Professional Documents
Culture Documents
İÇİNDEKİLER
2
1. ÖLÇME BİLGİSİ KAVRAMI
Yeryüzünde bulunan veya yeryüzüne yakın doğal ve yapay noktalar ile bunların oluşturduğu
cisimlerin belirli bir karşılaştırma (kıyas, referans) düzlemi veya yüzeyine göre konumlarının
saptanması ve belirli bir oran (ölçek) ile küçültülerek kâğıt üzerine geçirilmesi için gerekli arazi
işlemleri, hesap ve çizim yöntemleri ölçme bilgisinin konusunu oluşturur. Aynı zamanda kâğıt
üzerindeki ölçülerin araziye uygulanması ve çeşitli mühendislik işleri için gerekli arazi işleri de
ölçme bilgisinin konusu içinde yer alır.
Bu bilim dalı Türkçeye Jeodezi olarak girmiştir. Kısaca yeryüzünün biçim ve boyutları gibi
özelliklerini tanımlamayı sağlayan verilerin araştırılması ve incelenmesiyle uğraşan bilim
kolu olarak tanımlanabilir. Genel anlamda, yeryüzü üzerindeki şekillerin tayini ve ölçülmesi
ile ilgili olarak uygulamalı matematiğin bir dalıdır.
M.Ö. Üçüncü Yüzyıl’ın ikinci yarısında, Eratosthenes (M.Ö.276–194) Dünya’nın çevresinin
yaklaşık 40233 km olduğunu, basit geometrik ilişkilerle buldu.
Günümüzün modern uydu teknolojileriyle bu ölçüm; 40 075 km olarak bulunmuştur. İlk kez
p’nin (pi) değeri, Antik Çağ’ın en büyük bilim adamı ve Eratosthenes’in çağdaşı Arkhimedes
(Arşimet) tarafından hesaplanmıştır. Arkhimedes p’nin değerinin 310/71 ile 31/7 arasında
olduğunu göstermiştir.
3
Kadastral ölçme; Arazi mülkiyet sınırlarının tespiti
Şehir ölçmesi; Şehir sınırları içinde bulunan alanların haritalarının çıkarılması, yeni
sokak ve caddelerin geçirilmesi, caddelerin, kanalizasyon ve diğer yapıların inşası, binaların
yerlerinin tespiti ile ilgili ölçmelerdir.
Fotogrametrik ölçme; Uçaklardan özel kameralarla çekilen fotoğraflar yardımıyla
yeryüzü şekillerinin ölçülmesi, ulaşılması ve ölçülmesi zor alanların ölçümü.
Jeodezik ölçme; Yeryüzünün gerçek biçimi göz önüne alınarak yapılan ölçmelerdir.
Yüksek doğruluk aranılan ve büyük arazi parçaları üzerinde yapılan ölçmelerdir. Küresel
İzdüşümü Düzleminin oluşturulmasında ve dünya ve ülkeler haritasının çıkarılmasında
yararlanılır.
3. YERYÜZÜNÜN ŞEKLİ
Yeryüzünün şekli tarihin ilk çağlarından beri inceleme ve tartışma konusu olmuştur. Önceleri düz
bir yüzey olarak kabul edilen yeryüzü şeklinin sonraları ” Geoid ” biçiminde olduğu araştırmalar
sonucunda belirlenmiştir.
Geoid, büyük okyanus yüzeylerinin üstünden karalarında (dağların) altından devam ettiği
varsayılarak oluşturulan soyut kapalı yüzey olarak tanımlanır. Nivo yüzeyi olarak da adlandırılan
bu yüzey her noktasından o noktadaki çekül doğrultusuna diktir.
Geoid çok üst dereceden bir denklemle (16. dereceden bir denklem) ifade edilebildiği için hesap
yüzeyi olarak Geoide en iyi uyan küre veya Dönel Elipsoid kullanılır. Dönel Elipsoid bir elipsin
kısa ekseni etrafında dönmesinden meydana gelen kapalı şekildir.
4
4. ÖLÇÜLECEK ALANIN BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE TOPOĞRAFİK
ÖLÇMENİN ÇEŞİTLERİ
Ölçülecek alanın büyüklüğüne bağlı olarak topoğrafik ölçmeler iki grupta toplanabilir.
Jeodezik Ölçmeler; Ölçü alanı 50km2 den büyüktür. Yeryüzünün şekli, ölçü yapılacak alan
50–5000 km2 arasında ise küre, 5000km2 den büyük ise Dönel Elipsoid olarak kabul edilir.
Alanlar ve açılar küreseldir. Düşey doğrultular birbirine paralel değildir. Hesaplamalarda küresel
Trigonometri formülleri kullanılır.
Düzlem Ölçmeler; Ölçme alanı 50km2 den küçüktür. Düşey doğrultular birbirine paralel kabul
edilir. Hesaplamalarda düzlem trigonometri formülleri kullanılır.
5.
ÖLÇÜ BİRİMLERİ
5
karışımından imal edilmiş olarak muhafaza edilmektedir. Daha sonraları bu çubuğun uzunluğunun
zannedildiği kadar doğru olmadığı, gerçekte 0.001 mm daha kısa olduğunun saptanması üzerine
metrenin yeni bir tanımı yapılmıştır. Buna göre Kripton 86 gazı atomunun yaydığı ışının dalga
uzunluğunun 1650763.73 katı olarak verilmiştir.
Yani 1 metre = 1650763.73*λKR86 dır.
Daha sonraki yıllarda 1 metre ışığın boşlukta 1/299792458 saniyede kat ettiği uzunluk
olarak tanımlanmıştır.
Metrenin Bölümleri
6
5.4. Yay Birimi RADYAN
Bir dairede yarıçap uzunluğundaki yayı gören merkez açıya bir
RADYAN veya bir radyanlık açı denir ve ρ (ro) ile gösterilir. Bir başka b
deyişle 1 radyan, daire yayının daire yarıçapına oranı 1 olan düzlem
açıdır. α
b Yay Uzun luğu
r
1 Radyan
r Yarıçap
Merkez açı hangi birimde alınırsa ρ (ro) değeride aynı birimde olur.
ρo =180/π = 57.295779 ρg = 200/π = 63.661977
ρ’ = 180*60/π =3437.7467 ρc = 200*100/π =6366.1977
ρ’’ = 180*60*60/π =206264.806 ρcc = 200*100*100/π =636619.77
Yukarıda verilen denklemde α açısı derece yada grad olarak hesaplanması istendiğinde denklemin
ρ (ro) değeri ile çarpılması gereklidir. Buna göre genel olarak
b b b
denklemi elde edilir. birimsiz olduğundan değeri hangi birimde
r r r
seçilirse α değeride seçilen birimde olur.
Örnek:
Yüksekliği 8 m. olan bir kule α = 98cc bir açı
altında göründüğüne göre kule ile bakılan nokta
b=8m
arasındaki mesafe ne kadardır?
α= 98cc
Çözüm:
α açısı küçük açı olduğundan r=?
b b
r cc
r
8
r cc 6366 .20 cc 519.69 m.
98
4.3.1. Açı Birimleri Arasında Dönüşüm
D G R
360 400 2
1o =1.11111111g 1g = 0.9o
1’ = 1.851852c 1c = 0.54’
1’’ = 1.086419cc 1cc = 3.24’’
7
6. ÖLÇEK KAVRAMI
Haritalar çizilirken arazideki gerçek uzunluklar belli bir matematik sisteme ve seçilen
projeksiyona (bakış açısına dayalı) göre belli bir oranda küçültülür. Bu küçültme oranına ölçek
denir.
