You are on page 1of 5

Mısırlılar Hakkında Kısaca Özet Bilgi

Antik Mısır medeniyeti, tarihin derinliklerine uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. MÖ 6. yüzyılda
Pers hükümetinin etkisi altına girmiş ve daha sonra Makedon kralı İskender'in egemenliğine
girmiştir. "Mısır Uygarlığı", "Nom" olarak adlandırılan şehir devletleri biçiminde organize
olmuştur. Mısır'ın birleşmesini sağlayan ilk hükümdarlarından biri Kral Menes'tir ve bu birleşme,
Mısır tarihinde önemli bir dönemin başlangıcını işaret eder.

Mısır medeniyeti, tarih boyunca siyasi yapı ve liderler açısından önemli bir evrim geçirmiştir.
Özellikle Kral Menes Dönemi'nden itibaren Mısır kralları, " ravun" unvanıyla anılmış ve tanrı-kral
olarak kabul edilmiştir. Bu tanrı-kral inanışı, Mısır'da hukukun gelişmesini yavaşlatmış, dini dayalı
hukuk kurallarının yaygın olduğu bir toplum yapısına yol açmıştır.

Antik Mısır Uygarlığı, MÖ 1280'de Hititlerle imzalanan Kadeş Antlaşması gibi tarihteki ilk yazılı
anlaşmaya imza atmıştır. Sosyal sını aşma gözlemlenmiş ve hiyeroglif adı verilen resimli yazı
kullanılmıştır. Bu yazılar, papirüs adı verilen bitki yapraklarından yapılan kağıtlara yazılmıştır.
Ayrıca, Mısır, ölümden sonraki hayata inandığı için mumyacılık (tahnit sanatı) geliştirmiştir.

Mısır medeniyeti, muhteşem piramitlerin yanı sıra halk arasında "labirent" olarak bilinen mezarlar
inşa etmiştir. Bölgedeki dini inançlar ve ekonomik uğraşlar, bilimsel gelişmelerin temelini atmış ve
matematik, geometri, astronomi, tıp ve eczacılık gibi alanlarda ilerlemelere yol açmıştır. Ayrıca,
Mısırlılar güneş yılına dayalı takvimi ilk kullanan topluluklardan biri olmuşlardır.

Mısır uygarlığı, ordusuyla yerel askerî birimler ve paralı askerlerden oluşmuş ve merkezi bir
yönetim altında organize olmuştur. Firavunlar, tanrı-kral olarak kabul edilmiş ve ülkeyi politik,
ekonomik ve dini açıdan yönetmiştir. Büyük Piramitleri inşa ettiren Keops, Nefertiti, Hatshepsut ve
Tutankhamun gibi ünlü ravunlar, Mısır tarihinde önemli roller oynamıştır.

Antik Mısır medeniyeti, sanat, mimari ve yazı sistemleri açısından büyük bir ilerleme kaydetmiştir.
Mısırlılar, heykelcilik, resimcilik, fresk ve kabartma sanatında ustalık göstermişlerdir. Ayrıca,
hiyeroglif adı verilen karmaşık bir yazı sistemi geliştirmişler ve bunu taşlar, papirüsler ve anıt
duvarları üzerinde kullanmışlardır.

Mısır medeniyeti, güçlü bir kültürel ve bilimsel mirasa sahiptir ve insanlık tarihine büyük bir katkı
yapmıştır. Bu medeniyetin zengin tarihi ve kültürel mirası, hala dünya çapında büyük bir ilgi
uyandırmakta ve tarihçiler, arkeologlar ve bilim insanları tarafından incelenmektedir.

Mısır Uygarlığı (Mısır Medeniyeti) Özellikleri Maddeler Halinde

• MÖ 3200'lerde “Menes” siyasi birliği sağlamıştır.


• Tarım ve hayvancılık başlıca geçim kaynağıdır.
• NOM adı verilen şehir devletleri halinde örgütlenmişlerdir
• MÖ 525’de Pers İstilasına kadar 26 sülale görev yapmıştır.
• MÖ 333’te Helen imparatorluğunun krallığı Büyük İskender tarafından istila edilmiştir.
• Yöneticilerine Firavun denilir ve “Tanrı - Kral” anlayışı görülmüştür.
• Mısırlılar ahiret inancına sahip olduklarından dolayı ölülerini mumyalamışlardır.
• Devlet yönetiminde Firavun’un yanında Kâtip denilen devlet memurları vardır.
• Yönetim illere ayrılmış ve her birine “Nom” denilmiştir.
• Coğra konumu Mısır’ın özgün bir medeniyete sahip olmasını sağlamıştır.
• Arabalı ve yaya olmak üzere ikiye ayrılan Firavun emrinde güçlü ve disiplinli orduları
vardır.
fi
fi
fl
fi
• Çok tanrılı inanışları olup Amon - Ra en büyük tanrıdır. Ölümden sonraki hayata inanışları
mumyacılık ve tıp alanında ilerlemelerine sebep olmuştur.
• Firavunlar için yapılan ve “Piramit” denilen tapınaklar önemli mimari eserleridir. “Keops
Piramidi” en önemlilerindendir. Kamakve Lüksor tapınakları ünlüdür.
• Nil nehrinin taşkınlık sürelerini hesaplayabilmek için astronomi ve matematikte
ilerlemişlerdir. Bu sebeple güneş yılı esaslı takvimi icat etmişlerdir.
• Matematik'te Pi sayısını bugünkü değerine çok yakın olarak hesaplamışlardır.
• Kendilerine özgü hiyeroglif yazıyı kullanmışlar ve papirüs kağıdını icat etmişlerdir.
• Mısır ile Hititler arasında MÖ 1280'de ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşması yapılmıştır

