Professional Documents
Culture Documents
Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri (2012) Türkiye'de Yabancı Dil Eğitiminde Eğilim Ne Olmalı
Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri (2012) Türkiye'de Yabancı Dil Eğitiminde Eğilim Ne Olmalı
Editörler
Arif SARIÇOBAN
Hüseyin ÖZ
HACETTEPE
ÜNİVERSİTESİ
YAY I N L A R I
ISBN 978-975-491-371-2 2014
38x27cm/CMYK
Türkiye‘de Yabancı Dil
Eğitiminde
Eğilim Ne Olmalı?
Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı
1. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
12 – 13 Kasım 2012
Editörler
Arif SARIÇOBAN
Hüseyin ÖZ
HACETTEPE
ÜNİVERSİTESİ
YAY I N L A R I
2014
Türkiye‘de Yabancı Dil Eğitiminde
Eğilim Ne Olmalı?
Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı
1. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Arif SARIÇOBAN
Hüseyin ÖZ
ISBN: 978-975-491-371-2
Ankara 2014
Önsöz
Saygılarımızla.
Doç. Dr. Arif Sarıçoban
Yrd. Doç Dr. Hüseyin Öz
v
Düzenleme Komitesi
Genel Koordinatör
Doç. Dr. Arif Sarıçoban Hacettepe Üniversitesi
Koordinatörler
Prof. Dr. Mehmet Demirezen Hacettepe Üniversitesi
Doç. Dr. Tevfik Paşa Cephe Gazi Üniversitesi
Doç. Dr. Erdoğan Bada Çukurova Üniversitesi
Doç. Dr. Benâ Gül Peker Gazi Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Öz Hacettepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. İ. Fırat Altay Hacettepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Didem Koban Hacettepe Üniversitesi
Dr. Olcay Sert Hacettepe Üniversitesi
Dr. Kemal Sinan Özmen Gazi Üniversitesi
Dr. Cem Balçıkanlı Gazi Üniversitesi
Konferans Sekretaryası
Arş. Gör. Nilüfer Can Hacettepe Üniversitesi
Arş. Gör. Emrah Dolgunsöz Hacettepe Üniversitesi
Arş. Gör. Kadriye Aksoy Hacettepe Üniversitesi
Arş. Gör. Derya Duran Hacettepe Üniversitesi
Arş. Gör. Nurdan Kavaklı Hacettepe Üniversitesi
Arş. Gör. Şeniz Yılmaz Hacettepe Üniversitesi
Arş. Gör. Fatma Büşra Yıldırım Hacettepe Üniversitesi
Web Editörü
Arş. Gör. Ufuk Balaman Hacettepe Üniversitesi
http://www.ydecalistayi.hacettepe.edu.tr
vii
Program
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM FAKÜLTESİ
İNGİLİZ DİLİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI
1. YABANCI DİL EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI
TÜRKİYE’DE YABANCI DİL EĞİTİMİNDE EĞİLİM NE
OLMALI?
12 KASIM 2012
08.30-09.00 Kayıt
09.00-09.05 Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı
09.05-09.15 Dinleti
AÇILIŞ KONUŞMALARI
- Doç. Dr. Arif SARIÇOBAN,
Düzenleme Komitesi Başkanı
- Prof. Dr. Mehmet DEMİREZEN
Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Eğitimi Anabilim
Dalı Başkanı
- George M. CHINNERY
09.15-10.00 US Embassy, Public Affairs Section, English Language Officer
- Prof. Dr. Ayşe KIRAN
Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dekan Vekili
- Prof. Dr. Emin KARİP
Milli Eğitim Bakanlığı, Talim Terbiye Kurulu Başkanı
- Prof. Dr. Murat TUNCER
Hacettepe Üniversitesi, Rektör
OTURUMLAR
viii
YÖNTEM SORUNLARI
- Prof. Dr. Mehmet DEMİREZEN (Oturum Başkanı)
- Prof. Dr. Ahmet KOCAMAN
11.05-12.05
- Prof. Dr. Birsen TÜTÜNİŞ
- Prof. Dr. Zülal BALPINAR
- Prof. Dr. Cengiz TOSUN
12.05-13.30 Öğle Yemeği
ÖĞRETMEN YETİŞTİRME PROGRAMLARI VE SORUNLARI
- Prof. Dr. Birsen TÜTÜNİŞ (Oturum Başkanı)
- Prof. Dr. Mehmet TAKKAÇ
13.30-14.30
- Prof. Dr. Gül DURMUŞOĞLU
- Prof. Dr. Gölge SEFEROĞLU
- Prof. Dr. Ayşe KIRAN
14.30-14.45 Kahve Molası
MATERYAL DEĞERLENDİRME VE GELİŞTİRME SÜRECİ
- Prof. Dr. Mehmet TAKKAÇ (Oturum Başkanı)
- Doç. Dr. Benâ Gül PEKER
14.45-15.45
- Doç. Dr. Şevki KÖMÜRCÜ
- Doç. Dr. Paşa Tevfik CEPHE
- Yrd. Doç. Dr. Müfit ŞENEL
15.45-16.00 Kahve Molası
1. GÜN KONULARINA İLİŞKİN MEB VE YÖK’E VERİLMEK ÜZERE
16.00-17.00 HAZIRLANACAK OLAN RAPORUN ANA BAŞLIKLARINI İÇEREN ÖNERİLERİN
BELİRLENMESİ
13 KASIM 2012
İçindekiler
Önsöz............................................................................................................................................................................................................................................... iii
Düzenleme Komitesi................................................................................................................................................................................................. v
Program...................................................................................................................................................................................................................................... vii
İçindekiler.................................................................................................................................................................................................................................. xi
ÇAĞRILI KONUŞMACILAR
Yabancı Dil Eğitimi Gerçeği, Yabancı Dille Eğitim Yanılgısı........................................................................... 1
Prof. Dr. Sinan Bayraktaroğlu
Neden Yabancı Dil Eğitiminde Başarılı Olamıyoruz?............................................................................................... 9
Prof. Dr. Sinan Bayraktaroğlu
Yabancı Dil Eğitiminde Öğretmen Yetiştiren Akademisyenlerin Nitelikleri................... 15
Prof. Dr. Cem Alptekin
YÖNTEM SORUNLARI
Yabancı Dil Öğretiminde Yöntem ve Ötesi......................................................................................................................... 29
Prof. Dr. Ahmet Kocaman
İngilizce Öğretiminde Yöntem Sorunları............................................................................................................................... 33
Prof. Dr. Birsen Tütüniş
Yurdumuzda Yabancı Dil Öğretme ve Öğrenme Sürecinde Başarısızlığın
Nedeni Yöntem Mi?................................................................................................................................................................................................. 37
Prof. Dr. Cengiz Tosun
hem yaşanan birçok sorunu çözmek hem de AB’nin Lizbon Hedefleri doğ-
rultusunda kalite standartlarına ulaşmak ve aynı zamanda bu tür eğitim fa-
aliyetini işgücü piyasasına uyumlu hale getirmek amacıyla özellikle yükse-
köğretimdeki yabancı dil eğitim uygulamasının bu hedeflere göre düzen-
lenmesi gerekmektedir.
Ayrıca, “Türk Dili’nin Yabancı Bir Dil Olarak Öğretimi” de Türk Kültürü’nün
Avrupa ülkeleri arasında gereğiyle tanınıp yaygınlaştırılması ve dolayısıyla
Avrupa Yabancı Diller Ortak Çerçevesi kapsamında ele alınması büyük önem
taşımaktadır. Başka bir deyişle, Dil Eğitimi konusunda Türkiye Avrupa’dan
“alıcı” olduğu gibi Avrupa’ya “verici” olmasını da bilen kültür politikaları üret-
mek zorundadır.
Ölçümüz Ne Olacak?
Burada bir an durup, çok sözü edilen “ileri seviye” yabancı dil yetisinin so-
mut kalite ölçek ve göstergelerinin neler olduğuna kısaca bakalım.
Bugün uluslararası düzeyde yabancı dille eğitim yapabilmenin önkoşulu
Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nin “Avrupa Yabancı Diller Ortak Çerçeve-
si” kapsamında belirlenen en az B2 ama tercihen C1 yabancı dil seviye gös-
tergeleridir.4 Bunun somut ölçeği de bir öğrencinin uluslararası merkezi sı-
nav komisyonları tarafından bu seviyede hazırlanan ve uluslararası geçerlili-
ği olan sınavlardan elde etmiş olduğu başarıdır.
4 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Somut bir örnek olarak, yabancı dille eğitim yapan bir üniversitedeki ya-
pılan bir uygulamayı belirtelim: Hazırlık Okulu yeterlilik (!) sınavından
beklenen 60 ile 90 arası puanı alarak Lisans programına başlayan 50 öğ-
rencinin IELTS sınavına girdikleri zaman, yabancı dille eğitim görebilme-
leri için gerekli olan 6.0 düzeyinin çok altında 2.5 – 4.5 arası gibi düşük bir
puan aldıkları görülmüştür.
Bu bağlamda, nasıl ki, yabancı dille verilen derslerin hangi vasıflara sahip
öğretim elemanları tarafından verebileceği ile ilgili koşul ve kıstaslar YÖK
yönetmeliğinde belirlenmişse, aynı şekilde, benzer yönetmelik koşulla-
rıyla, nesnel kalite güvencesi sağlamak amacıyla, YÖK’ün denetim faali-
yetlerinde bu konuyla ilgili önemli sorumluluk üstlenmesi gerektiği ilgili-
lerin takdirine sunulur.
(ii) Diğer taraftan, yabancı dille eğitim yapan üniversitelerdeki sınav kağıtla-
rı incelendiğinde bu tür eğitimin büyük yanılgılarla uygulandığı ve) tela-
fisi zor yaralar açtığı görülmektedir.
Binlerce somut örnek arasından, sadece bir tanesini verelim: Eğitim dili
İngilizce olan bir üniversitede Hazırlık sınıfında haftada 21-25 saat olmak
üzere 30 (veya 35) hafta İngilizce eğitimi alan ve daha sonra üniversite-
nin kendi bünyesinde hazırlamış olduğu “yeterlilik” (!) sınavını da başarıy-
la geçerek lisans 3. sınıfa kadar gelebilmiş bir öğrencinin sıradan bir sınav
sorusuna vermiş olduğu şu yanıt yabancı dilde eğitimin doğurduğu va-
him sonuçları tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır:
“(6) I think this is defamatory statements. This statements are ağır eleş-
tiri. Ağır eleştiri accepts only ifade and basın özgürlüğünün sınırları için-
de. Because Samantha says: Daily Republic’s readers are so idiot! If you
show the kişileri suçlayıcı şekilde or write the şeref ve itibarını zedeleye-
cek şekilde this is ihlal. Bir insanın yazdığı eserin kişinin şeref and itibarını
6 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Söylem ile eylemin birbirini tutmadığı böylesine bir uygulama etik bir
eğitim faaliyeti değildir.
Sonsöz
Bilindiği üzere, Türkiye Avrupa’da hızla yaşlanan nüfusa karşılık her yıl daha
da artan genç bir nüfusa sahiptir. Ebeveynlerin ve işverenlerin İngilizce eği-
timiyle ilgili yoğun isteklerine karşın, yükseköğretimdeki rekabet ortamında
bu talebin özü saptırılarak ‘yabancı dille eğitim’ yapma gibi yapay bir yön-
teme başvurulması, ne yazık ki, toplumumuzda ‘yabancı dille eğitim’ ile ‘ya-
bancı dil öğretimi’ arasındaki farkın henüz yeterince kavranmamış olmasın-
dan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, üniversitelerin eğitim kalitesini felce
uğratan böyle bir yanılgıyla ilgili olarak toplumsal bilinç ve farkındalığı oluş-
turmada yazılı-görsel basına önemli sorumluluk düşmektedir.
50 yıldır birçok değerli Türk aydın ve bilim adamının ağır eleştirilerine
rağmen, yetersiz mali yatırımlarla, uygulamada uluslararası bilimsel kali-
te kriterleri göz ardı edilerek, önyargılı, bilinçsiz bir iyimserlikle ve bilim dışı
yöntemlerle bunda ısrarlı olmak, bu genç nüfusa ve Türk ulusuna yapılan
en büyük kötülüktür. İngilizceyle eğitim yapma pahasına kendi anadilinde
düşünebilme, sorun çözebilme, üretebilme ve yaratıcı olabilme becerilerin-
den yoksun bırakılan bu genç nüfus, geleceğin Türkiye’sine ümit olma yeri-
ne, önlenebilmesi zor sosyal ve ekonomik sorunlar yaratacak bir tehdide ko-
layca dönüşebilir.
Yükseköğretim sistemimizin titizlikle hazırlanmış, süresi belirlenmiş bir
program çerçevesinde, yabancı dille eğitim yerine nitelikli bir “yabancı dil
eğitimi” planlanarak, yeni düzenlemelerde kalite denetiminin de sağlanabil-
mesine zemin oluşturacak yapılanmanın tasarlanması kaçınılmazdır.
1. Council of Europe Modern Languages Division, (2001) Common European Framework of Refe-
rence for Languages: Learning, teaching, assessment, Cambridge University Press, Cambridge.
Ve bunların uygulamaya koyuluşlarıyla ilgili olarak bkz. Morrow, K. (ed.) (2004) Insights from the
Common European Framework, Oxford University Press.
2. Prof. Dr. Üstün Ergüder, Prof. Dr. Mehmet Şahin, Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Prof. Dr. Öktem Vardar,
Neden Yeni Bir Yüksek Öğretim Vizyonu?, İstanbul Politikalar Merkezi, Sabancı Üniversitesi
3. Prof. Dr. Aydın Köksal. “Yabancı Dili İyi Öğretebilmek, Orta ve Yüksek Öğretimi Nitelikli Kılmak için
Yabancı Dille Öğretimden Vazgeçmek Zorundayız.”, www.dilderneği.org.tr/izleme.html, 2003.
“Yabancı Dille Öğretim”, Ulusal Eğitim Kurultayı, Bildiriler, 20 Aralık 2003, Ulusal Eğitim Derneği, s.
8 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
55-63.).
4. bkz. www.alte.org
Editörlerin Notu
Sayın Prof. Dr. Sinan Bayraktaroğlu, “Yabancı Dil Eğitimi Gerçeği” başlıklı konuşmasının 13 Ağustos
2010 tarihinde Cumhuriyet Bilim Teknik’te (CBT 1221/18) yayımlanan “Yabancı Dil Eğitimi Gerçeği,
Yabancı Dille Eğitim Yanılgısı” yazısın özünü teşkil ettiğini ve örtüştüğünü belirterek, çalıştay bildirileri
arasında bu yazının yer almasını uygun görmüştür.
Neden Yabancı Dil Eğitiminde
Başaralı Olamıyoruz?
Prof. Dr. Sinan BAYRAKTAROĞLU
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Yabancı Diller Yüksekokulu
İletişim Bilimleri
1. NİTELİKLİ ÖĞRETMEN:
Hizmet Öncesi ve Hizmet-İçi
Eğitim
1. KALİTE GÜVENCESİ
KALİTE KONTROLÜ DEĞERLENDİRME, GELİŞME SİSTEMLERİ:
Sınıf Yönetimi & Gözlemi
1. ÖLÇME DEĞERLENDIRME
SWOT ANALİZİ:
GÜÇLÜ ve FARKLI YÖNLERİ, ZAYIF YÖNLERİ, FIRSATLAR, TEHDİTLER
K AY N A K Ç A
Konuşmama bir saptama ile başlayacağım. Bildirim salt yabancı dil eğitimi
alanında öğretmen yetiştiren akademisyenlerle kısıtlı değil. Eğitimin tüm
alanlarını kapsayıcı bir yaklaşımım olacak. Ancak odaklandığım konular
özellikle yabancı dil eğitimi alanından gelecek. Bildirimle ilgili bir saptama
daha yapmam gerek. O da mikro düzeydeki bu konuyu daha makro bir ba-
kış açısı içinde görme zorunluluğu olması. Bir başka deyişle öğretmen yetiş-
tiren akademisyenleri ülke gerçeklerinden soyutlamadan inceleme gereği.
Örneğin, mühendis yetiştiren akademisyenler ve öğretmen yetiştiren aka-
demisyenler arasında bir takım ayrıcalıklar var mı? Varsa bunları yaratan ko-
şullar nelerdir? Örneğin, mühendislik ve öğretmenlik alanlarına ilişkin ulusla-
rarası araştırmalarda ülkemiz akademisyenlerinin katkı payları nedir? Önem-
li farklar varsa bunları yaratan koşullar nelerdir?
Önce konuya makro düzeyde ülkelerin uluslararası serbest piyasa eko-
nomisi çerçevesinde rekabet güçlerini kıyaslamalı biçimde saptayan verile-
rin süzgecinden girelim. Bu veriler, İsviçre merkezli Uluslararası Yönetim Ge-
liştirme Enstitüsü’nün (IMD) yıllık bazda üretilen araştırmalarına dayanmak-
ta ve toplumların çeşitli kesitleri ve etkinlikleri karşılaştırılarak ölçülüp oluş-
turulmakta. IMD’nin son verilerine göre ülkemiz halen 59 ülke arasında 38
nci olarak yer almakta. Ekonomik açıdan rekabet gücü en yüksek ülkeler sı-
rasıyla Hong Kong, ABD ve İsviçre. Küreselleşen bir dünyada ülkelerarası re-
kabetin ne denli önemli olduğunu yadsımak olanaksız. Kanımca AB adayı
Türkiye’nin derecesi 38’den daha önlerde olmalı. Niçin olmuyor ya da olamı-
yor? Söz konusu bütünsel rakamın simgelediği olguyu irdeleyip ayrıntılara
16 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Doğal olarak eğitim alanındaki zafiyetten yabancı dil eğitimi ne denli et-
kileniyorsa mühendislik ya da tıp alanları da o denli etkilenmekte. Ancak İl-
ber Ortaylı’nın 2010 yılında katıldığı bir televizyon programında ifade ettiği
gibi mühendislik ve tıp bilimlerindeki ilerlemelere karşın ülkemiz sosyal bi-
limlerde ne yazık ki yerinde saymakta. Bu bağlama eğitim bilimleri de gir-
mekte. Makro düzeydeki bu ataletin oluşmasında yabancı dil eğitimi alanın-
daki doçentlik sınavlarının payı nedir? Bu (mikro) konunun irdelenmesinde
yarar görmekteyim.
Öncelikle şu hususu vurgulamak isterim. Doçentlik sınavları Türkiye ge-
nelinde araştırma ve yayın sayısını ciddi ölçüde arttırmış ve akademisyenliğe
bir ölçüde kalite damgası vurmuştur. Beğenelim ya da beğenmeyelim, getir-
dikleri nesnel ölçütler öznel değerlendirmelerin keyfiliğine bir bakıma son
vermiş ve akademisyenliğin niteliğini geliştirmiştir. Ancak bunun yanısıra bir
takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Bir makalemde (2007) doçentlik
adaylarının tabi oldukları yabancı dilde seviye saptaması sınavlarını ‘eşde-
ğerlik komedisi’ diye nitelendirmiştim. Bu komedi (daha doğrusu trajikome-
di) hala sürmektedir. Örneğin, KPDS’den alınan 60 puanın ÜDS’den alınan 60
puana ya da TOEFL IBT’den alınan 72 puana ya da IELTS’den alınan 4 puana
eşdeğerliği prosedürü hiçbir bilimsel temele dayanmayan bir uygulamadır.
Keza KPDS ya da ÜDS’den alınan 60 puanın Avrupa Ortak Dil Çerçevesi’nde
B1 derecesiyle eşdeğer olduğunu kim buyurmuştur? ÖSYM’nin sanal ortam-
da iddia ettiği sınav eşdeğerliği konusundaki ‘uzman’ görüşleri niçin açık-
lanmamaktadır? ‘Bilimsel’ görüşlerin ‘devlet sırrı’ imişçesine saklanması na-
sıl izah edilebilir? Bu karşılaştırmaların, kriter-bağımlı geçerlik uğraşlarından
vazgeçtik, not bağdaşıklık listelerinin (‘concordance tables’) dayandığı bi-
limsel çalışmalar nerededir? Oysa mevcut Doçentlik Yönetmeliğinin 5 nci
maddesi uluslararası yabancı dil sınavlarıyla ülkemizde verilen merkezi ya-
bancı dil sınavlarının eşdeğerliliğini Üniversitelerarası Kurulun saptayacağı-
nı belirtmektedir. Bu tür bir saptama, üniversitelerdeki konunun uzmanla-
rınca bilinmediğine göre demek ki yapılmamış, ya da sadece afaki (sübjek-
tif) olarak buyurulmuş olsa gerektir! Ne yazık ki, doçentlik adayları bu tür
bir orta çağ uygulamasıyla hala karşı karşıya bırakılmakta ve eğitim bilim-
leri uzmanları olsun yabancı dil eğitimi uzmanları olsun kimse bu ciddi so-
runun üzerine gitmemekte, konuyla ilgili araştırma yapmamakta ve kome-
di süregelmektedir. Şöyle ki, yeni YÖK yasa tasarısında da yabancı dil sınav-
ları puan eşdeğerliliği konusunda önerilen herhangi bir olumlu atılım yoktur.
18 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Eski tas eski hamam usulü merkezi yabancı dil sınavından (yani ÜDS’den) as-
gari 65 puanın doçentlik başvurusu için gerekli olduğunun ötesine geçile-
mediği görülmektedir. Ancak bu ara ÖSYM’nin 2013 yılı itibariyle KPDS-ÜDS
uygulamalarını iptal ederek yerine YDS (Yabancı Dil Bilgisi Sınavı) adı altında
yeni bir sınav getirdiği 4 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yö-
netmelikten anlaşılmıştır. Bu yeni sınavın da ne tür ‘uzman’ görüşleri sonucu
hazırlandığı, KPDS-ÜDS sınavlarından farkının ne olacağı, yerleşik uluslara-
rası yabancı dil sınavlarıyla eşdeğerliliğinin nasıl saptanacağı ve ilgili yönet-
meliğin YÖK yasa tasarısıyla çelişmesi gibi hususların tümü yabancı dil eğiti-
mi alanının ayıpları olarak önümüzde durmaktadır.