Üç tür ölçek vardır,
a. Sayısal Ölçek (Oransal Ölçek): bu ölçekler, basit bayağı kesir şeklinde ifade edilir. 1/500,
1/1000 ve 1/5000 gibi.
b. Grafik Ölçek: bu tür ölçek tipi kendi arasında ikiye ayrılır. Bunlar;
i. Çizgisel Ölçek
ii. Geometrik ölçek
Alansal Ölçek:
Haritadaki Alan f 1
Ölçek
Arazideki (gerçek) Alan F M2
Haritadaki uzunluk s 1
Ölçek
Arazideki (gerçek) yatay uzunluk S M
Örnek 1: 1/2000 ölçekli bir haritada 64,2 mm olarak ölçülen uzunluğun arazideki karşılığı nedir?
Haritadaki uzunluk s 1
Ölçek
Arazideki (gerçek) yatay uzunluk S M
64 .2 1 64 .2 1
S M S 2000
S 64 .2 * 2000 128 .4 m. 8
Örnek 2: 1/2000 ölçekli bir haritada bir parselin alanı 1225 mm2 olarak bulunmuştur. Bu parselin
arazideki karşılığını m2, hektar ve dekar biriminde hesaplayınız?
Haritadaki Alan f 1
Ölçek
Arazideki (gerçek) Alan F M2
1225 1 1225 1
F M2 F ( 2000 ) 2
F 1225 * ( 2000 ) 2
Pergel harita üzerinde ölçülmek istenen noktalar üzerine getirilerek aralanır. Pergelin açıklığı
bozulmadan bir ucu kesirli kısma rastlayacak şekilde diğer uç uygun bir tam bölmeye çakıştırılır.
Şekildeki pergelin bir ucu 300 tam bölümüne çakıştırıldığında diğer uç sıfır işaretini aşıp 60m lik
kısma çakışmaktadır. Örnekteki iki nokta arsındaki uzunluk 360m dir.
9
Sıfırın solundaki ondalık işaretler en üstteki yatay çizgide bir ondalık soldan olan işaretlerle
birleştirilir. Böylece geometrik ölçek oluşturulmuş olur.
Haritadan sivri uçlu pergelle alınmış olan bir uzunluğun doğadaki değerini bu ölçek yardımı ile
bulmak için, pergelin sağ ucu tam bölümlerden birinde, sol ucu ise ondalık kısımda kalacak
şekilde her iki uç yatay çizgilere paralel kaydırılarak sol ucun eğik çizgilerden birine çakışması
sağlanır. Şekilde pergelin bir ucu 300 tam bölümüne çakışık iken diğer uç 65,5 m lik kısma
çakışmaktadır. Buradan iki nokta arasındaki uzaklığın 365.5m olduğu görülür.
Örnek: 1/25.000 ölçekli bir haritanın çizim hassasiyeti kaç metredir? (Cevap: 5 m)
Yeryüzünde, ister bir kenar olsun ister bir açı birkaç kez ölçüldüğünde her ölçü değeri arasında az
çok farkların olduğu görülür. Yapılan her ölçünün sonucunu aynı bulmak hemen hemen
imkânsızdır. Ölçü hataları denilen bu farklar, ölçüyü yapan kişi tarafından yapılabileceği gibi, ölçü
10
aletlerinin hatalı olmasından ve atmosferik şartlardan da meydana gelebilir. Bu amaçla hataların
belirlenip giderilmesi, giderilemeyenlerin de ölçüye etkisinin en aza indirilmesi gereklidir.
11
7.3. HATA, GERÇEK HATA, GÖRÜNEN HATA
7.3.1. Gerçek Hata Ve Düzeltme
Gerçek Hata
Ölçülen bir ‘l’ büyüklüğünün gerçek değeri ‘x’ biliniyor ise, gerçek hata
Burada εi gerçek hatanın ters işaretlisi olarak “Gerçek Düzeltme” miktarını göstermektedir.
Gerçek Düzeltme = εi = X – Li
Ölçmenin amacı gerçek değere mümkün olduğu kadar yakın bir değer elde etmektir. Gerçek değer
çoğunlukla bilinmez ve hata hesabında buna en yakın olan Kesin Değer (X) kullanılır. Bu
büyüklüğe ait ölçülerin aritmetik ortalaması kesin değeri verir.
L L2 ...... Ln L
x 1 Kesin değer kullanılarak hesaplanan hataya “Görünen Hata
n n
(V) “ adı verilir.
Görünen Hata = Li – X = -Vi
Vi düzeltmedir ve hatanın ters işaretini taşır.
Vi = X – Li
Ölçü sonuçlarının doğruluk derecelerini, kalitelerini göstermek için ölçülere ait hataların
fonksiyonları kullanılır. “Doğruluk Dereceleri Ölçütleri” ismi verilen bu fonksiyonlardan en çok
kullanılanları;
1 n 2
m2 m
n i 1 i n
Görünen hataların kullanılması durumunda
m
vv
n -1
7.4.2. Mutlak Değer Ortalama Hatası (t)
Hataların mutlak değerlerinin ortalaması olarak tanımlanır
t
n
12
7.4.3. Muhtemel Hata (r)
Muhtemel hatanın hesaplanabilmesi için hatalar, mutlak değerlerine küçükten büyüğe doğru
sıralanır. Hata sayısı tek ise ortadaki değer çift ise orta durumda olan iki değerin ortalaması
muhtemel hata olarak alınır.
Karesel ortalama hatanın kesin değere oranı olarak tanımlanır ve paydaki değer 1 olacak şekilde
oran oluşturulur. Örneğin 2 km’ lik bir uzunluk ±2 cm incelikle ölçülmüş ise
2cm 1 bunun bağıl hatası
200000 100000 olarak hesaplanır.
m
vv 96
3.3 cm
n -1 10 1 Hatalar mutlak değerlerine göre sıralanırsa Muhtemel hata;
2223333444
n
1
n r 3 cm
2 1
2 2
13
Rölatif hata:
3.3 cm 1
18059 cm 5472
Örnek 2: iki kişi aynı büyüklüğü 10 kez ayrı ayrı ölçerek tabloda verilen gerçek hataları
bulmuşlardır. Bu değerlere göre hangi ölçmeci daha duyarlıklı ölçü yapmıştır?
Çözüm:
1. Kişi 2. Kişi 52 120
m1 2.3 m2 3.4
ε ε2 ε ε2 10 10
-2 4 -1 1
1 1 0 0 yukarıda hesaplanan karesel ortalama hatalara
-3 9 2 4 göre 1. ölçmecinin değeri 2. ölçmecinin
-4 16 -10 100 değerine göre daha küçüktür. Bu yüzden 1
-1 1 0 0 ölçmeci daha duyarlı ölçme yapmıştır.
2 4 -3 9
3 9 1 1
-2 4 0 0
-2 4 2 4
0 0 1 1
20 2 52 20 2 120
Örnek: Bir uzunluk 10 kez ölçülmüş ve aşağıdaki ölçü değerleri elde edilmiştir. Duyarlık ölçütlerini
hesaplayınız.
14
Örnek: Uzunluğu 100,00 m olan bir ayar bazı iki ayrı ölçme ekibince mm birimine kadar ölçü
yapılarak çelik şeritle on kez ölçülmüştür. Hangi ölçme ekibi daha duyarlıklı sonuç elde etmiştir.
