You are on page 1of 4

TLL 101 MÜNAZARA RAPORU

Münazara Takımı: PARLAYAN MÜLTİŞ TAKIMI


(BEDİRHAN BARIŞER, ÖYKÜ GÖKDUMAN, DURU İNCELER, EDANUR ESENKAL, CAN
KILINÇ, DİLARA UZUN)

Savunulan Önerme:
TÜRKİYE SINIRLARINI DÜZENSİZ GÖÇMENLERE AÇIK TUTMALIDIR.

Münazarada açılış konuşmasında kullanacağınız genel bilgiler: (Açılış konuşmasını kimin


yapacağı belirtilmeli)
Konuşmacı: Bedirhan Barışer
Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra artan, küreselleşmenin en önemli insani yansıması olan
uluslararası göç, toplumların politik, ekonomik ve sosyal hayatına derinden etki etmektedir.
Hedef ülkelerin sert korumacı yaklaşımlarının etkisiyle “yasa dışı/düzensiz” bir boyut
kazanmıştır. Halbuki sığınma evrensel bir haktır. Bu hakkın korunması günümüz
sığınmacılarının daha insani koşullarda yaşaması, göç yollarında evlerini, paralarını, onurlarını
ve hatta canlarını kaybetmemesi için elzemdir.
Mülteci Tanımı: Irkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri
nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan
ve korkusu nedeniyle geri dönmeyen veya dönmek istemeyen kişi, sığınma talebinde bulunur ve
başvurduğu devletin ihtiyarına bağlı olarak mülteci konumuna gelir. Mülteci olmak hukuki bir
statüdür ve herkesin hakkıdır.
1951 Cenevre Sözleşmesi: Mültecilerin korunması ve haklarının tanınması konusunda en
önemli olaylardan biri 1951’de Cenevre Sözleşmesi’nin imzalanmasıdır. Bu sözleşme, mültecilerin
hukuki statüsünü ve mültecilerin yöneldiği devletlerin hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyal
sorumluluklarını düzenlemek üzere hazırlanmış ve 1954 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşmenin
temel dayanağı 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’dir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 28 Ağustos 1961 tarihinde kabul edildiği duyurulmuştur.
Bu bu beyannamenin 14. maddesine göre : “Herkesin, zulüm karşısında, başka ülkelere sığınma
hakkı vardır.”
1. Kaynak Makale (Bireysel olarak doldurulacak):
Makaleden sorumlu olan öğrencinin adı ve soyadı:
ÖYKÜ GÖKDUMAN
Makale kaynakçası ve linki (APA’e göre):
Alakuş, E. & Uzan, Y. (2020). İnsan Ticaertine Konu Olma Potansiyeli Bakımından
Türkiye’nin Afgan Düzensiz Göçmen Gerçeği. Göç Araştırmaları Dergisi, 6 (1), 92-117.
Makalenin münazara önermesi ile ilgisini anlatan kısa özeti (300 kelime):
Türkiye’ye gelen ve genel olarak ‘’göçmenlerin’’ bu yolda yaşadıkları ve maruz kaldıkları
zorlukları daha iyi anlayabilmek adına bu makaleyi okudum. Eski zamanlardan beri açlık,
kaynak yetersizliği, çatışmalar ve doğal afetler gibi zorlayıcı faktörler, göçmen göçlerinin
başlıca itici güçleri olmuştur. Göçmenlerin çoğu, onları göç etmeye iten zorlu koşullara ek
olarak, hedef ülkelerine seyahat ederken veya yeni ülkelerine vardıklarında kötü muameleye ve
belki de ölümcül durumlara maruz kalabilmekteler. Köleliğin ortadan kalkmış olduğuna dair
yaygın bir düşünce olsa da evrensel göçle yaygınlaşan insan ticareti, köleliğin yeni bir
versiyonu olarak görülmektedir. İnsan kaçakçılığı olgusu genişledi ve türleri, yöntemleri ve
gerçekleştirme biçimleri açısından farklılaştı ancak köleliğin ve diğer karşılaştırılabilir
eylemlerin tarihsel önemi düşünüldüğünde gerçekten yeni bir kavramı ifade etmiyor. Dünyanın
geri kalanına benzer şekilde, Türkiye'ye göç son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Kayıt dışı
statülerinin bir sonucu olarak; düzensiz göçmenler sınır dışı edilmeye ve sömürüye diğer
göçmenlere göre daha yatkındır ve bu da onları insan tacirleri için daha çekici hedefler haline
getirmektedir. Toplumu sosyal, ekonomik ve insani bakımdan etkileyen insan ticareti, kişilerin
türlü biçim ve boyutlarla istismar edilerek temel hak, ihtiyaç ve özgürlüklerine ulaşmalarının
engellenmesi ile ortaya çıkmaktadır. İnsan ticareti ve bu köleliğe maruz kalan kişi, alışverişe
