You are on page 1of 3

Osmanlı Devletinde İsyanlar ve Düzeni Koruma Çabaları

Celali isyanları: Yavuz Sultan Selim döneminde Bozoklu Şeyh Celal Adında bir kişi mehdilik
iddiası ile Tokat civarında isyan eder. Bundan sonraki isyanlar onun adıyla anılarak, 17.
Yüzyılda genel anlamda tımar sisteminin yanlış uygulamalarla çökertilmesi sonucu bundan
olumsuz etkilenen Anadolu Türkmenleri, tepkilerini ortaya koyarak bu isyan hareketini
yaygınlaştırmışlardır.

Celali isyanlarının ortaya çıkışında etkili olan sebepler


a) Anadolu'da hızlı Nüfus artışı ve yaşanan kuraklık,

b) Tımar arazilerinin sipahilerden alınarak birtakım ayrıcalıklı insanlara arpalık olarak


dağıtılması, toprağı işleyen köylüden
gücünün üstünde vergi alınmaya başlanmasına ve köylünün zor durumda kalarak
toprağını terk edip dağlara ve korunaklı şehirlere sığınmaları. İşsiz kalan bu insanlar,
tepkilerini ortaya koyarak bu isyanlara destek vermişlerdir.

c) Orduya Sarıca ve Levent adlarıyla ücretli asker olmuş işsiz güçsüz gençlerin, iki sefere
katıldıktan sonra silahları ile beraber memleketlerine gönderilmeleri, boşta kalan bu
gençlerin yapılan haksızlığa tepki olarak isyan etmeleri…

d) Suhte veya softa adıyla bilinen medrese öğrencilerinin, yaşanan ekonomik sıkıntılar
nedeniyle devletin kendilerine halktan yardım toplama iznini kötüye kullanarak köyleri
yağmalama ve eşkiyalık faaliyetleri bu isyanın çıkışında etkili olmuştur.

Celali isyanlarının sonuçları


I) Devletin para sıkıntısı çekmesine,
II) Üretimin aksamasına ve ürünlerde ani fiyat artışına neden olmuş,

III) Anadolu'da sosyal düzenin bozulmasına, dengesiz nüfus dağılımına, işsizlik ve istihdam
sorunlarının artmasına yol açmıştır.

IV) Göç edilen Büyük şehirlerde asayiş bozuldu, şehirler güvenli olmaktan çıktı.

Suhte Ayaklanması:
Medrese öğrencilerinin yaşadıkları ekonomik sorunlar ve birtakım yanlış uygulamalar
karşısında (Eğitim, Adalet ve Dini kurumlara Torpil, Rüşvetle atamalar yapılması) haklı
tepkilerini ortaya koymalıdır
Suhte isyanlarının çıkışında etkili olan nedenler:
1) Klasik medrese eğitiminin bozulması,
2) 17. Yüzyıldan sonra medreselerde uygulanan beşik uleması uygulamasıyla müderrisin
yakın çevresinin hak etmediği görevlere getirilmesi,
3) İlmiye sınıfında atamaların ve görevde yükselmelerin liyakatla değil, rüşvet ve iltimasla
gerçekleştirilmesi,
4) İşsiz-güçsüz gençlerin, Medreselerin maddi imkânlarından faydalanmak için bu kurumlara
sığınması, artan enflasyon nedeniyle Medreselerin gelirinin azalması, yoksul medrese
öğrencilerinin ekonomik sıkıntılar çekmesi, Suhte isyanlarının ortaya çıkışında etkili
olmuştur.

YENİÇERİ İSYANLARI
Yeniçeri isyanlarının çıkışında etkili olan durumlar
1- Devlet adamları arasındaki iktidar mücadelelerinin sopası olarak kullanılmaları,
2- Osmanlı Devleti'nde yaşanan ekonomik sorunlar ve Yeniçeri askerlerine ödenen
maaşların aksaması, ayarı düşük paralarla ödeme yapılması, cülus bahşişinin aksaması….
3- Devşirme Sisteminin delinmesi, Yeniçeri ocaklarına yeteneği askerlik olmayan işsiz-
güçsüz başıboş insanların rüşvetle, torpille doldurulması… Ocakların asker sayısının
kontrol edilemez noktaya gelmesi.
4- Devlet otoritesinin zayıflamasıyla; “Ocak, Devlet içindir!” anlayışını terk eden
yeniçerilerin, “Devlet, Ocak için vardır.” Kanaati ile her şeyi yapabileceklerini Kendilerinde
bir hak olarak görmeleri.
5- Yeniçerilerin; Ocak disiplinine aykırı olarak evlenip çoluk çocuğa karışmaları, esnaflık ve
çiftçilik yapmaları, Ocak disiplininin bozulmasına ve Yeniçeri isyanlarının patlak vermesine
yol açmıştır.

EKBER ve ERŞED SİSTEMİ


Osmanlı Devleti'nde yaşanan taht kavgalarının çıkışında temel neden: Veliaht belirsizliğidir.
Bu durumun yaşanması eski Türk devlet yönetim anlayışından kaynaklanmaktadır.
Osmanlı Devleti'nde taht tartışmalarının önüne geçmek için bir takım
uygulamalar getirilmiştir. Bunlar;

a) I. Murat; taht tartışmalarını engellemek için, “Devlet; padişah ve oğullarının


ortak malıdır.” anlayışını kabul ederek tartışmaları sınırlandırmış, Fakat sona
erdirememiştir.

b) Fatih Sultan Mehmet; “Toplum menfaati için fert nazara alınmaz.” diyerek padişahın
otoritesini sağlamak için “Kardeş katli vaciptir,” uygulamasını başlatması, devletin
Merkezi otoritesini artırmış fakat taht kavgalarını sona erdirememiştir.

c) I. Ahmet; Osmanlı Devleti'nde yaşanan taht tartışmalarını Ekber(en büyük Şehzade) ve


Erşed(en olgun, bilge olan Şehzade) kuralıyla Veliaht belirsizliğine son vererek bu sorunu
kökten çözmeye çalışmıştır. Ancak getirilen bu kurala rağmen Şehzadelerin yine de isyan
edebileceği kuşkusu nedeniyle sancağa yollanması uygulamasına son verilmesi ve sarayda
kafes içinde tutulmaları kuralının getirilmesi, 17. Yüzyıldan sonra tahta geçen padişahların
içerden ve dışarıdan habersiz, deneyimsiz, bilgisiz ve devlet terbiyesi olmadan küçük yaşta, akli
yetersizlik gibi durumlarını da göz önünde bulundurursak bu kural ile Devleti temsil
yeteneğinden yoksun olduklarını ve otoriteyi sağlayamadıkları için Saray ağaları, Saray
kadınlarının ve Yeniçeri askerlerinin elinde kukla olmuşlardır. Bu durum Osmanlı Devleti'nde
17. Yüzyıldan itibaren merkezi otorite boşluğu meydana getirerek devletin gücünü ve etkisini
kaybetmesine yol açmıştır.

You might also like