You are on page 1of 5

20.

YÜZYIL OSMANLI TARİHİ

1911-16 arası dönemde Türk Yurdu dergisinde


türk milli kimliğinin inşası
ümit kurt
Özellikle erken dönem modern Türk milliyetçiliğinin ideolojik öncüllerinin ve temel
parametrelerinin şekillenmesi bakımından Türk Yurdu ve Türk Ocağı gibi süreli
yayınlar son derece önemli bir işlev görmüştür. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde bilhassa
Rusya doğumlu, Batılı anlamda modern eğitim almış ve kendini “Türkçü” olarak
tanımlayan “münevverlerin” teşkil ettiği en başta Türk Yurdu ve diğer süreli
yayınların dil ve edebiyat alanında palazlanmaya başlayan Türk milliyetçiliği
ideolojisine siyasi de bir ton katarak sistematik bir fikriyat haline getirmiştir.

Türk Yurdu ayrılıkçı eğilimlere girdiği bir dönem- içerisindeki Türk unsurunun hakları-
dergisinin birinci
sayısının iç de1 Osmanlı aydınlarının devleti kur- nı korumak, Türk milliyetçiliğini yay-
kapağı: tarma adına bir çözüm önerisi olarak mak ve Türk dünyasının her yerinden
“Maksad ve
Meslek çıkan Türkçülüğün resmi Türk mil- acı tatlı olayları haber vererek Türk
Türklüğe liyetçiliğine dönüşmesi, siyasal bir âleminin menfaatlerini korumak
hidmet etmek, örgütün ideolojisi haline gelmesi II. olarak belirlemiştir. 1911 yılında ilan
Türklere faide
tokundurmak Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat edilen yedi maddelik program bütün
istiyoruz. ve Terakki Partisi/Cemiyeti (İTP/C) Türk dünyasına yönelik hedeflerle,
Maksadımız, işte
budur. Maksada ile ilişkili olarak gerçekleşmiştir. Bu Pantürkçülükle şekillendirilmiştir.9
erişmek içün gelişmenin arka planında Türk Der-
hangi yollardan
yürüyeceğimizi,
neği2, Türk Yurdu Cemiyeti3 ve Türk Bilhassa 20. yüzyılın ilk çeyreğini
mecmuamızın Ocakları4 gibi derneklerin kurulması düşündüğümüzde Anadolu toprak-
münderecatı da vardır.5 larının genelde “Türk milliyetçiliği”
göstereceğinden,
mesleğimizin fikrine oldukça yabancı olduğunu
teşrihini fazla Osmanlı İmparatorluğu’nda Türk söylemek mümkün. Etnik, ırki ve
buluyoruz.
Tengri milliyetçiliğinin öncü girişimi, Meh- kavmi bir kavram olarak Türklük,
yardımcımız Türk milliyetçiliğinin tarihsel serü- med Emin Yurdakul önderliğinde Müslüman Anadolu topluluklarının
olsun.” veninde somut olarak aldığı biçim- 31 Ağustos 1911 tarihinde kurulan kendilerini tanımladığı bir kimlik
Tarih Vakfı Arşivi. lerden biri Türkçülük ideolojisidir. Türk Yurdu Cemiyeti’dir.6 Bu cemi- olmaktan bir hayli uzaktır. Özellikle
Türkçülük belirli bir tarihsel kesitte yet Mehmed Emin Yurdakul, Ahmed erken dönem modern Türk milliyet-
Türk milliyetçiliğinin ana durakla- Hikmet Müftüoğlu, Ahmed Agayef çiliğinin ideolojik öncüllerinin ve
rından birisi olmuş, belirli bir ente- (Ağaoğlu), Hüseyinzâde Ali, Dr. Akil temel parametrelerinin şekillenme-
lektüel kesim tarafından bir siyasi ve Muhtar Özden ve Yusuf Akçura (Ak- si bakımından Türk Yurdu ve Türk
kültürel programa dönüştürülmüş, çuraoğlu) gibi Türkçülük hareketi- Ocağı gibi süreli yayınlar son derece
bir siyasal akım olarak evrilmiştir. nin önde gelen aydınları tarafından önemli bir işlev görmüştür. 20. yüz-
19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı kurulmuştur.7 Mehmed Emin’in tekli- yılın ilk çeyreğinde bilhassa Rusya
Devleti’nin ayakta durmakta zorlan- fi üzerine Türk Yurdu adıyla bir der- doğumlu, Batılı anlamda modern eği-
dığı, iktisadi açıdan yarı-sömürge ha- gi çıkarılmasına karar verilir.8 Dergi tim almış ve kendini “Türkçü” olarak
linde bulunduğu, bir yandan Avrupa 25 Ocak 1912’de kurulacak olan Türk tanımlayan “münevverlerin” teşkil
devletlerinin baskısı, diğer yandan Ocağı’nın yayın organı olarak görü- ettiği en başta Türk Yurdu ve diğer
22 imparatorluğa bağlı halklar arasında lür. Türk Yurdu, programını ve izle- süreli yayınların dil ve edebiyat ala-
yayılan milliyetçi akımların etkisiyle yeceği yolu Osmanlı İmparatorluğu nında palazlanmaya başlayan Türk
TOPLUMSAL TAR‹H 232 NİSAN 2013
milliyetçiliği ideolojisine siyasi de manlıcılık adı altında bir vatandaşlık Türkçülük
akımının
bir ton katarak sistematik bir fikriyat bağıyla bir arada tutmak projesi ne önde gelen
haline getirmiştir. de İslamcılık düşüncesi Osmanlı’nın isimlerinden
parçalanışına çare olmuştur. Bağım- ve Türk Yurdu
dergisinin
Pek tabii, “Türk milliyetçiliği” fikriya- sızlık faaliyeti yürüten Rum, Ermeni kurucusu
tının ve Türk milli kimliği inşa süre- ve Bulgar cemaatlerinin yanı sıra, Yusuf Akçura
(Simbirsk, Kazan
cinin Batı’da zuhur eden milliyetçilik Arnavutluk’ta başlayan ayaklan- 1876 – İstanbul
akımlarından ziyadesiyle etkilendiği malarla birlikte Müslüman unsur- 1935).