konu olan bir eşya gibi muamele görür. Yasadışı göçle mücadele ve insan kaçakçılığını
durdurmak birbirini desteklemektedir. Düzensiz göç ve insan kaçakçılığını ele almak için
Türkiye yeni kurumlar oluşturmuş ve yasal mevzuatı onaylamıştır. Göç İdaresi Genel
Müdürlüğü'nün faaliyete başladığı 2014 yılından bu yana hem tutuklanan düzensiz göçmen
sayısı hem de insan ticareti mağduru sayısı önemli ölçüde arttı. Resmi istatistiklere göre
Türkiye'ye yasadışı Afgan göçü en hızlı büyüyen göçmen grubu olmuştur ve güncel istatistiksel
veriler yasadışı Afgan göçmenlerin iş gücü sömürüsü açısından insan kaçakçılığının kurbanı
olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu göstermiştir. İnsan ticaretini önlemek adına atılacak
adımın, tüm bu yaşanan kargaşaya etki edeceği ifade edilebilir. Kayıt altına alınan her göçmen,
insan ticareti yapan kişilerin tehditlerine karşı sığınabilecekleri resmi bir kurumun varlığından
haberdar olacak ve istismara maruz kaldıklarında yetkililere başvurmaktan kaçınmayacaklardır.
Makaleden münazara ile ilgili çıkardığınız argüman/lar (birden fazla olabilir/kısa cümleler
halinde.)
-Kayıt dışı olmaları yüzünden, sınır dışı edilme korkusuyla yetkililere gitmekten ve
sığınabilecekleri resmi kurumlardan çekinen düzensiz göçmenler, insan ticareti/köleliğe maruz
kalma bakımından diğer göçmenlere göre daha korumasız ve hürriyetleri sömürüye daha açıktır.
-Düzensiz göçmenlerin insan gibi değil de bir suçlu gibi görünmeleri algısı; sorunlu ve
empatiden yoksun bir yaklaşımdır.
2. Kaynak
https://multeciler.org.tr/
Mülteciler Derneği adıyla çalışmalarını yürüten kurum, dil, din, ırk, cinsiyet, yaş, engellilik,
politik görüş farklılığı gibi nedenlere dayalı hiçbir ayrım gözetmeden, başta sığınmacıların
temel sorun ve ihtiyaçlarını giderilmesine ve toplumla hızlı bir şekilde uyum sağlamalarına
destek olmak üzere faaliyetlerini yürütmektedir.
Desteklediğimiz konu ve bulduğumuz çözüm önerilerine örnek olabilecek halihazırda
yürürlükte olan bir dernektir.
TOSUN, Ulaş (2018) Afganistanbul Belgeseli
Bu belgeselin tarafsızca öne sürdüğü üzere Türkiye’ye gelmiş düzensiz göçmenlerin
durumlarını ve hislerini tüm çıplaklığıyla anlamak bu münazara için çok önemlidir. Afgan
göçmenlerin bu halden kurtulması için onlara, yakındıkları üzere temel sağlık desteği ve
güvenli bir ortam verirsek; onlar da biz de bu durumdan kurtulacağız.
Hangi karşı argümanları buldunuz? Bu argümanları nasıl çürüteceksiniz? Yazınız.
Sosyokültürel olarak uyumsuz olmaları ve uyumlanma çabaları olmaması.
Buna çözüm olarak yabancı uyruklu bireylere yönelik eğitimler ve sosyal sorumluluk
projelerinde zorunlu çalışma gibi kültürümüze ve yaşamımıza entegre bireyler olmalarına
yardım edecek çalışmalar yapılmalıdır.
Nüfus fazlalığı ve ucuz iş gücü olması sebebi ile işsizliği arttırmaları.
Devlet, düzenleyici bir görev üstlenmeli ve onların beraberinde getirdiği iş gücünü kullanarak
yeni bir sistem kurmalıdır.
Türkiye, kendi vatandaşına karşı sorumluluklarını yerine getiremezken, gelen göçmenlere
nasıl refah sağlayamayacaktır.
Resmi bir şekilde düzensiz göçmenlere sınırımızı açarsak Uluslararası yardım fonlarından
maddi destek alabiliriz.
Göçmenlerin suça eğilimli olduklarından dolayı ülkemizde tehlike arz etmektedirler
Sınırlarımızı açacağımız için gelen insanlar kimlikleri ve yasal sorumluluklar ile gelecekler.
Bundan dolayı suç işleme konusunda daha çekimser olacaklardır
Münazarada sonuç bölümünde kullanacağınız genel bilgiler:
 Tüm bu bahsettiklerimizden yola çıkarak göçmen sorununa çözümümüz Cenevre
Antlaşması uyarınca göçmenleri ülkemize almamak değil, gelen bireylere sosyal
konularda destek olmaktan geçmektedir.
 14. Madde: Herkesin sürekli baskı altında tutulduğunda başka ülkelere sığınma ve
kabul edilme hakkı vardır.

