Professional Documents
Culture Documents
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Kullanılacak Araç – Gereçler:
a.Yapay uydulara değinilir.
Açıklamalar:
b.Türkiye’nin uzaya gönderdiği uydulara ve görevlerinedeğinilir.
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: UZAY TEKNOLOJİLERİ
Başka gezegenlerde hayat olup olmadığı, geçmişten günümüze insanoğlunun en büyük merak
konusudur. Bu nedenle insanlar uzayı keşfetmek için araştırmalar başlatmış, teknolojik araçlar
keşfetmiş, gözlemevleri kurmuşlardır.
Uzayın keşfi, devasa bir projedir ve insanlık olarak biz hâlen bu yolun başındayız. İnsanoğlunun
gezegenimiz dışında ayak bastığı tek gök cismi Ay’dır. Ancak gelişen teknoloji ile üretilen insansız
uzay araçları pek çok gezegene ulaşmış, gezegen yüzeyinden aldığı bilgileri dünyaya ulaştırmıştır.
Bir aracın uzaya gidebilmesi için öncelikle Dünya’nın kütle çekimi kuvvetini yenmesi gerekir. Bu
nedenle uzay aracı olarak yukarı doğru hızla yol alan roketler kullanılır.
Dünya’nın ilk yapay uydusu Sputnik 1, 4 Ekim 1957 tarihinde Sovyetler Birliği tarafından uzaya fır-
latılmıştır. Uzaya çıkan ilk insan 27 yaşındaki Sovyetler Birliği hava kuvvetleri pilotu YuriGagarin’dir.
Gagarin, 12 Nisan 1961’de uzay kapsülünün içerisinde Dünya’nın etrafını bir kez dolaşmıştır.
16 Temmuz 1969’da ABD’nin Apollo II isimli uzay aracı, Ay’a insan taşıyan ilk araç unvanını almıştır.
Bugüne kadar on iki ABD vatandaşı astronot, Ay yüzeyinde yürümüştür. 1972’den beri Ay yüze-
yinde kimse yürümemiştir. Bunun en önemli sebebi bu projelerin çok karmaşık ve maliyetli
olmasıdır.
Uzayda bir gezegenin ya da başka bir gök cisminin çevresinde dönen herhangi bir nesneye uydu
denir. Ay, Dünya’nın tek doğal uydusudur. Çeşitli amaçlarla Dünya’nın yörüngesine oturtulmuş
yapay uydular da vardır.
Uydular gönderdikleri radyo sinyallerinin çanaklar tarafından yakalanması yoluyla Dünya ile ileti-
şim kurarlar. Bazı sinyaller uydunun konumunu bildirirken bazıları Dünya’nın fotoğrafının
çekilmesinde ya da haritaların oluşturulmasında kullanılabilir.
Uydular başlıca beş görev için kullanılır. Haberleşme (TV ve telefon sinyallerinin iletilmesi), konum
belirleme (GPS), meteoroloji (hava durumu tahminleri ve havanın izlenmesi), doğal kaynakların
izlenmesi (okyanus sıcaklığının ölçülmesi ya da arazi kullanımının takibi), casusluk dâhil olmak
üzere askerî amaçlar uyduların kullanıldıkları alanlardır.
Gök bilimle ilgili araştırma ve deneyler yapan insanlı uydular uzay istasyonu adını alır.
Şimdiye kadar dört uzay istasyonu kurulmuştur. Bunlar Sovyet yapımı Salyut I ve Mir, ABD yapımı
Skylab (Sıkaylab) ve uluslararası iş birliği ürünü Uluslararası Uzay İstasyonu’dur.
Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ), on altı ülke tarafından iş birliği ile Dünya yörüngesinde inşa
edilen uzay laboratuvarıdır. UUİ mürettebatı uzayda tıp ve biyoloji araştırmalarından hava
tahminleri ve gök bilimi araştırmalarına kadar çeşitli dallarda araştırmalar yürütmektedir
Bilimsel araştırmalarda yoğun kullanılan araçlardan birisi de gök cisimlerini incelemek üzere gön-
derilen robotik uzay aracı olan uzay sondalarıdır. Sondalar sayesinde pek çok gezegen, uydu,
kuyruklu yıldız ve asteroide ulaşılmıştır.
Ülkemizde uzay araştırmaları yapmak amacıyla kurulmuş gözlem evleri mevcuttur. Bunun
içerisinde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Astrofizik
Araştırma Merkezi ve Ulupınar Gözlemevi, İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama
Merkezi, ODTÜ Gözlemevi, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi bulunmaktadır.
Türkiye’nin uzaydaki uyduları ve görevleri
Tü rkiye'nin, 3'ü (TÜ RKSAT 3A, TÜ RKSAT 4A, TÜ RKSAT 4B) haberleşme, 2'si (GÖ KTÜ RK-2
ve RASAT) gö zlem olmak ü zere aktif 5 uydusu bulunuyor.
UZAY KİRLİLİĞİ
Uzay kirliliği son kırk yılda ortaya çıkmış bir sorundur. Dünya’nın çevresinde değişik yörüngelerde
dönen ve artık bir işlevi olmayan insan yapımı cisimlerin tümü uzay kirliliği olarak adlandırılır.
Ömrünü tüketmiş uyduların yanı sıra roketlerin uzaya bırakılan üst aşamaları uzay kirliliğinin en
yaygın nedenlerindendir.
Fırlatılan ilk uydudan günümüze kadar geçen 40 yıllık sürede uzay araştırmalarında önemli
gelişmeler yaşanmıştır. Ay’a, Mars’a ve Venüs’e uzay araçları gönderilmiştir. Hatta Güneş
sisteminin ötesine uzay araçları gönderilmiştir. Uzay araştırmaları için 4 binden fazla roket uzaya
gönderilerek roketlerin bazı parçaları uzaya bırakılmış, bazı roketler de patlamış, enkazları uzaya
yayılmıştır. İşe yaramayan bu cisimler Dünya çevresinde dolanan bir çeşit hurda yığını
oluşturmuştur.
Uzay kirliliği günümüzde günlük yaşamı olumsuz etkilemediği için önemsiz gibi görünmektedir.
Önlem alınmazsa 25-30 yıl kadar sonra kirliliğin boyutları artacak, uzay araştırmaları bu durumdan
olumsuz etkilenecektir. Uydular aracılığı ile alınan hizmetlere de bu durum olumsuz yansıyacak
haberleşme, ulaşım, ulusal güvenlik gibi alanlarda aksamalar yaşanacaktır.
Uzay kirliliği için alınacak ilk önlem, kirliliği azaltabilecek tedbirler almaktır. İkinci önlem ise
temizleme çalışmalarıdır. Ancak bu çalışmalar oldukça maliyetli olduğundan henüz mümkün
görünmemektedir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış
Ölçme ve Değerlendirme: ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-
yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun
olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
www.FenEhli.com
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Kullanılacak Araç – Gereçler:
a. Teleskop çeşitlerine değinilir.
b. Işık kirliliğine değinilir.
a. Rasathane (gözlemevi) kurulma yerlerinin seçimine ve bu
Açıklamalar:
yerlerin taşıdığı şartlara değinilir.
b. Batılı gök bilimciler ve Türk İslam gök bilimcilerinin katkılarına
değinilir.
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: GÖK BİLİMİN GELİŞİMİ
İlk medeniyetlerde günümüzdeki gibi ışıklandırma olmadığı için geceleri gökyüzü tüm
çıplaklığıyla gözler önündeydi. O dönemlerde insanlar zamanlarının büyük bir kısmını açık ha-
vada geçirdiklerinden gökyüzündeki değişik gök cisimlerinin ve gök olaylarının farkına
kolaylıkla varmışlardır.
Gök cisimlerinden bazılarının diğerleri gibi göz kırpmadıklarını ve bunların diğerlerinden farklı
hareket ettiklerini görmüşler ve daha sonraları onlara “gezegen”, diğer parıltılara ise “yıldız”
demişlerdir. İşlerini planlayabilmek için Ay ve Güneş’in görünür hareketlerine dayalı takvimler
oluşturmuşlardır.
Tarih öncesi çağlardan 17. yüzyıla kadar yıldızlar, üzerinde yaşadığımız Dünya, uydumuz Ay, en
yakın yıldız olan Güneş, gezegenlerden; Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn biliniyordu.
1609 yılında Galileo Galilei (GalileyoGalileyi), ilk gök bilim teleskopunu icat etmiştir. Teleskop,
uzak nesneleri gözlemlemek amacıyla kullanılan bir araçtır. Gökyüzünde gözlemlenilen
nesnelerin çoğundan gözümüze ulaşan ışık, görülemeyecek kadar zayıftır. Işık teleskopları
(optik teleskoplar), bu nesneleri yakınlaştırarak daha iyi görülmelerini sağlar.
Teleskobun icadına kadar gezegenler, gökyüzünde birer noktadan ibaretti. Teleskobun icadı ile
gök bilimde yeni bir sayfa açılmış, gelişmeler birbirini takip etmiştir.
17. yüzyıl
Galileo Galilei (1564-1642), teleskobunu gökyüzüne çevirdiği zaman o güne kadar çıplak gözle
görünenden çok daha sönük gök cisimlerini görebilmiştir. Böylece 17. yüzyılın sonlarında,
bilinen gökcisimlerinin sayısında artış olmuştur. 1688’de Isaac Newton (AyzekNivtın) ilk aynalı
teleskobu üretmiştir.
Teleskop: Uzayda bizden oldukça uzakta bulunan gök cisimlerini gözlemlemeye yarayan alettir
Teleskoplar hayatimizda önemli yer kaplamaktadir günlük hayatimizda aktif olmasa dahi
gelecege yönelik çalismalarin sürdürülmesinde katkida bulunuyor. Gök biliminde daha çok
kullanilmaktadir gök cisimlerinin incelenmesi ve dünyamiz için olusacak tehditleri daha
önceden tespit edilmesi saglaniyor. Teleskoplar icat edilmeseydi ne gibi durumlarla karsi
karsiya kalirdik hani gelismelerolmazdi.Teleskoplar icadi olmasaydi eger uzay arastirmasi ve
incelenmesi yapilmazdi.Evren hakkinda bilgi sahibi olmayip disaridan gelecek tehditlere
karsikendimizi savunmasizhissederdik.Dünyadisindaolusan bir çok gök cismi hakkinda
herhangi bir fikrimiz olmazdi kesifler yapilmayabilirdi.Günes sistemini ve gezegenlerin
siralanisibilmezdik.Gök bilimi adinda bir bilim
daliolmayabilirdi..Samanyolu’nabaglioldugumuzuögrenemezdik..Uzay insanlar için
bilinmezliklerle dolu olurdu
Mercekli teleskopta ışığın mercekler aracılığı ile toplanarak bir noktaya odaklanmasını
sağlayan teleskoplardır. En az ki mercek bulunur. Aynalı teleskopta ışığı bir noktada toplayan
çukur ayna kullanılır.
Radyo teleskopları: Bu teleskoplar ışık tayfındaki radyo dalgalarını toplar, görüntüye çevirirler.
Şekil olarak çukur aynalara benzerler. Çukur ayna şeklinde tasarlanmaları gelen radyo
dalgalarının odak noktasında toplanmasını sağlanmaktır. Alınan radyo dalgaları önce elektrik
sinyallerine sonra bilgisayarlarla görüntüye dönüştürülür.
Uzay teleskopları: Işık kirliliği, nem oranı, büyük teleskopları kontrol etme güçlüğü ozon
tabakasının morötesi ışınları engellemesi gibi sorunlar Dünya’dan teleskop ile gözlem yapmayı
sınırlamaktadır. Bu sorunlara çözüm üretmek amacıyla uzay teleskopları icat edilmiştir. Bu
teleskoplar uzayda yörüngelerine yerleştirildikten sona alınan bilgiler yeryüzündeki
istasyonlara aktarılmaktadı
Yüksek nitelikli teleskoplar, mümkün olduğunca çok ışık yakalayabilmeleri için devasa
aynalarla veya merceklerle donatılmıştır. Bu teleskoplar, merceklerin yanı sıra nesnelerin
görüntüsünü kaydeden özel bir kameraya ve çeşitli ölçüm aletlerine de sahiptir. Teleskobu
doğru yöne yönlendirmek için elektrik motorları kullanılır.