bir vakıadır. Millet, milli mefkûre, ların bile imparatorluktan ayrılma
milliyet ve milli kimlik gibi kavramlar teşebbüsleri artık gizlenemeyecek
özellikle Türk Yurdu dergisinde en- hale gelmişti. Bu durum karşısında
telektüel mesai harcayan münevver- kendini imparatorluğun asli unsuru
lerin Batı’dan öğrendikleri kavram- sayan Türkler kendilerini tehdit al-
lardır. Bir örnek vermek gerekirse, tında ve milliyetçilik yarışında “geri
Türk Yurdu’ndaki bir yazısında Ah- kalmış” hissediyorlardı. 1912-13 yılları
med Ağaoğlu “millet ve milliyet” nos- arasında Balkanlar’daki toprakların
yonlarının tanımını yaparken Fran- kaybına paralel olarak, Arap milli-
sız filozof ve yazar Ernest Renan’nın Ziya Gökalp, Dr. Akil Muhtar Özden, yetçilerinin de çalışmalarını yoğun-
1882’de yaptığı tanımı referans nok- Halide Edip, İzzed Ulvi, Celal Sahir, laştırmaları Türk aydınlarını tedirgin
tası olarak almıştır. Feyzullah Sacid ve Fuad Köprülü gibi etmiş, Türk milliyetçiliği yönelimi
entelektüel şahıslar vardır. güçlenip yaygınlaşmıştır.
Türk Yurdu dergisini tarih sahnesine
çıkaran saikleri nedir sorusuna dergi- Şurası muhakkak ki Türk milliyetçi- Bütün ulus-devlet milliyetçiliklerinde
nin kurucu üyelerinden olan ve bir dö- liğinin palazlandığı tarihsel bağlam ve özellikle Doğu Avrupa ve Balkan
nem derginin aynı zamanda müdürlü- ve çerçeve Osmanlı gibi çok dinli ve kökenli geç kalmış [Batı Avrupa’ya
ğünü üstlenen Yusuf Akçuraoğlu açık etnili bir imparatorluğun çöküş dö- göre] milliyetçiliklerde milli kimli-
bir biçimde cevap verir. Akçuraoğlu, nemine denk düşer. Ancak Türk mil- ğin formasyonu ve inşası sürecinde
Türk Yurdu’nun Türk ırkının menfaa- liyetçiliğinin tarih sahnesine çıkışının din anahtar bir role sahiptir. Din,
tini her daim muhafaza etmek; çeşitli kendine özgü tarihsel dinamikleri bu tür milliyetçiliklerin vazgeçilmez
Türk halkları arasında dostluk bağları- vardır. Pek tabii bu tarihsel dinamik- unsurudur. Bu saptama Türk milli-
nı kurmak saikiyle kurulduğunu ifade ler imparatorluğun parçalanışından yetçiliğinin özellikle 20. yüzyıl erken
eder. Yalnız burada Akçuraoğlu’nun etkilenmiştir ve bu süreç Türk milli- dönem varyantı için de geçerlidir.
