Insan Davranislari Ve Kisilik Tipleri

You might also like

You are on page 1of 66

TÜRKİYE TEMSİLCİLİĞİ

İŞLETME BÖLÜMÜ

İnsan Davranışları
Ve
Kişilik Tipleri

LİSANS PROGRAMI

SUNAN : Tarık MORGÜL

SUNULAN: Doç. Dr. Murat AYAN

YALOVA, Eylül 2013

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ.........................................................................................................................................
GİRİŞ.........................................................................................................................................4
4

1
I. BÖLÜM..................................................................................................................................
BÖLÜM..................................................................................................................................5
5
1. DAVRANIŞ KAVRAMI.........................................................................................................5
1.1. DAVRANIŞ NEDİR? .............................................................................................................5
1.2. Davranış Bilimleri..............................................................................................................7
1.2.1. Antropoloji ......................................................................................................................7
1.2.2. Psikoloji ...........................................................................................................................8
1.2.3. Sosyoloji ..........................................................................................................................9
1.2.4. Sosyal Psikoloji .............................................................................................................11
1.3. İnsan Davranışı ...............................................................................................................12
1.3.1. İnsan Davranışlarını Anlama ......................................................................................14
1.3.2. Renklerin İnsan Davranışı ve Psikolojisi Üzerindeki Etkileri .................................22
II. BÖLÜM..............................................................................................................................
BÖLÜM..............................................................................................................................27
27
2. KİŞİLİK ...........................................................................................................................27
2.1. Kişilik Kavramı ...............................................................................................................27
2.2. Kişiliği Oluşturan Faktörler ..........................................................................................29
2.2.1. Genetik ve Bedensel Faktörler ....................................................................................29
2.2.2. Sosyo Kültürel Faktörler .............................................................................................30
2.2.3. Aile Faktörü ..................................................................................................................30
2.2.4. Sosyal Yapı ve Sosyal Sınıf Faktörleri .......................................................................30
2.2.5. Coğrafi ve Fiziki Faktörler .........................................................................................30
2.2.6. Diğer Faktörler .............................................................................................................30
2.3. Kişiliğin Üç Yönü ............................................................................................................31
2.3.1. Mizaç .............................................................................................................................31
2.3.2. Karakter ........................................................................................................................32
2.3.3. Yetenek...........................................................................................................................32
2.4. Kişilik Kuramları ............................................................................................................32
2.4.1. Hiyerarşik Kişilik Kuramı ..........................................................................................33
2.4.2. Psikoljik Kişilik Kuramı .............................................................................................33
2.4.3. Biyolojik Açıdan Kişilik...............................................................................................33
2.4.4. Duygusal Açıdan Kişilik ..............................................................................................33
2.5. Kişilik Teorileri ...............................................................................................................33
2.5.1. Freud’un Kişilik Teorileri ...........................................................................................33
2.5.2. Alfred Adler’in Kişilik Yaklaşımı ..............................................................................34
2.5.3. Carl Gustav Jung’ın Kişilik Yaklaşımı ......................................................................35
2.5.4. Eric Berne Kişilik Teorileri .........................................................................................35
2.5.5. Karen Horney’in Kişilik Teorisi .................................................................................35
2.6. Kişilik Tipleri ..................................................................................................................36
2.6.1. Bir Numaralı Kişilik Tipi: Mükemmeliyetçi .............................................................38
2.6.2. İki Numaralı Kişilik Tipi: Yardımsever.....................................................................41
2.6.3. Üç Numaralı Kişilik Tipi: Başaran.............................................................................43
2.6.4. Dört Numaralı Kişilik Tipi: Traji Romantik ............................................................45
2.6.5. Beş Numaralı Kişilik Tipi: Gözlemci .........................................................................48
2.6.6. Altı Numaralı Kişilik Tipi: Sadık, Sorgulayıcı...........................................................52
2.6.7. Yedi Numaralı Kişilik Tipi: Ehl-i Keyf ......................................................................54
2.6.8. Sekiz Numaralı Kişiik Tipi: Reis ................................................................................57
2.6.9. Dokuz Numaralı Kişilik Tipi: Arabulucu ..................................................................60
2.6.10. Friedman ve Roseman’a göre Kişilik Tipleri .........................................................63
2.6.11. Rotter’in Kişilik Sınıflandırması ..............................................................................64
2.6.12. İş Hayatında Karşılaşılan Ofis Kişilikleri ................................................................65

2
KAYNAKÇA ..........................................................................................................................66
..........................................................................................................................66

ŞEKİL ÇİZELGESİ LİSTESİ


Şekil 1.1. İnsan Davranışı Şeması .........................................................................................13
Şekil 1.2. Kişilik Tipleri Geçiş Şeması ..................................................................................63

GİRİŞ

3
İnsanları okuyabilmek için hep bir adım önünde olmalısınız. Aynı satranç oynuyormuş
gibi bir sonraki hareketini sezebilmelisin. Bu yüzden karşınızdakini tanımak ve
karşınızdakinin elindeki seçenekleri okumak gerek. Seçeneği ne denli fazlaysa karşınızdaki
İnsanın, tanımanız o nispetle zordur. Yada ne nispetle dengesiz davranış hali varsa yine
tanımanız zordur. Dengesizliğin nedeni seçeneklerine uygun hal ortaya konmamasıdır.
Bir İnsana ne kadar yakın davranırsanız davranın o insanın özleştirdiği,
imgelendirdiği, anımsattığı şekildesinizdir. Mesela sinirli, sevimsiz olayları anlarında
görüştüğünüz birisinin gözünde olaylı, sevimsiz biri olarak gözükmeniz büyük olasılıktır. Bir
kişinin konuşma tarzı, nefes alışı, beden dili gibi pek çok etken o kişi hakkında kullanma
kılavuzu gibidir. Hızlı konuşan, hızlı nefes alan biri genellikle heyecanlı, ürkek ya da sinirli
bir yapıdadır. Sinirli olmasının nedeni de büyük ihtimalle güvensizliktir.
İnsanlar ne miktarda güvende hissediyorsa kendini o miktarda rahattırlar. Bu iç
güdüseldir. Bu yüzden bazıları yalnız kalmaktan korkar, bazıları da kalabalıklardan.
Güven duymak için zaman gereklidir. Nasıl bir çocuk bebekliğinin ilk dönemlerinde
yürüyemiyorsa, düşüp duruyorsa ve zaman geçtikten sonra yürümeyi bırakıp Güvenle
koşabiliyorsa, olaylarda insan için böyledir. Tecrübe ettikçe güvenmeyi öğrenir insan ve
bildiği zaman, öğrendiği zaman, o konuda kendini yeterli gördüğü zaman güven duyar. Bu
yüzden yüzleşmek çok önemli. Güvensiz kaldığımız konularla ve hallerle yüzleşip tecrübe
kazanmak ve gayretle olayların üstesinden gelebildiğimizi görmek bize güven kazandırır.
İnsanın en büyük ilacı yine kendi içindedir. Siz kendinize güvenmeyi başarabildikten
sonra herşeyi sorun etmemeyi ve pek çok zorluğun üstesinden gelmeyi rahatlıkla başarırsınız
çünkü gözünüzde büyütmezsiniz ve kendinize güveniniz tamdır...
Bu projede İnsan Davranışları ve Kişilik Tipleri üzerinde yoğunlaşarak bir ödev
hazırlanmıştır. Bu projede insanları analiz etmeyi ve tanımayı öğrenip, insan sarrafı olacağız.

I. BÖLÜM

4
1. Davranış Kavramı

1.1. Davranış Nedir ?


Davranış kavramı, canlı organizmanın, iç ve dış etkilere  karşı gösterdiği bilinçli tepki
anlamına gelmektedir. Davranışı “hareket”ten ayıran temel faktör, davranışın bir etkiye karşı
“bilinçli tepki” olma özelliğidir. Bilinçli davranış esas itibariyle bir nedene dayalıdır ve
mutlaka bir amacı vardır. Hareketten farklı olarak bilinçli davranış, davranışta bulunanın
iradesi ve bireysel güdülerini yansıtır.
Davranış kavramı psikoloji okulları tarafından farklı şekillerde ele alınır ve
tanımlanır. Yapısal psikolojiye göre davranış insanın bilinçli etkinliğidir. Davranış
psikolojisi davranışı devinimsel bir yaklaşımla uyarıcı-tepki zinciri olarak tanımlar. Bütünlük
psikolojisi ise insan ile çevresini bir bütünlük içerisinde görür ve davranışı insan ile çevresinin
etkileşiminin ürünü olarak görür. İşlevsel psikolojiye göre davranış, insan güdülerini doyurma
etkinliğidir. Diyalektik kuram davranışı, insanın kendisini geliştirmek ve çevresini
değiştirmek için yaptığı etkinlikler olarak niteler. Dinamik psikoloji ise davranışın, insanın
kendi kişisel çatışmasının ve başkaları ile olan ikili çatışmasının çözümünde bir araç
olduğunu savunur.
Davranışın tanımında psikoloji okullarının birbirinden bazı yönlerden ayrılması doğaldır;
çünkü her okul, insan davranışına değişik yönden yaklaşmakta, bazıları davranışın oluşum
sürecine, bazıları davranışın amacına, bazıları da her ikisine birden bakmaktadır. Bu farklı
bakış açıları, farklı davranış tanımlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Tanımlardaki
farklılıklara rağmen psikoloji okullarının davranışı tanımlamada birleştikleri bazı ortak
noktalar vardır. Bu noktalar şunlardır:
Davranış, insanın yaptığı etkinliklerdir.
Bu etkinliklerin başkaları tarafından gözlenmesi veya organizmanın kendisi tarafından
algılanması mümkündür.
Yapılan etkinlikler bilinçlidir.
Birleşen yönlerine göre davranışı (behaviour), insanın gözlenebilir, ölçülebilir,
yinelenebilir ve anlatılabilir bilinçli etkinlikleri şeklinde tanımlamak mümkündür. İnsanın
bilinçli yapmadığı kas seğirmeleri (tik), tepkileri (refleks) ve bilinçsiz hareketleri davranış
değildir. Buna göre psikologlar insan davranışını oluşturan etkinlikleri üç ana başlık altında
toplarlar:

5
 Bilişsel etkinlikler. Duyma, algılama, bellekte saklama, anımsama, düşünme,
uslamlama, sorun çözme, kavram ve ilke öğrenme, yeni yaşamları anlamada kavram
ve ilkeleri kullanma vb. bilişsel etkinliklerdir.
 Devinimsel etkinlikler. El, kol, bacak ve genel olarak bedence yapılan kassal
etkinlikler, devinimle yapılan davranışlardır.
 Duygusal etkinlikler. Pek çok etkinlik duygu ve coşku içerir.

Tanımlardan, davranış türleri ve özelliklerinden anlaşılacağı üzere davranış sadece


organizmanın bilinçli devinmeleri değil, aynı zamanda onun gözlenebilen veya içsel
dünyasında yaşadığı tüm duygulanma, hissetme, algılama, kavrama, düşünme, hüzünlenme,
merak etme gibi tüm bilinçli zihinsel, bilişsel ve duygusal etkinlikleridir.
Davranışın kurumsal ve bireysel olma özelliğinin yanında, bir diğer özelliği de
gözlemlenebilir ve gözlemlenemez olma özelliğidir. Davranışın her zaman doğrudan
gözlenememesi, onun bazı durumlarda dolaylı biçimde varlığının anlaşılabilmesi, davranışın
nörofizyolojik açıdan incelenmesini gerekli kılmaktadır. Bireyin konuşması, yürümesi, jest ve
mimikleri, gülmesi gibi gözle görülebilen ve algılanması kolay olan eylemlerinin yanında,
düşünmesi, zeka etkinliği, duygulanması gibi zihinsel ve psikolojik yönelimleri, doğrudan
algılanamaz ve bu tür davranışlarının dolaylı gözlem yoluyla incelenmesi gerekir. 
Kurumsal davranış sürecini hazırlayan fizyolojik, psikolojik ve sosyal-psikolojik 
faktörler vardır. Bir davranış olgusu söz konusu faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar. Özel
olarak davranış türlerinin hangi faktörlere dayalı olarak ortaya çıktığını anlamak veya daha
genel bir ifadeyle davranış olgusunun hangi faktörlerin  bileşimi sonucunda ortaya çıktığını
anlayabilmek için, davranışı söz konusu faktörler açısından incelemek gerekir.  1
En genel anlamda davranış, insanların bütün eylemlerini (etki ve tepkilerini)
karşılayan bir kavramdır. Psikolojinin temel konusunu oluşturan insan davranışlarından en
önemli özelliklerinden birisi, bunların çok nedenli ve karmaşık oluşudur. Davranış açısından
her olayın ondan önce gelen bir takım koşulların sonucu olduğu bir gerçektir. Bu da
determinizm ilkesi ile ilgilidir.
     Davranış, biyolojik bağlamda “bir organizmanın bir ortamdaki hareket tarzı” olarak
tanımlanırken, genel anlamda organizmanın “belirli uyarıcılara karşı gösterdiği tepki” olarak
da adlandırılabilmektedir .

1
(TUTAR), Davranış ve Davranışın Boyutları ,
http://www.canaktan.org/yonetim/kurumsal-davranis/boyutlar.htm

6
1.2. Davranış Bilimleri
 Davranış bilimleri, konuları ile insan davranışlarını açıklayan veya insan davranışları
ile uğraşan bütün bilim dallarını kapsamaktadır. Hedefi ise, insanın düşünce ve irade
süreçlerinin araştırılması ile bu süreçler üzerine kurulan eylemlerin açıklanmasıdır. Davranış
bilimleri olması gerekenden çok olanın sistematik bir araştırması olduğundan norm koyucu
(normatif) değil açıklayıcı (deskriptif) dır.
Davranış bilimleri, esas olarak üç disiplin etrafında açıklanabilir. Bunlar, antropoloji,
psikoloji ve sosyolojidir. Bununla birlikte bu geniş alanın kapsamında, ekonomi, siyasal
bilimler, psikiyatri, hukuk, tarih gibi başka geleneksel akademik disiplinler ve yöntem, 
pazarlama, tüketici davranışları, iş idaresi,  grup dinamiği, endüstriyel moral ve uygulamalı
alanlar da bulunur. Bu disiplinler sosyal bilimler adı altında toplanmıştır.

1.2.1. Antropoloji
Davranış Bilimleri arasında yer alan antropoloji geleneksel olarak toplumları özellikle
ilkel toplumları inceler. Çünkü sanayi toplumu olmayan nispeten küçük ve basit toplumlar,
antropoloğa birimlerin fonksiyonlarını geniş olarak açıklama imkânı vermektedir. 2
Antropoloji daha geniş bir bakış –ayırt edici, karşılaştırmak, kültür- aşırı bir
perspektif- sunmaktadır. Çoğu kişi antropologların fosiller ve sanayileşmemiş toplumları
incelediği kanısındadır, bu kanı çok yanlış da değildir.
Ancak antropoloji sanayileşmemiş halkların incelenmesinden çok daha öte bir anlam
taşımaktadır. Kadim ve modern, yalın ve karmaşık tüm toplumları inceleyen karşılaştırmalı
bir bilimdir. Ancak, bir toplumun adetlerini sürekli öbürleriyle karşılaştıran antropoloji, eşsiz
bir kültür-aşırı perspektif sunmaktadır.
Genel antropoloji olarak da bilinen akademik antropoloji disiplini dört ana alt disiplini
kapsamaktadır:
 Sosyokültürel (Kültürel)
 Arkeolojik
 Biyolojik
 Lingüistik
Alt disiplinlerin her biri, zaman ve mekanda farklılaşmaları (yani farklı coğrafi
bölgeleri) göz önünde bulundurur. Kültürel ve arkeolojik antropologlar (birçok başka
konunun yanı sıra) toplumsal yaşam ve adetlerdeki değişimleri incelerler. Biyolojik

2
(KÖSE), Davranış Bilimleri, http://www.genbilim.com/content/view/1615/90/

7
antropologlar fiziksel biçimdeki değişimleri incelerler. Lingüistik antropologlar modern dilleri
inceleyerek kadim dillerin temellerini yeniden kurgulayabilirler. 3

1.2.2. Psikoloji
Tabiattaki şimdiye kadar bilinebilen olayları kısımlara ayırmak istersek karşımıza üç
büyük tabiat olayı çıkar. Bunlar;

 Materiyel
 Organik
 Psişik olaylardır.

“Materiyel süreçler, atom ve molekülleri ve / veya onlardan meydana gelmiş


maddeleri veya maddi olmayan elektrik, manyetik gibi dalgaları inceler organik olaylar,
görece kapalı bir sistem olan organizma içinde meydana geldiğinden ve maddede olmayan
tesirler meydana getirdiğinden materiyel süreçlerden ayrılır. Bunlar, üreme, gelişme,
rejenerasyon, madde değişimi gibi süreçlerdir ve fizyolojik süreçler olarak adlandırılır. Yani,
organizmanın ayakta kalabilmesi ve canlıların hayatının devamını sağlayan süreçlerdir.
Materiyel ve organik süreçlerden çok daha başka olan süreç, psişik süreçtir ve bilinçli olayları
kapsar. Hissetmek, algılamak, düşünmek duymak vb. gibi. Bu olayların kütlesi, ağırlığı,
genişlemesi gibi madde olarak ölçülebilecek durumları yoktur. Bilinçli olayların ikinci bir
özelliği de yer ve zamana bağlı olmamasıdır. Bir yerde gazete okurken aynı anda çok uzaktaki
arkadaşımızı düşünebiliriz. Hiçbir atom ve molekül veya vücudumuzdaki organ veya hücre
düşünemez ve algılayamaz. İşte bilinçli olayların veya süreçleri araştırmasını yapan psikoloji
bilinçli olayların ve durumların ilmi” diye tarif edilmiştir.
Psikoloji, kişilik sistemleri ve kişinin çeşitli faaliyetleri ile eylemleri arasındaki
ilişkileri inceler. “psikoloji, davranış ve yaşayışın, gelişme, devamlılık ve değişiklilik
faktörlerini dikkate alarak sosyal çevre ve değişken veriler (ekonomik, politik, kültürel
faktörler) altındaki yaşam dünyasını inceleyen bilim dalıdır ” diye geniş şekilde tarif
edilmektedir.
Deneysel bir bilim dalı olan, psikoloji, yalnız dışa vurmuş davranışı değil, aynı
zamanda gerçek eylemi ve bunu ortaya çıkaran verileri de inceler. Bu sahadaki araştırmalar
insan davranışını genel olarak açıklayan bulguları ortaya koymaya çalışır. Araştırmalar,

3
(KOTTAK, 2008), Antropoloji İnsan Çeşitliliğine Bir Bakış, S.4, S.9.