Antik Mısır Uygarlığına İlişkin Uyarılar:

I. Nil Nehri'nin taşkınlık sürelerini ölçmek için Miladi Takvim'in ilk halini oluşturmuşlar; 1 yıl 360
gün, 1 ay 30 gün ve yılı dörder aylık üç mevsime ayırmışlar; matematik ve astronomi bilimini
geliştirmişlerdir.

II. Nil Nehri’nin taşkınlıkları sonucu toprak kayıplarını ölçmek için p (pi) sayısını bulmuşlar, alan
ve hacim hesaplamaları yapmışlar, matematik ve geometri bilimlerine öncülük etmişlerdir.
İhtiyaçlar; bilimsel gelişmelere ortam hazırlayıcı bir etkendir.

III. Mısır'da ravunlar, Amon Ra olarak bilinen "Güneş’in Oğlu” olarak görüldükleri için tanrı
olarak görülmüşlerdir. Firavunların buyrukları “Tanrı buyruğu” olarak görülmüş ve hukuk çok
gelişmemiştir.

IV. Tanrı olarak görülen Firavunları ölümsüzleştirmek için anıt mezarlar olarak bilinen piramitler
inşa etmişler; Firavunları mumyalayarak (tıp, eczacılık) anıt mezarlara defnetmişlerdir.

V. Mısır Medeniyeti başka medeniyetlerden fazla etkilenmemekle birlikte kendisi birçok medeniyeti
etkilemiştir. Bunun sebebi etrafının çöllerle ve denizlerle kaplı olması ve medeniyetin Nil Nehri
etrafında şekillenmesidir.
fi
Mısır Uygarlığı'nda Kurulan Hanedanlar, Devletler ve İmparatorluklar

Ünlü Yunan tarihçi Herodotos, “Mısır Nil’in armağanıdır.” der. Nil Orta Afrika’nın dağlarında doğar
ve yaklaşık 6671 km akarak Akdeniz’e dökülür. Son 960 km, Mısır’dır. Mısır, aslında Nil Vadisi,
delta ve etrafındaki birkaç vahadan oluşur. Nil Vadisi, kuzeyde deniz; güneyde kataraktlar ve balta
girmemiş ormanlar, bataklık bölgeler; doğu ve batıda çöller tarafından korunduğundan korunaklı bir
bölgeydi.

Mısır uygarlığı İlk Çağ’daki diğer uygarlıklara göre daha özgün bir kültürdür. Bunun nedeni
Mısır’ın coğra koşullara bağlı olarak istila ve göçlere kapalı olmasıdır. Mısır medeniyeti Tarih
Öncesi Dönemleri sırasıyla yaşamıştır.

a- Mısır'da Erken Hanedan Dönemi ( 3100-2700)

Mısır uygarlığı, başlarda iki ayrı bölgeden oluşuyordu: kuzeyde deltada Aşağı Mısır, güneyde Nil
vadisinde Yukarı Mısır. MÖ 3100 civarında Yukarı Mısır’ın kralı Menes, delta bölgesini fethederek
Mısır’ı birleştirdi.

b- Mısır'da Eski Krallık Dönemi ( 2700-2190)

Bu dönemde merkez teşkilat oldukça güçlüydü. Özellikle de 5. Hanedan Dönemi’nde ravunlar


Re’nin çocukları olarak lanse edilmişlerdir. Deltanın güney ucunda yer alan Mem s, Eski Krallık
Dönemi boyunca başkentlik yapmıştır.
Eski Krallık Dönemi, Piramitler Çağı olarak da bilinir.

İlk piramit, 3. Hanedan Dönemi'nde İmhotep tarafından 3. Hanedan Kralı Djoser için inşa edilen
basamaklı piramittir. 4. Hanedan Dönemi’nde Khufu, Khafre ve Menkuare tarafından Giza’da İnşa
edilen devasa piramitler hâlâ ayaktadır. 5. Hanedan Dönemi’nde taşra teşkilatı yöneticilerinin ve
rahiplerin güçlenmesine paralel olarak merkezî yönetim zayı amaya başlamıştır ve 6. Hanedan
Dönemi’nde Eski Krallık Dönemi sona ermiş ve Birinci Ara Dönem başlamıştır.

c- Mısır'da Orta Krallık Dönemi ( 2000-1630)

2000 civarında, Mısır tekrar birleştirilmiş ve Orta Krallık Dönemi başlamıştır. Bu dönemde
ravunların gücü bir önceki döneme göre daha azdı. Firavunlar görkemli anıtsal mezarlara değil
kayaya oyulmuş mezarlara gömülüyorlardı.
Mısır, yaklaşık 1650 yılında Doğu Akdeniz'den gelen grupların istilasına uğradı. Mısır
kaynaklarında Hyksos olarak adlandırılan bu gruplar, delta bölgesini ele geçirerek burada başkenti
Avaris olan bir krallık kurdular.

d- Mısır'da Yeni Krallık Dönemi ( 1550-1070)

18. Hanedan’ın kurucusu Ahmosis, Hyksosları 1550 civarında yenerek delta bölgesini fethetti ve
Mısır’ı tekrar birleştirdi. Böylece Yeni Krallık Dönemi başladı. Bu dönem Mısır Uygarlığı’nın en
geniş sınırlarına (Sudan’dan Filistin’e) ulaştığı en ihtişamlı dönemdir. Bu hanedanın üyelerinden
kadın ravun Haçepsut, güneyde Punt ülkesine; I. Thutmosis Filistin’e başarılı seferler
düzenlemişlerdir. Aynı hanedanın başka bir üyesi, IV. Amenhotep, Mısır’ın geleneksel dinini
dışlayarak tek tanrılı (Güneş Tanrısı Aten) bir din tesis etmeye çalışmıştır.

Bu bağlamda başkenti Thebai’den yeni kurduğu Akhetaten’e taşımış ve kendi anını da Akhenaten
olarak değiştirmiştir. Ancak ölümünden sonra ardılları tekrar geleneksel dine dönmüş ve
Akhenaten’i lanetleyerek adını her yerden silmeye çalışmışlardır. Akhenaten’in ardılı Tutankhamun
fi
fi
fi
fl
fi
fi
genç yaşta ölmesine karşın mezarı yağmalanmadan günümüze ulaşan tek ravun olduğu için
günümüzde en faza tanınan ravunların başında gelir.

19. Hanedan Dönemi’nde Mısır’ın ihtişamı devam etmiştir. Bu hanedanın en bilinen üyesi, Hitit
imparatorluğu ile Kajeş’te mücadele eden II. Ramses’tir. Bronz Çağı’nın sonlarına doğru, 1200
civarında, Akdeniz’de yaşanan sosyal, ekonomik, siyasi krizlerin sonucunda Mikenler, Hititler,
Doğu Akdeniz şehir devletleri ve Mısır zayı amıştır.

Bu karışıklıklar sonucunda yerlerinden ayrılarak Anadolu ve Doğu Akdeniz’i istila eden ve


Mısırlıların “Deniz Kavimleri’’ olarak adlandırdıkları halklar Hititleri yıkmış, Ugarit başta olmak
üzere Doğu Akdeniz’deki devletleri yağmalanmış ancak Mısır önlerinde durdurulmuşlardır. Yine de
Mısır Doğu Akdeniz’deki bu karmaşadan olumsuz etkilendiğinden Yeni Krallık Çağı sona ermiş ve
3. Ara Donem başlamıştır.

Not: Eski Krallık Donemi kralları piramitlere: Yen Krallık Çağı ravunları, Thebai'n'ın karşı
kıyılarında yer alan Krallar Vadisi'nde yer altına oyulan oda mezarlara gömülmüşlerdir.

Papirüs Nedir

Papirüs: Tarihi Bir Yazı Malzemesi

Papirüs, tarih boyunca yazılı iletişim için kullanılan özel bir malzemedir. Bu malzeme, su
kenarlarında yetişen özel bir su bitkisinin gövdelerinden elde edilirdi. Papirüsün Mısır kökenli
olduğu düşünülmektedir ve bu ülkenin eski medeniyetleri, papirüsü yaygın olarak kullanmışlardır.

Eski Mısırlılar, papirüsü yelken yapımından yazı kağıdına kadar farklı amaçlar için kullanmışlardır.
İlk olarak papirüsün yazı kağıdı olarak kullanılmasıyla bilinirler. Papirüs, yazılmak için ideal bir
yüzey sunar ve bu nedenle Mısırlılar önemli belgeleri, metinleri ve yazıları kaydetmek için sıkça
kullanmışlardır.
fi
fl
fi
fi
Papirüs, Mısır'dan Yunanlılara ve daha sonra Romalılara geçmiştir. MS 3. yüzyıla kadar
popülerliğini korumuş ve kullanılmıştır. Ancak zamanla, papirüsün yerini daha dayanıklı ve kalıcı
bir yazı malzemesi olan parşömen almıştır.

İngilizcede "paper" kelimesinin "kâğıt" anlamına gelmesi ve Türk argosundaki "para" kelimesinin
kökeninin "papel" kelimesi olması, papirüsün yazılı iletişimdeki önemini yansıtan ilginç bir
ayrıntıdır. Papirüs, tarih boyunca yazma, kayıt tutma ve bilgi iletimi için hayati bir rol oynamıştır ve
antik medeniyetlerin kültürel mirasının bir parçasıdır.

You might also like