yine altını çizdiği bir nokta daha var yetçiliğine farklı bir karakter kazan- İslam, Türk milli kimliğinin oluşu-
ki bu derginin kuruluşundaki esas dırmıştır. Devletin bekası ve impa- munda merkezi ve hayati bir rol üst-
motivasyonu bize gösterir: “Türk ratorluğun kurtarılması düşüncesi lenmiştir. İslam, Türklüğün ve Türk
Yurdu, Osmanlı İmparatorluğu’nun Osmanlı-Türk aydınlarının ve siyaset- olmanın olmazsa olmazıdır. Bu bakış
merkezinde, Türk unsurunun siya- çilerinin yegâne amacıydı. Bu doğrul- açısı 1911-16 arası dönemde Türk Yur-
si ve iktisadi haklarını savunacak, tuda imparatorluğu bir arada tutmak du yazarlarının istisnasız bütününde
Türk milliyetçiliğini yaymaya bağlı ve parçalanışını önlemek saikiyle Os- görülen bir yaklaşımdır. Yalnız bura-
kalacaktır.”10 Akçuraoğlu’nun bir ırk manlıcılık, İslamcılık ve nihayetinde da bir noktanın altını çizmek gerekir:
ve kavmiyet olarak Türklüğe yaptığı Türkçülük gibi çeşitli fikir akımları de- Türk Yurdu’nda belirdiği kadarıyla
bu vurgunun Osmanlı İmparatorluğu nendi. Ve son tahlilde Türkçülük ağır Türklük İslam’a göre Türk milliyet-
gibi çok etnisiteli ve dinli bir yapının bastı. Türkçülük ile sonuçlanan bu çiliğinin birincil/başat öğesidir. Her
1911’den sonra nasıl bir noktaya gel- çözüm arayışının özellikle imparator- ne kadar İslam onun mütemmim
diğini düşünmemiz açısından oldukça luğun çok dinli ve çok kavimli yapısı cüzü sayılsa da Türklük, İslam’a göre
önemlidir. göz önüne alındığında pek de olum- bu aydın grubu için daha hayatidir.
lu getirileri olmadı. Bütün bir gayri- Ancak bu hiçbir biçimde Türklük ve
Bu önemli derginin yazarları arasın- müslim nüfusun imparatorluk bün- İslamiyet arasında bir gerilimin or-
da ileriki dönemde Kemalist Cumhu- yesinden kopması veya kopartılması taya çıkmasına cevaz vermez. Türk
riyet rejiminde de önemli görevler bağlamında konuya yaklaştığımızda Yurdu’nda mesai harcayan enteli-
üstlenen, Kemalist ulus devlet mode- bu çözüm arayışının ifrata kaçtığını jansiya açısından Türklük ve İslam
linin ve rejimin konsolidasyonu için söylemek mümkündür. birbiriyle son derece uyumludur.
bir hayli gayretkeş mesai harcayan
bir entelijansiya grubunun varlığını Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Dergi yazarları Türklüğü ve İslam’ı bir-
belirtmek mümkündür. Örneğin bu Osmanlı İmparatorluğu’nun parçala- birini destekleyen fikri akımlar olarak
Türkçü entelijansiya arasında Meh- nışına çare olarak farklı fikri akımlar değerlendirmekle beraber, Türklüğe
med Emin Yurdakul, Ahmed Ağaoğlu, devreye sokulmuştur. Ancak ne im- daha gönülden bağlıdırlar. Başka bir 23
Yusuf Akçuraoğlu, Hüseyinzâde Ali, paratorluğun bütün unsurlarını Os- ifadeyle, İslam ve genel olarak din,
Türklüğe ve Türkçü fikriyata göre unsuru olarak değerlendiren bir yak- rece basit bir mantığa ve akıl yürüt-
tali bir unsur. Ancak, Türkçülüğün laşımdır. “Türkçülük aynı zamanda meye dayalıdır. Bu yaklaşım kabaca
ve Türk milliyetçiliğinin bu dönem- İslamcılıktır” derken burada iki fik- İslam’ın Türklükle telif edilmesi aynı
20. YÜZYIL OSMANLI TARİHİ

deki aldığı biçimin İslam’dan azade riyatın eşit derecede ve ağırlıkta ol- zamanda onun modernizmle uyumlu
olduğunu asla iddia edemeyiz. İslam, duğu gibi bir anlam çıkarmak güçtür. hale getirilmesi anlamına gelir.
