You are on page 1of 11

MAKROEKONOMİYE GİRİŞ,

KAVRAMLAR
VE
MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

T.C.
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ EDİRNE SOSYAL
BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU
KONU İÇERİĞİ

MAKRO İKTİSAT KAVRAMI DIŞ TİCARET 1. SINIF


MAKRO İKTİSADIN DOĞUŞU
MAKROEKONOMİ
MAKROEKONOMİK (İKTİSADİ) BİRİMLER
VE İLİŞKİLER
Dr.Öğr.Üyesi Duygu YÜCEL
MAKRO İKTİSAT TEORİSİ VE MAKRO
İKTİSAT POLİTİKASI

Bu derste öğrenciler;
HEDEFLER

Makroekonomi ve ilgilendiği dalları bilebilir,


Tanımları yapabilirler,
Ekonomi Ekolleri hakkında temel bilgiye sahip
olabilirler,
Ekonomik birimlerinin neler olduğunu bilebilir,
MAKROEKONOMİYE GİRİŞ VE KAVRAMLAR

MAKRO İKTİSADIN DOĞUŞU

Makro İktisat: İktisadın bir bütün olarak ve toplumlaştırılmış ekonomik davranışları


inceleyen bölümdür. Örneğin; milli gelir, para, bankacılık, enflasyon, istihdam sorunu,
ekonomik büyüme, iç ve dış borçlar, tasarruf-yatırım, krizler gibi.

Teorilerin oluşması hipotezlerle başlar. Hipotez ya da varsayım belirli bir probleme çözüm
bulmak için geliştirilen, olaylar arasında ilişki kurabilen, akla ve mantığa uygun olan ve
sınanabilir önermelerdir.

Hipotez kurulurken çeşitli araştırmalardan ve gözlemlerden yararlanılır. Eğer hipotezler


öngörülerinde haklı çıkmış ve çeşitli bilimsel yöntemler ile test edilmiş ise geçerlilik
kazanmaya başlarlar.

Geçerlilik kazanan hipotezlere teori adı verilir. Ancak buradaki geçerlilik kesinlik anlamına
gelmemektedir. Her teorinin zamanla aksi kanıtlanabilir ve yaygın adı ile çürütülebilir. Aksi
kanıtlanamayacak derecede güçlü teoriler kanun olarak adlandırılır ve her zaman ve her
mekânda geçerlilik kazanırlar.

Mikro iktisadi analizlerde belli konuları açıklamak ve ilişkileri ortaya koymak için ceteris
paribus (diğer her şey sabitken) varsayımından sıklıkla yararlanılması konuyu açıklaması
açısından önemli bir örnektir. Makro iktisatta da varsayımlar önemli bir yer tutmaktadır. Hatta
bu varsayımlar iktisadi okulların, ekollerin ve düşünce akımlarının doğmasının temel
nedenidir denilebilir.

İktisat biliminin ve dolayısıyla makro iktisadın ortaya çıkışını daha iyi anlayabilmek için
tarihsel sürece göz atmak bir zorunluluk hâline gelmektedir.

İnsanlık tarihi boyunca nüfusun artması ancak kaynakların kıt olması her şeyden önce birçok
kargaşaya ve savaşlara yol açmıştır. Özellikle tarım toplumlarında yaşanan kuraklık ve diğer
değişimler insan topluluklarının ve sonraki dönemlerde devletlerin daha verimli kaynaklara
sahip olan toprakları ele geçirme isteklerinde önemli bir yer tutmuştur.

Bunun dışında gerek aynı insan topluluklarında gerek komşu sayılabilecek topluluklarda
ticaretin çok eski tarihlerden beri var olduğu bilinmektedir. Burada ihtiyaç fazlası ile ihtiyaç
duyulan mallar arasında trampa ya da takas dediğimiz yöntemlerle başlayan ticaret, paranın
icadı ile ayrı bir boyut kazanmış ve metal paraların kullanımı ile ticaret hacmi genişlemiştir.

