poisson modeli ve zamana bağlı (yenilenme) modelidir. Poisson ve
yenilenme modelleri, Poisson modelinde karakteristik depremin meydana gelme
olasılığının zamana bağlı olarak değişmemesi ile birbirinden ayrılmaktadır. Yenilenme
modelinde ise, bu olasılık değeri, son karakteristik depremden geçen zamanın bir
fonksiyonu olarak artmaktadır.
Karakteristik depremlerin tekrarlama oranları, bölgedeki her fay parçasına
karakteristik manyitüd ve tekrar aralıkları atanarak elde edilmiştir. Modelde, fay
parçalarındaki sismik enerjinin karakteristik depremler ile boşaldığı kabul edilmektedir. Bu
çalışmada deprem büyüklüğünün dağılımını belirlemek için Young ve Coppersmith (1985)
modeli kullanılmıştır. Bu modelde fay üzerinde karakteristik depremlerle beraber orta
büyüklükte depremlerin de oluştuğu kabul edilmektedir. Şekil 3.10’da bu modelin
manyitüd yoğunluğu fonksiyonu gösterilmiştir.
Şekil 3.11’de “Sınırlandırılmış Üssel” (örn. Gutenberg-Richter) Model ve Young ve
Coppersmith (1985) çalışmasındaki “Karakteristik Model” kabulleri ile elde edilen
tekrarlama ilişkileri karşılaştırılmıştır.
Tarihsel sismisite, tektonik modeller ve faylar üzerindeki öteleme hızlarının
bilinmesi yapılan çalışmada kullanılan ana veriyi oluşturmuştur. Buna bağlı olarak yıllık
oluşum oranları aşağıdaki gibi hesaplanmıştır:
R = 1 / ortalama tekrarlama aralığı (3.1)
Hesaplanan yıllık tekrarlama ihtimali (R) zamanla değişmediği için kullanılan model
Poisson dağılımındadır.
Yenilenme modelinde her fay parçası için şartlı olasılık, daha önce açıklandığı
şekilde hesaplanan karakteristik depremin ortalama tekrarlama aralığı, son büyük
depremden sonra geçen zamana ve etkilenme süresinden (50 yıl olarak alınmıştır)
hesaplanmaktadır. Olasılıklar, şartlı olarak adlandırılmaktadır çünki son depremden sonra
geçen zamana bağlı olarak değişmektedirler. Kovaryansı 0.5 değerine eşit bir lognormal
dağılımın deprem olasılığı yoğunluk fonksiyonunu temsil ettiği kabul edilmiştir. Buna
bağlı olarak, 50 yıl için hesaplanan şartlı olasılıklar efektif yıllık Poisson olasılıklarına
(Pcond) aşağıdaki şekilde dönüştürülmüştür (WGCEP, 1995):
Reff = -ln(1 – Pcond) / T (3.2)
Şartlı olasılıkların, zamana bağlı model ve Poisson modelinde 50 ve 5 yıl periyotları
için farklı kovaryans değerlerine göre hassaslığı Şekil 3.12’de gösterilmiştir. Şekil
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-9
Ocak 2004
3.12’den görülebileceği üzere, Poisson modeli için olasılık sabit kalmakta ve kovaryans
arttıkça, şartlı olasılık Poisson olasılık değerine yaklaşmaktadır.
Bölgedeki toplam tehlike, (a) ve (b) adımlarında elde edilen tehlikenin toplanması ile
hesaplanmıştır.
Bu çalışmada deprem tehlikesinin sayısal olarak ifade edilmesinde kullanılan yer
hareketi parametreleri en büyük yer ivmesi (EBİ) ve 0.2 ve 1.0 saniye doğal periyotları için
spektral ivme (Sİ) değerleridir. Yer hareketleri yumuşak kaya koşulları için elde edilmiştir
(NEHRP B/C sınırı). EBİ’nin belirlenmesinde Boore vd. (1997), Campbell (1997) ve
Sadigh vd. (1997), Sİ değerlerinin belirlenmesi için ise Boore vd. (1997) ve Sadigh (1997)
tarafından önerilen azalım ilişkileri kullanılmıştır. Bu azalım ilişkilerinin seçilmesi
başlangıçta USGS’in Kaliforniya’da uyguladığı çalışmaların takip edilmesine bağlı
olmakla beraber, batı Amerika’yı esas alan bu azalım ilişkilerinin Kuzey Batı Anadolu
Bölgesindeki yer hareketinin azalım özellikleri ile iyi korelasyon sağladığı görülmüştür
(Özbey, 2001, Erdik vd. 2002).
3.5. SONUÇLAR
Türkiye’nin kuzeybatısında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı gelen EBİ değerleri bir
fikir vermesi açısından Şekil 3.13’te gösterilmiştir.
NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşulları için Poisson ve yinelenme modelleri ile
elde edilen 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı gelen EBİ ve 0.2-1.0 sn. doğal
periyotlarındaki Sİ değerleri, (A) Adapazarı ve (B) Gölcük, Değirmendere ve İhsaniye
bölgeleri için sırasıyla Şekil 3.14 – Şekil 3.19 ve Şekil 3.20 – Şekil 3.25 arasında
gösterilmiştir. Gösterim amaçları için tehlike haritaları, bu çalışmadaki mikrobölgeleme
bilgisinin sayısal değerlendirmesi için kullanılmasına karar verilen ve diğer çalışma
grupları tarafından kullanılan karelajın üzerinde gösterilmiştir.
Son toplantıdan sonra, NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarına göre Poisson
modeli ile 50 yıl için %40 aşılma olasılığına karşı gelen (yaklaşık 100 yıl dönüşüm
periyodu) EBİ ve 0.2 –1.0 sn doğal periyotlarındaki Sİ değerleri sonuç olarak hesaplanmış
ve (A) Adapazarı ve (B) Gölcük, Değirmendere ve İhsaniye bölgeleri için sırasıyla Şekil
3.26 – Şekil 3.28 ve Şekil 3.29 – Şekil 3.31 arasında gösterilmiştir.
3.6. TARTIŞMA
Tehlike değerlendirmesinin sonuçları ile ilgili olarak aşağıdaki hususlarda bazı noktalara
dikkat çekmek istiyoruz:
Bölgedeki tehlike “b” değerlerinin iki durumu göz önüne alınarak değerlendirilmiştir,
bunlar 0.8 (en yüksek olasılık yönteminin sonucuna göre bulunan) ve 1.0 (küçük
manyitüdlü depremlerin eksikliğini hesaba katmak için tercih edilen) değerleridir. Ancak
bu iki durum için elde edilen sonuçlar, bölgede tehlikenin esas olarak faylar tarafından
kontrol edilmesi nedeni ile önemli farklılıklar göstermemiştir.
Olasılıksal yoğunluk fonksiyonunun hesaplanması için Gauss, log-normal, Weibull,
Gamma ve Brownian gibi farklı istatistiksel modeller önerilmiştir. Bunlar arasından log-
normal dağılım mühendislik uygulamalarında en yaygın kullanılandır. Brownian Geçiş
Zamanı (BPT) modeli daha yakın tarihte önerilen bir modeldir ve bu modelin deprem
dağılımını uygun olarak temsil ettiği kabul edilmektedir. Bu iki modelin olasılık yoğunluğu
fonksiyonları birbirine benzemekle beraber, şartlı olasılık değerleri ortalama tekrarlama
zamanına yakın değerlerde ayrılmaya başlamaktadır. BPT dağılımı, son depremden geçen
zamandaki büyük artışlara karşı daha yüksek şartlı olasılık değerleri vermektedir. Yıllık
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-10
Ocak 2004
Şekil 3.10. Karakteristik deprem modeli için manyitüd olasılık yoğunluğunun tanımlanması.
Olasılık
Olasılık
En Son Depremden Bugüne Geçen Zaman (yıl) En Son Depremden Bugüne Geçen Zaman (yıl)
Şekil 3.12. Zamana bağlı olasılıkların, tekrarlama modeli için 50 ve 5 yıla karşı gelen meydana
gelme zaman aralıkları için hassaslığı (Abrahamson, 2000’den)
Poisson Modeli
EBİ kilometre
Karadeniz
Marmara Denizi
KRDAE, 2002
Şekil 3.13. NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı
gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3
Şekil 3.14. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır Şekil 3.15. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır
koşullarında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı gelen EBİ koşullarında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn)
değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli). değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli).
Ocak 2004
Sayfa 3-13
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3
Şekil 3.16. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır Şekil 3.17. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır
koşullarında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) koşullarında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini
değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli) gösteren kontur haritası (Yineleme modeli)
Ocak 2004
Sayfa 3-14
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3
Şekil 3.18. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır Şekil 3.19. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır
koşullarında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) koşullarında 50 yıl için %10 aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn)
değerlerini gösteren kontur haritası (Yenilenme modeli) değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli)
Ocak 2004
Sayfa 3-15
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-16
Ocak 2004
kilometre
Şekil 3.20. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10
aşılma olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli)
kilometre
Şekil 3.21. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10
aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-17
Ocak 2004
kilometre
Şekil 3.22. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10
aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli)
kilometre
Şekil 3.23. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10
aşılma olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-18
Ocak 2004
kilometre
Şekil 3.24. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10
aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli)
kilometre
Şekil 3.25. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %10
aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Yineleme modeli)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3
Şekil 3.26. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır Şekil 3.27. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır
koşullarında 50 yıl için %40 aşılma olasılığına karşı gelen EBİ koşullarında 50 yıl için %40 aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn)
değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli)
Ocak 2004
Sayfa 3-19
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-20
Ocak 2004
kilometre
Şekil 3.28. Adapazarı bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %40
aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli)
kilometre
Şekil 3.29. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için %40
aşılma olasılığına karşı gelen EBİ değerlerini gösteren kontur haritası (Poisson modeli)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-21
Ocak 2004
kilometre
Şekil 3.30. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için
%10 aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=0.2sn) değerlerini gösteren kontur haritası
(Poisson modeli).
kilometre
Şekil 3.31. Gölcük bölgesinde NEHRP B/C zemin sınıfları sınır koşullarında 50 yıl için
%10 aşılma olasılığına karşı gelen Sİ (T=1.0sn) değerlerini gösteren kontur haritası
(Poisson modeli).
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3 Sayfa 3-22
Ocak 2004
Periyot, sn
daha sahaya özel çalışmalara uygundur ve bu araştırmanın kapsam ve ayrıntısı ile uyumlu
değildir.
Adapazarı çalışma bölgesinde R16 hücresinin merkezi için bir örnek simulasyon
yapılmıştır. R16 hücresi için t=0.2 sn ve t=1 sn periyotlarına karşı gelen spektral ivme
değerleri ile simulasyonun sonucunda ivme-zaman kaydı ve buna bağlı olarak hız ve yer
değiştirme hareketleri elde edilmiştir. Bu iki parametre esas alınarak, simulasyonla elde
edilen zaman kaydının yatay ve düşey bileşenleri Şekil 3.33 ve Şekil 3.34’te gösterildiği
gibi elde edilmiştir.
Tehlike çalışmasında 50 yıl için %40 aşılma olasılığına karşı elde edilen t=0.2 sn ve
t=1 sn periyotlarındaki spektral ivme değerleri mikrobölgeleme çalışması için oluşturulan
hücrelere sırasıyla Sms ve Sm1 olarak atanmış ve bu şekilde Adapazarı ve Gölcük
bölgelerindeki her hücre için girdi dosyaları hazırlanmıştır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 3
Şekil 3.33. R16 Hücresi için Davranış Spektrumu Uyumlu Yatay Yer Şekil 3.34. R16 Hücresi için Davranış Spektrumu Uyumlu Düşey Yer
Hareketi (NEHRP B/C Yerel Zemin Koşulları için) Hareketi (NEHRP B/C Yerel Zemin Koşulları için)
Ocak 2004
Sayfa 3-24
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-1
Ocak 2004
4.1. ÖZET
Tek istasyon yöntemi ile Türkiye’deki iki şehirde, Adapazarı ve Gölcük’te çevresel
titreşim ölçümleri yapılmıştır. Bu şehirlerde, 1999 Kocaeli Depremi sonrasında büyük
hasar yaşanmıştır. Burada sunulan çalışma, DRM-MERM Projesine bir katkı olarak
yapılmıştır. Çalışmamızın temel amaçları, çalışma bölgelerindeki zeminlerin hakim
rezonans frekanslarını belirlemek, yüzey altı yapısı ve değişimi ile ilgili ön
değerlendirmeler yapmak ve titreşim ölçümlerinden elde edilen H/V spektral oranlarının
şeklini esas alan bir bölgeleme önermektir. Önceden yayınlanan S-dalgası hızı profilleri
kullanılarak yapay H/V spektral oranları hesaplanmış ve bunlar ölçülen değerlerle
karşılaştırılmıştır.
4.2. GİRİŞ
Yerel zemin koşullarının araştırılması, her sahaya özel tehlike değerlendirmesinin önemli
bir parçasıdır. Bunun için önemli parametrelerden biri, konsolide olmamış sedimanların S-
dalgası hızı yapısı ve ana kaya ve sedimanlar arasındaki S-dalgası farklılığıdır. Bu
özellikler, sediman-ana kaya arayüzünün geometrisi ile beraber sismik dalgaların
depremler sırasındaki büyütmesini kontrol eden başlıca parametrelerdir. Bu yapının
bilinmesi ile numerik simulasyon yöntemleri kullanılarak büyütme etkileri hakkında
tahminler yapılabilir.
S-dalgası hızı profili, arazide S-dalgası hızı ölçümleri, tek noktada veya ağ şeklinde
yüzey dalgası ölçümleri, aşağı kuyu veya karşıt kuyu gibi doğrudan yöntemlerle elde
edilebilir. Yerel titreşim veya mikrotremorları esas alan dolaylı yöntemler özel ilgi
odağıdır. Bu yöntemler, çoğunlukla deneysel kurulum için yeterli alana sahip olmayan
veya kaynak için patlayıcı kullanılması yasak olan yerleşim bölgelerinde uygulanabilir. Ağ
yöntemleri Aki (1957)’nin öncü çalışmalarından sonra, Horike (1985) tarafından
kurulmuştur. Bu yöntemler, yüzey dalgalarının saçılma özelliğini kullanarak, saçılma
eğrilerinin geri hesabından kayma dalgası hızı profillerinin elde edilmesine imkan
vermektedir. Mikrotremorları oluşturan dalgalar, yüzey dalgaları ile birlikte P ve S cisim
dalgalarını da içermekte ve gözlenen dalga alanları genellikle zaman içinde birkaç farklı
moddan oluşmaktadır. Dalga alanlarındaki bu bilinmeyen birleşim, mikrotremor
yöntemlerindeki en büyük problemdir. Hedef bölgelerde, Kudo vd. (2002) ve Yamanaka
vd. (2001) tarafından çevresel titreşimlerin ağ ölçümleri yapılmıştır. Bu çalışmaların
sonuçları çalışma kapsamında değerlendirilmiş, yüzey altı yapısının ve değişiminin
belirlenmesi için kullanılmıştır.
Hakim rezonans frekansı f0, bir sahadaki S dalgası hızı yapısından elde edilebilen bir
büyüklüktür. Bu nedenle, dalga büyütmesinin frekansa göre değişimi doğrudan f0 ile
ilişkilidir. Hakim frekans, Nakamura (1989) tarafından önerilen H/V yöntemi ile tek
istasyonda alınan çevresel titreşim ölçümünden elde edilebilir. Bu yöntem, yumuşak
çökellerin hakim frekansını tahmin etmek için en uygun yaklaşım olarak kendini
kanıtlamış (Lachez ve Bard, 1994; Lermo ve Chavez-Garcia, 1994) ve bu çalışmada Fäh
vd. (2001)’de açıklanan algoritma kullanılarak uygulanmıştır. Sondaj kuyularından elde
edilen verilerin kalibrasyon için kullanılması halinde, bu işlem ile konsolide olmayan
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-2
Ocak 2004
sedimanların kayma dalgası hızını belirlemeye yönelik tahminler yapma imkanı vardır.
Tek boyutlu yapılar için, ortalama H/V spektral oranlarının Rayleigh dalgalarının temel
modunun eliptikliğini verdiği kabul edilebilir. Her frekanstaki eliptiklik, P-SV durumu için
serbest yüzeyde yatay ve düşey yer değiştirmenin özdeğer fonksiyonlarının oranı olarak
tanımlanmaktadır. Buna bağlı olarak, H/V oranlarının şekli, kayma dalgası hızı profillerini
tahmin etmek için kullanılabilir. Yamanaka vd. (1994) ve Satoh vd. (2001) bu yaklaşımı
derin basenler, Fäh vd. (2001) ve Yamanaka vd. (2001) sığ sahalar için uygulamıştır. Bu
yöntemler, sondaj bilgisi eksikliği nedeni ile bu çalışmada uygulanmamıştır.
H/V spektral oranları yerel yapının bir parmak izi olarak kabul edilebilir. Bir
bölgedeki ölçümler karşılaştırılarak, benzer H/V eğrileri, benzer yerel yapılarda
gözlenebilir. Bu nedenle, bu şekilde yapılan karşılaştırmalar bölgelemeye imkan
tanımaktadır. Bir bölge içinde kalan sahalarda depremler sırasında benzer büyütme
etkilerinin ortaya çıkması beklenir. Gözlenen H/V spektral oranlarının şekline göre bir
bölgeleme önermek için bu yaklaşım iki şehirde de uygulanacaktır.
Adapazarı
Şekil 4.1. Adapazarı’ndaki mikrotremor ölçümleri; ADU ve ADC (Kudo vd., 2002) ve YEN, SRF,
TEK, ERE, SIC (Yamanaka vd., 2001) noktalarındaki S-dalgası hızı profilleri ağ ölçümlerinden
elde edilmiştir. BAB, HAS, GEN, SEK ve SKR kuvvetli yer hareketi kayıt istasyonlarıdır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-5
Ocak 2004
Gölcük
DMD
#
#
PIR
# #
# GLF
# # #
# GYM
# # # GEM
# #
#
# FOC
# # #
# #
#
# LOJ
#
#
#
#
#
#
GLH #
K
N #
# Ölçüm Noktaları
Measurement Points
BW D
E
0 1 kilometre
2 Kilometers
S
G
Şekil 4.2. Gölcük’teki mikrotremor ölçümleri; GLF ve GLH (Kudo vd., 2002) noktalarındaki S-
dalgası hızı profilleri ağ ölçümlerinden elde edilmiştir. DMD, FOC, LOJ, GYM, GEM ve PIR
kuvvetli yer hareketi kayıt istasyonlarıdır.
tabakalı yapı için tipik bir örnektir. Yüzeye yakın sedimanlar, çakıl tabakaları ile ara
kesit yapan killer ve siltlerden oluşmaktadır. Bu tabakanın kalınlığı 20 ve 80 m
arasındadır. İkinci tepede (0.7-0.8 Hz) gözlenen büyük genlik, yüzeye yakın
sedimanlar ve derin sedimanlar arasındaki büyük S-dalgası farklılığından
kaynaklanmaktadır. Derin sedimanların kalınlıkları yaklaşık olarak 300-400 metre
civarında kalmaktadır.
B. Gözlenen H/V spektral oranları temel rezonans frekansında tek bir tepe ile
tanımlanmaktadır. Şekil 4.5’te bu bölgede ölçülen H/V spektral oranlarına bir örnek
verilmiştir. Bu tür spektrumlar, sedimanter basenlerinin sınırlarında gözlenmektedir.
Tepe frekansı yumuşak sedimanların kalınlıklarına bağlı olarak 0.7 Hz ile 10 Hz
üzerinde değişen değerlerde görülmektedir. Arazide tepelerin eteklerinde hakim
frekans yüksek değerler almakta ve sedimanter basenlere doğru azalmaktadır.
Yapısal özelliklerdeki bu mekansal farklılaşmalar, depremler sırasında yerel yüzey
dalgalarının ortaya çıkmasında etkili olabilir. Hakim rezonans frekansındaki
yumuşak geçişlere bağlı olarak jeolojik yapı ana kaya üzerinde tek tabakalı yumuşak
sedimandan oluşan bir model olarak genelleştirilebilir. Gözlenen H/V oranlarına geri
hesap uygulanması, bu tabakadaki S-dalgası hızı değişiminin belirlenmesine
yardımcı olabilir. Bu noktada, ana kaya seviyesine kadar olan sondaj bilgisine ihtiyaç
duyulmaktadır. A ve B bölgeleri arasındaki geçiş çok ani olmakta ve bu durum, derin
sedimanter tabakanın bu geçiş bölgesinde derin sedimanların kalınlığının birdenbire
artışı ile ortaya çıktığını göstermektedir.
C. Tepelik bölge. H/V spektral oranlarında net bir tepe gözlenememektedir. Burada
elde edilen H/V spektrumuna bir örnek Şekil 4.6’da verilmiştir. Bu bölge, ana kaya
olarak kabul edilebilir. Küçük tepelerin arasında yumuşak sedimanlardan oluşan
küçük birikintiler, 3 Hz üzerinde hakim rezonans frekansılarının gözlenmesiyle
tanımlanabilir. Yapılan ölçümlerin yoğunluğu bu küçük bölgeleri net bir şekilde
belirlemek için yeterli değildir.
D. Bu bölgedeki bütün ölçüm noktalarında H/V spektral oranları yaklaşık olarak 0.4 -
0.5 Hz aralığında belirgin tepeler göstermektedir. Şekil 4.7’de bu bölgede ölçülen
H/V spektral oranlara bir örnek verilmiştir. Bazı ölçüm noktalarında 0.2 Hz altında
ilave tepeler görülmektedir. Bu bölgedeki derin sedimanlar için elde jeofizik bilgi
olmadığı için iki olası basen modeli önerilmiştir: 0.2 Hz’in altında temel rezonans
frekansına sahip derin bir basen veya 0.4-0.5 Hz aralığında temel rezonans
frekansına sahip bir sığ basen. Derin basen modeli, frekans dağılımını
açıklayabilmek için düşük frekanslarda gözlenen H/V oranlarının iki boyutlu bir
yapısal model ile beraber değerlendirilmesini gerektirmektedir (Steimen vd., 2003).
H/V oranındaki belirgin tepelere dayanarak, sığ basen modelinin geçerli olduğu
düşünülmektedir. 0.4 Hz civarındaki hakim frekanslardaki H/V oranlarının büyük
genlikleri, sedimanlar ve ana kaya arasında kuvvetli hız farklılaşmasını
göstermektedir. Bu durum, çok düşük S-dalgası hızlarına sahip yüksek kalınlıktaki
göl çökellerinin varlığı ile açıklanabilir. Hakim frekanslardaki küçük değişimler, en
fazla 150-200 metre kalınlıktaki zeminlerin homojen tabakalaşmasına işaret
etmektedir.
E. Bu bölgede ölçülen H/V spektral oranları, biri 0.5 Hz’de, diğeri de 1 Hz civarında
çift tepe vermektedir. Bu iki frekans, batıdaki D (0.5 Hz) ve doğudaki B (1 Hz)
komşu bölgelerindeki frekanslara karşı gelmektedir. E bölgesinde, jeolojik yapının
değişmesi beklenebilir ve çok yumuşak göl sedimanlarından oluşan bir tabakanın
görülmesi de olasıdır. Burada, H/V spektral oranları ile tek boyutlu yapısal modeller
arasında değerlendirme artık geçerli değildir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-7
Ocak 2004
Şekil 4.3. Adapazarı bölgesinde ölçülen hakim rezonans frekansları (Değerler Hz birimindedir);
Benzer H/V spektral oranları A ve E arasında değişen tablo ile verilmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-8
Ocak 2004
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.4. A bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ac06_u01 ölçümü).
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.5. B bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ac07_u05 ölçümü).
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-9
Ocak 2004
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.6. C bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ab08_r01 ölçümü).
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.7. D bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ay11_c01 ölçümü).
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-10
Ocak 2004
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.8. E bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (ab11_u01 ölçümü).
Her ölçüm noktasındaki f0 değeri son olarak doğrusal bir şekilde değerlendirilmiş ve
hafif düzlenerek Şekil 4.9’daki hakim frekans haritası elde edilmiştir. Hakim frekans,
başlıca jeolojik özelliklere paralel değişmekte ve sismik dalgaların büyütmesini frekansın
fonksiyonu olarak tahmin etmede sayısal tanımlamalar yapmaya imkan tanımaktadır. f0
değerinin çok altındaki frekanslarda, tepelik bölgedekine kıyasla büyütme olmamaktadır.
Ana kaya ve sedimanlar arasında büyük empedans farkı olması durumunda f0 değeri
civarındaki büyütme çok kuvvetli olabilmektedir. f0 değerinin üzerindeki frekanslardaki
büyütme, zemin tabakalaşmasına ve yayılan dalga alanına bağlıdır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-11
Ocak 2004
# #
# # # #
#
#
FundameFrekans
Hakim nt al Freque(Hz)
ncy (Hz)
# 0. 00 - 0.33
A #
#
U
%
U
%
#
#
# #
#
# 0. 34 - 0.66 # #
0. 67 - 1.00 $$
T U
%
# T
$ T # # # #
# 1. 01 - 1.33 # #
# #
# 1. 34 - 1.66 # # # #
#
# 1. 67 - 2.00 # U
% #
2. 01 - 2.33 # #
#
#
T
$ #
# 2. 34 - 2.66 #
#
# # #
# 2. 67 - 15 # # ##
# # U
% # #
#
# ## ##
Bölge
Zone BorSınırları
ders # #
#
# #
#
U#
% ##
# # # # # # #
# # # # # # # #
# # # #
Mikrotremor
# Am bient VibratioÖlçümleri
n Recordings # # # #### # ## #
# # # #
%
U Arr
AğayÖlçümleri
Recordings # #%U# #
# ##
$T Strong Motiİstasyonları
Deprem on Stations # #
## # # # ## #
# # #
#
C
# # #
# # # # #
# # #
# # # # #
#
B
# #
##
# T
$ #
#
# ## #
# # #
# # #
# # #
# # # #
# # # # #
# #
# #
# # #
#
#
N
D
# # #
#
# # #
# #
#
#
# # W E
#
B +C
# # #
#
# #
S
E
#
#
#
Şekil 4.9. Adapazarı’nda hakim frekans değişimini gösteren harita. Ağ ölçümleri yapılan noktalar
sarı dairelerle, artçı şokların kaydedildiği noktalar sarı üçgenlerle gösterilmiştir.
Hakim frekans f0’daki H/V spektral oran genliği, ana kaya ve sedimanlar arasındaki
S dalgası farklılığının bir göstergesidir ve buna bağlı olarak rezonans etkilerinin şiddeti
hakkında bazı bilgiler vermektedir. Genlikler arttıkça hız farkıda artmaktadır. H/V
oranlarının genlikleri her ölçüm noktasında lineer olarak interpole edilmiş ve hafifçe
düzeltilerek log10 tabanındaki değerlere göre Şekil 4.10’da gösterilen harita elde edilmiştir.
Genlik, kaynak-derinlik ve kaynak-uzaklık dağılımına dayanmaktadır. Bu nedenle, H/V
oranlarının genlikleri, olası rezonans etkilerinin sadece kalitatif bir göstergesi olmaktadır.
En büyük genlikler, çok yumuşak olan sediman tabakasının H/V spektral oranlarını
arttırdığı D bölgesinde gözlenmektedir. Diğer yüksek genlik gözlenen alanlar B bölgesinde
ana kaya ve sediman arasındaki geçişe yakın noktalarda gözlenmektedir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-12
Ocak 2004
# #
# # # #
#
#
A #
#
U
%
U
%
#
#
# #
#
# #
$$
T U
%
Genlik
Amplitud(log10
e (log10değerleri)
values) T
$ T # # # #
# #
# #
# 0.00 - 0.20 # # # #
#
# 0.21 - 0.40 # U
% #
# #
# 0.41 - 0.60
#
T
$ #
# 0.61 - 0.80 #
#
# # #
# 0.81 - 1.00 # # ##
# # U
% # #
#
# ## # # ##
Bölge
Zone BoSınırları
rders # #
# # # U
% #
##
# # # # # #
#
# # # # # # # #
# # #
Ambient VibratioÖlçümleri
# Mikrotremor n Recordings # # # #### # ## #
# # #
U Ağ
% ArraÖlçümleri
y Recordings # #%U# # #
# ##
$T Deprem
Strong Motİstasyonları
ion Stations # ## #
##
##
#
#
# # #
#
C
# # #
# # # # #
# # #
# # # # #
# #
B
# ##
# T
$ #
#
# ## #
# # #
# # #
# # #
# # # #
# # # # #
# #
# #
# # #
#
#
N
D
# # #
#
# # #
# #
# #
# # W E
#
B +C
# # #
#
# #
S
E
#
#
#
Şekil 4.10. Adapazarı’nda hakim frekansa karşı gelen H/V oranlarının genliklerini gösteren harita.
için tekrar oluşturulması mümkün olmamış ve yaklaşık 50 metre çapında kalan lokasyon
hatası ile ölçümler yapılmıştır. Yamanaka çalışmalarında istasyon koordinatlarını ve hız
profillerini çizelge halinde vermemiştir. Bu nedenle, bu noktalar için yapılan modellerden
elde edilen sonuçlar sadece bir gösterge olarak kabul edilmiş ve bu çalışmada
gösterilmemiştir.
Yapay H/V spektral oranlarını hesaplamak için Tablo 4.1’de önerilen modeller
kullanılmış ve bu noktalardaki ölçümlerle karşılaştırmalar yapılmıştır. Yapay H/V spektral
oranlarının modellenmesi kaynak konumlarının dağılımı ile ilgili bazı kabullerin
yapılmasını gerektirir, geniş açıklıklarda çoklu kaynaklar üst üste bindirilerek bu
kabullerin mümkün olduğu kadar genel olmasına çalışılmıştır.
