You are on page 1of 3

“Gizem! Dur!


Hayır! Bu olamaz! Gerçekten! Öyle bir şey olmadı!
Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Koşarken arada sırada tökezliyordum ama
umurumda değildi. Şu an daha büyük bir sorun vardı.
“Gizem! Lütfen!”
Ona yetişiyordum. Cadde, hafta sonu boyunca yağan sağanak yağmurdan dolayı, tek tük, hızlı
hızlı yürüyenler hariç boştu. Hepsi yağmurdan nasibini almıştı, ki bizim de onlardan bir
farkımız yoktu. Sırılsıklam olmuştuk. Ama ne o hızını yavaşlatıyordu ne de ben.
“Gizem!”
Artık aramızda fazla mesafe kalmamıştı. O köşeyi dönünce ona yetiştim.
“Gizem, öyle bir şey olmadı! Yanlış anladın!”
Koşmaya devam ediyordu. Kolundan tutup durdurdum.
“Çek elini üstümden!” Kolunu kurtarmaya çalışırken yine kaçmasın diye daha sıkı tuttum.
“Gizem, göründüğü gibi değil, yanlış anladın. Bi’ dinle beni.”
“Kolumu bırak!” diye bağırdı. Beni dinlemek istemiyordu. Ne söylesem inanmayacaktı. Yine
de onu ikna etmeye çalıştım.
“Bak öyle bir şey olmadı. Oradan bakınca çok garip bir durum-"
Sinirle kahkaha atmaya başladı. Bir an afalladım. Gerçekten de komik espri yapmışım gibi
kahkaha atıyordu.
“Gizem, aşkım, iyi misi-?”
“Bana aşkım deme!” Gülmeyi kesmişti. Ela gözleri bana bakarken nefretle doldu. Bana her
zaman sevgiyle bakan o gözler...
“Ben senin aşkın değilim!” Sertçe kolunu çekip kurtardı. “Git, aşkını yatağa attığın kadına
göster!”
“Ben sadece seni seviyorum, onunla herhangi bir ilişkim olmadı. Bak o sarhoş-"
Yine gülmeye başladı “ Ben oradan safa mı benziyorum! Şizofren miyim? Ne gördüğümü
bilmiyor muyum? Kızın üzerinde senin tişörtün vardı, sen giyiniyordun ve ben de bunu yanlış
anladım öyle mi?(!)” Yine alayla bir kahkaha attı. Sinirliyken hep gülerdi.
“Gizem, bak yargısız infaz ediyorsun. Yapma. Pişman olursun sonra.” diye yalvardım.
Aslında dinlese anlayacaktı. Bi' dinlese...
“Bana bak Cenk! Ben ne gördüğümü biliyorum. Aynı şeyleri tekrar yaşamayacağım. Daha bir
ay bile olmadı. Yoksa geçen seferki de mi yanlış anlamaydı? Gelecek ay da yanlışlıkla başka
bir kadınla mı yatacaksın?”
“Gizem! Öyle bir şey yok!” Derin bir nefes aldım. “ O gece bir hataydı. Bir daha asla öyle bir
şey yapmadım.”

1
Ayağını sertçe yere vurarak işaret parmağını bana doğrulttu. “Cenk! Bu beni ikinci kez
aldatışın. Sence bu kadarı bana fazla değil mi? Benim bir gururum yok mu?” Elini saçlarından
geçirdi. Sonra gözlerimin içine bakarak “Ben bu hayatta sadece sana güvendim. Sen ne
dediysen hep inandım, hiçbir zaman sorgulamadım.” dedi. Gözleri doldu. Sesini ağır ağır
kısarak “ ‘Hataydı’ dedin, ‘bir daha olmayacak’ dedin, inandım. Gözüm kapalı güvendim
sana.” Gözünden bir damla yaş aktı.
Kimse için akmasını istemediğim yaşlar, şimdi benim yüzümden akıyordu. Ben onu tekrar
aldatmamıştım, yine de kahroluyordum. Onun her damla yaşı için dünyayı sel bassın
istiyordum. O üzülmesin diye cehennemde yanmaya bile razıydım. Bulutlar sanki beni
duymuş gibi yağmur daha da bastırdı.
Sesini yavaşça yükseltti. “Ve sen gittin, kalbimi söktün, yere fırlatıp paramparça ettin!
Hayatım boyunca kimseye emanet etmediğim kalbime ‘iki kez’ ihanet ettin! Madem beni
aldatacaktın, madem ben senin için yeterli değildim, niye benim kapıma geldin?” Kendini
daha fazla tutamadı ve ağlamaya başladı. “Benden ölmemi mi istiyorsun?”
Elimi tam omzuna koyacakken “Dokunma bana!” diye haykırdı. “O kirli elini bana
değdirme!”
“Seni aldatmadım, yemin ederim yapmadım.” Anlatmaya çalışıyordum. O ağladıkça kalbim
acıyla kıvranıyordu.
Benden bir adım uzaklaştı. “Bana aşık olduğunu itiraf ettiğin günü hatırlıyor musun? Ve bana
ne dediğini?”
“Kelimesi kelimesine.” Hayatımın en mutlu gününü nasıl unuturdum ki?
“Sana âşık oldum Gizem...”
“Ama ben sevmeyi bilmiyorum ki? Tek bildiğim nefret...”
“Ben öğretirim sana. Mutlu olmayı da, sevmeyi de. Söz veriyorum...”
“Eğer sevgi buysa, Cenk, ben sevmeyi de, sevilmeyi de istemiyorum.” Geriye doğru bir adım
daha attı. “Sözünü de tutmadın. Bana yaşattığın tek şey kalp kırıklığı.” Gözlerindeki yaşları
silerek son bir adım daha attı. “Ben kalbimi sadece sana açtım, Cenk, sadece sana karşı
savunmasız bıraktım. Ve tekrar görüyorum ki, bu bir hataymış. Güvene her daim ihanet
edileceğini, bana tekrar gösterdiğin için, sana teşekkür ederim.”
Ve arkasına dönüp, gitti.
Koşmak, onu durdurmak istiyordum ama yapamıyordum. Kıpırdayamıyordum bile. Bedenim,
beynimin verdiği emirleri yerine getiremiyordu. Kendi bedenimde kapana kısılmıştım sanki.
Yağmur dinmeye başladı.
O gözden kaybolurken, o duymasa da kendime bir söz verdim:
Seni tekrar mutlu edeceğim, sana tekrar sevmeyi öğreteceğim.

Yazan: Gift Aiyudubie Oransaye


2
Sözcük sayısı: 647

You might also like