You are on page 1of 25

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/344746115

İran’da İslami Feminizm Hareketi

Article · July 2020

CITATION READS

1 392

2 authors, including:

Iran Arastirmalari Merkezi


Center for Iranian Studies, Ankara
114 PUBLICATIONS   60 CITATIONS   

SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Iran Arastirmalari Merkezi on 19 October 2020.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


İRAN’DA
İSLAMİ FEMİNİZM
HAREKETİ

Umut Başar

Analiz Temmuz 2020


Temmuz 2020 © İran Araştırmaları Merkezi (İRAM). Bu eserin bütün hakları saklıdır.
Bu eser İRAM’dan yazılı izin alınmadan elektronik veya mekanik yollarla çoğaltılamaz. Metnin dijital
versiyonu için www.iramcenter.org adresini ziyaret ediniz. Dijital kopya bu siteye aktif link verilerek
kısmi olarak paylaşılabilir.
Burada ortaya konulan görüşler öncelikli olarak yazara aittir ve İRAM’ın kurumsal görüşlerini
yansıtmak zorunda değildir.

Editör : Nurullah Gözcü


Grafik Tasarım : Hüseyin Kurt

İran Araştırmaları Merkezi


Oğuzlar, 1397. Sk., 06520, Çankaya Ankara / Türkiye
Tel: +90 (312) 284 55 02-03 | Faks: +90 (312) 284 55 04
e-posta: info@iramcenter.org | www.iramcenter.org
İran’da İslami Feminizm Hareketi
The Islamic Feminist Movement in Iran

‫جنبش فمینیسم اسالمی در ایران‬

Dr. Umut Başar

2013-2018 yılları arasında Tahran Yunus Emre Enstitüsü ve Kabil Yunus Emre Enstitüsünde görev yapan
Umut Başar, Allameh Tabatabai Üniversitesi Türkoloji Bölümü, Kabil Devlet Üniversitesi Türkoloji
Bölümü ve Üstat Şehit Rabbani Eğitim Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde muhtelif
dersler vermiştir. 2019 yılında doktora derecesini Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsünden almıştır. İran Türkolojisi ve İslam Devrimi sonrasında İran’daki toplumsal hareketlerle
ilgilenmektedir. 2019 yılında Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından kendisine tercüme dalında ödül
verilmiştir. Başar’ın telif ve tercüme olmak üzere birçok akademik çalışması bulunmaktadır. Başar, ileri
seviyede Farsça ve orta seviyede İngilizce bilmektedir.

Analiz
İÇİNDEKİLER
Giriş ................................................................................................................................................ 4
1. İran’da Kadın Hareketi ve İslami Feminizm................................................................................ 5
2. İran’da İslami Feminizm’in Bazı Temsilcileri............................................................................ 12
3. Eleştiriler..................................................................................................................................... 15
Sonuç ............................................................................................................................................. 17
Kaynaklar . ..................................................................................................................................... 19

Resim 1: 7 Ocak 1936’da Rıza Şah’ın eşi ve kızları, Keşf-i Hicap Kanunu’nun çıktığı gün
saraydan ayrılırken............................................................................................................. 6
Resim 2: Zenan Dergisi.................................................................................................................... 8
Resim 3: Peyam-ı Zen Dergisi......................................................................................................... 8
Resim 4: Faize Haşimi Rafsancani................................................................................................. 11
Resim 5: Şahinduht Molaverdi....................................................................................................... 13
Resim 6: Şehla Şirket..................................................................................................................... 14
Resim 7: Zehra Şocayi................................................................................................................... 15
İran’da İslami Feminizm Hareketi

ÖZET
• En sade tabiriyle İslami Feminizm hareketi, İslami değer ve öğretilerden hareketle kadın ve
erkek arasındaki eşitsizliğin giderilmesine yönelik faaliyetlerin bütünü şeklinde tanımlanabilir.
• İslam Devrimi’nden sonra ülkedeki kadın hareketleri farklı bir mecraya girmiş ve
Devrim’den sonra girişilen İslami toplum inşa sürecinde, doğal olarak kadının toplumdaki
rol ve sorumluluklarına bakış değişmiştir.
• 1990’lı yıllardan itibaren bir yandan İran’da fikrî ve siyasi ortamın yumuşaması diğer
yandan muhtelif İslam ülkelerinde kadınların başlattığı feminizm hareketi İran’da yeni bir
kadın hareketinin doğuşuna zemin hazırlamıştır.
• İslami feministlere göre İslam fıkhında var olan kadın-erkek eşitsizliği, Allah’ın iradesinden
ziyade çoğunlukla erkek olan fakihlerin dönemin şartları doğrultusunda ortaya koyduğu
anlayıştan kaynaklanmaktadır.
• İslami feministler, Kur’an-ı Kerim ve hadislerin erkek egemen bir bakış açısı yerine kadına
pozitif ayrımcılık tanıyacak şekilde feministçe yeniden yorumlanması hâlinde İslam
dünyasında kadının durumunun iyileşebileceğini düşünmektedir.
Anahtar Kelimeler: İslami Feminizm, İran, Kadın Hareketi, Feminizm, İslam

SUMMARY
• In the simplest terms, the Islamic Feminist Movement could be defined as the actions taken
to ensure inequality between men and women with the help of Islamic values and doctrines.
• After the Islamic Revolution, the actions of women took a turn and, during the reconstruction
of the Islamic society after the revolution, the perspective on the role and participation of
women in society naturally shifted.
• The easement of the ideological and political scene in Iran and the start of the feminist
movements in various Islamic countries in the 1990s provided the necessary grounds for a
new women’s movement to begin in Iran.
• According to Islamic feminists, the gender inequality that persists in Islamic principles is
caused not by Allah’s will but by the mentality formed from the Faqihs of the time, who
consisted mostly of men.
• Islamic feminists believe that, by reinterpreting the Qur’an and hadiths in the light of affirmative
action rather than a patriarchal perspective, the status of women in Islam could be improved.
Keywords: Islamic Feminism, Iran, Women’s Movement, Feminism, Islam
‫چكیده‬
‫ •جنبش فمینیسم اسالمی را در بيانی ساده می توان تمامی فعالیتهای دانست که با هدف رفع نابرابری جنسیتی بین زدن و مرد‬
.‫و با توسل به ارزشها و آموزه های اسالمی صورت می گیرد‬
‫ نگاه به نقش و مسئولیتهای زنان در‬،‫ بر این اساس‬.‫ جنبش زنان در ایران وارد خط سیر دیگری شد‬،‫ •پس از انقالب اسالمی‬
.‫ تغییر یافت‬،‫جامعه در روند ساخت جامعه اسالمی که پس از انقالب آغاز شده است‬
‫ باز شدن فضای فكری و سیاسی در ایران از یک طرف و آغاز جنبشهای فمنیستی در كشورهای مختلف‬،‫ •از آغاز دهه هفتاد‬
.‫ زمینه های الزم را برای ظهور یک جنبش نوین زنان در ایران فراهم آورد‬،‫اسالمی از طرفی دیگر‬
‫ بیش از اینكه اراده‬،‫ نابرابری جنسیتی بین زن و مرد که در فقه اسالمی به چشم می خورد‬،‫ •به اعتقاد فمینیستهای اسالمی‬
‫ چنین‬،‫ حاصل درک فقهایی است كه اكثریت آنها را مردان تشكیل می دادند و مطابق با شرایط دوران خود‬،‫خداوندی باشد‬
.‫خوانشی را از متون داشتند‬
‫ به تفسیر‬،‫ با رویكردی فمنیستی و نگرش مثبت نسبت به زنان‬،‫ •فمینیستهای اسالمی معتقدند كه اگر به جای دیدگاه مردساالرانه‬
‫ وضعیت زنان در جهان اسالم بهبود خواهد یافت‬،‫مجدد قرآن و احادیث پرداخته شود‬
.‫ اسالم‬،‫ فمینیسم‬،‫ جنبش زنان‬،‫ ایران‬،‫ فمینیسم اسالمی‬:‫كلید واژه ها‬

