You are on page 1of 8

ft-rcc»coo«'l«so I

EKLER :

71/

Mecmai Fünun’un Saf er 1280 ( 1863 ) tarihli 14 üncü

sayısından:

Islahı resmi hatta dair bazı

tasavvurat

"Kafkas Kaymakamı fehametlu Granduk Mişel Hazretlerinin

elsinei islâmiye tercümanlığı hizmetinde bulunan Ahuntzade Fetih

Ali bu defa Dersaadete gelerek Beynelislam mütedavil olan usulü


hattın derkar olan müşkilâtının def’i garaziyle tasavvur eylediği

bir resmi cedidi canibi saltanatı seniyeye arz ve takdim eylemiş

ve resmi mezkur ledelmuayene sureti mütalâa ve efkârımızın beyan

ve ifadesi zımnında keyfiyet cemiyeti âcizanemize havale buyrulmuş

oİmağla ol bapta müzakeratı lâzimenin icrasiyle netice! karar bâtak-

rir huzuru maarifnüşuru Hazreti Sadaretpenahiye arzu inha kılın­

mıştır.

"Usulü haziranın müşkilâtı adidesine mebni ıslaha ihtiyacı

biraz vakitten beri bu taraflarda hissolunduğu halde şu efkârın

Dağıstan canibinde dahi cilvegeri sahai zuhur olması müddeayi mezkü­

reye bir kat daha badii takviyet olmuştur. Fakat ehli İslâm dinin­

de şu kadar senelerden beri tekarrür ve teessüs etmiş olan bir resmi


hattın tâdili emri asan olmadığı misillu bu makule tadilât kütübü

mevcudei islamiyenin metruk hükmüne girmesini müaddi olacağından


§u mehaziri azime kabul ve ittihazına hail olacağı aşikârdır. Bu

bapta olan mutalâat ve efkarımız gerek tarafı eşrefi Hazreti Vekâ-

letpenahiye takdim olunan takrirde ve gerek mukaddema cemiyette

iradolunan makalede bertafsil zikrü beyan kılınmış olmakla bunla­

rın suretlerinin zirde derciyle iktifa kılındı.".

Huzuru hazreti vekâletpenahiye 1280 senesi Zaferinin


yirmisi tarihiyle müverrehan cemiyeti İlmiyeyi
Osmaniye tarafından takdim olunan takri­
rin suretidir.

"Ahuntzade binbaşı Mirza Fetih Ali tarafından huzuru maarif

nüşuru Hazreti Sadaretpenahilerine takdim olunup lütfen cemiyeti

çâkeranemize havale buyrulmuş olan resmi cedidi hattın lüzum ve

muhassenatı tezekkür ve mütalâa olunmak üzere mumaileyh Mirza Fetih

Ali dahi hazır olduğu halde merkezi cemiyette akdi encümen olunarak

hattı mezkur ledelmuayene mucidinden istizahı meram olundukta el-

yevm beynelislam müstamel olan resmi hat, elfazın mânayı maksut

üzere kıraatine müsait olmayıp her kelime beş on suretle telâffuza

kabil olduğundan bu keyfiyet daima erbabı mütalâaya mucibi işkal

ve bilhusus Memaliki İslâmiyede okur yazar adamların nedretine

sebebi müstakil olduğundan bahisle kendisinin işbu tasavvur ettiği


resmi cedit mehaziri mezkureyi dâfi olup ittihazı usulü kitabeti

fevkalgaye teshil ederek bunun dahi umum nas beyninde intişarı maa­

rif hakkında tesiri azimi olacağını ve resmi hututun umuru diniyeye


taallûku olmayıp bahusus hattı kadim badelislam suveri adideye mün-

kalip olduğundan resmi cedidin kabul ve istimaline şer’an dahi bir

manii sahih olamıyacağını beyan ve işbu usulü cedidenin her veçhile

fevait ve muhassenatı derkân ise de hakkında kabulü amme istihsali


-3-

derecei istihalede umura müşkileden olduğuna kendisi dahi makır

idüğünden ileride faidesi görüldükçe münteşir olur emeliyle şim­

dilik yalnız hututu sairei islâmiyeden addolunmasına müsaade buy-

rulduğu halde şu iftihar ile iktifa edeceğini ilâveten irat ve

ityan eylemiştir. Gerek işbu mecliste ve gerek bir hafta sonra

mucidi mumaileyhin gıyabında akdolunan mecliste şu meselenin

ibaret olduğu üç ciheti dahi, yani evvelâ usulü hazıra ıslah ve

ikmale muhtaç mıdır ?