Tablo 4.1. Kudo vd. (2002) tarafından Adapazarı’ndaki iki istasyon için önerilen S-dalgası
hızı profilleri
ADC ADU
Vs (m/sn) Kalınlık (m) Vs (m/sn) Kalınlık (m)
243 38 166 44
441 97 331 88
728 242 500 281
1500 70 878 63
2000 yarı uzay 1050 100
1500 yarı uzay
Bu çalışmada kullanılan numerik yöntem, dalga alanının P-SV bölümü için mod
biriktirme (Panza, 1985; Panza ve Suhadolc, 1987) yöntemidir. Yöntem, iyi tanımlanan
kaynaklardan ve kaynak-alıcı uzaklıklarından gelen sinyallerin araştırılmasına imkan
vermektedir. Verilen bir yapı için ilk olarak P-SV modları hesaplanmaktadır. Belirlenen
kaynaktan, Fourier ortamındaki her mod için enerji içeriği hesaplanmakta ve daha sonra
gerçek dalga alanını elde etmek için toplanmaktadır. Yapay titreşim kayıtları üretebilmek
için çok sayıda kaynak düşünülmüştür. Seçilen mesafe [x, x+250m] ve derinlik [0m, 250m]
aralıklarında rastgele dağılmış kaynaklar olduğu kabulü yapılmıştır. Yirmi uzaklık
aralığında, her aralık için rastgele 100 kaynak mekanizması kullanılarak hesaplamalar
yapılmıştır, bu uzaklık aralıkları sırasıyla [250m, 500m], [500m, 750m], ..., [5000m,
5250m]’dir. Sonuçta ortalama H/V oranı, doğrudan frekans ortamında, tekil olarak, 20 kez
farklı kaynaklar için 100 adet H/V oranı hesaplanarak elde edilmiştir .
ADU sahasında yapay olarak elde edilen ortalama H/V spektral oranları Şekil
4.11’de siyah eğri ile gösterilmiştir. Bu şekilde bulunan H/V oranı, mavi ve yeşil renkle
gösterilen ölçümlerden hesaplananlara benzerdir. Hakim frekanslı ve ilk moddaki Rayleigh
dalgasının eliptikliği şekilde sırasıyla kırmızı ve pembe ile gösterilmiştir. Modellemede,
H/V oranlarının ortalaması, 0.22-0.5 Hz aralığındaki hakim modun eliptikliği ile elde
edilmiştir. Bu durum, genellikle ana kaya ve sedimanlar arasında yüksek hız farkının
olduğu yapısal modellerde konsolide olmamış sedimanların hakim rezonans frekansı f0 ve
ortalama H/V oranlarının ilk minimumu arasında görülür (Fäh vd., 2001). H/V oranlarının
bu frekanstaki şekli, çoğunlukla sedimanların tabakalaşmasına bağlıdır. İlk yüksek modda
0.6 Hz civarında gözlenen tepe, ölçümlerden bulunan H/V oran spektrumunda da mevcut
gözükmektedir. Yüksek frekanstaki farklılık ise, büyük ihtimalle modellemede kullanılan
sınırlı sayıdaki zemin tabakalarından ve gerçek durumdaki çevresel titreşimlerin karmaşık
dalga alanlarından kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-14
Ocak 2004
(H/V)ve
log10(H/V)
log10 (elliptisite)
log10 (eliptisite)
ve log10
Frekans (Hz)
Şekil 4.11. ADU gözlem noktasında yapılan mikrotremor ölçümlerinden elde edilen (mavi eğri:
klasik yöntem; yeşil eğri: FTAN yöntemi) ve bilgisayarda yapay olarak üretilen (siyah eğri) H/V
oranları. Hakim moddaki (kırmızı eğri) ve ilk yüksek moddaki (pembe eğri) Rayleigh dalgasının
eliptikliği de gösterilmiştir. H/V spektral oranları log10 tabanında verilmiştir.
Kudo vd. (2002) çalışmalarında ADC noktasını derin sedimanlardan oluşan bir yapı
ile sınıflandırmışlardır. Bu, ölçümden elde edilen H/V oranları ile doğrulanmamaktadır
(Şekil 4.12). ADC noktasında, hakim rezonans frekansı yaklaşık 2.0-2.3 Hz civarında
gözlenmekte ve bu durum Tablo 4.1’de verilen yapı ile uyumlu olmamaktadır. Kudo vd.
(2002) çalışması dikkate alındığında, ADC gözlem noktasının Adapazarı’nda ağır hasarın
görüldüğü bir bölgede olduğu gözlenmekte ve hakim frekansın yaklaşık olarak 2 Hz
civarında olması bu hasar için iyi bir neden olmaktadır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-15
Ocak 2004
Frekans (Hz)
Şekil 4.12. ADC noktasında gözlenen H/V oranları (mavi eğri: klasik yöntem; yeşil eğri: FTAN
yöntemi).
Yamanaka vd. (2002) tarafından ölçüm yapılan noktalarda, yumuşak sedimanların
toplam kalınlığı olduğundan yüksek olarak tahmin edilmiş ve buna bağlı olarak
Adapazarı’nda ölçülen değerlerden daha düşük hakim rezonans frekansları elde edilmiştir.
Bunun nedeni, S-dalgası hızı profilinin geri hesabı için sadece hakim modlu Rayleigh
dalgasının düşey bileşeninin faz hızı eğrisinin kullanılmasıdır. Bu eğri yumuşak
sedimanların kalınlıklarının bulunması için yeterli değildir. Faz hızı eğrileri ve hakim
frekans veya eliptikliğin beraber kullanıldığı bir geri hesap yöntemi bu problemi çözebilir.
ERE ve SIC noktalarında elde edilen hız profillerinin karşılaştırılması (Yamanaka vd.
(2002) çalışmasında Şekil 5) yumuşak tabaka kalınlığının B ve A bölgeleri arasındaki ani
artışını doğrulamaktadır.
4.5.2 Kuvvetli yer hareketi kayıtları ve çevresel titreşimlerden elde edilen H/V
spektral oranlarının karşılaştırılması
Ana şok ardından Adapazarı ve Gölcük bölgelerinde alınan ivme ve hız kayıtları DRM-
MERM projesi kapsamında Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü
tarafından toplanarak düzenlenmiştir. Toplanan veri grubu Adapazarı’nda 13 ve Gölcük’te
6 tane olmak üzere toplam 19 istasyonda alınan kayıtları içermektedir. SKR istasyonu
dışındaki istasyonların hepsi Kocaeli Depremi’nden sonra geçici olarak kurulmuş ve daha
sonra başka noktalara kaydırılmıştır. Bu istasyonlar, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli
Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Deprem Mühendisliği Bölümü,
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Afet İşleri Genel Müdürlüğü (AİGM) Deprem
Araştırma Dairesi, Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS)
Jeolojik Tehlikeler Grubu Golden, Kolorado ve Deprem Tehlikeleri Grubu Menlo Park,
Kaliforniya tarafından kurulmuştur.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-16
Ocak 2004
Bu veri grubundan belirli bir en büyük yer hareketi ivmesi seviyesine göre deprem
kayıtları seçilmiştir. Seçilen kayıtlar ortalama H/V spektral oranlarını hesaplamak için
kullanılmıştır. Hesaplarda bütün dalga türleri (P, S dalgaları ve kodalar) kullanılmıştır.
Burada sadece Adaparı’ndaki HAS istasyonunda alınan bir kayıt örnek olarak verilmiştir.
Analiz için en büyük ivmelerin 50 mg’den büyük olduğu 4 kayıt seçilmiştir. Şekil 4.13’te
çevresel titreşimlerden ve deprem kayıtlarından bulunan H/V oranlarının karşılaştırılması
verilmiştir. f0 ve 1.2 Hz aralığındaki frekans bandında, H/V eğrileri arasında iyi bir uyum
görülmektedir. Sınırlı sayıdaki kayda bağlı olarak, kuvvetli yer hareketi kayıtlarından elde
edilen eğrilerdeki değişkenlik daha yüksektir. Dalga alanlarının birleşimindeki
farklılıklardan dolayı, 1.2 Hz üzerinde H/V eğrileri önemli oranda farklılaşmaktadır.
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.13. HAS sahasında mikrotremor ölçümlerinden (mavi eğri: klasik yöntem; yeşil eğri: FTAN
yöntemi) ve KRDAE tarafından sağlanan kuvvetli yer hareketi kayıtlarından (sarı eğri: klasik
yöntem; kırmızı eğri: FTAN yöntemi) elde edilen H/V oranlarının karşılaştırılması.
DMD
#
#
A
PIR
# # GLF
#
# # #
GYM
# GEM
# # #
# #
#
# FOC
# # B #
# #
#
# C #
LOJ
#
#
#
GLH
# D #
#
Hakim
HakimFrekans
Frekans
Fundamental (Hz)
(Hz) (Hz)
Frequency
# 0 - 0.33
N
Bölge Sınırları
Zone Borders
W E
0 1 2 Kilometre
Kilometers
S
Şekil 4.14. Gölcük bölgesinde ölçülen hakim rezonans frekansları (Değerler Hz birimindedir).
A. Bölgenin Kocaeli Depremi sırasında denize batarak su altında kalması, daha sonra
tekrar dolgu yapılmasına bağlı olarak bu bölgede, bölgeye özel bir kayıt
gözlenmektedir. Buradan alınan kayıtlarda 0.35 Hz değerinde bir tepe ve hemen
ardından 0.7 Hz civarında ikinci bir tepe kolaylıkla gözlenebilmektedir (Şekil 4.15).
İkinci tepenin büyük genliği, ilave dolgu malzemesinin düşük S-dalgası hızından
kaynaklanmaktadır. Buradaki hakim rezonans frekansı 0.2 Hz civarında tahmin
edilmektedir.
B. Bu bölgedeki ölçümler, hakim frekansı 0.25 Hz’de vermekte ve 0.7 (kuzeydoğuda)
ve 1.2 Hz (güneybatıda) değerleri civarında geniş ikinci tepeler şeklinde bir
maksimumu göstermektedir (Şekil 4.16). İkinci tepedeki büyük genlik, yüzeye yakın
düşük hıza sahip bir yumuşak sediman tabakasına işaret etmektedir. Bu durum, GLF
noktasında yapılan ağ öçümleri ile de doğrulanmıştır (sonraki paragraflara bakınız).
C. Hakim frekans yaklaşık 0.25 Hz’dir (Şekil 4.17). İkinci tepe, 1.5 Hz civarında bir
maksimum ile 3.5 Hz’de ikinci bir minimum yapmakta ve B bölgesi ile
karşılaştırıldığında çok geniş ve düz bir hale gelmektedir. Bu bölgede, yumuşak
sedimanlardan oluşan yüzey tabakası ortadan kalkmaktadır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-18
Ocak 2004
D. Temel frekans yaklaşık olarak 0.25 ile 0.3 Hz arasında değişmektedir (Şekil 4.18).
Yüzeyde yumuşak zemin tabakası olmamasından dolayı belirgin bir ikinci tepe
gözlenmemektedir. Bu durum, GLH noktasında yapılan ağ öçümleri ile
doğrulanmıştır.
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.15. A bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (gg01_u01 ölçümü).
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.16. B bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (gh02_c02_foc ölçümü)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-19
Ocak 2004
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.17. C bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (gg02_r03 ölçümü)
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.18. D bölgesinde gözlenen H/V spektral oranlarına bir örnek (gg03_u04 ölçümü)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-20
Ocak 2004
Şekil 4.16 ve Şekil 4.18 arasında gözlenen H/V spektral oranlarındaki ikinci tepenin
sönümlenmesi, düşük S-dalgası hızına sahip tabakanın kaybolmasının bir göstergesidir. Bu
durum, farklı bölgeler arasında keskin sınırlar çizilememesinin nedenidir.
Her ölçüm noktasındaki f0 değeri son olarak doğrusal bir şekilde interpole edilmiş ve
hafif düzlenerek Şekil 4.19’daki hakim frekans haritası elde edilmiştir. Bu harita, bir kez
daha hakim rezonans frekansının sabit değerlerini göstermektedir.
f0 frekansına karşı gelen H/V spektral oranlarının genlikleri Şekil 4.20’de gösterilmiştir.
Genlikler, Adapazarı Bölgesi’ndeki gibi büyük farklılıklar göstermemektedir. En büyük
genlikler A ve D bölgelerinde gözlenmiştir. B ve C bölgelerindeki düşük genlikler için bir
neden, hakim modlu Rayleigh dalgasının çevresel titreşim dalga alanındaki baskın dalga
olmamasıdır (aşağıya bakınız).
Şekil 4.20. Gölcük’te hakim frekansa karşı gelen H/V oranlarının genliklerini gösteren harita
Tablo 4.2. Kudo vd. (2002) tarafından Gölcük’teki iki saha için önerilen S-dalgası hızı
profilleri.
GLF GLH
Vs (m/sn) Kalınlık (m) Vs (m/sn) Kalınlık (m)
150 14 303 22
259 70 455 60
531 270 594 295
950 300 950 yarı uzay
1120 yarı uzay
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-22
Ocak 2004
Hesaplanan yapay H/V spektral oranlarının ortalaması kalın siyah eğri ile GLF ve
GLH sahaları için sırasıyla Şekil 4.21 ve Şekil 4.22’de gösterilmiştir. Yapay H/V spektral
oranlarından elde edilen hakim frekans f0 değerleri, ölçümden bulunanlarla (mavi ve yeşil)
uyumludur. Hakim frekanslı Rayleigh dalgasının eliptikliği kırmızı, ilk yüksek modunki
ise pembe ile gösterilmiştir. İki saha için elde edilen H/V oranlarının genel şekli munerik
modelleme ile açıklanabilmektedir.
Gözlenen H/V eğrilerinden, hakim rezonans frekansında sadece hakim modlu
Rayleigh dalgalarının değil, ilk yüksek modlu dalgaların da büyütüldüğü tahmin edilebilir.
GLF (Şekil 4.21) noktasındaki ilk yüksek mod, f0 değeri civarında baskın gözükmektedir.
Sadece yüzeye yakın çevresel titreşim kaynaklarının seçilmesine bağlı olarak modelleme
ile arazideki ölçümlerden bu frekans bandı için yapılan gözlemleri açıklamak mümkün
olmamaktadır. Bu seçim, çoğunlukla yüksek modlu Rayleigh dalgaları yerine hakim modlu
Rayleigh dalgalarını arttırmaktadır.
(H/V) ve
log10 (H/V)
log10 (elliptisite)
log10 (eliptisite)
ve log10
Frekans (Hz)
Şekil 4.21. GLF gözlem noktasında yapılan mikrotremor ölçümlerinden elde edilen (mavi eğri:
klasik yöntem; yeşil eğri: FTAN yöntemi) ve bilgisayarda yapay olarak üretilen (siyah eğri) H/V
oranları. Hakim moddaki (kırmızı eğri) ve ilk yüksek moddaki (pembe eğri) Rayleigh dalgasının
eliptikliği de gösterilmiştir
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-23
Ocak 2004
(H/V)ve
log10(H/V)
log10 log10(elliptisite)
velog10 (eliptisite)
Frekans (Hz)
Şekil 4.22. GLH gözlem noktasında yapılan mikrotremor ölçümlerinden elde edilen (mavi eğri:
klasik yöntem; yeşil eğri: FTAN yöntemi) ve bilgisayarda yapay olarak üretilen (siyah eğri) H/V
oranları. Hakim moddaki (kırmızı eğri) ve ilk yüksek moddaki (pembe eğri) Rayleigh dalgasının
eliptikliği de gösterilmiştir
4.6.2 Kuvvetli yer hareketi kayıtları ve çevresel titreşimlerden elde edilen H/V
spektral oranlarının karşılaştırılması
Burada sadece Gölcük’teki FOC istasyonunun bulunduğu noktadan bir örnek verilmiştir
(Şekil 4.23). Çevresel titreşimlerden ve deprem kayıtlarından bulunan H/V oranları
karşılaştırıldığında, bu eğrilerin 0.8 Hz’in altındaki bölgede bir miktar uyumlu olduğu
görülmektedir. Deprem kayıtlarından elde edilen eğrilerdeki değişkenlik, sınırlı kayıt
sayısına bağlı olarak çok yüksektir. 0.8 Hz’in üzerindeki frekanslarda, dalga alanlarının
içeriğine bağlı olarak H/V eğrileri önemli ölçüde farklılaşmaktadır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 4 Sayfa 4-24
Ocak 2004
H/V
Frekans (Hz)
Şekil 4.23. FOC sahasında mikrotremor ölçümlerinden (mavi eğri: klasik yöntem; yeşil eğri: FTAN
yöntemi) ve USGS veritabanından alınan kuvvetli yer hareketi kayıtlarından (sarı eğri: klasik
yöntem; kırmızı eğri: FTAN yöntemi) elde edilen H/V oranlarının karşılaştırılması. Kuvvetli yer
hareketi verilerinden en büyük yatay ivmesi 15 mg’den büyük olan 6 deprem analiz için seçilmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-1
Ocak 2004
5.1. GİRİŞ
İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nün (ETH) Geoteknik Mühendisliği Enstitüsü (IGT)
Araştırma Görev Grubu’nda görev almıştır. Bu kapsamda, “yerel zemin koşullarının
belirlenmesi”, “zemin sınıflandırması” ve “zemin tabakaları davranış analizleri”
yapılmıştır. Bu uygulamalar pilot bölgeler olan Adapazarı ve Gölcük’te gerçekleştirilmiştir.
İzleyen bölüm ilk olarak yerel zemin koşullarının belirlenmesi ile ilgilidir. Bu bölüm,
zemin sınıflandırması uygulamasını da içermektedir.
mevcut ve yeni sondaj çalışmaları, SPT ve CPT verileri ve ilave laboratuvar deneylerine ait
veri dosyalarıdır. İkinci kaynak ise, Dr. Köksal tarafından yerel DRM ofisinde veritabanına
çevrilen AİGM veri dosyalarıdır. İkinci kaynak, birinci kaynaktaki verilerden bazıları ve
başka yayınların esas aldığı arazi çalışmalarını ve diğer kaynaklardan verileri içermektedir.
Bu bilgilerin güvenilirliği, yoğunluğu ve kalitesi, ilk kaynak ile kıyaslandığında oldukça
değişkendir. Buna bağlı olarak, bu veritabanının toplam kalitesini değerlendirmek
güçleşmiş ve bazen yeni arazi araştırmalarının yapılması daha kolay hale gelmiştir.
Sakarya Üniversitesi’nden alınan veriler, her lokasyon için yapılan saha
araştırmasının ve bazı bölgeler için laboratuvar araştırmalarının özetini içeren veri
dosyalarını kapsamaktadır (Şekil 5.2). Buna ilave olarak, sahadaki sondajların logları da
mevcuttur (Şekil 5.3). Bazı noktalarda, CPT veya CPTU verileri de bulunmaktadır (Şekil
5.6).
vuruş/15cm
Tij Uzunluğu
Uzunluk(cm)
Derinliği (m)
Türü ve No
Numune
Lejant
USCS
SPT
Kaplama
(m)
Alınan /
Açıklamalar
Dolgu:Bina yıkıntısından
kalan moloz, kahverengi
kumlu siltli kil
Toplam olarak Sakarya Üniversitesi’nden elde edilen Adapazarı için 120, Gölcük
için ise 97 veri grubu vardır. Bunlara ilave olarak, 22 (Adapazarı) ve 6 (Gölcük) CPT
deney sonucu, sondaj verileri olmadan mevcuttur. Veri gruplarının tümü her bir 500m *
500m hücreyi kaplamamaktadır. Bazı durumlarda bir hücre için bir taneden fazla sondaj
bulunmaktadır. İlk pilot çalışma alanının bazı hücrelerinde ise hiç veri yoktur.
AİGM veritabanından Adapazarı için toplam 306 veri grubu elde edilmiştir.
Bunlardan 66 tanesi Sakarya Üniversitesi tarafından elde edilenle benzer, fakat daha düşük
bilgi içeren sondaj verileridir. Gölcük bölgesi için 260 adet veri grubu bulunmaktadır
(Bunların 70 tanesi Sakarya Üniversitesi veri gruplarından daha az bilgi içeren benzer
verilerdir). Bilginin değişkenliği büyük önem taşımaktadır. Bazı sondajlarda, Sakarya
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-3
Ocak 2004
Üniversitesi tarafından sağlanan ile benzer oranda veri mevcuttur. Diğer noktalarda ise,
çok sınırlı ve basitleştirilmiş bilgi sağlanmıştır. Bu veritabanının içeriğinin bu raporda
gösterilmesi zor olduğu için, Şekil 5.2’de, kullanılan verilerin bir özeti
(http://peer.berkeley.edu/turkey/adapazari) tarafından hazırlanan formatla verilmiştir.
AİGM veri dosyalarına işlenmeden önce saha araştırmalarından elde edilen veriler
üzerinde bir basitleştirme yapılmıştır. Şekil 5.5, AİGM veritabanındaki bilgilerin biçimini
göstermektedir.
Başlangıçta, farklı veri grupları arasındaki karşılaştırmayı güçleştiren 3 farklı
koordinat sistemi kullanılmıştır. Bütün koordinatların UTM koordinatlarına çevrilmesi ile,
eldeki bütün sondajlar pilot çalışmadaki iki bölge için harita üzerinde gösterilmiştir (Şekil
5.6 ve 5.7).
Açıklamalar:
Sensitive:Hassas, Clayey:Killi, Silty:Siltli, 2 2
Koni No: 3345, Uç Alanı (cm ):10, Sürtünme(ceket) alanı (cm ):150
Sandy:Kumlu, Gravely:Çakıllı, Clay:Kil, Silt:Silt,
Sand:Kum, Gravel:Çakıl, Clays:Killer, Silts:Siltler,
Sands:Kumlar, Gravels:Çakıllar, organic:organik,
to:arasında değişen, peat:turba, soils:zeminler,
very:çok/
Örnek:Clays, clay to silty clay: Killer, kil - siltli kil
arasında değişen
SONDAJ BİLGİLERİ
ATTERBERG LİMİTLERİ
ELEK ANALİZİ
SCPTU RQD
CPT SPT
Şekil 5.5. AİGM veritabanının bir sondaj için çıktıları. Bu fazla bilgi olan bir sondaja örnektir
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-7
Ocak 2004
Şekil 5.6. Adapazarı için mevcut sondajların yerleri; Mavi noktalar (içinde nokta olan daireler)
AİGM veritabanındaki sondajların yerleridir. Kırmızı noktalar Sakarya Üniversitesi’nden elde
edilen verilerin yerlerini göstermektedir (üçgenler CPT, kareler sondaj verileridir).
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-8
Ocak 2004
Şekil 5.7. Gölcük için mevcut sondajların yerleri; Mavi noktalar (içinde nokta olan daireler) AİGM
veritabanındaki sondajların yerleridir. Kırmızı noktalar, Sakarya Üniversitesi’nden elde edilen
verilerin yerlerini göstermektedir (kareler sondaj verileridir).
YASS
Kuyu Sonu
Hücre:
Koordinatlar:
Sondaj Noktaları (BH):
BH’ların yüksekliği: –
BH yorumları:
Yeraltı Suyu: Yüzeyden yaklaşık 0.6-0.7 m’de
Veri geçerliliği: Karakteristik sondaj logu: ince bir dolgu
katmanının altında, arada yaklaşık 3-4 m
kalınlığında kum tabakaları ile 15.5 m kadar
kil tabakası.
YASS
YASS
Kuyu Sonu
Kuyu Sonu
YASS
Hücre:
Koordinatlar:
Bölge: Göreceli olarak aynı
Yükseklik: Yaklaşık 0-8m
Sondaj Noktaları (BH):
Ayrışma
Bölgesi
YASS
Alüvyon
Kuyu Sonu
Kuyu Sonu
Kuyu Sonu
Ayrışma Bölgesi
Kuyu Sonu
Hücre:
Koordinatlar:
Bölge: Çok tepelik arazi
Yükseklik: Hücre merkezine doğru yaklaşık 38-103 m, en
yüksek bölüm hücrenin güneyinde
Sondaj Noktaları (BH):
BH bölgeleri (yerleri): Sondajlar en yüksek noktanın soluna ve sağına
doğru, hücrenin sınırlarına yakın.
BH’ların yüksekliği: Deniz seviyesinden 38.5-56.0 m yukarıda
Yeraltı Suyu: Yüzeyden 2.5m aşağıda (Sadece Sk-21’de ölçüm)
Veri geçerliliği: Karakteristik sondaj logu: hücrenin güney
bölümüne doğru (Sk-21) sıkı çakıl tabakasının
üzerinde 16 m kalınlığında kil tabakası, hücrenin
batısında (AS-10) silt tabakaları hakim ve
kuzeybatıda (41/329/sk19) katı bir kil tabakasını
11m kalınlığında çakıl ve kum örtmekte.
Yasak Bölge
enterpolasyonla oluşturulan
sondaj
Şekil 5.14. Gölcük’te interpolasyon ile elde edilen sondajların bulunduğu bölge mavi ile
gösterilmiştir. Taralı alanlar, veri ekstrapolasyonunun yapılmadığı bölgeleri göstermektedir.
2.2. En üst tabaka için SPT profilinin olmaması durumunda (örn. dolgu veya
bitkisel toprak), kayma dalgası hızının bu tabakada 100 m/sn değerine eşit
olduğu kabul edilmiştir.
2.3. SPT sonuçlarının sadece bir ara tabaka için bulunmaması durumunda, mevcut
ölçüm verileri ile bir korelasyonun uygun olacağı sonucuna varılmıştır.
Burada farklı veri kaynaklarından, eldeki verilerle ilgili bazı ilave düşüncelere yer
verilmiştir:
o SPT değeri R’nin, N30 değeri değil, N70 değeri olduğu görülmüştür. Bu
sonuca, Sakarya Üniversitesi’nin veri dosyalarındaki sondaj firmasının SPT
verilerinin grafik olarak gösterilmesi ile varılmıştır.
o Deney noktasındaki vuruş sayısının 50’yi geçmesi veya 30 cm
penetrasyondan önce daha yüksek vuruş sayıları elde edilmesi durumlarında,
SPT verileri 30 cm penetrasyon derinliği için ekstrapole edilmiştir. En
büyük SPT ekstrapolasyon değeri N30 = 157, 700 m/sn kayma dalgası hızına
eşit kabul edilmiş ve her nokta için bu belirlenmiştir.
o AİGM veritabanındaki SPT değerinin 198’e eşit olması, SPT deneyi
yapılmadığı anlamına gelmektedir. Veritabanı için bir değere ihtiyaç
duyulması nedeni ile, bu değer sadece yüksek bir sayısal değer olduğu için
seçilmiştir.
VS aşağıdaki korelasyonlarla
bulunmuştur:
İyisan SPT
İyisan CPT
Kullanılan
derinlik (m)
S. Bakır (SPT)
30 m’ye kadar
ekstrapolasyon
Sismik profil (Berkeley)
Şekil 5.15. Adapazarı’nda Q10 hücresinde kayma dalgası hızını elde etmek için farklı yöntemlerin
karşılaştırılması
Derinlik(m) Vs-SPT’den İyisan
Hücre
Şekil 5.16. Q10 hücresi için elde edilen ve ideal bir model olarak düzenlenen kayma dalgası hızının
derinlikle değişimi. Bunun için yapılan işlemler, şeklin solunda tablo halinde görülmektedir. Bütün
kayma dalgası hızı hesaplamaları bir Excel dosyası olarak özetlenmiş ve Ek 2.2’de verilmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-21
Ocak 2004
• Gölcük’teki N11 hücresi, yerel zemin sınıfının belirlenmesi için kayma dalgası
hızının kullanıldığı örneklerden biridir.
• İki farklı grup halinde sınıflandırmaya imkan veren bazı değerler tablolarda
verilmiştir. silt ve kil için N30 =16, kum ve çakıl için N30 =30, silt ve kil için Vs =
300 m/sn, kum ve çakıl için Vs = 400 m/sn değerlerinin olması halinde bu durum
geçerli kabul edilmiştir (örn. Gölcük’te O10 ve Q6 hücreleri).
• Silt, siltli kil olarak kabul edilmiştir.
• Bir tabaka için birden fazla SPT N30 değeri olması durumunda, bu tabakanın zemin
grubunu belirlemek için güvenli tarafta kalınarak en düşük değer seçilmiştir. Örn.
Gölcük E6, M7 hücreleri.
• Dolgu ve bitkisel toprak, gerekli şartları sağlaması durumunda dahi sınıflandırmada
tabaka olarak dikkate alınmamıştır. Örn. Gölcük L10 hücresi.
• Sınıflandırma için en önemli tabaka genellikle yumuşak silt/kil veya gevşek
kum/çakıl tabakalarıdır.
• Birden fazla tabaka, sınıflandırma için tek bir tabaka olarak beraber
değerlendirilebilmektedir. Örn. Gölcük K4 hücresi.
• En üstte yeralan zemin tabakasının kalınlığı h1, üst 30 metrede “sınıflandırma için
kullanılan tabakanın” kalınlığıdır. Sınıflandırmada kullanılacak zemin türünün (örn.
kil) birden fazla tabaka olarak görülmesi durumunda, bütün tabakaların kalınlıkları h1
kalınlığını hesaplamada kullanılmaktadır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-22
Ocak 2004
Şekil 5.17. Türkiye Deprem Yönetmeliği’nde yerel zemin sınıflarının belirlenmesi için tablolar
(Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 1997)
belirlenmesinde İyisan ilişkisi ile kullanılmış olması nedeni ile seçilmemiştir. su yöntemi,
gerekli olan verilerin çoğunlukla elde olmaması nedeni ile dikkate alınmamıştır.
Tablo 4.1.2.2 Zemin Sınıflandırması
__ __ __ __
Zemin Sınıfı vs N veya N ch su
__ __ __
NOT: su yönteminin kullanılması ve N ch ve su kriterlerinin
farklılaşması halinde, daha yumuşak zemin özelliklerine sahip zemin
sınıfı seçilmelidir (örn. Zemin Sınıfı D yerine E).
Şekil 5.20. NEHRP yaklaşımda C-E zemin sınıflarına göre yapılan sınıflandırma (BSSC, 2001)
∑d i
Vs = i =1
n
(5.2)
di
∑
i =1 vsi
vsi , kalınlığı tanımlanmış olan her tabakanın kayma dalgası hızı (m/sn)
di , 0 ve 30 metre arasındaki tabakaların kalınlığı.
Önceden bahsedildiği üzere, burada sadece zemin sınıfları C, D ve E için yapılan
sınıflandırma sunulmuştur. Buradaki işlem sırası aşağıdaki iki adımla verilmiştir.
1. Sondaj profillerinde 3 metreden kalın bir yumuşak zemin tabakasının olup olmadığı
kontrol edilmelidir. Bu durumla karşılaşılması halinde, yumuşak kil tabakası mevcutsa
ve plastisite indeksi PI, su muhtevası w ve drenajsız kayma mukavemeti su ile ilgili
ilave bilgiler varsa, PI > 20, w > %40 ve su < 25 kPa durumları için zemin sınıfı E
olacaktır. Eğer 3 metreden kalın bir yumuşak zemin tabakası yoksa, aşağıda 2.
maddeden itibaren sınıflandırmaya devam edilmelidir. 3 m’den ince yumuşak zemin
tabakalarının kalınlıklarının toplamının hipotetik sondajda 3 metreyi aşması durumunda,
bu zeminlerde hesaba aynı şekilde katılacaktır.
o Çoğu durumda, pilot bölgeler için drenajsız kayma mukavemeti
bilinmemektedir. Birçok hücrede, incelenen kil tabakası için biri yukarıdaki
kriterleri sağlayan, diğeri sağlamayan birbirine zıt iki deneysel sonuç
bulunabilmektedir (örn. Adapazarı S18 hücresi).
