You are on page 1of 67

TOPOĞRAFYA

İÇİNDEKİLER

1. Ölçme Bilgisi Kavramı ................................................................................................................ 3


2. Ölçme Bilgisinin Kullanım Alanları .......................................................................................... 3
3. Yeryüzünün Şekli ........................................................................................................................ 4
4. Ölçülecek Alanın Büyüklüğüne Göre Topoğrafik Ölçmenin Çeşitleri .................................. 5
5. Ölçü Birimleri .............................................................................................................................. 5
5.1. Uzunluk Ölçü birimleri .......................................................................................................... 5
5.2. Alan Birimleri ....................................................................................................................... 6
5.3. Açı Birimleri .......................................................................................................................... 6
5.4. Yay Birimi Radyan ................................................................................................................. 7
6. Ölçek Kavramı ............................................................................................................................. 8
6.1. Sayısal Ölçek (Oransal Ölçek) ............................................................................................... 8
6.2. Çizgisel Ölçek ........................................................................................................................ 9
6.3. Geometrik Ölçek .................................................................................................................... 9
6.4. Harita Ölçeklerinin Seçimi ve Çizim Hassasiyeti ................................................................ 10
7. Ölçü Hataları Ve Hataların Yayılma Esasları ........................................................................ 10
7.1. Ölçmelerde Hata Kaynakları ................................................................................................ 11
7.2. Ölçme İşlemlerinde Karşılaşılan Hatalar ............................................................................. 11
7.3. Hata, Gerçek Hata, Görünen Hata ....................................................................................... 12
7.4. Doğruluk Derecesi ................................................................................................................ 12
8. Koordinat sistemleri .................................................................................................................. 15
8.1. Coğrafi koordinat sistemi ..................................................................................................... 17
8.2. Dik Koordinat Sistemi .......................................................................................................... 19
9. Yüksekliklerin Ölçülmesi - Nivelman ...................................................................................... 20
9.1. Geometrik Nivelman ............................................................................................................ 20
9.2. Trigonometrik Nivelman ...................................................................................................... 22
9.3. Barometrik Nivelman ........................................................................................................... 23
10. Küresel Konumlama Sistemi (GPS) ...................................................................................... 23
10.1. Küresel Konumlama Sistemi (GPS)'ne Giriş ..................................................................... 23
10.2. GPS Çeşitleri ...................................................................................................................... 24
10.3. Küresel Konumlama Sistemi Bileşenleri ........................................................................... 27
10.4. Küresel Konumlama Sisteminin Mantığı ........................................................................... 28
10.5. GPS İle Konum Belirleme Metotları .................................................................................. 29
10.6. Duyarlık Kaybı Nedenleri ve Çözümleri ........................................................................... 30
10.7. GPS'in Kullanım Alanları................................................................................................... 30
10.8. GPS el alıcıları ................................................................................................................... 31
11. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ............................................................................................... 34
11.1. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Bileşenleri .............................................................................. 36
1
11.2. Coğrafi veri yapıları ........................................................................................................... 37
12. Sayısal yükseklik modeli ve sayısal arazi modeli.................................................................. 38
13. Topoğrafik Haritalarda Eş Yükseklik Eğrilerinin Özellikleri ............................................ 39
13.1. Eş yükseklik eğrilerinin çeşitleri ........................................................................................ 44
13.2. Arazi Şekilleri .................................................................................................................... 45
14. Harita Tasarlama ve Çizimi ................................................................................................... 56
14.1. Özel işaretler ...................................................................................................................... 56
14.2. Harita kenar bilgileri .......................................................................................................... 57
14.3. Harita yazıları ..................................................................................................................... 59
14.4. Harita yönü ......................................................................................................................... 60
14.5. Harita Üzerinde Ölçmeler .................................................................................................. 62

2
1. ÖLÇME BİLGİSİ KAVRAMI
Yeryüzünde bulunan veya yeryüzüne yakın doğal ve yapay noktalar ile bunların oluşturduğu
cisimlerin belirli bir karşılaştırma (kıyas, referans) düzlemi veya yüzeyine göre konumlarının
saptanması ve belirli bir oran (ölçek) ile küçültülerek kâğıt üzerine geçirilmesi için gerekli arazi
işlemleri, hesap ve çizim yöntemleri ölçme bilgisinin konusunu oluşturur. Aynı zamanda kâğıt
üzerindeki ölçülerin araziye uygulanması ve çeşitli mühendislik işleri için gerekli arazi işleri de
ölçme bilgisinin konusu içinde yer alır.

Bu bilim dalı Türkçeye Jeodezi olarak girmiştir. Kısaca yeryüzünün biçim ve boyutları gibi
özelliklerini tanımlamayı sağlayan verilerin araştırılması ve incelenmesiyle uğraşan bilim
kolu olarak tanımlanabilir. Genel anlamda, yeryüzü üzerindeki şekillerin tayini ve ölçülmesi
ile ilgili olarak uygulamalı matematiğin bir dalıdır.
M.Ö. Üçüncü Yüzyıl’ın ikinci yarısında, Eratosthenes (M.Ö.276–194) Dünya’nın çevresinin
yaklaşık 40233 km olduğunu, basit geometrik ilişkilerle buldu.
Günümüzün modern uydu teknolojileriyle bu ölçüm; 40 075 km olarak bulunmuştur. İlk kez
p’nin (pi) değeri, Antik Çağ’ın en büyük bilim adamı ve Eratosthenes’in çağdaşı Arkhimedes
(Arşimet) tarafından hesaplanmıştır. Arkhimedes p’nin değerinin 310/71 ile 31/7 arasında
olduğunu göstermiştir.

Ölçme ili ilgili bazı sayılar


• Dünyanın çevresi: 40 075 km
• Dünyanın yerküre çapı: 12 756 km
• Pi (p) değeri: 40075/12756= 3.14
• Dünya-Güneş uzaklığı: 149 669 180 km
• Dünya-Ay uzaklığı:384 403 km
• Dünyadaki En yüksek nokta: Everest (8850 m)
• Dünyadaki En alçak nokta: Ölü deniz (-417 m)

2. ÖLÇME BİLGİSİNİN KULLANIM ALANLARI


Ölçüm değerleri kullanılarak iki boyutta alan hesaplamaları, üç boyutta ise hacim
hesaplamaları mühendislerin sıklıkla kullandıkları hesaplamalardır. Ölçme bilgisinin
kullanım alanları kısaca aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
Arazi ölçmesi; Arazinin parsellere ayrılması, eski veya silinmiş arazi sınırlarının
yeniden tesisi, alanların hesaplanması, arazi haritalarının çıkarılması.
Topoğrafik ölçme; Arazinin tesviye edilmesi, yeryüzünün girinti ve çıkıntılarını
gösteren haritalar için gerekli bilgilerin toplanması, doğal ve suni engellerin bulunduğu
yerleri gösteren haritaların tesis edilebilmesi için gerekli bilgilerin toplanması.
Yol ölçmesi; Karayolu, demiryolu, sulama kanalları veya boru hatlarının proje
güzergâhları boyunca yeryüzü engellerinin yerlerini tespit etmek, proje hattını geçirmek,
kazı ve dolgu hacmini hesaplamakla ilgili çalışmaları kapsar.
Hidrografik ölçme; Ulaştırma, su temini veya su altı inşaatı amaçlarıyla su kütlesinin
ölçülmesi ile suyun seviye değişimleri ve akarsu debilerini ölçme işlemlerini kapsar.
Maden ölçmesi; Maden yataklarının ve yeraltı çalışmalarının yerini tespit etmek ve
jeolojik biçimleri tayin etmek ve taşınacak hacmi hesaplanmakta kullanılır.

3
Kadastral ölçme; Arazi mülkiyet sınırlarının tespiti
Şehir ölçmesi; Şehir sınırları içinde bulunan alanların haritalarının çıkarılması, yeni
sokak ve caddelerin geçirilmesi, caddelerin, kanalizasyon ve diğer yapıların inşası, binaların
yerlerinin tespiti ile ilgili ölçmelerdir.
Fotogrametrik ölçme; Uçaklardan özel kameralarla çekilen fotoğraflar yardımıyla
yeryüzü şekillerinin ölçülmesi, ulaşılması ve ölçülmesi zor alanların ölçümü.
Jeodezik ölçme; Yeryüzünün gerçek biçimi göz önüne alınarak yapılan ölçmelerdir.
Yüksek doğruluk aranılan ve büyük arazi parçaları üzerinde yapılan ölçmelerdir. Küresel
İzdüşümü Düzleminin oluşturulmasında ve dünya ve ülkeler haritasının çıkarılmasında
yararlanılır.

Ölçme bilgisinin uygulama alanı bulduğu başlıca toplum hizmetleri şunlardır;

1. Tapu ve kadastro hizmetleri


2. Şehircilik
3. Belediye hizmetleri
4. Tarım ve ormancılık
5. Milli savunma
6. Turizm
7. Yapı
8. Elektrik
9. Deniz, hava ve kara ulaşımı
10. Haberleşme, v.d. gibi

3. YERYÜZÜNÜN ŞEKLİ
Yeryüzünün şekli tarihin ilk çağlarından beri inceleme ve tartışma konusu olmuştur. Önceleri düz
bir yüzey olarak kabul edilen yeryüzü şeklinin sonraları ” Geoid ” biçiminde olduğu araştırmalar
sonucunda belirlenmiştir.
Geoid, büyük okyanus yüzeylerinin üstünden karalarında (dağların) altından devam ettiği
varsayılarak oluşturulan soyut kapalı yüzey olarak tanımlanır. Nivo yüzeyi olarak da adlandırılan
bu yüzey her noktasından o noktadaki çekül doğrultusuna diktir.
Geoid çok üst dereceden bir denklemle (16. dereceden bir denklem) ifade edilebildiği için hesap
yüzeyi olarak Geoide en iyi uyan küre veya Dönel Elipsoid kullanılır. Dönel Elipsoid bir elipsin
kısa ekseni etrafında dönmesinden meydana gelen kapalı şekildir.

4
4. ÖLÇÜLECEK ALANIN BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE TOPOĞRAFİK
ÖLÇMENİN ÇEŞİTLERİ
Ölçülecek alanın büyüklüğüne bağlı olarak topoğrafik ölçmeler iki grupta toplanabilir.

Jeodezik Ölçmeler; Ölçü alanı 50km2 den büyüktür. Yeryüzünün şekli, ölçü yapılacak alan
50–5000 km2 arasında ise küre, 5000km2 den büyük ise Dönel Elipsoid olarak kabul edilir.
Alanlar ve açılar küreseldir. Düşey doğrultular birbirine paralel değildir. Hesaplamalarda küresel
Trigonometri formülleri kullanılır.
Düzlem Ölçmeler; Ölçme alanı 50km2 den küçüktür. Düşey doğrultular birbirine paralel kabul
edilir. Hesaplamalarda düzlem trigonometri formülleri kullanılır.

5.

ÖLÇÜ BİRİMLERİ

5.1. Uzunluk Ölçü birimleri


Tarih boyunca uzunluklar daima insan vücudunun uzuvları cinsinden ölçülmüştür. Parmak, el,
ayak, karış v.b. gibi.
1970 yılında Fransa’nın dünya politikasındaki büyük etkisi nedeniyle, Fransız
parlamentosunun özel bir komisyonu METRE ( Fransızcıda ölçü demek) olarak isimlendirilen
uzunluk biriminin kullanılmasını teklif etmiştir.
1 metre iyi bir yaklaşıklıkla yeryüzünün Kuzey-Güney kutuplarından geçen meridyen
çevresinin 40 milyonda biri olarak verilmiştir. Bu prototip, Paris’de %90 platin ve %10 iridyum

5
karışımından imal edilmiş olarak muhafaza edilmektedir. Daha sonraları bu çubuğun uzunluğunun
zannedildiği kadar doğru olmadığı, gerçekte 0.001 mm daha kısa olduğunun saptanması üzerine
metrenin yeni bir tanımı yapılmıştır. Buna göre Kripton 86 gazı atomunun yaydığı ışının dalga
uzunluğunun 1650763.73 katı olarak verilmiştir.
Yani 1 metre = 1650763.73*λKR86 dır.
Daha sonraki yıllarda 1 metre ışığın boşlukta 1/299792458 saniyede kat ettiği uzunluk
olarak tanımlanmıştır.
Metrenin Bölümleri

1 Teraemetre 1012 1 Tm 1 Desimetre 10-1 1 dm


1 Gigametre 109 1 Gm 1 Santimetre 10-2 1 cm
1 Megametre 106 1Mm 1 Milimetre 10-3 1 mm
1 Kilometre 103 1km 1 Mikrometre 10-6 1 μm
1 Hektometre 102 1hm 1 Nanometre 10-9 1 nm
1 Dekametre 101 1dam 1 Pikometre 10-12 1 pm

Kullanılan diğer uzunluk birimleri


1 inç =0.0254 m
1 ayak (foot) =12 inç = 0.3048 m
1 yarda (yard) = 3 ayak = 0.9144m
1 kara mili = 1609 m
1 deniz mili = 1852 m

5.2. Alan Birimleri


1 kilometrekare km2 = 106 1 Dönüm =1000 m2
1 hektar ha = 104
1 Ar Ar = 102
1 Desimetrekare dm2 = 10-2
1 Santimetrekare cm2 = 10-4
1 Milimetrekare mm2 = 10-6

5.3. Açı Birimleri


DERECE: Bir daire çevresinin 360 da birini gören merkez açıya denir.
1 Derece = 1o = 1/360
1 dakika = 1’ = 1/60
1 saniye = 1’’ = 1/3600 derece= 1/60 dakika
Örnek: 32o 59’ 34’’ = 32.9929o
GRAD: Bir daire çevresinin 400 de birini gören merkez açıya denir. Genellikle sayının veya
harfin sağ üst köşesinde küçük “g” harfi ile gösterilir.
1 Grad = 1g = 1 gon = 1/400
1 santigrad = 1c = 1/100 grad (santigon)
1 miligrad = 1/1000 grad ( miligon )
1 desimiligrad= 1cc = 1/10000 grad = 1/100 santigrad
Örnek: 127g 1482 = 127g 14c 34cc

6
5.4. Yay Birimi RADYAN
Bir dairede yarıçap uzunluğundaki yayı gören merkez açıya bir
RADYAN veya bir radyanlık açı denir ve ρ (ro) ile gösterilir. Bir başka b
deyişle 1 radyan, daire yayının daire yarıçapına oranı 1 olan düzlem
açıdır. α
b Yay Uzun luğu
r
1 Radyan    
r Yarıçap
Merkez açı hangi birimde alınırsa ρ (ro) değeride aynı birimde olur.
ρo =180/π = 57.295779 ρg = 200/π = 63.661977
ρ’ = 180*60/π =3437.7467 ρc = 200*100/π =6366.1977
ρ’’ = 180*60*60/π =206264.806 ρcc = 200*100*100/π =636619.77
Yukarıda verilen denklemde α açısı derece yada grad olarak hesaplanması istendiğinde denklemin
ρ (ro) değeri ile çarpılması gereklidir. Buna göre genel olarak
b  b b
   denklemi elde edilir. birimsiz olduğundan  değeri hangi birimde
r  r r
seçilirse α değeride seçilen birimde olur.

