You are on page 1of 224

Sevgili Öğrenciler,

Bu kitap paragrafla başı dertte olan bütün öğren-


Eser Adı
1 Dakikada Paragraf Soru Bankası cilerin elinde bulundurması gereken bir kaynak-

Alt Başlık tır. Paragraf kitabımız tüm sınavlar açısından bü-


Üniversiteye HAZIRLIK
yük kolaylık sağlayacak nitelikte hazırlanmıştır.

Yazar
Komisyon Kitabımızın içeriğine bakacak olursak ben anlat-
tım sen çöz sayfaları bulunmaktadır. Bu sayfalar
Redaksiyon
hiperzeka - Redaksiyon Birimi ne işe yarıyor dediğinizi duyar gibiyim :) Bu say-
falarda önce konunun özetinin yer aldığı ben an-
Kapak Tasarımı
lattım kısmı daha sonra ise çözümlü soruların yer
hiperzeka - Grafik & Tasarım
aldığı sen çöz sayfaları bulunmaktadır. Ve bu say-

Baskıya Hazırlık falarımızdan hareketle konu içeriğiyle ilgili test-


hiperzeka - Dizgi Birimi
lerimiz kitabımızda yer almaktadır. Bu testleri-
miz ısınma (kolay), efor (orta) ve performans (zor)
ISBN Numarası
978-605-039-152-7 şeklinde sıralanmaktadır. Bu testlerimiz sizle-
rin kendi seviyelerinizi ölçmenizde çok fazla ya-
A: Turan Çiğdem Cad. No:5 Ostim/ANKARA rar sağlayacaktır. Bu sıralamalar doğrultusunda
T: (312) 231 12 89
F: (312) 231 41 99 soruları kolaydan zora doğru çözmeniz konuları
G: (554) 898 03 01 daha iyi anlamanıza vesile olacaktır. Unutmayın
ki zamanla yarışıyorsunuz! Kitabımız işte bu zor-
E: bilgi@uzmankariyer.com lu yolda size kılavuzluk etmek için hazırlanmıştır.
W: www.uzmankariyer.com

Bütün sınavlarınızda ve hayatınızda başarılı ola-


bileceğinize canı gönülden inanıyoruz.
Basım Yeri - Telefonu

Hiper Zeka Yayın Kurulu

© Bu kitabın her türlü hakkı uzmankariyer Ltd.


Şti.’ne aittir. Bu kitabın baskısından 5846 ve
2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası
Hükümleri gereğince alıntı yapılamaz,
fotokopi yöntemi ile çoğaltılamaz, resim,
şekil, şema, grafik, vb. ler yayın evinin izni
olmadan kopya edilemez.

/hiperzeka /hiperzeka /hiperzeka


İÇİNDEKİLER

BÖLÜM 1
SÖZCÜKTE ANLAM 1
Ben Anlattım 2
Sen Çöz 3
Test 1 Efor Testi - Sözcükte Anlam Özellikleri 4
Ben Anlattım 6
Sen Çöz 7
Test 2 Efor Testi - Sözcükte Anlam Olayları 8
Ben Anlattım 10
Sen Çöz 11
Test 3 Efor Testi - Sözcükler Arası Anlam İlişkileri 12
Test 4 Performans Testi - Sözcükler Arası Anlam İlişkileri 14
Ben Anlattım 16
Sen Çöz 17
Test 5 Efor Testi - İkilemeler ve Deyim Aktarmaları 18
Ben Anlattım 20
Sen Çöz 21
Test 6 Isınma Testi - Deyim ve Atasözleri 22
Test 7 Efor Testi - Deyim ve Atasözleri 24

BÖLÜM 2
CÜMLEDE ANLAM 27
Ben Anlattım 28
Sen Çöz 29
Test 1 Isınma Testi - Anlatım Özelliklerine Göre Cümleler 30
Test 2 Efor Testi - Anlatım Özelliklerine Göre Cümleler 32
İÇİNDEKİLER

Ben Anlattım 34
Sen Çöz 35
Test 3 Isınma Testi - Cümlede Anlam İlişkileri 36
Test 4 Efor Testi - Cümlede Anlam İlişkileri 38
Test 5 Performans Testi - Cümlede Anlam İlişkileri 40
Ben Anlattım 42
Sen Çöz 43
Test 6 Isınma Testi - Cümlenin Ana Fikri (Ana Düşünce) 44
Test 7 Isınma Testi - Cümlede Boşluk Doldurma / Cümle Tamamlama 46
Test 8 Efor Testi - Cümle Yorumlama (Cümlenin Konusu) 48
Test 9 Efor Testi - Cümlede Kesin Yargı 50
Test 10 Efor Testi - Cümlede Boşluk Doldurma / Cümle Tamamlama 52
Test 11 Efor Testi - Cümle Oluşturma / Sıralama 54
Test 12 Efor Testi - Cümle Oluşturma / Sıralama 56
Test 13 Performans Testi - Cümlede Kesin Yargı 58

BÖLÜM 3
PARAGRAFTA ANLAM 61
Ben Anlattım 62
Sen Çöz 63
Test 1 Isınma Testi - Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık ) 64
Test 2 Isınma Testi - Paragrafta Ana Düşünce 66
Test 3 Isınma Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 68
Test 4 Efor Testi - Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık ) 70
Test 5 Efor Testi - Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık ) 72
Test 6 Efor Testi - Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık ) 74
Test 7 Efor Testi - Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık ) 76
Test 8 Efor Testi - Paragrafta Ana Düşünce 78
İÇİNDEKİLER
Test 9 Efor Testi - Paragrafta Ana Düşünce 80
Test 10 Efor Testi - Paragrafta Ana Düşünce 82
Test 11 Efor Testi - Paragrafta Ana Düşünce 84
Test 12 Efor Testi - Paragrafta Ana Düşünce 86
Test 13 Efor Testi - Paragrafta Ana Düşünce 88
Test 14 Efor Testi - Paragrafta Ana Düşünce 90
Test 15 Efor Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 92
Test 16 Efor Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 94
Test 17 Efor Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 96
Test 18 Efor Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 98
Test 19 Efor Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 100
Test 20 Performans Testi - Paragrafın İçeriği (Konu - Başlık) 102
Test 21 Performans Testi - Paragrafta Ana Düşünce 104
Test 22 Performans Testi - Paragrafta Ana Düşünce 106
Test 23 Performans Testi - Paragrafta Ana Düşünce 108
Test 24 Performans Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 110
Test 25 Performans Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 112
Test 26 Performans Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 114
Test 27 Performans Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 116
Test 28 Performans Testi - Paragrafta Yardımcı Düşünce 118
Ben Anlattım 120
Sen Çöz 121
Test 29 Efor Testi - Paragrafta Anlatım Teknikleri 122
Ben Anlattım 124
Sen Çöz 125
Test 30 Efor Testi - Paragrafta Düşünceyi Geliştirme Yolları 126
Ben Anlattım 128
Sen Çöz 129
Test 31 Efor Testi - Paragrafta Anlatımın Temel Nitelikleri 130
İÇİNDEKİLER

BÖLÜM 4
PARAGRAFTA YAPI 133
Ben Anlattım 134
Sen Çöz 135
Test 1 Isınma Testi - Paragraf Tamamlama (Giriş Cümlesi) 136

Test 2 Efor Testi - Paragraf Tamamlama (Giriş Cümlesi) 138

Test 3 Efor Testi - Paragrafa Cümle Yerleştirme 140

Test 4 Efor Testi - Paragraf Tamamlama (Sonuç Cümlesi) 142

Test 5 Efor Testi - Paragraf Tamamlama (Sonuç Cümlesi) 144

Test 6 Efor Testi - Paragrafın Akışını Bozan Cümle 146

Test 7 Efor Testi - Parçanın İki Paragrafa Ayrılması 148

Test 8 Performans Testi - Paragrafta Yer Değiştirme 150

Test 9 Performans Testi - Paragrafta Yer Değiştirme 152

Test 10 Performans Testi - Paragrafta Yer Değiştirme 154

Test 11 Performans Testi - Paragrafta Yer Değiştirme 156

Test 12 Performans Testi - Paragrafın Akışını Bozan Cümle 158

Test 13 Performans Testi - Paragrafın Akışını Bozan Cümle 160

Test 14 Performans Testi - Paragrafın Akışını Bozan Cümle 162

Test 15 Performans Testi - Parçanın İki Paragrafa Ayrılması 164


İÇİNDEKİLER

BÖLÜM 5
PARAGRAFTA ÇOKLU SORULAR 167
Test 1 Isınma Testi - Paragrafta Çoklu Sorular 168
Test 2 Efor Testi - Paragrafta Çoklu Sorular 170
Test 3 Efor Testi - Paragrafta Çoklu Sorular 172
Test 4 Efor Testi - Paragrafta Çoklu Sorular 174
Test 5 Efor Testi - Paragrafta Çoklu Sorular 176
Test 6 Performans Testi - Paragrafta Çoklu Sorular 178
Test 7 Performans Testi - Paragrafta Çoklu Sorular 180
Test 8 Performans Testi - Paragrafta Çoklu Sorular 182

BÖLÜM 6
KARMA TESTLER 185
Test 1 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 186
Test 2 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 188
Test 3 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 190
Test 4 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 192
Test 5 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 194
Test 6 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 196
Test 7 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 198
Test 8 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 200
Test 9 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 202
Test 10 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 204
Test 11 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 206
Test 12 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 208
Test 13 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 210
Test 14 Isınma - Efor - Performans Testi - Karma Test 212
01

SÖZCÜKTE
ANLAM
SÖZCÜKTE ANLAM

Bir sözcüğün akla ilk gelen


anlamıdır. GERÇEK
ANLAM
Burun akıntısı için ilaç
var mı?

MECAZ Sözcüğün gerçek anlamından


ANLAM sıyrılarak kazandığı anlamdır.
Seninki her şeye burun
kıvırıyor.

Gerçek anlama bağlı


kalınarak kazanılan anlamdır. YAN
ANLAM
Ayakkabının burnu vuruyor.

Bilim, spor ve meslek


TERİM dallarıyla ilgili özel anlamlı
ANLAM sözcüklerdir.
Şiirin uyak düzenini bulalım.

2
SÖZCÜKTE ANLAM

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde, “kuru” sözcüğü temel anlamda kullanılmış-


tır?
A) Kadın hiçbir şey yemeyince birkaç haftada kurumuştu.
B) Kuru üzüm satışlarında İzmir önemli bir noktadadır.
C) Havadaki nemden dolayı giysiler bir türlü kurumuyordu.
D) O, kuru gürültüye pabuç bırakmazdı.
E) Bu kuru tarlada hiçbir şey yetişmiyordu.

“Kuru” sözcüğünün temel anlamı “içerisinde hiç sıvı barındırmayan” olarak ifade edilebilir. Bu
anlam C seçeneğinde örneklendirilmiştir. Bu sözcük A seçeneğinde “zayıflamak”, B seçeneğin-
de “taze olmayan”, D seçeneğinde “anlamsız, bir amacı olmayan” E seçeneğinde “verimsiz”
anlamında kullanılmıştır. A, B ve E seçeneklerinde yan anlamda; D seçeneğinde mecaz anlamda
kullanılmıştır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

Ona kırıldığımı bilmesini istedim. Bunca sene her türlü güçlüğe göğüs ger-
I II
dikten sonra böyle kolayca çekip gitmesine bir anlam veremedim. Artık içime
III
dostluk kavramına dair olumsuz düşünceler çöktü.
IV V
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri, mecaz anlamda kullanıl-
mıştır?
A) I ve II. B) I ve V. C) II ve III.
D) III ve IV. E) IV ve V.

Parçadaki II, III. ve IV. sözcükler gerçek anlamlarında kullanılırken, “kırılmak” ve “çöktü” sözcük-
leri temel anlamlarından tamamen sıyrılarak sırasıyla “gönül koymak” ve “yoğunlaşmak” an-
lamlarında kullanılarak mecaz anlam kazanmıştır.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

3
01

Sözcükte Anlam Özellikleri

1. “Yaprak” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde 4. “Atmak” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde,


diğerlerinden farklı anlamda kullanılmıştır? “Beğenerek aldığı elbisenin rengi güneşten kısa
sürede soldu.” cümlesindeki “soldu” sözcü-
A) Sarı, kırmızı yapraklar caddenin süsü olmuştu. ğüyle yakın anlamdadır?
B) Ahmet’in ailesinde bir yaprak dökümü başladı.*
C) Ağacın yapraklarının bu kadar erken solması A) Beti benzi atmış, tek söz söylemiyor.*

ilginçti. B) Vidayı az sıkınca parça yerinden attı.


D) Yaprakları yiyen keçiler hâlâ ortalıkta geziniyor. C) Dikişleri atmış gömleği sürekli giyiyor.
E) Çiçeğin yapraklarından birini koparıp yere attı. D) Salatalıkların üzerine ıslak bez atmış.
E) Çantayı sırtından atıp dışarı çıktı.

2. “Burun” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangi- 5. “Kurmak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin han-
sinde terim anlam kazanmıştır? gisinde “tasarlamak” anlamında kullanılmış-
tır?
A) Kulak ve burun sağlığınız için ara sıra dokto-
ra görünün. A) Sabahları erken kalkmak için yatmadan önce
B) Burnundan ameliyat olan kadın, şimdi daha saatin zilini kurarım.
güzel görünüyor. B) Hırsızlar, evin balkonundan girip içerideki eş-
C) Burnu kırılan çocuğa ilk müdahaleyi yoldan yaları çalma planı kurmuşlar.*
geçen biri yaptı. C) Bilgisayarı kurarken kabloların birbirine te-
D) Deminden beri burnuma çok kötü bir koku mas etmemesine dikkat edin.
geliyor. D) İşler yoğunlaşmadan şu sofrayı kuralım, yok-
E) Sinop Burnu’nun oluşumu binlerce yıl önce- sa aç kalırız.
sinden başlamıştır.* E) Gezip gördüğüm memleketlerde birçok arka-
daşlık kurdum.

3. “Sayıklamak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin


hangisinde diğerlerinden farklı anlamda kul-
lanılmıştır?

A) Geceleri uykusunda hep böyle sayıklıyorsa


onu bir doktora götürmenizde yarar var.
6. “Basmak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin han-
B) Hep annesini sayıkladı, ta ki hasta düşene
gisinde “çevreyi kaplamak” anlamında kullanıl-
kadar.
mıştır?
C) İnsanlar yaşadıkları olayların etkisiyle bazen
sayıklarlar. A) Bugün yirmi iki yaşına basmış.
D) Bazı sayıklamaların altında yatan nedenler B) Çimlere basmak, çiçekleri koparmak yasak.
psikolojiktir. C) Karanlık bastıktan sonra dışarı çıkamazsın.*
E) Bu makalenin bilimsellikle ilgisi yok, yazar D) Halıları yeni sildim, üzerine basmayın.
sayıklamaktan öteye gitmemiş.* E) Kazadan sonra ayağımı basamıyorum.

4
7. Yıldızlar bütün gece seni anlattılar. 10. Bu söylediklerim, yeni akımlar ardından koşanlar
Bu cümlede görülen mecaz türü aşağıdakile- I
rin hangisinde vardır? için. Bunların, körpe okurları bir süre için kolayca
A) Kuzum melul melul bakar bana. II III
B) Sana “gülüm” dedim, gayrısı yalan olur. ağlayacakları düşünülebilir. Ama güç olan, yazarın
C) Melek gibi görünen güzeller geçti buradan. IV
D) Söylemem dedim bülbüllere, yine gül, dediler.* kendisini yazdığına inandırmasıdır.
E) Kuşlar dört bir yandan uçup geldi. V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden han-
gisi gerçek anlamının dışında kullanılmıştır?

A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

8.
I. Sokağın gürültüsünden televizyonu duyamı-
yordu. 11.
II. Şiddetli yağmur İstanbul’da hayatı felç etti, ­ Ağlamaktan gözleri iyice şişmişti.
trafik tıkandı.
­ Su yatağını şişirmek için çok uğraştı.
III. Rüzgâr, ağaçları bir o yana bir bu yana yatı-
rıyordu. ­ Yağmurdan tüm tahtalar şişmiş.

IV. Havalar soğumayınca leylekler göç etmeyi ­ Siz yemeğe devam edin, ben şiştim.
unuttu.
­ Törende oğlunun adı da okununca babası çok
V. Soğuk şakalarıyla herkesi sinirlendiriyordu, şişmişti.
bundan vazgeçmeli artık.
Yukarıdaki cümlelerde “şişmek” sözcüğü kaç
Yukarıdaki cümlelerin hangisinde “Konuşma-
farklı anlamda kullanılmıştır?
cıyı tüm salon dikkatle dinliyordu.” cümlesinde-
kine benzer bir mecaz vardır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5*

A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “süzmek”


sözcüğü mecaz anlamıyla kullanılmıştır?

9. Bu soğuk insanla neden yuva kurmuştum? Dilinden A) Akşamdan kalan yoğurdu torbaya koyup iyi-
I II ce süzdü.
tek bir tatlı söz çıkmıyordu. Bu kırık kalp nasıl B) Turşunun suyunu bugün de süzmeliydik.
III IV V C) Birkaç yıldan beri musluktan gelen suyu sü-
iyileşecekti? zerek içiyorduk.

Yukarıdaki parçada numaralanmış sözcükler- D) Balın yüzündeki lekeler ancak balı süzdükten
den hangisi gerçek anlamıyla kullanılmıştır? sonra geçer.
E) Kadın, genç kızı baştan aşağı şöyle bir süzdü.*
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

1. B 2. E 3. E 4. A 5. B 6. C 7. D 8. A 9. D 10. B 11. E 12. E

5
SÖZCÜKTE ANLAM

SÖZCÜKTE
ANLAM
OLAYLARI

Ad Aktarması
Tariz (İğneleme)
(Mecazımürsel)
Bir kişiyi iğneleme, bir konuyla alay etme
Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden
veya sözün tam tersini kastetmedir.
başka bir sözcüğün yerine kullanılmasına
Genellikle bir kişiyi ya da durumu iğnelemek,
“ad aktarması” denir.
alaya almak için yapılır.

Benzetme Dolaylama

Bir sözün gücünü ve etkileyiciliğini artırmak Bir kelime ile anlatılabilecek bir kavramı,
için aralarında çeşitli yönlerden ilgi bulunan iki birden fazla kelime ile anlatmaya
kavramdan güçsüz olanı güçlü olana “dolaylama” denir.
benzetmektedir. Temel öğelerden (benzeyen,
kendisine benzetilen) sadece biri söylenerek
yapılan benzetmeye “istiare” denir.

Güzel Adlandırma Kinaye (Değinmece)

Olumsuz olarak algılanan kimi durum, kavram Bir sözün benzetme amacı güdülmeden
veya varlıkları güzel bir şekilde dile getirmeye hem gerçek hem de mecaz anlamını
“güzel adlandırma” denir. düşündürecek biçimde kullanılmasına
“kinaye” denir.

6
SÖZCÜKTE ANLAM

Bu derginin en yetkin kalemlerindendir.


Bu cümledeki altı çizili sözcükte görülen anlam olayı aşağıdakilerden hangi-
sinde vardır?
A) Saray, bahşişlerin bu kadar artmasından şikâyetçiydi.
B) Sınıfta ders yapabilecek bir yer kalmamıştı.
C) Evin, birbirinden geniş dört odası vardır.
D) Mersin Limanı, Akdeniz ticaretinde çok önemlidir.
E) Bu dergide yeni yazarlar kendilerine yer bulmaktadır.

Öncülde verilen cümledeki “kalemlerindendir” sözcüğünde, araç - uğraş alanındaki kişi ilişki-
sinden kaynaklanan bir ad aktarması vardır. “Kalem” sözcüğü “yazar” yerine kullanılmıştır. Aynı
anlam olayı A seçeneğindeki “saray” sözcüğünde vardır. Burada “saray” sözcüğüyle kastedilen
“yöneticiler”dir.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

(I) Ev havalansın diye açtığım pencereyi kapatırken derin bir soluk aldım. (II) Körfez-
den bembeyaz bir gemi geçiyor. (III) Canım dışarı çıkmak istedi. (IV) Uzun bir yürü-
yüş yapsam. (V) Bu yürüyüş sırasında İzmir’in sabırsız baharını selamlasam, imbatı,
koklasam. (VI) Ardından kıyıya oturup denizi seyrederken çayımı yudumlasam, ga-
zetemi okusam. (VII) Sonra, okuduğum heyecanlı romanın son bölümünü bitirsem.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde, kişileştirme yapılmıştır?
A) II. B) IV. C) V. D) VI. E) VII.

Parçanın V. cümlesinde geçen “sabırsız” sözcüğü insana dair bir kavramken cümlede doğaya ait
bir kavram olan “bahar” sözcüğüne aktarılmış ve cümlede kişileştirme yapılmıştır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

7
02

Sözcükte Anlam Olayları

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir söz hem 3. (I) Beden, gözle görülmeyen hücreler yığınıdır.
gerçek hem de mecaz anlamıyla kullanılmıştır? (II) Tek bir hücredeki bozulma, kısa sürede öbür
hücreleri de etkileyerek bedeni işlemez hâle ge-
A) Kitapta geçim sıkıntısı içinde olan bir ailenin tirir. (III) Yapı bozukluğuna uğramış hücrenin be-
dramı anlatılıyor. deni içten kemirmesi gibi insan beynindeki kar-
B) Çocuklarımızın elinden tutmalıyız ki çocukla- maşa da toplumsal dayanışmayı altüst eder. (IV)
rımız ayağa kalksınlar.* Toplumun bilinç yoksulu kalabalıklarla dolması-
C) Derin düşüncelerin, sonsuz gibi görünen acı- na yol açar. (V) Bu toplumlardan bilinçli davra-
nışlar beklemek boşunadır.
ların adamıyım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
D) Dost diye yardım ettiklerimiz bize gün gelir
gisinde benzetme yapılmıştır?
hakaret ederler.
E) Öykü, kişinin başından geçenleri ayrıntıya in- A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.
meden verir.

4. (I) Anlıyorum ki kadın sesi bir varoluş biçimidir.


(II) Onun olmadığı yerde dinin de sanatın da ha-
yatın da bir yanı eksik kalır. (III) Sanat bütünüy-
le kadını anlamaya yöneliktir. (IV) Âdem’den bu
yana kadın, hayatı sanata dönüştürmenin nes-
nesi olmuştur. (V) Zaman eğer soluk alıp verebi-
liyorsa kadının yüzü suyu hürmetinedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
hangisinde, bir söz benzetme amacıyla baş-
ka bir söz yerine kullanılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

2. (I) Çapkın bir sam yeline bırakıp ilk kıvırcık, sim-


siyah saç telimi, şu memur kılıklı adamın omzu- 5. (I) Aşk şiirlerindeki yakınmalarda bile o eski tat-
na mı konduruversem? (II) Biraz daha zorlayıp, lılık, gönül rızasıyla kabullenilmiş mutlu ızdırap
yolup yolup sağa sola mı atsam? (III) Şu utan- yok. (II) Çağımızın eziciliğinden gelen bir sert-
maz kiraz ağacının çırılçıplak dallarına adaklar lik var bu şiirlerde. (III) Aşk şimdi geceleri parla-
adayıp assam mı yoksa? (IV) Bir makasa sarılıp yan bir ay değil. (IV) Geniş bahçelerde büyütü-
bu işi kökünden mi halletsem? (V) Bilmiyorum, len masum, çocuksu bir nazlı fidan hiç değil. (V)
biri bunları benim kadar düşünmüş müdür? Yıkılmış duvarlar arasında, nasılsa açmış bir çi-
çektir aşk.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
hangilerinde kişileştirme yapılmıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
gisinde kişileştirme yapılmıştır?
A) I ve II. B) I ve III.* C) II ve III.
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.
D) III ve IV. E) IV ve V.

8
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde benzetme 9. Ankara’yla ilgili veya anlatılanların Ankara’da
vardır? geçtiği kitapları okumaya bayılıyorum. Bir saha-
fın standında “Ankara İstasyonu”nu görünce dü-
A) Çocuk sabaha kadar ateşler içinde yandı. şünmeden aldım. Kitap, 1998 yılında İş Bankası
B) Yalnızlık, kent insanının en çözümsüz prob- Edebiyat Büyük Ödülü’nü kazanmış. Üniversite-
lemidir. yi Ankara’da okuyup sonra da hep Ankara’da ya-
C) Yüreğinin güzelliği seni herkesten farklı kılıyor. şamış olan Selma Fındıklı’nın kaleminden çıkmış.
D) Kalabalıktan korkup ürkek bir ceylan edasıy- Kitapta sekiz öykü bulunuyor. Öyküler 1918 -1944
yılları arasında geçiyor ve kronolojik olarak sıra-
la baktı.*
lanmış. Hikâyelerde kimi zaman yaşı geçkin bir
E) Rüzgâr camlara vuruyor, rüzgârın uğultusu kor- çerçi, kimi zaman da yaralı bir asker oluyor An-
kutuyordu. kara. Kitabın her satırında verilen insanüstü ça-
banın tanığı oluyorsunuz. Anlatım hep birinci te-
kil kişinin ağzından ve onun duygu dünyasına ge-
7. Tatlı bakışı, insanın yüreğine işleyen gülümse-
niş yer verecek şekilde anlatılmış. Hikâyelerde
mesi, mis gibi kokan saçları beni ona çok bağla-
dönemin şartları, insan profilleri, Ankara’nın
mış, içimdeki duyguları uyandırmıştı.
mekânları, Türkiye’nin yakın tarihi birbirine karışı-
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisine baş- yor. Ben kitabın bu yanından çok keyif aldım. Sel-
vurulmamıştır? ma Fındıklı’yı okumak benim için ayrı bir dene-
yimdi.
A) Ad aktarması*
B) Deyimlerden yararlanma Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin han-
gisine yer verilmemiştir?
C) Kişileştirme
D) Benzetme A) Ad aktarmasına
E) Duyular arası aktarım B) Benzetmeye
C) Deyimlere
D) Abartmaya
8. (I) Avare Yıllar, Orhan Kemal’in gençlik yıllarını,
kendini bulma sancısını anlatıyor. (II) Futbol pe- E) Kinayeye*
şinde koşarken fakirlikten, çaresizlikten, itilmiş-
likten bunalan ve Adana’ya dönerse eski günlere
de dönebileceğini, daha da önemlisi babasının
baskısından kurtulabileceğini uman Orhan Ke-
mal kendini zar zor Adana’ya atıyor. (III) O za-
manlar edindiği güngörmüş bir arkadaşının söy-
lediği gibi sorun kendisinde, zora gelememesin-
de, sebat edememesinde ama onun bunu anla-
masına çok var. (IV) Önce ırgatlığı beceremeyi-
şini, işçiliğe cesaret edemeyişini görüyoruz; son-
ra İstanbul’da şansını deniyor ama yine başara-
mıyor. (V) Fabrikada düşük ücretli bir memurluk
ve daha önemlisi aşk, küçük adamın hayatında
yeni bir sayfa açıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde mecazlı bir söyleyişe yer verilmemiştir?

A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

1.B 2.B 3.C 4.E 5.D 6.D 7.A 8.D 9.E

9
Duyularla algılanama-
Aynı anlamı karşılayan Anlamca birbirine Yazılışları aynı, yan,varlığını düşünce-
SÖZCÜKLER sözcüklerdir. karşıt (zıt) olan anlamları farklı olan de kabul ettiğimiz kav-
ARASI Sözcüklerin biri sözcüklerdir. sözcüklere denir. ramlar soyut, duyularla
ANLAM yabancı kökenlidir. algılanabilen kavramlar
İLİŞKİLERİ ise somuttur.

Eş Zıt Anlamlı Soyut ve


Eş Sesli
Anlamlı Sözcükler Somut Anlamlı
Sözcükler
Sözcükler Sözcükler
SÖZCÜKTE ANLAM

10
Genel Anlamlı Nitel-Nicel Özel Anlamlı Yansıma
Sözcükler Anlamlı Sözcükler Sözcükler
Sözcükler

Bir varlığın özelliklerini Söylenişte tekil olma- Doğaya ait seslerin


Söylenişte tekil olma- belirten sözcüklere sına rağmen anlamca insan tarafından taklidi
sına rağmen anlamca nitel, ölçülüp sayıla - daha dar kapsamlı sonucu oluşmuş söz-
geniş kapsamlı olan bilen özellik gösteren olan sözcüklere denir. cüklere denir.
sözcüklere denir. sözcüklere nicel denir.
SÖZCÜKTE ANLAM

Dilimizde düzelteme işareti (^) olan sözcüklerde okunuşları, yazılışları ve anlam-


ları farklı olduğu için sesteşlik özelliği aranmaz.
Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisinde sesteşlik özelliği aranmaz?
A) Karadeniz’de içtiğim çayın tadını hâlâ damağımda hissediyorum.
B) Kardeşimle bahçedeki yabani otları yolduk.
C) Eller ne derse desin, ben sana inanıyorum.
D) Bıçağı ters tuttuğu için koyunun derisini yüzemedi.
E) Çiçeklerinde anlamları varmış, beyaz gülün anlamı çok etkileyiciymiş.

A seçeneğinde “çay”, B seçeneğinde “yol”, C seçeneğinende “el”, D seçeneğinde “yüz”, E se-


çeneğinde “gül”, sözcüklerinde sesteşlik vardır. Ancak A seçeneğindeki “hâlâ” sözcüğünde ses-
teşlik aranmaz.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

“Kesmek” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerden hangisinde “ara vermek” anlamı-


nı taşımaktadır?
A) Eli para görünce eski dostlarıyla ilişkisini kesti.
B) Filmi sansürlemek için kimi sahnelerini kesmişler.
C) Konuşmacı sözlerini kesti, gürültü yapanları uyardı.
D) Çocuk, kamışı yontarken elini kesmiş.
E) Ampulü takmak için elektriği kesti.

Bu soruda asıl sorgulanan eş anlamlı sözcüklerdir. “Kesmek” sözcüğü A seçeneğinde “sonlan-


dırmak”, B seçeneğinde “bazı bölümleri çıkarmak”, C seçeneğinde “ara vermek”, D seçene-
ğinde “yaralamak” E seçeneğinde “bir süreliğine kapatmak” anlamlarında kullanılmıştır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

11
03

Sözcükler Arası Anlam İlişkileri

1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde eş sesli söz- 3. (I) Sabah erkenden etrafı dolaşmak için dışarı
cüklere örnek vardır? çıktık. (II) Hayatımda görmediğim kadar büyük
ağaçlarla kaplı ormanda iki cüce olarak dolaş-
A) Benim için her bir sözün kıymetlidir inciden* tık. (III) Tepeden aşağıda gözüken su birikintisi
Gözyaşlarım akıtma gel odur gönlüm inciden göller olmalıydı. (IV) Biraz hayal kırıklığı oluştu
B) Senin de çağın geçer olur bizde, oysa dokuz göl hayal etmiştik. (V) Meğer
Tomurcuk gül gazel olur yüzlerce yıl boyunca buraya yörük kervanları ge-
C) Elma elma yanakları al gibi lip konaklamış.
Boyu uzar gider selvi dal gibi Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
gisinde karşıt kavramlar bir arada kullanıl-
D) Sevdiğimin gayet ince beli var
mıştır?
Şekerden, şerbetten şirin dili var
E) Çıkarım, dağlarda gezer, yürürüm A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.
Sinemi odalara yakar yürürüm

2. Aşağıdaki dizelerden hangisinde karşıt an-


lamlı kavramlara yer verilmiştir?
4. (I) H. Ziya Uşaklıgil, edebiyat tarihimizde benzeri
A) Sevmek zamanındasın biçarem az olan bir roman ustasıdır. (II) Önemli yapıtları
teknik bakımdan kusursuzdur. (III) Her sayfa bü-
Öylesine sakla sevinçlerini çocukların
yük bir özenle işlenmiştir. (IV) Çalakalem doldu-
B) Dünyanın kuytularında gitmektir yaşam
rulmuş bir parçaya rastlamak olası değildir. (V)
Gelmektir yine her sabah çaresiz* Yalnız dili, o dönemin modasına uyduğu için di-
C) Sen bu şiiri okurken ğerleri gibi yapmadır. (VI) Daha sonra romanları-
Ben belki başka bir şehirde ölürüm nı kendisi sadeleştirmiştir.
D) Bilirim, burada ben vurunca dağlara Bu parçanın III. cümlesindeki altı çizili sözcü-
Orada sen bir dağ arayacaksın ğün anlamca karşıtı numaralanmış cümlele-
E) Acılı acısız ayır bizi rin hangisinde kullanılmıştır?
Kıraç topraklar bilir bizi A) I. B) II. C) IV.* D) V. E) VI.

12
5. Aşağıdaki dizelerin hangisinde soyut bir du- 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili
rum somutlaştırılarak aktarılmıştır? sözcük nicel anlamıyla kullanılmıştır?

A) Kendimiz sorup durmak nedenleri A) Haberi aldıktan sonra derin bir nefes aldı.
Derken çıktığımız yere dönüverdik B) Cevaplanması güç, zor bir soru ile karşı kar-
B) Yadırgadık başımıza gelenleri şıyayız.
Avuntu aramanın da geçti zamanı C) Aldığı elbise kendine oldukça kısa gelmişti.*
C) Ezilmiş karnımıza kar yağdı D) Birçok ödül almış usta şairin dizeleriydi bunlar.
Sıcak çorbalara doğradık kaygımızı* E) Aday isimleri açıklanınca salonda sert bir
D) Ben Ilgaz Dağları’ndaki alageyik hava sezildi.
Çoban ateşlerini yakarım geceleri
E) Bir türkü söylenir güzel üstüne
Bir türkü söylenir inceden

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili


6. (I) Doğa, çevreyi türlü renklere boyamaya baş- sözcükler sesteş (eş sesli) değildir?
lamış yeni yeni. (II) Toprağın o kendine has mis
gibi kokusunu içime çekiyorum. (III) Tahta kağ- A) Zeytinlerden yağ çıkarmak için almıştı bu
nı tekerleklerinin gıcırtısı gecenin sessizliğini makineleri.
yırtıyor. (IV) Omuzlardaki yükten kamburu çık- Dün sabah ilk kez kar yağdı buraya.
mış yorgun bedenler, yırtık çarıklarıyla yürüyor- B) Sırtında doğru dürüst bir gömlek bile yoktu.
lar eski yolda. (V) Attıkları her adımın bağımsız-
Dağların bu sırtına güneş değmemişti.*
lığa doğru giden uzun yolun bir parçası olduğu-
na inanarak azimle yürüyorlar. C) Karda gezer, izini belli etmezdi.
Kâğıtları bir kez daha kardı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde yansımadan türemiş bir sözcük kulla- D) Bakan, bizim dili hiç anlamıyordu.
nılmıştır? Domatesleri dilin de getirin sofraya.
E) Kaç yıl oldu buraya gelmeyeli?
A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.
Bir taksiye binip kaçtı hırsızlar.

1. A 2. B 3. B 4. C 5. C 6. C 7. C 8. B

13
04

Sözcükler Arası Anlam İlişkileri

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut an- 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt an-
lamlı bir sözcük soyut anlam kazanmıştır? lamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır?

A) Yasalara uymayanlar hakkında ağır cezalar A) Dik bir yamaçtan aşağıya bakmak beni kor-
verilecek. kutuyor.
B) Bu sözlerinle onu kırdığının farkında değil- B) Yükseklik korkusundan böyle yerlere çıka-
sin.* mam.
C) Haberi duyunca bütün ev mahallede sağa C) Dün yitirdiğim cüzdanımı kütüphanemde bul-
sola dağıldı. dum.*
D) Doğadaki canlılar arasında eşsiz bir uyum D) Bütün masaları ıslak bir bezle iyice temizle-
var. miş.
E) Yemyeşil çayırlarda arkama bakmadan koş- E) Bugün çok neşeli ve mutlu görünüyorsunuz.
mak istiyorum.

5. “Küçük” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangi-


2. Aşağıdakilerin hangisinde somut anlamlı bir sinde nicelik anlamıyla kullanılmamıştır?
sözcük soyut anlam kazanmıştır?
A) Partiye hazırlanmak için küçük gruplar
A) Serin bahar yağmuruyla ıslandım. hâlinde çalıştık.
B) Tepenin arka yüzü oldukça canlıydı. B) Küçük kardeşim olayın şokunu üzerinden bir
C) Davranışlarınız değişik bir hava veriyor.* türlü atamıyordu.
D) Yalın bir dili vardı öykünün. C) Düşünceleri küçük insan düşüncelerinden
E) Çocuğun notları çok kötüydü. farksızdı. *
D) Küçük parmaklarıyla oyuncağını tutmaya ça-
lışıyordu.
E) Elinde küçük bir çantayla otobüse bindi, kol-
tuğa oturdu.

3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili söz-


cüklerden hangisi somut anlam taşımamak-
tadır? 6. “Bütün saldırılara rağmen İzmir düşmedi.” cüm-
A) Kaptanımız direksiyonu sıkıca tutuyor, çeviri- lesindeki “düşmek” sözcüğünün karşıt anlam-
yordu. lısı aşağıdakilerin hangisinde vardır?
B) Güvertedeki yolcularda tatlı bir heyecan vardı.* A) Şehirdeki binalar göz kamaştırıyor.
C) Gölde küçük bir sandal ile balık tutuyorlar. B) Tüm kazandığını da kumarda kaybetti.
D) İçerinin sıcak havasından hepimiz bunaldık. C) Savaşlar tarihimizde önemli bir yer tutar.
E) Yazılarımı yazarken müzik dinler, meyve ye- D) Son günlerde ülke ekonomisi kötüye gidiyor.
rim. E) Kaleyi son hamlede düşmandan kazandık.*

14
7. Aşağıdakilerin hangisinde yansıma (doğada- 11. “Kapalı” sözcüğü, aşağıdakilerin hangisin-
ki seslerin taklit edilmesiyle oluşmuş) söz- de “Her çeşit düşünceye açık olmaya çalışır-
cük kullanılmıştır? dı.” cümlesindeki “açık” sözcüğünün anlamca
A) Sızıntıya bakılırsa burada işimiz çok. karşıtı olarak kullanılmıştır?
B) Bu patırtı da ne, kavga var galiba sokakta.* A) Dizelerindeki kapalı anlatım okuyucuyu dü-
C) Sen kimsenin sözüne kulak asma, beni dinle. şünmeye yöneltiyordu.
D) Âşık almış sazını eline, yanık yanık çalıyor. B) İstanbul’un havasının bu kış soğuk ve kapalı
E) Onun gözlerinin ışıltısı büyüleyicidir. olduğuna hiç denk gelmedim.
C) Ankara’da hiçbir şey kapalı bir dükkân kadar
üzmez insanı.
8. “Tatlı dil herkesi mutlu eder.” cümlesindeki “tat- D) Değişime bu kadar kapalı bir toplumda yaşa-
lı” sözcüğünün anlamca karşıtı aşağıdakilerin mak insanı yoruyor.*
hangisinde vardır? E) Bu kadar utangaç ve kapalı bir kişiyle daha
önce karşılaşmamıştım.
A) Acı sözleri, masada huzursuzluk oluşturdu.*
B) Kalbimde bir acı hissettim aniden.
C) Uzaklardan acı bir çığlık duyuldu.
D) Kardeşinin acısına daha fazla dayanamadı.
E) Kuruttukları acı biberleri satıyorlardı.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansıma bir
sözcük yoktur?
9. A) Yemeği şapır şupur yemesi sinirimi bozuyor.
I. Ağaç, toprak kaybını engeller. B) Yerlerin pırıl pırıl olmasını istiyorum.*
II. Defter, sıranın üstünde duruyordu. C) Açlıktan bir saattir karnım gurulduyor.
III. Çocuk, ailenin neşe kaynağıdır. D) Horlama sorunu olan insanlara yardım ediyo-
IV. Balık, az tüketilen bir besindir. ruz.
V. Su, insanın en temel ihtiyacıdır. E) Diliyle dişi arasında bir şeyler mırıldandı.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde altı çizili sözcük genel anlamlı değildir?

A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

13. (I) Günlük yaşamın yükü, bu kasabada kadının


omuzlarında. (II) Kadınlar her nesneyi başların-
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisi hem gerçek da taşıyabiliyorlar. (III) Dolu su kovası, bavul,
hem de mecaz anlama gelecek şekilde kulla- çanta, çuval… (IV) Bu yetmezmiş gibi sırtlarına
nılmıştır? da bebeklerini bağlıyorlar. (V) Çoklukla elleri de
dolu oluyor.
A) Balın olsun, sinek Bağdat’tan gelir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden han-
B) Atı alan Üsküdar’ı geçti. gisinde somut anlamlı bir sözcük soyut an-
C) Mum, dibine ışık vermez.* lam kazanmıştır?
D) Rüzgâr eken, fırtına biçer.
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.
E) Can çıkar, huy çıkmaz.

1. B 2. C 3. B 4. C 5. C 6. E 7. B 8. A 9. B 10. C 11. D 12. B 13. A

15
SÖZCÜKTE ANLAM

İKİLEMELER VE DEYİM AKTARMALARI

İKİLEMELER

Anlatıma canlılık, güç ve pekiştirme katmak amacıyla aynı ya da farklı iki sözcüğün birlikte
kullanılmasıyla oluşan sözcük gruplarıdır.

1 5
Aynı sözcüğün tekrarıyla oluşan
Eş anlamlı sözcüklerle oluşan ikilemeler:
ikilemeler: yavaş yavaş, koşa koşa
ses seda

2 6
Biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerin
kullanımıyla oluşan ikilemeler: ufak tefek, Her ikisi de anlamsız sözcüklerle oluşan
eğri büğrü ikilemeler: ıvır zıvır

3 7
Karşıt (zıt) anlamlı sözcüklerin kullanımıyla
Ünlemlerin bir araya gelmesiyle oluşan
oluşan ikilemeler: az çok
ikilemeler: vah vah

4 8
Yakın anlamlı sözcüklerle oluşan ikilemeler: Yansıma sözcüklerle oluşan ikilemeler:
kılık kıyafet, eş dost gürül gürül, fokur fokur

DEYİM AKTARMALARI

İnsana özgü bir kavramın doğaya, doğaya özgü bir kavramın insana aktarılmasına
deyim aktarması denir.

1 3
Duyular arası aktarma
İnsandan doğaya aktarma (Kişileştirme)
Acı bir çığlık duyuldu.
Kuşlar neşe içinde cıvıldaşıyor.

4
2 Doğadan doğaya aktarma
Doğadan insana aktarma
Rüzgârlar ulurdu sabaha kadar.
Olgun tavırlarıyla beni etiketledi.

16
SÖZCÜKTE ANLAM

Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözlerden hangisi “ikileme” değildir?


A) Gördüklerini iki gözü iki çeşme anlattı.
B) Duyduklarını güle oynaya anlattı.
C) İçine karıştığı olayları isteksiz isteksiz anlattı.
D) Başına gelenleri enine boyuna anlattı.
E) Düşündüklerini açık seçik anlattı.

Sorunun B, C, D ve E seçeneklerindeki altı çizili sözler ikileme olarak kullanılmıştır. A seçeneğin-


deki “iki gözü iki çeşme” sözü ise deyimdir.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

İnsanoğlunun çaresizliğe düştüğü, yaşadığı toplumsal ortamda bir başına, yapayal-


nız kaldığı ve başkalarının yardımına gereksinim duyduğu anlar vardır. Böyle za-
manlarda her kapıyı çalar. Ne var ki bütün kapılar kapanmıştır yüzüne. Tam anla-
mıyla bir çaresizlik içindedir. Bir öyküye, bir romana konu olabilecek böyle bir duru-
mu - - - - deyimiyle somutlaştırıcı bir biçimde ne güzel anlatmıştır Türkçemiz.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun-
dur?
A) ötesi çıkmaz sokak
B) havanda su dövmek
C) yer demir gök bakır
D) dört duvar arasında
E) iki arada bir derede

Deyimler ve bunların anlamını bilmeyi ve bunları yorumlamayı ölçen bir sorudur. “Yer demir gök
bakır” deyimi şu biçimlerde yorumlanır: “Hiçbir yerden yardım alma imkânının olmaması, hiç-
bir çaresinin olmaması”. Görüldüğü gibi verilen parçada “yer demir gök bakır” deyiminin an-
lamsal yorumu sorulmaktadır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

17
05

İkilemeler ve Deyim Aktarmaları

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde insana ait 4. Aşağıdakilerin hangisinde ikilemeyi oluştu-


bir özellik insan dışı bir varlığa aktarılmıştır? ran sözcükler anlam ilişkisi yönünden diğer-
lerinden farklıdır?
A) Memurun aniden parlaması odadaki herkesi
korkutmuştu. A) Aşağı yukarı iki aydır görüşmüyoruz.
B) Programa katılanlar gördükleri karşısında B) Artık az çok birbirimizi tanıdık.
şaşkınlığa uğradı. C) Adam, yine yalan yanlış konuşuyor.*
C) Denizden esen rüzgâr havanın yumuşaması- D) Benimle bir daha ileri geri konuşma.
nı sağladı. E) İyi kötü yuvarlanıp gidiyoruz işte.
D) Ağlamaklı bulutlar, gelecek yağışın haberci-
siydi.*
E) Tarlalarda kalan mahsul çiftçiyi zor durumda
bıraktı.

5. Deyimlerin pek çok türü vardır. Bunlardan biri de


2. Yaşlı adam zaman zaman dalıyordu. ikilemelerdir. Ancak tüm ikilemeler deyim olarak
değerlendirilemez.
Altı çizili ikilemenin bu cümleye kattığı anlam
aşağıdakilerin hangisinde vardır? Aşağıdakilerin hangisi deyim biçiminde bir
ikileme olarak kullanılmamıştır?
A) Her an konuşmaya hazır gibiydi.
A) Hanımelleri buram buram kokuyordu sokak-
B) Yanındaki yolcuyu sürekli rahatsız ediyordu.
larda.*
C) Onun bakışları her zaman böyleydi.
B) Yemekte cambul cumbul bir çorba verdiler.
D) Gece boyunca tuhaf sesler duydu.
C) Yazarın son romanı öyle ahım şahım değil.
E) Ara sıra evinde parti verirdi.*
D) Pazarcı, çürük çarık tüm domatesleri bana
vermiş.
E) Karman çorman odada nasıl yaşıyorsun?

3. Umutların tükendiği ağır bir hastalıktan sonra iyi-


den iyiye toparlandı.
Bu cümleye altı çizili ikilemenin kattığı anlam
aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Söylene söylene eskimiş sözcüklerle şiir ya- 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımalar-
zılmaz. la kurulmuş bir ikileme vardır?
B) En çok bir iki güne kadar ayağa kalkabilecek- A) Yeni silinmiş yerler ışıl ışıl parlıyor.
tir. B) Üç gün boyunca yağmur yağdı şakır şakır.*
C) Kitap okuyan pek çok kişiyle güzel sohbetle- C) O pis evi iki günde pırıl pırıl yaptık.
rim oldu. D) Saçları omuzlarına dökülüyordu kıvır kıvır.
D) İkide bir yemek yiyor, hiç mi doymuyor? E) Eve geç geldiğimizden için için kızıyordu
E) Enikonu düzeldi havalar, suya girebileceğiz.* bize.

18
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme 10. (I) Beşinci katta küçük oda. (II) Odanın sahi-
farklı bir öge görevindedir? bi içeride yok. (III) Fakat neredeyse geleceği ve
odada sanki her şeyin onu beklediği duyumsa-
A) Dışarıda bir hayat akıyor gürül gürül. nıyor. (IV) Kül bağlamış güzel bir ateşin üstünde
B) Kaza haberini alınca apar topar çıktılar ev- küçük bir tencere rahat rahat, hoşnut bir mırıltıy-
den. la kaynıyor. (V) Ah, o peynir çorbasının güzel ko-
C) Başımıza geleceklerden habersiz, ağır ağır kusu!
yürüyorduk. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
D) Saçma sapan konuşurdu çok sinirlendiği za- gilerinde insana özgü bir kavram doğaya ak-
tarılmıştır?
manlarda.
E) Koca apartmanda hiçbir zaman ses seda ol- A) I ve II. B) II ve III. C) II ve V.
mazdı.* D) III ve IV.* E) IV ve V.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki ikileme,


8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlama bi-
anlamsal kuruluş yönünden ötekilerden fark-
çiminde bir ikileme vardır?
lıdır?
A) Hasta günden güne kötüleşiyor.
A) Karışık kuruşuk yollardan geçerek Rize’ye
B) Hayatta beterin beteri olduğu unutulmamalı-
nihayet ulaşmıştık.*
dır.*
B) Karayolları ödenek vermediği için yollar delik
C) Art arda sorduğu sorularla herkesi bozguna
deşik kalmıştı.
uğrattı.
C) Bu savaşın haksız olduğunu dünya âlem bili-
D) Topu topu bir ay kalacağım şehir dışında.
yor.
E) Bu adam yine mırın kırın ediyor iş yapmamak
D) Derme çatma evlerde oturan bu insanlara
için.
acıyarak bakıyordu.
E) Düşmanım yok, diyenlere, eşin dostun da mı
yok, derdi

9. Aşağıdakilerin hangisinde doğadaki bir varlı- 12. Kendi aralarında üç beş sözcükle konuşan genç-
ğın özelliği insana aktarılmıştır? lerimizi gördükçe onların, beyin ve dil yetilerinin
daha gelişme evresindeyken kurumuş olmasın-
A) Başkan sabahki toplantıda esti yağdı yine.*
dan kaynaklanan sözcüksel çölleşme içinde ol-
B) Yemekte masrafı herkes kesesinden karşıla- duklarının ayrımına varıyorum.
yacak. Bu cümledeki altı çizili sözle anlatılmak iste-
C) Yaptığımız hataya bağlı olarak bu kamburu nen aşağıdakilerden hangisi olamaz?
şirketimiz taşıyor şimdi.
A) Anlatımsal yavanlık
D) Hava birkaç gündür sıkıntılı, yağsa da rahat-
B) Düşünsel sınırlılık
lasa.
C) Duyguları yansıtmada eksiklik
E) Bu yoksul kitaplıktan ne bulursam onu okur-
D) Algısal yetersizlik
dum çocukluğumda.
E) Kural tanımazlık*

1. D 2. E 3. E 4. C 5. A 6. B 7. E 8. B 9. A 10. D 11. A 12. E

19
SÖZCÜKTE ANLAM

DEYİM
VE
ATASÖZLERİ
DEYİM

Herhangi bir durumu, duyguyu veya


kavramı karşılamak amacıyla birden çok
sözcüğün kalıplaşarak birlikte
kullanılmasından oluşan sözcük öbeğine
“deyim” denir.

ÖRNEK

Can damarına basmak


Etekleri zil çalıyor.

ATASÖZÜ

Genel kural niteliği taşıyan, uzun deneyim


ve gözlemler sonucu oluşan, yerine göre
öğüt veren, yaratıcısı belli olmayan özlü
sözlere “atasözü” denir.

ÖRNEK

Boş başak dik durur.


Ayağını yorganına göre uzat.

20
SÖZCÜKTE ANLAM

Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde, mecazlı bir söyleyiş yoktur?


A) Ayağını yorganına göre uzat.
B) Davul bile dengi dengine çalar.
C) Akacak kan damarda durmaz.
D) Meyve veren ağaç taşlanır.
E) Son pişmanlık fayda etmez.

E seçeneğindeki “Son pişmanlık fayda etmez.” atasözünde anlatılmak istenen doğrudan veril-
miş, sözcüklerin hepsi gerçek anlamıyla kullanılmıştır. Dolayısıyla mecazlı bir söyleyişe bu atasö-
zünde yer verilmemiştir. Diğer seçeneklerdeki atasözleri mecaz anlamı doğrudan ya da kinayeli bir
biçimde barındırmaktadır.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

Gelelim senin şiirlerine. Senin şiirin ne renk? Onlar şiirimizin neresinde duruyor?
Sen bu şiirleri yazarken kimlerden el aldın? Bunlar, öteki şairlerin şiirlerinden han-
gi yönleriyle ayrılıyor?
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada geçen “el almak” deyiminin anlamını içer-
mektedir?
A) Senin şiirlerinin öteki şairlerin şiirlerinden farkı nedir?
B) Senin şiirlerinin edebiyatımızdaki yeri nedir?
C) Şiir alanında beğenip etkilendiğin şairler hangileridir?
D) Şiirlerinde ne gibi yenilikler gözleniyor?
E) Başka hangi şairler senin gibi şiir yazıyor?

“El almak” deyimi “başkalarından etkilenmek” anlamında kullanılmıştır.


Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

21
06

Deyim ve Atasözleri

1. Türkçede ‘‘ağız” sözcüğüyle ilgili birçok 3. Bu toplumda her zaman gömlek değiştirildi, iç-
selleşmiş bir değişim hiç yaşamadık.
deyim vardır. Örneğin “ağzına tat bulaşmak” Bu cümledeki altı çizili deyimle anlatılmak is-
I tenen aşağıdakilerden hangisidir?
çıkar sağladığı bir işin peşinden gitmek, A) Anlayış değişikliği yaşamaya başlamak
“ağzına bir kemik atmak” bir konuda sus payı B) Çağın değer yargılarını benimsemek
II C) Özde yaşanacak değişimlere hazırlanmak
için bir şey vermek, “ağzı bir” aynı şeyi D) Yeniliklere direniş göstermek
III E) Biçimsel değişikliğe uğramak*
savunan, “ağzına baktırmak” birilerini kendine
IV
mecbur bırakmak, “ağzını kiraya vermek” bir
V
şeyi söylemeyi canı istememek, anlamlarında
kullanılan deyimlerdir.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, kul-
Bu parçadaki numaralanmış deyimlerden han-
lanıldığı cümleye anlamca uygun değildir?
gisi yanlış açıklanmıştır?
A) Bundan sonra öyle davranmayacağım, her
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.
ziyan bir öğüttür.
B) Sen kolay atlatmış olabilirsin ama dert çeke-
ne göredir.
C) Çok iyi bir yazar olduğu adının çıkmasından
da anlaşılabilir.*
D) O kadar emin olma, Karaman’ın koyunu, son-
ra çıkar oyunu.
E) Olumsuz davranışlarından dolayı işverenin
gözünden düşmüştü.

2. Bazı yazarlarımız vardır, iki sözcükle anlatılacak


bir duygu ya da düşünceyi sayfalarca anlatıp du-
rurlar. Okuyucuyu küçümsemenin ve hiçe say-
manın bir başka biçimidir bu. Söyleyeceğini kı-
saca dile getir, neden boş yere uğraştırıyorsun
okuyucuyu? Dilimizde bu durumu çok iyi anla-
tan - - - - deyimini onlara hatırlatmakta fayda var.
Bu parçada boş bırakılan yere, anlamsal bü- 5. Bundan sonra yeni bir işe girişmek istemiyordu.
tünlüğe göre aşağıdakilerden hangisi getiril- Ne yapsın altın tutsa toprak oldu.
melidir? Bu parçadaki altı çizili deyimle anlatılmak is-
A) bir pire için yorgan yakmak tenen aşağıdakilerden hangisidir?

B) bir dirhem bal için bir çeki keçiboynuzu çiğ- A) Olumsuz durumlara alışmak
nemek* B) Giriştiği işlerde talihsizliğe uğramak*
C) bir kaşık suda boğulmak C) Yoksulluktan bir türlü kurtulamamak
D) bir sözünü iki etmemek D) Birçok iş değiştirmek
E) bir atımlık barutu olmak E) İş konusunda yeteneksiz olmak

22
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açık- 8. Ülkemizde toplumu ilgilendiren bir mesele pat-
lamasıyla verilmemiştir? lak verdiğinde basınımızın kalemşorları mese-
leyi değerlendirirken birinin ak dediğine, diğeri
A) O, sanatında çok üstündür, hepinizi cebinden kara diyebiliyor. Çoğu durumda insanları olum-
çıkarır. lu etkileyecek sadece bir seçenek varken bu iki-
B) En sonunda benim dediklerimi kabul ettin, likler okuyucuyu da çelişkide bırakıyor. Böylece
sözüme geldin ya, ne diyeyim? okurlar hangi peygambere kulluk edeceğini şa-
C) Onu günlerce özlemle bekledim, gözlerim şırıyor. Yazarların biraz daha soğukkanlı olması
gerekiyor.
yollarda kaldı.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak iste-
D) Seneler sonra tekrar gittiğim köyde hiçbir de-
nen aşağıdakilerden hangisidir?
ğişiklik yok, eski tas eski hamam.
E) Herkese kolayca kanan gönül eri bir insandı o.* A) Emin olunan konularda bile gereksiz ayrıntı-
larla boğuşmak
B) İnsanlığın değerlerine uygun olmayan du-
rumları savunmaya kalkmak
C) Kusurlu durumları, olağan ve doğru kabul et-
meye çalışmak
D) Duygu ve düşüncelerde tutarsız eğilimler içi-
ne girmek
E) Kimin sözüne inanacağını bilmeyerek şaş-
kınlık içinde kalmak*
7. Bu insanları anlamıyorum. Suriye’de bir savaşın
olması, kelimenin en doğru karşılığıyla, bir kı-
yımdır. Buna karşı durmamız gerekiyor. Şimdile-
9. Toplumsal bir varlık olduğu için insan bazı ge-
ri televizyonlarda çıkan saçı sakalı ağarmış, bel-
nel yasalara uymalıdır. Çünkü bizim her kuralsız
ki de birçok savaş görmüş adamlar yok savaşa
davranışımız bir başkasını olumsuz etkileyebilir.
şu yüzünden girmeliyiz, yok Suriye’deki çıkarla-
Bunu sağlayacak olan devlettir. Herkesin arşını-
rımız vb. sözlerle savaş kışkırtıcılığı yapıyor. Sa-
na göre bez vermemek, devlete bütün yurttaşları
vaş kötüdür, böyle konuşan adamlar hamamın
karşısında eşitlikçi bir bakış açısı kazandıracak-
namusunu kurtarmaya çalışıyor bence. Bunun
tır.
yerine barış nidaları yükseltmek daha anlamlı ve
doğrudur. Bu parçadaki altı çizili sözle vurgulanmak is-
tenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bu cümlede geçen “hamamın namusunu kur-
tarmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıda- A) Kişisel yaklaşımları engelleyici genel tedbir-
kilerden hangisidir? ler almak
B) Genel kuralları, herkesin istek ve gereksinim-
A) Kötü bilinen bir duruma onur kazandırmaya
lerine göre bozmamak*
çalışmak*
C) Bireyi, toplumsal kurallar ve yükümlülükler
B) Düşündüklerinin doğruluğuna kendini inan-
karşısında korumak
dırmak
D) Toplumsal yaşamdaki kuralları çok katı ve
C) Olumsuz durumları gidermeye çalışmak
sert biçimde uygulamak
D) İnsanlara doğruları açıklamayı gereksiz bul-
E) Varılmak istenen hedefte toplum olarak bera-
mak
ber hareket etmek
E) Sorunların çözümünü dışarıda aramak

1. D 2. B 3. E 4. C 5. B 6. E 7. A 8. E 9. B

23
07

Deyim ve Atasözleri

1. Şiirde en önemli kavram sözcüklerdir. Kullanım 3. Şiirin olanaklarının çok geniş olduğu söylen-
biçimleri ya iyi şair yapar sizi ya da kötü şair. Ke- di. Üzerine koca koca kitaplar yazıldı. Fakat II.
limelerle çıktığı yolculukta, şair kendini kelimele- Yeni’den sonra şiirimiz karaya vurdu bence. Aşı-
re anlatmazsa ya da kelimelere uygun biçimler lamadı II. Yeni, bu yüzden taklitlerden ve gerçek
yaratmazsa kelimeler şiirin sırtında bir kambura yaşam cümlelerinden öte dizeler yazılamadı.
dönüşür. Nerede, nasıl, ne için kullanıldığı belir-
Bu parçada geçen “şiirin karaya vurması” sö-
gin olmayan kelimeler şiirin bütünselliğini ve es-
züyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
tetiğini sağlayamaz.
hangisidir?
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak iste-
nen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirin anlatımında gereksiz ifadelerin bulun-
ması
A) Uygun olmayan kelimelerin, uygunsuz bir bi-
B) Şiirde bazı kuralların hiçe sayılması
çimde şiirde yer bulmasının şiiri olumsuz et-
C) Yetkin şiir örneklerinin artık yazılamaması*
kilediği*
D) Şiirin anlamsal niteliklerinin zorlama olması
B) Şiirin sanıldığının aksine kuralsızlık değil, bir
E) Şiirin, yeteneksiz kişiler tarafından yazılması
kurallar bütünü olduğu
C) Kelimeleri doğru seçmenin, her şaire vergi
olmayan bir yetenek olduğu
D) Şiirle ilgili en önemli tartışmanın, kelimelerin
4. ‘‘Onu birçok kişi eleştiriyormuş, doğru işler yap-
anlamsal özellikleri olduğu mıyormuş.” gibi sözler, benim ona verdiğim de-
E) Kelimelerin şiirde belirlenmiş birtakım kural- ğeri hiç azaltmadı. Bilirim ki böyle kimseleri eleş-
lara göre dizildiği tiren, ona dil uzatan her zaman olacaktır ve ol-
malıdır da.
Bu parçadaki anlamı en iyi karşılayan atasö-
zü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sa-


yılmaz.*
B) Aslını saklayan haramzadedir.
C) Kır atın çiftesi pek olur.
D) Deve, Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz.
E) Acı patlıcanı kırağı çalmaz.

2. Edebiyatımızda son birkaç yıldır algısal kısırlık


yaşadığımızı düşünüyorum. Hep aynı biçimler, 5. Bazı sanatçıların ölümüne üzülürüz ancak onla-
konular, fanteziler… Bunu aşmanın yolu, Batı’yı rın şiirleri yıllar sonra bile içimizi ısıtır.
iyi takip etmekten geçiyor. Bu cümlede geçen “içimizi ısıtmak” sözüyle
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak iste- anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi-
nen aşağıdakilerden hangisi olamaz? dir?

A) İçeriksel sıradanlaşma A) Kendi tarzını korumak


B) Biçimsel yenilenmeme B) Duygulara hitap edebilmek*
C) Düşünsel durgunluk C) Özgün kalmayı başarmak
D) Gereksiz duygusallık* D) Diğer şiirlerden farklı olmak
E) Niteliksel sınırlılık E) Döneminin izlerini yansıtmak

24
6. Tatilde köyümüze gideceğiz, dağında, ovasın- 9.
da dolaşıp dişlere keman çaldıran pınarlarından
I. Sınıfa geldiğinde burnundan soluyordu.
kana kana su içeceğiz.
II. Sevdiği kızı görünce eli ayağına dolaştı.
Bu cümledeki altı çizili sözle pınarın hangi
özelliği vurgulanmıştır? III. Şimdi evi temizlemeyi gözüm yemiyor.
IV. Söyledikleri yapılmayınca küplere bindi.
A) Berrak olduğu
V. Saatlerce dil döktü ama hiçbir işe yaramadı.
B) Temiz olduğu
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi-
C) Soğuk olduğu*
lerinde aynı anlama gelen deyimler vardır?
D) Çok hızlı aktığı
E) Hoş bir sesi olduğu A) I ve II. B) I ve IV.* C) II ve III.
D) II ve V. E) III ve IV.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim kul-


lanılmamıştır?
7. Aşağıdakilerin hangisinde deyim kullanılma-
mıştır? A) Volkan, anlatılanlara kulak kabartınca çok

A) Açık yüreklilikle söylüyorum ki sizden bu ka- şaşırdı.

darını beklemiyordum. B) Komşularıyla yüz göz olduğu için mahallede

B) Evlerinin önündeki kamelyada oturmuş, o gü- pek sevilmiyor.

nün değerlendirmesini yapıyorlardı.* C) Almanya’da yapılan yarışmada birinci olup

C) Bilmediğin konularda ağız kalabalığı etmenin ülkesine altın madalya kazandırdı.*

kimseye bir yararı olmuyor. D) Eskiden çok iyi koşardım ama şimdi yürüme-

D) Hiçbir hamlesi karşılıksız kalmazdı, bal ala- yi bile gözüm kesmiyor.

cak çiçeği iyi bilirdi. E) İşten çıktıktan sonra dara düştüler.

E) Her söyleneni can kulağı ile dinliyordu, bu fır-


sat bir daha ele geçmezdi.

11. Aşağıdakilerin hangisinde ikileme, bir eylem-


le birlikte deyimleşmiştir?

A) Zaman zaman dostlarıyla dertleşirdi, onlarla


saatlerce konuşurdu.
8. Aşağıdaki deyimlerden hangisi “her şeyi sü- B) Ailemle baş başa vermiş, sorunları çözmüş-
rekli dert edinen, kaygıyı üzerinden atamayan” tük.*
kimseler için kullanılır?
C) Ne düşündüğümü hepsine açık açık söyle-
A) Tadını kaçırmak dim.
B) İştah bırakmamak D) Eskiden bu yerler burcu burcu kokardı, şimdi
C) Kafaya takmak* kokudan eser yok.
D) Tadı tuzu kalmamak E) Kimsenin sözüne kulak astığı yoktu onun,
E) Tadında bırakmak kendi kararını verip çalışırdı.

1. A 2. D 3. C 4. A 5. B 6. C 7. B 8. C 9. B 10. C 11. B

25
.....................................................................................................................................
....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
02

CÜMLEDE
ANLAM
ANLATIM ÖZELLİKLERİNE GÖRE CÜMLELER

Kişilere göre değişebilen, kanıtlanamayan, ÖZNEL NESNEL Gerçekliği kanıtlanabilir, ölçülebilen, objektif,
soyut, değişken, taraflı, yorum içeren cümleler ANLATIM ANLATIM kesin, somut, tarafsız, kişilerin duygularına
öznel anlatımlı cümlelerdir. dayanmayan cümlelerdir.

Varlıkların ya da kavramların ne olduklarını, TANIM DOLAYLI Başkalarına ait sözleri kısmen değiştirip sadece
niteliklerini ve özelliklerini eksiksiz olarak belirten CÜMLESİ ANLATIM içerik olarak aktarmaktadır. Bu tip cümleler
CÜMLEDE ANLAM

ve açıklayan cümlelere denir. “söyledi, belirtti” gibi sözcüklerle biter.

28
İÇERİK AŞAMALI Bir olayın, durumun olumlu ya da olumsuz
Eserde ele alınan konu üzerinde durulur. olarak, giderek değiştiğini anlatan cümlelerdir.
CÜMLESİ DURUM
“Yazar neyi anlatmış?” sorusunu sormak gerekir. “günden güne, her geçen gün, yavaş yavaş,
zamanla” gibi ifadeler kullanılır.

ÜSLUP
Başkalarına ait sözleri hiç değiştirmeden olduğu DOĞRUDAN (BİÇEM) Eserin dil özellikleri üzerinde durulur.
gibi vermektir. Bu tip cümlelerde genellikle “dedi, ANLATIM “Yazar nasıl anlatmış?” sorusunu sormak gerekir.
CÜMLESİ
diyor ki” gibi sözcükler yer alır.
CÜMLEDE ANLAM

(I) Derin bir uykunun ardından gözlerimi açtığımda beliren o ilk görüntüleri hayal me-
yal hatırlıyorum şimdi. (II) Başımın üstünde asılı duran cibinlik, yatak odasının tah-
ta tavanında dolaşan küçük, sevimli, pembe kertenkeleler, günün ışıkları ile parılda-
yan Seyhan Irmağı hızla geçip gidiyor gözümün önünden. (III) Yastığımın altına koy-
duğum, giymeye kıyamadığım yeni iskarpinlerimi şefkatle okşadıktan sonra çorap-
larımı ayağıma aceleyle geçirip aşağıya iniyorum. (IV) Kahvaltı masasında reçeller,
peynirler ve annemin kızarttığı ekmekler duruyor. (V) Bahçeye açılan kapıdan dışarı
çıkıyorum, limon ve mandalina ağaçlarının yeşil serinliğini hissediyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, öznellik söz konusu de-
ğildir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Öznellik; bir anlatımda, anlatıcının kişisel duygu ve düşüncelerini öne çıkarması dolayısıyla “bana
göre” ifadesinin sınırları içerisinde kalmasıdır. Parçadaki cümleler bu bakımdan değerlendirildiğin-
de şu sonuçlara ulaşılır: I. cümlede anlatıcı “hayal meyal hatırlıyorum” diyerek kişisel algı alanı-
na gönderme yaptığından öznellik vardır. II. cümlede geçen “küçük, sevimli, pembe kertenkele-
ler” ifadesi de kişisel dolayısıyla öznel bir anlatım yaratmaktadır. III. cümlede geçen “giymeye kı-
yamadığım yeni iskarpinlerimi şefkatle okşadıktan sonra” sözü de kişisellik içerdiğinden öz-
nel anlatımı doğurmaktadır. V. cümlede geçen “limon ve mandalina ağaçlarının yeşil serinliği-
ni” sözünde “yeşil” ve “ serinlik” gibi farklı duyu alanlarına ilişkin sözcüklerle oluşturulan duyu-
lar arası aktarma ile kişisellik yani öznellik sağlanmaktadır. Ancak IV. cümlede kişisel hiçbir söylem
bulunmamaktadır. Bu nedenle IV. cümle nesnelliğin öne çıktığı bir cümledir.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

29
01

Anlatım Özelliklerine Göre Cümleler

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi koşul anlamı 3.


taşımamaktadır? I. İstatistikler incelendiğinde Türkiye’de tiyatro
izleyicisinin önceki yıllara göre azaldığı görü-
A) Ancak benim ısmarlamama izin verirseniz
lür. (Aşamalı Durum)
gelirim.
II. Evrensel değerleri öne çıkaran bir eğitim sis-
B) Seninle yola çıkmayı kabul ediyorum ancak
temi kurduğumuzda uygarlığı yakalayabile-
otomobili yavaş kullanacaksın. ceğiz. (Koşul)
C) Babasının baskıları yüzünden bu çocuk içine
III. Kimi bitkiler yasalarla koruma altına alını-
kapanık hâle geldi.* yor, kaçakçılığın önlenmesi esas öncelik.
D) Siparişlerinizi gönderebilmem için banka he- (Neden-Sonuç)
sabıma para yatırmalısınız. IV. Kimi gazeteciler, futboldaki gibi gelişine göre
E) Suçu bizim işlediğimizi anlarlarsa ensemize topa vuruyor, çapsız değerlendirmeler yapı-
binerler. yorlar. (Öznellik)
V. Büyük şehirlerde hava kalitesini ölçmek için
valilikler yeni ölçüm istasyonları kuruyor.
(Nesnellik)
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisi
ayraç içinde verilen nitelikte değildir?
A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisi kanıtlanabilirlik


2. Şiirin temel malzemesi dildir, dil açısından bakıldı-
açısından farklıdır?
ğında birçok şairin şiiri süpermarket gibidir; Cemal
Süreya’nın şiiri için aynı şey söylenemez, onun şiiri A) Arif ile Muğla’ya kadar yolculuk etmek çok sı-
bir hipermarkettir.
kıcı olsa gerek.
Bu cümlenin anlatım özelliğiyle ilgili aşağıda- B) Ailemizin her ferdi, kendi üzerine düşeni yaptı.
kilerden hangisi söylenemez?
C) Düşüncelerimi önce elle yazarım, sonra da
A) Karşılaştırma yapılmıştır. bilgisayara geçerim.*
B) Benzetme söz konusudur. D) Yol kenarındaki levhalar hiç de güzel olma-
C) Anlamca olumlu ve olumsuz yargılar vardır. mış, baksanıza nasıl duruyor?
D) Cümlede öznel yargılar vardır. E) Çocuk acıkmış ki ağlıyor, yoksa neden ağla-
E) Cümle, amaç cümlesidir.* sın?

30
5. (I) Ömer Seyfettin, hikâyelerinde insanların ke- 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde cümlenin
narda bırakılmışlıklarını, unutulmuşluklarını, içerdiği yargıyla ayraç içindeki kavram örtüş-
geçmişte kalan hatıralarını işliyor. (II) Onlarda- mez?
ki gam, okuyucuyu ağlatmıyor ama kimi zaman
gözleri dolu dolu yapıyor. (III) Bunların yanı sıra A) Evham sahibi olmayan insan yoktur, diye dü-
toplumun kederlerin de var hikâyelerinde. (IV) şünüyorum. (Öznellik)
Ayrıca yazdığı Efruz Bey romanında işlek, akı- B) Çizgi roman yazmak gibi çılgın düşüncelerim
cı, kolay ve anlaşılır bir dil kullanmasıyla dikkat- var. (Tasarı)
leri üzerine çekti. (V) Bu romanında kılıktan kılı- C) Yüreğine sağlık, diyenlerden koşarak uzak-
ğa giren, işine göre hareket edeni, kendisini fark-
laşmak gerek. (Uyarı)
lı göstermeye çalışan tipi anlatmıştır.
D) Bu anılar bir solukta okunuyor, her sayfa in-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
celikle işlenmiş. (Beğeni)
gisinde belirtilenler üslup ile ilgilidir?
E) Romanda gerçek yaşamın verdiği her şeyi
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V. silkelemek gerekir. (Varsayım)*

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı an-


latım vardır?
6. (I) Dillerin yapısı, onu konuşan insanların ya-
şam biçimine benzer. (II) Bu nedenle bir dildeki A) Ali, bu romanı ortaokul ikinci sınıfında okudu-
fikir başka bir dile aktarılınca bütünüyle yansıtıla- ğunu söylemişti.*
maz. (III) İngilizceden Türkçeye aktarılan bir çe-
B) Ünite bitince sınav yapacağım, dedi.
viri, ne kadar Türkçeleştirilebilir? (IV) Bu, bence
C) Annesi sinirlenince “ Ayşe çabuk buraya gel.”
pek mümkün değil. (V) Çünkü hayatlar birbirine
benzemiyor. (VI) Bu yaşamın daimi kuralıdır. diye bağırdı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden han- D) Öğretmenimiz sınıf başkanına, yaramazlık
gisi kendinden önceki cümlelerin gerekçesi- yapanların isimlerini yaz, dedi.
dir? E) Genç şairlere kolaya kaçmayın, diye seslen-
di.
A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI.

1. C 2. E 3. C 4. C 5. D 6. D 7. E 8. A

31
02

Anlatım Özelliklerine Göre Cümleler

1. (I) Kimi sanatçılar, anlaşılırlık anlamında, orta 3. (I) Antoloji hazırlamak gerçekten zordur. (II) Ede-
hâlli bir şekilde yazınca basitleşeceklerini sanı- biyatla ilgilendiğim bunca yıl içinde üzerinde tar-
yor. (II) Okuyucunun kendi seviyelerinde olma- tışılmayan antoloji neredeyse yok. (III) Doğallık-
sını istiyorlar. (III) Hâlbuki okuyucunun seviyesi- la adı öne çıkmış ve saygı uyandıran adların ha-
ni yükseltmek de onların görevleridir. (IV) Bunu zırladıkları antolojilerden söz ediyorum. (IV) Ha-
unutuyorlar ne yazık ki! (V) Gönül ister ki oku- berimiz olmadan yayımlanıp geçen nice antoloji-
yucu onları anlamak için harcadığı zamanı, bir nin olduğunu da biliyoruz. (V) Bir süre önce anto-
eseri yorumlamak veya yeni bir eser okumak için lojilere alınmama dileğimi aktardım bir yazımda.
ayırsın. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
gisi üsluba yöneliktir? A) I. cümle, biçim ve anlam yönünden olumlu-
dur.
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V. B) II. cümle, biçim ve anlam yönünden olumsuz-
dur.
C) III. cümle, biçim ve anlam yönünden olumlu-
dur.
D) IV. cümle, biçimce olumlu, anlamca olumsuz-
dur.*
E) V. cümle, biçim ve anlam yönünden olumlu-
dur.

2. (I) Eleştiri, sanat ve edebiyatın başlıca besin


kaynağıdır. (II) Eleştiri, ortaya konacak yapıtların
önünü açan, sanatçılara yol yordam gösteren bir
araçtır. (III) Eleştiri salt beğeniye dayalı bir yargı-
lama değildir. (IV) Eleştiri, yapıtı tarihsel ve top-
lum bilimsel yönden bir bağlama oturtur; yapıtın
4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlam yönüy-
bu bağlam içindeki işlevini belirler. (V) Bir bakı-
le diğerlerinden farklıdır?
ma eleştiri, yapıtın anlamına anlam katmaktır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- A) Sınavı kazanamadığı için bunalıma girdi.
gi ikisinde tanıma yer verilmemiştir? B) Kayıp düşerek bacağını kırdı.
C) Soruları tek başına kontrol etmedi.*
A) I ve II. B) I ve V. C) II ve III.
D) Dışarıdaki gürültüden başım ağrıdı.
D) II ve V. E) III ve IV.*
E) Hastalığı her geçen gün ilerledi.

32
5. Aşağıdaki cümlelerden hangisi biçimce 7. (I) Öğle yemeğinde börek yemek pek çok kişi
olumsuz, anlamca olumludur? için öğle yemeğini geçiştirme anlamı taşır. (II)
Oysa bu ana-kız için bir ziyafet anlamına geldi-
A) İnsan, hayattaki amacını belirlemelidir.
ğini anne, “Ne olacak kırk yılda bir ziyafet.” şek-
B) Yöneticilerimizin üslubu hiç hoş değil. linde apaçık söyler. (III) Füruzan’ın pek çok öy-
C) Belediyelerdeki yolsuzlukları bilmiyor deği- küsünde olduğu gibi bu öyküde de kişiler yoksul-
liz.* dur. (IV) Ama ne onlar bağırır yoksulluklarını ne
D) Odadaki kesif koku rahatsız ediciydi. de Füruzan onların yoksulluğunu anlatırken ba-
E) Ne yöneticileri ne de yönetilenleri anlıyorum. ğırır. (V) Yoksulluk nokta vuruşlarla sezdirilir hep.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
gisinde doğrudan anlatım söz konusudur?

A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

6. (I) Şiir kitaplarının toplu basımlarını oldum olası


yadırgamışımdır. (II) Bu yalnızca ilk baskı mera-
kımdan mıdır, bilemiyorum. (III) Şiiri, biraz da ilk
okunduğu kitapta dönüp yeniden okuma, bir tür
yeniden keşfetme meraklılarındanım. (IV) Ahmet
8. (I) Kahvenin önündeki vasıfsız işçiler, az sonra
Haşim’in “Piyale”sinin eski harflerle ilk baskısını
kendilerini almaya gelecek arabaları bekliyor. (II)
elime aldığım anı hiç unutmam. (V) Hem kitap bi-
Onlara sorulduğunda hepsi bir ağızdan, her işi
raz da nesnesiyle kâmil değil midir zaten?
yapacak kadar yetenekli ve güçlü olduğunu söy-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili lüyor. (III) Oysa çoğu, bedenini zor taşıyor. (IV)
olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? Güneş doğmadan bu köşeye gelmiş olmalılar.
(V) Midelerinde hiçbir şey olmadığını anlamanız
A) I. cümle, biçimce ve anlamca olumludur.
için yüzlerine bakmak yeterli.
B) II. cümle, dolaylı aktarma cümlesidir.*
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
C) III. cümle, doğrudan aktarma cümlesidir.
gisinde dolaylı anlatıma başvurulmuştur?
D) IV. cümle, biçimce ve anlamca olumsuzdur.
E) V. cümle, sözde soru cümlesidir. A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

1. A 2. E 3. D 4. C 5. C 6. B 7. B 8. B

33
Yaklaşık olarak değerlendirme, TAHMİN Yapılmayan işten duyulan üzüntüdür. HAYIFLANMA
oranlamadır.

Bir sorunu çözmek için görüş ve


Deneylerle henüz doğrulanmamış düşüncelerin öne sürülmesidir. ÖNERİ
ancak doğrulanacağı umulan teorik
düşüncedir. “farz edelim, tut ki, VARSAYIM
varsayalım, diyelim ki” gibi sözlerle
Verilmiş bir ya da birden çok
belirtilir. ÇIKARIM
önermeden sonuç çıkarmadır.

Gelecekte yapılması planlanan


işlerin belirtildiği cümlelerdir. TASARI

CÜMLEDE ANLAM
İLİŞKİLERİ
CÜMLEDE ANLAM

Duyulan üzüntüyü kişinin yüzüne

34
söylemedir. SİTEM

Neden - Sonuç Cümleleri ⇒Yargının gerekçesi bildirilir.


Bir kişiye veya bir olaya değer Yağmur yağdığı için yollar çamur olmuş.
vermeme, onu küçük görmedir. KÜÇÜMSEME “için” sözcüğü her zaman olmaz. Cümleye “amacıyla” getirilir.
Uyumsuz oluyorsa neden - sonuç cümlesidir.

Amaç - Sonuç Cümleleri ⇒Yargının amacı bildirilir.


KARŞITLIK - Sınıfını geçmek için çok çalışıyor.
“ama, fakat, oysa, ne var ki, hem
ANLAMCA “için” sözcüğü her zaman olmayabilir. Bu seferde “ amacıyla”
hem” bağlaçlarıyla sağlanır.
AYKIRILIK getirilir. Cümleye uyuyor sa amaç - sonuç cümlesidir.

Koşul - Sonuç Cümleleri


Bir eylemin gerçekleşmesinin kesin Yargının gerçekleşmesi koşula bağlanmıştır.
olmadığını belirtir. “olabilir, belki, Temiz bir dünya istiyor san yerlere çöp atma
OLASILIK Şart
galiba olmalı, olacak” gibi kelimeler
anlamı olmalıdır.
kullanılabilir.
CÜMLEDE ANLAM

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yargı gerekçesiyle verilmiştir?


A) Dünyanın neresinde olursa olsun, savaş her zaman kötüdür.
B) Konu savaştan açıldığında, bundan rant elde etmek isteyenler sıraya girer.
C) Kuzey ülkelerinin bu kadar refah içinde olması, savaştan uzak durmalarıyla ilgi-
lidir.
D) Savaş sözcüğünü ilk duyduğumda aklıma ilk gelen çocukların gözyaşlarıdır.
E) Yaşamayanların ya da görmeyenlerin anlayacağı bir durum değildir savaş.

C seçeneğinde “Kuzey ülkelerinin refah içinde olması” sonuç, “savaştan uzak durmaları” ise
bu sonucu yaratan nedendir. Diğer cümlelerde neden - sonuç ilişkisi bulunmamaktadır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bir amaç söz konusudur?


A) Bir yapıtın yarına kalması, sanatçının özgünlüğüne bağlıdır.
B) Bir eserin başarılı olmasında sözcüklerin seçimi önemlidir.
C) Sanatçı kendisine dışardan bakmak için eser üretir.
D) Üslubu yetkin olmadığı için çabuk unutulmuş bir sanatçıdır.
E) Her eserde, sanatçının yaşamından ayrıntılar görmek mümkündür.

Sorunun C seçeneğinde sanatçının eser üretmekteki amacının kendisine dışardan bakmak olduğu
dile getirilmiştir. Diğer cümlelerde “amaç” yargısını içeren herhangi bir ifade yoktur.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

35
03

Cümlede Anlam İlişkileri

1. 3. Aşağıdakilerin hangisinde “öneri” anlamı var-


I. Yüksek sesle konuşmanın ayıp karşılandığı dır?
bir yerde, ses tonunuzu iyi ayarlamanız gere-
A) Geceleri gölgem yollarda donar
kir.
Kar gibi kürürüm kendi gölgemi
II. Uzun şiirlerin kendi içinde bir derinliği, bir an-
B) Gidip de yorulma çok uzaklara*
lamı vardır.
Gel sen seni kendi özünde ara
III. Büyük başarılara imza atan sporcu bu başa-
C) Şu benim sevdiğim şehrinin dalı
rısında annesinin payının olduğunu söylüyor.
Bülbül uğramamış has bahçe gülü
IV. Bir ara sessizce odadan çıkıp salondaki eski
kanepeye uzandı. D) Susayan toprağı gökler emzirir
Acıkan ağacı kökler emzirir
V. Halkımız, dünyaca tanınan pek çok yazarı-
mızın ismini bile duymamış. E) Mezarlıkta güler bir yaşlı dede
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi- Yaşarır gözlerim, gaflet bu derim
sinde yakınma vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*


4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir tasarı-
dan söz edilmiştir?

A) Yazarken çok kısa, basit ve süssüz cümlele-


re ihtiyacım olur.
B) Yazdıklarım insanlar ve olaylarla sıkı bir şe-
kilde ilişkilidir.
C) İlerleyen yıllarda çalışabileceğim mekâna ta-
şınacağım.*
D) İnsan mükemmelliğe ulaşmaya çalışır ama
başaramaz.
E) İzleyicinin heyecanının artmasına her zaman
seviniyorum.

5. (I) Saray soytarılarında en ilginç nokta, soyta-


rının doğrudan doğruya efendisiyle alay edebil-
mesidir. (II) Aynı şekilde çağın gelenek ve göre-
nekleri, kutsal veya yarı kutsal sayılan kurumla-
2. Aşağıdakilerin hangisi “varsayım” cümlesidir? rı, inanç ve değerleri ile alay edebiliyorlardı soy-
tarılar. (III) Soytarının böyle ayrıcalık kazanma-
A) Siz giderseniz onlar da gider ve herkes bildi- sı, öyle geliyor ki Rönesans Çağı’nda erişilen uy-
ğini okur. garlık düzeyi ve hümanizm anlayışı tarafından
B) Öyle sanıyorum ki kendisini beğenen bir in- belirlenmiştir. (IV) Daha katı ve mutlakiyetçi dö-
sandı. nemlerde bu tabulara kimsenin dil uzatmasına
C) Onları görmemişler ki haberi bize ulaştırsınlar. fırsat tanınmazdı. (V) Rönesans birçok kuralın
buharlaştığı bir çağdır.
D) Sevdiklerinden ayrı kalmanın hüznünü yaşı-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
yor olmalı.
gisinde bir çıkarım yapılmıştır?
E) Onu gördün diyelim, onunla ne konuşacak-
sın?* A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.

36
6. (I) Sanatçının yaşadığı günlerde değil, gelecek- 8. (I) Kitapların, özellikle de romanların, bir okurun
te anlaşılacağı görüşü, sanatçının düşünceleriy- yaşamındaki yeri nedir? (II) Çocuklukta, ilk genç-
le, duyarlılığıyla, çağının ötesinde bir kişi olduğu likte ya da daha geç dönemlerde okunan kimi ro-
inancından kaynaklanır. (II) Kendi içinde bir tu- manların tadı, nasıl olur da üzerinden yıllar geç-
tarlılığı olabilir bu sözün. (III) Ama genel anlam- mesine karşın unutulmaz? (III) Yazarımız, ben-
da saçma bir görüştür bu. (IV) Çünkü sanatçı, zer soruları kendine sormuş olmalı ki çocuklu-
yapıtının nasıl olacağını bilmediği, mutlu ya da ğundan bugüne değin yaşamında iz bırakan ki-
mutsuz yarınlar için değil, içinde yaşadığı çağın taplardan söz eden bir yapıt ortaya koymuş. (IV)
insanı için yaratır. (V) Onun geleceğe kalmak is- Yapıtın ön sözünde belirttiği gibi o kitapları oku-
temi, ancak yapıtın içinde gizlidir. maktan aldığı hazzı, yaptığı anımsatmalarla
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- okurlarına da tattırmak istemiş. (V) Bunda başa-
rılı olduğu konusunda eleştirmenler ortak bir ka-
gisinde “tahmin” anlamı vardır?
nıya varmışlar.
A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
gisinde “tahmin” anlamı vardır?

