Professional Documents
Culture Documents
Hava durumu; yarının güneşli, güzel bir gün olduğunu söylüyor. O halde güneşli bir
pazar günü ailecek piknik yapabiliriz. Piknik için geceden hazırlandık. Sabah erkenden kalkıp
yola düştük. Ağaçlı bir göl kenarı arıyorduk. Uzun arayışların sonunda aradığımız gölü
bulabildik. Rengarenk çiçeklerle kaplı, huzurlu bir yerdi burası. Etrafta gürültü çıkardığını
iddia edebileceğimiz tek şey kuş cıvıltısıydı. Sofra kurmadan önce etrafı gezmek istedik.
Buraya ilk kez gelmiş olmanın merakı bizi heveslendirdi. Gölün etrafındaki patikadan
başladık yürümeye. Yolun bir tarafı ormanın derinliklerine, diğer tarafı baraja gidiyordu.
Merakımız bizi ormana çekti. Ormana girer girmez, gölün olanca güzelliği yok oluverdi. Koca
koca ağaçların yanında yeni filizlenmiş fidanlar dikkatimi çekti. Tabiat ana, fidanlara kucağını
açmış; yeni doğmuş yavrularına analık ediyordu. Kuş ve su sesi birleşmiş kulağımıza ninni
söylüyordu. Ormanda epeyce gezdikten sonra karnımızın zil sesini de duyduk. Dönünce
soframızı manzaranın kucağına kurduk. Biz yemeğimizi yerken karıncalar da bayram
ediyordu.
1) Hava durumuna hangi gün bakıldı?
Cuma
Cumartesi
Pazar
Salı
Cevap cumartesi
3- Yunuslar
Deniz canlıları arasında en zekisi hangisi deseler kuşkusuz cevabım yunus olurdu. Zekaları,
cana yakın halleriyle diğer deniz canlılarından farklıdır bana göre. Bu cana yakın halleriyle de
insanların sempatisini kazanmıştır. Konuştuklarımızı, hislerimizi, düşüncelerimizi anlayan bu
balıkların bizden tek farkı nedir deseler "Konuşamaması." derdim. Tabiki bu fikre hemen
sahip olmadım. Bu balıklara ilk ilgi duymaya başladığım zamanlarda araştırmalar yaptım ve
ilgi çekici bilgilere ulaştım. Bu balıkların görüş açısı o kadar geniş ki arkasından yaklaşan
tehlikeyi görebiliyor. Tek gözü ve beyninin yarısıyla uyuyup diğer gözü ve beyninin diğer
yarısıyla kendini saldırılara karşı kuruyabiliyor. İlgimi ceken bir diğer özelliği ise gözlerini
birbirinden bağımsız, farklı noktalara odaklayabilme yeteneklerinin olmasıydı.
4. AHMET
Ahmet birinci sınıfı başarıyla bitirdiği için anne ve babası ona sürpriz hazırladılar. Yaz tatilini
anneannesinin yanında Silifke’de geçirecekti. Yolculuk 8 saat sürecekti. Yola çıktıktan birkaç saat
sonra kimlikliklerini ve bir bavulu evde unuttuklarını fark edip geri döndüler. Tekrar yola çıktıklarında
yine o çok sevdiği pastanenin önünden geçtiler. Bu kez durmadan geçemediler. Börek ve açma alıp
yollarına devam ettiler. Yolda konaklayarak yolculuk yapmak Ahmet’in çok hoşuna gitmişti, çok
mutluydu. Ahmet’in ilk uzun yolculuğuydu bu. Köye vardıklarında anneannesi henüz süt sağmaya
ahıra gitmemişti. Ahmet sütün nasıl sağıldığını gördü. Onun için ilginç bir deneyimdi. Neredeyse 1 ay
boyunca her sabah yumurtaları kümesten Ahmet toplamıştı.