You are on page 1of 4

NiGBOLU SAVASI

tanımlamıştır. 1934 nüfus sayımına göre vestones from Sa me Provincial Centres in the kurtarılması. Bizans'a yardımda bulunul-
Niğbolu 'da 5022 kişi yaşamaktaydı. Her ne Balkans (Egriboz 1 Cha lkis, Ni ğbo lu 1 Nikopol, ması amacı ise ikinci planda düşünülmüş­
Rusçu k/ Russe)", Cimetieres et traditions funerai-
kadar Bulgar unsurlar biraz artsa da müs- tür. Sefer propagandası yapılırken Haçlı
res dans le monde islamique: islam Dünyasın­
lüman- Türkler daima çoğunlukta kalmış­ da Mezarlıklar ve Defi.n Gelenekleri (ed . ). L. Bac- seferleri ruhuna uygun biçimde istanbul
tır. Yahudi nüfusu ise 1945 yılından sonra q ue-Grammont - Aksel Tibet). Ankara 1996, I, üzerinden Kudüs'e ulaşma ve Hıristiyanlı­
tamamen kaybolmuştur. 31 9- 332; E. Raduschev. "Osma nskata granicna ğı yüceitme temel hedef şeklinde öne çı ­
periferia (serhad ) v Nikopolskija Vılayet prez pii.r- karılmıştır. Dönemin Batılı tarihçileri, ön-
Osmanlı Niğbolusu'nda bazı önemli şair
vata polovina na 16 vek", Balgarskiy at Sestna-
ve edipler yetişmiştir. Bunların içinde ll. ce istanbul ve oradan Anadolu içlerinden
eseti vek, Sofia 1996, s. 187-212; O. Sabev. Os-
Bayezid döneminde Rıdvan Çelebi (Risayl), m ansk i UciliSta v Balgarskite zemi, XV-XIX vek, geçerek yahut deniz yoluyla hareket ede-
ayrıca Faslhi, Yavuz Sultan Selim ve KanO- Sofia 2001 , s. 221 , 242, 280 -281; S. Parveva. rek Suriye'ye veya Suriye sahillerine, Mı­
ni Sultan Süleyman zamanında yaşayan "Balgari na sluzba na Osmanskata Armija, Vo- sır limaniarına ulaşma ve arz-ı mukaddesi
ennopomostni zada!Zenij na gradskoto naselenie fethetme gibi planları ileri sürmüştür. As-
Benli Hasan (Ahi) sayılabilir. 1523-1 536 yıl­
v Nikopol i Silistra prez XVII vek", Kontrasti i
ları arasında ispanya'dan sürülen ve Niğ­ lında seferin açılması ve organizasyonu ,
k onf/ikti ve Ba lgarskoto obstestvo prez XV-XVlll
bolu'ya yerleşen yahudi alimi Joseph ben vek (ed. E. Grozdanova - O. Todorova), Sofıa 2003, Türk tehdidini derinden hisseden impara-
Epraim Caro meşhur okulunu (Jesviha) Niğ­ s. 226 -254; R. Kovachev, "Nlkopol Sancak at the torun kardeşi Luxemburg hanedamndan
bolu'da kurmuş ve orada yahudi hukuku- Beginning of the 16th Century According to Is- Macar Kralı Sigismund'un etkili teşebbüs­
tanbul Ottoman Archive" , Uluslararas ı Osm an- leri sonucu gerçekleşmiştir. Aynı yıllarda
nun dünyada en çok kabul gören kodu
lı ve Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar İlişkileri
"Beit Josef"i yazmıştır (ilk defa ı 555'te ba- Bizans imparatoru ll. Manuel de Batı'da
Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, Eskişehir 2005,
s ılmı ştır) . s. 65-76; J. Bogeve. "L'Eveche de Nikopolis en müttefik arayışı içindeydi ve diplomatik
Bulgarie", Eehos d 'Orient, XVlll , Paris 1916, s. teşebbüslerde bulunuyordu. Ancak Haçlı
Bugün, ll. Mahmud tarafından yeniden
inşa edilen kalenin bir kapısına , Ali Koç
160-164; Christo Kolarov, "Hronikata na Kali- seferinin ana mihverini, Tuna hattında Os-
mah-vazen izvor za Varnenskata bitka 1444" , manlılar'ın tehdidi karşısında zor durum-
Baba'nın mütevazi türbesine ve XVIII. yüz- lzvestija na Naraden Muzey, IX-XXIV, Varna 1973,
yıldan kalma bazı Osmanlı mezar taşlarına
da kalan ve sınıra inerek onlarla mücadele
s. 244 ; V. Besevliev. "Les cites a ntique en Mesie
rağmen Niğbolu 'da Osmanlı döneminden et Thrace et leur sort a l'epoque du haut moyen edip Küçük Niğbolu'yu alan ( M ayı s 1395)
pek az iz kalmıştır. XIX. yüzyılda meyda- age" , EB, IX ( 1979). s. 207 -220; E. Man ova. "Ni- Sigismund'un faaliyetleri oluşturmuştur.
kopolskata srednovekovna krepost", M uzey i Pa- Avrupa'da XIV. yüzyıl sonlarında genel
na gelen üç Rus-Türk savaşı tarihi eser-
m etnitsite na Ku lt ura, XX ( 1980). s. 6-8; K. !va-
lerin ortadan kalkmasına yol açmıştır. Ka- nova. "Un renseignement nouveau dans un ma-
durum böyle büyük bir ittifak için uygun-
sabanın cami adları ve bazı medreseler sa- nuscrit bulgare du XIV' siecle au sujet de la resis- du. Yüzyıl savaşlarının ilk safhası sona er-
dece arşivlerdeki kaynaklardan bilinmek- tance du Tsar Ivan Sisman cantre les ottomans miş (Mart 1396) . Fransa ve ingiltere ara-