Örnek:
Yüksekliği 8 m. olan bir kule α = 98cc bir açı
altında göründüğüne göre kule ile bakılan nokta
b=8m
arasındaki mesafe ne kadardır?
α= 98cc
Çözüm:
α açısı küçük açı olduğundan r=?

b  b
  r   cc
r  
8
r  cc 6366 .20 cc  519.69 m.
98
4.3.1. Açı Birimleri Arasında Dönüşüm

D G R
 
360 400 2
1o =1.11111111g 1g = 0.9o
1’ = 1.851852c 1c = 0.54’
1’’ = 1.086419cc 1cc = 3.24’’

Örnek: 24.1626g lık bir açının derece cinsinden değeri nedir?


Çözüm:
24*0.9= 21o.6 = 21o+6*(60) = 21o 36’
16*0.54= 8’.64 = 8’+ 64*(60) = 08’ 38’’.4
26*3.24= 8’’.424 = 08’’.424
= 21o 44’ 46’’.824

7
6. ÖLÇEK KAVRAMI
Haritalar çizilirken arazideki gerçek uzunluklar belli bir matematik sisteme ve seçilen
projeksiyona (bakış açısına dayalı) göre belli bir oranda küçültülür. Bu küçültme oranına ölçek
denir.
Üç tür ölçek vardır,
a. Sayısal Ölçek (Oransal Ölçek): bu ölçekler, basit bayağı kesir şeklinde ifade edilir. 1/500,
1/1000 ve 1/5000 gibi.
b. Grafik Ölçek: bu tür ölçek tipi kendi arasında ikiye ayrılır. Bunlar;
i. Çizgisel Ölçek
ii. Geometrik ölçek

6.1. Sayısal Ölçek (Oransal Ölçek)

Harita üzerindeki uzunluğun yeryüzündeki gerçek uzunluğuna oranı, haritanın ölçeğidir.


1/100.000, 1/250.000 gibi. Burada pay ve paydanın birimleri aynıdır. Örneğin 1 / 100.000 ölçekte
her iki tarafı da cm birimiyle düşünürsek; 1 cm / 100.000 cm yani 1 cm / 1 km olur. Yani kağıt
üzerine basılı harita üzerindeki 1 cm'lik uzunluk, yeryüzünde 1 km'lik uzunluğa karşılık geliyor
demektir.

Alansal Ölçek:
Haritadaki Alan f 1
Ölçek   
Arazideki (gerçek) Alan F M2

Haritadaki uzunluk s 1
Ölçek   
Arazideki (gerçek) yatay uzunluk S M

Örnek 1: 1/2000 ölçekli bir haritada 64,2 mm olarak ölçülen uzunluğun arazideki karşılığı nedir?
Haritadaki uzunluk s 1
Ölçek   
Arazideki (gerçek) yatay uzunluk S M

64 .2 1 64 .2 1
  
S M S 2000
S  64 .2 * 2000  128 .4 m. 8
Örnek 2: 1/2000 ölçekli bir haritada bir parselin alanı 1225 mm2 olarak bulunmuştur. Bu parselin
arazideki karşılığını m2, hektar ve dekar biriminde hesaplayınız?

Haritadaki Alan f 1
Ölçek   
Arazideki (gerçek) Alan F M2

1225 1 1225 1
  
F M2 F ( 2000 ) 2

F  1225 * ( 2000 ) 2

F  4900 m 2 , 0.49 hektar, 4.9 dekar

6.2. Çizgisel Ölçek


Özellikle küçük ölçekli haritalar üzerinde iki nokta arasındaki grafik uzunluğun gerçek karşılığını
bulmadan kullanılır. Çizgisel ölçek için bir doğru çizilir ve üzerinde bir sıfır noktası işaretlenir.
Sağ tarafta ölçeğe yuvarlak değerler veren ( 10, 20, 50m.gibi) bölümler alınır. Sol tarafta ise
yuvarlak değer veren bölüm kadar alınır. Bu bölüm üzerinde olabildiği kadar en küçük yuvarlak
değer veren bölümler işaretlenir. Uzunlukların bulunması için iki ucu sivri pergelden yararlanılır.

Pergel harita üzerinde ölçülmek istenen noktalar üzerine getirilerek aralanır. Pergelin açıklığı
bozulmadan bir ucu kesirli kısma rastlayacak şekilde diğer uç uygun bir tam bölmeye çakıştırılır.
Şekildeki pergelin bir ucu 300 tam bölümüne çakıştırıldığında diğer uç sıfır işaretini aşıp 60m lik
kısma çakışmaktadır. Örnekteki iki nokta arsındaki uzunluk 360m dir.

6.3. Geometrik Ölçek


Çizgisel ölçeğe benzemektedir. Bu ölçeğin çizgisel ölçekten üstünlüğü, uzunlukların kesir
kısımlarının tahmin etmek suretiyle değil doğrudan ölçülebilmesidir. Geometrik ölçeğim
oluşturulması için önce çizgisel ölçek oluşturulur. Çizgisel ölçeğe parallel olmak üzere uygun
aralıklar la 10 tane paralel çizgi çizilir. Çizgisel ölçek üzerindeki ana bölümlerden dikler çıkılır.

9
Sıfırın solundaki ondalık işaretler en üstteki yatay çizgide bir ondalık soldan olan işaretlerle
birleştirilir. Böylece geometrik ölçek oluşturulmuş olur.

Haritadan sivri uçlu pergelle alınmış olan bir uzunluğun doğadaki değerini bu ölçek yardımı ile
bulmak için, pergelin sağ ucu tam bölümlerden birinde, sol ucu ise ondalık kısımda kalacak
şekilde her iki uç yatay çizgilere paralel kaydırılarak sol ucun eğik çizgilerden birine çakışması
sağlanır. Şekilde pergelin bir ucu 300 tam bölümüne çakışık iken diğer uç 65,5 m lik kısma
çakışmaktadır. Buradan iki nokta arasındaki uzaklığın 365.5m olduğu görülür.

6.4. Harita Ölçeklerinin Seçimi ve Çizim Hassasiyeti


Bir harita fonksiyon olarak ne bekleniyorsa ve istenileni hangi ölçek sağlayabiliyorsa o ölçek
seçilmelidir. Üzerine karayolu projelerinin çizileceği haritanın ölçeği il imar planının çizimine
altlık olacak hali hazır haritanın çizim ölçeği farklı olacaktır. Haritanın ölçeğini ne gereğinden çok
büyük tutmalı, ne de ihtiyacı karşılamada yetersiz olacak şekilde küçültülmelidir.
Haritaların çiziminde ne kadar itina gösterilirse gösterilsin kaçınılamayacak bir yanlış vardır ki
buna grafik yanlış veya çizim hassasiyeti denilmektedir. Normal insan gözünün mm ‘nin beşte
birini ayırt ettiği düşünülürse 1/1000 ölçekli bir haritanın çizim hassasiyeti 20 cm ‘dir.
Topografyada çizim hassasiyetinin miktarı 0,2mm olarak kabul edilmektedir.

Örnek: 1/1.000 ölçekli bir haritanın çizim hassasiyeti ne kadardır?


Çizim hassasiyetinin harita karşılığı yani harita üzerindeki değeri 0.2 mm ise

a 0.21.000 200 mm20 cm

Örnek: 1/25.000 ölçekli bir haritanın çizim hassasiyeti kaç metredir? (Cevap: 5 m)

7. ÖLÇÜ HATALARI VE HATALARIN YAYILMA ESASLARI

Yeryüzünde, ister bir kenar olsun ister bir açı birkaç kez ölçüldüğünde her ölçü değeri arasında az
çok farkların olduğu görülür. Yapılan her ölçünün sonucunu aynı bulmak hemen hemen
imkânsızdır. Ölçü hataları denilen bu farklar, ölçüyü yapan kişi tarafından yapılabileceği gibi, ölçü

10
aletlerinin hatalı olmasından ve atmosferik şartlardan da meydana gelebilir. Bu amaçla hataların
belirlenip giderilmesi, giderilemeyenlerin de ölçüye etkisinin en aza indirilmesi gereklidir.

7.1. Ölçmelerde Hata Kaynakları


Kişisel Hatalar: İnsan duyu organlarının kusursuz olmaması nedeni ile kişisel dikkat
ve yeteneğin sınırlı olmasından kaynaklanan hatalar (örneğin, yatay açı ölçümünde
operatörün, aletin düşey gözlem çizgisini, gözlenen hedefe tam olarak yöneltememesi gibi),
Aletsel Hatalar: Aletin yapımındaki veya düzenlenmesindeki herhangi bir eksiklik ya
da herhangi bir parçasının oynaması nedeni ile oluşan hatalar (örneğin, miradaki bölüm
aralıklarının hatalı yapılması veya miranın çarpılmış olması),
Ortamdan Kaynaklanan Hatalar: Rüzgâr, sıcaklık, rutubet, hava katmanlarındaki
kırılma, yerçekimi, manyetik alan vb değişik doğa olaylarından kaynaklanan hatalar (örneğin,
çelik şerit metrenin boyunun hava sıcaklığı ile değişimi gibi),

7.2. Ölçme İşlemlerinde Karşılaşılan Hatalar


Ölçme işlemlerinde üç tür hata ile karşılaşılır.
1. Kaba Hatalar: Genellikle dikkatsizlikten doğan hatalardır. Örneğin 20 m’lik çelik şerit
metre boyunun unutulması. Bir açı ölçüsü sırasında 35g yerine 85g yazılması. Kontrol
ölçüleri ve ölçümleri birkaç kez tekrarlayarak bu hatalardan kurtulunabilir.
2. Sistematik (Düzenli ) Hatalar: Ölçüyü aynı yönde ve aynı miktarda etkileyen küçük
hatalardır. Bu hataların tesadüfle ilgisi yoktur. Bunların büyüklüğü ve işareti belli bir
parametreye bağlıdır. Bu parametre; ölçücünün şahsi özellikleri, aletin özellikleri veya
fiziksel ortam ile ilgilidir. Ölçüler ne kadar tekrar edilirse edilsin sistematik hata aynı
kalır. Bu hataların giderilmesi ancak bu hataların tanınması ve bunları önleyecek ölçü
metotları kullanılarak giderilir.
 Ölçüden önce ölçme aletlerinin gözden geçirilmesi ve ayarlanması
 Ölçü usullerini ve sistemlerini, hataların ölçüleri etkilemeyecek şekilde
düzenlenmesi. Örneğin,silsile usulü açı ölçüsü.
3. Tesadüfi (Düzensiz) Hatalar: Bunlar aletlerin tam yapılamayan ayarları ve insan
yeteneklerinin sınırlı olmasından doğan, bazen eksi bazen artı yönde kendini gösteren
gayet küçük miktardaki hatalardır ve hata türleri içinde en tehlikeli olanıdır. Bu hatalar
yok edilemez fakat aynı büyüklüğe ait ölçülerin yeterince tekrar edilmesi ve ölçü sonucu
olarak bu ölçülerin ortalamasının alınması sonucu etkileri azaltılabilir.

11
7.3. HATA, GERÇEK HATA, GÖRÜNEN HATA
7.3.1. Gerçek Hata Ve Düzeltme

Gerçek Hata
Ölçülen bir ‘l’ büyüklüğünün gerçek değeri ‘x’ biliniyor ise, gerçek hata

(ε) = Ölçü Değeri (L) – Gerçek Değer (X)

Gerçek Hata = Li – X = -εi

Burada εi gerçek hatanın ters işaretlisi olarak “Gerçek Düzeltme” miktarını göstermektedir.

Gerçek Düzeltme = εi = X – Li

7.3.2. Görünen Hata Ve Düzeltme

Ölçmenin amacı gerçek değere mümkün olduğu kadar yakın bir değer elde etmektir. Gerçek değer
çoğunlukla bilinmez ve hata hesabında buna en yakın olan Kesin Değer (X) kullanılır. Bu
büyüklüğe ait ölçülerin aritmetik ortalaması kesin değeri verir.

L  L2  ......  Ln L
x 1  Kesin değer kullanılarak hesaplanan hataya “Görünen Hata
n n
(V) “ adı verilir.
Görünen Hata = Li – X = -Vi
Vi düzeltmedir ve hatanın ters işaretini taşır.
Vi = X – Li

7.4. Doğruluk Derecesi

Ölçü sonuçlarının doğruluk derecelerini, kalitelerini göstermek için ölçülere ait hataların
fonksiyonları kullanılır. “Doğruluk Dereceleri Ölçütleri” ismi verilen bu fonksiyonlardan en çok
kullanılanları;

7.4.1. Karesel Ortalama Hata (m) :

1 n 2
m2   m
 
n i 1 i n
Görünen hataların kullanılması durumunda
m
vv
n -1
7.4.2. Mutlak Değer Ortalama Hatası (t)
Hataların mutlak değerlerinin ortalaması olarak tanımlanır

t
 
n
12
7.4.3. Muhtemel Hata (r)

Muhtemel hatanın hesaplanabilmesi için hatalar, mutlak değerlerine küçükten büyüğe doğru
sıralanır. Hata sayısı tek ise ortadaki değer çift ise orta durumda olan iki değerin ortalaması
muhtemel hata olarak alınır.

Ölçü sayısı tek ise r   


    n 1
Ölçü sayısı çift ise
2
 
 
    n 
1
 n  
2   1 
 2 2 

7.4.4. Rölatif (Bağıl) Hata

Karesel ortalama hatanın kesin değere oranı olarak tanımlanır ve paydaki değer 1 olacak şekilde
oran oluşturulur. Örneğin 2 km’ lik bir uzunluk ±2 cm incelikle ölçülmüş ise
2cm 1 bunun bağıl hatası

200000 100000 olarak hesaplanır.

Örnek 1: Bir uzunluk 10 kez ölçülmüş ve aşağıdaki değerler elde edilmiştir.


L1=180.57 m L6=180.62 m
L2= .62 m L7= .57 m
L3= .63 m L8= .61 m
L4= .55 m L9= .62 m
L5= .56 m L10= .55 m
Karesel ortalama hata, muhtemel hata ve rölatif hatayı hesaplayınız?

Çözüm: Önce kesin değer X hesaplanır

L  L2  ......  L10 L Vi = X – Li


x 1   X  180.59
n 10 V1 = 2 cm V2 = -3 cm V3= -4 cm
V4= 4 cm V5 = 3cm V6= - 3 cm V7= 2 cm V8= -2 cm V9= -3 cm V10 = 4 cm
[V] = 0 [VV] = 96

Karesel Ortalama Hata:

m
vv  96
 3.3 cm
n -1 10  1 Hatalar mutlak değerlerine göre sıralanırsa Muhtemel hata;
2223333444

 
 
    n 
1
  n    r  3 cm
2   1 
 2 2 

13
Rölatif hata:

3.3 cm 1

18059 cm 5472

Örnek 2: iki kişi aynı büyüklüğü 10 kez ayrı ayrı ölçerek tabloda verilen gerçek hataları
bulmuşlardır. Bu değerlere göre hangi ölçmeci daha duyarlıklı ölçü yapmıştır?

Çözüm:
1. Kişi 2. Kişi 52 120
m1   2.3 m2   3.4
ε ε2 ε ε2 10 10

-2 4 -1 1
1 1 0 0 yukarıda hesaplanan karesel ortalama hatalara
-3 9 2 4 göre 1. ölçmecinin değeri 2. ölçmecinin
-4 16 -10 100 değerine göre daha küçüktür. Bu yüzden 1
-1 1 0 0 ölçmeci daha duyarlı ölçme yapmıştır.
2 4 -3 9
3 9 1 1
-2 4 0 0
-2 4 2 4
0 0 1 1
   20  2   52    20  2   120

Örnek: Bir uzunluk 10 kez ölçülmüş ve aşağıdaki ölçü değerleri elde edilmiştir. Duyarlık ölçütlerini
hesaplayınız.