Sonuç: 1 numaralı ölçme ekibi için duyarlık ölçütleri daha küçük çıktığından bu ekibin ölçme
doğruluğu diğer ekipten daha yüksektir.
Duyarlık ölçütleri arasında Ortalama hata > Mutlak hata > Olası hata yani
ilişkisi vardır.
8. Koordinat sistemleri
Arazi veya harita üzerindeki bir noktanın dünya üzerindeki yerinin kabul edilen bir başlangıç
sistemine göre enlem ve boylam eksenleri ile yaptığı açı cinsinden ya da bu eksenlere uzaklığının
metre cinsinden belirtildiği sistemlere denir. Bu sistemde noktanın yerini belirlemeye yarayan
elemanlara da koordinat denir.
Yer yüzeyi üzerindeki noktaların birbirlerine göre olan konumlarının belli bir sistemde
tanımlanması gerekir. Dünya üzerindeki her hangi bir noktanın yeri, enlem ve boylam değerleri ile
belirtilir.
Yerin dönme eksenin yer yuvarlağını deldiği noktalara yerin kutupları, yer merkezinde dönme
eksenine dik olan düzleme ekvator düzlemi ve ekvator düzlemi ile yer yuvarlağının ara kesitine ise
ekvator denir. Ekvator düzlemine paralel düzlemlerin yerküre yüzeyi ile oluşturdukları çizgiler
15
‘paralel daire’ olarak isimlendirilir. Paralel daireleri kuzey ve güneyde 1° Aralıklı 90'ar tane
olmak üzere toplam 180 tanedir. Ekvatordan kutuplara doğru (kuzeye ya da güneye) gidildikçe
paralel daire çapları küçülür.
Ekvatora dik olan ve kutuplarda birleşen dairelere meridyen denir. Yerin dönme ekseninden geçen
düzlemlere meridyen düzlemleri, bu meridyen düzlemleri ile yer yuvarlağının ara kesitine ise
meridyen veya boylam dairesi denir. Meridyenler 1° aralıklı 180 doğu ve 180 batı meridyeni
olmak üzere toplam 360 tanedir. Londra'da Greenwich'teki gözlem evinden geçen meridyen,
başlangıç meridyenidir. Ekvatora koşut düzlemlerin yer yuvarlağı ile arakesitlerine koşut veya
enlem daireleri ve bir noktadan geçen paralel dairesinin ekvatora olan uzaklığına o noktanın
enlemi denir. Bir noktadan geçen meridyen dairesinin başlangıç meridyeni düzlemi ile arasındaki
açıya ise o noktanın boylamı denir.
Bir koordinat sistemini tanımlamak için; başlangıç noktasını (origin), dönüklüğünü (orientation)
ve birimini (units) tanımlamak gerekir.
Coğrafi koordinat sistemleri (Enlem-Boylam), dik koordinat sistemi (Y, X), kutupsal koordinat
sistemleri ve uzaysal koordinat sistemleri olmak üzere 4 çeşit koordinat sistemi vardır.
16
8.1. Coğrafi koordinat sistemi
Bir noktanın dünya üzerindeki yerinin o noktanın eksenlerle yaptığı açılar kullanılarak belirlendiği
sisteme Coğrafi Koordinat Sistemi denir. Coğrafi koordinat sisteminin eksenleri ekvator dairesi ile
Greenwich'den geçen boylam dairesidir.
Yerküre üzerindeki herhangi bir noktanın enlemini, ilgili noktayı yerkürenin merkez noktası ile
birleştirdiği düşünülen doğrultunun ekvator düzlemi ile yaptığı açı tanımlamaktadır. Enlem değeri,
(φ) harfi ile gösterilir ve (fi) olarak okunmaktadır. Derece birimini gösterirken uluslararası kabul
görmüş (°) işareti kullanılmaktadır. Yerküre üzerinde küresel coğrafi koordinatları bilinmek
istenen nokta kuzey yarı kürede ise enlemin (+) pozitif, güney yarı kürede ise (-) negatif değer
aldığı kabul edilmiştir. Bu durumda kuzey kutup noktasının enlemi +90°, güney kutup noktasının
ise -90° olacaktır. Buna karşın tam ekvator dairesi üzerindeki yer noktalarının enlemi ise 0° dir.
2
1
3 4
17
Şekil. Coğrafi koordinat sistemi
Türkiye topraklarının tamamı kuzey yarı kürede yer aldığından her noktasında enlem pozitif
değere sahiptir. Örneğin İstanbul’da Sultanahmet Meydanı civarındaki bir noktanın enlemi 41°
civarındadır.
Yerküre üzerinde herhangi bir noktadan geçen meridyenin ve başlangıç meridyeninin
herhangi bir paralel daire ile kesişme noktalarının, ilgili paralel dairenin merkezi ile birleştirildiği
varsayılır. Paralel daire merkezlerinin yerkürenin dönme ekseni üzerinde olacakları açıktır.
Böylece oluşan doğrular arasında kalan açı ise, ilgili noktanın ‘boylamı’ olarak adlandırılmıştır.
Boylam değeri genellikle (λ) harfi ile gösterilir ve lamda olarak okunur. Aynı meridyen üzerindeki
tüm noktalar şüphesiz aynı boylam değerine sahiptirler.
Derece, en çok kullanılan açı birimlerinden biri olup alt birimleri dakika ve saniyedir.
1° = 60', 1' = 60 "dir (1 ° = 60' = 3600"). Coğrafi koordinat sisteminde bir noktanın koordinatı, 43°
24' 56" (43 derece, 24 dakika, 56 saniye). 1/25000’lik paftalarda; 1 derece dakikası enlemde
73,5mm ve boylamda 57,5mm dir. Topoğrafik haritada koordinatını bulmak istediğimiz noktadan
enleme ve boylama dikler çıkılır. Çıkılan diklerin kendisine en yakın dakika işaretinden cm olarak
mesafesi ölçülür ve yukarıdaki katsayılar kullanılarak dakika cinsinden değeri bulunur. X
ekseninde kendisine soldan en yakın, Y ekseninde kendisine alttan en yakın dakika değeri üzerine
eklenerek noktanın coğrafi koordinatı bulunur.
Örnek: 1:25000 ölçekli topoğrafik haritada A noktasının en yakın enleme mesafesi 22mm
ve en yakın boylama 25mm olduğuna göre bu A noktasının coğrafi koordinatlarını hesaplayınız?
25mm boylam
B
0 / //
39 21 18
A
22mm enlem E
A noktasının Enlemi = 39° 21’ 00’’ + 18’’ = 39° 21’ 18” dir.
A noktasının Boylamı = 26° 46’ 00’’ + 26’’ = 22° 46’ 26” dir.
Örnek: Aşağıda verilen 1:25000 ölçekli topografik haritada gösterilen yatay ve dikey doğruların
kesişim noktasının (A) dik koordinatlarını hesaplayınız.
Y = 21 mm ve X = 11 mm olarak ölçülmüştür.
1:25000 ölçekli haritada 21 mm olan Y uzunluğunun arazideki gerçek uzunluğu;
Y = 21x25000/1000 = 525 m’dir.
Haritadaki uzunluğu 11 mm olan X uzunluğunun arazideki gerçek uzunluğu ise;
X = 11x25000/1000 = 275 m’dir.
A noktasının X koordinatı = 4356000 + 275 = 4356275 m’dir.
A noktasının Y koordinatı = 480000 + 525 = 480525 m’dir.