OOSKKKOKKKKHchŞELHKchLchHchâHMchKHchHchKtzŞŞ Saniyen şu esas kabul olun­

duğu halde usulü maruza tamam sureti matlubeye muvafık mıdır ?

salisen bu makule ıslahatın ittihas ve tamimi mümkün müdür mesele­

leri alettertip başka başka mevkii tezekkür ve mütalâaya konularak,

âzadan bazıları esası maddeyi-ki usulü haziranın ıslaha ihtiyacı

kaziyesidir- teslim etmiyerek bu yolda her türlü tadilât lisanı

arahinin kavaidi esasiyesini ihlal edeceğini ve ezminei kadimede

Bağdatta ve Endülüste teşekkül eden Düveli İslâmiye ve Balefayı

Beni Ümeyye asırlarında yine resmi mahut müstamel olduğu halde

araplar ulûm ve maarifte muasırları olan mileli saireye tefevvuk

etmiş olmalarına nazaran hattı kadimin iddia olunduğu veçhile ma­

nii feyz ve terakki dahi olmadığına delili kafi olacağını zikrü

beyan etmişler ise de, ekseriyet bunu bilkülliye reddederek bizde

birkaç sene mektebe devam eden müptediler en sade kitapları bile

doğru okumağa muktedir olamayıp halbuki usulü matlube üzere bulunan

Avrupa yazıları birkaç ayda pekala taallüm olunduğuna ve müntehi­

ler ellerine aldıkları yazımızı siyak ve sibak karinesiyle doğru

okuyabilseler bile şu keyfiyet zahmet ve tekellüften hâli olamayıp

gayrı menus olan esamii rical ve büldanın ise sureti mevzuada telâf­

fuzu adîmülimkân bulunduğuna nazaran usulü haziranın ıslaha ihtiyacı

AR
-4-

^■naocoo$330M3

denecei bedahette olduğundan bunun mevzuubahs edilmesi bile iktiza

etmiyeceğini ve şu esas cemiyeti acizanemizin evaili teşekkülünde


biddefeat denmeyan ve ittifakı âna ile kabul ve teslim olunup

hattâ yetmiş sekiz senesi Zilkadesinin onüçünde izzetlu Münif

bendeleninin bu bapta bin makale dahi inadeylemiş olduğunu beyan

etmiş olmasiyle, bahs ü mekal ikinci cihete yani Ahuntzade nesmi

cedidinin husulü maksada kafi olup olmıyacağı meselesine intikal

etmiş ve nesmi mezkun nazanı dikkat ve im’an ile mütalâa olundukta

tahninde sühulet olmak üzene hunufu kadimenin noktalanı iiga olunup

yenlenine diğen bin alâmeti muttasıla vaz’ından ve kelimatın geneği

gibi telâffuz olunması işin bazı hanekatı cedide ihtinaiyle bunla­

nın mileli ecnebiye hututu misi11u hunuf sunasında tahnininden

ibanet olduğu anlaşılıp bu sünet tamam kelimatın doğnu kıraat olun­


masına kâfi olduğu ve mucidi mumaileyhin genek bazı hunufu kadimede

icna eylediği tadilât ve genek yeniden ihtina eylediği eşkâli hane-

kât bin suneti makbulede olanak şayanı tahsin bulunmuş ise de enbabı

indinde malum olduğu üzene zâten nesmi kadim basmaca pek gok tekellü-

fatı mucip olup tâdili efkânını dâi olan esbabı kaviyenin binişi

dahi bu olduğu halde fenni tabaata elvenişli olması tanafına atfı

nigâhı dikkat olunmaması neyi acizanemize göne tecviz olunmamalıdın.

