You are on page 1of 5

EMPRESYONİZM

Empresyonist resimlerin önceki resimlerden daha duyumsal nitelikte deneyler sonucu yapıldığı
söylenebilir. Empresyonist sanatta gözle algılanan bilgi ön plana çıkar. Tarih boyunca hiçbir sanat bu
denli görsel deneye bağlı olmamıştır. Deneyin görsel öğelerini kavramsal olan öğelerden ayırarak ve
görme ile ilgili olanın özerkliğini geliştirmekle empresyonizm şimdiye dek görülen sanatların
tümünden ayrılır. Geleneksel resim sanatı ‘tek biçimli’ olmasına karşın hem kavramsal hem de
duyumsal öğelerden oluşan ayrı türden bir dünya üzerine kuruludur. Buna karşın empresyonizmin
yalnızca görme ile ilgili olması en büyük özelliğidir. Bundan önceki sanatın tümü bir sentez sonucu
ortaya çıkmışken, empresyonizm bir analizin sonucudur. Sadece duyu organlarının verilerine göre
hareket ettiğinden, bilinç dışı olan ruhsal mekanizmaya dönüş yapar ve bize deneyi oluşturan
hammaddelerin bir bölümünü verir. Empresyonizmden önce sanat, nesneleri bir takım işaretlerle
anlatmıştı. Şimdi ise onları meydana getiren öğelerle, onu yapan maddelerin değişik parçalarını
göstererek anlatmaktadır.

El Greco (1541-1614) Rubens (1547-1640)

Empresyonistler yenilikçiydi. Resim sanatına baktığımızda empresyonizm akımına öncülük etmiş


sanatçıların çok önceden beri varolduğu dikkatleri çeker. Gerçeği olduğu gibi vermeye çalışan,
tamamlayıcı renkler ve ışıklı, parlak açık-koyu değerleri kullanan Venedikli Rönesans ressamları bu
anlamda hatırlanabilir. Sonraları İspanyol ressamlar El-Greco, Velazquez ve Goya bu eğilimleri daha
büyük boyutlara götürmüşlerdir. Nitekim Manet ve Renoir gibi empresyonistler bu sanatçıların
çalışmalarından çok etkilendiler.

Hemen hemen aynı şekilde Rubens’in tablolarında renkle yoğrulmuş, saydam gölgeler görülüyordu.
Resimlerinde ışığın canlı, güzel renklerden oluştuğu, öte yandan gölgelerindeki renklerin son derece
ılık olduğu, bunlardaki temel yansımaların ışık ve gölge oyunlarının etkisine katkıda bulunduğu
görülmektedir. Rubens gölgelerinde hiçbir zaman siyah renk kullanmamıştır ve bu bakımdan
Empresyonistlerle birleşmektedir.

Fransız resim sanatının Empresyonizme doğru kaydettiği gelişmelerde, İngiliz resim okulu (Barbizon
okulu) önemli bir rol oynamıştır. Claude Monet, Sisley ve Pissaro, Constable, Bonington ve Turner
gibi büyük manzara ressamlarının eserini incelemek amacıyla Londra’ya gitmişlerdir. Pissarro
“Turner’in ve Constable’ın suluboyalarıyla yağlıboya resimleri ve Crome’nın resimleri bizim
üzerimizde çok etkili oldu” der.
Constable, resimdeki amacının “ışık, çiğ taneleri, esinti, tazelik ve çiçek” olduğunu vurgulayıp, “dünya
yaratılalı beri ne bir ağacın iki yaprağı, ne ayrı ayrı iki günün her biri ne de iki saatin her biri birbirinin
aynı olmamıştır. Doğanın bu gerçek ürünleri gibi sanatın ürünleri de birbirinden tamamen farklıdır”
dediğinde zaten Monet’yle aynı görüşte olduğunu vurgular.

Constable; (1776-1837) Courbet (1819-1877) W. Turner

Courbet’nin Empresyonistler üzerindeki etkisi çok önemlidir. Courbet “ gördüğünüzü, istediğinizi,


hissettiğinizi resmedin derdi. Bunlar, kuşkusuz Empresyonist resim akımının anahtar sözcükleridir.
Courbet derin ışık duyumu ve yoğun görüş biçimiyle yansımaları ve ışığın etkilerini gösteren
resimlerinde bir çeşit titreşimlerle dolu ve parlak renklerden oluşan “taşizm”i uyguladı.