Bu durumda sormak gerek: meslektaşları dahil kişilerin yaşamını bu den-
li önemli ölçüde etkileyen yabancı dil sınavlarına özgü sorunları yadsıyan ya-
bancı dil eğitimi alanındaki akademisyenlerin yetiştirdikleri yabancı dil öğ-
retmeni nitelikli olabilir mi? Alanınla ilgili geniş kitleleri etkileyen ciddi bir
ölçme-değerlendirme sorununa göz yuman ve kamu oyu yaratmayan öğ-
retmen yetiştiricinin her şey bir yana yüzeysel geçerliği kalır mı? Kendi mes-
lektaşının akademik sorununu yadsıyan kişinin öğrencinin maruz kaldığı
akademik sorunu yadsımasını doğal karşılamak gerek! Konunun bir nebze
öğrenci boyutuna değineyim.
İngilizce eğitim-öğretimin uygulandığı üniversitelerde veya üniversite
programlarında, gerekli puanı tutturarak kayıt işlemini tamamlayan öğren-
cinin tabi olduğu İngilizce yerleştirme sınavından bahsetmek istiyorum. Bu
sınavın sonucu binlerce öğrencinin bir yıl fazladan eğitim-öğretim görme-
si ya da görmemesini saptıyor. Bu sınavı her üniversite kendi başına buyruk
yapmakta ve senatolar sınavın başarı eşiğinin, söz gelimi, ‘C’ olduğunu ve
bu derecenin TOEFL’dan ya da IELTS’den alınacak belirledikleri bir puana ‘eş-
değer’ olduğunu ‘resmileştirerek’ açıklamaktadırlar. Bu eşleştirmelerle ilgi-
li herhangi bir bilimsel çalışma var mıdır? Üniversitelerarası İngilizce yerleş-
tirme sınavlarının bağdaşıklık listeleri oluşturulmuş mudur? Daha da önem-
lisi, üniversitece verilen sınav sonuçlarının yerleşik uluslararası İngilizce sı-
nav sonuçlarıyla bağdaşıklık listelerine esas teşkil edecek bilimsel çalışma-
lar üniversitece yapılmış mıdır? Eşdeğerliğe esas alınan başarı eşiğini amorf
bir ‘C’ derecesi ile geçiştiren ve hem üniversitelerarası yabancı dil sınavları
hem de uluslararası akredite olmuş yabancı dil sınavları bazında afaki değer-
lendirmeleri kıstas alan bir ülkede, yabancı dil eğitimi ve eğitim bilimleri uz-
manlarının yüzbinleri ilgilendiren bu konuyu yadsımaları, araştırma ve yayın
Yabancı Dil Eğitiminde Öğretmen Yetiştiren Akademisyenlerin Nitelikleri 19
bir toplumsal ortamda o dili edinmeye çalışan bir göçmenin geçirdiği ano-
minin dil kullanımı açısından etkilerini bir yabancı dil uzmanının yanısıra bir
ruhbilim veya bir toplumbilim uzmanının da değerlendirmesi gerekir. Konu-
nun disiplinlerarası doğasından kaynaklanan bu durumun biraz önce değin-
diğim suistimal kokan kapalı devre işlemlerle karıştırılmaması gerekir. Hatta
yabancı dil eğitimi alanında doçentlik sınav jürilerinin disiplinlerarası konu-
larda oldukça yetersiz oldukları kanısını taşıdığımı da geçmiş izlenimlerime
dayanarak söyleyebilirim. Bu durum ne yazık ki, daha sonra değineceğim
gibi, öğretmen yetiştirenlerin kendilerinin disiplinlerarası bakış açısı yoksun-
luğundan kaynaklanmakta ve adayların disiplinlerarası konulardan yoksun
kalmasına yol açmaktadır. Bu, Türkiye açısından büyük bir talihsizliktir. Oysa
Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 8 nci maddesi jürilerdeki profesörleri Üni-
versitelerarası Kurul’a öneren Temel Alan Danışma Komisyonlarına ‘özellikle
disiplinlerarası alanlarda jüri belirlenmesi için ön temaslarda bulunma’ yet-
kisi vermiştir. Ancak ben bu tür bir yetkinin kullanıldığına uzun yıllar süren
akademik yaşantımda tanık olmadım.
Doçentlik sınavının doğurduğu bir diğer sorun genelde adaylar tarafın-
dan üretilen ve jüri üyelerine de bulaşmış ‘Başlıca Yazar’ kavramının amorf-
luğundan kaynaklanmaktadır. Bilindiği gibi eğitim alanında doçentlik için
saptanmış bulunan önkoşul adayın yaptığı lisansüstü tezlerden üretmedi-
ği özgün bir çalışmasının ‘Web of Science’ kapsamındaki uluslararası hakem-
li dergilerden birinde tek yazarlı olarak yayımlanmasıdır. Burada söz konu-
su olan tek yazarlılıktır. Buna ek olarak başvuru için öngörülen yayın isterle-
ri arasında makalenin ‘başlıca yazarı’ olunması diye bir koşul yoktur. Bu tür
bir mitos söylene söylene o denli yaygın hale gelmiştir ki, bir anlamda ger-
çeklik kazanmıştır! Adaylar takım çalışmasından kaçınır olmuş, jüri üyeleri
de çok yazarlı yayınlarda adayın adının sırasını önemseyerek değerlendirme
gibi trajikomik durumlara düşmüştür. Bu durum bilimsel gelişme açısından
önemli kısıtlar getirmektedir. Konuya açıklık getirelim: adı üzerinde ‘Başlıca
Yazar’ kavramı kendi içinde sorunlu bir kavramdır. Takım çalışmasına dayalı
bir araştırmayı temel alan çok yazarlı bir yayında başlıca yazar yoktur. Adla-
rın sıralanması yazarların soyadına göre alfabetik olabilir, yazarlar çeşitli üni-
versitelerden geliyorsa araştırma fonunun sağlandığı üniversiteden gelen
yazarın adı ilk isim olabilir, yazar adlarının sıralanması kıdem ya da akade-
mik ünvan esasına göre yapılmış olabilir, ya da dergi editörünün kendisiyle
iletişim kurması istenen yazarın adı ilk yazar olarak sunulmuş olabilir. Özetle,
Yabancı Dil Eğitiminde Öğretmen Yetiştiren Akademisyenlerin Nitelikleri 21
zaten süregelen bir olgudur. Örneğin, alanda (diğer alanlarda olduğu gibi)
varolan ya da mantar gibi türeyen (sözümona) ‘uluslararası’ dergilerin edi-
törleri kişiyi (sözümona) ‘hakemli’ dergilerinde yayın yapmaya çağırmakta,
daha sonra da her yayın için ‘author fees’ adı altında yayın ücreti uygulama-
sına muhatap kılmaktadır. Bu işin piyasasının halen 500-1500 dolar arasında
olduğu söylenmektedir. Kolay yoldan elde edilen akademik yükselme ola-
nağının uzun erimde ne kişiye, ne kuruma ne de ülkeye bir yararı yoktur. O
halde kolaycılığın dayanılmaz hafifliğini nasıl yenebiliriz? Kanımca önkoşul
için referans alınan dizinlerdeki uluslararası dergilerin etki faktörlerinin dik-
kate alınması zamanının geldiğidir. Belirli bir etki faktörü düzeyinin altında
kalan ancak dizinde boy gösteren dergilerdeki yayınlar önkoşul için kabul
edilmeyebilir. Bu bağlamda dergilerin TÜBİTAK değerlendirme listeleri kıs-
tas alınabilir. Örneğin, C grubu dergileri puantaja girmesine karşın önkoşula
girmezken, A ve B grubu dergileri girebilir. Ayrıca, A grubu dergilerinde ya-
yın yapmış adaya fazladan hem önkoşulu karşılamış olma hem de ek puan
alma gibi olanaklar yaratılabilir.
Bir diğer önemli konu, doçentlik sınavı genel çerçevesi içinde öğretmen
yetiştiren akademisyenlerimizin kendi bilimsel yetkinliklerini içermekte.
2547 sayılı yasa ve ilgili yönetmelik gereği doçentlik sınavı jürileri profesör-
lerden oluşmaktadır. Ancak bazı adayların anabilim dalına uyum konusun-
daki niteliği tartışmalı başvuru ve yan yollara kaçan tutumları ne yazık ki ba-
zen jüride görevlendirilen profesörler için de söz konusudur. Anabilim dalı
yabancı dil eğitiminin somut bir dalı (İngiliz Dili Eğitimi gibi) olmayan ve bu
dalı ikinci ya da üçüncü seçenek olarak doldurarak jüri görevi başvurusun-
da bulunanların görevlendirilmeleri ne yazık ki Üniversitelerarası Kurul ta-
rafından yapılabilmektedir. Bu, bilimsel yönden son derece vahim bir olay-
dır. Daha önce doçentlik adayları açısından bu durumun alanın saygınlığına
leke getirdiğini ifade etmiştim. Aynı şekilde her nasılsa görevlendirilmiş alan
dışından profesörlerle işbirliği yaparak normal başvurusunu yapmış adayları
değerlendirmek de akademik etik açısından kabul edilebilecek bir davranış
değildir. Alan içinden jüri üyelerinin bu durumu kesinkes jüri değerlendirme
tutanağına geçirmesi gerekir düşüncesindeyim. Aksi halde öğretmen yetiş-
tirmenin etik boyutunu savunamaz duruma gelebiliriz.
Burada bu konuyla bağlantılı bir parantez açmak isterim. Adayların za-
man zaman jüri üyeleriyle ilgili bir takım yanılgıları olmaktadır. ‘Web of
Knowledge’’daki yüksek etki faktörlü bir dergide tek yazarlı makalesi çıkmış
24 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
ve önkoşulu yerine getirmiş bir aday, bu makalenin herhangi bir jüri üye-
si tarafından yetersiz bulunmasını hazmedememekte ve olayı kişiselleşti-
rebilmektedir. Şurası bilinmelidir ki, hiçbir yayın zemzem suyuyla yıkanmış
değildir, ya da hiçbir yayının diplomatik dokunulmazlığı yoktur. Bilim tez-
antitez üzerine kurulmuş bir olgudur ve söz konusu diyalektiğin olmadığı
yerde ciddi bilimsel gelişmeden söz edilemez. Önkoşulu karşılamış bir yayı-
na jüri üyelerinin Hindistan’ın kutsal öküzü olarak bakmaları beklenemez ve
beklenmemelidir. Bu paranın bir yüzü. Diğer yüzü ise adayın yapıtını eleşti-
ren jüri üyesinin akademik yetkinliğini kanıtlamış olmasıdır. Şimdi bu konu-
yu irdeleyeceğim.
Alanımızdaki profesörlerin bir kısmı 2000 yılı öncesinde geçerli olan kıs-
taslara göre doçent ve profesörlüğe yükseltildiklerinden, doçentlik aday-
larından halen istenen asgari akademik kriterlere sahip değildirler. Bu du-
rumda söz konusu meslektaşlarımızın yasal olarak jürilerde görevlendirilse-
ler dahi etik davranarak verilen görevden imtina etmeleri doğru bir davra-
nış olacaktır. Doçentlik sınavında adayın değerlendirilmesi gibi çok ciddi bir
konuda karar verecek jüri üyelerinin, diğer alanlarda olduğu gibi, yabancı dil
eğitimi alanında da bilimsel yetkinliklerini tartışmasız biçimde kanıtlamış ol-
maları gerekir. İlgili yönetmelik jürilerde görev yapacak profesörlerin bilim-
sel etkinliklerinin sürekliliğinin her beş yılda bir yeniden değerlendirileceği-
ni belirtse de, bunun yapılmadığını şahsen bilmekteyim. Oysa bu tür bir de-
ğerlendirmenin yönetmelikte dile getirildiği gibi yapılması durumunda (ör-
neğin, profesörün bilim dünyasında aldığı atıf sayısı, yaptığı uluslararası/ulu-
sal yayın sayısı, TÜBİTAK ya da Avrupa Birliği Araştırma Fonu gibi kuruluşlar-
dan almış olduğu araştırma fonları, h-indeksi—yani yayınlarından kaçının
belli bir değer üzerinde atıf aldığı) jüri kararının bilimsel açıdan adil oldu-
ğuna adayın kendisi de ikna olacaktır. Çünkü verilen kararın aday nezdinde
akademik yetkinlik dışında herhangi başka bir etkene dayanmadığı görüşü
egemen olacaktır. Mevcut durumda bir profesörün jüride görevlendirilme-
si, yasal açıdan uygun olsa dahi, adaydan istenen asgari kriterler bakımın-
dan sakıncalı bir durum yaratıyorsa, bilimsel etik gereği adı geçen profesö-
rün kendisinin bu tür bir olumsuzluğu telafi etmesi gerekir. Aksi durum ne
yazık ki sevimsiz söylentiler yaratmakta ve hem jüri üyesinin hem de alanın
saygınlığı zedelenmektedir. Özellikle öğretmen yetiştirme alanındaki aka-
demisyenlerin etik niteliklerinin özel önemi göz önüne alınırsa, akademik
yetkinlik konusunun ne denli yaşamsal olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.
Yabancı Dil Eğitiminde Öğretmen Yetiştiren Akademisyenlerin Nitelikleri 25
Son olarak, yabancı dil eğitimi alanını uğraş olarak seçmiş akademisyen-
lerimizin öğretmen olsun genç bilim insanları olsun kişilere aşılayacağı en
önemli erdemlerden biri fikri mülkiyete saygı olgusudur. Ülkemiz ne yazık
ki Dünya Ekonomi Forumunun son raporuna göre fikri mülkiyete saygı ve
uyum konusunda 144 ülke arasında 86 ncı konumdadır. Uganda, Ruanda,
Umman ve Gambia gibi ülkeler, üzülerek söylüyorum, bizden öndedir. İlk
beş Finlandiya, Singapur, Yeni Zelanda, İsviçre ve Hollanda’dan oluşmakta-
dır. Benzer bağlamda korsan yayıncılık oranımız % 45 civarındadır. Yani ya-
ratıcı düşünce ürünü yapıt üretmekten çok taklit, kopya, intihal ve korsan-
lık gibi eylemlere enerji harcamaktayız. Bir örnek vermek gerekirse, bu du-
rumun bir yan ürünü yetiştirilen öğretmenin ders kitabını motamot uygu-
layan bir robota benzemesinden geçer. Kitapsız öğretmen bize ‘kral çıplak’
görüntüsü vermekte... Öğretmen adaylarının çoğu ise ekonomik nedenler
gerekçesine sığınarak korsan kitap ya da fotokopi yoluyla üretilmiş ders ki-
tapları kullanmakta.
Yükseköğretimde fikri mülkiyete tecavüz ve yaratıcı düşünce eksikliği
geçenlerde Cumhuriyet Bilim Teknoloji’de yer alan A. Murat Eren’in yaptığı
araştırmada açık biçimde ortaya çıktı. Bir takım tez-danışman ilişkilerini in-
celeyen Eren, üniversitelerin Bizans dehlizlerinde oynanan çeşitli intihal, mü-
kerrerlik ve taklit olaylarını ortaya koydu, hem de kalburüstü diye nitelenen
bir takım devlet ve vakıf üniversitelerinde. Doğal olarak yabancı dil eğitimi
alanında da bu tür olumsuzlukların olmaması düşünülemez. Kanımca araş-
tırılması gereken önemli konulardan biri budur. Bunun için de YÖK’ün ulusal
tez veri tabanına erişimi herhangi bir kısıta bağlı kalmayarak açması gerekir
(2006’dan bu yana kapalı olan tezler üç yıllık bir süreden sonra açılmaktadır
ancak bu durum daha önce yazılmış tezleri içermemektedir). Halen 300,000
tezin yarısından fazlası, yazar izni olmadığı için, erişime kapalıdır. Bilimsel
tezlerin devlet sırrı haline geldiği tek ülke herhalde Türkiye olmalı! Bu du-
rumda öğretmen yetiştiricilere düşen görev fikri mülkiyete saygı ve bilim-
sel etik konularını dağarcıklarından eksik etmemeleri, daha da önemlisi bu
erdemleri kanlarında taşımalarıdır. Bunun bir yolu da danışmanı bulunduk-
ları tezleri salt düşünse bazda desteklemelerinin ötesinde empatik düzeyde
benimsemeleri ve içeriğinin erişime açık olmasını güvence altına almalarıdır.
Sözlerime son verirken öğretmen yetiştirenlerin nitelikleri konusunun
yükseköğretim açısından içerdiği olumsuzlukları açıklamaya çalıştım. Bunu
yaparken odak noktamı doçentlik sınavı olarak seçtim ve suya atılan çakıl
26 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
K AY N A K Ç A
Alptekin, C. (2007). Yabancı dilde seviye saptaması: Bitmeyen eşdeğerlik komedisi. Cumhuriyet Bilim
Teknoloji, 1058, 22.
Alptekin, C. & Tatar, S. (2011). Research on foreign language teaching and learning in Turkey (2005-
2009). Language Teaching, 44, 328-353.
Balcı, M. (2008). Türk mucizesi değil! Cumhuriyet Bilim Teknoloji, 1135, 14-15.
Eren, M. A. (2012). Türkiye’den tez manzaraları: Öğrenciler ve danışmanları. Cumhuriyet Bilim
Teknoloji, 1331, 10.
YÖNTEM
SORUNLARI
Yabancı Dil Öğretiminde Yöntem
ve Ötesi
Prof. Dr. Ahmet KOCAMAN
Ufuk Üniversitesi, Eğitim Fakültesi
Yabancı dil öğretimi çok bileşenli bir konudur; Stern’in belirlemesine göre
(Stern, 1983, p.44) ‘öğrenme, dil ve öğretim’ bu bileşenlerin başlıcalarıdır.
Tarihsel dönemler boyunca dil öğretim yöntemlerindeki değişiklikler, ‘öğ-
rencilerin gereksinimi olan yeterlik türündeki değişiklikleri (örn. ‘dil öğren-
me amacı olarak okuduğunu anlama yerine sözel yeterliğe doğru gelişme-
yi’) yansıtmıştır; bunun gibi dilin niteliğine ve öğrenilmesine ilişkin kuramsal
değişmeler de dil öğretimine yansımıştır’ (Richards and Rogers, 2006, p.14).
Bu üç bileşenden öğretim ve öğrenmenin konusu olan dile daha ya-
kından eğilmek için dil/dilbilim konusundaki gelişmelere kısaca değinecek
olursak şunu görüyoruz:geçmişte Yunanca ve Latince gibi klasik dillerin et-
kisiyle yazılı dili temel alan bir anlayış yerine, çağdaş dilbilimdeki gelişme-
lerle birlikte, sözlü dili önceleyen bir tutum gelişmiştir. Bunun yanında gele-
neksel dil çalışmalarında yerleşik atomcu, tekil ögeler üzerinde yoğunlaşan
bir yaklaşım ağırlıklı iken çağdaş dilbilim çalışmalarının ilk yıllarında, yapıyı
ve dil dizgesini vurgulayan bir anlayış temel alınmaya başlamıştır. Bu iki te-
mel doğrultu düzvarım (direct method) ve günümüzde de tümüyle göz ardı
edilmeyen duyumcu dil yönteminin (audio-lingual approach) dilbilimsel da-
yanağını oluşturur. Öte yandan 1950’lerin sonunda Chomsky’nin başlattığı
üretici dilbilgisi anlayışı dilde yaratıcılığı, dilsel evrensellikleri (bütün insan
dillerinin ortak özelliklerini) , derin ve yüzey yapı kavramlarını öne çıkartmış
ve akılcı, bilişsel öğretim yöntemlerinin gelişmesine katkılarda bulunmuştur.
1970’lerdeki dilbilim kuram ve incelemeleri, tümcenin ötesine uzanan
söylem ve edimbilim çalışmalarıyla bunun da ötesine geçmiş ve dilin ya-
pısı yanında kullanım amacı ve işlevleri önem kazanmıştır. Açıkçası, dili ki-
min, nerede, niçin, nasıl kullandığının anlaşılması iletişimi anlamanın vaz-
geçilmez ögeleri olarak kabul edilmiştir. Bu anlayışın sonucu ‘iletişimsel dil
30 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
sorgulanmamaktadır.
b. Yöntem konusunda yalnızca yurt dışındaki gelişmeleri alıp olduğu gibi
uygulamak gerçekçi değildir; ülkemizdeki ortamın, bağlamın, öğretim
ve öğrenim koşullarının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Öğretimi
ve uygulamayı kalıcı başarıya ulaştırmak için araştırmacı bir bakış açısı
kaçınılmazdır.
c. Özellikle Eğitim Fakültelerinde ve yönetimde konu ile ilgili uzmanların
uygulamayı yakından bilen, belki daha da önemlisi uygulamadan gelen
kişiler olması önem taşımaktadır.
d. Öğretmenlik uygulaması derslerinde yalnızca başarılı örneklerin gösteril-
mesi yetmez; güç koşullarda öğretim yapılan okullarda yöntemlerin uy-
gulaması ile ilgili durum da izlenmeli ve eksikler tartışılmalıdır.
e. Yabancı dilde başarının anadilin gelişmesiyle ilgisi de unutulmamalıdır.
f. Sonuç olarak, biz de Rivers gibi (Stern, 1983, 478 içinde) seçmeci (eklek-
tik) bir yöntem anlayışının başarıya katkısı olacağını düşünmekteyiz.
K AY N A K Ç A
Kocaman, A. (1978). Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri: Genel Bir Değerlendirme, Genel Dilbilim Dergisi,
2, 81- 98.(Ankara Dilbilim Çevresi) Ankara.
