Professional Documents
Culture Documents
net/publication/319112510
CITATION READS
1 1,296
1 author:
Eylem Güzel
Bandirma 17 Eylül University
17 PUBLICATIONS 11 CITATIONS
SEE PROFILE
All content following this page was uploaded by Eylem Güzel on 09 February 2020.
ISSN: 1302-6879
HAKEMLİ DERGİDİR
İÇİNDEKİLER
Felsefe/ philosophy
Tarih/ History
Toplumbilim/Sosyology
Yrd.Doç.Dr.Abdullah TAŞKESEN
Öğr.Gör. Selman YARCI
Habitus Und Symbolische Gewalt Nach Bourdieu 185
Özet
18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu topraklarına; gezi
koşullarının düzelmesi, Arkeoloji biliminin gelişmesi, Romantizm,
Oryantalizm, Helenizm gibi akım ve olaylar sonrasında çok sayıda gezgin
seyahat etmiştir. Bu dönemde, özellikle yoğun kalıntıları ile dikkat çeken Ege
kıyılarındaki Antik yerleşimler, ziyaret edilen başlıca yerler olmuştur.
Gezginler, gezi sonuçlarını yazılı metinler ve gravürlerle belgelemişlerdir.
Yapılan bu gravürlerde en fazla dikkati çeken antik kentler; İzmir’deki Efes,
Eski Foça (Phokai), Çeşme; Manisa’daki Alaşehir (Philadelphia), Sart
(Sardes) ve Akhisar (Thyateria)’dır. Denizli ve Muğla, antik yerleşimleri ile
dikkatleri çeken diğer iki kenttir. Genellikle kıyı bölümünde toplanan bu ilgi,
İç Batı Anadolu söz konusu olduğunda, Aizonai Antik kenti ile Kütahya
üzerinde yoğunlaşmıştır.
Anahtar Kelimeler: Gravür, Antik Kentler, Gezgin, Seyahatname,
Ege Bölgesi
Abstract
A large number of sightseers travelled to Ottoman Empire territories
in 18th and 19th centuries following the events such as the improvement in
travel conditions, the development of Archeological Science and movements
such as Romanticism, Orientalism and Hellenism. During this period ancient
settlements on Aegean coasts drawing attention especially with their dense
remains were the main destinations for the visitors. The sightseers certified
their trip results with scripts and engravings. Ancient cities that attracted the
most attention among these engravings are Ephesus in Izmir, Phocaea
(Phokai), Çeşme, Alaşehir in Manisa (Philadelphia), Sart (Sardes) and
Akhisar (Thyateria). Denizli and Mugla are the other two notable ancient
200 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
settlements. This interest aroused in the coastal region centers upon Aizonai
Ancient City and Kutahya when it comes to Western Anatolia.
Key Words: Engraving, Ancient cities, Traveler, Travelbook,
Aegean Region
Giriş
Osmanlı İmparatorluğu, erken tarihlerden itibaren Batılı
gezgin ve gezgin sanatçıların ilgi odağı olmuştur. Bu ilgi, 19.
yüzyılda artarak devam etmiştir. Önceleri daha çok diplomat ve soylu
kişilerin gidebildiği uzaklardaki Osmanlı toprakları, 18. ve 19.
yüzyıllarda buharlı gemilerin yaygınlaşması, demiryollarının ulaşıma
katılması gibi gelişmelerle ve aynı zamanda gezi koşullarının eskiye
oranla düzelmiş olmasından dolayı, her sınıftan insanın seyahat
edebileceği bir mesafeye gelmiştir. Erken dönemlerde çoğunlukla
İstanbul üzerinde yoğunlaşan seyahatler daha geç dönemlerde,
Anadolu’nun en uzak köşelerine kadar uzanmıştır1. Özellikle Ege,
Orta ve Doğu Anadolu, Akdeniz ile Karadeniz artık gezginlerin uğrak
yeri haline gelmeye başlamıştır2.