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-27
Ocak 2004
2. Ortalama kayma dalgası hızının elde edilmesi (yukarıya bakınız) ve zemin sınıfının
belirlenmesi.
Sınıflandırmanın sonuçları Şekil 5.21 ve 5.22’de verilmiştir.
Sınıflandırmanın bir tablosu, Ek 2.2’de de verilmiştir. Gölcük için, I6, N8 (silt), N9
(silt), P3, P4, P5 (silt), P6 (silt) ve Q4, hücreleri haricinde yumuşak zemin tabakaları nadir
olarak görülmüştür. Bunlar, bütün sondajlar içerisinde toplam 82 hücreden, 8’ine karşı
gelmektedir. Yukarıda bahsedilen hücrelerden bazılarında 3 metreden kalın yumuşak
zemin tabakası bulunmakta, bazılarında E zemin sınıfı için istenenden düşük PI ve w
değerleri gözlenmekte ve bazılarında PI ve w ile ilgili ilave bilgi bulunmamaktadır. Bu
nedenle, yumuşak kil tabakası bulunmasına bağlı olarak bu hücrelerin hiçbirinin zemin
sınıfı “E” olarak seçilmemiştir.
Adapazarı bölgesinde yumuşak zemin tabakaları (kil ve silt) G26, H25, H26, H27,
I25, I26, I27, I28 (silt), J24, J25, J26 (silt), J28 (silt), K23, K24, K25, K26, K27 (silt), L24,
L25, L26, N8, N11, O10, O11, O13, O14, O15, O17 (silt), O27 (silt), O28 (silt), P9 (silt-
kil), P10, P11 (silt-kil), P12, P16, P22, Q9, Q10, Q11, Q12 (geçişli yumuşak silt ve kil
tabakaları), Q13, Q15, Q18 (silt), R8, R9, R11, R12, R13, R14, R16, R17, S7, S9, S10,
S11, S12 (silt-kil ve silt), S13, S14, S15 (silt), S16 (silt-kil), S17 (silt-kil), S18, S19, S20,
T8, T10 (silt), T11 (silt), T12, T13 (silt), T14, T15 (kil ve silt), T16, T17, T18, T19, T20,
T21, U8, U10 (silt), U11 (silt), U12 (kil ve silt), U13, U14, U16, U17, U18, V9, V10, V11,
V12 (kil ve silt), V18 (kil ve kil-silt), W9 hücrelerinde gözlenmiştir. Buna bağlı olarak,
tüm hücrelerin neredeyse yarısında farklı kalınlıklarda yumuşak zemin tabakaları
gözlenmiştir.
Adapazarı’nın kuzeyinde, sıvılaşma potansiyeli dikkate alınmamasına (F sınıfı)
rağmen, zemin sınıflarına göre yapılan sınıflandırma bakımından değişken bir dağılım
gözlenmektedir. Güney bölgelerde ise, daha önemli olarak tepelerin güneyinde kalan bir
sahada E sınıfı gözlenmekte, ve göle yakın bir başka sahada da C sınıfı görülmektedir.
Gölcük’teki sınıflandırma daha az değişim göstermekte, Degirmendere ve Gölcük için
çoğu durumda C sınıfı, İhsaniye için ise daha belirgin olarak D sınıfı elde edilmektedir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-28
Ocak 2004
Şekil 5.21. Adapazarı için NEHRP’a göre sınıflandırma. Sıvılaşma potansiyeli olan bölgeler için
sınıflandırma (F sınıfı), projenin görev paylaşımı nedeni ile bu aşamada yapılmamıştır
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 5 Sayfa 5-29
Ocak 2004
Şekil 5.22. Gölcük için NEHRP’a göre sınıflandırma. Sıvılaşma potansiyeli olan bölgeler için
sınıflandırma (F sınıfı), projenin görev paylaşımı nedeni ile bu aşamada yapılmamıştır
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 6 Sayfa 6-1
Ocak 2004
Göreceli olarak sabit hakim frekansların elde edildiği bölgeler, Kudo vd. (2002)
tarafından açıklanan ağ ölçüm noktalarından biri ile ilişkilendirilerek, her hücrenin ölçüm
noktalarından bir tanesi ile tanımlanması mümkündür. Buna bağlı olarak, sağlam zemin
tabakasına kadar olan bir kayma dalgası hızı profili oluşturulabilir.
Aşağıdaki şekillerde Fäh vd. (2003) tarafından tanımlanan bölgelere göre, hücre
noktalarının, karşı gelen ağ ölçüm istasyonlarına göre paylaşımı gösterilmiştir. Şekil 6.1 ve
6.2’de farklı hücrelerin Kudo tarafından verilen ölçüm noktasına göre paylaşımı
gösterilmektedir.
Şekil 6.2. Kudo tarafından verilen GLF ve GLH ağ ölçüm noktalarının Gölcük pilot çalışma
bölgesindeki hücrelere göre paylaşımı (Laue vd., 2003).
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 6 Sayfa 6-4
Ocak 2004
Adapazarı:
Hücre No Yeraltı Suyu Hücre No Yeraltı Suyu
Seviyesi Aralığı (m) Seviyesi Aralığı (m)
G26 2.5 – 5 G27 7.5 – 10
G28 12.5 – 15 G29 yok
G30 yok G31 yok
H25 2.5 – 5 H26 2.5 – 5
H27 7.5 – 10 H28 10 – 12.5
H29 yok H30 yok
H31 yok H32 yok
I27 5 – 7.5 I28 7.5 – 10
I29 10 – 12.5 I30 yok
I31 12.5 – 15 I32 12.5 – 15
J28 5 – 7.5 J29 7.5 – 10
J30 7.5 – 10 J31 10 – 12.5
J32 10 – 12.5 K28 2.5 – 5
K29 2.5 – 5 K30 5 – 7.5
K31 5 – 7.5 K32 5 – 7.5
L28 2.5 – 5 L29 2.5 – 5
L30 2.5 – 5 L31 2.5 – 5
L32 2.5 – 5 M29 2.5 – 5
M30 2.5 – 5 N18 5 – 7.5
N30 2.5 – 5 O20 7.5 - 10
O21 7.5 – 10 O22 7.5 – 10
O23 2.-5 - 5 P13 2.5 – 5
P14 2.5 – 5 P20 7.5 – 10
P21 7.5 – 10 P22 2.5 – 5
P23 2.5 – 5 Q13 2.5 – 5
Q14 2.5 – 5 Q17 7.5 – 10
Q18 10 – 12.5 Q19 7.5 – 10
Q20 2.5 – 5 Q21 2.5 – 5
R16 7.5 – 10 R17 12.5 – 15
R18 yok R19 5 – 7.5
S16 10 – 12.5 S17 yok
S18 yok S19 12.5 – 15
S20 2.5 – 5 S21 2.5 – 5
T15 2.5 – 5 T16 yok
T17 yok T18 yok
T19 12.5 – 15 T20 5 – 7.5
T21 5 – 7.5 T22 2.5 – 5
U15 2.5 – 5 U16 7.5 – 10
U17 yok U18 12.5 – 15
U19 10 – 12.5 U20 5 – 7.5
V18 5 – 7.5 V19 5 – 7.5
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 6 Sayfa 6-7
Ocak 2004
Gölcük:
Yeraltı Suyu Yeraltı Suyu
Hücre No Hücre No
Seviyesi Aralığı (m) Seviyesi Aralığı (m)
D4 0 - 2.5 E4 0 - 2.5
F4 10 - 12.5 G3 5 - 7.5
G4 10 – 12.5 G8 7.5 – 10
G9 5 – 7.5 H3 10 – 12.5
H7 10 – 12.5 H8 7.5 – 10
H9 5 – 7.5 I5 12.5 - 15
I7 12.5 - 15 J4 12.5 - 15
K4 2.5 – 5 K5 7.5 – 10
K11 5 – 7.5 L4 0 – 2.5
L5 7.5 – 10 L10 5 – 7.5
L11 5 – 7.5 M4 2.5 – 5
M5 5 – 7.5 M6 10 – 12.5
M8 10 – 12.5 M10 2.5 – 5
M11 2.5 – 5 N4 2.5 – 5
N5 5 – 7.5 N6 5 – 7.5
N7 5 – 7.5 N8 7.5 - 10
N9 2.5 – 5 N10 5 – 7.5
N11 5 – 7.5 O4 2.5 – 5
O5 2.5 – 5 O6 2.5 – 5
O7 5 – 7.5 O8 5 – 7.5
O9 2.5 – 5 O10 2.5 – 5
P3 0 – 2.5 P4 0 – 2.5
P5 0 – 2.5 P6 2.5 – 5
P7 5 – 7.5 P8 5 – 7.5
Q4 0 – 2.5 Q5 0 – 2.5
Q6 2.5 – 5
Şekil 6.3. Adapazarı için En Büyük Yatay İvme (EBİ) dağılımının g (m/s2)’nin katları olarak
gösterimi
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 6 Sayfa 6-9
Ocak 2004
Şekil 6.4. Gölcük için En Büyük Yatay İvme (EBİ) dağılımının g (m/s2)’nin katları olarak
gösterimi.
En Büyük Yatay İvmeye (EBİ) ilave olarak, Ek 2.3’teki özet tablolarında her deprem
girdisi için hesaplanan spektral ivme ve hakim periyot değerleri de verilmiştir. Ayrıca
tabloya birim kayma şekil değiştirmesi genlikleri ve karşı gelen derinliklerde eklenmiştir.
Sonuçlar, 11. bölümün altında olduğu için burada gösterilmemiştir. En büyük kayma birim
şekil değiştirme genliğinin ve buna karşı gelen derinliklerin verilmesinin gerekliliği de
yine 11. bölümde açıklanacaktır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-1
Ocak 2004
7.1. GİRİŞ
Zemin sıvılaşması depremler sırasındaki hasarın en büyük nedenlerinden biridir. Sıvılaşma
ile ilgili konuların “Modern” mühendislik ile ele alınması, 1964 yılında sismik
sıvılaşmanın olağanüstü ve yıkıcı etkileri meydana getirdiği iki yıkıcı depremle (1964
Niigata ve 1964 Büyük Alaska Depremleri) beraber başlayan süreçle gelişmiştir.
Bunu izleyen yaklaşık 40 yılda, önemli ilerleme sağlanmıştır. Başlangıçta bu
ilerleme çoğunlukla temiz, kumlu zeminlerde sıvılaşmanın meydana gelme (veya
“tetiklenme”) olasılığının değerlendirilmesindeki gelişmelerle sınırlı kalmıştır. Geçen
yıllarla beraber, depremler yeni bulgular ve veriler sağlamaya devam etmiş ve
araştırmacılar ve uygulamada çalışanlar siltli ve çakıllı zeminler ile ilgili olabilecek ilave
problemlerin farkına varmış ve sıvılaşma sonrası mukavemet ve gerilme-şekil değiştirme
davranışı konuları da ilginin artmasına yol açmıştır.
Bugün, “zemin sıvılaşma mühendisliği” alanı kendi başına gelişen bir yarı-
olgunlaşmış uygulama sahasıdır. Bu saha artık Şekil 7.1’de gösterilen birbirinden
ayrılmayan alt konuları veya alt başlıkları içermekte ve zemin sıvılaşmasının
mühendislikte ele alınmasında halen ilk adımın (1) “sıvılaşma potansiyeli”nin veya
sıvılaşmanın “tetiklenme” (başlangıç) riskinin değerlendirilmesi olduğunu göstermektedir.
Son yıllarda bu konuda önemli gelişmeler olmuştur. Bunların bir kısmı burada
anlatılacaktır.
Sıvılaşmanın meydana gelmesinin ciddi bir potansiyel risk/tehlike olduğunun
belirlenmesi durumunda, olası sıvılaşmanın sonuçları değerlendirilmektedir. Bu,
günümüzde artan bir oranda (2) sıvılaşma sonrası mukavemetin ve sıvılaşma sonrası toptan
stabilitenin değerlendirilmesini (sahada ve/veya inşa edilmiş bir yapı veya tesiste, vs.)
kapsamaktadır. Son 15 yılda sıvılaşmadan sonraki mukavemetin belirlenmesinde önemli
ilerlemeler olmuştur. Sıvılaşma sonrası stabilitenin gerektirmesi durumunda,
deformasyon/yer değiştirme potansiyeli büyükse, mühendislik uygulamalarında zemin
iyileştirmesi gerekli olmaktadır.
Sıvılaşma sonrası toplam stabilitenin kabul edilebilir olması halinde, sonraki
inceleme (3) beklenen deformasyonlar ve yer değiştirmelerin değerlendirilmesidir. Bu çok
narin bir uygulama alanıdır ve bu konu ile ilgili mühendislik araçları ve yöntemlerinin
gelişmesi, kalibrasyonu/doğrulaması üzerine yapılması gereken daha çok şey vardır.
Benzer bir şekilde, (4) sıvılaşma ile meydana gelen deformasyonlar ve yerdeğiştirmelerin
yapıların ve diğer mühendislik hizmeti görmüş tesislerin performansı üzerindeki etkisi
üzerine bilinenler göreceli olarak azdır ve “kabul edilebilir” performans kriterleri yeterince
iyi oluşturulmamıştır.
Sonuç olarak, mühendis(ler)in yeterli performansın sağlanamayacağı sonucuna
vardığı durumlarda, (5) sıvılaşma riskinin mühendislik çözümleri ile azaltılması gereklidir.
Bu da hızla gelişen bir alan olup, potansiyel uyuşmazlıklara yol açmaktadır. Sıvılaşma
tehlikesinin azaltılması için yeni yöntemlerin geliştirilmesi, devamlı olarak mühendislik
seçeneklerini genişletmektedir. Ancak bu yöntemlerin bazılarının verimliliği ve
güvenilirliği halen tartışmalıdır ve bu yöntemlerin çoğu ile sağlanan iyileştirilmiş
performansın mühendislik olarak kesin ve güvenilir bir şekilde değerlendirilmesi halen
güçtür.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-2
Ocak 2004
Bu raporun sınırları kapsamında bu konuları tam olarak anlatmak mümkün değildir (bunun
için bir kitap gereklidir). Bunun yerine sıvılaşmanın tetiklenmesini değerlendirmede
kullanılan yöntemlerin altı çizilecek ve Mw = 7.4 büyüklüğündeki 17 Ağustos 1999 Kocaeli
Depremi sonrasında, bu yöntemlerin Sakarya ve Gölcük şehirlerinde CBS esaslı
uygulamaları verilecektir.
1 .1.ASıvılaşmanın
s s e s s m e n t“tetiklenme” veya
o f th e lik e lih ood meydana
o f “trig ggelme
e rin g ”
r in itia tio nbelirlenmesi
oolasılığının o f s o il liq u e fa c tio n .
2 .2. ASıvılaşma
s s e s s m esonrası
n t o f pmukavemetin
o s t-liq u e fa c ve
tio nsıvılaşma
s tre n g th and
sonrası
o v e ra ll p otoptan
s t-liq ustabilitenin
e fa c tio n sbelirlenmesi
ta b ility .
33.. Sıvılaşma
A s s e s s mile
e nbeklenen
t o f e x p deformasyon
e c te d liq u e fa
vec tio n -in d u c e d
yerdeğiştirmelerin
d e fo rm a tio n s a n d belirlenmesi
d is p la c e m e n ts .
4.4Sıvılaşma
. A s s e s sile
m beklenen
e n t o f th deformasyon
e c o n s e q u e ve
n c eyerdeğiştirmelerin
s o f th e s e
d e fo rm a tiosonuçlarının
n s a n d d is pbelirlenmesi
la c e m e n ts .
5 5. Gerekli
. Im p le mdurumlarda,
e n ta tio n (amühendislik açıdan
n d e v a lu a tio n ) o fiyileştirme için
e n g in e e re d
m itig a tio nuygulamalar (değerlendirmeler)
, if n e c e s s a ry .
zeminler çok gevşek veya çok sıkı olabilir ancak çok gevşek durum daha kaba daneli
malzeme ve çakıllı çökellerde ender olarak görülür.
İri daneli, çakıllı zeminlerin drenaj avantajları, (1) az geçirgen, daha ince daneli
malzeme ile çevrelenmeleri ve kaplanmaları, (2) kaba daneler arasındaki boşlukların ince
daneli malzeme ile dolu olması ve drenajın içsel olarak engellenmesi (geniş aralıkta
derecelenmiş zemin karışımlarının permeabilitesi ile en iyi ilişkiyi, ortalama veya D50 değil,
D10 dane boyutunun verdiği unutulmamalıdır), veya (3) kaba daneli tabaka veya katmanın
çok büyük boyutlara sahip olması ve depremler sırasındaki (hızlı) drenaj yolunun büyük
olması, durumunda drenaj potansiyelinin tersine çevrilmesi ile bozulabilir. Bu durumlarda,
kaba daneli zeminlerin de potansiyel olarak sıvılaşabilir olduğu düşünülmeli ve buna göre
değerlendirme yapılmalıdır.
Daha ince daneli, “kohezyonlu” (özellikle “siltler”) zeminlerin sıvılaşma potansiyeli
ile ilgili sorular, toplantılarda, profesyonel kısa kurslarda ve seminerlerde yaygın hale
gelmektedir. Geçen 5 yıldan beri, yaklaşık iki düzine uzmandan oluşan bir grup sıvılaşma
potansiyelinin değerlendirilmesindeki bazı konular üzerinde uzlaşma sağlamaya
çalışmaktadır. Bundan sonra NCEER Çalışma Grubu olarak adlandırılacak bu grup,
üzerinde uzlaştıkları (veya en azından uzlaşmaya yaklaştıkları) birçok bulguyu mali olarak
NSF tarafından desteklenen çalıştay özet raporu olarak yayınlamıştır (NCEER, 1997).
Buna ilave bakış açıları, ikinci bir makale olarak bu yıl “ASCE Journal of Geotechnical
and Geoenvironmental Engineering” dergisinde yayınlanacaktır (Youd vd., 2001).
NCEER Çalışma Grubu bu konuyu ele almış ve potansiyel olarak sıvılaşmaya duyarlı
“kohezyonlu” zeminlerin türlerini tanımlamak için “Modifiye Çin Kriterleri”’nin tekrar
incelenmesine gereksinim duyulduğu sonucuna varmıştır. Ancak daha iyileştirilmiş bir
fikirbirliği sağlanamamış ve daha fazla çalışma yapılmasına karar verilmiştir (Finn vd.,
1994).
Burada akılları karıştıran noktalar, sıvılaşmanın tanımı ile ilgilidir. Bu çalışmada,
“sıvılaşma”, monotonik kesme ve/veya yoğrulma nedeni ile mukavemet kaybı veya
“hassaslığın” tersine, tekrarlı gerilmelerle boşluk suyu basıncında meydana gelen artışa
bağlı olarak önemli oranda mukavemet ve sertlik kaybını ifade etmektedir. Bu ayrımlar
yapılarak, tekrarlı gerilmelerle meydana gelen “klasik” sıvılaşma ve bununla ilişkili (fakat
farklı) şekil değiştirme ile yumuşama veya hassaslık konuları birbirinden ayrı olarak ele
alınmaktadır.
Şekil 7.2’de sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerin tanımlanması için “Modifiye Çin
Kriterleri” verilmiştir. Bu kriterlere göre, üç şartı sağlayan zeminler potansiyel olarak
sıvılaşan zeminler veya sıvılaşabilir özellikteki zeminler olarak düşünülebilir: (1) “kil”
oranının %15’ten az olması durumunda (Çin’deki tanımlamaya göre “kil” dane boyutu
0.005 mm’den küçüktür), (2) Likit Limitin (LL) LL ≤ %35 olması ve (3) arazideki son su
muhtevası durumunun likit limitin %90’ına veya fazlasına eşit olması durumunda.
Andrews ve Martin (2000), Seed vd. (1984, 1985)’nin veritabanından arazideki
sıvılaşma vakalarını tekrar değerlendirmiş ve “Modifiye Çin Kriterlerini” standart
koşullara çevirmişlerdir (kil dane boyutunu 0.002 mm’den küçük olarak tanımlamışlardır).
Yazarların bulguları Şekil 7.3’te geniş olarak özetlenmiştir. Andrews ve Martin %10’dan
az kil (< 0.002 mm) içeriği bulunan ve #40 no’lu elek altına geçen malzemenin likit
limitinin (LL) %32’den küçük olduğu zeminlerin sıvılaşma potansiyelinin olduğunun
kabul edilmesini önermiş, %10’dan fazla kil içeren ve LL ≥ %32 olan zeminlerde tekrarlı
gerilmeler altında klasik sıvılaşmanın meydana gelme ihtimalinin az olduğunu ve bu
kriterler arasında kalan zeminlerde ise numune alınarak, bu zeminlerin sıvılaşma
potansiyelinin deneylerle değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-4
Ocak 2004
DENEY
Bu ileri bir adımdır, çünki önceki “Modifiye Çin” kriterlerini bir miktar
basitleştirmekte ve Türk uygulamacıların daha aşina olduğu terimlere dönüştürmektedir.
Fakat burada, potansiyel olarak sıvılaşabilir zeminlerin bulunması ile mühendislerin
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-5
Ocak 2004
olasılıksal bir temeli esas almamakta ve sıvılaşma olasılığı veya belirsizlik üzerine bir
bakış açısı sağlamamaktadır.
τav/ σ'0
(N1)60
Şekil 7.4 MW≈7.5 büyüklüğündeki depremler ve farklı ince dane oranları için NCEER Çalışma
Grubu tarafından önerilen Düşük Tekrarlı Gerilme Oranı seviyelerindeki düzeltmeleri de içeren
Eşdeğer Üniform Tekrarlı Gerilme Oranı ve SPT N1,60-Değeri arasındaki ilişki (Seed vd., 1986’den
düzenlenmiştir).
Daha basit, fakat olasılıksal ilişkilerin geliştirilmesi için gayretler sürmüş ve elde
edilen ilişkiler Liao vd. (1988), Liao ve Lum (1998), Youd ve Noble (1997), Toprak vd.
(1999)’ni de içeren bazı araştırmacılar tarafından yayınlanmıştır.
Liao vd. tarafından önerilen olasılıksal ilişki, Seed vd. (1984) tarafından
kullanılandan daha fazla vaka verisi içermekte, ancak bu fazla sayıdaki veri, veri
kalitesinin daha kabaca incelenebilmesini ve buna bağlı olarak düşük kaliteli verileri de
içermektedir. Bu ilişki olasılıksal regresyon (mantıksal modellerin ikili regresyonu) için en
büyük olasılığın tahminine dayanan yöntemle geliştirilmiştir. Olasılık fonksiyonunun
formül hale getirilmesinde izlenen yol, tesadüfi durumları ve belirsizlik kaynaklarını
ayırarak değerlendirmeye imkan sağlamamakta ve toplam varyansı veya önerilen
korelasyonun belirsizliğini yüksek vermektedir. Bu, düşük sıvılaşma olasılıklarında, aşırı
güvenlik seviyelerini beraberinde getirebilmektedir. Liao vd.’nin aradıkları ancak bulmakta
başarısız oldukları bir başka ilave eksiklik ise, SPT direnci ve sıvılaşma direnci arasındaki
regresyona dayalı ilişkide ince dane oranının önemli etkisidir. Buna bağlı olarak,
geliştirilen eğriler sadece ince dane oranı %12’den az olan kumlu zeminler için geçerlidir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-8
Ocak 2004
⎛a ⎞ ⎛σ ⎞
CSRtepe = ⎜⎜ maks ⎟⎟ ⋅ ⎜⎜ v ⎟⎟ ⋅ (rd ) (7.1)
⎝ g ⎠ ⎝ σ v′ ⎠
Burada,
amaks = yüzeydeki en büyük yatay ivme,
g = yer çekimi ivmesi,
σv = toplam düşey gerilme,
σ′v = efektif düşey gerilme, ve
rd = lineer olmayan kayma kütlesi etki katsayısı olmaktadır.
rd değerinin bazı etkenlere lineer olmayan bir şekilde bağımlı olduğunun bilinmesi,
Cetin ve Seed (2001a) tarafından, rd değerinin tahmini için daha iyi korelasyonların
geliştirilmesi ile sonuçlanan çalışmaların yapılmasını beraberinde getirmiştir. rd’nin farklı
(1) zemin koşulları ve (2) yer hareketi titreşim özellikleri seviyelerine göre değişimini
belirlemek için 2,153 sismik saha davranışı analizi yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda,
Seed ve Idriss (1971) tarafından daha önceden önerilen rd değerinin varyansı olduğundan
daha düşük gösterdiği ve 3 ile 15m arasında değişen derinliklerdeki rd tahminlerinde
saçılma (genellikle yüksek değerler) verdiği görülmüştür. Maalesef bir çok arazi
vakasında sıvılaşma (veya sıvılaşma olmaması) için kritik zemin tabakası bu derinlik
aralığında kalmaktadır. Bu, aynı zamanda, bu durumu esas alarak geliştirilen ilişkilerde
belli bir derecede saçılım yaratmaktadır.
Cetin ve Seed (2001b) rd tahmini için (1) derinlik, (2) deprem büyüklüğü, (3) yer
sarsıntısı şiddeti ve (4) zemin katılığının fonksiyonu olan yeni bir ampirik temel önermiştir
(bu ilişki 7.2’denkleminde ifade edilmiştir).
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-10
Ocak 2004
d < 65 ft:
d ≥ 65 ft:
⎡ − 23.013 − 2.949 ⋅ amaks + 0.999 ⋅ M w + 0.016 ⋅ Vs,4 *
0′
⎤
⎢1 + ⎥
(7.2b)
*
0.104 ⋅( −65 +0.0785⋅Vs,40′ + 24.888)
⎣ 16.258 + 0.201 ⋅ e ⎦ − 0.0014 ⋅ (d − 65) ± σ
*
rd (d, M w , amaks ,Vs,4 0′ ) = ε rd
⎡ − 23.013 − 2.949 ⋅ amaks + 0.999 ⋅ M w + 0.016 ⋅ Vs,4 *
0′
⎤
⎢1 + *
0.104 ⋅(0.0785⋅Vs,40′ + 24.888) ⎥
⎣ 16.258 + 0.201 ⋅ e ⎦
burada
[d < 40 ft için] σ ε r (d) = d 0.850 ⋅ 0.0072 ve [d ≥ 40 ft için] σ ε r (d) = 40 0.850 ⋅ 0.0072 . (7.2c)
d d
olmaktadır.
Bu noktada, arazideki CSR (ve rd) değeri belirli zemin profilleri için, özellikle
“yumuşak” ve “sert” tabakalar arasındaki keskin geçişlerde, bir “atlama” veya düzensiz
geçişler gösterebilir, aynı zamanda CSR (ve rd) saha ve her yer titreşim hareketi arasındaki
etkileşime dayanan bir fonksiyondur. Buna bağlı olarak, belirli bir tabaka içindeki arazi
CSR değerlerini tahmin etmek için en iyi yol, imkanlar dahilinde CSR değerini doğrudan
uygun sahaya, depreme özel sismik saha davranış analizleri ile bulunmaktadır. Yeni
korelasyonların hem (saha davranış analizlerinden) doğrudan hesaplanan rd değerlerinden,
hem de istatistiksel olarak saçılımı olmayan 7.2 denkleminin korelasyonu kullanılarak
geliştirilmesi nedeni ile iki yaklaşımdan dolayı da başlangıç saçılımı yoktur.
Bu yeni korelasyonlarla, arazideki tekrarlı gerilme oranı (CSR), “eşdeğer üniform
CSR” olarak (7.1 bağıntısındaki) CSR’ın tekil (bir kez) tepe değerinin %65’ine eşit alınır
CSResdeger = (0.65) ⋅ CSRtepe (7.3)
(a) yeterli yüzey verilerinin mevcut olduğu ve (b) yakın sahalardan alınan kuvvetli
yer hareketi kayıtlarından uygun “girdi” hareketlerinin geliştirilebildiği durumlarda, arazi
CSResdeger değeri doğrudan sismik saha davranış analizleri yapılarak (SHAKE 90
kullanılarak; Idriss ve Sun, 1992) belirlenebilir. Tam bir sismik analizin yapılamadığı
durumlar için, CSResdeger, tahmin edilen amaks değeri ile 7.1 ve 7.2 bağıntıları kullanılarak
bulunabilir. CSResdeger’in en iyi tahminlerine ilave olarak, (belirsizliğe katkıda bulunan
bütün kaynaklara bağlı olarak) bu tahminlerin varyansları veya belirsizlikleri de
değerlendirilmiştir (Cetin vd., 2001).
Her uygulama sahasında kritik tabaka, sıvılaşmanın tetiklenme olasılığı en yüksek
tabaka olarak tanımlanmıştır. Eldeki imkanlara bağlı olarak, yüzeydeki tepeciklerde
gözlenen malzemede dikkate alınmıştır ancak taşınma sırasındaki karışma ve ayrışma ile
ilgili problemler ve alttaki tabakaların sıvılaşması durumunda yukarıda kalan tabakalardaki
zeminlerin de yüzeydeki tepeciklere taşınabileceğinin bilinmesi, bu verilerin bazılarının
kullanılabilirliğini sınırlamıştır.
Burada kullanılan N1,60-değerleri, kritik tabakadaki “kesikli ortalama değerlerdir”.
Kritik tabakada (bir veya daha fazla noktadan) ölçülen N-değerleri, jeolojik yük, enerji,
kullanılan ekipman ve deney işlemlerindeki etkiler dikkate alınarak N1,60 değerlerine
çevrilmekte ve bu değerlerin derinlikle değişimi gösterilmektedir. Birçok durumda, verilen
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-11
Ocak 2004
bir zemin tabakasının (bir bölümde yoğunlaşan düşük N1,60-değerleri dikkate alınarak),
diğer bölümlerden daha kritik olarak tanımlanabilen bir alt tabakayı içerdiği görülebilir. Bu
gibi durumlarda, alt tabaka, “kritik tabaka” olarak alınmıştır. Kritik tabakadaki özellikleri
temsil etmediği görülen bazı yüksek değerler, “temsili kabul edilmemiş” ve bazı vakalarda
kullanılmamıştır. Benzer bir şekilde, fakat daha seyrek olarak, (tabakanın ana hattından
çok daha düşük ve daha çok yüksek yerel ince dane içeriği ile ilgili) çok düşük N1,60
değerleri de silinmiştir. Daha sonra kalan düzeltilmiş N1,60 değerleri, kritik tabakadaki N1,60
değerlerinin ortalamasını ve varyansını değerlendirmek için kullanılmıştır.