Richards, J. C., & Rodgers, T. S. (2006). Approaches and methods in language teaching. Cambridge:
32 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
İşlevsel dilbilim iletişimsel yeti için 7 çeşit temel işlev vermektedir (Hymes,
1974, 1975):
1. Dili araç olarak kullanma,
2. Dili düzenleyici, başkalarını kontrol amaçlı kullanma,
3. Dili karşılıklı iletişime dayalı kullanma,
3. Dili kişisel duyguları anlatmak için kullanma,
4. Dili öğrenme ve keşfetme amaçlı kullanma,
5. Dili hayal gücünü ortaya koymak için kullanma,
6. Dili bilgi iletişimi için kullanma
SORUNLAR:
Yukarıda dile getirilen konular doğrultusunda, yabancı dil öğretiminde yön-
tem sorunları şöyle özetlenebilir:
1. Öğretmen yetiştiren Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi program-
ları yeniden gözden geçirilip, sonucu olumlu etkileyen uygulamalara
gidilmelidir. Halen öğretmen adayının deneme yanılma tekrar dene-
me ve bu deneyimlere göre yöntemleri belirleme şansı yoktur. Teo-
rik ve pratik bilgiler birleştirilerek olumlu sonuç verecek yönteme var-
mak için geçerli sentez yapılmamaktadır. Hizmetöncesi eğitim hizmet
içi eğitime yeterice ışık tutmamaktadır.
2. Öğretmenin haftalık ders yükü fazladır ve yeni yöntemleri denemek
için hazırlanmaya zamanı yoktur.
3. Öğretmene müfredat programı hazır olarak gelmektedir. Bu
İngilizce Öğretiminde Yöntem Sorunları 35
SONUÇ
Sonuç olarak, Hizmet öncesi ve Hizmet içi eğitimi sorunludur. Sorunların gi-
derilmesi yöntem sorunlarını da ortadan kaldıracaktır. Öğretmen adayları
seçimleri titizlikle yapılmalıdır. Onlara dünya standartlarında bir eğitim ve-
rilmeli, uygulama yapmaları için daha çok zaman tanımalı ve öğretmen ol-
duktan sonra da öğretmenlerimizin bilgilerini yenileyici hizmetiçi eğitimler
düzenleyip, yaptıkları çalışmaları kullandıkları yöntemleri sentezleyecek or-
tamlar yaratılmalıdır. Takip edildiğine, desteklendiğine inanan öğretmenle-
rin yöntemlerinin daha güncel olacağı ve bunun da yabancı dil öğrenme ko-
nusunda sonucu olumlu etkileyeceği kesindir.
36 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
K AY N A K Ç A
Fruhauf, G. 1996, ‘Bilingual Education in the Netherlands’. In Fruhauf, G., Coyle, D., Fruhauf, G.
1996b. Tweetalig onderwijs en versterkt talenonderwijs. Alkmaar: Europees Platform voor het
Nederlandse Onderwijs.
Hymes, Dell (1974). Foundations in Sociolinguistics. An Ethnographic Approach. Philadelphia:
Pennsylvania University Press, pp11-17
Van Essen, A.J. 1996. ‘The Training of EFL Teachers in the Netherlands’. In Quality in Teacher Education.
Budapest: The British Council.
Yurdumuzda Yabancı Dil
Öğretme ve Öğrenme Sürecinde
Başarısızlığın Nedeni Yöntem Mi?
Prof. Dr. Cengiz Tosun
Yöntem, genel anlamıyla “amaca ulaştıran en kısa yol “ olarak bilinir ve ta-
nımlanır. Yabancı dil ise bizim dile benzemeyen, sesletimi, sözcükleri, sözdi-
zimi ve vurguları farklı olan apayrı bir dildir. Öğretim ve öğrenme öğrenen-
le öğreten arasındaki etkileşimin içinde yer aldığı bir süreçtir. Öğretmenden
öğrenciye olan bilgi akışı öğrencide beklenen etkiyi yaratmışsa öğrenme
olayı gerçekleşmeye başlamış demektir.
Özellikle bir yabancı dilin öğretilip öğrenilmeye çalışıldığı bu süreçte
daha çok bilişsel öğrenme öne çıkar. Öğrenenin algıladığı uyarıcı, kapasitesi
sınırlı olan kısa süreli bellekte işlenerek uzun süreli bellek için hazır duruma
getirilir. Buraya kaydedilmiş olan bilgi üzerinde herhangi bir işlem yapılmaz-
sa 15-20 saniye içerisinde bilgi silinir gider. Bu nedenle bazı stratejiler, alıştır-
ma ve tekrarlar yoluyla o bilgi daha uzun süreli belleğe aktarılır ve anlamlan-
dırılır. Bunun içindir ki modern yabancı dil öğretim yöntemleri genellikle sık
sık tekrara ve alıştırmalara yer verirler.
Yurdumuzda, yabancı dili öğrenme ve öğretme konusunda başarısız ol-
duğumuz kanısı yaygındır. Başarısız futbol takımlarının sık sık teknik direktör
değiştirdikleri gibi biz de sık sık yöntem değiştiririz.
Amaç başarıysa, yöntem en kısa yoldan bizi ona ulaştırmıyorsa doğaldır
ki yöntem suçludur deriz. Gerçekte yöntemin suçlu olup olmadığını anla-
mak için bu süreçte yer alan öteki ögeleri dikkatle incelemek gerekir. Bunlar
sırasıyla: Amaç Dil, 2. Öğrenci, 3. Öğretmen, 4. Ortam, 5. Yöntem’dir. Tartış-
maya genellikle yabancı dil öğretiminde çoğu öğretmenin kurtarıcı gözüy-
le baktıkları, benim de çok önemsediğim bir olgu olarak yöntemle başlamak
istiyorum. Konunun uzmanları onu nasıl tanımlıyor bakalım : “ Yöntem, dil
en iyi nasıl öğretilir ve öğrenilir gibi düşüncelerin uygulaması olarak sistem-
li ilke ve işlemlere dayanan bir dil öğretme yoludur.” Diyor Richards, Platt ve
38 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Platt (1986). Ayrıca ekliyorlar: “Dil öğretiminin farklı Yöntemleri sırasıyla şun-
lardan kaynaklanır: a) dilin niteliği, b) dil öğreniminin niteliği, c) öğretimin
amaç ve hedefleri, d) kullanılacak müfredatın türü, e) öğretmen, öğrenci
ve öğretim araç gereçlerinin rolü, f) kullanılacak teknik ve işlemler. Bir yön-
tem, (dil öğretimini planlarken) a) ne, ne kadar öğretilecek b) bunlar hangi
sıraya göre öğretilecek, c) anlam ve biçim nasıl ifade edilir, d) farkına varma-
dan dili kullandırabilmek için neler yapılabilir gibi soruların da yanıtlarını be-
lirler (Brian Seaton, 1982). Bir bakıma müfredatla doğrudan ilgilidir. Böyle bir
durumda, yabancı dil öğretim ve öğreniminde bir başarısızlık varsa, aslında
yönteme gelene kadar suçlanacak çok şey vardır.
Yöntem ve yaklaşımların tarihçesine baktığımızda genel olarak dil ku-
ramlarından Yapısalcılık, İşlevsellik ve Etkileşimcilik gibi üçünün yabancı dil
öğretim ve öğrenim yöntem ve yaklaşımlarını yakından etkilediğini görebi-
liyoruz. Söz konusu yaklaşım ve yöntemlerin, bunlardan birini ya da karışım-
larını temel aldıkları bilinmektedir. 1950 yılından günümüze kadar yirmiye
yakın yaklaşım ve yöntemin geliştirilerek çeşitli ortam ve kurumlarda uygu-
landığını söyleyebiliriz.
Şimdi, durumu ekonomi terimiyle ifade edersek, “Talep olmazsa arz ol-
maz.” Öyleyse talep niye fazla ? Demek ki alıcılar, aldıkları ürünü çözüm ola-
rak görmekten çıkarmış ve çaresiz bir yenisini beklemektedirler.
Hiçbir yöntem ya da yaklaşım bütünüyle kötü ve işe yaramaz olamayaca-
ğına göre, başarısızlığı yalnızca burada değil, söz konusu
Sürece katılan ve etkin görev alan öteki bileşenlenlerde de aramak ve
bulmak gerekir. Şimdi, bunlara hem öğretici, hem öğrenici açısından baka-
rak ilgili soruları yanıtlayalım.
Amaç Dil:
1. Gelen öğrenciye hangi dili öğrenmek istediğini soruyor ve isteğini
karşılayabiliyor muyuz ?
2. O dili ne amaçla öğrenmek istediğini sorarak o amaca göre program
yapıp sınıf açabiliyor muyuz ?
3. Öğrencilerin öğrenme amaçları farklı da olsa hepsini aynı sınıfa koyup
aynı programı uygulamak doğru mu ?
4. Özel amaçlı dil sınıfı açtığımızda, o özel alan dilini o dille öğretebilecek
uzman öğretmenlerden yeterli sayıya sahip miyiz ?
5. Öğretilen genel amaçlı dil her dalda öğrencilere dersleri anlayıp
Yurdumuzda Yabancı Dil Öğretme ve Öğrenme Sürecinde Başarısızlığın Nedeni Yöntem Mi? 39
Öğrenci:
1. Öğrenci kendi istediği için mi orada bulunarak bir yabancı dili öğren-
mek istiyor ?
2. Öğrenciyi, gireceği sınıf, izleyeceği program, ders öğretmen(ler)i ve
sorumluluklarına ilişkin konularda önceden bilgilendiriyor muyuz ?
3. Öğrencileri zaman zaman çağırarak özel görüşmelerde onların sorun-
ları, ders durumları, sınıf içi ilişkileri ve izlenen program konularında
karşılıklı fikir alış verişi yapılabiliyor mu?
4. Sınıfa ve programa uyum sağlayamayan öğrenciler için özel sınıf ve
özel programlar açabiliyor muyuz ?
5. İlke olarak, sınavını kaçıran, ödevini yapmayan ya da geciktiren, dikkat
eksikliği ve hiperaktif olan öğrencilere yeterli fırsat ve zaman sağlıyor
muyuz ?
6. Öğretmenlerinin önderliğinde, izleyecekleri programı hep birlikte ya-
pıp uygulamalarına izin veriyor muyuz ?
Öğretmen:
1. Çalıştığı kurumu, kurumun amaç, politika ve olanaklarını biliyor ve on-
lara uyabiliyor mu?
2. Orada kendini rahat, güvenli, yeterince özgür ve geleceğinden emin
görebiliyor mu?
3. Çalışırken kullanacağı araç-gereç, T.V., akıllı tahta, yansı, tepegöz, ka-
set, C.D. vb. gibi teknolojik aygıtlara kolayca ulaşıp kullanabiliyor mu?
4. Bilgi, beceri ve öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği hoşgörü, sabır,
anlayış ve tarafsızlık ilkesine sahip mi?
5. Öğrencileriyle iletişimi rahat ve güven verici mi?
6. Meslek bilgi ve becerilerini, çevresiyle ilişkilerini geliştirmek için gay-
ret gösteriyor mu?
7. Maddi olarak oradaki çalışmasının karşılığını alabiliyor mu?
8. Başarısızlık durumunda, kendisinin de bunda payı olduğunu düşüne-
rek çözüm üretip destek veriyor mu?
40 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Ortam:
1. Ders yapılırken içinde bulunulan ortam tam olarak yabancı dil öğre-
tim ve öğrenimine uygun mu?
2. Sınıftaki öğrenci sayısı 20’den az mı?
3. Sınıflarda yabancı dil öğretmek için her türlü araç gereç var.
4. Ders yapılan yerin yakın çevresinde trafik, gürültü, hoş olmayan koku-
lar, duman, zararlı böcek, çalışan fabrika, atölye ve top oynayan, bağı-
rıp çığıran çocuklar gibi olumsuz etkenler bulunmuyor.
5. Okula ulaşım ve dönüş zor ve fazla zaman alıyor mu?
6. Yabancı dil öğretimini haftada dört saatle sınırlayarak başarılı olma
imkânı var mı?
7. Yabancı dil derslerinden önce yapılan öteki derslerin beden eğitimi
gibi zorlayıcı ve yorucu dersler olmamasına özen gösteriliyor mu?
8. Ortam, öğrenilen yabancı dili dışarıda kullanma, bir turist ya da o dili
anadili olarak konuşan birilerini bularak konuşmaya elverişli mi?
9. Evde yabancı dil çalışırken gerektiğinde öğrenciye yardım edebilecek
biri her zaman bulunabiliyor mu?
10. Yabancı dili hiçbir zaman amaç olarak görmeyen ve benimsemeyen
öğrencilerin çoğunlukta oldukları bir ortamda başarılı olunabilir mi?
11. Eğer hepimiz bütün bu sorulara ve saptanmış ifadelere “EVET “ diye-
biliyorsak % 100 başarılı sayılırız. Eğer çoğuna “ HAYIR “ demek duru-
munda kalıyorsak ki böyle olduğuna inanıyorum biz bu yolda başarı-
dan epeyce uzaklaşmışız demektir.
Bu durumda, suçlular bulunduğuna göre de “YÖNTEM “ aklanmış
ÖĞRETMEN
YETİŞTİRME
PROGRAMLARI VE
SORUNLARI
görülüyor.
Türkiye’de Öğretmen Yetiştirme
Programları ve Sorunları
Prof. Dr. Mehmet TAKKAÇ
Atatürk Üniversitesi
K.K. Eğitim Fakültesi
Özet
Bu çalışmada, Türkiye’de uygulanmakta olan öğretmen yetiştirme program-
larının tarihsel süreç içerisindeki gelişimlerinin belirli dönemler halinde in-
celenmesi ve değerlendirilmesi, günümüzde uygulanmakta olan program-
ların toplumsal beklenti ve gereksinimleri ne ölçüde karşıladığına yönelik
tespitlerde bulunulması ve sorunların tanımlanması amaçlanmaktadır. Bel-
gesel tarama niteliğinde yapılmış olan çalışma, öncelikle konuya kronolo-
jik çerçevede bakış açısı getirmektedir. Öğretmen yetiştirme programlarının
temelde üç dönem halinde incelenmesinin ardından ‘öğretmen yetiştirme
programlarının bugünü’ başlığı altında güncel gerçekler irdelenmekte ve
öğretmen yetiştirme programlarının sorunları tanımlanarak genel çerçeve-
de çözüm önerileri sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: öğretmen yetiştirme, eğitim, öğretmen eğitimi
programları.
Giriş
Ülkemizde uygulanmakta olan eğitim programları içerisinde öğretmen ye-
tiştirme programları ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü öğretmen eğitimi, ‘eği-
tim olgusunun üç temel öğesinden biri’ (Üstüner, 2004) olan öğretmenleri
yetiştirmek amacıyla gerçekleştirilen etkinliklerdir.
Özellikle günümüz dünyasında küreselleşmeyle birlikte oluşan reka-
bet ortamı, daha üstün niteliklere sahip bireyler yetiştirme gereksinimini
44 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Van (Erciş), Kars (Cılavuz), Diyarbakır (Dicle), Erzurum (Pulur), Antalya (Aksu)
gibi merkezden uzak ve bugün bile öğretmen sorunu tam olarak çözüleme-
miş illerde dahi Köy Enstitüleri açılmış ve Anadolu’nun her köşesinden ilko-
kul mezunu zeki köy çocuklarının bu okullarda eğitim alarak köylere öğret-
men olarak gönderilmeleri projesi hayata geçirilmiştir.
Bu öğretmenler, geleneksel öğretmen okullarında yetiştirilen öğretmen-
lerin aksine taşrada görev alacaklarının bilinci ve sorumluluğuyla yetiştiril-
diklerinden gönüllü ve özverili bir şekilde köy öğretmenliği yapmaktaydılar.
Gittikleri köylerde, köylülerle işbirliği yaparak hem eğitim binalarının ve do-
nanımlarının kurulmasını sağlamak hem de köylülere eğitim vermekle gö-
revli olan bu köy öğretmenleri, bir köyü her bakımdan eğitecek düzeyde do-
nanımlı olarak yetiştiriliyorlardı. Bu öğretmenlerin görevleri arasında okul-
da öğrencilere eğitim vermenin yanı sıra alternatif ve yeni tarım teknikle-
rini köylülere öğretmek, okuma yazma kursları düzenlemek, bahçe ve tar-
la gibi tarım arazileri açmak, imece usulüyle yol yapımını sağlamak da yer
almaktaydı.
Köy Enstitüleri’ne ve onların yetiştirdiği öğretmen modeline yönelik en
büyük eleştirilerin eğitimin niteliğiyle ilgili değil de siyasi içerikte olması ol-
dukça tartışmalı bir konu olmuştur. Bu süreç esnasında, Köy Enstitüleri’nin
yanı sıra, ortaöğretim düzeyinde öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıy-
la 1926’dan itibaren başta Konya olmak üzere Ankara, İzmir, İstanbul gibi il-
lerde adları daha sonra Eğitim Enstitüsü olarak değiştirilecek olan Muallim
Mektepleri açılmıştır. Nihayet Köy Enstitüleri siyasi bir kararla 1954 yılında
tamamen kapatılmış ve 1953 yılından itibaren ilkokul öğretmeni yetiştirme
politikası ‘İlköğretmen Okulları’ adıyla tek çatı altında toplanan öğretmen
yetiştirme kurumlarıyla sürdürülmeye çalışılmıştır.
Cumhuriyetin kuruluşundan 70’li yıllara kadar olan dönem boyunca yu-
karıda da sıralandığı gibi sürekli değişen ve farklılaşan eğitim kurumlarıyla
ilk ve orta öğrenimini tamamlamış öğrencilerin öğretmen okullarında eğiti-
lerek öğretmen ihtiyacının karşılanması amacı güdülmüştür. Ancak bu okul-
ların birbirleriyle ilişkileri, öğrencilerin seçimi ve verilen eğitimin içeriği hep
tartışılmış ve kesin bir çözüme kavuşturulamamıştır.
Eğitim Enstitüleri de tıpkı Köy Enstitüleri’nde olduğu gibi siyaset malze-
mesi yapılmış ve sürekli olarak ‘bir siyasi akımın kalesi haline gelmekle’ suç-
lanmıştır. Bu konudaki ve öğrencilerin seçimine ilişkin tartışmalar öğret-
men eğitiminde nitelik beklentilerini gölgelemiştir. Öğretmen yetiştirme
Türkiye’de Öğretmen Yetiştirme Programları ve Sorunları 47
Popülizmle Sınavı”
Son yıllarda ‘her ile bir üniversite’ sloganıyla başlatılan çalışmaların sonucu
olarak bugün Türkiye’nin her ilinde en az bir devlet üniversitesi –birçok ilde
devlet veya vakıf üniversiteleriyle birden fazla olmak üzere –açılmıştır. Bu
üniversiteler, liseden mezun olduktan sonra yüksek öğrenim için üniversite-
lere giriş sınavlarında (ÖSYS) ter döken gençler açısından umut verici geliş-
meler olmakla birlikte pek çok sorunu da beraberlerinde getirmişlerdir. Eği-
tim Fakülteleriyle Fen-Edebiyat Fakülteleri’nin sayısı artmış ve ‘Nitelik mi? Ni-
celik mi?’ sorusunun gündeme gelmesine neden olmuşlardır. Üstüner (2004),
üniversitelerin Eğitim Fakültelerine ilişkin değerlendirmelerinde merkezi ve
taşra üniversiteleri arasında öğretim üyesi ve öğrenci sayılarının birbirlerine
oranları bağlamında bir uçurum olduğunu gözler önüne sermektedir. Azar
(2011), Türkiye’de öğretmen eğitiminin nitelik ve nicelik boyutu üzerine yap-
tığı değerlendirmelerde nitelik ve kalite kaygısı göz ardı edilerek arttırılan ni-
celiğin yol açtığı sorunlardan söz etmektedir.
Öğretmen adaylarının öğretmen liselerine, Eğitim Fakültelerine veya öğ-
retmen yetiştirmenin ‘alternatif yolları’ olarak kabul edilen pedagojik for-
masyon programlarına, vekil öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik gibi ‘geçi-
ci’ görevlendirmelere seçimi yapılırken esas alınan değerlendirme ölçütle-
ri cumhuriyetin ilk yıllarında öğretmenlik mesleği için yasalarda tanımlanan
ayrıcalıklara aykırı olarak bu mesleğin gerek ve beklentilerinden uzaktır. Ak-
yüz (2001), 22 Mart 1926 tarihli ve 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanun’un
12. maddesine ilişkin yorumunda ‘Bu yasal düzenlemelerde yer alan ifade-
lerin anlamı: (a) Öğretmenlik, Devletin görevi olan öğretim ve eğitimi üst-
lenen bir meslektir, (b) Öğretmenliğin öğretim ve eğitim hizmetleri arasın-
da, önceliği ve üstünlüğü vardır’ ifadelerini kullanmaktadır. Akyüz, aynı çalış-
masında öğretmenliğin bakanlık tarafından bir ‘uzmanlık’ mesleği olarak ta-
nımlanmasına karşın bu görüşün kâğıt üstünde kaldığını ve bu mesleğin ba-
kanlık tarafından dahi ‘herkesin yapabileceği bir iş’ olarak algılandığını gös-
teren politikalar izlendiğini ifade etmektedir (Akyüz, 2003; 64).
Maarif Kanunu’nun kabulünün üzerinden 80 yıldan daha uzun bir zaman
geçmiş olmasına karşın bugün hala öğretmenlik mesleği, adayların orta ve
yüksek öğretim kurumlarına seçimi ve yetiştirilmesi, eğitimlerinin sonunda
atanacak olanların belirlenmesi ve hizmet içi eğitim gibi süreçlerin sonra-
sında bir uzmanlık veya profesyonel bir disiplin olmanın çok uzağında gö-
rülmektedir. Sadece nicelik faktörü göz önünde bulundurularak planlanan
50 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
4. Sonuç ve Değerlendirme
Bu çalışmada tarihsel süreç içerisindeki gelişimi, ana hatları ve güncel uy-
gulama esasları açıklanan öğretmen yetiştirme programlarının sorunlarının
çözülmesi, yarının toplumunu tasarımlamak açısından son derece önemli-
dir. 21. yüzyılın beklentilerine uygun insan modelini yetiştirebilmesi için ön-
celikle öğretmenlerin bu beklentilere uygun donanım ve yeterlilikte olma-
sı gerekmektedir. Kısa vadeli politik beklentilerden uzak, özgür, bilimsel ve
yenilikçi öğretmen yetiştirme modellerinin oluşturulması artık ülkemiz için
acil bir ihtiyaçtır.