14
Örnek: Uzunluğu 100,00 m olan bir ayar bazı iki ayrı ölçme ekibince mm birimine kadar ölçü
yapılarak çelik şeritle on kez ölçülmüştür. Hangi ölçme ekibi daha duyarlıklı sonuç elde etmiştir.

Sonuç: 1 numaralı ölçme ekibi için duyarlık ölçütleri daha küçük çıktığından bu ekibin ölçme
doğruluğu diğer ekipten daha yüksektir.

Duyarlık ölçütleri arasında Ortalama hata > Mutlak hata > Olası hata yani
ilişkisi vardır.

8. Koordinat sistemleri
Arazi veya harita üzerindeki bir noktanın dünya üzerindeki yerinin kabul edilen bir başlangıç
sistemine göre enlem ve boylam eksenleri ile yaptığı açı cinsinden ya da bu eksenlere uzaklığının
metre cinsinden belirtildiği sistemlere denir. Bu sistemde noktanın yerini belirlemeye yarayan
elemanlara da koordinat denir.
Yer yüzeyi üzerindeki noktaların birbirlerine göre olan konumlarının belli bir sistemde
tanımlanması gerekir. Dünya üzerindeki her hangi bir noktanın yeri, enlem ve boylam değerleri ile
belirtilir.
Yerin dönme eksenin yer yuvarlağını deldiği noktalara yerin kutupları, yer merkezinde dönme
eksenine dik olan düzleme ekvator düzlemi ve ekvator düzlemi ile yer yuvarlağının ara kesitine ise
ekvator denir. Ekvator düzlemine paralel düzlemlerin yerküre yüzeyi ile oluşturdukları çizgiler
15
‘paralel daire’ olarak isimlendirilir. Paralel daireleri kuzey ve güneyde 1° Aralıklı 90'ar tane
olmak üzere toplam 180 tanedir. Ekvatordan kutuplara doğru (kuzeye ya da güneye) gidildikçe
paralel daire çapları küçülür.
Ekvatora dik olan ve kutuplarda birleşen dairelere meridyen denir. Yerin dönme ekseninden geçen
düzlemlere meridyen düzlemleri, bu meridyen düzlemleri ile yer yuvarlağının ara kesitine ise
meridyen veya boylam dairesi denir. Meridyenler 1° aralıklı 180 doğu ve 180 batı meridyeni
olmak üzere toplam 360 tanedir. Londra'da Greenwich'teki gözlem evinden geçen meridyen,
başlangıç meridyenidir. Ekvatora koşut düzlemlerin yer yuvarlağı ile arakesitlerine koşut veya
enlem daireleri ve bir noktadan geçen paralel dairesinin ekvatora olan uzaklığına o noktanın
enlemi denir. Bir noktadan geçen meridyen dairesinin başlangıç meridyeni düzlemi ile arasındaki
açıya ise o noktanın boylamı denir.

Şekil. Paralel dairesi ve meridyen yayı

Bir koordinat sistemini tanımlamak için; başlangıç noktasını (origin), dönüklüğünü (orientation)
ve birimini (units) tanımlamak gerekir.

Koordinatların kullanım alanları;


• Yeryüzünde bir noktanın ya da bir bölgenin yerinin tarifinde,
• Harita üzerinde bir noktanın yerini belirtmekte,
• Koordinatları hesaplanmış noktaları haritaya geçirmekte,
• Koordinatları belli noktalar arasındaki kenar uzunluğu ve bu kenarın kuzeyden olan
açıklığını (istikamet açısını) hesaplamakta,
• İki nokta arasındaki yerel saat farkının hesaplanmasında, şeklinde sıralanabilir.

Coğrafi koordinat sistemleri (Enlem-Boylam), dik koordinat sistemi (Y, X), kutupsal koordinat
sistemleri ve uzaysal koordinat sistemleri olmak üzere 4 çeşit koordinat sistemi vardır.

16
8.1. Coğrafi koordinat sistemi

Bir noktanın dünya üzerindeki yerinin o noktanın eksenlerle yaptığı açılar kullanılarak belirlendiği
sisteme Coğrafi Koordinat Sistemi denir. Coğrafi koordinat sisteminin eksenleri ekvator dairesi ile
Greenwich'den geçen boylam dairesidir.

Şekil. Küresel koordinat sistemi

Yerküre üzerindeki herhangi bir noktanın enlemini, ilgili noktayı yerkürenin merkez noktası ile
birleştirdiği düşünülen doğrultunun ekvator düzlemi ile yaptığı açı tanımlamaktadır. Enlem değeri,
(φ) harfi ile gösterilir ve (fi) olarak okunmaktadır. Derece birimini gösterirken uluslararası kabul
görmüş (°) işareti kullanılmaktadır. Yerküre üzerinde küresel coğrafi koordinatları bilinmek
istenen nokta kuzey yarı kürede ise enlemin (+) pozitif, güney yarı kürede ise (-) negatif değer
aldığı kabul edilmiştir. Bu durumda kuzey kutup noktasının enlemi +90°, güney kutup noktasının
ise -90° olacaktır. Buna karşın tam ekvator dairesi üzerindeki yer noktalarının enlemi ise 0° dir.

Batı Boylamları Doğu Boylamları

2
1

3 4

1:80 o - 60o B 2: 140o - 120o D 3: 140o - 160o B 4:120o - 140o D


20o - 40o K 40o - 60o K 20o - 40o G 20o - 40o G

17
Şekil. Coğrafi koordinat sistemi
Türkiye topraklarının tamamı kuzey yarı kürede yer aldığından her noktasında enlem pozitif
değere sahiptir. Örneğin İstanbul’da Sultanahmet Meydanı civarındaki bir noktanın enlemi 41°
civarındadır.
Yerküre üzerinde herhangi bir noktadan geçen meridyenin ve başlangıç meridyeninin
herhangi bir paralel daire ile kesişme noktalarının, ilgili paralel dairenin merkezi ile birleştirildiği
varsayılır. Paralel daire merkezlerinin yerkürenin dönme ekseni üzerinde olacakları açıktır.
Böylece oluşan doğrular arasında kalan açı ise, ilgili noktanın ‘boylamı’ olarak adlandırılmıştır.
Boylam değeri genellikle (λ) harfi ile gösterilir ve lamda olarak okunur. Aynı meridyen üzerindeki
tüm noktalar şüphesiz aynı boylam değerine sahiptirler.
Derece, en çok kullanılan açı birimlerinden biri olup alt birimleri dakika ve saniyedir.
1° = 60', 1' = 60 "dir (1 ° = 60' = 3600"). Coğrafi koordinat sisteminde bir noktanın koordinatı, 43°
24' 56" (43 derece, 24 dakika, 56 saniye). 1/25000’lik paftalarda; 1 derece dakikası enlemde
73,5mm ve boylamda 57,5mm dir. Topoğrafik haritada koordinatını bulmak istediğimiz noktadan
enleme ve boylama dikler çıkılır. Çıkılan diklerin kendisine en yakın dakika işaretinden cm olarak
mesafesi ölçülür ve yukarıdaki katsayılar kullanılarak dakika cinsinden değeri bulunur. X
ekseninde kendisine soldan en yakın, Y ekseninde kendisine alttan en yakın dakika değeri üzerine
eklenerek noktanın coğrafi koordinatı bulunur.

Örnek: 1:25000 ölçekli topoğrafik haritada A noktasının en yakın enleme mesafesi 22mm
ve en yakın boylama 25mm olduğuna göre bu A noktasının coğrafi koordinatlarını hesaplayınız?
25mm boylam
B

0 / //
39 21 18
A
22mm enlem E

A noktasının 1 derece dakikası enlemde 73,5 mm olduğuna göre,

Enlem = ( )*60''=17.90 dir.


18
1 derece dakikası boylamda 57,5 mm olduğuna göre

Boylam = ( )*60''= 26.10 dir. Bu durumda:

A noktasının Enlemi = 39° 21’ 00’’ + 18’’ = 39° 21’ 18” dir.

A noktasının Boylamı = 26° 46’ 00’’ + 26’’ = 22° 46’ 26” dir.

8.2. Dik Koordinat Sistemi


Bir noktanın dünya üzerindeki yeri, eksenlere ya da başlangıç noktasına uzaklığı m cinsinden
belirlendiği sisteme Dik Koordinat Sistemi denir. Dik koordinat sistemine, Gauss-Kruger
Koordinatlar, Grid Koordinatları veya Memleket Koordinatları adı da verilir. Dik Koordinat
Sisteminde harita gridlere bölünmüştür.
• 1/25000 ölçekli haritalarda grid aralığı 1000 m. (1 km. 4 cm.)
• 1/50000 ölçekli haritalarda grid aralığı 1000 m. (1 km. 2 cm.)
• 1/100000 ölçekli haritalarda grid aralığı 5000 m. (5 km. 5 cm.)
• 1/250000 ölçekli haritalarda grid aralığı 10000 m. (10 km. 4 cm.)

Koordinatı bulunacak noktadan kendisine soldan (batıdan) en yakın y eksenine ve alttan


(güneyden) en yakın x eksenine dikler çıkılır. Bu diklerin grid eksenlerine olan mesafeleri mm.
cinsinden ölçülür. 1/25000 ölçekli haritalarda grid aralığı (x ve y eksenleri) 1000 m.= 40 mm.
olduğundan hareketle 1mm. = 25m.dir. Buna göre ölçülen aralığın haritadaki uzunluğu hesaplanır
ve y değeri için kendisine en yakın sol (batı), x değeri için kendisine en yakın alt (güney) grid
koordinat değerleri üzerine eklenerek noktanın dik koordinatı bulunur.

Örnek: Aşağıda verilen 1:25000 ölçekli topografik haritada gösterilen yatay ve dikey doğruların
kesişim noktasının (A) dik koordinatlarını hesaplayınız.

Dik Koordinatı bulunacak A noktasının en yakın Y ve X eksenine mesafesi;

Y = 21 mm ve X = 11 mm olarak ölçülmüştür.
1:25000 ölçekli haritada 21 mm olan Y uzunluğunun arazideki gerçek uzunluğu;
Y = 21x25000/1000 = 525 m’dir.
Haritadaki uzunluğu 11 mm olan X uzunluğunun arazideki gerçek uzunluğu ise;
X = 11x25000/1000 = 275 m’dir.
A noktasının X koordinatı = 4356000 + 275 = 4356275 m’dir.
A noktasının Y koordinatı = 480000 + 525 = 480525 m’dir.

19
Y
4
80 525

X A

Şekil. Dik koordinatların hesaplanması

9. YÜKSEKLİKLERİN ÖLÇÜLMESİ - NİVELMAN


Belirli noktalar arasındaki yükseklik farklarının yada bu noktaların denizden olan yüksekliklerinin
bulunması için yapılması gerekli ölçü işlemleridir.
 Geometrik nivelman ( ± 1mm ile ± 1 cm hassasiyetinde)
 Trigonometrik ( ± 1cm ile ± 1 dm hassasiyetinde)
 Barometrik ( ± 1m ile ± 2 m hassasiyetinde)
Yükseklik ölçümleri olarak üçe ayrılır.

9.1. Geometrik Nivelman


Yeryüzü noktalarının, karaların altında da devam
ettiği varsayılan durgun durumdaki denizlerin
ortalama yüzeyinden (karşılaştırma yüzeyi) olan
düşey uzaklığına bu noktaların yükseltisi, herhangi
bir noktadan geçtiği düşünülen bir yüzey veya yatay
bir düzlemden olan düşey uzaklığına ise “yüksekliği”
veya “kotu” denilmektedir. Noktalar arasındaki
düşey uzaklık farkına “yükseklik farkı”, bu yükseklik
farklarının ölçülmesine ise “NİVELMAN” adı
verilmektedir.

20
Geometrik yükseklik ölçümünde noktalar arasındaki yükseklik farkları bu noktaların yatay bir
düzleme olan düşey uzaklıkları ölçülerek bunların farkları alınmak suretiyle bulunur.
Geometrik yükseklik ölçümünde kullanılan aletler aşağıda kısaca açıklanmıştır.

9.1.1. Mira
Yüksekliği bilinen veya bulunacak noktalar üzerinde düşey durumda tutulan ve üzerinde dm, cm
ve bazı hallerde de mm bölümleri bulunan bir latadır. Miranın nokta üzerindeki düşey konumunu
sağlamak için mira üzerine genellikle küresel bir düzeç yerleştirilmiştir. Genel olarak kuru çam
kerestesinden yapılırlar. Boyları 3 veya 4 metre genişlikleri 8-10 cm kadardır.

9.1.2. Nivolar
Bir düzeç yardımı ile dürbünü yatay konuma getirilerek gözlemler yapabilen aletlerdir. Aletin esas
kısmı bir dürbün ve bir düzeçten oluşur. Aşağıda bir nivonun önemli parçaları verilmiştir.

Oküler Mercek Dürbün


Objektif

Bakış Yönü

Küresel Düzeç

Gözle Tesviye Vidaları


me
eksen
inin Sehpa
yatay duruma getirilmesi için kullanılan düzenlere göre değişik
nivo tipleri vardır. Bunlar;
1. Düzeci dürbünü sabit nivolar
 Fenkalaj vidasız
 Fenkalaj vidalı
21
2. Düzeci iki yüzlü olan tersinir nivolar
3. Kompansatörlü ( otomatik) nivolar

9.1.2.1. Kompansatörlü (Otomatik) Nivoların Kullanılması

1. Sehpa başlığı yaklaşık olarak yatay olacak bir biçimde sehpa ayakları ayarlanır
2. Tesviye vidaları yardımı ile küresel düzeç kabarcığı ortalanır
3. Miraya kaba yöneltme yapılır ve dürbün göze uydurulur
4. Az hareket vidası yardımıyla miraya ince yöneltme yapılır
5. Yatay gözleme çizgileri yardımı ile mirada okuma yapılır.

Nivolarda mira okuması örnek olarak aşağıdaki şekilde verilmiştir.

9.2.1. İki Nokta Arasındaki Yükseklik Farkının Ölçülmesi

b
B

a Yükseklik Farkı
H=a-b
HB=HA+ΔH

A
9.2. Trigonometrik Nivelman
Teodolitin özelliği; eğik gözlem yaparak iki nokta arasındaki yükseklik farkını bulmaktır. Bu
yöntemle A, B gibi iki nokta arasındaki yükseklik farkını tayin edebilmek için gözlem yapılan
dürbün eksenin düşey eksende yaptığı açı da gereklidir. Buna zemt (semt) veya zenit açısı
denilmektedir. Hem düşey açının, hem de yatay mesafenin Trigonometrik nivelman teodolit ile
yapılır. +-1cm/1km hass0asiyetindedir. (L) bilinmesi gerekir.

22
9.3. Barometrik Nivelman

Barometrik nivelmanın hassasiyeti +-1m/1km dir. Deniz seviyesinden yükseldikçe hava basıncının
azalması ilkesine dayanır. Hava basıncının değişme değeri de barometre ile ölçülür. Bu nedenle de
bu nivelmana Barometrik nivelman denilmiştir. Bu yöntem çabuk netice verir. Fakat kabaca
ölçüm yaptığı için genellikle hassas ölçmelerde pek kullanılmaz. Ancak ön çalışma yapılacak
demiryolu, karayolu, tünel ve su kanalları yolunda ön etüt hazırlığında kullanılır.

