You are on page 1of 134

10/27/2018 Ahlak Felsefesi

AHLAK FELSEFESİ

PROF. DR. ENVER ORMAN

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 1/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

İçindekiler

1. Ahlak Ve Ahlak Felsefes (et k) Ned r?

Grş
1.1. Ahlak Ned r?
1.2. Ahlak Felsefes Ya Da Et k Ned r?
1.3. Olgu-Değer İl şk ler Bağlamında Ahlak Felsefes
Bölüm Özet
Ün te Soruları

2. Ahlak Felsefes n n Felsefen n D ğer D s pl nler yle İl şk s

Grş
2.1. Ontoloj Ve Et k
2.2. Ep stemoloj Ve Et k
2.3. Estet k Ve Et k
2.4. S yaset Felsefes Ve Et k
Bölüm Özet
Ün te Soruları

3. Ahlak Felsefes ne Da r Bazı Temel Perspekt f Ve Yaklaşımlar

Grş
3.1. Öznelc Ve Nesnelc Yaklaşımlar
3.2. Entelektüal st Ve Volontar st Yaklaşımlar
3.3. Emp r st Ve Rasyonel st Yaklaşımlar
3.4. İdeal st Ve Materyal st Yaklaşımlar
3.5. Kuşkucu, Eleşt rel, Poz t v st Ve Pragmat st Yaklaşımlar
Bölüm Özet
Ün te Soruları

4. Ahlak Felsefes ne Da r Bazı Temel Kavramlar

Grş
4.1. Özgürlük Ve İrade ( İstenç )
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 2/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

4.2. Sorumluluk Ve V cdan


4.3. Ödev Ve Hak
4.4. Evrensel, T kel Ve B reysel
Bölüm Özet
Ün te Soruları

5. Presokrat kler Ve Sof stler n Ahlak Anlayışları

Grş
5.1. Herakle tos
5.2. Parmen des
5.3. Demokr tos
5.4. İnsan Odaklı Felsefe Ve Genel Olarak Sof stler
Bölüm Özet
Ün te Soruları

6. Sokrates Ve Ahlak Felsefes n n Merkez Konumu

Grş
6.1. Kend n Tanımak Ve Yaşamı Anlamlandırmak
6.2. Evrensel Ve B reysel İlg ler Arasında F lozof
6.3. Ebe Ve At S neğ Olarak İron k Sokrates
6.4. B lg Erdemd r Ve Öğret leb l r
Bölüm Özet
Ün te Soruları

7. Sokrates Sonrası Ve Platon’un İdeal st Et ğ

Grş
7.1. Sof stler Ve Sokrates’ n M rası
7.2. Kavram Real zm Ve İdealar Teor s
7.3. Pol t ka Ve Ahlak
Bölüm Özet
Ün te Soruları

8. Ar stoteles’ n Et ğ

Grş

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 3/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

8.1. Madde Ve B ç m ( Form )


8.2. İnsanın Ayırıcı Özell ğ Olarak Akıl
8.3. Ölçü Ve Orta Nokta
8.4. S yaset Ve Et k
8.5. Ar stoteles Ve Sonrası
Bölüm Özet
Ün te Soruları

9. Orta Çağ Felsefes nde Et k

Grş
9.1. D n, Felsefe Ve Ahlak
9.2. Patr st k Felsefe Ve August nus
9.3. Skolast k Felsefe Ve Thomas Aqu nas
9.4. Geç Skolast k Ve Nom nal zm
9.5. İslam Felsefes Ve Et k
Bölüm Özet
Ün te Soruları

10. Descartes, Sp noza Ve Le bn z’de Et k

Grş
10.1. Descartes’ın Düşünen Özne Kavramı Bağlamında Et k
10.2. Sp noza’nın Et ğ
10.3. Le bn z’ n Et ğ
Bölüm Özet

11. İng l z Emp r zm

Grş
11.1. Locke Ve İng l z Emp r zm n n Başlangıcı
11.2. Berkeley’ n Öznel İdeal zm
11.3. Hume’un Kuşkuculuğu Ve Ahlak Anlayışı
11.4. İng l z Yararcılığı
Bölüm Özet
Ün te Soruları

12. Kant’ın Ödev Et ğ


https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 4/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Grş
12.1. Salt Aklın Eleşt r s Ve Bazı Temel Kavramlar
12.2. Prat k Aklın Eleşt r s ’n n Genel Çerçeves
12.3. Koşulsuz Buyruk (kategor k İmperat v) Ve Ödev Ahlakı
12.4. Özgürlük Ve Sorumluluk İl şk s
12.5. İy İrade ( İstenç ) Ve Ödev
Bölüm Özet
Ün te Soruları

13. Alman İdeal zm

Grş
13.1. F chte
13.2. Schell ng
13.3. Hegel
Bölüm Özet
Ün te Soruları

14. Hegel Sonrası Ahlak Anlayışları

Grş
14.1. Hegel Sonrası Felsefe
14.2. Schopenhauer’ n Kötümserl k Et ğ
14.3. Marks zm’ n Ahlak Anlayışı
14.4. N etzsche’de Ahlak
14.5. Poz t v zm, Anal t k Felsefe Ve Pragmat zm
Bölüm Özet
Ün te Soruları

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 5/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

1. AHLAK VE AHLAK FELSEFESİ (ETİK) NEDİR?

Giriş

Ahlak felsefes (et k) ders n n bu lk bölümde genel b r fadeyle toplumsal b r olgu olarak ahlakın ve ahlak felsefes n n ne
olduğu, çer ğ ve sınırları bel rlenmeye çalışılmıştır.

Ahlak b r toplumdak nsan l şk ler n özünü bel rleyen kurallar bütünü olarak anlaşılab l r. Burada nsan l şk derken
kastett ğ m z şey, nsanların b rb rler n nsan olarak görmeler yle şek llenen eylem ve davranışlardır.

Ahlak felsefes , k ş l ğ m z ve davranışlarımızı bel rleyen b r toplumsal olgu olarak ahlakı ele alan felsefe d s pl n d r.
Ahlak felsefes ahlakı, hem tar hsel b r olgu olarak hem de normat f ve deal b r bakış açısıyla ele alab l r. Bu anlamda
ahlak felsefes ya da et k, hem anal t k hem de sentet k ve spekülat f b r karakter ve şlevle karşımıza çıkab l r. Kısacası
f lozoflar hem varolan toplumsal ahlakları anal z ed p anlamaya hem de b ze deal ve evrensel b r ahlak s stem sunmaya
çalışab l rler.

Bu bölümde ayrıca olay, olgu ve değer kavramları bağlamında ahlakın ve ahlak felsefes n n çer ğ ve sınırları
bel rlenmeye çalışılmıştır. Ahlakın ve ahlak felsefes n n değerlerle lg l olduğu söylenegel r. İnsan olmaktan kaynaklanan
davranışlarımızı bel rleyen değerler, olaylar ve olgulardan ayrımlarıyla tanımlanab l rler. Olaylar öznel
beklent ler m zden bağımsız ortaya çıkan b r c k ve tek l gerçekl klere, olgular se y ne öznel beklent ler m zden bağımsız
rut n ve genel gerçekl klere şaret ederler. Bu anlamda olaylar ve olgular nesnel b r karakter taşırlar. Buna karşın değerler
se bu söz konusu nesnel gerçekl kler n b z m k ş l ğ m z ve öznell ğ m z üzer nde etk ler ve sonuçlarıyla b ç mlen rler. B r
değer n olgusal gerçekl ğ b rey ve toplum tarafından algılanması ve özümsenmes yle lg l d r.

1.1. Ahlak Nedir?

Ahlak sözcüğü Arapça hulk kökünden gelmekte olup, tıpkı Yunanca ethos ve Lat nce mos kökler nden kaynaklanan et k
ve moral sözcükler g b , töre, gelenek, görenek, alışkanlık, karakter, huy benzer anlamlara gelmekted r.1   Felsef
çalışmalarda ahlak ve moral sözcükler kökenler ne uygun kullanılırken et k sözcüğü se ahlak felsefes ya da moral
felsefe anlamlarında kullanılagelm şt r.

Ahlak sözcüğünün töre, gelenek, görenek, alışkanlık, karakter, huy benzer anlamlara gelmes konumuz bağlamında
zeng n çağrışımlara şaret etmekted r. Töreler ve gelenekler nsan davranışları bağlamında bell alışkanlıklara yol
açmakta, bu alışkanlıklar toplumsal ve b reysel düzlemde bell karakter ve huyların oluşmasına yol açmaktadır. İşte
toplumsal yaşam tarafından olumlanan ve desteklenen bell karakter ve huylardan beslenen bell davranış kalıpları, o
toplumun normlarını ve ahlakını oluşturmaktadır. Burada normal sözcüğü Yunanca nomos kökünden gelmekted r ve
gelenek, görenek, düzen, buyruk n tel ğ nde yasa g b anlamlara gelmekted r.2  Bu bağlamda nomosun şaret ett ğ yasa
ve düzen, doğal yasa ve düzenden farklı olarak toplumsal b r yasa ve düzend r.

Yukarıda söylenenlerden hareketle ahlakı, t kel b r topluluktak nsanlar arası l şk ler düzenleyen lke ve kurallar bütünü
olarak tanımlayab l r z. Bu lke ve kuralların söz konusu toplum ya da topluluğun olumlanan ve olumsuzlanan
davranışlarını düzenleyen b r s stemat k yapı oluşturduğu söyleneb l r. İlke ve kurallarla örülü her normat f düzen temel
olarak topluluk ya da sosyal grubu oluşturan b reyler n çoğunluğunca ben msend ğ oranda b r bağlayıcılık ve caydırıcılık

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 6/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

taşıyacaktır. Ahlak lke ve kuralların bell b r devlet n pol t k otor tes ve hukuksal yapısı tarafından gözet l p
desteklenmes ahlak , pol t k ve hukuk süreçler ve gerçekl k alanların ç çe olduğu göster r. Bu bağlamda ahlak, s yaset
ve hukuk felsefeler de yakın b r l şk ç nded r. Ahlak felsefes ne eğ t m felsefes ve b l m çerçeves ç nde bakarsak,
toplumsal eğ t m sürec n n b reylerde oluşturulmuş normlar düzlem nde b r karakter yaratmaya çalıştığı rahatlıkla
söyleneb l r. Toplumsal yaşamın doğal örgüsü ç nde yaratılan bu karakter n, devlet n resm kurumları tarafından
desteklenmes , durumu pek şt ren ve kalıcı kılan b r öge olarak karşımıza çıkarken, devlet tarafından desteklenmemes
se s v l toplum ve devlet arasında b r ger l m öges olarak karşımıza çıkacaktır.

Bu bağlamda herhang t kel b r topluluğun ahlakı, kend ne özgü ekonom k, pol t k ve kültürel şartlarla bel rlen r. Bu
alanları b rb r nden tümüyle yalıtmak olanaksızdır. Toplumsal yaşamın b rb r ç ne geçm ş bu dokusu ç nde ahlak,
nsanlar arası l şk ler düzenleyen kurallar bütünü olarak anlaşılab l r. Ahlak toplumun manev gerçekl ğ n n b r öges
olmasına karşın tüm madd gerçekl kten etk lenen ve etk leyen b r d nam zm taşır. Toplumda egemen olan madd ve
manev üret m süreçler ahlak yaşamın özünü ve dokusunu bel rler.

1.2. Ahlak Felsefesi ya da Etik Nedir?

Ahlak felsefes ya da et k, hem tar hsel gel ş m seyr ç ndek farklı ahlak yapıları felsef düşünüş açısından konu
ed neb l r hem de tar hsel ve toplumsal tüm sınırlamaları aşan evrensel b r ahlakın varlığına da r b r sorgulama ve
arayışa şaret etmekted r. Ahlak felsefes bağlamında bu arayış temel olarak y ned r sorusu çerçeves nde
şek llenmekted r. Zaten b l nd ğ üzere y kavramı tıpkı doğru ve güzel kavramları g b felsefen n temel
kavramlarındandır. Bu üç kavram aynı zamanda felsef düşünüşün üç temel d s pl n olan et k, ep stemoloj (b lg kuramı)
ve estet ğ n (ağırlıklı olarak sanat felsefes ) alanlarını bel rleyen kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

Ahlak felsefes n n tar hsel gel ş m seyr ç nde farklı ahlak norm ve değerler anal z etmes , onun olgusal b r gerçekl k
olarak t kel ahlak yapılara da r anal t k ya da d ğer b r fadeyle çözümley c şlev ne şaret etmekted r. Böyle b r anal t k
şlev, ahlak felsefes n n tüm t kel toplumsal sınırlamaları aşan evrensel norm ve değerler bel rleme çabası ç n de b r
zem n oluşturmaktadır. Bu bağlamda et k le uğraşan f lozoflar genell kle olgusal gerçekl kten ya da varolan gerçekl kten
hareketle tüm nsanlar ç n olması gerekenler saptamaya çalışırlar. Buna karşın Platoncu deal zm n varolan t kel
gerçekl ğ deal gerçekl ğ n kötü b r kopyası olduğunu düşündüğünden, evrensel ve deal gerçekl ğ n asıl başlangıcı
oluşturması gerekt ğ n düşünür ve felsefe tar h bağlamında bu tavrında yalnız olduğu söylenemez. Örneğ n Platon
varolan olgusal gerçekl ğe transendent (aşkın) b r düzlemden hareketle evrensel ve zorunlu normlar saptamaya
çalışırken, Kant transendental (aşkınsal) b r düzlemden hareketle b r ahlak felsefes oluşturur. Bu bağlamda t kel
toplumsal ahlakları barındıran emp r k geçekl kle, olası deal ve evrensel b r ahlak s stemat ğ n l şk s n n nasıl
düzenlenmes gerekt ğ sorusu, tümüyle ontoloj k ve ep stemoloj k düzlemde yanıtlanab l r.

1.3. Olgu-Değer İlişkileri Bağlamında Ahlak Felsefesi

Olgu ter m , doğada ve toplumda olagelen olayları ayırıcı n tel kler açısından sınıflamamıza elveren genellemelere şaret
etmekted r. Örneğ n Fransız ya da Rus Ek m Devr m toplumsal bağlamda olagelm ş k tar hsel olaydır. İşte bu söz
konusu k devr m sonuçları ve kapsamları açısından çok öneml ve devasa b rer tar hsel olaya şaret etmekteyken,
onların b rer devr m olması se tar hsel b r olguya şaret etmekted r. Doğa alanından b r örnek vermek gerek rse
el m zdek taşı yere bıraktığımızda düşmes doğal b r olaya şaret ederken, yerçek m se doğal b r olgu ve yasaya şaret
etmekted r. Bu anlamda bütün doğal ve toplumsal yasalar eğer zorunlu ya da genelleneb l r b r çer k taşıyorlarsa b rer

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 7/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

olgu olarak n teleneb l rler. Şu anda dışarıda yağmurun yağıyor olması ya da b r aracın geç yor olması doğal ve toplumsal
b rer olaya şaret ed yorken yağmur ve traf k b rer doğal ve toplumsal olgudurlar. Bu anlamda olgular tekrarlanab l r
genel durumlara şaret ederken olaylar bu genel durumların anlık ve b r c k örnekler olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

D kkat ed l rse toplumsal olgu ve yasalar doğal ve toplumsal olgulardan yalıtılamazlar ve ancak onların varlığı üzer nde
şek lleneb l rler. Ya da d ğer b r d le get r şle nsan toplumu doğasız varolamaz, fakat doğa nsan toplumu olmaksızın
varolab l r. Bu öneml ayrımın doğal ve toplumsal olgu ve yasaların ayrımı bağlamında b r önem vardır. İnsan açısından
hem doğal hem de toplumsal olgular ve onların zaman ve mekân ç ndek örnekler olarak olaylar değerlend rmeye tab
tutulur. Ahlak ve pol t k açıdan nsan doğasını akılsal b r düşünüş bağlamında y kavrayamayan ve toplumsal normlar
bağlamında nsan doğallığını yalnızca bastırmayı hedefleyen bazı geleneksel toplumların modern toplumsal l şk ler
karşısında güç kaybett ğ görülmekted r.

Olgu ve değer l şk ler de ahlak felsefes bağlamında öncel kle anal z ed lmes gereken ved b r sorundur. Olgu olan,
olagelen şeylere, değer se olması gereken, olması stenen şeylere şaret etmekted r. Olgunun gerçekl kte b z m
toplumsal ve b reysel beklent ler m zden bağımsız olarak tüm olaylar bütününe şaret ett ğ söyleneb l r. Olgu böylece
gerçekl k alanına, şaret ed leb l r ve ölçüleb l r olaylar alanına karşılık gelmekted r. Örneğ n dışarıda şu an yağmur
yağıyor olması doğal b r olay olarak şaret ed leb l r ve ölçüleb l r b r şeyd r. Bu olgusal gerçekl ğ n şu an ç n farklı
nsanlarda farklı sonuçlar ve değerler yaratması se farklı b r olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yağmurun yağması o
anda tarlasını ekm ş b r ç ç ç n ya da yaptığı çömlekler kuruması ç n dışarıya bırakmış çömlekç ç n farklı b r değer
taşıyacaktır.3 B r s ç n y olan b r olay başkası ç n kötü olacaktır. Bu durumda değerler öznell ğ m zden bağımsız olarak
var olan doğal ve toplumsal olguların, toplumsal ve k ş sel beklent ler m ze yönel k etk ve sonuçlarıyla dolayımlı ya da
lg l d r. Toplumsal gerçekl ğ gözled ğ m zde ekonom k, estet k, ahlak , pol t k ve d nsel olarak örneklend r leb lecek
b rçok farklı değerden söz ed leb l r. Örneğ n d nî nançları olan b r s ç n b r badet yer d nî nançları olmayan b r s ne
göre farklı b r çer k ve değerle karşımıza çıkacaktır. Örneğ n Mozart’ın b r senfon s ya da Zek Müren’ n b r şarkısı her
nsan ç n aynı değer ve anlamı taşımayacaktır. Ahlak alandan b r örnek vermek gerek rse yalan söylemek ya da sözünü
tutmak tüm b reyler tarafından aynı şek lde değerlend r lmeyecekt r. Değerler b z kend çer kler ne uygun şek lde
davranmaya yönelten lkeler olarak anlaşılab l rler. Bu bağlamda ahlak , s yas , d nî, ekonom k ve estet k g b farklı
değerler n varlığı söz konusudur.

Değerler n kend ler de b rer toplumsal olgu olarak karşımıza çıkarlar. Toplumda çselleşm ş normlar, k ş sel değer
yargıları ve b reysel öznell ğ m z n beklent ler nden bağımsız b r gerçekl k alanı olarak karşımızda durur ve b z her
gerçekl k alanı g b bel rler ve sınırlarlar. Buna karşın f z ksel olgulardan farklı olarak değerler, b rer toplumsal olgu olarak
doğrudan gözleneb len ve ölçüleb len olgular değ ld rler. Değerler daha çok nsanların olgusal gerçekl k karşısında
oluşturduğu karakterle b ç mlenen çsel tepk mekan zmalarına şaret ederler. Bu çselleşm ş tepk mekan zmaları ya da
davranış kalıpları, b z çoğunlukla uzun soluklu düşünmeden olaylar karşısında tepk vermeye ve davranmaya
yönlend r rler. İşte ahlak felsefes n n b r d ğer görev de bu çselleşm ş tepk mekan zmalarını ve davranış kalıplarını
b l nce kavuşturmak ve onların normat f değer konusunda b r felsef düşünüş ve tartışma sürec başlatmaktır. Ahlak
felsefes , davranışlarımızı bel rleyen değerler n ve karakter özell kler m z n b l nçl b r düşünüş sürec yle sorgulanmasını
hedefler.

Değerler b ze ç nde bulunduğumuz toplumun düzen bağlamında t kel b r yön duygusu ve d s pl n ver rler.
Davranışlarımızı yöneten değerler m z kend yalıtılmış b reysel varlığımız ç nde üretemey z. Bell b r değerler s stem
ç ne doğarız. İster a lem z ve sterse tüm toplum açısından bell davranışları göstermem z beklen r. Bu beklent her
zaman göz ardı ed leb lecek, umursanmayacak b r haf fl ğe sah p değ ld r. Toplumsal beklent ler b reysel benl kler ve
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 8/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

onların bu beklent lere aykırı davranma arzularını baskılar. Böylece doğal olgulardan farklı olarak doğrudan şaret
ed lemeyen toplumsal değerler, b reyler ç n oldukça nesnel ve bağlayıcı b r forma bürünürler. Toplumsal değerler
nsana yalnızca b r doğa varlığı olmadığını ve b r kültür varlığı olduğunu sürekl hatırlatırlar. İnsan toplum ç nde kend
dolaysız bedensel varoluşunu ve onun çgüdü ve çtep ler n sürekl denetleme, düzenleme gereks n m ç nded r. Ahlak
nsanı toplumsal kurallar bağlamında sürekl b ç mlend r r ve denetler.

Bu lk bölümün bazı sonuçları şöyle özetleneb l r: Ahlak toplumsal b r olgu olarak doğal gerçekl k ve olgulardan
yalıtılamaz. Bu bağlamda olgular ve değerler karşılıklı olarak b rb rler n bel rleyen b r yapı ç nded rler. Toplumsal b r
varlık olarak b rey, olguların değerlere dönüştüğünü ve değerler n olgusal b r gerçekl ğe evr ld ğ b r tar hsel süreç ç nde
yaşar.

Ahlak felsefes de ahlakın özünü oluşturan değerler n bu k l karakter ne uygun olarak, hem anal t k hem norm ya da
değer koyucu b r şleve sah p olab l r. F lozoflar ahlak felsefes bağlamında hem varolan ahlak s stemler , toplumların
kend ler ne özgü ahlaklarını anlamaya hem deal ve evrensel b r ahlak anlayış ve s stemat ğ ortaya koymaya
çalışab l rler.

Uygulamalar

1. Ahlakın ve ahlak felsefes n n toplumsal b r olgu olarak çer ğ n rdeley n z.

Uygulama Soruları

1.  Ahlak felsefes n n kend s ne konu ed nd ğ temel sorunlar nelerd r? Tartışınız.

2.  Ahlak felsefes n n değer koyucu şlev n , toplumsal olay ve olgular bağlamında tartışınız.

Bölüm Özeti

Bu lk bölümde genel olarak, toplumsal b r olgu olarak ahlakın ve ahlak felsefes n n ne olduğunu, çer ğ n ve sınırlarını
bel rled k. Bu bölümde ayrıca olay, olgu ve değer kavramları bağlamında ahlakın ve ahlak felsefes n n çer ğ n ve
sınırlarını ortaya koyduk. 

1Bkz. Doğan Özlem, Et k-Ahlak Felsefes -, s.23 ve İ.Zek Eyüboğlu, Türk D l n n Ter mler Sözlüğü.
2Bkz. F.E.Peters, Ant k Yunan Felsefes Ter mler Sözlüğü.
3Ahmet Arslan, Felsefeye G r ş, Vad Yayınları, Ankara, 2001; s.100.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 9/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Ahlak’ ter m n n açıklaması olarak aşağıda ver len şıklardan hang s doğrudur? 

A) Ahlak güzel söz söyleme sanatıdır.

B) Ahlak b ze doğru düşünmen n kurallarını öğreterek varlığın doğasını anlayab lmem z sağlayan s stemd r.

C) Ahlak Mutlak’ın sadece kend nde değ l aynı zamanda kend s ç n de olduğunu kavrayab lmem z sağlayan
kurallar bütünüdür.

D) Ahlak b r toplumdak nsan l şk ler n özünü bel rleyen kurallar bütünüdür.

E) Ahlak doğada çk n olan yasayı anlama yet s n n kategor ler ne uygun olarak kavrayıp ona göre
davranmamızı sağlayan öğret d r. 

2. Ahlak felsefes ç n aşağıda yapılan tanımlamalardan hang s doğrudur?

A) Ahlak felsefes varlık olarak varlığın ne olduğunu araştıran felsefe d s pl n d r.

B)   Ahlak felsefes düşünmen n yasalarını ortaya koyarak doğru akıl yürüteb lmem z sağlayan felsefe
d s pl n d r.

C) Ahlak felsefes k ş l ğ m z ve davranışlarımızı bel rleyen toplumsal olgu olarak ahlakı ele alan felsefe
d s pl n d r.

D) Ahlak felsefes nsanın b lg s n n sadece öznel olab leceğ n n kanıtlamasını yapan felsefe d s pl n d r.

E) Ahlak felsefes toplumlar arasındak l şk ler n doğasını anlamamızı amaç ed nen felsefe d s pl n d r.

3. Aşağıda ver len kavramlardan hang s ahlak felsefes n n temel kavramıdır?

A) Transendental

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 10/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B)  İy

C) Gerçek

D) Sonsuz

E) Evrensel

4. Ahlak felsefes ne l şk n aşağıda ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) Ahlak felsefes ahlakı, hem tar hsel b r olgu olarak hem de normat f ve deal b r bakış açısıyla ele alab l r.

B) Ahlak felsefes hem tar hsel gel ş m seyr ç ndek farklı ahlak yapıları felsef düşünüş açısından konu
ed n r hem de tar hsel ve toplumsal tüm sınırlamaları aşan evrensel b r ahlakın varlığına da r b r sorgulama
ve arayışa şaret eder.

C) Ahlak felsefes n n tar hsel gel ş m seyr ç nde farklı ahlak norm ve değerler anal z etmes , onun olgusal
b r gerçekl k olarak t kel ahlak yapılara da r anal t k ya da d ğer b r fadeyle çözümley c şlev ne şaret
etmekted r.

D) Ahlak felsefes temel olarak ‘ y ’ ned r sorusu çerçeves nde şek llenmekted r.

E) Ahlak felsefes y , doğru ve aşkın kavramlarının ayrımını yaparak nsanlar arasındak l şk ler nesnel b r
düzene oturtmayı amaçlar.

5.  “....öznel beklent ler m zden bağımsız ortaya çıkan b r c k ve tek l gerçekl klere,.... se y ne öznel
beklent ler m zden bağımsız rut n ve genel gerçekl klere şaret eder.” cümles nde boş bırakılan yerlere
gelecek kavramlar aşağıdak şıkalrdan hang s d nde doğru ver lm şt r?

A) Olaylar – Olgular

B) Olaylar – Değerler

C) Değerler – Olgular

D) Olgular – Kavramlar

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 11/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

E) Değerler – Kavramlar

6. Aşağıda ver len örneklerden hang s nde olay ve olgu arasındak ayrım doğru ver lm şt r?

A) Fransız devr m b r olgudur, genel olarak devr m se olaya şaret eder.

B) Dışarıda yağmur yağıyor olması b r olgudur, yağmur se doğal b r olaydır.

C) Taşı yere bıraktığımızda düşmes doğal b r olaydır, yerçek m se doğal b r olgudur.

D) Şu an sınav oluyor olmam b r olgudur, sınav se olaya şaret eder.

E) İk nc dünya savaşı b r olgudur, genel olarak savaş se olaya şaret eder.

7. Olgu ve değer tanımlamaları ç n aşağıda ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Olgu doğada ve toplumda olagelen olayları ayırıcı n tel kler açısından sınıflamamıza elveren
genellemelere, değer se daha çok nsanların olgusal gerçekl k karşısında oluşturduğu karakterle b ç mlenen
çsel tepk mekan zmalarına şaret eder.

B) Olgu öznel beklent ler m zden bağımsız ortaya çıkan b r c k ve tek l gerçekl klere, değer se öznel
beklent ler m zden bağımsız rut n ve genel gerçekl klere şaret eder.

C) Olgu olması gereken, olması stenen şeylere, değer se olan, olagelen şeylere şaret eder.

D) Olgu öznel b r karakter taşır, değer se nesnel b r karakter taşır.

E) Olgu gözlemleneb l r ya da ölçüleb l r olmayan gerçekl klere şaret ederken, değer se ölçüleb l r
gerçekl klere şaret eder.

8. Aşağıdak lerden hang s ahlak sözcüğünün anlamları arasında yer almaz?

A) Gelenek

B) Karakter

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 12/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

C) Evrensel

D) Huy

E) Görenek

9. Değer kavramı le l şk l aşağıda ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Değerler b ze ç nde bulunduğumuz toplumun düzen bağlamında transendent (aşkın) b r yön duygusu ve
d s pl n ver rler.

B) Değerler tıpkı f z ksel olgular g b doğrudan gözleneb l r ve ölçüleb l rler.

C) Değerler sadece ahlak alanına a tt r, bunun dışında s yas , d n , estet k vb. değerlerden bahsedemey z.

D) Değerler olması gereken, olması stenen şeylere şaret eder.

E) Değerler öznell ğ m z aşan ve yalnızca nesnell k alanına a t olan olgulardır.

10. Aşağıda ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) Ahlak felsefes ahlakı, hem tar hsel b r olgu olarak hem de normat f ve deal b r bakış açısıyla ele alab l r.

B) Toplumsal yaşam tarafından olumlanan ve desteklenen bell karakter ve huylardan beslenen bell
davranış kalıpları, o toplumun normlarını ve ahlakını oluşturmaktadır.

C) Ahlakı, t kel b r topluluktak nsanlar arası l şk ler düzenleyen lke ve kurallar bütünü olarak
tanımlayab l r z.

D) F lozoflar hem varolan toplumsal ahlakları anal z ed p anlamaya ve hem de b ze deal ve evrensel b r
ahlak s stem sunmaya çalışab l rler.

E)  Ahlak felsefes ahlakı sadece tar hsel b r olgu olarak ele alır.

CEVAP ANAHTARI

1. d 2. c 3. b 4. e 5. a 6. c 7. a 8. c 9. d 10. e

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 13/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

2. AHLAK FELSEFESİNİN FELSEFENİN DİĞER


DİSİPLİNLERİYLE İLİŞKİSİ

Giriş

Ahlak felsefes felsefen n d ğer d s pl nler yle yoğun ve der n b r l şk ç nded r. Bunun neden öncel kle felsef düşünüşün
kend ne özgü düşünüş yöntem ve s stemat ğ ç nde b r bütünlük oluşturmasıdır. Felsefen n her b r d s pl n felsef
bütünlüğün b r dalı ve unsuru olarak varolab l r ve anlaşılab l r.

Varlık felsefes (ontoloj ) nsanın varlık evren nde nasıl b r yer olduğunu ele aldığı ç n, ahlak felsefes yle der n ve yoğun
b r l şk ç nded r. Bunun neden se ahlakın tümüyle b l nçl ve akılsal b r varlık olarak nsan rades ve davranışlarıyla
lg l olmasıdır.

B lg felsefes (ep stemoloj ) se b lg n n nel ğ , sınırları ve kapsamıyla lg lenen felsefe d s pl n olarak ahlak felsefes n
doğrudan etk ler. İnsan öncel kle b len ve b l nçl b r özne olarak, ahlak değer ve davranışların öznes olarak ortaya
çıkab l r ve kend s n gerçekleşt reb l r.

Estet k ya da sanat felsefes se güzel olanın ve sanatsal yaratımın özüne odaklanan felsefe d s pl n olarak ahlak
felsefes yle karşılıklı d nam k b r l şk ç nded r. Sanatçı toplumda b reysel k ş l klerdek norm ve karakterler n
ser mlenmes yoluyla nsanın ahlak çgörüsünü besler. Aynı şek lde herhang b r sanatçının ve dolayısyla sanatsal
yaratımın ahlak lke ve normlardan bağımsız ve yalıtık var olması düşünülemez.

Bu bölümde son olarak s yaset felsefes yle ahlak felsefes n n l şk s ele alınmıştır. İnsanı nsan yapan s yas ya da d ğer
b r d le get r şle pol t k kurumları ele alan s yaset felsefes yle, bu s yas kurumlaşmanın özünü oluşturan ahlak lke ve
normları ele alan ahlak felsefes n n b rb r nden ayrı anlaşılması mümkün değ ld r.

2.1. Ontoloji ve Etik


Varlık felsefes ya da varlık öğret s anlamlarına gelen ontoloj , felsefen n öneml ve temel d s pl nler nden b r s d r.
Varlığın ve varoluş sürec n n genel özell kler ve d nam kler üzer nde der nl kl b r kavramsal s stemat ğe sah p olmadan
nsanın ahlak gerçekl ğ üzer nde der nl kl b r anlayış ve b l nç gel şt rmek olanaklı değ ld r. Öncell kle nsan tüm madd
ve manev boyutlarıyla var olan gerçekl k alanına a tt r. İnsan gerçek b r varlık olarak varoluş düzlem n n neres nde yer
almaktadır? İnsan nasıl b r varlıktır ve bu çerçevede onun ahlak davranışları nasıl anlaşılmalıdır? Bu tür sorular ontoloj k
(varlık felsefes ) zem nl et k (ahlak felsefes ) sorularıdır.

İnsanın tüm varlık düzlemler kend karmaşık gerçekl ğ n n ç nde özümsed ğ söyleneb l r. İnsan beden yle doğal b r
varoluşa sah pt r; f z ksel ve k myasal b leşenlerden oluşan norgan k gerçekl ğ canlılığının zem n n oluşturan organ k
beden n n çer ğ n oluşturur. İnsan bu organ k beden yle d ğer hayvanlarda olduğu üzere dış dünyayı algılamasına
elveren bell duyu yet ler ne ve onlarla dolayımlı bell ç yaşantı ve duygulara sah pt r. Fakat nsan yalnızca duyu
yet ler ne ve çeş tl duygulanımlara değ l, d ğer hayvanlardan farklı olarak yüksek b r soyutlama, d l ve düşünme yet s ne
de sah pt r. B rçok f lozof ve düşünür tarafından nsan akıllı hayvan olarak tanımlanır. Akıllı le kasted len kavramlarla
düşünme yet s yken, hayvan ya da hayvanlıkla kasted len se nsanın b yoloj k yan bedensel varlığıdır. Bu bağlamda
nsan hem akıl sah b b r varlık hem de beden sah b b r varlık olduğu ç n, madd ve manev gerçekl kler n ger l ml ve ç
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 14/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

çe varlığıyla dolayımlı d nam k b r varlıktır. Aklın evrensel ve mantık kurallarıyla beden n doğal çgüdü ve tk ler nsan
davranışlarını ve ahlak gerçekl ğ bel rler. Eğer nsan kend s n dolaysız b r şek lde beden n n dolaysız çgüdü ve tk ler n
doyurmaya yönelt rse b r hayvandan farkı kalmazdı. İnsan d ğer hayvanlardan farklı olarak doğanın ve beden n emr nde
yaşamaz. İnsan ayrıca onu d ğer hayvanlardan ayırt eden kend ne özgü akılsal düşünme yet s yle b ç mlenen, b r rade ve
davranış kültürüne sah pt r.

Aklıyla b ç mlenen rades nsanı b r kültür ve tar h varlığı kılar. Hem teknoloj k hem de manev anlamda nsan kend
dolaysız doğal varoluşunu sürekl kavrayarak b ç mlend rmeye çalışır. Böylece doğanın döngüsel ve tekrarlayıcı sürec ne
koşut b r tar hsel gel ş m ve dönüşüm sürec ortaya çıkar. B r tar h ve toplum varlığı olarak nsan, doğal çgüdüler n
rades ya da stenc yle denetler ve yüceltt r. İnsan çgüdüler n n bu denetlenme ve yücelt lme sürec nde ahlak norm ve
değerler n büyük b r şlev vardır. Yalnızca ekonom k beklent ler ve hayat standardının madd olarak yükselt lmes değ l,
nsan ruhunun düşünsel ve t nsel olarak der nleşt r lmes ve yücelt lmes de tar hsel dönüşüm sürec n n motoru olarak
şlev görür. G y len kıyafetlerden yen len y yeceklere, oturulan evlerden çalışılan mekânlara her şey teknoloj k b r gel ş m
sürec nden nas b n alır. Aynı zamanda nanılan değerlerden ahlak lke ve normlara, b l msel ve sanatsal varsayımlardan
felsef ve metaf z k kavramlara değ n her şey tar hsel değ ş m ve gel ş m sürec nden nas b n alır. Bu anlamda nsan kend
akılsal düşünme yet s yle kend doğal varoluşunu sürekl tahk m ed p dönüştürerek var olan tar hsel b r varlık olarak
karşımıza çıkar. Ahlakı da bu dönüşüm sürec n n öneml b r b leşen d r. Ahlak felsefes de nsana özgü bu ontoloj k
dönüşüm sürec n göz ardı ederek ş göremez ve anlaşılamaz.

2.2. Epistemoloji ve Etik

B lg felsefes (ep stemoloj ) b l nd ğ üzere felsefen n b lg n n n tel ğ n , köken n ve sınırlarını ele alıp nceleyen
d s pl n d r. Ep stemoloj Modern Felsefe le b rl kte bel rg n b r şek lde ortaya çıkmış ve yüksel şe geçm ş b r felsefe
d s pl n olarak Modern Dönem Ahlak Felsefes (Et k) tartışmalarını şek llenmes nde öneml b r rol oynamıştır. B lg
sürec nde öznen n rolünün ön plana çıktığı modern ruh aynı zamanda ahlak öznen n davranış sürec ne da r der n felsef
tartışmaları da beraber nde get rm şt r. Fakat bu demek değ ld r k ahlak felsefes ne da r tartışmalar modern döneme
özgü tartışmalardır. Modern önces dönem, Ant k ve Orta Çağ felsefe geleneğ ahlakı çer ğ olarak alan felsef düşünüşün
ürünler yle doludur. Tüm felsefe tar h boyunca gözlemlenen bu tartışmalarda ep stemoloj k sorun, çözüm ve tavırların
et k sorun, çözüm ve tavırlarla koşut olduğunu, bu k alanın b rb r n sürekl besled ğ n görmektey z.

B lg n n nel ğ , köken ve sınırlarına da r b r tartışma aynı zamanda nsan davranışlarının, ahlak yönel mler n nel ğ ,
köken ve sınırlarına da r b r tartışma olarak da görüleb l r. B lg alanında emp r k, görel veya pragmat st b r duruş
serg leyen b r f lozofun, et k alanında bu ep stemoloj k duruşuna aykırı b r yönel me sah p olması pek olası değ ld r.
Büyük f lozofların ontoloj k, ep stemoloj k, et k ve estet k yönel mler n n b r s stemat k yöntem dâh l nde b rb r ne bağlı
olduğu rahatlıkla söyleneb l r. B lg ve ahlak felsefeler n n yakın ve çsel l şk ler ne da r y ne başka b r örnek vermek
gerek rse, nsan b lg s n n kaynağının akıl olduğunu söyleyen b r f lozof nsan n ahlak davranışlarının kaynağını da
akılda bulacaktır. Bu anlamda söz konusu f lozofun nsan duyarlılık ve duygularının nsanın ahlak davranışlarının
oluşum sürec üzer ndek etk ler ne da r daha mesafel ve kuşkucu b r tavır alış ç nde olacağı aş kârdır.

Öncel kle yukarıda varlık felsefes (ontoloj ) ve ahlak felsefes (et k) l şk ler bağlamında d le get rd ğ m z üzere, nsan
akılsal düşünme yet s ne sah p olarak bell bazı b lg lerle donatılmış tar hsel b r varlıktır. Ancak sah p olduğu b lg
b r k m ve b l nçl l k durumuyla nsan, ahlak b r özne olarak karşımıza çıkab l r. Eğer nsan tar hsel süreç boyunca
toplumsal olarak ed nd ğ b lg lerden ve kültürden mahrum olsaydı, ahlak b r özne olamazdı. Hayvanların nsan

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 15/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

anlamda b r radeler ve ahlakları yoktur, çünkü onlar kend dolaysız çgüdüler n bel rleyen ve dönüştüren b r b lg
durumuna ve akılsal yüceltme sürec ne ye değ ld rler. Bu nedenle ahlak lkelerden mahrum b lg s z ve b l nçs z
hayvanlar, del ler ve yeter nce olgunlaşmamış çocuklar, ahlak yargılama ve değerlend rmen n konusu olamazlar.

Tüm bu söylenenler, b lg n n ne olduğunu ele alan felsefe d s pl n olarak ep stemoloj yle, nsan değer ve davranışları ele
alan ahlak felsefes n n neden ç çe b r gel ş m sürec yle b ç mlend ğ n b ze göster rler.

2.3. Estetik ve Etik

Estet k ya da sanat felsefes de y ne ahlak felsefes (et k) alanına da r nceleme ve tartışmalarla yakından lg l b r felsefe
d s pl n d r. Estet k güzel n nel ğ ne ve kökenler ne da r b r sorgulama ç ndeyken, et k b l nd ğ g b nsan davranışları
bağlamında y n n nel ğ ne ve kökene da r b r sorgulama ç nded r. Ant k Dönem f lozofları genel olarak bu k kavramı,
yan güzel ve y kavramlarını eş anlamlı olarak düşünmüşler ve b rb rler nden pek ayırmamışlardır.

Güzell k nsan arzu ve radey kend s ne çeken ve b ç mlend ren değer olarak, ahlak norm ve değerlerle yakından
lg l d r. Eğer güzell k ya da k ş n n güzel bulduğu şey nsanı mutlu ed yorsa ve nsan çten gelen b r yönel mle güzel
bulduğu şeye yönel yorsa güzel ve y olduğu düşünülen değerler n çakışması ve ortaklığı nsanı mutlu edecekt r. Bu
nedenle y y ve güzel çakıştıran ve onların ortak değerler olduğunu savunan Ant k Dönem f lozofları mutluluk ahlakına
sah pt ler. İnsanı kend s ne çten b r arzuyla çeken güzell k değerler yle ahlak y l k değerler n n b rb r ne çakışmadığı ve
ayrıştığı b r k ş l k ve toplum yaşamı se tümüyle b r ger l m ve kend yle çatışma sürec ne şaret eder.

Sanat felsefes anlamında estet k, b ze ahlak olarak ne vereb l r? Güzel n dışavurumu olarak sanat yapıtının nsanı ahlak
açıdan yüceltt ğ ve arındırdığı düşünces Ar stoteles ve daha önces ne kadar ger götürüleb l r. Sanat yapıtı öncel kle b r
karakter ve k ş l k anal z olarak da görüleb l r. Sanat yapıtı b ze b z göster r, b ze ayna tutar. Sanat bu anlamda nsan
ruhunun b r dışavurumu olarak, dolaysız olarak şaret ed lemeyen ahlak duygu ve değerler n canlı mgeler ve olay
örgüler bağlamında göz önüne get r r. Bu anlamda den leb l r k y b r sanat yapıtı nsanın ahlak çgörüsü ve kavrayışını
besler.

Olguya ters yönden baktığımızda se ahlakın ve genel olarak nsan k ş l ğ n bel rleyen tüm normat f ve deoloj k
kalıpların sanatçının k ş l ğ n ve üret m sürec n bel rled ğ söyleneb l r. Tırnak ç nde “ahlaksız b r sanatçı” ve dolayısıyla
sanat ve estet k anlayıştan söz ed lemez. Örneğ n Dostoyevsk ya da Balzac kend toplumsal ve ahlak değerler n n
gerçekl ğ nden bağımsız var olamazlar. Böylece sanatçının ahlak ve pol t k görüş ve yönel mler onun sanatını doğrudan
etk ler. Bu söz konusu etk n n sanatçıyı sanatçı yapan unsur olmadığı, herkes n ahlak b r perspekt fe sah p olmakla
b rl kte sanatçı olmadığı söylenmel d r. Bu saptama doğrudan “sanat sanat ç n m d r.”, “sanat toplum ç n m d r.”
tartışmasıyla lg l d r. Sanatın doğasına da r bu k anlayışı, b rb r nden tasarımsal b r katılıkla ayırmak kavrayışımıza
olumlu b r katkı sunmayacaktır. Sanatın ve sanatçının toplumla ve ahlak normlarla l şk s hem sanat felsefes hem de
ahlak felsefes bağlamında ele alınab l r. Ne sanatçıyı ve estet k algıyı ahlak v cdan ve radeden ne de ahlak v cdan ve
radey sanatçının k ş l ğ ve estet k algıdan tümüyle yalıtarak kavrayab l r z.

2.4. Siyaset Felsefesi ve Etik

S yaset felsefes toplumsal y l k ve mutluluğun s yasal ve kurumsal gerekler üzer nde b r nceleme ve sorgulama olarak
karşımıza çıkarken, ahlak felsefes ya da et k genel olarak nsan y l ğ ve mutluluğunu sorgular ve b reysel öznen n
v cdan ve davranışlarına odaklanır. Kısacası s yaset felsefes nsan y l k ve mutluluğun s yasal ve kurumsal gerekler
üzer nde yoğunlaşan b r düşünce d s pl n yken, ahlak felsefes genel ve kavramsal olarak y l k ve mutluluğun özü ve
mah yet üzer nde yoğunlaşan b r düşünce d s pl n d r. Doğrusu b rey toplumdan ve toplumu se s yasal ya da d ğer b r

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 16/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

fadeyle pol t k kurumlaşma ve kt dardan ayrı düşünmek pek olası değ ld r. Fakat çeş tl felsefe ve b l m dallarının kend
alanlarında yoğunlaşıp der nleşmeler ç n, nceleme alanlarını sınırlandırmaları zorunlu görünmekted r. Hele günümüz
dünyasında b lg ve kültür b r k m n n devasa oranda artmış olduğu şartlarda, felsefe ve b l mler alanında uzmanlaşma
kaçınılmaz b r durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aslında lk f lozoflarda pol t k ve et k meseleler n b rl kte ele alındığını görmektey z. Toplum, devlet ve b rey l şk ler n n
nasıl düzenlenmes gerekt ğ sorunu, nsan ç n ve nsanların karşılıklı l şk ler açısından ney y ve doğru olduğu
tartışmasından ayrılamaz. Hem s yaset felsefes hem de ahlak felsefes n n nsanlar arası l şk ler n nasıl düzenlenmes
gerekt ğ ne da r temel b r problemden hareketle ortaya çıktığı ve vme kazandığı söyleneb l r.

S yaset felsefes tıpkı ahlak felsefes (et k) g b , k l b r perspekt fle b ç mlend r l p ele alınab l r. İlk n s yaset felsefes ,
tar hsel ve toplumsal bağlamda var olan t kel ve kend ne özgü s yaset kurumlarının felsef olarak anal z olarak karşımıza
çıkab l r. Bu çabanın st snasız bütün f lozoflarda var olduğunu görmektey z. İk nc olarak s yaset felsefes karşımıza kural
koyucu ve deal st b r perspekt fle çıkab l r. Örneğ n Platon s yas ya da d ğer b r fadeyle pol t k açıdan ney n olması
gerekt ğ ne odaklanır. İdeal b r düzlemden hareketle, dealar teor s nden hareketle devlet kurumunu ve pol t k gerçekl ğ
tanımlamaya çalışır. Oysak modern dönem anal t k düşünürler öncel kle var olan s yas gerçekl ğ anal z etmey
hedeflerler.

S yas ve ahlak gerçekl ğ ç çe örülmüş olarak gördüğümüzde s yaset ve ahlak felsefeler n de b rb r nden yalıtık ve
soyut b r şek lde kavramak zorlaşacaktır. Ar stoteles nsan b rey n pol t k hayvan olarak tanımlamıştır. Gerçekten b rey
toplumsal l şk lerden ve bu toplumsal l şk ler n kurumsal ve pol t k dolayımlarından soyutlayarak anlamak ve
kavramak olası değ ld r.

Kısaca özetlemek gerek rse ahlak felsefes felsefen n d ğer d s pl nler yle b r bütün oluşturduğundan, söz konusu alana
l şk n term noloj ve tartışmaların anlaşılması bell b r düzeyde ontoloj , ep stemoloj ve estet k b lg s n gerekt r r.

Bu anlamda ontoloj , ep stemoloj , sanat felsefes ve s yaset felsefes ne da r bell başlı kavram ve akımları b lmeden
ahlak felsefes yapmak mümkün değ ld r. Aynı şek lde ahlak felsefes ne da r temel kavram ve perspekt fler b lmeden
felsefen n d ğer alanlarında der nleşmek ve kend n gel şt rmek pek kolay ve ver ml olmayacaktır.

Uygulamalar

1) Ahlak felsefes n n felsefen n d ğer d s pl nler le olan l şk s n rdeley n z.

Uygulama Soruları

1.  S yaset felsefes le ahlak felsefes n n neden b rb rler le karşılıklı ve zorunlu b r bağlantıya sah pt rler? Tartışınız.

2.  Varlık felsefes (ontoloj ) ve ahlak felsefes (et k) l şk ler nasıl tanımlanab l r? Tartışınız.

3.  B lg felsefes (ep stemoloj ) ve ahlak felsefes n n l şk ler nasıl tanımlanab l r? Tartışınız.

4.  Estet k ya da sanat felsefes ahlak felsefes yle ne tarz b r karşılık ve d nam k l şk ye sah pt r?

Bölüm Özeti

Bu bölümde genel olarak varlık felsefes , b lg felsefes , estet k ve s yaset felsefes n n ne olduğunu bel rtt k. Bununla
b rl kte ayrıntılı b r b ç mde bu alanların ahlak felsefes le nasıl b r l şk çer s nde olduklarını ortaya koyduk.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 17/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Aşağıdak lerden hang s ahlak felsefes n n l şk l olduğu felsefe d s pl nler nden b r değ ld r?

A) Ontoloj

B) Mutlak İdeal zm

C) Ep stemoloj

D)  Estet k

E) S yaset felsefes

2. Varlık felsefes n n (ontoloj ) ahlak felsefes le l şk l olmasının neden aşağıdak şıklardan hang s nde
doğru ver lm şt r?

A) Varlık felsefes b lg n n nel ğ , sınırları ve kapsamıyla lg lend ğ ç n ahlak felsefes le yakından l şk l d r.

B) Varlık felsefes varlığı varlık olmak bakımından nceled ğ ç n ahlak felsefes le l şk l d r.

C) Varlık felsefes güzel olanın nesnel gerçekl ğ n ortaya koymaya çalıştığı ç n ahlak felsefes yle l şk
çer s nded r.

D) Varlık felsefes b ze doğru düşünmen n kuralları öğrett ğ ç n ahlak felsefes le l şk l d r.

E) Varlık felsefes nsanın varlık evren nde nasıl b r yer olduğunu ele aldığı ç n ahlak felsefes le der n ve
yoğun b r l şk ç nded r.

