Professional Documents
Culture Documents
Bilecik-2015
B LEC K EYH EDEBAL ÜN VERS TES YAYINLARI
Yayn No: 17
19388
978-605-65470-6-5
YAYINA HAZIRLIK:
KAPAK TASARIMI:
BASKI VE C LT:
Bilecik eyh Edebali Üniversitesi Yaynlar
KÜLTÜRÜMÜZDE
"ÂDÂB-I MUÂ ERET"
Yayna Hazrlayan
Prof. Dr. Azmi ÖZCAN
B LEC K - 2015
SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU
IV
Ç NDEK LER
II. OTURUM....................................................................................................................................55
Prof. Dr. Sacit ADALI..............................................................................................................57
Prof. Dr. Metin TUNCEL ........................................................................................................58
Prof. Dr. U ur DERMAN........................................................................................................62
Rasim C N SL ..........................................................................................................................71
Ali ERDAL ..............................................................................................................................78
V
Kültürümüzde "Âdâb-ı Muâşeret" 27
Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.
1 Bu çalışmanın esas kaynağı “Tereke Defterleri ve Osmanlı Maddî Kültüründe Değişim
(1785-1875 İstanbul Örneği)” başlıklı Sakarya Üniversitesi’nde 2011 yılında tamamlanan
doktora tezidir.
28 Kültürümüzde "Âdâb-ı Muâşeret"
Alışkanlıkları”, Soframız Nur Hanemiz Mamur: Osmanlı Maddi Kültüründe Yemek ve Barınak,
Suraiya Faroqhi ve Christop K. Neumann (eds.), İstanbul, 2006, s. 185-207; aynı yazar,
“Osmanlı Kültüründe Değişen Sofra Âdâbı: Alaturka-Alfranga İkilemi”, Toplumsal Tarih,
2013, sy. 231, s. 81-87. 19. yüzyıl Osmanlı âdâb-ı muâşereti hakkında bkz. Fatma Tunç
Yaşar, “Geç Dönem Osmanlı Âdâb-ı Muâşeret Kitaplarında Sofra Âdâbı”, Akademik
Araştırmalar Dergisi, 2013, sy. 58, s. 157-176; aynı yazar, “Geç Dönem Osmanlı Âdâb-ı
Mu’âşeret Literatürü”, Toplumsal Tarih, 2013, sy. 231, s. 52-59.
4 Tereke sahiplerinin geride bıraktığı eşyaların dökümü verilirken bunların kaydında belli
usul ve eğilimlerin olduğu fark edilmektedir. Çok kesin yahut katı bir uygulama
olmamakla birlikte eşyalar kullanım yeri, işlevi, çeşitli özelliklerine göre gruplandırılarak
kaydedilmektedir. Örneğin, oda takımları çoğunlukla kendi içinde bir ya da (duruma
göre) daha çok eşya öbeği oluşturacak şekilde yer almaktadır. Çatal ve bıçağın yer aldığı
kimi tereke defterlerinde bu ikisi yanlarına kaşığı da alarak üçlü grup meydana
getirebilmektedir. Ancak kaşık Osmanlıların sofrada asırlardır kullandığı geleneksel bir
eşya olduğundan ve kaşık kullanımının alafranga sofra kültürünün araçları olan çatal ve
bıçak kullanımından tamamen farklı bir kültürü temsil ettiğinden, çatal-bıçak ikilisi tabiri
tercih edilmiştir.
5 Bu soruların her biri önemlidir ve müstakil çalışmalara konu olacak nitelikteki bu
soruların her biri şüphesiz bir tebliğ metninin kapsamını fazlasıyla aşmaktadır.
Tamamlanmış bir doktora çalışmasının verileri söz konusu olmasa idi, bu sorulara
kısmen de olsa yanıt vermek mümkün olmazdı. Kaldı ki, bu haliyle dahi çalışma bazı
eksiklikleri içinde barındırmakta ve alana mütevazı bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.
30 Kültürümüzde "Âdâb-ı Muâşeret"
6 Giovanni Rebora, Çatal Kültürü: Avrupa Mutfağının Kısa Tarihi, çev. Çağla Şeker,
İstanbul, 2003, s. 24-27; Fernand Braudel, Maddi Uygarlık Ekonomi ve Kapitalizm XV-
XVIII. Yüzyıllar, Cilt I: Gündelik Hayatın Yapıları, çev. Mehmet Ali Kılıçbay, Ankara,
1993, s. 173-174.
7 Lorna Weatherill, Consumer Behaviour and Material Culture in Britain 1660-1760, London,
9 İstanbul Kadılığı Mülga Beledî Kassamlığı Sicilleri, no. 61, vr. 25a.
Kültürümüzde "Âdâb-ı Muâşeret" 31
10 Baron de Tott, Türkler ve Tatarlara Dâir Hatıralar, çev. Mehmet Reşat Uzmen,
İstanbul, t.y., s. 56.