Gerçekçi Natüralizm’den empresyonizme yönelen ilk sanatçı Eduard Manet oldu. “Ben başkalarının
görüp sevdiğini değil, gördüğümü resmediyorum”. Ayrıca “ Biz Roma’da değiliz ve oraya gitmek
istemiyoruz” diyordu. Buna rağmen o, gelenekten ayrılmadığı halde, 1863’te “Kırda Kahvaltı” adlı
resmini geleneksel anlamda boyamıyordu. Kırdaki adamlar ve çıplak kadında antik dönemin mitolojik
kahramanları değil , Paris bulvarının insanlarıdır. Demek ki çağ onu yeni bir gözleme sürüklüyor ve o
empresyonist oluyordu.

E. Manet. (1832-1883) Edgar Degas (1834-1917)

CLAUDE MONET (1840-1926)

Monet’nin “Güneşin doğuşundan alınan izlenim” (Impression Soliel Levant”) adlı tablosu ile
Empresyonist kültürü belirleyen genel bir isim oluyor.
Jan Van Goyen (1596-1656) E. Delacroix (1798-1863) Claude Monet (1840-1926)

Empresyonistler güçlü ve şiddetli kontrastlarıyla ışık gölge alanları kullanmaktan vazgeçtiler. Siyahlar
ve griler, saf beyaz, çeşitli kahverengiler ve aşı boyası, koyu kahverengi, kırmızımsı kahverengi gibi
“toprak” renkleri paletlerden çıkarıldı. Sadece prizmatik renkler; maviler, yeşiller, sarılar, portakal
rengi, kırmızı ve menekşe rengi kullanılmaya başlandı. Nesnelerin, daha önceden bildikleri gibi
değil, nasıl görünüyorsa öyle resmini yaptılar. Sık sık renklerin optik olarak kaynaşmaları tekniğini
kullandılar başka bir deyişle boya maddelerini palette karıştırma yerine , iki saf rengi tuvalde yan yana
kullanmayı tercih ettiler. Ressamın arzu ettiği renk karışımını, seyircinin gözünde oluşturması
gerekiyordu.

Empresyonist ressamlar, biçim ve rengi olması gerektiği gibi değil; ışığın çarpıcı etkileri altında,
gerçekten gördükleri gibi resmettiler. Bu, onları sanatın bir çok geleneksel ilkesini terk etmeye
yöneltti. Nesnelere biçimlerini veren ve hacim etkisi uyandıran kesin çizgiler bundan böyle bırakılarak,
yerine birbirinden ayrı, tek tek fırça vuruşlarından yararlanıldı. Geometrik kurallar üzerine kurumuş
olan perspektif artık kullanılmıyordu; ama onun yerine, boşluğu ve hacmi belirlemek için ön plandan
başlayarak gerilerde ufka kadar uzanan dereceli tonlar ve renk çeşitlerinden yararlanılıyordu.

Monet gelenekçi okul anlayışına yüz çevirerek “aklın önceden bildiğini” değil, “gözün o anda
gördüğünü” verme hedefini güttü. Bu hedefe doğru giderken güneşi yani zamanı, “anı” yakalamaya
çalıştı. “Saman Yığınları” adlı çalışmalarını günün çeşitli zamanlarında; sabahın erken saati, öğle saati,
akşamüzeri ya da herhangi bir zamanda ortaya koydu. Sanatçı seçtiği konuyu günün çeşitli saatlerinde
ve çeşitli etkilerde yakalamak istiyordu. Monet nesneler üzerindeki ışığın anlık rolünü yakalamaya
çalışıyordu. Aşağıda Monet’nin farklı mevsimlerde yaptığı saman yığınları ve Rauen Katedrali’nin
günün değişik saatlerinde çalıştığı resimleri yer almaktadır.
Monet’nin “Rauen Katedrali” adlı resimleri.

DİĞER EMPRESYONİST RESSAMLARDAN ESERLER

1- ALFRED SİSLEY

2- AUGUST RENOİR (1841-1919)


3- TOULOUSE LAUTREC

4- RODİN (1840-1917)

5- GUSTAVE EYFEL

You might also like