10. Küresel Konumlama Sistemi (GPS)


10.1. Küresel Konumlama Sistemi (GPS)'ne Giriş
10.1.1. Küresel Konumlama Sistemi (GPS) Nedir?
Yersel konum belirleme sistemlerinin uygulanmasında çıkan sakıncaları ortadan kaldıran, en az 4
uydudan kod-faz varış zamanının ölçülmesi esasına dayanan üç boyutta yüksek doğrulukta konum
ve hız belirlemeyi sağlayan, her türlü hava koşullarında sürekli kullanılabilen, sınırsız sayıda
kullanıcının yararlanabileceği, doğru zamanın ölçüldüğü dış etkilere karşı güvenilir olan Global
Positioning System (GPS) olarak bilinen "Küresel Konumlama Sistemi", 1974' te Amerikan
savunma bakanlığı tarafından üç boyutlu konum belirleme amacına yönelik geliştirilmiş bir uydu
sistemidir.
Küresel Konumlama Sistemi;

❖ Herhangi bir yer ve zamanda


❖ Her türlü hava koşullarında
❖ Global bir koordinat sisteminde
❖ Yüksek duyarlıkta
❖ Ekonomik
❖ Anında ve sürekli

23
konum,
hız ve
zaman

belirlemesine olanak verir.

Sistem, temel olarak jeodezideki en eski tekniklerden biri olan "geriden kestirme" esasına dayanır.
Geriden kestirme, konumu bilinmeyen bir noktadan konumu bilinen noktalara yapılan gözlem ve
hesapları kapsar. Konumu bilinen noktalar GPS uydularıdır. Bilinmeyenler, bulunulan noktanın
yer merkezli (earth-fixed) kartezyen koordinatlarıdır (X,Y,Z). Matematik kuralı olarak bu 3
bilinmeyenin çözümü için 3 ölçü değeri yetiyor gibi gözükse de, saat hatalarını ortadan kaldırmak
için en az 4 tane konumu bilinen uyduya ihtiyaç vardır. GPS, 4 boyutlu bir sistemdir (3D+zaman).

Uydularla konum belirlemede uydu sinyallerinin bir alıcı tarafından kaydedilerek, sinyalin
uydudan yayınlandığı an ile alıcıda kaydedildiği an arasında geçen süre çok hassas olarak ölçülür.
Bu süre, sinyalin yayılma hızı ile çarpılarak uydu ile alıcı arasındaki mesafe belirlenir, uydunun
koordinatları zamana bağlı olarak bilindiğinden, alıcının konumu hesaplanabilir. Uydular, yüksek
doğruluklu atomik saatler içerirler.

10.2. GPS Çeşitleri


GPS alıcıları; kullanım amaçlarına, kullanım alanlarına ve teknik yapılarına göre olmak
üzere 3 ana sınıfa ayrılmaktadır.

Kullanım Amaçlarına Göre GPS Alıcıları


1. Pratik Amaçlı GPS Alıcıları: Uydu sinyallerinden (yatayda 1-20m, düşeyde 3-20m hata
ile anında) 3 boyutta konum, hız ve zaman belirleyen basit GPS alıcılarıdır.
2. Bilimsel Amaçlı GPS Alıcıları: Bilimsel çalışmalarda ve mühendislik uygulamalarında
kullanılan, en az iki alıcı ile alıcılar arası konum farkını çok hassas olarak belirleyen GPS
alıcılarıdır.

24
Şekil. GPS ile bilimsel veri toplama

Kullanım Alanlarına Göre GPS Alıcıları


1. Askeri Tip GPS Alıcıları: ABD ve NATO askeri birlikleri ile yetki verilmiş bazı sivil
otoriteler tarafından kullanılan, yüksek hassasiyetli cihazlardır. Kodlu yayınları almaya
yarayan kripto modülü ve elektronik karıştırma ortamlarında gerçek uydu sinyallerinin
alınmasını sağlayan yardımcı çıkış üniteleri mevcuttur. Uydudan yayınlanan C/A kodu ile sivil
ve P(Y) kodu ile askeri yayınları alabilme kabiliyetine sahiptirler. Askeri tip alıcılar da
aşağıdaki şekilde sınıflandırılır:

a. Düşük hızlı araçlarda (Tek er, Tank vb.) kullanılan alıcılar


b. Orta hızlı araçlarda (Helikopter, Gemi vb.) kullanılan alıcılar
c. Yüksek hızlı araçlarda (Jet uçakları) kullanılan alıcılar

2. Sivil Tip GPS Alıcıları: Her alanda ve tüm kullanıcıların kullanımına açık, yalnızca C/A
(sivil) kodlu yayınları alabilen alıcılardır.

Teknik Yapılarına Göre GPS Alıcıları


1. Kanal Sayısına Göre Alıcılar:
a. Tek Kanallı Alıcılar: En basit tipteki alıcılar olup görüş alanı içinde olan uyduları
sıra ile izleyip sinyalleri değerlendirmektedir. Alçak dinamik uygulamalarda (düşük hızla
seyreden araçlarda) kullanılmaktadır.
b. Çok Kanallı Alıcılar: Uygulanacak alan ve hareket hızına bağlı olarak, 2 ile 12
arasında kanala sahip alıcılardır. Alıcıda mevcut her kanal, görüş alanında olan uydulara ayrı
ayrı kilitlenerek, sinyal almakta ve değerlendirmektedir. Konum, yükseklik ve hız bilgisinin
devamlı görüntülenmesi istenen yüksek hızlı araçlarda (jet uçakları), en az 4 uydunun aynı
anda izlenmesi gerekmektedir.
2. Frekanslarına Göre Alıcılar: GPS uyduları, 1575,42 MHz frekansında (L1) ve
1227,60 Mhz frekansında (L2) olarak ifade edilen iki farklı frekansta sinyal yayınlarlar.
a. Tek Frekanslı Alıcılar: Bu alıcılar, yalnızca L1 frekansını alabilen alıcılardır.
Çift Frekanslı Alıcılar: Hem L1 hem de L2 frekansını alabilen alıcılardır. Sinyallerin atmosferde

25
10.2.1. El Tipi GPS

El Tipi GPS alıcıları genelde doğa koşullarında zor Şartlarda kişisel hareket tayini amaçlı
kullanılan, bir ekran ve kullanım fonksiyonlarını yerine getirebilmek için bir tuş takımından
oluşan, Şekilsel olarak cep telefonlarına benzer yapıda elektronik cihazlardır.

Cihaz uydu sinyallerini işleyerek bulunulan konumu, yüksekliği (rakımı),


hareket hızını, hareket edilen doğrultuyu, saat - tarih, cihazın hafızasına
kaydedilmiş bir noktaya olan mesafeyi, yönü gösterebilir. Tüm işlemleri
gerçekleştirebilmesi için kullanıcının bina gibi kapalı bir alanda değil
arazide bulunması yani uydularla bağlantı için fiziksel olarak açık bir
alanda bulunması gerekir. Böyle bir durumda cihaz açıldığında bağlantı
kurulup konum hesaplanması ve bahsedilen diğer seyrüsefer bilgilerinin
elde edilmesi otomatik olarak yapılır. Bu bilgiler üretildikten sonra
kullanıcı cihaza herhangi bir yerin konumunu kaydedebilir veya cihaz
yardımıyla kayıtlı bir noktaya gidebilir.

10.2.2. Araç Tipi GPS


Araç tipi GPS' ler özellikle yoğun kentleşme olan büyükşehir
gibi yerlerde yaşanan adres bulamama, kaybolma gibi
sorunları giderebilmek için ve genelde araç içerisinde
kullanılan geniş ekranlı GPS cihazlarıdır.

Bu araç navigasyon cihazlarında önceden yüklü haritalar


üzerinden gidilecek adres veya eczane, benzinlik gibi
Noktalar sorgulanarak bulunur ve cihaz ilgili hedefe olan
Güzergâhı tayin eder. Yol üzerinde hareket edilirken kullanıcı
hem sesli hem de grafik olarak yönlendirilir.

10.2.3. Profesyonel GPS-GNSS


Profesyonel GPS-GNSS alıcıları diferansiyel yöntemle çalı Şan
alıcı tipi ve yapılan uygulamaya göre bir kaç desimetre ile
milimetre aralığında hassasiyetlerde çözümler üretebilen
sistemlerdir. Bahsedilen diferansiyel yöntem standart GPS-GNSS
çözümüne ilaveten hata kaynaklarını modelleyen ve çözüme
düzeltme getiren sistem anlamına gelmektedir. Bu düzeltme
kaynağı yersel olabildiği gibi uydusal da olabilmektedir. Ancak
düzeltme kaynağının türü istenilen hassasiyet ve GPS-GNSS alıcı
tipine göre değişmektedir.

26
10.3. Küresel Konumlama Sistemi Bileşenleri

10.3.1. Uzay Bileşeni


Uzay bölümü, en az 24 uydudan (21 aktif 3 yedek) oluşur ve sistemin merkezidir. Uydular,
"Yüksek Yörünge" adı verilen ve dünya yüzeyinin 20.200 km üzerindeki yörüngede bulunurlar.
Bu kadar fazla yükseklikte bulunan uydular oldukça geniş bir görüş alanına sahiptirler ve dünya
üzerindeki bir GPS alıcısının her zaman en az 4 adet uyduyu görebileceği Şekilde
yerleştirilmişlerdir.
Uydular saatte 7.000 mil hızla hareket ederler ve 12 saatte, dünya çevresinde bir tur atarlar. Güneş
enerjisi ile çalışırlar ve en az 10 yıl kullanılmak üzere tasarlanmışlardır. Ayrıca güneş enerjisi
kesintilerine karşı (güneş tutulması vs.) yedek bataryaları ve yörünge düzeltmeleri için de küçük
ateşleyici roketleri vardır.
Sistemde Block I ve Block II uyduları yer almaktadır. Block I uyduları deneysel amaçlı olup,
1978 ve 1985 yılları arasında sistemi test etmek için kullanıldı. 11 uydu fırlatıldı ve Şu an bunların
hiçbiri varlığını sürdürmemektedir. Block II uyduları işletimsel serinin ilk 9 uydusundan
oluşmaktadır. Block IIA serisi 19 uydudan oluşmakta, Block IIR serisi ise mevcut uyduların
yenileri ile yer değiştirmesi için geliştirilmiştir. ġu anda güncel olarak 27 adet Block II, IIA ve IIR
uyduları yörüngelerinde bulunmaktadır.

10.3.2. Kontrol Bileşeni


Adından anlaşılacağı gibi, Kontrol Bölümü, GPS uydularını sürekli izleyerek, doğru yörünge ve
zaman bilgilerini sağlar. Dünya üzerinde 5 adet kontrol istasyonu bulunmaktadır;
❖ Colorado Spring (Ana merkez),
❖ Hawai,
❖ Kwajalein,

❖ Ascension adaları,
❖ Diego Garcia.
Bunlardan dördü insansız, biri insanlı ana kontrol merkezidir. İnsansız kontrol merkezleri,
topladıkları bilgileri ana merkeze yollarlar. Ana merkezde bu bilgiler değerlendirilerek gerekli
düzeltmeler uydulara bildirilir.

27
10.3.3. Kullanıcı Bileşeni
Kullanıcı bölümü yerdeki alıcılardır. Çeşitli amaçlarla GPS kullanarak yerini belirlemek isteyen
herhangi bir kişi, sistemin kullanıcı bölümüne dahil olur. Bu bölüm kullanıcılara sunulan
uygulamaya ait donanım ve hesaplama tekniklerinin geniş bir aralığını tanımlar. Gerek askeri
gerekse sivil kullanıcılar için teknolojinin gelişmesi ile beraber büyük bir ilerleme göstermiştir.
Genel olarak her türlü amaç için farklı duyarlıkları olan uygun donanımlı GPS alıcıları (receiver)
bu bölümü oluşturur.
Bir GPS alıcısı; algılayıcı (sensor), kontrol ünitesi, alıcı anteni ve güç kaynağından oluşur. Ölçü
sırasında; anlık faz farkı ölçüleri(data, ham ölçüleri), yayın efemerisi bilgileri (uydu yörünge
bilgileri), atmosferik bilgiler (iyonosfer ve troposfer bilgileri), mesaj bilgileri(anten yüksekliği ve
nokta bilgileri) elde edilir.

10.4. Küresel Konumlama Sisteminin Mantığı


GPS ile konum belirleme; uydu-alıcı uzaklıklarının hesabına dayanan bir uzayda geriden kestirme
probleminin çözümüdür. GPS alıcısında yapılan temel işlem tüm yönlerden gelen sinyallerinin
kaydedilmesi ve bunlardan yararlanarak uydu-alıcı uzaklıklarının hesaplanmasıdır.
Uydu-alıcı uzaklığı sinyalin uydudan alıcıya ulaşana kadar arada geçen zamanın ışık hızı ile
çarpılması sonucu bulunmaktadır. Daha sonra en az 4 uyduya eş zamanlı olarak yapılan
gözlemlerle konum vektörü hesaplanmaktadır.

28
10.5. GPS İle Konum Belirleme Metotları
GPS ile iki ana konum belirleme yöntemi kullanılmaktadır;

❖ Mutlak Konum Belirleme,


❖ Göreli Konum Belirleme.
10.5.1. Mutlak Konum Belirleme
Mutlak konum belirlemede tek bir alıcı ile normal olarak
dört yada daha fazla uydudan kod gözlemleri yapılarak
üzerinde alıcı kurulu olan noktanın koordinatları
belirlenmektedir. Yöntem, sinyalin uydu çıkışından
alıcıya varışına kadar geçen zaman ve ışık hızı çarpılarak
hesaplanan uydu-alıcı uzaklıkları ve uyduların bilinen
koordinatları ile uzayda geriden kestirme esasına
dayanmaktadır.
Alıcı koordinatları, kullanılan kod bilgisine ( P kod, C/A
kod) ve uydu geometrisine bağlı olarak anında ve mutlak anlamda belirlenebilmektedir. Bu
yöntem alıcının sabit olması durumunda statik, hareketli olması durumunda ise kinematik konum
belirleme olarak tanımlanır.

10.5.2. Göreli Konum Belirleme


Göreli konum belirlemede koordinatları bilinen bir noktaya
göre diğer nokta yada noktaların koordinatlarının belirlenmesi
söz konusudur. Başka bir deyişle, göreli konum belirleme ile iki
nokta arasındaki baz vektörü belirlenmektedir.
Göreli konum belirleme için iki ayrı noktada SVİ kurulmuş
olan iki alıcı ile aynı uydulara eş zamanlı kod yada faz
gözlemleri söz konusudur. Göreli konum belirleme ile elde edilen doğruluk mutlak konum
belirlemeden çok daha iyi olup, alıcı tipi ( P kodlu, P kodsuz), ölçü süresi gözlenen uydu
geometrisi, uydu sayısı ve kullanılan efemeris bilgisine (yayın yada duyarlı) bağlı olarak elde
edilen doğruluk 0.001 ile 100 ppm arasında değişmektedir.
Kod gözlemleri ile anında konum belirleme amacı için yeterli doğruluk sağlanmakta ve pratik
olarak büyük önem taşımaktadır. Ancak, mühendislik hizmetleri için çok daha duyarlı sonuçlara
gereksinim vardır. Bu amaç için faz gözlemleri kullanılmaktadır.