19
Y
4
80 525
X A
20
Geometrik yükseklik ölçümünde noktalar arasındaki yükseklik farkları bu noktaların yatay bir
düzleme olan düşey uzaklıkları ölçülerek bunların farkları alınmak suretiyle bulunur.
Geometrik yükseklik ölçümünde kullanılan aletler aşağıda kısaca açıklanmıştır.
9.1.1. Mira
Yüksekliği bilinen veya bulunacak noktalar üzerinde düşey durumda tutulan ve üzerinde dm, cm
ve bazı hallerde de mm bölümleri bulunan bir latadır. Miranın nokta üzerindeki düşey konumunu
sağlamak için mira üzerine genellikle küresel bir düzeç yerleştirilmiştir. Genel olarak kuru çam
kerestesinden yapılırlar. Boyları 3 veya 4 metre genişlikleri 8-10 cm kadardır.
9.1.2. Nivolar
Bir düzeç yardımı ile dürbünü yatay konuma getirilerek gözlemler yapabilen aletlerdir. Aletin esas
kısmı bir dürbün ve bir düzeçten oluşur. Aşağıda bir nivonun önemli parçaları verilmiştir.
Bakış Yönü
Küresel Düzeç
1. Sehpa başlığı yaklaşık olarak yatay olacak bir biçimde sehpa ayakları ayarlanır
2. Tesviye vidaları yardımı ile küresel düzeç kabarcığı ortalanır
3. Miraya kaba yöneltme yapılır ve dürbün göze uydurulur
4. Az hareket vidası yardımıyla miraya ince yöneltme yapılır
5. Yatay gözleme çizgileri yardımı ile mirada okuma yapılır.
b
B
a Yükseklik Farkı
H=a-b
HB=HA+ΔH
A
9.2. Trigonometrik Nivelman
Teodolitin özelliği; eğik gözlem yaparak iki nokta arasındaki yükseklik farkını bulmaktır. Bu
yöntemle A, B gibi iki nokta arasındaki yükseklik farkını tayin edebilmek için gözlem yapılan
dürbün eksenin düşey eksende yaptığı açı da gereklidir. Buna zemt (semt) veya zenit açısı
denilmektedir. Hem düşey açının, hem de yatay mesafenin Trigonometrik nivelman teodolit ile
yapılır. +-1cm/1km hass0asiyetindedir. (L) bilinmesi gerekir.
22
9.3. Barometrik Nivelman
Barometrik nivelmanın hassasiyeti +-1m/1km dir. Deniz seviyesinden yükseldikçe hava basıncının
azalması ilkesine dayanır. Hava basıncının değişme değeri de barometre ile ölçülür. Bu nedenle de
bu nivelmana Barometrik nivelman denilmiştir. Bu yöntem çabuk netice verir. Fakat kabaca
ölçüm yaptığı için genellikle hassas ölçmelerde pek kullanılmaz. Ancak ön çalışma yapılacak
demiryolu, karayolu, tünel ve su kanalları yolunda ön etüt hazırlığında kullanılır.
23
konum,
hız ve
zaman
Sistem, temel olarak jeodezideki en eski tekniklerden biri olan "geriden kestirme" esasına dayanır.
Geriden kestirme, konumu bilinmeyen bir noktadan konumu bilinen noktalara yapılan gözlem ve
hesapları kapsar. Konumu bilinen noktalar GPS uydularıdır. Bilinmeyenler, bulunulan noktanın
yer merkezli (earth-fixed) kartezyen koordinatlarıdır (X,Y,Z). Matematik kuralı olarak bu 3
bilinmeyenin çözümü için 3 ölçü değeri yetiyor gibi gözükse de, saat hatalarını ortadan kaldırmak
için en az 4 tane konumu bilinen uyduya ihtiyaç vardır. GPS, 4 boyutlu bir sistemdir (3D+zaman).
Uydularla konum belirlemede uydu sinyallerinin bir alıcı tarafından kaydedilerek, sinyalin
uydudan yayınlandığı an ile alıcıda kaydedildiği an arasında geçen süre çok hassas olarak ölçülür.
Bu süre, sinyalin yayılma hızı ile çarpılarak uydu ile alıcı arasındaki mesafe belirlenir, uydunun
koordinatları zamana bağlı olarak bilindiğinden, alıcının konumu hesaplanabilir. Uydular, yüksek
doğruluklu atomik saatler içerirler.
24
Şekil. GPS ile bilimsel veri toplama
2. Sivil Tip GPS Alıcıları: Her alanda ve tüm kullanıcıların kullanımına açık, yalnızca C/A
(sivil) kodlu yayınları alabilen alıcılardır.
25
10.2.1. El Tipi GPS
El Tipi GPS alıcıları genelde doğa koşullarında zor Şartlarda kişisel hareket tayini amaçlı
kullanılan, bir ekran ve kullanım fonksiyonlarını yerine getirebilmek için bir tuş takımından
oluşan, Şekilsel olarak cep telefonlarına benzer yapıda elektronik cihazlardır.
26
10.3. Küresel Konumlama Sistemi Bileşenleri
❖ Ascension adaları,
❖ Diego Garcia.
Bunlardan dördü insansız, biri insanlı ana kontrol merkezidir. İnsansız kontrol merkezleri,
topladıkları bilgileri ana merkeze yollarlar. Ana merkezde bu bilgiler değerlendirilerek gerekli
düzeltmeler uydulara bildirilir.
27
10.3.3. Kullanıcı Bileşeni
Kullanıcı bölümü yerdeki alıcılardır. Çeşitli amaçlarla GPS kullanarak yerini belirlemek isteyen
herhangi bir kişi, sistemin kullanıcı bölümüne dahil olur. Bu bölüm kullanıcılara sunulan
uygulamaya ait donanım ve hesaplama tekniklerinin geniş bir aralığını tanımlar. Gerek askeri
gerekse sivil kullanıcılar için teknolojinin gelişmesi ile beraber büyük bir ilerleme göstermiştir.
Genel olarak her türlü amaç için farklı duyarlıkları olan uygun donanımlı GPS alıcıları (receiver)
bu bölümü oluşturur.
Bir GPS alıcısı; algılayıcı (sensor), kontrol ünitesi, alıcı anteni ve güç kaynağından oluşur. Ölçü
sırasında; anlık faz farkı ölçüleri(data, ham ölçüleri), yayın efemerisi bilgileri (uydu yörünge
bilgileri), atmosferik bilgiler (iyonosfer ve troposfer bilgileri), mesaj bilgileri(anten yüksekliği ve
nokta bilgileri) elde edilir.
28
10.5. GPS İle Konum Belirleme Metotları
GPS ile iki ana konum belirleme yöntemi kullanılmaktadır;
10.5.3. Yöntemler
Faz gözlemleri kullanılarak yapılan göreli konum belirlemede genel olarak beş farklı yöntem
mevcut olup bunlar şu şekilde sıralanabilir;
❖ Statik Ölçü Yöntemi
29
❖ Dur-Git (stop and go) Ölçü Yöntemi
❖ Alıcı Hataları,
❖ Kullanıcı Hataları,
30
❖ CBS Veri Tabanlarının Geliştirilmesi
❖ Turizm, Tarım, Ormancılık, Spor, Arkeoloji
❖ Asayiş
❖ Hidrografik Ölçmeler
❖ Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS), konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik
olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini
bir bütünlük içinde gerçekleştirebilen bir bilgi sistemi olarak tanımlanabilir. Böylece GPS,
CBS için veri giriş aracı olarak hizmet edebilir.
❖ GPS tekniğinin uygulandığı alanlardan birisi de araç takip ve yönetimi sistemleridir.