Bu misillû nesmi hat tâdil ve ıslâhının ittihaz ve tamimi bahsine

gelince kullanı dahi mucidi mumaileyh gibi bunun kemali denece umunu

müşkileden olması itikadında olup benminvali muhannen mukaddema

cemiyeti acizanemizde şu usulün bilvücuh fevait ve muhassenatı


tasdik ve teslim olunmuş iken mücennet fenasında denkân olan müş-

kilâtı azimeye mebni şiflıdilik mecbunen sanfı nazan olunmuştu. Balâda

ziknolunduğu üzene Ahuntzade dahi şu mütalâaya mebni usulünün şimdi­

den temimi daiyesinde olmayıp yalnız hututu sainei islâmiye smasma


-5-
CC-Ttsoco0S39OfA <4

vaz’ı arzusunda bulunduğundan şu iltimasının rehini is*af buyrulma-

sı reyi âliye menut mevattan olduğu ve işbu usulü cedide her ne

kadar müşkilatı vakıanın def ine kafi olamaz ise de mucidi muma­

ileyhin bu bapta vukua gelen mesai ve ihtimamı tahsin ve sitayişe

şayan bulunduğu derkardır. Ve telifkerdesi olan tiyatro hikâyeleri

dahi serapa mütalâa kılınmıştır. Bunlar memaliki şarkıyede münte­

şir bazı efkârı batılanın cerh ve tezyifi maksadiyle tasavvur ve

tertibolunmuş mebahisi hakimaneyi müştemil olup mütalâası mucibi

fevait olacağından bimennihi taalâ ileride cemiyeti acizanemiz

tarafından lisanı Osmaniye tahviliyle tabı ve neşrine iptidar kı­

lınacaktır. Müellifi mumaileyh elsinei şarkiye ve garbiyeden dört

beş lisana lâyıkıyle aşina ve neşri maarif emri ehemmine hizmetle

ibrazı mayei vatanperveri ve fütuvvet eylediği cihetle tevkir ve

ihtirama ehliyeti ruşena olduğundan şu münasebetle cemiyeti aciza­

nemiz in kendisiyle kesbi muarefe ve ülfet eylemesi medarı mesarü


mefharet addolunduğu muhatı ilmi âlii vekâletpenahileri buyrulduk-

ta olbapta ve her halde emrü ferman hazreti menlehül emrindir."

Cemiyeti İlmiyei Osmaniyede 1273 senesi Zilkadesinin


onüçü tarihinde Münif Efendinin Hususu mezkura
dair telâffuz eylediği makaledir

"Cemiyetimiz maksadının husulüne medar olacak vesailin en

kavi ve mühimmini bugün size arz ve beyan ile cümleden akdem bu

husus hakkında nazarı dikkatinizi davet ederim. Yani bizce müstamel

olan usulü kitabetin ıslahiyle okumak ve yazmak tarikinin mümkün

mertebe teshili maddei mutenabihasını söylemek isterim.


-6-
CtTbocOOSSSOlAjT

"Usulü haziranın tahsili kitabet hakkında ne derece müşkilatı

olduğu erbabı dikkatin ve bahusus (Eleşyaü tenkeşifü biezdadiha)

mefadmca inileli saire hututuna vukufu olarak ikisi beyninde mukayese

ve muvazeneye muktedir olan zevatın râna malumlarıdır. Elyevm müsta­

mel olan yazılarımıza hareke konulmak adet olmadığından her kelimenin

beş on suretle okunmağa kabiliyeti olup şu mahzurun defi için bilfarz


lisanı arapta mevcut harekât istimal olunsa dahi husulü maksada kâfi

olamayacağı derkârdır. Eğerçi erbabı ellerine aldıkları yazıyı kemali

sühulet ve süratle okuyabilirler ise de bu derece meleke tahsili

kesreti iştigalden naşi kelimatın suveri tahririyesiyle keebi ülfet

ve muvaneset olunarak manası malum olduğu cihetle olup yohsa mefadı me

meçhul ibarat ve bahusus gayrimenus olan esami ve kelimat sahihi veçhi­

le telâffuz olunamaz. Meselâ yalnız üç harften mürekkep olan (elif -

vav- nun) /+/ kelimesi Türkçede manidar olarak üç ve (kef - vav - rı -

kef) /+/ kelimesi altı suretle telâffuz olunabilip siyak ve sibak ka­

rinesiyle bu makuleler manayı maksut üzere okunur ise de bittabi

karaini mezkûreden ari bulunan âlâm ve esmai gayrimalumenin berminvali

muharrer sureti telâffuzları bilinemez. Bir de bizim yazılarda ismi

has tabir olunan âlâm ile kelimatı saire beyninde tahriren bir fark

olmadığından bunun dahi kitabetçe bazı mertebe tekellüfatı ve erbabı

mütalâaya müşkilatı müstelzim olduğu tariften müstağnidir.