3
İran’da İslami Feminizm Hareketi

Giriş eşitlik ve özgürlük yanlısı Müslüman kadınla-


rın İslam öğretisi çerçevesinde geliştirdiği bir
19. yüzyılda sistemleşerek kuramsal çerçe- söylemdir. Diğer bir tabirle “İslami Feminizm,
vesi netleşen feminizm, genel bir tanımla top- birincil İslami kaynakların kadınlar tarafın-
lumsal yaşamın her aşamasında kadın huku- dan ve kadınlar lehine yeniden okunması ve
kunun korunması ve savunulması olarak açık- yorumlanması anlamına gelmektedir.” (Aksu,
lanabilir. Şüphesiz bu tanımı çeşitlendirmek 2010, s. 58). Feminizme getirilen bu yeni ba-
ve ayrıntılandırmak mümkünse de gerek Batılı kış açısında, kadın hukukunun savunulmasının
gerekse de Doğulu toplumlarda feminizm hare- küresel bir mesele olduğundan hareketle İslam
keti; cinsiyet ayrımcılığı, kadın-erkek eşitliği, ile feminizmin birbirine yaklaştırıldığı anlaşıl-
toplumsal hayata kadınların katılımı gibi konu- maktadır. Nasıl ki “demokrasi ve cumhuriyet”
larda faaliyet göstermektedir. Kapsamı ve çer- gibi kavramlar menşei itibarıyla Batılı olmasına
çevesi genişleyen feminizm hareketi sağ, sol, rağmen İslam tarihinde demokratik uygulama-
Marksist, liberal, radikal, sosyalist, postmodern ların görüldüğüne işaret edenler varsa aynı yo-
gibi zaman zaman kuramsal açıdan birbirlerin- rumu feminist düşünce için yapanlar da vardır.
den oldukça uzaklaşabilen feminizm türlerini Feminizm Batı’da başlamakla birlikte eşitlik,
ortaya çıkarmıştır. adalet, hukuk, şeffaflık, özgürlük gibi kavram-
lar Batılıların tekelinde değildir ve üzerinde dü-
1980’li yıllardan itibaren bazı İslam ülkele-
şünüldüğünde İslamiyet dairesinden çıkmadan
rinde, Müslüman kadınların İslam toplumu ve
bu kavramların karşılıkları teoride ve pratikte
yerleşik gelenek içerisinde kadının yerini ör-
bulunabilir.
gütlü bir şekilde sorgulamaya başlamasından
sonra 1990’lı yılların başında Malezya, Mısır, Konuyu bu perspektiften ele alan genellikle
Türkiye ve İran gibi ülkelerde Güç’ün (2008, şehirli orta seviyeye mensup iyi eğitimli dindar
s. 653) deyimiyle her ne kadar kendileri bu Müslüman kadınların Gürhan’ın (2010, s. 372)
ismi kullanmasa da “İslami Feminizm” başlığı işaret ettiği üzere Malezya’da Müslüman Kız
altında değerlendirilen fikirler ortaya çıkmış- Kardeşler (Sisters in Islam-SIS); Endonezya’da
tır. Bu yeni söylemin İslami Feminizm olarak Rahime Vakfı (Rahime Foundation); Yemen’de
isimlendirilmesinin sebebi, söz konusu söyleme Arap Kız Kardeşler Forumu (Sisters Arabic Fo-
hayat veren Müslüman kadınların dinî gelenek- rum); Mısır’da Arap Kadınları Dayanışma Vak-
ten uzak düşmeden ve hatta Kur’an-ı Kerim fı (AWSA); Irak’ta İslamcı Feminist Hareketi
ve hadis gibi temel metinlere dayanarak İslam ve İran’da Kadınlar (Zenan) dergisi gibi sivil
toplumunda kadının hâlihazırdaki konumunu toplum platformları etrafından toplanmasıyla
sorgulamalarıdır. örgütlü bir İslami Feminizm hareketi kendini
göstermeye başlamıştır. Bu entelektüel Müslü-
İsar’a (1398) göre İslami Feminizm, “Eğer
man kadınların ortak özelliği; kadının toplum-
İslam’da eşitsizlik yoksa Müslüman ülkelerde
sal konumu ve hakları konusunda İslam çizgisi
kadın ve erkek arasında politik ve hukuki açı-
içerisinde bir duruş sergilemeleri, kendi dinî
dan neden eşitsizlik var?” sorusundan hareketle
yönelimlerinden uzaklaşmamaları, Tevhidi’nin

4
İran’da İslami Feminizm Hareketi

(2003) de belirttiği üzere İslam’ı etik, kültürel sıl gelişmeye başladığına kısaca değinildikten
ve ulusal kimliklerinin önemli bir unsuru olarak sonra bu akımın önemli temsilcileri tanıtılacak
görmeleri ve mücadelelerinde dinî değerleri re- akabinde bu konudaki tartışmalara geçilecektir.
ferans almalarıdır. Daha çok betimsel ve bilgilendirici bir anlayışla
kaleme alınan bu çalışmada son olarak İran’da
Böyle bir mücadelede, yöntem olarak İslami Feminizm hareketinin geleceğine ilişkin
Kur’an’ın İslami feminist bakış açısıyla yeni- tespitlerde bulunulacaktır.
den yorumlanması benimsenmiş diğer bir de-
yişle şeri hükümler hedefli bir yapı bozumu- 1. İran’da Kadın Hareketi ve İslami
na uğratılmıştır. Geleneksel tefsir anlayışının Feminizm
ötesine çıkan bu hermenötik yöntemde kadın
dostu ya da kadına pozitif ayrımcılık yaparak İran’da kadın hareketinin 20. yüzyıl başla-
yeni yorum teşebbüsleri yapılmaktadır. Aynur rında İran Meşrutiyet Hareketi’ne paralel bir şe-
Şahin’in (2013, s. 95) aktardığına göre femi- kilde oluşmaya başladığı görülür. Zeynep Paşa
nist Kur’an okumalarında, İslamcı kimliğini liderliğinde Tebriz’deki Kadın Ayaklanması1,
öne çıkararak yorumda bulunan Mısırlı Amina Tütün Boykotu2 ve Rus Büyükelçi Aleksi Gri-
Wadud geleneksel tefsirleri; erkek bakış açısını, boyedov Hadisesi’nde3 İranlı kadınların rolü
kadınla ilgili kendi dönemlerinde var olan bakış net bir şekilde görülür. Meşrutiyet Devrimi’n-
açısını ve önyargıları yansıtması bakımından den (1908) sonra ise kadınların toplumsal konu-
eleştirmekte ve geleneksel tefsirlerin bazılarına mu aydınlar tarafından ciddi bir şekilde sorgu-
karşı çıkmakta ve dahası bugüne kadar cinsiye- lanmaya başlanmış ve İran’daki kadın hareketi;
te dayalı (gendered) olan meseleleri cinsiyeti kadın neşriyatı, kadın dernekleri ve kız okulları
çağrıştırmayan nötr terimlerle ortaya koymaya etrafında şekillenmiştir. Bu minvalde İran’daki
çalışmaktadır. Wadud’un tefsirlerden ataerkil kadın hareketini kronolojik açıdan aşağıdaki
ve erkek merkezli bakışı ayıklama girişimiyle gibi üç ana başlıkta sınıflandırmak mümkündür:
başlattığı İslami Feminizm ülkeden ülkeye yön-
a. Meşrutiyet ile Pehleviler Dönemi (1925)
tem, söylem ve eylem olarak farklılık göster-
Arasında Kadın Hareketi: İran’da bu dönemde
mekle birlikte hemen hemen her ülkede temel
Daniş (1279), Şukufe (1292), Zeban-ı Zenan
argüman Kur’an’ın yeniden yorumlanması ge-
(1297), Name-yi Banuvan (1299), Alem-i Nis-
rektiği olmuştur.
van (1300), Cihan-ı Zenan (1300) gibi hedef
İran’daki İslami feminist literatür ise ya- Bibi Şah Zeynep ve Zeynep Bacı isimleriyle de bilinir. Tütün Boykotu
1

ve ekmek kıtlığı Tebriz’deki kadınlara öncülük ederek ayaklanmalar


pıbozumcu hermenötik bir yöntemden ziyade 2
başlatan tarihî şahsiyet.
1890 yılında dönemin İran Şahı Nasıreddin Şah’ın ülkedeki tütün üretim,
daha çok İslami kaynakları referansla kadınla- satış ve ihracatına ilişkin İngiliz Talboot şirketine 50 yıllığına verdiği
imtiyaz üzerine İranlı tüccarlar ve ulemanın öncülüğünde başlayarak
rın hukuki açıdan kazanımlar elde etmesi zemi- kısa sürede ülkeye yayılan boykot. Durumun devlete meydan okumaya
evrilmesinden sonra Nasıreddin Şah 1891 yılında büyük bir tazminata
ninde şekillenmiş, İran İslam Devrimi’ne bağlı rağmen söz konusu imtiyazı iptal etmek durumunda kalmıştır.
3
İran ile Rusya arasında 1828 yılında imzalanan ve İran açısından ağır
bazı kadın aktörler, Devrim’in ilke ve idealleri hükümler içeren Türkmençay Anlaşması’nın mimarı olan Rus diplomat.
Anlaşmadan bir yıl sonra Tahran’da büyükelçilik görevini yürütürken
çerçevesinde bu söylemi yaymaya çalışmıştır. Rusya’ya iltica etmeyi düşünen iki Ermeni kadına yapılanların başkent
halkı arasında duyulmasından sonra meydana gelen Rusya karşıtı
Bu çalışmada, İslami Feminizm’in İran’da na- gösterilerde büyükelçilik binası basılmış, Griboyedov göstericiler
tarafından öldürülmüştür.

