You are on page 1of 24

HUKUK VE TOPLUMSAL

YAŞAMI DÜZENLEYEN DİĞER


KURALLAR

•Hukuk Ve Hukuk Düzeni


Kavramları
•Sosyal Düzen (Toplumsal
İÇİNDEKİLER

Davranış) Kuralları
•Hukukun Kaynakları
HUKUKUN TEMEL
•Hukukta Kaynak Kavramı KAVRAMLARI
•Hukukun Yürürlük
Kaynakları
Prof. Dr. Cem
•Hakimin Yarattığı Hukuk BAYGIN
•Hukukun Yardımcı
Kaynakları
•Hukuk Kurallarının Yürürlüğe
Girmesi ve Yürürlükten
Kalkması

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Hukuk kuralları ile diğer sosyal
düzen kuralları arasındaki ilişkileri
HEDEFLER

fark edebilecek,
• Hukuk kurallarının niteliklerini ve
işlevlerini açıklayabilecek,
• Hukukun yazılı ve yazılı olmayan ÜNİTE
yürürlük kaynaklarını sayabilecek,

1
• Hukuk kurallarının yürürlüğe
girmesi ve yürürlükten
kaldırılması usullerini
öğrenebileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

SOSYAL DÜZEN (TOPLUMSAL DAVRANIŞ) KURALLARI

Ahlak Kuralları

Din Kuralları

Görgü Kuralları

Örf ve Âdet Kuralları

Hukuk Kuralları

HUKUKUN İŞLEVLERİ

Toplumda Dirlik ve Düzeni


Sağlama

Toplumun Ekonomisini, Kültürünü, Adaleti Sağlama


Doğasını ve Gelecek Kuşakları (Eşitliği Sağlama, Güçlüye Karşı
Koruyup Geliştirme Zayıfları Koruma)

Hukuki Güvenliği Sağlama

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

Hukukun Kaynakları

Hukukun Yürürlük Hakimin Yarattığı


Yardımcı Kaynaklar
Kaynakları Hukuk

Asli kaynaklar Tali kaynaklar


(Yazılı olmayan Bilimsel Görüşler Yargı Kararları
(Yazılı kaynaklar) kaynaklar)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

GİRİŞ
İnsan, toplu hâlde yaşama içgüdüsü ve alışkanlığına sahip sosyal bir varlıktır.
İnsanların belirli şekilde örgütlenmiş bir toplum içinde yaşamaları dış tehlikelere
karşı korunma ve yaşamsal gereksinimlerin karşılanmasında yardımlaşma ve
dayanışma ihtiyacından kaynaklanır. Ne var ki toplumu oluşturan bireylerin
fiziksel, sosyal ve ekonomik güçleri birbirinden farklıdır. Kendi kişisel çıkarını
gözeten insan, sahip olduğu gücü diğerlerinin zararına kullanarak onları kendine
boyun eğdirmekten geri kalmaz. Bu nedenle, toplumun huzuru ve devamlılığı için
o toplumu oluşturan insanların çatışan kişisel menfaatlerinin adalete uygun bir
biçimde dengelenerek bağdaştırılması için düzenleyici kurallara ihtiyaç vardır.
İnsanların toplum hâlinde yaşaması, toplumsal düzen ve güvenliğin sağlanması için
birtakım kuralların varlığını zorunlu kılar. Dolayısıyla, insan topluluğunun
bulunduğu her yerde hukuk vardır [1]. Hukuk; emredici, yasaklayıcı, yetki ve izin
verici kurallarla sosyal ilişkileri düzenler.
Toplumsal barış ve huzurun sağlanması için, sadece belirli düzen kurallarının
bulunması yetmez; toplumu oluşturan fertlerin, herkesin bu kurallara uyacağına
inanmaları da gerekir. Elbette her toplumda kurallara uymayan, onları ihlal eden
kişiler olacaktır. Bu nedenle, kurallara uymayan kişilerin karşılaşacağı yaptırımların
ve bunları uygulayacak bir gücün (devlet erkinin) bulunması da zorunludur.

HUKUK VE HUKUK DÜZENİ KAVRAMLARI


Arapça kökenli bir sözcük olan hukuk, etimolojik olarak, hak sözcüğünün
çoğulu olan haklar anlamına gelir. Ancak kavramsal olarak hukuk; kurallar
Hukuk, toplumu
oluşturan şahısların düzenini, hak ise; bir kişinin bu düzen tarafından korunan menfaatini ifade eder.
davranışlarını ve Hukuk, toplumu oluşturan şahısların davranışlarını ve ilişkilerini düzenleyen ve
ilişkilerini düzenleyen uyulması devlet zoruna (yaptırıma) bağlanmış kurallar bütünüdür [2]. Daha geniş
ve uyulması devlet anlamda hukuk; örgütlenmiş bir toplum içinde yaşayan insanların birbirleriyle ve
zoruna (yaptırıma) devletle olan ilişkilerini düzenleyen, kişilerin hukuki güvenliğini ve özgürlüklerini
bağlanmış kurallar
sağlamak amacıyla oluşturulan ve devlet gücü ile desteklenen bağlayıcı kurallar
bütünüdür.
bütünü olarak tanımlanabilir.
Aynı amaca yönelik, bir dizi toplumsal ilişkiyi düzenleyen hukuk kurallarının
oluşturduğu gruba hukuki kurum adı verilir.
Örnek

•Örneğin evliliği düzenleyen kurallar evlilik kurumunu oluşturur.

Mantıksal ve sistematik şekilde bir araya gelen hukuki kurumların oluşturduğu


düzene ise, hukuk düzeni denir [3].
Hukuk, yere ve zamana göre değişim gösteren, dinamik bir kavramdır. Zira
hukuk, değişikliklere ve yeniliklere ayak uydurmak ve toplumsal ihtiyaçları

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

karşılamak zorundadır. Sosyal ve ekonomik koşulların değişmesi, bilim ve teknoloji


alanındaki gelişmeler, hukuk kurallarının zamanla değişmesine yol açar.

SOSYAL DÜZEN (TOPLUMSAL DAVRANIŞ) KURALLARI


Toplumsal ilişkileri sadece hukuk kuralları düzenlemez. Hukuk kurallarından
başka, ahlak kuralları, din kuralları, görgü kuralları ile örf ve âdet kuralları da
kişilerin toplumsal davranışlarını düzenleme amacını taşır. Bu kurallar amaçları
bakımından benzerlik taşısa da aralarında önemli farklılıklar mevcuttur.

Ahlak Kuralları
Toplumsal değer yargılarına göre insan davranışlarını iyi veya kötü, doğru ya
da yanlış olarak değerlendiren kuralların tümü ahlak kurallarını oluşturur. Ahlak
kuralları, sübjektif (bireysel) ahlak kuralları ve objektif (sosyal) ahlak kuralları
olarak ayrılabilir.

• Sübjektif (bireysel) ahlak kuralları: Kişinin kendisine karşı olan ödevlerine


ilişkin kurallardır. Örneğin, başkaları hakkında iyi düşün, dürüst ol.
• Objektif (sosyal) ahlak kuralları: Kişinin diğer kişilere karşı olan ödevlerine
ilişkin kurallardır. Örneğin, yoksullara yardım et, verdiğin sözü tut, yalan
söyleme.