tedir. Günümüzde küçük bir kasaba duru- pres de Nikopol" , EB, XXIV/ 1 (1988), s. 88-93; sında bir mutabakat sağlanmıştı. Roma'-
A. llieva, "Reassessing the Crusade of Nlkopolis
munda olan Niğbolu'da çoğunluğu Tür k daki Papa IX. Boniface ve Avignon'daki Pa-
( 1396) a Vıew from Within", A l-Masaq, X, Leeds
nüfusu teşkil eder. 1981'de 5890 olan nü- 1998, s. 13-31; "Nikopol", Kra tka Balgarska En-
pa (anti-papa) XIV. Benedict böyle bir sefe-
fus XXI. yüzyılın başlarında 51 OB'e gerile- ciklopedija, Sofıa 1966, lll, 587; "Nikopol", EJd., ri destekleyici bildiri yayımladılar. En dik-
miş olup üç cami, iki çeşme mevcuttur. XII , 1159-1160; M. C. Şehabeddin Tekindağ , "Niğ­ kat çekici propagandacı ve faal bir Haçlı
Kasabada sanayi tesisi olarak akümüla- bolu", İA, IX, 24 7 -253; A. S. Atiya. "Ntkbüll", Ef2 olan Phillippe de Meziere, ingiliz Kralı ll.
tör, pil ve şarap fabrikaları bulunur; çev- (ing ), VIII , 35 -36 . li! MACHIEL KıEL Richard'a bir mektup yazarak Fransa Kralı
resinde yetiştirilen pirinç, üzüm ve çeşit­ VI. Charles ile iş birliği yapması çağrısında
li meyvelerin, ayrıcanehir balıkçılığının t i- bulundu. Burgundiya, Orleans, Lancaster
caret merkezi durumundadır. NİGBOLU SAVAŞI dükleri yardıma hazır olduklarını bildirdi-
Bİ BLİYOGRAFYA : ler. Macar kralının gönderdiği Oran Baş­
Osmanlılar piskoposu Johann de Kanizsa başkanlığın­
BA. TD, nr. 370; nr. 416; nr. 775, s. 73-83 ; BA,
ile Haçlı kuvvetleri arasında
MAD, nr. 1196, 1246; BA. KK, nr. 2785; TK, TD, daki elçilik heyeti önce Venedik'e (Ocak
nr. 58; Evliya Çelebi, Seyahatname, lll, 3 16-320; Niğbolu Kalesi önlerinde
798 (1396) yılında yapı lan savaş.
139 5). oradan Lyon'a ve Burgundiya'ya
M. F. Thielen, Die Europaisehe Türkey, Ein Hand- L ~ gitti, ardından Paris'e geçti (6 Ağu s t os)
w örterbueh {ür Zeitungsleser, Wien 1828, s. 204·
205; F. Kanitz. Donau-Bulgarien und d er Bal· ve Fransa kralı ile buluştu . Haçlı mütte-
Haçlıseferleri t arihinde amaç. hedef ve
kan, Leipzig 1881 , ll, 49-65; P. B. Bakcic. Euse- f ikleri sefer hazırlıkla rını süratle yaptıla r.
katılım bakımından klasik anlamda vur-
bius Fermendzi, A eta Bulgariae Eeclesiastiea, gerekli maddi destek kolaylıkla sağlandı.
1565-1799, Zagreb 1887, s. 84-85; K. Jirecek, Das gular taşıyan son savaş olarak tanımlanır. Eflak Voyvodası Mircea, Osmanlılar' la yap-
FürstenthumBulgarien, Wien 1891 , s. 109-1 12; I. 21 Zilhicce 798'de (25 Eylül 1396) Niğbolu tığı mücadele dolayısıyla biraz da gönül-
Dujcev, ll Ca ttolieesimo in Bulgari nel see. XVII,
Kalesi önlerinde meydana gelmiş ve kısa süz olarak Macarlar' ın yanında yer aldı.
Roma 1937; Z. Cankov, Geogra{skiRecnik na Bal-
garija, Sofıa 1939, s. 299-300; Twskilzvori za Bal- sürede kalabalık Haçlı güçlerinin bozguna italyan denizci devletleri ve Rodos şöval­
garskata Istorija (ed. N. Todorov- B. Nedkov), So- uğramasıyla sonuçlanmıştır. Batı Avrupa'- yelerinden yardım vaadi alındı. Fransız kuv-
fia 1966, ll , 164-165; Hans-Jürgen Kornrumpf. nın, Doğu Hıristiyanlığı ile birlikte doğru­ vetleri, Nisan 1396'da Düon'da Burgundiya
Die Territoria lverwaltung im östlieh en Teil der dan Türkler'i hedef alan ilk ciddi askeri
Europaisehen Türkei, 1864-1878, Freiburg 1976, dükünün yirmi dört yaşındaki oğlu Jean
harekatı şeklinde de nitelenmiştir. de Nevers kumandanlığında toplandı. Bar
s. 311-312; P. Müatev, MadZarski pa tepisi za Bal-
kanite X VI-XIX vek, Sofıa 1976, s. 29-30; a.mlf., Seferin ana sebebi Türkler'in Balkanlar'- dükünün oğlu Philippe, Guy de la Tramo-
"Pametnitsite na materialna kultura v nasite ze- daki önlenemez ilerleyişini durdurmak, uille, kardeşi Guillaume, Amiral Jean de
mi ot tursko vreme", Arheologija, N /3, Sofıa 1962,
s . 65 ; A. Kuzev- V. Gjuzelev. Balgarski Sredno-
tehlike altındaki Macaristan'a yardımcı ol- Vienne ile Chasseron hakimi Oudard'dan
v ek ovni Gradovi i Kreposti, Varna 1981 , s. 125- mak, böylece Batı Avrupa ' nın güvenliğini oluşan bir danışma kurulu oluşturuldu . Da-
148; Machiel Kiel , "Little-known onoman Gra- sağlamaktır. Kuşatma altındaki istanbul'un ha sonra bütün Haçlı ordusunun Buda'da