5
İran’da İslami Feminizm Hareketi

kitlesi kadın olan ilk dergiler; Tahran, Meşhed ve boşanma kanunlarının değişmesi, kızlar için
ve Şiraz gibi ülkenin büyük şehirlerinde yayın eğitimde fırsat eşitliğinin yaratılması ve örtün-
hayatına başlamıştır. Sıdıka Devletabadi, Fahr meyle mücadele bu dönemde kadın konusunda
Afak Parsa, Muhterem İskenderi ve Zenduht Şi- üzerinde durulan üç asli konu olmuştur.
razi bu dönemin önde gelen bazı kadın hakları
Resim 1: 7 Ocak 1936’da Rıza Şah’ın eşi ve
savunucularına örnek gösterilebilir. Ayrıca En- kızları, Keşf-i Hicap Kanunu’nun çıktığı gün
cümen-i Hürriyet-i Zenan (1286), Encümen-i saraydan ayrılırken.
Muhadderat-ı Vatan (1289), Cemiyet-i Nis-
van-ı Vatanhah-ı İran (1301), Cemiyet-i Peyk-i
Saadet (1306) gibi sivil toplum kuruluşları bu
dönemde kadın hakları konusunda faaliyet gös-
termiştir. Gerek dünya genelinde yaşanan kadın
uyanışı gerekse de İran’daki siyasi ortamın el-
verişli durumu kadınların toplumsal faaliyetle-
rine kapı aralamıştır. Kadın eğitimi, evlilik ve
boşanmada kadının durumu, seçme ve seçilme
hakkı ve örtünmeyle mücadele bu dönemdeki
kadın hareketinin gündemindeki başlıca konu-
Kaynak: DW
lardır.
c. İran İslam Devrimi’nden (1979) Sonra
b. Pehleviler Dönemi’nde Kadın Hareketi: Kadın Hareketi: İslam Devrimi’nden sonra ül-
Pehleviler Dönemi’nde devlet eliyle başlatılan kedeki kadın hareketi farklı bir mecraya girmiş
otoriter modernleşmenin bir yansıması olarak ve Devrim’den sonra girişilen İslami toplum
Rıza Şah Dönemi’nden (1925-1941) itibaren inşa sürecinde doğal olarak kadının toplumdaki
kadın hareketi ancak devletin kendisine tanıdığı rol ve sorumluluklarına bakış değişmiştir. Dev-
nispi özgürlük alanında gelişim gösterebilmiş- rim’den önce şeklen ve ruhen Batılı değerlerle
tir. Kadın hareketinin devletin gölgesinde ya da donanmış kadın figürü, toplum için örnek teşkil
başka bir deyişle siyasi elitlerin belirlediği he- ederken Devrim’den sonra İslami-İrani değer-
defler çerçevesindeki faaliyetleri geniş bir top- lere sahip devrimci bir kadın profili idealleşti-
lumsal taban bulmamıştır. Saray kadınları bu rilmiştir. Devrim’den hemen sonra İran ile Irak
dönemde kadın hareketine liderlik etmeye ça- arasında yaşanan uzun savaş dönemi (1980-
lışmıştır. Rıza Şah’ın kızı Prenses Eşraf Pehlevi 1988) her ne kadar ülkede sivil toplumun ve do-
(1919-2016) ve Muhammed Rıza Şah’ın (1919- ğal olarak kadın hareketinin gelişimini sekteye
1980) eşi Farah Diba Pehlevi (1938-…) hem re- uğratsa da 1990’lı yılardan itibaren bir yandan
jim tarafından idealize edilen kadın tipi olarak İran’da fikrî ve siyasi ortamın yumuşaması di-
öne çıkmış hem de kadınların modernleşmesine ğer yandan muhtelif İslam ülkelerinde dindar
öncülük etmeye çalışmıştır. Batılı kadın tipinin kadınların başlattığı feminizm hareketi İran’da
tam anlamıyla örnek alındığı bu dönemde San- kadın hareketinde yeni bir soluk için zemin ha-
sariyan’ın (1384, s. 96) belirttiğine göre evlilik zırlamıştır.

6
İran’da İslami Feminizm Hareketi

Bu yeni kadın hareketinin terminolojik açı- lın rehberliğinde modern kültürün çerçevesinde
dan nasıl isimlendirileceği bir sorun teşkil et- dinde ıslahat meydana getirmenin zaruri olduğu-
miştir. Zira bu yeni kadın hareketinde hem sol na inanmaktadır. Bu nedenle dinin özü ile dinî
ve seküler eğilimli kadınlar hem de dindar ka- yorumların birbirinden ayrılması, sosyal hayatta
dınlar birlikte yer almaktadır. Dolayısıyla İrani örfün din şeklinde anlaşılması, şeri hükümleri
Feminizm ve İslami Feminizm kavramları bu güncellemenin gerekliliği, Kur’an’ın gelenekten
hareket için kullanılmaya başlanmıştır. Ahmedi ayrılması ve kaynaklara başvurmada içtihada gi-
Horasani’ye (1377, s. 68) göre ise İran özelinde dilmesi bu grubun hareket noktasını teşkil etmek-
İslami Feminizm kapsayıcı bir terim olup ka- tedir. Bu yolla, İslam öğretisinin çerçevesinden
dının toplumsal konumunu iyileştirmek adına çıkmadan veya İslam dinini ötekileştirmeden bir
çaba sarf eden bütün faaliyetler için kullanıl- taraftan modernleşmeyi kabullenmekte diğer ta-
maktadır.4 Bu da anlaşılabilir bir durumdur çün- raftan dinî bağlılıklarını korumaya çalışmaktadır-
kü İran’da devlet, meşruiyetini dinden almak- lar. Dindar aydınlar olarak da isimlendirebilecek
tayken kadın hakları savunucularının meşruiyet bu grup, günümüzde dinin moderniteyle çatış-
kaynağı olarak dine yönelmesi pragmatik bir mayacak şekilde okunabileceğini iddia etmekte-
davranıştır. Zaten bu hareketin İran’da teces- dir. Bu yeni okuma, Kur’an’daki ayetlerde geçen
süm etmeye başladığı yıllarda ülkedeki kadın kelime ve ibarelerin feminist bir bakış açısıyla
sosyolojisi büyük çapta geleneksel bir görünüm yeniden tefsiriyle ve bazı hadislerin sorgulanma-
arz etmekteydi. sıyla mümkün olabilir. Behdarevend’in (1382, s.
35) deyişiyle bu grup kendi fikirlerine meşruiyet
İran’da İslami feministler kendi içlerinde fark- kazandırabilmek adına Kur’an’daki ayetleri mak-
lı gruplara ayrılmaktadır ve bunların etki alanı, satlı bir okumaya tabi tutmakta ve bu doğrultuda
siyasi güç karşısındaki tutumu ve Batı’ya bakışı İran’da; miras, diyet, mahkemede şahitlik, çocuk-
farklılık sergilemektedir. Bu noktada Çeraği Ku- ların velayeti, boşanma hakkı gibi kadınların ikin-
teyani (1393, s. 45-46), İran’da İslami Feminizm cil konumda olduğu hukuki ve bürokraside kadına
hareketinin iki gruba ayrılabileceğini belirtmek- daha çok yer verilmesi gibi toplumsal meselelerde
tedir. Ona göre birinci gruptaki kadınlar gerçek- değişim talep etmektedir. İran’da; bu akımın söz-
ten dindardır ve İran toplumundaki kadın-erkek cülüğünü uzun süre Zenan5 (Kadınlar), Ferzane6
eşitsizliğinin dinî kaynakların yeniden yorumuyla (Bilge) Zenan-i Emruz7 (Bugünün Kadınları) der-
giderilebileceğine inanmaktadır. Hüseyinzade ve gileri ve Zen8 (Kadın) gazetesi yürütmüştür.
Abbasiyan’ın (1394, s. 213) tarifiyle bu grup hem 5
Şehla Şirket’in yazı işleri müdürlüğü ve imtiyaz sahipliğini yürüttüğü
modern Batı kültürüne aşina olan hem de dine toplumsal kadın dergisi. 1992 ila 2008 yılları arasında 152 sayı olarak
piyasaya çıkmıştır. Döneminin entelektüel hayatına katkı yapan dergiler
karşı duygusal bağlarını devam ettiren entelektüel arasındadır. Millî Güvenlik Yüksek Kurumu tarafından matbuat kanuna
riayet etmediği gerekçesiyle yayın ruhsatı iptal edilmiştir.
Müslüman kadınlardan oluşmaktadır. Bunlar, ak- 6
Masume İbtikar’ın imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu
dergidir. 1994 ila 2007 yılları arasında düzenli olarak çıkarılmıştır.
Kadın hakları konusunda yayın yapan ve kapatılan dergiler arasındadır.
4
İran’da bu konudaki literatüre göz atıldığında terim birliği olmadığı Yazar kadrosunda Zehra Şucayi, Feriba Ebtehaç ve Tayyibe Esedi gibi
görülmektedir. Bazı Müslüman kadınlar kendilerini İslami Feminist kadın aktivistler yer almaktaydı.
olarak tanımlarken bazıları da feminizm kelimesinin yarattığı alerji 7
Zenan dergisinin kapatılması üzerine gene Şehla Şirket tarafından 2014-
sebebiyle bu terimle kendilerini ifade etmekten kaçınmaktadır. Ancak 2015 yılları arasında 11 sayı kadar çıkarılan kadın dergisidir. Bu dergi
temelde her iki grubun İslami değerlerden kopmadan Batılı normları ise Basın Denetleme Heyeti (Heyet-i Nazarat be Matbuat) tarafından
da esas alarak kadın haklarını savunduğu ortadadır. Bu nedenle bu kapatılmış ancak altı ay sonra yayınına devam etmiştir.
çalışmada genel bir terim olarak İran’daki Müslüman kadınların 8
Faize Haşimi Rafsancani tarafından bir müddet çıkarılan reformcu/
başlattığı hareket “İslami Feminizm” şeklinde kullanılmıştır. feminist gazetedir. Gazete Ağustos 1998 ila Mart 2008 arasında

7
İran’da İslami Feminizm Hareketi

Resim 2: Zenan Dergisi dan kaldıracak en iyi yolun Batı (seküler) femi-
nizm değil İslami Feminizm olduğunu düşün-
mektedir. Bu romantik argümanların hedefinin
İran’da kendine sistem içerisinde yer açabil-
mek olduğu düşünülebilir. Çünkü İslami Femi-
nizm’in düzeltmek istediği pek çok konunun
doğrudan muhatabı nihayetinde devlet adamları
ve İslam hukukçularıdır. Dolayısıyla bu hâkim
sınıfla çatışmamak veya iyi geçinmek hareketin
kazanım elde edebilmesi açısından önemlidir.
Resim 3: Peyam-ı Zen Dergisi

