You are on page 1of 35

21.

Aralık 2020- Kaş  

PATARA DENİZ FENERİ YENİDEN YAPILANDIRMA TEZİM İLE DEVAM ETMEKTE OLAN
PROJENİN KARŞILAŞTIRMASI

Bloğumda daha önce, Patara Deniz Feneri’nin orjinalinin nasıl görünebileceğine dair
tezimi gerekçeleri ile birlikte detaylıca paylaşmıştım. İlk olarak 2017 tarihinde çizimini
tamamladığım bu görünümü, kazı heyetinin akademik yayınını merakla bekliyerek bu zamana
kadar sosyal medyada paylaşmadım. Bu senenin Patara yılı olarak ilan edilmesi ile paralel
gelişen süreçte, kazı heyetinin tezi sadece bir canlandırma fotoğrafı olarak da olsa basında
paylaşılmaya başlandı. Restorasyon ihalesinin verilmesi sonrasında da, firmanın şantiyesinin
duvarında teknik çizimler halkla paylaşıldı.

Bu paylaşılan görüntü ile benim tezim arasında ciddi farklılık göründüğü için bir yerde
hata yapmış olabilirmiyim diye tezimi ve uygulamaya konulan projeyi tekrar sorgulama
ihtiyacı duydum.

Netice olarak;

UYGULANMAKTA OLAN PATARA DENİZ FENERİ RESTİTÜSYON / RESTORASYONU İLE İLGİLİ


OLARAK AKLIMA TAKILAN VE ÇÖZEMEDİĞİM SORULARI İKİ ANA BAŞLIKTA TOPLAMAK
İSTİYORUM:

-       Deniz Feneri gövdesinin yukarı doğru bir daralma göstermeden, alt çapını aynen muhafaza ederek yükseldiği

tezinin gerekçeleri.

-       Yapının en üstünde,  gösterildiği gibi sekiz pencere içeren bir sekizgen yapı olduğu tezini destekleyen kazı

bulguları.

Bu iki ana soruyu irdeleyelim.

 
Patara antik kentinin girişinde, restorasyon işlerini üstlenen firmanın şantiye binası duvarında sergilenen ve Deniz

Feneri’nin orjinalinin nasıl olacağını gösteren canlandırma fotoğrafında yapının en üstünde sekizgen bir bölüm

görülmektedir. ( Görsel1)

Görsel 1

Diğer yandan yine aynı aynı panonun üzerinde yapının, dört yönden ve bazı kesit görünümlerini  de içeren teknik

çizimleri de paylaşılmıştır.
 Görsel 2

Görsel 3
 Yalnız bu resimlere baktığımda  yapının üst bölümünün nasıl görüneceğini tam olarak kestiremiyorum. Örneğin,

Görsel1 fotoğrafta net olarak sekizgen olarak görünen dış yapının, Görsel 3 de görünen çizimine baktığımızda ise

sekizgen olduğundan emin olamıyoruz. Çünkü teknik resim kurallarına göre sekizgen yapı bu şekilde

gösterilemez. ( Sag ve sol da olmak üzere dördüncü ve beşinci pencere yayları /arkları gözükmez ). Yine bu

çizimlerde pencere grupları arasında dikey çizgiler gözüktüğü gibi, diğer yandan pencere arklarına dikkat

edildiğinde dışbükey bir  görünüm vardır. Yani silindirik algılansa da tam olarak dairesel kesitli de olamaz. Çünkü

silindirik yüzeyde, pencere gruplarını birbirinden ayıran bu dikey çizgiler de gösterilemez. Bu dikey hatlar taş

birleşim yerleri de olamaz çünkü, statik gerekçelerle buraya gelecek taşlar şaşırtmalı oturtulmalıdır. Görsel 4’e

baktığımızda ise burada bu bölümün iç görünümü verilmiş olup, yapı içerden tam bir sekizgen olarak

gösterilmiştir.