A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir “varsayım”


ifade etmektedir?

A) Bu olayın hiç yaşanmadığını düşünelim, mut-


lu olur musun?*
B) Kardeşim bu hafta tatilini geçirmek için
Ankara’ya gidebilir.
C) İstanbul bu gidişle, dünya kültür merkezi sta-
tüsünden çıkabilir.
D) Çalışma temposuna bakınca üniversiteyi ka-
zanacak gibi görünüyor.
7. (I) Kimseye öldürme hakkı tanımamak, hiç de E) İstediği bölümde okumayan öğrencilerin mut-
bugünkü davranışlardan daha ütopik değildir. (II) lu olma şansı azdır.
Bütün sorun, bu davranışların daha az mı daha
çok mu sorun yarattığıdır. (III) Bu da çözülme-
si gereken bir sorun olduğuna göre kafaları ve
ulusları barışa götürecek koşulları aramak bir 10. (I) Dünyada 10.000 dolayında kuş türü var. (II)
ütopya olsa da yararlıdır. (IV) Bu düşünce kor- Bunların 6.600’den fazlası hızla azalmakta. (III)
kusuz ve iddiasız olmak koşuluyla, doğru bir ina- 1000’e yakın kuş türü ise yok olma tehlikesiy-
nışta ve ne cellat ne de kurban olmak isteyen le karşı karşıya. (IV) Dünyadaki kuş türlerinden
insanlar arasında geçici de olsa bir uzlaşmaya 513’ü yalnızca Türkiye’de yaşıyor. (V) Bunlardan
yol açabilir. (V) Bu açıdan özellikle yöneticilerin da 30’a yakınının soyu tükenmekte.
fedakâr ve yürekli olması bir zorunluluktur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerin gisinde “kesinlik” vardır?
hangisinde bir olasılıktan söz edilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

1. E 2. E 3. B 4. C 5. C 6. B 7. D 8. C 9. A 10. D

37
04

Cümlede Anlam İlişkileri

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir amaç anla- 3. (I) Yarınlar için yaşamıyor muyuz hepimiz? (II)
mı taşımaktadır? Gelecekten bir şeyler beklemiyor muyuz? (III) İyi
ama ümitlerimize kavuşmak için beklemek yeter
A) Nişan töreninde gelinin babası, yüzükleri be- mi? (IV) Bilmeliyiz ki onların gerçekleşmesi biraz
nim takmamı istedi. da bizim elimizde. (V) Yarına kalabilmek için her
B) Rahatsızlık duyduğum bir konu varsa bu ra- şeyden önce çok güçlü olmalıyız.
hatsızlığı hemen gidermeye çalışırım. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
C) Doktor olabilmek için Ankara’da defalarca sı- gilerinde “amaç” ilgisi söz konusudur?
nava girdim.*
A) I ve II. B) I ve III. C) I ve IV.
D) Her şeyi baştan konuşalım, bütün konulara
açıklık getirelim. D) III ve IV. E) III ve V.*

E) Müdür olduktan sonra nedense adamın tavır-


ları değişti.

4. Aşağıdakilerin hangisinde ikinci cümle, birin-


cinin nedeni değildir?

A) O en büyük şairlerimizdendir, şiirlerinde pek


çok kişinin duyguları vardır.
B) Şiir ruhun zenginliğidir, her türlü duyguyu ya-
şatır.
C) Çalışmak eğlencedir, asla zarar görmezsiniz.
D) Yazmak güzeldir ama kalemine her geleni
yazmak değil.*
E) Seni asla affetmeyeceğim, beni çok kırdın.

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi neden-sonuç


ilişkisine dayanmamaktadır?

A) Önce üç sayı yemeleri onları hırslandırdı ve 5. (I) Tehlikeyi göze alamayıp yürekli olamayacak-
ardı ardına sayı attılar. sanız boşuna mutluluk beklemeyin. (II) Mutlu-
B) Yunanistan’ın Fransa’yı devirmesiyle diğer luk kolayca ulaşılabilecek bir durum değildir. (III)
takımların gözü korktu. Hayattaki her şey gibi mutluluğun da bir bedeli
vardır. (IV) Mutluluk belki de hayatta alabileceği-
C) Takımlar arasındaki eşleşmeler kura sonucu
miz şeylerin en pahalısıdır. (V) Mutluluk herkesin
belirlenecek.*
hakkı değildir.
D) Çocukluğundan beri futbola meraklıydı, şim-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
di birinci ligde top koşturuyor. sinde koşul ilişkisi vardır?
E) Sakatlığından tam olarak kurtulamayınca
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.
spora biraz ara verdi.

38
6. (I) En korkunç suçları işleyenler hep ruhsuz kalp- 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sonucu bir
lerdir. (II) Çevremizi karartan ve eğitim ışığından nedene bağlama durumu yoktur?
nasibini almamış bu sakat ruhlardır. (III) Toplum-
ların küçükleri için okul ne ise büyükleri için de ti- A) İnsanlar birbirlerine yardımcı olsalar, birbirle-
yatro odur. (IV) İstediğimiz kadar küçükleri oku- rinin işini kolaylaştırsalar.*
talım, büyüklerin eğitimi unutulursa küçükler de B) Ders çalışsaydı bu kötü notları alıp başarısız
karanlığın etkisinde kalacaktır. (V) Bu nedenle ti- olmazdı.
yatro; okul kadar, hastane kadar önemlidir. C) Evlenme teklifimi kabul etmeseydin ben şim-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- di mutsuz bir insandım.
gisi kendinden önceki cümlenin sonucudur?
D) Takımımızın morali bozulmasaydı, emin
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.* olun, maçı rahat kazanırdık.
E) Sabah erken kalkabilseydim otobüse yetişir-
dim.

7. (I) Bir anket insanların %32’sinin, boş zamanını


kitap okuyarak geçirdiğini gösteriyor. (II) Boş za-
manları değerlendirecek başka güzel şeyler de
olduğunu düşünürsek bu, yüksek bir rakamdır.
(III) Ancak bunun üzülecek bir sonuç olduğunu
da hemen belirtmeliyim. (IV) Çünkü başka ülke-
lerde okumaya ayrılan zaman, boş zaman değil,
hayatın bir gereği olarak düşünülüyor. (V) Zaten
doğrusu da budur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
si kendinden önceki cümlenin gerekçesidir?

A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

10. (I) Türkçe bilim dili olabilir mi olamaz mı? (II) Pek
çok yayın organında bu konu ile ilgili tartışma
programları yer almaktadır. (III) Bazı bilim dal-
larında yeni sözlük çalışmaları başladı bile. (IV)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisi koşul anlamı
Araştırma sonuçlarına göre insanlar lise çağla-
taşımamaktadır?
rında yabancı etkiler altında kalıyor. (V) Millî Eği-
A) Ama benim ısmarlamama izin verirsen alı- tim Bakanlığının özellikle lise çağındaki eğitim
rım. dili seçimine çok özen göstermesi gerekiyor. (VI)
Türkçe bilim dili gelişemiyor ve ilerinin bilimcileri
B) Seninle gelirim ancak yavaş yürüyeceksin.
ana dillerine yabancılaşıyor.
C) Annemin yanında ağlamamak için odama
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
çıktım.*
hangisi kendinden önceki cümlenin gerekçe-
D) Yaramazlık yaptığımı anlarsa bana çok kızar. sidir?
E) Alışveriş yapabilmesi için hesapta para ol-
A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI.
ması şart.

1. C 2. C 3. E 4. D 5. A 6. E 7. D 8. C 9. A 10. D

39
05

Cümlede Anlam İlişkileri

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden - so-


ilişkisi yoktur? nuç ilişkisi vardır?

A) Akşam yemeğini biraz fazla kaçırınca rahat- A) Kaç kere battım, iflas ettim ama kendi ayak-
sız oldum. larımın üzerinde durmayı başardım.
B) Yemekten önce bir fincan kahve içtim, sonra B) Bahar aylarında pek çok insanın daha coşku-
da biraz ders çalıştım.* lu olduğu bilinir.
C) Çocuklarına hep destek oldu, çocukları da C) Öğretici amaç taşıyan kitaplar nedense daha
okuyup adam oldular. az okuyucu buluyor.
D) Bazılarının dedikoduları yüzünden iki ailenin D) Denize çivilemesine daldığından ayakları
arası açıldı. dipteki kayalara değmiş.*
E) Erman konuşurken garip hareketler yapıyor, E) Ülkemizde her yıl orman yangınları oluyor,
benim de gülesim geliyor. bunun önüne geçmemiz lazım.

4. (I) Bu viran barakada birkaç saat önce bir araya


gelmiş üç yabancı olduğumuz hâlde hızla birbiri-
mizle benzemiş gibiyiz. (II) Aynı biçimde sıkılma-
mazın, aynı meraklı bakışlarla çevreyi seyretme-
mizin nedeni nedir? (III) Her biri diğerinin deva-
mı olan hareketlerimiz aynı beyin tarafından ta-
limat aldığımızı gösteriyor sanki. (IV) Birimiz bir
yöne baktığında hep beraber aynı tarafa bakıyo-
ruz mesela. (V) Gözlerimizde biriken halsizlikle-
rimiz de aynı desem yeridir.
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin
hangisinde anlamca kesinlik söz konusu-
dur?

A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “için” sözcü-


5. (I) Bakkal Hasan Amca da çocukları izliyor. (II)
ğü amaç ya da neden ilgisi kurmamıştır?
Farkında olmadan dönen çocukların doğrultu-
A) Mitinge katılmak için Kızılay’a gidiyordu. sunda başını döndürüyor. (III) Yel, yakınlardaki
B) Kekeme olduğu için kimse onunla sohbet et- meyve bahçelerinden armut çiçeklerinin kokusu-
nu getiriyor. (IV) Sokağın başında bir anafor çı-
miyordu.
karsa oradaki tozu toprağı toplayıp getirecek. (V)
C) Yapılanlara tanık olmamak için odadan çıktı. Korkulan oldu ve çocukların çığlıkları arasında
D) Senin için çok daha iyi yerlerde olabilir diyor- anafor başladı.
lar.* Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
E) Merakımı gidermek için konuşulanları dinli- gisinde koşul belirtilmiştir?
yorum.
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

40
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “koşul” iliş- 9. Eleştirinin nesnesi olan yapıt okunmadıkça eleş-
kisi vardır? tirinin nasıl yapılacağı öğrenilemez.
Yukarıdaki cümlenin niteliği ile ilgili aşağıda-
A) Gidersen bir daha bu kapıdan içeri giremez-
kilerden hangisi söylenebilir?
sin.*
B) Dışarıda otursak da biraz konuşsak. A) Üslupla ilgili bir yargıdır.
C) Bundan sonra sesini dahi duymak istemiyo- B) Koşul bildiren bir yargıdır.*
rum. C) İçeriğe ilişkin bir yargıdır.
D) Çağırdığınız için buraya kadar geldim. D) Neden-sonuç cümlesidir.
E) Kötülüğünü görmedim ama onu pek sev- E) Amaç bildiren bir yargıdır.
mem.

10. (I) Bulunduğumuz yer, yaşadığımız hayat kimler-


le arkadaş olduğumuzla doğrudan ilişkilidir. (II)
Zamanımızı, ekmeğimizi, fikrimizi kimle paylaş-
mayı tercih ediyorsak aynaya bakınca biraz da
onları görüyoruz. (III) Ne zaman arkadaşlığa dair
bir şey düşünsem aklıma, ünlü bir şairin ‘‘İnsan
arkadaşınındır.” dizesi düşer. (IV) Benim aklıma
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birinci yar-
da derdimi anlatmak için bundan güzel, bundan
gı, ikinci yargının nedeni durumundadır?
derli toplu bir ifade gelmiyor. (V) Arkadaşlık bir
A) Dedesini ziyaret etmek için yola çıktı. kesişim kümesidir; bambaşka iki hayatın, zama-
nın bir noktasında buluşup ortak anı, ortak akıl,
B) Misafirler kalabalık gelirse bu yemek az gelir.
ortak kalp biriktirmesidir.
C) Çok çalıştı ama çalışması bir işe yaramadı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
D) İnsanlar evsiz kaldı, deprem evleri yıktı.
gisinde bir amaç söz konusudur?
E) Öyle çok çalıştım ki masada uyuyakaldım.*
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

11. (I) Her sabah sokağa çıktığımda “İstanbul’da ya-


şadığım için ne kadar şanslıyım!” diyorum. (II)
Belki her gün pek çok sorunla yüz yüze geldiği-
miz için bana karşı çıkacaksınız. (III) Ama beni,
okumak kadar besleyen, benim için başlı başı-
na bir kitaplık değeri taşıyan kenttir İstanbul. (IV)
Ancak bir yandan da içim acıyor İstanbul için. (V)
8. (I) On yaşımda roman yazmaya başladım. (II) Çözülmeyen ve çözülemeyecek gibi görünen so-
Adı ‘‘Son Yaprak”, 50-60 sayfa falandı. (III) Ağa- runları yüzünden değil bu. (VI) Eşine az rastlanır
beyimin okuduğu fotoromanlardan etkilendim güzelliğe, ruha sahip yüzlerce yıllık bu kentin ya-
herhâlde. (IV) Bu nedenle kahramanlarımın adı kın tarihini ortaya koyan “özellikli” sokakları birer
bile yabancıydı. (V) Şu anda birini bile hatırlamı- birer yok olduğu için…
yorum zaten. Bu parçada, I. cümlede öne sürülen düşünce-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- nin gerekçesi, numaralanmış cümlelerin han-
gisi kendinden önceki cümlenin sonucudur? gisinde belirtilmiştir?

A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V. A) II. B) III.* C) IV. D) V. E) VI.

1. B 2. D 3. D 4. D 5. D 6. A 7. E 8. D 9. B 10. D 11. B

41
CÜMLEDE ANLAM

Cümle üzerinde durulan, söz söyleyen varlıktır.


Cümle Yorumlama Bir cümlede konuyu belirlemek için “Bu cümlede üzerinde
(Konu) durulan şey nedir?” veya “Bu cümle neyle ilgili söylenmiştir?”
sorularını yöneltmekte fayda vardır.
⇒ Seçimler demokrasi ile yönetilen ülkelerde vazgeçilmez
vurgulardandır.
⇒ Bu cümle neyle ilgili söylemiştir? sorusunu yönelttiğimizde
cümlenin konusunun “seçimler” olduğunu görürüz.

Bir cümlede asıl anlatılmak istenen fikir veya cümlede verilmek


Cümlenin Ana istenen mesaja ana fikir denmektedir.
Yazıda birçok fikir bulunabilir. Ama asıl anlatılmak istenen fikir
Fikri
tektir. Ana fikir, kısaca parçanın bir cümlelik özetidir.
⇒ Metni okuduktan sonra, “Yazar bu metni ne amaçla yazmıştır,
okuyucuya hangi mesajı vermeye çalışmaktadır?” sorusuna
verilen cevap, bize metnin ana fikrini vermektedir.

Cümlede Kesin Bu tür sorularda önemli olan size hiçbir yorum payı bırakmaması
Yargı ifadelerin kesin ve olasılıksız olmasıdır.
Cümleye yorum eklemeden, sadece bu cümleden çıkarılabilecek
en kesin yargı bulunmalıdır.

Verilen cümlelerde veya karşılıklı konuşma metinlerinde boş


bırakılan yerlerin anlam bütünlüğünü ve uyumunu sağlayacak
şekilde doldurulmasıdır. Tamamlanacak ve tamamlayacak
Cümlede Boşluk cümleler ya da sözler arasında;
Doldurma → Anlamsal ilişki doğru kurulmalıdır.
→ Zaman ve kişi yönünden uyum olmalıdır.
→ Cümleleri anlamca bağlamak için uygun bağlaçlar
kullanılmalıdır.

Bu tür sorularda bir cümleyi oluşturan sözcükler karışık olarak


verilir. Daha sonra bu sözcüklerle kurallı ve anlamlı bir cümle
Cümle
oluşturulması istenir. Bu tip soruları çözerken öncelikle yüklemi
Oluşturma bularak cümlenin sonuna getirmeliyiz. Yüklemin birleşik olup
olmadığına ve tamlama olabilecek sözcük gruplarına dikkat
ederek verilen sözcükleri anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde
sıralamalıyız.

42
CÜMLEDE ANLAM

Bir yazarın elinden yarına kalma sevincini alın, onu sıradan bir insandan farksız hâle
getirirsiniz çünkü - - - -
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden han-
gisi getirilmelidir?
A) yazarlar, eser üretemediğinde birçok sıkıntı yaşar.
B) kalıcılık bir yazarı halk yığınlarından ayıran temel etkendir.
C) yazarlar herkes gibi yaşamayı kendine yediremez.
D) halk ve yazarlar arasında önemli bir birikim farkı vardır.
E) kalıcılık duygusu yazarları birbirinden ayıran temel faktördür.

Öncülde verilen cümlede yazar için en önemli kavramın kalıcılık olduğu ve kalıcı olmayan bir yaza-
rın sıradanlaşacağı vurgulanmıştır. O hâlde boş bırakılan kısımda kalıcılığın yazar açısından öne-
mi ve yazarı farklı kılan yanı vurgulanmalıdır.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

Yer çekimi sayesinde tutulan atmosfer büyük ölçüde gezegenin iç katmanlarından


kaynaklanan gazların yanardağ etkinliği ile yüzeye çıkması sonucu oluşmakla birlik-
te, gezegenin tarihi boyunca dünya dışı kaynaklardan da beslenmiş ve etkilenmiştir.
Bu cümleden, aşağıdaki yargılardan hangisine kesin olarak ulaşılabilir?
A) Atmosferin oluşmasında Güneş’in etkisi en fazladır.
B) Atmosferin oluşmasında birden çok etken rol oynamıştır.
C) Atmosferi, yaşama en uygun olan gezegen Dünya’dır.
D) Yanardağların oluşturduğu gazların atmosfere olumsuz etkileri vardır.
E) Dünya dışı kaynaklardan gelen etkiyle atmosfer büyük ölçüde şekillenmiştir.

A seçeneğinde atmosferin oluşumunda Güneş’in etkisinin en fazla olduğu söylenmiştir. Fakat par-
çada buna dair bir ayrıntı yoktur. B seçeneğinde atmosferin oluşumunda birden çok etkenin rol oy-
nadığı dile getirilmiştir, cümlede yanardağların, yer çekiminin ve dünya dışı kaynakların atmosfe-
rin oluşumunda etkili olduğu söylendiği için B seçeneğindeki yargıya ulaşılabilir. C seçeneğinde-
ki yargıya, dünya hiçbir şekilde başka bir gezegenle karşılaştırılmadığı için ulaşılamaz. D seçene-
ğindeki yargıya, yanardağların olumsuz etkilerinden bahsedilmediği için ulaşılamaz. E seçeneğin-
deki yargıya, cümlede atmosferi oluşturan ana atmosferin yanardağlardaki gazlar olduğu söylen-
diği için ulaşılamaz.
Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

43
06

Cümlenin Ana Fikri (Ana Düşünce)

1. Birkaç yıl önce denemenin doğruya soru işareti 3. “Yaşlandıkça geleceğin peşinde koşmanın mutlu-
koymakla eş anlamlı olduğunu söylemiştim. luğu hep gelecekte aramanın, mutluluğu bir gün-
Bu cümlede “deneme” ile ilgili olarak anlatıl- den öbür güne bırakmanın ne kadar yanlış olduğu-
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? nu daha iyi anladım.” cümlesinde vurgulanmak
istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şüpheci ve sorgulayıcıdır.*
B) Yanlışı doğru yapmaya çalışır. A) Gelecek, ancak güzel bir geçmişin üzerine
C) Akıl karıştırmayı hiç istemez. inşa edilebilir.
D) Yazarına yanlış yapma hakkı vermez. B) İnsanlar yaşlandıkça pişmanlık denizinde bo-
E) Kesin doğruyu bulmayı hedefler. ğulurlar.
C) Mutluluğun değerini sadece çocuklar anlaya-
bilir.
D) Mutluluk gelecekte değil, yaşanan andadır.*
E) Birtakım zorluklar çekilmeden mutluluğa ula-
şılamaz.

2. Toprağa atılan her tohum, bir ümittir. Tohum ya


tutar ya tutmaz ya yeşerir ya yeşermez. Ama 4. Kusursuzluğu hedefleseydim bugüne dek yaptı-
onu toprağa attıran; tohumun tutması, yeşerme- ğım hiçbir şeyi yapmamış olurdum.
si, umududur.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatıl-
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- mak istenenle çelişir?
lerden hangisidir?
A) Mükemmel olan bir şey yoktur hayatta.
A) Hayatın her alanında risk vardır.
B) İnsan, konuşurken yanlış sözcükler de kulla-
B) İnsanoğlu kendini olumsuzluklara her zaman
nabilir.
hazırlıklı tutmalıdır.
C) Hata yapmak insana özgüdür.
C) Dünyada ümit olmasaydı hiçbir şey olmaya-
D) Kusursuzluğa ancak pek çok hata dizisinden
caktı.*
sonra yaklaşılabilir.
D) Olmayacağını bilsek de her işi zorlamak zo-
E) Başarılı bir roman için üslup dört dörtlük
rundayız.
oluşturulmalıdır.*
E) İnsan, varlığını tabiata borçludur.

44
5. Üzerinde yaşadığımız topraklar tüm insanlığın- 7. Kafa dediğin taşları dönen bir değirmendir, ara-
dır, başkalarının başından geçenler bizi de etki- sına bir şey koymazsan kendi kendini öğütür.
lediği için olup biten hiçbir şeye duyarsız kala- Bu sözü söyleyen bir kişinin anlatmak istedi-
mayız. ği aşağıdakilerden hangisidir?
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi üzerin-
de durulmuştur? A) Kaderci düşünen kişilerin günlerini gün eden-
ler olduğu
A) Kendini gözetme B) Olup biteni seyretmekle yetinenlerin rahatla-
B) Evrensel düşünme rına baktıkları
C) Sorumluluk duyma* C) Her aracı amacına göre kullanan insanların
D) Yaşamın farkına varma mutlu olabildikleri
E) Yaşamdaki sorunları görme D) İnsanın sıkıntıya girdiği eylemlerinden birinin
de düşünmek olduğu
E) Kişinin sıradanlaşmaması için düşünce üret-
mesinin gerekliliği*

8. İsim sahibi olmakla şiir sahibi olmak birbirinden


farklı şeylerdir; ben edebiyata öncelikle şiir bı-
rakmak isterim, isim kendiliğinden gelecektir za-
ten.
Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıda-
6. Gelecek, ancak bilimsel gelişmelerin ışığında kilerden hangisidir?
ilerleyen insanlığın elinde biçimlenecektir.
A) Şiir, ciddi çalışmaların ürünüdür.
Bu cümlede geleceğe şekil vermek için öne-
mi öne çıkarılan kavram aşağıdakilerden han- B) Ünlenmek, önemli isimlerle çalışmaya bağlı-
gisidir? dır.
C) Bazı şairlerin şiirleri, isimleri kadar öne çık-
A) Çalışmak
mamıştır.
B) Kuşkulanmak
D) Geleceğe kalmak, sanattaki başarının doğal
C) Bilimsellik*
sonucudur.*
D) İnsanlık
E) Her şairin kendine özgü bir tarzı olmalıdır.
E) Deneysellik

1. A 2. C 3. D 4. E 5. C 6. C 7. E 8. D

45
07

Cümlede Boşluk Doldurma / Cümle Tamamlama

1. Şiirde önemli olan, sözcükleri yan yana getirmek 4. Başarılı sanatçılar çabuk ölür ama eserlerinin - - - - .
değil; - - - - Bu cümle düşüncenin akışına göre aşağıda-
Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına kilerin hangisiyle sürdürülürse “kalıcılık” vur-
göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? gulanmış olur?
A) sanatsal beklentiye cevap vermektir. A) damarlarındaki kan hiç durmaz*
B) onlarla bazı duyguları pekiştirmektir. B) şöhreti her yere ulaşır
C) onlarla anlatım güzelliği oluşturabilmektir. C) adı da unutuluverir
D) güzel biçimler bulmaktır. D) değeri de azalabilir bazen
E) konuşma diline kazandırmaktır.* E) yazıldığı dönem altın çağdır

2. Ben bu roman tekniğini herkes kullandığı için, - - - -


diye değil; eserimin kalıcı olmasını sağladığı için kul-
landım. 5. Bir sanat yapıtını sıradan bir nesne değil, sanat
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki de- yapıtı yapan şey - - - -
yimlerden hangisi getirilirse cümle anlamlı Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına
bir bütün oluşturur? göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) âdet yerini bulsun* A) özgünlüğüdür.


B) başıma devlet kuşu kondu B) kişiye göreliğidir.
C) işi yokuşa süreyim C) estetik oluşudur.
D) adam olmuş desinler D) yorumlanabilirliğidir.
E) önüm açılsın E) emek gerektirdiğidir.*

3. İnsanların sadece şehirlerde duygularına sı-


nır koydukları sanılırken insanlar; köylerde, dağ
başında ve mağara kovuklarında da içlerinden 6. “Gerçek bir sanat yapıtının sanatsal değeri, - - - -
geldiği gibi gülüp ağlamak hürriyetine sahip de- tarafından belirlenebilir.” cümlesi aşağıdakiler-
ğillermiş çünkü - - - - den hangisiyle tamamlanırsa sanatsal kaygı-
Bu cümlenin aşağıdakilerden hangisiyle ta- nın değil, farklı kaygının öne çıktığı söylene-
mamlanması uygun olur? bilir?

A) öyle olduğunu düşünmüştüm. A) sanatseverler


B) bu yönüyle şehirlerden ayrıldığını sanmıştım. B) eleştirmenler
C) toplum kuralları buralarda da geçerli.* C) koleksiyoncular*
D) herkes kendi çıkarını düşünüyor. D) sanatçılar
E) insanlar birbirlerini anlamıyor. E) akademisyenler

46
7. Yolunuz ne zaman ünlü ressamın sergisine düş- 10. Şiddet içerikli olan ve çocuğa göre olmayan; ço-
se fırçasıyla değil, kamerasının objektifiyle resim cuklarımızı ve gençlerimizi bir düşünceye, bir
yapan bir ressamla karşılaşırsınız; - - - - inanca tutsak kılmak isteyen güdümlü yayınların
Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına göre etkisinin gittikçe arttığı bir kültürel ortamda, ço-
aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? cuk ve gençlerimize insanca duyarlılıklar kazan-
dırabilmek - - - - .
A) gerçeği yeniden yorumlamış. Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına
B) gerçeğe yeni bir ruh katmış. göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
C) gördüklerimize farklı bakmış.
A) yaşamsal bir sorundur
D) çelişkileri öne çıkarmış.
B) ders kitaplarının işidir*
E) gerçeği olduğu gibi yansıtmış.*
C) vazgeçilmez bir sorumluluktur
D) önemli bir görev olarak algılanmalıdır
E) sanıldığı kadar kolay değildir

8. İnsan asırlarca yaşasa bile - - - -


Bu cümlede boş bırakılan yere, düşüncenin 11. - - - - yazma eyleminin toplumsal ve psikolojik
akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getiri- nedenleri vardır. Ama şurası bir gerçek ki önce
lemez? kendimiz için yazarız.
Bu cümlenin başına düşüncenin akışına göre
A) hayallerinin arkasından koşacaktır.
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) yaşamın değerini anlamayacaktır.
C) hâlâ yapacak işleri olacaktır. A) Ama B) Yine C) Kuşkusuz*
D) yaşamayı istemeyecektir.* D) Hele E) Zira
E) yaşamaya hiç doymayacaktır.

12. Bazı insanların bir konudaki fikrini değiştirebil-


mek için - - - - .
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamam-
9. Öyle insanlar vardır ki işini benimser, senin bir
lanırsa “uzun süre konuşulması gerektiği” anla-
şey demene gerek kalmadan görevini gereği gibi
mı kazanır?
yapar, - - - - .
Bu cümlenin sonuna düşüncenin akışına A) onlara taviz verilmemelidir
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? B) uygun örneklerle ciddi uyarılarda bulunulma-
A) kendi yağıyla kavrulur lıdır
B) işin içinden sıyrılır C) kişinin zayıf yanlarından yararlanılmalıdır
C) herkesten korkarak yaşar D) duru, yalın ve açık cümleler kurulmalıdır
D) işine dört elle sarılır* E) sözcük dağarcığındaki tüm sözcükler tüketil-
E) yaptıklarını cesurca savunur melidir*

1. E 2. A 3. C 4. A 5. E 6. C 7. E 8. D 9. D 10. B 11. C 12. E

47
08

Cümle Yorumlama (Cümlenin Konusu)

1. Yüzyılların mirasını devralan kuşaklar, kendile- 4. Gelenek bize yararlı olan şeyleri emrettiğinden
rinden sonra gelecek kuşağa yeni miraslar bırak- dolayı değil, bize emrettiğinden dolayı itaat etti-
mak için çabalamalıdır. ğimiz bir otoritedir.
Yukarıdaki cümlede sanatın hangi yönü üze- Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakiler-
rinde durulmuştur? den hangisidir?

A) Sanatta kalıcılık A) İnsanların gelenekle olan ilişkileri, yaşam


B) Geçmişin mirası tecrübesinden ve geleneğin zorlayıcı özelli-
C) Sanatta değer bilirlik ğinden kaynaklanır.
D) Sanat üretiminde sorunlar B) İnsanı var eden, tecrübeleri olmasına rağ-
E) Sanatta süreklilik* men bu tecrübeler insanlara ayak bağı da ol-
maktadır.
C) Geleneğe değer verilmesi, bir değer taşıma-
sından değil, buyurgan olmasından gelir.*
D) Geleneğin toplum yaşantısındaki yeri doğal
değil, yapay bir süreçtir, geleneğe olan bağlı-
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zaman kav- lık bu yüzden önemsenir.
ramı vurgulanmıştır? E) İnsanların geleneksel yapısını değiştirmeye
çalışmak, çoğu zaman imkânsız bir durum-
A) Sanatçıyı politikadan üstün tutmuyorum, po-
dur.
litikadan da soyutlamıyorum.
B) Bir sanatçının her türlü eğilimi gibi, politik eği-
limleri de yapıtlarının değerini etkiler.
C) Duygularını ve düşüncelerini benimsediğim
sanatçılara ben de yakınlık duyarım.
D) Sanatsal başarıya içerik kadar biçimin de et-
kisinin olduğu hiçbir zaman tartışılamaz.*
E) Roman tek kişi üzerine kurulamaz, mutlaka
insanın sosyal sorunları da anlatılmalıdır.

5. (I) Bu yapıtın İtalyanca olan aslı, gerçekten çetin


bir üslupla yazılmıştır. (II) Okurun daha düşün-
ceyi tümden kavramadan önce Della Volpe üs-
lubuyla hesaplaşması gerekmektedir. (III) Kısa
süreli perçin cümleciklerin, düşünceyi enine bo-
3. Bir resim sergisinde dolaşırken renklerin yapma- yuna vermek amacıyla kesinliklerini sürdürerek
cıksızlığını hissettim her bir tablonun derinlikle- uzayıp gitmesi bırakın bir yabancıyı, bir İtalyan
rinde. için bile kolay aşılır bir engel değil. (IV) ‘‘Beğe-
ni” kavramının estetik açısından sorgusu yapı-
Bu cümlede yazar, tabloların hangi özelliğini
lan kitapta yeni birçok kavram ortaya atılıyor. (V)
vurgulamaktadır?
Kitabı bozmamak ve düşünce dizgesini saptır-
A) Öznelliğini mamak için uygun bulduğumuz biçimde bir çevi-
ri yaptık.
B) Kalıcılığını
C) Sıra dışılığını Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
hangisi sözü edilen eserin içeriğiyle ilgilidir?
D) İçtenliğini*
E) Özgünlüğünü A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

48
6. Başkalarının kusurlarını tartarken parmağıyla te- 8. (I) Sosyal yönün gelişmişse yazar olamazsın. (II)
razinin kefelerini bastırmayan insan pek azdır. Bu uğraşı benimsemişsen sosyal yanında bir ek-
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakiler- siklik var demektir. (III) Böyle bir eksiklik insan-
den hangisidir? larla iletişim kurmanı zorlaştırır. (IV) Sen de otu-
rursun tek başına masaya ve iğneyle kuyu kaz-
A) Her ne söylenirse söylensin, herkesin kusuru maya başlarsın. (V) Bence bu, birçok yazarın
üç aşağı beş yukarı aynı düzeydedir. karşılaştığı bir durumdur.
B) İnsanlar kendi kusurlarını ne kadar gizleme- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
ye çalışırsa çalışsın, bu önünde sonunda or- olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
taya çıkar. A) I. cümlede, bir koşuldan söz edilmektedir.
C) Kendi eksikliklerimizi gerçekçi değerlendir- B) II. cümlede, bir çıkarım yapılmaktadır.
memek, bizi doğru olandan uzaklaştırır. C) III. cümlede, II. cümlede belirtilenlere bağlı
D) Bir başkasını kusurlu göstermeye çalışmak, olarak bir sonuca varılmaktadır.
insanın kendi kusurlarını unutturmaz. D) IV. cümlede, bir amaç belirtilmektedir.*
E) İnsanlar, kendi kusurlarından çok, başkaları- E) V. cümlede, genelleme yapılmaktadır.
nın kusurlarını görmeye eğilimlidir.*
9. Uygarlık ağacının ihtişamı, dallarından değil
köklerinden doğar.
Bu cümlede yazarın asıl anlatmak istediği
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Uygarlığın çok farklı alanlarda çeşitlenerek


7. (I) İki-üç yaş arasındaki çocuklar, yetişkinler üze- ilerlediği
rindeki güçlerini keşfetmeye ve bunu sık sık de- B) Uygarlığın çağdaş görünümlerinin geçmişi
nemeye eğilimlidirler. (II) Görülen odur ki anne- unutturduğu
lerle babaların, çocuğun her istediğini yerine ge- C) Uygarlıktaki gelişmenin önceki ürünlerle or-
tirme konusundaki duyarlıkları, çocukların bu
taya çıktığı*
özelliklerini pekiştirmektedir. (III) Her çocuk böy-
le bir dönemden geçer. (IV) Bu yaştaki çocuklar, D) Her uygarlığın önce bir çocukluk evresi yaşa-
akıllarından geçen her şeyi isterler. (V) Bu ne- dığı
denle birtakım sınırların çizilmesi ve onlara iste- E) Uygarlığın geliştikçe güzel bir hâl aldığı
dikleri her şeyin her zaman olamayacağının öğ-
retilmesi gerekmektedir. 10. “Arı ile kalkan, bal başına; sinek ile kalkan, leş
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili- başına konar.” cümlesinde anlatılmak istenen
olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlış- aşağıdakilerden hangisidir?
tır?
A) Bir işe başlamadan önce hazırlık yapılmalıdır.
A) I. cümlede, bir yönelimden söz edilmektedir. B) İnsanlar, her zaman istediklerine ulaşama-
B) II. cümlede, bir tutumun sonucu belirtilmekte- maktadır.
dir. C) İyi bir hayat için disiplin ve çok çalışmak ge-
C) III. cümlede, geçici bir evre anımsatılmakta- rekir.
dır. D) İnsanların başına gelenler, tercihlerinin sonu-
D) IV. cümlede, bir uyarıda bulunulmaktadır.* cudur. *
E) V. cümlede, alınması gereken önlemlerden E) Yaşanılan şeylerden başkaları sorumlu tutul-
söz edilmektedir. mamalıdır.

1. E 2. D 3. D 4. C 5. D 6. E 7. D 8. D 9. C 10. D

49
09

Cümlede Kesin Yargı

1. Güneş sistemimizi, ömrünü tamamlayıp çoktan 3. Yüz milyonlarca yıl yaşındaki yıldızların çevre-
yok olmuş dev bir yıldıza borçlu olabiliriz. sinde yeni oluşmuş disklerin görülmesi, çarpış-
Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden han- maların temel gezegen oluşum süreci tamam-
gisine kesin olarak ulaşılır? landıktan çok sonra bile sürdüğünün işaretidir.
Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden han-
A) Güneş sisteminde birbirine benzeyen geze- gisine kesin olarak ulaşılır?
genler bulunmaktadır.
B) Güneş sisteminin nasıl oluştuğu bilim insan- A) Yıldızların en yaşlısının yüz milyon yaşında

larınca ortaya çıkarılmıştır. olduğu bilim insanlarınca ortaya çıkarılmıştır.

C) Güneş sistemi Dünya’nın da içinde bulundu- B) Yaşlı yıldızların etrafında yeni oluşmuş disk-

ğu bir sistemdir. ler, çarpışmaların temel gezegen oluşumun-

D) Güneş sisteminin oluşumuyla ilgili bilgiler he- dan sonra da devam ettiğinin göstergesidir.*

nüz net değildir.* C) Tüm yıldızlar oluşumlarını yüz milyonlarca yıl

E) Güneş sistemi varlığını dev bir yıldıza borçlu- önce tamamlamıştır.

dur. D) Yeni yıldızların oluşması, en az yüz milyon


yaşındaki yıldızların çevresinde gerçekleşen
çarpışmalara bağlıdır.
E) Uzaydaki yıldız çarpışmaları, sonsuzlukta
oluşan yeni gezegenlerin habercisidir.

2. Güneş’in 2-3 katı kütlede ve yaşları 5 ile 850 mil-


yon yıl arasında değişen 266 parlak beyaz yıl-
dızı Spitzer’le gözlemleyen gök bilimciler, bunla-
rın 71’inde çarpışma sonucu oluşan çeşitli yapı-
da ve bileşimde toz diskleri belirlemişler. 4. Çinli ve Amerikalı araştırmacılardan kurulu bir
Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden han- ekip, ipek böceğini de gen dizilim haritası çıka-
gisine kesin olarak ulaşılır? rılan organizmalar arasına kattı.

A) Gözlemlenen yıldızların bazıları, çarpışma Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden han-


gisine kesin olarak ulaşılır?
sonucu oluşan çeşitli yapı ve bileşimde toz
diskleri taşımaktadır.* A) İpek böceği dışında gen dizilimi yapılan baş-
B) Gözlemlenen yıldızlar uzayın en yaşlı yıldız- ka canlılar da vardır.*
larıdır. B) Gen dizilimi konusunda en çok çalışanlar
C) Gök bilimcilerin izledikleri yıldızların yakla- Çinli ve Amerikalılardır.
şık %25’i, bir yönüyle diğerlerinden farklı bir C) Canlıların genetik şifrelerinin çıkarılması, bi-
özellik taşımaktadır. lim dünyasının görevidir.
D) Çarpışma sonucu oluşan toz diski taşıyan D) Söz konusu araştırmacı ekip aynı anda bir-
yıldızların yaşı, diğer yıldızların yaşına göre kaç canlının daha gen dizilim haritasını çıkar-
daha büyüktür. mıştır.
E) Gök bilimciler 266 yıldız üzerinde yaptıkları E) İpek böceğinin gen haritası üzerinde, bilim
araştırmaya henüz son vermemiştir. insanları uzun süredir çalışmaktadır.

50
5. Cumhuriyet Dönemi’nin ana akımını oluştu- 7. Yalnızca ABD’de geçtiğimiz yıl 55.000 kişiyi etki-
ran yazarların toplumsal sorumluluk duygusuy- leyen ve 9.000’inin ölümüne neden olan bir deri
la yazdığı romanlarla aramda bir uzaklık var- kanseri türü olan kötü huylu melanomanın nede-
ken Selim İleri onları benzersiz bir kara sevda ve ni, melanositlerin kontrolden çıkmış biçimde üre-
hoşgörüyle içselleştirir. meleri.
Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden han- Bu cümleden aşağıdakilerin hangisine kesin
gisine kesin olarak ulaşılır? olarak ulaşılır?

A) Toplumsal sorumluluk taşıyan yazarların sa- A) Melanoma her geçen yıl dünya çapında
yısı azdır. ölümlere neden olmaktadır.
B) Ana akım dışındaki yazarlar, unutulmuş ya- B) Kötü huylu bir deri kanseri olan melanoma-
zarlardır. nın sonu genellikle ölüm olmaktadır.
C) Kimi romanlar okuyucunun dönemsel beğe- C) Bilim insanlarınca melanomanın tedavisi ge-
nisini kazanır. liştirilmeye çalışılmaktadır.
D) Genç okurlarla bağ kuramayan usta yazarlar D) Bir deri kanseri olan melanomanın nedeni bi-
vardır. linmektedir.*
E) Selim İleri’nin kimi romanlara yaklaşımı çok E) Melanoma, ABD’de daha çok görülmektedir.
farklıdır.*

8. Abdülhak Şinasi Hisar da değeri sonradan bili-


nen romancılarımızdan sayılır, yakın zamanlar-
da kitapları derli toplu yeniden yayımlanıp yeni
okurlara ulaşınca bir Abdülhak Şinasi Hisar ger-
çeği olduğu daha iyi anlaşılmış, bunun yanında
6. Deniz salyangozlarının sevdiği yiyeceklerin ba- roman sanatı üstüne zamanında benzeri pek az
şında midye ve istiridye gibi görece hareketsiz bulunan yazıları da Abdülhak Şinasi’nin değerini
kabuklular geliyor. çoğaltmıştır.
Bu cümleden aşağıdakilerin hangisine kesin Bu cümleden aşağıdakilerin hangisine kesin
olarak ulaşılır? olarak ulaşılır?
A) Midye ve istiridye hiç hareket etmeyen canlı- A) Abdülhak Şinasi Hisar’ın roman dışındaki ya-
lardır. zıları hiç yayımlanmamıştır.
B) Salyangozlar, midye ve istiridye kabuklarını B) Abdülhak Şinasi Hisar’ın yeni yazdığı roman-
açmakta zorlanır. lar okurun ilgisini çekmiştir.
C) Deniz salyangozları midye ve istiridye dışın- C) Yazarın romanlarının yeniden yayımlanması,
da ki canlıları da yemektedir.* yazarı görünür kılmıştır.*
D) Midye ve istiridye, deniz salyangozlarının tek D) Edebiyatımızda değeri anlaşılmayı bekleyen
besin kaynağıdır. çok sayıda yazar vardır.
E) Bazı balık çeşitleri de deniz salyangozlarıyla E) Yazarların kadrini bilen çok az sayıda okurun
beslenmektedir. olması düşündürücüdür.

1. D 2. A 3. B 4. A 5. E 6. C 7. D 8. C

51
10

Cümlede Boşluk Doldurma / Cümle Tamamlama

1. Şempanzelerde ve öteki üst primatlarda alet kul- 4. Işığı ve zamanı - - - - özel görelilik ve kütle çeki-
lanımı - - - - biliniyordu - - - - İngiliz araştırmacı- mini açıklayan genel görelilik, 20. yüzyıl fiziğine
lar, Güney Amerika’daki Capuchin maymunları- damgasını vuran büyük kuramlar.
nın da ilginç bir biçimde alet kullandıklarını orta- Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakiler-
ya çıkardılar. den hangisi getirilmelidir?
Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla A) fark eden
aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
B) ortalayan
A) madem - yine C) bilen
B) zaten - ancak* D) duyan
C) hep - sonucunda E) ele alan*
D) belki - zira
E) genellikle - birçok

5. Uzak atalarımızca mağara duvarlarına ve kaya-


lara - - - - ya da taşlardan - - - - sanat eserlerine
meraklı olanlar bu siteye mutlaka bakmalı.
2. En akılcı ve duygusal etkilenimlerden uzak görü- Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla
nen düşünce ve kararların - - - - çok eskilerden aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
kalan beyinsel ve zihinsel bir geleneğin etkisiy-
A) okunmuş - yazılmış
le, - - - - duyguların girdileriyle oluşturulabildiğini
söylüyor araştırmacılar. B) çizilmiş - yontulmuş*
Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla C) kesilmiş - atılmış
aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir? D) işaretlenmiş - oluşturulmuş
E) kazılmış - elenmiş
A) çünkü - ile
B) ama - dâhi
C) ve - dâhi
D) bile - ancak*
6. Aşılan her ufkun ardında doğan yeni bir ufkun
E) yalnız - ama peşine düşerek sonsuza dek koşarız çünkü in-
san - - - -
Bu cümle düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisiyle tamamlanırsa düşünce baş-
ka bir yargıyla gerekçelendirilmiş olur?

3. Sabahleyin koku alma - - - - en düşük düzeyde A) doğumla ölüm arasındaki çizgide arayış ru-
olduğunu, kokuları gün - - - - daha iyi duyabildiği- hunun kölesidir.*
mizi biliyor muydunuz? B) duyguların hayal gücüyle beslenmesi yeter
Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla her insana.
aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir? C) kendisini beraberinde götürdüğünde bir yere
gitmemiştir.
A) durumunun - bitince
D) çoğu kez oturup bir kurtarıcı beklemeyi tercih
B) niyeyse - başında
eder.
C) oranının - ilerledikçe*
E) kendisini en iyi tanıyıp bildiği mekânlarda ra-
D) işinde - ortasında
hat hisseder.
E) isteğinin - doğarken

52
7. Gök adamız Samanyolu’nun merkezinde yaklaşık 10. İnsanları toptan sevdiğini söylemek, namusluyla
3 milyon Güneş kütlesinde dev bir karadeliğin - - - - namussuzu ayıramama zayıflığındandır; bu du-
gösteren işaretler uzun zamandır biliniyor. rumda - - - -
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakiler- Bu cümle düşüncenin akışına göre aşağıda-
den hangisi getirilmelidir? kilerden hangisiyle tamamlanamaz?

A) boyunu B) çokluğunu C) içini A) insanlık suçu işleyenleri de ödüllendirmiş


D) derinliğini E) varlığını* oluruz.
B) namusluların sevgi payına namussuzları or-
tak etmiş oluruz.
8. Bir sanatçı kendi halkının sanatının, dünya halk
C) insanları toptan sevme duyarlığını gösterebi-
sanatlarının geleneklerinden yararlanacaktır, an-
liriz.*
cak sadece yararlanacaktır; - - - -
D) iyiyi kötüden ayıramama zaafına düşmüş
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamam-
oluruz.
lanırsa sanatçının kendisini sınırlamaması ge-
rektiği vurgulanmış olur? E) sevdiklerimizin değerini onlara eşitlemiş olu-
ruz.
A) halkını tanımazsa sanatının eksik kalacağını
bilmelidir.
B) kalıcı sanat eserleri vermeye o zaman başla-
11. Yetkililer, İstanbul’un trafik sorunlarına, proje
yabilir.
hakkındaki iddialara - - - - projeyi övmeyi tercih
C) dünyaya sırt çevirirse evrenselleşemeyeceği- etti.
ni bilmelidir.
Bu cümlede boş bırakılan yere sırasıyla aşa-
D) beslendiği kaynaklardan yararlanmayı iste- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
melidir.
A) sinirlenip
E) yerel ve evrensel geleneğin ayak bağı olma-
B) bakıp
masına dikkat etmelidir.*
C) dinleyerek
D) kırılınca
9. Roman çevirisi yapan biri, çevirdiği yazarın ne E) değinmeyip*
dediğinden çok, nasıl söylediğine önem verir; bir
başka deyişle - - - -
Bu cümle düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisiyle tamamlanırsa düşünce baş- 12. Uluslararası bir araştırma grubu, kısa - - - - bes-
ka bir yargıyla açıklanmış olur? lenme dengesizlikleri ortamı yaratarak, avcı (et-
çil) böceklerin yağ ve protein için seçici tercihler-
A) çevirmen kendi dilinin olanaklarını iyi kullan- de bulunup değişen koşullara - - - - dengeli bes-
malıdır. lenmeyi başarabildiklerini gösterdi.
B) çevirinin başarılı olup olmadığını yayıncılar Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla
düşünür. aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
C) yabancı dil bilen herkes çeviriye girişmemeli-
A) zamanlı - duyarlı
dir.
B) dönemli - karşın*
D) başlıca amacı, yazarın üslubuna erişmek ol-
C) boylu - giderek
malıdır.*
D) diyet - giderek
E) çevirmenin başarısı sanatçıyı da yüceltecektir.
E) süren - sağlıklı

1. B 2. D 3. C 4. E 5. B 6. A 7. E 8. E 9. D 10. C 11. E 12. B

53
11

Cümle Oluşturma / Sıralama

1. 4.
I. özel sektör kuruluşları arasında başlayan I. tohumları, içi boş dal ve kökleri parçalamak,
II. Science editörleri ilaç üretimi ve ağaç
III. önemli atılımları arasında saydılar II. ve kaya kovuklarını karıştırmak
IV. bunların ucuz fiyatlarla yoksul ülkelere iletil- III. gözlemlerde Capuchin maymunlarının topra-
mesi için kamu ve ğı kazmak,
V. iş birliği girişimlerini de geçtiğimiz yılın IV. sürekli alet kullandıkları görüldü
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve V. ve böylece karınlarını doyurmak için
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra- Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
landığında hangisi baştan üçüncü olur? anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V. landığında hangisi ilk olur?
A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.

2.
I. ödül alanların üçünün kız öğrenci olduğunu
II. öykülerin üçte ikisinin özel okullardan geldiğini 5.
III. bu yıl düzenlediğimiz öykü yarışmasında cin-
I. önünüze ekmeği ve suyu koyacak okuma lis-
siyet, okul çeşidi, sınıf düzeyi ve kent dağılı-
telerini
mı üzerine bir sınıflama yaptığımızda
II. okunmasını gerekli gördüğünüz yüz kitaplık
IV. en çok ilgiyi 6. sınıfların gösterdiğini gördük
bir liste oluşturduktan sonra
V. İstanbul’un altmış, Ankara ve İzmir’in otuzar
III. deneyin dilerseniz
öykü gönderdiğini
IV. kendinizi daha mutlu hissedeceksiniz
Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı ve
V. içlerinden okumadıklarınızı okumaya başlayın
kurallı olarak düzenlendiğinde hangisi baş-
tan dördüncü olur? Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı ve
kurallı olarak düzenlendiğinde hangisi baş-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.* tan ikinci olur?

A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

3.
I. su örneklerinde buldukları DNA’lardan gen
6.
dizilimlerine ulaşarak
I. tüm karalar Pangea adlı bir süper kıta
II. geçtiğimiz yıl bilim insanları moleküler analiz
teknikleri kullanarak II. günümüzden 259 milyon yıl önce henüz
III. orada yaşayan ve laboratuvarlarda üretile- III. hâlinde birleşmişken okyanustaki canlı
meyecek sayısız IV. canlıların da %75’inin yok olduğu, fosil kayıt-
IV. yerin kilometrelerce altından aldıkları larca belgeleniyor
V. hayvan türü hakkında bilgi sahibi oldular V. türlerinin %90’ının, karadaki
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra- anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
landığında hangisi sondan ikinci olur? landığında hangisi sondan ikinci olur?

A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

54
7. 10.
I. doğru söze ne denir I. ölüm korkusu aşılamak,
II. hiç bilmediklerimizin, işitmediklerimizin, gör- II. örneklerini yakın geçmişte de
mediklerimizin rüyasını görememek, III. karizmatik maço liderlerin
III. biz bunu yazamazdık çünkü o hayatı yaşa- IV. görebildiğimiz gibi, seçmene
mıyoruz, deriz
V. seçim zaferlerini kolaylaştırıyor
IV. hayal edememek, onları yazamayacağımızı
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
gösterir
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
V. bazen başka kültürlerden yazarların yazdık- landığında hangisi baştan ikinci olur?
larını okuduğumuzda
Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı ve A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.
kurallı olarak düzenlendiğinde aşağıdakiler-
den hangisi baştan ikinci olur?

A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.


11.
I. başlayıp zamanla bağımlı
8.
II. ödül sistemindeki yetersizliği
I. okuduğumuz metnin bütün özelliklerini kav-
ramak için III. hâle geldikleri tespit edilmiştir

II. düşüne taşına yazarken IV. karşılamak için kumara

III. emin olmamız gerekir V. kumarbazların beyinlerindeki

IV. okumayı yavaşlatmak ne kadar önemliyse Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve


anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
V. en doğru başlangıcı yaparak ilerlediğimizden
landığında hangisi sondan ikinci olur?
de
Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı ve A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.
kurallı olarak düzenlendiğinde hangisi baş-
tan dördüncü olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

9. 12.

I. önemli yere sahip olmuştur I. üretilen aşı ve serumlar sayesinde acil


II. daha çok bir mazmun olarak kullanırken II. kuduz konusunda ileri teknolojiyle
III. halk arasında III. müdahale şemasına uygun
IV. cin ve peri kelimeleri Fars edebiyatında IV. artık yaşam kaybı söz konusu değil
V. bir batıl inanç olarak V. olarak sürdürülen tedavilerle
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir bütün Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
oluşturacak şekilde sıralandığında hangisi anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
baştan üçüncü olur? landığında hangisi ilk olur?

A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V. A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

1. A 2. E 3. C 4. C 5. B 6. E 7. C 8. E 9. C 10. D 11. A 12. B

55
12

Cümle Oluşturma / Sıralama

1. 4.
I. oluşan insan yumurtaları I. güzelliği bizi her zaman zorlandığımız
II. her biri 23 kromozomdan II. ocak ayında gelen fotoğrafların
III. biri yumurta III. seçim sürecinde daha da zora soktuğundan
IV. iki set kromozom içerir IV. artırmaktan başka çıkar yol bulamadık
V. içinde bulunan V. bu güzel uğraşa ayırdığımız sayfalarımızı
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra- anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
landığında hangisi baştan üçüncü olur? landığında hangisi sondan ikinci olur?

A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

2. 5.
I. vazgeçilmez olan I. için düzenlediğimiz konferansları
II. görüldüğü gibi hayatımızda II. halkımızın bilimin değişik konularını
III. ellerinde büyük III. sorgulama ve tartışma olanağına kavuşması
IV. bir güce dönüşebiliyor IV. yaz döneminin ardından yeniden başlattık
V. pamuk, doğanın tezatlığının V. uzmanlarından dinleyerek bilimsel düşünme
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra- anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
landığında hangisi sonuncu olur? landığında hangisi baştan dördüncü olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V. A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.

3. 6.

I. ve telematik olarak adlandırılan I. onu yüzyılımızın hızla


II. otomobillere kablosuz iletişim ve II. temiz enerji potansiyeli
III. bir düzenek yerleştirdiler III. artan enerji ihtiyacını karşılayacak
IV. otomobil üreticileri, yeni üretilen IV. hidrojenin bolluğu ve
V. ölçüm olanağı veren V. çekici bir aday yapıyor
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra- anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
landığında hangisi baştan ikinci olur? landığında hangisi sondan ikinci olur?

A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.

56
7. 10.
I. müzik dosyalarını İnternet I. 250 milyon yıl kadar önce,
II. ağ üzerinde radyo dinleyip II. duygusal mekanizmalarla ilgili
III. üzerinden indirmeyi ya da III. “limbik sistem”i oluşturan beyin yapıları
IV. film izlemeyi olanaklı kılıyor IV. memelilerin ilk dönemlerinde ortaya çıkmış
V. araçlardaki Bluetooth özelliği V. olarak çok önemli işlevler üstlenen
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra- anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
landığında hangisi baştan üçüncü olur? landığında hangisi ilk olur?

A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V. A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

11.
8.
I. oluşturan tükürük
I. görelilik kuramları II. arası haberleşmede, kimi zaman savaşta,
II. çok daha fazlasını içeriyordu III. sindirim sistemimizin bir parçasını
III. Albert Einstein’ı dünyanın en IV. kimi zaman da tedavide önemli işlevler üst-
IV. onun yaşamı fizikten lenmekte
V. ünlü bilim insanı yapsa da V. kimi zaman hayvanlar
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra- anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
landığında hangisi baştan üçüncü olur? landığında hangisi sonuncu olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.* A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

9. 12.
I. alıp uzun uzun düşünsek de I. biri de tüm kentin atıklarının
II. arada başımızı II. kent yaşamının en
III. kararlarımızın çoğunun III. ve nasıl arıtılacağıdır
IV. ellerimizin arasına IV. sorunlu yanlarından
V. farkında bile değiliz V. nereye boşaltılacağı
Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve Yukarıdaki numaralanmış sözler kurallı ve
anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra- anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıra-
landığında hangisi baştan ikinci olur? landığında hangisi baştan üçüncü olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V. A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.

1. C 2. D 3. B 4. E 5. A 6. C 7. C 8. E 9. D 10. B 11. D 12. A

57
13

Cümlede Kesin Yargı

1. Ortalama bir Amerikalı, yılda 10 megawatt/saatlik 3. Dünyadaki beş yaban koyunu türünden biri ola-
elektrik kullanıyor; Cape Cod rüzgâr fabrikasında rak kabul edilen ve yalnızca Türkiye’de yaşayan
ise yılda 1,5 milyon megawatt/saat elektrik üreti- yani Türkiye’ye endemik bir tür olan Anadolu ya-
leceği söyleniyor. ban koyunu Türkiye’ye özgü bir tür olmasının
Bu cümleden aşağıdakilerin hangisine kesin yanı sıra evcil koyunun atası olabileceği varsayı-
olarak ulaşılır? mıyla da dikkat çekmekte, dişilerinde boynuz gö-
rülmeyen tek yaban koyunu türü olması bu olası-
A) Amerikalılar, dünya ortalamasının çok üstün- lığı güçlendirmekte.
de elektrik tüketmektedir. Bu cümleden aşağıdakilerin hangisine kesin
B) Önümüzdeki yıllarda elektrik kaynağı rüzgâr olarak ulaşılır?
değirmenleri olacaktır. A) Türkiye’ye özgü bir yaban koyunu türü
C) Rüzgâr fabrikası, ortalama bir Amerikalının olan Anadolu yaban koyunu, İç Anadolu
yıllık tüketiminin 150.000 katını bir yılda üre- Bölgesi’ndeki dağlık alanlarda yaşamaktadır.
tebilecektir.* B) Anadolu yaban koyunu açık kahve renkleriy-
D) Dünyada her şey elektrik enerjisi üzerine ku- le diğer koyunlardan ayrılmaktadır.
C) Anadolu yaban koyununun Latince karşılı-
rulu olduğu için dünya yeni enerji kaynakları-
ğı Türkiye’deki bir profesör tarafından konul-
na ihtiyaç duymaktadır. muştur.
E) Amerika, elektronik aletlerin en ucuz satıldığı D) Endemik bir tür olan Anadolu yaban koyunu-
ülkedir. nun, evcil koyunların atası olma ihtimali, dişi-
lerinin boynuzsuz olmasından doğmuştur. *
E) Dünyada beş tane olan bu endemik türün,
devlet yetkilileri tarafından korunması gerek-
mektedir.

4. 17 Ağustos 1999 depremi öncesinde 11 Ağustos


1999 saat 19.15’te Karamürsel’de, depremden 3
gün önce Ulaşlı’da, 7 gün önce Değirmendere’de,
2. Türkiye’nin bitki örtüsünde, 10.000’i aşan bit- bir gün önce İstanbul’da, gemi dalgası sanılan
ki türü var ve bunlardan 3.000’den fazlası ende- bazı anormal dalgalar gözlenmişti. Bu dalgalar
miktir, buna karşın tüm Avrupa ülkeleri, 2.500’ü olasılıkla, gemi dalgaları olmayıp deprem haber-
endemik 12.000 bitki türüne sahip. cisi niteliği taşıyan küçük depreşim dalgalarıydı.
Bu cümleden aşağıdakilerin hangisine kesin Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine kesin
olarak ulaşılır? olarak ulaşılır?

A) Türkiye, Avrupa ülkelerine kıyasla bitkisel A) Depremin belirtileri sağlıklı şekilde izlenip
doğru tespitler yapılsaydı bu denli can ve mal
gen kaynakları bakımından daha zengindir.*
kaybı gerçekleşmezdi.
B) Bitkisel gen laboratuvarı, Türkiye’de ilk ola-
B) Bilimsel veriler, depremin işaretlerinin yakla-
rak 20. yüzyılın başlarında kurulmuştur. şık bir hafta önce depreşim dalgaları yoluyla
C) Ülkemizde yok edilen veya imara açılan her verilmiş olma ihtimalini belirtmektedir.*
ormanlık alan endemik bitki çeşitliliğimizi yok C) Denizde görülen tüm anormal dalgalar dep-
etmektedir. remin habercisidir.
D) Türkiye, deprem kuşağında olmasına rağ-
D) Avrupalı bilim insanları, Türkiye’deki ende-
men devlet bu konuda gereken önlemleri al-
mik bitkiler üzerine pek çok araştırma yap-
mamıştır.
mıştır. E) 17 Ağustos depremi, depreme maruz kalan
E) Türkiye’de henüz keşfedilmemiş endemik tüm insanlarda ciddi travmalara neden ol-
bitkiler vardır. muştur.

58
5. Kayalık ve zehirli maddelerle dolu bir gezege- 7. Güneş sisteminin doğuşundan sonra 650 mil-
ne, Mars’a, Dünya benzeri bir atmosfer ve yeni yon yıl süreyle Ay’ı, öteki uyduları ve gezegenleri
bir ekosistem götürmek, insanlığın en büyük kraterlerle delik deşik eden “ağır bombardıman”
mühendislik projelerinden biri olabilir. Ancak bu dönemi yaşanmıştır.
alanda aşılması gereken çok büyük zorluklar
Bu cümleden aşağıdakilerin hangisine kesin
var. En önemli sorunlardan biri, böyle bir proje
olarak ulaşılır?
için milyarlarca dolar tutarında büyük bir bütçenin
gerekmesi. A) 650 milyon yıl önce ağır bombardıman döne-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine kesin mi sona ermiştir.
olarak ulaşılır? B) Gezegen ve uydular üzerindeki kraterler ağır
A) İnsanların Mars’ı işgal etmesi, oradaki mik- bombardıman döneminde oluşmuştur.*
roskobik canlı yaşamı açısından etik değildir. C) Güneş sistemi, ağır bombardıman ile doğ-
B) Mars atmosferindeki radyoaktif ışınlar, insa- muştur.
nın yaşamasına müsaade etmeyen, ölüme D) 650 milyon yıl süren ağır bombardımandan
sebebiyet veren türdendir. bir tek Güneş etkilenmemiştir.
C) Mars’a yaşam götürmek için gereken milyar- E) Günümüzde uzayla ilgili araştırmalar devam
larca dolarlık bütçe, güçlü devletlerin bütçe- etmektedir.
lerinden karşılanacaktır.
D) Mars’ın tüm atmosfer ve ekosistemini değiş-
tirmek, insanlığın en büyük mühendislik pro-
jesidir.
E) Mars’a yaşam götürme konusunda aşılması
gereken bütçe dışında başka sorunlar da var-
dır.*

8. Son 20-30 yılda okyanuslarla ilgili bilgilerimiz bü-


6. Güneş sisteminde Dünya dışı yaşam bulma
yük oranda arttı ancak bu bilgilerin çoğu, uzay-
umudunun en fazla olduğu yer, aslında Mars de-
dan yapılan okyanus yüzeyi gözlemleriyle elde
ğil, Europa. Jüpiter’in 16 uydusundan biri olan
edildi.
Europa’nın yüzeyini kaplayan buz tabakasının
altında bir okyanus bulunuyor; okyanus, su de- Bu cümleden aşağıdakilerin hangisine kesin
mek; su ise yaşam. olarak ulaşılır?
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine kesin A) Okyanuslar, canlı yaşamına dair pek çok bil-
olarak ulaşılır? gi barındırmaktadır.
A) Bilim dünyası Mars’ta yaşam umudunu tüket- B) 20-30 yıl önce okyanuslara kimyasal atıklar
miştir. karışmadığı için okyanuslar daha temizdi.
B) Okyanusun varlığı, Europa’da yaşam ihtima- C) Bilim insanları, evrendeki tüm gelişmeleri
lini yükseltmektedir.* uzaya gönderdikleri uydular aracılığıyla takip
C) Europa, Mars’tan daha büyük bir gezegendir. etmektedir.
D) Jüpiter’in diğer uydularında da su bulunma D) Okyanuslarla ilgili bilgilerin hepsi uzaydan
ihtimali yüksektir. yapılan gözlemlerden elde edilmemiştir.*
E) Bilim insanları Dünya dışındaki yaşam alan- E) Dalgıç bilim insanlarının yerinde gözlem yap-
ları konusunda ikiye ayrılmıştır. ması boş bir çabadır.

1. C 2. A 3. D 4. B 5. E 6. B 7. B 8. D

59
.....................................................................................................................................
....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
03

PARAGRAFTA
ANLAM
PARAGRAFTA ANLAM

Paragrafın Konusu

Üzerinde durulan hakkında yazı yazma gereği hissedilen her türlü kavrama konu
denir. Konu, yazarın mesajını okuyucuya ulaştıran bir araçtır.
Yani yazının amacı değil, amaca götüren bir araçtır. Parçanın konusu bulunurken
şunlara dikkat edilmelidir:
→ Parçada en çok tekrar edilen sözcükler üzerinde yoğunlaşılmalıdır.
İlk cümlelere dikkat edilmelidir çünkü konu ilk cümlelerde verilebilir.

Paragrafta Başlık

Konuyu en iyi şekilde kapsayıp yansıtan ve birkaç sözcükten oluşan sözcük grubuna
başlık denir. Parçanın başlığını tespit etmek için konuyu belirlemek gerekmektedir.

Paragrafta Ana
Düşünce

Ana düşünce, parçada yazarın okuyucuya vermek istediği mesajıdır.


Her paragrafın belli bir ana düşüncesi vardır. Bu düşünce bazen paragrafın
herhangi bir yerinde bir cümle hâlinde verilir. Diğer cümleler de bu düşünceyi açıklar
ya da destekler. Bazen de belli bir cümleyle verilmez, paragrafın bütününe sindirilir.
→ Paragrafın ana düşüncesini bulabilmek için kendimize “Yazar bu parçayı hangi
amaçla yazdı?”, “Bize ne anlatmak istedi?” gibi soruları sorabiliriz.

Paragrafta Yardımcı
Düşünce

Her paragrafın tek bir konu üzerinde durduğunu ve bir ana düşünce etrafında
döndüğünü az çok biliyoruz. Bunun dışında paragrafta ana düşüncenin daha iyi
açıklanmasını sağlayan, onu daha belirgin hale getiren, işlediği konunun sınırlarını
çizen düşünceler de vardır. Bu düşüncelere paragrafın yardımcı düşünceleri denir.
Yardımcı düşüncelerle ilgili sorular çoğu zaman olumsuz biçimdedir.

62
PARAGRAFTA ANLAM

Belki de ‘‘güzel sanatlar” sözünden, bu sanatların yalnızca dünyayı güzelmiş gibi göstermeye ça-
lıştığı anlaşılmakta. Aslında sanatçıların görevi, iletisiyle dünyanın güzelleşmesine katkıda bulun-
maktır. Bu yönde hareket eden sanatçı, bu işi ancak sanatın diliyle yaratacağı eleştirel bir bakış-
la yapabileceğinin de bilincinde olmalıdır. Tıpkı, ömrü boyunca barışı istemiş olan Picasso’nun
üslup denemelerine, yenilik arayışlarına kapılmayıp savaş karşıtı mesajlar veren Guernica’yı da
yapmış olması gibi…
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı vardır?
A) Güzellik algısı niçin kişiden kişiye değişir?
B) Kullandığı dil; sanatçının, takipçisiyle ilişkisini nasıl etkiler?
C) Yeni anlatım yöntemleri kullanmak yapıta ne kazandırır?
D) Sanatçı, yapıtı oluştururken neye önem vermelidir?
E) Sanat yapıtının, gerçeği olduğu gibi yansıtmamasının sakıncası nedir?

Parçada anlatıcı, sanatçının görevinin ne olduğundan söz etmekte; gerçek sanatçıların yarattıkları özel üslup
aracılığıyla dünyanın daha güzel yaşanabilecek bir yere dönüşmesine katkıda bulunması gerektiğini savun-
maktadır. Anlatıcı bu bağlamda Picasso’yu ve savaş karşıtlığının en önemli sanatsal ürünlerinden biri olan Gu-
ernica adlı tablosunu da örnek vermektedir. Bu verilerden hareketle parçadan yanıtı çıkarılabilecek tek sorunun
“Sanatçı yapıtını oluştururken neye önem vermelidir?” olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

Bence tarihî yapıtlar bulundukları ülkede kalmalı. İnsanlar da bu türden yapıtları görmek için
oralara gitmeli, onları yerinde görmelidir. Yapıtların sahibi olan ülke; onların korunması, sergi-
lenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için gerekli önlemleri almalıdır. Yoksa ülkeler, ta-
rihlerini koruma kültürlerini nasıl geliştirebilirler ki? Bundan yüz yıl önce değerli tarihî yapıtla-
rın, başka ülkelerdeki daha gelişmiş müzelerde tutulması gerektiği fikri belki geçerliydi ama ar-
tık kesinlikle değil.
Bu parçaya göre her tarihî yapıtın, bulunduğu topraklarda kalması niçin gereklidir?
A) Ait olduğu uygarlığın özelliklerini yansıttığından
B) Ülke turizminin gelişmesine katkısı olduğundan
C) Toplumlarda, kendi geçmişini yaşatma bilincinin oluşmasını sağladığından
D) Yapılış öykülerinin bilinmesini ve öğrenilmesini kolaylaştıracağından
E) Zaman içerisinde insanların konuya bakışı değiştiğinden

Parçada anlatıcı tarihî yapıtların kendilerini var eden topraklardan gelişmiş ülkelerdeki büyük müzelere götürül-
mesi gerektiği şeklindeki eski bir anlayışa karşı çıkmaktadır. Anlatıcıya göre bir tarihî eser, kendi topraklarında
kalmalı ve o ulus tarafından korunmalıdır. Anlatıcı bunun gerekçesini şu cümleyle sunmaktadır: “Yoksa ülke-
ler, tarihlerini koruma kültürlerini nasıl geliştirebilirler ki?” Bu durumda anlatıcı, tarihî eserlerin kendi top-
raklarında sergilenmesinin bir tarih bilinci yarattığı düşüncesindedir. Seçenekler “tarih bilinci - tarihî eser” iliş-
kisini yansıtmaları bakımından ele alındığında bunun C seçeneğinde bulunduğu görülecektir.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

63
01

Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık )

1. Ben bu konuda fazla yorum yapmak istemiyo- 3. Okumak, tutkuların en asilidir. Ekmek nasıl be-
rum, benim dışımda da tiyatroyla ilgilenen insan- deni beslerse o da öylece ruhu besler. Alphon-
ların bulunması gayet doğaldır. Sonuçta hepimiz se Karr okuma için, “Tatlı tatlı kendinden geçme.”
tiyatro ile ilgilensek de benim kulvarım farklı, on- demiştir. Büyük yazarlar ömürlerinin yarısını oku-
larınki farklı. makla geçirmişlerdir. Montesquieu, “Çeyrek saat-
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine ya- lik bir okumanın gideremediği kederim olmamış-
nıt olarak söylenmiştir?
tır.” der. Bir kitap, her zaman güvenilebilecek bir
A) Tiyatro konusunda yorum yapmak ister misi- dosttur. Yas içinde bir ahbabına, Alphonse Dau-
niz? det, “Güzel kitaplar okuyun.” diye yazmıştır.
B) Sizce tiyatro ile uğraşanlarda ne gibi özellik- Bu parça için kullanılabilecek en uygun baş-
ler bulunmalıdır? lık aşağıdakilerden hangisidir?
C) Daha çok hangi oyunlar üzerinde çalışıyor- A) Dostluk B) Ruhun Dostu C) Okumak*
sunuz?
D) Yazılan Mektup E) Keder Giderme
D) Başkalarının da tiyatro ile uğraşması sizi et-
kiler mi?*
E) Tiyatronun da türleri var, bunları nasıl değer-
lendirebiliriz?

4. Sözlü edebiyat alanında malzemelerin derlen-


mesinde özel bazı sorunlar vardır. Derlemeleri
teyp veya çeviri yazıyla kopyalama yöntemi gibi.
Yazılı ürünleri bulmaya çalışanların işi kolay. Ya-
zarın mirasçılarıyla şahsen tanışma, araştırma-
yı yapanın o çevredeki itibarı, mali imkânları ve
çoğu kez gerekli olan dedektiflere has bir çeşit
yeteneğe sahip olmak gibi tamamen pratik içer-
deki sorunlarla karşılaşacaklardır.

2. Öğrenmede konuşmak mı etkilidir, dinlemek mi? Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakı-


İnsan konuşurken mi öğrenir, dinlerken mi? El- nılmaktadır?
bette her ikisi de öğrenmenin vazgeçilmez par- A) Eski yazmaları, yazarın mirasçılarının ver-
çalarıdır ancak bazı insanlar dinlerken, bazı in-
mek istememelerinden
sanlar ise konuşurken daha çok şey öğrenirler.
B) Sözlü edebiyatta mali sıkıntıların problem ol-
Bunun kişiden kişiye değiştiğini bilmek gerekir.
masından
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde
durulmuştur? C) Sözlü edebiyat alanında derleme yapmanın
pek çok sıkıntılarının olmasından
A) Öğrenmede olumsuz faktörler
D) Derleme çalışmalarının emek isteyen zor bir
B) Öğrenme kavramı
iş oluşundan*
C) Öğrenmede konuşma ve dinleme*
E) Derleme yapmak için araştırıcının itibarlı biri
D) Öğrenmede bireysel farklılıklar
olması gerektiğinden
E) Nitelikli öğrenme yolları

64
5. İnsanın gelişmesi belirsizliğe tahammülü öğren- 7. Epey bir dönem tiyatro çok ilgimi çekti. Ben
mesiyle sağlanabilen bir süreç. Çünkü yaşamda Bursalıyım, orada Ahmet Vefik Paşa Tiyatro-
çok az şey belirli. Belirsizlikleri azaltabileceğimiz, su vardır. Kırk yılda bir özel tiyatrolar gelirdi. O
azaltmamız gereken yerler var. Ay sonunda kaç lira ara çok fazla tiyatro okudum. Bir ara bir tiyat-
kazanacağımız, tatili kaç gün yapacağımız, hasta- ro oyunu yazmaya başladım. Lise döneminde
landığımızda doktor masrafını sigortadan karşıla- üç dört sene tek bir oyun üzerinde uğraştım. O
yıp karşılayamayacağımız gibi. Temel yaşamla il- hâlâ çekmecemdedir. Bir tür mesih peygamber
gili şeyler bunlar ama belirsizliğin en büyüğünü as- hikâyesiydi. Hafif fantastik, garip bir şey… İçinde
lında insan ilişkilerinde yaşıyoruz. Bizi çok sevdiği- hoş laflar vardı ama onlar bir oyunu kurtarmaya
ni söyleyen birinin bizi ömür boyu sevip sevmeye- yetmez.
ceğini bilmiyoruz. Ömrümüzün ne kadar süreceğini Bu parça aşağıdakilerden hangisine yanıt
de bilmiyoruz. Belirsizliğin yarattığı kaygıya taham- olabilir?
mül edebilmeyi öğrenmek bizi büyütüyor.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine ya- A) Tiyatrolar için neler düşünüyorsunuz?
nıt olarak verilmiştir? B) Hiç öykü yazdınız mı?

A) İnsanın yaşamında belirsizliklerin etkileri ne- C) Şiirden başka bir türde eser kaleme aldınız

lerdir?* mı?*

B) Günlük sorunlarla başa çıkmaya çalışan in- D) Gençliğinizde hangi türde eserleri okumaktan

san ne yapmalı? hoşlanırdınız?


C) Ne kadar yaşayacağımızı bilememek hayatı E) Oyun yazarları nelere dikkat etmelidir?
nasıl etkiliyor?
D) Yaşamımızdaki belirsizlikleri yok etmenin bir
yolu var mı?
8. 1950’lerin ikinci yarısında ve 1960’larda Türk ya-
E) İnsan ilişkilerinde belirsizliğin avantajından
zın dünyasının çok tanınan adlarından biriydi
söz edilebilir mi?
Hüseyin Cöntürk. Sonra yazın dünyasında gö-
rünürlükten neden uzaklaştığı ayrı bir araştırma
6. Vicdan; kendi kendimizi suçlayabilme, sorgula-
yabilme ve kendimizi kendimize tanık edip kendi konusu ama ne yazdıysa bugüne kaldı. “Edebi-
kendimize ceza kesme üstünlüğüdür. Akıl ve vic- yatta dünle bugün yan yana değildir, arka arka-
danımızın bize gösterdiği yol ile egomuzun ve diz- ya değildir, iç içedir. Bu iç içelik bozulursa ede-
ginlenememiş duygularımızın istekleri arasında biyatın yarını olmaz.” der Cöntürk. Yazın kürede
zaman zaman seçimler yapmak zorunda kalırız. yaşayanlar bu sözde doğruluk payı olduğunu bi-
Çoğu zaman da egomuzu ve duygularımızı ka- lirler. Onun geride bıraktıklarına bu söz çerçeve-
yırmak gibi bir alışkanlık içinde olmaktan da geri sinde bakmak gerekir. Yazınsal sözü anlamak ve
kalmayız. Oysa bedenimiz ile aklımıza ne denli yazın yapıtlarını daha iyi okumayı öğretmek için
gereksinimimiz varsa iç dünyamız ve huzurumuz Türk okurunun en önemli kaynaklarından biri ol-
için vicdana da o denli gereksinimimiz vardır. mayı sürdürmektedir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi tartışıl- Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak
maktadır? aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?
A) İnsan duygularının karmaşıklığı
A) Ele aldığı konular
B) Vicdan ve isteklerin savaş hâlinde oluşu*
B) Dil özellikleri
C) İnsanın hep isteklerine boyun eğdiği
C) Okuyucuları tarafından unutulması
D) İnsanın kendi kendine sürekli bir savaş içinde
D) Edebiyata kazandırdıkları*
olduğu
E) Tanınan bir isim olması
E) Vicdanın ne olduğu ve gerekliliği

1. D 2. C 3. C 4. D 5. A 6. B 7. C 8. D

65
02

Paragrafta Ana Düşünce

1. Öğrencilerin gözden kaçırdığı en önemli husus, 3. Dünyada gelişmişliğin, ilerlemenin ölçüsünün ne


DGS’nin daha çok bir zekâ testi mahiyetinde ol- olduğu ya da ne olması gerektiği konusunda bir
duğudur. Başka bir deyişle DGS’de bilgi birikimi kargaşa var. Ülkemizin herhangi bir teknik üni-
kadar mevcut bilgilerle problem çözebilme ka- versitesinde gördüğünüz gençlerden biri Bill Ga-
biliyeti de ölçülmektedir. Bunun en güçlü kanıtı tes gibi bir sistem kurabilir ya da Mars’a gide-
eşit bilgi birikimine sahip öğrencilerin sonuçları- bilir çünkü o, bir matematik, bir beyin meselesi-
nın birbirinden farklı olabilmesidir. Başarısızlığın dir. Türkiye yarın dünyanın en iyi bilgisayarını ya
elbette bilgi eksikliği, heyecan ve aşırı kaygı gibi da otomobilini de yapabilir fakat kültür öyle değil.
pek çok sebebi vardır ama biz öncelikle zekânın Kültür çok zaman alan, birikim isteyen bir şeydir
kullanımındaki eksikleri gidermeliyiz. Zekâmızı ve bir ülkenin gelişmişliği, bu birikime bağlıdır.
pratik, kıvrak ve tam kapasite çalıştırmayı öğren- Bu parçada vurgulanan aşağıdakilerden han-
meliyiz. gisidir?
Bu parçada asıl vurgulanan aşağıdakilerden
A) Bizim gençlerimiz de teknolojik ve bilimsel
hangisidir?
gelişmeleri yakından takip etmektedir.
A) Birçok öğrenci sınav sistemini tanımadığı için B) Teknolojik gelişmeler, kültürel ve sanatsal ge-
başarısız olmaktadır. lişmelerden daha faydacı bir yapıya sahiptir.
B) Sınavda başarısızlığın asıl nedeni bilgi eksik- C) Bilimsel alanda ilerleme kaydetmek, kültürel
liğidir. alanda bir birikim elde etmekten daha zordur.
C) Sınavda başarımız, birikimimize ve zekâmızı D) Bilimde, teknikte kısa sürede ilerlemek müm-
etkin kullanabilmemize bağlıdır.* kündür ama toplumun gelişmişliğinin asıl
D) Başarısız öğrenci yoktur, tembel öğrenci vardır. göstergesi olan kültür, zaman ister.*
E) Her öğrencinin başarısızlığının farklı sebep- E) Sanatta ve kültürde birikimi olmayan ulusla-
leri vardır. rın bilimde ya da teknikte bir yerlere gelmesi
mümkün değildir.

4. İnsan, kendi kendini yalnızlaştırıyor modern dün-


yada. Çağımızın kudret göstergesi, çok katlı iş
tapınaklarında, aynı binada çalışıp hiç tanışma-
yan sekiz on kişinin, itiş kakış bindikleri bir asan-
2. El yazısının titizlikle öğretildiği son kuşak, orta sörde, omuz omuza yukarı doğru yükselirken
yaşa yaklaştı. Güzel yazı defterlerinin dar çizgi- birbirlerinden gözlerini kaçırmaya çalışarak ifa-
lerine harfleri taşırmadan yerleştirmek, mürekke- desiz yüzlerle bambaşka yönlere bakmaları, size
be bulanmış ellerimizi beyaz kâğıda değdirme- de komik gelmez mi?
den harfleri birbirine bağlamaya çalışmak, ince Bu parçada yazarın vurgulamak istediği aşa-
uçlu dolma kalemleri yeni birer oyuncak gibi keş- ğıdakilerden hangisidir?
fetmek zevkini, bugünün çocukları pek tadamı-
yor. A) Çağımızda insan ilişkileri çok zayıflamıştır.*
B) İş hayatının zorlukları insan davranışlarını
Bu parçada yazarın yakındığı durum aşağıda-
kilerden hangisidir? olumsuz etkiler.
C) Günümüzde insan psikolojisi, komik durumla-
A) Yeni kuşağa el yazısının öğretilmemesi* rın doğmasına neden olmaktadır.
B) El yazısının geç öğrenilmesi D) Çevremize dikkatli baktığımızda komik du-
C) Gençlerin yazılarına özen göstermemesi rumları fark edebiliriz.
D) İlkokulda yazma derslerine önem verilmemesi E) Birbirini tanımayan insanların aynı ortamda
E) Bugünün çocuklarının dolma kalemi tanıma- bulunmak zorunda kalmaları komik durumlar
ması yaratır.

66
5. Çocuğa bir öykü okursunuz, çocuk size, “Ger- 7. Hepimiz, vardıkça kendini yenileyen bir ufka sa-
çekten olmuş mu?” diye sorar. Gerçek değilse hibiz. Baktığınız yerden görebileceğimiz bir ufuk
çocuk ısrarla gerçek öykü ister sizden. Biri size çizgisi hep vardır. Ancak aynı noktada kalırsak
yeşil pilotlu mavi bir uçan daire gördüğünü söy- hep aynı ufku görürüz. Oysa insanın yapması
lerse “Gerçek mi?” diye sorarsınız çünkü bunun gereken hep daha ileri yürüyerek kendini ve uf-
gerçek olması pratik yaşamla ilgili sayısız sonuç kunu genişletmektir.

doğuracaktır. Ama bir roman, bir öykü için, “Ger- Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
çekten olmuş mu?” diye sormayız. Biliriz ki ede-
biyatın pratik yaşamda karşılığı yoktur. A) Hayatınızı değiştirmenin tek yolu yaşadığınız
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- çevreyi değiştirmektir.
lerden hangisidir? B) İnsanın gelişiminin sınırı yoktur, insan hep
A) İnsan, yaşamını gerçeklerle şekillendirmeli- daha fazlasına ulaşmaya çalışmalıdır.*
dir. C) İnsan, alışkanlıklarını değiştirmekte zorlanır.
B) Yaşamdaki ve edebiyat yapıtındaki gerçek D) Kendimizi yenilemek, ufkumuzu genişletmek
birbirinden farklıdır.* için sürekli okumalıyız.
C) Çocukların edebiyata bakışı zaman içinde E) Yaşam sürekli kendini yenilediği hâlde insan-
değişir. lar yaşama ayak uyduramaz.
D) Gerçeklerle hayalleri birbirine karıştıranlar
tutarsız insanlardır.
E) İnsanlardaki gerçeği öğrenme merakının
önüne geçilemez.

6. Benim yaşımdaki bir aktörün büyükleri tarafın-


dan desteklenmesi, insanı ne kadar güçlü ve
sağlam kılar bilemezsiniz. Bazıları zamanında
kendilerinin de yaşadığı zorluklardan sanki siz
sorumluymuşsunuz gibi davranır. Oysa büyük-
lük hele ki aktörlükte, yaşadığınız zorlukları siz-
den sonraki nesillere sevgi ve samimiyetle gös-
termektir.
Bu parçada yazarın asıl yakındığı aşağıdaki-
lerden hangisidir?

A) Oyunculuğa çok genç yaşta başlamasına


rağmen ilerleyememesi
B) Deneyimli ve usta oyunculardan yeterince
anlayış ve destek görememesi*
C) Oyunculukta yıllardır yaşanan sorunların
hâlâ çözülememesi
D) Oyunculuğa geç bir yaşta başlamış olması
E) Oyuncuların sorunlarının yetkililer tarafından
görmezden gelinmesi

1. C 2. A 3. D 4. A 5. B 6. B 7. B

67
03

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Aydınlatma olayı çok eski çağlarda başladı ve bu 3. Aniden şiir yazmam, hiç yazmadım bugüne ka-
amaçla odun ateşinden yararlanıldı. İlk yağ kan- dar. Şiiri aramam; o kendini belli eder, kalbime
dilleriyse yaklaşık olarak İÖ 3000 yıllarında orta- dokunur, ruhuma ışık verir ve oturur yazarım.
ya çıktı. Bu tarihten yaklaşık 1000 yıl sonra bal- Hemen bitmez tabi. Bazen yarım kalır. Yeni ve
mumu ve içyağı kullanılarak mumlar yapıldı ve sürükleyici bir ruh hâletinin yansıması ihtiyacı
Eski Yunanlar, Romalılar döneminde ayrıca bü- içinde bir köşede bekler. Şiir üzerinde uzun uzun
tün Orta Çağ boyunca kullanıldı. Gerçek anlam- çalışırım. İnce işçilik, şiirin vazgeçilmez şartıdır
da mum XVI. yüzyılda ortaya çıktı; özellikle stea- bana göre. Şiir için kâğıt parçalarına notlar düş-
rik asidin bulunmasıyla çeşitli evrimler geçirdi ve mem çok nadirdir. O “hâl” meydana gelmeden ve
XIX. yüzyılın başında daha çok ışık veren, daha şiiri yazacak “bana ait” bir ortam bulmadan yaza-
az is çıkaran mumlar elde edildi. XVIII. yüzyılın mam. İlk mısradır her şeyin başı! Zira ilk mısra,
sonunda gazla aydınlatma olanağı doğdu; ay- bir şiiri baştan sona ya okutur ya okutmaz!
dınlatmada gaz kullanımı tam olarak 1820 yılın-
Bu parçada sözü edilen şairle ilgili olarak
da benimsendi.
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçaya göre, insanoğlu aydınlatma ola-
yında aşağıdakilerin hangisinden faydalan- A) Şiir yazma konusunda kendini şartlandır-
mamıştır? maktadır.*

A) Odun ateşinden B) Şiir yazmanın planlı ve düzenli bir çaba ge-


B) Gazdan rektirdiğine inanır.
C) Yağdan C) Başladığı şiiri bitirme gibi bir kaygısı yoktur.
D) Kömürden* D) Şiirin rastgele her ortamda yazılamayacağını
E) Mumdan düşünmektedir.
E) Şiirin güzelliğinin girişinde belli olduğunu dü-
şünmektedir.