Bu gruba göre feminist olmak seküler olma-


yı gerekli kılmamaktadır. Yani kadın haklarını
savunmak için İslami değerle devrimci ilkeler-
den uzaklaşmaya lüzum yoktur. Bilakis kadın-
ların erkek egemen geleneksel toplum yapısın-
da ezilmesini İslamiyet önleyebilir. Zira gruba
göre erkek egemen değerle İslamiyet arasında
hiçbir varoluşsal bağ bulunmadığı ve feminizm-
le İslam inancının birbirine tezat teşkil etmediği
düşünüldüğünden, kadınların maruz kaldığı ay-
rımcılığın sebebini İslamiyet’te aramak yerine
ayrımcılığı önlemek adına İslamiyet’e müracaat
etmek gerekir. Örneğin Zehra Rehneverd’e göre
kadınlar ancak İslamiyet, erkek egemenliğinin
yerini aldığı zaman gerçek özgürlüğe ulaşabi-
lir. Şehla Şirket ise Zenan dergisindeki ilk baş- İslami feministler, eski dünyada kadın ve er-
makalesinde benzer düşünceleri dile getirmiş kek arasındaki eşitsizliğin sadece İslamiyet’te
ve baskı yerine aşkı, korku yerine saygıyı, riya değil Hristiyanlık ve Yahudilikte de var olduğu-
yerine takvayı ve ıstırabın yerine huzuru getire- nu çünkü o dönemin sosyolojik şartlarının dinî
bilmek için yalnızca İslamiyet’in kadınlara yar- bakış açısına tesir ettiğini ileri sürmektedir. Do-
dım edebileceğini yazmıştır (Şehidiyan, 1377, layısıyla kadın-erkek arasındaki eşitsizlik zatı iti-
s. 616). Benzer şekilde Nasr (1384, s. 399-383) barıyla adil olan Allah’ın iradesi olamayacağın-
da kadın hakları konusundaki ayrımcılığı orta- dan ancak insan faktörünün bir etkisi olabilir. Bu
piyasaya çıkmış, kadın konusundaki sert muhalefeti sebebiyle önce bağlamda eşitliğin insan yapımı (constructions
geçici akabinde tamamen kapatılmıştır.

8
İran’da İslami Feminizm Hareketi

human) olduğunu savunan Mirhüseyni (1385, s. tirilebilir olan bu kurallar manzumesi, değişen
74-75), dindeki kadın-erkek eşitsizliğinin adale- dünya şartlarının yarattığı yeni koşullar doğrul-
tin özüne ters düştüğünü belirtmekte ve boşanma tusunda artık güncellenebilir. Böyle bir güncel-
hakkı, çok eşlilik gibi tartışmalı konularda İslam leme için takip edilecek metot; özgürlük, eşitlik,
âlemindeki yaygın kanaatin İslamiyet’in ilk yüz- adalet gibi değerleri her iki cins için düşünmek
yıllarındaki fakihlerin görüşleri etkisinde oldu- ve aynı zamanda kadının artık bir erkek kadar iş
ğunu ve gerçekte ise bu görüşlerin o toplumdaki ve emek üretiminde bulunduğu göz önüne alın-
yerel evlilik anlayışını yansıttığını vurgulamak- mak suretiyle tefsirleri yorumlamaktır. Zaten
tadır. Yani hâlihazırda İslam şeriatında adalet te- Allah katında kulun kuldan üstünlüğü yoktur
lakki edilen bazı hususlar akli olmaktan ziyade yani kullar eşittir ve üstünlük takvayla ibadet-
örfidir. Örfi adalet hükmü ise zamanla değişen tedir. İki insanın Allah katında birbirinden nasıl
şartlarla birlikte değişebilir. farkı yoksa ve eşitse bu eşitlik neden kadın ve
erkek yani iki cinsiyet için de olmasın? Bu yar-
Mirhüseyni’nin bu savla varmak istediği gıyı destekler nitelikte Necabadi (1995, s. 20)
nokta, hâlihazırda İslam fıkhında kadın-erkek de kadın ve erkeğin yaradılışında var olan bazı
ilişkilerindeki eşitsizliğin Allah’ın iradesinden farklılıkların bu iki cins arasında şeri ve hukuki
ziyade çoğunlukla erkek olan fakihlerin dö- açıdan farklılık yaratmasına gerek olmadığına
nemin şartları doğrultusunda ortaya koyduğu inanmaktadır. Bu farkın ortadan kalkması için
anlayıştan kaynaklandığına okuyucuyu ikna gayret sarf eden İslami feministler genel olarak
etmektir. Ebadi (1376) de bu konuda onunla aşağıdaki hususlarda kadınların durumunu iyi-
hemfikirdir. Bu durumu “Bence ülkemizdeki leştirmeyi planlamaktadır:
kadınların en önemli meselesi, hukuk sistemin-
de hâkim olan erkek egemen düşüncedir ki he- • Boşanma Hakkı
pimizin bildiği üzere kanun, devletlerin dilidir.
• Boşanmada Çocuğun Velayeti
Kanunlarımız şiddetli bir şekilde kadın karşıtı-
dır. Hatta yaşama hakkı bile kadınla erkek ara- • Kanun Önünde Erkeklerle Eşitlik
sında aynı değildir.” sözleriyle ifade etmektedir.
• Miras Hukuku’na İlişkin Kurallar
Bu noktadan hareket edilirse İslami Femi-
• Toplumsal Hayatta Fırsat Eşitliği
nistlere bakış açısıyla günümüzde şeri telakki
edilen bazı kurallar, esasen artık tarihe karışan • Zorunlu Örtünmenin Yeniden Tarifi
toplumsal norm ve gelenek göreneklerin din
• Diyet ve Mahkemede Şehadet Hakkı
adamlarının görüşlerine yansımasıdır. Zaten
bu kurallar, Arap Yarımadası’nda kendine has • Medeni Hukuk’ta Kadın Lehine Düzenlemeler
şartlarda toplumun maslahatı üzere yürürlüğe
koyulduğu için günümüz dünyasında birçoğunu • Çalışma Hayatında Erkekle Eşit İşe Eşit
Ücret
uygulama imkânı kalmamıştır. Öyleyse bu ku-
rallara mukaddes veyahut değiştirilemez olarak • Siyaset ve Bürokraside Üst Kademelerde
bakmaya gerek yoktur. Bilakis insani ve değiş- Temsil

9
İran’da İslami Feminizm Hareketi

Yukarıda sıralanan maddelere göz atıldığın- bir renk vermektedir. Aslında seküler eğilim
da İran’da İslami feministler ile seküler femi- taşıyan bu kadın grubu, İslami retorik olmadan
nistlerin kadın hakları konusunda varmak iste- İran’da kadın haklarını genel kabul görecek şe-
dikleri nihai noktanın aynı olduğu anlaşılmak- kilde savunmanın mümkün olmadığını düşün-
tadır. Hatta diasporadaki kadın aktivistler de düğünden, kadın hakları konusunda kazanım-
sert bir dille benzer hususları dile getirmektedir. lar elde edebilmek için hem müesses nizamla
Zira her iki grup da benzer konularda kadınların çatışmamak hem de “emperyalizmin fikrî bir
durumundan şikâyetçidir. Bu gruplar arasındaki mahsulü” olan feminizme hizmet etmek suçla-
farklılık, amaçta değil süreçte belirginleşmekte- masıyla karşı karşıya kalmamak adına şeklen
dir. İslami feministler kadınlara haklarını teslim İslami referanslardan hareket etmektedir. Zi-
etmenin İslam’ın bir gereği olduğuna inanmak- bainejad (1387a, s. 82) İran’da sol ve Marksist
tayken seküler feministler ise bunun insan hak- eğilim taşıyanların kadın hakları konusunda
larının bir gereği olduğunu düşünmektedir. İslami bir çehreye bürünmesinin yeni bir tak-
tik olduğunu öne sürmektedir. Çünkü İran’da
İslami feministlerin seküler feministlerden şehirli kadınların yanı sıra taşradaki kadınlar da
ayrıldığı bir diğer nokta aile kurumu ve kadının muhtelif sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır
annelik rolüne olan bakıştır. Seküler feministler ve bu kadınlar büyük oranda dindardır. Bu sos-
arasında aile kurumu ve annelik, erkek egemen yoloji içerisinde yadırganmamak ve ülkedeki
düzenin oluşturduğu bir yapı olarak algılanır. bütün kadınlar için kapsayıcı olabilmek adına
İslami feministler ise aile içerisinde kadının bu ikinci grubun da hareket noktasının İslami-
anne, eş, gelin gibi rollerini dikkate almakta yet olarak belirlenmesi anlaşılabilir. Çünkü İran
ve ailenin temellerini sarsacak eş cinsellik gibi kamuoyunda faaliyet gösterebilmek adına bu
eğilimlere karşı çıkmaktadır. Onlara göre aile grubun dinle feminizmi birbirine yaklaştırarak
kurumu ve kadının rolü gerçekte sorun teşkil faaliyetlerine yerli ve millî bir görünüm verme-
etmemektedir. Sorun geleneksel aile anlayışı ye ihtiyacı vardır.
içerisinde aile reisliği/liderliği rolünü ifa eden
erkeğin, iktidarını kuvvetlendirmek için bu rol- Birinci grup yani dindar feministlerin başını
leri kadına dayatmaya çalışmasıdır. Böyle bir hükûmet ve devlete yakın isimler çekmektedir.
dayatmayı ise dinî hükümlerle gerekçelendire- Yakınlığın yanı sıra İran İslam Devrimi’nin
rek yapmak doğru değildir. Aile içinde demok- kurucu kadrolarının kızları ve torunlarının bu
ratik ve eşitlikçi bir ortam tesis edilebilir. Bir grupta yer aldığı söylenebilir. İran İslam Cum-
otorite belirlemek yerine kadın ve erkek eşit bir huriyeti’nin kurucusu Ayetullah Humeyni’nin
şekilde anne ve babalık sorumluluklarını yerine kızı Zehra Mustafavi, eski Cumhurbaşkanı ve
getirmelidir. İran’ın önemli siyasi çehrelerinden Ali Ekber
Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi, Aye-
İkinci grup İslami feministler ise dindar tullah Mahmut Talegani’nin kızı Azam Talega-
olmamakla birlikte İslam’ı kendi programı ve ni bu isimlerden bazıları olarak zikredilebilir.
hedefleri için bir vasıta olarak kullanmakta baş- Devlete yakın durmak iki açıdan avantaj sağ-
ka bir deyişle sosyopolitik söylemlerine İslami lamaktadır. İlk olarak bilindiği üzere İran’da

