You are on page 1of 10

View metadata, citation and similar papers at core.ac.

uk brought to you by CORE

itüdergisi/a
mimarlık, planlama, tasarım
Cilt:6, Sayı:2, 37-46
Eylül 2007

İstanbul’da deprem riski analizi

Seda KUNDAK*, Handan TÜRKOĞLU


İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Şehir Planlama Programı, 34469, Ayazağa, İstanbul

Özet

Deprem risk analizi; sismik tehlike ve alana ilişkin verilerin bir arada incelenerek olasılıkların or-
taya konulmasıdır. Deprem riskini etkileyen faktörler; deprem tehlikesi, arazi kullanımı, demografik
yapı ve ekonomik yapı başlıkları altında incelenmektedir. Bu faktörlerin kendi grup ve alt grupla-
rındaki karşılaştırmaları ve değerlendirilmelerinin yanı sıra, birbirleriyle olan etkileşimleri de dep-
rem risk haritalarının hazırlanmasında önem kazanmaktadır. Çalışma alanı olarak seçilen İstanbul,
tarih boyunca sayısız deprem yaşamıştır. Bunların arasında 1509, 1766 ve 1894 depremleri kent
genelinde ve çevre yerleşmelerde büyük yıkımlara neden olmuştur. Bu depremlerin oluşumuna ne-
den olan Kuzey Anadolu Fay’ının Marmara içinden geçen kollarının önümüzdeki yıllar içinde yine
kırılarak büyük bir deprem oluşturması beklenmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin nüfus
açısından en büyük şehri olan ve aynı zamanda Kuzey Anadolu Fay hattının batı kanadına yakınlığı
nedeniyle deprem tehdidi altında bulunan İstanbul’un yapılaşmış, demografik ve ekonomik çevre
değişkenleri ile mevcut potansiyelleri kapsamında deprem riski açısından değerlendirilmesidir. İs-
tanbul’da depreme bağlı risk düzeylerinin hesaplanmasında kullanılan ana bileşenler analizi yön-
temiyle belirlenen 5 temel faktörden arazi kullanımına ilişkin olan faktörlerin deprem tehlikesi de-
ğişkeninden daha yüksek değerler alması, risk değerlendirmede yerleşmelerin tehlikeye açıklık se-
viyelerinin ne kadar belirleyici olduğunun bir göstergesidir. Deprem tehlikesinin büyüklüğünün ya-
nı sıra, İstanbul’un gelişmesindeki plansızlık deprem riskinin artmasında en büyük rolü oynamak-
tadır.

Anahtar Kelimeler: Deprem, hasar görebilirlik, risk analizi, İstanbul.

*
Yazışmaların yapılacağı yazar: Seda KUNDAK. kundak@itu.edu.tr; Tel: (212) 293 13 00 (2298).
Bu makale, birinci yazar tarafından İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Şehir Planlama Programı’nda tamamlanmış olan
"İstanbul’da deprem risk parametrelerinin değerlendirilmesine yönelik bir model önerisi" adlı doktora tezinden hazır-
lanmıştır. Makale metni 02.05.2006 tarihinde dergiye ulaşmış, 15.08.2006 tarihinde basım kararı alınmıştır. Makale ile
ilgili tartışmalar 31.05.2008 tarihine kadar dergiye gönderilmelidir.
S. Kundak, H. Türkoğlu

Earthquake risk assessment for structure of the city and to forecast the probable dif-
ficulties in search and rescue operations aftermath
Istanbul
of the earthquake. In the demographic indicators,
population density and vulnerable population rate
Extended abstract according to the age groups have been presented as
Seismic risk analysis can be described as the explo-
well. Furthermore, the number of students attending
ration of seismic hazard and data reflecting the cur-
the neighborhood’s schools is defined as vulnerable
rent feature of the site in order to reveal all the
population. Beside earthquakes give damages to
probabilities which will trace the level of impact. In
built-up environment; they can affect economic
general terms, risk is the combination of probability
structure in long term period in region and nation
of occurrence and the consequence of a specified
wide. Therefore, fiscal indicators are integrated to
hazardous event. In the other words, the value of
the database as they embody the likelihood of fu-
risk depends on the severity of hazard and the vul-
ture economic losses by earthquakes. The poten-
nerability of the elements which will be affected by
tials comprehend all kind of elements which are
the hazardous event. Vulnerability can be described
able to reduce the negative effects of earthquake.
as inherent characteristics of a system that create
Especially, open spaces and health care facilities
the potential for harm but are independent of the
are vital to prevent the increase of further losses
probabilistic risk of the occurrence (event risk) of
rising in the short term period aftermath of the
any particular hazard or extreme event. Vulnerabil-
earthquakes.
ity in urban areas can be investigated according to
environmental, physical, socio-demographic and
Originally, 27 variables were collected, but after
economic structures of settlements.
testing for multi-collinearity among the variables, 15
independent variables were used in the statistical
Istanbul faced several earthquakes such as it had
analyses to calculate earthquake risk levels in Istan-
experienced in 1509, 1799 and 1894. According to bul. These 15 independent variables form 5 main
the recent scientific researches, in the next 30 year factors using the principal component analysis such
period, another major earthquake will likely occur as: (Factor 1) vulnerability, (Factor 2) density,
and will cause vast damages in Istanbul .To examine (Factor 3) work places and hazardous land uses,
the earthquake risk in Istanbul, 15 variables are (Factor 4) hazard and (Factor 5) potentials.
used which represent hazard and urban exposure for
613 neighborhood of Istanbul Metropolitan Area. The 5 main components sort according to their ex-
The methodology of the empirical part of this study planation percentage of the total variance. The total
is based on principle component analysis which pro- variance presents the earthquake risk level in this
vides to evaluate risk variables through the main study. The vulnerability component which explains
factors. about 18,9% of the total variance, is also the most
explanatory factor among the others. In the other
Firstly, in order to calculate the earthquake risk of words, while describing earthquake risk level in Is-
the city, the information on earthquake hazard was tanbul, the major indicators are highly related with
compiled according to the previous study developed the exposure and the vulnerability levels of the city.
by Japan International Cooperation Agency and Is- As far as Factor 2 and Factor 3 are also associated
tanbul Greater Municipality in 2002. The hazard with the built-up area of the city, so that the general
data referred from the earthquake scenario with the conditions of urban pattern explain about 47,1% of
MW=7.7 of JICA and IBB project. Moreover, the earthquake risk. In the principal component analy-
areas with a slope more than %30 were also in- sis, the forth factor which refers earthquake hazards
cluded into the database. Since earthquakes can explains just 10,8% of the total variance of earth-
trigger secondary hazards such as urban fires and quake risk level.
explosions, hazardous land uses were also men-
tioned. Land use pattern and building density have Keywords: Earthquake, vulnerability, risk analysis,
been used in order to reveal the general built-up Istanbul.