8
deneylerle doğrulanan veya yanlışlığı bulunan kontrollü gözlemler ve ölçümlerle ortaya
konan hipotez ve teorilerle yönlendirilir.
Psikoloji, disiplini bireysel davranışı bireyin tabiatına dayanarak açıklamak ve
önceden tahmin etmekle uğraştığına göre bireysel farklılıklar (zekâ, tutumlar) ve süreçler
(algılama, motivasyon) üzerinde durması gerekir. Bu farklılık ve süreçler benzer durumlara
ve uyarılara karşı gösterilen farklı tepkileri kavramaya yarar.
Davranış Bilimleri içinde yer alan psikolojinin davranışı açıklamada tek başına
yeterli olmadığına dair bir tipik teorik tenkit şöyledir: “örneğin sanatsal ifadeye ilgi duyan bir
psikolog 988 deneğin çalışma yeteneği üzerinde yaptığı yorucu araştırmaya dayanarak bunun
geniş bir örneklem olduğunu her psikolog kabul eder; belli bir toplumsal grubun resim çizmek
veya yağlı boya resim yapmak için yeteneği olmadığını açıklayabilir. Ama bir psikoloji bilimi
kurmak bakımından bu yalıtılmış gerçeğin önemi nedir? Eğer daha öteye gitmez, bu sonucu
veren etkenlerin işleyişini araştırmazsak, bu grubun doğal olarak resim çizmek veya yağlı
boya resim yapmak yeteneğinden yaradılıştan yoksun olduğu sonucuna atlayabiliriz. Ama
eğer psikoloğumuz bu bireylerin içerisinde bulundukları toplumsal ve kültürel koşulları,
gerekli görüş açısına sahip olarak incelemeye başlamış olsaydı, yaklaşımını inceden inceye
tutarlı e daha sağlam temeller üzerine oturtabilirdi. Öyle ki, bu insanlar arasında, bir resmin
veya tablonun varlığı günahkârca bir safdillik sayılabilir ve bu tür şeyler tümden yasak
edilmiş olabilir. Halklar arasında bu türden tabular vardır ve var olmuştur. Örneğin Müslüman
dininin etkisinde bulunanlar gibi. Bu etken tespit edilince verinin yorumu tümden değişir.
Psikologlar bu acı yöntem körlüğünü yineleyerek sergilemiştir”. 4

1.2.3. Sosyoloji
Sosyoloji, toplum bilimi olarak tanımlanmaktadır. Sosyoloji, toplum içinde yaşayan
insanların ilişkilerini, toplumsal kurumları ve grupların bireysel davranışlar üzerindeki
etkilerini inceler.
Kısaca sosyoloji toplumu (insan grubunu) odak alır ve inceler. Sosyolojik açıdan
toplum, insanları etkileyen gerçek ilişkiler bütünüdür. Bu ilişkilerden kastedilen insanlar
arasındaki fiziksel, ekonomik, hukuksal entelektüel ve duygusal ilişkilerdir. Her ne kadar
toplum bireylerden oluşmakta ise de bireylerin toplamından farklı bir bütündür.
Toplum Kavramına Mozaik Örneği: Mozaik çakıl taşlarından yapılmaktadır ancak
mozaik çakılların toplamından ibaret değildir. Çakıl taşları belli sistematikle ve belirli ilişkiler

4
(KÖSE), Davranış Bilimleri, http://www.genbilim.com/content/view/1615/90/

9
(renk, şekil gibi) dikkate alınarak farklı yerlere yerleştirilerek mozaiğin değişik bir karakter
taşıması sağlanır. Bu taşları gelişi güzel bir yere koyduğumuzda taş yığını ortaya çıkar.

İnsan davranışlarını etkileyen sosyoloji kurumları:


 Aile
 Din
 Ekonomi
 Eğitim
 Kültür

 AİLE: İnsanın hayata gözlerini açtığı ve üyesi olduğu ilk sosyal gruptur. Bu
grubun üyesi olduğu dönemde hafızası boş olduğu için gördüğü ve duyduğu her söz ve
davranışı daha uzun süreli kalacak şekilde kopyalamaktadır. Aile ortamındaki çevresel
uyaranlar, açıklamalı ve mantıklı tartışma ortamı ve iletişim çocuğun zihinsel gelişmesini ve
dil gelişimini destekleyebilmektedir.
Yine aile ortamında çocuk hedefli çaba gösterilmesi onların psikolojik gelişimini
etkilemektedir.
Bunun yanı sıra çocuğa atfedilen değerler yani çocuğun aile içindeki yeri de yine
çocuğun zihinsel gelişmesini etkilemektedir. Ailelerin sosyo ekonomik ve kültürel yapıları ile
ilgili olan “bağlılık” kavramı da bu açıdan önem taşımaktadır. Bir taraftan yakın aile bağları
ve bağlılık kültürü kişilerarası dayanışma sağlarken diğer taraftan da çocuk üzerindeki
bağımlılık baskıları çocukların özerklik yönelimlerini engelleyebilmektedir.

 DİN: Din bir toplumda insanlar için bazı davranış kuralları ve standartlar
koymakta ve bu kuralları olağanüstü nitelikte, ancak etkili olan yaptırım türleriyle
desteklemektedir. Toplumlar değişik kültürel özelliklere sahip olduğu için din de her
toplumda farklı biçimde karşımıza çıkmaktadır.
 EKONOMİ: Ekonomi toplumsal bilimlerin bir bölümüdür ve bir bilim dalı
olarak, toplumdaki ekonomik olaylarla ilgilidir. Bu ekonomik olaylar, ekonomik davranış ve
eylemleri içerir. Ailelerin çocuk yetiştirmesinde ortaya çıkan sorunların daha çok ekonomik
düzeyin yarattığı koşullardan kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Yani ekonomik yapı ile
davranış arasında bir ilişki bulunmaktadır.

10
 KÜLTÜR: Kültür, bir toplumun üyesi olarak insanoğlunun öğrendiği bilgi,
sanat,
gelenek-görenek ve benzeri yetenek alışkanlıkları içine alan karmaşık bir bütündür. Kültürel
olarak yapılanmış davranışlar insanların kendini içinde buldukları ekonomik, politik, yasal,
dini, etnik, eğitimsel, teknolojik ve endüstriyel çevrelerden ayırır. Kültürel farklılıklar, doğal
olarak, farklı kişilik, benlik ve karakter yapılarının oluşumuna kaynaklık eder.

 EĞİTİM: Eğitim insanın tüm yaşamını düzenleyen, bireyin


toplumsallaşmasını sağlayan bir süreçtir. İnsan dünyaya geldiğinde ailede başlayan eğitim
daha sonra okuldaki eğitim ile arkadaş grupları içindeki etkileşim ile ve kitle iletişim araçları
ile devam eder. İnsanı tüm diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden birisi insanın
öğrenme yeteneğidir. İnsan davranışlarının tamamına yakını öğrenme sonucunda
gerçekleşmektedir. Bu nedenle yaşamımızda yaptığımız düşündüğümüz hemen her şeyde
öğrenmenin büyük bir payı vardır. 5

1.2.4. Sosyal Psikoloji


Günümüzün insanı bir etkileşim ortamı içerisinde bulunan ve bulunduğu çevreye
uygun davranışlar göstermek durumunda kalan kişi görünümündedir. Tüm güncel olayların
temelinde etkileşimin bulunduğunu, bireysel ve sosyal tatminin, bu etkileşim ilişkisinin
sonucunda ortaya çıkan davranışsal ürüne bağlı olduğunu belirtebiliriz. Birey öncelikle kendi
istekleri ile yetenek ve özelliklerine, kişiliğine göre gerçekleştirdiği davranışla,
gerçekleştirebileceği davranışların karşılıklı uyum alanı ve nihayet bireysel amaçlarını
gerçekleştirmek için dahil olduğu grupların davranış biçimlerinin etkisi altındadır. Kısaca
belirtmeye çalıştığımız bu ve benzeri etkileşimler bir davranışsal sonuç, hareket, olgu sosyal
ürün ortaya koyacaktır.
Sabahleyin kravatımızı bağlarken çevremizdeki kişiler nasıl bağlıyorlarsa o şekilde
bağlar, günün modasına yakın giyiniriz. Estetik duygularımız bile yani, belirli şeyleri güzel
bulmamız bile sosyaldir.
İşte en geniş anlamı ile Sosyal psikoloji kişiler arası etkileşimlerin bilimidir diye
tanımlanır. Bu tanım ile Sosyal psikoloji bir taraftan sosyoloji diğer bir taraftan da psikoloji
ve alt dallarına karşı sınırlanmış olmaktadır. Psikoloji ve alt dalları bireyin davranışı ve
yaşantısını kendi araştırma alanları içinde tutarlar. Halbuki Sosyal psikoloji kişiler arası
etkileşimlerle uğraşır yani bir alanda psikolojideki soyutlanmış bireyleri araştırma konusu
5
(Davranış Bilimlerinin Tanımı ve Önemi), http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1170/file/Behaviour.pdf

11
yapmaz. Daha ziyade kişi yaşantısının (fikirleri, duyguları, emelleri) ve davranışının diğer
bireyler tarafından nasıl etkilendiğini açıklamağa çalışır. Böylece Sosyal psikoloji bireylere
değil, kurumlara ve sosyal tabakalar gibi daha büyük birimlere yönelmiş olan sosyolojiden de
ayrılır.
        Literatürde en geniş anlamı ile “Sosyal psikoloji insan sosyalleşme ilmidir”  diye
anlaşılmaktadır. Sosyal psikolojiyi kişinin tavır ve hareketlerini, içinde bulunduğu seviyedeki
gelişmesini, çevresinin kendisine ve kendisinin diğer kişilere yaptığı tesir gibi süreçleri
inceleyen ilim olarak anlayabiliriz.
M. Şerif açısından Sosyal psikoloji ile psikoloji aynı şeylerdir: “Geçerli Sosyal
psikolojinin geçerli bireysel psikoloji ve geçerli bireysel psikolojinin de geçerli Sosyal
psikoloji ile aynı şey olduğu kanısındayım şimdi de aynı kanıdayım.” O’nun bu görüşünün
dayandığı nokta kendisinin “...toplumsal kuralların (normların) oluşumu ve işlev görmesiyle
bunların temel psikolojik süreçlere somut olarak yaptıkları algılama, yargıya varma ve
anımsama gibi,” sonuçları kullanması ve bu psikolojik süreçlerin toplum hayatına sıkı sıkıya
bağlı olduğunu ortaya koymasıdır. Öz bir deyişle: “Bireyin psikolojisi Sosyal psikolojide ve
Sosyal psikoloji ise bireysel psikolojide geçerlidir. İki psikoloji değil tek psikoloji vardır.” 6

1.3. İnsan Davranışı

İnsan hem içten, hem dıştan gelen uyarıcıların karmaşık etkisi (güdü) ile faaliyete
geçer ve birtakım hareketlerde (tepki) bulunur.
Psikoloji de bu etkileşime davranış denir.

 Davranış
Şekil 1.1. İnsan Davranışı Şeması

Dış Etmenler İç Etmenler

İNSAN

Tepki Tepki

6
(KÖSE), Davranış Bilimleri, http://www.genbilim.com/content/view/1615/90/

12
Kişinin yaptığı her davranışın bir sebebi bulunmaktadır. Bu davranışın nedenini
bilmek veya en azından tahmin etmek ve yorumlamak istiyorsak; Onları harekete geçiren
güdülere bakmak gerekir. 7
Davranışlarımızı kaba bir sınıflamaya tabi tutarsak özde iki tür davranış biçimi ile
karşılaşırız. Bunlardan ilki UT (uyarım-tepki/ SR) davranışlarıdır ve özgür seçim içermez.
Yani ahlakın konusunu oluşturmazlar. Açarsak; dengeleme (homeostatik) , refleks, içgüdü
(instinct) ve bir yere kadar da güdüler (drive/motiv) bu tür davranışlardır. Daha çok otonom
sinir sistemi tarafından yönlendirilen ve herhangi bir istencin etkin olamadığı bu tür
davranışlar ahlaksal değerlendirmelerin dışında olmalıdır. Çünkü bunlar otomatik tepkilerden
oluşan ve bireysellik taşımayan davranış biçimleridir.
İkinci tür davranışlarımız ise UOT (uyarım-organizma-tepki / SOR ) türü davranışladır
ki bunlar, alınan uyarıcıya organizmanın yorumunu katarak tepki vermektir. Bu davranışlarda
az çok iradi bir tercih vardır. Bu da bu davranışları ahlakın konusuna dahil etmektedir.
İnsan davranışlarına bu açıdan bakıldığında; iyi-kötü daha da belirgin hale
gelmektedir. İyi onu seçme olanağı bulunan bireyden beklenilen davranıştır. Kötü ise
kaçınılması gereken eylemlerdir. Ne var ki iyi-kötü toplumdan topluma, çağdan çağa ve hatta
bireyden bireye değişen bir kavramdır. Filozofların da bu konudaki düşünceleri farklılıklar
göstermektedir. Örneğin:
Hazcı (Hedonist) Epikuros’a göre iyi mutluluk verendir. “ Bedenimiz acısız ve
ruhumuz dinginse mutluyuzdur.” İyi en yüksek hazdadır. Kötü ise acı ve korkudur. “ Aç
kalmamak, susamamak, üşümemek! Vücudun istedikleri ve özledikleri bunlardır. Bu durumda
olan ve ileride de bu durumda olan ve ileride de bu durumda olacağını umabilen kimse,
mutlulukta Zeus ile tanrıların bu en yüce ise bile yarışabilir.” İnsan eylemleri haza yönelen
ama acıdan kaçan şeyler olmalıdır. Böyle bir yaşam ise ancak ölçülü olmakla mümkündür.
Epikuros, düşünce tarihinde yanlış anlaşılan düşünürlerin başında gelir. Onun haz
teorisi en fazla maddesel keyifler olarak yorumlanır, hatta adı bu zevkler peşinde koşanlara
sıfat oluşturur: Epikuriye ! Oysa “ Yaşamında, komşun farkına vardığında utanacağın bir şey
yapma” diyen Epikuros, Samos’ta (Sisam adası) doğmuştur. Ailesi Samos’tan sürülünce sırası
ile Kolophon (Değirmendere) ve Teos (Sığacık) ta bulunmuş ve Demokritos’çu okulda
yetişmiştir. Midilli ve Lapseki’de ün kazanan okulunu sonunda Atina’ya taşımıştır.(İÖ 306)

7
(BAYDAR), İnsan İlişkileri ve Davranış,
http://www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/sosyalbilimler/iuwebson/turgutbaydar07guz/davranis.pdf

13
Okulunu şehir içinde bir binada değil bahçede kurduğu için adı kısaca Kepos (Bahçe) diye
bilinir.
Faydacı (yararcı-utilitarist)yaklaşım iyiyi yararda görür. Bentham ve Mill’e göre
davranışlar bireye fayda sağladığı ölçüde iyidir. Ancak burada iyi tek insanın faydasından
daha çok daha fazla insanın faydasında giderek de toplumun çıkarında aranmalıdır.
“Kendi sezgine uy ki, hem kendin hem de başkası için iyi olanı yapmış olasın” diyen
Bergson , iyinin ancak sezgi ile elde edilebileceğini savunmaktadır.(Sezgicilik- Entüisyonizm)
8

1.3.1. İnsan Davranışlarını Anlama

 Hazırlık
Gün 1’den hemen herkesi okumaya başlayacağınızı düşünmeyin. Hele ki sokaktan
geçen tanımadığınız insanların akıllarından neler geçtiğini anlayabileceğinizi hiç düşünmeyin.
Tek bir davranış veya tek bir söz yüzünden insanları hemen yargılayıp, etiket koymayın.
Bunları yaparsanız ne olur? En basitinden çok şey kaçırmış olursunuz.
Öncelikle amacımızı netleştirelim. Karşınızdaki kişiden ne bekliyorsunuz ki onu
anlamaya, sözle dile getirmediği şeyleri anlamaya çalışıyorsunuz? Bu kişi bir iş anlaşmasının
ucundaki kişi olabilir. O zaman sizin işinizle ilgili olan şeylere odaklanmanız ve onları
anlamanız yeterli olacaktır. Ya da bu kişi eşiniz olabilir. O zamanda onun duygusal ifadelerini
yakalamak belki çok daha fazla işinize yarayacaktır. Öncelikle ne aradığını belirleyin…
İnsanları anlamak için onlarla zaman geçirin. İlişkiyi derinleştirmek için onlarla
telefonda konuşuyorsanız yüz yüze görüşmeye çalışın veya e-mail atmak yerine telefon edin
veya en kötüsü haber göndereceğiniz yere yazın! Ancak bu şekilde ilişkinizi derinleştir ve
davranışların altında yatan nedenleri anlayabilirsiniz.

Peki, karşı karşıya geldiğinizde insanları gerçekten dinliyor musunuz? Yoksa sadece
dinliyor gibi yapıp önce kendinizi mi kandırıyorsunuz? Cevap vermeye çalışmadan önce
durun ve dinleyin! Belki sizin söylediğini sandığınız şeyi söylemiyordur! Daha da kötüsü onu
dinlerken objektif misiniz? Yoksa sizi duygularınız ve korkularınız mı yönlendiriyor. Şu
noktalar objektifliği bozan noktalardır, bunlara dikkat edin:

• Duygusal bağlılık
8
(İnsan Davranışları), http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/insan_davran%C4%B1%C5%9Flar%C4%B1

14
• İhtiyaç hali
• Korku
• Savunma

Çoğu insan önce karşısındaki ona açılırsa açılır. İnsanlar kendilerine yakın olan
kişilerle iletişim kurmaktan hoşlanır. Önce siz kapınızı açın, bakalım onlar size ne kadar
yaklaşıyorlar…
Sonuç olarak sonsuza kadar verileri inceleyebilirsiniz ama bir karar verip uygulamanız
gerekli. Yoksa anladıklarınızı doğru olup olmadığına emin olamazsınız

 Kişilik Kalıpları
Bir kişi ile ilk defa yüz yüze geldiniz. Değerlendirmek içinde uzun uzun zamanlarınız
yoksa yapacağınız ilk şey size ilk çarpan özelliklerine konsantre olmaktır. Örneğin vücudunun
rahatça görülebilen bir yerinde bir grubu ifade eden bir dövme varsa, grubun davranışını
doğrudan benimsediğini düşünmek kolay olacaktır.
Yine de tek bir veriden hemen yargıya varmamakta fayda var. Gözlemleyin ve diğer
gördükleriniz ilk yargınızı destekliyor mu karar verin. Bütüne bakmak sizin kurtarıcınız
olacaktır.
Aykırılıkları yakalayın. Genel normlardan sapmalar o kişi hakkında bazı şeyleri rahat
görmenize yardımcı olabilir.
Tüm bu gördükleriniz o anki ruh hali ile ilişki olabilir. Örneğin o gün üzücü haber
almış bir kişi derbeder bir halde olabilir. Bu onun sürekli olarak bu şekilde olduğunu
göstermez.

Bir diğer özellik de seçilebilen veya seçilemeyen özelliklerdir. Makyaj veya bir estetik
ameliyat seçilebilen bir özelliktir ama bir sakatlık hali seçilemeyen bir özelliktir ve bunlar ayrı
ayrı değerlendirilebilir.
Çabucak yargıya varmak zorundaysanız kitap size şu 3 rahatça kehanet edilebilir
özeliklere bakmanızı öneriyor:
 Merhamet
 Sosyoekonomik geçmiş
 Yaşamdan hoşnutluk

15
 İlk İzlenim – Fiziksel özellikler
İlk izleniminizde neler yakaladınız?
Duruma uygunsuzluklar! (Matemde kırmızı dekolte giymiş bir kadın, iş yerinde spor
kıyafetle gelmiş bir kişi…) Bunların nedenleri:
 Sağduyu yoksunluğu
 Kendine dönük, başkalarına duyarsız
 İsyankar
 Eğitilmemiş
 Taklit
 Rahatlık
 Uygun giysisi yok

Fiziksel görünüş – fiziksel karakteristikler


 Süs (erkek için fazla, kadın için fazla veya yok?)
 Makyaj (abartı, uygunsuz?)
 Takılar (kıyafete uymayan veya aşırı)
 Giyim kuşam (duruma uygunsuz, dekolte, kaliteli vb?)
 Bedenle oynama (dövmeler, estetik ameliyatlar?)
 Hijyen (kendine özenli, bakımlı, iyi kokan, temiz olmayan?)

