Professional Documents
Culture Documents
Dize (Mısra)
Bir şiiri oluşturan anlamlı en küçük birime dize ya da mısra denilmektedir.
Bir başka deyişle şiirdeki her satır dize olarak adlandırılabilir. Anlam bütünlüğü tek bir dize içinde
tamamlanabileceği gibi başka dizelerle de anlam ilişkisi ve ortaklığı kurabilmektedir.
“Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler”
Hayali
“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen”
Şeyh Galip
Beyit
Kendi içinde anlam bütünlüğü kuran ve sadece iki dizeden oluşan şiir yapısına beyit
denilmektedir. “Beyit” çok büyük oranda divan şiirinde kullanılmıştır.
Cânı kim cânânı içün sevse cânânın sever
Cânı içün kim ki cânânın sever cânın sever
Fuzûlî
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı?
Fuzûlî
Dörtlük (Kıt’a)
Şiir denilince akla gelen ilk nazım biri dörtlüktür. Dört dizenin kendi içinde anlam bütünlüğü
oluşturmasına dörtlük ya da bir başka ifade ile kıt’a denilmektedir. Halk şiirinde en çok kullanılan
nazım biri dörtlüktür.
Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
Ben bu derde nerden derman bulayım
Meğer şah elinden ola çaresi
Pir Sultan Abdal
Bent
Dize, beyit ve dörtlük dışında dizelerin oluşturduğu tüm kümelere bent adı verilmektedir.
Genellikle 3’lü ya da 5’li dizeler şeklinde kullanılmaktadır.
Cânan aramızda bir adındı,
Şîrin gibi hüsn ü âna unvan,
Bir sahile hem şerefti hem şan,
Çok kerre hayâlimizde cânan
Bir şi’ri hatırlatan kadındı.
Yahya Kemal Beyatlı
Nazım Biçimleri
İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Nazım Biçimleri
Koşuk: İslamiyet öncesi Türkler döneminde av törenlerinde ve Toy adı verilen kurban
törenlerinde kopuz eşliğinde aşk, yiğitlik ve doğa gibi konularda söylenen şiirler koşuk olarak
adlandırılır. Halk edebiyatında koşma, Divan edebiyatında ise gazel biçimine benzer. aaab, cccb,
dddb uyak düzenine sahiptir.
Sagu: İslamiyet öncesi Türkler döneminde ölen kişinin ardından yakılan ağıtlar sagu olarak
adlandırılır. Yedili hece ölçüsüne sahiptir. Dörtlükler halinde söylenir. Yuğ isimli ölüm törenlerinde
söylenen sagu; Halk edebiyatında ağıt, Divan edebiyatında mersiye biçimine benzer.
Sav: İslamiyet öncesi Türkler döneminde özlü sözler içeren şiirler sav olarak adlandırılır. Az sözle
çok şey anlatır. Kaşgarlı Mahmud’un Divân-ı Lügati't-Türk adlı eserinde pek çok sav ile
karşılaşmak mümkün.
Mani: Bir halk edebiyatı nazım biçimi olan mani, 7 heceli ve dört mısralıdır. 4-5-8-10-14 heceli
kalıplarla söylenmiş versiyonları vardır. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir. Aşk başta olmak üzere pek
çok farklı konuda mani söylenebilir.
Şu dağlar olmasaydı
Çiçeği solmasaydı
Ölüm Allah’ın emri
Ayrılık olmasaydı
Türkü: Türkü, şiirin müziğe uyarlanmış versiyonudur. Türk adının sonuna i eki getirilerek
oluşturulmuştur ve Türk’e özgü anlamına gelir. Sabit bir biçimi yoktur, şarkıya uyarlanan şiir türkü
olur. Pek çok farklı konuda söylenebilir.
Ninni: Ninni, genel olarak ağlayan çocukları sakinleştirmek ya da uyutmak amacıyla bir ezgiyle
söylenen şiirlerdir. Hem kültür aktarımı, hem çocukların şiirle tanışması hem de çocukların
kulağının müziğe alışması için faydalı olduğu bilinmektedir.