38
İstanbul’da deprem riski analizi

Giriş yüklüğündeki depremin oluşum periyodunun


Son 100 yıllık süre içerisinde dünya nüfusunun 550 yıl olduğu belirtilmiştir.
hızla artması sonucunda insan yerleşmeleri sa-
yıca artarken, kentsel alanlara hızlı göçün bir Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin nüfus açısın-
sonucu olarak büyük şehirler metropollere dö- dan en büyük şehri olan ve aynı zamanda da
nüşmüştür. 1950’lerde dünya nüfusunun yakla- Kuzey Anadolu Fay hattının batı kanadına ya-
şık %20’si dünyanın en büyük ilk 50 şehrinde kınlığı nedeniyle deprem tehdidi altında bulunan
yaşarken, bu oranın 2000’li yıllarda %17’lere İstanbul’un yapılaşmış, demografik ve ekono-
düşmesi beklenmektedir. Dünya nüfusunun bu mik çevre değişkenleri ile mevcut potansiyelleri
%17’lik kesiminde her iki kişiden birinin, yani kapsamında deprem riski açısından değerlendi-
%8.5’inin deprem tehlikesi altında bulunacağı rilmesidir. İstanbul’da deprem risk seviyelerinin
tahmin edilmektedir. Dünyanın en büyük ilk 50 belirlenmesinde ana bileşenler analizi uygulan-
şehrinde ve deprem tehlikesi altında yaşayan her mış ve sonuçlar bir coğrafi bilgi sistemi yazılımı
10 kişiden 9’unun, yani dünya nüfusunun olan ArcGIS programı kullanılarak haritalandı-
%7.6’sının gelişmekte olan ülkelerde yaşayaca- rılmıştır.
ğı öngörülmektedir (Tucker vd., 1994).
Deprem riski
20. yüzyıl içinde Türkiye’de yaşanan 130 adet Genel anlamda risk, herhangi bir tehlikenin
yıkıcı depremde toplam 80633 kişi hayatını meydana gelme olasılığı ile bu tehlikenin neden
kaybetmiş, 54380 kişi yaralı olarak kurtulmuş olacağı sonuçların bileşkesidir. Başka bir değiş-
ve 441611 konut ağır hasar görmüştür (Bağcı, le, risk düzeyi tehlikenin büyüklüğü ve etkile-
1994). 7.9 büyüklüğündeki 1939 Erzincan dep- nen elemanların savunmasızlığıyla orantılıdır
remi Türkiye’de yaşanmış en büyük ve şiddetli (Okuyama ve Chang, 2004; Coburn ve Spence,
depremdir. 32962 kişinin ölümüne ve 116720 1992; Uitto, 1995; Reiter, 1990). Sismik risk;
binanın kullanılamaz hale gelmesine neden olan deprem ve deprem nedeniyle olması muhtemel
depremin şiddet anlamında bir benzeri de 17 toprak kaymaları, sıvılaşma ve benzeri etkiler;
Ağustos 1999’da 7.4 büyüklüğü ile Kocaeli’de kent dokusunu oluşturan binalar, yollar, köprü-
yaşanmıştır. Kuzeybatı Anadolu’nun tümünde ler ve diğer yapılara bağlı olarak toplum can
hissedilen Kocaeli depremi, Yalova, Kocaeli, güvenliğini ifade eden tehlikeye açıklık; bu ya-
Sakarya ve Bolu’da en fazla olmak üzere İstan- pıların kalitesini ifade eden hassasiyet ve yo-
bul, Eskişehir, Bursa, Zonguldak gibi çevre il- ğunluğu ifade eden yerleşik alan bölgesi değiş-
lerde de çok sayıda can kaybı ve hasara yol aç- kenlerinin bir türevi olarak tanımlanmaktadır
mıştır. 12 Kasım 1999’da ise bir önceki depremi (Logario, 1990). Sismik risk depremin neden
az ya da orta hasarlı olarak atlatmış binalar 7.2 olacağı tahmin edilen zararın meydana gelme
büyüklüğündeki Düzce depreminde yıkılmış ve olasılığı şeklinde de ifade edilmektedir.
can kaybına neden olmuştur.
Sismik tehlike analizinde kullanılan veri tabanı
Kuzey Anadolu Fay hattının Marmara Denizi depremin olma olasılığı, olası büyüklüğü ve ya-
içinden geçen parçalarının kırılması sonucu olu- kın çevresinde yaratacağı şiddet gibi bilgilerden
şacağı düşünülen depremin başta İstanbul’un oluşmaktadır. Sismik risk analizinin çıktıları ise
güney kesimleri olmak üzere, geniş bir coğraf- depreme bağlı can kayıpları başta olmak üzere
yayı etkileyeceği tahmin edilmektedir. Önü- yollar, köprüler, barajlar ve sanayi tesisleri gibi
müzdeki 30 yıllık dönem içinde, bu bölgede bü- yapıların zarar görmesi nedeniyle oluşacak mad-
yük bir deprem yaşanması %62 olasılığa sahip- di kayıpların tahminlerini kapsamaktadır. Sis-
tir (Barka, 2000). Burton ve diğerleri (2004), mik risk analizi; sismik tehlike ve alana ilişkin
önümüzdeki 50 yıllık süre içerisinde, Marmara verilerin bir arada incelenerek olasılıkların orta-
Bölgesi’nde Mw=8.0 dolaylarında bir depremin ya konulmasıdır (Reiter, 1990). Bendimerad
olma ihtimalinin %90 seviyelerinde olduğunu, (2001), risk analizi ve buna bağlı olarak kayıp
Cisternas ve diğerleri. (2004) ise, Mw=7.9 bü- tahmin modellerini depremin etkilerinin azal-