3. İnsan davranışlarını ve ahlak gerçekl ğ bel rleyen ned r?

A) İnsan davranışlarını ve ahlak gerçekl ğ aklın evrensel ve mantık kurallarıyla, beden n doğal çgüdü ve
tk ler bel rler.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 18/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) İnsan davranışları ve ahlak gerçekl ğ bel rleyen şey anlama yet s d r.

C) İnsanın soyutlama, d l ve düşünme yet s ne sah p olması onun davranışlarını ve ahlak gerçekl ğ n
bel rler.

D) İnsanın b yoloj k yan bedensel varlığı onun davranışlarını ve ahlak gerçekl ğ bel rler.

E)  İnsanın davranışlarını ve ahlak gerçekl ğ bel rleyen şey karşıtların b rl ğ yasasıdır.

4. B lg felsefes n n (ep stemoloj ) ahlak felsefes le l şk s hang şıkta doğru ver lm şt r?

A)   İnsan tüm madd ve manev boyutlarıyla varolan gerçekl k alanına a t olduğundan b lg felsefes ahlak
felsefes le yakından l şk l d r.

B)  B lg felsefes , nsan hem akıl sah b b r varlık hem de beden sah b b r varlık olduğu ç n ahlak felsefes yle
l şk l d r.

C)  B lg felsefes y l k ve mutluluğun özü ve mah yet üzer nde yoğunlaşan b r düşünce d s pl n olduğu ç n
ahlak felsefes le yakından l şk l d r.

D) B lg n n nel ğ , köken ve sınırlarına da r b r tartışma aynı zamanda nsan davranışlarının, ahlak


yönel mler n nel ğ , köken ve sınırlarına da r b r tartışma olarak da görüleb leceğ ç n bu k d s pl n
b r b r yle l şk l d r.

E)   B lg felsefes toplum, devlet ve b rey l şk ler n n nasıl düzenlenmes gerekt ğ üzer ne düşündüğü ç n
ahlak felsefes le l şk l d r.

5. İnsanın ahlak b r özne olarak karşımıza çıkab lmes neye bağlıdır?

A) İnsan olgu ve değer arasındak l şk n n özünü kavradığında ahlak b r özne olma özell ğ n kazanır.

B) İnsanı ahlak b r özne yapan özell ğ çgüdüler ne göre hareket etmes d r.

C) İnsan sah p olduğu b lg b r k m ve b l nçl l k durumu le ahlak b r özne olma özell ğ ne sah p olur.

D)  İnsanın ahlak b r özne olması varlık le düşüncen n b r olduğunu kavramasına bağlıdır.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 19/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

E) İnsan duygularının etk s nde hareket etmekle ahlak b r özne olma özell ğ n kazanır.

6. Güzell k hang bakımdan ahlak norm ve değerlerle yakından lg l d r?

A) Güzell k nsan arzu ve radey kend s ne çeken ve b ç mlend ren değer olarak ahlak norm ve değerlerle
yakından lg l d r.

B) Güzell k evrendek yer m z n ne olduğunu b ze gösterd ğ ç n ahlak norm ve değerlerle yakında l şk l d r.

C) Güzell k toplumsal yaşam çer s nde nasıl yaşamamız gerekt ğ n gösteren kuralları ortaya koyduğu ç n
ahlak norm ve değerlerle yakında l şk l d r.

D) Güzell k olanı değ l olması gereken b ze gösterd ğ ç n ahlak norm ve değerlerle l şk l d r.

E) Güzell k varlığın doğasını kavramamızda b ze doğru düşünme kurallarını gösterd ğ ç n ahlak norm ve
değerlerle yakından l şk l d r.

7. Ant k Dönem f lozoflarının ‘ y ’ le b rl kte eşanlamlı olarak düşündükler kavram aşağıdak lerden
hang s d r?

A) Mutlak

B) Gerçek

C) Varlık

D) Güzel

E) Somut

8. Ahlak felsefes n n s yaset felsefes le l şk s hakkında ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Hem ahlak hem de s yaset felsefes n n ortak özell ğ b reysel öznen n v cdan ve davranışlarına
odaklanmalarıdır.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 20/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) Ahlak felsefes ve s yaset felsefes n n her k s de toplumsal y l k ve mutluluğun s yasal ve kurumsal


gerekler üzer ne nceleme yaparlar.

C) Güzel n doğasının nel ğ araştırma konularının ortak noktası olduğundan ahlak ve s yaset felsefes
b rb rler yle l şk ç nded rler.

D) Toplum çer s nde nsanların bel rl kurallara göre yaşamaları ve mutlu olmaları ç n ney b leb leceğ m z
sorusunu sormaları ahlak ve s yaset felsefes n b rb rler yle l şk l kılar.

E) İnsanlar arası l şk ler n nasıl düzenlenmes gerekt ğ ne da r temel b r problemden hareket ett kler ç n
ahlak ve s yaset felsefes b rb rler yle l şk l d r.

9. “İnsan b lg s n n kaynağının akıl olduğunu söyleyen b r f lozof nsanın ahlak davranışlarının kaynağını da
akılda bulacaktır” cümles le ahlak felsefes n n l şk l kılındığı b r d ğer felsefe d s pl n aşağıdak lerden
hang s d r?

A) Sanat felsefes

B) B lg felsefes

C) Doğa felsefes

D) Mantık

E) Varlık felsefes

10. Aşağıda ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) S yaset felsefes nsan y l k ve mutluluğun s yasal ve kurumsal gerekler üzer nde yoğunlaşan, ahlak
felsefes se genel ve kavramsal olarak y l k ve mutluluğun özü ve mah yet üzer nde yoğunlaşan b r düşünce
d s pl n d r.

B)  Varlığın ve varoluş sürec n n genel özell kler ve d nam kler üzer nde der nl kl b r kavramsal s stemat ğe
sah p olmadan, nsanın ahlak gerçekl ğ üzer nde der nl kl b r anlayış ve b l nç gel şt rmek olanaklı değ ld r.

C) Doğalcılık güzel olanın ve sanatsal yaratımın özüne odaklanan felsefe d s pl n olarak ahlak felsefes yle
karşılıklı d nam k b r l şk ç nded r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 21/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

D) B lg felsefes (ep stemoloj ) se b lg n n nel ğ , sınırları ve kapsamıyla lg lenen felsefe d s pl n olarak,


ahlak felsefes n doğrudan etk ler.

E) Güzel n dışavurumu olarak sanat yapıtının nsanı ahlak açıdan yüceltt ğ ve arındırdığı düşünces
Ar stoteles ve daha önces ne kadar ger götürüleb l r.

CEVAP ANAHTARI

1. b 2. e 3. a 4. d 5. c 6. a 7. d 8. e 9. b 10. c

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 22/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

3. AHLAK FELSEFESİNE DAİR BAZI TEMEL PERSPEKTİF VE


YAKLAŞIMLAR

Giriş

Ahlak felsefes ne da r bazı temel perspekt fler ve yaklaşımlar başlığını taşıyan bu bölümde, konuya da r tüm yaklaşım ve
perspekt fler özetlemem z elbette mümkün değ ld r.

Bu bölümde öncel kle ahlak değerlere öznelc ve nesnelc açılardan yaklaşan anlayışlar özetlenm şt r. Öznelc yaklaşım
ahlak değerler n k ş den k ş ye ve toplumdan topluma değ şen özell ğ nden hareketle, tüm değerler n b reysel ve
toplumsal öznell kle dolayımlı olduğunu savunur. Ahlak lke ve normlar bu bağlamda tümüyle t kel ve görel b r karakter
taşırlar. Buna karşın nesnelc yaklaşıma sah p olan f lozoflar se ahlak lke ve normların nsan öznell ğ n aşan b r
nesnell k zem n nde var olduğunu ve kavranab leceğ n savunurlar. Nesnelc yaklaşıma sah p f lozoflar ç n,
davranışlarımızı yönetmes gereken ahlak lke ve normlar evrensel ve zorunlu b r gerçekl ğ n dışavurumu olarak
anlaşılmalıdırlar.

Ahlak felsefes alanında entelektüal st ve volontar st anlayışlar daha çok ahlak davranışta b lg ve raden n ( stenc n) ne
olduğu ve roller üzer ndek tartışmayla şek llen rler. Entelektüal stler ç n b lmek, y ve erdeml b r davranış ç n yeterl
b r ölçütken; volontar stler ( radec ler) b lmen n yetmed ğ n , y ve erdeml b r davranış ç n ayrıca b lg den ayrı b r
şley şe sah p b r rad sürec gerekt rd ğ n savunurlar.

Bu bölümde ayrıca ahlak felsefes bağlamında emp r st ve rasyonal st yaklaşımlar le materyal st ve deal st yaklaşımlara
değ n lm şt r. Ahlak felsefes alanında emp r st yaklaşım nsan duyarlılığı ve algısını temel alırken, rasyonal zm nsanın
akılsal düşünme yet s n ahlak lke ve değerler n özü olarak görmüştür. Materyal zm madd gerçekl ğ ahlak değerler
açıklamanın zem n olarak görürken, deal st f lozoflar tüm madd gerçekl ğ aşan bazı deal lke ve değerlere dayanarak
kend ahlak felsefeler n oluşturmuşlardır.

Son başlık altında se klas k metaf z ğe tepk bağlamında Hume’un kuşkuculuğuna, Kant’ın eleşt rel felsefes , poz t v zm
ve pragmat zm n ahlak anlayışlarına kısaca değ n lm şt r. Hume emp r zm temell kuşkucu anlayışıyla b lg m z ve ahlak
davranışlarımızın nesnel ve akılsal b r temele ye olmadığı savlarken, Kant eleşt rel felsefes yle nsan türüne özgü b r
nesnell k ve akılsallık zem n nde ahlakı anal z etm şt r. Poz t v zm ahlak değerler gözleneb len ve ölçüleb len olgular
zem n nde açıklamaya ve temellend rmeye çalışırken, pragmat zm b lg ve ahlak erdem n temel n b reysel ve toplumsal
yarar bağlamında kavramaya çalışmıştır.

3.1. Öznelci ve Nesnelci Yaklaşımlar

Ahlak felsefes nde ahlak değer ve davranışların köken ve çer ğ n n öznel m yoksa nesnel m olduğuna da r b r tartışma,
tüm felsefe tar h boyunca etk l olmuştur den leb l r. Ahlak y n n köken ve çer ğ ne yönel k bu tarzda b r tartışmanın en
t p k örneğ belk de Ant k felsefede Sof stlerle Sokrates-Platon geleneğ arasındak tartışmalarda ortaya çıkmıştır. İy ,
adalet, cesaret, cömertl k g b ahlak değerler n b reysel öznell ğe göre m şek llend ğ , yoksa toplumsal b r uzlaşma
sonucu oluşan normlara mı şaret ett ğ tartışılab l r. Fakat Platoncu deal zm açısından bu tür değerler b rer dea olarak

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 23/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

hem b reysel öznell ğ hem de toplumsal normları aşan mutlak, evrensel ve nesnel b r gerçekl ğe sah pt rler. Bu şu
anlama gel r; y l k, adalet, cesaret, ılımlılık g b bu türden ahlak değerler b reysel ve toplumsal beklent ve eğ l mlerden
bağımsız b r yapı taşırlar, çünkü onlar aşkın (transendent) b r varlık düzlem ne ve gerçekl k alanına a tt rler.

B l nd ğ üzere buna karşı Sof stler ahlak değerler n b reysel ve toplumsal gerçekl ğ aşan b r yapıda olmadığını, ters ne
bu tür değer ve kavramaların tam da b reysel ve toplumsal gerçekl k zem n nde şek llend ğ n d le get rm şlerd r. Kısacası
nesnelc ler ahlak değerler n b reysel ve toplumsal öznell ğ n beklent ler nden bağımsız b r nesnell k taşıdığını d le
get r rlerken, öznelc ler se ahlak değerler n b reysel ve toplumsal öznell ğ n beklent ler ne ve eğ l mler ne paralel b r
sey r zleyen tümüyle öznel değerler olduğunda ısrar ederler.

Nesnell k ve öznell k felsefe tar h boyunca farklı anlam çer kler kazanmış kavram ç ler d r. Örneğ n Platoncu deal zm
açısından ahlak değerler n nesnell ğ , tüm görel ve t kel gerçekl ğ aşan ontoloj k b r gerçekl k olarak karşımıza çıkarken,
Kantçı transendental deal zm açısından ahlak değerler n nesnell ğ , tüm görel ve t kel duygulanımları önceleyen akılsal
b r gerçekl ğe şaret eder. Kant ç n nsan aklının transendental ve apr or lkeler , emp r k doğamızın görel ve t kel
gerçekl ğ karşısında zorunlu ve evrensel b r çer kle karşımıza çıkar. Açıktır k Kant’ın ahlak alandak bu evrensell k
vurgusu Platon’dan farklı olarak ontoloj k değ l, ep stemoloj k düzleme şaret eder. Ahlak lke ve değerler n b reysel ve
toplumsal koşullamaları aşan tümüyle evrensel ve zorunlu b r nesnel zem n üzer nde şek llend ğ n savunan felsef
görüşler n, nsan aklının nsanı nsan yapan b r değer ve yet olarak ahlak gerçekl ğ n de zem n olduğunu savunduklarını
görmektey z. Bu bağlamda akıl ve nesnell ğ n çakıştığını görmektey z.

Örneklerle açıklamak gerek rse bazı toplumlarda çocuk ve gençler n yaşlıların görüşler ne karşı çıkması kötü b r ahlak
davranış olarak görülürken, bazılarında se böyle b r karşı çıkış ve eleşt r teşv k b le ed leb l r. Böyle b r ahlak terc h n
yararları ve sonuçları tartışılab l r ve böyle tartışmalar eğ t m b l m n n de çer ğ n oluşturur. Ahlak alanda değerler n
öznel olduğunu savunanlar, farklı toplumlar arasındak bu ayrımlardan hareketle, tüm ahlak lke ve değerler n b reyden
b reye ve toplumdan topluma değ ş m gösterd ğ n d le get r rler. Buna karşın ahlak değerler n b reysel ve toplumsal
öznell ğ n t kel ve görel zem n n aşan b r nesnell k taşıdığını savunanlar se b reyler ve toplumlara göre şek llenen
değerler n gerçek ve hak k değerler olmadığı ve yalnızca hak k değerler n kötü ve eks k kopyaları ya da örnekler
olduğunu d le get r rler. İnsanlar hak k ve deal değerler b lmed kler ve yeter nce özümseyemed kler ç n, onların eks k
ve kötü uygulamalarına sarılırlar. Onlar bunu estet k ve felsef değerler ç nde d le get r rler.

Herhang b r b rey kend k ş sel yaşam tar h boyunca görüşler n değ şt r p yen leyeb l r, bu bağlamda farklı ahlak lke ve
değerlere sah p olab l r. Aynı şek lde bu tar hsel değ ş m ve dönüşüm sürec toplumların kültürel yaşamı ç n de
geçerl d r. B reyler ve toplumlar ç n b r zamanlar doğru ve y görünen şeyler b r süre sonra yanlış ve kötü görüneb l r. En
azından bell eks kl kler n farkına varılab l r. Bu durum nsanın ve nsan toplumunun tar hsel bağlamda d nam k
boyutunu göster r. İnsan aklı ve tekn k becer ler yle d ğer hayvanlardan farklı b r tar hsel düzlemde yaşar. İşte nsanın bu
değ ş me açık doğasına bakan öznelc bakış açısı, her şey n nsan öznell ğ n n b reysel ve t kel doğasına göre
şek llend ğ n savunurken, nesnelc bakış açısı se söz konusu öznell ğ n sürekl keşfett ğ şey n b zzat nesnell ğ n kend s
olduğunda ısrar eder. Onlara göre nsan sadece değ şmez aynı zamanda gel ş r; gel şmek nesnell ğe da r b lg m z n ve
b l nc m z artışına koşuttur. Nesnell k aynı kalır, değ şen b z m ona da r algı ve b l nc m zd r.

3.2. Entelektüalist ve Volontarist Yaklaşımlar

Ahlak felsefes nde entelektüal stler ahlak davranışlarda rade ya da d ğer b r fadeyle stenc n rolünü yadsırlar ve söz
konusu davranışların tümüyle b l şsel ve entelektüel b r durum ve tavıra şaret ett ğ n savunurlar. Buna karşın
volontar stler ( radec ler) se ahlak davranışlarımızda asıl bel rley c olanın radem z ya da stenc m z olduğunu söylerler.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 24/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Sokrates “İnsan b le b le kötülük yapamaz.” anlayışıyla ahlakta entelektüal zme şaret ederken, Descartes se b lme ve
stenç arasında b r ayrım yapar ve volontar st b r anlayışa yakın durur. Ona göre b lmek y b r davranışın garant s
değ ld r ve böyle b r b lg dolaysızca y davranışa yol açmaz. İnsanın rades yle karar vermes gerek r. Burada b lg ve
erdem eş t görüp görmemekle lg l b r tartışma olduğu görülmekted r.

Tab bu tartışmada b lg n n ve raden n ne olduğu ve bu k olgunun ne oranda çakıştığı önem kazanmaktadır. B lg


nsanın rades n der nlemes ne etk leyen b r b lgel k olarak ya da kend nesnes ve çer ğ ne da r yüzeysel, soyut ve
b ç msel b r tanımlama çabası olarak da anlaşılab l r. B lmek, b r şey b lmek nsan stenç ve davranışlarını ne oranda
etk leyeb l r? Ya da b lme ed m hang yoğunluk ve aşamada dolaysız b r rade ve davranışın dışavurumu olur? Ahlak lke
ve değerler b lmek yalnızca var olan toplumdak normları ezbere b lmek m d r? Görüldüğü üzere bu tartışma aynı
zamanda doğrudan b lme ed m n n doğası ve özü üzer ne b r tartışmadır. Sokrates ve Descartes’ n b lg ve erdem
l şk ler ne da r saptamaları ele alındığında bu konuya tekrar dönmey umuyoruz. Yalnızca burada belk şu nokta da
ekleneb l r; konu aynı zamanda Ant k ve Modern felsefeler n n tel ğ yle de lg l d r.

3.3. Empirist ve Rasyonelist Yaklaşımlar

B l nd ğ üzere emp r zm (deneyc l k) ve rasyonal zm (akılcılık) arasındak tartışma öncel kle ep stemoloj k b r tartışma
olmakla beraber, et k ve estet k problemler bağlamında da önem taşımaktadır. Ahlak y n n nel ğ ne da r tartışma
kuşkusuz doğru b lg n n ya da kısaca doğruluğun ne olduğuna da r b r felsef tartışmadan ayrı düşünülemez. Emp r zm n
nsan duyarlılığı ve duygularını temele alan ep stemoloj k perspekt f ne uygun et k b r perspekt fe sah p olduğu açıktır.
Aynı şek lde rasyonal zm n de nsan aklını ve düşünme yet s n temel alan ep stemoloj s ne uygun b r et k perspekt fle
b rl kte akılsal düşünme yet s üzer nde şek llenen b r erdem anlayışına sah p olduğu kend l ğ nden aş kârdır. Bu
bağlamda felsefe tar h boyunca egemen olmuş emp r zm ve rasyonal zm akımları ahlak felsefes ç n de bel rley c b r rol
oynamışlardır. Ahlak felsefes alanında emp r zm n en öneml tems lc ler n n İng l z emp r zm n n üç öneml f lozofu J.
Locke, G. Berkeley ve D. Hume olduğu söyleneb l r. Rasyonal st f lozoflara se örnek olarak Platon, Descartes, Sp noza,
Hegel ver leb l r.

Emp r stler olgusal gerçekl ğe da r algısal deney m z ve b lg b r k m z gel şt kçe ahlak lke ve normlara da r çgörü ve
b l nc m z n de gel şt ğ n savunurlar. Ahlak b raz da deney m ve görgü le gel şen ve oluşturulan b rşeyd r. Böyle b r
anlayış ahlak değerler de çeren tüm manev değerler nsan duyarlılığı ve doğasından ayrı düşünmek stemez. Buna
karşılık rasyonal stler se ahlak kavrayış ve çgörüyü daha çok nsan aklının a pr or yapısına dayandırır. Burada a pr or
derken kastett ğ m z şey, deneye veya tecrübeye önsel akılsal doğrulardır. İşte rasyonal st bu a pr or akılsal lke ve
doğrulardan hareketle ahlak lkeler saptamaya ve ahlak yargılarda bulunmaya çalışırlar. İnsan rades ve davranışların
özü, sıradan ve akılsız tecrübeyle değ l, yalnızca aklın mutlak egemenl ğ nde bel rlenmel d r. Ders m z n ler k
bölümler nde de görüleceğ üzere, emp r zm ve rasyonal zm bağlamında çok farklı felsef görüşler ve f lozofların varlığı
söz konusudur. Felsefe tar h emp r zm ve rasyonal zm bağlamında zeng n b r çeş tl l k ve tartışmayı b zden es rgemez.

3.4. İdealist ve Materyalist Yaklaşımlar

Felsefe tar h rasyonal zm ve emp r zm tartışmasında olduğu g b , deal zm ve materyal zm tartışmasından da beslen r.
Rasyonal zm ve emp r zm arasındak tartışma ep stemoloj k yan b lg felsefes temell b r tartışmayken; deal zm ve
materyal zm arasında süregelen tartışma ağırlıklı olarak ontoloj k yan varlık felsefes yle lg b r tartışmadır.

İdeal zm ontoloj k açıdan bel rley c olanın deal olduğunu, materyal zm se madd olduğunu savunur. İdeal olan
evrensel ve rasyonel b r gerçekl ğe, madd olan se b reysel ve emp r k b r gerçekl ğe şaret eder. Bu bağlamda deal zm
le rasyonal zm n ve materyal zm le emp r zm n büyük oranda uzlaştığı söylenmekle beraber, bu uzlaşma ve çakışmanın
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 25/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

mutlak olmadığını söylemel y z. Örneğ n İng l z Emp r st Berkeley deal stt r. Berkeley’ n deal zm algı temell , daha
doğrusu algılayan özne temell b r deal zmd r. Rasyonel f lozofların deal zm se düşünen özney , akılsal düşünme
yet s ne sah p özney temel alır. İdeal st ve materyal st bakış açıları ahlak tartışmaları, rade sah b ahlak öznen n bu söz
konusu nsan rades n n kaynağını, deal ya da madd b r zem ne göre tanımlama çabalarına koşut olacaktır. Algılayan
özne ya da düşünen özney temele alan açıklama modeller yle şek llenen deal st ve materyal st ahlak anlayışları zamanı
geld ğ nde ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

Bu noktada konuya da r bazı puçları ver leb l r. Materyal stler nsanın manev ve t nsel gerçekl ğ n , nsanın f z ksel
doğasına ve yaşamın madd koşullarına bağlayarak açıklamak sterler. Ahlak lke ve değerler dâh l tüm manev gerçekl k
alanı madd gerçekl k alanıyla koşullanır ve bel rlen rler. Bu bağlamda örneğ n Marks stlere göre, nsan toplumunun tüm
tar hsel gel ş m seyr , yaşamın madd açıdan yen den üret m ne ve dolayısıyla üret m güç ve l şk ler ne göre b ç mlen r.
İnsan madd açıdan nasıl yaşıyorsa öyle düşünecek ve eyleyecekt r. B r çoban çoban g b düşündüğü ç n çoban değ ld r,
ters ne b r çoban g b yaşadığı ç n b r çoban g b düşünür. İnsanlar kend yaşamlarını hang üret m güç ve l şk ler ç nde
sürdürüyorlarsa öyle düşünür ve davranırlar. İnsanların yalnızca ahlak değerler değ l, k ş sel rüyaları b le yaşamlarını
nasıl kazandıkları ve sürdürdükler yle dolayımlıdır.

Buna karşın deal st bakış açısı nsanı nsan yapan şey n, nsanın tüm madd gerçekl ğ aşan deal yönü olduğunda ısrar
ederler. H çb r b reysel ve toplumsal yaşamın özü, kend madd üret m güç ve l şk ler ne nd rgenemez. İnsanın t nsel ve
manev gerçekl ğ onun madd gerçekl ğ n aşan b r bel rlen m olarak kavranab l r. En donanımsız nsan b rey b le, kend
madd yaşam koşullarının dolaysız b r uzantısı ve köles olarak var olamaz. Öncel kle nsanı hayvandan ayıran temel
bel rlen m ve yet olarak akılsal düşünme yet s , nsanı doğanın bas t yalın b r uzantısı olmaktan kurtarır ve onu sonlu ve
görel madd gerçekl ğ n ötes ne taşır. İnsan ahlak alanda da yalnızca kend madd ve bedensel koşullarına göre değ l,
tüm bu madd gerçekl ğ gerekt ğ nde feda eden ve aşan bazı deal lke ve değerlere göre davranab l r. İdeal stler n çoğu
ç n bu söz konusu ahlak lke ve normların deal değer , genel olarak nsan aklının madd ve emp r k gerçekl ğe aşkın
doğasından kaynaklanır.

3.5. Kuşkucu, Eleştirel, Pozitivist ve Pragmatist Yaklaşımlar

Klas k metaf z k geleneğe, ep stemoloj k bağlamda dogmat k felsefe geleneğ ne yönel k kuşkucu ve eleşt rel tutumlar,
poz t v st ve pragmat st anlayışların b ç mlenmes nde öneml b r rol oynamışlardır. Bu bağlamda özell kle Orta Çağ
skolast k felsefes nde hüküm sürmüş olan kavram real zm ne ve rasyonal st f lozoflardak deal zme yönel k tepk lerle
b ç mlenm ş olan nom nal zm bel rley c b r rol oynamıştır. Klas k metaf z ğe karşı öncel kle İng l z emp r zm ve Kantçı
felsefen n kuşkucu ve eleşt rel ögeler çerd ğ rahatlıkla söyleneb l r.

Felsefe tar h nde Klas k Metaf z k gelenekle kastett ğ m z şey, asıl olarak Ant k ve Modern dönemlerdek büyük deal st ve
rasyonal st felsefe s stemler d r. Kend nden em n bu büyük felsefe s stemler ya da post-modern b r d le get r şle büyük
anlatılar, felsefen n tüm tartışma alanları ve d s pl nler n ep stemoloj k bağlamda dogmat k b r tavırla kucaklamaya
çalışmışlardır. İşte kend nden em n bu dogmat k tavra tepk olarak gel şen modern döneme özgü kuşkucu, eleşt rel ve
anal t k tavırdan söz ed leb l r.

Bu bağlamda İng l z emp r zm n öneml tems lc ler nden b r olan Dav d Hume’un kuşkuculuğundan bahsedeb l r z.
Hume’un kuşkuculuğu, ron k ve her şey yadsıyan b r n h l st ahlaka varmaz. Onun kuşkuculuğu tüm nsan b lg s n ve
davranışlarını nsan z hn ne özgü bazı çağrışımlara ve nsana özgü bazı alışkanlıklara dayandırır. Böyle b r kuşkucu
anlayışta tüm b lg m z ve değerler m z öznell ğ m z n varsayımları ve alışkanlıkları üzer nde şek llen r ve açıklanır. Bu
varsayım ve alışkanlıklar nesnel ve akılsal b r temellend r lmeden yoksundur.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 26/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Buna karşın Kant’ın eleşt rel felsefes bağlamında, nsan b lg s ve ahlak değerler nesnel ve akılsal b r temellend rmeye
sah pt r. Kant’ın eleşt rel felsefes bağlamında bu nesnell k ve akılsallık, klas k metaf z k gelenekte olduğu üzere,
ontoloj k ve dogmat k b r çer kle karşımıza çıkmaz. İnsan b lg s n n ve ahlak lke ve değerler n kaynağı nsan öznell ğ d r,
fakat bu öznell k bundan böyle b reysel ve görel olmaktan çok, nsan türüne özgü transendental (aşkınsal) b r karakterle
karşımıza çıkar. D ğer b r d le get r şle Kant b lg ve ahlak temel n , emp r k gerçekl ğ aşan nesnel b r akılsallıkta değ l,
emp r k gerçekl kle çer ğ doldurulması gereken nsan türüne özgü formel b r akılsallıkta bulur.

B lg ve ahlak alanında emp r k ve olgusal gerçekl ğe önem ver lmes n n en t p k örneğ poz t v zmd r (olguculuktur). En
öneml tems lc s Fransız F lozof August Comte olan klas k poz t v zm açısından, b lg m z n ve ahlak değerler m z olgusal
gerçekl ğ aşan bazı tanrısal güçlere bağlayan teoloj k anlayış ve olgusal gerçekl ğ aşan bazı metaf z k güçlere bağlayan
metaf z k anlayış, hem ep stemoloj hem et k alanda aşılması gereken yeters z anlayışlardır. Buna karşın en doğru felsef
tavır ve görüş olarak poz t v zm, tüm b lg m z ve ahlak değerler m z açıklamak ç n, yalnızca gözlemleneb len ve test
ed leb len emp r k olgulara başvurur. Gözleneb len ve ölçüleb len olgusal gerçekl ğ aşan tüm varsayım ve sanılar, hem
ep stemoloj k hem de et k açıdan temels zd r. Yalnızca temels z değ l, aynı zamanda nsanlık ç n zararlı ve felaket
get r c d r.

Klas k metaf z k geleneğe b r başka öneml tepk de modern Amer kan pragmat zm d r. En öneml tems lc ler Charles
Sanders Pe rce, W ll am James ve John Dewey olan pragmat zm, doğru b lg n n ve ahlak y n n temel n genel olarak
nsana ve nsan toplumuna verd ğ maks mum yarara bağlar. İnsan ve toplum açısından h çb r algılanab l r etk
bırakmayan, nsan yaşamı açısından h çb r olumlu katkı ve yarar sunmayan düşünceler ve davranışlar, yalnızca yarasız
olmakla kalmazlar, aynı zamanda doğru ve y de değ ld rler.

Kısaca özetlemek gerek rse ahlak felsefes alanında çok farklı yaklaşım ve bakış açıları söz konusudur ve bu bölümde bu
söz konusu yaklaşımlardan bazıları kısaca özetlenm şt r. Bu farklı yaklaşım ve bakış açılarını b rb r nden yalıtarak ve
soyutlayarak kavramaya çalışmak mümkün değ ld r. Her b r felsef yaklaşım karşıtıyla b rl kte d nam k b r tartışma
sürec ne eşl k eder.

Bu alanda en öneml felsef tartışmaların, öznelc ve nesnelc , emp r st ve rasyonal st, deal st ve materyal st anlayışlar
arasında ortaya çıkmış olduğu rahatlıkla söyleneb l r.

Ayrıca klas k ve dogmat k metaf z k geleneğe b r tepk olarak ortaya çıkan, modern kuşkucu, eleşt rel, poz t v st ve
pragmat st felsefeler de unutmamak gerek r.

Uygulamalar

1) Hume’un, Kant’ın, poz t v zm n ve pragmat zm n ahlak olgusuna yaklaşımlarını özetley n z.

Uygulama Soruları

1.  Ahlak felsefes alanında öznelc ve nesnelc yaklaşımın temel tezler ned r? İrdeley n z.

2.  Emp r zm ve rasyonal zm ahlak lke ve değerler nasıl temellend r rler? Tartışınız.

3.  Materyal st ve deal st gelenek ahlak olgusunu nasıl kavramaya çalışır? İrdeley n z.

4.  Klas k metaf z k geleneğe karşı çıkan modern felsefe akımları hang ler d r? Araştırınız.

Bölüm Özeti

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 27/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Bu bölümde öncel kle ahlak değerlere öznelc ve nesnelc açılardan yaklaşan anlayışları genel hatlarıyla ortaya koyduk.
Bunun yanında, entelektüal st ve volontar st ahlak felsefes anlayışlarını y ne genel hatlarıyla gördük.

Bu bölümde ayrıca ahlak felsefes bağlamında emp r st ve rasyonal st yaklaşımlar le materyal st ve deal st yaklaşımların
genel hatlarını ç zd k.

Son başlık altında se klas k metaf z ğe tepk bağlamında ortaya çıkan kuşkucu, eleşt rel, poz t v st ve pragmat st ahlak
anlayışlarına değ nd k.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 28/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Aşağıda ver len kavram ç ler nden hang s ahlak felsefes ndek yaklaşımlardan b r d r?

A) Sonlu – Sonsuz

B) Transendent – Transendental

C) Entellektüal st – Volontar st

D) Görel – Evrensel

E) Olumsal – Zorunlu

2. Ahlak felsefes nde nesnelc yaklaşımın görüşü aşağıdak lerden hang s nde doğru ver lm şt r?

A) Ahlak değerler b reysel ve toplumsal öznell ğ n beklent ler nden bağımsızdır.

B) Davranışlarımızı yönetmes gereken ahlak lke ve normlar evrensel ve zorunlu b r gerçekl ğ n


dışavurumudur.

C) İy n n ne olduğunu b lmek erdeml davranış ç n yeterl b r ölçüttür.

D) Ahlak ölçütler n bel rlen m nde nsan duyarlılığı ve algısı temeld r.

E) Ahlak değerler k ş den k ş ye ve toplumdan topluma değ şen özell klere sah pt r.

3. Ahlak davranışta ‘b lg ’ ve ‘ rade’n n ne olduğu ve roller üzer ndek tartışma le şek llenen k yaklaşım
tarzı aşağıdak şıklardan hang s nde doğru ver lm şt r?

A) Emp r st - Rasyonal st

B) İdeal st - Materyal st

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 29/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

C) Öznelc - Nesnelc

D)  İdeal st - Emp r st

E) Entellektüal st – Volontar st

4. Ahlak felsefes ndek emp r st ve rasyonal st yaklaşımlar arasındak fark ned r?

A) Emp r st yaklaşım ahlak felsefes alanında nsan duyarlılığı ve algısını temel alırken, rasyonal st yaklaşım
se a pr or akılsal lke ve doğrulardan hareketle ahlak lkeler saptamaya ve ahlak yargılarda bulunmaya
çalışır.

B) Emp r st yaklaşım b lg ve ahlak erdem n temel n b reysel ve toplumsal yarar bağlamında kavramaya
çalışırken, rasyonal st yaklaşım nsanın akılsal düşünme yet s n ahlak lke ve değerler n özü olarak görür.

C) Emp r st yaklaşım ahlak lke ve normların nsan öznell ğ n aşan b r nesnell k zem n nde varolduğunu ve
kavranab leceğ n savunurken, rasyonal st yaklaşım tüm değerler n b reysel ve toplumsal öznell kle
dolayımlı olduğunu savunur.

D) Emp r st yaklaşım tüm madd gerçekl ğ aşan bazı deal lke ve değerler n olduğunu ler sürerken,
rasyonal st yaklaşım madd gerçekl ğ ahlak değerler açıklamanın zem n olarak görür.

E) Emp r st yaklaşım ahlak davranışların tümüyle b l şsel ve entelektüel b r durum ve tavıra şaret ett ğ n
savunurken, rasyonal st yaklaşım ahlak davranışlarımızda asıl bel rley c olanın radem z ya da stenc m z
olduğunu söyler.

5. “İnsan b le b le kötülük yapamaz” anlayışıyla ahlakta entellektüal zme şaret eden f lozof hang s d r?

A) Kant

B) Ar stoteles

C) Hume

D) Sokrates

E) Hegel
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 30/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

6. İdeal st ve materyal st bakış açılarına l şk n ver len b lg lerden hang s doğrudur? 

A) Materyal st bakış açısı b lg m z ve ahlak davranışlarımızın nesnel ve akılsal b r temele dayandığını


söylerken, deal st bakış açısı se b lg m z ve ahlak davranışlarımızın öznel olduğunu savunur.

B) Materyal st bakış açısı madd gerçekl ğ ahlak değerler açıklamanın zem n olarak görürken, deal st
bakış açısı tüm madd gerçekl ğ aşan bazı deal lke ve değerler n olduğunu ler sürer.

C)  Materyal st bakış açısı b lg ve ahlak erdem n temel n b reysel ve toplumsal yarar açısından kavramaya
çalışır, deal st bakış açısı ahlak değerler gözleneb len olgular zem n nde açıklamaya çalışır.

D) Materyal st bakış açısı ahlak davranışlarda raden n rolünü yadsır ve tamamen b l şsel olduğunu ler
sürerken, deal st bakış açısı ahlak davranışlarda bel rley c olanın rade olduğunu söyler.

E) Materyal st bakış açısı ahlak kavrayış ve çgörüyü nsan aklının a pr or yapısına dayandırırken, deal st
bakış açısı ahlak lke ve normların algısal deney m m ze dayandığını ler sürer.

7. Aşağıdak f lozoflardan hang s ahlak felsefes nde rasyonal st yaklaşımın tems lc s d r?

A) Hume

B) Berkeley

C) Locke

D) Descartes

E) August Comte

8.  Ahlak felsefes nde pragmat zm n savı aşağıdak şıklardan hang s nde doğru ver lm şt r?

A) Gözleneb len ve ölçüleb len olgusal gerçekl ğ aşan tüm varsayımlar hem ep stemoloj k hem de et k
açıdan temels zd r.

B) Ahlak lke ve değerler n kaynağı nsan türüne özgü formel b r akılsallıkta yatar.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 31/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

C) Doğru b lg n n ve ahlak y n n temel genel olarak nsana ve nsan toplumuna verd ğ maks mum yarara
dayanır.

D) Ahlak değerler m z n kaynağı deney m aşan evrensel ve zorunlu b r gerçekl ğe dayanır.

E) Ahlak lke ve değerler n özü nsanın anlama yet s ne dayanır.

9. B lg ve ahlak alanında emp r k ve olgusal gerçekl ğe önem ver lmes n n en t p k örneğ aşağıdak lerden
hang s d r?

A) Rasyonal zm

B) İdeal zm

C) Entellektüal zm

D) Poz t v zm

E) Formal zm

10.  Ahlak felsefes ndek yaklaşım tarzlarına l şk n aşağıda ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Ahlak felsefes alanında rasyonal zm nsan duyarlılığı ve algısını temel alır.

B) Materyal zm tüm madd gerçekl ğ aşan bazı deal lke ve değerlere dayanarak kend ahlak felsefes n
oluşturur.

C) Öznelc yaklaşım ahlak değerler n evrensel ve zorunlu b r gerçekl ğe dayandığını savunur.

D) Rasyonal zm nsanın akılsal düşünme yet s n ahlak lke ve değerler n özü olarak görür.

E) Volontar stler erdeml davranış ç n y y b lmen n yeterl olduğunu savunurlar.

CEVAP ANAHTARI

1. c 2. b 3. e 4. a 5. d 6. b 7. d 8. c 9. d 10. d

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 32/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

4. AHLAK FELSEFESİNE DAİR BAZI TEMEL KAVRAMLAR

Giriş

Bu bölümde ahlak felsefes n n özgürlük, rade ( stenç), sorumluluk, v cdan, ödev, hak g b bazı temel kavramları ele
alınıp tanımlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca felsef term noloj açısından ve dolayısıyla ahlak felsefes tartışmaları ç n
öneml olan evrensel, t kel ve tek l kavramları da anlaşılır kılınıp tanımlanmıştır.

Özgürlük h ç kuşkusuz felsefen n ve özell kle ahlak felsefes n n en öneml kavramlarından b r d r. Özgürlüğü kavramadan
ya da özgürlüğe da r b r perspekt f ve kavrayışa sah p olamadan ahlak felsefes alanında yol almak mümkün değ ld r.
İnsan anlamda özgürlük nsanın dolaysız doğal var oluşunu kavrayan b r rade ( stenç) olarak karşımıza çıkar. Bu
anlamda rade ancak b l nçl ve özgür b r öznell ğ n akılsal stem olarak ortaya çıkab l r.

Sorumluluk da y ne özgürlükle lg l b r ahlak kavram olarak görüleb l r. İnsan b rey ancak özgür kabul ed ld ğ oranda
davranışlarından dolayı sorumlu tutulab l r. V cdan toplumda kabul görmüş ahlak lkeler n b reyde duygusal ve
düşünsel açıdan özümsenmes ya da çselleşt r lm ş olmasıdır. Bu nedenle v cdan Türkçede ayrıca duyunç olarak da
karşılanır.

Ödev ve hak yalnız ahlak felsefes n n değ l, s yaset ve hukuk felsefes n n de öneml kavramlarındandır. İnsan anlamda
toplumsal yaşamın ödev ve hakların karşılıklı denges yle yürüdüğü ve olumlu ya da olumsuz bel rlend ğ n d le
get reb l r. B r olmadan d ğer eks k ve temels z kalacaktır.

Evrensel, t kel ve tek l kavramları se ahlak lke ve değerler n b ç m ve çer ğ n n n tel ğ yle lg l tartışmalarda öne çıkan
felsef kavramlardır. Ahlak lke ve davranışlar evrensel ve zorunlu ya da t kel ve görel b r yargının konusu olab l rler.
Dahası k ş tüm ahlak gerçekl ğ kend b reysel ve keyf değerlend rmeler n n çer ğ kılab l r. Evrensel, t kel ve b reysel
(tek l) yargı ve değerlend rmeler arasındak tüm terc hler, k ş n n davranışlarını ve k ş l ğ n bel rleyen felsef zem n
oluşturacaktır.

4.1. Özgürlük ve İrade ( İstenç )

Özgürlük öznen n nesnell k karşısında tümüyle bağımsız olması değ ld r. Böyle b r özgürlük öznen n varoluş zem n n
dışladığı ç n mümkün değ ld r. Yargıda bulunan ve davranan özne ancak kend s n var eden ve anlaşılır kılan b r nesnell k
zem n nde var olab l r. Burada öznell k derken nsanın b l nçl ve akılsal öznell ğ n kasted yoruz. Nesnell k se bu söz
konusu nsan özney bağlayan ve bel rleyen tüm doğal ve toplumsal gerçekl ğe şaret etmekted r. O hâlde özgürlüğü
nasıl tanımlamalı? Belk de nsan açıdan özgürlüğü öznen n kend s n çevreleyen ve bel rleyen nesnell kten bağımsızlığı
olarak değ l de bu nesnell ğe da r b l nçl akılsallığı olarak tanımlamak daha aydınlatıcı olacaktır. İnsan kend s n
bel rleyen nesnel gerçekl ğ b l nçl b r akılsallıkla kavradığı oranda özgür olab l r. Böyle b r kavrayış nsana kend s n
bel rleyen bel rleme, kend s n sınırlayanı sınırlama olanağı verecekt r.

İnsanın kend nesnel gerçekl ğ n kend öznel ht yaçları doğrultusunda bel rleme çabası onu b r kültür varlığı yapar.
Yağmurdan ya da güneşten korunmak ç n şems ye ya da şapka yaparız, böylece yağmur yağarken ıslanmadan hareket
edeb lme arzumuz ve ht yacımız bell oranda g der lm ş olur. Y ne aynı şek lde coğraf mesafeler hızla kat etmek ç n
uçak yaparak hareket ve seyahat yeteneğ m z arttırmış oluruz. Tüm nsan üret m ve teknoloj ler b z doğanın kısıtlayıcı

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 33/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

zorunluluklarından b r m ktar olsun özgürleşt r r. Burada söz konusu olan doğal bel rlen ml l ğ tümüyle ptal etmek,
doğadan tümüyle bağımsızlaşmak değ ld r. Tam ters ne tam da doğal bel rlen m ve nesnell ğ n yasaları keşfed lmekte ve
tam da bu yasallık üzer nde gerçek b r nsan yaratım ve üret m sürec söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda nsanın
teknoloj k gel ş m ve ona eşl k eden kültürel dönüşümü, doğaya karşı değ l, doğaya dayanarak gerçekleşeb l r.
Modern zm ve ona bağlı b l msel gel şmeler n tam da bu anlayış zem n nde yeşerd ğ söyleneb l r.

İnsanı özgür kılan ve onu b r kültür varlığı kılan k nc b r b l nçl akılsallık ve üret m sürec se t nsel gerçekl k alanında
hüküm sürmekted r. T nsel gerçekl k doğal ya da madd gerçekl kten farklı olarak nsanın ç dünyasını oluşturan tüm
duyum, duygu, tasarım, düşünce bel rlen mler ne şaret eder. Bu bağlamda nsan toplumsal gerçekl ğ ç nde yalnızca
doğal gerçekl kler tarafından değ l, t nsel ya da manev d yeb leceğ m z gerçekl kler tarafından bel rlen r. İnsan bu k
gerçekl k alanıyla ç çe yaşar ve onlar tarafından kuşatılmıştır. İnsan akılsal düşünme yet s yle kend duygu, tasarım ve
düşünceler n b l nçl b r şek lde sorgulamaya ve kavramaya çalışarak bu alanda da b r kültür varlığı olduğunu, tar hsel
süreç boyunca değ şen d nam k b r varlık olduğunu ortaya koyar. Zaman ç nde nsan duygu ve düşünceler n değ şt r r,
b r zamanlar hoşlandığı şeylerden hoşlanmamaya, doğru bulduğu davranış ve düşünceler yanlış bulmaya başlar.
İnsanın ç dünyasındak değ ş m ve dönüşüm, onun dış dünyasındak değ ş m ve dönüşüm le ç çe b r sey r zler.
Karşılıklı b r etk leş m ve dönüşüm söz konusudur.

Bu anlamda nsan özgürlüğü ncel kl ve karmaşık b r yapıya şaret eder; b r yandan b z bel rleyen ve kuşatan madd ve
manev b r nesnell k ç ne doğarız, öte yandan toplumsal eğ t m yoluyla ed nd ğ m z akılsal düşünme yet m zle bu
nesnell ğ sorgular ve dönüştürürüz. Böylece akılsal düşünme yet s nsana tüm d ğer hayvanlardan farklı ve daha gen ş
b r hareket ve yaşam alanı ver r. D ğer tüm hayvanlar çgüdüler yle hareket ederler ve bu söz konusu çgüdüler
doğrultusunda serbestçe hareket edeb ld kler ve hedefler ne ulaşab ld kler sürece mutludurlar. Hayvanlar ç n öneml
olan çgüdüler n n ve tk ler n yönett ğ davranış serbestl ğ d r. İnsanlar se bedenler n n uzantısı g b yaşamazlar.
Bedensel varoluşun b r dışavurumu olan çgüdüler nsan dâh l tüm hayvan türler nde vardır. Fakat bedensel
varoluşumuzun dolaysız dışavurumu olan çgüdülerden ve tk lerden farklı olarak rade ya da stenç ded ğ m z şey
yalnızca nsanda vardır.

İrade çgüdüden farklı olarak akılsal b r dolayımı gerekt r r. İnsan b l nçl b r şek lde düşünerek karar verd ğ ve
davrandığı sürece b r rade ya da stenç sah b d r. İrade böylece nsan özgürlüğü gerekt r r. Uyuşturucu bağımlısı b r k ş y
düşünel m. Eğer söz konusu k ş uyuşturucunun beden nde yolaçtığı dolaysız etk lerle hareket ederse, davranışının uzun
süreçl zararlı sonuçlarını düşünmeden uyuşturucu kullanmaya devam eder. Fakat söz konusu k ş uyuşturucunun kısa ve
uzun sürel etk ler n hesaplar ve ona göre davranırsa, rad b r davranış gösterm ş olur. Kuşkusuz uyuşturucu bağımlığı
tüm hayvan ve nsanlarda temel ve zorunlu olan çgüdülerden farklı b r mah yet ya da çer k taşır. Uyuşturucu bağımlığı
nsan beden ve dolayısıyla ruhu ç n temel ve zorunlu b r bağımlılığa ve ht yaca şaret etmez. Açlık, susuzluk, c nsell k,
tehl kelerden sakınma g b temel çgüdüler m z b z m ç n zorunlu ve b z hayata bağlayan çgüdülerd r. İnsanın bu
çgüdüler radeye dönüştürmes , onları uzun ve kısa sürel toplumsal ve doğal sonuçlarını düşünmeden tatm n
etmekten vazgeçmes ve gerekt ğ nde erteleyeb lmes yle lg l d r. İnsan bu çgüdüler n vahş ve yaban b r şek lde değ l,
uygar b r şek lde g dereb ld ğ oranda b r rade göstereb l r.

Herhang b r vahş canlının zorlu doğa koşullarında ayakta kalma becer s göstermes nsan anlamda b r radeye ya da
stence sah p olduğunu değ l, çgüdüler zem n nde şek llenen b r güç ve enerj ye sah p olduğunu göster r. İrade daha çok
dolaysız çgüdüler n dolayımlanması ve akılsal b r düşünüşle eğ t lmes ne şaret eder. İrade bu anlamda bell oranda
dolaysız çgüdülerden özgürleşmey ve d ğer nsanlarla l şk ler nde nsanın kend egosunu parantez ç ne alab lmes n
gerekt r r. Bu anlamda hem rade hem de nsan anlamda özgürlük, nsanlar arası l şk ler düzenleme dd asındak
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 34/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

ahlakın temel n oluşturan k kavramdırlar. İnsan ancak özgür olduğu sürece ve özgür rades yle ahlak b r özne olab l r.
Yalnızca ahlak özneler davranışlarından dolayı ahlak b r yargı ve değerlend rmeye tab tutulab l rler. Açıktır k böyle b r
özgür radeye sah p olab lmek ç n, öznen n b l nçl b r akılsal düşünme yet s ne sah p olması gerek r. Bu nedenle böyle
b r donanım ve yet ye yeter nce sah p olmadıkları düşünüldüğünden, hayvanlar, del ler ve çocuklar davranışlarından
ötürü ahlak yargı ve değerlend rmeye tab tutulmazlar.

4.2. Sorumluluk ve Vicdan

Sorumluluk da tıpkı rade g b , ahlak felsefes n n temel kavramlarından b r olan özgürlük le yakın bağlantılı b r
kavramdır. Sorumluluk k ş n n kend karar ve davranışlarının sonuçlarını üstlenmes ne ve doğacak olumlu ve olumsuz
etk lere katlanmaya hazır olmasına şaret etmekted r. Sorumluluk duygusu da bu anlamda akılsal düşünme yet s n ,
nsan b l nc n gerekt r r. V cdan se nsanın ahlak y ve kötüye da r çsel duygu ve düşünces ne şaret eder. Bu anlamda
v cdan ahlaksal değerler n ve d ğer nsanlara ve hayvanlara da r der n duygudaşlığın b r dışavurumudur. Ahlak y ve
kötü, b l nçl öznen n tüm d ğer canlılara karşı davranışlarında ortaya çıkan değerlerd r. V cdan ahlak normların, genel n
değerler n n b reysel öznede özümsenm ş olması oranında ortaya çıkab l r.

