You are on page 1of 9

Tımar Sisteminin Ortaya Çıkması

Osmanlı Devleti; Balkanlar, Anadolu, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika’yı fethettiğinde farklı
ekonomik sistem ve çeşitli kültürlere sahip toplulukları da bünyesine katmıştır.

Bu toprakların idaresi ve merkezî otoritenin bu bölgelerde de sağlanması için bir sistemin


oluşturulması gerekmiştir.

Tımar Sistemi hem merkezden uzak toprakların idaresini hem de toprağın işlenmesini
sağlamıştır.

Osmanlı Devleti daha önce de Büyük Selçuklu ve Memlûklular gibi devletler tarafından
kullanılan toprak sistemini geliştirip tımar sistemini ortaya çıkarmıştır.

Tımar Sistemi;

Tımar; geçimleri veya hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere bir kısım asker ve memura,
vergi toplama yetkisinin devredilmesi anlamına gelmektedir.

Tımar sahiplerine ise “ehli tımar veya Tımarlı Sipahi” denilmektedir.

Tımar sisteminin uygulanması, dönemin şartları gereğidir.

Paranın kullanımı ve naklî, günümüzdeki kadar gelişmediği için merkezî hazineye alınması
gereken vergiler hem nakit hem de ürün olarak toplanmıştır.

Toplanan bu vergilerin bir kısmı bölgedeki devlet görevlilerinin maaşlarını karşılamak için
bırakılmış ve kalan kısmı hazineye aktarılmıştır.

Tımar sisteminin uygulanmasında ilk aşama, fethedilen herhangi bir bölgenin tahririnin
yapılarak vergi gelirlerinin belirlenmesidir.

Bu gelirler, farklı büyüklükte parçalara ayrılarak ilgili şahısların rütbe ve mevkilerine göre dirlik
olarak verilmiştir.

Tımar sistemi içerisinde yer alan bu dirlikler gelir durumuna göre has, zeamet ve tımar olarak
üçe ayrılmıştır.

Osmanlı Devleti’nin tarım gelirlerinin büyük bir kısmı tımar sistemi içerisinde
değerlendirilmiştir. Devlet, ziraattan alacağı vergiyi doğrudan asker olan tımar sahiplerine
bırakmıştır.Tımarlı Sipahi, toprak üzerinde yaşayan reayadan, devletin belirlediği vergiyi
toplama yetkisine sahiptir. Toprağın mülkiyeti devlete aittir. Osmanlı Devleti vergi toplamak
için masraf yapmamış, bu görevi Tımarlı Sipahi’ye vermiştir. Tımarlı Sipahiler, padişahın
taşradaki temsilcileri olarak idari yöneticilik görevi de yapmıştır.

Tahrir;

Osmanlı Devleti’nde, tımar sisteminin uygulandığı


eyaletlerde yapılan sayımlara “tahrir” adı verilir.

Tahrir yapmanın esas amacı, eyaletlerdeki nüfus


ve gelir kaynaklarını tespit etmek ve bunları devlet
görevlilerine, şahıslara ve vakıflara hizmetleri
karşılığında; maaş, mülk ve gelir olarak dağıtmaktır.

Gelirlerin bu yolla dağıtımı Osmanlılara, merkezî hazineden ödeme yapmaksızın ordu


beslemesini, topluma her türlü sosyal hizmet götürmesini kolaylaştırmıştır. XV. yüzyılın ilk
dönemlerinde başlayan tahrirler, 20 ile 30 yıllık aralarla XVII. yüzyılın başlarına kadar devam
etmiştir. Bir bölgenin fethi, yeni bir padişahın tahta geçmesi veya savaş, afet gibi gelir toplama
ve dağıtımında meydana gelen değişiklikler, yeni bir tahririn yapılmasını gerektiren
sebeplerdendir. Tahrir işlemi yapıldıktan sonra iki ayrı deftere kayıt yapılmıştır.