Artan üretim ve ticaret bir yandan insanların refahını artırırken bir yandan insanoğlunun
iktisadi problem olgusu ile karşılaşmasına neden olmuştur. Bu problemlerin iktisadın bir
bilimdalı olarak ortaya çıkmasında katkısı büyüktür. İktisadi problemlerin yoğunlaşması ve
Makroekonomi – 1. Hafta
2
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
iktisadın bir bilimdalı olarak ortaya çıkması ise 18. ve 19. yy.da yeni buluşların ve özellikle
buhar gücüyle çalışan makinelerin üretime yönelmesiyle meydana gelen Sanayi Devrimi ile
başlamıştır.

MAKRO EKONOMİ EKOLLERİ

Sanayi Devrimi öncesinde iktisat bilimi ile uğraşan düşünürlerin ve okulların varlığı
bilinmektedir. Bunlar arasında en önemlileri Merkantilizm ve Fizyokrasi’dir.

Merkantilizm (1450-1750)

Merkantilizmin ortaya çıkmasını hazırlayan olayların başlıcaları olarak 16. ve 17.yüzyılda


Ortaçağın sonuyla sanayi devriminin arasındaki dönemde, feodalizmin yıkılışı ve merkezi
devletlerin kuruluşu başta olmak üzere, bir dizi değişikler (yeni buluşlar, dinde reform ve
Rönesans hareketi, ekonomik ve sosyal yapıda değişim ile matbaanın bulunması yaygınlaşması
vb. gibi) sıralanabilir.
Zenginliğin kaynağı değerli madenlerdir. Ekonomide yoğun devlet müdahalesi vardır.
Merkantilist politikanın temel amacı, ülkeye giren altın-gümüş miktarını arttırmak, ülkeden
çıkan altın-gümüş miktarını ise azaltmaktadır. Bu sayede sürekli dış ticaret fazlası vermek,
yani ihracat gelirleri ile ithalat giderleri arasındaki dengeyi sürekli pozitifte tutmak hedeflenir.
Ülkeye değerli maden girişini ve ülkeye giren madenlerinde yeniden çıkmaması için ihracatı
teşvik edici, ithalatı ise sınırlayıcı, yani korumacı politikalar ön görmektedir.

Fizyokrasi (1750-1770)

Fransızların, Merkantilist uygulamalara tepkisi ile birlikte şekillenen ve Fransa'da doğup


gelişen Fizyokratik akım, 18.yüzyıl sonlarında esas şeklini almakla birlikte 1760-1770 yılları
arasında en yoğun dönemini yaşamıştır.
Fizyokratlara göre dünyada, yasaları Tanrı tarafından ortaya konulmuş, ideal bir düzen vardır.
Toplumun işleyişinin tıpkı fiziksel olaylarda olduğu gibi doğal düzen içinde gerçekleşmekte
olduğunu ileri sürerek, devletin ekonomiye hiçbir müdahelede bulunmamasını öngörmüşlerdir.
Zenginliğin kaynağı toprak ve tarımdır. Doğal düzen zaten işlemektedir, devlet ekonomiye
müdahale etmemelidir.
Klasik İktisat (1976-1929)

Sanayi Devrimi öncesi Avrupa, özellikle keşifler yolu ile birçok ülkeye ulaşmış ve çok düşük
maliyetler ile hammadde elde etmiştir. Yine Sanayi Devriminin başlangıcında buharlı
makinelerin icadı ve sanayi sektöründe kullanılması önemli bir etki yaratmıştır. Aynı
dönemde kırsal kesimden sanayi sektörünün gelişmekte olduğu kentlere büyük göçler
gerçekleşmiştir. Sonuç olarak ucuz hammadde, buharlı makineler ve çok sayıda nüfus sanayi

Makroekonomi – 1. Hafta
3
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
şehirlerinde toplanmıştır.

