Professional Documents
Culture Documents
Eğer içinize kapanık bir insansanız ya da iş yerinde yeni çalışmaya başladıysanız, özellikle
de diğer iş arkadaşlarınız birbirini uzun zamandır tanıyorsa profesyonel ilişkiler kurmak sizi
baskı altında hissettirebilir. Ancak kitabım Konuşulmayan Kurallar için farklı sektörlerden
ve meslek gruplarından beş yüzü aşkın profesyonelle yaptığım görüşmeler, bana hibrit bir
çalışma ortamında ilişki kurmanın göründüğünden çok daha kolay olduğunu öğretti.
Aslında her şey, kabuğunuzu kırıp sizi bunaltan ve faydası dokunmayan “Kendini ortaya
çıkar” tavsiyesini, uygulayabileceğiniz küçük adımlara dönüştürmekle başlıyor.
Bu adım en zorudur çünkü “Bu insanı rahatsız ediyor muyum?” diye düşünüp dururuz.
Zihnimizde bir ses “Bu insan benim hakkımda ne düşünür?” diye sorar. “Ne söyleyeceğim
ki?” diyen üçüncü bir ses eklenir. Çok geçmeden tereddüde düşeriz ve iletişim fırsatı yok
olur.
Sessizliği kırmayı ne kadar kolay hale getirirsek, bunu yapabilme olasılığımız da o kadar
artar. İyi haber şu ki yabancıları tanıdıklara çevirme fırsatı her zaman ve her yerde bizimle
beraberdir.
Çalışanların istedikleri yere oturabildikleri, ya da ortak masa kullandıkları rahat bir ofis
ortamında mı çalışıyorsunuz? Kendinize insanların sıkça geçtiği giriş, toplantı odası,
mutfak ya da banyo gibi bir yer seçin. Böylece insanlarla karşılaşmanız, göz teması
kurmanız, kafa sallamanız, “Merhaba” ya da “Günaydın” demeniz çok daha kolay olur.
İlişkiler bu şekilde kurulur.
Bir toplantıya, iş çıkışı içmeye ya da bir etkinliğe mi davet edildiniz? Biraz erken gitmeye
gayret edin ve tanımadığınız, meşgul görünmeyen birinin yanına oturun. Göz teması
kurup elinizi uzatarak “Merhaba, sanırım tanışmadık. Ben _______. Tanıştığıma memnun
oldum!” diyebilirsiniz.
Toplantınız yeni mi bitti? Hemen oradan ayrılmak yerine birine yaklaşıp “Ben _______”
diyerek kendinizi tanıtın ve “Toplantıda _______ konusunda yaptığınız yorum çok hoşuma
gitti” sözleriyle konuşmaya devam edin.
İş için seyahat mi edeceksiniz? “Beraber gitmek isteyen var mı?” diye sorun ve
arabadaki vakti sohbet etmek için değerlendirin.
Ofise gitmeden önce vaktiniz mi var? Online olarak görüştüğünüz iş arkadaşlarınızdan
birine mesaj atıp “Yarın ofise gideceğim, sen de orada olursan görüşebiliriz”
diyebilirsiniz!
Bu fırsatlar, sadece içe kapanık ya da utangaç insanlar için birer strateji değil aynı zamanda
etkili iletişim kurma yollarının sırrıdır. Bir sonraki toplantınızdan önce etrafınıza bakın;
bazılarının kendilerini telefonlarına gömdüğünü bazılarının ise neşeyle birbiriyle
konuştuğunu yakın zamanda fark edeceksiniz.
Profesyonel hayatınızda tanıştığınız çoğu insan sizin için tanıdık olarak kalabilir. Bu
doğaldır. Sonuçta, bir gün içindeki vaktimiz sınırlıdır ve aynı anda sürdürülmesi gereken
pek çok ilişki var. Ancak bizden daha deneyimli ve bu deneyimi aktarmaya hevesli özel
insanlarla karşılaştığımızda onlardan pek çok şey öğrenip aynı hataları yapmaktan
kaçınabiliriz. Müttefiklerinizi mentorlara dönüştürebileceğiniz dört seçeneği aşağıda
sıralıyoruz.
Birinin fikrine mi ihtiyacınız var? İnsanların bilgisinden faydalanmak için şunları
söylemeyi deneyin: “_______ konusunda çalışıyorum ve sen bu konuda uzman olduğun
için görüşlerini dinlemeyi çok isterim”
Hangi yoldan gideceğinize emin değil misiniz? “Şöyle bir şey yapmayı deniyorum ve
_______ konusunda tavsiyeni almayı çok isterim. Biraz vaktin var mı?” diye sormayı
deneyebilirsiniz.
Bir kişinin izinden mi gitmek istiyorsunuz? “Ben de senin gibi _______ yolundan gitmek
istiyorum. Konuşmak için vaktin var mı? Şu vakitlerde müsaidim” diyerek
hikayelerinden faydalanabilirsiniz.
Bir kişinin ilgi ve uzmanlık alanına giren bir proje hakkında mı çalışıyorsunuz? “_______
konusunda çalışmak için danışmanlarla beraber çalışmam gerekiyor. Aklıma hemen sen
geldin” diyerek onları konuya dahil edin.
Tanıştığınız bazı insanlar size tavsiye vererek mentorluk yaparken bazıları da size kariyer
kapıları açarak destek olabilir. Böyle insanlar sizi kapalı kapılar ardındaki toplantılara davet
edip yüksek profilli projelerde çalışmanızı sağlayabilir, hatta terfi almanız yönünde
savunuculuk yapabilir.
Sizden daha deneyimli olan ve hem kariyerinizle hem de sizinle ilgilenen biriyle mi
tanıştınız?
İlk olarak, hedeflerinizi paylaşmayı deneyin. Örneğin “Beş yıl sonra kendimi nerede
gördüğüme gelirsek, sizin adımlarınızı izleyip _______ konusunda çalışmak istiyorum. Bu
hedefe ulaşabilmem için nereden başlamalıyım, nerede durmalıyım ve ne yapmalıyım?”
diyebilirsiniz.
Sonrasında, süreci paylaşmayı deneyin. Örneğin “Performans değerlendirmemi yeni
aldım, tam olarak bizim konuştuğumuz ve üzerinde durduğumuz sonuç geldi.
Yöneticim bana _______ dedi. Sonraki çeyrekte, _______ yapmayı planlıyorum. Cevap
vermenize gerek yok, sadece sizi haberdar edip teşekkür etmek istedim” diye
yazabilirsiniz.
Süreçteki sıkıntılarınızı paylaşmayı da deneyin. Örneğin “_______ konusunda kafa
yoruyordum ve bu konuda daha iyi bir iş çıkarabileceğimi düşünüyorum. Yerimde
olsaydınız siz ne yapardınız?” diye sorabilirsiniz.
***
Bir tekstil fabrikasında senelerce çalışmış göçmen bekar bir annenin oğlu olarak bana her
zaman başımı öne eğmem ve yaptığım işin tanınmam için yeterli olacağı söylendi. Ancak
profesyoneller ve kariyerlerindeki hatalardan tatmin edici dersler çıkaranlar arasındaki farkı
gördüğümde başka bir bakış açısı kazandım: Kurumsal hayatta, işinizi yapmak işinizin
sadece bir parçası. Diğer parçalar görünür, duyulur ve tanınır olmaktan geliyor. Bunların
hiçbiri de sağlam ilişkiler kurmadan mümkün olmuyor.
Kurduğunuz her ilişki uzun süreli olmayabilir ama bu ilişkiler sayesinde toplantılarda
arkadaş canlısı yüzler görebilir, insanlarla fikirlerinizi paylaşabilir ve yardıma ihtiyacınız
olduğunda isteyebilirsiniz. İşe bir sonraki işe gidişinizde sadece işe gidip gelmekten fazlasını
yapın.