❖ Tarım araç ve makineleri, yol yapım araç ve makineleri ve hatta tren ve hava araçlarının
takip, yöneltme ve yönetimleri gerçekleştirilebilmektedir.
❖ Denizde gemi filolarının, karada kamyon ve tır gibi filoların, ticari ve özel araçların,
ambulans, itfaiye, polis, banka araçları gibi pek çok servis ve değişik hizmetler veren
araçların takip ve yönetimi yapılabilmektedir.
31
Hangi marka ve modeldeki GPS’in daha iyi olduğu kullanıcı ihtiyaçları ve
önceliklerine göre değişir.
- Konum belirlemede hız mı doğruluk mu önemlidir?
- Elde edilen veriler diğer GPS birimleri veya bilgisayarlar ile paylaşılacak mıdır?
- GPS alıcısı DGPS olarak ifade edilen düzeltme bilgilerini gerçek zamanlı olarak alma
yeteneğinde olmalı mı?
- Enerji tüketimi,
- Ağırlığı,
- Kontrol noktası ve rota hafızası,
- Boyutu,
- Ergonomik dizaynı,
- Grafik ekran özellikleri gibi kriterler en uygun GPS alıcısının seçimi üzerinde doğrudan
etki eden faktörlerdir.
Dört yönlü oklar, menülerde ve ekranda görülen bilgiler üzerinde hareket etmeyi sağlar. Herhangi
bir bilgi veya bir menü seçtiğimizde kabul etmek için ENTER tuşu kullanılır. Tam tersi olarak
bilgileri silmek için de temizleme (CLR) tuşuna basılır. Bazı alıcılardaki ZIN (zoom in ) ve ZOUT
(zoom out) tuşları da ölçeği veya görüntünün büyüklüğünü değiştirmek istendiğinde kullanılır.
32
Menü tuşu istenilen işleme uygun fonksiyona ulaşılmasını sağlar. Örneğin menü'den datum
(WGS-84, ED-50 vb), koordinat stili (coğrafi, UTM veya askeri grid), hız/mesafe (metre veya
mil), kuzey (gerçek, manyetik), ekran ışık ayarı, dil, konumun güncelleşme sıklığı, yükseklik
seçeneği (elipsoid veya ortalama deniz seviyesi (MSL)) vb. seçimler yapılabilir.
Travers işlemleri için NAV veya GOTO tuşları kullanılır. Bu mönüden önceden tanımladığımız
bir noktaya ulaşmak için gerekli bilgiler görüntülenir. Bu bilgiler noktaya olan mesafe ve semt
bilgileri ile izlediğimiz güzergâh ve gitmemiz gereken doğrultudan sapma miktarı vb. bilgiler
olabilir. Grafik ekranlı alıcılarda hedef ve gidiş istikametimiz de görsel olarak izlenebilir.
33
Şekil. GPS ile travers işlemi
34
Coğrafi Bilgi Sistemi; coğrafya, bilgi, coğrafi bilgi, sistem ve bilgi sistemi kavramlarından
oluşur. Coğrafya; yeryüzünde herhangi bir bölgenin, fiziksel ve beşeri (insanla ilgili)
özelliklerinin bütünüdür.
Bilgi kavramı; "objektif gerçeğin belli bir kısmına ait ifadeler" olarak tanımlanmaktadır. Objektif
gerçek olarak "köprü" alınırsa, bu köprünün "yüksekliğine" ilişkin "20m." ifadesi bilgidir. Bilginin
temsil biçimi veri olarak adlandırılmaktadır. Örneğin, bir binanın alanı hakkındaki bilgiyi temsil
eden "1000" sayısı bir veridir. Harita üzerinde araz üzerindeki tel çitin konumunu gösteren “bir
çizgi“ bilgiyi temsil eden bir veridir. Türkiye'nin coğrafyası denildiğinde, Türkiye'nin yeryüzünde
kapladığı bölgenin fiziksel ve beşeri özelliklerinin bütünü anlaşılmaktadır.
Coğrafi veri; coğrafi bilginin bilgisayar ortamında temsil ediliş biçimidir. Veriler nokta, çizgi,
veya alanlar şeklinde “vektör” yapıda temsil edilerek depolanabileceği gibi hücreler şeklinde
“raster” yapıda da temsil edilebilmektedir.
Sistem; belli bir işlevi yerine getirmeyi amaçlayan bileşenlerin bütünüdür. Örneğin; üretim sistemi
gibi.
Bilgi Sistemi; "haberleşme ile bilginin bir kişiden başka bir kişiye iletilmesinde kullanılan
araçtır“.
CBS'nin temel amacı; bilgisayar destekli harita üretimi, konumsal veri tabanı yönetimi ve
kartografik modellendirme olarak üç gruptan oluşan işlevsel alanlarda konumsal verilerin
işlenmesidir. Bilgisayar destekli harita üretimi (otomatik kartografya) ile çeşitli harita ürünleri
elde edilmektedir. Bu işlemler genellikle sayısal harita bilgilerinin toplanması ve sunulmasından
oluşmaktadır.
Gerek günlük yaşamda gerekse çeşitli hizmet, yönetim ve karar organlarında ihtiyaç duyulan
bilgilerin içerisinde konuma bağlı bilgiler önemli bir yer tutmaktadır. Bilgisayar yazılım ve
donanımlarında meydana gelen gelişmeler sonucu ortaya çıkan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS)
günümüzde birçok alanda kullanım olanağı bulmuştur. Harita, plan gibi ortamlar üzerinde yol,
nehir, bina vb. dünya varlıklarına ait grafik gösterimler ile çeşitli basılı materyal ve formlar
üzerinde yer alan nüfus sayımı, hava sıcaklığı, seçim oy yüzdeleri, vb. varlık ve olaylar
hakkındaki rakamlar ve yazılar, konuma bağlı olduklarından coğrafi bilgi niteliğindedir.
Yeryüzünün en önemli doğal kaynaklarından biri olan ormanların işletilmesi, planlanması ve
yönetimini konu alan ormancılık ise coğrafi bilgi sistemlerinin en önemli uygulama alanlarından
birini oluşturmaktadır.
Günümüzde coğrafi bilgiler, grafik ve grafik olmayan (öznitelik) bilgiler olarak ikiye ayrılır.
Grafik bilgiler için Bilgisayar Destekli Tasarım Sistemleri kullanılırken grafik olmayan bilgiler
için Veri Tabanı Yönetim Sistemlerinden yararlanılmıştır. Bu tür sistemler, coğrafi bilgilerin
toplanması, depolanması, işlenmesi ve sunulmasında tatmin edici sonuçlar verirken; bu bilgilerin
analizinde yetersiz kalmıştır. Bu nedenle kullanıcıların konuma dayalı kararlar vermelerine
yardımcı olma amacını tam olarak karşılayamamıştır. Bunun sonucu olarak grafik ve grafik
olmayan verileri ve bu veriler arasındaki mantıksal ve topolojik ilişkileri bütünleşik olarak
işleyebilme ve böylece konuma dayalı analizleri gerçekleştirme olanağına sahip “Coğrafi Bilgi
Sistemi” (CBS) teknolojisi geliştirilmiştir.