Saçlar kadın ve erkek için farklı şeyleri ifade eder. Kısa saç pratikliği, erkekler için
ordu veya memur olarak çalıştığını gösterebilir. Kadınlar için sürekli bakımlı saçlar dikkat
çekici olabilir. Örneğin pazar pikniğinde gördüğünüzde…
Davranışları değerlendirirken kişinin o günkü moduna bağlı olduğunu unutmayın.
Belki o gün gerçekten zor bir gün geçirmiş olabilir ve bu yüzden ters davranıyordur…
İnsanlar çoğunlukla olumsuz duygularını, üzüntülerini kızgınlıklarını saklama
eğilimindedirler. Size kırgın veya kızgın birini bir şeye ikna etmeye çalışıyorsanız boşuna
uğraşıyor olabilirsiniz.
Beden dili çok şey ifade eder:
 Dürüst olma veya olmama: Normal dışı davranışlara sapıldığında, örneğin
normal hızda konuşan birisi bir anda hızlı konuşmaya başlarsa veya size bakmadan
konuşmaya başlarsa bu onun o an için dürüst olmadığını gösteriyor olabilir.
 Dikkat kesilmiş olma: Dikkat kesilmiş biri bir yere odaklanır, kaşları çatılır..

16
 Sıkıntı: Yerine duramaz, hemen kalkıp gitmek ister, eli kolu durmadan oynar.
 Öfke: Yumruklar sıkılı ve beden bir kavgaya girecek gibi gergin. Yüzünüze
bakmıyor ve hemen oradan uzaklaşmak istiyor.
 Düş kırıklığı: Karşı çıkan veya kabullenmiş bir düş kırıklığı olabilir. Babasının
araba almasını reddettiği genç bir çocuğu düşününün… Karşı çıkma da eller
sıklıkla kullanılır, göz teması devam eder, teslimiyetçi bir düş kırıklığında iç
çekme hızlı nefes alıp verme, başa veya kalçalar konan eller temel ifadelerdir…
 Bunalım: Yığıntının görüntüsü nasıl olursa karşılaştığınız kişinin görüntüsü de
böyle olacaktır. İştahsız, yalnız kalan veya takılan, düşük konsantrasyonu olan,
odaklanamayan ve yere bakan gözler en temel ifadeleridir
 Üzüntü: Gözyaşlarını gördüğünüzde emin olabilirsiniz, uyuşukluk,
ehliyetsizlik, ilgisizlik, ayrı durma ve kafa karışıklığı gibi belirtileri de vardır.
 Kararsızlık: Bir o yana bir bu yana sallanma, gözlerde dahil bedenin sabit
durmaması, bir şey söylemeden kapanan ağızlar…
 Sinirlilik: Gerginlik, ileri bakan bakışlar, tempo tutmak, elleri sıkmak,
tartışmak, asabiyetle gülmek gibi belirgin davranış göstergeleri vardır…

 ÇEVRE
Bir kişinin ofisine veya iş yerine girdiğinizde onun hakkında çok rahat ve pek çok
bilgi alabilirsiniz. Temelde bakacağınız en temel yerler:
 Komşular: İş yeri nerede? Pahalı bir semt, evine yakın, klasik ve rahat bir
mahallede vb… Evine yakın ama genel iş çevresine uzak bir yer seçmenin pek çok
nedeni olabilir. Bu kişi ailesini işine göre daha önemli tutuyor olabilir…
 Büro’ da neler var? En kolay bakabileceğiniz ve gösteren malzemeler:
 Takvim: Pek çok ipucu verir. Doğa fotoğrafları, spor fotoğrafları veya aile
üyelerinden oluşan bir takvim mi?
 Fotoğraflar: Kimler var, onun için değerli olan şeyleri gösterecektir.
 Sanat eserleri: Pahalı, kaliteli? Bu kişinin sol beyni ile ilgili pek çok şeyi
öğrenebilirsiniz…
 Masa üstü nesneler: İlgisini çeken her şey bu masanın üzerinde duruyor
olacaktır. Örneğin konuyu yumuşatmanız gerekiyorsa sevdiği bir şeyi bulup
konuyu onunla açmanız hoş olabilir…
 Bitkiler / çiçekler: Neler var? Canlı çiçek bulundurmak çoğunlukla sevecen ve

17
merhametli bir kişinin ifadesi olacaktır.

Ev insanın kendisini yansıtır. Birinin evine girdiğinizde tabiî ki en ücra köşe bucakları
gezmenize gerek yok, rahatça girebildiğiniz salon, banyo veya mutfak size yeterince bilgi
verecektir.
 Komşular: ev nerede? İyi bir mahalle mi yoksa şehrin içinde küçük bir ev mi?
Çocukları var ve çocuklar için oyun alanları var mı? Bu kişinin hayata nasıl
yaklaştığının en net ifadesi olabilir.
 İç / dış: Evin içi ve dışı uyumlu mu? Örneğin çok iyi bir yerde çok kötü ve
bakımsız bir evde yaşıyor olabilir. Bu o kişinin gösterişe düşkün olduğunu
gösterebilir
 Duygular: Eve girdiğinizde duygularınızla yol alın. Onlar çok şey
söyleyecektir…
 Odayı dinle: Evde oturan kişi nasıl müzikler dinliyor, neleri seyrediyor?
Hoşlandığı müzik tarzı nedir gibi bilgiler o kişi hakkında size pek çok bilgi
verecektir.
 Odayı kokla: Nasıl kokuyor? Hoş ve hoş olmayan kokulara dikkat edin. Mesela
o kişi bir hastalık nedeniyle sıkıntı çekiyorsa evde ilaç konusu almanız
muhtemeldir… İyi kokan evlerde oturan kişiler genelde başkalarının düşünen,
becerikli ve duyarlı insanlardır…
 Odaya dokun: Mobilyalar rahat mı? Pratik mobilyalar mı var? Mekan genel
olarak rahat mı?

Araçlar, pek çok insan için karizma nedenidir sahip olduğu araç… Spor araba, aile
arabası, pratik araba, pahalı ve lüks bir araba mı? O kişi için neyin önemli olduğunu
söyleyecektir bizlere…
 Kullanılan aksesuarlar sahibi hakkında doğrudan bilgi verecektir, bir futbol
fanatiği veya teknoloji ile yüklenmiş araca binmiş olabilirsiniz…
 Düzenli araba bakımı yapılmış bir araçta, aynı şekilde kişinin kıyafetleri de
düzgün olacaktır. Tertipli, düzenli ve ayrıntılara duyarlı bir kişidir. Tabiî ki bu
çocuksuz kişiler için geçerli. Çocuklar ve ev hayvanlarında arabaları temiz tutmak
çok zordur…

18
Sosyal çevre
Sosyal rolümüzün oynandığı yerdir. Alkolden hoşlanmayan bir buluşma yeri olarak
ona uygun bir yer seçecektir veya iki cami hocasını bir barda oturup sohbet ederken kolay
kolay göremezsiniz…
Bar / kafe / restoran: Arkadaşınız sizi pahalı bir restorana çağırıyorsa ya gelir durumu
iyidir veya gösteriş yapmak istiyor olabilir. Ama aynı yere bir iş adamı toplantı yaparsa aynı
şey düşünülmez. Kafeler pratik yerlerdir, arkadaşlar burada buluşuyorsa amaç muhtemelen
sohbet etmektir…

Çevreyle değerlendirme:
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye bir söz vardır ve çok
doğrudur. Ancak birbirlerine düşünce olarak yakın insanlar yakın dururlar…

Coğrafi konum:
Pek çok davranış yetiştirilen bölgenin veya o an bulunduğu yere özgü bir durum
olabilir. Örneğin Nişantaşı’nda sekerek yürüyen makyajlı ve iyi giyimli birinin Diyarbakır’da
ana caddede aynı şekilde yürüdüğünü düşünün…

Gün, Saat ve Mevsim etkisi:


Kışın birinin kıpkırmızı bir yüzle işe geldiğini canlandırın. Ben hemen hafta sonu
kayağa mı gittin diye sorarım. Yazınsa bu soru hafta sonu havuza gittin galiba” ya dönüşür…
Veya sabah erken saatte bir arkadaşınızı arayıp uykulu sesini duyuyorsanız
şaşırmazsınız ama öğleden sonra hala aynı sesi duyuyorsanız bir terslik var dersiniz…

 Nasıl Söyleme
Türk filmlerinde bir sahne vardır. Kadın oyuncu senden nefret ediyorsun der, adam
hayır beni seviyorsun der… Bu inatlaşma bir süre bu şekilde devam ettikten sonra en sonunda
kadın sevdiğini itiraf eder. Adam da, seyirciler de bilirler ki kadın gerçekten sevmektedir.
Bunu senaryoyu çok iyi bildiğimizden değil, kadının sözü söylerken ses tonundan ve
duruşundan anlayabiliriz değil mi? Bu yüzden çoğu zaman neyi söylediğimizden çok nasıl
söylediğimiz karşımızdakine çok şey anlatır. Sizde bir kişiyi dinlerken ses tonuna
odaklanmayı unutmayın.
Ses tonu seçici bir özellik mi buna da dikkat edin. Yani adamın sesi o gün kısıldığı
için bağırarak konuşmaya çalışıyor olabilir, bu o kişinin sürekli bu şekilde agresif davranan

19
biri olmadığını söyler. Örneğin öğretmenler de alışkanlıkları doğrultusunda sürekli bağırarak
ve emir verici tarzda konuşabilirler…
Beden dili ile ses de uyumlu olmalıdır. Örneğin size hayvanları ne kadar sevdiğini
anlatan bir kişi o sırada yumruklarını sıkıyorsa söyledikleri o kadar da güven telkin edici
olmayabilir.

İşte size ses tiplerinden birkaç güzel ipucu:


• Yüksek ses: Denetim için olabilir, ikna etmek için olabilir, bir eksiklik yerine
kullanılabilir (kısa bir boy mesela), işitme kaybından olabilir ve bu kişi sarhoştur. Yüksek
seslerini kontrollü kullanan kişiler kendine güvenen ancak kontrolsüz bir şekilde kullanan
(kabadayılar gibi) kişiler kendilerine güvensiz olabilir.
• Yumuşak ses: Başkalarını denetleme veya tam tersi etki altında kalan bir kişiyi
gösterebilir. Kibir ve kendine güveni de yansıtabilir. Siz onu duyamıyorsanız ve o sesini
yükseltiyorsa sizin için düşünceli bir kişidir. Gözlerini sizden kaçırıyorsa ve bir huzursuzluk
belirtisi ile kendine güvensizlik olarak yorumlanabilir…
• Hızlı konuşma: Sinirlilik, sabırsızlık, endişe, heyecan, korku, alkol, öfke, ikna
etmeye çalışmak, yalan…
• Ağır konuşma: Önem belirtiyor, aklı karışık, yalan, yorgunluk, düşünceli hal, alkol
ve zeki olmama belirtisi…
• Durarak konuşma: Güvensizlik, sinirlilik ve kafa karışıklığı (yalnız bunlar için diğer
beden dilleri ile eşleştirme yapın)
• Ses Tınısı: Sakin, yumuşak, tiz ve sinirli? Konuştuğunuz kişinin sesinin tınısı nasıl?
• Ton ve vurgu: Bazen birinin cümlenin başında aslında ne diyeceğini anlayabiliriz.
Tonlama ve vurguların izlenmesi bizi çabucak sonuca götürebilir.
• Düz duygusuz ses: Birinin size düz bir ses tonu ile tebrikler dediğini düşünün veya
duygusuz bir ses ile geçmiş olsun dediğini… Çok inandırıcı değil, değil mi? Düz bir ses öfke,
gücenme, bunalım, düş kırıklığı ve bazı fiziksel hastalıkları ifade ediyor olabilir.
• Gösteriş kendini beğenme: Bazı insanlar başarı, gelişmişlik, zeka ve zenginlik imajı
için böyle bir ses tonu ile konuşabilir.
• Sızlanma: Yönetme, cesaret ve güven yoksunudurlar. Başkalarının kendine ilgi
göstermesini beklerler, onlar çaresiz ve denetimsizdirler…
• Nefes Duyulan ses: Öfke, cinsellik, heyecan, düş kırıklığı, yorgunluk veya spor,
inanmamak, sinirlilik ve bunalım

20
• Kısık Ses: Hastalık veya bir önceki gün maçta veya konserde bağıra, bağıra şarkı
söylemiş olabilir… Saldırgan olduğu için bağırmış olabilir…
• Mırıltı: Güven eksikliği, heyecan, belirgin düşünemediği, rahat hissetmeme,
yorgunluk veya hastalık ifadesi olabilir
• Aksan: Ses üslubu kültürel geçmişini yansıtacaktır…

 Fiziksel Özellikler – EK A
Bedenin, cildin, sağlıklı ve hijyenik görünüşün pek çok anlamı olabilir. Giysi üzeri
logo veya yazılar, vücudundaki dövme ve oynamalar onun hakkında çok bilgi verecektir.
Kısaca bir kişiye bakarken şu özelliklerine dikkat edin:
 Cilt
 Sağlık
 Giysi üzeri logo veya yazı
 Dövme
 Zevkler
 Yöresel stil
 Giydirilmiş İmaj
 Gösteriş ve Ciddiyet
 Pratiklik
 Cinsel Tahrik
 Derbederlik

 Beden Dili – EK B
Bedensel hareketlerden ipucu toplamak için bu konular üzerinde çok düşünmeli ve
parçaları birleştirmeniz gereklidir. İşte size birkaç beden hareketleri üzerinde yoğunlaşmanızı
sağlayacak göstergeler:

 Beden Hareketleri
 Baş
 Yüz

21
 Aşırılıklar
 Sesli İfadeler 9

1.3.2. Renklerin İnsan Davranışı ve Psikolojisi Üzerindeki Etkileri

 Kahverengi: Cansas Üniversitesi sanat müzesinde bir araştırma için halının altını
elektronik bir sistemle donatmışlar, duvar rengini beyaz ve kahverengi olarak değişebilir
yapmışlar. Arka fon beyaz kullanıldığında, insanlar müzede yavaş hareket etmiş, daha uzun
süre kalıp, daha fazla alanda dolaşmışlar. Arka fon kahverengiye döndüğünde ise, insanlar
müzede çok daha hızlı hareket edip, daha az alanda dolaşmış ve müzeyi çok daha kısa sürede
terketmişler. O yüzden dünyadaki fast-food restorantların hepsinin sandalyeleri ve masaları
Kahverengi, duvar boyaları ise kahverengi-şampanya-pembe karışımıdır. Hiç bir fast-
foodcunun duvarını beyaz göremezsiniz.
Londra’daki McDonalds’tan, Amerika’dakine kadar duvar resimlerinin hep
kahverengi olduğunu görürsünüz. "Çabuk yiyin! Çabuk gidin!"
Büronuzda kahverengi mobilyalar kullanmayın! (Çalışanlar uzun kalsın istiyorsanız).
Kahverengi aynı zamanda teklifsiz, rahat bir renk olarak kabul edilir. Gazetecilere tavsiye
edilecek bir renktir. Karşınızdakinin kendisini resmiyetten uzak daha rahat hissetmesini ve
açılmasını sağlar. Örneğin tüm ünlüleri rahatlıkla konuşturmasıyla tanınan, ünlü televizyoncu
Larry King, televizyonda her seferinde kahverengi kravatlar ve ceketler giyer.
40’lı yıllardan bu yana Avustralya’da kahverengi üç parça takım elbise üretilmiyor.
Batılılar, "You blend in people" diyorlar. Kahverengi toprak rengidir ve diğer insanların
arasında kaybolup gidersiniz. İş görüşmelerinde, profesyonel toplantılarda sakın kahverengi
giymeyin.

 Kırmızı: Kırmızı iştahı açar. O yüzden dünyadaki gıda firmalarının hepsinin


logosunun kırmızı olduğunu hayretle fark edeceksiniz; Coca Cola, Pizza Hut, TGI Frıday’s,
McDonald’s, Ülker, Burger King, Lay’s,... bu listeyi binlere çıkarabilirsiniz.
Kırmızı tansiyonu yükseltir ve kan akışını hızlandırır. O yüzden gençliğe hitap ürünler
de logo ve ürünlerinde kırmızıyı tercih ederler. Levi’s, Le coq Sportif, The Little Big, Nike,
Puma sizin ve sizin ekleyeceğiniz yüzlercesi. Spor arabalarda da ateş, adrenalin gençlik
simgesi kırmızı tercih edilir. 
9
(ÇELİK), İnsanları okumak ve insan davranışlarını çözümlemenin yolları,
http://fistikyesili.com/2010/09/20/insanlari-okumak-bolum-1/

22
Ford erkekler için ürettiği Mustang’i, içinde sarı tonlar olan bir kırmızıyla satarken,
kadınların tercih ettiği Probe’ta mavi ton kullandığı bir kırmızıyı kullanıyor. Çünkü kendine
süveter alan kadınların en az yarısının maviyi tercih ettiği biliniyor.
İnsanlar kırmızı fonlu mekânlarda zaman kavramını kaybetmeye başlıyorlar ve
uykusuzluk yaratabiliyor. Bu yüzden tüm gece kulübü, bar türü yerlerde kırmızı fonlar
kullanılır. Zamanı unutun! İştahınız açılsın daha çok için! Uykusuz kalın!
Kırmızı doğa içinde en dikkat çekici renklerden birisi olmasına rağmen, yakından
kolaylıkla fark edilebilirken, uzaktan daha zor ayırt edilmektedir. O yüzden batıda
gökdelenlerin ve yüksek noktaların üzerindeki uçaklar için konulan uyarı ışıkları maviye
çevirmişken bu bilgiden yoksun biz, hala ısrarla kırmızı işaret ışıkları kullanmaktayız. Oysa
kırmızı uzaktan dikkati çekmez.
Polis otolarının üzerindeki ışıkların yarısı mavi, yarısı kırmızıdır. Bunun nedeni de
lambanın kırmızı sayesinde yakından, mavi sayesinde de uzaktan fark edilebilmesidir.

 Yeşil: Kasaplar, dükkânlarında kırmızıyı kullanırken, yeşili hiç kullanmazlar. Yeşil


vejeteryanlığı temsil eder. Yeşil belki de doğanın kendisidir. Yeşil güven verir. O yüzden
bankaların logolarında en çok tercih ettikleri iki renkten birisidir. Yatak odası için de
rahatlatıcı bir renktir. Yaratıcılığı körükler.
Batıda büyük otellerin mutfaklarında, duvar renginin ahçıların yaratıcılığını artırmak
için yeşile boyanmaktadır. Hastaneler de logo ve iç dizaynlarında yeşili tercih ederler. Çünkü
rahatlatıcı ve sakinleştiricidir. Tabiatı en çok hatırlatan renktir. Yeşil alanlarda insanların daha
az mide ağrısı çektikleri tespit edilmiş. Sakız paketlerinde ve sebze satılan yerlerde de yeşil en
tercih edilen renktir.
Renklerin gözdeki kimi sinir hücrelerini kısa süreli öldürdüğünü gözlemişler. (Burada
öldürmeden kastedilen yok etme değil, kısa süreli devre dışı bırakma). Renkler, bakıldığında
bu iki tür hücreden birini öldürüyorlar. Kimi renklerin ise bu iki tür hücreyi birden öldürdüğü
görülmüş. Yeşil bunlardan bir tanesi. Yeşil uzun süreli bakıldığında gözdeki iki hücreyi
birden öldürüyor ve başka tarafa baktığınızda diğer renkleri algılama şansınız yok oluyor. O
yüzden yeşil rengin araba göstergelerinde pek kullanılması tavsiye edilmez. (VW Polo,
Renault Broadway yeşil göstergelere birer örnek olabilir.) Gece göstergeye baktıktan hemen
sonra gözünüzü yola çevirdiğinizde kısa bir süre farklı renkleri algılayamazsınız. Karşıdan
gelen farların geçtikten sonra bir süre görmeyle ilgili zorluk çekmemiz de buna bağlanabilir.
Bir bilimsel araştırmaya göre insan gözünün mavi ile yeşile uzun süre bakamadığı sonucu
ortaya çıkmıştır.

