You are on page 1of 4

Sonuç olarak Kıbrıs meselesi, incelenen dönemde Türk-İngiliz ilişkilerini birinci

derecede yönlendiren mesele olmuştur.

(Kıbrıs meselesinin nihayetinde. Türk ve İngiliz politikasına yön veren bu dönem


meselenin gidişatında önmeli rol oynamıştır)

Meselenin seyri ve gidişatı, ilişkilerin olumlu ya da gergin olması sonucunu


doğurmuştur.

(Kıbrıs meselesine yaklaşımı belirleyen önemli faktör diplomatik görüşmelerin


tutucu ya da olumusuz geçmesine bağlıydı )

İngilizler bu meselede Türkiye’nin de bulunmasını bizzat istemişlerdir.

(İngilizler Türkiye’ninde soruna müdahil olmasınının gerekli olduğunu


düşünmüşlerdir)

Türkiye açısından ise meseleye dahil olmak özellikle iki sebepten gerekli
görülmüştür; bunlar, Türkiye’nin güvenliği açısından adanın stratejik önemi ile
adada bulunan ve ada nüfusunun yaklaşık 1/4’ünü oluşturan Türk nüfusun can
güvenliği ile hürriyetlerinin tesisi olarak değerlendirilebilir.

(türkiyenin bu soruna müdahelesi 2 açıdan meşrulaşmıştır. Bunlar adada yaşayan


türkler başta olmak üzere adanın türkiye için önemli bir konumda olmasıdır)
Yunan tarafında ana hedef hep enosis olmakla birlikte konjonktür itibarıyla diğer
seçenekler de uzun vadede enosisi gerçekleştirmeyi engel olmayacağından zaman
zaman gündeme getirilmiştir.

(Kıbrısı Yunanistana bağlanması temel amaçları olmuş ve ingilizlerin bu politikası


uzun süreli olarak bakıldığında da yunanistanın lehine olmuş ve sık sık bu konu öne
süürlmüşütür)

Bunlar bağımsızlık ve self-determination olarak belirtilebilir.

(bunlar ülkenin kendi kaderini tayin etmesi ve özgürlük olarak açıklanabilir )

Ayrıca Yunan tarafı BM nezdinde meseleyi devamlı gündeme getirmişse de


istedikleri sonucu özellikle İngiltere ve ABD’nin etkisiyle elde edememişlerdir.

(yünanistanın bu konudaki tutumu ısrarcı olsada İngiltere ve ABD’nin baskılarıyla


nihayete kavuşmamıştır)

İngiltere ve Türkiye’nin politikaları ve amaçları farklı olmakla birlikte sonuçta iki


taraf da adanın enosisle birlikte tamamının Yunan hakimiyetine girmesini
istemiyorlardı.

(türk- inigliz görüşmeleri zıt hedeflerde ilerlesede adanın Yunanistan hakimyetinde


olması iki ülkenin de denge politikasına uymamaktadır)
Amerika ve İngiltere açısından mesele Kıbrıs’ta Sovyet nüfuzunun artması ve adanın
bir Sovyet peyke olma ihtimali ile bölgede Kıbrıs meselesi yüzünden NATO’nun iki
üyesi Türkiye ve Yunanistan’ın savaşması ihtimali ve bunun NATO’nun güneydoğu
kanadının zayıflatması riski gibi hususlar önem taşıyordu.

 Türkiye’nin politikasında da bölgedeki Sovyet nüfuzunun artma riski, Türkiye’nin


güvenliği açısından da fevkalade önemliydi.

(sovyetlerin buradaki faliyetleri türkiye için tehdit oluşturmaktaydı )

Bu ana sebeplerden ada ile ilgili Türk ve İngiliz politikaları birbiriyle çelişmemiştir.

(Türk ve İngiliz ilişkilerini başlıca bu sebepler bir araya getirmiştir)

Netice itibarıyla 1959 yılı, hem Kıbrıs hem de Türk-İngiliz ilişkileri açısından
fevkalade önemli olup Türk- Yunan ilişkileri açısından ‘Mucize’ olarak
değerlendirilmiştir.

(Sonuç olarak 1959 Da kıbrıs türkiyein ingilizler ve yunanlılarla olan ilişkilerinde


önemli rol oynamış turk yunan tarafında şaşırtıcı olarak değerlendirilmiştir)
 Bu dönemde Türk-İngiliz ilişkilerinde Türkiye’nin yeri, ana hatlarıyla, İngiltere’nin
Orta Doğu politikaları, Kıbrıs ve stratejik imkanlar ile İngiltere’nin memnuniyetini
belirttiği Türk hava sahasından geçiş hakları olarak ifade edilmiştir.

You might also like