Kritik tabakalardan sadece bir tek kullanılabilir N1,60 değeri bulunması durumunda,
varyasyon katsayısı %20 olarak alınmıştır; bu değer kritik tabakada çok sayıda N1,60 değeri
bulunması durumlarındaki tipik yüksek varyasyon değeridir (bu şekilde, sadece tek bir
değerin mevcut olması durumunda, veri eksikliğinden kaynaklanan artan belirsizlik
yansıtılmıştır).
Bütün N değerleri jeolojik yük etkileri için düzeltilmiştir (bu düzeltme, SPT yapılan
derinlikteki efektif jeolojik gerilmenin 1 atmosfer olması durumunda “ölçülebilecek”
hipotetik bir N1 değerine dönüştürmedir) [1 atm. ≈ 2,000 lb/ft2 ≈ 1 kg/cm2 ≈ 14.7 lb/in2 ≈
101 kPa] :
N1 = N ⋅ C N (7.4a)
burada CN aşağıdaki gibi hesaplanmaktadır (Liao ve Whitman, 1986’dan)
0.5
1
___
CN =
σ’v
(7.4b)
yukarıda σ’v, atmosfer biriminde SPT yapılan derinlikteki gerçek efektif jeolojik
gerilmedir.
Sonuç olarak elde edilen N1 değerleri daha sonra enerji, ekipman ve deney
uygulanmasına bağlı etkiler için düzeltilerek tamamen standart hale getirilmiş ve N1,60
değerleri
N1,60 = N1 ⋅ C R ⋅ C S ⋅ C B ⋅ C E (7.5)
olmaktadır. Burada İDO = ince dane oranı yüzdesi (0.074 mm’den küçük boyutlu danelerin
kuru ağırlık yüzdesi), tamsayı olarak ifade edilmekte (örn. %15 ince dane oranı, 15 olarak
ifade edilmektedir) ve N1,60 vuruş/30 cm birimde olmaktadır.
Korelasyonun tümü, önceki bölümlerdeki gibi (ve 7.6-7.12 bağıntıları ile) parçalar
halinde ifade edilebilir. Korelasyon aynı zamanda tekil, birleşik bir ilişki olarak 7.11
bağıntısında gösterildiği gibi de özetlenebilir.
Tablo 7.1. Sıvılaşma değerlendirme analizleri için incelenen ve kullanılan sondaj logları ve
SPT vuruş sayısı değerlerinin özeti
SONDAJ LOGU
BÖLGE TOPLAM KULLANILAN
SAKARYA 263 251
GÖLCÜK 306 220
SPT VURUŞ SAYILARI
TOPLAM KULLANILAN
SAKARYA 2334 2324
GÖLCÜK 3544 757
(a) (b)
Şekil 7.5. (a) Sakarya ve (b) Gölcük şehirleri için sıvılaşma değerlendirme çalışmalarında
kullanılan sondajların yerleri
Yukarıda bahsedilen geoteknik mühendisliği parametrelerine ilave olarak, CSR
değerinin tahmini için, Sakarya ve Gölcük’te en büyük yer ivmesinin ve/veya 17 Ağustos
1999 Kocaeli Depremi’nden sonra arazideki zemin tabakalarında tekrarlı kayma
gerilmelerinin değişiminin tahmini gereklidir. Örnek uygulamaların problemsiz gösterimi
için, arazideki zemin koşullarında, CSR tahminine yönelik en büyük yatay ivme değeri
üniform 0.4 g olarak uyarlanmıştır.
Geoteknik ve deprem mühendisliği parametrelerinin derlenmesinden sonra, her iki
bölge için sıvılaşma tetiklenme potansiyeli, Bilimsel Son Durum Raporunun Sıvılaşma
Değerlendirme Bölümü’nde anlatıldığı gibi değerlendirilmiştir. SPT vuruş sayıları
ekipman, enerji ve deney uygulanması sırasındaki etkiler için düzeltilmiştir. Enerji oranı,
aksi belirtilmediği sürece %45 olarak alınmıştır. CSR değerleri, zemin koşulları gözlenen
yerlerde en büyük yer ivmesinin 0.4 g olacağı kabulüne göre tahmin edilmiştir. rd değerleri,
Bilimsel Son Durum Raporunun Sıvılaşma Değerlendirme Bölümü’nde gösterilen ortalama
eğriler kullanılarak uyarlanmıştır. Zemin-yapı etkileşiminin CSR tahmini üzerindeki
etkileri ve zeminlerin sıvılaşma performansları basitlik açısından ele alınmamıştır. Bu
basitleştirme, bu yöntemlerin potansiyel kullanımı ile tutarlıdır çünki bu projenin temel
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-17
Ocak 2004
Sıvılaşma
Olasılığı
Şekil 7.6. 17 Ağustos Kocaeli Depremi’nden sonra Sakarya’daki sıvılaşma meydana gelme
potansiyelinin, sıvılaşma olasılığına göre ifade edilmesi
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 7 Sayfa 7-18
Ocak 2004
Sıvılaşma
Olasılığı
Şekil 7.7. 17 Ağustos Kocaeli Depremi’nden sonra Gölcük’teki sıvılaşma meydana gelme
potansiyeli
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 8 Sayfa 8-1
Ocak 2004
8.1. GİRİŞ
Siyahi ve Ansal (1993) mikrobölgeleme amaçları için bir şev stabilitesi araştırma yöntemi
önermişlerdir. Bu yöntem, TC4, ISSMFE (1999) tarafından yayınlanan “Sismik Geoteknik
Tehlikeye Göre Bölgeleme Elkitabı” nda üçüncü derece yöntemler arasında gösterilmiştir.
Yöntemin uygulanabilirliği, 1967’de Adapazarı bölgesinde meydana gelen deprem ile
ispatlanmıştır. Bu stabilite analizi yöntemi, depremle meydana gelen yatay kuvvetleri
hesaba katmak için bir sismik A katsayısının belirlenmesini içeren bir eşdeğer-statik şev
stabilitesi değerlendirmesidir.
kayma mukavemeti c
Derinlik z
göstermekte ve şev kayma parametrelerini her şevde detaylı olarak belirlemek güç
olmaktadır. Bu nedenle, bu yöntem şev duraylılığının sayısal olarak değerlendirilebilmesi
için uygulanmıştır.
14
0g 0,1 g 0,2 g 0,3 g
0,4 g 0,5 g 0,6 g 0,7 g
12
Stabilitenumbers
10
Sayısı
8
N1stability
4
N1,
0 10 20 30 40 50 60 70 80
Şev Açısı
Slope angle
Şekil 8.2. Şev açısı (β), sismik katsayı (A) ve en düşük stabilite sayısı (N1) arasındaki ilişki
(Siyahi,1998)
Topoğrafya Koşulları
Kayma
Çökellerin Zemin ve kaya birimlerin
Formasyon mukavemeti
Yaşları tanımları
açısı, φ (°)
Kuaterner Adapazarı’nda Alüvyon 25 Kum, çakıl, silt, kil
Holosen Gölcük’te Alüvyon 25 Kum, çakıl, silt, kil
Üst Kretase Akveren (Adapazarı) 35 Konglomeralar, Kumtaşı,
Kireçtaşı
Pliosen Aslanbey (Gölcük) 30 Kum, çakıl, silt ve kil
(gevşek konsolide, su ile
taşınmış alüvyon)
Yakın zaman Dolgu (Gölcük) 15 Çakıl ve taş boyutunda
bloklar
• (Verilerin esas kısmının projedeki diğer alt yükleniciler tarafından sağlanması ile)
Pilot bölgelerden sınırlı olarak verilerin tedarik edilmesi.
• Pilot bölgelerdeki binaların yapısal analizi
• Belediye ölçeğinde arazi kullanımı yönetim uygulamalarının analizi
• Deprem güvenliği için arazi kullanımı yönetimini kuvvetlendirici öneriler getiren bir
raporun hazırlanması
Bu yükümlülük altında yapılması gereken işler aşağıda maddeler halinde
sunulmuştur:
• Pilot bölgeler için jeolojik ve geoteknik verilerin toplanarak organize edilmesi
• Sakarya Üniversitesi (SAÜ) tarafından sağlanacak hizmetlerle yapısal hasar
verilerinin yerel olarak toplanması
• Verilerin taşınabilir CBS formatında hazırlanması
• IS-ENAC EPFL ile veri tanımlanması, veri formatının belirlenmesi ve literatür
incelemesi için dış bağlantı kurulması
Son veya tarihsel depremlerde gözlenen hasar özelliklerinden birçok şey öğrenilebilir.
Hasar özellikleri, yer sarsıntısı şiddeti ve yapısal özelliklerin zemin özellikleri ile ilişkisi
ile iyi uyum göstermektedir. AFET/ODTÜ’nün hizmetlerine karşı gelen aşamalar, zemin
koşullarının yapısal davranış üzerindeki etkisini veren analizlerin, SAÜ tarafından toplanan
veriler ile yapılmasını kapsamaktadır. Adapazarı’ndaki hasar özelliklerini gösteren
haritaların hazırlanması hedeflenen bir amaç olmuştur. Ayrıca, yerel inşaatların hasar
görebilirliğini değerlendirmek için özel yöntemlerin belirlenmesi ve bu uygulamaların El
Kitabına eklenmesi için açıklanmaları da bu çalışmanın çıktıları olarak tanımlanmıştır.
AFET/ODTÜ iş yüküne sonradan eklenen ayrı bir görevde, Adapazarı ve Gölcük
Belediyeleri sınırları içinde kalan bölgelerinin sıvılaşmaya karşı hasar görebilirliğini
olasılıklar cinsinden incelemek olmuştur.
AFET/ODTÜ aynı zamanda El Kitabında tanımlanacak iyi uygulamaların devamını
sağlamayı da kendine bir görev bilmiştir. Bu aşamada, arazi kullanımı yönetimi ve bunun
yasal uygulamalarının kanuni altyapısının analitik değerlendirmesi DRM’e ayrı bir paket
olarak gönderilecektir. Belediye çalışanlarının eğitimi ve halkın arazi kullanımı yönetimi
hakkında bilgilendirilmesi de aynı zamanda bu diğer paketin parçalarıdır.
Bu rapor, Adapazarı’ndaki hasar özelliklerinin yerel zemin koşulları ile açıklanabilir
tutarlı bir eğilimin göstergesi olup olmadığı sorusunu cevaplamayı amaçlamaktadır. Bu
amaca yönelik olarak tamamen yıkılmış toplam 301 bina değerlendirilmiştir. Bu talim,
zorunlu olarak her binanın tasarım projeleri ile yapılan bir masa başı çalışmasıdır. Verilerin
toplanması, Ek 5.1’deki form ile yapılmış ve değerlendirmesi ise 9.2 bölümünde verilmiştir.
Bu veri grubundaki binaların hiçbirinin çalışmalar sırasında mevcut olmaması nedeni ile,
hasarın nedeninin belirlenmesine yönelik daha kesin projeksiyonlar yapmak için ilave çok
sayıda noktanın bilinmesi gerektiği unutulmamalıdır. Verileri tamamlayıcı olması
bakımından, AİGM personeli tarafından kullanılan hasar değerlendirme formunun temel
noktalarının açıklaması ana hatları ile 9.3 bölümünde yapılmıştır. Özel uygulamalar için
kullanılan form ise Ek 5.2’de verilmiştir.
Adapazarı’nda gözlenen yapısal hasar ve zemin koşulları arasında bir ilişki
kurulabilir mi? Bu soru ile, Adapazarı belediye sınırlarının içinde kalan bölgede yapılan
zemin araştırmalarından elde edilen sondaj ve laboratuvar verileri esas alınarak 9.4
bölümünde ilgilenilmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-3
Ocak 2004
9.2.1 Giriş
Adapazarı’nda, yapısal hasarın ve şehirde geniş alana yayılan sıvılaşmanın gerçekleştiği
olağanüstü bir yıkım görülmüştür. Arazide hasar incelemesi, depremden yaklaşık üç yıl
sonra 2002 yazında yapılmıştır. Geçen zaman aralığında, ayakta kalan binalarda kapsamlı
tamir yapılmış, diğer birçok bina ise yıkılmış veya kaldırılmıştır. Mülk sahiplerinin,
binalarında ikinci bir inceleme yapılmasına izin vermekte isteksiz olmaları nedeni ile,
deprem sırasında yıkılarak can kaybına neden olan binaları da çalışmaya katma kararı
alınmıştır. Böyle bir durumda, kanunlar uzman şahitlerin binanın yıkılmasından sorumlu
olabilecekler ile ilgili yazılı bir belge hazırlamasını mecbur tutmaktadır. Sakarya
Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü inceleme alanına yakın olması nedeni ile bu
kapsamda birçok bina için tasarım projeleri ve yapısal hesaplamaları esas alarak hizmet
vermiş, karar bilgi kaynaklarını yeni bir büyüteç altına alma noktasına erişmiştir.
Çizimlerin, inşa edilmiş yapıyı doğru olarak gösterdiği kabul edilerek, elde edilen bilgi, Ek
5.1’deki formdan alınmıştır. Binaların yerlerinin koordinatları elde taşınabilir bir GPS aleti
ile, yaklaşık 10 metre hassaslıkla belirlenmiştir. Bu hassaslığın kabul edilebilir seviyede
olduğuna karar verilmiştir.
Kilometre
Mahalle Sınırları
Mahalle No
Kat Adedi
Yüksekliğe
Normalized Göre of
Distribution Binaların Normalize
Buildings Dağılımı
with Respect to Height
1.00
0.80
of Buildings
Bina Yüzdesi
0.60
0.50
Percentage
0.40 0.32
0.20 0.12
0.04 0.03
0.00
3 4 5 6 7
Number of Stories
Kat Adedi
Soft StoryKat
Norm alizedGöre
Adedine w ithin Corresponding
Normalize Num berKat
Edilen Yumuşak of Story
1.00
1.00
Soft Story
Yumuşak Kat var
No Soft Kat
Yumuşak Story
yok
0.80
of Buildings
0.71 0.71
0.65
Bina Yüzdesi
0.60
0.500.50
Percentage
0.40 0.35
0.29 0.29
0.20
0.00
0.00
3 4 5 6 7
Num ber of Stories
Kat Adedi
Kat Adedine
Torsional Göre
Irregularity Normalize
Norm Edilen
alized w ithin Burulma Düzensizliği
Corresponding Num ber of Story
1.00
1.00
Düzensizlik
Irregularityvar
No Irregularity
Düzensizlik Yok 0.79
0.80 0.77
of Buildings
Bina Yüzdesi
0.58
0.60 0.54
0.46
Percentage
0.42
0.40
0.23 0.21
0.20
0.00
0.00
3 4 5 6 7
Number
Kat of Stories
Adedi
Plan Irregularity
Kat AdedineNormalized withinEdilmiş
Göre Normalize Corresponding Number of Story
Planda Düzensizlik
1.00
Irregularity
Düzensizlik var
0.83
No Irregularity
Düzensizlik yok
0.80
of Buildings
0.68 0.67
0.63 0.65
Bina Yüzdesi
0.60
Percentage
0.37 0.35
0.40 0.32 0.33
0.20 0.17
0.00
3 4 5 6 7
KatofAdedi
Number Stories
Ara Kat
Presence Durumu
of Mezzanine
160
145 Mezzanine
Ara Kat var
140 No
Ara Mezzanine
Kat yok
120
Buildings
Yüzdesi
100
80 71
Bina of
Number
60
35
40
24
20 12 9
5
0 0 0
0
3 4 5 6 7
Number
Katof Stories
Adedi
0.005
Y- Y-direction
doğrultusu
0.004
Indisi
Wall Index
0.003
Ayırıcı Duvar
Partition
0.002
0.001
0.000
0.000 0.002 0.004 0.006 0.008 0.010
Column
Kolon ++ Wall
DuvarIndex
Indisi
0.005
X-doğrultusu
X-direction
0.004
Index
Wall Indisi
0.003
Ayırıcı Duvar
Partition
0.002
0.001
0.000
0.000 0.002 0.004 0.006 0.008 0.010
Column
Kolon ++Duvar
Wall Index
Indisi
0.0025
Index
0.002
WallIndisi
0.0015
Ayırıcı Duvar
0.001
Partition
0.0005 XX-direction
doğrultusuna
göre uygunluk
Adequate
0
0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025
Column
Kolon ++Duvar
Wall Index
Indisi
Şekil 9.10. Yeterli olarak derecelendirilen binalar
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-10
Ocak 2004
0.0025
X-dire ction
X doğrultusunda
0.002 Güçlendirme Gerekli
Wall Index
Indisi
To be Stre ngthe ne d
0.0015
Ayırıcı Duvar
Partition
0.001
0.0005
0
0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025
Kolon ++Duvar
Column Indisi
Wall Inde x
Şekil 9.11. Güçlendirmenin gerekli görüldüğü binalar
0.0025
X doğrultusunda
X-direction
0.002 Yıkım Gerekli
Index
To be Demolished
Wall Indisi
0.0015
Duvar
0.001
Partition
Ayırıcı
0.0005
0
0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025
Kolon
Column+ Duvar
+ WallIndisi
Index
Şekil 9.12. Yıkılması gerekli görülen binalar
9.2.5 Sonuçlar
SAÜ tarafından toplanarak birleştirilen ve AFET/ODTÜ grubu tarafından analiz edilen
veri grubunun içerdiği binaların yıkılması ile ilgili bir kesin olay sonrası bulgu bildirisini
oluşturmak, adeta bir meydan okuma gibi gözükmektedir. Türkiye’deki birçok binanın
tasarım çizimlerine aykırı olarak inşa edildiği ve bu modifikasyonların kayıtlarının
genellikle bulunmadığı bilinmektedir. Adapazarı’nda yumuşak ve sıvılaşmaya eğilimli
zeminler üzerine inşa edilen binalar olağanüstü bir şekilde devrilmiş veya temellerine
oturmuş, ancak genellikle bu binalarda ölümle sonuçlanan yapısal yıkım meydana
gelmemiştir. Örnek bina grubunun adli amaçlar için incelenmesi nedeni ile, binaların
sahiplerinin büyük bir kısmının savcı tarafından can kayıplarının arkasından uyarıldığı
düşünülmektedir.
Bu yıkımda, araştırmalarımızda tanımlanmayan faktörlerinde en az diğerleri kadar
önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Bu durum, Şekiller 9.8-9.9 ve 9.10-9.12 arasındaki
tutarsızlıklar ile ortaya konmuştur.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-11
Ocak 2004
9.3.1 Giriş
Bu bölüm, Türkiye’de depremler sonrasında hasarların değerlendirilmesi için bir kaynak
olmak üzere amaçlanmıştır. 2000 yılının Eylül ayına kadar, bu görev AİGM tarafından
felaket bölgelerine gönderilen takımların sorumluluğunda olmuştur. Bu tarihten sonra, bu
sorumluluk Türk Kalıcı Sigorta Havuzu’nun (TCIP) faaliyet kolu DASK aracılığı ile
görevlendirilen hasar belirleyicilere geçmiştir. Konu ile yakın ilişkisi nedeniyle,
Türkiye’deki yapı stoğunun bina türlerine göre dağılımı Şekil 9.13’te verilmiştir. Burada,
her 8 binanın hemen hemen 7 tanesinin tamamen veya kısmen konut olarak kullanıldığı
unutulmamalıdır.
TCIP tarafından yetkilendirilen takımlar tarafından bu hizmetin nasıl verileceği daha
henüz bilinmemektedir, zira daha büyük bir deprem meydana gelmemiştir. Ancak,
AİGM’nin 40 yılı aşkın bir süredir önemli bir tecrübe birikimi olmuştur. 1994 yılında,
AİGM vatandaşların mülklerinin hasar değerlendirmesine karşı açtığı dava sayısını
düşürmek için daha kapsamlı bir hasar değerlendirme sistemi tasarlanması amacıyla
AFET/ODTÜ ile sözleşme yapmıştır. Bu bölümün kalan kısmı ve Ek 5.2 bu yeni kavramın
ve destekleyici olarak kullanılan formun açıklanmasına ayrılmıştır.
Konut %74.9
Residential 74.9%
Insti
tutional 0.42%
Kurumsal %0.42
Acil durum hasar incelemesinin ana amacı, insan hayatını korumak ve depremle
zayıflayan ve artçı şokların bir tehdit oluşturduğu binaların belirlenerek yaralanmaları
engellemektir. Bu operasyonun başka bir önemli amacı da yaşama alanı olarak
kullanılabilir ve kolayca tamir edilebilmesi mümkün olan binaların işaretlenerek, eldeki
kaynakların gereksiz yere israfını önlemektir. Bir başka paralel amaçta, bir yer hareketine
maruz kalan binalardaki yapısal hasarın belirlenerek, hasargörebilirlik eğrileri veya sigorta
kayıp modelleri oluşturmak için kullanışlı projeksiyonların yapılmasıdır. Anlaşılabileceği
üzere, sigorta yaptıran mülk sahiplerine ödemeler bu çalışmaların sonuçlarına dayanılarak
yapılacaktır. Aslında, Türkiye’de hasar değerlendirmesinin genel amacı geleneksel olarak
hükümet alt birimlerinin muhatap alacağı kişileri belirlemek olmuştur.
Bir depremin arkasından bina uzmanlarına duyulan ihtiyaç, mevcut kapasitenin çok
üstündedir. Birçok durumda, tecrübesiz mühendisler veya az eğitimli teknisyenler, bu
görevin nasıl yapılacağı ile ilgili özel kriterleri öğrenmeden görevlendirilirler. Hasar
değerlendirme genellikle şöyle yapılır: inceleme takımı binanın türü, konumu ve binanın
önceden seçilmiş bileşenlerindeki hasar durumu gibi genel bilgiyi kapsayan sorulardan
oluşan bir formu doldurur. Bu soru formları verilerin üniform olarak toplanması için
araçlardır. Burada inceleme yapan kişiyi yaptığı işler ilgili sorgulamalara yönlendirmek
veya değerlendirme ve karar verme aşamalarında yardım için bir girişim söz konusu
değildir. Bütün yapıdaki hasar derecesinin sayısal olarak değerlendirilmesi, muğlak veya
kesin olmayan bir dille açıklamalar yapıldığı ve incelemeyi yapanların teknik kapasitesinin
üzerinde olduğu için güçleşmektedir. Bu nedenle, deprem sonrası hasar değerlendirmesi
için herşeyi veren bir sistem tasarlamak zordur. Doğru kullanılmaması durumunda, böyle
bir sistem aynı zamanda bitmeyen davaların kaynağı olabilir. Bu bölümde açıklanan
çalışma (Gülkan vd., 1994) aynı zamanda Türkiye’de hasar değerlendirme için kullanılan
formu geliştirmek için tasarlanmıştır (Gülkan ve Aykut, 1996). Bu çalışmanın kapsamı,
Türkiye’de karşılaşılabilecek mühendislik hizmeti görmüş bütün yapı türlerini içerecek
kadar geniştir.
Bu bölümün kalanı, Gülkan vd., (1994) olarak kaynaklarda gösterilen ana
dökümanda bulunan görsel malzemeye dayanan formun özelliklerinin kısaca
açıklanmasına ayrılmıştır. Ek 5.2’de verilen formdaki şekil ve tablolara atıflar, aslında bu
çalışmaya yapılmıştır. Formda yapılan hasar derecelendirmesi, betonarme bileşenlere
uygun özel bir hasar modeli ile ifade edildiği üzere, katı bir şekilde yapısal hasarla
ilişkilidir (Park ve Arg, 1985).
Çoğunlukla tercih edilen DSAHD’nın gösterimi, bu yönteme de iliştirilmiştir.
karşılaşılmaktadır. En ağır hasarı gören katın kontrol yapan takımın tam olarak inceleme
yapması için çok büyük olması durumunda, bu güçlük o kata ait sadece bir temsili alt
parçanın incelemesi ile aşılabilmektedir çünki hasar notları hasar gören elemanlar için
mutlak sayılardan çok, oranları esas almaktadır.
DSAHD’nın görünen kısmı, inceleme yapanların cevaplaması için bazı soruların
olduğu bir form (bu form Ek 5.2’de verilmiştir) ve yardımcı (arka plan desteği) olarak
hizmet eden bir kitapçıktan oluşmaktadır. Formdaki bazı sorular kitapçıktaki detaylı
diyagramlar yardımı ile cevaplanmakta ve yapı teorisi ve ampirik verilere dayanan sözel
açıklamalarla desteklenmektedir. Sorular, dört ana grup altında toplanmaktadır:
• İdari bilgi (mal sahibi, adres, can kaybı, vb.)
• Genel bilgi (geometrik/mimari özellikler, yapısal özellikler, düzensizlikler, açıklıklar,
vb.)
• Yük taşıyan mekanizmanın özellikleri (çerçeve türü, duvar çerçeve veya kutu, kat
sisteminin türü, yerinde dökülen veya prefabrik, ayırma duvarlarının mukavemeti,
temel sisteminin türü, işçilik kalitesi, vb.)
• Hasar niteliği ve her hasar kategorisindeki eleman türleri için hasar durumu (kalıcı
ötelenmeler, duvar çatlaklarının genişlikleri, yatay ve düşey elemanlarda görülebilen
çatlaklar, vs.). Bu form, aynı zamanda ilişkili yenilenebilir bir veritabanı ile beraber
kullanılmak üzere tasarlanmıştır.
Kategori Çarpan
Hasarsız 0
Az hasar 1
Orta derece hasar 2
Ağır Hasar 4
İnceleme yapan kişi, kitapçıktaki elemanter teori ile kararını kolaylaştırmak için
yönlendirilmektedir. Akılcı ve doğru kararlar verilmesinin garantilenmesi için inşaat
mühendislerinin dahi bu konuda düzenli olarak eğitilmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kapsam, bir eleman türünde açıklanan her seviyedeki hasarın nasıl yayıldığını
göstermekte ve 0 (hiçbiri etkilenmemiş) ile 1 (tümü bir ölçüde etkilenmiş) arasında
değişmektedir. Göreceli Eleman Önemi (EÖK) yapısal elemanlar ve farklı işlevlere,
özellikle yanal yükleri karşılamak için, sahip bileşenler arasında ayrılmaktadır. Örneğin,
kirişler betonarme binalarda EÖK = 1, kolonlar 2, ve perdeler 6 ile gösterilir. Eleman
Hasar Puanı (EHP) aşağıdaki gibi hesaplanır:
EHP = EÖK * (#Az hasar+ 2 # Orta derece hasar + 4 # Ağır Hasar) /
Toplam # eleman
Kitapçık, her eleman türü için görülebilecek durumların, hangi hasar durumuna karşı
geldiği üzerine açıklamalı görüşleri içermektedir. Bu form, geliştirilmesinden bu yana
birçok deprem sonrası arazi uygulamalarında kullanılmış (örn. Dinar, 1995; Ceyhan-Adana,
1998; Kocaeli, 1999) ve tamamen konuya yabancı birinin başlangıçta bu formu hatasız bir
şekilde kullanmasının beklenmemesi gerektiği görülmüştür. Hasar açıklamaları bile, belirli
bir değer çevresinde saçılmış beklenen değerlerden başka bir şey değildir.
Daha sonra SİHP, EHP değerlerinin toplamı olarak elde edilir ve göreceli önemlerine
göre bu sayıya katkıda bulunan eleman sayısı ile normalize edilir. Bunun ardından THP’ye
eklenecek üç alt not kalmaktadır. Bunlar, en şiddetli hasar olan kattaki kalıcı ötelenme
(KKYP, 0-10 aralığında), temel sistemlerinde gözle görülebilir aşırı oturmalar (AOP, 0-3
aralığında), ve çatı ve merdivenlerde gözle görülebilen hasar (ÇMHP, 0-2 aralığında). En
ağır hasara uğrayan kattaki (bu genellikle zemin seviyesindedir) kalıcı kat yer değiştirmesi,
veya ötelenmesi, yüksek bir notla ilişkilendirilmektedir çünki bu durum o kattaki bütün
elemanların deformasyon geçmişinin bir göstergesi olmaktadır. Bu üç ilave alt notların
THP ve HAP’e eklenmesi sonucundaki toplamın üst limiti 20’dir. Tamamen yıkılmış veya
çok ağır hasarlı bir bina için toplam not 100 olmakla beraber, THP hesaplanırken SİHP
değerinin %80’si alınmaktadır.
THP hesaplandıktan sonra, olası hasar durumları için sözel ifadeler aşağıdaki gibidir:
0 < THP < 5 Hasarsız
6 < THP < 14 Az hasarlı
15 < THP < 43 Orta derecede hasarlı
44 < THP < 100 Ağır Hasar/tamamen yıkılmış
İnceleme yapanlardan verilerin girilmesi ve cadde, mahalle, şehir veya bölgelere ait
notların hesaplanması için basit bir yazılım oluşturulmuştur. Notlandırma sistemindeki
seviyeler arasındaki geçiş sınırların ±4 puan çevresindeki noktalar için ikinci bir
değerlendirme yapılması önerilmektedir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-15
Ocak 2004
9.4.1 Giriş
Bu bölümde, 17 Ağustos 1999 İzmit Depremi sırasında Adapazarı’nda zemin yüzeyindeki
davranışın tahminini ve bina hasarının değerlendirilmesini amaçlayan sahaya özel
geoteknik sınıflandırma yönteminin (mikrobölgeleme) geliştirilmesi ve uygulanması
sunulmuştur. Yöntem, esasen Adapazarı’na özel zemin koşullarının dikkate alındığı bir
tasarım spektrumu yaklaşımıdır ve özel olarak 17 Ağustos Depremi’nde Adapazarı’nda
alınan deprem kaydı ile uygulanan hesaplamalar ile zemin yüzeyindeki davranışın
belirlenmesine dayanmaktadır. Uygulama, Afet İşleri Genel Müdürlüğü (AİGM) tarafından
sağlanan sondaj loglarından, laboratuvar deneylerinden ve arazideki kayma dalgası hızı
ölçümlerinden elde edilen sonuçları içeren geoteknik verilerle şehrin merkez
mahallelerinde yapılmıştır. Yöntemin geliştirilmesinde dikkate alınan temel amaçlar
aşağıda sıralanmıştır:
• 17 Ağustos depremindeki zemin davranışını belirleyici ana etkenler olarak görülen
ana kaya üzerindeki alüvyon kalınlığı ve yüzeye yakın seviyedeki zemin
özelliklerinin etkileri göz önüne alınmalıdır.
• Yapılacak yaklaşım, mevcut verileri etraflıca kullanmalı ve sonradan elde edilecek
yeni verilerin entegrasyonu ile devamlı olarak iyileştirilmelidir.