Dünya’nın en büyük teleskopları, yansıtmalı (reflektör) teleskoplardır. Bu teleskoplarda ışığı
toplamak için çukur ayna kullanılır. İkinci bir ayna, ışığı göz merceği denilen daha küçük bir
merceğe yönlendirir. Göz merceği de ışığı, göze ya da bir kayıt cihazına odaklar.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış
Ölçme ve Değerlendirme: ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-
yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun
olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
www.FenEhli.com
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Kullanılacak Araç – Gereçler:
a. Bulutsu kavramına değinilir.
b. Bulutsu örnekleri verilir.
c. Karadelik kavramına değinilir.
Kütlesi Güneş tipi yıldızlardan büyük olan yıldızların ölümleriyse muhteşem ışık şölenlerini
hatırlatan süpernova patlamasıyla gerçekleşir. Patlama sonucunda yıldızın yaşam
sürecinde oluşan ağır elementler uzaya dağılarak sonraki kuşak yıldızların bünyesinde
bulunur.
Karadelikler: Süpernova patlamasının ardından geriye kalanlar, bazen oldukça büyük
kütlelere sahip olabilmekte ve bunlar birbirleri üzerine çökerek karadelik olarak bilinen
muazzam büyüklükte kütleye sahip cismi oluşturmaktadırlar. Bu öylesine büyük bir
kütledir ki ışık dahi onun çekim alanından kurtulamaz aslında ışığın bu kütleden
kaçamamasının nedeniyle görülmemektedir. Bu nedenle karadelik olarak isimlendirilir.
Yıldız çeşitleri
Bulutsuz bir gecede şehir ışıklarından uzak karanlık bir mekanda gökyüzü incelenecek
olursa yıldızların farklı renklere sahip oldukları fark edilebilir. Yıldızların farklı renklere
sahip olmasının nedeni sıcaklıklarının farklı olmasıdır. Yani yıldızların renkleri
sıcaklıklarının göstergesidir.Parlak yıldızlar mavi ve beyaz renkte.Parlaklıkları az olan
yıldızlar sarı,turunc,kırmızı rekte görünürler
Takımyıldızlar
Yıldızlar, bir araya gelerek yıldız kümelerini (yıldız gruplarını) meydana getirir. Bu yıldız
grupları oluşturdukları şekle göre isimlendirilmektedir ve bunlara genel
olarak takımyıldız adı verilmektedir. Takımyıldızlara hayvan, insan ve nesne isimleri
verilmiştir.Eski çağlarda Yunanlılar ve Romalılar, yıldız kümelerini hayalî çizgilerle
birleştirip onları ünlü kişilere ya da hayvanlara benzeterek isimlendirmişlerdir. Bu
isimlendirme takımyıldızını oluşturan yıldızların ortak özellik veya ilişkileri nedeniyle
yapılmadığı, sergiledikleri görünüm nedeniyle ortak bir adla anıldığını
göstermektedir. Geceleri gökyüzü incelendiğinde Büyükayı takımyıldızı görülebilmektedir.
Takımyıldızların en önemli özelliği gruptaki yıldızların birbirlerine göre konumlarının hep
aynı kalmasıdır. Küçükayı, Büyükayı, Ejderha, Çoban, Kuzey Tacı ve Orion(Avcı) bilinen
takımyıldızlarından bazılarıdır.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış
Ölçme ve Değerlendirme: ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-
yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun
olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
www.FenEhli.com
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Dersin Adı: Fen Bilimleri 4.Hafta (8-12 Ekim 2018 )
Sınıf: 7.Sınıf
Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve Ötesi
Konu: Güneş Sistemi Ötesi: Gök Cisimler
Önerilen Ders Saati: 4 Saat
II.BÖLÜM
7.1.2.3. Galaksilerin yapısını açıklar.
Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:
7.1.2.4. Evren kavramını açıklar.
Yıldız,takımyıldız,galaksi,karadelik
Ünite Kavramları ve Sembolleri:
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Kullanılacak Araç – Gereçler:
a.Galaksi çeşitlerine değinilir.
Açıklamalar: b.Galaksi örnekleri olarak Samanyolu ve Andromeda galaksilerine
değinilir.
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: Galaksiler (Gökadalar); Galaksiler, kütleçekim kuvvetiyle birbirine bağlı olan yıldızların, gaz-
toz-plazmaların meydana getirdiği maddelerin ve henüz ne olduğunu bilmediğimiz karanlık
maddenin oluşturduğu sistemlerdir. Yıldızlar gibi galaksiler de bir araya gelip gruplar
oluştururlar. İçine aldığı galaksinin sayısına göre bir grubun fakir ya da zengin olduğu
anlaşılabiliyor. Örneğin Samanyolu, Andromeda ve Macellan Bulutları 30 galaksiden oluşan
bir grupta yer almaktadır. Bizim galaksimizin de içinde yer aldığı bu gruba “Yerel Grup” adı
veriliyor. Grubun en büyük galaksisi Andromeda iken galaksimiz Samanyolu ikinci sırada.
Samanyolu Galaksisi de çubuklu sarmal bir yapıdadır.
Eliptik galaksiler: Adından da anlaşılacağı üzere eliptik şekle sahip galaksilerdir. Dünyaya dik
açıda olan eliptik bir galaksi bir Amerikan futbol topu gibi görünür. Yaşlı yıldızlardan
meydana gelirler ve az miktarda gaz ve toz bulutu içerirler. Galaksi kümelerinde gözlenen
galaksilerin büyük kısmını bu tür oluşturur. Kütle açısından Güneş’e benzerler. Yaşlı yıldızlar
çok olduğu gibi yeni doğan yıldızların sayısı da oldukça azdır. Hubble düzenine göre eliptik
galaksiler daire biçimine yakınlıklarından aşırı ovalliğe kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde
kodlanır. “E” ile gösterilirler.
Çubuksuz Sarmal (Spiral) Galaksiler: Sarmal galaksiler genç ve yaşlı yıldızların birlikte
bulunduğu galaksilerdir. Hale ve disk biçimleri aynı anda bulunur. Bu galaksiler 10 milyar yıl
içinde yavaş yavaş oluşur. Çekirdeğinden dışarı doğru parlak denilebilecek kollar uzanır. Bu
kollar sarmal galaksinin ihtişamlı görüntüsünün sebepleridirler. Spiral bir şekilde açılırlar,
sabit açısal bir hızla çekirdeğin etrafında dönerler. Yıldızlar hareketleri sırasında bu kollara
girip çıkarlar. Adeta atlı karıncaya binmiş gibi hareket edip, yükselir ve alçalırlar. Galaksi
merkezine yakın yıldızlar ile kollardaki yıldızların hızları aynı değildir.
Çubuklu galaksilerde çekirdeği bir uçtan diğerine kateden çizgisel yapılar
görülür. Samanyolu Galaksisi de çubuklu sarmal bir yapıdadır. Tüm spiralllerin üçte ikisi
çubuk içermektedir. Çubuk sistemleri yıldız doğumlarını arttırmak için çok etkili ve yoğun
sistemlerdir.
Düzensiz galaksiler: Sarmal ve eliptik bir özellik göstermeyen galaksi türleridir. Başka
galaksilerle muhtemel etkileşimi sonucu oluşmuş, şekilleri tuhaf ve olağan dışı özellikleri
bulunan galaksilerdir. Düzensiz galaksiler evrenin %10’luk bir kısmını oluşturmaktadır.
Ayrıca yıldız sayıları da normalden %25 daha azdır.
Teleskopla incelenen görüntülerde ve yaratılan simülasyonlarda iki galaksinin –sarmal ya da
eliptik- birbirine doğru hızla gelip birleşmesi sonucu düzensiz galaksiler meydana geliyordu.
Böylece gökcisimlerinin birbirine çarpışmalarının evrenin oluşum sürecinin bir parçası
olduğu anlaşıldı.
Evrende sürekli olarak gaz bulutları, galaksiler çarpışıyor ve bilim insanları bunları kırk yıldır
gözlüyorlar. Galaksilerin arasındaki uzaklık galaksilerin çaplarının yaklaşık 20 katı kadardır.
Andromeda ve Samanyolu arasındaki uzaklık 2.5 milyon ışık yılıdır.
Evren: gök cisimlerini barındıran uzay ve uzayda yer alan her şeyin toplamıdır. Evren’in yaşı
Büyük Patlama’dan günümüze dek geçen zamandır. Şu anki teori ve gözlemler, Evren’in
yaşının 13,5 ile 14 milyar arası olduğunu önermektedir. Bu yaş aralığı birçok bilimsel
araştırma projesinin görüş birliğiyle elde edilmiştir. Bu projeler arasında arka plan
ışınımı ölçümlerini ve Evren’in genişlemesinin ölçümü için kullanılan diğer pek çok farklı
yöntemi de içerir. Arka plan ışınımı ölçümleri Evren’in Büyük Patlama’dan bu yana olan
soğuma süresini verir.
Büyük patlamanın zaman ve mekanın mutlak başlangıç noktası olduğu, bütün bilim dünyası
tarafından kabul edilmiş bir teori değildir. Farklı evren modelleri, kendi üzerine çöken ve
yeniden genişleyen evren modelleri de farklı çevrelerde kabul gören evren teorilerindendir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış
Ölçme ve Değerlendirme: ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-
yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun
olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:
V.BÖLÜM
Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:
www.FenEhli.com
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Özet:
Koful: Hücreye zarar verebilecek ya da fazla olan maddeleri depo eder. Bitki
hücresinde az sayıda ve büyüktür. Hayvan hücresinde ise çok sayıda ve
küçüktür.
Hücre duvarı: Bitkilerde hücre zarının dış kısmını çevreler. Bu duvar
sayesinde bitkiler daha dayanıklı hâle gelerek dış etkilerden korunur.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Yetişkin bir insanda, 100 trilyondan fazla hücre olduğu tahmin edilmektedir.
Vücudunuzun farklı bölgelerifarklı görevler üstlenmiştir. Duyu organlarının,
sindirim ve boşaltım sistemlerinin görevleri farklıdır.
Bir bitkinin yaprağı ile köklerinin görevleri de birbirinden farklıdır. Bu yapılar,
farklı görevleri yapabilmekiçin farklı özellikteki hücrelerden oluşmuştur.
Farklı hücrelerin birlikte uyumlu çalışabilmesi için belli birdüzende bir araya
gelmeleri gerekir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
I.BÖLÜM
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler:
Özet:
HÜCRE BÖLÜNMELERİ
Canlı varlıkları cansız varlıklardan ayıran üreme, büyüme ve gelişme olayları hücre
bölünmesi ile gerçekleşir. Hücre bölünmesi tüm canlılarda görülen bir olaydır.
Hücre bölünmesinin amacı; hücre bölünmesini gerçekleştiren canlı veya hücreye
bağlı olarak yeni hücreler ve yeni canlılar meydana getirmek, yenilenmeyi
sağlamak, onarımı gerçekleştirmek ve büyümeyi sağlamaktır. Hücre bölünmesi ile
yeni hücreler meydana gelir ve canlıdaki toplam hücre sayısı artar. Hücre
bölünmesinde kromozomlar önemli rol oynamaktadır. Çünkü hücre bölünmesi
gerçekleştiren hücredeki kalıtsal bilgiler, oluşan yeni hücrelere kromozomlarla
taşınmaktadır.
Canlılarda iki çeşit hücre bölünmesi gerçekleşir. Bunlar;
Mitoz Bölünme ve
Mayoz Bölünmedir.
Aşağıda mitoz bölünmenin canlılar için önemi ve evreleri hakkında bilgiler
verilmiştir.
Mitoz Bölünme
Tüm canlılarda büyüme, gelişme ve onarımı; tek hücreli canlılarda eşeysiz üremeyi
sağlayan hücre bölünmesine mitoz denir. Mitoz bölünme tanımdan da anlaşılacağı
üzere tüm canlılar için büyük öneme sahiptir. Bir bebeğin büyüyüp yetişkin bir
birey haline gelmesi, düştüğümüzde kırılan kolumuzun bir süre sonra iyileşerek
eski haline dönmesi, kertenkelenin kopan kuyruğunu yenilemesi, Amip, Hidra gibi
tek hücreli canlıların üremesi mitoz bölünme sayesinde gerçekleşir.