10
İran’da İslami Feminizm Hareketi

sivil toplum faaliyetleri denetim altındadır. artırmayı hedeflediğinden devletle İslami femi-
Dolayısıyla müesses nizama yakın kadınların nistler arasında asgari müştereklerde buluşmak
rehberlik ettiği sivil toplum faaliyetlerine şüp- mümkün olmaktadır. Reformcu hükûmetler bu-
heyle yaklaşılmayacak böylelikle ülkenin kay- nun mümkün olabileceğini göstermiştir. Dola-
naklarından ihtiyaç sahibi kadınlar faydalanabi- yısıyla ülkede hâkim siyasi dinî diskurla uyum-
lecektir. Diğeri ise gene müesses nizama yakın lu bir kadın hareketi, feminizme olan olumsuz
kadınlar nispi de olsa bir temsil hakkına sahip bakışın yarattığı önyargıyı kırmada kullanışlı
oldukları ve düşüncelerini yüksek merciler- olmaktadır. Öte yandan devlet de İslami Femi-
de dile getirme imkânı buldukları için ülkenin nizm hareketine denetimli bir serbestlik sağ-
gündemine kadınların sorunlarını taşıyabilmek- lamayı mantıklı bulmaktadır. Nitekim Şehidi-
tedir. Dolayısıyla İran kamuoyunda kadınların yan’ın (1377, s. 632) aktardığına göre Peyam-ı
durumunu tartışan devrimci kadınlar, münferit Zen dergisinin başyazarı Ziya Murtezevi bir din
ya da devlete müzahir olmayan kadın oluşum- adamıdır; Ferzane dergisini doğrudan devlete
larına nazaran daha etkili olma şansına sahiptir. bağlı olan Kadın Araştırmaları ve Çalışmaları
Merkezi (Defter-i Tahkikat u Mutaalat-ı Zenan)
Her ne kadar bu durum müstakil olma ve
eleştirel bir tutum geliştirmeye engel teşkil etse neşretmektedir; Zen-i Ruz dergisi açık bir şekil-
de kadınlar için kazanım elde etmeye de kapı de hükûmeti desteklemekte ve Zenan dergisini
aralayabilmektedir. Zira bu grup devlet katında inançlı bir grup idare etmektedir. Dahası İslami
güven telkin etmektedir. Bu grup da ülkedeki Feminizm hareketinde aktif olarak rol oynayan
dinî ve geleneksel kesimlere mensup kadınla- birçok kadın devlette önemli makamlarda yer
rın kişisel hak ve özgürlükler konusunda bilinci almaktadır. Doğal olarak bu durum devletle

Resim 4: Faize Haşimi Rafsancani

Kaynak: İRAM Center

11
İran’da İslami Feminizm Hareketi

hareket arasında bir kazan-kazan ilişkisine dö- İran İslam Cumhuriyeti’nin ilk kadın gazetesi
nüşmektedir. Devlet kadınlara kendilerini ifade olan Zenan’ı çıkarmıştır. Mart 2011’de devlete
edebilecekleri muhtelif platformlar sağlamakta- yönelik yaptığı politik açıklamaları nedeniyle
dır. Ancak bu platformlarda görev alan kadınlar altı ay hapse mahkûm olsa da cezaevine girme-
konumları gereği İran İslam Cumhuriyeti’nin miştir. Reformcu bir siyasi eğilime sahip olan
kırmızı çizgi ve hassasiyetlerini gözetmektedir. Rafsancani sadece kadın konusunda değil İran
iç politikasına dair sert eleştirileriyle de sıkça
2. İran’da İslami Feminizm’in gündeme gelmektedir.
Bazı Temsilcileri
c. Fatma Kerrubi (1949-…): Aligoderz’de
a. Azam Talegani (1944-2019): Tahran’da dünyaya gelmiştir. Azam Talegani ve Faize
dünyaya gelmiştir. Kadın hakları savunucusu Haşimi Rafsancani gibi mücadeleci bir din
ve devrimci bir isim olan Talegani, İran İslam adamının kızıdır. 1962 yılında eski İran İsla-
Cumhuriyeti’nin ilk kadın milletvekillerinden mi Şûra Meclisi Başkanı ve Yeşil Hareket’in9
biridir. Milletvekilliği görevi sırasında İran top- liderlerinden Mehdi Kerrubi’yle evlenmiştir.
lumunda kadınların durumuna ilişkin çalışma- İslamcı Kadınlar Topluluğunun (Mücemmi-yi
larda bulunmuştur. İran’da kadınların yüksek İslami-yi Banuan) genel sekreterliğini yapmış-
yönetimde yer almadığına dikkat çekmek adına tır. 5. Mecliste Tahran milletvekili olarak bulun-
ilki 1997 yılında olmak üzere pek çok defa cum- muştur. İran-Irak Savaşı (1980-1988) sırasında
hurbaşkanlığına aday adayı olmuş ancak kadın Mustafa Humeyni Hastanesinin müdüriyetini
olduğu için adaylık başvurusu İran kanunla- yürütmüştür. Bunun yanı sıra 2006-2009 yıl-
rı gereği reddedilmiştir. İslam Devrimi Kadın ları arasında İranduht dergisini çıkarmış fakat
Topluluğu (Camie-yi Zenan-ı İnkılab-ı İslami) dergi kapatılmıştır. El-Zehra Üniversitesi10 Me-
isimli bir sivil toplum örgütü kurmuş ve yaşamı zunları Derneği Yönetim Kurulu üyeliği ve iki
boyunca kadın haklarını savunan pek çok süreli dönem Uluslararası Müslüman Kadınlar Birliği
yayın çıkarmıştır. başkanlığı yapmıştır. İç politika ve kadın hak-
ları konusunda reformcu görüşlere sahip olan
b. Faize Haşimi Rafsancani (1963-…): Kerrubi, eşi Mehdi Kerrubi’yle birlikte 2009
Kum’da doğmuş ve Refah Medresesinde dinî Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinden sonra yaşa-
eğitim almıştır. İnsan Hakları Bölümünde yük- nan olaylardaki rolü sebebiyle hâlihazırda ev
sek lisans ve doktora derecesine sahiptir. 5. hapsindedir.
Mecliste Tahran milletvekilliği görevinde bu-
lunmuştur. Kalkınma Partisinin (Hizb-i Kargo- ç. Masume İbtikar (1960-…): Tahran’da
zaran-ı Sazendegi) kadın kolları başkanlığını 9
İran’da 12 Haziran 2009 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri resmî sonuçlarına
göre Mahmud Ahmedinejad ikinci defa ipi göğüslemişti. Seçimlere hile
yapmıştır ve ayrıca 1990 yılında Kadın Spor- karıştığını düşünen diğer iki cumhurbaşkanı adayının (Mir Hüseyin
Musevi ve Mehdi Kerrubi) taraftarları tarafından başlatılan geniş çaplı
ları Federasyonu başkanlığına seçilmiş ve bu protesto ve muhalefet hareketine verilen isimdir.
10
Tahran’da faaliyet gösteren ülke genelindeki kadınlara özel tek
görevi iki dönem yürütmüştür. Onun başkanlığı üniversitedir. Kuruluşu 1964 yılına uzanmaktadır. İlk olarak 90
öğrenciyle “Kız Yüksekokulu” adıyla faaliyete geçmiştir. 1976 yılında
döneminde İslami Kadın Spor Müsabakaları dört fakülteyle üniversiteye dönüşmüştür. El-Zehra adını İran İslam
Devrimi’nden sonra almıştır. Hâlihazırda 10 fakülte, iki araştırma
(Baziha-yi İslami-yi Zenan) düzenlenmiştir. merkezi ve Urmiye’deki bir şubesiyle faaliyetlerini sürdürmektedir.