Tımar sistemi içerisinde yer alan reayanın ve Tımarlı Sipahi’nin bir takım sorumlulukları
bulunurdu. Osmanlı köylüsünün devlete ve sipahiye karşı görevlerinin sınırları kanunlarla
belirlenmişti. Görevleri dışında reayanın karşılıksız çalıştırılması yasaktı. Köylü, kendisine
tahsis edilen toprağı işlemek ve vergisini sipahiye ödemekle yükümlüydü. Köylü, keyfî olarak
tarlasını boş bırakamaz, çiftini, çubuğunu terk edip bir başka memlekete gidemezdi. Devletin
sosyo-ekonomik, üretim ve askerî yapısını bozacağı için köylünün keyfî hareket etmesine asla
müsaade edilmezdi.

Tımar topraklarının devlet mülkü olması nedeniyle miras bırakılması, satılması, kiraya
verilmesi, vakfedilmesi ve bağışlanması yasaktı.

Tımar toprakları, sipahinin ve köylünün elinden keyfî olarak alınamazdı.

Ancak sipahi sefere katılmazsa devlet o senenin gelirini ondan alırdı.

Bu şekilde Tımarlı Sipahilerin merkezî otoritenin aleyhine toprak ve mevki kazanmaları ve ayrı
bir toprak aristokrasisi oluşturmaları önlenmişti.

Bu durum merkezî otoritenin taşrada güç kazanmasını sağlamış ve Tımarlı Sipahiler taşrada
merkezî otoritenin temsilcisi olmuştu.

Cebelü Askerler;

Tımar sisteminin bu faydalarının yanında askerî yönü de


önemliydi.

Osmanlı ordusu içinde eyalet ordusu denince öncelikle


Tımarlı Sipahiler akla gelirdi. Bunlar, XVII. yüzyılın başlarına
kadar Osmanlı ordusunun en büyük bölümünü oluşturan
atlı askerlerdi.

Osmanlılar, devlet gelirlerinin tamamını merkez hazinesine alıp maaş olarak askerlere
dağıtmak yerine, daha pratik bir yol olan tımar sisteminin askerî yönünü geliştirmişti.

Tımarlı Sipahi, vergi toplayarak hem kendini geçindirmek hem de tımarın büyüklüğüne göre
cebelü adı verilen askeri yetiştirmek zorundaydı.

Tımar sahipleri, savaş zamanında hazırladıkları cebelülerle birlikte sefere katılırdı.

Seferlere katılmayan sipahilerin dirlikleri ellerinden alınır, idam da dâhil çeşitli cezalara
çarptırılmaları söz konusu olabilirdi.

Sancaklara dağıtılan Tımarlı Sipahiler, sancakbeyinin emri altındaydı.

Seferler sırasında sipahilerin onda biri, bulundukları bölgenin korunması, asayişin sağlanması
ve günlük işlerin görülmesi amacıyla geride bırakılır böylece üretimin devamlılığı sağlanırdı.

Osmanlı Devleti’nin asıl savaş gücünü, eyalet askerleri yani Tımarlı Sipahilerin de içinde
olduğu askerî birlikler teşkil etmiştir.

Devlet tımar sistemi sayesinde her an savaşa hazır büyük bir askerî kuvvet bulundurmuştur.
Yardımcı Kuvvetler;

Osmanlı Devleti’nde Tımarlı Sipahilerden başka yine


eyalet askeri statüsünde
akıncılar, deliler, yörükler, beşliler, yayalar ve müsellemler
gibi yardımcı kuvvetler kullanılmıştır.

Bu kuvvetler daha çok öncü, geri hizmet ve kale kuvvetleri şeklinde görevlendirilmiştir

Yeniçeri Ocağı ve Tımarlı Sipahiler; Osmanlı Devleti’nde askerî güç olarak eyalet
askerleri ve yeniçeriler etkin bir şekilde kullanılmıştır.

Merkezde Kapıkulu askerleri ile eyaletlerde Tımarlı


Sipahilerden oluşan Osmanlı ordusu, XVI. yüzyılın sonlarına
kadar dünyada önemli düzenli ordulardan olmuştur.

Askerî eğitim alarak yetiştirilen Tımarlı Sipahiler hem tarım ekonomisini hem de bölge halkının
mal ve can güvenliğini korumuştur.

Büyük çoğunluğu İstanbul’da bulunan yeniçeriler ise daha çocuk yaşta başlayan özel bir
askerî eğitimle yetiştirilmiş seçkin askerlerden oluşmuştur.