18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılda Osmanlı topraklarına
seyahat eden gezginlerin sayılarının artmasında, Avrupa’da
gerçekleşen Fransız Devrimi, Romantizm, Oryantalizm gibi olay ve
akımlar etkilidir. Bu durumda etken olan diğer bir unsur ise Arkeoloji
biliminin gelişim göstermesidir3. Osmanlı İmparatorluğu’na yapılan
1
Necla Arslan Sevin: Gravürlerde Yaşayan Osmanlı, Ankara, 2006, 42;
Gürsoy Şahin: İngiliz Seyahatnamelerinde Osmanlı Toplumu ve Türk
İmajı, İstanbul, 2007, 29; Ali Behdad: Kolonyal Çözülme Çağında
Oryantalizm, (Çev. Sibel Erduman - Berkay Ersöz), İstanbul, 2006, 64; aynı
anlamda bkz. Harald Heppner: “Aydınlanma Çağında Batılılar’ın Türk
İmajı”, I. Uluslararası Seyahatnamelerde Türk ve Batı İmajı
Sempozyumu, Eskişehir, 1987, 109; Semavi Eyice: “X. Hommaire de Hell
ve Ressam Jules Laurens”, Belleten, C. XXVII., S. 105, (Ocak 1963),
Ankara, 1963, 59- 62.
2
Necla Arslan Sevin: Gravürlerde Yaşayan Osmanlı, 42; Semra Germaner
- Zeynep İnankur: Oryantalizm ve Türkiye, İstanbul, 1989, 21; Semra
Germaner - Zeynep İnankur: “19. yüzyılda Oryantalizm ve Türkiye”,
Osmanlı Sarayında Oryantalistler, İstanbul, 2006, 9; Gravürler için bkz.
Mustafa Sevim (Haz.): Gravürlerle Türkiye, Anadolu, C. I. II., Ankara,
2002.
3
Necla Arslan: Gravür ve Seyahatnamelerde İstanbul (18. Yüzyıl Sonu
ve 19. Yüzyıl), İstanbul, 1992, 17, 19; Rana Kabbani: Avrupa’nın Doğu
İmajı, (Çev. Serpil Tuncer), İstanbul, 1993, 35; Jale Parla: Efendilik,
Şarkiyatçılık, Kölelik, İstanbul, 2005, 36–37; Zeynep İnankur:
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 201
8
İsmail Hami Danişmend: İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C.4. İstanbul,
1972, 138; http:// tr. wikipedia. org.; http:// turkçebilgi.com.
9
George E. Bean: Eskiçağda Ege Bölgesi, (Çev. İnci Delemen), İstanbul,
1995,140 – 141.
10
Zeynep Mercangöz: “Efes ve Çevresinde Hıristiyanlık (Ortaçağ Hıristiyan
Döneminde Efes ve Ayasuluk)”, Birinci Uluslararası Geçmişten
Günümüze Selçuk Sempozyumu, (4-6 Eylül 1997), İzmir, 197, 51; Çiğdem
Dürüşken: Paulus’un Kutsal Görev Gezileri ve Anadolu Halklarına
Mektupları, İstanbul, 2003, 37–39.
11
Zeynep Mercangöz: a.g.m., 52; Atabey Kılıç: “Selçuk (Ayasulug) Kültür
Tarihine Genel Bir Bakış”, Birinci Uluslararası Geçmişten Günümüze
Selçuk Sempozyumu, (4-6 Eylül 1997), İzmir, 1997, 7.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 203
12
Atabey Kılıç: a.g.m., 7; Zeynep Mercangöz: a.g.m.., 53; Selahattin
Erdemgil: Efes, İstanbul, 1986, 105.
13
Robert Walsh: a.g.e., C. I, 63.
14
Selçuk Gür: İlk İnsandan Selçuklu’ya Anadolu Uygarlıkları ve Antik
Şehirler, İstanbul, 2007, 183; Metin Tuncel: “Türkiye’de Yer Değiştiren
Şehirler ve Selçuk Örneği”, Birinci Uluslararası Geçmişten Günümüze
Selçuk Sempozyumu, (4 – 6 Eylül 1997), İzmir, 1997, 20.
204 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Kale ve Selçuk İsa Bey Camii, alt kısımlarda ise kubbeli küçük yapılar
görülmektedir. Siluet halinde verilen kentin gerisinde, art arda dizilen
farklı yüksekliklerde dağ sıraları bulunmaktadır. Yer yer kullanılan
ağaçlar haricinde resme ıssızlık hâkimdir. Çizgiler oldukça
yumuşaktır, mermer, taş, kaya ve ağaç dokuları başarıyla verilmiştir.
Resimde, ön planda yer alan mimarî öğelerin işlenişindeki ustalık
dikkat çekicidir.
17
Sardies de denilen Sardes, Lydia dendiğinde ilk akla gelen isimdir. Lydia
Devleti’nin başkentliğini yapmış olan kente ve yakın çevresi Hermos
Ovası’na ve hemen önünde uzanan tarihi doğu-batı yoluna egemen stratejik
bir noktada kurulmuştur. İçinden akan Paktalos Çayı’nın kumlarında altın
cevherinin keşfi üzerine tüm antik çağ dünyasının gıpta ile baktığı zengin ve
görkemli bir kent haline gelmiş ve “Altın Sardeis” olarak tanımlanmıştır.