23
 Siyah: Siyah, gücü ve tutkuyu temsil eder. Hırsın da bir ifadesidir. İş görüşmelerinde
sorarlar: "Şirketimiz işe başladığınızda size bir araba verecek, ne rengi tercih edersiniz?"
"Siyah" cevabını verirseniz şirket hırslı yükselmeyi isteyen bir eleman geliyor diye düşünür.
Bizde ve batıda siyah matemi simgelerken, Japonya"da mutluluğun simgesidir. Fonda
kullanıldığında karamsarlığı çağrıştırır. Işığı yok eder. Siyah konsantrasyonu en çok getiren
renktir. Einstein konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan bir odaya girer ve
öyle düşünürmüş.

 Mavi: Sigmund Freud Maviyi okyanussal, sakin diye niteler. Faber Birren ise
tansiyonu düşürdüğünü söyler. Araplar ise mavi taşların, firuzenin kanın akışını yavaşlattığına
inanırlar. Nazar boncuğu o yüzden mavi taşlıdır. Sakinleştirici bir renktir, Batı’da bu
sakinleştirici etkisi yüzünden intiharları azaltmak için köprü korkuluklarını maviye boyarlar.
Amerika’da bir ilkokulun duvarlarını beyaz ve portakal renginden, maviye çevirmişler,
çocukların notlarının yükseldiğini ve yaramazlıklarının azaldığını tespit etmişler. Mavi ve
özelikle lacivert kozmik bir renk olarak kabul edilir; sonsuzluğu, otoriteyi ve verimliliği
çağrıştırır. O yüzden dünyadaki firmaların yarısından fazlası logolarında maviyi kullanırlar.
Hilton, amblemini sonradan laciverte çevirirken, insanların kafasında daha büyük bir
kuruluş imajı oluşturacağını biliyordu. Aynı şekilde Bili Clinton Büyük Jüri’ye ifade
vermesinden önce mavi kravat takarak daha inandırıcı olacağı yönünde danışmanlarınca
uyarılmıştır.
Bankaların logolarında ve imaj oluşturmada en çok kullandıkları iki renk mavi ve
yeşildir. Maviyle büyüklüklerini, yeşille güvenilirliklerini vurgularlar. Yeşil ve mavi
sağlamlığın habercisidir. 
Mavi, yeme içgüdüsünü azaltan bir renk. O yüzden bu fast-food zincirleri içeride mavi
hiçbir şey kullanmazlar. Tüm diyet ürünler mavi yazı ve logo kullanırlar. Süt ve süt ürünleri
de sağlıklı şişmanlatıcı olmadıklarını anlatmak için maviyi ve yeşili tercih ederler.
Marie Clarie dergisi de yaptığı bir araştırmada ilginç bir şekilde mavi basılan
kapaklarının en çok satan sayılar olduğunu tespit etmiş. Mavinin en önemli özelliklerinden
birisi de çok uzaklardan fark edilebilmesidir.

 Turuncu: Portakal rengi, çabuk dikkat çeker. Eğer bir ürün ve markada ise bu ürün
herkes için imajını verirsiniz. İnsanlar o kapıdan içeri rahat girebileceklerini hissederler.
Portakal rengi bulunduğu grubu sayıca çok gösterir.

24
1974 dünya kupasında Hollanda milli takımının başında olan Ernst Happell "Bu
turuncu formalarla biz sahada rakip takımdan daha fazla sayıda görünüyoruz" demişti.
Gerçekten de bayraklarında turuncu renk olmamasına rağmen, kraliyet rengi olduğu için hep
portakal rengi formalarıyla sahaya çıkarlar ve televizyon görüntülerinde daha kalabalık
görünürler.

 Mor: Mor, nevrotik duyguları açığa çıkardığı, insanları bilinçaltında korkuttuğu tespit
edilen bir renk. Birçok intihar vakasında insanların tüm eşyalarının mor olduğu gözlenmiştir.

 Sarı: Sarı geçiciliğin ve dikkati çekiciliğin ifadesidir. O yüzden tüm dünyada taksiler
sarıdır. Dikkat çeksin ve geçici olduğunu bilsinler diye. Araba kiralama firmaları logolarında
hep sarıyı kullanırlar.
O yüzden dünyada hiçbir banka ambleminde, bildiğimiz sarıyı kullanmaz. (Portakal ve
bronz ya da bakır kimi zaman yer alabilir.) Paranın geçici değil, kalıcı olmasını isterler.
"Parayı yatırın ve unutun lütfen" demenin bir yoludur bu. Ülkemizde (belkide tüm dünyada)
sarı rengi kullanan tek banka Vakıfbank’tır.
Sembolizmde sarı; geçiciliği, ölümü hatırlatır. Sarı odalarda çocukların daha çok
ağladığı, büyüklerin daha sinirli oldukları tespit edilmiş. İlginçtir bir çok hayvan öfkesini
göstermek için kırmızıdan çok sarıyı kullanır. Sinirlendiklerinde renkleri sarıya dönüşür. En
az pigmentle yaratılan renk olduğu için tabiatta en çok rastlanan renklerden biridir.

 Pembe: Pembe giyenlere, hizmetlerinden dolayı ödeme yaparken kendimizi daha


rahat hissettiğimizi tespit etmişler. İngiltere’de Boots ve Marks & Spencer (orada gıda da
satıyor) mağazalarında tüm tezgâhtarlar pembe gömlek giymektedirler.
Bir grup deneğe çeşitli renklerdeki kurabiye kutularını gösterip, "Sizce en iyi
kurabiyeler hangisinde?" sorusu sorulduğunda çoğunluğun pembe kutuda en lezzetli
kurabiyelerin olduğunu düşündükleri görülmüş. O yüzden çikolata ve kurabiye kutuları
pembe-eflatun arası bir renkte seçilir.

 Beyaz: Beyaz istikrarı, devamlılığı ve temizliği simgeler. Beyaz elbiseler sizin temiz
olduğunuz imajını verir. İş görüşmelerinde beyaz giymeniz "yavaş ama kalıcı, devamlı bir
personel" izlenimi verecektir.

 Renklerin İnsan Davranışlarına Etkileri:

25
Renklerin insan davranışını ve psikolojisini önemli ölçüde etkilediği bugün
kesinleşmiştir. Kanada’da bir okulda yapılan deneyde, odaların renk ve ışık düzenlerinin
değiştirilmesi ile bazı öğrencilerin zeka düzeylerinin ve disiplin sorunlarının olumlu biçimde
etkilendiği tespit edilmiştir. Ancak insan gözünün ışık ve rengi algılayan ağ tabakasının
görme sinirleri vasıtasıyla bunu beyne ilettikten sonra beyinde nasıl fizyolojik etkiler
yarattığını renkbilimciler henüz açıklayamıyor. 
Aslında gözümüze gelen görüntü iki çeşit görme hücresi aracılığı ile taranır. Silindir
veya çomak şeklinde olanlar ışığı, koni şeklinde olanlar ise rengi algılar. Gözümüzde 7
milyon konik ve 100 milyon kadar silindirik hücre vardır. 
Renge duyarlı konik hücreler ağ tabakasının ortasında, ışığa duyarlı silindirik hücreler
ise kenarında daha yoğundur. Bu nedenle gece gökyüzünde gözümüzün kenarından
gördüğümüz bir yıldızı, ona doğrudan bakınca göremeyiz. Çünkü burada ışığa hassas
silindirik hücreler daha az olduğundan görüntü kaybolur. Aynı şekilde gözümüzün kenarıyla
baktığımız şekillerde renkler kaybolur. 
Yapılan deneylerde, pembe renge bakan kişilerin rahatladıkları, kırmızı, turuncu ve
sarı gibi sıcak renklere bakanlarda tansiyonun yükseldiği, nabzın ve solunumun hızlandığı,
terlemenin çoğaldığı, mavi rengin ise tam tersi etki yarattığı belirlenmiştir. 
Araştırmalar insanların en çok mavi rengi sevdiklerini, bunu kırmızı ve yeşilin takip
ettiğini göstermektedir. Erkekler yeşil, deniz mavisi, turuncu ve koyu mor renkleri tercih
ederken, kadınlar firuze yeşili, açık mavi, pembe gibi açık-uçuk renkleri, çocuklar ise mavi,
kırmızı, yeşil, sarı ve turuncu gibi canlı renkleri daha çok sevmektedirler.
Bir binada sarı renge boyanmış bir tavan, odayı daha yüksek, sarı renkli duvarlar ise
daha geniş gösterir. Kliniklerin sıcak renklere boyanması, beyaz rengin hastalarda yarattığı
hüzün duygusunu azaltır. Ayaküstü hazır yiyecek satan dükkânların duvarları iştah açtıran
portakal rengine boyanırken yarış arabalarında kırmızı veya turuncu-sarı renkler tercih edilir.
Aslında bir renk olmayan, daha doğrusu renksizlik olan siyah da makam araçlarının klasik
rengidir. 
Kırmızı renk kan rengidir, asırlar boyu tehlikenin ve tahribatın simgesi olmuştur.
Trafik ışıklarında "dur" sinyali olarak kullanılmasının nedeni de budur. Ameliyathanelerde,
bulaşan kan rengini belli etmeyeceği için mantıken kırmızı giysi kullanılması gerekirken,
teskin edici mavi ve yeşil renkler tercih edilir. 10

10
(Renklerin İnsan Davranışı ve Psikolojisi Üzerindeki Etkileri),
http://www.wikiturk.net/Madde/33031/renklerin-insan-davranisi-ve-psikolojisi-uzerindeki-etkileri

26
II. BÖLÜM

2. Kişilik

2.1. Kişilik Kavramı

Bireyin dış çevresinde yer alan tüm faktörler, belirli bir zaman dilimi ve belirli bir
ortamda benzer özellikler taşır. Buna rağmen aynı çevreden etkilenen bireylerin bu çevredeki
uyarıcılara karşı tepkileri yukarıdaki örnekte olduğu gibi farklı olabilmektedir. Bu farklılığın
nedenleri araştırıldığında “kişilik” kavramı karşımıza çıkmaktadır. Bir insan karşısındakine
güvenirken diğerinin niçin kuşku duyduğu; ikiz kardeşlerden birisi korkak iken diğerinin
neden çok cesur olduğu hep merak edilmiştir.
Bu farklılıklara yol açan faktörlerden birisinin “kişilik” olduğu ileri sürülmektedir.
Latincedeki “persona” kavramına dayanan kişilik, çok yönlü ve karmaşık bir kavram
olduğundan her bilim dalı kişiliği kendi alanlarına göre farklı tanımlamışlardır. Örneğin
davranış bilimcilere göre kişilik; “Bir insanının kendine özgü ve az çok her zaman
gözlenebilen davranış ve alışkanlıklarının tümüdür.” 11
Kişilik kavram olarak, ferdin yaşama biçimi şeklinde tanımlanabilir. Kişilik kavramı
şu boyutları içerir; iyilik, güzellik, dürüstlük, mutluluk, kötülük, çirkinlik, zeka, eğitim,
duygu, neşe, keder, öfke, inanç, arkadaşlık, gelenekler, toplumsallık, çıkarcılık, ahlak,
sorumluluk, kültür, içtenlik, konuşkanlık, kıskançlık, sinirlilik vb.
Kişilik, bir insanı ilgilendiren her şeydir. Kişilik, insanın ana rahmine düştüğü andan
ölene kadar devam eden bir süreçtir. Bu tanımdan anlaşılıyor ki herkesin bir kişiliği vardır.
İstenmeyen veya olumsuz olarak nitelendirilen özellikler de kişiliğin bir boyutudur.
Kişilik, insanların yaşadıkları hayat ve sürdükleri ömür içinde ortaya koydukları bütün
davranışların ve sahip oldukları özelliklerin toplamıdır. Bu davranışların bir kısmı insanın
bedeni yapısından ve biyolojisinden kaynaklanır, bir kısmı toplumun kendilerine yüklediği ve
öğrettiği davranışlardır, bir kısmı ise kişinin psikolojisinden ve ruhsal yapısından
kaynaklanır.
Kişilik, bir kişinin bütün özelliklerini yansıtan bir kavramdır. Genel olarak
kişilik ile belirli bir ferdin bütün özellikleri anlatılmak istenir. Fakat davranışsal açıdan, kişilik
ferdin zihinsel, bedensel ve ruhsal özelliklerinde görülen dışa vurumlardır.

11
(Davranış Bilimlerinin Tanımı ve Önemi), http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1170/file/Behaviour.pdf

27
Yeryüzünde her insan zihinsel, bedensel ve ruhsal bakımdan birbirine benzerlik
gösterse bile, tamamen diğer insanlardan ayrı ve farklı bir kişiliğe sahip olacaktır.
Kişilik, zamanın insanlara birer biyolojik ve sosyal özellikler olarak yüklediği ve
belirli bir zaman içinde de sürekliliğini koruyan psikolojik davranışlardaki farklılıkların ve
ortaklıkların hepsini belirleyen eğilim ve karakterlerin tamamına verilen addır.
Kişilik özellikleri de diğer insan davranış değişkenleri gibi zaman içinde değişmelere
maruz kalır. Çevre şartlarının çok hızlı değiştiği zamanlarda kişilik özellikleri de daha kısa
sürelerde değişikliğe uğrar. Çocuk ve gençlerin kişilik özellikleri yaşlılara göre daha hızlı bir
değişiklik gösterir
Kişilik, çok sayıdaki özelliklerin birbirini tamamlayan ve dengeleyen sistematik bir
bütünlüğünü oluşturmaktadır.
Kişilerin biyolojik donanım ile toplumsal kazanım yoluyla elde edilen kişilik
özelliklerine yetenek, bilgi, irade ve ahlak faktörlerinin katkısıyla oluşan özgün birtakım
niteliklere şahsiyet adı verilmektedir.
Şahsiyet olgusu kişiliği aşan bir kavramdır. Her bireyin belirli bir kişiliği mutlaka
vardır. Bu bağlamda şahsiyetli olmak başka özellikleri yanında, yüksek bilgi, tecrübe ve ahlak
değerlerine de sahip olmaktan dolayı topluma yararlı olan, ancak, toplumun bazı olumsuz
yönelimleri karşısında da özgür ve bağımsız bir tavır ve duruş sahibi olmak anlamına
gelmektedir.
Kişilik kavramı sıradan olmayı çağrıştırırken, şahsiyet kavramı gerektiğinde, eylem ve
hareketleriyle düşünce ve sözleri arasında bir çelişki olmadığını gösteren bir yetkin kişilik
aşamasını temsil etmektedir.
Şahsiyet kademesine ulaşmış bir kişi, içinde yaşadığı topluma ve dünyaya katkılarda
bulunan, topluma ve dünyaya herhangi bir zarar vermeyen toplumun ve dünyanın yapısına ve
değerlerine duyarlı aynı zamanda toplumdaki ve dünyadaki kötü eğilimlere ve bozulmalara
direnç gösterebilen üstün nitelikli bir kişiliktir. 12

2.2. Kişiliği Oluşturan Faktörler

12
(YÖRÜK KARAKILIÇ), Kişilik ve Davranış, https://www.google.com.tr/url?
sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=21&cad=rja&ved=0CCsQFjAAOBQ&url=http%3A%2F
%2Fblog.aku.edu.tr%2Fnilyoruk%2Ffiles%2F2012%2F01%2FDAVRANI%25C5%259E-5.-B%25C3%25B6l
%25C3%25BCm.pptx&ei=RVlIUuW3McfIsga0v4DoCw&usg=AFQjCNHfKzD1LHEgwrxUIuediTHdj1W9ig
&sig2=u_JwQdAXbKrhP7ZetV8XvQ

28
Kişiliği bir zaman dilimi içindeki davranış türü olarak görmek, doğru değildir. Kişilik
geçmişin bugünün ve geleceğin oluşturduğu bir bütündür. Karmaşık bir yapıya sahip olan bu
kavram aşağıdaki faktörden oluşmaktadır.

 Genetik ve Bedensel Faktörler


 Sosyo-Kültürel Faktörler
 Aile Faktörü
 Sosyal Yapı ve Sosyal Sınıf Faktörleri
 Coğrafi ve Fiziki Faktörler
 Diğer Faktörler

2.2.1. Genetik ve Bedensel Faktörler


Genetik yapı, çevrenin etkisiyle köklü olarak değişmeyen özelliklerin anne ve babanın
kromozomları ile bir kuşaktan ötekine geçmesi olup, insanın tüm yaşamına biçim veren
önemli bir etkendir. Bireyin taşıdığı özelliklerden hangilerinin kalıtım yoluyla geçtiğini ortaya
koymak mümkün değildir. Boy, kilo, saç-göz rengi ve zeka gibi özelliklerde genetiğin payının
büyük olabileceği ifade edilmektedir.

2.2.2. Sosyo Kültürel Faktörler


Sosyo-Kültürel kavramı, “aynı anda bir toplumu veya toplumsal bir grubu ve kendine
özgü olan kültürü ilgilendiren” anlamına gelmektedir. Birey, sosyal bir yapı içinde kültürel
değerlerden etkilenerek kişiliğini biçimlendirir. Diğer bir ifadeyle kişilik oluşurken sosyal
çevredeki gelenek ve göreneklerden etkilenerek şekillenir. Örneğin sosyal-kültürel çevrenin
kurallarına uyulduğunda ruh sağlığı bu durumdan olumlu etkilenir. Sosyal çevrenin
kurallarına uyulmadığı zaman kişide anti-sosyal davranışlar gözlenir. Sosyal çevresiyle
uyumlu olan kişi, toplumun da kuralları olduğu bilincine vardığından yeni değer yargılan
gelişir. Böylece toplum içindeki zorluklara daha kolay göğüs gerer.

2.2.3. Aile Faktörü


Aile, özel davranışların kazanılmasında rolü olan ve özellikle ilk çocukluk yıllarında
gözleyerek öğrenme eğitimi için gerekli olan model ya da örnekleri sağlar. Aile çocuğa karşı
sıcak, sevecen bir şekilde davranabilecekleri gibi kuralcı, sınırlayan veya korumacı bir

29
davranış tarzı da sergileyerek kişiliğin biçimlenmesinde etkili olabilirler. Bu davranışlar
çocuğun özgüven kazanmasında belirleyici olabilmektedir.

2.2.4. Sosyal Yapı ve Sosyal Sınıf Faktörleri


Maddi ve manevi unsurların kendine özgü biçimlenişi o toplumun sosyal yapısını
açığa çıkarır. Bireyin dahil olduğu sosyal sınıf ve sosyal yapı, onların kişilik özelliklerini
belirleyebilmektedir. Aynı sosyal yapıda bulunan bireylerin benzer davranış eğilimlerinin
bulunması bu nedenlerle açıklanabilir.

2.2.5. Coğrafi ve Fiziki Faktörler


Coğrafî çevre içerisinde iklim, tabiat ve yaşanan bölgenin fiziki şartlarının, kişilik
özellikleri üzerinde belirgin etkileri vardır. Coğrafi ve fiziki çevrenin doğrudan etkileri
yanında en fazla dolaylı etkileri mevcuttur. Çünkü bireylerin kişilik oluşumunda etkili diğer
faktörler üzerinde özellikle de toplumun kültürü ve antropolojik yapısı üzerinde, coğrafyanın
etkileri çok bilinen bir husustur.