39
S. Kundak, H. Türkoğlu

tımı için gerekli en önemli araç olarak tanımla- Spence’in (1992) çalışmasında, deprem riski
maktadır. 1997’de Davidson tarafından geliştiri- açısından arazi kullanım örtüsünde yer alan faa-
len “deprem afeti risk indeksi” (Earthquake liyetlerin kullanım nitelikleri, acil durumlarda
Disaster Risk Index - EDRI), ekonomik, sosyal, olası görevleri, kayıp düzeyleri ve yenileme ça-
politik ve kültürel açılardan analiz yapılan ala- lışmalarındaki rolleri sınıflandırılmıştır. Konut
nın toplam risk düzeyinin hesaplanmasını sağ- alanlarındaki yoğunluk ve kullanım süreleri, nü-
lamıştır (Davidson, 1997). Gupta ise yine 1997 fus büyüklükleri ile doğru orantılıdır. Doğal teh-
yılında “strateji etkinliği tablosu” (Strategy likeler açısından bakıldığında en hassas grubu
Effectiveness Chart - SEC) geliştirerek konut, konut alanları oluşturmaktadır. Yerleşimlerin
ticaret, yönetim ve acil durum yönetimi sektör- %60-70’ini kaplayan konut alanlarının yapısal
lerinin deprem riski karşısındaki performansla- ve hassas özelliklerinin belirlenmesi özellikle
rını ölçmeyi amaçlamıştır (Gupta, 1997). kayıp tahminlerinin yapılmasında önem taşı-
1998’de ise, Kakhandiki, bu iki metodu (EDRI maktadır (Comerio, 1998). Depremlerde can
ve SEC) kullanarak Los Angeles Metropoliten kayıplarının ve yaralanmaların %75’i binaların
Alanında çalışmıştır (Kakhandiki, 1998). Bu üç yıkılmasından kaynaklanmaktadır (Coburn ve
çalışmada da, sismik tehlike bileşenlerinin yanı Spence, 1992). Özellikle yığma binaların neden
sıra, yerleşim dokusunu tanımlayan diğer bile- olduğu kayıplar %60 dolaylarındadır. Betonar-
şenler bir arada kullanılmış ve bu şekilde dep- me yapılar ise, yığma binalara göre daha güven-
rem tehlikesi altında bulunan yerleşmelerin sa- li olsalar da, kontrolsüz inşa edildiklerinde yığ-
dece yapısal hasar görebilirliği değil, sosyal ve ma binalardan daha öldürücü olabilmektedirler.
ekonomik hassaslığı da ortaya konulmuştur.
Nüfusun demografik yapısı, deprem anında ve
Deprem riskinin bileşenleri sonrasında, insanların sırasıyla önce kendini ko-
Deprem riskini etkileyen faktörler; deprem teh- ruma sonra da kendini kurtarma potansiyelini
likesi, arazi kullanımı, demografik yapı ve eko- tanımlamaktadır. Literatürde, hassas nüfus ola-
nomik yapı olarak 4 başlık altında değerlendiri- rak adlandırılan ve çok genç ve çok yaşlı nüfusu
lebilir. Deprem tehlikesi, başta depremin büyük- ifade eden bu grup gerek deprem gerekse her-
lüğü olmak üzere, deprem dalgalarının farklı hangi bir diğer tehlike anında ancak başkaların-
zeminlerdeki yayılım hızları ve yarattıkları ivme da yardım alarak kendilerini kurtarabilmektedir.
değerleriyle ölçülebilmektedir. Ayrıca, depre- Hassas nüfus kapsamında yaş belirleyicisinin
min tetiklediği zemin sıvılaşması, heyelan ve yanı sıra özürlü nüfus ve tedavi altında bulunan
tsunami gibi diğer tehditler de deprem tehlikesi kişiler de değerlendirilme kapsamına alınmalı-
kapsamında incelenmektedir. Arazi kullanım dır. Deprem açısından yerleşimin demografik
şekilleri ve yapısı, etkilenmesi beklenen bölgede yapısında dikkate alınabilecek değişkenlerden
yaşayan nüfusun demografik durumu ve yine bu biri de, deprem anında kendisini kurtarma olası-
bölgenin ekonomik gücü, deprem riskinin de- lığı düşük olan nüfusun belirlenmesidir. Küçük
ğerlendirilmesinde hasar görebilirlik modülünü yaştaki çocuklar ve bebekler, hareket zorluğu
oluşturmaktadır. Arazi kullanımını oluşturan çeken yaşlılar, evlerde bakım gören ağır hastalar
değişkenler sadece farklı kullanım dokularını ve fiziksel engelliler bu grubu oluşturmaktadır.
değil, bu dokuları oluşturan öğelerin deprem Davidson çalışmasında, 0-4 ve 65 yaş üzeri nü-
karşısındaki davranış biçimlerini de içermekte- fusu bu grup altında toplamıştır ve yerleşim nü-
dir. Bina yoğunluğu, yapı tarzı, kat yükseklikleri fusuna oranını belirleyerek bir değişken olarak
ve altyapı sisteminin farklı noktalarındaki farklı kullanmıştır (Davidson, 1997).
özellikleri, yapılaşmış çevrenin deprem riski
açısından değerlendirilmesinde temel başlıkları Ekonomik yapı, depremden en fazla etkilenen
oluşturmaktadır. Genel arazi kullanım dokusu ancak etkileri daha uzun vadede görülen bile-
göz önüne alındığında barınma, kamusal hiz- şenlerden biridir. Deprem anında, binaların ve
metler, ticaret, sanayi ve altyapı sistemleri şek- can kayıplarının oluşturduğu doğrudan maddi
linde bir gruplama yapılabilir. Coburn ve zararın yanı sıra, deprem nedeniyle duran ya da