89
NiGBOLU SAVASI

(Budin 1 Budapeşte) bir araya gelmesi ka- 400.000 arası rakamlar verilir) doğru de- görgü şahidi
olarak yazdıkları bugüne ula-
rarlaştırıldı. Fransızlar1SOO'ü okçu, 6SOO'ü ğildir. Genellikle araştırmacılar Osmanlı şan, kıraat ve hadis alimi olup Bayezid'in
piyade, diğerleri şövalye toplam 10.000 ki- kuwetlerini 100.000 civarında gösterip yanında bulunan İbnü'l-Cezerl haberin İs­
şiyle Buda'ya ulaştı. Onlara Alman prensle- Haçlı ordusu ile denk durumda bulundu- tanbul kuşatması sırasında geldiğini, on-
ri (Bavyera, Saksonya, Hesse, Luxemburg ğunu belirtirlerse de sayının BO.OOO'e ulaş­ ları Osmanlı topraklarına girmeden önce
vb.) 6000 kişiyle katıldı. İngilizler, Hunting- madığı söylenebilir. karşılamak için Bayezid'in harekete geç-
ton Kontu John HoIland emrinde 1000 ki- Haçlı kuwetlerinin sözcüsü Enguerrand tiğini yazar. Bu tarihin Şewal 798'den
şiyle geldi. Lehistan, Bohemya, İtalya, İs­ de Coucy, Türkler'in hareketi beklenınek­ (Temmuz 1396) hemen sonra olduğu ,
panya şövalyeleri ve birçok maceraperest sizin bir an önce saldırıya geçilmesi yo- Yıldırım Bayezid'in temmuz sonundan
13.000 kişiyle Buda'da idi. Mircea'nın lundaki gorüşleri Sigismund'a kabul etti- eylül başına kadar gerekli hazırlıkları ta-
10.000 kişilik kuweti vardı. Rodos şöval­ rince Haçlılar, Orsova yakınlarında Tuna'yı mamlamaya çalıştığı anlaşı lır. Ayrıca ha-
yeleri ve İtalyan gemileri Karadeniz yo- aşıp Osmanlı topraklarına girdi. Buraya berin Osmanlı tarafına Haçlılar' ın Niğbo­
luyla Tuna ağzına girmişti. Ordunun asıl kadar Katalik halkın yaşadığı alanlarda iler- lu'ya geldikleri esnada değil Buda'dan
ağırlığını 60.000 kişilik kuwetle Macarlar ledikleri halde askerin disiplinsizliği yüzün- hareket ettikleri sırada ulaştığı da orta-
oluşturuyordu. Böylece müttefik Haçlı kuv- den geçtikleri yerlerde baskı ve şiddet uy- ya çıkar.
veti 100.000 dalayına ulaşmıştı. Buda'da gulamakta geri kalmadılar. Bu durum Os- Edirne'de birkaç gün kalan Yıldırım Ba-
toplanan bu muazzam ordu ( 1396 Tem- manlı topraklarına girince daha da arttı. yezid Tırnova'ya geçti, ordusunun geri ka-
muz sonu) Sigismund'u fazlasıyla mem- Batılı tarihçilere göre o dönemlerin genel lan kısmını burada topladı . Haçlılar'ın du-
nun etmiş ve gururlandırmıştı, ancak aşı­ tavrına uygun olarak orduda tam bir di- rumundan haber almak için Evrenos Bey'i
rı saldırı hisleriyle değil daha ihtiyatlı ve siplinsizlik, sefahat ve uygunsuz hareket- ileri yolladı. Evrenos Bey, Niğbolu önlerine
Türk kuwetlerinin durumuna göre savun- ler hakimdi. Haçlılar, önce Osmanlılar'a ta- kadar gelip bu arada Macar kralının adam-
ma stratejisiyle hareket edilmesi tarafta- bi olan Bulgar Prensi Straşimir'in kendile- larından Belgrad bölgesi bam Johann Ma-
rıydı. Onun bu düşüncesi güçlü ve kalaba- riyle iş birliği yapması sonucu Vidin'e gir- roti'nin kuwetleriyle çarpıştı (Feridun Bey,
lık ordularına güvenen Batılı liderler için diler, buradaki küçük bir Türk birliğini ta- 1, ı 22) Bu bilgi Haçlı kaynaklarıyla da doğ­
hiç de cazip değildi; onlar, Hıristiyanlık ve mamen imha ettiler. Bu olay dolayısıyla rulanır. Maroti'nin görevi de tıpkı Evrenos
şövalyelik onuruyla hızlı ve seri bir biçim- Jean de Nevers ve 300 kadar asilzade şö­ gibi Tırnova'ya ilerleyen Osmanlılar hak-
de ilerleyerek Türkler'i mahvetmek, İstan­ valye unvanını aldı . Ardından iki kat surla kında bilgi toplamaktı. Bu küçük çarpış­
bul'u aşıp doğrudan Kudüs'e yürümek is- çevrili, az sayıda bir Türk garnizonunun ma her iki taraf için de sonuçsuz kaldı. Ev-
tiyorlardı. Orduda bulunan ve seferin ta- savunduğu Rahova Kalesi'ne saldırdılar. Eu renos Bey bu kuwetleri bozguna uğrattı­
rihini kaleme alan Froissart'a göre bütün Kontu Philippe d'Artois ile Mareşal Bo- ğını bildirip alabildiği haberleri Yıldırım Ba-
"Türkiye" fethedilecek, Suriye ve mukad- ucicaut (Jean de Meingre) kumandasındaki yezid'e ulaştırırken Maroti de Türkler'in
des yerlere ulaşılacaktı. Fransızlar kaleyi almakta başarılı olama-
Batı'da bu gelişmeler olurken 1394'te yınca Sigismund yetişerek bunları takviye