Ahlak kuralları ile hukuk kuralları arasındaki ilişki


Ahlak kuralları, kişilerin diğer kişilerle ilişkisini düzenlemesinin yanında
kişilerin bizzat kendilerine karşı uymakla yükümlü olduğu kuralları da düzenler.
Hukuk kuralları ise, kişilerin sadece birbirleriyle olan ilişkilerini düzenler. Sosyal
Ahlak kuralları iyi ahlak kuralları toplumun değer yargılarından doğarken, hukuk kuralları kural
davranışın, hukuk koyma yetkisine sahip makamlar tarafından konulur. Ahlak kuralları iyi davranışın,
kuralları ise, haklı hukuk kuralları ise, haklı davranışın ne olduğu sorusuna cevap verir. Ahlak
davranışın ne olduğunu kurallarının yaptırımı vicdan azabı çekme, ayıplanma veya kınanma gibi manevi
gösterir.
niteliktedir. Hâlbuki hukuk kurallarının yaptırımı, devletin zorlayıcı gücüdür [4].
Hukuk kuralları ile ahlak kuralları arasında çoğu kez bir etkileşim ilişkisi
vardır. Şöyle ki bazı hukuk kuralları, ahlaki bir temele dayanır.
Örnek

•Örneğin, ahlak kuralları, yardıma muhtaç olan kişilere yardım


edilmesini emreder.

TMK (Türk Medeni Kanunu) m.364/1 hükmüne göre de “herkes yardım


etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine
nafaka vermekle yükümlüdür”. Yoksulluğa düşen herkese yardım edilmesini
öngören ahlak kuralı, yakın hısımlarla sınırlı şekilde hukuk kuralı olarak
benimsenmiştir. Bu nedenle, hukuk, asgari ahlak olarak nitelendirilebilir.
Objektif ahlak kuralları, zaman içinde bir hukuk kuralı hâline dönüşebilir.
Eşlerden birinin diğerinin önceki evliliğinden doğan çocuklarına özen göstermesi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

objektif ahlak kuralı iken, bu husus, TMK m.338/1 hükmü ile bir hukuk kuralı
hâline getirilmiştir: “Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi
göstermekle yükümlüdürler”.
Bazı hukuk kuralları, doğrudan doğruya genel ahlaka yollama yapabilir. TBK
m.49/2’ye göre, “zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile,
ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle
yükümlüdür” (ayrıca bk. TBK m.27/1, m.81). Bu durumda ahlak, bir hukuk kuralının
uygulanma koşulları arasında yer alarak, o konuda hukuk düzeninin parçası hâline
gelir.
Hukuk kuralları zaman zaman ahlak kuralları ile ters düşebilir, çatışabilir.
Kişinin zamanaşımına uğramış bir borcunu ödemekten kaçınması hukuka aykırı bir
Hukuk düzeni ile ahlak
davranış değildir (TBK m.146). Fakat böyle bir borcun ödenmemesi ahlak
düzeni kesişen iki
kurallarına ters düşer. Aynı şekilde, bir kimsenin üvey anasına yardım etmemesi
daireye benzer; yer yer
çakışır, fakat birbirinin hukuka aykırı olarak nitelendirilemez. Ancak böyle bir davranış ahlak kuralları
simetriği değildir. açısından tasvip edilmez.
Bir de ahlak ile ilişkisi olmayan, amacı sadece toplum yararı ve kamu
düzenini sağlamaya yönelik hukuk kuralları vardır.

• Motorlu araçların yolun sağından gitmesini, herkesin bir yerleşim


Örnek

yerine sahip olmasını öngören kuralların ahlak kurallarıyla ilişkisi


bulunmamaktadır.

Özetle denebilir ki hukuk düzeni ile ahlak düzeni kesişen iki daireye benzer;
yer yer çakışırlar, fakat birbirinin simetriği değildirler.

Din Kuralları
Din kuralları, evrenin yaratıcısı tarafından konulduğuna ve peygamberler
aracılığıyla insanlara ulaştırıldığına inanılan kurallardır. Bu kurallardan bir kısmı
Allah ile insanlar arasındaki uhrevi ilişkileri düzenlerken bir kısmı da insanlar
arasındaki dünyevi ilişkileri düzenler.

• Namaz kılmayı, oruç tutmayı emreden kurallar uhrevi din kuralları;


Örnek

hırsızlık yapmamayı, adam öldürmemeyi emreden kurallar ise


dünyevi din kurallarıdır.

Din kuralları ile hukuk kuralları arasındaki ilişki


Din kurallarının kaynağı, ilahî iradedir. Hukuk kurallarının kaynağı ise, beşerî
bir iradedir. Hukuk kuralları, sadece dünyevî ilişkileri düzenler, din kuralları ise
hem dünyevî hem de uhrevî ilişkileri düzenler. Din kuralları zaman içinde

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

değişmez, statik kurallardır. Hukuk kuralları ise zaman içinde ortaya çıkan yeni
gelişmelere ve ihtiyaçlara göre değiştirilebilir. Din kurallarının yaptırımı; günahkâr
olma, cehennem azabı çekme gibi uhrevî (manevi) niteliktedir. Hukuk kurallarının
yaptırımı ise maddidir. Ancak bazı din kuralları, bir yaptırıma tâbi tutularak hukuk
kuralı hâline getirilmiş olabilir.

•Örneğin zina, İslam dini kurallarınca yasaklanmıştır. Aynı şekilde TMK


Örnek
m.161/1’de, zina bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir:
“Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir”.

Din kuralları ile hukuk kuralları birbirlerinden çeşitli yönlerden ayrılmakla


birlikte; içerdikleri hükümlerin toplumsal yaşama ilişkin olmaları nedeniyle
aralarında bazı benzerlikler bulunduğu, din kurallarının laik hukuk düzenlerinde
Hukuk kuralları ile din bile belirli ölçüde hukuk kurallarını etkilediği söylenebilir. Örneğin, kutsal
kuralları arasında kitaplarca yasaklanan bazı davranışlar, ceza yasalarında suç olarak kabul edilmiştir.
yollama biçiminde bir Bunun gibi yakın kan ve kayın hısımlarının evlenmelerini yasaklayan din kuralları
ilişki bulunmamaktadır. ile medeni yasalarda yer alan hısımlık kaynaklı evlenme engelleri büyük ölçüde
örtüşmektedir. Buna karşılık, hukuk ile ahlak kuralları arasındaki ilişkiden farklı
olarak, hukuk kuralları ile din kuralları arasında yollama biçiminde bir ilişki
bulunmamaktadır [5].
Görgü Kuralları
Görgü kuralları, aynı çevreye mensup kişilerin birbirleri ile karşılaştıkları
veya belirli bir faaliyete katıldıkları zaman takınmaları gereken davranış biçimlerini
gösteren kurallardır.

•Örneğin, hasta ziyaretinde bulunma, yeni evlilere hediye götürme,


Örnek

yakını ölen kişiye başsağlığı dileme, karşılaşılan dostlarla selamlaşma,


yaşlılara yer verme.

Görgü kuralları ile hukuk kuralları arasındaki ilişki


Görgü kuralları, ahlak kuralları gibi insanlara sadece yükümlülükler
yüklerken; hukuk kuralları kişilere aynı zamanda yetki verir, hak bahşeder. Görgü
kurallarına aykırı davranışlar, kişinin “görgüsüz”, “kaba”, “nezaketsiz” olarak
nitelendirilmesine yol açar. Hâlbuki hukuk kurallarının yaptırımı maddidir. Devlet,
hukuk kurallarını çiğneyenleri mahkemeler, cebri icra organları ve kolluk kuvvetleri
aracılığıyla bu kurallara uymaya zorlar.
Zaman içinde bazı görgü kurallarının hukuk kuralı hâline dönüşmesi çok
sınırlı da olsa mümkündür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

•Örneğin, askerlerin karşılaştıklarında birbirlerine selam verme

Örnek
zorunluluğu ile yabancı devlet erkânını karşılama ve ağırlama
esaslarına ilişkin görgü kuralları kanunla düzenlenmiştir.

Örf ve Âdet Kuralları


Örf ve âdet kuralları, uzun zamandan beri sürekli şekilde tekrarlanan ve
toplumun kendisine uyulmasını zorunlu saydığı davranış kurallarıdır.

