You are on page 1of 44

Elektrik – Elektronik Mühendisliği

Analog Haberleşme Sistemleri


Ders 4 – Alıcı Devreleri
Alıcı Devreler

• RF bandında elektromanyetik dalgalar kullanılarak kablosuz yoldan


mesaj gönderilen haberleşme sistemlerinde alıcıya ulaşan sinyal
uzun mesafeler kat ettiği için genellikle çok zayıftır. Ayrıca
kablosuz kanal farklı sinyaller ile ortaklaşa kullanıldığından
girişim sebebiyle bozulmaya uğrar. Bununla birlikte kanal
üzerinde önceden kestirilemeyen gürültü etkisi mevcuttur.

• Radyo alıcı devresi tüm bu olumsuzluklara rağmen orijinal mesaj


sinyalini diğer sinyallerden frekans spektrumu bakımından
ayıracak seçicilikte ve yeterli seviyede kuvvetlendirme ile
yeniden oluşturacak hassasiyette olmalıdır. Seçiciliği yüksek
olan alıcı, RF spektrumu içinde diğer sinyalleri zayıflatarak
istenen sinyali ayırır. Yüksek hassasiyette alıcı ise yüksek
kazanç sağlayarak alınan sinyalden orijinal mesaj sinyaline
oldukça yakın bir kopya üretir.

Analog Haberleşme Sistemleri 2


Seçicilik

• Alıcıda seçicilik akort devresi ve/veya filtre devresi


kullanılarak sağlanır. Önce LC akort devresi ile başlangıç
seçiciliği sağlanır. Daha sonra filtre ile ilave seçicilik elde
edilir. LC akort devresi ile oluşturulan rezonans devresinin Q
kalite faktörü parametresi kontrol edilerek seçicilik ayarı
yapılır. Optimum bant genişliği istenen sinyali geçirecek kadar
geniş olacak şekilde ayarlanır. Yan bantlar ise yan frekanslarda
bulunan sinyalleri büyük ölçüde zayıflatacak veya tamamen ortadan
kaldıracak şekilde dar tutulur.

Q değeri artarsa bant genişliği


daralır, zayıflama eğrisinin
dikliği artar. Bant genişliği
belirli bir değere kadar düştüğünde
yan bantlarda zayıflamaya başlar.
Bu durumda bilgi kaybı oluşur.

Analog Haberleşme Sistemleri 3


Seçicilik

• İdeal alıcı seçicilik eğrisi şekilde gösterildiği gibi dikey


kenarlar ile sağlanır. Fakat akort devresi kullanarak ideal
durumun elde edilmesi mümkün değildir. Seçiciliği artırmak için
akort devrelerinin kaskat bağlanması veya kristal, seramik, SAW
filtre kullanılması gibi çözümler düşünülebilir. Düşük
frekanslarda DSP ile ideal cevap eğrisi elde edilebilir. Bu
yöntemlerin tamamı alıcı devrelerde kullanılabilir.

Analog Haberleşme Sistemleri 4


Şekil Faktörü

• Akort devresi cevabının kenarları «etek» olarak isimlendirilir.


Eteklerin dikliği veya seçiciliği ise şekil faktörü olarak ifade
edilir. 60 dB zayıflama elde edilen f3 ve f4 frekansları arasında
bant genişliğinin (f4-f3), 6 dB zayıflama elde edilen f1 ve f2
frekansları arasında bant genişliğine (f2-f1) oranı şekil
faktörüdür. Örneğin şekilde gösterilen cevap eğrisi için şekil
faktörü 8 KHz / 3 KHz = 2,67 olarak elde edilir. Şekil faktörü
değeri azaldıkça etekler dikleşir ve seçicilik artar. İdeal
durumda şekil faktörü 1’dir.

Analog Haberleşme Sistemleri 5


Hassasiyet

• Alıcı hassasiyeti zayıf sinyalleri yakalayabilme yeteneği ile


elde edilir. Hassasiyet özelliği devrenin uçtan uca kazancı ile
karakterize edilir, yüksek kazanç daha iyi hassasiyet sağlar.
Alıcının kazancı arttıkça istenen seviyede çıkış sinyali üretmek
için gerekli olan giriş sinyali seviyesi düşer. Bunun için alıcı
devresi üzerinde çok sayıda kuvvetlendirme katına yer verilir.

• Alıcı hassasiyetini belirleyen diğer faktör sinyal gürültü oranı


(signal to noise ratio, SNR) değeridir. Gürültü, alıcı
içerisindeki devreler tarafından üretilebildiği gibi harici
kaynaklar tarafından da üretilebilir. Genellikle küçük genlikli
(mikro volt seviyesinde) rasgele sinyal biçiminde ortaya çıkar.
Spektrum analizörü kullanılarak giriş sinyali ve arka plan
gürültüsü gözlemlenebilir. Gürültü sinyali frekans bileşenleri
tüm spektrum boyunca yayılmıştır. Alıcıya ulaşan yüksek genlikli
sinyaller gürültüden kolaylıkla ayrılır, kuvvetlendirilir ve
demodüle edilir. Küçük genlikli sinyallerin gürültüden ayrılması
zor olduğundan alıcı tarafından elde edilmesi mümkün olmayabilir.