Tuna bölgesine seri bir h ücum yaparak sı­ edip bozgunu önledi ve kale ele geçirildi.
nır hattındaki Macar kalelerini tehdit eden, İçindekilerin çoğu katiedildL Haçlı kaynak-
Silistre ve Niğbolu'yu ele geçiren Yıldırım ları bu harekat sırasında Tuna civarında
Bayezid, İstanbul'un ablukasını sürdürü- irili ufaklı birçok istihkamın da alındığını Haçlılar ' ın Niğbolu Kalesi'ni kuşatması ve Yıldırım Bayezid'in

yordu. Macarlar'la savaş hali devam etti- belirtir. Haçlılar seferin en önemli hedefi kalenin önüne gelisini t asvir eden minyatür (Seyyid Lokman,
Hünername, 1, TSMK, Hazine, nr . 1523 , vr. 108h)
ğinden Batı'daki gelişmeleri de yakından olan Niğbolu önlerine gelip kaleyi kuşattı­
takip ediyordu. Froissart'a göre Milana Du- lar (lO Eylül). Fakat Niğbolu'daki Osman-
kast Gian Galeazzo, Haçlı ittifakı hakkında lı muhafızları, kalenin son derece sarp bir

Yıldırım Bayezid'e haber göndermişti; an- mevkide bulunmasından da yararlanarak


cak bu bilginin sıhhati şüphelidir. Zira Yıl­ onlara karşı şiddetle direndi. Haçlılar ise
dırım Bayezid'in böylesine büyük bir Haçlı önlerine çıkacak kuwetlere karşı savaş­
yürüyüşünü haber alır almaz acele ile ha- mak amacıyla organize edilmişierdi ve ka-
reket etmiş olması önceden bir duyum le muhasarası ile fazlaca oyalanacaklarını
alınmadığına yahut onun böyle bir hare- düşünmemişlerdi. Bu sebeple kuşatma

katı beklemediğine işaret eder. Fakat Os- başarısız birkaç saldırının ardından ablu-

manlı ordu sistemi , beklenmedik olaylar kaya dönüştü ve bir bakıma Yıldırım Ba-
ve böyle ani bir harekat için hızla teşkilat­ yezid'in hareketine fı rsat tanınmış oldu.
lanma ve bir araya gelme konusunda tec- İlk Osmanlı kaynaklarında, 130.000 kişi­
rübeye sahipti. Yıldırım Bayezid süratle lik Haçlı ordusunun Eflak ilinden Tuna'yı
Niğbolu istikametine giderken savaş ha- geçip Niğbolu'ya geldiğini duyan Yıldırım
lindeki diğer birlikleri de Niğbolu'ya kay- Bayezid'in İstanbul kuşatmasını hemen
dırmıştı . Buraya ulaştidığında ordu mev- kaldırıp alelacele topladığı askerlerle bir-
cudu 60-80.000 arasındaydı ve bunların likte Niğbolu'ya doğru hareket ettiği belir-
bir bölümü çok geç olarak orduya katıla­ tilirse de savaşın safhaları hakkında ayrıntı­
bilmiş, yorgun kuwetlerdi. Batı kaynak- lı bilgi yer almaz, kronoloji olarak da sa-
larındaki, Osmanlı ordusunun miktarının vaş farklı bir yere yerleştirilir, bazılarında
Haçlılar'dan daha fazla olduğu bilgisi (200- da Macar seferiyle karıştırılır. Savaşın tek