Bu ihtiyacın karşılanması için yaklaşık iki yüzyıllık bir süre boyunca kay-
nakların ve geri döndürülmesi imkânsız olan zamanın fazlasıyla boşa geçiril-
diği gerçeğini bütün sorumluların görmesi gerekmektedir.
K AY N A K Ç A
Akyüz, Y. (2001). Başlangıçtan 2001’e Türk Eğitim Tarihi. İstanbul: ALFA Basım Yayım.
Akyüz, Y. (2003). Eğitim Tarihimizde Günümüze Kadar Öğretmen Yetiştirilmesi ve Sağlanması İlkeleri,
Uygulamaları. Eğitimde Yansımalar VII: Çağdaş Eğitim Sistemlerinde Öğretmen Yetiştirme Ulusal
Sempozyumu. (21-23 Mayıs, Sivas), Ankara: Tekışık Yayıncılık.
Atanur Baskan, G., Aydın, A., & Madden, T. (2006). Türkiye’deki Öğretmen Yetiştirme Sistemine
Karşılaştırmalı Bir Bakış. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15(1), 35-42.
Azar, A. (2011). Türkiye’de Öğretmen Eğitimi Üzerine Bir Söylem: Nitelik mi, Nicelik mi?. Yükseköğretim
ve Bilim Dergisi, 1(1), 36-38.
Demirel, Ö. (2000). Karşılaştırmalı Eğitim. Ankara: Pegem A Yayıncılık.
Ergin, O. N. (1977). Türkiye Maarif Tarihi V, İstanbul: Eser Yayıncılık.
Karagözoğlu, G., Arıcı, A., Bülbül S., Çoker, N.(1995). Türkiye’de Öğretmen Eğitim Politikaları ve
Modelleri. Avrupa Konseyi Ülkeleri Öğretmen Yetiştirme Politikaları ve Modelleri Toplantısı.
Ankara: Milli Eğitim Basımevi.
Kartekin, E. (1973). Devrim Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Rejimi. Ankara: Sinan Yayınları.
Koçer, H. A. (1970). Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi (1773-1923), İstanbul: MEB Yayınevi.
Okur, M. (2005). Milli Mücadele ve Cumhuriyetin İlk Yıllarında Milli ve Modern Bir Eğitim Oluşturma
Çabaları. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 5(1), 199-217.
Shaw, S. J. & Shaw E. Kural, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye II (Çev. Mehmet Harmancı),
İstanbul: E Yayınevi, 1994.
Tutkun, Ö. F., Aksoyalp, Y. (2010). 21. Yüzyılda Öğretmen Yetiştirme Eğitim Programının Boyutları.
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24, 361-370.
Üstüner, M. (2004). Geçmişten Günümüze Türk Eğitim Sisteminde Öğretmen Yetiştirme ve Günümüz
Sorunları. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 5(7).
Türkiye’de Öğretmen Yetiştirme Programları ve Sorunları 55
Önsöz
İngilizce dilinin uluslararası bir dil olarak öneminin artmasıyla birlikte, ikin-
ci dil veya yabancı dil olarak İngilizce dil öğretiminde düşünce paradigmala-
rının değişmesi ve ulusal politikaların değişmesi gerekliliği daha çok ortaya
çıkmıştır. Eğitim kurumları da bu değişimlere ayak uydurmak için yeni yakla-
şımlar ve yöntemler arayışı içine girmiştir (Collinson et al., 2009).
Yeni yaklaşım arayışlarına cevap olarak doğan İletişimsel Dil Öğretimi-
nin (İDÖ) nasıl olması gerektiği bilim insanları, yazarlar ve eğitimciler tarafın-
dan dünyada ve ülkemizde tartışılmıştır. Genel çerçeve olarak, İDÖ, öğrene-
ne, tek tek yapıları öğrenmek yerine, dil aracılığıyla başkalarıyla iletişim sü-
recine katılabilmesi için gereken becerileri öğrenene kazandırmayı hedefler
(Demirel, 2003; Littlewood, 1995; Richards ve Rodgers, 2001).
Aslında İDÖ’nin kökleri 1970lerde atılmış olmasına rağmen, geleneksel
yöntem olan yapısal dil öğretiminin yerini İDÖ’ne bırakması farklı bağlam-
larda farklı zaman dilimlerinde gerçekleşebilmiştir. Yine de hala bugün iki
dil yöntemi, kullanım olarak hala birbiriyle çatışma halindedir ve eğitim sis-
temlerinin rolleri ve ihtiyaçlarına paralel olarak bu çatışma güncelliğini koru-
maktadır (McDonough ve Shaw, 2005). Ülkemizde öğretmenlerin, İDÖ’ ne
her zaman çok sıcak bakmadıkları ve eğitim sahnesinde önerilen ve mater-
yalleri, İDÖ çerçevesinde tasarlanmış bağlamlarda bile gramer öğretimine
dayalı geleneksel yöntemle İngilizce dil öğretimi uygulamaya devam ettik-
leri ifade edilmektedir.
Görüldüğü gibi bu tartışmalı konumda, materyal kullanımı büyük özel-
lik ve önem kazanmaktadır. Bu makale, İDÖ içinde materyal değerlendirme-
de prensipler ve kriterleri tartışmaktadır. Bu amaçla, makale önce materyal
60 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Öğrenen Amaçlar
Bağlam
Materyaller ve
Yöntem
Görsel materyaller:
• Slayt,
• Fotoğraf,
• Resim (her türlü) ve dergiden alınmış resimler
• Tablo ve çizimler,
• Çocuk resimleri, çöp adamlar,
• Resimli hikaye kitapları
Dinleme:
• Şarkılar,
• Radyo haberleri,
• Reklamlar;
• Kısa hikaye ve roman CD’leri (ses kaydı olarak).
İzleme:
• Film (her türlü),
• Televizyon reklamları ve dramalar,
• Yarışma programları,
• Pembe diziler
Basılı Materyaller:
• Kataloglar (kitap, mobilya, mağaza, otomobil)
• Otobüs ve tren tarifeleri, biletleri
• Broşürler
• Turist rehber kitapları, haritalar,
• Kart postallar, kartvizitler,
Materyal Değerlendirmede Prensipler ve Kriterler 67
yazılı iletişim provasını yapmasına olanak sağlar (Jolly ve Bolitho, 1999; Nu-
nan, 1999).
Aktivitelerin ne kadar gerçek olduğu veya gerçekliğin ne olduğu konu-
sunda tam bir tanım ve özellikleri konusunda tam olarak açıklama yapmak
zor olsa da, bu amaç için belirli kriterler mevcuttur. Önemli bir kriter, gerçek
metinler kullanmaktır. Aktiviteler ve gerçek metinler birbiriyle yakından iliş-
kilidirler çünkü her ikisi de gerçek yaşamı paylaşır (Mishan, 2005).
Sonuç
Başarılı değerlendirme, doğru soruları sormaya ve bunlara verilen cevapları
yorumlamaya dayanır. (Cunningsworth, 1995) Bu makalede anlatılmaya çalı-
şılan, materyal değerlendirme prensiplerinin doğru yönde alınan kararlarla
olması gerektiğidir. Bu prensiplerin genel olarak neler olduğu ve önemli gö-
rülen iki kriter sunulmuştur. Materyal değerlendirmede sadece görsel hoş-
nutluk yaratılmasına bakmaksızın, öğrenen ve öğretmenlerden alınacak dö-
nütlerle doğru değerlendirme yapabiliriz. Sonuç olarak, Cunningsworth’un
dediği gibi, bizim için önemli olan doğru prensiplerle, doğru soruları sorarak,
öğrenen ve öğretmenlerden aldığımız dönütü doğru yorumlayarak mater-
yal değerlendirme sürecini başarılı kılabiliriz. Bu süreçten başarılı olarak çık-
mamız , eğitim evimizde rol alan bizlere, ne kadar sağlam bir çatıda, ne ka-
dar düzenli ve çalışır odalarda tasarım uyumu içinde çalıştığımızı gösterecek
ve ileriye dönük çalışmalarımıza ışık tutacaktır.
70 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
K AY N A K Ç A
Arnold, J., & Brown, H. D. (1999). A map of the terrain. In J. Arnold (Ed.), Affect in language learning (pp.
1-24). Cambridge: Cambridge University Press.
Bailey, K. (1996). The use of diary studies in teacher education programs. In J.C. Richards & D. Nunan
(Eds.), Second language teacher education (pp. 215-226). Cambridge: Cambridge University Press.
Best. J. W., & Kahn, J. V. (1998). Research in education. Boston, MA: Allyn and Bacon.
Cohen, L., & Manion, L. (1990). Research methods in education. Bristol: Routledge.
Collinson, V., Kozina, E., Lin, Y. K., Ling, L., Mathesone, I., Newcombe, L., & Zogla., I. (2009). Professional
development for teachers: a world of change, European Journal of Teacher Education, (32)1, 3-19.
Cunningsworth, A. (1995). Choosing your coursebook. Oxford: Heinemann.
Damasio, A. (1999). The feeling of what happens. San Diego: Harcourt Inc.
Dehghan., A. M., & Afshar, M. R. (2011). Language teachers as developers of instructional materials,
European Journal of Scientific Research, (58)1, 56-58.
Demirel, Ö. (2003).Yabancı dil öğretimi. Ankara: Pegem Yayıncılık.
Ellis, Rod. (1998). The evaluation of communicative tasks. In Tomlinson, B. (Ed.), Materials Development
in Language and Teaching (pp. 217-238). Cambridge University Press.
Ellis, R. (1996). Does it ‘Work’? Evaluating tasks in language Teaching. The Language Teacher Online
20.sept: www.jaltpublications.org.
Fredrickson, B. L., & Branigan, C. (2005). Positive emotions broaden the scope of attention and
thought-action repertoires. Cognition and Emotion, 19(3), 313 - 332.
Garinger, D. 2001. Textbook evaluation. TEFL Web Journal: www.teflwebj.org/garinger.html.
Guariento, W. & Morley, J. (2001). Text and task authenticity in the EFL classroom, ELT Journal, 55(4),
347-353.
Gebhard, J. G. (2005). Teaching English as a foreign or second language: A Self-development and
methodology guide. Michigan: The University of Michigan.
Gül Peker, B. (2010). A study of emotion in Turkish teacher education: Task appraisal styles. [Türkiye’den
bir Vaka Çalışması: Öğretmen Adaylarının Etkinlik Değerlendirme Stilleri], Education & Science,
(35)157, 100-112.
Jolly, D., & Bolitho, R. (1993). A framework for materials development, in B. Tomlinson., (Ed.),
Materials development in language teaching (pp.). Cambridge University Press.
Kemmis, S., & McTaggart, R. (1990). The action research planner. Victoria: Deakin University.
Lazarus, R. (2001) Relational meaning and discrete emotions. In K. R. Scherer, A, Ekman, A. Schorr &
T. Johnstone (Eds.), Appraisal Processes in emotion: Theory, methods, research (pp. 37-67). New
York: Oxford University Press.
Littlewood, W. (1995). Communicative language teaching. Cambridge: Cambridge University Press.
Masuhara, H. (1993). What do teachers really want from course books? In B. Tomlinson (Ed.), Materials
development in language teaching (pp. 239-260). Cambridge University Press.
McDonough, J., & Shaw, C. (2005). Materials and methods in ELT: A teacher’s guide. Oxford: Blackwell
Publishing.
Mills, G. E. (2007). Action research: A guide for the teacher researcher. New Jersey: Pearson Education.
Mishan, F. (2005). Designing authenticity into language learning materials. Bristol: Intellect.
Materyal Değerlendirmede Prensipler ve Kriterler 71
Nunan, D. (1999). Second language teaching and learning. Heinle & Heinle Publishers, Boston,
Massachusetts.
Nunan, D. (1993). Designing tasks for the communicative classroom. Cambridge University Press.
Richards, J. C., & Rodgers, T. S. (2002). Approaches and methods in language teaching. Cambridge:
Cambridge University Press.
Prabhu, N. S. (1988). Second language pedagogy. Oxford University Press.
Rubdy, R. (2005). Selection of Materials, in B.Tomlinson, (Ed.), Developing materials for language
teaching (pp. 37-57). London: Cromwell Press.
Scherer, K. R. (2009). The dynamic architecture of emotion: Evidence for the component process
model. Cognition and Emotion, 23(7), 1307-1351.
Sheldon, L. (1988). Evaluating ELT textbooks and materials, ELT Journal 37/3, 237-246.
Sousa, D. A. (2006). How the brain learns. Thousand Oaks, CA: Corwin Press.
Stringer, E. (2008). Action research in education. New Jersey: Pearson.
Thurairaj, S., & Roy, S. S. (2012). Teachers’ emotions in ELT material design, International Journal of
Social Science and Humanity, 2(3), 232 – 236.
Tomlinson, B. (2003). Introduction: Are materials developing? In B.Tomlinson, (Ed.), Developing
Materials for Language Teaching (pp. 15-36). London: Continuum.
Yabancı Dil Öğretiminde
Materyal Geliştirme Üzerine
Doç. Dr. Şevki KÖMÜR
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
Giriş
Yabancı dil öğretiminde materyal geliştirme önemli bir yere sahiptir. Mater-
yal geliştirme, kısaca, dil edinim ve gelişim süreçlerine en üst düzeyde katkı
yapabilecek kaynakların geliştirilmesi olarak özetlenebilir. Başka bir deyişle;
bu süreç, dil öğrenimini gerçekleştirmeye katkı yapacak materyalin gelişti-
rilmesine yönelik bilgi, birikim ve deneyimlerdir (Tomlinson, 1998; Sarıçoban,
2006). Öte yandan; materyal değerlendirme, dil öğreniminde kullanılan her-
hangi bir materyalin belirlenen ölçütlere göre değerlendirilmesi/ölçülmesi
olarak tanımlanabilir. Bu değerlendirme, öğrencilerin materyali kullanırken
herhangi bir zorluk yaşayıp yaşamadığından tutun da, bu deneyimden ala-
cakları verime kadar birçok etkenin değerlendirildiği süreçleri kapsar (Tom-
linson, 1998). Dil edinimi ile materyal geliştirme arasında önemli bir bağ var-
dır. Dil edinim süreçlerinin olumlu yönde seyretmesi, dil öğrenimde kullanı-
lan materyallerin uygunluğu ile doğrudan ilintilidir. Çünkü dil edinimi ve ge-
lişiminin önkoşullarından biri, “öğrencinin hedef dili farklı bağlamlarda yo-
ğun olarak kullanmasıdır” (Tomlinson, 2008, 4).
Dil öğretimi, süreci etkileyen birçok faktör nedeniyle oldukça karmaşıktır.
Bu noktada en önemli faktör kullanılan materyallerdir. Ancak materyal ko-
nusu yıllarca, çok önemli olduğu halde, hak ettiği ilgiyi görememiştir. Ayrı-
ca bu alanda yeterince çalışma da yapılamamıştır. Tomlinson (2012)’ a göre
1990’lı yılların başında önemli bir adım atılmış, materyal geliştirme ve değer-
lendirme kendine özgü bir çalışma alanı olarak ele alınıp araştırılmaya baş-
lanmıştır. O zamana kadar bu alan, dil öğreticilerinin ilgilendiği ya da öğre-
tim yöntemleri dersinin bir alt konusu olarak kalmıştır.
Dil öğreniminde, süreci kolaylaştıran ve katkıda bulunan her şey ma-
teryal olarak değerlendirilebilir. Ancak, daha yakın zamana kadar materyal
74 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
deyince akla ilk gelen ders kitapları olmuştur (Tomlinson, 1998). Bugün ar-
tık bu algı değişmiş ve karşımıza uzunca bir liste çıkmıştır. Ders kitaplarının
yanı sıra, dil öğrenme sürecini kolaylaştıran kaset, video, CD-rom, web site-
leri, oyunlar, cep telefonu etkileşimleri, sözlük, gramer kitabı, seviyelendiril-
miş okuma kitapları, çalışma kitabı, internet ve çoklu-medya uygulamala-
rı gibi daha birçok şey materyal kapsamındadır (Tomlinson, 2012). Tomlin-
son (2012) materyalin, öğrenciye hedef dil hakkında bilgi vererek bilgilendi-
rici, o dili kullanmada rehberlik sağlayarak öğretici; dilin kullanımını göste-
rerek deneyimleyici; dili kullanmayı cesaretlendirici ve öğrenciye dili kullanı-
mına yönelik keşiflerde bulundurma özelliklerini taşımayabileceğini dile ge-
tirmektedir (s.143).
Her öğrencinin kendine özgü bir öğrenme biçimi vardır ve kullanılan
materyalin bunu dikkate alması gerekir. Bu yüzden materyal öğrencilerin
kendi öğrenme biçimlerine göre seçim yapabilecekleri bir ortamı sağlama-
lıdır (Oxford 2002, akt. Tomlinson, 2012, s. 143). Günümüzde materyalleri-
nin çoğu ticari kaygılarla üretildiğinden uygulamada bunu gerçekleştirmek
biraz zor görünmektedir. Kullanılan materyallerdeki temel vurgu daha çok,
dil yapılarına yönelerek, öğrencileri bilgilendirmeye ve sınıf içi alıştırmalarda
rehberlik etmeye yoğunlaşmıştır. Yetişkinlere yönelik ders kitapları üzerinde
yapılan çalışmalarda benzer sonuçlar görülmüştür (Tomlinson ve diğerleri,
2001; Masuhara ve diğerleri, 2008 akt. Tomlinson, 2012, s.143).
Dil edinim sürecini etkin kılmanın yollarından biri, kullanılan materyal-
lerde yer verilen konuların öğrencinin ilgisine ve ihtiyaçlarına cevap vere-
cek şekilde günlük yaşamdan seçilmesidir (Arnold, 1999, Tomlinson 1998,
2003). Öte yandan; materyallerdeki dil ve söylem özelliklerinin anlaşılır, an-
lamlı ve sıklıkla karşılaşılan özellikler olması istenilen bir durumdur (Maley
1994, 1998; Tomlinson 1998). Materyallerde kullanılacak metinler seçilirken
farklı edebi türlere yer verilmesi, öğrencinin dilin farklı bağlamlarda nasıl
kullanıldığına dair çıkarımlarda bulunmasına katkı sağlayabilir (Tomlinson
2000, 2001). Bu bağlamda öğrenciler, öğrenme sürecine hem duyuşsal hem
de bilişsel olarak katılmasını sağlayacak sözlü ve yazılı özgün materyallerle
desteklenmelidir (Tomlinson, 2008). Yabancı bir dili öğrenme, uzun ve yo-
rucu bir süreçtir ve yalnızca sınıf içi çalışmalarla sınırlandırılmamalıdır. Öğ-
renme sınıf dışına taşınarak yaygın okuma ve dinleme materyalleriyle des-
teklenmelidir (Elley, 2000; Maley, 2008; Krashen 1993). Çünkü bu tür okuma
ve dinleme ortamlarında öğrenci, herhangi bir ödev ya da etkinlik yapmak
Yabancı Dil Öğretiminde Materyal Geliştirme Üzerine 75
Öneriler
Materyal geliştirilirken öne çıkarılması gereken unsur, öğrenci ve onun ih-
tiyaçlarıdır. Öğrenci ve ihtiyaçlarının öne çıkarılmadığı bir eğitim öğretim
programının başarılı olması düşünülemez. Yalnızca ders kitaplarından olu-
şan bir dil öğretimin başarılı olması mümkün değildir. Dil öğrenme süreç-
lerine bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşıp gerçek yaşantıya daya bir içeri-
ğin oluşturulması öğrenci öğrenmeye isteklendirecektir. Bu da ancak kul-
lanılan materyallerin çeşitliliği ve esnekliği ile sağlanabilir. Materyal deyince
Yabancı Dil Öğretiminde Materyal Geliştirme Üzerine 77
K AY N A K Ç A
Arnold, J. (1999). (ed.). Affect in language learning. Cambridge: Cambridge University Press.
Cooker, L., (2008). Self-access materials. In B. Tomlinson (ed.) English language learning materials: a
critical review. London: Continuum.
Elley, W. B., (2000). The potential of book floods for raising literacy levels. International Review of
Education, 45 (3/4), 233-55.
Gilmore, A. (2009). Using online corpora to develop students’ writing skills. ELT Journal, 63(4), 363-372.
Krashen, S., (1993). The power of reading. Englewood, NJ: Libraries Unlimited.
Maley, A. (1994). Play it again Sam: a role for repetition). Folio, 1(2), 4-5.
Maley, A., (1998).Squaring the circle-reconciling materials as constraint with empowerment. In B.
Tomlinson (ed). Materials development in language learning. Cambridge: Cambridge University
Press.
Maley, A. (2008). Extensive reading: Maid in waiting. In B. Tomlinson (ed.). English language learning
materials: a critical review. London: Continuum.
Mukundan, J., (2008). Multimedia materials in developing countries: The Malaysian ELT experience.
In B. Tomlinson (ed.). English language learning materials: a critical review. London: Continuum.
Sarıçoban, A. (2006). Yabancı dil öğretiminde öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı. Ankara: Anı
Yayıncılık.
Tomlinson, B (1998) (ed.). Materials development in language teaching. Cambridge: Cambridge
University Press.
Tomlinson, B., (2000) A multidimensional approach. The Language Teacher Online, July 24.
Tomlinson. B. (2001). Connecting mind: a multi-dimensional approach to language learning through
literature. The English Teacher, 4 (2), 104-115.
Tomlinson, B. (2003). Humanizing coursebook. In B. Tomlinson (ed.) Developing materials for
language learning. London: Continuum. 162-173.
Tomlinson, B (2008) (Ed.). English language learning materials: a critical review. London: Continuum.
Tomlinson, B. (2012). Materials development for language learning and teaching. Language Teaching,
45, 143-179. doi:10.1017/S0261444811000528.
Materyal Değerlendirme ve
Geliştirme Süreci
Doç. Dr. Paşa Tevfik CEPHE
Gazi Üniversitesi
Gazi Eğitim Fakültesi
Giriş
Dil öğretiminde materyal geliştirme-değerlendirme süreci; geliştirilen ma-
teryallerin nitelikleri, kullanımı ve öğrenim-öğretim sürecine olan etkileri-
nin, dil eğitimi alanındaki çalışmalara bakıldığında büyük bir öneme sahip
olduğu görülebilir. Son derece önem arz eden materyal geliştirme ve de-
ğerlendirme süreci ve bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususlar, bu ça-
lışmanın da odağını oluşturmaktadır. Çalışmada, İngilizce öğretiminde kul-
lanılan materyaller, bu materyallerin önemi, materyal değerlendirme ve ge-
liştirmede esas konular, materyal değerlendirme modelleri ve kontrol liste-
lerine değinilecektir.
Öğretim Materyalleri
Öğretim materyallerinin üç ana kategoriden oluştuğu söylenebilir. Bu kate-
goriler işitseller, görseller ve kitaplar olarak adlandırılabilir. Eğitim öğretim
ortamında büyük öneme sahip bu materyalleri, sınıf ortamında ders kitap-
ları, CD-CD-Romlar, bilgi kartları (flashcards), posterler ve alıştırma kağıtları
(worksheets) olarak görebiliriz. Hiç kuşkusuz materyaller eğitim ve öğretim
faaliyetlerini olumlu bir biçimde etkileme ve hem öğrenci hem de öğretme-
nin işini kolaylaştırıcı bir işleve sahiptir.
Bu işleve yönelik Nunan ‘ın (1988: 98) “Materyaller öğrenmenin çarkını
döndürmekten çok daha fazlasını yaparlar” sözü örnek gösterilebilir. Mater-
yaller gerçekten de öğrenmenin çarkını döndürmenin yanı sıra, ideal uygu-
lama örnekleri sunma, öğretmen gelişimine katkıda bulunma (Nunan, 1988),
öğretmenin farkındalığını artırma ve kılavuzluk sağlama (Hutchinson, 1987)
gibi işlevlere de sahiptirler. Bunlara ek olarak, Richards&Rodgers (2001) ve
80 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Sonuç
Materyal geliştirme ve değerlendirme sürecinde dikkat edilmesi gereken
pek çok husus bulunmaktadır. Materyalleri isteğimiz ve başarıya ulaşma
amacı doğrultusunda verimli bir şekilde kullanıp olumlu sonuçlar alabilmek
için, sürece eleştirel bir gözle yaklaşıp eğitim öğretim ortamının koşulları-
nı, amaçlarımızı, öğrenci ilgi, ihtiyaç ve beklentilerini göz önünde bulundur-
mak gerekmektedir. Bu açıdan, aşağıda yer verilen soruların bu sürece dair
önemli noktaları içerdiği ve materyal seçimi ve değerlendirilmesi sürecinde
üstünde düşünülmesi gerektiği söylenebilir.
• Geliştirilen materyal, program ve dersin hedefleriyle uyumlu mudur?
Materyal Değerlendirme ve Geliştirme Süreci 83
K AY N A K Ç A
Allwright, R. (1981). What do we want teaching materials for? ELT Journal, 36(1), 5-18.
Clarke, D. F. (1989). Materials adaptation: Why leave it all to the teacher? ELT Journal, 43(2), 133-141.
Cunningsworth, A. (1984). Evaluating and selecting ELT materials. London: Heinemann.
Cunningsworth, A. (1995). Choosing your coursebook. Oxford: Heinemann.
Ellis, R. (1997). The empirical evaluation of language teaching materials. ELT Journal, 51(1), 36-41.
Hutchinson, T. (1987). What is underneath?An interactive view of the materials evaluation.In L. E.
Sheldon (Ed.), ELT textbooks and materials: problems in evaluation and development, 37-44.
Oxford: Modern English Publications.
Hutchinson, T. &Waters, A. (1987). English for Specific Purposes: A learning centred approach.
Cambridge: CUP.
İnal, B. (2006). Coursebook selection process and some of the most important criteria to be taken into
consideration in foreign language teaching. Journal of Arts and Sciences, 5, 19-29.
McDonough, J & Shaw, C. (1993). Materials and methods in ELT. Oxford: Blackwell.
McDonough, J & Shaw, C. (2003). Materials and methods in ELT: A teacher’s guide. London: Blackwell.
Nunan,D. (1988). Principles for designing language teaching materials. Guidelines, 10, 1-24.
Nunan, D. (1991). Language teaching methodology: A textbook for teachers. London: Prentice Hall.
Sheldon, L. (1988). Evaluating ELT textbooks and materials. ELT Journal 42(4), 237-246.
Richards, J. (2001). Curriculum development in language teaching. Cambridge: CUP.
Ur, P. (1996). A course in language teaching: practice and theory. Cambridge: CUP.
Yabancı Dil Öğretiminde
Materyal Geliştirme ve
Değerlendirme Süreci
Yrd. Doç. Dr. Müfit Şenel
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
Öz
Yabancı dil öğretiminde materyal kullanımının ne denli önemli olduğu, eği-
tim alanıyla ilişkisi olan herkes tarafından bilinmektedir. Materyal kullanımı
kadar diğer önemli bir unsur da doğru ve uygun materyalin seçimidir. Bu, bi-
lindiği gibi birçok aşaması olan bir süreçtir. Seçilen materyalde, materyalin
amacına uygun olarak doğru yer ve zamanda kullanılması ise bu sürecin di-
ğer önemli bir yönünü yansıtır. Bu nedenle burada ele alacağımız konu ya-
bancı dil eğitiminde hangi materyallerin daha yaygın kullanıldığını, bunların
seçiminin nasıl yapılması gerektiğini, bunların nasıl geliştirilip, değerlendiril-
mesi gerektiğini ve bu sürecin aşamalarını tartışacağız.
Anahtar kelimeler: yabancı dil, materyal geliştirme, değerlendirme
1. Giriş
Günümüzde yabancı dil öğretimi sadece Türkiye’de değil tüm dünyada da
önem teşkil eden konulardan biridir. Bireylerin ve toplumların yabancı (ikin-
ci) bir dil öğrenme ihtiyacı çağımız dünyasında kaçınılmaz bir unsur olmuş-
tur. Durum böyle olunca akıllara bazı sorular gelir. Örneğin, yabancı dil en iyi
şekilde nasıl öğretilebilir?, Yabancı bir dili öğretebilmek için kullanılması ge-
reken etkin yöntemler nelerdir?, vb. Bu soruların cevapları değişebilir fakat
ortak olan bir unsur yabancı dilin iyi bir şeklide öğretilebilmesi için mater-
yale duyulan ihtiyaçtır. Doğru materyal seçimi, seçilen materyalin doğru ve
etkin bir şeklide amaca uygun olarak kullanılabilmesi yabancı dil öğretimi
için kaçınılmaz bir durumdur. Burada özellikle yabancı dil öğretmenlerine
86 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
dolayı artık kaçınılmaz bir duruma gelmiştir. Ancak materyallerin bir kısmı
bazı özelliklerinden dolayı kullanımlarında eğitmenler ve öğretmenlere sı-
kıntılı durumlar yaratmaktadır. Örneğin, materyalin basit, sade, anlaşılabi-
lir olmaması; fazla ayrıntılı oluşu; niteliğinin bozuk ya da hatalı oluşu; öğ-
renci seviyesine göre uygun hazırlanmamış oluşu, esnek olmayışı; güncel ol-
mayışı; uyarlanabilir özellik taşımaması… gibi nedenler bu sıkıntılı durumla-
ra sebebiyet verebilir. Bu durumları ortadan kaldırmak amacıyla, Tomlinson
(1998) materyallerin;
a. Etki yaratması,
b. Öğrenciler güven kazandırması,
c. Öğrencilerin kendilerini rahat hissetmelerine yardımcı olması,
d. Pedagojik özellik taşıması,
e. İnteraktif öğrenmeyi kolaylaştırması,
f. Hedef dili iletişimsel amaçlar için kullanmasına imkân sağlaması,
g. Öğrencinin gerçek hayatıyla uyum göstermesi,
h. Özgün olması,
ı. Yaşa ve seviyeye uygun olması,
i. Öğrenci merkezli olması,
j. Öğrencilerin farklı öğrenme stillerine sahip olduklarını göz önünde
bulundurması,
k. Analitik düşünmeyi geliştirmesi, gibi bazı temel özelliklere sahip olmaları
gerektiğini vurgulamaktadır,
l. Dersin hedef ve amaçlarına uygun seçilmeli ve hazırlanması,
m. Öğrenciye alıştırma ve uygulama imkânı sağlaması,
n. Mümkün olduğunca gerçek dili yansıtması,
o. Her öğrencinin erişimine ve kullanımına açık olması,
ö. Kolaylıkla geliştirilebilir ve güncelleştirilebilir olması gibi genel özelliklere
sahip olmalıdır (McGrath, 2006, s. 153-156 içinde).
4. Materyal Geliştirme
88 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
4. etkinlikler,
5. etkinlik türlerinin sıralanması gibi faktörlerin göz önünde bulundurulma-
sı gerektiğini vurgulamaktadır. (s. 20-21)
Sonuç olarak, yukarıda bahsedilen yöntemler ve öneriler doğrultusunda
geliştirilen ya da uyarlanan materyallerin belli bir deneme sürecinden sonra
işe yarayıp yaramadığı konusunda bir değerlendirme yapılması gerekir. Bu
değerlendirme sürecinde özellikle eğitmenlere büyük iş düşmektedir. Ayrı-
ca değerlendirmeyi yapacak olan eğitmenlerin bu bilgi, donanım ve yeterli-
liğe sahip olup olmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Şimdi materyal
değerlendirmenin önemi ve aşamaları üzerinde duralım.
6. Materyal Değerlendirme
Tomlinson (1989) materyal değerlendirmeyi, materyalde gerekli değişiklikle-
ri yaparak onu geliştirmek ya da belli bir öğrenci grubu için uygun hâle getir-
mek şeklinde ifade etmektedir. Değerlendirme sürecinide üç aşamada açık-
lamaktadır. Bunlar: 1-kullanım öncesi 2- kullanım aşaması ve 3- kullanım son-
rası şeklindedir. Değerlendirme konusunda bir başka yaklaşım ise, McDono-
ugh ve Shaw (1993) tarafından üç yönlü olarak yapılması ortaya atılmıştır. İlki,
özellikle basılı materyallerin ön ve arka kapakları, ön söz ve içerik tablosunu
ele alarak yapılan bir değerlendirme olan “harici değerlendirme”; ikincisi ba-
sılı materyalde yer alan ünitelerin incelenerek ders kitabında yer alan alıştır-
malar, kullanılan yöntem, öğrenci seviyesine uygunluk, sunuş sırası, vb. konu-
lar üzerinde yapılan değerlendirmeyi “dahili değerlendirme” ve üçüncü ola-
rak da materyalin esnekliği, kullanılabilirliliği, yararlılığı gibi unsurlar göz önü-
ne alınarak yapılan değerlendirmeyi de “kapsamlı değerlendirme” olarak ad-
landırmaktadırlar. (cited in Tomlinson, 1998: 220-221).
Bu bağlamda, materyal değerlendirme ile materyallerin: öğrencilere
olan yardımı, geçerliği ve güvenirliği, öğrenci ve öğretmenlere ilginç gel-
mesi, öğrencileri güdüleyebilmesi, kısa süreli ve uzun süreli öğrenmeye iliş-
kin değeri, öğretmene hazırlık, uygulama ve değerlendirme aşamalarında-
ki yardımı, esnekliği (öğretmenin başka bir bağlamda uygulayabilmesi için
araçların içeriğinin kolay olması) ölçülebilir. (Tomlinson, 2003:15-16; Tomlin-
son ve Masuhara, 2004:1). Yukarıda kısaca değindiğimiz materyal değerlen-
dirme çeşitlerini şimdi daha kapsamlı olarak ele alalım.
Yabancı Dil Öğretiminde Materyal Geliştirme ve Değerlendirme Süreci 91
4. Görevlerin başarılabilirliği,
5. Materyallerin uygulanabilirliği,
6. Materyallerin öğretilebilirliği,
7. Materyallerin esnekliği,
8. Materyallerin motive etme gücü.
Yukarıda sayılanlar belli bir ölçüte dayalı olarak yapılmadıklarından do-
layı sadece gözlemler sırasında etkili olabilirler. Ancak güvenirlik, bir ölçü-
te odaklanıldığında ve önceden hazırlanmış ölçme araçlarıyla elde edilebi-
lir.(s.24)
7. Sonuç
Yabancı dil öğretimi bilindiği gibi uzun bir süreçtir. Küçük yaşlardan başlayıp,
erişkin döneme kadar süregelen bu süreç içerisinde kuşkusuz yönetici, öğ-
retmen, öğrenci, izlence, fiziksel ortam ve kullanılan ders materyalleri biribi-
rini tamamlayan faktörlerdir. Birlikte eşgüdümlü şekilde bir çalışma gerek-
mektedir ve zincirin halkaları gibi birbirlerine bağlıdırlar. Bu faktörlerin en
önemlisi öğrencidir çünkü öğrencinin bulunmadığı bir ortamda diğer un-
surlara zaten ihtiyaç kalmayacaktır. Aynı şekilde öğretim verilecek olan da
öğrencidir. Dolayısıyla öğrencilere planlı, düzenli, katılımcı ve etkili bir ya-
bancı dil öğretimi verebilmek için öğretmenlerin öncelikli olarak ders mater-
yalleri konusunda hassas ve bilinçli davranmaları gerekmektedir. Bunun ger-
çekleşebilmesi için kuşkusuz, öğretmenlerin yabancı dil öğretiminde fark-
lı beceri ve farklı zeka türüne sahip öğrenciler için hangi materyallerin kul-
lanılabilecek olduğunu; materyal seçiminde hangi faktör ve ölçütlerin kulla-
nılması; mevcut materyallerin öğrenci ya da öğrenme merkezli sınıflarda na-
sıl kullanılması; mevcut materyallerin öğrenci ihtiyaç ve beklentilerine göre
94 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
K AY N A K Ç A
Bugün size kamu personelinin İngilizce yeterlik düzeyini ölçme amacını gü-
den iki sınav sisteminden söz edeceğim. Bunlardan ilki 1950’lerden 1980’lere
kadar uygulanmış olan Devlet Lisan İmtihanı (DLİ) ve ikincisi 1980’lerden gü-
nümüze değin uygulanmakta olan Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS). Bun-
lardan ikincisi ile çoğunuzun aşina olduğunu tahmin edebildiğim için, ben
daha çok birincisi ile ilgili bilgi ve tecrübelerimi bir anekdot biçiminde aktar-
maya çalışacağım. Sonra da bazı kıyaslamalar yaparak bazı tartışmaya açık
sorularla bitirmeye çalışacağım.
1968 bahar mevsiminde Ankara Üniversitesi DTCF Farabi Anfisinde 200
kadar kişiyiz. Memuriyetin ilk 6 ayında DLİ’yi geçenler bir (1) derece terfi ala-
caklar. Çok zor olduğunu duyduğumuz bir sınavı almak üzereyiz. Sınavın sa-
dece tercüme içerdiğini biliyoruz. Başkaca hiç bir bilgi, kitap, hazırlık mater-
yali veya kurslar söz konusu değil.
Boş kâğıtlar dağıtıldıktan sonra, Üniversiteden hocam olan bir profe-
sör oldukça gür sesi ile İngilizce bir metini dikte ettirmeye başlıyor. En az
3-4 sayfa doldurduğumu anımsıyorum. 700-800 sözcük civarında bir me-
tin olmalı idi. Sosyal içerikli Economist veya Time/Newsweek gibi bir dergi-
den alınmış olduğu izlenimini edindik. Dikte zaman zaman zorlu bir görevdi.
Tam anlaşılamayan kısımları çeşitli uygun stratejiler kullanarak tamamlamak
zorunda kaldığımı anımsıyorum.
Bu bittikten sonra, benzer özelliklerde bir Türkçe metin yine aynı biçim-
de dikte edildi. Doğal olarak bu etkinlik daha kolay geldi.
Gerisi mi? Gerisi, sözlük yardımı olmaksızın 4 saatlik bir sürede metinlerin
tercüme edilmesini içeriyordu.
98 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
OKUMA – (dolaylı +) +
DİNLEME + –
KONUŞMA + – (dolaylı +)
YAZMA ? –
DİLBİLGİSİ ++ +
SÖZCÜK BİLGİSİ ++ +
Güvenirlik (reliability) __ ? +
S.E
G Gü Ö E.G U
Diğer bir deyişle, ‘Az Gittik, Uz Gittik.’ Ne kadar yol gittik? Daha ne
kadar yol var gidecek?
K AY N A K Ç A
Bachman, L. F. & Palmer, Adrian S. (1996). Language Testing in Practice. Oxford: OUP.
Yabancı Dil Öğretimi Sürecinde
Ölçme ve Değerlendirme
Prof. Dr. Recep SONGÜN
Avrasya Üniversitesi
Doğrudan Değerlendirmeler:
1. Boşluk doldurma sınavları, dilbilgisini;
2. Yanlış-Doğru sınavları, okuduğunu anlamayı;
3. Sözcük uyumu sınavları, tanımlamaları anlamayı;
4. Günlük yaşam hakkındaki sorulara kısa yanıtlar isteyen kaset ya da CD
içeren sınavlar.
Doğrudan Değerlendirmeler:
1. Tercih edilirler.
2. İletişim için olumludurlar.
3. Dili kullanım konusunda daha net sonuç verirler.
4. Öğrencileri daha çok güdülerler.
5. Daha özgündürler.
K AY N A K Ç A
Bayraktaroğlu, Sinan. (2012). “Yabancı Dil Eğitiminde Neden Başarısızız?”. Radikal Gazetesi, 16.08.2012.
Finocchiaro, Mary. (1974). English as A Second Language: From Theory to Practice. New York: Regents
Publishing Company.
YABANCI DİL
EĞİTİMİNDE
YENİ UYGULANACAK
EĞİTİM PROGRAMI:
4+4+4 (+1 HAZIRLIK)
4+4+4 Yasasının Eğitimsel Yapısı
ve Uygulanmasındaki Olgular
Prof. Dr. Mehmet DEMİREZEN
Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
Giriş
Türk Eğitim sisteminde Tevhid-i Tedrisat kanununun yürürlüğe girmesinden
sonra kaydedilen en önemli aşama olarak nitelendirilen (Tan, 1998) ve 1997
yılında gerçekleştirilen “sekiz yıllık temel eğitim reformu,” kesintisiz eğitim
sisteminde birçok yenilikleri getirmiştir. 2012 yılından başlayarak 4+4+4 ke-
sintili sistemi işe koşulunca, İlköğretimdeki 8 yıllık (5+3) kesintisiz eğitimden
vazgeçilmiştir.
Türk eğitim sisteminde uygulaması başlatılan, 444 ile ilgili sorun, erken
yaşta yabancı dil öğretimi kararıdır. Dünyadaki siyasal, ekonomik, sosyal,
kültürel gelişmeler çok dilliliğin ve çok kültürlülüğün benimsenmesine ne-
den olmuştur. Bu durum ise, erken yaşlarda birinci yabancı dil öğretimine
başlanmasını gerekli kılmıştır. 4+4+4 kesintili eğitim sistemi birincil olarak
bir Avrupa Birliği Kararı, ikinci olarak bu kararı uygulamak için değişikliğe
giden bir Hükümet kararıdır. İktidar Partisinin seçim beyannamesinde yer
alan zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması uygulaması böylece hayata geçiril-
miştir. Ayrıca, AB’nin üye ülkeleri için öngördüğü Nürnberg Tavsiye kararla-
rına (Goethe-Institut, 1997) göre birlik üyesi ülkelerin yurttaşlarının ilköğre-
timden itibaren yabancı dil dersi uygulanması koşulunu işleme almak için
yapılmıştır.
yaşlarda birinci yabancı dil öğretimine başlanmasını gerekli kılmıştır. Bir ya-
bancı dile başlama yaşı hangi yaş olmalıdır, sorusu yanıt beklemektedir. Ül-
kemizde de erken yaşta yabancı dil öğretimi uygulaması ilköğretimin 3. ve
4. yılından itibaren başlamaktadır. Hollanda’da 6+2+4, Japonya’da 6+3+3,
Rusya’ya 4+5+2 ve Fransa’da 5+4+3 yıllardır uygulanmaktadır.
0-13 yaş arası dönemi içinde, fiziksel olarak, başlangıçta daha çok sağ
kortekse depolanan girdilerle, görsel, sezgisel öğrenme geliştiriyorlar. Dilin
daha çok ses, vurgu ve tını (büklümleme, intonation) boyutunu kayıt altına
almaktadırlar. Çevresinde en çok bulunan kişilerin konuşma biçimlerini Bro-
ca ve Werniche bölgelerine kayıt ediyorlar. Aynı zamanda, sol kortekse daha
çok sözcük ve somut kavramları, kurallı öğrenme durumlarını belleğine ka-
yıt ediyorlar. Davranışçı yaklaşımın ilkelerine göre (behaviorist approach) ve
bilişsel yaklaşıma (cognitive approach) göre de, genel olarak çocuklarda er-
genlik çağına kadar doğal, sezgisel, görsel, taklide dayalı bir yabancı dil öğ-
renme yer almaktadır. Bir yabancı dile erken başlayan çocukların telaffuzla-
rının, o dili anadil olarak konuşanlarınki kadar geliştiği bilimsel bir gerçektir.
Kademeli eğitim
Hedefin mesleki eğitimi artırma isteği olarak ifade edilen kademeli eğitim
sistemi (4+4+4+), 1997-1998 Eğitim Öğretim Yılı’nda kesintisiz 8 yıllık zorun-
lu eğitim uygulaması başladığı için, imam hatip liselerinin ortaokul bölümü
kapanmıştı. Daha önce ilkokuldan mezun olduktan sonra (12) yaşında imam
hatip lisesine kaydını yaptıran öğrenciler, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim
112 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Yasal düzenlemeye göre, 5 yaşını o yılın Eylül ayı sonunda dolduran öğren-
ciler ilkokula başlar hükmü gereğince, 2012 – 2013 öğretim yılından itibaren
60 ayını Eylül ayı sonunda dolduran çocuklar ilkokula kayıt edildiler. Eylül
ayı sonu itibarıyla 60 ayını tamamlayan çocuklar ile 66 veya 67 ayını tamam-
layan çocukların bedensel gelişimleri ve velilerinin isteklerine göre ilkokula
veya okul öncesi eğitime başlamaları; 66 veya 67 ayını tamamlayan çocukla-
rın ise ilkokula başlayacağı bir seçenek üzerinde çalışma yapılıyor.
Okula başlama yaşının 7 den 5,5 e çekilmesi, 1. sınıfa başlayacak öğrenci
sayısında yaklaşık %40 artış sağlayacağı açıkça ortadadır. Bu artış ülke çapın-
da derslik sıkıntısını beraberinde getirecektir. Özellikle nüfusu 15 milyonu ge-
çen İstanbul’da derslik açığının kapatılabilmesi için üst sınıflarda şube birleş-
tirmeleri gerekebilecektir. Bunun da sınıf mevcutlarını önemli ölçüde artıra-
cağı düşünülerek çözüm için şimdiden tedbir alınması gerekmektedir.
17 Eylül 2012’de uygulama başlamıştır. 1. sınıflar ise 10 Eylülde ders başı
yapacak. 5,5 yaşında okula başlayacak olan öğrenciler, kendilerinden yaşça
büyük öğrencilerle aynı sınıfı paylaşma durumu vardır. 2012 yılının ilk döne-
minde, 5,5 yaşında okula göndermek istemeyen veliler olabilir. Yasaya göre,
veliler çocuğunun fiziken ve ruhen yetersiz olduğunu sağlık raporuyla bel-
gelerse, okula bir yıl sonra gönderebilecek. Ancak bu durum velileri endişe-
lendiriyor. İleride askeri liselere gidecek öğrencilerin bu durumdan etkilene-
bileceği endişesi ortaya çıkıyor.
Yabancı dil eğitimi 2. sınıfta başlayacak. Bu yıl 5. sınıfa geçen öğrenciler
ortaokul 1. sınıf olacak. Ortaokulda seçmeli dersler ile mesleki ve diğer lise-
lere geçişte esneklik sağlandığı söyleniyor. Öğrenci ilgi ve isteğine göre Fen,
Anadolu Liseleri, Meslek Lisesi, İmam hatip Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi ve
Anadolu öğretmen Liselerine geçiş yapabilecek. İlkokul 4. Sınıfı tamamla-
yan öğrenciler isterlerse imam hatip okullarına ya da diğer ortaokullara ge-
çebilecek. 5. sınıfı bitiren öğrenci imam hatip ortaokuluna geçiş yapamaya-
cak. Seçmeli dersler 5. sınıfta başlıyor.
Öğrenciler, 5. sınıfta Kuranı-Kerim okumayla tanışacak. Seçmeli dersler
“Hz. Muhammed’in Hayatı”, “Kur’an-ı Kerim” ve “Kürtçe.” Bu yıldan itibaren 5
ve 9. Sınıf öğrencilerinin tercihlerine sunulacak. Öğrenci ilk 4’ü bitirdiğinde
diploma yerine sertifika verilecek. Diploma 12 yıllık eğitimi tamamlayan öğ-
rencilere verilecek. (twetter.com/hayatiokty).
114 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Çeşitli Uygulamalar
Bu bölüm, Garajova ‘nın (2001) Fremdsprachen im Primarschulbereich. Tec-
tum Verlag adlı çalışmasına dayanmaktadır ve Aslan (2008) “Dünyada Erken
Yaşta Yabancı Dil Öğretimi Uygulamaları ve Türkiye’deki “Durum” başlıklı
makalesine dayanmaktadır.
İngiltere’de Uygulama
O’Neil’in (1993, s. 54), bildirdiğine göre, başlangıçta sadece 8-11 yaş arasın-
daki çocuklara ve 1990’dan sonra örneğin Londra’da birçok ilköğretim oku-
lunda 3. ve 4. sınıftan itibaren daha çok Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca
öğretimi haftada 25 dakikalık olmak üzere iki ders saati ile yapılmıştır. Okul
saatleri dışında da isteğe bağlı ders dışı etkinlikler yürütülmektedir. Dersin
düzenlenmesin ve ders gereçlerinin seçimi daha çok okul yönetimi ve öğ-
renci ailelerini isteklerine göre yapılmıştır. 8. Yılı da sadece dinleme ve ko-
nuşma ağırlıklı günlük konuşma dili oyunlarla ve eğlenceli bir şekilde oyun-
caklar, şarkılar, şiirler, dans vb. yollarla çocukların etkin olarak derslere katılı-
mı sağlanarak yürütülmektedir. 1990 yılında, yabancı dil öğretiminde orta-
ya çıkan okul başarısızlıkları değerlendirilerek, bütün İngiltere’de uygulanan
milli bir program (national curriculum) yürürlüğe konmuştur.
Fransa’da Uygulama
Erken yaşta yabancı dil öğretimi, Fransa’da 1960’lı yıllarda deneme amaçlı
olarak, İngilizce, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca öğretilmiştir. Erken yaşta
yabancı dil öğretimi, orta öğretim ile eşgüdümlü yürütülemediği için,1970
yılında vazgeçilmiş, daha sonra 80’li yıllarda tekrar sınırlı sayıda temel eği-
tim okullarında uygulanmaya başlamıştır. 1995 ‘ten sonra ikinci sınıftan iti-
baren bütün okullarda uygulamaya geçilmiştir. Haftalık ders saatlerinin öğ-
retim programına yayılması, velilerin isteğine göre bölgeden bölgeye farklı-
lık göstermektedir.
İtalya’da Uygulama
İtalyanlar Yabancı dile diğer ülkelerden daha fazla önem vermişlerdir. Pi-
lot çalışma olarak kullanılıp denendikten sonra, temel eğitimde yabancı dil
dersi 1990 yılında uygulamaya konan yasa ile bütün ilköğretim okullarında
4+4+4 Yasasının Eğitimsel Yapısı ve Uygulanmasındaki Olgular 115
Almanya’da Uygulama
İngiltere’de yapılan araştırmalar Alman ilköğretimindeki yabancı öğretim
sürecini etkilemiş olduğu görülüyor. 1970’li yıllardaki bu alanda yapılan bi-
limsel araştırma sonuçları Almanya’da belli eyaletlerin dikkatini çekmiş ve
uygulamada eyaletler arasında farklılıklar bulunmakla birlikte daha çok 3.
yıldan itibaren önce İngilizce daha sonra Fransızca öğretimi haftada iki veya
üç ders saati şeklinde uygulanmaya başlamıştır.
Özet olarak, Türkiye’de 4+4+4 işleminin uygulanmasına 2014 yılında ge-
çileceği öngörülmektedir. Hâlâ öğretmenlerin ilgili uygulamaya hazırlanma-
sı ve kullanılacak ders kitapları gibi düzenlemeler ortada yoktur. Var olanla-
rın ise, pilot uygulaması tamamlanmamıştır. Sorulduğunda, yetkililer gerek-
li düzenlemelerin yapılacağını söyleyip durmaktadırlar. 4+4+4 işleminin uy-
gulanmasına benzer uygulamalar Avrupa ülkelerinde başarılı sonuç vermiş
gibi görünüyor. Bu ülkelerin tecrübelerinden ve uygulamalarından yararlan-
mak gerekir.
Ama Avrupa ülkelerinin, belli bir ideolojik düzeni topluma dayatma gibi
bir eğilimi sergilemedikleri bilinmektedir. Belli ölçülerde sosyal refahı başa-
ran bu ülkeler, geleceği ideolojik hedefli bir eğitim ile daha ileri düzeye çıka-
racak bir amaç taşımadılar; işte bu nedenle başarılı olmuşlardır. Öğrencilerin
daha ideolojik değil de, daha sosyal ve bilimsel bireyler olarak yetiştirmeyi
planlayarak bu amaçlarına erişmişlerdir.
Sonuç
Bugün çocuklarımızın elektronik oyuncaklar kullanarak daha erken yaşta ol-
gunlaştıkları ruhdilbilimsel ve sinirdilbilimsel bir gerçektir. Bu nedenle, oku-
la başlama yaşının 6, bir yabancı dile başlama yaşının 8 olması normal karşı-
lanmalıdır. Ama okula başlama yaşının 5 veya 5,5 yaşına indirilmesi olgusu-
nu benimsemek pedagojik olarak çok zordur. Ayrıca, iki dilliğin ve çok dillili-
ğin gerçekleşmesi Avrupa Birliğinin ölçütlerini kullanarak amaca ulaşmak ise,
bu işlemi ancak erken yaşta eğitimi başlatmak ve bunun yanısıra yabancı dil
öğretimine geçmekle mümkün görülmektedir. Avrupa Birliğiyle ekonomik
ve eğitim alanlarında bütünleşmek isteyen ülkemizin, son yıllarda Avrupa
116 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
K AY N A K Ç A
Aslan, N. (2008). Dünyada erken yaşta yabancı dil öğretimi uygulamaları ve Türkiye’deki durumu.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 3, No:35, 1-9
Braine, M. D. S. (1976). Children’s first word combinations: Monographs of the Society for Research in
Child Development, 41 (Serial No.164).
Brown, R. (1973). A first language: The early stages. London: Allen and Unwin.
Bruner, J. (1983). Child’s talk. Oxford: Oxford University Press.
Chomsky, N. (1969). The acquisition of syntax in children from 5 to 10. Cambridge, MA: The MIT Press.
Cook, V.J., and Newson, M. (1996). Chomsky’s universal grammar: An introduction. (2nd ed.) Oxford:
Blackwell.
Demirel, Ö. (1993). Yabancı dil öğretimi: İlkeler, yöntemler, teknikler. Ankara: Usem Yayınları.
Garajova, K. (2001) Fremdsprachen im Primarschulbereich. Tectum Verlag.
http//www.goethe.de/z /50/pub/nuernb/teil_a.htm)
GOETHE-INSTITUT, (1997) Recommandations de Nuremberg, Munich.
Lee, D. (1986). Language, children and society: An introduction to linguistics and language
development. Sussex: The Harvester Press.
O’neil, C. (1993). Les Enfants et L’Enseignement des Langues Etrangères. Hatier/Didier. Memurhaberi.
com
Tan, H. (1998). Cumhuriyet eğitimimizin 75. yılı ve kesintisiz 8 yıllık temel eğitimin getirileri. Milli Eğitim
Dergisi, 24-26.
4+4+4 Eğitim Sisteminde Erken
Yaşta Yabancı Dil Eğitimi
Prof. Dr. Yasemin BAYYURT
Boğaziçi Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
1. Giriş
Dil, insanların kendilerini ifade etmeleri için kullandıkları en etkin iletişim
aracıdır. İnsanlar yaşadıkları toplumda konuşulan dili daha doğdukları ilk
günden itibaren öğrenmeye başlarlar. Çocuğun birinci dilde gelişimini ta-
mamlamasının ardından ya da birinci dil gelişimi ile eş zamanlı olarak erken
yaşta öğrenilmeye başlanan yabancı dilin hem bilişsel hem de kavramsal
açıdan daha kalıcı olduğu bir çok çalışmada ortaya konulmuştur (Haznedar,
2003; Karakoç, 2007; Lopriore, 2002; Moon & Nikolov, 2000; Nikolov & Curta-
in, 2000). Haznedar (2003, s.123) erken yaşta öğrenilen yabancı dilin “… ço-
cuğun olayları algılamada sınırlarını genişletecek, farklılıklara anlayışlı, say-
gılı ve hoşgörülü olmasını sağlayacak ve en önemlisi farklı kültürleri tanıma-
sı kadar, karşılaştırmalar yaparak kendi kültürünü daha iyi tanımasını sağ-
layacaktır” diyerek erken yaşta yabancı dil öğrenmenin faydalarını bir kez
daha vurgulamaktadır. Bu görüşleri destekleyici nitelikteki Avrupa Birliğin-
deki çok dilli ve çok kültürlü ortamda yabancı dil eğitim politikalarını belir-
leme üzerine hazırlanmış olan Eurodyce raporunda da sınırları gün geçtikçe
genişleyen çok dilli ve çok kültürlü Avrupa’da yabancı dile erken yaşta baş-
lamanın birliğe üye ülkelerdeki kültürlerarası tanışıklığı ve etkileşimi artıra-
cağını böylelikle de birliğe bağlı ülkelerdeki bireylerin ülkelerarası iletişimde
ve iş ortamlarında etkin bir şekilde yer almasının hedeflendiği belirtilmekte-
dir (Edelenbos, Johnstone ve Kubanek, 2006).
İkinci ya da yabancı dil olarak İngilizcenin erken yaştaki öğrencilere yö-
nelik izlence uygulamaları konusunda 2000’li yıllarında başında beri bir çok
ülkenin yabancı dil eğitim sistemleri yeniden yapılandırılma ya da yeni eği-
tim reformlarının hayata geçirilmesi söz konusudur (Bayyurt, 2006, 2010,
2012; Bayyurt & Alptekin, 2000; Enever, 2011; Garton, Copland & Burns, 2011;
118 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Haznedar, 2012; Kırkgöz, 2007, 2008; Lopriore, 2002; Nikolov & Curtain, 2000).
Avrupa Birliğindeki erken yaşta eğitime başlama ile ilgili hazırlanan bir
raporda, Edelenbos, Johnstone & Kubanek (2006) erken yaşta dil eğitiminin
çok dikkatle ele alınması gereken bir konu olduğunu ve öğrencilerin erken
yaşta olmasının dil öğrenmeleri konusunda yeterli olmadığını bunun iyi öğ-
retim, etkin öğrenme ortamı ve öğrenimde süreklilik ile desteklenmesi ge-
rektiğini vurgulamaktadır. Kısacası Edelenbos, Johnston ve Kubanek (2006)
Avrupa Birliğinin 2004 yayınladığı eylem planında belirttiği “… tüm üye ül-
kelerin anaokulu ve ilkokuldan başlayarak erken yaşta etkin yabancı dil eği-
timine geçilmesi” konusunun ancak donanımlı yabancı dil öğretmenleri ve
etkin öğrenme ortamı ve yöntemleri ile gerçekleşeceğini vurgulamaktadır.
Erken yaşta çocuklara yönelik hazırlanacak bir izlencenin içeriğinin hazır-
lanması çok dikkat edilmesi gereken bir konudur. Diğer bir deyişle, erken ço-
cuklara yönelik hazırlanacak herhangi bir yabancı/ikinci dil izlencesinde ço-
cukların yaş gruplarına göre bilişsel ve kavramsal yetilerinin dikkate alınma-
sı gerekmektedir (Alptekin, Erçetin & Bayyurt, 2007; Bayyurt, 2012; Bayyurt &
Alptekin, 2000; Haznedar, 2012).
Bu makalede Türkiye’deki 2012 Eğitim Reformu kapsamında erken yaşta
İngilizce öğrenmeye başlayacak öğrencilere yönelik hazırlanacak izlence ve
bu dersleri verebilecek nitelikte ve formasyona sahip öğretmen yetiştirme
programlarının yeniden düzenlenmesi konusunda öneriler sunulmaktadır.
Bu makalede 6-8 yaş grubu öğrencilerine yönelik yeni eğitim reform ile
ilgili yukarıda sıralanmış olan hususlardan ilk ikisi olan öğrencilerin yaş grup-
larına yönelik izlence geliştirme ve öğretmen yetiştirme konuları ele alına-
cak ve tartışılacaktır.
gibi) ilgilendirilmesi esastır. Bu şekilde hazırlanan bir yabancı dil eğitimi iz-
lencesi erken yaştaki öğrenciler için İngilizce dersinin bilişsel düzeylerine uy-
gun ve kavramsal olarak daha anlamlı hale gelmesini sağlayacak ve öğren-
cilerin kavramsal olduğu kadar İngilizce öğrenimindeki dilsel gelişimlerine
de önemli ölçüde katkıda bulunacaktır (Bayyurt, 2010; Bayyurt & Alptekin,
2000; Bayyurt & Yalçın, basıma hazırlıkta).
Bu durumda, 4+4+4 kapsamında hazırlanacak olan 2., 3. ve 4. sınıflara
yönelik İngilizce izlencesinde içerilecek temalar ve konu başlıkları sınıf öğ-
retmeninin diğer derslerde işlediği konular arasından seçilmelidir. Yabancı
dilin anadili ile birlikte paralel olarak gelişen gerekli kavramsal ve dilsel ge-
lişimleri dahilinde anlamlı bir şekilde öğretilebilmesi ve öğrenilebilmesi için
İngilizce sınıfında öğrencilere sunulmadan en az bir hafta önce Türkçe iş-
lenen diğer derslerde içerilmiş olmalıdır. Bayyurt ve Alptekin (2000, s. 313),
1997 eğitim reformunun ardından özel bir ilköğretim okulunda yaptıkları er-
ken yaşta çocuklara yönelik izlence geliştirme çalışmasında, 6 yaş grubuna
yönelik hazırlanacak izlenceta, öğrencinin o hafta sınıf öğretmeni tarafın-
dan işlenen “aile” ya da “okul” gibi konuların bir hafta sonra İngilizce der-
sinde işlenmesini tavsiye etmektedirler. Yine içerik temelli izlence geliştiril-
mesi üzerine bir devlet ilköğretim okulunda 4. ve 5. sınıflara yönelik uzun
süreli deneysel bir çalışmada Alptekin, Erçetin ve Bayyurt (2007) erken yaş-
taki öğrencilere yönelik konu temelli (theme-based) bir izlence oluşturmuş
ve uygulamışlardır. Çalışmaya katılan deney gurubu konu temelli izlence ile
İngilizce öğrenirken kontrol grubu da Milli Eğitim Bakanlığının 2002-2003
ve 2003-2004 eğitim öğretim yıllarında 4. ve 5. sınıflar için hazırladığı dilbil-
gisi temelli izlenceyi takip ederek İngilizce öğrenmiştir. Bu iki gruptaki öğ-
rencilerin İngilizce sınavlarındaki başarıları iki yıl boyunca izlenmiştir. İki yı-
lın sonunda konu temelli izlence ile İngilizce öğrenen öğrencilerin dinleme,
okuma ve yazma başarılarının dilbilgisi temelli İngilizce öğrenen öğrencile-
re göre daha başarılı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu çalışma ayrıca dil öğrenme-
de yetersiz olduğu sürekli olarak gündeme gelen İngilizce ders saatlerinin
de etkin bir biçimde kullanıldığında öğrencinin dili öğrenmesinde yardımcı
olacağını göstermiştir.
Sonuç olarak, 6-8 yaş grubundaki öğrenciler için hazırlanacak en ide-
al izlence içerik/konu temelli olmalıdır. Ancak bu izlencenin hazırlanma-
sında mutlaka diğer derslerde içerilen konular göz önüne alınmalı ve konu
122 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
1 Daha detaylı bilgi için lütfen bakınız: Alptekin, Erçetin ve Bayyurt, 2007; Bayyurt, 2010;
Bayyurt ve Alptekin, 2000; Yalçın, 2007.
4+4+4 Eğitim Sisteminde Erken Yaşta Yabancı Dil Eğitimi 123
göz önüne alınarak 6-8 yaş grubundaki öğrencilere İngilizce öğretecek olan
öğretmenlerin nitelikleri ile ilgili önerilerde bulunulacaktır. Öncelikle İngiliz-
ceyi sınıf öğretmenlerinin öğretmesi durumunda üniversitelerin sınıf öğret-
menliği bölümlerinin yeniden yapılandırılması durumu söz konusu olabilir.
Bu kısa vadeli bir çözüm olup halen sınıf öğretmenliği bölümünde okuyan
öğretmen adaylarının İngilizce bilgilerinin geliştirilmesi için sınıf öğretmeni
yetiştirme programlarına ek dersler konularak destek verilebilir. Uzun vade-
de 6-8 yaş grubuna ders verecek sınıf öğretmenlerinin formasyonu sırasın-
da bu yaş grubuna yönelik temel İngilizce dersi verecek seviyede İngilizce
öğretmenliği formasyonu verilmesi söz konusu olabilir. Bu durum da zaten
bu yaş grubuna yönelik gerekli pedagojik formasyonu alan sınıf öğretmen-
lerinin aynı zamanda temel seviyede İngilizce öğretebilecek kadar İngilizce
bilgisine sahip, 6-8 grubuna yabancı dil öğretmek için gereken yöntem ve
yaklaşımlarla ilgili konularda ve erken yaşta çocuklara yönelik yabancı dilde
ölçme ve değerlendirme konularında formasyon almış olarak üniversiteden
mezun olmasını gerektirecektir ki bu da ilgili öğretmenlerin bu yaş grubuna
İngilizce dersi verebilecek niteliğe erişmesini sağlayacaktır.