B reysel özne ya da tüm b r toplum, herhang b r olay ve davranışın sonuçları konusunda kend s n sorumlu görmese b le
v cdan b r duygulanım ve davranış ç ne g reb l r. Dahası nsanın sorumluluk ve v cdan sah b olması kend s n gerçek
anlamda özgür h ssetmes yle doğru orantılıdır. Fakat v cdan sorumluluktan farklı olarak özgürlükten daha bağımsız b r
sey r zler. Sorumluluk se mutlak anlamda özgürlüğü, özgür olmayı gerekt r r. Özgürlük olmadan sorumluluk olamaz.
Kant’a göre nsan kend ndek sorumluluk b l nc dolayısıyla özgür olduğunu b l r.

4.3. Ödev ve Hak

Ödev b r nev sorumlu olduğumuz şey, sorumluluğumuzun yöneld ğ hede r. Ödev bu anlamda yapmamız gereken
şeyd r. İnsanın kend s ne ve tüm d ğer nsanlara karşı bell ödevler olduğu söyleneb l r. Y ne nsan ancak b l nçl ve özgür
olduğu oranda ödevler ne karşı sorumlu tutulab l r. Her nsan b rey n n ödevler ne karşılık gelen bazı temel hakları
vardır. B rey bu temel haklarını devredemez. Her ne kadar ödev ve haklar arasında karşılıklı b r denge olsa da haklar
öncel kl b r konum taşır. İnsan açısından devred lemez bazı temel haklardan söz edeb l r z. İnsanın kend s açısından
vazgeç lmez b r değer taşıyan haklarına sah p çıkab lmes ç n de b l nçl ve özgür b r ruha sah p olması gerek r. Genel
olarak yaşama hakkı lk ve vazgeç lmez hak olarak anlaşılab l r. İnsan yalnızca genel ve yalın yaşama, yaşamını devam
ett rme hakkıyla yet nemez. İnsanın ayrıca y b r yaşam ç n zorunlu olan bazı haklara sah p olması, toplum tarafından
bu hak ve olanakların ona sağlanması gerek r. Uygar b r toplum ç n zorunlu olan bu haklar; barınma, beslenme,
güvenl k, eğ t m g b başlıklarla bel rt leb l r. İnsan ancak bu zorunlu ve asgar haklarla gerçek b r nsan varoluşa
kavuşab l r. Burada nsan varoluş le kasted len nsanın yalnızca yalın b r doğa varlığı değ l, ayrıca b r kültür varlığı
olduğudur. Bu anlamda nsan ve daha başlangıçta nsan yavrusu, hem madd hem manev varlığıyla doğanın vahş l ğ ne
ve toplumun çıkar çatışmalarına tümüyle terk ed lemeyecek bell vazgeç lmez ve zorunlu hak ve ödevlere göre var
olmalıdır.

Hak kavramı bağlamında toplumdak ahlak normların hukuk ve s yas lke ve uygulamalarla bell b r koşutluk ya da
çatışma ç nde olab leceğ rahatlıkla söyleneb l r. B rey n haklarını ve nsan b r yaşam standardı ç n gerekl olanaklarını,
yalnızca a le kurumunun özel ve rastlantısal çerçeves ç nde tanımlamaya çalışmak, modern b r toplumun ve sosyal b r
devlet n ruhuna uzak düşecekt r. B rey kend vazgeç lmez nsan haklarıyla a les n n ve devlet n n b r üyes ve yurttaşıdır.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 35/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Eğer nsan olmaktan kaynaklanan bu haklar ve ahlak yükümlülükler yer ne get r lmezse a le ve devlet sorumlu olacaktır.
Görüldüğü üzere pol t k, hukuk ve ahlak anlamlarda tüm nsan l şk ler b reyler n karşılıklı hak ve ödevler çerçeves nde
kavranab l r.

4.4. Evrensel, Tikel ve Bireysel

Ahlak lke ve normların nsan açısından evrensel, t kel ve b reysel b r değer m taşıdığı tartışması ahlak felsefes
bağlamında öneml b r yere sah pt r. Çok bas t b r örnek vermek gerek rse “Bütün nsanlar ölümlüdür.” yargısı evrende
var olan tüm nsanlara da r b r yargı olduğu ç n evrensel b r yargıdır. “Bazı nsanlar ölümlüdür.” yargısı yalnızca bazı
nsanlar ç n geçerl olduğundan t kel b r yargıdır. “Sokrates ölümlüdür.” yargısı se yalnızca b r nsan olarak Sokrates ç n
geçerl olduğundan b reysel ya da tek l b r yargıdır. Evrensel, t kel ve b reysel yargı formlarını ahlak felsefes alanında
kullanırsak, karşımıza nasıl b r tablo çıkar? Örneğ n doğruyu söylemek b r ahlak değer olarak tüm nsanlar ç n m
geçerl d r, yoksa yalnızca b r grup ya da b r nsan ç n m geçerl d r? Ayrıca her zaman ve st snasız olarak doğruyu
söylemek y b r davranış olarak görüleb l r m ? Kısacası doğruyu söylemek her zaman, her koşulda ve herkes ç n geçerl
b r lke olab l r m veya olmalı mıdır? Tüm bu sorular çeş tlend r lerek çoğaltılab l r ve bu sorular bağlamında ahlak değer
ve lkeler n çer ğ ve b ç m ne da r tartışmalar şek llen rler. İçer k ve b ç m açısından şunlar d le get r leb l r; ahlak lke ve
yargılar b ç m açısından zorunlu ve çer k açısından evrensel ya da b ç m açısından görel ve çer k açısından t kel olarak
görüleb l rler. Bu felsef kavramlar bağlamında evrensel ve zorunlunun, görel ve t kel n paralel ya da koşut b r şley şe
sah p olduğu söyleneb l r. İnsan b rey , b reysel nsan ahlak değerler evrensel ya da t kel, zorunlu ya da görel olarak
değerlend reb l r ve davranışlarını ona göre b ç mlend r r.

Yalan söylememey ya da hırsızlık yapmamayı evrensel ve zorunlu değerler olarak gören b r s yle, t kel ve görel
değerler olarak gören b r s n n davranışları farklılık gösterecekt r. Örneğ n yalan söylememey evrensel ve zorunlu
olarak gören b rey, kend s n her durum ve şartta doğruyu söylemek zorunda h ssedecek ve belk de st sna kabul
etmeyen bu duygu ve düşünces n n dramat k sonuçlarıyla boğuşacaktır. Kuşkusuz her terc h n ve lkesel davranışın b r
çaba, rade ve bedel gerekt rd ğ söyleneb l r, fakat böyle st sna kabul etmeyen lke ve terc hler yaşamımızı ne oranda
yöneteb l r ve yönetmel d r? Örneğ n b r arkadaşının karısını b r başka erkekle çok sam m b r şek lde gören b r bunu
hemen arkadaşıyla paylaşmalı mıdır? D le get rd ğ m z şeyler n b reyler n k ş l kler , konumları ve koşulları d kkate
alınarak d le get r lmeler daha akılcı olmaz mıydı? İnsan açısından ger dönülmez ve traj k sonuçlar doğuracak söylemler
ahlak açıdan olumlanab l r m ? Görüldüğü üzere ahlak felsefes tartışmaları bağlamında evrensel, t kel ve b reysel
kavramları öneml b r şlev taşırlar.

Ahlak lke ve değerler n yalnızca görel ve t kel b r değer taşıdığı düşünen b r , ya Sof stler n bazılarında olduğu g b kend
konum ve gücüne göre davranmayı doğru ve y bulacaktır ya da ç nde bulunduğu toplumun görel ve t kel değerler n
tar hsel açıdan en uygun değerler olarak görüp onlara göre davranacaktır. Her şey ve her davranışı kend b reysel çıkarı
bağlamında değerlend ren b r se kel men n ahlak açıdan kötü anlamıyla b r egos t olacaktır.

Kısaca özetlemek gerek rse ahlak felsefes nde herb r kavramın d ğerler yle yakın ya da daha dolaylı b r l şk ve bağıntı
ç nde olduğu söyleneb l r. Ahlakın doğasına da r tartışmalarda en bel rley c kavramların nsan özgürlüğü ve rades
( stenç) olduğu söyleneb l r. Bu k kavramın nsanı nsan yapan ve onu d ğer hayvanlardan ayıran akılsal düşünme
yet s yle doğrudan l nt l olduğu görülmekted r.

İnsan bu akıl temell özgürlük ve stenc yle kend s n sorumluluk ve v cdan (duyunç) sah b b r özne olarak ortaya koyar
ve gerçekleşt r r. Aynı zamanda bu v cdan ve sorumluluk duygusuyla nsan, ahlaksal b r varlık olur.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 36/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ahlakın nsanda hang b ç m ve çer kle ortaya çıktığına da r b r tartışma se felsefe tar h nde öneml b r yer tutan
evrensel, t kel ve b reysel kavramlarından ayrı düşünülemez.

Uygulamalar

1) Ahlak felsefes ne l şk n yen öğrend ğ n z kavramlarla lg l okuma ve araştırma yapınız.

Uygulama Soruları

1.  Ahlak felsefes (et k) açısından özgürlük ned r ve nasıl b r öneme sah pt r? Tartışınız.

2.  İrade ( stenç) nasıl anlaşılmalıdır ve et k alanındak önem ned r? Tartışınız.

3.  Sorumluluk ve v cdan nasıl tanımlanab l r? Değerlend r n z.

4.  Ödev ve hak denges n n önem ned r? Tartışınız.

5.  Evrensel, t kel ve tek l kavramları ahlak felsefes alanında nasıl b r bel rley c l ğe sah pt rler? Araştırınız.

Bölüm Özeti

Bu bölümde ahlak felsefes n n özgürlük, rade ( stenç), sorumluluk, v cdan, ödev, hak g b bazı temel kavramlarını
rdeled k. Ayrıca felsef term noloj açısından ve dolayısıyla ahlak felsefes tartışmaları ç n öneml olan evrensel, t kel ve
tek l kavramları hakkında b lg sah b olduk.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 37/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Aşağıdak lerden hang s ahlak felsefes n n temel kavramlarından b r d r?

A) Monad

B) Transendental

C) Özgürlük

D) Rasyonal zm

E) Töz

2. Evrensel, t kel ve tek l kavramlarının ahlak felsefes yle l şk s ne da r aşağıda ver len b lg lerden hang s
yanlıştır?

A) Evrensel, t kel ve tek l kavramları, ahlak lke ve değerler n b ç m ve çer ğ n n n tel ğ yle lg l
tartışmalarda öne çıkan felsef kavramlardır.

B) Evrensel, t kel ve tek l kavramları, ahlak değerler n k ş den k ş ye ve toplumdan topluma değ şmeden
kaldığını gösterd kler ç n ahlak felsefes ç n öneml kavramlardır.

C) Evrensel, t kel ve tek l yargı ve değerlend rmeler arasındak tüm terc hler, k ş n n davranışlarını ve
k ş l ğ n bel rleyen felsef zem n oluşturacaktır.

D) Ahlak lke ve davranışlar evrensel ve zorunlu ya da t kel ve görel b r yargının konusu olab l rler.

E) Ahlak lke ve yargılar b ç m açısından zorunlu ve çer k açısından evrensel ya da b ç m açısından görel ve
çer k açısından t kel olarak görüleb l rler.

3. Aşağıda ver len kavramlardan hang s ahlak felsefes n n yanısıra s yaset ve hukuk felsefes n n de öneml
kavramlarından b r d r?

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 38/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

A) Töz

B) Doğa

C) Öz

D) Hak

E) Sonsuz

4. Aşağıda özgürlükle lg l ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) Özgürlük öznen n nesnell k karşısında tümüyle bağımsız olması değ ld r.

B) İnsan kend s n bel rleyen nesnel gerçekl ğ b l nçl b r akılsallıkla kavradığı oranda özgür olab l r.

C)  İnsan ancak özgür olduğu sürece ve özgür rades yle ahlak b r özne olab l r.

D) Özgürlük rade ve sorumluluğun zem n d r.

E) Özgürlük nsan özney bağlayan ve bel rleyen tüm doğal ve toplumsal gerçekl kten bağımsızlıktır.

5.  “...k ş n n kend karar ve davranışlarının sonuçlarını üstlenmes ne ve doğacak olumlu ve olumsuz etk lere
katlanmaya hazır olmasına şaret etmekted r” fades nde boş bırakılan yere aşağıdak lerden hang s
gelmel d r?

A) V cdan

B) Gerçekl k

C) Sorumluluk

D) Hak kat

E) Yasa

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 39/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

6. Aşağıda rade le l şk l ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) İrade toplumda kabul görmüş ahlak lkeler n b reyde duygusal ve düşünsel açıdan özümsenmes ya da
çselleşt r lmes d r.

B) İrade ahlak lke ve değerler n b ç m ve çer ğ n n n tel ğ yle lg l tartışmalarda öne çıkan b r kavramdır.

C) İrade evrensel ve zorunlu ya da t kel ve görel b r yargının konusu olab l r.

D) İrade öznen n nesnell k karşısında mutlak bağımsızlığına şaret eder.

E) İnsan b l nçl b r şek lde düşünerek karar verd ğ ve davrandığı sürece rade sah b d r.

7.  V cdan le sorumluluk arasındak en temel ayrım ned r?

A) Sorumluluk v cdandan farklı olarak özgürlükten daha bağımsız b r sey r zler.

B) V cdan akılsal düşünme yet s n , nsan b l nc n gerekt r rken, sorumluluk se akılsal b r dolayım
gerekt rmez.

C) Sorumluluk mutlak anlamda özgürlüğü, özgür olmayı gerekt r rken, v cdan sorumluluktan farklı olarak
özgürlükten daha bağımsız b r sey r zler.

D) Sorumluluk doğal gerçekl k alanında, v cdan se t nsel gerçekl k alanında etk nd r.

E) V cdan b r nev sorumlu olduğumuz şey, sorumluluğumuzun yöneld ğ hede r, sorumluluk se nsanın
ahlak y ve kötüye da r çsel duygu ve düşünces d r.

8.  Aşağıda ver len kavramlardan hang s ç n özgürlük önkoşuldur?

A) Gerçekl k

B)  Ödev

C) Duyum

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 40/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

D) İy

E) Nesnell k

9. Ahlak felsefes n n temel kavramlarına l şk n aşağıda ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) İnsan çgüdü ve sorumluluk duygusuyla ahlaksal b r varlık olur.

B) İnsan akıl temell k özgürlük ve rades yle kend s n sorumluluk ve v cdan sah b b r özne olarak ortaya
koyar ve gerçekleşt r r.

C) İrade ve özgürlük kavramları nsanın akılsal düşünme yet s yle doğrudan l şk l d r.

D) İrade çgüdüden farklı olarak akılsal b r dolayımı gerekt r r.

E) İnsan ancak b l nçl ve özgür olduğu oranda ödevler ne karşı sorumlu tutulab l r.

10. İnsan özgürlüğün bel rlen m nde etk n olan k gerçekl k aşağıdak şıklardan hang s nde doğru
ver lm şt r?

A) Doğal ya da Madd Gerçekl k – T nsel Gerçekl k

B) Sonlu Gerçekl k – Sonsuz Gerçekl k

C) Evrensel Gerçekl k – Tek l Gerçekl k

D) Tözsel Gerçekl k – İl neksel Gerçekl k

E) Zorunlu Gerçekl k – Olumsal Gerçekl k

CEVAP ANAHTARI

1. c 2. b 3. d 4. e 5. c 6. e 7. c 8. b 9. a 10. a

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 41/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

5. PRESOKRATİKLER VE SOFİSTLERİN AHLAK ANLAYIŞLARI

Giriş

“Presokrat kler ve Sof stler n Ahlak Anlayışları” başlığını taşıyan bu bölümde, Presokrat k gelenek ç nde yer alan ve
kısmen Sokrates’ n çağdaşı da olan Sof stlere özel b r yer ayrılmıştır. Bunun b r neden de genel olarak Sof stler n felsefe
tar h nde ve özell kle de ahlak felsefes tar h ndek bel rley c önem ve konumlarıdır.

Bu bölümde Sof stler ele alınmadan önce Herakle tos, Parmen des ve Demokr tos’un görüşler ahlak felsefes
bağlamında b rkaç cümleyle özetlenm şt r. Bu üç f lozofun da et k anlayışlarında nsanın akılsal düşünme yet s n temel
alan b r bakış açısına sah p oldukları söyleneb l r.

Sof stlere ayırdığımız kısımda se öncel kle Sof stler n ep stemoloj k ve et k görüşler sunulmaya çalışılmıştır. İnsanı,
b reysel nsanı odak olarak alan felsef b r anlayışa sah p olan Sof stler ç n, b lg ve ahlak davranış alanında her şey
görel ve t kel b r karakter taşır. Bu görel l k ve t kell k b reysel öznen n ontoloj k ve ep stemoloj k bel rley c l ğ yle ortaya
çıkar.

Sof stler n en öneml tems lc ler nden b r olan Protagoras’a göre “ nsan her şey n ölçüsüdür.” Buradak nsan b reysel
nsandır. B reysel nsanın nesnell ğe da r algıları ep stemoloj k bağlamda asıl zem n oluşturur. B reysel öznell ğe ve onun
algılarına koşut b r ahlak t kell k ve görel l k ortaya çıkmaktadır. Pol t k ve et k bağlamda b rey n yargılarını aşan nesnel
ve evrensel b r y söz konusu olamaz.

B r d ğer öneml sof st olan Gorg as ç n “h çb r şey yoktur; varolmuş olsaydı b le onu b lemezd k; onu b lecek olsaydık
b le başkalarına aktaramazdık.” Ontoloj k ve ep stemoloj k zem nl b r b l nemezc l k ve n h l zm n dışavurumu
sayılab lecek olan bu cümleler, Protagoras’ın kuşkuculuk ve görecec l ğ n daha da ler götürür. Gorg as herkes
bağlayab lecek b r felsef hak kat arayışından çok, b reysel ve prat k lg ler bağlamında kullanılab lecek retor k sanatının
önem n vurgular.

5.1. Herakleitos

Ant k dönemdek lk f lozoflar, yan İonya doğa f lozofları g b Herakle tos da m toloj den farklı b r akılsal kurguyla gerçeğ
anlamlandırmaya çalışmıştır. T kel b r lke ya da lkeler grubundan hareketle bütünlüklü b r evren tablosuyla m toloj n n
oluşturduğu metaf z ğ aşma denemeler , beraber nde b r ahlak anlayışını da ortaya çıkarmıştır.

Herakle tos evrendek her şey n bell b r akılsal şley ş ç nde dönüştüğünü, karşıt bel rlen mler n d nam k b r dolayımıyla
şek llend ğ n savlar. Bu karşıt bel rlen mler arasındak dolayım durgun, çatışmadan uzak b r senteze şaret etmez.
Evrendek tüm bel rlen mler n özünü bel rleyen şey, karşıtlar arasında süregelen savaşın yarattığı oluş sürec d r. Bu oluş
ve hareket sürec hem doğa hem de toplumsal alanda egemend r. Doğada doğa yasaları oluş sürec n bel rler, toplumda
toplum yasaları, ahlak ve pol t k normlar oluş sürec n düzenlemeye çalışır. Herakle tos doğa yasaları ve toplum
yasalarının hem doğal hem de toplumsal alandak düzen ve mutluluk ç n gerekl olduğuna nanır. İnsan kend
b reysell ğ n n dışavurumu olan duyum ve duyguları değ l, aklının ses n zlerse bu yasalara uyab l r ve mutlu olur; çünkü
her alanda hüküm süren yasallığı yalnızca akıl ayırt ed p kavrayab l r.

5.2. Parmenides
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 42/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Herakle tos’tan farklı olarak oluşu değ l varlığı temel lkes olarak alan Parmen des ç n, yokluk olarak n teled ğ çokluk ve
görünüşler dünyası yanılsamadan barett r. Bu bağlamda lg nç b r şek lde Parmen des de tıpkı Herakle tos g b
rasyonal st den leb lecek b r ç zg de durur. Gel p-geç c çokluk ve oluş dünyası b r yanılgıdan barett r ve bu dünyayı b ze
b r gerçekm ş g b sunan duyu algılarımız değ l, yalnızca hep değ şmez ve b r kalan varlığın hak kat n b len felsef aklımız
temel alınmalıdır. Aklımızın yol göster c l ğ nde davrandığımız sürece erdeml b r yaşam süreb l r z. Çokluğa ve oluşa
nanan çoğunluk değ l, yalnızca seçk n b lgeler gerçek doğruluk ve y l ğ bulab l rler.

5.3. Demokritos

Algılanamayacak küçüklüktek atomları s stem n n temel ne yerleşt ren Demokr tos ç n de duyu algısı değ l, akılsal b lg
felsef ve et k açıdan bel rley c b r konumdadır. Demokr tos’a göre genel olarak felsefen n amacı doğru b lg ed nmek ve
bu bağlamda ahlak açıdan mutlu olmaktır. Mutluluk ve haz arasında b r ayrım yapan Demokr tos ç n, hazcılık duyusal
algıyı temel alan yanlış b r bakış açısının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. İnsan yaşamı ve davranışları ç n bel rley c ve
sürekl olan şey duyusal ve madd hazlar değ l, ruhsal uyum ve mutluluktur. Akılsal düşünme yet s yle davranan b lge
nsan ç n davranışlarında öz-denet m ve ölçülülük bel rley c b r rol oynar. Aklın davranışlardak bu öz-denet m ve
ölçülülüğü ahlakın özünü oluşturur.

5.4. İnsan Odaklı Felsefe ve Genel Olarak Sofistler

İlk dönem doğa f lozoflarından farklı olarak Sof stler, nsan ve kültür sorunlarını merkeze alan b r felsefe anlayışına
yönelm şlerd r. İnsan odaklı b r felsefe açısından ep stemoloj k ve ahlak sorunlar başat b r rol oynarlar. İnsan kavramıyla
b rl kte özne kavramı da ön plana çıkar. Özne kavramı se b ze b lg , b l nç, rade ve eylem kavramlarını verecekt r.
İnsanlık tar h b ze doğanın tar h nden farklı olarak b lg , b l nç, rade ve eylem alanı olarak görünür. B l nçl ve ussal b r
varlık olarak nsan, kend doğal çevres n n dolaysız b r uzantısı değ ld r. O artan b lg b r m ve rad eylemler yle kend
doğal gerçekl ğ n değ şt r r ve kend s n sürekl b r tar hsel b r k m ve oluşumun öznes kılar. İnsanın öznell ğ zamanla ve
tar hsel süreç boyunca onun nesnell ğ n de bel rler. İnsan öznell ğ yle nesnel varoluşun dolaysız b r uzantısı olmayan
reflekt f ve d yalekt k b r bel rlen m taşır.

Genel olarak nsan b l nc ve özel olarak da felsef düşüncen n en öneml b leşenler nden olan kavramlar, evrensel b r
karakter taşırlar. Kavramlar herb r b reysel varoluşta geçerl olan ya da tüm b reysel varlıkların tab olduğu oluş sürec n
bet mled ğ düşünülen genel n tel k ve kategor lerd r. Bu bağlamda her kavram evrensel b r bel rlen m olmakla b rl kte
t kel ve b reysel gerçekl ğ zorunlu olarak gerekt r r, çünkü t kel ve b reysel b r gerçekl k olmadan evrensel b r bel rlen m
ya da kategor den söz etmek abes olacaktır. Örneğ n varlık genel ve en evrensel kavram olarak t kell k çer r, yan bazı
varlıklar canlı bazıları se cansızdır. Y ne varlık b reysell k ya da t kell k kategor s n de gerekt r r ve çer r, çünkü
dünyamız b reysel varlıklardan oluşur. İşte Sof stler ep stemoloj k ve et k açıdan b reysel öznen n varlığını temel alırlar ve
nsan algısını b reysel stem n t kell ğ n n ve keyf yet n n özü olarak sunarlar.

Sof stler m toloj n n dogmat k katılığına ve ar stokrat k sınıfların eş ts zl k üzer ne kurulu yönet mler ne karşı gel şen
özgürlükçü ve demokrat b r ruhun tems lc ler d r. Onlar özgürlüğü geleneksel d n n, toplumun ve pol t k kt darın nkârcı
ve baskıcı otor tes n n karşısına koyarlar. Özgürlük genel olarak b reysel özgürlük olarak tanımlanır. Sof stler n özgürlüğü
modern anlamda b r tür l beral özgürlük olarak tanımlanab l r. Sof stler ç n özgürlük genel olarak, b rey n doğal dürtü
ve tutkularına gem vurmaması ve onları geleneğ n ve pol t k otor ten n nsafına terk etmemes olarak da anlaşılab l r. Bu
açıktır k daha dünyev ve algı temell b r özgürlük anlayışı olarak, Platoncu rasyonel ve deal st özgürlük anlayışından
farklıdır. B l nd ğ üzere Platon ç n özgürlük doğal dürtü ve tutkuların serbestl ğ nden çok, doğal ve bedensel olanın
baskılanması ve denetlenmes anlamına gel r. Sof stler evrensel kavram ve kategor ler temel alan akılsal b r ahlak
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 43/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

anlayışı savunmazlar. Onlar ç n akıl daha çok b rey n t kel lg ve çıkarlarına h zmet etmes gereken tekn k b r araç olarak
görüleb l r. Bu nedenle onlar aklın evrensel hak kat arayışı olarak tanımlanab lecek b r felsefeye (ph losoph a)
yönelmekten çok, aklın günlük lg ve çıkarlar ç n retor k kullanımını gözardı etmeyen b r felsefeye yönel rler.

Doğal olarak Sof stler n ahlak anlayışları da özgürlük anlayışlarına uyumlu olacaktır. Bu noktada Sof stler n ahlak
anlayışlarının ayrıntılarına g rmeden önce onların b lg anlayışlarına ve dolayısıyla düşünme ve davranış alışkanlıklarına
kısa b r gözatmak yararlı olab l r. Sof zm ve sof st sözcükler n n köken Yunanca b lgel k anlamına gelen soph a
sözcüğüne dayanır. Sof st böylece b lgel ğe sah p olan ya da b lge anlamına gel r. Sof st Yunanca aslı ph losoph a, yan
b lgel k sevg s , b lgel k aşkı anlamlarına gelen felsefeden ve dolayısıyla f lozo an farklı b r anlama sah pt r. Sof st
yalnızca b lgel ğ seven ve onu arayan b r değ l, b zzat bu b lgel ğe sah p olduğunu düşünen k ş anlamına gelmekted r.
Dahası Sof stler Ant k Dönemde bu b lgel ğ paraya dönüştürmüşler ve parayla b lgel k dersler verm şlerd r. Bu nedenle
de Sokrates ve Platon g b f lozoflar tarafından eleşt r lm şlerd r. Sokrates ve Platon açısından doğruluk ve erdem n
araştırılmasında, b lgel k arayışında f lozof tümüyle özgür olmalı ve tüm prat k kaygı ve çıkarlardan bağımsız olmalıdır.
Sof stler ç n se prat k lg ve çıkarlardan tümüyle bağımsız b r teor k lg ve uğraşı temels z ve gerçek dışıdır. Düşünen
öznen n b reysel algı ve lg ler n n ötes nde nesnel b r teor k ve ep stemoloj k doğruluk anlayışı savunulamaz.

Bu anlayış Sof stler n düşünme ve tartışma yöntemler yle de örtüşür. Eğer b reysel özneler n algılarını ve prat k lg ler n
aşan nesnel ve evrensel b r doğruluk ve gerçekl k söz konusu değ lse b reyler arasındak düşünsel tartışmalar, prat k lg
ve çıkarları dışavuran b r uzlaşı çabasının ötes nde anlam taşımazlar. Kamusal alandak tartışmaların b r nc l amacı, var
olduğu düşünülen nesnel ve evrensel b r hak kate ulaşmak değ l, b reysel ve t kel lg ler karşı tarafa kabul ett rme, kna
ve rıza yaratmadır. Felsefe ve pol t ka, yüce ve deal amaçlar uğruna değ l b reysel ve özel lg ler uğruna yapılır. B reysel
ve t kel lg ler gerçek b r varoluşa şaret ederken, evrensel b r lg se b r aldatmaca ve yanılsamanın sonucu olab l r.
Sof st k tartışma böylece lk n farklı anlayış ve lg ler n b r dışavurumu ve uzlaştırılması çabasıdır. Böyle b r çabanın
demokras kültürü ve nsan davranışları açısından önem açıktır. Eş t b r ağırlığa sah p oldukları düşünülen farklı ve karşıt
görüşler n bell b r rekabet ortamında b rl kte var olmaya çalışması, sağlıklı b r l beral ve demokrat yaşam ortamı ç n çok
gerekl d r. Böyle b r b reysel eş tl k ve rekabet ortamının aşkın b r doğruluk ve erdem anlayışıyla aşılmaya çalışılması
demokras kültürü açısından sakıncalar doğurab l r.

Öte yandan Sof st k tartışma er st k b r karakter de taşıyab l r ve tar he bakıldığında böyle b r evr lme ve dönüşüm
yaşadığı da görülmekted r. Burada er st k tartışma le kasted len şey, tartışmak ç n tartışmak, sorun çözmek ve b r
sonuca ulaşmak ç n değ l yalnızca hasmını yenmek ve küçük düşürmek amacıyla tartışmaktır. Tartışmak yalnızca
z h nsel b r güç göster s ve yeng aracına dönüşür. Doğrusu güç haktır görüşünün Sof stler arasında yaygın b r ahlak ve
pol t k lke olduğunu da burada bel rtmel y z. Güç haktır lkes güçlü olan kazanır saptamasının ötes ne uzanır, güçlü olan
yalnızca kazanmaz, bu yeng ve kazanç onun hakkıdır. Bu lke aynı zamanda bazı Sof stler tarafından doğal olanın,
dolaysız güç ve ş ddet n toplumsal uzlaşı ve normlara karşı b r nc l değer olarak da yorumlanmıştır.

Güç haktır kes orman kanununun b r onaylanması olarak da yorumlanab l r. Bu bağlamda özgürlük ve ahlak davranış,
doğal tk ve dürtüler n baskılanması olmayacaktır. Doğa yasası toplumsal normlara göre b r referans noktası olarak ş
görecekt r. Bu anlayışa göre, toplumsal normlar doğa yasalarına uygun düzenlenmel d r. Tüm bu yorumlara karşın
Sof stler n bazı ortak ep stemoloj k ve et k lkelere sah p olmakla beraber, oldukça farklı görüşlerle de ortaya çıkmış
olduklarını unutmamak gerek r. Bell b r grup toplumsal uzlaşı ve normların toplumsal yaşamın esenl ğ ve huzuru ç n
gerekl olduğunda d ret rken, başka b r Sof st grubu se doğa yasasının her zaman bu toplumsal uzlaşı ve normlara üstün
olduğunda d ret rler. İstersen z ş md k öneml Sof st düşünürün (Protagoras ve Gorg as) et k anlayışlarına daha
yakından bakalım.
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 44/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

5.4.1. Protagoras

“İnsan herşey n ölçüsüdür.” anlayışı Sof stler n en ünlü tems lc ler nden b r s olan Protagoras’a a tt r. Buradak nsan
bares genel olarak b reysel nsan olarak yorumlanmıştır. Bunun b r neden de Protagoras’ın b lg anlayışı ve dolayısıyla
ep stemoloj s d r. Ned r Protagoras’ın temel ep stemoloj k dd ası? B lg n n algı olduğu dd ası Protagoras’ın temel
ep stemoloj k dd asıdır. Protagoras ç n b r nesnen n ne olduğu tümüyle b rey n o andak algı durumuna bağlıdır.
D yel m k b r rüzgâr esmekted r. Bu rüzgâr sağlıklı olan b r s ç n sıcak, hasta ve üşüyen b r s ç n soğuktur. İşte nsan ç n
deney mlenen nesnel gerçekl ğ n ne olduğu tümüyle onun ç nde bulunduğu şartlarla dolayımlı olan öznell ğ ne bağlıdır.
Böyle b r dd ayı kabul etmek ep stemoloj k açıdan tümüyle öznel ve görel b r perspekt fe ve anlayışa şaret edecekt r.
Bu anlayış şöyle de özetleneb l r: Ben m ç n doğru olan b r başkası ç n yanlıştır ve başkası ç n doğru olan ben m ç n
yanlıştır. B reysel nsanın algı ve terc h n aşan b r nesnel doğruluk dd ası tümüyle temels zd r. B reysel öznell k karşında
evrensel nesnell k buharlaşırken, görel ve rastlantısal olan karşısında da mutlak ve zorunlu olan temels z kalmaktadır.

Üstel k bu b reysel öznell ğe dayalı görel l k (relat v ty) ve görec l k (relat v zm) yalnızca b lg felsefes , yan ep stemoloj ye
değ l, aynı zamanda ahlak felsefes ne, yan et ğe de özgüdür. Yalnızca doğruluk değ l, y l k ve erdem n ne olduğu da
b reyden b reye ve toplumdan topluma değ şen görel b r karakter taşır. Bu durumda Protagoras açısından b reysel ya da
toplumsal planda olsun farklı görüş ve değer arasında b r h yerarş gözetmen n h çb r ep stemoloj k zem n yoktur. Farklı
görüş ve değerler b rb rler karşısında tümüyle eş tt rler. Bu eş tl kç ve demokrat anlayış yalnızca özgür yurttaşlar
arasında değ l, kadınlar ve köleler dâh l tüm nsanlar arasında geçerl d r. Görüldüğü üzere Protagoras’ın pol t k ve ahlak
görüşler çağının çok ötes nde devr mc b r öz de taşırlar. Burada söz konusu olan şey evrensel ve st sna kabul etmeyen
b r eş tl kle karşımıza çıkan b reysell k lkes d r. B reysel özneler ney n doğru, y ve güzel olduğuna kend başlarına karar
vermeye yetk l d rler. Açıktır k öznell k ve b reysell ğ n bu vurgulanışı, et k ve pol t k b r görec l ğ n ve l beral zm n zem n
olacaktır.

Ahlak lkeler böylece b reysel özneler onları bell b r uzlaşı sonucunda kabul ett kler sürece b r değer taşırlar ve
geçerl l k kazanırlar. Bu bağlamda Protagoras ç n uzlaşı kültürünün ve demokras n n, b rl kte yaşamanın koşullarını
yaratmak açısında büyük önem taşıdığını görmektey z. Ahlak ve tüm pol t k b rl ğ n kend s , ancak b reyler n öznel ve
benc l beklent ve çıkarları bell b r oranda karşılandığı sürece olanaklı ve meşrudur. B reyler n benc l beklent ler ve
b reysell k üzer ne kurulu b r uzlaşmanın redd tüm b r toplumsal ve ahlak yaşamı felç edecekt r. Uzlaşı üzer ne dayalı b r
ahlak normu mutlaklaştırmaya çalışmak, onu b reysel öznell ğ aşan b r mutlak gerçekl ğ n dışavurumu olarak
yorumlamak, b reysell k ve görel l ğ temel alarak şek llenm ş Sof zm n ruhuna aykırı olacaktır. Demokras hem metaf z k
ve ep stemoloj k h yerarş y hem de pol t k planda ar stokrat k h yerarş ve despot zm b r tehl ke olarak görecekt r. Ahlak
özü t barıyla her türlü h yerarş den uzak eş t ve normat f b r b reysell ğe dayanır.

5.4.2. Gorgias

Gorg as’ın felsef öğret s n üç sav üzer ne kurduğu genel kabul gören b r anlayıştır. Bu üç sav ya da dd a şöyle formüle
ed leb l r: H çb r şey yoktur; varolmuş olsaydı b le onu b lemezd k; onu b lecek olsaydık b le başkalarına aktaramazdık.
Bu oldukça tuhaf ve n h l st anlayış Sof st Gorg as’ın felsefes n n özünü oluşturur. Burada ep stemoloj k ve et k bağlamda
n h l zme varan b r kuşkuculuğun zler n görmek mümkündür. Gorg as’a göre sürekl b r oluş ve değ ş m ç ndek
gerçekl ğ b lmek, böyle akışkan b r gerçekl ğe da r evrensel ve nesnel b r düşünceye sah p olmak mkânsızdır.
Düşünceler m z tümüyle b reysel ve öznel b r n tel k taşır. Bu anlamda düşünceler m z n var olan gerçekl ğe karşılık
düşmes anlamında nesnel doğruluk ve b lg den söz ed lemez.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 45/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B reysel öznell k karşısında evrensel ve nesnel b r doğruluk ve gerçekl ğ n bu yadsınması, b rey nesnel ve evrensel b r
doğruluk ve hak kat arayışından uzaklaştırır. Gorg as da öyle yapar ve herkes bağlayan b r metaf z k ve ahlak arayışına
şaret eden felsef etk nl kten çok, b reysel lg ve çıkarları gerçekleşt rmeye yarayan b r h tabet ya da retor k sanatının
peş ne düşer. Toplumsal yaşamda öneml olan b rey n kend prat k lg ler ç n d ğer nsanları nandırması ve kna etmes
olab l r. Gorg as’da da Protagoras olduğu g b b reysel lg ler n çek şt ğ ve uzlaştığı b r s v l toplum anlayışının
bel rt ler n görmek mümkündür.

İnsan toplum ç nde başarılı b r şek lde hedefler ne ulaşmak st yorsa b lg n n ve b lgel ğ n güç olduğunu görmel d r.
Tümüyle b reysel ve öznel b r çer k taşıyan b lg ve b lgel ğ n ölçütü ve değer başka nsanları nandırma ve kna etme
sürec nde ortaya çıkar. Burada nesnel ve evrensel b r b lg n n çer ğ olan b r erdemden çok, ahlak anlamda öznel ve
b reysel prat k lg ler n h zmet ne koşulan öznel ve görel b r b lg ya da sanı söz konusudur. B r sanı ya da görüşü
d ğer nden üstün kılan şey, tümüyle prat k sonuçlarıdır. Sof stler n bu b lg ve ahlak anlayışlarının, bell farklılıklar
çermekle beraber modern dönem b r felsef hareket olarak pragmat zm önceled ğ rahatlıkla söyleneb l r.

Protagoras ve Gorg as’dan hareketle daha sonrak Sof st düşünürler n, çok farklı, z h n açıcı ve çeş tl l k çeren pol t k ve
ahlak düşünüş örnekler serg led kler rahatlıkla söyleneb l r. Örneğ n bazı Sof stler pol t k ve ahlak yasaların, nsandak
doğallığı ve vahş l ğ baskılama ve evc lleşt rmeye yaradığını savunmuşlardır. D n ve devlet tarafından b ze dayatılan
ahlak tümüyle korku ve baskı le şek llend r lm şt r. Bazıları se bu görüşe karşı doğal ve toplumsal yasalar arasında b r
sürekl l k ve özdeşl k olduğu anlayışından hareketle, ahlaksal ve pol t k lke ve yasaların nsan doğasından
kaynaklandığını ler sürmüşlerd r. Bu anlayışa göre, tüm toplumsal normlar bell doğal zorunluluk ve şartların b r
sonucu olarak şek llenm şt r.

Kısaca özetlemek gerek rse Presokrat k f lozofların, özell kle de Sof stler n çok renkl ve zeng n b r et k anlayışla
karşımıza çıktığını görmektey z. Sof stler nsan odaklı felsefeler yle, felsefe tar h ne olduğu g b et k tar h ne de yen ve
zeng n b r katkı sunmuşlardır.

Sof stler ç n öneml olan b reysel öznell kt r. İnsanın b reysell k ve öznell ğ ne da r bu çgörü, ahlak felsefes n felsef
tartışmaların merkez ne taşımıştır. Ep stemoloj k ve et k tartışmaların ç çe geçt ğ bu dönemde, teor k lg ler prat k ve
pol t k lg lerle dolayımlı olarak yorumlanmış ve gel şt r lm şt r. Sof stler ahlak alanda b reysell ğe koşut olarak, t kel ve
görel olanın genel ve zorunlu olana karşı önem n vurgulamışlardır. Onların pol t k bağlamda çoğulcu ve demokrat k b r
anlayışa da yakın oldukları söyleneb l r. Felsef teor y prat k lg ler n h zmet nde görmeler yle de modern pragmat st
ahlakın öncüler olmuşlardır.

Uygulamalar

1) Presokrat k f lozoflar le sof stler n ahlak anlayışlarını özetley n z.

Uygulama Soruları

1.  Herakle tos, Parmen des ve Demokr tos’un et k anlayışları ç n genel olarak ne söyleneb l r? Tartışınız.

2.  Sof stler n, ahlak felsefes tar h bağlamında önemler hang temel noktalarda söz konusudur? İrdeley n z.

3.  Sof stler n ahlak felsefes ç n genel olarak neler söyleneb l r?

Bölüm Özeti

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 46/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Bu bölümde Sof stlere değ nmeden önce Herakle tos, Parmen des ve Demokr tos’un görüşler n ahlak felsefes
bağlamında ve genel hatlarıyla ortaya koyduk. Bu üç f lozofun da et k anlayışlarında nsanın akılsal düşünme yet s n
temel alan b r bakış açısına sah p olduklarını gördük. Sof stlere ayırdığımız kısımda se öncel kle genel olarak Sof stler n
ep stemoloj k ve et k görüşler n genel hatlarıyla ortaya koyduk.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 47/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Parmen des’ n ahlak görüşüne yönel k ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Parmen des’e göre ahlak değerler m z n evrensel ve zorunlu değ l, t kel ve görel d r.

B) Parmen des’e göre öz-denet m ve ölçülülük ahlakın özünü oluşturur.

C) Parmen des’e göre ancak aklımızın yol göster c l ğ nde davrandığımız sürece erdeml b r yaşam süreb l r z.

D) Parmen des’e göre hazcılık duyusal algıyı temel alan yanlış b r bakış açısının sonucudur.

E) Parmen des’e göre erdeml davranışın kaynağı duyu b lg s d r.

2. Mutluluk le haz arasında ayrım yapan Sokrates önces f lozof hang s d r?

A) Thales

B) Demokr tos

C) Herakle tos

D) Descartes

E) Anaks menes

3.  Demokr tos’un ahlak anlayışı ç n ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Demokr tos’a göre genel olarak felsefen n amacı doğru b lg ed nmek ve bunun sonucunda olab ld ğ nce
haz elde etmekt r.

B) Demokr tos b lmen n erdeml davranış ç n yeterl olduğunu savunur ve böylece ahlak alanında
entellektüal st yaklaşımın savunucusudur.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 48/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

C) Demokr tos ahlakın özünü erdeml davranışta bulur ve erdeml davranmak ç n de gerekl olanın doğaya
uygun yaşamak olduğunu ler sürer.

D) Demokr tos’a göre nsan yaşamı ve davranışları ç n bel rley c ve sürekl olan şey duyusal ve madd hazlar
değ l, ruhsal uyum ve mutluluktur.

E) Demokr tos ahlak lkeler n nesnel değ l öznel olduğunu bel rt r.

4.  Sof stler ç n ep stemoloj k ve et k açıdan temel olan şey ned r?

A) Doğaya çk n yasaların ortaya çıkarılması ve doğaya uygun yaşanması

B) B lg ve ahlak açısından görel olmayan evrensel ve zorunlu lkeler n olduğunun ortaya koyulması

C)  İnsanın y y b ld ğ sürece kötülük yapamayacağı görüşü

D) Doğruluk ve buna uygun olarak erdeml davranışın zem n n n nesnell ğ

E) B reysel öznen n varlığı

5.  Sof stler n ahlak anlayışı ç n ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) Sof stler n özgürlük anlayışı rasyonel ve deal stt r.

B) Sof stler evrensel kavram ve kategor ler temel alan akılsal b r ahlak anlayışını savunmazlar.

C) B reysel öznell ğe ve onun algılarına paralel olarak ahlak değerlerde görel d r.

D) Pol t k ve et k bağlamda b rey n yargılarını aşan nesnel ve evrensel b r y den söz ed lemez.

E) Sof stler ç n özgürlük genel olarak b rey n doğal dürtü ve tutkularına gem vurulmamasıdır.

6.  “İnsan herşey n ölçüsüdür” fades aşağıdak f lozoflardan hang s ne a tt r?

A)  Gorg as

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 49/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) Platon

C) Protagoras

D) Demokr tos

E) Parmen des

7. Aşağıdak lerden hang s Sof stler arasındak yaygın lkelerden b r d r?

A) Mutluluk ç n erdeml yaşamak gerek r.

B)  Görel olmayan evrensel ve zorunlu ahlak değerler vardır.

C) Doğru ve y eşanlamlıdır.

D)  Özgürlük doğal ve bedensel olanın baskılanmasıdır.

E) Güç haktır.

8.  “H çb r şey yoktur; varolmuş olsaydı b le onu b lemezd k; onu b lecek olsaydık b le başkalarına
aktaramazdık” şekl ndek üç sav hang f lozofun felsefes n n özünü oluşturur?

A) Protagoras

B) Gorg as

C) Herakle tos

D) Demokr tos

E) Parmen des

9. Aşağıda Gorg as’a l şk n ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 50/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

A)   Gorg as’a göre sürekl b r oluş ve değ ş m ç ndek gerçekl ğ b lmek, evrensel ve nesnel b r düşünceye
sah p olmak mkansızdır.

B) B r görüşü ya da sanıyı d ğer nden üstün kılan şey tümüyle prat k sonuçlarıdır.

C) Toplumsal yaşamda öneml olan b rey n kend prat k lg ler ç n d ğer nsanları nandırması ve kna
etmes d r.

D) Akılsal düşünme yet s yle davranan b lge nsan ç n davranışlarında öz-denet m ve ölçülülük bel rley c b r
rol oynar.

E) Gorg as herkes bağlayab lecek b r felsef hak kat arayışından çok, b reysel ve prat k lg ler bağlamında
kullanılab lecek retor k sanatının önem n vurgular.

10.  Presokrat kler ve Sof stlere yönel k aşağıda ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) Demokr tos’a göre nsan yaşamı ve davranışları ç n bel rley c olan şey duyusal ve madd hazlardır.

B) Herakle tos’a göre oluş ve hareket sürec hem doğa hem de toplumsal alanda egemend r.

C) Parmen des çokluğa ve oluşa nanan çoğunluğun değ l, yalnızca seçk n b lgeler n gerçek doğruluk ve
y l ğ bulab leceğ n ler sürer.

D) Sof stler nsan ve kültür sorunlarını merkeze olan b r felsefe anlayışına yönelm şlerd r.

E) Protagoras yalnızca doğruluğun değ l ayrıca y l k ve erdem n de ne olduğunun b reyden b reye ve


toplumdan topluma değ şen b r özell k taşıdığını söyler.

CEVAP ANAHTARI

1. c 2. b 3. d 4. e 5. a 6. c 7. e 8. b 9. b 10. a

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 51/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

6. SOKRATES VE AHLAK FELSEFESİNİN MERKEZİ KONUMU

Giriş

Sokrates’e ayırdığımız bu bölümde onun yalnızca b r f lozof olarak değ l, aynı zamanda tar he mal olmuş traj k b r
karakter olarak da ahlak felsefes tar h n etk led ğ n bel rt yoruz. Ep stemoloj yle et k ve b lg yle radey ç çe geç ren b r
felsef anlayışla karşı karşıyayız. Tüm felsef çabamız erdeml b r yaşam ç nd r.

Sokrates’ n b lg yle erdem b rleşt rd ğ felsefes , b r yaşam felsefes , ahlak karakterl prat k b r felsefe olarak karşımıza
çıkar. F lozof Sokrates felsefes yle yaşar ve sokaklar ve meydanlar onun felsefe mekânıdır. Kend s n b r ebe olarak
tanımlayan Sokrates, genç ve körpe bey nlerde g z l olarak bulunan düşünceler doğurtma amacındadır. Bu ruhsal
ebel ğe eşl k eden başka b r metaforda at s neğ metaforudur. Sokrates kend s n hantal ve uyuşuk z h nler uyandırmaya
çalışan b r at s neğ olarak tanımlar

Evrensel tanımlar peş ne düşmüş olan Sokrates, b reysel ve t kel lg lere boğulmuş z h nler uyandırmayı, kavramsal b r
düşünüş ve usavurma sürec ne yöneltmey hedefler. Sof stler n t kell k, görel l k ve b reysell k temell et kler ne karşı
Sokrates, evrensel, zorunlu ve ussal açıdan bağlayıcı b r et k arayışına yönel r.

Sokrates’ n b lg erdemd r anlayışı, b lg n n öğret leb leceğ anlayışıyla desteklen r. Öğrenc s Platon’dan farklı olarak
pol t k ve et k b r toplumsal h yerarş f kr ne açık b r şek lde sah p olmayan Sokrates, nsanların yaşadığı sokakları ve
meydanları kend felsef etk nl ğ n n mekânı olarak görmüştür. Felsefey tüm nsanlara açık b r etk nl k olarak düşünmes
ve çevres ndek nsanlar üzer ndek z h nsel ve ruhsal etk s , onu zamanının pol t k otor teler ç n tehl kel b r k ş l k
yapmıştır.

Sokrates le b rl kte ahlak felsefes n n sorunları bel rg n b r şek lde felsef etk nl ğ n merkez ne yerleşm şt r. O bu anlamda
Sof stler n m rasını eleşt rm ş ve daha da ler taşımıştır.

6.1. Kendini Tanımak ve Yaşamı Anlamlandırmak

Sokrates ç n kend n tanımak ve yaşamı anlamlı kılmak, yalın duygu ve sanıların ötes ne uzanmayı gerekt r r. B reysel
nsanı bel rleyen algılar, duygular ve sanılar, onun kend s n tanıması ve anlamlı ve erdeml b r yaşamı keşfetmes ne
yetmezler. Dolaysız ve şlenmem ş algı, duygu ve sanılarla hareket eden nsan, çevres tarafından bel rlenen görel ve
rastlantısal b r varoluşa ve yaşama sah p olab l r.