90
NiGBOLU SAVAŞI

Niğbolu'ya yaklaştığını krala bildirdi. Bu du, bunların sağ kanadında Transilvanya hizmetkarlarından biri tarafından kaldırı­
arada Osmanlı kaynaklarında Evrenos'un Beyi Laczkovic, sol kanatta Eflak Beyi Mir- hp ata bindirildiği belirtilir (1, 143-145)
haber almadaki başarısızlığı üzerine Yıl­ cea bulunuyordu. Osmanlılar'ın kesin zaferiyle sonuçlanan
dırım Bayezid'in bizzat gece karanlığında savaşta kayıplar konusunda kesin bir ra-
Osmanlı ordusuna karşı ilk hücumu ön
kale önlerine kadar gidip Niğbolu'daki ka- safta saidırma hakkını elde eden Fransız kam yoktur. Tahminler Osmanlı tarafının
le dizdan Doğan Bey ile konuştuğu yolun- güçleri gerçekleştirdi. Ağır zırhlı süvari sal- 30.000 dolayında kaybı olduğu, Haçlılar'ın
daki anekdotun doğruluğu şüpheli olmak- dırısını Osmanlı öncü birlikleri karşıladı ve ise bundan daha fazla kayba uğradığı yo-
la birlikte Yıldırım Bayezid'in cüretkar kişi­ lundadır. Başta Jean de Nevers olmak üze-
geri çekilerek onları kazıktı müdafaa hat-
liği böyle bir ihtimalin bütünüyle göz ardı re Eu Kontu Philippe d'Artois, La March
tının önüne getirdi. Adeta uçları sivrittii-
edilmemesi gerektiğini düşündürür; sa- Kontu Jacques de Bourbon, Enguerrand
miş kazıklardan bir ormana benzeyen bu
vaş fetihnamesinde de Haçlılar'ın durumu de Coucy, Henry de Bar ve Guy de la Tramo-
hattın arkasındaki okçular ok fırlatarak
hakkında kale dizdan Doğan Bey'den ha- uille, Mareşal Boucicaut gibi asilzadeler
duraklayan Haçlı hücumunun hızını iyice
ber alındığı yolunda bilgiler bulunur. esir alınmış, daha sonra fidyeleri ödenerek
kestiler. Şövalyelerin büyük kısmı okiarta
Yıldırım Bayezid, 22 Eylül'deki bu kü- bunların sağ kalanları vataniarına döne-
yahut kazıkiara takılarak yaralanan atla-
çük çaplı çatışmanın ardından 24 Eylül'- bitmiştir. Macar kralı ise yanındaki az sa-
rından indi, bir bölümü de kazıkiarı çıka­
de N iğbolu yakınlarında ordugahını kurdu, yıda adamıyla o sırada nehirde bulunan
rıp yol açmakla uğraştı. Buradaki müca-
burası Tuna'ya 4 mil mesafedeydi. Savaş birkaç yük kayığından birine zorlukla bi-
dele sırasında başı boş kalmış atların bir
ertesi gün Haçlı kuwetlerinin saldırısıyla nerek Tuna ağzındaki Haçlı donanmasına
kısmı ordugaha geri döndü, bunu gören
başladı. Yıldırım Bayezid muhtemelen al- ulaşmış ve İstanbul'dan geçip Venedik'e
ve Fransızlar'ın savaş sisteminden haber-
dığı haberlerin de yardımıyla Haçlılar'ın gitmiştir.
siz olan Macarlar onların yok edildiğini zan-
durumunu öğrendiği için ordusunu bir sal- nettiler ve ordugahta bir panik başladı. Ka- Niğbolu Savaşı, klasik anlamda öğeler
dırıya karşı savunma planı içerisinde dü- taşıyan ve eski Haçlı seferleri hülyalarıyla
zıklı alanda açılan yoldan saldıran Fransız­
zenlemişti. İbnü'l-Cezeri'nin savaş arefe- beslenmiş son Haçlı seferidir. Bu bozgun,
lar fetihnameye göre Rumeli kolu üzeri-
sinde Osmanlı tarafı kuwetlerinin azlığın­ ne yürüdü ve bunları bozdu. Fakat sol kol- Batılı araştırmacılar tarafından genellikle
dan, 12.000 kişilik kuwetiyle Bayezid'in Türkler'le yapılan savaşlar dolayısıyla tec-
daki Şehzade Mustafa ile Anadolu Beyler-
yalnızca bir oğlunun (muhtemelen Şehzade rübeli olan Macarlar'ın savaş taktiğini din-
beyi Timurtaş, tepeye doğru çekilen Os-
Süleyman) Niğbolu'ya gelebildiğinden söz lemeyen ve zaferi kendilerine mal etmek
manlı askerlerini üzerlerinde ağır zırh ol-
etmesi dikkat çekicidir. Bu sebeple büyük isteyen Eu Kontu ve Boucicaut'nun dü-
duğu halde ve atları kaçtığı için yaya ola-
güçlük çekildiğini belirten İbnü'l-Cezerl, şüncesiz saldırısına, müttefiklerin arala-
rak takip etmeye koyulan Haçlılar'ı ani bir
Bayezid'i etkili sözlerle harekete getirdi- rında ortak bir savaş planının olmayışına,
saldırıyla çevirdiler. Bunların birçoğu haya-
ğini de bildirir. İlk saldırıya geçen "Güney ordunun tam bir disiplinsizlik, ahlak dışı
tını kaybetti, bir kısmı da esir alındı. Ölen-
Frenkleri"nin 200.000-400.000 kişi oldu- hareketler ve sefahat içinde olmasına, her-
ler arasında Amirat Jean de Vıenne de var-
ğunun söylenmesine rağmen o bunların hangi bir kriz planının bulunmamasına,
dı. Ordunun idaresini üstlenen Jean de
gerçekte 30.000 kişiye ulaştığını tahmin kendilerine aşırı güvenmelerine, topograf-
Nevers ile yanındaki bazı asılzadeler ise
eder. Fakat savaşın safhaları hakkında da- yayı iyi incelememelerine bağlanır. Buna
teslim olmuştu.
ha fazla ayrıntı vermez (Cami'u'l-esanfd, karşılık Yıldırım Bayezid arazi şartlarını
vr. ı 7a-ıs a ı. Osmanlı kaynakları Yıldırım Fetihnameye göre tam zafer kazanılmış kendi lehine çok iyi kullanmış, ormanlık
Bayezid'in kuwetlerini üçe ayırdığını be- ve savaş bitmiş sanılırken pusuda bulu- alana askerler gizlemiş, Haçlılar'ı hareket
lirtirken Haçlı kaynakları önde düzensiz nan Macar kumandanı Nicholas de Gara kabiliyetlerini kısıtlayacak bir alana mah-
birliklerin bulunduğunu, hemen arkala- idaresindeki 30.000'den fazla askerin Ma- kum etmiştir. Yıldırım Bayezid'e bütün İs­
rında hücumu karşılamak üzere kazıklar car kralı ile birleşip Anadolu askerine sal- lam dünyasında büyük bir şöhret sağlayan
dikilmiş olduğunu, bunun arkasında asıl dırdığı bilgisi yer alır. Bunlar birbirine ka- bu savaş sonucunda Osmanlılar'ın Tuna'-
savaşçı güçlerin ve okçuların yerleştirildi­ rışmış, Anadolu sİpahilerinin üstlerinde ya uzanan kesimdeki hakimiyetleri sağlam
ğini , en arkada Bayezid'in kendi kuwet- Macarlar'a benzeyen zırh ve başlarında tol- hale gelmiş, Balkanlar'daki konumları güç-
leriyle Sırp vasalı Lazarevic'in askerlerinin galar bulunduğundan kimin hangi tarafa lenmiş, Macarlar için Osmanlı tehdidi da-