Türk olmanın en temel payandası ve Zira Gökalp’in bu dönemde dergide
Türkçü düşün biçiminin mütemmim neşrettiği yazılar dikkate alındığın- Öte yandan derginin bu dönemde İt-
cüzüdür. Tam da bu nedenle, Türkle- da İslam’ın araçsal ve pragmatik bir tihat ve Terakki Partisi ve Cemiyeti ile
rin mukadderatı İslamiyet’in mukad- biçimde Türkçülüğün ideolojik ve olan ilişkisi de üzerinde durulmaya
deratına bağlı ve Türklük, İslamiyet hâkim paradigma konumunu güçlen- değer bir konudur. Derginin Ağustos
olmadan tasavvur edilmemiştir. Türk dirmek adına kullanıldığını söylemek 1911 tarihinde kurulduğu sırada yayın
milliyetçiliğinin erken dönem Türkçü mümkündür. Şimdi şu nokta çok açık müdürü ve aynı zamanda derginin
varyantında Türklük başat unsurdur. ve nettir: Türk milli kimliğinin tarih- kurucu üyesi olan Akçuraoğlu’nun İt-
İşte, tam bu noktada ismi geçen ay- sel olarak harcında İslam her zaman tihat ve Terakki ile olan ilişkisi ve ce-
dınların modern ve seküler bir milli- vardır ve olmaya devam edecektir. miyete/partiye olan bakışı diğer Türk
yetçi damardan beslendikleri olgusu Ancak bu harcın ne derece yoğun ol- Yurdu yazarlarına göre daha mesafeli
ortaya çıkar. duğu sorusu her daim bakidir. ve son derece eleştireldir. Daha ilginç
olan nokta Akçuraoğlu’nun kurucula-
1911-16 arası dönemde Türk Yur- rından olduğu dergiyi Cemiyet’ten
du aydınları İslam’ın, Türk milli uzak tutmak konusunda gösterdi-
Türkçülüğü mefkûresinin teşkilini destekleyecek ği özel çabadır. Akçuraoğlu, Türk
ve liberal
düşünceyi en önemli payanda olduğunun far- Yurdu’nun hiçbir siyasi örgütle ve/
savunan kındaydılar. Zira Anadolu halkı ken- veya partiyle anılmasını ve bağlan-
Ahmed Ağaoğlu
(Karabağ,
disini Türklük gibi hem etnik, hem tılandırılmasını istememiştir. Bu an-
Azerbaycan kavmi hem de ırki bir seküler kimlikle lamda dergiyi olabildiğince “bağım-
1869 – İstanbul, tanımlamıyordu. Onlar her şeyden sız” ve “özerk” bir yayın organı haline
1939)
evvel Müslüman, ehl-i sünnettiler. getirmek arzusunda olmuştur. Akçu-
Dolayısıyla temel gayeleri Türklüğün raoğlu aslında İttihat ve Terakki’nin
İslam’ı dışlamadığını, aksine bu iki politikalarını beğenmemekte; İttihat
fikriyatın birbirini tamamladığını gös- ve Terakki’yi Türkçü politikalar üret-
termekti. Bu nedenle 1911-16 arası dö- mek yerine, Osmanlıcı ve İslamcı
nemde dergide Türklük ve İslamiyet’i politikalar ürettiği için eleştirmek-
birbirine telif etmeye çalışan ve tedir. Başka bir ifadeyle, İttihat ve
İslam’ın Türk’ün dini olduğunu ısrarla Terakki’nin somut, siyasal ve siste-
vurgulayan birçok yazı kaleme alındı. matik bir milliyetçi/Türkçü programa
Aksi takdirde, evvel emirde kendini Bunun yanında Gökalp’in kullanmış sahip olmadığını belirtmiştir.
Müslüman olarak tanımlayan Ana- olduğu muasırlaşmak kavramı Türk
dolu halkına seküler bir kimliği kabul siyasi hayatını etkilemeye devam Türk Yurdu’nda bu dönemde Tanzi-
ettirmek bir hayli meşakkatli olurdu. etmektedir. Zaten Gökalp’in Türk mat reformlarına ilişkin olarak geliş-
Dergide Arap etkisi ciddi biçimde milliyetçiliği anlayışı son derece tirilen sert eleştiriler vardır. Bu sert
eleştiriye tabi tutulmuş; bu nokta bil- modern ve Batılıdır/asridir. Ancak eleştirilerin ağırlık merkezini “Batı
hassa dil konusunda bariz bir biçimde burada muasırlaşmaktan neyi kas- taklitçiliği” oluşturur. Yani, aslında
ortaya çıkmıştır. Türklüğü tanımlayan tettiğini doğru çözümlememiz gere- “Tanzimatçılık = Batı taklitçiliği” ola-
başat unsur olarak Türkçenin, Türk- kir. Gökalp için muasırlaşmak demek rak kodlanır. Tanzimat reformları-
lerin İslamiyet’e geçişiyle birlikte Batı’ya benzemek, Batı gibi olmak nın gelenekleri, milli duyguları hiçe