Görsel 4

Sonuç olarak teknik resim kurallarına bağlı olarak okumak gerekirse, ( yeterli kesit görünüm olmamasına

rağmen ) yapı mevcut verilerle en akla yatkın olarak Görsel 5 deki 4 no’lu çizimde gösterildiği şekilde çözümlenir.

Yalnız bu arada kastedilen böyle ilginç bir mimarimidir bundan pek emin değilim. Burada bir çizim hatası olduğunu

düşünmek bana daha makul geliyor.

 
Görsel 5

Bundan yıllar önce, yapı ortaya yeni çıkarıldığı yıllarda, ki 2014 veya 2015 senesi olabilir,  yapının yanına

konulan bir tabelada ilk canlandıma çizimi vardı. Sonra bu tabela kaldırmıştı. Tahmin ediyorum ki o tabela

aşağıdaki fotoğraftaki idi.


Görsel 6

 Bu tabeladaki sekizgen görünüm teknik resim kurallarına uygun olandır. ( Burada da yazıtın altındaki bilezik

kavisli çizilmiş ! ).

Şantiye duvarında sergilenen panodaki görünümlerde eğitimli bir gözü rahatsız eden  başka iki üç teknik

resim hatası daha var ama konuyu dağıtmamak adına bunlara girmeyeceğim. Sadece şunu söylemek isterim ki

platform zemininde su toplanmasın diye, tasarımcının düşündüğü bombeli yapıyı titizlikle gösteren çizimin aynı

özeni çizimin bütününe de göstemesini beklerdim. Bu, dünyanın gözünde böylesine önemli bir restorasyon

çalışması için beklenen, beklememiz gereken bir özendir.


Netice olarak ben bu çizimlere ve kamuoyu ile paylaşılan canlandırma fotoğrafına baktığımda,

restorasyon sonrası ortaya çıkacak yapının bu üst bölümünün kesit görünümünün sekizgen mi, daire mi yoksa

üstte çizdiğim skeç gibi dışı bombeli içi sekizgen mi olduğunu çözebilmiş değilim. Çözemediğim ve bu kritik

bölgenin kesit çizimlerini bilme şansım da olmadığı için karşı tezimi yine de her üç ihtimali de dikkate alarak

irdelemeye çalışacağım.

 Özetle tekrar başa dönersek;  karşı tezimde iki ana başlık söz konusu.

 I ) Yapının aşağıdan yukarı doğru aynı çapta devam etmeyip gittikçe daralmakta olduğu tezi;

            II ) Üstte sekiz pencere içeren bir yapı, özellikle de düz yüzeyler içeren sekizgen bir yapı olmadığı tezi.

I
Uygulamaya konulmuş olan restorasyon projesinde, Deniz Feneri’nin dış yarı çapı, in situ durumdaki

yapının dış yarı çapı olan r = 300 cm , duvar kalınlığı 120 cm , merdiven genişliği 90 cm, iç sütun yarı çapı da r =

90 cm olarak hiç değişmeden olduğu gibi yükseltilmiştir. ( Görsel 7 )


Görsel 7

Bu çizimlerde de gösterildiği gibi, “Hatıl” olarak isimlendirilen taş bilezikler normal çaptan biraz daha

çıkıntılı olacak şekilde ( 5 cm ) işlenmiştir. ( Görseller 3,4 ve 8 )

Görsel 8

 İmparator Neron’un adının geçtiği ve bu çizimde silindirik yapının en üstüne yerleştirilen         - Görsel 9-  daki

halkada taşların iç halkayı oluşturan alınları, merdiven boşluğunun dış duvarını oluşturacak biçimde işli olup

(Görsel 10 ) , taş derinlikleri 110 cm, (bir taşta 114 cm) olarak ölçülmüştür. Yani en derininde bile duvar kalınlığına

karşılık gelen 114 – 5 =109 cm ölçü vardır.