Kışın yapraklarını döken bir ağacın tekrar tomurcuk oluşturarak yeni yapraklar
meydana getirmesini, kesilen saçlarımızın tekrar uzamasını sağlayan mitoz
bölünmedir. Kesilen tırnaklarımızın tekrar uzaması, yaralandığımızda yaramızın
iyileşmesi mitoz bölünme sayesinde gerçekleşir. Mitoz, büyüme ve gelişmenin
yanında tek hücreli canlılarda bölünerek çoğalma, tomurcuklanma, vejetatif
üreme ve yenilenme ile üremeyi yani eşeysiz üremeyi sağlamaktadır. Afrika
menekşesi yaprağından, kavak, söğüt, gül gibi bitkiler dallarından vejetatif olarak
mitoz bölünme sayesinde çoğalırlar. Denizyıldızı kopan bir parçasını, bazı
kertenkele türleri de kopan kuyruklarını yenilenme ile mitoz bölünme sayesinde
tekrar yenileyebilirler. Bira mayasında tomurcuklanma ile üreme, bir hücreli canlı
olan Amip’ in bölünerek çoğalması mitoz bölünmenin sonucudur. Eğer mitoz
bölünme olmasaydı tüm bu olaylar gerçekleşmezdi diyebiliriz.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Mitoz bölünme sonunda ana hücrenin birebir aynısı iki yeni hücre meydana gelir. Mitozun
art arda gerçekleşmesi ile hücre sayısında artış gerçekleşir. Mitozda kromozomlar yavru
hücrelere değişmeden aktarılır. Hücre sayısı artsa da kromozom sayısı ve kalıtsal bilgiler
değişmez. Bu nedenle kalıtsal bilgilerin korunması için hücrelerin mitoz bölünme
gerçekleştirmesi gerekir. Mitoz bölünme sonunda oluşan hücrelerin büyüklüğü, organel
sayısı gibi kalıtsal olmayan özelliklerde değişiklikler görülebilir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Kızılay Haftası (29 Ekim-4 Kasım)
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Özet:
Mayoz Bölünme
İnsan, kedi, köpek, inek, portakal, domates gibi çok hücreli canlıların vücut hücreleri
bölünerek ya da diğer eşeysiz üreme yöntemleriyle yeni bir canlıyı oluşturamaz. Çok
hücreli canlılarda, üremeyi sağlayan eşey(üreme) hücreleri vardır. Çok hücreli canlılar bu
eşey hücrelerinin birleşmesiyle çoğalır. Dişi ve erkek üreme hücrelerinin (eşey hücreleri)
birleşmesiyle meydana gelen üreme şekline eşeyli üreme denir. Üreme hücrelerinin
birleşmesi ile oluşan yeni hücre(canlı) her iki hücrenin (eşey hücrelerinin)
kromozomlarının toplamı kadar kromozoma sahiptir. Örneğin insanlarda dişi üreme
hücresi olan yumurta ve erkek üreme hücresi olan sperm 23’er kromozoma sahiptir. Bu
iki eşey hücresinin birleşmesiyle 46 kromozoma sahip yeni bir canlı meydana
gelmektedir. İnsanların üreme ana hücrelerinde 46 kromozom varken eşey hücrelerinde
23’er kromozom bulunmaktadır. Eşey hücreleri üreme ana hücrelerinin bölünmesiyle
oluşmaktadır. Ayrıca eşey hücreleri üreme ana hücrelerinden farklı kalıtsal özelliklere
sahiptir. Çok hücreli canlılarda üreme ana hücrelerinin yarısı kadar kromozoma ve farklı
kalıtsal özelliklere sahip eşey hücrelerini meydana getirmesini sağlayan hücre
bölünmesine mayoz bölünme denir. Buradan da anlaşılacağı üzere mayoz bölünme çok
hücreli canlılarda üreme ana hücrelerinin gerçekleştirdiği bir bölünme çeşididir. Çok
hücreli canlılarda üreme ana hücreleri haploit yani 2n sayıda, üreme hücreleri ise diploit
yani n sayıda kromozoma sahiptir.
Hücre çekirdeğindeki kromozomların yarısı anneden, yarısı babadan gelir. Her kromozom
kromatit adı verilen iki iplicikten oluşur. Biri anneden diğeri babadan gelen bir çift
kromozomahomolog kromozom adı verilir. Anne babadan gelen ve aynı karakteri taşıyan
kromozom çiftleri mayoz bölünme sırasında bir araya gelerek aralarında gen alışverişi
yapar. Bu olaya parça değişimi(crossingover) adı verilir. Parça değişimi sonucunda
kromozomların gen yapıları değişir. Aynı türün bireyleri arasındaki çeşitliliğin nedeni
Mayoz’da gerçekleşen parça değişimi(crossingover)’dir. Kromozomlarda meydana gelen
parça değişimi ile tür içinde farklılıklar sağlanmaktadır. Örneğin anne ya da babamıza çok
benzememize rağmen parmak izlerimiz ya da sesimiz aynı değildir. Mayoz sırasında parça
değişimi olmadığını bir düşünelim. Böyle bir durumda her hücre ya da her canlı birbirine
benzeyecekti. Mayoz’daki parça değişimi sayesinde hiçbir insan başka bir insanın veya
hiçbir kedi başka bir kedinin birebir aynısı olmamaktadır. Bu yüzden parça değişimi
canlılar için çok büyük önem taşımaktadır.
Mayoz’da gerçekleşen önemli olaylardan biri de kromozom sayısı ile ilgilidir. 2n sayıda
kromozoma sahip bir hücrenin mayoz bölünme geçirmesi sonunda n sayıda kromozoma
sahip 4 yeni hücre meydana gelir. Yani üreme ana hücresinin mayoz bölünme geçirmesi
sırasında kromozom sayısı yarıya iner. Mayoz bölünme sırasında gerçekleşen kromozom
sayısının yarıya inmesi olayı da canlılar için çok büyük öneme sahiptir. Bu durumu şu
şekilde açıklayalım insanlarda 46 kromozom bulunmaktadır. İnsanlarda mayoz bölünme
sonunda oluşan üreme hücrelerinde ise 23’er kromozom bulunmaktadır. Üreme
hücrelerinin birleşmesi yani döllenme sonunda oluşan zigot yine 46 kromozoma sahiptir.
Bu sayede insanlarda kromozom sayısının nesiller boyunca 46 olarak sabit kalması
sağlanmış olmaktadır. Eğer mayoz bölünme ile kromozom sayısı yarıya inmeseydi ve
üreme hücreleri, üreme ana hücreleriyle aynı kromozoma sahip olsaydı nesiller boyunca
kromozom sayısı katlanarak artacaktı. 2n sayıda kromozoma sahip üreme hücrelerinin
birleşmesiyle oluşan zigot 4n sayıda kromozoma sahip olacaktı. Bu sayı sürekli 8n, 16n,
32n gibi artacak ve kalıtsal bilgiler korunamayacaktı.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
1. DÖNEM 1. YAZILISI
Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Yapılacak Etkinlikler:
Mayoz II
Mayoz II, mayoz I evresi sonunda oluşan n kromozomlu iki hücrenin mitoz bölünme
gerçekleştirmesidir. Burada mitoz bölünmeden farklı olarak hazırlık evresi bulunmaz. Yani mayoz I
sonunda oluşan hücreler hazırlık evresi geçirmeden mitoz bölünme geçirerek 2’şer yeni hücre
meydana getirirler. Dolayısıyla Mayoz II sonunda kalıtsal özellik bakımından iki çeşit 4 yeni hücre
meydana gelir.
Mitoz bölünme ile mayoz bölünme arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklar aşağıdaki
tabloda verilmiştir.
MİTOZ MAYOZ
Vücut hücrelerinde görülür. Üreme ana hücrelerinde görülür.
Tüm canlılarda büyümeyi, gelişmeyi, onarımı, Çok hücreli canlılarda üreme(eşey) hücrelerinin
yenilenmeyi; tek hücreli canlılarda eşeysiz oluşmasını sağlar.
üremeyi sağlar.
Sonunda iki yeni hücre oluşur. Sonunda 4 yeni hücre oluşur.
Sonunda kromozom sayısı değişmez. Sonunda kromozom sayısı yarıya iner.
Sonunda oluşan hücreler ana hücre ile aynı Sonunda oluşan hücreler ana hücreden farklı
kalıtsal özelliklere sahiptir. kalıtsal özelliklere sahiptir.
Kromozomlarda parça değişimi (crossingover) Kromozomlarda parça değişimi (crossingover)
görülmez. görülür.
Bölünme tek aşamada gerçekleşir. Bölünme iki aşamada gerçekleşir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve
dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık
Değerlendirme:
uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve
tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Öğrenci Kazanımları/Hedef ve 7.3.1.1.Kütleye etki eden yer çekimi kuvvetini ağırlık olarak adlandırır.
Davranışlar: 7.3.1.2.Kütle ve ağırlık kavramlarını karşılaştırır.
Kütle, ağırlık, yer çekimi, kütle çekimi
Ünite Kavramları ve Sembolleri:
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: Ağırlık Bir Kuvvettir
Duran bir cismi hareket ettirebilen, hareket halindeki bir cismi durdurabilen, cisimlerin hızını,
şeklini ve yönünü değiştirebilen etkiye kuvvet denir. Kuvvet “F” harfi ile gösterilir. Kuvvet
dinamometre ile ölçülür. Kuvvetin birimi Newton’dur ve “N” harfi ile gösterilir. Tanımdan da
anlaşılacağı üzere cisimleri hareket ettirebilmemiz için onlara kuvvet uygulamamız gerekir.
Havaya attığımız topun yere düşmesi, dinamometreye asılan cismin yayı uzatması, kaydıraktaki
çocuğun kuvvet uygulamadan aşağıya doğu kayması gibi örneklerden de görebileceğimiz gibi
dünya üzerindeki bütün cisimler belli bir yükseklikten bırakıldıklarında yere doğru düşmektedir.
Tüm bunların sebebi dünyanın, üzerinde bulunan bütün cisimleri merkezine doğru çekmesidir.
Bu çekim etkisi sayesinde cisimler bulundukları yerde durabilmektedirler. Dünya ile dünya
üzerindeki cisimler arasındaki çekim kuvvetine yer çekimi kuvveti adı verilir. Yer çekimi
kuvvetinin yönü her zaman, yerin merkezine doğrudur. Yer çekimi kuvveti genellikle “g” harfi ile
gösterilir. Yerçekimi kuvvetinin birimi N/kg’dır. Yerçekimi kuvvetinin büyüklüğü yaklaşık olarak
9,8N/kg’dır. Ancak sorularda genellikle 10N/kg olarak alınır.
Tüm maddeler karşılıklı olarak birbirlerine çekim kuvveti uygularlar. Yani yer, maddeleri kendi
merkezine doğru çekerken maddeler de yeri aynı kuvvetle çekerler. Ancak maddelerin kütlesi
Dünya’nın kütlesinin yanında çok küçük kaldığı için maddelerin dünyaya uyguladığı çekim
kuvvetini göremeyiz. Kütleler(cisimler) arasındaki çekim kuvvetine kütle çekim kuvveti denir.
Kütle çekim kuvveti hem dünya üzerindeki bütün cisimler arasında hem de uzaydaki bütün
cisimler(gezegenler gibi.) arasında görülür.
Yerçekimi kuvveti aslında dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetinin özel adıdır. Yani Dünyanın
uyguladığı kütle çekim kuvvetine yerçekimi kuvveti denir.
Güneş sistemindeki gezegenlerin belirli bir yörüngeden hiç ayrılmadan hareket etmelerinin
sebebi Güneş’in sistemdeki gezegenlere uyguladığı kütle çekim kuvvetidir.
Dinamometreye asılan bir cismin yayı esneterek uzatması örneğinde görebileceğimiz gibi
cisimlerin kütlelerine etki eden bir yer çekimi kuvveti vardır. Birim kütleye etki eden yer çekimi
kuvvetine ağırlık denir. Dinamometredeki yayın esneyip uzaması için yaya bir kuvvet
uygulanması gerekir. Dinamometreye asılan cisim yayın esnemesine ve uzamasına sebep olduğu
için bir kuvvet uyguluyor demektir. O halde ağırlık bir kuvvettir. Ağırlık bir kuvvet olduğu için
dinamometre ile ölçülür ve birimi Newton(N)’dur. Ağırlık “G” harfi ile gösterilir. Ağırlık;
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: Ağırlık Bir Kuvvettir
Duran bir cismi hareket ettirebilen, hareket halindeki bir cismi durdurabilen, cisimlerin hızını,
şeklini ve yönünü değiştirebilen etkiye kuvvet denir. Kuvvet “F” harfi ile gösterilir. Kuvvet
dinamometre ile ölçülür. Kuvvetin birimi Newton’dur ve “N” harfi ile gösterilir. Tanımdan da
anlaşılacağı üzere cisimleri hareket ettirebilmemiz için onlara kuvvet uygulamamız gerekir.
