You are on page 1of 4

MATEM

Üzerimde savaş var ahali Kafamın içinde savaş var ahali

Dört bir yandan savruluyor son nefesiyle her Ayaklandı tüm anılar
hücrem
Dört bir yandan saldırıyorlar
Nefsine esir olanlar tepiniyor dökülenlerin üzerinde
Amansız
Amansız
Vicdansız
Vicdansız
Zamansız
Zamansız

Yok ettiler beni

Ne çocukluğum
Ne çocukluğum kaldı
Ne gençliğim
Ne gençliğim
Ne hüzünlerim
Ne hüzünlerim
Ne de sessiz çığlıklarım
Ne sessiz çığlıklarım
Sapkınlıklarını ateş topu yapmışlar oklarının ucuna
Ne de gizli saklı ağlamalarım
Vuruyorlar aldırış etmeden bedenimin her noktasına
Acılarımı ateş yapmışlar oklarının ucuna
Vuruyorlar ahali
Vuruyorlar ahali
Üzerimde savaş var
Gözlerimden akıyor kanlar
Terinin son damlasına kadar savunuyor beni her
hücrem Bedenimi bulursanız eğer

Bedenimi bulursanız eğer Metruk bir evin izbe bir odasında

Metruk bir evin izbe bir odasında Ya da parça parça odalarında

Ya da parça parça her bir odasında Hüzünlerimle gömün beni bir karış toprağa

Hüzünlerimle gömün beni bir karış toprağa Ben bu savaşta katledilenim.

Ben bu savaşta katledilenim


TÜM İNSANLARI TERK ETMEK İSTİYORUM

Keşke yeniden başlasak

Bir duvarı beyaza boyar gibi

Ufka açılan her yol tıkalı

Zaman bizi yutarken

Tüm insanları aynı anda terk etmek istiyorum

Var oluş bir perdenin arkasında gizlenmiş

Akıp da yolunu bulamayan su damlayız biz

Ak koyunların arasındaki kara koyunlar

Köpek sürüsünün kurduyuz biz

Sürüden korkanı kaparken ruhlarımız

Tüm insanları aynı anda terk etmek istiyorum.

KORKARIM Kİ TANRI SESİMİ DUYMUYOR

Korkarım ki Tanrı sesimi duymuyor artık

Sefalet kalleşçe dikilmiş kilidi tutmayan kapıma

Güzel kelimelerle cümleler kurmamı beklemekte zalim bekçiler

Kalbimin toprağı eksik, tutmaz umuda dair tohumlar

Arsız bedenli ruhumun işgali yakın

Korkarım ki Tanrı artık sesimi duymuyor

Katlime ferman vermiş ilahilerle adalet

Dağlarda koyunsuz çoban yol göstermiş vahşet bekçilerine

Rüzgarını bekliyor ömrümün kalan nefesi

Essin rüzgârı ömrün

Çağlasın ırmağı, kızıl rengi aksın damarlarımda

Korkarım ki Tanrı artık sesimi duymuyor

Tutmayan kilidi kırılmış kapımın

Ölüm dikilmiş

Arsız bedenli ruhumun başına

Tüm insanları aynı adna terk etmek istiyorum


LANET BİRLİKLERİ

Yağmurlu karanlık yollardan geçiyoruz ömrüm

Sen, ben bir de gelecek günler

Tehlikeli çıkmazlarda

İnancımız ellerimizden alınmış

Tenha köşe başlarında

İzbe meyhanelerde dinlenirken

Taşlanmışız masumluğumuzdan

Secdeye varmadı diye ufkumuz

Güneş haram dedi minarelerdeki kuşlar

Zarar bildiler bizi hadsiz yobazlar

Yoktu derdimiz yaşamaktan başka

İstedik ki bulutlar gibi pürü pak olsun ahvalimiz

İstedik sevdalarımız olsun kara bahtımız değil

Üstümüzde gök kubbe aydınlık vakti

Ruhumuz çökmüş lanetli gece gibi


KİN

Doğduğumda kestikleri bağ

Boynuma dolanmış urgan

Kulaklarımda şer duaları

Hayırlar bekleyerek fısıldadılar adımı

En büyük kaybı olmuş ömrümün

Gidenlere sustuklarım

Aksın kanları vücuduma

Biriksin eksilenler yerine

Şerler okusun dualarını

Saf tutsun avlularda tuttuğum tüm kinler

Toprak yığılsın içi boş bedenler üzerine

Bir ağaç gölgesi bekleyenlerin

Mezarında büyüsün çınarlar

Gökteki kızıllık

Sabahın hayrına değil

Sustukça biriken efkarım

Sabaha çıkacak selalara vesile

Hayırlar bekleyerek fısıldadılar adımı

Kulaklarımda çınlıyor şimdi şer duaları

Doğarken kestikleri bağ

Boynuma dolanan urgan

Mezarlarımda büyüsün çınarlar

You might also like