İktisadın bir bilim, bir disiplin olarak ortaya çıkması ise Fizyokratik düşünceden önemli
düzeyde etkilenen Klasik ve Neo Klasik görüş ile gerçekleşmiştir. Avrupa’da yaşanan sosyal
değişimlerin sonucu olarak ortaya çıkan bu düşünce akımları Sanayi Devrimi ile aynı
dönemde ortaya çıkmıştır.

Klasik iktisat 19. yüzyılın ortalarına kadar yaygınlığını korumuş, sonrasında neoklasik
iktisada yerini bırakmıştır.

Klasik İktisatçılara göre devlet, ekonomiye müdahale etmemelidir. Devletin ekonomideki


rolü sadece düzenleyici işlem görmekle sınırlı tutulmalıdır. Devlet, rekabeti sağlayıcı
düzenlemeler yapmalı, rekabeti önleyici her türlü engeli ise ortadan kaldırmalıdır. Bunun
dışında devletin görevi sadece güvenlik, adalet ve savunma gibi hizmetleri yerine getirmektir.
Doğal Düzen sistemine benzeyen Görünmez El prensibini savunan Klasik İktisatçılar,
ekonomide tam serbestliği yani “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” anlayışını
savunmuştur. Tam rekabet piyasasının geçerli olduğu sistemde işsizliğin olmayacağı ve olursa
rekebet ve esnek fiyat-ücret sistemi sayesinde kendiliğinden dengeye gelineceği
savunulmuştur.
1920’li yıllara gelindiğinde, ortaya çıkan üretim artışı ve işçi ücretlerinin bu üretimi
tüketebilecek düzeyde olmaması, üretim ile tüketim arasındaki dengenin kaybolmasına yol
açmıştır. 1929 yılını izleyen yıllarda işsizlikte meydana gelen artış ve üretim düzeyinin
önemli düzeyde düşmesi “Büyük Buhran (Büyük Depresyon = Büyük Dünya Bunalımı)”
olarak adlandırılan ekonomik krizin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Keynesyen İktisat (1936)

1930’lu yıllarda geçerli olan ekonomik krizin kendiliğinden dengelenmemesi ise Klasik –
Neo Klasik düşüncenin eleştirilmesine yol açmıştır. Klasik – Neo Klasik düşüncenin eleştirisi
noktasında J. M. Keynes tarafından 1936 yılında “İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi”
adıyla yayınlanan eser ise yeni bir düşünce ekolü olan Keynesyen Okulunun ortaya çıkmasını
sağlamıştır.

Keynes ekonomisi özel sektörün ağırlıklı olduğu ama devlet ve kamu sektörünün büyük role
sahip olduğu bir karma ekonomiyi savunmaktadır. Keynesyen İktisata göre yeri geldiğinde
devlet, iktisat politikaları ile ekonomiye müdahale edebilir. Keynesyen ekonomi ekonominin
talep yönüne ağırlık vermektedir. Sonraki yıllarda “Keynesyen Devrim” olarak nitelendirilen
bu teori ise iktisat biliminin mikro ve makro iktisat olarak ayrılmasına yol açmıştır.

İktisatçıların içinde yaşadıkları toplumların, analizlerin yapıldığı dönemlerin ve olayların

Makroekonomi – 1. Hafta
4
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
farklı olması gibi etkenler varsayımların ve dolayısıyla iktisadi düşüncelerin de
farklılaşmasına neden olmuştur.

Monetarist İktisat

Monetarizm, esasen çağdaş iktisadi sorunlardan biri olan enflasyon konusu üzerinde durmuştur. Bu
politika enflasyonun temel nedeni olarak para arzının hükümetlerce gereksiz yere ve aşırı ölçüde
artırılmasını görmektedir. Monetaristlere göre, ekonomideki istikrarsızlıkların birçoğu parasal
kökenlidir. Bu nedenle para politikası iktisadi sorunlara karşı diğer iktisat politikası araçlarından daha
etkilidir.