Sokrates açısından nsanın felsef yüksel ş evrensel ve nesnel tanımlara ulaşmasıyla b ç mleneb l r. İnsan yaşamı
açısından tanımlanmaya ve anlaşılmaya çalışılması gereken şey, evrenseller, yan kavramlardır. F lozof hem
ep stemoloj k hem de et k anlamda, zorunlu ve nesnel evrenseller n peş nded r. Rastlantısal ve öznel algının çer ğ olan
b reysel varlıklar, zorunlu ve evrensel tanımların yalnızca örnekler d r. Sıradan nsan kavramları tanımlayamaz ama
örnekler ver r. Sıradan nsan düşünmekten çok algılar, tanıdığını ve b ld ğ n sanır. Platon’un d yaloglarında da görüldüğü
üzere, t p k f lozof olarak Sokrates y ned r der, çevrede bulunan sıradan b r At nalı örneğ n sözünde durmak ya da
yalan söylememek der. Ya da dahası “Al y d r.” der. Bu tür yanıtlarda felsef olarak eks k olan şey, örnek ver len bu k ş ,
olay ya da davranışların neden y ve erdeml olduğu, y l k olarak y l ğ n ne olduğuna da r kavrayış ya da çgörüdür.
Böyle b r felsef kavrayış ve çgörüye sah p olmayan nsan, en y s nden örnekler ve h kâyeler üzer nden konuşur. B l nd ğ

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 52/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

üzere m toloj de k ş l kler, örnekler ve h kâyeler üzer nden b r metaf z k ve ahlak oluşturmaya çalışır. Sokrates’ n sted ğ
şey, öncel kle Sof stlerden farklı olarak b reysel ve rastlantısal alanda evrensel ve zorunlu olanı saptamaktır. Sof stler n
kend ep stemoloj ler ve et kler ç n temel aldıkları nsan algısı ve algı dünyası, b ze yalnızca görel , rastlantısal b reysel
gerçekl kler dünyasını ver r. Felsef düşünüşün akıl yürütmeler yle henüz şlenmem ş bu ham ve dolaysız algı
dünyasında, evrensel, nesnel ve zorunlu b r b lg ye ulaşmak ve bu temel üzer nden herkes bağlayacak b r ahlak
anlayışına sah p olmak mümkün değ ld r.

B rşey hak k anlamda b lmek ve tanımak böylece Sokrates ç n o şey n evrensel ve zorunlu formuna ve tanımına sah p
olmayı gerekt r r. Bu da Sof stler n görel ve öznel perspekt f n terk etmey gerekt r r. Sokrates’ n evrensell k vurgusunun
ve herkes bağlayacak b r erdem ve ahlak arayışının henüz çok dolaysız ve güçsüz olan At na demokras s n n çoğulcu ve
eş tl kç özüne aykırı olduğu söyleneb l r. Y ne de unutulmamalıdır k Sokrates de b r yönüyle b r Sof st olarak
görülmüştür. Sokrates en öneml öğrenc s ve deal st geleneğ n babası Platon’dan farklı olarak, kes n tanımlara ve b lg ye
sah p olduğunu ler sürmez. Sokrates’ n kend n tanıma ve yaşamı anlamlandırma çabası kes n çıkarımlar çermeyem
sürekl b r arayış olarak da okunab l r. Sürekl b r düşünsel sorgulama ve der nleşme çabası, duygu ve sanıların ötes ne
g tme çabası t p k Sokrat k b r tavır olarak görüleb l r. Platon’un lk dönem yapıtlarının ruhunu bel rleyen bu Sokrat k
d yaloglar, kes n b r sonuca ve tanıma ulaşamayan tartışma süreçler ne şaret eder. D yaloglardak bu temk nl l k ve ucu
açıklık, Sof stlerde söz konusu olan esnek ve demokrat ruh ve karakter n b r bel rt s olarak da okunab l r, fakat Sokrates
açıkçası doğruluk ve y l ğ n b reysel lg ler n uzlaşması ve b rl ğ nden hareketle yakalanacağı kanısında değ ld r.

6.2. Evrensel ve Bireysel İlgiler Arasında Filozof

Sokrates sonuçta Platon’un hocasıdır. Sokrates’ n ahlak ve pol t k alandak evrensell k ve nesnell k vurgusu ve
arayışının, güçsüz At na demokras s ç n b r sorun teşk l ett ğ n görüyoruz. Bu soylu ve özgür erkekler demokras s ,
kend pol t k ht yaçları ve kamu düzen ç n Sof stler oluşturan kültürel kl m yaratmıştı. B reysel öznen n prat k lg ler n
temel alan b r pol t ka anlayışı ve retor k, ar stokratların demokras oyunu ç n gerekl b r şeyd . M toloj bu özgür t car ve
pol t k yarışın esnek b r şek lde sürdürülmes ç n yeter nce uygun değ ld . Böylece seküler b r anlayışla d n ve devlet
şler bell b r oranda b rb r nden ayrıldı. Öneml pol t k kararlar demokrat k oylamayla alınmaya başlandı. Fakat Sokrates
büyük felsef dehasıyla Sof stler n b reysel lg ler temel alan öznel ve görel b lg ve ahlak anlayışlarını eleşt rmeye ve
sıradan ar stokratların b lg b r k m n alaya almaya başladığında, süreç güçsüz demokras ç n yönet lemez b r hâl aldı.
B r ken hınç ve öfke Sokrates’ n sonunu hazırladı.

Sokrates felsef olarak alt ed lemey nce d ns zl k ve geleneklere hanetle yargılandı. Pek , neyd Sokrates’ felsef açıdan
zorlu b r rak p ve sağlam k ş l k kılan şey? Ahlak b r karakter olarak Sokrates kend b reysel lg ve çıkarlarından çok
evrensel ve genel geçer b r doğruluk ve erdem peş nde olduğu dd asındadır. Evrensel ve genel geçer b r doğruluk ve
erdem gerçek dışı gören ve görel ve t kel lg ler ahlak davranışın temel mot f olarak gören Sof stler ç n bu kabul
ed lemez b r savdı. Sokrates’ n felsef tartışmalardak gücü, d l ve düşüncen n evrensel n tel ğ ne dayanıyordu. B l nd ğ
üzere d l ve düşünme yet s nsanı d ğer hayvanlardan ayıran temel yet lerd r. İnsan hayvanlarla b rl kte bell duyu
algılarına, duygulara ve b reysel lg ve çıkarlarımızın kökensel olarak zem n n oluşturan bazı temel tk ve güdülere
sah pt r. Fakat yalnızca nsanın b r d n , felsefes ya da b r ahlakı vardır. İnsanı nsan yapan ve onu d ğer hayvanlardan
ayıran yet ler gel şm ş b r d l ve düşünme yet s olduğuna göre, yalnızca nsana özgü olan tüm d n, felsefe ve ahlak g b
kültürel oluşumların da d l ve düşünme yet s ne dayanması gerek r. İşte açıkça fade ed l p formüle ed lmem ş bu öneml
çgörü ve kavrayışla Sokrates, d l ve düşüncede fade ed len evrensel kavram ve tanımların arayışına yönelm şt . Buradak

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 53/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

başat soru b ç m örneğ n doğru kavramı bağlamında şöyle formüle ed leb l r: Tüm doğru şeyler doğru kılan evrensel
n tel k ned r ve nasıl tanımlanır. Açıktır k doğru kavramı ç n ortaya konan bu soru sorma b ç m , y , güzel, adalet, b r,
çok, varlık g b tüm soyut ve evrensel kavramlar ç n de söz konusuydu.

6.3. Ebe ve At Sineği Olarak İronik Sokrates

Sokrates kend s n doğurma yet s n y t rm ş ve başkalarının doğurmasına yardım eden tecrübel b r ebe olarak tanımlar.
Tab bu ebel k ve doğurtma sanatı tümüyle ruhsal b r n tel k taşır. F lozof beden n doğurmasına değ l, ruhun
doğurmasına yardım eder. Ruhun der nl kler nden ortaya çıkarılması ve doğrultulması gereken şey, b lg d r. Bu b lg b raz
önce de bel rtt ğ m z üzere evrensel ve nesnel b lg d r. Kend öznell ğ n n ve b reysell ğ n n keyf ve yüzeysel sanılarına
boğulmuş ruhun der nl kler ndek evrensel ve nesnel b lg haz nes n n ortaya çıkartılması, oldukça yorucu ve yetenek
gerekt ren b r ebel k sanatına şaret eder. Burada temel kural b lg n n önceden hazır b r şek lde sunulmaması, eben n
ron k b r b lg s zl k durumunda olmasıdır. Doğurması gereken k ş tecrübel ve olgun ebe değ l, genç ve körpe
bey nlerd r. Bu oldukça s n r bozucu doğurtma sürec nden dolayı Sokrates kend s n ayrıca b r at s neğ olarak da tasv r
eder. O hantal b r at g b z h nsel b r harekets zl k ve tembell k ç ndek sıradan nsanlar ç n, rahatsız ederek harekete
zorlayan b r at s neğ d r. Ahlak b r karakter olarak Sokrates’ n böyle b r m syon le ortaya çıkması, dönem n n b rçok
nsanı ç n oldukça küstah ve cüretkâr görünmüş olmalıdır. Fakat çevres nde b r km ş b rçok hayranı ve tara arı da
bulunmaktaydı. Çok güçlü ve çek c b r k ş l k olduğu tartışma götürmez.

Sokrates’ n k ş l k açısından bu güç ve çek c l ğ kuşkusuz bedensel değ l ruhsal b r çek c l kt . Dönem ne ve kend s ne
l şk n b rçok tar hsel kayıt onun bedensel olarak t c sayılab lecek b r yapıya sah p olduğunu aktarır. Sokrates’ n ruhsal
çek c l ğ bütün At nalıları ve dönem n n tüm düşünür ve sanatçılarını ger de bırakan entelektüel b r k m nden
kaynaklanmaktaydı. Bu açık ve bel rley c b r tarzda özümsenm ş b r b lgel ğe ve yaşam felsefes ne dönüşmüş der n b r
b r k me şaret etmekteyd . Tüm donanımına ve b r k m ne karşın Sokrates, Platon’un lk dönem d yaloglarında lk n
kend s n b lg s z göster r ve d ğer nsanlardan b r şeyler öğrenmeye hevesl olduğunu bel rt r. Kuşkusuz bu ron k b r
durum sayılmalıdır. B lg s zl ğ n kabulüne dayalı böyle b r ron , Sokrates le karşılaşan k ş ler ç n hem çek c hem de
rahatsız ed c b r provokasyon olarak duyumsanmaktaydı. Burada provokasyonu hem olumlu hem de olumsuz b r
anlamda kullanıyorum. Provokasyon b l nd ğ üzere kışkırtma anlamına gel r. İnsan b r ler n hem olumlu anlamda
uyarmak ve uyandırmak hem de kontrolden çıkarıp küçük düşürmek veya kullanmak ç n kışkırtab l r. Sokrates’ nk
kuşkusuz olumlu anlamda b r kışkırtmaydı; o gençler ve çevres ndek ler düşünmeye ve tartışmaya davet etmekte, daha
b lge ve erdeml olduğunu düşündüğü b r yaşam ç n kışkırtmaya çalışmaktaydı. Öte yandan onun bu ep stemoloj k ve
et k çabası, bazılarınca kötü n yetl ve yoldan çıkarıcı olarak n telend . Bu kötü algı ve yorumların nedenler nden b r , bazı
k ş ler n Sokrates’ n b lg b r k m ve güçlü k ş l ğ karşısında duydukları ez kl kle açıklanab l r. B r başka neden
Sokrates’ n tav z vermez k ş l ğ yle mevcut kt dar ç n b r tehl ke olarak görülmes olab l r.

Sokrat k d yalogların olumsuz tepk lere yol açmış olmasının b r başka öneml neden , bu d yaloglar sonrasında nsanların
b lg s zl kler n t rafa zorlanmış olmasıdır. B lg n n b r güç olarak görüldüğü b r ortamda bu oldukça utandırıcı
bulunmaktaydı. B lg sah b olmak günümüzde de yaygın olarak b r güç ve statü bel rt s olarak duyumsanmakta ve tüm
gel şm ş ve karmaşık ş bölümüne rağmen nsanlar b lg s z m demekte zorlanmaktadırlar. Kaldı k Sokrates’ n muhatap
aldığı k ş ler Yunanlı Ar stokratlar olarak daha gururlu ve k b rl olmalıydılar.

6.4. Bilgi Erdemdir ve Öğretilebilir

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 54/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Sokrates açısından b lg , özell kle de b lgel ğe özdeş felsef b lg , k ş n n madd ve tekn k b r zeng nl k ve yet ye sah p
olmasına benzemeyen bazı özell klere de şaret etmekteyd . Kuşkusuz b lg sah b olmak, doktor, kaptan, şoför ya da
kunduracı olmak b r mez yet ve yeteneğe şaret ederler. Fakat felsefe tüm bu meslek ve tekn k b lg ve becer lerden farklı
b r b lg ve becer türüne şaret eder. Felsefe yalnızca prat k lg ve amaçlarımıza h zmet eden tekn k ve meslek b r becer
olarak görülemez. Felsefe tüm yaşamı sorgulayan ve yaşamı bütünlüğünde anlamaya çalışan b r z h nsel etk nl k olarak
karşımıza çıkar. Böylece felsefe zaten önceden var olan prat k lg ve amaçlarımızın h zmet nde olan b r meslek ve tekn k
b lg olmanın ötes ne uzanır. Felsefe b ze doğumumuzdan t baren ver lm ş olan hazır kalıp amaç ve lg ler de kuşku ve
eleşt r konusu kılar.

Felsefe böylece b z m b l nçl ussal b r süreçle b r metaf z k ve dünya görüşü oluşturmamıza da olanak ver r. Eğer ç nde
bulunduğumuz ve k ş l ğ m z oluşturan d n n, toplumsal gelenek ve devlet kurumlarının b ze verd ğ deoloj ve dünya
görüşler sorgulanmamış b r eğ t m ve özümseme sürec n n sonucuysa felsef anlamda sorgulanmış b r yaşamdan uzağız
demekt r. İşte Sokrates felsef olarak sorgulanmadan, felsef b r kuşku ve anal z n konusu kılınmadan ed n lm ş tüm
doğruluk, y l k ve güzell k anlayışları sorunlu bulmaktadır. Sokrates ç n felsefe öncel kle b r yaşam felsefes ve özel
olarak ahlak felsefes d r. Felsefen n en yüksek hedef yaşamın bütünsel anlam ve amaçlarına da r b r çgörü kazandırması
ve davranışlarımızı yönetecek y l k ve erdem n ne olduğunun saptanmasıdır.

Bu anlamda b r b lg b ze sorgulanmış ve doğru amaçlar verd ğ sürece, b z sorgulanmamış prat k lg ve amaçlardan


özgürleşt rd ğ sürece felsef b r b lg ve b lgel ğe şaret eder. Sokrates açısından felsefe, varlık ve doğa üzer ne çeş tl
genellemeler n, farklı prat k alanlara da r tekn k ve meslek b lg ler n ötes nde b r anlam taşır. Yalnızca felsef b lg nsanı
gerçek anlamda erdeml kılar, çünkü yalnızca felsef düşünüş b ze gerçek anlamda sorgulanmış ve temellend r lm ş
rasyonel hedefler ve amaçlar sunar. İşte ancak bu felsef anlamıyla b lg k ş y erdeml kılab l r.

Sokrat k erdem rastlantısal ve görel b r şek lde erdeml olmaya değ l, zorunlu ve mutlak b r şek lde erdeml olmaya
şaret eder. İnsanlar tesadüfen, a leler n ve toplumun etk s yle y ya da kötü davranab l rler. Buna karşın yalnızca y n n
ve kötünün ne olduğunu kavramış k ş ler, zorunlu ve evrensel b r akılsal düşünüşle y ve erdeml olmayı terc h ederler.
D n n, geleneğ n, toplumsal çevren n, meslek ve tekn k b lg ve becer ler n h çb r nsanı zorunlu ve evrensel b r tarzda y
ve erdeml kılmaz. Bu alanda hep tesadüfler n, olumsal kurgu ve b r k mler n görel ve t kel etk ler söz konusudur.

Felsefe böylece nsana yalnızca çeş tl f lozof ve kavramlar hakkında b r b lg b r k m vermez. Bu felsefen n yüzeysel,
tekn k ve akadem k anlamda meslek yönüdür. Sokrates anlamında felsefe nsanı yen den oluşturur. İnsan felsefeyle
b rl kte yen b r rade ya da d ğer b r fadeyle stenç oluşturur. Sokrates’ n yaşamını gözönüne aldığımızda o b r meslek
erbabı ya da modern anlamıyla yalnızca mesleğ n cra eden b r akadem syen değ ld r. O lkeler uğruna ölümü göze alan
b r ahlak karakter olarak karşımıza çıkar. Sokrates bu anlamda sorgulanmamış h çb r görüşü kabul etmeyen ve b r at
s neğ olmaktan h çb r zaman vazgeçmeyen traj k b r karakterd r.

B lg böylece dolaysız b r raden n zem n olab ld ğ , yan erdeme dönüşeb ld ğ oranda felsef b r b lg d r. Bu anlamda
Sokrates ahlak felsefes bağlamında b r entelektüal stt r. Daha önce de d le get rd ğ m z üzere ahlak felsefes alanında
entelektüal stler, volontar stlerden ( radec ler) farklı olarak b lg ve radey ( stenç) eş tlerler. Böyle b r çeş tl l ğ n sonucu
se b lg n n doğrudan erdem olduğu, yan ahlak davranışa b z yöneltt ğ d r. Bu anlamda Sokrates ç n nsan b le b le
kötülük yapamaz. Yalnız yukarıda da d le get rd ğ m z üzere bu b lg n n d ğer b lg türler nden ayrımı ç nde felsef b lg
olduğu unutulmamalıdır. Sokratesc anlamda felsefe, b lg le radey b rleşt ren z h nsel b r etk nl k olarak karşımıza
çıkma dd asındadır. Böylece ep stemoloj ve et k Sokrates ve öğrenc s Platon’da ç çe ve der n bağlarla b rb r ne bağlı
b r sey r zlerler.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 55/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Sokrates öğrenc s Platon’dan farklı olarak felsef b lg n n pedagoj k açıdan herkese öğret leb l r olduğunu düşünür. At na
sokakları Sokrates’ n felsefe mekânıdır; çevres ne toplanan gençler ve her yaştan At nalılar sterlerse bu toplantılara
katılab l rler. Sokrates bu anlamda y ne Platon’dan farklı olarak farklı sınıflardan oluşmuş b r toplumsal h yerarş
düşünces ne de bel rg n b r şek lde sah p değ ld r. Felsefe kend s yle uğraşan herkese açık b r etk nl k olarak kamuya açık
alanda, agorada yapılır. Felsefe erdeml b r yaşam ç n en doğru ve zorunlu yoldur.

Kısaca özetlemek gerek rse Sokrates yalnızca felsef b r k ş l k, b r f lozof olarak görülemez; o aynı zamanda Hegel’ n
dey m yle Dünya tar h ne mal olmuş b r nsan, b r k ş l kt r. Sokrates tüm yaşamını felsefeye adamış, felsefe yapmayı
anlamlı ve erdeml b r yaşayış ç n zorunlu ve b r c k yol olarak görmüş b r k ş l kt r.

Felsefe tar h nde deal zm n kurucusu olan Platon’un hocası olan Sokrates, t kel ve b reysel amaç ve lg ler aşan evrensel
ve bağlayıcı amaç ve lg lere yönelmen n lk en bel rg n tems lc s d r. Evrensel tanım ve kavramlara bu yönel ş, felsef
düşünüşün de ruhunu ve özünü oluşturur. F lozof tek tek y l kler ve y l k örnekler n değ l, tüm b reysel şeyler y kılan
evrensel ve zorunlu y l k ve erdem kavramaya çalışır. İdeal st ve rasyonal st geleneğ n bel rley c kökler nden b r s , h ç
kuşkusuz Sokrates’ n Sof stler n t kel ve görel et kler ne karşı çıkışıdır.

Uygulamalar

1) Sokrates’ n ahlak felsefes çer s ndek yer ve önem n tartışınız.

Uygulama Soruları

1.  Sokrat k ron ned r? Tartışınız.

2.  Sokrates’ n felsef etk nl ğ bağlamında ebel k sanatı ve at s neğ metaforları ne anlama gel r? Tartışınız.

3.  B lg erdemd r ve öğret leb l r anlayışı nasıl yorumlanab l r?

4.  Sokrates Sof stler n et k anlayışlarına hang temel savla karşı çıkar? Araştırınız.

5.  Sokrates öğrenc s Platon’u nasıl etk lem şt r? Tartışınız.

Bölüm Özeti

Sokrates’e ayırdığımız bu bölümde onun yalnızca b r f lozof olarak değ l, aynı zamanda tar he mal olmuş traj k b r
karakter olarak da ahlak felsefes tar h n etk led ğ n gördük. Sokrates özel nde, ep stemoloj yle et k ve b lg yle raden n
ç çe geçt ğ b r felsef anlayışı öğrend k.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 56/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Sokrates’ n ahlak felsefes ne l şk n ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A)  Sokrates’de ep stemoloj yle et ğ n ve b lg yle raden n ç çe geçt ğ b r felsef anlayışla karşılaşırız.

B) Sokrates’e göre tüm felsef çabamız haz ç nd r.

C) Sokrates b lg yle erdem b rleşt r r.

D) Sokrates evrensel, zorunlu ve ussal açıdan bağlayıcı b r et k arayışına yönel r.

E) Sokrates’ n b lg erdemd r anlayışı, b lg n n öğret leb leceğ anlayışıyla desteklen r.

2. Sokrates’e göre f lozofun ep stemoloj k ve et k anlamda peş nde olduğu şey ned r? 

A) Evrensel ve zorunlu gerçekl kler n olmadığını ortaya koymak

B) B lg ve ahlak lkeler n görel l ğ n n spatı

C) Zorunlu ve nesnel evrenseller

D) İy n n ne olduğu

E) B lg n n ve ahlak lkeler n kaynağının duyusal algı olduğunun kanıtlanması

3.  Aşağıdak lerden hang s Sokrates ve öğrenc s Platon arasındak farklardan b r d r?

A) Sokrates evrensel ve nesnel tanımlara ulaşableceğ n savunurken, Platon Sof stler tak p ederek ancak
görel ve öznel tanımlamalarda bulunab leceğ m z ler sürer.

B) Sokrates erdem n öğret lemez olduğunu savunur ancak Platon’a göre erdem öğret leb l rd r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 57/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

C) Sokrates mutluluğu hazda bulurken, Platon mutluluk ,ç n gerekl olanın erdem olduğunu ler sürer.

D) Sokrates Platon’dan farklı olarak kes n tanımlara ve b lg ye sah p olduğunu ler sürmez.

E) Sokrates ahlak lkeler n kaynağını duyusal algı olarak bel rler, Platon se aklı ahlak lkeler n kaynağı
olarak sunar.

4.  Sokrates’de ‘kend n tanımak ve yaşamı anlamlandırmak’ konusunda aşağıda ver len b lg lerden hang s
yanlıştır?

A) Sokrates’ n kend n tanıma ve yaşamı anlamlandırma çabası sonuçta kes n çıkarımlara varılan b r
arayıştır.

B) Sokrates ç n kend n tanımak ve yaşamı anlamlı kılmak yalın duygu ve sanıların ötes ne uzanmayı
gerekt r r.

C) B reysel nsanı bel rleyen algılar onun kend s n tanıması ve yaşamı anlamlı kılması ç n yeterl değ ld r.

D) Sokrates ç n kend n tanıma ve yaşamı anlamlandırmadak tavır kes nt s z düşünsel sorgulamada


bulunma ve der nleşme çabasıdır.

E) Sokrates’ n kend n tanıma ve yaşamı anlamlandırma çabası kes n çıkarımlar çermeyen sürekl b r
arayıştır. 

5. Sokrates’ n b r yönüyle Sof st olarak görülmes n n neden ned r?

A) Sokrates de Sof stler g b mutluluğu haz arayışına bağlamıştır.

B) Sof stler de olduğu g b Sokrates ç n de evrensel ve zorunlu ahlak değerlerden bahsedemey z.

C) Sokrates’ n b r yönüyle Sof st olarak anılmasının neden kes n tanımlara ve b lg y sah p olduğunu ler
sürmemes d r.

D) Sokrates de Sof stlerle aynı görüşü paylaşarak erdem n öğret lemez olduğunu savunur.

E) Sokrates’ n b r bakıma Sof st olarak görülmes n n neden ‘güç haktır’ lkes n ben msem ş olmasındandır.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 58/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

6.  Sokrates’ n ebel k sanatına l şk n ver len b lg lerden hang s yanlıştır? 

A) Sokrates’ n ebel k sanatı tümüyle ruhsal b r n tel k taşır.

B) Ebel k sanatı sonucu ruhun der n l kler nden ortaya çıkarılması ve doğrultulması gereken şey b lg d r.

C) Ebel k sanatı ruhun der nl kler ndek evrensel ve nesnel b lg n n ortaya çıkarılmasını sağlar.

D) Sokrates’ n ebel k sanatının amacı mutlak güzele ulaşmaktır.

E) Ebel k sanatındak temel kural b lg n n önceden hazır b r şek lde sunulmaması, eben n ron k b r b lg s zl k
durumunda olmasıdır. 

7. Sokrates’e göre felsefen n en yüksek hedef ned r?

A) Felsefen n en yüksek hedef Mutlak’a ulaşmaktır.

B) ) Felsefen n en yüksek hedef davranışlarımızı yönetecek y l k ve erdem n ne olduğunun saptanmasıdır.

C) Felsefen n en yüksek hedef kavramın nesneye, nesnen n de kavrama eş t olduğu mutlak b lg noktasına
ulaşmaktır.

D)  Felsefen n en yüksek hedef nsanı sanılar dünyasından kurtarıp dealar dünyasına ulaştırmaktır.

E) Felsefen n en yüksek hedef varlığın çok değ l b r olduğunu göstermes d r.

8. Sokrates’e göre nsanı gerçek anlamda erdeml kılan şey ned r?

A) Hayatın sürekl sorgulanması

B) Dürtüler n bastırılması

C) Mutlak’ın b lg s

D) Doğaya uygun yaşamak

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 59/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

E) Felsef b lg

9. “Sokrat k erdem....ve....b r şek lde erdeml olmaya değ l, ....ve....b r şek lde erdeml olmaya şaret eder”
cümles nde boş bırakılan yerlere gelmes gereken sözcükler aşağıdak şıkalrdan hang s nde doğru
ver lm şt r?

A) Rastlantısal – Görel – Zorunlu – Mutlak

B) Olumsal – Öznel – Nesnel – Mutlak

C) Nesnel – Zorunlu – Olumsal – Görel

D) Evrensel – Zorunlu – T kel – Öznel

E) Zorunlu – Mutlak – Öznel – Görel

10. Sokrates’ n ‘b lg erdemd r’ görüşü ahlak felsefes bağlamında hang yaklaşım tarzına şaret eder?

A) Rasyonal zm

B) Materyal zm

C) Entellektüal zm

D) Emp r zm

E) İdeal zm

CEVAP ANAHTARI

1. b 2. c 3. d 4. a 5. c 6. d 7. b 8. e 9. a 10. c

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 60/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

7. SOKRATES SONRASI VE PLATON’UN İDEALİST ETİĞİ

Giriş

Sokrates sonrası bazı et k anlayışlarıyla Platon’un et k anlayışına ayırdığımız bu bölüm, lk olarak K n kler ve
K renel ler’ n ahlak anlayışları özetlemekted r. En öneml tems lc ler Ant stenes ve S noplu D yojen olan K n kler,
toplumsal l şk lerden bağımsız sade b r yaşamı savunurken, en öneml tems lc s ve kurucusu Ar st ppos olan K rene
Okulu’nun et k anlayışı haz lkes üzer nde b ç mlen r ve hazcılık (hedon zm) olarak adlandırılır. Bu anlamda ahlak
felsefes bağlamında K n zm, nsanı k yüzlülüğe ve bağımlı b r k ş l ğe yönelten toplumsal l şk lerden uzak b r yaşam
b ç m n , K renel ler n hazcılığı se maks mum hazın sağlamak ç n gerekt ğ nde toplumsal l şk ler n kullanılmasını b len
b r yaşam b ç m n savunur.

K n zm ve K rene hazcılığın devamı sayılab lecek k et k anlayış ve yönel şten söz ed leb l r. Bunlardan lk Ep kuroscu
hazcılık, k nc s se Stoacılıktır. Ep kuros lk dönem K rene hazcılığına göre daha ölçülü ve acı yokluğunu hedefleyen b r
hazcılıkla karşımıza çıkar. Bu daha ölçülü ve entelektüel b r hazcılıktır. En öneml tems lc s Kıbrıslı Zenon olan erken
dönem Stoacılık, K n zme göre daha ölçülü ve toplumsal yaşamı gözardı etmeyen b r bağımsızlık ve kayıtsızlık
vurgusuyla ortaya çıkar. B rey n erdeml ve mutlu b r yaşam ç n gereks n m duyduğu bağımsızlık ve özgürlük, dünyayı
değ şt rmekten çok ondan olumsuz anlamda etk lenmemey gerekt r r.

Platon hocası Sokrates’ n kuşkusuz en büyük öğrenc s d r. Platoncu İdeal zm Sokrates’ n kavramların evrensel ve nesnel
tanım arayışıyla şek llenm şt r. Platon ç n kavramlar b rer deaya dönüşler; dealar yalnızca evrensel ve nesnel tanımlara
değ l, aynı zamanda ontoloj k bağlamda tözsel b r varlık düzlem ne şaret ederler.

Platon kavram real zm olarak tanımlanab lecek kend ne özgü deal zm yle, kend ontoloj s n , ep stemoloj s n , et ğ n ,
estet ğ n ve pol t k anlayışını oluşturur ve s stemat ze eder. Platon ç n asıl ve kalıcı varlık olan dealar, doğru b lg n n, y
davranışın ve güzel şeyler n zem n n ve özünü oluştururlar.

Felsefen n tüm d s pl n ve branşları Platon’un “İdealar Kuramı” bağlamında b rb rler ne s stemat k b r yapı ve yöntem
dâh l nde bağlanırlar. Platon’un felsefe tar h nde yen b r dönem n öncüsü olduğunu söyleyeb l r z. Platon le b rl kte
felsefe daha tekn k ve der n b r düşünüş sürec ne g rm şt r.

7.1. Sofistler ve Sokrates’in Mirası

Platon’nun k ş l ğ n ve felsef n etk leyen en öneml k b leşen Sof stler ve hocası Sokrates’ n görüşler d r. Sof sler n
b reysel öznell k ve görel l ğe da r vurgularıyla, Sokrates’ n evrensel, nesnel ve zorunlu b r b lg ve erdem arayışı,
Platon’un felsefes n etk lem şt r. Sof stler n ve Sokrates’ n felsef m rası yalnızca Platoncu deal zm değ l, onun
önces nde ve sonrasında b rçok r l ufaklı felsef okulu da der nden etk lem şt r. Bu bağlamda K n kler, K renel ler
(hedon stler), Stoacılar (Erken Stoa) ve Ep kurusculuktan söz ed leb l r. Bu sıraladığımız felsef ekoller ahlak felsefes ne
da r tartışmalar bağlamında da öneml b r yer şgal ederler.

7.1.1. Sokrates Sonrası Felsefede Etik

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 61/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Sokrates sonrası felsefeler Sokrates’ n m rasını farklı konum ve bakış açılarıyla devam ett rme savındadırlar. Heps de
Sokrates’ n m rasçısı olma savındak bu okullar b rb rler nden farklı görüş ve perspekt fler yle nsanı şaşırtırlar. Bu durum
b raz da Sokrates dramat k sonunun f lozoflar arasında yarattığı der n sarsıntıyla lg l d r. Örneğ n en öneml tems lc ler
At nalı Ant stenes ve S noplu D yojen olan K n zm ç n öneml olan şey, en azla yet n p toplumsal l şk lerden bağımsız
kalab lmekt r. Toplumsal l şk lerden bu bağımsızlık, b reysel öznen n erdeml ve mutlu b r yaşam ç n gereks n m
duyduğu en öneml şeyd r. K ş a le, topluluk ve dahası devlet l şk ler nden kend n özgürleşt remed ğ sürece, gerçek
y l k ve mutluluğa göre değ l, başkalarına göre davranacaktır. Bu se k yüzlülüğü, sam m yets zl ğ ve çeş tl toplumsal
beklent lerle beslenen korkaklığı beraber nde get recekt r. Hatırlanacağı üzere Sokrates toplumsal l şk ve kuralları
dışlamayan b r felsef yönel ş ve ahlaksal yaşam yolu zlem şt . K n zm ç n se toplumu dönüştürmeye çalışmak,
toplumdan olumlu şeyler beklemek Sokrates’ n traj k sonunun da gösterd ğ üzere beyhude ve yararsız b r çaba
olacaktır. Yunanca k n k ter m Türkçede köpek g b anlamına gel r. İşte K n kler b r sokak köpeğ kadar sade b r yaşamı
savundukları ç n böyle adlandırılırlar ve bununla da gurur duyarlar. B l nd ğ üzere meşhur K n k F lozof D yojen’ n
Büyük İskender le At na sokaklarında karşılaştığında söyled ğ çarpıcı sözler bu felsef anlayışın et k perspekt f n kısa ve
özlü olarak vurgularlar; Büyük İskender’ n “D le benden ne d lersen” sözler ne karşılık, D yojen “Gölge etme başka hsan
stemez.” yanıtını verm şt r. İşte K n kler ç n öneml olan sade b r yaşam ve nsanı köleleşt ren benc l tutkulara
hâk m yett r.

Sokrates sonrası felsef ekollerden b r s de K renel lerd r. En öneml tems lc s ve kurucusu Ar st ppos olan K rene
Okulu’nun et k anlayışı hazcılık (hedon zm) olarak adlandırılır. Hazcılık ç n en yüksek y hazdır. K renel ler ç n bu haz
akt f ve d nam k hazdır. K ş bu hazlara ve her türlü haz ver c konfor ve zeng nl ğe ulaşmak ç n gerek rse toplumla ve
etk l k ş lerle y geç nmes n b lmel d r. “Hızlı yaşa genç öl” lkes n n bu türden b r haz anlayışına ve hedon zme uygun
düştüğü söyleneb l r. Ar st ppos’un kastett ğ akt f ve canlı hazlar genell kle bedensel hazlardır. Bu tür hazlar kuvvetl ve
dolaysız hazlardır. K renel ler n hazcılığının (hedon zm n n) Sokrates örneğ nde olduğu üzere, y y kötüden ayıramayan,
entelektüel ve entelektüel olmayan arasındak ayrımı değerlend remeyen topluma b r tepk ve düş kırıklığı ç nde
doğduğu söyleneb l r. Böyle duyarsız ve kaba b r toplum ç n deal, entelektüel ve gerçekleşmeyecek beklent lerle yola
çıkmak yer ne, dolaysız ve d nam k bedensel hazlar ç n bu toplumu kullanmak daha gerçekç ve çek c gelm ş olmalıdır.
En azında b r süre toplumdak bazı entelektüellere egemen olan ruh hâl bu olmalıydı.

Felsefe tar h bağlamında yukarıda kısaca söz ett ğ m z felsef anlayışların b r devamı sayılab lecek k felsefe anlayışını
da bell b r sıra düzen n zlemeden burada özetlemek uygun olur kanısındayım. Bunlardan lk Ep kurosçu hazcılık ya da
d ğer b r d le get r şle hedon zmd r. Ep kuros’un ahlak felsefes n n K renel ler n hazcılığının b r devamı ve gel şt r lmes
olduğu söyleneb l r. Ep kuros ç n de yaşamın en büyük ereğ ve mutluluğu hazdır. Ep kuros açısından hazcılığın b raz
daha dolayımlı ve ölçülü b r ton taşıdığı söyleneb l r. Bu tür b r hazcılıkta öneml olan şey, dolaysızca haz ver p sonradan
acı veren şeylerden kaçınmaktır. Belk de acıdan kaçınmak akt f ve canlı b r haz yaşantısından daha öneml d r. K ş n n
mutluluğu acı yokluğuna doğrudan bağlıdır. Ep kuros açısından bu durum, yan acıdan kaçınmak aslında doğaya uygun
yaşamaktır. Acı yokluğu akt f değ l de pas f b r haz durumuna şaret eder. Bu durumda ruhu bedene tesl m etmeyen,
ölçülü ve acı vermeyen hazlar ön plana çıkmaktadır. Tutku dereces nde b r aşk değ l de nsana huzur ve güven veren b r
dostluk terc h ed lecekt r. Kısaca Ep kuros’un dolaysız ve canlı bedensel hazlardan çok, dolaylı ve entelektüel olan ruhsal
hazlara önem verd ğ söyleneb l r.

Bu bağlamda söz edeceğ m z k nc ahlak felsefes ekolü se Stoacılıktır. Stoacılığın b rçok dönem olduğu ç n b z m
burada söz edeceğ m z Erken Stoacılık olacaktır. Stoacılığın K n kl ğ n b r devamı ve gel şt r lmes olduğu söyleneb l r.
Nasıl k K n kler ç n ahlak açıdan k ş n n öz-denet m ve kend ne hâk m olması öneml yse, Stoacılık ç n de bu lkeler

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 62/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

bel rley c d r. MÖ 3. yüzyılda Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan bu felsefe okulu da ağırlıklı olarak b r ahlak felsefes n n
sorunlarıyla lg l yd . Stoacılar ç n genel olarak dış etk lere kayıtsız kalab lmek büyük b r erdeml l k bel rt s yd . İnsan bu
kayıtsızlık ç nde kend bağımsız k ş l ğ n koruyab l rd . Yaşamın tüm acı ve hazlarına karşı b r bağımsızlık duygusu ve
kayıtsızlık, k ş n n kend ç huzuru ve mutluluğunu sağlam b r zem ne dayandırması anlamına gelecekt r. Burada temel
lkelerden b r s de “Dünyayı değ şt rmek değ l, kend n değ şt rmekt r.” Stoacılar kaderc yd , evrende olup b ten her şey n
Tanrı tarafından bel rlend ğ n savındaydılar. Bu nedenle Tanrı’nın bel rled ğ bu düzen değ şt rmeye kalkışmanın hem
gücümüz hem de hedefler m z bağlamında anlamı olamazdı. Özgürlük ve mutluluk onlara göre dünyayı değ şt rmekten
çok, dünyaya da r algımız bağlamında kend m z değ şt rmek anlamına gel yordu. Tanrı’nın yarattığı bu dünyaya seve
seve katlanmak, y ya da kötü kader n sevmek ve kabullenmek Stoacı ahlak ve b lgel ğ n en öneml bel rt s olarak
saptanmıştı. Onlara göre başkalarını etk lemek değ l, etk lenmemek sağlam b r k ş l k özell ğ olab l rd . Stoacılar
K n klerden farklı olarak, bu kayıtsızlık ve bağımsız k ş l k ç nde toplumsal n metler ve refahtan yararlanmanın ahlak b r
sorun teşk l etmeyeceğ düşünces ndeyd ler. K ş bağımlı ve köle ruhlu olmadığı sürece, her türlü toplumsal unvan ve
zeng nl ğ kabul edeb l rd .

7.2. Kavram Realizmi ve İdealar Teorisi

Kavramlar Platon açısından yalnızca z hn m zde var olan öznel gerçekl kler değ ld rler. Kavramlar düşünen benl ğ m z n
çer ğ olmanın ötes nde nesnel anlamda da gerçekt rler. Bu söz konusu kavram real zm n n (gerçekç l ğ n n) anlamı ve
çer ğ nasıl yorumlanmalıdır? Kavramların gerçekl ğ , dahası asıl gerçekl ğ oluşturduğu düşünces ne Platon hocası
Sokrates’ n tanım arayışlarına dayanarak varmış olmalıdır. Genel olarak kend n b reysel varlıklarda ortaya koyan
evrensel bel rlen m ya da n teleme olarak kavram nasıl tanımlanmalıdır? Örneğ n “Tüm b reysel güzel ya da y şeyler
evrensel b r bel rlen m ve n teleme ç nde güzel ya da y yapan şey ned r.” g b b r Sokrat k soru, b z güzel olarak güzel n
ve y olarak y n n ne olduğunu düşünmeye götürecekt r. Düşünmeye d yorum, çünkü güzel olarak güzel ya da y olarak
y y algılamamız söz konusu olamaz. Algılarımızın çer ğ yalnızca b reysel varlıklar olab l r. B reysel varlıklar da b l nd ğ
üzere uzay ve zaman ç nde var olan madd gerçekl klerd r. İşte Platoncu İdeal zm açısından asıl gerçekl k bu değ şken ve
Herakle toscu anlamda oluşa tab olan madd gerçekl kler değ l, düşünsel ve deal gerçekl klerd r. Düşünsel ya da deal
d yorum, çünkü yalnızca düşünmen n çer ğ olarak oluşa ve bozuluşa tab olmayan deal varlıklar sonsuz ve kalıcı b r
gerçekl ğe sah p olab l rler. Platon’un tüm ontoloj , ep stemoloj , et k, estet k ve pol t k felsefeler n baştan sona
bel rleyen dealar teor s ya da kuramı, düşünmem z n çer ğ n oluşturan evrensel kavramların aynı zamanda b rer dea
olarak nesnel b r gerçekl ğe sah p oldukları ve ontoloj k anlamda asıl varlığı oluşturdukları anlamına gel r. Nesnel
anlamda asıl gerçekl ğ oluşturan kavramlar, yan Platoncu term noloj yle dealar, b reysel ve madd dünyanın oluş ve
bozuluş ç ndek gerçekl ğ n ötes nde aşkın b r varlığa yed rler. Bu aşkınlık onları her türlü oluş ve dolayısıyla bozuluş ve
yokoluştan kurtarır. İşte Platon dealar ç n Herakle toscu anlamda oluşu kabul etmeyerek, kend ne özgü deal st b r et k
anlayışla karşımıza çıkar. Platon ç n gel p-geç c , görel ve b reysel ahlak lkeler değ l, ebed , mutlak ve evrensel ahlak
lkeler yaşamımızın rehber olmalıdır.

7.2.1. Ontoloji – Epistemoloji - Etik

Yukarıda da d le get rd ğ m z üzere dealar teor s Platon’un tüm felsefes n baştan sona bel rler ve bu bağlamda
felsefen n ontoloj , ep stemoloj ve et k g b tüm d s pl n ya da branşları b rb r ne bağlanır. Ontoloj k açıdan asıl varlığı,
yan tözü oluşturan dealar, ep stemoloj k açıdan doğru ve hak k b lg y ve et k açıdan se evrensel ve mutlak ahlak
lkeler oluştururlar. Ş md bu felsef d s pl nler arasındak Platoncu bağlantı ve ç şley şe b raz daha yakından bakalım.
İdeaların bel rley c n tel kler n evrensell k ve akılsallık olarak sıralayab l r z. Evrenseller asıl bel rley c ve tözsel varlıklar
olarak tanımlandığında, ontoloj , yan varlık felsefes bağlamında Platoncu deal zme ulaşmış oluruz. Platoncu anlamda
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 63/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Klas k İdeal zm, evrensel n b reysel, akılsalın duyusal, deal n madd ve ruhun beden karşısında öncel ğ düşünces n
temel alır. Ep stemoloj k bağlamda baktığımızda Platon’un rad kal b r rasyonal st olduğunu görüyoruz. Yukarıda da d le
get rd ğ m z üzere, Platon akılsal olanın duyulur gerçekl k karşısındak üstünlüğünü savunur. Asıl hak kat ve doğruluk
b ze duyu algımız yoluyla değ l, akılsal düşünme yet m z aracılığıyla ver l r.

Akılsal düşünme yet m z n çer ğ n oluşturan dealar hem ep stemoloj k hem de ontoloj k manada başlangıcı
oluştururlar. Başka b r d le get r şle Platon ç n ney n doğru ve hak k olduğu ney n gerçek ve kalıcı şek lde var olduğuyla
lg l d r. Platon ç n varlık da b lg de ancak evrensel ve sonsuz olduğu sürece, gerçek ve doğrudur. İşte Platon’un bu
anlayışı tüm felsefes ne yayılır. Et k, estet k ve pol t k olarak da lkeler ve değerler ancak evrensel ve sonsuz b r geçerl l ğe
sah pseler, gerçek ve doğrudurlar. Bu anlamda ep stemoloj k anlamda doğruluk, ahlak anlamda y l k ve estet k
anlamda güzell k çten b r kavramsal bağla b rb r ne bağlıdırlar.

Yalnızca b r nsan ya da b r topluluk ç n geçerl olan b r doğruluk, y l k ve güzell k anlayışı, evrensel ve sonsuz olarak
doğruluk, y l k ve güzell ğ tümüyle tanımlayamaz. Özel olarak et k alanına, yan ahlak felsefes ne baktığımızda, ahlak
norm ve değerler n gerçek anlamda bağlayıcı olması tüm coğraf ve tar hsel sınırlamalardan arındırılmış olmasına
bağlıdır. Platon’un ve hocası Sokrates’ n Yunan m toloj s ve At na demokras s yle tar he mal olmuş ger l ml l şk ler n
gerçek zem n , tam da yukarıdak anlayışla dolayımlıdır. Doğruluk olarak doğruluğu, y l k olarak y l ğ ve güzell k olarak
güzell ğ kend felsef arayış ve düşünüşler n temel düsturu yapmış bu k büyük f lozofun, ç nde bulundukları tar hsel ve
görel kültür dünyasıyla tümüyle ger l ms z b r b rl ktel k yaşamaları koşullar gereğ mümkün değ ld . Ancak çok gel şm ş
ve sağlam kurumları olan modern anlamda b r devlet ve demokras de, çok aykırı ve muhal f görüşler bell b r hoşgörü ve
beğen ortamında gel ş p serp leb l rler. Oysak Yunan m toloj s n n h kâye ed c ve metafor k yapısıyla beslenen zamanın
ahlak normları ve karmaşık ve oturmuş kurumlara sah p olmayan zamanın pol t k yapısı, ne Sokrates’ n ne de hocasının
traj k m rasını bütün c dd yet yle devam ett ren Platon’un felsef beklent ler n tümüyle karşılayab l rd .

7.3. Politika ve Ahlak

Platon ç n gerçek anlamda y ve mutlu b r yaşam, ancak s yas , yan d ğer b r d le get r şle pol t k b r örgütlülüğe sah p
b r toplum ç nde olanaklı olab l r. Devlet pol t k olarak örgütlenm ş b r topluluk ya da toplumdur. Bu bağlamda
Platon’un devlet ve pol t ka öğret s yle ahlak öğret s ç çe b r sey r ve yapılanış ç nded r. Kısacası Platon ç n b reysel
nsan toplumdan yalıtık b r şek lde var olamayacağı g b , toplumsal l şk ler nden bağımsız b r şek lde ahlak b r
davranışın öznes de olamaz.

Platon’un pol t k ve et k sorunları tartışıp b ç mlend rd ğ b rçok yapıtı ç nde Devlet d yalogu öncel kle d kkat çeker.
Platon ç n y b r devlet evrensel ve ebed y y , yan d ğer b r d le get r şle y deasını bu dünyada elden geld ğ nce
gerçekleşt rmeye çalışan devlett r. Hocası Sokrates’ten farklı olarak Platon, herkes n akılsal düşünme sürec olarak
felsefeye yatkın olmadığı düşünces nded r. Devlet d yalogunda nsanlar z h nsel kapas teler , entelektüel sev yeler ,
prat k lg ve becer ler yle üç gruba ayrılırlar. Bu toplumsal grup ya da sınıfların lk nde felsef olarak eğ t lm ş ve deaların
b lg s ne sah p nsanlar yer alır. Bu eğ t ml ve entelektüel nsanlar deal y , doğru ve güzel n ne olduğunu b ld kler ç n,
devlet ve toplumu yönetmes ve koruması gereken, yönet c ya da koruyucu sınıfı oluştururlar. İk nc sev yey oluşturan
toplumsal sınıf se yüreğ ve cesaret le hareket eden nsanlardan oluşan askerler ya da savaşçılar grubudur. Bunlar
toplumu ç ve dış tehl ke ve düşmanlardan korumak ç n yönet c sınıfın emr nde ş görürler. Son olarak çalışanlar ya da
zanaatkârlar grubu vardır k bunlar da y ne yönet c ler n d rekt fler altında çeş tl alanlarda üret m faal yet nde

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 64/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

bulunurlar. Çoğunluğu oluşturan bu çalışanlar sınıfı, yaşamın sürdürülmes ç n zorunlu olan madd üret m sürec n bell
b r ş bölümü çer s nde gerçekleşt r rler. Aslında Platon’un topluma da r üçlü bölmes , nsan ruhunu üç bölüme
ayırmasına koşuttur.

B l nd ğ üzere Platon ruhu şlevler ve n tel kler açısından üç kısma ayırır. Akılsal, yürekl ve tk sel bölümler. Ruhun
akılsal bölümünün erdem b lgel k, yürekl bölümünün erdem yürekl l k ya da cesaret ve tk sel bölümünün erdem se
ılımlılıktır. Platon’a göre nsan ruhunun yürekl ve tk sel bölümler akılsal bölüme göre, yan b r b lgel k ç nde kend ler n
gerçekleşt rd kler sürece, nsan gerçek anlamda y ve mutlu b r yaşama sah p olab l r. Tıpkı nasıl k deal devlette f lozof
ya da f lozoflar devlet yönetmel yse, nsan ruhu anlamında da aklımız b z m tüm ahlak eylemler m z n kılavuzu
olmalıdır. Hem cesaret m zde hem de tk sel yaşantımızda aklımız b ze yol göstermel d r. İtk sel yaşantımız derken
kasted len şey, b z harekete geç ren temel çgüdü ve ht yaçlarımızdır. İşte nsan kend arzu ve ht yaçlarını g der rken, b r
nsan olduğunu ve aklıyla hareket etmes gerekt ğ n h çb r zaman unutmamalıdır. Ahlak y l k ve erdem n özü aklın bu
hâk m yet d r.

