You are on page 1of 8

BAZI MÜSLÜMAN

FİLOZOFLAR VE
HAYATLARI

GÜLRU ESRA GÜRLER


9/E 217

0
İbn Haldun
Tam adı Ebü’l- Hasan Alâüddîn Ali b. Ebi’l-Hazm İbn Nefîs el- Karaşî ed-Dımeşkî olan
ve Sosyolojinin Babası olarak bilinen İbn Haldun 1332’de, Tunus’ta köklü bir ailenin çocuğu
olarak dünyaya geldi. Arap dili ve edebiyatı, matematik ve felsefe eğitimi gördü. Gençliğinde
İbn-i Sînâ ve Râzî gibi ünlü bilim insanlarının eserlerini okudu. 17 yaşında bütün ailesini veba
salgınında kaybetti ve eğitim hayatına ara verip para kazanmak için memur olmaya karar verdi.

İbn Haldun, önce Tunus ve Fas’ta


sonrasında Gırnata ve Mısır Devletleri’nde
görev aldı. Birçok ülkede çalıştığı için
farklı kültürleri çok iyi biliyordu, bu
sayede hükümdarların akıl danıştığı bir
bilim insanı oldu. Saraydayken bile her
zaman kitaplarla olmak istiyordu, bu
yüzden zamanının büyük kısmını saray
kütüphanelerinde geçirdi. Sürgün, hapis,
geçim sıkıntısı gibi çok fazla zorlukla
karşılaştı ama asla pes etmedi. Toplumlar
ve devletler hakkındaki gözlemlerini ve
tecrübelerini bilimsel bilgiler ışığında
yazmaya başladı. Bu uğraşının sonucu olarak, 7 ciltlik dünya tarihi kitabı Kitâbu’l- İber ve İbn
Haldun’un tarih, felsefe, sosyoloji, iktisat ve dinle ilgili görüşlerini yazdığı eseri Mukaddime
ortaya çıkmış oldu. Bu eserler
toplum bilim, yani sosyolojinin
kurulmasını sağladı.

İbn Haldun 75 yaşında, 17


Mart 1406’da vefat etti. Ancak
geride bıraktığı kitaplar sosyoloji,
siyaset ve tarih bilimleri üzerinde
derin izler bıraktı. Kendisi yalnızca
tarihsel hikayeleri anlatmakla
kalmamış, aynı zamanda bu olayların, orada yaşayan insanlara etkilerini de söyleyerek yepyeni

1
bir tarih anlatımı ortaya çıkarmıştı. Onun sayesinde tarih ders çıkartılabilecek bir bilim alanı
haline gelmiştir.

Bîrûnî

Tam adı Ebü’r- Reyhân Muhammed b. Ahmed el-Bîrunî olan Bîrûnî 973’te
Özbekistan’da Türk ve İranlıların yoğun olduğu Harezm’in Kaş bölgesinde doğdu. Çocukluğu
Harzemşahlar Devleti’nin sarayında geçti. Orada ilk olarak Öklit Geometrisini ve Batlamyus
astronomisini öğrendi.

Bîrûnî küçük yaşlardan beri Güneş ve yıldızların hareketlerini gözlemleyerek


hesaplamaya çalıştı. Ancak Güneş’e uzun süre bakmak gözlerini rahatsız etti. O, yine de pes
etmedi ve Güneş’in sudaki yansımasını seyrederek hesaplarına devam etti. Daha 17 yaşında
gökcisimleri ile ilgili çıplak gözle yaptığı incelemelerin hesaplarını not almaya başladı.

Bîrûnî hayatı boyunca çoğunlukla


astronomi ve matematikle uğraştı ama birçok
bilim dalında da ilginç araştırmaları ve bilgisi
vardı. Öyle ki, Hindistan tarihi ve kültürü
hakkında bile kitap yazdı. Aynı zamanda
harika bir ansiklopedi yazarıydı. Newton’dan
700 sene önce yer çekimi gücünü,
Galileo’dan 600 sene önceyse dünyanın
döndüğü fikrini savundu. Aynı zamanda
Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü
söyleyen ilk bilginlerden biridir. Dünya’nın
çapını ve çevresini o dönemde en doğru
şekilde hesaplayıp, çok sayıda yerin enlem ve
boylamlarını doğru bir şekilde ölçtü. Hatta
çağın ötesindeki tespitleri sayesinde Ay
üzerindeki kraterlerden birine onun adı verildi. Birçok bilim insanının ilham aldığı bir dahi
oldu.