Arapça ve Farsça etkisiyle mahvolma değildir. Muasırlaşmak, Batı’nın sayarak ve yeterince sindirilmeden
derecesine geldiği dergide sürekli dile ulaştığı ilerleme düzeyine ulaşmak, kestirmeci, yüzeysel bir şekilde yü-
getirilmiştir. Batı’ya ihtiyaç duymadan ve hatta rütüldüğü ifade edilir. Yine o dönem-
Batı’yı aşarak ilerlemektir. Bu yakla- de Tanzimat reformlarına yönelik
Dergide Türklük ve İslamiyet’i birbi- şımın Türk siyasi hayatının Batı’ya ve en ciddi ve yoğun eleştirilerin odak
rine telif etmeye çalışan ve İslam’ın Batı modernleşmesine olan bakışını noktası bu reformların Türk milliyet-
Türk’ün dini olduğunu ısrarla vur- etkileyen hâkim paradigma olduğunu çiliğinin ortaya çıkışını geciktirdiği
gulayan yazarların başında modern her daim gördük ve görmeye de de- hususudur. Batı taklitçiliği ile özdeş-
Türk milliyetçiliğinin kurucu babası vam ediyoruz. Burada asıl sorulması leşen bu reformların Türk kavmini
olarak kabul gören Ziya Gökalp gelir. gereken acaba Türk düşün dünyasın- vatansız ve milletsiz bıraktığına ina-
Gökalp’in bu söylemi yine Türkçülü- da Batı’ya dönük bu hâkim görüşü nılır. Hatta Gökalp, Tanzimat ruhu-
24 ğü seküler anlamda bir fikriyat olarak aşmanın yolları var mıdır sorusudur. nun Osmanlıcılığa da sirayet ederek
ele alan ve İslam’ı onun vazgeçilmez Aslında Gökalp’in yaklaşımı son de- Türkleri, milli tarihlerine ve dillerine
TOPLUMSAL TAR‹H 232 NİSAN 2013
yabancılaştırdığını ifade etmiştir. Bu- nın- ürünlerinin popülerleştirilerek Cumhuriyet’in kurucu elitleri tarafın-
rada Yusuf Akçuraoğlu’nun Tanzimat Türk kamuoyuna sunulması, uyanış dan da kabul görmüştür. Cumhuriyet
reformlarına dönük eleştirilerinin döneminde Türk milliyetçiliğinin rejiminin inşa etmeye çalıştığı tek
diğer Türkçü aydınlardan daha fark- belli başlı işlerinden biri olmuştur. bir etnik temele dayalı Türk modern
lı ve “özgün” olduğunu vurgulamak Son tahlilde, bu çalışmalar ideolojik ulus-devlet projesinin oluşturulma-
gerekmektedir. Zira Akçuraoğlu’nun arayış içinde bulunan ve yıkılış süre- sında Türk Yurdu’nda ortaya konu-
eleştirisi, Batı’daki gibi sistematik cinde büyük moral bozukluğu yaşa- lan milliyetçi ideolojinin içeriğini
bir zihin haritasına, ideolojiye ve bu yan Türk aydınlarının özgüvenine de teşkil eden birçok unsur o dönemde
sistematik düşünceden neşet ede- katkıda bulunmuştur. işlevsel bir şekilde kullanılmıştır.
bilecek programlı bir modernleşme Bu minvalde belirgin bir düşünsel
projesine sahip olmadığımız nokta- Türk Yurdu’nda üzerine büyük bir ve fikirsel süreklilikten söz etmek
sında yoğunlaşmıştır. Bu eleştirinin dikkatle durulan konulardan biri de mümkündür. Ancak tabii ki burada
bugün de geçerli olduğunu söylemek Türklerin iktisadi durumlarının iyi- göz ardı edemeyeceğimiz kopuşlar da
mümkündür. leştirilmesi konusudur. Bu bağlamda vardır. Özellikle Cumhuriyet elitleri-
Parvus’un Türklerin milli iktisadını nin siyasi projelerine ideolojik destek
Türk Yurdu’nda İslamiyet öncesi oluşturmasının gerekliliği üzerine ve meşruiyet sağlamaya girişen “eski”
Türklerin tarihine yönelim, Türk mil- olan yazıları son derece önemlidir. Türk Yurdu aydınlarının bu yeni dö-
liyetçiliğinin ideolojik öncüllerinin Parvus’u diğer Türk Yurdu yazarla- nemde gerek Türkçülük ve İslamiyet
inşasında anahtar bir rol üstlenmiş- rından ayıran en belirgin nokta onun gerekse de ırk ve Panturanizm ile il-
tir. İslamiyet öncesi Türk tarihine iktisadi ve siyasi bağımsızlığın birbi- gili düşüncelerinde bariz farklılıklar
yapılan bu vurgu aslında Türk tari- rine sıkı sıkıya bağlı olduğuna ilişkin olmuştur. Cumhuriyet’e geçişle bir-
hinin dönemlere ayrılmaya başla-
ması süreciyle ortaya çıkmaktadır.