Arz-Yanlı İktisat

Arz Yanlı İktisat, Keynesyen Teori’ye bir tepki olarak 1970’li yıllarda doğmuştur. Arz Yanlı
İktisat uygulamaları, 1980’lerde ABD Başkanı R. Reagan ve İngiltere Başbakanı M. Thatcher
tarafından ön plana çıkartılmıştırArz Yanlı İktisatçılar, vergi indirimlerinin yanı sıra, kamu
harcamalarının azaltılmasını, para arzının daraltılmasını ve piyasaya yönelik müdahalelerin
azaltılarak, özel kesimde sermaye birikiminin sağlanmasını ileri sürmüşlerdir.

MAKROEKONOMİK (MAKRO İKTİSADİ) BİRİMLER VE İLİŞKİLER

Bireyin bir üretim dalında devamlı olarak çalışıp o dalda bilgilerini artırmak suretiyle ehliyet
ve kabiliyet kazanmasına uzmanlaşma denilmektedir. Bir üretim faktörünün, bir bölgenin
veya endüstrilerin belli bir üretim dalı üzerinde durması demek olan uzmanlaşma, ekonomik
birimler arasında işbölümünü ortaya çıkarmaktadır. İnsanların tüm ihtiyaçlarını kendi
faaliyetleriyle elde ettikleri mallarla karşılamaları mümkün değildir. Dolayısıyla insanlar
yetenekleri ölçüsünde farklı bir mal üretme ve ürettiği malın fazlalık kısmını diğer ihtiyaç
duyduğu mallarla değiştirme yoluna gitmektedir. Böylece zamanla birbirleriyle alışveriş
yapan ve belli dallarda uzmanlaşan insanlar/ekonomik birimler oluşmuştur.

Makro iktisadi analizde dört iktisadi birime ya da sektöre yer verilmektedir. İktisadi birim
ekonomide karar alan-karar veren birim demektir.

1. HANEHALKI

2. FİRMA

3. DEVLET

4. DIŞ ALEM (DIŞ DÜNYA)

Hanehalkı Sektörü: Ekonomideki bütün ailelerden oluşan iktisadi karar birimine hanehalkı
sektörü adı verilmektedir. Hanehalkının içinde yer alan bütün bireylere ise tüketici
denilmektedir. İktisatta, emeği ile gelir elde eden hanehalkı sektörünün, maksimum fayda elde

Makroekonomi – 1. Hafta
5
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
etmeyi amaçladığı varsayılmaktadır. Gelir elde eden hanehalkı sektörü piyasada tüketim ve
tasarruf olmak üzere iki farklı karar verebilmektedir. Hanehalkları tek kişiden oluşabileceği
gibi birden fazla kişiden de oluşur. Ayrıca hanehalkını oluşturan kişilerin akraba olmaları
gerekmez. Örneğin, aynı evde kalan öğrenciler gibi. Hanehalkları, üretilen mal ve hizmetlerin
tüketicisi ve üretici kaynakların sahibi veya arz edicisidir. Tüketiciler olarak hanehalkı,
firmalar tarafından üretilen mal ve hizmetleri satın alır. Tüketicilerin satın aldıkları mal ve
hizmetlerin miktarı tüketicilerin sınırlı gelirleri, mal ve hizmet fiyatlarınca kısıtlanır. Tüketici,
belli bir satın alma gücü ile harcadığı her liradan mümkün olduğu kadar fazla doyum elde
etmeye çalışır. Faktör sahibi olarak hanehalkları, sahip oldukları faktörleri veya kaynakları
firmalara satarlar ve bu şekilde gelirlerini maksimize etmeye çalışırlar. Özetle;

• Firmalara üretim faktörleri arz ederek, karşılığında gelir elde ederler.

• Firmalardan tüketim malı satın alarak, harcama yaparlar.

• Gelirinin bir kısmını tasarruf ederler.