• Yaklaşım, akılcı ve kolay uygulanabilir olmalı ve sahaya özel sınıflandırma
sisteminin gerekli görüldüğü gelecekteki mikrobölgeleme uygulamaları için bir
model oluşturmalıdır.
Zemin kategorileri, sondaj noktalarındaki zemin kolonlarının, ana kaya derinliği ve
yüzeye yakın sıkı veya yumuşak çökellerin bulunma durumuna bağlı olarak büyütme ve
sönümleme özellikleri dikkate alınarak belirlenmiştir. Sahaya özel sınıflandırma yöntemi
ile 0.2 sn ve 0.5 sn periyotları için tahmin edilen spektral ivmeler merkez mahallelerin
kapladığı alan üzerinde gösterilmiştir. Bina hasar değerlendirmesi, spektral ivme dağılımı
ile yıkılmış veya ağır hasarlı binaların dağılımı arasında mahalle bazında karşılaştırmalarla
yapılmıştır.
Alüvyon
Şev çıkıntısı
Kaya
Mahalle Sınırları
SMA artçı şok kayıt
noktaları
Yükselti
Konturları (m)
Kilometre
Sapanca
Gölü
Şekil 9.14. Adapazarı Bölgesi’nin ana jeolojik birimleri (Bakır vd., 2002’den)
Zemin sıvılaşması ile ilgili olguların 17 Ağustos depreminde binaların sismik davranışı ve
hasar modları üzerinde önemli etkisi olduğu bilinmektedir (Bakır vd., 2002). Bu yüzden,
bu çalışmanın ana amacının deprem sonrası bir durum için yerel zemin koşullarının bina
hasar dağılımı eğilimleri üzerindeki etkisini ortaya çıkarmak olması nedeni ile, bu
olguların etkilerinin de değerlendirme işlemlerinde hesaba katılması gerekmektedir. Bu
çalışmada, zemin yüzeyindeki spektral ivme değerleri, NEHRP’da önerildiği üzere,
zemindeki sıvılaşmanın etkisi göz önüne alınmadan belirlenmiştir. Fakat, bu potansiyel
etkiler, daha sonradan bina hasar dağılımlarını şehirde diğerlerine göre daha fazla
sıvılaşma potansiyeli olan bölgelerle karşılaştırarak değerlendirilmiştir.
Mahalle Sınırları
Mahalle No
Hastane
Kilometre
Şekil 9.15. Adapazarı merkezindeki mahalleler ve ana kaya derinliğinin değişimi (Bakır vd., 2002)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-17
Ocak 2004
AraziSPT
Field SPT Vuruş Sayısı (N
Blowcount ))
(N4545
0 10 20 30 40 50 60
0
FC=5%
İDO=%5
-2
FC=15%
İDO=%15
-4 FC=35%
İDO=%35
-6 SiltyKum
Siltli Sand
Derinlik(m)
(m)
-8 Sand
Kum
Depth
-10
-12
-14
-16
Şekil 9.16. Adapazarı’nda 17 Ağustos depremi için sıvılaşma değerlendirmesi (Bakır vd., 2002’den)
• Özel periyot aralıkları için önemli potansiyel büyütme veya sönümleme etkileri
olabilen yüzeysel çökellerin özellikleri.
Derin çökellerin özellikleri, Bakır vd. (2002) tarafından yapılan çalışmanın sonuçları
kullanılarak değerlendirilebilir. Yüzeysel çökellerin özellikleri ise AİGM tarafından
sağlanan sığ derinlikteki geoteknik araştırmaları içeren veritabanı kullanılarak
değerlendirilecektir.
800
700
600
500
VSVs(m/s)
(m/sn)
400
300
200
100
0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
SPT-30cm
SPT-30cm
Şekil 9.17. AİGM tarafından sağlanan Geoteknik Veritabanından mevcut VS ile SPT ilişkisini
gösteren veriler (PEER verileri gri kareler olarak gösterilmiştir)
Bir sonraki adım olarak, AİGM verileri kullanılarak, SPT-VS arasında ilişki kurmak
için Ohta ve Goto (1976) tarafından önerilen model uygulanarak bir regresyon analizi
yapılmıştır:
Vs = a⋅Nb (9.1)
burada, Vs (m/sn) küçük genlikli şekil değiştirmelere yol açan hareketlerdeki kayma
dalgası hızını, N ise düzeltilmemiş SPT vuruş sayısını ifade etmektedir. a ve b
parametreleri ise regresyon analizi ile sırasıyla 5.83 ve 1.26 olarak hesaplanmıştır. Bu
regresyon eğrisi Şekil 9.18’de çizilmiştir.
Yumuşak yüzeysel çökeller için küçük birim şekil değiştirmelerdeki kayma dalgası
hızlarının 85-185 m/sn aralığında değiştiği ve bu parametrenin SPT-N vuruş sayılarına
göre tahmin edilmesi durumunda önemli saçılımın olduğu görülmüştür. AİGM verilerinden
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-19
Ocak 2004
bu malzemeler için elde edilen plastisite indisi (PI) aralıkları Şekil 9.19’da histogram
formatında sunulmuştur.
Eşdeğer kayma dalgası hızı ve sönüm oranı ilişkisini sağlayacak korelasyon
eğrilerinin geliştirilmesi amacıyla, Vucetic ve Dobry (1991)’nin PI=%15 için kayma
modülü degredasyonunu (yumuşamasını) ve sönüm değişimini, birim kayma şekil
değiştirmesi (genliği) ile ilişkilendiren eğrileri kullanılmıştır. Adapazarı’nda gözlenen
küçük kayma birim şekil değiştirmelerindeki kayma dalgası hızlarının, bu eğrilerde karşı
geldiği aralık Şekil 9.20’de verilmiştir. Bu noktada, eşdeğer doğrusal (lineer) yaklaşımların
uygulanması durumunda (örn. SHAKE analizlerinde), zeminler için temsili kayma dalgası
hızı ve sönüm oranı değerlerinin, analizlerde girdi olarak kullanılan depremin özelliklerine
ve oluşturulan zemin davranış modellerindeki derin çökellerin mühendislik özelliklerine
bağlı olarak bu eğrilerle gösterileceğinin bilinmesi önemlidir.
800
700
600
500
S (m/sn)
VVs(m/s)
400
300
200
100
0
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
SPT-30cm
SPT-30cm
Şekil 9.18. Geoteknik veritabanından alınan mevcut VS – SPT korelasyon verileri kullanılarak
oluşturulan regresyon eğrisi ( ±1 standart sapma ile beraber)
9
6
Örnek number
Sayısı
5
sample
0
0-5 5-10 10-15 15-20 20-25 25-30
PI ranges
PI Aralığı
300.0
250.0
200.0
TEKRARLI
ESTIMATEDGERİLMELER ALTINDA
RANGE FOR SOFT DEGRADASYON
SURFICIAL DEPOSITS,
VS Vs(m/s)
(m/sn)
DİKKATE
WITHOUTALINMADAN YÜZEYE
CONSIDERATION YAKIN ÇÖKELLER
OF CYCLIC İÇİN
DEGRADATION
150.0
TAHMİN ARALIĞI
100.0
50.0
0.0
0.00 0.05 0.10 0.15 0.20 0.25 0.30
damping
Sönümratio
Oranı
Şekil 9.20. Adapazarı’nda yüzeye yakın yumuşak çökeller için tahmin edilen eşdeğer VS ve sönüm
oranı değerleri aralığı
Yüzeye yakın çökellerin davranış spektrumu üzerindeki etkisi araştırılırsa, kayma
dalgası hızı, sönüm oranı, tabaka kalınlığı, ilgilenilen periyot (binaların temel titreşim
periyotlarını temsil eden) ve girdi olarak kullanılan deprem hareketi gibi parametrelere
göre farklı büyütme ve sönümleme kapasiteleri hesaplanabilir. Sahaya özel bir geoteknik
sınıflandırmanın geliştirilmesinde, büyütme ve de-amplifikasyona neden olan zemin
koşullarının doğru olarak belirlenmesi ile ilgilenilmektedir. Bu koşulların genel olarak
değerlendirilmesi, “T” periyoduna sahip bir harmonik dalga için büyütme faktörünün,
davranış spektrumunun “T” periyodundaki büyütme faktörünün makul bir tahmini
olduğunu kabul etmek yoluyla oldukça kolay hale getirilebilir.
Bu kabule dayanarak, Şekil 9.21’de gösterilen sönümlü elastik bir yarı-uzay üzerinde
sönümlü elastik bir zemin tabakasından oluşan saha davranış modeli için, Matlab yazılımı
ile seçilen büyütme faktörlerine sahip noktaların lokasyonlarını hesaplayan bir bilgisayar
kodu geliştirilmiştir. Transfer fonksiyonu, zemin yüzeyindeki genliğin, serbest kaya
yüzeyindeki genliğe oranı olarak tanımlanmaktadır,
AI (ω ) 1
= (9.2)
AII (ω ) cos(ωH /(VS′ ) üst ) + iα ′ cos(ωH /(VS′ ) üst )
burada, VS′ ve α′ sırasıyla kompleks kayma dalgası hızını ve empedans oranlarını
göstermektedir.
5 ve 10 m derinliğe kadar olan yüzeysel tabakalar için ilgilenilen periyotlara karşı
gelen büyütme ve sönümleme kapasiteleri belirlenmiştir. Hesaplamalarda, elastik yarı uzay
için büyük kayma şekil değiştirmesine karşı gelen ortalama kayma dalgası hızı 250 m/sn
ve sönüm oranı %5 alınmış, yüzey tabakası için ise geniş bir aralıkta değişen kayma
dalgası hızı ve sönüm oranı değerleri kullanılmıştır. Önerilen yaklaşımın sonuçlarının
geçerliliği, Adapazarı ve El Centro depremleri için PROSHAKE ile hesaplanan spektral
büyütme değerleri arasında yapılan karşılaştırmalarla doğrulanmıştır. Önceden tahmin
edilebileceği üzere, genel bir eğilim olarak düşük sönüm oranlarında, yüzeysel çökellerin
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-21
Ocak 2004
artan kayma dalgası hızları için büyütme oranlarının 1’den yüksek olduğu (büyütme
durumu), azalan kayma dalgası hızları ve artan sönüm oranları için ise bu parametrenin
1’den küçük (sönümleme) olduğu gözlenmiştir.
Şekil 9.21. Yüzeydeki çökellerin zemin yüzeyindeki davranış üzerindeki etkilerini belirlemek için
kullanılan idealize zemin davranışı modeli
Temsili Zemin
Derinlik (m)
Kolonu
Derin Sondajlar VS (m/sn)
Kil
Çakıl
Kil
Şekil 9.22. Derin sondajlar, idealize zemin profili ve kayma dalgası hızının değişimi (Bakır vd.,
2002’den)
0.30
0.25
0.20
(sn)
TTaa(sec)
0.15
0.10
0.05
0.00
0 50 100 150 200 250
AnaDepth
kayatoderinliği
Rock (m) (m)
4.00
3.00
Tb (sn)
Tb (sec)
2.00
1.00
0.00
0 50 100 150 200 250
AnaDepth
kayatoderinliği
Rock (m) (m)
2.50
2.00
1.50
n
n
1.00
0.50
0.00
0 50 100 150 200 250
AnaDepth
kayatoderinliği
Rock (m) (m)
Şekil 9.23. Adapazarı’ndaki sağlam sahalar için sahaya özel spektrumların oluşturulması için
eğriler
Yumuşak sahalar için idealize spektrum, eşdeğer lineer saha davranışı yaklaşımları
ile güvenilir olarak geliştirilememekte, bunun için gerçek lineer olmayan analizlerin
yapılması gerekmektedir. Diğer taraftan, yüzey çökelinin davranış üzerinde baskın olması
nedeni ile bu sahalar için ana kaya derinliğinden bağımsız olarak 0.5 sn’ye kadar olan
periyot aralığında daha muhafazakar tarafta kalan bir spektrum tanımlanabilir. Böyle bir
spektrum, yumuşak ve katı zemin tanımları arasındaki geçiş sınır durumuna karşı gelen
zemin koşullarını temsil etmekte ve yumuşak zeminlerin spektral davranış zarfları için üst
sınırı oluşturmaktadır. Spektral davranışın, yüzeysel zeminlerin katılıklarında daha fazla
azalmaya karşı çok hassas olduğu gözlenmiştir. Yüzeysel çökeller daha yumuşak hale
geçtikçe, spektral genlikleri kısa periyot aralığında önemli oranda azalmaktadır. Yumuşak
zemin özelliklerine sahip sahaları temsil eden spektrum Şekil 9.24’te gösterilmiştir.
Şekil 9.24. Yumuşak ve katı zemin özelliklerine sahip sahalar için örnek spektrumlar (serbest
yüzey spektrumu, Adapazarı kaydının davranış spektrumunun düzlenmiş halidir. Yumuşak saha
spektrumu, spektral davranış için oluşturulan zarfın üst sınırını temsil etmektedir)
Şehirde resmi binalar ve konutlar ile işyerlerini kapsayan ve ağır hasar gören merkez
bölgeler son yirmi yıl içinde hızlı bir şekilde gelişmiştir. Ender olarak aralarında 6-7 katlı
binalarda bulunmakla beraber, bu zaman aralığında inşa edilen binaların çoğunluğu yüksek
giriş katına sahip 4-5 katlı apartmanlardır. Bu binaların hemen hemen tümünün taşıyıcı
sistemleri delikli tuğla dolgu duvarları içeren betonarme çerçevelerdir. Depremden en çok
etkilenenler bu tür binalar olmuş ve bunların önemli bir bölümü tamamen yıkılmış veya
ağır hasar görmüştür. Bu binaların bazıları, çok az veya hiç yapısal hasar görmemelerine
rağmen temel sistemlerindeki yer değiştirmelerin istenen sınırların üzerinde olması nedeni
ile ağır hasarlı olarak sınıflandırılmıştır. Çoğunlukla 1 veya 2 katlı olan daha eski binalar
ise, taş veya tuğla yığma veya geleneksel ahşap çerçeve ve tuğla iç dolgu duvarlı olarak
inşa edilmiştir. Şehrin dış mahallelerindeki yapıların çoğunluğunu oluşturan bu binalar,
merkezde göreceli olarak daha az sayıdadır. Bu bina türünde yıkım gözle görülür oranda
daha azdır. Birkaç istisna haricinde, Adapazarı’ndaki binaların tümü sığ temeller üzerine
inşa edilmiştir. Kat adedi 3’den fazla olan binaların çoğunluğunda radye temeller vardır.
Şehirde 1-1.5 metre arasında değişen yüksek yeraltı suyu seviyesinin, bina özelliklerinden
bağımsız olarak temel derinliğini kontrol eden başlıca parametre olduğu açık olarak
görülmektedir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9
Şekil 9.25. Sondaj lokasyonları ile yıkılan ve ağır hasar gören binaların, sondaj loglarının üst 10 m’sindeki zemin katılığı verilerine göre
dağılımı (noktalı çizgi ile işaretlenen alan, farklı biçimde ve seviyedeki temel yer değiştirmelerinin yaygın olarak gözlendiği bölgeyi
kaplamaktadır)
Ocak 2004
Sayfa 9-26
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-27
Ocak 2004
Adapazarı’nda görülen bina türlerinin temel titreşim periyotları, 1998 Türk Deprem
Yönetmeliği’nde verilen ampirik bağıntı ile hesaplanabilir: T1 ≅ CtHN3/4 (burada HN binanın
toplam yüksekliği, Ct ise bir katsayıdır). Ct katsayısı yığma ve betonarme çerçeveli binalar
için sırasıyla 0.05 ve 0.07 değerlerini almaktadır. Buna dayanarak doğal bina periyodu
aralıkları, farklı yığma bina türleri için 0.1 sn ve 0.3 sn (1- ve 3-kat arası), betonarme
binalar için ise 0.35 sn ve 0.65 sn (3- ve 7-kat arası) olarak belirlenmiştir.
Yüzey zeminlerin sıkılığına bağlı olarak, şehirde tamamen farklı iki modda bina
hasarı gözlenmiştir. Genel bir eğilim olarak, yıkılan ve yapısal olarak hasar gören binaların
temel yer değiştirmelerinin daha az olduğu veya olmadığı görülmüştür (Şekil 9.26). Farklı
şekillerdeki temel yerdeğiştirmelerine maruz kalan binalar ise, yapısal hasar görmemiş
veya göreceli olarak daha az yapısal hasara uğramıştır (Şekil 9.27). Bu gözlem, yumuşak
zeminlerde veya sıvılaşma nedeni ile yumuşama meydana gelen sahalarda zemin
tabakalarının bir nevi doğal taban izolasyonu gibi davranarak, deprem sırasında üst yapıya
gelen deprem kuvvetlerini azalttığına işaret etmektedir. Sonuç olarak, yıkılan bina
sayısının ve buna bağlı olarak can kayıplarının, yumuşak zeminlerde belirli bir oranda
azaldığı düşünülmektedir.
Şekil 9.26. İzmit Caddesi üzerindeki sağlam zeminlerdeki bina hasarları - 7 ve 9 numaralı
mahallelerin arasındaki sınır çizgisi.
Gözlenen yapısal hasar üzerinde yerel zeminlerin potansiyel etkilerini genel olarak
değerlendirmek için, yıkılan ve ağır hasar gören binaların dağılımı, bunlarla ilişkili olan
sondaj loglarının üst 10 metresindeki katı zemin verileri ile beraber Şekil 9.25’te
verilmiştir. Sondajların içerdiği sıvılaşma olasılığı olan zeminlerin (kum ve siltli kum)
yüzdesi gri ölçek daireleri ile; 9.4.5 bölümünde yapılan yumuşak zemin tanımına uyan,
yumuşak, fakat sıvılaşma olasılığı olmayan killi çökeller ise kareler ile gösterilmiştir.
Şekil 9.25’ten görüldüğü üzere, şehirde hasarın en yoğun olduğu alanlar, derin
alüvyon çökelleri üzerinde yeralmakta ve genellikle çok katı veya sıvılaşmaya az duyarlı
yüzey zeminleri ile çakışmaktadır (7, 9, 21 ve 22 mahalleleri). Şekilde taralı alanları
kapsayan bölgede yaygın olarak farklı formlarda ve seviyelerde temel yer değiştirmeleri ile
karşılaşılmıştır. Büyük temel yer değiştirmelerine veya deprem kuvvetlerine karşı
potansiyel olarak daha yüksek hasar görebilirliğe sahip yüksek katlı binaların
yoğunlaşmasına rağmen, sondaj noktalarındaki zeminlerin sıvılaşma olasılığının yüksek
olduğu veya yumuşak zeminlerin bulunduğu bu bölgede bina hasarı göreceli olarak
azalmaktadır. Diğer taraftan, derin alüvyonel zeminler üzerinde yeralan şehrin dış
mahallelerinde hasar yoğunluğunun genel olarak azalması, bu bölgelerdeki binaların kat
adedinin az olması dolayısı ile azalan bina hasar görebilirlik seviyesine bağlanmaktadır.
9.4.5 bölümündeki idealize spektrumlar ve Şekil 9.2’deki ana kaya derinliği
konturları kullanılarak, şehirdeki yığma bina türleri (1-3 kat) ve betonarme bina
kategorileri (3-7 kat) için sırasıyla temsili temel titreşim periyot aralıkları olan 0.2 sn ve
0.5 sn periyotlarına karşı gelen spektral ivmelerin dağılımı hesaplanmıştır. Spektral
ivmelerin değişimi, Ağırlıklı Ters Uzaklık algoritması ile düzenlenip gruplara ayrılarak,
0.2 sn için Şekil 9.28’deki, 0.5 sn için Şekil 9.29’daki konturlar elde edilmiştir. Şekil
9.29’da, yumuşak zemin özelliklerinin gözlendiği sahalar, Sakarya Üniversitesi tarafından
sağlanan yıkılan binaların lokasyonları ile beraber gösterilmiştir. Yumuşak zeminler, aynı
algoritma ile daha iyi çözünürlükte ve sondajlar için temsili çap 150 m kabul edilerek
geliştirilmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9 Sayfa 9-29
Ocak 2004
Şekil 9.28’den görülebileceği üzere, şehirde 0.2 sn periyotlu iki spektral ivme bölgesi
belirlenmiştir. Şehrin güneyinde kalan bölümdeki dağılım, göreceli olarak daha sığ
alüvyon çökeller üzerinde hemen hemen üniform olarak 0.9 g, alüvyon derinliğinin 200
metreye ulaştığı kuzey bölgelerde ise 0.8 g değerlerindedir. Bu noktada, 0.2 sn periyot
(yığma bina kategorisi) ile temsil edilen binaların, Sakarya Üniversitesi tarafından
araştırılan yıkılan bina verilerinde bulunmadığı göz önüne alınmalıdır. Gerçekte, bu
kategoride yıkılan binalar dikkat çekecek kadar seyrek olup, şehir sınırları içinde hemen
hemen üniform bir dağılıma sahiptir. Bu durum, küçük bina kütleleri nedeni ile bu
kategorideki binalara dinamik yüklerin daha az gelmesine bağlanabilir.
0.5 sn periyoduna karşı gelen spektral ivmeler, kuzeye doğru artan alüvyon
derinlikleri ile yükselerek, Şekil 9.29’da gösterildiği üzere 0.6 g ve 0.9 g aralığında
değişmektedir. Yıkılan binaların hemen hemen tümü, en yüksek spektral ivmelerin
hesaplandığı bölgede bulunmaktadır. Bu durum, alüvyon derinliğinin binalar üzerine gelen
deprem kuvvetlerinin mertebesi üzerindeki etkisini açık bir şekilde göstermektedir. Burada,
bu kategorideki daha büyük bina kütleleri nedeni ile, deprem kuvvetleri bakımından
spektral değişimlere bağlı olarak 0.2 sn ile temsil edilen kategoriye oranla daha büyük bir
etkinin olacağı gözden kaçırılmamalıdır. Şekil 9.29’dan yapılabilecek bir başka önemli
gözlem de, yıkılan binaların yerlerinin, taralı alanlarla gösterilen yumuşak zemin
özellikleri görülen sahalar ile nadir olarak örtüştüğüdür. Bu durum, deprem sonrasında
yumuşak yüzey çökellerinin üzerinde gözlenen önemli oranda düşük yapısal hasar
düzeyleri ile tutarlıdır.
9.4.8 Sonuçlar
17 Ağustos depreminde Adapazarı’nda gözlenen yüksek derecede üniform olmayan hasar
dağılımı, alüvyonel basenlerdeki iyi bilinen yerel zemin etkilerini açık bir şekilde
göstermiştir. Zemin hareketinin büyütülmesi, düşük frekansın artması ve bu gibi etkiler,
genellikle uzun periyotlu binalar için uygun değildir. Fakat, deprem sonrası şehirdeki
durumun dikkat çekici yönü, temellerdeki yer değiştirmelerin birçok vakada gözlenen
farklı biçimleri ve seviyeleridir. Yüzeysel zemin özellikleri ile ilişkilendirilebilecek bu
olgunun bina davranışında ve bina hasarının modlarında önemli bir etkisi vardır.
17 Ağustos depreminde Adapazarı’nda gözlenen hasar seviyelerindeki ve hasar
dağılımındaki genel eğilimler, sahaya özel geoteknik sınıflandırma ile geliştirilen idealize
spektrumların kullanılması ile başarılı bir biçimde yakalanmıştır. Aşağıda elde edilen ana
bulgular verilmiştir:
Şehirdeki zeminlerin davranışı, iki ana geoteknik faktör tarafından kontrol
edilmektedir: şehir içinde yüksek oranda değişken olan alüvyon kalınlığı ve yüzeyde
yumuşak çökellerin bulunması.
0.2 sn periyoduna karşı gelen spektral ivmelerin şehirdeki dağılımı hemen hemen
üniform olarak gözlenmiş; 0.5 sn periyodu için ise spektral davranış, en üst seviyeye
ulaşılan alüvyon kalınlığının daha büyük olduğu bölgelerde göreceli olarak farklılaşmıştır.
Sahaya özel idealize spektrumlara göre “yumuşak” olarak tanımlanan sahalarda 0.5
sn aralığına kadar olan periyotlar için önemli sönümleme özellikleri gözlenmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 9
Şekil 9.29. Spektral ivme değerlerinin T = 0.5 sn periyodu için değişimi ve yıkılan binaların yerleri (koyu gri ile taralı alanlar
yumuşak zeminleri göstermektedir)
Ocak 2004
Sayfa 9-31
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 10 Sayfa 10-1
Ocak 2004
10.1. ÖZET
MERM Projesi kapsamında, sismik mikrobölgeleme ve arazi kullanımı yönetimi için bütün
haritalama faaliyetleri CBS teknolojisi kullanılarak yapılmıştır. Aşağıda bütün bu işlem
hakkında bazı kısa bilgiler verilmiştir.
10.2. GİRİŞ
Ankara’daki Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nde MERM kapsamındaki haritalama ve CBS
faaliyetleri için bir merkez kurulmuştur. İhale, tasarım, alım, veri toplama, dijital formata
çevirme, CBS formatına dönüşümler, eğitim, tatbikat, son haritalama ve değerlendirme
işlerini içeren bütün faaliyetler bir yıl (2002-2003) içinde tamamlanmıştır. DRM, bütün
aşamalarda merkezde bulunmuştur.
10.3.1 Ofis
AİGM, Afet Araştırmaları ve Bina Hasar Belirleme Müdürlüğü’nde geniş bir alanı ofis
olarak ayırmıştır (Şekil 10.1). Ofis, 200 m2 alana sahip bir odadan oluşmaktadır ve sunucu
sistemi için ilave küçük bir alan ile bağlantılıdır. Ofis daha sonradan yeniden
düzenlenmiştir. Ofisteki mobilyaların hepsi moderndir ve yaklaşık 20 kişinin rahatlıkla
çalışabileceği bir alan yaratacak şekilde yerleştirilmiştir. Sadece bilgisayarlarla aynı anda
10 kişinin çalışması en uygun (optimum) durumdur.
Şekil 10.1. DRM AİGM MERM Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Proje
Merkezi, Ankara, Türkiye – Ofisin görüntüsü
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 10 Sayfa 10-2
Ocak 2004
10.3.2 Donanım
CBS Merkezi için DRM - DEZA tarafından AİGM’ne yüksek teknolojiye sahip aletler
hibe edilmiştir (Şekil 10.2, 10.3). Bu ekipmanla ilgili kısa bilgi aşağıdakileri içermektedir:
• Bugünkü çalışma yükünü kolayca karşılayabilecek ve gelecek 5 yıl için hizmet
vermesi beklenen iyi bir sunucu.
• Sekiz Çalışma İstasyonu – Bunların 6 tanesi 512 MB, bir tanesi 1 GB, biri ise 2 GB
Ram’e ve tümü Pentium 4 - 1.4 GHz işlemciye sahiptir. Çalışma istasyonları, iyi
tasarlanmış grafik program ve bileşenlerine sahip olup, tümünde yüksek kaliteli 21''
monitör bulunmaktadır.
Bir adet A0 Ploter (çizici)
Bir adet A0 Tarayıcı
Bir adet A3 renkli lazer yazıcı
Şekil 10.2. DRM DEZA tarafından hibe edilen A0 tarayıcı ve A0 ploter + A3 renkli lazer
yazıcı.
Şekil 10.3. DRM DEZA tarafından hibe edilen, P4 1.4 GHz, 2 GB Ram özelliklerine sahip
sekiz çalışma istasyonundan bir tanesi.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 10 Sayfa 10-3
Ocak 2004
10.3.3 Yazılım
MERM Projesi için dünyada lider olan CBS yazılım paketlerinden birinin en son versiyonu
kullanılmıştır. Programlama ve özel işlemler için ilave yazılım paketleri de sağlanmıştır.
Her çalışma istasyonu için bir tane olmak üzere, toplam sekiz CBS Lisansı alınmıştır.
Sunucu ve çalışma istasyonları için bir ileri seviye sunucu yazılım sistemi
kullanılmıştır. Özel tarama ve kopyalama yazılım paketleri, uygulamalar sırasında
kullanışlı olmuştur.
10.3.4 Hizmet
Bütün ekipmanın 3 yıla varan garanti süresi vardır. Anlaşmalarla, ilk bir yıl için (gerekli
olduğunda) donanım ve yazılım için sınırsız hizmet, bakım ve eğitim ücretsiz olarak
sağlanmıştır.
10.3.5 Personel
Çekirdek takım olarak AİGM’den on mühendis proje süresince eğitim görmüştür. Gerekli
görülen durumlarda, daha fazla mühendis için (30 kişiye kadar) ilave temel eğitim
verilmiştir. Personeli oluşturan mühendisler temel olarak jeoloji, jeodezi ve fotogrametri,
şehir planlama, jeofizik ve inşaat mühendisliği gibi farklı disiplinlerden gelmektedir.
10.5.1 İşlem
Ham verilerin işlenmesi ve CBS formatına çevrilmesi aşağıda anlatılan faaliyetlere
dayanmaktadır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 10 Sayfa 10-4
Ocak 2004
Şekil 10.5. Sondaj veritabanının ilk ara yüzü ve MERM için tasarlanan tek sayfalık yapısal hasar formu
Ocak 2004
Sayfa 10-6
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 10 Sayfa 10-7
Ocak 2004
11.1. GENEL
Bu bölüm, Teknik Danışma Kurulu’nun (TAB, 2003) önerilerine göre ve Araştırma
Çalışma Grubu’nun üyeleri arasındaki fikirbirliği ile hazırlanmıştır. Ana amaç,
Mikrobölgeleme El Kitabı (2B bölümü) ile tamamen uyumlu örnek uygulamalar
sağlamaktır.
Çalışmanın son aşaması, seçilen pilot bölgelerdeki mikrobölgeleme haritalarının son
halleri için eldeki tüm verilerin değerlendirilmesini ve yorumlanmasını içermiştir. Pilot
bölgeler, 500 x 500 metrelik bir hücre sistemi ile karelere ayrılmıştır. Bu yaklaşım, yerel
zemin koşullarının etkilerini 1:5000 ölçekte tahmin etmek için hücrelerin merkezine
kısmen hipotetik sondajlar atanarak uygulanmıştır. Bu yaklaşımın arkasında 2 temel neden
yatmaktadır: (1) zemin profili ile ilgili daha kapsamlı ve güvenilir bilgi elde etmek için
hücre içindeki tüm verileri kullanmak; (2) CBS ile haritalamada, sondajlar ve/veya
araştırma noktaları arasındaki farklı uzaklıklardan kaynaklanan etkileri ortadan kaldırmak.