2
Onun bilime ve doğaya olan sonsuz merakı ve öğrenme azmi 80 küsür yaşına, ölümüne
kadar devam etti. Bazı söylentilere göre yalnızca dinî bayramlarda mola verirdi. Yaptığı
çalışmalar o kadar etkileyiciydi ki günümüzde onun yaşadığı döneme “Bîrûnî Çağı” adı verilir
ve ondan “Büyük Usta” olarak söz edilir. Günümüzde Kimya laboratuvarlarında en sık
kullanılan aletlerden biri olan ve maddelerin yoğunluklarını ölçmeye yarayan piknometre ile
koni şeklindeki
beheri ilk defa
o icat etti.

İbnü’l- Heysem
Tam adı Ebû Alî Muhammed b. el- Hasen b. el- Hasen b. el-Heysem el- Basrî el- Mısrî
olan İbnü’l- Heysem 965 yılında Irak’ta doğdu. Çocukluğundan itibaren önce din ve fen
bilimleri öğrendi ve ardından da pek çok bilim
dalıyla ilgilenmeye başladı. Matematik ve fizik
alanlarında uzmanlaşsa da mühendislik ve astronomi
alanında da eserler verdi. Heysem, yaşadığı dönemin
neredeyse bütün ilimlerinde bilgi sahibiydi. Aristo ve
Batlamyus’un eserlerini inceleyerek hatalarını
gösterdi ve bunları özetleyerek Arapça’ya tercüme
etti. Ayrıca rtıp, geometri ve astronomi biliminde de
kendisini gösterdi. Özellikle eski çağlardan beri dile
getirilen dünyanın, kâinatın merkezi olduğu
hakkındaki görüşleri şüpheyle karşıladı. Dünya
merkezli bir kâinat sistemi olamayacağını, uzayda
başka sistemlerin de bulunabileceğini belirtti.

3
Bizlerin de içinde bulunduğu Güneş Sistemi’ni ilk kez dile getirdi. Böylece kendinden sonra
Güneş merkezli dünya görüşü bildiren ünlü astronomlara yol göstermiş oldu.

Heysem hayatının neredeyse ilk


yarısını Basra’nın valisi olarak geçirdi.
Burada, fen bilimlerindeki bilgisiyle
meşhur oldu. Ünü Mısır’a kadar ulaştı ve o
dönemde orada yaşayan El- Hakim
adındaki bir hükümdar Heysem’in Nil
Nehri üzerine kurulabilecek bir baraj inşası
hakkındaki fikirlerini duyup ve beğendi.
Onu Mısır’a davet etti. Heysem politikayı
çok sevmediğini düşünerek kendini ilime
vermek için bu daveti kabul etti. Ancak
işler planladığı gibi gitmedi çünkü
hazırladığı baraj fikri, o dönemim
mühendislik imkanlarıyla olabilecek bir
proje değildi. Bunu El- Hakim’e anlattığında hükümdarın hissettiği hayal kırıklığını hisseti ve
ona ağır cezalar vermemesi için deli numarası yaptı. Bu işe yaramıştı, El- Hakim ise onu ev
hapsine mahkûm etti. Hapis gibi görünen bu hayat aslında Heysem’in altın yıllarıydı. Bir inziva
gibi olan bu süreçte Heysem fiziğin optik alanında dünyaya yön veren fikirlerini kitaplaştırdı.
En önemli eseri olan Kitâbü’l- Menazır (Optik Kitabı) isimli kitabı sonraki yüzyıllarda
Latince’ye çevrildi ve Da Vinci, Galileo ve Kepler gibi ünlü bilim insanlarına ilham oldu.

