You are on page 1of 2

Hikâye-i Mucid-i Şerru Nifak Hacı Fırıldak

(Beyit)
Bu kitap olsun cihana yadigâr
Okuyanlar ağlasınlar zar zar

Tarih denilen şey âlemin fihrist vukuatı olarak kütüphane-i edebi ve


siyasiyenin bir numune-i mücmeli(özet, örnek) ve dühûrun(devir,
zaman) tebdiliyle sahaif(sayfalar) asarda(asırlar) münderiç sahihi’l
vuku bir takım garaip vukuat meyanında taş yürekli insanları bile indel
mütalaa akılda bir şeyler olmakla bu ile vukuat şahihadan hâsıl olan
te’sir umumiye üzerine beşer ebna-yı kütüphane hayalinde tasavvur
ettiği ve vukuati gerçekte olmuş geçmiş olmasa cay-ı bahs olmayarak
bazı güvence ve bazı acıklı bir yolda tasvir efkâr ve ismini dahi(roman)
diye yâd ve tezkâr etmişler ve suret zamanında cümle edebiyeden
ma’dud olmuştur. Bu nevi hikâyat bedrulusi daha vardır ki vukuat
sahihiyi olma hayali de tasvir olunmuş bir mesel şeklinde tasvir ve
tahrir ve tenzir kâh umumiyeye vaz ile okuyanlar kıssadan hisse
dinlen kelam hikmet encamın masâdakına(bir sözü veya hükmü tasdik
eden husus) mazhar olurlar ve bu mukavele mahsul efkâr olan
hikâyatı efkâr umumiye kemal tehalük ile kıraatine can atıp
balmutaala müdhik ise güler ve söz te ise ağlar fakat te’sirli
ağlamağa müstaid olan vukuatın mütalaasını asar-ı sairiye
ederler. Bu iş mevcud şer’u ve nifak hacı fırıldak efendi (hikâyesi)
denilen mecmua bir takım evrak atika içinde bulmuş ve
münderacatının şamil olduğu hile ve de siyasi ve tasviri mahal
ehemmiyetli entrikalar bu tecrübe gâh âlemde yaşamakta olan
her ferde o vukub(yavaş) agâh olması fevaid-i kesireyi(kazanç)
muceb kkesenin dam hilesine kapılmağa müstevcib olacağından
başka zalim ve teaddinin haccacları tüyurlara acz bırakacak
derece müdhişesi dahi mevcud olmakla bilmüteala ebnai vatan
hakikaten hisse-mend olmak ve bunun elbette bir neticesi vardır
diye merak edip taharri hakikate sarf efkâr etmek üzere işbu
garibe surat icmalde meydan intişare konuldu.

Kul euzü birabbil felak(min şerri fırıldak)


(Fırıldakların şerrinden sabahın aydınlığının Rabbine sığınırım?)

Bundan bir vakt-i mukaddem lebdir ya da(çeşme âhu) namında


birkaç bin haneyi şamil bir kasabacık ve oradaki sınuf ahalisi islam ve
revm ve yahudan ibaret idi kasaba-i mezkûrun mevki dil-güşa’u sahil
deruada manzara-i dilrubası oraları seyahat edenlere malumudur o
belde de yedikamız vakitleri bir müftü aramış ki bela kitapta mucid
şerru nifak hacı fırıldak dediğimiz işte bu zattır. Bunun cebe-i riyaseti
altında bulunmuş olan vücud habaset alevdi numune numay hıyanet
netice efkârı mülk ve millete ihanetten ibarettir diye sözü kısa
kesiyorum ki mümkün değil vicdanım kail olamaz ve mel’anerce
tarihte en büyük ehemmiyeti almış olan(Hasan Sabbah) buna nispetle
gayet hafif kalır. Demek ister Mekke cenap hakkın kudreti ve
azametine binlerce delail mevcud vekre-i arz ve soma hamil oldukları
esram-ı ulviye ve süfliye o kudret fatıriye bir şahid azim olduğu
meşhud iken o deste kudret bu ile bir habes daha halk etmemiş
desem mübalağa etmemiş olacağından eminim hâsılı.
Rehm ve insafdan muarra bir habis pis idi
Vâsıl-ı cây-ı gavâyet her işi telbis idi
Râh-ı mürşid-i dâlalet bir koca iblis idi

Yasemin Ön

You might also like