İngilizceyi branş öğretmenlerinin öğretmesi durumunda ise halen Eğitim
Fakülteleri Yabancı Diller Eğitimi müfredatında mevcut olan küçük yaşta çocuk-
lara yönelik yarı teorik yarı uygulamaya yönelik derslerin dışında küçük yaşta ço-
cuklara yönelik müfredat geliştirme ve değerlendirme, ölçme ve değerlendir-
me gibi derslerin müfredata eklenmesi gerekecektir. Haznedar (2012) ilkokul-
lardaki yabancı dil eğitimi ve öğretmen yeterlikleri üzerine yaptığı bir çalışma-
da bu öğretmenlerin altyapılarının erken yaşta çocuklara İngilizce öğretecek ni-
telikte olmadığını ve çalışmaya katılan 533 ilkokul İngilizce öğretmeninin %49’u
(261) küçük yaştaki öğrencilere yönelik dil öğretim yöntem ve yaklaşımlarından
habersiz olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca Haznedarın (2012, s. 51) çalışma-
sı Türkiye’de ilköğretim seviyesinde İngilizce dersi veren öğretmenlerin aşağıda
belirtilen konularda kısıtlı bilgiye sahip olduğunu ortaya koymuştur:
a. Çocuklukta ikinci dil edinimi ve bu konunun birinci dil edinimi sırasında-
ki dilsel gelişimle ilişkilendirilmesi;
b. İlköğretim çağındaki öğrencilere yönelik ölçme ve değerlendirme
yöntemleri;
c. Çocuk gelişimi;
d. Öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimleri ile ilgili öz değerlendirmeleri.2
2 Daha fazla bilgi için lütfen bakınız: Curtain ve Dahlberg, 2004, 2010; Haznedar, 2012.
124 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
5. Sonuç
Bu makalede 4+4+4 eğitim reformu kapsamında ilkokullardaki erken yaş-
ta İngilizce öğrenen çocuklara yönelik müfredat geliştirme ve öğretmen ye-
tiştirme konuları ile ilgili mevcut durum irdelenmiş ve öneriler sunulmuştur.
126 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
K AY N A K Ç A
Alptekin, C., Erçetin, G. ve Bayyurt, Y. (2007). The Effectiveness of a theme-based syllabus for young L2
learners. Journal of Multilingual and Multicultural Development, 28/1, 1-17.
Bayyurt, Y. (2012). Proposing a Model for English Language Education in the Turkish Socio-cultural
context. Y. Bayyurt ve Y. Bektaş-Çetinkaya (Haz.), Research Perspectives on Teaching and Learn-
ing English in Turkey (ss. 301-312). Frankfurt: Peter Lang.
Bayyurt, Y. (2010). Task based language learning and teaching. B. Haznedar, & H. Uysal (Haz.). Hand-
book for Teaching Foreign Languages to Young Learners in Primary Schools (ss. 89-118). Ankara:
Anı Yayıncılık.
Bayyurt, Y. (2006). Non-native English language teachers’ perspective on culture in English as a For-
eign Language classrooms. Teacher Development, 10/2, 233–247.
Bayyurt, Y. ve Yalçın, Ş. (basıma hazırlıkta). Content-based instruction. S. Çelik (Haz.), Approaches and
Principles in English as a Foreign Language (EFL) Education. Ankara: Eğiten Kitap.
Bayyurt, Y. ve Alptekin, C. (2000). EFL syllabus design for Turkish young learners in bilingual school
contexts. J. Moon ve M. Nikolov (Haz.). Research into Teaching English to Young Learners (ss. 312-
322). Pécs: Pécs University Press.
Curtain, H. ve Dahlberg, C.A. (2010). Languages and children: Making the match, 4th Edition. Glen-
view, IL: Pearson/Prentice Hall.
Curtain, H. ve Dahlberg, C.A. (2004). Languages and children: Making the match. Boston, MA: Pearson.
Djigunovic, M. J. ve Lopriore, L. (2011). The learner: do individual differences matter? Enever, J. (Haz.),
ELLiE: Early Language Learning in Europe (ss. 43-60). British Council Publications.
Edelenbos, P., Johnstone, R. ve Kubanek, A. (2006). The main pedagogical principles underlying the
teaching of young learners. [EAC 89/04]. Key study for the European Commission., Brussels.
Enever, J. (Haz.) (2011). ELLiE: Early Language Learning in Europe. London: British Council.
Garton, S., Copland, F. and Burns, A. (2011). Investigating Global Practices in Teaching English to
Young Learners. London: British Council.
Haznedar, B. (2012). Perspectives on preservice education of English language teachers in Turkish pri-
mary schools. Y. Bayyurt ve Y. Bektaş-Çetinkaya (Haz.), Research Perspectives on Teaching and
Learning English in Turkey (ss. 39-58). Frankfurt: Peter Lang.
4+4+4 Eğitim Sisteminde Erken Yaşta Yabancı Dil Eğitimi 127
Haznedar, B. (2003). ‘Neden erken yaşta yabancı dil eğitimi’. İ. Erdoğan (Haz.), Türk Eğitim Sisteminde
Yabancı Dil Eğitimi ve Kalite Arayışları (ss. 119-130). İstanbul: Özel Okullar Derneği Yayınları.
Karakoç, C. (2007). Okul Öncesi Eğitimde Ana Sınıfları İngilizce Dersi İçin Bir Öğretim Programı Öneri-
si. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İnönü Üniversitesi, Malatya.
Kırkgöz, Y. (2008). Curriculum Innovation in Turkish Primary Education. Asia-Pasific Journal of Teach-
er Education, 36/4, 309-322.
Kırkgöz, Y. (2007). Language planning and implementation in Turkish primary schools. Current Issues
in Language Planning, 8/2, 174-191.
Lopriore, L. (2002). The teaching of EFL in the Italian context: Issues and implications. CAUCE, Revista
de Filología y su Didáctica, 25, 203-223.
Milli Eğitim Bakanlığı Resmi Gazete (2012). Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (sayı: 28360), 21 Temmuz.
Moon, J. ve Nikolov, M. (Haz.)(2000). Research into Teaching English to Young Learners. Pécs: Pécs
University Press.
Nikolov, M. & H. Curtain (Eds), 2000. An Early Start: Young Learners and Modern Languages in Europe
and Beyond. Council of Europe: European Centre for Modern Languages.
Wesche, M. B., ve Skehan, P. (2002). Communicative, task-based, and content-based language instruc-
tion. R. B. Kaplan (Haz.), The Oxford Handbook of Applied Linguistics (s. 227–228). Oxford, UK: Ox-
ford University Press.
İ N T E R N E T K AY N A K Ç A S I
Aktif Haber (2012). Yabancı Dil Eğitimi 2. Sınıfta Başlayacak. 18 Haziran tarihinde yayınlanmıştır. Bkz.:
http://www.aktifhaber.com/yabanci-dil-egitimi-2.-sinifta-baslayacak-619911h.htm .
4+4+4 Uygulaması: Yabancı Dil
Öğretimine Yönelik Görüşler
Prof. Dr. Ayten GENÇ
Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
1. Giriş
Yabancı dil yoluyla bir başka dünya, bir başka kültür ile tanışmanın, iletişim
kurmanın kişiye, topluma sağlayacağı katkı geçmişte olduğu gibi günümüz-
de de çok önemsenmektedir. Yabancı dil öğretimi, yabancı bir ülkenin dil
bilgisini ve kurallarını öğretmekle sınırlandırılamaz. Öğrencinin yabancı bir
dünyaya kapı aralaması, bu kapı aracılığıyla yabancıları, yabancı kültürleri ta-
nıyabilmesi, anlayabilmesi, öz kültürün, öz olanın ayırdına varması ve olay-
lara, insanlara bakış açısını genişletmesi sağlanmalıdır. Bu nedenle, okul ya-
şamı sürecinde ve küçük yaşlarda bu amaçlar doğrultusunda öğretilen ya-
bancı dil bilgi ve becerileri, bu olanakların gerçekleşmesine katkıda buluna-
bilir (Genç, 2004).
Ülkemizde yabancı dil bilgisinin önemi, geçmişten günümüze her zaman
vurgulanmış ve yeni nesillere yabancı dilin öğretilmesi eğitimin öncelikli ko-
nularından birisi olmuştur. Bu konuda karşılaşılan güçlüklere çözümler aran-
mış, uygun yöntem ve müfredat arayışları devam etmiştir ve günümüzde de
halen devam etmektedir (Genç, 2012). Yabancı dil öğretimi halen örneğin.,
ders saatleri, öğretim programları, kitapları, teknoloji desteği vb. gibi bir çok
yönüyle tartışılmaktadır. Aşağıda kısaca değinilecek olan okullarda yabancı
dil ders saatleri, öğretim programları ve malzemeleri öğretimi etkileyen baş-
lıca konulardır.
3. Öğretim Programları
Yabancı dil öğretim programları, üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi ile işbir-
liği içinde geliştirilmektedir ve 2000’li yılardan bu yana Konseyin yabancı dil
öğretimine, ölçme ve değerlendirmesine, uluslararası tanınmasına standart
getirmek için hazırladığı ve uluslararası geçerli ortak seviyelerin belirlendi-
ği Avrupa Ortak Öneriler Çerçevesi (Common European Framework of Re-
ference for Languages, CEFR, 2001) esas alınarak hazırlanmaktadır. “Avrupa
Ortak Öneriler Çerçevesi, farklı eğitim sistemlerinden kaynaklanan ve mo-
dern dil eğitimi alanında görevli uzmanların bildirişimini olumsuz etkileyen
engellerin kaldırılmasını sağlar. Bu Öneriler Çerçevesi; eğitim yöneticilerine,
ders kitabı yazarlarına, öğretmenlere, öğretmen yetiştirenlere, sınav sunu-
cularına vb., malzemeler sunmaktır; bu malzemelerle, ilgililerin çalışmalarını
132 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
4. Ders Kitapları
Ülkemiz okullarında yabancı dil öğretiminde en önemli sorunlardan biri-
si, yabancı dil ders kitabı seçimidir. Günümüze değin Milli Eğitim Bakanlı-
ğına bağlı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından uygun görülen ki-
tapların derslerde okutulması yönünde bir uygulama gerçekleştirilmiştir; an-
cak kimi hedef gruplar için yerel nitelikte ders kitaplarının mevcut olmayışı
nedeniyle zaman zaman ithal ders kitapları da tercih edilmiştir. Bu neden-
le yabancı dil derslerinde okutulacak kitapların yerel ya da ithal kitaplar mı
olacağı konusu sorunlara yol açmıştır. Günümüz koşullarında küreselleşme
bir çok alanda etkili olabilir; ancak öğrencisini, öğrenme koşullarını iyi bilen
134 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
5. Sonuç ve Öneriler
• “Günümüzde bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye‘deki okullarda da bi-
rinci yabancı dil olarak İngilizcenin öğretilmesi söz konusudur. Bu du-
rum, bir çok alanda İngilizcenin iletişim dili olarak kullanıldığı ulusla-
rarası ilişkileri kolaylaştırmakta ise de yabancı dil olarak tek dilin haki-
miyetini gündeme getirmektedir. Sadece Türkiye‘nin değil, bütün ül-
kelerin bir çok alanda bir çok yabancı dili iyi bilen insanlara gereksini-
mi vardır. Bu nedenle Almanca, Fransızca gibi geçmişten günümüze
okullarda öğretilen diğer dillerin de birinci yabancı dil olarak öğretil-
mesini teşvik edecek çözümler bulunması, hatta yelpazenin sadece
Avrupa dilleri ile de sınırlı kalmamasına özen göstermeli, komşu ülke-
lerin dillerinin öğretimi için de projeler üretilmelidir” (Genç, 2004).
• 4+4+4 uygulamasıyla birlikte ilköğretim (ilkokul ve ortaokul) ve orta-
öğretim yabancı dil öğretim programları güncellenmeli; süreklilik, bü-
tünlük gösterecek şekilde geliştirilmelidir.
• Yabancı dil derslerine ayrılan saatler, geçmişte olduğu gibi günümüz-
de de tartışılmaktadır ve tartışılmalıdır; ancak asıl tartışma konusu,
ders saatlerinin nasıl verimli hale getirilebileceği olmalıdır.
• Eğitim öğretimde öğretmenin rolü zaman içerisinde çok değişmiş ve
daha da önemli bir konuma getirilmiştir. Öğrencisini tanıyan, onun
ilgi ve ihtiyaçlarını iyi bilen öğretmenin başarılı olduğu bir gerçektir.
Fakat öğrenci profilinin bütün diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemiz-
de de günden güne değişmekte olduğu da bilinmektedir. Bu nedenle,
öğretmen eğitimine olduğu kadar öğretmen hizmetiçi eğitimine de
önem verilmeli ve öğretmenlerin öğretimle, teknolojiyle vs. ilgili ge-
lişmeleri takip etmeleri sağlanmalıdır.
• Öğretimin merkezinde yer alan öğrencinin de öğrenme amaç ve
4+4+4 Uygulaması: Yabancı Dil Öğretimine Yönelik Görüşler 135
K AY N A K Ç A
Genç, A. (2004). “Türkiye’de İlk ve Ortaöğretim Okullarında Yabancı Dil Öğretimi” Bişkek, Kırgızistan-
Manas Sosyal Bilimler Dergisi, 10: 107-111.
Genç, A. (2012). Türk İş Dünyasının Yabancı Dil Talebi, H.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, 42, 175-185.
Milli Eğitim Bakanlığı (2012a). İlköğretim Kurumları (İlkokul ve Ortaokul) Haftalık Ders Çizelgesi ve
Kurul Kararı.
Web adresi: http://ttkb.meb.gov.tr/www/ilkogretim-kurumlari-ilkokul-ve-ortaokul-haftalik-ders-
cizelgesi-ve-kurul-karari/icerik/76.
Milli Eğitim Bakanlığı (2012b). Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlarının 10, 11 ve 12. Sınıflarına
Ait Haftalık Ders Çizelgeler. Web Adresi:
http://ttkb.meb.gov.tr/www/haftalik-ders-cizelgeleri/kategori/7, 02.11.2011.
Milli Eğitim Bakanlığı (2011a). Almanca (4-8.Sınıflar) Dersi Kurul Kararı ve Öğretim Programı. Web
Adresi:
http://ttkb.meb.gov.tr/www/ogretim-programlari/icerik/72, 02.11.2011.
Milli Eğitim Bakanlığı (2011b). Ortaöğretim İngilizce Dersi (Hazırlık, 9-12. Sınıflar) Öğretim Programları.
Web adresi: http://ttkb.meb.gov.tr/www/ogretim-programlari/icerik/72.
Milli Eğitim Bakanlığı (2013). Güncellenen Öğretim Programları. Web Adresi:
http://ttkb.meb.gov.tr/www/guncellenen-ogretim-programlari/icerik/151, 19.03.2013.
Telc language tests (2012). Diller İçin Avrupa Ortak Ölçütler Çerçevesi. Öğrenim Öğretim ve
Değerlendirme. (Çev. Common European Framework of Reference for Languages, CEFR).
Frankfurt/Main: Telc GmbH.
PROGRAMLARIN
TÜM SÜREÇLERİNİN
DENETİMİ
– BİREYSEL
YÖNLENDİRME
Yabancı Dil Eğitimi ve
Öğretiminde Programların Tüm
Süreçlerinin Denetimi ve Bireysel
Yönlendirmenin Rolü
Yrd. Doç. Dr. Turan PAKER
Pamukkale Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
Özet
Bu makalede Türkiye’de yabancı dil öğretiminin sorunları dört boyutta irde-
lenmiş ve yabancı dil öğretim süreçlerinin denetiminin gerekliliği tartışılmış-
tır. Ayrıca denetim süreçlerinden birisi olan ve hizmet öncesi ve hizmet içi
eğitim süreci olarak da kullanılabilen bireysel yönlendirme (clinical supervi-
sion of teachers) çalışmaları tanıtılmıştır.
Giriş
Yabancı dil öğretimi (Türkiye için bu İngilizce olarak algılanıyor) yıllardan
beri hep sorun olagelmiş ve kronikleşmiş bir olgudur. Bunca yatırıma, plana,
programa, materyale, teknolojiye ve öğretmen istihdamına rağmen neden
bizim çocuklarımız ilköğretimi, liseyi ve hatta üniversiteyi bitirdiklerinde ya-
bancı dilde “iki kelimeyi bir araya getiremezler!” Bu başarılamayacak bir dü-
zey midir? Öncelikle bu sonuca götüren temel etkenleri dört gurupta topla-
yabiliriz: 1) öğretmen sorunu, 2) ölçme ve değerlendirme yöntemi, biçimi ve
araçları, 3) yetersiz ders materyali ve sınıf donanımı ile kalabalık sınıflar, 4) il-
köğretimden üniversiteye öğrencilerin eğitim programlarında doğrusal ola-
rak öğrenme düzeylerini sürdürememeleri.
Birinci ve en temel etken öğretmen sorunu. Her ne kadar Milli Eğitim
Bakanlığı yabancı dil eğitimi ve öğretimi yönetmeliğinde (Resmi Gazete,
31.05.2006/26184) yabancı dil eğitimi ve öğretiminin amacını Madde 5’te aşa-
ğıdaki gibi belirlemişse de işleyiş bu doğrultuda olmamaktadır.
140 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
öğrenciler beceriye dayalı değil, daha çok bilgiye dayalı sınavlarla karşı karşı-
ya kalmıştır. İşin sevindirici yönü, bireysel bazda bazı öğretmenler dört bece-
riyi öğretmekte ve ölçmektedir ancak bu azınlıkta küçük bir gruptur ve ge-
nel resmi değiştirmemektedir. Bu durum öğrencilerin çoğunlukla bilgi düze-
yinde yetişmelerine yol açmakta ancak iletişim odaklı öğrenme süreci yaşa-
madıklarından beceri odaklı sınavlarda başarısız olmaktadırlar (Richards ve
Rogers, 2001). Böylece dilbilgisi kurallarını az çok bilen ama bunları güncel
hayatta iletişim kurma, akademik işlem yapma gibi konularda başarısız olan
ürünler ortaya çıkarmaktadır. Kısacası sorun yanlış yönlendirme, yanlış öl-
çüm ve defolu üründür.
Üçüncü etken yetersiz ders materyali ve sınıf donanımı ile kalabalık sınıf-
lar: Okullar henüz derslere göre derslik sistemine geçemedikleri için özel do-
nanımlı (internet bağlantılı bilgisayar, projektör ve ses sistemi olan) yaban-
cı dil derslikleri yoktur. Oysa her okulda sadece bir veya iki derslik yabancı
dil dersliği olarak bu şekilde donansa, bu derslerde öğrenciler yabancı dilde
film izleme, dinleme yapma, power point sunu yapma, internetten film indi-
rip izleme vb. etkinlikleri rahatlıkla yapabileceklerdir. Böylece öğrenciler İn-
gilizceyi sadece ders kitaplarından değil, bilgisayar destekli görsel-işitsel or-
tamlarda yabancı dil konuşulan ortamla karşı karşıya kalarak öğrenecekler-
dir. Ayrıca bir derslikte 40 ila 70 öğrenci bulunabilmektedir. Bu durumda öğ-
renci başına düşen gerçek iletişim zamanı (40’x4 ders saati=160’/ortalama
öğrenci sayısı) haftada bir iki dakikaya kadar düşmektedir. Bir okulda yaban-
cı dil derslerinde öğrencileri düzeylerine göre gruplara ayırıp aynı ders saat-
lerinde 20 veya 25 kişilik ayrı gruplarda düzenleme yapılabilir.
Dördünce etken ise ilköğretimden üniversiteye öğrenciler eğitim prog-
ramlarında doğrusal olarak öğrenme düzeylerini sürdürememektedir.
Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretiminde Programların Tüm Süreçlerinin Denetimi ve Bireysel Yönlendirmenin Rolü 143
Ülkemizde devlet okullarında öğrenciler ilk defa yabancı dil ile ilköğretim 4.
sınıfta karşılaşmakta ve ilköğretimi bitirdiklerinde A2 (Avrupa ortak dil çer-
çeve programına göre, CEFR) düzeyinde olmaları gerekmektedir. Liseyi bi-
tirdiklerinde ise en azından B2 düzeyinde olmalıdırlar. Gerçekte ise durum
hiç de böyle değildir. Lisede öğretmenler öğrenciler sanki ilk defa İngilizce
ile karşılaşıyormuş gibi A1 düzeyinde eğitim programı yapmakta ve uygu-
lamaktadırlar. Özellikle ilk iki yıl, önceki bilgilerin tekrarı ile geçmektedir. 11.
ve 12. sınıfta öğrencilerin gündemi değişmekte artık üniversite sınavına ha-
zırlık ön plana çıkmaktadır. Böylece lise düzeyinde öğrenciler ancak ilköğre-
tim düzeyinde konuları tekrarla ve bazı yeni dilbilgisi kurallarını öğrenerek
programı bitirmektedir. Dört beceri öğretimi ve ölçme sürecine ise hemen
hemen hiç yer verilmemektedir.
Üniversiteye geldiklerinde ise öğrencilerin büyük bir çoğunluğu hala
A1 düzeyinde hazırlık programına başlamaktadır. Örneğin, 2008-2012 yıl-
ları arasında Pamukkale Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulunda yapı-
lan yerleştirme sınavına göre öğrencilerin düzeylere göre yerleşimleri Tab-
lo 2’de sunulmuştur.
Tablo 2. 2008-2012 yılları arası Pamukkale Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu ha-
zırlık programına gelen öğrencilerin düzeylere göre dağılımı
Düzeyler
Akademik Dönem A1 A2 B1 Toplam
N % N % N %
2008-2009 882 94,43 - 52 7,31 934
2009-2010 947 86,88 114 10,45 29 2,66 1090
2010-2011 1192 82,20 116 8 142 9,79 1450
2011-2012 1122 68,66 293 17,93 219 13,40 1634
Amaçlar Etkinlikler ve
(Yeterlikler, beklenen İlgili materyaller
öğrenim çıktıları)
K AY N A K Ç A
Acheson, K. A., ve Gall, M. D. (1980). Techniques in the clinical supervision of teachers. London:
Longman.
Bramley, (1986). Evaluation of training: A practical guide. London: British Association for Commercial
and Industrial Education. CEFR, Common European Framework of Reference for Languages.
(http://teflpedia.com/CEFR).
Cogan, M. L. (1973). Clinical supervision. Boston: Houghton Mifflin Company.
Flanders, A. N. (1976). Interaction analysis and clinical supervision. Journal of Research and
Development in Education, 9:47-48.
Garman, N. B. (1986). Getting to the essence of practice in clinical supervision. In W. J. Smyth (ed.),
Learning about teaching through clinical supervision. London: Croom Helm.