Güçler Arası Denge

Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde devşirme kökenli askerî sınıf, merkezî otoritenin
kurulmasında etkili olmuştur.

Bu otorite kurulurken devşirme kökenli yeniçeriler ve yöneticiler, Tımarlı Sipahilere karşı bir
denge unsuru oluşturmuştur.

Osmanlılar, bu askerî gruplardan herhangi birisinin imtiyazlı ve güçlü bir sınıf hâline gelmesine
izin vermemiştir.

Koçi Bey’e Göre Yeniçeri ve Tımarlı Sipahiler; (...) Bunca kalelerin ve memleketlerin
fethedilmesi zeamet ve tımar
erbabının desteğiyle olmuştur.

Aralarında bir tek yabancı kişi olmayıp tamamı ocak ve ocakzadelerdi.

Tımar erbabından yararlılığı görülmeyene, sefer-i hümayunda terakki


olunmazdı.

Tımar erbabının her biri zeamet ve tımarları olan sancaklarda oturup


bayraklarının altında bulunurlardı.

Başka yerde olmaları imkansız ve yasaktı.

Böyle olmasının sebebi şudur ki: Her sancağın sipahisi her zaman orada mevcut bulunup bir
köşede düşman peyda olsa hepsi üç günde hazır ve amade olur; her ne tarafa gitmek icap etse
o tarafa koşup teşekküre değer hizmetler var ederlerdi.
Çoktan Seçmeli sorular
Soru 1: 7710

Osmanlı Devleti'nde tarımsal üretimin devamlılığını sağlayan sistem aşağıdakilerden hangisidir?

A) Millet sistemi

B) Tımar sistemi

C) Toprak reformu

D) Vergi sistemi

E) Eğitim sistemi

Soru 2: 7719

Osmanlı Devleti’ndeki tımar sistemi, İslam dünyasındaki ikta sisteminin devamı niteliğindedir. Tımar
sisteminin ekonomik, sosyal, siyasi ve askerî yönleri vardır. Osmanlı Devleti’nde askerî kuvvetin ana
unsuru tımarlı sipahilerdir. Tımar sistemi içerisinde yer alan sipahiler savaş zamanı orduya katılırken
barış döneminde ise bulunduğu bölgenin hem asayişini sağlar hem de toprağın işlenip üretimin
devamlılığını takip ederlerdi. Osmanlı Devleti, üretimin devamlılığına ve asayişe önem verdiği için,
savaş olsa bile sipahilerin onda birini bulundukları bölgede bırakırdı.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) İkta sisteminin iktisadi bir yönü vardır.

B) Tımarlı sipahiler toprağın işlenmesinde görev almaktadır.

C) Osmanlı Devleti, tımar sistemi sayesinde güçlü bir ordu oluşturmuştur.

D) Osmanlı Devleti savaş zamanında bile üretimin devamlılığını önemsemiştir.

E) Tımar sistemi Osmanlı Devleti yıkılana kadar aynı özelliğini korumuştur.

Soru 3: 7731

Osmanlı ekonomisinde tımar, asker veya memurlara hizmetleri karşılığı geçimlerini sağlayabilmeleri
için belli bölgelerin vergi gelirlerinin verilmesidir. Osmanlı Devletinin en önemli gelir kaynağı tarımsal
faaliyetlerdi. Tımar sisteminde topraklar hizmet karşılığı devlet memurlarına bırakılırdı. Osmanlılar
Selçuklulardan aldığı ikta sistemini geliştirerek tımar sistemini uygulamışlardır. Bu uygulamada devlet
toprakları gelirine göre sınıflara ayırarak "Tımar Sahiplerine" dağıtmıştır. Bu sistemde tımar sahipleri
devletten maaş almaz, kendisine tahsis edilen topraklarda üretimin devamı için gerekli tedbirleri
alırdı. Maaşlarından fazla gelen gelirler için ise "Tımarlı Sipahi" adı verilen atlı asker yetiştirirlerdi.
Barış döneminde bu askerler bulundukları toprakları korurken savaş durumunda tımar sahiplerinin
emrinde savaşa katılırlardı.

Yukarıdaki bilgilerden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Tarımsal üretimde sürekliliği sağlama düşüncesiyle hareket edilmiştir.