Örf ve âdet kuralları ile hukuk kuralları arasındaki ilişki


Devlet desteğine sahip olan örf ve âdet kuralları, düzenledikleri konuda
yazılı bir hukuk kuralının bulunmaması durumunda ikinci derecede bir hukuk
kaynağı olarak kanun boşluğunu doldurur (TMK m.1/2). Bazı örf ve âdet kuralları
devlet desteğine sahip değildir hatta devlet tarafından yasaklanmıştır.
Örnek

•Örneğin, ülkemizin bazı yörelerinde görülen kan davasına yönelik


örf kuralı, hukuki bir örf ve âdet kuralı değildir.

Hukuk Kuralları
Hukukun emir ve Hukuk kuralları ile diğer sosyal düzen kurallarının karşılaştırılması
yasaklarına aykırı
Yaptırım bakımından: Hukuk kuralları ile toplumu düzenleyen diğer kurallar
davranan kişinin
karşılaşacağı olumsuz arasındaki en önemli fark, hukuk kurallarının devlet yaptırımı ile desteklenmiş
tepkiye yaptırım denir. olmasıdır. Diğer sosyal düzen kurallarına uyulmaması hâlinde devlet yaptırımı söz
konusu olmaz. Hukuk kuralları dışındaki sosyal düzen kurallarına uymamanın
yaptırımı maddi değil, daha çok manevidir. Bu kurallara uymayan kişiler
«günahkâr olma», “toplumdan dışlanma”, “kınanma”, “toplumda saygı
görmeme”, “ayıplanma” gibi tepkilerle karşılaşırlar.
Yaptırım, hukukun emir ve yasaklarına aykırı davranılması hâlinde
karşılaşılacak olan tepki şeklinde tanımlanabilir.

Hukukun işlevleri
Belirli bir olay ve kişi • Toplumda dirlik ve düzeni sağlama: Hukuk, menfaat çatışmaları arasında
için gerçekleştirilen denge kurarak fiziki, ekonomik ve sosyal yönden güçlü olan karşısında
adalete hakkaniyet güçsüz olanları korur, güçlülerin zayıf olanları ezmesini, sömürmesini
denir.
engeller.
• Adaleti sağlama: Adalet, herkese hakkı olanı eşit şekilde vermektir. Hukuk,
eşitliği ve herkesin hak ettiğini elde etmesini sağlar. Bu çerçevede dağıtıcı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

adalet, denkleştirici adalet ve sosyal adalet gibi ayrımlar yapılır. Dağıtıcı


(paylaştırıcı) adalet, herkesin toplum içindeki durumu ve yeteneklerine
uygun olarak nimetlerden yararlanmasını ve külfetleri üstlenmesini ifade
eder.

•Örneğin çalışanların yetenek ve katkılarıyla orantılı ücret


Örnek
almaları, vatandaşların gelir ve malvarlığı durumuna göre vergi
ödemeleri dağıtıcı adaletin gereğidir.

Denkleştirici (düzeltici) adalet, insanlar arasında mal ve hizmetlerin


mübadelesinde bozulan dengenin düzeltilmesi gerektiği esasına dayanır.
Bu bağlamda, bir kimsenin haklı bir sebep olmaksızın edindiği şeyi iade
etmesi, başkasına zarar veren kimsenin tazminat ödemesi, sözleşmelerde
tarafların karşılıklı edimleri arasında oluşan dengesizliğin giderilmesi
denkleştirici adaletin gereğidir. Sosyal adalet ise, ekonomik değerlerin
toplum içinde adaletli bir şekilde dağıtılmasını öngörür.
Hakkaniyet (Nesafet), belirli bir olay ve kişi için gerçekleştirilen adalettir.
Şöyle ki, genel ve soyut nitelikli hukuk kuralının bireysel ve özel durumlara olduğu
gibi uygulanması bazen adaletsizliklere sebep olabilir. Böyle durumlarda
hakkaniyet, somut olayda ilgili bireye özgü olarak ortaya çıkan adaletsizliğin
giderilmesini sağlar.

•Örneğin, akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olan


kişiler başkalarına verdikleri zarardan sorumlu tutulmazlar. Ne var ki
Örnek

zengin bir akıl hastasının yoksul bir köylünün ekinini ateşe vermesi ve
meydana gelen zararı gidermekle yükümlü olmaması somut olay
adaletine ters düşer. Bu takdirde hâkim, hakkaniyet gereğince onun
verdiği zararı tamamen veya kısmen tazmin etmesine karar verebilir
(TBK m.65).

• Hukuki güvenliği sağlama: Hukuk, herkesin bağlı olacağı kuralı önceden


bilmesini ve davranışlarını buna göre ayarlayabilmesini sağlar [6]. Hukukun
bu işlevini yerine getirebilmesi için, hukuk kurallarının açık ve kesin olması,
geçmişe etkili olmaması ve idarenin eylem ve işlemlerini yürürlükte
bulunan hukuk kurallarına bağlı olarak gerçekleştirmesi gerekir.
• Toplumun ekonomisini, kültürünü, doğasını ve gelecek kuşakları koruyup
geliştirme: Hukuk, toplumun ekonomisini kültürünü, doğasını ve gelecek
kuşakları koruyup geliştirir [7].
Hukuk kurallarının nitelikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

• Normatiflik: Hukuk kuralları, belirli bir şeyin yapılmasını emreder, yasaklar


ya da izin veya yetki verir. Emir verici norm; “herkes, haklarını kullanırken
ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır” (TMK
m.2/1). Yasaklayıcı norm; üstsoy ile altsoy arasında, kardeşler arasında;
amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında evlenme yasaktır (TMK
m.129/1). İzin verici norm; “miras bırakan, tasarruf özgürlüğünün sınırları
içinde, malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ya da
miras sözleşmesi ile tasarrufta bulunabilir” (TMK m.514/1). Yetki verici
norm; evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi
hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler
(TMK m.195/1).
• Soyutluk: Hukuk kurallarının belirli bir olaya değil, aynı özelliği gösteren
bütün olaylara uygulanmasıdır.
• Genellik: Bir hukuk kuralının, aynı durumda bulunan bütün kişilere
uygulanmasıdır.
• Süreklilik: Bir hukuk kuralının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
yürürlükten kalkıncaya kadar uygulanmasıdır.
• İnsan davranışlarını konu alma: Hukuk kurallarının emrettiği, yasakladığı
veya izin verdiği şey, yani hukuk kurallarının konusu, daima bir insan
davranışıdır [8].
Hukukun çeşitli anlamları
• Müspet hukuk (pozitif hukuk = yürürlükteki hukuk): Belirli bir zamanda,
belirli bir toplumdaki ilişkileri düzenleyen tüm hukuk kurallarıdır. Pozitif
hukuk, yetkili makamlarca yürürlüğe konmuş yazılı hukuk kuralları,
yürürlüğü devletçe kabullenilmiş örf ve âdet hukuku ile bağlayıcı yargısal
Bir ülkede yürürlükte kararlardan oluşur.
bulunan ve yetkili • Mevzu hukuk: Bir ülkede yürürlükte bulunan ve yetkili makamlar
makamlarca konulmuş tarafından konulmuş olan yazılı hukuk kurallarıdır (mevzuat). Anayasa,
olan yazılı hukuk milletlerarası antlaşmalar, kanunlar, kanun hükmünde kararnameler,
kurallarına mevzuat
cumhurbaşkanlığı kararnameleri, tüzükler ve yönetmelikler mevzuatı
denir.
oluşturur.
• Tarihi hukuk: Belirli bir ülkede bir süre uygulandıktan sonra yürürlükten
kalkmış olan hukuktur. Tarihi hukukun en önemli işlevi, pozitif hukuk
kurallarının yorumu ve anlaşılmasına yardım etmesidir.
• İdeal (doğal) hukuk: Pozitif hukukun üstünde olduğu kabul edilen ve
gerektiğinde yürürlükteki hukukun denetleyicisi ve düzelticisi olduğuna
inanılan hukuk kurallarıdır. Doğal hukukun işlevi, yürürlükteki pozitif
hukuku, adaletli yani eşitlik ilkesine uygun, insan onuruna saygılı,
özgürlükçü ve insancıl yapıya kavuşturmaktır [8].
Hukukun çeşitli ayrımları
• İç hukuk – uluslararası hukuk: İç hukuk, belirli bir devletin sınırları içinde
uygulanan hukuktur. Uluslararası hukuk ise, devletlerarasındaki ya da bir
devletle uluslararası kuruluşlar arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuktur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

• Maddi hukuk – şekli hukuk: Maddi hukuk, kişilerin haklarını tanıyan ve


yükümlülüklerini belirleyen hukuktur.