Firmalar Sektörü: Firma, hükûmetin, hanehalkının ve diğer firmaların kullanacakları ayrıca


dış ticarete konu olan mal ve hizmetleri üreten iktisadi karar birimlerini temsil etmektedir.
Yani üretici kaynakları kullanan ve ne üretileceğini kararlaştıran şahıs şirketinden devlete
kadar bütün üretici birimlerdir. Firmalar, diğer firmalara, hanehalklarına veya merkezi
otoritelere (devlete) sattığı malları üretmek için üretim faktörleri (emek, sermaye, doğal
kaynak, girişimci) kullanan birimlerdir. Firmaların ekonomide oynadıklar başlıca iki rol
vardır. Bunlar: 1. Üretim yapmak için üretim faktörlerini satın almak 2. Ürettikleri malları
satmaktır. İktisatta, temel üretim birimi olan firmalar sektörünün, maksimum kâr elde etmeyi
amaçladığı varsayılmaktadır. Firmalar sektörü piyasada yatırım ve tasarruf olmak üzere iki
iktisadi faaliyette bulunmaktadır. Özetle;

• Kiraladığı ya da satın aldığı üretim faktörleri (emek) karşılığında hanehalklarına ödeme


yaparlar.

• Diğer firmaların yatırım harcamalarından gelir elde ederler.

• Kendi stoklarını azaltabilirler.

• Yatırımlarını finanse etmek için finansal piyasalardan ve hanehalklarından borçlanırlar.

Devlet (Kamu) Sektörü: Bir ekonomide faaliyet gösteren bütün kamu kurum ve
kuruluşlarından oluşan iktisadi karar birimlerini ifade etmektedir. Devlet, firmalar tarafından
üretilen malların bir kısmını satın alır. Hanehalklarının gelirlerinin bir kısmını vergi olarak
toplar. Devlet, ayrıca çeşitli mal ve hizmetleri bizzat üretebilir. Bunların yanında devlet,

Makroekonomi – 1. Hafta
6
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
mülkiyet haklarını düzenler ve özellikle firmaların faaliyette bulundukları piyasalar ile ilgili
düzenlemeleri (regülasyon) yaparak; firmalar, tüketiciler ve kaynak sahipleri ile ilgili tüm
düzenlemeleri hayata geçirir. Özetle;

• Firmalardan satın aldığı mal ve hizmetler için harcama yapar. (Kamu Harcaması)

• Altyapı-üstyapı yatırımları yapar. (Harcama)

• Hanehalkı ve firmalara transfer ödemesinde bulunur

• Satın aldığı üretim faktörlerine ödeme yapar.

• Hanehalkı ve şirket gelirlerinden vergi alır. (Kamu geliri)

• Kamu geliri ve giderleri arasında fark oluşursa, bütçe imkânlarına göre borçlanır ya da
faiziyle anapara borçlarını öder.

Dış Âlem Sektörü: Bir ülkenin diğer ülkelerle yaptığı ihracat ve ithalat gibi her türlü iktisadi
faaliyetlerinin toplulaştırıldığı sektöre denilmektedir. Özetle;

• Yurtiçi firmalarca üretilen mal ve hizmetlerin yurtdışına satılması sonucu döviz geliri elde
edilmesi (İhracat, ülkeye döviz girer).

• Yabancı firmaların ürettiği mal ve hizmetleri satın alır ve onlar için yurtdışına döviz
ödemesi şeklinde harcama yapılır (İthalat, ülkeden döviz çıkışı).

Sonuç olarak, ekonomiyi bir bütün olarak inceleyen makro iktisatta hanehalkı, firmalar, devlet
ve dış âlemden oluşan dört karar birimi yer almaktadır.

Ekonominin temel tüketim birimi olan hanehalkı, aynı zamanda üretim faktörlerinden
birisidir: emek. Hanehalkları devlete ve firmalara emek arz ederek (çalışarak) ücret ve maaş
geliri elde ederken aynı zamanda firmalara ortak olarak kârpayı kazançları da elde
edebilmektedir. Hanehalkı elde ettiği gelirleri hem yurt içi hem de yurt dışı firmaların ürettiği
mal ve hizmetleri satın almak için harcamakta ve devlete vergi vermektedir.