35
Şekil. Coğrafi bilgi sisteminde veri tipleri
Sayısal harita, çeşitli kaynaklardan toplanan; nokta, çizgi ve alan verilerinin ne olduğunu belirten,
renk ve sembol bilgilerinin depolanmasıyla oluşturulan kütüklerdir. Genel olarak bilgisayar
destekli sayısal haritalarda bulunan bütün olanaklar CBS’lerde de bulunur. Ancak temel yaklaşım
açısından CBS’lerde sayısal haritalara göre birçok başka özellik daha bulunur. Bu farklılıklar;
içerik zenginliği, gelişmiş veri yapısı olanakları, gelişmiş analiz dönüşüm ve sorgulama olanakları
şeklinde sıralanabilir.
36
sistemlerinden masaüstü bilgisayarlara, kişisel bilgisayarlardan ağ (network) donanımlı
bilgisayar sistemlerine kadar çok değişik donanımlar mevcuttur
11.1.5. İnsan
CBS kullanıcıları, sistemleri tasarlayan ve koruyan uzman teknisyenler ve günlük işlerindeki
performanslarını artırmak için bu sistemleri kullanan kişilerden oluşan geniş bir kitledir. CBS'nin
gelişmesi; kullanıcıların ona sahip çıkmalarına ve konuma bağlı her türlü analiz için CBS'yi
kullanma yeteneklerini artırmalarıyla mümkün olabilecektir.
37
Bir harita paftasının kapladığı alan, raster veri yapısında N x M'lik bir grid ağından oluşur. Grid
ağı içerisinde yer alan her bir hücre (piksel), harita üzerinde ayırt edilebilen en küçük elemanı
temsil eder. Nokta detaylar tek bir grid hücresi ile; çizgi detaylar, üzerindeki grid hücreleri ile;
alan detaylar ise, bu alanı kaplayan grid hücreleri ile temsil edilirler.
Her bir piksel tek bir değer içerir. Pikselin minimum linear boyutuna “çözünürlük” denir. Piksel
boyutları küçüldükçe çözünürlük artar ve veri depolama hacmi oldukça büyümektedir. Raster veri
yapısı kullanılarak temsil edilen coğrafi varlıklara ilişkin küçük grafik özellikler kaybolur. Piksel
boyutları büyüdükçe veri kaybı artar.
Şekil. CBS veri yapıları
Bindirme (overlay), alan hesabı, yakınlık analizi vb. fonksiyonlar raster veri yapılarında zor iken,
vektör veri yapısında kolaydır. Vektör veri yapısı gerçek dünyayı iyi yansıtır, ancak karmaşıktır.
Her iki tür yapıdaki verilerin birbirine dönüşümü mümkündür.
(SAM) (SYM)
Şekil. Aynı bölgeye ait SAM ve SYM görüntüleri
Günümüzde SYM’ler, özellikle mühendislik, coğrafi bilgi sistemleri, doğal kaynakların yönetimi,
proje planlama çalışmaları gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Ormancılıktaki kullanım alanları
ise arazi tanımlaması, nokta yükseklikleri, eğim, mesafe sorgulamaları, hidrolojik etmenlerin
modellenmesi, kartoğrafya, orman yangınları, sel yönetimi, erozyon kontrolü, orman yolları için
yer seçimi şeklinde sıralanabilir.
38
13. Topoğrafik Haritalarda Eş Yükseklik Eğrilerinin Özellikleri
Deniz seviyesinden itibaren eşit aralıklarla üst üste sıralandığı varsayılan yatay düzlemlerin,
yeryüzü kabartılarını kesme çizgilerinin yatay düzlem üzerindeki izdüşümlerine Eş Yükselti Eğrisi
(münhani-kontur-izohips) denir. Diğer bir anlamda paralel yüzeyler ile arazi arızalarının kesişme
varsayımı ile oluşacak ara kesitin harita düzlemi üzerindeki izdüşümüdür. Yeryüzünün en ayrıntılı
ve hassas tanımlaması eşyükselti eğrilerinin (münhanilerin) kullanımı ile sağlanabilmektedir.
Yeryüzünün veya bir parçasının morfolojik (şekilsel) yapısının belli bir ölçek içinde eş yükseklik
eğrileri yardımıyla yatay düzlem üzerinde gösterilmesiyle elde edilen haritalara topoğrafik
haritalar denir.
39
2. Her eş yüksekti eğrisi kendi üzerine kapanır. Haritanın kenarında kesilse bile komşu
haritada devam eder ve kapanır.
3. Kapanan bir eş yüksekti eğrisi, tepe veya çukuru gösterir. Tepe ve çukuru ayırt
etmek için çukur merkezini gösterecek şekilde ok konur.
40
5. Yer yüzeyinin eğimi arttıkça (dikleştikçe) eş yükselti eğrileri de birbirlerine daha yakın
olarak geçerler.
41
8. Bir vadiyi takip eden eş yükselti eğrisi vadinin bir
kenarı boyunca yukarı çıkar, sonra dönüş yaparak vadi
tabanından geçer, vadinin diğer kenarından aşağı doğru
iner. Vadi yamacındaki eş yükselti eğrileri yamaç eğim
doğrultusuna dik bir yol izlerler.
42
12. Birbirine paralel iki dereden hangisi daha derin
(rakımı az) ise aynı rakamlı eş yükselti eğrisi derin
olan derede daha ileri gider.
15. .
Deniz dibi derinliklerini göstermek için yine eş
yükselti eğrileri kullanılır. Bu eş yükselti
eğrilerine derinlik eş yükselti (İzobat)
eğrileri denir
43
13.1. Eş yükseklik eğrilerinin çeşitleri
1. İnce Eş Yükselti Eğrisi (Ara Münhani): Her haritanın ölçeğine göre belli aralıklarla çizilen
eş yükselti eğrisidir (Topoğrafik haritalarda 0,1 mm çizgi kalınlığındadır.)
2. Kalın Eş Yükselti Eğrisi (Ana Münhani-Gösterge Münhanisi): Her ince dört eş yükselti
eğrilerinden sonra gelen, üzerine genelde eş yükselti değeri yazılan ve diğerlerine nazaran daha
kalın çizilerek rakım okumasını kolaylaştıran eş yükselti tipidir. (Topoğrafik haritalarda 0,2mm
çizgi kalınlığındadır).
3. Yardımcı (Ara) Eş Yükselti Eğrisi: Eşyükselti eğrilerinin ara uzaklıkları araziyi belirtmek
için yeterli olmadığında, eğriler arasından geçirilen eğrilere “Yardımcı Eşyükselti Eğrileri”
denir. Kesikli çizgi şeklinde gösterilir. Topoğrafik haritalarda çizgi kalınlığı 0,1mm'dir.
DERE: Birden fazla çatağın birleşmesiyle meydana gelen akarsulardır. Doğada mevsime göre
kuru dere veya sulu dere olarak oluşur.
Şekil. Dere
45
Şekil. Çay
IRMAK VE NEHİR: Birden fazla çayın birleşmesi ile meydana gelen büyük akarsulardır. Nehir
ırmağa nazaran daha büyük olan akarsudur.
TALVEG: Akarsu yatağının akıntı istikametinde en derin yerlerinden geçtiği varsayılan hattır. Bu
hat suyun tabanından geçer.
Şekil. Talveg
GÖL: Çukurları dolduran ve bazen bir yöne akıntısı olan durgun su birikintileridir.
46
Şekil. Göl
KOKURDAN: Bulunduğu yere göre derinlik gösteren ve dışarıya akıntısı olmayan çanak
şeklindeki doğal susuz çukurlardır. Haritalarda çukurun merkezine doğru bir ok koymak suretiyle
belirtilir. Genellikle volkanik arazide bulunurlar.