pusuya yatırıldığını yazar. Fetihnamedeki ait o lduğu anlaşıl amamış ve bu karışıklık­ ha da büyümüş, Bizans'ın ise ümitlerini
bilgiler doğru kabul edilecek olursa Os- ta Yıldırım Bayezid'in ordugahı tehdit al- dindaşlarına değil Doğu'da beliren ve düş­

manlı ordusu sağ kolda Şehzade Emir Sü- tında kalmıştır. Haçlı kaynaklarında ise manlarıyla aynı dünyaya mensup yeni bir

leyman Çelebi ile Vezlriazam Çandarlı Ali Sigismund'un kuwetlerini toplayarak ani güce bağlamasına yol açmıştır.
Paşa, Rumeli Beylerbeyi Firuz Bey, Mal- saldırısının Osmanlı merkez gücü yeniçe- BİBLİYOGRAFYA :

koç Bey, Timurtaş Bey; sol kolda Şehzade ri ve azaplar arasında karışıklığa yol açtı­ İbnü'l-Furiit, Tarfl; (nşr. K. Züreyk- Neclil izzed-
Mustafa, Anadolu Beylerbeyi Timurtaş, ğı, fakat son anda Lazarevic'in emrinde- din). Beyrut 1938, IX/2, s. 456; İbnü'l-Cezeri, Ca-
mi'u'l-esanid, Süleymaniye Ktp., Diirülmesnevl,
Karaman beyleri Mehmed, Turhan, Beşir, ki Sırp kuwetlerinin yetişmesiyle Sigis-
nr. ll, vr. 17'-18' (eserin bir bölümünün tercü-
Tahir ve ortada Yıldırım Bayezid'in kendi- mund'un saldırısının püskürtüldüğü, kra- mesi için bk. Ali Osman Yüksel, İbn Cezerl ve
si yer almıştı. Hücum düzeni alan Haçlılar lın kaçarak Tuna'da küçük bir gemiye bi- Tayyibetü'n-Neşr, istanbul 1996, s. 163-167); J.
uzun tartışmalardan sonra öncülüğü Fran- nip canını kurtardığı bilgisi bulunur. Os- Schiltberger, Türkler ve Tatarlar Arasında: 1394-
sızlar'a verdiler. Onları 1000 adım mesa- manlı kroniklerinden sadece Tdcüt-tevd- 1427 (tre. Turgut Akpınar), İstanbul 1995, s. 29-
33; Dukas, Bizans Tarihi (tre. VI. Mirmiroğlu), İs­
fede ikinci saf olarak Sigismund'un kuv- rih'te bu son saldırı sırasında bizzat çar- tanbul 1956, s. 30-31; Aşıkpaşaziide , Tarih (At-
vetleri (Macarlar, Almanlar, Rodos şöval­ pışmaya giren Yıldırım Bayezid'in bir to- sız). s. 136-137; Şükrullah Çelebi, Behcetü't-te-
yeleri, Bohemya ve Leh askerleri) izliyor- puz darbesiyle atından yere düştüğü ve varih (tre. Nihai Atsız, Osmanlı Tarihleri I için-