Örnek
•Örneğin, medeni hukuk, borçlar hukuku, ticaret hukuku maddi
hukukun içinde yer alır.

Şekli hukuk ise, hakların nasıl korunup sağlanacağını, yükümlülüklerin nasıl


yerine getirileceğini düzenleyen hukuktur.
Örnek

•Örneğin, medeni usul hukuku, idari yargılama hukuku ve ceza


muhakemesi hukuku şekli hukukun kapsamındadır.

• Kamu hukuku – özel hukuk – karma hukuk: Kamu hukuku, kamu gücüne ve
otoritesine sahip kuruluşların bu otoriteye tâbi kişilerle veya birbirleri ile
olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır. Özel hukuk, kişilerin eşit şart ve
yetkilere tâbi kimseler olarak kendi aralarındaki ilişkilerini düzenleyen
kurallardır. Karma hukuk ise, düzenledikleri ilişkiler yönünden her iki
grubun özelliklerini taşıyan kurallardan oluşur.
Kamu hukukunun dalları; anayasa hukuku, idare hukuku, ceza hukuku, ceza
usul hukuku, mali hukuk ve milletlerarası hukuktur. Özel hukukun dalları; medeni
hukuk, ticaret hukuku ve milletlerarası özel hukuktur. Karma hukuk dalları ise; iş
ve sosyal güvenlik hukuku, medeni usul hukuku, icra ve iflâs hukuku, çevre
hukuku, hava hukuku ve toprak hukukudur.

HUKUKUN KAYNAKLARI
Hukukta “Kaynak” Kavramı
Hukukta kaynak kavramı çeşitli anlamlarda kullanılmaktadır. Bir anlamda
hukuk kaynağı, hukuk kurallarını meydana getiren güçleri ifade eder. Bunlara
“hukukun yaratıcı kaynakları” denir. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bu
anlamda bir hukuk kaynağıdır. Diğer anlamda hukuk kaynağı, hukuk kurallarının
ortaya çıkıp yürürlüğe girerken büründüğü şekli ifade eder. Bunlara “hukukun
yürürlük kaynakları” denir. Kanunlar bu anlamda bir hukuk kaynağıdır. Üçüncü bir
anlamda hukuk kaynağı, hukuku tanımamızı, bilmemizi sağlayan araçları ifade
eder. Bunlara “hukukun bilgi kaynakları” denilir. Yürürlük kaynakları aynı zamanda
birer bilgi kaynağıdır. Hukuk bilimi ile uğraşanların eserleri de bu kapsamdadır [2].

Hukukun Yürürlük Kaynakları


“Hukukun uygulanması ve kaynakları” başlıklı TMK m.1’e göre,
“Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa hâkim, örf ve âdet hukukuna göre,
bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre
karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından
yararlanır”.
TMK m.1 hükmü, hukukun yürürlük kaynaklarını, “kanun – örf ve âdet
hukuku – hâkim tarafından yaratılan hukuk” olarak bir derecelendirmeye tâbi
tutmuştur. Böylece, kanuna öncelik tanınmış, kanunda uygulanacak bir hüküm
yoksa ikinci derecede bir hukuk kaynağı olarak örf ve âdet hukuku kurallarının
uygulanması esası benimsenmiştir. Uyuşmazlık konusu olaya uygulanabilecek bir
örf ve âdet hukuku kuralı dahi yoksa hâkimin kanun koyucu gibi hareket ederek
koyacağı kuralla mevcut hukuk boşluğunu doldurması öngörülmüştür.
TMK m.1’de yer alan “Kanun” tabiri, Medeni Kanun’u ya da dar ve teknik
anlamda kanunu değil Anayasa’nın belirlediği usuller uyarınca yürürlüğe konulan
her türlü yazılı hukuk kuralını (milletlerarası antlaşma, kanun, kanun hükmünde
kararname, cumhurbaşkanlığı kararnamesi, tüzük, yönetmelik) ifade eder.
Hukukun kaynakları,
asli kaynaklar (yazılı Bu çerçevede, hukukun kaynakları, asli kaynaklar (yazılı kaynaklar) ve tali
kaynaklar) ve tali kaynaklar (yazılı olmayan kaynaklar) biçiminde bir ayırıma tâbi tutulabilir. Diğer
kaynaklar (yazılı yandan, hukukun uygulanmasında hâkimlere yol gösteren bilimsel görüşler ve
olmayan kaynaklar)
yargı kararları, yardımcı kaynak olarak nitelendirilebilir [9].
biçiminde
sınıflandırılabilir. Asli (Yazılı) kaynaklar
Asli kaynaklar, hâkimin önüne gelen hukuki uyuşmazlığı çözmek için ilk önce
başvuracağı kaynaklardır. Asli kaynaklar, devletin yetkili organları tarafından
konulmuş olan yazılı hukuk kurallarından oluşur. Bunlara “mevzu hukuk” veya
kısaca “mevzuat” denir.
Mevzuat, yan yana duran normlar yığını değil birbirine bağlı ve biri diğerinin
altında veya üstünde yer alan normlar zinciridir. Yani, yazılı kaynaklar arasında
hiyerarşik bir ilişki (altlık üstlük ilişkisi) mevcuttur. Hiyerarşik ilişkinin alt
basamağında yer alan bir norm, geçerliliğini üstünde bulunan normdan alır ve
üstte yer alan norma aykırı olamaz. Şöyle ki, bir kanun geçerliliğini anayasadan alır
ve anayasaya aykırı olamaz.
Keza bir tüzük de geçerliliğini dayandığı kanundan alır ve kanuna aykırı
olamaz. Hukuk kurallarının bu şekilde sıralanmasına “normlar hiyerarşisi” veya
“hukuk düzeni piramidi” adı verilir [8]. Bu düzen içinde yazılı hukuk kuralları şöyle
sıralanır:
Hukukun yazılı
kaynakları arasındaki
• Anayasa: Devletin şeklini, niteliğini, yasama, yürütme ve yargı gibi temel
altlık üstlük ilişkisine
normlar hiyerarşisi organlarını, bu organlar arasındaki ilişkileri ve devlet karşısında kişilerin
denir. sahip olduğu temel hak ve hürriyetleri düzenleyen hukuk kurallarıdır.
Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare
makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar, anayasaya aykırı olamaz (AY m.11). Hâlen yürürlükte olan

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

anayasamız, 7 Kasım 1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti


Anayasası’dır.
• Milletlerarası antlaşmalar: Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle
ve milletlerarası kuruluşlarla akdedilen ve TBMM’nin uygun bulma
kanununa istinaden onaylanarak yürürlüğe konulan antlaşmalar kanun
hükmündedir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve
özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda
farklı hükümler içermesi durumunda milletlerarası antlaşma hükümleri
esas alınır (AY m.90).

•Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları


Örnek

Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesine


Dair Sözleşme, bunlara örnek gösterilebilir.