Elde edilen sonuçlar, hücre noktaları arasında doğrusal interpolasyon uygulanarak CBS
teknikleri ile haritalanmış, bu sayede seçilen parametrelere göre bölgeler arasında yumuşak
geçişler sağlanmıştır. Haritalanan parametrenin değişimini göstermek için yumuşak geçişli
sınırlar tercih edilmektedir. Çalışmanın kesinliği nedeni ile, şehir planlamacılara bir miktar
esneklik tanımak ve keskin sınırları farklı bölgelerin kesin tahminleri olarak
değerlendirebilecek son kullanıcıların yanlış anlamalarını engellemek için daha iyi
tanımlanmış keskin sınırlar kullanılmamıştır ve önerilmemektedir.
Pilot bölgelerin ilk sınırları, 3. Bölüm’de gösterildiği gibi, pilot bölgelerin içinde
düşünülen şehirlerin resmi sınırları olmuştur. Fakat, 5. Bölüm’de açıklandığı üzere,
çoğunlukla dış kısımlarda kalan hücrelerde, pilot bölgelerin ikisinde de sondaj veya arazi
deneyleri yoktur. Bu nedenle, mikrobölgeleme çalışması için seçilen iki bölgenin
sınırlarının da bu bölümde verilecek haritalardaki gibi düzenlenmesine karar verilmiştir.
Buradaki temel amaç, çok güvenilir olmayabilecek ilave ekstrapolasyonları engellemektir.
Hesaplanan bölgeleme haritalarının belirlenmesinde kullanılan yaklaşım,
Mikrobölgeleme El Kitabında (2B bölümü) açıklandığı üzere, çalışma alanını üç bölgeye
(A, B ve C olarak) ayırmayı içermektedir. Yapılan analizlerin ve zemin
sınıflandırmalarının, çeşitli yaklaşıklıkları ve bazı kabulleri içermesi nedeni ile, herhangi
bir parametre için sayısal değerler vermek tercih edilmemiştir. Bütün durumlar için
hesaplanan parametrelerin değişimleri, her bölge için bağımsız olarak dikkate alınmış ve
bunların frekans dağılımları hesaplanmıştır. Buna bağlı olarak, A Bölgesi en uygun
olmayan %33’lük bölümü, B Bölgesi orta derecedeki %34’lük bölümü, C Bölgesi ise en
uygun %33’lük bölümü ifade etmektedir.
Bu nedenle, belediyeler için öneriler getirilirken ve bu mikrobölgeleme haritalarını
şehir planlarını oluşturmak için uygulayacak şehir planlamacıları için, A bölgelerinden
mümkün olduğu kadar uzak kalmaya çalışmaları önerilmektedir.
analizlerinden elde edilen, en büyük yer ivmesi veya en büyük spektral ivme gibi,
parametrelerin hepsinin verilmesinin yerine, yukarıda verilen üç bölgeli (A,B ve C)
göreceli haritalama yaklaşımı kullanılarak sadece ortalama spektral ivmenin değişimi
haritalanmıştır.
Eşdeğer kayma dalgası hızına göre en büyük spektral büyütme değerleri Midorikawa
(1987) tarafından önerilen ampirik ilişki ile hesaplanmıştır:
Ak=68*Vs-0.6 (11.1)
burada Ak , spektral büyütme ve Vs eşdeğer kayma dalgası hızı olmaktadır. En büyük
spektral büyütme değerleri (11.1) bağıntısı esas alınarak değerlendirilmiş ve saha davranış
analizleri ile bulunan ortalama spektral ivmelerde olduğu gibi, en büyük spektral büyütme
değerlerindeki değişimler de haritalanmıştır.
Genelde mikrotremor ölçümlerinden elde edilen H/V oranlarının çok güvenilir
spektral büyütme değerleri vermediği kabul edilsede, bu değerler yine de zemin
büyütmesine göre mikrobölgelemeyi tamamlamak için hesaba katılabilir. Bu nedenle,
mikrotremor çalışmasından elde edilen sonuçlar (4. Bölüm), Gölcük bölgesinde yapılan
mikrotremor ölçümlerinin sayısının çok sınırlı olması nedeni ile, sadece Adapazarı
bölgesinde spektral büyütmelerin değişimini haritalamak için kullanılmıştır. Mikrotremor
ölçümlerinin sonuçlarının sadece karşılaştırma amaçları için çizilmesi nedeni ile, ölçüm
noktaları arasındaki açıklıkların etkileri ihmal edilerek, haritalama aşamalarında orijinal
ölçüm noktaları kullanılmıştır.
N1, 60 = NC N C R C S C B C E
(11.4)
burada, N = ölçülen standart penetrasyon direnci,
CN = N değerini ortak bir referans olarak alınan efektif jelojik gerilmeye
göre normalize etmek için bir katsayı,
CR = tij boyu düzeltmesi,
CS = standart olmayan numune alıcılar için düzeltme,
CB = kuyu çapı düzeltmesi,
CE = tokmak enerji oranı için düzeltme.
olmaktadır. CN ise Kayen vd. (1992)’den hesaplanmakta ve en yüksek 1.7 değerini
almaktadır:
2 .2
CN = (11.5)
(1.2 + σ 'v / Pa )
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-6
Ocak 2004
1 N 50 1
CRR7.5 = + 1, 60 + − (11.6)
34 − N1,60 135 (10 N1, 60 + 45) 200
2
5. Adım (11.6) bağıntısı sadece 7.5 büyüklüğündeki depremler için geçerli olduğundan,
diğer deprem büyüklüklerine geçebilmek için deprem büyüklüğü katsayısı MSF
uygulanarak güvenlik sayısı aşağıdaki gibi hesaplanır:
PL = ∫ F ( z ) w( z )dz (11.8)
Burada z, metre biriminde yeraltı suyu seviyesinin altındaki derinlik; F(z) sıvılaşma direnci
faktörü FL’nin bir fonksiyonu olarak F(z)=1- FL’ye eşit, ancak FL>1.0 durumunda F(z)=0;
ve w(z)=10-0.5z. (6.36) bağıntısı 0 ve 100 arasında değişen PL değerleri vermektedir.
Iwasaki vd. (1982) tarafından bildirilen sonuçlara dayanarak ve Mikrobölgeleme El
Kitabı ve TAB (2003) ile uyumlu olarak, sıvılaşma potansiyeli indisine göre üç bölge (A,
B ve C) tanımlanmıştır. A bölgesi, sıvılaşma potansiyeli indisinin PL>15 olduğu alanlar, B
bölgesi sıvılaşma potansiyeli indisinin 5>PL>15 olduğu orta bölge ve C bölgesi ise
sıvılaşma potansiyeli indisinin PL<5 olduğu en güvenli bölgedir. Bu yaklaşımla Adapazarı
bölgesi için elde edilen sıvılaşma olasılığına göre mikrobölgeleme haritası Şekil 11.19’da
verilmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-7
Ocak 2004
Şekil 11.1. Adapazarı bölgesindeki jeolojik birimler. Şekil 11.2. Adapazarı’nda yükseklik değişimi.
Ocak 2004
Sayfa 11-8
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-9
Ocak 2004
Şekil 11.1. Adapazarı için Türk Deprem Yönetmeliği’ne göre zemin sınıflandırması
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-10
Ocak 2004
NEHRP
Eşdeğer Kayma
Dalgası Hızı
Şekil 11.3. Adapazarı için eşdeğer kayma dalgası hızına göre zemin sınıflandırması
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-12
Ocak 2004
Alüvyon
Dolgu
Aslanbey Formasyonu
Pazarcık Formasyonu
Şekil 11.6. Gölcük için Türk Deprem Yönetmeliği’ne göre zemin sınıflandırması.
Ocak 2004
Sayfa 11-13
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-14
Ocak 2004
Şekil 11.8. Gölcük için eşdeğer kayma dalgası hızına göre zemin sınıflandırması
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-16
Ocak 2004
Şekil 11.9. Adapazarı’nda zemin davranış analizleri ile hesaplanan ortalama spektral
ivmelerin değişimi
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-17
Ocak 2004
Şekil 11.10. Adapazarı’nda eşdeğer kayma dalgası hızından hesaplanan spektral büyütme
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-18
Ocak 2004
Şekil 11.12. Gölcük’te zemin davranış analizleri ile hesaplanan ortalama spektral ivmelerin değişimi
Ocak 2004
Sayfa 11-19
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11
Şekil 11.13. Gölcük’te eşdeğer kayma dalgası hızından hesaplanan spektral büyütme
Ocak 2004
Sayfa 11-20
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11
Şekil 11.14. Gölcük için yer sarsıntısına göre bölgeleme haritası. Her hücre için üst üste düşen bölgeler, zemin davranış
analizlerinden elde edilen ortalama spektral ivme haritası ve eşdeğer kayma dalgası hızından hesaplanan spektral büyütme
Ocak 2004
Sayfa 11-21
haritasından belirlenmiştir
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11
Şekil 11.16. Adapazarı için yer sarsıntısına göre bölgeleme haritası. Her hücre için üst üste düşen
bölgeler, zemin davranış analizlerinden elde edilen ortalama spektral ivme haritası ve eşdeğer
kayma dalgası hızından hesaplanan spektral büyütme haritasından belirlenmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 11 Sayfa 11-24
Ocak 2004
YAMAC KAYMASI
TEHLİKESİNE GÖRE
BÖLGELEME
12. KAYNAKLAR
Abeki, A., Matsuda, I., Enomoto, T., Shigyo, V., Watanabe, K., Tanzawa, Y. & Nakajima, Y.
(1995) “A Study of Seismic Microzonation Based on the Dynamic Characteristics of Subsurface
Ground Conditions”, Proc. 5th International Conference on Seismic Zonation, Nice, France,
(3):2187-2194.
AFPS (1995) “Guidelines for Seismic Microzonation Studies”, French Association for Earthquake
Engineering, 18 pp.
Aki, K. (1957) “Space and time spectra of stationary stochastic waves with special reference to
micro-tremors”, Bull. Earthquake Res. Inst., Tokyo Univ. 35, 415-457.
Akyuz, H. S., A. Barka, E. Altunel, R. Hartleb, G. Sunal (2000), “Field Observations and Slip
Distribution of the November 12, 1999 Duzce Earthquake (M=7.1), Bolu-Turkey”, The 1999
Izmit and Duzce Earthquakes: Preliminary Results, A. Barka, O. Kozacı, S. Akyüz and E.
Altunel, Istanbul Tech. Un. Press, Istanbul, pp. 61-70.
Ambraseys, N. N. and C. F. Finkel, (1991), “Long-term seismicity of Istanbul and of the Marmara
Sea region”, Terra Nova, 3, pp: 527-539.
Andrews, D. C. A. and Martin, G. R. (2000): “Criteria for Liquefaction of Silty Soils.” 12th
World Conference on Earthquake Engineering, Proceedings, Auckland, New Zealand
Andrus, R. D. (1994). "In situ characterization of gravelly soils that liquefied in the 1983 Borah
Peak Earthquake." Ph.D. Dissertation, University of Texas at Austin
Ansal, A., Çetin, K.Ö., Demirbaş, E., Elmas, M., Erdik, M., Fäh, D., Giardini, D., Köksal, D., Laue,
J., Lestuzzı,P., Önalp, A., Siyahi, B., Sprıngman, S., Studer, J., (2002a) Report of the Meetıng
On Concepts for Analyses and Interpretatıon of Results ın DRM-MERM Project by Research
Task Group, Project Place Web Site
Ansal, A., Erdik, M., Kurtulus, A., Erken, A., Sesetyan, K., Siyahi, B. (2002b) Project MERM
Microzonation for Earthquake Risk Mitigation, “Part E. State-of-the Art Report Review of
Current Literature on Seismic Microzonation”, Kandilli Observatory and Earthquake Research
Institute, Bogaziçi University, Istanbul, Turkey
Ansal, A., Balamir, M., Bakır, S., Buchheister, J., Christen, A., Çetin, K.Ö., Demirbaş, E., Durgun.
M., M., Erdik, M., Fäh, D., Giardini, D., Gülkan, P., Hammer, J., Köksal, D., Krimgold, F.,
Laue, J., Lestuzzi,P., Önalp, A., Siyahi, B., Sprıngman, S., Studer, J., Yasuda, S. (2003) Report
of the Synthesis Meeting for the Research and Manual Task Groups in DRM-MERM Project by
Research and Manual Task Groups, Project Place Web Site
Ansal,A.M., Şengezer,B.S., İyisan,R. & Gençoğlu,S. (1993) “The Damage Distribution in March
13, 1992 Earthquake and Effects of Geotechnical Factors”, Soil Dynamics and Geotechnical
Earthquake Engineering, Ed.P.Seco e Pinto, Balkema, 413-434.
Athanasopoulus, G.A., Pelekis, P.C. & Leonidou, E.A. (1999).”Effects of Surface Topography on
Seismic Ground Response in the Egion (Greece) 15 June 1995 Earthquake”, Soil Dynamics and
Earthquake Engineering, (18):135-149.
Bakır, B.S., H. Sucuoğlu, and T. Yılmaz (2002). “An Overview of Local Site Effects and the
Associated Building Damage in Adapazarı during the 17 August 1999 İzmit Earthquake”,
Bulletin of the Seismological Society of America, Vol.92, No.1, pp.509-526.
Bard, P.-Y. (1994) “Effects of Surface Geology on Ground Motion: Recent Results and Remaining
Issues”, Proc. 10th ECEE, Vienna, Austria, (1):305-323.
Barka A. A. and K. Kadinsky-Cade, (1988), “Strike-Slip Fault Geometry in Turkey and its
influence on earthquake activity”, Tectonics, Vol. 7, No. 3, pp: 663-684.
Barka, A. A., (1992), “The NAFZ”, Annales Tectonicae, Special issue, Supplement to volume VI,
pp: 164-195.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 12 Sayfa 12-2
Ocak 2004
Boore, D. M., W. B. Joyner, T. E. Fumal (1997), “Equations for Estimating Horizontal Response
Spectra and Peak Acceleration from Western North American Earthquakes: A Summary of
Recent Work”, Seismological Research Letters, Vol. 68, No. 1, pp. 128-153.
Borcherdt, R.D. (1994) “Estimates of Site Dependent Response Spectra for Design (Methodology
and Justification)”, Earthquake Spectra, (10)4:617-653.
Bray, J.D. et al. (2000) “Damage Patterns and Foundation Performance in Adapazarı” Earthquake
Spectra, Supllement A to Vol. 16, 1999 Kocaeli, Turkey Earthquake Reconnaissance Reort, pp.
163-189
Building Seismic Safety Council (BSSC), 2001, “NEHRP (National Earthquake Hazards Reduction
Program) Recommended Provisions for Seismic Regulations for new buildings and other
structures”, 2000 Edition, Part1: Provisions (FEMA 368), Chapter 4, BSSC Washington, D.C.
Campbell, K. W. (1997), “Empirical Near-Source Attenuation Relationships for Horizontal and
Vertical Components of Peak Ground Acceleration, Peak Ground Velocity, and Pseudo-
Absolute Acceleration Response Spectra”, Seismological Research Letters, 68,
January/February.
Çetin, K. O. and Seed, R. B. (2001a). "Nonlinear Shear Mass Participation Factor (rd) for Cyclic
Shear Stress Ratio Evaluation.", Submitted to the Journal of Geotechnical and
Geoenvironmental Engineering.
Çetin, K. O. and Seed, R. B. (2001b). "Nonlinear Shear Mass Participation Factor (Rd) for Cyclic
Shear Stress Ratio Evaluation", Research Report No. UCB/GT-2000/08, University of
California, Berkeley.
Çetin, K. O., Seed, R. B., Der Kiureghian, A., Tokimatsu, K., Harder, L. F., and Kayen, R. E.
(2000). "SPT-Based Probabilistic and Deterministic Assessment of Seismic Soil Liquefaction
Initiation Hazard", Research Report No. 2000/05, Pacific Earthquake Engineering Research
Center.
Chavez-Garcia, F.J., Cuenca, J. & Sanchez-Sesma, F.J. (1996) “Site Effects in Mexico City Urban
Zone. A Complementary Study”, Soil Dynamics and Earthquake Engineering, (15):141-146.
Chin-Hsiung, L., Jeng-Yaw, H. & Tzay-Chyn, S. (1998) “Observed Variation of Earthquake
Motion across a Basin-Taipei City”, Earthquake Spectra, (14)1:115-134.
Deodatis, G. (1996), “Non-stationary Stochastic Vector Processes: Seismic Ground Motion
Applications”, Probabilistic Engineering Mechanics 11, pp.145-168.
DIN 4094 Beiblatt 1; Baugrund; Erkundung durch Sondierung; Anwendungshilfen, Erklärungen,
Ausgabe:1990-12
Erdik et al. (2002), “Earthquake Risk Assessment for the Istanbul Metropolitan Area”, Report
prepared by B. U. Kandilli Obs. And Earthquake Research Ins., Dept. of Earthquake
Engineering.
Evans, M. D. (1987). "Undrained Cyclic Triaxial Testing of Gravels: The Effect of Membrane
Compliance." Ph.D. Thesis, University of California, Berkeley
Faccioli, E. (1991) Seismic Amplification in the Presence of Geological and Topographic
Irregularities”, Proc. 2nd International Conference on Recent Advances in Geotechnical
Earthquake Engineering, St. Louis, Missouri, State-of-art paper, 1779-1797.
Fäh, D., Christen, A., Gülerce, Ü., Greifenhagen, C., Single-station ambient vibration
measurements and interpretation for the cities of Adapazarı and Gölcük, Turkey 16.1.2003
report provided to the DRM-MERM project
Fäh, D., Kind, F. & Giardini, D. (2001) “A theoretical investigation of average H/V ratios”,
Geophysical Journal Int., 145, 535-549.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 12 Sayfa 12-3
Ocak 2004
Fäh, D., Kind, F. & Giardini, D. (2001) “Inversion of local S-wave velocity structures from average
H/V ratios, and their use for the estimation of site-effects”, Journal of Seismology, in press.
Fäh, D., Rüttener, E., Noack, T. & Kruspan, P. (1997) “Microzonation of the City of Basel”,
Journal of Seismology, (1):87-102.
Field, E.H. & Hough, S.E. (1997) “The Variability of PSV Response Spectra across a Dense Array
Deployed during the Northridge Aftershock Sequence”, Earthquake Spectra, 13(2):243-257.
Finn, W. D. L., Ledbetter, R. H., and Wu, G. (1994) “Liquefaction in Silty Soils: Design and
Analysis.” Ground Failures under Seismic Conditions, Geotechnical Special Publication 44,
ASCE, New York, pp. 51-76.
Frankel, A., C. Mueller, T. Barnhard, D. Perkins, E. V. Leyendecker, N. Dickman, S. Hanson and
M. Hopper (1996), “National Seismic Hazard Maps: Documentation June 1996”, Open File
Report 96-532, U. S. Geological Survey, Denver , Colorado.
Frankel, A.D., Mueller, C.S., Barnhard, T.P., Leyendecker, E.V., Wesson, R.L., Harmsen, S.C.,
Klein, F.W., Perkins, D.M., Dickman, N.C., Hanson, S.L. & Hopper, M.G. (2000) “USGS
National Seismic Hazard Maps”, Earthquake Spectra, (16)1:1-15
Gazetas,G., Dakoulas, P. & Papageorgiou, A. (1990) “Local Soil and Source-Mechanism Effects in
the 1986 Kalamata (Greece) Earthquake” Earthquake Engineering and Structural Dynamics,
(19):431-453
Geyskens, P., Der Kiureghian, A., Monteiro, P. (1993), "Bayesian Updating of Model Parameters",
Structural Engineering Mechanics and Materials Report No. UCB/SEMM-93/06, University of
California at Berkeley
Gueguen, P., Chatelain, J-L., Guillier, B., Yepes, H. & Egred, J. (1998) “Site Effect and Damage
Distribution in Pujili (Ecuador) after the 28 March 1996 Earthquake”, Soil Dynamics and
Earthquake Engineering, (17), 329-334.
Gülkan, P., A. Yakut, H. Sucuoğlu, M.S. Yücemen, and E. Çıtıpıtıoğlu, "A Damage Assessment
Form for Engineered Buildings in Turkey,” Earthquake Engineering Research Center Report No.
95-01, Middle East Technical University, December, 1994 (in Turkish).
Gülkan, P., and A. Yakut, "An Expert System for Reinforced Concrete Structural Damage
Quantification," in Mete A. Sozen Symposium-A Tribute from His Students, Edited by J.K.
Wight and M.E. Kreger, ACI Special Publication No. SP-162, 1996, pp.53-71.
Gülkan, P., and M.A. Sozen, “Procedure for Determining Seismic Vulnerability of Building
Structures,” ACI Structural Journal, 96, 3, May, 1999, pp. 336-342.
Harder, L. F. (1988). "Use of Penetration Tests to Determine the Cyclic Loading Resistance of
Gravelly Soils During Earthquake Shaking." Ph.D. Thesis, University of California, Berkeley.
Hartzell, S., Carver, D. & Williams, R.A. (2001) “Site Response, Shallow Shear-Wave Velocity
and Damage in Los Gatos, California, from the 1989 Loma Prieta Earthquake”, BSSA,
(91)3:468-478.
Hartzell, S., Cranswick, E, Frankel, A., Carver, D. & Meremonte, M. (1997a) “Variability of Site
Response in the Los Angeles Urban Area”, BSSA, (87)6:1377-1400.
Hartzell, S., Harmsen, S., Frankel, A., Carver, D., Cranswick, E. Meremonte, M. & Michael,J.
(1997b) “First-Generation Site-Response Maps for the Los Angeles Region Based on
Earthquake Ground Motions”, BSSA, (88)2:463-472.
Horike, M. (1985) “Inversion of phase velocity of long-period microtremors to the S-wave-velocity
structure down to the basement in urbanized areas”, J. Phys. Earth 33, 59-96.
Hynes, M. E. (1988). "Pore Pressure Generation Characteristics of Gravel under Undrained
Loading." Ph.D. Thesis, University of California, Berkeley
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 12 Sayfa 12-4
Ocak 2004
Midorikawa, S. (1987), Prediction of Isoseismal Map in the Kanto Plain due to Hypothetical
Earthquake, Journal of Structural Eng. 33B, 43-48.
Ministry of Public Works and Settlement, Government of Republic Turkey 2.9.1997 Official
Gazette No. 23098, “Specification for Structures to be Built in Disaster Areas” Part III –
Earthquake Disaster Prevention (Chapter 5 through Chapter 13) English Translation, Chapter 12,
Kandilli Observatory and Earthquake Research Institute
Marcellini, A., Bard, P.Y., Iannaccone, G., Meneroud, J.P., Mouroux, P., Romeo, R.W., Silvestri,
F., Duval, A.M., Martin, C. & Tento, A. (1995b). The Benevento Seismic Risk Project. II- The
microzonation”, Proc. 5th International Conference on Seismic Zonation, Nice, France, (1):810-
817.
Nakamura, Y. (1989) “A Method for Dynamic Characteristics Estimation of Subsurface using
Micro-tremor on the Ground Surface”, QR of RTRI, 30, 25-33.
National Earthquake Hazard Reduction Program (NEHRP) (1997) Recommended Provisions for
Seismic Regulations for New Buildings and Other Structures, FEMA 302/303.
NCEER (1997), "Proceedings of the NCEER Workshop on Evaluation of Liquefaction Resistance
of Soils", Edited by Youd, T. L., Idriss, I. M., Technical Report No. NCEER-97-0022,
December 31, 1997.
NEHRP (1997), Recommended Provisions For Seismic Regulations For New Buildings and Other
Structures, FEMA-303, Prepared by the Building Seismic Safety Council for the Federal
Emergency Management Agency, Washington, DC.
Ohsaki, Y. (1966), "Niigata Earthquakes, 1964, Building Damage and Soil Conditions", Soils and
Foundations, Vol. 6, No. 2, pp. 14-37.
Ohta, Y. and N. Goto (1978). Empirical Shear Wave Velocity Equations in Terms of Characteristic
Soil Indexes. Earthq. Engng. Struct.Dynam., 6,167-187.
Ozbey C. (2001), “Empirical Peak Horizontal Acceleration Attenuation Relationship for
Northwestern Turkey”, M.Sc. Thesis, KOERI, Bogazici University.
Panza, G.F. & Suhadolc, P. (1987) “Complete strong motion synthetics”, In: Seismic strong motion
synthetics, B.A. Bolt (Ed.), Academic Press, Computational Techniques, 4, 153-204.
Panza, G.F. (1985) “Synthetic seismograms: The Rayleigh waves modal summation”, J.
Geophysics, 58, 125-145.
Papageorgiou, A., B.Halldorsson and G.Dong (2000), “Target Acceleration Spectra Compatible
Time Histories”, University of Buffalo, Dept. of Civil, Structural and Environmental Engrg.,
NY.
Park, Y.J., and A.H.-S. Ang, “Mechanistic Seismic Damage Model for Reinforced Concrete,” J. Str.
Eng., ASCE, 111, 4, April, 1985, pp. 722-739.
Parsons, T., S. Toda, R. S. Stein, A. Barka and J. H. Dieterich, “Heightened odds of large
earthquakes near Istanbul: An interaction-based probability calculation”, Science, 288, pp. 661-
665, 2000.
Prinz, H., 1997, “Abriss der Ingenieurgeologie mit Grundlagen der Boden- und Felsmechanik, des
Erd-, Grund- und Tunnelbaus sowie der Abfalldeponien”, 3. Aufl, Ferdinand Enke Verlag,
Stuttgart, Germany
Procedure for the Classification of hypothetical borings according to the National Earthquake
Hazards Reduction Program (NEHRP)
Rathje, E. et al (2000) “Ground Motions and Site Effects” Earthquake Spectra, Supllement A to
Vol. 16, 1999 Kocaeli, Turkey Earthquake Reconnaissance Reort, pp. 65-96
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 12 Sayfa 12-6
Ocak 2004
Riemer, M. F., Seed, R. B., and Sadek, S. (1993). “The SRS/RFT Soil Evaluation Testing
Program.” University of California, Berkeley Geotechnical Report No. UCB/GT-93/01
Sakarya University (1998). Geology and Geomorphology of Adapazarı, Report No. 1 (in Turkish).
Saroğlu, F., O. Emre and I. Kuscu (1992), “Active Fault Map of Turkey”, Mineral Res. Explor. Inst.
Turkey.
Satoh, T., Kawase, H., Iwata, T. Higaski, S., Sato, T., Irikura, K. & Huang, H. C. (2001) “S-wave
velocity structure of Taichung basin, Taiwan estimated from array and single-station records of
microtremors”, Bull. Seism. Soc. Am. 91, 1267-1282.
Seed, H. B., Idriss, I. M. (1971), “Simplified Procedure for Evaluating Soil Liquefaction Potential”,
Journal of the Soil Mechanics and Foundations Division, ASCE, Vol. 97, No SM9, Proc. Paper
8371, September 1971, pp. 1249-1273.
Seed, H. B., Tokimatsu, K., Harder, L. F., and Chung, R. M. (1985). "Influence of SPT Procedures
in soil liquefaction resistance evaluations." Journal of Geotechnical Engineering, ASCE,
111(12), 1425-1445.
Seed, H. B., Tokimatsu, K., Harder, L. F., Chung, R. M. (1984), "The Influence of SPT Procedures
in Soil Liquefaction Resistance Evaluations", Earthquake Engineering Research Center Report
No. UCB/EERC-84/15, University of California at Berkeley, October, 1984.
Seed, R. B., Cetin, K. O., Der Kiureghian, A., Tokimatsu, K., Harder, L. F. Jr., and Kayen, R. E.
(2001) “SPT-Based Probabilistic and Deterministic Assessment of Seismic Soil Liquefaction
Potential.” Submitted to the ASCE Journal of Geotechnical and Geoenvironmental Engineering.
Shiga, T., A. Shibata, and T. Takahashi, “Earthquake Damage and Wall Index of Reinforced
Concrete Buildings,” Proceedings of the Tohuku District Symposium, Architectural Institute of
Japan, No. 12, Dec., 1968, pp. 29-32 (in Japanese).
Steimen, S., Fäh, D., Kind, F., Schmid, C. & D. Giardini (2003) “Identifying 2D resonance in
microtremor wave fields”, Bull. Seism. Soc. Am., in press.
Straub, C., H.-G. Kahle, and C. Schindler, (1997), “GPS and Geologic Estimates of the Tectonic
Activity in the Marmara Sea region, NW Anatolia”, Journal of Geophysical Research, Vol. 102,
No. B12, pp: 27,587-27,601, Dec. 10.
TAB Technical Advisory Board (2003) Report of Technical Advisory Board, Zurich, Switzerland,
Project Place Web Site
Technical Committee for Earthquake Geotechnical Engineering, TC4, ISSMGE (1999) “Manual
for Zonation on Seismic Geotechnical Hazards”, The Japanese Geotechnical Society.
Toprak, S., Holzer, T. L., Bennett, M. J., Tinsley, J. C. (1999), "CPT- and SPT-based Probabilistic
Assessment of Liquefaction Potential, Proceedings of Seventh U.S.-Japan Workshop on
Earthquake Resistant Design of Lifeline Facilities and Countermeasures Against Liquefaction.
Toprak, S., Holzer, T. L., Bennett, M. J., Tinsley, J. C. (1999), "CPT- and SPT-based Probabilistic
Assessment of Liquefaction Potential, Proceedings of Seventh U.S.-Japan Workshop on
Earthquake Resistant Design of Lifeline Facilities and Countermeasures Against Liquefaction.
Vucetic, M and R. Dobry (1991). “Effect of soil plasticity on cyclic response”, Journal of
Geotechnical Engineering, ASCE, Vol.117, No.1, pp.89-107
Weichert, D. H. (1980), “Estimation of the Earthquake Recurrence Parameters for Unequal
Observation Periods for Different Magnitudes”, Bull. Seism. Soc. Am., 70, pp. 1337-1346.
WGCEP94 (1995), “Seismic Hazards in Southern California: Probable Earthquakes, 1994 to 2024”,
Bull. Seism. Soc. Am. Vol. 85, pp. 379-439.
Wills, C.J. & Silva, W. (1998) “Shear Wave Velocity Characteristics of Geologic Units in
California”, Earthquake Spectra, (14)3:533-566.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Bölüm 12 Sayfa 12-7
Ocak 2004
Wills, C.J., Peterson, M., Bryant, W.A., Reichle, M., Saucedo, G.J., Tan, S., Taylor, G. & Treiman,
J. (2000) “A Site Conditions Map for California based on Geology and Shear Wave Velocity”,
BSSA, (90)6B:S187-S208.
