You are on page 1of 4

ANADOLU’DA KLASİK ÇAĞ

Batı Anadolu’daki Yunan Kent devletlerinin bölgedeki Pers egemenliğine karşı


bağımsızlıklarını korumak amacıyla gösterdikleri çabalar ile şekillenmiştir.

İon ayaklanması olarak adlandırılan ve MÖ 490 yılında başlayan ayaklanmanın


ardından Atina’nın Yunanistan’daki diğer kentler ve Batı Anadolu’daki kentler
ile birlikte kurduğu Attik-Delos deniz birliği bu dönemin en önemli siyasal
oluşumu olarak başı çeker.

MÖ 4.yy. Pers egemenliğinin Anadolu’da zayıflamasına karşın etkisinin


sürdürdüğü bir dönemdir. Yüzyıl boyunca Anadolu’da Pers yönetiminin
temsilcisi olan Pers satraplarının farklı nedenlerle merkezi yönetime karşı
direnmesi ve ayaklanmasının etkileri hissedilir. Bu ayaklanmalar çeşitli
yöntemler ile bastırılmasına karşın Pers Krallığının Anadolu’daki gücünün
azalmaya başladığı hissedilir.

Satrap: Eyaletleri yöneten valilere isimdir. Satraplık, Pers mülki idare yapısının temel taşını
oluşturmaktadır.

Aynı yüzyılın sonlarında bu sefer Büyük İskender’in Doğu Seferi için Anadolu’ya
girmesi bölgedeki siyasi dengeleri bir kez daha etkiler. Büyük İskender
Anadolu’nun batı, güney kesimleri ile iç bölgelerinde yaptığı seferler sırasında
pek çok kenti Pers işgalinden kurtarmıştır. Bu bölgelerde yeni bir yönetim sistemi
oluşturmak yerine mevcut yönetimin kontrolünde Makedonyalı ya da yerel
yöneticileri görevlendirmiştir.

İskender’in doğu seferi hem Doğu Akdeniz’deki siyasi dengeleri değiştirmiş hem
de bölge uygarlığında yeni bir dönemin başlamasına yol açmıştır. Yunan
uygarlığının Pers Krallığı sınırları içinde yaygınlaşırken Pers sanatı ile bir araya
gelmesi ile Hellenistik dönem dediğimiz evreye gelinmesini sağlamıştır.

ÖNEMLİ: Makedonya Kralı Büyük İskender’in doğu seferinin sonuçları


Klasik Çağda Anadolu’da mimarlık alanında en önemli yenilik kent
planlamasında görülür.

Klasik çağdan önceki dönemlerde kentlerde evler ve diğer yapıların yerleri


genellikle kentin doğal gelişimi ile belirlenmiştir. Sokakların birbirini dik açıyla
kestiği ve Agora, Tiyatro gibi kamusal alanlara rahat ulaşılabilecek biçimde
düzenlendiği düzenli kent planı ise arkeolojik bulgulara göre MÖ 7.yy.’dan
itibaren karşımıza çıkmaktadır.
İlk defa Hippodamos tarafından düzene sokularak uygulanması yaygınlaştırılan
bu düzenli kent planı sistemi aynı zamanda Hippodamos Planı olarak da
adlandırılmaktadır.

ÖNEMLİ: Hippodamos Planının özellikleri

Klasik dönemde bu plana göre inşa edilen kentlerin en güzel örnekleri Milet ve
Priene’de görülmektedir.

Klasik çağda Pers kontrolü altındaki Anadolu’da sahil kesimindeki Yunan


kentlerinde Yunan sanatının etkisi altında kalan tapınaklar yapılmıştır. Bu yapılar,
Anadolu’nun o dönemdeki yerel tanrıları ile Yunan mitolojisindeki tanrıların
birbirine yakın görülmesi ile hem bir Yunan sanatı hem de Anadolu kültürünün
birleşmesini temsil eder. En önemli örnekleri arasında Priene Athena tapınağı ile
Ephesos Artemis tapınağı sayılabilir. Bu tapınaklardan Priene Athena tapınağının
mimarı olan Pytheos, tapınak mimarlığına getirdiği yeni kurallar ile Hellenistik
dönem tapınak sistemlerine büyük etkilerde bulunmuştur. Anadolu sanatında bu
dönem, Yunan ve Pers etkilerinin hissedilmesi nedeniyle heykeltıraşlık açısından
Greko-Pers sanatı olarak adlandırılan sanatın ortaya çıktığı dönemdir.

Anadolu’nun Pers kontrolü altında olduğu dönemde Lykia bölgesi de siyasi


açıdan Perslere bağlı olmakla birlikte kendine özgü kültürünü korumuştur. Mezar
anıtları bu açıdan da Klasik Çağ Anadolu sanatının önemli örnekleri olma özelliği
taşır. Lykia bölgesindeki en önemli mezar anıtı örnekleri arasında Nereidler Anıtı,
Perikles Mezar Anıtı, Trysa Mezar Anıtı sayılabilir.
Halikarnassos’da bulunan Pers satraplarından Mausollos için, ölümünden sonra
yaptırılan ve Mausolleion adı verilen anıt, Klasik dönem Anadolu anıtları
arasında en önemli örneklerin arasında başta gelmektedir.