40
İstanbul’da deprem riski analizi

aksayan iş kolları nedeniyle ekonomiye katma Çalışmanın yöntemi ve kapsamı


değer sağlanamaması sonucunda dolaylı kayıp- Bu çalışmada, İstanbul’da depreme bağlı risk
larla karşılaşılabilir. Özellikle, deprem tehdidi analizi için, kentin doğal, yapılaşmış, demogra-
altında bulunan alanlar tek tip ya da çok güçlü fik ve ekonomik özelliklerini içeren ve İstan-
bir ekonomik değer içermekteyse, bu alanlar bul’un 23 ilçesinin 613 mahallesini kapsayan
ekonomik açıdan diğer alanlara göre daha kırıl- detaylı bir veri tabanı oluşturulmuştur. Deprem
gan olarak tanımlanmaktadır. Ekonomik göster- riskinin hesaplanabilmesi için öncelikle, deprem
gelerin seçimi, sismik riskin hesaplanabilmesi kaynağına ilişkin bilgiler derlenmiştir. Çalışma-
için gereken diğer belirleyicilerin seçiminde ol- da kullanılan senaryo deprem büyüklüğü ve bu
duğu gibi, farklı ölçeklerde ifade edilebilmekte- büyüklükteki depremin oluşturacağı zemin tep-
dir. Makro ölçekte, bir ülkenin ya da bir bölge- kileri için Japon Uluslar arası İşbirliği Ajansı
nin temel ekonomik göstergesinin gayrısafi yur- (JICA) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)
tiçi hasıla olarak belirlenmesi bugüne kadar ya- tarafından geliştirilen dört deprem senaryosun-
pılmış çalışmalarda en sık kullanılan yöntem dan biri olan Mw=7.7 büyüklüğündeki depreme
olarak öne çıkmaktadır (Chen vd., 2002; Chen ait veriler kullanılmıştır (JICA ve IBB, 2002).
vd., 2001; Chan vd., 1998; Chen vd., 1997). Ayrıca yine deprem tehlikesine bağlı olarak
yüksek eğimli alanlar da veri tabanına eklenmiş-
İstanbul ve deprem risk düzeyleri tir. Depremler, oluşumlarını takiben farklı ikin-
cil tehlikeleri de tetiklemektedir. Bu tehlikelerin
İstanbul’da tarihi boyunca bir çok irili ufaklı, az
başında gelen yangınlar ve patlamalar, veri ta-
ya da çok etkili deprem yaşanmıştır. Tarihsel
banında tehlikeli arazi kullanımı olarak tanım-
verilere göre, İstanbul’u etkilediği bilinen en
lanmıştır.
eski deprem M.Ö. 32 yılında yaşanmıştır
(Ambrasseys ve Finkel, 1991). İstanbul yakınla- Arazi kullanım şekilleri ve bina yoğunlukları,
rında meydana gelmiş ve kentin büyük kesimin- deprem tehlikesi altında bulunan yerleşmenin
de yıkımlara yol açmış depremlerle ilgili bilgile- genel yapısal özelliklerinin belirlenmesi ve dep-
re de, bu depremleri yaşayanların anılarından rem sonrasındaki arama-kurtarma çalışmaların-
yola çıkılarak ulaşılmaktadır. Ambraseys ve da karşılaşılacak zorlukların tahmin edilebilmesi
Finkel (1995), 1500’lü yıllardan itibaren Türki- için kullanılmıştır.
ye’yi etkilemiş depremleri inceleyerek bu dep-
remlerin etkilerini döneme ait yazılı kaynaklar- Demografik bileşenlerde, deprem tehlikesi al-
dan faydalanarak derlemişlerdir. Bu çalışmanın tında bulunan toplam nüfusun yanı sıra, kendi
büyük bir bölümünü Marmara Bölgesi ve civa- kendini kurtarma olanağı bulunmayan, ikinci
rında yaşanmış depremler ve başta İstanbul ol- şahısların yardımına ihtiyaç duyan nüfus da
mak üzere, diğer yerleşim alanlarındaki etkileri temsil edilmiştir. Ayrıca, okullardaki öğrenci
kapsamaktadır. Bunu nedeni, yukarıda da belir- nüfusu da yine tehlikelere açık, hassas nüfus
tildiği gibi yazılı kaynakların çoğunlukla İstan- olarak tanımlanmıştır. Depremin yapılaşmış
bul ve çevresi ile ilgili olması olarak açıklanabi- çevrenin yanında, uzun vadede, bölgenin eko-
lir. Ambraseys ve Jackson (2000), 1500’lü yıl- nomik gücü üzerinde negatif etkileri bulunmak-
lardan günümüze, Marmara Bölgesi’nde mey- tadır. Bu nedenle ekonomik bileşenler, deprem
dana gelmiş depremleri etkileriyle incelemiş ve anından çok gelecekteki deprem etkilerinin tem-
depremlerin merkez üsleriyle ilgili bilgileri hari- sili olarak kullanılmıştır.
talara işlemişlerdir. Başta İstanbul olmak üzere,
en yıkıcı olan depremlerin 1509, 1766 ve 1894 Potansiyeller ise, depremin sonuçları ne boyutta
depremleri olduğu ve bu depremlerin de Kuzey olursa olsun, kente ait ve depremin etkilerini
Anadolu Fay Hattı’nın İstanbul yakınındaki azaltmaları tahmin edilen öğeleri içermektedir.
segmentlerin kırılması sonucu meydana gelmiş Özellikle, açık alanlar ve tıbbi malzeme sağla-
olduğu görülmektedir. yan birimlerin varlığı, deprem sonrasındaki