Yaltirak, C.(2002), Tectonic evolution of Marmara Sea and its surroundings, Marine Geology,
pp.1-37
Yamanaka, H., Kato, M., Hashimoto, M., Gulerce, U., Iyisan, R., Ansal, A. (2002) “Microtremor
and earthquake observations in Adapazarı and Duzce, Turkey, for estimation of site
amplifications”, Japanese Ministry of Education, Science, Sports and Culture, Grant
No.11694134, Proceedings “Assessment of seismic local-site effects at plural test sites, March
2002, 129-145.
Yamanaka, H., Takemura, M., Ishida, H. & Niea, M. (1994) “Characteristics of long-period
micro-tremors and their applicability in exploration of deep layers”, Bull. Seism. Soc. Am. 84,
1831-1841.
Yoshimi, Y., Tokimatsu, K., Ohara, J. (1994), "In-situ Liquefaction Resistance of Clean Sands over
a Wide Density Range", Geotechnique, Vol. 44, No. 3, pp. 479-494.
Youd, T. L., Idriss, I. M., Andrus, R. D., Arango, I., Castro, G., Christian, J. T., Dobry, R., Finn, W.
D. L., Harder, L. F. Jr., Hynes, M. E., Ishihara, K., Koester, J. P., Liao, S. S. C., Marcuson, W.
F. III., Martin, G, R., Mitchell, J. K., Moriwaki, Y., Power, M. S., Robertson, P. K., Seed, R. B.,
and Stokoe, K. H., II. (2001) “Liquefaction Resistance of Soils: Summary Report from the
1996 NCEER and 1998 NCEER/NSF Workshops on Evaluation of Liquefaction Resistance of
Soils”, ASCE Journal of Geotechnical and Geoenvironmental Engineering, 127(10):817-833
Youd et al. (2001) Personal Communıcations
Youd, T. L., Idriss, I. M., Andrus, R. D., Arango, I., Castro, G., Christian, J. T., Dobry, R., Finn, W.
D. L., Harder, L. F. Jr., Hynes, M. E., Ishihara, K., Koester, J. P., Liao, S. S. C., Marcuson, W.
F. III., Martin, G, R., Mitchell, J. K., Moriwaki, Y., Power, M. S., Robertson, P. K., Seed, R. B.,
and Stokoe, K. H., II. (1997) Summary Paper, Proc., NCEER Workshop on Evaluation of
Liquefaction Resistance of Soils, NCEER-97-0022.
Youd, T. L., Noble, S. K. (1997), "Liquefaction Criteria Based on Statistical and Probabilistic
Analyses", Proceedings of the NCEER Workshop on Evaluation of Liquefaction Resistance of
Soils, December 31, 1997, pp. 201-205.
Belediyeler için Sismik Mikobölgeleme
Kaynak Bilgiler
1. 4. BÖLÜM....................................................................................................................1-1
1.1. Ek 1: Alet ayarları........................................................................................................................... 1-1
1.2. Ek 2: Veri gruplarının açıklaması................................................................................................... 1-1
1.3. Ek 3: SAF Veri Formatı.................................................................................................................. 1-2
1.4. Ek 4: CD-ROM içeriği: .................................................................................................................. 1-5
1.5. Mikrotremor Ölçümleri .................................................................................................................. 1-5
1.5.1 Adapazarı bölgesi ................................................................................................................... 1-5
1.5.2 Gölcük Bölgesi ....................................................................................................................... 1-9
2. 5. VE 6. BÖLÜMLER..................................................................................................2-1
2.1. YENİ BİNALAR VE DİĞER YAPILAR İÇİN NEHRP TARAFINDAN ÖNERİLEN SİSMİK
TASARIM DÜZENLEMELERİ ................................................................................................... 2-1
2.2. ZEMİN SINIFLANDIRMASI........................................................................................................ 2-7
2.2.1 Türk Deprem Yönetmeliği’ne Göre Sınıflandırma................................................................. 2-7
2.2.2 NEHRP Zemin Sınıflarına göre sınıflandırma ..................................................................... 2-12
2.3. SAHA DAVRANIŞ ANALİZLERİ ............................................................................................. 2-18
2.3.1 Adazarı Bölgesi .................................................................................................................... 2-18
2.3.2 Gölcük Bölgesi ..................................................................................................................... 2-23
3. 9. BÖLÜM – KOERISLOPE KULLANMA KILAVUZU (KOERISLOPE V1.0) ....3-1
3.1. KOERISLOPE DİYALOG PENCERESİ ...................................................................................... 3-1
3.1.1 KoeriSlope Menü Çubuğu ...................................................................................................... 3-1
3.1.2 Şev Stabilitesi Çalışması için Gerekli Veriler ........................................................................ 3-2
3.1.3 Analiz İşlemi Durumu Diyalog Penceresi .............................................................................. 3-3
3.1.4 Analiz Çıktıları ....................................................................................................................... 3-4
4. 9. BÖLÜM – TİPİK BETONARME BİNALARIN HASARGÖREBİLİRLİK
EĞRİLERİ ....................................................................................................................4-1
4.1. GİRİŞ.............................................................................................................................................. 4-1
4.2. TİPİK BETONARME BİNALARIN TANIMLANMASI ............................................................. 4-1
4.2.1 Kolonlar, 1. Tür ...................................................................................................................... 4-1
4.2.2 Küçük Duvarlar, 2. Tür........................................................................................................... 4-2
4.2.3 Kolonlar ve küçük duvarlar, 3. Tür ........................................................................................ 4-2
4.2.4 Kolon ve duvar endeksleri ...................................................................................................... 4-3
4.3. YÖNTEM ....................................................................................................................................... 4-3
4.4. HASAR GÖREBİLİRLİK EĞRİLERİNİN HESAPLANMASI.................................................... 4-5
4.4.1 Kabuller .................................................................................................................................. 4-5
4.4.2 Yöntem ................................................................................................................................... 4-5
4.5. SONUÇLAR................................................................................................................................... 4-6
4.5.1 Hesaplama yapılan bina modelleri.......................................................................................... 4-6
4.5.2 Sonuçlar .................................................................................................................................. 4-6
4.5.3 Sonuç .................................................................................................................................... 4-13
4.6. İLERİ OLASILIKLAR................................................................................................................. 4-13
4.7. KAYNAKLAR ............................................................................................................................. 4-13
5. 9. BÖLÜM....................................................................................................................5-1
5.1. ADAPAZARI’NDAKİ BİNALAR İÇİN YAPISAL HASAR VERİ FORMU ............................. 5-1
5.2. HASAR DEĞERLENDİRME FORMU......................................................................................... 5-6
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 1-1
Ocak 2004
1. 4. BÖLÜM
Uygunluk ağırlık_0 0
Uygunluk ağırlık_1 0
Uygunluk ağırlık_2 0
Uygunluk ağırlık_dış 0
Uygunluk uyg_toplam 0
# #
# # # #
#
#
# # #
# #
# #
#
# #
# #
# # # # #
#
# #
# #
# # # #
#
# # #
# #
#
# # #
# # #
# #
# ##
# # # # #
# #
# # ##
# # # #
## ##
# ## # # #
# # #
# # # # # # # # #
# ## # # #
# # #
# ## # ##
# #
# #
# ## #
# ##
#
# # # # #
#
# # ## #
# #
# # #
# # # #
# # #
#
# # # # #
# # #
## #
##
## #
# #
# #
# # # #
# #
# # # # #
# # # # #
# #
# #
# #
# # #
# # #
#
# # #
# #
# #
# #
#
# # #
#
# #
#
#
#
#
# İki zorunlu parametre tanımlanmalıdır:
# Veri sayısı ve örnekleme oranı.
#
# Diğer tüm parametreler isteğe bağlıdır, ancak tepki ve doygunluk
# bilgisinin sağlanması
# siddetle önerilmektedir.
#
# Veriler bu satırdan sonra başlar : "####--------------------------------"
# Veriler kolonlar halinde bu sırada verilir : Düşey, Yatay_1,
# Yatay_2
# Yatay_1 genellikler K-G’dir, farklı yönlendirme parametreleri için
# NORTH_ROT
# ayarlanabilir.
# Veriler tam sayı veya gerçek sayı olabilir.
#
#
# örnekleme frekansı Hertz biriminde olacaktır
SAMP_FREQ = 125
# örnek sayısı (tamsayı)
NDAT = 1200
# ilk örneğin tarih ve zamanı, 5 tamsayı olarak okunur, bir gerçek.
START_TIME=2002 4 26 17 03 12.1233324
# zamanlama hassasiyeti, saniye cinsinden
# çok büyük değerler elle yapılan zaman ayarlarını gösterir
# GPS ~0.001, DCF ~0.01
TIME_ACCURRACY= 0.001
# Alıcı türü (accelerometer, seismometer)
SENSOR_TYPE = accelerometer
# Alıcı seri numarası (karakter dizisi)
SENSOR_ID = Q332
# Alıcı İsmi (karakter dizisi)
SENSOR_NAME = Lennartz 5s
# Tepki dosya kodu (tepki dizinindeki dosyanın ismi)
RESPFILE = mark1s_098
# Veri toplama sistemi (karakter dizisi)
ACQ_SYSTEM = MARS88
# Dijital çeviricinin seri numarası (karakter dizisi olarak değerlendirilir)
DIGITIZER_ID = 345
# dijital çeviricinin sönüm değeri UNITS
SATURATION = 23056
# dönüştürme sayısı ( V/sayı)
CONV_FACTOR = 1234.5
# geçiş sayısı (Volts/m/sn or Volts/m/sn^2)
TRANS_FACTOR = 12345.6
# Alıcının özdeğer frekansı
SENS_EIGFREQ = 1
# Alıcının sönüm sayısı
SENS_DAMPING = 0.7
# Saha ismi (tam olarak 6 karakter)
STA_CODE= NCE_12
# İstasyon koordinat türü, 0= enlem/boylam, 1= yerel koord. km'si,
# yükseklik her zaman km biriminde
STA_COORD_TYPE = 0
# koordinatlar bir gerçek sayıdır: 45 30' -> 45.5
STA_X = 45.73
STA_Y = 7.009
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 1-4
Ocak 2004
STA_Z = 0.235
# proje ismi
PROJECT_NAME = example data format project
#
# Deprem verileri Pitsa anahtar kelimeleri ile tanımlanabilir:
#
# Deprem koordinat türü, istasyon koordinat türü olarak
EVT_COORD_TYPE = 0
# Deprem yeri
EVT_X = 34.5432
EVT_Y = 5.876
EVT_Z = 0.786
# Deprem zamanı (meydana gelme zamanı)
EVT_TIME = 1989 3 23 17 4 12.345
# Deprem ile ilgili yorum
EVT_COMMENT = Lisbon quake
# İstasyon ile ilgili yorum
STA_COMMENT = bedrock
# deprem ekseni (kuzeyden saat yönünden)
EVT_AZ = 270
# deprem doğrultusu (kuzeyden saat yönünden)
EVT_BACK_AZ = 23.345
# depremin odak uzaklığı (km)
EVT_HYPO_DIST = 30
# depremin episentır uzaklığı (km)
EVT_EPI_DIST = 3000
# Deprem büyüklüğü tanımları:
EVT_MAG = 7.3
# deprem büyüklüğü tanımları belirli büyüklüklere göre yapılır
# olası anahtarlar: EVT_LOCAL_MAG, EVT_BODY_MAG, EVT_SURFACE_WAVE_MAG,
# EVT_DURATION_MAG, EVT_MOMENT_MAG
# Yatay_1 bileşenin Kuzey saat yönüne göre yönlendirmesi (derece)
NORTH_ROT
# Aşağıdaki verilerin birimi (etiket)
UNITS = m/s
#
# Düşey, KG, DB
####-------------------------------------------------------
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
13 214 898
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 1-5
Ocak 2004
Ölçüm
Ölçüm Koordinatlar Tarih Sonuçlar
Noktası
Frekans
p x y r Enlem Boylam gg aa yy Genlik
(Hz)
DMD G D 01 _ R 01 _ DMD 40.7261N 29.7981E 21 08 02 0.30 0.37
PIR G E 02 _ R 01 _ PIR 40.7226N 29.8201E 21 08 02 0.26 0.50
G E 02 _ R 02 40.7197N 29.8184E 21 08 02 0.25 0.55
G E 02 _ R 03 40.7213N 29.8195E 22 08 02 0.28 0.35
G E 02 _ R 04 40.7188N 29.8183E 22 08 02 0.29 0.36
G F 02 _ R 01 40.7193N 29.8334E 22 08 02 0.31 0.27
G F 02 _ R 02 40.7193N 29.8280E 22 08 02 0.27 0.35
G G 01 _ C 01 40.7247N 29.8400E 22 08 02 0.33 0.55
G G 01 _ U 01 40.7224N 29.8418E 22 08 02 0.33 0.46
G G 02 _ C 01 40.7177N 29.8381E 22 08 02 0.25 0.40
G G 02 _ C 02 40.7154N 29.8368E 22 08 02 0.26 0.40
G G 02 _ C 03 40.7143N 29.8363E 22 08 02 0.27 0.41
G G 02 _ R 01 40.7212N 29.8339E 21 08 02 0.25 0.43
G G 02 _ R 02 40.7177N 29.8335E 21 08 02 0.26 0.51
G G 02 _ R 03 40.7200N 29.8338E 22 08 02 0.24 0.36
G G 02 _ R 04 40.7220N 29.8334E 22 08 02 0.28 0.37
GYM G G 02 _ U 01 _ GYM 40.7206N 29.8399E 21 08 02 0.24 0.56
GEM G G 02 _ U 02 _ GEM 40.7199N 29.8444E 21 08 02 0.26 0.46
G G 02 _ U 03 40.7157N 29.8409E 22 08 02 0.23 0.48
G G 02 _ U 04 40.7182N 29.8409E 22 08 02 0.27 0.25
GLH G G 03 _ U 01 _ GLH 40.7078N 29.8338E 21 08 02 0.27 0.57
G G 03 _ U 02 40.7136N 29.8426E 22 08 02 0.27 0.38
G G 03 _ U 03 40.7112N 29.8451E 22 08 02 0.27 0.38
G G 03 _ U 04 40.7089N 29.8429E 22 08 02 0.27 0.45
G G 03 _ U 05 40.7121N 29.8435E 22 08 02 0.24 0.41
GLF G H 02 _ C 01 _ GLF 40.7216N 29.8482E 21 08 02 0.22 0.50
FOC G H 02 _ C 02 _ FOC 40.7173N 29.8542E 21 08 02 0.24 0.33
LOJ G H 03 _ C 01 _ LOJ 40.7129N 29.8504E 21 08 02 0.25 0.49
G H 03 _ C 02 40.7050N 29.8496E 21 08 02 0.28 0.59
G H 03 _ C 03 40.7102N 29.8501E 22 08 02 0.29 0.36
G H 03 _ C 04 40.7083N 29.8507E 22 08 02 0.28 0.46
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-1
Ocak 2004
2. 5. ve 6. BÖLÜMLER
2.1. YENİ BİNALAR VE DİĞER YAPILAR İÇİN NEHRP TARAFINDAN ÖNERİLEN SİSMİK
TASARIM DÜZENLEMELERİ
1. BÖLÜM: Hükümler (FEMA 368)
Sismik Bina Güvenliği Kurulu (BSSC), 1979 yılında Ulusal Bina Bilimleri Enstitüsü öncülüğünde binalardaki deprem
tehlikesini azaltmak için ulusal ölçekte sınırlayıcı hükümler geliştirme ve yayınlama aşamalarının içerdiği karmaşık yasal,
teknik, sosyal ve ekonomik konularla ilgilenmek amacıyla, tamamen yeni bir kurum türü olarak kurulmuştur. İhtiyaç duyulan
bütün uzmanlığın ve ilgili kamusal ve özel çıkarların BSSC bünyesinde toplanması ile, yapılaşmış çevrenin sismik
güvenliğiyle ilgili konuların çözülebileceği, otoritelerin yönlendirmesi ve geniş bir fikirbirliğiyle desteklenen yardımlar ile
hukuksal problemlerin üstesinden gelineceği düşünülmüştür. BSSC, inşaat sektörünün geniş bir çeşitlilikteki isteklerini temsil
eden bağımsız, gönüllü üyelerle oluşan bir kuruldur. Bu kurulun temel amacı, inşaat sektörünün binaları planlama, tasarım,
imalat, yasal düzenlemeler ve kullanma aşamalarında izleyeceği sismik güvenlik düzenlemelerini geliştirecek bir ulusal katılım
sağlayarak halkın güvenliğini arttırmaktır.
Bu amacı gerçekleştirmek için BSSC: (1) Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılmaya uygun sismik güvenlik
düzenlemelerinin geliştirilmesine yardımcı olacak; (2) standartlar ve yönetmelik modelleri ile uygun sismik güvenlik
hükümlerinin uyarlanmasını önerecek, cesaretlendirecek ve yardımcı olacak; (3) bu düzenlemelerin federal, eyalet ve yerel
yasa düzenleyici ve inşaat şirketleri tarafından uygulanmasındaki ilerlemeyi değerlendirecek; (4) sismik güvenlik
düzenlemelerini iyileştirmek için seçenekleri belirleyecek, uygulayacak ve halkı ve özel kuruluşları bu iyileştirmeleri
uygulamaya teşvik edecek; (5) tasarımcılar, inşaat yapanlar, bina düzenlemelerini kontrol eden görevliler, seçilen görevliler,
sanayi temsilcileri, inşaat sektörünün diğer üyeleri ve halk tarafından kullanılacak eğitim ve öğretim kurslarının ve
malzemesinin geliştirilmesine yardımcı olacak; (6) hükümet kuruluşlarına kendi araştırma, geliştirme ve uygulama programları
ile ilgili tavsiyelerde bulunacak; ve (7) araştırma bulgularını, uygulamaları ve elde edilen tecrübeyi düzenli olarak inceleyerek
ve değerlendirerek sismik tasarım uygulamalarında kullanılacak öneriler getirecektir. BSSC’nin faaliyetlerinin tam bir tanımı
için Açıklamalar bölümünün son kısmına bakınız.
BSSC Personeli : Claret M. Heider, Faaliyetlerden Sorumlu Müdür; Bernard Murphy, PE, Özel
Projeler Müdürü; Patricia Blasi, İdari Asistan; Carita Tanner, İdari Asistan; Kelly
Harris, Yaz dönemi stajyeri
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-2
Ocak 2004
YENİ BİNALAR
VE
SİSMİK TASARIM
DÜZENLEMELERİ
2000
1. BÖLÜM: Hükümler
(FEMA 368)
UYARI: Bu yayında ifade edilen fikirler, bulgular, yorumlar veya öneriler Federal Acil Durum Yönetimi
Dairesi’nin (FEMA) görüşlerini yansıtmamaktadır. İlave olarak, FEMA veya çalışanları bu yayının içerdiği
herhangi bir bilgi, ürün veya işlemin doğruluğu, tamlığı veya kullanılabilirliği için açıkça ifade edilmiş veya örtülü
bir garanti vermemekte ve herhangi bir yasal yükümlülük veya sorumluluk kabul etmemektedir.
Bu rapor Federal Acil Durum Yönetimi Dairesi ve Ulusal Bina Bilimleri Enstitüsü arasındaki EMW-97-CO-0481
no’lu kontrat kapsamında hazırlanmıştır.
Ulusal Bina Bilimleri Enstitüsü faaliyetleri ve ürünleri bu raporun arkasında açıklanmıştır. Daha fazla bilgi için
Sismik Bina Güvenliği Kurulu, 1090 Vermont, Avenue, N.W., Suite 700, Washington, D.C. 20005; telefon 202-
289-7800; faks 202-289-1092; e-mail bssc@nibs.org, ile temasa geçiniz.
Bu raporun kopyaları, 1-800-480-2520 no’lu telefondan FEMA Yayın Dağıtım Hizmetleri ile temasa geçilerek elde
edilebilir.
Ulusal Bina Bilimleri Enstitüsü ve onun Sismik Bina Güvenliği Kurulu, bu Hükümler dökümanının kullanıcılarını,
özellikle öneri olarak sunulan şartlar uygulanırken telif hakları ve patent konuları ile ilgili dikkatli olmaları için
uyarmaktadır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-4
Ocak 2004
4. Bölüm
YER HAREKETİ
4.1.1. Beklenen En Büyük Deprem Hareketleri: Beklenen en büyük deprem hareketleri, Hükümlerin 1 ve 24
numaralı haritalarından elde edilen spektral davranış ivmeleri olarak sırasıyla kısa periyotlarda, SS, ve 1 saniye
periyodu için, S1, ile tanımlanmalı ve Zemin Sınıfı etkileri için 4.1.2.4 bölümündeki zemin katsayıları kullanılarak
düzenlenmelidir. Sahaya özel yöntemin kullanılması halinde, beklenen en büyük deprem hareketi 4.1.3 bölümü
uyarınca belirlenecektir.
4.1.2 Beklenen En Büyük Depremi ve Tasarımda Kullanılacak Spektral Davranış İvmelerini Belirlemek için
Genel Yöntem: Tanımlanan beklenen en büyük deprem hareketinin spektral davranış ivmeleri, kısa periyotlar için
SS , ve 1 saniye periyodu için, S1, 1 ve 24 numaralı haritalardan belirlenmelidir.
Haritaların bu bölgelerinde kalan ve kısa periyot için spektral davranış ivmesi, SS, 0.15’e eşit veya küçük ve 1
saniye periyoda karşı gelen spektral davranış ivmesi, S1, 0.04’e eşit veya küçük yapılar için ivmelerin
belirlenmesine gerek yoktur. 4.2.1 bölümü uyarınca bu yapıların Sismik Tasarım Kategorisinin doğrudan A olarak
belirlenmesine izin verilmektedir.
Bütün diğer binalar için Zemin Sınıfı 4.1.2.1 bölümü uyarınca belirlenecektir. Beklenen en büyük deprem
hareketinin spektral davranış ivmelerinin, Zemin Sınıfı etkilerine göre düzenlenmiş halleri SMS ve SM1, 4.1.2.4
bölümü uyarınca belirlenmeli ve tasarımda kullanılacak spektral davranış ivmeleri, SDS ve SD1, 4.1.2.5 bölümü
uyarınca belirlenmelidir. Hükümlerde şart koşulduğu taktirde, genel davranış spektrumu 4.1.2.6. bölümü uyarınca
belirlenecektir.
4.1.2.1 Zemin Sınıfı Tanımları: Haritaların açıklanan bölgelerinde kalan ve kısa periyot için spektral davranış
ivmesi, SS, 0.15’den büyük veya 1 saniye periyoda karşı gelen spektral davranış ivmesi, S1, 0.04’den büyük olan
yapılar için zemin aşağıdaki sınıflara göre sınıflandırılacaktır:
__
A Kayma dalgası hızı vs > 5,000 ft/sn (1500 m/sn) ölçülen sağlam kaya,
__ __
B 2,500 ft/sn < vs ≤ 5,000 ft/sn (760 m/sn < vs ≤ 1500 m/sn) olan kaya,
__ __ __ __
C 1,200 ft/sn < vs ≤ 2,500 ft/sn (360 m/sn < vs ≤ 760 m/sn) olan veya N > 50 veya su > 2,000 psf (100 kPa)
olan çok sıkı zemin ve yumuşak kaya,
__ __ __
D 600 ft/sn ≤ vs ≤ 1,200 ft/sn (180 m/sn ≤ vs ≤ 360 m/sn) veya 15 ≤ N ≤ 50 veya 1,000 psf ≤
__ __
su ≤ 2,000 psf (50 kPa ≤ su ≤ 100 kPa) olan katı zemin
__ __ __
E vs < 600 ft/sn (180 m/sn) veya N < 15 su < 1,000 psf olan zemin profili veya 10 ft (3 m)’den kalın ve PI >
20, w ≥ % 40, ve su < 500 psf (25 kPa) özelliklerine sahip yumuşak kil zemin.
1. Sıvılaşabilir, hızlı ve yüksek hassaslık derecesine sahip killer ve zayıf çimentolanmış göçebilir zeminler
gibi deprem yükleri altında olası mukavemet kaybına veya göçmeye karşı hassas zeminler
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-5
Ocak 2004
İstisnai Durum: Temel titreşim periyodu 0.5 sn’ye eşit veya küçük yapılar için, sıvılaşabilir zeminler
durumunda spektral ivmelerin belirlenmesi için sahaya özel değerlendirmelerin yapılmasına gerek yoktur.
Bunun yerine, Zemin Sınıfı 4.1.2.2 bölümü uyarınca belirlenebilir ve karşı gelen Fa ve Fv değerleri Tablo
4.1.2.4a ve Tablo 4.1.2.4b’den alınabilir.
2. Turbalar ve/veya yüksek derecede organik killer (H = zemin tabakasının kalınlığı olmak üzere H > 10 ft
[3 m] turba ve/veya yüksek derecede organik killer)
Zemin Sınıfını tayin etmek için zemin özelliklerinin yeterli detayda bilinmemesi halinde, Zemin Sınıfı olarak D
sınıfı kullanılmalıdır. Otoritelerin Zemin Sınıfları E ve F’nin sahada olduğuna dair hukuki bir kararı olması veya
Zemin Sınıfları E ve F’nin geoteknik veriler ile elde edilmesi durumları haricinde, Zemin Sınıfı olarak E ve F’nin
kabul edilmesi gerekmemektedir.
4.1.2.2 Zemin Sınıflandırması için Adımlar (aynı zamanda aşağıda Tablo 4.1.2.2’ye bakınız):
Adım 1: Zemin Sınıfı F’nin sahaya özel değerlendirme gerektiren 4 alt grubu kontrol edilir. Zeminin bu alt
gruplarda olması durumunda, sahanın Zemin Sınıfı F olarak seçilir ve sahaya özel değerlendirme yapılır.
Adım 2: Yumuşak kil zeminin su < 500 psf (25 kPa), w ≥ %40 ve PI > 20 olarak tanımlandığı, yumuşak kil
tabakasının toplam kalınlığının > 10 ft (3 m) olması durumu kontrol edilir. Bu kriterler sağlanırsa, sahanın Zemin
Sınıfı E olarak seçilir.
__ __ __
Adım 3: Saha, 4.1.2.2. bölümünde açıklandığı gibi vs , N , ve su parametrelerinin herbiri hesaplanarak, aşağıdaki
üç yöntemden biri ile sınıflandırma yapılır:
__ __
a. Üst 100 ft (30 m) için vs ( vs yöntemi)
__ __
b. Üst 100 ft (30 m) için N ( N yöntemi)
__
c. Üst 100 ft (30 m)’deki kohezyonsuz (kaba daneli) zemin (PI < 20) tabakaları için N ch ve üst 100 ft (30
__ __
m)’deki kohezyonlu (ince daneli) zemin (PI > 20) tabakaları için ortalama su ( su yöntemi).
__ __ __
NOT: su yönteminin kullanılması ve N ch ve su kriterlerinin farklılaşması halinde,
daha yumuşak zemin özelliklerine sahip zemin sınıfı seçilmelidir (örn. Zemin Sınıfı
D yerine E).
Zemin Sınıfı B, kaya durumu için kayma dalgası hızı arazide ölçülmeli veya orta derecede çatlaklı ve ayrışmış
uygun kaya koşulları için tahmin edilmelidir. Daha yumuşak ve daha ileri derecede çatlaklı kaya durumu için
kayma dalgası hızı arazide ölçülebilir veya Zemin Sınıfı C olarak tayin edilebilir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-6
Ocak 2004
Sert kaya sınıfı olan Zemin Sınıfı A, saha üzerinde veya aynı formasyondaki eşit veya daha ileri derecede çatlaklı
ve ayrışmış, aynı kaya türündeki profiller üzerinde yapılan arazi kayma dalgası hızı ölçümleri ile desteklenmelidir.
Sert kaya koşullarının yüzeyden 100 ft (30 m) derinlik boyunca sürekli olduğunun bilindiği durumlarda, yüzeysel
__
kayma dalgası hızı ölçümleri, vs ’i.belirlemek için ekstrapolasyonlarla uzatılabilir. Zemin Sınıfı A ve B’nin kaya
sınıfları, kaya yüzeyi ile münferit veya radye temellerin alt ucu arasında 10 ft (3 m)’den fazla zemin olması
durumunda kullanılmamalıdır.
4.1.2.3 Zemin Sınıfı Parametrelerinin Tanımları: Aşağıda verilen tanımlar, zemin profilindeki üst 100 ft (30 m)
için uygulanmaktadır. Belirgin bir şekilde farklı zemin tabakaları içeren profiller, bu farklı tabakalara göre, üst 100
ft (30 m)’de toplam n farklı tabaka olacak şekilde, 1 ve n arasında değişen bir sayı ile tanımlanan alt tabakalara
ayrılacaktır. i sembolü, 1 ve n arasındaki tabakalardan herhangi birini göstermek üzere,
ifadesi 100 ft (30 m)’ye eşit olmaktadır. Ni , 100 vuruş/ft değerini aşmamak şartıyla, herhangi bir düzeltme
yapılmadan, arazide doğrudan ölçülen Standart Penetrasyon Direnci’dir (ASTM D1586-84).
__
N ,
burada,
olmaktadır.