Havaya attığımız topun yere düşmesi, dinamometreye asılan cismin yayı uzatması, kaydıraktaki
çocuğun kuvvet uygulamadan aşağıya doğu kayması gibi örneklerden de görebileceğimiz gibi
dünya üzerindeki bütün cisimler belli bir yükseklikten bırakıldıklarında yere doğru düşmektedir.
Tüm bunların sebebi dünyanın, üzerinde bulunan bütün cisimleri merkezine doğru çekmesidir.
Bu çekim etkisi sayesinde cisimler bulundukları yerde durabilmektedirler. Dünya ile dünya
üzerindeki cisimler arasındaki çekim kuvvetine yer çekimi kuvveti adı verilir. Yer çekimi
kuvvetinin yönü her zaman, yerin merkezine doğrudur. Yer çekimi kuvveti genellikle “g” harfi ile
gösterilir. Yerçekimi kuvvetinin birimi N/kg’dır. Yerçekimi kuvvetinin büyüklüğü yaklaşık olarak
9,8N/kg’dır. Ancak sorularda genellikle 10N/kg olarak alınır.
Tüm maddeler karşılıklı olarak birbirlerine çekim kuvveti uygularlar. Yani yer, maddeleri kendi
merkezine doğru çekerken maddeler de yeri aynı kuvvetle çekerler. Ancak maddelerin kütlesi
Dünya’nın kütlesinin yanında çok küçük kaldığı için maddelerin dünyaya uyguladığı çekim
kuvvetini göremeyiz. Kütleler(cisimler) arasındaki çekim kuvvetine kütle çekim kuvveti denir.
Kütle çekim kuvveti hem dünya üzerindeki bütün cisimler arasında hem de uzaydaki bütün
cisimler(gezegenler gibi.) arasında görülür.
Yerçekimi kuvveti aslında dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetinin özel adıdır. Yani Dünyanın
uyguladığı kütle çekim kuvvetine yerçekimi kuvveti denir.
Güneş sistemindeki gezegenlerin belirli bir yörüngeden hiç ayrılmadan hareket etmelerinin
sebebi Güneş’in sistemdeki gezegenlere uyguladığı kütle çekim kuvvetidir.
Dinamometreye asılan bir cismin yayı esneterek uzatması örneğinde görebileceğimiz gibi
cisimlerin kütlelerine etki eden bir yer çekimi kuvveti vardır. Birim kütleye etki eden yer çekimi
kuvvetine ağırlık denir. Dinamometredeki yayın esneyip uzaması için yaya bir kuvvet
uygulanması gerekir. Dinamometreye asılan cisim yayın esnemesine ve uzamasına sebep olduğu
için bir kuvvet uyguluyor demektir. O halde ağırlık bir kuvvettir. Ağırlık bir kuvvet olduğu için
dinamometre ile ölçülür ve birimi Newton(N)’dur. Ağırlık “G” harfi ile gösterilir. Ağırlık;
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Öğretmenler Günü
Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: (24 Kasım)
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Eşit kütleye sahip iki otomobilden sürati fazla olanın sahip olduğu hareket enerjisi daha
fazladır. Örneğin; aşağıdaki otomobillerden sürati 100km/h olanın sahip olduğu hareket
enerjisi daha fazladır.
Süratleri aynı olan varlıklardan kütlesi fazla olanın sahip olduğu hareket enerjisi daha fazladır.
Örneğin; aşağıdaki otomobil ve kamyonun süratleri eşittir. Fakat kamyonun kütlesi daha fazla
olduğundan sahip olduğu hareket enerjisi de fazladır.
Özet olarak; hareket enerjisi cismin kütlesine ve süratine(hız) bağlıdır ve her ikisiyle de doğru
orantılıdır.
Çekim Potansiyel Enerjisi
Elektrik tellerine konmuş olan kuş, daldaki elma, kitaplıktaki kitap gibi varlıklar bulundukları
konumdan dolayı bir enerjiye sahiptirler. Çünkü bu varlıkların bu konumlara gelebilmeleri için
yerçekimine karşı yapılan iş varlıklar üzerinde enerji olarak depolanır. Varlıkların
konumlarından dolayı sahip oldukları enerjiye çekim potansiyel enerjisi denir. Çekim
potansiyel enerjisi;
Cismin ağırlığına (kütlesi ve yer çekiminden dolayı) ve
Cismin bulunduğu yüksekliğe bağlıdır.
Eşit kütledeki iki cisim farklı yüksekliklerden kumlu bir zemine bırakıldıklarında, daha yüksekten
bırakılan cisim kumlu zeminde sahip olduğu çekim potansiyel enerjisinin fazla olmasından
dolayı daha fazla batar.
Farklı kütledeki iki cisim aynı yüksekliklerden kumlu bir zemine bırakıldıklarında, kütlesi daha
fazla olan cisim kumlu zeminde sahip olduğu çekim potansiyel enerjisinin fazla olmasından
dolayı daha fazla batar.
Aşağıdaki görsellerdeki varlıklar çekim potansiyel enerjisine sahiptir. Çünkü hepsinin yere göre
bir yüksekliği ve ağırlığı vardır.
Özet olarak; çekim potansiyel enerjisi cismin ağırlığı ve yüksekliğine bağlıdır ve her ikisiyle de
doğru orantılıdır.
Esneklik Potansiyel Enerjisi
Kuvvet uygulandığında şekli değişen, kuvvet ortadan kaldırıldığında eski haline dönebilen
cisimlere esnek cisimler denir. Yay, ok yayı, paket lastiği gibi maddeler esnek maddelerdir.
Sıkıştırdığımız bir yayın önüne bir cisim koyup yayı serbest bıraktığımızda araba hareket eder.
Yay arabaya bir kuvvet uygulayarak hareket ettirdiğinden dolayı iş yapar. Yayın iş yapması
enerjisinin olduğunu gösterir. Esnek cisimlerin sıkışması ve gerilmesi sonucu bu cisimlerde
biriken enerjiye esneklik potansiyel enerjisi denir.
Esneklik potansiyel enerjisi;
Esnek cismin cinsine (yapıldığı madde) ve
Esnek cismin sıkışma ve gerilme miktarına bağlıdır.
Esnek cisimler ne kadar çok sıkıştırılırsa veya ne kadar çok gerilirse o kadar çok enerjiye sahip
olur. Dolayısıyla esneklik potansiyel enerjisi artar. Örneğin kurmalı masa saat, kurmalı bir
oyuncak esnek maddelerin bu sahip olduğu enerji ile çalışır.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: Enerji Dönüşümleri
Günlük hayatta enerji harcanır, azalır, biter, üretilir gibi kavramları
kullanırız. Fakat bu doğru değildir. Çünkü enerji yoktan var edilemediği
gibi var olan bir enerji de yok edilemez. Enerji türleri; hareket (kinetik)
enerjisi, çekim potansiyel enerjisi ve esneklik potansiyel enerjisi
şeklindedir.
Doğada bu enerji türleri birbirine dönüşebilir. Örneğin daldaki elmanın
çekim potansiyel enerjisi vardır. Daldaki elma koparak yere doğru
düşerken çekim potansiyel enerjisi azalır ancak hareket enerjisi artar.
Çünkü elmanın başlangıçtaki çekim potansiyel enerjisi hareket enerjisine
dönüşür. Burada enerji yok olmadığı gibi yeni bir enerji de ortaya
çıkmamıştır. Sadece bir enerji türü başka bir enerji türüne dönüşmüştür.
Enerjinin tür değiştirmesine enerji dönüşümü adı verilir. Aşağıdaki
görselde daldan düşen elmanın enerjisindeki dönüşümü görebilirsiniz.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yıldız Kayması
Atmosfer içindeki tüm cisimlere hava direnci etki eder. Güneş sisteminde
bulunan ve meteor adı verilen gök cisimleri çok süratli hareket eder. Bunlar
Dünya atmosferine girince hava direnci nedeniyle aşırı bir şekilde ısınarak
akkor hale gelir ve kütleleri azalır. Bu cisimler geceleri yeryüzünden kısa
sureli ışık çizgisi şeklinde görülebilir. Halk arasında bu olaya “akan yıldız” ya
da “yıldız kayması” adı verilir.
Kış aylarında, kar yağışlı bölgelerde otomobillere kar lastikleri takılır. İnsanlar
altı kauçuk olan ayakkabıları tercih ederken, buz sporlarında kaymayı
kolaylaştırmak için temas eden yüzeylerin kayganlığını artırarak sürtünme
kuvvetinin azaltılması istenir. Kısaca işin özelliğine göre sürtünme kuvvetinin
az veya çok olması istenir.
Yazı yazma, yürüme gibi olayları gerçekleştirebilmek için sürtünme kuvvetine
ihtiyaç duyarız. Fakat ayakkabıların, araba lastiklerinin, makine parçalarının
zamanlar eskimesi ise sürtünme kuvvetinin zararlarına örnek olarak
verilebilir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Atom; çekirdek ve katman adı verilen iki bölümden oluşur. Bir elmayı
ortadan ikiye kestiğimizde, elmanın ortasında çekirdeklerin de içinde olduğu
kısmı hepimiz görmüşüzdür. Çekirdekli kısmın çevresinde ise etli meyve
bölümü bulunur. Atomun yapısında bulunan parçacıkların konumunu elmaya
benzetebiliriz. Atomun merkezinde de çekirdek denilen bir kısım vardır ve
atomun çekirdeği parçacıklardan oluşur. Çekirdeği oluşturan bu parçacıklar
proton ve nötron olarak adlandırılır. Atomun diğer parçacıkları olan
elektronlar ise elmanın etli meyve bölümünü oluşturan kısım gibi çekirdeğin
etrafında yer alır.
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
1. DÖNEM 2. YAZILISI
Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:
V.BÖLÜM
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler:
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler:
Saf Maddeleri Tanıyalım / Elementler
Çevremizde bulunan tüm maddeler, günlük hayatta kullandığımız tüm maddeler atomlardan
oluşur. Çevremizdeki tüm maddelerin en küçük yapı taşı atomdur. Bazı maddeleri oluşturan
atomlar birbiri ile aynı iken bazı maddeleri oluşturan atomlar birbirinden farklıdır. Aynı cins
atomlardan oluşan saf maddelere element adı verilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bir
elementin tüm atomları birbiri ile aynıdır. Ancak farklı elementlerin atomları da farklıdır. Atomları
farklı olan elementlerin özellikleri de birbirinden farklıdır.
Bazı elementler doğada tek tek atomlar halinde bulunurken, bazı elementler ise ikişerli atom
grupları yani molekül halinde bulunur. Ancak bu atom gruplarındaki yani moleküllerdeki atomlar
da yine birbiri ile aynıdır. Doğada tek tek atomlar halinde bulunan elementlere atomik yapılı
element, ikişerli atom grupları yani molekül halde bulunan elementlere moleküler yapılı element
adı verilir. Aşağıda atomik yapılı ve moleküler yapılı element modelleri verilmiştir.
Atomik Yapılı Element Modelleri Molekül Yapılı Element Modelleri
Özet:
Çevremizdeki canlı cansız tüm maddeler elementlerden oluşmuştur. Günlük hayatta kullandığımız
ya da adını duyduğumuz elementlerden bazıları ve bu elementlerin modelleri aşağıda verilmiştir.
Bakır Elementi: Günlük hayatta mutfak eşyaları, süs eşyaları ve elektrik kablolarının iletken
kısımlarının yapımında kullanılan bakır elementi atomlardan oluşur.
Altın ve Gümüş Elementleri: Günlük hayatta kuyumculukta sıkça kullanılan altın ve gümüş
elementleri atomlardan oluşur. Ancak altın ve gümüş atomları birbirinden farklıdır.
Demir Elementi:İnşaat malzemesi, demir parmaklık yapımı gibi alanlarda kullanılan demir
elementi atomlardan oluşur.
Doğadaki tüm maddeler elementlerden oluşur. Bazı elementlerden bir elementten oluşurken bazı
elementler de birden fazla elementin bir araya gelmesiyle oluşur. Toprak, kaya, yiyecekler,
içecekler, elbiseler gibi tüm maddeler element atomlarının çeşitli yollarla oluşur.