• Kanunlar: Kanunlar, yetkili yasama organı (TBMM) tarafından Anayasa’da


öngörülen usul ve esaslara uygun biçimde kabul edilip yürürlüğe konulan
yazılı hukuk kurallarıdır. Kanun teklif etmeye, milletvekilleri yetkilidir (AY
m.88/1). Bir kanun teklifinin görüşülebilmesi için milletvekili üye tam
sayısının en az üçte birinin (600/3=200) genel kurula katılması şarttır.
Kanun teklifinin kanun olarak kabul edilebilmesi için TBMM Genel
Kurulu’nda toplantıya katılan milletvekillerinin salt çoğunluğunun oyu
gerekir. Ancak kabul yeter sayısı hiçbir şekilde TBMM üye tam sayısının
dörtte birinin bir fazlasından (600/4+1=151) az olamaz (AY m.96/1).
TBMM Genel Kurulunda görüşülüp kabul edilen bir kanun, Meclis Başkanı
tarafından Cumhurbaşkanına gönderilir. Cumhurbaşkanı bu kanunu on beş gün
içinde yayımlar veya uygun bulmazsa tekrar görüşülmek üzere TBMM’ne geri
gönderir. TBMM geri gönderilen kanunu üye tam sayısının salt çoğunluğuyla
(600/2+1=301) aynen kabul ederse kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır (AY
m.89) [10].

• Kanun hükmünde kararnameler: TBMM’nin amacı, kapsamı, süresi ve


ilkelerini bir kanunla belirleyerek verdiği yetkiye veya doğrudan doğruya
Anayasa’dan aldığı bir yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulu’nun belirli
Cumhurbaşkanı, konuları düzenlemek için çıkardığı ve normlar hiyerarşisinde kanun
yürütme yetkisine gücünde sayılan hukuk kurallarıdır. 6771 sayılı Anayasa Değişikliği
ilişkin konularda Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra Bakanlar Kurulu ve kanun
kararname çıkarabilir.
hükmünde kararname kurumları ortadan kalkmıştır. Ancak 6771 sayılı
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde
kararnameler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürecektir.
• Cumhurbaşkanlığı kararnameleri: Cumhurbaşkanı’nın yürütme yetkisine
ilişkin konularda çıkardığı kararnamelerdir. Ancak, Anayasa’nın ikinci
kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

ödevleri (AY m.12-40) ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve
ödevler (AY m.66-74) Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez.
Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konular ile
kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması
hâlinde, kanun hükümleri uygulanır. TBMM’nin aynı konuda kanun çıkarması
durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hâle gelir (AY m.104/17).

• Kanun boşluğunu dolduran içtihadı birleştirme kararları: Yargıtay Hukuk


Genel Kurulu veya Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun kanundaki bir boşluğu
doldurmak amacıyla oluşturduğu hukuk kurallarıdır. İçtihadı birleştirme
kararları, benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve
adliye mahkemelerini bağlar (Yargıtay Kanunu m.45/5).
• Tüzükler: Kanunların uygulanma esaslarını ve emrettiği işleri belirtmek
üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Bakanlar Kurulunca Danıştay’ın
incelemesinden geçirilmek suretiyle yürürlüğe konulan yazılı hukuk
kurallarıdır (AY mülga m.115).
6771 sayılı Kanun m.16/E ile tüzükleri düzenleyen AY m.115 yürürlükten
kaldırılmış ve böylece yürütmenin tüzük çıkarma yetkisine son verilmiştir. Söz
konusu değişiklik, 24 Haziran 2018 tarihindeki TBMM ve Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı’nın göreve başladığı 9.7.2018 tarihinde
yürürlüğe girmiştir. Öte yandan, anılan değişikliğin yürürlüğe girmesinden önce
çıkarılmış bulunan tüzükler (Örneğin, Tapu Sicili Tüzüğü), yürürlükleri sona
erinceye kadar uygulanmaya devam edecektir. Bununla birlikte, yukarıda sözü
edilen tarihten sonra artık yeni tüzükler çıkarılamayacaktır.

• Yönetmelikler: Cumhurbaşkanlığı’nın, Bakanlıkların ve kamu tüzel


kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere
yürürlüğe koydukları yazılı hukuk kurallarıdır.
6771 sayılı Kanun m.8 ile AY m.104/18’de yapılan değişiklik uyarınca
“Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı
olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir”. Aynı Kanun m.16/B ile
yönetmeliklere ilişkin AY m.124/1 de “Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel
kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak
şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler” biçiminde değiştirilmiştir. Anılan değişiklik, 24
Haziran 2018 tarihindeki TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda
Cumhurbaşkanı’nın ant içerek göreve başladığı 9.7.2018 tarihinde yürürlüğe
girmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

Tali (Yazılı olmayan) kaynaklar


Örf ve âdet hukuku asli (yazılı) kaynaklarda somut olaya uygulanabilir bir
hüküm bulunmadığı takdirde hâkim, örf ve âdet hukukuna başvuracaktır. Bu
itibarla örf ve âdet hukuku, hukukun tamamlayıcı (tali) nitelikte, yazılı olmayan
yürürlük kaynağıdır.
Örf ve âdet hukuku,
hukukun tamamlayıcı Örf ve âdet hukuku, bir toplumda sürekli tekrarlanma yolu ile yerleşmiş
nitelikteki yazılı bulunan ve toplumca uyulması zorunlu görülen ya da kabul edilen davranış
olmayan kaynağıdır. kurallarıdır.
Örf ve âdet hukukunun unsurları:

• Süreklilik (maddi unsur): Toplum içinde mevcut bir davranışın örf ve âdet
hukuku kuralı olabilmesi için, bunun aynı tip olaylarda ilgililerce sürekli
olarak tekrarlanması gerekir.
• Genel inanç (manevi unsur): Sürekli tekrarlanan bir davranışın örf ve âdet
hukuku kuralı hâline gelebilmesi için toplumda bu davranış biçimine
uyulmasının zorunlu olduğu yönünde genel bir inancın yerleşmiş olması
gerekir.
• Devlet desteği (hukuki unsur): Bir geleneğin örf ve âdet hukuku kuralı
olabilmesi için yargı organları tarafından benimsenebilir olması ve özellikle
mevcut hukuk düzeni ile çatışmaması gerekir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.33’e göre, Türk hukukunu resen uygulamak
durumunda olan hâkim, yürürlük kaynakları arasında yer alan örf ve âdet hukuku
kurallarını da bizzat araştırıp olaya uygulamak zorundadır. Ancak örf ve âdet
hukuku kuralları yazılı olmadıkları için hâkimin somut meseleye ilişkin bir örf ve
âdet hukuku kuralı bulunup bulunmadığını belirli bir kaynağa bakarak tespit
edebilme imkânı yoktur. Bu hususta hâkim, uzman bilirkişilerden, meslek
kuruluşlarından (Ticaret Odası, Bankalar Birliği, Borsalar Birliği vs.), yerel
yönetimlerden görüş alabilir, önceki yargı kararlarından yararlanabilir.

• Tamamlayıcı işlevi: Örf ve âdet hukukunun asıl işlevi, ikinci derecede bir
hukuk kaynağı olarak kanun boşluklarını doldurmasıdır.

•Örneğin, dernek tarafından aleyhine işlem yapılacak olan üyenin


savunmasının alınması gereği doğrudan doğruya örf ve âdet hukukuna
Örnek

dayanmaktadır. Senedin çapraz çizgilerle iptali, imza yerinin yırtılması,


makbuz verilmesi gibi işlemlerin, senet bedelinin ödendiği anlamına
geleceği ticari örf ve âdet hukuku kuralı olarak kabul edilmektedir.

• Belirtici işlevi: Belirli bir hususun açıklanması için kanunda örf ve âdete
yollama yapılmışsa, bu gibi durumlarda örf ve âdet hukukunda beliren
biçime değer verilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

•Örneğin, toplumda uzun süreden beri uygulanmakla örf âdet hukuku

Örnek
kuralı hâline gelen yarıcılık ve ortakçılığa ilişkin âdetler, TBK m.357/2
ve m.376-378’deki yollama dolayısıyla hüküm içi boşlukların
doldurulmasında belirtici rol oynamaktadır.

• Yorumlayıcı işlevi: Örf ve âdet hukuku açık olmayan bazı kanun


hükümlerinin yorumlanmasında rol oynayabilir.