(Kohezyonsuz zeminler için sadece di ve Ni parametreleri kullanılmalıdır.)
ds, üst 100 ft (30 m)’de yeralan kohezyonsuz zemin tabakalarının toplam kalınlığı,
sui, 5,000 psf (250 kPa) değerini geçmemek şartıyla psf (kPa) biriminde drenajsız kayma mukavemeti, ASTM
D2166-91 veya D2850-87’ye göre.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-7
Ocak 2004
N5 486250 4509250 B Z1
N6 486250 4508750 C Z2
N7 486250 4508250 B Z1
enterpolasyonla elde edilen
N8 486250 4507750 D Z3 sondaj
N9 486250 4507250 D Z3
O1O 486750 4506750 B-C Z1-Z2
O4 486750 4509750 C Z2
O5 486750 4509250 B Z1
O6 486750 4508750 C Z2
O7 486750 4508250 C Z2
O8 486750 4507750 D Z4
O9 486750 4507250 C Z2
P3 487250 4510250 D Z3
P4 487250 4509750 D Z3
P5 487250 4509250 D Z3
P6 487250 4508750 C-B Z2
P7 487250 4508250 C Z2-Z3
P8 487250 4507750 C Z2
Q4 487750 4509750 D Z3
Q5 487750 4509250 C Z2
Q6 487750 4508750 B-C Z1-Z3
ADAPAZARI NEHRP
HÜCRE X (UTM) Y (UTM) vS 30 m (m/sn) Zemin Sınıfı Notlar
G 26 528250 4509250 169 E
G 27 528250 4508750 343 D
enterpolasyonla elde
G 28 528250 4508250 491 C edilen sondaj
G 29 528250 4507750 485 C
G 30 528250 4507250 390 C
G 31 528250 4506750 391 C
H 25 528750 4509750 157 E
H 26 528750 4509250 150 E
H 27 528750 4508750 125 E
enterpolasyonla elde
H 28 528750 4508250 165 E edilen sondaj
enterpolasyonla elde
H 29 528750 4507750 360 D edilen sondaj
enterpolasyonla elde
H 30 528750 4507250 396 C edilen sondaj
H 31 528750 4506750 370 D
H 32 528750 4506250 512 C
enterpolasyonla elde
I 25 529250 4509750 125 E edilen sondaj
enterpolasyonla elde
I 26 529250 4509250 123 E edilen sondaj
enterpolasyonla elde
I 27 529250 4508750 156 E edilen sondaj
enterpolasyonla elde
I 28 529250 4508250 190 D edilen sondaj
I 29 529250 4507750 386 C
I 30 529250 4507250 376 C
enterpolasyonla elde
I 31 529250 4506750 364 C edilen sondaj
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-13
Ocak 2004
enterpolasyonla elde
I 32 529250 4506250 456 C edilen sondaj
J 24 529750 4510250 209 D-E
J 25 529750 4509750 171 E
enterpolasyonla elde
J 26 529750 4509250 145 E edilen sondaj
J 27 529750 4508750 219 D
J 28 529750 4508250 517 C
J 29 529750 4507750 420 C
J 30 529750 4507250 496 C
J 31 529750 4506750 361 C
J 32 529750 4506250 374 C
K 23 530250 4510750 190 D
enterpolasyonla elde
K 24 530250 4510250 173 E edilen sondaj
enterpolasyonla elde
K 25 530250 4509750 317 D edilen sondaj
K 26 530250 4509250 188 D
K 27 530250 4508750 253 D
K 28 530250 4508250 455 C
enterpolasyonla elde
K 29 530250 4507750 365 C edilen sondaj
enterpolasyonla elde
K 30 530250 4507250 488 C edilen sondaj
enterpolasyonla elde
K 31 530250 4506750 210 D edilen sondaj
K 32 530250 4506250 358 D
L 23 530750 4510750 275 D
L 24 530750 4510250 449 C-E
enterpolasyonla elde
L 25 530750 4509750 337 D-E edilen sondaj
L 26 530750 4509250 310 D-E
L 27 530750 4508750 265 D
L 28 530750 4508250 296 D
L 29 530750 4507750 588 C
L 30 530750 4507250 529 C
enterpolasyonla elde
L 31 530750 4506750 422 C edilen sondaj
L 32 530750 4506250 403 C
M10 531500 4517300 204 D
enterpolasyonla elde
M 28 531250 4508250 317 D edilen sondaj
M 29 531250 4507750 307 D
M 30 531250 4507250 263 D
N 10 531750 4517250 272 D
N 11 531750 4516750 269 D
N 17 531750 4513750 322 D
N 18 531750 4513250 329 D
N 28 531750 4508250 287 D
enterpolasyonla elde
N 29 531750 4507750 375 C edilen sondaj
N 30 531750 4507250 454 C
O 10 532250 4517250 228 D-E
O 11 532250 4516750 267 D-E
O 12 532250 4516250 298 D
O 13 532250 4515750 295 D-E
O 14 532250 4515250 489 C
O 15 532250 4514750 543 C-E
O 16 532250 4514250 327 D
O 17 532250 4513750 197 D
O 27 532250 4508750 448 C
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-14
Ocak 2004
GÖLCÜK NEHRP
Zemin
HÜCRE X (UTM) Y (UTM) vS 30 m (m/sn) Sınıfı Notlar
C5 480750 4509250 394 C
D4 481250 4509750 380 C
D5 481250 4509250 462 C
D6 481250 4508750 420 C
E4 481750 4509750 487 C
E5 481750 4509250 355 D
E6 481750 4508750 330 D
F4 482250 4509750 470 C
F5 482250 4509250 363 C
F6 482250 4508750 472 C
F7 482250 4508250 319 D
G3 482750 4510250 493 C
G4 482750 4509750 385 C
G5 482750 4509250 466 C
G6 482750 4508750 457 C
G8 482750 4507750 369 C
G9 482750 4507250 362 C
H3 483250 4510250 328 D
enterpolasyonla elde edilen
H4 483250 4509750 396 C sondaj
H5 483250 4509250 437 C
H6 483250 4508750 394 C
H7 483250 4508250 426 C
enterpolasyonla elde edilen
H8 483250 4507750 470 C sondaj
H9 483250 4507250 414 C
I4 483750 4509750 370 C
I5 483750 4509250 431 C
I6 483750 4508750 374 C
enterpolasyonla elde edilen
I7 483750 4508250 394 C sondaj
I8 483750 4507750 459 C
I9 483750 4507250 502 C
J4 484250 4509750 403 C
J5 484250 4509250 364 C
J6 484250 4508750 492 C
J7 484250 4508250 393 C
J8 484250 4507750 442 C
J9 484250 4507250 384 C
K11 484750 4506250 437 C
K4 484750 4509750 225 D
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-17
Ocak 2004
enterpolasyonla, en
büyük birim şekil değ. üst
J 27 529750 4508750 0.365 0.94 1.80 2.406 9 10m’de
en büyük birim şekil değ.
J 28 529750 4508250 0.674 0.42 2.73 9.660 3 üst 10m’de
J 29 529750 4507750 0.183 0.94 0.60 0.967 32
J 30 529750 4507250 0.167 0.94 0.56 1.014 32
enterpolasyonla, en
büyük birim şekil değ. üst
J 31 529750 4506750 0.412 0.94 1.83 0.446 29 30m’de
J 32 529750 4506250 0.365 0.94 1.26 0.252 36
en büyük birim şekil değ.
K 23 530250 4510750 0.194 0.94 0.06 0.812 29 üst 30m’de
enterpolasyonla, en
büyük birim şekil değ. üst
K 24 530250 4510250 0.256 0.94 0.92 0.584 22 30m’de
K 25 530250 4509750 0.263 0.47 0.96 0.648 32 enterpolasyonla
enterpolasyonla, en
büyük birim şekil değ. üst
K 26 530250 4509250 0.180 0.92 0.59 0.605 29 30m’de
K 27 530250 4508750 0.194 0.94 0.70 0.867 32
K 28 530250 4508250 0.164 0.95 0.57 0.951 32
enterpolasyonla, en
büyük birim şekil değ. üst
K 29 530250 4507750 0.409 0.94 2.10 2.369 11 15m’de
enterpolasyonla, great
K 30 530250 4507250 0.217 0.94 0.84 0.951 32 strain also üst 10m’de
en büyük birim şekil değ.
K 31 530250 4506750 0.170 0.92 0.64 1.023 29 üst 30m’de
K 32 530250 4506250 0.108 2.50 0.38 1.405 36
en büyük birim şekil değ.
L 23 530750 4510750 0.321 0.94 1.43 1.156 16 üst 20m’de
en büyük birim şekil değ.
L 24 530750 4510250 0.357 0.94 1.60 3.514 9 üst 10m’de
L 25 530750 4509750 0.397 0.47 1.46 1.164 32 enterpolasyonla
L 26 530750 4509250 0.082 2.50 0.30 0.625 32
L 27 530750 4508750 0.130 2.50 0.39 1.332 32
L 28 530750 4508250 0.136 2.50 0.38 1.317 36
en büyük birim şekil değ.
L 29 530750 4507750 0.650 0.19 2.01 0.104 3 üst 10m’de
en büyük birim şekil değ.
L 30 530750 4507250 0.808 0.48 3.86 0.702 12 üst 15m’de
enterpolasyonla, en
büyük birim şekil değ. üst
L 31 530750 4506750 0.539 0.94 2.40 3.130 4 5m’de
L 32 530750 4506250 0.554 0.48 1.91 0.250 36
M 10 531250 4517250 0.095 0.94 0.27 0.359 32
enterpolasyonla, en
büyük birim şekil değ. üst
M 28 531250 4508250 0.106 2.50 0.35 3.600 11 15m’de
M 29 531250 4507750 0.238 0.94 1.13 0.519 36
M 30 531250 4507250 0.277 0.92 1.19 0.815 36
N 10 531750 4517250 0.073 0.94 0.21 0.429 32
N 11 531750 4516750 0.367 0.92 0.76 0.330 42
N 17 531750 4513750 0.171 0.94 0.61 0.709 36
N 18 531750 4513250 0.169 0.94 0.59 0.792 32
en büyük birim şekil değ.
N 28 531750 4508250 0.401 0.72 1.67 0.516 8 üst 10m’de
en büyük birim şekil değ.
N 29 531750 4507750 0.275 0.94 1.21 4.472 11 üst 15m’de
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 2-20
Ocak 2004
KoeriSlope mikrobölgeleme amaçlarına yönelik şev stabilitesi tahminleri yapmak için geliştirilen bir
uygulamadır. KoeriSlope 1.0 Versiyonu, bu hali ile Siyahi ve Ansal (1993) yöntemine dayanan şev
stabilitesi tahmin analizleri yapabilmektedir. KoeriSlope, Zemin-Hücre sistemleri üzerinde işlemler yapan
kullanımı kolay olan bir uygulamadır. Zemin-hücreleri (karelaj), zemin türleri, şev eğimi ve deprem
tehlikeleri için verilerin değerlendirilmesini kolaylaştırmaktadır. MapBasic programlama dili ile
geliştirilmiş olan uygulama, MapInfo yazılımı ile efektif olarak çalışmaktadır. Uygulama, MapInfo ile
entegre edilmiş olduğundan, envanter veritabanlarının görüntüleme, sorgulama, değerlendirme ve
haritalaması için güçlü özelliklere sahiptir.
Ana diyalog penceresi, kullanıcıya girişi yapılacak farklı veri tablolarının dosya isimlerini standart
Windows Dosya Aç Penceresini kullanarak düzenlemeye yarayan ikonu ve girilen veri dosyalarını
MapInfo tabloları olarak açmak için ikonu gibi farklı özellikler sağlamaktadır. Verilerin MapInfo
özellikleri kullanılarak yönlendirilmesi için, ana diyalog penceresi <Hide> ikonu kullanılarak aktif
olmayan duruma getirilebilir. Analizleri yapmaya başlamak için <Process> ikonu kullanılmaktadır.
Güvenlik Sayısı
4.1. GİRİŞ
Bu katkı, deprem sonrası (görmüş) binaları etkileyen yapısal hasarın tahmininde çok kullanışlı bir araç
olan hasargörebilirlik eğrisi kavramı üzerinde odaklanmaktadır. Deprem sonrası değerlendirmenin
verildiği dokuzuncu bölümün aksine, burada anlatılan konu binaların önleyici değerlendirilmesini
amacına yöneliktir. Ayrıca, kullanılan yöntemle yapılan tahminlerin, 17 Ağustos depreminden sonra
Adapazarı’nda yapılan gözlemlerle örtüşmesinin kontrolü ile de ilgilenilmektedir.
On adet tipik betonarme binanın projeleri esas alınarak, üç yapı türü tanımlanmıştır.
Hasargörebilirlik eğrileri hesaplanırken, kat adedi ve malzeme mukavemetinin etkileri de göz önüne
alınmıştır.
0.6 m x 0.4 m ve
0.3 m x 0.7 m
Donatı:
İkinci kolonun özellikle zayıf aksa göre yönlendirilerek gerçek yapıların en iyi şekilde
modellenmesi sağlanmıştır.
1.0 m x 0.25 m
Donatı:
Köşelerde %3 - %4
olmak üzere
0.6 m x 0.4 m
Donatı:
Duvar kesitleri için
Köşelerde %3.8
Çevrede %0.5
4.3. YÖNTEM
Hasargörebilirlik eğrileri binaların karşılaşabilecekleri hasarı önceden tahmin etmek için kullanılmaktadır.
Bu eğrilerin kullanılmasının altında yatan yöntem [Lang 02]’de detaylı olarak açıklanmıştır. Bununla
ilgili temel noktalardan, burada da bahsedilmiştir.
Genel olarak, bir hasargörebilirlik fonksiyonu, bir bina veya bina sınıfı için beklenen hasarı, yer
hareketinin bir fonksiyonu olarak tanımlayan bir ilişkidir.
Bu çalışmada, yer hareketi ile ilgili eksik bilgi nedeni ile incelenen binanın en üst katındaki, yani
binanın tepesindeki, (binanın doğal titreşim frekansı ile tanımlanan) yer değiştirme, ∆tepe, ile spektral yer
değiştirmenin Sd, beraber çizilmesine karar verilmiştir. Bu eğri tamamen bina özelliklerine bağlıdır ve bu
nedenle çok serbestlik dereceli sisteme karşı gelen eşdeğer tek serbestlik dereceli sistem arasındaki ilişki
yardımı ile binanın ilk titreşim modu için kolaylıkla çizilebilir. Bu eğrinin grafik ve sayısal gösterimi
Şekil 4.4’te gösterilmiştir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 4-4
Ocak 2004
∆tepe
∆y Eşit en büyük
yer değiştirme
f0 <1.4 Hz
Sd
µ∆
∆tepe = ⋅ Γ ⋅ S d ( f1 )
R
Üst kat yerdeğiştirmesi – spektral
yerdeğiştirme ilişkisi
Herhangi bir yer hareketi için, eğri elastik duruma karşı gelen (Sd(f0) ; ∆y) noktasında
başlamaktadır. Ancak bu çalışmada deprem şiddeti atanmadığı için eğri x- ekseni boyunca değişmektedir.
Daha sonra hasar bilgisi, bu ∆tepe - Sd eğrisine, hasar seviyesine karşı gelen duruma ulaşıldığını
gösteren noktalarla, Şekil 4.5’de görüldüğü gibi eklenmektedir. Bunlardan sonuncusu, ilave yüklerle
binanın esnekleşmesinin rahatlıkla gözlenebildiği (çatlaklar, plastik mafsal oluşumu) bir şekilde
tanımlanmaktadır.
Vtepe
Bir itme analizi (pushover) analizi,
Çatlak oluşumu
Şekil 4.5. Lineer olmayan statik davranışın itme analizi (pushover) analizi ile belirlenmesi
Şekil 4.6’da önceki iki şekil birleştirilerek elde edilen “hasargörebilirlik” eğrisi gösterilmiştir.
∆tepe
En büyük direnç
Akma
Çatlak oluşumu Sd
Herhangi bir bina için, yer hareketi ile ilgili ileri bilgi olmadan bile, sismik talep değişebilir: Örnek
olarak bir tasarım spektrumu ele alındığında, sadece spektrumu oluşturmak için kullanılan PGA (En
Büyük Yer İvmesi) değerlerinin değiştirilmesi dahi, farklı Sd değerleri elde etmek için yeterli olacaktır.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 4-5
Ocak 2004
4.4.1 Kabuller
Bütün geometrik ve malzeme özellikleri, basitleştirilmiş bir şekilde, seçilen 10 binanın projelerine
dayanmaktadır. Basitleştirme, hem hesapları kolaylaştırmakta, hem de elde edilen hasargörebilirlik
eğrilerinin diğer binaların analizi için kullanılabilmesini sağlamaktadır.
Plan düzenindeki düzensizlikler nedeni ile, her bina için hesapları bütün bina yerine bir çerçeve ile
sınırlı tutmak mantıklıdır. Bu yolla karmaşık burulma hesapları engellenebilir.
Düşey elemanlarda etkili olan kütle ve eksenel kuvvetlerin hesaplanması için düşey bina yükünün
üzerine, 12 KPa olarak belirlenen toplam sabit yükün %30’u, göz önüne alınmıştır.
Ek yerleri ile yapıdan ayrılan ve kuvvetli yer hareketi altında çok ağır hasar gören iç dolgu duvarlar
modelde ihmal edilmiştir.
Hasar dereceleri aşağıdaki gibi tanımlanmıştır:
• Hasar Derecesi 1 (DG1): betonda ilk çatlamaların başladığı durum
• Hasar Derecesi 2 (DG2): ilk düşey elemanın akması durumu
• Hasar Derecesi 3 (DG3): zemin kattaki bütün düşey elemanların, tabanlarında plastik mafsal
oluşturduğu durum
• Hasar Derecesi 4 (DG4): üzerinde rijitliğin sıfıra yaklaşma eğilimi göstereceği sınır
• Hasar Derecesi 5 (DG5): en üst kattaki ötelenmenin % 3’e ulaştığı durum
4.4.2 Yöntem
Yöntemde bahsedildiği üzere, bir binanın hasargörebilirlik eğrisi, sismik talep ve binanın yatay yüklere
dayanma kapasitesinin aynı grafikte gösterilmesi ile elde edilir.
Binaların yatay yüklere dayanma kapasitesi, genellikle taban kesme kuvveti – üst kat yer
değiştirmesi (∆top) düzleminde iki yönde doğrusal yaklaşık kabullerle tanımlanır. Böyle bir eğri, doğrusal
olmayan statik analizler yapan herhangi bir programla elde edilebilir. Bu çalışmada, IDARC 4.0 [Valles
vd.] programı kullanılmıştır. Yapı modeli oluşturulduktan sonra, sadece (genellikle üçgen şeklinde olan)
yatay kuvvetlerin dağılım şekli seçilmelidir. Çıktılar, taban kesme kuvveti – en üst kattaki yer değiştirme
eğrisi ile birlikte herhangi bir elemanda çatlaklar oluşması veya akma meydana gelmesi için yükleme
adımlarını içermektedir. Bu yaklaşım, Hasar Derecelerini tanımlamak için oldukça kullanışlıdır.
İki yönde doğrusal yaklaşık kabul, Vtaban
temel olarak çok katlı yapıların
eşdeğer tek serbestlik dereceli
çözümlerine göre bulunan
frekanslarına eşit olan doğal titreşim
frekanslarını hesaplamak için
geliştirilmiştir. Rijitliğin kaybolması
ile kapasite önemli oranda azalmakta ∆y
∆tepe
gösterildiği gibi modal katkı faktörü Γ ve lineer olmayan davranışı modellemek için R – µ∆ formundaki
kural ile kontrol edilmektedir.
Bu durumda, eşit en büyük yer ∆tepe
değiştirmeye kuralı 1.4 Hz frekanslarına
kadar uygulanmıştır. 2 Hz üzerinde; eşit Eşit enerji f0>2 Hz
enerji prensipi uygulanmıştır. Bu
sınırların tanımlarının, halen uzmanlar
arasında tartışıldığı dikkate alınmalıdır. ∆y Eşit en büyük
yer değiştirme
f0 <1.4 Hz
Bu iki sınır arasında enterpolasyon Sd
kullanılmıştır.
Şekil 4.8. Üst kat yer değiştirmesi – spektral yer değiştirme ilişkisi
4.5. SONUÇLAR
a ve b harfleri sırasıyla, malzeme dayanımı için en iyi ve en kötü kabullere karşı gelmektedir. h
harfi donatı oranının çok yüksek olduğu anlamına gelmektedir. 3. Tür binalar için, en son hane iki duvara
eklenen kolon sayısını vermektedir.
4.5.2 Sonuçlar
Depremlerin yer hareketi şiddeti ile ilgili eksik bilgi nedeni ile, bu aşamaya kadar sadece sınırlı bulgular
elde edilebilmiştir. Ancak, bir ön inceleme ile her yapının uğrayacağı hasar önceden tahmin edilebilir.
Sismik talep, Türk yönetmeliği [DAK 97] esas alınarak belirlenmiştir. PGA=4 m/sn2 için tasarım
spektrumları Şekil 4.9’da verilmiştir.
12 4000
3500
10
3000
8
[ m/sn ]
2500
2
Sa[m/s2]
Sd [mm]
6 2000
Sa
1500
4
1000
2
500
0 0
0.1 1 10 100 0.1 1 10 100
Frekans (Hz)
Frequency [Hz] Frekans (Hz)
Frequency [Hz]
Şekil 4.9. Türk Yönetmeliği’ne göre ivme (sol) ve yer değiştirme (sağ) spektrumları
Şekil 4.10, özel bir durum için hasarın Hasar Derecesi 1 ve Hasar Derecesi 5 seviyeleri arasındaki
gelişimini göstermektedir. Taralı alanlar çatlakları, siyah daireler plastik mafsalları temsil etmektedir.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 4-7
Ocak 2004
DG 1 DG 2 DG 3
DG 4 DG 5
Hesaplamaların uygulandığı her yapı, kapasitesi ve spektral yer değiştirme ile normalize (bina
yüksekliğine göre) üst kat yerdeğiştirmesi eğrisi kullanılarak tanımlanmıştır. İkinci durum, Şekil 13.12 -
13.17 arasında gösterilmiştir. Kareler, farklı hasar derecelerini, çarpı işaretleri ise 2 m/sn2, 4 m/sn2 ve 6
m/sn2 PGA değerleri için ulaşılan seviyeleri göstermektedir.
2.0
top / building height [%]
/ bina yüksekliği [%]
1.5
1.0
0.5
∆∆tepe
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
3 kat için
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 4-8
Ocak 2004
2.0
1.5
1.0
0.5
∆∆tepe
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
5 kat için
2.0
/ bina yüksekliği [%]
top / building height [%]
1.5
1.0
∆tepe
0.5
∆
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
7 kat için
Şekil 4.11. Yüksek malzeme mukavemeti olan klasik kolonlara sahip betonarme çerçeveli binalar için
spektral yer değiştirme ve normalize üst kat yerdeğiştirme eğrileri
4.0
3.5
/ bina yüksekliği [%]
top / building height [%]
3.0
2.5
2.0
1.5
∆tepe
1.0
∆
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350 400
Sd [mm]
3 kat için
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 4-9
Ocak 2004
4.0
3.0
top building height
2.5
2.0
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350 400
Sd [mm]
5 kat için
4.0
3.5
/ bina yüksekliği [%]
3.0
top building height
2.5
2.0
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350 400
Sd [mm]
7 kat için
Şekil 4.12. Düşük malzeme mukavemeti olan klasik kolonlara sahip betonarme çerçeveli binalar için
spektral yer değiştirme ve normalize üst kat yerdeğiştirme eğrileri
3.0
2.5
top / building height [%]
/ bina yüksekliği [%]
2.0
1.5
1.0
tepe
∆∆
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
3 kat için
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 4-10
Ocak 2004
3.0
2.0
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
5 kat için
3.0
2.5
top / building height [%]
/ bina yüksekliği [%]
2.0
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
7 kat için
Şekil 4.13. Yüksek malzeme mukavemeti olan küçük duvarlara sahip betonarme çerçeveli binalar için
spektral yer değiştirme ve normalize üst kat yerdeğiştirme eğrileri
3.0
2.5
top / building height [%]
/ bina yüksekliği [%]
2.0
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
3 kat için
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 4-11
Ocak 2004
3.0
2.5
/ bina yüksekliği [%]
top / building height [%]
2.0
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
5 kat için
3.0
2.5
top / building height [%]
/ bina yüksekliği [%]
2.0
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200 250 300 350
Sd [mm]
7 kat için
Şekil 4.14. Düşük malzeme mukavemeti olan küçük duvarlara sahip betonarme çerçeveli binalar için
spektral yer değiştirme ve normalize üst kat yerdeğiştirme eğrileri
3.0
2.5
top / building height [%]
/ bina yüksekliği [%]
2.0
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200
Sd [mm]
3.0
2.5
height [%]
bina yüksekliği
2.0
top / building
1.5
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200
Sd [mm]
2.5
[%]
height[%]
yüksekliği
2.0
building
1.5
top/ /bina
1.0
tepe
∆∆
0.5
0.0
0 50 100 150 200
Sd [mm]
2.5
height [%]
yüksekliği
2.0
building
1.5
top / bina
1.0
∆∆tepe
0.5
0.0
0 50 100 150 200
Sd [mm]
4 duvarlı durum
Şekil 4.16. Kolon ve duvarlara sahip betonarme çerçeveli 3 katlı bina için spektral yer değiştirme ve
normalize üst kat yerdeğiştirme eğrileri
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 4-13
Ocak 2004
Sismik talep için Türk Deprem Yönetmeliği esas alınarak, 2 m/sn2, 4 m/sn2 ve 6 m/sn2 PGA
değerlerine göre incelenen binalar için aşağıdaki hasar dereceleri elde edilmiştir:
1a3 2.36 2 2 3
1a5 1.54 3 4 4
1a7 1.05 3 4 4
1b3 2.12 3 4 4
1b5 1.26 3 4 4
1b7 0.96 3 4 4
2a3 2.86 1 2 3
2a5 1.77 2 3 3
2a7 1.13 2 3 3
2b3 2.76 1 3 3
2b5 1.61 3 3 4
2b7 1.0 3 4 4
2ah5 2.18 1 2 3
2bh5 1.61 2 3 4
3a2 1.81 1 2 3
3a4 1.73 1 3 4
4.5.3 Sonuç
Bu araştırma açıkca
• Beklendiği gibi, küçük duvarlar (2. Tür), kolonlara (1. Tür) göre yumuşamayı geciktirmektedir.
• Yüksek f’c ve fy değerlerine sahip iyi malzemenin kullanılması, duvarların aynı deprem için daha az
hasar görmesini sağlamaktadır.
olduğunu göstermektedir. Yüksek olmayan yapılar, 7 katlı binalara göre daha az ağır hasar görmüştür.
4.7. KAYNAKLAR
[DAK 97] Türkiye Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskan Bakanlığı: “Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar
Hakkında Yönetmelik, 3. Bölüm - Deprem Afetinden Korunma”. Resmi Gazete No.23390.
[GS 99] Gülkan P., Sozen M. A.: “Procedure for Determining Seismic Vulnerability of Building Structures”. ACI
Structural Journal, 96, 3 May, 1999, pp.336-342.
[Lang 02] Lang K.: ”Seismic vulnerability of existing buildings”. Institut für Baustatik und Konstruktion,
ETH Zürich, Dissertation No. 14446, 2002.
[Valles et al.] Valles R. E. et al.: “IDARC 2D Version 4.0: A Program for Inelastic Damage Analysis of
Buildings”. Technical Report NCEER-96-0010. State University of New York at Buffalo, NY. January 1996.
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 5-1
Ocak 2004
5. 9. BÖLÜM
1. GENEL BİLGİLER
Bina Referans İnceleme
: : / / 2003
No. Tarihi
Binanın Adresi :
Görünüş 1 Görünüş 2
x
Plan / Kroki
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 5-2
Ocak 2004
2. BİNA BİLGİLERİ
Bitişik, orta
Konum: Bağımsız Bitişik, kenar bina
bina
Bina eğimli arazide mi? Evet Hayır
Düzensizlik durumları
Var Yok
Planda düzensizlik
Kesitte düzensizlik
A1
Burulma süreksizliği
:
A2
Taşıyıcı eleman eksenlerinin paralel olmaması
:
A3
Planda büyük çıkmalar
:
A4
Taşıyıcı eleman eksenlerinin paralel olmaması
:
B1
Yumuşak kat düzensizliği
:
B2
Zayıf kat düzensizliği
:
B3
Düşey eleman süreksizliği
:
Dik eksenlerdeki sürekli çerçeve sayısı X-doğr. Y-doğr.
Puan
Değerlendirme Kriterleri Notlar ve Açıklamalar 0:kötü
5: iyi
Binanın görünen kalite genellemesi
Beton
Malzeme
Donatı
Kalitesi
Taşıyıcı duvarlar
Sistemden Kısa kolonar
Gelen Yumuşak kat
Kusurlar Zayıf kat
Kolon/kiriş birleşim bölgelerinde
eksenel birleşme sorunu var mı?
Her doğrultuda en az iki açıklık var
mı?
Komşu binalarda çarpma etkisi
ihtimali yüksek mi?
Kat planları birbirinden çok farklı
mı?
Taşıyıcı duvarlarda süreksizlikler var
mı?
Donatıda paslanma gözleniyor mu?
1. İDARİ BİLGİLER
İl : Değerlendirenler İmza
İlçe : …………………….. ……………….
Köy/Mahalle: …………
Sokak : …………………….. ……………….
Dış Kapı No. : Formun doldurulduğu tarih :
Fotoğraf çekildi mi? :
Afet türü :
Olduğu tarih :
Can kaybı (biliniyorsa) :
Kullanım Amacı:
Konut İşyeri Resmi (Kullanım amacı.......................................... )
Sanayi Otel, Restoran Hastane, Sağlık merkezi Diğer (detayları veriniz)
Binadaki bağımsız birim adedi
2. GENEL BİLGİLER
Genel Not: 2nci ve 3üncü bölümlerde işaretlenen bazı kutuların yanında parantez içinde Hasar Arttırıcı Puan yazılıdır.
Bunların toplamı 5nci bölümde kullanılmaktadır.
Binanın Konumu: Komşu yapılarla kat seviyesi farkları: Dilatasyon: Var Yok (0.25)
Bağımsız Kenar (0.25) Orta Kat döş. aynı seviyede Yapıdaki en büyük açıklık:
(Bakınız Şekil 4) Kat döş. farklı seviyelerde (0.5) ≤ 4 m 4-6 m > 6 m (0.5)
Türkiye’de Mikrobölgeleme, Kaynak Bilgiler, Örnek Uygulamalar-Ekler Sayfa 5-7
Ocak 2004
Yığma (Kargir) Taş Boşluklu Fabrika Tuğlası ( Deliklerin Yönü : Düşey Yatay )
Harman tuğla Briket
Melez (açıklayınız)
Çatı Sistemi:
Malzeme: Geometri:
Beton Galvanizli saç (suni elyaf) A B C D
Kiremit Diğer (Bakınız Şekil 6)
Duvarlar:
Bodrum dış duvarlar: Taş kargir Briket
Betonarme duvar Fb./Harman tuğla Diğer
Kargir yapılarda zemin dahil diğer katlarda düşey yük taşıyan duvarlar:
Harman tuğla Briket Taş kargir Gazlı beton Diğer
Boşluklu Fb. Tuğlası ( Düşey delikli Yatay delikli)
Kısa kolon:
Yes (1.0) Yok
(Bakınız Şekil 7)
Betonarme Yapılarda:
Donatı: St I StIII Belirlenemedi
4. HASAR BELİRLEMESİ
Not : Melez (Karma) yapılarda hakim tür hangisi ise formun bu bölümünü o tür için doldurunuz.
Kolon Hasar Dağılımı Matrisi : (Eksenleri krokide gösteriniz, gerekirse satır ve sütun ekleyiniz)
Çelik Çerçeve :
Ahşap :
Çatı :
Hasarsız (0) Az hasarlı (0) Orta hasarlı (0.75) Ağır hasarlı (1.5)
(Bakınız Şekil 20)
Merdiven :
0 ≤ THP ≤ 5 Hasarsız
6 ≤ THP ≤ 14 Az Hasarlı
15 ≤ THP ≤ 43 Orta Hasarlı
THP > 43 Ağır Hasarlı