Bu aynı zamanda Batı’dan etkilenmiş
bir yaklaşımdır. Bu vurgunun teme-
Türkçülük ile sonuçlanan çözüm arayışının özellikle
linde kendini Batı’ya veya Avrupa’ya imparatorluğun çok dinli ve çok kavimli yapısı göz önüne
kanıtlama çabası yatmaktadır. Türk- alındığında pek de olumlu getirileri olmadı. Bütün bir
lüğün en eski tarihini İslamiyet’in
kabulünden önceye kadar götüren gayrimüslim nüfusun imparatorluk bünyesinden kopması
bu tarih yaklaşımı Türklerin tarihini veya kopartılması bağlamında konuya yaklaştığımızda bu
İslamiyet’le özdeşleştirerek açıkla-
yan hem Osmanlı vakanüvisliğine çözüm arayışının ifrata kaçtığını söylemek mümkündür.
hem de Avrupalı tarihçilerin Avrupa
merkezli tarih tezlerine bir meydan
okumadır. Dergide Türklerin, Türk kaleme aldığı yazılarıdır. Parvus as- likte Türk milliyetçiliğinin Kemalist
ırkının İslamiyet öncesi kadim ve lında diğer Türk Yurdu yazarların- varyantıyla karşılaştırmak bakımında
yüce tarihine yönelik methiyeler as- dan farklı olarak köylülük meselesi örneğin şöyle bir iddiada bulunmak
lında Türklüğe kaybettiği özgüvenini ile de özel olarak ilgilenmiş ve il- mümkündür: Türk Yurdu eksenin-
ve saygınlığını yeniden kazandırmak ginç bir biçimde bir “yabancı” olarak de ve 1911-16 arası dönem özelinde
adına yapılmıştır. Bir ırk olarak Türk- halkın sorunlarına temas etmiştir. dergide yazan Türkçü aydınların la-
lük ve ona atfedilen üstün nitelikler, Hatta Türk aydınlarını Türk köylü- iklik anlayışının çok daha dünyevi
sonu ve sınırları olmayan bir zaman lerine gereken önemi vermedikleri ve seküler bir temele oturduğu ve
ve mekânsal uzamda sabitlenmiştir. için eleştirmiştir. Ve bu meseleye dinin hiçbir biçimde devletin kont-
milli bir boyut kazandırmıştır. Türk rolünde olmaması gerektiği yönünde
Türk Yurdu’nda yine bu dönem itiba- Yurdu’nda yayımlanan istisnasız bü- fikirler öne sürdükleri görülmüştür.
riyle Avrupalı oryantalistlerin Türk- tün yazılarında Avrupa’nın Osmanlı Bunun Kemalist Türk milliyetçiliği-
lerin Osmanlılardan önce büyük bir üzerindeki emperyalist hâkimiyeti nin laiklik perspektifinden ciddi de-
medeniyet kurduklarına, dillerinin ve eleştirmiş ve yine Osmanlı’nın askeri recede farklılık arz ettiğini söylemek
tarihlerinin zenginliğine işaret eden hezimetlerini iktisadi zaaflarıyla iliş- mümkündür. Derginin kendisinden
çalışmalar, Türkçüleri Türk tarihinin kilendirmiştir. Son olarak Parvus’un ziyade Cumhuriyet elitlerinin zihin
“karanlıkta kalmış eski devirlerine” diğer yazarlardan farklı olarak Türk dünyasının aslında Türk Yurdu’nda
eğilmeye iten temel saik olmuştur. Yurdu’nda ortaya koyduğu bir diğer oluşturulmaya çalışılan milliyetçi
Türklerin tarihini Osmanlı tarihin- önemli perspektif, ekonomik ilerle- ideolojiyi etkilediğini de görüyoruz.
den ibaret görmeyip İslam öncesi me, kalkınma ve demokrasi arasında Zira Cumhuriyet dönemindeki Türk
devirlere kadar götüren Türkçü tarih doğrudan kurduğu rabıtadır. milliyetçiliği hem Panturanizm hem
anlayışının ilham kaynağı, Batı’daki de Panislamizm’i dışlamıştır. Oysaki
Türkoloji çalışmalarıdır. Bu oryanta- Dergide mesai harcayan aydınla- Türk Yurdu’nda her iki fikriyat da 25
listlerin -bilhassa Türkolog olanları- rın önemli bir kısmı aynı zamanda ciddi ciddi benimsenmiştir.