Görsel 9

Görsel 10

 
Soru 1:

 Adı geçen bu bileziğin, kiriş, yay, çevre, yarıçap, kuşbakışı fotoğraftan oranlama, v.s gibi değişik ölçümlerle

bulduğum yarı çapı r = 270 cm civarındadır ve hiçbir ölçümüm de 305 cm ye yaklaşmaz. Bu bilezik nasıl 305 cm

lik bir yarıçapa oturtulabilir?Görsel 11

Görsel 11

Görsel 12

Kiriş ölçüm yolu ile yarıçapa ulaşmaya bir örnek

Soru 2:
Hadi diyelim ki benim kazı heyetince kullanılan imkanlar yanında çok iptidai kalan ölçümlerimde yarıçap

hesabında bu kadar fazla bir yanılma payı var, peki şerit metreyle ölçülen bu max 114 cm lik derinlik, 125 cm

kalınlığındaki çembere ( duvara ) nasıl oturtulabilir?

Görsel 13

Diğer yandan; sahada 120 cm derinlik ölçüsünden daha düşük ölçülen bir çok taş örneği vardır.

Görsel 14
Örneğin B145 taşı Görsel 14’ de görülmektedir. Derinliği 102 cm. dir.

Görsel 15

Görsel 16

K45
Görsel 17

K163

Ki üzerinde kurşun kilitler için kırlangıç kuyruk yatakları görünen yukarıdaki  taşlar diğerlerinden 5 cm daha fazla

işlenmiş, hatıl tabir edilen sıralara ait olmalıdır. Yani derinlikleri bu teze göre125 cm olması gerekir.

 Bütün bu taşların da iç yüzleri merdiven boşluğunun dış yüzünü oluşturacak şekilde kavisli işli olup kırık veya

eksik değildir. Bu taşlar 120 cm’lik sabit duvar kalınlığı ile uyuşmamaktadır. Aksine, bu ölçüler, duvar kalınlığının

gittikçe daraldığı yönündeki benim tezime temel oluşturacak     ( oluşturmuş ) niteliktedir.


Görsel 18

Benim “ daralan yapı” tezime göre dış duvar taşlarının ölçülerine göre oturtulduğu kot’lar.

İç sütun yarı çapında da aynı şey sözkonusudur. Yine kiriş, yay, kirişin dış yüze olan mesafe ölçümleri

gibi yapılan gözlemlerde, yarı çapın 90 cm den küçüldüğü tespiti yapılmıştır.


Görsel 19

k188 taşı r = 75 cm

Görsel 20

Bir yarıçap ölçüm methodu örneği


Görsel 21

r = 73 cm

  

Bir başka veri de, merdiven basamaklarındaki ölçülerde de küçülme gözlenmesidir. Merdivenin in-situ

halindeki en üst kot  basamağının boyutları aşağıda modelde gösterildiği gibidir. 

Görsel 22

Halbu ki saha da örneğin BX95, B190, K62 blokları da da merdiven basamak taşları olup ölçüleri 116 cm ‘e kadar

küçülmektedir. 
Görsel 23

Görsel 24

Bu da yapının üst kotlara doğru gittikçe daraldığı yönündeki tezimle uyuşan bir bulgudur.

Başka bir husus;

En üst kotta gösterilen D22 taşının ölçüleri aşağıda gösterilmiştir. 


                                                                             Görsel 25

Bu taşın paha kadar olan alt yüz ölçüsü ise 140 cm dir. Bu taş sahada sergilenen çizimlerde de üst kotlardaki

faturalı yapıyı belirlemede kullanılmıştır. ( Tac taşı olarak geçen blok ) Fakat ölçüsü 120 cm duvar kalınlığından

20 cm fazla kaçtığı için bu fazlalık içeri kaydırılarak karşılanmaya çalışılmış görülmektedir. Tabiiki özel bir

gerekçesi yoksa. Aksi taktirde 90 cm olan merdiven aralığı son basamaklarda 20 cm kadar daralmaktadır. Bu 20

cm daralmanın gerekçesi döşemeyi taşımak için gerekli çıkıntı olarak savunulamaz, çünkü D22 taşı üst yüzeyinde

böyle bir kertik taşımamaktadır.  Aksine çizimde görüldüğü gibi alt yüzde bir oyuntu vardır .