Firmalar, üretim faktörlerini (emek, sermaye, doğal kaynak ve hammadde, girişimlik)


kullanarak ürettikleri mal ve hizmetleri hanehalkı, devlet ve dış âleme satmakta ve böylece
firmalar gelir elde eder. Elde ettikleri gelirler ile hanehalkına ücret ödemesi, devlete vergi
ödemesi ve firma sahiplerine ve ortaklarına kârpayı ödemesi yapmaktadırlar.

Devlet ise hanehalkına maaş, ücret ve transfer ödemesi ve hanehalkından aldığı borçlardan
dolayı faiz ödemesi yapmaktadır. Vergi sayesinde vergi geliri toplar. Devlet ise
hanehalkından ve firmalardan elde ettiği vergi gelirleri ile kamu harcaması yapmak için

Makroekonomi – 1. Hafta
7
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
firmalardan mal ve hizmet almakta, kamuda çalışan hanehalkına ücret ve maaş ödemesi
yapmakta, bazı hanehalklarına karşılıksız transfer ödemesi yapmakta, kendisine borç
verenlere faiz ödemesi yapmakta ve böylece piyasalar üzerinde etkili olmaktadır.

Dış âlem de, ülkelerden mal ve hizmet satın alabileceği gibi ülkeye mal ve hizmet de
satabilmektedir.

Söz konusu basitleştirilmiş ilişkiler yanında hanehalklarının, firmaların, devletlerin ve dış


âlemin tasarruf ve yatırım kararları, borçlanma davranışları vb. makro iktisadi ilişkileri
karmaşık hâle getirmektedir.

Ayrıca ekonomik birimlerin davranışlarının yanında, ekonomiyi oluşturan piyasalar da makro


iktisadi ilişkilerin açıklanmasında önemli rol oynamaktadır.

MAKRO İKTİSATTA PİYASALAR

Makro iktisadi yaklaşımda dört temel piyasa ele alınmaktadır. Bunlar:

Mal Piyasası: Mal ve hizmet arzının ve talebinin karşılaştığı piyasaları ifade etmektedir.
İktisadi karar birimlerinden olan firmalar, piyasaya mal ve hizmet arz etmekte ve piyasadaki
diğer karar birimleri arz edilen mal ve hizmetleri talep etmektedir.

Para Piyasası: Para arzı (piyasadaki para miktarı) ve para talebinin (elimizde bulundurmak
istediğimiz para miktarı) karşılaştığı piyasaya denir. Bu piyasada hanehalklarının, firmaların,
kamu kesiminin ve dış âlemin fon arz (kredi veren) ve fon talepleri (kredi almak isteyenler)
karşı karşıya gelmektedir. Günümüzde para piyasası araçları küreselleşme ve dijitalleşmeye
paralel olarak çeşitlenmiştir. Buna rağmen merkez bankalarının bu piyasaların en önemli
aktörleri olmaya devam ettiği görülmektedir.

Tahvil Piyasası: Tahvil arz (tahvil satmak isteyen) ve tahvil talebinin (tahvil satın almak
isteyen) karşılaştığı piyasaya denir. Bu piyasada tahvil ve bono gibi menkul kıymetler alınıp
satılmaktadır. Para piyasasında olduğu gibi küreselleşme ve dijitalleşmeye paralel olarak
tahvil piyasasında da araçlar çeşitlenirken piyasa aktörlerinin sayısı da hızla artmıştır.

Emek Piyasası: Emek arzı (emeğini satan, çalışan, işçi) ve emek talebinin (emek satın almak
isteyen, işveren, patron) karşılaştığı piyasa olarak tanımlanan piyasalardır. Bu piyasalarda,
emeğin fiyatı belirlenmekte ve belirlenen bu fiyat üzerinden ne kadar emek arz edileceği
ortaya konulmaktadır.