B) Hazineden para harcanmadan bir ordu oluşturulmak istenmiştir.


C) Osmanlı Devleti kendisinden önceki Türk devletlerinden yararlanmıştır.

D) Taşrada güvenliğinin sağlanması amaçlanmıştır.

E) Tımar sahipleri bulundukları bölgelerde adaleti sağlamışlardır.

Soru 4: 7732

Osmanlı Devleti kısa sürede gelişip sınırlarını batı yönünde genişletmiştir. Osmanlı Devleti’nin,
sınırlarının genişlemesine bağlı olarak asker ihtiyacı artmıştır.

Osmanlı Devleti bu ihtiyacını karşılamak için;

I. Pençik

II. Tımar

III. Devşirme

sistemlerinden hangilerini uygulamıştır?

A) Yalnız I

B) Yalnız II

C) I ve II

D) I ve III

E) I, II ve III

Soru 5: 23876

Tımarlı Sipahi reayadan kanunnamelerde belirtilen oranlardan fazla vergi talep edemezdi. Ayrıca
ürün olarak ödemesi gereken vergiyi nakit olarak alamaz veya ürünü daha uzak pazarlara
götürmesini köylüden isteyemezdi.

Bu parçaya göre;

I. Köylünün hakları hukuk garantisi altına alınmıştır,

II. Tımar topraklarının miras bırakılması yasaklanmıştır,

III. Tımarlı Sipahiler merkezî otoritenin temsilcisi olmuştur

durumlarından hangileri söylenebilir?

A) Yalnız I

B) Yalnız II

C) Yalnız III

D) I ve III

E) I, II ve III

Soru 6: 28252

Aşağıdakilerden hangisi tımar sisteminin özelliklerinden biri değildir?


A) Vakıf kurumlarının giderlerinin karşılanması

B) Hazineden para çıkmadan taşra ordusu oluşturulması

C) Toprakların vergi gelirlerine göre sınıflandırılması

D) Memurların maaşları için mali kaynak oluşturulması

E) Tımar sahiplerince her üç bin akçe için “Cebelü” denilen asker yetiştirilmesi

Soru 7: 28253

Osmanlı Devleti’nde üç yıl üst üste toprağını ekmeyenlerin dirlikleri elinden alınarak başkasına
verilmiştir.

Osmanlı Devleti’ndeki bu uygulama aşağıdakilerden hangisini sağlamaya yönelik değildir?

A) Üretimde sürekliliği sağlamak

B) Çiftliklerin bölünmesine engel olmak

C) Devlet otoritesini kuvvetlendirmek

D) Devletin asker kaybına mani olmak

E) Ülke ekonomisini güçlü tutmak

Soru 8: 28255

Avrupa’da, feodalite sistemi içerisinde köle-çiftçi sınıfı görülürken Osmanlı Devleti’nde uygulanan
tımar sistemi içerisinde böyle bir yapı oluşmamıştır.

Tımar sisteminin uygulandığı Osmanlı Devleti’nde feodal bir yapı oluşmamasının nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Toprak mülkünün devlete, kullanım hakkının köylüye ait olması

B) Topraklarda ürün çeşitliliğinin sağlanması

C) Köylüye ürünlerini pazarlama hakkının verilmesi

D) Çiftçilerden toprak kirası alınması

E) Toprakların gelir miktarına göre sınıflandırılması

Soru 9: 28257

I. Üretimde süreklilik sağlanması,

II. Atlı askerî birlik yetiştirilmesi,

III. Merkezî otoritenin güçlenmesi,

IV. Gelirlerin doğrudan hazineye aktarılması

Yukarıdakilerden hangileri tımar sisteminin faydalarındandır?

A) I ve II

B) III ve IV
C) I, II ve III

D) I, II ve IV

E) II, III ve IV

Soru 10: 28261

I. Cebelü yetiştirme,

II. Vergi toplama,

III. Köylüyü yargılama,

IV. Toprağın işletilmesini sağlama

Yukarıdakilerden hangileri tımar sahibinin yetkilerindendir?

A) I ve II

B) I ve III

C) II ve IV

D) I, II ve III

E) I, II ve IV

You might also like