41
S. Kundak, H. Türkoğlu

ikincil kayıpların artmasını önlemede önem ta- değişkenlerin doğrusal bileşenleri olan değiş-
şımaktadır. kenlerle ifade etme yöntemine ana bileşenler
analizi denir.
Risk bileşenlerinin değerlendirilmesi
Bu yöntemle, araştırmada kullanılan değişken-
İstanbul’da depreme bağlı risk düzeyleri için
lerle örneklem olarak seçilen İstanbul mahalle-
hazırlanan veri tabanının değerlendirilmesi aşa-
lerdeki deprem bağlı risk seviyelerini %67.3
masında, betimleyici istatistiksel analizler sonu-
oranında açıklayan 5 ana bileşeni oluşturulmuş-
cunda başta 27 adet olan değişken sayısı verile-
tur Analiz sonucu oluşan 5 ana bileşen, toplamı
rin birbirleriyle olan ilişkileri, toplam içerisin-
açıklama yüzdelerine göre sıralanmaktadır. Top-
deki açıklama düzeyleri ve güvenilirlikleri sı-
lam değer, bu çalışma kapsamında, depreme
nanmak suretiyle 15 bağımsız değişkene indir-
bağlı risk düzeyini ifade etmektedir.
genmiştir. Bu 15 değişken ana bileşenler analizi
kullanılarak, “hasar görebilirlik”, “yoğunluk”,
İlk ana bileşen mahallenin yaşı, konut sayısı,
“işyeri ve yanıcı/patlayıcı kullanımlar”, “tehli-
plansız yapılaşmış alanların yüzdesi, hassas yaş
ke” ve “potansiyeller” başlıkları altında olmak grupları, arazi değeri ve öğrenci sayısını kapsa-
üzere 5 ana bileşen altında toplanmıştır (Tablo 1). yan “hasar görebilirlik” bileşeni olarak tanım-
lanmıştır. Bu bileşen toplam değişimin %18.9’unu
Tablo 1. İstanbul’da depreme bağlı risk açıklamaktadır. Mahallenin yaşı ve arazi değeri
düzeylerini oluşturan ana bileşenler değişkenleri açıklama içerisinde negatif değerle-
re sahiptir. Bu durum bir yandan şehir içinde
Hasar Görebilirlik
geçmiş dönemlerde planlı olarak gelişmiş ma-
Mahallenin Yaşı
Mahalledeki Konut Adedi
hallelerin yeni kontrolsüz gelişen mahallelere
Mahalledeki Plansız Yapılaşma Oranı göre daha güçlü bir yapı sergilediğini gösterir-
0-12 ve 65 yaş üzeri nüfusun mahalledeki oranı ken, öte yandan da arazi değerlerinin yüksek
Mahallenin ortalama arazi değeri olduğu yerlerde halkın kendi yakın çevrelerini
Mahalledeki okullara devam eden öğrenci sayısı güçlendirmeye daha yatkın olduğunu belirtmek-
Yoğunluk tedir. Hasar görebilirlik değerleri, özellikle son
Mahalledeki nüfus yoğunluğu 10 yılda gelişme göstermiş olan alanlarda daha
Mahalledeki bina yoğunluğu
Mahalledeki yapılaşmamış alan oranı yüksek düzeylerdedir. Hasar görebilirlik seviye-
İşyeri ve Yanıcı/Patlayıcı Kullanımlar si en yüksek değerlere sahip mahallelerde; orta-
Mahalledeki yanıcı/patlayıcı kullanımların adedi lama konut birim adedi 14000, plansız yerleşim
Mahalledeki iş yeri sayısı alanı oranı %84’ün üzerinde, hassas nüfus oranı
Tehlike %25-30 aralığında, arazi metre kare değeri 40-
7.7 büyüklüğündeki bir depremin yaratacağı ortalama 50 YTL düzeyinde ve öğrenci sayısı ise 10000-
ivme tepki spektrum değeri 15000 arasındadır (Tablo 2).
Mahalledeki eğimi %30’un üzerinde olan alanların
oranı
Tablo 2. Hasar görebilirlik düzeylerine göre
Potansiyeller
mahallelerin değerlendirilmesi
Mahalledeki sağlık tesisi sayısı
Mahalledeki sağlık tesislerinde bulunan hasta yatak
kapasitesi En Yüksek Değere Sahip İlk 10 Mahalle
Bağcılar – Demirkapı
Bağcılar – Fatih
Ana Bileşenler Analizi, çok sayıda değişkene Ümraniye – Kazım Karabekir
sahip bir veri tabanında, veriler arasındaki bağ- Esenler – Oruç Reis
lantılar ve ilişkiler göz önüne alınarak yapılan Küçükçekmece – Halkalı Merkez
bir indirgeme yöntemidir. Aralarında ilişki bu- Küçükçekmece – İnönü
Güngören – Güneştepe
lunan p sayıda değişkenin açıkladığı yapıyı, ara- Bahçelievler – Zafer
larında ilişki bulunmayan ve sayıca orijinal de- Pendik – Kavakpınar
ğişken sayısından daha az sayıda (p>k) orijinal Bağcılar – Kirazlı Fevzi Çakmak