Kısaca özetlemek gerek rse Sokrates sonrası felsefe, özell kle de Platoncu İdeal zm Sokrates’ n m rası olmadan
anlaşılamaz. Sokrates’ n düşünsel m rasının tüm yakın tak pç ler , aynı zamanda onun der n k ş l ğ n n ve traj k sonunun
m rasçılarıdır.

K n kler n, K renel ler n ve dahası Ep kuros’un ve Stoacılığın et k anlayışlarının, Sokrates’ n yaşamının dramat k çer ğ ve
traj k sonuyla açıklanab lecek b r tepk n n dışavurumunu da çerd kler söyleneb l r. Öte yandan Platon tüm ruhu ve
felsefes yle Hocası Sokrates’ n daha açık ve bel rg n b r m rasçısıdır. Bunun nedenler nden b r Platon’un uzun süre
Sokrates’ n yanında onun b r öğrenc s olmasıdır.

Platon Sokrates’ n m rasını, onun evrensel tanım arayışlarını, kend deal st ve rasyonal st felsef anlayışının zem n
kılmıştır.

Uygulamalar

1) Sokrates’ n ahlak anlayışı le Sokrates sonrasında ortaya çıkan ahlak anlayışlarını karşılaştırınız.

Uygulama Soruları

1.  K n kler n ve Stoacıların ahlak felsefeler n n temel özell kler nelerd r?

2.  K renel ler n ve Ep kuros’un hazcılık (hedon zm) anlayışlarını karşılaştırınız.

3.  Sokrates’ n evrensel tanım arayışıyla Platon’un kavram real zm arasında nasıl b r bağ vardır?

4.  Platoncu deal zm nasıl tanımlanab l r?

5.  Platon’da ontoloj , ep stemoloj ve et k arasında nasıl b r l şk söz konusudur?

Bölüm Özeti

Bu bölümde Sokrates sonrası bazı et k anlayışlarıyla Platon’un et k anlayışını genel hatlarıyla gördük. Ayrıca Platon’un
kavram real zm olarak tanımlanab lecek kend ne özgü deal zm yle kend ontoloj s n , ep stemoloj s n , et ğ n , estet ğ n
ve pol t k anlayışını nasıl oluşturduğunu ve s stemat ze ett ğ n öğrend k. 

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 65/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Aşağıdak lerden hang s Sokrates sonrası felsefe okullardan değ ld r?

A) K renel ler

B)  Pythagorasçılar

C) K n kler

D) Stoacılar

E) Ep kurosçular

2. K n zm n ahlak anlayışı hakkında ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) K n zm ç n öneml olan şey en azla yet n p toplumsal l şk lerden bağımsız kalab lmekt r.

B) Toplumsal l şk lerden bağımsızlık b reysel öznen n erdeml ve mutlu b r yaşam ç n gereks n m duyduğu
en öneml şeyd r.

C) K ş a le, topluluk ve devlet l şk ler nden kend n özgürleşt remed ğ sürece, gerçek y l k ve mutluluğa
göre değ l başkalarına göre davranacaktır.

D) K n kler ç n öneml olan sade b r yaşam ve nsanı köleleşt ren benc l tutkulara hak m yett r.

E) K n zm ç n en yüksek y hazdır ve k ş bu hazlara ulaşmak ç n gerek rse toplumla y geç nmes n


b lmel d r.

3. K rene okulunun en öneml tems lc s ve kurucusu aşağıdak f lozoflardan hang s d r?

A)  Ant stenes

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 66/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) Zenon

C) Ar st ppos

D) Gorg as

E) Ep kuros

4. K rene okulunun haz anlayışına l şk n ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) K rene okulu ç n haz en yüksek y d r ve bu akt f, d nam k b r hazdır.

B) K rene okulunun haz anlayışına göre dolaysızca haz ver p sonradan acı veren şeylerden kaçınmak gerek r.

C)  K renel ler nsanın mutlu olab lmes n hazda değ l erdeml yaşamasında bulurlar.

D) K rene okulunun hazcılığı ölçülüdür ve acı yokluğunu hedefler.

E) K renel lere göre acıdan kaçınmak akt f ve canlı b r haz yaşantısından daha öneml d r.

5. Ep kuros ç n yaşamın en büyük ereğ ve mutluluğu ned r?

A) Erdeml yaşam

B) Haz

C) İy n n b lg s

D) Hazların bastırılması

E) Kayıtsızlık

6. Stoacıların ahlak anlayışına l şk n ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Stoacılara göre yaşamın en büyük ereğ hazdır.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 67/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) Stoacılara göre mutlu yaşamın temel lkeler nden b r ‘kend n değ şt rmek değ l, dünyayı değ şt rmek’t r.

C) Stoacılar ç n en yüksek y haz olmakla b rl kte bu bedensel değ l ruhsal hazlardır.

D) Stoacılara göre b rey n erdeml ve mutlu b r yaşam ç n gereks n m duyduğu bağımsızlık ve özgürlük,
dünyayı değ şt rmekten çok ondan olumsuz etk lenmemey gerekt r r.

E) Stoacılar ç n asıl ve kalıcı olan dealar, doğru b lg n n, y davranışın ve güzel şeyler n zem n n ve özünü
oluşturur.

7. “Platon ç n....ve....ahlak lkeler değ l,....ve....ahlak lkeler yaşamımızın rehber olmalıdır” cümles nde boş
bırakılan yerlere gelmes gereken sözcükler aşağıdak şıklardan hang s nde doğru ver lm şt r?

A) Mutlak – Evrensel – Görel – Aşkın

B) Aşkın – Nesnel – İçk n – Öznel

C) Görel – B reysel – Mutlak – Evrensel

D) Öznel – İçk n – Mutlak – Aşkın

E) Sonlu – Görel – Sonsuz – Zorunlu

8. Platon’un ahlak felsefes ne l şk n ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Platon’da ahlak norm ve değerler n gerçekl ğ n n kaynağı duyusal algıdır.

B) Platon evrensel ve mutlak ahlak lkeler n zem n olarak deaların duyusal dünyaya çk n olduğunu ler
sürer.

C)   Platon ç n asıl ve kalıcı varlık olan dealar, doğru b lg n n, y davranışın ve güzel şeyler n zem n n ve
özünü oluşturur.

D) Platon ahlak anlayışında tıpkı K rene okulu g b en yüksek y n n haz olduğunu ler sürer.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 68/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

E) Platon’a göre yaşamın tüm acı ve hazlarına karşı kayıtsızlık, k ş n n kend ç huzuru ve mutluluğunu
sağlam b r zem ne dayandırması anlamına gelecekt r.

9. Platoncu deal zme l şk n ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) Platoncu deal zm Sokrates’ n kavramların evrensel ve nesnel tanım arayışıyla şek llenm şt r.

B) Platon ç n asıl ve kalıcı varlık dealardır.

C) Kavramlar düşünen benl ğ m z n çer ğ olmanın ötes nde nesnel anlamda da gerçekt rler.

D) Ontoloj k açıdan asıl varlığı, yan tözü oluşturan dealar, ep stemoloj k açıdan doğru ve hak k b lg y ve
et k açıdan se evrensel ve mutlak ahlak lkeler oluştururlar.

E) Platoncu deal zme göre nesnel gerçekl ğe sah p olup asıl varlığı oluşturan dealar duyulur dünyanın
ötes nde değ l bu dünyadak b reysel varlıklara çk nd rler.

10. Sokrates sonrası okullar ve Platon’un ahlak felsefes ne l şk n ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) K n kler ve K renel ler ç n yaşamın en büyük ereğ haz olmakla b rl kte K n kler bedensel, K renel ler
ruhsal hazlara önem ver r.

B) Ep kuros ve K renel ler ç n yaşamın en büyük ereğ haz olmakla b rl kte Ep kuros’dak haz anlayışı
olab ld ğ nce haz elde etmekten çok acı yokluğunu hedefler.

C) Stoacılık ç n de en yüksek y Ep kuros’da olduğu g b hazdır ve nsan bunu doğaya uygun yaşayarak elde
edeb l r.

D) Platon hocası Sokrates’ tak p ederek evrensel ve zorunlu gerçekl klere ulaşılamayacağını ler sürüp
ahlak değerler n görel ve t kel olduklarını bel rtm şt r.

E) Ep kuros ve K renel ler ç n ahlak açıdan k ş n n öz-denet m sah b olması ve kend ne hâk m olması
öneml d r.

CEVAP ANAHTARI

1. b 2. e 3. c 4. a 5. b 6. d 7. c 8. c 9. e 10. b

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 69/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

8. ARİSTOTELES’İN ETİĞİ

Giriş

Ar stotelesç et ğe ya da d ğer b r d le get r şle ahlak felsefes ne ayırdığımız bu bölümde, öncel kle Ar stoteles’ n, hocası
Platon’un dealar (formlar) öğret s n n açmazlarına karşı gel şt rd ğ madde-form l şk ler ne da r anlayışı özetlenm şt r.
Ar stoteles tüm madd gerçekl ğe aşkın (transendent) b r dealar ya da formlar dünyasından çok, kend s n b reysel ve
madd varlıklarda gerçekleşt ren formlardan söz eder. Form ya da b ç m bu dünyada kend maddes nden bağımsız b r
varlığı sah p değ ld r ve her b r b reysel varlık kend çsel özünü ve ereğ n oluşturan formunu ya da b ç m n
gerçekleşt rmeye çalışır. Erek ya da erekl l k Ar stoteles ç n yalnızca ahlaksal gerçekl k alanına özgü kavramlar değ ld rler
ve var olan tüm gerçekl ğe l şk n kavramlar olarak karşımıza çıkarlar.

İnsanın ayırt ed c b ç m ya da formu aklı ya da akılsal düşünme yet s d r. Ar stoteles nsanın ahlak davranışlarını bu
zem n üzer nden, yan akılsal düşünme yet s üzer nden kavramaya ve kurgulamaya çalışır. Erdeml davranış tüm
radem z ve davranışlarımızın aklın denet m nde gerçekleşt r lmes ne şaret eder.

Aklımızın denet m nde ve yönet m nde gerçekleşt r len davranış öncel kle ölçülü davranıştır. Ar stoteles et ğ n n b r d ğer
öneml kavramı da ölçü ya da orta noktadır. Örneğ n korkaklık ve gözükaralığın orta noktası akılla denetlenm ş cesaret
olarak yürekl l kt r.

Ar stoteles et ğ açısından b r d ğer öneml nokta se ahlak ve pol t kanın ç çel ğ d r. İnsan ancak b r toplumsal ve pol t k
örgütlenme ç nde var olab leceğ ç n, ahlak felsefes ne da r temel problem ve tartışmaların, s yaset felsefes n n temel
problem ve tartışmalarından ayrılamayacağı ortadadır.

8.1. Madde ve Biçim ( Form )

Platon’un dealar teor s nde tüm b reysel varlıkların ötes nde aşkın (transendent) b r konumlanış ç ndek deaların, yan
evrensel b ç mler n b reysel varlıklarla l şk s oldukça sorunluydu. Ar stoteles hocası Platon’un felsefes ndek bu
evrensellerle b reyseller arasındak sorunlu l şk ye çözüm get r r. Ar stoteles’ n çözümü b reyseller ve evrenseller
arasındak l şk y daha çsel ve der n b r tarzda kurgulamasına dayanır. Evrensel b ç m ya da d ğer b r d le get r şle form,
b reysel gerçekl ğ n ötes nde aşkın b r gerçekl k düzlem nde bulunmaz. En azından bu emp r k ya da madd dünya ç n
böyled r. Bu dünyada b ç m maddes ne çk nd r ( mmanent). Duyu algılarımızın çer ğ n oluşturan madd dünyada her
b r b reysel varlık, bell b r b ç mle karşımıza çıkar. Bu dünyadak her şey, tam da sah p olduğu kend ne özgü b ç m yle
algılanab l r ve tanımlanab l r. Ar stoteles açısından varlık h yerarş s n n en alt basamağında yer alan b ç ms z madde ya
da lk madde (prote hyle), yalnızca b r potans yel ya da g z l olarak vardır. B r şey n gerçek ya da f l olarak ortaya çıkması
ç n, bell b r b ç me (form) sah p olması gerek r.

Ar stoteles’ n evren tablosunun en üst basamağında salt ya da mutlak b ç m (form) olarak Tanrı vardır. Tanrı her türlü
madd gerçekl kten arındırılmış saf b ç md r. Tıpkı hocası Platon’un deaları g b , Ar stoteles’ n tanrısı da her türlü madd
geçekl kten olduğu g b her türlü oluş ve yokoluştan arındırılmış sonsuz b r varlığa sah pt r. Ar stoteles Metafizik adlı
öneml yapıtında Tanrı’yı kend kend s n düşünen düşünce olarak tanımlar. Bu ne anlama gel r? Öncel kle Tanrı’nın
sonsuz hak kat , her türlü değ ş m, eks kl k ve kötülüğün kaynağı olarak görüleb lecek maddeden arındırılmış olmasına

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 70/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

dayandırır. Tanrı, düşünme ed m ve bu düşünme ed m n n çer ğ n oluşturan düşünce kadar maddes zd r ( mmater al).
Tanrı’nın düşünmes ç n onu sonlu kılacak b r bedene, böyle sonlu b r beden n duyu algılarına gereks n m yoktur. Her
türden beden, nsanda da olduğu g b , ruhu bağımlı kılan ve bell madd koşulların etk leş m ne ve nsafına terk eden b r
yapılanış ç nded r. Tanrı böylece bedens z b r saf ruh olarak vardır. Tanrı kend s n ht yaç sah b kılacak b r bedene sah p
olmadığı ç n, kend kend s nden başka b r şeye bağımlı olmadığı ç n, yalnızca kend kend s n düşünen b r mutlak varlık
olarak düşünüleb l r. Böyle b r varlığın madd ve b reysel varlıkları algılaması, onların etk ler ne ve varlığına tab olması
düşünülemez. Tanrı kend düşünme ed m n n hem öznes hem de nesnes d r.

Görüldüğü üzere Ar stoteles’ n tanrısı tek tanrılı d nler n madd ve gel p geç c dünyayla lg lenen, ahlak ve d nî
bağlamda bazı em rlerle her d ne özgü sevap ve günahları saptayan tanrısından oldukça farklı b r mah yette karşımıza
çıkar. Ar stoteles’ n felsef s stem ndek tanrı, adeta egos t ve nars st k ş l k ya da öznell k olarak yorumlanagelm şt r.

Öte yandan Ar stoteles’ n bu kend kend s n düşünen tanrı anlayışının felsefes n n ve et k anlayışının bütünü açısından
bel rley c sonuçları olmuştur. Tanrı Ar stotelesç Kozmoloj de (evrenb l m) evrendek tüm varlıkların ereksel neden
olarak tanımlanır. Tanrı evrendek d ğer varlıkları yaratmamıştır ve onlara müdahale etmez. Evrendek (kozmos) her şey
tanrıya, onun sah p olduğu saf b ç msell ğe, eks ks zl ğe ve mutluluğa ulaşmak ç n b r çaba ve etk nl k ç nded r.

8.2. İnsanın Ayırıcı Özelliği Olarak Akıl

Evrendek her şey n b r b ç m ve bu b ç m çerçeves nde b r ereğ varsa evren n erekb l msel (teleoloj k) b r tarzda hareket
ett ğ söylenmel d r. Ar stoteles de kozmoloj s nde erekb l msel, yan teleoloj k b r perspekt fe sah pt r. Örneğ n b tk ler n,
hayvanların ve dünyamızdak her şey n Ar stotelesç anlayış bağlamında deal b r şek lde gerçekleşt rmeye çalıştığı b r
b ç m ya da formu vardır. Bu bağlamda nsanın da gerçekleşt rmeye çalıştığı b r b ç m (form) ve bu b ç m çerçeves nde
b r ereğ vardır. Ar stoteles ç n nsanın ayırt ed c özell ğ akıldır. İnsan d ğer hayvanlardan akılsal düşünme yet s yle
ayrılır. Akıl nsanı evrendek d ğer canlılar ç nde tanrıya en çok yaklaştıran ayırt ed c ve bel rley c b ç m (form) ve yet d r.

Ar stoteles nsan ruhunu k kısma ayırmıştır. İlk kısım ed lg n ya da pas f ruh olarak adlandırılır. Ruhun bu kısmı nsan
beden yle dolayımlı olarak duyu algılarıyla beslen r. İnsan ruhu burada adeta b r tabula rasadır. İnsanın algısal
deney mler yle ruh zaman ç nde dolar ve şek llen r. Bu aşamada nsanın ruhuyla, kend beden n n ve dolayısıyla madd
dünyanın b reysel varlıklarının olumsal etk ler ne açık olduğu söyleneb l r. Ruh beden n adeta b r uzantısı g b var olur ve
ed lg n b r varoluş ç nded r. İnsan pas f ya da ed lg n ruhuyla daha çok hayvanlara benzer b r yaşantı sürer. Bu aşamada
nsana özgü gerçek b r ahlak yaşam, erdem ve mutluluktan söz ed lemez. Pas f ruh açısından en yüksek hedef, zorunlu
bedensel ht yaçların g der lmes , bazı temel bedensel ve ruhsal yet ler n sağlıklı b r tarzda şlev görmes d r. Ar stotelesç
felsefen n kurgusu açısından, burada gerçekleşt r lmes gereken en yüksek erek acı yokluğu ve haz olab l r.

Etk n ya da akt f ruh akılsal ruhtur. Ar stoteles ç n bu aşamada ruh yalnızca beden n ed lg n b r uzantısı ya da
dışavurumu olmaktan kurtulur. Etk n ruhu, yan akılsal düşünme yet s yle nsan, kend beden n tüm şlevler n ve
ht yaçlarını daha gel şm ş ve entelektüel erekler bağlamında denetler ve düzenler. Bu aşamada ruh beden n bas t ve
doğal b r uzantısı olmaktan uzaklaşır ve kend madd doğasını etk n b r şek lde denetler ve yönet r.

İnsan bedene bağlı ve ed lg n ruhsal yet ler le ölümlü ve sonlu b r varlığa sah pt r. Akılsal ve etk n ruhsal yet s yle
ölümsüz ve sonsuz b r varlığa sah pt r. Bu anlayış bağlamında Ar stoteles ç n ahlak anlamda y davranışlar ya da d ğer
b r d le get r şle erdemler, k ana ve temel gruba ayrılab l r; d anoet k ve prat k erdemler. Ar stoteles ç n nsan ç n en
yüksek erek ya da ahlak hedef, mutluluktur. Hem prat k erdem hem de d anoet k erdemler nsan ç n mutluluğu
hedeflerler. D anoet k erdemler anlama yet m zle, aklın b l m, sanat ve gündel k kullanımıyla lg l erdemlerd r. Aklımızı
doğru kullanmamıza şaret eden bu erdemler, b lgel k erdemler olarak da adlandırılab l r. Ar stoteles ç n prat k ya da
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 71/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

kel men n gerçek anlamıyla ahlak erdemler se aklımızın stekler m ze, radem ze egemen olmasıyla lg l erdemlerd r.
İradem z aklımızın yönet m nde ve denet m nde b z harekete geç rd ğ sürece, bu ahlak anlamda prat k erdemlere
sah b zd r. Bu bağlamda Ar stoteles’ n et k görüşler n şek llend ren güçlü akılcı (rasyonal st) b r temelden söz ed leb l r.

8.3. Ölçü ve Orta Nokta

Ar stoteles’e göre aklın yönet m nde yaşamak, ölçülü davranışlarda bulunmaktır. Ölçülü davranmak aşırı uçlarda
dolaşmamak anlamını da taşır. Herhang b r davranış ç n söz konusu olab lecek yeters zl k ve aşırılık uçlarından
mümkün olduğunca uzak durmak gerek r. Örneğ n ölçülülük bağlamında korkaklık ve gözükaralık g b k uç ruh durumu
ve davranış tarzının orta noktası yürekl l k olacaktır. Yürekl l k akılla donatılmış cesaret olarak, hem korkaklığın hem de
gözükaralığın olası olumsuz sonuçlarından kaçınmamız ç n en y ve ölçülü davranış tarzına şaret edecekt r. Böylece
yürekl l k b r erdem, korkaklık ve gözükaralık se b rer erdem olarak değerlend r lmeyecekt r. Davranışlarımızda aklın
denet m nden uzak b r atılganlık ve gözükaralık b z erdeml ve ölçülü olmaktan uzaklaştıracak, gereks z ve önceden
hesaplanmamış r sklerle karşı karşıya bırakacaktır. Akılsız b r korkaklık da olumlu b r tarzda harekete geçmem z ve b ze
sunulan yaşam olanaklarını değerlend rmem z engelleyecekt r. Böyle b r korkaklığın k mseye olumlu b r katkı
sunmayacağı söyleneb l r.

Y ne aynı şek lde müsr fl k ve c mr l k de b r erdem olarak cömertl ğ n k aşırı ucunu oluştururlar. Ne müsr f ve savurgan
olmak ne de çok el sıkı ve c mr olmak k ş y d ğer nsanlarla l şk ler nde ölçülü ve dengel b r kılmaz. Cömertl k d ğer
nsanlarla ölçülü ve dengel b r l şk ye şaret eder. Ar stoteles’ n davranışlarda ölçülü olmayı ve orta yolu öneren
anlayışının b r başka örneğ de öfkel ve tepk s z aşırı uçlarına sah p olan dengel davranıştır. İnsan bu anlayış
bağlamında davranışlarında b r dengey gözetmel ve d ğer nsanlara karşı ne aşırı öfkel ne de tümüyle tepk s z
olmalıdır. Aşırı öfkel olmak b z olayları anlamaktan ve d ğer nsanlara empat yapmaktan uzaklaştıracaktır. Toplumda
bazı nsanların en ufak b r haksızlık ve adalets zl k duygusuyla nasıl b r öfke nöbet ne tutulduklarını görmektey z. Bu
durum muhtemelen b r km ş ve d le get r lmem ş bazı duyguların sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda
tepk s zl k ve öfke nöbetler n n b rb r n besleyen k aşırı uç olduğu söyleneb l r. En y çözüm dengel b r tavır alış ç nde
duygularımızı b r kt rmeden ölçülü b r b ç mde dışavurmak olmalıdır. Duygu ve davranışlarımızın çoğunluğu ç n geçerl
olan bu ölçü ya da orta nokta, Stoacıların apathe asına (duygusuzluk / tutkusuzluk) karşılık Ar stoteles’ n metr opathe a
lkes n öne çıkardığını göster r.

8.4. Siyaset ve Etik

Ar stoteles adalet et k ve pol t kanın b rleşt rd ğ yer ya da orta nokta olarak tanımlar. Adalet aynı zamanda haksızlık
yapmak ve haksızlığa uğramanın orta noktası olarak, k aşırı uçtan uzak durmayı mler. Amacı toplumdak herkes n
mutluluğunu sağlamak olan adalet, hukuk ve pol t k düzenlemeler n de özünü oluşturur. Bu Ar stotelesç anlamıyla
adalet, akılsal ölçü ve orta noktanın kend s d r.

Ar stoteles de tıpkı Hocası Platon g b erdeml ve mutlu b r nsan yaşamın ancak toplumsal ve pol t k b r düzlemde
mümkün olduğunu düşünür. Et k ve pol t ka ç çe b r oluşum ve gerçekl ğe şaret ederler. İnsan y ve erdeml b r yaşama
ancak bell b r devlet örgütlenmes altında sah p olab l r. Ar stoteles’ n tab r yle nsan toplumsal ve pol t k b r hayvandır.
Toplumsal yaşamdak olgular her ne kadar f z ksel olgular g b öngörüleb l r b r mah yet taşımasalar da devlet
örgütlenmes yle nsanlar, tüm olumsal ve beklenmed k toplum ve doğa koşullarına karşı b r b rl k oluştururlar. Bu
bağlamda devlet nsanların amaçlarını gerçekleşt rmek ç n kullandıkları b r araç olarak da görüleb l r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 72/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ar stoteles altı farklı pol t k yönet m b ç m nden söz eder. Bu sınıflama bağlamında her y yönet m b ç m ne karşılık b r
kötü ve yozlaşmış yönet m b ç m nden söz ed l r. İlk olarak tüm toplumun y l ğ n amaçlayan tek k ş n n yönet m olarak
monarş söz konusudur. Monarş yozlaşır ve kötü b r yönet me dönüşürse t ranlık adını alır. T ranlıkta monark (tekerk)
toplumun bütününün y l ğ n ve mutluluğunu hedeflemekten çok, kend benc l ve keyf stek ve çıkarlarının peş ne
düşer. Monark bu benc l arayışlarında tam b r despota dönüşür. İy yet şm ş ve yetenekl az sayıda nsanın, yan küçük b r
grubun yönet m olan ar stokras tüm toplumun y l k ve mutluluğunu hedeflerken, onun yozlaşmış b ç m olan ol garş
se yönet mdek küçük grubun çıkarlarını gerçekleşt rmeye çalışır. Çoğunluğun, devlet oluşturan yurttaşların yönet m
olan anayasal hükümet (pol t ) tüm yurttaşların y l k ve mutluluğunu hedeflerken, onun yozlaşmış b ç m olan
demokras se çoğunluğun ve halkın yönet m olarak her b r yurttaş ve b rey n kend y l k ve çıkarının peş nde koştuğu
yozlaşmış b r yönet m b ç m d r. Görüldüğü üzere Ar stoteles’ n yukarıdak pol t k sınıflandırması, yalnızca yönet m b ç m
ve yöntemler ne da r tekn k b r sınıflandırma olarak karşımıza çıkmaz. Aynı zamanda yönet mdek nsan ya da nsanların
ahlak duruş ve y n yetler n de d kkate alan b r sınıflandırmadır.

Ar stoteles’ n pol t k ve et k açıdan tüm nsanlar arasında b r eş tl k gözett ğ söylenemez. Ona göre çocuklar, kadınlar ve
köleler entelektüel ve ahlak olarak yeterl b r durumda olmadıklarından devlet yönet m nden dışlanmalıdırlar.
Ar stoteles kölel ğ ve kölel k kurumunu onaylamıştır. Çocuklara ve gençlere okullarda erdem eğ t m yanında, d lb lg s ,
müz k, beden eğ t m ve res m eğ t m n salık verm şt r.

8.5. Aristoteles ve Sonrası

Ar stoteles felsefes n n s stemat k kapsamı ve der nl ğ yle kend nden sonrak tüm felsefe tar h n etk lem ş b r f lozo ur.
İlg ler n n zeng nl ğ , b r k m ve zekâsının kıvraklığıyla göz kamaştırıcı b r felsefe m rasını b zlere bırakmıştır. Hem
Helen st k dönemdek Yen -Platonculuk da hem de tüm Orta Çağ felsefes ndek tümeller tartışmasında Ar stoteles’ n
felsefes n n bel rley c ve der n etk ler n görmektey z. Yalnızca Helen st k Dönem ve Orta Çağ felsefes bağlamında değ l,
aynı zamanda modern felsefe bağlamında da Ar stoteles’ n çeş tl f lozoflar üzer nde der n etk ler olmuştur.

Kısaca özetlemek gerek rse Ar stoteles ahlak felsefes ne da r tartışmalara ve temel term noloj ye yen b r vme ve der nl k
kazandırmış b r f lozof olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm evrensel varoluşu n teleyen temel hareket ve davranış model
olarak erekl l k, yalnızca ahlaksal davranışlarımıza özgü b r n tel k değ ld r. Erekl l k tüm evrensel varoluşun temel
varoluş ve hareket b ç m d r.

Ar stoteles madde ve form l şk ler ne da r anlayışıyla da Platoncu deal zm n madd dünya ve dealar (formlar) dünyası
arasında öngördüğü aşılmaz düal zm ( k c l ğ ) aşmaya çalışır. Ar stoteles hocası Platon’a göre daha ılımlı, orta noktayı ya
da ölçüyü gözeten b r et k anlayışına sah pt r.

Uygulamalar

1) Ar stoteles’ n s stemat k felsefes nde ahlak felsefes n n yer ve önem n tartışınız.

Uygulama Soruları

1.   Ar stoteles Platon’un dealar teor s n hang temel üzer nde eleşt rmekte ve madde-form l şk ler n
kurgulamaktadır? Açıklayınız.

2.  Ar stoteles ç n evrendek temel hareket ve davranış b ç m nasıl tanımlanab l r? Tartışınız.

3.  Ar stoteles’e göre nsanın ayırt ed c n tel ğ ve formu ned r? Açıklayınız.

4.  İnsanın ahlak davranışları Ar stotelesç et k bağlamında hang kavramsal zem n üzer nde b ç mlen r? Açıklayınız.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 73/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

5.  Ar stoteles’e göre toplumsal ve pol t k örgütlenme nsan yaşamı ç n nasıl b r değer taşır? Tartışınız.

Bölüm Özeti

Ar stotelesç et ğe ayırdığımız bu bölümde, öncel kle Ar stoteles’ n Platon’un dealar (formlar) öğret s n n açmazlarına
karşı gel şt rd ğ madde-form l şk ler ne da r anlayışını tanıdık. Bu doğrultuda Ar stoteles’ n ahlak anlayışını Platon’un
s stemat k felsefes le karşılaştırmalı olarak ortaya koyduk.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 74/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Ar stoteles’e göre erdeml davranışın gerçekleşmes neye bağlıdır?

A) Toplum hayatına kayıtsız kalmaya

B) Tüm radem z ve davranışlarımızın aklın denet m nde olmasına

C) Acıdan kaçınıp olab ld ğ nce haz elde etmeye

D) Bedensel değ l ruhsal hazların peş nde koşmaya

E) Doğaya uygun yaşamaya

2.  Aşağıdak lerden hang s Ar stoteles’ n ahlak felsefes n n öneml kavramlarından b r d r?

A) Kayıtsızlık

B) Ruh d ng nl ğ

C) En yüksek y olarak haz

D) Ölçü ya da orta nokta

E) Madd neden

3. Ar stoteles’e göre nsanın ayırt ed c b ç m ya da formu olmanın yanı sıra ahlak davranışlarının da zem n
aşağıdak şıklardan hang s nde doğru ver lm şt r?

A) Algı yet s

B) Kend l ğ nden hareket etme gücü

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 75/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

C) Akıl ya da akılsal düşünme yet s

D) Zaman ve mekân b l nc

E) Anlama yet s

4. Platon le Ar stoteles’ n evrenseller hakkındak görüş ayrımı aşağıdak şıklardan hang s nde doğru
ver lm şt r?

A) Platon evrenseller n b reysellere aşkın olduğunu ler sürer, Ar stoteles se evrenseller n b reysellere çk n
olduğunu savunur.

B) Platon evrenseller n sadece nsan z hn nde varolduklarını söyler, Ar stoteles se evrenseller n nsan
z hn n n dışında kend başlarına varolduklarını ler sürer.

C) Platon evrenseller n b reysellere çk n olduğunu, Ar stoteles se evrenseller n b reysellere aşkın olduğunu


ler sürer.

D) Platon ç n evrenseller b reysellere aşkındırlar, Ar stoteles ç n se evrenseller sadece b rer addan barett r,
kend başlarına b r gerçekl kler yoktur.

E) Platon evrenseller n b reyseller n özü olduğunu ler sürer, Ar stoteles se evrenseller n z hn m z n dışında
b r gerçekl ğe sah p olmadıklarını savunur.

5. Ar stoteles Metaf z k adlı yapıtında Tanrıyı nasıl tanımlar?

A) İlk madde olarak tanımlar

B) Tanrıyı doğayla b r olarak tanımlar

C) Maddeye b ç m vererek evren düzenleyen m mar olarak tanımlar

D) Kend s n b reysellerde görünür kılan evrensel olarak tanımlar

E) Kend kend s n düşünen düşünce olarak tanımlar.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 76/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

6.  Aşağıdak lerden hang s Ar stoteles’ n Tanrı anlayışı ç n söylenemez? 

A) Tanrı her türlü madd gerçekl kten arındırılmış saf b ç md r.

B) Tanrı doğaya çk nd r.

C) Tanrı Ar stoteles’ n evren tablosunun en üst basamağında yer alır.

D) Tanrı kend düşünme ed m n n hem öznes hem de nesnes d r.

E) Tanrı Ar stotelesç kozmoloj de evrendek tüm varlıkların ereksel neden d r.

7. Ar stoteles’e göre nsan ç n en yüksek erek ya da ahlak hedef ned r?

A) Haz

B) Neşe

C) Acı noksanlığı

D) Ölçülülük

E) Mutluluk

8. Anlama yet m zle, aklın b l m, sanat ve gündel k kullanımıyla lg l erdemlere ver len ad ned r?

A) Prat k erdemler

B) Düşünsel erdemler

C) D anoet k erdemler

D) Doğal erdemler

E) B l msel erdemler
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 77/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

9. Ar stoteles’de aklımızın stekler m ze, radem ze egemen olmasıyla lg l erdemler aşağıdak şıklardan
hang s nde doğru ver lm şt r?

A) Doğal erdemler

B) Koşulsuz erdemler

C) Teor k erdemler

D) Ahlak erdemler

E) Akılsal erdemler

10. Stoacıların ‘apathe a’sına (duygusuzluk/kayıtsızlık) karşılık Ar stoteles’ n duygu ve davranışlarımızın


çoğunluğu ç n geçerl saydığı ‘metr opathe a’ lkes neye şaret eder?

A) Haz

B) Ölçü ya da orta nokta

C) Doğruluk

D) Kend l k b l nc

E) Empat

CEVAP ANAHTARI

1. b 2. d 3. c 4. a 5. e 6. b 7. e 8. c 9. d 10. b

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 78/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

9. ORTA ÇAĞ FELSEFESİNDE ETİK

Giriş

Orta Çağ felsefes ndek egemen et k anlayışları ele aldığımız bu bölümde, öncel kle Patr st k ve Skolast k felsefeler
etk led ğ n düşündüğümüz Yen -Platonculuğa felsefe ve d n l şk ler bağlamında kısaca değ n lm şt r. Yen -
Platonculuğun en öneml tems lc s Plot nus ç n, nsan aklının kavrayamayacağı aşkın b r Tanrı söz konusudur ve bu söz
konusu Tanrı ancak m st k b r esr me (extase) ç nde sez leb l r. Bu anlayışın Platoncu rasyonal zmden uzaklaşan b r
m st k ve d nsel ögeler taşıdığı açıkça görülmekted r.

Patr st k felsefe Yen -Platonculuktak d nsel mot f ve ögeler daha da güçlend r r, nsan aklını ve felsefey Hr st yan d n n n
temel lke ve dogmalarının h zmet ne koşar. İnsanın ahlak ve d nsel yolculuğunda, K l sen n otor tes ve yetk s , aklın ve
felsef düşünüşün otor tes ve yetk s n n üzer nded r. Patr st k felsefen n en öneml tems lc s August nus’dur.

Skolast k felsefen n en öneml tems lc s Thomas Aqu nas’dır. Skolast k felsefeyle b rl kte Ar stotelesç felsefen n arttığını
görmektey z. Bu bağlamda Skolast k felsefede evrenseller ve tümeller tartışmasının en az Tanrı’nın varlığı ve mah yet
tartışmaları kadar önem taşıdığını görmektey z. Thomas Aqu nas tümeller tartışmasından Ar stotelesç çözüme yakın
durur ve Tanrı ç n madde-form b rl ktel ğ n yadsırken, görünür dünya ç n bu b rl ktel ğ zorunlu görür. İnsanın tüm
d nsel ve ahlak çabası ve olgunlaşması, tanrısal hak kat ve y l ğe ulaşma yönünde olmalıdır. İnsana bu yönel m nde hem
aklı hem de k l sen n otor tes yol gösterecekt r. Nom nal zm bağlamında Don Scotus ve Occamlı W ll am’ın görüşler ne
değ n lm şt r. Tüm evrensel ve zorunlu kavram ve lkeler n varlığını ve hak kat n kuşku konusu kılan nom nal zm ç n,
nsan kend b reysel rades yle Tanrı’ya nanıp nanmayacağına karar vermel d r. D nsel ve ahlak olgunlaşma ve kurtuluş
açısından b reysel rade bel rley c b r role sah pt r.

İslam felsefes bağlamında İbn S na ve Gazal ’n n görüşler ne kısaca değ n lm şt r. İbn S na açısından akılsal düşünüş ve
nanç arasında b rb r n destekleyen ve zeng nleşt ren b r paralell k söz konusudur. İnsan kend akılsal düşünme yet s ve
felsefen n yardımıyla tanrısal hak kat ve onun gerekt rd ğ ahlaksal lke ve kuralları kavrayab l r. Buna karşın Gazal ç n
felsefe, tanrısal hak kat kavramamız ç n zorunlu olan lah yat ç n yalnızca b r g r ş olab l r. İnanç ve man sah b k ş ler n
felsefen n ve f lozofların tanrısal hak kate da r tutarsız ve kafa karıştırıcı düşünce ve çıkarımlarına karşı uyanık olması
gerek r. Felsefe d nsel nancı sarsan b r karaktere bürüneb l r.

9.1. Din, Felsefe ve Ahlak

Bu alt başlık altında d n ve felsefen n ç çe geçt ğ ve Orta Çağ felsefes n önceleyen b r felsef oluşum sürec ve hareket
olarak Yen -Platonculuktan söz ed lecekt r. Yen -Platonculuk felsef düşünüş ve d nsel nancın harmanlandığı b r
s stemat k yapı göster r. En öneml tems lc s Plot nus olan Yen -Platonculuk yalnızca Platon’un değ l, Ar stoteles’ n
felsefes nden de yararlanır. D nsel açıdan se Erken Hr st yanlık ve Yahud l ğ n etk ler nden söz ed leb l r. Yen -
Platonculuk bağlamında, özel olarak Plot nus’un öğret s nde aşkın (transendent) b r Tanrı anlayışıyla karşılaşmaktayız.
Tanrı’nın bu aşkınlığı Platoncu felsefede olduğu g b , yalnızca duyulur ve madd dünyaya göre değ l aynı zamanda nsan
aklına göre de b r aşkınlıktır. Böylece Yen -Platoncu Plot nus’da Platon’dan farklı olarak b r m st zm (g zemc l k) ortaya
çıkar. Platon kend deal zm bağlamında temel olarak rasyonal st b r duruş serg lerken, Plot nus akılsal düşünme yet m z
açısından kavranamayacak aşkın b r Tanrı’dan söz eder.
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 79/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Akılsal düşünme yet m z tarafından kavranamayacak b r hak kat olarak Tanrı, ancak m st k esr me ç nde sez leb l r.
Burada m st zm (g zemc l k) ve kend ne özgü b r sezg c l ğ n b rleşt ğ görmektey z. Plot nus’un sezg c l ğ Descartes de
olduğu g b akılsal düşünme yet m z üzer nde şek llenen b r sezg olmaktan çok, akılsal düşünme yet m z aşan b r b lme
veya ç aydınlanma durumuna şaret eder. Bu bağlamda Plot nuscu sezg n n İslam felsefes bağlamında Gazal ’n n
sezg c l ğ ne yakın olduğu ve onun haberc s olduğu söyleneb l r.

Kend ne özgü ve b reysel karakterl b r esr me (extase) ç nde er ş len bu Tanrı sezg s ne, yalnızca ahlak ve ruhsal açıdan
bell b r olgunluk dereces ne ulaşmış k ş ler sah p olab l r. Plot nus evrende b r varlık h yerarş s olduğunu d le get r r. Bu
kozmoloj k h yerarş s n n en üst basamağında tahm n ed leb leceğ üzere Tanrı vardır. Plot nus’un tanrısı b r bakıma
Parmen des’ n B r ne tekabül eder. Tanrı tüm ayrımların, kategor ler n aşıldığı mutlak b rl k olarak anlaşılab l r. Tanrı
h çb r şek lde kategor ze ed lemed ğ ç n kavranamaz da. Bu kozmoloj k h yerarş de tanrısal yayılımın (südur) b r sonucu
olan şu varlık ve gerçekl k basamakları bulunur: nous (akıl), dealar, evren ruhu, b reysel ruhlar, b reysel madd
varoluşlar, b ç ms z madde. K ş bu kozmoloj k h yerarş bağlamında kend s n tüm madd gerçekl kten, ruhsal ve manev
ayrım ve yeters zl klerden arındırdığı sürece, b r yüksel ş ve tanrısal hak kate yönel ş ç ne g reb l r.

Tanrı’ya yüksel ş aynı zamanda et k ve estet k b r yüksel ş ve olgunlaşma anlamına gel r. Ontoloj k ve ep stemoloj k
yüksel ş et k ve estet k yüksel ş ve olgunlaşmayla ç çe b r sey r zler. Bu anlamda Plot nus ç n de tıpkı Platon’da olduğu
üzere, gerçekl ğ n farklı alanları ve bu farklı gerçekl k alanlarını konu eden felsefen n farklı d s pl nler bell b r h yerarş k
düzen ç nde b rb rler n anlamlandırırlar.

Görüldüğü üzere Plot nus’un et ğ de tıpkı tak pç s olduğu Platon’un et ğ g b , deal st b r ontoloj üzer nde şek llenen
b r et kt r. Ahlak anlamda y olana yönel ş sürec , aynı zamanda madd gerçekl kten b r arınma sürec d r. Kötülük
tanrısal ışıktan ve dealardan kaynaklanan b ç mden yoksunluk anlamına gel r. K ş kend özünü oluşturan deal b ç m n
gerçekleşt rd ğ ve ruhsal olarak Tanrı’dan ve evrensel aklın ışığından pay aldığı oranda, b lge ve erdeml b r olacaktır.

Platon’dan farklı olarak Plot nus daha güçlü b r d nsel ve m st k etk leş m sürec yle kend felsefes n oluşturmuştur. Bu
d nsel etk leş m ve kültürel atmosfer n etk ler patr st k felsefe ve skolast k felsefede daha yoğun görülecekt r.

9.2. Patristik Felsefe ve Augustinus

Patr st k felsefe b zzat K l se Babaları tarafından, Hr st yan d n n n erken evreler nde d nsel dogmayı savunmak amacıyla
ortaya konmuş felsefed r. Patr st k felsefen n en öneml ve t p k tems lc s se August nus’tur. B r d ğer öneml tems lc s
se Or gen’d r. B z burada konumuz bağlamında yalnızca August nus’a değ neceğ z.

Hr st yan d n n n erken evreler nde ağırlıklı olarak felsefe Platon ve Yen -Platon zm n etk s altındadır. Bu erken d nsel
evrede August nus Platoncu ve Yen -Platoncu felsefeler d nsel öğret n n h zmet ne koşmuştur. D nsel öğret n n, yan
Hr st yan d n n n dogmalarının b r savunusu olarak tanımlanab lecek August nus felsefes nde lk göze çarpan şey, d nsel
mot fler n güçlü ahlak mot flerle b rl kte ele alınmasıdır. August nus’a göre k temel hak kat ya da doğruluk kr ter vardır;
b r K l sen n otor tes d r, d ğer yse aklımızın ve v cdanımızın b ze verd ğ kes n b lg ya da ç b l nçt r. Aklımızla er şt ğ m z
b lg ler K l sen n görüşler yle çatıştığında, yapılması gereken K l sen n otor tes ne boyun eğmekt r. Aklımız yanılab l r,
fakat d nsel otor te yanılmaz. August nus’a göre dünyada var olan lk günah ve kötülük, lk nsan olarak Âdem’ n özgür
rades yle Tanrı’nın buyruğu ve rades ne aykırı davranmasıyla ortaya çıkmıştır. Tanrı mutlak y olduğu ç n h çb r kötülük
ve eks kl ğ n neden olarak görülemez. Âdem n lk günahı tüm nsanlığın günahı olmuş ve nsanlar ölümlü olmakla
cezalandırılmışlardır. İnsanın tekrar ölümsüz olması ve öte dünyada kutlu ve mutlu b r yaşama kavuşması ç n, kend s n
d n n emrett ğ tüm günah ve kötülüklerden arındırması gerek r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 80/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Mutlak hak kat ve y l k Tanrı’nın kend s d r. Tanrı en büyük y l kt r (summum bonum). Tüm d ğer erdemler bu en yüksek
y l k ve hak kate yönelmek ve ulaşmak ç n b r anlam taşırlar. Bu bağlamda Platon’un ölçülülük erdem , her türlü kötülük
ve yozlaşmadan uzak durarak nsanın kend n Tanrı’ya adaması ve hazırlaması olarak yorumlanır. Cesaret erdem ,
Tanrı’ya yönel k güçlü ve kalıcı sevg olarak, adalet se Tanrı’ya h zmet etmek olarak yorumlanır. August nus açısından
b lgel k erdem se ruhun Tanrı’nın yolundan sapmaması ve y l k ve kötülüğü b rb r nden ayırab lmes anlamlarına gel r.

Tüm erdemler ve ahlak felsefes ne a t tüm olgular d nsel nanç ve term noloj bağlamında yorumlanır ve anlaşılırlar.

9.3. Skolastik Felsefe ve Thomas Aquinas

Patr st k felsefen n devamı ve Ar stotelesç felsefen n güçlü etk ler yle daha da olgunlaştırılması olan skolast k (Okulcu)
felsefe, adını çeş tl k l se okullarında ders veren hocalardan alır. Skolast k felsefen n tüm uzun dönem boyunca b rçok
düşünür ve f lozofun adı anılab l r; Scotus Er gena (810-877), Anselmus (1033-1109), Roscell nus (1050-1120), Abelardus
(1079-1142), Albertus Magnus (1193-1280), Thomas Aqu nas (1225-1274), Duns Scotus (1265-1308), Occamlı W ll am
(1280-1347) vd. B z bu başlık altında konumuz bağlamında bu dönem n belk de en öneml tems lc s olan Thomas
Aqu nas’ın et k anlayışını özetlemeye çalışacağız.

Skolast k felsefen n uzun dönem boyunca tartışılan en öneml felsef sorun, evrenseller ya da tümeller sorunu olmuştur.
İk nc temel sorun se Tanrı’nın varlığının akılsal kanıtı olmuştur. Thomas Aqu nas evrenseller tartışmasında Ar stotelesç
anlayışa yakın durur. Ona göre de lk felsefe olarak metaf z ğ n konusu varlık olarak varlıktır. İk tür varlık vardır; öz olarak
varlık ve düşünsel soyutlama ya da olumsuzlama olarak varlık. Örneğ n sağırlık, körlük g b eks kl kler olumsuzluk ya da
yoksunluk anlamında vardırlar, fakat bunlar öz olarak (essent ae) var değ ld rler. Özler ya da cevherler se yalın, saf özler
ve formla maddeden oluşan özlere ayrılırlar. Thomas Aqu nas’a göre hak k varlık yalnızca yalın ve saf özdür. Yalın ve saf
öz aynı zamanda yalın ve saf form olarak vardır. D ğer tüm şeyler madde ve formun b r b leş m olarak vardırlar. Tanrı
dışındak varlıkların b reysell kler ve sonlu doğaları madd doğalarından kaynaklanır. Buna karşın Tanrı saf form olarak
hem evrenseld r hem de maddes z b r b reysell ğe sah p olan mutlak varlıktır.

Böylece evrensel form ve öz Tanrı’da maddes z b r şek lde mutlak olarak gerçekleşm şken, tüm d ğer şeyler evrensel
özler n ve doğruluklarını madd b r zem n ve b reysell k zem n nde gerçekleşt reb l rler. Tanrı mutlak ve zorunlu,
yaratılan şeyler se görel ve olumsal b r gerçekl k ve varlığa sah pt rler. Tıpkı Ar stoteles’de olduğu g b Thomas Aqu nas
ç n de evren b r varlık h yerarş s ne tab d r. Bu varlık h yerarş s nde alt sev yedek b r varlığın formu, üst derecedek
varlığın maddes n oluşturur. Bu h yerarş de açıktır k en üstte saf form olarak Tanrı bulunur. Doğal h yerarş s n n en üst
aşamasında se nsan bulunur. İnsan hem K l sen n hem de kend aklının yardımıyla d nsel ve ahlak bağlamda doğru
yolu bulmaya çalışır. Kend s nde g z l (potans yel) olarak bulunan doğruluk ve y l ğ f l (aktüel) hâle dönüştürmeye
çalışır. Tanrı sonsuz b lgel k ve rades yle evren yarattığı ç n, evrende hüküm süren zorunlu ve yasal şley şe karşı çıkmak
yanlış olacaktır. Böylece Thomas Aqu nas ç n Tanrı’nın özgür rades keyf ve rastlantısal olmaktan çok, evrendek
zorunlu şley şle aynı anlama gel r. İnsan rades ( stenc ) zorunlu olarak y olana yönel r. İnsan özüne, aklına ve manına
uygun davrandığı sürece ahlaksal açıdan y y ster ve gerçekleşt r r. Akıl sah b b r varlık olarak nsan kend aklının ve
aklının yanıldığı durumlarda K l se otor tes n n yolunu zlerse erdeml ve y b r yaşam sürecekt r. Öte yandan nsan
şehvete yönel rse kend aklının ve manının emrett ğ y l ğ değ l de kend beden n n dürtüler n denet ms z b r şek lde
zlerse günaha ve kötülüğe yönel r.

Thomas Aqu nas ç n Tanrı’nın rades de akla ve onun lkeler ne tab d r. Bu durumda nsan Tanrı’nın b r bağışı olan aklını
yalın ve saf b r tarzda zlerse doğru yola yönel r, fakat nsanda akılsal düşünme yet s bazı konularda hem yeters z hem de
çeş tl dışsal etk lerle yanılgıya açık olduğundan, k l sen n otor tes yle nsana yol göstermes gerekeb l r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 81/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

9.4. Geç Skolastik ve Nominalizm

Bu başlık altında Duns Scotus ve Occamlı W ll am’ın genel felsefeler çerçeves nde et k anlayışlarını kısaca özetleyeceğ z.
Duns Scotus felsef görüşler yle Occamlı W ll am’da olgunlaşan nom nal zm n (adcılık) hazırlayıcılarından ve
haberc ler nden b r olmuştur.