10.5.3. Yöntemler
Faz gözlemleri kullanılarak yapılan göreli konum belirlemede genel olarak beş farklı yöntem
mevcut olup bunlar şu şekilde sıralanabilir;
❖ Statik Ölçü Yöntemi

❖ Hızlı (rapid/fast) Statik Ölçü Yöntemi

❖ Tekrarlı (reoccupation/pseudostatic) Ölçü Yöntemi

29
❖ Dur-Git (stop and go) Ölçü Yöntemi

❖ Kinematik Ölçü Yöntemi

10.6. Duyarlık Kaybı Nedenleri ve Çözümleri


GPS'de hatalar uydu kaynaklı, sinyal yayılması kaynaklı ya da alıcı kaynaklı olabilir.
Duyarlık kaybı meydana getirecek faktörler şunlardır;

❖ Uydu Yörünge Hataları,


❖ Atmosferik Gecikme,
❖ lyonosferik Gecikme,
❖ Troposferik Gecikme,

❖ Uydu Eğim Açısı,

❖ Sinyal Yayılma (Multipath) Etkisi,

❖ Başlangıç Faz Belirsizlikleri,

❖ Anten Faz Kayıklıkları,

❖ Alıcı Hataları,

❖ Kullanıcı Hataları,

❖ Kontrol Birimi Hataları

10.7. GPS'in Kullanım Alanları


GPS'in kullanım alanları olarak Şunlar sıralanabilir:
❖ Kara, Deniz ve Hava Araçlarının Navigasyonu
❖ Arama-Kurtarma
❖ Hedef Bulma
❖ Füze Güdümü
❖ Uçakların Görüşün Sınırlı Olduğu Hava Koşullarında İniş ve Kalkışı
❖ Kara, Deniz ve Hava Araçlarının Navigasyonu
❖ Jeodezik ve Jeodinamik Ölçmeler
❖ Kadastral Ölçmeler
❖ Kinematik GPS Destekli Fotogrametrik Çalışmalar
❖ Yerel ve Global Deformasyon Ölçmeleri
❖ Aktif Kontrol Ağları

30
❖ CBS Veri Tabanlarının Geliştirilmesi
❖ Turizm, Tarım, Ormancılık, Spor, Arkeoloji
❖ Asayiş
❖ Hidrografik Ölçmeler
❖ Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS), konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik
olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini
bir bütünlük içinde gerçekleştirebilen bir bilgi sistemi olarak tanımlanabilir. Böylece GPS,
CBS için veri giriş aracı olarak hizmet edebilir.
❖ GPS tekniğinin uygulandığı alanlardan birisi de araç takip ve yönetimi sistemleridir.
❖ Tarım araç ve makineleri, yol yapım araç ve makineleri ve hatta tren ve hava araçlarının
takip, yöneltme ve yönetimleri gerçekleştirilebilmektedir.
❖ Denizde gemi filolarının, karada kamyon ve tır gibi filoların, ticari ve özel araçların,
ambulans, itfaiye, polis, banka araçları gibi pek çok servis ve değişik hizmetler veren
araçların takip ve yönetimi yapılabilmektedir.

10.8. GPS el alıcıları


Bütün GPS alıcılarının kullanımında aynı temel ilkeler bulunmakla beraber ürünlerin çok ve
çeşitli oluşu nedeniyle terminoloji farklılıkları ortaya çıkmaktadır. Bazı cihazların örnek ekran
görüntüleri farklılık gösterdiğinden aşağıda sunulan resimlerin her alıcıya uymaz fakat aynı işlevi
görebilecek tuş takımları mutlaka mevcuttur. İlerleyen teknoloji ile birlikte GPS'in özellikleri,
karakteristikleri ve kapasiteleri sürekli olarak gelişmektedir. Her gün daha hızlı, hafif, kullanışlı
grafiklerle desteklenen, sayısal harita altlıkları kullanabilen ve daha az enerji sarfiyatına ihtiyaç
duyan GPS'ler üretilmektedir.

Şekil. GPS el alıcıları

31
Hangi marka ve modeldeki GPS’in daha iyi olduğu kullanıcı ihtiyaçları ve
önceliklerine göre değişir.
- Konum belirlemede hız mı doğruluk mu önemlidir?
- Elde edilen veriler diğer GPS birimleri veya bilgisayarlar ile paylaşılacak mıdır?
- GPS alıcısı DGPS olarak ifade edilen düzeltme bilgilerini gerçek zamanlı olarak alma
yeteneğinde olmalı mı?
- Enerji tüketimi,
- Ağırlığı,
- Kontrol noktası ve rota hafızası,
- Boyutu,
- Ergonomik dizaynı,
- Grafik ekran özellikleri gibi kriterler en uygun GPS alıcısının seçimi üzerinde doğrudan
etki eden faktörlerdir.

10.8.1. GPS el alıcılarının genel özellikleri


Günümüzdeki el GPS' lerinin çoğu toz ve suya karşı dayanıklıdır, avuç içine sağabilecek kadar
küçük ve hafiftir. Özelliğine göre pahalı bir GPS alıcısının 12 kanallı, harici güç kaynaklarından
beslenebilen (araç çakmağı, harici batarya vb.), harici anten girişi (araç üstü antenleri) olan,
birçok çıktı ve rapor verme özelliğine sahip, grafik ekranlı, sayısal harita kullanabilen, kontrol
noktalarını kayıt edebilen ve rota belirleyebilen, bilgisayar destekli veya diğer travers aletleri ile
birlikte kullanılabilen özelliklere sahip olması beklenir. El GPS' lerinde kullanılan tuş takımları;
Açma kapama, Işık (LIGHT), Travers (NAV, GOTO), Menü (MENU, SETUP), Temizleme
(CLR), Konum (POS), Kabul etme (ENTER, SAVE), Rota (RTE), Çıkış (EXIT) ve 4 yönlü ok
düğmelerinden oluşur.

Şekil. El GPS'lerinde kullanılan tuş takımları

Dört yönlü oklar, menülerde ve ekranda görülen bilgiler üzerinde hareket etmeyi sağlar. Herhangi
bir bilgi veya bir menü seçtiğimizde kabul etmek için ENTER tuşu kullanılır. Tam tersi olarak
bilgileri silmek için de temizleme (CLR) tuşuna basılır. Bazı alıcılardaki ZIN (zoom in ) ve ZOUT
(zoom out) tuşları da ölçeği veya görüntünün büyüklüğünü değiştirmek istendiğinde kullanılır.

32
Menü tuşu istenilen işleme uygun fonksiyona ulaşılmasını sağlar. Örneğin menü'den datum
(WGS-84, ED-50 vb), koordinat stili (coğrafi, UTM veya askeri grid), hız/mesafe (metre veya
mil), kuzey (gerçek, manyetik), ekran ışık ayarı, dil, konumun güncelleşme sıklığı, yükseklik
seçeneği (elipsoid veya ortalama deniz seviyesi (MSL)) vb. seçimler yapılabilir.
Travers işlemleri için NAV veya GOTO tuşları kullanılır. Bu mönüden önceden tanımladığımız
bir noktaya ulaşmak için gerekli bilgiler görüntülenir. Bu bilgiler noktaya olan mesafe ve semt
bilgileri ile izlediğimiz güzergâh ve gitmemiz gereken doğrultudan sapma miktarı vb. bilgiler
olabilir. Grafik ekranlı alıcılarda hedef ve gidiş istikametimiz de görsel olarak izlenebilir.

10.8.2. GPS'in fonksiyonları


Bütün GPS çeşitlerinde bulunan dört temel fonksiyon ve uygulamaları bulunmaktadır.
Bu fonksiyonlar konum belirleme, kontrol noktasının adı ve koordinatını kayıt edebilme, tek veya
çok kollu rota planlama ve iki nokta arasında travers olarak ifade edilebilir.
1. Konum Belirleme Fonksiyonu: GPS
daha önceden belirlenmiş harita koordinat
sistemine (datum) göre POS düğmesine
basıldığında bulunulan yerin koordinatlarını
ekrandan gösterir. Koordinat bilgisi istenilen
sıklıkla güncelleşebilir. Şekil 75’de aynı
noktanın sırasıyla coğrafi (enlem, boylam) ve
UTM (sağa, yukarı) koordinatları
görülmektedir. Bu seçenekler menü tuşu ile
gerçekleştirilir.

Şekil 72. GPS’de koordinatların görünümü


Kontrol Noktası (Waypoint) Fonksiyonu: GPS alıcılarının istenilen an ve zamanda konum
belirleme özelliğinin yanında noktaların isim ve koordinatlarını hafızalarında saklayabilme
yetenekleri de vardır. Bu bilgilerden noktalar arasındaki istikamet açısı ve mesafe
hesaplatılabilir. Nokta bilgileri alıcının hafızasına elle girilebileceği gibi GPS ile konumu
belirlenen bir nokta daha sonra kullanılmak üzere alıcı hafızasına aktarılabilir. Kontrol noktası
bilgilerinin üzerinde her türlü değişiklik yapılabilir. Kontrol noktalarının bulunduğu kütüphane
alfabetik sıraya göre düzenlenip numaralandırılabilir. Böylece istenilen bilgilere kısa sürede
ulaşılabilir.
1. Doğrultu Belirleme Fonksiyonu: Bu fonksiyon travers çalışmalarında kullanılmak üzere
yol ve doğrultuların seçilmesi olanağını sağlar. Kontrol noktaları kullanılarak bir başlangıç
noktasından hedefe çeşitli güzergâhlar belirlenebilir. Güzergâh üzerinde travers yapılırken
araya ilave kontrol noktaları girilebilir. Bir noktanın güzergah planına dahil edilebilmesi için
daha önceden alıcının kontrol noktası kütüphanesine girilmiş olması gereklidir.
2. Travers Fonksiyonu: Travers fonksiyonu GPS' in en önemli özelliğidir. Seçilen bir
doğrultu üzerinden hedefe ulaşılmasında kullanılır. Bir doğrultu seçmeden her seferinde yeni
bir kontrol noktası seçilerek de travers yapılabilir. Travers fonksiyonu kullanılarak bir veya
daha fazla koldan oluşan bir rota belirlenebilir, kontrol noktaları seçilebilir ve tekrar gelinen
yoldan yol kayıp edilmeden geriye dönülebilir.

33
Şekil. GPS ile travers işlemi

Travers işleminin anlatılmasından önce travers terminolojisinden bahsetmek yerinde olacaktır.


Şekil’de bir travers çalışması için Magellan model GPS'in görüntüsü görülmektedir. Alttaki
bölümde bir varış noktasına olan istikamet açısının 86° ve mesafenin 5,37mil olduğu belirtilmiştir.
Tahmini varış süresi TTG (time to go) 1 saat 49 dakika olarak hesaplanmıştır. Ekranda görülen
yuvarlak içinde "X" işareti varış noktasının yönünü, N (North) kuzey istikametini, ok işareti de
ilerleme istikametini gösterir.
Eagle model GPS'in ekranı görüntüsünde BRG, bulunulan yerden hedefe olan istikamet açısını;
TRK, başlangıç noktasına göre hareket yönünün istikamet açısını; DIS, bulunulan noktadan hedefe
olan mesafeyi; XTK (veya XTE), gidilmesi gereken doğrultudan olan yanal sapma miktarını; GS
de mevcut hızı göstermektedir. Travers ekranında yol şekli bulunmaktadır. Bu yolun tam
ortasındaki ok bulunduğunuz noktayı gösterir. Eğer (XTE) sapma miktarınız çok büyük olursa
ekranda yol şekli görülmeyebilir. Minkale şeklindeki yuvarlak şekil ise noktaya çok yaklaştığınızı
gösteren bir işarettir. Bu işaret hedefi gösteren üçgenin üzerine geldiğinde kontrol noktasına
ulaşıldığı anlaşılır.

11. COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ (CBS)


Coğrafi bilgi sistemleri, dünya üzerinde karmaşık sosyal, ekonomik ve çevresel v.b. sorunların
çözümüne yönelik büyük hacimli coğrafi verilerin; depolanması, işlenmesi, mekansal analiz ve
sorgulamalar ve buna bağlı olarak çok çeşitli görüntüleme işlemlerini yapabilmek için geliştirilmiş
donanım, yazılım ve yöntemler sistemidir.

34
Coğrafi Bilgi Sistemi; coğrafya, bilgi, coğrafi bilgi, sistem ve bilgi sistemi kavramlarından
oluşur. Coğrafya; yeryüzünde herhangi bir bölgenin, fiziksel ve beşeri (insanla ilgili)
özelliklerinin bütünüdür.
Bilgi kavramı; "objektif gerçeğin belli bir kısmına ait ifadeler" olarak tanımlanmaktadır. Objektif
gerçek olarak "köprü" alınırsa, bu köprünün "yüksekliğine" ilişkin "20m." ifadesi bilgidir. Bilginin
temsil biçimi veri olarak adlandırılmaktadır. Örneğin, bir binanın alanı hakkındaki bilgiyi temsil
eden "1000" sayısı bir veridir. Harita üzerinde araz üzerindeki tel çitin konumunu gösteren “bir
çizgi“ bilgiyi temsil eden bir veridir. Türkiye'nin coğrafyası denildiğinde, Türkiye'nin yeryüzünde
kapladığı bölgenin fiziksel ve beşeri özelliklerinin bütünü anlaşılmaktadır.
Coğrafi veri; coğrafi bilginin bilgisayar ortamında temsil ediliş biçimidir. Veriler nokta, çizgi,
veya alanlar şeklinde “vektör” yapıda temsil edilerek depolanabileceği gibi hücreler şeklinde
“raster” yapıda da temsil edilebilmektedir.
Sistem; belli bir işlevi yerine getirmeyi amaçlayan bileşenlerin bütünüdür. Örneğin; üretim sistemi
gibi.

Bilgi Sistemi; "haberleşme ile bilginin bir kişiden başka bir kişiye iletilmesinde kullanılan
araçtır“.

CBS'nin temel amacı; bilgisayar destekli harita üretimi, konumsal veri tabanı yönetimi ve
kartografik modellendirme olarak üç gruptan oluşan işlevsel alanlarda konumsal verilerin
işlenmesidir. Bilgisayar destekli harita üretimi (otomatik kartografya) ile çeşitli harita ürünleri
elde edilmektedir. Bu işlemler genellikle sayısal harita bilgilerinin toplanması ve sunulmasından
oluşmaktadır.

Gerek günlük yaşamda gerekse çeşitli hizmet, yönetim ve karar organlarında ihtiyaç duyulan
bilgilerin içerisinde konuma bağlı bilgiler önemli bir yer tutmaktadır. Bilgisayar yazılım ve
donanımlarında meydana gelen gelişmeler sonucu ortaya çıkan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS)
günümüzde birçok alanda kullanım olanağı bulmuştur. Harita, plan gibi ortamlar üzerinde yol,
nehir, bina vb. dünya varlıklarına ait grafik gösterimler ile çeşitli basılı materyal ve formlar
üzerinde yer alan nüfus sayımı, hava sıcaklığı, seçim oy yüzdeleri, vb. varlık ve olaylar
hakkındaki rakamlar ve yazılar, konuma bağlı olduklarından coğrafi bilgi niteliğindedir.
Yeryüzünün en önemli doğal kaynaklarından biri olan ormanların işletilmesi, planlanması ve
yönetimini konu alan ormancılık ise coğrafi bilgi sistemlerinin en önemli uygulama alanlarından
birini oluşturmaktadır.