91
NiGBOLU SAVASI

de), istanbul 1949, s. 57; Oruç b. Adil, revarih-i yakınındaki en eski yerleşim yeri olan an- bad ile olan mücadelesi sı rasında Daniş­
Al-i Osman, s. 28, 98-99; Bihiştl Ahmed Sinan tik '!Yana kenti (Kemerhisar) 23 km. gü- mendli Yağıbasan'ın oğullarından Zahirüd-
Çelebi, Tevarih-i Al-i Osman, British Museum,
neydedir. Arap coğrafyacılarının Tavana din İli Niğde'ye giderek Alaeddin Keykubad
Add. Or. ms. 7869, vr. 15b-18b; Neşrl. Cihannü-
ma [Taeschner), 1, 88-89; İbn Kemal, Tevarih-i şeklinde zikrettikleri bu kent bölgenin en lehinde hazırlıklara giriştiyse de başarılı
Al-i Osman, IV. Defter [haz. K. lmazawa), Anka- büyükyerleşim merkezlerinden biriydi. Şeh­ olamadı ve Lülüve (Ulukışla) Kalesi'ne çe-
ra 2000, s. 237-263; Feridun Bey, Münşeat, ı, rin adının nereden geldiği hususunda çe- kilmek zorunda kaldı. izzeddin Keykavus,
122-124; Enver!. Düstarname [haz. Necdet öz- şitli görüşler vardı r. Hititler dönemindeki Niğde ve çevresini devrin kudretli emirle-
türk). İstanbul 2003, s. 36-37; 16. Asırda Yazıl­
Naghita, Nagidos'un Ortaçağ kaynakların­ rinden Zeynüddin Beşare'ye verdi. Zeynüd-
mış Grekçe Anonim Osmanlı Tarihi: 1373-1512
[haz. Ş erif Baştav) , Ankara 1973, s. 98-100; Rü- da "Nekida" (Yakut, v. 350) veya "Nekide" din Beşare'nin ismi, Sinop'un 611 (1214)
hi Tarihi (TTK Belgeler, XIV/18 [1992[ içinde, tıp­ şekline dönüştüğü görülür. "Nigde" veya yılında fethi sonrasında girişilen inşa ve
kıbasımı ile birlikte n ş r. Yaşar Yücel- Halil Erdo- "Nikde" tarzındaki kayda ise ilk defa XIV. imar faaliyetleri sırasında da Niğde beyi
ğan Cengiz). s. 393; Hoca Sacteddin, Tacü 't-teva- yüzyılda Hamdullah el-Müstevfi'nin Nüz- olarak geçer. Zeynüddin Beşare'nin N iğ­
rih, İstanbul 1279, ı, 143-145; Zinkeisen, Gesc-
hetü'l-~uW.b adlı eserinde rastlanır (s. 97, de emirliği 620'de (ı223) idam edilmesi-
hichte, I, 290-309; A. Brauner. Die Schlacht bel
Nicopolis (1396), Breslau 1876; G. Köhler, Die 99) . Ortaçağ İslam kaynaklarında burası ne kadar sürdü. Bu tarihten sonra Niğde
Schlachten uan Nicopoli und Warna, Breslau için "Darülpehlevaniyye" ve "Ma'şOkıyye" doğrudan sultana bağlı bir şehir haline
1882; C. Oman, A History of the Art of War in unvaniarının kullanıldığı belirtilir. geldi. Selçuklular zamanında büyük öl-
the Middle Ages, London 1924, I, 349-352; A. S. çüde imar edilen Niğde ayrıca önemli bir
Niğde yöresinin bilinen tarihi Hititler dev-
Atiya, The Crusade in the Later Middle Ages,
rine kadar iner. Frig ve Pers hakimiyetin- ilim merkezi ol muştu . 627'de (ı 230) ya-
London 1938, s. 435 -462; a.mlf., Niğbolu Haç-
lılar Sefer! [tre. Esat Uras). Ankara 1956; a.mlf., den sonra Makedonyalılar'ın idaresi altına pılan Yassıçemen savaşının ardından Ala-
" Nikbülı " , EJ2 (İng.). Vlll, 35-36; A. Lutrell, "The giren bölge önce Pontus Krallığı'na, ardın­ eddin Keykubad, Niğde'yi kendisine tabi
Crusade in the Fourteenth Century" , Europa in dan milattan önce ı. yüzyılda Roma İm­ olan Harizm beylerinden Bilentoğa'ya (Yı­
the Late Middle Ages, London 1965, s. 122-154; lanboğa) iktaolarakverdi (629/ 1232) . Niğ­
paratorluğu ' na dahil oldu. Bizans idaresi
K. Setton, The Papacy and the Leuant (1204-
döneminde Arap akınlarından etkilendi. de'nin idarecileri 6SS'te ( 1257) IV. Kılı­
1571), Philadelphia 1976, ı, 341-369; Runcirnan,
Haçlı Seferleri Tarihi, lll, 385-390; D. M. Nicol, 88 (707) yılında '!Yana müslümanların M- carslan'a itaat arzettikleri için Il. izzeddin
Bizans'ın Son Yüzyıl/arı: 1261-1453 (tre. Bilge kimiyetine geçtiyse de bu uzun sürmedi ve Keykavus tarafından cezalandırıldı. Il. iz-
Umar). İstanbul1999 , s. 325-327; Nicopolis 1396: bölge Emev!ler'le Bizans arasında sürekli zeddin Keykavus'un saltanatının başların­
The Last Crusade [haz. D. Nicolle- C. Hook), Ox- da Niğde hakimi olarak Şemseddin Kay-
el değiştirdi. Abbasi Halifesi HarOnürreşid
ford 1999; Fahamettin Başar, "Niğbolu Meydan
190 (806) yılında bölgeyi kesin olarak is- maz'ın adına rastlanır. Moğol hakimiyeti-
Muharebesi ve Haçlı Seferleri Tarihindeki Yeri",
Haçlı Seferleri ve XI. Asırdan Günümüze Haçlı lam topraklarına kattı. 217'de (832) Me'- nin etkili olduğu bu dönemde şehrin tahri-
Ruhu Semineri, Bildiriler, İstanbul 1998, s. 117- mOn tarafından imar gören Niğde za- bata uğradığı bilinmektedir. 660 (1262)
132; H. L. Savage. "Enguerrand de Coucy VII and manla gelişerek TYana'nın yerini alırken yılı sonrasında Anadolu Selçuklu Devleti'n-
the Campaigne of Nicopolis", Speculum, XIV, de mutlak iktidar Moğollar ' ın desteğiyle
ıyana da geriledi. 965 yılında İmparator
Cambridge 1939, s. 423-442; C. L. Tipton, "The
ll . Nikephoros tarafından tekrar Bizans Muinüddin Pervane'nin eline geçince Niğ­
English at Nicopolis (1396)", a.e., XXXVII [1962).
s. 528-540; Şehabeddin Tekindağ , "Türk Ordu- hakimiyetine sokulan Niğde , 1071 Malaz- de, Hatiroğlu Şerefeddin 'e emaret ve ikta
sunun BirTaktik Savaşı: Niğbolu 25 Eylüll396" , girt Savaşı'ndan sonra Türkler'in hakimi- olarak verildi. Naib Muinüddin Pervane ile
TK, lll/35 [1965), s. 814-819; a.mlf.. "Niğbolu" , yetine girdi. ı. Süleyman Şah zamanında Emir Fahreddin Ali 1276'da IV. Kılıcars­
İA, IX, 248-250; Hicran Akın, "Niğbolu Haçlı Se- lan 'ın kızını Argun Şah'ın oğluna gelin ola-
Niğde ve çevresine Ebülkasım'ın kardeşi
fert ile ilgili Bazı Problemler", TK, XXV/ 2 (1987 ),
Ebülgazi Hasan vali tayin edildi. Şehrin ya- rak iran'a götürünce, otorite boşluğundan
s. 209-216; Cüneyt Kanat. "Makrlzl'nin Kitabü's-
sülük'unda OsmanWar ile İlgili Kayıtlar" , Türk kınlarındaki Hasandağı da adını ondan alır. yararlanan Hatiroğlu Şerefeddin , Memlük
Dünyası İncelemeleri Dergisi, sy. 4, İzmir 2000, Eserini XIU. yüzyıl sonlarında kaleme alan Sultanı Baybars ' ın desteğine dayanarak
s. 228-229. ı:;iJ N iğdeliKadı Ahmed'e göre şehrin surları Moğollar'a karşı isyan etti. Selçuklu beyle-
IJilll!l FERiDUN E MECEN
ilk defa ı. Süleyman Şah tarafından yap- riyle birlikte lll. Gıyaseddin Keyhusrev'i ala-
tırılmıştır. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Me- rak Niğde'ye getirdi (674/ 1276) . Niğde bir
sud zamanında Niğde ve çevresine oğlu süre sonra Moğollar'a karşı oluşan isyan
NİGDE
Il. K.ı lıcarslan hakim oldu; onun hüküm- hareketinin merkezi haline geldi. Fakat ar-
İç Anadolu bölgesinde şehir darlığı döneminde (ı ı 5 5-1192) şehir esas- dından Moğollar duruma yimiden hakim
ve bu şehrin merkez olduğu il. lı şekilde tamir gördü ve bu tamirle ilgili oldular ve Şerefeddin 'i idam ettiler. 1279'-
L _j
kitabe şehrin Hasandağı tarafındaki Ereğ­ da meydana gelen "Cimri" hadisesi sıra­
İç Anadolu bölgesinin güney kesiminde li kapısına asıldı. ll. K.ılıcarslan devletin gü- sında Karamanoğlu Mehmed Bey'in Sel-