Duns Scotus’a göre, kutsal k tap ve K l sen n otor tes ne dayanan d nsel öğret n n dogmaları, felsef düşünce ç n de
bel rley c olmakla beraber, h çb r nanç ve otor te akla uygun olmadığı sürece kabul ed lemez. Bu bağlamda Duns
Scotus’un rasyonal zm n n d nsel nancını, f lozofluğunun da lah yatçılığını önceled ğ söyleneb l r. Felsefe ve lah yat
(teoloj ) arasındak bu ayrışma ve uzmanlaşma eğ l m n n Geç Skolast k dönem n bel rg n b r yönel m olduğu d le
get r leb l r. Dahası genel olarak farklı manev d s pl nler arasında bel rg n b r ayrımlaşma ve profesyonelleşme eğ l m n n
modern zme doğru arttığı ve der nleşt ğ görülecekt r. İşte Duns Scotus’a göre en yüksek otor te ve hak kat ölçütü akıldır
ve kutsal met nler ve d nsel otor teler ancak akla dayandıkları sürece meşru b r otor teye sah pt rler. Duns Scotus
evrenseller tartışmasında nom nal zm ve emp r zme yakın b r konumlanış ç nded r. Asıl b r nc l anlamda var olan
b reysel varlıklardır. B reysell ğe yaptığı bu vurgu yanında Duns Scotus tanrısal ve nsan raden n önem n de vurgular.
B rey b rey yapan, onu d ğerler nden ayıran rades d r. Bu bağlamda hem Tanrı mutlak rades yle hem de nsan görel
rades yle kend varlıklarını bel rler ve gerçekleşt r rler. İnsan kend rades yle aklın gerekler n yer ne get reb leceğ g b ,
akla karşı b r eylem arayışına da yöneleb l r. Ahlak olarak nsan yaşamını ve k ş n n kader n bel rleyen şey, nsanın sah p
olduğu bu özgür raded r. İnsan y ve kötü davranışlarının gerçek öznes ve sorumlusu olarak karşımıza çıkar.

Occamlı W ll am nom nal st (adcı) b r f lozof olarak evrenseller tartışmasında, evrenseller n b rer addan, şaretten,
kel meden baret olduğunu savunur. Evrenseller yalnızca b reysel şeyler n teleyen ve sınıflayan adlardırlar ve z hn m zde
b r soyutlama olarak vardırlar. Asıl varlıklar b reysellerd r. Evrenseller b rer addan baret gören nom nal zm n,
evrensellerden kaynaklanan tüm genel ve zorunlu bel rlen m ve l şk ler temels z ve kuşku konusu kılar. B l m ve
felsefen n evrensel ve zorunlu şley şe da r yasaları, Occamcı b r nom nal zm açısından kuşku konusu olacaktır. Böyle b r
nom nal zm n tutarlı b r sonucu olarak b l neb len tek gerçekl k b reysel gerçekl kt r. B reysel gerçekl ğ n b ze vereb leceğ
tek b lg se b reysel, görel ve mümkün b lg d r. Ne b l m ne felsefe ne de Tanrı’nın varlığını kanıtlamaya çalışan lah yat
bu kuşkudan kurtulamaz. Occamlı W ll am’ın nom nal st temell kuşkuculuğu ç n, gerçek anlamda b lgel k ve b l m ancak
Tanrı’ya mahsus olab l r ve nsanın payına düşen şey ancak nanç olab l r. İnanç ve b lg arasındak bu kopuş, b rey n
yalnızca kend seç m ve nancıyla d nsel bağlamda ahlak b r yaşayışa yöneleb leceğ ne şaret eder. İnsan Tanrı’ya ve
hak kate da r yeters z b lg s yle b r seç m yapmak zorundadır; ya nanacaktır ya da nanmayacaktır. Bu bağlamda Occamlı
W ll am’ın da tıpkı Duns Scotus g b b reysel radey vurgulayan ve temel alan b r et k anlayışına sah p olduğu
söyleneb l r.

9.5. İslam Felsefesi ve Etik

Bell b r tar hsel sıra düzen gözetmeden İslam felsefes ne ayırdığımız bu kısıtlı bölümde, konuya da r çok genel ve özet
b r kaç b lg vereb l r z. İslam felsefes ne kısıtlı b r yer ayrılmasının b r d ğer neden , konuya l şk n başka derslerde daha
ayrıntılı ve doyurucu b lg ler n sunulacak olmasıdır. İslam felsefes n n bazı öneml düşünür ve f lozofları şöyle
sıralanab l r: K nd , Farab , İbn S na, Gazal , İbn Rüşt vd. B z burada İslam Felsefes nde öneml b r yerler olan k öneml
düşünürün, İbn S na ve Gazal ’n n genel felsefeler bağlamında ahlak felsefeler n kısaca özetleyeceğ z.

10 ve 11. yüzyıllarda yaşamış olan İbn S na (Ölümü 1036 Isfahan), tanınmış b r hek m ve ünlü b r Ar stoteles
yorumcusuydu. İbn S na’nın felsef bağlamda yalnızca Ar stoteles’ten değ l, aynı zamanda Yen -Platonculuktan da
etk lend ğ söyleneb l r. İbn S na evrenseller n yalnızca Tanrı’nın z hn bağlamında b reysel ve t kel gerçekl ğe önsel
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 82/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

olduğunu, nsan z hn açısından se evrenseller n b reysel ve t kel gerçekl ğe da r deney m nden hareketle yapılmış
soyutlamalar olduğunu savunur. Felsefe d n n doğrularını temellend rme ve savunmamıza h zmet edeb l r. Felsefen n b r
başka amacı se mutlak varlık olarak Tanrı’yı b lmeye ve olab ld ğ nce Tanrı’ya yaklaşmaya çalışmaktır. İbn S na’ya göre
var olan bütün y l kler, faal ve yaratıcı düşünce olan Tanrı’nın eser d r. Var olan kötülükler Tanrı’dan değ l, madd
şeylerden, eşyadan kaynaklanır. D nsel ve ahlak açıdan nsana düşen temel görev, Tanrı’ya da r çsel b r aydınlanmayla
kend n tüm kötülüklerden arındırmak ve Tanrı’nın b ze sunduğu aklımızın ve nancımızın yolunu zlemekt r.

Hem felsefey y b len hem de özell kle Farab ve İbn S na’da bel rg nleşen Ar stotelesç görüşler eleşt ren Gazal , bu
konuda F lozofların Tutarsızlıkları (Tehafütü'l Felas fe) adlı eser n kaleme almıştır. Felsef düşünüş bağlamında şüphec
b r tutum serg leyen Gazal , felsefen n nsanın nancını ve ahlakını temellend rmede vazgeç lmez b r değer olan lah yata
ancak b r g r ş olarak görüleb leceğ düşünces nded r. Gazal Tanrı’nın mutlak rades n vurgulayan b r metaf z k ve et k
anlayışa sah pt r. Bu anlamda Tanrı evrende var olan tüm şeyler n asıl ve mutlak neden ve fa l d r. Evrende bulunan her
şey, melekler ve nsanlar dâh l yalnızca tanrısal raden n ves leler olmak bakımından b r fa l ya da neden olarak
görüleb l rler. İnsan bu dünyada beden n gerekler n n ötes ne uzanab ld ğ ve kend ruhunun gerekler n , mez yetler n
gerçekleşt rd ğ oranda, ahlak anlamda b r yüksel ş ç ne g reb l r. Tanrı’nın b rl ğ ne mutlak b r nanç ve nancın
gerekt rd ğ lke ve eylemlere bağlılık, d nsel ve ahlak kurtuluş ve yüksel ş n kaynağı ve zem n d r. Gazal ’n n savına göre,
felsefe, özell kle de Farab ve İbn S na’nın gel şt rd kler Ar stotelesç felsefe, bu d nsel nanç ve kurtuluş zem n n
sarsmışlardır.

Kısaca özetlemek gerek rse d nsel öğret ve felsef düşünüşün ç çe geçt ğ Yen -Platonculuk, Patr st k felsefe, Skolast k
ve İslam felsefeler dönemler , f lozofların ahlak görüşler n n de d nsel öğret n n etk s altında şek llend ğ dönemlerd r.
D n n metaf z k çatısı ve prat k gerekler yanında, Tanrı’nın ve bu dünyanın gerçekl kler ve l şk ler ne da r yorumlar da
söz konusu düşünür ve f lozofların ahlak anlayışlarının şek llenmes nde öneml rol oynamıştır.

Orta Çağ felsefes bağlamında akıl ve nanç l şk ler n n nasıl kurulması gerekt ğ ne da r tartışma bel rley c olmuştur.
Ayrıca tanrısal hak kat n doğası ve Tanrı’nın mah yet tartışmaları da bel rley c rol oynamıştır. Ahlak felsefes ne da r
tartışmalar da bu d nsel çer kl felsef tartışmalar temel nde kavranılab l rler.

Uygulamalar

1) Platon’un ahlak anlayışı le Orta Çağ ahlak anlayışlarını karşılaştırmalı olarak rdeley n z. Eks k kaldığınız noktaları
saptayarak bu noktalar üzer nde okuma yapınız.

Uygulama Soruları

1.  Yen -Platonculuk açısından d n, felsefe ve ahlak l şk ler nasıl yorumlanmıştır? Açıklayınız.

2.  Patr st k felsefen n d ne ve ahlaka da r temel savları nelerd r? Açıklayınız.

3.  Thomas Aqu nas tümeller (evrenseller) tartışmasına nasıl yaklaşmaktadır? Açıklayınız.

4.  Nom nal zm tümeller (evrenseller) tartışmasına nasıl yaklaşmaktadır? Açıklayınız.

5.   İbn S na ve Gazal d n ve felsefe l şk ler ne da r nasıl b r tartışmaya g rm şlerd r ve tüm bu tartışmaların ahlak
felsefes bağlamında sonuçları nelerd r? Tartışınız.

Bölüm Özeti

Orta Çağ felsefes ndek egemen et k anlayışları ele aldığımız bu bölümde, öncel kle Patr st k ve Skolast k felsefeler
etk led ğ n düşündüğümüz Yen -Platonculuğu felsefe ve d n l şk ler bağlamında gördük.
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 83/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Patr st k felsefey August nus özel nde nceleyerek, onun Yen -Platonculuk’tak d nsel mot f ve ögeler daha da
güçlend rerek nsan aklını ve felsefey Hr st yan d n n n temel lke ve dogmalarının h zmet ne koştuğunu öğrend k.

Skolast k felsefen n et k anlayışını onun en önde gelen tems lc ler nden b r s olan Thomas Aqu nas üzer nden genel
hatlarıyla ortaya koyduk. Ayrıca İslam felsefes bağlamında İbn S na ve Gazal ’n n görüşler n genel hatlarıyla öğrend k. 

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 84/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. İnsanın ahlak ve d nsel yolculuğunda, k l sen n otor tes n ve yetk s n , aklın ve felsefes düşünüşün
otor tes ve yetk s n n üzer nde tutan felsefe aşağıdak lerden hang s d r?

A) Anal t k Felsefe

B) Helen st k Felsefe

C) Pragmat k Felsefe

D) Patr st k Felsefe

E) Nom nal st Felsefe

2.  Plot nus’un Tanrı anlayışına l şk n ver len b lg lerden hang s doğru değ ld r?

A) Plot nus’da Tanrı hem madd dünyaya hem de nsan aklına aşkındır.

B) Tanrı ancak m st k esr me ç nde sez leb l r.

C) Plot nus’da Tanrı her türlü madd l kten arınmış saf b ç md r.

D) Tanrı kozmoloj k h yerarş n n en üst basamağında yer alır.

E) Tanrı sezg s ne yalnızca ahlak ve ruhsal açıdan bell b r olgunluk dereces ne ulaşmış k ş ler sah p olab l r.

3. Tüm erdemler n en yüksek y l k ve hak kat olarak Tanrı’ya yönelmek ve ulaşmak ç n b r anlam
taşıdıklarını bel rten ve Patr st k felsefen n en öneml tems lc s olan f lozof k md r?

A) Plot nus

B) August nus

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 85/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

C) Thomas Aqu nas

D) Duns Scotus

E) Abelardus

4. Aşağıdak f lozoflardan hang s Patr st k felsefen n devamı ve Ar stotelesç felsefen n güçlü etk ler yle daha
da olgunlaşmış olan Skolast k felsefe çer s nde yer almaz?

A) Plot nus

B) Scotus Er gena

C) Anselmus

D) Abelardus

E) Albertus Magnus

5. Aşağıdak lerden hang s ahlak felsefes bağlamında Thomas Aqu nas’ın nsan anlayışı ç n söylenemez?

A) İnsan hem k l sen n hem de kend aklının yardımıyla d nsel ve ahlak bağlamda doğru yolu bulmaya
çalışır.

B) İnsan rades zorunlu olarak y olana yönel r.

C) Akıl sah b b r varlık olarak nsan aklının yanıldığı durumlarda k l se otor tes n n yolunu zlerse erdeml ve
y b r yaşam sürecekt r.

D) İnsan özüne, aklına ve manına uygun davrandığı sürece ahlaksal açıdan y y ster ve gerçekleşt r r.

E) İnsanın ahlak açıdan erdeml davranab lmes ç n k l sen n otor tes ne başvurmaksızın akılsal düşünme
yet s yeterl d r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 86/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

6. Skolast k felsefen n uzun dönem boyunca tartışılan en öneml felsef sorun aşağıdak şıklardan
hang s nde doğru ver lm şt r?

A) Kötülüğün kaynağı problem

B) Ahlak değerler n kaynağı problem

C) Evrenseller ya da tümeller sorunu

D) Evren n yaratılıp yaratılmaması sorunu

E) Tanrının evrene çk n ya da aşkın olma problem

7. Ahlak olarak nsan yaşamını ve k ş n n kader n bel rleyen şey n özgür rade olduğunu savunan Skolast k
f lozof k md r?

A) August nus

B) Boeth us

C) Plot nus

D) Duns Scotus

E) Franc s Bacon

8. Nom nal st b r f lozof olarak Occamlı W ll am hakkında aşağıda ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

A) Occamlı W ll am’a göre d nsel ve ahlak olgunlaşma ve kurtuluş ancak k l sen n otor tes altında
gerçekleşeb l r.

B) Occamlı W ll am evrenseller n b rer addan, şaretten baret olduğunu savunur.

C) B l neb len tek gerçekl k b reysel gerçekl kt r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 87/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

D) Gerçek anlamda b lgel k ve b l m ancak Tanrıya mahsus olab l r.

E) Occamlı W ll am’ın b reysel radey vurgulayan ve temel alan b r et k anlayışa sah p olduğu söyleneb l r.

9. Felsef düşünüş bağlamında şüphec b r tavır serg ley p, felsefen n nsanın nancını ve ahlakını
temellend rmede vazgeç lmez b r değer olan lah yata ancak b r g r ş olarak görüleb leceğ n savunan İslam
f lozofu k md r?

A)  Gazal

B)  İbn S na

C) Farab

D) K nd

E) İbn Rüşt

10. K l sen n otor tes le aklımızın ve v cdanımızın b ze verd ğ kes n b lg ya da ç b l nç olarak k temel
hak kat ya da doğruluk kr ter olduğunu savunan Ortaçağ f lozofu k md r?

A) Er gena

B) Sokrates

C) August nus

D) Plot nus

E) Occamlı W ll am

CEVAP ANAHTARI

1. d 2. c 3. b 4. a 5. e 6. c 7. d 8. a 9. a 10. c

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 88/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

10. DESCARTES, SPİNOZA VE LEİBNİZ’DE ETİK

Giriş

Ahlak felsefes (et k) ders m z n bu 10. bölümünde Kıta Avrupası rasyonal zm n n üç büyük tems lc s Descartes, Sp noza
ve Le bn z’ n et k anlayışları ele alınmıştır. Descartes Modern Felsefen n kurucusu olarak felsefe tar h nde öneml b r yere
sah pt r. Modern özne kavramıyla Descartes, tüm ep stemoloj k ve et k düşünüşün başlangıç noktası ve zem n olarak
öznell ğe şaret etm şt r. Her türden kuşkudan muaf dolaysız varlığıyla düşünen özne (cog to), modern b rey n kend
pol t k ve ahlak yaşamını kurmasının da yegâne zem n olarak karşımıza çıkmaktadır. Düşünen özne her türden dışsal
otor teye karşı kend akılsal düşünme yet s ne dayanarak düşünmel ve yaşamalıdır. Descartes’ n bu çıkışı zamanının
pol t k ve d nsel otor teler tarafından kuşkuyla karşılanmıştır.

Sp noza Eth ca adlı yapıtında ontoloj k zem nl ve geometr k çıkarım yöntem ne dayalı b r et k anlayışını ortaya
koymaktadır. Tanrı ve doğayı özdeşleşt ren Sp noza ç n, tanrısal ve doğal zorunluluğu aşan b r özgür nsan radeden söz
ed lemez. İnsan b reysell k ve öznell k düzlem nde özgürlük, var olan doğal zorunluluğunun b l nc ne uygun b r tarzda
davranmak olab l r. İnsan ç n kötülük olab l r, fakat sonsuz ve tözsel varlık olarak Tanrı ç n kötülük yoktur. Tanrısal
planda her şey bell b r yasallık ve zorunluluk tarafından bel rlenmekted r. İnsanların et k açıdan yapması gereken en
öneml şey, tanrısal zorunluluğun b l nc yle davranmak ve olup b ten şeyler n neden olup b tt ğ ne da r gerçek b r
kavrayış ve çgörüye sah p olmaktır. Böyle b r kavrayış ve çgörü k ş y köleleşt ren kötülük algısından ve dolayısıyla
ed lg n ve mutsuz ed c duygulardan özgürleşt recekt r.

Le bn z’ n felsef s stemat ğ açısından bel rley c olan unsur, onun monad   öğret s d r. Lebn z’e göre evren oluşturan
tözler monadlardır. Monad ter m Yunanca b rl k, tekl k g b anlamlara gelmekted r. Böylece Le bn z’ n d ğer b rçok
f lozo an farklı olarak çoğulcu ve b reysel b r töz anlayışına sah p olduğunu görmektey z. Le bn z’ n bu b reysell ğe dayalı
çoğulcu töz anlayışının, modern dönem n çoğulcu ve b reysell k zem nl ahlak ve pol t ka anlayışına da uygun olduğu
görülmekted r.

10.1. Descartes’ın Düşünen Özne Kavramı Bağlamında Etik

Fransız F lozof René Descartes (1596-1650) modern felsefen n kurucusu olarak kabul ed l r. Descartes felsef doğruluğa
er şmede tüm akıl-dışı otor teler yadsıyıp kuşku konusu kılarken, felsefen n aklın ışığından ve onun meşrut yet nden
ayrılmaması gerekt ğ n vurgulamıştır. Aklımızın doğru b lg arayışında bazı dış etkenler ve etk ler yüzünden yanılgıya
düşmemes ç n, uyması gereken bazı kurallar ve lkeler vardır. Descartes’e göre, bu kural ve lkeler n lk ve belk de en
öneml s , açıkça ve kuşku götürmez b r tarzda doğru olarak tanımadığımız h çb r şey kabul etmemek olarak formüle
ed leb l r.

Kuşku Descartes’ n felsefes ç n öneml b r şleve sah pt r. Orta Çağ boyunca Batı felsef düşünüşüne egemen olmuş
Hr stıyan nancı ve ona dayalı lah yat (teoloj ), Descartes’ n felsef anlamıyla kuşkuyu doğruluğa er şmede b r yöntem
düzey ne yükseltmes yle çok c dd b r teor k darbe almıştır. Her ne kadar Descartes, felsef kuşkuyu yalnızca doğruluğa ve
Tanrı’nın varlığına da r temellend r lm ş b r b lg ye er şmek ç n kullandığını d le get rm ş olsa da öncüsü olduğu modern
felsefe artık sorgusuz suals z kabul ed len h çb r d nsel nanca sıcak bakmayacaktır. Tanrı’nın varlığı dâh l tüm d nsel
nanç ve kabuller de rad kal ve tav z vermeyen b r kuşku ve eleşt r ye tab tutalacaklardır. Yükselen burjuva sınıfıyla
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 89/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

b rl kte bel rg n b r şek lde güçlenen dünyev ve la k ruh, artık ger dönülmez b r şek lde felsef düşünüşün özünü de
bel rlemeye başlayacaktır. İşte bu dünyev ve la k ruh, Descartes’ n felsefes ç n elzem olan özne kavramıyla b rl kte
gerçek ve sağlam teor k b r zem n de kazanmıştır. Descartes ç n nsan aklı, felsef ve d nsel doğruluk ve hak katlere
ulaşmada kullanılması gereken yegene zem nd r. Descartes bu anlamda b r akılcı (rasyonal st) f lozo ur. Akıl felsef
anlamda doğru b lg ye ulaşmak ç n, en sağlam ve güvel r başlangıç noktasını öznell k zem n nde bulur. Düşünen özne
aklın meşru kullanımı ç n düşünüleb lecek en meşru ve güven l r zem n b zlere sunar.

Düşünen özneye (cog to) b raz daha yakından baktığımızda, onun her türlü kuşkudan muaf b r varlığa sah p olduğunu
görürüz. Düşünen öznen n kend s tam da her türlü kuşkunun öznes olduğu ç n, kuşku ed m n n gerçekleşmes ya da
dışavurumu ç n zorunludur. Öznell k ve b reysell k düşünces n n modern felsefeyle bu ön plana çıkması, yalnızca
felsefeye değ l, modern kültürün tüm yönler ne ve ögeler ne özgüdür. Modern nsan nasıl b r ş, eş ve yaşama yolu ve
b ç m seçeceğ ne, ahlak ve hukuk lkeler bağlamında kend b reysel öznell ğ yle karar veren nsandır. Modern nsanı
geleneksel nsandan ayıran en öneml ahlak ve pol t k özell k budur. Bu öneml ahlak ve pol t k özell k, Descartes’ n
felsefes nde ontoloj k ve ep stemoloj k b r zem ne oturmuştur. Descartes, nsanın kend b reysel öznell ğ bağlamında
tüm dış etk lerden ve otor telerden bağımsız ve özgür b r akılsal düşünme yet s ve rades ne sah p olması gerekt ğ
f kr n n felsef temeller n atmıştır. Bu bağlamda öznen n kend kend s n düşünmes le b r başkasını ve genel olarak
nesnell ğ düşünmes arasında hem ep stemoloj k hem de et k bağlamda b r fark olacaktır. Ep stemoloj k doğruluk ve
et k y l k, b reysel öznen n özgür ve bağımsız akılsal düşünme yet s ne dayanılarak ortaya konulab l r. Özne kend
dolaysız varlığından ve bu dolaysız varlığın temel lkeler nden hareketle gerçekl ğ yorumlayacaktır.

10.2. Spinoza’nın Etiği

Kıta Avrupası’nın Descartes’ten sonra b r başka ünlü rasyonal st olan Sp noza’nın felsef düşünces n n merkez nde
ontoloj yle b rl kte et ğ n bulunduğu rahatlıkla söyleneb l r. En öneml eser olan Eth ca, geometr k kanıtlama ve
çıkarımlar temel nde b r et k anlayışını ortaya koyar. Sp noza, hem mutlak ve zorunlu b r varlıktan hareketle tüm
evrensel gerçekl ğ teor k olarak temellend rme hem de bu temellend rme çerçeves nde bütünlüklü b r felsef duruş ve
karakter ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Sp noza’nın teor k (kuramsal) ve prat k, felsef ve ahlak duruşları
b rb rler nden dolaysız ve güçlü b r şek lde beslen r.

Mutlak ve zorunlu b r varlık ya da töz düşünces n n temel , böyle b r varlığın tam da tüm doğaya ya da sonsuz varlığa
özdeş görülmes yle ortaya konmaya ve anlaşılır kılınmaya çalışılır. Mutlak varlık ya da töz var olmak ç n kend
kend s nden başkasına dayanmayan varlıktır. Bu mutlak varlık Tanrı ya da doğa olarak adlandırılır. Nasıl k Tanrı kend
varlığı ve doğruluğu ç n başka b r varlığa dayanmıyorsa, Tanrı dışındak d ğer tüm sonlu varlıklar da kend varlık ve
doğruluklarına yalnızca Tanrı’nın varlığı ve doğruluğu sayes nde sah p olurlar. Bu bağlamda k ş n n kend varoluşunu
özüne uygun b r şek lde gerçekleşt rmes ç n, Tanrı’yı ve kend s n b lmes ve bu temelde b r ahlak duruş serg lemes
gerek r. B lme ed m nsanın kend özüne ve doğasına uygun olmayan karşılaşmaları el m ne etmes ç n yaşamsal b r
değer taşır. B lg , ama öncel kle felsef b lg b ze doğadak yer m z ve tanrısal bütünlük ve sonsuzluk ç ndek yer m z
saptamamıza h zmet eder.

Sp noza ç n, var olan bütün şeyler tanrısal b r düzen n ve s stem n parçası olarak vardır ve anlamlıdır. Böylece b r felsefe
s stem de bell b r yöntem ve s stem çerçeves nde ortaya konab l r. Sp noza’ya göre doğadak h çb r şey rastlantısal ya da
olumsal b r tarzda var olmaz. Her şey tanrısal ya da doğal zorunluluğun sonucu ortaya çıkar ve çıkmaktadır. Tanrı
mantıksal ve matemat ksel olarak evren n yaratıcısı ve tözüdür. Eğer Tanrı en son gerçekl k, töz ve mutlak y l k se
evrende var olduğunu düşündüğümüz kötülük nasıl açıklanmalıdır? Sp noza açısından evrende var olan gerçek b r

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 90/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

kötülükten söz ed lemez. İnsanlar tarafından kötülük olarak n telenen her şey n, tanrısal gerçekl ğ b lmemekten, var
olan her şey n ve her bel rlen m n tanrısal bütünlüğün zorunlu b r parçası ve b leşen olarak var olduğunu görememek ve
kavramamaktan dolayı böyle n telend ğ söyleneb l r. Kötülüğün yalnızca b reysel öznell k temel nde b r gerçekl ğ söz
konusu olab l r. B reysel ve sonlu varlığımı destekleyen ve güçlend ren şeyler y , desteklemeyen şeyler se kötü olarak
n teleneb l r. Yaşama radem ve gücümü arttıran şeyler, hem ontoloj k düzlemde hem de ahlak düzlemde y d rler. Bu
durumda var olan her gerçekl k Tanrı’dan kaynaklandığı ve ona yabancı olmadığı ç n, sonsuz tanrısal hak kat
bağlamında zararlı ve kötü b r gerçekl kten söz ed lemez. Ontoloj k ve et k açıdan y l k ve kötülük sonlu varlıklar ç n söz
konusudur.

Sp noza’nın mon st (tekç ) ve determ n st (bel rlen mc ) bakış açısıyla rade ( stenç) özgürlüğünü de olumsuzladığını
görmektey z. İnsanların özgür b r rade ya da stence sah p olduklarını düşünmeler de y ne b r b lg s zl k ve yanılgı
durumuna şaret eder. İnsan anlamda b r özgürlükten söz ed lecekse bu daha çok doğada hüküm süren tanrısal
zorunluluğun b l nc yle bu zorunluluğa uygun davranmaya şaret eder. Özgürlük bu anlamda zorunluluğun b l nc olarak
tanımlanab l r. Bu nsan ve ahlak anlamıyla özgürlük karşımıza kölel ğ n karşıtı olarak çıkar. Köle karakterl b r s
Sp noza tarafından duygularını ılımlılaştırma ve denetlemede güçsüz olan k ş d r. Akıl tarafından duygularını
denetlemeyen nsan, duygularına dolaysızca boyun eğen nsan, kend yaşamı üzer nde denet me sah p olmayan
nsandır. O kend yaşamının öznes ve egemen olmadığı ç n özgür değ ld r. B r nev tal h n ve rastlantıların el nded r ve
duygu ve olayların kend s n sürükled ğ b r s d r. Çoğu kez kend s ç n ney n y olduğunu göreb lse de kötü olanı
zlemeye zorlanır.

Sp noza’ya göre y olan nsanın kend doğasına uygun davranması ve kötü olan se kend doğası ve özüne aykırı
davranmasıdır. İnsanın akılsal düşünme yet s ne sah p b r varlık olarak davranması, kend doğasına ve özüne uygun
davranmasıdır. Duygularına ed lg n b r şek lde tesl m olmayan nsan, b lge nsandır. Erdeml olmak öyleyse aklın
klavuzluğu altında kend ne yararlı olanı ve varlığını koruyup arttıran şey seçmekt r.

Sp noza, anlama yet m z ve prat k ve ahlak anlamda yararlı olan arasında der n b r l şk olduğu görüşündeyd .
Gerçekten ve son kertede yararlı olan şey anlama kapas tem z artıran şeyd r. Zararlı ve kötü olan se anlamamıza engel
olan, anlama yet m z dumura uğratandır. Bu yönüyle anlamak, duygulara kölel kten, onların düşünme yet m z
engeleyen etk ler nden kurtulmaktır. Duygularımız kend ler ne l şk n b r kavrayışa kavuşur kavuşmaz, b r tutku olmaya
son ver rler. Kavrayış z hn duyguların pas f b r zley c s olmaktan kurtarır. Z h n kavrayış le b rl kte pas f b r konumdan
akt f b r konuma geç ş yapar. Sp noza bu duruma nefret duygusunu örnek olarak ver r. Sp noza’ya göre nefret etk n değ l
ed lg n b r duygudur. D ğer b r anlatımla nefret kavrayış yet m z n, akılsal düşünme yet m z n askıya alındığı b r duygu
durumudur. Nefret böylece b z kend s ne es r eden, köle eden b r duygulanım durumudur. B z es r alan bu duygu
durumundan kurtulmak ç n yapılması gereken şey, nefret ed len k ş ya da k ş ler n doğal b r zorunluluğun sonucunda
davrandıklarını kavramaktır. D ğer b r d le get r şle Sp nozacı determ n zme uygun olarak düşünmek ve yaşamak b z
kend ç m zde huzurlu ve başkalarına karşı kavrayışlı yapacaktır. Kötü olarak n teled ğ m z şey b r kez kavrandığında,
z hn m zde yarattığı ed lg n ve köleleşt r c duygular zem nler n y t receklerd r.

Yukarıda söylenenler Sp noza’nın Eth ca adlı yapıtında duygulara da r söyled kler çerçeves nde anlaşılab l r. Sp noza
açısından haz ve acı k temel duygu olarak tüm d ğer türev duyguların kaynağıdır. Örneğ n bu türev duygulardan
öneml lerden b r olan sevg (amor), “dışsal b r neden n düşünces n n eşl k ett ğ haz duygusundan başka b r şey
değ ld r.” Nefret (od um) se “dışsal b r neden n düşünces n n eşl k ett ğ acıdan başka b r şey değ ld r.” Şefkat  se
“başkalarının duygularına öykünme, acı le lg l olduğu zaman” ortaya çıkan duygudur. Sevg ve nefret n haz ve acıdan
çıkan ve nsan yaşamının seyr n der nden etk leyen k bel rley c duygu olduğu söyleneb l r. Sp noza’nın et k anlayışı
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 91/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

bağlamında b rey ç n öneml olan, beden n k myasına ve ruhun doğasına ve s stemat ğ ne uygun b r çevrede yaşamaktır.
K ş n n yaşama steğ ve sev nc n artıran karşılaşmalar y , bu steğ ve sev nc azaltan karşılaşmalar se kötüdür. Bu
bağlamda y (bonum) her türlü haz ve ona neden olan şey, kötü (malum) se her türlü acı ve özell kle stekler m z boşa
çıkaran şeyd r. Bu bağlamda k ş , y ve kötü olarak duyumsanan her şey n kend k ş l ğ ve düşünceler yle bağlantılı
olduğunu unutmamalıdır.

Sp noza ç n, b r şeye y demem z n neden onu stemem zd r. İstem m zden bağımsız b r y l k yoktur. İy l k ve kötülük
nsan bağlamda b r anlam taşır ve aşkın b r konumlanış ç nde tanımlanamaz. İnsan stenc ya da rades n doğal
zorunluluğa uyumlu kılarak mutlu ve huzurlu olur.

10.3. Leibniz’in Etiği

Le bn z’ n felsefes açısından bel rley c olan lk şey onun monad öğret s d r. Monad ter m Yunanca b rl k ve tekl k
anlamlarına gel r. Monad Le bn zc felsef s stemat ğ n tözüdür. Monadlar b reysel ve tek l varlıklar olarak evrendek tüm
d ğer b reysel varlıklardan farklı ve bağımsız b r gerçekl ğe sah pt rler. B rey n ve b reysel olanın bu tözsel ve bel rley c
konumu, Le bn z felsefes n n ayırıcı özell ğ olarak karşımıza çıkmaktadır. Et k açıdan bakıldığında, b reysell ğ n bu
vurgulanmasının modern zm ve l beral zm n ruhuna uygun olduğu söyleneb l r. Modern toplumların hukuk s stemler ve
somut ahlak yaşamlarının da her b rey vazgeç lmez ve devred lmez bazı haklarla tanımladıkları görülmekted r. B rey
modern l beral burjuva toplumu ç n, tüm toplumsal yaşamının özsel ve bel rley c b leşen olarak karşımıza çıkar.
Le bn z’ n monadları da evrensel varoluş açısından tözsel ve bel rley c b r konum taşırlar.

Ayrıca Le bn z’ n dışarıya kapalı ve kend ç nde b r s stem ve evren oluşturan monadları, kap tal zm n üret m ve tüket m
l şk ler yle bel rlenm ş günümüz nsanının, kend ç ne kapalı, atom ze olmuş b reyler n çağrıştırmaktadır. Böyle b r özel
mülk yet toplumunda benc ll k ve b reysel değerler ön plana çıkmakta ve b reyler b rb rler nden kopuk ve yabancılaşmış
b r yaşamın b leşenler ne dönüşmekted rler.

Le bn z’e göre Tanrı mutlak güçlü ve y olduğu ç n, mümkün dünyaların en y s n yaratmıştır. Dünyadak her şey bell b r
tanrısal akıl ve zorunluluğun sonucu olduğu ç n, bu dünya mümkün dünyaların en y s d r. Görüldüğü üzere Le bn z
yalnızca b reysel olanın önem ne da r vurgusuyla değ l, y mserl ğ yle de d kkat çeken b r f lozo ur. Sp noza’ya koşut
olarak, tanrısal planda b r kötülükten söz ed lemez. İnsan düzlemde b r kötülükten söz ed leb l r. İnsan bağlamda
kötülük se rade ya da stenç özgürlüğünden kaynaklanır. Tanrı her şey n kör b r zorunlulukla bel rlend ğ b r dünya
yaratmak stemem şt r. Tanrı nsana özgü b r rade özgürlüğünü, yan b r keyf yet çeren b r dünyanın daha y b r dünya
olduğunu düşünmüştür. İnsan bu anlamda belk kend rades ve keyf yet yle kötülüğü seçeb l r, fakat bu kötülük
dünyadak genel ve ağırlıklı y l k denges n gölgeleyen b r boyutta değ ld r. İy l k her zaman bel rley c ve kazanan taraf
olacaktır. Le bn z’ n b reysell k vurgusu yanında bu y mserl ğ n n de l beral burjuva y mserl ğ n çağrıştırdığı söyleneb l r.
Ayrıca d kkat çeken başka b r nokta da Le bn z’ n öte-dünyacı, ah retç b r f lozof olmaktan çok, tüm y mserl k ve
b reyselc l ğ yle bu dünaya dönük b r f lozof olduğudur.

Kısaca özetlemek gerek rse Descartes, Sp noza ve Le bn z’ n felsefeler yle modern Avrupa kültürünün üç öneml
düşünürü oldukları söyleneb l r. Descartes Modern öznell k f kr yle modern felsefen n kurucusu olarak n telenegelm şt r.
Bu modern öznell k anlayışına uygun olarak her b rey kend pol t k ve ahlak duruşunu kend öznell ğ zem n nde
b ç mlenen akılsal düşünüşüyle oluşturacaktır. Sp noza Tanrı ve doğayı özdeşleşt ren ve doğayı kavramayı ve ona uygun
davranmayı salık veren et k anlayışıyla, modern avrupa kültürü açısından önem taşıyan dünyev l ğ pek şt rm şt r.
Le bn z se monad anlayışıyla b reysell ğ n önem ne vurgu yapmaktadır k onun bu vurgusu modern zm n b reysel
öznell ğe yönel k lg s ne uyumlu ve koşut b r durumdur.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 92/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Uygulamalar

1) Bu bölümde öğrend ğ n z et k anlayışlarını, daha önce öğrend ğ n z et k anlayışları le karşılaştırınız.

Uygulama Soruları

1.  Descartes’ n modern felsefe açısından önem ned r? Tartışınız.

2.  Descartes kend felsefes ç n nasıl b r başlangıç noktası seçm şt r? Açıklayınız.

3.  Sp noza Eth ca adlı yapıtında nasıl b r töz anlayışına sah pt r? Açıklayınız.

4.  Sp noza’nın töz anlayışı ve geometr k çıkarım yöntem nasıl b r ahlak anlayışına yol açmıştır? Değerlend r n z.

5.  L ebn z’ n monad öğret s n n ahlak felsefes açısından sonuçları nelerd r? Tartışınız.

Bölüm Özeti

Ahlak felsefes (et k) ders m z n bu 10. bölümünde Kıta Avrupası rasyonal zm n n üç büyük tems lc s Descartes, Sp noza
ve Le bn z’ n et k anlayışlarını temel noktalarıyla öğrend k. 

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 93/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Modern özne kavramıyla tüm ep stemoloj k ve et k düşünüşün başlangıç noktası ve zem n olarak
öznell ğe şaret eden f lozof aşağıdak lerden hang s d r?

A) Sp noza

B) Descartes

C)  Hume

D) Le bn z

E) Locke

2. Descartes’a göre felsef ve d nsel doğruluk le hakk katlere ulaşmada kullanılması gereken yegâne zem n
ned r?

A) Anlama yet s

B) Duyu algısı

C) Duyusal sezg

D) İç görü

E) Akıl

3. Eth ca adlı eser nde geometr k kanıtlama ve çıkarımlar temel nde b r et k anlayışı ortaya koyan
rasyonal st f lozof aşağıdak lerden hang s d r?

A) Descartes

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 94/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B)  Kant

C) Le bn z

D) Sp noza

E) Berkeley

4. Aşağıdak lerden hang s Sp noza’ya göre Mutlak varlık ya da tözün özell ğ d r?

A) Mutlak varlık ya da tözü düşüneb l r z ancak b lg s n elde edemey z.

B) Mutlak varlık ya da töz saf form olarak herşey n kend s ne doğru yöneld ğ ereksel nedend r.

C) Mutlak varlık ya da töz kend kend s nden başkasına dayanmayan varlıktır.

D) Mutlak varlık ya da töz evrene çk n değ l aşkındır.

E) Mutlak varlık ya da tözün z hn m z n dışında b r gerçekl ğ yoktur.

5.  Aşağıdak lerden hang s Sp nozanın y l k ya da kötülük üzer ne görüşler nden değ ld r?.

A) Kötülük ve y l k her k s de evrende varolan özsel gerçekl klerd r ve Tanrısal düzende yer sah b d r.

B) Kötülüğün yalnızca b reysel öznell k temel nde b r gerçekl ğ söz konusu olab l r.

C) B reysel ve sonlu varlığımı destekleyen şeyler y , desteklemeyenler şeyler se kötü olarak n teleneb l r.

D) Yaşama radem ve gücümü arttıran şeyler hem ontoloj k hem de ahlak düzlemde y d rler.

E) Ontoloj k ve et k açıdan y l k ve kötülük sonlu varlıklar ç n söz konusudur

6. Sp noza’ya göre erdeml olmak ned r?

A) K l sen n otor tes ne göre davranışlarını bel rlemekt r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 95/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) Olab ld ğ nce haz elde etmekt r.

C) Aklın kılavuzluğu altında kend ne yararlı olanı ve varlığını koruyup arttıran şey seçmekt r.

D) Duygularımızın rehberl ğ altında hareket etmekt r.

E) Doğaya aşkın olan Tanrının buyruklarına göre hareket etmekt r.

7. Sp noza hang k duyguyu d ğer tüm duyguların temel olarak bel rt r?

A)  Neşe ve sev nç

B) Haz ve acı

C) Sev nç ve üzüntü

D) Sevg ve acı

E) Haz ve üzüntü

8. Le bn z’ n felsefes açısından bel rley c olan lk şey ve felsef s stemat ğ n n tözü ned r?

A) Mutlak

B) Doğa

C)  İy

D) Monad

E) Sonsuz

9. “Dünyadak herşey bell b r Tanrısal akıl ve zorunluluğun sonucu olduğu ç n, bu dünya mümkün
dünyaların en y s d r” görüşü aşağıdak f lozoflardan hang s ne a t olab l r?

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 96/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

A) Le bn z

B) Descartes

C) Malebranche

D) Sp noza

E) Kant

10. ‘Tanrısal planda b r kötülükten söz ed lemeyeceğ n ’ ler süren k f lozof aşağıdak şıklardan hang s nde
doğru ver lm şt r?

A)  Sp noza – Descartes

B) Descartes – Le bn z

C) Le bn z – Sp noza

D) Sp noza – Hume

E) Hume – Le bn z

CEVAP ANAHTARI

1. b 2. e 3. d 4. c 5. a 6. c 7. b 8. d 9. a 10. c

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 97/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

11. İNGİLİZ EMPİRİZMİ

Giriş

Ahlak felsefes ders n n bu 11. bölümünde İng l z emp r zm başlığı altında Locke, Berkeley ve Hume’un et k anlayışları
ncelenm şt r. İng l z emp r zm n n lk öneml tems lc s Locke ç n, nsan b lg s n n kaynağı nsanın duyu algısıdır ve
nsanın doğuştan get rd ğ ve sah p olduğu h çb r düşünce yoktur. İnsan b lg s n n kaynağını deneyde gören bu felsef
hareket ç n, duyu algısı ya da deneyden önce gelen h çb r a pr or (önsel) b lg yoktur. Locke ç n a pr or b lg olmadığı
g b , a pr or yan deneye ve duyu algısına önsel b r ahlak lke ve normdan da söz ed lemez. Felsef ve ahlak açıdan t kel
b r toplumdak pol t k ve hukuk kt darın b r c k meşrulu zem n toplumun çoğunluğundan aflığı rıza ve onay olab l r. Bu
söz konusu rıza ya da onay dışında evrensel, zorunlu ve bu anlamda a pr or b r meşruluk zem n aramak beyhude b r
çaba olacaktır.

İng l z emp r zm n n b r d ğer tems lc s Berkeley’ n et k anlayışı d nsel nancına koşut olarak şek llenm şt r. Berkeley ç n
de duyu algısı ve nsan deney m ep stemoloj k açıdan vazgeç lmez b r önem taşımaktadır. Berkeley Locke’dan daha da
ler g der ve var olmayı algılanmış olmaya nd rger. Algılarımızın nesnel kaynağı olarak düşünüleb lecek madd b r
gerçekl ğ yadsıyan Berkeley, b reysel öznell ğ m z n ve radem z n zem n olab lecek böyle b r nesnell ğ Tanrı’nın
varlığına bağlar. Her şey algılayarak var eden Tanrı mutlak ve keyf rades yle her türden d nsel ve ahlak arınma ve
kurtuluşun kaynağı olarak bel rlen r.

İng l z emp r zm n n belk de en öneml tems lc s olan Hume ç n, algı çer kler n n, duyu zlen mler n n dolaysız
varoluşunu aşan b r töz düşünces felsef olarak temellend r lemez. Öznel ya da nesnel töz düşünceler hem
ep stemoloj k hem de et k olarak b r yana bırakılmalıdır. Hem ep stemoloj k hem de et k alanda deneye önsel olab lecek
h çb r zorunlu, evrensel düşünce ve lkeden söz ed lemez. Tüm b lg ve değerler m z n kaynağı bazı z h nsel çağrışım,
duygulanım ve toplumsal uzlaşmalardır. Hume’un et k anlayışı bu söz konusu temel üzer nde bazı yararcı ögeler çer r ve
o bu anlamda İng l z yararcılığının da öncüsü olarak kabul ed leb l r.

11.1. Locke ve İngiliz Empirizminin Başlangıcı

İng l z emp r zm n n temel savı h çb r b lg ve düşüncen n doğuştan gelmey p deney mle kazanıldığı savıdır. Bütün
b lg m z deney m kaynaklı gören bu sav, yalnızca b lg felsefes ne özgü değ ld r, ters ne ahlak felsefes , s yaset felsefes
ve tüm d ğer felsefe d s pl nler ne özgü sonuçlara da sah pt r. Rasyonal zme karşıt b r ep stemoloj k duruş olan emp r zm,
b lg alanında evrensell k, zorunluluk ve kes nl k g b rasyonal st savları da kend kesk n ve rad kal eleşt r s n n konusu
kılmıştır. John Locke (1632-1704) le başlayan bu emp r st eleşt r sürec , İrlandalı Öznel İdeal st George Berkeley (1685-
1753) le kend ne özgü b r karakter almış ve İskoçyalı Düşünür Dav d Hume’un (1711-1776) rad kal kuşkuculuğuyla
doruğuna ulaşmıştır.

B lg alanındak emp r st duruş, t kell k ve görel l ğ n ön plana çıkması anlamına gel r. Locke’a göre h çb r düşüncem z
doğuştan olmadığı ç n, tüm sosyal değerler m z ve özel olarak ahlak değerler m z deney m n sonucu ortaya çıkarlar. Bu
bağlamda ahlak değerler m z de tüm d ğer toplumsal değerler g b , t kel ve görel b r tar hsel sey r ç nde şek llen rler.
Aposter or , yan deney sonrası şek llenen b lg ler m z ve değerler m z, açıktır k t kel ve görel b r karakter taşıyacaklardır.
Ahlak felsefes bağlamında İng l z yararcılığının öncüsü olan Locke’a göre, var olan t kel ve görel toplumsal, d nsel yasa
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 98/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

ve kurallara uymak k ş ç n yararlı ve akıllıca olacaktır. Pol t k anlamda b r l beral olan Locke, toplumsal yasa ve
kuralların toplumu oluşturan b reyler n kend yarar ve çıkarları ç n kabul ett ğ b r sözleşme olması gerekt ğ
görüşündeyd . Pol t k kt darın meşruluğu yalnızca halkın, toplumu oluşturan tüm b reyler n rızasıyla sağlanab l rd .
Böyle b r toplumsal rızaya sah p olmayan h çb r kt dar meşru değ ld r.

Bu anlamda toplumsal yaşam ç n rıza oluşturma ve çoğunluğun uzlaşması hayat b r önem taşımaktadır. Pol t k, ahlak
ve tüm d ğer lke ve değerler aşkın ve a pr or b r kaynağa dayanılarak haklı ve meşru kılınamaz. İnsanların eş t ve özgür
doğmuş olduklarına nanan Locke, eş tl k ve özgürlüğü nsan olmanın k temel bel rlen m olarak toplumsal yaşamın
temel olarak görür. Buradak eş tl k özel mülk yet ve servet b r k m n dışlayan sosyal st b r eş tl k değ l, l beral b r
eş tl kt r. L beral eş tl k temel olarak hukuk ve ahlak b r n tel k taşır.

Hem ahlak normlar hem de pol t k kt dar, özgür ve eş t yurttaşların onayları ve uzlaşması olmadığı sürece h çb r
geçerl l k taşımaz. Her b r t kel toplumun tar hsel koşullarla görel ahlakı, ç nde bulunulan çağın deney mler yle
şek llen r ve toplumsal uzlaşmaya dayanır. Evrensel, mutlak ve tümüyle akılsal b r ahlak ve pol t k norm düşünülemez.
Bu anlamda Locke da tıpkı Descartes g b , var olan ve ç nde bulunulan d n n ve toplumun değerler ne zorunlu olmadıkça
ters düşmey yararlı ve akıllıca bulmaz. Var olan kt dara karşı çıkmanın b r c k zem n , söz konusu kt darın halkın
çoğunluğunun rızası ve onayına dayanmıyor olmasıdır. Halkın çoğunluğunun onayı ve rızasını alamamış despot k b r
yönet m ve ahlak anlayışı, toplumun ç nden b r onaya ve meşrut yete sah p olmadığından, ayakta kalamayacak ve yer n
daha yararlı ve meşru b r kt dar ve değer anlayışına bırakacaktır.

11.2. Berkeley’in Öznel İdealizmi

Berkeley İrlandalı b r p skopostu ve bu nedenle tüm felsef düşünces d nsel nancının etk ler yle b ç mlenm şt r. Algı
çer kler nden bağımsız soyut ve evrensel düşünceler n varlığını yadsıyan Berkeley, öznel deal st b r felsef bakış açısına
sah pt r. Berkeley’ n öznel deal zm sol ps zme (tekbenc l k) varmayan b r öznel deal zmd r. B reysel özneler kend
paylarına kend algı çer kler ne sah pt rler ve bu çerçeve ç nde tözsel b r konumlanış ç nded rler. Algı çer kler m z n
kaynağı olarak tasarımlanab lecek b r madd gerçekl k ve dünyadan söz ed lemez. Her türden sol ps zm ht mal n
geçers z kılacak olan b r nesnell k tanrısal algının kend s nden kaynaklanır. D ğer b r d le get r şle b reysel öznell ğ m de
dâh l dünyadak tüm gerçekl ğ n varlığı ve sürekl l ğ yalnızca Tanrı’nın onları algılamasına dayanır.