•Örneğin, bir kimse ile amca, dayı, hala ve teyzesi arasında evlenmeyi
Örnek

yasaklayan TMK m.129’da öngörülen evlenme yasağının, yarım kan


amca, dayı, hala ve teyzeyi de kapsadığı örf ve âdet hukuku
kurallarınca kabul edilir.

• Zorlayıcı işlevi: Örf ve âdet hukuku kuralları, bir kanun hükmünü


değiştirmeye veya yeni bir kanun hükmünü kabule zorlayıcı bir rol
oynayabilir.

•Erkek ve kadın için 17 olarak öngörülen evlenme yaşının, genel erginlik


yaşından daha düşük olarak belirlenmesi, örf ve âdet hukuku kuralının
Örnek

zorlayıcı işlevinden kaynaklanmaktadır (TMK m.124/1). Dernek


üyeliğinden çıkarılan kişinin, çıkarma kararına karşı yargıya
başvurabilmek için önce dernek içi başvuru yollarını tüketmesi gereği
bir örf ve âdet hukuku kuralının ürünüdür (TMK m.83/2).

Örf ve âdet hukukunun türleri:

• Yöresel örf ve âdet hukuku – yaygın örf ve âdet hukuku: Yöresel örf ve
âdet hukuku; belirli bir bölgede yaşayanlar arasında uygulanan örf ve âdet
hukukudur. Yaygın örf ve âdet hukuku ise ülkenin her yerinde uygulanan
örf ve âdet hukukudur.
• Özel örf ve âdet hukuku – genel örf ve âdet hukuku: Özel örf ve âdet
hukuku; toplumda belirli bir zümre veya sınıf mensupları arasında
uygulanan örf ve âdet hukukudur. Örneğin çiftçiler, balıkçılar, kuyumcular
arasında geçerli olan örf ve âdet kuralları böyledir. Genel örf ve âdet
hukuku ise toplumda yaşayan herkese uygulanan örf ve âdet hukukudur.
• Adî örf ve âdet hukuku – ticari örf ve âdet hukuku: Adi örf ve âdet hukuku;
ticari işler dışında kalan işlemlere uygulanan örf ve âdet hukukudur. Ticari
örf ve âdet hukuku ise tacirlere ve ticari işletmelere uygulanan örf ve âdet
hukukudur. Ticari ilişkilerden doğan uyuşmazlıklarda hâkim, ilk önce ticari

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

hükümleri, ticari hüküm bulunmayan hâllerde ticari örf ve âdeti, bu dâhi


yoksa genel hükümleri uygular (TTK m.1/2).

•Örneğin, ticari ilişkilerde faturanın “kapalı fatura” olarak düzenlenmiş

Örnek
olması, bedelinin ödendiği yönünde bir karine oluşturur ve ispat
yükünü tersine çevirir. Bu durumda, karinenin aksinin (fatura
bedelinin ödenmediğinin) karşı tarafça ispat edilmesi gerekir.

Hâkimin Yarattığı Hukuk


Özel hukuk alanındaki uyuşmazlıklarda somut olaya uygulanabilecek bir
Yazılı ve yazılı olmayan yazılı hukuk kuralı ve örf ve âdet hukuku bulunmadığı takdirde, hâkim kanun
hukuk kuralları arasında koyucu gibi hareket ederek önündeki uyuşmazlığı çözmek için soyut ve genel
uyuşmazlığa nitelikte bir hukuk kuralı koyar. Buna “hâkimin hukuk yaratması” denir. Hâkim
uygulanabilecek hukuk yaratırken kanunun benzer durumları düzenlemek için koyduğu fakat
nitelikte bir kural önündeki sorunu kapsamına almayan bir hükümden kıyasen yararlanabileceği gibi,
bulunmadığı takdirde, hukukun genel ve temel ilkelerinden, karşılaştırmalı hukuktan, ülkenin hukuk
hâkim, kanun koyucu
yaşamındaki gelişmelerden de yararlanabilir.
gibi hukuk yaratır.
Hâkimin yarattığı hukuk kuralı mevcut hukuki soruna ilişkin olup benzer
uyuşmazlıklar için bağlayıcı nitelik taşımaz, dolayısıyla diğer hâkimleri ve hatta
daha sonra önüne gelecek somut olaylarda kendisini dahi bağlamaz.
Ceza yargılamasında hâkim, hukuk yaratamaz. Zira ceza hukukunda
“kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi” (TCK m.2) geçerlidir. AY m.38/1’e göre,
“Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılamaz”. Mali hukuk ve anayasa hukuku alanında da hâkim kanun
koyucu gibi hareket ederek hukuk yaratamaz. Zira “ergi, resim, harç ve benzeri
mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” (AY m.73/3).
«Anayasa Mahkemesi, bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin
tamamını veya bir hükmünü iptal ederken kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir
uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez» (AY m.153/2).

Hukukun Yardımcı Kaynakları


Hâkim, hukuk kurallarını uygularken veya hukuk yaratırken bilimsel
görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır. Bilimsel görüşler ve yargı kararları,
hukukun asli kaynağı olmayıp hâkime yol gösterici nitelikte olan yardımcı
Bilimsel görüşler ve
kaynaklardır. Hâkim, kararlarında bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından
yargı kararları hukukun
yardımcı kaynaklarıdır. yararlanmakla birlikte, bunlarla bağlı değildir.

Bilimsel görüşler
Bilimsel görüşler, hukuk bilimi ile uğraşanların eserlerinde hukuki meseleler
hakkında açıkladıkları düşüncelerdir. Hâkim, gerek kanun hükümlerini yorumlar ve
uygularken gerekse kanun boşluklarını doldururken doktrindeki bilimsel
görüşlerden yararlanır. Hâkimin yararlanacağı bilimsel görüşler, özellikle doktrinde

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

genel olarak kabul görmüş, hukukçuların çoğunluğu tarafından benimsenmiş olan


görüşlerdir.
Bilimsel görüşlerin yer aldığı eserler, izledikleri amaç, uyguladıkları yöntem
ve kapsadıkları konular açısından; sistematik eserler, şerhler, monografiler,
makaleler, eser veya içtihat tahlilleri, notlu kanunlar, bibliyografya ve içtihat
derlemeleri olarak sıralanabilir.

Yargı kararları
Yargı kararları, mahkemeler tarafından verilen kararları ve bu kararlarda
benimsenmiş olan ilkeleri ifade eder.
Yargı kararları, kararın niteliği bakımından olay kararları ve prensip kararları
olarak ikiye ayrılır. Olay kararları; bir kanunun yorumu veya boşluğunun
doldurulması yönünden bir özellik taşımayıp bir uyuşmazlığı, kanun hükmünü basit
bir şekilde uygulayarak çözen kararlardır. Prensip kararları ise; bir kanun
hükmünün yorumu veya kanun boşluğunun doldurulması açısından özellik taşıyan,
bir prensibi ortaya koyan veya teyit eden kararlardır. Hâkimlerin, uyuşmazlıkları
çözerken yararlanacakları kararlar, bu prensip kararlarıdır.
Yargı kararları, kararı veren mahkeme bakımından ilk derece (hüküm)
mahkemesi kararları ve üst derece mahkemesi kararları olarak ikiye ayrılır. Hüküm
mahkemelerinin verdiği kararlar; bir davayı inceleyip hüküm vermekle görevli
mahkemelerin (sulh hukuk mahkemesi, asliye hukuk mahkemesi, asliye hukuk
mahkemesi derecesinde ihtisas mahkemeleri) verdiği kararlardır. Üst derece
mahkemelerinin verdiği kararlar ise ilk derece mahkemelerinden verilen
hükümleri kontrol etmek üzere kurulan mahkemelerin (bölge adliye mahkemeleri
ve Yargıtay’ın) verdiği kararlardır. Üst derece mahkemelerinin -özellikle Yargıtay
dairelerinin ve Yargıtay Genel Kurullarının- emsal niteliğindeki kararları hâkimler
için yol gösterici nitelik taşırlar. Ancak bir kanun hükmünün yorumlanması veya
uygulanması konusunda Yargıtay’ın çeşitli daire veya genel kurul kararları arasında
ortaya çıkan farklılıkları ortadan kaldırmak için verilen İçtihadı birleştirme kararları
hâkimleri bağlar.