Türk Yurdu’nda zuhur eden er- Yurdu’nda geliştirilmeye çalışılan Cumhuriyet döneminde de bu vakıa-
ken dönem Türk milliyetçiliği ile erken dönem Türk milliyetçiliği fik- nın yansımalarına özellikle Kemalist
Cumhuriyet’le birlikte ortaya çıkan riyatından görece daha az “seküler” rejimin gücünü konsolide ettiği ve
20. YÜZYIL OSMANLI TARİHİ

Kemalist Türk ulus-devlet milliyet- olduğunu belirtmek gerekiyor. Türk toplumda İslam’ın nüfuzunu kırmak
çiliği arasında süreklilik arz eden bir Yurdu’nda en azından 1911-16 arası amacıyla öz Türkçenin kullanılma-
diğer nokta Cumhuriyet döneminde dönem itibariyle İslam’ın bu tür bir sının dolaşıma sokulduğu 1920’lerin
Büyük Selçuklular devrine dair ta- kontrol mekanizmasıyla zapturapt sonu ve 30’lı yılların başlangıcı olan
rihsel araştırmaların hız kazanması altına alınması gerektiğine dair bir dönemde şahitlik ediyoruz. Bu bağ-
olgusudur. Tabii burada özellikle düşüncenin izlerinin olmadığını söy- lamda Latin alfabesinin kabulü bir
dikkat edilmesi gereken şey İslam’ın leyebiliriz. anlamda milattır. Cumhuriyetçi elit-
her iki milliyetçilikte de işgal ettiği ler Türk Yurdu’nun bıraktığı yerden
konumun benzerlik gösteren yönle- Türk Yurdu’ndaki Türkçü münevver- devam etmişlerdir aslında. Zira Türk
ridir. Şöyle ki, Türk Yurdu aydınları lerin Türkçenin Arapça ve Farsçanın Yurdu’na 1911-16 arası dönemde kat-
Selçuklulara kadar Türk toplumuna etkisinden kurtulması ve saflaştırıl- kıda bulunan birçok aydın, Kemalist
hâkim olan Türklük milli idealinin/ ması adına büyük efor harcamışlar- rejimin kurucu ideolojisine meşrui-
ülküsünün yerini İslam mefkûresine dır. Zira söz konusu entelektüeller yet sağlamak adına kayda değer kat-
bıraktığını; devlet politikasının ar- için bir insana milliyetini veren kö- kılar sağlamışlardır.
tık milli değil, İslami hale geldiğini; keni veya menşei değil; onun dilidir.
dilin artık münhasıran Türkçe değil, Son tahlilde milliyeti tayin ve ifade Türk milliyetçiliği fikrinin oluştu-
Farsça ve Arapçaya kaydığını belirte- eden olgunun dil olduğu kanaatine rulması, sistematikleştirilmesi ve
rek İslam’a karşı eleştirel bir tutum varmışlardır. Bu noktada seküler/ yaygınlık kazanmasında çok önemli
takınırlar. Bu tavrın sahih anlamda dünyevi bir unsur olarak Türkçeye bir rol oynayan Türk Yurdu dergisi
seküler bir eğilim olduğunun altını bu derece hayati önem vermeleri- ve bu dergide mesai harcayan Türk-
çizmek gerekir. Aslında bu tarz ar- nin Türk milliyetçiliğinin modern çü entelijansiyanın ortaya koyduğu
gümanlar Türk milliyetçiliğinin laik ve seküler damarına işaret etmesi fikriyat bize, Türk milli kimliğinin
bir zemine oturtulması çabasının bakımından altı çizilmelidir. Türk- nasıl kurulduğu sorusunu bir kez
ürünüdür. Cumhuriyet devrindeki çeye atfedilen kutsallık esasında daha hatırlatmıştır. Çünkü “‘Türk’ bir
milliyetçi politikaların da bu seküler bir Türk’ün benliğini, düşüncesini, doğal element gibi tanımlanamaz,
damardan etkilendiğini pekâlâ iddia duygusunu, beşeri ve ruhi siması- kendini ‘Türk’ olarak algılaması/
edebiliriz. Ancak burada yine bir nı teşkil eden hususlardaki etkisi- kurması ölçüsünde ‘Türk’ olur; milli
rezerv koymak durumundayız. Her nin büyüklüğü noktasında belirir. devlet, o ‘saf’ Türklere de Türklük
ne kadar dünyevi bir damardan bes- Zira Türk Yurdu dergisinde mesai öğretmek ve bunun için öğretilecek
lense de Cumhuriyet dönemi Türk harcayan aydınlara göre Türkçenin o Türklüğün içeriğini tasarlamak
milliyetçiliğinin bilhassa İslam’ı dev- bizatihi kendisi hakikatte insandır durumundadır.”11
let eliyle kontrol altına alma çabası ve dil insanları aralarında birleşti-
ümit kurt
ile birlikte düşündüğümüzde Türk rebilecek rabıtların en kuvvetlisidir. clark üniversitesi, tarih bölümü

dipnotlar 12 Mart 1328 (25 Mart 1912) olarak gösterir. Bu 7 Cemiyetin kuruluşu ve kurucular için bkz. Yusuf
1 Nizam Önen, İki Turan: Macaristan ve tarih aynı zamanda ocağın Esas Nizâmnâmesi’nin Akçuraoğlu, Yeni Türk Devleti’nin Öncülleri
Türkiye’de Turancılık, İletişim Yayınları, birinci maddesinde gösterilmiştir. Bkz. Yusuf 1928 Yazıları, s. 92; Tarık Zafer Tunaya,
İstanbul, 2005, s. 95-96. Akçuraoğlu, Yeni Türk Devletinin Öncüleri; Türkiye’de Siyasal Partiler Cilt I, s. 415-416.
1928 Yazıları, Kültür Bakanlığı Yayınları, 8 Fethi Tevetoğlu, Mehmed Emin Yurdakul, Kültür
2 Yusuf Akçuraoğlu’na göre, Osmanlı Devleti’nde
kültürel Türkçülüğün ilk teşkilatı Türk Derneği Ankara, 1981, s. 169. Ocağın Nizâmnâmesi’nin ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1988, s. 24.
Cemiyeti ve ilk Türkçü dergi de Türk Derneği ikinci maddesine göre kuruluş maksadı “akvâm-ı Yusuf Akçura, Yeni Türk Devleti’nin Öncülleri
dergisidir. Bkz. Yusuf Akçuraoğlu, Türkçülüğün İslâmiyyenin bir rükn- ü mühimmi olan Türklerin 1928 Yazıları, s. 192.
Tarihi, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1998, s. 175. millî terbiye ve ilmî, içtimaî, iktisadî seviyelerinin 9 Türk Yurdu yayın programı için bkz. Yusuf
Derneğin Nizâmnâmesi’nin ikinci maddesine terâkki ve ilâsıyla Türk ırk ve dilinin kemâline Akçuraoğlu, Yeni Türk Devletinin Öncülleri, s.
göre Türk Derneği Cemiyeti’nin maksadı “Türk çalışmaktır.” Bkz. Füsun Üstel, İmparatorluktan 234-235.
diye anılan bütün kavimlerin mâzi ve haldeki Ulus-Devlet’e Türk Milliyetçiliği: Türk Ocakları 10 Yusuf Akçura, Türk Yılı 1928, Türk Tarih
âsar, ef’âl, ahvâl ve muhîtini öğrenmeye ve (1912-1931), s. 100. Kurumu Yayınları, Ankara, 2009, s. 437-439.
öğretmeye çalışmak yani Türklerin âsâr-ı 5 II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte zuhur eden M. F. Togay, Yusuf Akçura ve Eserleri,
atîkasını, târihini, lisânlarını, avam ve havas göreli özerklik ortamı içinde kurulan bu Zaman Kitapevi, İstanbul, 1944, s. 61. İlginç
edebiyatını, etnografya ve etnolojiyasını, örgütlenmeler, Yusuf Akçuraoğlu’nun deyişiyle bir biçimde derginin bu son derece sarih ve
ahvâl-i içtimâiyyesi ve medeniyet-i hâzıralarını, “Türkçülükte teşkilatlanma devresi”nin kapsamlı olan programı Türk Yurdu’nun mevcut
Türk memleketlerinin eski ve yeni coğrafyasını ürünüdürler. Yusuf Akçuraoğlu, Yeni Türk ciltlerinde neşredilmemiştir. Onun yerine
araştırıp taraştırıp ortaya çıkararak bütün Devletinin Öncüleri; 1928 Yazıları, s. 188. Yusuf derginin ilk sayısında, daha kaçamak, soyut ve
dünyaya yayıp dağıtmak ve dilimizin geniş ve Akçuraoğlu, Türkçülüğün Tarihi, s. 164. Bahsi ayrıntılandırılmamış bir metin bulunmaktadır:
medeniyyete elverişli bir dereceye gelmesine geçen örgütlerin teşkilatlanma nizamnameleri “Türklüğe hizmet etmek, Türklere faide
çalışmak ve imlâsını ona göre tetkik etmektir.” için bkz. Füsun Üstel, İmparatorluktan Ulus- dokundurmak istiyoruz. Maksadımız, işte
Bkz. Füsun Üstel, İmparatorluktan Ulus- Devlet’e Türk Milliyetçiliği: Türk Ocakları budur. Maksada erişmek için hangi yollardan
Devlet’e Türk Milliyetçiliği: Türk Ocakları (1912-1931), s. 15-35; s. 100-105. yürüyeceğimizi, mecmuamızın münderecâtı
(1912-1931), İletişim Yayınları, İstanbul, 1997, s. 6 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, göstereceğinden, mesleğimizin teşrîhini fazla
35. Cilt 1, Hürriyet Vakfı Yayınları, İstanbul, 1984, s. buluyoruz. Tanrı yardımcımız olsun!” “Maksat ve
3 Türk Yurdu Cemiyeti’nin kuruluşu ile ilgili 415. İsmâil Hâmi Dânişmend, İzahlı Osmanlı Meslek”, 1 [1]/1: 11, 30 Kasım 1911.
26 aşağıda daha detaylı bilgi verilecektir. Tarihi Kronolojisi, Cilt 4, Türkiye Yayınevi, 11 Tanıl Bora, Türk Sağının Üç Hali: Milliyetçilik,
4 Akçuraoğlu Türk Ocağı’nın resmi kuruluş tarihini, İstanbul, 1955, s. 387. Muhafazakârlık, İslâmcılık, s. 14.

You might also like