- [APA Formatlı Kaynakça]


- Alakuş, E. & Uzan, Y. (2020). İnsan Ticaretine Konu Olma Potansiyeli Bakımından
Türkiye’nin Afgan Düzensiz Göçmen Gerçeği . Göç Araştırmaları Dergisi , 6 (1) , 92-117 .
URL: https://dergipark.org.tr/en/pub/gad/issue/55181/757003
- Bodur Ün, Y. D. D. M. & Paydak, U. A. (2017). Küreselleşen Dünyada Düzensiz Göç ve
Türkiye: Adana İli Yabancılar Misafirhanesi Çalışması. Anadolu Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi , 17 (3) , 187-204 .
URL:https://dergipark.org.tr/tr/pub/ausbd/issue/36658/417295
- Çalık, T. (2015). Sığınma Hakkının Korunması. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dergisi, 23 (1) , 117-146. DOI: 10.15337/SUH.2017.22
- Deniz, O. (2022) Türkiye İran Sınırında Düzensiz Göç ve Göçmenlerin Sınır Geçme
Pratikleri. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Türkiye’nin Göç Siyaseti
Özel Sayısı, 21 (Özel Sayı), 254-273.
URL:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2555131
- KARAKAYA, H. (2020) Türkiye’de Göç Süreci ve Suriye Göçünün Etkileri. Fırat
Üniversitesi, İİBF Uluslararası İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 2, 93-130.
URL: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1279975
- Şemşit, S. & Şahal Çelik, D. (2019). Kale Avrupası Yaklaşımı ve Düzensiz Göç. Paradoks
Ekonomi Sosyoloji ve Politika Dergisi , 15 (2) , 279-294 .
URL:https://dergipark.org.tr/tr/pub/paradoks/issue/48618/592256
- ULUTÜRK AKMAN, S. (2006) İstanbul’a Göç Eden Birinci ve İkinci Nesil Göçmenler
Arasında Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Yaşam Açısından Farklılık Olup Olmadığına İlişkin
Bir İnceleme. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Araştırma Merkezi
Konferansları, 49. Seri. 54-99 URL: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/7301

You might also like