Analog Haberleşme Sistemleri 6


Hassasiyet

• Alıcıda hassasiyeti ifade etmek için minimum anlaşılır sinyal


(minimum discernible signal, MDS) tanımı kullanılabilir. MDS,
gürültü tarafından üretilen ortalama sinyal seviyesine eşdeğer
giriş sinyali seviyesidir. Bu gürültü değeri alıcının gürültü
eşiği olarak isimlendirilir. MDS, gürültü eşiği sinyali kadar güç
çıkışı sunan sinyal miktarıdır. Değeri dBm olarak ifade edilir.

Analog Haberleşme Sistemleri 7


Hassasiyet

• Analog sinyaller için hassasiyet tanımlanırken SNR değeri dikkate


alınır. Dijital sinyaller için esas olan bit hata oranı (bit
error ratio, BER) değeridir. BER, seri olarak gönderilen bitler
içerisinde hatalı olarak alınan bitlerin sayısıdır. Örneğin BER
değeri 10-10 ise gönderilen her 10 milyon bit içerisinde sadece 1
bitin hatalı olduğu anlaşılır.

• Yüksek frekansta çalışan alıcı devrelerin hassasiyeti genellikle


alıcı arka plan gürültüsünden 10 dB daha yüksek çıkış sinyali
üretecek minimum giriş sinyali genliği ile ifade edilir. Örneğin
giriş hassasiyeti 1 µV olabilir. Bu değer azaldıkça hassasiyet
daha artar. İyi alıcılar için hassasiyet 0,2 ile 1 µV
arasındadır. AM ve FM alıcılar güçlü lokal istasyonların
yayınlarını dinlemek için tasarlandıklarından hassasiyetleri
düşüktür. Tipik FM alıcı hassasiyeti 5 ile 10 µV arasındadır. AM
alıcı için ise hassasiyet 100 µV ve daha üstündedir. Yaygın
olarak kullanılan kablosuz alıcı/verici (transceiver) devreleri
için hassasiyet -85 ile -140 dBm aralığındadır.

Analog Haberleşme Sistemleri 8


Alıcı Devreler

• En basit radyo alıcı devresi şekilde gösterildiği gibi akort


devresi, diyot (kristal) detektör ve hoparlörden oluşur. Akort
devresi seçicilik sağlar, diyot ve C2 kondansatörü AM demodülatör
olarak çalışır, hoparlör alınan ses sinyalini yeniden üretir.

• Bu devre modern haberleşme sistemlerinde ihtiyaç duyulan


seçicilik ve hassasiyeti sağlamaz. Sadece en güçlü yerel AM
istasyonundan gelen sinyal, çıkışa aktarılır. Alıcıya ulaşan
farklı sinyalleri ayırmak için seçicilik yeterli değildir. Ayrıca
oldukça uzun bir antene ihtiyaç vardır.

Buna karşın devrede kullanılan


demodülatör, diğer tüm devrelerde
görülebilecek özelliktedir. Alıcının
hassasiyeti ve seçiciliği artacak
şekilde tasarım yapılırsa demodülatör
performansı artar.

Analog Haberleşme Sistemleri 9


Süperheterodin Alıcı Devresi

• Seçici ve hassas bir alıcı devresi sadece kuvvetlendiriciler,


seçici filtreler ve demodülatör kullanılarak yapılabilir. Böyle
bir alıcı devre, akortlu (ayarlı) alıcı olarak isimlendirilir.
İlk radyo tasarımlarında akortlu alıcı devre kullanılmıştır.
Fakat modern haberleşme uygulamalarında beklenen performans
akortlu alıcılar ile elde edilemez.

• İstenen performansı sağlayan alıcı tipi, süperheterodin alıcı


olarak isimlendirilir. Süperheterodin alıcı kendisine ulaşan tüm
sinyalleri ara frekans (intermediate frequency, IF) olarak
isimlendirilen düşük frekansa dönüştürür. Ara frekansta çalışan
kuvvetlendiriciler ve filtreler kullanılarak seçicilik ve
hassasiyet sağlanır. Süperheterodin alıcı içinde kazanç ve
seçiciliğin çok büyük bölümü IF kuvvetlendiriciler ile elde
edilir. Alıcı içerisinde anahtar görev üstelenen devre
karıştırıcıdır. Karıştırıcı (mixer) basit bir genlik modülatör
gibi davranır, iki sinyalin toplam ve farklarını üretir. Daha
açık bir ifadeyle alıcıya gelen sinyal ile lokal osilatör
tarafından üretilen sinyal karıştırılır.
Analog Haberleşme Sistemleri 10
Süperheterodin Alıcı Devresi