12
İran’da İslami Feminizm Hareketi

dünyaya gelmiştir. Sağlık Teknolojisi alanında nemi’nde Cumhurbaşkanlığı Kadın Katılım


eğitim almıştır. 4 Kasım 1979’da Tahran’daki Merkezinde (Merkez-i Umur-u Müşareket-i
Amerikan Büyükelçiliğini işgal eden öğrenciler Zenan) Uluslararası İlişkiler Dairesi müdürlüğü
arasındadır. İran İslam Cumhuriyeti’nden sonra yapmıştır. 2013 yılında seçilen Cumhurbaşkanı
kabinede yer alan ilk bakandır. Çevre ve kadın Ruhani tarafından Kadın ve Aile İşlerinden So-
hakları konusunda sivil toplum faaliyetlerin- rumlu Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına atan-
de bulunmuştur. Kadın Sorunlarını Araştırma mıştır. Mart 2015’te Vatikan’da yaptığı ziyaret-
Merkezini kurmuştur. 1995 yılında Pekin’de te Papa Francis’le görüşerek Papa ile görüşen
düzenlenen Dünya Kadın Konferansı’na İran İranlı ilk devlet görevlisi ve ilk kadın olarak
Millî Komitesinin başkan vekili olarak katıl- tarihe geçmiştir. 2017 Temmuz’unda Cumhur-
mıştır. 2001 yılında İran’da Devlete Bağlı Ol- başkanı Ruhani tarafından Vatandaşlık Hukuku
mayan Kadın Dernekleri Platformunun başkanı İşleri özel yardımcısı (Destyar-i Vije-yi Umur-u
seçilmiştir. Hâlihazırda Cumhurbaşkanı Hasan Hukuk u Şehrvendi) olarak atanmış ve 2018 yı-
Ruhani’nin Kadın ve Aile İşlerinden Sorumlu lında emeklilerin devlet makamlarında çalışma-
yardımcılığını yürütmektedir. sına getirilen kısıtlamaya ilişkin yasanın Mec-
listen geçmesinden sonra görevinden ayrılarak
d. Neyyire Tevhidi (1960-…): Tahran’da emekliye ayrılmıştır.
dünyaya gelmiştir. Tahran Üniversitesinde Psi-
koloji ve Sosyoloji bölümlerinde çift ana dal Resim 5: Şahinduht Molaverdi
lisans eğitimi almıştır. 1979 yılında İran İslam
Devrimi gerçekleşirken Amerika’da doktora
eğitimi almaktaydı. Aynı yıl İran’a dönmüş ve
devrimci harekete katılmıştır. Devrim’den son-
ra kadın hakları konusundaki sert tutumu sebe-
biyle İran’dan ayrılmak durumunda kalmıştır.
Kadın çalışmaları konusunda birçok akademik
ve popüler çalışma kaleme almıştır. Hâlihazır-
da Kaliforniya Üniversitesi Kadın ve Cinsiyet
Araştırmaları Bölümü öğretim üyesi ve aynı
üniversitede Yakın Doğu Araştırmaları Merkezi
Kaynak: ISNA
üyesidir.

e. Şahinduht Molaverdi (1965-…): Hoy’da f. Şehla Şirket (1956-…): Isfahan’da dünya-


doğmuştur. Hukuk lisans eğitimi almıştır. Ulus- ya gelmiştir. 1992 yılında Zenan ve ardından
lararası Hukuk alanında yüksek lisans eğitimini Zenan-ı Emruz dergilerini çıkarmıştır. Psikoloji
“Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Girişimler” lisans eğitimi ve kadın çalışmalarında yüksek
başlıklı teziyle tamamlamıştır. Kadın hakları lisans eğitimi almıştır. Ettelaat-ı Zenan dergi-
konusunda birçok kitap kaleme almıştır. Mu- sinde gazeteciliğe başlamış ve akabinde hafta-
hammed Hatemi’nin Cumhurbaşkanlığı Dö- lık Zenan-ı Ruz dergisinin başyazarlığını üst-

13
İran’da İslami Feminizm Hareketi

lenmiştir. 10 yıl kadar bu görevi yürüttükten ilk kadın mahkeme reisi unvanını almış ve İran
sonra İran’da kadın hakları konusundaki sert İslam Devrimi’ne kadar bu makamda görevini
muhalefeti sebebiyle dergiden ihraç edilmiştir. ifa etmiştir. 2001 yılında dört avukatla birlikte
1997 yılı Dünya Gazeteciler Günü vesilesiyle İnsan Hakları Derneğinin kuruculuğunda bu-
İran Gazeteciler Cemiyeti (Encümen-ı Sınfi-yi lunmuştur. 2003 yılında kadın ve çocuk hakları
Ruznamenigaran-ı İran) tarafından yılın en et- konusundaki gayretleri sebebiyle Nobel Barış
kili beş gazetecisinden biri olarak seçilmiş ay- Ödülü’nün yanı sıra birçok ödüle ve fahri dok-
rıca 2005 yılında kadın hakları konusunda yü- toraya da layık görülmüştür. 2004 yılında For-
rüttüğü faaliyetler sebebiyle Uluslararası Kadın bes dergisi tarafından “Dünyadaki En Kudretli
Gazeteciler Derneği tarafından “Gazetecilikte 100 Kadın”dan biri olarak seçilmiştir. Ayrıca
Cesaret Ödülü”ne layık görülmüştür. Foreign ve Prospect dergilerinin hazırladığı yı-
lın entelektüelleri listesine girmiştir. Kadın hak-
Resim 6: Şehla Şirket ları, çocuk hakları ve insan hakları konusunda
birçok kitap ve makale kaleme almıştır. Din, ka-
dın ve cinsiyet eşitliği konusundaki görüşleriyle
tepki çekmiştir. Bir dönem İran’daki hassas si-
yasi ve cezai davaların avukatlığını üstlenmiş-
tir. Hâlihazırda Londra’da ikamet etmektedir.

ğ. Zehra Rehneverd (1945-…): Burucerd’de


doğmuştur. Tahran Üniversitesi Heykeltıraşlık
Bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimi al-
mıştır. Siyaset Bilimi’nde doktora derecesine
sahiptir. 1998 ila 2006 yılları arasında el-Zehra
Üniversitesinin rektörlüğünü üstlenmiş böyle-
likle İran İslam Cumhuriyeti’nin ilk kadın rek-
törü olarak tarihe geçmiştir. Muhammed Hate-
mi’nin Cumhurbaşkanlığı Dönemi’nde (1997-
2005) kadın işlerinde komisyon üyeliği ve da-
nışmanlık yapmıştır. Rah-ı Zeynep (Zeynep’in
Yolu) dergisinin başyazarlığını üstlenmiştir.
Kaynak: Zananemrooz
İran Kadın Akademisyenler Derneği üyesi de
g. Şirin Ebadi (1947-…): Hemedan’da doğ- olan Rehneverd, 2009 yılında Foreign Policy
muştur. Tahran Üniversitesinde Hukuk alanında dergisi tarafından yılın “100 Küresel Düşünür
lisans ve yüksek lisans eğitimi almıştır. 1995 Listesi”ne alınmıştır. Kadın hakları konusunda
yılında Çocuk Hakları Koruma Derneği kurmuş birçok makalesi ve kitapları bulunmaktadır. Eşi
ve 2000 yılına kadar bu derneğin başkanlığını Mir Hüseyin Musevi’yle birlikte 2009 Cumhur-
yürütmüştür. 1975’te 24 numaralı Mahkeme- başkanlığı Seçimlerinden sonra yaşanan olaylar-
nin reisi olmuştur. Böylelikle İran tarihindeki daki rolü sebebiyle hâlihazırda ev hapsindedir.

14
İran’da İslami Feminizm Hareketi

h. Zehra Şocayi (1956-…): Tahran’da dün- 3. Eleştiriler


yaya gelmiştir. 1979 yılında İran İslam Devrimi
gerçekleştiğinde İmam Humeyni’yi Karşılama Bilindiği üzere İran İslam Devrimi’nin belir-
Merkezi (Setad-ı Estekbal ez İmam Humeyni) gin fikrî özelliklerinden biri emperyalizm kar-
üyesiydi ve Devrim’den sonra yeni idarede görev şıtlığıdır. Bu hususiyet devletin bariz vasıfların-
alan ilk kadınlar arasındadır. Siyaset Bilimi’nde dan biri olmanın yanı sıra zamanla korunması ve
doktora derecesine sahiptir. Reformcu Kadınlar gelecek nesillere aktarılması gereken bir siyasi
Topluluğunun başkanlığını yürütmüştür. Kadın ilke olarak benimsenmiştir. Bu çerçevede femi-
hakları konusunda muhtelif yazılar kaleme al- nizm emperyalizm ve Batı’yı çağrıştırdığından,
mıştır. Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığında geleneksel değerleri muhafaza etmeyi teşvik
danışmanlık görevi yürütmüştür. 1988 ila 1997 eden İran’daki siyasi düzen içerisinde temkinle
yılları arasında Kadın İşleri Komisyonu başkan- ve eleştiriyle karşılanmaktadır. Hâl böyleyken
lığı ve Toplumsal-Kültürel Kadın Şûrası (Şûra-yı feminizmin yanına İslamiyet’i alması bazı ke-
Ferhengi-i İçtimai-yi Zenan) üyeliği yapmış- simlerin tepkisini çekmektedir. Çünkü pek çok
tır. Muhammed Hatemi’nin Cumhurbaşkanlığı muhafazakâr eleştirmene göre sömürgeci Ba-
Dönemi’nde Cumhurbaşkanlığı Kadın Katılım tı’daki kapitalist düzenin kadını metalaştırdığı
Merkezi başkanlığını üstlenmiştir. bir değerler sisteminin ürünü olan feminizmin
arkasına İslam’ı eklemek doğru değildir. İslam
Resim 7: Zehra Şocayi ve feminizm pek çok açıdan birbiriyle uyuşma-
maktadır. Nitekim İran’da İslam ile feminizmi
tabiri caizse barıştırmaya çalışanlara tepki hem
seküler feministlerden hem de muhafazakâr
kesimlerden gelmektedir. Seküler İranlı fe-
ministler daha çok yurt dışından faaliyetlerini
yürüttüğü ve yaygın etkileri kısıtlı olduğundan
muhafazakâr kesimlerin İslami Feminizm eleş-
tirisi bu hareketin geleceği açısından önem arz
etmektedir.