HUKUK KURALLARININ YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ VE


YÜRÜRLÜKTEN KALKMASI
Kanunların, milletlerarası antlaşmaların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin
ve Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan yönetmeliklerin yürürlüğe girebilmesi için
Resmî Gazete’de yayımlanmaları gerekir.
Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya yönetmeliğin hangi tarihten
itibaren yürürlüğe gireceği çoğu kez metinlerinde belirtilir: Kanunun Resmî
Gazete’de yayımlandığı tarihte veya yayımlandıktan belli bir süre (örneğin bir yıl)
sonra yürürlüğe gireceği ya da belirli bir tarih belirtilerek o tarihte yürürlük
kazanacağı kanunun son maddelerinde yer alan özel bir hükümde (yürürlük
maddesinde) ifade edilir. Bu duruma örnek olarak TMK m.1029 gösterilebilir: “Bu
Kanun, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girer”.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

Kanun metninde ne zaman yürürlüğe gireceğini belirten bir hüküm


bulunmazsa, bu kanun Resmî Gazete’de yayımlanmasını takip eden günden
itibaren hesaplanmak üzere kırk beşinci günün sona ermesi ile yürürlüğe girer (23
Mayıs 1928 tarihli ve 1322 sayılı, Kanun ve Nizamnamelerin Sureti Neşir ve İlanı ve
Kanunlar, milletlerarası Mer’iyet Tarihi Hakkında Kanun m.3).
antlaşmalar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan
Cumhurbaşkanlığı yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmî Gazete’de
kararnameleri ve
yayımlandıkları gün yürürlüğe girer.
Cumhurbaşkanı
tarafından çıkarılan Cumhurbaşkanlığınca çıkarılanlar dışındaki yönetmeliklerin tümü Resmî
yönetmelikler, Resmî Gazete’de yayımlanmaz. AY m.124/2’ye göre, hangi yönetmeliklerin Resmî
Gazete’de yayımlanarak Gazete’de yayımlanacakları kanunla belirlenecektir. Resmî Gazete’de
yürürlüğe girer. yayımlanacak olan yönetmelikler, 24.05.1984 tarih ve 3011 sayılı Kanun ile
düzenlenmiştir. Ancak bu Kanun’da yürürlük zamanı belirtilmemiş olan
yönetmeliklerin hangi tarihte yürürlüğe girecekleri konusunda herhangi bir
düzenleme öngörülmemiştir. Doktrindeki hâkim görüşe göre, Resmî Gazete’de
yayımlanan yönetmelikler yürürlük tarihi içermiyorlarsa, yayım tarihinde; Resmî
Gazete’de yayımlanmayanlar ise, kabul tarihinde yürürlüğe girecektir.
Kanunların yürürlükten kalkması şu yollarla gerçekleşir:

• Yeni bir kanun hükmü ile: Yürürlükteki bir kanunun tümü veya bazı
hükümleri, yeni bir kanun hükmü ile açık olarak yürürlükten kaldırılabilir
(açık ilga). Örneğin, TMK m.1028/1 uyarınca “17 Şubat 1926 tarihli ve 743
sayılı Türk Kanunu Medenisi yürürlükten kaldırılmıştır” düzenlemesiyle
Türk Kanunu Medenisi açık olarak yürürlükten kaldırılmıştır.
Bazen bir kanun hükmünün örtülü olarak yürürlükten kaldırılması, eski
hükmün yürürlükten kaldırıldığını açıkça belirten bir hüküm içermemekle beraber,
eski hükmün uygulanmasını imkânsız kılan yeni bir kanun hükmünün yürürlüğe
konulmasıyla olur (zımni ilga). İki kanun hükmünün çatışması hâlinde yeni hükmün
eski hükmü yürürlükten kaldırdığını kabul edebilmek için, yeni ve eski hükümlerin
aynı konuyu düzenlemeleri ve sonraki hükümle önceki hükmün bir arada
uygulanmasının imkânsız olması gerekir. Diğer bir ifadeyle yeni hükmün konusu ile
eski hükmün konusu birebir örtüşmelidir.

• Mevcut kanunda öngörülen yürürlük süresinin dolması ile: Bazen bir


kanun, yürürlük süresini kendisi belirlemiş olabilir.

•Örneğin, 8.5.1991 tarih ve 3716 sayılı Bir Evlenme Akdine


Örnek

Dayanmayan Birleşmelerin Evlilik ve Evlilik Dışında Doğan Çocukların


Düzgün Nesepli Olarak Tesciline Dair Kanun m.14’de “Bu kanun yayım
tarihinden itibaren 5 yıl sonra yürürlükten kalkar” hükmü yer almakta
idi. Söz konusu sürenin dolması ile kanun da kendiliğinden yürürlükten
kalkmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

• Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile: Bir kanunun tümü veya bazı
hükümleri Anayasa Mahkemesi’nce Anayasa’ya aykırı görülerek iptal
edilirse, söz konusu hükümler, iptal kararı uyarınca yürürlükten kalkar.

Tüzükler, tüzüğün dayandığı kanunun yürürlükten kalkması veya Danıştay’ın


iptal kararı ile yürürlükten kalkar. Yönetmeliklerin yürürlükten kalkması da
tüzüklerin yürürlükten kalkması gibidir.

Kanunlar, yeni bir


kanun hükmüyle veya
yürürlük süresinin • Resmî Gazete'yi periyodik olarak takip ederek yazılı hukuk
Bireysel Etkinlik

dolmasıyla ya da kurallarının yürürlüğe girmesi ve yürürlükten kaldırılması


Anayasa hususunda izlenen yöntemleri belirleyiniz.
Mahkemesi’nin iptal • Anayasa değişikliği ile Türk hukukunda yazılı kaynaklar arasına
kararıyla yürürlükten giren Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini inceleyiniz.
kalkar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

•Hukuk, toplumda şahısların davranışlarını ve ilişkilerini düzenleyen ve uyulması


devlet zoruna (yaptırıma) bağlanmış kuralların bütünüdür. Ne var ki toplumsal
ilişkileri sadece hukuk kuralları düzenlemez. Hukuk kurallarından başka, ahlak
kuralları, din kuralları, görgü kuralları ve örf ve âdet kuralları da kişilerin toplumsal
davranışlarını düzenleme amacını taşır.
• Ahlak kuralları iyi davranışın, hukuk kuralları ise, haklı davranışın ne olduğu
sorusuna cevap verir. Hukuk kuralları ile ahlak kuralları arasında çoğu kez bir
etkileşim ilişkisi vardır. Din kuralları, evrenin yaratıcısı tarafından konulduğuna ve
peygamberler aracılığıyla insanlara ulaştırıldığına inanılan kurallardır. Din
kurallarının kaynağı, ilahî iradedir. Hukuk kurallarının kaynağı ise, beşeri bir
iradedir. Hukuk kuralları, sadece dünyevî ilişkileri düzenler, din kuralları ise hem
dünyevî hem de uhrevî ilişkileri düzenler. Görgü kuralları, aynı çevreye mensup
kişilerin birbirleri ile karşılaştıkları veya belirli bir faaliyete katıldıkları zaman
takınmaları gereken davranış biçimleri ve hareket tarzlarını gösteren kurallardır.
Görgü kuralları, ahlak kuralları gibi insanlara sadece yükümlülükler yüklerken;
hukuk kuralları kişilere aynı zamanda yetki verir, hak bahşeder.
• Hukuk kuralları ile toplumu düzenleyen diğer kurallar arasındaki en önemli fark,
hukuk kurallarının Devlet yaptırımı ile desteklenmiş olmasıdır. Yaptırım, hukukun
emir ve yasaklarına aykırı davranılması hâlinde karşılaşılacak olan tepki şeklinde
tanımlanabilir. Yaptırımlar; ceza, idari işlemlerde iptal, tazminat, geçersizlik ve
cebri icra olarak karşımıza çıkabilir.
• Hukuk, toplumda dirlik ve düzeni, adaleti ve eşitliği sağlar, güçlülere karşı zayıfları
korur, herkesin bağlı olacağı kuralı önceden bilmesine ve davranışlarını buna göre
Özet