Antik çağın 7 harikasından biri olarak da kabul edilen eser, Yunan tapınak
geleneği ile yerel mezar geleneğinin birleşimi olarak dikkati çeker. Ayrıca anıtın,
dört yanındaki kabartma eserler de dönemin dört önemli heykeltıraşı tarafından
yapılmıştır. Bu kabartmalarda Yunan mitolojisinden sahnelere yer verilmiştir.

Klasik dönemde Anadolu’da karşımıza çıkan mezar stellerinde de Greko- Pers


sanatının etkileri izlenmektedir. Bunun en güzel örnekleri arasında bir Pers
satraplık merkezi olan Daskyleion’dan ele geçen örnekler dikkati çekmektedir.
Stellerde görülen Pers tarzı görünüş ve giyime sahip olmasının yanı sıra ellerinde
tuttukları Yunan tarzı mobilyalar, stellerdeki Yunan ve Pers etkisini ortaya
koymaktadır.

Klasik devir seramik sanatında, Pers ve Yunan sanatının Anadolu’daki etkileri


buluntular ile izlenebilmektedir. Anadolu’nun Pers kontrolü altındaki döneminde,
seramik sanatı, İran etkileri ile gelişmiştir. M.Ö. 6.yy. sonlarına doğru Pers
seramik üretiminde kaliteli seramik yerine basit ve kaba kapların yaygınlaştığı
görülmektedir. Çoğunlukla günlük yaşamda kullanılan bu kapların çarkta
yapılmış, kazıma ve kalıp yapımı bezemelerle süslenmiştir. Aynı dönemde
Anadolu’da karşımıza çıkan bir diğer yaygın seramik türü ise Klasik Yunan
seramik geleneğinde yapılan kaplardır.

Yunanistan’ın Attika bölgesinde üretilen ve kalitesi ve popülerliği nedeniyle


Arkaik devirden itibaren Ege ve Akdeniz dünyasında çok yaygın olarak
karşılaşılan Yunan seramiklerinde klasik dönemin başlarında “Kırmızı Figür
Tekniği” gelişmiştir. Anadolu’da Klasik Dönem Yunan seramiklerinin farklı
bölgelerde çok sayıda örneği bulunmuştur. Bu örneklerin tamamına yakınında
gerek kapların üzerindeki sanatçı imzaları gerekse betimleme stillerinin
karşılaştırılması yoluyla Attika üretimi oldukları anlaşılmıştır.
Klasik Devir resim sanatı, Anadolu’da Tümülüs mezarların içlerinde bulunan
duvar resimleri ile en iyi biçimde temsil edilmektedir. Bunların arasında Kızılbel
ve Karaburun tümülüsü örnekleri başta gelmektedir. Her ikisi de Antalya’nın
batısındaki Lykia bölgesi sınırları içinde bulunan anıtlarda görülen duvar
fresklerinde, mezar sahipleri, Pers stili kıyafetler içinde ve Yunan geleneğinde
bulunan Symposium (içkili şenlik) hali içinde gösterilmişlerdir. Bunların yanı sıra
bazı sahnelerde Yunan mitolojisinden alınmış konularda karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç olarak Greko-Pers sanatının etkileri Anadolu’nun farklı kesimlerinde her
iki kültürün bir arada görünmesi şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Klasik Devirde Anadolu’da edebiyat alanında eser veren en önemli kişi


Halikarnassos’lu Herodotos’tur. M.Ö. 5. yy.’da yaşamış bir tarihçi ve yazar olan
Herodotos, yaşadığı dönemde Doğu Akdeniz ve Pers dünyasını gezerek incelemiş
ve bunları Historia adını verdiği bir eserde toplamıştır. Eserinde kendisini
Halikarnassos’lu (Bodrum) olarak tanıtan Herodotos hakkında daha fazla kesin
bilgiye sahip değiliz. Dokuz bölümden oluşan eserinde Herodotos, öncelikle
Anadolu ve doğunun toplumları ve onların kültürleri hakkında bilgiler vermiştir.
Anlattıklarının büyük kısmını bizzat gördüğü düşünülmektedir. Ancak eserin bazı
yerlerinde ise gittiği yerlerde kendisine anlatılan olayları da dolaylı olarak
aktarmıştır. Eserin ikinci kısmında ise İonia ayaklanmasını anlatır. Herodotos,
Historia adlı eserinde anlattığı bilgiler ve tarih yazımı konusunda günümüze
ulaşan en eski kaynaklardan biri olması nedeniyle önemlidir. Tarihin babası
olarak da adlandırılır.

You might also like