Bu nedenle Berkeley’ n et ğ , tümüyle d nsel nancı ve bu d nsel nanca koşut Tanrı’nın mutlak varlığı ve keyf yet
anlayışıyla b ç mlenm şt r. Algısıyla tüm evrensel varoluşu gerçek kılan Tanrı, algı çer kler m z n tümüyle öznell ğ m z n
yaratısı mgelerden baret olmamasını sağlayan güçtür. Algı çer kler m z z hn m z n keyf mge ve yaratılarından farklı
olarak öznell ğ m ze d ren rler ve b reysel keyf yet ve radem ze sınır ç zerler. Keyf yet ve rades ne sınır ç z lemeyecek
yegâne öznell k Tanrı’dır. Bu durumda et k açıdan sorulması gereken soru, böyle keyf yet ne ve öznell ğ ne sınır
ç z lemeyen b r Tanrı’nın y olup olmadığıdır. Açıktır k b r p skopos olarak Berkeley’ n bu soruya vereceğ yanıt olumlu
olacaktır. Evrende şleyen tanrısal b r düzen söz konusudur. Bu tanrısal şley ş ve düzen b z deneye önsel ya da d ğer b r
d le get r şle   a pr or   olarak b lemey z. Deney mler m z n, algı çer kler m z n b ze sunduğu bazı tekrarlar ve şley ş
düzenekler yoluyla b z bu söz konusu tanrısal şley ş ve düzen n ayrımına varab l r z. Doğada hüküm sürdüğü düşünülen
neden-sonuç l şk ler h ç de mantıksal açıdan zorunlu değ ld r ve tanrısal keyf yete bağlıdır. Tanrı kend rades yle
bambaşka b r evren ve düzen yaratab l rd . Bu bağlamda Berkeley Hume’u da önceleyen b r tarzda, neden ve etk
arasında mantıksal ve zorunlu b r bağıntının olmadığını düşünür. Nedenler ve olası etk ler yalnızca zamansal b r
ardışıklık ç nde b rb rler n zlerler. Doğa yasaları tanrısal öznell k ve radeden bağımsız b r nesnell ğe ye değ ld rler. Söz
konusu yasalar Tanrı’nın alışkanlıkları olarak yorumlanab l rler. Bu noktada tüm doğanın ve evrensel gerçekl ğ n mutlak

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 99/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

b r özne olarak Tanrı’dan kaynaklanması, b l nçl ve akılsal özneler n ed m ve yaratımlarını konu ed nen ahlak felsefes
açısından lg nç b r nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Tanrı rades sınırsız olarak tasarımlanırken, nsan rades tanrısal
raden n h çb r mantıksal zorunlulukla açıklanamayacak gücüne tab olmaktadır. İnsanın ahlak kurtuluş açısından
tanrıya nanmak ve ona tesl m olmak dışında b r seçeneğ yoktur.

Görüldüğü üzere Tanrı’ya nanmak ve d nsel prat kler yer ne get rmek Berkeley’ n ahlak özneye önerd ğ temel şeyler
olarak karşımıza çıkmaktadır.

11.3. Hume’un Kuşkuculuğu ve Ahlak Anlayışı

Locke le başlayan ve Berkeley le devam eden emp r st gelenek, her türden madd tözün gerçekl ğ n kuşku konusu
kılmıştı. Locke ç n duyu algılarımızın nesnel zem n olarak düşünüleb lecek b r madd töz z hn m z açısından tümüyle
b l nemez kalırken, Berkeley böyle madd b r gerçekl ğ n varlığını kend algı teor s ve deal zm bağlamında tümüyle
yadsımıştı. Düşünceler yle ve rad kal f k rler yle İng l z emp r zm n n doruğu olarak n teleneb lecek Hume ç n, yalnızca
madd değ l aynı şek lde t nsel b r tözün kend s de kuşku konusudur. Algı çer kler m z n zem n olarak düşünüleb lecek
b r t nsel töz düşünces temels z ve kanıtlanamaz b r tezd r. Ruhsal b r bütünlük, benl ğ m ze özgü b r b rl k düşünces ne
mesafel yaklaşan Hume ç n, ruh b r algılar ve düşünceler d z s ve demet olarak görüleb l r. Hume ç n matemat ğ n
b ç msel ve n cel doğrulukları ve deney m çer kler m z n dolaysız ve sezg sel algı çer kler dışında herhang b r doğruluk
ve gerçekl kten söz etmek temels z olacaktır.

Herhang b r t nsel ya da ruhsal töz düşünces olmadan algı çer kler n n nasıl var olab leceğ n açıklamak, Hume ç n
zorunlu ve gerekl b r çaba olarak görülmüyordu. Nasıl k nesneler (örneğ n b r ç çek ya da meyve) bell algı çer kler n n
ya da duyulur n tel kler n b r demet yse, b reysel öznen n kend s de bell z h nsel ed m ve n tel kler n b r d z s ve demet
olarak vardır. Öznell k ve nesnell k bağlamında, algılayan ve algılananlar bağlamında çsel, zorunlu ve evrensel b r l şk
ve bağlantıdan söz etmek ç n el m zde h çb r yeterl kanıt ve duyusal ver yoktur. Algılarımızı b rb r ne bağlayan şey,
z hn m z n duyu zlen mler nden ed nd ğ çağrışımlardır. Hume açısından üç temel çağrışım lkes mevcuttur; andırım
lkes (b r şey n başka b r şey andırması), b t ş kl k lkes (b r bütünün parçalarının b rb r n çağrıştırması ve
düşündürmes ), neden ve etk des (b r sonuç ya da etk n n b z b r neden des ne götürmes ve ters ). Tüm bu çağrışım
lkeler b ze h çb r zorunlu ve evrensel bağıntı vermez. Hume’a göre matemat ksel bağlantılar doğrudan olgusal
gerçekl ğe, algısal çer ğe l şk n olmadıkları ç n, bazı temel b ç msel ve mantıksal doğruluklar çer rler. Buna karşın
olgular arasında böyle zorunlu ve evrensel bağlantı ve l şk ler varsaymamız ç n el m zde h çb r duyulur ver yoktur. B z
yalnızca algılar arasında bell çağrışımlara yol açan ardışık ve b t ş k duyu ver ler ne sah b zd r.

Hume’un nesnel ve öznel gerçekl ğ m z bağlamında saptayamadığı zorunlu ve evrensel bağlantı ve lkeler, açıktır k
toplumsal yaşamımız ve ahlak gerçekl ğ m z bağlamında da söz konusu olmayacaktır. Ona göre b reysel ve toplumsal
bağlamda tüm tar hsel gerçekl ğ aşan evrensel ve zorunlu ahlak b r lke ya da normdan söz ed lemez. Ahlak
değerler m z tek l ve t kel b r karakter taşırlar. Ahlak gerçekl k, b reyden b reye, toplumdan topluma ve dönemden
döneme değ şen b r doğadadır. T kel b r toplumun ya da topluluğun onaylamadığı ahlak lke ve kr terler, söz konusu
toplum ç n kötüyken, onayladığı lke ve kr terler se y ne söz konusu toplum ya da topluluk ç n y d r. Herb r toplum
kend kamu düzen ve çoğunluğun yararına bulduğu değer ve normları desteklerken, bu düzen ve yarara aykırı
bulduklarını se benc l, tehl kel ve zararlı bulur ve böyle n teler. Bu söz konusu t kel ve görel ahlak lke ve değerler a
pr or  b r tarzda yargılamamıza olanak vereb lecek ve bu bağlamda t kel b r toplumun duyguları ve değer yargılarını aşan
akılsal ve mantıksal b r düzlem yoktur. Her yargı ve düşüncen n köken n duyu algısına dayanır ve b reysel, t kel ve görel

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 100/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

b r n tel k taşır. İy ve kötü n telemeler anlamlarını, var olan t kel toplum ve onları oluşturan b reyler n kend yararları
açısından bu n telemeler onaylayıp onaylamamalarına borçludur. B rey ve toplumların neye yararlı ve değerl ded kler
se görel gerçekl k alanına şaret eder.

Var olan olgusal gerçekl kten hareketle bell b r ahlak lke ve yargıyı zorunlu ve evrensel b r tarzda
onaylayamayacağımıza göre, olandan olması gerekene akılsal ve mantıksal b r zorunlu geç ş de söz konusu olamaz. Olan
olması gereken , olgular değerler evrensel ve zorunlu b r tarzda meşru kılamaz. Hume ç n ahlak felsefes bu bağlamda
tüm nsanları bağlayacak normlar ve buyruklar saptayan, ney n yapılması gerekt ğ n öğütleyen normat f b r d s pl n
olmaktan çok, b l msel ve bet mley c , yan olanı, olguları saptamaya ve gözlemeye çalışan b r d s pl nd r.

Hume’e göre nasıl k duyu algısını aşan akılsal b r zorunluluk ve evrensell k savı temels z b r savsa, duygu ve tutkuları
aşan, onları denet m ne alan ve yöneten b r akıl savı da temels zd r. Akıl Hume açısından h çb r zaman tutkulara egemen
olamaz, ters ne onların köles d r. Bu bağlamda Hume klas k ahlak öğret ler ndek rasyonal zm , aklın tutkuları ve tüm
rad eylemler m z bel rlemes ve yönetmes gerekt ğ n savlayan tüm anlayışları eleşt r r. Aklımız b ze nasıl yaşamımız
gerekt ğ ne da r büyük hedefler ya da amaçlar vermez. Aklımız daha çok b ze hedefler veren ve b z yönlend ren duygu ve
tutkularımıza h zmet eden b r araç şlev n üstlen r. Bu durumda aklımız et k b r değer taşımaktan çok tekn k b r şlev
üstlenmekted r.

İy y kötüden ayıran akıl olmadığına göre duygular olmalıdır. Ahlaksız ve erdems z olarak n telenen eylemler b zde
hoşnutsuzluğa, ahlaklı ve erdeml davranışlar se hoşnutluk duygusuna yol açarlar. Hoşnut olmak ve hoşnutsuz olmak,
haz ve acı g b temel duygulanımlar ahlak eylem n köken n olmakla b rl kte, ahlakı eylem bel rleyen bu duygular
karmaşık b r toplumsal örgütlenme ç nde var olurlar. Bu demekt r k eylemler m z bel rleyen tüm duygular ve özell kle
Hume’un d le get r ş yle tutkular, bedensel gereks n m ve çgüdüler m z n dolaysız dışavurumları olab lecekler g b , bell
toplumsal l şk ve beklent ler n dolayımlı ve ncel kl dışavurumları da olab l rler. B rey ve ç nde bulunduğu t kel toplum
arasındak l şk ler düzenlemeye h zmet eden dolaylı ya da k nc l tutkular, gurur ve alçak gönüllülük g b bazı
duygulardan köken alır ve oluşurlar. Toplumsal yaşamda sev len b r olmak, herkes n gurur duyduğu b r olab lmek b rey
mot ve eder ve bu kabul görme ve onaylanma steğ , gerekt ğ nde temel çgüdüler m zden kaynaklanan bazı tutkuları
denetlemem ze ve gözden çıkarmamıza yol açar.

Hume’un ve tüm d ğer İng l z emp r stler n n ep stemoloj k görüşler ne uygun b r şek lde duyarlılık ve duygularımıza
dayanan yararcı et k anlayışı, İng l z yararcılığının hazırlayıcısı ve öncüsü olmuştur. Bu bağlamda Hume ahlak
felsefes nde toplumsal mülk yet ve b reysel yarar duygusuna önem ver r. Buna karşın Hume ç n mülk yet ve yarar b rer
toplumsal olgu olarak, ahlak fenomen n anlamak ç n yeterl değ ld rler. Aynı zamanda toplumsal yaşamda ve ahlak
l şk ler m zde duygudaşlık den len olgu da öneml b r rol oynar. İnsanın hem c nsler ne yönel k bell b r duygudaşlığa
sah p olması, ahlak ed m ve erdemlerden bell b r haz ve hoşnutluk duymasına yol açar.

11.4. İngiliz Yararcılığı

İng l z yararcılığının en öneml tems lc ler , Jeremy Bentham (1748-1832), James M ll (1773-1836), John Stuart M ll (1806-
1873) ve Henry S dgw ck’t r (1838-1900). Yaracılık genel olarak ahlakı ve erdeml davranışı yarar olgusu temel nde
açıklamaya çalışır. Yararcıların ontoloj k ve ep stemoloj k konularda emp r st b r kuşkuculuktan ve poz t v zmden
etk lend kler söyleneb l r. Metaf z k ve d nsel gerçekl k savlarına karşı temk nl ve eleşt rel b r tavır alışları söz konusudur.
L beral zme koşut olarak b r b reysel özgürlüğü ve burjuva demokras s n n değerler n önemserler. Demokrat k seç m ve
yönet m n ruhuna uygun olarak, en büyük sayıda nsanın en büyük mutluluğu lkes n ben mserler.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 101/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

İng l z Yaracılığının, b r süre Amer ka B rleş k Devletler ’n n resm felsefes olacak denl etk n olmuş Pragmat zm n
hazırlayıcısı ve öncüsü olduğu rahatlıkla söyleneb l r. B l nd ğ üzere pragmat zm n en öneml tems lc ler se Charles
Sanders Pe rce (1839-1914), W ll am James (1842-1910) ve John Dewey’d r (1859-1952).

Kısaca özetlemek gerek rse genel olarak İng l z emp r zm n n ahlak felsefes bağlamında daha t kel ve görel b r
perspekt fe sah p olduğu, ahlak değerler m z n kaynağını nsanın duyu algısına ve çeş tl duygulanımlarına
dayandırdıkları söyleneb l r. Locke le başlayan bu süreç h ç kuşkusuz Berkeley’ n d nsel mot fl felsefes nde değ ş k b r
görünüme bürünmüştür. Berkeley tüm ahlak gerçekl ğ Tanrı’nın varlığı ve nancı çerçeves nde anlamlandırmaya
çalışmıştır. Böyle b r d nsel yönel mde onu emp r st kılan şey, var olmayı tümüyle algılanmış olmaya nd rgem ş
olmasıdır.

İng l z emp r zm n n belk de en tutarlı ve rad kal tems lc s Hume se et k değerler m z tümüyle görel ve t kel b r doğada
görmüş ve daha seküler, yan dünyev b r ahlak anlayışını savunmuştur. Her türden evrensel, zorunlu ve a pr or b lg ve
değer yadsıyan Hume, duyu algısı, duygular ve toplumsal uzlaşmaya dayanan b r ahlak felsefes ne sah pt r. Hume’un
ahlak felsefes İng l z yararcılığı ve Amer kan pragmat zm n de der nden etk lem şt r.

Uygulamalar

1) Bu bölümde öğrend ğ n z et k anlayışlarını, daha önce öğrend ğ n z et k anlayışları le karşılaştırarak tartışınız.

Uygulama Soruları

1.  Locke’un İng l z emp r zm n n başlangıcını oluşturan temel savları nelerd r? Açıklayınız.

2.   İng l z emp r zm n n deneye önsel (a pr or ) b lg y yadsımasının genel olarak hang et k sonuçları olmuştur?
Açıklayınız.

3.  Berkeley’ n d nsel mot fl et k anlayışı genel felsefes çerçeves nde nasıl ortaya konab l r? Tartışınız.

4.   Hume’un her türden töz düşünces n eleşt rmes onun genel felsefes ve et k anlayışı bağlamında nasıl
değerlend r leb l r? Yorumlayınız.

5.   Hume düşünceler yle felsefe tar h bağlamında hang ep stemoloj k ve et k düşünce akımlarını etk lem şt r?
Değerlend r n z.

Bölüm Özeti

Ahlak felsefes ders n n bu 11. bölümünde İng l z emp r zm başlığı altında Locke, Berkeley ve Hume’un et k anlayışlarını
öğrend k. Ayrıca, özell kle Hume’un ahlak anlayışından etk lend ğ n ortaya koyduğumuz İng l z yararcı ahlak anlayışını
öğrend k.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 102/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1.  H çb r düşüncem z doğuştan olmadığı ç n tüm sosyal değerler m z n ve özel olarak ahlak değerler m z n
deney m sonucu ortaya çıktıklarını savunan f lozof aşağıdak lerden hang s d r?

A) Sp noza

B) Descartes

C)  Hegel

D) Locke

E) Lebn z

2.  Aşağıda Locke’ın et k anlayışına l şk n ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Locke’ın et ğ tümüyle d nsel nancı ve buna koşut olarak Tanrının mutlak varlığı ve keyf yet anlayışıyla
b ç mlenm şt r.

B) Ahlak değerler m z n kaynağı doğuştan get rd ğ m z Tanrı des ne bağlıdır.

C) Ahlak değerler m z a poster or yan deney sonrası oldukları ç n t kel ve görel b r karakter taşırlar.

D)  Tanrı ve doğayı özdeşleşt ren Locke ç n tanrısal ve doğal zorunluluğu aşan b r özgür nsan radeden söz
ed lemez.

E) Locke ahlak değerler m z n a pr or yan deney önces oldukları ç n evrensel ve zorunlu b r zem ne sah p
olduklarını savunur.

3. Berkeley, algı çer kler nden bağımsız soyut ve evrensel düşünceler n varlığını yadsıması hang felsefe
anlayışını ortaya koyar?

A) Rasyonal zm
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 103/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) Mutlak deal zm

C) Real zm

D) Mon zm

E) Öznel deal zm

4. Varolan t kel ve görel toplumsal, d nsel yasa ve kurallara uymanın k ş ç n yararlı ve akıllıca olacağını ler
süren ve ahlak felsefes bağlamında İng l z yararcılığının öncüsü olan f lozof k md r?

A) Locke

B) Berkeley

C) Jeremy Bentham

D) Sp noza

E) James M ll

5.  Berkeley’ n felsefes n n sol ps st olmamasının dayanağı ned r?

A) Doğa

B) Tanrı

C) Töz

D) D ğer benler

E) Özb l nç

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 104/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

6. Yalnızca madd değ l t nsel b r tözü de kuşku konusu olarak gören, düşünceler yle ve rad kal f k rler yle
İng l z Emp r zm n n doruğu olarak n teleneb lecek olan f lozof k md r?

A) Locke

B) Hobbes

C) Hume

D) Berkeley

E) Sp noza

7. Hume’un et k anlayışına l şk n ver len b lg lerden hang s doğru değ ld r?

A) Hume ç n ahlak felsefes , tüm nsanları bağlayacak normları ve buyrukları saptayan normat f b r
d s pl nd r.

B) Hume’a göre ahlak değerler m z tek l ve t kel b r karakter taşır.

C) Hume duygu ve tutkuları aşan, onları denet m ne alan ve yöneten b r akıl savını temels z bulur.

D) Ahlak gerçekl k b reyden b reye, toplumdan topluma değ şen b r doğadadır.

E) İy y kötüden ayıran şey akıl değ l duygudur.

8. Algılarımızı b rb r ne bağlayan şey, z hn m z n duyu zlen mler nden ed nd ğ çağrışımlardır d yen ve


andırım lkes , b t ş kl k lkes le neden ve etk des olmak üzere üç temel çağrışım lkes bel rleyen f lozof
aşağıdak lerden hang sd r?

A) Locke

B) Jeremy Bentham

C) Berkeley

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 105/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

D) Hume

E) James M ll

9. Hume’a göre ahlaksız ve erdems z le ahlaklı ve erdeml davranışlar b zde hang duyguların oluşmasına
yol açarlar?

A) Neşe – Acı

B) Haz – Üzüntü

C) Hoşnutsuzluk – Hoşnutluk

D) Sev nç – Keder

E) Acı – Neşe

10. Ontoloj k, ep stemoloj k konularda emp r st b r kuşkuculuk le poz t v zmden etk lenen ve en öneml
tems lc ler arasında Jeremy Bentham ve James M ll’ n yer aldığı felsef akım aşağıdak lerden hang s d r?

A) İng l z Emp r zm

B) Anal t k felsefe

C) Pragmat zm

D) İng l z Yararcılığı

E) Alman İdeal zm

CEVAP ANAHTARI

1. d 2. c 3. e 4. a 5. b 6. c 7. a 8. d 9. c 10. d

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 106/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

12. KANT’IN ÖDEV ETİĞİ

Giriş

Kant’ın ödev et ğ ne ayırdığımız bu bölümde, lk n ahlak felsefes n n zem n n oluşturan teor k ve ep stemoloj k
çerçeveye değ n lm şt r. Bu bağlamda öncel kle Kant’ın Salt Aklın Eleştirisi adlı yapıtının genel çerçeves ve ana teması
kısaca tanıtılmıştır. Kant’ın Salt Aklın Eleştirisi’nde aklın teor k bağlamda aşkın ve salt b r kullanımının meşru olmadığını
görmektey z. İnsan b lg s ç n yalnızca aklın a pr or lke ve kategor ler değ l, duyu algımızın çer kler de gerekl d r.

Prat k, yan et k alanda se aklımızın duyu algısına ve emp r k gerçekl ğe dayanmadan salt ve arındırılmış b r kullanımı
söz konusudur. Kant’ın Pratik Aklın Eleştirisi adlı yapıtı kend s stemat ğ açısından k nc eleşt r (kr t k) k tabıdır. Pratik
Aklın Eleştirisi ahlak davranışının zem n olan nsan raden n, salt ve emp r k gerçekl kten arındırılmış aklın lke ve
kurallarıyla bel rleneb leceğ dd asındadır. Akıl prat k alanda, emp r k gerçekl kten kaynaklanan her türden t kell k,
görel l k ve olumsallıktan arınmış b r tarzda evrensel ve genel geçer bazı lke ve kurallara sah p olab l r.

Kantçı et ğ n bazı öneml kavramları da bu bölümde genel hatlarıyla tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu kavramlar koşulsuz
buyruk, özgürlük, sorumluluk, ödev, y rade ( stenç) ve v cdan olarak sıralanab l r.

Bu söz konusu kavramlardan koşulsuz buyruk (kategor k mperat v) Kant’ın ahlak felsefes bağlamında özel ve öneml b r
anlama sah pt r. Koşulsuz buyruk günlük prat ğ m z yönlend ren koşullu (h potet k) buyruklardan farklı olarak, h çb r
b reysel ve toplumsal koşula ve beklent ye bağlanamayacak olan ahlak buyruktur. Koşulsuz buyruk, her türden emp r k
gerçekl kten arındırılmış salt akıl temell özgür b r rade ve davranışın başlangıç noktası olarak da yorumlanab l r. Bu
anlamda Kantçı anlamda ahlak ödev n b ç msel yapısını da bel rleyen koşulsuz buyruktur.

12.1. Salt Aklın Eleştirisi ve Bazı Temel Kavramlar

Kant’ın b r nc kr t ğ olan ve onun transendental deal zm olarak adlandırılan felsef s stemat ğ n başlatan yapıtı Salt
Aklın Eleştirisi ya da daha öz türkçe d le get r ş yle Arı Usun Eleşt r s , temel olarak b r b lg kuramı k tabı olarak
değerlend r leb l r. Salt Aklın Eleştirisi, Descartes, Sp noza ve Le bn z’de en olgun ve öneml tems lc ler n bulan akılcılık
(rasyonal zm) le Locke, Berkeley ve Hume’da tems l bulan İng l z emp r zm n n b r uzlaştırılması ve kend ne özgü sentez
olarak görüleb l r. B l nd ğ üzere akılcı f lozoflar felsefen n ep stemoloj ve et k dâh l her alanında akla dayalı evrensel ve
zorunlu lke ve kuralları araştırıp temellend rmeye çalışırlarken, emp r st f lozoflar se tüm b lg m z ve davranışlarımızın
köken n asıl olarak emp r k deney me dayanarak anlamlandırmaya çalışırlar. Kant se felsef lke ve doğruluklara ne
yalnızca akılsal düşünüş aracılığıyla ne de yalnızca emp r k deney m m z oluşturan algı çer kler yoluyla ulaşılab leceğ n
düşünür.

Kant hem akılcılar (rasyonal stler) hem de deneyc ler (emp r stler) le karşılaştırıldığında daha dengel ve bütünlüklü b r
ep stemoloj ye sah pt r. Kant’a göre algı çer kler m z olmadan düşünceler m z boş ve kavramlar olmaksızın algılarımız
kördür. Bu ep stemoloj k bağlamda, ne algı çer kler açısından b r şey fade etmeyen boş düşüncelere ne de akılsal
düşünme yet m z n kavramları tarafından b ç mlend r lmem ş kör algılara sah p olmak b z ler götüreb l r. Algı çer kler
bağlamında b r şey fade etmeyen boş düşünceler, klas k metaf z ğ anlatırlarken, kavramlarımızla anlamlı b r düşünüşün
konusu kılınmayan deney mler se nsan b r deney m olmaktan çok doğadak kör zorunluluğa tesl m olmuş hayvanların

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 107/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

deney m ne benzer. Z hn m z n var olan algısal deney me önsel (a pr or ) bazı lke ve kuralları söz konusudur.
Duyarlılığımızın a pr or formları olarak uzay, zaman ve anlama yet m z n a pr or kategor ler , herhang b r algı çer ğ n
anlamlandırma çabamızın zem n n oluştururlar. Duyarlılığımızın ve anlama yet m z n bu a pr or formları yalnızca algı
çer kler m z açısından b r b lg değer oluşturab l rler. Onlar yalnızca emp r k deney m düzlem nde b ç mlend r c ve
anlamlandırıcı b r şleve sah p olab l rler. Böylece z hn m z n a pr or formları ve kategor ler transendent (aşkın) değ l,
transendental (aşkınsal) b r karakter taşırlar. Kant’a göre nsan aklı ep stemoloj k bağlamda algısal deney m m z
b ç mlend ren ve düzenleyen b r şleve sah pt r. Aklımız bu şlev yer ne get r rken, algı çer kler n n b reysel, t kel ve görel
çer ğ n bazı evrensel ve zorunlu form ve kategor lerle nsan b lg lere dönüştürür. Klas k Platoncu deal zm n n ters ne
Kant’ın transendental deal zm ç n, aklımızın tüm form ve kavramları, ontoloj k anlamda aşkın b r gerçekl kten çok,
ep stemoloj k anlamda düzenley c , yan transendental (aşkınsal) b r doğruluk taşırlar. Kantçı deal zm bu bağlamda var
olan emp r k deney m çer ğ olarak almayan aklın transendent (aşkın) kullanımını transendental d yalekt k bağlamında
eleşt r konusu yapar. Algısal deney m m z aşan bütün söylemler, ç nden çıkılmaz ve çözümsüz çel şk ve çatışkılara
gebed r.

12.2. Pratik Aklın Eleştirisi’nin Genel Çerçevesi

Kant’ın ep stemoloj k bağlamda dengel b r f lozof olduğunu ve akılcılık le deneyc l ğ n ana savlarını anlamlı b r sentez n
ögeler ne dönüştürdüğünü d le get rm şt k. Kant et k alanında ya da d ğer b r d le get r şle ahlak felsefes alanında se
daha akılcı ve deal st b r ç zg de durmaktadır. Kant’ın ahlak felsefes n n temel sorunlarını ele alıp nceled ğ temel yapıtı
onun k nc kr t ğ de olan Pratik Aklın Eleştirisi’d r. Nasıl k Salt Aklın Eleştirisi’nde nsan b lg n n ortaya çıkış koşullarına
aklımız ve deney m m z bağlamında değ n lm ş se Prat k Aklın Eleşt r s ’nde de akılsal düşünme yet m z ve algısal
deney m m z bağlamında nsan rades ve davranışı ele alınıp ncelen r.

Prat k aklın temel sorusu, aklımızın duyu algısından bağımsız olarak herhang b r tarzda b r raden n öznes olup
olamayacağıdır. Davranışlarımızı bel rleyen radem z ( stenc m z) tümüyle akılsal b r bel rlen m n konusu olab l r m ?
Eğer tüm ahlak davranışlarımızın zem n nde bulunan radem z tümüyle akılsal b r zem nden hareketle
b ç mleneb l yorsa emp r k deney m n b reysel yaşantımızın çer ğ n oluşturan tüm t kel, olumsal ve görel doğasının
ötes ne uzanacaktır. Böyle b r durumda nsan kend bedensel varoluşundan ve emp r k doğasından bağımsız ve otonom
b r akılsallık ve raden n öznes olab lecekt r. Et k alandak bu rad kal akılcılık ve deal zm bağlamda, ahlaksal yasa ve ona
bağlı radem z, emp r k açıdan b reysel b r özne olarak ney arzuladığımız, beğend ğ m z ya da seçt ğ m ze bağlı olmaktan
çıkacaktır. K ş n n doğal ve toplumsal gereks n mler yle oluşan t kel, görel ve olumsal keyf yet değ l, akılsal
düşünüşünün evrensel ve zorunlu kural ve lkeler yle b ç mlenm ş rades , ahlak davranışın özü ve öznes olacaktır. Bu
durumda Kant ç n y l k ve y davranışın kend s , b reysel arzu ve keyf yet tarafından değ l, b z m ç n akılsal açıdan
olması gereken mleyen salt akılsal rade tarafından bel rlenecekt r. Salt akıl, teor k ve ep stemoloj k bağlamda emp r k
algı çer kler ne bağlıyken, ahlak rade açısından transendent (aşkın) b r konumlanış ç nded r. Kısacası prat k akıl kend
saltıklığı ve saflığı ç nde emp r k gerçekl ğe göre mmanent ( çk n) değ l, transendent b r doğruluğa sah pt r. Bu
transendent (aşkın) konumlanış ç nde salt akıl raded r ve emp r k alanda gözled ğ m z bell davranışların neden ve
transendental (aşkınsal) zem n d r.

Başka b r perspekt f ve term noloj yle bakıldığında konu şöyle özetleneb l r: Teor k aklın ele aldığı doğa var olan
fenomenler dünyasına şaret eder. Fenomenler dünyası b r bel rlen ml olgular dünyasıdır. Törel dünya ya da ahlaksal
gerçekl k alanı se özgür davranışlar, olan değ l olması gerekenler dünyasıdır. Burada numenal özneden, yan akılsal
özneden kaynaklanan özgür b r nedensell k sürec söz konusudur. Böylece doğa ve ahlak, tüm nsan deney m m z

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 108/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

temellend r p anlaşılır kılan metaf z k düşünüşün k ana konusunu oluşturur. Doğa zorunlu nedensell ğ n alanıyken,
ahlak özgür ve nsan nedensell ğ n alanıdır. İlk nde z hn m z n çer ğ n fenomenler oluştururken, k nc s nde kend s
b lg n n doğrudan nesnes kılınamayan mutlak ve özgür b r öznell k asıl başlangıç ve zem n oluşturur.

12.3. Koşulsuz Buyruk (Kategorik İmperativ) ve Ödev Ahlakı

Kant göre, nsanı harekete geç ren ya da harekete geç rmey hedefleyen buyruklar (em rler) k türlüdür: koşullu
(h potet k) ve koşulsuz (kategor k) buyruklar. Koşullu buyruklar bell b r koşulla dolayımlı buyruklardır. Örneğ n “Eğer
İstanbul’a g tmek st yorsan, sol tara ak yola g rmel s n.” ya da “Eğer para kazanmak st yorsan, çalışmalısın.” g b
buyruklar bell b r stek ve hedefle zlenmes gereken buyruklardır. Eğer ne İstanbul’a g tmek ne de para kazanmak
stem yorsanız, bu buyrukları zlemen z gerekmeyecekt r. Buna karşın Kant’a göre örneğ n “doğruyu söyle” ya da
“hırsızlık yapma” g b buyruklar herhang b r koşula bağlı olmayan ahlak buyruklardır. Bu ahlak buyrukların koşulsuz
şartsız zlenmes sten r.

Kant’ın et k anlayışı bağlamında şu söyleneb l r; nsan ne yalnızca b r akıl varlığı ne de yalnızca bedensel tk ve arzularını
zleyen b r varlık olmadığı ç n, ahlak lkeler m z ve davranış kurallarımız b ze b r buyruk olarak ver l r. K ş doğal ve
zorunlu b r şek lde ahlak lke ve kuralları uygulamaz ve bu konuda b r b reysel keyf yete sah pt r. Tam da bu keyf yetten
dolayı, k ş ahlak ve ahlak olmayan davranış arasında b r seç m yapab ld ğ ç n, ahlaksal lkeler b r buyruk olarak b ze
h tap eder. K ş bazen kend doğal eğ l m ve arzularına karşı, onlara rağmen davranab ld ğ ç n, b reysel keyf yet nden
ayrı olarak b r radeye sah pt r.

Kant ç n ahlak davranış haz ver c olab l r, fakat doğal ve toplumsal gereks n mler m zle dolayımlı olan haz ve mutluluk,
ahlaksal ed m ve davranışlarımızın ana ve bel rley c neden değ ld r. Haz ve mutluluk y ve erdeml davranışa eşl k
edeb l r, fakat eşl k etmey p dahası çatışab l r de.

İy ve erdeml davranışa yol açan koşulsuz buyruğun (kategor k mperat v) farklı formülasyonları ya da lkeler mevcuttur.
Kant b r nc lkey şöyle formüle eder: “Her zaman öyle davran k davranışının lkes evrensel kural olarak geçerl
olab ls n.” Ahlak davranış evrensel b r kural çerçeves nde, tüm t kel ve b reysel lkeler n olumsal ve keyf doğasından
kurtulab l r. Bu bağlamda k ş örneğ n başkalarının kend s ne yalan söylemes n doğru bulmaksızın, yalan söylemey
evrensel b r lke kılamaz.

Koşulsuz buyruğun k nc formülasyonu şöyled r: “İnsanlığı kend nde ve başkalarında her zaman b r amaç olarak alacak,
h çb r zaman b r araç olarak almayacak şek lde davran.” Bu lkede nsan karşımıza en yüksek değer ve amaç olarak çıkar.
Kantçı et ğ n temel savlarından b r s , akıllı ve özgür b r özne olarak nsanın, her türlü t kel ve b reysel lg n n ötes nde
evrensel b r değer taşıdığıdır.

Y ne koşulsuz buyruğun üçüncü formülü şöyled r: “Her zaman akıllı raden (ussal stenc n ) evrensel b r yasa koyucu
olarak tes s edeceğ n şek lde davran.” Bu lkede vurgu evrensel b r yasa koyucu olarak akılsal radeyed r. İnsan radem z
b z b r doğa varlığı kılan tüm t kel ve b reysel bel rlen m n kör zorunluluğundan kurtarılmalıdır. Bu doğal
bel rlen ml l kten kurtarılmış öznell k otonom veya kend kend n bel rleyen b r nedensell k olarak karşımıza çıkar. Bu
otonom ya da özerkl k ç nde rade evrensel b r yasa koyucu olab l r. Kant’a göre salt aklın özerkl ğ ç nde ortaya konmuş
evrensel b r lke ve yasa çerçeves nde eylemek, ahlak açıdan koşulsuz b r tarzda yer ne get r lmes b r ödev olarak
anlaşılab l r. Böyle b r ödeve uymak ve onun gerekler n yer ne get rmek, başka h çb r beklent ve koşul olmadan salt
ahlak yasaya, yan koşulsuz buyruğa saygı temel nde ortaya konmalıdır.

12.4. Özgürlük ve Sorumluluk İlişkisi

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 109/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Dem şt k k akıl salt olarak prat kse, yan radem kend başına bel rleyeb l yorsa özgürdür. Burada aklın kend kend ne
dayanması, salt ya da saf olması emp r k gerçekl ğe, algı çer kler ne ve onlarla şek llenen duygulara dayanmamasıdır.
Kant’ın ahlak felsefes bağlamında konu ed nd ğ özgürlük temel olarak mutlak anlamda özgürlüktür, çünkü Kant’a göre
emp r k ya da görel özgürlük ahlak davranış ve sorumluluk ç n yeters z b r bel rlen m ve kavrayış durumudur. Özgürlük
burada önbel rlen ms z bel rlen m ya da nedens z nedensell k olarak anlaşılab l r. İnsan özgür b r özne olarak k farklı
dünyaya a t b r varlıktır. B r yandan doğal zorunluluğa tab fenomenal b r varlıkken, öte yandan kend nde şey olarak ele
alındığında özgür b r özned r ve ahlak dünyanın b r üyes d r. Bu ahlak dünya ve gerçekl k bağlamında özgürlük le
b rl kte sorumluluk ve v cdan g b kavramların da öneml b r yer vardır.

Kant’a göre özgürlük ahlak sorumluluğun varlık ya da özsel neden d r (rat o esend ). Sorumluluk duygusu ve v cdan se
nsan özgürlüğün b lg ya da b l nme neden d r (rat o cognoscend ). İnsan kend s ndek sorumluluk duygusu ve v cdanla
özgür b r varlık olduğunu, her koşul ve şart altında y ve kötü arasında b r seç m yapab leceğ n b l r. Numenal ve
önbel rlen ms z b r nedensell k olarak özgürlük, teor k aklımız açısından b z m ç n b l nemez kalır. B lmek b r şey b r
nedene bağlamaktır, onu bell b r bel rlen ml l k tarzına bağımlı kılmaktır. Oysak ahlak anlamda özgürlük Kant ç n,
nedens z b r nedensell k, önbel rlen ms z b r bel rlen ml l kt r. Özgür nedensell k bağlamında özne, kend kend s n
bel rleyen b r kend nde şey olarak, kend davranış lke ve yasalarını kend s koyar. Özgür ahlak özne, doğal zorunluluğa
tab değ ld r.

B l nd ğ üzere Kant’ın Salt Aklın Eleştirisi’nde ele aldığı salt aklın deler ölümsüzlük, özgürlük ve Tanrı’ydı. Ölümsüzlük
ve Tanrı deler her ne kadar d nsel ve prat k yaşamımız ç n b r önem taşısalar da bu deler n gerçekl kler teor k olarak
kanıtlamaz kalır. Mutlak anlamda özgürlük de teor k olarak kanıtlanamaz kalır. Buna karşın özgürlük salt aklın d ğer k
des nden farklı olarak, ahlaksal davranış ve sorumluluğun varlık neden ve koşuludur. Kantçı anlamda akıl böylel kle her
ne kadar teor k açıdan özgürlüğü temels z ve b l nemez bıraksa da prat k bağlamda özgür nedensell ğ kabul eder.

12.5. İyi İrade ( İstenç ) ve Ödev

İy rade ya da stenç, y n tel ğ n özgür ve akılsal olmasından alır. Kant’ın ahlak felsefes bağlamında y l k, salt akılsal
radeden, mutlak özgür öznell kten kaynaklanır. İnsan davranışlarını ahlak açıdan yargılamamıza elveren b r nc l kavram
y rade kavramıdır. Kant davranışlarımızın sonuçlarından çok, yaşamımızı bel rleyen radem z ve n yetler m z üzer nde
b ç mlenen b r y l k anlayışına sah pt r. İnsan b rçok erdeme ve y becer ve n tel klere sah p olab l r: akılsal düşünme
yeteneğ , cesaret, güç ve madd ve manev zeng nl k. Kant’a göre tüm bu y n tel k ve becer ler kötüye kullanılab l r. Kötü
b r rade ve n yet n emr nde olab l rler. Yalnızca y b r rade ya da stenç kend bağlamında mutlak b r y l k ve ahlak
değere sah pt r.

Doğal ve bedensel gerçekl ğ m z ç n bel rley c olan şey, haz ve acı duyumlarımızken, ahlak gerçekl m z ç n bel rley c
ölçüt salt aklımız tarafından bel rlenm ş y radem zd r. İy rade kavramı aynı zamanda Kantçı et ğ n b r d ğer öneml
kavramı olan ödev kavramıyla da yakından lg l d r. Kant ç n ödev, radem z ve v cdanımıza buyrulan ahlaksal lked r.
Ödev ahlaksal yasaya karşı duyulan saygı ve bu saygıdan kaynaklanan eyleme zorunluluğudur. Bu Kantçı anlamıyla ödev
yalnızca y b r raden n ödev olab l r, çünkü tüm emp r k ve doğal eğ l mlerden, haz ve acı duygularından beslenen b r
b reysel keyf yetten çok, salt aklın evrensel ve kategor k lke ve yasalarından beslenen b r rade, yan y b r rade ödevden
kaynaklanan ve ödeve uygun olan davranışlarının öznes olab l r.

Kısaca özetlemek gerek rse Kant, felsefe tar h bağlamında öneml b r dönüm noktasına şaret eder. Kend s nden öncek
rasyonal st (akılcı) ve emp r st (deneyc ) geleneğ eleşt rel ve çok yönlü b r sentez n çer ğ olarak özümser. Rasyonal zm
ve emp r zm arasında gözett ğ bu çok yönlü ve eleşt rel sentez n, prat k alandan çok teor k alan ç n geçerl olduğu

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 110/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

söyleneb l r.

Toer k akıl bağlamında aklın deneye önsel, yan a pr or kullanımı ancak emp r k gerçekl ğ çer ğ olarak aldığı sürece b r
b lg değer oluşturab lmekteyd . Oysak prat k akıl ya da et k alanında akıl, her türden emp r k gerçekl k ve çer kten
bağımsız ve özerk olarak, özgür b r rade ve davranışın öznes olab lmekteyd . Kant’ın aklın prat k kullanımı bağlamında
ortaya koymuş olduğu bu rasyonal st ve deal st tavır, kend s nden sonra gelen Alman deal stler F chte, Schell ng ve
Hegel’ der nden etk lem şt r.

Uygulamalar

1) Kant’ın ödev kavramı üzer nden temellend rd ğ ahlak anlayışının d ğer hang et k anlayışlara karşı durduğu
söyleneb l r? İrdeley n z ve tartışınız.

Uygulama Soruları

1.  Kant’ın Salt Aklın Eleşt r s adlı yapıtının temel problem n ve çer ğ n özetley n z.

2.  Kant ç n prat k akıl emp r k gerçekl kten bağımsız b r raden n zem n olab l r m ? Tartışınız.

3.  Koşulsuz buyruğun temel özell kler nelerd r? Açıklayınız.

4.  Kantçı et k bağlamında özgürlük ve sorumluluk l şk s nasıl kurulmaktadır? Açıklayınız.

5.  Kant’n ahlak anlayışı bağlamında ödev nasıl tanımlanab l r? Tartışınız.

Bölüm Özeti

Kant’ın ödev et ğ ne ayırdığımız bu bölümde, lk n ahlak felsefes n n zem n n oluşturan teor k ve ep stemoloj k
çerçeveye değ n lm şt r. Bu bağlamda öncel kle Kant’ın Salt Aklın Eleşt r s adlı yapıtının, sonrasında se Prat k Aklın
Eleşt r s adlı yapıtının genel çerçeves ve ana teması kısaca tanıtılmıştır.

Kantçı et ğ n bazı öneml kavramları da bu bölümde genel hatlarıyla tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu kavramlar koşulsuz
buyruk, özgürlük, sorumluluk, ödev, y rade ( stenç) ve v cdan olarak sıralanab l r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 111/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. Kant’ın, b r b lg kuramı k tabı olarak değerlend reb leceğ m z ve er şeb leceğ m z b lg n n sınırlarını
bel rleyerek ahlak felsefes n n zem n n oluşturan eser aşağıdak lerden hang s d r?

A) Prat k Aklın Eleşt r s

B) Eth ca

C) Yargı Yet s n n Eleşt r s

D) Salt Aklın Eleşt r s

E) Ahlak Metaf z ğ n n Temellend r lmes

2. Kant’ın Prat k Aklın Eleşt r s adlı eser n n dd ası aşağıdak şıklardan hang s nde doğru ver lm şt r?

A) İnsan rade emp r k gerçekl kten arındırılmış aklın lke ve kurallarıyla bel rlenemez.

B) Ahlak davranışlarımızın bel rlen m ç n duyu algımızın çer kler ne ht yaç vardır.

C) İnsan rade, salt ve emp r k gerçekl kten arındırılmış aklın lke ve kurallarıyla bel rleneb l r.

D) Doğuştan get rd ğ m z h çb r düşünce olmadığı ç n ahlak değerler m z t kel ve görel d r.

E) Ahlak lke ve kurallarımızın zem n duyulur dünyaya aşkın olan dealardır.

3. “Algı çer kler m z olmadan düşünceler m z boş ve kavramlar olmaksızın algılarımız kördür” fades
aşağıdak felsef akımlardan hang s ne şaret eder?

A) Klas k İdeal zm

B) Transendental İdeal zm

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 112/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

C) İng l z Emp r zm

D) Rasyonal zm

E) Pragmat zm

4. B r algı çer ğ n anlamlandırma çabamızın zem n n oluşturan, duyarlılığımızın a pr or formları olarak


uzay ve zaman le anlama yet m z n a pr or kategor ler nasıl b r karakter taşırlar?

A) Transendent (aşkın)

B) Anal t k

C) Öznel

D) Sentet k

E) Transendental (aşkınsal)

5. Kant’ın, akılsal düşünme yet m z ve algısal deney m m z bağlamında nsan rades ve davranışını ele alıp
nceled ğ eser aşağıdak lerden hang s d r?

A) Aklın İdares İç n Kurallar

B) Prat k Aklın Doğası

C) Transendental D yalekt k

D) Prat k Aklın Eleşt r s

E) Ahlak Felsefes n n İlkeler

6. Kant’ın doğa ve ahlak anlayışına l şk n ver len b lg lerden hang s yanlıştır?

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 113/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

A) Doğa varolan fenomenler dünyasına şaret ederken ahlaksal gerçekl k alanı se olan değ l olması
gerekenler dünyasına şaret eder.

B) Ahlak açıdan erdeml olab lmem z ve mutluluğa ulaşab şmem z ç n doğada çk n olan evrensel ve
zorunlu yasaları keşfed p onlara uygun yaşamamız gerek r.

C) Doğa ve ahlak tüm nsan deney m m z temellend r p anlaşılır kılan metaf z k düşünüşün k ana
konusunu oluşturur.

D) Doğa zorunlu nedensell ğ n alanıyken, ahlak özgür ve nsan nedensell ğ n alanıdır.

E) Doğa alanında z hn m z n çer ğ n fenomenler oluştururken, ahlak alanında kend s b lg n n doğrudan


nesnes kılınamayan mutlak ve özgür b r öznell k asıl başlangıç ve zem n oluşturur.

7. Her zaman öyle davran k , davranışının lkes evrensel kural olarak geçerl olab ls n” formülasyonu hang
buyruk türüne şaret eder?

A) Koşulsuz buyruk

B) Öznel buyruk

C) Ahlak buyruk

D) Koşullu buyruk

E) Nesnel buyruk

8. B r yandan doğal zorunluluğa tab fenomenal b r varlıkken d ğer yandan ahlak dünyanın b r üyes olan
nsanın ahlak sorumluluğunun varlık ya da özsel neden ned r?

A) Salt akıl

B) V cdan

C) Ödev duygusu

D) Özgürlük
https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 114/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

E) Anlama yet s

9. Kant’ın y l k anlayışına l şk n aşağıda ver len b lg lerden hang s doğru değ ld r?

A) Kant ç n y l ğ n ölçütü davranışlarımızın sonuçlarına bağlıdır, radem z n b r bel rley c l ğ yoktur.

B) İy l k salt akılsal radeden kaynaklanır.

C) Kant davranışlarımızın sonuçlarından çok, yaşamımızı bel rleyen radem z ve n yetler m z üzer nde
b ç mlenen b r y l k anlayışına sah pt r.

D) Yalnızca y b r rade ya da stenç kend bağlamında mutlak b r y l k ve ahlak değere sah p olab l r.

E) Mutlak özgür öznell k, y l k ç n b r önkoşuldur.

10. İy rade kavramıyla yakından l şk l olup, radem z ve v cdanımıza buyrulan ahlaksal lke Kant ç n
ned r?

A) Akıl

B) Haz

C) Ödev

D) Özgürlük

E) Koşulsuz buyruk

CEVAP ANAHTARI

1. d 2. c 3. b 4. e 5. d 6. b 7. a 8. d 9. a 10. c

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 115/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

13. ALMAN İDEALİZMİ

Giriş

Ders m z n bu 13. bölümünde Alman İdeal zm n n üç öneml tems lc s F chte, Schell ng ve Hegel’ n ahlak felsefeler ele
alınıp ncelenmekted r. Bu üç öneml f lozo a Kant’ın transendental deal zm nden der nden etk lenm şlerd r. F chte,
Schell ng ve Hegel kend felsef s stemat kler n oluşturma sürec nde hem Kant’ın felsef term noloj s nden bolca
yararlanmış hem de söz konusu term noloj y eleşt rerek dönüştürmüşlerd r.

F chte her türden emp r k bel rlen m ve kısıtlamadan bağımsız b r transendental ben (ego) düşünces nden hareketle
kend felsef s stemat ğ n ve et k anlayışını kurgulamıştır. Doğal ve fenomenal zorunluluğa tesl m olmayan transendental
ben, gerçek ve hak k anlamıyla ahlak özgürlük ve öznell ğ n de zem n d r. F chte ayrıca et k anlayışında v cdan
kavramına da büyük önem ver r. Ona göre v cdan zorunlu ve evrensel b r karakter taşıyan ahlak y l ğe da r dolaysız ve
sof st ke olmayan b r ayrımsama ve duygu durumu olarak, eğ t ml ya da eğ t ms z tüm nsanlarda yol göster c b r şleve
sah pt r. Kend nde yanılmaz olan v cdanın emp r k koşullar tarafından baskı altına alınıp körelt lmemes büyük önem
taşımaktadır.

Schell ng’ n ahlak anlayışından bel rley c olan kavramlar özgürlük ve kötülük olarak karşımıza çıkmaktadır. Kötülüğün
tanrısal varlık düzlem nde yadsıyan Schell ng, nsan varoluş düzlem nde se onaylamaktadır. Sp noza’da olduğu üzere
Schell ng ç n de kötülük yalnızca nsan ç n gerçek ve f l b r durumdur. İnsan kend özgür rades yle y ya da kötü
arasında seç m yapab l r. İnsan kend k ş l ğ n ve ahlak seç mler n zaman ç nde kend çaba ve etk nl kler yle oluşturur.

Hegel ahlaksal açıdan y davranışa yol açan şey n, stençte çer l evrensell k olduğunu düşünür. K ş yalnızca kend
b reysel ve t kel lg ler yle değ l de evrensel ve tüm nsanları gözeten lkelere göre davrandığı sürece, nsanı b r gerçekl k
ve olgu olarak ahlaktan söz ed leb l r. B reysel ve t kel n ötes ndek evrensell çer ğ olarak alan z h nsel yet m z de akılsal
düşünme yet m z olduğu ç n, ahlak düşünme yet s ne sah p olan nsana özgü b r olgudur. Hegel ç n ahlak toplumsal ve
tar hsel b r olgu olarak kavranmalıdır. Toplumsal kurumlaşma ve nesnell kten bağımsız b r b reysel varoluş olamayacağı
g b , b r ahlaktan da söz ed lemez. Hegel’de b reysel ahlak moral taet ve toplumsal ahlak (törell k) s ttl chke t olarak
adlandırılır.