Saf Maddeleri Tanıyalım / Bileşikler
Farklı tür element atomları uygun koşullar oluştuğunda bir araya gelirler ve kendi özelliklerini
kaybederek yeni bir madde meydana getirirler. Farklı tür atomların belirli oranlarda bir araya
gelmesiyle oluşan saf maddelere bileşik denir. Bileşikler;
En az iki farklı elementten oluşur. Daha karmaşık bileşiklerde ise üç ya da daha fazla element
bulunabilir.
Kendilerini oluşturan elementlerden tamamen farklı fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip olurlar.
Bileşik
Molekül Yapılı Bileşik
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve Değerlendirme: dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru
ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Genellikler, elementin Latince veya Yunanca olan adının ilk harfi kullanılır.
Bileşikler ve Formülleri
Doğada özellikleri birbirinden farklı çok sayıda madde vardır. Bu maddelerin çok azı doğada
element olarak bulunurken pek çoğu bileşik ve diğer maddeler hâlindedir.
Farklı atomlar bir araya gelerek yeni maddeleri oluştururlar. Bu oluşum sırasında bir kısım
atomlardaki bağlar birbirinden ayrılır ve yeni bağlar oluşur. Farklı elementlere ait atomların belli
oranlarda bir araya gelip bağ yapmasıyla oluşan yeni özellikteki saf maddelere bileşik denir.
Örneğin su, hidrojen ve oksijenden oluşmuş bir bileşiktir. Hidrojen ve oksijen elementleri su
bileşiğinden farklı özellikte iki maddedir.
Sodyum iyodür bileşiği sodyum ve iyot elementlerinden oluşmuş bir bileşiktir. Formülü NaI’dır.
Sodyum iyodür bileşiği sodyum ve iyot elementlerinden farklı özelliktedir. Sodyum elementi yalnız
sodyum atomlarından, iyot elementi de yalnız iyot moleküllerinden oluşur. Sodyum gri renkli
bıçakla kesilebilecek kadar yumuşak bir madde, iyot siyah renkte katı bir maddedir. Sodyum
iyodür ise beyaz renkli katı bir maddedir.
Bileşikler çok sayıda atomun bir araya gelmesiyle de oluşabilir. Basit şeker molekülü karbon,
hidrojen ve oksijenden oluşan bir bileşiktir. Formülü C6H12O6’dır. Üç tür atomun belirli bir oranda
birleşmesiyle oluşmuştur.
Elementlerin bir kısmı iyot, hidrojen ve oksijen gibi moleküllü yapıda, bir kısmı da sodyum, demir,
bakır gibi atomik yapıdadır. Bileşikler de moleküllü yapıda olabildiği gibi moleküllü yapıda
olmayabilirler.
Amonyak(NH3), karbondioksit(CO2), kükürtdioksit(SO2), Hidrojen klorür(HCl) moleküler yapıdaki
bileşiklere örnektir.
Sodyum klorür(NaCl) (yemek tuzu), sodyum iyodür(NaI) gibi bileşikler molekül yapıda değildir.
Bileşiklerin formülüne bakarak her bileşiği oluşturan elementleri ve element atomlarının sayısını
belirleyebileceğimiz gibi bileşik formüllerini yazarken de elementlere ve bunların bileşik oluşurken
bir araya gelen atom sayılarına bakarak yazarız.
Örneğin; SO2 formülü bize bileşiğin bir kükürt ve 2 oksijen atomlarından oluştuğunu ve toplam üç
atom içerdiğini söylüyor. Burada bir kükürt atomu, iki oksijen atomu ile bir araya gelerek kükürt
dioksit bileşiğini oluşturmuştur.
Bazı iyonlar ve yaygın kullanılan bileşiklerin isimlerini öğrenelim:
Bazı bileşiklerin formülleri ve isimlendirmeleri aşağıda verilmiştir.
Moleküllerin biraraya gelmesi ile oluşan bazı yaygın bileşiklerin formülleri ve isimlendirilmeleri
aşağıdaki gibidir.
Örneğin: Ca(NO3)2 molekülünde; 1 adet kalsiyum, 2 adet azot, 6 adet oksijen atomu
bulunmaktadır.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve Değerlendirme: dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru
ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Ünite Kavramları ve Homojen karışım, çözelti (çözünen, çözücü), heterojen karışım, çözünme, çözünme hızına
Sembolleri: etki eden faktörler
Uygulanacak Yöntem
Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
ve Teknikler:
Kullanılacak Araç –
Gereçler:
Yapılacak Etkinlikler:
Özet:
III.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Öğrenci
Kazanımları/Hedef ve 7.4.3.3.Çözünme hızına etki eden faktörleri deney yaparak belirler.
Davranışlar:
Ünite Kavramları ve Homojen karışım, çözelti (çözünen, çözücü), heterojen karışım, çözünme, çözünme hızına
Sembolleri: etki eden faktörler
Uygulanacak Yöntem
Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
ve Teknikler:
Kullanılacak Araç –
Gereçler:
a. Temas yüzeyi, karıştırma ve sıcaklık faktörlerine değinilir.
Açıklamalar:
b. Bağımlı, bağımsız ve kontrol edilen değişken kavram gruplarına vurgu yapılır.
Yapılacak Etkinlikler:
Özet:
III.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Öğrenci
7.4.4.1.Karışımların ayrılması için kullanılabilecek yöntemlerden uygun olanı seçerek
Kazanımları/Hedef ve
uygular.
Davranışlar:
Ünite Kavramları ve
Buharlaştırma, yoğunluk farkı, damıtma
Sembolleri:
Uygulanacak Yöntem
Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
ve Teknikler:
Kullanılacak Araç –
Gereçler:
Karışımların ayrılmasında kullanılabilecek yöntemlerden buharlaştırma, yoğunluk farkı ve
Açıklamalar:
damıtma üzerinde durulur.
Yapılacak Etkinlikler:
Özet:
III.BÖLÜM
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
https://www.fenehli.com/
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Öğrenci
7.4.4.1.Karışımların ayrılması için kullanılabilecek yöntemlerden uygun olanı seçerek
Kazanımları/Hedef ve
uygular.
Davranışlar:
Ünite Kavramları ve
Buharlaştırma, yoğunluk farkı, damıtma
Sembolleri:
Uygulanacak Yöntem
Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
ve Teknikler:
Kullanılacak Araç –
Gereçler:
Karışımların ayrılmasında kullanılabilecek yöntemlerden buharlaştırma, yoğunluk farkı ve
Açıklamalar:
damıtma üzerinde durulur.
Yapılacak Etkinlikler:
Özet:
III.BÖLÜM
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
https://www.fenehli.com/
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Öğrenci
7.4.5.1.Evsel atıklarda geri dönüştürülebilen ve dönüştürülemeyen maddeleri ayırt eder.
Kazanımları/Hede
7.4.5.2.Evsel katı ve sıvı atıkların geri dönüşümüne ilişkin proje tasarlar.
f ve Davranışlar:
Ünite Kavramları
Evsel katı atık maddeler, evsel sıvı atık maddeler, geri dönüşüm, yeniden kullanma
ve Sembolleri:
Uygulanacak
Yöntem ve Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Teknikler:
Kullanılacak Araç
– Gereçler:
Açıklamalar:
Yapılacak
Etkinlikler:
Özet:
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve Değerlendirme: dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru
ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: Geri dönüşüm, kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemelerin
çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile ham madde olarak tekrar imalat
süreçlerine kazandırılmasıdır.
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler:
Madde ile etkileşen ışın yansıma yapabilir (a), saydam maddeden geçebilir (b) veya madde
tarafından soğurulabilir (c)
Işığın maddeler tarafından soğurulması maddelerin ısınmasına neden olur. Işık bir enerji
türüdür. Işık, maddeler tarafından soğurulduğunda ışık enerjisi maddeler tarafından ısı
enerjisi olarak depolanır ve maddelerin ısınmasına dolayısıyla sıcaklığının artmasına neden
olur. Işık enerjisinin bir kısmının maddeler tarafından tutulması olayına ışığın
soğurulması adı verilir. Işığın soğurulması olayı günlük hayatımızda bizlere birçok fayda
sağlar.
Gölge Olan Yerler Daha Az Işık Aldığı İçin Daha Serindir
Güneş, Dünya’nın ısı ve ışık kaynağıdır. Güneş ışınları yeryüzüne kadar ulaşarak,
yeryüzündeki cisimler tarafından soğurulur ve yeryüzündeki cisimler ısınır. Yaz
mevsiminde gölgedeki yerler ışık ışınlarını daha az aldığı için gölge olmayan yerlere göre
daha serindir.
Radyometre
Güneş enerjisinden yararlandığımız alanlarda ışık enerjisi ısı, elektrik, hareket ve kimyasal
enerjiye dönüşebilir. Işık, ışık değirmeni (radyometre) adı verilen bir düzenekle hareket
enerjisine dönüştürülür. Radyometre güneş ışığını doğrudan alan bir yere bırakılırsa ışığın
yapraklara çarpmasının etkisiyle radyometre çarkının döndüğü görülür.
Renkler
Beyaz olan güneş ışığının aydınlattığı cisimler farklı renklerde görülür. Bazı cisimler
kırmızı, bazı cisimler yeşil, bazıları da mavi, mor vb. renklerde algılanır. Bunun sebebi
Güneş’ten bize ulaşan ışığın tüm renkleri içermesidir. Yani beyaz ışık, aslında başlı başına
bir renk değil, tüm renklerin birleşimiyle oluşan ışıktır. Bu sebeple beyaz ışık yayılırken,
ulaştığı cisimlerin yansıttığı ışığın renginde görünmesini sağlar.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
Ölçme ve Değerlendirme: açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı
soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Yapılacak Etkinlikler:
Özet:
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
Ölçme ve Değerlendirme:
açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı
soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Sivil Savunma Günü(28 Şubat)
Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Yapılacak Etkinlikler:
Güneş Panelleri
Güneş panelleri Güneş ışınlarından yararlanmak için yapılan teknolojik araçlardan
biridir. Güneş panellerinde ısıyı soğuran koyu renkli cam ve koyu renkli boya
kullanılarak ışığın daha fazla soğurulması sağlanır. Soğurulan ışınlar sayesinde panel
içerisindeki borularda bulunan su ısınır. Bu sistem evlerde ve birçok alanda sıcak su
elde etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Işık Tüpleri
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
Ölçme ve Değerlendirme:
açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı
soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Yeşilay Haftası
Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: Güneş enerjisinden yararlanmak için geliştirilen teknolojik araçlardan biri de ışık
tüpleridir. Bu sistem sayesinde güneş ışığı almayan karanlık ortamlar
aydınlatılabilmektedir. Işık tüpleri, çatılara yerleştirilen Güneş ışınlarını toplayıcı çanak
sayesinde daha az maliyetli bir şekilde evleri aydınlatmada kullanılan daha doğal bir
aydınlatma yöntemidir.
Güneş Pilleri
Güneş enerjisinden yararlanılan bir diğer teknolojik araç ise Güneş pilleridir. Güneş
pilleri Güneş ışınlarının elektrik enerjisine dönüştürülmesi amacıyla geliştirilmiştir.
Güneş pilleri ilk olarak 1950’li yıllarda uydularda kullanılmak amacıyla geliştirilmiş ve
hesap makinalarında da kullanılmaktadır. Günümüzde Güneş pilleri sokak
lambalarında, trafik işaretlerinde ve daha birçok alanda kullanılmaktadır.
Güneş Enerjisi ile Deniz Suyundan Tatlı Su Elde Etme – Damıtma
Tuzlu su olan deniz suyundan tatlı su elde etmek amacıyla da güneş enerjisinden
yararlanılmaktadır.
Güneş enerjisinden yararlanılan alanların artması bizlere birçok fayda
sağlamaktadır.Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir. Güneş enerjisi;
Gittikçe azalan kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar için alternatif enerji
kaynağıdır.
Doğal ve tükenmeyen bir enerji kaynağıdır.
Tatlı su elde etmede kullanılabildiği için yeni su kaynakları sağlamaktadır. Su
kaynaklarının korunmasını sağlar.
Fosil yakıtlar gibi çevreye zararlı gaz salmadığı için çevre dostu enerji
kaynağıdır.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
Ölçme ve Değerlendirme:
açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı
soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Deprem Haftası
Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: (04-10 Mart)
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler:
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
Değerlendirme: açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı
soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
Öğrenci ders kitabı sayfa 148’deki Gözden Geçirelim etkinlikleri yaptırılacaktır.