MAKRO İKTİSAT TEORİSİ VE MAKRO İKTİSAT POLİTİKASI


Makroekonomi – 1. Hafta
8
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
Makro İktisat Teorisi, iktisadi olayların nedenlerini ve sonuçlarını bütüncül bir bakışla ortaya
koymaya çalışan fikirlerden oluşur. Bu fikirler önceleri felsefe, akıl yürütme ve çıkarım
yapma şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu görüşler arasında ilerideki bölümlerde açıklanacağı üzere
önemli farklılıklar görülmüştür. Bunun yanında tarihsel süreç içinde bazı görüşlerin
doğruluğu ya da yanlışlığı sorgulanmıştır.

İktisat biliminde ve özellikle makro iktisatta iktisadi olaylar ile ilgili çok sayıda görüşün
ortaya çıkması ile birlikte iktisadi olayların ölçülmesi, değerlendirilmesi ve bu
değerlendirmelere göre hareket edilmesi görüşü yaygınlaşmıştır. İktisat biliminde iktisadi
olayların ölçülmesi ve değerlendirilmesiyle ilgilenen disipline ekonometri denir. Ekonometri
bilimi, istatistik ve matematik kuralların ekonomi bilimine uygulanması anlamına
gelmektedir.

Ekonometri terimi ilk kez 1926 yılında Ragnar Frish tarafından kullanılmıştır.

Ekonometri biliminden hem mikro iktisatta hem de makro iktisatta yararlanılmaktadır. Çok
sayıda analiz yöntemi bulunmakla birlikte en çok kullanılan yöntem regresyon analizi ve bu
analizin türevleridir. Bu analizde açıklanan değişken ve açıklayan değişken olmak üzere iki
veri seti bulunur. Bunlara sırasıyla bağımlı değişken ve bağımsız değişkenler de denilebilir.

Örneğin enflasyonun nedenleri nelerdir? Şeklindeki bir sorunun cevabının araştırılmasında


açıklanan ya da bağımlı değişken enflasyondur. Enflasyonu etkilediğine inanılan para arzı,
büyüme, dış ticaret gibi değişkenler ise açıklayıcı ya da bağımsız değişkenlerdir. Bu durumda
ülkedeki enflasyon, para arzı, büyüme ve dış ticaret verilerinin elde edilerek çeşitli
ekonometrik yöntemlerin uygulanması ile bağımsız değişkenlerin hangilerinin bağımlı
değişkeni etkiledikleri, hangilerinin etkilemedikleri, etkili değişkenlerin etkisinin büyüklüğü
elde edilebilir.

Ekonometrik tahminlerden elde edilen bulgular iktisat politikalarının dizayn edilmesinde


kullanılır.

İktisat biliminde hükûmetlerin izledikleri iktisat politikalarına makro iktisat politikası ya da


kısaca iktisat politikası denir. İktisat politikaları belli iktisadi kararların alınmasını ve
uygulanmasını içerir. Bu politikalar bazen mevcut sorunların çözümü için, bazen de iktisadi
performansın artırılması için uygulanır. Tutarlı ve doğru bir politika yürütmek için ekonomi
yönetiminin elinde sağlam ve doğru veri ve analiz olması şarttır. Burada iktisat politikası
ekonometri biliminden yararlanır.

Yukarıdaki örnek açısından düşünürsek; dış ticaretin ülkedeki enflasyon üzerinde etkili
olmadığı gibi bir sonuç elde edilmişse enflasyonla mücadele etmek isteyen bir hükûmetin dış

Makroekonomi – 1. Hafta
9
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
ticaret ile ilgili tedbir almasına gerek kalmaz. Buna karşılık para arzı enflasyon üzerinde
önemli bir değişken olarak belirlenmişse bu durumda hükûmetin para arzının kontrolüne
öncelik vermesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

HAFTANIN SORULARI

Soru 1: Makroekonominin doğmasına neden olan gelişmeleri anlatınız.