2.2.6. Diğer Faktörler


Kişiliğin oluşumunda etkili olan bu faktörlerin dışında başka belirleyiciler de etkili
olmaktadır. Bunların başında kitle iletişim araçları gelmektedir. Kitle iletişim araçlarının en
etkinin ve en yaygının televizyon ve internet olduğu ileri sürülmektedir. Televizyon düşük-
orta-yüksek gelire sahip neredeyse her ailenin evinde bulunmaktadır ve elde edilmesi çok
kolay hale gelmiştir. Ayrıca; radyo gibi sadece işitsel veya gazete gibi sadece çizgisel-görsel
bir iletişim aracı değildir. Televizyon mesajını verirken hem sesin hem de hareketli
görüntünün gücünden yararlanır ve etkileyiciliği çok yüksektir.
Çeşitli yönlerden insanları kendine bağlayan internet, artık her evin bir parçası haline
gelmiş bulunuyor. Her şeyin olduğu gibi internetin de insanın hayatına olumlu ve olumsuz
etkileri bulunmaktadır. İnternet bünyesinde birçok bilgi barındırmaktadır ve bu bilgilerden
birçok insanın faydalanmasını sağlamaktadır. Ayrıca İnternet üzerinde insanların vakit
geçirebileceği, eğlenebileceği alanlar mevcuttur.
Buna karşılık İnternet, bünyesinde barındırdığı çeşitli alanlardaki hizmetleri ile
bağımlılık yaratabilmektedir. Birçok insan, internet yüzünden sosyal yaşamdan kopmuş,
hayatını bilgisayar başında geçirmeye başlamıştır. İnternet üzerinde bireylere zarar

30
verebilecek birçok zararlı site mevcuttur. Örneğin bahis siteleri gibi. Yine internet üzerinde
bulunan sohbet siteleri ise birçok dolandırıcılık konusuna zemin hazırlamaktadır. 13

2.3. Kişiliğin Üç Yönü

Kişilik, karakter, mizaç ve yeteneklerden oluşmaktadır.

2.3.1. Mizaç
Mizaç, ferdin duygusallık ve hareketlilik özelliklerini temsil eder ve halk arasında huy
olarak adlandırılır. Mizaç ve huy, kişilerin duygusal denge durumlarını anlatır. Ağırkanlı,
melankolik, asabi gibi örnekler mizaç örnekleridir. 14
Mizaç, benlik ve özelliklerinin bireysel ve biricik oluşunun biyolojik temelidir. Mizaç,
bireylerin doğasında bulunan, yaşamları boyunca değiştiremedikleri genetik ve yapısal
davranış özellikleridir. Mizaca ilişkin en eski sınıflandırma Hipokrat tarafından yapılmıştır.
Beden kimyasının mizaç üzerinde önemli etkilerinin olduğunu ileri süren Hipokrat, mizacı
dört grupta inceleyerek dört tip belirlemiştir.

 Neşeli mizaç: Bu gruptaki bireyler hareketli ve neşelidirler. İlgi duydukları


şeyler kolayca değişebilir.
 Soğukkanlı mizaç: Az hareketli olan, fazla neşeli olmayan, soğukkanlı ve
kuvvetli kişiliği ifade eder.
 Kızgın mizaç: Çabuk kızan, hareketli, heyecanlı ve kuvvetli mizaç tipidir.
 Melankolik mizaç: Sıkılgan, üzgün, hareketsiz ve zayıf kişiliği yansıtan mizaç
biçimidir.

2.3.2. Karakter
Karakter, eğitim ve çevresel etkilerin katkıda bulunduğu, zamanla değişebilen bir
kavram olarak ele alınmaktadır. Sosyal ortamda öğrenilir ve bir takım değer yargıların
benimsenmesiyle gelişir. Karakter özellikleri insanlar arası ilişkilerde gösterilen tutum ve
davranışa, onlar üzerinde bırakılan etki sonucuna göre tayin edilir.
13
(Davranış Bilimlerinin Tanımı ve Önemi), http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1170/file/Behaviour.pdf
14
(YÖRÜK KARAKILIÇ), Kişilik ve Davranış, https://www.google.com.tr/url?
sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=21&cad=rja&ved=0CCsQFjAAOBQ&url=http%3A%2F
%2Fblog.aku.edu.tr%2Fnilyoruk%2Ffiles%2F2012%2F01%2FDAVRANI%25C5%259E-5.-B%25C3%25B6l
%25C3%25BCm.pptx&ei=RVlIUuW3McfIsga0v4DoCw&usg=AFQjCNHfKzD1LHEgwrxUIuediTHdj1W9ig
&sig2=u_JwQdAXbKrhP7ZetV8XvQ

31
Karakter, doğumsal nitelik taşımayan, birey tarafından belli bir yaşam biçimine bağlı
kalabilmek için sonradan edinilen özelliklerdir. 15

2.3.3. Yetenek
Yetenek, zihinsel ve bedensel olmak üzere iki gruba ayrılır.
Zihinsel yetenek, kişinin belirli ilişkileri kavrayabilme, analiz edebilme, sınıflandırma,
sentez ve bütünleştirme yapabilme, anlayabilme, anlatabilme, yorumlayabilme ve sonuca
varabilme gibi zihinsel özelliklerin tamamıdır.
Bedensel yetenek ise, kişilerin duyu sistemleri ve bedensel organları aracılığıyla bazı
olguları gerçekleştirebilmeleri şeklindeki bedensel özelliklerin tamamıdır. Yürüme, koşma,
dokunma hissi, işitme, renk ayırma, derinliği ayırma, tat ve koku hissetme, el, kol, ayak gibi
organları belli bir koordinasyon içinde kullanma bedensel yeteneklerin en önemlileridir. 16

2.4. Kişilik Kuramları

Kişiliğin oluşumu ve gelişmesi ile ilgili olarak geliştirilen kuramların bazıları kişiliğin
oluşum biçiminden hareket ederler, bazıları ise kişiliğin görünümünü esas alırlar. Kişilik
kuramlarının başlıcaları şunlardır:
2.4.1. Hiyerarşik Kişilik Kuramı:
Bu kuramın temeli, kişiliği oluşturan faktörlerin belirli bir hiyerarşi içinde sıralanması
Veya hiyerarşik olarak oluşması esasına dayanır.
2.4.2. Psikolojik Kişilik Kuramı:
Kişiliğin oluşumunu bazı psikolojik esaslara bağlayan yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre
kişilik, inanç sistemindeki ve güç motifindeki bireysel farklılıklarla; bireylerin belirli kişi ve
gruplara bağlanma eğilimindeki farklılıkların görünümüdür.
2.4.3. Biyolojik Açıdan Kişilik:
Bu yaklaşıma göre insan nesiller boyunca belirli özellikleri genetik olarak sonraki
nesillere aktarır ve bu şekilde bazı kişilik belirtileri kalıtsal özellik taşır.
2.4.4. Duygusal Açıdan Kişilik:
Kişiliği duygusal bir olgu olarak ele alan ve kişiliği oluşturan faktörlerin bireyin iç

15
(Davranış Bilimlerinin Tanımı ve Önemi), http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1170/file/Behaviour.pdf
16
(YÖRÜK KARAKILIÇ), Kişilik ve Davranış, https://www.google.com.tr/url?
sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=21&cad=rja&ved=0CCsQFjAAOBQ&url=http%3A%2F
%2Fblog.aku.edu.tr%2Fnilyoruk%2Ffiles%2F2012%2F01%2FDAVRANI%25C5%259E-5.-B%25C3%25B6l
%25C3%25BCm.pptx&ei=RVlIUuW3McfIsga0v4DoCw&usg=AFQjCNHfKzD1LHEgwrxUIuediTHdj1W9ig
&sig2=u_JwQdAXbKrhP7ZetV8XvQ

32
dünyası ile yani duyguları ile ilgili olduğunu ileri süren yaklaşımdır. 17

2.5. Kişilik Teorileri

Bilim adamları kişilik oluşumu, gelişimi ve görünümü ile ilgili teoriler


geliştirmişlerdir.

2.5.1. Freud’un Kişilik Teorileri


Freud kişiliği duygusal açıdan ele almıştır. Kişilik denilen olgunun fertlerin duygu
yapılarından kaynaklandığı görüşündedir.
Freud’un kişilikle ilgili teorilerinden birisi kişiliği meydana getiren dilimler ve ikincisi
kişiliğin psikoseksüel gelişmesiyle ilgili görüşleridir.
 Freud’a göre kişilik alt benlik(id), üst benlik(superego) ve benlik(ego) üç temel
dilimden oluşmaktadır. İnsan davranışlarını yöneten alt benlik içgüdüsel ve bilinçsiz güçlerin
barınağıdır. Alt benlik, insanların doğuştan getirdikleri, birinci dereceden tatmin edilmeleri
gereken biyolojik ve fizyolojik ihtiyaçlar ile arzuların depolandığı alandır. Freud’a göre libido
adı verilen alt benlik ayıp, günah, suç ve yasak gibi kültürel sınırlamalardan etkilenmez ve
insanların doğal dürtü ve hislerini temsil eder.
Üst benlik, alt benliğin tam karşıtıdır ve tamamen ferdin sosyo-kültürel çevresinin
eseridir. Üst benlik fertlerin kültürel ortamdan kazandığı en asil düşüncelerini, dini ve ahlaki
değerlerini, örf ve adetlerini, büyüklerinden öğrendikleri bütün iyi niteliklerini temsil
etmektedir.
Benlik ise, insanın iç evreni ile dış evreni arasındaki ilişkileri düzenleyen bilinçli bir
arabulucudur.
Freud’a göre kişilik benlik, alt benlik ve üst benlikten oluşmaktadır. Ferdin olumlu
veya olumsuz yönü ya da kontrollü veya kontrolsüz arzusu arasındaki dengeyi de benlik
sağlamaktadır. Kişiler arasındaki farklılığın temel kaynağı üç kişilik dilimi arasındaki
dengenin kişiden kişiye farklı noktalarda dengeye varmasıdır.
 Freud insan davranışlarının arkasında hep cinsellik faktörünü aradığı gibi insanın ruhi
gelişmesini ve kişiliğin oluşumunu da tamamen cinsel gelişme olarak ele almıştır.
Freud insanın psikoseksüel gelişiminin her birinin bir önceki dönemin devamı
niteliğinde beş aşamadan meydana geldiğini ileri sürmektedir.
 Oral dönem-1-1,5 yaş arası
17
(Davranış Bilimlerinin Tanımı ve Önemi), http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1170/file/Behaviour.pdf

33
 Anal dönem- 1-3 yaş arası
 Fallik dönem- 3-5 yaş arası
 Latent dönem- 6-11 yaş arası
 Genital dönem- 11-13 yaş

2.5.2. Alfred Adler’in Kişilik Yaklaşımı


Adler göre kişilik, ferdin kendisine, diğer insanlara ve topluma karşı geliştirdiği
tutumların ürünü olarak gelişir. Adler, insan davranışlarının hayatın ilk gününden başlayarak,
toplumsal bir yapı içinde geliştiğini vurgular.
Aile içinde doğan birey, ana-baba ve diğer aile üyeleriyle birlikte sosyal çevresindeki
kişilerle ilgili olarak geliştirdiği ilişkiler daha sonraki yaşama biçimini tayin eder. Kişinin
alışılmış davranış örüntüleri 4-5 yaşlarındaki yaşam biçiminin etkisi altındadır.
Adler’e göre insan davranışlarının gerisindeki temel motif üstünlük ve egemenlik,
içgüdüsüyle güç ve prestij sağlayabilmedir.
Adler de Freud gibi hayatın ilk 5 yılının ve bu süredeki aile içi ilişkilerin kişilik
özelliklerinin belirlenmesinde büyük önem taşıdığını kabul etmektedir.

2.5.3. Carl Gustav Jung’ın Kişilik Yaklaşımı


Jung’a göre kişiliğin tümüne psişe denir. Jung, psişe kavramıyla insanı bir bütün
olarak ele alır ve kişiliğin birbirinden farklı biçimde çalışan ancak birbiriyle etkileşim
durumunda olan sistemlerden oluştuğunu ileri sürer. Bu sistemler; bilinç, kişisel bilinç dışı ve
kollektif bilinçdışıdır.
Hayatın ilk dönemlerinde belirmeye başlayan bilinç kişiliği oluşturan sistemlerden
ilkidir. Çocuk giderek ana-babasını, oyuncaklarını ve çevresindeki diğer nesneleri seçmeye
başlar. Gitgide bilinç alanının geliştirilmesi Jung’ın düşünme, hissetme, duyu ve sentez diye
adlandırdığı zihin fonksiyonlarının günlük hayatta sürekli uygulanmasıyla sağlanır.
Jung’ın ikinci unsuru kişisel bilinç dışı, bazı bilgileri kendine gerek duyduğunda
bilince çıkartması, hatırlamak istemediğini ise bilinçaltında tutmasıdır.
Jung’ın kişilik yaklaşımının üçüncü bölümü kollektif bilinçdışıdır. Bilinç ve
bilinçdışı kavramları kişinin kendi yaşantılarının bir ürünüdür. Oysa kollektif bilinçdışı ferdin
mensubu olduğu toplumun kalıtımsal özellikleriyle ilintilidir.

34
2.5.4. Eric Berne Kişilik Teorileri
 Kişiliğin ebeveynlik yönü
 Kişiliğin çocukluk yönü
 Kişiliğin olgunluk yönü

2.5.5. Karen Horney’in Kişilik Teorisi


Kişiliğin temel elemanı korku ve kaygıdır. Her fert çeşitli kaynaklardan ileri gelen
korku ve kaygılarını yenebilmek için birçok faaliyette bulunur.
 İnsanlara yaklaşarak sevgi ve yakınlık duyma suretiyle kaygı ve korkuları giderme
çabaları şeklinde kişilik geliştirme.
 İnsanlardan uzak durmak, onlara karışmamak ve yalnız başına hareket etmek suretiyle
korku ve kaygılardan kurtulma çabaları şeklinde kişilik geliştirme.
 İnsanlara karşı gelmek, onlarla mücadeleye girmek, güçlü ve yenilmez olduğunu
göstermek suretiyle korku ve kaygılardan kurtulma çabaları şeklinde kişilik geliştirme. 18

2.6. Kişilik Tipleri

Özelliklerimizin farkına varmak, bir boy aynasından vücudumuza bakarak güçlü ve


zayıf yönlerimizi görmek hiç şüphesiz bizi hedeflerimizde daha başarılı adımlar atmamızı
sağlayacaktır. Ayrıca, kişilik tiplerini bilmek sosyal çevremizde gözlem yapmamızı,
insanların yaptıklarını anlamamızı, iletişime yön veren bireyler olmamızı sağlıyacaktır. Genel
özelliklerin sizin kişiliğinizle büyük oranda örtüşmesi o kişilik tipinde bir birey olduğunuzu
gösterir. 19
Çeşitli kişilik testleri belli gruptan insanlar arasındaki benzerlikleri vurgular. Yine de,
diğerleriyle olan tüm benzerliklerine rağmen her insan gerçekte eşsizdir. Bu yüzden hiç bir
test ve sınıflandırma bir insanı tam olarak tanımlamaya yetmez. Testlerle ve sınıflandırmalarla
bir insan hakkında ancak genel bir fikir edinebiliriz. Bizler yine de hem kendimizi hem de
çocuklarımızı daha iyi tanıyabilmek ve anlayabilmek amacıyla bazı genellemeler yaparız.
İndigo ve kristal özellikler, çocuğumuzun yapısıyla ilgili genel bir fikir edinmemize
yardımcı olacaktır. Ancak bazen daha fazla bilgi edinmek isteriz. Her çocuğun eşsiz ve biricik

18
(YÖRÜK KARAKILIÇ), Kişilik ve Davranış, https://www.google.com.tr/url?
sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=21&cad=rja&ved=0CCsQFjAAOBQ&url=http%3A%2F
%2Fblog.aku.edu.tr%2Fnilyoruk%2Ffiles%2F2012%2F01%2FDAVRANI%25C5%259E-5.-B%25C3%25B6l
%25C3%25BCm.pptx&ei=RVlIUuW3McfIsga0v4DoCw&usg=AFQjCNHfKzD1LHEgwrxUIuediTHdj1W9ig
&sig2=u_JwQdAXbKrhP7ZetV8XvQ
19
(Kişilik Tipleri Üzerine), http://dndenbgndenyrndan.blogspot.com/p/kisilik-tipleri-uzerine.html

35
olmasından yola çıkarak, çocuğumuz hakkında daha fazla veriye ihtiyaç duyarız. Bunda
amacımız;
 Çocuğumuzun kişisel ihtiyaçlarını fark edebilmek.
 Onu nelerin güdülediğini bulabilmek.
 Öğrenmesi ve kendini sağlıklı biçimde ifade edebilmesi için ona en uygun
ortamı sağlayabilmektir.

Kişilik yapılarını anlama amacıyla oluşturulmuş yöntemlerden biri Enneagramdır. 

Enneagrama göre, 9 farklı kişilik tipinin özellikleri her bireyde değişik derecelerde yer
alır.
Yetişkinlerin kişilik yapılarını belirlemek için geliştirilmiş bu envanter çocuklara da
uyarlanmıştır. Ancak, çocukların sürekli bir değişim içinde oldukları unutulmamalıdır.
Çocuklar büyüme süreçleri içerisinde çeşitli tutumları, davranış modellerini değişen
seviyelerde denerler. Zamanla –çocukluk çağının sonlarına doğru kişilikleri belirlenmeye
başlar. Bu olana dek, onları değerlendirirken kesin kanılardan, yargılardan kaçınmak sağlıklı
bir tutum olacaktır. Çocukların, her türlü sınıflandırmanın dışında yer alan varlıklar olduğunu
unutmamalıyız. Enneagram ile varmak istediğimiz nokta, çeşitli kişilik özellikleri ile ilgili
bilincimizi geliştirmek, çocuklarımızın özbenliklerini derinlemesine anlayabilmektir.

Enneagram Yöntemine göre çocuklarda da başlıca 9 kişiliğin özellikleri görülür:

1- Kusursuzluk arayan
2- Yardımcı
3- Başarılı
4- Romantik
5- Gözlemci
6- Güven arayan
7- Serüvenci
8- Girişken
9- Barışçı

Bu teoriye göre, baskın olan kişilik tipinin yanı sıra, daha az baskın olan bir ya da

36
bir kaç kişilik tipinin özellikleri bir arada görülür. Her kişilik tipi, iki yanındaki kişilik
tiplerinin ve oklarının ucundaki kişilik tiplerinden birinin ya da ikisinin etkisi altındadır. İki
yandaki kişilik tiplerine “kanatlar” denir. Yani 7 numarayla gösterilen kişilik 6 ve 8 in de
etkisi altındadır. 6 ve 8, 7 numaranın kanatlarıdır. 9 numaralı kişiliğin kanatları 1 ve 8 dir.
Oklar ise, enneagram sayımızı diğer kişilik özelliklerine bağlayan çizgilerin
ucundaki kişilik özellikleridir. Kanatlar ve oklar bir kişilik tarzı içinde çeşitlemeler
oluştururlar. Örneğin; (4) Romantik kişilik, (5) Gözlemcinin etkisi altında içe dönük olabilir.
Ya da (3) Başarılının etkisi altında dışa dönük özellikler gösterir. 4 aynı zamanda (1)
Kusursuzluk arayan okunun etkisi altında da olabilir.

Barışçı
9

Girişken Kusursuzluk arayan


81

Serüvenci Yardımcı
72

Sorgulayan Başarılı
63

Gözlemci 5 5 4 Romantik

Enneagram kişilik tarzlarını üç gruba ayırır:


5-6-7 Beyin-zihin merkezlidir: Korkuya odaklanırlar.
8-9-1 Karın-duygu merkezlidir: Öfkeyle ilgili sorunları vardır.
2-3-4 Kalp merkezlidir: İmgeleme ve ilişkilerle ilgilidirler.