IV.BÖLÜM
2. DÖNEM 1. YAZILISI
Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
Değerlendirme: açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı
soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
Öğrenci ders kitabı sayfa 148’deki Gözden Geçirelim etkinlikleri yaptırılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Planın Uygulanmasıyla İlgili İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü
Diğer Açıklamalar: 12 Mart
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Takozlar yardımıyla eğimli hâle getirilmiş bir masanın aşağıda kalan yarısı pamuklu ya da yünlü
kumaşla örtülmüş olsun. Masanın yüksekte kalan tarafından tekerlekli bir sistem örtüye dik
olmayacak doğrultuda serbest bırakılsın. Tekerlekli sistem hareket etmeye başlar. Masa yüzeyi ile
örtülü bölgeyi ayıran sınıra geldiğinde ise hareketin doğrultusunun bir miktar değiştiği görülür.
Çünkü kumaşın üzerine önce çıkan tekerlek yavaşlarken diğer tekerlek sahip olduğu hızla
yavaşlamış tekerleğin olduğu tarafa doğru bir miktar savrulur. Her iki tekerlek de kumaş zemine
çıktıktan sonra masa yüzeyinden kumaş zemine savrulduğu doğrultuda daha yavaş hareket eder.
Verilen bu örnekte tekerlekli sistemin ışığı, masa yüzeyindeki örtülü ve örtüsüz bölgelerin ise
ortamları temsil ettiğini düşünürsek tekerlekli sistemin hareketindeki hız ve doğrultu değişimini,
ışığın ortam değiştirirken hız ve doğrultu değiştirmesine benzetebiliriz. Yukarıdaki örneklerdeki
olaylarda hava ortamından su ortamına bakarken gerçekleşmektedir. Başka bir deyişle suyun
içerisindeki kalemden ya da balıktan gözümüze yansıyan ışınlar su ortamından hava ortamına
geçerken hız ve doğrultu değiştirmektedir. Bu nedenle biz bu cisimleri gerçekte oldukları yerde
değil de gözümüze gelen ışık ışınlarının doğrultusundaymış gibi algılarız.
Eğer tekerlekli sistem kumaş zemine dik olarak gönderilmiş olsaydı her iki tekerlek aynı anda
kumaş zemine geçecekti. Bu durumda sadece tekerlekli sistemin hareketinde bir miktar yavaşlama
olacak, doğrultusunda ise herhangi bir değişme olmayacaktı. Saydam ortamları ayıran yüzeye dik
olarak gelen ışık ışınlarının hareketi de bu şekildedir. Hava, su veya cam gibi saydam ortamların
birinden diğerine dik olarak gönderilen ışık, doğrultusunu değiştirmeden yayılmasını sürdürür yani
kırılmaya uğramaz.
Işık ışınları farklı bir ortama geçerken sürati, doğrultusu ve yönü değişir. Işık ışınlarının bir
ortamdan farklı bir ortama geçerken yön ve doğrultu değiştirmesine ışığın kırılması denir. Bir
saydam ortamdan başka bir saydam ortama dik olmayacak şekilde gönderilen ışık ışınlarının büyük
bir kısmı doğrultusunu ve hızını değiştirerek ikinci ortama geçer. Bir kısmı da ortamları ayıran sınır
üzerinden geri yansır. Işığın, izlediği yolun tersinden gönderilmesi durumunda ise ışık aynı yoldan
geri döner. Bu sebeple ışık ışınlarının izlediği yolun tersinir olduğu söylenir.
Farklı ortamları birbirinden ayıran yüzeye çizilen dik doğruya normal (N) denir. Normal çizgisi
gerçekte olmayan sadece hayali olarak varlığı kabul edilen dik bir doğrudur. Bu nedenle kesikli
çizgilerle gösterilir. Normal çizgisi ortam değiştiren ışınların gelme ve kırılma açılarını ölçmede
kullanılır.
Kırılma olayında ortamları ayıran yüzeye gönderilen ışın gelen ışın olarak adlandırılır. Gelen ışın ile
normal arasındaki açı gelme açısıdır. Gelen ışın farklı yoğunluktaki bir ortamdan başka bir ortama
geçerken hız, doğrultu ve yön değiştirir. Hızı, yönü ve doğrultusu değişen bu ışına kırılan ışın denir.
Kırılan ışın ile normal arasındaki açı da kırılma açısı olarak adlandırılır.
Kaynağından yayılan ışık, farklı ortamlar arasında geçiş yaparken gelme açısına göre farklı kırılma
açıları gösterebilir. Buna göre;
Yoğunluğu (kırıcılığı) az olan ortamdan yoğunluğu çok olan ortama dik gelmesi durumu
haricinde her zaman normale yaklaşacak şekilde kırılır(2-3). Işığın yüzeye dik gelmesi
durumunda ışık ışınları kırılmaya uğramaz(1).
Çok kırıcı ortamdan az kırıcı ortama geçerken ayırma yüzeyine dik düşerse başka bir
deyişle normalle aynı doğrultuda gönderilirse doğrultu değiştirmeden (kırılmadan) yoluna
devam eder(1). Bu durumda ışığın yönü ve doğrultusu değişmez ancak hızı değişir.
Yoğunluğu (kırıcılığı) çok olan ortamdan yoğunluğu (kırıcılığı) az olan ortama dik değil de
bir miktar eğik gönderilirse normalden uzaklaşarak kırılır(2-3).
Işığın, çok kırıcı ortamdan az kırıcı ortama daha büyük açılarla gelmesi hâlinde daha büyük
açı ile kırıldığı görülür. Öyle ki gelme açısının belli bir değerine karşılık kırılma açısının
90oolduğu, başka bir ifadeyle kırılan ışık ışınlarının ortamların ayrılma yüzeyini yaladığı fark
edilir(4). Kırılma açısının 90o olduğu andaki gelme açısına sınır açısı denir. Eğer ışık ışınları
sınır açısından daha büyük açı ile ortamları ayıran sınıra gönderilirse kırılmanın etkisi
tümüyle kaybolur ve ayrılma yüzeyi bir ayna gibi davranarak gelen ışığın tamamını suyun
içine geri yansıtır(5). Bu olaya tam yansıma denir. Tam yansıma olayının gözlenebilmesi
için ışık ışınlarının su, cam ve plastik gibi çok kırıcı ortamlardan hava gibi az kırıcı ortama
sınır açısından daha büyük açı ile gönderilmesi gerekir.
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık
Değerlendirme: uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve
tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Özet:
Merceklere gelen ve mercekler tarafından kırılan ışınların izlediği yol asal eksen adı verilen bir
doğruya göre tanımlanır. Asal eksen, merceklerin tam ortasını kürenin merkeziyle birleştirdiği
düşünülen bir eksendir. Başka bir deyişle ince ve kalın kenarlı merceklerde merceğin ortasından
geçen doğrultuya asal eksen denir.
İnce kenarlı merceğin sağından veya solundan asal eksenine paralel gelen ışık ışınları, mercekten
geçerken iki kez kırıldıktan sonra bir noktada toplanır. Işınlar yayılmasını bu noktadan itibaren yine
sürdürür. İnce kenarlı merceklerde kırılan ışınların toplandığı bu noktaya ince kenarlı merceğin
odak noktası denir. Işık ışınları merceğin sağından gönderildiğinde solundaki bir noktada,
solundan gönderildiğinde ise sağındaki bir noktada toplanır. Bu sebeple ince kenarlı merceğin
iki odak noktası vardır. İnce kenarlı mercek belli bir mesafede cisimlerin görüntüsünü büyük ve düz
gösterir. Bu nedenle büyüteç görevi yapabilirler.
İnce kenarlı merceklerin bu özelliğinden yararlanarak güneş ışınlarını kâğıt üzerinde istediğimiz bir
noktaya toplayabiliriz. Toplanan yoğun ışık ışınları kâğıdın bu noktasının sıcaklığının, tutuşma
sıcaklığına kadar yükselmesini sağlayarak onun yanmasına sebep olur. Aynı etkiyi cam şişede de
gözlemek mümkündür. Cam şişe yardımı ile bir noktada toplanan ışık bir süre sonra kâğıdın
yanmasına sebep olur. Aynı durum doğada kendiliğinden oluşursa orman yangınına sebep olabilir.
Bu sebeple böyle cisimlerin çevreye gelişigüzel bırakılması kuru çayır ve yaprakları
tutuşturabileceğinden bu tür cisimleri çevreye ya da ormanlara gelişigüzel atmamalıyız ve atıldığını
gördüğümüzde de o ortamdan uzaklaştırmalıyız.
Kalın kenarlı mercek üzerine asal eksene paralel olarak gönderilen ışık ışınları bir noktadan
çıkıyormuş gibi dağılarak kırılır. Kırılan ışınların uzantıları ışığın geldiği taraftaki bir noktada kesişir.
Işık ışınlarının uzantılarının kesiştiği bu noktaya, kalın kenarlı merceğin odak noktası denir. İnce
kenarlı mercekte olduğu gibi kalın kenarlı merceğin de iki odak noktası vardır. Kalın kenarlı
merceklerde odak noktası mercek ile ışık kaynağı arasındadır. Bir kalın kenarlı mercekten
bakarsanız etrafınızdaki cisimlerin çoğunu görürsünüz. Ancak bu görüntüler cisimlerden küçüktür.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık
Değerlendirme: uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve
tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık
Değerlendirme: uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve
tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Öğrenci Kazanımları/Hedef ve 7.6.1.1. İnsanda üremeyi sağlayan yapı ve organları şema üzerinde
Davranışlar: göstererek açıklar.
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Yapılacak Etkinlikler:
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve
dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık
Değerlendirme:
uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve
tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Kullanılacak Araç – Gereçler: İnsanda üremeyi sağlayan yapı ve organları gösteren şema
Yapılacak Etkinlikler:
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve
dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık
Değerlendirme:
uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve
tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Özet: Üreme
Canlıların kendilerine benzer yeni canlılar oluşturmasına üreme denir. Üreme canlılar için
ortak özelliktir. Üreme canlılığın devamı için gerekli değildir, fakat neslin devamı için
gereklidir. Üreme; eşeysiz üreme ve eşeyli üreme olmak üzere iki şekilde gerçekleşir.
Eşeysiz Üreme
Tek bir atadan meydana gelen üreme şekline eşeysiz üreme denir. Eşeysiz üremede erkek ve
dişi üreme hücreleri görev almaz. Eşeysiz üreme ile oluşan yeni canlı, ana canlı ile aynı
kalıtsal özelliklere sahiptir fakat büyüklükleri farklı olabilir.
Tomurcuklanarak Üreme
Ana canlının vücudunda çıkıntılar oluşur ve çıkıntı gelişerek ana canlıdan ayrılarak yenicanlıyı
oluşturur. Bu tür üremeye tomurcuklanarak üreme denir. Bazen yeni canlı ana canlıdan
ayrılmaz ve birlikte yaşarlar. Bir omurgasız hayvan olan hidra tomurcuklanarak çoğalır.
Rejenerasyonla (Yenilenerek) Üreme
Ana canlıdan kopan vücutparçaları kendini tamamlayarak yeni bireyleri oluşturur. Buna
rejenerasyonla üreme denir.Yassı solucan olan planarya, bazı denizyıldızları ve toprak
solucanın da rejenerasyonla üreme görülür.
Vejetatif Üreme
Sadece bitkilerde görülen eşeysiz bir üreme şeklidir. Bazı bitkilerde gerçekleşen bu üreme
şeklinde bitkilerin dal, yaprak ve gövdelerinden alınan parçalardan yeni bitkinin oluşması
sağlanır. Bu şekilde ki üremeye vejetatif üreme denir. Patatesin gövdesinden yeni
patateslerin oluşması, çileğin gövdesinden yeni çilek bitkisinin oluşması, kavağın, asmanın
dalından ve menekşenin yaprağından yeni bitkilerin oluşması vejetatif üremeye örnektir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve Değerlendirme: dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru
ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
2. DÖNEM 2. YAZILISI
Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Palyaço balığı, alabalık ve hamsi gibi balıklarda erkek ve dişi üreme hücreleri suya bırakılır.
Genellikle akıntının olmadığı kuytu köşeler seçilir. Böylece üreme hücreleri suda birleşir ve dış
döllenme görülür.