Ağıt: Ölüm ve benzeri acılı ve üzücü bir olayın ardından söylenen şiirler ağıt olarak adlandırılır.
Ağıt söylemek, ağıt yakmak olarak adlandırılır. 7, 8, 10 heceleri ağıtlar vardır. Erkeklerden ziyade
kadınlar ağıt yakar.
Koşma: İslamiyet öncesi edebiyattaki koşuk türünün devamı olan koşma, ozanlar tarafından saz
eşliğinde söylenen coşkulu şiirlerdir. 11’li hece ölçüsü ile söylenir ve en az 3, en çok 12 dörtlükten
oluşur. Kafiye düzeni axax, bbbx, cccx şeklindedir.
Semai: Koşma ile benzer özellikler gösteren semai, ondan farklı olarak sekizli hece ölçüsü ile
söylenir. En az üç, en fazla beş dörtlükten oluşur. abab, cccb, dddb şeklinde kafiye düzenine
sahiptir. Çok yaygın değildir.
Varsağı: Koşmanın özel bir ezgiyle söylenen versiyonu olan varsağı, Varsak Türklerine özgü bir
biçimdir. Sekizli hece ölçüsü ile yazılır. 4+4 duraklı ya da duraksızdır. Kafiyesi xaxa bbba ccca
şeklindedir.
Bre ağalar bre beyler bre ağalar
Ölmeden bir dem sürelim
Gözümüze kara toprak
Dolmadan bir dem sürelim
Aman hey Allahım aman
Ne aman bilir ne zaman
Üstümüzde çayır çemen
Bitmeden bir dem sürelim
Bentlerle Kurulan
Musammat: Bir nazım biçiminden ziyade Divan edebiyatında uygulanan bir yazım tekniğidir.
Dize ortasında uyak bulunması şeklinde uygulanır.
Terkib-i Bend: Farklı uyaklara sahip birkaç bentten meydana gelir. Bentlerin sonunda aynı
uyaklara sahip birer beyit bulunur.
Terci-i Bend: Her bendin sonuna gelen bir bağlama beyiti ile birbirine bağlanan manzumlardır.
Yüzlerce beyitlik manzumlar bu şekilde bağlanabilir.
Dörtlüklerle Kurulan
Rubai: Aruz ölçüsü ile yazılan dörtlükler rubai olarak adlandırılır. İlk iki ve dördüncü dizerler
uyaklı, üçüncü dize ise serbesttir. 24 farklı kalıbı vardır. Edebiyatımıza İran edebiyatından
geçmiştir.
Şarkı: Bestelenme amacıyla yazılmış 4, 5, 6 dizelik şiirlerdir. aaxa şeklinde bir kafiye düzenine
sahiptir. Pek çok farklı konuda yazılabilir.
Murabba: aaaa, bbba, ccca, ddda şeklinde bir kafiye düzenine sahip olan murabba, üç ile yedi
bentten oluşmaktadır. İlk bendinde ya da sonrasında kafiye olmayan murabbalar da vardır.
Beyitlerle Kurulan
Gazel: aa,ba,ca şeklinde kafiyeye düzenine sahip olan gazelin ik beyiti matla, sonraki beyit hüsn-i
matla, son beyiti ise makta olarak adlandırılır. 5 - 15 arası beyitten oluşur. Aşk başta olmak üzere
pek çok farklı konuda yazılabilir.
Kaside: Din ve devlet büyüklerini övmek için yazılar şiirler kaside olarak adlandırılır. En çok 99
beyit olacak şekilde yazılabilir. Aruz ölçüsüyle yazılmaktadır. Kafiye düzeni aa,ba,ca,da,ea,fa
şeklindedir.
Mesnevi: Aruz ölçüsüyle yazılmış uyaklı beyitlerden oluşan şiirler mesnevi olarak adlandırılır.
Her beyit kendi arasında kafiyelenir. Uzun aşk öyküleri ve destanlar mesnevi biçiminde
yazılmışlardır. Mevlana’nın Mesnevi eseri en önemli örneğidir.