42
İstanbul’da deprem riski analizi

Yapılaşmamış alanların yüzdesi ve nüfus ve bi- Merkez Mahallesi’nde 20.000 düzeyindedir.


na yoğunluklarını içeren yoğunluk bileşeni de- Küçükçekmece İlçesi’nin Ziya Gökalp Mahalle-
ğişimin %15’ini açıklamaktadır. Yapılaşmamış si, sanayi sitelerinin ve boya-kimya fabrikaları-
alan yüzdesinin bu bileşende negatif olarak yük- nın sayıca İstanbul genelinden çok yüksek ol-
lenmesi, yeşil alanların ve boş alanların yerleş- ması nedeniyle bu değişkendeki en yüksek de-
menin hasar görebilirliğini azaltması yönünde ğeri almış bulunmaktadır (Tablo 4).
ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Bu
faktör yapısı itibariyle, gerek konut gerekse iş Tablo 4. İşyeri ve yanıcı/patlayıcı düzeylerine
yeri yapılaşması nedeniyle yoğun alanlarda yük- göre mahallelerin değerlendirilmesi
sek değerlere ulaşmaktadır. Yoğunluk bileşe-
ninde en yüksek değere sahip ilk 10 mahallede En Yüksek Değere Sahip İlk 10 Mahalle
nüfus yoğunluğu ortalama 580 kişi/ha ve bina Küçükçekmece – Ziya Gökalp
yoğunluğu 90 bina/ha seviyesindedir. Bu ma- Zeytinburnu – Maltepe
Eminönü – Beyazıt
hallelerden Eminönü İlçesi’nin Beyazıt Mahal- Bağcılar – Mahmut Bey Merkez
lesi, ikamet eden nüfus olmamasına rağmen, ta- Ümraniye – Esenşehir
rihi binaların ve iş yerlerinin çok sayıda bulun- Ümraniye- Yukarı Dudulu
ması nedeniyle 171 bina/ha ile İstanbul’un en Kadıköy – İçerenköy
yoğun bina değerine sahip mahallesidir. Beyoğ- Esenler – Turgut Reis
Ümraniye – Yeni Çamlıca
lu İlçesi’nin Çukur Mahallesi ise nüfus yoğun- Ümraniye - Ihlamurkuyu
luğu’nun 928 kişi/ha seviyelerinde olması nede-
niyle yoğunluk faktörü içinde en yüksek ikinci
Dördüncü sıradaki bileşen olarak tanımlanan
mahalle olarak belirlenmiştir (Tablo 3).
tehlike bileşeni, mahalle ölçeğinde, 7.7 büyük-
lüğündeki bir depremin yaratacağı ortalama iv-
Tablo 3. Yoğunluk düzeylerine göre mahallele-
me tepki spektrum değerini ve eğimi %30’un
rin değerlendirilmesi
üzerinde olan alanların oranını kapsamaktadır.
Tehlike bileşeni toplam değişimin %10,8’ini
En Yüksek Değere Sahip İlk 10 Mahalle
Eminönü – Beyazıt
açıklamaktadır. Tehlike değişkeninin, Kuzey
Beyoğlu – Çukur Anadolu Fay’ının Marmara Denizi içinden ge-
Beyoğlu – Kalyoncu Kulluğu çen parçasında olması tahmin edilen senaryo
Fatih – Hızır Çavuş depremi büyüklüğüne bağlı olması nedeniyle,
Beyoğlu – Bülbül fay hattına en yakın olan ilçeler en yüksek tehli-
Fatih – Kasım Günani
Beyoğlu – Şehit Muhtar
ke değerini almış bulunmaktadır. Ayrıca, İstan-
Fatih – Müftü Ali bul’un güney kesimindeki zeminin yumuşak ya
Fatih – Hamamı Muhittin da dolgu olması nedeniyle bu alanlardaki spektral
Fatih – Tevki-i Cafer ivme değerleri 800 gal. seviyelerine ulaşabilmek-
tedir. Tehlike bileşenine göre en yüksek değere
Mahallelerdeki toplam iş yeri ve yanıcı/patlayıcı sahip mahalleler, kentin güney kesimlerinde, Av-
kullanım içeren tesislerin adetlerini kapsayan iş cılar, Bakırköy ve Bahçelievler ilçelerine bağlı
yeri değişkeni toplam değişimin %13.3’ünü mahalleler olarak öne çıkmaktadır (Tablo 5).
açıklamaktadır. Bu faktör aynı zamanda, iş yeri
sayılarına bağlı olarak, mahallenin ekonomik Son ana bileşen olan potansiyel bileşeni, deprem
gücünün de bir göstergesi olarak tanımlanmak- sonrasında yaralıların tedavisi için gerekli sağlık
tadır. Bu grupta en yüksek değere sahip mahal- hizmetini verebilecek bölgeleri tanımlamakta-
lerde ortalama iş yeri adedi 8000 yanı- dır. Bu bileşende, mahallelerdeki sağlık tesisle-
cı/patlayıcı kullanımların adedi ise 28 civarın- rinin sayıları ve bu sağlık tesislerindeki yatak
dadır. İş yeri bileşeninde en yüksek yanı- kapasitesi kullanılmıştır. Potansiyel bileşeni top-
cı/patlayıcı kullanım içeren mahalleler etkilene- lam değişimin %9.4’ünü açıklamaktadır. Bazı
bilecek nüfus Küçükçekmece Ziya Gökalp Ma- mahallelerde sağlık tesisinin bulunmaması bu
hallesi’nde 30.000 ve Bağcılar Mahmut Bey mahallelerin düşük değerler almasına neden ol-