Şekil. Kokurdan
VADİ: Akarsuların parçalanma, ufalama, aşındırma, eritme ve taşıma etkileri ile meydana gelmiş
devamlı inişi bulunan çukurlardır.
Şekil. Vadi
HAVZA: Genel anlamda çevresel dağlar veya sıradağlarla çevrili, çevre sınırları içinde kalan
alanın yağış ve akışlarını toplayan tekne şeklindeki büyük çukurlardır. Havzanın akarsular için de
47
özel bir tanımlaması vardır. Buna göre; bir akarsuyun yağış ve akışlarla beslenmesini sağlayan
alanın sınırları o akarsuyun havzasıdır. Genel tanımlamada belirlenen havzalar, açık ve kapalı
olarak iki gruba ayrılmaktadır.
1. Açık Havza: Suları akarsu yatakları ile boşalan havzalardır.
2. Kapalı Havza: Çevresindeki yüksekliklerle sınırlandırılmış alanın yağış ve akışlarını,
yamaçlardan yüzeysel akışla ve vadilerde akarsularla toplamakla birlikte; dışarıya akışı
olmayan büyük tekne şeklindeki çukurluklardır. Toplanan sular kapalı havza içinde göl
veya bataklık oluşturabildiği gibi, buharlaşma ve yeraltına sızmanın yağışlarla
karşılanamadığı kapalı havzalarda ise göl veya bataklık gibi oluşumlarla karşılaşılmaz.
Şekil. Havza
13.2.2. Yükseklikler
SAĞRI: İki derecik arasında meydana gelmiş yayvan arazi kabartısıdır. Sağrılar da sırtlar gibi,
izdüşüm görüntülerine göre yayvan, yuvarlak, sivri özellikler gösterir.
Şekil. Sağrı
SIRT: Dış etkenler muntazam bir tepeyi aşındırarak üzerinde gittikçe gelişen dere yataklarının
oluşmasına sebep olurlar. Böylece oluşan iki dere arasındaki uzunlamasına arazi kabartılarına sırt
denir.
48
Şekil. Sırt
TEPE: Çevresindeki alçak yerlere nazaran yükseklik gösteren ve her yöne eğilim veren arazi
kabartısıdır.
Şekil. Tepe
HÖYÜK: Tarih boyunca savaşlar, depremler ve ölümlerle ilgili insan yapısı yıkıntı veya
kalıntıların zamanla üstlerinin örtülmesi sonucu meydana gelmiş kabartılardır.
Şekil. Höyük
YAMAÇ: Değişik arazi şekillerine göre çeşitlidir. Sağrılarda ve sırtlarda su bölümü çizgisi ile
dere ve derecik arasındaki eğimli kısım, kabartılarda su bölümü çizgisinin iki tarafında kalan eğik
yüzeylerdir.
49
Şekil. Yamaç
BOYUN: Dağlık yerlerde, doruk boylarında yer yer görünen çukurluklardır. Su bölümü çizgisi
üzerinde bulunurlar. Geçitten farkı yaz kış ulaşım imkanı vermesidir.
Şekil. Boyun
GEDİK: Dar ve derin boyunlara denir.
Şekil. Gedik
GEÇİT: Gediklerden daha derin ve iki yanı sarp olan uzun boyunlara denir.
50
Şekil. Geçit
BEL: İki dağın iki tepesi arasında geçit veren çukur yere denir.
Şekil. Bel
DAĞ: Üzerinde her türlü arazi şekillerini bulunduran yüksek ve geniş alanları kapsayan arazi
kabartılarıdır.
Şekil. Dağ
51
BOĞAZ: İki eğik yüzey arasına sıkışmış uzun geçitlere denir.
Şekil. Boğaz
BİRİKİNTİ KONİSİ: Dağların düzlüklerle birleştiği yerlerde akarsuların sürüklediği kum, çakıl
ve kil gibi süprüntülerin vadi eteklerinde birikmesiyle oluşan yelpaze şeklindeki birikintilerdir.
Şekil. Uçurum
52
ŞÜT: Düşey ya da düşeye yakın eğimli yerlerdir ve eş yükselti eğrileri taramalarla belirtilir.
Şekil. Şüt
ÇÖKÜNTÜ: Kapalı bir poligon şeklindeki Şüt’lerdir. Eş yükselti eğrileri taramalarla gösterilir.
Şekil. Çöküntü
Su Dağıtma
Çizgisi
8 8
7 7
6 6
5 5
Su Dağıtma Su Toplama
Çizgisi Çizgisi
53
DORUK ÇİZGİSİ: Bir dağ kütlesinde doruklardan ve boyunlardan geçtiği düşünülen su bölümü
çizgisidir.
OVA: Bulunduğu yerde çevresine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonlarla örtülü, akarsu
eğimlerinin az ve derine gömülememiş olduğu, geniş veya dar düzlükler ile hafif dalgalı, yer yer
tepeleri de bünyesinde bulunduran yeryüzü parçasıdır.
PLATO: Dağlar üzerinde meydana gelmiş, akarsularca derince yarılmış ve parçalanmış, fakat
üzerinde düzlüklerin (masa duruşlu düzlükler) belirgin olduğu arazilere denir. Bu kavramın halk
dilindeki karşılığı yayladır.
Şekil. Plato
54
SEKİ (TERAS): Vadi yamaçlarındaki dar ancak kabaca akarsulara paralel olarak uzanan, bazen
akarsulara doğru hafifçe eğimli düzlüklerdir.
Şekil. Seki
TABAKA DÜZLÜKLERİ: Bunlar arazinin her yerinde bulunabilecek büyük ve küçük tortul
tabaka düzlükleridir. Sert ve yumuşak tortul tabakaların üst üste istiflendiği arazilerin bazik
lavların yayılma alanlarının veya volkanik kökenli olan tüf tabakalarının bulunduğu sahaların
zamanla akarsular tarafından yarılarak aşındırılması ile meydana gelirler.
55
DOLGU VE YARMA: Arazinin belli bir genişlik ve yükseklikte doldurulması veya kazılması
sonucu ortaya çıkan arazi şeklidir.
Haritaya geçirilen yeryüzü noktalarının ve bilgilerinin büyük bir kısmı "Özel İşaret" adı verilen
sembollerle gösterilir. Özel işaretler, haritanın türüne ve ölçeğine göre değişik biçimlerde
düzenlenmiştir. Haritanın ölçeği küçültüldüğünde, haritada görülmeyecek kadar küçülen bilgiler
özel işaretler sayesinde görülebilmektedir. Örneğin 5m. genişliğindeki bir yolun 1/25.000 ölçekli
bir haritada 0,1mm. genişliğinde bir çizgi ile gösterilmesi gerekecektir. Harita ölçeği küçüldükçe
gösterim güçlüğü daha da artacaktır.
56
Şekil. 1/25 000 ölçekli topoğrafik haritalardaki özel işaretler
57
58
Şekil. Haritalarda kitabe bilgileri
Haritalarda yazıların okunuş yönüne uygun biçimde yazılmaları gerekir. Buna göre yazı yönleri
aşağıdan yukarıya, soldan sağa, sol aşağıdan sağ yukarıya ya da sol yukarıdan sağ aşağıya doğru
olmalıdır. Verilen ilkelere ters yöne yazılacak yazılar okumayı güçleştirir ve haritayı kullanacak
kimseyi yorar.
59
14.4. Harita yönü
Harita yönlerinden temel kuzey istikametleri anlaşılmalıdır. Herhangi bir noktayı belirlemek,
yerini tanımlamak için ortak bir başlangıç değerine gereksinim vardır. Aynı şekilde bir istikameti
tanımlamak için ise bir açı birimine, başlangıç notasına veya müracaat noktasına ihtiyaç vardır.