150 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Goldhammer, R., Anderson, R. H., and Krajewski, R. J. (1980). Clinical supervision: Special methods for
the supervision of teachers (2nd edition). London: Holt, Rinehart and Winston.
Hall, G. E. (1983). Clinical supervision in teacher education as a research topic. Journal of Teacher
Education, 34(4):56-58.
Hughes, A. (1989). Testing for language teachers. Cambridge: Cambridge University Press.
Kelly, L. G. (1969). 25 Centuries of language teaching:500 B.C.-1969. Rowley, Mass.: N e w b u r y
House.
Nunan, D. (1992). Research methods in language learning. Cambridge: Cambridge University Press.
Paker, T. (2012). Clinical Supervision: Effects and implications. Effects and implications of
clinical supervision for teacher development and student achievement. LAP Lambert Academic
Publishing.
Resmi Gazete. (31.05.2006/26184). Milli eğitim bakanlığı, yabancı dil eğitimi ve öğretimi yönetmeliği,
(http://mevzuat.meb.gov.tr/html/26184_1.html).
Richard, J.C. ve Rogers, T.S. (2001). Approaches and methods in language teaching: A description and
analysis (Second edition). Cambridge: Cambridge University Press.
İngilizce Eğitiminde Denetim
Sorunları ve Bir Çözüm Yolu
olarak Hizmetiçi Eğitim ve
Bağlama Duyarlı Bireysel
Yönlendirme
Yrd. Doç. Dr. Hacer Hande UYSAL
Gazi Üniversitesi
Gazi Eğitim Fakültesi
K AY N A K Ç A
Uysal, H. H. (2012). Evaluation of an in-service training program for primary-school language teachers
in Turkey. Australian Journal of Teacher Education, 37 (7), 14-29.
Programların Tüm Süreçlerinin
Denetimi – Bireysel Yönlendirme
Üzerine
Yrd. Doç. Dr. Naci KAYAOĞLU
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Fen – Edebiyat Fakültesi
içinde olan birisi olarak, dün ile bugünü karşılaştırdığımızda çok önemli ge-
lişmeler olduğunun da altını çizmeliyim.
Resme İngilizce bölümlerinde okuyan öğrenci yeterlilikleri, fırsatları ve
nihai ürün açısından baktığımızda karşımıza çıkan tabloyu şöyle özetleyebi-
lirim. Bu salonda bulunan öğrencilerimiz dil yeterliliğinden mesleki yeterlili-
ğe, dünyayı algılayıştan evrensel düşünmeye ve bunu içselleştirerek evren-
sel olmaya kadar birçok alanda 15, 20 veya 25 yıl önce İngilizce bölümlerin-
den mezun olmuş bizlerden çok daha iyi durumdalar. Bu gençler, daha do-
nanımlı ve özgüvenleri daha belirgindir. Onların, yeterlilik ve bireysel girişim-
cilik açısından bize göre kıyaslanamayacak derecede ilerde olduğunu dü-
şünüyorum. Bu, elbette bir ölçüde yaşanılan yüksek teknolojinin ve özellik-
le dijital teknolojinin zaman ve mekân engellerini ortadan kaldırmasıyla da
alakalıdır. Bu konuşmayı yaptığım şu dakikada Anadolu’nun coğrafi olarak
uzağında olan üniversitem Karadeniz Teknik Üniversitesi, İngiliz Dili ve Ede-
biyatı Bölümü’nün 40’a yakın öğrencisi ERASMUS kapsamında eğitimlerini
Avrupa’nın değişik üniversitelerinde sürdürmektedir. Örneğin, 1991 yılında
Bilkent Üniversitesi-Fulbright işbirliğinde yürütülen yüksek lisans progra-
mı esnasında, Amerikan Büyükelçiliği’nde Earl Stevick ile telekonferans yap-
mak bizim için büyük bir olayken, bugün bizim yüksek lisans öğrencileri-
miz Chomsky ile gerektiğinde muhatap olabilmekte ve Howard Gardner ile
aynı akademik masayı paylaşabilmektedirler. Ben ancak otuz yaşından son-
ra doktora yapmak için üniversitemin desteğiyle İngiltere Edinburgh üniver-
sitesine gittiğimde Avrupa ile tanışabilmiştim. Bugün ben 6-7 Avrupa ülke-
sini görüp inceleyebilmişsem, dersine girdiğim sınıfta en az 10 -15 öğrenci-
nin çok daha fazla sayıda Avrupa ülkesini hatta doğuda ve batıda daha baş-
ka nice ülkeyi, Amerika’yı görmüş, çeşitli proje veya programlar çerçevesin-
de evrenselliği düşüncenin ötesine taşıyarak deneyimsel boyuta taşımışlar-
dır. Bu çoğumuzun bazen unuttuğu ve farkında olmadığı sessiz bir devrim-
dir. Bunu anlamak gerekir. Bizler “lingua franca”yı kitaplardaki bir terim ola-
rak okuyup geçmişken, öğrencilerimiz bugün “lingua franca”nın parçası ve
kullanıcısı olmuşlardır.
Meselenin akademisyen ayağına gelince şunu söylememe müsaade
edin: Bugün burada Sayın Arif SARIÇOBAN’ın büyük gayretleriyle bu konu
başlıklarını MEB yetkilileriyle kendi başımıza ele alıp tartışıyor olmamız bile
çok önemli bir gelişmedir. Çok değil bundan 10 yıl önce üniversitelerimiz-
de “ ELT” genel tanımlamasıyla yapılan yüksek lisans veya doktora tezlerini
Programların Tüm Süreçlerinin Denetimi – Bireysel Yönlendirme Üzerine 157
Forbes’teki makalesinde, beş yıl önce Peru’da 800 bin devlet okulunda her
öğrenciye bir dizüstü bilgisayar verilerek başlatılan projenin büyük ölçüde
“fiyasko” ile sonuçlandığı ifade edilmektedir. Ayrıca, ABD’de tüm sınıfları ve
öğrencileri bilgisayarlarla donatırken en az 60 milyar dolar harcandığını ve
sonuçta daha fazla “etki – kazanım” görülmediğini hatırlatan Horn, aynen
“Hem eğitimde hem de başka alanlarda biz bu filmi daha önce görmüştük.”
diyor. Dolayısıyla, teknolojinin eğitimde bir çığır açmayacağı kesindir. Tek-
nolojinin, bir ‘dönüşüm’ sağlayabileceği ortamlarda da (örn. uzaktan eğitim
ve karma-öğrenme) yeni öğrenme modellerinin de göz önünde bulundu-
rulması şarttır.
Çok yakın bir geçmişte, teknolojinin dil kazanımları üzerinde doğrudan
etkili olup olmadığı üzerine 1990’dan bu yana yapılan araştırmaların meta
çözümlemesi yapılmıştır. Macaro ve diğerlerinin (2012) yaptığı meta çözüm-
leme, yaklaşık otuz yıldır yapılan araştırma sonuçlarının zayıf, yüzeysel ve
tam olarak kesin olmadığını göstermiştir. Başka bir deyişle, geleneksel yön-
tem ve tekniklerle değil de, bilgisayar/teknoloji destekli öğretirsek ya da
akıllı tahta kullanırsak öğrencilerimizin daha fazla “dil kazanımı” kazanaca-
ğını gösteren kesin bulgular yoktur. Ancak, öğrenenlerin tutumları ve dav-
ranışları üzerinde dolaylı da olsa olumlu etki yaptığı, işbirlikçi öğrenme or-
tamlarının düzenlemesine ve desteklenmesine katkı sağladığı kesindir. Ge-
nel olarak bakıldığında, teknolojinin daha etkili olup olmadığı üzerine yapı-
lan pek çok araştırmanın niteliğinden kuşku duyulmaktadır. Bu araştırmalar,
dil eğitimine yapılan teknolojik yatırımların garantili olacağı konusunda ya-
bancı dil eğitimcilerine, karar vericilere ve politika belirleyicilere çok güven
vermemektedir.
Bu bağlamda, FATİH (Fırsatları Artırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi)
projesi çerçevesinde eğitim sistemimizde şu anda süregiden iki konu, Tab-
let PC ve etkileşimli akıllı tahtalar üzerinde biraz durmak istiyorum. Dev-
let Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan 2006-2010 Bilgi Toplumu
Stratejisi’nde Bilişim Teknolojilerinin eğitim sistemimizde kullanımıyla ilgili
olarak şu ifadeye yer verilmektedir:
Diğer yandan, öğrencilere Tablet PC verilmesinin daha çok siyasi bir ka-
rar olduğu, bugün için hem teknolojik maliyet, hem de eğitim açısından çok
doğru olmadığı kanaatindeyim. Bunun nedeninin, özellikle yabancı dil eğiti-
mi açısından baktığımızda, öğretim izlencelerimiz için uygun dil eğitimi ya-
zılımının olmamasıdır. Öğrencilere bir teknolojik araç-gereç verilecekse, ön-
celikle en azından tüm ilk ve orta öğretim ders materyallerinin, kurulacak ağ
ile tüm yurt çapında sunulmasının ardından, sadece bir e-okuyucu/e-kitap
verilebilirdi kanaatindeyim. Dijital yayınların artmasıyla birlikte, BT alanında
girişimlerini sürdüren ülkeler önceliği daha çok buna vermelidir.
Ülkemizde yapılan bir ihaleyle tablet ve etkileşimli tahta satın alınıyor an-
cak birçok özel okulda bile bu tahtaların kullanımı için gerekli olan e-içerik
yeterli değildir. Türkiye çapında pek çok okulda sınıflara kurulan etkileşim-
li ‘akıllı’ tahtalarda yaşadığımız sorunların başında öğretmen eğitimi ve içe-
rik eksikliği gelmektedir. Bugün birçok özel okulda bile yabancı dil eğitimi
için var olan yazılım sadece Oxford, Pearson ve Cambridge gibi yayınevle-
rinin olanakları ile yapılıyor. Devlet okullarında ise yazılım eksikliği nedeniy-
le akıllı tahtalar adeta bir bilgisayar ekranı, yansıtım cihazı olarak kullanılı-
yor. Ya da internet üzerinden indirilen uygulamaların / videoların bilgisayara
Teknoloji ve Yabancı Dil Eğitimi 171
Şekil 3: Oxford Üniversitesi Yayınevi Incredible English Ders Kitabı Etkileşimli Akıllı Tahta Ya-
zılımı
Teknoloji ve Yabancı Dil Eğitimi 173
174 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
Ancak,
• yüksek maliyetler,
• donanım teknolojisinin çok kısa sürede eskimesi,
• hedef öğrenci grubunun özelliklerine göre hazırlanmış yazılımların
seçimi,
• öğretmenlerin eğitimi gibi sorunlar
K AY N A K Ç A
Cruz, A. (2012, Mart 15). What do OLPC Peru results mean for ICT in education? Web Adresi: https://
edutechdebate.org/olpc-in-peru/what-do-olpc-peru-results-mean-for-ict-in-education
Çuhadar, C. & Yücel, M. (2010). Yabancı dil öğretmeni adaylarının bilgi ve iletişim teknolojilerinin
öğretim amaçlı kullanımına yönelik özyeterlik algıları. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, Sayı 27, 2010, ss. 199-210.
3. DPT. (2006). Bilgi toplumu stratejisi (2006 – 2010). Ankara: Devlet Planlama Teşkilatı.
Horn, M. (2012, Ağustos 22). No shock as Peru’s one-to-one laptops miss mark. Forbes. Web Adresi:
http://www.forbes.com/sites/michaelhorn/2012/08/22/ no-shock-as-perus-one-to-one-
laptops-miss-mark/
Hiltzik, M. (2012, Şubat 12). Who really benefits from putting high-tech gadgets in classrooms?
Los Angeles Times. Web Adresi: http://articles.latimes.com/2012/feb/04/business/la-fi-
hiltzik-20120205
Macaro, E., Handley, Z., & Walter, C. (2012). A systematic review of CALL in English as a second
language: Focus on primary and secondary education. Language Teaching, 45(1), 1-43.
Milli Eğitim Bakanlığı. (2012). Fatih Projesi. Web Adresi: http://fatihprojesi.meb.gov.tr/tr/icerikincele.
php?id=6 – 2 Kasım 2012.
Phillips, S., Morgan, M., Redpath, P., ve Slattery, M. (2012). Incredible English (Course Series: Starter,
1-6) (2nd ed.). Oxford: Oxford University Press.
Reeves, T. C. (1995, Şubat 15). Questioning the questions of instructional technology research.
[Çevrimiçi].Web Adresi: http://www2.gsu.edu/~wwwitr/docs/dean/index.html
Teknoloji ve Dil Öğretimi:
Öğretmen Yetiştirme Boyutu
Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Amanda YEŞİLBURSA
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
Öğretmenlikte BT Önemi
2006 yılında Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Öğretmen Ye-
tiştirme ve Eğitimi Müdürlüğü, öğretmenlik mesleği genel yeterliliklerini ta-
nımlayan bir raporu yayınlamıştır. Bu raporda öğretmenlik yeterlilikleri, “Ki-
şisel ve Mesleki Değerleri - Mesleki Gelişimi”, “Öğrenciyi Tanıma”, “Öğretme
ve Öğrenme Süreci”, “Öğrenmeyi, Gelişimi İzleme ve Değerlendirme”, “Okul,
Aile ve Toplum İlişkileri” ve “Program ve İçerik Bilgisi” adlı altı başlıkların al-
tında toplanmıştır.
Raporda, her genel yeterlilik başlığın altında çeşitli alt yeterlilikler ile per-
formans göstergeleri verilmektedir. Bu söz konusu performans göstergele-
rinde öğretmenlerin BT ile ilgili beklenen yeterliliklerinden bahsedilmiştir.
Örneğin, öğretmenlerin teknoloji okur-yazar olmaları ve BT’deki gelişimleri-
ni izlemeleri; BT ile ilgili yasal ve ahlaki sorumlulukları bilmeleri ve öğrenci-
lere kazanmaları; kişisel ve mesleki gelişimlerinde BT kullanmaları; teknolo-
ji kaynaklarının etkili kullanımına model olmaları; farklı özelliklere sahip olan
öğrencilere uygun öğrenme ortamlar hazırlamada; ve materyal hazırlama-
da gibi çeşitli alanlarında BT’den yararlanmaları beklenmektedir (MEB, 2006).
Bu beklentilerin doğrultusunda, okullarda BT kullanımını artırmak üze-
re MEB çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Örneğin, FATİH (Fırsatları Artırma ve
Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesinin amacı “e-Dönüşüm Türkiye kapsa-
mında üretilen ve ülkemizin bilgi toplumu olma sürecindeki eylemleri tanım-
layan Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi, Kalkınma Planları, Bakanlığımız Strate-
jik Planı ve BT Politika Raporunda yer alan hedefler doğrultusunda 2013 yılı
Teknoloji ve Dil Öğretimi: Öğretmen Yetiştirme Boyutu 179
K AY N A K L A R
Altbach, P.G., L. Reisberg ve L.E. Rumbley. 2009. Trends in global higher education: a report prepared
for the UNESCO 2009 World Conference on Higher Education. 10 Kasım 2012 tarihinde http://
unesdoc.unesco.org/images/0018/001831/183168e.pdf adresin indirilmiştir.
Arıkan, A. 2008. ‘Using Internet groups in the learning of literature’. Hacettepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 34: 19-26.
Arnold, N. ve L. Ducate. 2006. ‘Future foreign language teachers’ social and cognitive collaboration in
an online environment’. Language Learning and Technology, 10/1: 42-66.
Bahce, A. ve N. Taslacı. 2009. ‘Learners’ perception of blended writing class: Blog and face-to-face’.
Turkish Online Journal of Distance Education, 10/4: Article 12.
Bozdoğan, D. 2012a. ‘English Language Teaching students’ perceptions of computer-assisted
language learning’, Journal of Education and Future, 2: 63-74.
Bozdoğan, D. 2012b. ‘Content analysis of ELT students’ digital stories for young learners’. Novitas
Research on Youth and Language (Novitas-ROYAL), 6/2: 126-136.
Cachia, R., A. Ferrari, K. Ala-Mutka, ve Y. Punie. 2009. Creative learning and innovative teaching:
final report on the study on creativity and innovation in education in the EU member states.
JRC Scientific and Technical Reports. 12 Kasım 2012 tarihinde http://ipts.jrc.ec.europa.eu/
publications/pub.cfm?id=3900 adresinden indirilmiştir.
DynEd 2012. DynEd resmi sitesi 10 Kasım 2012 tarihinde http://www.dyned.com.tr adresinden
ulaşılmıştır.
EHEA. 2001. Toward the European Higher Education Area: communiqué of the European ministers
in charge of higher education in Prague on May 19 2001. 10 Kasım 2012 tarihinde http://www.
ond.vlaanderen.be/hogeronderwijs/bologna/documents/MDC/PRAGUE_COMMUNIQUE.pdf
adresinden indirilmiştir.
EHEA 2009. The Bologna Process 2020 - The European Higher Education Area in the new decade.
Communiqué of the conference of European ministers responsible for higher education,
Leuven and Louvain-la-Neuve, 28-29 April 2009. 10 Kasım 2012 tarihinde http://www.ond.
vlaanderen.be/hogeronderwijs/bologna/conference/documents/leuven_louvain-la-neuve_
communiqu%C3%A9_april_2009.pdf adresinden indirilmiştir.
Erice, D. ve A. Ertaş. 2011. ‘The impact of e-portfolio on foreign language writing skills’. Ankara
University Journal of Faculty of Educational Sciences, 44/2: 73-94.
Gülbahar, Y. 2008. ‘ICT usage in Turkish higher education: a case study on preservice teachers and
instructors’. Turkish Online Journal of Educational Technology, 7/1: Article 3.
Kocoglu, Z. 2008. ‘Turkish EFL students teachers’ perceptions on the role of electronic portfolios in
their professional development’, Turkish Online Journal of Educational Technology, 7/3: Article 8.
Korkmazgil, S. 2009. How does blogging enhance pre-service English Language teachers’ reflectivity?
Yayımlanmamış Yüksek Lisans tezi. Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Milli Eğitim Bakanlığı. 2006. Temel eğitime destek projesi: öğretmen eğitimi bileşeni: öğretmenlik
mesleği genel yeterlilikleri. T.C. Milli Eğitimi Bakanlığı, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel
184 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
İlk olarak göze çarpan, şahıs zamirlerinin en çok kullanılan kelimeler ol-
duğudur. Bu aslında bu dizinin günlük konuşma dilindeki temel bulguları
aynen yansıttığını göstermekte, akademik konuşma veritabanlarının ve yazı
dilinin analizlerindeki bulgulardan farklı sonuçlara ulaştığımızı göstermek-
tedir (akademik konuşma dilindeki bulgular için bakınız: Walsh ve O’Keeffe,
2010).
Örneğin bir öğretmen İngilizce’de ‘may have + V3’ kalıbının kullanımını
bu diziyi kullanarak ve anlamlı bir diyalogla öğrencilerine gösterip farkında-
lıklarını arttırmak istemektedir. Bunun için yapılması gereken ilk şey, sözcük
kümesi taraması yapmaktır (Şekil 2). Alttaki ekran alıntısında da görüleceği
üzere bu dizide ilgili kalıp diyaloglar içerisinde 12 kez kullanılmıştır. Bundan
188 I. Yabancı Dil Eğitimi Çalıştayı Bildirileri
sonraki adım, şekil 3’te görüldüğü üzere bu kullanımları bağlamlı dizin (con-
cordance) içerisinde incelemek olacaktır. Hatırlanmalıdır ki şekil ve anlam
her zaman örtüşmez; öğretim hedeflerini de göz önünde bulundurarak öğ-
renciler için en uygun diyalog seçilmelidir.
Şekil 4’te görüleceği üzere, sol sütunda diyaloğun dizinin hangi bölü-
münde yer aldığı ve ana sütunda da zamanı ile ilgili bilgiler bulunmaktadır.
Tabii ki seçilen kısım sınıf içinde kolay kullanım aşısından zaman kodlarından
temizlenmeli ve gerçek bağlamı aktarabilmek adına konuşucuların isimleri
aşağıdaki gibi belirtilmelidir.
Diyalog:
Görsel-işitsel Materyaller ile İlgili Sorunlar ve Bütünce Dilbiliminin Olası Katkıları 191
K AY N A K Ç A
Arıkan, A. (2007). Pragmatic problems in elementary school ELT course books: Focus on dialogues.
11th International Conference on Dialogue Analysis. Muenster Üniversitesi, Muenster, Almanya.
Ersen Yanık, A. (2008). Primary school English teachers’ perceptions of the English language
curriculum of 6th, 7th, and 8th grades. Hacettepe University Journal of Education, 35, 123-134.
Firth, A. (2009). Kişisel İletişim. Newcastle upon Tyne, Birleşik Krallık.
Sert, O. (2009). Developing Interactional Competence by Using TV Series in ‘English as an Additional
Language’ Classrooms. Enletawa Journal. 2, 23-50.
Sert, O. ve Seedhouse, P. (2011). Conversation Analysis in Applied Linguistics. Novitas-ROYAL (Research
on Youth and Language). 5(1), 1-14.
Tılfarlıoğlu, F. ve Öztürk, A. R. (2007). An analysis of ELT teachers’ perceptions of some problems
concerning the implementation of English Language Teaching curricula in elementary schools.
Journal of Language and Linguistic Studies. 3(1), 202-217.
Walsh, S. ve O’Keeffe, A. (2010). Investigating higher education seminar talk. Novitas- ROYAL (Research
on Youth and Language). 4(2), 141-158.
Türkiye‘de Yabancı Dil
Editörler
Arif SARIÇOBAN
Hüseyin ÖZ
HACETTEPE
ÜNİVERSİTESİ
YAY I N L A R I
ISBN 978-975-491-371-2 2014
38x27cm/CMYK
Türkiye‘de Yabancı Dil
Editörler
Arif SARIÇOBAN
Hüseyin ÖZ
HACETTEPE
ÜNİVERSİTESİ
YAY I N L A R I
ISBN 978-975-491-371-2 2014
38x27cm/CMYK