Yani D22 taşı aşağıdaki çizimde görülen, döşemeyi taşıyan Tac taşlarından olamaz. O halde merdivenin son çıkış

açıklığına tekabül eden bir taş olmak durumundadır. Bu taşların da gereksiz yere uzun işlenerek çıkış deliğini

ekstra 20 cm daraltmasının makul bir gerekçesi yoktur. ( Veya var mıdır? )


                                                                           Görsel 26

 Fener yazısını oluşturan taşlarda da benzeri ölçümleri yaptım. Yine hiç biri yarı çapın 300 cm kadar olduğunu

destekler nitelikte değildi. 

Görsel 27
Görsel 28

Fener yazısının karşıdan bakınca sol orta satır başını oluşturan blok taş

Fener yazısısnın alt sağ köşesine gelen D53 bloğunun ölçümü de en üst limitde çıkan başka bir örnek

ölçümdür ve yarı çap burada 282 cm olarak hesaplanmıştır. ( Benim tezimde fener yüksekliğinin ortalarına gelen

bu yazının olduğu yerde yarı çap 6 cm kadar farklı olup 276 cm dir. Uygulanan projeye göre en üstte olan bu yazı

zaten yarı çap sabit kaldığı için 300 cm olup fark 18 cm dir.) Hassasiyeti artırmak için ölçüm mesafeleri uzun

tutulmaya çalışılmış olup, bu nedenle sahada Görsel 29 da ki fotoğrafta ve çizimde göründüğü gibi bir arkasında

duran D71 bloğundan yararlanılarak ölçüm yapılmıştır ).


Görsel 29

  

- II -
   

 Üstteki yapının sekizgen olamayacağı konusu.

Kemerli pencerenin sütun taşları ve ‘ üzengi yatağı ‘ taşlarının düz alın yüzlerinin hemen yanında

dışbükey taş işçiliği görülür. Bu sekizgen yapının düz duvar yüzleri ile uyuşmaz. Silindirik bir yüzeyi işaret eder. 
Görsel 30

( Sırasıyla; G46, G87, G92, G54 taşları )

Pencere yapısına ait olabilecek taşlar, G87, G92, G23, G96, G60, GY?6, G13, G119, G54, G20,

G46 taşlarıdır.  Bunlardan üzengi yatağı olan taşlar G96 ve G54 olup sağ ve sola ait bir çifttir. Bu taşların
ikisi de sağ veya ikisi de sol yana ait olsa idi en az iki pencere varlığından söz edilebilirdi. Halbuki sahadaki

taşlar arasında bir fazla üzengi yatağı taşı bile görünmez. ( Not: Kazı evinde muhafaza edilen başka taşlar

var mıdır tarafımdan bilinmemektedir. ) Sekizgen bir yapıda sekiz pencere için bir çok blok bulunmuş

olmalıdır. Bunun yanında pencereye ait benim sahada gördüğüm taşların tamamı döküntünün Güney

yönünde 70 dercelik bir açı içinde bulunmuştur. Bu zaten taşların kodlamasından da görülmektedir. “G”

Güney yönünde bulunan döküntü taşları belirlemede kullanılmıştır.Sekiz pencere olduğunu varsaydığımızda

kalan 290 derecelik açının içinde bir tane bile pencere taşı görünmemektedir ( Görsel 31 ).
Görsel 31

 Kırmızı ile gösterilen pencere taşlarıdır

Benim tezime göre oluşturulan pencere Görsel 32 de  görülmekte olup o dönem roma mimarisinde

gözetilen altın oran’a da uygundur. Bloklar bu ölçüde ancak tek bir pencere oluşturacak kadar olup hatta üç veya

dört blok da eksiktir.