Çocuklar büyüme süreçleri boyunca, içinde bulundukları duruma bağlı olarak


bunların çoğunu ya da bazılarını değişen seviyelerde sırayla deneyebilirler. Kriterleri
inceleyerek çocuğumuzun güncel olan baskın kişilik özelliklerini fark edebilirsiniz. 20
20
(Kişilik Tipleri), http://www.msxlabs.org/forum/psikoloji-ve-psikiyatri/193747-kisilik-tipleri.html

37
2.6.1. Bir Numaralı Kişilik Tipi: Mükemmelliyetçi

 Genel Özellikleri:
1.İşleri doğru yapmaya çaba sarf ederim. Her şeyin ahlaki açıdan doğru olması için
çalışırım.
2.Toplumda kabul edilen standartlara uymaya, sorumlu ve güvenilir biri olmaya özen
gösteririm.
3.İdealistim. Bu dünyada anlamlı bir iz bırakmak isterim. Gelişmeyi hedefler ve bu
uğurda çok çalışırım.
4.Genellikle öfke patlamaları yaşarım, bu da gergin ve küskün olmama neden olur.
5.İnsanların beni kabullenmesi için örnek davranışlar sergilemeliyim.
6.Kontrolümü kaybetmekten ve saldırganlaşmaktan kaçınırım.
7.Yanlış yapmamalıyım. Doğruları yapıp örnek olmalıyım.
8.Ayrıntılara inerim ve ince düşünürüm.
9.Fayda ve pratikliği ön planda tutarım.
10.Güçlü ve bağımsız olmak isterim.
11.Odamda ve masamda her şey yerli yerinde olmalı. Çünkü düzensizlik dikkatimi
dağıtır.
12.Bana arkadaşlarım hep "Doğrucu Davut" derler. Doğruları söylediğimden başıma
bazen olumsuzluklar da gelmiyor değil. Ama ne yapabilirim ki içimden ne geliyorsa
onu söylerim.
13.Bir işi yaptığımda çevremdekiler bunu en iyi şekilde yapacağımı bilirler.
14.Çevremdekiler beni işini ciddiye alan, titiz ve mükemmeliyetçi olarak bilir.
15.Arkadaşlarım benim, sürekli hata bulduğumu ve sürekli eleştirdiğimi, detaylarda
boğulduğumu düşünürler.

 1'leri strese sokan şeyler:


 İçlerindeki "Yanlış yapmamalıyım!" sesi onları endişe ve sıkıntıya sokabilir.
Sorumluluk duyguları çok yüksek olduklarından, bazen vicdanlarının ağırlığından
eziliyor olabilirler.
 Çevrelerinde şahit oldukları kötü, dengesiz, yozlaşmış ve ahlaki açıdan çökmüş
kişiler 1'lerin strese girmesine yol açar. Çünkü onların yaşadıkları dünyayı daha iyi
hale gitmesi ve giderek gelişen bir hal alması gibi idealleri vardır.
38
 İşlerin göz göre göre yanlış yapılması.
 Haksızlık ve sorumsuzluk.
 Kuralların çiğnenmesi
 Haksız yere yapılan eleştiriler
 Boşvermişlik ve sözlerinin önemsenmemesi

 1’lerin düşebileceği hatalar:


 Aşırı ciddiyet, disiplin anlayışı.
 Aşırı hassasiyetten ötürü herşeye müdahale etme.
 Herşeyin en iyisini onların düşünmesi (kendi doğrularını saptıracak doğrulara
kapalı olabilirler.)
 Kafalarındaki ideal dünyaya ulaşmak isterken, kendilerine ve çevrelerini
zorlayarak stres ve gerilime neden olabilirler.

 1’lerin iş yapma tarzları:


 1'ler yaptıkları her işte mükemmelliği arar ve işlerini büyük bir titizlikle
yapmaya çalışırlar.
 İşlerini büyük bir hassasiyetle yaptıklarından arkadaşları tarafından
mükemmeliyetçi olarak adlandırılırlar.
 Her bir işin en iyi nasıl yapılacağı ile ilgili kafalarında net bir fikir vardır.
Adım adım ne yapacaklarını bilirler ve tek bir detayı bile atlamazlar.

 Güçlü Yanları:
 Mükemmeliyetçi ve titiz.
 İdealist, geride iz bırakan.
 Ahlaklı, erdemli ve geliştirici.
 Saat gibi işleyen bir beyin.

 Zayıf Yanları:
 Hata bulma uzmanı.
 Tahammül sınırlarını zorlayan standartları.

39
 Taktir edilmeyen davranış tekrar etmez!
 Sevgisini kalbine gömen.
 Gülümse biraz gülsün gözlerin.

 1'ler kendilerini geliştirdiğinde;


1'ler iyi zamanlarında son derece olgun ve dengeli olurlar. İdealist olmalarının yanı
sıra aynı zamanda gerçekçidirler. Doğru karar verme becerileri çok gelişmiş olduğundan,
içinde bulundukları durumdaki en doğru seçeneği bulurlar. Bu yüzden çevrelerindeki
insanların güvenini kazanırlar. Artık insanlara kafalarındaki doğruları dayatmaktan çok
doğruları kendi başlarına bulmaları yönünde destek olurlar. 1'lerin problem çözme
yetenekleri, doğruyu bulma içgüdüleri onları iş hayatında sivrilten özelliklerdir. Mükemmel
olmadan da mutlu olabilecekleri daha rahat bir ortam yarattıklarında kendilerini rahatlıkla
ifade eden, üretken bireyler olurlar.

2.6.2. İki Numaralı Kişilik Tipi: Yardımsever

 Genel Özellikleri:
1.İnsanların ihtiyaç duydukları şeyleri hemen fark ederim. Bu ihtiyacı karşılamak için
elimden geleni yaparım. Bunun karşılığında onların da benim isteklerimi
karşılamalarını beklerim.
2.Aranan biri olmaktan gurur duyarım.
3.İnsanlardaki duygusal değişimi çok hızlı bir şekilde anlarım.
4.Dikkatimi daima çevremdeki insanların özellikle de önem verdiklerimin ihtiyaçlarını
sezmeye odaklarım.
5.Çevremdekilere yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
6.En büyük korkum insanlar tarafından reddedilmek ve takdir görmemektir.
7.Ayrılıklara tahammül edemem.
8.Çevremdekiler fedakâr, yardımsever ve cömert olduğumu söyler.
9.İnsanların iyi taraflarını takdir etme konusunda çok iyiyim. Ama maalesef insanların
benim iyi yanlarımı takdir etme konusunda başarılı olduklarını söyleyemem.

40
10.Hayatı dolu dolu yaşamak isterim. Hayat enerjim çok yüksektir. Genellikle kendimi
çok iyi ifade ederim.
11.İnsan ilişkilerinde çok iyiyimdir. Arkadaşlarım, insanları bir araya getirme, yakın
ve sıcak ilişkiler kurma konusunda yetenekli olduğumu söylerler.
12.Hayatta başarılı olmak için insan ilişkilerinin çok iyi yürütülmesi gerektiğini
öğrendim.
13.İnsanların güvenini ve takdirini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.
14.İnsanları seviyorum. (bazen aşırıya da kaçtığım oluyor.) Çevremdeki insanları
memnun etmekle o kadar meşgulüm ki bazen kendimi ihmal ediyorum.
15.Sinirlendiğimde ve strese girdiğimde adeta gözüm kararıyor. Hiçbir şeyi görmüyor
ve öfkeyle patlayabiliyorum. Ama kısa süre sonra pişman oluyorum.

 2'leri strese sokan şeyler:


 İhtiyaçlarını karşılamak zorunda olduğum insanların çokluğu.
 Başkalarının işleriyle çok meşgul olduğum ve kendimi ihmal ettiğimi fark
ettiğim anlar.
 Çok çalıştığım halde insanların bunun farkında olmaması ve beni yeterince
takdir etmemeleri.
 Baskıya maruz kalmak ve yönetilmek.

 2'lerin düşebileceği hatalar:


 Başkalarının isteklerine göre kendilerini değiştirmeleri.
 Kendilerinin vazgeçilmez birisi oldukları düşüncesine kapılabilirler.
 Yardımsever olarak bilindiklerinden çevrelerindeki insanların isteklerine hayır
diyememeleri.
 Aşırı yardımseverlik duygusu ile insanların haklarına müdahale etmeleri
 İnsanlara verdiklerinin karşılığını alamadıklarında sitemkar ve suçlayıcı
olabilirler.
 Duyguları çok ayrıntılı olarak algılayabildiklerinden, abartılı olarak yaşarlar.
Olayları fazla büyütürler.
 Aşırı duygusal olduklarından çok alıngan olabilirler. Havadan nem kaparlar.

 2'lerin iş yapma tarzı:

41
 İnsanlarla kurdukları iyi ilişkiler ve tanıdık ağı sayesinde birçok fırsattan
haberdar olurlar.
 İnsanların özel günlerini hatırlar ve genel olarak onlar üzerinde iyi etki
bırakırlar.
 İnsanların yüzlerindeki duygu değişimini çok çabuk algıladıklarından esnek bir
iletişim kurarlar.
 Israrcıdırlar. Kolay kolay pes etmezler.
 Çalışanlarla ilişkilerini samimiyetle yürütürler. Onların problemleri ile
ilgilenirler, onlara değer verirler.

 Güçlü Yanları:
 Sevgi dolu, yardımsever.
 İletişim dâhileri.

 Zayıf Yanları:
 Dikkat! Gözüm kararınca aniden patlarım.
 Yaşanan olayları kolay kolay unutmazlar. Olayları fazlasıyla büyütebilirler.
 Hükmedici ve zorlayıcı olabilirler.
 2'ler kendilerini geliştirdiklerinde;
Tüm kişilik tiplerinde en fedakâr olabilecek olanlar, kendilerini geliştirmiş olan
2'lerdir. Artık kendi çıkarlarını da düşünmeyeceklerinden insanların gerçekten de neye ihtiyaç
duyacaklarını iyi tespit eder ve karşılamaya çalışırlar. Çıkarlarını ve egolarını yapacakları
işlere karıştırmayışlarına, yardımseverlik ve cömertlikleri de eklenince adeta olağanüstü
insanlar olurlar. Bu durumda en çok aranan, ihtiyaç duyulan ve sevilen insanlar olurlar.

2.6.3. Üç Numaralı Kişilik Tipi: Başaran

 Genel Özellikleri:
1.İnsanların sevgisini ve onayını alabilmek için başarılı olmam gerekir.
2.Yaptığım işte en iyi olmak için, çok çalışmam gerekir.
3.İmajıma önem veririm. İnsanlar üzerinde iyi bir intiba bırakmam gerekir.
4.Enerjimi, yapılması gereken işler üzerinde yoğunlaşırım.
5.İnsanları motive etme konusunda özel bir yeteneğim vardır.

42
6.Sürekli olarak ulaşmak istediğim hedefleri, başarıları düşünürüm. Yaptığım işte en
iyi olmanın yollarını araştırırım. Rekabete açığım. Başkalarının gölgesinde kalmaktan
hoşlanmam.
7.Çevremdekiler benim sürekli faaliyet halinde ve meşgul olduğumu söylerler.
Yeterince gayret etmeyen ve potansiyellerini tümüyle kullanmayan insanlar canımı
çok sıkar.
8.İşleri çabuk ve pratik bir şekilde bitirmek için hızlı çalışırım. Bu nedenle
çevremdekiler benim çok aceleci ve sabırsız olduğumu söyler.
9.Başarılı olabilmek için gereken zorluklara katlanabilirim. Başarılarımla fark edilmek
ve takdir görmek isterim.
10.Beklediğim hedeflere ulaşmak için gerekeni yaparım. Beni başarıya ulaşmaktan
alıkoyacak her şeyden kaçınırım.
11.İyi giyinmeyi severim. Bence imaj çok önemlidir. Özellikle de bu zamanda. Çünkü
başarı için başkalarını etkilemek gerekir.
12.Tutkuyla çalışırım. İşi yetiştirmek için gerekirse gece geç saatlere kadar çalışırım.
13.Strese girdiğimde şüpheci davranıyorum. Kararsız kalıyorum. Harekete geçmekte
zorlanıyorum.
14.İyi bir iş yaptığımda takdir edilmek ve onaylanmak hoşuma gider. Motivasyonum
artar.
15.Olayların ve kişilerin pozitif yönlerine odaklanmayı seviyorum. Çevremdekiler
beni sıcakkanlı ve pozitif bir insan olarak bilirler.

 3'leri strese sokan şeyler:


 Çok çalışmak ve gerçek duygularına önem vermemek.
 Başarılı olmalarını engelleyebilecek herşey.
 Verimsizlik, işlerin ilerlememesi ve kararsızlık.
 Haksız yere yapılan eleştiriler.
 Çok yavaş hareket eden ve sık sık mazeretler üreten iş arkadaşları.
 Değersiz muamelesi görmek.

 3'lerin düşebileceği hatalar:


 Tümüyle iş odaklı ve aşırı hırslı olduklarından iş dışında arkadaşlarına vakit
ayıramamaları.

43
 En önemli şeyin her zaman sonuçlar olması dolayısıyla çevrelerine
bırakacakları olumsuz intiba.
 Her sorunu fırsata dönüştürmeye çalıştıklarından ince eleyip sık dokumadan
her işe atlayabilirler
 Daha çok insanların pozitif yönlerine odaklandıklarından negatiflikleri
göremeyebilirler
 Geleceğe ilişkin planlamaları zayıftır. Tüm enerjileri içinde bulundukları ana
odaklıdır.

 3'lerin iş yapma tarzı:

 Çalıştıkları insanların içlerindeki cevheri keşfetme ve onları motive etme


potansiyelleri vardır.
 Hedeflerine en çabuk yoldan ulaşmaya çabalarlar.
 İşlerini yaparken duygularını bir kenara bırakırlar.
 Sonuç odaklı düşünürler
 Sevdikleri işi büyük bir tutku ile bağlanırlar.
 Yüksek düzeydeki iş enerjileri çevrelerine de bulaşır.
 Etkileyici konuşmaları ve gülümsemeleriyle bütün takımı ortak hedefler
etrafında toplayabilirler.
 Havayı çok iyi koklayıp, neyin işe yarayıp yaramayacağını önceden sezerler.
 Kendilerine ulaşılması zor hedefler koyar ve onlara ulaşmak için her türlü
zorluğa katlanmayı göze alırlar.
 Hata yapmaktan korkmazlar.
 Risk alma konusunda çok rahattırlar.
 İşlerini yürütürken çok esnek davranabilir ve değişken koşullara çabuk uyum
sağlayabilirler.

 Güçlü Yanları:
 Etkileyici, hareketli ve başarılı.
 İş bitirici.
 Pozitif ve uyumlu bir takım oyuncusu.
 Hitap ve motive edici.
44
 Zayıf Yanları:
 İhmalkâr ilgisiz ve hatta duygusuz.
 İmaj düşkünü.
 Aceleci ve abartılı.
 Bencil.

 3'ler kendilerini geliştirdiklerinde;


İnsanları etkileme çabasından vazgeçip tüm dikkatlerini kendilerine yönelttiklerinde
samimi, güvenilir ve alçak gönüllü bir insan olurlar. 3 numaralar kendilerini aştıktan sonra
para, ün, statü için değil kendilerini geliştirmeye ve bu sayede topluma faydalı olmaya adar.
Böylelikle 3 numaralar gerçekten de hayran olunacak birçok özelliğe sahip olurlar.

2.6.4. Dört Numaralı Kişilik Tipi: Traji Romantik

 Genel Özellikleri:
1.Dikkatim genellikle estetik olana ve insanda derin duygular uyandıran anlamlı
şeylere yönelir. Sanata, şiire veya edebiyata doğuştan bir yeteneğim var.
2.Diğer insanlardan farklı, kendine özgü nitelikleri olan bir insan olmaya çalışırım.
3.Daha çok geçmiş ve gelecekteki olumlu şeyleri düşünürüm.
4.İsteyip de erişemediğim ve özlemini çektiğim şeylere odaklanırım.
5.Bu dünyada özgün ve sıra dışı başarıya ulaşmak en büyük hayalim. Sürü
psikolojisinden hiç hoşlanmam.
6.Herkesin yapabileceği, sıradan şeyleri yapmaktan hoşlanmıyorum. Sıradan
insanlarla da birlikte olmam.
7.Dikkate alınmayan önemsiz birisi olmamak için ne gerekiyorsa yaparım.
8.Kendimi doğru ifade ederek tatmin olacağım derin bir ilişkiyi bulmak için uğraşırım.
9.Herhangi bir eksikliğimin olmasından ve kendimi yetersiz hissetmekten hiç
hoşlanmam.
10.Sıradışı bir beynim var. Bununla gurur duyuyorum. Kendimi farklı hissediyorum.
11.Üretken yönüm çok yüksektir. Son derece duyarlıyım. Özgün bir tasarımcılık
yönüm var.

45
12.Tutkuluyum. Romantiğim. Duygusal derinliğim ve özgün bir tarzım var. Duygu ve
düşüncelerimi tahlil etmek için kendi içime sık sık dönerim.
13.Bazen sebepsiz yere kendimi kötü hissederim ve birden bire ümitsizliğe kapılırım.
14.Melankoli duygusunu yoğun olarak yaşadığımdan sık sık "böyle olmamalıydı", "bir
şeyler eksik" diye düşünürüm.
15.Arkadaşlarım beni duyarlı, etkileyici, sanatçı ruhlu ve romantik olarak tanımlıyor.

 4'leri strese sokan şeyler:


 Sıradan herkesin yapabileceği işleri yapmak zorunda olmak.
 Başkaları tarafından dikkate alınmayan, önemsiz birisi olmak.
 Küçük ve basit işlerle uğraşan insanlarla birlikte olmak.
 Baskı ve zorlamaya maruz kalmak.
 Yüzeysel ve anlamsız ilişkileri sürdürmek zorunda kalmak.

 4'lerin düşebileceği hatalar:


 Yoğun duygusal fırtınalar yaşadıklarında geliş gidiş saatlerine ve işyeri
kurallarına pek ayak uyduramazlar.
 İş disiplinleri zayıftır.
 Sıradışı olduklarını hissettirdiklerinden ve duygularını karşı tarafa net ifade
edemediklerinden çevrelerindeki insanlar onları kaprisli olarak algılar.
 Kendileriyle çok meşgul olduklarından kimsenin onları anlayamadıklarını
düşünebilirler.
 Beyinlerinde kurguladıkları trajedide başrolü oynarlar.
 İş yaparken reel olmayan beklenti içine gireceklerinden, işlerin maliyetlerini
gereksiz yere abartabilirler.
 Piyasa koşullarını göz ardı ederek sıradışı işler yapma istekleri olduğundan,
müşteri ihtiyaçlarını ve pazarın özelliklerini kavrayamayabilirler
 Yoğun duygusal fırtınalar yaşadıklarından, davranışlarındaki tutarlılık bazen
bozulabilir.

 4'lerin iş yapma tarzı:


 Sıradan işlerde bulunmaktan kaçınırlar. Yapmakta oldukları işlere
kendilerinden, özgün bir şeyler katmak isterler.

46
 Sezgilerini, duygularını ve kendilerini rahat ifade edebilecekleri ortamlar
oluştururlar.
 Yaptıkları işe gelişi güzel müdahale edilmesi motivasyonlarını bozar.
 Çevrelerinde bulunan kafa dengi olarak gördükleri kişilerle derinlemesine
iletişim kurarlar.
 Çok güçlü sezgileri vardır. İlhamlarını, yaratıcı tasarımlarını dökme konusunda
başarılıdırlar.
 Kalabalık kitlelerle birlikte olmaktansa evde tek başlarına çalıştıklarında daha
verimli olacaklarını düşünürler. Bu yüzden home office tarzı çalışma onlara en
uygun olandır.

 Güçlü Yanları:
 İlham dolu, estetik ve sanatçı.
 4&4 lük, sıradışı, farklı ve özgün.
 Entellektüel terapist.

 Zayıf Yanları:
 Abartılı hayaller ve yalnızlık.
 Çok fazla düşünmek, sürekli kişiselleştirmek gereken standartta işleri sıradan
görmek gibi kararsız kalmaları.
 Çıt kırıldım.
 Sosyal sorumlulukları zayıftır.
 Düşünce ve görüşlerinde tutkulu olabilirler. Son derece romantiktirler.
 Sahip oldukları hayatın kıymetini bilmezler. Zihinlerindeki hayatın eksikliğini
hisseder.