Soru 2: Ekonomik birimler nelerdir, açıklayınız.
Soru 3: Nominâl GSYH ile reel GSYH kavramlarını açıklaynız.
Soru 4: Kişisel Gelir, Harcanabilir Gelir ve Kişi Başına Millî Gelir kavramlarını anlatınız.
Soru 5: Vergi ve Milli Gelir ilişkisini açıklayınız.
KULLANILAN KAYNAKLAR

Kaya, V. 2012. Makro İktisat: Tanım, Tarihsel Gelişim ve Hâsıla. İktisada Giriş. Atatürk
Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını. Erzurum.
https://icerik.ataaof.edu.tr/?d=iktisadagiris
Günsoy, B. İktisada Giriş Ii. Ed. B. Günsoy. T.C. Anadolu Üniversitesi Yayini No: 3995
Açiköğretim Fakültesi Yayini No: 2778.
https://ets.anadolu.edu.tr/storage/nfs/IKT104U/ebook/IKT104U-13V2S1-8-0-1-SV1-
ebook.pdf
Ülgen, G. İktisada Giriş-II. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi.
http://auzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/iktisat_ao/iktisadagiris_2.pdf
Başar, S. Makro İktisada Giriş. Makro İktisat. Ed. S. Başar ve B. Günsoy T.C. Anadolu
Üniversitesi Yayini No: 4000 Açiköğretim Fakültesi Yayini No: 2783.
https://ets.anadolu.edu.tr/storage/nfs/IKT204U/ebook/IKT204U-13V1S1-8-0-1-SV1-
ebook.pdf
Ünsal, E., (2017). Makro İktisat, Genişletilmiş 11. Baskı, Ankara: Murat Yayınları.
Yıldırım, K. (Ekim, 2019). Makroekonominin Kapsamı ve Temel Makroekonomik
Değişkenler. İktisada Giriş. Ed. Y. Kılıçaslan ve E. Esen. T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını
No: 3919 Açiköğretim Fakültesi Yayini No: 2714.
https://ets.anadolu.edu.tr/storage/nfs/IKT101U_2021/ebook/IKT101U_2021-19V1S1-7-0-0-
SV1-ebook.pdf
Balmumcu, Ö. Ekonominin İlkeleri I. Adnan Menderes Ünv.
https://akademik.adu.edu.tr/bolum/sokeisletme/ekonomi/webfolders/files/ECO101%20EKON
OMININ%20ILKELERI%20I%20DERS%20NOTLARI%20ILK%203%20HAFTA.pdf
Özer, M. (Ağustos, 2004). İktisadın Tanımı ve Temel Kavramları. İktisada Giriş. Ed. İ.Şıklar.
Tc. Anadolu Üniversitesi Yayini No: 1472 Açiköğretim Fakültesi Yayini No: 785.
http://www.mku.edu.tr/files/4138-8be96456-8477-4619-b031-171ad7339a96.pdf

Makroekonomi – 1. Hafta
10
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!
Alkan, B. https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/bora.alkan/137111/1.hafta.docx
https://vergidosyasi.com/2017/11/17/verginin-tanimi-ve-ozellikleri/
Tanrıverdi, P. (Ekim,2007). Gelir Dağılımı Ve Vergilerin Gelir Dağılımı Üzerine Etkisi.
Yayınlanmamış YL. Tezi. Denizli.
http://acikerisim.pau.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11499/2988/P%C4%B1nar%20Tanriverdi
.pdf?sequence=1&isAllowed=y
NOT: HAZIRLANAN DERS İÇERİKLERİ, DERS NOTU OLARAK, BÜYÜK ORANDA
YÖK AÇIK ERİŞİM DERS KİTAPLARINDAN YARARLANILARAK
HAZIRLANMIŞTIR. KULLANILAN KAYNAKLAR LİSTE HALİNDE DERS NOTUNUN
SONUNA EKLENMİŞTİR. SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA
BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN KULLANILAMAZ!

Makroekonomi – 1. Hafta
11
SADECE DERS NOTU OLARAK HAZIRLANMIŞTIR. ASLA BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN
KULLANILAMAZ!

You might also like