Günümüzde coğrafi bilgiler, grafik ve grafik olmayan (öznitelik) bilgiler olarak ikiye ayrılır.
Grafik bilgiler için Bilgisayar Destekli Tasarım Sistemleri kullanılırken grafik olmayan bilgiler
için Veri Tabanı Yönetim Sistemlerinden yararlanılmıştır. Bu tür sistemler, coğrafi bilgilerin
toplanması, depolanması, işlenmesi ve sunulmasında tatmin edici sonuçlar verirken; bu bilgilerin
analizinde yetersiz kalmıştır. Bu nedenle kullanıcıların konuma dayalı kararlar vermelerine
yardımcı olma amacını tam olarak karşılayamamıştır. Bunun sonucu olarak grafik ve grafik
olmayan verileri ve bu veriler arasındaki mantıksal ve topolojik ilişkileri bütünleşik olarak
işleyebilme ve böylece konuma dayalı analizleri gerçekleştirme olanağına sahip “Coğrafi Bilgi
Sistemi” (CBS) teknolojisi geliştirilmiştir.

35
Şekil. Coğrafi bilgi sisteminde veri tipleri
Sayısal harita, çeşitli kaynaklardan toplanan; nokta, çizgi ve alan verilerinin ne olduğunu belirten,
renk ve sembol bilgilerinin depolanmasıyla oluşturulan kütüklerdir. Genel olarak bilgisayar
destekli sayısal haritalarda bulunan bütün olanaklar CBS’lerde de bulunur. Ancak temel yaklaşım
açısından CBS’lerde sayısal haritalara göre birçok başka özellik daha bulunur. Bu farklılıklar;
içerik zenginliği, gelişmiş veri yapısı olanakları, gelişmiş analiz dönüşüm ve sorgulama olanakları
şeklinde sıralanabilir.

11.1. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Bileşenleri


CBS'nin kurulması ve işletilmesi için temel hammadde “veriler”dir. Sistemin toplam maliyetinin
yaklaşık %75’ini verilerin elde edilmesi, disipline edilmesi ve depolanması oluşturmaktadır.
CBS’nin kurulum aşamasında sistem analizi çalışmalarıyla eşzamanlı olarak donanım-yazılımın
temini, kalifiye personel istihdamı ve eğitimi çalışmaları kademeli bir şekilde yürütülmelidir.
CBS’nin donanım, yazılım, veri, yöntem ve insan olmak üzere 5 temel bileşeni vardır.

Şekil. CBS bileşenleri

11.1.1. Donanım (Hardware)


CBS'nin işlemesini mümkün kılan bilgisayar ve buna bağlı yan ürünlerin bütünüdür.
Yan donanımlar; yazıcı, çizici (plotter), tarayıcı, sayısallaştırıcı (digitizer), veri kayıt üniteleri
(data collector) gibi bilgi teknolojisi araçlarıdır. Günümüzde, merkezileştirilmiş bilgisayar

36
sistemlerinden masaüstü bilgisayarlara, kişisel bilgisayarlardan ağ (network) donanımlı
bilgisayar sistemlerine kadar çok değişik donanımlar mevcuttur

11.1.2. Yazılım (Software)


Coğrafik bilgileri depolamak, analiz etmek ve görüntülemek gibi ihtiyaç ve fonksiyonları
kullanıcıya sağlamak üzere, yüksek düzeyli programlama dilleriyle gerçekleştirilen
algoritmalardır. Yazılımların pek çoğu ticari amaçlı olup üniversite ve araştırma kurumlarınca
yapılan eğitim ve araştırmaya yönelik olanları da mevcuttur. En popüler CBS yazılımları;
Arc/Info, ERDAS Imagine, Intergraph, MapInfo, Idrisi, Grass vb. CBS yazılımında olması
gereken temel unsurlar;
 Coğrafik veri/bilgi girişi ve işlemi için gerekli araçlar,
 Veri tabanı yönetim sistemi,
 Konumsal sorgulama, analiz ve görüntüleme
 Ek donanımlar ile olan bağlantılar için ara-yüz desteği, şeklinde
sıralanabilir.

11.1.3. Veri (Data)


Grafik yapıdaki coğrafik veriler ile tanımlayıcı nitelikteki öznitelik verileri gerekli kaynaklardan
toplanır ya da satın alınır. CBS konumsal veriyi diğer veri kaynaklarıyla birleştirebilir. Böylece
birçok kurum ve kuruluşa ait veriler organize edilerek konumsal veriler bütünleştirilebilir. Veri,
CBS için temel öğe olup elde edilmesi en zor bileşendir.
11.1.4. Yöntem
CBS'nin kurumlar içerisindeki birimler veya kurumlar arasındaki konumsal bilgi akışının verimli
bir şekilde sağlanabilmesi için gerekli kuralların yani metotların geliştirilerek uygulanıyor olması
gerekir. Konuma dayalı verilerin elde edilerek kullanıcı talebine göre üretilmesi ve sunulması
mutlaka belli standartlar yani kurallar çerçevesinde gerçekleşir.
Genellikle standartların tespiti şeklinde olan bu uygulamalar bir bakıma kurumun yapısal
organizasyonu ile doğrudan ilgilidir

11.1.5. İnsan
CBS kullanıcıları, sistemleri tasarlayan ve koruyan uzman teknisyenler ve günlük işlerindeki
performanslarını artırmak için bu sistemleri kullanan kişilerden oluşan geniş bir kitledir. CBS'nin
gelişmesi; kullanıcıların ona sahip çıkmalarına ve konuma bağlı her türlü analiz için CBS'yi
kullanma yeteneklerini artırmalarıyla mümkün olabilecektir.

11.2. Coğrafi veri yapıları


Coğrafi Veriler, bilgisayarda depolama tekniği açısından vektör ve raster (tarama) olmak üzere iki
ayrı yapıdadır.
Vektör veri yapısında; nokta detaylar, koordinat çiftleri; çizgi
detaylar, çizgi üzerindeki noktalar zinciri ile; alan detaylar ise,
alanı çevreleyen çizgiler ile temsil edilirler. Raster (tarama)
veri yapısında ise tüm detay türleri, koordinatları (satır ve
sütun numaraları) bilinen resim elemanları (pikseller) ile temsil
edilirler.

37
Bir harita paftasının kapladığı alan, raster veri yapısında N x M'lik bir grid ağından oluşur. Grid
ağı içerisinde yer alan her bir hücre (piksel), harita üzerinde ayırt edilebilen en küçük elemanı
temsil eder. Nokta detaylar tek bir grid hücresi ile; çizgi detaylar, üzerindeki grid hücreleri ile;
alan detaylar ise, bu alanı kaplayan grid hücreleri ile temsil edilirler.
Her bir piksel tek bir değer içerir. Pikselin minimum linear boyutuna “çözünürlük” denir. Piksel
boyutları küçüldükçe çözünürlük artar ve veri depolama hacmi oldukça büyümektedir. Raster veri
yapısı kullanılarak temsil edilen coğrafi varlıklara ilişkin küçük grafik özellikler kaybolur. Piksel
boyutları büyüdükçe veri kaybı artar.
Şekil. CBS veri yapıları

Bindirme (overlay), alan hesabı, yakınlık analizi vb. fonksiyonlar raster veri yapılarında zor iken,
vektör veri yapısında kolaydır. Vektör veri yapısı gerçek dünyayı iyi yansıtır, ancak karmaşıktır.
Her iki tür yapıdaki verilerin birbirine dönüşümü mümkündür.

12. Sayısal yükseklik modeli ve sayısal arazi modeli


Sayısal yükseklik modeli (SYM), yeryüzü topoğrafyasını en sade şekilde X, Y planimetrik ve Z
yükseklik değeriyle üç boyutlu olarak ifade eden modeldir. Bir SAM, topoğrafya üzerindeki bina,
bitki örtüsü, orman v.b. farklı yükseklik değerlerine sahip detayları içerirken SYM’ler bu detayları
tümden elemine ederek yalnızca çıplak yeryüzünü yansıtan modeli sunarlar. Tüm bu özellikleriyle
SYM’ler yeryüzü topoğrafyasını en basit şekilde yansıtan en genel ve yaygın model olarak
tanımlanmaktadırlar.

(SAM) (SYM)
Şekil. Aynı bölgeye ait SAM ve SYM görüntüleri
Günümüzde SYM’ler, özellikle mühendislik, coğrafi bilgi sistemleri, doğal kaynakların yönetimi,
proje planlama çalışmaları gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Ormancılıktaki kullanım alanları
ise arazi tanımlaması, nokta yükseklikleri, eğim, mesafe sorgulamaları, hidrolojik etmenlerin
modellenmesi, kartoğrafya, orman yangınları, sel yönetimi, erozyon kontrolü, orman yolları için
yer seçimi şeklinde sıralanabilir.

38
13. Topoğrafik Haritalarda Eş Yükseklik Eğrilerinin Özellikleri
Deniz seviyesinden itibaren eşit aralıklarla üst üste sıralandığı varsayılan yatay düzlemlerin,
yeryüzü kabartılarını kesme çizgilerinin yatay düzlem üzerindeki izdüşümlerine Eş Yükselti Eğrisi
(münhani-kontur-izohips) denir. Diğer bir anlamda paralel yüzeyler ile arazi arızalarının kesişme
varsayımı ile oluşacak ara kesitin harita düzlemi üzerindeki izdüşümüdür. Yeryüzünün en ayrıntılı
ve hassas tanımlaması eşyükselti eğrilerinin (münhanilerin) kullanımı ile sağlanabilmektedir.
Yeryüzünün veya bir parçasının morfolojik (şekilsel) yapısının belli bir ölçek içinde eş yükseklik
eğrileri yardımıyla yatay düzlem üzerinde gösterilmesiyle elde edilen haritalara topoğrafik
haritalar denir.

Şekil. Eş yükselti eğrileri ile yeryüzü şekillerinin gösterimi


Bu yöntemle üretilen haritalardan yatay doğrultu ölçülerinin yanında yüksekliklerle ilgili ölçüler
de alınabilmektedir. Bu özellik sayesinde üç boyutlu koordinat tespitleri, yüzey eğim hesapları,
görüş analizleri ve arazideki her türlü insan-silah etkinlikleri önceden planlanarak
gerçekleştirilebilmektedir.

Şekil. Arazi şekillerinin eş yükselti eğrileri ile gösterimine örnekler


Eş yükseklik eğrilerinin birbirlerine göre durumları değişik arazi şekillerini ifade etmektedir.
1. Bir eş yükseklik eğrisi üzerindeki bütün noktalar deniz seviyesinden aynı yüksekliktedir.

39
2. Her eş yüksekti eğrisi kendi üzerine kapanır. Haritanın kenarında kesilse bile komşu
haritada devam eder ve kapanır.

3. Kapanan bir eş yüksekti eğrisi, tepe veya çukuru gösterir. Tepe ve çukuru ayırt
etmek için çukur merkezini gösterecek şekilde ok konur.

4. Eş yükselti eğrileri çatallaşmaz ve birbirini kesmezler.

40
5. Yer yüzeyinin eğimi arttıkça (dikleştikçe) eş yükselti eğrileri de birbirlerine daha yakın
olarak geçerler.

6. Düzgün (eş-uniform) eğimli arazide eş yükselti eğrilerinin aralıkları eşittir.

7. Üstü yassı ve yuvarlak tepelerde eş yükselti eğrileri


tepeye doğru ve eteklerde, ortaya yakın yerlere nazaran
daha aralıklıdır.

41
8. Bir vadiyi takip eden eş yükselti eğrisi vadinin bir
kenarı boyunca yukarı çıkar, sonra dönüş yaparak vadi
tabanından geçer, vadinin diğer kenarından aşağı doğru
iner. Vadi yamacındaki eş yükselti eğrileri yamaç eğim
doğrultusuna dik bir yol izlerler.

9. Bir sırttan geçen eş yükselti eğrisi, sırtın bir


kenarını takip ederek gelir, su bölümü hattından döner
ve sırtın diğer kenarı boyunca geri gider.

10. Akarsu kaynağında su yatağı dik olduğundan eş


yükselti eğrileri daha sık, akarsu büyüyüp kollar aldıkça
eğim azalacağından, eş yükseklik eğrileri daha seyrek
geçer.

11. Eş yükselti eğrisi akarsularda V harfi


şeklinde geçerler. Harfin sivri ucu akarsuyun
kaynağını gösterir.

42
12. Birbirine paralel iki dereden hangisi daha derin
(rakımı az) ise aynı rakamlı eş yükselti eğrisi derin
olan derede daha ileri gider.

13. Eş yükselti eğrileri sağrı ve sırtlarda U harfi


şeklinde geçer. U harfinin kapalı kısmı sağrı veya
sırtın etek kısmını, açık tarafı da tepe istikametini
gösterir.

14. Eş yükselti eğrileri geniş sağrı ve sırtlarda


yayvan ve küt, sivri sağrı ve sırtlarda ise dar kavisli
şekilde geçerler.

15. .
Deniz dibi derinliklerini göstermek için yine eş
yükselti eğrileri kullanılır. Bu eş yükselti
eğrilerine derinlik eş yükselti (İzobat)
eğrileri denir

43
13.1. Eş yükseklik eğrilerinin çeşitleri
1. İnce Eş Yükselti Eğrisi (Ara Münhani): Her haritanın ölçeğine göre belli aralıklarla çizilen
eş yükselti eğrisidir (Topoğrafik haritalarda 0,1 mm çizgi kalınlığındadır.)
2. Kalın Eş Yükselti Eğrisi (Ana Münhani-Gösterge Münhanisi): Her ince dört eş yükselti
eğrilerinden sonra gelen, üzerine genelde eş yükselti değeri yazılan ve diğerlerine nazaran daha
kalın çizilerek rakım okumasını kolaylaştıran eş yükselti tipidir. (Topoğrafik haritalarda 0,2mm
çizgi kalınlığındadır).
3. Yardımcı (Ara) Eş Yükselti Eğrisi: Eşyükselti eğrilerinin ara uzaklıkları araziyi belirtmek
için yeterli olmadığında, eğriler arasından geçirilen eğrilere “Yardımcı Eşyükselti Eğrileri”
denir. Kesikli çizgi şeklinde gösterilir. Topoğrafik haritalarda çizgi kalınlığı 0,1mm'dir.

Şekil. Eş yükseklik eğrisi tipleri


Yardımcı eş yükselti eğrilerinin kullanılma amaçları:
a. İki ince eş yükselti eğrisi arasındaki arazinin normal seyrine uymayan şekil değişikliklerini
göstermek
b. Düzgün eğimli yükselen sırtlarda ani eğim değişikliğini göstermek için,
c. Boyun şeklinin belirlenmesi
d. Ova ve düzlüklerde seyrek geçen münhaniler arasındaki yükseklik farkını göstermek ve
arazi yapısını daha ayrıntılı belirleyebilmektir.

Şekil. Yardımcı eş yükselti eğrilerinin kullanıldığı yerler


44
13.2. Arazi Şekilleri
13.2.1. Çukurluklar
ÇATAK (DERECİK): Yağmur sularının akışı ile yamaçlarda oluşmuş yarıntılardır.

Şekil. Çatak (Derecik)

DERE: Birden fazla çatağın birleşmesiyle meydana gelen akarsulardır. Doğada mevsime göre
kuru dere veya sulu dere olarak oluşur.