 4'ler kendilerini geliştirdiklerinde;


4'ler duygularının etkisinden kurtularak mantıklı hareket etmeye başladıklarında kendi
potansiyellerini ortaya koyarlar. Zihinlerindeki uç düşünceleri hayatlarındaki sınırlarla
eşleştirerek daha gerçekçi hedefler koyar, mutlu olmayı öğrenirler. Bu sayede özgüvenleri ve
cesaretleri artmış olur. Sevdikleri işi tutku ile yapmaları işlerinde başarılı olmalarını sağlar.

47
Yaratıcı bir beyin ve güçlü sezgileri vardır. Güçlü sezgilerini, kavrama yetenekleri ile
birleştirdiklerinde kendilerini aşmış olurlar.

2.6.5. Beş Numaralı Kişilik Tipi: Gözlemci

 Genel Özellikleri

1.Arzu ve isteklerimi sınırlar, olabildiğince çok bilgiye ve kaynağa sahip olmaya


çalışırım.
2.Daha çok kendi dünyama çekilip hayatımı kuşatan isteklerden kendimi korumaya
çalışırım.
3.Kitap okumak, araştırma yapmak gibi entellektüel faaliyetlere odaklanırım.
4.Yalnız kalmayı ve kendimi kitapların sihirli dünyasına vermeyi seviyorum.
5.Analiz ve sınıflandırmalar yaparak düşünüyorum. Çevremdeki insanların bazen
analiz etmeden düşüncesizce konuştuklarını görüyorum.
6.Sürekli okumalı, araştırmalı ve bilgide derinleşmeliyim. Çalıştığım alandaki en iyi
uzman ben olmalıyım.
7.Hayatıma yapılan müdahaleleri ve insanların benden beklentilerini hemen fark
ederim ve bu beni rahatsız eder.
8.Özel alanıma girilmesinden hoşlanmam. Odamın ve eşyalarımın karıştırılmasından
rahatsız olurum.
9.Gözlem yeteneğimin çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Duygularımı karıştırmadan
olayları tarafsız bir şekilde ve doğru olarak değerlendirebilirim.
10.Strese girdiğimde genel havam değişir. Çevremdekileri rahatsız edecek düzeyde
alaycı ve küçümseyici olabilirim.
11.Zamanım, kaynaklarım ve enerjim benim için çok değerli olduğundan onları
korumaya çalışırım. Bu yüzden çevremdekiler benim cimri olduğumu düşünüyor.
12.Olayları yaşamadan önce düşünürüm. Analiz ederim, ihtimalleri hesap ederim.
"Olaylar şöyle gelişirse, şunu yaparım.", "Bu şekilde konuşursa şöyle davranırım."
13.Çevremdekiler beni güvenilir, saygılı, sır tutmasını bilen biri olarak tanırlar. Zekice
espriler yaparım.
14.Çalıştığım alanla ilgili bir yetersizliği yaşamaktan hiç hoşlanmam. Korku
duygusundan kaçınırım.

48
15.Yaşadığımız dünya güvenilir değil. Harekete geçmeden önce konu hakkında detaylı
bilgiler toplayıp analiz etmeliyim.

 5'leri strese sokan şeyler:


 Çalıştığım konu ile ilgili yetersizlik ve acizlik hissetmek
 Kişisel sınırlarımı koruyamamak, özel hayatıma istemediğim insanların
girmesi.
 Bir başkasına bağımlı olmak.
 Aşırı talepler ve angaryalar.
 Kendime zaman ayıramamak.
 Aşırı duygusallar.
 Sahip olduğum verilerin veya bilgilerin yanlış olduğunun söylenmesi.

 5'lerin düşebileceği hatalar:


 Herşeyden elini eteğini çekip, her şeyi kendilerine saklama eğilimi
gösterdiklerinden çevrelerindeki insanların gelişmesini ve öğrenmesini
umursamadıkları düşünülür.
 Kendi işlerine tümüyle odaklandıklarından çevrelerindeki insanlarla yeterince
ilgilenmezler. Bu nedenle bencil ve cimri olarak tanınırlar.
 Kendilerini olaylardan soyutlayıp zihinlerini derinliklere çektiklerinden,
duygularını göz ardı ederler. Bu da insan olmanın en önemli boyutlarından
birisinin eksik kalması anlamına gelir.
 İnsanlarla aralarında sanki bir duvar ördüklerinden onlara kimse kolay kolay
soru soramaz.
 Bu dünyadaki kaynakları sınırlı olduğundan elimizdekileri çok iyi korumalıyız
korkusu, aslında onları sınırlar. İş yaşamında diğer insanlarla iş birliği yapmak
gerektiğinde çok düşünürler.
 Bilgi düzeyi yüksek insanlar olduklarından, çevrelerindeki diğer insanları
küçümseme eğilimi gösterebilirler.
 İnsanlarla iletişim kurarken duygularını arındırarak daha çok mekanik bir hava
yansıtırlar.

 5'lerin iş yapma tarzı:

49
 Tek başına kenara çekilip belli bir konuda derinleşme becerileri olduğundan,
teknik konular ve bilgisayar dünyasında etkilidirler.
 Araştırmacılık yönleri çok geliştiğinden, birçok sorunun cevabını bilirler.
Bilmediklerini de araştırarak bulurlar.
 Çalıştığı alandaki yenilikleri ve son teknolojileri çok iyi takip ederler. Geri
kalmamak için ne gerekiyorsa yaparlar.
 Yeterli bilgi birikimine sahip olduklarından iş arkadaşlarının güvenini
kazanırlar.
 İşlerine duygularını karıştırmazlar. Soğukkanlılıklarını daima korurlar ve
mantıklıdırlar.
 Çok sık espri yapmazlar ama yaptılar mı çok kaliteli yaparlar.
 İşinin ehli bir profesyonel olarak tanımlanırlar.
 İşlerinde ciddidirler. Detaylara önem verirler. Sürprizlerden ve ani duygusal
durumlardan hoşlanmazlar.
 Yapılacak işlerde ve toplantılarda karşılarına çıkması muhtemel taleplerin veya
soruların ne olacağını ve onları nasıl karşılayacaklarını hesap edip hazırlık
yaparlar.
 Yazılı iletişimi tercih ederler.
 Araştırma geliştirme birimlerinin vazgeçilmez elemanlarıdır.

 Güçlü Yanları:
 Akıllı, gözlemci ve bilgili.
 Soğukkanlılık.
 Gözlem yetenekleri sebebiyle öngörüleri güçlüdür.
 "Her bakış bir gözlem, her gözlem bir düşünce, her düşünce bir bağlantı ve
ilişki doğurur. Öyle ki her dikkatli bakışınızda bir teori kurduğunuz
söylenebilir." Von Geothe
 Bilgi birikimleri yüksektir. Bilgiyi güç olarak kullanabilirler.
 Ciddi, karizmatik ve yalnız.
 Tedbirli ve tutumlu.

 Zayıf Yanları:

50
 Fazla samimiyete gerek yok. 5ler aşk, nezaket, arkadaşlık, ümit ve güven gibi
 kavramlara çok açık değildir. İnsanlara yaklaşmaktan çekinirler.
 Endişe ve korku. Bazen tehlikeleri olduğundan fazla ciddiye alarak tedirginlik
yaşayabilirler.

 5'ler kendilerini geliştirdiklerinde;


5'ler dünyayı sadece gözlemlemek yerine çevreleriyle işbirliği yapmaya, başkalarına
da güvenmeye başlarlar. Özgüvenleri yüksektir. Aslında diğer insanlara göre daha çok şey
bildiklerini fark ederler. Harekete geçme konusunda daha cüretkâr olmaya başlarlar. Düşünce
ve fikirleriyle insanlara faydalı olurlar. Bilgisayar, matematik, geometri konularında çok
başarılıdırlar. Esprili ve entellektüel kişilerdir.

2.6.6. Altı Numaralı Kişilik Tipi: Sadık, Sorgulayıcı

 Genel Özellikleri:
1.Tehlikelerden kaçmak ve emniyette olmak adına sürekli tetikte olmayı ve her şeyi
sorgulamayı öğrendim.
2.Dikkatim olası tehlikelere ve tersliklere odaklanmıştır.
3.Muhtemel tuzakları ve şüpheli davranışları herkesten önce fark ederim.
4.Kendimi anlamlı davalara adarım.
5.Çevremdekilere ve beraber çalıştığım kişilere kendimi sevdirerek ve sevdiklerime
sadık kalarak emniyet duygusu kazanmaya çalışırım.
6.Tehlikelere ve zararlara boyun eğmek istemem.
7.Çevremdekiler zihinsel potansiyelimin yüksek olduğunu söyler.
8.Gelecekle ilgili senaryolar kurarım ve en kötü ihtimale göre hazırlık yaparım.
9.Güvenilir ve sadığım. Görev ve sorumluluklarım benim için birinci derecede
önemlidir.
10.Sürekli şüpheci ve sorgulayan bir yapım var. Bu nedenle içimde işlerin yolunda
gitmeyeceği gibi bir beklenti oluşuyor.

51
11."Güvenme dostuna, saman doldurur postuna." sözüne inanıyorum. Bu nedenle
kolay kolay her insana güvenmem. Ama güvendiğim arkadaşlarla çok sıkı ve candan
olurum.
12.Yaşadığım olayların iç yüzünü merak ederim. Birbirinden farklı gibi görünen
olaylar arasındaki bağlantıları araştırırım. Kamera arkası olayları iyi tahmin ederim.
13.Ayağımı yere sağlam basarım. Kolay kolay harekete geçmem. Hesabını iyi
yaparım. Ama süreçten emin olduğumda ve güven duyduğumda çok iyi iş çıkarırım.
14.Sık sık mazeretler bulan ve söyledikleri ile yaptıkları tutarlı olmayan insanlar
benim canımı sıkar. Bu tip insanlara kolay kolay güvenmem ve onlarla iş yapmam.
15.Eleştirel bir bakış açısına sahibim. Az ve öz konuşmayı tercih ederim.

 6'leri strese sokan şeyler:


 Belirsizlikler, ne yapacağını bilmemek ve emniyetsizlik hali.
 İnsanlara kolay kolay güvenmediğim halde, onların güvenini kazanmaya
çalışmak.
 Çevremdeki insanların güven vermeyen tutarsız davranışları.
 Baskı ve kontrol altına alınmak.
 Benden çok şey bekleyen insanlarla aynı ortamda bulunmak ve onlarla iletişim
kurmak.
 En kötü ihtimalle ne olabileceğine dair ürettiğim negatif senaryolar beni
sürekli meşgul eder.

 6'ların düşebileceği hatalar:


 Fazla sorgulandıklarından yenilikleri ve değişimleri geç fark edebilirler. Hatta
tehlike olarak algılayabilirler.
 Genellikle en kötü ihtimalleri düşündüklerinden, karşı tarafla iletişim sorunları
yaşayabilirler.
 Her şeyin kesin ve belirli olmasını istemek hareket hızını azaltır, gelişmeyi
engeller.
 Her şeyi kontrol altında tutmak ve aşırı koruyucu olmakla çevresindekilere
zarar verebilir.

 6'ların iş yapma tarzı:

52
 Bir işe girişmeden önce tüm ayrıntıları düşünür, tüm ihtimalleri hesaba katar.
Ama bir defa güvenip olaya inandı mı gözü kara bir şekilde işin içine atlar.
 Önce otoriteyi sorgular ve eleştirir, bağlandığı zaman otoriteye tam bağlanır.
 Sorgulama yapıları olduğundan, hatalar kolay kolay gözlerinden kaçmaz.
 Sorumluluklarını tam anlamıyla terine getirerek güven verirler.
 Çalıştıkları kişilere çok iyi sahip çıkarlar. Bu nedenle iyi bir takım
oyuncusudur.
 Sisteme zarar verecek tüm tehlikeleri en önce onlar hissederler ve ilgilileri
uyarırlar.

 Güçlü Yanları:
 Güven arayışı için sorgulayan.
 Sadakatle sisteme bağlı.
 Kolay kolay unutmayan.
 Ayrıntı gözümden kaçmaz.
 Yüzleşme cesaretleri yüksektir.
 Zayıf Yanları:
 Şüpheci, endişeli.
 Korku merkezli ve risk almayı sevmeyen.
 Her şeyin planlı olma isteği gerginlik oluşturur. (planlarının bozulması onları
öfkelendirir. Sorumluluk aldıklarında herşeyin planlı olmasını isterler.)

 6'lar kendilerini geliştirdiklerinde;


Endişelerini dizginlediklerinde daha başarılı olabildiklerini öğrenirler. Bu sayede hata
yapma oranlarını da en aza indirirler. Olayları zihinsel olarak, geniş bir perspektifte
değerlendirme kabiliyetleri vardır. Bu da onların tehlikeyi önceden fark etmelerini ve
sorunları çözümlemelerini sağlar. Güven verici yapıları, sosyal sorumluluk hisleri ile
çevrelerinde olumlu ilişkiler kurarlar. 6'lar tam bir takım oyuncusudur, insanlarla verimli bir
şekilde çalışırlar. Yaptığı işte gelişmek ve büyümek için risk alırlar ama yaş tahtaya da
basmazlar.

2.6.7. Yedi Numaralı Kişilik Tipi: Ehl-i Keyf

53
 Genel Özellikler:

1.Acıdan ve zorlanmalardan hoşlanmam. Daha çok bana zevk verecek olan faaliyetlere
yönelirim.
2.Geçmişi pek düşünmem. Geleceğe odaklanırım, ilginç ve sıradışı fikirler üretirim.
Bu fikirlerimle çevremdekileri heyecanlandırırım.
3.Eğlenceyi severim. İyimser bir bakış açısına sahibim. Can sıkıntısına tahammül
edemem.
4.Birbirinden farklı olan konular arasında bağlantı kurmaktan ve özgün
ilişkilendirmeler yapmaktan hoşlanırım. Güçlü bir vizyonum vardır.
5.Dikkatimi genellikle keyif ve coşku verecek ilgin. fikirlere odaklarım. Bu konuda
maymun iştahlı olduğumu söylerler.
6.Aktif ve sosyal bir insanım, heyecanlı, coşkulu ve esprili konuşmalar yapmaktan ve
bu şekilde insanların ilgisini çekmekten hoşlanırım.
7.Seyahat etmekten, yeni insanlarla tanışmaktan, tatile çıkmaktan, yeni bilgiler
öğrenmekten zevk alırım. Hayatı dolu dolu yaşarım.
8.Sempatik tavırlarımla ve esprili konuşmalarımla gerginlikleri giderir ve ortamı
yumuşatırım. İnsanlar benle sohbet etmekten keyif alırlar.
9.Katı kurallardan, hiyerarşiden, baskıdan ve bürokrasiden hoşlanmam. Bu tip
ortamlarda çalışırken çok zorlanırım.
10.Strese girdiğimde o heyecanlı insan gidiyor, birden ciddileşiyorum içime
dönüyorum.
11.Hayal gücümün çok yüksek olduğunun farkındayım. Çünkü gözümün önünde sık
sık fırsatlar, fikirler canlanır.
12.Tek bir gerçekle sınırlanmaktan nefret ederim. Herhangi bir iş yapmanın onlarca
yolu olduğuna inanırım.
13.Yeni girdiğim çevrelerde bile pozitif enerjimi hemen yayar, esprili ve heyecanlı
konuşmalarımla insanları etkilerim.
14.Bence dünya fırsat ve seçeneklerle doludur. İyimser bir bakış açısına sahip
olabilirseniz bu fırsatları daha iyi değerlendirebilirsiniz.
15.Çevremdeki insanlara yardım etmeyi seviyorum. Çeşitli vakıflarda ve derneklerde
gönüllü olarak yer almayı tercih ediyorum.

 7'leri strese sokan şeyler:

54
 Hedeflerime ulaşmama engel olan sınırlamalar, katı kurallar.
 Birilerinin beni yapmak istemediğim bir iş için zorlaması.
 Haksız yere çevresindeki insanları suçlayanlar.
 Hiyerarşinin çok belirgin olduğu ortamlarda çalışmak ve bulunmak bende stres
yapar.

 7'lerin düşebileceği hatalar:


 Sürekli eğlenceli seçenekler aramalarının temelinde yatan, sorumluluklardan
kaçış olabilir.
 Olaylara sürekli olarak pembe gözlüklerle baktıklarından negatif yönleri ve
olası tuzakları göremiyorlar. Bu da daha sonra yeni sorunların çıkabileceği
sinyallerini veriyor.
 Bir çok projeyi düşünüyorlar ve hatta bazılarını başlatıyorlar ama
konsantrasyon sorunu yaşadıklarından ve zorluklara göğüs geremediklerinden
işin sonu gelmeyebilir.
 Uzun dönemli odaklanma yetenekleri olmadığından, maymun iştahlılık yapıp
bir proje bitmeden diğerine atlayabilirler.
 Her konu hakkında bir şeyler biliyor olabilirler ama bir konu hakkındaki her
şeyi bildikleri söylenemez.
 İletişim kurarken aktif olarak dinlemeyip daha çok "Ben ne söyleyeyim"
düşüncesindedirler. Bu nedenle iletişimde problemler yaşanabilir.
 Ortamı ve kişilerin duygularını dikkate almadıklarından ağızlarına gelen lafları
rahatlıkla söyleyebilirler. Fazlasıyla açık sözlü olurlar.

 7'lerin iş yapma tarzı:


 Zihinsel yönleri güçlü olduğundan sürekli yeni fikirler ve projeler üretirler.
 Hitabet yönleri güçlü ve etkileyicidir. Bu da onlara inandırma, motive etme ve
kitleyi bir hedefe bağlayabilme gücü veriyor. Bu nedenle onlar doğal moral ve
motivasyon kaynağıdır.
 Farklı fikirler arasında zihinsel yolculuklar yaptıklarından ve çeşitli bağlantılar
kurmaya çalıştıklarından sorduğunuz sorulara kısa ve net cevaplar alamazsınız.
Sorulan konuyu çok geniş bir yelpazeden ele alırlar. Konudan konuya geçerek

55
sorunun kaynaklandığı ve bağlantılı olduğu alanları gösterirler. Bu esnada da
siz büyük ihtimalle sorduğunuz soruyu çoktan unutmuş olursunuz.
 Yeni fikirlere açık olmaları onların daima gündemde kalmalarını sağlar.
 Elde var olan bilgiyi yeniden sentez etme yetenekleri vardır.
 Olayları sıra dışı ve ilgi çekici bir şekilde yorumlama potansiyelleri hemen
göze çarpmaktadır.

 Güçlü Yanları:
 Vizyoner, yenilikçi ve kaşif.
 Farklı farklı düşünceler üreten beyin... Bir çok konuyu yorumlayarak sıra dışı
fikirler üretirler. Hiç kimsenin o an düşünmediği bir fikir ortaya çıkartırlar.
 Heveslidirler, kolay kolay tatmin olmazlar. Sürekli yeni şeyler deneyerek
hayattan zevk almak isterler.
 Eğlenceli tiplerdir. Bulundukları ortamda bir gerginlik varsa, esprili tavırlarıyla
havayı hemen değiştirirler.

 Zayıf Yanları:
 Kolaycılığa kaçmaları ve maymun iştahlılıkları.
 İşin sonunu düşünmeyen başına buyruk tipler.
 Kabına sığmayan 7‘lerin yaptığı espriler bazen pahalıya mal olabilir.
 İletişim kurmayı çok sevmelerine rağmen iyi bir dinleyici değildirler. Konuları
daldan dala atlayarak uzunca anlatmayı severler. Buda iletişim problemlerine
yol açabilir.
 Her zaman daha fazlasını istemeleri... Daha mutlu olmak için daha fazla paraya
ihtiyaç duyabilirler. Buda onları açgözlü ve maddiyatçı yapabilir.