Balıklar çok sayıda üreme hücresi oluşturur. Bazen dalgalar nedeniyle döllenme
gerçekleşmez,bazen de döllenmiş yumurtalar başka balıklara yem olur. Bu yüzden balıklar üreme
şansını artırmak için çok sayıda üreme hücresi oluşturur.
Balıklarda yavru bakımı yoktur. Bu yüzden balıklar yumurtadan çıkan yavrularla ilgilenmezler hatta
onları yiyebilirler.
Lepisdes ve köpek balığı gibi bazı balıklar yavrularını doğurarak dünyaya getirir.
Denizatları yumurtlayarak çoğalır. Ancak döllenmiş yumurtaları erkek denizatı karnındaki bir
kesede taşır. Yavruların yumurtadan çıkma zamanları geldiğinde ise, çoğunlukla babanın
karnındaki keseyi taşlara sürtmesi gerekir. Bir doğum olayı gibi olan bu yumurtadan çıkma süreci
sırasında, bazı babalar ölür.
Kurbağalar
Yetişkin kurbağalar karada yaşarken, özellikle üreme zamanlarında su ortamına ihtiyaçları vardır.
Kurbağalar yumurta ile çoğalır. Tıpkı balıklarda olduğu gibi kurbağalar da üreme hücrelerini suya
bırakır. Üreme hücreleri suda birleşir.
Yumurtadan çıkan yavrular ana canlıya benzemez. Kurbağalarda yavru bakımı yoktur. Ana canlılar
yumurtadan çıkan yavrularla ilgilenmezler.
Balık ve kurbağa yumurtalarında kabuk bulunmaz. Kabuk yerine yumurtalar bir zar ile
çevrili olup birçok yumurta bir arada bulunur.
Sürüngenler
Timsahlar, kertenkeleler, kaplumbağalar ve yılanlar sürüngenler sınıfında yer alan hayvanlardır.
Sürüngenlerin derileri genellikle pullarla kaplıdır. Sürüngenler yumurta ile çoğalırlar; ancak
sürüngenlerde iç döllenme görülür.
Sürüngenlerde döllenme sonucu oluşan embriyo, besin doku ve etrafında bir yumurta kabuğu ile
yumurta şeklinde dışarı bırakılır. Yumurtanın sayısı ve büyüklüğü sürüngenlerin türüne göre farklı
olabilir. Ancak hepsinde embriyo gelişimini tamamlayınca, etrafındaki kabuğu kırarak dışarı çıkar.
Yani sürüngenlerde dış gelişme görülür. Sürüngenler yumurtadan çıkan yavrularla ilgilenmezler.
Kuşlar
Ördek, deve kuşu, penguen, bülbül, tavuk, güvercin ve leylekler kuşlara örnek olarak verilebilir.
Kuşların vücutları tüylerle kaplıdır. Deve kuşu,penguen ve kümes hayvanları hariç diğer kuşlar
uçabilme özelliğine sahiptir. Kümes hayvanlarının da kuş sınıfında yer aldığından yumurta ile
çoğalırlar..Ana canlı yumurtanın üzerine yatarak onun gelişimi için uygun sıcaklığı sağlar. Bu olaya
kuluçka denir. Eğer uygun sıcaklık sağlanamazsa yumurta içindeki embriyo gelişemez. Her kuş
türünün kuluçka süresi birbirinden farklıdır. Örneğin, penguenler bir seferde tek yumurta yapar.
Kuluçka dönemi ise yaklaşık iki aydır. Güvercinler yılda 3-4 kez yumurtlar ve kuluçka dönemi
yaklaşık 15-20 gündür.
Kuşlarda yavru bakımı görülür. Yumurtadan çıkan yavrular belirli bir süre annesi tarafından
beslenir ve korunur.
Memeliler
İnek, koyun, kutup ayısı ve fil memeli hayvanlara örnektir.Memeli hayvanların vücutları kıllarla
kaplıdır.
Diğer omurgalı hayvanların aksine memeli hayvanlarda,embriyo, gelişimini ana canlının vücudu
içinde tamamlar. Gelişimini tamamlayan embriyo doğumla dünyaya gelir. Ancak gagalı
memelilerde doğum olayı görülmez. Gagalı memeliler yavrularını yumurtlayarak dünyaya getirir.
Her memeli hayvan türünün, embriyonun ana canlı içindeki gelişim süresi ve tek seferde yapacağı
yavru sayısı farklıdır. Örneğin, kediler tek seferde 2-5 arası yavru yaparken, kurtlar 1-10 arası
yavru yapabilir. Yine fillerde embriyonun ana karnında gelişim süresi yaklaşık iki yıl iken,
tavşanlarda bu süre ortalama bir aydır.
Memeli hayvanlarda yavru bakımı görülür. Yavrularını doğumdan sonra belli bir süre sütle
beslerler.Örneğin, koyunlar yavrularını yaklaşık 3 ay sütle beslerken, kutup ayıları yaklaşık 2,5 yıl
yavrularına süt verir.
Hayvanlarda büyüme ve gelişmeye çeşitli faktörler etki eder. Bunlar, beslenme, yaşadığı ortamın
şartları (sıcaklık, nem, iklim, vb.) canlının kendisine ait özelliklerini oluşturan kalıtsal faktörlerdir.
Başkalaşım
Sinek, kelebek ve güve gibi bazı böcek türlerinde ve kurbağalarda yumurtadan çıkan yavrular ana
canlıya benzemez. Bu canlılarda yumurta içinde yeteri kadar besin yoktur. Bu nedenle yarı
gelişmiş halde yumurtadan çıkan yavru, dışarıdan aldığı besinlerle gelişimini tamamlar.
Yumurtadan çıkan yarı gelişmiş yavrulara larva adı verilir. Bir dizi değişim ve gelişim süreci
sonunda, yavruların ana canlıya benzemesine başkalaşım denir.
Kurbağalarda Başkalaşım
Kurbağalarda, yumurtadan çıkan larvalar bir balığa benzer ve balıklar gibi solungaç solunumu
yapar. Bu yüzden kurbağalar yumurtalarını su birikintisi ya da gölün sığ bölgeleri gibi yerlere
bırakırlar. Döllenmeden sonra larvalar oluşur. Larvalar iribaş olarak adlandırılır ve yüzebilir. İribaş
döneminde bacakları yoktur ama kuyrukları vardır.
Dışarıdan aldığı besinlerle gelişimini sürdüren iribaşların kuyrukları zamanla kısalır ve bacakları
oluşur.Akciğerleri gelişen yavrular, artık akciğer ve deri solunumu yapmaya başlar. Ergin kurbağa
karaya çıkar ve bacakları ile hareket eder. Ön bacaklar kısa, arka bacaklar ise uzundur.
Kelebeklerde Başkalaşım
Böceklerde gelişme, döllenmiş yumurta ile başlar. Yumurtadan tırtıl adı verilen yavru çıkar. Tırtıllar
etraflarını örtecek şekilde bir koza örerler. Bu evreye pupa dönemi denir. Bu dönemde yavru uyku
halindedir. Pupa döneminden sonra gelişimini tamamlayan yavru kozayı yırtarak dışarı çıkar.
Aşağıdaki şekilde bir kelebeğe ait yaşam döngüsü görülmektedir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve Değerlendirme: dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru
ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Yapılacak Etkinlikler:
Çiçekler renk ve şekilleri farklı olabilir ancak yapı olarak birbirine benzerler. Çiçeklerin
çoğunda; çiçeksapı, çiçek tablası, çanak yaprak, taç yaprak, erkek organ ve dişi organ
bulunur.
Dişi organ: Dişicik tepesi, dişicik borusu ve yumurtalık olmak üzereüç temel kısımdan
oluşmuştur.
Dişicik tepesi: Polenlerin dişi organa ulaştığı ilk yerdir. Yapışkan ve pürüzlü bir yüzeye
sahiptir. Böyleceetrafa dağılmış olan polenler çeşitli şekillerde buraya ulaşırsa yapışır ve
tutunur.
Dişicik borusu: Dişicik tepesini yumurtalığa bağlayan ince boruya benzer yapıdır.
Yumurtalık: Dişi organın en alt bölgesindeki şişkince olan kısımdır. İçinde tohum taslağı
adı verilen biryapı bulunur. Tohum taslağı bazen bir tane bazen de çok sayıda olabilir.
Tohum taslağının içinde dişiüreme hücresi olan yumurta bulunur.
Çiçekten Tohuma
Çiçekten bir tohum oluşuncaya kadar birçok olay gerçekleşir. Bu olayların
gerçekleşmesinde insanların,diğer canlıların ve cansız varlıkların rolleri vardır. Çiçeğe
konan bir arı ya da kelebek, rüzgâr, yağmur ve su erkek üreme hücresi olan polenlerin
dişicik tepesine ulaşmasını sağlar. Erkek üreme hücresi olan polenlerin dişicik tepesine
ulaşmasına tozlaşmadenir.
Tozlaşmada dişicik tepesine ulaşan polenler buraya yapışır ve tutunur. Dişicik tepesi
nemli olduğundan polenler buradaki suyu çeker ve çatlar. Polenin çekirdeklerinden biri
dişicik borusunun içinde polen tüpü adı verilen bir yapı oluşturur. Polenin diğer
çekirdeği bu tüpte ilerleyerek yumurtalığaulaşır. Yumurtalığa ulaşan polen çekirdeği,
yumurta hücresi ile birleşir. Bu olaya döllenmeadı verilir.Döllenmiş yumurtaya zigot
denir. Zigot gelişerek embriyoyu oluşturur. Embriyoda bitkinin kök, yaprakve gövde gibi
kısımlarının küçük taslağı vardır. Embriyo ve embriyonun çimlenerek yeni bitkiyi
oluşturmasısırasında kullanacağı besin tohum kabuğuyla sarılarak tohumu
oluşturur.Tohum kabuğu, tohumu uygun olmayan koşullardan korur. Tohum,
çimlenmek için uygun şartlar oluşuncaya kadar uyku halindedir. Yumurtalığın
döllenmeden sonra geçirdiği değişmeler ile oluşan,tohumun etrafındaki etli ve sulu kısım
ise meyvedir. Meyveler hem tohumu korur, hem de tohumunuzaklara taşınmasına
yardımcı olur.
Döllenme yalnızca aynı türden bitkiler arasında gerçekleşir. Örneğin, güle ait polenler
papatyaçiçeğine ulaşıp tepeciğe yapışsa bile, dişicik borusunda polen tüpü oluşmaz ve
polenler yumurtayıdölleyemez. Döllenme olmayınca da tohum oluşmaz.
Tohumlar Uzaklara Nasıl Taşınır?
Erik ve kayısı gibi bazı meyvelerin bir tane tohumu varken,domates ve elma gibi bazı
meyvelerin ise çok sayıda tohumu vardır. Tohumlar; şekil, büyüklük ve renkolarak
birbirinden farklıdır. Her canlıda olduğu gibi bitkiler de nesillerinin devam etmesini
sağlamakister. Tohumların birbirinden farklı yolculuk maceraları vardır.
Bazı meyve ve tohumlar yediğimiz besinlerdendir. Örneğin, domates, dut, incir gibi
meyveleri tohumlarıile birlikte tüketiriz. Fındık, ceviz gibi bitkilerin yediğimiz kısımları ise
tohumlarıdır. Bazı tohumlardanise çeşitli aşamalardan geçtikten sonra günlük hayatta
kullandığımız ürünler elde edilir. Örneğin,ay çekirdeğinden sıvı yağ, buğdaydan un,
pamuktan iplik elde edilmektedir. Bunların yanı sıra bazı tohumlarda ilaç yapımında
kullanılmaktadır.
Tohumun Uyanışı
İlk bakışta cansız gibi düşündüğümüz uyku halindeki tohumların içinde embriyo bulunur.
Tohumunyapısındaki bu embriyo kendisi için uygun şartlar oluştuğunda yeni bir bitki
oluşturur. Bu olaya çimlenmedenir. Aşağıdaki resimde bir bezelye tohumunun
çimlenerek yeni bir bitki oluşturma süreci görülmektedir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları,
Ölçme ve tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca,
Değerlendirme: çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki
aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde
kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Öğrenci 7.7.1.1. Seri ve paralel bağlı ampullerden oluşan bir devre şeması çizer.