Analog Haberleşme Sistemleri 11


Süperheterodin Alıcı Devresi

• Bugün kullanılan süperheterodin alıcı devrelerin çoğu entegre


devre olarak tek bir çip üzerinde üretilmektedir. Süperheterodin
alıcı içerisinde her bir blok ayrı bir görev üstlenmektedir:

• RF Kuvvetlendirici: Anten zayıf radyo sinyallerini toplar ve bu


sinyalleri düşük gürültülü kuvvetlendirici (low-noise amplifier,
LNA) olarak da bilinen RF kuvvetlendiriciye besler. RF
kuvvetlendirici bir miktar başlangıç kazancı ve seçicilik sağlar.
Bu sebepten ön seçici (preselector) olarak da isimlendirilir.
Akort devresi istenen sinyali (veya frekans aralığını) seçmeye
yardımcı olur. Akort devresi çok yüksek Q değeri verebilir,
böylece mükemmel seçicilik elde edilir. Fakat alıcının çalışma
frekansının geniş bir frekans aralığında ayarlanması
gerektiğinden seçicilik elde edilmesi daha zordur. Akort devresi
rezonans frekansı geniş bir frekans aralığında değiştirilebilir,
böylece kuvvetlendirici bant genişliği ve seçiciliği frekansla
değişir.

Analog Haberleşme Sistemleri 12


Süperheterodin Alıcı Devresi

• RF kuvvetlendirici kullanılmayan haberleşme alıcılarında anten,


karıştırıcı girişinde doğrudan akort devresine bağlıdır. Bu
şekilde istenen başlangıç seçiciliği oluşturulur. Bu tip
konfigürasyon kullanımı özellikle ekstra kazanca ihtiyaç
duyulmayan düşük frekans uygulamalarında pratik çözüm sunar. RF
kuvvetlendirici kullanılmadığında aynı zamanda bu devreden
kaynaklanan gürültüde problem oluşturmaz.

• Fakat yine de RF kuvvetlendirici ekstra kazanç sağlayıp


hassasiyeti artırdığından çoğu tasarımda kullanılır. RF
kuvvetlendirici kullanımı aynı zamanda osilatör ışımasını
minimuma indirir. Lokal osilatör tarafından üretilen sinyal
oldukça güçlüdür, RF kuvvetlendirici kullanılmadığında bu
sinyalin bir kısmı karıştırıcı girişinden sızarak antene ulaşır
ve ışıyarak yakında bulunan başka alıcılarda girişime sebep olur.
Yani RF kuvvetlendirici karıştırıcı ve anten arasında izolatör
olarak görev yapar. RF kuvvetlendirici içinde Si, GaAs veya SiGe
malzemeden yapılmış BJT ve FET transistor kullanılabilir. Seçim
yapılırken frekans, maliyet, gürültü performansı dikkate alınır.
Analog Haberleşme Sistemleri 13
Süperheterodin Alıcı Devresi

• Karıştırıcı ve Lokal Osilatör: RF kuvvetlendirici çıkışında elde


edilen sinyal karıştırıcı girişine uygulanır. Karıştırıcının
diğer girişi ile lokal osilatör veya frekans sentezleyiciden
sinyal alınır. Karıştırıcı çıkış sinyali bu iki sinyalin
frekansları toplamı ve farkını içerir. Karıştırıcı çıkışında
bulunan akort devresi ile genellikle fark frekansı veya ara
frekans seçilir. Bazı uygulamalarda ise toplam frekansı, ara
frekans (IF) olarak seçilir.

• Karıştırıcı diyot, değeli modülatör veya transistor olabilir.


Karıştırıcı olarak düşük gürültü karakteristiklerinden dolayı
MOSFET kullanılması tercih edilir. Lokal osilatör genellikle
geniş bir frekans aralığında ayarlanabilir şekilde yapılır. Lokal
osilatör frekansı değiştirildiğinde, karıştırıcı aldığı giriş
sinyali frekansını sabit bir ara frekansa dönüştürür.

Analog Haberleşme Sistemleri 14


Süperheterodin Alıcı Devresi

• IF Kuvvetlendirici: Karıştırıcı çıkışında elde edilen ara frekans


(IF) sinyali girişteki RF sinyali ile aynı modülasyon tipine
sahiptir. Ara frekans sinyali bir veya daha fazla sayıda IF
kuvvetlendirici tarafından kuvvetlendirilir. Alıcı kazancının çok
büyük bir kısmı burada elde edilir. Ara frekans değeri, girişteki
RF sinyali frekansından çok daha düşüktür. Bu sebepten IF
kuvvetlendirici tasarımı daha basittir ve daha iyi seçiciliğe
sahiptir. IF kısmında iyi seçicilik oluşturmak için genellikle
kristal, seramik ve SAW filtreler kullanılır. Bazı gelişmiş
alıcılarda ise seçicilik DSP filtreler ile sağlanır.