Şekil. Dere

ÇAY: Derelerin birleşmesi ile meydana gelen akarsulardır ve genellikle suludurlar.

45
Şekil. Çay

IRMAK VE NEHİR: Birden fazla çayın birleşmesi ile meydana gelen büyük akarsulardır. Nehir
ırmağa nazaran daha büyük olan akarsudur.

Şekil. Irmak ve nehir

TALVEG: Akarsu yatağının akıntı istikametinde en derin yerlerinden geçtiği varsayılan hattır. Bu
hat suyun tabanından geçer.

Şekil. Talveg

GÖL: Çukurları dolduran ve bazen bir yöne akıntısı olan durgun su birikintileridir.

46
Şekil. Göl
KOKURDAN: Bulunduğu yere göre derinlik gösteren ve dışarıya akıntısı olmayan çanak
şeklindeki doğal susuz çukurlardır. Haritalarda çukurun merkezine doğru bir ok koymak suretiyle
belirtilir. Genellikle volkanik arazide bulunurlar.

Şekil. Kokurdan
VADİ: Akarsuların parçalanma, ufalama, aşındırma, eritme ve taşıma etkileri ile meydana gelmiş
devamlı inişi bulunan çukurlardır.

Şekil. Vadi

HAVZA: Genel anlamda çevresel dağlar veya sıradağlarla çevrili, çevre sınırları içinde kalan
alanın yağış ve akışlarını toplayan tekne şeklindeki büyük çukurlardır. Havzanın akarsular için de

47
özel bir tanımlaması vardır. Buna göre; bir akarsuyun yağış ve akışlarla beslenmesini sağlayan
alanın sınırları o akarsuyun havzasıdır. Genel tanımlamada belirlenen havzalar, açık ve kapalı
olarak iki gruba ayrılmaktadır.
1. Açık Havza: Suları akarsu yatakları ile boşalan havzalardır.
2. Kapalı Havza: Çevresindeki yüksekliklerle sınırlandırılmış alanın yağış ve akışlarını,
yamaçlardan yüzeysel akışla ve vadilerde akarsularla toplamakla birlikte; dışarıya akışı
olmayan büyük tekne şeklindeki çukurluklardır. Toplanan sular kapalı havza içinde göl
veya bataklık oluşturabildiği gibi, buharlaşma ve yeraltına sızmanın yağışlarla
karşılanamadığı kapalı havzalarda ise göl veya bataklık gibi oluşumlarla karşılaşılmaz.

Şekil. Havza
13.2.2. Yükseklikler

SAĞRI: İki derecik arasında meydana gelmiş yayvan arazi kabartısıdır. Sağrılar da sırtlar gibi,
izdüşüm görüntülerine göre yayvan, yuvarlak, sivri özellikler gösterir.

Şekil. Sağrı

SIRT: Dış etkenler muntazam bir tepeyi aşındırarak üzerinde gittikçe gelişen dere yataklarının
oluşmasına sebep olurlar. Böylece oluşan iki dere arasındaki uzunlamasına arazi kabartılarına sırt
denir.

48
Şekil. Sırt

TEPE: Çevresindeki alçak yerlere nazaran yükseklik gösteren ve her yöne eğilim veren arazi
kabartısıdır.

Şekil. Tepe

HÖYÜK: Tarih boyunca savaşlar, depremler ve ölümlerle ilgili insan yapısı yıkıntı veya
kalıntıların zamanla üstlerinin örtülmesi sonucu meydana gelmiş kabartılardır.

Şekil. Höyük

YAMAÇ: Değişik arazi şekillerine göre çeşitlidir. Sağrılarda ve sırtlarda su bölümü çizgisi ile
dere ve derecik arasındaki eğimli kısım, kabartılarda su bölümü çizgisinin iki tarafında kalan eğik
yüzeylerdir.

49
Şekil. Yamaç

BOYUN: Dağlık yerlerde, doruk boylarında yer yer görünen çukurluklardır. Su bölümü çizgisi
üzerinde bulunurlar. Geçitten farkı yaz kış ulaşım imkanı vermesidir.

Şekil. Boyun
GEDİK: Dar ve derin boyunlara denir.

Şekil. Gedik

GEÇİT: Gediklerden daha derin ve iki yanı sarp olan uzun boyunlara denir.

50
Şekil. Geçit

BEL: İki dağın iki tepesi arasında geçit veren çukur yere denir.

Şekil. Bel
DAĞ: Üzerinde her türlü arazi şekillerini bulunduran yüksek ve geniş alanları kapsayan arazi
kabartılarıdır.

Şekil. Dağ

51
BOĞAZ: İki eğik yüzey arasına sıkışmış uzun geçitlere denir.

Şekil. Boğaz

BİRİKİNTİ KONİSİ: Dağların düzlüklerle birleştiği yerlerde akarsuların sürüklediği kum, çakıl
ve kil gibi süprüntülerin vadi eteklerinde birikmesiyle oluşan yelpaze şeklindeki birikintilerdir.

Şekil. Birikinti konisi


UÇURUM: Düşey ve düşeye yakın eğimi gösterir. Arazi dikleştikçe eş yükselti eğrileri birbirine
yakınlaşırlar ve birbirine teğet olurlarsa arazi uçurum durumundadır.

Şekil. Uçurum
52
ŞÜT: Düşey ya da düşeye yakın eğimli yerlerdir ve eş yükselti eğrileri taramalarla belirtilir.

Şekil. Şüt

ÇÖKÜNTÜ: Kapalı bir poligon şeklindeki Şüt’lerdir. Eş yükselti eğrileri taramalarla gösterilir.

Şekil. Çöküntü

SU DAĞITMA VE TOPLAMA ÇİZGİSİ: Sırt ve sağrı gibi arazi kabartılarının en yüksek


yerlerinden geçen çizgidir. Bir sırtta, eş yükselti eğrilerinin dönüş noktalarını birleştiren
çizgiye “Su Dağıtma Çizgisi” denir. Yağmur suları bu çizgi boyunca ikiye ayrılır. Bir vadide,
eş yükselti eğrilerinin dönüş noktalarını birleştiren çizgiye ise “Su Toplama Çizgisi” denir.
Yağmur suları vadide bu çizgi boyunca toplanıp akar. Eş yükselti eğrileri bu çizgileri dik
olarak keser. Bu çizgilerin arasındaki alana yamaç denir.

Su Dağıtma
Çizgisi

8 8
7 7
6 6
5 5

Su Dağıtma Su Toplama

Çizgisi Çizgisi

Şekil. Su dağıtma çizgisi ve su toplam çizgisi

53
DORUK ÇİZGİSİ: Bir dağ kütlesinde doruklardan ve boyunlardan geçtiği düşünülen su bölümü
çizgisidir.

Şekil. Doruk çizgisi


13.2.3. Düzlükler

OVA: Bulunduğu yerde çevresine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonlarla örtülü, akarsu
eğimlerinin az ve derine gömülememiş olduğu, geniş veya dar düzlükler ile hafif dalgalı, yer yer
tepeleri de bünyesinde bulunduran yeryüzü parçasıdır.

PLATO: Dağlar üzerinde meydana gelmiş, akarsularca derince yarılmış ve parçalanmış, fakat
üzerinde düzlüklerin (masa duruşlu düzlükler) belirgin olduğu arazilere denir. Bu kavramın halk
dilindeki karşılığı yayladır.

Şekil. Plato

54
SEKİ (TERAS): Vadi yamaçlarındaki dar ancak kabaca akarsulara paralel olarak uzanan, bazen
akarsulara doğru hafifçe eğimli düzlüklerdir.

Şekil. Seki
TABAKA DÜZLÜKLERİ: Bunlar arazinin her yerinde bulunabilecek büyük ve küçük tortul
tabaka düzlükleridir. Sert ve yumuşak tortul tabakaların üst üste istiflendiği arazilerin bazik
lavların yayılma alanlarının veya volkanik kökenli olan tüf tabakalarının bulunduğu sahaların
zamanla akarsular tarafından yarılarak aşındırılması ile meydana gelirler.

Şekil. Tabaka düzlükleri


13.2.4. Diğer arazi şekillileri

DIŞBÜKEY VE İÇBÜKEY: Eş yükselti eğrileri tepede birbirinden uzak ve aşağıda birbirine


yakınsa, eş yükselti eğrileri “dışbükey” bir eğimi gösterir (Şekil 149). Eş yükselti eğrileri tepede
birbirine yakın ve aşağıda birbirinden uzaksa, eş yükselti eğrileri “içbükey” bir eğimi gösterir.

Dışbükey yapı İçbükey yapı


Şekil . Dışbükey ve İçbükey arazi şekilleri

55
DOLGU VE YARMA: Arazinin belli bir genişlik ve yükseklikte doldurulması veya kazılması
sonucu ortaya çıkan arazi şeklidir.

Şekil. Dolgu ve yarma (Kazı-Dolduru)

14. Harita Tasarlama ve Çizimi


14.1. Özel işaretler

Haritaya geçirilen yeryüzü noktalarının ve bilgilerinin büyük bir kısmı "Özel İşaret" adı verilen
sembollerle gösterilir. Özel işaretler, haritanın türüne ve ölçeğine göre değişik biçimlerde
düzenlenmiştir. Haritanın ölçeği küçültüldüğünde, haritada görülmeyecek kadar küçülen bilgiler
özel işaretler sayesinde görülebilmektedir. Örneğin 5m. genişliğindeki bir yolun 1/25.000 ölçekli
bir haritada 0,1mm. genişliğinde bir çizgi ile gösterilmesi gerekecektir. Harita ölçeği küçüldükçe
gösterim güçlüğü daha da artacaktır.

56
Şekil. 1/25 000 ölçekli topoğrafik haritalardaki özel işaretler

14.2. Harita kenar bilgileri


Pafta bünyesini çevreleyen iç çerçeve çizgisi, dış çerçeve çizgisi ve bu çizgiler arasında kalan
bölüme
kitabe denir.

Şekil. Harita kitabesi


Pafta adı ve numarası, paftanın üst kenarının ortasında gösterilir (Elbistan K-37). Pafta
numarası ayrıca sağ üst ve sağ alt kenardaki tanıtım panosunda da gösterilir. Ayrıca bütün
paftalar bir seri numarası ile belirtilir. Seri numarası; aynı ölçekte, aynı pafta bölümlemesine
göre yapılmış benzer haritaları tanımlamaya yarayan sayı veya harf gruplarıdır. Haritanın sağ
üst ve sağ alt kitabe dışı boşluğunda tanıtım panosunda yazılır (Seri: K-816)

57
58
Şekil. Haritalarda kitabe bilgileri

14.3. Harita yazıları

Haritaları isimlendirilmesi, haritaya çizilen detayların tanımlanması açısından çok önemlidir.


Harita yazıları; elle, yazı şablonlarıyla ya da önceden basılmış harflerin harita üzerine
yapıştırılması yoluyla yazılır.
Harita yazıları, haritanın ölçeğine ve türüne göre değişik karakter ve büyüklüktedirler. Çok büyük
ölçekli haritalarda yazı türlerinin ve yüksekliklerinin bütün ayrıntıları özel işaret listesinde verilir.
Küçük ölçekli haritalarda ise türleri ile yükseklikleri önceden saptanmış ve yazılar standart biçime
getirilmiştir. Çok küçük ölçekli coğrafya ve atlas haritalarında ise yazı tipleri standart olup
büyüklük için kesin bir tanımlama yoktur. Bu haritalarda genel ilke; yazı konunun içine
yazılıyorsa büyük kitap harfleri ile dışına yazılıyorsa ilk harf büyük olmak üzere küçük kitap
harfleri ile yazılır. Örneğin bir göl ismi, gölün sınırları içine yazılıyorsa büyük, dışına yazılıyorsa
küçük kitap harfleriyle yazılır. Yazı türleri de konulara göre şöyle saptanmıştır:

• Başlık yazıları; klasik bazlı yazı ile


• Deniz ve göl isimleri; yatık yazı ile
• Akarsular; italik yazı ile
• Diğer yazılar ise; dik yazı karakteri ile yazılır.

Haritalarda yazıların okunuş yönüne uygun biçimde yazılmaları gerekir. Buna göre yazı yönleri
aşağıdan yukarıya, soldan sağa, sol aşağıdan sağ yukarıya ya da sol yukarıdan sağ aşağıya doğru
olmalıdır. Verilen ilkelere ters yöne yazılacak yazılar okumayı güçleştirir ve haritayı kullanacak
kimseyi yorar.

59
14.4. Harita yönü
Harita yönlerinden temel kuzey istikametleri anlaşılmalıdır. Herhangi bir noktayı belirlemek,
yerini tanımlamak için ortak bir başlangıç değerine gereksinim vardır. Aynı şekilde bir istikameti
tanımlamak için ise bir açı birimine, başlangıç notasına veya müracaat noktasına ihtiyaç vardır.
Açı birimi için üç ana başlangıç yönü vardır.
Herhangi bir doğrultunun iki yönü olup bu iki yön arasında 180 lik bir açı vardır. Yönün
tanımlanması veya ölçülebilmesi için bir başlangıcın kabul edilmesi gerekir. Kuzey oku 0o veya
360o başlangıç oku olarak alınır ve yön değerleri açı ile ölçülür. Yön açısı kuzey oku ile herhangi
bir AB yön oku (gözetlenen yön) arasında kalan yatay düzlemdeki açıdır
Yön açısı (α) kuzeyden itibaren saat yelkovanı yönünde 0o den 360o ye kadar değerler alır. Buna
göre α = 0o veya 360o kuzey; α = 90o doğu; α = 180o güney ve α = 270o batı yönlerine karşılık
gelir.

Gerçek Kuzey (Coğrafi Kuzey; CN):


000 ölçekli haritalarda gerçek kuzey, sağ alt köşede üzerine bir yıldız konularak gösterilir.

Grid Kuzey (Harita Kuzeyi, GN):


Harita üzerindeki grid çizgilerinin gösterdiği doğrultudur. Elipsoit şeklindeki dünyada
boylam daireleri birbirlerine enlem daireleri gibi paralel değildir. Çeşitli boylam daireleri üzerinde
bulunan noktaları birleştiren doğruların iki ucundaki gerçek kuzey istikametleri de birbirlerine
paralel değildir. Fakat haritalardaki grid çizgileri, birbirine paralel olarak çizilirler. Başlangıç
boylamlarından doğuya ve batıya doğru gidildikçe gerçek kuzey ile grid kuzeyi arasında meydana
gelen açıya yaklaşma açısı denir. Topoğrafik haritalardaki dere, sırt, tepe, taşlık, kayalık gibi
araziler eş yükselti eğrileri ile gösterilmektedir. Belirli bir noktadan başka bir noktaya giderken
genellikle pusula kullanılmaktadır. Pusulanın kuzeyi manyetik kuzeydir. Harita kuzeyi ise grid
kuzeyi olduğuna göre arasındaki farkın hesaplanması gerekir.

Manyetik Kuzey (Pusula Kuzeyi, MN):


Arazi üzerinde belirli herhangi bir noktadan manyetik kutba yönelen doğrultudur. Serbest
bırakılan pusula ibresinin çevre manyetik alanlarından herhangi bir etkiye uğramadan gösterdiği
istikamettir. Manyetik kuzey, 1/25.000 ölçekli haritaların sağ alt köşesinde yer alır ve yarım ok ile
tanımlanır.