İslami Feminizm diye bir kavramın olma-


yacağına vurgu yapan Kadın Araştırmaları ve
Çalışmaları Merkezi11 Başkanı Hüccetü’l-İslam
Muhammed Rıza Zibainejad’a (1387b) göre
dinî metinleri bundan sonra bireyselcilik, eşit-
lik, özgürlük vb. modern Batılı değerler çerçe-
Kaynak: ISNA vesinde “feministçe okuma” çabası, üstü kapalı
1998 yılında Kum’da kurulmuştur. İlim Havzası Kadınları Merkezine
11

bağlı olarak faaliyet göstermektedir. Aile ve kadın çalışmalarına


yönelmiştir. İslam’da kadının konumu, İslam’ın kadına ve aile bakışı
konusunda araştırmalar yapmakta ve bu konuda araştırmacılar
yetiştirmeye çalışmaktadır.

15
İran’da İslami Feminizm Hareketi

bir şekilde günümüze kadar bu metinlerin erkek ramadığını ve çok yönlü gayretlere karşın İsla-
egemen bir zihniyetle okunduğunu kabul etmek mi feministlerin bir “Feminist İlahiyat” vücuda
anlamına gelir. Oysaki kadınca ya da erkekçe getiremediklerini vurgulamaktadır.
fıkıh yahut tefsirden bahsedilemez. Bilhassa fı-
kıh açısından kadınla erkek arasındaki farklılık Ayrıca Şefii Rudpoşti ve Hosraviyan (1390,
genelde görev ve sorumluluk paylaşımındaki s. 83) İslami feministlerin temel dinî metinle-
farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Fıkhî mese- ri yorumlama denemelerinin materyalist Batı
lelerde cinsiyete ya da sosyal statüye göre farklı felsefesinin etkisinde (Hümanizm, Bireycilik,
yorumlarda bulunmak doğru sonuçlar vermeye- Görecilik vb.) geliştiğini ileri sürerek bu giri-
bilir. Bu İslamiyet’in sosyal değişim ve dönüşü- şimdeki ontolojik çelişkiye dikkat çekmektedir.
mü reddettiği anlamına gelmez ancak doğaldır Onlara göre durum başlı başına bir paradoks
ki İslamiyet her değişimi de kabul etmez. Bu yaratmaktadır. Mesele kadın haklarını İslami
doğrultuda İslami feministlerin kadın zihniye- sınırlar içerisinde kalarak savunmaksa bunu
tiyle dinî metinleri okuma ısrarına karşın Ziba- feminizmden hareket ederek yapmaya gerek
inejad (1387b) dinî metinleri okuma ve anlam- yoktur. Feminizmin kendine has tarihî bir arka
landırma sürecinde cinsiyet gibi bir faktörün planı ve teorik birikimi vardır. Bunları İslami
belirleyici olmaması gerektiğini ileri sürmekte, öğretilerle terkip etmek mümkün değildir. Dinî
cinsiyet eksenli okumanın dinî metinleri taraflı düşünceyle kadın hakları tabii ki savunulabilir
ve hatalı anlamaya yol açacağını düşünmektedir. lakin bu feminizm olamaz bunun adı olsa olsa
“İslami literatürle kadın haklarını savunma”
İslami feministlere karşı en çok yapılan eleş- olur. Dolayısıyla feminist olmadan kadın hak-
tirilerden biri, Serefraz’ın da (1388, s. 36) işaret ları savunucusu olunabilir. İslam ve feminizm
ettiği üzere varmak istedikleri hedef için dinî tamamen birbirinden farklı ayrı hedefleri ve de-
ve dinî öğretileri/değerleri bir araç hâline dö- ğerli olan iki mefhumdur. Biri dünyaya nizam
nüştürmeleridir. Oysaki din her isteyenin kendi verecek ilahi bir memba iken diğeri reaksiyoner
hedefleri doğrultusunda eğip bükebileceği bir bir düşüncedir. İslamiyet’i feminizmin derece-
meta değildir. Örneğin Kur’an eğer feministçe sine indirmek doğru bir yaklaşım olamaz. Zaten
okunarak tefsir edilebiliyorsa şairine bir bakış kadın haklarını müdafaa etme konusunda İsla-
açısıyla da okunup tefsir edilebilir. Bu bakış miyet’in feminizme ihtiyacı yoktur.
açısı insanlardaki dinî anlayışı tahrif edebilir.
Ayrıca İslam fıkıhı ve tefsir ciddi ihtisas gerek- İslami Feminizm’e eleştiri getiren araştır-
tiren disiplinlerdir ki bu konuda yetkin olmayan macılardan bir diğeri olan İshaki (1384, s. 72)
şahısların yapacağı yorumlara itibar edilemez. Allah’ın hikmeti gereği sosyal hayatta kadın
İslami feministler arasında bu derecede yetkin ve erkeğin arasına fark koyduğuna değindikten
şahıs bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki Şe- sonra İslami feministlerin hukuki, içtimai, siya-
hidiyan (1388, s. 618), İslami Feminizm’in en si ve iktisadi hayattaki bütün sınırları kaldıra-
önemli iddiası olan dinî metinleri kadın odak- rak kadının tam anlamıyla özgürleştirebilmeyi
lı tefsir etme çalışmalarının yaklaşık 20 yıllık hedeflediğini yazmaktadır. Ona göre böyle bir
emeğe rağmen bu zamana kadar bir noktaya va- şey ne doğrudur ne de mümkün. Doğru değildir

16
İran’da İslami Feminizm Hareketi

çünkü akli ve şeri ölçülere dayanmamaktadır. nuca varmak zordur. Çünkü konu, özünde şahsi
Akla ve şeriata dayanmayan bir şey insanların kanaat ve yoruma dayanmaktadır. Ancak görü-
mutluluğunu temin edemez. Mümkün değildir nen o ki bu mesele önümüzdeki süreçte de İran
zira Allah biyolojik ve psikolojik açıdan erkek- kamuoyunun gündemini meşgul etmeye devam
le kadını farklı yaratmıştır ve her iki cinsten edecektir. Zira Taki Keremi ve Mahbubi Şeriat-
farklı beklentileri vardır. Bazı ülkelerde kadın penahi’nin (1392, s. 233) de belirttiği gibi İsla-
ve erkek eşitliğine dair bazı uygulamaların ha- mi bir düşünce olarak bu hareket tutunabilmiş
yata geçirilmesiyle boşanma oranı, evlilik dışı ve kurucuları nispi de olsa bir meşruiyet elde
cinsel ilişki, tek çocuklu aile tipi, tek başına ya- edebilmişlerdir. Gerçi bu süreç İran’daki İsla-
şama ve aile içi şiddet artış kaydetmiştir. mi feministler açısından hiç kolay olmamıştır.
Bununla beraber İran’da İslami Feminizm ha-
İran’da İslami Feminizm’e yapılan eleşti- reketi; eğitimli, müesses nizama yakın kadınla-
rilerden daha geniş bahsetmek mümkündür. rın gayretlerinin bir neticesi olup tüm çabalara
Bu konuda daha teknik araştırmalar da dikkat rağmen bu kesimin zihninde varlığını sürdür-
çekmektedir. Örneğin Kur’an’daki cinsiyet bil- mektedir. Dolayısıyla hedef kitlesi olan orta ve
diren kelimelerin kullanıldığı bağlamı dilbilim- yüksek kesime mensup çalışan kadınları tam
sel açıdan incelemek suretiyle İslamiyet’e göre olarak cezbedememiş ve kitleselleşememiştir.
kadın ve erkeğin eşit değil birbirini tamamla- Bu kesimin iş hayatındaki başarısı zaten doğal
yan unsur olduğu sonucuna varan çalışmalar olarak kadına atfedilen geleneksel eş/anne rolü-
(bk. Şirzad, Şirzad ve Hidayetzade, 1395) ya nün sorgulanmasını beraberinde getirmektedir.
da ayet ve rivayetler doğrultusunda feminizme İslami feministlerin mutlak bir başarı yakaladı-
eleştiri getiren yayınlar (bk. Hüseynizade vd., ğını söylemek güç olmakla birlikte kadınlara ve
1389) da göze çarpmaktadır. İster konuya temel Medeni Hukuk’a dair bazı müspet gelişmelerde
metinlerdeki kavramların bağlamı açısından katkıları olduğu da inkâr edilemez. Bunlara ek
isterse de ayet ve hadislerin yorumundaki usul olarak gün geçtikçe modernleşmenin kendini
açısından bakılsın İslami feministlere eleştiri daha açık gösterdiği İran toplumunda İslami
getiren araştırmacıların mutabık kaldığı nokta, söylemin özellikle yeni kuşak üzerinde etkisi-
su ve yağ metaforunda olduğu gibi feminizm- nin güçlü olduğunu söylemek zordur. Dolayı-
le İslamiyet’in birbiriyle bütünleşmeyeceğidir. sıyla İslami feministlerin önümüzdeki süreçte
Dolayısıyla ayrıntıya indikçe çeşitlenen eleşti- işi daha da zorlaşacaktır zira bir yandan bu söy-
rileri burada sonlandırmak çalışmanın kapsamı lemin hedef kitlesindeki artan seküler eğilim
bakımından yerinde olacaktır. diğer yandan İran’da muhafazakârlaşan siyasi
konjonktür sivil toplumun gelişimini yavaşla-
Sonuç
tabilir.
Dinî metinlerden İslami çehreye bürünmüş İran’da İslami Feminizm akımı deyim ye-
bir feminizm düşüncesi çıkarmak mümkün mü- rindeyse ülkedeki siyasal İslami yönetimin is-
dür? Böyle bir soruya cevap arayışı İran özelin- tenmeyen çocuğu gibidir. Meşruiyetini dinden
de anlaşılabilir bir gayret olmakla birlikte so- aldığı ve öncülüğünü devrimci siyasi elitlere