 7'ler kendilerini geliştirdiklerinde;


Birçok projesini hayata geçirir ve iş takibi yaparak sonuca ulaşırlar. Zihinsel
yönlerinin kuvvetli olması yanında pratik ve üretken yapıları ile çevrelerinde sevilen insanlar
olurlar. Kişilik grupları arasında en yetenekli grup 7’lerdir. Çok olgun ve zekidirler. Bunun
nedeni, dışa dönük olmaları ve dikkatlerini, enerjilerini dış dünyaya yönlendirmeleridir.
Son derece iyimser olan 7'ler çok esnektirler. Başarısızlıklar karşısında uzun süre

56
üzüntü yaşamazlar. Hayatı bir ilham kaynağı gibi görüp, her şeyden bir güzellik çıkarmayı
bilirler.

2.6.8. Sekiz Numaralı Kişilik Tipi: Reis

 Genel Özellikler:
1.Güçlü olmak ve kontrolü elimde bulundurmak isterim.
2.Haksızlıkları hemen fark ederim ve düzeltmek isterim.
3."Ya hep, ya hiç" şeklinde bir hayat felsefem vardır.
4.Zayıf yönlerimin bilinmesinden hiç hoşlanmam.
5.Kendimi ve çevremdekileri koruyacak gücü içimde hissediyorum.
6.Kendi alanımda hâkimiyet ve kontrol daima bendedir. Alanıma giren herkes bu gücü
hisseder.
7.Zayıf ve belirsizlikten nefret ederim. Genellikle içimden geldiği gibi konuşurum.
Çekinmeden doğru olanı söylerim.
8.Bağımlılıktan ve özgürlüğümün kısıtlanmasından nefret ederim. Kontrol ettiğim
alana girilmesinden hoşlanmam. İstediğim şekilde hareket ederim.
9.İnsanları yönetecek, organize edecek ve belli bir hedefe doğru sevk edecek gücü
içimde hissediyorum. Doğuştan bir liderlik ruhum var.
10.Çevremdekiler beni cesur, kendine güvenen, kol kanat geren, masumları koruyan,
dirayetli ve kararlı biri olarak tanımlarlar.
11.Sık sık mazeret üretenlerden ve açık sözlü olmayan kişilerden hoşlanmam.
12.Büyük riskler alırım. Girişimciyim.
13.Hiç yorulmadan çok uzun süre çalışabilecek enerjiye, dayanıklılık ve azme
sahibim.
14.Bulunduğum ortamlarda genellikle ilgi odağı olurum. Fikirlerimden bahsederim ve
insanların dikkatlerini üzerime çekerim. Bunlardan zevk alırım.
15.Strese girdiğimde kabuğuma çekilip, derinlemesine düşünür ve olayları analiz
ederim.

 8'leri strese sokan şeyler:


 Çevremde gördüğüm haksızlıkları düzeltememek.
 Sınırlarımı sonuna kadar zorlayarak çok fazla çalışmak ve acıyı hiçe saymak.

57
 Özgürlüğümü sınırlayan kurallar.
 Beni dikkate almayanlar, söylediklerimi yapmayanlar.
 Kendi alanımdaki olayları ve kişileri kontrol edememek.
 Başkalarına muhtaç olmak.

 8'lerin düşebileceği hatalar:


 Öfkelendiklerinde kendilerini kaybedip çevrelerindeki insanlara zarar
verebilirler.
 Bazen nezaket sınırlarını zorlayıp karşı taraf üzerinde olumsuz bir imaj
bırakabilirler.
 Çevrelerindeki insanlar üzerinde baskı ve korku oluşturabilirler.
 Bir işe giriştiklerinde gözü kara girdiklerinden acele ve hızlı karar verebilirler.
Bu da beraberinde çeşitli problemler getirebilir.
 Karşı görüşlere pek tahammülleri olmadığından, genellikle, sessiz, sakin etliye
sütlüye dokunmayan insanlar 8'lerin etrafında toplanırlar. Sivri dilli, eleştirel
yönü olan ve farklı bakan insanlar 8'lerin yanında barınamazlar.
 Geri bildirim almakta çok zorlandıkları için çevredeki insanların
deneyimlerinden ve hatalarından ders almazlar. Ancak hatayı kendileri
yaptıktan sonra ders alırlar. Bu da onlara pahalıya patlayabilir.

 8'lerin iş yapma tarzları:


 Çok yüksek seviyede bir iş enerjileri vardır. Rekabeti ve zorlukları severler.
Gerektiğinde inisiyatif almaktan çekinmezler.
 Lider ruhlu kişiler olduklarından, insanları koordine eder, onlara yön gösterir
ve işlerin yürümesini sağlarlar.
 İşlerini çok ciddiye alırlar. Sorumlu oldukları alana hakimdirler. Gerektiğinde
müdahale edebilmektedirler.
 İnandıkları doğruları sonuna kadar savunurlar, dürüsttürler ve doğrudan
iletişim kurarlar.
 Büyük işlere taliptirler. İdealisttirler
 Herkesin strese girebileceği zor koşullar altında bile soğukkanlı kalmayı
başarırlar.
 Ekibini kurar ve ekip arkadaşlarına sahip çıkarlar.

58
 Ekibini ateşler ve yüreklendirirler.

 Güçlü Yanları:
 Güçlü, kararlı ve gözü kara.
 Yüzleşme cesaretleri yüksektir. Haksızlıkları fark eder ve üzerine giderler.
 Dürüstlük.
 İşkolik.
 Büyük düşünen.
 Esprili ve sevecen.
 Kendine güvenen.

 Zayıf Yanları:
 Zorlayıcı, kaba ve bencil.
 Öfkelendiklerinde kendilerini kaybederler.
 Gelişmiş egoları hataları ve zayıflığı kabul etmez.

 8'ler kendilerini geliştirdiklerinde;


Çok güçlü bir iş enerjilerinin olması, kararlılıkları ve insanları yönetebilme
becerilerinin farkına varır, bulundukları ortamda lider olurlar. Bütün kişilik tipleri içinde en
azimli olanlar 8’lerdir. Adil çerçevede problemleri çözmek ve insanların haklarını korumak
onların işidir.

2.6.9. Dokuz Numaralı Kişilik Tipi: Arabulucu

 Genel Özellikler:
1.Genellikle insanların isteklerine duyarlı olup onları memnun etmeye çalışırım.
2.Huzur ve sükûneti korumak için elimden gelen her şeyi yaparım.
3.Tüm bilgileri toplamadan karar vermem. Çünkü hızlı verilen kararlarda beklenmedik
sonuçlar alabilirim. Bu da beni rahatız eder.
4.Riske girmekten hoşlanmam. Her şeyin önceden kestirilebilir olması için elimden
geleni yaparım.
5.Rutin içinde akıp giden olaylardan hoşlanırım.

59
6.Çevremde beni çağıran kişilere cevap veririm. Dikkatimi kendimden çok
başkalarının gündemi ve isteklerine yöneltirim.
7.En çok kaçındığım şeyler çatışma ve mücadelelerdir. En çok aradığım şey ise huzur
ve barıştır.
8.Çevremdeki insanları yargısız olarak dinlerim. Empati kurarım. Destek olurum. Bu
yüzden derdi olan bana gelir. Herkes derdini benle paylaşır. Benim doğal bir terapist olduğum
söylenir.
9.Her görüşten insanlarla iletişim kurabilirim. Çünkü herkesi kendi konumunda kabul
etmek gerektiğine inanırım.
10.Herkesin eşit bir şekilde konuşabilmesinin ve hareket etmesinin yararlı olacağına
inanıyorum. Bürokrasiden, hiyerarşiden ve katı kurallardan hoşlanmam.
11.Benim en önemli önceliğim uyumdur. Bu yüzden kolay kolay kızmam ve
bağırmam. Sesimi yükseltmem.
12.Nabza göre şerbet veririm. Herkesin duymaktan hoşlanacağı tarzda konuşurum.
İletişimde de esnek olmaya çalışırım.
13.Rahatsızlıklardan ve zorlanmadan kaçınırım. Bu yüzden yapmam gereken bazı
işleri sürekli ertelerim.
14.Sakin, uyumlu ve hoşgörülüyüm. Gülmeye ve eğlenmeye zaman ayırırım.
15.Geçmişi unutup geleceğe odaklanmayı tercih ederim.

 9'leri strese sokan şeyler:


 Baskıya maruz kalmak ve başkaları tarafından kontrol edilmek.
 Hızlı karar almak zorunda kaldığım durumlar.
 Birine hayır deyip o kişinin kızgınlığıyla yüzleşmek.
 Başkalarının gündemi ve istekleriyle gereğinden fazla ilgilenmek.
 Değersiz muamelesi görmek.
 Mücadele ve çatışmalarla yüzleşmeye zorlanmak.
 Rutinin bozulması ve kötü sürprizler.

 9'ların düşebileceği hatalar:


 Kendi ihtiyaçlarını ve önceliklerini ihmal edip başkalarının gündemiyle fazla
meşgul olabilirler.
 Değersiz olduklarını hissetmek gelişimlerini engelleyebilir.

60
 Kendi tutum ve isteklerini dile getirmemeleri onlara zarar verebilir.
 Öfkelerini içlerine atmaları sağlıklarını bozabilir.
 İnsiyatif almaları gereken zamanlarda pasif kalıp hiçbir şey yapmamaları
belirsizlik ve durağanlığa yol açabilir.
 Kolay kolay hayır diyemedikleri için altından kalkmakta zorlanacakları sözler
verebilirler.
 Nabza göre şerbet verdiği için, bazen ne demek istediği anlaşılmayabilir. Bu da
kafa karışıklığına yol açabilir.
 Karar verme ve harekete geçme konularında yavaş olduklarından bazı fırsatları
kaçırabilirler.

 9'ların iş yapma tarzları:


 Farklı görüşler arasındaki ortak noktaları bulup kırgınlıkları ve tartışmaları
bitirip verimli ortamlar oluşturma konusunda yeteneklidirler.
 Toplantılarda herkese eşit derecede söz hakkı verip karar aşamasında herkesin
görüşlerini hesaba katarlar. Bu da onları ekip arkadaşları tarafından sevilen ve
güvenilen bir konuma yükseltmektedir.
 İş hayatında kolay kolay rastlanmayacak kadar yumuşak, saygılı ve mütevazi
bir patron olurlar.
 En zor ve acil durumlarda dahi olaylardan fazla etkilenmiyorlar.
Soğukkanlılığını ve objektifliğini her zaman koruyabiliyorlar. Bu nedenle
çevrelerindeki insanlar sık sık onlara danışırlar.
 Bir konu hakkında karar verip uygulamaya geçmeden önce o olayın artısını
eksisini çok iyi kavrarlar. Çok boyutlu değerlendirme yapıp tedbirli bir şekilde
hareket ederler.

 Güçlü Yanları:
 İyimser, huzur veren ve yardımsever.
 Olayların pozitif ve geliştirici yönlerini gören.
 İnsanlarla kurabildiği iyi iletişim.
 Soğukkanlı, sakin ve uyumlu.
 Barışçı, arabulucu ve esprili.

61
 Zayıf Yanları:
 İhmalkâr.
 İlgisiz (sorgulayıp bazı şeyleri değiştirmektense var olduğu gibi kabullenip
bunun tadını çıkarmayı tercih ederler.)
 Başkasını örnek alarak ve onunla özdeşleşerek kendi gerçeklerinden
uzaklaşabilirler.
 Değişiklerden korktuklarından hayatlarına zorla giren değişikliklere karşı
saldırgan olurlar. Endişeli ve tedirgin olmak 9'ları korkutur.

 9'lar kendilerini geliştirdiklerinde;


9'lar en iyi zamanlarında çok sakin olmakla birlikte çok canlı ve enerjiktirler.
Mütevazidirler, üstünlük kompleksi taşımazlar. Karşıdakine daima saygılıdırlar. Takdire
şayan bir nezakete sahiptirler. Bu sebeplerden dolayı insanlarla ilişkileri tatmin edici olur.

Her biri komşularından çekim alabilir. Bunun yanında kişilik tipleri geçişler yaparak
birbirlerinden bazı özellikler alırlar.

Şekil1.2. Kişilik Tipleri Geçiş Şeması

62
 1-4-7 birbiri arasında bir gruptur.(Örneğin;7'ler işlerinde 4 gibi yaratıcı ve 1 gibi ciddi
ve düzenli olabilirler.)
 3-6-9 birbiri içinde çekim alır. (6'lar işlerini 3 gibi yaparken sosyal çevrede de
arabulucu tavrı sergilerler)
 2-8 (yardımsever kişilik tipine sahip biri öfkelendiğinde reis karakterine dönüşür.)

Gözlem yeteneklerimiz sayesinde birçok kişilik tipinden çekim alarak güçlü


yanlarımızı arttırabiliriz. 21

2.6.10. Friedman ve Rosenman’a Göre Kişilik Tipleri

 A Tipi Kişilik Özelliğinde Olan İnsanlar

 Zamanla sürekli boğuşan,


 Hareketli,
 Kısa sürede birçok işi başarmaya çalışan,
 Birçok işi aynı anda yapmaya çalışan,
 Rekabetçi,
 Saldırgan ve aşırı duyarlı,
 Sabırsız, telaşlı, hızlı konuşan tiplerdir.

 B tipi Kişilik Özelliğinde Olan İnsanlar

 Zamanı önemsemeyen,
 Hareketsiz,
 Kısa sürede bir tek işi başarmaya çalışan,
 Birçok işi aynı anda yapmaya çalışmayan,
 Rekabeti sevmeyen,
 Sakin ve fazla duyarlı olmayan,
 Sabırlı, telaşsız tiplerdir.

A tipi kişilik özelliklerine daha fazla eğilimli olanların orta ve alt kademelerde;
21
(Kişilik Tipleri Üzerine), http://dndenbgndenyrndan.blogspot.com/p/kisilik-tipleri-uzerine.html

63
B tipi kişilik özelliklerine daha fazla eğilimli olanların ise üst kademelerde başarı şansı
yüksektir.

2.6.11. Rotter’in Kişilik Sınıflandırması

Rotter kişilik tiplerini “denetim odağı” kavramı açısından ele almıştır. Denetim odağı
kavramına göre, bireylerin kişilikleri başlarına gelen olayları, yaşadıkları başarı ya da
başarısızlıkları ya kendi içlerinde ya da dış faktörlerde aramaları açısından iki gruba
ayrılmaktadır. Denetim odağını kendi içinde algılayanlara “içten denetimli” dış faktörlerde
algılayanlara ise “dıştan denetimli” denilmektedir.

 İçten denetimliler:
 Amaçlarına ulaşmada daha etkilidirler,
 Daha yaratıcıdırlar,
 Kişisel ilişkilerde daha rahat ve başarılıdırlar,
 Katılımcı yönetim tarzına daha olumlu yaklaşırlar,
 Diğerlerini etkileme güçleri fazladır.

 Dıştan denetimliler:
 Endişeli, saldırgan, dogmatiktirler,
 Başkalarına karşı güvensiz ve şüphecidirler,
 Başarıdan çok başarısızlık korkusuyla ilgilenirler.

2.6.12. İş Hayatında Karşılaşılan Ofis Kişilikleri

 Lokomotif: İşlerle ilgili olumsuz havayı ve negatif etkiyi çevresindekilerin üzerine


püskürten bu tipler çalışılması en zor insan tipidir.
 Buz Adam: Bu tipler değişime karşı, yeniliğe kapalı ve ısrarcı insanlardır. Değişimi
istemediklerini anında dile getirmeseler de kesinlikle bir şekilde karşı çıkarlar.
 Benim İşim Değilci: Kendi yetki ve sorumluluk alanına giren işlerin dışında hiçbir işe
elini sürmeyen bu tiplerin bir miktar komplekse sahip oldukları söylenmektedir.

64
 Pesimist: Her şartta her şeyden olumsuz bir yan bulmaya adaydır. En sevinilmesi
gereken durumlarda bile kafayı takacak bir şey bulurlar. Çalışma tarzı, “bu tünel hiç
bitmez” şeklindedir.
 Mükemmeliyetçi: Yapılan her işin kusursuz olması gibi bir saplantı içinde çalışırlar.
Onların yaptığı ya da yaptırdığı her iş eksiksiz olmalıdır.
 Olmazcı: Bu tip insanlar ne kadar üretici fikir ileri sürülürse sürülsün, kabul
etmemeye baştan hazırlıklıdır.
 Ağlak: En ilginç ofis tiplerinden biridir. Çok itibarlı mevkilere gelen insanlarda dahi
görülebilen bu tutum, kişinin en ufak bir olumsuz tepki görmesi durumunda ortaya
çıkar. Sinirleri çabuk bozulan “ağlak” hemen odasına kaçar ve çevresine küser.
 Kurban: İşe herkesten önce gelip, herkesten geç çıkan; diğerlerinin yetiştiremediği
işleri üzerine alan ancak tüm bunları hoşnut olmadan yapan bir kişiliktir. İşletmeye
verdiklerinin karşılığını alamadığından şikâyet eder.
 Mikro: İşin aslını unutup anlamsız detaylar içinde boğulan tipler bu sınıfın üyesidir. 22

Kaynakça
BAYDAR, A. T. (tarih yok). İnsan İlişkileri ve Davranış. 09 28, 2013 tarihinde
http://www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/sosyalbilimler/iuwebson/turgutbaydar07guz/
davranis.pdf adresinden alındı
ÇELİK, B. (tarih yok). İnsanları okumak ve insan davranışlarını çözümlemenin yolları. 09 29,
2013 tarihinde http://fistikyesili.com/2010/09/20/insanlari-okumak-bolum-1/
adresinden alındı
Davranış Bilimlerinin Tanımı ve Önemi. (tarih yok). 09 28, 2013 tarihinde
http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1170/file/Behaviour.pdf adresinden alındı
İnsan Davranışları. (tarih yok). 09 29, 2013 tarihinde
http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/insan_davran%C4%B1%C5%9Flar%C4%B1
adresinden alındı
Kişilik Tipleri. (tarih yok). 09 30, 2013 tarihinde http://www.msxlabs.org/forum/psikoloji-ve-
psikiyatri/193747-kisilik-tipleri.html adresinden alındı
Kişilik Tipleri Üzerine. (tarih yok). 09 30, 2013 tarihinde
http://dndenbgndenyrndan.blogspot.com/p/kisilik-tipleri-uzerine.html adresinden
alındı
KOTTAK, C. P. (2008). Antropoloji İnsan Çeşitliliğine Bir Bakış. Ankara: Ütopya Yayınevi.

22
(Davranış Bilimlerinin Tanımı ve Önemi), http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1170/file/Behaviour.pdf

65
KÖSE, M. M. (tarih yok). Davranış Bilimleri. 09 28, 2013 tarihinde
http://www.genbilim.com/content/view/1615/90/ adresinden alındı
Renklerin İnsan Davranışı ve Psikolojisi Üzerindeki Etkileri. (tarih yok). 09 30, 2013
tarihinde http://www.wikiturk.net/Madde/33031/renklerin-insan-davranisi-ve-
psikolojisi-uzerindeki-etkileri adresinden alındı
TUTAR, H. (tarih yok). Davranış ve Davranışın Boyutları. 09 28, 2013 tarihinde
http://www.canaktan.org/yonetim/kurumsal-davranis/boyutlar.htm adresinden alındı
YÖRÜK KARAKILIÇ, N. (tarih yok). Kişilik ve Davranış. 09 30, 2013 tarihinde
https://www.google.com.tr/url?
sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=21&cad=rja&ved=0CCsQFjAAOBQ&url=
http%3A%2F%2Fblog.aku.edu.tr%2Fnilyoruk%2Ffiles
%2F2012%2F01%2FDAVRANI%25C5%259E-5.-B%25C3%25B6l
%25C3%25BCm.pptx&ei=RVlIUuW3McfIsga0v4DoCw&usg=AFQjCNHfKzD1LH
Eg adresinden alındı

66

You might also like