Açı birimi için üç ana başlangıç yönü vardır.
Herhangi bir doğrultunun iki yönü olup bu iki yön arasında 180 lik bir açı vardır. Yönün
tanımlanması veya ölçülebilmesi için bir başlangıcın kabul edilmesi gerekir. Kuzey oku 0o veya
360o başlangıç oku olarak alınır ve yön değerleri açı ile ölçülür. Yön açısı kuzey oku ile herhangi
bir AB yön oku (gözetlenen yön) arasında kalan yatay düzlemdeki açıdır
Yön açısı (α) kuzeyden itibaren saat yelkovanı yönünde 0o den 360o ye kadar değerler alır. Buna
göre α = 0o veya 360o kuzey; α = 90o doğu; α = 180o güney ve α = 270o batı yönlerine karşılık
gelir.
60
Şekil. Haritada kuzey işaretleri
Yeryüzünde herhangi bir bölgedeki grid kuzeyi ile manyetik kuzey arasındaki sapma açısına iğne
sapması; grid kuzeyi ile coğrafik kuzey arasındaki açıya boylam açınımı; coğrafik kuzey ile
manyetik kuzey arasındaki açıya da denklinasyon adı verilmektedir.
Örnek: Bir haritanın sağ alt köşesinde grid kuzeyi ile manyetik kuzey arasında 4o00’lık bir
manyetik sapma olduğu ve 1955 yılı için ortalama 2 dakikalık artı yıllık değişim miktarı olduğu
verilmiştir. 2000 yılına kadar olan değişimi hesaplayınız?
2000 yılındaki değişim için bu miktara haritada verilen manyetik sapma eklenir;
4o00’ + 1o30’= 5o30’ elde edilir.
Paftanın sağ üst köşesindeki sapma göstergesi üzerinden
2000 yılındaki yıldaki manyetik kuzey hattı çalışmakta olduğumuz haritamızda belirlenmiş olur.
Pusulanın gösterdiği kuzey artık bu yöndedir. Eğer ulaşılmak istenilen nokta ile harita üzerindeki
belirgin nokta arasında grid kuzeyi o esas alınarak belirlenen açıklık açısı değeri 141 30’ olarak
ölçülmüş ise,
61
Arazideki belirgin noktadan itibaren pusula kullanılarak ulaşılmak istenilen noktaya doğru bu açı
doğrultusunda gidilirse ulaşılabilir.
A s
Arazi Yüzeyi
Harita Yüzeyi
α
S
B
Şekil. Arazi ve harita yüzeyi üzerindeki uzunluklar
Bazı durumlarda bu iki nokta arasındaki eğik uzunluk istenebilir. O takdirde iki noktanın
yükseklik farkı (h) = HA-HB şeklinde bulunur ve l eğik uzunluğu; l2 = L2 + h2 bağıntısından
hesaplanır. Eğik uzunluk ile yatay uzunluk arasındaki fark göründüğü kadar büyük değildir.
Aralarındaki yükseklik farkı 200 m. olan iki nokta arasındaki topoğrafik (yatay) uzunluk 1000m.
63
ise buna tekabül eden gerçek (eğik) uzunluk 1019,8m. dir. Gerçek uzunluğa bazı hallerde kuş
uçuşu uzunluk da denir.
İki nokta arası, sivri uçlu bir pergel ile de ölçülebilir. Haritadan pergel yardımı ile ölçülecek
uzunluk çizgisel ölçek yardımıyla gerçek değerine dönüştürülür. Elde bir pergel yoksa aynı AB
uzunluğu bir kağıt şerit ve çizgisel ölçek ile de ölçülebilir.
Harita üzerinde düz uzunluklar ender hallerde bulunur. Akarsular, yollar, sınırlar, şekiller vb. eğri
veya kırıklık gösteren çizgiler şeklindedir. Bunların ölçülmesi farklı metotlar kullanılarak
yapılabilir.
Kırık harita uzun1uğu bölümlere ayrılır ve her bölüm uzunluk doğrusal kabul edilir. Pergelin iki
ucu, çizgisel (veya geometrik) ölçekten, açılabilecek en ufak aralık kadar açılır. Sabit tutulan bu
açıklık, ölçülecek uzunluğun üzerinde, pergelin iki ucu ile uygulanır. Her pergel adımı sayılır ve
bu sayı pergel arasının sabit açıklık değeri ile çarpılarak gerçek uzunluk bulunur
Harita üzerindeki düz uzunlukları herhangi bir cetvelle ölçmek mümkündür. Yatay arazi uzunluğu,
harita üzerinde ölçülen uzunluğun ölçek sayısı ile çarpılmasıyla bulunur. Ayrıca çeşitli ölçeklere
göre düzenlenmiş ölçekli cetveller mevcuttur. Bu cetveller genellikle üçgen prizma biçiminde olup
prizmanın her yüzü iki farklı ölçeğe göre düzenlenmiştir. Arazi uzunluğu belirlenecek haritanın
ölçeğine göre cetvelin uygun ölçekli bölümü seçilerek ölçülecek uzunluğa tatbik edilir ve
doğrudan arazi uzunluğu bulunmuş olur.
Harita üzerindeki uzunluklar, çoğu zaman harita üzerindeki grid koordinat kareleri yardımıyla da
tahmin edilebilir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken, haritanın ölçeğine göre kare çizgileri
aralıklarının değiştiğidir.
Harita üzerinde yatay açı ölçülmesi için açının kenarlarını oluşturan doğrultuların ölçülüp
projeksiyona göre bu doğrultulara uygulanacak redüksiyonların hesaplanması gerekir. Açıklık
açısı bir iletki ile ölçülebilirken düşey açılar dolaylı olarak belirtilebilir. İki komşu nokta arasında
yatay uzunluk (L) ve yükseklik farkı Δ( h) hesaplandıktan sonra eğim açısı (α) şu şeklinde
hesaplanabilir:
Δh = hA - hB tg α = ∆h
L
14.5.3. Koordinatların belirlenmesi
Büyük ve orta ölçekli haritalarda jeodezik koordinatların, küçük ölçekli haritalarda ise çoğu kez
coğrafi koordinatların ölçülmesi ve taşınması söz konusu olur. Seçilen bir nokta bir boylam ile bir
enlemin kesişme noktası ise koordinatları o enlem ile boylamın değerlerini alır. Eğer nokta iki
enlem ya da iki boylam arasında kalırsa koordinatları enterpolasyonla bulunur.
64
Örnek: Yükseklikleri 1010m ve 1020m olan iki eşyükselti eğrisi arasında kalan bir A noktasının
yüksekliğini bulunuz? A noktasının 1010m yükseklikteki eşyükselti eğrisine uzaklığı 4mm iken
1020m yükseklikteki eşyükselti eğrisine mesafesi 14mm’dir.
X m. lik “ “ 4 mm olur.
X= = =2.2 m
65
H H
L = L0*(1+ ) F= F0*(1+2* ) bağıntıları ile hesaplanır. Burada;
R R
Burada;
V: hacim
A1: en yüksek değerli düzeç eğrinin kapladığı alan, An: en düşük değerli düzeç eğrinin
kapladığı alan.
İki eş yükseklik eğrisi arasındaki hacim, (h) eğriler arasındaki yükseklik farkını göstermek üzere;
+
V= F1 F2 *h bağıntısı ile bulunur.
2
66