Görsel 32

Bu taşların sahada paylaşılan projeye oturtulduğundaki görünümü ise Görsel 33 de verilmiştir.


Görsel 33

Görsel 34
Her iki kemer oran ve şekli karşılaştırmalı olarak yan yana verilmiştir. ( Görsel 34 )

Bu pencerenin, sekiz adet değil de sadece bir adet olduğu tezi benim canlandırmamın temelini

teşkil etmekte ve fenerin şeklini ve yüksekliğini  belirleyen en önemli unsur özelliğini taşıdığı için çok

önemlidir. ( Bknz. Bloktaki bir önceki yazı ).

Uygulanmakta olan projeye göre, artan bloklar diğer pencerelerde kullanılmış gözükmektedir. Bu tezi bu

açıdan irdeleyelim. Korkuluk olarak isimlendirilen en alt sıra taşların yüksekliği 60 cm’ dir. G23 taşı başka bir

kemerde korkuluk taşı olarak kullanılmıştır ama onun korkuluğa karşılık gelen kısmının yüksekliği 60 değil 36 cm

dir  ( Görsel 35, 36 ). Ayrıca bu taşta bir kepenk için zıvana deliği işlidir ( Görsel 37 ).

                                                                            Görsel 35
Görsel 36

Görsel 37

G92 taşı da üzengi yatağı taşı özelliği taşımadığına göre geriye kalan tek ihtimal korkuluk taşı olarak kullanılmış

olması gerekliliğidir. Halbuki bu taşın içe bakan yüzeyi  fatura oluştursa da, korkuluk taşları gibi bir çıkıntı/ uzantı

taşımaz. Bu yüzey kırılmış da değildir ve düz işlenmiştir. Murç izleri görülmektedir ( Görseller 39,40 ).

Görsel 38
Görsel 39

Görsel 40

Yine G92 taşından yola çıkarsak; uygulama projesine göre,bu taş üzengi yatağı taşı olmadığına göre pencere

yapısının en alt sırasında kullanılmış olmak zorundadır. Buraya yerleştirip, kesit alıp bu geometriye yukarıdan

bakalım.
Görsel 41

Görsel 42

Görüldüğü gibi bu G92 taşının komşusu olan, resme göre soldaki pencere açıklığında,
zeminde sağ birinci sıraya konulacak taşa yer kalmıyor ! Diğer yandan hiçbir taş işçisi böyle
ölçüde yapı yapmaya kalksa, G92 taşını böyle biçimlendirmezdi. Özetle bu taş bu geometriye
uymuyor ! Ve cevap bulunamayan soru şudur: G92 taşını bu pencere geometrisinde nereye
oturtturabiliriz?!  Benzeri durum kemerde kullanınan diğer taşlar içinde geçerlidir. Hemen
yanında konulması düşünülen diğer grup taşlarla girişim yapıyor olup uygun
gözükmemektedir.
 

Son bir husus;

Görsel 3 ve 4 de “Profilli silme”  olarak gösterilen yapının üst kodlarına yerleştirilen taşlarla
ilgilidir. Açıkçası bu taşların kullanım amacını ben çözemedim. Fakat en azından çizimlerde
gösterildiği gibi kullanılamayacağını düşünüyorum. Nedeni ise bu taşların geometrisinde.

Bu taşların ( B102, BX31, K62?, D51, K213, K170 B400 v.s ) kesit profili Görsel 43 de
gösterildiği gibidir. 

Görsel 43

Fakat sahada gösterildiği biçimde dış yapı bombeli veya silindirik ise, bu taşların dışa gelerek
profil oluşturması gereken yüzleri kavisli olmayıp düzdür.!  Yapı dışarıdan sekizgen olarak
çözülmüş ise de ( Neden olamıyacağı daha önce açıklanmıştı ) bu taşlar pasta dilimi şeklinde
işli olup alına geldiği savunulan bu işli yüzleri bu dilimin uzun kenarını oluşturmaktadır. 
 