İbn Tufeyl
Tam adı Ebû Bekr Muhammed b. Abdilmelik b. Muhammed b. Muhammed b. Tufeyl
el-Kaysii olan İbn Tufeyl 1105 yılında İspanya’nın Granada şehrinde doğmuştur. Tarzan veya
Robinson Crusoe gibi ıssız bir adada veya kimseciklerin olmadığı bir yerde yaşamak zorunda
olan bir insanın başına gelenler anlatılan tüm o hikayelerin aslında Müslüman bir yazara
dayandığını çoğu insan bilmez. Günümüzden neredeyse 900 yıl önce yaşamış olan İbn
Tufeyl’in değeri ve yazdığı kitapların önemi ancak çok sonraları anlaşılabilmiştir.

İbn Tufeyl bir tıp doktoru olmasının yanında çok iyi bir felsefeciydi. Kendini bu kadar
iyi yetiştirebilmesini, o dönemde yaşadığı yere ve dönemin bilgi birikimine borçluydu. Çünkü

4
Tufeyl, bilim ve felsefenin zirve
noktalarını yaşadığı Endülüs
topraklarında dünyaya geldi. O
dönemde İslam medeniyeti en parlak
dönemlerinden birini yaşıyordu, Tufeyl
bu sayede harika bir eğitim aldı.
Kendisini bir tıp doktoru olarak
yetiştirdi. Ama bununla yetinmedi, din
astronomi, politika ve felsefe ile
derinden ilgilendi. Hatta bir süre devlet
büyüklerinin özel danışmanı ve hekimi
olarak da çalıştı. Ama tüm bu işler
sürerken o dünyanın en etkileyici
hikayesini kaleme almıştı. Hayy bin
Yakzan olarak da bilinen bu kitapta ıssız
bir adaya düşen bir çocuğun öyküsünü yazdı. Hayy bin Yakzan isimli kitabında Tufeyl, gözlem,
deney, merak ve sorgulama ile bir çocuğun gerçeğe nasıl ulaşabileceğini ve en önemlisi hayatta
kalması için gerekli çözüm yollarını nasıl bulabileceğini anlatır. Bu, o döneme kadar yazılmış
en etkileyici hikayelerden biriydi. Tufeyl’in bu kitabı, hem ilk Arap romanı olarak hem de ilk
felsefi roman olarak
tarihe geçti. İbn Tufeyl
yaklaşık 80 yıl yaşamış
ve 1185 yılında Fas’ta
vefat etmiştir.

5
Kaynakça
https://www.indyturk.com/node/189821/t%C3%BCrkiyeden-sesler/sosyoloji-ilminin-
babas%C4%B1-ibni-haldun

https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/ibn-haldun-ve-sosyal-bilimlere-dair-15-ilginc-bilgi/2

https://www.dralhazen.com/tr/2017/02/ibn-i-heysem-kimdir/

http://sifahane.org/ibni-heysem/

https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-tufeyl

http://mufiddergisi.blogspot.com/2019/09/enduluslu-bir-filozof-ibn-tufeyl-tugba.html

https://1000kitap.com/yazar/ibn-tufeyl

Dikmen, F. ve Sevde, Z. (2018). Kafası Değişikler Atlası. İstanbul: Taze Kitap

6
Değerlendirme & Sonuç
İnsanların hayatını araştırmayı sevmem sebebiyle ödevim için bu konuyu seçtim. Ödevimin
hazırlık esnasında araştırma yapmak için birkaç kitap buldum. Hepsi ödevim konusunda bana
yardımcı olmasa da yeni şeyler öğrendim. Ödevin kişisel gelişimime ve bakış açıma bir katkısı
olduğunu düşünmüyorum, yalnızca birkaç bilgi öğrendim. Bahsettiğim kişilerden en çok ilgimi
çeken İbnü’l- Heysem oldu, çünkü hayatını kurtarmak için deli numarası yapması çok hoşuma
gitti. Ayrıca ev hapsine mahkûm bırakıldığı zaman araştırmalarına daha fazla ilgi verebilmesini
kıskandığımı söyleyebilirim.

You might also like