11 Bursa Şer‘iyye Sicilleri, no. B229, vr. 3a.
12Rahibin “simli kaşık ve çatal”ının değeri 200 akçe iken “sim tabak”ı 400 akçe, 4 adet
“simli fincan zarfı” ise 1.000 akçe kıymetinde idi. Ayrıca, bu rahibin ve muhtemelen
32 Kültürümüzde "Âdâb-ı Muâşeret"
14 Herhangi bir devlet görevi zikredilmemiş olan Mehmed Bey’in babası Mustafa
Paşa’dır. Tereke listesinde 16’sı gümüş 17 çatalla birlikte 18 adet bıçak da kayıtlıdır.
Öldüğünde 2 kanepe, 4 koltuk, 5 masa ve 21 sandalyeden oluşan alafranga mobilyaların
da sahibi olan Mehmed Bey, başkentin Müslüman elitleri arasında alafranga yaşam
tarzını bütün unsurlarıyla benimsemiş ilk örnek olarak dikkat çekmektedir (Beytülmal
Kassamlığı Şer‘iyye Sicilleri, no. 8, vr. 62b-64a).
Kültürümüzde "Âdâb-ı Muâşeret" 33
man bireylerin sayısı hâlâ oldukça azdır. Hicri 1280 dönemi (1863-1864)
kayıtları, kalemiye ve seyfiyeden sadece üç tereke sahibinin çatal-bıçak
takımını edindiğini bildirmektedir.15 Müslüman unsurların batılı tarzda
yemek yeme kültürüne karşı dirençlerinin aşılmakta olduğunu on yıl
sonraki terekelerden okumak mümkündür. İlmiye sınıfı dışındaki askerî
elitlerin çoğunluğu teşkil ettiği çatal-bıçak sahibi on iki tereke sahibi
arasında az da olsa varlıklı reaya statüsünde kişiler de vardı.
halde ve çok sayıda alafranga sofra takımı siparişlerini içeren iki belgenin padişahlığının
son dönemlerine ait olduğu da belirtilmelidir. Muhtemelen Osmanlı sarayında dahi
alafranga sofra düzeninin bireysel örnekleri aşan, nispeten yaygın bir özellik kazanması
için 19. yüzyılın ortalarını ya da ikinci yarısını beklemek gerekecektir. Konu hakkında
bkz. Bozkurt, a.g.t., s. 345.
17 Söz konusu literatür hakkında bkz. Fatma Tunç Yaşar, “Geç Dönem Osmanlı Âdâb-ı
Muâşeret Kitaplarında Sofra Âdâbı”, Akademik Araştırmalar Dergisi, 2013, sy. 58, s. 157-
176; aynı yazar, “Geç Dönem Osmanlı Âdâb-ı Mu’âşeret Literatürü”, Toplumsal Tarih,
36 Kültürümüzde "Âdâb-ı Muâşeret"
Alafranga Sofra: Beylerbeyi Sarayı'nda Prens Napolyon onuruna verilen ziyafet (1854)
İki âdâb-ı muâşeret kitabı üzerinden karşılaştırma ve
değerlendirme yapılacaktır. Bunlardan ilki 1819 yılında yayınlanan ve
Karamanlı Hıristiyan çocuklara terbiye ve görgü kurallarını öğretmeye
yönelik, Yunancadan Karamanlıcaya çevrilerek yayınlanan Sabilere Fazilet
Kılavuzu başlıklı âdâb-ı muâşeret kitabıdır.18 İkincisi ise, Müslüman
Osmanlı okuyucusu için kaleme alınmış ilk kitaplardan olma özelliğine
sahip Ahmed Midhat Efendi’nin 1894 yılında yayınlanan Avrupa Âdâb-ı
Muâşereti Yahud Alafranga başlıklı kitabıdır. İstanbullu gayrimüslimlerin
tereke kayıtlarından hareketle, 1820’li yıllara gelindiğinde bu kesim
arasında çatal-bıçak sahibi olanların oranı oldukça artmış, %20 düzey-
lerine ulaşmıştı. Tereke defterlerinin bireysel bir envanter olduğu,
herhangi bir hanedeki toplam eşyayı içermediği, dolayısıyla bu oranın
gerçekte daha fazla olabileceği belirtilmelidir. Bundan başka, terekelerden
elde edilen verilere göre, 18. yüzyılın ikinci yarısında çatal-bıçak ikilisine
sahip olanlar çoğunlukla bir ya da birkaç çatal-bıçağı varislerine miras
181819 yılında İstanbul’da basılan kitap her ne kadar çocuklar için düşünülmüş olsa da
yayınlandığı dönemin Rum milletinin maddî kültürü hakkında da bilgi vermektedir.
Kılavuzun sofra âdâbıyla ilgili kısmında yemek yerken çatal, bıçak ve kaşığın nasıl
kullanılacağı ayrıntılı tarif edilmiştir. Söz konusu kitap için bkz. Marianna Yerasimos,
“Karamanlıca Sofra Adab-ı Muaşereti”, Yemek ve Kültür, 2010, sy. 19, s. 96-101.
38 Kültürümüzde "Âdâb-ı Muâşeret"