düzenleyebilmesine olanak tanır. Hukuk kuralları, insan davranışlarını konu alan,


normatif, soyut, genel ve sürekli nitelikte kurallardır.
• Müspet hukuk (pozitif hukuk), belirli bir zamanda, belirli bir toplumdaki ilişkileri
düzenleyen tüm hukuk kurallarıdır. Mevzu hukuk ise, bir ülkede yürürlükte
bulunan ve yetkili makamlar tarafından konulmuş olan yazılı hukuk kurallarıdır.
Anayasa, milletlerarası andlaşmalar, kanunlar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri,
kanun hükmünde kararnameler, tüzükler ve yönetmelikler mevzuatı oluşturur.
• Kamu hukuku, kamu gücüne ve otoritesine sahip kuruluşların bu otoriteye tâbi
kişilerle veya birbirleri ile olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır. Özel hukuk,
kişilerin eşit şart ve yetkilere tâbi kimseler olarak kendi aralarındaki ilişkilerini
düzenleyen kurallardır.
• Hukukun kaynakları, asli (yazılı) kaynaklar ve tali (yazılı olmayan) kaynaklar
biçiminde bir ayırıma tabi tutulabilir. Diğer yandan, hukukun uygulanmasında
hâkimlere yol gösteren bilimsel görüşler ve yargı kararları, yardımcı kaynak olarak
nitelendirilebilir. Asli kaynaklar, hâkimin önüne gelen hukuki uyuşmazlığı çözmek
için ilk önce başvuracağı kaynaklardır. Asli kaynaklar, devletin yetkili organları
tarafından konulmuş olan yazılı hukuk kurallarından oluşur. Yazılı hukuk kuralları
arasında bir altlık üstlük ilişkisi vardır. Buna normlar hiyerarşisi veya hukuk düzeni
piramidi adı verilir. Hukukun tali kaynağı, örf ve adet hukuku kurallarıdır. Bir örf ve
âdetin yazılı olmayan hukuk kuralı olarak kabul edilebilmesi için, süreklilik, genel
inanç ve devlet desteği unsurlarını taşıması gerekir. Örf ve âdet hukukunun,
tamamlayıcı, belirtici, yorumlayıcı ve zorlayıcı işlevleri vardır.
•Özel hukuk alanındaki uyuşmazlıklarda somut olaya uygulanabilecek bir yazılı
hukuk kuralı ve örf ve âdet hukuku bulunmadığı takdirde, hâkim kanun koyucu gibi
hareket ederek, önündeki uyuşmazlığı çözmek için soyut ve genel nitelikte bir
hukuk kuralı koyar. Buna "hâkimin hukuk yaratması" denir.
•Hâkim, hukuk kurallarını uygularken veya hukuk yaratırken bilimsel görüşlerden ve
yargı kararlarından yararlanır.
•Kanunların, milletlerarası andlaşmaların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve
Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan yönetmeliklerin yürürlüğe girebilmesi için
Resmi Gazete’de yayımlanmaları gerekir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Uzun zamandan beri sürekli şekilde tekrarlanan ve toplumun kendilerine
uyulmasını zorunlu saydığı sosyal davranış kuralları aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Ahlak kuralları
b) Din kuralları
c) Görgü kuralları
d) Örf ve âdet kuralları
e) Hukuk kuralları

2. Aşağıdakilerden hangisi hukuk kurallarının niteliklerinden biri değildir?


a) Normatiflik
b) Belirsizlik
c) Genellik
d) Soyutluk
e) Süreklilik

3. Aşağıdakilerden hangisi hukukun işlevlerinden biri olarak


değerlendirilemez?
a) Adaleti sağlama
b) Hukuki güvenliği sağlama
c) Refahı sağlama
d) Eşitliği sağlama
e) Toplumsal düzen ve barışı sağlama

4. Aşağıdakilerden hangisi hukuksal yaptırımlardan birisidir?


a) Ayıplanma
b) Günahkâr sayılma
c) Dışlanma
d) Geçersiz sayılma
e) Görgüsüz sayılma

5. Belirli bir zamanda, belirli bir toplumdaki ilişkileri düzenleyen tüm hukuk
kurallarına verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
a) Müspet hukuk
b) Mevzu hukuk
c) Tarihi hukuk
d) İdeal hukuk
e) Doğal hukuk

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

6. TBMM tarafından Anayasa’da öngörülen usul ve esaslara uygun olarak


kabul edilen ve yayımlanarak yürürlüğe konulan yazılı hukuk kurallarına
verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
a) Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
b) Yönetmelik
c) Kanun
d) Kanun hükmünde kararname
e) Tüzük

7. Aşağıdakilerden hangisi örf ve âdet hukuku kurallarının işlevlerinden biri


değildir?
a) Tamamlayıcı işlev
b) Belirtici işlev
c) Yorumlayıcı işlev
d) Zorlayıcı işlev
e) Genişletici işlev

8. Hukuk kurallarını, diğer sosyal davranış kurallarından ayıran en önemli fark


aşağıdakilerden hangisidir?
a) Zamanla değişmeleri
b) Normatif olmaları
c) Devlet desteğine sahip olmaları
d) İnsan davranışlarını konu almaları
e) İnsan aklının ürünü olmaları

9. Aşağıdaki yürürlük kaynaklarından hangisi diğerlerine nazaran üstün


niteliktedir?
a) Kanun
b) Anayasa
c) Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
d) Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar
e) Yönetmelikler

10. Aşağıdakilerden hangisi kamu hukukunun dallarından biri değildir?


a) İş ve sosyal güvenlik hukuku
b) Anayasa hukuku
c) İdare hukuku
d) Ceza hukuku
e) Mali hukuk

Cevap Anahtarı
1.d, 2.b, 3.c, 4.d, 5.a, 6.c, 7.e, 8.c, 9.b, 10.a

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23


Hukuk ve Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Diğer Kurallar

YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Esener, T. (1998). Hukuk Başlangıcı, 2. Baskı, İstanbul: Alkım Yayınları.
[2] Oğuzman, M. K. & Barlas N. (2016). Medeni Hukuk, (Giriş - Kaynaklar – Temel
Kavramlar), 22. Baskı, İstanbul: Vedat Kitapçılık.
[3] Özsunay E. (1986). Medeni Hukuka Giriş, 5. Baskı, İstanbul: İ.Ü. Yayını.
[4] Öztan, B. (2013). Medeni Hukukun Temel Kavramları, 38. Baskı, Ankara: Turhan
Kitabevi.
[5] Önen M. (1999). Hukukun Temel Kavramları, 5. Baskı, İstanbul: Beta Yayıncılık.
[6] Altaş, H. (2014). Medeni hukuk - Başlangıç hükümleri, 1. Baskı, Ankara: Yetkin
Hukuk Yayınları.
[7] Serozan R. (2011). Medeni hukuk – Genel bölüm, Kişiler hukuku, 7. Baskı,
İstanbul: Vedat Kitapçılık.
[8] Gözler, K. (2017). Hukuka giriş, 14. Baskı, Bursa: Ekin Yayınevi.
[9] Akıntürk T. & Ateş D. (2018). Medeni Hukuk, 24. Baskı, İstanbul: Beta Yayıncılık.
[10] Kayıhan, Ş. (2017). Hukukun temel kavramları, 7. Baskı, Ankara: Seçkin
Yayıncılık

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24

You might also like