Görsel 44

Görsel 45
Görsel 46

Görsel 47
Görsel 48

 
Sonuç olarak her iki tezin  ( Soldaki benim tezim sağdaki sahada uygulanacak olan )
görünümü karşılaştırma amacı ile ölçekli olarak yan yana aşağıda ( Görsel 49 ) verilmiştir.

Not: Sağdaki çizimde mazgal açıklıkları burada gösterilmemiş olsa da çizimlerde


vardır ve benim tezim  ile aynı açısal eksenlerdedir. Sadece bulundukları kotlar dikkate
alındığında, merdiven basamaklarından gözlem yapılamayacak yüksekliklere tekabül etmekte
olup, sadece aydınlatma maksatlı düşünülmüş görülmektedir. Halbuki in-situ durumdaki her
iki mazgal da aynı zamanda bir insanın dışarıyı gözlemleyebileceği ergonomik yüksekliktedir
( Ref. Bir önceki yazım ).

Görsel 49

En son söz:

Şunu belirtmek isterim ki, hedefim kesinlikle yıkıcı bir eleştiri yapmak değil. Yanlış anlaşılmak
da istemem. Neticede bizimkisi amatör bir çalışma. Bilime inanan biri olarak, bu işlerin öyle temelsizce
yapılamayacağını da çok iyi biliyorum. Muhakkak ki gerekçeler vardır. Sadece ne kadar merak etmiş
ve ulaşmak için gerçekten çabalamış olsam da, kazı heyetinin yapmış olduğu çalışmaların bulgularına
bunca yıldır ulaşma imkanım ne yazık ki olamadı. Sıradan bir vatandaş olarak, bunun olamamasını da
ülkemde doğal karşılıyorum ( veya karşılamak zorunda kalıyorum diyelim ). Neticede kafama takılan
soruları yerli yerine oturtabilmek için hala sabretmek ve sahada bu işe emek veren kazı ekibinin
akademik yayınını beklemekten başka bir seçeneğim yok.

Bu iş bilmece çözmek gibi... Bizim gibi yaşını almış emeklilerin kimisi bulmaca çözmekle,
kimisi su doku ile oyalanıyor. Arkeoloji bilimi ve bu alanda yapılan bazı çalışmaları takip etmek ve
seçtiğim konularda amatörce derinleşmek ise benim seçtiğim bir hobi.

Sorgulama alışkanlığının kaybedildiği, hatta özellikle kaybettirilmek istendiği bir çağdan


geçiyoruz. Bu yazıya bir şekilde ulaşıp okuyacak olan, özellikle gençlerimize, bu konuda yapmış
olduğum böyle bir çalışmayıı derleyip, “ sorgulamadan kabul etmeme ”, “ analitik düşünce yöntemi ile
problem çözme metodolojisi ”  gibi naçizane bir örnekleme yapmak istedim. Biraz da polisiye roman
tadında olmasını diledim. Tek bir kişiye bile olsa hayatında yeni bir bakış açısı kazandırabilir, bir örnek
teşkil eder diye umuyorum. ‘ Hiçbir şeyi ezbere kabul etmeyin, sorgulayın ! ‘ demek istiyorum. Ancak
aklınıza uyduğunda kabul edin. Tabii bunu kendinizi aldatmadan sağlıklı bir şekilde yapabilmek için de
bıkmadan araştırmaktan, her daim öğrenmekten ve kendinizi eğitmekten geri durmayın. Emin olun bu,
yaşadığınız çağı daha güzel kılacaktır.

Gerçek olanı keşfetmek ve anlamak için, bilimin ışığında yürümeyi yöntem olarak seçen her
emekçiye saygı ve sevgilerimle…  

You might also like