60
Şekil. Haritada kuzey işaretleri
Yeryüzünde herhangi bir bölgedeki grid kuzeyi ile manyetik kuzey arasındaki sapma açısına iğne
sapması; grid kuzeyi ile coğrafik kuzey arasındaki açıya boylam açınımı; coğrafik kuzey ile
manyetik kuzey arasındaki açıya da denklinasyon adı verilmektedir.

Harita üzerinde manyetik kuzeyi bulmak


Haritanın kuzey kenarında sağ üst köşeye yakın, derece taksimatlı sapma göstergesi yer alır. Grid
kuzeyi ile magnetik kuzey arasındaki ilgili yıl için hesaplanan açı değeri bu göstergeden bakılarak
işaretlenir. Haritanın güney kenarı üzerinde yer alan P noktası ile birleştirilir. Çizilen bu doğru, o
yıldaki magnetik kuzey hattı olup, pusulanın kuzey göstergesinin çizilen bu doğrultuda olduğu
kabul edilir ve bu sayede istenilen noktaların yerlerini bulabilmek mümkün olur.

Örnek: Bir haritanın sağ alt köşesinde grid kuzeyi ile manyetik kuzey arasında 4o00’lık bir
manyetik sapma olduğu ve 1955 yılı için ortalama 2 dakikalık artı yıllık değişim miktarı olduğu
verilmiştir. 2000 yılına kadar olan değişimi hesaplayınız?

(2000 −1955)*2 = 90’=1o 30’

2000 yılındaki değişim için bu miktara haritada verilen manyetik sapma eklenir;
4o00’ + 1o30’= 5o30’ elde edilir.
Paftanın sağ üst köşesindeki sapma göstergesi üzerinden

5o30’ noktası, güney kenarı üzerindeki P noktası ile birleştirilerek;

2000 yılındaki yıldaki manyetik kuzey hattı çalışmakta olduğumuz haritamızda belirlenmiş olur.
Pusulanın gösterdiği kuzey artık bu yöndedir. Eğer ulaşılmak istenilen nokta ile harita üzerindeki
belirgin nokta arasında grid kuzeyi o esas alınarak belirlenen açıklık açısı değeri 141 30’ olarak
ölçülmüş ise,

141o30’ - 5o30’ = 136o00’ lık

61
Arazideki belirgin noktadan itibaren pusula kullanılarak ulaşılmak istenilen noktaya doğru bu açı
doğrultusunda gidilirse ulaşılabilir.

4.5. Harita Üzerinde Ölçmeler


Harita üzerinde bulunan yeryüzü bilgileri arasındaki uzunluk, açı, alan vb. büyüklükler grafik
yöntemler kullanılarak ölçülüp hesaplanabilir. Yol geçkisinin saptanması, sulama- kurutma ağının
genel etüdü, inşaat alanlarının etüdü ve benzeri incelemeler için düzeç eğrili haritalardan
62
yararlanılır. Bu yararlanmanın temeli arazinin topoğrafik yapısının düzeç eğrili haritalar
yardımıyla belirtilebilmesidir. Ayrıca, eşyükselti eğrili haritadan yararlanarak, iki nokta arasındaki
arazi profili hakkında, haritanın istenen bir kesimindeki ya da tümündeki ortalama eğim hakkında,
ek arazi ölçmesi yapmadan bilgi edinmek mümkündür.
Harita üzerinde ölçme yapılmasında oluşabilecek hatalar:
• Harita projeksiyonlarındaki deformasyonlar: Bu deformasyonlar özellikle çizim
ölçeğinin küçüklüğüne ve ölçmelerin genişliğine bağlı olarak önem kazanacak etkiler
yaparlar.
• Harita çizimindeki presizyon: Bu presizyon topoğrafik ölçmelere, kağıtta
işaretlemeye, çizimin ve genelleştirmenin doğruluğuna bağlıdır.
• Çizim kağıdının büzülmesi: Çizimde eğer çizgisel veya geometrik ölçek var ise,
bunlar da aynı büzülmeye uğrayacağından, herhangi bir düzeltmeye gerek kalmadan ölçüler
kıymetlendirilir.

14.5.1. Uzunluk ölçümü


Harita üzerinde ölçülen tüm uzunluklar yatay veya harita düzlemindeki uzunluklardır. İki nokta
arasındaki gerçek uzunluğun bulunması gerekirse noktalar arasındaki yükseklik farkını da dikkate
almak gerekir. Engebeli bir arazideki A ve B noktaları arasındaki gerçek uzunluk "s", harita
düzlemi üzerindeki "S" uzunluğundan daha büyüktür.
Harita üzerinde uzunluk ölçülmesi istendiğinde hassas bölümlü bir cetvel kullanılarak uzunluğun
iki uç noktası arasındaki uzaklığı okunur. Bu değer harita ölçeğine göre değiştirilir ve
projeksiyonunun türüne göre uzunluk deformasyonu ölçülen uzunluğa uygulanarak kenarın gerçek
değeri bulunur.

A s
Arazi Yüzeyi
Harita Yüzeyi
α
S
B
Şekil. Arazi ve harita yüzeyi üzerindeki uzunluklar

s: İki nokta arasındaki haritada ölçülen uzaklık,


M: ölçeğin paydası olmak üzere iki nokta arasındaki gerçek yatay uzaklık (L),
L = L’ x M şeklinde hesaplanır.
Yahut da noktaların coğrafi koordinatları bulunur ve yatay uzunluk (L);
L2 = (xA-xB)2 + (yA-yB)2 formülünden hesaplanır.

Bazı durumlarda bu iki nokta arasındaki eğik uzunluk istenebilir. O takdirde iki noktanın
yükseklik farkı (h) = HA-HB şeklinde bulunur ve l eğik uzunluğu; l2 = L2 + h2 bağıntısından
hesaplanır. Eğik uzunluk ile yatay uzunluk arasındaki fark göründüğü kadar büyük değildir.
Aralarındaki yükseklik farkı 200 m. olan iki nokta arasındaki topoğrafik (yatay) uzunluk 1000m.

63
ise buna tekabül eden gerçek (eğik) uzunluk 1019,8m. dir. Gerçek uzunluğa bazı hallerde kuş
uçuşu uzunluk da denir.
İki nokta arası, sivri uçlu bir pergel ile de ölçülebilir. Haritadan pergel yardımı ile ölçülecek
uzunluk çizgisel ölçek yardımıyla gerçek değerine dönüştürülür. Elde bir pergel yoksa aynı AB
uzunluğu bir kağıt şerit ve çizgisel ölçek ile de ölçülebilir.
Harita üzerinde düz uzunluklar ender hallerde bulunur. Akarsular, yollar, sınırlar, şekiller vb. eğri
veya kırıklık gösteren çizgiler şeklindedir. Bunların ölçülmesi farklı metotlar kullanılarak
yapılabilir.
Kırık harita uzun1uğu bölümlere ayrılır ve her bölüm uzunluk doğrusal kabul edilir. Pergelin iki
ucu, çizgisel (veya geometrik) ölçekten, açılabilecek en ufak aralık kadar açılır. Sabit tutulan bu
açıklık, ölçülecek uzunluğun üzerinde, pergelin iki ucu ile uygulanır. Her pergel adımı sayılır ve
bu sayı pergel arasının sabit açıklık değeri ile çarpılarak gerçek uzunluk bulunur
Harita üzerindeki düz uzunlukları herhangi bir cetvelle ölçmek mümkündür. Yatay arazi uzunluğu,
harita üzerinde ölçülen uzunluğun ölçek sayısı ile çarpılmasıyla bulunur. Ayrıca çeşitli ölçeklere
göre düzenlenmiş ölçekli cetveller mevcuttur. Bu cetveller genellikle üçgen prizma biçiminde olup
prizmanın her yüzü iki farklı ölçeğe göre düzenlenmiştir. Arazi uzunluğu belirlenecek haritanın
ölçeğine göre cetvelin uygun ölçekli bölümü seçilerek ölçülecek uzunluğa tatbik edilir ve
doğrudan arazi uzunluğu bulunmuş olur.
Harita üzerindeki uzunluklar, çoğu zaman harita üzerindeki grid koordinat kareleri yardımıyla da
tahmin edilebilir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken, haritanın ölçeğine göre kare çizgileri
aralıklarının değiştiğidir.

14.5.2. Açı ölçümü

Harita üzerinde yatay açı ölçülmesi için açının kenarlarını oluşturan doğrultuların ölçülüp
projeksiyona göre bu doğrultulara uygulanacak redüksiyonların hesaplanması gerekir. Açıklık
açısı bir iletki ile ölçülebilirken düşey açılar dolaylı olarak belirtilebilir. İki komşu nokta arasında
yatay uzunluk (L) ve yükseklik farkı Δ( h) hesaplandıktan sonra eğim açısı (α) şu şeklinde
hesaplanabilir:
Δh = hA - hB tg α = ∆h
L
14.5.3. Koordinatların belirlenmesi
Büyük ve orta ölçekli haritalarda jeodezik koordinatların, küçük ölçekli haritalarda ise çoğu kez
coğrafi koordinatların ölçülmesi ve taşınması söz konusu olur. Seçilen bir nokta bir boylam ile bir
enlemin kesişme noktası ise koordinatları o enlem ile boylamın değerlerini alır. Eğer nokta iki
enlem ya da iki boylam arasında kalırsa koordinatları enterpolasyonla bulunur.

14.5.4. Nokta kotlarının belirlenmesi


Harita üzerindeki bulunan bir noktanın, denizden olan yüksekliğini bulmak için, ortalama deniz
seviyesi ile bu nokta arasındaki farkın belirlenmesi gerekir. Bu fark değeri, harita üzerindeki
noktanın rakımını gösterir. Rakımı bulunacak nokta, eşyükseltilerin üzerinde yer almış ise
eşyükseltilerin değer artışı ve alçalışı göz önüne alınarak rakım bulunur. Harita üzerindeki bir
noktanın kotu, o noktanın arasında kaldığı iki eşyükselti eğrisi arasında lineer enterpolasyon ile
bulunur.

64
Örnek: Yükseklikleri 1010m ve 1020m olan iki eşyükselti eğrisi arasında kalan bir A noktasının
yüksekliğini bulunuz? A noktasının 1010m yükseklikteki eşyükselti eğrisine uzaklığı 4mm iken
1020m yükseklikteki eşyükselti eğrisine mesafesi 14mm’dir.

10 m. lik eşyükselti farkı 18 mm ise

X m. lik “ “ 4 mm olur.

X= = =2.2 m

Netice olarak, N noktasının rakımı; 1010 + 2.2 = 1012.2 m

14.5.5. Eğim ölçümü


Eğimi belirlenmek istenen alanın eşyükselti eğrili haritasında en yüksek ve en düşük yükseltisi
okunur. Bu yükseltilerin farkı alınarak kot farkı (h) hesaplanır. Alanın iki ucu arasındaki mesafe
(l) cetvelle ölçülür ve harita ölçeğine göre arazi uzunluğuna çevrilir. Bulunan kot farkının iki
nokta arasındaki yatay uzunluğa bölünmesi ile eğim yüzde oranı veya açı oranı olarak hesaplanır.
Haritalarda eşyükselti eğrileri paftanın her yerinde aynı aralıkta değildir. Bu nedenle eğim
hesabında muhtelif eğimlerle karşılaşırız. Eşyükselti eğrileri arasındaki mesafeler birbirlerine eşit
uzaklıkta ise arazide düzgün bir eğimden söz edilir. Eşyükselti arasındaki uzaklıklar farklı ise
böyle arazilerde çeşitli eğimler vardır ve eğim hesaplamalarında bunların ortalaması alınır. Bunun
gibi çeşitli eğimlerin bulunduğu noktalar arasındaki gerçek eğimi bulmak istersek, bu eğimlerin
hepsini ayrı ayrı hesaplamak gerekir.
Ortalama eğimi hesaplanacak arazide, çok sayıda kesit alınarak her birinin eğim değeri
hesaplanabilir. Alınan kesitler alındıkları arazinin eğimini karakterize edecek uzunlukta
alınmalıdır ve her kesitin parçacıkları farklı eğimde ve uzunlukta olduklarından ortalama eğimin
ağırlıklı ortalama ile hesaplanması gerekir. Arazide alınan kesitlerde her kesit kenarının uzunluğu
sırayla S1, S2, S3, ………., Sn bu parçalara ait eğimler % olarak e1, e2 , e3 ,……., en ise;
eort = (e1*S1+ e2*S2 +.........+ en*Sn) biçiminde hesaplanılır. (S1+ S2 +......+ Sn)

14.5.6. Alan hesabı


Harita üzerinde alan hesaplamasında genellikle şeffaf milimetrik bölümlü kareler ağı, noktalı
saydam şablon ya da planimetre aleti gibi metotlar kullanılır. Harita üzerindeki alan geometrik
şekillere benzer ise parselin alanı; üçgen, kare, dikdörtgen, yamuk vb. düzgün şekillere bölünür.
Bölünen şekillerin alanları ayrı ayrı hesaplanarak toplandığında istenilen şeklin alanı bulunmuş
olunur. Harita üzerinde kenarları eğri çizgilerden oluşan düzensiz şekillerin alanlarının
ölçülmesinde büyük oranda planimetre kullanılır. Planimetreler kutupsal ve dijital olmak üzere iki
çeşit olup hassasiyeti yüksek durumlarda dijital planimetreler kullanılır..
Haritanın yapımında genellikle deniz seviyesindeki uzunluklar esas alındığında haritalardan elde
edilen uzunluk ve alan büyüklüklerinin de bu düzeyde olacağı açıktır. Ölçülen kenar ve alanın
bölgenin bulunduğu yükseltideki değerleri istenirse;

65
H H
L = L0*(1+ ) F= F0*(1+2* ) bağıntıları ile hesaplanır. Burada;
R R

H: kenarın yahut alanın ortalama yüksekliğini,


L0 ve F0: deniz seviyesindeki uzunluk ve alanı, L ve F: ortalama H yüksekliğindeki
uzunluk ve alanı göstermektedir.

14.5.7. Hacim hesabı


Herhangi bir doğal gölün, baraj yapılacak bir vadinin veya arazideki tepe şeklindeki bir çıkıntının
hacmi düzeç eğrili haritadan yararlanarak hesaplanabilir. Enkesitlerde alan hesabına benzemekte
olup kullanılan bağıntılar burada da geçerlidir. Yalnız, enkesit alanlarının yerini, eşyükseklik
eğrilerinin çevrelediği alanlar (A), enkesitler arasındaki uzaklığın yerini ise eşyükseklik eğrileri
arasındaki yükseklik farkları (h) almıştır. Eğrilerin çevrelediği alanlar planimetre aleti ile
bulunmaktadır. Düzeç eğrinin içinde kalan ve birinciden h kadar küçük değerli ikinci düzeç
eğrinin o bölge içinde çevrelediği A2 alanı da haritadan hesaplanır. Aynı biçimde düzeç eğrilerin
sınırladığı diğer alanlar da bulunur.
V = h*( A1+ A2 + A2 + A3 +……..+ An−1 +An )
2 2 2

V= h*( A1 +A2+A3+……..+An-1+An) formülü ile hesaplanır. 2

Burada;

V: hacim
A1: en yüksek değerli düzeç eğrinin kapladığı alan, An: en düşük değerli düzeç eğrinin
kapladığı alan.
İki eş yükseklik eğrisi arasındaki hacim, (h) eğriler arasındaki yükseklik farkını göstermek üzere;

+
V= F1 F2 *h bağıntısı ile bulunur.
2

66

You might also like