You are on page 1of 15

TİCARİ İŞLETMENİN

MERKEZİ VE
ŞUBELERİ
• 1.MERKEZ
• İşletmenin idari, hukuki ve ticari
faaliyetlerinin toplandığı yer, işletmenin
merkezidir.
• Her tacir, işletmesini ve onunla ilgili bazı
hususları, işletmenin merkezinin bulunduğu
yer ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır.
TTK’nın 40. md.’sinin 1. fıkrasında yer alan
bu hükümden anlaşılacağı üzere, her
işletmenin bir merkezinin olması
gerekmektedir.
• İşletmenin merkezi ile işletmenin
teknik işlerinin yürütüldüğü yer veya
gerçek kişi tacirin ikametgahı farklı
olabilir.
• Tüzel kişi tacirlerin ve derneklerin
merkezi tüzüklerinde ve ana
sözleşmelerinde gösterilen yerdedir.
• 2.ŞUBE
• Ticari işletmenin tek bir merkezden
idare edilemeyecek kadar büyümesi
• halinde, çeşitli yerlerde faaliyetini
sürdürebilmek için şubeler açması
zorunluluğu doğar. Her işletmenin amacı
karını arttırmaktır. Bunun için daha çok
pazara girmesi gerekir. Yeni pazarlara
girmenin en güvenli yollarından biri de o
pazarlarda şube açmaktır.
• Şube iktisadi etkinliğin, büyümenin ve
yayılmanın zorunlu bir şekli olarak
karşımıza çıkmaktadır.
• TTK pek çok yerde şubeden söz ettiği
halde şubeyi tanımlamamıştır.
• Ancak 5174 sayılı Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar
Kanunu’nun 9. md.’de şube şu şekilde
tanımlanmıştır:
• ‟bir merkeze bağlı olduğu halde, ister
merkezin bulunduğu odanın, ister başka
odanın çalışma alanı içinde olan müstakil
• sermayesi ve müstakil muhasebesi
bulunan ve/veya muhasebesi merkezde
tutulduğu ve müstakil sermayesi
bulunmadığı halde kendi başına sınai
faaliyet ve ticari muamele yapan yerler
ve satış mağazaları bu Kanunun
uygulanması bakımından şube sayılır.ˮ
• Yani ticaret sicil yönetmeliğine göre
şube; bir ticari işletmeye bağlı olup
• ister merkezinin bulunduğu sicil çevresi
içerisinde isterse başka bir sicil çevresi
içinde olsun, bağımsız sermayesi veya
muhasebesi bulunup bulunmadığına
bakılmaksızın kendi başına sınai veya ticari
faaliyetin yürütüldüğü yerler ve satış
mağazaları şubedir.
• Çeşitli kanunlardaki düzenlemelerden
hareketle şubenin unsurlarını ve sonuçlarını
• Şu şekilde sıralamak mümkündür:
• 1-Şube merkezin bir parçasıdır. Şubenin
ayrı bir kişiliği yoktur, bu nedenle
merkeze bağımlıdır. Şubenin yaptığı
işlemler nedeniyle doğan her türlü hak
veya borç merkeze aittir. Şube ve merkez
aynı kişiye aittir.
• 2-Şube dış ilişkilerinde bağımsızdır. Her
ne kadar şube, merkez ile aynı kişiye ait
• ve merkeze bağımlı ise de, dış
ilişkilerinde serbesttir. Bununla birlikte,
şubenin merkezden ayrı olarak bir işletme
politikası olamaz, bu nedenle merkezin
işletme politikasını tamamlayıcı şekilde
ve ondan aldığı talimatlar çerçevesinde
faaliyet göstermesi gerekir. Şube
merkezin yaptığı işlerin benzerlerini
yapar.
• 3-Şube işletmenin genişleme ihtiyacından
doğmuştur. Bu nedenle doğal olarak
şubenin merkezden ayrı bir yerde olması
gerekmektedir .Ancak ticari hayatın
karmaşık yapısı içinde, şube ile merkezin
aynı bina içinde farklı idari yapılarla idare
edilmesi de mümkündür. Yani şube ile
merkezin mutlaka ayrı yerlerde olma
zorunluluğu yoktur. Ancak şubenin
mutlaka ayrı bir yönetim teşkilatı vardır.
• Şubenin merkezden ayrı bir muhasebesi
olması gerekir ancak kendi muhasebesini
kendisi tutması gerekmez. Aynı şekilde
şubenin müstakil sermayesinin bulunması
da zorunlu değildir.
• 4-TTK’nın 40. md.’sinin 3. ve 4.
fıkralarına göre şubenin bulunduğu yer
ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi
gerekir. Tescil şubenin kurulduğu andan
• itibaren 15 gün içinde yapılmalıdır. Ayrıca
şubenin bulunduğu yer ticaret odasına
kayıt olunması da gerekir.
• 5-Şubeler merkez ile aynı ticaret unvanını
kullanırlar ancak şube olduklarını
belirtmek zorundadırlar (TTK m48/1).
Merkezi yabancı bir ülkede olan şubeler,
merkezin ticaret unvanını kullanırken
merkezinin ve şubenin bulunduğu yeri de
belirtmek zorundadırlar (TTK m.48/3)
• 6-Merkezi yurt dışında bulunan
işletmelerin, Türkiye’deki şubelerinin
başına tam yetkili bir ticari mümessil
atama zorunluluğu vardır (TTK m.40/4)
• Ticari mümessil, en geniş temsil yetkisine
sahip olan tacir yardımcısıdır. Ticari
mümessilin temsil yetkisi kural olarak iki
şekilde sınırlanabilir:
• Birincisi ticari mümessilin temsil
yetkisinin bir şubenin işlerine
hasredilmesi, ikincisi ise birlikte temsil
halleridir.
• Ticari mümessilin temsil yetkisi belli bir
şubenin işleri ile sınırlandırılabilir. Aynı
şekilde bir anonim şirketi veya
kooperatifi temsile yetkili kişilerin temsil
yetkileri de sadece merkez veya şubenin
işleri ile sınırlandırılabilir.
• 7-Ticari işletmenin devri halinde, şube
işletmenin bir parçası olduğundan şube
de devredilmiş olur.
• 8-Şubenin 3. kişilerle giriştiği işlemlerin
geçerli olduğu belirtilmişti. Şubenin
işlemlerinden doğan ihtilaflar sebebiyle,
şube aleyhine, şubenin bulunduğu yerde
dava açılabilir. Böylece şube ile iş yapan
üçüncü kişilerin merkezin bulunduğu
yere giderek dava açma zorunlulukları
ortadan kalkmıştır. Bununla birlikte iflas
davası şubeye karşı açılamaz, bu
davaların merkeze karşı açılması gerekir.

You might also like