2. Değişik biçimlerde Eski Çağ’dan bu yana sür-


dürülen boks, Eski Yunan’daki Olimpiyat
Oyunları’nda yumruk yumruğa dövüşlerin için-
de yer alıyor. Bu dövüşlerde, yumruğa geçiri-
len zırhlı eldiven, sertliği daha da artırıyordu.
Roma’daki arenalarda yapılan kanlı gladyatör
çarpışmalarında da yumruk yumruğa dövüşe yer
4. Avrupa ve Türkiye sularında yaşayan alabalığın
verilmişti. Daha sonraları XVII. yy.da İngiltere’de
görünümü, bulunduğu yere göre değişir; genel-
“İngiliz boksu”nun ortaya çıkmasıyla çok sert ge- likle 5.085 cm boyundadır ve gövdesi mavi, kır-
çen eski dövüş biçimi ortadan kalktı ve yalnızca mızı ya da siyah beneklerle kaplıdır. Sombalığı-
yumruk kullanılmaya başlandı. Bu açıdan İngiliz na benzeyen bir alabalık olan deniz alası, kabuk-
boksu, yumrukların yanı sıra ayakların kullanıldı- lu deniz hayvanlarını yiyerek beslenir ve bu hay-
ğı “Fransız boksu”ndan ayrılır. vanlardaki boyar madde nedeniyle eti pembedir.
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisine Gümüş alabalık da gövdesinde guanin billurları
ulaşılamaz? bulunan alabalık çeşididir.
Bu parçada alabalıkla ilgili olarak aşağıdaki-
A) Boks, kökeni Eski Çağ’a uzanan bir spordur.
lerden hangisine değinilmemiştir?
B) Boksun eski şekli daha sert ve risklidir.
C) İngiltere tarzı boks, eski şekil boksu ortadan A) Alabalığın türlerine
kaldırmıştır. B) Yaşadığı yerlere
D) Boks yüzyıllarca her toplumda görülmüştür.* C) Beslenme alışkanlığına
E) Farklı ülkelerin farklı tarzda boks karşılaşma- D) Nasıl ürediklerine*
ları vardır. E) Fiziksel özelliklerine

68
5. Gözünü bilgisayar oyunlarıyla açan çocuklar to- 7. Evcil at birçok ırka ayrılır; bunlar da kendi arala-
pacı pek fazla bilmez. Ama bilgisayarların olma- rında binek atı, hafif koşum atı, yarımkan, ağır
dığı dönemde, çocukların en güzel oyuncakla- koşum ya da yarı ağır koşum atı ve midilliler bi-
rından biriydi topaç. Mahallenin çocukları, topaç- çiminde sınıflandırılır. Başlıca binek ve hafif ko-
larını en fazla çevirme yarışması yapardı. Her ne şum atları, Arap atlarını, safkan İngiliz atlarını,
kadar unutulmuş görünse de Osmaniye’de evini İngiliz Arap atlarını, İngiliz Normand ve berberi
atölyeye çeviren doğrama ustası günde 50 adet atlarını kapsar. Arap atlarının boyu orta uzunluk-
topaç üretiyor. tadır; gövdesi tıknaz, sağrısı uzun ve yuvarlak-
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi tır; gri ya da al renklidir. Safkan İngiliz atıysa ya-
çıkarılamaz? rış atı türüdür. Uzun bacaklarıyla narin görünüm-
lü, büyük, al ya da doru renkli bir attır.
A) Günümüzdeki çocuklar bazı oyuncak türlerini Bu parçadan hareketle atlarla ilgili olarak
fazla tanımazlar. aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
B) Topaçlar, eskilerin gözde oyuncakları arasın-
A) Atların fiziksel özellikleri ele alınmıştır.
daydı.
B) At ırkları konusunda bilgi vermeyi amaçla-
C) Topaç üretimini yaşatmaya çalışanlar var.
maktadır.
D) Günümüz çocukları teknolojik oyunları kul-
C) Atların tarihsel gelişimlerine değinilmiştir.*
lanmaktadır.
D) İngiliz atları ve Arap atları karşılaştırılmıştır.
E) Günümüz çocukları topacı hiç bilmemektedir.*
E) Atların sınıflandırılması yapılmıştır.
6. Yaklaşık 150 ahtapot türüne aşağı yukarı bütün
denizlerde rastlanır. Bazı ahtapot türlerinin deniz 8. Yakın dönemlere kadar birçok yeri bataklıklar-
yüzeyine yakın kesimlerde yaşamalarına karşı- la kaplı olan ve eskiden Akova denilen Adapa-
lık, birçoğu dipte gezinen hayvanlardır ve nispe- zarı Ovası’na yerleşme, Osmanlılar Dönemi’nde
ten dibi sığ suları yeğlerler; bazıları da derin de- başlamış ve yerleşenler yer yer orman örtüsü-
niz türleridir. Denizlerin 800–5.000 m arasında- nü açarak verimli toprakları işlemeye koyulmuş-
ki derinliklerinde yaşar. Birçok ahtapot türü kü- lardır. Bu arada XVI. yy.da Ada ya da Adaköy
çüktür, kollarını açtıklarında bile bu açıklık 30–60 adıyla bir köy kurulmuş, XVII. yy.da çevresi için
cm arasındadır. Bununla birlikte bazı türlerin kol bir alışveriş merkezi, yani pazar yeri olan köye,
açıklıkları 10 m’yi bulabilir. Birçok ahtapot türü, XVII. yy.da “Adapazarı” denmeye başlanmıştır.
deniz dibinde, sürünmesini sağlayan kollarında- Bu adın ikinci bölümü yerleşmenin önceleri bir
ki emici kasları (çekmenleri) kullanarak hareket pazar yeri olarak kurulduğunu, ilk bölümüyse bu
eder. Belli bir yüzeye bağlandıktan sonra, çek- pazarın kuruluş yerini belirtmektedir. Pazar yeri-
menler kas hareketleriyle, hatta yüzeye yapış- ne batıdan gelenler Çark suyunu, doğudan ge-
malarını sağlayan kısmi vakum yaratılarak ge- lenler Sakarya suyunu geçmek zorunda oldukla-
nişler. Öbür kafadan bacaklılar gibi ahtapotlar da rından, pazar kurulan yerin sularla çevrili bir iz-
dışa itici sifonlarını kullanarak apansızın ileri fır- lenim uyandırması, “ada” yakıştırmasına yol aç-
layabilirler. mıştır.
Bu parçada ahtapotlarla ilgili olarak aşağıda- Bu parçada Adapazarı’yla ilgili olarak aşağı-
kilerden hangisi ile ilgili bilgi verilmemiştir? dakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Fiziksel yapıları A) Adını nereden aldığına


B) Yaşam alanları B) Ada ve çevresinde pazarlar kurulduğuna
C) Türleri C) Adaya yerleşimin ne zaman başladığına
D) Beslenmeleri* D) Adanın günümüzdeki nüfusuna*
E) Boyutları E) Ada halkının toprakları işlediğine

1. D 2. D 3. A 4. D 5. E 6. D 7. C 8. D

69
04

Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık )

1. Ben, ta baştan şiirlere bakarken büyük dediğimiz 3. Yapıtları kendi alanlarında daha iyiye, doğruya,
şiirlerin konularının nerelerden toplandığını me- güzele yöneltmek için yazarım. Bunu yaparken
rak ettim. İlk okumalarım böyle oldu. Ölüm, aşk, iyiyi, olumluyu, olumsuzu yansız bir görüşle orta-
ayrılık, çocukluk… Ve bunlar gibi nice konuların ya koyarım. Amacım yapıtın gerçek değerini or-
ağırlıkta olduğunu gördüm. Başlangıçta özellik- taya koymaktır.
le aşka büyük yer verdimse geçmişin büyük şi- Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangi-
irlerinin payı olmuştur. Ölüm de öyle. Birçok iyi sidir?
şiirim ölüm üzerinedir diye düşünüyorum. Aslın-
da ben insana ait ne varsa onu yazmak istedim. A) Yazarın yazma amacı*
Ama ayrıntılar da bir şiiri büyütebilir. Hele ölüm B) Yazarın hayal gücü
konusu, bütün Orta Çağ’ı, bütün çağların düşü- C) Yazarın özellikleri
nürlerini hep mi hep uğraştırmıştır.
D) Yazarın etkilendikleri
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakiler- E) Yazarın beklentileri
den hangisidir?

A) Yazarın üslubu
B) Eserlerin içeriği*
C) Yazarın yazı yaşamı
D) Yazarın ölüm tutkusu
E) Eserlerin türü

2. 1950’li yıllarda Antep gazisi olan bir adam çıkı-


yor ve Arabistan sınırında bir şehirde, sinema
açıyor. Bu benim için kahramanlıkların en büyü-
ğüdür. İşte hikâyenin beni en çok etkileyen yanı 4. Klorofilli bitkiler güneş enerjisini kimyasal enerji-
bu. O sinemayı oraya getirip halka kabul ettir- ye dönüştürür, bu sayede büyüyüp gelişirler. Gü-
mek için verdiği mücadele çok büyük. 1950’lerde nümüzde insanoğlu, bitkilerin depoladığı güneş
iktidar değişikliği Antep’te kendini açıkça göste- enerjisi gücünü serbest hâle geçirmeyi hedef-
rirken karşıya tepki olarak da duran bir adam Na- lemektedir. Tarım artıkları ve çöpler, işlenebilir;
kip Ali. Benim ruhumu okşayan, siyasal görüşü- gübrenin mayalanmasıyla oluşan metan gazı ya
mü yansıtan çok şey var bu filmde. da türevleri motorların gereksinimini karşılayabi-
lir. Geviş getiren hayvanların her birinden, yılda
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine ya-
150-200 litre petrole eş değer madde elde edile-
nıt olarak söylenmiş olabilir?
bilir.
A) Filmdeki başkahramanlar kimlerdir? Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakiler-
B) Filmde daha çok hangi yıldan bahsediliyor? den hangisidir?
C) Bu filmde sizi etkileyen neydi?*
A) Mevcut enerji kaynakları
D) Filmin gösterimi sırasında ne gibi tepkiler aldı-
B) Canlıların enerji kaynakları
nız?
C) Hızla tükenen enerji kaynakları
E) Filmin sonunda başkahraman amacına ula-
D) Sağlıklı enerji kaynakları
şıyor mu?
E) Değerlendirilebilecek enerji kaynakları*

70
5. Bir nesneyi gerektiği gibi algılayan, en küçük ay- 7. Anayasalar genellikle ikiye ayrılır: yazılı anaya-
rıntılara kadar betimleyen ama bu nesneyi ta- salar ve geleneksel anayasalar. Yazılı anayasa-
nıyamayan bir hastayı ele alalım. Bu hastada, lar, adlarından da anlaşılacağı gibi, çeşitli bölüm
duyu belleği yitimi (agnozi) olduğu söylenebilir. ve maddelerden oluşan metinlerdir. En iyi örne-
Duyu belleği yitimleri, belirli alanlara ilişkindir. ği İngiltere’de görülen geleneksel anayasalar ise
Yeni duyulardan her biriyle ya da duyum aygıtı- yazılı bir metni bulunmadığından kesinlikten ve
nın yalnızca bir bölümüyle ilgilidir. Hareket belle- açıklıktan uzaktır. Yazılı anayasalar da tarihsel
ği yitimleriyse (apraksi), el kol hareketleriyle ilgi- ve siyasal kökenlerine göre ikiye ayrılır: Ege-
li rahatsızlıklardır. Bu durumda hasta her zaman menliği bir hükümdara bırakan monarşik anaya-
gerçekleştirdiği bir hareketi zihninde canlandıra- salar ve egemenliği ulus ya da halka bırakan de-
maz ya da çok iyi canlandırmasına karşın, felçli mokratik anayasalar.
olmadığı hâlde, bu hareketi yapamaz. Duyu bel- Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangi-
leği yitimlerinin ve hareket belleği yitimlerinin ne- sidir?
deni beyin kabuğundaki zedelenmelerdir.
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han- A) Anayasanın hazırlanışı
gisine ulaşılabilir? B) Anayasa çeşitleri*
C) Anayasanın yaptırımı
A) Bazı hastalarda görülen agnozi, doğuştan
D) Anayasa ilkeleri
gelen bir rahatsızlıktır.
E) Anayasanın doğuşu
B) Bilişsel ve fiziksel davranışların kökeninde
beyindeki rahatsızlıklar yatar.*
C) Agnozinin nedeni henüz bulunamamıştır.
D) Agnozinin temelinde küçük yaştaki beslenme
bozuklukları yatar.
E) Agnozi hastalarının bakımı için özel merkez-
ler yapılmıştır.
8. İlkokulda özel günlerde okumak için şiirler ezber-
lerdim, ara sıra bir şeyler de karalardım. Şiirin
6. Ben de bu soruların cevabını herkesten önce varlığını duyarak gerçek anlamda şiir yazmam
kendime sordum. İlk kez yazı yazmaya ne za- 1989 yılına rastlar. İlk yayımlanan ve benim aya-
man başladığımı… Beni nelerin yazma süreci- ğımı yerden kesen ilk şiirim, bu tarihte, Türkiye
ne ittiğini… Hayatta her şeyin bir gaye süreci ile Çocuk Dergisi’nin “Genç Kalemler” sayfasında
yaratıldığına ve arayış içinde olup kendi kimliğini yayımlanan “Yeni Bir Gün” adlı şiirimdir.
sorgulayanların, sonunda mecrasına doğru aka- Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine ya-
cağına inanıyorum. Bunu fark ettiğim an yazma- nıt olarak söylenmiş olabilir?
ya başladım.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine ve- A) Şiirlerinizi hangi konular üzerine yazıyorsu-
rilmiş bir yanıt olabilir? nuz?
B) İlkokula ne zaman başladınız?
A) Yazarlığın zorlukları nelerdir?
C) İlk yayımlanan şiiriniz ne zaman ve nerede
B) Yazarlıkta en önemli nitelik nedir?
yayımlandı?*
C) Yazarken özellikle nelere dikkat edersiniz?
D) Şiirlerinizi bir kitap hâline getirmeyi düşünü-
D) Yazılarınızda hangi konulara ağırlık veriyor-
yor musunuz?
sunuz?
E) Şiir dışında bir türde yazmayı hiç düşündü-
E) Yazı yazmaya ne zaman başladınız?*
nüz mü?

1. B 2. C 3. A 4. E 5. B 6. E 7. B 8. C

71
05

Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık )

1. Avrupa’da çok çeşitli olan değiş tokuşlar doğal 3. Aşırı gerçekçilik (hiperrealizm) akımı kısa süre-
koşullarla, ülkelerdeki kaynakların çeşitliliği ve de Avrupa’da, özellikle de Fransa’da bir okul ni-
birbirini tamamlayıcılığıyla, ulaşım ağının önem- teliği kazandı. Bu okula bağlı ressam ve heykel-
li yer tutmasıyla desteklenen bir olaydır. Kıyıla- cilerin ilk önemli gösterisi, 1971 Paris “İki yılda-
rın durumu, deniz ulaşımına elverişlidir ve ku- bir Sergisi”nde gerçekleşti. Figüratif sanatın gö-
rulmuş limanların sanayi bölgelerinden geçen revi, gerçeği açıklamak amacıyla üretmek, yani
büyük akarsularla bağlantısı vardır. Ama Batı hissedilir kılmaktır; oysa aşırı gerçekçilik, ger-
Avrupa’da, ulaşımın büyük bölümü, demir yo- çeği açıklamak yerine, yalnızca bilgi aktaran bir
luyla gerçekleştirilir. Her devletin, komşu ülkeler- üretimi amaçlar. Bu nedenle, aşırı gerçekçilikten
le bağlantılı yoğun bir demir yolu ağı bulunması, söz ederken bilgi aktaran gerçekçilik ya da nes-
uluslararası ilişkilere kolaylık sağlamaktadır. nel gerçekçilik terimleri de kullanılır.
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han- Bu parçaya göre, aşırı gerçekçilik akımının,
gisine ulaşılabilir? figüratif sanattan farkı aşağıdakilerden han-
A) Bir ülkenin kalkınmışlığının en önemli göster- gisidir?
gesi o ülkenin demir yollarıdır. A) Gerçeği açıklama kaygısının olmaması*
B) Ülkelerin ulaşım imkânları uluslararası tica- B) Bilgiden çok sezgiye inanması
rette ve ilişkilerde önemli bir yere sahiptir.* C) Avrupa’da bir ekol oluşturması
C) Deniz ticareti, diğer yollara göre daha ucuz D) Düzenli olarak sergiler düzenlemesi
ve güvenlidir. E) Sanatı toplumun hizmetine sunması
D) Büyük devletler yatırımlarının büyük bir bölü-
münü ulaşıma ayırmaktadır.
E) Bir ülkedeki ulaşım ağı ülkenin doğal koşulla-
rına bağlı değildir.

2. 1960’lı yılların Türk filmlerinde, karakterler, sa-


natlı ve özentili bir dille konuşturulurdu. Oysa
filmleri izleyen geniş kitleler böyle bir dille konuş- 4. İlk aşamalarında alkolikliğin en sık rastlanan be-
muyorlardı. Roman, öykü, hatta şiir dilinin sine- lirtileri, kişisel sorunlardan kurtulmak için sürek-
maya yanlış biçimde yansıtılmasından kaynak- li olarak içmek, alkole dayanıklılığın artması, içki
landığını sandığım tuhaf bir durumdu bu. Ro- sırasında hafıza yitimlerinin başlaması, gizli-
manda belki eğreti durmayan böyle bir dil, sine- ce içmek, ilk içki kadehi için vazgeçilmez gerek-
mada filmin estetiğini bozan bir öge olmaktay- sinme duymaktır. Orta ve ileri aşamalarda, içki-
dı. Böylesi bir dil, salt salon filmlerinde değil, köy ye bağımlılık artar ve hafıza kararmaları sıklaşır.
filmlerinde de görülürdü. İçkiye fiziksel bağımlılık ilk olarak sabahın erken
saatlerindeki titremelerle ve rahatlamak için bir
Bu parçada bir döneme özgü Türk filmlerinin
kadeh içki gerektiren ağır iç sıkıntısı duygusuy-
hangi yönü eleştirilmektedir?
la ortaya çıkar. İleri aşamada, içki içme aralıkla-
A) Karakterlerin gerçek yaşamdakilere benze- rı giderek sıklaşır. İçme kesilince sürekli bir içine
memesi kapanma sendromu görülür. Buna iç sıkıntısı, tit-
remeler, sanrılar, sesler duyma vb. eklenir.
B) Sanat açısından zayıflıklar içermeleri
Bu parçada alkoliklerle ilgili olarak aşağıda-
C) Kişilerin yapay bir dille konuşmaları*
kilerin hangisinden söz edilmektedir?
D) Konularını günlük yaşamdan seçmemeleri
E) İzleyicilerin ilgisini canlı tutacak nitelikte ol- A) Nedenleri B) Belirtileri* C) Çözümü
mamaları D) Sonuçları E) Zararları

72
5. Üç tarafı denizlerle çevrili bu güzel yarıma- 7. Bitkiler çok eski çağlardan bu yana hayvanların
dada birkaç bölge dışında balıktan haberimiz karşıtı olarak gösterilmiş ama bakterilerin varlığı
yok. Karadenizliler hamsiyi balıktan saymaz. ortaya çıkarılınca bu organizmalar bitki biliminin
Sürmene’de bir lokantanın kapısında “Balık ve alanı içine alınmış, yakın dönemlere kadar, bak-
hamsi bulunur.” yazıyordu. Mutfaklarındaki ba- teriyoloji bütünüyle bağımsız bir bilim dalı niteli-
lık tarifleri çok sınırlıdır: hamsili pilav, laz böre- ği kazandıktan sonra bile, hep bitkiler arasında
ği, mısırlı hamsi, fasulyeli hamsi. Diğer balıklar sınıflandırılmıştır. Bu alandaki kavramların daha
yok gibidir. Egelinin mutfağında ise ot ağırlıkta- doğru bir özellik alması ancak elektron mikros-
dır. İstanbul’da yeterince balık tüketilmemesinin kobunun bulunmasıyla gerçekleşmiştir.
nedeni pahalı olması. Birçok balığın kökü kuru- Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı-
tuldu. Çiftlikte üretiliyor. Restoranlar, fiyat kirliliği labilir?
yarattı. Şimdi Çeşme civarında sardalya zama-
A) Bilim dallarının sınıflandırılmaları tamamlan-
nı. Beş lokantaya sordum, ucuz olduğu için pişir-
miyorlardı. Çipura ve karagöz kakalamaya çalış- mıştır.
tılar. Çoğu, balık pişirmeyi de bilmiyor. Balık eti B) Teknolojinin gelişmesi bilim dallarının sınırla-
naziktir. Çok pişirilmez. Buğulama seyrek yapılır rını belirginleştirmiştir.*
çünkü işlemi zordur. C) Bakteriyoloji, son yıllarda önem kazanmış bir
Bu parçaya göre, Karadenizlilerin “balık” ve bilim dalıdır.
“hamsi” ayrımı yapmalarının nedeni aşağıda- D) Teknoloji gelişmeden bilim de gelişip ilerleye-
kilerden hangisidir? mez.
A) Karadenizlilerin hamsiden başka balık avla- E) Teknolojide ileride olanlar bilimde de ileride
yamamaları sayılır.
B) Diğer balıkların belli mevsimlerde yakalan-
ması
C) Hamsi dışındaki balıkların Karadeniz mutfa-
ğında yer almaması*
8. Geçmişin bir kültür birikimi vardır elbet. Bu biri-
D) Diğer balıkların fiyatlarının pahalı olması kim doğru değerlendirildiği ölçüde yarının umut-
E) Karadeniz’de başka balıkların yetişmemesi larını doğru belirler insan. Bahara girerken ağaç-
ların kuruyan dalları budanarak genç sürgünle-
rin çıkması sağlanır. Bu, eskiyi yaşatmak değil;
geleceğe uygun bir güç vermek düşüncesinden
6. Bal arıları; yaban arılarından bedenlerinin tüylü,
kaynaklanır.
çiçek tozu toplamaya yarayan arka ayaklarının
bir sepetçik biçimine dönüşmüş olmasıyla ayrılır. Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han-
Türlerine göre, yalnız ya da topluluk hâlinde ya- gisine ulaşılabilir?
şayan birçok yaban arısı vardır. Fakat bal arıları A) Geri kalmış milletlerin en büyük sorunu geç-
topluluk hâlinde yaşar.
mişe takılıp kalmalarıdır.
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakiler-
B) Tarihini iyi bilen geleceğe güvenle bakabilir.*
den hangisidir?
C) Gençleri tamamen modern dünyanın bilgile-
A) Arıların balı nasıl yaptığı riyle donatmak gerekir.
B) Yaban arılarının nasıl yaşadığı D) Toplumlar sadece ileri baktığında gelişim gös-
C) Bal arılarının yaban arılarından farkları* terir.
D) Bal arılarının toplu hâlde yaşamaları E) Geçmişe ait değerler zamanla kaybolur gi-
E) Bal arılarının nasıl beslendiği der.

1. B 2. C 3. A 4. B 5. C 6. C 7. B 8. B

73
06

Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık )

1. Bakteriler konusundaki bilgiler son yüzyıllarda- 3. Otogar da neymiş? Estetikten, eşya - doğa uyu-
ki ilerlemelere sıkı sıkıya bağlıdır. Eski Çağ bil- mundan nasipsiz, derme çatma binacıklar… İs-
ginleri, doğrudan gözlem ve düşünme yoluy- tasyon ise ne kadar küçük olursa olsun, ne ka-
la “mikroplar”ın varlığını bulmuşlardı; ilk mikros- dar uzak olursa olsun ve ne kadar eski olursa
koplarsa mikropların görülmesini sağladı. Geliş- olsun âşık olunası bir genç kız tazeliğini, heye-
tirilmiş mikroskoplar sayesinde, bakteriler ile tek canını korur. Yıkılan ve yeni yapılan otogarların
hücreli hayvanlar ve tek hücreli bitkiler arasında- hikâyesini başkaları yazsın. Ancak unutmaya-
ki fark belirlendi. Bakteriler ile virüslerin ayrımıy- lım ki her biri bir sanat eseri olan “eski” istasyon-
sa elektron mikroskobunun bulunmasından son- ların, eski otogarlar gibi “yerinde yeller esecek”
ra yapılabildi. Ama bu alandaki ilerlemeler bit- bir durumla karşı karşıya kalması mümkün de-
mediği için, bakterilerin tümünü kapsayacak ke- ğil. Onlar yine aynı tazelikle, aynı eskilikle, aynı
sin ve eksiksiz bir tanım vermek, henüz olanak- güzellikle ve aynı güvenle yerlerinde durmaya
sızdır. Bakteriler çok küçük organizmalardır; tek devam edecek. Türkiye hızlı trenlerle tanıştığın-
başlarına çıplak gözle görülemez. da elbette yeni garlar yapılacak. Bunlar da se-
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han- lefleri gibi kavuşmanın, ayrılığın, acının, sevin-
gisi söylenemez? cin mekânları olacak. Siyah beyaz istasyonlar
ise her zaman gönül duvarımızda…
A) Mikroskobun geliştirilmesiyle bilimsel veriler-
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han-
de ilerleme sağlandığı gisine ulaşılamaz?
B) Bakteri ve virüslerin ayrımında elektron mik-
roskobundan yararlanıldığı A) İstasyonlar akıp geçen zamana karşın moda-

C) Bakterilerle ilgili bilgilerin sınırlarının çizile- sı geçmeyen mekânlardır.

mediği B) İstasyonlar otogarlar kadar kolay kaldırılabi-

D) Bakterilerin çıplak gözle görülemeyecek ka- lecek mekânlar değildir.

dar küçük canlılar olduğu C) İstasyonlar yenilense de işlevlerinden bir şey

E) Bakterilerin ve mikropların sağlık açısından kaybetmeyecektir.

zararlar taşıdığı* D) Otogarlar estetik anlayışıyla uyuşmayan


mekânlardır.
E) İstasyonlarımızın kıymeti yeterince anlaşıla-
mamıştır.*

2. Doğal altının, insanın yararlandığı ilk metal ol-


duğu düşünülmektedir. Bozulmaması, pırıltısı ve
az bulunması, her dönemde ilgi görmesini sağla-
mıştır. Simyacılara göre altın, yeryüzündeki de- 4. Öğrenciyi düşünmeye, yaratıcı olmaya, herhan-
ğersiz metallerin, Güneş ve gezegenlerin etkisiy- gi bir konu üzerinde eleştiri yapmaya ve bilgiye
le sürekli gelişerek ulaşacakları son evreydi. Bu ulaşma çabasına teşvik eden bir eğitim sistemi
nedenle altın, genellikle “metallerin kralı” sayılı- ne yazık ki yerleşmedi ülkemizde.
yordu. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi al- eğitim sisteminden beklenenlerden biri de-
tını değerli kılan özelliklerden biri değildir? ğildir?

A) Doğada az bulunması A) Eleştirel bakışı öğretmesi


B) Pırıltılı olması B) Bilgiye ulaşma becerisi kazandırması
C) En nitelikli metal olarak algılanması C) Düşünmeye teşvik etmesi
D) Bozulmaması D) Politik yaklaşımı benimsetmesi*
E) Hafif bir metal olması* E) Yaratıcılığı öğretmesi

74
5. (I) Bisiklet yarışları iki büyük gruba ayrılır: yol ya- 7. Anglikan inancına bağlı varlıklı bir ailenin çocuğu
rışları ve pist yarışları. (II) Bu gruplar da kendi iç- olan George Berkeley, Dublin’de öğrenim gördü-
lerinde çeşitli dallara ayrılırlar ve her dalın de- ğü sırada, felsefenin ve bilimin yanlışlarından
ğişik kuralları vardır. (III) Yol yarışlarında bütün arındırılmaları ve kusursuzlaştırılmalarıyla, Hris-
yarışçılar yarışa birlikte başlar ve sıralama varış tiyanlığa tıpatıp uyan bir bilgeliğe ulaşılacağını
düzenine göre yapılır. (IV) Pist yarışları yuvarla- düşündü ve ömrünü bu amacın gerçekleştirilme-
ğımsı bir pistte yapılan çeşitli yarışları içerir ve sine adadı. Önemli felsefe yazılarını yayımladık-
pistin dönemeçleri, merkezkaç kuvvetini denge- tan sonra, ABD’ye giderek orada geziler yaptı.
lemek için dışa doğru yükselir. (V) Türkiye’ye bi- 1731’de yurduna döndü. 1734’te İrlanda’nın gü-
siklet sporu 1910 yılından sonra girmiş, 1912 yı- neyindeki Cloyne kentinin piskoposluğuna atan-
lında düzenlenen ilk bisiklet yarışlarından sonra, dı. Görevini büyük bir başarıyla yürüterek bölge-
1923’te bir Bisiklet Federasyonu kurulmuştur. sinde halkın altıda beşini oluşturan Katoliklere
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- anlayışla davrandı.
gisinde farklı bir konuya geçilmiştir? Bu parçada Berkeley’le ilgili olarak aşağıda-
kilerin hangisinden söz edilmemiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*
A) Felsefe konularında yazılar yazdığından
B) Din görevlisi olarak çalıştığından

6. Yazı kullanılmaya başlanır başlanmaz, çok kısa C) Varlıklı bir ailenin çocuğu olduğundan
bir zamanda okuma yazma bilen seçkinlerin elin- D) Katoliklere karşı hoşgörülü davrandığından
de güç ve iktidara dönüşmüştür. Özellikle de fi- E) Sanatsal uğraşlardan zevk almadığından*
ravunlar, Tanrı sıfatıyla yetinip okuma yazma ve
sayma işlerine karışmadıklarında, yazıcıların us-
talıkları kimi zaman hükümdarlardan bile güç-
lü olmalarını sağlayabiliyordu. Matbaaya kadar
okuma yazma din adamlarının tekelinde kalmış
ve bu tekel onlara güç ve iktidarı sağlamıştır. An-
cak matbaanın keşfinden sonra yazının yayıl-
ması ve okuma yazma bilenlerin artması elbet-
te bu iktidarı sarsacak yayınların ortaya çıkma- 8. Dil, insanlar arasında sadece anlaşmayı müm-
sını sağlamıştır. Bu çatışmanın sonucunda daha kün kılan araç olmaktan çıkıyor ve insana dü-
düne kadar şehir meydanlarında yığın yığın ki- şünme yetisi verdiğini hatırlatıyor bize. İnsan ya-
taplar yakılmaya başlanmıştır. şamı boyunca bir şeyi, bir şeyle kıyaslayarak se-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği- çim yapıyor. Bir anlamda kendisi için hayatı ku-
nilmemiştir? ruyor. Ve böylece yeryüzüne tutunuyor. Oradan
gökle yer arasındaki tüm yaratılmışların varoluş
A) Matbaanın bulunmasıyla okuma yazma bi- hakikatlerini anlamaya ve anlamlandırmaya çalı-
lenlerin arttığına şıyor. Bu çabada elinde kendisine verilen dilden
B) Okuma yazma bilenlerin düşüncelerini ifade gayri araç da yöntem de yok.
etmeye başladığına Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangi-
C) Okuma yazmanın bir süre din adamlarının sidir?
tekelinde kaldığına A) İnsanların arasında iletişimin önemi
D) Okuma yazmanın daha çok okullarda öğreni- B) İnsanın yaşamı boyunca dili kullanması
lebildiğine* C) Dünyayı anlamlandırmada dilin işlevi*
E) Yazının iktidar sahiplerine büyük bir güç ver- D) Dilin doğuşu ve gelişmesi
diğine E) İnsanın her şeyi karşılaştırması

1. E 2. E 3. E 4. D 5. E 6. D 7. E 8. C

75
07

Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık )

1. Bu masalda, başarılı iki kitap yazdıktan son- 3. Matematik, sınırları kâinat genişliğinde bir ülke
ra doyuma ulaşıp yıllarca başka bir şey yayım- gibidir. Hayatın her metrekaresinde karşımıza çı-
lamayan bir yazardan söz ediyordu. İnsanlar fı- kar. İlk anda güzel bir oyuncak sandığımız ama
sıldaşmaya ve yazara ne olduğunu sorgulama- aslında sayı saymayı öğreten abaküsle tanışırız.
ya başladılar. Kokteyllerde ona rastladıklarında, Sonra, çözmemiz için konan problemde Ali’nin
yeni kitaplar yayımlaması gerektiğini söylemek cebindeki paraları ne de kolay harcadığına im-
için yanına yaklaşırlardı. Ama ben zaten iki ki- reniriz. Derken, havuzu bir yandan doldururken
tap yayımladım, derdi yazar bıkkınlıkla. Onlar da diğer yandan boşaltan musluklar havuzun key-
derlerdi ki: İyi işte, bu nedenle senden başka ki- fini iyice kaçırır. Sonra, sorular daha da zorlaşır.
taplar bekliyoruz. Yazar belli etmezdi ama aslın- İşin içine x, y, z gibi bilinmeyenler girer. Yaşımız
da kötü bir kitap yazmasını beklediklerini, asıl di- ilerledikçe matematik problemleri de zorlaşır. Zor
lediklerinin bu olduğunu düşünürdü. Ne var ki o olanı ise sonraki konuların anlaşılmasının önceki
çok kurnazdı ve bunu yapmadı. konuların anlaşılmasına bağlı olmasıdır.
Bu parçada sözü edilen kişi için aşağıdakiler- Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangi-
den hangisi söylenemez? sidir?

A) İnsanların kendisi hakkında beklentilerinin A) Matematik öğretiminde yaşanan sıkıntılar


farkındadır. B) Matematiğin yaşamın her döneminde karşı-
B) Az fakat başarılı iki eser vermiştir. mıza çıkması*
C) İnsanlar kendisinden yeni eserler yazmasını C) Matematiğin öğrencilerce sevilmemesi
istemektedir. D) Matematiğin karmaşık formüllerden oluşması
D) Yayımladığı kitaplara değer verilmektedir. E) Matematiğin diğer bilimlerden zor olduğu
E) Yeni kitaplar yazma konusunda kendine gü-
venmemektedir.*

4. Milyarlarca web sayfası içinde her konudan her-


kese yetecek kadar içerik var. Ancak bilgisayar
2. Birinci sınıf bir yazarın yazarlığını hiçbir şey kötü
başında geçirilen kısıtlı zamanın büyük bir bö-
etkileyemez ve eğer yazar birinci sınıf bir ya-
lümü aslında iş amaçlı kullanım için ayrılan sa-
zar değilse kimse de ona yardım edemez. Ya-
atlere denk geliyor. Ve buna karşı kişisel direnç
zar eğer birinci sınıf değilse zaten sorun da yok-
de çoğu zaman fayda sağlamıyor. Ekran başın-
tur çünkü yazar çoktan ruhunu bir yüzme havuzu
da aslında üretmiyor, tüketiyorsunuz.
için satmıştır.
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı-
gisi söylenemez?
lamaz?
A) Ekran başında harcanan vakit, verimliliği dü-
A) Yazar iyi bir yazar değilse farklı beklentileri
şürmektedir.
olabilir.
B) Web sayfaları birçok içeriği barındırabilmek-
B) İyi olmayan bir yazar için yapılabilecek fazla
tedir.
bir şey yoktur.
C) İş için kullanılabilecek zaman bilgisayar ba-
C) Olgun bir yazarın yazarlığını kimse etkileye-
şında heba olmaktadır.
mez.
D) Web sayfaları daha çok gençler tarafından
D) Bazı yazarlar maddiyatı sanatlarından üstün
kullanılmaktadır.*
tutabilir.
E) Web sayfaları için harcanan zaman her za-
E) İyi yazarlar da iyi olmayan yazarlar kadar ka-
man verimli olmamaktadır.
zanabilir.*

76
5. Medyadan uzak kaldığım doğru. Ayrıca bugün 7. Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadın olmanın
birçok sanatçıda da aynı tavrı yaygın bir biçimde cefasına dair onca yazı okuyup bunca söz işitin-
görüyoruz. Sanatçıları söyleyecek sözleri olan ce karşı cinstekilerin çoğu, erkek olduğuna şük-
insanlar olarak düşünüyorum. Söyleyecekleri ol- rediyordur. İşin aslı öyle mi acaba? Ben, hele bu
mayanlar sadece zihin kirliliğine yol açıyor. On- toplumda, kadınlığın ne meşakkatli bir dava ol-
lar söylemeden duramadıklarını, zaten en güzel duğunu kabul etmekle birlikte, erkekliğin de hele
biçimiyle ortaya koyuyorlar. Başka araçlar kulla- bu çağda, sanıldığı kadar rahat bir koltuk olma-
narak eserleri üzerine konuşmaları sadece onla- dığına inanıyorum. Ama işin aslında, kadını ya-
ra gölge etme anlamına gelmez mi? ralayan tüm töreler, yasalar, aslında dolaylı ola-
Bu parçada yazarın eleştirdiği aşağıdakiler- rak erkeği de yaralar. Kan davasının, töre cina-
den hangisidir? yetinin nasıl galibi yoksa bu eşitsizliğin de kaza-
nanı yoktur. Hepimiz kaybederiz.
A) Sanatçıların medya araçlarında eserlerini Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söy-
anlatmaları* lenemez?
B) Medyanın gerçek sanatçılara gereken değeri
A) Kadınların yaşadıkları sıkıntılar zaman za-
vermemesi
man dile getirilmektedir.
C) Gerçek sanatçıların kendilerini yeteri kadar
B) Töreler ve yasalar kadınların aleyhine du-
anlatmamaları
rumlar oluşturabilir.
D) Medyanın daha çok magazin ağırlıklı konula-
C) Erkekler, kadınların çektikleri sıkıntıları his-
rı işlemesi
sederler.
E) Yazarların kendi aralarında birlik olmamaları
D) Toplumun kadın ve erkeğe bakışı farklıdır.
E) Erkek egemenliğinden kurtulmaya çalışan
kadınlar sosyal örgütlenmelere gitmektedir.*
6. Afrika’nın insanlığın beşiği olduğu, yeni bulgu-
larla da vurgulanmaktadır. Söz konusu bulgula-
ra göre, insanlığın başlangıçtaki ortak yurdu, gü-
nümüzde aslanların, fillerin, antilopların ve ger- 8. Hoşgörü bir erdemdir, insanı ve toplumu yücel-
gedanların korunma alanları olan Etiyopya’dan tir. Sadece kendimizin değil, başkalarının da bi-
kıtanın orta kesimindeki yaylaya uzanan bölge- zim kadar eşit olduğunu bu erdem sayesinde hiç
dir. Yöreye ilk olarak yerleşen Boşimanlar ya da gocunmadan kabul ederiz. Vurdumduymazlığa
Hotantolardır. Bunların dışındaki Afrikalı ırkla- düşmeden çevremizde olup bitenlere bu sayede
rın, Avrupa’nın buzul dönemini yaşadığı çağda, gülerek yaklaşabiliriz.
o sıralar buğdaygiller bakımından zengin bir ova Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı-
olan Büyük Sahra’dan geldikleri sanılmaktadır. labilir?
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
maz? A) Hoşgörü, çocuğa küçük yaşta öğretilebilecek
çok önemli bir davranıştır.
A) İnsanlığın başlangıcında birçok yabani hay- B) Karşımızdakine de kendimize olduğu kadar
van da Afrika’da yaşamıştır. değer vermek hoşgörüyle mümkündür.*
B) Afrika ve insanlığın kökeni üzerine yeni bilgi- C) Hoşgörüsüz toplumlarda suç oranı oldukça
ler ortaya çıkmıştır. yüksektir.
C) Afrika’da farklı farklı ırklar yaşam sürmüşlerdir. D) Günümüzde hoşgörü özellikle gençlerde bu-
D) Bütün kıtalarda yaşam aynı anda başlamıştır.* lunmayan bir nitelik hâline gelmiştir.
E) Avrupa ve Afrika aynı zamanda farklı iklimler E) İnsanı diğer insanlardan ayıran en önemli
yaşamıştır. meziyet hoşgörüdür.

1. E 2. E 3. B 4. D 5. A 6. D 7. E 8. B

77
08

Paragrafta Ana Düşünce

1. Yaşadığımız çağ “hız çağı” olarak tanımlanıyor. 3. Bir heykeltıraş için heykelini beyaz ya da yeşil
Her şey artan bir ivme ile hızlanmakta. Ne var ki mermerden yapmak ne kadar önemliyse şair için
böylesine bir sürat, derinleşmenin öldürücü ra- de konu, ancak o kadar önemlidir. Hangi ölüm-
kibi hâline geliveriyor. Derinlik, bütünüyle algıla- süz şairin şiirine baksak asıl konunun bin kez ya-
mayı, sorgulamayı, yavaş yavaş tadını çıkarma- zılmış, çoktan yıpranmış bir düşünce olduğunu
yı kapsar ancak günümüzde hiçbir noktaya özen görürüz. Oysaki şiirde, bir sözcüğü yerinden kı-
göstererek yoğunlaşamıyoruz. Duyarlık ve duy- mıldatacak olsak şiir derhâl yıkılır.
gusallık da bu hoyrat hızdan nasibini alıyor. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdaki-
Bu parçada asıl vurgulanan aşağıdakilerden lerden hangisidir?
hangisidir?
A) Her şairin kendine göre bir üslubu olmalıdır.
A) Yaşamın hızına ayak uydurabilmek giderek B) Şiirde konu, anlam olmamalıdır.
imkânsızlaştı. C) Şiire değer katan konusu değil, biçimidir. *
B) Bir işte başarılı olabilmenin sırrı, ona yoğun- D) Duygu yerine düşünceyi işleyen şiirin sanat
laşmakta gizlidir. değeri yoktur.
C) Modern yaşamın hızı, yüzeyselleşmemize, E) Usta bir şairin bile önemsiz bir konuyu işledi-
duyarsızlaşmamıza yol açıyor. * ği görülür.
D) İç dünyasına yoğunlaşan insan duyarlı ve
duygusal oluyor.
E) Hız çağı, insanların güzele ve iyiye olan ilgi-
sini köreltmiştir.

2. DGS’de çıkan Türkçe sorularının çoğu okuduğu-


nu anlama ve anladığını yorumlama prensibine
dayandığından bu sorularda başarılı olmak için
kitap okuma alışkanlığına sahip olmak gerekir.
Okuma alışkanlığı edinmemiş pek çok aday için
paragraf soruları can sıkıcıdır. Oysa cevap ço- 4. Hukukçu en olumsuz şartlarda bile hukukun te-
ğunlukla paragrafın içinde gizlidir ve okuma tem- mel ilkelerinden taviz vermeyen kişidir. Gerçek
belliğini aşanlar doğru cevaba ulaşır. Anlam bil- hukukçular, hukukun siyasallaşmasına asla izin
gisinin bir diğer ayağı olan cümlede anlam soru- vermez. Hukuk kurallarının herkese eşit uygu-
larını çözebilmek için de sözcüklerin anlamlarını, lanması gerektiğini bilirler. Günümüzde tabuların
mecazları, kalıp anlatımları iyi bilmek gerekir. Ta- esiri olmuş hukukçular türedi. Hukukun temel il-
bii bu bilgi için de reçete aynıdır. kelerinin zamana, mekâna ve kişiye göre değiş-
memesi gerektiğini unuttu bunlar.
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden
hangisidir? Bu parçada vurgulanan aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) DGS’de yalnızca anlam soruları yer almakta-
dır. A) Hukukçular olumsuz şartlarda çalışmaya da
B) Kitap okuma alışkanlığına sahip öğrenciler hazır olmalıdır.
Türkçe testlerinde daha başarılı olur. * B) Toplumsal tabular, hukukla bağdaştırılmama-
C) Türkçe testinin en can sıkıcı soruları paragraf lıdır.
sorularıdır. C) Bir hukukçu, hukukun temel ilkelerine uyma-
D) Ülkemizde okuma alışkanlığı çok düşük oldu- yan meslektaşını uyarmalıdır.
ğu için öğrencilerin çoğu, sınavlarda başarı- D) Hukuk her şeyin üstündedir ve herkesi eşit
sız olmaktadır. görür.*
E) Türkçe testlerindeki paragraf soruları, cümle- E) Toplumun hukuk kurallarını bilmemesi, kar-
de anlam sorularından daha zordur. gaşaya yol açmaktadır.

78
5. Dünyaca ünlü Gürcü şair Mayakovski, hapishane- 7. Kral; sağında başveziri, solunda veziri, idam masa-
den çıkarken gardiyanlar, şiirlerini elinden alır. Ma- sına getirilen hükümlünün idam edilmesini bekle-
yakovski, önceleri bu duruma üzülür ancak daha mektedir. Hükümlü, bulunduğu yerden suçsuz oldu-
sonra, şiir dilini oluşturmaya çalıştığı, başarısız bu ğunu haykırmakta ve krala küfretmektedir. Kral bu
ilk örnekleri gardiyanlara kaptırdığı için memnun sözleri işitemez ve başvezire sorar. Baş vezir, ”Suç-
olur. Kendi kendine, “Sağ olsunlar, ya basılsaydı!” lu, bağışlamanın büyüklüğün şanından olduğunu
der. söylüyor.” der. Kral hükümlüyü tam bağışlayacak-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın ana dü- ken öteki vezir “Fakat kralım, bu doğru değil, o size
şüncesiyle aynı doğrultudadır? küfretti.” deyince kral, “Başvezirin sözü yalan bile
olsa sizinkinden daha insancıl.” yanıtını verir.
A) Hapishane edebiyatı, sanatsal açıdan değer-
sizdir. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakiler-
B) Bugün üzüldüğümüz bir şey kısa sürede etki- den hangisidir?
sini yitirecektir. A) Yalan söylemek bir insanın hayatını kurtar-
C) Şairlerin, üsluplarını bulmaya çalışırken ver- mak için bile olsa yanlıştır.
dikleri ilk örnekler yayımlanmamalıdır. * B) Yalan, bir gün mutlaka ortaya çıkacağı için
D) İyi bir şair her zaman daha iyisini yazabilece- yanlıştır.
ğini bilir.
C) Vicdani açıdan düşünüldüğünde bazı yalan-
E) Dünyaca ünlü edebiyatçıların çoğu çeşitli se-
lar kötü değildir. *
beplerle hapis hayatı yaşamıştır.
D) Yalan söylemeyi beceremeyen kişiler gerçek-
leri beceriksizce söyler.
E) Bir yöneticinin, doğruluktan şaşmayan insan-
lara, yanında her zaman yer vermesi gerekir.

8. İnsan, bencil bir varlıktır. Her koşulda önce kendini


düşünür. Ancak insanın yalnız kendini ya da ailesini
düşünmesinin ona bir faydası yoktur. İnsanın kendi
için iyimser olmasının anlamı yok, önemli olan ülke-
mizin geleceği için iyimser olabilmek. Çünkü insanın
geleceği, yaşama standardı toplumundan ayrı değil-
6. Canlandırdığı karakterlerin genelde insanoğlu-
dir. Toplumsal adaletsizlik, gelir dağılımındaki uçu-
na, özelde o karaktere özgü niteliğini vurgula-
rum ortadan kalkmadıkça kimsenin kendi yaşamın-
yarak öne çıkaran bir oyuncuydu Cüneyt Gök-
da huzurlu olması mümkün değildir.
çer. Müthiş bir sahne karizması vardı. Onun oyu-
nunda hayatın gerçeği, gerçektekinden daha an- Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakiler-
lamlı, daha etkileyici olurdu. Doğallığını inandı- den hangisidir?
rıcı bulur, tiyatral vurgusundan sahne sanatına A) İnsan, toplum olarak vardır; mutluluk da mut-
özgü özel tadı alırdınız. suzluk da ortaktır. *
Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak B) İyimser bakış açısı, geleceğimizin daha iyi şekil-
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? lenmesini sağlar.
C) Toplumsal çıkarlarımız için ortak hareket et-
A) Canlandırdığı karakterleri kendi seçer. memiz gereklidir.
B) Doğal ve gerçekçi bir oyunculuğu vardır. * D) Bencillik, kendimizi korumaya ve kurtarma-
C) İyi bir tiyatro eğitimi almıştır. ya çalıştığımız olayların başkalarına zarar ver-
D) Oyunlarının konularını gerçek hayattan alır. mesine yol açar.
E) Farklı sanat dallarında uzmanlaşmıştır. E) Toplumsal çekişmelerin temel sebebi toplumsal
adaletsizliktir.

1. C 2. B 3. C 4. D 5. C 6. B 7. C 8. A

79
09

Paragrafta Ana Düşünce

1. Ailelerin çocukları üzerindeki aşırıya kaçan ilgisi, 3. Tokat ilinin merkezine ilk defa gittim ve Tokat’ın
çoğu zaman aileleri, çocuklarını bir “proje” olarak önümüzdeki aşırı sıcak yaz aylarında dayanılmaz
görmeye itmektedir. Aileler nerede durmaları ge- bir hâl alacak olan deniz, kum, güneş turizmi yeri-
rektiği konusunda önemli sorunlar yaşamaktadır. ne kültür ve ekolojik turizm için gidilmesi gereken
Anne ve babaların çocuğa özellikle çocuğun ge- gerçekten yumuşak iklimli eşsiz bir şehir olduğu-
lişimine ilişkin duyarlı yaklaşımı doğru yönetilmek nu gördüm. Kalabalık şehirler ve artık insan kay-
zorundadır. Bugün bu durum, anne ve babanın nayan sahil bölgelerinin aksine Tokat insana hu-
tek başına becerebileceği bir süreç olmaktan çık- zur veriyor. Yeşilırmak havzasının bereketli top-
mıştır. Medyanın ve özellikle İnternet’in yaşamı- rakları üzerinde kurulmuş, ticaret ve kültür merke-
mızda etkili bir rol oynadığını dikkate aldığımızda zi olmuş Tokat’ın az bilinen doğal, kültürel ve tarihî
ciddi bir bilgi çokluğu ile karşı karşıya kalan ebe- zenginlikleri keşfedilmeyi bekliyor.
veynlerin bir aile koçuna danışması şarttır. Bu parçada dile getirilen şehir ile ilgili olarak
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangi-
aşağıdakilerden hangisidir? sidir?

A) İnternet sitelerinin çocuğun zihinsel ve sos- A) Denizi olmasa da Tokat’ta huzurlu bir tatil ge-
yal gelişimi üzerinde etkisi yoktur. çirilebilir.
B) Çocuk eğitiminde ve ilgisinde ebeveynlerin B) Tokat insanı, misafirperverliği ile turistleri il-
uzmanlardan yardım alması gerekiyor. * giyle karşılamaktadır.
C) Aile yapısı sağlam olan çocuklar, ileride mut- C) Tokat’ın nüfusu ve ekonomik kalkınmadaki
lu ve sağlıklı yaşarlar. payı diğer illere göre azdır.
D) Ebeveynlerin davranışlarında görülen en büyük D) Bir tatil beldesinin en önemli özelliği ekolojik
kusur, çocuklarını motor gibi algılamalarıdır. dengesinin bozuk olmamasıdır.
E) Anne ve babalar, çocuklarının meslek seçimin- E) Tokat; ticaret, kültür ve turizm şehri olarak
görülmesi gereken bir ildir. *
de eğitimsiz olduklarından yetersiz kalabilir.

2. Psikanalizin uğraşısı, hastanın bazen basitçe ge-


4. Dergilerde gördüğümüz eleştiri yazıları ne eleş-
çiştirdiği ve söylemek istemediği ya da tam da ifa-
tiriye ne denemeye ne öyküye benziyor. Üste-
de edemediği şeyleri arar. Adım atılmamış, do-
lik bu yazılara tanıtma yazısı demek de çok zor.
kunulmamış bir dünyanın kapılarını ardına kadar
Konu aldığı kitabın üstünlüklerini, eksikliklerini
aralar. İtiraflar, anlatılar, serbest çağrışımlar, anı-
yeterince ortaya koymuyor. Okurla kitap arasın-
lar, imge ve rüyalar psikanalistin ruh arşivinden
da sağlam bir köprü görevi üstlenmiyor. Daldan
topladığı malzemelerdir. İnsan ruhunun arşivle-
dala, konudan konuya atlıyor yazar. Üslubu gibi
rinde gezindikçe orada bilinmedik ne melankoliler
dil kuralları da oldukça dağınık.
yatmakta ne fobiler uyumakta ne şizofrenler bir-
birleriyle kahkaha atmaktadır görülür. Bu parçada yazarın savunduğu görüş aşağı-
Bu parçadaki vurgulanmak istenen düşünce dakilerden hangisidir?
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eleştirmenlerin öyküye yakın yazılar kaleme
A) Psikanaliz bilimi, insanların bilinçaltını keş- alması öykücülerin hoşuna gitmemektedir.
fetmeye yönelik bir çabadır. * B) Bir kitabın üstün niteliklerini ortaya koymak
B) Bireylerin psikolojileri birbirinden farklıdır ve
her eleştirmenin görevi olmalıdır.
araştırma yapılması gerekir.
C) Eleştiri yazıları ve eleştirmenler olması gere-
C) Sağlıklı düşünen insanların psikanaliz yön-
ken nitelikleri taşımamaktadır. *
temle incelenmesi gerekir.
D) Konu ve üslup dağınıklığı eleştirmenin yazdı-
D) İnsan ruhunda görülmemiş, duyulmamış nice
çalkantılar vardır. ğı yazının içeriğine yansımamaktadır.
E) Gizli kalmış dünyaların kapıları psikologlar E) Okur ile kitap arasına girmek isteyen eleştir-
sayesinde aralanamaz. men, başarıyı yakalamıştır.

80
5. Günümüzde şiir okur sayısı artan nüfusa oranla yok 7. Yetiştirme yurtlarındaki çocukların hepsi, büyük-
denecek kadar az. Her lise öğrencisinin edebî dergi- ler gelsin bizimle ilgilensinler diye bekliyorlar. Bu
lerin kapılarını aşındırdığı o dönemler yok artık. Ya- çocukların sahibi sadece devlet değil, bu çocuk-
şamı şiirle anlatmak da yok, oturup şiir okumak veya lar bize de ait. Yurttan ayrıldıktan sonra “Nereye
dinlemek de yok. İnsanlar ekonomik, sosyal, kültürel gideceğim?” diye problemler yaşayan bu çocuk-
sorunlarla boğuşurken veya yarın iş bulabilir miyim, larımız 18 yaşından sonra sokakta tamamen yal-
diye endişelenirken ister toplumsal olsun ister birey- nız kalmaktadır. Bu çocuklara ev tutulmalı, içine
sel olsun dönüp de o türden şiirler okumuyorlar. eşya konulmalı ve onlara iş ayarlanmalıdır.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşa- Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce
ğıdakilerden hangisidir? aşağıdakilerden hangisidir?
A) Artan nüfusa yönelik şiir çalışmaları sürdürül- A) Yetiştirme yurtlarından ayrılma yaşı on sekiz-
memektedir. den yirmi beşe çıkarılmalıdır.
B) Şiirin niteliğini yaşamı ve gerçeklerini anlatması B) Büyüklerin çocukların eğitimine destek olma-
belirlemektedir. sı gerekmektedir.
C) Gerçek okurlar, toplumsal sorunları anlatan şiir- C) Çocuklara tutulacak evlerin kiraları devlet ta-
leri okur ve beğenirler. rafından karşılanmalıdır.
D) Bireysel şiirler yazmak, her şairin becerebildiği D) Yurttan ayrılan çocuklar hayata hazırlanmalı
bir durum değildir. ve gerekli şartlar oluşturulmalıdır.*
E) İnsanların çoğu, geçim derdinden dolayı şiir E) Psikolojik sorun yaşayan yurt öğrencilerine
yazmamakta, okumamaktadır. * uzmanlardan yardım alınmalıdır.

6. Japonya’da bir temizleyicide çalışan dünya güze-


li kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmıştır. Yüzü
fena hâlde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu
terk etmiş. Daha acısı... Aynı kentte oturan anne
ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemişler ar-
tık çirkin olan kızlarının. Sevgi, güzellik temeli üs-
tüne bina edilmiş olduğundan kız birkaç ay son-
ra kahrından ölmüş. Bu hikâye, ünlü Japon yaza-
rı Toyotome’nin “Güzellik” kitabında böyle anlatılır.
Bu parçada anlatılan hikâyeden yola çıkılarak
vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Güzellik üzerine temellendirilmiş sevgiler, sağ-


lam değildir, yıkılabilir. *
B) Güzellik geçicidir, genç kızlar buna güvenme-
melidir.
C) Ailelerin her zaman çocuklarının yanında olma-
sı gerekir.
D) İş ortamında meydana gelen kazalardan iş sa-
hibi sorumludur.
E) Hikâye kitaplarında insanları üzecek olaylar an-
latılmamalıdır.

1. B 2. A 3. E 4. C 5. E 6. A 7. D

81
10

Paragrafta Ana Düşünce

1. Her toplumun yasaları da ezgileri de halk tarafın- 3. Romanı, tarihle bir tutmak yaratılışın ne de-
dan yapılmıştır. Ezgiler, toplumun anonim (ortak) mek olduğunu bilmemektir. Bir romanın birkaç
ürünüyken yasalar, toplumdaki eğitilmiş ve bu iş defa okunması, bir şiirin okunduktan sonra tek-
için düşünen beyinlerden çıkmıştır. Bu halk ezgi- rar edilmesi, ezberlenmesi de romanın veya şi-
sinin yüzyıllar boyu söylenegelmesi, beğenilme- irin herhangi bir mesele hakkında bilgi edinmek
yenlerin birkaç günlük ömür sürmesindendir. Ez- için okunmadığını gösterir. İnsanın bildiği bir ko-
giler dünyasında saltanat, güçlü olanın ve beğe- nuyu bilmek isteği görülmüş müdür?
nilenindir. Halk var oldukça onlar da var olacak- Bu parçada yazarın vurgulamak istediği dü-
tır. Yasalar ise bu kadar güçlü değildir. Kendileri- şünce aşağıdakilerden hangisidir?
ni yapanlar gibi değişir, yıpranır ve yok olur.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce A) Bir şiir rahatlıkla ezberlenebilir ancak roman
aşağıdakilerden hangisidir? türü için aynı yargı geçerli değildir.
B) Bir şiirin veya romanın okunduktan sonra bir
A) Ezgiler, halk kaynağından beslenen ve unu-
kez daha okunması eserin anlaşılır olmadığı-
tulup giden melodilerdir.
nı gösterir.
B) Halk ezgilerinin kelimeleri ve üslupları yasa-
C) Tarih, ezbere bilgilerle aktarıldığında insanla-
larınki gibi resmî olmalıdır.
ra ders vermez.
C) Saltanat kurmak isteyen ozanlar, yasalara
D) Edebî bir tür olan roman, bir tarih kitabı gibi
karşı gelebilir.
bilgi içermez, aksine yorumlanır. *
D) İnsanlar yasalara karşı gelebilir ancak ezgile-
E) Bir okurun bildiği konuları, eserlerde araması
re karşı tutumları yumuşaktır.
yazarlarca onanmayan bir davranıştır.
E) Yasalar da ezgiler de aynı kaynaktan oluşur
fakat ezgilerin ömrü daha uzundur. *

2. Günümüzde bilime duyulan ilgi oranında bilim di-


line de ilgi duyulduğunu söylemek güçtür. Oysa 4. Bir dilin söz varlığı ile o dili konuşan toplumun
anlamla biçimin, içerikle yapının ayrı ayrı anılma- hayat şekli arasında ilişki vardır. Mesela kelime
ları bilim kavramındaki bütünselliğe aykırı düşer. sayısı Türkçeye oranla daha fazla olan İngilizce-
Bilimsel kavramlar kırık dökük bir dille yeterince de “yeşil” için “green” sözcüğü varken Türkçede
anlatılamaz, bu nedenle okur kadar bilim insanı- hangi romanı açarsanız açın “yosun yeşili, çağla
nın da dil konusunda titizlik göstermesi gerekir. yeşili, asker yeşili, çimen yeşili” gibi birçok söz-
Bu titizlik bilim insanının konusuna duyduğu say- cük çıkar karşınıza. Bunun gibi söz hazinesini
gı gibi araştırma ve bulgularının etkinliğini de artı- oluşturan ögelerin somutluğu, soyutluğu da yine
rır. yaşama bağlıdır.
Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşa- Bu parçayı dile getiren kişinin vurgulamak is-
ğıdakilerden hangisidir? tediği düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilim insanları, kendi alanlarına duyduğu A) Renk adları ve çeşitleri toplumdan topluma
saygıyı edebiyata da göstermelidir. değişir.
B) Okur kadar bilim insanı da dil konusunda B) Kelimelerin soyut anlamları anlaşılamadığı
hassas davranmalıdır. * için pek tercih edilmez.
C) Titizlik, her insanın hangi alanda olursa olsun C) İngilizcenin kelime hazinesi, Türkçeden fazla
göstermesi gereken bir tavırdır. değildir.
D) Yarım ve hatalı bir dil uzmanı, bir bilim insa- D) Önemli olan kelime sayısı değil, halkın keli-
nına çalışmalarında yardımcı olabilir. meleri kullanmadaki yatkınlığıdır.
E) Bilimsel kavramların Öz Türkçe kelimelerle E) Yaşam ve kullanılan sözcükler arasında ilişki
anlatılamadığı ortamlar oluşabilir. vardır. *

82
5. Tiyatro, ulusunu; ulus da tiyatrosunu düşünmek, 7. Edison, ampulün içine konacak üç bine yakın mad-
onun gelişimi için çabalamak zorundadır. Tiyatro- deyi denemiş; sonuç alamamıştır. Buna rağmen
suna yardım etmeyen ve desteklemeyen bir ulus “Devam edecek misin?” diyenlere şu cevabı ver-
ölmüş değilse bile ölmek üzeredir. Halkının dra- miştir: “Üç bin maddeyi denedik, hiçbir netice ala-
mını, toplumsal ve kişisel yürek vuruşunu duyma-
madık fakat bu denemelerin o maddelerin hiçbiri-
yan, onun ruhunun ve görünümünün gerçek ren-
gini yakalayamayan tiyatroya da tiyatro denmez. nin işimize yaramayacağı sonucunu aldık mı?” İsa-
bet etmeyen oklar da sonuçta pay sahibidir.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağı-
dakilerden hangisidir? Edison’un bu davranışı ve cümlesine göre par-
çada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
A) Toplumsal yaşam ile tiyatro arasında sıkı bir lerden hangisidir?
bağ vardır. *
A) Başarılı her girişimin arkasında bir bilim insanı
B) Halkın sevincini anlatamayan tiyatro eserleri
olmalıdır.
pek izlenmez.
B) Deneme yanılma yolu bilimsel çalışmaların te-
C) Tiyatro eserinin sergilenmesi, okunmasından
mel tekniğidir.
daha hoş karşılanır.
C) Başarıya ulaşmada başarısızlıkların da rolü
D) Ulusal kimlik taşıyan tiyatro yapıtları için halk,
vardır. *
elinden geleni yapmalıdır.
D) Bilim alanında çalışan insanlara nasihatler ve-
E) Halkın ruhunun sinmediği tiyatro eseri, gerçek
rilmemelidir.
kimliği yakalamıştır.
E) Pek çok atışı ıskalayan bilim insanı aslında ba-
şarısızdır.
6. Sanatçının özgünlüğünden yana görünenlerden
çoğu, sanatın şu ya da bu amaca alet olmasını is-
terken çelişkiye düştüklerini bir türlü fark etmiyor- 8. Bir eleştirmenin ödevi, incelediği eserin sanat ese-
lar. Fark etmiyorlar çünkü onlar da durmuş adam- ri olduğunu bilmesidir. Ama “Bu bir sanat eseridir
lar. Yani araştırmalara kapılarını sımsıkı kapatmış- zaten.” diyerek de gözlerini yumup esere not ver-
lar. Şüphe kurdu içlerine düşmeyecektir bu yüz- memelidir. Sanatkâr eserini sanat amacıyla yazar-
den. Şüphe etmeyen, aramayan demektir. Ara- ken eleştirmen de gerektiği bir eleştirisini yaparak
mayan adam durmuş adamdır. Gelişme yolunun sanatkârlığını ortaya koymayı bilmelidir. Yine eleş-
hangi aşamasında durmuş olursa olsun, durmuş tiri yaparken ne taşa tutarak darbelemeli yazarı ne
adam, durmuş adamdır. Ona başka ad verilmez. de övgülerle gökkubbeye çıkarmalıdır.
Bu parçada anlatılmak istenen asıl düşünce Bu parçada anlatılmak istenen asıl düşünce
aşağıdakilerden hangisidir? aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hitap ettiği alan daralan sanatçılar, etrafa eleş- A) Eleştirmen yeri geldiğinde sanatçıyı övmeyi de
tirel gözle bakamamaktadır. yermeyi de bilmelidir.
B) Araştırma yapılmadan üretilen sanat eserleri, B) Eleştirmen, elindekinin sanat eseri olduğunu
özgünlüğü de özgürlüğü de yakalayamaz. unutmadan nesnel davranmalıdır. *
C) Sanatçılar kendine özgü yapıtlar ortaya çıkarır- C) Eleştirmen, ele aldığı eserin sanat eseri oldu-
ken yapıtın çerçevesini daraltmaktadır. * ğunu asla unutmamalıdır.
D) Şüphecilik, bir sanatçının başvurabileceği en D) Sanatkârlığa karşı tavır takınan eleştirmen sa-
son kapı olmalıdır. deliği tercih etmelidir.
E) Okuyucunun kafasında çelişkili ifadeler bırak- E) Esere not vermek isteyen eleştirmen, yazarın
mak istemeyen yazar özgündür. özel hayatına da girmelidir.

1. E 2. B 3. D 4. E 5. A 6. C 7. C 8. B

83
11

Paragrafta Ana Düşünce

1. Şiir, sözcük ekonomisidir. Attınız attınız geriye 3. Günümüzün insanı; yaşadığını, gördüğünü, eli-
bir şeyler kalıyorsa o şiirdir. Gerçekten bir söz ne değeni, ayağına takılanı düşünmek, anlamak,
atılabiliyorsa ne işi var şiirde? Bir dizede şiirle tanımak gereği ile karşı karşıyadır. Düşlerimizde
karşılaşırken bir iki adım ötede damdan düşer ortaya çıkanları değil, önümüzde duranları ince-
gibi oluyorsanız “Ah dostum, ne gereği var şim- lemek, değerlendirmek durumundayız. Okunan-
di anlam uğruna bu sözlerin?” diyorsanız bunun la yaşanan arasında sağlam bir bağlantı kurma
şiir olduğu şüphelidir. yoluna gitmelidir öğretim.

Bu parçada iyi bir şiirle ilgili olarak aşağıda- Bu parçaya göre, öğretimden beklenen asıl
kilerden hangisi vurgulanmıştır? şey aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sözcüklerin anlamlarına uygun kullanılması A) Küçük yaştan itibaren hayatı değiştirmesi

B) Gereksiz sözcüklere yer verilmemesi* B) Teoriden çok pratiğe önem vermesi*

C) Duyguları etkili bir şekilde aktarması C) Öğrencinin düş gücünü güçlendirmesi

D) Okuyana güzel duygular yaşatması D) Öğrenciye okuma alışkanlığı kazandırması

E) Sözcüklerin bir ahenk içinde verilmesi E) Öğrencinin yeteneklerini geliştirmesi

4. Çevrenin görünümüyle benzerleşme yani göze


çarpmama (kamuflaj) çeşitli hayvanlarda gözle-
nir. Yaprak böcekleri yapraklara benzer. Dil ba-
lığı, kum rengindedir ve kumdan güçlükle ayırt
edilir. Çulluk, çobanaldatan gibi birçok kuş, “sol-
muş yaprak” görünümü alarak gizlenirler. Bala-
ban kuşu, cücebalaban gibi balıkçıl türleri, ka-
mışlarla karışmak, onlara benzemek için boyun-
2. Ben, gerçeği dile getirirken “sanat için sanat’” il- larını dikleştirirler. Kartavuğu, kakım ve kartav-
kesini de benimsediğimi, şiirin en mükemmeline şanı, kışın beyaz oldukları için karda görülemez-
ulaşmak istediğimi de söylüyorum. Zaten şiiri şiir ler. Bukalemunun renk değişiklikleri, ortamın fi-
yapan da bu zorlu uğraş değil midir? Bu uğraş ziksel (sıcaklık, ışık) ve ruhsal (heyecan, korku,
nedeniyle şiir düzyazıdan ayrılmaz mı? öfke) uyarılarına bağlıdır.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler- Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yar-
den hangisidir? gı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiiri şiir yapan ve düzyazıdan ayıran sanatsal A) Sürüngenler hayatını sürdürmek için fiziksel
kaygıdır.* ortama uyum sağlar.
B) Şiir yazmak her sanatçının becerebileceği bir B) Yeryüzünde birbirinden farklı özelliklere sa-
uğraş değildir. hip birçok canlı vardır.
C) “Sanat için sanat” anlayışı her şairce kabul C) Bazı canlılarda bulunduğu ortama uyum sağ-
edilen bir anlayış değildir. lama özelliği vardır.*
D) “Toplum için sanat” anlayışını benimseyen D) Fiziksel olarak canlılar daha çok yemek bula-
şairler daha çok tutulurlar. bilmek için uyum sağlarlar.
E) Şiirin öncelikli kaygısı ahenkli mısralar yaz- E) Çevreye uyum sağlama daha çok küçük can-
mak olmalıdır. lılarda görülür.

84
5. Batı’nın düşünce sistemini tanımamış olmamı- 7. Binlerce yıldır Hindistan’da egemen olan Brah-
zın acısını bugün bile duyuyoruz, yaşıyoruz. Tar- macılık, birçok özelliğinin yanı sıra, “başka din-
tışmaları izleyin! Hangi konuda olursa olsun, kısa lerden kişilere kapalı olması” bakımından da ilgi
bir süre sonra akılla duygunun, inancın birbirine ka-
çekici bir dindir. Gerçekten, “dinsel törenler” açı-
rıştığını görürsünüz. Oysa inanmış Descartes bile,
sından, herhangi bir kişinin Brahmacılığı benim-
Tanrı’nın varlığını akılla kanıtlamaya çalışır.
semesi ve Hindu topluluğuna girmesi olanak-
Bu parçada vurgulanan aşağıdakilerden hangi- sızdır. Bu ayrıcalık yalnızca, Brahmacı toplu-
sidir? mu oluşturan birbirine kapalı dört kasttan birinde
doğmuş (anası da babası da kasttan olmak ko-
A) Batı’nın felsefede Doğu’dan ileride olduğu
şuluyla) bireylere tanınır. Brahmacı topluluk, ta-
B) Batı’nın akılcılığını iyi öğrenerek kullanmak ge-
rih boyunca, büyük ya da küçük toplulukları içine
rektiği* alarak sürekli büyümüş, Hindistan’ın bağımsızlı-
C) Ülkemizde felsefeyle uğraşanların sayısının az- ğa kavuşmasından bu yana, kast ayrılıkları “res-
lığı men” ortadan kaldırılmıştır.
D) Filozofların her konuda aklı esas aldıkları Bu parçada Brahmacılık ile ilgili aşağıdakiler-
E) İnsanların tartışma üslubunu öğrenememiş ol- den hangisi vurgulanmaktadır?
maları
A) Tek tanrılı olmaması
6. Oğlu ressam olan bir baba, bir gün oğlunun yaptı- B) Herkese açık olmaması*
ğı tabloları alır, ünlü bir ressama götürür ve tablo- C) Büyük kitlelere seslenmesi
lar hakkındaki fikrini öğrenmek ister. Ünlü ressam, D) Asırlarca sürmesi
“Siz mi yaptınız bu resimleri?” diye sorar. Baba, bi-
E) Zaman içinde çok büyümesi
raz da gururla “Hayır, ben yapmadım, oğlum yap-
tı.” diye cevaplar. Ressam bunun üzerine “Söyleyin
oğlunuza bundan sonra resim yapmasın, edebi-
yatla uğraşsın.” der. “Ama efendim, edebiyatla uğ-
raşmak resim yeteneğini artırır mı?” diye soran ba-
baya ünlü ressam şu karşılığı verir: “Oğlunuz resim
yapmak için bir sürü boya, kalem ve tuval kullanı-
yor, büyük masraf ediyor; hâlbuki edebiyatla uğra-
şırsa sadece kâğıtlar için masrafı olacak.” 8. Her şeyden önce aydın, bizce düşünen insandır.
Bu parçada ressam, babaya aşağıdakilerden Düşünmek, insan ve yurttaş olmanın vazgeçil-
hangisini anlatmak istemiştir? mez koşulu hatta onurudur. Ancak bu da yetmez.
Düşündüklerini açığa vurmalıdır aydın. Mistik sı-
A) İnsanlar yeteneği olmayan alanlarda çalışma- nırlar içinde kelepçelenmiş düşüncenin kimseye
malıdır. yararı yoktur.
B) Her insanın keşfedilmeyi bekleyen bir yeteneği Bu parçada aydınlardan beklenen aşağıdaki-
mutlaka vardır. lerden hangisidir?
C) Bir konuda yeteneği olan sadece o alanda ba- A) Düşüne düşüne belirli bir seviyeye gelmeleri
şarı gösterebilir. B) Düşündüklerini diğer insanlarla paylaşmaları*
D) İnsanda yetenek çoksa o yeteneğin belirginleş- C) İyi bir vatandaş olmaları
mesi için çok araç gerece ihtiyaç yoktur.* D) Duygu ve düşünceleriyle topluma yol göster-
E) İnsanlar çalışa çalışa yetenekleri olmayan alan- meleri
da başarı gösterebilir. E) Hareketleriyle topluma örnek olmaları

1. B 2. A 3. B 4. C 5. B 6. D 7. B 8. B

85
12

Paragrafta Ana Düşünce

1. 11 Eylül’de televizyonlardan yansıyan görüntüle- 3. Her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi olmalıdır.
rin yarattığı şaşkınlık, üzüntü ve geleceğe dönük Balzac’ın büyüklüğüne inanırım ama Balzac gibi
kaygılar gündelik hayatımızın her anını etkiliyor. olmak aklımdan geçmez. Bu hem imkânsızdır
Gücünü simgeleyen mekânları hedef alan saldırı- hem de ikinci, üçüncü Balzaclara ne lüzum var-
yı aynı şiddetle yanıtlama refleksi bir savaş hâline dır?
soktu ABD’yi. Ne var ki düşmanı tespit edileme- Bu parçada vurgulanan aşağıdakilerden han-
yen bir savaş ilanının saçmalığı herkesin malumu gisidir?
olduğu ve “medeni” dünya söyleminin iflası anla-
mına geldiği için ABD ve müttefik ülkelerde alela- A) Yalın bir dille yazmanın önemi
cele bir düşman kurtarma telaşı başladı. B) Açık anlatımın güzelliği
Bu parçada sözü edilen ülkelerle ilgili olarak C) Özgün olmak gerektiği*
aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır? D) Çok çalışmak gerektiği
E) Sanatta etkileşim olabileceği
A) Savunma sanayilerine çok büyük yatırımlar
yapmaktadır.
B) Sömürgelerini kaybetmemek için yeni yeni
yerleri işgal etmektedir.
C) Olup olmadığı bilinmeyen bir düşmanla sa-
vaşmak anlamsız olacağı için kendilerine
suni düşman yaratmaktadır.*
D) Ekonomik alandaki başarısızlıklarını askerî
alanda telafi etmeye çalışmaktadır.
E) Dünyadaki karışıklıkları önlemeye çalışmak-
tadır.

2. Bir Bacon’ın, bir Homeros’un ne söylediği ka-


dar nasıl söylediği de önemlidir. Bu sanatçıların
eserleri düşünceyle, duyguyla dopdoludur ama
bu düşünce ve duygular güzelliğini söyleniş bi- 4. Son yıllarda “sanatı halka indirme” söylemi yay-
çiminden alır. Eğer söyleyişe aldırış etmezseniz gınlaştı. Örneğin, Dostoyevski’yi halka indirme-
toplumun beğenisini kazanacak eserler ortaya ye çalışmak… Peki, neden halkı Dostoyevski’nin
koyamazsınız. seviyesine yükseltmeye çalışmıyoruz?
Bu parçadan çıkarılacak en kapsamlı yargı Bu parçadan çıkarılacak en kapsamlı yargı
aşağıdakilerden hangisidir? aşağıdakilerden hangisidir?

A) İçeriği sağlam olan bir eserde üslup göz ardı A) Herkesin sanat konusunda temel bilgilere sa-
edilebilir. hip olması gerekir.
B) İçerik kadar üslup da söylenenin değerini be- B) Sanatın amacı halkın kültür düzeyini yükselt-
lirleyen bir unsurdur.* mek olmalıdır.*
C) Üslup ve içerik çoğu zaman aynı anda güzel C) Bir toplumun ulaştığı seviye sanattaki başarı-
olmayabilir. sıyla orantılıdır.
D) Büyük eserler vermiş sanatçıların çoğu ön- D) Sanatçının görevi topluma güzel duygular
celikle üsluba önem vermişlerdir. tattırmaktır.
E) Üslup, daha çok klasiklerde öne çıkmış bir E) Sanatta ileri toplumlar eğitimde de ileri gitmiş
değerlendirme ölçütüdür. demektir.

86
5. Evrenin özünü oluşturan büyülü güç, en küçük zer- 7. Sanat adamları daha çok düzeltmek, güzelleş-
relerden başlayarak yıldızlar sistemine, dünyanın tirmek isteyenler arasından çıkar. Hemen hiçbir
yapısına; bitkilerin, hayvanların ve insanların bünye- sanat adamı, gördüklerini olduğu gibi söylemek
lerine varıncaya kadar, bilim insanlarının binbir dik- istemez; seçer, büyültür, küçültür. İstese de is-
katle inceledikleri ve hayran oldukları son derece temese de kendi kişiliğini katar. Gerçekle yetin-
karışık bir sistemle çalışır. mez, gerçeği alır; kendi düşünceleriyle, düşleriy-
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden le yoğurur.
hangisidir? Bu parçada sanat adamının hangi özelliği
vurgulanmaktadır?
A) Evrenin doğuşuyla ilgili yüzyıllardır tartışmalar
süregelmiştir. A) İyi bir birikiminin olması
B) Bilim insanları evrenin gizemini keşfetmek için B) Eğitici bir rolü olması
var güçleriyle çalışmaktadır. C) Öznel bir yaklaşımı olması*
C) En küçükten en büyüğe kadar kusursuz olan D) Yeterli bir eğitim alması
evren, bilim insanlarını kendine hayran etmek- E) Gerçekleri umursamaması
tedir.*
D) Günümüzde evrenin yaşıyla ilgili hata payı çok
düşük belirlemeler yapılabilmektedir.
E) Tüm canlıların olduğu gibi bu büyük sistemin de
bir gün sonu gelecektir.

6. Ben var olmasaydım başka birinin benim yazdıkları-


mı ya da Hemingway’in, Dostoyevski’nin yazdıkları-
nı yazacağına inanırım. Bunun kanıtı Shakespeare’in 8. Az gelişmiş ülkelerin geri kalma nedenleri ince-
oyunlarını yazdığını iddia edebileceğimiz üç ayrı lendiğinde insanların ulusal ve çağdaş ihtiyaç-
aday bulabilmemizdir. Ama “Hamlet” ya da “Bir Yaz lara göre eğitilmemiş olduğu görülür. Kalkınmış
Gecesi Rüyası”yla ilgili önemli olan şey bu oyunları ki- ulusların gücü ekonomi, endüstri ve ticarette-
min yazdığı değil, birisinin yazmış olduğudur. Sanatçı ki başarılarından çok eğitilmiş kadrolarından ile-
önemsizdir. Sadece onun yarattığı şey önemlidir çün- ri gelir. Çünkü maddi güçler bir gün kaybedilebi-
kü sanatta söylenecek yeni bir şey yoktur. Shakes- lir. Almanya’da II. Dünya Savaşı’ndan sonra taş
peare, Balzac ya da Homeros aynı şeyler hakkında üstünde taş kalmadığını ancak Almanya’nın kısa
yazmışlardır ve aslında onlar bin ya da iki bin yıl daha sürede dirildiğini, ayağa kalktığını unutmayalım.
uzun yaşamış olsalardı, yayıncılar başka yazarlara Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler-
hiç ihtiyaç da duymayacaklardı. den hangisidir?
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir? A) Bir ülkenin kalkınmışlığı bilim ve teknolojide-
A) Sanatçı eserini yazarken başkalarının tesirinde ki üstünlüğüyle ilgilidir.
kalmamalıdır. B) Bir ülkenin yapacağı en iyi yatırım insana ya-
B) Eserde önemli olan üslup değil, içeriktir. pacağı yatırımdır.*
C) Sanatta önemli olan sanatçı değil, ortaya konu- C) Az gelişmiş ülkeler ekonomik dengeleri kura-
lan eserdir.* mamış ülkelerdir.
D) Sanatçının toplumu eğitme gibi bir kaygısı olma- D) Kalkınmış ülkeler insanına değer veren ülke-
malıdır. lerdir.
E) Büyük sanatçıların ortak özelliği aynı konular E) Az gelişmiş ülkelerin dünya ölçeğinde yatı-
üzerine yazmalarıdır. rımları yoktur.

1. C 2. B 3. C 4. B 5. C 6. C 7. C 8. B

87
13

Paragrafta Ana Düşünce

1. Yeryüzünün buhar kazanları olan denizler, göl- 3. Sadece genlerle ilgili olarak meydana gelen has-
ler, su birikintileri buhar olup göklere çıkıyor. Her talıkların sayısı bir elin parmakları kadar azdır.
gün milyarlarca metreküp su… Bir pompalama Bunlar, hemofili, Akdeniz anemisi, huntington ko-
işi var yerden göğe. Akıllara hayret veren bir bi- resi gibi hastalıklardır. Diyabet, kalp hastalıkları,
çimde çalışıyor bu pompalar. Göğe yükselen bu- alzaymır, parkinson ve kanserlerin genetikle ilgile-
har, bulut oluyor. Sonra yağmur olup suluyor ye- ri vardır ancak bu ilgi, birçok genledir. O genler sa-
rin yüzünü. Üstelik karalara geliyor bu boyutlar. dece bu hastalığa karşı yatkınlığı veriyor. Hastalı-
Rüzgâr adlı bir çoban güdüyor bulutları, taşıyor ğı tetikleyen aslında dış faktörlerdir. Bir örnek ver-
karaların üstüne. Sonra damlalara dönüşüyor mek gerekirse akciğer kanseri temayülü birçok in-
buhar kümeleri. Temiz, damıtılmış bir su iniyor sanda vardır. Ama akciğer kanserine daha çok si-
yerin yüzüne. Her adımında mucizeler gerçekle- gara içenler ve pis havalarda yaşayanlar yakala-
şiyor. Bu yağmur dağları yıkıyor, ovaları, tepele- nır. Akciğer yahut diğer kanserlerin ortadan kaldı-
ri, vadileri, ağaçları, hayvanları, yerleşim birimle- rılması sadece genlerle ilgili değildir. Diyabet sa-
rini temizliyor. dece genlerle ilgili olarak tedavi edilmez. Tedavi-
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakiler- nin gerçekleşebilmesi diyabet hastasının perhizi-
den hangisidir? ne, kilosuna dikkat etmesine bağlıdır.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler-
A) İçme suyunun azalması den hangisidir?
B) Suyun atmosferdeki döngüsü*
C) Kirli suyun arıtılması A) Genlerle aktarılan hastalıkların sayısı azdır.

D) Denizlerin kirlenmesi B) Hastalıkların çoğu genetik nedenlerden çok

E) Atmosferdeki hava kirliliği dış faktörlere bağlıdır.*


C) Günümüzde birçok hastalığın tedavisi henüz
bulunamamıştır.
D) Kanser hastalarının sayısı günümüzde art-
2. Romanın kaderini çizen kimdir? Yazar mı? Eğer mıştır.
öyleyse karakterlerin yazara isyan edip ken- E) Sağlıklı beslenmenin hastalıkları önleme ko-
di çizdikleri yolda ilerleme şansı nasıl olabilir? nusunda ciddi yararı vardır.
Okurla beraber koltuğa oturup karakterleri onlar-
la beraber izliyormuş gibi yazması, romanda “ka-
deri” çizenin yazar olmadığına inanması gerekir
yazarın. Bunun için cinayet romanı yazmak için
çıktığı yolda bizzat yaşadığı ve kendisinin belir-
leyemediği olayları kitaplaştırmak durumunda
kalır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- 4. (I) Ben günlerin “geçtiği”, anıların yaşanıp “bitti-
lerden hangisidir? ği” fikrine katılmıyorum. (II) Biz hep geniş bir şim-
diki zamanı yaşıyoruz; yaşanmışlar, yaşananlar
A) Roman yazarı konularını genellikle yaşadığı ve yaşanacak olanlar hep bu şimdiki zamanın
şeylerden alır. içinde. (III) Kısaca ömür dediğimiz bu toplamın
B) Roman yazarı, eserini yaratırken olaylara ve içinde biriktirdiklerimiz bizim bakışımızı belirle-
kahramanlara müdahale edemez.* meye devam ediyor. (IV) Sizin dediğiniz nostal-
C) Roman yazarı, yazdıklarında gerçeğe bağlı ji ve ben de hep uzak durmaya çalıştım o tuzak-
kalmak zorunda değildir. tan. (V) Mevlâna, yanlış hatırlamıyorsam, “Keş-
D) Roman kişilerinin gerçek hayata birebir uy- ke demek ahmakların işidir.” diyordu.
ması gerekir. Bu parçada anlatılmak istenen numaralanmış
cümlelerin hangisinde verilmiştir?
E) Roman yazarı konularını seçerken okurun
beklentilerini dikkate alır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

88
5. Televizyon ve CD’leri çocukların kitap oku- 6. Kendimden yola çıkarak yazdığımı söylemiştim.
ma alışkanlığını pekiştirmek için bile kullanmak Bu bana güven veriyor. Çünkü en iyi kendimi ta-
mümkün. Tabii izleme sürelerinin belirlenip izle- nıyorum; en iyi kendi gözlediklerimi, kendi anlam-
necek olanların da seçilmesi gerekiyor. Bir ülke landırdıklarımı biliyorum. Yani kendim kılabildiğim
ile ilgili belgesel seyredip ardından o ülkenin halk imge ve simgelerden yola çıkıyorum. İnsan bir ko-
masalları okunup tartışılabilir mesela. Ya da ki- nuyu ne kadar iyi biliyorsa onu dile getirmesi de o
tabı olan bir film, animasyon seyredilip kitabı ile denli rahat ve yalın oluyor. Eğer öykülerimde akıcı
arasındaki farkları da konuşmak mümkün. Ama ve karmaşık olmayan bir dil varsa, bu en iyi bildi-
televizyon, bilgisayar ve CD izlemenin sınırlandı- ğimden yola çıkmamdandır.
rılmış zamanlarda olması gerektiği kanaatinde- Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
yim. Televizyonun evde bütün gün açık duracak aşağıdakilerden hangisidir?
bir nesne değil de belki çamaşır makinesi gibi ih-
tiyaç olduğunda, gerektiğinde kullanılması gere- A) Kendini anlatan ve bunu yaparken nesnel dav-
ken bir iletişim aracı olduğu kanaatindeyim. ranan yazarlar daha başarılı olurlar.
Bu parçada vurgulanan aşağıdakilerden han- B) İnsanlar hangi konu hakkında fikir sahibiyse o
gisidir? konuyu en iyi şekilde dile getirir.*
A) Günümüzde televizyon ve CD’lerin yaygın- C) Öykülerdeki anlatım sade ve akıcı bir dille ya-
laşması kitap kültürünü yok etmiştir. zıldığında daha etkileyici olur.

B) Teknolojik aletler dikkatli kullanıldığında ço- D) Okurlar, yazarın kendini anlattığı eserlere daha

cukların eğitimi açısından olumlu sonuçlar çok ilgi göstermektedir.

alınabilir.* E) Günümüz yazarları daha çok otobiyografik


C) Televizyonun çocuklara hiç gösterilmemesi özellikleri ağır basan eserler vermektedir.
onları çağın gerisinde bırakabilir.
7. Klasik Türk edebiyatı ile modern Türk edebiyatın-
D) Çocukların eğitiminde eski yöntemleri değil, daki aşk arasında başlıca fark sevgilinin imgesiy-
yeni yöntemleri uygulamak gerekir. le ilgilidir. Klasik Türk edebiyatında sevgili aslında
E) Günümüz çocukları kitap okumaktan çok bil- mecazidir. O sadece bir kalıptır ve Allah’ı saklamak-
gisayar oyunlarına ilgi gösteriyorlar. tadır. Modern Türk şiirindeki sevgili ise gerçekten
beşerîdir. Bu ilk farktır. İkinci fark, mekânla ilgilidir.
Divan edebiyatında özellikle mekân stilize edilmiş,
idealize edilmiş bir mekândır. Yani bir bahçeye ben-
ziyordur. Tam olarak nerede olduğunu bilemiyoruz.
Modern Türk şiirindeki aşkta ise mekân kesindir. Bir
şehir olabilir veya Anadolu’da bir köy; mekânın tam
olarak nerede olduğunu biliyoruz ve modern haya-
ta da göndermeler vardır.
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Divan edebiyatı ile modern Türk edebiyatının


aşka bakışı*
B) Divan edebiyatının aşk konusuna bakışı
C) Modern Türk şiirinin ele aldığı konular
D) Divan edebiyatının kullandığı konular
E) Divan edebiyatının anlatım olanaklarının sınırlı
olması

1. B 2. B 3. B 4. E 5. B 6. B 7. A

89
14

Paragrafta Ana Düşünce

1. Günümüzde dedelerin durumları oldukça hazin. 3. Biz büyüdük, eskisi gibi çizgi film izlemiyoruz.
Kuytulara çekilmişler; birçoklarının hesap numa- Ama çocuklarımız, yeni çıkan çocuk kanallarıy-
raları, maaş kartları ve artık hiçbir işe yaramayan la birlikte sabah akşam çizgi film izliyorlar. Salt
hayat tecrübeleri var ama torunlarından uzaklar. çizgilerden oluşması, nedense biz büyüklerde
Torunların durumu ise aynı oranda vahim. Ön- çizgi filmlerin masum olduklarına dair bir kanaat
lerinde zorlu bir hayat var ama ona ilişkin hiçbir uyandırmaya yetiyor. Televizyona bakıyoruz, çiz-
tecrübeye sahip değiller. Birer tecrübe küpü olan gi filmmiş deyip geçiyoruz. Çizgi filmlerin birta-
dedeleri ise onlardan çok uzaklarda. kım zararları olabileceğine dair bilgimiz, yalnız-
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler- ca “Çizgi filmler çocuklara şiddeti öğretiyor.” kli-
den hangisidir? şe haberleriyle sınırlı. Bu ise işin iç yüzüne dair
biraz derince bir anlayış sahibi olmadığımız için
A) Torunlar dedelerini eskisi kadar saymamak- pratik yaşamda bize neyi nasıl yapmamız gerek-
tadır. tiğine dair etraflıca fikir vermiyor.
B) Hayat, insanlar arasındaki mesafeyi gittikçe Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden
büyütmektedir. hangisidir?
C) Günümüzde dedeler ve torunlar arasında ile- A) Çizgi filmler çocuklara her gün belirli saatler-
tişim kopmuştur.* de izletilmelidir.
D) Gençler günden güne âdetleri unutmaktadır. B) Çizgi filmlerin zararları konusunda yeterli bil-
E) Dedeler tecrübelerini başkalarıyla paylaşma- giye sahip değiliz.*
maktadır. C) Batı’da çocuklara çizgi film izletilmemektedir.
D) Yetişkinler eskisi kadar çizgi film izlememek-
tedir.
E) Çizgi filmlerin çocuklar üzerinde etkisi vardır.
2. Bırakalım da romancılık teknikleriyle ilgileniyor-
sa yazar bu cerrahi operasyon işinin inceliklerini
ya da tuğla dizme yöntemlerini tek başına öğren- 4. “Yazarlığın da okulu mu olurmuş?” veya “Yazar-
sin. İyi yazmak için mekanik bir yöntem, bir formül lık okulundan yazar çıkar mı?” sorularına verile-
yoktur. Bir edebiyat teorisini takip eden genç bir cek cevap kişilerin bakış açısına ve beklentile-
yazar aptallık etmiş olur. Kendinizi kendi hatala- rine göre değişebilir. Biz akşamdan sabaha ya-
rınızla eğitin, insanlar hata yapa yapa öğrenirler. zar yetiştirmek için yola çıkmadık. Böyle bir şey
İyi sanatçı kimsenin ona akıl öğretecek kadar iyi de mümkün değildir. Çünkü yazarlık uzun bir sü-
olmadığına inanır. Müthiş bir kendini beğenmişli- reçtir. Belli bir birikim ve düşünceye sahip olma-
ğe sahiptir. Kendinden önce gelen yaşlı yazara ne yı gerektirir. Eğer sizin heybeniz boşsa yazarlık
kadar saygı duysa da onu alt etmek ister. okulunun yapabileceği pek bir şey yoktur.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler- Bu parçada vurgulanan aşağıdakilerden han-
den hangisidir? gisidir?
A) Bazı yazarlar yazarlık konusunda çeşitli eği- A) Yazarlık mesleği genç yaşta alınan eğitimle
timler almaktadır. belirli bir seviyeye getirilebilir.
B) Yazarlık, ancak yazma sürecinde ve kendi B) Günümüzde yazarlık, bu mesleği öğreten
kendine öğrenilen bir meslektir.* kurslarca kolaylıkla öğretilmektedir.
C) Yazarlık kendi kendine öğrenilebilecek kadar C) Kişide birikim yoksa alacağı yazarlık eğitimi
kolay değildir. onu yazar yapmaya yetmeyecektir.*
D) Sanatçılar kendilerini herkesten üstün görür- D) Yazarlık formasyonunu elde edebilmek için
ler. çok yoğun çalışmak ve eğitim almak gerekir.
E) Yazarlar kendinden öncekilerin üstüne çık- E) Yazarlık okulunu başlangıçta yadırgayanlar
mak isterler. sonradan bu girişime hak vermişlerdir.

90
5. Dünyada anlatılmamış bir şey, hemen hemen yok 7. Tarih, muzafferlerin kitabıdır. Bir hesaplaşma ya-
gibi. Nasıl anlattığınız çok önemli. Anlatım biçimiy- tağıdır. Neyi, ne zaman ve ne kadar bilmemiz
le ne getirdiğini araştırmıyorsa bir yazar, kimliğini gerektiğini tarihi yazanlar belirler. Fazlasını sor-
kazanamaz. Yazmasa da olur. Hatta hiç yazmasa mak, başınıza iş açar. Belgeler de tanıklar da
daha iyi olur. Yeni bir biçimde yazmayacaksak ne- çoğu zaman tarihi yazanlardan yana yontar bil-
den yazıyoruz? Öyküde kurgu, duyguyu da ortaya diklerini. O yüzden tarih susar bazen ya da abar-
çıkaran ve ileten atmosferdir. En azından benim için tılı konuşur; niye öyle yaptığını ancak bilenler bi-
böyle. lir. Geçen pazar, Allahuekber Dağlarında dona-
Bu parçada yazarın anlatmak istediği aşağıdaki- rak şehit olanlar anısına bir saygı yürüyüşü dü-
lerden hangisidir? zenlendi. 1914’ü 1915’e bağlayan kış yaşanan
Sarıkamış faciasından sonra o günün basının-
A) Yazarlar anlattıkları konularda ortaya yenilik ko- da harekâtla ilgili tek satır haber çıkmadığını bili-
yamamaktadır. yor muydunuz? Ta 1922’ye kadar… Ağır bir san-
B) Bir eserin içeriği kadar üslubu da çok önemlidir.* sür, felaketi yedi yıl saklamayı başarmıştır. Tarih,
susmuş hatta yalan söylemiştir.
C) Bir eserin konusudur eseri değerli kılan.
D) Yazar ya içeriği ya da üslubu tercih etmelidir. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden
hangisidir?
E) Yazarların birçoğu öncekilere benzemeye çalış-
maktadırlar. A) Tarih, bilim insanlarınca oluşturulacak bir ku-
rulca tekrar yazılmalıdır.
B) Tarih, her zaman güçlünün eline ve güçlüye
6. Bunun en sık gördüğüm örneği: “Doktor Bey, çocu-
hizmet eden bir unsur olmuştur.*
ğum çok sinirli.” Bakıyorsunuz adamın kendisi yay
C) Tarih, insanlara küçük yaşta ve ayrıntılı bir
gibi gergin. Kaşı gözü oynuyor, huzursuz, kavga-
şekilde verilmelidir.
ya hazır bir hâlde. “Siz de huzursuzsunuz sanırım?”
D) Tarih bilinci toplumun tüm fertlerinde oluştu-
“Evet ama siz beni bırakın, çocuğu tedavi edin.”
rulmalıdır.
Elimde olmadan gülerim. “Sürekli yanında olduğu,
E) Tarih, ezberletilecek bir ders olmaktan çok
devamlı gözünün içine baktığı babası bu kadar ger-
öğrenciyi düşündürecek bir bilim dalı olmalı-
ginken ben çocuğu nasıl sakinleştirebilirim?” “Eee,
dır.
şeyy... Haklı olabilirsiniz.” Ve genellikle reçeteyi ebe-
veyne yazarım, çocuğa değil.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Sinirli çocukların tedavileri zamanında yapılma-


dığında ileride kalıcı bozukluklar oluşabilir.
B) Çocukların ruhsal durumlarının belirmesinde
ebeveynlerin ruhsal durumları doğrudan etkili-
dir.*
C) Günümüzde çocuklarda görülen ruhsal sorunla-
rın kökeninde, gelişen teknoloji yer almaktadır.
D) Ruhsal problemlerin görülme yaşı günümüzde
gittikçe düşmektedir.
E) Çocuklarda görülen ruhsal bozuklukların tedavi-
si yetişkinlerde görülenlere göre daha zordur.

1. C 2. B 3. B 4. C 5. B 6. B 7. B

91
15

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Çocukken ön yargılarımız yoktu. Hudutlarımız 3. Bu dört tane, beş tane filmle olmayacak. Bu ül-
da… Bilmiyorduk kuralları, engelleri, sınırları. kede her yıl yirmi otuz film yapılması gerekiyor.
Hayal kurmakta öylesine özgürdük. Her şeyi ya- Türk sinemasında yıllardır söz söyleyen insanlar
pabiliriz zannediyorduk. Kurduğumuz hayallerin sinemanın sektör olması adına bir şeyler yapa-
“imkânsız” olduğunu zamanla öğrendik. Ve hep mamış. Halkın yerli filmlere ne kadar ilgili olduğu
başkalarından öğrendik. Sosyalleştikçe kırıldı ortada. Bu da ayrı bir sorun. Aslında gencecik in-
cesaretimiz. Farklı olmayı değil, başkaları gibi ol- sanlar ellerinde senaryolarla yola çıkıp bir şeyler
mayı tercih ettik. Öylesi daha emin ve sorunsuz yapmak için çırpınıyor.
geldi. Gün geldi düşleyemez olduk, hep bir telaş, Aşağıdakilerden hangisi yazarın parçada ya-
koşuşturmaca; yapılacak işler, edinilecek unvan- kındıklarından biri değildir?
lar, çıkılacak basamaklar oldu önümüzde.
A) Çok az film çekilmesi
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
maz? B) Sinemacıların sinemaya yatırım yapmamaları
C) İzleyicinin yerli filmlere ilgisinin az olması
A) İnsanlar çocukken sınırsızca hayal kurabilirler. D) Genç sinemacılara destek olunmaması
B) Toplum, hayallerimizi sınırlar. E) Türk sinemasının yıllardır yurt dışına açıla-
C) Büyüdükçe başkalarına benzemenin daha maması*
doğru olduğunu sanırız.
D) Hayallerin peşinden gitmek başarısızlık yaratır.*
E) Hayatın koşuşturmacası bizi hayallerden
uzaklaştırır.

4. Mutluluk, kimsenin bilmediği fakat herkesin istedi-


ği, erişilmesi güç bir hayal mi? Neden Balzac’ın,
“Tüm mutluluklar çalışmaya ve cesarete bağlıdır.”
2. Elinizden geleni yaptığınızda başaramamak ayıp sözünü anımsamıyoruz. “Bir kişinin mutluluğu
değildir. Amaçsız ve risk almadan yaşamak ayıp- her zaman bir başkasının elindedir.” diyen Cenap
tır. Amacınız yoksa uğruna emek verecek hiçbir Şahabettin’in uyarısını dikkate almıyoruz. Andre
şeyiniz yok demektir; bizi gelişmeye ve şu anki Gide’nin, “Kendi kendinin mutluluğuna engel ol-
durumumuzdan daha iyi olmaya zorlayacak şe-
mak yolunda insan, fevkalade beceriklidir.” sözü-
yimiz yok demektir.
nü kanıtlarcasına bencil davranışlarımızı sürdürü-
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çı- yoruz.
karılamaz?
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
A) Önemli olan başarmak değil, başarı için çaba maz?
sarf etmektir. A) Mutluluk ulaşılması güç bir hayal değildir.
B) Her insanın bir amacı ve bu amaç uğrunda B) Mutluluk çaba sarf edilerek ve cesaret göste-
risk alabilecek cesareti olmalıdır. rilerek elde edilebilir.
C) Bir amaç uğrunda çalışmak bize gelişmenin C) Başkalarını mutlu ya da mutsuz edebileceği-
kapılarını açar. mizi unutmamalıyız.
D) Bir amacı olan insanların koşulları değiştirme D) Bencil insanlar kendi mutluluklarının düşma-
gücü vardır. nıdır.
E) İnsanın ilk amacı sahip olduklarını korumak E) Mutlu olmak bizim elimizde olsaydı mutsuz
olmalıdır.* kimse kalmazdı.*

92
5. İslamiyet öncesindeki Türk devletlerinde yazı- 7. İnsanımızın bir yabancı marka sevdası var ya,
lı hukuk kurallarının yerine “töre” denen, yazı- artık gömlekten ayakkabıya bütün sektörde
lı olmayan ancak kağan dâhil herkesin uymak Türkçe isimle mal üreteni bulmak imkânsızlaştı.
zorunda olduğu kurallar vardı. Devlet hayatı ile Hangi ürün ithaldir, hangisi yabancı isimli yerli
sosyal hayat töreye göre düzenlenirdi. üretimdir bilmek mümkün değil. Yabancı isim bir
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla- nevi kalite kontrol belgesi oldu.
maz? Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştiri-
lenlerden biri değildir?
A) İslamiyet öncesi Türk devletlerinde sosyal
hayatı düzenleyen kurallar yoktur.* A) İnsanımızın yabancı marka merakı
B) İslamiyet’ten sonra Türk devletleri hukuk ku- B) Yerli ürünlerin kalitesiz olması*
rallarını yazılı olarak belirlemiştir. C) Yerli ürünlere yabancı isimler verilmesi
C) Yazılı hukuk kurallarından önce toplum hayatı, D) Yabancı malların daha kaliteli sanılması
“töre” denen sözlü kurallarla düzenlenmiştir. E) Türkçe isim kullanılmaması
D) Töre denen kurallar, sosyal hayatı olduğu
gibi devlet hayatını da düzenlemiştir.
E) İslamiyet öncesi Türk devletlerinde, kağan da
halkın bir mensubu olarak toplumsal kuralla-
ra bağlıdır.

8. İlk dönem filmlerinden biri olan “Bisikletçi”yi de


Afganistan’da çeken Makmalbaf, bu kez Afganis-
6. Bu dünyada fakirlik olduğu sürece, bir milyar do- tan’ın temel sorunları olan savaş, yoksulluk ve
larım da olsa hiçbir zaman kendimi zengin hisse- kadının tutsaklığı gibi konulara eğiliyor. Bu so-
demem. Milyonlarca insan hastalıktan ölürken runları işlerken sinemasının özelliklerinden yani
ben kendimi tam sağlıklı hissedemem. Hiç kim- fotoğrafa verdiği önemden ve simgesel anlatım-
se ya da ulus tamamen bağımsız olduğunu dü- dan da taviz vermiyor. Yarı belgesel yarı kurgu-
şünemez; biz, birbirimize muhtacız. Dünyanın sal bu son filminde de sinema yeteneğinin gös-
mutluluğu hepimizin sorumluluğudur. tergeleri mevcut.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine Bu parçada yönetmen ve filmi ile ilgili aşağı-
ulaşılamaz? dakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) İnsanlar yalnız kendini düşünmekten vazgeç- A) Yönetmenin filmlerinde simgesel bir anlatım
melidir. göze çarpmaktadır.
B) Dünyanın bir köşesinde yoksulluk, açlık, fela- B) Son filminde bölgesel özelliklere rastlanmak-
ket yaşanırken hiçbir köşesinde mutlu oluna- tadır.
maz. C) Son filmi, yönetmenin sinema yeteneğini bir
C) Her kişi, her ulus bir diğerinin sorumluluğunu kez daha kanıtlamıştır.
üstlenebilmelidir. D) Yönetmen bütün filmlerini Afganistan’da çek-
D) Tüm dünya bağımsızlık için savaşmakta an- miştir.*
cak bunu elde edememektedir.* E) Son filminde Afganistan’ın sorunlarını ele al-
E) İnsanlar birbiriyle dayanışma içinde olmalıdır. mıştır.

1. D 2. E 3. E 4. E 5. A 6. D 7. B 8. D

93
16

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Tahtadan yapılmış en eski Galata Köprüsü’nde 3. Marmaray Projesi adı altında devam eden Yeni-
atlı tramvay bile çalışamıyordu. Nihayet bu köp- kapı kazı alanının yaklaşık 170 metre güneyin-
rü yenilendi, çelikten inşa edilerek 27 Nisan deki bir araziye yapılacak elektrik trafosunun ha-
1912’de şehrin ilk elektrikli tramvayı köprünün zırlık kazısında, ahşap bir gemi kalıntısı daha
üzerinden geçti. Artık Haliç’in iki yakası tramvay bulundu. Yenikapı kazı alanında şimdiye kadar
hattıyla da birbirine bağlanmıştı. Ertesi gün ga- 34 olan batık gemilerin sayısı böylece 35’e ulaş-
zete ve dergiler, şehrin daima birbirine yabancı tı. Yeni bulunan gemi, deniz seviyesinin 1,5 met-
kalan iki yakasının bir medeniyet bağı ile bağ- re altında. Diğer gemilerden ve kazı alanından
landığını yazıyordu. Tramvayın ilk günkü hasıla- uzak mesafede ele geçmiş olması, antik limanın
tı, Osmanlı Donanması Cemiyetine bağışlandı. aslında kazı alanında saptanandan daha geniş
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin sınırları olduğuna işaret ediyor. Yeni bulunan ge-
yanıtı yoktur? minin dönemi yakında saptanacak ve kalıntısı da
açığa çıkarılacak.
A) Galata Köprüsü ilk olarak ne zaman inşa Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
edilmiştir?* yanıtı yoktur?
B) Yenilenen köprü hangi malzemeden yapıl-
A) Ahşap gemi kalıntısı nerede bulunmuştur?
mıştır?
B) Yenikapı kazı alanında kaç antik gemi bulun-
C) Şehirde elektrikli tramvaydan önce nasıl bir
muştur?
tramvay kullanılıyordu?
C) Yenikapı kazı alanında gemiden başka hangi
D) İlk elektrikli tramvay ne zaman hizmet verme-
kalıntılar bulunmuştur? *
ye başlamıştır?
D) Yeni bulunan batık gemi hangi düşüncenin
E) Galata Köprüsü’nden tramvayın geçmesi ba-
oluşmasına yol açmıştır?
sında nasıl yorumlanmıştır?
E) Yeni bulunan geminin hangi döneme ait oldu-
ğu tespit edilmiş midir?

2. Osmanlı kuvvetleri irili ufaklı üç yüz altmış ge-


miyle Müezzinzade Ali Paşa kumandasında, Ma- 4. Bu şiir kitabındaki dizelerin ortak özelliği, muhalif
yıs 1790’da İstanbul’dan hareket etti. Donanma- kültürden beslenen siyasi tınılar taşımaları. Za-
da Piyale Paşa da bulunuyordu. Piyale Paşa, de- man zaman görüp anlamlandıramadıklarımıza,
nizden gelebilecek tehlikelere karşı görevlendi- zaman zaman da hiç göremediklerimize pence-
rilmişti. Kara kuvvetlerini Lala Mustafa Paşa ku- re açıyor bu şiirler. Her okuyuşta farklı bir katma-
manda ediyordu. Anadolu tımarlı sipahileri, tah- na çağırıyorlar okuru; bilim kurgusal malzeme-
sis edilen gemi ile Finike Limanı’ndan Kıbrıs’a ler de var içlerinde, rock kültürü de kuantum fizi-
taşındı. Elli bir günlük kuşatmadan sonra Lefko- ği de… Böylelikle farklı okumalara, farklı anlam-
şa alındı. Magosa, denizden ve karadan kuşat- landırmalara da imkân veriyorlar.
ma işlemi sebebiyle ancak bir yılda fethedilebildi. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?
yanıtı yoktur?
A) Kitaptaki şiirlerin ortak özelliği nedir?
A) Kıbrıs’ın fethinde Osmanlı donanmasının ku- B) Şiirlerde hangi temalar görülüyor?
mandanı kimdir? C) Şiirlerin her okuyuşta farklı anlamlar çağrış-
B) Magosa’nın fethi neden bir yıl sürmüştür? tırmasının nedeni nedir?
C) Donanma kaç gemiden oluşmaktadır?* D) Bu şiirlerde tek anlama ulaşmak mümkün
D) Piyale Paşa’nın görevi nedir? mü?
E) Magosa ve Lefkoşa’dan hangisi daha önce E) Bu kitapta hangi şairlerin şiirlerine yer veril-
fethedilmiştir? miştir?*

94
5. Türkler tarih boyunca pek çok takvim kullanmış- 7. Yazları yağışlı geçen, arazisi engebeli bölgelerde
lardır. Bunlardan biri de Türklerin kendi buluşu büyükbaş hayvancılık yaygın biçimde yapılmakta-
olan “on iki hayvanlı türk takvimi”dir. Bu takvim- dır. Nüfusun fazla olduğu, sanayinin geliştiği Mar-
de on iki yıl, bir devreyi; her beş devre de (alt- mara ve Ege bölgelerinde süt ve süt ürünleri üre-
mış yıl) bir çağı oluşturmaktadır. Bu on iki yılın timini destekleyen mandıracılık şeklinde; nüfusun
her biri, bir hayvan adıyla anılmıştır. Bu hayvan- az olduğu, sanayinin gelişmediği Doğu ve Güney-
ların, ait oldukları yılı yönlendirdiğine inanılmış- doğu Anadolu’da ise canlı hayvan ticareti ve et
tır. Bu takvimdeki yıl adları şöyledir: 1. Sıçan, 2. ürünleri üretimi şeklinde hayvancılık sürdürülmek-
Sığır, 3 .Pars, 4. Tavşan, 5. Ejder, 6. Yılan, 7. At, tedir.
8. Koyun, 9. Maymun, 10. Tavuk, 11. Köpek, 12. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
Domuz. yanıtı yoktur?
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin A) Ülkemizde hayvancılığın en geliştiği bölge han-
yanıtı yoktur?
gisidir?*
A) Türkler tarih boyunca aynı takvimi mi kullan- B) Büyükbaş hayvancılığın yapıldığı bölgelerin
mışlardır? özellikleri nelerdir?
B) On iki hayvanlı türk takviminin özelliği nedir? C) Mandıracılık her bölgede yaygın biçimde ya-
C) Türkler tarih boyunca kaç takvim kullanmış- pılmakta mıdır?
tır?* D) Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hayvancılık
D) Türk takviminde yıllara verilen adlar nelerdir? hangi amaçla yapılmaktadır?
E) On iki hayvanlı takvim ilk kez kimler tarafın- E) Ülkemizde, canlı hayvan ticareti hangi bölge-
dan kullanılmıştır? lerde yapılmaktadır?

8. Sait Faik; denizi, adayı, balıkçıları, sarhoşları yani


yaşamın kıyısında kalmış insanları anlatır. Ne za-
man bir balıkçı motorunun sesini duysam, ne za-
6. Günümüz Alman edebiyatının en saygın yazarla- man çığlık atan bir martı görsem Sait Faik çalar ka-
rından biri olarak kabul edilen Patrick Siskind’in pımı. Çünkü yaşamın bu küçük parçalarına en gü-
“Kontrabas” adlı oyunu, tiyatro dünyasının say- zel anlamı o yüklemiştir, en güzel o anlatmıştır bu
gıdeğer bir isim kazanmasını sağladı. Şu sıra- yaşamı. Anlattığı kendi yaşamıdır aslında. Martılar,
lar Ankara Devlet Tiyatrosunda sahnelenen oyu- balıkçılar, börtü böcekler onun yaşamının aynası-
nun metni, rahat okunan, alışageldiğimiz bir me- dır. O aynada Sait Faik’in tepeden tırnağa hüzne
tin değil. Akıcı da değil. Hatta pürüzlü, zorlayı- batmış yalnızlığını görürüz, genellikle de mutsuz-
cı bir metin. Bir kontrabasla, onun, senfoni or- luğunu ama kesinlikle umutsuzluğunu değil. Onun
kestrasında kontrabas çalan devlet memuru sa- bu yaşamdaki tek düşüncesi, gayesi; bu dünyayı
hibi arasındaki ilişki içinde çeşitlenen oyun, zen- “güzellikler”le kurtarmaktır.
gin bir okuma vaat ediyor.
Bu parçadan Sait Faik ile ilgili olarak aşağıdaki-
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin lerden hangisine ulaşılamaz?
yanıtı yoktur?
A) Güzelliği her şeyin üstünde tutmuştur.
A) “Kontrabas” adlı oyunun yazarı kimdir?
B) Umutsuzluğun yol açtığı bir hüzünle tabiata yö-
B) Oyun metninin özellikleri nelerdir?
nelmiştir.*
C) Oyunun konusu nedir?
C) Sıradan insanların yaşamlarını, etkili bir dille
D) Oyunun sahnelenmesini zorlaştıran etkenler
anlatmıştır.
nelerdir?*
D) Yapıtlarında kendi yalnızlığını dile getirmiştir.
E) Oyun metni nasıl bir dile sahiptir?
E) Mutsuz ve kederli bir yaşam sürmüştür.

1. A 2. C 3. C 4. E 5. C 6. D 7. A 8. B

95
17

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Yazmak, yaşanamayan bir hayattan intikam al- 3. Divan şiiri, kendini besleyen toplumsal düzen ve
maktır bir bakıma. Yüce bir şey yaratmaktır bu egemen sınıfla birlikte göçüp gitmiştir. Halk şiiri
intikamın yolu. Yaşayamadıklarını yazarak “ya- için aynı şey söylenemez. Halk var oldukça şiir de
ratma” inancı, belki de bir yanılsamadır. Bu ya- var olacaktır. Nitekim dün olduğu gibi bugün de
nılsama için hayatımın büyük bir kısmından da halk şiirimiz ayaktadır. Elbette toplumsal ve kültü-
vazgeçmişimdir. Ama hayattan alamadıklarım, rel duyumlara göre bu şiir, birtakım değişimler ge-
almaya korktuklarım ya da açıkça isteyemedik- çirmiştir ama özünü ve yapısını yitirmemiştir.
lerimi yazılarımla alabilme duygusu, vazgeçtiğim Bu parçadan divan ve halk şiirleriyle ilgili
hayattan daha ağır basıyor. aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Bu parçayı dile getiren yazar ile ilgili olarak
A) Halk şiiri günümüzde de yaşatılmaktadır.
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
B) Halk şiirine egemen olan sınıf kültürel bir ça-
A) Yaşayamadıklarını yazma işini, yanılsamak
tışma yaşamaktadır. *
olarak nitelendirmektedir.
C) Farklılıklar halk şiirinin konusunu ve biçimini
B) Yazma eylemini öç almaya benzetmektedir.
değiştirmemiştir.
C) Hayatının büyük kısmını yaşayamadıklarını
D) Halk şiiri halkın içinde doğup var olmuştur.
yazarak geçirmiştir.
E) Divan şiiri ve hitap ettiği kitle unutulmuştur.
D) Yazmaya yöneldiği duygu, gerçek hayatın-
dan daha ağır basmıştır.
E) Vaktiyle yaşayamadığı hayallerini kâğıda
döktüğü için pişmanlık duymaktadır. *

2. Günümüz sanatçısının iyimser veya karamsar


olması, toplum içinde yeni ile eski arasında yap-
tığı seçime bağlıdır. “Bu dünya böyle gelmiş,
böyle gider.” anlayışını tarihe gömmenin zamanı
4. Gerçek sanatçı; her cinsten, her yaştan ve her
da çoktan gelmiştir artık. İyimser sanatçı, yenilik-
sınıftan okura ulaşabilir. Örnekleri sıralamaya
ten yana olan ve geleceğe bakan kişidir. Karam-
gerek de yok. Bir kişi yeterli: Coldwell. O, birbiri-
sar sanatçı ise insanın gücüne inancını yitiren,
ne zıt kişilikteki öyle çok okurun sevgisini kazan-
bilerek ya da bilmeyerek eskiye hizmet eden, in-
mıştır ki... Herkes kendi açısından bakabilir ona;
sanın içinde yaşadığı güç şartlardan kurtulup çı-
kimi gülmek, kimi ağlamak için okur eserlerini.
kacağına inanmayan kişidir. Çünkü sorun en kö-
Yapıtlarında hemen her okurun dişine dokuna-
tüyü, en hazini, en dertliyi anlatıp anlatmama de-
cak bir şeyleri vardır.
ğildir, bu duruma bakış sorunudur.
Bu parçada tanıtılan Coldwell ile ilgili olarak
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
söylenemez?
A) Karakterindeki zıtlığı eserine aktarabilmiş bi-
A) İyimser sanatçılar en kötü durum karşısında
ridir.
pes ederek karamsarlığa yönelir. *
B) Öznel ve nesnel duygulara kapılarını kapat-
B) Eski ve yeni olana bakış tarzı sanatçıyı iyim-
mış bir öykücüdür.
ser veya karamsar yapar.
C) Farklı okuyuculara, farklı tatları sunan bir ya-
C) Karamsar sanatçı, iyi şartlarda yaşanacağı-
zardır. *
na inanmayan kişidir.
D) Her yaşa hitap edebilen ama okuyucusu pek
D) İyimser sanatçı, gelecekteki günlere bakan
olmayan biridir.
kişidir.
E) Dişe dokunacak konular yazdığı için oklara
E) Önemli olan, hayattaki en kötü olanı anlatıp
hedef olan bir yazardır.
anlatmamak değildir.

96
5. Cengiz Dağcı, romanlarında yaşadıklarını an- 7. Köyde, yüzyıllardan beri düşüncelere hâkim olan,
latır. Kırım Türklerinin acılarını, üzüntülerini dile hayat ve kâinata bakış tarzını telkin eden başlıca
getirir. Savaş sırasında ve sonrasında ortaya çı- şahıs köy imamıdır. Gerçi bizzat köylünün de tec-
kan uyumsuzlukları, yönetime karşı gizli açık is- rübeden gelen birtakım fikirleri vardır ve köy ima-
yanları, bu baskılı ortamda kurtuluş umutlarını, mı ile köylünün görüşleri arasında bazı tezatlar
esaret ve savaşın getirdiği felaketleri bir bir an- ve çatışmalar bulunması pek mümkündür. Fakat
latmıştır. Lirik, coşkulu bir anlatımı vardır. Olay- yine de köylünün hayat felsefesinin köy imamının
ların akışı hızlı ve sürükleyicidir. tesiri altında kaldığı şüphesizdir.
Bu parçada Cengiz Dağcı ile ilgili olarak aşa- Bu parçada köy imamı ve köylülerle ilgili ola-
ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? rak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
tir?
A) Eserlerinde olayları anlatma tarzına
B) Eserlerinde halkın sosyal ve siyasi olaylara A) Köy imamının köylüyü etkilediğine
bakışını anlatmasına B) Köylünün de kendince deneyimlerinin oldu-
C) Coşkulu anlatımın eleştirmenlerce beğenildi- ğuna
ğine * C) Köy imamının bizzat çatışmaları fitillediğine *
D) Kırım Türklerinin duygularını dile getirmesine D) Köydeki imamın halkın hayata bakış tarzını
E) Eserlerindeki konunun gerçek olmasına yönlendirdiğine
E) Köylüler ve imam arasında bazı zıt fikirlerin
oluşabildiğine

6. Akarsularımız, ülkemizin sahip olduğu önem-


8. Yargılarında yanıldığı olmaz mı eleştirmenin?
li doğal kaynaklardandır. Doğu ve güneydoğu
Buna kimsenin “Hayır!” diyeceğini sanmıyorum.
komşularımızla karşılaştırıldığı zaman, akarsu
Yanılmak, insani bir özelliktir. Eleştirmeni bu in-
yönünden oldukça şanslı olduğumuz ortaya çı-
sani özellikten soyutlamak olmaz. Onun da bir
kıyor. Giderek artan tarım ve endüstri alanların-
yapıtın gerçek değerini gözden kaçırdığı ya da
da kullanılan suyun büyük bir kısmı akarsular-
değersiz bir yapıtı değerli gibi gösterdiği anlar
dan sağlanmaktadır. Onun için sınırı aşan akar-
olur kimi zaman. Eleştirmenin iyi bir sanat izleyi-
sularımız, özellikle Suriye ve Irak gibi komşuları-
cisi olmaktan da öte bir görevi vardır. Kendini ya-
mız için de büyük önem taşımaktadır.
ratı olgusunun içinde onun bir parçası olarak gö-
Bu parçada akarsularla ilgili olarak aşağıda rür o. Bunun için de bütün etkileme gücüyle ese-
kilerden hangisine değinilmemiştir? rin insanlara ulaşmasını ister.
A) Endüstri alanında kullanılan akarsuyun israf Bu parçadan eleştirmenler ile ilgili olarak
olduğuna * aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
B) Ülkenin doğu ve güneydoğu komşularıyla A) Eleştirmen, nesnelliği bozamaz.
akarsu bakımından kıyaslanmasına B) Halkın söyledikleri eleştirmeni bağlamaz.
C) Akarsuların doğal kaynaklar olduğuna C) Hatasız eleştirmen olmaz. *
D) Tarımda akarsulardan da faydalanıldığına D) Eleştirmen çalışmasında her zaman dikkatli
E) Ülke sınırının dışına akan akarsuların bulun- olur.
duğuna E) Eleştirmen de diğer türlerde eser verebilir.

1. E 2. A 3. B 4. C 5. C 6. A 7. C 8. C

97
18

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Devletimizde vakıflar aracılığı ile birçok sosyal 3. Bugün her zamanki gibi yine gün doğarken çık-
yardımlaşma kurumu yapılmıştır. Yolcuların özel- tım evden. Ormanın huzur veren sessizliğini ve
likle tüccar kafilelerinin yolculuklarını memnuni- kokusunu yaşamak istiyordum. Bu saatlerde or-
yet içinde geçirebilmeleri için kervansaraylar ku- man o kadar sessiz ve sakindi ki ayak seslerim-
rulmuştur. Sağlık hizmetlerine büyük önem veril- den bile rahatsız olurdum. Bu yüzden bir yere
miş hemen her şehirde darüşşifa, darülâfiye ad- oturur, sessizliği dinlerdim. Siz hiç çatlayan tohu-
larıyla hastaneler inşa edilmiştir. Vakıflarca ida- mun sesini duydunuz mu, bilmiyorum. Mutlaka
re edilen bu kuruluşlarda hastalar ücretsiz ola- duymanız gerekir. O, bir büyüdür. O, varoluşun
rak tedavi edilmiş, hastaların ilaçları da ücretsiz ve yaşamın hikâyesidir. Kısacık bir ses duyarsı-
verilmiştir. Hatta kervansaraylarda konakladıkla- nız: “Çıt.” Her çıt bir kayın, gürgen, çınar veya
rı sırada hastalanan yolculara da bakılmıştır. köknar ormanının başlangıcıdır.
Bu parçaya göre vakıflarla ilgili olarak aşağı- Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen
dakilerden hangisi söylenemez? kişinin bir özelliğidir?
A) Ticaretle uğraşanların güvenliğini sağladığı A) Sabah yürüyüşlerini sağlıklı bulmak
B) İlaçların kervansaraylara hibe edildiği* B) Sessizliği ve kendini dinlemeyi sevmek
C) Tedavilerde karşılık beklemediği C) Büyülü bir ormanda insanlardan kaçmak
D) Hastalara özel önem gösterdiği D) Doğayı ve ağaçları yeni bir hayat saymak*
E) Sağlık amaçlı çalıştığı E) Bir ormanı bir şehre değişmek

2. Türk toplumu eski inançları etkisiyle farklı din ve


mezheplere karşı olan hoşgörüsünü devam et-
tirmiştir. Türk-İslam şehirlerinde gayrimüslimler
kültürel ve dinî yönden her türlü özgürlüğe sa- 4. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal, yaptığı büyük
hiptir. Türkler, hâkimiyetleri altında yaşayan çe- inkılaplara bir de ziraat inkılabını katmak ve Türk
şitli mezhep ve fırkalara ayrılan topluluklara da milletinin efendisi olan köylü ve çiftçiyi biçimlen-
herhangi bir müdahalede bulunmamıştır. Türkle- dirmek, çağın yeniliklerinden haberdar etmek ve
rin İslamlaşma sürecinin başlangıç dönemlerin- refaha kavuşturmak için bizzat çiftçilik yaparak
de âdet, anane ve Tük toplumunun izleri tama- onlara rehber olmak istiyordu. Bu nedenle, An-
men silinmemiştir. kara civarında örnek bir çiftlik kurmak istedi. Top-
rağı kireçli, çorak ve verimsiz olan Ankara ovala-
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi
rında çeşit çeşit bitki yetiştirmeyi mümkün kıldı.
söylenemez?
Bu parçada Gazi Mustafa Kemal’le ilgili ola-
A) Türklerin din değiştirdiği rak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
B) Türk-İslam illerinde mezhep çatışmalarının tir?
olduğu*
A) Kararlı kimliğine
C) Türk toplumunda hoşgörünün bulunduğu
B) Azimli davranışına
D) Müslümanlıktan önceki geleneklerin tama-
C) Yenilikçi tarafına
men kaybolmadığı
D) Öğretici yönüne
E) Müslüman olmayan halka haklar verildiği
E) Milliyetçi görüşüne*

98
5. Anadolu köylerinde yaşayanların temel uğra- 7. Bir şair, herhangi bir olayı anlatmak isterse bize
şı tarımdır. Yörenin coğrafi ve iklim özelliklerine salt gerçeği mi yansıtır? Hayır, o olay karşısında
göre buğday, yulaf, pirinç, meyve, sebze gibi çe- duyduklarını, düşündüklerini de anlatır. Ya da doğ-
şitli ürünler yetiştirilir. Tarımı destekleyen önemli rudan doğruya anlatmasa bile öyle bir şey yapar ki
unsur ise hayvancılıktır. Büyükbaş hayvancılığın o duygular, o düşünceler bizde de doğar. Böylece
yanı sıra at, eşek, tavuk ve keçi de beslenir. Köy şair, kendi iç gerçeğini ortaya koymuş olur. Bir sa-
halkı gıdasını beslediği hayvanlardan ve ziraat- nat yapıtını başarılı kılan özellik işte budur.
tan temin eder. Bölgesine göre değişik malze- Bu parçadan hareketle şairlerle ilgili olarak
melerden inşa edilen evlerin döşemesi üzerine aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
kilimler, halılar ve keçeler serilir köylerde. Ahırlar
genellikle evin altında ya da yanındadır. Isınmak A) Şairler, eserlerinde gerçekliğin dışına çıkma-
için mutfağın ocağında odun veya tezek yakılır. dan hareket etmektedir.
Bu parçada Anadolu köyleriyle ilgili olarak B) Şairler, duyguları üstü kapalı olarak anlatmayı
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? tercih etmektedir.

A) Yetiştirilen hayvanların türüne C) Şairlerin başarılı olmaları düşüncelerini kabul

B) Köylerdeki yerleşim düzenine ettirmeleriyle orantılıdır.


C) Tarım ürünlerinin çeşitliliğine D) Şairler, kendi iç dünyalarını okurlarca hissedile-

D) Köy halkının beslenme şekline bilir bir tarzla sergilemektedir. *

E) Halkın ziraat-gıda ürünü çabasına* E) Şairlerden sadece gerçeği anlatmalarını bekle-


mek okurların hakkıdır.

8. A. Haşim’in suretinin çirkinliği yüzünden çevresince


dışlandığı şüphesine kapılması, onu sosyal mese-
6. Alkol, sigara ve uyuşturucu maddelerin kullanımı lelerden uzaklaştırmıştır. O, bu nedenle mutsuz ve
sinir sistemine zarar vererek bağımlılık yapar. Al- her şeyden alıngan bir hâle gelmiştir. Etrafındakiler-
kol, reflekslerde azalmaya neden olur. Beyin, al- den şüphelendiği için çevresinde incitmediği, eleş-
kolden etkilendiği için vücudun dengesi bozulur; tirmediği kimse kalmamıştır. Koyu yalnızlığının en
bu yüzden alkollü kişiler dengesiz şekilde yürür- önemli nedeni budur. Yalnızlığını Kadıköy’deki kah-
ler. Etkilenen beyin nedeniyle insanlarda karar vehane arkadaşlarıyla dedikodu yaparak yenmeye
verme yeteneği de azalır. Dolayısıyla kişi ken- çalışmıştır. Ne kahvehane çevresi ne de aile çevre-
dini kontrol edemez hâle gelir. Göz kaslarında si onun büyük bir şair olduğundan haberdardır.
ani güçsüzlük ve çift görme alkole bağlı nörolo-
Bu parçaya göre Ahmet Haşim ile ilgili olarak
jik bozukluklardan biridir. Ayrıca bu kişilerde ken-
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
di kendine konuşma, bulunduğu yerin ve zama-
nın farkında olmama da görülebilir. A) Yalnızlığını ve karamsarlığını şiir yazarak at-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı- maktadır. *
lamaz? B) Çirkin olduğu için toplumca dışlandığını düşün-

A) Refleks azalmasının felce neden olduğuna* mektedir.

B) Vücut dengesinin göz kusuru yaşayabilece- C) Kuşkuculuğu nedeniyle çevresindekileri kırmış-

ğine tır.

C) Vücut dengesinin beyinle sağlandığına D) Sosyal yaşamdan uzaklaşması, bir kanısı yü-

D) Alkolün kişinin karar mekanizmasını etkiledi- zündendir.

ğine E) Çevresindeki insanlar onun iyi bir şair olduğunu

E) Alkolün sinir sistemini yıprattığına bilmemektedir.

1. B 2. B 3. D 4. E 5. E 6. A 7. D 8. A

99
19

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. (I) Bir metale başka birçok metal ya da ame- 3. Kitabı Amerika’da yayımlanan ve satışa sunu-
tal katılarak elde edilen metalürji ürünüdür ala- lan Türkiyeli Ermeni Jaklin Çelik, öykülerinde
şımlar. (II) En çok tanınan alaşımlar, çinko-bakır Kumkapı’da yaşayan Ermeniler, Türkler ve Kürt-
alaşımı pirinç ile demir-karbon alaşımı çeliktir. leri anlatıyor. Daha doğrusu Türkiye’yi anlatıyor.
(III) Metallerin arsenik ya da antimum (antimon) Çelik, kitabında Türkiye’de yaşayan milletlerin ya-
gibi yan metalleriyle ya da karbon ve silikon gibi şadıkları coğrafyanın şekillendirdiği kültürlerinin
ametallerle alaşımları da oldukça sık kullanı- benzerliğine dem vurduğunu söylüyor. Çelik, “Ben
lır. (IV) Alaşımlar iki temel gruba ayrılırlar: Me- insanları aynı çizgi üzerinde görüyorum. Bizim bu
tal element olarak demir içeren demirli alaşımlar; anlamda milletler olarak yaşantılarımızın birbirin-
bakır, alüminyum ya da titan gibi demirden fark- den çok da farkı yok. Yani biz bu coğrafyada yaşı-
lı bir metal içeren demirsiz alaşımlar. (V) Alaşım- yorsak bu coğrafyanın hamurundanız ve bir Müs-
lardan sanayide birçok sektörde faydalanılır. lüman kadın; Hristiyan, Kürt, Ermeni ya da Sürya-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ni çocuklarını bir tarzda seviyor. Ben benzerliklere
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? ayna tutmaya çalıştım. Giydirilen gömlekler var ve
ben istemediğim sürece hiç kimse bana o gömle-
A) I. cümlede alaşımın tanımı yapılmıştır. ği giydiremez. Ben giymiyorsam bir başkası bunu
B) II. cümlede en çok bilinen alaşımlar belirtil- bana zorla giydiremez. Dolayısıyla giymiyorsam
miştir. sebepleri vardır. Çünkü biz hepimiz aynıyız insan
olarak.” diyor.
C) III. cümlede alaşımın sık kullanılan çeşitleri-
ne yer verilmiştir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği-
nilmemiştir?
D) IV. cümlede alaşımın nasıl yapıldığından söz
edilmiştir.* A) Yazarın tüm insanları aynı şekilde gördüğüne
E) V. cümlede alaşımdan nerelerde faydalanıldı- B) Yazarın kendisine dayatılan kalıplara girmek
ğından söz edilmiştir. istemediğine
C) Yazarın benzerlikleri dile getirdiğine
D) Çeşitli milletlerin yaşantılarının çok farklı ol-
madığına
E) Farklı halkların bir arada yaşamasından ra-
hatsızlık duyan ülkelerin bulunduğuna*
2. Gazeteci Zeki Oğuz, “Toprak ve Gelenek” adlı
çalışmasında Konya dağ köylerindeki yaşamı fo-
toğraflar eşliğinde ortaya koyuyor. Dağ köylerin-
de ilkbahar, yaz, güz, kış nasıl yaşanır; ne yenir,
ne içilir, her mevsime nasıl hazırlıklar yapılır, dü-
ğün ve cenaze törenlerindeki tören âdetleri, de-
yimler, atasözleri, türkü, türkü sözleri ve birçok
ayrıntıyı kitapta bulmanız mümkün.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Dağ köylerindeki yaşamı yansıtmaktadır.


B) Düğün ve cenaze âdetleri hakkında bilgi ver-
mektedir.
C) Sözlü edebiyat ürünlerini tanıtmaktadır.
D) Yeme içme alışkanlıkları konusunda bilgi ver-
mektedir.
E) Dinî inanışları ayrıntılı bir şekilde yansıtmak-
tadır.*

100
4. Her yıl yayımlanan aşağı yukarı her tür bilgi ve- 6. Bir yazı yazmaya başlamadan önce konunun se-
ren kitaplardır almanaklar. Günümüzde alma- çilmesi, sonra amacın saptanması, daha sonra
naklar; bir yıl önceki önemli olaylar, seçilmiş is- seçilen konu üzerinde neler söylenebileceğinin
tatistiksel bilgiler, çeşitli bayramların rastladık- belirlenmesi gerekir. Bunlar yapıldıktan sonra
ları günler, çeşitli astronomi olayları, ülkelerde- amaca uygun anlatım biçimi seçilir. Artık sıra dü-
ki değişiklikler vb. bilgiler verir. İlk almanak ör- şüncelerin tam bir sıra içinde sunulmasına gel-
nekleri Danların ve Normanların “tahta” alma- miştir.
naklarıdır: Üstüne yılın günlerinin kazındığı tah- Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi yazı-
talar. İlk basılı almanak 1457’de yayımlanmıştır. ya hazırlık sürecinde yapılacak işlerden biri de-
Eski İngiliz almanaklarının en ünlüsü, ilk olarak ğildir?
1699’da basılan Francis Moore’un Vox Stella-
rum adlı almanağıdır; günümüzde de basılıp sa- A) İçeriğin belirlenmesi
tılmaktadır. Gothe ve Schiller’in, ABD’de Benja- B) Uygun biçimin seçilmesi
min Franklin’in almanakları yayımlandıkları za- C) Amacın belirlenmesi
man büyük ilgi uyandırmışlardı. D) Kaynakların taranması*
Bu parçada almanaklarla ilgili olarak aşağı- E) Düşüncelerin sıralanması
dakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) İlk olarak tahtalara yazıldığına


B) Günümüzde de basıldığına
C) Büyük sanatçılarca da yayımlandığına
D) Farklı konular hakkında bilgi verdiğine
E) Açık bir dille yazıldığına*

5. Sanatın amacı, kişinin düşüncesini, duyarlılığı-


nı geliştirmek; ona, dünyaya ve insanlara insan- 7. Dünyanın birçok yerinde benzerleri kullanılmak-
ca bakma, sezme, kavrama gücü kazandırmak- la birlikte, İsviçre’deki biçimiyle tanınan Alp bo-
tır. Sanat ürünlerine ilgi duymayan, hayali işle- rusu düz ya da eğri olabilir; uzunluğu 1,5 m-4 m
meyen, başkalarının acılarına, dertlerine ortak arasında değişir. Supabı ya da deliği bulunmadı-
olmayan bir bilim insanı, bir yargıç, bir yönetici ğından, bu çalgıyla yalnızca doğal armonik ton-
düşünelim; ne yararı olur bunların toplumlarına, ları çalınabilir. Günümüzde hâlâ İsviçreli çoban-
insanlığına? İnsanın, insan sevgisiyle yoğrulma- lar tarafından, uzaklaşan sığırları çağırmak için
dığı toplumlarda bütün yönleriyle ilkellik egemen kullanılmaktadır. Pek çok besteci, orkestra par-
olmaz mı? çalarında Alp borusuna özgü melodilerini kullan-
mışlardır ama bunlar geleneksel orkestra çalgı-
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han-
larıyla çalınmıştır.
gisi söylenemez?
Bu parçada “Alp borusu” ile ilgili olarak aşağı-
A) Sanatın insanların yararına yönelik bir işlevi dakilerden hangisine değinilmemiştir?
olmalıdır.
B) Sanat, insanın doğayla ilişkisine boyut katabilir. A) Yalnızca Avrupa ülkelerinde kullanıldığına *
C) İnsana insanca yaklaşım sanatla sağlanır. B) Benzerlerinin farklı ülkelerde kullanıldığına
D) Sanatta ileri gitmiş ülkelerde bilim insanları C) Günümüzde hâlâ kullanıldığına
da ileri gitmiştir.* D) Melodilerinin orkestra tarafından kullanıldığına
E) Bir toplumun duyarlılığı sanatla daha da gelişir. E) İsviçre’deki biçimiyle tanındığına

1. D 2. E 3. E 4. E 5. D 6. D 7. A

101
20

Paragrafın İçeriği ( Konu - Başlık )

1. Rahmetli dedemin aile içinde bana özel bir sev- 3. “Çocuklar için macera ve heyecan olmazsa ol-
gisi vardı, bunu biliyordum ama özel bir davranı- maz. Kahramanla beraber koşacaklar, kaçacak-
şı yoktu. Aslında onun kimseye karşı özel davra- lar, saklanacaklar, keşfedecekler, tehlikeler onla-
nışı olmadı. İlkeleri vardı; kesinlikle onlardan ta-
ra vız gelecek.” Bir çocuğun kitaba bağlanması-
viz vermezdi. Lakırtıyı sevmez, laubalilik etmez-
nı, böyle izah ediyor çocuk kitapları editörü Sev-
di. Sürekli ibadet hâlindeydi. Tipik bir son Os-
de Sevan Usak. Çocukların hangi kitaplardan
manlıydı, azimliydi. Öyle yaşadı ve uzun yaşa-
hoşlandığını, anne ve baba olarak çocuklarımı-
dı. Yüklü bir hayat hikâyesi vardı. Öleli yirmi dört
za kitapları sevdirmek adına neler yapabileceği-
yıl olmasına rağmen ailede hâlâ en çok onun
mizi, okullarda niçin bir türlü çocuklarımıza oku-
hikâyesi konuşulur.
mayı sevdiremediğimizi, sevdirmek için öğret-
Bu parçada sözü edilen dede hakkında aşağı- menlerin neler yapabileceğini ve anne ve baba/
dakilerden hangisine ulaşılabilir? eğitimci olarak nasıl bir yol izleyeceğimizi belirle-
meliyiz.
A) Torunlarına karşı sert davranmıştır.
B) Herkes üzerinde bir etki bırakmıştır.* Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han-
gisine ulaşılabilir?
C) Yalnız kalmaktan fazla hoşlanmamıştır.
D) Gençliğini büyük zorluklar içinde geçirmiştir. A) Günümüzde çocuklar, eğitim amaçlı çizgi ki-
E) Yeni nesli anlamakta zorluk çekmiştir. tapları okumayı bırakmışlardır.
B) Çocuklar okudukları kitaplardaki kişi ve olay-
lara kendilerini kaptırabilirler.*
C) Çocuk kitapları daha çok macera içerikli ha-
zırlanmaktadır.
D) Uzmanlar çocuk eğitiminin birinci basamağı
olarak çocuk kitaplarını önermektedir.
E) Anne ve babaların büyük çoğunluğu çocukla-
rına şiddet içerikli kitaplar okutmaktadır.
2. Önemli bir nişasta kaynağı olan patates, aynı za-
manda yüksek miktarda protein içerir. Üstelik pa-
tatesteki proteinin içerdiği amino asitler, beslen-
me açısından son derece önemlidir. Bu amino
asitlerin neredeyse tamamı, bebek mamalarında
kullanılır ve ilaç sanayinin vazgeçilmezlerinden-
dir. Patatesteki proteinin %71’inden faydalanıla-
bilir. Patates, C vitamini açısından da önemli bir 4. Yapıtlarında benzer konuları işlemesine karşın,
kaynaktır. Ayrıca karbonhidrat, B vitamini, kalsi- aynı kalıplar içinde sıkışıp kalmamayı başarmış
yum, demir, potasyum ve bakır bakımından da bir sanatçı olan Boudin; ışık etkilerine, sularda-
zengindir. %20’si karbonhidrat olan patates, rek- ki ışık ve renk oyunlarına duyarlılığından, doğa-
lamdaki teyzenin tavsiye ettiği gibi yağda kızar- daki bütün değişken ögelere, bulutlara, denize,
tılmış cips olarak yemediğimiz sürece kolestrol gökyüzüne ilgisinden izlenimci ressamların do-
içermez. laysız öncülerinden sayılmaktadır.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ile ilgili Bu cümleye dayanarak Boudin’le ilgili aşağı-
bilgi yoktur? dakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Patatesin hangi besinleri içerdiği A) İzlenimcilerin öncülerindendir.

B) Patatesin nerelerde kullanıldığı B) Benzer konuları işlemiştir.

C) Patatesin kızartıldığında zararlı olabileceği C) Işık ve renk oyunlarını kullanmıştır.

D) Patatesin nasıl yetiştirildiği* D) Yapıtlarında bilgi vermeyi amaçlamıştır.*

E) Patatesin beslenme açısından önemi E) Doğaya ilgi duymuştur.

102
5. Kesinlikle öyle demiyorum. Bazen teknik, ipleri eli- 7. Kopyalama, önce bir koyun üzerinde gerçekleş-
ne alır ve yazarın hayalini kurduğu şeyle daha ya- mişti. 1997’de İskoçya’da dişi bir koyundan alı-
zarın kendisi uğraşmaya başlamadan onu kontrol nan yumurtacık hücresi içerisine, kopyalanmak
etmeye başlar. Bu güç gösterisi dediğimiz şeydir istenilen koyunun bir hücresinin çekirdeği yer-
ve böyle durumlarda yapıtı bitirmek sadece tuğla- leştirilmiştir. Daha sonra dişi koyunun karnına
ları güzel bir biçimde yan yana getirmek anlamına yerleştirilerek normal gebelikte olduğu gibi yav-
gelir çünkü yazar muhtemelen daha ilk kelimeyi runun büyümesi sağlanmıştır. Bu şekilde yapı-
yazmadan sonuna kadar romanına koyacağı bü- lan çalışmalardan sonra doğan kuzu, yumurta-
tün kelimeleri biliyordur içten içe. cığı veren koyunun değil, çekirdeği veren koyu-
Bu parça aşağıdakilerden hangisine yanıt nun tıpatıp kopyası oluyor. İşte Dolly, böyle orta-
olarak söylenmiştir? ya çıktı.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz
A) Yazarlıkta insanın ilham alamadığı anlar olu- edilmiştir?
yor mu?
B) Yazarlıkta tekniğin önemsiz mi olduğunu söy- A) Genetik kopyalamanın ahlaki boyutları

lüyorsunuz?* B) İlk kopyalamanın nasıl yapıldığı*

C) Yazarlığın en zor yanları sizce ekonomik sı- C) Genetiğin hastalıkların tedavisindeki önemi

kıntılar mıdır? D) Genetik kopyalama hakkındaki tartışmalar

D) Edebiyatta teknik mi daha önemlidir yoksa iç- E) Genetik kopyalamanın zorlukları

ten gelen duygular mı?


E) Yazarlığın ikinci bir meslek olarak algılanma-
sı doğru mudur?

8. Fildişi Karası’ndaki dünyalar, yazarın hayal gü-


6. Eski Yunan’da, genellikle kentin ortasında ya da cünün zenginliğini, kaleminin kıvraklığını, dildeki
liman yakınında bulunan pazar yerine agora de- ustalığını ve tüm bunların yanı sıra iyi bir edebi-
nir. Genellikle kare biçiminde olan ve hep tek ya yatçının sahip olması gereken en önemli özellik
da çift sıra sütunlarla çevrilen agora, kentin yö- olan alçak gönüllülüğünü ve samimiyetini yansı-
netim merkeziydi. Kentin yönetimiyle ilgili top- tıyor. Merakı sürekli ayakta kurgular, okurun da
lantılar orada yapılırdı. Bir süre sonra kentin ti- yaşama başka pencerelerden bakabilmesine ze-
caret yaşamının da merkezi oldu; daha sonra- min hazırlıyor. Bu pencerelerin bazıları hüzünle,
ki dönemlerdeyse aynı zamanda bir din merkezi- bazıları aşk ve tutkuyla, bazılarını çocuksu bir
ne dönüştü ve tapınak, anıtlar, bazen de önem- hınzırlıkla aralıyor yazar. Edebî oyunları seviyor.
li kişilerin lahitleriyle süslendi. Sonradan Romalı- Üstelik bu oyunların öykülerini ezmesine de izin
lar Eski Yunan agoralarını örnek alarak forumla- vermiyor, tam tersine tüm usta yazarların yaptığı
rı oluşturdular. gibi kurguyu iyi bir aracı olarak kullanıyor.
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakiler- Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak
den hangisidir? aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Agoraların ilk ne zaman kurulduğu A) Edebî sanatlara yer verdiğine


B) Agoraların diğer medeniyetlere örnek olduğu B) Eser hakkında eleştiriler yapıldığına*
C) Agoraların Eski Yunan’daki işlevleri* C) Farklı duyguları bir arada verdiğine
D) Agoralara daha çok tüccarların geldiği D) Merak duygusunu canlı tuttuğuna
E) Agoraların yönetim toplantılarına ev sahipliği E) Okuru farklı açılardan bakmaya yönlendirdi-
yaptığı ğine

1. B 2. D 3. B 4. D 5. B 6. C 7. B 8. B

103
21

Paragrafta Ana Düşünce

1. Tanzimat Dönemi’nin önemli devlet adamların- 2. Duygularınız sizindir, saklıdır. Oradaki her deği-
dan Sadullah Paşa’nın Avusturya’da gerçekle- şiklik yalnızca sizinle ilgili bir keder ya da sevinç
şen intiharı, pek çok asılsız iddiaya sebep ol- yaratacaktır. Ama hayatınız başkalarının da için-
muştur. Konu üzerine yazan kişi, Sultan II. de dolaştığı, kendine yer bulduğu, açıkça görü-
Abdülhamit’e karşı olumsuz düşüncelere sahip- len, izlenen, müdahale edilebilen, oradaki her
se Sadullah Paşa, Padişah’ın zulmünün bir kur- değişiklikten başkalarının da etkilenebildiği bir
banıdır. Yazar, Padişah’a sempati duyuyorsa Sa- duraktır. Duygularımızdaki iniş çıkışlar bizi; ya-
dullah Paşa’yı vatan haini, ahlaksız bir adam ola- şamımızdakiler ise bizimle birlikte çevremizi de
rak gösterir. Bu anlamda, tarihsel kişilikleri, kendi etkiler.
bakış açımıza göre ya yerin dibine sokan ya da Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdaki-
yere göğe sığdıramayan iki ucu keskin bir tavra lerden hangisidir?
sahibiz.
A) Duygusal dünyamızın tek hâkimiyiz ama ya-
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir? şamımız insanlarla kesişmektedir.*
B) Duygularımızı başkalarıyla paylaşmak, iniş
A) Tanzimat Dönemi’nde yetenekli pek çok dev- çıkışlar yaşamımıza yol açabilir.
let adamı siyasi çekişmelerin kurbanı olmuş- C) Özel hayatımızın başkaları tarafından açıkça
tur. izlenmesi bizi rahatsız eden bir durumdur.
B) Tarihî olaylar, aktaranın ve yorumlayanın ba- D) Keder ya da sevinç yaratan olayların yaşamı-
kış açısına göre gerçeğinden çok farklı yan- mızı etkilemesine izin vermemeliyiz.
sıtılabilir.* E) Duygusal insanlar, yaşamlarına müdahale
C) Osmanlı İmparatorluğu’nda padişaha muha- edilmesinden hoşlanmaz.
lefet çok ağır cezalandırılmıştır.
D) Tarihte hiçbir bilginin doğru olduğunu söyle-
yemeyiz.
E) Devlet adamlarının çoğu ölümünden sonra
siyasi hatalarıyla hatırlanır.
3. Genellikle çocuklar öğretmenlerinden daha akıl-
lıdır. Ancak eğitim sistemi içinde, akıllarını kul-
lanmaktan zorla vazgeçiriliyorlar. Bilimsel bazı
sonuçlar, mutlak doğrular olarak onlara empo-
ze ediliyor. Oysa yapılması gereken çocuklarda-
ki harika hayal gücünün korunması ve karşı gö-
rüş üretme kabiliyetinin en üst düzeye çıkarılma-
sıdır.
Bu parçada yazarın savunduğu görüş aşağı-
dakilerden hangisidir?

A) Öğretmenlerin daha zeki insanlardan seçil-


mesi, öğrencilerin başarısını etkiler.
B) Eğitim sistemimizin köklü bir yapısının olma-
sı öğrencilerimizin en büyük şansıdır.
C) Yaratıcı düşünceye ve sorgulayıcı, eleştirel
yaklaşıma sahip bireylerin yetiştirilmesi gere-
kir.*
D) Bilimsel çalışmaların sonuçları, kesinleşme-
den eğitimde yer almamalıdır.
E) Okullarda yalnızca mutlak doğruların öğretil-
mesine öncelik verilmelidir.

104
4. Televizyon, yapısı itibarıyla saldırgan bir araç. 6. Gençlik yıllarımda en sık karşılaştığım şey bana
Yaşam biçimlerine saldırır, algılamayı çarpıtır. İn- hep bir şeylerin doğrusunu, iyisini, olurunu anlat-
sanları hipnotize edici, yönlendirici bir gücü var. maya gönüllü yetişkinlerdi. Bu durumlarda her
Çok dikkatli kullanılması gerekir. Televizyonun ti- genç gibi ben de kulaklarımı tıkar, doğru olduğu-
yatro, opera, bale ve sinemadan seyirci eksiltti- na inansam bile onlarla aynı noktada birleşme-
ğini, insanları ekran başına kitleyerek farklı dün- yi gururuma yediremez, direnirdim. Yaşım ilerle-
yalara doğru zihinlerini koşulladığını görüyoruz. yince rolümün değiştiğini ve öğüt verenler kıs-
Televizyonun sanata darbe vurmasına izin ver- mına terfi ettiğimi gördüm. Ama ne olursa olsun
memeliyiz. bir tecrübemden yararlanmaktan vazgeçmedim.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- Verilen öğüt ne kadar doğru ve yerinde olsa da
lerden hangisidir? özgür iradeyle verilen karar en doğrusudur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
A) Televizyon, toplumsal boyutuyla ele alındı-
lerden hangisidir?
ğında zararlı bir araçtır.
B) İletişim amacıyla kullanılması gereken tele- A) En doğru karar, kendi kararımızdır.*
vizyon, amacından sapmıştır. B) Büyüklerimizin tecrübelerinden yararlanmalıyız.
C) Televizyonun insanları yönlendirici gücünden C) Gençler her şeyin doğrusunu bildiğini zanne-
sanatta yararlanılmalıdır. der.
D) İnsanların televizyon yüzünden sanattan D) Yaşlandığımızda büyüklerimize benzediğimi-
uzaklaşması engellenmelidir.* zi fark ederiz.
E) Tiyatro, opera, bale ve sinema gibi sanat E) Gençlikte yaptığımız hataların telafisi yoktur.
gösterilerine televizyonda yer verilmelidir.

7. Ülkemizde eğitim inanılmayacak kadar dar kalıp-


5. Eskiden belli başlı meslekler vardı. Hepimiz dok- larla sınırlandırılmış. Böylesine sınırları çizilmiş
tor, mühendis, avukat ya da öğretmen olmak is- bir sistemin içinde, sizdeki parıltıyı birilerinin fark
terdik. Artık gençler bilinçli ve gençliğin farklı he- etmesi ve daha da önemlisi bunu baltalamak ye-
defleri var. Sadece anne ve babası istiyor diye rine size imkânlar sunması çok önemli. Ancak o
herhangi bir mesleği seçmiyorlar. Gençler, ken- zaman iyi bir öğretmenin, insanın hayatında ne
dilerine güveniyor, hayallerinin peşinden gidiyor derece belirleyici bir unsur olduğunu anlayabilir-
ve istedikleri hayat için mücadele ediyorlar. siniz.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler- Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdaki-
den hangisidir? lerden hangisidir?

A) Modern çağda, daha önce adı bile bilinme- A) Eğitim sistemimizdeki aksaklıklar öğrencileri-
yen meslekler doğdu. mizin hayattaki başarısını engelliyor.
B) Anne ve babalar çağın yarattığı mesleklere B) Yetenekli öğrencilerle özel olarak ilgilenilme-
ön yargılı bakıyor. lidir.
C) Yeni nesil, birçok konuda olduğu gibi meslek C) Eğitim sistemimizin modernize edilmesi bir
seçiminde de daha özgür ve bilinçli hareket zorunluluk olmuştur.
ediyor.* D) Sorumluluk sahibi bir öğretmen, öğrencisinin
D) Herkes, ulaşmak istediği hedefler için yaşa- hayatını değiştirir.*
mayı başaramaz. E) Öğretmen yetiştiren okulların eğitim anlayı-
E) Anne ve babalarımızın hayatımızı yönlendir- şındaki sınırlandırıcı yaklaşıma son verilmeli-
mesine izin vermemeliyiz. dir.

1. B 2. A 3. C 4. D 5. C 6. A 7. D

105
22

Paragrafta Ana Düşünce

1. Bütün dünyaya kendinizi olduğunuz gibi tanıtın, 3. Her memleketin bir besleyici ürünü vardır.
olmanız gerektiğini düşündüğünüz biçimde de- Ordu’da her şey fındık demektir. Fındıksız hayat
ğil. Dünyaya karşı bir rol oynuyorsanız önünde düşünülemez. Konya tahılla ayakta durur. Doğu
sonunda bir gün oynadığınız rolü unutur ve ken- Anadolu’da Kars ve Erzurum hayvancılıkla hay-
dinizi bir boşlukta bulursunuz. kırır ülkeye. Aydın, üzüm ve incir için hayatını ve-
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- rir. Isparta gülleri ile kendini tanıtır bizlere. Amas-
lerden hangisidir? ya vadilerinde elmanın leziz kokusunu yaşarsınız.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
A) Bulunduğumuz ortama göre davranmalıyız. lerden hangisidir?
B) İnsanlar çok farklı karakterlere bürünebilirler.
C) Kendin olduğunda her zaman kazanırsın. A) Ordu’da fındık yetiştirilmesi

D) Başarmanın en önemli yanı kendine güven- B) Her ilin kendine has besleyici ürününün ol-

mektir. ması *

E) Hangi ortamda olursanız olun kendiniz olma- C) Amasya vadilerinde elma kokusunun yayıl-

yı unutmayın. * ması
D) Fındık yemeden hayatın geçmesi
E) İncir ve üzüm yemek için Aydın’a gidilmesi

2. Hayallerini küçük bir kutuya koyup “Evet, hayal-


lerim var.” diyen insanlar vardır. Sonra kutuyu 4. İnsan sahip olduğu varlıkların özelliklerini bilme-
bir kenara koyarlar ve ara sıra çıkarıp hâlâ ora- lidir. Elinizde bir cam bardak varsa ve onu dü-
da olduklarını görürler ama bir türlü kutudan çı- şürürseniz onun kırılacağını bilmelisiniz. Hatta
karmazlar. Hayallerimizi göz önüne çıkarıp “Hadi onun için kaçınılmaz sonun kırılmak olduğunu...
bakalım neler yapabilirim, neler yapamam?” di- Çok sevdiğiniz anneniz, kardeşiniz yahut çocu-
yebilmek sıra dışı bir yürek ister. ğunuz için de aynı şey geçerlidir. Onun ölümlü
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- olduğunu bilirseniz işte o zaman hayatta hiçbir
lerden hangisidir? şey sürpriz olmaz.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
A) Kendine güveni olan insan kurduğu hayali bir
lerin hangisidir?
kenara atmaz, o hayalle yüzleşmeyi bilir. *
B) Önemli olan hayal kurmak değil, onları ger- A) Varlıkları tüm özellikleriyle bilen bir insanın
çekleştirebilmektir. hayal kırıklığına uğramayacağı *
C) İnsanlar birçok hayal kurup umutsuzluğa ka- B) Kaybettiklerimizin bizden çok şey götürmesi
pılırlar. C) Gereğinden çok üzülmenin insanları yıprattığı
D) Hayal kurmak her insan için bir ihtiyaçtır. D) Sahip olduklarımızın değerini bilmek gerektiği
E) Hayal kurmayan insanlar daha sağlıklı olur- E) İnsanlara çok değer vermenin üzüntüye yol
lar. açacağı

106
5. Ben edebî sayılacak hiçbir eser yazmadım. Çün- 7. Dil konusundaki hassasiyetimiz; televizyon izler-
kü eserlerimin çoğunu yazdığım sıralarda mem- ken, radyo dinlerken yahut edebî bir eser okur-
lekette edebiyattan anlamayanlar, nüfusumu- ken kabarıyor. Hâlbuki bilimsel yazıların çoğun-
zun abartısız yüzde doksan dokuzunu oluşturu- da dil yanlışları vardır. Bunu dile getirdiğimizde
yordu. Benim amacım da çoğunluğa seslenmek, ise şu yanıtı alıyorduk: “Burada önemli olan içe-
onları aydınlatmaya, onların dertlerine tercüman rik.” Ne yani romanda önemli olan içerik değil
olmaya çalışmaktı. mi? Bu anlayışla dilimiz elimizden bir sabun gibi
Bu parçaya göre yazarın eserlerini ortaya çı- kayıp gider ve biz buna seyirci kalırız.
karmamasının asıl sebebi aşağıdakilerden Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
hangisidir? lerden hangisidir?
A) Edebiyattan anlamayanlara edebiyatı öğret- A) Radyo ve televizyonda yapılan dil yanlışları-
mek nın eleştirilmesi
B) Ortaya güzel şeyler çıkarmak B) Bilimsel çalışmalarda da dil konusuna dikkat
C) İnsanları aydınlatmak, onların dertlerine tercü- edilmesinin gerekliliği *
man olmak * C) Dil konusuna hassasiyetle yaklaşmamamız
D) Edebiyat eseri yazmadığını belirtmek D) Roman ya da hikâye yazarken içeriğe önem
E) Dilin zenginleşmesini sağlamak verilmemesi
E) Dil konusunda yalnızca bilim insanlarının
hassasiyet göstermesi

8. İki arkadaş, yolda giderken ileride bir karartı gör-


müş. Biri “Kuşa bak!” demiş. Diğeri “Ne kuşu, o
bir taş!” deyince bir milyon liraya bahse girmişler.
6. Konfüçyüs, “Eyleme geçmeden iki kez düşün-
Karartının yanına yaklaşırken birden onun hava-
mek yeter.” demiş. İnsanların işlerine bakın. On- landığını görmüşler. Taş diyen cebindeki bir mil-
larda uzun uzun düşündükten sonra ortaya çık- yonu çıkarıp arkadaşına uzatmış fakat şöyle de-
mış işin niteliği şöyle dursun, herhangi bir düşün-
mekten de geri kalmamış: “Al şu parayı... Ama o
ce belirtisine bile zor rastlanır.
yine de bir taştı.”
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir? Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) İnsanların düşünmek için çaba göstermedik-
A) İnsanların para için birbirlerine yalan söyle-
leri *
mesi
B) İnsanların çok bilmiş davranmaları
B) Arkadaşlar arasında çıkar ilişkilerinin olması
C) Önemli olanın düşünmek değil, düşünmenin
C) İnsanların varlıkları görmek istedikleri gibi gör-
amacı olması
mesi*
D) İnsanların düşüncelerinde özgür olmaları
D) Arkadaşların birbirine çok sadık olması
E) Düşünmenin yarısının hayal kurmak olması
E) Her ne olursa olsun verilen sözün tutulması

1. E 2. A 3. B 4. A 5. C 6. A 7. B 8. C

107
23

Paragrafta Ana Düşünce

1. İnsanları anlamanın yolu; onlara sevgi ve hoşgö- 3. Şiirde dönüşüm yapmak, bir dönüşüme öncülük
rüyle yaklaşmaktan, onların düşüncelerine temel etmek önemlidir ama sanıldığı kadar önemli de-
olan değerlere eğilmekten geçer. Bunları yapar- ğildir. Bir işi iyi yapmış olmak, ilk yapmış olmak-
ken işin kolayına kaçmamak gerekir; olaylar, du- tan daha onur vericidir. İlk yapmış olmayı, uğrun-
rumlar ve nesnelere de insanlara yaklaştığımız da gerçekleri bile çarpıtmayı göze alarak çok üs-
gibi yaklaşmalıyız. Her şeyi hayranlıkla sevmeyi tün bir nitelik saymak, küçük soyluların bir özelli-
öğrenmeliyiz. Kutsalı, değerliyi ve güzeli ayırt et- ğidir.
menin yoludur sevgi. Bir de kıymetli ve yüce şey- Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdaki-
ler karşısında eğilmenin, insanları kaynaştırdığı- lerden hangisidir?
nı hatırdan çıkarmamalıyız.
Bu parçada öne sürülen düşünce aşağıdaki- A) Sıradan insanların şiirde yenilik yapamaya-
lerden hangisiyle çelişir? cağı
B) Şiirde dönüşüm yapmanın gerçekleri değiş-
A) Değerlendirmelerimizde peşin hükümlerden
tirmeyi gerektirdiği
kaçınmalıyız.
C) Kendini toplumdan üstün gören insanların
B) Olayları, durumları ve nesneleri genelleme
sanata katkıda bulunamayacağı
yaparak değerlendirmek faydalıdır.*
D) Nitelikli şiir yazmanın yeni bir şiir anlayışına
C) Kişileri ve olguları iyi anlayabilmek için belirli
kılavuzluk etmekten üstün olduğu*
bir emek harcamamız gerekir.
E) Sanatın sürekli bir değişim ve gelişimle ha-
D) Önemli ve kutsal değerler karşısında, aynı
yatta kalabileceği
duyguyu paylaşanlar arasında yakınlık do-
ğar.
E) Sevgi ve hoşgörüyle insanları ve nesneleri
daha iyi anlayabiliriz.

4. İnsanı sadece bilimle açıklayıp anlamlandırmak


mümkün değildir. İnsanda düşüncenin, bilimin
giremeyeceği ve göremeyeceği dünyalar gizlidir.
Bu dünyanın kapıları ancak sanatın önünde açı-
lır. İnancın, aşkın, sezginin dünyasıdır bu.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
2. (I) İnsanlar kullandıkları dile önem vermezlerse o
dil, ortak bir iletişim aracı olamaz. (II) Bu neden- A) İnsanın bilim ile anlaşılamayan yönleri, sa-
le de toplumun yaşadığı sıkıntıları, mutlulukları natla anlamlandırılır.*
yansıtamaz. (III) Dilini önemseyen bir toplumda B) Sanatı ancak insan aklı biçimlendirip ortaya
gerçek sanatçıların yerini yapay sanatçılar alır.
çıkarabilir.
(IV) Toplumunu anlatan sanatçı, toplum tarafın-
dan anlaşılmaz; insan toplumunu, toplum da in- C) İnanan, seven ve sezen insanlar, bu duygu-
sanını tanımaz. (V) Bireysellik ön plana çıkar ve larını sanatla ortaya koyarlar.
böylece toplum denen varlık da yok olur. D) İnsanı anlamlı kılan, o insanın iç dünyasının
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi- zenginliğidir.
sinde parçanın ana düşüncesi belirtilmiştir? E) İnsanın duygu dünyasına, düşünce yoluyla

A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V. ulaşmak zordur.

108
5. Bir yazar, sözcükleri kullanma gücüyle romanına şe- 7. Birkaç sayfa değil, birçok sayfa yazmak yetenek-
kil verir. Kendine özgü bir söyleyiş tarzı olmayanla- tir. Ortalama bir aklın ortaya koyamayacağı hiç-
rın nitelikli bir eser ortaya koyması mümkün değil- bir roman yoktur. Çiçeği burnunda bir yazar bile
dir. Yazarın kendi imzasını taşıyan bir anlatımı varsa çarpıcı bir cümle kurabilir. Bundan sonra yapıla-
ölümsüz yapıtlar üretebilir. Ele aldığı konu, anlatımı cak tek şey kalemi altıncı parmağı yapıp kâğıdı
kadar önemli değildir. Çünkü okuru çeken söyleyiş- sabırla doldurmaktır. Masaya otururlar ve sonu-
tir. Ayrıca etkili bir anlatımı olmayan eserlere okurlar na kadar giderler çünkü güçlü olanlar duraksa-
ilgi göstermez. İlginç konularda kaleme alınmış bir- maz. İşte çalışmaya bir türlü başlayamayan tem-
çok roman, cılız ve can sıkıcı anlatımından dolayı bel yazarlarla yetenekli yazarları ayıran budur.
tozlu raflarda kaybolup gitmiştir. Zafer, sürekli çaba harcanarak ulaşılabilen bir
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- zirvedir.
den hangisidir? Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Edebî yapıtlarda kalıcılığın temel koşulu, özgün
anlatımdır.* A) Sanatta verimlilik; yeteneğe değil, çalışma
B) Romanı diğer edebî türlerden ayıran özellik, ilgi azmine bağlıdır.*
çeken konulara yer vermesidir.
B) Sanatçının başarısı, yapıtına kattığı yorumla
C) Sanat ürünlerinde asıl olan; sanatçının “nasıl”
anlattığı değil, “neyi” anlattığıdır. orantılıdır.
D) Okurun ilgisini çekemeyen sanat yapıtları, yok C) Sanatta özgünlük, her sanatçının ulaşmaya
olmaya mahkûmdur. çalıştığı tek noktadır.
E) Nitelikli sanat eserlerinde içerik ve biçem, aynı D) Sanat merdiveninin en üst basamağına do-
oranda harmanlanmıştır. ğuştan bazı meziyetleri olan kişiler ulaşabilir.
E) Sanatta önemli olan; çok yapıt vermek değil,
6. Dizelerindeki duyguyu, okurun önüne çırılçıplak se-
riveren şiirlerden hoşlanmam. Şiir dediğin kapalı ka- sanatsal niteliğe sahip olan yapıt vermektir.
pılar ardında ve sandıklar içinde gizlenmiş olmalı.
Okur, bu kapıları zorlayıp sandıkları açmalı. Açılma-
yan kapıları var gücüyle tekrar tekrar zorlamalı. Bi-
çemdeki gereksiz açıklık okuru tembelliğe sürüklü-
yor, şairi de en değerli dostundan koparıyor. Oysa-
ki şair, okunsun diye yazmıyor mu dizelerini? Duygu
kardeşliği yaratmak için kulaç atmıyor mu o engin
sözcük okyanuslarında? Çıplak duyguyu savunan-
lar şairliği gözler önüne seriyor, dizenin sihrini yok
ediyor ve zamanla okurun ondan vazgeçmesine ne- 8. (I) Büyük sanatçılar, çağın tanıklığını eserlerinde
den oluyor. malzeme olarak kullanırlar. (II) Onlar gördükle-
rinin, yaşadıklarının üzerine çıkmak zorundadır-
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce
lar. (III) Yaşadıklarının tanıklığı ile yetinen sanat-
aşağıdakilerden hangisidir?
çılar, sadece değişeni anlatmış olurlar. (IV) Oysa
A) Şiir, okura daima gerçekleri sunar. her çağın değişkenleri farklıdır. (V) Değişenlerin
B) Anlam kapalılığı, okuru şiirden uzaklaştırır. üzerindeki değişmeyeni yakalayıp değişkenleri
buna göre kullanan sanatçılar büyüktür ve yarın-
C) Okura seslenebilen dizeler, şiir değeri taşır.
lara kalır.
D) Anlamı örtülü dizeler, okur ve şair birlikteliğinin
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sürmesini sağlar.* sinde parçada vurgulanmak istenen düşün-
E) Şiirdeki açıklık, okurla şiir arasında güçlü bağlar ce belirtilmiştir?
oluşturur.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

1. B 2. A 3. D 4. A 5. A 6. D 7. A 8. E

109
24

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Türkiye’nin ilk vahşi hayvan fotoğrafçısı Süha 3. Natüralizmin en önemli temsilcilerinden biri
Derbent’in “Yüz Yüze” isimli kitabı elimden düş- de Fransız yazar Maupassant’tır. Öykü sa-
müyor. Fotoğraflar gerçekten müthiş fakat sa- natında yeni pencereler açan anlatım ustası
natçının fotoğraf aralarında bizi “uyandırdığı” sa- Maupassant’ın öyküleri, yıllar sonra bu kez de
tırlar beni daha çok etkiledi. Her yirmi dört saat Tahsin Yücel’in çevirisiyle okurlara sunulmuş.
içinde, üç canlı türünün soyunun tükendiğini bi- Klasik öykünün dünya edebiyatındaki en önem-
liyor muydunuz? Dünyada silah ve uyuşturucu- li temsilcisi ile tanışmayan okuyucu kaldıysa bu
dan sonra en büyük kara paranın, yasa dışı hay- çeviriyi mutlaka edinsin.
van ticaretinde döndüğünü… Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla- maz?
maz? A) Maupassant, öykü türünün temsilcisidir.
A) Sanatçı, kitabında vahşi hayvanları tehdit B) Maupassant’ın öyküleri dilimize ilk kez çevril-
eden durumlar hakkında bizi aydınlatmıştır. miştir. *
B) Dünyada, birçok hayvan türü yok olmaktadır. C) Tahsin Yücel, çeviri yapmaktadır.
C) Yasa dışı hayvan ticaretinden büyük paralar D) Maupassant’ın öyküleri uzun bir aradan son-
kazanılmaktadır. ra dilimize tekrar çevrilmiştir.
D) Dünyada, yasa dışı para akışı öncelikle silah E) Maupassant öykü sanatına yeni bir renk ge-
ve uyuşturucudan sağlanmaktadır. tirmiştir.
E) Bazı hayvan türlerinin tamamı birden, yirmi
dört saat içinde öldürülmektedir.*

2. Ekonomi, ekoloji üzerine kuruludur aslında ama


pazar ekonomisinin biçimlendirdiği günümüz
dünyasında insanların büyük çoğunluğu bunu
düşünmez. Mavi gezegenin kaynaklarının son-
suz olduğunu, istedikleri kadar yağmalayıp tüke- 4. Gecekondu ailelerinde eğitim düzeyi düşüktür.
tebileceklerini düşünürler. Oysa işin aslı hiç de Birinci sırayı %46 ile ilkokul mezunları almakta-
öyle değil. Dünyamıza çevreci bir gözle bakma- dır. Yüksekokul mezunu ise %1,8’dir. Diploma-
nın zamanı geldi de geçti bile. sız ortalaması %32 iken kadın nüfusta bu oran
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı- %40’lara yükselmektedir. İkinci kuşakta yani ço-
lamaz? cuk ve gençlerde birinci kuşağa kıyasla eğitim
düzeyinde yükselme görülmektedir.
A) Dünya ekonomisi, dünyayı bilinçsizce tüketti-
Bu parçadan gecekondu ailelerinin eğitim
ği için çökecektir.
düzeyiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi çıka-
B) Doğa, insanoğluna sonsuz bir kaynakmış
rılamaz?
gibi görünmektedir.
C) Doğanın dengeleri korunursa ekonomi de A) Nüfusun yarısına yakını ilkokul mezunudur.
B) Nüfusun %32’si ilkokulu bile bitirememiştir.
korunmuş olur.
D) Dünyadaki, çevreci hareketler yanlış yorum- C) Erkeklerin eğitim düzeyi kadınlarınkinden iyidir.
lanarak engellenmektedir. * D) Yeni kuşak, ebeveynlerine göre daha fazla
E) İnsanlar doğanın yok olmakta olduğunun far- eğitim almaktadır.
kında değildir. E) Gecekondu ailelerinde üniversite mezunu
görülmemektedir. *

110
5. Sayın yöneticiler, verimli toprakların üzerini beton 8. Osmanlı Dönemi’nde hamam günlük hayatın bir
yığınlarıyla kapattırmayın. Bağları, bahçeleri, otlak- parçasıydı. Osmanlı ahalisi, temizlenme ve yor-
ları bozdurmayın. Bitkileri cayır cayır kavuran, su- gunluktan kurtulmanın dışında, kız görme, düğün,
ları zehre bulayan fabrikaları kapattırın. Kel dağla- adak, sünnet gibi çeşitli gelenekler gereği de ha-
rı, bozkırları ağaçlandırmak için evrensel bir imece mama gidilirdi. Hamamda buhurdanlardan yayılan
başlatın. Böylece açlık ve susuzluk ortadan kalkar. güzel kokular gelenleri karşılar, ellerine gülabdan-
İnsanlar barış içinde yaşar. Gelecek kuşaklara yem- lardan gül suyu dökülürdü. Beraberinde getirdikle-
yeşil bir dünya kalır. Çağrı bizden, düşünmek siz- ri bohçaların içinde kadınlar, fildişi, şimşir, kemik ta-
den. raklarını ve makyaj malzemelerini; erkekler ise ha-
mam ve tıraş takımlarını bulundururlardı.
Aşağıdakilerden hangisi yazarın yöneticilere
önerilerinden biri değildir? Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
maz?
A) Tarım alanlarına binalar inşa edilmemesi
A) Hamam, Osmanlı’da geleneksel yaşamın bir
B) Zehirli atık üreten fabrikaların kapanması
parçasıdır.
C) Ağaçlandırma çalışmalarının yapılması
B) Hamam yalnızca temizlenmek için değildir.
D) Zor durumda olan insanlara bağışta bulunul-
C) İnsanlar hamama gelirken kişisel eşyalarını geti-
ması *
rirler.
E) Yeni kuşaklara güzel bir dünya bırakılması
D) Hamamdan gelen kokular insanları karşılar.
6. Neyzen Tevfik, şiirini “Hiç” ve “Azab-ı Mukaddes” E) Hamamlar ilk kez Osmanlı Dönemi’nde günlük
adlı iki kitapta toplamıştı. Renkli kişiliği, korkusuz ka- hayata girmiştir.*
lemi ve insanı derinden etkileyen neyzenliğiyle tanı-
9. Güzel sanatlarda bir yapıtın kendi estetik değe-
nan Neyzen Tevfik (Kolaylı) yaşamı boyunca para-
ri dışında bir hedefinin olup olmayacağı konu-
ya, unvana değer vermedi.
su edebiyatta da tartışılmıştır. Hatta bu tartış-
Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşa- ma, hiçbir sanat alanında, edebiyattaki kadar
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
gündemde kalmamıştır. Bunun nedeni edebiya-
A) Farklı bir kişiliğe sahiptir. tın kullandığı malzemenin, yani “söz”ün ister is-
B) Sözünü sakınmadan yazar. temez fikir dünyasına, dolayısıyla din, ahlak, fel-
C) Şöhret meraklısı olmamıştır. sefe, toplum ve politika konularına açılmasıdır.
D) Maddiyatçı değildir. “Sanat, sanat içindir.” diyenlerin toplumu göz
E) Yaşamını yoksulluk içinde tamamlamıştır. * ardı etmeleri, “Sanat, toplum içindir.” diyenlerin
de bayağılık çıkmazına saplanmaları hep eleşti-
7. Babam şairdi, denemeciydi, hikâye ve senaryo ya- rilmiş ve “Sanat ne içindir?” sorusuna cevap ara-
zarıydı ama bence her şeyden önemlisi bir eylem nır olmuştur.
adamıydı. Bir şövalyeydi ve daima en ön safta sava-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşıla-
şıyordu. Hayatımızda önem sahibi olmuş ve olma- maz?
yı sürdüren birçok insanı o keşfetmiş, ellerinden tut-
muş ve bugün bulundukları yerlere gelmelerini sağ- A) Edebiyat yapıtının estetik dışında bir kaygısı ol-
lamıştı. mamalıdır. *
Bu parçada sözü edilen kişi için aşağıdakiler- B) Sanat eserinin toplumsal bir mesajı olmalı mı,
den hangisi söylenemez? sorusu en çok edebiyatta tartışılmıştır.
C) Yapıtlarında sanatsallığı ön plana çıkaranlar hal-
A) Farklı edebî türlerde ürünler vermiştir. kın sorunlarını es geçmişlerdir.
B) Mücadeleci bir ruha sahiptir. D) Sanatı, topluma hizmet için kullananlar yavan ve
C) Sanatıyla halkı aydınlatmayı amaçlamıştır. * sıradan bir edebiyat oluşturmuşlardır.
D) Yardımsever bir insandır. E) Edebiyatın malzemesi olan dil, düşünce konula-
E) Önemli pek çok insanı keşfetmiştir. rına da yaklaşmamızı sağlar.