43
S. Kundak, H. Türkoğlu

masına karşın bu mahallelerde yaşayanlar çevre Asya yakasında ise Ümraniye, Pendik, Maltepe
mahallelerdeki kapsamlı sağlık hizmetleri ve ve Kartal ilçelerinin mahalleleri, kentin diğer
hastanelerden faydalanabilmektedir. Fatih, Şişli, mahallelerine göre daha yüksek risk değerlerine
Bahçelievler, Üsküdar ve Kadıköy İlçeleri özel- sahiptir. İstanbul’da, 1950’lerden sonra yaşanan
likle kamu ve özel hastanelerin yoğunlukta ol- göç dalgasının sonucu olarak, yeni yerleşmeler
duğu ilçelerdir. İstanbul’un en büyük hastanele- çoğu defa plansız gelişmeleri nedeniyle, eski
rinden, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi yerleşmelerin sahip olduğu alan kullanım den-
Hastanesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastane- gesine ve altyapıya sahip değildir. Ayrıca, eski
si Fatih İlçesi’nde bulunmaktadır. Bu iki hasta- yerleşmeler, merkezi iş alanlarına yakınlıkları,
nede çalışan doktora sayısı 2204, yatak kapasi- farklı ulaşım sistemlerinden yararlanabilmeleri,
tesi ise 3023’tür. Sağlık ocakları, klinikler ve her türlü donatıyı bulundurmaları ve bunun so-
özel sağlık kurumlarının toplamlarına göre de- nucunda da yüksek arazi değerlerine sahip ol-
ğerlendirildiğinde, adet olarak en fazla sağlık maları nedeniyle, depreme bağlı risk düzeyleri
tesisi Şişli merkezde bulunmaktadır. Eczane ve yeni yerleşmelere göre daha düşüktür. Benzer
ilaç depolarının en fazla yoğunlaştığı mahallele- zemin özelliklerine sahip ve fay hattına eşit
uzaklıkta bulunan Avrupa ve Asya yakalarının
rin başında Bahçelievler-Merkez, Kadıköy-
sahil mahallelerinde, yapılaşma durumu ve yo-
Göztepe ve Bahçelievler-Siyavuş Paşa gelmek-
ğunluk düzeyleri nedeniyle risk düzeyleri fark-
tedir (Tablo 6).
lıdır (Şekil 1).
Tablo 5. Tehlike bileşenine göre mahallelerin Mahallelerdeki risk düzeyleri temelde mahalle-
değerlendirilmesi nin tehlike kaynağına uzaklığı ve yerleşim do-
kusuna göre değişmektedir. İstanbul’daki en
En Yüksek Değere Sahip İlk 10 Mahalle yüksek riske sahip mahalleler incelendiğinde,
Avcılar – Deniz Köşkler bu alanlarda toplam 1 milyonun üzerinde bir
Bahçelievler – Merkez
Bahçelievler – Şirinevler nüfus yaşamaktadır. Hassas nüfus oranının %30
Avcılar – Ambarlı dolaylarında olduğu bu mahallelerde ortalama
Avcılar – Gümüşpala nüfus yoğunluğu 500 kişi/ha ve ortalama bina
Bahçelievler – Siyavuş Paşa yoğunluğu ise 30 bina/ha’nın üzerindedir. Bu
Bakırköy – Ataköy 7-8-9-10. Kısım mahallelerde ortalama konut birimi sayısı
Bakırköy – Şenlik Köy 13 000, ortalama iş yeri sayısı 3300 civarında-
Bakırköy – Yeşilköy
Bahçelievler - Hürriyet dır. Tehlikeli kullanım kapsamına giren benzin
istasyonları, tüp dolum-satış tesisleri, kimya ve
boya fabrikaları gibi kullanımlar her mahallede
Tablo 6. Potansiyel bileşenine göre
5-10 tesis şeklinde bulunmaktadır. En yüksek
mahallelerin değerlendirilmesi
risk değerine sahip mahallerde doluluk-boşluk
oranları da çarpıcı değerlere sahiptir. Bu alan-
En Yüksek Değere Sahip İlk 10 Mahalle
larda doluluk oranı %95, boş alan oranı %4.3 ve
Fatih – Arpa Emini
Bakırköy – Zuhurat Baba
yeşil alan oranı ise %0.7’dir. Plansız yerleşme
Maltepe – Başıbüyük oranının %70’e ulaştığı en riskli mahallerde ço-
Fatih – Kasap İlyas ğunlukla sağlık tesisi bulunmamaktadır. İstan-
Üsküdar – Selimiye bul’da deprem riskine bağlı olarak en yüksek
Fatih – Davut Paşa değerleri alan mahalleler deprem tehlikesi açı-
Şişli – 19 Mayıs sından incelendiğinde gerek fay hattına yakınlık
Bahçelievler – Merkez
Şişli - Merkez
gerekse zemin koşulları nedeniyle 7.7 büyüklü-
Kartal - Cevizli ğündeki senaryo depremi nedeniyle oluşacak
ivme değerleri 600 gal.’in üzerindedir. Mahalle-
lerin gelişim sürecine bakıldığında ise Eminönü
Sonuç - Beyazıt mahallesi haricindeki mahallelerin
Avrupa yakasında, Küçükçekmece, Avcılar, 1990’lardan sonra hızlı gelişme gösterdiği gö-
Bağcılar, Esenler, Bahçelievler ve Zeytinburnu; rülmektedir.