Ayrıntılı bilgi için bkz. Veli Sevin: Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası I,
Ankara, 2001, 185 vd.
18
Teoman Ergül: Antik Uygarlıkların Mirasçısı Bir Kentin Özgün Tarihi
(Türkleşen Anadolu’da Sardes ve Salihli) İzmir, 1992, 7.
19
Edmund D. Chishull: Türkiye Gezisi ve İngiltere’ye Dönüş, (Çev.
Bahattin Orhon), İstanbul,1993, 36.
20
Teoman Ergül: a.g.e., 29.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 209
21
George E. Bean: a.g.e., 251; Ayrıca bkz. Charles Texier: Küçük Asya
Coğrafyası, Tarihi ve Arkeolojisi, C. II, (Çev. Ali Suat), Ankara, 2002, 13-
15.
22
Selçuk Gür: a.g.e., 37.
23
Léon de Laborde: Voyage de l΄Asie Mineure, Paris, 1838, 15–16;
Friedrich Sarre: Küçükasya Seyahati, (Çev. Dârâ Çolakoğlu), İstanbul,
1998, George M.A. Hanfmann: Guide to Sardes, Sart Kılavuzu, (Çev.
Selma İnal), Ankara, 1964, 32; Lidya kralı olan Alyattes, İ.Ö. 560 yılında
ölünce Gyges Gölü (Marmara Gölü)’nün güneydoğu köşesinde dikilen dev
bir yığma tepenin içine gömülmüştür. Ayrıntılı bilgi için bkz. Cecil John
Cadoux: İlkçağ’da İzmir, Kentin En Eski Çağlardan İ.S. 324’e Kadar
Tarihi, (Çev. Bilge Umar), İstanbul, 2003, 203.
210 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
24
Charles Texier: Küçük Asya Coğrafyası, C. II, 63.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 211
25
Necati İnceoğlu: Geleneksel Türk Mimarisi Denizli, İstanbul, t.y., 6.
26
Phrygia’nın kimi önemli yerleşme yerleri, batıdan Maiandros Vadisi
boyunca gelip doğuya, Ikonian (Konya)’a uzanan büyük yol boyunca
sıralanmaktadırlar. En batı uçtaki Hierapolis (Pamukkale) aslında
Seleukoslar’ca kurulmuş, İÖ. 190 yılından sonra ise Bergama Kralı
II.Eumenes’in eline geçerek, Pergamon’un mitolojik kurucusu Telephos’un
karısı Hiera ya da Hiero’ya göre adlandırılmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Veli
Sevin: a.g.e., 203 vd.
212 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
27
Robert Walsh: a.g.e., C. II, 17.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 213
28
Denizli’nin 6 km. kuzeyinde bulunan Laodikya antik kenti, bugünkü
Eskihisar ile Goncalı Köyleri arasındaki tepeler üzerinde kurulmuştur.
Hierapolis’in hemen güneyinde Lykos (Çürüksu) sol kıyısı üzerindeki
Laodikeia (Goncalı, Eskihisar) Strabon tarafından Phrygia bölgesinin en
büyük kentlerinden biri olarak tanımlanır. İÖ.3.yüzyılın ortalarında Seleukos
Kralı II.Antiokhos Teos’un yeniden kurduğu ve sonradan boşandığı karısı
Laodike’nin adını verdiği kentin, önceleri Diospolis ve Rhoas adlarını
taşıdığı bilinir. Daha sonra Roma hakimiyeti yaşayan kent, Asya’daki en eski
yedi kiliseden birini barındırır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Veli Sevin: a.g.e.,
205; Öte yandan kentin Hıristiyanlık için önem arz etmesinin en önemli
nedeni 4. yy.da Ecumenikal Konseyi’nin toplandığı önemli bir piskoposluk
merkezi ve buradaki Laodikya Kilisesi’nin de İncil’in son Bab’ının Vahiy
bölümünde bahsedilen yedi kiliseden biri olmasıdır. Bu nedenle gezginlerin
ziyaret yerlerinden biridir.
29
Robert Walsh: a.g.e., C. II, 80.