1. E 2. D 3. B 4. E 5. D 6. E 7. C 8. E 9. A

111
25

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Büyük insanları, sıradan insanlara özgü değer- 3. Altın sarısı başaklar ılık rüzgârda nazlı nazlı salı-
lerle ölçmemek gerekir. Gerçi büyük insanlar da nıyordu. Vagonun penceresinden dışarıyı seyre-
sıradan insanlarda bulunan birçok niteliği taşır- diyordum. Demir yığını homurdana homurdana
lar. Bu nitelikler, büyük insanları ne sıradan in- ilerlerken buğday tarlaları yerini dağların çıplak
san konumuna indirir ne de yüceltir. Büyük ada- görünümüne bırakmıştı. Çok geride, ıssızlığın
mı büyük yapan, sıradan insanlarda bulunma- ortasında bir ağaç hâlâ arkamdan bakıyordu.
yan özelliklerdir. Bu özelliklerin başındaysa kuş- Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
kusuz, yaratıcılık gelir. maz?
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
maz? A) Yazar bir tren yolculuğu yapmaktadır.
B) Yolculuk yaz mevsiminde gerçekleşmektedir.
A) Büyük insanları değerlendireceğimiz zaman C) Yazar, memleketine dönmektedir.*
sıradan insanlarınkinden farklı ölçütler kul- D) Yolcunun geçtiği coğrafya bozkırdır.
lanmalıyız. E) Yazar, doğayı gündüz saatlerinde izlemektedir.
B) Büyük insanlar, sıradan insanların sahip ol-
duğu nitelikleri taşıyamazlar.*
C) Büyük insanları bizden ayıran bazı nitelikler
vardır.
D) Sıradan bir insanın sahip olamayacağı nite-
liklerden biri yaratıcılıktır.
E) Yaratıcılık, her insanda bulunamayacak bir
özelliktir.

4. Aydın kişi başkalarıyla düşünce birliğine varabi-


lir, kendini onlarla özdeş anlayış ortamında göre-
bilir. Buna bir diyeceğim yok ancak kendi ağzıyla
2. Dostun ve dostluğun olmadığı bir dünya düşüne- konuşur, düşüncelerini sergilerse… Başkalarının
miyorum. Gerçi Aristo “Dostlarım, dünyada dost ağzıyla konuşmaya alışmış bir kişiyi dinlemek,
yoktur.” demiştir ama gerçek dostluğu bulama- onu onaylamak, kendini bilen aydının yapabile-
yan ünlü düşünürün yaşama karşı kırgınlığının ceği iş değildir. Düşündüğünü söylemek, kişiye
ifadesidir bu söz. Dost sandıklarının dost olma- ileride kendi kendini yargılama olanağı sağlar.
dığını görmenin kırgınlığı ve umutsuzluğudur. Düşündüğünü söyleyemeyen aydın, kişiliğini bir-
Oysa bizim bir şairimiz ne güzel söylemiş, bakın: takım alacalı örtüler ardında gizler.
“Dünyayı seninle sevmişim ey dost!” Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı-
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden han- lamaz?
gisi çıkarılamaz? A) Gerçek aydınlar, bir düşünceyi benimseyip
A) Dostluk, yaşamımızdaki en önemli değerler- onun parçası olabilirler.
den biridir. B) Kendi düşüncesi olmayan ve bunu dile getir-
B) Aristo, dostluğa inanmamaktadır. meyen, aydın sayılmaz.
C) Dostluk kavramı Aristo’nun zamanından beri C) Başkalarının düşüncelerini onaylayan kişi
çok değişmiştir.* aydın olamaz.*
D) Bazı dostlar yaşamı sevmemizi sağlar. D) Aydın, kişiliğini gizlemeye çalışmaz.
E) Güvenimizin boşa çıkması dostluğa olan E) Kişiliğini sahtekârca örtmek isteyen aydın,
inancımızı sarsar. gerçek düşüncelerini söylemez.

112
5. Dünyanın en tanınmış edebiyat ödülü hâlâ “No- 7. Atasözleri; yılların birikimini, deneyimini, gözle-
bel”. Birçok edebiyat ödülü var ama en tanınmı- mini yansıtan anonim ürünlerdir. Bir toplumun
şı, en çok para vereni bu. Nobel ödülünü alan atasözleri, varlığının ve benliğinin aynasıdır. Bu
bir yazarın kitapları bir anda milyonlarca satıyor. yüzdendir ki bu kalıplaşmış, kısa ve özlü sözleri,
Ama çoğunlukla kendini tanıtmış, uluslararası eli kalem tutmayan insanlarımızdan aydınlarımı-
üne kavuşmuş yazarlara verilir bu ödül. Kimi za- za kadar herkes severek kullanır ve söz arasın-
man yerini bulur, kimi zaman pek de değerli ol- da yerli yerine oturtur. Hatta bir atasözüyle des-
mayan birine gider. Genelde dünya politikasının teklenen bir durumun doğruluğu herkesçe kabul
esintilerinin etkisinde kalır. edilir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği- Bu parçada atasözleriyle ilgili aşağıdakiler-
nilmemiştir? den hangisine değinilmemiştir?

A) Politik yaklaşımların Nobel’in sonucunu etki- A) Kim tarafından söylendikleri belli değildir.
lediğine B) Toplumu en gerçekçi şekilde yansıtırlar.
B) Bazen ödülü, hak etmeyen kişilerin aldığına C) Atasözlerinin doğruluğu kanıtlanmıştır.*
C) Nobel ödülü alan sanatçıların kitap satışları- D) Her tabakadaki insanlar tarafından kullanılır.
nın çok arttığına E) Atasözleri, atalarımızın tecrübelerini yansıtır.
D) Ödülün her zaman önemli yazarlara verildiğine*
E) Diğer edebiyat ödüllerinin Nobel kadar bilin-
mediğine
8. Sanayileşme ve teknoloji alanında modern dün-
yaya ayak uyduruyor, kalkınıyoruz ancak çev-
recilik konusunda bırakın ayak uydurmayı, bir
adım bile ileri gidemiyoruz. Doğayı katletmede,
dünyada belki de ilk sıradayız. Âdeta bu ülkeyi
çirkinleştirmek, bu verimli toprakları çoraklaştır-
6. Kaç farklı hayatı bir arada yaşadığınızın farkında
mak için yaşıyoruz. Çevre sömürüsündeki bu ya-
mısınız? İstemeden yaptıklarınız, isteyip yapa-
rışa engel olan da yok! Bilhassa ağaçları kesme,
madıklarınız, gündüz yapıp gece pişman olduk-
kolay ulaşım uğruna sahilleri beton yola çevirme,
larınızla nasıl çaresizce başka dünyalara doğru
dağ tepe işgal etme, şehirleri çöplük alanı hâline
kanat çırpmaya çabaladığınızı fark etmiyor mu-
getirme konusunda şu dünyada rakibimiz olduğu
sunuz? Sınırlı bir hayatı, çabucak tüketmek için
söylenemez.
dörtnala koştururken bir an olsun durup geride,
kaç farklı yöne ayak izi bıraktığınıza dikkat edi- Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden
yor musunuz? yakınmamaktadır?
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı- A) Çevre katliamını önleyici tedbirler alınmama-
lamaz? sından
A) İnsan, yaşadığı hayattan memnun değildir. B) Teknolojinin sunduğu imkânlardan yeterince
B) Hepimiz farklı bir hayatın özlemi içindeyiz. yararlanılmamasından*
C) Yaşadıklarımızın ve yaptıklarımızın bazıları C) Doğayı koruma bilincimizin yeterince geliş-
inisiyatifimizin dışında gerçekleşir. memiş olmasından
D) Hayatımız çelişkiler ve gelgitlerle üstelik hız- D) Çevrecilik konusunda, çağdaş ülkelerin geri-
la tükeniyor. sinde kalmış olmamızdan
E) İnsan anılarından kurtulamadığı için gideceği E) Kentlerde, temizliğe yeterince önem verilme-
yönü bilememektedir.* mesinden

1. B 2. C 3. C 4. C 5. D 6. E 7. C 8. B

113
26

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Kitabım yayımlandığında, doğrusu, tepki gö- 3. Hikâye ve roman için tasvir ve söz sanatları ne
receğimi düşünmüştüm. Alışılmışın dışındaydı kadar gerekliyse tiyatro için de dekor ve sahne o
yazdıklarım. Ne var ki okuyucunun en çok tep- kadar gereklidir. Edebiyat eserlerinde tasvir iş ol-
ki göstereceğini düşündüğüm öyküler en çok be- sun diye yapılmıyorsa tiyatroda da sahne hazırlı-
ğenilenler oldu. Sadece konular değil, dilim de ğı yani dekor iş olsun diye yapılmaz. Çünkü tiyat-
olumlu tepki topladı. İçimden gelen, nihayet ka- roda; seyirciyi oyunun alkışına kaptıracak, seyir-
bul gördü. ciye görselliği yaşatacak bir sahne olmalıdır. Tıp-
Bu parçayı dile getiren sanatçı ile ilgili olarak kı hikâye ve romanda okuyucuyu romanın kah-
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? ramanı yapmak gibi...
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
A) Gerçekleşmesini ummadığı bir durumla kar- maz?
şılaşmıştır.
B) Öykülerini samimiyetle yazmıştır. A) Söz sanatları romanın vazgeçilmez ögesidir.

C) Alışılmışın dışında öyküler kurmayı ilk kez B) Edebiyat eserlerinde betimleme laf olsun
diye yapılmaz.
denemiştir. *
C) Tiyatroda seyirciye görselliği yaşatacak de-
D) Okuyucularca dili de beğenilmiştir.
kor olmalıdır.
E) Beğenilmez diye kaygı duyduğu öyküleri be-
D) Tiyatroda sahne hazırlığı önemlidir.
ğenilmiştir.
E) Hikâyede tasvir ikinci planda yer almalıdır. *

4. Gönül Karaarslan’ın çocukluğu Akdeniz kıyıla-


rında geçmiştir. Akdeniz’in havası, toprağı onun
2. Dünyamız atom çağında hızla ilerliyor. Bilim ve anılarına, şiirlerine, öykülerine sinmiştir âdeta.
sanatta büyük atılımlar, yaşam biçimlerimizde Onun şiir hamurunda bu yörenin sıcak, cömert
eskiye oranla büyük değişiklikler var. Yaşam bi- doğasından ve dil özelliklerinden izler buluruz.
çimlerimizdeki değişim ve günlük dilin bu değişi- Betimlemelerinde hiçbir zaman aşırı süs görme-
mi yansıtmakta yetersiz kalışı, pek çok toplumu yiz. Şiirinde doğallık, bazen o kadar ileri gider ki
yeni kavramları karşılamak üzere sözcük arama- günlük konuşma dilinin içindeki bir sözcük gelip
ya yöneltiyor. Bu da dillerin gelişmesini sağlıyor. de yerleşiverir şiirine.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla- Bu parçadan hareketle Gönül Karaarslan ile
maz? ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Dünyanın atom çağında ilerlemesi, dili ve dil-
cileri yıpratmıştır. * A) Sanatçı, farklı türlerde eser vermiştir.
B) Bilim ve sanattaki gelişmeler, yaşama biçimi- B) Sanatçının şiirlerine büyüdüğü coğrafyanın
ni de etkilemiştir. özellikleri sinmiştir.
C) Toplumlar, yeni kavramları ihtiyaç olduğu için C) Sanatçı tasvir yaparken sade bir üslup tercih
üretmiştir. etmiştir.
D) Bilim ve sanat alanında ilerlemeler yaşan- D) Sanatçının şiirlerinde bazen şaşılacak kadar
mıştır. yöresellik görülmüştür.
E) Dillerin gelişimi, yeni kavramlar için sözcük E) Sanatçı anılarında Akdeniz’i aşırı övgüyle
aramakla orantılıdır.
dile getirmiştir. *

114
5. Her şeyden önce ne söylemek istediğinizi belirtiniz. 8. Bazı değişimlerin toplumsal bir bunalıma yol
Kafanız karışıksa dinleyenlerinki daha fazla karışır. açacağı, bu bunalımın da sanata, edebiyata
Kesinlikle, düşüncelerinizi sıraya koyunuz. Sözleri- yansıyacağı açıktır. Türkiye, özellikle 1980’den
niz sade olsun. Dinleyenler, söylediklerinizi rahatça bu yana bir değişim süreci yaşıyor. Olup bitenle-
anlamalıdır. Varlığınızın bütün canlılığını ve sıcaklı- re bakarsanız her değişimin, ne kadar değişim-
ğını anlatımınıza aktararak yapmacıklıktan uzak du- den yana olursanız olun, ileriye dönük olmadığı-
runuz. nı daha iyi anlarsınız. Bir edebiyatçı günlük ya-
Bu parçada düzgün anlatımla ilgili olarak aşağı- şamla ne kadar uyumsuz olursa olsun, bu ya-
daki tavsiyelerden hangisi yapılmamıştır? şamdan kopamaz; bu yozlaşmışlığı ve çürümüş-
A) Düşüncelerinizi sıraya koyunuz. lüğü yaşar.
B) Sözlerinizi sade bir dille aktarınız. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği-
C) Dinleyici cümlelerinizi anlayabilsin. nilmemiştir?
D) Kafanız karışıksa dinleyiciyle paylaşınız. * A) Değişimlerin sanat ve edebiyatı etkilediğine
E) Ne söylemek istediğinizi belirtiniz.
B) Yaşamla edebiyatçılar arasında bir bağın ol-

6. Her milletin atasözü kendi varlığının ve benliği- duğuna


nin aynasıdır. Atasözlerinde bir milletin düşünce- C) Edebiyatçıların yaşamı kendilerine uydura-
leri, yaşamı, inanışı, gelenekleri görülür. Milletlerin rak yapıtlar verdiğine *
zekâlarındaki keskinliğin, hayallerindeki genişliğin D) Edebiyatçıların günlük yaşamdan kopamadı-
de en tipik örnekleridir atasözleri. Bunlar kuvvetli fel- ğına
sefelerden başka güzel buluşlarla, parlak nüktelerle,
E) Her değişimin bir gelişme olmadığına
şiddetli taşlamalarla doludur.
Bu parçada atasözlerine ilişkin olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Atasözlerinin güzel buluşlarla günden güne de-
ğiştiğine * 9. Düşmandan daha büyük düşmandır umutsuzluk.
B) Atasözlerinin toplumu yansıttığına Umutsuzluğa düşen insan, ipi eliyle geçirir boğa-
C) Bir milletin ortak zevklerinin atasözlerinde bulun- zına. Umutsuzluğa düşen kaptan, gemisini kaya-
duğuna lara bindirir. Umutsuzluğa düşen sanatçı, başarı-
dan uzaklaşır ve yenilir. Nerede umutsuzluk var-
D) Atasözlerine milletin zekâsının da katıldığına
sa orada bitmişlik vardır. Umutsuzluğun olduğu
E) Bazı atasözlerinin anlamında iğneleme de oldu-
yerde insan yoktur artık, insan biçiminde canlılar
ğuna
vardır, birbirini yiyen canlılar...
7. Sevmek insanın özü, toplumun manevi gücüdür. Bu parçadan umutsuzlukla ilgili olarak aşağı-
Çekirdektir sevmek, bir gereksinme, bir benimsen- daki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
me, çok şeyleri benimsetme aracıdır da. Sevmek
yoksa istemek de yoktur. İsteksiz eylemlere, istem- A) Umutsuzluğun olduğu yerde insan değil hay-
siz hayatlara ise beğeni ve başarı şansı kolay kolay van vardır. *
tanınmaz. B) Sanatçı umutsuzluğa düştüğü anda başarıyı
Bu parçadan “sevmek” ile ilgili olarak aşağıdaki- kaybeder.
lerden hangisi çıkarılamaz? C) Bir sanat adamının başarısızlığa yenilmesiy-
A) Sevmek, bir ihtiyaçtır insan için. le umutsuzluğu paraleldir.
B) Başarısız insanlar, sevmeyi çok istemektedirler.* D) Umutsuzluk, bir insan için düşmandan daha
C) Sevmek, maddi unsurun dışındadır.
tehlikelidir.
D) İnsanlar sevmekle başkalarına çok şey öğrete-
E) Hangi meslek grubunda olursa olsun insan
bilir.
E) Sevmek ile istemek doğru orantılıdır. umutsuzluğa düşmemelidir.

1. C 2. A 3. E 4. E 5. D 6. A 7. B 8. C 9. A

115
27

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Her insan yaratılışı itibarıyla cimridir. Bunu küçük 3. Burçlar, iki temel güçsüzlük alanında insanı ra-
çocuklarda bile görebilirsiniz. Çocuk sizin eliniz- hatlatacak çerçeveler, şablonlar sunar. İnsanlar,
dekine taliptir fakat kendi elindekine sımsıkı sa- sunulanlara kuşkusuz körü körüne inanmaz ama
rılmıştır. İstediği her şey yerine hemen getirilen gelecekleri ve kişilikleri üzerine rahatça düşün-
çocuk, ileride tatminsizlik sorunuyla karşılaşır. me olanağı bulurlar. Burçlara bağlı olarak yapı-
İşte bu cimri insan küçük yaşta terbiye edilirse lan gelecek tahminleri ya da kişilik tanımlamala-
gerektiğinde sahip olduklarının tamamını ihtiyacı rı, onlara kendilerini iyimser bir biçimde irdele-
olanlara verebilecek seviyeye ulaşır. me olanağı verir. Tahminlerin tutması da o kadar
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla- önemli değildir. Çünkü söylenenler, az çok her
maz? insanın başına gelecek şeylerdir zaten.
Bu parçadan “burçlar” ile ilgili olarak aşağıda-
A) Tamahkâr bir bireyin çocukluğunda her şeye
kilerden hangisi söylenemez?
sahip olduğu
B) İhtiyaç sahibi kimselere yardım etmenin er- A) Burç yorumlarında yarınların tahminleri ya-
dem sayıldığı * pılmaktadır.
C) Çocukların da cimrilik sergilediği B) Geleceğe yönelik yapılan tahminlerin tutarlı-
D) Küçük yaşta cimriliği söndürebilen çocuğun lığı kişilerce önemsenmemektedir.
büyüyünce paylaşımcı olacağı C) İnsanların burçlara inanışı cahilce bir tavırla
E) Cimriliğin insanlar arasında genel bir karak- değildir.
ter olduğu D) Burç yorumları, insana iyimser bir bakış ka-
zandırmaktadır.
E) Her insanın kişilik tanımı burçlarda birbirin-
den tamamen farklıdır.*

2. Gerçekçi görüşü benimseyen sanatçılar, roma-


nı cadde üzerinde gezdirilen bir aynaya benze-
tirler. Gerçekçi romancılar, eserlerinde genellikle
hayatı aksetmeyi amaçlamışlardır. Böyle olunca
hayatta ne varsa romana girer. Hatta bir roma-
nın güzelliği aksettiği hayatın zenginliğiyle ölçü-
lür. Zengin bir hayat anlatılıyorsa roman güzel-
dir. Fakir bir hayat anlatılıyorsa romanın sanat 4. Afet Ilgaz’ın son kitabı, “Kazdağı Öyküleri” çık-
değeri azdır. tı. Ilgaz, bu kitabında radyosuz, televizyonsuz
Bu parçada bahsedilen romanlar ve yazarları bir zamanda insanların birbirlerine geceleri kapı
ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine de- önlerinde hikâyeler anlattığını aktarıyor. Bu öy-
ğinilmemiştir? külerin çoğu büyüklerinden dinlediği öyküler-
miş. Ilgaz, insanların yaşam tarzlarını bu öykü-
A) Romanın sanat değerinin gerçekçi yazarın lerinde çarpıcı dille bizlere anlatıyor. Köylünün
üslubuyla azaldığına * yaşama olgun bakış açısını bir kere daha his-
B) Sanatçıların eserlerinde hayatı aynen anlattı- settiriyor.
ğına Bu parçada Afet Ilgaz ve eseriyle ilgili olarak
C) Yaşamın zenginliği ile eserin beğenilme du- aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
rumunun paralel olduğuna A) Eserin içeriğine
D) Romanın her şeyi yansıtan bir ayna gibi gö- B) Sanatçının üslubuna
rüldüğüne C) Eserin hikâyelerden oluştuğuna
E) Hayatın tüm detaylarının gerçekçi anlayışla D) Eserin oluşma şartlarına
yazılan romanlarda bulunduğuna E) Köylünün eseri beğendiğine*

116
5. Bir sanatçı, içinde bulunduğu koşullardan yakın- 7. Okul öncesi dönemde oyun; çocuğun bedensel,
maya başladığı anda, sanata yön çizmeye baş- duygusal ve sosyal gelişimini etkiler. Aynı za-
lamış demektir. Gerçek sanat zaten kötü koşul- manda mantık ve dil açısından da çocuğun ge-
lara inat, daha aydın kafalar ve yürekler yaratma lişimine katkıda bulunur. Örneğin; çocuk, arka-
savaşıdır. Yılgınlık, bezginlik, küskünlük, her in- daşlarıyla oynarken farkında olmadan yeni söz-
san gibi sanatçının da başına gelir elbet; o za- cükler kazanır ve bu sözcükleri kullanır. Öğren-
man kendi gibi olanların sözcülüğünü eder sana- diği bu sözcükleri arkadaşlarıyla paylaşır, onlara
tıyla. Buna gücü yetmiyorsa yaptığı kadarını ter- bir şeyler ifade eder. Bu yolla da dili kullanma ve
temiz bırakmalı, çekip gitmeyi bilmelidir. konuşma becerisi artar.
Bu parçada sözü edilen sanatçılarla ilgili olarak Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği-
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? nilmemiştir?

A) Gerçek sanat eserinin iyi olmayan koşullarda A) Okul öncesi çocukların oyuna gereksinimine
ortaya çıktığına B) Çocuğun oyun sırasında dilini kullandığına
B) Yazma koşullarının oluşmadığı bir toplumda C) Oyun oynarken yeni sözcüklerin ortaya çıkı-
sanatçıya düşen ilk görevin kaçmak olduğuna * şına
C) Sanatçının şartlara başkaldırışının sanata bir D) Dili kullanmanın konuşma yetisini artıracağına
yön çizme olduğuna E) Çocuğun farkında olmadan arkadaşlarıyla
D) Her sanatçının diğer insanların yaşadığı duy- eğlendiğine *
guları yaşayabileceğine
E) Sanatçıların ortak duygulara tercüman oldu-
ğuna
8. Dilimiz henüz oluş hâlindedir. Bu nedenle dilimizi
Türkçe sözcüklere doğru götüren akım, çok hız-
lı sürüyor. Bunu anlamak için herhangi bir yaza-
rın on yıl önce yazdıklarıyla, bugün yazdıklarını
karşılaştırmak yeterlidir. Fakat her iyi gidişte ol-
duğu gibi dilimizin sade Türkçeye doğru gidişi-
ni hızlandırmakta da romancılarımıza, şairlerimi-
ze, hikâyecilerimize görevler düşmektedir. Bu işi
6. Halit Ziya, Türk romancılığının öncüsü sayı- fantezilerle değil ilim ve gerçeklere uygun biçim-
lır. Edebiyatın hemen bütün türlerinde yazdı- de başarmak gerekir.
ğı hâlde, romancı ve hikâyeci olarak ün kazan- Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
mıştır. Romanlarında teknik bakımdan sağlam bilir?
bir yapı vardır. Roman konularını daha çok ay-
dın çevresinden seçtiği hâlde, hikâyelerinde hal- A) On yıl önce yazılan Türkçe kelimeler barın-
ka yaklaşmaya çalışmıştır ayrıca iç ve dış gözle- dırmayan eserler okunmamalıdır.
me büyük önem vermiştir. B) Farazi çalışmaların sayısı her geçen gün ar-
Bu parçada Halit Ziya’ya ilişkin olarak aşağı- tırılmalıdır.
dakilerden hangisine değinilmemiştir? C) “Türkçeleşme” akımı gelişimini tamamlayıp
A) Ruh ve çevre betimlemelerine önem verdiğine çokça esere imza atmalıdır.
B) Romanlarının güçlü bir tekniği olduğuna D) Dili Türkçeleştirmede sanatçılar, gerçeklikle
C) Daha çok hikâye ve romanda tanındığına iş birliğinde olup çalışmalıdır. *
D) Eser türlerinde farklı kitleleri seçtiğine E) Çok hızlı devam eden dilimizdeki çalışmalara
E) Türk romancılığının babası ve realist olduğuna* bir süre ara verilmelidir.

1. B 2. A 3. E 4. E 5. B 6. E 7. E 8. D

117
28

Paragrafta Yardımcı Düşünce

1. Tiyatronun görevi, yeni kelimeleri tanıtmak ve 3. Şimdi benim için güzel olan her şeyi insanlarla
dile katmak değildir. Bu görev, radyo, televizyon paylaşmama imkân veren bir yaşamım var. Bu
gibi yayın araçlarına düşer. Özellikle gerçekçi bana her geçen gün biraz daha güç katıyor. Se-
oyunlarda yeni türetilen ve halkın henüz kullan- vincimi paylaşacağım, gözyaşımı saklamaya
madığı sözcüklerin kullanılmasına karşıyım. Şi- çalışmayacağım birileri olmalı. Yoksa yalnız bir
nasi, tiyatrodaki kişilerin, “kişiliklerine göre” ko- ağaç gibi rüzgâra, yağmura, zamana karşı dur-
nuşması gerektiğini söylerken en doğru ilkeyi mak zor.
getirmişti. Alışılmamış sözcükler, sahnede kulla- Böyle düşünen bir insan için aşağıdakilerden
nıldığında halkta tepki doğuruyor. Bugün Türk- hangisi söylenemez?
çeyi çok iyi kullanan yazarların yanı sıra çok yeni
Türkçe sözcüklerle dolu eserler veren yazarlarla A) Hayatından memnundur.
da karşılaşıyoruz. Bu durum tiyatroda bir denge- B) İnsanlardan beklentisi yoktur.*
sizlik yaratıyor. C) Yaşamı paylaşmayı sever.
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han- D) Yalnızlıktan hoşlanmaz.
gisi çıkarılamaz?
E) Yaşamdan güç alan biridir.
A) Tiyatroda izleyicinin anlayacağı bir dil kulla-
nılmalıdır.
B) Türk tiyatrosu dil konusundaki tartışmalar yü-
zünden geri kalmıştır.*
C) Türkçeyi çok iyi kullanabilen yazarlar vardır.
D) Yeni kelimeleri tanıtmak iletişim araçlarının
görevidir.
E) Dil kullanımı konusunda tiyatroda zaman za-
man sıkıntı yaşanmaktadır.

4. Güney Amerika’ya ilk ayak basan Avrupalılar, İs-


panyollar oldular ve XVI. yy.ın başlarında, za-
ten örgütlenmiş olan Meksika vadisindeki Aztek
İmparatorluğu’nun servetini ve stratejik bakım-
2. 1940 şiir hareketinin en genç şairlerinden olan dan önemli olan Orta Amerika kıstağını denetim-
Kurdakul’un ilk şiir kitabı ‘‘Tomurcuk”, şair on altı leri altına aldılar. Ayrıca, Antil Adaları’nın bir bö-
yaşındayken basılır. O zamanlar dünyaya bakı- lümü üstünde hak iddia ettiler ve Atlas Okyanusu
şı da şiiri de ilk ve son kez kötümser, umutsuzdur. kıyılarında birbiri ardına ileri karakollar kurdular.
Heceyle, çevre izlenimlerinin aktarıldığı şiirler bir yıl Fransızlar, iç kesimdeki iki önemli su yolu olan
sonra, 1944’te uzun bir değişimin başlangıcı gibi St. Lawrence ve Mississippi ırmaklarının deni-
coşkunun ve umudun yollarını aramaya başlar. ze döküldükleri yerlere yerleştiler. Hollandalılar-
Bu parçadan sanatçı ve yapıtlarıyla ilgili ola- sa bir süre, Hudson Irmağı’nın denize döküldüğü
rak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? bölgeyi ellerinde tuttular.

A) Şair genç yaşlarda şiir hareketinin içinde yer Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği-
nilmemiştir?
almıştır.
B) İlk şiirlerinde karamsar ve umutsuz bir bakış A) İspanyolların Atlas Okyanusu kıyılarında de-
açısı vardır. netim yerleri kurduğuna
B) Antil Adaları üzerinde İspanyolların hak iddia
C) İlk kitabından sonra oluşturduğu şiirler iyim-
ettiğine
ser ve yaşama coşkusu ile doludur. C) Avrupa’ya ilk ayak basanların İspanyollar ol-
D) 1944’ten sonra yeni bir şiir topluluğunun için- duğuna
de yer almıştır.* D) Fransızların Mississippi kenarlarına yerleştiğine
E) Şiirinde izlenimlere dayalı bir anlatım oluştur- E) Hollandalıların diğer ülkelerden sonra işgale
muş, hece ölçüsünü kullanmıştır. giriştiğine*

118
5. Pek çok akademisyenimizin profesörlük unvanını 7. Zamanı gerektiği gibi kullanamadığımız için ya-
aldıktan sonra kitaptan, kalemden uzaklaştığı ülke- şam bizi yoruyor. Öyle ki zamanında dile getiri-
mizde, üretkenliği ile saygıyı hak eden Emre Kon- lemeyen her söz, yapılamayan her davranış ve
gar, kültür dünyamızın renkli isimlerinden biridir. Ka- vakti geldiğinde hareket etmeyen her tren yoru-
riyerinde Kültür Bakanlığı Müsteşarlığı da bulunan yor bizi. Acaba her söz zamanında dile getiril-
Kongar, son kitabı ‘‘Yozlaşan Medya ve Yozlaşan se, her şey zamanında yapılsa, trenler zamanın-
Türkçe”de popüler kültür çevrelerinde sıkça yapılan da yol alsa yine de yorar mıydı yaşam bizi? Za-
Türkçe hatalarına ve Türk medyasındaki sorunlara man geçtikçe mi anlıyoruz bunu, yoksa anlama-
dikkat çekiyor. ya başladıkça mı yoruluyoruz? Yoruldukça coş-
Bu parçadan hareketle Emre Kongar ve yapıtıy- kumuzu kaybedip durağanlaşıyor muyuz? Ancak
la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene- şu da bir gerçek ki mücadele gücünü kaybeden
mez? insan yaşamın zorluklarına karşı koyamaz, ken-
dini yaşam seline kaptırıverir.
A) Akademisyendir ve bir dönem bürokratlık da
“Yaşam” hakkındaki düşüncelerini bu sözlerle
yapmıştır. dile getiren bir kişi için aşağıdakilerden han-
B) Profesör olduktan sonra da yapıt vermeye de- gisi söylenemez?
vam etmiştir.
A) Düzensizlikten yakınan
C) Son kitabı, medya ve medyanın dil hataları üze-
B) Karşılaştığı durumları yorumlayan
rine eleştirilerden oluşmaktadır.
C) Yaşam şartlarının değiştirilemeyeceğine ina-
D) Dil konusunda duyarlı bir yazardır.
nan*
E) Son kitabı, Kültür Bakanlığı Müsteşarlığı yaptığı
D) Çevresine eleştirel bir gözle bakan
sırada çıkmıştır.*
E) Ruh dinginliği arayışı içinde olan
6. Okuma kültürü edinmiş insan; kavramsal yönden
gelişmiş, kendi duygu ve düşünce gücünün kılavuz-
luğunda yaşamını yönetme yeterliliği edinmiş insan-
dır. İnsan sevgisi, doğa sevgisi, yaşama sevgisi gibi
tüm sevgi bileşenlerini içselleştiren, bunları yaşa- 8. Nasrettin Hoca fıkraları Türkçenin konuşulduğu
mında uygulayabilen insandır, okuma kültürü edine- her yerde dilden dile yayılmış ve anlatılagelmiş-
bilmiş insan. Edindiği kültürü bireysel olmaktan çıka- tir. Ayrıca Türkçeye komşu olan dillere de geç-
rıp toplumsal düzeyde temsil yeteneği kazanmış in- miş, dünyanın birçok diline çevrilmiştir. Tüm fık-
sandır, okuma kültürü edinmiş insan. ralarda belli bir dünya görüşü hâkimdir ve her fık-
Bu parçanın yazarı “okuma kültürü edinmiş ra insan aklına seslenir. Ancak doğrudan bir ses-
insan”da bulunması gereken özellikler arasında lenme değildir bu, yüzeysel bir olaydan başlayıp
aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir? zihnin derinliklerinde son bulan bir seslenmedir.
Bunun içindir ki yüzyılları aşıp günümüze ulaş-
A) Her tür sevgiyi özümseyip yaşamına yansıtabil- mıştır.
me Bu parçada Nasrettin Hoca fıkraları ile ilgili
B) Kendi yaşamına yön verecek güce sahip olabil- olarak aşağıdakilerden hangisine değinilme-
me miştir?
C) Kazandığı kültürle toplumunun sözcülüğünü ya- A) Nükteli bir anlatıma sahip olduğuna*
pabilme B) Akla hitap ettiğine
D) Öğrendiklerini hayata kolayca uygulayabilme C) Birçok dile çevrildiğine
E) Edindiği kültürle toplumsal sorunlara çözüm D) Türk diliyle oluşturulup yaşam bulduğuna
yolu bulabilme* E) Belli bir düşüncenin benimsenip yansıtıldığına

1. B 2. D 3. B 4. E 5. E 6. E 7. C 8. A

119
AÇIKLAMA ÖYKÜLEME

Amaç bilgi vermek, öğretmektir. Olay, kişi, yer ve zaman unsurları


Yalın bir anlatımı vardır. vardır.

‘‘Tanımlama’’ bu anlatım Amaç, okuyucuyu olay içinde


biçiminde kullanılabilir. yaşatmaktır. Olayın ve kişinin olması
şarttır. Anlatımda hareketlilik vardır.

PARAGRAFTA
PARAGRAFTA ANLAM

ANLATIM

120
TEKNİKLERİ

TARTIŞMA BETİMLEME

Bir düşünceyi çürütmek, bir kanıyı İzlenimleri görünür kılmaktır. Sözcüklerle


değiştirmek veya düşünceyi kanıtlamak resim yapma da denebilir. Duyuları
amacıyla oluşturulan anlatım biçimidir. harekete geçirir. Benzetmelerden,
sıfatlardan faydalanılır.
Karşılaştırma, tanık ve kanıt gösterme,
Gözlem ön plandadır. Bir varlığın ayırıcı
örnekleme yolları bu anlatım biçiminde
özelliklerini verir. Öznel ya da nesnel
bulunabilir.
betimleme olabilir.
PARAGRAFTA ANLAM

NASA’nın araştırmalarına göre, Kuzey Kutbu’ndaki buzullar eskisinden daha hızlı


eriyor. Uydu verilerine göre Kuzey Kutbu’nda tüm yıl boyunca kalan daimi buzullar
yüzde 14 oranında azaldı. Bu da Türkiye’nin yüz ölçümü kadar bir buzul kütlesinin
eridiği anlamına geliyor. Bu durumun 2005’teki alışılmamış rüzgârlardan ve sıcaklı-
ğın yükselmesinden kaynaklandığı tahmin ediliyor.
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öyküleme B) Betimleme C) Açıklama
D) Tartışma E) Örnekleme

Bu parçada Kuzey Kutbu’ndaki buzul erimeleri ve bu durumun olası nedenleri üzerinde durulmakta
ve bu konuda bilgi verilmektedir. Dolayısıyla parçada açıklayıcı anlatım biçimi kullanılmıştır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

Hata yapmaktan korkan, hata yapanlara olumsuz bakan insanlar vardır. Hâlbuki ha-
yat, insanoğlunun hata yapmasına son derece hoşgörüyle bakar. Yeter ki o insan bir
daha hata yapmaktan korkmasın ve yaptığı hataları tekrarlamasın. Her yanlış nok-
ta, bir yaşam düzlemi üzerinde doğru noktalarla eşleşebilsin. Yani yanlışlar, doğru-
ları doğurabilsin.
Bu parçada kullanılan anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tartışma B) Açıklama C) Betimleme
D) Öyküleme E) Tanık gösterme

Bu parçada hata yapmanın bir kusur mu yoksa bir insanlık durumu mu olduğu tartışılmıştır. Parça-
nın ilk cümlesinde hata yapmanın bir kusur olarak görüldüğü düşüncesi dile getirildikten sonra as-
lında hata yapmanın bir insani durum olduğu dile getirilmiş ve bu durum kişisel yargılarla destek-
lenmiştir. Bu bakımdan parçada tartışma anlatım biçimi kullanılmıştır.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

121
29

Paragrafta Anlatım Teknikleri

1. Günlük güneşlik Akdeniz sahilini, Kaş’ı geride bı- 3. Sanat güzelliği, yaratı güzelliğidir. Kimi zaman
rakıp Elmalı yoluna saptık. Toroslara tırmanan bir uyumluluk, olarak beliren özgün bir güzellik.
bir yolda bulduk kendimizi. Keskin virajlardan Ne demiş Bacon: “Sanat, doğaya eklenmiş in-
döne döne yükseldik. Önce makililikler yerini kı- sandır.” Başka bir deyişle doğa değildir. Sartre
zılçam ormanına bıraktı, ardından sedir ağaçları da doğadaki güzellikle, sanattakinin en ufak bir
gözükmeye başladı. Sanki iki saat önceki bahar ilişkisi yoktur. Sanat yapıtı bir amaç gütmez. Bu
havasını başka bir ülkede yaşamıştık. Hava ani- konuda Kant’la aynı düşüncedeyiz ama bu, sa-
den kararıverdi. Gök yarılırcasına şimşekler çak- nat yapıtının bir erek oluşundan ileri gelmektedir.
tı ve bardaktan boşalırcasına yağmur sökün etti. Kant’ın formülü “Her tablonun, her heykelin, her
Antalya’nın Elmalı ilçesine bağlı Kızılağaç köyü- kitabın içinde çınlayan çağrıyı hiç hesaba katma-
ne ulaştığımızda pırıl pırıl bir gökkuşağını bizi maktadır.” der. Bilindiği gibi Kant, estetiği sana-
beklerken bulduk. tın amacı, bir güzellik zorunluluğu yaratmak ola-
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine yer ve- rak betimlemiştir. Sartre, bunu yadsımıyor ama
rilmiştir? sanat yapıtının bütünlüğünden gelen çağrıyı, bil-
diriyi de görmezlikten gelemeyiz diyor.
A) Eksiltili cümlelere Bu parçada aşağıdakilerden hangisi kullanıl-
B) Alıntı yapmaya mıştır?
C) Doğayı devinim içinde yansıtmaya*
A) Öyküleme - Karşılaştırma
D) Örneklemeye
B) Açıklama - Tanımlama
E) Tanımlamaya
C) Betimleme - Örnekleme
D) Tartışma - Tanık gösterme*
E) Açıklama - Örnekleme

2. Fındık satıcısının sandalı parlak kırmızı ve al-


tın rengiyle süslenmiş, bacası tüterek, arma-
sı ipe dizilmiş yer fıstıklarıyla bezemiş, geliyor.
Baloncu kız, tepesinde uçan mavi, yeşil, kırmı-
zıdan kocaman üzüm salkımıyla; sandalcı kır-
mızı teneke tentesi altında alçak gönüllü... Sel- 4. Tiyatroda vücut ve nesne ölçüleri değişmez.
vi ile palmiye gibi direnenler dışında daha şimdi- Oyuncu neyse odur. Oysa sinemada görüntüler
den güzle kötüleşmiş, seyrelmiş yeşilliklerin ara- şaşılacak bir oranda büyür, gerçek dışı olur. Bu-
sından seçilen gökyüzünde pembe bulut küme- nun bir yararı vardır: Seyirci en küçük ayrıntıları
cikleri arasında sapsarı bir ay doğuyor. bile rahatlıkla görür. Ayrıca sinema oyuncusunun
bu yolla seyirciyi etkileme şansı, tiyatro oyuncu-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer
sununkine oranla çok fazladır. Doğal olarak aynı
verilmemiştir?
şey filmin yönetmeni için de söylenebilir.
A) Eksiltili yargıya Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme
B) Benzetmeye yollarından hangisine başvurulmuştur?
C) Duyu organlarıyla ilgili ayrıntıya
A) Örnekleme B) Karşılaştırma* C) Tanımlama
D) Öznel yargıya
D) Benzetme E) Alıntı yapma
E) Yinelemeye*

122
5. Çevirdiği yazarın kendine özgü havasını sezdir- 7. Kırlangıçlar geldi ama geçen yıllardaki gibi geliş-
mek amacını benimsemiş çevirmen, ilkin kendi- lerinin ilk gününde her şeyi selamlayıp inceledik-
si o havaya girmek, o yazarın deyişine ermek, leri, ışıklı ötüşleriyle durmadan, dinlenmeden ge-
anlatımının inceliklerini tek tek sözcüklerin yü- vezelik ettikleri görülmüyor pek. Onlar, çiçekle-
zeysel anlamları ardındaki özelliklerle kavramak re Afrika’da gördükleri şeyleri, denizaşırı iki yol-
zorundadır. Söz gelişi, İngilizceden Türkçeye bir culuğu, bir kanatlarını yelken gibi kullanarak ya
sözlükte anlamı “aşk” diye verilen “love” sözcüğü da gemilerin direklerine konarak su üstünde yol
D. H. Lowrence’ın, E. M. Foster’ın, T. S. Eliot’ın alışlarını, başka gün batımlarını, başka şafakla-
yapıtlarında ayrı anlam boyutları, ayrı çağrışım- rı, yıldızlı geceleri anlatırlardı.
lar taşır. Bu ayrılık, adı geçen yazarların kullan- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin han-
dığı belli bir duyguyu dile getiren birçok sözcükte gilerine yer verilmiştir?
olduğu gibi soyut kavramların kullanılışında da
kendini gösterebilir. “demokrasi”, “din”, “kültür” A) Karşılaştırma - Örnekleme
sözcükleri bunlar arasında sayılabilir. B) Tanımlama - Karşılaştırma
Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme C) Benzetme - Kişileştirme*
yollarından hangisine başvurulmuştur? D) Örnekleme - Benzetme
A) Örnekleme* B) Tanımlama C) Karşılaştırma E) Tanık gösterme - Tanımlama

D) Benzetme E) Tanık gösterme

6. Şu karşıki tümseğin üstünde yusyuvarlak bir


ağaç var. Tek ağaç. Ovanın monoton düzlüğün-
den kâinatı seyreden bir ağaç. Bu mutlak bir
ağaçtır, yalnız ovada değil, bütün Anadolu’da bu
tek ağaçlara dikkat ediniz: Onlarda yalnız, kendi
8. Oldukça iyi döşenmiş, özellikle fazla süsten ka-
hâlinde yaşayan insanı görür gibi olursunuz. Tek
çınılmış olan oda, biraz dağınıkça idi. Sahibinin
ağaçlara yaklaşırsanız çapraşık kuru dallarına
evli olmadığını yazıhaneye benzer bir masanın
bağlanmış sarılı, beyazlı, allı, morlu her renkten
üstündeki dağınık kâğıtlar gösteriyor ve temizlik-
solgun paçavralar görürsünüz. Bunlar setrelerin,
çinin bu oda ile uğraşmaktan men edildiği anlaşı-
cepkenlerin yenlerinden koparılmış, o kuru dal-
lıyordu. Yerde küçük bir halı, alçak sigara iskem-
lara bağlanmış arzuların adaklarıdır. Belki hiçbir
leleri, rahat iki koltuk ve köşede bir sedir vardı.
zaman gerçekleşmeyecek olan güzel arzuların
Pencereleri krem renginde tül kapatıyordu.
adakları...
Bu parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerin-
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine yer ve-
den hangisi kullanılmıştır?
rilmemiştir?
A) Öyküleme
A) Öznelliğe
B) Betimleme*
B) Kişileştirmeye
C) Tartışma
C) Kanıtlamaya*
D) Açıklama
D) Benzetmeye
E) Örnekleme
E) Eksiltili yargıya

1. C 2. E 3. D 4. B 5. A 6. C 7. C 8. B

123
PARAGRAFTA ANLAM

PARAGRAFTA DÜŞÜNCEYİ
GELİŞTİRME YOLLARI

Her paragrafın belli bir düşünceyi aktarmak için yazıldığını biliyoruz. Yazar bu düşünceyi
değişik şekillerde ortaya koyarak anlatır. Anlatım biçimiyle düşünceyi geliştirme yollarının
farklı şeyler olduğunu da bilmeliyiz. Ancak anlatım biçimi dört tane olduğundan bir soru
hâline getirilemez. Bu nedenle geliştirme yollarıyla birlikte sorulur. Şimdi sorularda
karşımıza çıkan “düşünceyi geliştirme yolları” nı açıklayıp öğrenelim.

TANIMLAMA KARŞILAŞTIRMA

Bir kavramın ya da nesnenin bütün İki kavram, olgu ve nesne arasındaki


özelliklerini doğrudan aktararak anlatmaktır. benzerlik ya da zıtlıklardan yararlanarak
‘‘Bu nedir?’’ sorusuna cevap verir. düşünceyi geliştirmektir.
Bir şeyin ne olduğunu bildirir, neye yaradığını Genellikle ‘‘daha, en, ise, oysa’’ gibi ifadeler
bildirmez. kullanılır.

TANIK GÖSTERME KANIT GÖSTERME

Düşünceyi geliştirmek için o konuda söz İstatistiki bir bilgiyi, bilimsel bir çalışmayı,
sahibi kişinin (düşünür, yazar vb.) tarihî bir olayı veya resmî belgeleri parçada
sözlerini aktarmaktadır. kullanmaktır.

ÖRNEKLEME BENZETME VE
MECAZLAR
Düşünceye açıklık kazandırmak için o Mecazlar, benzetme, söz sanatları,
konuyla ilgili örnekler vermedir. kişileştirmeye başvurmaktır. Anlatım özneldir.

124
PARAGRAFTA ANLAM

(I) Ressam her şeyden önce gözlem yeteneğini kullanan kişidir. (II) Hayatın gizli kal-
mış ayrıntılarını çoğu zaman sadece o görür. (III) Gözleri sıradan bir insanınkinden
daha farklı renkleri, biçimleri ve uzamları fark eder. (IV) Fırçası bir boyacının fırça-
sından sadece boyutuyla farklı değildir. (V) Aynı zamanda bileklerindeki yumuşaklı-
ğın fırçayla dansı inanılmaz eserler ortaya çıkarır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde tanımlamaya yer verilmiş-
tir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Parçanın birinci cümlesi “Ressam kimdir?” sorusuna yanıt vermektedir. Dolayısıyla bu cümle bir
tanım cümlesidir. Bu cümlede kişisel yorumlara yer verildiği için cümle öznel bir tanım cümlesidir.
Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

1950 kuşağı şiirde toplumculuğu benimsemiş birçok şairden oluşan bir kuşaktır. Top-
lumu, toplumun sorunlarını ve yaşam biçimlerini, eserlerinde yoğun olarak işlemiş-
lerdir. Aynı dönemde yaşayan bireyci şairler ise toplumu bir kenara itmiş, bireyi ve
bireyciliği kutsamıştır. Bireydeki değişimin toplumu da değiştirebileceğine inanmıştır.
Bu parçada yazar, düşüncesini geliştirmek için aşağıdaki yollardan hangisine
başvurmuştur?
A) Tanık gösterme B) Örnekleme C) Öyküleme
D) Benzetme E) Karşılaştırma

Parçanın yazarı 1950’li yılların Türkiye’sindeki toplumcu ve bireyci şiir anlayışını karşılaştırmıştır.
Dolayısıyla parçada kullanılan düşünceyi geliştirme yolu karşılaştırmadır.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

125
30

Paragrafta Düşünceyi Geliştirme Yolları

1. Uzaktan pırıl pırıl, tertemiz deniz kokuyordu. Yo- 3. Ortaokulun üçüncü sınıfına geçtiğim zaman ba-
suna benzer, tuzlu, iyotlu, taze balık kokusuna bam Ankara yakınındaki bir askerî fabrikaya
benzer bir kokuyla kokuyordu. Yanından geçer- atandı. Yeniden kavuştuk. Hamamönü’nde eski
ken sanki sıcakta, dumanlı bir deniz geçer gibi bir Ankara evine taşındık. Ev sahibi, yangın çıkar
geçiyordu. Üstünde ak pak bulutlar... Elleri koca- diye evine elektrik almamıştı. Elektriksiz evlerin
man kabaydı. Uzun parmakları boğum boğum- ayda bir litre gaz yağı hakkı vardı. Babam ustay-
du. Bir balyoz gibi sarkıyordu iki yanından. dı artık bir karpit lambası yaptı. Lambanın kes-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer kin ışığında okur, yazar, düş kurardım. Gözlerim
verilmemiştir? bozuldu. Utana sıkıla gözlük taktım. Yararını da
gördüm. Matematik öğretmenimiz Nuri Bey, “Uy-
A) Duyu organlarıyla ilgili ayrıntılara gar adam, gözlüklü olur.” der, gözlüklüleri kayırır-
B) Kişileştirmeye* dı. En uygarımız oydu. On numara gözlük camı
C) Benzetmeye kullanırdı.
D) Öznelliğe Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden
E) Eksiltili cümleye hangisi söylenemez?

A) Olayları oluş sırasına uygun olarak verme


B) Mecaz anlamlı sözcük kullanma
C) Neden-sonuç yargılarına yer verme
D) Düşsel ögelere başvurma*
E) Anlatıma ironi katma

2. Ben düşünürken güneş yerine ay etrafı aydınlat-


maya başlamıştı. Bozcaada, Ege Denizi içinde
karanlık bir silüet olarak görünüyordu. Ege’den
gelen rüzgâr iyice serinlemiş ve şiddetini artır-
mıştı. Üşüdüğümü fark ettim. Suları arkamda bı-
rakarak yürümeye başladım. Antik yol bin yıldır 4. Anama olan sevgim, babamın tarih okuma sev-
sabırla kendisine eşlik eden dostuyla rüzgârla gisi bende yazar olma tutkusunu ateşledi. Ba-
baş başa kalmıştı yine. Önce mezarları geçtim, bam genç yaşta ölüverince ilçedeki meslek li-
sonra da incir ağaçlarını. Ustaların bağırışlarını, sesini yarıda bırakmak zorunda kaldım. Benden
çekiç sesleri, devasa sütunların gemilere yükle- küçük dört erkek kardeşim ve anamla tütün, pa-
nişleri yol boyunca bir film gibi gözümde canlan- tates tarlalarına, incir bahçelerine gele gide yol
dı. ettik.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
kilerden hangisi söylenemez? hangisine başvurulmuştur?

A) Tanımlama yapıldığı* A) Betimleme


B) Kişileştirmeye başvurulduğu B) Öyküleme*
C) Benzetme yapıldığı C) Tartışma
D) Anlatıcının duygularına yer verildiği D) Açıklama
E) Olayların oluş sırasıyla anlatıldığı E) Karşılaştırma

126
5. Kapanmaya yüz tutmuş yara kabuğu gibi tersi- 7. Demin yeri deşen yağmur damlaları toprağı do-
ne kıvrılan boz toprak, günün ilk ışıklarıyla ağa- yurduktan sonra önümdeki küçük çukurlarda il-
rıyordu. Küçük meyildeki çeşme başında çıplak kile ilkile birkaç gölcük yapmış, bu kez de baş-
yalnızlığından utana utana birbirine bakan acı ka bir oyuna başlamıştı. Cip cip diye suya düşü-
söğüt dallarını, yorgun iğdeleri yaldızladı. Yeşil yor, düştükleri yeri biraz çukurlaştırıyor fakat bu
tepeler ışıldadı. Çalı diplerinden yavru tavşan- çukurluk hemen kapanıyor ve ortasından ince,
lar fırladı. Daha önce, çıplak ağaç gövdeleri ara- narin endamlı bir sütun yükseliyor; yükseldikçe
sında kırmızı kiremitleri, ayva sarısı badanasıy- inceliyor ve ucu sivrilirken birdenbire şişmanla-
la istasyon binası vagon çekilmişti. İstasyonun yarak bir yumurta şeklini alıyor. Sonra sütunun
sol yakasında küçük bir otlak, ileride insan boyu ucundan kopuyor, kısa bir pırıltı ile zıplayarak
sazları ve kamışlarıyla bataklık uzanıyordu. suya düşüyordu.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
verilmemiştir? hangisine yer verilmemiştir?

A) Benzetmeye A) Ayrıntılı anlatıma


B) Kişileştirmeye B) İnsana özgü niteliği doğaya aktarmaya
C) Öznelliğe C) Duyu organlarıyla ilgili ayrıntılara
D) Alıntılamaya* D) Öznelliğe
E) İzlenim kazandırmaya E) İki kavramın kıyaslanmasına*

6. Yunan ve Latin klasiklerinin yapıtlarında doğa-


nın bir sevgi ve duygu kaynağı olarak ele alın-
dığı görülmez. Fransız klasikleri için de böyle- 8. Yanı başımdaki vişneye üç serçe süzüldü. Konar
dir. Şüphesiz onların zamanında da bugün göz- konmaz çekişmeye, ıslak tüylerini kabartarak
lerimiz önünde kaynaşıp duran canlı ve renk- koklaşmaya başladılar. Yaramazlık ettikleri dal-
li doğa vardı. Elbette Yunanlar da Romalılar da ların yapraklarına yağmurun taktığı pırlanta kü-
17. yüzyıl insanları da doğadan zevk almışlardır. peleri hep yere düşürdüler. Fakat telaşlarından,
heyecanlarından altlarındaki dalda arka arkaya
Eski bir Fransız eleştirmenin dediği gibi “Boile-
kamburlarını çıkararak sürünen kocaman iki tırtı-
au, iki satır arasındaki boş zamanını Auteuil’deki
lın ben oradan ayrılıncaya kadar farkına bile var-
bahçesindeki zevk almakla geçirirdi; o da bizim madılar. Otobüse binerken kırlangıçlar, Keçiören
gibi güneşi, koruları ve yeşillikleri sevmişti. Ama havalarında çoktan başladıkları koşmaca oyun-
cümlesiz sevmiştir.” larına çılgınca devam ediyorlardı.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçada aşağıdakilerin hangisine yer ve-
rarlanılmıştır? rilmemiştir?

A) Tanık gösterme* A) Düşsel ögelere*


B) Tanımlama B) Kişileştirmeye
C) Örnekleme C) Benzetmeye
D) Benzetme D) Öznelliğe
E) Kişileştirme E) Niteleyici sözcüklere

1. B 2. A 3. D 4. B 5. D 6. A 7. E 8. A

127
PARAGRAFTA ANLAM

PARAGRAFTA ANLATIMIN TEMEL NİTELİKLERİ

AÇIKLIK Anlatımın herkes tarafından kolayca anlaşılması, farklı anlamlara ve


anlaşılmalara yol açmamasıdır.

Anlatımda yargıların ve düşüncelerin, gereksiz sözcük ya da ifadelere yer DURULUK


vermeden aktarılmasıdır.

YALINLIK Anlatımda özentilerden, her türlü yapmacık ifadelerden ve gereksiz


süslemelerden kaçınmaktır.

Anlatımın sözcüklerden başlayarak, cümlelerin dizilişiyle, pürüzsüz olmasıyla, AKICILIK


okuyana ve dinleyene metnin zevk vermesi, metnin akıp gitmesidir.

İÇTENLİK Duygu ve düşüncelerin içe doğduğu gibi anlatılmasıdır. Bu anlatım ilkesine


“doğallık” adı da verilir. Genellikle günlüklerdeki metinler içtenlik özelliği
taşıyan metinlerdir.

Hem duygu ve düşünce hem de anlatım yönünden bir sanatçıyı diğerlerinden ÖZGÜNLÜK
ayıran özelliklerin tümüdür.

YOĞUNLUK “Özlü anlatım”da denilen yoğunluk az sözle çok anlam yansıtma özelliğidir.
Anlatımda duyguların, düşüncelerin zengin bir biçimde verilmesidir.

ETKİLEYİCİLİK
Ele alınan konuyla, konunun işleniş biçimiyle ve içeriğiyle okuyucuyu ve
dinleyiciyi sarsabilmesidir.

TUTARLILIK
Anlatımda düşüncelerin çelişkilere yer vermeyecek bir biçimde verilmesidir.

128
PARAGRAFTA ANLAM

Bir yazarla, ilgili aşağıdaki belirlemelerden hangisi ayraç içindeki özellikle


uyuşmamaktadır?
A) Romanlarına ne zaman başladığımı ve ne zaman bitirdiğimi hiç anlamadım,
sayfalar arasında uçarcasına yol aldım. (Akıcılık)
B) Her cümlesini bir kez daha okuma gereğini duydum, kendini kolayca ele veren
cümleler değil bunlar her okuyuşumda bir yenilik keşfettim. (Yoğunluk)
C) Hikâyelerindeki her cümlenin altında kendi imzası var yazarın, söyledikleriyle
daha önce hiç karşılaşmadım. (Özgünlük)
D) Beni dolambaçlı yollarda hiç gezdirmedi, makyajlanmış sözcüklerle gözümü
boyamaya çalışmadı. (Yalınlık)
E) O, insan sevgisini anlatırken kimsenin yürümediği yollarda yürüttü beni, kendi
sıcaklığını ve kokusunu hiç unutturmadı. (Özlülük)

Sorunun A, B, C ve D seçeneklerinde yapılan belirlemeler, ayraç içinde verilen anlatımın nitelikle-


riyle uygun içerikte ifadeler içermektedir. E seçeneğinde ise “kendi sıcaklığı ve kendi kokusu”
sözlerinden de anlaşılacağı üzere özgünlüğe dair bir belirleme vardır. Özlülük, az sözle çok şey an-
latmaktır. Bu bakımdan E seçeneğindeki belirleme ayraç içindeki anlatım ilkesine uygun değildir.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

129
31

Paragrafta Anlatımın Temel Nitelikleri

1. Aşağıdaki verilen cümlelerin hangisinde altı 3. Şiirini ölü malzemeyle kurmamıştır o. Eskinin
çizili söz çıkarılırsa cümlenin anlamında bir çok şey anlatır gibi görünen tumturaklı seslerin-
daralma olmaz? den, buna benzer süslemelerden kaçınmıştır.
Bu parçada söz konusu şairin anlatımında
A) Antrenmanlarını düzenli yapmayan bu koşu-
aşağıdakilerden hangisi vardır?
cunun, rakiplerini geçmesi şimdilik mümkün
değil. A) Yalınlık* B) Açıklık C) Etkileyicilik
B) Kütüphanemizdeki araştırmasının uzun sür- D) Nesnellik E) Kalıcılık
mesi nedeniyle ödevini zamanında bitiremedi.
C) Şehrin karmaşasının henüz başlamadığı sa-
bah saatlerinde yalnız yürümekten hoşlanırdı.
D) En çok gol atan futbolcularını başka takıma
kaptırmalarına rağmen oyuncular hiç de kötü
performans sergilemiyorlar.*
E) Yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda viraja
süratle girince kontrolünü bir an için kaybetti.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili ifa-


de, ayraç içindeki kavramla ilgili değildir?

A) Gidilen yollarda yürümekten çok, kendine


yeni bir yol açmaktır. (Özgünlük)
B) Şiir, sağlam bir yapı içinde, lirik bir planda ter-
temiz doğa suları gibi akıp gitmektedir. (Akı-
cılık)
C) Şiir, ölüm korkusunu ve ölüme gitmeden
önce yaşamın bütün nimetlerinden yararlan-
4. O şiirde duygular düşünceler bir beyaz kağıt gibi
ma isteğini ince bir anlatımla vermektedir.
yabancı ögelerden, fazlalıklardan, süsten arınmış
(Biçem)
olarak, en saf en katkısız biçimiyle belirir. İki nokta
D) Savaşların kötülüğünü ve barışın yüceliğini arasındaki en kısa çizginin düz çizgi olması gibi.
ortaya koyarken insanlığa kadar uzanır. (Ev-
Bu parçada sözü edilen anlatım ilkesi aşağı-
rensellik) dakilerden hangisidir?
E) Onun söyleyişinde sıfatların değişik istifi ya- A) Tanımlama B) Etkileyicilik C) Yalınlık*
nında yepyeni imgelerin de payı büyüktür.
D) Yoğunluk E) Özgünlük
(Özlülük)*

130
5. Onun iyi bir söz istifçisi olduğunu söylemiştik. 7. Zamanı aşmak, sonsuzluğa ulaşmak yazın dün-
Dize yapısında o, sözcükleri yerli yerine oturtmak- yasına giren her sanatçının gönlünde besleyip
ta ustadır. Gereksiz sözcüklere yer vermediği gibi, büyüttüğü bir yüce tutkudur. Bu tutku yönlendi-
ölçüye ve uyağa da tutsak olmaz. Söyleyeceğini rir, temellendirir çabalarını. Acılara, tedirginlikle-
en kısa yoldan söyleyiverir. re katlanışı bundandır. Tutarlılığına, tutmazlığına
Bu parçada sözü edilen şairin anlatımıyla il- bakmadan yeni yeni deneyimlere girişimi bu öz-
gili olarak aşağıdaki niteliklerden hangilerine leme bağlanabilir.
sahip olduğu söylenebilir? Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgu-
lanmıştır?
A) Duruluk - Özlülük*
B) İçtenlik - Akıcılık A) Kalıcılık* B) Nesnellik C) Doğallık
C) Evrensellik - Kalıcılık D) Yalınlık E) Akıcılık
D) Sürükleyicilik - Nesnellik
E) Yalınlık - Doğallık

6. Bu eski yazıları temize çekerken eski sözcükle-


8. Ne Fazıl Hüsnü başka türlü şiir yazabilir ne baş-
rin yerine yenilerini koyduğum oldu. Bazıların-
kası Fazıl Hüsnü gibi şiir yazabilir. Tek örnekten
dan bazı bölümleri çıkardım. Bu çıkarma bazı
ibaret bir tür söz konusu burada. Varlık olarak tu-
şeyleri gizleme kaygısından gelmedi, az söyle-
tarlılığını “tek” olmaktan alıyor o. Öyle ki sahtesi-
me kaygısından geldi. İnsan gençken her söy-
nin bile ortaya çıkması onun için büyük tehlike-
lediğini hikmet sanıyor.Yinelemelerden, uzatma-
dir.
lardan kaçınmak şu yaşlarımızın gereği. Ancak
bu kitaba aldığım yazıların çoğu olduğu gibi kal- Bu parçada, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın hangi
dı. Sonunda bu denemeler demeti oluşuverdi. özelliği ön planda tutulmuştur?
Bu parçada yazarın aşağıdaki anlatım özellik- A) Yalınlığı
lerinden hangisini ön plana aldığı söylenebi-
B) Özgünlüğü*
lir?
C) Doğallığı
A) Akıcılık B) Yalınlık C) Özlülük * D) Evrenselliği
D) Evrensellik E) Doğallık E) Kalıcılığı

1. D 2. E 3. A 4. C 5. A 6. C 7. A 8. B

131
.....................................................................................................................................
....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
04

PARAGRAFTA
YAPI
PARAGRAFTA GİRİŞ CÜMLESİ

Paragrafın ilk cümlesidir. Açıklanıp geliştirilebilecek genel bir yargı içerir.


Kendisinden önce başka cümleleri gerektirecek sözleri (çünkü, oysa, bundan,
böylece, bu durum) içermez. Kendisinden sonraki cümlelere anlamca bağlıdır.
PARAGRAFTA
YAPI

PARAGRAFTA CÜMLE YERLEŞTİRME

Paragrafın giriş ve sonuç cümleleri dışındaki cümleler, gelişme bölümünü


oluşturur. Bu bölümdeki cümleler, çeşitli yollarla, kendilerinden önceki ve
sonraki cümlelere anlamca bağlanmalıdır. Bu cümlelerde benzerliklerden,
karşıtlıklardan, tanıklardan yararlanılır. Gelişme bölümünde yer alan cümleler
açıklama yapılan ve örnekler verilen cümlelerdir.
PARAGRAFTA YAPI

PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE

134
Paragrafta söz konusu düşünceden “farklı bir düşünceye
değinen cümleler, düşüncenin akışını bozar. Bu konuyla ilgili
PARAGRAFTA SONUÇ CÜMLESİ soru tarzı ise ”Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır? şeklinde karşımıza çıkar.
Paragrafın son cümlesidir. Genellikle, anlatılan konuyu bir sonuca bağladığı
için, cümleleri anlamca birbirine bağlayan sözler (kısaca, ancak, oysa, çünkü,
bu nedenle) içerir. Dil ve düşünce yönüyle kendinden önceki cümlelere bağlıdır.
Anlatımın tümevarım yöntemiyle oluşturulduğu paragraflarda ana düşünce bu
bölümde yer alır.
PARÇANIN İKİ PARAGRAFA AYRILMASI

Bir yazıda, her paragraf ele alınan konuyla ilgili bir düşünceyi içerir.
Yazıda konunun farklı bir yönüne yani farklı bir düşünceye
geçildiğinde yeni bir paragrafa başlanır. Yazıda, iki ayrı konuyu ya
PARAGRAFTA YER DEĞİŞTİRME
da aynı konunun iki ayrı yönünü anlatan paragrafları ayırmamak
doğru değildir. Bu tip sorularda, paragrafta ayrı bir düşünceye
Paragrafta, anlam akışındaki bozukluğu gidermek için cümlelerin yer seçilen cümleden itibaren paragraf ikiye ayrılabilir. Parçayı iki
değiştirmesi gerekebilir. Bu bölümün soru tarzı ise “Parçada anlam akışındaki paragrafa bölecek olan cümle, gelişme bölümünde aranmalıdır.
bozukluğu gidermek için hangi cümleler yer değiştirmelidir? şeklinde karşımıza
çıkar.
PARAGRAFTA YAPI

İki tür popüler öykü vardır. Birincisi “kaçış öyküleri”dir, gerçekten kaçmamızı sağlar. İkincisi ise
“içinde kendimizi bulduğumuz” öykülerdir. Okuduğumuzda “işte aynı ben” deriz. İşte benim
öykülerim bu tarzdır. Bu öykülerimi okuyan İrlandalı bir kadın, sorun yaşadığı ailesini bırakıp
İngiltere’ye gitmeye karar vermiş. Ailesi, orada tanıdığı hiç kimse olmadığını söyleyince bir ki-
tabımdaki iki karakterin adını vermiş, onları görmeye gideceğim, demiş. - - - - Sanırım başarım,
yarattığım tiplerin bu niteliğinden kaynaklanıyor.
Parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilme-
lidir?
A) Anlaşılan, okur kitlemi belirlerken bir hata yapmışım.
B) Demek ki bundan sonraki yapıtlarımda kurmaca tiplere ağırlık vermem gerekiyor.
C) Belli ki kadın, içinde bulunduğu koşullarda hiç mutlu olmamış.
D) Anladım ki kadın, benim seslenmeyi amaçladığım türden bir okur değilmiş.
E) Meğer kadın, onları gerçekten var sanıyormuş.

Parçada anlatılan öyküde İrlandalı kadının okuduğu bir kitaptaki kişileri aramaya gittiği dile getirilmiş. Dolayı-
sıyla kadın romandaki tiplerin gerçek yaşamda var olduğunu düşünmektedir. Bundan dolayı parçadaki boşluğu
anlamsal olarak en iyi tamamlayan E seçeneğindeki yargıdır.
Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

(I) Tire’de anlatılacak o kadar çok şey var ki bunları önce bir sıraya koymak gerekir. (II) Örneğin
işe Tire’nin eski hâliyle başlamak iyi olur, eski sokaklar gerçekten görülmeye değer.(III) Çınar-
lar, kavaklar, zeytinler, çamlar; Güre Dağları’na yaslanmış dar sokakları dallarının altına sakla-
mış. (IV) Sokaklar ve evler kadar yaşlı bu ağaçlar, asırlar boyu gölgelerini buradan esirgeme-
miş. (V) Tire’ye bu yıl baharda gittiğim için oranın güzelliklerini daha iyi görebildim. (VII) Meyve
ağaçları da dallarını renk renk çiçeklerle süslemişti. Yani doğa, varını yoğunu ortaya dökmüştü.
(VIII) Boyları neredeyse belime gelen papatyaların arasına uzanıp 10-15 dakikalığına da olsa
dünyanın kargaşasından uzaklaştım.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) III. B) IV. C) V. D) VI. E) VII.

Parçada I, II, III ve IV numaralı cümlelerde anlatıcı; Tire’nin tarihî ve doğal güzelliklerinin övgüsünü yapmakta,
şehrin yerleşim şeklinin doğallığını ve şehirdeki sokakların, ağaçların güzelliğini betimlemektedir. Ancak anlatı-
cı V numaralı cümleyle beraber Tire’ye gittiği tarihten ve o sıralarda Tire’nin ne gibi doğal güzellikler barındırdı-
ğından, bunların onda ne gibi hisler yarattığından söz etmektedir. Bu durumda parçayı oluşturan cümleler içe-
rikleri bakımından iki gruba ayrılabilmektedir ve ikinci grubun ilk cümlesi olan V numaralı cümle aynı zamanda
ikinci paragrafın da ilk cümlesi olacaktır.
Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

135
01

Paragraf Tamamlama (Giriş Cümlesi)

1. - - - -. Böylece toplumcu bir edebiyat oluşur. Bu 3. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş
edebiyatın da güçlü yazarları olur. Zaten çağdaş, cümlesi olabilir?
toplumcu edebiyatın yüzü bireylere değil; toplu-
ma dönüktür. Toplumda mutsuz birçok insanı gö- A) Yoluma çıktığı yetmiyormuş gibi, bir de beni
ren yazar, başını kuma sokan deve kuşu gibi fay- susturmaya çalışmaz mı?
dasız bir güzellik peşinde olamaz. B) Yarın da bu köy meydanında iki gencin da-
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre vullu zurnalı düğünü olacak.
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? C) Eğer böyle bir düşünceniz varsa boşuna
masraf edip yorulmayın.
A) Sanatçılar, kişisel beğenilerini ön plana çıka-
D) Yazı yazarken de birtakım hayallere dalıp gi-
rabildikleri oranda özgünlüğe ulaşırlar
diyorum.
B) Yazarlar bir toplumun içinden çıkar ve toplu-
E) Konuşmak insanı rahatlatır, susmak ise insa-
mun sorunlarını dile getirir*
na sıkıntı verir.*
C) Çağdaş yazarlar yapıtlarında, yarar sağla-
mayı amaçlamazlar
D) Sanatçı, her şeyden önce bireyin mutluluğu-
na önem verir
E) Güçlü yazarların yapıtlarında “fayda” değil,
“güzellik” hâkim olur her zaman

2. - - - - İlk karşılaştığınız birini belli bir sürede de-


ğerlendirirsiniz. Bu yüzden ilk etkileşimde beden
dilini iyi kullanmak, karşınızdaki insanda iyi bir
izlenim bırakmanızı sağlar. Beden dilini kullan-
mak, insanlarla daha iyi empati kurmanıza ola-
nak tanıyacaktır. Ayrıca beden dili sayesinde ile-
tişim kurduğunuz insanı daha kolay etkileyebilir-
siniz. Bu sayede çözümleyici, yapıcı, sağlıklı ve
nitelikli bir iletişim gerçekleştirmiş olacaksınız.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakiler-
den hangisi getirilirse parçanın anlam bütün-
4. (I) Arama işine koyulacak bir kişinin akıl gözü sa-
lüğü bozulmaz?
dece aradığı şeyi görür. (II) Ondan başkasını bu-
A) İnsanlar söylemek istediklerini farklı şekilde lamaz, ondan başkasının kendi benliğinden içe-
ri sızmasına olanak vermez, hep aradığı şeyi dü-
ifade ederler.
şünür. (III) Bir amacı vardır çünkü. (IV) Bu amaç
B) Jest ve mimikler karşınızdaki insana göster-
avcuna almıştır onu. (V) Aramak, kendine bir
diğiniz saygının işaretleridir. amaç saptamış olmaktır. (VI) Bulmaksa özgür
C) Davranışlarımız, düşüncelerimizin daha ko- olmak, dışarıya kapıları açmak, bir amacı bulun-
lay anlaşılmasını sağlar.* mamaktadır.
D) İnsanlar duygularını her zaman farklı yöntem- Yukarıdaki parça yeniden düzenlenecek olsa
ler kullanarak anlatmayı tercih etmişlerdir. hangisi parçanın giriş cümlesi olmaya uy-
E) Beden dili iletişim kurmada yetersiz kalabilir. gundur?

A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI.

136
5. 8.
I. İçten içe kızıyor, azarlıyordu kendini. I. Fakat aradığı özel anlamı demlendirmek için
II. Sonra paltosunun yakalarını kaldırırken yeni bir şiir ve nesrin içinde şiire direnen kaba tor-
yeni başlayan akşam ayazına verdi ürperişini. tulardan kendini kurtaracak bir şekil düzeni-
II. Başka şeyler düşünmeye çalıştı, olmadı, ne muhtaçtır.
daha da kızdı kendine. II. Şiir dili, her şeyden evvel sözcüğü, esiri ol-
IV. Fakat bu titreyişin asıl nedenini, içinde dep- duğu sözlük anlamından kurtararak ona yeni
reşen tedirginliği de biliyordu. anlamlar yükler.
III. İşte şair, bütün bunları, biz okuyucusuna his-
V. Yaşlı adam, geçeceği büyük karanlığı görün-
settirmeden gerçekleştirir.
ce ürperdi önce.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle bir pa- IV. Nefes aldıran ve anlama özgürlük veren bu
ragraf oluşturulmak istense bu paragrafın gi- düzeni yalnız mısraların ölçüsü ve uyağı de-
riş cümlesi hangisi olabilir? ğil, kendi öz yapısı da temsil eder.
V. Şair ona düzyazının anladığı anlamı vermez.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi
paragrafın giriş cümlesi olur?

A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.


6. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın
giriş cümlesi olamaz?

A) “Şair kimdir?” sorusunun cevabı çok basit de-


ğildir.
B) Duyguların aynasıdır sanat.
C) Hoşgörü üzerine söylenecek sözlerimiz vardır.
D) Pek çok insanın yaşam amacı huzurdu eskiden.
E) İnkâr etmişti az önce söylediği her şeyi.*

7. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş


cümlesi olamaz?
9. - - - - Kimi sevinci anlatır, kimi hüznü. Hepsin-
A) Bizans’ın fethi, Osmanlı donanmasının de ayrı bir tat vardır. Aşkı, mutluluğu, romantiz-
Haliç’e indirilmesine bağlıydı. mi, ayrılığı en güzel anlatan onlardır. İnsanı alıp
B) Osmanlı donanması, Haliç’in girişine dayan- farklı duygulara ve dünyalara götürür.
mıştı bu arada.* Bu parçanın giriş cümlesi aşağıdakilerden
C) Gencecik bir padişah önce imkânsızlığı yen- hangisi olmalıdır?
di, sonra Bizans’ı. A) Romanı bir solukta okurum.
D) Ordu; merkez, sağ ve sol olarak üç kısma ay- B) Pişmanlıklarım hep olmuştur benim.
rıldı. C) Yaşadıklarımdan sürekli ders çıkardım.
E) Osmanlı donanmasına ait bazı gemiler kara- D) Bizim şarkılarımız duygu yüklüdür.*
dan çekilerek Haliç’e indirilecekti. E) Şu hayatta birçok kadın tanıdım.

1. B 2. C 3. E 4. D 5. E 6. E 7. B 8. B 9. D

137
02

Paragraf Tamamlama (Giriş Cümlesi)

1. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş- 3. - - - - Ne bir eksik ne bir fazla. Oturmuş yerleş-
cümlesi olabilir? miş hepsi. Birini oynatırsanız şiirin yıkılmasından
korkarsınız. Ne var ki o, dilini yer yer pürüzlendi-
A) Ülkemizde de olumlu gelişmelerin olduğu ren eski sözcüklere de yer vermiş. Bunlardan za-
göz ardı edilmemelidir. manla kurtulursa deyişinde daha bir rahatlık ola-
B) Bu dillerin; mantıkları, ritimleri, birbirlerinden cak sanırım. Bunun için de öz Türkçe düşünmek
o kadar farklı ki… yeter. Galiba siyah, hasret, mısra sözcükleri yeri-
C) Onlara yeni birtakım kavramlar katmak ilginç ne dilimize yerleşmiş Türkçelerini kullansa daha
güzel olurdu. Çünkü Türkçeyi başarıyla kullan-
olur.
dığı dizeler çoğunlukta. O düş gücümüzü kımıl-
D) İktidar olduktan sonra da büyük olasılıkla hep datarak içimizi bir ışıkla doldurmayı biliyor. Ama
kötüye kullanılır. gölgeli bir ışıkla.
E) Bazı günler beklentilerimizin de üstünde iyi Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
geçiyor.* aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Dil, şiirin omzunda yükselir.


B) Toplum, gerçek sanatçıyı sahtesinden şöyle
ayırır.
C) Ozan, her sözcüğü yerli yerinde kullanmayı
biliyor.*
D) Büyük şairler süssüz anlatımdan yanadırlar.
E) Kolay anlatılmayan duygular onun şiirinde
akıverir.

2. - - - - Ama bu da yeterli değil, bazen görüyor-


sunuz; anlatacakları var ve iyi ifade ediyor. Ama
yazma isteği ve yaratıcılığı çok kısa sürede yatı-
şıyor ve sonlanıyor. Oysa sanat, uzun soluklu bir
maratondur. Yani yazmak, içinizden gelen ısrarlı
bir kaynağın sonucu olduğu zaman, insan yazar
4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın
oluyor.
giriş cümlesi olmaya uygundur?
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bu sonuçlar üstüne çeşitli yorumlar getirilebi-
lir.
A) İçinde yazmak için kıvılcım olmayan biri ya-
B) Yazınımız, şiir ve öykü alanında sağlıklı bir
zar olamaz.
gelişim çizgisi izliyor bu günlerde.*
B) Yazmak için her şeyden önce söyleyecek sö-
C) Son yıllarda “çocuklar için edebiyat” da üstün-
zünüz olmalı.*
de durulan konulardan biri oldu.
C) Yazarlık yetenek işidir, sözüne katılmamak
D) Bu durumun kökeni birçok yazımızda belirtti-
mümkün mü?
ğimiz gibi çok derinlere uzanır.
D) İnsanın kendini keşfetmesi için bıkmadan
E) Bu toplumsal anlaşma içinde yer alan ödül-
yazması gerekir.
ler, yalnızca bu dar çevrede güçsüz bir etki
E) İyi bir sanat çevresinde yetişmek yeteneği
yaratır.
besler.

138
5. - - - - Ya yıkıcıdır ya yapıcı. Söz gelimi dadacılar ve 7. - - - - Ne sözcük örgüsü ne de cümle düzeni ba-
gerçeküstücüler, yıkıcıydılar. Dikkat edersek yıkıcı- kımından dil içinde ikinci bir dil kimliği taşımaz.
lar da yapıcılar da tek tek sanatçılar değil, topluluk- Genel dilin, konuşma dilinin birimleriyle oluşur.
lardır. Yıkıcılar, insan üstüne, çevremiz üstüne, in- Açık ve aydınlık bir söyleyiş bilim dilinin de de-
san ilişkileri üstüne öteden beri var olan görüşlerimi- ğişmez özelliğidir. Uzun karmaşık cümlelerin,
zi yerle bir ettiler. Her şeyi dinamitlediler. Hatta bunu yaşarlığını yitirmiş sözlerin, doldurma sözlerin
toplumsal bir devrimden daha etkin bir biçimde yap- sanat ve edebiyat dilinde yeri olmadığı gibi bilim
tılar. dilinde de yeri yoktur.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir? aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir?

A) Sanat da her şey gibi bu çağa ilişkin değerlerini A) Konuşma dilindeki terimlerin öncelikle an-
getirmek zorundadır. lamlarının iyi bilinmesi gerekir.
B) Yapıcıların olumsuz sanat sloganlarıyla yetin- B) Bilim dili, sanat ve konuşma dilinden tüm bo-
mediklerini, birtakım çözümlemeler önerdiğini yutlarıyla ayrı bir dil değildir.*
biliyoruz. C) Her dil, kendi sözcüklerinin anlamlarına sını-
C) Sanat tarihindeki akımların iki büyük gruptan bi- rı kendisi koyar.
rine girdiği görülür.* D) Sanat dili, az da olsa bilim dilini etkilemiştir.
D) İki kavramın da yeterince açıklık kazanmadığı, E) Yorum gücü yüksek bilim insanları dile farkın-
hâlâ tartışıldığı bir gerçektir. da olmadan büyük katkılar sağlamıştır.
E) Sanatı yıkıcı ve yapıcı diye ayırmak onu bilimsel
olarak açıklamaya çalışmaktır.
8. - - - - Bir odada on kişinin yatmasının samimiyet
6. - - - - Örneğin apsenin delinmemiş olanlarına “şiş”, bakımından, aile yakınlaşması açısından iyi ol-
açılmamışlarına “çıban”, sıcak ve yumuşaklarına duğunu ya da bir adamın ceketindeki yamaların
“olgun”, soğuk ve sert olanlarına “ham” denmek- güzel bir renk uyumunu sağladığını düşünmek
tedir. Tedavide kullanılan ve Latincesi “helleborus” de mümkündür. Karmaşık toplumsal ilişkilere ba-
olan ot da ad alma yönünden ilginçtir. Boz inmesi, kış açısı ise çok yanıltıcı, çok daha çeşitlidir. Bu
değişimlerin yönünü saptamak, sanatçının etkin
aksu denen göz hastalığından “bozca” adını almış-
olduğu bir alandır. Sanatçının ilk özgürlüğü de
tır. Ayrıca “bosça, bohça” gibi eş anlamlıları vardır.
burada ortaya çıkmaktadır.
Bohça otu, harbak, danabağırtan aynı otun diğer
adıdır. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
aşağıdaki cümlelerin hangisi getirilmelidir? A) Sanatçı, gerçeği düş gücüyle yoğurduktan
sonra okurun beğenisine sunar.
A) Halk dilinde hastalıkların en yalınından en kar-
B) Gerçekle sanat birbirinin tamamlayıcısı ol-
maşığına değin Türkçe karşılığı vardır.*
malıdır.
B) Türkçe, tüm dillerin etkisinden uzak saf bir dildir.
C) Sanatın amacı, her dönemde değişiklik gös-
C) Dilde sadeleşme akımı bir an önce başlatılmalı-
termiştir.
dır.
D) Sanatçı, nesnelere ve ilişkilere belirli amaçla,
D) Halk dilinin anlaşmayı eksiksiz olarak sağladığı
belli açıdan bakar.*
tartışılmaz bir gerçektir.
E) Sanatçı neyi nasıl anlayacağını kendisi tayin
E) Birçok hastalık adının dildeki karşılığı ile çıkış
eder.
nedeni arasında benzerlik söz konusudur.

1. E 2. B 3. C 4. B 5. C 6. A 7. B 8. D

139
03

Paragrafa Cümle Yerleştirme

1. (I) Kitaplar, sadece okunmak için değildir. (II) Ba- 3. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından
zen hasretin paylaşıldığı en iyi arkadaştır. (III) Ve olan Sait Faik Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe
aralanır kitabın yaprakları, hasret gelip çattığın- yaptığı katkılarla Türk edebiyatının kilometre taş-
da. (IV) Çiçeklerin vazodaki iki üç günlük ömrün- ları arasında sayılır. Modern Türk hikâyeciliğinin
den sonra, ebedî dinlenecekleri yer olur kitaplar.
öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yenilikler-
(V) Bazen de bir yaprağın yatağı olur uykuya çe-
kildiği, yine aralanır kitap; belki yıllar sonra... le “kökü kendisinde olan bir yazar” olarak kabul
edilir. - - - - Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-
gisinden sonra düşüncenin akışına göre, ve insanları basit, samimi hem iyi hem kötü ta-
“Sevdiklerin fotoğrafları konur içine; annenin, ba- raflarıyla fakat şiirsel ve usta bir dille anlatır. Top-
banın, kardeşin, sevgilinin...” cümlesi getirilebi- lumun problemlerine değil, bireyin toplum içinde-
lir? ki sorunlarına yönelen yazar; öykülerinde çoğun-
lukla kendinden yola çıkıp bireyler hakkında ya-
A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.
zarak insan gerçeğini anlamaya çalışır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin
akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirile-
mez?

A) O, diğer sanatçılar gibi Batı’daki gelişmelere


bağlı kalmadı.
B) O, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket
etmedi.
C) O, kendi özgün dilini oluştururken en çok
Andre Gide’den etkilenen yazar, kendinden
sonra gelen pek çok yazara da öncülük etti.*
D) O, belli bir tarzın takipçisi olmadı.
E) O, kendi kendini besleyen ve büyüten bir yol
2. (I) Maya uygarlığı, Kızılderili Maya halkları ta-
rafından kurulan, Kristof Kolomb öncesi Ameri- izledi.
ka uygarlıklarından biridir. (II) Orta Amerika’da
beş devlet kuran Mayalar, tarihleri boyunca yüz-
lerce lehçe üretmişlerdir. (III) Bu lehçelerden ba-
4. Çocukluğumda, dedemle sohbet edip zaman ge-
zıları günümüzde konuşulan Maya dilinin oluşu-
munu sağlamıştır. (IV) Bu uygarlık MÖ 600 yılları çirmekten ayrı bir zevk alırdım. Ancak dedemin
ile MS 300 yılları arasında en görkemli dönemi- anlık öfkelerine bir anlam veremezdim. Böyle
ni yaşamıştır. (V) MS 900’lü yıllara kadar geniş davranmaması gerektiğini söylediğimde de bana
bir alanda varlığını sürdürmüş ve İspanyol işga- “- - - -” derdi. Oysa her insan, içinde bulunduğu
liyle de sona erme sürecine girmiştir. (VI) Maya
yaşam koşullarıyla ve toplumsal etkilerle kişilik
uygarlığı birçok bakımdan sona ermişse de yay-
özelliklerini değiştirmeye mecburdur.
gın inanışın aksine Mayalar yok olmamışlardır,
hâlen bu bölgelerde yaşamakta ve Maya dillerin- Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki ata-
den bazılarını konuşmaktadırlar. sözlerinden hangisi getirilirse parçanın an-
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden han- lam bütünlüğü bozulur?
gisine “Bir Orta Amerika uygarlığı olan Maya A) İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.
uygarlığı, binlerce yıl boyunca Orta Amerika B) Sütle giren huy, canla çıkar.
Bölgesi’nde hüküm sürmüştür.” cümlesi getiri- C) Can çıkmayınca huy çıkmaz.
lirse düşüncenin akışı bozulmaz?
D) Huy, canın altındadır.
A) II.* B) III. C) IV. D) V. E) VI. E) Topalla gezen, aksamak öğrenir.*

140
5. Kimi eserler; slogan içerdiği, propaganda yaptığı ge- 7. Okumak istediğiniz kitapları kendiniz seçin. Eleş-
rekçesiyle acımasızca eleştiriliyor. Oysa edebiyat, tirmenlere, âlimlere danışmayın. Onların da ya-
genel anlamda bir propagandadır ve onun bir slo- nılgıları vardır. Ağızlarından çıkan her söz doğ-
gan içermesi de doğaldır. Burada üzerinde durulma- ru olmak zorunda değildir. Bir söz vardır bilirsi-
sı gereken, sloganın ustalıkla kullanılıp kullanılmadı- niz: - - - - Bunu bilin ve kendi yargılarınıza ve se-
ğıdır. Yazar, albenisi kuvvetli sloganları da kullanmış çimlerinize güvenin.
olsa eseri estetik açıdan yetersizse onu eleştirmek Bu parçada boş bırakılan yeri anlam bakımın-
hakkımızdır. Ancak, sloganları sanatın kalıplarına dan en uygun biçimde tamamlayan seçenek
uyarak kullanmışsa ona karşı söylenecek bir sözü- aşağıdakilerden hangisidir?
müz olmamalıdır. Bu durumda - - - -. Çünkü iyi seçil-
miş ve yerinde kullanılmış sloganlar içeriğe renk ka- A) Çok bilen, çok yanılır.*
tar. B) Yaprağı bol ağacın, gölgesi serin olur.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- C) Öğrenmenin zamanı yoktur.
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? D) Meyve veren ağaç taşlanır.
A) edebî yapıtlarda slogana yer yoktur E) Hayat, cahillikle mücadele eden en güçlü ne-
B) estetik bir slogan, yapıta yönelik eleştirileri azal- ferdir.
tabilir
8. (I) Neyin elmas sayılıp sayılmadığı kişiye göre
C) slogansız bir yapıtın ilgi görmesi mümkün değil
değişse de toplumun genel olarak elmas diye ni-
D) sloganın yapıtın önüne geçmemesi gerekir
telendirdiği birçok değeri bir yana itip çıkmıştık
E) sloganın, yapıtı zayıflatacağını öne sürmek yan- biz yolculuğa. (II) Bir gezi ya da tatil değildi. (III)
lış olur* Kafdağı’nın peşindeydik. (IV) Kendi hayallerimi-
zin nerede olduğunu aslında belki de kendi el-
masımızın ne olduğunu bulmaya çıkmıştık. (V)
Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisi-
6. Roman yazarının kalemi bir aynadır ama herhangi
bir ayna değil; topluma, insana tutulan bir aynadır. ne “Nepal’de ünlü bir atasözü vardır ki karşınıza
Yani toplumu ve insanı anlatabilen bir ayna. Zaman bir fırsat çıktığında elmasınızı bile kırmaya hazır
zaman bu aynalarda belirli bir artış olur, hemen he- olmalısınız.” cümlesi getirilebilir?
men her yazar toplumu ve insanı ele alır romanla-
rında. Bu klişe romanlardan çok azı hayatta kalır, di- A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.
ğerleri unutulur gider. Önemli olan, - - - -. İlk bakışta
çok önemli gibi gelmeyen bir konuyu özgün bir ya-
9. (I) Dilimiz değişti; Bâkî’nin Nefi’nin, Galip’in,
zar; etkileyici, kalıcı yapabilir. İş; kalemin gücünde,
Naîmâ’nın şiirleri, yazıları anlaşılmaz oldu. (II)
aynayı tutan yazarın parmaklarındadır.
Onunla da kalmadı; Namık Kemal, Tevfik Fikret
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- de anlaşılmaz oldu. (III) Dil daha değişirse bu-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? günün yazarları da yarın anlaşılmaz olacak. (IV)
A) yazarın devşirdiklerini harmanlarken onlara öz- İşine saygısı olan bir yazarda da yarına kalmak,
gün bir kişilik katabilmesidir* ölümünden sonra yaşamak dileği vardır. (V) Bu-
B) seçilen malzemenin gerçeklerle örtüşüp örtüş- nun için, birçok yazarımızın yeni dile sinirlenme-
mediğidir lerini, karşı koymalarını anlıyorum.
C) yazarın, elindeki aynayla topluma ve insana kı- Bu parçadaki numaralanmış yerlerden han-
lavuzluk edebilmesidir gisine “Sanatına bağlı gerçek bir sanatçı için
D) insanlığın sorunlarını yansıtıp bunlara çözüm en büyük başarı, ölümsüzlük suyunu içmektir.”
yolları bulabilmektir cümlesinin getirilmesi uygun olur?
E) yapıtın, ele aldığı konuyu enine boyuna işleme-
sidir A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

1. B 2. A 3. C 4. E 5. E 6. A 7. A 8. A 9. D

141
04

Paragraf Tamamlama (Sonuç Cümlesi)

1. Her yazıyı okumayın, okuduklarınızı seçerek oku- 3. Sanatçının bir dünyası vardır ki bu dünya, bütün
yun. Çünkü seçtiğiniz yazıları en ince ayrıntısına ayrıntıları ile yapıtına yansımaz. Yasalar, töreler,
kadar okumak, hazine bulmak için bütün tarlayı gelenekler engeller her şeyi söylemesini. Çevre-
kazmak gibi bir şey. Oysa hazine avcıları bütün nin baskısı, sanatçıyı, söyleyeceklerini sınırlar,
tarlayı kazmazlar. Hazinenin hangi taşın ve ağa- kısıtlar. Günlük tutuyorsa dışa vuramadıklarını,
cın altında olabileceğini bilir ve - - - - içinde sakladıklarını ancak oraya aktarabilir - - - -
Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle en uy- Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle en uy-
gun şekilde tamamlanabilir? gun biçimde tamamlanabilir?

A) böylece bir sürü masraftan kurtulurlar. A) Bundan dolayı bir yazarı tüm yönleriyle de-
B) o yeri gizli tutarak başkalarının da ulaşması- ğerlendirmek gerekir.
nı engellerler. B) Bunun için yazar ya da sanatçı gerçek kimli-
C) sadece orayı kazarak hazineyi kısa zaman- ğini ustaca sezdirmeyi bilmelidir.
da bulurlar.* C) Buna göre sanatçının asıl amacı kendini an-
D) orayı nasıl kazacaklarının planlarını yaparlar. latmak olmamalıdır.
E) uzun bir süre o noktayı inceleyip dururlar. D) Bundan ötürü bir sanatçının yapıtları gerçek-
duygu ve düşüncelerinin belgesi sayılmaz
her zaman.*
E) Bunun bir nedeni de yazarın iç dünyasının
her zaman ikinci planda tutulmasıdır.

2. Sanatçı; güzellik, yenilik yaratma savaşı içinde 4. Tarihin akışını belirleyen ve insanın gelişimine
olan bir tedirgin, bir yalnız adamdır. Onun bu ey- gerçek anlamda başat olan bir şey varsa o, sa-
lemi, var olmasının gerekçesi ve koşuludur. O natta görünecektir. Bence sanat insan yaşantı-
her şeyden önce kendini tatmin, yüceliğini, üs-
sını ve tarihin akışını belirleyen güçlere sahiptir.
tünlüğünü gerçekleştirmek için yaratır. Dolayı-
Bir itici güç var sanatta. Bugün değişik, kendine
sıyla üne ermek için elbette. Yaratırken de ken-
dince pırıl pırıl bir dünyadadır sanatçı. Bundan özgü bir çağda yaşıyoruz. Öyle ki insan hayatı-
dolayıdır ki yapıtını anlayamayanlara ya acır ya na bilim, teknoloji başat öge gibi görünüyor. Ama
kızar. Yaratırken umurunda değildir başkalarının geçicidir bu, diyorum ben. Gerçekte - - - -
anlayıp anlamayacağı. Yeter ki - - - - Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle en uy-
Bu parça aşağıdakilerin hangisiyle en uygun gun biçimde tamamlanabilir?
biçimde tamamlanabilir?
A) bilimsellikten ayrılmamak yapılacak en doğru
A) kendisi bir güzellik ortaya koyduğuna inan- iştir.
sın.* B) bilimin de ulaşmak istediği nokta insanın iç
B) kimseyi incitmeyip eleştirisini uygun bir dille dünyasıdır.
yapsın. C) insan, tekniğin gelişmesiyle sanatta bir aşa-
C) toplumun değerleriyle örtüşmeyen yargılara ma kaydedebilmiştir.
yer vermesin. D) belirleyici güç hep sanatta olmuştur.*
D) sanatın birleştiriciliğine gönül versin. E) sanat, hep geçmişle bağını koparmakla iler-
E) kullandığı dilin inceliklerini bilsin. leme sağlamıştır.

142
5. Plastik sanatların tarihinde iki büyük estetik akım 7. Atasözleri, ait olduğu ulusun varlığının ve benli-
vardır: Biri doğaya gitmek, öteki doğadan kaçmak. ğinin bir aynasıdır. Bunlarda bir ulusun inançla-
Türkler çok erkenden ikinci yolu tutmuşlardır. Hem rı, düşünceleri ve gelenekleri görülür. Atasözle-
bu yollardan hiç ayrılmamışlardır. Türk sanatçıları ri ulusların hayallerindeki genişliği, zekâlarındaki
doğayı sonuna kadar duymuşlar, onu kopya etme- keskinliği ve duygularındaki inceliği yansıtan en
mişlerdir. Batı bu anlayışla yüzyıllarca gerçekçi, do- değerli örneklerdir. Bu sözler ait oldukları ulus-
ğalcı kalmışken, Türkler kendilerini hep gerçeküs- ların parlak nükteleriyle, sert taşlamalarıyla ve
tücü bulmuşlardır. İşte tarih boyunca gerçeküstücü ince dokundurmalarıyla doludur. Böylece her
sanat eserlerini yaratan Türk ulusunun estetik alın atasözü, - - - -.
yazısını yazan bu üstün anlayıştır. Bu iki sanat an- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına
layışından doğru olanı Batı’nınki değil Türk’ünküdür. göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
Çünkü - - - -
Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlan- A) evrensel bir değere ulaşır
malıdır? B) gelecek nesillere yol gösterir
C) kendi ulusunun mührünü taşır*
A) sanat, toplumların inançlarıyla da yakından ilgili-
dir. D) yaşamdan damıtılan tecrübeleri taşır
B) bir ulusun sanata verdiği değer, onun kültürel bi- E) milletlerin ortak malı olur
rikiminin de aynasıdır.
C) sanatın amacı dış gerçekleri bildirmek değil, iç
gerçekleri sezdirmektir.*
D) plastik sanatlarla uğraşmak, doğayı taklit etmek-
tir.
E) evrensel bir sanat anlayışı ortaya koymak bizim
için kaçınılmaz olmuştur.

6. İnsanlara elinden gelen her iyiliği yapmaktan kaçın- 8. “Ben” anlatıcının bakış açısıyla kaleme alınan
mayan biri, bence kendi güçsüzlüğünü de başka- romanın ana kahramanı Kemal’dir. Okur, kitabın
başından sonuna kadar Kemal’in başından ge-
larının güçsüzlüğü kadar bilen birisidir. Yoksa böy-
çen olayları takip eder. - - - -
le şeylere kalkışmazdı. Bakmayın siz, hiç karşılığı
Bu parça aşağıdaki cümlelerin hangisiy-
beklemeden yapılan iyilik varmış gibi, onu övüp gök-
le devam ederse anlatıcının bakış açısında
lere çıkaranlara. Olmaz, olamaz öyle şey! Şu ya da Kemal’in sesinde başkalarının da var olduğu
bu biçimde çıkarın söz konusu olduğu bu yeryüzün- anlamı çıkar?
de - - - -
A) Onunla beraber nişanlılık öncesi günleri ya-
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakiler-
şar, onunla sosyeteyi tanır.
den hangisiyle tamamlanmalıdır?
B) Onun anılarını, onunla beraber geriye döne-
A) her iyiliğin mutlak bir karşılıksız olanı da olmalı-
rek hatırlar.
dır.
C) Heyecanı, aşkı, gerilimi onun duygularıyla ve
B) karşılık beklemeden yapılan davranışlar bir ah-
maklıktır. diliyle anlatır.
C) iyilik yönünde yapılan davranışlar bir yatırımdır.* D) Tabii bu da okuru, roman kahramanı gibi his-
D) insan, iyilik yapmanın karşılığını da görmeli kısa settirir.
sürede. E) Yazarın oyunbaz ve ironik araya girişlerini
E) dünya kadar iyilik yapsa bile eline ne geçer?
saymazsak tabii.*

1. C 2. A 3. D 4. D 5. C 6. C 7. C 8. E

143
05

Paragraf Tamamlama (Sonuç Cümlesi)

1. (I) Eski yazıtlarda yer alan görüşlerden, günü- 3. (I) Kadınlar yemenilerinin kenarına becerilerini
müz fiziğinin kurallarına dek bu konuda ortaya sergiledikleri iğne oyaları işlerlerdi. (II) Türk top-
atılan her türlü düşünceyi, evrenin düzenini anla- lumunda kadınların saçlarını örtmek için kullan-
ma yolunda atılmış bir adım olarak görebiliriz. (II) dıkları örtülere yemeni adı verilirdi. (III) Yemeni-
Onca yıldız bir tarafa, sadece ay bile böylesi bir nin kenarına işlenen oyalar ile yemeninin üze-
ilgiyi uyandırmaya yetmiştir. (III) Gökyüzü, insa- rindeki çiçeklerin benzer olduğu görülürdü. (IV)
nın her çağda ilgisini çekmiştir. (IV) Bütün keşif- Anadolu köylüsünün yaşantısını dile getiren halk
lere rağmen insanoğlunun evrenin düzeni hak- hikâyelerinde de bu yemeniler yerini almıştır. (V)
kında çok az şey bildiği de bir gerçektir. Hikâyelerde âşık kızlar sevdalarını yemenilerinin
Bu parçanın anlatımında akışın düzelmesi renkleriyle anlatmışlar, ayrılırken sevdiklerine bir
için numaralı cümlelerin hangi ikisi yer de- yemeni vermişlerdir.
ğiştirmelidir? Bu parçanın anlatımında akışın düzelmesi
için numaralı cümlelerin hangi ikisi yer de-
A) I ve II. B) I ve III.* C) I ve IV. ğiştirmelidir?
D) II ve III. E) III ve IV.
A) I ve II.* B) I ve III. C) I ve IV.
D) II ve III. E) II ve V.

2. (I) Yapıda büyük kesme taşlar kullanılmış. (II) 4. (I) Günümüzde teknolojinin gelişip yaygınlaş-
Avluya kuzey cephedeki anıtsal portaldan girilen masıyla toplumların etkileşimlerinin artması, dil-
sekiz metrelik bir tünelden geçerek ulaşıyorsu- ler çokluğu içinde yine de bir dil birliğinin tutkuy-
nuz. (III) Mescidin bitişiğinde, duvar içinde yük- la aranmasına neden olmuştur. (II) Aynı zaman-
selen merdiven hem minare hem de gözetleme da dil bir toplumun kültürünün de aynasıdır. (III)
yeri olarak kullanılan kuleye çıkıyor. (IV) Tünelin Çünkü dil sadece uyumlu sesler topluluğu değil-
sağında bir mescit, solunda ise hanın muhafız dir. (IV) Ancak bu arayışın olumlu sonuçlanma-
ve hizmetkârlarına ait iki oda var. yacağı açıktır.
Bu parçanın anlatımında akışın düzelmesi Bu parçada anlatım akışının düzelmesi için
için numaralı cümlelerin hangi ikisi yer de- numaralı cümlelerin hangi ikisi yer değiştir-
ğiştirmelidir? melidir?
A) I ve II. B) I ve III. C) II ve III. A) I ve II. B) I ve III. C) I ve IV.
D) II ve IV. E) III ve IV. * D) II ve III. E) II ve IV. *

144
5. (I) Umutsuzluğa kapılma. (II) Başarıya giden yo- 7. (I) Necatigil, şiir geleneğimizi çok iyi özümsemiş
lun da başarısızlıktan geçtiğini unutma. (III) Çün- bir şairdir. (II) Gelenek içinde neyin öldüğünün,
kü umudunu yitirdin mi her şeyini yitirirsin. (IV) neyin bugün hâlâ yaşadığının en sağlıklı sapta-
Yeter ki seni başarısızlığa düşüren nedenleri, masını o yapmıştır. (III) Bu büyük ustayı anlatan
duygularına kapılmadan değerlendiresin. (V) Bu bir kitap bir süre önce piyasaya çıktı. (IV) Gele-
nedenleri algılamanda çevrendekilerin fikirlerinin neksel şiir biçimlerine çağdaş içerikler yükleme-
de önemli olduğunu unutma. yi o başarmıştır. (V) Kitapta şairin hayatı, dünya
Bu parçanın anlatımında akışın düzelmesi görüşü ve yapıtları anlatılıyor.
için numaralı cümlelerin hangi ikisi yer de- Bu parçanın anlatımında akışın düzelmesi
ğiştirmelidir? için numaralı cümlelerin hangi ikisi yer de-
ğiştirmelidir?
A) I ve II. B) I ve III. C) II ve III.*
A) I ve II. B) I ve IV. C) II ve III.
D) II ve V. E) III ve IV.
D) III ve IV. * E) III ve V.

6. (I) Kültür, insan türüne özgü bilgi, inanç ve dav-


ranışlar bütünü ile bu bütünün parçası olan mad-
di nesnelerdir. (II) Toplumsal yaşamın dil, düşün-
ce, gelenek, işaret sistemleri, durumlar, yasalar, 8. (I) Ülkemiz insanının temel bir yaşam felsefesi
aletler gibi her türlü maddi ve tinsel ürününü kap- yok. (II) Bu nedenle toplumumuzda bu kadar çok
samına alır. (III) Bu yetenek bazı yazarlara göre çarpıklık, gariplik ve düzeysizlik yaşanmasına
soyut ve akılcı düşünme yetisi olarak tanımlan- şaşmamak gerek. (III) Duyarlı bir toplum olmadı-
mışsa da bu terimlerin anlamı pek açık değildir. ğımız sürece bu tür olumsuzlukların üstesinden
(IV) Temelinde yalnızca insanda bulunan bir ye- gelemeyiz. (IV) Üstelik bu düzeysizlikler giderek
tenek yatar. (V) Daha açık tanımıyla ise kültür, hiçbirimizi rahatsız etmez bir duruma geldi. (V)
insanın simgeleştirme yeteneğinin bir ürünüdür. Toplumumuza gereken duyarlılığı ise ancak eği-
tim düzeyini yükselterek kazandırırız.
Bu parçanın anlatımında akışın düzelmesi
için numaralı cümlelerin hangi ikisi yer de- Bu parçanın anlatımında akışın düzelmesi
ğiştirmelidir? için numaralı cümlelerin hangi ikisi yer de-
ğiştirmelidir?
A) I ve II. B) I ve III. C) II ve III.
A) I ve II. B) I ve III. C) II ve V.
D) III ve IV.* E) IV ve V.
D) III ve IV. * E) IV ve V.

1. B 2. E 3. A 4. E 5. C 6. D 7. D 8. D

145
06

Paragrafın Akışını Bozan Cümle

1. (I) Üç insanın ölümü üzerine yazılmış bir metin 3. (I) En küçük mutluluk bile birçok zorluğun bede-
bu, üç insanı öldüren bir metin değil. (II) Daha lidir. (II) İnsan mutluluğa hiç zahmet çekmeden,
önceki bir söyleşimde hastalık, sakatlık, ölüm rahatlıkla ulaşamaz. (III) Yeni bir şey üretmenin
gibi zaten hassas olan bazı unsurların sömürül- mutluluğu hiçbir şeyde yoktur. (IV) Ben, mutsuz-
mesinden hoşlanmadığını söylemiştim. (III) Aynı luktan şikâyet eden insanların mutluluğa ulaş-
düşüncemi hâlâ koruyorum diyebilirim rahatça. mak için çaba sarf etmediklerini düşünüyorum.
(IV) Ama bu demek değil ki hiç kimsenin ölme- (V) İnsanlar, bir dirhem bal için bir çeki keçiboy-
diği, canının yanmadığı bir öykü yazacağım. (V) nuzu çiğnemeye hazır olmadıkça mutluluk ken-
Bana söyleşilerimde sık sık insan hakları ile ilgili diliğinden gelip onları bulmayacaktır.
düşüncelerim soruluyor, ben de eşitliğe inandığı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
mı dile getiriyorum. (VI) Bu öykümde insanın içi- hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
ni acıtan bir ölüm anı yok ama ürperti veren ölü-
mün kendisi var. A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI.

4. (I) Sinema ve tiyatro bize Batı’dan geldi. (II) Her


ikisi de başlangıçta bize özgü olmayan bir dünya
sunuyordu ve bu nedenle halk, ikisine de ilgisiz
kaldı. (III) Geleneksel sanatlarımızın yaratıcısı
olarak halk, eserlerine kendi zevkini yansıtmıştır.
(IV) Tiyatrodan bir asır sonra gelmesine rağmen
sinema, halkı loş salonlara çekmeyi başardı. (V)
Sinema, halkı kendine çekebilmek için halkın içi-
ne girmek ve ona yer vermek gereği gördü.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.

2. (I) Bilim dünyası şimdilerde yeni bir keşfin an-


latıldığı bu kitabı konuşuyor. (II) Dawkins, kita-
bında, kuşaklar arasında genetik iletim gibi, kül-
türel bir iletimin de sağlanabildiğini savunuyor. 5. (I) İnsanoğlunun yeni sözcüklere olan gereksini-
(III) Dünyada her gün yeni bir keşif yapılıyor. (IV) mi hiçbir zaman bitmez. (II) Yabancı dillerin Türk-
Dawkins’e göre ezgiler, düşünceler, sloganlar, çeye olumsuz etkisi dil için artık tehlike boyutla-
moda gibi kavramlar “mem”ler aracılığıyla son- rına gelmiştir. (III) İnsanlık konuşmaya başladığı
raki kuşaklara aktarılıyor. (V) “Gen”ler nasıl bi- andan itibaren sürekli yeni sözcükler yaratmış-
yolojik özellikleri taşıyorsa “mem”ler de kültürel tır. (IV) Bunun nedeni uygarlığın gelişmesi, kültür
özellikleri taşıyor. (VI) Böylece insanlık ortak me- alışverişinin artması, yeni kavramlarla karşılaşıl-
deniyeti, kültürü yeniden oluşturmak yerine do- masıdır. (V) Bu kavramları karşılamak için yeni
ğuştan getirmiş oluyor. yeni sözcükler, terimler oluşturulmuştur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden


hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II. B) III.* C) IV. D) V. E) VI. A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

146
6. (I) Birtakım şairler, özellikle de çiçeği burnunda- 8. (I) Hızla artan dünya nüfusunun gıda gereksini-
kiler, mantığın süzgecinden geçen her şeyin şi- mini karşılamak için tarımda aşırı derecede kim-
irsel atmosferi bozacağından korkarlar. (II) Yeni yasal ürün kullanıldı. (II) Özellikle Afrika halkla-
şairleri yönlendirme, gelişmelerine zemin hazır- rı kuraklığın yarattığı açlıkla boğuşmaktadır. (III)
lama görevi çoğu zaman edebiyat dergilerine Kullanılan bu kimyasallar, insanların daha çok
düşer. (III) Bu konuda söylenmesi gereken ise ve daha ucuz gıdaya ulaşmasını sağladı. (IV)
bu korkunun çocukça bir duygu olduğudur. (IV) Ancak kimyasallarla üretilen besinler insanların
Büyük şairlerin şiir yazarken içine girdikleri at- sağlığını olumsuz etkiledi. (V) Son zamanlarda
mosfer yüzeysel, akıcılıktan uzak ve çabucak da hiçbir kimyasal maddenin kullanılmadığı eko-
geçebilecek türden bir ruh durumu değildir. (V) lojik tarım yaygınlaştı.
Büyük şairlerin başarısı duygu ve aklın eksiksiz Bu parçada numaralanmış cümlelerden han-
uyumuna bağlıdır. gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden han-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

7. (I) Harvard Üniversitesi, bugün dünyanın en üst


düzey eğitim kurumlarından belki de birincisi. (II)
İyi eğitim, büyük para işidir ve Harvard’ın da bü-
9. (I) Sanal âlemin ilk elektronik kitapçısı “Ama-
yük bütçesi vardır. (III) Öyle ki bağış ve yardım-
lardan oluşan altı milyar dolarlık sermayesi ile zon”, Jeff Bezos tarafından kuruldu. (II) İlk kitap
Türkiye’nin ulusal gelirinin yüzde dördü kadar bir siparişini de Temmuz 1995 tarihinde aldı. (III) Üç
varlığa sahiptir. (IV) Ülkemizde üniversite eğitimi yıl içinde internette yapılan kitap satışı inanılmaz
parasız olmakla birlikte orta düzey bir vatandaş noktalara geldi. (IV) Dünya genelinde kitap oku-
için oldukça masraflıdır. (V) Harvard Üniversite- ma oranı her geçen yıl düşüyor. (V) Öyle ki bu-
sinin beş yüz binası, on iki milyon cilt kitabı ve gün Amazon üç milyon gibi bir kitap satışı ger-
dokuz müzesi bulunmaktadır. çekleştiriyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden han- Bu parçada numaralanmış cümlelerden han-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

1. D 2. B 3. C 4. C 5. B 6. B 7. D 8. B 9. D

147
07

Parçanın İki Paragrafa Ayrılması

1. (I) Yahya Kemal Beyatlı’nın ölümü, bir anıtın 3. (I) Müzik nasıl dinlenir? (II) Oturursun koltuğu-
yıkılışını andırır. (II) İstanbul, bir sabah gözlerini na, başka hiçbir şeyle ilgilenmeden müziği din-
açınca onun yerini boş buldu. (III) Süleymaniye lersin. (III) Klasik müzik böyle dinlenir. (IV) Onun
ortadan kalkmış gibi üzüldü. (IV) Mimar Sinan,
içine, derinliğine varmak ancak bu şekilde müm-
İstanbul’un dış manzarasını, Yahya Kemal de iç
manzarasını tamamlıyordu. (V) Şimdi İstanbul’u kün olur. (V) Bütün edebiyat ürünleri için geçer-
içinden aydınlatan en parlak ışık sönmüştü. (VI) li olmasa da şiir okumak ve dinlemek de benzer
Bir şehrin kimliğini tamamlayan en önemli un- bir saygı ister. (VI) Şiirin dünyası kıskançtır, şiirin
surlardan biri hiç kuşkusuz kültürel zenginliğidir. başladığı yerde her şey susmalıdır. (VII) Ancak o
(VII) Bütün köklü, ünlü şehirler sahip olduğu sa- zaman şiir bütün gizlerini size açar.
nat eseri değerindeki yapılar, yetiştirdiği sanatçı-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
lar ile yücelmiştir.
paragraf hangi cümleyle başlar?
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar? A) III. B) IV. C) V.* D) VI. E) VII.

A) III. B) IV. C) V. D) VI. E) VII.*

4. (I) İçgüdüsel duygularımızdan biri de meraktır.


2. (I) Din sosyal bir müessesedir; insanlar, hayatla- (II) İnsanoğlunu herhangi bir konu üzerinde me-
rını, inançları doğrultusunda şekillendirir. (II) Din, raklandırırsanız hemen araştırmaya başlar. (III)
insanlara belli bir inanç aşılar ve insanlardan bel- Bu nedenle çocuklarınız bir soru sorduğunda ce-
li ölçülere uygun olarak yaşamalarını ister. (III) vabı hemen söylemek yerine cevaba kendi başı-
Kendi değerlerini hayata hâkim kılmalarını em- na ulaşması için onun merakını kamçılamalısı-
reder. (IV) Her topluluğun tarihî birikimi ve ya- nız. (IV) Bilim insanları çocuğun ilk eğitimini aldı-
şama biçimi farklı olsa da dinî değerler, kültürler ğı yerin aile olduğunu belirtiyor ve bu eğitimin ço-
üzerinde etkili olur. (V) Bu durum ortak bir mede- cuğun gelişimindeki yerine dikkat çekiyorlar. (V)
niyetin oluşmasına ve kültürleri etkilemesine yol Anne ve babalar çocuklarının ilk öğretmeni ol-
açar. (VI) İslam ortak medeniyeti, her hususta ol- duklarını unutmamalılar. (VI) Çocukların sağlıklı
duğu gibi kültürde de kendi dairesine aldığı mil- düşünen ve üreten bireyler olarak yetişmesini is-
letler üzerinde etkili olmuştur.
tiyorlarsa birer öğretmen gibi hareket etmeliler.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.*
A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI.

148
5. (I) Nostradamus’un kehanetlerinde pek çok Av- 7. (I) Teknoloji her geçen gün ilerliyor. (II) Bırakın
rupa ülkesinden söz ediliyor. (II) Bu kehanet- anne ve babalarımızın zamanıyla kıyaslamayı,
lerde Polonya, ”geyik” simgesiyle anılıyor. (III) kendi çocukluğumuz ya da gençliğimizle kıyas-
Daha doğrusu yorumcular, buldukları ipuçlarını ladığımızda bile uzay çağının geldiğini görebili-
metne uyguladıklarında ‘‘geyik”in Polonya için
riz. (III) Üstelik her keşif, yeni keşifleri hızlandı-
kullanıldığını anlamışlar. (IV) Nostradamus’un
kehanetleri daha çok çağımızla ilgili. (V) Kâhin ran bir özelliğe de sahip. (IV) Bütün dünya hızla
15. yüzyıldan sesleniyor ve 20. yüzyılda neler koşarken sanatın yerinde durması mümkün de-
olabileceğini söylüyor. (VI) Nostradamus’a göre ğildir. (V) Teknolojinin sanatla iç içe geçtiği 21.
1999 yılında Batı uygarlığının sonu gelecek. yy. sanatını uzay çağı sanatı diye de adlandıra-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci biliriz. (VI) Artık çok boyutlu sanatların dünyasın-
paragraf hangi cümleyle başlar? da yaşıyoruz.
A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI.

8. (I) Manaus, bir buçuk milyonun üstünde nüfu-


sa sahip bir kent. (II) Brezilya’nın kuzeyinde yer
alan kentte elektronik, kimya, tekstil ve makine
sanayisi gelişmiş. (III) Bunların yanında kentin
6. (I) Cahit Külebi, Cumhuriyet edebiyatımızın en en önemli gelir kaynağı ise Amazon Nehri. (IV)
önemli şairlerindendir. (II) Saf ve duru Türkçe- Amazon Nehri adına yakışır biçimde dünyanın
siyle tanınan Külebi’nin ekonomik bir dil kullanı-
en büyük nehri olduğunu belli ediyor. (V) İki ayrı
mı vardır. (III) Söylemek istediklerini olabildiğin-
koldan gelen nehir tam Manaus’ ta birleşerek bü-
ce açık ve kısa anlatmıştır. (IV) Ustalara mah-
sus bir sadeciliğin peşinden gitmiştir. (V) Kendi yük Amazon Nehri’ni oluşturuyor. (VI) Nehrin kol-
şiir dilini kurmuş ve kabul ettirmiş şairlerden bi- larının birinden akan su siyah, diğerinden akan
ridir. (VI) Şiirlerinde bir yanda aşk, umut, sevgi, ise beyaz. (VII) İşin ilginç tarafı ise birleştikleri
özlem temaları vardır. (VII) Diğer yanda ise küs- yerde bu sular birbirine karışmıyor ve Amazon
künlük, kırgınlık, yalnızlık ve umursamazlık te-
Nehri yarısı siyah, yarısı beyaz akmaya devam
maları hâkimdir.
ediyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI*.
A) III. B) IV.* C) V. D) VI. E) VII.

1. E 2. E 3. C 4. C 5. D 6. E 7. C 8. B

149
08

Paragraf Tamamlama (Sonuç Cümlesi)

1. Hayatın her yönüyle bir bütünlük arz ettiğini artık 3. Bilim insanıyla ozan arasındaki benzerlik, sade-
anlamalıyız. Bu nedenle eğitim ve öğretime de ce aradıklarını zihinlerinde tasarladıkları o ilk an-
bir bütünlük içinde bakmalıyız. Fizik, biyoloji, sa- daki heyecandan ibarettir. Bilim insanı bu süreç-
nat, kimya, matematik, hukuk, coğrafya... Hepsi ten sonra deneye, gözleme, araştırmaya yöne-
hayatın kendisidir. Örneğin en basit “Bugün sı- lir. Kafasındakini kanıtlamak için birçok faaliyet
caklık kaç derece?” sorusu coğrafyayı, fiziği, sa- gerçekleştirir. Bilim insanı bazen kanıtlar bunu
yıları içeren bir niteliğe sahiptir. Hayat, konula- bazen de zihnimizde bir varsayım yaratır. Ozan
ra bölünmüş değildir. Bu konular sadece haya- ise - - - -
ta başka başka yönlerden bakan pencerelerdir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakiler-
Okullar, bu yapay bölünmüşlüğü destekleyen den hangisi getirilmelidir?
ve bolca uzmanlık diploması dağıtan kurumlar
hâline geldiği için bu bölünmüşlük her geçen gün A) bir eser ortaya koymak gibi bir amaca yönel-
artıyor. Bu nedenle - - - - mez, düşünmek onun için yeterlidir.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına B) tasarladıklarına ve varsayımına göre hareket
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? ederek kanıtlamaya ihtiyaç duymayan bir şiir
A) işe okullardan başlanmalı ve bütünlüklü bir meydana getirir.*
çalışmanın örnekleri verilmelidir.* C) hedefe varmak için çaba sarf etmez, şiirin bir
B) okulların eğitim sistemindeki yeri ve önemi şekilde onu bulacağına inanır.
artarak devam ediyor. D) bilim insanı gibi, iyi şiir yazdığını kanıtlamaya
C) görev alan eğitmenlerin eğitilmesi önemli
çalışarak zamanını geçirir.
hâle geliyor.
D) parçalı eğitim çocuklarımızı ezberci olmaya E) bir edebî tür üzerinde yoğunlaşamaz, anlata-
yönelten sorunların başında geliyor. caklarını birçok türde ortaya koyar.
E) biz ebeveynlerin eğitim konusunda daha çok
araştırma yapması gerekiyor.

4. Bazı insanlara yetki verildiğinde kişiliklerinin


2. Çocuğun yanlışlarını sözle veya davranışla dü- müthiş bir biçimde değiştiğini görürsünüz. As-
zeltmek, çocuğun kendi yanlışını kendisinin bul- lında yapmaya çalıştıkları, kişiliklerindeki zaafla-
masını zorlaştırır. Çocuk, her şeyi otoriteden rı gizlemek, bu yetkiyi zaaflarına bir örtü olarak
beklemeye başlar. Böyle çocuklar büyüyünce işi kullanmaktadır. Bu tarz insanları önceden tanı-
düşüp hâkime, avukata, polise ya da herhangi yamayız. Bir yetki eline geçirdiklerinde izle onla-
bir devlet dairesine gittiğinde sorması gereken rı, yani - - - -
soruları soramaz. Çünkü - - - - Yukarıdaki parçada boş bırakılan yeri anlam
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına bakımından en uygun biçimde tamamlayan
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) kişiliğini bulamayan çocuk her yaptığının A) birini tanımak isityorsan ona bir yetki ver.*
yanlış olduğunu düşünecektir. B) yetki sıradan insanlara verilmeyecek kadar
B) otoriteye sessizce boyun eğmeyi küçük yaş- önemlidir.
ta öğrenmiştir.*
C) kişiliklerdeki zaaflar kendini tanıyamamaktan
C) çocuğun kişiliğini bulup kendini doğru ifade
kaynaklanır.
edebilmesi için ona yardım eden birileri her
zaman olmalıdır. D) sıradan kişilikler kendinden beklenenleri bile
D) çocuğun kişiliğini bulması için ona fırsat veril- beceremez.
melidir. E) kişilik sürekli kendini yenileyerek geliştiren
E) kişiliği gelişmeyen çocuklar tek başlarına ka- bir süreçtir.
rar alamazlar.

150
5. Mizah yazarları ne yazarlarsa yazsınlar, yazıla- 7. Erken uyandım. Perdeyi araladım, apak ortalık.
rına koydukları başlıklar ve yazılarının konuları Kar yağmış gece. Sevindim. Soğuğu sever mi-
bahaneden başka bir şey değildir; gerçekte hep- yim? Yooo! Korkarım soğuktan, kaçarım. Yaş-
sinin de ele aldığı tek bir konu vardır: İnsan ya- lıyım, yıllardır kocamış bir kişiyim; ateşi eksil-
şamının acayip hüznü ve sefaleti. Ama yine de
miş vücudumu güneşin ateşiyle ısıtmak isterim.
acınacak yaşamın öylesine güzel, öylesine nefis
bir şey oluşundan duyulan hayret... Sonuçta an- Gene de kış ayları geldi mi içim diliyor kar gör-
lıyoruz ki - - - - meyi. Bekliyor da onun için. Beklediğiniz olma-
Bu parça aşağıdakilerin hangisiyle sürdürü- dı mı şaşırıveriyorsunuz. “Yoksa değişti mi dün-
lebilir? ya? Değişti mi doğanın yasaları?” diyorsunuz da
sendeler gibi oluyorsunuz. Oysa - - - -
A) trajedi ve mizah birbirine karşıt şeyler değil-
Bu parçayı düşüncenin akışına göre aşağıda-
dir.*
kilerden hangisiyle sürdürmek uygun olur?
B) mizah yazarları, hayatı komik hâle getirmeye
çalışırlar. A) değişen bir şey yok, sadece doğaya karşı du-
C) mizah, toplumun sadece bir kesimine aittir. yarsız dünya dolusu insan var.*
D) yaşamın temel ihtiyaçlarından biri de mizahtır. B) ben bu değişimin içinde olmaktan korkuyo-
E) mizahın kaynağı insandır. rum.
C) doğanın yasalarını bir bilim insanı gibi incele-
mek istiyorum.
D) kış mevsimini ne çok beklerdim, soğuğu ilik-
lerimde hissetmek için.
E) tepede güneşin parlamasını, beni ısıtmasını
da isterdim.

6. Otuz yaşında bir insanım. Kendimi bildim bileli


8. Victor Hugo’nun büyük bir ozan olduğunu söy-
gazete okur, televizyon izlerim ve kendimi bildim
leyebilirim; güzel, iyi işlenmiş dizeleri dizer arka
bileli, şu dünyada barış ortamının sağlandığına
arkaya. Abdülhak Hamit beceremez onu, bir tek
tanıklık etmedim. Hiçbir zaman “Oh be, bugün
güzel dizesi yoktur, diyebiliriz; varsa da pek az-
savaş ve gözyaşı yok.” diyemedim. Ne zaman dır. Büyük değildir Hamit, büyük göstermek ister
gazete okusam ya da televizyon izlesem, yine kendini. Oyunda büyüğe çıkmış ufacık bir ozan.
birçok olumsuzlukla karşılaşıyorum: Orta Doğu Hugo, dilini işlemiş, Fransız diliyle pürüzsüz bi-
sorunu, Ermeni sorunu, Kürt sorunu, Şark mese- çimler kurmuştur. Hani Hamit’te öyle dizeler?
lesi, Filistin-İsrail. - - - - Hamit, sanatın önce biçim kaygısı olduğunu bile
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, anlayamamış. - - - -
aşağıdakilerden hangisi getirilemez? Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
A) Sorunların ardı arkası gelmiyor. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

B) Dünya var oldukça bu sorunlar da var olacak. A) Başka şairlerin dilini incelememiştir.
C) Bu sorunları ancak liderler çözebilir.* B) Gelişigüzel yazmıştır yazdıklarını.*
D) Savaşların biteceği, gözyaşının duracağı C) Oyunlarının dili dizelerinden daha işlidir.
yok. D) Batılı nazım biçimlerini kullanmıştır.
E) Kısacası, bu dünyanın huzuru kaçmış. E) Şiirlerinde sanatlı bir dil kullanmıştır.

1. A 2. B 3. B 4. A 5. A 6. C 7. A 8. B

151
09

Paragrafta Yer Değiştirme

3.
1. - 11. sorularda, numaralanmış cümlelerin
anlamlı bir bütün oluşturması için hangile- I. Fazıl Hüsnü’nün şiirlerinde başka bir hava
rinin birbiriyle yer değiştirmesi gerektiğini var.
bulunuz. II. Bu sanki kendi yatağınızda gördüğünüz rü-
yalarda başka diyarlarda gezmek gibidir.
1. III. Hem de bu dünyaya ait değilmişsiniz gibi his-
I. İnsanların en sadık dostu içindeki iyilik to- sediyorsunuz.
humları, en büyük düşmanı ise yine kendi IV. Bu öyle bir hava ki şiirleri okuduğunuzda
içindeki kötülük tohumlarıdır. kendinizi hem bu dünyanın bir parçası olarak
II. İnsanı kendisine bağlar, dolayısıyla başkala- görüyorsunuz.
rını da hayata bağlar. V. Aslında mekân aynı mekân ama siz aynı
III. Bunlardan birincisi bütün iyiliklerin anasıdır. “siz” değilsiniz.

IV. Kötü tarafları ise kötülüklere yol açabilir. A) I ve III. B) II ve IV. * C) II ve V.


V. Kendini kötü olarak tanıyan ya da kötü biri D) III ve IV. E) IV ve V.
olduğuna inandırılan birinin dünyada yapma-
yacağı hiçbir kötülük yoktur.
A) I ve V. B) II ve III.* C) II ve V. 4.
D) III ve IV. E) III ve V. I. Oyuncuların hiçbiri oyunun havasını üstün-
den atamamış; hepsi gözlerini havaya dik-
miş, oturuyordu.
II. Tiyatro salonu boşaldıktan sonra alkışlarla
kapanan perdeyi yavaşça araladım.
III. Dayanamadım ve yanlarına gittim.
IV. Beni görünce şaşırıp toparlandılar.
V. Ben de ne söyleyeceğimi bilememiş ve he-
yecanlanmıştım.
A) I ve II. * B) II ve III. C) III ve IV.
D) III ve V. E) IV ve V.

2.
5.
I. Yerine yenisini yaptırmak için eski evi yıktır-
I. Millet olarak konuşurken el kol hareketleri
mak gerekiyordu.
yaparız.
II. Bir sürü hatırayı yeniden canlandırıyordu.
II. Bazen bununla da yetinilmez, söylediklerine
III. Bir taraftan iş hakkında konuştum, bir taraf- destek olsun diye konuşmacının karşısında-
tan da ona evle ilgili çeşitli hikâyeler anlattım. kinin sözünü kesmesi istenir.
IV. Boyası çoktan silinmiş, sıvaları dökülmüş du- III. Oysa Almanlar arasında, konuşurken el kol
varla kirli pencereler, pis koyu renkli sobalar hareketleri yapmak ayıp sayılır.
çok yakın zamana kadar bu evde oturanların
IV. Bizde ise konuşmacılar el kol hareketleri
izlerini taşıyor.
yapmazsa tutuk veya korkak denilir.
V. Yıkımı ve inşaatı üstlenen mimara evin oda-
V. Böylece anlatımımıza güç kattığımızı sanırız.
larını gösterdim.
A) I ve III. B) II ve IV. C) II ve V.*
A) I ve II. B) II ve III. C) II ve V.*
D) III ve IV. E) IV ve V.
D) III ve IV. E) IV ve V.

152
6. 9.
I. Ben bir tiyatro yazarıyım ve genellikle komedi I. Çağdaş tarihçiler, tarih öğretiminin şu sırayı izle-
oyunları yazarım. mesini öneriyor:
II. Ya da gökyüzü grimsi bulutlarla kaplıysa yaza- II. Önce öğrencinin doğduğu kent, sonra yurdu,
mam. sonra da dünya tarihi.
III. Eğer sabah işe giden insanların yüzlerinde ya- III. Bizde tam tersi geçerli.
şama karşı bir kırgınlık yansıması varsa masa- IV. Bu durumda kimliksizliğin ortaya çıkmasını do-
nın başına geçemem. ğal karşılamak gerekir.
IV. Masa başına geçip yazmadan önce gökyüzünü V. Çocuk kendi ana babasının ardından önce yedi
ve insanları seyrederim balkondan. göbek öncesini öğrenmeye zorlanmaktadır.
V. Kuşların sesleri odamın içine doluyorsa ben de
ünlü bir Moliere olurum. A) I ve II. B) II ve III. C) II ve IV.

A) I ve II. B) II ve III. C) II ve IV.* D) III ve V. E) IV ve V.*

D) III ve IV. E) IV ve V.

10.

7. I. Benim isteyip de yapamadıklarımı kendi filmle-


rinde gerçekleştirenlere hayranım.
I. Uzun yolculuklarda, bazen, belki de bir daha hiç II. Çünkü bu alanda isteyip de gerçekleştiremedi-
görmeyeceğimiz kişilerle çok güzel iletişimler ğim birçok şey var.
kurarız.
III. Bazen gerçek bir sinemacı olmadığımı düşünü-
II. Bizi yargılamadan dinleyecek birilerini bulma- rüm.
mızdandır belki bu.
IV. Ayrıca bu büyük ustaların yapıtları, bana yeni bir
III. Kimseyle paylaşamadığımız şeyleri yabancı bi- filme başlamam için istek ve cesaret verir.
rine bir çırpıda anlatıveririz bu nedenle.
V. Her güzel film, bende büyük bir çalışma arzusu
IV. Belki de tam tersine, iç dökülenin bir “yabancı” uyandırır.
olması kolaylaştırıverir işimizi.
V. Karşımızdakinin kim olduğu, bize olan yakınlığı A) I ve II. B) I ve III. * C) I ve IV.
önemli değildir o anda. D) I ve V. E) IV ve V.
A) I ve II. B) II ve III. C) II ve V.
D) III ve IV. E) IV ve V. *

11.
I. Çocukluk yıllarımın en heyecanlı eğlencelerin-
8. den biri de sinemaydı.
II. Şehrin tamamına elektrik verilmediği için olsa
I. Gecenin geç saatlerinde her şeyin sustuğu, ha- gerek sinemanın kendine ait jeneratörü vardı.
vanın durulduğu anlarda, bir köşeye çekilip şiir
okurum. III. Elma bahçesinin hemen bittiği yerde kocaman
bir toprak binaydı Arslan Sineması.
II. İçime dolan dizelerde onların kalbini duyarım.
IV. Daha film başlamadan bir saat kadar önce sine-
III. Pencereler ansızın açılır, uyuklayan perdeler madan sorumlu olan adam, jeneratörü çalıştır-
uçuşmaya başlar. maya uğraşırdı.
IV. Bu duyuş beni benden alır, götürür. V. O uzun borudan çıkan toz duman bulutu tüm
V. Odaya ilkbahar meltemiyle birlikte taze bir ışık çocukları film başlayacağı için heyecanlandırır-
dolar. dı.
A) I ve II. B) I ve V. C) II ve V. A) I ve II. B) I ve V. C) II ve III.*
D) III ve IV. * E) IV ve V. D) III ve IV. E) IV ve V.

1. B 2. C 3. B 4. A 5. C 6. C 7. E 8. D 9. E 10. B 11. C

153
10

Paragrafta Yer Değiştirme

3.
1. - 8. sorularda, numaralanmış cümlelerin
anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için han- I. Fotoğrafçı, şair ve müzisyen gibi unvanlara
gilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekti- sahip Selim Öz, bu alanların üçünde de pro-
fesyonel anlamda çalışmalar ortaya koymuş
ğini bulunuz.
bir isim.

1. II. Zira kendisinin ilk kitabı 1980’de yayımlanan


“Hülya Divanı”ydı.
I. Günümüzde okullar eğitim sürecinin en
III. Selim Öz’ün şairliği diğer ikisinden çok önce
önemli kısmını oluşturur.
başlamış bir serüvendir.
II. Bu süreçten geçen insanın kişiliği farklılaşır.
IV. O zamandan bugüne değişik çalışmalar yü-
III. Bu farklılaşma eğitim sürecinde kazanılan rüten şair, şimdi yine divan türünde bir kitap-
bilgi, beceri, tutum ve değerler yoluyla ger- la okurun karşısına çıkıyor.
çekleşir.
V. Okura değişik lezzetler sunma çabasında
IV. Eğitim, en genel anlamıyla insanları belli olan Öz’ün yeni çalışması 21. yüzyıl şairleri-
amaçlara göre yetiştirme sürecidir. ne önderlik de ediyor.
V. Ancak okul dışında da gençleri ve yetişkin- A) I ve III. B) II ve III.* C) II ve IV.
leri bir mesleğe hazırlamak ve onların haya-
ta uyumlarını kolaylaştırmak için açılmış kısa D) III ve IV. E) IV ve V.
süreli eğitim veren kurumlar vardır.
A) I ve IV.* B) II ve III. C) II ve V.
D) III ve IV. E) IV ve V.

2.
4.
I. Günümüz koşullarında bilim ve bilgiye, dola-
I. Yarattıkları kurmaca evrenden eve, gerçek
yısıyla eğitime duyulan gereksinim hızla art-
dünyaya hiç dönmek istemediğimiz, yarattık-
maktadır.
ları karakterleri kendi hayatımızdaki gerçek
II. Sanat yoluyla çocuğu eğitme konusu, en insanlara yeğlediğimiz yazarlar vardır.
önemli eğitim yollarından biridir.
II. Belki tek başına bu ölçüt ben farkında olma-
III. Sanat eğitiminin en yaygın alanlarından biri dan iyiyi kötüden ayırt etmeme yarıyordur.
olan müzik eğitimi, bu yeni anlayışın en do-
III. Ben edebiyattan pek anlamam ama en çok
ğal yansımasıdır.
öykücüler için böyle düşünürüm.
IV. 21. yüzyılda ortaya çıkan eğitim anlayışında-
IV. Ben sadece, bir öykünün ya da yazarın “Bak,
ki yeniliklerin, çocuk gelişimi ve eğitimde kul-
sana ne anlatacağım.” diyerek ilk satırdan
lanılan anlayış ve yöntemler konusundaki en
beni davet ettiği yolda elimi ne kadar sıkı tut-
önemli yansıması, sanat alanında görülmek-
tuğuna bakarım.
tedir.
V. Bu saçma hayattan bir kapı aralansa kendimi
V. Tarih boyunca pek çok filozof, eğitimci ve bi-
hikâyelerinin içinde bulsam, diyeceğim ya-
lim insanı müziğin eğitimsel işlevine inanmış
zarlar bunlar.
müziğin bu yolda ilerlemesine hizmet etmiştir.
A) I ve II. B) II ve III. C) II ve V.*
A) I ve III. B) II ve IV. C) III ve IV.*
D) III ve V. E) IV ve V.
D) III ve V. E) IV ve V.

154
5. 7.
I. Tekerlemeler; âşıklar, meddahlar, çocuklar I. ABD’nin New York kentinde, İsrail’in
ve geleneksel halk tiyatrosu içinde kullanılan Gazze’ye saldırılarını ve Filistinlilerin çekti-
söz kalıplarıdır. ği acıları konu alan filmlerin yer aldığı Gazze
II. Çocukların oyunlarında yer alan tekerle- Film Festivali düzenlendi.
meler, çocuklar tarafından oluşturulmuş ilk II. İlk gün “Gazze’nin Gözyaşları” ve “Uçan
edebî ürünlerdendir. Kâğıt” filmlerinin gösterildiği festivalin ikinci
III. Tekerlemelerin iç yapısı ise çocukların dün- gününde ise İsrail’in saldırılarının ekonomik
yasını yansıtır. etkisine vurgu yapan filmler gösterildi.
IV. Tekerlemeler, dış yapılarında kararlılık görül- III. Mısırlı doktora öğrencisi Mustafa Adiba’nın
mese de ses ritmi ile şiirin bir parçası olur. öncülüğünde düzenlenen Gazze Film Festi-
vali, gösterilen bu filmlerle Filistin sorununu
V. Yalana, kötülüğe, sevgisizliğe yer verilme-
ABD’ye farklı bir bakış açısıyla taşımış oldu.
yen bu dünyanın özü küçük şeylerden büyük
mutluluklar çıkarmak üzerine kuruludur. IV. İsrail’in saldırılarına duyarsız kalan ülkelerin
tutumunu utanç verici olarak yorumlayan Adi-
A) I ve II. B) II ve III. C) II ve IV. ba; festivalde yer alan filmlerin sadece askerî
D) III ve V.* E) IV ve V. operasyonları değil, aynı zamanda kuşatma
altındaki hayatın fiziki, duygusal ve ekonomik
etkilerini ortaya koyduğunu da ifade etti.
V. Mustafa Adiba, yaptığı açıklamada bu yaz
İsrail’in Gazze’yi bombalayarak iki binden
fazla kişiyi öldürmesinin ardından bu konuda
bir şey yapmak gerektiği düşüncesiyle böyle
bir festivali düzenlediğini ifade etti.
A) I ve III. B) II ve III. C) II ve IV.
D) III ve IV. E) IV ve V.*

6.
I. Kaşıkçı Elması, Topkapı Sarayı’nın hazine
dairesindeki 84 kıratlık ünlü elmastır.
II. Buna göre, elmas Eğrikapı’da yoksul bir ada-
mın eline geçmiş ve bu adam tarafından üç
tahta kaşığa satılmıştır. 8. Sanat, insanı anlamaya ve anlatmaya çalışmış-
III. Bu adla anılması tarihçi Raşid’in açıklaması- tır çağlar boyunca. (I) Çünkü sürekli bir deği-
na dayandırılmaktadır. şim içindedir yaşam. (II) Ancak her çağın insana
bakışı, yaklaşımı değişik olmuştur. (III) Önemli
IV. Elması elde etmek isteyenlerin çoğalması
olan, bu değişimin yönünü iyi algılayabilmek, in-
üzerine duruma Padişah IV. Mehmet el koy-
sanın bu değişime ayak uydurmasına katkı sağ-
muş.
layabilmektir. (IV) Sanatın da asıl işlevi budur bir
V. IV. Mehmet’in olaya müdahale etmesiyle el- bakıma. (V) Bu görevi yerine getiremeyen yapı-
mas Hazine-i Hümayun’a kaldırılmıştır. tın da sanat dünyasında yeri yoktur.
A) I ve IV. B) I ve V. C) II ve III.* A) I ve II.* B) I ve III. C) II ve IV.
D) III ve V. E) IV ve V. D) III ve IV. E) IV ve V.

1. A 2. C 3. B 4. C 5. D 6. C 7. E 8. A

155
11

Paragrafta Yer Değiştirme

1. 3.
I. Önümüzdeki sayılarda öteki ekiplerimizi de
I. Bunlar arasında, katmanlaşmış ve suda çö-
tanıtacağız.
zülmüş mineral tuzları içeren tortul kayalar
II. Ülkemizin geleceğine inanmış, o geleceği ile, ancak uzun süre su içinde kalmayla olu-
yaratmak için öne atılan gençlerimizden olu- şabilecek demir içerikli hematit granülleri de
şan ekipleri sizlere tanıtıyoruz. var.
III. Kendilerini TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergi- II. Spirit ve Opportunity adlı bu araçlar da üzer-
si olarak yürekten alkışlarken bu aydınlık, bu lerindeki çeşitli algılayıcılar, kameralar, tay-
güneşli geleceği özleyen herkesi, özel kuru- fölçerler hatta delgi makineleriyle gezegenin
luşları ya da kamu kuruluşlarını, medyayı, bi- yüzeyi, kimyası ve hepsinden önemlisi tari-
rey olarak yurttaşlarımızı bu atılıma destek hiyle ilgili bilgiler topladı.
olmaya çağırıyoruz.
III. Hepsi de bilim insanlarının yıllardır düşünü
IV. Önümüzdeki sayılarımızda öteki kuruluşları- kurdukları bilgileri, yüksek çözünürlükte gö-
mızın da bu önemli kilometre taşı üzerine ko- rüntüler eşliğinde sel gibi dünyamıza gönder-
yacakları imzaları yayımlamayı umuyoruz. di ve göndermeye devam ediyor.
V. 30 Ağustos’a böylece “Güneş Arabaları” IV. Gezegen bilimcilere göre bulgular içinde en
ekipleri önde, bizler arkalarında hep birlikte önemlisi, bugün toz fırtınalarının estiği derin
yürüyelim, Güneş’i, onun aydınlatacağı gele- dondurucudaki Mars yüzeyinin bundan mil-
ceğimizi hep birlikte kucaklayalım. yarlarca yıl önce, yaşamın ortaya çıkmasına
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlam- elverecek uzunlukta bir süre boyunca ılıman
lı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri yer bir iklime ve geniş ama sığ denizlere sahip
değiştirmelidir? olduğunu gösteren kanıtlar.

A) I ve II.* B) I ve III. C) II ve III. V. Daha önceki Mars fiyaskolarından ağzı ya-


nan NASA bu kez işi sağlam tutmuş olmalı ki
D) III ve IV. E) IV ve V. komşumuz kızıl gezegenin iki ucuna birer ro-
bot araç indirmeyi başardı.
2.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlam-
I. Geride bıraktığımız yıl, yine çeşitli bilim ve
lı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri yer
teknoloji alanıyla insanlığın yeni dünyaları ta-
değiştirmelidir?
nıma ereğinde çok önemli kilometre taşlarına
ulaşılan bir yıl oldu. A) I ve II. B) I ve V.* C) II ve III.
II. Science editörleri, yıllardır süregelen gelene- D) III ve IV. E) IV ve V.
ğe uyarak en önemli ilk iki buluşu sıraladık-
tan sonra, geri kalan sekiz seçim arasında
bir sıralama yapmıyorlar.
III. En önemli on ilerlemeyi seçtiler.
IV. Bu ilerlemeleri her yıl olduğu gibi en saygın
bilim dergilerinin başında gelen Science der-
gisinin editörleri, aralarında bir anket yaparak
değerlendirdiler.
V. İşte Science dergisinin merceğinden, geçen
yıla damgasını vuran bilimsel atılımlar:
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlam-
lı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri yer
değiştirmelidir?

A) I ve II. B) II ve III. C) II ve IV.*


D) III ve IV. E) IV ve V.

156
4. 6.
I. Endonezyalı ve Avustralyalı araştırmacılar- I. Bozonlar ve fermiyonlar, farklı tabiatlara sa-
ca Endonezya’ya ait Flores adasında şaşırtı-
hip parçacıklar.
cı küçüklükte yeni bir insan türüne ait fosiller
keşfedildi. II. Atomların bu gruplara ayrılmasını sağlayan
özellik, spin (dönme) denen bir kuantum me-
II. Homo Floresiensis adı verilen yetişkin homi-
kaniksel durumdur.
nidin boyu 1 m’nin altında ve beyin hacmi de
modern insanın 1400 santimetreküplük beyin III. İçlerindeki nükleonların (proton ve nötron)
hacminin üçte biri kadar. toplam sayısının tek ya da çift olmasına bağ-
lı olarak atomlar da bozon ve fermiyon grup-
III. Buluşun şaşırtıcı bir özelliği de bu cüce ırkın,
larına ayrılıyor.
18.000 yıl öncesine kadar Homo Sapiens
olarak adlandırılan modern insanla yan yana IV. Bozonlar bir araya toplanmayı severken fer-
yaşamış olması. miyonlar aynı enerji düzeyini paylaşmak iste-
meyen grubu oluşturuyor.
IV. Homo Floresiensis’in adaya bir kara köprü-
süyle ulaştığı, daha sonra köprünün deniz- V. Bozonlar tam sayılı spinlere sahipken fermi-
le örtülmesiyle adada mahsur kaldığından, yonlar tam sayılara yarım eklenen spin de-
adadaki kıt kaynaklarla yaşayabilmek için cü- ğerlerine sahipler.
celeştiğine inanılıyor. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlam-
V. Birçok araştırmacıya göre Flores adasının sa- lı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri yer
kinleri aynı zamanda evrim sürecinde çevre değiştirmelidir?
baskısının çarpıcı bir örneğini oluşturuyorlar.
A) I ve II. B) I ve V. C) II ve IV.*
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlam-
D) III ve IV. E) IV ve V.
lı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri yer
değiştirmelidir?
7.
A) I ve II. B) II ve III. C) II ve IV. I. İnsanda yaklaşık 3 milyar baz çiftinden olu-
D) III ve IV.* E) IV ve V. şan gen bulunmaktadır.
II. İşleve sahip genler yalnızca 30.000 kadar
gendir.
III. Bir gen içinde protein kodlayan alanlar ara-
5. (I) Sanat olayının en kısa tarifi, doğa-insan, sında bulunan hurda DNA’nın, genlerin gere-
ken zamanda ve doğru yerde etkinleşmesini
insan-toplum ilişkisidir. (II) Tiyatronun en kısa ta-
sağlamak gibi çok önemli bir işleve sahip ol-
rifi de insanı insana insanla anlatma sanatıdır.
duğunu gösterdiler.
(III) Zaten yoksa bence o sanatçı diye sınıflandı-
IV. Geçtiğimiz yıl araştırmacılar bu durumun dü-
rılacak bir sınıfa girmez. (IV) Bunun ikisini birleş- şünüldüğü gibi olmadığını ortaya çıkardı.
tirirsek o zaman bir sanatçının niye doğayla ve
V. Bu genlerin %90’dan fazlasını oluşturan hur-
dolayısıyla bireyle ve toplumla ilgisi olduğu orta- da DNA’nınsa herhangi bir görevi olmadığı
ya çıkar. (V) Sanatçıdan başka her şey olur. düşünülüyordu.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlam-
bir bütün elde edilmek istense hangi cümle- lı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri yer
ler yer değiştirmelidir? değiştirmelidir?
A) I ve II. B) I ve V. C) II ve III. A) I ve II. B) II ve III. C) II ve IV.
D) III ve IV. E) IV ve V.* D) III ve V.* E) IV ve V.

1. A 2. C 3. B 4. D 5. E 6. C 7. D

157
12

Paragrafın Akışını Bozan Cümle

4. (I) Ben bütün edebiyat kuşaklarından ve akımla-


1 - 12. sorularda, numaralanmış cümle-
rından beslendim, onlarla büyüdüm. (II) Her ya-
lerden hangisinin parçanın anlam bütün-
zarın büyük katkısı vardır, onlara çok saygı du-
lüğünü bozduğunu bulunuz. yuyorum. (III) Oysa bugün birçok yazar, okuduğu
1. (I) Benim hikâyelerimi gerçeğe aykırı bulan- kitapların içinde tek bir Türk yazarının adını ver-
miyor. (IV) Edebiyatımızda Türk yazarının büyük
lar, hayalî diye adlandıranlar var. (II) Böyle di-
yeri vardır. (V) Hadi canım siz ilkokula giderken
yenler büyükşehrin karakteristik özelliklerini çiz-
anneniz babanız size Sait Faik okumuyor muy-
diğim hikâyelerime tutuluyorlar. (III) Hâlbuki
du? (VI) Ya da Ömer Seyfettin’in “Kaşağı”sını hiç
hikâyelerim gerçeğin ta kendisidir. (IV) Hikâye mi duymadınız? (VII) Yapmayın büyüdüğünüz
eleştirmeni dediğimiz biraz da nesnel olmalıdır. zamanın Türk yazarlarına haksızlık etmeyiniz.
(V) Hatta kahramanlarım bile aramızda yaşamış A) III. B) IV.* C) V. D) VI. E) VII.
ve yaşamakta olan bizim gibi insanlardır. (VI) Bir
hikâyemdeki Bakkal Ali’yi hepiniz mahallenizden
bilir, tanırsınız.
A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI.

5. (I) Türk tiyatrosunun her geçen gün biraz daha


yalnızlığa gömüldüğü gözlenmektedir. (II) Seyir-
2. (I) İnsanlık tarihi aynı zamanda bir düşünce ta- ci sayısı giderek azalmakta; oyuncular, daha ca-
rihidir de. (II) Aristo’dan Bergson’a Eflatun’dan zip olan sinema ya da televizyona yönelmekte-
Kant’a kadar yüzyılların dili hep düşüncenin tür- dir. (III) Sinema ve televizyona geçen insanlar
küsünü söyler. (III) İnsanların duyguları düşün- daha çok para kazanmaya başlamışlardır. (IV)
celerinin baş düşmanıdır her zaman. (IV) Ev- Tiyatro grupları banka ve şirketlerin reklama yö-
renin sırrını çözmeye çalışan, sanatın, tekniğin nelik destekleriyle hayatta kalabilme savaşı ver-
mucizelerini gerçekleştiren, insanı inceleyen hep mektedir. (V) Nüfusu beş yüz bini bulmayan Os-
düşüncedir. (V) Düşünen insan var olduğunu an- manlı başkentindeki tiyatro sayısının günümüz-
ladığı gibi hayatı boyunca önünü aydınlatacak dekinden daha iyi olduğu da hatırlanmalıdır.
ışığı da bulmuş olacaktır. A) I. B) II. C) III. * D) IV. E) V.
A) I. B) II. C) III. * D) IV. E) V.

6. (I) Az gelişmiş ülkelerin geri kalma nedenleri in-


3. (I) Bazı güçlü şairler, şiire kendinden önceki güç-
lü şairleri taklit ederek başladıklarını söylemiş- celendiğinde, insanların ulusal ve çağdaş ihti-
lerdir. (II) Her sanat ve sanatçı kendinden önce- yaçlara göre eğitilmemiş olduğu görülür. (II) Top-
kilerden yararlanarak gelişimi yakalar. (III) Daha lumumuzda eğitime önem verilmemektedir. (III)
sonra biz, onların taklit ettikleri şairleri aştıklarını Kalkınmış ulusların gücü, ekonomi, endüstri ve
görmekteyiz. (IV) Bu durumu diğer edebî türler- ticaretteki başarılarından çok eğitilmiş kadrola-
de ve sanatçılarda görmek de mümkün. (V) Ör-
rından ileri gelir. (IV) Çünkü maddi güçler bir gün
neğin Osmanlı’da orta oyununa öykünerek orta-
ya çıkan tiyatro daha sonra senaryosuyla, sah- kaybedilebilir. (V) Onun için bir ülkenin en sağ-
nesiyle, ışığı ve sesiyle ciddi bir sanat dalı ol- lam yatırımı eğitime yaptığı yatırımdır. (VI) Çün-
muştur. (VI) Halkın beğeniyle izlediği bir görsel kü eğitilmiş her birey, ülkesinin her sektöründe
şölen hâline dönüşmüştür. başarıyı yakalar.
A) II.* B) III. C) IV. D) V. E) VI. A) II.* B) III. C) IV. D) V. E) VI.

158
7. (I) Kimi insan zevk için, kimisi de bilgi edinmek 10. (I) Divan şiiri diliyle, içeriğiyle, kavramıyla, konu-
için okur. (II) Bilgi edinmek için okuyanların kimi- larıyla çağımızın çok mu çok gerisinde kalmış;
leri, genel kültür peşindedir. (III) Bu gibiler, genel geleceğe kapılarını kapatmıştır. (II) O kapıların
kültürü belki bir televizyon yarışmasında para ve bir daha açılması, altı yüzyıl öncesi yaşama or-
ün kazanabilmek için, belki daha küçük bir top- tamına dönmeyi, davranışları benimsemeyi, sö-
lulukta insanları etkilemek için isterler. (IV) Ba- zün kısası çağımızın gerilerine gitmeyi gerektirir.
zıları da doğrudan doğruya çiçeklerin, böcekle- (III) Divan şiiri halk tarafından anlaşılamamakta-
rin, insanların dünyasını tanımak için, bir parçası dır. (IV) Böyle bir eylem de kimsenin elinden gel-
oldukları evreni daha iyi anlayabilmek için okur. mez. (V) Öyleyse divan şiirine karşı duyulan eği-
lim, eskiye beslenen özlemin değişik bir biçimi
(V) Genel kültürün sadece üniversite okumakla
olmaktan öte bir anlam taşımaz.
sağlanmadığını söyleyebiliriz.
A) I. B) II. C) III. * D) IV. E) V.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

8. (I) Tarihî kişilerin resim veya heykelini gören 11. (I) Yurdun kalkınmasının köyün kalkınmasından,
genç veya çocuk kendi hayal gücünü o tarihî ki- köylünün okuyup aydınlanmasından geçeceğine
şilere kapatacak demektir. (II) O resim ve o hey- inanan bir şairdir Ceyhun Atuf Kansu. (II) Anado-
kel, bundan böyle o kişiyi temsil etmekte ve konu lu insanından yola çıkarak evrensele ulaşmayı
açıldıkça onlar hatıra gelmektedir. (III) Resim amaçlar. (III) Bu yüzden de şiirin anlaşılır olma-
veya heykel kişiyi, olduğundan daha iyi göster- sını, halkla sıkı bağlar kurmasını ister. (IV) Halk
mektedir. (IV) Başka bir yüz, başka bir kişilik ve şiiri biçimlerine ilgi duymasının, türkülerden esin-
vücut hayal edilememektedir. (V) Böylece hayal lenmesinin nedeni de budur. (V) Köy yaşamının
gücüne de sınırlamalar getirilmekte, donuklaş- en küçük ayrıntısını bile yakalamaya çalışır. (VI)
malar olmaktadır. (VI) Oysa temsilî resmi çizilen Tarladaki ekinden, tandırdaki ekmeğe kadar her
veya heykeli dikilen kimi kişilerin bu resim veya detay şiirlerinde yer bulmuştur.
heykellere hiç benzemediği de bir görüştür.
A) II.* B) III. C) IV. D) V. E) VI.
A) II. B) III.* C) IV. D) V. E) VI.

9. (I) Yahya Kemal’in şiirlerini ikiye ayırıp yarısına 12. (I) Çocukların en önemli özellikleri yaşlarına ve
eski, yarısına yeni demek bir hatadır. (II) Bir ruh zekâ gelişimlerine uygun olarak artan yaratıcılık-
nasıl hem eski hem yeni olabilir? (III) Özellikle ları bence. (II) Çocuk, daha bir yaşından itibaren
Yahya Kemal gibi kişiliği çoktan oturmuş bir şair- nesneleri kavramaya, onları adlandırmaya ve
de birbirine zıt iki âlem nasıl bir arada bulunabi- onları gerçek amaçlar dışında kullanmaya baş-
lir? (IV) Yahya Kemal, aruza sevgi ile bağlanmış lıyor. (III) Anaokuluna giden çocuklar daha hızlı
ama heceyi küçümsemiştir. (V) Herhâlde bu hata gelişiyor. (IV) Yaratıcılığıyla, gündelik yaşamını
onun gazellerini birer taklit olarak görmekten ileri böylelikle kolaylaştırıyor. (V) Örneğin, bir plastik
geliyor.(VI) Bu hatayı gidermenin ilk yolu “gazel” oyuncak yeni çıkan dişlerini kaşımasına yardım-
edebiyatına hâkim olmaktır. cı olan bir araç oluveriyor.
A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI. A) I. B) II. C) III. * D) IV. E) V.

1. C 2. C 3. A 4. B 5. C 6. A 7. E 8. B 9. C 10. C 11. A 12. C

159
13

Paragrafın Akışını Bozan Cümle

3. (I) İnsan kişiliğini ve karakterini sağlamlaştıran


1 - 11. sorularda, numaralanmış cümle-
ilk etken, insanın kendi kafasıyla düşünebilme-
lerden hangisinin parçanın anlam bütün-
sidir. (II) Oysa genellikle bunun tersi olmaktadır.
lüğünü bozduğunu bulunuz. (III) Kendi kafasıyla düşünmeyi bir yana bıraka-
1. (I) Bizim ülkemizde herkesin her konuda fikri var- lım; çoğu, başkasının kafasının hizmetçisi olma-
yı erdem saymaktadır. (IV) Erdem, insanın dav-
dır. (II) Aynı kişilere “Naim Süleymanoğlu ile hal-
ranışları ve düşünceleriyle kabul görmesi; o top-
ter kaldırma yarışına girebilir misin?” diye sorsa-
lumdaki otoritelerce onaylanması demektir. (V)
nız “Hayır.” derler ama düşünce metodu ve bilgi İnsanı, insanlığından uzaklaştıran bu hizmetçili-
birikimi gerektiren her konuda tartışırlar. (III) Top- ğin bir an önce terk edilmesi gerekir. (VI) Özgür
lumumuzda maalesef tarih ve din konularında da
bireyler yani kendi mantığıyla karar veren ve ya-
insanlar bilgili olmadığı hâlde bir bilim insanı tav-
şayan bir neslin yetişmesi gerekir.
rıyla konuşur. (IV) Çünkü bu insanlar, insan göv-
desindeki kasları görürler ama beyin kaslarını A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI.
göremezler. (V) Beyin kaslarını göremeyen kişi-
lere bilginin ve düşünmenin erdemini anlatmak
zordur. (VI) Bu durum daha deniz görmemiş bir
kişiye okyanusu anlatmak gibidir.
A) II. B) III. * C) IV. D) V. E) VI.
4. (I) Üç beş yaşındaki çocuklar, Amerikan malı
oyuncak adlarını ve markalarını bülbül gibi te-
laffuz ediyorlar. (II) Amerikan yapımı çizgi film-
leri ve bunları yayımlayan kanal adlarını da ez-
bere biliyorlar. (III) Şehrin en işlek caddesinde-
ki yabancı bir ada sahip hazır yiyecekler satan
dükkânların adını hiç saymıyorum bile. (IV) Hem
sağlıksız besleniliyor burada. (V) Hayatımızda-
ki pek çok sözcük gibi bu adlar da dilimizi teh-
dit ediyor. (VI) Garipliğe bakın ki Asya’daki Türk
Cumhuriyetlerinde; yeniden kurulan, kültür ilişki-
lerinde ortak bir yazı dili Türkiye’nin öncülüğünü
bekliyor. (VII) Bu yaman çelişkinin sona ermesi
için dilimize sahip çıkmalıyız.
A) III. B) IV.* C) V. D) VI. E) VII.

2. (I) Bahçeler vardır, içi renk renk çiçeklerle, gül-


lerle, papatyalarla doludur. (II) Kişi böyle bir bah- 5. (I) Bir lotus çiçeği gördünüz mü hiç? (II) Lotus
çeye girince içinin ferahlığını hisseder. (III) Ama bataklıkta son derece güzel çiçekler açan bir bit-
bir de başka bir bahçe vardır ki kişi oraya girin- kidir. (III) Bataklığın pis çamurunu enfes bir ko-
ce içi öğrenme isteğiyle dolar. (IV) O bahçedeki kuya çeviren bu güzel çiçeği birtakım insanlara
çiçekler, özümsenir çünkü bu bahçe bir kitaplık- benzetiyorum. (IV) Fedakâr insanların sayısının
tır. (V) Evlerimizdeki kitaplıkları gözden geçirme artmasıyla da toplumumuz manen bir gül bahçe-
zamanımız geldi de geçiyor. (VI) O bahçedeki çi- sine döndü. (V) Her ne kadar, fedakâr insanların
çeklerin hepsini özümsemek, koklamak, yüreğe sayısı az olsa da... (VI) Toplumu oluşturan birey-
çekmek gerekiyor. (VII) Her çiçeğin bize verece- lerin devlete özverili bulunması bir yerde gerek-
ği koku ve haz bambaşka olacaktır eminim. siz geliyor bana.
A) II. B) IV. C) V.* D) VI. E) VII. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.*

160
6. (I) Şiir, hiçbir dünya görüşünün kaynak metni de- 9. (I) 1950’den sonra pek çok şair II. Yeni şiirinden
ğildir. (II) Hangi metnin bir dünya görüşünün kay- etkilenmiş ve yararlanmıştır. (II) II. Yeni, şiirimize
nağı olduğunu söylerseniz o metin artık şiir de- yeni sözcükler, söyleyişler ve yeni bir boyut ge-
ğildir. (III) Bir şiiri toplumun siyasi sözcüsü ola- tirmiştir. (III) Fakat bu yapılanlar daha çok este-
rak kullandığınız anda şairaneliğinizi bir kenara
tik yani güzellik alanında kalmıştır. (IV) Bir şiir-
bıraktığınız için siz aslında bir şiir yazmıyorsu-
nuz demektir. (IV) Eğer benimsenen bir düşünce de olması gereken tek özellik olan biçim esteti-
varsa o fikirler, şiirle değil düzyazılarla ifade edil- ğinin konudan önce gelmesi gerektiğini savunan
melidir. (V) Edebiyatımızda düzyazı türlerine ya- pek çok şiir eleştirmeni yok değil. (V) II. Yeni’de
pılan eleştiriler, edebiyat dergilerinde haftalık ya- halkla kaynaşıp bütünleşme de sağlanamamış-
pılan olarak yayımlanmaktadır. (VI) Edebiyat ta- tır. (VI)Aynı kopukluk okuyucu için de geçerlidir.
rihimizde pek çok şair, fikirlerin şiirde yer alma-
(VII) Bu belirsizlik II. Yeni hareketini yıksa da top-
ması gerektiğini fikrin düzyazıda, duygunun şiir-
luluk dağıldıktan sonra grup sanatçılarının pek
de barınacağını savunmuştur. (VII) Bu savunu-
çok taklitçisi olmuştur.
cuların başında da Ahmet Haşim ve Yahya Ke-
mal gelir. A) III. B) IV. * C) V. D) VI. E) VII.

A) III. B) IV. C) V.* D) VI. E) VII.

10. (I) Genel anlamıyla “kuşku” iyi bir huy değildir.


7. (I) Bilirim, biz gazeteciler dışarıdan pek de se-
(II) Arkadaşlarından, dostundan, bir yakınından
vimli gözükmeyiz. (II) Halkın değişik meslek
kuşkuya düşmek insanlar için acınası bir durum-
gruplarına bakış açısı ve çalışanları farklı değer-
dur. (III) Bu belalı duygu, insanı için için yiyip biti-
lendirmeleri son yıllarda ortaya çıktı. (III) Sanırım
rir. (IV) Bir de bilimsel kuşku var, o olmazsa dün-
bunun temelinde daha çok işimizin eleştiri olma-
ya hep bıraktığımız yerde kalır. (V) Bu türden
sı yatıyor. (IV) Çünkü insanoğlu, doğası gereği,
kuşkular toplum hayatımızda ve kişisel hayatta
eleştiriden pek hoşlanmaz; eleştiriyi de eleştireni
yapıcı etki değil, yıkıcı etki yaratır. (VI) Toplum-
de hoşgörüyle karşılamaz. (V) Bugün bir haber-
sal ilişkilerde gerilime yol açar. (VII) Düzensiz bir
de veya gazetede halktan birini eleştirdiniz mi en
arkadaşlığa hatta kuşku duyanın hastalanması-
kötü insan siz oluveriyorsunuz.
na yol açan bir huzursuzluğa neden olur.
A) I. B) II. * C) III. D) IV. E) V.
A) III. B) IV.* C) V. D) VI. E) VII.

8. (I) Edebiyatımızın en büyük şairlerinden biridir o.


(II) Her gün yazdığı gazete köşesinde ele alma- 11. (I) Bazı insanlar var ki sanki Tanrı onlara gülmeyi
dığı güncel sorun yok gibiydi. (III) Ancak, sorun- yasak etmiştir. (II) Bunlar gülümsemeyi aklı ba-
lara şöyle bir değinip geçen yazarlardan değildi şında bir adamın ciddiliğini bozan bir durum sa-
o. (IV) Sorunları en can alıcı noktalarından ya- nırlar. (III) Yüz göz olmasınlar diye çocuklarına
kalar, birkaç cümlede bütün çıplaklığıyla gözler bile gülmezler. (IV) Senli benli demesinler diye
önüne sererdi. (V) O kısacık yazılarında kurdu- de komşularına gülmezler. (V) Kaşları sanki do-
ğu çok boyutlu dünyaları, satır aralarını okutarak ğuştan çatılmış olan insanların okuduğu kitaplar-
paylaşırdı okurlarıyla. da hep aradıkları mutluluk vardır.
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

1. B 2. C 3. C 4. B 5. E 6. C 7. B 8. A 9. B 10. B 11. E

161
14

Paragrafın Akışını Bozan Cümle

4. (I) Usta bir yazarın düzenli aralıklarla roman yaz-


1 - 12. sorularda, numaralanmış cümle-
masını beklemek, göle atılan her oltaya balık ta-
lerden hangisinin düşüncenin akışını
kılmasını beklemek kadar boşunadır. (II) Çün-
bozduğunu bulunuz. kü nitelikli roman; fabrikasyon bir üretim gibi, bir
düğmeye basılınca ortaya çıkmaz. (III) Yazarın
1. (I) “Tiyatronun önemi, ülkemizde yeterince kav- sanat yaşamında belirli boşluklar, verimsiz ge-
ranmamıştır.” demek, buz üstüne şekil çizmeye çen dönemler olabilir. (IV) Ayrıca her yazarı, ro-
benzer. (II) Herkes, kendi doğrularını ölçüt kabul man yazmaya iten veya teşvik eden ögeler fark-
edip oyunları eleştirmektedir. (III) Aslına bakar- lılık gösterebilir. (V) Şu, akıldan çıkarılmamalıdır
ki gerçek bir roman yazarı için bu dönemler er ya
sanız eleştirmenlerin genelde oyun izleme alış-
da geç sona erer ve romanın toprağında taze fi-
kanlığı da oluşmamıştır. (IV) Genelde oyun met-
lizler yeşermeye başlar.
ni üzerinde eleştiri yapmaları daha kolaylarına
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.
gelmektedir. (V) Oyun izlemeye gelmemelerinin
nedenini ise zamansızlıkla açıklamaktadırlar.
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.

2. Tiyatro sanatına tutkum, çocukluğumda başla-


5. (I) Batı edebiyatının klasikleri Türk romanını de-
dı. (I) Perdenin ağır ağır açılışı, kostümler, ışık- rinden etkilemiştir. (II) Romanımızı gerçek yü-
lar, belli belirsiz yüzler... (II) Sonra oyuncuların züyle tanımak istiyorsak bu etkiyi iyi inceleme-
sözleri, davranışları, bir sanat eserinin sahne- liyiz. (III) Söz konusu etkiyi tespit etmek, zaman
de hayat bulması... (III) Ne sinema yaşatabiliyor kaybından başka bir şey değildir. (IV) Bu yüzden
bu duyguyu ne roman, öykü, resim, müzik... (IV) edebiyat tarihçisinin herhangi bir romanı değer-
lendirirken karşılaştırmalı edebiyat çalışmaları-
Sonu gelmez bir tutkuyla bağlıydım şiire. (V) Di-
nın verilerinden yararlanması gerekir. (V) Aksi
yebilirim ki İstanbul’daki hiçbir oyunu kaçırma- takdirde edebî eserlerimizi yanlış ve eksik hü-
dım bir dönem. (VI) Üstelik o yıllarda seyirciyle kümlerle tanırız.
dolup taşardı tiyatrolar.
A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

3. (I) Karşılaşılan her zorluk; insanı biraz daha yo-


rar, yılgınlığa düşürür. (II) Hiçbir zorlukla karşı-
laşmayan insan, büyük sorunlar karşısında çö-
6. (I) Sanatçı için yapılanlar, yapılmamış olanla-
zümleyici ve cesur davranışlar sergileyemez.
ra giden bir yoldur. (II) Her şeyin kesin çizgiler-
(III) Teorik olarak ne denli yüksek bir bilgi biri-
le belirlendiği, sayısal özelliklere sahip bir dün-
kimine sahip olursak olalım, uygulamada yeter-
yada elbette sanat olamazdı. (III) Sanat, bilimsel
li deneyim ve birikime sahip olmadan olumlu ref-
yöntemlerle çalışmaz. (IV) Toplumsal düzenin ve
leksler sergileyemeyiz. (IV) Bu yönüyle çözüm-
varlıkların anlaşılmaz yönleridir sanatın konusu.
lenen her sorun ve aşılan her zorluk; büyük ba-
(V) Sanat bütün dikkatini bilinmezlere yönlendi-
şarılara atılan küçük ama önemli bir adımdır. (V)
rir, gerçeğin ardındakini arar.
Bu adımları ata ata büyük zaferlere ulaşırız.
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.

