You are on page 1of 2

Dede Korkut Hikayeleri, Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya geçiş süreci ile ilgili

önemli bilgiler içerir.


Bu hikayeler, Türklerin tarihi, kültürü, inançları ve yaşam tarzı gibi konuları ele
alır.
Ayrıca, bu hikayeler Türklerin kendi aralarındaki ilişkilerini, aile yapılarını ve
toplum yapısını da yansıtmaktadır.
Türk edebiyatı tarihinde önemli bir yer edinen ve hala okunmaya ve anlatılmaya
devam eden bir eser olarak kabul edilir.
Bu hikayeler, Türklerin tarihine ve kültürüne ilişkin önemli bilgiler veren ve
Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya geçiş sürecini anlatan masal ve efsanelerden
oluşur.

Dede Korkut Hikayelerinde Türk Kültür ve Medeniyetine Dair Unsurlar :

Dede Korkut Hikayeleri, Türk kültür ve medeniyetine ait önemli unsurları içerir ve
bu unsurlar
Türklerin tarihine, kültürüne, inançlarına ve yaşam tarzına ilişkin önemli bilgiler
verir.

Türklerin inançları: Dede Korkut Hikayeleri, Türklerin inançlarına ilişkin önemli


bilgiler verir.
Dede Korkut Hikâyelerinde Tanrı ve peygambere olan inanç sürekli dile getirilmekte,
tüm hikâyeler Tanrı’ya olan inancın vurgulanmasıyla sona ermektedir.
Kazılık Koca Oğlu Yiğenek Hikâyesinde Tanrı’ya olan inanç aşağıdaki gibi dile
getirilmektedir:
Yücelerden yücesin,
Kimse bilmez nicesin
Değerli Tanrı!
Sen atadan olmadın
Sen anadan olmadın
Kimsenin rızkını yemedin
Kimseye güç etmedin
Sen her yerde bir teksin
Sen Allah’ım yükseksin.
Bu hikayeler, Türklerin Tanrı'ya olan inançlarını yansıtır.

Türklerin aile yapısı: Dede Korkut Hikayeleri, Türklerin aile yapısını yansıtır ve
Türklerin kendi aralarındaki ilişkileri anlatır.
Örneğin; Dirse Han Oğlu Boğaç Han Hikâyesinde Dirse Han’ın eşine seslenişi eşine
verdiği değeri göstermektedir.
Beri gel başımın bahtı, evimin tahtı
Evden çıkıp yürüdüğünde selvi boylum,
Kara saçı topuğuna sarmaşanım,
Kurulu yaya benzer çatma kaşlım.

Kazan Bey’in Oğlu Uruz Bey’in Tutsak Olması Hikâyesinde de geçen aile bireylerini
koruma ile ilgili bir alıntıya yer verilmektedir. Uruz Bey;
Vazgeç baba geri dön,
Altın büyük evine atını sür git,
Đhtiyar anama umut ol,
Karagözlü kız kardeşimi ağlatma,
Đhtiyar anamı sızlatma!
Oğul için atanın ölmesi ayıp olur,
Yaradan hakkı için baba
Vazgeç de eve git.
söylemleriyle babasının kendisini kurtarmak için tehlikeye düşmesine engel olmak
istemekte, babasının varlığının annesi ve kardeşi için önemine değinmektedir.
Bu hikayeler, Türklerin aile yapılarını ve toplum yapısını yansıtır.
Türklerin savaş ve cengâverlik anlayışı: Dede Korkut Hikayeleri, Türklerin savaş ve
cengâverlik anlayışını yansıtır.
Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması Hikâyesinde Uruz’un annesinin namusunu koruma
uğruna ölümü göze alıp, ölümden korkmaması aşağıdaki biçimde yer almaktadır.
Hey ana!
Arap atların öldüğü yerde
Bir tay ölemez mi?
Kızıl develerin öldüğü yerde,
Bir deve yavrusu ölemez mi?
Akça koyunların öldüğü yerde
Bir kuzucuk ölemez mi?
Sen sağ ol kadın ana, babam sağ olsun
Bir benim gibi oğul bulunmaz mı?
Bu hikayeler, Türklerin savaş ve cengâverlik konusundaki değerlerini ve inançlarını
anlatır ve Türklerin savaşçı kültürüne ilişkin önemli bilgiler verir.

You might also like