"Bizde taallümü kıraat ve kitabet hakkında derkâr olan suubet

yalnız bunlardan ibaret olmayıp bir iki yüz seneden beri ittihaz olu­

nan usulü terkibiye ve arabi ve farisi kelimatın ihtilatı dahi mun­

zam olarak ifadei meram edecek kadar tahsili kitabet nihayet derece

tas’ibolunmuştur. Şu müşkilata galebe etmek dahi hayli zamanlara

mütevakkıf olup insanın tederrüs ve taallüme müsait olan ömrü ancak

/+/ Bu kelimeler metinde arap yazısiyle yazılmış olduğundan şekilleri


harflerin adlariyle işaret edildi.
-7-
FC-7ÖOCCO*

buna kifayet eylediğinden ekseriya memaliki mahrusa ahalisi bu


sebebe mebni ıfefefeAl kitabetin mücerret bir vasıta olduğu kemalâtı

lazimeden mahrum kalmaktadır. Eğerçi vesaiti teshiliyei sairenin

derecei kifayede olmamasının dahi bu bapta tesiri var ise de bizde

okumak ve yazmak bilenlerin nedretine başlıca sebep müşkilatı

meşruha idüği bıiştibahtır .

"AvrupalIların yazılarında müşkilatı mezkure olmadığı

misi11u usulü talimiye dahi mümkün mertebe teshil olunduğundan

altı yedi yaşında çocuklar pekala okuyup yazmak öğrenmekte ve

zükur ve nisadan uşak ve amele güruhuna varinciya kadar ifadei

merama muktedir olacak derece kitabet tahsil ederler. Bu cümle

ile beraber bizim yazının bir suubeti daha olup terbiye! amme
hakkında bunun dahi bir mahzuru kavi olduğu derkârdır. Şöyle ki

intişarı maarife vasıtai kaviye olan sanatı tabaata elverişli

olmayıp mileli saire yazıları yalnız hurufu heçaları adedinee

otuz kırk cins huruf ile istedikleri kitabı tab’etmek mümkün

olduğu halde bizde nesih yazı ile bir kitap basmak laakal beşyüz

cins ve talik için bunun iki üç misli hurufa mütevakkıf olduğu

bu sanat erbabının malumudur. İmdi maksadımız olan intişarı fünun

kaziyei hayriyesine desteres olmak üzere taallümü kitabete mani

olan şu müşkilatı haziranın indifama çalışmak bizce akdemi teda-

bir ve ehemmi mehamdır zannederim.


"Şu maksada vâsıl olmak için iki tarik vardır. Birisi

kelimat yine heyeti hazıra üzere ibka olup fakat alt ve üstlerine

harekatı malume ile birtakım işaratı cedide vazolunmak ve diğeri

dahi huruftt mukattaa ile tahrir olunup bilcümle elsinei ecnebiyede

olduğu misi11u iktiza eden harekat huruf sırasında yazılmaktır.


-8-

Birinci tarik dahi husulü matlaba kafi gibi görünür ise de harekâ­

tın huruftan münfek olarak kelimatın zirü balâsında bulunması aşa­

ğı veyahut yukarı satıra müteallik olduğu bilinemiyerek teşvişi

zihni müeddi olacağı misillû, hem hurufa ve hem de zirü balâsında­

ki harekata sarfı efkâr ile hayli zahmet çekileceği şöyle dursun,

hele tabaat hususunda fevkalgaye müşkilatı davet edeceği umuru


A
vazıhadandır. Fakat şıkkı sanide şu tekellüfat ve müşkilatm hiç

birisi olmayıp gerek okuyup yazmak ve gerek kitap basmak için

bunun bilvücuh rüchaniyeti bahirdir.

"Usulü cariyei kitabete biraz baitçe görünen şu kaidenin

mevkii icraya konularak hakkında kabulü amme istihsali mevaddı

müşkileden olup bu bapta mevanii azimeye tesadüf olunacağı bıiş-

tibah ise de ashabı akli selim şu usulün fevait ve muhassenatı

bınihayesini teslim ederek derkâr olan mehaziyle beraber hüsnü

kabul ve ittihazında tereddüdetmiyecekleri meczumdur. Ve bu usul

üzere elifba cüzüleri ve bazı küçük kitap ve risaleler tab'u neşr

olunduğu ve bazı mekteplerde çocuklara okutulup tesiratı seria ve

hasenesi anlaşıldığı halde müruru zaman ile cümle indinde münteşir

ve makul olması memuldür."

You might also like