162
7. (I) Tiyatro çağın nabzını yakalarsa seyircisiy- 10. (I) Çörek otu, çağımızın belası ve yanlış beslen-
le buluşur. (II) Yani yüz yıl önce yazılmış, on yıl meyle artan alerjik hastalıkların en önemli ilacıdır.
önce Türkiye’de oynanmış ve tüketilmiş birtakım (II) Bu alerjik hastalıkların arasında alerjik rinit, eg-
oyunların tekrar sahnelenmesiyle çağın nabzı- zama ve astım başta gelmektedir. (III) Astımı olan
nı elinizde tutamazsınız. (III) Farklı ve güncelliği- hastalar üzerinde yapılan çalışmalarda, bazı astım
ni yitirmemiş bir bakış açısıyla seyircinin nabzı- ilaçlarından daha etkili olduğu tespit edilmiştir. (IV)
nı tutan oyunlar beni çeker. (IV) Şu anda, biline- Astım, solunum yollarının süregelen bir iltihap sonu-
ni yineleyen bir durumdayız. (V) Bununla da ça- cu aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenler-
ğımız insanına sesleniyormuş görünürken aslın- le zaman zaman daralmasına neden olan bir solu-
da onlara kendi düşünce kalıplarımızı benimseti- num yolu hastalığıdır. (V) Astım hastalarının, mutla-
yoruz. ka günde en az 2 kez 1 gram çörek otu kullanması
gerekir.
A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V.
A) I. B) II. C) III. D) IV.* E) V.

8. (I) Hayatta her şeye sahip olmayı hedefleyen- 11. (I) Forbes dergisi, dünyanın en etkili şehri olarak
Londra’yı seçti. (II) Bununla birlikte Britanya, ülke-
ler değil, elinde bulunanla mutlu olabilenler ger-
ler sıralamasında ikinci sırada yer aldı. (III) “Büyük
çek mutluluğu tadabilirler. (II) İşte bu sırrı bulan-
Elma” olarak anılan New York ise Forbes’ın dünya-
lar, mutlu olmak için ne eksiklerinin tamamlan- nın en etkili şehirleri 2014 listesinde çok az bir fark-
masını ne de zengin olmayı beklerler. (III) Bulun- la ikinci sırada yer buldu. (IV) Fransa’nın başkenti
dukları durumdan olabildiğince mutlu olmaya ça- Paris üçüncülüğü, Singapur ise dördüncülüğü kap-
tı. (V) Yapılan araştırmanın dayanak noktalarını ise
lışırlar. (IV) Çünkü mutluluk insanın kendi içinde-
şehirlere yapılan yabancı şirket yatırım oranları, çok
dir, mutluluğu başka yerde aramaya gerek yok-
uluslu şirketlerin yoğunluk oranı, hava ulaşımı ile il-
tur. (V) Bunun içindir ki insanlar, mutluluğu hep gili sağlanan imkân ve kolaylıklar, finansal hizmetler,
uzaklarda aramışlardır. teknolojik altyapı, medya gücü ve çok kültürlülük be-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.* lirledi.
A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.
9. (I) Çocuk dergileri, çocuğun eğitiminde, gelişme-
sinde ve topluma katılmasında bilgi, beceri ve 12. (I) Bundan tam yüz yıl önce 28 Haziran 1914’te
yetenekleriyle kendisini gösterebileceği bir eği- Saraybosna’da Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip,
tim aracıdır. (II) Güncel olma özellikleriyle çocuk Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’ı öldürdü. (II)
dergileri çocuğun eğitiminde önemli bir yer tut- Avusturya’nın Sırp Krallığı’na saldırmasıyla tari-
maktadır. (III) Çocuk dergileri, 19. yüzyılın ilk ya- hin en büyük savaşlarından Birinci Dünya Sava-
rısında öğretici yazılara yer vermiştir. (IV) Çocuk şı başladı. (III) Reuters Haber Ajansı Birinci Dün-
dergilerinin önemli özellikleri bir haftalık, on beş ya Savaşı’nın başlamasının yüzüncü yıl dönümün-
günlük veya bir aylık süre içinde çocukların dün- de daha önce gün yüzüne çıkmamış fotoğrafları ya-
yasını ilgilendiren haber, olay ve bilimsel geliş- yımladı. (IV) İkinci Dünya Savaşı’na dek Dünya Sa-
melerin yansıtıldığı iletişim aracı olmalarıdır. (V) vaşı veya Büyük Savaş olarak adlandırıldı. (V) Sa-
Çocuk dergilerinde her ailede yaşanabilecek, vaşın taraflarından Osmanlı İmparatorluğu’nca Ge-
her çocuğun başından geçebilecek, yaşanmış nel Savaş anlamında “Harb-i Umumi”; halk arasın-
ya da yaşanması mümkün olaylar ve çocukların da ise “Seferberlik” olarak adlandırıldı. (VI) Ameri-
eğlenerek öğrenmelerini sağlayan bilgiler yer al- ka Birleşik Devletleri savaşa girinceye kadar savaş
maktadır. ABD’de Avrupa Savaşı olarak anıldı.
A) I. B) II. C) III.* D) IV. E) V. A) II. B) III.* C) IV. D) V. E) VI.

1. A 2. D 3. A 4. D 5. C 6. A 7. C 8. E 9. C 10. D 11. B 12. B

163
15

Parçanın İki Paragrafa Ayrılması

1. (I) Haldun Taner’in öykülerinde sıcak bir atmos- 4. (I) İnsanoğlu yaratılışından bu yana hep zorlan-
fer vardı. (II) Onun öykülerini okuyanlar arada mıştır. (II) Zamanla bu zorlanma daha da yoğun-
betimlenen gerçekliği hiç yadırgamaz bu yüz- luk kazanmıştır. (III) Uygarlık adına verilen yaşa-
den. (III) Okur, öykü ilerledikçe yazarın ince ala- ma düzeni insana yeni zorluklar getirmiş ve zor-
yıyla gerçekliğin iç yüzüne ışık tutmasıyla irkilir. lanmalar arttıkça artmıştır. (IV) Yeni ve medeni
(IV) “Keşanlı Ali Destanı” ile ilk epik tiyatro ör- hayata ayak uydurmak için benliğinden sıyrılan
neğini veren Haldun Taner, öyküleriyle de tanın- insanoğlu, sıkıntılara göğüs germiştir. (V) Her
mıştır. (V) Epik tiyatro, bilinenin aksine seyirciye, medeni toplumda, yeniyi kabullenme süreci çok
izlediğinin sadece bir oyundan ibaret olduğunun hızlı gerçekleşir. (VI) İnsanlar, kendilerine sunu-
vurgusunu yapar. (VI) Bizde Taner, Batı’da Ber- lan modern hayat ve şartlarından memnundur.
tolt Brecht ilk örneklerini vermiştir.
Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci pa-
Bu parça düşüncenin akışına göre ikiye ayrıl-
ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
sa ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden
başlar?
hangisi ile başlatır?
A) II. B) III. C) IV. * D) V. E) VI. A) II. B) III. C) IV. D) V. * E) VI.

5. (I) Atatürk, ulusa olan inancını ulusal Kurtuluş


2. (I) Sevgi ve saygı nasıl ki ısmarlama olmazsa in- Savaşı’nın başlangıcından sonuna kadar her
sanın içinden gelen dostluk ve arkadaşlık da öy- vesileyle açıklar. (II) Ona bir gün sorarlar: “Millî
ledir. (II) İçten gelmedikçe, gönülden gelmedik- Mücadele’yi başarmak için ne kadar paranız var,
çe kurulamaz. (III) Çıkar hesabına dayalı iş ar- parayı nereden bulabilirsiniz?” (III) M. Kemal,
kadaşlıkları yok değil artık. (IV) Daha çok kazan- soruyu soranlara şu yanıtı verir: “Türk milleti bu
ma, daha iyi olabilme adına bu güzel bağı ko- mücadeleyi başaracak kadar servete sahiptir.”
paran nice iş arkadaşı tanırız. (V) Oysa birlikten (IV) Ekonomik güç, bir ülkenin hayatta kalma-
kuvvet doğar, diye de çok önemli bir atasözümüz sının başlıca koşuludur. (V) Dünya ekonomisin-
var. (VI) İş yaşamı, insanı başkalaştırıyor denir; de gücü olmayan bir devlet yok oluyor. (VI) Güç-
işte asıl sebebi budur. lü diye nitelendirilen pek çok ülkenin güçlülüğü
Numaralanmış cümlelerden hangisi bu parça ekonomilerine dayanmaktadır.
ikiye ayrıldığında ikinci paragrafın ilk cümle- Bu parça ikiye ayrılmak istense birinci parag-
si olur?
rafın son cümlesi numaralanmış cümlelerden
A) II. B) III. * C) IV. D) V. E) VI. hangisi olur?

A) II. B) III.* C) IV. D) V. E) VI.

3. (I) Yazar ve şairler, insanların ortak duygu ve dü-


şüncelerini, kendi bildikleri dillerde kaleme alır- 6. (I) Yazar, toplumun değişik kesimlerindeki insan-
lar. (II) Onlar; doğayı, her yönüyle insanı, doğa ların yaşam biçimlerini ve ruhsal durumlarını tüm
ve insan ilişkilerini, insanla insan ilişkilerini; insa- boyutlarıyla anlatıyor. (II) Objektifliğini kaybet-
nın doğayla ve kendi benliğiyle mücadelesini dile meyen sanatçı, kahramanlarının çalkantılı ruh
getirmişlerdir. (III) Bu bakımdan bir Alman şai- hâllerini ve çelişkilerini derinliğine anlatıyor. (III)
rin düşünce tarzı ile bir Türk şairin düşünce tar- Bir yazar için en zor şey, ruh hâlini anlattığı kim-
zı arasında fark görülmez. (IV) Çünkü ikisinin de selerin kendinin akrabası olmasıdır. (IV) Hele bir
söyleyip yazdıkları aynı şeydir. (V) Alman edebi- de realite roman diye ortaya çıkmışsa sanatçı, işi
yatında bizdeki gibi halk türküleri görülmez. (VI) gerçekten zordur. (V) Her şeyi yazsa olmaz, çok
Dilleri halktandır, sözleri halktandır ama acıları şeyi kırpsa olmaz.
halktan değildir.
Bu parça ikiye bölünmek istense ilk paragra-
Bu paragraf düşüncenin akışına göre ikiye fın son cümlesi numaralanmış cümlelerden
bölündüğünde ikinci paragraf numaralanmış hangisi olur?
cümlelerden hangisi ile başlar?
A) I. B) II. * C) III. D) IV. E) V.
A) II. B) III. C) IV. D) V. * E) VI.

164
7. (I) Her kitap, tekrar tekrar okuma gereksinimi 10. (I) Günümüzde teknolojinin getirdiği yeniliklere gözü
uyandırmaz, bu bir gerçektir. (II) Ama hepimizin kapalı karşı olan insanlar vardır. (II) Bu konudaki
yaşamında peşimizi hiç bırakmayan, yıllar yılı karşı çıkışlardan nasibini en çok alan da cep tele-
açıp yeniden okuduğumuz yapıtlar da vardır. (III) fonları. (III) Evet, teknoloji insanlar arasındaki ilişki-
Reşat Nuri’nin “Çalıkuşu” böyle bir yapıttır be- yi koparıyor. (IV) Aynı odada oturan iki kişi bile artık
nim için. (IV) Kim bilir kaç kez okudum, kim bilir konuşmak yerine sanal âlem sohbetlerine kaptırıyor
kaç kez daha okuyacağım. (V) Bir eserin sık sık kendini. (V) Bir babanın çocuğunun yüzünü gördü-
okunması sürükleyiciliğine bağlıdır. (VI) Yazar, ğü tek an sadece akşam yemeği saati oluyor. (VI)
bu sürükleyiciliği elbette üslubu yani dili ile sağ- Teknolojinin insanları egemenliği altına aldığı gerçe-
lar. (VII) Akıcı ve yalın bir dille yazılmamış eser- ğini kimse yadsıyamaz.
ler akıcı değildir, okunmaz. Bu parça ikiye ayrılmak istense ikinci paragrafın
Bu paragraf ikiye bölünse ikinci paragrafın ilk cümlesi numaralanmış cümlelerden hangisi
ilk cümlesi numaralanmış cümlelerden han- olur?
gisi olur?
A) II. B) III. * C) IV. D) V. E) VI.
A) III. B) IV. C) V. * D) VI. E) VII.
11. (I) İnsan, geometri bilmeden su bentleri yapmış; ma-
8. (I) Bir bilim insanının yapması gereken en fay- tematik bilmeden parmaklarıyla saymıştır. (II) Sanat
dalı ve zevkli şey, kütüphaneye uğramaktır. (II) ve güzellik üzerine hiçbir ilgisi yokken mağara du-
Kütüphanelerimiz araştırma - inceleme alanı açı- varlarını resimlerle donatmıştır. (III) İlk insanın na-
sından önemli bir yere sahiptir. (III) Ülkemizde sıl konuştuğu ve dilin ortaya nasıl çıktığı soruları-
kütüphanesiz şehir, kasaba, üniversite kalma- nın cevabı fazladır. (IV) Bazı kuramcılara göre dil,
mıştır. (IV) Genç nesiller de kütüphanede çalış- ses çıkaran tüm varlıkların çıkardığı seslerin taklidiy-
maya yönlendirilmektedir. (V) Yeniliklere veya le doğmuştur. (V) Bazı kuramcılara göre ise birlikte
eski bilimsel bilgilere, romanlara, anı kitaplarına yapılan işler sırasında çıkan ünlemler, ilk kelimeleri
yani her şeye kütüphanelerde ulaşılmaktadır. oluşturmuştur. (VI) Türk dil bilimcileri ise Güneş-Dil
Kuramı’na ilgi duymaktadır.
Bu parça ikiye ayrılmak istense numaralan-
mış cümlelerden hangisi ilk paragrafta yer Bu parça anlam akışına göre iki paragrafa ay-
alır? rılsa numaralanmış cümlelerden hangisi birinci
paragrafın son cümlesi olur?
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) II. * B) III. C) IV. D) V. E) VI.

9. (I) Serbest şiir diye adlandırdığımız bir şiir tar- 12. (I) Dil, insanların düşüncelerinden doğmuş; doğduk-
zı, birçok kişiyi yanılttı. (II) Şiirin kuralsız, düzen- tan sonra da düşüncenin yaratıcısı olmuştur. (II) Bil-
siz yazılabileceği sanıldı. (III) Oysa gelişigüzel gilerimizi, öğrenimimizi, başkalarının düşüncelerini
söylenmiş gibi görünen başarılı şiirlerde sağlam dil yoluyla elde ederiz. (III) Kendi düşüncelerimiz de
bir altyapı vardır. (IV) Anatomi bilmeyen bir re- kafamızın içinde çalışan dil yardımıyla oluşur. (IV)
sim öğrencisi nasıl soyut resim yapamazsa söz- Sağlıklı iletişim kurmanın temel yolu gönderici ola-
cüklerin uyumunu ve ses değerlerini bilmeyen rak iletinizi alıcının kavrayabileceği bir şifreleme ile
şair de serbest şiir yazamaz. (V) Serbest şiir de- göndermenizdir. (V) Aksi takdirde iletiniz karşı kitle-
nemeleri olan genellikle lise öğrencileridir. (VI) ye veya kişiye ulaşmaz. (VI) Gitmeyen iletiden de
Çünkü serbest şiir yazmak aruz ve hece kullan- sağlıklı bir dönüt bekleyemezsiniz.
madan rahata ulaşmaktır. Bu parça düşüncenin akışına göre ikiye ayrıl-
mak istense ikinci paragraf numaralanmış cüm-
Numaralanmış cümlelerden hangisi ikiye ay-
lelerin hangisi ile başlar?
rıldığında ikinci paragrafın ilk cümlesi olur?
A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI.
A) II. B) III. C) IV. D) V. * E) VI.

1. C 2. B 3. D 4. D 5. B 6. B 7. C 8. A 9. D 10. B 11. A 12. C

165
.....................................................................................................................................
....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
05

PARAGRAFTA
ÇOKLU
SORULAR
01

Paragrafta Çoklu Sorular

1 - 3. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 4 - 5. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Araştırma; düzenli, derli toplu düşünmeyi bece- Ben öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı ba-
ren, sağlam bir kafanın işidir. Dağınık, derme kılsa mavi, daima mavi; aşağı bakılsa siyah, da-
çatma düşünmeye alışmış, derinleşmeyi değil de ima siyah! İşte çözümsüzlük burada başlıyor.
çok öğrenmeyi alışkanlık edinen bir aydın, iyi bir Kahraman, bundan sonra hep mavilerin peşinde
araştırmacı olamaz. Böyle kişiler çok değişik ko- koşacak ama eli boşta kalacak; öte yandan aya-
nular içeren bilgilerle sığlaşır, birer ‘‘taşıyıcı” olup ğını bastığı kara toprağın sert kurallarına bir türlü
kalırlar. Doğu aydınlarının çoğu böyledir. - - - - uyamayacak, başka bir deyişle, - - - -

1. Yukarıdaki parça düşüncenin akışına göre 4. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgu-


hangi cümleyle tamamlanmalıdır? lanmaktadır?

A) Ondandır Doğu ülkelerinde bilime yönelik ge- A) Kahramanların beklentilerine kavuşamadığı*


liştirici akımların doğmaması.* B) Kahramanların kişilikleri hakkında bilgilerin
B) Farklı konularda araştırma yapmayı gereksiz gizlendiği
görürler. C) Kahramanların hayatın gerçekleriyle karşı-
C) Doğu insanı araştırma yapmaktan ziyade ön- laştığı
lerine gelen bilgiyle yetinir. D) Kahramanların umutları gerçekleştirme ça-
D) Araştırma farklı bir ilgi, beceri ister. basında olduğu
E) Genel kültüre daha çok önem verirler. E) Kahramanların hayal kırıklığını sevmediği

2. Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Dağınıklık
B) Genel Kültür
C) Araştırma Yöntemleri*
D) Doğu Ülkeleri
E) Plan

5. Bu parça düşüncenin akışına göre hangi


cümle ile tamamlanmalıdır?

A) toprağa basmayacak ayağı, başı da mavilik-


3. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı- lere kadar yükselmeyecek.*
lamaz? B) kahramanlar daima umut içinde yaşayacak-

A) Doğu aydınları düşüncelerini belli konularda lar.

derinleştiremez. C) kahramanlar hep bunun acısıyla hayatını

B) Araştırma, derli toplu düşünmeyi gerektirir. sürdürecekler.

C) Dağınık düşünen aydın iyi bir araştırmacı D) kahramanlar hayalini gerçekleştirmek için

olamaz. uğraşacaklar.

D) Doğu aydınları genel kültüre sahip değildir.* E) kahramanlar yeni hayal kırıklıkları yaşaya-

E) Araştırma düzenli düşünen kafanın işidir. caklar.

168
6 - 7. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 8 - 9. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Derslerim kötüydü, son bütünleme sınavına gir- Ne yaparsanız yapın; suçunuz ne kadar büyük
miştim, o dersten geçersem paçayı kurtaracak- olursa olsun onun gözünde siz masumsunuz-
tım. Çakarsam okuldan atılmam kaçınılmazdı. dur çünkü siz daha çocuksunuzdur. Öylesine an-
laşılmaz bir sevgidir ki onunkisi, yapamayacağı
Sınav sonucunu öğrenmek için okula gelmiştim;
şey yoktur sizin için. O, bir koruma görevlisidir si-
dışarı sıcak, yaz tatiline giden öğrencilerin terk zin için. Çevrenizdeki anasız çocuklara bir bakın,
ettiği boş ve gölgeli okul serindi. Kâğıtlara bakıp korumasızdır onlar, boyunları büküktür onların.
geçtiğimi söylemiştiniz. Heyecanla size sarılmış- Anne; sevgi, güven, huzur demektir sizin için.
tım, siz de bana sarılmıştınız; o anı hiç unutama- ‘‘Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.” sözü de
dım: Bana o babacan sarılmanızı, sonra da “Kut- ana sevgisini anlatır.

larım.’’ demenizi.
8. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
6. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde
durulmuştur? A) Sevginin hiçbir şeye değişilmeyeceği

A) Sınav notlarının geç açıklanması B) Annenin önemi

B) Okul günü çocukların çok heyecanlı olması C) Anne sevgisinin önemi*

C) Dersleri iyi olmayan birinin durumu ve duygu- D) Çocukların sevgiye ihtiyacı olduğu

ları* E) Yetim çocukların durumu

D) Dersleri kötü olan öğrencinin üzüntüsü


E) Havanın insan üzerindeki etkisi

9. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı-


7. Bu parçada bahsedilen öğrenci için aşağıda- lamaz?
kilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Anne, çocuk için bir koruma görevlisidir.
A) Dersleri çok iyi olmayan bir öğrencidir. B) Annelik, zor algılanan karmaşık bir sevgidir.
B) Dersten geçemezse okuldan atılacaktır. C) Çocuk, annenin gözünde hep masumdur.
C) Çok devamsızlık yapan bir öğrencidir.* D) Annelerin çocukları için yapamayacağı şey
D) Bütünlemeye girdiği sınavı geçmiştir. yoktur.
E) Sınav notunu öğrendiği anda sarıldığı kişiyi E) Annenin, yerine göre çocuğunu dövmesi ge-
unutmamıştır. rekir.*

1. A 2. C 3. D 4. A 5. A 6. C 7. C 8. C 9. E

169
02

Paragrafta Çoklu Sorular

3. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda-


1 - 3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
kilerden hangisi söylenemez?
layınız.
A) Betimleme yapılmıştır.*
Asya’nın fakir halkı, çoğunluğu daha eğitim bile
B) Bir düşünce savunulmuştur.
görmemiş çocuklar, yaşlılar, görmedikleri, ismi-
ni duymadıkları tsunaminin dev su kütlesine ev- C) Neden-sonuç cümlesine yer verilmiştir.
lerinde hazırlıksız yakalandılar. Açıkçası on bin- D) Öznel yargılar kullanılmıştır.
lerce insanın ölümü ve ölüm şekli çok acı. TV ek- E) Konuşma havası içinde oluşturulmuştur.
ranlarına yansıyan fotoğraflar, içler acısı. Binler-
ce kilometreyi saran ve bölgenin jeolojik yapısı-
nın da gereği irili ufaklı binlerce adacık ve yer- 4 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
leşkelerin aniden su altında kalmasının yarattığı vaplayınız.
şaşkınlık. Bölge halkları, hâllerinden belli ki yok-
sullar ve biricik geçim kaynakları balıkçılık ve tu- Eşlerin birbirlerinde aradıkları o özellik, mi-
rizm. Bütün bunların yine de sebebi bana göre zah duygusu, sanılandan daha karmaşık çık-
insanın kendi eliyle yarattığıdır. İnsanın açgözlü- tı. Kanada’da yapılan bir araştırma, mizah duy-
lüğü, kıyıları getiri amacıyla kullanmak, doğanın gusunun kadın ve erkeklerce farklı tanımlandı-
cennet vari sunumunu para karşılığı satmak. TV ğını ortaya koydu. 150 öğrenciyi kapsayan bir
ekranlarına yansıyan görüntüler bütün güzelim anketin sonucunda, kadınların mizah duygusu-
kıyıların turistik tesislere dönüştürüldüğünü gös- na sahip biri denince akıllarına gelenin ‘‘kendile-
teriyor. Asya’nın ve Afrika’nın güzelim tropikal or- rini güldüren biri” olduğu ortaya çıktı. Aynı araş-
manlarının denizle bütünleştiği bütün sahiller iş- tırmaya katılan erkekler içinse mizah duygusu
gal edilmiş. Kumul tepeleri düzeltilmiş ve her ta- ‘‘yaptıkları esprileri takdir edenler” anlamına ge-
raf bina, baraka olarak turistik dinlenme yerine liyor. Şu durumda “üreticilerle (sizi güldürenler),
dönüştürülmüş. alıcılar (birisi bir espri patlattı mı gülenler) ara-
1. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler- sında göze çarpan bir fark var. Kadın deneklerle
den hangisidir? yapılan söyleşilerin %62’sinde mizah üreten er-
keklerin tercih edildiği ortaya çıkmış. Buna kar-
A) Doğal afetler karşısında, yoksul ülkelerin in- şılık erkek deneklerin %65’inin, mizahlarını tak-
sanları çaresiz kalmaktadır. dir eden kadınları seçtikleri görülmüş. Araştırma-
B) İnsanın, insana olan duyarlılığı giderek azal- cı Eric Bressler, farklı ilişki düzeylerini irdeledi-
maktadır. ğinde de önemli farklar belirlemiş: İlişki düzeyi
C) Asya’da yaşanan tsunami, önceden kestirile- arkadaşlıksa erkekler espri üreten kadınların ya-
bilseydi daha az bedelle kurtulabilinirdi. nında olmaktan hoşlanıyorlar. Ama iş flört etme-
D) Asya ve Afrika’daki toprakların satışı durdu- ye geldi mi yalnızca esprilerini beğenen kadınla-
rulmalıdır. rı tercih ediyorlar.
E) İnsanoğlunun rant beklentisi doğaya dönüşü
olmayan zararlar vermektedir.*

2. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı-


lamaz? 4. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinil-
A) Tsunamide, on binlerce insanın öldüğüne memiştir?
B) Asya’nın jeolojik yapısıyla ilgili olarak binler- A) Araştırmanın yapıldığı yere
ce adacığın varlığına
B) Kadın ve erkeklerin mizah duygularının farklı
C) Asya halkının hâllerinden memnun oldunu-
na* olduğuna
D) Bölge halkının balıkçılık ve turizmle geçindi- C) Araştırmanın kaç kişi üzerinde yapıldığına
ğine D) Araştırmayı kimin yaptığına
E) İnsanın para karşılığı doğayı sattığına E) Mizah olmadan birlikteliğin yürümeyeceğine*

170
5. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerin
7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
hangisidir?
vaplayınız.
A) Eş olmanın koşulunun gelişmiş bir mizah ol-
Ergonomi, işin insana, insanın işe uyumunu sağ-
duğu
lamak için gerekli verileri ortaya koyan bilim
B) Kadın ve erkeklerin mizah duygusunun farklı dalı. İşin yapılabilirlik ve dayanılabilirlik sınırları-
olduğu* nı belirlemek üzere, anatomik, fizyolojik, psiko-
C) İnsanların esprili kişilerden hoşlandığı lojik, antropometrik, sosyolojik ve teknik bilgiler-
D) Kadınların kendilerini güldüren erkeklerden den yararlanıyor. Yani ergonomi, insanın kendi-
hoşlandığı ne özgü niteliklerini ve yeteneklerini araştırarak,
iş ile insan arasındaki uyumun sağlanması için
E) Erkeklerin arkadaşlık ilişkilerinde esprili ka-
gerekli ön koşulları oluşturmaya çalışmakta. Bu
dınları tercih ettiği uyumlulaştırma, bir yandan işin insan üzerinde-
ki yükünü azaltırken bir yandan da insanın ye-
teneklerinin ergonomik olarak değerlendirilmesi-
ni içeriyor. Dolayısıyla, iş ile çalışan arasındaki
uyumu sağlamaya ve çalışma ortamını iyileştir-
meye yönelik her girişim; kişinin çalışmasına ko-
laylık, çabukluk, rahatlık ve güvenlik bakımından
bir katkı sağlıyorsa bunu ‘‘ergonomik” olarak ni-
telendirebiliyoruz.
7. Bu parçaya göre ergonomi, aşağıdaki bilim-
lerin hangisinden yararlanmaz?

A) Sosyoloji B) Fizyoloji C) Antropoloji*


D) Anatomi E) Psikoloji

6. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda-


kilerin hangisi söylenemez?
8. Bu parçaya göre bir girişimin ergonomik ola-
A) Karşılaştırma yapılmıştır.
rak nitelendirilmesi için aşağıdakilerden han-
B) Sayısal verilerden yararlanılmıştır. gisini taşımasına gerek yoktur?
C) Koşul cümlesine yer verilmiştir.
A) Estetik* B) Kolay C) Çabuk
D) Neden-sonuç cümlesine yer verilmiştir.*
E) Açıklayıcı anlatıma başvurulmuştur. D) Güvenli E) Rahat

1. E 2. C 3. A 4. E 5. B 6. D 7. C 8. A

171
03

Paragrafta Çoklu Sorular

3. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda-


1 - 3. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
kilerden hangisi söylenemez?
vaplayınız.
A) Tartışmacı anlatım hâkimdir.
(I) İnsanın en önemli erdemi kendini eleştirmektir,
denir; oysa insanımızdaki egemen eğilim, kendi- B) Doğrudan anlatım cümlelerine başvurulmuş-
ni eleştirmek bir yana, ötekinin eleştirisi karşısın- tur.
da da yalnızca savunma refleksiyle davranmak- C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
tır. (II) İnsan, eleştiriden hoşlanmıyorsa, öz eleş- D) Örneklemeden yararlanılmıştır.*
tiriyle de barışık değilse başkasını da eleştire-
E) Karşıt durumlara yer verilmiştir.
mez. (III) Ancak kendini yeniden üretme bilinci-
ni öz eleştiriyle sağlayan kişi, karşısındakini de
anlamaya başlar. (IV) Eleştirinin bizim edebiyatı-
mızda yalnızca kendilerine eleştirmen denen ya-
zarların yükümlülüğü olduğunu düşünen yazar-
ların kendini sorumsuz ilan edişi, edebiyatımı-
zın yoksulluğunu çoğaltıyor. (V) Bu tip yazarlar,
kendisi için yazılacakların beklentisiyle yaşarken
benbenciliğinden hoşnutturlar. (VI) Bir tek yazar
üstüne tek satır yazmadan bütün ömrü geçirebi-
lirler ve bunun ne denli büyük bir eksiklik olduğu-
nu neredeyse hiç düşünmezler.
1. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci pa-
ragraf hangi cümleyle başlar?
4 - 5. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI.
vaplayınız.
Çarpıcı bir cümleyle başlıyor 79 yaşındaki Don
Delillo’nun yeni romanı Zero K.: “Herkes dünya-
nın sonunu sahiplenmek istiyor.’’ Geçtiğimiz ay
yayımlandığından beri pek çok mecrada saygı
dolu yorumlarla karşılandı ölüm üzerine bu De-
lillo çeşitlemesi. 1971 tarihli Americana roma-
nından bu yana Amerikan edebiyatının özel bir
2. Bu parçada yazarlar, eleştiri ve eleştirmenler- kulvarında, nispeten daha kolay ulaşılır, iletişim
le ilgili; kurulabilir bir tür guru konumunda Don Delillo.
Çağdaş Amerikan toplumunu oluşturan olgula-
I. kimi yazarların eleştirinin sadece eleştirmen-
rı ortaya dökerek kalbini arıyor, popüler ve siya-
lerin işi olduğunu düşünmeleri,
si kültüre uzanıyor, söz konusu toplum Amerikan
II. empati kurmanın sadece öz eleştiri yapabilen toplumu olunca kaçınılmaz olarak dünyaya açı-
insanların gösterebileceği davranış olması, lıyor; en sonunda kapitalizmin ve postu çıkmış
III. kimi yazarların kibirlenip haklarında bir şeyler modernizmin çok çeşitli hâlleri üzerine bir sürü
yazılsın diye beklemeleri, öngörü, içgörü, görüş çıkıyor ortaya.
IV. öz eleştirinin insanın önemli değerlerinden 4. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
olmasına karşın yapılmadığı, gisi yoktur?
V. eleştiriden hoşlanmayan yazarların öz eleşti-
A) Devrik cümleler
ri yapmaktan da kaçındıkları
B) Tahmin*
belirlemelerinden hangileri yoktur?
C) Öznel yargılar
A) Yalnız I B) Yalnız II C) II ve III D) Karşılaştırma
D) II ve V* E) I, II ve IV E) Çoğullaştırmalar

172
5. Bu parçada söz konusu yazarla ilgili olarak 6. Parçaya göre UFO konusunun popülerleşme-
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? sinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hangi edebiyatın kapsamında yer aldığına A) UFO’ların gizemli ve nadir görünen nesneler
B) Diğer yazınsal türlerde de eserler verdiğine* olması
C) Politika konusunu romanlarında işlediğine B) Yolcu uçaklarıyla birlikte bazen uçmaları
D) Romanlarında toplumsal ögelere yer verdiğine C) En son teknolojiyle üretilen uçaklardan daha
E) Açık ve anlaşılır bir anlatıma sahip olduğuna hızlı olmaları
D) Bunların hakkında ciddi bir iş adamının tanık-
lık yapması*
E) Uçakların hareketlerinden farklı biçimde ha-
reketlenmeleri

6 - 7. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-


vaplayınız.
UFO fenomeni II. Dünya Savaşı’nın ardından,
özellikle Kenneth Arnold adlı bir ABD’li iş ada-
mının 24 Haziran 1947’deki tanıklığından sonra
kamuoyuna yansıdı. Kenneth Arnold; UFO’ları
Washington eyaletinde, Mont Rainier yakınla-
rında özel uçağıyla seyretmekteyken gözlemiş-
ti. İfadesine göre, ters çevrili fincan tabağı bi-
çiminde çok parlak 9 nesne görmüştü. Mont
Rainier’dan Mont Adams’a doğru uçan bu nes-
neler öylesine hızlıydı ki, ne olduklarını anlaya-
mamıştı. Arnold uzunluklarının 12 m ile 15 m
arasında olduğunu ve hızlarının en azından sa-
atte 1800 km olduğunu bildirmişti. Beyanatında
Arnold ‘‘Kazlar gibi, diyagonal bir zincir oluştu-
rarak sanki birbirlerine bağlıymışçasına uçuyor;
hareketleri su üzerinde sekerek kayan bir fincan
tabağını andırıyordu.” demiştir. Ciddi bir iş ada-
mının bu tanıklığı basında, konunun popüler-
leşmesini ve popüler kültüre ‘‘fiying saucer” te-
riminin yerleşmesini sağlamıştı. Bu olayı özellik- 7. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği-
le ABD’de binlerce tanıklık izledi. Önemli bir ta- nilmemiştir?
nıklık da 4 Temmuz’da dünyanın en büyük şir-
ketlerinden biri olan, ABD’li hava yolu şirketlerin- A) Ufo fenomeninin ne zaman halka yansıdığına
den United Airlines’in bir uçuş ekibinden gelmiş- B) UFO’ların nasıl hareket ettiğine
ti. Ekip, 4 Temmuz akşamı daire biçimli 9 nesne- C) Ne zamandan itibaren uçan daire haberleri-
nin uçaklarına eşlik etmiş olduklarını açıklamıştı.
nin arttığına
Bu tanıklık medyada daha büyük yankı buldu ve
D) Arnold’un nerede UFO’larla karşılaştığına
Arnold’unkinden daha inanılır, güvenilir bulundu.
Müteakip günlerde gazetelerin çoğu uçan daire E) UFO haberlerinin çoğu zaman gerçeği yan-
olaylarını baş sayfada yayımlamaya başladılar. sıtmadığına*

1. C 2. D 3. D 4. B 5. B 6. D 7. E

173
04

Paragrafta Çoklu Sorular

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
1999 depreminde deniz kıyısında en fazla zarar (I) Zamanla şehirlere olan ilgimde bilinçaltı-
gören Gölcük Değirmendere’deyiz. Büyük dep- mın dibinde duran, bilincim ve tecrübem geliş-
remde sahildeki birçok bina su altında kaldı ve tiği oranda yukarılara çıkan çok temel bir özelli-
biz aradan 14 yıl geçtikten sonra bölgede bir da- ği fark ettim. (II) Şehirler, insan yapımıydı. İnsan
lış planladık. Dalışımızı hem depremde su altın- yapımı ve insan gibi özellikler taşıyan ancak in-
da kalan konutların son durumuna bakmak hem sanlardan bağımsız, kendi kişiliklerini geliştirmiş
de yeni ortamı gözlemlemek üzere balık adamlar ve insanlara hükmeden tarihî ve kültürel oluşum-
eşliğinde gerçekleştiriyoruz. Gerekli ekipmanları lardı. (III) Bazılarının ömürleri binlerce yıl ötesi-
kuşanıp hazırlandıktan sonra küçük bir botla De- ne gidebiliyordu. (IV) Organik olmayan canlı or-
ğirmendere merkezinde kıyıya çok yakın bir nok- ganizmalardı ve uzun ömürleri içinde akıl almaz
taya giderek suya iniyoruz. 15-20 metre bir de- bir kişilik geliştirmişlerdi. (V) Yani şehir, insan ru-
rinlikte deniz altında kalmış 4 katlı bir binanın en hundan üflenmiş canlı birer varlıktır.
üst iki katı parçalanmış hâlde duruyor ve en üst
katından içeri girmek mümkün. Üst kattaki oda- 3. Bu parçada yazar şehirlerle ilgili olarak aşa-
lardan birine giriyoruz. Bizi ilk olarak kapı duva- ğıdakilerden hangisini vurgulamak istemiş-
rındaki sevimli karidesler, midye ve tunikatlarla tir?
karşılıyor. Yer yer istilacı denizyıldızı türleri de
göze çarpıyor. Dalışa kalorifer, su boruları, ça- A) Şehirler insan yapımıdır ancak insan ruhu ta-
maşır makinesi de eşlik ediyor. Karşımıza dep- şımazlar.
remle birlikte su altında kalan çınar ağaçları da B) Tarihî ve kültürel oluşumlara sahip olan şe-
çıkıyor. hirler yıkılmazlar.
C) Şehirler, insanların el emeği ile oluşan ve ki-
1. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
şilik sergileyen canlı yapılardır.*
cevabı yoktur?
D) Her şehrin insanın bilinçaltında farklı görün-
A) Bu dalışta yanınızda kimler vardı? tüleri vardır.
B) Dalışınızı nerden yaptınız? E) Ömürleri az süren şehirler, canlı yapılarını yi-
C) Hangi amaçla gerçekleştirildi dalış? tirmiştir.
D) Denizin dibinde neler gözlemlediniz?
E) Deniz canlıları çalışmalarınızı ne yönde en-
gelledi?*

2. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden


hangisi söylenemez?

A) Amaç anlamı taşıyan cümle kullanılmıştır.


B) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
C) Tanımlamaya başvurulmuştur.* 4. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
si tanımsal bir nitelik taşımaktadır?
D) İkilemeye yer verilmiştir.
E) Betimleyici unsurlar kullanılmıştır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

174
5 - 7. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 8 - 9. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Yazı sözden üstündür. Kültürün gerçek okulu ya- Komşuluk, ortak bir dünyanın ve paylaşılan uzun
zıdır. Yazı bulunmamış olsaydı, insanlık kendini zamanların hatırasını saklar. Büyük şehirler-
bu derece tanımayacak, ileri nesillere tanıtama- de çocuğumuzun başkalarıyla ortak bir dünya-
yacaktı. Uygarlık yerinde sayacaktı. Çünkü yazı; sı, paylaşılacak zamanı yok artık. Hâlâ yan yana
duyguların, düşüncülerin, bilgilerin, zekânın fo- duran ve avlularından serin sular akan evin bu-
toğrafı; düşünen kafalar gölgesi,insanoğlunun lunduğu salkım söğütlerin bitişik avlulara sarktığı
ölüme karşı bulduğu tek çaredir. köy, kasaba ve şehirlerde komşuluktan söz edi-
5. Bu parçada “insan oğlunun ölüme karşı buldu- lebilir belki.
ğu tek çare” sözüyle anlatılmak istenen aşağı-
dakilerden hangisi olabilir? 8. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Yazının kalıcı olması*
B) Yazının özgün olması A) Komşuluğun sadece küçük yerlerde kalmış

C) Yazının etkileyici olması olduğu*

D) Yazının derin olması B) Komşuluk kurmanın faydalı bir şey olduğu

E) Yazının akıcı olması C) Bir insanın yardım isteyeceği ilk kişinin kom-
şusu olduğu
D) İnsanların her an yanında derdini açabileceği
komşulara muhtaç olduğu
6. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
E) Paylaşım unsurunun sadece komşuluğa
lerden hangisidir?
bağlı olmadığı
A) Yazı olmadan insanlığın ilerleyemeyeceği
B) Yazının söze göre kalıcı olduğu*
C) Yazının zekânın fotoğrafı olduğu
D) Yazının düşünen kafaların gölgesi olduğu
E) Yazının olmaması durumunda insanın kendi-
ni tanıyamayacak olduğu

9. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine


ulaşılamaz?
7. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çı-
A) Büyükşehirde yaşayanların başkalarına ayı-
karılamaz?
racak zamanlarının olmadığı
A) Yazının sözden daha üstün olduğu B) Komşuluğun sadece bitişik avlularda ve kü-
B) Kültürün gerçek okulunun yazı olduğu çük yerlerde devam ettiğine
C) Yazının anlaşılır olması gerektiği* C) Büyükşehirlerde komşuluğun yok olduğuna
D) Yazının olmaması durumunda uygarlığın ge- D) Komşuluğun avlularından serin sular akan
lişemeyeceği evlerde görülebildiğine
E) Yazının insan oğlunun ölüme bulduğu tek E) Küçük yerleşim yerlerinde de komşuluğun
çare olduğu bittiğine*

1. E 2. C 3. C 4. E 5. A 6. B 7. C 8. A 9. E

175
05

Paragrafta Çoklu Sorular

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
İletişimin, toplumsal ilişkinin pek çok boyutun- Düşünme sürecinde kendini baskı altında hisse-
da, beklenen düzeyde işlediğini söylemek zor- den insanın üretimin her aşamasında başarısız
dur. Aile içi ilişkilerde, arkadaşlık ilişkilerinde, olacağını söyleyebiliriz. İnsanı makineden, ro-
meslektaşlar arasındaki ilişkilerde ve diğer top- bottan ayıran özellik; yapacağı işe kendi dışın-
lumsal ilişkilerde bunun olumsuz örneklerine sık- daki güçlerin zorlamasıyla değil, kendi özgür ira-
ça rastlanmaktadır. Bunun nedeni ise insanların desiyle inanması ve buna karar vermesidir. Her
aynı şeyi, değişik biçimlerde anlatmaya çalışma- alanda başarının gizi, insanın özgür iradesinde
sıdır. Bu, anlamsız tartışmalara ve kırgınlıklara ve inancında saklıdır. Özgür irade ise ancak öz-
neden olur. gür düşünme ve tartışma ortamında söz konu-
sudur.
1. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir? 3. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Arkadaşlıklar arasında üsluba dikkat edilmi-
yor. A) Serbest düşünce süreci belli bir zamandan
B) İletişimdeki sıkıntı bireylerin farklı iletişim şe- sonra tıkanabilir.
killerini seçmesinden kaynaklanıyor.* B) İnsanoğlu yaptığı her işte mutlaka başkaları-
C) İletişimsizlik, insanların yüz yüze konuşama- na danışmalıdır.
masından doğuyor. C) Karar mekanizması zayıf insanların özgür
D) Aile içi iletişimsizliğe yol açan dış etmenler düşünebileceği gerçektir.
hayattan çıkarılmalıdır. D) Özgür irade, insanın yapacağı her işte gerek-
E) Sıkça rastlanılan iletişim sorunları için uz- lidir.*
manlardan yardım almak gerekir. E) Bir makinenin insandan daha çok iş yaptığı
günümüzde kanıtlanmıştır.

2. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine ce-


vap olarak söylenmiştir?

A) İletişimsizlik aile fertlerini etkiliyor mu?


B) Sağlıklı bir iletişimde işverene düşen görev
nedir?
4. Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden
C) Aynı konunun farklı yönleri iletişimi nasıl etki- hangisi olabilir?
ler?
A) Özgür Düşünme Sürecinde İş
D) İletişimsizlik çağın hastalığı demişsiniz, açık-
B) Tartışmada Saygı Kuralları
lar mısınız?
C) Zorlayıcı Sisteme Başkaldırı
E) Toplumsal hayatla iletişim sizce nasıl sürü-
D) Baskısız Ortam ve Başarı*
yor?*
E) İnsan ve Diğer Varlıklar

176
5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.

(I) Acımasız bir işveren olduğumu, zerre kadar 3-4 yaş altındaki çocukların sadece tatil amaçlı de-
duygumun olmadığını söylüyorlar. (II) Hiçbir ha- ğil başka nedenlerle de olsa geceyi anneden ayrı
tayı görmezden gelemiyorum çünkü. (III) Yapılan geçirmesi çok uygun değildir. Bu, elden geldiğince
işlerin tam anlamıyla yerine getirilmesini istiyo- dikkat edilmesi gereken bir husustur. Çocuğa ba-
rum. (IV) Çünkü küçük bir umursamazlık ya da kan kişi, her ne kadar ona çok iyi baksa da bir an-
dikkatsizlik, başımıza büyük işler açabilir.(V) Ay- nenin yerini tutamaz. Anne varlığının verdiği güven
rıca herkesin bulunduğu konumu, işini iyi yapa- çocuk için daha farklıdır. Çocuk anne ile yeterince
rak hak edeceğine inanıyorum. vakit geçirmezse ileride duygusal yoksunluk yaşa-
ması olasıdır. Anne ve babalarına çok bağımlı olan
5. Kendini bu şekilde anlatan bir kişi için aşağı- çocuklar kendilerini güvensiz hissedebilirler. Böyle
dakilerden hangisi söylenemez? çocukların arada bir sevdikleri yakınlarının yanın-
da da kalmaya teşvik edilmesi iyi olur. Ancak ço-
A) Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan cuk, kalmak istemiyorsa bunun için zorlanmalıdır.
biridir.
B) Haksızlığa karşı boyun eğmeyen biridir.* 7. Bu parçada çocuklar ve ebeveynlerle ilgili ola-
rak vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
C) Yanlışları kabul etmeyen biridir.
lerden hangisidir?
D) Hakkında yapılan eleştirileri değerlendiren
biridir. A) Sağlıklı bir bireyin geçmişinde sağlıklı ve mutlu
E) Dikkatli davranılmasını isteyen biridir. bir çocukluk dönemi mutlaka vardır.
B) Duygusal yoksunluk yaşayan çocuklara anne
ve babaların dışında akrabaları da yardım
eder.
C) Çocuklar, tatil veya başka bir amaçla istemiyor-
sa başka bir kişinin yanında kalmamalıdır.*
D) Anne ve babalar, küçük yaştaki çocuklarına ge-
reken ilgiyi göstermelidir.
E) Annesiz büyüyen çocuklar, çevreye karşı korku
duydukları için saldırgan tavırlar gösterebilir.

8. Bu parçaya göre çocuğun geceyi farklı biriyle


geçirmemesi gerektiğinin asıl nedeni aşağıda-
kilerden hangisidir?

A) Çocuğun gece tuvalete gitmek istemesi


B) Farklı bir evde kalan çocuğun odasını özlemesi
C) Akrabaların çocuğa yeterince ilgi göstermeme-
6. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi si
ikisi kendinden önceki cümlenin gerekçesidir? D) Geceyi geçirdiği kişilerin annenin yerini tutama-
sı*
A) II ve III. B) II ve IV.* C) III ve IV.
E) Çocuğun ateşlenip hastalanabilme riskinin ol-
D) III ve V. E) IV ve V.
ması

1. B 2. E 3. D 4. D 5. B 6. B 7. C 8. D

177
06

Paragrafta Çoklu Sorular

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Boynu bükük kardelen çiçeğinin hikâyesi, deliler Londra’yı kuzey ve güney diye ikiye bölen Tha-
gibi sevdiği hercaiyi hiçbir zaman görememesiy- mes Nehri, yüksek duvarlarla kontrol altında tu-
le başlıyor. Bu hikâye insanları çok etkilemiş ola- tulmaya çalışılıyor. Burada nehir her zaman de-
cak ki o günden sonra kardelen ve hercai adı- nize doğru akmıyor ne yazık ki. ‘‘Gel’’ anında de-
na sayısız şiirler yazılmış ve şarkılar bestelen-
niz suyu kilometrelerce içeri girerken ‘‘git” anın-
miş. Bilimsel adı Galanthus olan kardelen ismi,
da beklenen yönde, denize doğru bir akıntı göz-
Yunanca gala = süt, anthos = çiçek kelimelerin-
leyebiliyorsunuz. Kentin doğu ve batısında, faz-
den türetilmiş bir isim olup süt gibi beyaz anla-
mında kullanılmakta. Eski Çağ bilginlerinin kar- la suyun yönlendirileceği alanlar bulunuyor. Do-
delene süt çiçeği adını vermelerinin sebebiyse ğusunda 1983 yılında kurulmuş bir bariyer, de-
onun o yıllarda bilinen en beyaz çiçek olmasın- niz suyunun kentin derinliklerine ilerlemesini ön-
dan kaynaklanıyor. Rengi ve görünüşü nedeniy- lüyor. Bariyerin ancak 2030 yılına kadar yeterli
le kardelen, her zaman saflığı, temizliği sembo- koruma sağlayabileceği tahmin ediliyor. 2030 yılı
lize etmiştir. Bu nedenlerle, çeşitli yabancı diller- ve sonrasında ya Thames bariyeri yenilenecek
de saflığın çiçeği, gelin çiçeği gibi isimlerle anıl- ya da Thames’in denize kavuştuğu noktada 10
mış ve Avrupa’da her şubat ayının ikisinde kut- mil (yaklaşık 16 kilometre) genişliğinde yeni bir
lanan “Candlemas Day’’ festivalinin sembolü ol- bariyer kurulacak. Londra ve sakinlerinin kentte-
muş bulunuyor.
ki geleceği buna bağlı.
1. Bu parçada kardelenle ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
3. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği-
A) Bir hikâyesinin olduğuna nilmemiştir?
B) Bilimsel adı ve Türkçe karşılığına A) Londra’nın doğusunda 1983’te kurulmuş bir
C) Avrupa’da bir festivalin sembolü olduğuna bariyer olduğuna
D) Adına sayısız şiir yazıldığına B) Thames bariyerinin yenilenme planının yapıl-
E) Eski Çağ bilginlerinin kardeleni sevdiğine* dığına
C) Londra’daki bariyerin gelgit anında şehri ko-
ruyamayıp yetersiz kaldığına*
D) Thames Nehri’nin Londra’yı kuzey ve güney
olarak ikiye böldüğüne
E) Gelgitin kabarma anında, suyun kilometreler-
ce içeri girdiğine

4. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı-


labilir?
A) Londra geniş yüz ölçümüne sahip bir kenttir.
B) Thames bariyerinin 2030 ve sonrasında şehri
2. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden yeteri kadar koruyamayacağı düşünülmektedir.*
hangisidir? C) Thames Nehri oldukça uzun ve debisi yük-
A) Açıklama* sek bir nehirdir.
B) Tanımlama D) Londra yılda birkaç kez gelgit tehlikesiyle
C) Tartışma karşı karşıya kalmaktadır.
D) Örnekleme E) Thames bariyerinin bakımı her yıl yapılmak-
E) Öyküleme tadır.

178
5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Cilt güzelliği, vücut güzelliğinin belki de en önem- Bilgisayar virüslerinden öte, bilgisayar casusla-
li kısmını oluşturuyor. Cildimiz sadece dış görü- rı adı verilen can sıkıcı bir diğer olgunun bilgisa-
nüm açısından değil, sağlıklı yaşam için de çok yarlar arasında hızla yayılmakta olduğu çoğunu-
önemli olan bir doku. Ciltteki kalın hücre taba- zun malumu. Bilgisayar casusları, İnternet üze-
kaları ve salgıladıkları yağlar cildi koruyan en rinden veya indirdiğiniz bazı yazılımlar aracılı-
önemli unsurlar. Yüzeyindeki yağ oranına göre ğıyla bilgisayarınıza yerleşen virüs benzeri arsız
ciltler kabaca üç gruba ayrılıyor. Yağ oranı az programlara verilen genel bir isim. Aslında genel
olan ciltlere ‘‘kuru’’, fazla olanlara ise ‘‘yağlı’’ cilt olarak virüsler gibi direkt bir zarara neden olmu-
deniyor. Bu oran normal ve dengeliyse bunla- yorlar. Fakat bilgisayarla yaptığınız aktiviteleri
ra ‘‘normal” cilt deniliyor. Oldukça ince yapıda kayıt altına alarak özel merkezlere göndermek-
olan kuru ciltler, vücudu dış etkenlerden koruma- ten nereden çıktığı belli olmayan reklamları ek-
da yetersiz kalıp kolaylıkla tahriş olabiliyor. Kuru rana dayamaya, tarayıcınızın başlangıç sayfası-
ciltler daha erken yaşlarda kırışabiliyor. Bu ne- nı değiştirmekten Google gibi sitelerde gerçek-
denle bu tür ciltlerin düzenli bakımı ve nemlen- leştirdiğiniz arama sonuçlarını kendi sponsorla-
rına yönlendirmeye kadar birçok can sıkıcı işin
dirilmesi önemli. Geniş gözeneklere sahip olan
arkasında bunlar var. Üstelik varlıklarını gizle-
yağlı ciltler parlak bir görünüme sahip. Kaygan mek, sistemden temizlemek istediğinizde bu işe
yüzeye sahip olan bu tür ciltler yaşlanmayla olu- mümkün olduğunca karşı koymak ve tarayıcınız-
şan kırışıklığa çok dayanıklı. da düzelttiğiniz ayarları hemen kendi işine gelen
ayarlara geri döndürmek gibi kötü huylara sahip-
5. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinil- ler. Tüm bunlar doğal olarak bir süre sonra bilgi-
memiştir? sayarınızın normal çalışma seyrinin değişmesi-
ne neden oluyor.
A) Ciltlerin yağ oranına göre kaça ayrıldığına
7. Bu parçanın konusu aşağıdakilerin hangisi-
B) Yağlı ciltlerde yaşlılık belirtisinin olmadığına* dir?
C) Cildin salgıladığı yağın cildi koruduğuna
A) Bilgisayar casusları ve verdikleri zararlar*
D) Kuru ciltlerin kolaylıkla tahriş olabileceğine
B) Bilgisayar virüslerinden korunma yöntemleri
E) Sağlıklı yaşam için cildin önemli olduğuna
C) Google’ın aksayan yönleri
D) Bilgisayar casuslarının üreticileri
E) Virüsler ve casusların ortak özellikleri
6. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez? 8. Bu parçada bilgisayar casuslarıyla ilgili ola-
A) Cilt sağlıklı yaşam için önemli bir dokudur. rak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
tir?
B) Kuru ciltler, ince yapılı olup vücudu dış etki-
lerden koruma konusunda yetersiz kalabilir. A) Bilgisayarla yapılan aktiviteleri kayıt altına al-
C) Ciltler, yüzeyindeki yağ oranına göre üç gru- dığına
ba ayrılmaktadır. B) Tarayıcı ayarlarıyla oynama özelliği olduğuna
D) Kuru ciltler düzenli bakım ve nemlendirme iş- C) Virüsler gibi direkt bir zarara neden olmadığına
lemine tabi tutulmalıdır. D) Casuslardan korunma yöntemlerine*
E) Cilt için kullanılan kozmetik ürünler cilde cid- E) Bilgisayarın normal çalışma seyrini değiştir-
di zararlar vermektedir. * diğine

1. E 2. A 3. C 4. B 5. B 6. E 7. A 8. D

179
07

Paragrafta Çoklu Sorular

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 3 - 5. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Rebetiko, rebetisler tarafından çalınıp söylenen (I) Cenk Gündoğdu’nun daha yeni çıkan ikinci şiir
müziktir. Rebetis terimi ayrı bir yaşam mentali- kitabı Harap’a baktığımızda şairin bir toplum ve
tesi, davranışı, bakışı ve tarzı olan karakteristlik toplumsal yapının içinde yaşadığının farkında ol-
bir erkek tipini tanımlıyor (rebetis; asi, kural tanı- duğunu görüyoruz. (II) Şair; toplumun, insanların
mayan). Karakteristlik rebetis, toplum dışıdır, ku- içinde ve onların etkisine edilgen bir tepki ver-
rumsal güçlere meydan okur. Fakat onlara kar- mekten çok, eleştirel bir karşılık veriyor. (III) Yok-
şı militanca eylemlerde bulunmaz. Toplumsal ge- sa düz anlamda toplumcu şiir geleneğimize bağ-
leneklerin dışında olduğu izlenimi verir, bununla layamayız bu şiiri. (IV) Daha çok bir geleneği dö-
birlikte yasa dışı olmaktan kaçınır, yeraltı dünya- nüştürüyor, ırmağın yatağını değiştirmeye yelte-
sıyla kendini özdeşleştirmez. Argo bir dil konu- niyor. (V) Bunu yaparken belki teknik ve biçim-
şur, her zaman silah taşır. Bir rebetis yoksul ve sel olanakları pek zorlamıyor ama bakışı yeni bir
sıradandır. Rebetikonun gelişmesinin ilk on yılın- tür eleştirellik barındırdığından şiiri kendiliğin-
da ‘‘İzmir” stili hâkimdir. ‘‘Kafe Aman” müziği ilk den anlamlı hâle geliyor. (VI) Nereden çıktı bu
on yıl boyunca egemen durumdadır. Karakterist- şiir şimdi, demiyoruz; onu toplumsal dönüşüm-
likleri, belli bir makamda uzun, feryat eden ens- lerle ilişkilendirebiliyoruz.
trümantal ve vokal doğaçlamalar, ilgi uyandırıcı
kadın sesi, Türk göbek dansına benzer 4/4’lük
ölçüyle çalınan çiftetelli tarzı hareketli dans- 3. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda-
tır. Solo enstrüman eşlik eder. “Kafe Aman’ların kilerden hangisi söylenemez?
müzikal atmosferi, apaçık Arap ve Türk etkisiy-
le güçlü bir oryantal havaya sahiptir. Çalgılar ke- A) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
man, lut, ud, santurdur. B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
C) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
D) Öznellik ağır basmaktadır.
1. Bu parçada üzerinde durulan asıl konu aşağı- E) Tanık göstermeye başvurulmuştur.*
dakilerden hangisidir?

A) Rebetiko müziği ve onun çeşitli özellikleri*


B) Rebeislerin karakter özellikleri 4. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
C) Rebetikoda kullanılan bazı müzik aletleri gisinde hem olumlu hem olumsuz eleştiriye
D) ”Kafe Aman”lardaki müzikal eğlenceler yer verilmiştir?
E) Rebetiko solistlerinin ses özellikleri A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI.

5. Bu parçanın I. cümlesinden kesin olarak çı-


2. Bu parçada rebetislerle ilgili olarak aşağıda-
karılacak yargı aşağıdakilerden hangisidir?
kilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Harap adlı kitap toplumsal yapıyı eleştiren şi-
A) Kuralsız yaşamayı karakter olarak gördüklerine
irlerden oluşmaktadır.
B) Gerektiğinde kanun dışı faaliyetlerde bulun-
B) Şair, yazınsal hayatına şiirle başlamıştır.
duklarına*
C) Şairin birden fazla şiir kitabı vardır.*
C) Toplumun gelenekleriyle uyuşmadığı izlenimi
D) Şair, tüm eserlerini toplumsal bakış açısıyla
verdiklerine
yazmıştır.
D) Yer altı dünyasından kişilere benzemek iste-
E) Şair, Harap adlı şiir kitabından önce toplumu
mediklerine
işleyen başka kitap da çıkarmıştır.
E) Bir erkek tipini yansıttıklarına

180
6 - 7. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 8 - 9. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Analiz ettiğimiz yazın kuramlarında özellikle bir Arılar, çiçeklerdeki nektarı toplamak için çubuk
sorun, büyük tartışmalara yol açmakta ve ede- boru şeklindeki uzun dillerini kullanır ve bu nek-
biyat konusunda birbirine karşıt iki görüşün be- tarı karınlarında tutarlar. Arıların aslında iki adet
lirmesine neden olmaktadır. Kimi estetikçiler ve karınları vardır. Bunlardan biri nektarı toplamak
eleştirmenler edebiyatın bize insan tabiatı, haya- için kullandıkları, diğeri ise normal olanıdır. Arı-
tı hakkında bilgi verdiğini iddia etmekte ve bun- ların nektarı tuttukları karınları 70 mg nektar ba-
dan ötürü hakikat bildiren şey olduğunu söyle- rındırabilir ve tamamıyla dolduğunda ise arının
mekte. Kimileri ise edebiyat dâhil sanatın haki- kendisi kadar ağırlık yapar. Arıların nektarı de-
kati bildiremeyeceğini, işlevinin ne bilgisel ne de poladıkları karınlarını doldurmaları için 100 ile
gerçekleri öğretici olduğunu öne sürmektedir. 1500 arasında çiçeğe konmaları gerekmektedir.
6. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki düşünce- Bal arıları kovana dönerler ve topladıkları nek-
yi geliştirme yollarının hangisinden yararla- tarı diğer işçi arılara aktarırlar. İşçi arılar bal arı-
nılmıştır? larının karınlarındaki nektarı ağızlarıyla emerler.
Bu arılar nektarı yarım saat boyunca çiğnerler.
A) Öyküleme Bu süre içinde enzimler nektarın içindeki şekeri
B) Açıklama basit şekere dönüştürür, böylece hem arılar için
C) Örnekleme sindirilebilir hâle gelir hem de kovanın içi de bak-
terilere karşı korunmuş olur. Bu aşamadan son-
D) Alıntılama
ra arılar nektarı suyun buharlaştığı ve koyu şu-
E) Karşılaştırma*
rubun oluştuğu peteklere dağıtırlar. Arılar kanat-
larını yelpaze gibi kullanarak nektarın daha çok
kurumasını sağlarlar. Bal yeteri kıvama geldiğin-
de arılar petekte bulunan altıgen hücrelerin üstü-
nü bal mumu ile kapatırlar.

8. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden


hangisi söylenemez?

A) Olaylar birbirini tamamlar biçimde devam et-


miştir.
7. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği- B) Bilgi vermek amacıyla yazılmıştır.
nilmiştir? C) Sayısal birtakım veriler kullanılmıştır.
D) Benzetmeden yararlanılmıştır.
A) İncelenen edebî teorilerde uzlaşmazlığın ola-
E) Parçada daha çok öznel ifadelere yer veril-
bileceğine*
miştir.*
B) Tüm edebiyat teorilerinin kaynağının doğa
olduğuna 9. Bu parçada arılarla ilgili olarak aşağıdakiler-
C) Eleştirmenlerin salt kendi kişiliklerine göre den hangisine değinilmemiştir?
değerlendirme yaptıklarına
A) Bal mumunu nasıl ürettiklerine*
D) Hiçbir sanatın edebiyat kadar kalıcı olmadı-
B) Çiçeklerden nektarı ne şekilde topladıklarına
ğına
C) Neden iki adet karınları olduğuna
E) Edebiyatın bilgi verme işlevi üzerine kurulu
D) Nektarın bala nasıl dönüştüğüne
olduğuna
E) İşçi arıların yaptığı balı nereye koyduklarına

1. A 2. B 3. E 4. D 5. C 6. E 7. A 8. E 9. A

181
08

Paragrafta Çoklu Sorular

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Tarih öncesi Anadolu’da yaşamış en güzel canlı- Çan çiçekleri, Anadolu coğrafyasında kendine
lardan biri de Hipparion olarak bilinen yabani at- yaşam alanı bulmuş bitki ailelerinden biridir. Aile-
lardır. Hipparionların en eski fosillerine 23,8 mil- nin en önemli özelliği türlerin yarıdan fazlasının
yon yıl öncesinde rastlanır. Bu tür atlar Kuzey tropik ve yarı tropik bölgelerde yayılmasıdır. Çan
Amerika, Asya, Afrika ve Avrupa’da hüküm sür- çiçekleri, adlarını çiçeklerin çan biçiminde olma-
müştür. Hipparionların boyları 140 cm civarında- sı nedeniyle almıştır. Tek yıllık otsu formda olan
dır ve görünüş olarak günümüz atlarına benze- çan çiçekleri kıraç çanı olarak da bilinir. Nisan,
mektedir. Otçul oldukları için yaşadıkları ortam- mayıs gibi çiçeklenir. Deniz seviyesinden 2000
ların bol çayır çimenler, geniş ovalar olduğu tah- metreye kadar olan yüksekliklerde yaşar. Yol ke-
min edilmektedir. Sayılarının tükenmesinin ne- narı, nadasa bırakılmış tarlalar, taşlı yamaçlar
deni aynı yaşam alanını paylaştıkları büyük ot- başlıca yaşam alanlarıdır.
çullara karşı zayıf kalmaları olarak tahmin edil-
mektedir. Bu otçullar mamutlar ve sırtlan benze- 3. Bu parçada çan çiçekleriyle ilgili aşağıdaki
ri yırtıcı hayvanlardır. Bugün Anadolu’da yapılan sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
paleontolojik kazıların birçoğunda çok iyi korun-
muş fosillerine rastlanır. A) Diğer bir adı var mıdır?
1. Bu parçada Hipparionlarla ilgili olarak aşağı- B) Hangi iklim özelliğinde yetişir?
dakilerden hangisine değinilmemiştir? C) Daha çok nerelerde görülür?
D) Biçimi ve kokusu nasıldır?*
A) Yaşadıkları mekânlara
E) Ne zaman çiçeklenir?
B) Yaşadıkları zamana
C) Biyolojik özelliklerine
D) Fosillerin korunma şartlarına*
E) Beslenme çeşitlerine

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçada


anlatılan herhangi bir durumun gerekçesi-
dir? 4. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisi söylenemez?
A) Tarih öncesinde yaşamışlardır.
B) Günümüz atlarına benzemektedirler. A) Tanımlamaya yer verilmiştir.
C) Otçul diğer hayvanlara karşı zayıf kalmışlar- B) Farklı duyu organlarına seslenilmiştir.*
dır.* C) İsim cümleleri kullanılmıştır.
D) Kazıların birçoğunda fosilleri bulunmuştur. D) Yansız bir tavır sergilenmiştir.
E) Amerika ve Avrupa’da görülmüşlerdir. E) Açıklayıcı yönteme başvurulmuştur.

182
5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.
Arapçada ‘‘atale” fiilinden gelen tatil kelimesi ata- Gerçek dostluğun ne olduğunu çok iyi bilirim; bil-
le olmak, boş olmak anlamını taşıyor. Tatil keli- diğim için de dostumu kendime çekmekten çok
mesinin bugün bildiğimiz anlamını Sanayi Dev- kendimi ona veririm. Ona iyilik etmeyi, onun
rimi biçimlendirmiştir. Günümüzde tatil yapmak bana iyilik etmesinden daha çok istemekle kal-
denince kişinin karşılığında para kazanmaya- mam; kendine sağlayacağı her iyi durumdan
cağı, gezme, dinlenme, eğlenme, spor, ibadet mutluluk duyarım. Onun iyi olması, benim iyi ol-
gibi amaçla yaşadığı çevre dışında başka bir mam demektir.
bölgeye yolculuk etmesi anlaşılıyor. Dünya Tu- 7. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
rizm Örgütünün yaptığı bir çalışmaya göre Tür- lerden hangisidir?
kiye resmî tatiller dâhil yılda ortalama 25 gün ile
34 ülke arasında üçüncü ülkedir. ABD ise en az A) Dostluk, uygun ortamda gelişir.
tatil yapan ülkedir. İngilizlerde ise durum olduk- B) Dostluğun temeli özveridir.*
ça farklı. İngilizler tatile harcadıkları paranın ta- C) Dostun kimse sen de ona benzeyensin.
til sonunda kazandıkları fiziksel ve ruhsal sağlı-
D) Dost kötü günde belli olur.
ğa değdiği görüşündeler. Tatil yapmak insan ha-
E) Dostunu sev ki o da seni sevsin.
yatına dört ana noktada katkı sağlıyor. Bunlar;
rutinin dışına çıkmak, sevdiği insanlarla iletişime
geçmek, gevşemek ve güç toplamaktır.

5. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği-


nilmemiştir?

A) Tatil yapmanın faydalarına


B) Yapılan istatistik çalışmalarının sonuçlarına
C) Farklı ülke insanlarının tatil anlayışlarına*
D) Tatilin ne demek olduğuna
E) Tatil sözünün kökenine

6. Bu parçadan hareketle tatille ilgili aşağıdaki-


lerden hangisi söylenebilir?

A) Tatil yapmak için yıl içinde yoğun çalışmak


gerekir.
B) Tatile ayrılan para ile eğitim masrafları karşı-
lanabilir. 8. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi
olabilir?
C) Tatil demek deniz kıyısında bir yere gitmek
demektir. A) Çıkar İlişkileri
D) Alışılagelen hayattan sıyrılmak ve dinlenmek B) Dostluk ve Kötü Huy
tatilin amacıdır.* C) Fedakârlık
E) Tatile aile veya arkadaşlarla gidince tatil eğ- D) Dostluk*
lenceli hâle gelir. E) İyilik

1. D 2. C 3. D 4. B 5. C 6. D 7. B 8. D

183
.....................................................................................................................................
....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
06

KARMA
TESTLER
01

Karma Test

1. (I) İklim, toplum yaşamı üzerinde çok etkilidir. 3. İnsan vardır, kahkaha atmaz ama yüzü güler;
(II) Çok soğuk iklime sahip olan kutuplarda ya- gönlü cömert, ufku geniştir; onunla oturdukça
şayan insanların yiyecekleri, evleri, giyecekleri; oturmak istersiniz. Birlikte vakit geçirmekten ke-
çok sıcak iklimi olan Ekvator insanlarınınkinden yif alırsınız, farkında bile olmadan ne de çok şey
farklıdır. (III) Örneğin, Kuzey Kutbu’nda yaşa- öğrenirsiniz. Yanından kalktığınızda değişmiş,
yan Eskimolar buzdan yapılmış evlerde oturur- zenginleşmiş olarak yolunuza gidersiniz. Yine
lar. (IV) Ekvator insanı için hiçbir şey ifade etme- görmek istersiniz o kişiyi, ilk fırsatta yeniden bu-
yen kürkler, Eskimolar için altın değerindedir. (V) luşmak. Sohbetine doyamaz, ruhunun derinliğini
İklim dışında toprağın verimliliği de toplum yaşa- ölçemezsiniz. Saklı bir cevherdir ilk bakışta bel-
mını etkiler. (VI) Toprakla sahip olunan yer altı ve li olmayan, uçsuz bucaksız bir denizdir kıyılarına
yer üstü zenginlikleri toplum yaşamı için önemli- varılamayan. Böyleleri o kadar azdır ki - - - -.
dir. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına
Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci pa- göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
ragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle
A) onların değerini bilir, hiçbir zaman dostluğunu
başlar?
kaybetmek istemezsiniz*
A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI. B) ne oldukları gibi sevebilir ne de tamamen
vazgeçebilirsiniz
C) onlardan siz de tıpkı onlar gibi düşünmeye
başlarsınız, gitgide kendinize yabancılaşırsı-
nız
D) aranızda kuşak farkı olduğunu unutursanız
onları kolay kolay anlayamazsınız
E) herkesin yardımına koşmaya çalışsalar da
eleştirilmekten kurtulamazlar

4. (I) Migren çoğunlukla ataklar hâlinde gelen bir


baş ağrısıdır. (II) Ataklar 4 saatten 72 saate ka-
2. (I) Der Yakup Kilisesi adıyla İS 38 yılında Sürya- dar değişen uzunluklarda olabilir. (III) Migren ağ-
niler tarafından yapıldı. (II) Bu kilise Türklerin eli- rısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir. (IV)
ne geçtikten sonra, bir süre karakol ve gözetle- Migren, zonklayıcı ya da nabızla birlikte atan şe-
me kulesi olarak kullanıldı. (III) Bu kiliseye Nem- kilde hissedilebilir ve başın tek bir yanına yerle-
rut Tahtı da denirdi. (IV) Halk arasında ise bu ki- şebilir. (V) Migrenin neden ortaya çıktığı bilinme-
lisenin adı Apgar’ın Dağı olarak bilinir. (V) Sürya- mektedir. (VI) Anne ve babadan birinde migren
niler ise buraya “Ruhların Manastırı” adını ver- varsa çocukta olma olasılığı %40’tır.
mişlerdi. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci pa-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- ragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? başlar?

A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V. A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI.

186
5. (I) Günlük yaşamımızda uyku çok önemlidir. (II) 7. 1816’da Fransız Doktor Réne Laënnec, Paris
Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmemiz sağlıklı bir sokaklarında dolaşırken oyun oynayan iki ço-
uykuyla mümkün olur. (III) Yaşamımızın 1/3’ü uy- cuk gördü. Çocuklardan biri elindeki tahta sopa-
kuda geçmektedir. (IV) Bu sürede iyi uyunmazsa
nın bir ucuna kulağını dayıyor, öbürüyse tahta-
bunun etkisi günlük hayatı da etkilemektedir. (V)
İnsanın 7-8 saatlik kaliteli uykuya ihtiyacı vardır. nın öteki ucuna iğneyle vuruyordu. Vuruş ses-
leri, tahtanın içinden iletiliyordu. Bunu gören
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilme-
si için numaralanmış cümlelerden hangileri Laënnec de bir sayfa kâğıdı rulo yaparak iple
yer değiştirmelidir? bağladı. Hastasının göğsüne dayadığında kalp
atışlarını duyuyordu. Bundan yola çıkılarak ge-
A) I ve II. B) II ve III. C) II ve IV.
liştirilen alete, Yunanca göğüs anlamındaki “stet-
D) III ve V. E) IV ve V. *
hos” ve vurmak anlamındaki “skopein” sözcükle-
rinin birleşmesiyle oluşmuş stetoskop adı verildi.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han-
gisi söylenebilir?

A) Tartışmaya başvurulmuştur.
B) Kişileştirme yapılmıştır.
C) Terim kullanmaktan kaçınılmıştır.
D) Betimlemeden yararlanılmıştır.*
E) Öznellik söz konusudur.

8.
I. Ülkemizde çok sayıda göl bulunmaktadır.
II. Türkiye, sıcak su kaynakları açısından dün-
ya sıralamasında ilk yediye girmektedir.
III. Bu zenginliğin nedeni, Anadolu’nun aktif bir
tektonik yapıya sahip olmasıdır.
6. (I) Resimlerinde hep doğallığı yeğlemiştir. (II) IV. Ülkemizdeki sıcak su kaynaklarının dağılı-
Gençliğinde yoksulluk çekmesine karşın yaşamı şı, fay hatları ve volkanik alanlar ile paralellik
mutlu geçmiştir. (III) Her zaman iyimserliği, gü- gösterir.
zelliği tuvale aktarmıştır. (IV) Yaşayan her şeye V. Batı Anadolu, Kuzey ve Doğu Anadolu fay hat-
derin bir sevgisi vardır ve resimlerine bunu akta-
ları boyunca birçok sıcak su kaynağı vardır.
rır. (V) Resimlerinde çiçekler, meyveler, ağaçlar
kısaca her şey canlıdır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden bir
paragraf oluşturulduğunda hangi cümle dı-
Bu parçada numaralanmış cümlelerden han-
şarıda kalır?
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.

1. D 2. B 3. A 4. D 5. E 6. B 7. D 8. A

187
02

Karma Test

1. İnsanlar, ilk çağlardan günümüze kadar kayaç- 3. Yazı dili, konuşma diline göre daha kalıcı ve yay-
lardan değişik şekillerde yararlanmışlardır. Pale- gın bir sistemdir. Yazı dili hem dünün hem bu-
olitik Çağ’da hayvanları avlamak ve tehlikeden günün hem de geleceğin dilidir. Yazı dili saye-
korunmak için kesici aletlere ihtiyaç duyan in- sinde olayları, durumları geçmişten günümüze
sanlar, bir kaynak arayışına yönelmiştir. Doğa- ulaşan kaynaklardan öğreniyoruz. Yazı dili olma-
daki sileks (çakmak taşı) ve obsidiyen (volkan sa bugün kaç kişi Yunus Emre’nin, Mevlâna’nın,
camı) gibi sert olan kayaçları keşfetmiş, böyle- Fuzuli’nin eserlerini okuma şansı bulurdu?
ce ilk madencilik başlamıştır. Bu madenlerin iş-
Bu parçada “yazı dili”nin hangi özelliği üzerin-
lenip çeşitli aletlerin yapılmasıyla ilk taş işçiliği
de durulmuştur?
ortaya çıkmıştır. İlk yerleşmelerin kurulmasında
su, çakmak taşı ve volkan camı gibi kaynakların A) Ulus olma bilincini sağlaması
varlığı etkili olmuştur. B) Bütünleştirici gücünün olması
Bu parçada anlatılan aşağıdakilerden hangi- C) Geçmişe kaynaklık etmesi*
sidir? D) Konuşma diline göre üstün olması
A) İnsanlar, yaşamı kolaylaştırmak için buluşlar E) Sanat eserlerini tanıtması
yapar.
B) Taşlar, ilk çağlardan itibaren insan yaşamın-
da önemli yer tutar.
C) Uygar hayata geçişte taşların önemi büyüktür.*
D) Taşları, insanlar değişik amaçlar için kullan-
mıştır.
E) Madenciliğin keşfiyle taş işçiliği ortaya çık-
mıştır.

4. Makale, bilgi vermek ve bir görüşü desteklemek


amacıyla yazılan düşünce yazısıdır. Amacı, oku-
2. Salon bitkilerinin, insanlar üzerinde olumlu etki-
yucuya bir düşünceyi kabul ettirmektir. Bu ne-
leri vardır. Bununla ilgili birçok araştırma yapıl-
denle inandırıcı olmalıdır. İnandırıcı olması için
mıştır. Bunlardan birinde de kadınlar üzerinde-
de yalın, doğru, dolaysız bir anlatım gereklidir.
ki etkisi ölçülmüş. Bir saat boyunca iki tane sak-
Görüşün kabul ettirilmesi için istatistiklerden ya-
sı bitkisi ve buket çiçekler bulunan ofiste çalışan
rarlanma, gözlem, deney, alıntı yapma, tümden-
kadınlar ile soyut heykellerin bulunduğu ofis-
gelim, tümevarım gibi düşünceyi geliştirme yol-
te çalışan kadınlar karşılaştırılmış. Araştırma-
larına başvurulur. Makale; dergi ve gazetede
nın sonuçları hayli ilginç. Çünkü bitkilerle dekore
yayımlanır. Makalenin anlatımında öznel değil,
edilen ofiste çalışan kadınların yaratıcılıkları, di-
nesnel yaklaşım olmalıdır.
ğer ofiste çalışan kadınlara göre %13 daha fazla
çıkmış. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
yanıtı yoktur?
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı-
labilir? A) Makalenin anlatımı nasıl olmalıdır?
A) Bitkilerle ilgili çok sayıda araştırma yapılmıştır. B) Makalenin amacı nedir?
B) Çalışma ortamında görsellik de önemlidir. C) Makalenin anlatımındaki bakış açısı ne ol-
C) Bitkilerin insan sağlığında önemli etkileri vardır. malıdır?
D) Bitkiler insanlardaki yaratıcılığı artırır.* D) Makalenin anlatımında hangi yollara başvu-
E) Salon bitkileri hem dekoratif hem de sağlık rulur?
kaynağıdır. E) Makale neden gazete ve dergide yayımlanır?*

188
5. Yirminci yüzyılın ortalarına kadar ülkeler, nüfu- 7. Zamanı güzel kullanabilmek, amaçların gerçek-
sun sayısal olarak fazlalığının güçlü olmak için leşmesi ve başarı için çok önemlidir. Ancak za-
gerekli olduğunu sanıyorlardı. Ancak günümüz- manı iyi değerlendirenler mutlu, sağlıklı, huzurlu,
de nüfusun sayısal fazlalığından çok, nitelikleri başarılı olabilirler. Çünkü zaman, herkesin eşit
üzerinde durulmaktadır. Günümüzde ülkeler aşı- olarak kullanabileceği tek olgudur ve hiç kimse-
rı nüfus artışının sorun yaratması ve buna kar- ye ödün vermeden geçer. Zamanı güzel kullan-
şı önlem alınması gerektiğinden çeşitli nüfus po- mak, yalnızca faydacı bir anlayışla çalışmak an-
litikaları uygulamaktadır. Bir yandan aşırı nüfus lamına gelmez. Kendimize ve sevdiklerimize de
artışı çeşitli sorunlara yol açarken diğer taraftan zaman ayırmalı; spor, müzik, tiyatro, sinema gibi
da nüfusun çok az artması veya eksilmesi de ül- kültür ve sanat etkinliklerine katılmalı, doğada-
kelerin varlığını ve geleceğini tehdit etmektedir. ki güzel alanları gezip görerek ruhsal doyuma
İşte bu nedenlerle nüfusun belli bir oranda, so- ulaşmalıyız. Yalnızca ekonomik ya da mesleki
run yaratmadan artışını sağlamak hedeflenmek- başarılar peşinde koşan kişilerin; bencil, karam-
tedir. sar, içe dönük bir kişilik özelliği taşıdığı, topluma
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine uyum sağlamakta güçlük çektiği görülmektedir.
ulaşılabilir? Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A) Nüfusta sayısal fazlalık önemlidir.
B) Aşırı nüfus artışı günümüzde sorun yaratmak- A) Tüm insanlar için zaman eşit bir olgudur.
tadır. B) İş yaşamındaki başarı için zamanı iyi kullan-
C) Nüfus artışının nitelikli ve belli bir oranda ol- mak gerekir.
ması gerekir.* C) Bencil, karamsar ve mutsuz insanlar zamanın
D) Nüfusta sayıdan çok nitelik önemlidir. değerini bilmez.
E) Nüfus fazlalığı kadar azlığı da sorun yarat- D) Zamanı iyi kullanmak, ruh ve beden sağlığını
maktadır. koruyarak sosyal ve kültürel gelişim içinde ol-
maktır.*
E) İnsan, çevresine ve sevdiklerine de zaman
ayırmalıdır.

6. Sanat ve edebiyat eserlerini herkesin derinden


anlayıp yorumlaması mümkün değildir. Bu tür
eserleri ancak konusunda uzman kişiler yorum-
layabilir. Sanat ve edebiyat eserlerini sürekli in- 8. Ustalar yapıyı tersine yapar.
celeyip yorumlayan kişiler eleştirmenlerdir. Oku-
Esnaflar işine hileler katar.
yucu, eleştirmenlerin yazılarını okuyarak eser-
den daha büyük zevk alır, ufkunu genişletir. Zamane kadısı altına tapar.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşı- Doğru hak şeriat sürülmez oldu.
labilir? Bu dörlükte aşağıdaki duygulardan hangisi
ağır basmaktadır?
A) Eleştirmenlerin yazıları eser hakkında bilgi verir.
B) Eleştiri kolay bir iş değildir. A) Umursamazlık
C) İnsanlar, anladıkları yazılardan keyif alırlar. B) Çaresizlik
D) Bilgi sahibi olan kişi okuduklarını yorumlayabilir. C) Yakınma*
E) Sanat ve edebiyat eserlerini sadece uzman ki- D) Üzüntü
şiler yorumlayabilir.* E) Heyecan

1. C 2. D 3. C 4. E 5. C 6. E 7. D 8. C

189
03

Karma Test

1. Zamanında Fransa Hükûmeti’nin üyelerinden 4. (I) Dil bilincini yitiren bir ulus, düşünme ve dü-
biri Napolyon’u bir savaştan sonra eleştirmeye şünce üretme yeteneğini de yitirir. (II) Büyük
kalkıp parmağını haritanın üzerinde gezdirerek kentlerin ana caddelerinde biraz çevreye bakı-
“Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan ge- narak yapılan bir yürüyüş, karşı karşıya bulun-
çerek ötesini işgal etmeliydiniz.” gibi fikirler yü- duğumuz durumun “önemini” görmek için yeter-
rütmeye başlayınca Napolyon: ”Evet, onlar par- lidir; kebap lokantasının adı Hanedan, berber
makla alınabilseydi, dediğin gibi yapardım.” de- dükkânının adı Dallas (III) Televizyon kültürünün
miştir. bağımlısı olduğumuz, her türlü eleştiri duygusu-
nu yitirdiğimizi bundan daha iyi ne gösterebilir?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
(IV) Bu dil yozlaşması, toplumun kimliksizleşme
lerden hangisidir?
olgusunu da yansıtıyor. (V) Adının anlamını bile
A) İnsanlar eleştiriye açık olmalıdır. bilmediğimiz lokantalarda oturup kebap, lahma-
B) Başkalarının fikirlerine saygı duyulmalıdır. cun yiyoruz.
C) Hiçbir şey göründüğü kadar kolay değildir.* Bu parçanın ana fikri numaralandırılmış cüm-
D) Eleştiri yaparken sınırları aşmamak gerekir. lelerin hangisinde verilmiştir?
E) İnsanlar, olaylar karşısında farklı tepkiler verir. A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.

2. Kulağından gireni ağzından çıkaran insan mak-


bul değildir. Bir kulağından giren diğer kulağın-
dan çıkıyorsa o insan da makbul değildir. İnsan,
kulağından gireni, yüreğinde saklayabilendir.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?

A) İnsanlar gereksiz yere konuşmamalıdır.


B) Sır saklamak önemli bir beceridir.
C) İnsanlar, verilen öğütleri dikkate almalıdır.
D) En değerli insan söyleneni dinleyen ve sır tu-
tandır.*
5. Hayatında ölçüsüz, uyaksız tek bir şiir yazma-
E) Dinlemesini bilmek, konuşmaktan daha
mış olan Namık Kemal bile, bundan şu kadar yıl
önemlidir. önce zamanına göre ileri sayılacak bir görüşle
3. Bir şemsiye tamircisi yazmış olduğu şiirlerini in- şiirde ölçüyle uyağın esas olmadığını söylediği
celemesi için Shakespeare’e gönderdiğinde, o günden bugüne şiir anlayışı büyük değişiklikler
ünlü yazarın cevabı şu olur: “Dostum, siz şem- geçirdiği hâlde, ölçüyle kafiye üzerinde hâlâ dire-
siye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye nilmesi, yeni şiirin birçok kimseyi rahatsız etme-
yapın.” ye devam etmesi, alışkanlıklarımızdan kolay ko-
lay kurtulamadığımızı apaçık gösterir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir? Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Sanat, insanların zevklerini geliştirir.
A) Sanatta yeni biçimler kullanılmalıdır.
B) Herkes en iyi olduğu, en iyi bildiği işi yapma-
B) Şiirde belirli kalıpları kullanmak esastır.
lıdır.*
C) Şiir anlayışındaki alışkanlıklardan kolay vaz-
C) İnsanlar, kendi işleri dışında başka alanlara
geçilmemiştir.*
da ilgi duyar.
D) Toplum olarak yeniliklere açık olmak gerekir.
D) Sanatçı olmak için çok çalışmak gerekir.
E) Sanat eserlerindeki değişimler toplumda ka-
E) İnsanları yetenekli oldukları konularda cesa-
bul görmez.
retlendirmek gerekir.