Kazanımları/Hede F.7.7.1.2. Ampullerin seri ve paralel bağlandığı durumlardaki parlaklıklarını devre üzerinde
f ve Davranışlar: gözlemleyerek çıkarımda bulunur.
Ünite Kavramları Seri bağlama, paralel bağlama, elektrik akımı, gerilim
ve Sembolleri:
Uygulanacak Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması
Yöntem ve
Teknikler:
Kullanılacak Araç
– Gereçler:
Açıklamalar:
Yapılacak
Etkinlikler:
Özet: Seri ve Paralel Bağlama Nedir?
Basit bir elektrik devresinde pil, bağlantı kablosu ve ampul gibi devre elemanları
kullanılır. Bu devre elemanları kullanım alanlarına göre faklı şekilde bir araya
getirilerek farklı elektrik devreleri kurulabilir. Basit elektrik devrelerinde devre
elemanlarının iki ucu vardır. Örneğin pil + ve – olmak üzere iki uca sahiptir.
Ampuller elektrik devrelerinde iki farklı şekilde bağlanır. Bunlar seri bağlama ve
paralel bağlamadır.
Devre elemanlarının tek bir kol üzerinde birinin + ucu diğerinin – ucuna değecek
şekilde bağlanması ile oluşturulan bağlama şekline seri bağlama denir.
Ampullerde seri bağlama bir ampulün çıkış ucunun diğer ampulün giriş ucuna
bağlanması ile oluşturulur.
Seri bağlı devrelerde ampuller üzerinden geçen akım değerleri birbirine ve ana
koldaki akıma eşittir. Bu nedenle özdeş ampullerle kurulan seri bağlı devrelerde
ampul parlaklığı eşittir.
Ampullerin birer uçları ortak bir noktada, diğer uçları da bir noktada birleştirilerek
oluşturulan bağlama şekline paralel bağlama denir. Paralel bağlı devrelerde
elektrik akımı kollara ayrılır. Eğer ampuller özdeş ise elektrik akımı paralel bağlı
ampullere eşit elektrik akımı gidecek şekilde ayrılır.
Basit elektrik devrelerinde ampul gibi pillerde paralel olarak bağlanabilir. Burada
dikkat edilmesi gereken nokta pillerin “+” uçlarının ve “-“ uçlarının aynı kutupta
olacak şekilde bağlanması gerektiğidir.
Paralel bağlı devrelerde devredeki ampul sayısı artıkça devrenin toplam azalır.
Devredeki toplam dirence eşdeğer direnç denir. Eşdeğer direnç REşşeklinde
gösterilir. Paralel bağlı devrelerde eşdeğer dirençaşağıdaki şekilde hesaplanır.
Paralel bağlı devrelerde ampuller üzerinden geçen akım değeri ampulün direnci
ile ters orantılı olduğundan ampullerin gerilimleri birbirine ve devredeki pillerin
gerilimine eşittir.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık
Ölçme ve Değerlendirme:
uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve
tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2016- 2017 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI 7. SINIF FEN BİLİMLERİ DERS PLÂNI
I.BÖLÜM
Pil pompaya benzer bir görevle elektrik yüklerine elektriksel bir kuvvet uygular. Bu kuvvetin
etkisiyle elektrik yükleri kinetik enerji kazanarak bu enerji tel boyunca iletilerek iletkendeki
yükler arasında enerji aktarımı gerçekleşir. Negatif yüklerin titreşim hareketi sonucunda oluşan
bu enerji aktarımına elektrik akımı denir. Pilin negatif kutbundan pozitif kutbuna doğru
harekete zorlanan negatif yükler, sahip oldukları enerjiyi pilin pozitif kutbundan negatif kutbuna
doğru aktarır ve elektrik akımı oluşur.
Su tesisatı ile elektrik devresinin birbirine benzeyen yönleri olduğu gibi benzemeyen yönleri de
vardır. Benzemeyen yönler;
Su tesisatındaki boru kesildiğinde suyun akışı bir süre daha devam eder. Elektrik
devresinde ise teller arasında bağlantı koptuğu zaman elektrik akımı anında kesilir.
Su tesisatında eğer şeffaf boru kullanırsak hareket eden suyu gözlemleyebiliriz. Fakat
elektrik devresinde titreşim hareketi yapan yükleri gözümüzle göremeyiz.
Su tesisatındaki su borular içerisinde akarken, elektrik akımında elektronlar, bir
noktadan başka bir noktaya hareket etmezler. Titreşim hareketi sayesinde diğer
taneciklere çarparak enerjilerini aktarırlar.
Negatif yüklerin, titreşim hareketi sonucunda sahip oldukları hareket enerjisini yakınındaki
negatif yüklerle çarparak tel boyunca iletmesi ile elektrik akımı oluşur.
Burada dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri yüklerin hareket yönü ile elektrik
akımının hareket yönünün farklı olduğudur. Atomun yapısındaki protonlar hareketsiz,
elektronlar hareketlidir. Bu nedenle elektrik devrelerinde pil tarafından sağlanan enerji
elektronları yani negatif yükleri harekete geçirir. Negatif yükler aldıkları enerji ile harekete
geçerler (titreşim hareketi) ve sahip oldukları enerjiyi komşu negatif yüklere aktarırlar. Aynı tel
içindeki bütün negatif yükler ortalama olarak aynı süratle titreşir. Negatif yükler pilden
sağladıkları enerjiyi ampule taşır. Bu enerji ampulde ısı ve ışığa dönüşür. Negatif yüklerin
titreşim hareketi ile pilin (+) kutbunda devre tamamlanır. Yani negatif yüklerin yönü pilin “-”
ucundan “+” ucuna doğrudur.
Elektrik akımının yönü ise bugün bilimsel olarak yanlış olarak kabul edilse de pilin “+” ucundan
“-” ucuna doğrudur. Bunun nedeni aşağıda kısaca açıklanmıştır:
Bilim insanları, eski tarihlerde elektrik akımının yönünü, enerji kaynaklarının kutuplarıyla
açıklanabileceği fikrini savunmuşlardır. Elektrik akımının pilin pozitif (+) kutbundan negatif (–)
kutbuna doğru olduğu görüşünü öne sürmüşlerdir. Günümüzde ise yukarıda da belirtildiği gibi
elektrik devresinde negatif yüklerin akış yönünün, pilin negatif kutbundan pozitif kutbuna doğru
olduğu bilinmektedir. Birçok bilimsel yasada ilk düşünce temel alındığı için bu düşünce
korunmuştur. Buna göre; negatif yükler pilin “–” kutbundan “+” kutbuna doğru akmasına karşın
elektrik akım yönünün pilin “+” kutbundan “-” kutbuna doğru olduğu kabul edilmektedir.
Elektrik devresinde elektrik akımının yönünü bulmak için pilin kutuplarına bakarız. Elektrik
akımının yönü, pozitif kutuptan negatif kutba doğrudur. Devredeki elektrik enerjisi kaynakları
olan pil, akü vb. elektrik akımını sağlar ve ampul, elektrik yüklerinin taşıdığı elektrik enerjisini
kullanır.
Elektrik devresinde anahtar kapalı iken elektrik yükleri pilin negatif kutbundan titreşim
hareketine başlar, sahip oldukları enerjiyi birbirlerine aktararak pilin pozitif kutbuna kadar
hareketlerini sürdürür. Bu durumda devre kapalıdır. Elektrik devresindeki anahtar açıksa
elektrik yükleri titreşim hareketi yapamaz. Bu durumda enerji aktarımı olmayacağından ampul
ışık vermez.
Ampermetre
Bir elektrik devresinde belirli bir noktadan geçen elektrik akımı ölçülebilir. Elektrik akımını
ölçmek için kullanılan araca ampermetre denir. Ampermetre kısaca “A” harfi ile gösterilir.
Ampermetre ile ölçülen elektrik akımı ise “i” harfi ile gösterilir ve elektrik akımının birimi,
elektrik akımı ile ilgili çalışmalar yapan André Marie Ampére (AndreMari Amper)’nin
soyadı olan amperdir. Ampermetrelerin içerisinde kullanılan iletken teller devreden geçen
elektrik akımını etkilemeyecek şekilde yapılmıştır. Bu nedenle ampermetreler devreye seri
olarak bağlanır. Ampermetre devreye paralel bağlanırsa ampermetre üzerinden büyük
miktarda akım geçer. Bu durumda ampermetre zarar görür.
Voltmetre; direnci çok büyük olduğundan devreye paralel bağlanır, seri bağlanırsa devreden
akım geçmez.
Direnç-Akım-Gerilim İlişkisi
Basit bir elektrik devresinde ampulün uçları arasındaki gerilim ile devre üzerinden geçen akım
arasındaki oran (Gerilim/Akım) her zaman sabittir. Bu oran devredeki ampulün direncine eşittir.
Kısaca; bir iletkenin uçları arasındaki gerilimin telin içinden geçen akıma oranı sabittir ve bu
oranadirenç denir. Direnç “R” harfi ile gösterilir. Gerilim/Akım oranının
birimi Volt/Amper olarak yazılır. Bu birim aynı zamanda bu oranın değeri olan direnç
birimidir. Direnç birimi olarak Volt/Amperkullanıldığı gibi Ohm (Ω) da kullanılır.
Bir iletkenin uçları arasındaki gerilim ile üzerinden geçen akım arasındaki ilişkiyi ilk bulan kişi
George SimonOhm (CorçSimon Om) olduğu için bu ilişkiye Ohm Kanunu denir. Bir devredeki
direnç, dirençölçer adı verilen araçla ölçülür.
Elektrik devrelerinde enerji kaynağının verdiği enerji artarsa devreden geçen akım şiddeti de
artar. Yani devredeki gerilim ile devreden geçen akım doğru orantıdır. Bu nedenle gerilim/akım
oranı değişmez. Bu durum aşağıdaki gibi Gerilim-Akım grafiği ile de gösterilebilir.
Birden çok pilin bağlı olduğu devrelerde, pillerden birinin pozitif kutbunun diğerinin negatif
kutbuna bağlanması devre elemanının uçları arasındaki gerilimi yükseltir. Artan gerilim ise
devre elemanı üzerinden daha büyük bir akımın geçmesini sağlar ve ampulün parlaklığı artar.
III.BÖLÜM
*Boşluk dolduralım
*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı
Ölçme ve dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli,
Değerlendirme: açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı
soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.
IV.BÖLÜM
Uygundur
........................
Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS
PLÂNI
I.BÖLÜM
Öğrenci Kazanımları/Hedef
Öğrencilerin yıl içerisinde ortaya çıkardıkları ürünü etkili bir şekilde sunmaları beklenir.
ve Davranışlar:
Ünite Kavramları ve
Sembolleri:
Uygulanacak Yöntem ve
Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması vb. tekniklerden uygun olanları.
Teknikler:
Kullanılacak Araç –
-
Gereçler:
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler: -
III.BÖLÜM
Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri,
uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular,
Ölçme ve Değerlendirme:
yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme,
grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
I.BÖLÜM
Öğrenci Kazanımları/Hedef
Öğrencilerin yıl içerisinde ortaya çıkardıkları ürünü etkili bir şekilde sunmaları beklenir.
ve Davranışlar:
Ünite Kavramları ve
Sembolleri:
Uygulanacak Yöntem ve
Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması vb. tekniklerden uygun olanları.
Teknikler:
Kullanılacak Araç –
-
Gereçler:
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler: -
III.BÖLÜM
Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri,
uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular,
Ölçme ve Değerlendirme:
yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme,
grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
I.BÖLÜM
Öğrenci Kazanımları/Hedef
ve Davranışlar:
Ünite Kavramları ve
Sembolleri:
Uygulanacak Yöntem ve
Teknikler:
Kullanılacak Araç –
-
Gereçler:
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler: -
Özet:
III.BÖLÜM
Ölçme ve Değerlendirme:
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM
I.BÖLÜM
Öğrenci Kazanımları/Hedef
Öğrencilerin yıl içerisinde ortaya çıkardıkları ürünü etkili bir şekilde sunmaları beklenir.
ve Davranışlar:
Ünite Kavramları ve
Sembolleri:
Uygulanacak Yöntem ve
Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması vb. tekniklerden uygun olanları.
Teknikler:
Kullanılacak Araç –
-
Gereçler:
Açıklamalar:
Yapılacak Etkinlikler: -
III.BÖLÜM
Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri,
uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular,
Ölçme ve Değerlendirme:
yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme,
grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.
IV.BÖLÜM
V.BÖLÜM