13.1. Fichte

Kant’ın transendental (aşkınsal) deal zm n daha da ler taşıyan F chte, felsefen n asıl başlangıç noktası ve zem n n n
ben (ego) olduğunu d le get r r. Ben ben-olmayanın zem n d r. Nesnell k öznell kten hareketle b l n r ve ortaya konur. Her
türlü fenomen n kaynağı olan ben, b reysel b r ben değ ld r. F chte her türlü algı çer ğ ve yaşantının kaynağı olan ben ya
da benl ğ n, transendental ben (transendental ego) olduğunu söyler. B l nd ğ üzere transendental ya da aşkınsal ben
Kant felsefes ç n de öneml b r kavramdır. Transendental ben tüm deney m m z n b rl ğ n n kaynağıdır. Ben ya da nsan
benl ğ yalnızca teor k bağlamda tüm deney m m z n öznes olmakla kalmaz, aynı zamanda prat k lg ler m z de
benl ğ m z n b r dışavurumu olarak görüleb l r. Transendental ben kend nde şeyd r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 116/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

İnsanın ahlaksal gerçekl ğ de nsan benl ğ n n b r dışavurumu olarak anlaşılab l r. F chte nsanın ahlaksal davranışlarını
onun ahlaksal doğasına dayandırır. D ğer canlılar ve hayvanlardan farklı olarak nsanda, bazı eylemler sırf kend ler
uğruna yapmaya yönel k b r tk vardır. B r eylem ya da davranışı sırf kend uğruna yapmak demek, onu k nc l ya da
dışsal b r amaç ya da yarar gözetmeks z n yalnızca kend s uğruna yapmak demekt r. İnsana özgü bu tk nsanın ahlaksal
doğasını oluşturur. F chte’ye göre nsana özgü bu ahlak olgusunu kavramak, et k ya da ahlak felsefes n n temel amacıdır.

F chte ben ya da egoyu bel rleyen şey n sürekl b r etk nl k ve çaba olduğunu d le get r r. Ben n ya da nsan benl ğ n n bu
çabası kend s n lk n b l nçaltına özgü b r tk ya da dürtü b ç m nde göster r. İnsan benl ğ bu bağlamda b r tk ve
dürtüler bütünlüğü olarak da yorumlanab l r. Tüm bu tk ve dürtüler n heps nsanın kend varlığını sürdürme ve koruma
dürtüsüne nd rgeneb l r. Bu bağlamda nsan doğanın b r organ zmasıdır. İnsan kend s n burada, doğada b r fenomen,
b l nc n b r nesnes olarak konumlar.

Öte yandan nsan aynı zamanda b l nçl b r özne olarak karşımıza çıkar. İnsan ve onun tüm davranışlarının kaynağı olan
benl ğ , yalnızca bedensel dürtüler n b r mekan zması olarak anlaşılamaz. B l nçl özne b l nc ne varılan organ k
nesnell kten farklı olarak, kend varlığını koruma ve sürdürme dürtüsünün ötes ne uzanır ve tüm dış etk lerden bağımsız
olarak kend s n yalnızca kend s bel rleme yönel m ne sah pt r. B l nçl özne gerçek b r ahlak özne olarak, tam
bağımsızlık ve özgürlük uğruna b r uğraş ve çaba ç nded r. Burada b l nçl ve ahlak özne, yalnızca kend varlığını
sürdürme ve gereks n mler n g dermeye çabalayan b r organ k benl k olmanın ötes ne uzanır ve özgür ve akılsal b r ben
olarak karşımıza çıkar. İnsan bu anlamda hem doğal zorunluluk ve akılsal özgürlük alanına a t b r varlıktır.

B l nçl b r varlık olarak nsanın hem doğal zorunluluğu hem de kend aklından kaynaklanan özgürlüğünü bütünsel b r
çaba ve eylem prat ğ n n parçası kılması gerek r. Doğal ve t nsel çaba ve etk nl ğ b raraya get recek olan nsanın
b l nc d r. Ne bedensel varoluşum kend n sürdürme ve doyurma hazzından ne de b l nçl öznell ğ n kend n özerk ve
özgür olarak bel rleme amaç ve çabasından vazgeçmel d r. İnsanın ahlak b r özne olarak, bedens zleşt r lm ş, bedensel
ht yaç ve çabadan arındırılmış b r t nsel varlık g b yaşaması nasıl sten l r b r durum değ lse, aynı şek lde tüm t nsel
varoluş ve çabadan arındırılmış yalın b r bedensel varoluş ve çabaya nd rgenmes de sten l r b r şey değ ld r. Bu
bağlamda ahlak açıdan yapılaması gereken şey, nsanın davranışlarını salt dolaysız doyum ve haz amacına tesl m etmek
değ l, bedensel ve organ k varoluşun nsan yaşamı ç n yer ne get r lmes zorunlu ht yaç ve gereks n mler n n, t nsel ve
deal b r ereğe yönel k temel b r çabanın zem n olarak görülmes d r. Yaşamımızı sürdürme ve koruma dürtüsü, kend
kend m z kend aklımızın evrensel ve zorunlu dealler bağlamında bel rleme çabamız le b rl kte var olduğu sürece, y ve
ahlak b r yaşamın bütünsel ve zorunlu b r b leşen olarak görüleb l r.

F chte’n n ahlak felsefes bağlamında v cdan (duyunç) kavramına da özel b r değer yükled ğ n görmektey z. F chte
v cdanımıza göre davranmamız gerekt ğ n söyler. Burada v cdan temel ahlak ödevler m ze da r dolaysız b r b l nç ya da
duygu durumu olarak tanımlanır. Bu dolaysız b l nç h çb r zaman yanılmaz. V cdan davranışlarımızın ahlak açıdan
yargılanması ve değerlend r lmes ç n, mutlak b r ölçüt olarak anlaşılır. Böyle b r anlayış bağlamında F chte, böyle
dolaysız b r b l nç ve duygu durumu olarak v cdanın eğ t ml ya da eğ t ms z her türden nsanda bulunduğunu d le get r r.
V cdan dolaylı ve sof st ke b r yargı olmaktan çok, dolaysız b r duygu olarak emp r k ben le transendental ben arasında
b r köprü şlev görür. V cdan nsan benl ğ n n en der n ve evrensel der nl kler nden gelen b r duygu olarak anlaşılır ve
yorumlanır. Böyle b r duygu dolaysız ve der n varlığıyla her türden dolaylı ve teor k akıl yürütme ve b l nç durumunu
önceler.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 117/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

F chte’ye göre v cdan olarak v cdan her ne kadar yanılmaz olsa da bell yaşantı ve deney mlerle bulanıklaştırılab l r ve
dahası tümüyle kaybed leb l r. Bu bağlamda k mse doğuştan ve benl ğ n n en der nler nden v cdansız ve şeytan b r
varlığa sah p değ ld r. Tıpkı Platon’un mağarasında olduğu g b , nsanların nasıl k bazı temel dealara l şk n b l nçler
bulanıklaşırsa v cdanları da bulanıklaşır ve körleş r.

Böyle b r durumda, yan kend nde yanılmaz olan v cdanın köreleb ld ğ koşullarda, f lozofun bell temel ahlak lkeler ne
ve b ç msel kural ve yasalara da r b r b l nç ve nceleme ç nde olması ve bu b l nç ve b r k m nsanlara taşımaya
çalışması, sten l r ve anlaşılır b r şey olur.

13.2. Schelling

Alman deal zm n n b r d ğer öneml tems lc s olan Schell ng’ n ahlak felsefes ne da r düşünüşü, özell kle özgürlük
kavramı ve bu kavram bağlamında tanrısal ve nsan y l k ve kötülük sorunları üzer nde yoğunlaşmıştır. Schell ng de
öncülü F chte g b d n eksenl bazı suçlama ve eleşt r lere maruz kalmıştır. Bu bağlamda Schell ng tıpkı Sp noza g b
pante st (tümtanrıcı) olmakla ve nsan özgürlüğüne felsef s stem nde yer vermemekle eleşt r lm şt r.

Schell ng pante zm suçlamasına yanıt ver rken, pante zm n k türlü anlaşılab leceğ n d le get r r. Pante zm Tanrı’nın
emp r k dünyaya, doğaya özdeş olduğu anlamına geleb l r. Pante zm ayrıca k nc olarak da sonlu gerçekl ğ n var
olmadığı ve yalnızca Tanrı’nın yalın, dolaysız ve ayrımlaşmamış b rl ğ n n var ve hak k olduğu anlamına geleb l r.
Schell ng’e göre kend felsefes her k anlamda da pante st değ ld r, çünkü felsefes ne Tanrı’yı doğayla özdeşleşt r r ne de
evren n ve doğanın h çl ğ ne da r b r sava sah pt r. Doğa Tanrı’nın b r sonucudur, Tanrı’nın kend s değ ld r. Schell ng’e
göre kend s olsa olsa var olan her şey n Tanrı’ya çk n b r varoluşa sah p olması anlamında b r pante stt r. Tab eğer böyle
b r anlayış pante zm olarak n teleneb l rse böyle b r eleşt r haklı olacaktır.

Sonuç, yan doğa nedene, yan Tanrı’ya bağımlıdır. Bu aralarında h çb r ayrım olmadığı anlamına gelmez. Sonuç nedene
çk nd r ve onun dışında b r gerçekl ğe sah p değ ld r. Schell ng’e göre, her şey n Tanrı’ya çk n olması, nsanın özgür
olmadığı, özgür b r radeye sah p olmadığı anlamına gelmez. Ona göre eğer Tanrı özgürse onun b r yansıması ve mges
olan nsan da özgür olmalıdır.

Schell ng açısından nsanın özgürlüğü kend s n b r y l k ve kötülük gücü olarak dışavurur. Bu bağlamda özgürlük açıktır
k öncel kle ahlak b r bel rlen m ve yet olarak karşımıza çıkar. İnsanlar k ş l k sah b d rler ve bu k ş l kler ne doğuştan
sah p değ ld rler. K ş l k yaşantıyla kazanılan b r şeyd r. Tüm ortaya çıkış ve doğuşlar karanlıktan aydınlığa doğru olduğu
ç n, nsanda da karanlık b r köken ya da temel söz konusudur. Bu karanlık köken b l nçaltı, temel dürtü ve tk ler alanıdır.
İnsan k ş l ğ bu karanlık köken ya da temel üzer nde b ç mlen r. İnsan ya bu karanlık temel üzer nde kalmaya devam
ederek, b l nç ve aklını doğal tk ve dürtüler n, benc l stekler n köles yapar ya da b l nçaltı ve dürtüler n bell b r emek
ve ger l m le aklının ve aklından kaynaklanan b l nc n n denet m ne alır. Bu k nc seçenek ahlak y l ğ n özünü oluşturur
ve nsan k ş l ğ açısından bell b r yüceltme ve dolayımı mler. Bu durumda nsan k ş l ğ açısından hep karanlık b r
temelden söz ed leb l r. Ahlak açıdan asıl mesele bu temel n ya da zem n n bell b r t nsel dolayım ve yüceltmeye tab
tutulup tutulmadığıdır.

Tanrı sonsuzluk ç nde sevg olduğu ç n, tanrısal bağlamda b r kötülükten söz ed lemez. Tanrının dışsal
bel rlen mler nde, yaratımlarında y ve kötü radeden ve davranışlardan söz ed leb l r. Tanrı’dak dağılmayan ve
çözülmeyen b rl k nsanda dağıldığı ve çözüldüğü ç n, kötülük ve kötü davranış olanaklıdır. Bu kötülük olanağın zem n
Tanrı olmasına karşın, gerçek b r dışavurmu ancak nsanda ve onun b l nçaltı ve doğal dürtülere tesl m olan k ş l ğ nde

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 118/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

söz konusu olab l r. İnsanlık tar h b r nev akılsal ve b l nçl raden n b l nçaltı tk ve dürtüler denetleme ve yüceltmeye
çalıştığı ahlak çabalara tanıklık eder. İnsan kend k ş l ğ n ve ahlak yönel m n kend çabasıyla oluşturmalıdır. İnsana bu
ahlak çabasında yardımcı olab lecek b r c k zem n b l nçl rades olacaktır.

13.3. Hegel

Hegel’e göre ahlak, yalnızca kend t kel ve b reysel hakkını ve y l ğ n stemeyen, fakat özb l nçl b r şek lde evrensel hak
ve y l ğ n arayışında olan radey tanımlar. Gerçek özgürlük ve y davranış, radede c s mleşen evrensel lken n
tanınmasını gerekt r r. İrade ya da stençte çer l evrensell k, t kel ve b reysel lg ler n ötes nde başkalarının ve tüm
nsanların hak ve hukuklarının tanınmasını gerekt r r.

İnsan t n ve ruhunu b r kültür varlığı kılan ve doğal durumdan uzaklaştıran şey, tam da radede çer l bu evrensell k ve
akılsallıktır. Yalnızca nsanların b r ahlakı vardır, çünkü yalnızca nsanların b r aklı vardır. T kel ve b reysel ht yaç ve
lg ler n ötes ne uzanan evrensel lke ve lg ler kavrayan, akılsal düşünme yet s d r. Bu bağlamda nsan açısından t kel ve
b reysel gereks n m ve lg ler temel alan haz ve yarar, ahlak davranışın tatm n ed c b r açıklamasını veremez.

Öte yandan Hegel’e göre radede çer l evrensell k lkes ne şaret eden ahlak (Moral taet) kend soyutluğu ve tek-yanlılığı
ç nde, ahlak y l ğ n toplumsal b r yaşamın temel olmasını sağlayamaz. B reysel öznelerde söz konusu olab lecek y b r
rade toplumsal yaşamdak y l k, huzur ve refah açısından öneml olmakla b rl kte, yeters z ve öznel b r bel rlen md r.
B reyler n y b r rade ve keyf yete sah p olmaları sten l r ve y b r şeyd r, fakat bunun b r garant s , nesnel ve zorunlu b r
gerçekl ğ yoktur. B reyler y ya da kötü b r rade ve keyf yete sah p olab l rler. İradede çer l bu evrensell k lkes n ,
akılsal ögey garant altına almak ve kalıcılaştırmak ç n, toplumsal kurumlara ht yaç vardır.

A le, s v l toplum ve devlet g b toplumsal örgütlenme ve kurumlar, ahlak açıdan y davranışları kalıcılaştırmanın ve
garant altına almanın öneml araçları olarak karşımıza çıkmaktadır. Hegel bu kurumlarla b rl kte ahlak norm ve
değerler n, b reysel rade ve v cdan g b öznel ve keyf b r zem nden nesnel ve kalıcı b r zem ne taşındığı düşünces nded r.
Kuşkusuz akılsal düşünüş bağlamında evrensel lke ve normların ne oranda b l nc ne varıldığı ve bell t kel kurumlar
aracılığıyla garant altına alındığı, tümüyle tar hsel gel ş m sürec ç nde yanıtlanab lecek b r sorudur. Burada Hegel
açısından altı ç z lmes gereken nokta, toplumsal y l k ve refahın, b reyler n keyf yet ve kapr sler ne bırakılamayacak
kadar öneml olduğu düşünces d r. Toplumsal yaşamın y l k ve refahı, soyut b reysel ahlakın b ç msel lke ve yasalarında
değ l, somut toplumsal yaşamın ahlak norm ve kurumlarına dayanab l r. B reysel rade ve v cdanı da oluşturup eğ ten
somut toplumsal l şk ve kurumlardır. Ahlak rade ve davranışların özneler olan b reyler, toplumsal l şk ve
kurumlardan yalıtık var olamaz ve yaşayamazlar. Hegel’e göre b reysel rade ve ahlaka da r tüm eleşt r ler, b reysell ğ n
toplumsal yaşamın vazgeç lmez b r b leşen olduğunu kabul ett ğ m zde der n b r kavrayışa h zmet edeb l r. B reysel
ahlakın eleşt r s onun değer n tümüyle yadsınması olarak değ l, tek yanlılığına da r b r saptama olarak okunmalıdır.

Hegel ahlakın soyut ve b reysel lke ve kurallarının bağlayıcı b rer norm ve toplumsal yasaya dönüşmes gerekt ğ nden
hareketle, toplumsal ve kurumlaşmış ahlakı, törell k (S ttl chke t) olarak adlandırır. Örneğ n bu bağlamda a le kurumu,
dayanaklı b r radeler ( stençler) topluluğu yaratmaya yönel k lk çabadır. Hegel’e göre evl l ğ n temel romant k duygular
ve yalın duyusal haz olamaz, çünkü duyum ve duygular kalıcı ve dayanaklı b r rade ve davranışın garant s ve zem n
olamaz. Evl l k tören yle b reysel arzu ve duygular toplumsal onay ve kurumlaşma ç nde b r nesnell k ve dayanıklılık
ed n rler. Aynı şek lde tüm toplumsal örgütlenmeler ve tüm bu örgütlenmeler n doruğu ve çatısı olarak devlet, toplumsal
norm ve davranış kalıpları oluşturmaya, rade ve k ş l kler bu amaç uğruna eğ tmeye çalışırlar.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 119/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Hegel ç n özgürlük doğal ve toplumsal yasa ve normlardan bağımsız olmayı değ l, bu yasa ve normların akılsal olmasını
mler. Aklımızın evrensel lke ve kuralları, düşüncem z n mantıksal şley ş , b reysel ve öznel stem ve davranışlarımıza yol
gösterd ğ sürece b r özgürlükten söz edeb l r z. Toplumsal kural ve yasalar akılcı ve evrensel lke ve kurallardan
beslend ğ sürece, toplumu oluşturan b reysel radeler kısıtlamak yer ne özgür kılarlar.

Kısaca özetlemek gerek rse F chte, Schell ng ve Hegel ağırlıklı klas k Alman deal zm n n üç öneml tems lc s olarak
rasyonal st ve deal st zem nl b r et k anlayışı ortaya koymuşlardır. Toplumsal ve b reysel b r olgu olarak ahlakın nsana
özgü b r gerçekl k olduğu ve nsanı d ğer hayvanlardan ayıranın da temel olarak akılsal düşünme yet s olduğu göz önüne
get r ld ğ nde, ahlak olgusuna rasyonal st ve deal st b r perspekt en bakmanın çok aykırı b r felsef tutum olmadığı
söyleneb l r.

Öte yandan Alman İdeal zm n n bu üç öneml tems lc s ç n, nsan tümüyle rasyonel ve deal b r zem nden hareketle
eyleyen ve davranan b r canlı değ ld r. İnsanın bedensel varoluşundan kaynaklanan tüm doğal tk ve dürtüler de onun
davranışlarını ve toplumsal gerçekl ğ n bel rler. Burada Alman deal zm ç n bel rley c olan nokta, ahlak y l k ve
özgürlüğün zem n n , aklın ve onun evrensel çer ğ n n b reysel öznen n t kel ve tek l lg ler n denetlemes ve
yönetmes nde görmes d r.

Uygulamalar

1) Kant’ın transendental felsefes Alman deal zm kapsamında karşımıza çıkan ahlak anlayışlarını hang noktolarda
etk lem şt r? Tartışınız.

Uygulama Soruları

1.   Klas k Alman İdeal zm n n üç öneml tems lc s F chte, Schell ng ve Hegel’ hang f lozof ve onun hang temel
görüşler der nden etk lem şt r? Açıklayınız.

2.  F chte ahlak davranışın kaynağı olan transendental egoyu (ben) nasıl tanımlamaktadır? Açıklayınız.

3.  Schell ng kötülük sorununa tanrısal ve nsan gerçekl k düzlem nde nasıl yaklaşmaktadır? Açıklayınız.

4.  Hegel ç n radede çer l evrensell k lkes ne anlama gelmekted r? Açıklayınız.

5.  Hegel ahlakın ve y davranışın b reysel öznen n keyf yet ne tesl m ed lmemes ç n ney önermekted r? Açıklayınız.

Bölüm Özeti

Ders m z n bu 13. bölümünde Alman deal zm n n üç öneml tems lc s olan F chte, Schell ng ve Hegel’ n ahlak felsefeler
ele alınıp ncelenm şt r. 

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 120/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. “F chte her türden emp r k bel rlen m ve kısıtlamadan bağımsız b r. . . . düşünces nden hareketle kend
felsef s stemat ğ n ve et k anlayışını kurgulamıştır” fades nde boş bırakılan yere gelecek sözcük
aşağıdak lerden hang s olab l r?

A) Mutlak ben

B) Öznell k

C) Transendental ben

D) Nesnell k

E) Prat k ben

2. F chte’ye göre nsanın ahlaksal doğasını oluşturan şey ned r?

A) Erdeml davranmak

B) B r eylem ya da davranışı sırf kend uğruna yapmak

C) Toplumsal yaşama uygun yaşamak

D) Anlama yet s n n kategor ler ne uygun yaşamak

E) Doğaya uygun yaşamak

3. F chte ç n tam bağımsızlık ve özgürlük uğruna b r uğraş ve çaba ç nde olan ahlak b r özne olmanın
koşulu ned r?

A) Evrensel ve zorunlu yasaları keşfetmek

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 121/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) Doğaya hâk m olmak

C) Entelektüel sezg ye sah p olmak

D) Doğuştan gelen k m evrensel ve zorunlu ahlak lkelere uygun yaşamak

E) B l nçl özne olmak

4. F chte’n n ahlak felsefes nde kend s ne özel b r değer yükled ğ ve dolaysız b r duygu olarak emp r k ben
le transendental ben arasında b r köprü şlev gören şey ned r?

A) V cdan

B) Özgürlük

C) Ödev

D) İrade

E) Sezg

5. Schell ng’ n ahlak analyışı ç n bel rley c olan k kavram aşağıdak şıklardan hang s nde doğru
ver lm şt r?

A) Transendental Ben – Doğa

B) Özgürlük – Kötülük

C) Prat k Akıl – Teor k Akıl

D) V cdan – Doğa

E) İrade – T n

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 122/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

6. Sp noza’da olduğu g b kötülüğü yalnızca nsan ç n gerçek ve f l b r durum olarak görüp, Tanrısal varlık
düzlem nde yadsıyan f lozof aşağıdak lerden hang s olab l r?

A) Hume

B) F chte

C) Kant

D) Schell ng

E) Hegel

7. Hegel’de ‘Moral taet’ ve ‘S ttl chke t’ olarak adlandırılan kel meler n Türkçe karşılıkları hang şıkta doğru
ver lm şt r?

A) B reysel ahlak – Toplumsal ahlak (törell k)

B) Transendental ahlak – Prat k ahlak

C) B reysel ahlak – Doğal ahlak

D) Doğal ahlak – Toplumsal ahlak (törell k)

E) Ahlak – Prat k Ahlak

8. Ahlakın, yalnızca kend t kel ve b reysel hakkını ve y l ğ n stemeyen, fakat özb l nçl b r şek lde evrensel
hak ve y l ğ n arayışında olan rade’ olduğunu d le get ren Alman İdeal zm tems lc s k md r?

A) Sp noza

B) Hume

C) Hegel

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 123/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

D) Descartes

E) Kant

9. Hegel’e göre yalnızca nsanların b r ahlaka sah p olmasının sebeb ned r?

A) Entelektüel sezg ye sah p olmak

B) Akıl sah b olmak

C) Anlama yet s ne göre hareket etmek

D) Doğaya a t olmak

E) Dürtüler ne hâk m olmak

10. Ahlak felsefes bağlamında Alman deal zm ç n bel rley c olan nokta aşağıdak şıklardan hang s nde
doğru ver lm şt r?

A) Doğal ve fenomenal zorunluluğa tesl m olmayan transendental ben, gerçek ve hak k anlamıyla ahlak
özgürlük ve öznell ğ n zem n d r.

B) Kötülük yalnızca nsan varoluş düzlem nde onaylanır, Tanrısal varlık düzlem nde kötülük yadsınır.

C) B lg m z n kaynağı duyu algısı olduğu ç n evrensel ve zorunlu b r b lg den bahsedemey z ve buna paralel
olarak ahlak değerler m z de görel ve t keld r.

D) Ahlak açıdan yapılması gereken şey nsanın davranışlarını salt dolaysız doyum ve haz amacına tesl m
etmekt r.

E) Ahlak y l k ve özgürlüğün zem n , aklın ve onun evrensel çer ğ n n b reysel öznen n t kel ve tek l lg ler n
denetlemes ve yönetmes d r.

CEVAP ANAHTARI

1. c 2. b 3. e 4. a 5. b 6. d 7. a 8. c 9. b 10. e

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 124/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

14. HEGEL SONRASI AHLAK ANLAYIŞLARI

Giriş

Hegel sonrası felsefedek ahlak anlayışlarını ele aldığımız bu son bölümde, öncel kle Schopenhauer’un kötümserl k
et ğ ne, genel hatlarıyla Marks st et ğe, N etzsche’n n ahlak felsefes n n bazı temel özell kler ne değ n lm şt r. Hegel
sonrası felsef hareketler olarak poz t v zm, anal t k felsefe ve pragmat zm de bu bölümde kısaca ele alınmıştır.

Hegelc felsefen n sah p olduğu akılcı ve deal st y mserl kten çok uzak olan Schopenhauer, nsan yaşamını ve tüm evren
egemenl ğ altına almış akıl-dışı b r kör radeden söz eder. İnsanın ahlak esenl ğ bu kör raden n b l nc ne varmayı ve
ona elden geld ğ nce d renmey gerekt r r. Bu kör raden n yok ed lmes mümkün olmamakla b rl kte, k ş ona karşı
estet k, ahlak ve d nsel b r karşı duruş ve d ren ş ç ne g reb l r.

Marks zm nsanın manev ve ahlak açıdan özgürleşmes n , ekonom k ve toplumsal açıdan özgürleşmes ne bağlar. İnsan
b l nc n ve k ş l ğ n bel rleyen asıl şey ç nde yaşadığı nesnel ve toplumsal gerçekl k ve l şk ler d r. İnsan prat k gerçekl ğ
ve ahlak ed mler ancak toplumsal prat k ve bu bağlamda öncel kle üret m güç ve l şk ler dönüştürülerek y leşt r leb l r.

N etzsche her türden evrensel ahlak anlayışını eleşt r r ve temel olarak k tür ahlaktan söz eder; efend ve köle ahlaklar.
Güç stenc ve yaşamın onaylanması efend ahlakının özünü oluşturur. Efend ahlakında y olan, soylu olan anlamına
gel r. Köle ahlakı se daha çok toplumsal çoğunluğu oluşturan köle ruhlu nsanların ahlakıdır. Köle ahlakında y olan
toplumsal çoğunluğun, toplumsal sürünün yararına olandır. Köleler açık b r güç stenc yle yaşamın temel değerler n
açıkça onaylanmak yer ne, s ns ve k yüzlü b r eş tl k söylem yle ortaya çıkarlar.

Poz t v zm, anal t k felsefe ve pragmat zm se genel olarak b l mler n ve özell kle de doğa b l mler n gel şmes , endüstr yel
ve teknoloj k devr mlerden etk lenm ş felsefe akımları olarak, nsanın ahlak gerçekl ğ ne olgusal ve emp r k gerçekl k
temel nde yaklaşırlar. Bu felsefe akımları ahlakın, spekülat f ve metaf z k kurgular çerçeves nde değ l, olgusal
gerçekl ğ ne dayanan b r düşünüş ve anal z sonucunda anlaşılab leceğ n savunurlar. Pragmat zm toplumsal prat k ve
yararın ahlak y l ğ n özü olduğunu ler sürer.

14.1. Hegel Sonrası Felsefe

Alman deal zm n n son büyük tems lc s Hegel 1831’dek ölümüyle ardında büyük ve devasa b r m ras bıraktı. Bu m rası
sah plenenler olduğu g b eleşt renler de oldu. Hegel’ zleyenler, yan eleşt rel b r tonda da olsa onun felsef m rasını
tümüyle reddetmeyen bell oranda kabul eden ya da tümüyle sah plenen düşünürler genel olarak k gruba ayrılır: sağ ve
sol Hegelc ler. Sağ Hegelc ler genell kle Hegelc s stemat ğ n pante st ve materyal st yorumlarına karşı çıkan, Hegel’ n
felsef görüşler yle Hr st yan teoloj s arasındak mesafey açmamaya çalışan düşünürlerd r. Öneml tems lc ler arasında
K. Rosenkranz, J. E. Erdmann ve I. H. F chte’n n (ünlü Alman İdeal st J. G. F chte’n n oğlu) olduğu sağ kanat genel olarak
muhafazakâr f lozoflardı. Öneml tems lc ler arasında D. F. Strauss, L. Feuerbach, K. Marx ve F. Engels’ n olduğu sol kanat
Hegelc ler se Hegelc felsefen n daha materyal st, seküler ve ate st b r yorumuyla kend felsef görüşler n
temellend r yorlardı.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 125/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ayrıca Hegel sonrası felsefe tar h n n Hegel’ n felsef s stem n aşan b r s stem anlayışıyla değ l, karşıt tezler ve
bel rlen mler arasında yaptıkları anal t k ayrım ve tek-yanlı vurgularla ön plana çıktıklarını da d le get r leb l r. Bu
bölümde ahlak felsefes bağlamında Hegel sonrası düşünür ve f lozoflardan Schopenhauer, Marx ve post-modern
düşüncey de etk leyen N etzsche’ n ahlak anlayışlarına kısaca değ n lecekt r. Y ne ayrıca poz t v zm ve pragmat zm n
ahlak anlayışları da kısaca özetlenecekt r.

14.2. Schopenhauer’in Kötümserlik Etiği

Schopenhauer, Hegel’ n aydınlanmacı felsef gelenekten devraldığı rasyonal st y mserl ğ nden çok uzak b r f lozo ur.
Hegel’e yönel k eleşt r ler genel olarak öfke dolu hakaretlerle b rl kte d le get r l rler. Hegel le aynı dönemde Berl n
Ün vers tes ’nde bulunmuş ve onun gölges nde kaldığı ç n ün vers tedek görev nden ayrılmıştır. Schopenhauer
Hegel’den farklı olarak aklın her şey n özünü bel rleyen tözsel güç olduğu düşünmüyordu. Ona göre aklı kend s ne tab
kılan akıldışı b r rade söz konusuydu.

Schopenhauer ç n bu akıldışı rade kend s n yalnızca nsanda gösteren b r olgu değ ld r. İrade kend s n f z ksel, organ k
ve nsan tarzlarda ortaya koyab l r. F z ksel alanda rade kend s n olgular arasındak çek m kuvvetler , k myasal ve
elektr ksel dürtüler şekl nde ortaya koyar. Organ k alanda yaşama l şk n temel tk ve dürtüler şekl nde ortaya çıkan
rade, nsanda kend s n b l nçle dolayımlı b r tarzda ortaya koyar. İnsanda b l nçle b rl kte ortaya çıkan rade b r yaşama
gücü ve stem olarak, acıya yol açar. Bunun neden doyurulması mkânsız ht yaç ve arzuların b r fades olan bu akıldışı
ve kör raden n b l nc n n, nsanı çares z bırakarak acıya yol açmasıdır. Schopenhauer’a göre nsanlarda akılsal düşünme
yet s ve b l nç yükseld kçe bu söz konusu acı ve mutsuzluk artacaktır, çünkü durumun kötülüğü ve çares zl ğ ne
durumun kavranmasından kaynaklanan b l nc n yarattığı umutsuzluk da eklenecekt r.

İraden n kölel ğ nden kurtulmanın çeş tl yollarından söz ed leb l r. Schopenhauer heps aynı ağırlıkta olmamakla b rl kte
üç çözüm yolu ve yöntem öner r; estet k, ahlak ve d nsel. Estet k seyred şte k ş algı nesnes ne karşı lg s z b r
konumlanış ç nded r. Estet k algımızı uyaran güzel b r nesney , temel ve bel rley c tk ve dürtüler uyaran b r nesne
olarak alırsak, estet k seyred ş ve algının arılığından ve otant kl ğ nden uzaklaşmış oluruz. Estet k deney m ve yaşantı
temel olarak ben köles kılan tk ve dürtüler m uyaran deney m ve yaşantılardan farklı b r çer ğe ve b ç me sah pt r.
Estet k deney mde nesne ben m ç n, stek ve arzularım açısından fade ett ğ prat k değerle değ l, sırf b r algı çer ğ
olarak bende yarattığı hoşnutluk duyguyla var olur. Schopenhauer ç n en azından geç c de olsa, estet k seyred ş ve
deney mle, stek ve arzularıma kölel kten uzaklaşırım.

Akıldışı kör raden n kölel ğ nden kurtulmanın b r d ğer yolu da ahlak yönel md r. Schopenhauer’a göre, her türlü
benc ll k, çatışma ve nefrete yol açan kör yaşama arzusu ve rades , her türlü kötülüğün de kaynağıdır. Bu durumda ahlak
ve erdeml davranış, b z köles kılan bu akıldışı kör raden n yadsınması ve olumsuzlanmasını çermel d r. Ahlakın özü bu
noktada aranmalıdır. Kör raden n boyunduruğuna karşı b r başka çözüm yolu da d nsel perh z ve ç lec l k yoluyla
kurtuluşa ermed r. D ndarın dünyev olana fazla bel bağlamama, azla yet nme, oruç tutma, yan d nsel ve metaf z k
değerler adına kend n denetleme ve olumsuzlama arayışları bu çözümün özünü oluşturur. Schopenhauer son kertede
nsanın tüm gerçekl ğ ve yaşamını b r düşkünlük ve suç b ç m nde tar f eder.

14.3. Marksizm’in Ahlak Anlayışı

Marks st felsefen n kurucuları K. Marx ve F. Engels’d r. Marks zm toplumda egemen olan üret m güç ve l şk ler nden
hareketle tüm kültürel yapıyı anlamaya ve anal z etmeye çalışır. İnsanların ahlak b l nç ve radeler dâh l tüm toplumsal
ve kültürel dokunun, egemen ekonom k yapı ve sınıfsal l şk lerle şek llend ğ n savlayan Marks zm, nsanların madd

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 126/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

yaşam koşulları değ şmeden gerçek b r özgürleşmeye sah p olamayacaklarını düşünür. Madd ve ekonom k koşul ve
l şk ler bağlamında özgür olamayan nsanların ahlak olarak yargılanması, var olan sınıfsal l şk lerden bağımsız evrensel
b r ahlak ve y l k düşünces kel men n kötü anlamıyla deal st ve deoloj k b r bakış açısına şaret edecekt r.

Marx kend s nden öncek f lozofların dünyayı yalnızca çeş tl b ç mlerde yorumlamaya çalıştıklarını, oysa asıl yapılması
gereken n dünyayı değ şt rmek olduğu dd asındadır. Dünyayı değ şt rmek tam da yukarıda değ nd ğ m z üzere, öncel kle
nsanların ç nde bulunduğu madd ve ekonom k koşulları, üret m güç ve l şk ler n değ şt rmeye şaret eder. Devr mc b r
müdahale sonucunda ortaya çıkacak böyle b r değ ş m, dünyayı doğru b r şek lde anal z ed p yorumlamakla yet nmey p,
örgütlü b r güç bağlamında var olan üret m güç ve l şk ler n altüst ed p değ şt rmek anlamına gel r. Üret m güç ve
l şk ler değ şt ğ nde nsanların ç nde bulunduğu tüm toplumsal h yerarş , kend ler ne ve başkalarına l şk n deoloj k
algı da değ şm ş olacaktır. İnsanların ahlak olarak özgürleşmeler toplumsal ve ekonom k l şk ler bağlamında
özgürleşmes n tak p eden b r süreçt r.

14.4. Nietzsche’de Ahlak

N etzsche bütün nsanları bağlayacak evrensel b r ahlak düşünces ne karşı eleşt rel b r yaklaşım ç nded r. Genel ve
alışıldık anlamıyla ahlakı toplumun uzun er ml çıkarlarının ve varlığının bell b r düzen ç nde sürdürmes n n aracı olarak
gören N etzsche, bu bağlamda ahlakın b rey n toplumun çıkarları doğrultusunda yontulup b ç lmes olduğu
görüşünded r. B rey ç nde bulunduğu toplum tarafından öyle b r zorlama ve kna aracılığıyla b ç mlend r l r k toplumun
b reye dayattığı tüm lke ve normlar b rey tarafından çselleşt r lerek özümsen r. Toplumsal değerler bu anlamda b rey n
v cdanında kr stal ze olurlar, onun b zzat v cdanı olurlar. Toplumsal değer ve normlara bağlılık böylece çten b r kabul ve
rızanın dışavurmuna dönüşür. B rey topluma tab olmaktan, çoğunluğun değer yle yaşamaktan gönüllü b r tarzda haz
alan b r köleye dönüşür.

N etzsche’ye göre temel olarak k tür ahlaktan söz ed leb l r; efend ve köle ahlakları. Hem efend ahlakı hem de köle
ahlakının k m özell kler farklı toplum ve b reylerde b rb r ne karışmış olarak bulunab l r. N etzsche’n n asıl olarak ve
öncel kle değer verd ğ efend ahlakında, y olan soylu olana eş tt r. Değer yargısı eylem ve davranışlardan çok k ş lere
yönel kt r. Köle ahlakında y olan topluma yararlı olan, yanı toplumsal sürüyü oluşturan köleler n yararına olandır.
Kölelere karşıt kutbu oluşturan ar stokratlar ya da soylular, doğal çgüdü ve tk ler n , doğanın kend ler ne bahşett ğ
yetenekler n kullanmaktan çek nmez ve ger durmazlar. Kend doğalarından kaynaklanan arzuları ç n savaşmayı göze
alırlar. Buna karşın köle ruhlu nsanlar se kend ler n köleleşt ren yeters zl k ve korkularından dolayı, efend ahlakını
savunan ve yaşayan soylulara karşı çsel b r tepk yle b ç mlenen b r ahlak anlayışına sah pt rler. Kend ler nden üstün
soyluların güç ve otor teler ne karşı durab lmek ç n, k yüzlü, s ns ve dolaylı takt klere sarılırlar. Köle ruhlu nsanlar
kend ler nden daha değerl ve üstün olan ar stokrat ya da soylu ruhlu k ş ler kend düzeyler ne nd rmek ç n,
alçakgönüllülük, duygudaşlık g b kadınsı değerler , demokras ve eş tl k g b pol t k değerler savunurlar. Köleler n ahlak
d ren şler ne h zmet eden başka b r unsur da Yahud -Hır st yan d nsel geleneğ nde egemen olan kölel ğe uygun ahlak
perspekt r. Yaşam değerler ve b rey n doğal stemler ç n açık ve dürüst b r savaştan çok kölece b r tesl m yet ve
uzlaşmayı savunan tüm gelenekler ve onların değerler redded lmel d r. Köle ruhlu nsanlar gerçekleşt rmekten
korktukları tüm yaşam değerler n kötülerler, tüm temel çgüdüler n bastırırlar ve bunun sonucunda çten çe b r hınç ve
öfke b r kt r rler. Tüm bu çerleme, hınç ve öfkeye karşın yaşam değerler ç n gerçek ve soylu b r kavgadan ger dururlar.
Kend yaşam değerler ç n gerçek b r cesarete sah p değ ld rler. Yaşamın hak k zem n n oluşturan güce saygı
duymaktansa k yüzlü b r alçakgönüllüğü erdem olarak yutturmaya çalışırlar.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 127/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

N etzsche Sokrat k-Platon k geleneğ n rasyonal zm ve deal zm temell evrensel ahlak anlayışını da eleşt r r ve Pre-
Sokrat k gelenekte hüküm sürmüş olduğunu düşündüğü soylu ve traj k ahlak ve erdem anlayışını olumlar. Ona göre güç
stenc yaşamın özünü oluşturur ve güç haktır lkes efend ahlakın temel n oluşturur. Tüm b l m ve felsefe eğer yaşama
rades ve gücümüzü artırıyorsa, olumlanab l r. Yaşamı olumlamayan, b rey n güç stenc n olumlamayan h çb r şey
olumlanmamalıdır. Yaşam değerler n olumlamayan her şey düşmüş ve yozlaşmış b r yaşamın bel rt ler olarak
okunab l r. N etzsche yaşam değerler ne sırtını dönen bu düşkünlük ve yozlaşmışlığı dekadans olarak adlandırır.

N etzsche’n n her türden evrensel ve zorunlu ahlak anlayışını eleşt rmes , aydınlanmacı ruhun rasyonal st y mserl ğ ne
eleşt rel tavır alışı, onu post-modern düşünüş ve felsefeler ç n de öneml b r referans noktası kılmıştır.

14.5. Pozitivizm, Analitik felsefe ve Pragmatizm

Doğal b l mler alanındak gel şmeler, endüstr yel gel ş m ve teknoloj k yen l klerle de beslenen felsef düşünüş
hareketler poz t v zm, anal t k felsefe geleneğ ve pragmat zm olarak sıralanab l r. Bu felsef yönel ş ve hareketler aynı
zamanda Hegelc felsefen n olgusal gerçekl k ve emp r k deney mden uzak olduğu düşünülen spekülat f ruhuna ve
yapısına da b r tepk olarak görüleb l r. Bu alt başlık altında tüm bu felsef anlayış ve hareketlere ahlak görüşler
bağlamında kısaca değ n lecekt r.

Poz t v zm genel olarak teoloj k ve metaf z k spekülasyonlara b r tepk olarak olgulara ger dönmem z gerekt ğ n
savunurken, anal t k felsefe felsefey olgulara ve deneysel gerçekl ğe dayanmayan spekülasyonlardan uzak tutmayı
amaçlar ve bu bağlamda felsefen n b l mler n ve özell kle de doğal b l mler n önermeler n n b r anal z ne nd rgenmes
gerekt ğ n savunur. Pragmat zm se b lg n n ve felsefen n değer n n nsan yaşamı ç n prat k değer nde aranması
gerekt ğ n savlar.

Poz t v zm n kurucusu Auguste Comte ç n ne teoloj k düşünüşün tanrıları ne de metaf z k düşünüş ve spekülasyonaların
olguları aşan güç ve kavramları olgusal b r temellend rme ve değere sah pt rler. Ahlak ve pol t k açıdan asıl referans ve
hareket noktamız nsanlar olmalıdır, çünkü nsanlar gerçek ve olgusaldırlar. D n n tanrılarına ve metaf z k değerlere
adanmış tüm güç ve enerj m z bundan böyle nsanlığın gerçek ve olgusal sorunlarına harcanmalıdır.

Pragmat zm ç n se nasıl k tüm teor k çabamızın ve b lg m z n değer onun prat k sonuçlarında, toplum ç n b ze
sağladığı yararda aranmalıysa, ahlak lke ve normlarımızın değer de prat k sonuçları ve topluma sağladığı yararlarda
aranmalıdır.

Anal t k felsefe se felsefen n görev n n bundan böyle metaf z k hak katlere ulaşmak olmadığını, f lozofların
yapab lecekler en y şey n, b l m adamlarının olgusal gerçekl ğe da r önermeler n anal z ed p anlamlarını açığa
kavuşturmak olduğunu vurgular. Bu anlayış bağlamında da öğüt ver c ve normat f b r ahlak felsefes nden çok, ahlaksal
önermeler m z n anlamlarını anal z etmey ve günlük yaşam prat ğ n n b leşenler olarak açıklığa kavuşturmayı
amaçlayan anal t k b r et ğe yönelm şlerd r.

Kısaca özetlemek gerek rse Hegel sonrası felsefen n onun ans kloped k felsefe s stem n yen ve daha büyük b r s stemle
aşmaktan çok, Hegel’ n spekülat f karakterl deal zm ne b r tepk ç nde b ç mlend kler söyleneb l r. Bu anlamda Hegel
sonrası felsefede olgucu, materyal st, anal t k ve pragmat st bakış açılarının daha bel rley c b r role sah p oldukları
görülmekted r. Olguculuk (poz t v zm), materyal zm ve özel olarak Marks zm, anal t k felsefe geleneğ ve ayrıca Amer kan
pragmat zm , ahlak olgusuna rasyonal st ve deal st b r perspekt en bakan Alman deal zm nden oldukça farklı
perspekt flere sah p felsefelerd r.

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 128/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Schopenhauer’ n akıl-dışı radeye dayanan kötümserl k et ğ N etzsche’n n güç stenc ne dayalı et k anlayışıyla b rl kte,
Hegelc rasyonal zm ve deal zme b r tepk olarak okunab l r. Hem Schopenhauer hem de N etzsche’n n et k
anlayışlarında k ş sell ğ n ve b reysel öznell ğ n önem kazanmış olduğu söyleneb l r.

Uygulamalar

1) Hegel sonrası felsefe akımlarının ortaya koyduğu temel et k sorunlar ve bunlara l şk n ortaya konulan çözüm
öner ler n özetley n z.

Uygulama Soruları

1.  Schopenhauer’un ahlak felsefes n n (et ğ n n) temel özell kler nasıl sıralanab l r? Özetley n z.

2.  Marks zm ahlak olgusunu nasıl b r temelden hareketle anlamaya çalışır? Açıklayınız.

3.  N etzsche’e efend ve köle ahlaklarını nasıl tanımlar? Açıklayınız.

4.  N etzsche’de “güç stenc ” ne anlama gelmekted r? Yorumlayınız.

5.  Poz t v zm, Anal t k Felsefe ve Pragmat zm ahlak olgusuna nasıl yaklaşırlar? Açıklayınız.

Bölüm Özeti

Hegel sonrası felsefedek ahlak anlayışlarını ele aldığımız bu son bölümde, öncel kle Schopenhauer’un kötümserl k
et ğ n , genel hatlarıyla Marks st et ğ , N etzsche’n n ahlak felsefes n n bazı temel özell kler n öğrend k. Ayrıca, Hegel
sonrası felsef hareketler olarak poz t v zm, anal t k felsefe ve pragmat zm de bu bölümde kısaca tanıdık. 

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 129/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

Ünite Soruları

1. İnsan yaşamının ve tüm evren n akıl-dışı kör b r raden n egemenl ğ altında olduğunu ler süren ve ahlak
anlayışı kötümserl k et ğ olarak n telenen f lozof aşağıdak lerden hang s d r?

A) N etzsche

B) Schopenhauer

C) Marx

D) August Comte

E) Hegel

2.  İnsanın manev ve ahlak açıdan özgürleşmes n , ekonom k ve toplumsal açıdan özgürleşmes ne


bağlayan ve nsan b l nc le k ş l ğ n bel rleyen şey n ç nde yaşadığı toplumsal gerçekl k ve l şk ler
olduğunu ler süren felsef görüş ned r?

A) Pragmat zm

B) Rasyonal zm

C) Poz t v zm

D) Marks zm

E)  Emp r zm

3. İy olan toplumsal çoğunluğun yararına olandır, görüşünü ben mseyen köle ahlakı le y olanın soylu olan
anlamına geld ğ efend ahlakı olmak üzere k tür ahlaktan bahseden f lozof k md r?

A) N etzsche

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 130/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

B) August Comte

C) Schopenhauer

D) Marks

E) Kant

4. İraden n kölel ğ nden kurtulmanın estet k, ahlak ve d nsel olmak üzere üç çözüm yolu olduğunu ler
süren f lozof aşağıdak lerden hang s d r?

A) Marks

B) August Comte

C) N etzsche

D) Feuerbach

E) Schopenhauer

5. N etzsche’n n ahlak anlayışına l şk n aşağıda ver len b lg lerden hang s doğrudur?

A) Güç stenc ve yaşamın onaylanması köle ahlakının özünü oluşturur.

B)  İnsan ahlak esenl ğ ç n kör radeye karşı estet k, ahlak ve d nsel b r karşı duruş ç nde bulunab l r.

C) Güç stenc yaşamın özünü ve güç haktır lkes de ahlakın temel n oluşturur.

D) İnsanın ahlak ed mler ancak toplumsal prat k ve bu bağlamda üret m güç ve l şk ler dönüştürülerek
y leşt r leb l r.

E) Toplumsal prat k ve yarar ahlak y l ğ n özünü oluşturur.

6. N etzsche’n n Post-modern düşünüş ve felsefeler ç n öneml b r referans noktası olmasının sebeb ned r?

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 131/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

A) Ahlak lke ve normlarımızın değer n prat k sonuçları ve topluma sağladığı yararda araması

B)  İnsanın ahlak gerçekl ğ ne olgusal ve emp r k gerçekl k temel nde yaklaşması

C) Normat f b r ahlak felsefes nden çok, ahlaksal önermeler m z n anlamlarını anal z etmey ve günlük
yaşam prat ğ n n b leşenler olarak açıklığa kavuşturmayı amaçlaması

D) Her türden evrensel ve zorunlu ahlak anlayışını eleşt rmes ve aydınlanmacı ruhun rasyonal st
y mserl ğ n eleşt rel tavır alışı

E) İnsanların madd yaşam koşulları değ şmeden gerçek b r özgürleşmeye sah p olamayacalrını düşünmes

7. Ahlak ve pol t k açıdan asıl referans ve hareket noktamızın nsanlar olması gerekt ğ n , çünkü nsanların
gerçek ve olgusal olduklarını savunan f lozof aşağıdak lerden hang s d r?

A) N etzsche

B) Marks

C)  August Comte

D) Schopenhauer

E) F chte

8.  “Poz t v zm, Anal t k felsefe ve Pragmat zm, nsanın ahlak gerçekl ğ ne. . .ve. . . gerçekl k temel nde
yaklaşırlar” fades nde boş bırakılan yerlere gelmes gereken sözcükler hang şıkta doğru ver lm şt r?

A) Olgusal – Emp r k

B)  İdeal st – Rasyonel

C)  Emp r k – İdeal st

D) Olgusal – Determ n st

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 132/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

E)  İdeal st – Determ n st

9.  Felsefen n görev n n bundan böyle metaf z k hak katlere ulaşmak olmadığını, f lozofların yapab lecekler
en y şey n, b l m adamlarının olgusal gerçekl ğe da r önermerler n anal z ed p anlamlarını açığa
kavuşturmak olduğunu savunan felsef görüş aşağıdak lerden hang s d r?

A) Rasyonal zm

B) İdeal zm

C) Real zm

D) Öznel deal zm

E) Anal t k Felsefe

10. Ahlak lke ve normlarımızın değer n n prat k sonuçlarda ve topluma sağladığı yararlarda aranması
gerekt ğ n ler süren felsef görüş aşağıdak şıklardan hang s nde doğru ver lm şt r?

A) Poz t v zm

B)  Emp r zm

C) Pragmat zm

D) İdeal zm

E) Anal t k Felsefe

CEVAP ANAHTARI

1. b 2. d 3. a 4. e 5. c 6. d 7. c 8. a 9. e 10. c

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 133/134
10/27/2018 Ahlak Felsefesi

https://auzefalmsstorage.blob.core.windows.net/auzefcontent/18_19/ahlak_felsefesi/1/index.html 134/134

You might also like