190
6. Ünlü yazar Paulo Coelho, altmış yaşındayken gide- 9. Beethoven’ın sağırlığı gittikçe ilerliyordu. En sevilen
rek kısalan kuyrukların oluşturduğu imza günlerine yapıtlarından biri olan 5. Senfoni’yi bu durumdayken
katılmayı sürdürüyor. Bir mezar taşı olsaydı eğer üs- yapmıştı. İçinde bulunduğu durumu yakın arkadaşı
tüne ne yazılmasını isteyeceğini soranlaraysa “Ya- Wegeler’e yazdığı mektupta şu satırlarla dile getir-
şarken öldü.” yanıtını veriyor. Bunu okurlarına me- di: “İki yıldır ne denli yalnız olduğuma, neler çektiği-
saj vermek için yaptığını söylüyor. me inanamazsın. Kulaklarımın duymaması beni de-
Bu parçada geçen “Yaşarken öldü.” cümlesiyle rinden etkiliyor. Buna karşın fizik ve düşünce gücüm
yazarın vermek istediği asıl mesaj aşağıdakiler- her zamankinden daha kuvvetli.”
den hangisidir?
Bu parçada sözü edilen ünlü besteci aşağıdaki-
A) Hayatın geçici olduğu lerden hangisiyle nitelendirilebilir?
B) Popülerliğini kaybettiği*
C) Yaşamdan beklentisinin olmadığı A) Çaresizlik içinde bulunan
D) Hayatın mucizevi yanlarının kaçtığı B) Çevresinden destek bekleyen
E) Yapılabilecek her şeyi yaptığı C) Olumsuzluklara karşı direnen*
D) Hayatı olduğu gibi kabul eden
7. Bütün pişmanlıklar, kendi doğrularımızı bulmanın E) Sağlığının, sanatına engel olduğuna inanan
anahtarıdır; bedeli büyük acılarla ödense de. Ancak,
geçmişte kalanları düzeltmenin değil; yeni seçimle- 10. Roman, hep gerçeği kavramaya, anlatmaya çalışır.
Roman okumayı sevmeyenler, gerçeğe bakmak-
rimizi kendimize uygun yapmanın yollarını da açar.
tan kaçınırlar demeyeceğim; çoğu gerçekçi bulma-
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakiler- dığı için romanı sevmediklerini söylerler. Ancak on-
den hangisidir? ların ilgi gösterdikleri gerçek, yalnız kendileridir. On-
lara göre gerçeğin tek bir yüzü vardır, onu görmek,
A) İnsanların hatalarının bedeli ağır olur.
bilmek yeterlidir. Gerçeğin daha birçok yüzü olabile-
B) Hatalardan ders alındığında doğruya ulaşılır.*
ceğini düşünmek akıllarından bile geçmez.
C) Pişman olmamak için düşünerek hareket edil-
Bu parçada yazar, roman okumayı sevmeyen-
melidir.
lerle ilgili neden yakınmaktadır?
D) Gelecek için doğru seçimler yapılmalıdır.
E) İnsanlar geçmişteki yanlışlara takılmamalıdır. A) Romanı sevmediklerinden
B) Gerçeği tek taraflı görmelerinden*
8. Ayşe Kulin’in roman tekniğindeki stratejisi, onu ba- C) Romanı gerçekçi bulmadıklarından
şarılı yapmıştır. Kalem denilen teraziyi, bu alan- D) Sadece kendilerini düşünmelerinden
da çok dengeli kullanıyor. Herkesin görebildiği den- E) Eleştiriye açık olmadıklarından
li görmesi, alabildiği denli alabilmesi için roman gibi
sınırları belli bir türde bile çok farklı renk kullanıyor 11. Ben bütün evreni sevmiştim
ve ton detaylarına iniyor. İlginç konular buluyor ve
Alın terim var evrende
bunları akıcı bir üslupla bize sunuyor.
Öz, üvey diye ayıramam ki
Bu parçada, “Çok farklı renk kullanıyor ve ton de-
Bu dizelerde, şairin hangi duyguyu özellikle
taylarına iniyor.” sözüyle anlatılmak istenen aşa- vurguladığı üzerinde durulmuştur?
ğıdakilerden hangisidir?
A) Dünyada insanoğlunun emeği olduğu
A) Romanda değişik teknik kullanması
B) İnsanları çok sevdiği
B) Kaleminin kuvvetli olması
C) Akıcı bir üslubunun olması C) Nefret duygusundan uzak olduğu
D) Olaylara başka açılardan bakabilmesi* D) İnsan ayrımı yapmadığı*
E) Orijinal konuları bulabilmesi E) Güzellikleri önemsediği

1. C 2. D 3. B 4. A 5. C 6. B 7. B 8. D 9. C 10. B 11. D

191
04

Karma Test

1. Samanlı Dağlarının eteğindeki Haydariye köyü 3. Sümela Manastırı, Trabzon’daki dinî yapıt-
ile Üvezpınar arasındaki vadiyi süsleyen dere lar içerisinde en tanınmış olanıdır. Maçka ilçe-
yatağında, Sudüşen’den başka irili ufaklı birçok sinin Altındere Millî Parkı’ndan geçildikten son-
şelale yer alıyor. Sudüşen, Nacaklı Deresi üze-
ra Trabzon’a 45 km mesafede bulunan manastır,
rinde bulunuyor. Yürüyüş güzergâhı sık yeşil bir
bitki örtüsünden geçiyor. Aynı zamanda piknik Karadağ üzerindeki doğal mağaralardan da ya-
alanı olan şelalede, yaz aylarında serinlemek is- rarlanılarak teraslar üzerine inşa edilmiş bir ya-
teyenlerin yüzdüğü bir gölet var. Özellikle hafta pıdır. Manastıra, zikzakları çizerek zorlu bir tır-
sonları oldukça kalabalık olan bölge, İstanbul çı- manıştan sonra ulaşılıyor. Kuruluşu İS 4. yüzyıla
kışlı seyahat acentelerinin de yürüyüş program- dayanıyor.
larında yer alıyor.
Bu parçada ‘‘Sümela Manastırı” ile ilgili olarak
Bu parçada ‘‘Sudüşen şelalesi’’ ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Dinî bir eser olduğuna
A) Konumunun nasıl olduğuna
B) Ulaşımın nasıl sağlandığına
B) Bitki örtüsünün özelliklerine*
C) Ne zaman kurulduğuna
C) Ne zaman daha çok ziyaret edildiğine
D) Kimler tarafından kurulduğuna*
D) Yaz aylarında neler yapılacağına
E) Konumunun nasıl olduğuna
E) Hangi amaçla buraya gezi düzenlendiğine

4. Meksika, Kuzey Amerika’nın güneyinde yer alan


geniş bir ülkedir. Ülkenin başkenti olan Mexico
City, yirmi milyon insanın yaşadığı küçük bir ülke
2. Ayasofya Kilisesi, Trabzon İmparatorluğu kral-
gibidir. Aztekler, bu kenti 208 yılda ve bir gölün
larından I.Kommenos zamanında inşa edilmiş.
üstünde yapmışlardır. Çevredeki birçok bina top-
İngiliz araştırmacı Finley tarafından 1427’ye ta-
rağa batmış gibi yamuk görünür. Kentin ağaçlar-
rihlenen çan kulesi kilisenin batısında yer alıyor.
la süslü, geniş, güzel caddeleri ve bakımlı evler-
II.Mehmet (Fatih) Trabzon’u aldıktan sonra bu le dolu mahalleleri olsa da gecekondularla kap-
yapı camiye çevrildi. 1864’te bu yapı tekrar ona- lı tepeleri de vardır. Halkın büyük bölümü yoksul
rıldı. I. Dünya Savaşı yıllarında depo ve hastane ama insanlar buna karşın yemeyi, içmeyi ve eğ-
olarak da kullanıldı. 1964’ten itibaren de müze lenmeyi seviyor; Latin müzikleriyle salsa yapıp
eğleniyorlar.
olarak kullanılmaktadır.
Bu parçada, “Mexico City’’ ile ilgili olarak aşağı-
Bu parçada ‘‘Ayasofya Kilisesi’’ ile ilgili olarak
dakilerden hangisi söylenemez?
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Kalabalık bir şehir olduğu
A) Kimin zamanında yapıldığına
B) Ne kadar sürede kurulduğu
B) Ne zaman onarım gördüğüne
C) Halkının sosyal yaşama önem verdiği
C) Kim tarafından yapıldığına*
D) Şehri kimlerin kurduğu
D) Şu anki kullanım amacına
E) Geçim kaynaklarının neler olduğu*
E) Ne zaman camiye çevrildiğine

192
5. Buğday, eskiden beri önemini koruyan ana be- 7. Gençlikte kimlik bunalımı, atlatılması gereken
sin maddelerinden biridir. Her bitkinin has sıcak- doğal bir süreçtir. Bazı gençler, bu bunalımı belli
lık ve nem ihtiyacı vardır. İnsanın ihtiyaç duydu- belirsiz bir biçimde atlatırlar, eninde sonunda du-
ğu her tarım ürünü her yerde yetişmez. Buğday rulurlar. Gençte benlik kavramı netleşir. Benliğe
daha çok orta enlemlerde karaların iç kesimle- saygısı artar. Kimlik oluşumu sağlanmış genç,
rinde üretilir. Buğdaydan ekmek, pasta, makar- kendine bir yol çizmiş, amaçlarını belirlemiş, in-
na, bulgur gibi yiyecek maddeleri elde edilir. Tü- san ilişkilerini düzene koymuştur. Sorumlulukla-
ketim alanının geniş olması ve uzun süre sak- rının farkındadır.
lanabilmesi buğdayı dünya çapında çok üretilen Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çı-
bir ürün hâline getirmiştir. karılamaz?
Bu parçaya göre, buğdayla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi söylenemez? A) Gençlik bunalımı yaşanması gereken bir dö-
nemdir.
A) Önemli bir besin kaynağı olduğu B) Gençler, bunalım sürecini sıkıntısız atlatır.*
B) Hangi iklim şartlarında üretildiği* C) Gençlik bunalımı, benlik kavramını geliştirir.
C) En çok nerede üretildiği D) Kimlik oluşumunu sağlayan gençler, hedefle-
D) Tüketim alanının geniş olduğu rini belirler.
E) Dayanıklı bir tüketim maddesi olduğu E) Sorumluluklarının ayırdına varmış gençler,
kimlik oluşumlarını gerçekleştirmiştir.

6. Hüseyin Rahmi Gürpınar, yaşadığı döneminin


8. Bismil Ovası, Dicle Nehri’ni ve nehrin güneyin-
insanlarını çok iyi gözlemlemiştir. Konu ve ka-
deki çayırlarla geniş tarım alanlarını içine alan
rakter yelpazesini çok geniş tutmuştur. Her za-
bir ovadır. Fırat kaplumbağası nehir ve kolla-
man yerli yaşama bağlı kalmıştır. Geniş halk kit-
rı boyunca bu ovada yuva yapar. Türkiye’nin en
lelerinin anlayabileceği bir dille yazmıştır. Edebi- büyük leylek nüfusunun bulunduğu ova, doğal
yatın, sadece edebiyatçılar arasında kalmaması nehir kıyısı bitki topluluklarını içerir. Bu nedenle
gerektiğini savunmuştur. kuş çeşitliliği burada yüksektir. Toy ve alaca yalı-
Bu parçaya göre, Hüseyin Rahmi Gürpınar ile çapkını için önemli bir yerleşim alanıdır.
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene- Bu parçada “Bismil Ovası’’ ile ilgili olarak aşağı-
mez? dakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Yalın bir anlatımı olduğu A) Konumuyla ilgili özelliklerine


B) Sanatını halk için yaptığı B) Doğal bitki örtüsüne sahip olduğuna
C) İyi bir gözlemci olduğu C) İklim özelliklerinin canlılar üzerindeki etkisine*
D) Sürekli kendini yenilediği* D) Çeşitli canlı türlerini barındırdığına
E) Konu sıkıntısı çekmediği E) Hangi canlılar için önemli olduğuna

1. B 2. C 3. D 4. E 5. B 6. D 7. B 8. C

193
05

Karma Test

1. Kimlik, doğuştan gelen bir özellik değil; çocuk- 3. Hava çok soğuk. Odanın içindeki buhar cam-
luktan başlayıp yetişkinlik, olgunluk ve yaşlılığa da kristalleşmeye başlamış, buzlu bir cama dö-
doğru uzanan sürecin tümüdür. Kimliği oluşturur- nüştürmüş. Küçücük odanın duvarları çatlak, yer
ken çocuk, anne ve babasını örnek alır. Onlar- yer dökülmüş badanasıyla çok soluk görünüyor.
la özdeşleşir. Onun gözünde anne ve baba en Mavi çaydanlıkta kaynayan ıhlamurun fokurtusu
akıllı, en güzel, en iyidir. İlköğretim döneminde odadaki sessizliği bozuyor. Dayanılmaz soğuğa
ise çoğu zaman öğretmen en iyi bilgidir çocuğa karşı battaniyeye iyice sarınmış yatan bir ada-
göre. Kız çocukları, anneyi izler. Onun gibi dav- mın hafif horlaması da çaydanlığın fokurdama
ranmaya çalışır. Kıyafetlerini, ayakkabılarını gi- sesine eşlik ediyor.
yer. Onu taklit edip süslenmeye, makyaj yapma- Yazarın, bu parçayı asıl yazma amacı aşağı-
ya çalışır. Evcilik oynarken anne rolünü üstlenir. dakilerden hangisi olabilir?
Erkek çocuklar da babayı taklit eder. Ancak er-
genlik döneminde durum farklılaşır. Artık onlar A) Düşünceyi değiştirme
kusursuz örnek değildir. Genç; anne ve babaya B) Örnekleme yapma
eleştirici gözle bakmaya başlar. C) İzlenimleri görünür kılma*
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden D) Bilgi verme
hangisi söylenemez? E) Olay içerisinde yaşatma
A) Tanımlama yapılmıştır.
B) Konu örneklendirilmiştir.
C) Açıklamaya yer verilmiştir.
D) Öznel yorumla yazılmıştır.*
E) Karşılaştırma yapılmıştır.

2. Daracık ve bir o kadar da derin bir kanyonun ağ- 4. Yunuslar, nesneleri ses sayesinde algılıyor ve
zından fışkıran Saitabat, Uludağ’ın yarattığı bir ayırt ediyor. İnsanların duyabileceğinden on kat
şelaledir. Uzun süre soluksuz kalmış da can hav- daha yüksek frekansta sesler çıkarıyor. Ses bir
liyle nefes alır gibi bir edayla çıkıyor kanyonun nesneye çarpıyor. Yunuslar, sesin yankısını du-
ağzından. Doruklardan aşağı inerken engebeler- yuyor ve nesnenin büyüklüğü, yapısı ve biçimiy-
den yorulmuş, yayından fırlayan bir ok gibi dökü- le ilgili kesin bilgiler alabiliyor. Bu yöntemi yiye-
lüyor şelale. Sonra sakinleşip yumuşak bir sesle cek ararken, tehlikeden kaçarken ve yön bulur-
yoluna devam ediyor. İnsanların içine bir huzur, ken de kullanıyor.
mutluluk veriyor.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- hangisi kullanılmıştır?
gisi yoktur?
A) Tartışma
A) Duyular arası aktarım
B) Öyküleme
B) Karşılaştırmadan yararlanma*
C) Kanıt gösterme
C) Doğadaki kavrama insan özelliği kazandırma
D) Betimleme
D) Kişisel yoruma yer verme
E) Açıklama*
E) Benzetmelerden yararlanma

194
5. Doğaya ait bir düş bahçesini barındıran Saklıkent’te, 7. Dünyanın eskiye oranla kötüye gittiği sözü beni
zengin bitki örtüsünün su sesiyle çevrelendiği tabiat her zaman sinirlendirirdi. Fakat tembellik konu-
alanında, yeşillikler içinde yürürken ağaçların dalla- sunda ben de aynı düşünceyi kabul ediyorum.
Başımızı geriye çevirip atalarımıza bakacak olur-
rından gökyüzü bize mavi mavi göz kırpıyor. Suyun
sak bugünkü tembelliğimize diyecek yok. Onlar
sesinden şelaleye yaklaştığımızı hissettiğiniz anda, mum yakarken bizler neredeyse kibrit yakmaya
ağaçların arasında beyazlar içindeki gelin gibi bir- bile üşenir olduk. Bu suçun büyük payı, çocuğu-
den karşımıza çıkıyor. Sarı yeşil kayalıklar içinden na fazla düşkünlük gösteren anne ve babalara
gelen şelale sert bir akışla dökülüyor. Doğanın sun- aittir. Binlerce evde çocukların istedikleri “Sakın
duğu görsel bir şölene dönüyor. bunu yapma!” cümlesiyle engellenir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden- Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisine başvurulmamıştır? hangisi söylenemez?

A) Örneklerden yararlanılmıştır.* A) Kimi durumlar eleştirilmiştir.


B) Doğadan doğaya aktarım yapılmıştır. B) Betimleyici anlatım ağır basmaktadır.*
C) Benzetmelerden yararlanılmıştır. C) Karşılaştırmalardan yararlanılmıştır.
D) Kişisel yoruma yer verilmiştir. D) Kişisel yoruma yer verilmiştir.
E) Doğadaki varlıklara insan özellikleri kazandı- E) Düşünceler örnekle pekiştirilmiştir.
rılmıştır.

8. Yeni doğanlarda emme refleksi o kadar güçlü-


dür ki birçok bebek henüz anne karnındayken
parmak emmeye başlar. Ancak parmak emmek
çene yapısını bozduğundan annelerin ve diş
doktorlarının en büyük kâbusudur. İşte bu yüz-
den 1949’da ortodontist Balters ve diş doktoru
6. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Mürebbiye adlı Müller doğal ve çene yapısına uygun ilk emzi-
romanı,1898’de İkdam gazetesinde yayımlanın- ği üretti. Emzik her ne kadar parmak emmeye
ca büyük ilgiyle karşılandı. Çocuk eğitiminin çok oranla daha zararsız da olsa dil ve konuşma te-
önemli olduğu ve yabancı eğitmenlerin eline bı-
rapisti Prof. Heinrich Pfaar “Evet, emzik pratikte
rakılması gerektiğini savunmuştur bu romanın-
çocuğu sakinleştirmek için emzirmeye alternatif-
da. Tanzimat Dönemi’ndeki bir ailenin yaşamının
tir ancak diş çürüklerine davetiye çıkaran bir uy-
anlatıldığı bu eserin dili dönemine göre oldukça
gulamadır.” diyor.
yalındır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden-
gisine başvurulmamıştır?
hangisi kullanılmıştır?
A) Kanıtlardan yararlanılmıştır.
A) Düşünceyi kanıtlama
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
B) Olay içinde yaşatma
C) Neden-sonuç cümlesi kullanılmıştır.
C) Bilgi verme*
D) Benzetmeden yararlanılmıştır.*
D) İzlenim kazandırma
E) Tanık gösterilmiştir.
E) Tanık gösterme

1. D 2. B 3. C 4. E 5. A 6. C 7. B 8. D

195
06

Karma Test

1. Köyümüzün etrafını saran dağların, yeşilin her 3. Güneşin ışıklarının parladığı bir bahar günün-
tonu ile dolu görüntüsü insanı hayretler içinde bı- de, çimlerin desenli bir halı gibi yayıldığı yoldan
rakıyor. Hele dolunayın, o dağların doruklarında sevimli kır kahvesine girince çevrenin güzelliği-
nazlı bir gelin misali boy göstermesi, sarı ışığını ni nefessiz izledim. Koyu yeşil çitlerle çevrilmiş
sarı bir tül gibi tüm ağaçların üzerine sermesi do- kır bahçesinin dört yanında papatya, begonvil ve
yumsuz bir seyir oluyor. mor menekşeler sıralanmış. Minik tahta masa
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden ve tabureler gelişigüzel bahçenin içine konul-
hangisi söylenemez? muş. Bahçenin sol tarafındaki küçük bir çeşme-
den kuşlar sessizce su içiyor. Hava çok güzel ve
A) Betimleyici anlatım ağır basmaktadır. huzur dolu. İnsan burada ömür boyu kalabilirmiş
B) Görsel ögelere yer verilmiştir. gibi bir duyguya kapılıyor.
C) Kişileştirmeden yararlanılmıştır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
D) Varlıkları niteleyen sözcükler kullanılmıştır. hangisi ağır basmaktadır?
E) Duygulara yer verilmemiştir.* A) Betimleme*
B) Örnekleme
C) Tartışma
D) Açıklama
E) Kişisel görüş belirtme

2. Sislerin arasından bir görünüp bir kaybolan dağ 4. Edirne’ye gelenleri ilk karşılayan Selimiye
sıralarından kopup gelen dereler, şelaleler ya- Cami’sidir. Mimar Sinan’ın 80 yaşındayken yaptığı
ratır gibi koşuyor Fırtına Vadisi’ne. Binbir renge ve “ustalık eserim” dediği bu muhteşem yapı, kentin
boyanmış kır çiçekleriyle süslenen Alpin çayırla- ortasında değerli bir taş gibi yükseliyor. Kapladığı
rının kokusunu taşıyan sular, iki yanı ağaçlarla alan ve yuvarlak geometrisiyle Ayasofya’nınkinden
çevrili kayaların üzerinden köpük köpük uçuyor. de mükemmel kubbesi vardır. 71 metre yüksekliği,
Gürgen, çam ve ladin ağaçları arasından nefis 3.8 metre çapıyla dünyanın bu incelikteki en uzun
görüntülerini sergiliyor. minarelerine sahiptir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-


hangisine başvurulmamıştır? gisi yoktur?

A) Görsel ögelere A) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.

B) Kişileştirmeye B) Cansız varlığa insan özelliği aktarılmıştır.

C) Örneklerden yararlanmaya* C) Örneklerden yararlanılmıştır.*

D) Benzetmeye D) Karşılaştırma yapılmıştır.

E) Kişisel görüş belirtmeye E) Benzetmeden faydalanılmıştır.

196
5. Karanlık sokaklarda amaçsızca yürüyordum. Ak- 8. Bilgi çağında çevrecileri korkutan çok önemli
şam olmuştu ve yine yalnız bir gün geçiriyordum. bir olay da teknolojik atıklardır. Sadece 2003’te
Yavaş yavaş çiseleyen yağmur bana iyi gelmişti. Ar- Amerika’da 63 milyon kişisel bilgisayar, atık /
tık daha güzel şeyler düşünerek daha emin adımlar çöp sahalarına gönderilmiştir. Her kişisel bilgisa-
atmalıydım. yar yaklaşık 1,8 kg kurşun içermektedir. Bunların
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden yanında az miktarda zehirli / toksik kadmiyum ve
hangisidir? cıva da bulunmaktadır. Bu toksik maddeler birle-
şerek birçok atık oluşturmakta, bunlar çöpe atıl-
A) Tartışma
makta veya gelişmiş ülkelerden çevre duyarlılı-
B) Öyküleme*
ğı fazla olmayan ülkelere gönderilmektedir. Ör-
C) Açıklama
neğin, ABD bugün elektronik atıklarının yaklaşık
D) Betimleme
%50’sini denizaşırı ülkelere göndermektedir.
E) Karşılaştırma
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
6. Köyün karşısındaki çam ormanında yükselen kes- hangisi söylenemez?
kin reçine kokusunun insanın genzini yakacak ka-
A) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
dar yoğun olduğunu net bir şekilde anımsıyorum.
B) Örnekleme yapılmıştır.
Sonbaharda bu ormandan topladığımız bakır rengi
mantarları ocağın közlerinde kızartırken evde biftek C) Karşılaştırmadan faydalanılmıştır.*
pişiyormuş gibi iştah açıcı bir koku ortalığı kaplardı. D) Bilgi vermeyi amaçlamıştır.
Kışları, kuzeyimizde yükselen boz renkli dağ zirve- E) Kanıta yer verilmiştir.
lerini saran bulutların getirdiği kar yağışı yaşamımızı
sessiz, beyaz bir masala dönüştürdüğünde köy bir
başka güzel göründü gözümüze.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?
A) Doğadan doğaya aktarım yapılmıştır. 9. Frenkçenin dilimize karışmasında haber alma
B) Varlıkları niteleyen söz kullanılmıştır. araçlarının payının bulunduğunu itiraf edelim.
C) Benzetmelerden yararlanılmıştır. Hele de ajanslar…çünkü bunlar, Fransızca veya
D) Kişisel duygular katılmamıştır.* İngilizce aldıkları haberlerdeki bazı sözcükle-
E) Görsel ögelere yer verilmiştir. rin Türkçe karşılığını arama zahmetine katlan-
madan olduğu gibi dilimize aktarmayı daha uy-
7. Dolmabahçe, adı üstünde doldurulmuş bir bahçedir. gun buluyor. Bu sözcüklerden halkın etkilenip bu
Denizin sığ bölümleri I. Ahmet zamanında (17. yüz- sözcükleri kullanmaması beklenmez. Ama Türk-
yılda) doldurulmaya başlanır ve bölge Dolmabahçe çenin arılığını koruması yazardan beklenir. Ör-
adıyla padişahın bahçeleri arasına girer. Daha son- neğin “kodiplomatik” gibi bir tabire ne gerek var?
ra bahçe içine kasırlar ve saraylar yapılır. En son II. “Elçiler topluluğu” gibi bir karşılık verilmez mi?
Mahmut’un yaptırdığı saray 1853-1854’te Abdülme- Bu çeşit tabirler, Türkçeyi hiçbir zaman zengin-
cit tarafından yıktırılıp yerine bugünkü Dolmabahçe leştirmez aksine çirkinleştirir.
Sarayı yaptırılır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım bi- biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
çimlerinden hangisine başvurulmuştur?
A) Öyküleme A) Betimleme
B) Tartışma B) Açıklama
C) Kanıt gösterme C) Örnekleme
D) Betimleme D) Öyküleme
E) Açıklama* E) Tartışma*

1. E 2. C 3. A 4. C 5. B 6. D 7. E 8. C 9. E

197
07

Karma Test

1. İsviçre’nin batı ve kuzeybatısında, yer yer küçük 3. Fotoğraf çekmek artık eskisi gibi zor değil. Ön-
vadilerle yarılmış Jura Dağları uzanmaktadır. celikle düzgün bir makine alarak işe başlamala-
Burada geçitler az olduğu için ulaşım güçtür. Sa- rını tavsiye ederim. Kendi başına fotoğraf çeke-
dece iki noktadan demir yolu geçer. Jura’da ya- rek bugünkü dünyada bir yere varılamayacağını
şayanlar, uzun kış aylarında karın kapattığı yol- söyleyebilirim. Fotoğrafçılıkla ilgili bir eğitim al-
ların birbirinden ayırdığı köylerde, başka bir uğ- madan ya da kursa gitmeden bugün işi profes-
raş olmadığı için kendilerini saat yapımına ver- yonelce yapmak pek mümkün değil. Fazla dağıl-
mişlerdir. Dağların kuzeydoğusunda yaylalar yer madan, belli bir konuya odaklanarak çekim yap-
alır. Bu yaylalar yolların geçtiği noktalardır. mak daha doğru. Ne arıyorsanız ona emek ve-
Bu parçada anlatılan aşağıdakilerden hangi- receksiniz. İşe tutkuyla bağlanmak gerekir. Aynı
sidir? zamanda yarışmalara katılmak da önemli bir
motivasyondur.
A) Dağların ulaşıma engel olduğu Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine
B) İklimin yaşamı zorlaştırdığı karşılık olarak söylenmiş olabilir?
C) Köylülerin geçim kaynakları
A) Fotoğraf çekmek zor mudur?
D) Dağların fiziksel özellikleri
B) Fotoğraf nasıl çekilir?
E) Ulaşımın nasıl sağlandığı*
C) Fotoğrafçılıkla uğraşmak isteyenlere ne tav-
siye edersiniz?*
D) Fotoğrafçılık sanatının olumsuz yanları var
mıdır?
E) Kimler fotoğrafçılık yapabilir?

4. Su; şekerin, gözyaşının ve tükürüğün, yedikle-


2. Mısır, Mezopotamya gibi nehir kıyısında kurul- rimizi hücrelere taşıyan ve vücuttan atan kan
muştur. Sulak alanlar ve iklim şartları tarımın ge- ve lenf sisteminin ana maddesidir. Tansiyonu
lişmesini sağlamış, yılda iki kez verimli toprakla- kontrol etmeye yarar. Zehirli maddelerin vücut-
rından ürün almışlardır. Bu da uygarlığa geçişle- tan atılması için böbrekleri yıkar. Gözlerin, ağzın
rini kolaylaştırmıştır. Nil’in düzenli akışı, nehir ta- ve genzin nem oranını ayarlar. Vücudun ihtiyacı
şımacılığını geliştirmiş ve uygarlığın daha hızlı olan birçok mineral içerir. Yetişkin bir bireyin vü-
büyüyüp güçlenmesinde etkili olmuştur. cut ağırlığının ortalama olarak yarısından çoğu
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine sudur. Yaşamak için, en az oksijen kadar gerek-
ulaşılabilir? lidir.

A) Mısır, tarihteki önemli uygarlıklardan biridir. Bu parçada “su” ile ilgili olarak anlatılmak is-
tenen aşağıdakilerden hangisidir?
B) Coğrafi koşullar ve iklim uygarlıkların gelişi-
minde etkilidir.* A) Yeteri kadar tüketilmesi
C) Nil Nehri’nin, Mısır için önemi büyüktür. B) Vücudun ne kadarını kapsadığı
D) Mısır uygarlığı tarım ve taşımacılıkla uğraş- C) Bütün canlılar için gerekliliği
mıştır. D) İnsan yaşamındaki önemi*
E) Mısır’ın verimli toprakları vardır. E) Tüketiminin ne ölçüde olduğu

198
5. Alüminyum folyo, diğer uygulamaların yanında 7. Beğenmediğimiz her görüşü, her davranışı eleş-
özellikle fırın uygulamalarında hayatımızı çok tirmek bilimsel değildir. Sistemli bir eleştiri yalnız
kolaylaştırmaktadır. Bu folyoyla kaplanan gıda- beğenilmeyeni değil, beğenilen yönleri de orta-
lar, fırında kendi sularında, derinlemesine ve ya koyar. Bir konuşmayı beğenmeyenler olabilir.
daha kısa sürede pişer. Özellikle piliç budu gibi, Ancak bunu söyleyen herkes, neden beğenme-
kemikli ama etli kimi yerde daha kalın, kimi yer- diğini açıklamak zorundadır. Çok beğenenler de
de daha ince olan ürünlerde dengeli pişirme sağ- niçin güzel bulduklarını açıklamalıdır. Bu yönte-
lamak en önemli sorundur. Tehlike etin yoğun ol- mi izlemeyen kişiler objektif sayılmaz.
duğu kısım pişmemişken az olduğu kısmın yan- Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler-
masıdır. Bu durumlarda folyo ile kemikli kısım den hangisidir?
sarılarak alüminyumun yansıtma özelliği kullanı-
lır ve dengeli pişme yöntemi sağlanır. A) Eleştiride aşırılığa kaçmak bilimsel değildir.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin B) Eleştiriler, olumlu veya olumsuz yanlarıyla
yanıtı yoktur? ele alınmalıdır.*
C) Eleştirinin olmadığı yerde uygar olmaktan
A) Alüminyum folyo kullanımının yararı nedir?
söz edilemez.
B) Özellikle hangi uygulamalarda işe yarar?
D) Eleştiride de bir metot vardır.
C) Pişirme sırasında sağladığı kolaylıklar neler-
E) Eleştirme, duygu ve düşünceleri geliştirmede
dir?
yararlı olur.
D) Hangi özelliği pişirmeyi kolaylaştırır?
E) Alüminyum folyonun sağlık üzerindeki etkisi
nedir?*

6. Teknolojinin gelişmesi, atomun keşfiyle beraber


Sanayi Devrimi baş döndürücü bir hızla insana
sürekli tüketebileceği maddeler sunuyor. Sürek- 8. 1927’de meydana gelen sel çok büyük zararla-
li tüketimin getirdiği tatminsizlik yanında, tüketi- ra neden olmuştur. Bu sel ve taşkınlardan sonra
len şeylerin ortaya çıkardığı bağımlılık çeşitleri Mississippi Nehri’nin suyunu kontrol altına almak
ve yol açtıkları yeni rahatsızlıklar insanlığın en için birçok baraj ve belirlenen bir kanaldan ak-
ması için nehir üzerine kilometrelerce setler ve
önemli sorunlarını oluşturuyor. Kullanılan tekno-
pompa istasyonları inşa edilmesine karar veril-
lojik ürünler sürekli elektromanyetik dalgalar ya- miştir. Bu tedbirler kısa süre içinde uygulanmış-
yarak birçok hastalığın nedeni olabiliyor. Haya- tır. Ancak bu uygulamalarla istenen sonuca ula-
tımızı kolaylaştırdığını düşündüğümüz eşyalar şılamamış; nehir, çevresine zarar vermeye de-
birçok zararı da beraberinde getiriyor. vam etmiştir.
Bu parçanın bütününde, aşağıdakilerin han- Bu parçada, aşağıdaki sorulardan hangisinin
gisinden söz edilmektedir? yanıtı yoktur?

A) Teknolojik ürünlerin yararı kadar sağlık açı- A) Sel nerede olmuştur?


sından zararı da vardır.* B) Taşkın sonucunda hangi nehir taşmıştır?
B) Teknoloji, hayatımızda çok önemlidir. C) Nehrin taşması sonucunda oluşan zararlar
C) Teknolojiden nasıl faydalanmak gerekir? nelerdir?
D) Teknolojik ürünler büyük bir rahatlık sağlar. D) Taşkını önlemek için nasıl tedbirler alınmış-
E) Teknolojik değişmeler, insanların sürekli tü- tır?
ketim yapmasına neden oluyor. E) Alınan önlemler yarar sağlamış mıdır?*

1. E 2. B 3. C 4. D 5. E 6. A 7. B 8. C

199
08

Karma Test

1. (I) Günümüze kalmış en eski Yunan trajedileri- 3. ---- Özellikle halk edebiyatımızda… Kaldı ki ede-
nin yazarı olan Aiskhylos, Yunan trajedisinin ku- biyat hiçbir zaman geçmişten bağlarını kopara-
rucusu sayılır. (II) Aiskhylos sahneye ilk kez ikin- maz. Fuzuli’yi, Yunus’u, Karac’oğlan’ı, sahip-
ci bir kişi sokarak tiyatronun gelişmesine büyük siz halk türkülerini özüne sindirememiş olan zor
katkıda bulunmuştur. (III) Döneminde Atina’nın Türk şairi olabilir.
geniş topraklar üstündeki egemenliği ve demok- Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakiler-
rasisi, Aiskhylos’un yapıtlarını derinden etkile- den hangisi getirilmelidir?
miştir. (IV) Aiskhylos 80-90 kadar trajedi yaz-
mış, bunlardan yedisi eksiksiz olarak ayrıca bir A) Son yıllarda edebiyatımızda önemli gelişme-
yergi oyununun önemli bölümleri ile öteki yapıt- ler görülmektedir.
larından çok küçük parçalar günümüze kalmış- B) Geçmişteki edebiyatımızda bugüne mal ede-
tır. (V) Atina’da her yıl yapılan Büyük Dionysos
bileceğimiz zengin değerler vardır.*
oyunlarından on üç kez en büyük ödülü alan
C) Edebiyatımızda titizlikle araştırılması gere-
Aiskhylos’un ölümünden sonra, oyunlarının oy-
nanabilmesi için özel yasa çıkarılmıştır. ken değerler vardır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikin- D) Tarihimizde çok önemli şahsiyetler vardır.
ci paragraf kaçıncı cümleyle başlamalıdır? E) Türk edebiyatı ile ilgili pek çok araştırma ya-
pılmıştır Avrupa’da.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.*

4. Günümüz insanının teknolojik gelişmelere pa-


2. Ağaçlar insanoğluna sağladıkları birçok ürün ve ralel olarak hareketsizleşen yaşam şekli, kas is-
rahatlık açısından oldukça değerlidir. Ayrıca, bir-
kelet sisteminde birçok hastalığı meydana geti-
çok ağaç başlıca besin kaynaklarındandır. Şeker
riyor. Sağlıklı yaşam için aktif ve hareketli olun-
bile, köken olarak bazı ağaçların besi sularından
ması gerektiğini söyleyen uzmanlar her insa-
elde edilir. Odun, özellikle gelişmekte olan ülke-
nın tekdüze ve hareketsiz yaşamın neden ola-
lerde, ısınma ve yemek pişirme konusunda baş-
cağı omurga sağlığı sorunlarını yaşayabileceği
lıca yakıt kaynağıdır. Odundan elde edilen ge-
gibi, spor yaralanmaları, ortopedik cerrahi ve nö-
reçler içinde en önemlileri, kereste, kontraplak
rolojik problemlere de maruz kalabileceğini söy-
ve suntadır. Odun ayrıca, kâğıt hamuru ve kâğıt
lüyorlar.
üretimindeki başlıca lif kaynağıdır. Bunun yanı
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han-
sıra ağaçlar, birçok kimyasal maddenin birincil
gisine ulaşılamaz?
ya da ikincil kaynaklarıdır. Yapay ipek gibi bazı
lifler, odun hamurundan elde edilirler. A) Sağlıklı yaşamın yolu hareketli yaşamdan

Bu parçada ağaçlarla ilgili olarak aşağıdaki- geçer.


lerden hangisine değinilmemiştir? B) Hareketsiz yaşam sürenler çeşitli riskler al-
tındadır.
A) Besin olarak kullanılabildiğine
C) Teknolojik gelişmeler insanın yaşam şeklini
B) Yakıt olarak tüketildiğine
etkilemektedir.
C) Kâğıt üretiminin ham maddesi olduğuna
D) Hareketsiz yaşam ömrü kısaltmaktadır.*
D) Kimyasal madde yapımında kullanıldığına
E) Hareketli yaşamla birçok hastalık bertaraf
E) İlaç yapımında kullanıldığına*
edilebilir.

200
5. Yaz tatillerimi geçirdiğim ve bu dönemlik kulla- 7. Köyde güneş batarken geniş yapraklı incir ağaç-
nım sayesinde asla yıpranmayan güzelim ev, ka- larının dallarını koyu bir kızıllık kaplar. Yeşille kır-
pısından içeriye girdiğimde beni nemli havasıyla mızının birleşmesinden doğan bu renk yağmu-
karşıladı. Sessizce bekleyen koltuklar, bıkkınlık- ru gözleri kamaştırır. Sazların arasından süzülen
la tik taklayan aile yadigârı sarkaçlı duvar saati,
dere, köyün dört saat uzağındaki ırmağa kavuş-
üzerlerine toz hücum eden ahşap çerçeveli vit-
rin aynaları, yıllardır hazin bir esefle dikilen so- mak için dümdüz ova üstünde mavi bir şerit gibi
luk mobilyalar, çamur yeşili camından siyah be- uzanır.
yaz televizyon, küf kokulu yerel halılar, boğulur- Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden
casına naftalin kokan yatak nevresimleri ve mut- hangisi kullanılmıştır?
fağın eskimiş fayanslarına inatla asılmış tuhaf bir
yağ kokusu… A) Benzetme

Bu parçada aşağıdaki duyulardan hangisine B) Betimleme*


yer verilmemiştir? C) Açıklama
D) Tartışma
A) Görme B) Dokunma C) İşitme
E) Karşılaştırma
D) Koklama E) Tatma*

8. (I) Okul, neyi ya da neleri kişiliğimizin bir parça-


sı hâline getirir? (II) Müfredatlarımız öğrencile-
rimizin beklentilerini karşılamaktan çok uzaktır.
(III) Bunun açık bir cevabını vermek çok zor gö-
rünmektedir. (IV) En başta, okula gitmeyen, gi-
demeyen veya okuldan uzaklaştırılan her insan
6. İnternet, milyonlarca insanın kullanımındaki dün- bizim için bilgi ve becerileri eksik kalmış insan-
yanın en yaygın ve en büyük bilgisayarlı ileti- lardır. (V) Bu insanları kendimizden aşağı görme
hakkını da yine bize okul kazandırmaktadır.
şim ağıdır. Liberation gazetesinin araştırmasına
göre Avrupa’da İnternet kullanıcı sayısı 27 mil- Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangisi
parçanın akışını bozmaktadır?
yondur. İsveç’te nüfusun %40’ı, Danimarka’da
%25’i İnternet kullanmaktadır. Türkiye’deki kulla- A) I. B) II.* C) III. D) IV. E) V.
nıcı sayısı 1,5 milyona çıkmıştır. Temmuz 1999
RIPE istatistiklerine göre İngiltere’de 1,6 milyon,
Türkiye’de ise 85 bin İnternet adresi vardır. Üni- 9. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş
versitelerin, araştırma kurumlarının, devlet dai- cümlesi olabilir?
relerinin ve ticari kuruluşların birbirlerine bağlan-
A) Eskiden bu gıdaların doyurucu olduğu ancak
dıkları bu ağdan yararlananların sayısı her ge-
kalbe faydası olmadığını sanıyorduk.
çen gün biraz daha artmaktadır.
B) Ve onların da yollarını nasıl bulduklarını kim-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine baş- se tam manasıyla bilemez.
vurulmamıştır?
C) En küçüğü ise sadece bir kesme şeker ağırlı-
A) Tanımlama ğındaydı.
B) Karşılaştırma D) Gün geçmiyor ki eskiyi yalanlayan bir yenilik
C) Benzetme* ortaya atılmasın.*
D) Açıklama E) Bu çelişkili duruma neyin yol açtığı ancak
E) Sayısal verilerden yararlanma son günlerde anlaşılabildi.

1. E 2. E 3. B 4. D 5. E 6. C 7. B 8. B 9. D

201
09

Karma Test

1. 1939-1945 savaşından sonra ABD’de ortaya çı- 2. Yazmak istediğimde felsefi, psikolojik, sosyolo-
kan bir resim akımını belirtmek için eleştirmen jik ve tarihî derinliği olan eserler vermek aklıma
Harold Rosenberg’in bulduğu terim. Her türlü ön geliyordu. Öyle bir nokta geliyor ki yoğun kitap
hazırlığa karşı çıkan ve ressamın çalışırken yap- okumaktan dolayı, kendimi bilgi hamalı gibi his-
sediyorum. Bir süre sonra, kitapların içeriklerini
tığı her el ve kol hareketinin, doğrudan doğru-
ve okuduğum şeyin hangi kitapta olduğunu ha-
ya yapıta yansımasını, yapıtın özünü oluştur- tırlayamamakla birlikte onlardan geriye bir öz ka-
masını amaçlayan action painting (hareket res- lıyordu. Eksikliğim, metotlu çalışmayışım. Şimdi
mi) akımı ister soyut resim olsun ister figüratif re- olsa fişleme yapardım. Yazmadan kopuşum, ta
sim, biçim ve renkleri düzenleme isteğinin yara- ki bundan önceki okuluma öğretmen olarak ata-
tıcılığı yönlendirmesine de karşı çıkar. Yapıt, res- nıncaya kadar devam etti.

samın yalnızca kol hareketinden doğmalıdır; bu Bu parçada sözü edilen yazarın asıl yakındığı
aşağıdakilerden hangisidir?
hareket tuvalin üstüne geriye dönüşü olmayan
bir otomatizmle yansır. Bir biçimin yapılışındaki A) Planlı çalışmaması*
kesin sürenin ilk kez estetik bir değer olarak ka- B) Çok kitap okuması
bul edilmesini sağlayan bu akım, ABD sanatçıla- C) Yazılarında öznel davranması
rının, o dönemde Mondrian’ın aydın geometrici- D) Belli konularda yazabilmesi
liğiyle temsil edilen Avrupa soyut resmine ilk tep- E) Eserlerinin okunmaması
kisi, aynı zamanda da ABD resminin Avrupa’ya
ilk katkısı sayılabilir.
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi
“action painting” akımının savunduğu ilkeler-
den biri değildir? 3. Yazarlık uzun bir süreç. Yazarlık kursunun so-
A) Ressamın eserini oluşturmadan önce plan nuçları zaman içinde görülecek tahminimce. Bi-
zim beklentimiz, kursun kurumsallaşması ve de-
yapmaması
ğişik şekillerde meyve vermesi. Bu meyvelerin
B) Ressamın el ve kol hareketlerini beyinden neler olacağını zaman içinde göreceğiz. Ama
bağımsız olarak tuvale yansıtması bunu bir nükteyle ifade etmek istiyorum. Nas-
C) Ressamın el ve kol hareketlerinin yapıtın rettin Hoca bir gün elinde testereyle bir kapının
esasını oluşturması kilidini kesiyormuş. Oradan geçen biri, “Hocam
D) Ressamın resme başlamadan önce resim ne yapıyorsun?” demiş. Hoca, “Keman çalıyo-
alanını belirlemesi* rum.” demiş. “E hani sesi çıkmıyor?” diye sorun-
E) Ressamın biçim ve renkleri düzenlemekten ca Hoca, “Bunun sesi yarın çıkar.” demiş.
kaçınması Bu parçada yazar, Nasrettin Hoca’nın hikâyesiyle
aşağıdakilerden hangisini vurgulamak istemiş-
tir?

A) Yazarlık kursunun fazla işleri olmadığını


B) Yazarlık kursunun kısa bir süre sonra kapa-
nacağını
C) Yazarlık kursunun da gelecekte kendini gös-
tereceğini*
D) Yazarlık kursunun, yazarlık mesleğini yete-
rince öğretebileceğini
E) Yazarlık kursunun gösteriş olsun diye açıldı-
ğını

202
4. Antropoloji Profesörü Michael E. Meeker, 1966- 6. Eğer yeniden hayata gelebilseydim bir akbaba
1968 ve 1986-1988 yılları arasında başta Trab- olmayı isterdim. Kimse bir akbabayı rahatsız et-
zon, Antalya ve İstanbul olmak üzere Türkiye’nin mez, hayatında hiç tehlike yoktur ve ayrıca bir
değişik bölgelerinde saha araştırmaları yap- akbaba yemek seçmez, her şeyi yer.
mış. “Türk Modernitesi” ve Doğu Karadeniz’de Böyle diyen bir yazar için aşağıdakilerden
Osmanlı Mirası’ alt başlıklı kitapta, Trabzon’un, hangisi söylenebilir?
özellikle de ilçesi Of’un imparatorluktan cumhu-
riyete toplumsal düzenindeki değişimler, bölge- A) Eleştiriye açık biridir.
deki etnik grupları, yaşayış biçimlerini inceliyor. B) Yazılarında öznel bir yaklaşım görülmektedir.
Of Meydan Kahvesi’nden Oflu hocalara dek kap- C) Yazılarında toplumsal konuları ele almaktadır.
samlı bir antropoloji çalışması ortaya koyuyor.
D) Her konu hakkında yazmak istemektedir.*
Bu parçada sözü edilen eserin hangi özelliği E) Okurlarından kimi zaman tepki almaktadır.
üzerinde durulmaktadır?
7. Yazarın sorumluluğu yaptığı işi iyi şekilde bitir-
A) Eserin içeriği*
mektir, bundan sonra geriye herhangi bir sorum-
B) Eserin yazılış süreci
luluğu kalıyorsa bunu da istediği gibi yerine getir-
C) Yazarının üslubu mekte özgürdür. Ben kendim dış dünyayı düşü-
D) Eserin basıldığı yer nemeyecek kadar meşgulüm. Beni kimin okudu-
E) Yazarının ilgi alanı ğuyla ilgilenecek vaktim de yok. Filancanın be-
nim ya da bir başka yazarın kitaplarımız hakkın-
daki fikriyle ilgilenmiyorum.
Bu parçada yazarın vurguladığı aşağıdakiler-
den hangisidir?

A) Yazarın geçim kaygısı çekmemesi gerektiği


B) Yazarlığın zorluklar taşıdığı
5. Dünya edebiyatı dediğiniz aslında Batı edebi- C) Yazarın sorumluluklarını yerine getirmesi*
yatıdır ve onun asli türü olan romanın da ora- D) Yazarlığın saygın bir meslek olduğu
da olumlu bir karşılık bulması normaldir. Bizim E) Yazarın eleştiriye açık olması gerektiği
edebiyatımızdaki asli türler ise şiir ve öyküdür
ki ben romanın bu asli türlerden kalite itibarıyla 8. Kendimi iyi hissetmek için yazmıyorum ama bu,
önde gittiğine ve kaliteli okurun tercihini roman- şiiri yazınca iyi hissetmememi de sağlamıyor.
dan yana kullandığına emin değilim. Yazınca kendimi çok iyi hissediyorum. Şiir ya-
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler- zan ben ile şiir yazmayan ben arasında çok net
den hangisidir? bir fark var. Şiir yazma eylemini yaparken kendi-
mi saf, arındırılmış, daha üst bir yerde duran biri
A) Dünya edebiyatı, şiir ve öyküyü fazla tercih gibi hissediyorum. Bu da bana kendimi iyi hisset-
etmemektedir. tiriyor.
B) Bizim edebiyatımızda roman, şiir ve öykünün Bu parçaya göre, şairin şiir yazmasının nede-
gerisinde kalmıştır.* ni aşağıdakilerden hangisidir?
C) Şiir ve öykü yazmak diğer türlere göre daha
A) Düşüncelerinden arınmak istemesi
zordur.
B) Kendini daha farklı ve üstün hissetmesi*
D) Şiir ve öykü, insanların duygularını en iyi şe-
C) Kendini en iyi şiirle ifade edebilmesi
kilde ifade ettiği alandır.
D) Şiirin özgün bir tür olması
E) Bizim edebiyatımızda kaliteli romanlar yazı-
E) Şiirin kalıcı bir tür olması
lamamaktadır.

1. D 2. A 3. C 4. A 5. B 6. D 7. C 8. B

203
10

Karma Test

1 - 3. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 4 - 5. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız. vaplayınız.

(I) Ben ten uyuşması kadar ruh uyuşmasının da (I) İnsanın dili, dünyaya bakışı, nice karşıtlık üze-
önemine inanırım. (II) Hatta insanların eş ruhla- rine kurulu. (II) İletişimi hızlandırıp kolaylaştır-
rının olduğuna bile inanırım. (III) Ama ruhları ol- mak için mi, sanmıyorum. (III) Tersine, zıtlaş-
mayan bedenler birbirleriyle ne kadar uyuşabi- mak bizi taraflaştırıyor ve düşmanlaştırıyor. (IV)
lir ki? (IV) İşte bu yüzden içimizde sürekli bir ek- Neyse ki türümüzün karşıtlıklara eğilimi olumlu-
siklik duygusuyla yaşıyoruz hepimiz. (V) İşte bu dan yana. (V) Hayır-evet, kötü-iyi, çirkin-güzel,
yüzden sürekli duvarlara çarpıp çarpıp kendimizi yalan-doğru sıralaması; bildiğim başka diller-
kanatıyoruz. (VI) Mutluluğu bir türlü yakalayamı- de yok. (VI) Dünyaya, ilişkilerimize dijital sistem
yoruz. (VII) Mutsuzluğumuzun bir başka kayna- kodlamasındaki 0 ve 1’ler gibi karşıtlıklar bağla-
ğı, yalnızlık duygusu. mında bakagelmişiz.

1. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden 4. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-


hangisi kendinden önceki cümleyi anlamca sinde I. cümlede belirtilen durumu örnekleyi-
pekiştirmektedir? ci bilgi verilmiştir?

A) II.* B) III. C) IV. D) V. E) VI. A) II. B) III. C) IV. D) V.* E) VI.

2. Bu parçada numaralanmış cümlelerin han-


gisinde kendinden önceki cümlenin nedeni
açıklanmaktadır?

A) III. B) IV. C) V. D) VI. E) VII.*

3. Bu parçada görüşlerini belirten kişi için aşa-


ğıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İnsan ilişkilerinde çeşitli uyumlar bulunduğu-


na inanmaktadır.
B) Yalnızlığın mutsuzluğa sebep olduğu düşün-
cesini taşımaktadır.
C) Bazı konularda doyumsuz bir kişilik özelliği
göstermektedir.*
D) Ruhsal uyumu ilişkilerde vazgeçilmez bir öge 5. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
olarak saymaktadır. sinde I. cümlede belirtilen durumun yarattığı
sonuçtan söz edilmiştir?
E) Sadece tenselliğe dayalı insan ilişkilerine
olumsuz yaklaşmaktadır. A) II. B) III.* C) IV. D) V. E) VI.

204
6 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- 9 - 11. soruları aşağıdaki parçaya göre
vaplayınız. cevaplayınız.

(I) 20’li yaşlara kadar iyilikle kötülüğün ülkesi, ka- (I) İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü
lın sınır çizgileriyle ayrılıyor birbirinden. (II) Sıkı gün dostu bulmak bir o kadar zor. (II) Dostlar ih-
dostları ve düşmanları oluyor insanın. (III) Onları tiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçu-
ölesiye seviyor ya da ölesiye nefret ediyor onlar-
yor. (III) Sadece seninle birlikte sürüden ayrı dü-
dan. (IV) 30’larında yalanı hakikatten ayırt etme-
şenler kalıyor. (IV) Zamanın ne kadar kıymetli ol-
ye başlıyor. (V) İyi sandıklarının hıyanetiyle, sır-
tında dost işi hançer darbeleriyle ve en kötü zan- duğunu öğreniyorsun zamanla. (V) Böylece uzun
nettiği kişinin şefkatle imdadına yetişmesiyle ta- düz otobanlardan olduğu gibi, kestirme bozuk
nışıyor. (VI) Zaman kanatlanıp da 40’ına yaklaş- yollardan da ulaşabileceğini görüyorsun hedef-
tığında insan, iyiyi kötüden ayıran hudut çizgile- lerine. (VI) Kestirmeleri de öğrendim gide gele.
rini birbirine karıştırıyor. (VII) İyilere nakşolmuş
(VII) Boş geçen her saniye değerli artık.(VIII) Bu
kötüyü ve kötülerin içindeki iyiliği keşfediyor.
kelime başta karşındakine kırıcı gelse de kendim
için hayat kurtarıcı olabildiğini gördüğümden ge-
6. Bu parçada yaşa bağlı olarak ortaya çıkan rektiğinde ‘‘HAYIR’’ demeyi öğrendim.
bilgi değişimi numaralanmış cümlelerin han-
gileriyle birbirinden ayrılmaktadır?
9. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikin-
A) I ve III. B) II ve IV. C) III ve V. ci paragraf kaçıncı cümleyle başlar?
D) IV ve VI. * E) V ve VII. A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI.

7. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-


sinden başlanarak daha önce farkında olun-
mayan bir durumun yeni algılandığı bilgisi 10. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
verilmektedir? sinde karşıt durumlar bir arada verilmiştir?

A) II. B) III. C) IV.* D) V. E) VI. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.*

8. Bu parçada anlatılanlar aşağıdakilerin hangi-


sinde verilen soruya yanıt olarak söylenmiş 11. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği-
olabilir? nilmemiştir?

A) İnsan ilişkilerinde yaşa bağlı olarak nasıl bir A) Başkalarıyla ilişkilerde reddedici olmanın kişi
algı değişimi yaşanır?* için faydalı olabildiğine
B) İnsanlar yaşlandıkça daha mı fazla yalnız B) Zaman içinde insanın dostları tarafından yal-
kalma isteği yaşarlar? nız bırakılabildiğine
C) Gençlerin, dost edinmede yaşlılara göre be- C) İnsanın amaçlarına ulaşmak için bazen
cerikli oldukları söylenebilir mi? sahtekârca davranabildiğine*
D) Orta yaş bunalımı insanların yaşamlarında D) İnsanın zamanla ilgili değerlerinin deneyim-
sorunlar yaratır mı? lere bağlı olarak değişebildiğine
E) İnsan yaşlandıkça başka insanlardan iyilik E) İnsanın zor günlerinde ona destek veren kişi-
gelmeyeceğine inanmaya mı alışır? lerin az sayıda olduğuna

1. A 2. E 3. C 4. D 5. B 6. D 7. C 8. A 9. C 10. E 11. C

205
11

Karma Test

1. Okumadığım ve bilmediğim hiçbir kitabı çocuk- 2. Çalıştığım filmler arasında bana en başarılı ge-
lara okumaları için vermiyorum. Seçilen kitaplar; lenler, oyuncularla yazarın senaryoyu bir kena-
okuduğum, beğendiğim ve üzerinde tartışabile- ra koyup sahneyi tam kamera çalışmaya başla-
ceğimiz ayrıca üzerinden yazı etkinlikleri yaptıra- madan önce, prova esnasında keşfettikleri film-
bileceğim kitaplar. Öncelikle kitap seçimi önem- ler olmuştur. Eğer senaryo yazarlığı işini ciddiye
li; bu kitabı neden tercih ettiğinizi, çocuğun bu ki- almasaydım ya da ciddiye alamayacağımı his-
tabı sevip sevmeyeceğini ve bu kitapla neler ya- setseydim filmlere ve kendime olan saygım yü-
pabileceğinizi düşünmeniz lazım. Tek tek çocuk- zünden bu işe hiç girmezdim. Ama artık iyi bir
lara kitap vereceksem o zaman da çocukların ilgi senaryo yazarı olamayacağımı çok iyi biliyorum;
alanlarına dikkat ediyorum. Mesela, kedileri çok o yüzden senaryo yazarlığının romancılık kadar
seven tatlı bir kız çocuğu var: Zeynep. Ona kah- büyük bir önceliği asla olmayacak benim için.
ramanı kedi olan bildiğim bütün kitapların isimle- Bu parçada sözü edilen kişi için aşağıdakiler-
rini verdim. Birkaç günde kitapları bitirdiğini söy- den hangisi söylenemez?
ledi annesi, üstelik kendisi de okumuş. Kitapların
sayfa sayısı da yaş düzeyine göre seçilmeli ta- A) Senaryo yazarlığının kendisine uygun olma-
bii. Yaşlarına göre sayfa sayısı fazlaysa ya kitap dığını düşünmektedir.
gözlerinde büyüyor ya da olaydan kopuyorlar, ki- B) Yaptığı işi ciddiye alan biridir.
tabın bütününü kavramakta zorlanıyorlar.
C) Romancılığı senaryo yazarlığından çok önem-
Bu parçada sözü edilen öğretmen için aşağı- semektedir.
dakilerden hangisi söylenemez?
D) Film çekimlerindeki tecrübeler, senaryo ya-
A) Kitap seçiminin önemli olduğunun bilincindedir. zarlığına dair düşüncelerini etkilemiştir.
B) Öğrencilerin ilgilerini dikkate almaktadır. E) Roman alanında eserler vermeye başlamıştır.*
C) Üzerinde tartışma yapabileceği kitapları öner-
mektedir.
D) Kitaplar üzerinden etkinlikler gerçekleştir-
mektedir.
3. Bana kalırsa günlük tanımlamasına uygun yazı-
E) Öğrencilerin velilerini kitap konusunda bilgi-
lar değil bunlar. Ne yazık ki günlük tutmayı bece-
lendirmektedir.*
remedim. Bundan sonra da yapabileceğimi pek
sanmıyorum. Düzenli biri değilim. Çalışkan hiç
değilim. Dolayısıyla, günlere ve periyotlara ria-
yet edemem. Bunlar, değişik zamanlarda, deği-
şik vesilelerle tutulmuş notlar, bazı özel karala-
malar, bölük pörçük izlenimler… Bir bölümü def-
terlere yazılmıştı, bir bölümü kitap kenarlarında
“çıkma” olarak duruyordu. Tabi bir bölümü de bil-
gisayarda kayıtlıydı.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine ya-
nıt olarak söylenmiş olabilir?

A) Günlük tutmaya ne zaman başladınız?


B) Günlüklerinizi ne zaman yayımlamaya başla-
dınız?
C) Bu yazılara, günlük türünde yazılmış diyebilir
miyiz?*
D) Günlük türü, diğer türlerden daha mı geç or-
taya çıkmıştır?
E) Günlük sizce yazılması zor bir tür müdür?

206
6. Bu parça aşağıdakilerin hangisinde verilen
4 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
kavramlar arasındaki ilişkiyi açıklamak için
vaplayınız.
anlatılmış olabilir?
(I) Büyük bir bilgisayar firmasının genel müdürü, bil- A) İş yaşamında başarı ve iletişim
gisayar fuarında kendi standının bir işiyle uğraşırken
B) Çağdaşlaşma ve teknoloji
telaşlı bir baba sokulur yanına. (II) ‘‘Kardeş bakar
C) Teknoloji ve çocuk eğitimi*
mısınız, çocuğuma bir bilgisayar almak istiyorum,
D) Diyalog kurma ve uzlaşma
hangi modeli tavsiye edersiniz?” (III) Genel müdür
E) Kuşak çatışması ve diyalog kurma
yanıt vermeye başlamadan adam başlar soruları sı-
ralamaya: (IV) ‘‘Ram’i kaç olsun, hafızası kaç giga-
bayt olursa iyidir, CD okuyucusu recordable olursa
daha iyi olur mu, ekran kartı kaç megabayt olursa iyi
sonuç alırız?” (V) Bilgisayar firmasının müdürü, ne-
fes almadan konuşan ve isteklerini ardı ardına sıra-
layan baba sözünü bitirince araya girip ”Çocuğunuz
kaç yaşında?” diye sorar. (VI) Adam ‘‘On bir.’’ yanıtı- 7. Bilgisayar ve diğer bilgi kaynaklarının günümüz-
nı verir şaşkınlıkla. (VII) ‘‘Siz ona en iyisi gidin bir bi- deki kadar yaygın olmadığı dönemlerde ödev
siklet alın beyefendi.” diye ekler genel müdür. hazırlamak gerektiğinde akla ilk gelen adres kü-
tüphanelerdi. O günlerde ulaşım imkânlarının
bugüne nazaran yetersizliği nedeniyle olsa ge-
4. Bu parçada genel müdürün son sözleriyle asıl rek, şehir içi mesafeler bile çocukların gözlerin-
anlatmaya çalıştığı aşağıdakilerden hangisidir? de büyürdü. Bunda büyükşehirde doğup büyü-
müş olsalar da fazla kalabalıklara ve farklı or-
A) Bazı çocukların teknolojik araçları bir oyuncak tamlara girmemiş olmalarından kaynaklanan çe-
gibi algılamaya başladığı kingen yapılarının da etkisi vardı. Kütüphaneye
B) Teknolojinin imkânlarından yetişkinler kadar ço- gidip gelmekle sadece ödev hazırlamadıklarını,
cukların da yararlanmayı hak ettiği küçük dünyalarına yolculuk adabı, toplu çalışma
C) Ticari firmaların hem yetişkinlerin hem de çocuk- ortamında uyulacak kurallar, kaynak araştırma,
iş bölümü, paylaşım, vakti iyi kullanma gibi haya-
ların ilgisini çekebilen ürünler sunduğu
ta dair pek çok hususu kattıklarını şimdi daha iyi
D) Babanın teknoloji merakının çocuğun basit ihti- anlıyorlardır.
yaçlarını gölgelememesi gerektiği*
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han-
E) Çocukların gönlünü kazanmak için çok pahalı gisine ulaşılamaz?
hediyeler almanın yanlış olduğu
A) Günümüzde öğrenciler kütüphaneleri hiç kul-
lanmamaktadır.*
5. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi hakkında B) Bilgisayarın yaygın olmadığı dönemlerde ilk
bilgiye ulaşılamaz?
kaynak kütüphanelerdi.
A) Bilgisayar firmasının pazara açılma yöntem- C) Farklı ortama girmek eskiden çocukların çe-
leri kindiği bir durumdu.
B) Genel müdürün çocuk eğitimine bakışı D) Kütüphaneye gidip gelmek sadece bir ödev
C) Babanın bilgisayar teknolojisine ilgi düzeyi hazırlama etkinliği değildir.
D) Çocukların ebeveyn davranışlarına bakışı* E) Birlikte ödev hazırlamak aynı zamanda bir
E) Genel müdürün müşteri ilişkilerindeki tutumu paylaşım duygusu da oluşturabilir.

1. E 2. E 3. C 4. D 5. D 6. C 7. A

207
12

Karma Test

1. Susuzluktan kırılan bir köpek, sürekli olarak gö- 3. Hayal kurarım çünkü hayaller zamana göreceli
lete kadar gelip tam su içecekken kaçmıştır. Kö- olmayan dünyaları içerir, gerçek hayatta yapabi-
pek susamıştır ama gölete eğildiğinde kendi leceklerimin öykü dökümünü oluşturur. Bunların
yansımasını görüp korkmuştur. Bu yüzden suyu da en sınır tanımayanı rüyalardır. Burada, kuru-
içmeden kaçmıştır. Köpek, sonunda susuzluğa lan hayaller zamana yenik düşmez. Onlar uyan-
dayanamamış ve kendini gölete atmıştır. Kendi makta sınırlı, çalışmakta sınırsızdır. Bu yüzden
yansımasını da görmediği için suyu rahatlıkla iç- rüyalar yaşama eskiz oluşturur. O gece gördü-
miştir. ğüm rüya, yaşam eksiklerimin bir muhasebesi,
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- gerçeklerle düşlerin hesaplaşması olmuştur.
lerden hangisidir? Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden han-
gisiyle nitelendirilebilir?
A) Her canlıda cesaret özelliği vardır.
B) İnsanlar, korkularını yenmekte zorlanır. A) Gerçeklikten uzak olan
C) İsteklerin yerine gelmesindeki engel, içimiz- B) Hayallerinde sınır tanımayan
de büyüttüğümüz korkulardır.* C) Hayatını rüyalarına göre yaşayan
D) Canlıların özelliği temel ihtiyaçlarını gider- D) Geniş bir görüş açısına sahip olan*
mektir. E) Kendini belirli sınırlar içinde tutan
E) Düşünerek hareket etmek ve tedbirli davran-
mak gerekir.

2. Büyük Rus yazarı Turgenyev, soğuk bir akşa-


müstü evine dönerken yolda bir dilenci kendi-
sinden para istemiş. Ceplerini kurcalayan yazar, 4. Genç ozanlar, sadece alışageldiğimiz sistemi
ne yazık ki para bulamamış. Bunun üzerine ken- kırmakla kalmıyor, şiirde görünce yadırgadığı-
disine uzatılan soğuk elleri, kendi elleriyle ısıta- mız en aykırı duygu ve düşünceleri de eserlerin-
rak, “Kusura bakma kardeşim, verecek bir şeyim
de araç olarak kullanmaktan çekinmiyorlar. Ba-
yok.” demiş. Dilenci: “Verdiniz ya efendim, bana
şardıklarına her zaman güzel denemez ama ce-
kardeşim deyip ellerimi ısıttınız.”
saretleri her zaman hayranlık uyandırıyor.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir? Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yar-
gı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmek gerekir.
A) Değişimin ve yeniliğin olması için cesaret ge-
B) Büyük sanatçılar, sorunlara karşı duyarlı ol-
rekir.*
malıdır.
B) Yenilikler insanları heyecanlandırır.
C) İnsanlardan bir şey istemek kolay değildir.
C) Şiirde yapılan yenilikler kabul görmemektedir.
D) Maddiyat insanlar için çok önemlidir.
D) Genç ozanlar, ustaların izinden gitmelidir.
E) Hayatta paradan daha önemli değerler var-
E) Genç ozanlar, aykırı konuları da ele alır.
dır.*

208
5. Uzun zamandır yazarım. Yazmak kronik bir has- 7. Kitle iletişim araçları, toplumu etkilemektedir.
talık gibidir. Kurtulmak istersiniz ama onla yaşa- Çeşitli televizyon kanalları, değişik kaynaklardan
maya da alışırsınız. Yazdıklarımın çoğu içime si- topladıkları haberleri, toplumsal gerçekleri ve
ner. Ne var ki onlara uzak durmaya çalışırım. Dı- sorunları izleyicilere sunmaktadır. İzleyicileri bi-
şarıdan bakmayı tercih ederim. Artık benden çık- linçlendirmek önemlidir. Dolayısıyla kitle iletişim
mıştır. Çok beğenilebileceği gibi eleştirilebilir de. araçları reklam, propaganda, eğitim, haberlen-
Her şeye hazırlıklıyım. dirme yoluyla insanların düşünce, tutum ve dav-
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden han- ranışlarını değiştirmektedir. Ancak olumlu etkile-
gisiyle nitelendirilebilir? rinin yanında olumsuz etkileri de vardır.
Bu parçada kitle iletişim araçlarıyla ilgili asıl
A) Kendini her açıdan yeterli gören
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi-
B) Yaptıklarını çok fazla önemsemeyen dir?
C) Eserlerine tarafsız bir gözle bakabilen*
D) Sanatında kalıcı olduğunu düşünen A) Toplumu bilinçlendirir.

E) Başkalarının düşüncelerini ciddiye alan B) Olumlu olduğu kadar olumsuz etkileri de vardır.
C) Toplumu her konuda bilgilendirmektedir.
D) Toplumun duygu, düşünce ve davranışlarını
biçimlendirmede etkilidir.*
6. Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaç-
lı), gönüllü sürgün olarak yaşadığı Bodrum’da E) Toplumun tümüne ulaşmayı hedeflemektedir.
Anadolu’nun geçmişinde Türk insancılığının kök-
lerini görmüştür. Çağdaş uygarlığı Eski Yunan
uygarlığına bağlayan görüşe karşılık Halikarnas
Balıkçısı, Anadolu’da farklı ırkların, kültürlerin
kaynaştığını, böylece Yunanistan’a geçtiğini ile-
ri sürer. Kitaplarında eski Anadolu uygarlıklarının
izini sürer. Anadolu uygarlığına sahip çıkmanın
önemi üzerinde durur. Eserlerinde Anadolu’nun
geçmişini tanıtmakta, o değerlere sahip çıkma-
mız gerektiğini söylemektedir. İnsana, doğaya
verdiği önemle tarihi yeniden gün ışığına çıkaran
kişidir.
Bu parçada ‘‘Halikarnas Balıkçısı’’yla ilgili çı- 8. Dünyada son balık öldüğünde, son nehir kuru-
karılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakiler- duğunda, son ağaç kesildiğinde insanlar, para-
den hangisidir? nın yenilen, karın doyurabilen bir madde olmadı-
ğını anlayacak.
A) Bodrum ve çevresini eserlerine konu etmiştir.
Bu cümlede asıl anlatılmak istenen, aşağıda-
B) Anadolu’yu tanıtan eserler yazmıştır.
kilerden hangisidir?
C) Hümanizmin Anadolu topraklarında köklerini
görmüştür. A) İnsanlar doğaya zarar vermektedir.
D) Batı uygarlığının köklerinin Anadolu’dan çık- B) Çevrenin korunması gerekir.
tığını savunmuştur. C) Doğadaki her şey birbirine bağlıdır.
E) Anadolu’nun geçmişini tanımanın ve eldeki D) Parayla ölçülemeyecek yaşamsal değerler
değerlere sahip çıkmanın öneminden bah- vardır.*
setmiştir.* E) Para, insanlar için çok önemli bir araçtır.

1. C 2. E 3. D 4. A 5. C 6. E 7. D 8. D

209
13

Karma Test

1. Uluabat Gölü’nde, nesli tükenme tehlikesi olan 3. Astor Piazzola, müzisyen bir ailenin çocuğuy-
küçük karabatak, tepeli pelikan, bıyıklı sumru ile du. Dokuzuncu doğum gününde babasının al-
su samurları ve nilüfer bitkisi yaygın olarak görü- dığı bandoneon ile müzikle uğraşmaya başladı.
lür. Kuşların göç yolları üzerinde olduğu için, kuş Bu çalgıyı tangonun ruhu olarak tanımlar sanat-
varlığı bakımından sadece Türkiye’nin değil, Av- çı. Astor, bir yandan bandoneon çalma dersleri-
rupa ve Orta Doğu’nun da önemli sulak alanla- ne devam ederken diğer taraftan da sağlam bir
rından biridir. Büyük ve sığ bir göl olan Uluabat, müzik kültürü için teorik müzik dersleri ve piyano
sucul bitkiler açısından en önemli göllerden biri- dersleri almaya başladı. Klasik müziğin hayranı
dir. Islak çayırlar, nilüferler, su sümbülleri, söğüt- oldu. Kısa sürede başarı merdivenlerini hızla tır-
ler, sazlıklar yaygın olarak görülen bitki türleridir. mandı. Tüm başarılarına rağmen müzik eğitimini
Gölde genellikle turna, sazan, kerevit gibi yirmi hiç bırakmadı.
bir değişik balık türü vardır. Turna ve sazan ticari Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili ola-
öneme sahip balıklardır. Göl çevresinde nesli tü- rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
kenmekte olan memeli türleri de vardır.
Bu parçada “Uluabat Gölü’’ ile ilgili olarak aşa- A) Değişik müzik türleriyle ilgilendiği
ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? B) Müziğe küçük yaşta gönül verdiği
C) Enstrüman çalabildiği
A) Hangi memeli türlerinin görüldüğüne*
D) Amatör ruhunu hiç kaybetmediği
B) Az bulunan kuş türlerinin olduğuna
E) Müzik hakkında her şeyi bildiği*
C) Ekolojik bakımdan dünyada önemli bir ko-
numda bulunduğuna
D) Hangi açıdan ticari öneme sahip olduğuna
E) Yaygın olarak görülen bitki türlerine

4. Petersburg, 1703’te I. Petro’nun emriyle Neva


Deltası’nın üzerinde kurulmuştur. İtalyan mimar
Trezzini’ye bu kenti inşa etme görevi verilmiş-
2. Birleşmiş Milletlerin kuruluş amacı, İkinci Dünya tir. Yüz binlerce işçi, İsveçli savaş esiri, köle, taş
Savaşı’nı kazanan ülkeler tarafından savaş so-
ve tuğla ustası inşaat işi için görevlendirilmişti.
nunda doğacak anlaşmazlıkları çözmektir. Dün-
Petersburg’un saraylarla süslenmiş meydanla-
yada barış ve güvenliği sağlamak amacıyla elli
bir ülke bir araya gelerek 24 Ekim 1945’te ku- rında dolaşırken, granitle döşenmiş rıhtımların-
rulmuştur. Türkiye, kurucu ülkeler arasında yer da kanalları seyrederken, rococo, barok ve ne-
almaktadır. Günümüzde üye sayısı 192’ye ulaş- oklasik tarza inşa edilmiş evlerin önünden geçer-
mıştır. Üye ülkelerden ABD, Çin, Rusya, Fransa ken, tüm bedeninizi soğuk bir rüzgârın sarmala-
ve İngiltere alınan kararları veto etme hakkına
dığını hissedersiniz. Bu kent, solgun ışıklarıyla
sahiptir. Bu ülkelerin onaylamadığı kararlar, yü-
Çaykovski’ye Karsakov’a, Mıssorgski’ye beste-
rürlüğe girmez.
leri için de ilham vermiştir.
Bu parçada Birleşmiş Milletler ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Bu parçada, Petersburg ile ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Uluslararası bir örgüt olduğuna
A) Kim tarafından inşa edildiğine
B) Hangi amaçla kurulduğuna
B) Şehrin kuruluşunda kimlerin çalıştığına
C) Örgütü hangi ülkelerin oluşturduğuna*
C) Genel mimari özelliklerine
D) Kaç ülke tarafından kurulduğuna
D) Birçok insana esin kaynağı olduğuna
E) Alınan kararlarda hangi ülkelerin etkili oldu-
E) İnsanlar üzerinde ne gibi etkiler bıraktığına*
ğuna

210
5. Aramızdan ayrılışının üzerinden 63 yıl geçme- 7. Denizli’nin hemen içindeki Gökpınar, 1995’te
sine rağmen hâlâ kemençe deyince akla ilk ge- yapımına başlanıp 2002’de açılmış bir barajdır.
len isimlerden biri Picoğlu Osman “Kemençenin Adını taşıyan bir derenin üzerine kurulmuştur.
Ordinaryüsü” olarak da bilinir. Ustasının taktığı Büyük gövdeli barajlar kadar doğaya zarar ver-
takma adla ünlenen kemençe ustası, Karadeniz mediği için bu tip küçük barajlar doğa bilimcileri
müzik tarihinin önemli kilometre taşlarından biri-
tarafından kabul görüyor. Gökpınar da 2 km2’lik
dir. Ustaca yaptığı yorumlar, Türkiye’nin her ye-
göl alanına sahiptir.
rinde büyük üne kavuşmuştur.
Bu parçaya göre, Gökpınar Barajı ile ilgili
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili aşa- aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Ne zaman faaliyete geçtiğine
A) Bir müzik aletini ustalıkla çaldığı
B) Ne zaman ve nerede kurulduğuna
B) Ülkesinde, herkes tarafından tanındığı
C) Hangi amaçla yapıldığına*
C) Belli bir bölgenin müziğini çaldığı
D) Uzmanlarca da onaylandığına
D) Neden bu takma adla anıldığı*
E) Ne kadarlık bir alana sahip olduğuna
E) Müzik tarihinde önemli biri olduğu

8. Kelebek Vadisi arabalardan, otoyollardan, lüks


ve gürültülü yaşamdan uzakta, 100’den fazla do-
ğal bitki türü ve 80 farklı kelebek çeşidiyle ziya-
retçilere huzur veriyor. Parlak siyah üzerinde be-
yaz çizgileriyle birer kaplanı andıran kaplan kele-
bekleri yaz aylarında şelalenin çevresindeki ka-
yaların kavuklarında yüzlerce üyelik geniş bir ko-
loni hâlinde yaşayarak gündüz uyuyup gece gö-
rünüyorlar onları görmek isteyenlere. Buraya ge-
6. Bir çekirge sürüsünde kilometrekare başına 80 lenlerin ülkeleri, dinleri, dilleri farklı olsa da ortak
milyon yetişkin çekirge olabiliyor. Bu sürü 1200 noktaları lüks bir tatil biçimi beklemeden huzur,
m’lik bir alanı kaplayabiliyor ve günde 130 sessizlik ve doğayla yaşam arayışı içinde olma-
km’den fazla yol alabiliyor. Şaşırtıcıdır ki bu iz- larıdır. Burada kanyondaki yürüyüşlere ek ola-
dihamda çekirgeler birbirine çarpmıyor. Uzman- rak kıyıda güneşlenerek, yüzerek, kitap okuya-
ların elde ettiği verilere göre, çekirgedeki görsel rak zaman geçirilebilir.
nöronlar yaklaşan nesnelere seçici biçimde tepki Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
veriyor. Erken uyarı sistemleri sayesinde de çe- ulaşılamaz?
kirgeler çarpmıyor. Öyle ki bir çekirge, hareke-
A) Doğayla iç içe bir dinlence insanlara huzur
ti algıladıktan yaklaşık 45 milisaniye sonra ka-
verir.
çabiliyor.
B) Doğal ortamdaki tatillerde insanların hareket
Bu parçadan, “çekirgeler” ile ilgili olarak aşa- alanları kısıtlıdır.*
ğıdakilerden hangisi çıkarılamaz? C) Doğal bitki örtüsü ve canlı çeşitliliği insanı et-
A) Sürü hâlindeyken hareketleri kısıtlanıyor.* kiler.
B) Çok hızlı hareket edebiliyor. D) Günlük hayattaki stres, insanları doğal yaşa-
C) Geniş bir alana yayılabiliyor. ma yönlendirir.
D) Gelişmiş bir uyarı sistemine sahiptir. E) Farklı ülkelerin insanları da ortak noktada bu-
E) Nesneleri fark edip tepki verebiliyor. luşur.

1. A 2. C 3. E 4. E 5. D 6. A 7. C 8. B

211
14

Karma Test

1. Bir zamanlar uzak bir Afrika kentindeydim ve 3. Düşünce yazısı olan fıkra, günlük gazetelerin
çevremdeki insanlara karşın çok yalnızdım. İn- belli sütunlarında yer alır ve güncel bir olayı yo-
sanlar, beni tatlı bir sabırla anlamaya çalışıyor, rumlar. İlginç bulunan her konuda yazılabilir. Bu
bulabildikleri en basit tümcelerle sorularımı ya- yazarlık türü, ülkemize özgü ilginç bir meslektir.
nıtlıyorlardı. Duygularım, özlemlerim aktarılma- Yabancı ülkelerde gazetede her gün yazan bir
dan kafamda birikiyordu. Ne denli yalnızdım. yazar yoktur. Günlük gazetelerde yayımlandığın-
Bu sözleri söyleyen biri için aşağıdakilerden dan uzun süre etkili olamaz, ancak rahat anlaşı-
hangisi söylenemez? lır ve ilginç bir tür olduğundan çok okunur.
Bu parçada fıkra türü ile ilgili olarak aşağıda-
A) Başka bir ülkede bulunmaktadır. kilerden hangisine değinilmemiştir?
B) Kendisini yalnız hissetmektedir.
C) Bulunduğu yerin dilini konuşamamaktadır. A) Güncel olduğundan okuyucu kitlesinin çok

D) Çevresinde fazla insan bulunmamaktadır.* olduğuna

E) Kendini istediği gibi ifade edememektedir. B) Yalnızca ülkemize özgü bir yazarlık türü oldu-
ğuna
C) Rahat anlaşılır ve ilginç olduğuna
D) Etkisinin çabuk geçtiğine
E) Belirli konularda yazılabildiğine*

2. Dünyanın en yüksek on heykeli arasına girecek


Atatürk heykeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda
İzmir’in Buça ilçesinde açılacak. Kayaların üs-
4. Okuyucuyu etkilemeyi severim. Bu yüzdendir ki
tüne mask olarak işlenecek heykel üç boyutlu
ince eler, sık dokurum. Kendimle sürekli kavga
ve 40 m yüksekliğinde olacak. Bu projede deği-
ederim yazma sürecinde. Benim için çok sancı-
şik branşlardaki on beş mühendis görev alacak.
lıdır. Yüklenir de yüklenirim kendime. Okura bir
Heykelin çevre düzenlemesi de yapılarak heykel
şeyleri beğendirmek öyle kolay değildir. Kendimi
gece ve gündüz aydınlatılacak. Böylece ilçenin
onların yerine koyarım. Ne isterler sorarım hep.
her yerinden rahatça görülecek. Bu proje ülke ta-
Ne kadar çok okunursa yazdıklarım daha bir co-
nıtımına da katkı sağlayacak.
şarım, her yeni eserde biraz daha zincirlerimi kır-
Bu parçada Atatürk heykeli ile ilgili olarak maya çalışırım.
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Bu parçada sözü edilen kişi aşağıdakilerden
A) Dünyanın sayılı heykellerinden biri olacağına hangisiyle nitelendirilemez?
B) Nasıl bir yararının olacağına
A) İşine saygı duyan
C) Projenin kim tarafından hazırlandığına*
B) Kendisini düşünen*
D) Değişik branşları bir araya getiren bir ekip
C) Eleştiriye açık olan
çalışması olduğuna
D) Düşüncelere değer veren
E) Fiziksel özelliğine
E) Kendini sürekli yenileyen

212
5. Ünlü bir filozofa “Seyahat etmek bulunduğunuz 7. Kimya sanayisi, dericilik, konserve ve salça sana-
yerden başka yere gitmek midir?” diye sorarlar. yisine kadar birçok alanda kullanılan tuz; ülkemiz-
Filozof, “Seyahat etmek, düşüncelerini değiştir- de bol miktarda bulunur. Ülkemizde tuz; denizler-
den, göllerden, kaynak suları tuzlarından ve kaya
mek, peşin hükümlerden kurtulmaktır.” der.
tuzu yataklarından elde edilir. Yıllık tuz üretimimiz
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- 1.750.000 ile 2.200.000 ton arasında değişir. En
lerden hangisidir? önemli göl tuzu yatağımız Tuz Gölü’dür. Kaya tuzu
yataklarımızın başlıcaları; Çankırı, Kırşehir, Nevşe-
A) Yolculuk, insanlara farklı bakış açısı kazandı-
hir, Yozgat, Iğdır ve Ağrı yörelerindedir.
rır.*
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
B) İnsanlar, rahatlamak için seyahat etmektedir. hangisi söylenemez?
C) İnsanlar, yolculuk ettiklerinde değişime uğ-
A) Örneklerden yararlanılmıştır.
rarlar. B) Benzerliklerden söz edilmiştir.*
D) Gezmek, bulunduğun noktayı değiştirmekten C) Karşılaştırma yapılmıştır.
fazlasını içerir. D) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
E) Düşünceler aynı olduğu sürece seyahat et- E) Açıklama yapılmıştır.
mek başka bir şey katmaz.
8. Karacaoğlan şiirinin önemli bir izleği de gurbettir.
Çukurova’da kasabaları, köyleri, dağları, pınarla-
rı bir bir sayar. Daha uzak illerden hatta ülkelerden
bahseder. Kimi zaman “Arzu eder gönlüm gurbet el-
6. Türk edebiyatı tarihinin incelenmesinde bü- leri” diye konuşur. Bir yâr için gurbete çıktığını anla-
yük emeği olan yazar, Ahmet Yesevi ve Yunus tır. Sürekli sılayı özlediğini, ayrılıktan bıktığını ifade
Emre’nin duygu ve düşüncelerini, eserleri arasın- eder. Birçok şiirinde zalim felekten, can alıcı beyler-
daki ilişkileri göstermiştir. Böylece Anadolu’daki den, yoksulluktan bahseder.
Türk edebiyatının başka coğrafyalarda yaşamış Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden
Türklerin edebiyatından ayrı düşmüş ve kendi hangisi kullanılmıştır?
kendine gelişmiş ürünler olmadığını, geçmişten
A) Örnekleme B) Öyküleme C) Tartışma
gelen izlerin Anadolu’da sürdürüldüğünü göster-
miştir. Türk edebiyatı tarihinin başka başka ülke- D) Açıklama* E) Betimleme
lerde, başka başka zamanlardaki yazarlarıyla ya-
pıtlarının bir bütünlük içinde ele alınması gerekti- 9.
ğini doğrulamıştır. I. Bu büyük yer altı mağaraları üstündeki toprak
Bu parçada sözü edilen yazar ve eseriyle ilgi- tabakasını taşıyamayınca doğal göçük oluşur.
li aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? II. Yer altı suyunun CO2 ile birleşimi sonucu karbo-
nik asit adı verilen çözücü bir sıvı oluşur.
A) Edebiyat tarihi alanındaki çalışmalarla tanı-
III. Bu etkenlerle oluşan göçüklere obruk denir.
nır.
B) Kendi coğrafyasının sanatçıları hakkında ge- IV. Oluşan karbonik asit, kireç taşınca zengin olan

niş bilgi verir. toprak tabakalarını çözerek yer altında büyük

C) Eserinde, tarih ve edebiyat ilişkisini ortaya mağaralar oluşturur.

koyar. V. Sözcüklerin yarıçapı bazen birkaç kilometreyi


bulabilir.
D) Türk edebiyatını, farklı yerlerde ve zamanlarda
Numaralanmış cümlelerle, anlamsal bir bütün
yaşanmış olsa da bir bütünlük içinde ele alır.*
oluşturulduğunda hangisi baştan üçüncü olur?
E) Türk edebiyatı tarihinin izleri Anadolu’da or-
taya çıkar. A) I.* B) II. C) III. D) IV. E) V.

1. D 2. C 3. E 4. B 5. A 6. D 7. B 8. D 9. A

213
.....................................................................................................................................
....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................
.....................................................................................................................................

You might also like