44
İstanbul’da deprem riski analizi

KA RAD ENİZ

MARMARA DENİZİ
LEJAND
Az Riskli
Orta Riskli
Riskli
Yüksek Riskli
Yerleşim Dışı

0
4 5.000 10.000
M

Şekil 1. İstanbul’da depreme bağlı farklı risk düzeyleri

Bu çalışma sonucunda kentsel arazi kullanımı ekonomik kayıpların azaltılmasında önem ka-
ve buna bağlı olarak nüfus dağılımına ilişkin zanmaktadır.
bileşenlerin kentsel hasar görebilirliği ve dolayı-
sıyla da depreme bağlı riski arttırdığı ortaya
çıkmıştır. Risk azaltımına yönelik çalışmalar Kaynaklar
kent genelindeki donatı, fonksiyon ve nüfus da- Ambraseys, N.N. ve Finkel, C.F., (1991). Long-term
seismicity of İstanbul and of the Marmara Sea
ğılımının dengeli bir şekilde gelişmesine yöne-
region, Terra Nova, 3, 527-539.
lik olmalıdır. Kentsel donatılardan sağlık ve eği-
Ambraseys, N.N. ve Finkel, C.F., (1995). The seis-
tim gibi acil durum donatıların yer seçimleri ve micity of Turkey and adjacent areas, Eren Yayın-
erişilebilirlik düzeyleri diğer doğal ve teknolojik cılık, İstanbul.
tehditler açısında da değerlendirilerek tasarlan- Ambraseys, N.N. ve Jackson, J.A., (2000). Seismic-
malıdır. Doğal ve teknolojik afetlerin yapılaşmış ity of the Sea of Marmara (Turkey) since 1500,
çevre ve üretim potansiyelinde neden olduğu Geophys. J. Int., 141, F1-F6.
ekonomik kayıpların bölge ve ülke ölçeğindeki Bağcı, G., Yatman, A. Özdemir, S. ve Altın, N.,
etkileri uzun süreli olmaktadır. Özellikle İstan- (1994). Türkiye’de hasar yapan depremler, Dep-
bul gibi bir metropolün ülke ekonomisine katkı- rem Araştırma Bülteni, 69, 113-126.
sı göz önüne alınacak olursa, kent genelindeki Barka, A., (2000). The next expected Marmara
sanayi ve hizmet alanlarının yer seçimi ve plan- Earthquake, International İstanbul Earthquake
lama kriterleri uzun vadeli ve üretime dayalı Meeting, TUYAP Fuarcılık, İstanbul.

45
S. Kundak, H. Türkoğlu

Bendimerad, F., (2001). Loss estimation: a powerful Earthquake Engineering Center, Department of
tool for risk assessment and mitigation, Soil Dy- Civil Engineering, Stanford University.
namics and Earthquake Engineering, 21, 467- Gupta, A., (1997). Performance based strategy
472. evaluation methodology for earthquake risk man-
Burton, P.W., Qin, C., Akis Tselentis, G. ve Sokos, agement, Doktora Tezi, The John A. Blume
E., (2004). Extreme earthquake and earthquake Earthquake Engineering Center, Department of
perceptibility study in Greece and its Surround- Civil Engineering, Stanford University.
ing Area, Natural Hazards, 32, 277-312. Japon Uluslar arası İşbirliği Ajansı (JICA) ve İstan-
Chan, L. S., Chen, Y., Chen, Q., Chen, L., Liu, J., bul Büyükşehir Belediyesi (İBB), (2002). Türki-
Dong, W., ve Shah, H., (1998). Assessment of ye Cumhuriyeti, İstanbul İli Sismik Mikro-
global seismic loss based on macroeconomic in- Bölgeleme Dahil Afet Önleme/Azaltma Temel
dicators, Natural Hazards, 17, 269–283. Planı Çalışması, İstanbul.
Chen, Q., Chen, Y., Liu, J., ve Chen, L., (1997). Kakhandiki, A., (1998). Risk time charts: A frame-
Quick and approximate estimation of earthquake work to measure the time variation of Earthquake
loss based on macroscopic index of exposure and Disaster Risk, Doktora Tezi, The John A. Blume
population distribution, Natural Hazards, 15, Earthquake Engineering Center, Department of
217–229. Civil Engineering, Stanford University.
Chen, Y., Chen, L., Federico, G. ve Ota, K.L.J., Logario, H.J., (1990). Earthquakes: An architect’s
(2002). Seismic hazard and loss estimation for guide to nonstructural seismic hazards, New
Central America, Natural Hazards, 25, 161–175. York: John Wiley and Sons.
Chen, Y., Chen, Q. ve Chen, L., (2001). Vulnerabil- Okuyama, Y. ve Chang, S.E., (2004). Introduction in
ity analysis in earthquake loss estimate, Natural modeling spatial and economic ımpacts of disas-
Hazards, 23, 349-364. ters, 1-10, Eds. Okuyama, Y., Chang, S.E.,
Cisternas, A., Polat, O. ve Rivera, L., (2004). The Springer.
Marmara Sea Region: Seismic behaviour in time Reiter, L., (1990). Earthquake hazard analysis: ıs-
and the likelihood of another large earthquake sues and ınsights, Columbia University Pres.
near İstanbul (Turkey), Journal of Seismology, 8, Tucker, B.E., Trumbull, J.G. ve Wynss, S.J., (1994).
427-437. Some remarks concerning worldwide urban
Coburn,A. ve Spence, R., (1992). Earthquake şrotec- earthquake hazard and earthquake hazard mitiga-
tion, John Wiley & Sons. tion in Issues in Urban Earthquake Risk, 1-10
Comerio, M.C., (1998). Disaster hits home: New Eds. Tucker, B.E., Erdik, M., Hwang, C.N.,
policy for urban housing recovery, University of Kluwer Academic Publishers.
California Press. Uitto, J., (1995). The ıncreasing nature of global
Davidson, R., (1997). An urban earthquake disaster earthquake risk, Global Environmental Change,
risk ındex, Doktora Tezi, The John A. Blume 5, 1, 65-69.

46

You might also like