17
İran’da İslami Feminizm Hareketi

yakın kadınlar üstlendiği için doğrudan dışla- nistler, zaman zaman reformcu/ılımlı hükûmet-
namamaktadır ve bir dereceye kadar kabul gör- lerden destek bulsa bile hassas bir mesele olan
müştür. Özellikle reformcu aydınların desteğini kadın konusunda kayda değer kazanımlar elde
almaktadır. Ancak bu akımın yayın organlarının edememektedir. Bu sebeple İslami Feminizm,
zaman zaman kapatılması ve mevcut yayın- akımının başarı karnesinin pek parlak olduğu
lardan özellikle muhafazakâr kanat tarafının söylenemez. Bunun sebepleri ise ayrıca üzerin-
yayınlarından gerek İslam ile feminizmin yan de tartışmaya değer bir konudur. Her hâlükârda
yana gelmesinden gerekse de kadının konumu- İran’da sisteme yakın kadınların başlattığı bir
na ilişkin bazı taleplerden hoşlanılmadığı akla sivil toplum hareketi olarak İslami Feminizm,
gelmektedir. Bu durum İslami feministler için İranlı kadınların geleceği açısından kadınlarla
bir “arada kalmışlık sendromu” yaratmaktadır. muhafazakâr kesim arasındaki buzların erime-
Toplumsal talepler ve müesses nizam içerisin- sinde en etkili aktör olmaya devam edecektir.
deki güç odakları arasında sıkışan İslami femi-

18
İran’da İslami Feminizm Hareketi

Kaynaklar

• Ahmedi Horasani, N. (1377). “Feminizm-i İslami der Negahi be Ruzname-yi Zen ve Mecelle-yi
Zenan”. Endişe-yi Camie, 3(4), 68-70.
• Aksu, B. (2010). “Hatırlananlar ve Unutulanlar: İslam Coğrafyasında Modernleşme ve Kadın Hare-
ketleri”. Bilig, 53, 51-66.
• Behdarevend, M. M. (1382). “Nazariyyeha-yi Feministi der Cihan ve İran”. Peyam-ı Zen, 138, 30-38.
• Çeraği Kuteyani, İ. (1392). “Ruyaruyi-yi İraniyan ba Feminizim ez Feminizm-i İrani ta Feminizm-i
İslami”. Marifet, 23(199), 31-48.
• Güç, A. (2008). “İslamcı Feminizm: Müslüman Kadınların Birey Olma Çabaları”. Uludağ Üniver-
sitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 17(2), 649-673.
• Gürhan, N. (2010). “Toplumsal Cinsiyet ve ‘İslami Feminist’ Söylem”. Uluslararası Bilim, Ahlak,
Sanat Bağlamında Çağdaş İslam Algıları Sempozyumu, Samsun, 26-28 Kasım.
• Hüseynizade, S. A. vd. (1389). “Nakd-ı Didgah-ı Femizim-i Liberal der Zemine-yi Beraberi-i Zen u
Merd en Menzer-i Kur’an ve Rivayat (Maban-yi İnsaşenahti-yi Talim ve Terbiyet-i İslami)”. Dofas-
lname-yi İlmi-Pejuheşi Terbiyet-i İslami, 5(11), 33-58.
• Hüseyinzade, E. ve Abbasiyan, H. (1394). “Nakd u Berresi-yi Mebani-yi Fikri ve Şahesha-yi Femi-
nizm-i İslami”. Dofaslname-yi İlmi-Pejuheşi İnsanpejuhi-yi Dini, 12(34), 207-228.
• Ebadi, Ş. (1376). “Girayiş-i Feministi der İran”, Zenan, (34).
• İsar, F. (1398). “Aya Feminizm ve İslam be Unvan-ı Do İdeoloji-yi Matrah Aşti-pezirend?”. htt-
ps://8am.af/are-feminism-and-islam-reconciling-as-two-ideologies/ [Erişim Tarihi: 03.07.2020].
• İshaki, S. H. (1384). “Teemüli ber Peyker-i Peyamedha-yi Feminizm-i İslami”, Revak-ı Endişe, 44, 50-75.
• Mirhüseyni, Z. (1385). “Avaha-yi Taze-yi Feministi der Cihan-ı İslam”. Zenan, 132, 81-85.
• Nasr, S. H. (1384). “Feminizm-i İslami (Ter. Mustafa Şehrayini)”. Neşriyeyi Yad, 386-389.
• Necabadi, E. (1995). “Salha-yi Osret, Salha-yi Ruyeş”, Kenkaş, (12).
• Sansariyan, A. (1384). Conbeş-i Hukuk-u Zenan der İran: Tuğyan-ı Evvel ve Serkub ez 1280-1357.
Tahran: Neşriyat-ı Ahteran.
• Serefraz, H. (1388). “Haneşi ez Gofteman-ı Feminizm-i İslami”. Mahname-yi İlmi ve Tahassusi-yi
Ettelaat-ı Hikmet ve Marifet, 4(1), 34-38.
• Şahin Aynur, H. (2013). “İslami Feminizm ve Feminist Kur’ân Okumaları Üzerine Bir Değerlendir-
me”. Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 13(3), 89-122.
• Şehidiyan, H. (1377). “Feminizm-i İslami ve Conbeş-i Zenan-ı İran”, İranname, 64, 611-640.
• Şefii Rudpoşti, M. ve Hosraviyan, H. R. (1390). “Negah-ı Intıkadi ber Feminizm-i İslami ve Erz-
yabi-yi Mizan-ı Gerayiş-i Daneşcuyan-ı Duhter be An (Moteaale-yi Moredi: Daneşcuyan-ı Duhter-i
Moessese-yi Amuzeş-i Ali-yi Cehad-ı Daneşgahi-yi Yezd)”, Pejuhename-yi Zenan, 2(2), 67-86.
• Şirzad, M. H., Şirzad, M. H. ve Hidayetzade, M. S. (1395). “Rehyafti-yi Zebanşenahti ber Beraber-i

19
İran’da İslami Feminizm Hareketi

Cinsiyeti der Kur’an-ı Kerim; Nakd-ı ber Feminizm”. Dofaslname-yi İlm-i Pejuheşi “Motaalat-ı
Kur’an ve Hadis”, 9(2), 123-148.
• Taki Keremi, M. ve Mahbubi Şeriatpenahi, N. (1392). “Feminizm-i İslami, Mefahim ve İmkanha”.
Faslname-yi Şura-yi Ferhengi-yi İçtimai-yi Zenan u Hanevade, 15(59), 229-263.
• Tevhidi, N. (2003). Islamic Feminism: Perils and Promises. In Woodrow Wilson International Cen-
ter for Scholars: Middle Eastern Women on the Move, (pp. 135-146), Washington D.C.
• Zibainejad, M. R. (1387a). “Gofteman-ı Feminizm der İran: Nigareşha ve Tahlilha”, Hora 27, 76-85.
• Zibainejad, M. R. (1387b). “Feminizm-i İslami Nadarim”. Hamshashrionline, https://tinyurl.com/
y9yfmagn [Erişim Tarihi: 03.07.2020]

20
“Tanıtım nüshasıdır, para ile satılamaz.”
“Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5’inci maddesinin
2’nci fıkrası çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu değildir.”
İran’da İslami Feminizm Hareketi

İRAM HAKKINDA
Yeni, bağımsız bir düşünce kuruluşu olan İran Araştırma Merkezi (İRAM), temel bir özelliğiyle
ülkemizdeki diğer araştırma merkezlerinden farklılık göstermektedir. İRAM, yalnızca İran ve
bağlantılı konular üzerine araştırmalar gerçekleştirmektedir. Ciddi bir kültürel ve tarihsel derinliğe
sahip, Orta Doğu’daki siyasal etkinliği artan ve çok yönlü ilişkilere sahip olduğumuz komşu ülke
İran ile ilgili konuları layıkıyla inceleyebilmek zaruret haline gelmiştir. İRAM’ın ana hedefi kamuo-
yunun birincil kaynaklardan doğru ve kapsamlı bilgi ve analize ulaşmasını sağlamaktır. İran ile ilgili
konularda çalışma yapan akademisyenler ve araştırmacılar için çeşitli eğitim ve araştırma imkânları
sunmayı ve alanda çalışan kişiler için ortak bir platform olmayı amaçlamaktadır. İran iç ve dış
politikaları, ekonomisi ve toplumsal-kültürel yapısı alanlarında üretilen bilgiler, iki ülke arasındaki
ilişkileri ve anlayışı geliştirmeye de katkı sağlayacaktır. Merkezimiz İran'da, Orta Doğu'da ve Batı'da-
ki bilgi birikimini ülkemize ve ülkemizdeki birikimi de dünya kamuoyuna taşıyacak kadroya
sahiptir.

Oğuzlar Mh. 1397. Sk. No: 14 06520 Balgat - Çankaya - Ankara / Türkiye
Tel: +90 312 284 55 02 - 03 Faks: +90 312 284 55 04
e-mail: info@iramcenter.org www.iramcenter.org
22
"Bu çalışmanın tüm telif hakları İran Araştırmaları Merkezi'ne (İRAM) aittir."
View publication stats

You might also like