kalesinin bulunduğu tepenin etrafında de- ney sınırlarını Ermeni saldırılarına karşı çuklu sultanı ilan ettiği Il. İzzeddin Key-
niz seviyesinden yaklaşık 1200 m. yüksek- korumak amacıyla Sencer Şah'ı Ereğli'ye, kilvus'un oğlu Alaeddin bir süre Niğde'de
likte yer alır. Kuzeybatıda Melendiz dağ­ Argun Şah ' ı Niğde 'ye, Tuğrul Şah ' ı Elbis- bulundu.
ları ile güneydoğuda Toroslar arasındaki tan'a tayin etti. ll. K.ılıcarslan , saltanatı­ Gazan Han 694'te (ı 295) Suriye seferine
önemli bir geçit yeri üzerindedir. Şehrin nın son yıllarında ülkeyi oğulları arasında çıkarken hüküm süren kargaşaları sona er-
çekirdeğini oluşturan , üstünde kalenin bu- paylaştırırken Niğde'yi oğlu Arslan Şah'a dirmek amacıyla Anadolu'ya gönderdiği Mü-
lunduğu tepenin ne zaman iskan edildiği verdi. Niğde'nin surları 1196'da Anadolu cirüddin Emirşah , yanında mali işleri dü-
hakkında kesin bilgi yoktur. Buradaki ilk Selçuklu sultanı olan ll. Süleyman zama- zene koymakla görevli Şerefeddin Abdur-
yerleşmenin Hititler dönemine kadar in- nında tekrar tamir edildi. rahman ve Sutav Noyan olduğu halde Niğ­
diği ve Hitit belgelerinde geçen Naghita'- 1211 'de Selçuklu tahtına çıkan ı. İzzed­ de'ye geldi ve asayişi sağlamaya çalıştı.
nın burası olabileceği ileri sürülür. Şehrin din Keykavus'un, kardeşi Alaeddin Keyku- Moğollar bu tarihlerde Anadolu'yu dört "bö-

92

You might also like