• Demodülatör: Kuvvetlendirilen IF sinyali demodülatöre (veya


detektöre) uygulanır. Böylece orijinal mesaj sinyali elde edilir.
Demodülatör AM için diyot detektör, FM için karesel (quadrature)
detektör veya SSB için çarpım detektörü olabilir. Modern dijital
süperheterodin alıcılarda ise IF sinyali önce ADC ile dijital
hale getirilir ve DSP çipine uygulanır. Burada programlanan
algoritma ile demodülasyon gerçekleştirilir. Elde edilen mesaj
sinyali dijital formda olup, DAC ile analog hale getirilir.
Analog Haberleşme Sistemleri 15
Süperheterodin Alıcı Devresi

• Mesaj sinyali ses ise demodülatör çıkışında elde edilen sinyal,


hoparlörden yeterli gerilim ve güç kazancı ile çıkış almak için
ses kuvvetlendiricisine uygulanır. Ses sinyali dışındaki mesaj
sinyalleri için ise detektör çıkışı ilgili cihaza gönderilir.

• Otomatik Kazanç Kontrolü: Demodülatör çıkışında elde edilen


orijinal mesaj sinyali genliği, antenden alınan sinyalin genliği
ile doğru orantılıdır. Demodülatör çıkışında elde edilen sinyal
AC formda olup otomatik kazanç kontrolü (automatic gain control,
AGC) devresi tarafından doğrultulup, filtrelenerek DC gerilime
dönüştürülür. Bu DC gerilim alıcı kazancını kontrol etmek için IF
kuvvetlendiriciye ve bazen RF kuvvetlendiriciye geri besleme
olarak gönderilir.

• AGC devresi, geniş bir RF girişi sinyali aralığında sabit çıkış


gerilimi seviyesi elde edilmesine yardımcı olur. Yani antenden
alınan giriş sinyalinin seviyesine göre alıcı üzerinde uçtan uca
kazanç değeri otomatik olarak ayarlanabilir. Giriş sinyali
genliği yüksekse, AGC yüksek DC gerilim üretir ve kazanç düşer.
Analog Haberleşme Sistemleri 16
Frekans Dönüşümü

• Frekans dönüşümü, modüle edilmiş sinyalin orijinal gönderilen


bilgi korunurken daha yüksek veya daha alçak frekansa
dönüştürülmesi işlemidir.

• Radyo alıcısında yüksek frekanslı RF sinyalleri düzgün olarak ara


frekansa düşürülür, burada kazanç artırılır ve seçicilik
sağlanır. Bu işlem aşağı dönüşüm olarak isimlendirilir.

• Uydu haberleşmesinde ise orijinal sinyal düşük frekansta üretilir


ve gönderilmek üzere yüksek frekansa dönüştürülür. Bu işlem
yukarı dönüşüm olarak isimlendirilir.

• Frekans dönüşümü karıştırıcı devresi kullanılarak genlik


modülasyonu (veya analog çarpma) gerçekleştirilmesidir.
Karıştırıcının yerine getirdiği fonksiyon heterodyning olarak
isimlendirilir.

Analog Haberleşme Sistemleri 17


Frekans Dönüşümü

• Karıştırıcı tıpkı genlik modülatörü gibi iki giriş sinyalinin


matematiksel olarak çarpılmasını sağlar. Osilatör tarafından
üretilen sinyal taşıyıcı, giriş sinyali ise modüle edilmiş
sinyaldir. Karıştırıcı çıkışında sadece taşıyıcı sinyal değil
aynı zamanda yan bantlar elde edilir. Karıştırıcı çıkışında elde
edilen sinyallerin frekansları: fs, fo, fs+fo, fs-fo veya fo-fs.
Bunlardan fs ve fo frekanslarına ihtiyaç duyulmayacağından
filtrelenir. Çıkışta toplam ve fark sinyallerinden biri seçilir.
Alt veya üst yan bantlardan hangisinin seçileceği dikkate
alınarak lokal osilatör frekansı ile çıkış frekansı belirlenir.
Karıştırıcı çıkışında akort devresi veya filtre kullanılarak
istenilen sinyal seçilir, diğerleri yok edilir.

Analog Haberleşme Sistemleri 18


Frekans Dönüşümü

• Örneğin FM radyo alıcısı 107,1 MHz frekansında FM sinyalini


kuvvetlendirme ve demodülasyon için 10,7 MHz ara frekansına
dönüştürür. Karıştırıcı çıkışında fs = 107,1 MHz fo = 96,4 MHz
fs+fo = 203,5 MHz ve fs-fo = 10,7 MHz sinyalleri elde edilir.
Filtre ile fs-fo = 10,7 MHz sinyali ara frekans olarak seçilir ve
diğerleri yok edilir.

• Diğer bir örnek olarak 70 MHz ara frekans üretmek için ihtiyaç
duyulan lokal osilatör frekansı iki farklı değerde olabilir. Ara
frekans giriş sinyali ile lokal osilatör frekansları arasındaki
fark olduğundan aşağıdaki gibi bulunabilir:

• Fakat hangisinin seçileceği ile ilgili kural yoktur. Buna karşın


100 MHz’den düşük frekanslarda lokal osilatör frekansı gelen
sinyal frekansından daha yüksek, 100 MHz’den yüksek frekanslarda
lokal osilatör frekansı gelen sinyal frekansından daha düşüktür.

Analog Haberleşme Sistemleri 19


Karıştırıcı Devreler

• Karıştırıcı devresi oluşturmak için diyot veya transistor


kullanılabilir. Fakat modern karıştırıcıların çoğu entegre devre
biçiminde kullanıma hazır olarak üretilir.

• Diyot karıştırıcı: Karıştırıcı devresinin temel özelliği lineer


olmayan çalışma karakteristiğidir. Çıkışı, girişine bağlı olarak
lineer olarak değişmeyen her devre elemanı karıştırıcı olarak
kullanılabilir. En fazla kullanılan karıştırıcı, diyot modülatör
devresidir. Diyot karıştırıcı devresi aşağıda gösterilmiştir.

Analog Haberleşme Sistemleri 20


Karıştırıcı Devreler

• RF kuvvetlendiriciden gelen (bazı alıcılarda doğrudan antenden


gelen) giriş sinyali transformatörün primer sargısına uygulanır.
Sekonder sargısından alınan sinyal diyot karıştırıcıya giriş
olarak verilir. Lokal osilatör sinyali C1 kondansatörü üzerinden
karıştırıcıya beslenir. Giriş sinyali ve lokal osilatör
sinyalleri lineer olarak toplanır ve girişe uygulanır. Diyot
karıştırıcı bu sinyallerin toplamını ve farkını üretir. Bu çıkış
sinyalleri akort devresinden geçirilir. Akort devresi bant
geçiren filtre olarak davranır, toplam veya fark frekanslarından
birini seçer, diğerini yok eder.

Analog Haberleşme Sistemleri 21


Karıştırıcı Devreler

• Dengeli modülatör: Dengeli modülatör devresi karıştırıcı olarak


yaygın biçimde kullanılır. Bu devre çıkış sinyalinden taşıyıcı
sinyali ayırır. Hem diyot kafes dengeli modülatör hem de tümleşik
diferansiyel kuvvetlendirici tipi dengeli modülatör karıştırıcı
uygulamalarında kullanılır. Diyot dengeli modülatör devresi
aşağıda gösterilmiştir. Bu devre VHF, UHF ve mikrodalga
frekanslarında en iyi karıştırıcı devrelerinden biridir.

Analog Haberleşme Sistemleri 22


Karıştırıcı Devreler

• FET karıştırıcı: FET yüksek kazanç sunması, düşük gürültülü


çalışması ve kusursuz kare dalga cevabına yakın çıkış vermesi
sebebiyle iyi bir karıştırıcı elemandır. FET karıştırıcı lineer
olmayan bölgede çalışacak şekilde kutuplanır. Giriş sinyali gate
girişine uygulanırken, lokal osilatör source girişine bağlıdır.
Drain ucuna bağlı akort devresi ile fark sinyali frekansı
seçilir.

Analog Haberleşme Sistemleri 23


Karıştırıcı Devreler

• Entegre devre karıştırıcı: NE602 karıştırıcı entegre devresi


SA612 karıştırıcının gelişmiş versiyonudur. Çip üzerinde NPN
transistor kararlı osilatör devresine ve DC gerilim regülatörüne
bağlıdır. Çalışma gerilimi 4,5-8 V DC olup 500 MHz frekansına
kadar uygulamalarda kullanılabilir. Osilatör yaklaşık olarak 200
MHz frekansında çalışır ve çip içerisinde karıştırıcı girişine
bağılıdır. Çalışma frekansını ayarlamak için harici LC akort
devresi veya kristal gereklidir.

Analog Haberleşme Sistemleri 24


Karıştırıcı Devreler

• NE602/SA612 IC karıştırıcı detayları aşağıda gösterilmiştir. Q1


ve Q2 transistorları Q3 akım kaynağı ile diferansiyel
kuvvetlendirici oluşturur. Aynı şekilde Q4 ve Q5 transistorları
Q6 akım kaynağı ile diferansiyel kuvvetlendirici oluşturur.
Dikkat edilirse girişler paralel bağlanmıştır. Collector uçları
ise çapraz bağlıdır, yani Q1 transistoru collector ucu Q3 yerine
Q4 transistoru collector ucuna bağlıdır. Q2 transistoru collector
ucu ise Q3 transistoru collector ucuna bağlıdır. Bu bağlantı
sonucunda devre dengeli modülatör gibi çalışır. Yani dahili
osilatör sinyali ve giriş sinyali bastırılır, çıkışta sadece
toplam ve fark sinyalleri kalır. Çıkışa bağlı filtre veya akort
devresi kullanılarak toplam veya fark sinyallerinden istenilen
seçilir.

Analog Haberleşme Sistemleri 25


Karıştırıcı Devreler

Analog Haberleşme Sistemleri 26


Karıştırıcı Devreler

• NE602/SA612 IC karıştırıcı kullanılarak elde edilen devre aşağıda


gösterilmiştir. R1 direnci ve C1 kondansastörü dekuplaj
(decoupling) için kullanılır. Rezonans transformatörü karıştırıcı
entegresine 72 MHz sinyali uygular. C2 kondansatörü giriş sinyali
frekansında transformatör sekonderi ile rezonans sağlar. C3
kondansatörü ise pin 2 ile toprak arasında AC bypass sağlar.

Analog Haberleşme Sistemleri 27


Karıştırıcı Devreler

• Harici C4 kondansatörü ve L1 bobini ile akort devresi


oluşturulur, osilatör 82 MHz frekansına ayarlanır. C5 ve C6
kondansatörleri kapasitif gerilim bölücü oluşturur ve çip
üzerindeki NPN transistoru Colpitts osilatör olarak bağlar. C7
kondansatörü AC kuplaj (coupling) ve bloke amacıyla kullanılır.
Çıkış pin 5’den alınır ve seramik bant geçiren filtreye bağlanır.
Böylece seçicilik sağlanır.

Analog Haberleşme Sistemleri 28


Karıştırıcı Devreler

• Bu durumda çıkışta fark sinyali elde edilir, 82-72=10 MHz, R2


direnci üzerinden alınır. Dengeli karıştırıcı devresi 802 MHz
osilatör frekansı ile 154 MHz toplam frekansını bastırır.

Analog Haberleşme Sistemleri 29


Lokal Osilatör ve Frekans Sentezleyici

• Karıştırıcı için gerekli lokal osilatör sinyali LC osilatör


(Colpitts veya Clapp devresi) veya frekans sentezleyici ile
üretilir. Basit ve sürekli aynı frekansta çalışan alıcılarda LC
osilatör kullanılır. Buna karşın kanal ayarlı alıcılarda ise
frekans sentezleyici kullanılır.

• LC osilatör: 100 MHz frekansına kadar kullanılabilir. Bu tip


devre değiştirilebilir frekanslı osilatör (variable frequency
oscillator, VFO) olarak da isimlendirilir. Q1 JFET’i Colpitts
osilatörü olarak bağlıdır. C5 ve C6 kondansatörlerinden yapılan
gerilim bölücü kullanılarak geri besleme sağlanır. Frekans ise L1
bobini, paralel bağlı C1 kondansatörü ve C2, C3 kondansatörleri
ile oluşturulan paralel akort devresi ile ayarlanır. Osilatör
istenen çalışma aralığında merkez frekansa ayarlanır ve frekans
değeri C1 ayarlanabilir kondansatörü ile değiştirilir. Frekans
ayarı aynı zamanda L1 bobini içerisinde demir nüve hareket
ettirilerek yapılabilir. Temel frekans ayarı C3 değiştirilebilir
kondansatörü kullanılarak yapılır. Osilatör çıkışı Q1 source
ucuna bağlı RFC üzerinden emitter izleyici devreye uygulanır.
Analog Haberleşme Sistemleri 30
Lokal Osilatör ve Frekans Sentezleyici

Analog Haberleşme Sistemleri 31


Lokal Osilatör ve Frekans Sentezleyici

• Frekans sentezleyici: Modern alıcı tasarımlarında lokal osilatör


yerine frekans sentezleyici kullanılır. Bu tip devrenin bazı
avantajları vardır: Frekans sentezleyici PLL kullanılarak
gerçekleştirildiğinden kristal osilatör referans sinyaline
kilitlidir, yüksek kararlılıkta çalışır. Frekans ayarı PLL ile
yapıldığından sürekli frekans değişimi yerine kademeli olarak
gerçekleştirilir. Pek çok haberleşme sistemi atanan frekanslarda
çalışan kanallara bölünmüş olarak kullanıldığından PLL basamak
frekansı ayarlanarak her kanal için kanal aralığı elde edilir. Bu
şekilde PLL frekans bölücü çarpanı değiştirilerek kanal ayarı
yapılır.

Analog Haberleşme Sistemleri 32


Lokal Osilatör ve Frekans Sentezleyici

Analog Haberleşme Sistemleri 33


Gürültü

• Gürültü, birden fazla sayıda genlik ve frekansta bileşenleri olan


rasgele sinyal biçimindedir. Bu tip gürültü genellikle beyaz
gürültü olarak isimlendirilir. Haberleşme sistemlerinde bilgi
sinyali üzerine eklenerek hatalara sebep olur. Gürültü ve girişim
aynı değildir. Girişim kanal üzerindeki bilgi taşıyan diğer
sinyallerden kaynaklanır. Gürültü hiçbir anlamlı bilgi taşımaz.

• AM veya FM radyo alıcısı açıldığında istasyonlar arasında


dolaşırken hoparlörden gürültü sinyali sesi duyulur. Benzer
şekilde TV sinyali üzerinde parazitler şeklinde gürültü etkisi
gözlenebilir. Eğer gürültü seviyesi yeterince yüksek seviyeye
ulaşırsa ve/veya mesaj sinyali seviyesi yeterince yüksek seviyede
değilse bilginin alıcıda tekrar elde edilmesi mümkün olmaz.

• Haberleşme sistemlerinde gürültü seviyesi sıcaklık, bant


genişliği, akım, kazanç ve direnç ile orantılıdır. Bunlardan biri
artarsa gürültü artar. Düşük gürültü için bant genişliği dar,
kazancı düşük, az akım çeken ve düşük direnç değerine sahip
devreler ile sağlanır. Sıcaklığın düşürülmesi de önemlidir.
Analog Haberleşme Sistemleri 34
Harici Gürültü

• Harici gürültü farklı kaynaklardan meydana gelir. Harici


gürültünün kaynağı endüstriyel, atmosferik veya uzay olabilir.
Haberleşme sistemi üzerinde atmosferik ve uzay kaynaklı gürültü
etkisi yok edilemez. Endüstriyel kaynaklı gürültü etkisi ise
belirli ölçüde kontrol edilebilir.

• Endüstriyel gürültü: Otomobil ateşleme sistemleri, elektrik


motorları ve jeneratörler bu tip gürültünün kaynağıdır. İlk
çalışmaları sırasında anahtarlama yapıldığında oluşan çok yüksek
gerilim veya akım sebebiyle gürültü meydana gelir. Motor ve diğer
indüktif cihazlar açılıp kapatıldığında yüksek genlikte gürültü
darbeleri oluşur. Floresan ve benzeri gaz dolu aydınlatma
elemanları diğer bir endüstriyel gürültü kaynağıdır.

• Atmosferik gürültü: Dünya atmosferinde meydana gelen elektriksel


olaylar gürültüye sebep olur. Buna örnek olarak bulutlardan
toprağa elektrik deşarjıyla oluşan yıldırım verilebilir.
Endüstriyel gürültü gibi atmosferik gürültüde genlik değişimi
şeklinde görülür, 30 MHz altında frekanslarda etkisi önemlidir.
Analog Haberleşme Sistemleri 35
Harici Gürültü

• Uzay kaynaklı gürültü: Uzaydaki kaynaklardan gelen solar ve


kozmik gürültüdür. Uzay gürültüsünün temel kaynağı güneştir.
Güneşten gelen gürültü geniş bir spektrum üzerinde yayılır. Güneş
kaynaklı gürültü yoğunluğu zamanla değişir. Güneş 11 yıl süre
içerisinde tekrar edebilen gürültü çevrimine sahiptir. Güneş
gürültüsü sebebiyle gürültünün baskın hale geldiği belirli
zamanlarda (belirli yıllarda) haberleşme sistemlerinin çalışması
aksar, belirli frekanslar kullanılamaz duruma gelir. Bunun
dışında ise gürültü seviyesi problem oluşturmaz.

• Güneş sistemi dışında kalan bazı yıldızlar kozmik gürültü olarak


isimlendirilen gürültü üretir. Bu yıldızların dünyaya çok uzak
olmalarından dolayı kozmik gürültü etkisi güneş kadar fazla
olmasa da belirli uygulamalarda dikkate almak gerekir. Kozmik
gürültü etkisi 10 MHz ile 1,5 GHz arasında etkili olsa da en
fazla bozucu etkiyi 15 ile 150 MHz arasında gösterir.

Analog Haberleşme Sistemleri 36


Dahili Gürültü

• Alıcı üzerinde elektronik devreler içerisinde yer alan devre


elemanları (direnç, diyot ve transistor gibi) dahili gürültü
kaynağıdır. Dahili gürültü düşük seviyede olsa da zayıf sinyaller
üzerinde bozucu etki meydana getirir. Dahili gürültünün temel
kaynakları termal gürültü, yarıiletken gürültüsü ve ara
modülasyon bozulmasıdır. Bazı önlemler alınarak dahili gürültü
etkisi azaltılabilir.

• Termal gürültü: Dahili gürültünün büyük bir bölümü termal gürültü


şeklinde ortaya çıkar. Bunun kaynağı iletken içerisinde serbest
elektronların rasgele hareketidir. Sıcaklık artarsa, bu atomik
harekete sebep olur. İletkende elektronların hareketi gürültü
olarak değerlendirilebilecek rasgele gerilim oluşturur. Bu etki
çok yüksek değerli (mega-ohm seviyesinde) direnç, yüksek kazançlı
osiloskoba bağlanarak gözlenebilir. Oda sıcaklığında elektron
hareketinden dolayı direnç üzerinde gerilim oluşur. Gerilim
değişimi tamamen rasgele ve düşük seviyede, sıcaklıkla
orantılıdır. Bu termal etki 1928 yılında J.B. Johnson tarafından
gözlenmiştir. Bu sebepten Johnson gürültüsü adı verilir.
Analog Haberleşme Sistemleri 37
Dahili Gürültü

• Direnç üzerinde açık devre gürültü gerilimi Johnson formülü ile


hesaplanabilir:

• Örneğin 100 KΩ direnç uçlarında açık devre gürültü gerilimi oda


sıcaklığında (25ͦC) DC ile 20 KHz frekansları arasında nedir?

Analog Haberleşme Sistemleri 38


Dahili Gürültü

• Yarıiletken gürültüsü: Diyot ve transistor gibi yarıiletken devre


elemanları bu tip gürültünün kaynağıdır. Yarıiletken devre
elemanları termal gürültü yanında saçma gürültüsü (shot noise),
geçiş zamanı gürültüsü (transit-time noise) ve kırpışma gürültüsü
(flicker noise) gibi gürültüler üretir.

• Saçma gürültüsü: Bunlardan en yaygın olanıdır. Elektronlar ve


boşluklar kaynaktan hedefe ilerlerken bazen rasgele yollar izler.
Bu rasgele yollar sebebiyle saçılma gürültüsü oluşur. Saçma
gürültüsü elektron ve boşlukların PN jonksiyonundan geçerken
izledikleri rasgele yollardan kaynaklanır. Akım her ne kadar
harici kutuplama gerilimi ile oluşsa da, elektron ve boşlukların
rasgele hareketi yarıiletken cihaz içerisinde süreksizliklerin
sonucudur. Örneğin bakır tel ile yarıiletken malzeme arasındaki
ara yüz süreksizlik oluşturur ve taşıyıcıların rasgele hareketine
sebep olur. Saçma gürültüsü geniş bir aralıkta çok sayıda frekans
ve genlikte bileşenden meydana geldiğinden beyaz gürültü
karakteristiğindedir.

Analog Haberleşme Sistemleri 39


Dahili Gürültü

• Saçma gürültüsü değeri DC kutuplama akımı ve bant genişliği ile


orantılıdır. Gürültü akımı aşağıdaki formülle hesaplanır:

• Geçiş zamanı gürültüsü: Transistor içinde meydana gelen bir diğer


gürültü tipi geçiş zamanı gürültüsüdür. Geçiş zamanı terimi
elektron ve boşluk gibi taşıyıcıların girişten çıkışa ne kadar
zamanda hareket ettiğini anlatır. Yarıiletken elemanlar çok ince
olduklarından taşıyıcı hareket süresi oldukça hızlıdır. Düşük
frekanslarda bu süre ihmal edilebilir, fakat yüksek frekanslarda
geçiş süresi uzar ve bu durum problem oluşturur. Geçiş süresi
gürültüsü çalışılan frekansla orantılıdır. Çoğu devre transistor
üst limitinden daha düşük frekanslarda çalıştığından geçiş zamanı
gürültüsü nadiren probleme sebep olur.

Analog Haberleşme Sistemleri 40


Dahili Gürültü

• Kırpışma gürültüsü: Yarıiletken elemanlar dışında direnç ve


iletkenler üzerinde de görülür. Yarıiletken malzeme direncinin
rasgele değişimi sonucunda oluşur. Akım ve sıcaklıkla doğru
orantılıdır. Fakat frekans ile ters orantılıdır. Kırpışma
gürültüsü düşük frekanslarda daha yüksektir ve beyaz gürültü gibi
düzgün dağılıma sahip değildir. Aynı zamanda pembe gürültü olarak
isimlendirilir. Transistor içinde gürültünün frekansla değişimi
aşağıda gösterilmiştir:

Analog Haberleşme Sistemleri 41


Ara Modülasyon Bozulması

• Ara modülasyon bozulması devrenin lineer olmayan karakteristiği


sebebiyle harmoniklerin ve yeni sinyallerin üretilmesi sonucunda
ortaya çıkar. Lineer olamayan çalışma sebebiyle modülasyon ve
heterodyne etkisi oluşturulur. Devre üzerinde farklı frekansta
sinyaller bir araya geldiğinde bunların toplamı ve farkı elde
edilir. Bunun yanında çok sayıda harmonik bileşen ortaya çıkar.
Eğer filtreleme yapılmazsa asıl sinyal yanında istenmeyen
sinyallerde kuvvetlendirilir ve bu sinyaller gürültüye sebep
olur.

• Örneğin kuvvetlendirici bant genişliği içinde f1 ve f2 sinyalleri


yer alır. Lineer olmayan çalışma karakteristiği sebebiyle f1-f2
ve f1+f2 sinyalleri üretilir. Ayrıca 2f1, 2f2, 3f1 ve 3f2 gibi
harmonikler ortaya çıkar. Bu harmonikler ile birlikte 2f1+f2,
2f2+f1, 2f1-f2, 2f2-f1 gibi üçüncü derece bileşenler ortaya
çıkar. Bu bileşenler bilinen frekansların korelasyonu sonucunda
ortaya çıktığı için korelasyonlu gürültü olarak isimlendirilir.

Analog Haberleşme Sistemleri 42


Ara Modülasyon Bozulması

Analog Haberleşme Sistemleri 43

You might also like