214214 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
30
Telmessos (Fethiye), Lykia’nın en batı ucunda bulunur ve bir sınır kenti
görünümündedir. Lykçe yazıtlarda ve İÖ. V.yüzyıla ilişkin sikkelerde adı
Telebehi olarak geçer. İÖ. IV.yüzyılın ortalarında Lykialı karakteri
kazanmaya başlayan kent İÖ. 334’te hiç direnmeden İskender’e teslim
olmuştur. Telmessos, Hıristiyanlık döneminde Myra Metropolitliği’ne bağlı
bir piskoposluk merkeziydi. Ayrıntılı bilgi için bkz. Veli Sevin: a.g.e., 139
vd.
31
Charles Texier: Küçük Asya Coğrafyası, C. III., 339.
216 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
32
Knidos (Tekir) Karia’daki en önemli kentlerden biridir. Herodotos’a göre
Sparta kökenliler; Diodoros’a göre Dorlar tarafından kurulan Eski Knidos’ın
ilk yeri bugünkü Datça İskelesi yakınındaki Burgaz’daydı. İÖ.330 yılına
doğru yeni yerine taşındıysa da eski kent tamamen ıssızlaşmayarak
VII.yüzyıla kadar yaşadı. Yeni Knidos şehri yarımadanın en batı uç
kesiminde ve düzenli bir planlamayla inşa olunmuştu. Ayrıntılı bilgi için bkz.
Veli Sevin: a.g.e., 126 vd.
33
Aşkıdil Akarca: Yunan Arkeolojisinin Ana Çizgileri I Şehir ve
Savunması, Ankara, 1987, 46.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 217
34
Charles Texier: Küçük Asya Coğrafyası, C. III, 230.
218 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Sonuç
Ege kıyıları, 19. yüzyılda, Helenizm ve bunun getirdiği Yunan
hayranlığının etkisi ile Batılı gezginlerin uğrak yeri haline gelmiştir.
Antik Yunan ve Roma kültürünün izlerine yoğun olarak bu bölgede
rastlanması, ayrıca bu antik yerleşimlerde, Asya’da yer alan Yedi
Kilise’nin varlığı, gezginlerin seyahat rotalarını buraya çevirmelerine
neden olmuştur. Bu dönemde İngiltere ile yapılan 1838 Balta Limanı
Antlaşması ve bunun devamında Hollanda, İspanya, İsveç, Norveç
gibi ülkelere ticari imtiyazlar sağlayan siyasi antlaşmalar da
Avrupalı’nın Osmanlı topraklarında rahatça hareket etmelerine uygun
bir zemin hazırlamıştır.
Seyyahlar, gezi gözlemlerini seyahatname metinlerinde uzun
uzadıya anlatmışlar ve gördüklerini de gravürlerle belgelemişlerdir.
Bu gravür çalışmalarında, başta İzmir olmak üzere Manisa, Muğla,
Denizli, Aydın, Afyonkarahisar ve Kütahya il sınırları içerisinde
bulunan çok sayıda Antik yerleşime yer verilmiştir. Bölgede en az
ilgiyi Uşak kenti görmüştür. Efes, Foça, Alaşehir (Philadelphia),
Salihli (Sardes), Akhisar (Thyatira), Pamukkale (Hierapolis),
Karacasu –Geyre (Afrodisias), Laodikya, Bodrum (Halikarnasos),
Fethiye (Telmessos), Marmaris (Physkos) ve Milet (Miletos), Aizanoi
Antik Kenti (Çavdarhisar), Synnada (Şuhut) gibi antik yerleşimler,
Batılı gezgin sanatçıların kaleminden kâğıda aktarılmıştır. Çoğunlukla
oryantalist olarak ele alınan bu çalışmalarda vurgu genellikle kentlerin
terk edilmiş ve ıssız hallerine yapılmıştır. Kentlerin bu virane
durumlarının, Antik ve Hıristiyanlık tarihindeki parlak dönemleriyle
tezat oluşturduğunu belirten gezginler, bu durumdan üzüntü
duyduklarını aktarmaktadırlar. Günümüzde Türkiye’nin en önemli
turistik merkezlerinden olan antik kentlerin, gravürlerdeki sessiz
halleri arasında da farklılıklar olduğu görülmektedir.
Kaynakça
AKARCA, Aşkıdil: Yunan Arkeolojisinin Ana Çizgileri I
Şehir ve Savunması, Ankara, 1987.
ARSLAN, Necla: Gravür ve Seyahatnamelerde İstanbul
(18. Yüzyıl Sonu ve 19. Yüzyıl), İstanbul, 1992.
……… (SEVİN): Gravürlerde Yaşayan Osmanlı, Ankara,
2006.
220 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü