You are on page 1of 444

~ebsfit

4. CiLT TERCUME ve TASHiH HEYETi

Sayfa Tercume Eden Tashih Eden

2-67 DR. H. iBRAHiM KUTLAY PROF. DR. M.CEVAT AK~iT


68-117 DR. H. iBRAHiM KUTLAY PROF. DR. ORHAN <;:EKER
I 18-137 DR. H. iBRAHiM KUTLAY PROF. DR. M.CEVAT AK~iT
138-192 DR. H. iBRAHiM KUTLAY PROF. DR. HAMDi DONDUREN
192-207 OZCAN HIDIR PROF. DR. Ali ~AFAK
207-228 OSMAN GUMAN PROF. DR. HAMDi DONDUREN

Not:
Eserin tamam1 Prof. Dr. Mustafa Cevat Ak~it tarafindan kontrol edilmi~ ve
dipnotlarla zenginle~tirilmi~tir.

Giimii~ev Yaymlan No: I


ISBN: 978-605-5779-00-9

"Mebsut kitab1rnn butiin yaym haklan Gaye Vakfma ail olup, 3000 adeli kapsayan birinci
bask1smm yaym hakk1 Gumu~ev yaymc1ilga devr edilmi~tir."
Gaye Vakf1'nm yazd1 izni olmadan ~ogaltdamaz.

Bask1-Cilt
Ege Bas1m
Esatpa~a Mah. Z!}'apa~a Cad. No:8 Goztepe I istanbul
www.egebasim.com.tr I ege@egebasim.net -Tel: + 90 216 472 84 0 I - Fax: + 90 2 16 472 84 05

iSTEME ADRESi
GUMU~EV YAYINCILIK
Merdivenkoy Mah. O zlem Sk. Kansu Apt. No: 8/A Kad1koy/ istanbul
Telefon: +90 216 467 03 85 - Fax: +90 216 467 23 27
www.mebsut.com
i<;iNDEKiLER

HAC KIT ABI .................................................................... 1


Hacc1n tan1m1 ................ . . ... 1
Hacon farz olu~ delilleri ................. 1
Hacon farz olu~ nedeni ....... 2
lhrama giri~ .. .3
Hacon niyeti .. .... 7
Telbiye getirmek ...... . ............... .... ... ... 7
Telbiyenin ~ekli .... .. . ..... 9
Telbiyenin yuksek sesle soylenmesi ... 10
lhram yasaklan . .. ........... .. ......... 11
lhraml1 iken ba~1 ve yuzu ortme .. . .. .. 13
Telbiye getirme zamanlan ............ .. 16
Hac1n1n Mekke'ye giri~i ...................................... .. .... .. .... 16
Mescid-i Haram'a giri~. Kabe'yi gorunce dua ..... .. 17
Tavafa ba~lama . .. .......... ... .. . ... 17
Hacerulesved'i selamlama ..... 18
Tavafta donu~ yo nu ......... ........ ... ... . . ... 19
Rem el ve lzt1ba ...... .................. 20
Tavaftaki her turda Hacerulesved'i selamlama ...... 21
Tavafin Hatlm d1~1ndan yapilmas1 ............. . .. ..... ............ 22
Tavaf namaz1 .............. .. ...... 23
Tavaftan sonra Hacerulesved'i selamlama ...... 24
Sa'y ii:;in Safa'ya i:;1 k1 ~ .... .. .............................. . ...... 25
Sa'ye ba~lama . . ................... 25
Tavaf namaz1. .. .. ............. 28
Sa 'yin say1s1 ...... 28
ll _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Terviye gunu yapllacak ~eyler .. ·· ···· 28
Arafat' a <;1k1~ .. . ........ ....... .... ............ .. . 28
Arafat'ta ogle ve ikindinin birle~tirilmesi .. .. ···· ···· 29
Arafat'ta vakfe .. ........................................ . . " ..... ....... 33
Vakfe duas1 .......... .. ...... . .... 34
Arafat'tan aynlma . . .......... . .. . 35
Muzdelife'de konaklama .... 37
Ak~am ve yats1 namazlann1n birlikte kll1nmas1 ............................ 37
Muzdelife'de geceleme .... ............ . . ... 37
Muzdelife vakfesi. ..... ..... ..... . .. .. ........ . . ... 38
Muzdelife'den aynlma ... ........ ... . . .... 39
Cemre-i Akabe'yi (Buyuk ~eytan1) ta~lama. ······ ··· 39
1. Gun ~eytan ta~lama zaman1. ........ 41
Kurban kesme ... 42
Tira~ alma. . ........ 43
Ziyaret tavaf1 . ········ 45
Tavaf namaz1 ..... 46
2. gun ~eytan ta~lama .. 46
Ellerin kald1rllacag1 yerler . . ........ 46
Veda tavaf1 ................. . .. 49

KIRAN HACCI .................................................................................................... 51


K1ran hawna niyet .............. . . 55
K1ran hawnin yap1l1~1 ................................. . 55
1. Gun buyuk ~eytan1 ta~lama ve kurban kesme .... . 58
Veda tavaf1. .. . ........... . ..... . .... .......... . . . 59

UMRE .................................................................................................................60
Umre yapmak . 60

TEMETTU' HACCI ..............................................................................................61


Temettu' haw .......................... . ·········· ····· ····· .... 61
Temettu' haw yapanin umreden sonraki durumu .... .... 62
Mekke 'de ihrams1z bulunanlann ihrama girmeleri . . ...... 63
Tira~ olmak .. . .. . . .. . . .. .. . .. .. . . .. .. . .. . .. . ................ . ····· 66
lhraml1 kad1n1n durumu ............. . ······· 66
Kadin1n t1ra~1 ... . 68

TAVAF ............................................................................................................... 68
Kudum tavaf1 . .68
Ziyaret tavaf1 ......... ..... . ······· 69
Veda tavaf1 ................ ..... .... ........ . . ··· ·· 70
Umre tavaf1 .... 70
Umrenin ge<;ersiz k11inmas1 . 71
Vakfenin mahiyeti .... .......... ..... . 74
i~indelliler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ __ _ _ _ _ _ lll

Vakfenin ihrams1z yapllamamas1 . .... 74


Abdestsiz tavaf yapma durumu .............. . ...... 75
Haeda deve kurbani gereken durumlar . 77
Abdestsiz yap1lan um re tavaf1nin durumu .................. ... . . ... 77
Pis elbiseyle tavaf1n durumu ............................. . ....... 78
c;:1plak tavaf yapmak ............................. . ·········· ····· 78
COnOp olarak umre tavaf1 yapma durumu ...... 79
Tavaf sui;lar1. ........................ . .... ........ ............. 80
Hae fiillerinin s1ras1na uymama durumu .............. . ......... 82
M1kat1 ihrams1z gec;mek ............ .......... ................ .......... . 83
Hae aylannda um re yapma durumu .. .... ........ .. ..... ...... 87
Temettu' haco yap1p yapmama durumlan .. .... .. ...... ... . .... 88
Rem el ve sa'yin terkedilmesi ...... ................. .. .. . 89
Hat1m ic;inden yapllan tavaf ... 89
Tavaf1 eksik yapma durumu. ... ....... .. . .. 90
Namaz1n1 kilmadan Ost Oste tavaf yapma ...................... ............................ 91
Tavaf namaz1nin vakti...... .... .... ........ ......... . 91
Tavafin mekruhlan ....................................... . .. 92
Kad1n-erkek kan~1k tavaf yapma durumu ......... .. ... . ············ 92
Ozur nedeniyle tavaftan i;1kma ........................................... ... . . .......... 92
Tavaf namaz1n1n Mekke d1~1nda da kll1nabilecegi .. ······ ······· · ······ ...... 93
Kabe'de tavaf veya namazdan hangisinin daha faziletli oldugu ...... 93
Tavaf1n arkas1ndan ikinci tavafa ba~lay1p aynlma durumu . . .......... . . ..... 93
Mest veya ayakkab1yla tavaf .. ............ . . ..... 93
Rukn-0 Yemanl'yi selamlama ... . ................ . .. 94
Kabe'nin her ko~esinin selamlanmayaeag1 ... 94
Re me I ile ilgili konular ..... ......... ........................ ... . .. 94
Emekleyerek tavaf ... .. ..... .. .... . . .... 95
Tavafta geni~ donmek. ...... 95
Mescid-i Haram'1n d1~1ndan tavaL. ...... 95

SAFA iLE MERVE ARASINDA SA'Y .................................................................. 95


Sa'y1n tamam1n1 ko~arak yapmak.. . . . .... .. .. ...... 95
Sa'yin ba~lang1c; ve biti?i . . ... .. .. . . . ...... 96
Sa'yin yaplimamas1 .......... .............. ........ .. ............ .. 96
COnOp ve hay1zl1n1n sa'y yapmas1 .. . . 98
Sa'y'in bir tavaf Ozerine yapilabileeeg1 ................ .. .......... 98
Sa'y ii;in tavaf1n i;ogunun yeterli olmas1 ........... 98
Sa'yin mekruhlan.. .............. .... . ...... 99
Hae tavaf1yla sa'y aras1nda cinsel ili~kinin durumu ... ...... 99
Sa'y etmeksizin ihramdan i;1kma durumu ......... . ··················· ·· · .. 100

MiNA'YA <;'.IKI~ ............................................................................................... 100


Terviye gunu yap1laeak i?ler ... 100
Arafat'ta yapllan hae fiilleri .... 101
Hacdaki hutbeler ..... . .... 101
IV Kitabu'l-Mebsilt
Arafat'ta ogle ve ikindinin birle?tirilmesi (Cem-i takdTm) meseleleri .. ..... . 102
Arafat' ta k1l1nan namazlarda okuman1n ?ekli ... . . . .. .. .... ..... ........ . . .... 103
Arafat'ta hutbenin vakti 103
Arafat'ta imaml1k ile ilgili meseleler. . 104
Arafat'ta Cu ma namaz1 .... 104
Arafat'ta vakfe zaman1 . . ........ 105
Arafat'tan gun batmadan aynlmanin durumu. . ... 106
Arafat'ta ihraml1nin baylimas1 . . .... 107
Cun up ve hay1zlinin vakfesi .. . ... 107
K1ran haw yapanin, umre yapmadan vakfe yapmas1 ........... 108
Arafe gununun belirli olmamas1 durumu .. . ..... 108
Vakfeden once cinsel ili~kide bulunma durumu. . ......... 108
Vakfeden sonra cinsel ili?kide bulunma .. . .. 113
Ziyaret tavaf1ndan once cinsel ili~kide bulunma . . .. ........ 113
MTkat1 ihrams1z gec;me .. . ... 114
Arafat'ta vakfedeyken ba~ka hacca niyet etmek ····· 114
Um re yaparken ba?ka bir umreye niyet etmek .. . 114
Muzdelife'de ba~ka hacca niyet etmek .. .. 115
Hae aylan. . .. 116
Muzdelife'de ak?am ve yatsinin birle?tirilmesi ...... 118
Muzdelife'den Mina'ya hareket ......................... . . .......... 119
Muzdelife ve vakfe yeri ............................... . . .... 120
Muzdelife'den vaktinden once aynlmak .... 120
Me~'ariHaram'a ugrama .......................... . . .. 121
Muzdelife'de geceleme 121

~EYTAN TA~LAMA ......................................................................................... 121

Kurban Bayram1nin 1. gunu Cemre-i Akabe'nin ta?lanmas1 . . 121


$eytan ta?lama vakti .. . .. . .. . .. . .. . .. . .. .. . . . .. . .. .. . .. . .. . .............. . . ... 122
$eytan ta?laman1n geciktirilmesi ................. . ..... 123
$eytana eksik ta? atma. . .. . .. . . . ...... ....... ... ....... .. . ..... 123
Eksik ~eytan ta?lama ........................ . . .. 123
$eytanlan ta?lamama durumu .... 124
Hie; ta~lamayan1n durumu ..... .. 124
$eytan ta?lamada s1raya uymamak. . 124
$eytanlara at1labilecek ~eyler ... ...... 125
$eytana ta~lan toptan atma durumu. 126
$eytana fazla ta? atma.. . ............ . 126
Eksik ta~ atman1n hangisinde oldugunun bilinmemesi ........................... .. . 126
Ta?lan atmay1p, oraya koyma. . ............... . . .. 126
Ta?lann ?eytanin yanina du?memesi durumu ... . . ... 127
$eytan yanindan ald1g1 ta?I atma .................. . . 127
Ta~lamadan sonra dua .. . ... 127
$eytan ta~lama gunlerinde Mina'da kalmama durumu . ............ 128
$eytan ta?lama zaman1 ................................... . . 128
4. gun zevalden once ~eytan ta~lanmas1 ..... 129
-
i~indekiler._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ v
Ta~lann at1lma ~ekli .... 130
Ta~lamalarda dua ......... . .. ... 130
Ta~lamada kad1n-erkegin e~it olmas1 ... . 130
Binek uzerinde ta~lama durumu .... . ....... .. ..... 131
Hastanin ta~ atmas1 ............. . ..... 131
Kuc;uk c;ocugun ta~lamas1 .......... .. . 131

TIRA~ OLMAK ................................................................................................. 132


Tira~ olma ~ekli .... . ... 132
Sac;1 olmayanin t1ra~ olmas1. . ............ 133
Tira~ olma vakti ........ 133
Umrede t1ra~ yeri .. .. ....................... . . ........ 135
Harn tamamlayamayanin (muhsar) t1ra~ durumu . 135
Tira~ olunca t1rna k kesmenin zorunlu olup olmad1g1 durumu ........ .. . 136
lhraml1n1n t1ra~ etmesi ... .......... ........... ............ . . 136
Kendini ba~kas1na t1ra~ ettirenin durumu ........ .. .... .. . ....... 137
Kendini t1ra~ etmek ......... . .. .......................... .. . .. 137
Tira~ olmakta iradenin rolu 137
Tira~ olman1n sonucu .. 138
Kil koparma ve kil1n kopma durumu ................ 138
Ba~1n veya sakal1n uc;te birinin t1ra~ edilmesi .. 138
Gbgus ve bacak killanni t1ra~ etmek .............. . .... 139
Ba~ ve koltuk altlann1 t1ra~ etmek . 139
Kan ald1nlan yerin t1ra~ edilmesi ....................... . . 139
Boynun t1ra~ edilmesi.. . ................... .. ....... .. ...... . . ... ..................... 140
B1y1g1 t1ra~ etmek ......... ... ...... .. ......... 140
K1ran harn yapanin t1ra~ olmas1 ............ .. .......... .. 140
Zamanindan once t1ra~ olma .................. .. 140
Sadakan1n Harem d1~1nda da verilebilecegi .... 141
Kurban cezas1nin yerine getirilecegi yer ............... .. .. .. 142
Kesilen kurbanin c;al1nmas1. .. .. ................................ 142
Kurbanl1k hayvan1n kesilmeden c;al1nmas1. .. .................. . .. 143
Ceza ve hac kurbanlannin kesilecegi yer ve zaman1 .................. .. . ........ 143
lhsar kurbaninin durumu .......................................... . ......... 143
Hae kurban1 etinden yemek ...................... .. . ...... .. ......... 144
Hae kurban1nin etinden kasap ucretinin verilmesi ................ . . 144
Hae kurban1 etinin sat1lmas1 .. . 144
Sac; kesmeden t1rnak kesmek .. . .. 145

TIRNAK KESME CEZASI .................................................................................. 145


T1rnak kesme cezas1 ............................................. .. .. ........... 145
T1rnak k1rilmas1 ... .. 147
Ayn meclislerde t1rnak kesmek ... .. ............ . ....... 147
Vl _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kltabu'l-Mebsut
AVLANMA CEZASl .......................................................................................... 149
lhraml1n1n avc1ya av1 gostermesi .............. . . ..... 149
lhraml1 ki~ilerin birlikte av bldurmesi .............. . . ... 152
lhrams1z iki ki~inin Harem' de av oldurmesi .. . .......... 154
lhraml1nin oldurdu<'.ju av1n odetilmesi. .. 154
Avlananin misliyle bdemesi ............... . ........... 156
Avlanan1n kefaret yoluyla bdemesi .. 156
Cezal1 ihraml1nin kurban1 tercih etmesi .... ················· 158
Cezalt ihramlin1n yoksul doyurmay1 tercih etmesi .. ...... .. ....... ... ·········· 158
lhrams1z1n, av1 harem d1~1na <;1karmas1 .... ..... . ............... .. ... ... . 160
Harem d1~1ndan ic;eriye veya i<;erden d1~ar1ya ava ok atllmas1. . .... 160
lhraml1n1n kesti<'.jinin durumu .......... ........ ........ . . .... 160
lhraml1n1n avdan yemesi .................. ............... ... ...... 162
lhrams1z1n Harem d1~inda vurdu<'.ju avdan ihraml1nin yemesi ... 163
lhraml1n1n, av1n yumurtas1n1 k1rmas1 ............ ... . ..... 165
lhraml1nin yavrulu av1 oldurmesi .............. . ..... 165
Av1n, ihraml1nin c;ad1nna tak1lmas1. .. . . .......... 166
lhraml1nin yakalad1<'.)1 av1 di<'.jer ihraml1nin sal1vermesi .... 166
lhraml1n1n yakalad1<'.)1 av1 di<'.jer ihraml1nin oldurmesi ... . .. 167
Elinde av varken ihrama girenin durumu .. . ............................ 168
lhramltn1n y1rt1c1 hayvan1 bldurmesi ............... . ......... 169
lhramltnin bit oldurmesi ...................................... . . .. 173
lhraml1nin, y1rt1c1 hayvan1, sald1rmadan once oldurmesi. .. 173
lhraml1n1n deve ku~u yumurtas1n1 k1rmas1 .... ................ . . 176
lhraml1nin yaralad1<'.)1 hayvan1 sonra oldurmesi .. 176
lhramllnin koyun, tavuk ve evcil kaz kesmesi . 177
lhraml1nin bal1k avlamas1 ..................... . ····· .... 178
lhramlinin avlad1<'.)1 av1 kesmesi ............... 178
lhraml1n1n av1 satin almas1 ... 179
Av hayvanin1n ihraml1n1n yan1nda olmesi .. ... 179
lhramlin1n av hayvan1n1 Harem d1~1na c;1karmas1 ... 179
lhramltn1n av hayvanin1 telef etmesi . . .. 180
Av1 oldurmede ihrams1zin ihraml1ya yard1m etmesi ....... .. ...... . . ... 180
lhrams1zin, ihraml1nin avlad1<'.)1n1 satin almas1 ... . . ....... 181
lhraml1n1n av hayvanin1 vurmas1 ...................... . . ....... 181
lhrams1z1n Harem' de av oldurmesi ... . 182
Harem'e av hayvan1yla girme ...................... . . 185
Av hayvan1n1 Harem'de satmak . 185
Yans1 Harem' de yans1 d1~arda av1 vurmak .. 186
Avc1nin Harem' de, av1n Hill' de olmas1 ...... 186
lhrams1zin, hill bolgesinde yaralad1<'.)1 av1n Harem'de olmesi ........ 187
Hedy kurban1n1 kesme yeri .................. . ........ 187
Ceza orucunu tut ma yeri ......................... . . ....... 188
lhramltn1n kestiGi cezadan ye me durumu . ............. .. ........ . ...... 188
lhramlln1n kefaret (ceza) orucunu ayn gunlerde tutmas1 ..... 189
lhraml1nin c;ekirge oldurmesi ............................... . ..... 189
-
i~indekiler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _VII

lhraml1n1n sinek ve ha~erat oldurmesi .... 189


lhramlin1n bit oldurmesi. ... . .. .. . . .. .. . . . . .. 190
lhraml1nin y1kanmas1 .. . ................. . . ... 190
lhrams1z1n verdigi av yumurtas1ni ihramlin1n k1zartmas1 .... 190
lhramdan c;1kmak ic;in avlanma durumu .. ·············· 191
Cezanin usu Ive fUru'a verilebilme durumu ........................ ················ · .... 191
lhramlinin av cezas1nin deve degerine ula~mas1 ... 192
lhramlin1n ku~ avlamas1. . . ... 193
Harem agac;lannin durumu .................................. . .... 194
Kuruyup du~en Harem agac1ndan yararlanma .... 195
Harem otunun durumu . . ................. ... . . ......... 195
Harem' de mantar ve ta~ alma durumu ......................... . . ... 196
Medine'nin Harem olup olmad1g1 ....................................... ..... .. . ··············· 197
lhraml1n1n Harem' de bgretilmi~ ~ahini bldurmesinin durumu .... 197
lhramlin1n oldurmek zorunda kald1g1ni yemesi . . ... 198

MUHSAR ........................................................................................................199
lhsann delili . ... 199
lhsar kurbanin1n Harem 'e ozgu olu~u ........................... .. . . ..... 199
Muhsann, kurbani kesilince t1ra~ olup olmamas1 ..... 201
Muhsann haw kaza etmesi .... . ....... 201
Kurban kesilene kadar muhsann evine dbnebilmesi .. . ............ 201
Umrenin tamamlanamamas1.. . . 204
Muhsann, kurban kesilince ihramdan c;1kmas1 . . ....... 205
Muhsann, yapamad1gin1 kaza etmesi ............ .... ... .. . ..... 205
K1ran hawna ba~layanin ihsan...... . ................... 205
lhsar kurban1nin kesilecegi gun ......... ... ...... 206
lhsann, kurban gonderdikten sonra kalkmas1 ........................ .. ...... ......... . ....... 206
Mahremsiz hacca c;1kma ve mahremsiz kadin muhsann durumu ........... .... 207
Mahrem tanim1 . . ... 210
Kocanin, mahremi varsa kans1ni farz hacdan al1koymas1 ...... . 210
Kocan1n, kans1nin farzlan yapmasina engel olmas1. .. . ········ 210
Kocan1n, kans1nin nafile hacona engel olmas1 ................. . . .............................. 211
Muhsann, kurban kesmeden ihramdan c;1kmas1 ................. . . ....... 212
Paras1z muhsann kurban kesmeden ihramdan c;1kmas1 . . .. . ..... .. .. .... 212
Muhsann ihramdan c;1kmadan yapt1klan .. ................................. ....... .................... 213
K1ran haw yapmaya ba~lam1~, Arafat'tan once m1kat d1~1na c;1k1p muhsar olmu~un
durumu. . ............................................................................................ 213
K1ran haw yapanin Arafat' tan sonra muhsar olmas1 .... ............ . .... 214
K1ran haw yapanin Mekke'de muhsar olmas1 .. . .. ... ... ... . .. .. . .... 21 5
lki umreye niyet eden in muhsar olmas1 ................................................................. 216
Telbiyeyle ihrama giren, ama hacca veya umreye niyet etmeyenin durumu ............... 218
TUru belirlenmemi~ hacda cinsel ili~kide bulunma ..... ........ . . 219
Telbiyeyle ihrama girip niyetin unutulmas1 ve muhsav olunmas1 .2 19
lhrama girip niyetin unutulmas1 . ........... ········· 220
Kabe'ye ula~madan cinsel ili~kide bulunma .... ...... .... . ..... 220
vm _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

K1rana niyetten sonra cinsel ili~kide bulunma . . ...... 220


K1rana niyet edilip unutulmas1 sonra muhsar olunmas1 220

IHRAMLI iKEN CiNSEL ILl~KIDE BULUNMAK ................................................ 222


ifrad i<;in ihraml1nin Arafat'tan once cinsel ili~kisi . ........ .... 222
K1ran i<;in ihraml1nin Arafat'tan once cinsel ili~kisi . ................. 223
lhraml1nin vakfeden sonra cinsel ili~kisi . ···· ······· ······ ············ .. 223
lhraml1nin tra~ ve ziyaret tavaf1ndan 4 tur sonra cinsel ili~kisi ...... 224
Cinsel ili~ki d1?1nda ~ehev1 davrani?lann durumu ... . ......... 225
lhramlin1n cinsel ili~kisi ................. .. ..... 226

IHRAMLI iKEN YAGLANIP KOKULANMAK .................................................... 228


lhramlinin kokulanmas1 .............. .. ... 228
lhraml1n1n kokuyu koklamas1 ............ .. .... 230
lhramdan once kokulanip yaglanma ... .. ..... 230
lharaml1nin kokulu yemek yemesi ........ ....... 231
lhraml1n1n ellerine koku surunmesi .. . 231
Kokulu Hacerulesved'i opme ya da el surme ...... .... ...... .. ······· 231
lhramlin1n surme kullanmas1 ............... .. . .... ··············· · ........ 231
lhramlinin ilac; kullanmas1 .. .......... 232
lhramlinin ameliyat olmas1, sarg1 sarmas1 .. . ... 232
lhraml1nin ba?1nJ kokulu h1tm1 ile y1kamas1 .. ········ 232
lhraml1 kad1n1n k1na yakmas1 ........ .. . ..... 232
lhramlin1n ba~1na vesme kokusu surmesi. .. ...... 233
lhraml1 erkegin sakalinin vesme kokusu surmesi ... .233

IHRAMLININ GiYEBILECEGI ELBISELER .......................................................... 233


lhramlin1n kaftan giymesi. .. ................... .. . . ........... ····· · .................. 233
lhramlinin gomlek, ~alvar, sank giymesi . .. 235
lhraml1nin yuzunu, ba~1n1 ortmesi .. . ..... 236
lhramlin1n para kesesi, ku?ak, kemer kullanmas1 . . ..... 236
lhramlin1n elbiseyi boynuna atmas1 ...... 236
lhraml1n1n izar1ni baglamas1 . .. .. .. .. .. ······ 237
lhraml1n1n ridas1n1 dugmelemesi ..... 237
lhraml1nin ba?1n1 sarmas1 ............................. . ...237
lhraml1n1n ba~1n1 veya yuzunun dortte birini bir gun ortmesi. .237
Kadin1n ihram ~ekli ............................ . .. 238
lhraml1 kad1n1n eldiven, tak1 kullanmas1, ipek giymesi . . ........ 238
lhraml1 kad1n1n pe<;e, ba~ atk1s1 kullanmas1 . .... 238
lhramlin1n yasak giysiyi ozur nedeniyle giymesi ... ... 239
lhraml1nin ate?li hastal1ktaki durumu .. . ... . 239
lhramlinin yasak giysileri giyme ?ekillerinde durum ......... 240
lhramlin1n mest ve c;orap giymesi ......... 240
lhraml1n1n c;ad1r kurmas1 ............................ .. .. 240
lhraml1nin Kabe ortusu altina girmesi .... 241
-
i~indekiler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ IX

lhraml1n1n ba~1nda e~ya ta~1mas1 . . .......................... 241


lhraml1nin uyurken ba~1n1n brtl.ilmesi .... 241

HAC VE UMRE YAPMAYI ADAMAK ..............................................................242


Yuruyerek hae adamak.. ..................... . .......... .... . ........... 242
Hae kurban1nin ortak kesilmesi ........... . ... ... ................. . .. . . . . ........... 244
Kan ak1tllmadan kurban olur mu? ................................. . 245
Herhangi bir meseide yuruyerek gitmeyi adamak ............. . 245
Harem'e ya da Meseid-i Haram' a yurumeyi adamak ........... ····· 246
Mekke'ye gitmeyi adamak ............. 246
Falanla konu~tugum gun hae Ozerime bor<; olsun demek .................. 246
Adama an1nda in~aallah demek. ..................... . . ....... 247
Hae yapmay1 ba~kas1nin dilemesine b1rakmak ......... 247
Ozerime hae bor<; olsun demek ................ . ........ 247
$u i~i yaparsan ihrama girerim demek .................. . ....... 248
$unu yaparsam ~u kimseyle haeeederim demek ............. ... .248
Ba~kasin1 haeeettirmeyi adamak ............... . ········· 249
Ba~kasina kurban adamak ......................... . . .......... 249
Bir ~ey bag1~lamay1 adamak ............. ... . . ............. 249
"Bu elbisem Beytullah'1n brtl.isudur" demek .............................. 250
Mal1m bag1~ olsun demek ... .......................... . . .. 250
Bir mal1 adamak ................................... . . .... 251
Belirli bir hayvan1 Kabe'ye adamak ············ ··· ... 252
Belirli bir hayvan1 Harem'e adamak .................................... ... . .................... 252
Adanan mehr kurbaninin kesileeegi yer ve zaman. . .... 253
Kurban gunlerinde hedy kurban1 kesmeyi adamak. ...... 253
l~im olursa hedy kurbani adag1m olsun demek ............. . .......................... . ..... 253
BOyOk ba~ kurban adamak ......................... . ............ 254
Hedy kurbanin1 Mekke'de kesmeye niyet etmek ..... 254
Hedy kurbanin1n boynuna bileklik takmak ................ .... . . ... 255
Kurbanl1k Ozerine brtl.i koymak ......................... ... . . 256
Kurbanl1g1n derisini i~aretlemek .............................. . . ... 257
Hedy kurbanin1 i~aretlemekle ihrama girilmi~ olur mu7 ..... 258
Temetu' haee1nin ozel durumu ........................ . ..... 261
Kurbanin Oeretli verilmesi ..... 262
Hae kurban1nin etinden yenmesi ............. . ..... 262
Bedeneyi Mekke'ye gbndermek ................. . . . .......... 263
Normal kurban ve hedy kurbani nitelikleri 263
Kurbanin ay1pl1 olmas1 . ......... ......... .. .......... 265
Kurbanin keserken ay1pl1 olmas1 ... .............. ....... .. .. ... ............. .......... 265
Enenmi~ ve boynuzu k1rik hayvanin kurban edilmesi .................................. ... .......... 267
Kaybolan kurbanl1g1n yerine yenisi al1nm1~ken eskisinin de bulunmas1. ..... 267
Hedy kurbanin1 temettu' olarak belirleme ..................... ........... 268
Temettu' i<;in iki kurban kesmek ................. ...... . ..... 268
Ald1g1 kurbana ba~kalarin1 ortak etmek 269
Alinan kurbanl1g1n dogurmas1 ........... .... 269
x._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

Kurbana ortak olanlardan birinin olmesi ........ . ······················ · ...... 270


Kurbana ortak olanlardan birinin kafir olmas1 ya da et niyetine katilmas1 270
Kurbanl1g1 bir i~te kullanmak ondan yararlanmak ......... . ............................... 271
Kurban1 ortaklardan birinin kesmesi ....... 272
Kurban1 zamanindan once kesme durumu. . ... 272
lki ki~inin kurbanlar1n1 yanl1~l1kla kesmeleri. ................. 274
Hedy kurbanin1 ayakta ya da yat1rarak kesme. . 274
Keserken sadece Allah'1n isminin anilmas1 ...... ..... ............. 275
S1g1r ve koyunun ayakta kesilmesi. ····························· · ..... 275
Kurbani sahibinin kesmesi . . .............. . ..... 275
Kurbani Ehl-i kitap keser mi? .... 276
Kurbani kesme zamani . . .... 276

OLENIN VEYA BA~KASININ VERINE HACCETMEK ....................................... 277


Olenin yerine vekil gonderilmesi.. ............... .. .............. . 277
Vekil olarak hacea giden Mekke'de haedan sonra 15 gun kalmas1 . 280
Hae vasiyet edenin c;ok para b1rakmas1 .................... ...... . ... 281
Kolen in haw . .. ..... ..... ................ . ................... 282
Hae yapan kblenin hac suc;u i~lemesi .... 283
Haeea vekil gideeekteki nitelikler.. . .. .. . . .. . . .. . . . 284
Saghkh kimse ad1na nafile hac yapilabilir mi?.. . . 286
Hawn mal nedeniyle farz olup olmad1g1 .. . 288
Ki~inin blmeden yerine hac yapilmas1ni vasiyeti . . ..... 291
Haeda vekilin vakfeden once cinsel ili~kisi ........ 291
Vekilin hacla birlikte umre yapmas1. .. ............. ... .... ............... . ..... 291
Umre vekilinin hae yapmas1 ......................... . . .. 293
lhsar kurban1nin durumu ... ........................... . 294
Bir vekilin iki ki~iye hac yapmas1 .... 295
Hae ic;in ueretle vekil tutmak ................ . 297
Kur' an okumak ic;in ucret almak. .. 297
Din gbrevlisinin ucret almas1 ............... .. ... . ................. 298
Mah pus ad in a yapilan hae .. .. . . . .. . . . . . .... ...... ...... 299
Haeea vekilin niyeti . .. . . .. .. . .. . . .. .. . .. . .. .. . .. . . .. .. . .... . .... 299
Olenin k1ran haeein1 vasiyet etmesi ......... 299
Bir vekile iki ki~inin hae yapmas1ni emretmesi. . . ... 300
lhrama girerken niyette belirsizlik durumu.. . ............. 300
Kendi ve kuc;uk c;oeugu ad1na telbiye getirenin durumu 301
Kabe'ye ybneldiginde bay1lanin durumu.. . . ... 301
Olmu~ler adina vasiyeti olmadan hae yapma durumu .. 302
Vekilin hae paras1n1 getirmesi .. ............... . ................. . .. 304
Hae ve kale bzgurlugunu vasiyet edenin 1/3 mal1 yetmezse, durum ..................... 304
Mahnin 1/3'unu hae ic;in vasiyet edene yapilaeak hae. . 305
Vekile veri len paran1n artmas1 305
Hae ic;in belli ki~iyi belirleme durumu....... . ...... 305
Koean1n karis1ni farz hacdan al1koyup al1koyamayacag1 durum . . ... 306
Hae ic;in yol guvenligi.. .......... ... ... .......... ..... . ...... 307
-
i~indekiler_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _~XI

Harnn farz olu~ ko~ullan. . ............. . ..... 307


Hae, ko~ullan bulununea, derhal m1, zaman ic;inde mi farz olaeag1 ... 308
Harn erteleyenin durumu .. ........................ . ... 308
Kadina koeas1 farz hae d1~1nda engel olmas1 ············ ··· ... 310
Kolen in efendisinden hae ic;in izin istemesi ................ ....... . ..... 311

MfKATLAR .......................................................................................................312
Hae ic;in ihrama girme yerleri .................... . ... 312
D1~ardan Mekke'ye gelenler m1katlardan ihrams1z girmesi ..... 313
Hill'de oturan Mekke'ye ihrams1z girebilir mi?..... ............... . ..... ....... ....... .. .... 315
Ailesi m1katta ve m1kat ile Mekke arasinda oturanin m1kat1 .316
M1kat yerini ihrams1z gec;enin durumu ..................... ....................... . ..... 316
D1~ardan Mekke'ye degil de ba~ka yer ic;in m1kattan ge<;enin durumu ..... 317
M1katta veya m1kat ile Mekke aras1nda oturan1n yalniz ifrad hae yapmas1 ............... 317
Mekkelinin afaka c;1k1p haeea niyetle dbnmesi ...... ................ . 318
Mekkelinin ihram durumu 319
M1kat1 ihrams1z gec;me durum Ian .. .... .. ........ 319
Afak1nin, Mekke'ye i~ ic;in girip umre yapmas1. .... 322
Bir m1kattan ihrams1z gec;en diger m1kata da dbnup girenin durumu ..... 324
c;oeugun hae s1ras1nda erg in olmas1 ......................................................... . 325

HACCI KAl;IRMAK ..........................................................................................326


Telbiyeden sonra harn kac;1rma durumu ..... 328
Hae ve um re niyetiyle Mekke'ye girdikten sonra harn kac;1rmak ............... ................ 328
Harn kac;1ran1n Mekke'de kalma durumu .... ............................... .......... 328
lhramlinin Mekke'ye gelmeden einsel ili~kide bulunmas1 ...... .. 329
Mekke'de harn kac;1ran1n ba~ka hae ic;in telbiye getirmesi. . .. 329
lki hae niyetiyle Mekke'ye gelip harn kac;1ranin durumu . ...... 330
K1ran harn yapmaya niyet eden ve hedy gbnderenin Mekke'de harn kac;1rmas1 332
Hae zaman1nda umreye niyetlenen, harn kac;1np Mekke'ye gelenin durumu ............ 332
Kurban bayram1 sabah1 ikinei bir haeea niyet edenin durumu. .............. ............ 332
Yalniz Muzdelife vakfesine yeti~enin durumu .... ..................... .......... 333
Haeea niyet eden hay1zli kad1n1n Mekke'ye gelmesi .... .. 334
Mekkeli ve Hill ahalisi veda tavaf1 yapar m1?. .............. ...... 334
Harn kac;1rana veda tavaf1 var m1d1r? ....... ........ ... 335
Mekke'ye ihrams1z girip harn kac;1rm1~ken umreye niyet etse durum .... 335
Harn kac;1ran1n ihramdan c;1kmas1 .... .............. ........................... ...... .. . ........ 336

iKi IHRAMI BIRLE~TiRME ................................................................................336


Umre, haeea veya hae, umreye eklenirse hedy kurbani kesilir mi? ........ 336
Temettu' harn yapan hedy bulamazsa oruc; tutar m1? ...................... . .......... 337
Kurban gunune kadar oru<; tutmay1nea hedy vaeip olur mu? ... 338
Hae veya umreye niyetlendikten sonra tavaf s1ras1nda
umre veya haeea niyet durum Ian ................. ...... 339
Mekkelinin temettu' ve k1ran hae yapmas1 ........... ... ............ .... 341
Mekkelinin haeea niyetlenip bir tur tavaftan sonra umreye niyetlenmesi ....... .......... 342
xn_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

Umreye niyetlenip cinsel ili~kide bulunanin durumu .. 342


lki hacca niyetlenip cinsel ili~kide bulunma . .............. . . . ... 342
Hi<;bir ~eye niyet etmeden ihram giyip tavaf suresinde
umreye niyet eden in durumu. .343
Hem afakta hem Mekke'de evi bulunma durumu ..... . . ...... 343
Hae aylannda umreye niyetlenip yaninda getirdigi hedy kurban1n1
kesen ve hac yapmayan1n durumu . ........................... .. .............. 344

TELBiYE ...........................................................................................................348
Telbiyenin ~ekli. .... ...... ... .... . ..... ... ..... . . .... 348
lfrad ve klran haco yapan buyuk ~eytana ta~ at1nca telbiyeyi kesmesi ..... 349
lhrama girme niyetini telbiye ile yapmak . . ...................... . . ...... 349
Dilsizin ihrama giri~i ........... ................. . .350
Kadin1n telbiyesi .............. . ... ....... 350
Yeterli telbiye say1s1 ...... 350

HAREMDE AVLANMA ....................................................................................350


Harem d1~1ndan haremdeki ava atma durumu .... 350
Av i<;in kbpek gbnderme durumlan ................ ...... 351
lhramilnin ag ile av yakalamas1 ............. . ..... 352
lhramilnin ba~ka ihramilya av gbstermesi . . .. . 353
Birka<; ihramlin1n ayn1 av1 avlamas1 ..... 353
Bir ihramlinin diger ihraml1ya av1 kesmesi i<;in b1<;ak vermesi .. . ....... 354
lhraml1n1n evlenmesi .. ............... 355

NiKAH ........................................................................ 358


Nikahin anlam1 .358
Nikah akdinin hukmu ve yararlan .. 363
Yak1n akraba ile evlenme durumu ... . ............ 366
Bekar k1zin evlenmesinde izin ve denklik sorunu .. .. 367
Dul kad1nin evlenmesi ........ 368
Ozgur olanla cariyenin birlikte nikahlanmas1 sorunu ...... 369
Ovey anneyle evlenilme durumu . .370
Evlenilemeyenler (Muharremat) ..................... .. . ...... 371
Nesep nedeniyle evlenilemeyenler. Analar .. . ..... 371
Bir erkegin, k1zlanyla evlenmesi 371
K1z karde~lerle evlenilme durumu ........... 371
Halalar ile evlenme ......... ................. . .. 371
Teyzelerle evlenme ........... ..... .... 371
Yegenlerle evlenme .. . ............ . . .. 371
Bir nedenden dolay1 evlenilemeyenler: Sutanneler, sut karde~ler .. 371
Ovey k1zlann durumu .... . ... 373
Oglun kans1nin babaya ha ram olmas1. ..... . ...... 375
Mahremlerle e~in bir nikahta birle~me durumu .. . ...... 376
Cinsel ili~kinin nikah d1~1ndaki haramilk durumu ... ... 382
Hamd alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. Hay1rl1 ak1bet Allah'tan hakk1yla
[4/2]
korkanlannd1r. Du~manl1k sadece zalimleredir. Salat ve selam O'nun ResOlu
Muhammed'e ve O'nun butUn ehl-i beytinin uzerine olsun.

HAC KiTABI
(~I ":"\:S)
Buyuk, zahit imam, imamlann gune~i ve lslam'1n ovuncu EbO Bekr
Muhammed b. EbO Sehl es-Serahsl (rh a ) dedi ki; "Hae" lugatte kastetmek
demektir. $airin ~u sozu de bu anlamdad1r.

Tantklik ediyorum Avf'IJ/ann stk stk gelmelerine,


1
On/arm Zibirkan'm safran kokulu sangmt haeeetmelerine.

Yani Avf kabilesi, Zibirkan'a deger vererek sadece onu gbrme kasd1yla
geliyorlar, demektir.

Dinde hac; dinin temel direklerinden (rukunlerinden) buyuk bir diregi (ruknu) Haccm
tamm1
yerine getirmek ic;in ta'zim (sayg1 gbstermek) maksad1yla Allah'1n evini (Beytullah'1)
ziyaret etmekten ibarettir. Bu amaca da ancak tam anlam1yla buna yonelmek,
azimli olmak ve uzun mesafelerin a~1lmas1 ile ula~1labilir. Bu isim din! olup lugat
anlam1n1 da ic;ermektedir.

"Menasik" kelimesi, Allahu Teala'ya yakla~ma vesilesi olan her ibadet


anlam1ndaki "nusuk" kelimesinin c;oguludur. Bundan dolay1 ibadet eden ki~iye
"nasik" denir. Fakat din dilinde menasik, harnn rukunlerinden (farzlanndan)
ibarettir. Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:

"Hae menasikini (Hae fiillerini) bitirdiginiz zaman .. .. "(el-Bakara, 21200) Haccm


farz
olu~
Hamn farz olu~u kitap ve sunnet ile sabittir. delilleri

Kitap'tan delil, Allahu Teala'n1n ~u ayetidir;


2_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

"Yo! bulmaya gucu yeten kimse!erin Beytu!!ah'1 haccetmeleri Al!ah'm insan!ar


uzerindeki hakk1d1r." (Al-i lmran, 3/97) Yukumluluk ve sorumluluk an Iatan sbzlerin en
kuvvetlisi ayette gec;en "ala" (Uzerine) kelimesidir.

Sunnet'ten deli I; Peygamberimiz (s.a v.)'in ~u hadisi ~erifidir:

~.1 ;L.1 ~1,! ~ -H .;.,LA !I- J-~ -:i,, ~-· --~t.JJ


--~
,_
. -
:- • • -
...r>- ~ rJ ··- ~1 -- 1;1· J;.. - ~ -
. JJ J . J i:.r

~I~ ~lJ, jµ
"Kim kendisini Beytullah'a u!a~t1racak az1k ve binek bulur da haccetmez ve
b6ylece 6/Urse, ister Yahud'i isterse H1ristiyan o!arak 6/sun. ,;. Bir ba~ka rivayete
gore Peygamber (s.a.v.);

"/slam mi!/eti d1~mda hangi mil!eti di!erse onun uzerine 6/sun. ,,3 buyurmu~ ve
~u ayeti okumu~tur.

"Kim inkar ederse hi<; ~uphesiz ki Allah butUn alemlerden mustagnidir." (Al-i
lmran, 3/97)

Haccm Harnn farz olu~unun nedeni Beytullah't1r. Allahu Teala bu ayette "~I~"
farz
olu~
sbzuyle buna i~aret buyurmaktad1r. c;:unku farzlar nedenlerine baglan1rlar. Bundan
nedeni dolay1 hac bmurde sadece bir defa farz olur. c;:unku harnn nedeni olan Beytullah
tekrar etmemektedir. Bunun delili Akra' b. Habis (r.a) hadisidir. Akra';

-Ya Resulellah! Hae her y1I m1, yoksa bir defa m1? diye sordu. Peygamber
(s.a.v.):

t_jh:; ~lj ~ ~ .)." J


4
-"Hay1r, bir defad1r. Bundan faz/as1 nafiledir. " diye cevap verdi.

2
Darim!, Menasik 2; Tirmiz!, Hacc 3; Beyhak!, es-Siinenii'l-kubra, IV/334; lbn Ebo )eybe, Musannef,
111/306.
3
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/305.
4
Ahmed b. Hanbel, Miisned, 1/255; lbn Mace, Menasik 2; EbO DavOd, Menasik 1; Hakim, Miistedrek,
11/322; Zeyle!, Nasbu'r-raye, 111/5.
ff a c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _3
Hae ibadetinde vakit, haccin yerine getirilmesi ko~uludur. Nedeni degildir.
Bundan dolay1 vaktin tekrarlanmas1yla hac tekrarlanmaz. Ancak bu ibadetin
rukunleri c;e~itli yer ve zamanlara yay1lm1~t1r.

Dolay1s1yla hac ibadeti ancak yap1lacak gorevler arasinda belirlenen tertibe [413 1
uymakla yerine getirilebilir. Namazda secde rukudan once yap1lamayacag1 gibi,
farz olan ziyaret tavaf1 da Arafat'ta vakfeden once yapdamaz.

Mal, hacc1n yerine getirilmesine ula~t1ran ko~uldur. Bu nedenle mal1 olmayan


fakirin haCCI yerine getirmesi farz olarak gerc;ekle~mez. Bu ibadetin rukunleri
fiillerdir. Mal, bu ibadette neden degildir. Fakat rukunleri yerine getirme yerlerine
kolayca ula~abilmek ic;in dikkate al1nan husustur.

Sonra Muhammed (rh.a) Hae kitab1na ~oyle ba~lad1.

Hae ii;in ihrama girmek istedigin zaman ... Allahu Teala'nm, lhrama
giri~

"ln~allah Mescid-i Haram'a gireceksiniz." (el-Fetih, 48/27) ayetindeki


istisnay1 anarak -yani in~allah diyerek- Allah'm kitabma uy.
Bir goru~e gore; Bu ifadede EbO Han1fe (rh a), EbO Yusuf (rh a.)' a hitap
Bir ki~i hac yap1p yapmayacag1 konusunda ~upheye du~ebilir. Bu
5
etmektedir:
nedenle "in~allah1" anm1~. keskin anlay1~1yla onun hac yapacag1ni fark etmi~ ve bu
ke~finde de yan1lmam1~t1r.

Once guslet ya da abdest al. Gusi.il daha iyidir.


Rivayete gore, Peygamber (s a.v.) ihram ic;in e!bise!erini c;1kard1 ve gus!etti. Bu
hadisi Ha rice b. Zeyd b. Sabit (r a) rivayet etmi~tir. Bu gusul farz degildir. Deli Ii ~u

hadistir. EbO Bekir (r.a ), Peygamber (s av )'e;


-Esma lohusa a/du, dedi. Peygamber (s av) de EbO Bekir (r.a.)'e;

~~ f ;JJ I j. _~~;j; Li>j


6
-"Ona soyle, gus!etsin ve hacca niyet etsin. " buyurdu.

5
Eba Han1fe'nin ba~ta EbQ Yusuf ve Muhammed (rh.a.) olmak uzere talebesine yapt1g1 takrirleri,
Muhammed (rh.a.) kaydetmi~ ve bunu Kitabu'l-Asl diye toplam1~t1r. Kitabu'l-As/'1 Hakim e~-$eh1d el-
Mervez1, Kafi ad1yla ozetlemi~tir. Kafi'ye dayanmak suretiyle Serahs1, el-MebsOt ad1n1 verdigi
elimizdeki eseri ortaya koymu~tur. Kitab1n asl1 EbQ Han1fe (rh a )'nin takrirlerine dayand1g1 ic;in ifade
btiyle gec;mektedir.
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/369; Muslim, Hacc 109; Ebu Davud, Menasik 1O; Nesa1, Menasik 26.
4_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Bilindigi gibi lohusal1k ve hay1z devam ederken yapilan gusul, farz olan gusul
sayilmaz. Bundan anl1yoruz ki bu gusul, temizlik anlam1ndad1r. Bayram ve Cuma
namazlarinda gusul yerine abdest ger;erli oldugu gibi, burada da temizlik
maksad1yla olan gusul yerine abdest de ger;er. Fakat gusul daha iyidir. c;:unku
gusulde temizlik tam anlam1yla gerr;ekle~mektedir.

Sonra yeni veya y1kanm1~ rida (omuz uzerine ortulen bir ortu) ve izar
(belden a~ag1ya ku~anilan bir pe~tamal) dan olu~an iki par~a elbise (ihram)
giy.

Cabir (r.a ), Peygamber (s av )'in ihrama girerken izar ve rida giydigini


soylemi~tir. c;:unku ihraml1 erkegin diki~li elbise giymesi yasakt1r. Avret yerini de
ortmek zorundad1r. Dolay1s1yla ortUnmek ir;in rida ve izar kullanilmas1 belirlenmi~
olmaktad1r. Bu maksat ir;in yeni veya y1kanm1~ elbise e~ittir. Ancak Peygamber
(s av )'in EbQ Zer (r.a )'e;

~ -~L:,J ! s::
:_) • . .. <J..J'
7
"Rabbine ibadet ir;in guzel e!bise giy. " hadisine gore yeni ihram daha iyidir.

Diledigin bir koku ile kokulan.

Hanefl Mezhebimizin dogru goru~u budur. lhramlin1n ihrama girmeden once


diledigi ~ekilde koku veya yag kullanmas1nda hir;bir zarar yoktur. Bu konuda
Muhammed (rh.a)'in ~u sozu nakledilmektedir. Ben bu hususta hir;bir zarar
gormuyordum. Ancak r;ok fazla koku kullanan ve ho~lanilmayan ~eyler yapan baz1
kimseleri gordum. Bunun uzerine bunu mekruh gbrdum.

Bu goru~ Malik (rha.)'in de goru~udur. Omer ve Osman (ra)'dan da bunun


mekruh oldugu nakledilmektedir. Bu goru~un delili bedevl ile ilgili ~u hadistir:

Bir bedevl uzerine koku bula~m1~ bir cubbe oldugu durumda Peygamber
(s.a.v.)'in yan1na geldi. O'na umreyi sordu. Peygamber (sav.)'e vahiy gelmedikr;e
cevaplamad1. Ar;1l1nca ~6yle buyurdu.

-"Umreyi saran ki~i nerede?" Bedevl;

-l~te ben buraday1m, ya ResO!el!ah! Peygamber (sav) ona;

7
lbn Asak1r, Tarlhu Medlneti D1ma$k, LXVl/188.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 5

~ = :r \; ·: • 1- Lt.; ~ i.:: i1 \,;~ • 1~;. .:t,; .. 1!·;..


, . '-1-. Ci··L,p '-' ..!1; "
-~ '-1-. c:.:4' J - c.J~ J "'Y"-!' .. t.:1
~eyi umrende de yap. "
8
-"CUbbeni c;1kar. Kokuyu da y1ka. Haccmda yapttgm
[4/4]
buyurdu. Ona ihraml1 iken kokuyu gidermesini emretti.

Biz Hanefilerin deli Ii Ay~e (r a )'nin ~u hadisidir:

,: J1 .)JJ. 0T J;i J:..Jj , i~ 0t J;i ~1_;;.~ ~) ~1 J~) <;i.l ..;-3


"Peygamber (sa.v)'e, ihrama girmeden once ihrama girecegi ic;in, Beytu//ah't
ba~ka
9
ziyaret tavaft yapmadan once ihramdan c;1kt1g1 ic;in, koku suruyordum. " Bir
rivayette;

"Peygamber (s a.v.) ihrama girdikten sonra sac;lannm aynld1g1 yer/erde misk


Ay~e
10
kokusunun beyaz/1gm1 goruyordum. 0 durumda koku ku/lanm. " Yine
(r.aJ'den ~u hadis rivayet edilmektedir:

"Btz Peygamber (s av) '/e beraber altnlanmtza misk surmu~ oldugumuz


durumda c;1kiyorduk. Sonra ihrama giriyorduk. Terliyorduk. Misk yuzumuze
11
ak1yordu. Peygamber (s av) de bunu goruyor ve sevimsiz (kerih) bulmuyordu. "

Bedevl hadisinin yorumuna gelince ... Bedevlnin ihram1 fazla koku nedeniyle
vers ve za'feranl1 elbise gibi oldugu ic;in Peygamber (s.a v.) mekruh gormu~tlir.
Muhammed (rh.a )'in c;ok koku kullanilmas1n1 mekruh saymasin1n anlam1 ise
kokunun ihrama girdikten sonra c;ok koku surulmu~ olmas1d1r. Belki de koku
ihramlin1n vucudunda bir yerden diger yere gec;ebilir. Bu da ikinci yer ic;in
ihramdan sonra koku surunme anlaminda olur. Fakat bu goru~ kuvvetli degildir.

8
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/224; Buharl, Um re 1O; Muslim, Hacc 6; EbO DavOd, Menasik 31;
Beyhakl, es-Sunenu'/-kubra, V/56.
9
Buharl, Hacc 18; Muslim, Hacc 31; lbn Mace, Menasik 18; EbO DavOd, Menasik 11; Nesal, Menasik
41 .
10
Buharl, Hacc 18; Muslim, Hacc 40; lbn Mace, Menasik 18; Ebo DavOd, Menasik 11; Nesal, Menasik
41.
11
Ebo DavOd, Menasik 32; Ebo Ya' la, Musned, Vlll/296; Beyhakl, es-Sunenu'/-kubra, V/48.
6_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

c;:unku bu nedenle ihramllya kefaret gerekmemektedir. Eger denildigi gibi olsayd1


ihramliya kefaret vacip olurdu.

lhraml1, ihramdan sonra koku kullanirsa ve kefaret verirse, sonra da ihraml1nin


teriyle birlikte koku bir yerden diger yere ger;erse hukmun ne olacag1 hususunda
Hanefl alimlerimiz farkl1 goru~ler ileri surmu~lerdir.

Bir k1sm1na gore ihraml1ya yeni bir kefaret gerekmez. c;:unku ihraml1nin koku
surunme fiilinin asl1 kefaret nedeniyle ortadan kalkm1~t1r. Dolay1s1yla, t1pk1
ihramdan once koku kullanm1~ olmas1 gibi kokunun kalan izine itibar edilmez.

Bir k1s1m alimlere gore ise ihraml1ya ikinci bir kefaret gerekir. c;:unku ihramda
koku surunme fiilinin asl1 haram olup, kokunun bir yerden digerine ger;mesi de
yine kefaret hukmu verilen bir sur; olmaktad1r. lhramdan onceki kokulanma ise
bundan farkl1d1r. c;:unku fiilin asl1, ihramdan once t1ra~ olmak gibi, ihramdan once
meydana geldigi takdirde, bu fiilin asl1 haram olmad1g1 ir;in, ihramdan sonra
kokunun izinin kalmas1na itibar edilmez.

ihrama girdikten sonra iki rekat namaz (ihram namaz1) k1I.

c;:unku Omer (r a )'den ~u had is rivayet edilmi~tir. Peygamber (s.a v) buyurdu ki;

~ · .:;~- .!.J·l:.J1 ·1,, :Jill · ~ ~i L c1, , .. : . ::. ..\ ·ijl



·1; - , ..;-:--J
u-.J . J . '-? ~1-Y~i1 1 j,o2> -/· q-- ~ ; .J i.f;J er . '-f';

"Ben Akik vadisinde iken Rabbimden bir e!r;i geldi. Bana;

-"Bu mubarek vadide iki rekat namaz kif. hac ve umreye birlikte Lebbeyk
get1r." 12 de d"1.
.

Yine Cabir (ra.) ~oyle anlat1yor:

~I?!~ flj
- ~\ 1.S~
- . ).;.
13
"Peygamber (s.a.v) ihrama girerken Zul-Huleyfe'de iki rekat namaz k1/d1. "

Bu namazdan sonra ~oyle niyet et;

:
~
~ - I ~·- -~ ~~11
. J '-:f- .r.-? c:-
.:I..
~
t '-!':~l- !'"~
"'U\

12
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/24; Buhar1, Hacc 16; lbn Mace, Menasik 40; Ebo DavOd, Menasik 24;
lbn Huzeyme, Sahih, IV/169.
13
Buhar1, Hacc 28; Muslim, Hacc 2; Ebo DavOd, Menasik 21; Nesa1, Menasik 54.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 7

Allahiimme inni iiridiil-hacce, fe-yessirhu Ii ve-tekabbe/hu minni. Haccin


niyeti
("Allah1m! Ben haccetmek istiyorum. Onu bana kolayla~tir. Onu benden
kabul eyle!")

Hac1, hac rukunlerini yerine getirirken birtak1m s1k1ntllara katlanmak


zorundad1r. Bu durum gunlerce devam edecektir. Tabii ki Allahu Teala'dan
kolayla~t1rmasin1 isteyecektir. c;:unku kul ii:;in Allah'1n kolay k1ld1g1ndan ba~ka kolay
olan hii:;bir ~ey yoktur.

lhraml1 ki~i, Ibrahim ve Ismail (as)'in;

"Ey Rabbimiz, bizden kabul eyle. Hir; ~uphesiz ki sen her ~eyi i~iten ve her ~eyi
en iyi bilensin." (el-Bakara. 2/127), ~eklindeki dualarinda yapt1klar1 gibi, Allah 'tan
hawn1 kabul etmesini ister.

Namaza ba~layan kimseye boyle bir dua emredilmemi~tir. c;:unku namaz


kllmak genellikle kolayd1r. Namaz1 kllmak ii:;in uzun bir sure gei:;memektedir.
Hawn erkan1 ise degi~ik zaman ve mekanlara yay1lm1~t1r. Genellikle bir tak1m
engellerin ortaya i:;1kmas1ndan emin olunamaz. Bu nedenle bu ibadete
kolayla~t1rma istegi ile ba~lanllmas1 emrolunmu~tur.

Sonra namazlann arkasmda telbiye getir. Dilersen binegine iyice Telbiye


getirmek
yerle~tikten sonra telbiye getirebilirsin.

Bu konudan birkai:; ayrint1 ile soz edilecektir.

1. Telbiyenin lugat yonunden nereden geldigi;

Bir goru~e gore Telbiye; "Bir yerde ikamet etti, yerle~ti." anlam1ndaki
"Elebbe'r-racu/U" sozunden tUremi~tir. Buna gore Lebbeyk diyen ki~inin bu sozu;
"Ya Rabbi! Ben sen in emrini yerine getirmek uzere burada bulunuyorum."
demektir.

Bir ba~ka goru~e gore Lebbeyk kelimesi "Evim evinize kar~1d1r." anlam1ndaki [4/5)
"Dari tulibbu dareke" ifadesinden gelmektedir. Buna gore Lebbeyk sozunun
anlam1; "Ya Rabbi! .. Yoneli~im sanad1r .. " demek olur.

Bir diger goru~e gore, "kocas1n1 seven" anlamindaki "imraeWn lebbe"


sozunden tUremi~tir. Buna gore Lebbeyk ifadesinin anlam1; "Ya Rabbi! .. Sevgim
sanad1r." demektir.
S_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

2. Bizce tercih edilen goru~e gore ilk telbiye hemen ihram namaz1nin
pe~inden okunmal1d1r. Bu goru? ibn Abbas (r a )'in goru~udur.

lbn Omer (r a) ise; "Hac1 binegine bindigi zaman telbiye getirirdi." demi?tir.
Cabir (r a); "Peygamber (s av) Beyda'ya c;1kt1g1 zaman telbiye getirirdi." demi?tir.
Ancak lbn Omer (r a) bu nu reddetmi?; "Bu sizin Beyda'nizd1r. Siz bu hususta
Resulullah (s a.v.) ad1na yalan soyluyorsunuz. Resulullah (s av) ancak binegine iyice
yerle?tikten sonra telbiye getirmi~tir." demi?tir.

Said b. Cubeyr (r a), lbn Abbas'a:

-Peygamber (s.a v.) sadece bir defa haccettigi halde, Peygamber (s.a v.)'in ilk
telbiyeyi ne zaman yapt1g1 hakk1nda alimler nasil farkl1 goru?ler ileri surebilirler?
diye sordu. lbn Abbas (ra) ?Oyle cevap verdi.

-"Peygamber (s av), ihram namaz1nin pe?inde telbiye getirdi. Sahabller


(r a )'den bir grup bu nu i?itip naklettiler. 0 s1rada sahabller grup grup geliyordu.
Peygamber (s a.v) devesinin uzerine iyice yerle~ince tekrar telbiye getirdi. Bir grup
sahabl de bu ikinci telbiyeyi i?itti. Bu nu Peygamber (s av )'in ilk telbiyesi zannettiler.
Ve boylece naklettiler. Peygamber (s a.v) daha sonra "Beyda "ya c;1k1nca da telbiye
getirdi. Bir dig er grup ta bu telbiyeyi i?itti. Bu nu Peygamber (s av )'in ilk telbiyesi
zannedip boylece naklettiler. Allah'a yemin olsun ki ihramda telbiye ancak ihram
namaz1nin kilind1g1 yerde vaciptir."

3. Telbiyenin, "davete icabet" oldugunda hic;bir goru? ayril1g1 yoktur. Goru?


farklil1g1 davet edenin kim oldugundad1r.

Bir goru?e gore davet eden Allahu Teala'd1r. Nitekim Allahu Teala ?Oyle
buyurmaktad1r:

~~)~ ;y f-~ ~ f-5_;~ ._i>j°'jlj ~lj~I f~ji>


"O, gokleri ve yeri yoktan var edendir. Sizin gCmahlann1z1 ba{J!:jlamas1 i<;in sizi
davet ediyor." (Ibrahim, 14/1 O).

Bir ba?ka goru?e gore davet eden Peygamber (s.a v )'dir. Nitekim Peygamber
(s av) ?Oyle buyurmaktad1r:

~b
--
~.J- ~~lo
.
1: ~
'11"::'::
W1.J- n~
J : 01•
...r.·-11:...;.
-
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _9
14
"Bir zat bir ev yapt1. Oraya bir sofra kurdu. Bir davetc;i gonderdi. " Bu hadiste
Peygamber (sa v) "davetc;i" kelimesiyle kendisini kastetmi~tir.

Daha c;ok tercih edilen goru~e gore davet eden; Halli (as )'dir. Rivayet
edildigine gore Ibrahim (as), Beytullah'1n in~as1ni bitirince insanlan hacca davet
etmekle emrolundu. Ebu Kubeys dag1na c;1kt1 ve,

0 ~ -q\ 0 jjj ' jJ ~ ·~ ) Jw ~I ~l .ql


"iyi bi/in ki, Allah kendi adma bir beyt yap1/masm1 emretti. Yap1/d1. Bu beyti
15
ziyaret edip haccedin! .. " diye c;ag1rd1. Allah da onun sesini babalannin sulbunde
ve annelerinin rahimlerindeki butLin insanlara ula~t1rd1. insanlardan bir k1sm1 onun
davetine bir defa, bir k1sm1 iki defa, bir k1sm1 daha c;ok cevap verdi. Bu kimseler
verdikleri cevaba gore haccetmektedirler. Bunun ac;1klamas1 ~u ayeti kerimedir.

"/nsanlar arasmda haw i!an et." (el-Hacc, 22/27) Buna gore telbiye, Ibrahim Halli
(as)'in davetine uymak, icabet etmek demektir.

Telbiyenin ~ekli ~oyle soylemektir. Telbiyenin


~ekli
.!.ll .iL·r'~ ~ ~1-j ~ ~;.;J1
. j
- ~ ' 01• .i1:!J
·-
~ 2.·r'~ '1 .>H • :1 11 ,;1··J
·- ~ -·
"Lebbeyk Allahumme /ebbeyk, Lebbeyke la ;erike !eke lebbeyk, innel-hamde
ven-ni'mete /eke vel-mulk, La ;erike lek." ("Buyur Allah1m buyur! Buyur! Senin
ortagm yoktur. Buyur! Muhakkak ki hamd, nimet, mU!k senindir. Senin ortagm
yoktur. "/ lbn Mes'Qd ve ibn Omer (ra) Peygamber (s av )'in telbiyesini bu ~ekilde
6

rivayet etmi~lerdir. Lugat alimlerinden bazlian, "innel hamde" ifadesindeki


hemzeyi "ennel hamde" ~eklinde ustLinlu okumu~lard1r. Bu, "c;unku" ya da
"hamd nedeniyle" anlamindad1r.

Bize gore tercih edilen hareke, "inne" ~eklinde esreli okunmas1d1r.


Muhammed (rh a )'den gelen rivayet de boyledir. Ferra da buna uymu~tur. ~unku
elifin esresiyle -inne- ovgunun ba~lang1c1 olmaktad1r. Elifin ustLinuyle -enne- daha 14161
14
Buhar1, l'tisam bi'l-Kitab 2; Tirmiz1, Emsal 1; Hakim, Mustedrek, 11/369.
15
Taber1, Camiu'l-beyan an te'vili ayi'/-Kur'an, IX/134; lbn Kes1r, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, 111/290; lbn
Asak1r, Tarihu Medineti D1ma~k. Vl/208.
16
Buhar1, Hacc 26; Muslim, Hacc 19; lbn Mace, Menasik 15; Ebo DavOd, Menasik 27; Tirmiz1, Hacc
13; Nesa1, Menasik 54.
to _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

onceki ifadenin niteligi olmaktad1r. Ovguye yeni ba~lan1lmas1 daha onceliklidir. Biz
Hanefllere gore bu telbiyeye ilavede bulunmakta hie; bir sak1nca yoktur. Alimler
aras1nda -in~allah yerinde gelecek olan- farkl1 sozler nakledilmi~tir.

Biz Hanefllere gore en dogru goru~ olarak, bu sozun d1~1ndaki ovgu ve tenzlh
ifadeleri de telbiyeyi guzelce okuyan ve okuyam1yan kimse hakk1nda telbiye yerine
gec;mektedir.

Telbiyeyi Farsc;a okuyan kimse de boyledir. Arapc;a veya Farsc;a okunmas1


farks1zd1r. Ebu Hanlfe (rh a )'nin bu konudaki goru~u gayet ac;1kt1r. (unku biz onun,
namazlann ba~indaki iftitah tekbiri hakk1ndaki goru~unu ac;1klam1~t1k. Ona gore,
itibar edilen husus Allahu Teala'n1n ta'zim (sayg1 gosterme) yoluyla an1lmas1d1r.
Bunun Farsc;a veya Arapc;a olmas1 ayn1d1r. Telbiye de ayn1 ~ekildedir.

Muhammed (rh a) iftitah tekbiri konusunda ~oyle diyordu. Guzel bir ~ekilde
Arapc;a tekbir getiren kimse tekbiri Farsc;a getiremez. Telbiyeyi ise Farsc;a getirebilir.
Telbiyenin d1~1ndaki zikir ifadeleri telbiyenin yerine gec;ebilir. Telbiye bir gidi~ tarz1ni
taklit etmektir. Ayn1 ~ekilde Arapc;a olmayan telbiye Arapc;a telbiyenin yerine
gec;ebilir. Namaz ise tamamen farkl1d1r.

Boylece Ebu Hanlfe ve Ebu Yusuf (rh a), telbiye ve ift1tah tekbirini birbirinden
farkl1 gormu~lerdir. Hasan b. Ziyad (rh a )'in Ebu Yusuf (rh a.)'tan rivayet ettigine
gore ba~ka zikirler namazda gec;erli olmad1g1 gibi, burada da telbiye d1~1ndaki
zikirler telbiye yerine gec;emez.

Telbiye veya telbiye yerine gec;ecek bir dua okunmad1kc;a, sadece niyet
etmekle ihrama girmi~ olunmaz. $afil (rh a) buna zit goru~ bildirmi~tir. Bu nun
ac;1klamas1 in~allah yerinde gelecektir.

Telbiyede sesin yi.ikseltilmesi mi.istehapt1r.


Telbiyenin
yiiksek sesle
soylenmesi Hal lad b. Saib (r a) Peygamber (s av )'den ~oyle rivayet eder: Resulullah (s av);

;;- 8\,, · '-1- · t I ,. ·- i:,L - - ! - ·1 -·i - 'I


•, .. - - • , ;. ' - • , , ... ,J ;:

, -: : r+' y .J".r.. ; ~ d' J ~ f i:,T i'~I --...:..l&. u:..r.r


1. • ·-- 1
t..j.f

"Cebrail, bana, Qmmetime ve benimle beraber olanlara telbiye getirirken


17
seslerini yukse/tmelerini emretmemi soy/edi. " Vine Peygamber (s.a v.),
> ~ > • • , .. ·•
2-!lj ~I ~I J..iUI

17
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/55; lbn Mace, Menasik 16; EbO Davud, Menasik 27; Tirmiz1, Hacc
15; Nesa1, Menasik 55.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ll

"Hawn en sevap/1s1, yuksek sesle telbiyenin getirildigi ve kurban kesildigi


18
hacd1r. " "Ace" telbiyede sesi yi.lkseltmektir. "Secc" ise kan ak1tmak, kurban
kesmektir.

Biz Hanefllere gore zikir ve dualarda mi.lstehap olan, gizliliktir. Ancak namaz
vaktini duyurmak i<;in ezan okunmas1, ogut vermek i<;in hutbe okunmas1 ve
namaza uymayan ~eylerden sak1nmay1, namaz rukunleri aras1ndaki intikali
bildirmek ve k1raati cemaate duyurmak i~in namazlarda tekbir getirilmesi gibi
a<;1k~a soylenmesi ozel anlam ta~1yan zikir ve dualar ayrical1kl1d1r. Telbiye, dinin
temel direklerinden olan bir ibadete ba~lamak i~indir. Bu nedenle telbiyede sesin
yukseltilmesi mustehap olur, sevilir.

Telbiye getirdigin zaman ihrama girmi~ olursun.

Yani niyet edip telbiye getirdigin zaman ihrama girmi~ olursun. Ancak
Muhammed (rh a) "Allah1m ! Ben haccetmek istiyorum." ifadesinde niyete i~aret
edildigi i~in burada niyeti anmam1~t1r.

ihramh iken Allah'm yasaklad1g1 ~eylerden sakm. Av hayvamm lhram


yasaklan
oldi.irmek, cinsel temas, ~ehevi soz ve davram~larda bulunmak, gi.inah
i~lemek, tart1~mak ve kavga etmek gibi hususlar yasaklanm1~t1r.

Av hayvani avlamaya gelince.


,f, 'l ,. .
"{f;;. ~j 1:~11µ '1

"fhram/i o/dugunuzda av hayvamm 6/durmeyin." (el-Maide, 5/95) ayetine gore


ihraml1ya av hayvanin1 oldurmek yasakt1r.

"/hram/1 oldugunuz surece karada ya,?ayan hayvanlan avlamamz size haram


kilmm1,?t1r." (el-Maide, 5/96) ayetine gore ihraml1 oldugu surece av avlanmak
haramd1r.

Cinsel temas ve ~ehevl soz ve davran1~larda bulunmak, gunah i~lemek


tart1~ma ve kavga etmeye gelince.

18
lbn EbO $eybe. Musannef, 111/373; Darim1 Menasik 8; lbn Mace, Menasik 6; Tirmiz1, Hacc 14;
Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat, V/190.
12 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

"Hacda -ihram/1- iken cinse! temasta bulunmak, gunah i:;!emek ve mucadele


etmek yoktur." (el-Bakara, 2/197) ayetine gore yasaklanm1~t1r. Bu r;e~it yasaklama,
olumsuzluk (nefy) sigas1yla yapilan bir yasaklamad1r. Bu r;e~it yasaklama ise,
yasaklamanin en kuvvetli ~eklidir.

"Rafes" in anlam1 hakk1nda iki goru~ vard1r.

1. Rafes, cinsel ili~ki demektir.

~- .. cij.ll r.~' il:J ~ j>-1~


"Orur; gece!erinde cinse/ ili:;kide bu!unmak size he/al kt!md1" (el-Bakara, 2/187)
ayetinde rafes bu anlamda kullan1lm1~t1r.

2. Raf es, fa hi~ (r;irkin, ay1p) soz demektir. Ancak lbn Abbas (r a) sadece
kadinlarin huzurundaki fahi~ soz, rafes say1labilir, demi~tir. Hatta rivayet edildigine
gore lbn Abbas (r.a.) ihraml1yken ~u ~iiri okumu~tur.

~~ y;ki1 Jl,a; ~1 ~ ~ :.,_: ~! ~j


Kadm!ar bizim dedikodumuzu yaptyor gizlice,

Ku:;lar dogru haber getiriyorsa Lemis'i ........ giz. (cima edecegiz)

$iirde ger;en "Lemis" cariyenin ismi idi. lbn Abbas (ra)'a:

[417] - Sen ihramll iken rafes mi yap1yorsun, denildi. lbn Abbas (r a);
19
- Sadece kad1nlarin huzurunda olan soz rafes sayll1r, dedi.

EbO Hureyre (ra); Biz ihraml1 iken ~iirler okuyorduk, dedi. Kendisine;

- Ne gibi ~iirler okuyordunuz? diye soruldu. EbO Hureyre (r a) ~oyle dedi.


- $airin ~u sozu gibi.
V .);j t:.AS - ~~
' .) , - ;
~L.... LO ~·: JI• ~ - ..!1-!~ ..:.._.t_;
. J

Ka!kt1 ve sana r;ekingenlik!e gostermek istedi,

Kma/1 ayagm1 ve guzel topugunu, h1zla yere vurarak.

Bu, "KifayeW'l-mutehaff1z" da nakledilmektedir.

19
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/310; Hakim, Mustedrek, 11/303; Beyhak!, es-Sunenu'/-kubra, V/67.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 13

Ayette gec;:en "FUsCJk" ise gunahlara denir. Bu, hem ihraml1 iken hem de
ihrams1z iken yasaklanm1~t1r. Ancak ibadetin kudsiyeti nedeniyle ihraml1 iken
gunah i~lenmesi daha ~iddetli ~ekilde haramd1r.

"Cidal" kelimesinin ac;:1klamas1 hakkinda iki goru~ vard1r.

1. Yolda arkada~lanyla tart1~ma, kavga etme demektir.

2. Bundan maksat hac vaktinin one ahnmas1 ve ertelenmesi hususunda


Mu~riklerin tart1~malan demektir. Bu tart1~ma Allahu Teala'n1n;

"Haram aylart ertelemek sadece kafirlikte ileri gitmektir." (et-Tevbe, 9/37)


ayetinde gec;:en husustur. Islam geldikten sonra bu tart1~ma art1k gec;:ersiz
olmu~tur.

ihramh, av hayvanma i~aret etmez ve av1 gostermez.

Bu nun delili Katade (ra )'nin ~u hadisidir. Peygamber (s.a v ), ihraml1 olan ve
kendine av etini yemenin hukmunu saran ashab1na (ra );

~ fil~ J~ \' p1 ~ ~ p_r!.l J~


-"Bu ava i~aret ettiniz mi? Avlanmasma yard1mC1 oldunuz mu? AvC1ya
k1/avuzluk ettiniz mi?"diye sordu. Ashab-1 kiram:

-Hay1r, dediler. Bunun uzerine Efendimiz (s.a v );

-"O durumda yiyebilirsiniz. ,,2.o buyurdu. c;:unku ihraml1ya haram olan husus,
av hayvan1nin guvenligini ortadan kald1racak ~ekilde av hayvaniyla ilgilenmek
demektir. Bu da ava i~aret etme ve avc1ya k1lavuzluk etme suretiyle olur. Bu durum
belki de av hayvan1n1 oldurmeye yol ac;:abilir. c;:unku kendisi haram olan ~eye
gotUren te~vik edici durumlar de haramd1r. Zina da oldugu gibi.
lhramh
ihramh iken ba~m1z1 ve yi.izi.ini.izi.i ortmeyin! iken ba~1
ve yiizii
$afil (rh a )'nin goru~une gore ihraml1 erkek ba~1n1 ortmez. Arna yuzunu ortme
ortmesinin zaran yoktur.

0
' Ahmed b. Hanbel, Musned, V/302; Buhar1, Cezau's-sayd 15; Muslim, Hacc 61; Nesa\, Menasik 81;
lbn Huzeyme, Sahih, IV/177.
l4 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Kad1n ise ihraml1 iken ba~1ni brter. Arna yuzunu brtmez. $afil (rh a.) bu
gbru~une Peygamber (sa.v.)'in;

4-f."j .j ~l~.JI flJ>-!J ~lj ~ tTjll flJ>-!


"Erkegin ihramt ba;mda, kadtntn ihramt ise yuzundedir. ,,2, ~eklindeki hadisi
delil olarak alm1~t1r.

Biz Hanefllerin delili ise ~udur:

lhraml1 iken Cerdan c;ukurunda devesinden du~up deve tarafindan c;ignenen


bedevl ile ilgili hadiste ResOlullah (s.a v.);
,,.,,,+,
~ J.) <I,.;.. .)
,.<~'}
.J fl>'-'

buyurmu~tur. Bu ifadede ihraml1nin


22
"Onun ba;m1 ve yuzunu ortmeyin "
ba~1n1 ve yuzunu brtmeyecegi hususundaki hukum ac;1kt1r.

Osman (r a) ihraml1 iken gbzunden rahats1z oldugunda, ResOlullah (s.a v) ona


yuzunu brtme konusunda izin vermi~ti. Osman (ra )'a zaruret durumuna bzgu
olarak izin verilmesi, ihraml1nin yuzunu brtemeyecegine delildir.

Aynca kadin; her yerinin brtulu olmas1 ve gizli olmas1 gerektigi halde yuzunu
icmaen, ittifakla brtmez. Muhakkak ki onun yuzunun ac;1k olmas1 durumunda,
fitneye neden olma korkusu vard1r. Buna ragmen o, ihramda iken yuzunu
brtmedigine gore, ihram ic;in erkegin yuzunu brtmemesi bnceliklidir.

$afil (rh a )'nin naklettigi had is ise ba~1 brtme konusunda erkekle kad1n
aras1ndaki fark1 ac;1klamak ic;in sbylenmi~ olmal1d1r, ~eklinde yorumlanmaktad1r.

ihramh iken kaftan, gomlek, ~alvar ve sank giymeyin!

Bunun delili lbn Omer (r a )'den nakledilen ~u hadistir: Peygamber (s a.v );

"ihram/1 erkek; aba, g6mlek, panto!on, takke, mest giymez. Ancak


bu!amayan iki ayakkabtntn topuktan a;ag1sm1 kessin. ihram/1 kadm da yuzunu
buyurmu~tur.
23
6rtmez"

21
Darekutn1, Siinen, 11/294; Beyhak1, es-Siinenii'/-kiibra, V/47.
22
Buhar1, Cenaiz 19; Muslim, Hacc 93; EbO DavOd, Cenaiz 84; Tirmiz1, Hacc 105; Nesa1, Menasik 97.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1s

Vers ve za'feranla kokulanm1~, sanya boyanm1~ elbise giyinmez.

Peygamber (s av )'den ~byle buyurdugu nakledilmi~tir:

•. , ·i ~I P·~. .J~ L:A


...r'JJ J
\,; ••
.Y
I .:.._ , i~ ~
r~! i1 (../."":
kokulanmt~ e/bise giyinmez. "
24
"/hramli, za 'feran veya vers/e
[4/8]
Omer b. Hattab (r a), Tai ha b. Ubeydullah (ra )'in uzerinde ihrama girdikten
sonra boyal1 bir elbise gbrunce sopas1n1 kald1rd1. 0, acele etme Ey Mu'minlerin
Emlri! 0 k1rm1z1 toprakt1r, dedi. Omer (ra); bu kokular kal1c1d1r. Uzun sure c;1kmaz.

-Evet Olabilir ... Fakat sana uzaktan bakan kimse bunu bilemez. Kabilesine
doner ve ben Talha'n1n uzerinde boyal1 bir ihram gordum, der. lnsanlar da bu
nedenle seni ay1plarlar, demi~ti.

lhraml1, guzel kokulu ihram1 y1kam1~ da, hala koku izi gitmemi~se, bu ihram1
giymekte bir sak1nca yoktur. <:;:unku yasaklanan, kokunun rengi degil kendisidir. iyi
~ekilde y1kad1ktan sonra kokunun kendisinden bir ~ey kalmaz.

ihrama girdikten sonra koku surmeyin ve yaglanmaym!

<:;:unku Peygamber (s av.);

"Hact, sac;t saka/1 darmadagtntk, kirli ve kokar ki~idir, ,;s buyurmaktad1r. Guzel
koku ve yag kullanllmas1 bu niteligi giderir. Dolay1s1yla ihramdan sonra yasaklanm1~
olmaktad1r.

Ba~m1z1 ka~1d1gm1z zaman sa~ dokulmemesi i~in yumu~ak bir ~ekilde


ka~1ym!

<:;:unku bedende yeni olu~an ~eyleri gidermek ihraml1ya haramd1r. Kirlerin


giderilmesi ihramdan c;1kma s1ras1ndad1r. Nitekim Allahu Teala,
A. ,, , •' ':I..
"'~'~fr
23
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/41; Buhar1, Li bas 14; MUslim, Hacc 2; Tirmiz1, Hacc 18; Nesa1,
Menasik 33.
24
Buhar1, Libas 14; MUslim, Hacc 2; lbn Mace, Menas1k 19; Ebo DavOd, Menasik 32; Nesa1, Menasik
28.
25
Tirmiz1, Tefsir 4; lbn Mace, Menasik 6; Darekeutn1, Sunen, 11/217; Beyhak1, es-Sunenu'i-kubra,
IV/330.
16 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

"Kurban kestikten sonra kir!erini temizlesinler." (el-Hacc, 22/27) buyurmaktad1r.

Ba~mlZI ve sakahniz1 h1tml (sabun gorevi yapan bir bitki) ile


y1kamaym!

Cunku h1tml ba?taki bit vesaireyi bldurur, Peygamber (s av )'in hacin1n niteligi
olarak belirttigi sai;1n dag1n1kl1g1n1 giderir. Bu da yine kirliligin giderilmesi tUrunden
bir ?eydir.

T1rnaklanniz1 kesmeyin.

Cunku bu da bedende olu?an ?eyleri gidermektir. Kirlenmenin giderilmesi


kabilindendir.

Telbiye Her namazm ardmda, herhangi bir gurupla kar~1la~t1gmda, herhangi


getirme
bir tepeye ~1kt1gmda, herhangi bir vadiye indiginde ve seher vakitlerinde
zamanlan
~ok ~ok telbiye getir.

Peygamber (s a v.)'in sahabllerinin bu durumlarda telbiye getirdikleri


nakledilmi?tir. lhramlinin namazlann pe?inde telbiye getirmesi, ihraml1 olmayanin
hac gunlerinde farz namazlann pe?inde tekbir getirmesi gibidir. Selamdan sonra
tekbir getirildigi gibi telbiye de i;ekilecektir. Yine namaz klian ki?inin bir rukunden
digerine gei;erken tekbir getirmesi gibi, ihraml1 da bir durumdan digerine gei;erken
telbiye getirecektir.

A'me?, Has'ame'den rivayet ediyor. Ashab (r.a.), ?U alt1 yerde telbiye


getirilmesini mustehap olarak gbruyorlard1: Farz namazlann ardinda, binegine
binip iyice yerle?tigi anda, herhangi bir tepeye i;1kt191nda, herhangi bir vadiye
indiginde, birbirleriyle kar?1ia?malannda ve seher vakitlerinde.
Hacmm
Mekke'ye
Mekke'ye geldiginde gece veya gunduz girmen zarar vermez.
giri~i

Cunku bu, bir beldeye giri?tir. Diger beldelere girildigi gibi Mekke'ye de gece
veya gunduz girilmesi e?ittir Ravller, Peygamber (s av )'in Mekke'ye giri? vakti
konusunda birle?ememi?lerdir.

Cabir (r.a ), Peygamber (s a.v.)'in yats1 namazin1 Z\-Tuva'da klid1g1n1, biraz


uyuduktan sonra Mekke'ye girip geceleyin tavaf ettigini rivayet etmektedir. lbn
Omer (r a), Peygamber (s a v)'in Z\-Tuva'da geceledigini, sabah olunca Mekke'ye
girdigini rivayet etmektedir.

Omer (ra )'in, haolann geceleyin Mekke'ye girmesini yasaklad1g1 ?eklindeki


[4/9] rivayet ise, insanlann nereye konaklad1klann1 ve ewalanni nereye koyduklanni
gbrmeleri ve h1rs1zl1ktan emin olmalan ii;in ?efkat gbstermesinden dolay1d1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 17

Rivayet edildigine gore, Omer (r a), Ramazanda um re yapmak ic;in Mekke'ye


gece girmi~, cemaatin teravih namaz1 kild1g1n1 gormu~ ve onlarla birlikte teravih
namaz1 kilm1~t1. Ay~e (ra.), Hasan ve Huseyin (ra.) de Mekke'ye geceleyin
giriyorlard1.

Hemen Mescid-i Haram'a git!

<;;unku hac, Beytullah'1 ziyaret etme kast1d1r. Beytullah ise Mescid-i Haram Mescid-i
Haram' a
ic;indedir. Cabir (r.a.)'in rivayetine gore, Peygamber (s av ), Mekke'ye girdigi zaman, giri~. Kabe'yi
hemen mescide gitmi~, Beytullah'1 gorur gormez; goriince dua

"Allahumme, Zid beyteke te~rlfen ve ta'zlmen ve tekrlmen ve birran ve


mehabeten" (A!!ah1m beytinin ~erefini, azametini, degerini, guzel!igini ve heybetini
etmi~tir.
6
artlr/ diye dua

Muhammed (rh a) Kitab'u/-As!'da, hac makamlarinda belirli dualarin


okunacag1ni anmamaktad1r. <;;unku Muhammed (rh a.); Duan1n vaktinin
belirlenmesi, kalpteki duyarl1l1g1 giderir, demi~tir. Dolay1s1yla kalbin hu~u
duymas1na daha elveri~li olmas1 ic;in herkesin o anda gonlune dogan ifadelerle dua
etmesini mustehap gormu~lerdir. Eger Peygamber (s av )'den nakledilen dualann
bereketinden istifade etmek isteniyorsa, bu da guzeldir.

ibn Omer (r a) Beytullah'la kar~1 kar~1ya geldigi zaman; "Bismillahi, Val!ahu


ekber" derdi. Ata (rh a )'dan rivayet edildigine gore Peygamber (s av), Beytullah'a
kavu~tugu zaman ~oyle dua ederdi.

~I '7'1.ii.J ~l.;,.]1 ~ ~j }Jlj .;:U1 ~ ·: :)1 -7'~ :,_;i


"Euzu birabbi!-beyt mineddeyni vel-fakri ve min dwk1s-sadri ve azabil-kabr"
(Borr:;luluk, fakirlik, gonul dar/1g1 ve kabir azabmdan beytin rabbine s1gmmm. /7

Once Haceri.ilesved'le ba~la ve onu istilam et, selamla! Tavafa


ba~lama
Cabir (r a.)' in rivayetine gore Peygamber (s av), tavafa Hacerulesved'i istilam
ederek ba~lam1~t1r. Omer (ra. ) Hacerulesved'i istilam edince; Ben EbO'l-Kas1m
(sav)'1 ayaklan c;1plak olarak seninle gordum (sana deger verdigini gbrdum),
demi~tir.

26
lbn EbO $eybe, Musannef, Vl/81, Taberanf, e!-Mu'cemO'l-kebir, 111/181, Taberanf, e/-Mu'cemO'/-
evsat, Vl/183; Beyhakf, es-SOnenO'l-kObra, V/73.
27
Buharf, Daavat 37; Muslim, Zikir 49; EbO DavOd, Salat 153; Nesa1, Salat 64.
r

tS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ibn Omer (r.a )'den rivayet edildigine gore, Peygamber (s.a v ), Hacerulesved'i
opmu~, dudaklarin1 onun uzerine koymu~ ve uzun sure aglam1~t1. Sonra yaninda
Omer (r a )'i gorunce;

buyurmu~tu.
28
"Ey Omer! .. Burada g6zya)1 doku!Ur. "

Omer (r a), hallfeligi s1rasinda Hacerulesved'in yanina geldi ve durdu. "Ben


biliyorum ki, Ey HacerU/esved sen yaran ve zaran dokunmayan bir ta)sin.
ResOIU//ah (s a v) 'in seni istilam ettigini g6rmeseydim, ben de seni istilam
etmezdim." demi~tir Omer (r a )'in bu sozu Ali (r.a.)'ye ula~1nca, Ali (r a.);

-" Hacerulesved'in elbette yaran dokunacakt1r." demi~, Omer (r a);

-" Ey ResOlullah'in damad1 !.. Bu nun yarari nedir?" diye sormu~tur. Ali (r a)
~oyle cevap vermi~ti.

-"Ben ResO/Ullah (s av) 'in )6yle buyurdugunu i)ittim.

"Allahu Tea/a Adem (as)'in su!bunden zurriyetini a/1p onlara;

- Ben sizin Rabbiniz degil miyim? diye sorup da ruhlar da.

-"Evet" dediklerinde; Allah on/arm bu ikranm HacerU/esved'in ic;ine koydu.


Kim Hacerulesved'i isti/am ederek bu ikran yenilerse, kiyamet gunu HacerU/esved
9
onun lehine tan1k/1k edecektir. ,,2

Tavaf i~in Hacerulesved'in istilam edilmesi, namazlardaki iftitah tekbiri gibidir.


Hac1 da tavaf1na Hacerulesved'i istilam ile ba~lar.

Hacerulesvedi Herhangi bir Mi.isli.imana eziyet etmeksizin gi.ici.in yetiyorsa bir bo~luk
selamlama bulursan, Haceri.ilesved'i istilam et (op). imkan bulamazsan kar~1sma gei;;ip
tekbir ve tehlll getir. Ona yonelerek selamla!

28
lbn Mace, Menasik 27; lbn Huzeyme, Sahih, IV/212; Hakim, Mustedrek, 1/624; Beyhak1, )uabu'/-
iman, 111/491.
29
Hakim, Mustedrek, 1/628; Bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/247; lbn Mace, Menasik 27; Tirmiz1,
Hacc 113.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 19

<::unku rivayet edildigine gore Peygamber (s av.), Omer (r.a.)'e;

:_ - i\ lr V'' lJI ~1~: ~ ~\ ,~;~ :d i~ - cl\•


~ ...S- 1 - .r -- 1..? -Y : U- )

"Sen gur:;IU kuvvet/i bir adamsm. Gur:;suz!ere eziyet verebilirsin. insan!an


Hacerulesved 'de s1k1:;t1rma ! ,,3°buyu rm u~tu.

Hacerulesved'i selamlamak sunnettir. Muslumana eziyet etmekten kac;:1nmak [4/10]


ise farzd1r. Sunneti yerine getirmek ir:;in bir Muslumana eziyet etmek uygun
degildir.

lhraml1, Hacerulesved'i opebilirse aper. Yoksa eliyle dokunup elini aper. Bunu
da yapamazsa Hacerulesved'e asa ve benzeri bir ~eyi dokundurur, sonra bunu
aper. Hadiste;

~
,_.
..
.)l5.)·\i1 rl= '.,\J ' ~1 - \;. ...jlJ:, c:j!~)
- - .) <.5'""' "'
• ~!\ 01
'-::<:--'

"Peygamber (s.a v ), Kabe'yi devesi uzerinde tavaf etmi:;, Rukn-u Yemani ile
Hacerulesved'i uzaktan asas1 ile istilam etmi:;tir. ,,3l

lhraml1 bunlardan hic;:birini yapamazsa uzaktan Hacerulesved'e kar~1 yonelir,


tekblr ve tehlll getirir, Allah'a hamd eder, Peygamber (sa.v.)'e salat ve selam getirir.
Bu, vacip olmayan mustehap bir yonelmedir. C::Linku tavafta Beytullah'a yonelmek
vacip olsayd1, namazda k1bleye yonelmek gibi butLin turlarda vacip olurdu. Ancak
lbn Abbas (r a )'in ~u hadisine gore mustehapt1r.

u
=: iL- '1a ~-;-
·.4.J ~ '\..I
.
-L~, ~L.:.J - ,
~ ,J
1, •. •
~ ~ - -
"',j~ ~ ~uil
--
-.. U ·- _;.,;.;J\ jJ
p~
JJ.:.:.1
. J i :. Qj: '.,\

"HacerU!esved k1yamet gununde goren iki gozu, konu:;an dili o/dugu


durumda diriltilir. Kendisini istilam eden ya da kar:;1dan se/am!ayan ki:;ilere hakkw!a
31
tamk/Jk eder. "

Sonra Kabe'yi soluna alarak kap1 tarafmdan yedi tur tavaf et. Tavafta
donu~
Cabir (r a); yo nu

30
Abdurrezzak, Musannef, V/36; ibn EbO $eybe, Musannef, 1111171; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/28;
Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, V/80.
31
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/237; Muslim, Hacc 254; EbO DavOd, Menasik 49; Nesa1, Menasik 140.
32
Darim1, Menasik 26; Ahmed b. Hanbel, Mi.isned, 1/247; ibn Mace, Menasik 27; Tirmiz1, Hacc 113.
20 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitii.bu'l-Mebsiit

~1_;.!.l 4;: •• Jtk ~I';-'~~~:-~~ J.>.1('.l&) ~I 01


Kabe'yi sofa a/arak yedi tur (~avt) tavaf etti. "
33
"Peygamber (s av), diye rivayet
etmi~tir. lbadetlerin miktarlan ictihatla deg ii, tevklf (Allah 'tan veya Peygamberden
bir emir2 ile bilinir.

Hacerulesved'den ba~lan1p Hacerulesved'de sona eren ilk u<;; turda remel


Remel ve
yapil1r. Kendisinden sonra sa'y bulunan her tavaf1n ilk uc;; turunda remel yapmak
lzt1ba
sunnettir. Kendisinden sonra sa'y bulunmayan tavafta ise remel yapilmaz. Remel;
1zt1ba ile omuzlann titretilmesidir. lhraml1 sava~ta iki saf aras1nda cesaretle yuruyup
meydan okuyan mucahid gibi yururken omuzlann1 sarsar. lzt1ba, ridan1n bir ucunu
sag koltuk alt1ndan gec;;irip bunu diger omuzun uzerine atmak demektir.

lbn Abbas (r a) ~oyle demektedir. Tavafta remel yoktur. (unku Peygamber


(s av), remeli Mu~riklere kar~1 kahramanl1g1 ortaya koymak i<;;in yapm1~t1r. Rivayete
gore, Hudeybiye'den sonraki kaza umresinde mu~rikler u<;; gun sureyle Peygamber
(s.a v) i<;;in Kabe'yi bo~altt1klan zaman, Ebu Kubeys dag1na <;;1km1~lard1. Resulullah
(s av) ashab1yla tavaf etmi~, mu~riklerin birbirlerine;

-"Yesrib (Medine) s1tmas1 on/an zaytf du~urmu~" dediklerini duymu~tur.


Bu nun uzerine sag omuzunu ac;;arak (1zt1ba ile) remel yapm1~t1. Ashab (r a )'ina;
-.
1~ 3 ~_;j ~~LS) i_;I {i,1 (""'"J

-"Kendisinin kuvvetli ve yigit o/dugunu gosteren ki~iye Allah rahmet/e


muame!e eylesin. n34 buyurmu~tu.

ibn Abbas (r a )'a gore remel, o gun yigitligi ortaya koymak i<;;in yapllm1~, ~u
anda ise bu anlam kalkm1~t1r. Dolay1s1yla bugun remel yapmanin hi<;;bir anlam1
yoktur.

Biz Hanefllere gore remel yapmak, sunnettir. Cabir (r a) ve lbn Omer (r a.)' in

hadisine gore;

"Peygamber (s av.), veda haccmda bayramm birinci gunu tavaf yapttgmda ilk
~avtta remel yapm1~t1. " Halbuki veda ham y1l1nda Mekke'de Mu~rik
35
Q<;
kalmam1~t1.

33
Muslim, Hacc 150; Tirmiz1, Hacc 33; Nesa1, Menasik 149.
34
Bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/314; lbn Mace, Menasik 29; lbn Hibban, Sahih, IX/120.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 21

Rivayet edildigine gore Omer (r.a.), tavafta remel yapmay1 istedigi zaman;
"Nic:;in omuzlanm1 silkerek yuruyeyim? Burada onu gosterecek kimse yok. Ancak
ben Resulullah (sav)'1n boyle yapt1g1n1 gordum. O'na uyarak remel yap1yorum."
demi~tir.

Remel konusunda soylenecek son soz, remelin asil nedeninin ibn Abbas
(r.a )'in and1g1 neden oldugu ~eklindedir. Remel, bu nedenle sun net say1lm1~t1r.
Arna neden ortadan kalkt1ktan sonra da, nedeni Halli (a.s.)'in ~eytan ta~lamas1 olan
~eytan ta~lama gibi, devam eden bir ibadet olmu~tur. [4/11]

Biz Hanefllere gore Remel, Hacerulesved'den Hacerulesved'e kadar -¥ap1l1r.

Said b. Cubeyr (r a); Rukn-0 Yemanl ile Hacerulesved aras1nda remel yoktur.
Remel, Hacerulesved'den Rukn-0 Yemanl'ye kadar yap11ir, demi~tir.

Baz1 haberlerde rivayet edildigine gore Peygamber (s av.) Hacerulesved'den


Ruknu Yemanl'ye kadar remel yap1yordu. c;:onku MO~rikler o s1rada kendisini
goruyorlard1. Diger tarafa dondugu zaman, kendisiyle MO~rikler aras1nda Beytullah
perde oluyor ve remel yapm1yordu. Said b. Cubeyr (ra) ve Ata (rh.a) bu goru~O

benimsemi~tir.

Fakat biz Hanefller, Peygamber (s.a.v) ilk O<; turda Hacerulesved'den


Hacerulesved'e kadar remel yap1yordu, ~eklindeki Cabir ve lbn Omer (r a) hadisini
delil olarak al1yoruz.

Remel yaparken insanlar seni s1k1~t1r1rsa bekle. Bir bo~luk bulursan


remel yap.

c;:onku tavafta kalabal1k nedeniyle bu sunneti yerine getirmek imkans1zla~t1.


Cuma gunu kalabal1kta s1k1~an ki~inin secde etme imkan1 buluncaya kadar
sabrettigi gibi, tavaf eden de sunneti yerine getirme imkani olana kadar sabretsin.
Diger dart turu ag1r ag1r yuruyerek tamamla. Peygamber (s av )'in hac ibadeti
~eklini rivayet edenler, bunda ittifak etmi~lerdir.
Tavaftaki her
Tavafmda Haceri.ilesved'e her ugrad1gmda herhangi bir Mi.isli.imana turd a
Haceriilesved'i
eziyet vermeden mi.imki.inse Haceri.ilesved'i (operek) istilam et. Bunu selamlama
yapamazsan kar~1sma ge~. tekbir ve tehlil getirerek onu selamla.

c;:unku tavaf turlan, namaz1n rekatlan gibidir. Her rekata ba~larken tekbirle
ba~lad1g1n gibi, her tura da Hacerulesved'i selamlayarak (istilamla) ba~lars1n. Tavafa
istilamla ba~lay1p istilamla bitirirsen namazlarda oldugu gibi bu da senin ic:;in

35
lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/374; Beyhakf, es-Siinenii'l-kiibra, V/82.
22 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsfit

yeterlidir. lntikal tekbirlerini terk etmek ger:;erlilige engel degildir. Ayn1 ~ekilde her
turun ba~lang1c1nda Hacerulesved'i istilam1 terk etmenin de bir zarari yoktur.
Tavaf1n ba~lang1c1 ve tavaf1n sonu Hacerulesved'e istilam edilince bu ikisinin
arasinda da hukmen istilam eden ki~i gibi olur.

Her turda tavaf1 hatim'in gerisinde yap.

Tavafm Hatlm, ihramlinin kendisiyle Beytullah aras1nda kalan (Kabe'nin kuzey


Hatim
tarafinda Alt1noluk alt1nda, etraf1 yarim duvarla r:;evrili) yerin ad1d1r. Bu yere, Hat'im
d1~mdan
yap1lmas1 ve Htcr denir.

Hier ~eklinde isimlendirilmesi, buran1n Beytullah ile arada bir engel sayllmas1
anlam1ndan dolay1d1r. Yani Beytullah ile tavaf eden arasinda bir engeldir.

Buran1n Hat'im diye isimlendirilmesi, Beytullah'tan kesilmi~, ayrilm1~


olmas1ndan dolay1d1r. Hat'im kelimesi, MaktCJI anlamindaki Katll kelimesi gibi,
mef'ul anlam1ndaki fell veznindedir. Bir ba~ka goru~e gore Alim anlamindaki Alim
kelimesi gibi, fail anlam1ndaki fell veznindedir. Bunun ar:;1klamas1 bir hadiste ~u
~ekilde gelmi~tir.

"Kim orada kendisine zulmeden kimseye beddua ederse, Allahu Tea/a o


za!imi ktrar yok eder. " 36

Tavaf eden kimse bu aral1ga girmemeli, Beytullah'1n d1~1ndan tavaf ettigi gibi
Hatlm'in gerisinden tavaf etmelidir. c;:unku Hatlm, Beytullah'tand1r.

Ay~e (r a )'den ~oyle rivayet edilmi~tir. Ay~e (r a); Allah, Mekke'nin fethini
Resulullah'a ihsan ederse Beytullah'1n ir:;inde iki rekat namaz kllmak uzere adakta
bulunmu~tu. Peygamber (s.a v.) de Ay~e'nin elinden tuttu. Onu Hatlm'e soktu ve;

' ·=_:ii ~ ~y.;.t ~\ ~ ..:.,_r:J GL._;i 0i '1 ·::.ii~ ~1 0~ ~ J....


[4/12]
_:,1µ ~\ i.Y\) ..=.,;J;iJ ' ~\ ~~ ,! ~ ~:\ ~~. ~) ~ ~~~ ':ljJj
~~ .;.~ LsJ -.:JX:-j ~j~~ sJ1 ~1j ·:::ii J ~1 ..:..k~b, ~ ~1
J.U~ : b
....r""
- 01.li J-1. G ...r.J
: .1- , t.:,..f·' 1;1.;- , 15 •
.. J --.r'

"Burada namaz kt!. <;CtnkCt Hat'im, Beytullah'tandtr. Ancak (Kabe tamir


edildiginde) kavminin parast eksik ka/d1g1 ic;in Hat'im'i Beytul!ah'm dt~mda btraktt!ar.

36
Bkz. lbn Hacer, Fethu'/-bari, Vll/159; Ayni, UmdeW'l-kari, XVl/299.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _23

Kavmin cahiliyetten henuz daha yeni kurtulmu:; olmasaydt Kabe'nin binasmt y1kar,
Hal/l'in temellerini ortaya <;tkanrdtm. Hat'im'i Beytul/ah'a ilave eder. Kabe kap1smm
e:;igini yere indirirdim. Kabe'ye biri dogu kap1s1, digeri bat1 kap1s1 olmak uzere iki
7
kapt yapard1m. Eger gelecek y1/a kadar ya:;arsam bunu mutlaka yapacag1m'?
buyurdu.

Arna Peygamber (s av) ya~amad1. Ra~id hallfelerden hi<;biri de bun a zaman ve


imkan ay1rmad1.

Nihayet Abdullah b. Zubeyr (r a) zaman1 geldi. lbn Zubeyr (r a) bu konudaki


hadisi i~itmi~ti. Bu hadise gore hareket etti. Ibrahim (as)'in temellerini buldu. Bir
gurup sahabenin huzurunda Beytullah'1 Ibrahim (a s)'in temelleri uzerine in~a etti.
Hatlm'i Beytullah'a ilave etti. lbn Zubeyr (r a J oldurulunce Haccac, Beytullah'1 (r a J
lbn Zubeyr (r a )'in yapt1g1 ~ekliyle b1rakmak istemedi. Kabe'yi y1k1p cahiliyette
oldugu ~ekliyle yeniden in~a etti.

Hatlm'in Beytullah'tan oldugu sabit olduguna gore Allahu Teala'n1n,

"BeytU'l-at'ik'i tavaf etsinler. (el-Hacc, 22/29) emrine uyularak Beytullah'1n tavaf1


Hatlm'in d1~1ndan olmal1d1r.

Ancak ki~i namazda Hatlm'e yonelirse namaz1 caiz olmaz. Hatlm


Beytullah'tan olsayd1 namaz1 caiz olurdu, denemez. c;:unku Hatlm'in Beytullah'tan
say1lmas1 haber-i vahid38 ile sabit olmu~tur. K1bleye yonelmenin farz olu~u ise
ayetle sabittir. Dolay1s1yla bu husus haber-i vahid ile sabit olan haberle
kald1nlamaz. K1saca hem namazda, hem de tavafta ihtiyatla hareket edilir. c;:unku
haber-i vahidle amel etmek vaciptir. Arna onunla kesin bilgi elde edilmez.

Sonra Makam-1 ibrahim'e git. Orada veya Mescid-i Haram'da uygun Tavaf
bir yerde iki rekat namaz (Tavaf Namaz1) k1I. namaz1

Cabir (r.a.J'in rivayetine gore;

37
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/102; Buhar1, Temenn19; Muslim, Hacc 70; Nesa1, Hacc 125.
38
Haber-i Vahid I ~...-1_,JI _r>- : Mlitevatir ve me~hur mertebesine ula~mayan her devirde bir veya iki
gibi s1n1rl1 say1daki ravinin yine kendileri gibi s1nirl1 say1da raviden rivayet ettikleri hadistir.
24 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

"Peygamber (s av), tavafmt bitirdikten sonra Makam-1 ibrahim'e gitti ve iki


39
rekat namaz k1/d1. "

Omer (r a )'den rivayet edildigine gore, 0 (r a);

-Ya ResOlellah! Makam-1 ibrahim'de namaz kilsan1z! dedi. Bunun uzerine


Allahu Teala ~u ayeti indirdi.

"Makam-1 lbrahim'i namaz kt/ma yeri edinin." (el-Bakara, 2112s)

Peygamber (sa v) de, Makam-1 lbrahim'de iki rekat namaz k1ld1.

Tavaf1 bitirdikten sonra bu iki rekat namaz1 k1lmak vaciptir. <;:unku Peygamber
(s.a v);

buyurmu~tur.
40
"Tavaf eden kimse her yedi tur ir;in iki rekat namaz kt!stn"

Buradaki emir vucub ic;indir.

Omer (r a) iki rekat tavaf namazin1 unutmu~tu. Mekke'den c;1karken bu nu


hat1rlam1~ ve bu namaz1 ZI Tuva'da k1lm1~t1.

••:-(· ' .) Ls:.,; 0


~)
w' )

demi~ti.
41
-"Bu iki rekat, o iki rekatm yerinedir. "

Muhammed (rh.a )'in: " ... veya Mescid-i Hararn'da uygun bir yerde k1I."
ifadesinden maksad1 ~udur. Makam-1 lbrahim'de c;ogu zaman kalabal1k
bulunmaktad1r. Tavaf namaz1 ic;in s1k1nt1ya katlanmak uygun degildir. Mescid-i
Haram'1n her taraf1 namaz k1lma yeridir. Bu nedenle tavaf eden ki~i, tavaf namaz1n1
kolay1na gelen yerde kllar.

Tavaf narnazm1 bitirince HacerUlesved'e don ve istilarn et. Eger


Tavaftan sonra
Haceriilesved'i rnurnkun degilse, uzaktan Hacerulesved'in kar~1sma ge~. tekbir ve tehlil
selamlama
getir.

39
lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/371; Tirmiz1, Hacc 33; Nesa1, Menasik 149; Taberan1, el-Mu'cemu'/-
evsat, 11/184; Beyhak1, es-Sunenu '/-kubra, V/83.

Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/399; lbn EbO ~eybe, Musannef, 11/182; lbn Huzeyme, Sahih, IV/226.
40

Abdurrezzak, Musannef, V/63; lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/182; Beyhak1, es-Sunenu'l-kUbra, V/91.
41
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _25

Kendisinden sonra sa'y bulunan her tavafta tavaf namaz1ndan sonra


Hacerulesved'e donulup istilam edilir. Kendisinden sonra sa'y bulunmayan tavafta
tavaf namazindan sonra Hacerulesved'e donulup istilam edilmez. c;:unku
kendisinden sonra sa'y bulunmayan tavaf ba~l1 ba~1na bir ibadettir. iki rekat tavaf
namaz1 k1l1n1nca bu ibadet sona ermi~ olur. Dolay1s1yla tavaf1n ba~lang1c1 olan
Hacerulesved'i istilam etmeye donmenin anlam1 yoktur. Kendisinden sonra sa'y
bulunan her tavafta tavafa Hacerulesved'i istilam etmekle ba~land1Q1 gibi sa'ye de
Hacerulesved'i istilam etmekle ba~lanmal1d1r. Bu nedenle sa'y edecek kimse
sa'yden once geri donup Hacerulesved'i istilam etmelidir.
Sa'y i~in
Safa'ya
Bundan sonra Safa'ya i;;1k. ~1k1~

Safa'ya ~1karken hangi kap1dan isterse ~1kabilir. Ancak Cabir (r a J'in rivayet
[4/13]
ettigine gore Peygamber (s av), Safa'ya BenO MahzOm kap1s1ndan ~1km1~t1. Arna
bu sun net degildir. Peygamber (s av), Safa'ya en yak1n kap1 olmas1 nedeniyle
Safa'ya bu kap1dan ~1km1~t1r. Bu kap1, bugun "Safa Kap1s1" diye adland1rilan
kap1d1r.

Safa'ya i;;1kmca sa'y etmeye once Safa'dan ba!ilar.

Rivayet edildigine gore, sahabller (r a) :

-Ya ResOlellah I Hangisinden ba~layal1m? dediler. Peygamber (s av J;

~ J~ :.iii t~ ~ IJ~~I
42
-"Sa'y etmeye Allah'tn ba?lad1g1 ?ey/e ba?laytn. " buyurdu.

Peygamber (sa.v ) bununla Allahu Teala'nin,

"';Ophesiz ki, Safa ile Merve Allah 'tn koydugu ni?anlardandtr." (el-Ba kara, 2/158)
ayetine i~aret ediyordu.

Safa'da Allahu Teala'ya hamd-u sena ederek, tekbir, tehlil ve telbiye Sa'ye
getirerek, Peygamber (s.a.v.)'e salavat getirerek ve Allahu Teala'ya ba~lama
ihtiyacm1 sunup dua ederek k1bleye kar!ll ayakta dur.

42
Muslim, Hacc 147; lbn Mace, Menasi k 84; EbO Davud, Menasi k 57; Tirmizf, Hacc 38; Nesa1,
Menasi k 163.
26_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

ibn Omer (r a )'den rivayet edildigine gore, Peygamber (s av.) Safa'ya c:;1kt1.
Beytullah'1 gorunce ayakta Beytullah'a yonelerek dua etti. Cabir (r a )'in rivayetine
gore Peygamber (s a.v) Safa'ya c:;1k1nca Beytullah'a dogru dondu ve ~u duay1 okudu.

~ .; JS.,
•~ .
\;._ r· ' J- ~
i...s-
- ,. - h;j1 ~ J
-- _) ~
4J :J J.1.r ' '} ~.).>. )- ~I ~1. .J1. '}
Jlli.ll

~.).>._, ~1.;\i1 rJ>J •4 ~J ~~j ~i ~.J.>.j :.iii ~1 J1 'l /.~


"La ilahe illallahu vahdehO la ?erike /eh, lehul-mulku ve lehul-hamdu yuhyi ve
yumit ve huve ala kulli ?ey'in kadir. La ilahe il!allahu vahdehO enceze va'dehO ve
nasara abdehO ve hezemel-ahzabe vahdehO. "Allah'tan ba~ka ilah yoktur. Ancak 0
vard1r. Tektir. 56zunu yerine getirdi. Kuluna yard1m etti. Tek ba?ma butUn ordulan
43
bozguna ugratt1. "

Ard1ndan Bakara suresinden 25 ayet kadar okudu. Sonra Safa'dan indi.


Merve'ye dogru yurumeye ba~lad1. Safa ile Merve'nin arasindaki vadiye gelince
ko~tu. Oyle ki izari ayaklarina doland1. 0 s1rada ~oyle diyordu.
... . ., ...
f}~1 _;:.~1 -.:.J ~! fLl ~ jjWj f->-j\J ~I~)
"Rabbi'gfir verham ve tecavez amma ta'lem, inneke entel-eazzu'l-ekrem (Ey
Rabbim! Bag1~la, rahmet eyle, bildigin gunahlarimdan vazgec:;. Muhakkak ki sen en
44
Azlz'sin ve pek comertsin.)"

Resulullah (s av) vadiden c:;1kt1g1 zaman normal yuruyerek Merve'ye t1rmand1.


Boylece Safa ile Merve aras1nda yedi defa gitti geldi. Safa tepesine c:;1k1~
Beytullah'1n oradan gozle gorulebilmesi ic:;indir Sa'y yapan kimse de sadece
Beytullah'a yonelme amac1n1 gerc:;ekle~tirmek ic:;in yeterli olan yukseklige c:;1kar. Bu
s1rada Beytullah' a yonelmeli, hamd-u sen a, tekblr, tehlll ve Peygamber (s.a.v.)'e
salavat getirmelidir. (unku onun amac1 Allahu Teala'ya yalvarmakt1r. Bundan
dolay1 Kur' an hatmettikten sonra veya diger vesilelerle dua eden ki~inin yapt1g1
gibi, senay1 (Allah'a ovguyu) duas1nin ba~lang1c1nda yapar ve Peygamber (s.a v )'e
salat ve selam getirir.

Hacerulesved'i selamlama s1ras1nda duadan soz edilmedigi halde, burada


duadan soz edilmi~tir. (unku tavaf ibadete ba~lama, Sa'y ise ibadeti bitirme

43
lbn Ebu ?eybe, Musannef, 111/311, Muslim, Hacc 147; lbn Mace, Menasik 84; EbQ Davud, Menasik
57; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, V/6.
44
lbn Ebu ?eybe, Musannef, Vl/83; Taberan1, e/-Mu'cemu'/-evsat, 111/147; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra,
V/84.
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 27

durumudur. Burada tavaf1 bitirme sa'y ile olmaktad1r. Dua ise, namaz konusunda
oldugu gibi, ibadetin ba~1nda degil, ibadeti bitirme aninda yapil1r.

Sonra Safa'dan Merve'ye dogru in. Normal bir ~ekilde yi.iri.i. Di.izli.ige
gelince ko~. Di.izli.ikten ~1kmca normal olarak yi.iri.i. Merve'ye ~1kt1gmda
Kabe'ye yonelerek ayakta; Allahu Teala'ya hamd-i.i sena tehlil, tekbir,
telbiye ve Peygamber (s.a.v.J'e salavat getirirsin. Sonra Allah'a ihtiyacm1
sunup dua edersin.

Safa ile Merve arasindaki vadide ko~man1n asl1 konusunda baz1 rivayetler
vard1r. Denilmi~tir ki sa'y, Ismail (as )'in annesi Hacer'den kalm1~t1r. Hacer, bir o
tepeye bir bu tepeye c;1k1p c;evrede su ararken, duzluge gelince kendisiyle c;ocugu
aras1nda tepe engel olup c;ocugunu goremiyor ve kar~1 tepeye dogru ko~uyordu.
Nihayet tepeye c;1k1p ~efkatinden dolay1 c;ocuguna bak1yordu. Sa'y bu nedenle [4/14]
sunnet olmu~tur.
Daha dogru olan goru~, Peygamber (s a.v.)'in hac ibadetinde Safa ile Merve
arasinda bu nu yapt1g1n1 ve butUn sahabllerine (r a) de yapmalann1 emrettigini
soylemektir. Biz de O'na uyarak bu ~ekilde yapanz. Bunun ve tavaf ile sa'yin yedi
tur olarak takdir edilmesinin anlam1n1 ara~t1rmakla da ugra~may1z.

Safa ile Merve arasmda Safa'dan ba~lamak ve Merve'de bitirmek ve


her turda aradaki vadide (iki ye~il 1~1k arasmda) ko~mak i.izere Sata-Merve
arasmda bu ~ekilde yedi defa sa'y et.
Muhammed (rh.a )'in Kitab'u/-As/'1nda soylediginin ac;1k anlam1na gore
Safa'dan Merve'ye gidi~i bir tur, Merve'den Safa'ya donu~u ise ikinci bir turdur.
"Safa'dan ba~lamak ve Merve'de bitirmek i.izere .. ." sozuyle bun a i~aret

edilmektedir.

Tahavl (rh.a) ise; Safa ile Merve aras1nda Safa'dan Safa'ya yedi tur doner,
demektedir. Merve'den Safa'ya dbnu~u dikkate almamakta ve bunu ikinci bir tur
saymamaktad1r.

Daha dogru olan goru~, Kitab'ul-Asl'da soylenendir. Cunku Peygamber


(s av )'in hac fiillerini rivayet edenler, O'nun Safa ile Merve arasinda yedi tur yapt1g1
hususunda gbru~ birligine varm1~lard1r. Halbuki Tahavl (rh a )'nin sbyledigine gore
sa'y, ondort tur olmaktad1r.

Sonra Mekke'de ihramh olarak ikamet edersin. Orada hi~bir ~eyi helal
saymazsm.
28 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

<;:unkO bu kimse, hac i~in (ifrad hacci i~in) ihrama girmi~tir. Hae fiillerini yerine
getirmedik~e ihramdan ~1kamaz.

Tavaf Her ne zaman istersen Beytullah'1 tavaf edersin. Her yedi turdan sonra
namaz1
iki rekat -tavaf namaz1- k1larsm.

<;:OnkO Beytullah'1 tavaf etmek namaza benzemektedir. Peygamber (s.a v.)


buyuruyor ki:

r·; -.J1' ! L:~ ')Ii ~


~
:\_: v-
:_;j U;b:
.
oit ,.,
.W 'i.d <..$'lLA; 41i1 jT ~I~~
i..T ,
dL
• •• :
.J1_r-
i..11
"Beytu/lah'1 tavaf, namaz hukmundedir. Ancak Allahu Tea/a tavafta
Sa'yin 45
konu:;may1 he/al saym1:;t1r. Kim tavafta konu:;ursa sadece hay1r konu:;sun. "
say1s1

Namaz, i~lenen en hay1rl1 ibadettir. lsteyen az, isteyen ~ok nafile namaz kllar.
Tavaf da boyledir. Fakat ihraml1 bu sure zarf1nda, diger tavaflardan sonra sa'y
yapmaz. <;:unkO bir defa sa'y etmek haccin vaciplerindendir. lhraml1 da bunu
yerine getirmi~tir. Bundan sonra sa'y edecek olursa nafile olarak sa'y etmi~ olur.
Nafile sa'y ise me~rO degildir.
Terviye
giinii Hac1larla birlikte Terviye Gunu (Zulhicce'nin sekizinci gunu) Mina'ya
yapilacak
~eyler gidersin. Arefe gecesi Mina'da gecelersin. Arefe gunu sabah namazm1
Mina'da k1larsm.

Cabir ve ibn Omer (r.a )'in rivayetine gore;

"Peygamber (s av.) terviye gunu sabah namazm1 Mekke'de k1/d1. Gune:;


dogduktan sonra Mina'ya gitti. O gun ogle, ikindi, ak:;am ve yats1 namazlan ile
46
Arefe gunu sabah namazm1 Mina'da k1/d1. Sonra da Arafat'a gitti. "

Sonra sabahleyin Arafat'a gidersin.


Arafat' a
~1k1~ lbn Omer (ra)'in hadisine gore; Cebrail (as), terviye gOnO Ibrahim (as)'e geldi,
O'na Mina'ya gitmesini, orada gecelemesini emretti. Sonra da onunla beraber
Arafat'a ~1kt1.

45
Tirmiz1, Hacc 12; Nesa1, Menasik 136; lbn Hibban, Sahih, IX/143; Hakim, MOstedrek, 11/293.
46
lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/336; lbn Mace, Menasik 84; EbO DavOd, Menasik 57; Tirmiz1, Hacc 50;
lbn Hibban, Sahih, IX/253.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _29

Hac1larla birlikte Arafat'ta konaklarsm.

Sozu edilen ki~i. hac1lardan biridir. 0, hac1lann konaklad1g1 yerde


konaklayacakt1r. Bundan maksat, hac1nin yoldan gec;;enlere darl1k vermemesi,
kendisinin de rahats1z olmamas1 ic;;in, yol uzerine konaklamamas1d1r.

Ogle ve ikindiyi imamla beraber k1larsan bu gi.izeldir.

K1saca Arefe gunu gune~ bat1ya yonelince, imam insanlara Arafat'ta ogle ve Arafat'ta ogle
ve ikindinin
ikindi namaz1n1, ogle vaktinde kild1rn. Cabir (r a) hadisinde ResOlullah (s av )'1n
birle~tirilmesi
Arefe gunu gune~ bat1ya yonelince, ogle ve ikindi namazin1 cemaate bir ezan ve iki
kametle k1ld1rd1gin1 rivayet etmektedir.

Abdulmelik b. Mervan, Haccac'a hac fiillerinin hic;;bir meselesinde lbn Omer [4/15]
(r.a )'e ayk1n davranmamas1n1 yazm1~t1. Arefe gunu gune~ bat1ya yonelince lbn
Omer (r a), Haccac'1n c;;ad1nna geldi.

-Bu adam nerede? dedi. Haccac c;;ad1nn kap1s1na c;;1kt1. lbn Omer (r a.);

-Eger sunnete uymak istiyorsan bu saat sunnet olan saattir, dedi. Haccac;

-Gusledinceye kadar beni bekle, dedi. ibn Omer (r a), Haccac'1 bekledi. Haccac
gusletti ve namaz kil1nan yere gitti.

Arafat'ta bu vakitte gusletmek si.innettir. ihrama girme zamanmda,


Bayram namazlan ve Cuma namazmda da boyledir. Abdestle yetinirse bu
da yeterlidir. Guslederse daha faziletlidir.

Sonra Cuma ve Bayram namazlannda oldugu gibi, imam namazdan once iki
hutbe okur. iki hutbe aras1nda biraz oturur. Peygamber (s a.v) bu ~ekilde yapm1~t1r.
Bunun boyle olmas1, amac1n insanlara hac fiillerini ve hac fiillerinden olan Arefe
gunu iki namaz1 birle~tirmeyi ogretmek olmas1d1r. lnsanlara bunlan ogretmek ic;;in
de once hutbe okunur. c;:unku cemaat, namaz1 bitirdikten sonra vakfe yerlerine
dagil1rlar. Hutbeyi dinlemek ic;;in toplanamazlar.
30_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Zahiru'r-rivaye'ye 47 gore, imam minbere c;1k1p oturunca, Cuma'da oldugu gibi


muezzin ezan okur. EbO Yusuf (rh a )'un rivayetine gore ezan1 imam1n c;1k1~1ndan

once okur. c;:unku bu ezan diger gunlerdeki ezan gibi ogle namazin1 yerine
getirmek ic;indir. Bu, EbO Yusuf (rh.a )'un ilk goru~udur. Hutbeyi bitirince muezzin
kamet getirir. Imam yolcu ise, ogle namaz1n1 iki rekat olarak klidim. Ogle
namaz1ndan sonra muezzin ikinci defa kamet getirir. Imam cemaate iki namaz
arasinda nafile klimaks1z1n, ikindi namaz1n1 k1ld1r1r. Cabir b. Abdullah (r a),
Peygamber (s a v.)'in hacda boyle yapt1klarin1 rivayet etmi~tir.

lkindi namazin1n vaktinden once k1l1nmasinin nedeni, as1I ama<:; olan vakfeye
(Arafat'ta duaya) ula~mak ve vakfeyi kesintiye ugratmamakt1r. Bu amacin
gerc;ekle~mesi i<:;in, iki namaz aras1nda nafile namazla oncelikle ugra~limaz. lkindi
namaz1 i<:;in muezzin kameti tekrar eder. c;:unku ikindi namaz1 normal vaktinden
once kli1nmaktad1r. Cemaate bu durumu bildirmek i<:;in kamet tekrar getirilir. Eger
iki namaz arasinda nafile namazla ugra~li1rsa, ikindinin ezan1 tekrar okunur. Ancak
lbn Semaa'n1n Muhammed (rh a.) 'den rivayetine gore, Muhammed (rh a); ikindi
namaz1 ogle vakti i<:;inde k1l1nd1g1 surece ikindinin ezan1 tekrar okunmaz, demi~tir.

Zahiru'r-rivaye'ye gore, iki namaz arasinda nafile ile veya ba~ka bir i~le ugra~mak,
birinci ezanin namazdan az once okunmas1 ozelligini kald1m. Bu durumda ikindi
namaz1 i<:;in ikinci bir ezan okunur.

ihramh, imamla beraber ogle ve ikindinin birlikte k1hnmasma (cem-i


takd'imine) eri~emez de namazlan yalniz ba~ma k1lmak isterse, Ebu Han'ife
(rh.a.J'nin goru~une gore, her namaz1 vaktinde k1lar. Ebu Yusuf,
Muhammed ve ~afi'i (rh.a.)'nin goru~une gore imamla beraber k1lmd1g1 gibi
namazlan birle~tirerek k1lar.

Muhammed (rha) Kitab'uf-As/'1nda diyor ki; Bu fetva bize Ay~e ve lbn Omer
(r a )'den ula~m1~t1r. Nedenini de ~u ~ekilde ac;1klam1~t1r. ikindi namaz1 vakit
kazanmak i<:;in one al1nm1~t1r. Bu sozun anlam1 ~udur. Ogle ve ikindi namazlarin1n
birle~tirilmesi sadece vakfe suresinin uzatlimasina ihtiya<:; duyuldugu ic;in caiz olur.

47
Zahiru'r-rivaye I :\:l_i)I .r"U; : Hanef1 mezhebinde mezhep temsilcilerinden sahih rivayet ile
mutevatir veya me~hOr tarzda nakledilen meselelerdir. Ozellikle mezhebin ui; imam1ndan (EbO
Han1fe, EbO Yusuf, Muhammed e~-$eyban1) rivayetler ii;in kullan1ilr. Imam Muhammed'in
kitaplarindan "KOWb-0 Sitte" denilen; Mebsut, Ziyadat, Cami-i sagir, Cami-i kebir, Siyer-i sagir,
Siyer-i kebir adl1 alt1 eser Muhammed e~-$eyban1'den guvenilir rivayetlerle mutevatir veya me~hOr
olara k nakledilmi~ oldugundan bu k1taplara "KOWb-i Zahir-i Rivayet" denilmi~ ve bunlardak1
meselelere de "Zahir-i rivayet" denmi~tir. Dolay1s1yla Zahir-i rivayet: Imam Muhammed'in ku\Ub-i
sitte'sinde bulunan meselelerdir. Bu kitaplara "UsOI" de denmektedir.
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 31

c;:unku vakfe yeri ini~ ve ~1k1~ olup burada saflarin duzgun tutulmas1 mumkun
degildir. Dolay1s1yla vakfe yerinden aynlmaya ve dolay1s1yla ikindi namaz1 i~in tekrar
toplanmaya ihtiya~ duyulur. Bu durumda ise vakfe kesintiye ugrar. Vakfenin gune~ [4/16]
bat1~1na kadar devam etmesi ise vaciptir. Buna ihtiya~ duyulmas1 nedeniyle iki
namaz1 birle~tirmek caiz olmu~tur. Namaz1 yaln1z klianla imamla birlikte klian
kimse bu hususta aynid1r. Arafat'taki namazlan birle~tirmeyle, Muzdelife'deki ikinci
birle~tirmeyi k1yas et. (unku Muzdelife'deki birle~tirmede imam1n bulunmas1
ittifakla ko~ul degildir. lmam1n ko~ul olmamas1 konusunda bu hac fiili, diger hac
fiillerine k1yas edilmi~tir.

EbO Hanlfe (rha) Allahu Teala'n1n;

"C:unku namaz mu 'min/er uzerine vakit!eri be/Ii bir farzd1r." (en-Nisa, 4/103)
ayetini deli! olarak alm1~t1r. Yani vakte bagl1 farz demektir. Namazda vaktin
gbzetilmesi kesin delille farzd1r. Dolay1s1yla vakte riayet etmenin terk edilmesi de
ancak kesin bir delille caiz olabilir. Bu konu, hakk1nda deli! bulunan bir konudur.
Bu konudaki deli I; Peygamber (s av )'in ve ondan sonra hallfelerin bu iki namaz1
birle~tirdigi ~eklinde gelmi~tir. Dolay1s1yla, ancak bu ~ekilde birle~tirme caiz olabilir.
Sanki bunun anlam1, bu birle~tirmenin yer ve zamana bzgu olmas1d1r. Bu gibi bir
ibadet, yer ve zamana bzgu olmas1 nedeniyle, Cuma namaz1nda iki rekat yerine
hutbe okumak gibi, imams1z caiz olmaz. Yer ve zamana bzgu olunca imam bu
konuda ko~ul konulmu~tur. Cem-i te'hlr (sonraya alinan birle~tirme) ise bundan
farkl1d1r. (unku o, ak~am namazin1n yats1 vaktinde yerine getirilmesidir. Bu ise bir
yer ve zamana ozgu degildir.

One al1nan birle~tirmeye (cem-i takdlme) gelince bu, ikindi namaz1n1


vaktinden once k1lmak demektir. Bu ise ancak bu yer ve bu zamanda caiz olabilir.
Aynca kesinlikle kabul edildigine gore, cem-i takdlm vakfe i~indir. Birle~tirmeye
ihtiya~ duyulmas1 cemaat i~indir. Yalniz klian i~in degildir. Yalniz ba~ina namaz
k1lan kimse, vakfe yapt1g1 yerde ikindi namaz1n1 asli vaktinde k1labilir. (unku
namaz k1lan kimse vakfede sayli1r. Dolay1s1yla namazla ugra~mas1yla vakfesi
kesintiye ugramaz. Namaz1 cemaatle yerine getirdikleri zaman saflan duzgun
tutmak i~in vakfe yerinden aynlmaya ihtiya~ duyarlar. Aynca toplanmalan onlara
s1k1nt1 olur. (unku cemaat, ogle namaz1ndan sonra vakfe yerinde dagliacakt1r.
Cemaatten her biri, Aziz ve Celli olan Rabbine yalvaracag1 sakin bir yer se~ecektir.
Bu ise namaz1 yalniz ba~1na k1lan kimse hakk1nda soz konusu degildir. Cunku o,
ikindi namaz1ni asli vaktinde yaln1z ba~1na bulundugu yerde kliabilir. Ay~e ve ibn
32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Omer (r a )'in hadisi, hallfe demek olan en buyuk imam hakk1ndad1r, denebilir. Bu
da ko~ul degildir. Sonra ibn Mes'Od (ra)'un; Yaln1z ba~1na namaz kilan kimse her
namaz1 as1I vaktinde kilar, ~eklindeki goru~une ayk1rid1r.

imamla beraber ogle namazma yeti~emez de ikindi namazma


yeti~irse, Ebu Hanlfe (rh.a.J'ye gore namazlan yine birle~tirmez.

Zufer (rh a )'e gore bu iki namaz1 birle~tirir. c;:unku degi~iklik sadece ikindi
namaz1nda meydana gelmi~tir. c;:unku ikindi namaz1 asil vaktinden once
kil1nmaktad1r. Degi~ikligin meydana gelmesi i\in imam1n ko~ul koyulmas1 sadece
degi~ikligin meydana geldigi konuya aittir.

EbO Han1fe (rh a )'nin goru~unun a\1klamas1 ~udur. Bugun ikindi namaz1 ogleye
tab1 gibidir. c;: unku bu iki namaz, ayni vakitte kilinan namazlard1r. Bunlardan
ikincisi birincisinden sonra gelmektedir. Dolay1s1yla yats1 ile vitir namaz1 gibidirler.
Vitir namaz1 yats1ya tab1 oldugu gibi, burada ikindi namaz1 ogle namazina tab1dir.
Tab1 olan namazda imam ko~ul olunca da asil namazda da imam oncelikle ko~ul
olur. ikindinin ogleye tab1 olmas1nin delili ise ~udur. lkindi namaz1, o gun ancak
ogle namaz1n1n kil1nmas1 ge\erli olduktan sonra caizdir. Oyle ki, Bulutlu bir gunde
bir cemaatin ogle namaz1n1 zevalden (gune~in bat1ya kaymas1ndan) once, ikindi
namaz1n1 da zevalden sonra kild1klar1 ortaya \lksa, cemaatin bu iki namaz1 da
tekrar kilmalari gerekir.

Ayn1 ~ekilde bu iki namaz aras1nda abdest yenilense, sonra da ogle namaz1n1n
abdestsiz kil1nd1g1 ortaya \1ksa, bu iki namaz1n tekrar kil1nmas1 gerekir. Halbuki
diger gunlerde bu durumda namaz yeniden k1linmaz.

Buna gore hac niyetiyle ihrama girmi~ olmak da bu iki namaz1 yerine getirmek
[4/17]
i\in ko~uldur. Hatta ihrams1z ki~i ogle namaz1ni imamla birlikte k1lar, sonra da hac
niyetiyle ihrama girer, ikindi namaz1ni kilarsa; ayrica umre niyetiyle ihrama giren
kimse ogle namaz1n1 imamla birlikte k1lar, sonra hacca niyet eder ve ikindi
namaz1n1 da onunla birlikte kilarsa, ikindi namaz1 ancak asil vaktinde caiz olabilir.
Zufer (rh a )'e gore ise bu yeterlidir.

lki rivayetten birinde bu cem-i takd1m (one al1nan birle~tirme) i\in, ihraml1n1n
gune~in zevalinden once hacca niyet etmi~ olmas1 ko~uldur. c;:unku gune~in zeval
bulmas1 ile birlikte cem-i takd1m vakti girer. Cem-i takd1m ise hacca niyet eden
kimseye ozgudur. Dolay1s1yla hac ihramina zevalden (gune~in bat1ya
yonelmesinden) once niyet etmesi ko~uldur.
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 33

Diger rivayette ise zevalden sonra hac niyetiyle ihrama girmi~se bu iki
namaz1 birle~tirebilir. Cunku hac ihraminin ko~ul olmas1 vakit ic;;in degil, namaz
ic;;indir.
ikindi namazm1 k1ld1g1 zaman vakfe yerine gider ve orada vakfe Arafat'ta
ya par. vakfe

Allah' a hamd-u sen a eder. Tehlll ve tekblr getirir. Peygamber (s a v.)'e salavat
getirir. Telbiye c;;eker. Allahu Teala'ya ihtiyac1n1 sunarak dua eder. K1saca, vakfe
yerinde diledigi yerde vakfe yapar. En iyisi imam1n yakininda vakfe yapmas1d1r.
Imam insanlara ihtiya<;; duyduklar1 hususlari ogretir ve dua eder. Kim imama daha
yak1n ise dinlemeye ve duas1na amin demeye daha yak1n olur. Dolay1s1yla bu
durum daha iyi olmaktad1r.
Vakfede k1bleye yonelerek dilerse ayakta dilerse binek uzerinde vakfe
yapmahd1r.

Cabir (r a )'in hadisinde belirttigine gore Peygamber (s a.v.); devesi uzerinde


vakfe yapm1~ ve devenin boynunu mihrap tarafina c;;evirmi~, deve uzerinde k1bleye
yoneldigi durumda dua ederek vakfe yapm1~t1. Hadiste buyuruluyor ki;

~I ~ , - i)= ~ I Lo ~1_j.J1 ~
48
"Ouru;lann en hay1r/1s1 k1bleye yonelinendir. "

Vakfe ic;in imamdan uzakta ba~ka bir yer sec;erse caizdir.

Cunku Ata (r a )'n1n hadisinde Peygamber (s av) ~oyle buyurmu~tur:


~, ,.. ;:;; ,, ~, , ..
~ ~ ~ (_~j ~;.o l.f1S" oJ&-
"Arafat'm tamam1 vakfe yeridir. Mekke vadilerinin tamam1 kurban kesme
yen"d"1r."49

Hi~am b. Urve'nin babasindan, onun da Ay~e (r a )'den rivayet ettigine gore


Peygamber (s.a.v.) ~oyle buyurmu~tur:

l?~lj !}- l # j l j ~_;.; ~ ~:,_;.Jtj ~.f ~ y l#jlj .Js_;.; ~ ~;-

48
lbn Ebo ~eybe, Musannef, V/265; Hakim, Mustedrek, IV/300; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vll/272.
49
Darim1, Menasik 50; Ahmed b. Hanbel, MQsned, 111/326; lbn Mace, Menasik 73; Ebo DavOd,
Menasik 5.
34 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

"Arafat'tn tamam1 vakfe yapJ/acak yerdir. Ancak Urane Vadisi'nden uzak


durun. Muzdelife'nin tamam1 vakfe yapJ/acak yerdir. Ancak Muhassir Vad1si'nden
uzak durun. ,,so

Vakfe Vakfe esnasmda dua eder.


duas1
Ali (r a); Peygamber (s av )'in ?byle buyurdugunu rivayet etmektedir.

~J J.l.W1 ~j ~3 4? '1 :..t>-J ~1 ':Ii- :u1'i ..::-ili~ ~ ~L_:.:;\11. ~l~~j _;l9~ j.;:J\-
.._/J- 1·JY! ~
• - · -
.,/J i; ../· J_- i..r-
' 1·JY! '-:!: '1~-1 r--
~ d1\ f..
·..ti •
~..;s-"
I< ....r-
q- 1;.
Y'• J .i..o..,..J1
-?ii J ~j ' l?~:w, J (_)1~1 , 1); ~~
"Arafat'ta benim ve benden 6nceki peygamber!erin en faziletli duas1 :?Udur.
Lailahe il!al!ahO Vahdehu la :?erlke /eh !ehUI mU!ku velehul hamdu ve huve ala kulli
:?ey'in Kadlr. (Allah1m!. Kalbime nur ver, ku!ag1ma nur ver, gozume nur ver.
51
Allah1m! Gon!Ome geni:?lik ver. l:?imi ko!ayla:?tlr .... ")

Daha once ac;1klad1g1m1z gibi dualardan diledigini sec;er. Peygamber (s av),

burada ummeti ic;in 1srarl1 bir ~ekilde dua etmi?, kan ve kul haklarin1n affedilmesi
d1?1nda, duas1 kabul edilmi?ti.

Biz Hanefilere gore vakfe yerinde telbiye getirilir.

Malik (rh a) ise ?byle diyor. Hac1 Arafat'ta vakfeye durunca telbiyeyi (Lebbeyk
demeyi) keser. (unku hacin1n Allah'1n davetine uydugunu diliyle soylemesi
Arafat'a gelinceye kadard1r. $u anda ise Arafat'a gelmi? bulunmaktad1r. Harnn en
onemli ruknu de Arafat'ta vakfe yapmakt1r. Peygamberimiz (s av);
[4/18]

52
"Hae Arafat'ta bulunmaktir. " buyurmu?tur.

Fakat biz Hanefller, Abdullah b. Mes'Od (r a )'un ?U hadisini deli I olarak


al1yoruz. lbn Mes'Od (r a) Arefe gunu ak~am1 telbiye getirmi?tir. Bir adam ona;

-Ey ~eyh 1. Buras1 telbiye yeri degildir, demi?ti; lbn Mes'Od (r a) ise;

50
Muvatta, Hacc 53; Tirmiz1, Hacc 54; Taberan1, e!-Mu'cemu'l-kebir, Xl/119; Beyhak1, es-Sunenu'/-
kubra, V/115.
51
lbn EbO $eybe, Musannef. 111/382.
52
Ahmed b. Hanbel, MusnecJ, IV/309; ibn Mace, Menasik 57; TirmizT, Hacc 57; Nesa1, Menasik 203;
Hakim, Mustedrek, 1/635.
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.35

W (--)iul
~ -
J_.)-") - ~.!.l.:!J....,1
·- t: .. -~ li.)~ ~
-- ' .r' ~~ -i1 ·
-· 4-"-' ~
Jt1 i·i r..r' 01 UT'
L~1
;:.i;Ji o~ ._;. j J>- 0 J1~
- "insan!ar m1 bilmiyor, yoksa aradan c;ok zaman m1 ger:;ti? "Lebbeyk", toprak
zerre!eri say1smca "Lebbeyk". Ben ResO!Ullah (s.a v) ile birlikte haccettim. 0 (s.a.v ),
Cemre-i Akabe 'ye (Buyuk ~eytana) ta~ atmcaya kadar telbiye getirmeye devam
53
ediyordu. " dedi. Hae ibadetinde telbiye, namazlardaki tekbir gibidir. Namaz1n
sonuna kadar tekbir getirildigi gibi, ayn1 ~ekilde ihramdan <;1kma vaktine kadar,
Cemre-i Akabe'yi ta~lama zaman1na kadar telbiye getirilir.

Gi.ine~ batt1g1 zaman ag1r ag1r (Mi.izdelife'ye) yi.iri.ir.

Peygamber (s.a.v.)'in hac ibadetini rivayet edenler, O'nun Arafat'ta vakfe Arafat'tan
ayrilma
yapt1ktan sonra gune~ batinca Arafat'tan hareket ettiginde ittifak etmi~lerdir

Rivayet edildigine gore ResOlullah (s av.) Arefe gunu ak~am1 bir hitabede
bulunmu~ ve ~oyle buyurmu~tu.

~ l~l ~I '-jJ;. ~ ..:;_.,>- :r- .j~~ ~~_;\i1J ~~\ jAii 01..;81 ~i


~ lfo~L.; f-f:-'.45 ~ ~l,,. jµ' ~j:-j J J~)I ~\MS ~~I __,..-_,.)~
! ~I\._, ._1
..r----' ; -' .T

"Ey insanlar!. Cahiliyet eh/i ve putperestler, sank/arm erkek!erin ba~lanm


kaplad1g1 gibi gune~in daglann ba~!anm kap!ad1g1 anda, gune~ batmadan once
Arafat'tan ayn/1yor!ard1. Bizim yo!umuz on/arm yolu gibi degildir. S1z, Arafat'tan
54
gune~ batt1ktan sonra aynlm. "
Peygamber (s.a v.) mu~riklere ayk1ril1g1 gostermek i<;in bu ~ekilde hareket etmi~
ve boyle davranilmas1n1 emretmi~ti. Hi<;bir kimsenin 0 (s av)' na ayk1ri davranmaya
hakk1 yoktur. Ancak kalabal1ktan korkar da, gune~ batmadan once Arafat
s1nirindan <;1kmamak ko~uluyla, imamdan once yola <;1karsa bunda bir sak1nca
yoktur. Ayn1 ~ekilde kalabal1ktan korktugu i<;in gune~ batt1ktan sonra ve imam1n
hac1larla beraber gitmesinden sonra Arafat'ta biraz beklerse bu bekleme suresini
uzatmamak ko~uluyla bunda da bir sak1nca yoktur. c;:unku Ay~e (r a), imamin

SJ lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/375; Buhar1, Hacc 22; MUslim, Hacc 45; lbn Mace, Menasik 69;
Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, V/121.
" lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/387; Hakim, Mustedrek, 11/304; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, XX/24;
Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IV/125.
36 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebstit

Arafat'tan ayrilmas1ndan sonra bir ic;:ecek istemi~, bununla iftar etmi~, sonra
Arafat'tan aynlm1~t1.

Mi.izdelife'ye giderken yolda vakarla ag1r ag1r yi.iri.ir.

Peygamber (s.a.v) bu konuda ~byle buyurmu~tur:

"Ey insanlar! At1 kamc;J/amak, deveyi ko~turmak iyilik degildir. SOkCmet ve


ag1rba~/J/1k ic;inde olma/1sm1z. "
55

Cabir (r.a) diyor ki; Peygamber (s.a v ), devesiyle yolda ag1r ag1r gidiyordu.
~u ~iiri okuyordu:
56
Nihayet duz vadiye gelince devesini h1zland1rd1. 0 s1rada

Sana ko~uyor sOratli bir ~ekilde,

Aynlarak onceki dini o/an H1ristiyan/1ktan,

Vazgec;erek karnmdaki yavrusundan.

Baz1 kimseler bu vadide h1zl1 gitmenin sunnet oldugunu iddia etmi~lerdir. Biz
bu gbru~te degiliz. Bu nun ac;:1klamas1 ~oyledir. Bu vadide Peygamber (sa v )'in
devesi yorulmu~tu. Peygamber (s.a.v) de deveyi h1zland1rd1. Bunun uzerine deve de
hayvanlann adeti oldugu uzere h1zland1. Yoksa Peygamber (s.a v )'in amac1 deveyi
ko~turmak degildi.

Mi.izdelife'ye gelinceye kadar yolda ak~am namazm1 k1lmaz.

Rivayet edildigine gore, Osame b. Zeyd (ra) yolda, Muzdelife'ye kadar


Peygamber (sa.v.)'in devesinde onun arkas1nda idi. Osame yolda giderken;

-Namaz ya ResOlellah? deyince, Peygamberimiz (s.av);

J.Lod ~~\
57
-"Namaz onunde, i!eride. " buyurdu.
Peygamber (s a.v )'in bu ifade ile kastettigi; ya namaz vakti daha sonrad1r,
yahut namaz k11inacak yer ileride gelecektir, demekti.
[4/19]
55
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/277; Ebo DavOd, Menasik 64; NesaT, Menasik 203; lbn Huzeyme,
Sahih, IV/265; BeyhakT, es-Sunenu'l-kubra, V/119.

57
BuharT, Hacc 92; Muslim, Hacc 45; lbn Mace, Menasik 59; EbO DavOd, Menasik 64; Nesa1, Menasik
206.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 37

Peygamber (s av.), Muzdelife'ye gelinceye kadar namaz k1lmam1~t1r. Bu,


Muzdelife'ye gelinceye kadar namazla ugra~1lmayacag1na ac;;1k bir delildir. Miizdelife'de
konaklama
Mi.izdelife'ye geldigi zaman insanlarla beraber orada konaklar.

Yoldan gec;;enlere darl1k vermemesi ve kendisinin de rahats1z olmamas1 ic;;in


yolda degil, yolun sag1nda veya solunda konaklar.
Ak~am ve

Ak~am ve yats1 namaz1m bir ezan ve bir kametle kilar. yats1


namazlarmm
birlikte
Zufer (rh.a ), bir ezan ve iki kametle k1lar, demi~tir. lbn Omer (r.a ), Peygamber k1hnmas1
(sa.v.)'den bu ~ekilde rivayet etmi~tir.

Cabir (r a.) ise, Peygamber (s.a v.)'in ak~am ve yats1 namazlar1n1 bir ezan ve bir
kametle birle~tirdigini rivayet etmi~tir. ibn Omer (r a )'in hadisiyle anlatilmak istenen
de budur. Ancak lbn Omer (r.a ), ezana kamet ad1n1 vermi~tir. (unku ezan ve
kamet birbirinin yerine kullan1lmaktad1r. Nitekim Peygamber (s av) bir hadiste;

~w ~ ~~ )i~i JS"~
58
"Her iki ezan arasmda dileyen kimse namaz k1/abilir. " buyurmaktad1r.

0 (sav), "Her iki ezan" ifadesiyle ezan ve kameti anlatmak istemi~tir. Aynca
Muzdelife'de yats1 namaz1 normal vaktinde yerine getirilmektedir. Dolay1s1yla yats1
ic;;in aynca kamet getirilmesine ihtiyac;; yoktur. Arafat'taki ikindi namaz1 ise bundan
farkl1d1r. (unku o, vaktinden once k1l1nmaktad1r.

Peygamber (s a v.)'in tek kamet emri dogru ise bu nun yorumu ~u ~ekildedir. iki
namaz aras1nda nafileyle ya da bir ba~ka i~le ugra~m1~t1r. Biz Hanefllere gore boyle
bir yerde kameti yats1 namaz1 ic;;in getirmi~tir. ibn Omer (r a.)' in rivayetlerinden
birinde belirtildigine gore, ibn Omer (r.a.), ak~am namazindan sonra yats1 namaz1n1
k1lm1~, yats1 ic;;in bir kamet getirmi~ti.

Sonra Mi.izdelife'de geceler. Fecir vakti olunca sabah namazm1 alaca Miizdelife'de
karanhkta k1lar. geceleme

Cabir (r a )'in rivayeti bu ~ekildedir. Bun a gore, Peygamber (s av) Muzdelife'de


yats1 namaz1n1 k1linca yere bir ortu serilmi~ ve onun uzerinde gecelemi~ti. Sabah
olunca da sabah namaz1n1 kilm1~t1. ibn Mes'Od (r a);

58
Buhar1, Ezan, 14; Muslim, SalatU'l-musafir1n 304; ibn Mace, lkametU's-salat 110; EbO DavOd, Salat
300; Tirmiz1, Salat 136; Nesa1, Ezan 39.
38 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

"Peygamber (s av )'in hir;bir namaz1 vaktinden once ki/d1gm1 gormedim. Ancak


Hacda bayram sabah1, sabah namaz1 ayn. Bu namaz1, o gun alaca karan/1kta
59 d ..
k1Im1~t1." em1~t1r.

cunku sabah namaz1n1 geciktirmek diger yerlerde daha iyi ise de, namazdan
sonra vakfe yapma zorunlulugu oldugu ic;;in, Muzdelife'de alaca karanl1kta kllmak
daha iyidir. Sabah namazin1 ortal1k aydinlanincaya kadar geciktirmek vakfeyi
geciktirmek demektir. Vakfe yapma zorunlulugundan dolay1, ikindi namazin1
vaktinden once k1lmak caiz olduguna gore, sabah namaz1n1 alaca karanl1kta k1lmak
onceliklidir.

Sonra Allah'a hamd-u sena, tehlil, tekbir, telbiye, Peygamber (s.a.v.)'e


Muzdelife salavat getirerek ve ihtiyac;;lan ic;;in Allah'a dua ederek, hac1larla beraber
vakfesi
Mef ar-i Haram'da vakfe yapar.

Bu vakfeye Kur'an'da delil getirmi~tir ve Arafat'taki vakfeye i~aret edilmi~tir.


Allahu Teala;

"Arafat'tan ayn/1p akm ettiginizde Me~'ar-i Haram'da Allah'1 anm!" (el-Bakara,


2/198) buyurmu~tur.

Peygamber (s.a.v.), Muzdelife'de dua ederek vakfe yapm1~t1r.

Hatta lbn Abbas (r.a ); Me~· ar-i Haram'da Peygamber (s.a v )'i, yiyecek talebinde
bulunan yoksul bir kimse gibi, ellerini boyun kokune kadar kald1rm1~ dua ederken
gordum, demi~tir.

Peygamber (s av )'in bu vakfe yerinde dileginin tamam1 yerine getirilmi~tir.


Clinku burada ummeti ic;;in dua etmi~. kan ve kul haklarin1n affedilmesi duas1 da
kabul edilmi~tir.

Cahiliye doneminde insanlar, Muzdelife'de vakfe etme hususunda goru~


[4/20]
birligi ic;;erisinde iken, Arafat'ta vakfe konusunda ayril1k ic;;indeydiler. Cunku Kurey~,
Arafat'ta vakfe yapm1yorlard1. Harem bolgesinden ba~ka bir yer ta'zim edilmez,

59
lbn Ebo $eybe, Musannef, 11/21 O; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/384; Buharl, Hacc 99; Muslim, Hacc
292; Ebo DavOd, Menasik 64; Nesal, Menasik 21 o.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _39

diyorlard1. Peygamber (s av.), Arafat'ta vakfe yap1nca, Mekkeliler hayret ettiler.


Kendi aralannda; "O da Kurey~'tendir. Ne oluyor da harem bolgesinden d1~an
c;1k1yor? dediler. Bundan anl1yoruz ki, Me~'ar-i Haram'da vakfe terkedilmemelidir.

Nihayet hava iyice aydmlanmca, gi.ine~ dogmadan Mi.izdelife'den Muzdelife'den


avnlma
hareket eder.

Cabir ve lbn Omer (r a )'in rivayetine gore, Peygamber (s av), Me~' ar-i
Haram'da vakfeye durmu~, gune~ dogmadan Mina'ya dogru hareket etmi~ti.
Cahiliyyet ehli ise, Muzdelife'deki vakfe yerinden gune~ dogmad1kc;a hareket
etmiyorlar; gune~ dogup da daglann ba~1nda sank gibi olunca, Mina'ya hareket
ediyorlard1. "Gayrete gelip akm etmemiz k;in, Sebir dagt gune~le parladt."
diyorlard1.

ResOlullah (s.a v ); on Iara ayk1n davranarak, gune~ dogmadan once Mina'ya


hareket etti. Dolay1s1yla Arafat'tan aynlma ~eklinde oldugu gibi, Muzdelife'den
aynl1rken de Mu~riklere ayk1n davranma amacm1 ortaya koymak ic;in, Peygamber
(s a.v )'in bu davran1~1na uymak gerekmektedir.

Mina'ya gelince Cemre-i Akabe'ye (Bi.iyi.ik ~eytan'a) gider ve vadinin Cemre-i


Akabe'yi
alt tarafmdan fiske ta~1 gibi yedi ta~ atar.
(Buyuk
~eytan'1)
(unku Peygamber (s av), bayram1n birinci gunu Mina'ya gelince, Cemre-i ta~lama
Akabe'ye ta~ atmadan hic;bir yere c;1kmad1. $oyle buyurdu.

"Burada Mina'da ilk ibadetimiz ta~ atmam1zd1r. Sonra kurban kesmemiz,


ttra~ olmam1zd1r. "
60
sonra da

Vadinin alt tarafmdan Cemre-i Akabe'ye ta~ atar. Bunun delili ~udur. lbn
Mes'Od (r a) vadinin alt1nda durdu. Cemre-i Akabe'ye yedi ta~ att1. lbn Mes'Od
(r a )'a;

-Ba~kalan ta~lan vadinin yukans1ndan at1yorlar, denildi. Bunun uzerine ibn


Mes'Od (ra) ~oyle dedi;

•Al oj_,.:, ~ .J) l?~' flAA ~? .Jj '1 ~~I ;iiij I~ I~ r' ..;81~'

60
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/281; Buhar1, lydeyn 17; Muslim, Edah1 7; Nesa1, lydeyn 8; Beyhak1,
es-Sunenu'l-kubra, 111/311.
40_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

"-/nsanlar bilmiyorlar m1, yoksa bunu unuttular m1? Kendisinden ba;ka ilah
o/mayan Allah 'a yemin ederim ki, buras1 Peygamber (s.a. v.)'e Bakara Suresi'nin
61
indirildigi yerdir. "

lbn Omer (r a )'den nakledildigine gore, 0, Cemre-i Akabe'ye vadinin alt


tarafindan ta~ atm1~, Peygamber (s.a v) bu ~ekilde yapm1~t1r, demi?tir.

Fiske ta~1 gibi yedi ta~ atar. c;:unku rivayet edildigine gore Peygamber (s.a.v.);
lbn Abbas (r.a.)'a, kendisine yedi ta~ vermesini emretmi?ti. Bu ta?lan eline alarak
ashab1na;

ly.)\.i 11;, ~
62
"Bu gibi ta;lan atm. " buyurmu?tU.

Bir ba?ka rivayete gore,

l.:W !(;: ::.~~ ..-.)• ' '] ._jl;..jj -4>..., !<'.•le


· r---: l? -Y- - ...... · · r-=--

"Fiske ta~1 gibi ta;lar atm' Birbirinize eziyet etmezsiniz. "


63
buyurmu?tU.

Bundan maksat, Halli (a s.)'in sunnetine uymakt1r. Bu kadar ta~la, maksat


gerc.;ekle~mektedir. Fiske ta?1ndan daha buyuk ta? atarsa, belki bir insana isabet
eder. Ona eziyet verir.

Att1g1 her ta~la birlikte tekbir getirir. Cemre-i Akabe'ye (Buyuk


~eytan'a) ilk ta~1 atarken telbiye (Lebbeyk ... demek) kesilir.

Ta~lama an1nda telbiyenin kesilmesi konusunu lbn Mes'Od (r.a) Peygamber


(s a.v.)'den rivayet etmi~tir. Ayn1 ?ekilde Cilbir (r.a.) de Peygamber (sa v )'in Buyuk
~eytan'a att1g1 ilk ta?la birlikte telbiyeyi b1rakt1gin1 rivayet etmektedir.

Her ta? atarken tekbir getirmeye gelince, bunu lbn Omer ve Salim b.
Abdullah (r a) Peygamber (s av )'den rivayet etmi?tir. 0 (s.a v ), ta? atmak istediginde
vadinin alt1nda durmu~ ve her ta~1 atarken;

I'.<"~: - J I'J~
)_y--- L::...:. ~~ ~~
. J-I'J)f."'
•· i.;..;_
.
u,.;.1~d11 1 -<f {ul - :U1 ·
. ('"T"" ..r.- J _ ~

61
Buhar!, Hacc 135; Muslim, Hacc 270; Tirmizi, Hacc 64; Nesai, Menasik 226.
6
' lbn Ebo Seybe, Musannef, 111/203; Taberani, el-Mu"cemU"l-evsat, 11/347; Beyhaki, es-Sunenu'l-kubra,
V/128.
63
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/210; Muslim, Hacc 268; Nesa!, Menasik 204; lbn Hibban, Sahih,
IX/184; Hakim, Mustedrek, 111/309.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 41

"Bismil/ah va/lahu ekber. Allahummec'a/hu haccen mebrOran ve zenben


magfOran ve sa'yen me?kOra" (Allah'm ad1yla. Allah en buyuktUr. Allah1m! Haw
kabul edi!mi?, gunahlan bagt?lanmt? ve gayret/erimi begenilmi? k11!/4 diye dua
etmi?ti.

Salim daha sonra, babam Abdullah b. Omer (r a) bana, ResOlullah (s av )'in,


[4/21]
her ta~ atarken benim soyledigim gibi soyledigini anlatt1, dedi.

Hanefilere gore ta~lamaya ba~lama vakti, kurban bayrammm birinci


1. Gi.in
gunu fecrin dogu~ vaktidir. $eytan
ta~lama

Sufyan-1 Sevrl (rh a.)'nin goru~une gore; gune~in dogmas1ndan itibaren ba~lar zamani

$afil (rh.a.)'ye gore; Bayram gecesinin ilk yans1ndan sonra ta~lama caizdir.

Sufyan-1 Sevrl (rh a), ibn Abbas (r a )'1n: Peygamber (s.a v ), ailesindeki guc:;suz
kimseleri Muzdelife'den, onceden gonderdi ve onlar1n erken gidi~lerine;

'
v---'
~ ~ 11 c-
dl..~ ~ . ~~
:- •-•.11 -. - 1Y'...
J'
'1 ---11.J
; -
1..ri- .- ~ • --
,. ._p'.
l ·~t

"Ey Abdulmuttalib ogullannm U?aklan! .. Gune? dogmadan Cemre-i Akabe'ye


buyurdu, ~eklindeki hadisini deli I olarak alm1~t1r.
65
ta? atmaym. "

Biz Hanefllerin bu husustaki deli Ii; Peygamber (s av), ailesindeki guc:;suzleri


onceden gonderdiginde;

~
~ .' '114.:i;j1
... ~---
~ 1Y''·~
J '1 i:p';
"'' ~·i
~eklindeki
66
"Ey r:;ocuk/anm! Sabah o/madan Cemre-i Akabe'ye ta? atmaym"
hadistir.

Biz bu iki hadise uyarak ~oyle diyoruz. Fecirden sonra ta~lama caizdir.
Ta~lamay1 gune~ dogmas1ndan sonraya ertelemek ise daha iyidir.

$afil (rh.a) ise, Peygamber (s.a.v ), c;obanlara geceleyin ta~lama hususunda


ruhsat verdi, ~eklinde rivayet edilen hadisi delil olarak alm1~t1r. Bizim bu hadis
hakkindaki yorumumuz, bu ta~lamanin birinci geceye ait olmay1p ikinci ve uc:;uncu
geceye ait oldugu ~eklindedir. Bunun anlam1 ~udur. Vakfe vaktinin c:;1kmas1yla

64
lbn EbO )eybe, Musannef, 111/260; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/427; EbO Ya'la, IX/115; Beyhak1, es-
Sunenu '1-kubra, V/84.
65
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/311; lbn Mace, Menasik 62; EbO Davud, Menasik 66; Nesa1, Menasik
222.
66
Tahav1, $erhu Meani'!-asar, 11/216; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, V/132.
42 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

ta~lama vakti girer. Cunku ta~lama ve vakfe ayni vakitte birle~mez. Vakfenin vakti
fecrin dogu~una kadar devam eder. Dolay1s1yla ta~lama vakti vakfeden sonra
olmal1d1r. Yahut ta~lama vakti kurban kesme vaktiyle ayn1d1r. Kurban kesme vakti
ise ikinci fecrin dogu~uyla girer. Dolay1s1yla ta~lama vakti de ayni ~ekildedir.

Bayramm birinci gi.ini.i, Cemre-i Akabe'den (Bi.iyi.ik ~eytan'dan) ba~ka


cemrelere ta~ at1lmaz.

Bunun delili Cabir (ra)'in;

~\ ~~ '11 Jj\ii r,.;)1 .j r,/. ~(~) ~I 0\


"Peygamber (s.a.v.), birinci gun sadece Cemre-i Akabe'ye ta~ attf "
67
hadisidir.

Cemre-i Akabe'nin yanmda durup beklemez.

Cunku uzerinde bugun yap1lmas1 gerekli ba~ka hac ibadetleri bulunmaktad1r.


Aynca Peygamber (s av), Cemre-i Akabe yaninda durup beklememi~tir.

ihramh evine gider, ba~1n1 ustura ile kaz1t1r veya sac;larm1 k1salt1r.
Ba~m1 kaz1tmas1 daha daha iyidir.

Art1k ihramdan <;1kma zamani gelmi~tir. lhramdan <;1kma ise, Aziz ve Celli olan
Allah'in;

"Sonra kir!erini gidersin!er ... " (el-Hacc, 22/29) ayetinde i~aret buyurdugu gibi ya
sa<;lan tamamen kaz1tmakla veya sa<;lanni k1saltmakla mumkun olmaktad1r.
Asl1nda kirliligin giderilmesi sa<;lan kaz1tmakla olur.

Rivayet edildigine gore Peygamber (sa.v.); kurbanlann1 kesince berberi


<;ag1rm1~t1. Ba~1n1n sag taraf1n1 ona uzatm1~. berber de kaz1m1~t1. Peygamber (s.a.v.),
sa<;lann1 sahabllerine (r a.) dag1tm1~t1. Sonra ba~1nin sol taraf1n1 kaz1m1~, sa<;lanni
Ummu Suleym (r a )'e vermi~ti.

Kurban
Muhammed (rh.a.), burada kurban kesmeyi anmam1~t1r. Cunku sozu edilen
kesme ki~i. ifrad harnna niyet etmi~tir. Ona kurban vacip degildir. Aynca yolcu oldugu
i<;in de normal kurban kesmesi gerekmez. Fakat nafile olarak kurban keserse;
cemreye ta~ att1ktan sonra, ama t1ra~tan once bu da guzeldir.

Bunun delili;

67
Tirmiz1, Hacc 63; Taberan1, el-Mu'cemu'/-evsat, 1/194; Beyhaki, es-Sunenu'/-kUbra, V/148.
ff a c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 43

"Bizim ilk ibadetimiz cemreye ta!? atmam1zd1r. Sonra kurban kesmemiz, sonra
~eklindeki rivayettir.
68
da t1ra!? olmam1zd1r. "

Sac;lan tamamen kaz1tarak t1ra~ etmek, k1saltmaktan daha iyidir. Ci..inki..i Tira~ olma

Allahu Teala kitab1nda;

"Ba!?iann1z1 tamamen kaz1t1p t1ra!? ederek veya sac;lann1z1 k1sa!tarak ... " (el-Fetih,

48127) ayetinde sbze kaz1tarak t1ra~la ba~lam1~t1r. Yine Allah;

"Hedy kurbam, kesi!ecegi yere ula!?madan ba!?lann1z1 kaz1tarak t1ra!? etmeyin."


(el-Bakara, 2/196) buyurmu~tur.

Bu da sac;lari kaz1tarak t1ra~ olmakla ihramdan c;1kilmas1nin gerektigini


ac;1klamaktad1r. Resuli..illah (s.a.v.);

-"Allah sac;!ann1 tamamen kaz1tarak tJra!? eden/ere rahmet eylesin." buyurdu.


Kendisine,

-Ya ResO/ellah! Sac;lanm k1saltanlara da, denildi. Peygamber (sav);

-"Allah sac;lanm tamamen kaz1tarak t1ra!? eden/ere rahmet ey!esin." buyurdu.


[4/22]
Tekrar ayni ~ey soylendi. Peygamberimiz (sav) yine ayn1 duay1 yapt1.
Dordi..inci..isi..inde;

.:1-~IJ
69
"Sac;!anm k1sa/tanlara da Allah rahmet ey!esin. " buyurdu.

68
Ahmed b. Hanbel, Miisned, IV/281; Buhar1, lydeyn 17; Muslim, Edah\ 7; Nesai, lydeyn 8; Beyhak\,
es-Siinenii'/-kabra, 111/311.
69
Ahmed b. Hanbel, Miisned, 1/353; Buhar\, Hacc 127; Muslim, Hacc 318; lbn Mace, Menasik 71;
Tirmiz1, Hacc 74.
44 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bu hadiste Peygamber (s.a.v.), ur; defa sar;larini kaz1tarak t1ra~ edenlere dua
etmi~tir. Bu da kaz1tarak t1ra~1n daha iyi oldugunu gbstermektedir.

T1ra~tan sonra hanimla cinsel ili~ki d1~mda her ~ey helal olur.

Ozetle; Hacda iki r;e~it ihramdan r;1kma vard1r. Birincisi t1ra~ olmakla, ikincisi
ise farz tavaf1 yapmakla gerr;ekle~ir. Tira~ olmakla ihraml1ya, daha once haram olan
hanimla cinsel ili~ki d1~1nda, her ~ey helal olur.

Malik (rh a) ise; Tira~ olunca han1mla cinsel ili~ki ve koku harir; her ~ey helal
olur, demi~tir. Leys b. Sa'd (rh.a.) ise, hanimla cinsel ili~ki ve av hayvan1 oldurmek
harir; ... demi~tir. (unku bu ikisi, Kur'an'1n ayetiyle ha ram k1l1nm1~t1r. Onlarin
haraml1g1, ancak helallerin tamamen serbest olmas1 ile ortadan kalkar.

Fakat biz Hanefller ~byle diyoruz. Av hayvanini bldurmek cinsel ili~ki gibi
degildir. Gormez misin, ihram cinsel ili~ki ile bozulmakta, av hayvan1n1 oldurmek
ise ihram1 bozmamaktad1r. Dolay1s1yla av hayvanin1 oldurmek, diger haramlar gibi
olup, t1ra~ olmakla av1 bldurmenin haram olu~u ortadan kalkar.

Malik (rh a), koku kullanman1n cinsel ili~kiye gbtUren ~eylerden biri oldugunu
sbyler. Dolay1s1yla bizzat cinsel ili~ki gibi ancak tavaftan sonra helal olur.

Biz Hanefllerin delili, Ay~e (r a )'nin;

"Peygamber (s.a v )'e ihrama girmeden once ihrama girecegi i<;in, farz
~eklindeki hadisidir.
70
tavafmdan once ihramdan <;1kt1g1 ir;in, koku suruyordum. "
Koku kullanmak cinsel ili~kiden farkl1 olup, hir;bir ~ekilde ihram1 bozmaz. Koku,
diger haramlara k1yas edilmektedir. Bu asil kural nedeniyle $afil (rh a.), ferc (kad1n1n
tenasul organ1) d1~1ndaki cinsel ili~kinin haram olu~unun da t1ra~ olmakla kalkt1g1
gbru~undedir. c;:unku bu r;e~it eksik cinsel ili~ki hir;bir zaman ihram1 bozmaz.

Fakat biz Hanefller bununla anlatilmak istenen anlam, han1mla ~ehvetin


giderilmesidir, diyoruz. Dolay1s1yla bunun helal olu~u, farz tavafla ~er'an her ~eyin
tam olarak helal oldugu zamana kadar ertelenmektedir. Bu hususta fercten cinsel
ili~ki ile ferc d1~1ndaki cinsel ili~ki ayn1d1r.

70
Buhar1, Hacc 18; Muslim, Hacc 31; lbn Mace, Menasik 70; EbO DavOd, Menasik 11; Tirmiz1, Hacc
77; Nesa1, Menasik 41
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 45

Sonra imkan bulursa Kurban Bayrammm birinci gi.ini.i ya da ikinci veya


i.ic;i.inci.i gi.ini.i Beytullah'1 ziyaret eder. Bunu daha sonraya ertelemez. Yedi
tur tavaf yapar. Ardmdan iki rekat namaz k1lar.

c;:unku rivayet edildigine gore Peygamber (s av), bayram1n birinci gunu ba~1n1
kaz1tarak t1ra~ olunca Mekke'ye gidip Beytullah'1 tavaf etmi~tir. Sonra Mina'ya
donmu~ ve ogle namaz1n1 Mina'da k1lm1~t1r. Baz1 rivayetlere gore ise, Mekke'ye
gece gidip tavaf yapm1~t1r.

Bu rivayetler aras1n1 ~u ~ekilde birle~tirebiliriz. Peygamber (s av.), Mina


gunlerinde geceleyin Mekke'ye gizlice gidip tavaf ediyordu. Bunu goren kimseler
bu tavaf1n farz olan ziyaret tavaf1 oldugunu zannedip boylece naklediyorlard1. Oysa
Peygamber (s.a v.), ziyaret tavaf1n1 ogleden once yapm1~t1.
Ziyaret
Ziyaret tavaf1, Hacc-1 Ekber olan haccm ri.ikni.idi.ir (temel farz1d1r). tavaf1

~}\ii ~IfY- ..r.t.ll Jt ~Y,jj ~I (r. ~l~lJ,


"Hacc-1 Ekber gununde, Allah ve ResQ/Q taraf1ndan insanlara bir bildiridir." (et-

Tevbe, 9/3) ayeti boyle yorumlanm1~t1r.

Farz tavafinin vakti kurban kesme gunleridir. Bu tavaf, kurban kesme


gunlerinden sonraya ertelenmemelidir. En iyisi, bu tavaf1n kurban kesme gibi,
bayram1n ilk gunu yap1lmas1d1r. Peygamber (s.a.v.);

L.&-i jl ~1 ~~ fa1 fq1


buyurmu~tur.
71
"Kurban gunleri ur:;Wr. En faziletlisi ilk gundur. "

Muhammed (rh a.), bu tavaf1n sonunda sa'yi anmam1~t1r. c;:unku sozu edilen
ki~i. kudOm tavafindan sonra sa'y etmi~ti. Hacda ise sadece bir sa'y vard1r. Eger,
"Sa'y vaciptir ya da rukundur. KudOm tavaf1 ise sunnettir. Vacip olan ibadet nasll
sunnet olan1n ard1ndan gelir?" denirse, ~oyle deriz. Dogrudur. Fakat din,
kolayla~t1rma amac1yla bu vacip olan sa'yin sunnet olan kudOm tavaf1nin ardinda
yapilmas1n1 caiz gormu~tur. Rukun (farz) olan ziyaret tavaf1n1n yapllmas1 kurban
gunlerinden once caiz degildir.

Kurban gunlerinde ise hac1nin uzerinde pek r:;ok vazifeler bulunmaktad1r.

Sa'yi bayram gunleri eda etmek vacip olsayd1 bu hac1 ir:;in zorluk olurdu.
[4/23]
Kolayla~t1rmak ir:;in KudOm Tavaf1'n1n pe~inden sa'y etmek caiz kll1nm1~t1r. Bu

71
Muvatta, Dahaya 6; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/82, IV/278; Ali el-Muttekl, Kenzu'l-ummal, V/337.
46 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebst1t

yapt1g1 sa'yi bayram gunlerinde tekrar yapmaz. Ayn1 ~ekilde bayram gunundeki
farz tavaf1nda remel de yapmaz. c;:unku remel, Hacda yapt1g1 ilk tavaf1n sunnetidir.
KudOm Tavaf1'nda remel yapt1gindan dolay1 farz olan ziyaret tavaf1nda tekrar
remel yapmaz. Sadece tavaftan sonra iki rekat tavaf namaz1 kilar.

Tavaf
Vacip, ya da nafile olsun, her tavaf iki rekat namazla bitirilir.
namaz1
Farz tavaf1 yapt1ktan sonra han1m1yla cinsel ili~ki ona helal olur.

c;:unku bu tavafla tam anlam1yla ihramdan <;1kma ger<;ekle~mi~ olmaktad1r.


2.gun
~eytan
Sonra Mina'ya doner. Bayramm ikinci gi.ini.i gi.ine~in zevalinden
ta~lama (ogleden) sonra i.ic; cemreye yedi~er ta~ atar.

Ta~lamaya, mescide en yak1n olan ilk Cemre'den (Ku<;uk $eytan'dan) ba~lar


Bu cemreye yedi ta~ atar. Att1g1 her ta~la birlikte tekbir getirir. Sonra da insanlann
ayakta durdugu yere gelerek ayakta durur. Yuce kudret sahibi olan Allah'a hamd-
u sena eder. TehlTI ve tekblr getirir. Peygamber (sa v)'e salavat getirir. Allah' a
ihtiyac1ni arzederek dua eder.

Sonra Orta Cemre'ye (Orta $eytan'a) gider. Oraya da ayni ~ekilde yedi ta~
atar. Bundan sonra insanlann ayakta durdugu yerde ayakta durur. Onceki
cemrede yapt1gin1 burada da yapar.

Sonra Cemre-i Akabe'ye (Buyuk $eytan'a) gider. Vadinin alt tarafindan oraya
yedi ta~ atar. Att1g1 her ta~la birlikte tekbir getirir. Cemre-i Akabe'nin yaninda
durup beklemez.

Cabir (r a), ResOlullah (s a.v )'1n Hae fiillerini naklederken bu ~ekilde a<;1klam1~t1r.
Me~hur hadiste Peygamber (s av.), ~byle buyurmaktad1r:

JJ, )}1 ._) ~;ii1 ~J , ~'i.:JI ~bl -4 ..)>lj.• ~ J '1) ~~~I eY ']
.r--LiJ1 ~ rJ' .;:..l!~j ~J_)lj \A..aJI ~j, .r>JI ~I ~J, _;.i)1
..- ! - i 1~
.:.r. ..r--:--

"Eller, sadece $U yedi yerde kaldmlw lftitah (namaza giri$) tekbiri a/1rken,
Ellerin
kald1r1lacag1 vitirde kunut duasmda, bayram namaz!armda, HacerU/esved'i selamlarken, Safa ve
yerler 72
Merve'de, Arafat'ta ve ilk iki cemrede ayakta dua edilirken. "

72
lbn Ebo $eybe, Musannef, 1/214; Taberani, el-Mu'cemQ' /-kebir, Xl/385 ; Beyhaki, es-SQnenQ'/-kubra,
V/72; Zeylei, Nasbu'r-raye, 1/292.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _47

Bu hadis, sadece birinci cemre ile orta cemre'de ayakta durulup dua
edilecegine, Cemre-i Akabe yan1nda ayakta durulmayacag1na delildir. Ellerin
kald1r1lmas1ndan maksat, dua ic.;in kald1nlmas1d1r. Bu da bu iki yerde dua
edilecegine delildir. Hac1 bu makamdaki duas1nda, mu'min erkek ve kad1nlar i<.;in
magfiret diler. Peygamber (s av) ~6yle buyurmu~tur:

t:_W1 J ;;.:..,.1 _:,-J~ , tWJ ~I ~I


73
"Allah1m ! Hac1y1 affeyle 1 Hac1nin af diledigi kimseleri de affeyle ! "

K1saca kendisinden sonra ta~lama olan her ta~lamay1 (yani birinci cemre ile
orta cemreyi) bitirince bu ibadetin ortas1nda dua eder. Kendisinden sonra ta~lama
olmayan Cemre-i Akabe'yi ta~lama gorevini bitirince ta~lama ibadetini bitirmi~
say1l1r. Dolay1s1yla Cemre-i Akabe yan1nda dua ic.;in ayakta beklemez.

Kitabu'!-Asf'da, ta~laman1n yuruyerek mi yoksa binek uzerinde mi


yapllmas1n1n daha sevabl1 oldugu an1lmam1~t1r. Ibrahim el-Cerrah anlat1yor. Olum
hastal1g1nda EbO Yusuf (rh a.)'un yanina girdim. Gbzlerini ac.;t1. Bana;

-Cemreyi ta~lama, binek uzerinde mi, yoksa yuruyerek mi daha faziletlidir?,


dedi. Ben;

-Yuruyerek, dedim. EbO Yusuf;

-Yan1ld1n, dedi. Bu defa ben;

-Binek uzerinde, dedim. EbO Yusuf yine;

-Yanlldin, dedi. Sonra da ekleyerek; Kendisinden sonra beklenip dua edilen


her ta~lamada (birinci ve orta cemre'de) yuruyerek ta~lama daha sevapl1d1r.
Kendisinden sonra bekleme olmayan cemreyi (Cemre-i Akabe'yi) binek uzerinde
ta~lama daha sevapl1d1r, dedi. Yan1ndan kalkt1m. Evin kap1s1na varmadan olumu
nedeniyle ailesinin seslerini duydum. imam1n bbyle bir durumda bile ilme kar~1
gbsterdigi h1rsa hayret ettim.

Cabir (r a )'in rivayet ettigi Peygamber (s av )'in butun cemreleri binek uzerinde
ta~lad1g1 ~eklindeki hadise gelince. Bu, sadece daha ac.;1k olsun diye, insanlann
gbrdukleri ~ekilde Peygamber (s.a v.)'e uymalan ic.;in yap1lm1~ olmal1d1r. Gormez
misin Peygamber (s av);

73
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/122; Taberan1, el-Mu'cemu'l-evsat, Vlll/266; Hakim, Mustedrek, 1/609;
Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, V/261.
48_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

[4/24] "Hae fiillerinizi benden alm1z. Bilmiyorum, belki ben bu yJ/dan sonra hac
74
yapamam." buyurmu~tur.

Ertesi gun gi.ine!jin zevalinde {ogleyin) ayni !jekilde i.i~ cemreye ta!j
atar. Sonra arzu ederse, o gun Mina'dan aynhr. Eger ertesi gi.ine yani
te!jrlk gunlerinin son gi.ini.ine kahrsa i.i~i.inci.i gi.indeki gibi cemrelere ta!j
atar. Allahu Teala;

"Kim iki gun ic;inde acele edip (bayramm ikinci ve uc;uncu gununde ta~
att1ktan sonra) Mina'dan Mekke'ye donmek isterse gunah yoktur. Kim de
(bayramm dorduncu gunune) ertelerse hic;bir gunah yoktur." (el-Bakara, 21203)
buyurmaktad1r.

Kendisi Mina'dan aynlmadan ag1rhklann1 onceden gondermesi


mekruh olur.

Rivayet edildigine gore Omer (r.a.), hacilan bu <;e~it davranmaktan yasaklar ve


bu ~ekilde hareket edenlere ceza verirdi. c;:unku hac1, ag1rl1klan kendisinden once
gonderince, kalbi bununla ugra~1r. Belki de kalbinin ugra~1s1 ta~lama sunnetini
75

tamamlamas1na engel olabilir. Ag1rl1klanndan herhangi bir ~eyin kay1p


olmamas1ndan emin olmayabilir. Bu nedenle ag1rllklarin onceden Mekke'ye
gonderilmesi mekruh gorulmu~tl.ir.
76
Sonra Ebtah denilen yere gelir, orada bir si.ire konaklar.

Buras1 ResOlullah (s.a.v.)'1n Mina'dan aynl1p Mekke'ye giderken konaklad1g1


Muhassab ve Ebtah ad1 verilen yerdir . lbn Abbas (r.a.); "Buras1 ResOIUllah (sa .v.)'in
ittifakla konaklad1g1 yerdir. Arna burada konaklamak sun net degildir." derdi.

74
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 111/367; Muslim, Hacc 310; lbn Mace, Menasik 61; Ebo DavOd. Menasik
78; NesaT, Menasik 220.
75
Hacda ~eytan ta'ilama vecibesi 1, 2 ve 3. gundeki ta'ilamayla tamamlanmt'i olmaktadtr. Bayram1n
sonuncu gunu olan 4 . gununde ta'ilamak it;in beklemek sunnettir. 4. gun 'ieytanlart ta'ilayan,
ta'ilamay1sonnet uzere tamamlamt'i olmaktad1r.
76
Ebtah !&\ : Mina'dan Mekke'ye giderken gei;ilen bir vadinin ad1d1r. AzTziyye TUneli ai;tlmadan
once Mekke'ye buradan donuluyordu. Bugun Mekke"de Melavi ile Riy' Zakh1r aras1nda Kabe-i
Muazzama'ya 4 km mesafededir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 49

Biz Hanefllere gore daha dogru olan goru?, bunun sunnet oldugudur.
ResOlullah (sav) burada ozellikle konaklam1?t1 Rivayet edildigine gore Mina'da
ashab1na;

! .5 . • i;. w ~ _;;- ~ ~ 11 ;...;. ~ ~ ~t:s - ~ '-,i.:;JL, I~~ I - ~ GI


~ J"" .....s- - .. r .r- 1 - - t..p'; -- -- : Y~.

"Biz yarm Mu~riklerin ~irk uzerine ahitle~tikleri yer olan Hayf'ta


77
Kinaneogullan'nm Hayf'mda konaklayacag1z. " buyurmu?tu.

Bununla Mu?riklerin burada, Ha?imogullan'ni boykot etme i.izerine ahit


yapt1klanna i~aret etmek istiyordu . Bundan anl1yoruz ki Peygamber (s av )'in orada
konaklamas1, Allahu Teala'nin kendisine lutufta bulundugunu mu?riklere
gostermek ic;indir. Dolay1s1yla burada konaklamak tavafta remel yapmak gibidir.

Sonra Veda tavaf1 yapar. lki rekat namaz k1lar. Veda


tavaf1
<;:unku Peygamber (s.a v);

.J1_;ki1 ·: ::i~ ~¥ y:-\ ~, : ::ii 1.)j, ~ ~


78
"Kim Beytu//ah'1 haccederse son o/arak Beytu//ah'1 tavaf etsin. "
buyurmu?tur.

Hay1zl1 kad1nlara (veda tavaf1 yapmamalan ic;in) ruhsat verilmi?tir . Bu tavafa


Veda tavaf1 ve Tavaf-1 sader ad1 verilmektedir. <;:unku bu tavafla Beytullah'a veda
edilmektedir. Bu tavaf sonucu Kabe'den c;1kllmaktad1r. Sonra ailesine doner.

Hocam1z Muhammed (rh a); Hac1n1n Veda tavaf1ndan sonra Beytullah'1n


79
kap1s1na gelip e?igini opmesi, MU/tezem'e gidip aglayarak bir sure kalmas1,
Kabe'nin ortUsunden tutmas1, mumki.inse vucudunu Kabe duvanna yap1?t1rmas1,
sonra Zemzem'e giderek Zemzem suyundan ic;mesi ve ba~indan bi.itUn bedenine
dokmesi, sonra da Beytullah'tan ayrllmas1 nedeniyle ic;i yan1k bir ~ekilde aglamaya
c;al1~arak, Mescid-i Haram'dan c;1k1ncaya kadar, yuzu Beytullah'a doni.ik olarak, geri
geri yurumesi mustehapt1r, demi~tir . Boylece ResOlullah (s av )'1n;

77
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/237; Buhar1, Hacc 46; Muslim, Hacc 343; lbn Mace, Menasik 26; Ebo
DavOd , Menasik 87.
78
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/222; Muslim, Hacc 379; lbn Mace, Menasik 82; Tirmizl, Hacc 99.

Miiltezem /\;:.WI : Lugatta; yap1~ilan , sanlinan yer anlam 1ndadir. lstilahta; Kabe-1 Muazzamarnn
79

kap1s1 ile Hacer-i Esved aras1nda kalan d1~ duvar k1sm1d1r. Buraya gbgsu ve yuzu yap1 ~t1rarak dua ve
yakari~ta bulunmak sunnettir.
SO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

"Kim bu beyti hacceder ve hawnda cinsl davrant~!ardan ve gunahlardan uzak


durursa anasmdan dogdugu gun gibi gunah!anndan temiz!enmi~ olur. "
80
ve

"Umre bir 6nceki umre ile arasmda gec;en gunahlara kefarettir. Allah katmda
makbul olan mebrur bir haccm kar~J/1g1 ancak Cennettir. "
81
hadisiyle derecesini
ac;1klad1g1 hac gorevi tamamlanm1~ olmaktad1r.

Mina gecelerinde Mekke'ye ziyaret tavaf1 ic;in gelir de orada geceler ve bilerek
orada veya yolda uyursa kotU bir i~ i~lemi~ olur. Ancak gunahkar olmaktan ba~ka
ceza yoktur.

Rivayet edildigine gore Omer (r a), Seytan ta~lama gecelerinde Mina'da


[4/25]
gecelememelerinden dolay1 hacilan cezaland1nyordu.

Fakat biz Hanefllere gore bundan dolay1 ona bir ceza gerekmez.
82
Safil (rh.a) ise; Mina'da gecelemeyi bir gece terkederse 0 kimseye bir mudd
sadaka cezas1, iki gece terkederse iki mudd sadaka cezas1 vard1r. Oc; gece
terkederse kurban cezas1 gerekir, demi~tir. SafiT (rh.a ), cezan1n vacip olmas1
hususunda, gecelemeyi terk etmeyi, ta~lamay1 terketmeye k1yas etmi~tir.

Ancak biz Hanefi'ler, Abbas (r a )'1n; Zemzem suyu dag1tma nedeniyle,


Resulullah (s av )'tan, ta~lama gecelerinde Mekke'de gecelemesi konusunda izin
istedigi, Peygamber (s a.v )'in de izin verdigi ~eklindeki hadisini deli I olarak al1yoruz.
(unku Mina 'da geceleme vacip olsayd1, zemzem suyu dag1tma nedeniyle lbn
Abbas (ra)'a izin vermezdi. Aynca Mina'da geceleme, bag1ms1z yapilan bir ibadet
olmay1p bu gunlerde yapilan ta~lamaya tabidir . Mina'da gecelemeyi terketmek,
bayram gecesi Muzdelife'de gecelemeyi terketmek gibi, sadece gunahkar olmaya
(isaete) neden olur. Aynca cezay1 gerektirmez. Allahu Teala en iyisini bilir.

80
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/484; Buhari, Hacc 4; Muslim, Hacc 483; lbn Mace, Menasik 3; Tirmizi,
Hacc 2; Nesai, Menasik 4.
81
Buhar1, Umre 1; Muslim, Hacc 437; lbn Mace, Menasik 3; Tirmiz1, Hacc 90; Nesa1, Menasik 3.
82
Mudd I .l.JI: Bir sa'in d6rtte birine e~it, iki yliz alt m 1 ~ dirhemlik bir 61<;ek lrak ntll ile 2 ntla, Hicaz
ntl1 ile ise bir tam 1/3 ntla e~itti r. 77 kg. bugday 100 It. olarak dli ~ lin li llirse, ~er1 mlidd ic;in 1,05
litrelik deger elde ed ilir.
ua c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ s1
KIRAN HACCI

K1ran Harn yapmak isteyen kimse daha once belirtildigi ~ekilde hareket eder.
Bu konudan birka<; bolumde soz edilecektir.

1. K1ran, Temettu' ve ifrad'm anlam1

K1ran; Hae ve umreyi, her ikisi i<;in ihrama girmek suretiyle ya da umre
ihram1ndan sonra, vazifelerin yerine getirilmesinden once hac ihram1na girmekle
yapmakt1r. Araplarin; ki~i, iki ~eyi birle~tirdigi zaman, "karane~-~ey'e ile~-~ey'i"
demelerinden al1nm1~t1r.

Temettu'; hac ve umrenin, ailesine tam anlam1yla donu~ (ilmam-1 sahlh)


olmadan, bir yolculukta, kolayl1kla yerine getirilmesidir.

lfrad ise; once sadece hacca niyet edip harn bitirdikten sonra umre yapmak,
ya da her hac ibadetini ayr1 ayri yolculukta yerine getirmek, yahut da umrenin, hac
aylarinin d1~1nda yerine getirilmesidir.

2. En faziletli haccm ac;1klanmas1

Biz Hanefllere gore en faziletli hac ~ekli k1ran harn, ondan sonra da temettu'
hacc1d1r. lbn $uca'1n EbO Hanlfe (rh a )'den rivayetine gore, ifrad temettu'dan daha
faziletlidir.

Muhammed (rh.a.)'den gelen rivayete gore 0 (rh a), KOfe'linin Harn ve


KOfe'linin Umresi benim kanaatime gore k1ran Harnndan daha faziletlidir,
demi~tir.

$afil (rh.a )'nin goru~une gore ifrad, k1randan daha faziletlidir.

Malik (rh a )'in goru~une gore temettu', k1randan daha faziletlidir.

$afil (rh a), Cabir (r.a.)'in; "Peygamber (s.a.v.), ifrad hawna niyet etmi~ti. Ben de
ifrada niyet eden!erdendim., ~eklindeki hadisini deli I olarak alm1~t1r. Ay~e (r a) de
ayn1 ~ekilde Peygamber (sav)'in ifrad harn yapt1g1n1 rivayet etmi~ti. ResOlullah
(s.a v.) hicretten sonra bir defa hac yapm1~t1. Peygamber (s av), bir defa yapt1g1
ibadetlerde en faziletli olan1 terketmezdi. Ayrica k1ran harn bir ruhsatt1r. Nitekim
Peygamber (s.a v ), Ay~e (r.a.)'ye;

~,
.
.:.L;..; ~ ~
J . ~
\ ;_ !.\ ?
"i lo~\.
52 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
83
"Senin sevabm, yorgunlugun ve s1kmtm kadard1r. " demi~tir. K1ran ruhsatt1r,
ifrad ise azlmettir. Azlmete sarilmak ruhsata sarilmaktan daha hay1rl1d1r. lfradda;
ihram, sa'y ve t1ra~ olman1n fazlal1g1 vard1r. K1ran harn yapan iki ibadeti bir
yolculukta ve tek ihramla yapar. Niyet ederken tek telbiye getirir. Her ikisi ic:;in bir
defa t1ra~ olur. Bu eksikligi tamamlamak ic:;in o kimseye kurban vacip olur. lfrad
yapan, umre ve harn tam olarak yapar. Bir ibadetin tam olarak yapilmas1, o
ibadette eksiklik bulunup da sonradan bunun telafi edilmesinden daha faziletlidir.

Malik (rh a), Osman (r.a.)'1n; "Peygamber (s av) temettu' haco yapt1."
~eklindeki hadisini delil olarak alm1~t1r.

Hanefl alimlerimiz (rh a); Ali, lbn Mes'Od ve imran b. Husayn (r a )'1n ~u hadisini
delil alm1~lard1r

ii::•:, ~j ~ljk L4..fJ .JLla; o~lj ~I~~)(~) ~I 0i


[4/26)
"Peygamber (s.a v ), hac ve umreyi birle~tirerek k1rfin yapt1, iki tavaf ve iki sa 'y
84
yapt1. " Enes b. Malik (r a) diyor ki; "ResOlullah (s a.v.)'1n devesinin gemini
tutuyordum. Deve gevi~ getiriyordu. Agzin1n suyu omzuma ak1yordu. 0 (s av.) ise o
s1rada;

L;..o ~rJ~
. " ' ·- - .'!·•\
..
85
"Hem hac ve hem de umreye birlikte Lebbeyk. " diyordu.
Had is alimleri ResOlullah (s av )'1n hacc1n1 rivayet eden ravileri toplam1~lar,
sayilarin1n otuz oldugunu tesbit etmi~lerdir. Bu ravilerden onu Peygamber (s.a v )'in
k1rana, onu Temettu'a, onu da ifrada niyet ettigini rivayet etmi~lerdir. Bu rivayetler
aras1n1 birle~tirmek uzere ~byle diyebiliriz.

- ResOlullah (s av) once umreye niyet etti. Ashabdan bazilari bu nu duydular.


Sonra da onun hac yapt1gin1 gbrduler. Boylece Peygamber (s av )'in temettu'a niyet
ettigini zannettiler. Olay1 gordukleri gibi naklettiler.

83
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/43; Muslim, Hacc 126; lbn Huzeyme, Sahih, IV/339; Hakim,
Mustedrek, 1/644; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IV/332.
84
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/291; Tirmiz1, Hacc 102; lbn Hibban, Sahih, IX/225; Darekutn1, sunen,
11/264.
85
Darim1, Menasik 78; Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/183; Buhar1, Hacc 34; Nesa1, Menasik 49; lbn
Hibban, Sahih, IX/241.
H ac Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 53

-Sonra Peygamber (s av) hacca niyet etti. Ba~kalan da bu nu duydular. Onun


ifrada niyet ettigini zannettiler.

-Peygamber (s.a.v.) daha sonra hac ve umreye birlikte niyet etti. Bir ba~ka
gurup da bunu duydu. Onun K1rana niyet etmi~ oldugunu anladilar. Herkes
ya~ad1g1 olay1 nakletti. Bu goru~, aynen ResOlullah (sav)'1n ilk olarak telbiye
getirdigi vakit hakk1ndaki farkl1 rivayetleri lbn Abbas (r.a )'in birle~tirmesi ~eklindeki
rivayetin benzeridir.

Sonra Peygamber (sav)'in fiili hakkinda ihtilaf meydana gelince, O'nun


sozune bakariz. Peygamber (s a.v) ~oyle buyurmu~tur:

"Ben Aklk'te iken bana Rabbimden bir ek;i geldi. Bu mubarek vadide iki rekat
86
namaz kil, hac ve umreye birlikte Lebbeyk de, dedi. " Yine Peygamber (s av);

.~.) ~
\.;; 0." ,. I ~i ~
; I.r': , JT \.,.
buyurmu~tur.
87
"Ey Muhammed ailesi ! Hae ve umreye birlikte niyet edin. "

Aynca k1ran harnnda ibadette sureklilik ve devamlll1k, iki ibadetin -hac ve


umrenin- birlikte yerine getirilmesi vard1r. Oruc:; ve itikafin birlikte yerine getirilmesi,
Allah yolunda nobet bekleme ile gece namaz1 kllmanin birlikte yapilmas1 gibi k1ran
harn da bu iki ibadetin ayn ayn yapllmas1ndan daha faziletlidir. Aynca k1randa
fazla bir ibadet olarak hedy kurban1nin kan1n1n ak1tilmas1 bulunmaktad1r.
Peygamber (s av.);

@lj ~l ~i ~l
88
"Haccm en faziletlisi yuksek sesle Lebbeyk r;ekmek ve kan ak1tmakt1r. "
buyurmu~tur.

Gerc:;ekte soz bu konu uzerine dayanmaktad1r. c;:onku k1ran kurbani ~afil'ye


gore, dem-i cebr (eksiklikleri tamamlay1c1 ceza kurbani) dir. Bu nedenle bu

86
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/24; Buhilri, Hacc 16; lbn Mace, Menasik 40; EbO DavOd, Menasik 24;
lbn Hibban, Sahih, IX/99.
87
Tahavi, $erhu Mef.ini'f-f.isar, 111154; Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/108.

lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/373; Darimi Menasik 8; lbn Mace, Menasik 6; Tirmizi, Hacc 14;
88

Taberani, et-Mu'cemu'/-evsat, V/190.


54 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

kurbandan yemek mubah degildir. Biz Hanefilere gore ise k1ran kurban1, dem-i
nusuk (Hae ibadeti kurbani)dur. Bize gore bu kurbandan yemek mubaht1r. Bu
kurbanin ibadet kurbani oldugunun delili, bu kurbanin diger yerlerde kesilen
kurbanlar gibi, kurban gunlerinde kesilmesidir. Ceza kurbaninin ise belirli bir vakti
yoktur. K1ran kurbanin1n kesilme nedeni s1rf mubaht1r. Ceza kurbani ise bir SU\Un
varl1gin1 gerektirir. Clinku eksiklik, helal olmayan bir ~eyin i~lenmesiyle ortaya \lkar.
Halbuki Peygamber (s av), kestigi hedy kurbanlanndan yemi~tir.

Rivayet edildigine gore Peygamber (s.a v ); beraberinde yuz deve getirmi~.


[4/27] bunlardan altm1~ kusurunu bizzat kendisi kesmi~. geriye kalan kurbanlar1 kesmekle
Ali (r.a.)'yi gorevlendirmi~ti. Sonra da her kurbandan bir par\a al1nip pi~irilmesini
emretmi~, bu kurbanlann etinden yemi~. \Orbasindan i\mi~ti. Biz Hanefilere gore
dogru olan rivayetlere gore, Peygamber (s.a v.), k1ran harnna niyetli idi. Bu da k1ran
kurbanindan yemenin mubah olduguna delildir. Bu kurbanin ibadet kurban1
oldugu sabit olduguna gore, k1ran haeeinda fazla ibadet vard1r. 0 da daha
faziletlidir. Bu nedenle Mezhebimizin en dogru goru~u olarak temettu' ham, ifrad
harnndan daha faziletli olarak kabul edilmi~tir. Clinku temettu'da ifraddan fazla
ibadet bulunmaktad1r. Aneak k1ran da ondan daha faziletlidir. K1ran'da hae
ihram1na daha oneeden girme, ihram1n mlkattan itibaren hae bitineeye kadar
devam etmesi ~eklinde fazlal1k bulunmaktad1r. Onun i\in k1ran, temettu'dan daha
faziletlidir. Aynca temettu' yapan i\in umre, Mlkat'tan, hae ise Mekke'den yap1l1r.

lbn $uea" (rh.a)'nin rivayetine gore ifrad, temettu'dan daha faziletlidir. Bunun
nedeni ~udur. Temettu'a niyet edenin ham Mekke Harn olup bu haeea harem
bolgesi i\inde niyet eder. lfrad'a niyet eden ise, hae ve umrenin her biri i\in Hill
(harem d1~1 ve Mlkat dahili) bolgesinden niyet eder. Bu nedenle Muhammed (s av)
onlardan her birinin KOfe'den yaln1z ba~ina daha faziletli oldugunu soylemi~tir.
Clinku o, her biri i\in ozel yoleuluk yapmaktad1r.

Dogru habere gore Omer (r a) insanlan temettu' harnndan yasakl1yor ve ~oyle


diyordu: "Peygamber (sav) zamaninda bulunan iki mut'a vard1r ki, ben insanlan
bunlardan yasakl1yorum. Bunlardan biri mut'a nikah1; digeri, mut'a haee1d1r."

Bu nun a\1klamas1 ~oyledir: Omer (r.a ), Beytullah'in hae aylan d1~inda


ziyaret\ilerden mahrum kalmas1n1 ho~ kar~1lam1yordu. Bu nedenle Beytullah'1n
hi\bir zaman ziyaret\ilerden bo~ kalmamas1 i\in halka hae aylan d1~1nda ozel bir
yolculukla um re yapmalann1 emrediyordu. Yoksa bu emir Omer (r.a )'e gore
temettu'un mekruh olmasindan dolay1 degildi. Bunun delili, Subeyy b. Ma'bed
(ra.)'in ~u hadisidir. Ben H1ristiyan bir ki~iydim. Musluman oldum. Hae ve umrenin
uzerime farz oldugunu duydum. Hae ve umreyi birlikte yaparak k1rana niyet ettim.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _55

lr;lerinde Zeyd b. Savhan ve Selman b. Rabia (r a J'nin bulundugu sahabllerden bir


grupla kar~1la~t1m. Onlardan biri arkada~ina benim ir;in;

-Bu adam devesinden daha ~a~kind1r, dedi. Omer (r a) ile kar~1la~1p bu


durumu kendisine haber verdigimde, Omer (r a J;

"-On/arm soy!edik!eri hir;bir ~ey degildir. Sen, Peygamber (s av )'in sunnetine


89
nail a/dun. " dedi.

Bunu ogrendigimize gore ~oyle diyebiliriz. K1ran harn yapmay1 arzu eden
ifrad harn yapan1n haz1rland1g1 gibi ihrama girmek ir;in haz1rlan1r. Ancak iki rekat
ihram namaz1n1 bitirdikten sonra ifraddan farkl1 olarak duas1nda ~oyle der;
• • > ~ • :.
!.~ II- o • ! 1\ ...L. I ~!Iii
rz- J r--- -~ <-!-··1 ~
"Allah'1m ben hem umre hem de hac yapmay1 arzu ediyorum."
K1ran
Ayn1 ~ekilde telbiye getirirken "Lebbeyke bi umretin ve haccetin maan" (Hem haccma
niyet
hac hem de umre ir;in birlikte lebbeyk) der. Umreyi hacdan once soyler. c;:unku
Allahu Teala;

"Kim umreden sonra hacca niyet edip temettu' yaparsa .. .. " (el-Bakara 2/196)

ayetinde umreyi hacdan once anm1~t1r. Ayrica hac1, hac fiillerini yerine getirirken
once umre ile ba~lar. Niyet ederken telbiyede ilk once umreyi anarak ba~lar.
Sadece niyetle yetinir de hac ile umreyi telbiyede anmazsa da ger;erlidir. Kalbiyle
namaza niyet edip tekbir getiren kimsenin namaz1na k1yas edilir.
K1ran
Sonra Mekke'ye girdigi zaman, Beytullah'r umre tavafryla tavaf haccmm
yap1h~1
ederek ba~lar. Tavaftan sonra, haccr anlatrrken belirttigimiz ~ekilde Safa
ve Merve arasrnda sa'y eder. Sonra Beytullah'r hac ic;;in tavaf eder (kudum
tavafr). Ardrndan Safa ile Merve arasrnda hac sa'yi yapar.

Bu, biz Hanefllere goredir. Bizce k1ran harnna niyet eden iki tavaf ve iki sa'y
ya par.

$afil (rh.a.)'ye gore ise bir tavaf ve bir sa'y ya par. $afil (rh a) Ay~e (r a )'nin;

89
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/14; Ebo DavOd, Menasik 24; Nesa1, Menasik 49; lbn Huzeyme, Sahih,
IV/357; lbn Hibban, Sahih, IX/219.
56_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

l~lj ~ ~J , l ~lj \j1_,1 ~?-j' ~ .j(l, (~) ~I 01


~eklindeki
90
"Peygamber (s a.v.) hac ve umresi ic;in bir tavaf ve bir say yapt1. "
hadisini delil olarak alm1~t1r.

$afil (rh a) hadisi bu ~ekilde rivayet etmi~tir. Bu ise $afil (rh.a )'nin rivayetleri
[4/28]
arasinda ac;1k bir c;eli~kidir. <:unku $afil (rh a) birinci meselede Ay~e (r a )'den
Peygamber (s av )'in ifrad harn yapt1g1n1 rivayet etmi~ti. Sonra bu meselede
Peygamber (sa.v)'in k1ran harn yapt1g1n1, hac ve umre ir;in tek tavaf yapt1g1n1
rivayet etti. Aynca Peygamber (sa v )'in Ay~e (r.a.)'ye;

~µj 4H 4~~ '. ::i~ ~l_,b


91
"Senin Beytullah'1 tavaf etmen, hem haccm hem de umren ic;in yeter. "
buyurdugunu rivayet etti. Peygamber (s av) bir ba~ka hadiste de;

.,_.w_j, "J- 1 ~1 -~ -· ~i1 ..:J>-~


- •• ('.Y- • - . -.! r'""'
2
"Ktyamete kadar umre, haccm ic;ine girmi~tir. '~ buyurmu~tur.
$afil'ye gore bunun anlam1 ~udur K1ranin esas1 tedahul (birbiri ir;ine girme)
uzerine kurulmu~tur.
93

Gbrmez misin hac ve umre ir;in tek telbiye, tek yolculuk ve tek t1ra~la
yetinilmektedir. Ayn1 ~ekilde rukunlerde (tavaf ve sa'yde) de tedahul (birbiri ic;ine
girme) soz konusudur. <:unku umre hacca tabidir . Hacca gore umre, gusulle
birlikte abdest alma gibidir. Abdest guslun ic;ine girdigi gibi, umre de harnn ic;ine
girmi~tir.

Biz Hanef?lerin deli/1 Ali , ibn Mes'Od ve lmran b. Husayn (ra)'1n rivayet
ettikleri;

90
Darim1, Menasik 57; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/54; Muslim, Hacc 181; Darekutn1, SOnen, 11/257.
91
~afi1, MOsned, 1/113; Ebu Davud, Menasik 54; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, V/106.
92
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/236; Muslim, Hacc 147; Ebu Davud, Menasik 23; Tirmiz1, Hacc 89.
93
Tedahul I J>-IJ.:.11 : (Kayna~ma,i\i\e girme) esas1; hokum giymeden birka\ zina yapm 1~ veya birka\
defa ~arap i \ mi ~ olana cezalar birbiri i<;ine girdiginden tek su<; i ~ leme cezas1nin verilmesi gibi. Bu,
su\lunun lehine uygulanan insancil bir kurald1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 57

~eklindeki
94
"Peygamber (s.a v) hac ve umre ir;in iki tavaf ve iki sa'y yaptt. "
hadistir. Subeyy b. Ma'bed (r a )'in k1rana niyet edip iki tavaf ve iki sa'y yapt1g1nda
Omer (ra)'in sbyledigi; J.;,j ~:.!ii
~ . J~ ~. ~ . "Sen, Peygamber (sav)'in
-.:...,JJ,
95
sunnetine nail a/dun. " sbzudur.

Muhammed (rh a.)'in Kitab 'u/-Asl'inda, Ali (r a )'nin; "K1ran ham ya pan iki
tavaf ve iki sa'y yapar." dedigi belirtilmi~tir. Bunun anlam1 ~udur K1ran bir ~eyin bir
~eye eklenmesidir. Bu da her ibadet tam olarak yapild1g1nda gerc:;ekle~ir. Cunku
hac ve umreden her biri ba~l1 ba~1na bir ibadettir. ibadetlerin i~lenmesinde ic:;ic:;e
girme yoktur. Tedahul (ic:;ic:;e girme), ~uphelerle ortadan kalkan konularda
(cezalarda) olur. Gbrmez misin, bir tavaf1n turlari ve bir sa'yin turlari ic:;ic:;e
girmemektedir.

Yukaridaki hadiste belirtilen "umre i!e hacctn birbiri ir;ine girmesi" vakit
ac:;1s1ndand1r. Yani hac ve umre ayni vakitte yerine getirilir, anlam1nda umrenin
vakti harnn vaktinin ic:;ine girmi~tir, demektir. Burada yolculuk, telbiye ve t1ra~
kastedilmemi~tir. Cunku Mekke'ye yolculuk, sadece ibadeti yerine getirmeye
ula~mak ic:;in; telbiye getirmek ihrama girmek ic:;in, t1ra~ olmak da ihramdan c:;1kmak
ic:;indir. Dolay1s1yla bunlar kast edilmemektedir.

As1I olarak kastedilen husus, ibadetin rukunleri (tavaf ve sa'y)dir. Gbrmez


misin, iki rekatl1 nafile bir namaz, bir iftitah tekblri ve bir selam ile caiz olmaktad1r.
Bu iki rekattan biri digerinin ic:;ine girmemektedir. Gusulle birlikte al1nan abdest,
asil amac:; olarak kast edilmemektedir. Bilakis asil amac:;, Allah' a temiz bir ~ekilde
yakari~ta bulunmak ic:;in, bedenin temizlenmesidir. Bu da zaten gusulle
gerc:;ekle~mektedir.

Burada ise hac ve umreden her biri bzellikle kast edilmektedir. Bundan dolay1
onlardan her birinin fiillerini ayri ayri yerine getirmek gerekmektedir. Peygamber
(s.a v )'in Ay~e (r.a.)'ye;

..!.1'?j ~ ~~5~ -=..;) ~ ~I}> "Senin Beytul!ah't tavaf etmen hem haccm
~eklinde rivayet ettigi hadis, neredeyse
96
hem de umren, ir;in yeter. " buyurdugu
sahih o!arak kabul edi!emeyecek bir hadistir.

94
lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/291; T1rmiz1, Hacc 102; lbn Hibban, Sahih, IX/225; Darekutn1, semen,
11/264.
95
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/14; EbO DavOd, Menasik 24; Nesa1, Menasik 49; lbn Huzeyme, Sahih,
IV/357; lbn Hibban, Sahih, IX/219.
96
$afi1, Musned, 1/113; EbO DavOd, Menasik 54; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, V/106.
SS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

Cunku in~allah daha sonra ac;1klayacag1m1z gibi, Ay~e (r.a ), Seref'te hay1z
gordugunde, um re niyetini Resulullah (s av )'1n emriyle iptal etmi~ti.

Sonra diger fiilleri yerine getirir. Nihayet bayram1n birinci gunu Cemre-i
[4/29)
Akabe'ye ta~ att1ktan sonra k1ranin hedy kurbanini keser. Allahu Teala'n1n,

-?~I y 5 · :' ',\ W "Hedy olarak kolayma ge!en kurban ... " (el-Bakara, 2/196)
1. Giin Biiyiik
~eytan'1 ayetin'e gore koyun kesilmesi yeterlidir. ibn Abbas (r a), "Hedy o!arak kolaytna
ta~lama ve gelen kurban ... " dan maksat, koyun demektir, demi~tir. Cabir (r.a ), hadisinde
kurban kesme
~byle anlat1yor. Biz, Resulullah (s av) ile birlikte iken, kurbanda bir s1g1ra yedi ki~i,
bir deveye yedi ki~i ortak oluyorduk. Koyun ise bir ki~i ic;in kurban oluyordu.

S1g1r kurban etmek koyundan daha faziletli, deve s1g1rdan daha faziletlidir.
Cunku Allahu Teala'n1n;

"Kim Al!ah'tn dininin a!amet!erine deger verirse .... " (el-Hacc, 22/32)

buyurmaktad1r.

Dolay1s1yla daha c;ok deger vermenin delili olan daha buyuk kurban kesmek,
daha faziletlidir. Peygamber (s av), veda hacc1nda yuz deve kesmi~ti.

Eger kurbanl1klan bizzat kendi yaninda gbtUrurse, hepsinden daha faziletli


olur. Cunku Peygamber (s av), kurbanl1klan bizzat yaninda gbturmu~ ve
boyunlanna kurbanl1k olduklann1 belirten gerdanl1k asm1~t1. Ay~e (r a), durumu bu
~ekilde rivayet etmi~ ve ~byle demi~tir. "Peygamber (s av )'in kurbanlik!anntn
boynuna gerdan/1k ipini ben haz1r/1yordum. Peygamber (s av) de kendi eliyle
takiyordu." Yine Peygamber (s av), ~byle buyurmu~tur:

~ ~ }-i ~ J,..i ~ ~i) .;_,~J ~j_.., .:...ili Jl


"Ben kurbanligm boynuna gerdanlig1 takt1m. Ba~1m1 yag/ad1m. Her iki ibadeti
97
de bitirmedikr:;e ihramdan r:;1kmam. " Ba~ka bir rivayette;
- ' ,
_;Jl .)>. ~1 ~ ...
98
"Kurban kesmeden ihramdan r:;1kmam. " buyurmu~tur.

97
Muvatta, Hacc 7; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/124; Buharl, Hacc 107, Muslim, Hacc 177; Beyhakl,
es-Sunenu '/-kObra, V/216.
98
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/284; Buharl, Hacc 35; Muslim, Hacc 178; lbn Mace, Menasik 72; EbO
DavOd, Menasik 24; Nesal, Menasik 67.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 59

Bu rivayet nedeniyle $afil (rh a); "K1ran harn ya pan kimse t1ra?la deg ii, kurban
kesmekle ihramdan c;:1kar." demi?tir.

Ancak biz Hanefller, k1ran harn yapanin ihramdan c;:1kmas1 da, ifrad harn
yapan kimse gibi, t1ra?la olur, diyoruz. "Kurban kesmeden ihramdan c;:1kmam."
hadisinin yorumu; "Peygamber (s.a v.), kurbanlanm kestikten sonra t1ra:; o/du."
?eklindeki rivayete gore, kurban kesmeden ve ard1ndan t1ra? olmadan ihramdan
c;:1kmam, demektir. c;:unkll bir ibadetten ayrilma, namazda selam vermek gibi, o
ibadet yapil1rken helal olmayan bir ?eyle olabilir. Burada da ihramdan c;:1kma
kurban kesme ile olmay1p sac;:lari kaz1t1p t1ra? olma veya sac;:lari k1saltma ile
mumkun olur.

Mekke'ye indikten sonra ziyaret tavaf1n1n ard1ndan nafile niyetiyle ya da veda Veda
tavaf1
tavaf1 niyetiyle bir tavaf yapt1g1 zaman bu tavaf veda tavaf1 olur. c;:unkll bu tavaf1,
veda vaktinde yerine getirmi?tir. Dolay1s1yla bu tavaf1, ba?ka bir niyetle yapsa bile,
bu tavaf veda tavaf1 yerine gec;:er. Kurban bayram1 gllnlerinde nafile niyetiyle tavaf
edenin tavaf1, ziyaret tavaf1 sayild1g1 gibi. Hatta bu durum daha onceliklidir. c;:unkll
ziyaret tavaf1 rllkllndllr (farzd1r). Veda tavaf1 ise vaciptir.

Veda tavaf1ndan sonra diledigi kadar Mekke'de kal1p sonra c;:1kabilir. Fakat en
iyi olan, veda tavaf1n1n Mekke'den c;:1kacag1 zaman yap1lmas1d1r. Ebu Yusuf ve
Hasan b. Ziyad (rh.a )'1n ?Oyle dedikleri rivayet edilmi?tir. Mekke'de veda tavaf1ndan
sonra her hangi bir i?le ugra?1rsa, veda tavaf1n1 yeniden yapar. c;:unkll bu tavaf,
ismi gibi Mekke'den c;:1k1? ic;:in olur. Bu tavaf ancak c;:1k1? aninda yap1ld1g1 zaman
Allah'tan sevap beklenebilir. Peygamber (sav)'in;

·: :·i4 .J1)J1 ~~ _r:-i ~J


99
"Hacmm son gorevi Beytullah'1 tavaf etmek a/sun. " Hadisinin ac;:1k ifadesi de
bunu gostermektedir.

Fakat biz Hanefller ?oyle diyoruz. Hac1, Mekke'ye sadece hac yapmak ic;:in
gelmi?tir Bu ibadeti bitirdikten sonra art1k Mekke'den ayrilma vakti gelmi?tir.
Dolay1s1yla bundan sonra yapt1g1 tavaf veda tavaf1 olmaktad1r. Az once gec;:en
hadisin yorumu ise ?oyledir. Mekke'deki son i?i degil, son ibadeti veda tavaf1
olmal1d1r.

99
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/222; Muslim, Hacc 379; lbn Mace, Menas1k 82; Tirmiz1, Hacc 99.
60 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

UMRE
Um re Yaln1z umre yapmak istediginde hac konusunda belirttigimiz ~ekilde umre ic;in
yapmak
haz1rl1k yapar. Mlkat'ta ihrama girer.

Mekke'de ise ve umre yapmak isterse, hangi taraftan dilerse o taraftan harem
bolgesinden hill bolgesine (Harem bolgesi d1~1nda kalan ve bu bolgeyi c;evreleyen
belirli bolgeye) c;1kar. Hill bolgesinin en yakin taraf1 Ten'im'dir. Ten'imde Ay,?e (ra)
Mescidi bulunmaktad1r. Bu mescide bu ismin verilmesinin nedeni ise ~udur.

Ay~e (ra); Ya ResOlellah! Ben Mekke'den sadece hac yapm1~ olarak aynl1rken,

butl.in hanimlann hem hac hem de umre yapm1~ olarak aynlmaktad1rlar! dedi.
Bunun uzerine Peygamber (s.a v.) in~allah ileride ac;1klayacag1m1z ~ekilde karde~i

141301 Abdurrahman'a ablas1 Ay~e (r.a.)'yi, umre niyetini iptal ettigi yer olan Ten'im'e
gotl.irup umre yapt1rmas1n1 emretti.

Mekke'de bulunanlar, o andan itibaren umre ic;in ihrama girilecek yeri


ogrenmi~ oldular. Art1k umreye niyet etmek istediklerinde, Ten'im'e c;1kacaklard1r.
Bu konuda dile getirilen hususlardan biri ~udur: Ay~e (ra J'nin ba~ina gelen durum
zorunlu bir durumdu. Arna bu durum diger Muslumanlar ic;in bir c;1k1~ kap1s1
olmu~tur.

Umre ic;in ihrama girdikten sonra, daha once belirttigimiz ~ekilde hac
ihraminda sak1nd1g1 ~eylerden sak1n1r. Mekke'ye gelir. Mescid-i Haram'a girer.
Once Hacerulesved'e gidip selamlar. Beytullah'1 tavaf eder. Safa ile Merve arasinda
sa'y eder. Sonra sac;lann1 kaz1tarak t1ra~ olur veya sac;lanni k1salt1r. Boylece umresini
bitirmi~ olur. Art1k um re ya pan kimse ic;in her ~ey helal olur. ResOlullah (s av),

Ci'rane'den yapt1g1 kaza umresi' nde bu ~ekilde hareket etmi~tir.

Umre konusundaki farkl1 goru~ler bir iki noktada incelenecektir.

1. Biz Hanefllere gore, umre yapan kimse tavaf1n ilk ~avt1nda Hacerulesved'i
istilam ettiginde, umredeki telbiyeyi keser.

Malik (rh a J'e gore gozu Beytullah'1 ilk gordugu anda telbiyeyi keser. ~unku
umre Beytullah'1 ziyarettir. Gozu Beytullah'1 ilk gordugu anda Beytullah'a varm1~
olmaktad1r. ~unku bu tavaf, hacdaki ziyaret tavaf1 gibi, umrenin ruknudur. Hacda
tavafla ugra~madan once telbiye kesildigi gibi, umrede de tavafla ugra~madan
once telbiye kesilir.

Fakat biz Hanefller, lbn Mes'Od (r a )'un;

~..,...
- ··~\ y:<-'"'-'
,_ :_ 11 r[: ·.1 .:.;:> ;!..~~I, ;,~jl ;; -~ '-?- (4')
: ;,-· jell c- , J-
j
~
'~I\ ~l
~
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 61

"Peygamber (s.a v) kaza umresinde HacerU/esved'i istilam ettiginde telbiyeyi


kesmi;ti. ,,ioo ~eklindeki hadisini deli I olarak al1yoruz. Bu nun anlam1 ~udur. Umrede
telbiye, ittifakla tavaf anmda kesilecektir. CCmku Malik (rh a), gozun Beytullah'1
gormesini dikkate alm1~t1r. Beytullah'1n gorulmesi ise asil maksat degildir. Asil
maksat tavaft1r. Dolay1s1yla umrede telbiye, tavafa ba~lamakla birlikte yani
Hacerulesved istilam edilirken kesilmelidir. Nitekim daha once soyledigimiz gibi
hacda telbiye, ta~lama an1nda atilan ilk ta~la birlikte kesilmektedir.

2. Biz Hanefilere gore umrede tavaf ve sa'yden sonra t1ra~ olur.

Malik (rh a )'in goru~une gore t1ra~ gerekmez. Ona gore um re sadece tavaf ve
sa'yden ibarettir.

Biz Hanefilerin delili Allahu Teala'nm,

~·· · (J'..-! ~;~j ~J~j ~ .. .


"Mescid-i Harama in;allah guvenlik ic;erisinde, ba;!anntz1 tamamen kaz1t1p
t1ra; ederek veya sac;lanntZI k1sa/tarak gireceksiniz.,, (el-Fetih, 48/27) ayetidir. Bu ayet,
sahabllerin kaza umresinde goreceklerinin onceden kendilerine mujdelendigi
ayettir. Sahih rivayete gore;

~WI•;# J: Lb Ji;. j µ~ ~J°i (~)~I~\


"Peygamber (sav); kaza umresinde ashabina ba;lann1 kaz1t1p t1ra; o/ma/annt
emretm1j, kendisi de ba;in1 kaz1t1p t1ra; o!mu;tu. " 101

ihrama girmek telbiye ile, ihramdan c;1kmak da t1ra~la olmaktad1r. lhrama


girmede umre ihram1 ile hac ihram1 ayn1 oldugu gibi, ihramdan c;1kma da ayn1
~ekildedir. Gormez misin ki, namaza iftitah tekblriyle ba~lanmas1 ve namazdan
selamla c;1k1lmas1 hususunda farz namazla nafile namaz e~it tutulmaktad1r. Bu
konuda da boyledir.

TEMETIU' HACCI
Temettu' harn yapmak ister de beraberinde hedy kurban1 getirmezse, umreyi Temettu'
bitirdikten sonra ayn1 ~ekilde t1ra~ olur. Mekke'de ihrams1z olarak ikamet eder. hacc1

100
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/259; Tirmiz1, Hacc 79; lbn Huzeyme, Sahih, IV/205; Zeyle1, Nasbu'r-
raye, 111/114.
101
Bkz. Darim1, Menasik 57; Buhar1, lhsar 2; Nesa1, Menasik 102.
62 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Temettu' harnni daha once ac;1klam1~t1k. Temettu', hac aylannda umre


yapt1ktan sonra, hac ile umre aras1nda ailesine tam anlam1yla (ilmam-1 sahihle)
donmeden, ayni yll hac yapmak demektir.

Malik (rh a) ~oyle diyordu. Umreyi hac aylanndan once yapar ve umre
ihram1ndan c;1kmazsa, nihayet hac aylan girerse temettu' harnna niyet etmi~ olur.

$afil (rh.a) ise ~oyle demi~tir. Hae aylanndan once um re ic;in ihrama girmi~se,
[4/31] umre fiilleri hac aylan ic;inde olsa bile, temettu' harn yapm1~ olmaz. Ona gore
umre ic;in ihrama girdigi vakit dikkate al1nir. Malik (rh aJ'e gore ise ihramdan c;1kt1g1
vakit dikkate alin1r.

Biz Hanefiler ise ~oyle diyoruz. Umre fiillerinin yap1lmas1 hac aylanndan once
ise temettu' harn yapm1~ sayllmaz. ~unku o ki~inin hac aylan d1~1ndaki ihram1,
cinsel ili~ki ile bozulmayan bir ihram olur. Bu ki~i, umre fiillerini yerine getirmeden
ve ihramdan c;1kmadan hac aylan girmi~ olsa, onun hac aylanndaki ihram1, cinsel
ili~ki ile bozulan ihram mertebesindedir. Dolay1s1yla bu kimse hac aylannda umre

ic;in ihrama girmi~ gibi olur. ~ unku o ki~i hac aylannda hac ve umreyi birarada
yapacakt1r.

Sonra hac1nin umreden sonraki durumu uc; ~ekildedir.

Temettu' -Ya umreyi yapt1ktan sonra Mekke'de harn yerine getirinceye kadar bekler.
hacc1 yapanm
Boylece ittifakla temettu' harn yapm1~ olur.
um red en
sonraki
durumu -Ya da umreyi yapt1ktan sonra ailesinin yan1na doner. Sonra da ayn1 yll
hacceder. Bu ki~i Hanefl alimlerimizin ittifak1yla temettu' harn yapm1~ olmaz.

$afil (rh.a )'nin bir goru~une gore temettu' harn yapm1~ olur. Diger goru~u ise;
Ben bu ~ekilde ailesine donu~un ne olacag1ni bilmiyorum, ~eklindedir. $afil
(rh a )'nin bu goru~u onun, "Mekke'linin de temettu' ve k1ran harn yapabilecegi ",
~eklindeki asll goru~u uzerine kurulmu~tur. Bu konunun ac;1klamas1 in~allah yerinde
gelecektir.

Biz Hanefilerin bu konudaki deli Ii, lbn Abbas (r a )'1n;

·=--· ~ ~
,.._,,_,. ~
I..:
--
• '
. ·<':I\ ~
l;l.;J\• ...r.:----'
-
-- .
I
: .- <l,.;.1.;
-
• -
~- \ l~l

"Hae ile umre arasmda kendi be/desine, ai/esinin yanma varm1~ ise bu kimse
temettu' yapm1~ olur. " 702 ~eklindeki hadisidir. Omer ve lbn Omer (ra.)'den de bu
~ekilde rivayet edilmi~tir. Bunun anlam1 ~udur 0 ki~i her iki ibadet ic;in beldesinden

102
lbn Ebu ~eybe, Musannef, 111/156; Tirmiz1, Hacc 12
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 63

Mekke'ye yeni bir yolculuk yapm1~ olmaktad1r. Temettu' harn yapan ki~i ise bu iki
ibadeti bir yolculukta yerine getiren ki~idir.

-Ya da umreyi yapt1ktan sonra mlkat1 gec;er de kendi beldesinden ba~ka bir
beldeye gider, mesela Kufe'li olan bu ki~i Basra'ya gider, sonra da donup ayn1 y1I
hacceder. Bu ki~i, Ebu Han1fe (rh.a.)'nin goru~une gore temettu' yapm1~ olur.
lmameyn'in (Ebu Yusuf ile Muhammed rh.a.) goru~une gore ise temettu' harn
yapm1~ olmaz. Bu nu Tahavl (rh a) kitab1nda belirtmektedir.

lmameyn'in goru~une gore temettu' yapan ki~inin umresi Mikat Umresi, harn
ise Mekke Ham'd1r. Oysa bu ki~inin harn da umresi de mlkattan niyetle
yap1lm1~t1r. c;:unku ihramdan c;1kt1ktan sonra m1kat1 gec;mi~se geri dondugu zaman
m1kattan ihrama girmesi gerekir. Dolay1s1yla bu ki~iyle ailesinin yanina varan ki~i
ayn1 durumdad1r.

Ebu Han1fe (rh a), lbn Abbas (r a )'1n hadisini deli I olarak alm1~t1r. Bir grup ibn
Abbas (r a.)' a;

-Biz hac aylannda umre yapt1k. Sonra kabr-i ~erifi ziyaret ettik. Sonra da
haccettik, dedi. lbn Abbas (ra);

-Siz temettu' harn yapm1~ oluyorsunuz, dedi. c;:unku bu kimse iki ibadeti bir
yolculukta yapm1~ olmaktad1r. Aynca ailesine donmedigi surece yolculuguna
devam etmi~ olmaktad1r. Bu ki~i m1kat s1n1nndan c;1kmadan haccedip donen ki~i
gibi temettu' harn yapm1~ olmaktad1r.

Mekke'de iken Terviye Gunu olur da Mina'ya gitmek isterse, izar ve rida
(ihram) giyer ve dilerse Mescid-i Haram'da, dilerse Ebtah'ta, dilerse Harem
bolgesinin herhangi bir yerinde hac ic;in telbiye getirir.

Resulullah (s av) hac ihram1n1 kald1np (fesh edip) um re ya pan sahab11erine;


hacca terviye gunu Mescid-i Haramda niyet etmelerini emretmi~ti. Cabir (r a) 141321
hadisinde; Mekke'den c;1kt1k. Ogle vakti olunca hac ihram1na girdik, demi~ti.

Mekke'de ihrams1z bulunan bir ki~i hac ihramina girmek istediginde Harem
Mekke'de
bolgesinden ihrama girer. Umre ic;in ihrama girmek isterse Hill bolgesinden ihrama
ihrams1z
girer. c;:unku fiillerin yapild1g1 yer, ihrama girme yerinden farkl1d1r. Umrenin ruknu bulunanlarm
ihrama
(unsuru) tavaf olup bu da harem bolgesinde yap1lmaktad1r. Dolay1s1yla umre ic;in girmeleri
ihrama girme Hill bolgesinde olur. Harnn en bnemli ruknu (unsuru) Arafat'ta
vakfe olup bu da harem d1~1 olan Hill bolgesindedir. Dolay1s1yla hac ic;in ihrama
girme harem bolgesinde olur.
64 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Dilerse terviye gununden once hac i\in ihrama girer. hac i\in onceden ihrama
girmesi daha iyidir. c;:unku boylece ibadete kar~1 istek ve arzu a\1k\a ortaya
konulmaktad1r. Ayrica bu durum, beden i\in daha s1k1ntil1d1r. Peygamber (s.a.v.),
Ay~e (r.a.)'ye;

..!..L;:..; ,li i::!.)•'i~I


-: ~ ~ - ?. •

"Senin ecrin yorgunlugun kadard1r. " 103 buyurmu~tur.

Yine Peygamber (s a.v )'e amellerin en faziletlisi soruldugunda;

"Enzor olanid1r. "104 buyurmu~tur.

Hac1larla birlikte Mina'ya gider. Arefe gecesi orada geceler. Temettu' hacc1na
niyet eden kimse ifrada niyet eden kimse hakk1nda soyledigimiz ~ekilde hac yapar.
Ancak, bayram1n birinci gunu Cemre-i Akabe'ye ta~ att1ktan sonra temettu'
kurbani kesmesi vaciptir. c;:unku Allahu Teala;

~··· lf~I :r.:, ·:= ,\ W ~I )1 ~µ~ p ~~


"Kim, umreden sonra hac yaparsa ko/ayma gelen kurbani kesme!idir." (el-
Bakara, 2/196) buyurmu~tur.

Kurbandan sonra t1ra~ olur. Beytullah'1 ziyaret edip yedi defa tavaf eder. ilk U\
turda remel yapar. Geri kalan dort turda normal olarak yurur. Sonra iki rekat tavaf
namaz1 kilar. Hae konusunda a\1klad1g1m1z ~ekilde Safa ile Merve arasinda sa'y
eder. c;:unku bu tavaf, hacda yapt1g1 ilk tavaft1r. Daha once a\1klad1g1m1z gibi,
hacdaki ilk tavafta remel yapmak sunnettir. Hacdaki ilk tavaf1n pe~inden sa'y eder.
Bu, ifrada niyet eden ki~iden farkl1d1r. c;:unku ifrada niyet eden hacdaki kudOm
tavaf1ni ilk geldigi zaman yapm1~ ve ard1ndan say etmi~tir. Bu nedenle Kurban
Bayram1 gunlerindeki ziyaret tavaf1nda remel de yapmaz. Bu tavaf1n ard1ndan sa'y
da etmez.

Eger temettu' harnna niyet eden ki~i, hac ihramina girdikten sonra tavaf eder
ve Mina'ya gitmeden once say ederse, bayram gunleri yapt1g1 ziyaret tavaf1nda

103
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/43; Muslim, Hacc 126; lbn Huzeyme, Sahih, IV/339; Hakim,
Mustedrek, 1/644; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IV/332.

Ac1Cm1, Ke~fQ'/-hafa, 1/174; Ayn1, Umdeta'/-kari, V/169; Az1mabad1, Avnu'l-ma'bud, XIV/116.


104
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _65

remel yapmaz. Safa ve Merve aras1nda tekrar say etmez. c;:unku o kimse, bu gorevi
hac ibadeti esnas1nda bir defa yerine getirir.

Eger hac aylarinda umre yapt1g1nda temettu' ii:;in beraberinde kurban


getirmi~se kurban1nin boynuna i~aret olarak gerdanl1k takmal1d1r. c;:unku Allah;

~\J~th.;,ti ~ 1~µ ...... ~I 1LA.! 1) ; '11


"Allah'tn hac fiillerine, harem aytna ve hedy kurbanlanna, gerdan/Jklara ...
hurmetsizlik etmeyin. lhramdan c;1ktu]tn1z vakit avlantn." (el-Maide, 5/2)

buyurmaktad1r.

Ancak sunnet olan, umre ii:;in ihrama girdikten sonra kurbanl1ga gerdanl1k
takmas1d1r. c;:unku ihrama girmeden once kurbanl1ga gerdanl1k takar ve kurbanl1g1
ihram niyetiyle beraberinde getirirse ihrama girmi~ sayi11r. lbn Abbas (r a) bu ~ekilde
rivayet etmi~tir. Ayetin ifade tarz1nda buna i~aret edilmektedir. Allah,
"gerdan/1k/an" and1ktan sonra ~oyle buyurmaktad1r:

"/hramdan c;1kt1g1mz vakit avlantn." (el-Maide, 5/2)

Bu, o kimsenin kurbanl1ga gerdanl1k takmakla ihraml1 sayilacag1n1 gosterir. lyi


olan, telbiye ile ihrama girmi~ olmas1d1r. Bunun i<;in once telbiye getirmesi, sonra
kurbanl1ga gerdanhk takmas1 daha faziletli sayllm1~t1r.

Temettu' harnna niyet eden ve ihrama girdiginden itibaren yaninda hedy


kurbani getiren hac1, Umre ii:;in tavaf edip sa'y edince, Mekke'de ihraml1 olarak
bekleyecektir. c;:unku temettu' kurban1n1 beraberinde getirmesi, o kimsenin hac ile
um re aras1nda ihramdan c;1kmas1na engeldir. Peygamber (s av);

~ ,! ii...;j ~p ~-~j ~~\ ,! ~ '.. w..:..,,;r..J.:.:.\ L,. L?..t' Z.1" ,! j-;: ·.1 ,;l
"Du~undugum i~i ba~tndan du~unseydim, beraberimde hedy kurbam
getirmezdim. Umreye niyet eder, sonra da ihramdan c;1kard1m. "
705
demi~tir. Bir
ba~ka hadiste ise ~oyle buyurmu~tur:

.?'-'
:- u-;L1~ ~ t-) ..:_,_l!i. J- ~la. .;.,.ill <../•:I LAl
-:i ~

105
Ahmed b. Hanbel. Musned, 1111148; Buhar1, Hacc 81; MUslim, Hacc 147; EbO DavOd, Menasik 57;
Nesa1, Menasik 46.
66_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

"Ben, hedy kurbarnma gerdan!tk takt1m. Ba:?1m1 yag!ad1m. Dolay1siy/a kurban


kesmeden ihramdan <;1kamam. " 706

Terviye ak~am1 olunca, ihrama onceden girmeyi arzu ederse hac ihram1na
girer. ihrama girdikten sonra Beytullah1 tavaf eder. Safa ile Merve arasinda hac
sa'yi yapar. Beraberinde hedy kurban1 getirmeksizin temettu' harn yapan kimse
hakk1nda ac;1klad1g1m1z gibi hareket eder.
Ancak hac ic;in ihrama girdikten sonra tavaf etmemi~se, bayram gunlerinde
[4/33] yapt1g1 ziyaret tavaf1nda remel yapar. Hae ihramina girdikten sonra tavaf ve sa'y
yapm1~sa, ziyaret tavaf1nda remel yapmaz ve Safa ile Merve aras1nda say etmez.

Bi.iti.in hac c;e~itlerinde, ihramhnm sac;lan yaglanm1~ da olsa, orgi.ili.i de


Tira~
olmak olsa, topuz da olsa t1ra~1 terketmez.

Sac;lann yaglanmas1, sac;lann ba~1n on taraf1na toplan1p zamk ve benzeri bir


yap1~tlrlc1 ile birbirine yap1~t1nlmas1d1r. Sac;in orgulenmesi, sac;1n orgu yapllmas1d1r.
Topuz ise sac;lann k1vnlarak ba~1n etraf1nda baglanmas1d1r. Daha once
ac;1klad1g1m1z gibi sac;1 kaz1tarak t1ra~ etmek, k1saltmaktan daha faziletlidir. Sac;lann
bu durumlan nedeniyle daha faziletli olani terketmemelidir. (unku Peygamber
(s.a.v.);

"Ba:?1m1 yag/ad1m. .. " 707


$eklinde rivayet ettigimiz hadise gore, ba~1n1 yaglad1g1 durumda ihramdan
c;1karken sac;in1 kaz1tarak t1ra~ olmu~tu

ihramh kadm, bi.iti.in bu anlatt1klanm1zda erkek gibidir.

lhramh Cunku hem erkege hem de kadina ayni ~ekilde hitab edilmi~tir. Gormez misin
kadinin Om mu Seleme (r a), Peygamber (s av J'e cunuplukten gusletmeyi sordugu zaman
durumu
Peygamber (s.a v ), kendisinin nasll guslettigini anlatm1~t1. Bu da erkekle kad1n1n
hacdaki durumunun farkl1 olmad1g1na delildir.

Ancak kadm ihram yerine elbise, gomlek, ba~orti.isi.i, mest ve eldiven


giyer.

106
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/284; Buhar1, Hacc 34; Muslim, Hacc 178; lbn Mace, Menasik 72; EbO
DavOd, Menasik 24; Nesa1, Menasi k 67.
10
' Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/284; Buhar1, Hacc 34; Muslim, Hacc 178; lbn Mace, Menasik 72; EbO
DavOd, Menasik 24; Nesa1, Menasik 67.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 67

Cunku onun vucudu avrettir. 108 Nitekim Peygamber (s av);

"Kadtn, ortu!U avrettir. " 109 buyurmu~tur.

Ayrica izar ve rida giyme durumunda genellikle vucudun bir k1sm1


ar;ilmaktad1r. Oysa kadin namazda ar;1klad1g1m1z gibi, ibadeti en brtUlu ~ekilde
yerine getirmekle emrolunmu~tur.

Bu nedenle kad1n ihraml1 iken diki~li elbise ve mest giyer. Ba~in1 brter. Arna
yuzunu ortmez.

Cunku kad1n1n ba~1 avrettir. Peygamber (s.a v );

~ j,). ~l_;J1 fl/-µ ' ~tJ,). ~jJI fl~l


"Erkegin ihramt ba-;mda, kadmm ihram1 yuzundedir. " 110 buyurmu~tur.

Bundan da, kad1nin ihraml1 iken yuzunu brtmeyecegini anlamaktay1z. Ancak


kadin ihraml1 iken arzu ederse yuzune dokunmaks1z1n pec;;e kullanabilir. Ay~e
(r a.)' den bu konuda ~u had is rivayet edilmektedir:

01 fa !f ~L.:.t f_;i 1:1: ~: ~11~~ ~~_; ~ <~) ~ 1 J..,...;.:., f _1~;J1 J t.:s-

"Biz ResO/U/lah (s av) i/e birlikte ihram/1 iken yuz!erimtzi ar;1yorduk. Bir
toplulukla kar-;1/a-;t1g1m1z zaman, yuzumuze dokunmayan per;e kullantyorduk. " 111

Kadm ihramh iken vers, safran ve asfur gibi guzel kokular surulmu~
olan elbise giyemez. Ancak bu c;;e~it elbisenin sonradan y1kanm1~ olmas1
aynd1r.

Cunku ihraml1 kadin hakk1nda helal sayilan diki~li elbise, zaruretten dolay1d1r.
Guzel kokulu elbise giymekte ise hic;;bir zaruret yoktur. lhraml1 kad1n bu hususta

108
Avret / oJ_,,JI: Sbzlukte; eksik ve gedik anlam1na gelir. lslam'da gbrunmesi haram ve ay1p olup
brtUlmesi farz k11inan beden yerlerine denir.
109
Tirmiz1, Rada 18; lbn Huzeyme, Sahih, 111/93; lbn Hibban, Sahih, Xll/412; Taberan1, el-Mu'cemu'/-
evsat, Vlll/101, Zeyle1, Nasbu'r-raye, 1/241.
110
Darekutn1, Sunen, 11/294; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, V/47.
111
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/30; lbn Mace, Menasik 23; EbO DavOd, Menasik 34; Beyhak1, es-
V/48.
Sunenu'/-kubra,
68 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ihraml1 erkek gibidir. c;:unku bu durum suslenmek anlam1ndad1r. Suslenmek ise


cinsel ili~kiye davet eden hususlardand1r. Oysa kad1n da erkek gibi, ihraml1 iken
cinsel ili~kiden yasaklanm1~t1r.

Kadmm Kadm ihramdan c,;1karken sac,;m1 kaz1tarak t1ra~ olmaz. Sadece


t1ra~1
sac,;lanrnn etrafmdan k1salt1r.

Peygamber (s.a v.)'den bu ~ekilde rivayet edilmi~tir. ResOlullah (s av.), ihramdan


i;1karken kad1nlara sai;lann1 kaz1t1p t1ra~ olmalann1 yasaklam1~t1r. Onlara sai;lann1
k1saltmalann1 emretmi~tir. c;:unku kad1n1n sai;1n1 kaz1t1p t1ra~ olmas1, musle
(i~kence) anlam1ndad1r. Bu ise haramd1r. Kad1n1n sai;lan, erkegin sakal1 gibi kad1n
ii;in ziynettir. lhramdan i;1karken erkek sakal1n1 kaz1tmad1g1 gibi, kad1n da ba~1n1
kaz1tmaz.

ihramh kadm ne Beytullah'1 tavafta, ne de Safa ile Merve arasmda


remel yapmaz.

c;:unku remel, dayan1klil1g1 ve kuvveti ortaya koymak ii;indir. Kad1n ise


yigitligini gbsteren sava~ ehlinden degildir. Aynca remel yaparken ve sa'y ederken
vucudunun bir k1smin1n gbrunmesinden, ya da bunyesinin zay1fl1g1 nedeniyle yere
141341 du~mesinden emin olunamaz. Bu nedenle tavaf ve sa'yde, kad1n ko~maktan
yasaklan1r. Normal yurumesi emredilir.

Kitabu'/-As/'da ihramll erkek ve kad1n aras1ndaki farklar sadece bu kadar


belirtilmi~tir. Hanefl alimlerimiz; kadin1n sesini yukseltmesinde fitne oldugu ii;in,
telbiye ederken o sesini yukseltmez, demi~lerdir. Ayn1 ~ekilde Hacerulesved'in
bnunde kalabal1k oldugu zaman, kad1n Hacerulesved'i selamlamaz. c;:unku kad1n,
erkeklere temas etmekten ve onlarla bir arada bulunmaktan yasaklanm1~t1r. Kad1n
Hacerulesved'in bnunde erkekler bulunmad1g1nda Hacerulesved'i selamlayabilir.
Allahu Teala daha iyi bilir.

TAVAF

Oi;u hacda, biri umrede olmak uzere dbrt i;e~it tavaf bulunmaktad1r.

-Hacdaki tavaflardan biri Tahiyye (selamlama) Tavaf1'd1r. Buna KudOm Tavaft


Kudum
tavaf1 ve Lika (Kavu:;ma)Tavaft da denir. Hac1 bu tavaf1, Beytullah'a ilk ula~t1g1 anda
yapar. Bu tavaf biz Hanefllere gore sunnettir.

Malik (rh a) ise; bu tavaf vaciptir demi~tir. c;:unku Peygamber (s av) bu tavaf1
yapm1~t1r. Ashab1na da;
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _69

demi~tir.
112
"Hae fiilerinizi benden aim. "

Bu bir emirdir. Emir ise vucub (farzolu~) ifade eder. c;:unku asll ama~,
Beytullah'in ta'zim amac1yla ziyaret edilmesidir. Ziyaretin ba~lang1c1 esnas1ndaki fiil,
namaz1n ba~lang1c1ndaki zikir olan iftitah tekbiri gibi farz olmaktadir.
113

Biz Hanefllerin bu konudaki delili ~udur: Allahu Teala tavaf etmeyi


emretmi~tir. Mutlak emir, tekrar gerektirmez. Bayram gunlerinde yapilan tavaf,
icma ile farzd1r. Bundan anl1yoruz ki kudOm tavaf1 vacip (farz) degildir. Ayrica icma
ile sabit olduguna gore, harnn ruknu (farz1) olan Ziyaret Tavaf1'nin vakti, bayram
gunleri ile s1nirlanm1~t1r. Dolay1s1yla ziyaret tavaf1, bayram gunlerinden once caiz
degildir. 0 halde bayram gunlerinden once yap1lan tavaf, vacip (farz)
olmamaktad1r. c;:unku bu, ihraml1 iken yapilmaktad1r. lhraml1 iken Arafat'ta vakfe
yapmak gibi bir rukun, vacip (farz) olarak tekrar etmez. Bu nedenle veda
tavaf1ndan farkl1 olarak, kudOm tavaf1ni sunnet kabul ettik. c;:unku veda tavaf1,
tam olarak ihramdan ~1k1ld1ktan sonra yap1lmaktad1r. Oyleyse veda tavaf1ni vacip
olarak kabul etmi~ olmam1z, vacip bir tavaf1 ihraml1 iken tekrar etmeye yol
a~mam1~t1r.

Hacdaki kudum tavaf1 namazdaki Subhaneke makammdad1r. <;unku


ihrama girme anmdaki ilk telbiye, namazdaki iftitah (namaza giri~) tekbiri
gibidir. iftitah tekbirinin ardmdan okunan Subhaneke sunnet oldugu gibi,
hac ihramma niyet etmenin ardmdan yap1lan bu kudum tavaf1 da
sunnettir.

Malik (rh.a.J'in getirdigi delillerden biri ~udur. Kudum tavafmdan


sonraki sa'y vaciptir. Vacip ise vacip olmayan ibadet uzerine bina edilmez.
Biz bunun cevabm1, buradaki mazereti daha once a~1klam1~t1k.

lkinci tavaf Ziyaret Tavaf!'dtr. Bu tavaf harnn ruknudur (farz1d1r). Allahu Ziyaret
Teala'nin; tavaf1

"Beyt-i At/k'i tavaf etsinler." (el-Hae, 22/29) ayetiyle ve ayrica

112
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 111/367; Muslim, Hacc 31 O; lbn Mace, Menasik 61; EbO DavOd, Menasik
78; Nesa!, Menasik 220.
113
Bkz. EbO Omer el-Kurtub!, el-Kari fi f1kh1 Eh/i'/-Medineti'l-Maliki, Beyrut 1987 s.135-136. Burada
hem tavaf-1 kudOm hem de tavaf-1 ifada i<;in vacip diyor. Deme k ki kast1 farzd1r.
70 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

"Buyak hac gunQ" (et-Tevbe, 9/3) ifadesiyle sabit olmu~tur. Bu ifadeden maksat
ziyaret tavaf1d1r.
Veda
tavaf1 O<;uncu tavaf, Tavaf-1 Sader (Veda Tavaf1) d1r. Bu tavaf, biz Hanefllere gore
vaciptir.

~afil (rh.a.)'ye gore sunnettir. Ona gore veda tavaf1, kudQm tavaf1
[4135 1 degerindedir. Bilindigi gibi, bu iki tavaftan her birini Mekkeli degil, afaki (Mekke
d1~1ndan gelen hac1) yapmaktad1r. Halbuki haccin vaciplerinde Mekkeli ile afaki
ayn1d1r.

Biz Hanefllerin bu husustaki delili;

"Kim bu beyti haccederse son vazifesi tavaf (Veda tavaf1) a/sun." 114

Peygamber (s.a v ),

~I L.:,;.U - •. --
..... - - ~ - ~JJ

"Hay1z/1 kadinlara bu konuda izin verilmi~tir. " ~eklindeki hadistir. Hadisteki


115

emir bu tavaf1n vacip olu~unun delilidir. Sadece hay1zl1 kad1nlarin bu tavaf1


terketmelerine izni verilmesi de vacip olduguna delildir. Ziyaret tavaf1, hac
ihram1ndan tam anlam1yla ~1kmak i~in yap1ld1g1 gibi, Mekke'de ikametin sona
ermesi nedeniyle de veda tavaf1 yapllmaktad1r. Dolay1s1yla Mekke'de ikameti sona
eren kimseye -yani ailesine donmekte olan afaklye- veda tavaf1 yapmas1 vacip
olmaktad1r. Mekkeli'ye ise bu tavaf vacip degildir. Bu tavafa Veda Tavaf1
denmektedir. Dolay1s1yla bu tavaf sadece Beytullah'a veda eden kimseye vacip
olur. Veda etmeyene vacip olmaz.
Um re
tavaf1
Dorduncu tavaf; Umre Tavaf1' d1r. Bu tavaf, umrenin ruknudur. Umrede
kudum tavaf1 da veda tavaf1 da yoktur.

KudQm tavaf1n1n durumuna gelince, umre yapan kimse, Beytullah'a


ula~t1g1nda bu ibadetin ruknu olan tavaf1 yapmaya imkan bulmu~tur. Bu nedenle
ba~ka bir ~eyle ugra~mayacakt1r. Arna hac boyle degildir. c;:unku hac1 Mekke'ye

114
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/222; Muslim, Hacc 379; lbn Mace, Menasik 82; Tirmiz1, Hacc 99.
115
Buhar1, Hacc 144; Tirmiz1, Hacc 99; lbn Huzeyme, Sahih, IV/328; lbn Hibban, Sahih, IX/21 O; Hakim,
Mustedrek, 1/649.
H ac Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 71

geldigi anda, harnn ruknu (farz1) olan ziyaret tavafin1 yapamaz. Dolay1s1yla rukun
olan ziyaret tavaf1n1n vakti gelinceye kadar sunnet olan tavaf1 yapar.

Veda tavaf1na gelince, Hasan b. Ziyad (rh a )'a gore umrede de hacda oldugu
gibi, ailesine donmek isteyen umreci Mekke'den ayril1rken veda tavaf1 yapmal1d1r.

Fakat biz diyoruz ki; umrede as1I rukun tavaft1r. Hacda Arafat'ta vakfe
yapmak gibi, bir ibadette as1I rukun olan bir fiil, veda aninda tekrar yap1lmaz.
(unku rukun olan husus, as1I maksatt1r. Veda tavaf1 ise as1I maksada tab! olup
Beytullah'a veda etmek amac1yla vaciptir. Bir ~ey hem asil maksat, hem de asil
maksada tabi olmaz.

K1ran haccma niyet eden kimse Mekke'ye geldigi zaman, tavaf etmez Umrenin
de Arafat'ta vakfeye durursa, bize gore umresini iptal etmi~ olur. ge~ersiz
k1hnmas1
$afil (rh.a.)'ye gore umresini iptal etmi~ olmaz. Bu durum $afil (rh a )'nin daha
once gec;en kural1na goredir. Ona gore umre tavaf1 hac tavafinin ic;erisine girer.
Aynca umre ic;in ozel tavaf etmesi gerekmez.

Biz Hanefllere gore um re tavaf1 hac tavaf1n1n ic;ine girmez. Bilakis her iki tavaf1
da yapmal1d1r. Umreyi hacdan once yapmal1d1r. Bu ise vakfe ile ortadan kalkar.
(unku harnn en onemli ruknu (farz1) Arafat'ta vakfe yapmakt1r. Hamn yap1lm1~
olmas1nin bagl1 oldugu vakfe, kac;1rilma korkusu olmaks1zin yapilmal1d1r. Hac1n1n
umresi sonraya kalm1~sa bunu hacdan sonra yerine getirir. Boylece umre fiillerini
hac uzerine kurmu~ olur. Bu ise k1ran hacc1n1n ozelligine ayk1nd1r. Dolay1s1yla biz
Arafat'tan once tavaf yapmamas1 nedeniyle umreyi iptal etmi~ olur, demekteyiz.

Bu konuda asil deli I, Ay~e (r a) hadisidir. Peygamber (s.a.v.) Seref'te Ay~e


(r.a.)'nin yan1na girdiginde Ay~e (r.a) agl1yordu. Peygamber (s.a.v.);

~ .~1i;J ~ ~ L;

-" Seni aglatan nedir? Belki de haytz gordun." dedi. Ay~e (r a);
-Evet, dedi. Bunun uzerine Peygamber (s.a.v.);

-"Bu, Allahu Tea/a'nm Adem'in ktzlanna yazdtgt ~eydir, umreyi btrak. " 116
buyurdu. Yahut;

116
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/219; Buhar1, Hayz 7; lbn Mace, Menasik 36; EbO DavOd, Menasik 23.
72 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

"Umreni iptal et. Ba~1n1 c;oz. Sac;lann1 tara. Beytullah'1 tavaf etmen d1~1nda,
[4/36]
hacilann yapt1g1 her ~eyi yap." 117 buyurdu.

Boylece Peygamber (s.a v ), Ay~e (r a )'nin tavaf edememesi nedeniyle niyet


etmi~ oldugu umreyi iptal etmesini emretti. Eger Ay~e (r.a)'nin umre tavaf1
yapmadan Arafat'ta vakfe yapmas1 nedeniyle umresi iptal edilmi~ olmasayd1,
Peygamber (sa.v) onun umreyi iptal etmesini emretmezdi.

K1ran haccma niyet eden, eger vakfe vakti girdikten sonra -umre
tavaf1 yapmadan- Arafat'a yonelirse Ebu Hanife (rh.a.)'den bu konuda iki
rivayet nakledilmi~tir.

Muhammed (rha)'in Kitab'ul-Asl'daki rivayetine gore;

Bu kimse umreyi iptal etmi~ olmaz. Hatta yan yoldan Mekke'ye doner
ve umre tavaf1 yaparsa k1ran hacc1 yapm1~ olur.

Hasan b. Ziyad (rh a )'in EbO Hanlfe (rh.a.)'den rivayetine gore ise; Bu kimse
Arafat'a yonelmekle umresini iptal etmi~ olur. Bu, onun mezhebine gore yap1lm1~
bir k1yast1r. Nitekim o, imamdan once Cuma'ya yonelmeyi ogle namazinin iptal
edilip Cuma'ya ba~lanmas1 gibi kabul etmi~tir. Kitab'u/-As/' da an1lan husus
lstihsan'd1r. Bununla diger mesele aras1ndaki fark; Cuma namazinda Cumaya
ko~makla emrolunmu~tur. Cuma namaz1 ic;in yurumesiyle Cuma'ya ko~mas1
kuwetlenmektedir, Burada ise umre tavaf1ndan once Arafat'a yonelmekten
yasaklanm1~t1r. c;:unku burada iptali vacip kllan husus hac ruknunun yap1lm1~
olmas1d1r. Boylece bundan sonra umre hac uzerine kurulmu~ olmaktad1r. Bu da
bizzat Arafat' a yonelmekle meydana gelmez. Cuma namazinda ise oglenin iptalini
gerektiren husus, ogle ile cuma arasindaki farkl1l1kt1r. Cumaya ko~mak Cuman1n
ozelliklerindendir. Dolay1s1yla bu, oglenin iptal edilmesinde Cumaya ba~lama
makam1nda say1lm1~t1r,

Umre ii;in i.ii; tur tavaf ederse, sonra gider de Arafat'ta vakfe yaparsa,
bu kimse de umreyi iptal etmi~ olur.

c;:unku umrenin ruknu tavaft1r. Tavaf1n c;ogu geriye kald1g1na gore, tavaf
yapllmam1~ bu tavaftan hic;bir ~ey yerine getirilmemi~ kabul edilmektedir.

117
Buhari, Hayz 7; Muslim, Hacc 119; ibn Mace, Menasik 36; EbO DavOd, Menasik 23; Nesai, Hayz 1
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 73

Tavafm dart turunu yapar da sonra Arafat'ta vakfeye durursa, umreyi


iptal etmemi~ olur.

(:unku tavaf1n ~ogunu yapm1~t1r. Bu, hepsini yapm1~ gibidir. Bundan dolay1
biz diyoruz ki, umre tavaf1n1n dart turunu yapt1ktan sonra umrenin cinsel ili~ki ile
bozulmas1ndan emin olur. o~ tur yapt1ktan sonra ise bundan emin olamaz. (:unku
yapilan tavaf yapilacak olandan daha fazla oldugu zaman az olan, bunun
kar~1l1g1nda yok hukmundedir. Yapilan taraf1 tercihe daha lay1kt1r. Yapilan taraf1
tercih edildigine gore hac1, bundan sonra vakfede demektir. Harn yapm1~ olursa,
umre yapt1ktan sonra yapm1~ olur. O~ tur tavaf etmi~se, vakfe nedeniyle umreyi
iptal etmi~ olmaz. Vakfe'den sonra dart tur yaparak umreyi tamamlar. Boylece
umreyi hac uzerine kurmu~ olur. Umrede dart tur tavaf yapmakla umrenin
bozulmas1ndan emin oldugu gibi, umrenin vakfe ile iptal edilmesinden de emin
olur. o~ tur tavaf ettikten sonra ise umrenin cinsel ili~ki nedeniyle bozulmas1ndan
emin olmaz. Umrenin vakfe ile iptal olmasindan da emin olmaz.

Umreyi iptal ettigi yerde, umreyi iptal etme nedeniyle bu kimseye


kurban cezas1 gerekir.

(:unku sagl1kl1 bir ~ekilde umreye ba~lad1ktan sonra, umre fiillerini


yapmadan once umreden ~1km1~ olmaktad1r. Dolay1s1yla muhsar
118
kabul edilerek
ceza kurban1 gerekir.
Aynca umreye saghkh ba~lad1ktan sonra umreden ~1kmas1 nedeniyle,
bu umreyi kaza etmesi gerekir.

Bu konuda asil, Ay~e (ra) hadisidir. ResQlullah (s.a v.), Ay~e (r a )'nin karde~i
Abdurrahman'a, ablas1n1 Ten'im'e gotUrup yapamad1g1 umresinin yerine umre
yapt1rmasin1 emretmi~tir.

Ceza kurbani kesen bu kimsenin, aynca k1ran kurban1 kesmesi


gerekmemektedir. (:unku K1ran kurban1 iki ibadeti (umre ve harn) birlikte yapma
nedeniyle vacip olur. 0 ise bu durumda yoktur.

Umreyi iptal etmedigi durumda, umre tavaf1n1n ve sa'yinin geriye kalan


[4/37]
k1sm1n1 kurban Bayram1 gunlerinde tamamlar. Bu durumda k1ran kurban1 kesmesi
gerekir. (:unku hac ve umrenin birlikte yapilmas1 ger~ekle~mi~ olmaktad1r.

Mekke'ye ilk geldigi zaman umre i~in tavaf etmemi~se, fakat hac i~in tavaf ve
sa'y yapm1~sa, sonra Arafat'ta vakfede bulunmakla umresini iptal etmi~ olmaz.

Muhsar/~I: Hae i~in ihrama girip Arafat'ta vakfe ile ziyaret tavaf1ndan veya um re 1~in ihram
118

girip umre tavaf1ndan al1konan ki~i. Ki~inin bu duruma maruz kalmas1na da ihsar denir.
74 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit
Yapt191 tavaf ve sa'yi hac i~in degil, umre i~in yapm1~ olur. Cunku o kimse i~in
gerekli olan, ilk olarak umre tavaf1 yapmas1 idi. Buna ayk1ri niyeti dikkate al1nmaz.
Bu konuda asil olan ~udur: Bayram gunlerindeki ziyaret tavaf1 gibi, bir vakitte bir
yonden yapmas1 gerekli olan tavaf1n yapilmas1nda bir ba~ka yone niyet etse bile,
bu as1I yon yerine ge~mektedir. Bu, tavaf1n vakfeye benzetilmesi nedeniyledir.
cunku vaktinde vakfe yapmak imkani bulsa, halbuki hac vakfesinden ba~ka bir
~eye niyet etse, bu hacc1n ruknu (farz1) olan vakfe yerine ge~er. Buna ayk1ri olan
niyetine itibar edilmez. Tavafta da boyledir. Ancak tavafta niyetin asl1 ko~uldur.
Oyle ki Kabe'nin etraf1nda bor~lunun arkas1nda ko~sa, bu ko~mas1, vakfeden farkl1
olarak tavaf say1lmaz. Cunku Kabe'nin etraf1ndaki bu dola~ma, niyetsiz olarak
yapilm1~t1r.

Vakfe hac ibadetinin ruknudur (temel farz1d1r). Ba~l1 ba~1na bir ibadet degildir.
Vakfenin
Mahiyeti Bu nedenle nafile vakfe yap1lmaz. Bu ibadetin aslinda niyetin bulunmas1, ruknunde
de niyetin ko~ul olmas1na ihtiya~ duyurmaz. Tavaf ise ba~l1 ba~1na bir ibadettir.
Bundan dolay1 nafile tavaf yap1labilir. Tavafta niyet ko~uldur. Arna Ramazan Orucu
konusunda dedigimiz gibi, belirlenmi~ olmak nedeniyle hangi cihete niyet
119
olduguna itibar edilmez.

Ayrica vakfe mutlak ihraml1 olarak yapil1r. Ziyaret tavaf1 ise t1ra~ olarak
Vakfenin
ihramdan ~1kild1ktan sonra yap1l1r. lhramda niyetin bulunmas1, tavafta niyet etmeyi
ihrams1z
yap1lamamas1 gereksiz kilmaz. Fakat bu ikinci fark umre tavaf1nda degil, ziyaret tavaf1nda yer al1r.
Birinci fark, her iki bolumu de i~ine almaktad1r. Tavaf1n1n ve sa'yinin umre i~in
oldugu sabit olursa, bu kimse hac i~in tavaf etmemi~ olur. KudOm tavaf1n1
terketmesi kendisine zarar vermez. Dolay1s1yla bayram gunu yapacag1 ziyaret
tavaf1nda remel yapar. Safa ile Merve aras1nda sa'y eder.

Once hac i~in tavaf edip sa'y etmi~, sonra da umre i~in tavaf edip sa'y
etmi~se bu kimseye hi~bir ~ey gerekmez.

Umre tavaf1 yapmas1 gerektigi i~in, ilk tavaf1 umre tavaf1 olur. Buna ayk1ri olan
niyeti bo~ ve luzumsuz soz say1l1r. Dolay1s1yla o ki~iye bu nedenle bir ceza
gerekmez.

Hae ve umre i~in iki tavaf yapar sonra iki sa'y yaparsa kudOm tavaf1n1 umre
sa'yinden once yapmas1 nedeniyle kotU bir i~ yapm1~ olur. Arna hi~bir ceza
gerekmez. EbO Yusuf ile Muhammed (rh a )'e gore bu gayet a~1kt1r. CL.inku EbO

119
Ramazan ay1 suresi ramazan orucu i~in belirlenmi~ oldugundan, hangi oruca niyet edilirse edilsin
Ramazan ayinda tutulan oru~ Ramazan orucu sayil1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 75

Yusuf ve Muhammed (rh.a )'in asll goru~u, bir hac fiilinin one al1nmas1 ve
geciktirilmesi nedeniyle, gunahkar alma d1~1nda bir ceza vacip degildir.

EbO Hanlfe (rh.a )'nin goru~une gore, daha sonra a\1klayacag1m1z ~ekilde bir
hac fiilini digerinden once yapmak kurban cezas1ni vacip k1lar. Ancak soz konusu
durumda kurban gerekmez. c;:unku kudOm tavaf1nin umre sa'yinden once
yapllmas1 kudOm tavaf1ndan daha ustUn olmaz. Umrenin sa'yinden once kudOm
tavaf1yla ugra~mas1, yemek veya uyku ile ugra~mas1ndan daha buyuk etkide
bulunamaz. Eger umre tavaf1 ve sa'yi arasinda uyku veya yemekle ugra~1rsa kurban [4/38]
gerekmez. Dolay1s1yla bu arada kudOm tavaf1yla ugra~mas1 da ayni ~ekildedir.

Umre ve kudum tavafm1 abdestsiz olarak yapar, sonra da bayram


Abdestsiz
gunlerinde sa'y ederse, abdestsiz umre tavaf1 yapt1g1 i~in ceza kurbani tavaf
ya pm a
kesmesi vaciptir. durumu

K1saca Bundan sonra hac meseleleri bir temel esas uzerine kurulur. 0 temel
esas ~udur: Abdestsiz ki~inin tavaf1 biz Hanefilere gore ge\erlidir. Fakat daha
faziletli olan, bu tavaf1 yeniden yapmas1d1r. Yeniden yapmazsa ceza kurbani vacip
olur.

~afil (rh a.) ise ~oyle demi~tir. Abdestsiz ki~inin tavaf1 kesinlikle ge\erli kabul
edilmez. Beytullah'1 tavaf etmek, Beytullah'la ilgili bir ibadet olmas1 a\1s1ndan,
namaz yerindedir. Peygamber (s a.v ), tavaf1 namaza benzeterek;

fJi.Sj\ ~ 1~t bw. I: ::i~ J1)J1


ha/de tavafta az konu~un. "
120
"Beytu!lah't tavaf etmek namazdtr. 0
buyurmu~tur. Namazda abdestli olmak, namazin ge\erliliginin ko~uludur. Tavafta
abdestli olmak da boyledir.

Biz Hanefilerin bu konudaki delili ~udur. Nass (delil) ile emredilen sadece
tavaft1r. Allahu Teala;

"Tavaf etsinler." (el-Hacc, 22/29) buyurmaktad1r.

Tavaf ise Beytullah'1n etrafinda donmeye verilen isimdir. Bu ise abdestli ve


abdestsiz tarafindan ger\ekle~tirilebilir. Tavafta abdestin ko~ul koyulmas1, ayet

120
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/64; Tirm1z1, Hacc 112; Nesa1, Menasik 136; Hakim, Mustedrek, 1/630;
Beyhakl, es-Sunenu'l-kubra, V/85.
76 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut
121
uzerine yapllan bir ilave olur. Boyle bir ilave ise ne haber-i vahidle ne de k1yasla
sabit olamaz.

c;:unku rukun alma (farz alu~) sadece ayetle sabit olur. Vacip alu~ ise, haber-i
vahidle sabit alur. c;:unku haber-i vahid kesin bilgi gerektirmese de, i~lemeyi vacip
kilar. Rukun alma ise ancak kesin bilgiyi gerektiren ayetle sabit alur. Tavaf1n asll
ayetle sabit alan bir farzd1r. Tavafta abdestli almak ise, haber-i vahidle sabit
almu~tur. Dalay1s1yla i~lemeyi gerektirir. Kesin bilgiyi deg ii! Bu nedenle tavafta
abdestli almak, farz olmaz. Vacip alur. Hae kanusunda ceza kurbani vaciplerin
yerine gec;mektedir. Hanefi mezhebinin dagru goru~une gore, tavafta abdestli
almak vaciptir. lbn $uca" (rh a) ise; sunnettir, demi~tir. Terk edilmesi durumunda
ceza kurbaninin gerekli olmas1, tavafta abdestli almanin vacip alduguna delildir.

Tavafin namaza benzetilmesinden maksat hukum naktasinda degil, sevap


naktasindad1r. Gormez misin, namaz1 bazan dunya kelam1, tavafa etki
etmemektedir. Tavaf yurumekle yapil1r. Namazda yurumek ise namaz1
bazmaktad1r. Aynca tavaf, harnn farz1 olmas1 ac;1s1ndan, diger farzlar gibi abdestli
olmay1 gerektirmez. Fakat namaz gibi Beytullah'a bagli bir ibadet oldugu ic;in
abdestli almay1 gerektirir. lki asll kural aras1nda gidip gelen ibadetin nasibi geni~
alur.Tavaf1n namaza benzemesi nedeniyle tavafta abdestli alma vacip almu~tur.
Harnn farzlanndan bir farz aldugu ic;in de abdestsiz yapilsa bile caiz alur. Fakat bu
hususta daha iyi alan, ayni cinsten bir ibadetle -yeni bir tavafla- naksanl1k telafi
edilebildigi ic;in, tavaf1n yeniden yap1lmas1d1r. Yeniden yapilmazsa, vacibin terk
edilmesi nedeniyle artaya c;1kan kusur dalay1s1yla ceza kurban1 gerekir. c;:unku
harnn noksanl1klan ceza kurbaniyla telafi edilir.

Buna gore ziyaret tavaf1ni cunup alarak yaparsa, ihramdan tam anlam1yla
c;1kma hukmunde, cunup olarak yapllan tavaf gec;erli say1l1r.

$afil (rh.a.)'ye gore, boyle bir tavaf gec;erli sayllmaz.

Sanra bize gore de, bu ~ekilde yapt1g1 tavaf1 yeniden yapmas1 vaciptir. Bu
tavaf1 yeniden yapmaz da, ailesine geri donerse bedene (deve kurban1) vacip alur.
c;:unku cunupluk nedeniyle olan eksiklik, abdestsizlik nedeniyle olan eksiklikten
daha buyuktur.
Gormez misin, abdestsiz kimsenin (ezberden) Kur'an akumasina engel
alunmamaktad1r. Oysa cunup kimsenin Kur'an okumas1 engellenir. c;:unku

121
Haber-i Vahid I .1;>-l_,ll ~ : Mutevatir ve me~hur mertebesine ula~mayan her devirde bir veya iki
gibi s1n1rl1 say1daki ravinin yine kendileri gibi s1n1rl1 say1da raviden rivayet ettikleri hadistir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 77

cunupluk nedeniyle engel, hem tavaf edememesi, hem de mescide girememesi


yonunden olmak uzere iki yondendir .

Abdestsizin engellenmesi ise sadece bir ybndendir. Cunup olarak yap1lan


[4/39]
tavaftaki noksanl1gin fahi~ olmas1 nedeniyle, biz bu kimsenin bedene kurban1 ile
bu buyuk noksanl1g1 telafi etmesi gerekir, diyoruz.

Bu, lbn Abbas (r a )'tan rivayet edilmi~tir. lbn Abbas (r.a ):

~) _).i1 ~ f ~ 0-" ~j ' l4- .jU, 0-" ~ ~/: ~. ~ ~ ~I ~ t~1 Hacda


deve
kurbam
"Hacda deve kurbant iki ~eyde vacip olur: CDnQp tavaf eden kimseye ve gereken
durumlar
Arafat'ta vakfeden sonra cinsel ili~kide bulunan kimseye. Bu kimse ziyaret tavafmt
iade ederse, deve kurbam ondan du~er. " demi~tir.
122

Hanefi alimlerimiz (rh.a.); (abdestsiz ve abdestli yap1lan iki tavafta), Abdestsiz


birinci tavafm m1, yoksa ikinci tavafm m1 muteber olacag1 hususunda farkh yap1lan
um re
goru~ler ileri surmu~lerdir. tavafmm
durumu
Kerhl (rha); gec;erli say1lacak olan tavaf birinci tavaft1r . lkinci tavaf, birincisini
telafi etmek ic;indir, demi~tir. Buna del il olarak da Kitabu 'l-Asf'da yer alan ~u
ifadeyi gbstermi~tir: "Ramazan'da umre ic;in cunup olarak tavaf eder, sonra
tavaf1ni hac aylannda iade eder ve ayn1 y1l haccederse, bu kimse temettu' haw
yapm1~ olmaz." Gec;erli sayilacak olan tavaf ikinci tavaf olsayd1, bu kimse temettu'
haw yapm1~ say1lacakt1.

Bu goru~un ac;1klamas1 ~byledir . Gec;erli sayilan tavaf, kendisiyle ihramdan tam


anlamiyla <;tklfan tavaft1r. lhramdan tam olarak c;1kma, birinci tavafla o l mu~tur .
Oyleyse gec;erli saylian tavaf budur. lkinci tavaf ise meydana gelen noksanl1g1 telafi
etmek ic;in kesilen budne (deve kurban1) gibidir. Nitekim birinci tavaf1 abdestsiz
yapsayd1, bu tavaf gec;erli say1lacak, ikincisi noksanl1g1 telafi etme tavaf1 olacakt1.

Daha dogru olan gbru~; gec;erli say1lacak tavafin ikinci tavaf olmas1, birinci
tavaf1n ikinci tavafla kald1nlm1~ olmas1d1r. Gbrmez misin, Muhammed (rh a.)
Kitab 'ul-As/'da ~byle demektedir: Ziyaret tavaf1n1 kurban bayram1 gunlerinde
cunup olarak yapsa, te~rlk gunlerinden sonra onu iade etse, ziyaret tavaf1n1 asli
vaktinden sonraya erteledigi ic;in, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu kimseye ceza
kurbani gerekir. Eger gec;erli saylian tavaf birinci tavaf olsayd1, bu kimseye
erteleme nedeniyle ceza kurban1 gerekmezdi. Cunku birinci tavaf vaktinde
yap1 l m1~t 1 r .

12 2
Muvatta, Hacc 65; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/129 .
78 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

Temettu' meselesine gelince; tavaf1 Ramazan'da yapmas1 nedeniyle bu kimse,


umrenin bozulmas1ndan emin olmu~ olur. Hae vaktinin girmesinden once umrenin
bozulmasindan emin olunca da, bu umreyle temettu' harn yapm1~ olamaz. Bunun
nedeni ise birinci tavafta eksikligin fahi~ olu~unun dikkate al1nmas1d1r. Eger bu
tavaf1 iade ederse, birinci tavaf kald1rilm1~ olmaktad1r. Ger;erli olan ikinci tavaft1r.
Eger iade etmezse, ihramdan tam anlamiyla r;tkma hususunda birinci tavaf1 dikkate
alm1~ olmaktad1r.

Nitekim namazda k1yama (ayakta) durup da hir;bir k1raatte (okumada)


bulunmadan rukua varan kimsenin k1yam1 da rukuu da tevakkuf (bekleme) yoluyla
dikkate al1nmaktad1r. Geri doner, k1raati yerine getirir, sonra rukuda bulunursa;
birinci ruku kalkar. Hatta onunla beraber ikinci rukua yeti~en kimse bu rekata
yeti~mi~ olur. Eger geri donmez ve diger iki rekatta k1raati yerine getirirse, birinci
rekat ger;erli olmaktad1r.

Bu durum, abdestsiz tavaf edenin durumundan farkl1d1r. c;:unku buradaki


noksanl1k basit olup, birinci tavaf1n hukmu beklemeye bagl1 degildir. Bilakis birinci
tavaf, mutlak olarak dikkate al1n1r. ikinci tavaf, birinci tavafta olu~an noksanl1g1
telafi etmi~ olur. Buna gore, bir kad1n ziyaret tavafin1 hay1zl1 olarak yaparsa, bu
kad1n1n durumuyla cunup olarak tavaf yapanin durumu ayn1d1r.

Ziyaret tavafm1 elbisesinde pislik oldugu durumda yaparsa, koti.i bir i~


Pis
elbiseyle yapm1~ olur. Arna bu kimseye hii;bir ceza gerekmez.
tavafm
durumu c;:unku elbisedeki pisligin hukmu daha hafiftir. Gormez misin, elbisedeki az
bir pislikle kil1nan namaz caizdir. Zaruret durumunda r;ok pislikle kil1nan namaz da
ayni ~ekildedir. Elbisedeki pislik nedeniyle tavafta noksanl1k meydana gelmez.

c;1plak Ancak i;1plak tavaf etmek bundan farkhd1r. Bu ~ekilde tavaf eden
tavaf kimseye tavaf1 iade etmesi emredilir. iade etmezse ceza kurbani vacip olur.
yapmak

c;:unku avret yerinin ortUlmesi tavaf1n vaciplerindendir. Tavafta avret yerinin


ar;1k olmas1 haram kil1nm1~t1r. Peygamber (s.a.v.);

~~j- :ij !)~\-~I~·: ::i~ Jh :j )il


"Dikkat edin! Beytul/ah't bu y1/dan itibaren hir;bir Mu~rik ve r;tp!ak ki~i tavaf
etmesin. " 123 buyurmaktad1r.

123
Buhar1, Hacc 67; Muslim, Hacc 435; Ebo DavOd, Menasik 67; Nesa1, Menasik 161; Hakim,
Mustedrek, IV/198.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 79

Avret yerini ac;ma nedeniyle tavafta noksanl1k meydana gelir. Elbisenin temiz
[4/40]
olmas1 ko~uluna gelince, bu ko~ul bzellikle tavaf ic;in konulmu~ degildir. Dolay1s1yla
bu ko~ulun terk edilmesiyle tavafta bir noksanl1k meydana gelmez.

Umre tavaf1n1 cunup olarak yaparsa, ziyaret tavafinda oldugu gibi, k1yas
yoluyla ona da deve kurban1 cezas1 gerekirdi. cunku bu iki tavaftan her biri
rukundur (unsurdur). (Umre tavaf1 umrenin ruknu, hac tavaf1 harnn ruknudur.)
Fakat um re konusunda k1yas1 terketmi~ ve ~byle demi~tir.

Ci.ini.ip olarak umre tavaf1 yapana ceza olarak sadece koyun kurban Ciiniip
olarak umre
etmesi vacip olur. tavaf1
yap ma
Cunku umrede deve kurban1 kesilmesine yol yoktur. Gbrmez misin, hac durumu
ihramindan farkl1 olarak umre ihram1nda iken, cinsel ili~ki nedeniyle deve kurban1
gerekmez. Cunku ceza olarak koyun kurban edilmesi, umrenin yerine gec;er.

Eger hac kac;1nl1rsa umre fiilleriyle ihramdan c;1kar. Aynca muhsar'1n ihramdan
c;1kmas1 ic;in kestigi kurban, umre fiillerinin yerine gec;er. Kurban1n, umre tavaf1nda
cunupluk nedeniyle meydana gelen noksanl1g1 telafi etmesi bncelikledir.

Koyun ve kec;i kurban edilmesi ziyaret tavaf1nin yerine gec;mez. Deve kurban1
ise ziyaret tavaf1n1n yerine gec;ebilir. Hatta hac1, vakfeden sonra blurse ve harnn
kendisi ic;in tamamlat1lmas1n1 vasiyet ederse, ziyaret tavaf1 ic;in deve kurban1 vacip
olur. Yine deve kurban1, ziyaret tavaf1nda cunupluk nedeniyle meydana gelen
noksanl1g1 telafi etmektedir.

Bunu boyle bilince, ~byle diyebiliriz. K1ran harnna niyet eden kimse,
Mekke'ye geldigi zaman yapt1g1 iki tavaf1 abdestsiz olarak yapar, sonra Arafat'ta
vakfe yaparsa; bu kimseye umre tavafindaki abdestsizlik nedeniyle meydana gelen
noksanl1ktan dolay1 kurban vacip olur. Abdestsiz yapt1g1 kudum tavaf1 nedeniyle
hic;bir ceza gerekmez. Cunku abdestsiz tavaf etme, hic;bir zaman kudum tavaf1n1
tamamen terketmekten daha buyuk sue; sayllamaz. Ancak bu kimse kurban kesme
gunlerindeki hac tavaf1nda remel yapar. Safa ile Merve aras1nda istihsan yoluyla
sa'y eder. Bunu yapmazsa ona hic;bir zarar vermez. Hic;bir ceza da gerektirmez.
Cunku kudum ic;in yapt1g1 birinci tavaf, abdestsizlikle de gec;erlidir. Bu tavaftan
sonraki sa'y de gec;erlidir. Sa'yde abdestli olmak ko~ul degildir. Fakat bu tavaf1n
tekrar edilmesi mustehapt1r. Ayn1 ~ekilde bu remel ve sa'yin de kurban kesme
gunlerinde tekrar edilmesi mustehap olur. Eger yapmazsa ona zarar vermez ve
hic;bir ceza da gerektirmez.

Muhammed (rh.a); "Cunup olarak umre tavaf1 yapan1n bu tavaf1 iade etmesi
gerekmez. Eger iade ederse bu daha faziletlidir. Her durumda kurban vacip olur."
SO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut

demi~tir. c;:onku ikinci tavaf1n ge~erli sayilmas1 mumkun degildir. c;:onku bu tavaf
vakfeden sonra yapilm1~t1r. Daha once a~1klad1g1m1z gibi, vakfeden sonra umre
tavaf1 yapmak caiz degildir. 0 halde ge~erli olan tavaf, hi~ ~Ophesiz birinci tavaft1r.
Bu tavaf ise noksan bir tavaft1r. Dolay1s1yla kurban vacip olur.

Muhammed (rh a), burada EbO Hanlfe (rh.a.) ve EbO Yusuf (rh.a.)'un goru~lerini
belirtmemi~tir. Denilmi~tir ki; Bu iki imamin goru~lerine gore, tavaf1 iade etmekle
kurban1n kalkmas1 gerekir. c;:onku vakfeden sonra umre tavafindan noksanl1g1n
telafi edilmesi dogrudur. Nitekim vakfeden once umre tavaf1n1n dort turunu yapsa,
sonra da kurban kesme gunlerinde bu tavaf1n1 tamamlasa, umre ge~erli olur. Bu
da ayn1 ~ekildedir. Bu noksanl1k, tavaf1 iade etmekle kalkarsa ona kurban da
gerekmez.

Umre ve kudum tavaflanni ci.ini.ip olarak yaparsa umre tavaf1 i<,;in


kurban vacip olur, hac sa'yini iade eder.

c;:onku bu durumda harnn sa'yini kudOm tavaf1n1n ard1ndan cunup olarak


yapm1~ olur. Dolay1s1yla ziyaret tavafindan sonra bu sa'yi iade etmesi gerekir. Eger
iade etmezse kurban vacip olur. Bu, cunup kimsenin kudOm i~in yapt1g1 tavaf1n
asla ge~erli olmad1g1na delildir. c;:onku Muhammed (rh.a) onu, Ozerine ceza
kurban1 vacip k1ld1g1 kimse gibi saym1~t1r.

Bu gostermektedir ki, dogru olan goru~, cunup kimse tavaf1 iade ettigi zaman
[4/41] ge~erli sayilan tavafin, birinci tavaf olmay1p ikinci tavaf olmas1d1r.

lfrad veya k1rana niyet eden kimse abdestsiz olarak ziyaret tavafm1
yapar, veda tavafm1 da yapmadan ailesine donerse, ona biri abdestsiz
Tavaf
su~lan olarak ziyaret tavafm1 yapt1g1 i<,;in, digeri veda tavafm1 terkettigi i<,;in iki
ceza kurbani vacip olur. Eger veda tavafm1 yapm1~sa ziyaret tavafmda
abdestsiz oldugu i<,;in tek kurban kesmesi vacip olur.

Bu kimsenin veda tavaf1, ziyaret tavafin1 iade etme kabul edilmemektedir.


Veda tavaf1n1 ziyaret tavaf1 yerine yapm1~ olmak, bu ki~i hakk1nda hi~bir yarar
saglamaz. c;:onku bu tavaf1, ziyaret tavaf1nin iadesi olarak sayarsa, o takdirde veda
tavaf1n1 terketmi~ olur. Bu nedenle kurban gerekir. Yaran olmad1g1na gore onunla
ugra~maz.

Eger ziyaret tavafm1 ci.ini.ip olarak yapm1~. veda tavaf1 yapmadan


ailesine donmi.i~se; ziyaret tavaf1ni yapmak i<,;in tekrar Mekke'ye doner.
Mekke'ye donecegi zaman yeni bir ihrama girmesi gerekir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 8t

c;:unku ilk ziyaret tavaf1, ihramdan tam anlamiy!a r;1kma hususunda ge~erlidir.
Bu kimsenin Mekke'ye ihrams1z girme hakk1 yoktur. Mekke'ye girmek i~in yeni bir
ihrama girmesi gerekir. Sonra da ziyaret tavaf1n1 as1I vaktinden sonraya erteledigi
i~in, ceza kurban1 gerekir. Bu, EbO Hanlfe (rh a )'nin gbru~udur. Bu kimsenin
durumu, tavaf1, te~rlk gunleri ge~inceye kadar erteleyen kimsenin durumu
derecesindedir. Bu konuyu in~allah ileride geni~ olarak a~1klayacag1z. Bu mesele,
ge~erli olan tavaf1n ikinci tavaf oldugunu gbstermektedir.

Eger Mekke'ye donmezse, ziyaret tavaf1 ic_;in deve (bi.idne); veda


tavaf1m terkettigi ic_;in de koyun kurban etmesi vacip olur. Hay1zh iken
ziyaret tavaf1 yapana da bu nun gibi deve kurbam vaciptir.

Arna hay1zl1 kad1na veda tavafin1 terkettigi i~in hi~bir ceza gerekmez. c;:unku
hay1zl1 kad1na veda tavaf1n1 terketme konusunda izin vard1r.

Bu konuda deli I, Safiyye (r a )'nin hadisidir. Safiyye (r a.), Kurban Bayram1


gunlerinde ResOlullah (s a v.)'a hay1zl1 oldugunu haber verince, Peygamber (s av);

- "Allah o kamn kokunu kessin. O bize enge/ mi olacak?" dedi. Peygamber


(sa.v.)'e;

- "O, ziyaret tavafm1 yapt1." denince; ResOlullah (s av);

-"O ha/de yo/a r;1ksm. " 724 buyurdu.

Bu hadis, hay1zl1 kad1n1n ziyaret tavaf1 yapmas1nin yasakland1g1na ve veda


tavaf1 yapma zorunlulugu bulunmad1g1na delildir. c;:unku Safiyye (ra.)'nin ziyaret
tavaf1 yapm1~ oldugu bildirilince, Peygamber (s a.v ), Safiyye (r.a.)'ye kendileriyle
beraber yola ~1kmas1n1 emretmi~ti.

Ziyaret tavafm1 d.ini.ip olarak yapar da veda tavafm1 te~rlk gi.inlerinin


sonunda temiz olarak yaparsa; veda tavaf1 ziyaret tavafmm yerine gec_;er.

c;:unku ziyaret tavafin1 iade etmesi onun uzerine bor~tur. Oyleyse bu yapt1g1
tavaf, ba~kas1na niyet etse de, bor~lu oldugu tavaf1n yerine ge~er. Bu tavaf1n
ziyaret tavaf1 yerine ge~mi~ olmas1nin bir yarari vard1r. 0 da bu kimsenin uzerinden

124
Buhar1, Talak 43; lbn Mace, Menasik 83; EbO DavOd, Menasik 94; Tirmiz1, Hacc 99; Beyhak1, es-
Sunenu'/-kubra, 11/465.
82 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

deve (budne) kurban1 kesme zorunlulugunu du~urmesidir. Ancak o kimsenin


uzerine, biri veda tavaf1n1 terketmesi nedeniyle butUn imamlara gore kesecegi
kurban, digeri ziyaret tavaf1n1 te~rlk gunlerinin sonuna ertelemesi nedeniyle Ebu
Hanlfe (rh.a.)'ye gore kesecegi kurban olmak uzere iki ceza kurban1 kesmesi vacip
olur.

Hay1zh kadm ziyaret tavaf1 yapar, sonra temizlenir de veda tavafm1


te~rik gl.inlerinin sonunda temiz olarak yaparsa, bu hay1zh kadma verilecek
cevap da ayn1d1r.

K1saca ziyaret tavaf1, kurban kesme gunleri ile s1n1rland1rilm1~t1r. Bu tavafin


kurban kesme gunlerinden sonraya ertelenmesi Ebu Hanlfe (rh a )'nin goru~une
gore, ceza kurban1n1 gerektirir. Ebu Yusuf ile Muhammed (rh a) (lmameyn)'e gore
[4/42]
ise, ceza kurban1n1 gerektirmez.

Bu esasa gore, bir kimsenin ~eytan ta~lamadan once t1ra~ olmas1 veya
Hae K1ran haccma niyet edenin ~eytan ta~lamadan once kurban kesmesi, ya da
fiillerinin kurban kesmeden once t1ra~ olmas1 gibi, hac fiillerinden birini digerinden
s1rasma
uymama once yapmas1 durumunda Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore ceza kurbani gerekir.
durumu
Ebu Yusuf ile Muhammed (rh a) (imameyn)'e gore; hac fiillerinden birini one
alma veya erteleme nedeniyle ceza kurban1 gerekmez. lmameyn'in bu konudaki
delili, lbn Abbas (r a )'1n ~u hadisidir. Bir adam Resulullah (s.a v )'a Kurban
Bayram1'n1n birinci gunu;

-$eytan ta~lamadan once t1ra~ oldum, dedi. Peygamber (s.a v );

-"Ta~/al Hir:;bir sakmcas1 yoktur." buyurdu. Bir ba~kas1;

-Kurban kesmeden once t1ra~ oldum dedi. Peygamber (s a.v );

-"Kurban kes, hir:;bir sakmcas1 yoktur." buyurdu. 0 gun hac fiillerinden one
al1nan veya ertelenen ~eylerden ne soruldu ise, Peygamber (s a.v );
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 83
125
-"Yap, hi<:;bir saktncas1 yoktur. " buyurdu.

Bu hadis, hac fiillerinin one alinmas1 veya ertelenmesinin hi<;:bir cezaya neden
olmad1g1n1 gosterir.

EbO Hanlfe (rha)'nin delili, ibn Mes'Od (ra)'un ~u sozudur;

"Kim hac fiillerinden birini digerinden once yaparsa, ona ceza kurbam
gerekir. " 126

ibn Abbas (r a )'1n naklettigi merfO hadisin ac;;1klamas1 ~oyledir. Peygamber


(sa v.), hac fiilleri arasindaki s1ralamay1 henuz yeni ogrenmeleri ve bu s1ralamaya
dikkat etmenin kendilerine verecegi zorluk nedeniyle sahabllerini o zaman mazur
gormu~tU. Peygamber (s a v.)'in; "Yap, hi<:;bir saktncas1 yoktur. ", ifadesi, Yapt1g1n
~eylerde sen in i<;:in hi<;:bir sak1nca yoktur, demektir. EbO Hanlfe (rh a) de bu hadisi
dikkate almakta, ancak hac fiilini vaktinden once yapmas1 nedeniyle ceza kurban1
gerekir, demektedir.

Bunun anlam1 ~udur. Bir ibadetin bir zamanla sin1rlanmas1 bir yerle
s1n1rlanmas1 gibidir. c;:unku hac fiili, ancak belirli bir zamanda ve belirli bir yerde
yapliabilir. Yerle s1n1rl1 olan1 bu yerden sonraya b1rakm1~ olursa, ona ceza kurbani
gerekir. M?kat' ta ihrama girme fiili gibi ...

ihrama girmeyi, mikattan ihrams1z gec;mekle ertelemi~se ayni ~ekilde Mikat1


ihrams1z
ceza gerekir. ge~mek

Ayni ~ekilde, delil ile kurban kesme gunleri ile s1n1rlanan ziyaret tavaf1 gibi,
zaman1 belirlenen bir hac fiilini ertelerse kurban gerekir, demekteyiz. Bunun
nedeni, hac fiillerinde (rukunlerinde) vaktin gozetilmesinin, yerin gozetilmesi gibi
vacip olu~udur. Gormez misin, Arafat'taki vakfe bir ba~ka yerde caiz olmad1g1 gibi,
bir ba~ka vakitte de caiz olamaz. Tavaf1 vaktinden sonraya ertelemekle, vacip olan1
terketmi~ olmaktad1r. Hacda vacibin terk edilmesi ise ceza kurban1yla telafi etmeyi
gerektirir.

125
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/159; Buhari, Hacc 131; Muslim, Hacc 327; EbO DavOd, Menasik 88;
Tirmizi, Hacc 76.

Bkz. lbn EbO $eybe, Musannef, 111/363; Tirmizi, Hacc 76; Tahavi, ~erhu Meani'/-asar, 11/238; Zeylei,
126

Nasbu'r-raye, 111/132.
84 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebst1t

Bundan sanra ~u genel kural da vard1r. Bize gore tavaf turlann1n c;agunun
yapilmas1, ihramdan tam an!am1yla r;1kma hukmunde tavaf1n tamam1
derecesindedir. Abdestli alma ve benzeri hukumler kanusu da ayn1 ~ekildedir.

$afil (rh.a.)'ye gore, tavafin namaz alarak degerlendirilmesi kural1na


dayanarak, tavaf turlann1n c;agunun yap1lm1~ almas1 durumunda, tavaf tamamen
yapilm1~ gibi kabul edilemez. Namaz rekatlann1n c;agunu k1lm1~ almak, namaz1 tam
alarak kilm1~ alma yerine gec;mez. Ayni ~ekilde tavaf turlannin c;agu da tavafin
tamam1 yerine gec;emez. Bunun nedeni, tavafin yedi tur alarak takdir edilmi~
almas1nin, mutevatir delillerle sabit almas1d1r. Dalay1s1yla Kur'an'da ac;1kc;a belirtilen
hukumler gibi almaktad1r. Had cezalan ve benzeri kanularda aldugu gibi ~er'an
takdir edilenin altindaki miktar, a miktarla ayn1 kabul edilemez.

Biz Hanefllerin delili ~udur. Kur'an'da ac;1k delille belirtilen, Beytullah1n tavaf
edilmesidir. Tavaf ise, Beytullah'1n etrafinda donmekten ibarettir. Bunun ac;1k
ifadesi tavaf1n tekrar edilmesini gerektirmemektedir. $u kadar var ki, ResOlullah
(sa v )'tan, sozlu ve fiili alarak tavaf1n yedi turla tamam aldugunun takdir edildigi
sabit almu~tur. Bu takdir tamamlamak anlamina geldigi gibi, tavafin gec;erli
say1lmas1 anlam1na da gelmektedir. Dalay1s1yla bununla kesin miktar sabit
almaktad1r. 0 da yedi say1s1ni tavaf1n tamam almas1nin ka~ulu saymakt1r. Eger bu,
tavaf1n gec;erli sayilmasinin ka~ulu alsayd1, tavafin yapilan turlannin yap1lmayan
turlanna tercih edilmesi nedeniyle, tavaf turlann1n c;agu, yerine getirildiginde,
tavaf1n tamam1 anlam1nda kabul edilecekti. Buna benzer hukumler dinde dagru
kabul edilmektedir.

Nitekim imama rukuda yeti~en kimse, bu rekat1n r;agunda imama uymu~


[4/43) sayil1r. Bu rekatin gec;erli almas1 kanusunda rekatin tamaminda imama uymu~
gibidir. Nafile aruc; tutan kimse zevalden once aruca niyet ederse gunun
c;agundaki niyetin varl1g1 sanki gunun tamaminda varm1~ gibi kabul edilir. Biz
Hanefllere gore Ramazan orucu da ayn1 ~ekildedir.

Hanefi alimlerimizden baz1lan diyarlar ki: Tavaf ihramdan r;1k1~


nedenlerindendir. lhramdan c;1k1~ nedenlerinde, t1ra~ kanusunda aldugu gibi, fiilin
bir k1sm1 tamam1nin yerine gec;mektedir. Ancak biz burada hac fiilinin yapilan
k1smin1n tercih edilmesi nedeniyle hac fiilinin c;agunlugunu dikkate ald1k. ~unku
tavaf ba~l1 ba~ina bir ibadettir. Tira~ ise ba~l1 ba~ina bir ibadet degildir. Dalay1s1yla
ba~in dortte birinin t1ra~ edilmesi bu kanuda tamam1 yerine gec;mektedir.

Bunu bildigimize gore ~oyle diyebiliriz. Ziyaret tavafinin dart turunu yapinca
biz Hanefllere gore ihramdan tam anlam1yla c;1km1~ alur. Hatta bundan sanra cinsel
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ss
ili~kide bulunursa ona hic_;bir ceza gerekmez. Ancak uc_; tur tavaf etmi~se boyle
degildir.

$afil (rh a )'nin goru~une gore; tavaf turundan bir ad1m eksik kalm1~sa
ihramdan tam anlam1yla c_;1km1~ olamaz.

Ziyaret tavafmm Li~ turunu yapm1~. veda tavafm1 yapmadan ailesine


donmi.i~se; bu kimsenin birinci ihramla donmesi ve ziyaret tavafmm geri
kalan k1smm1 kaza etmesi gerekir.

(unku tavaf1n c_;ogu hala uzerinde bore_; olarak bulunmaktad1r. Kad1nlar


hakkindaki ihram1 ise hala devam etmektedir. Bu kimse geri dondugunde yeni bir
ihrama ihtiyac_; duymaz. Ceza kurban1 geriye kalan turlann yerine gec_;mez. Fakat
uzerinde yapilmas1 bore_; olan tavaf1n geri kalan k1sm1 ic_;in Mekke'ye donmesi ve
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore hac fiilini geciktirdigi ic_;in kurban kan1 ak1tmas1 gerekir.
(unku tavaf turlar1nin c_;ogunun kurban kesme gunlerinden sonraya ertelenmesi
butUn tavaf1n ertelenmesi gibidir.

Bu kimse sonra veda tavaf1 yapar. Eger ziyaret tavafmm dort turunu
yapm1~sa, geri donmemek i~in yeterlidir. Fakat iki ceza kurbani gonderir.
Biri, i.izerinde bor~ olarak kalan tavaf turlarmdan yapmad1g1 turlar i~indir.
<;i.inki.i az1 kalm1~t1r. Tavafm ko~ulu ise tam yapilmas1d1r. Bu ceza kurbani
onun yerine ge~er. Digeri de veda tavaf1 i~indir.

Mekke'ye geri donmeyi tercih ederse, ona yeni bir ihram gerekir. (unku o ki~i

birinci ihramdan tamamen c_;1km1~t1. Yeni bir ihramla geri donerse ve ziyaret
tavaf1ndan geri kalanlan iade ederse ve veda tavaf1 da yaparsa bu gec_;erlidir. Ancak
ziyaret tavaf1 turlannda her bir turun geciktirilmesi nedeniyle bir sadaka vermesi
vacip olur. (unku tavafin tamam1nin ertelenmesi ceza kurbanin1 vacip k1l1yordu.

Tavafm azmm ertelenmesi ise, ceza kurbanm1 gerektirmez. Sadece


sadakay1 gerektirir.

Sadaka gerekir, dedigi her yerde bundan maksat bir fakire iki mudd bugday
verilmesidir. Ancak bunun degeri bir koyun degerine ula~1rsa bundan arzu ettigi
kadar eksiltebilir.

Ziyaret tavaf1n1n azin1 yapar ve sonra da te~rlk gunlerinin sonunda veda


tavaf1 yaparsa, ziyaret tavaf1ndaki eksiklik veda tavaf1ndan tamamlanm1~ olur.
(unku onun uzerindeki ziyaret tavaf1 borcu daha kuwetlidir. Ba~ka bir tavafa
niyet etse bile, yapt1g1 tavaf onun tamamlanmasina sarfedilir. Ancak bunu
geciktirmesi nedeniyle, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ceza kurbani gerekir. Sonra veda
86_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

tavaf1 uc:; tur kal1r ve veda tavaf1nin c:;ogunu terketmi~ olur. Boylece hepsini
terketmi~ durumuna du~er. Bundan dolay1 bu kimseye ceza kurbani gerekir. Eger
ziyaret tavaf1ndan terkedilen k1s1m uc:; tur ise, daha once ac:;1klad1g1m1z gibi, bu
veda tavaf1yla tamamlanir.

[4/44) Ancak bu tavaf1 vaktinden sonraya erteleme nedeniyle her tur ic:;in bir sadaka
verilmesi vacip olur. Cunku tavaf1n c:;ogunun ertelenmesi durumunda vacip olan
ceza, tavafin az1nin ertelenmesinde vacip olmaz. Sonra veda tavaf1ndan dort tur
geriye kalm1~ bulunmaktad1r. Ondan ancak daha az1n1 terketmi~tir. Dolay1s1yla her
tur ic:;in bir sadaka cezas1 verilmesi yeterlidir. Kurban butUn veda tavaf1nin yerine
gec:;er. Tamam1nin terk edilmesi durumunda vacip olan ceza, azinin terk edilmesi
durumunda vacip olmaz.

Eger veda tavafm1 cunup olarak yaparsa, ci.ini.ipli.ik nedeniyle


meydana gelen noksanhgm fahi~ olmasmdan dolay1 ceza kurbani vacip
olur.

Bu kimse veda tavaf1nin asl1n1 terkeden kimse gibi olur. Veda tavaf1n1
abdestsiz olarak yaparsa, abdestsizlik nedeniyle meydana gelen noksanl1g1n fahi~
olmamas1ndan dolay1 sadaka vacip olur.

EbO Hafs (rh a )'1n rivayetinde, abdestsizlik ve cunupluk bu konuda e~it

tutulmu~tur. Cunku cunup kimsenin tavaf1 gec:;erlidir. Gormez misin, ihramdan


tam anlamwta r:;1kma, boyle bir ziyaret tavaf1yla meydana gelmektedir. Asl1n1
terketmek nedeniyle vacip olan ceza, bu noksanl1k nedeniyle vacip olmamaktad1r.

Haceri.ilesved'i selamlay1p sonra Kabe'yi sagma almak suretiyle ters


olarak tavaf eder, bu ~ekilde yedi turu tamamlarsa, biz Hanefilere gore
tam anlam1yla ihramdan c;1kma hi.ikmi.inde bu ziyaret tavaf1 gec;erlidir.
Ancak Mekke'de oldugu si.irece bu tavaf1 iade etmesi gerekir. iade
etmeden once ailesine donerse ceza kurbani vacip olur.

$afil (rh.a.)'ye gore, "Tavaf, namaz yerindedir." kuralina gore boyle bir ziyaret
tavaf1 gec:;erli say1lmaz. Once te~ehhudle ba~lamak suretiyle tersinden namaz kllan
kimsenin namaz1 gec:;erli olmad1g1 gibi, tavaf da boyledir.

Biz Hanefllerin delili, "Ayetle sabit olan husus, sadece Beytullah'1n etraf1nda
donmekten ibarettir." ~eklinde ifade ettigimiz kurald1r. Tavaf hangi taraftan
yapil1rsa yap1ls1n bu don me meydana gel mi~ olmaktad1r. Fakat ResOlullah (s av )'1n,
Kabe'nin kap1s1n1 soluna alarak tavaf etmesi fiiliyle, bunun vacip oldugu ortaya
c:;1km1~t1r. Bu rukundeki vacip ~ekil, biz Hanefllere gore tavafta abdestin ko~ul
olmas1 derecesindedir. Terkedilmesi gec:;erliligine engel degildir. Fakat tavafta ceza
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 87

kurban1yla telafi edilecek bir noksanl1k meydana gelmi~ olmaktad1r. Bu boyledir.


(:unku buradaki Kabe'ye hurmet ~eklindeki anlam akla uygundur. Bu anlam ise,
tavaf1 hangi taraftan yaparsa yaps1n meydana gelmektedir. Bundan anl1yoruz ki,
Resulullah (s.a v.)'in ba~lang1c;:ta Kabe'yi soluna alarak sag taraftan tavaf etmesi fiili,
namaz farzlarindan farkl1 olarak, tavafta rukun (farz) alma s1fat1n1 ac;:1klamak ic;:in
olmay1p tavaf1n tam oldugunu ac;:1klamak ic;:indir.

$afil (rh.a.), biz Hanefllere kar~1; Merve'den sa'ye ba~lasayd1, bu sa'yi gec;:erli
olmayacag1 cihetle, tavaf1 da ters olarak yapamaz, diye delil getirmektedir. Hanefl
alimlerimizden; Bu sa'y gec;:erli olur, ancak mekruh olur; diyenler de vard1r.

Dogru olan goru~ ~udur: Boyle bir sa'yin birinci turu gec;:erli degildir. Bu
gec;:ersizlik, sa'ye ters olarak ba~lanmas1 nedeniyle degil; sa'y esnasinda Safa'ya
dort defa, Merve'ye uc;: defa c;:1kman1n vacip olmas1 nedeniyledir. Sa'ye Merve'den
ba~lay1nca Safa'ya uc;: defa c;:1km1~ olur. Bir defa daha c;:1kmas1 gerekir. Bu da ancak
Safa ile Merve aras1ndaki turlardan bir turun iade edilmesiyle mumkun olur.
Halbuki burada (tavaftaki meselemizde) uzerine vacip olan ~eyin asl1ndan hic;:bir
~eyi terk etmemi~tir. Beytullah'1n etraf1nda yedi defa donmu~tl.ir. Bu nedenle tavaf1
gec;:erlidir.
Binekli
Binekli olarak veya ta~marak tavaf ederse, bu tavaf hastahk ve ya~hhk
veya
gibi bir mazeret nedeniyle yap1hrsa hii;bir ceza gerekmez. Eger ozi.irsi.iz ta~marak
tavaf
olarak yap1hrsa, Mekke'de oldugu si.irece bu tavaf1 iade eder. iade
etmeden ailesine donerse, biz Hanefilere gore ceza kurbani vacip olur.
[4/45]
$afil (rh a )'nin goru~une gore, bu durumda hic;:bir ceza gerekmez. (:unku
hadiste sahih olarak rivayet edildigine gore Peygamber (s.a v ), kurban kesme gunu
devesi uzerinde ziyaret tavaf1n1 yapm1~ ve Rukn-u Yemanl ile Hacerulesved ko~esini
m1zrag1yla selamlam1~t1.

Fakat biz Hanefller diyoruz ki; Resulullah (s av )'tan gunumuze kadar bu tavaf
yuruyerek yap1lagelmi~tir. Bu durumda, tavaf1 namaz gibi kabul edenlerin
goru~une gore, ceza kurban1 gerekir. (:unku farz namaz1n ozursuz olarak binek
uzerinde yerine getirilmesi caiz degildir. Oyleyse onlara gore ozursuz olarak binek
uzerinde yap1lan tavaf da gec;:erli olmaz. Fakat biz tavafta yurumenin taml1k ko~ulu
oldugunu ifade ediyoruz. Dolay1s1yla bunun ozursuz olarak terk edilmesi,
ac;:1klad1g1m1z nedenden dolay1 ceza kurbanin1 vacip kllmaktad1r.

Hadisin ac;:1klamas1na gelince, Ebu't-Tufeyl (r.a)'in anlatt1gina gore, Peygamber


(s.a v ), kendisindeki bir agri nedeniyle binek uzerinde tavaf etmi~ti. Resulullah
(s.a.v )'in ayag1 incinmi~, bundan dolay1 binek uzerinde tavaf etmi~ti.
88 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ibn Zubeyr (r.a)'in Cabir (ra)'den naklettigine gore, Peygamber (sav),


insanlann kendisini gorup problemleri hakk1nda soru sormalan ic;in binek uzerinde
tavaf yapm1~t1r. Bir ba~ka goru~e gore Peygamber (s a.v.), ya~lll1g1 nedeniyle binek
uzerinde tavaf etmi~ti. Bize gore de, her hangi bir ozurden dolay1 boyle tavafta
zarar yoktur.

Safa ile Merve aras1nda binekli veya ta~1nir vaziyette gidip gelirse de durum
boyledir. Cogunu binekli veya ta~1narak yaparsa da durum ayn1d1r. Daha once
ac;1klad1g1m1z gibi, c;ogunluk tamam1n yerini tutar.

Hae Umre yapan ki~i. umre i(,;in Ramazan'da ihrama girip LI(,; tur tavaf
aylarmda ettikten sonra $evval ay1 girer ve umre tavafmdan dert turu hac aylannda
um re
yap ma yaparak bu tavaf1 tamamlarsa ve sonra da ayni y1I hac yaparsa; temettu'
durumu
hacc1 yapm1~ olur.

Tavafin c;ogunu Ramazan'da yapm1~ olsayd1, temettu' harn yapmam1~ olurdu.


Cunku daha once ac;1klad1g1m1z gibi, c;ogunluk tamamin yerine gec;er. Buna gore
umre yapan ki~i umre tavaf1ndan dort turu yapt1ktan sonra cinsel ili~kide bulunursa
umresi bozulmaz. Umreye devam eder. Ancak ceza kurban1 da vacip olur. Umre
tavaf1nin uc; turunu yapt1ktan sonra cinsel ili~kide bulunursa umresi bozulur. Bozuk
umreye devam edip nihayet umreyi tamamlar. Ona cinsel ili~ki nedeniyle ceza
kurbani ve bu umrenin yerine ikinci bir umre vacip olur. Daha once belirttigimiz
gibi, c;ogunluk tamam1n yerine gec;er. Umre tavafin1 tamamlad1ktan sonraki cinsel
ili~ki, umreyi bozmaz. cunku ruknunun (yani tavaf1n) yapllmas1 nedeniyle umre
yap1lm1~ olur. Tavafin c;ogunun yapllmas1ndan sonra da ayn1 ~ekilde umre yapllm1~
sayll1r.

Temettu' Ramazan'da cLinLip veya abdestsiz olarak umre i(,;in tavaf yaparsa, bu
hacc1 tavaf1 $evval'de iade etse de, etmese de temettu' hacc1 yapm1~ olmaz.
yap1p
yapmama
durumlari
Kerhl (rh a) bu meseleyi deli I olarak alm1~t1r. Biz bu konunun ozunu ~oyle
ac;1klam1~t1k. Bu kimse Ramazan'da tavaf1 yapmas1 nedeniyle umrenin
bozulmas1ndan emin oldugu ic;in temettu' harn yapm1~ olmaz. Bu, ona bagll
olsayd1 $evval'de tavaf1 iade etmesi nedeniyle gec;ersiz olurdu.

Hae aylannda umre yapan Kufe'li, umresi i(,;in yapt1g1 LI(,; tur tavaftan
sonra Kufe'ye dense, sonra bunu hat1rlay1p Mekke'ye geri dense ve umre
tavafmdan ve sa'yinden geriye kalan k1sm1 kaza etse ve ayni y1I da hac
yapsa; bu kimse temettu' hacc1 yapm1~ olur.

cunku ikinci defa dondukten sonra tavaf turlannin c;ogunu yerine getirince
sanki dondukten sonra hepsini yerine getirmi~ gibi olur. llkten umre tavaf1n1n dort
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 89

turunu yapm1~ olsayd1, temettu' ham yapm1~ olmazd1, tavaf1n tamam1ni


yapt1g1nda oldugu gibi.

Bunun nedeni iki hac fiili aras1nda ailesine donmu~ olmas1 ve her iki hac fiilini [4/46]
yapmak ic;in evinden Mekke'ye yeni bir yolculuk yapm1~ olmas1d1r.

Hae ve umre tavafmda remelin terkedilmesi, Safa ile Merve arasmda Remel ve
duzluk yerde ko~mamn terkedilmesi hi~bir eezay1 gerektirmez. Aneak sa'yin
terkedilmesi
ozursuz terk ederse kotu bir i~ yapm1~ olur (isaet}.

Hacerulesved'i selamlamay1 terk etmek de boyledir. Remel, Hacerulesved'i


selamlama ve bunun gibilerin ihlali adab ve sunnetlerin ihlalidir. Sunnet veya edep
olan bir ~eyi, kasten terk etmek, bir ~ey gerektirmez. Ancak kasten yap1l1rsa kotli
bir ~ey yapilm1~ olur.

Hae ve umrede gerekli tavaf1 Hatim'in i~inden yaparsa; bu kimse Hatlm


Mekke'de bulunuyorsa, tavaftan terk ettigini kaza eder. Ailesine i~inden
yap1lan
donmu~se eeza kurbam vacip olur. tavaf

(unku terk edilen, tavaf1n az k1sm1d1r. (unku o kimse sadece tavaf1n Hatlm
d1~1ndaki k1sm1n1 terk etmi~tir. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi, tavaf turlanndan az1ni
terk etmi~ olsa, sadece terk edilen k1sm1 iade etmesi gerekir. lade etmezse, biz
Hanefllere gore ceza kurbani vacip olur. Bu da onun gibidir. Sonra bize gore daha
faziletli olan, sunnet olan tertibe riayet etmek ic;in tavaf1 yeni ba~tan iade
etmesidir. Tavaf1n sadece Hatlm'in d1~indaki k1s1mlanni iade ederse de yeterli olur.
(unku terk edilen k1sm1 yerine getirmi~ olmaktad1r.

$afil (rh.a.)'ye gore; "Namazda oldugu gibi, tavafta da tertibe riayet etmek
farzd1r." kural1na binaen, tavaf1 aslindan iade etmesi gerekir. Terk ederse tavaf1
gec;erli olmaz.

Biz Hanefllere gore farz olan, Beytullah'1n etraf1nda donmektir. Bu da sadece


terk edilen ~eyi iade etmekle tamamlan1r. Fakat tertibe riayet etmek sunnet,
asl1ndan iade etmek daha iyidir.

$afiller bizi ~oyle susturmaya c;al1~1rlar. Hacerulesved d1~1ndaki bir yerden


tavafa ba~lanirsa, bu turun Hacerulesved'e kadar olan k1sm1 gec;ersiz olur. Tertip
farz olmasayd1, buras1 da gec;erli olurdu.

Hanefl alimlerimizden bir k1sm1; bunun bize gore gec;erli oldugunu, fakat
mekruh oldugunu soylerler. Ancak Muhammed (rh a.), "R1kkiyyat" da
Hacerulesved'e kadar yap1lan bu tavaf1n tertibin terk edilmesi nedeniyle degil,
90 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsilt

tavafin ba~lang1c1n1n Hacerulesved'den olmas1 gerektig inden gec;erli olmayacag1n1


soylemi~tir.

Rivayete gore Ibrahim (as .), oglu Ismail (as )'e;

-"Bana tavafa ba~lama i~areti yapacag1m bir ta~ getir" dedi.

Ismail (as.) bir ta~ getirdi. Ibrahim (as) bu ta~1 att1. Ismail (as) sonra ikinci ta~1,
daha sonra da uc;uncu ta~1 getirdi. Ard1ndan ~oyle seslendi;

- "Senin ta~ma ihtiyac; duyurmayan ta~1 (Hacerulesved'i) Allah bana getirdi."


dedi ve Hacerulesved'i yerinde buldu.

Bundan anl1yoruz ki, tavafin ba~lang1c1 Hacerulesved'dendir.


Hacerulesved'den ba~lamaks1z1n yapilan tur gec;erli degildir.

Umre tavafmm Li~ turunu yapar, Safa ile Merve arasmda sa'yi, sonra
Tavaf1
eksik aym ~ekilde hacc1 i~in de yapar, sonra da Arafat'ta vakfeye durursa; hac
ya pm a
durumu i~in yapm1~ oldugu tavaf turlan um re tavaf1 yerine say1hr.

<;:unku kudOm tavaf1ndan once uzerine bore; olan tavaf umre tavaf1d1r. Bunu
umre tavaf1 olarak kabul edersek, Arafat'ta vakfeye durdugu zaman uzerinde bir
tur kalm1~ olmaktad1r. Boylece k1ran ham yapm1~ olur. Safa ile Merve aras1nda
yapt1g1 umre ve hac sa'yini iade eder. <;:unku Safa ile Merve aras1nda yapt1g1 umre
sa'yi, tavaf turlarindan az1 yap1ld1 ktan sonra yerine getirilmi~tir. Dolay1s1yla bu umre
sa'yi gec;erli degildir.

Bundan dolay1 hac sa'yi ile ve umre tavafmdan kalan bir turla beraber
[4/47]
bunu iade etmesi vacip olur. Bunu yapmadan Kufe'ye donerse bu turu
terkettigi i~in bir ceza kurbam, aynca hac sa'yini terk ettigi i~in bir ceza
kurbam vacip olur.

Umre sa'yi ic;in hic;bir ceza gerekmez. <;:unku alt1turdan sonra umresi ic;in sa'y
etmi~tir. Meselenin ozu ~udur. Hae sa'yi ic;in sa'y ettiginde bu umre sa'yi yerine
gec;er. Hie; sa'y etmemi~se hem umrede hem de hacda sa'yi terk ettigi ic;in ceza
kurban1 vacip olur.

Hakim e~-$ehld (rh a) diyor ki; Onun "Umre tavaflm iade eder" ifadesi dogru
degildir. Ancak bununla mustehap oldugunu kastediyorsa bu, ayr1d1r. Hakim e~­
$ehld (rh a ), bu ifadesiyle bu meselenin ozunu ac;1klam1~t1 r KudOm tavafindan
sonra Lie; tur sa'y ederse, bu sa'y umre sa'yi olarak gec;erli olur. Dolay1s1yla terk
edilen turu yapmakla umre tavafin1 tamamlad1ktan sonra bunu iade etmesi,
mustehap olsa da vacip degildir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 91

Arada tavaf namaz1 k1lmaks1Z1n, yedi~er turluk iki tavaf1 birle~tirmek, Namazm1
k1lmadan
Ebu Hanife (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore mekruhtur. iist iiste
tavaf
EbO Yusuf (rh.a ), "Yedi tu run O~ veya be~ tur gibi tek turlarindan sonra ya pm a
ayril1rsa, bunda bir sak1nca yoktur." demi~tir. Bunun deli Ii, Ay~e (ra.)'nin ~u
hadisidir: Ay~e (r a) u~ defa ardarda yedi tur tavaf etmi~, sonra her yedi tur i~in
iki~er rekat tavaf namaz1 k1lm1~t1. c;:unku tavaf turlarinin say1s1, tek say1 uzerine
kurulur. Tek sayi11 turdan sonra tavaftan ayrll1rsa bu ayril1~1 tavaf1n yap1s1na ayk1ri
olmaz. Tavaf namaz1ndan once bir ba~ka yedi turla ugra~mas1 yeme i~me ile
ugra~mas1 gibidir. Bu da mekruh say1lmay1 gerektirmez. Ayn1 ~ekilde burada
tavaf1n yap1sina uygun olarak tavaftan ayrllmas1 da boyledir. Ancak ~ift turlardan
sonra tavaftan ayrllmas1 bundan farkl1d1r. c;:onku bu durumun mekruh olmas1,
tavaf namaz1n1 geciktirmesi nedeniyle degil, tavafin yap1sina ayk1ri olarak ayrilm1~

olmas1ndand1r.

EbO Hanlfe (rh.a) ve Muhammed (rh a) ~oyle demi~lerdir. Yedi turluk her tavaf
iki rekat tavaf namaz1yla tamamlanm1~ olur. Dolay1s1yla birinci tavaf
tamamlanmadan ikinci tavafla ugra~mak mekruhtur. Nafile namazlarin her iki
rekat1 te~ehhudle tamamland1g1na gore, ilk iki rekat1 tamamlamadan ikinci iki
rekatla ugra~mak mekruh oldugu gibi.
Tavaf
Gune~in dogmasmdan once tavaf ederse, gune~ doguncaya kadar namazmm
vakti
tavaf namaz1 k1lmaz.

Namaz bolumunde a~1klad1g1m1z gibi, iki rekatl1 tavaf namaz1 sonnet veya
adak gibi kendi cihetinden bir nedenle vaciptir. Biz Hanefilere gore tavaf namaz1,
fecrin dogu~undan sonra gune~in dogu~undan once veya ikindinin farzindan sonra
gune~in batmas1ndan once kll1nmaz.

Rivayet edildigine gore Omer (r a), gune~ dogmadan once tavaf etmi~, sonra
Mekke'den ~1km1~t1. Zl-Tuva'ya gidip de gune~ yukselince, iki rekat tavaf namaz1
k1lm1~t1. Sonra da; "Bu iki rekat o iki rekatin yerinedir." demi~ti.

Gune~ batt1ktan sonra tavaf namazm1 kilmadan once ak~am namaz1m

k1lar.

c;:onku farz olmayan namazin, ak~am namaz1ndan once k1l1nmas1 mekruhtur.


Bu farz namaz, iki rekatl1 tavaf namaz1n1n yerine ge~mez. c;:onku tavaf namaz1,
adak gibi vacip veya namaz1n sunnetleri gibi sunnettir. Farz namaz onun yerine
ge~mez.
92 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Tavafm Tavaf esnasmda ~iir okumas1 veya konu~mas1 yahut ah~veri~ yapmas1
mekruhlan
mekruhtur.

Ancak bunlari yaparsa tavaf1 bozulmaz.

Bu nun deli Ii, Peygamber (s.a v )'in ~u hadisidir;


[4/48]

"Beytu!lah'1 tavaf etmek namaz gibidir. Ancak Al!ahu Tea/a tavafta konu:?mayi
727
mubah kilm1:?t1r. Kim tavaf esnasmda konu:?acak o!ursa sadece hay1r konu:?sun. "

Daha once ac;1klad1g1m1z gibi, tavaf1n namaza benzetilmesi hukum noktas1nda


degil, sadece sevap noktas1ndad1r. Dolay1s1yla tavaf esnasinda konu~mak tavaf1
bozmaz.

Tavaf esnas1nda yuksek sesle Kur'an okumas1 mekruhtur.

c;:unku c;evresindeki insanlar zikir ve sena ile ugra~1rlar. Onun okudugunu


dinleyecek kimse pek azd1r.Yuksek sesle okunan Kur'an-1 dinlememek ise cefa
nedenlerindendir. Bundan dolay1 insanlari bu cefadan korumak ic;in sesini
yukseltmemelidir.

Tavafta kendi kendine Kur'an okumasinda sak1nca yoktur.

Omer (r a )'in tavaf ederken kendi kendine Kur' an okudugu rivayet


edilmektedir. c;:onku tavaf eden kimseye mustehap olan, tavafta zikirle
ugra~mas1d1r. Zikirlerin en faziletlisi ise Kur' an okumakt1r.
Kadm-erkek
kan~1k tavaf Kadm erkeklerle birlikte tavaf yaparsa, erkeklerin tavaf1 bozulmaz.
yapma
durumu Muhammed (rh a), bu ifade ile kad1nin erkeklerle ayni hizada bulunmas1
nedeniyle bozulmayacag1n1 kastetmektedir. c;:onku tavaf hukum ac;1s1ndan namaz
gibi degildir. Halbuki kad1nin erkekle ayn1 hizada bulunmas1, ayni farz namaz1
cemaatle k1ld1klar1 takdirde namaz1 bozar. Namaz1 cemaatle kilmad1klar1 takdirde
bozmaz. Burada tavafta aralarinda ayni farz namaz1 kilma gibi ortakl1k yoktur.
bzur
nedeniyle Tavaf eden ki~i farz bir namaz veya cenaze namaz1 k1lmak i~in, ya da
tavaftan
~1kma abdest yenilemek i~in tavaftan ~1kar, sonra geri donerse; tavafa kald1g1
yerden devam eder.

127
Darim1, Menasik 32; Tirmizi, Hacc 112; lbn Huzeyme, Sahih, IV/222; Hakim, Mustedrek, 11/293;
Beyhaki, es-SCmeni//-kubra, V/87.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _93

c;:unku daha once ac;1klad1g1m1z gibi, tavaf hukum noktasinda namaz gibi
degildir. Tavaf esnas1nda herhangi bir ~eyle ugra~mak tavafa devam etmeye engel
degildir. Rivayet edildigine gore, ibn Abbas (r a ), cenaze namaz1 ic;in tavaftan
c;1km1~, sonra geri donup tavafa devam etmi~ti.

Tavaf eden ki~i, iki rekat tavaf namaz1m erteler, Mekke'den d1~an Tavaf
namazmm
~1karsa; bu durum ona zarar vermez. Mekke d1~mda
da
Bunun deli Ii daha once naklettigimiz Omer (ra ) hadisidir. k1hnabilecegi

Bana gore, Mekke halkmm Kabe'de natile namaz k1lmalan, d1~andan


gelenlerin ise nafile tavaf etmeleri daha iyidir.
Kabe'de tavaf
veya
c;:unku nafile namaz, farkl1 rukunleri ic;ine alan, butUn bedenle yap1lan bir namazdan
ibadettir. Bununla ugra~mak, nafile tavafla ugra~maktan daha faziletlidir. Ancak hangisinin
daha faziletli
Mekke d1~1ndan gelenler ic;in tavaf1n vakti gec;mekte, ama nafile namaz1n vakti oldugu
gec;memektedir. c;:unku ailesine dondugu zaman nafile namaz k1lma imkan1
bulabilir. Nafile tavaf1 ise ancak burada yapma imkan1 vard1r. Allah yolunda nobet
bekleme ile gece namaz1nin her ikisini birlikte yapma imkani yoksa, nobet bekleme
gece namaz1ndan daha iyi oldugu gibi; bu yerde ba~ka yerde bulamayacag1 bir
ibadetle ugra~mas1 daha iyidir. Mekke'li ic;in ise ne tavaf1n ne de nafile namaz1n
vakti gec;memektedir. Ac;1klad1g1m1z nedenlerden dolay1, Mekke'linin nafile
namazla ugra~mas1 daha iyidir.

Bir adam yedi tur tavaf eder, sonra diger tavaftan bir veya iki tur Tavafm
arkasmdan
yaparsa, sonra da yedi turluk iki tavaf1 birle~tirmenin kendisi i~in uygun ikinci tavafa
olmad1g1m hat1rlarsa; yeni ba~lad1g1 ikinci yedi turluk tavaf1 tamamlar. Her ba~lay1p
ayrilma
iki yedi tur i~in ayn ayn tavaf namaz1 k1lmas1 gerekir. durumu

<:;:unku ikinci tavafa ba~lam1~ ve ikinci tavaftan bir veya iki tur yapmakla bu
tavafa ba~lad1gin1 peki~tirmi~ olur. Onu tamamlamas1 gerekir. Te~ehhudden once
uc;uncu rekata kalkan ve bu rekat1 secde ile kay1t alt1na alan kimseye, ikinci iki
rekat1 tamamlamas1 vacip oldugu gibi. Aynca her yedi tur, adak makaminda, iki
rekat tavaf namazin1 borc;lanma nedenidir. Dolay1s1yla her yedi tur ic;in iki rekat
k1lmas1 vaciptir.
Mest veya
Temiz olmalan ko~uluyla, uzerinde mestleri veya ayakkab1lan oldugu ayakkab1yla
tavaf
durumda tavaf etmede hi~bir sakmca yoktur.

Bu ifadeyi, "Tavaf sadece yal1nayak yapll1r." diyen $afi11ik davas1 gudenlere bir
cevap olmas1 ic;in soylemi~tir. Temiz olmalan ko~uluyla, mestle veya ayakkab1yla 141491
namaz k1lmak caiz olduguna gore, tavaf etmek oncelikle caizdir.
94 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Ri.ikn-i.i Yemani'yi 128 selamlamak gi.izeldir. Selamlanmamas1 ise zarar

Riikn-ii vermez.
Yemani'yi
selamlama Muhammed (rh a )'den rivayet edildigine gore Rukn-u Yemanl'yi selamlar, onu
terk etmez.

)afil (rh a.) ise; Rukn-u Yemanl'yi eliyle selamlar ve elini oper, ama Rukn-u
Yemani'yi opmez, demi~tir. Cunku rivayet edildigine gore, Peygamber (s a.v.), Rukn-
u Yemani'yi eliyle selamlam1~, ama opmemi~tir.

lbn Abbas (r.a) ise, Peygamber (s av )'in Rukn-u Yemanl'yi selamlad1g1n1 ve


yanagin1 ko~enin uzerine koydugunu rivayet etmektedir. ibn Omer (r.a) de,
Peygamber (s av )'in her iki ruknu -yani Rukn-u Yemani ve Hacerulesved'i-
selamlad1g1n1 rivayet etmi~tir. Bu, Muhammed (rh a) ic;in bir delildir.

Hanefi mezhebinin en dogru goru~une gore, Hacerulesved gibi, selamlanmas1


sunnet olan her ruknun opulmesi de ayni ~ekilde sunnettir. Rukn-u Yemani'yi
opmek ittifakla sunnet degildir. Dolay1s1yla selamlamak da boyledir.

Kabe'nin her Tavaf eden kimse diger iki ko~eyi selamlamaz. Ancak Muaviye (r.a.J'nin
ko~esinin
gori.i~i.ine gore dart ko~eyi de selamlar.
selamlanma-
yacag1
Muaviye (r.a ), Kabe'nin dort ko~esini de selamlam1~, ibn Abbas (r a.) ona;

-Bu iki ko~eyi selamlama, demi~; Muaviye (r a);

-Kabe'nin hic;bir ~eyi terk edilmez, demi~tir.

Fakat biz ~oyle diyoruz. K1yas, ruknun selamlanmas1n1 reddeder. Cunku bu,
Kabe'nin diger yerlerinde oldugu gibi, bu yere sayg1 duyulmas1 makam1nda
degildir. Fakat biz, Hacerulesved konusunda Peygamber (s a v.)'in fiili nedeniyle
k1yas1 b1rakt1k. Onun d1~1ndakiler k1yas kuralina uygun olarak kalm1~t1r. Ayrica diger
iki ko~e gerc;ekte Kabe'nin ko~elerinden degildir. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi,
Cahiliye halk1 Beytullah'1n binas1n1 Ibrahim Ha Iii (as )'in temellerinden daha dar
tuttular. Dolay1s1yla bu iki ko~e selamlanmaz.

Remel ile Bi.iti.in tavafmda remel yapsa hi~bir ~ey gerekmez.


ilgili
konular Son dort turda normal yurumek tavaf1n adab1ndand1r. Adab1 terk etmek
nedeniyle ona hic;bir ~ey gerekmez.

Riikniilyemani I .jl...JI .:,5)\ : Kabe'nin guney taraf1nda Yemen ybnundeki kb~esidir


128
Kabe'nin
kb~elerirukun diye anll1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 95

ilk i.ic; turda veya ilk i.ic; turun bir k1smmda normal yi.iri.ise sonra remel
yapmad1gm1 hat1rlasa geriye kalan turlarda remel yapmaz.

c;:unku ilk Lie; turda remel yapmak sunnettir. Bu sunnetin yeri gec;ince kaza
edilmez. Son dart turda normal yurumek ise tavaf1n adabindan veya
sunnetlerindendir. Ilk uc; turda sunnet olan1 terk ederse, son dart tur ic;in sunnet
olan1 terk etmemelidir.
Emekleyerek
Allah ic;in emekleyerek tavaf etmeyi adasa, yi.iri.iyerek tavaf etmesi tavaf
gerekir.

c;:unku bu kimse nafile olan bir ~eyi veya kendisi ibadet olan1 yerine getirmeyi
adam1~t1r. Tavaf1n asl1 ibadettir. Emeklemek ise cahiliye ehlinin davran1~lanndan
olup bizim dinimizde ibadet degildir. Cahiliyyete ait bu i:izellik, adak nedeniyle ona
laz1m gelmez. Bu ~ekilde emekleyerek tavaf ederse, Mekke'de oldugu surece bu
tavaf1 iade etmelidir. Ailesine di:inmu~se daha once ac;1klad1g1m1z ~ekilde, ta~inarak
veya binek uzerinde tavaf eden kimse gibi, ona ceza kurban1 vacip olur.
Tavafta
Beytullah'1 Zemzem'in gerisinden veya Mescid-i Haram'm geni~
donmek
golgeliklerine yakm bir ~ekilde tavaf ederse bu tavaf gec;erlidir.

<:;:unku bu kimse Mescid-i Haram'1n ic;inde oldugu takdirde, onun tavaf1


Beytullah'1 tavaf olur. Dolay1s1yla emre uymu~ olmaktad1r.

Mescid-i Haram'1n d1~1ndan tavaf ettigi ve kendisiyle Kabe arasinda Mescid-i


Haram'in duvarlan bulundugu takdirde, bu tavaf gec;erli degildir.
Mescid-i
c;:unku bu takdirde Beytullah'1 degil, Mescid-i Haram'1 tavaf etmi~ olmaktad1r. Haram'm
d1~mdan
Oysa ona vacip olan, Beytullah'1 tavaf etmesidir. Beytullah Mekke'de olsa da, bu tavaf
kimsenin Mescid-i Haram d1~1nda Mekke'de yapt1g1 tavaf caiz olur mu, ne dersiniz?
Beytullah Mekke'de iken, dunyada yapt1g1 tavaf caiz olur mu, ne dersiniz?. Hay1r,
bunlann hic;biri caiz degildir. Bu da aynen onun gibidir. [4/50]
Allah Subhanehu ve Tea la dogruyu en iyi bilendir.

SAFA iLE MERVE ARASINDA SA'Y

Safa ile Merve arasmda sa'y eder ve Safa'dan Merve'ye ve Merve'den Sa'yin
Safa'ya kadar bi.iti.in sa'yinde remel yaparsa; koti.i bir i~ yapm1~ olur. Arna tamamm1
ko~arak
ona hic;bir ~ey gerekmez. yapmak

Ayn1 ~ekilde sa'yin tamam1nda yururse de boyledir. c;:unku ona vacip olan
Safa ile Merve arasinda sa'y etmesidir. Allahu Teala ~i:iyle buyurmu~tur:
96_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

.. .Bu ikisini tavaf etmesinde, arasmda sa'y etmesinde hi<:;bir sakmca


yoktur." (el-Bakara, 2/158)

Vadinin ortas1nda ko~mak ve diger yerlerde yurumek edep veya sunnettir.


Tavafta remelin terk edilmesi gibi, bu edeplerin terk edilmesi de kotO bir i~ yapm1~
olma d1~inda hi<:;bir ~ey gerektirmez.
Sa'yin
ba~lang1~
Sa'ye Merve'den ba~layarak, Safa'da bitirirse bir turu iade eder.
ve biti~i <;unku Merve'den ba~lay1p Safa'ya yoneldigi ilk tur gec;erli say1lmaz.

Bunun anlam1 ~udur. Sa'ye Safa'dan ba~lamak me~rOdur. Bize rivayet


edildigine gore, ResOIOllah (s av )'a; Sa'ye hangisinden ba~layal1m? diye soruldu.
ResOIOllah (s av);

J~ ~\ i~ ~ \J ~~ \
-"Allah'tn ba~ladtgt ile (Safa ile) ba~/aym. " 129 buyurdu.

Sa'ye ba~lanilacak yer d1~mda, ba~ka bir yerden ba~larsa, ba~lama


yerine gelinceye kadar yapt1g1 bu tur say1lmaz.

Gec;erli olan diger turlar aynen kal1r. Bu kimsenin Hacerulesved d1~1nda ba~ka
bir yerden tavafa ba~layan kimse gibi, bir tur daha yaparak sa'yi tamamlamas1
Sa'yin gerekir.
yap1lmamas1
Hae veya umrede Safa ile Merve arasmda sa'yi ba~tan terk ederse, biz
Hanefilere gore ceza kurbani vacip olur.

Bunun nedeni, bize gore sa'yin farz degil, vacip olmas1d1r. Bu hususta hac ile
umre ayn1d1r. Vacibin terk edilmesi ise ceza kurbanin1 gerektirir.

$afil (rh.a.)'ye gore sa'y farz olup hi<:;bir kimsenin harn veya umresi onsuz
tamamlanamaz. 0, bu konuda Peygamber (s.a v.)'den rivayet edilen; 0 Safa ile
Merve aras1nda sa'y etmi~ ve ashabina;

"Allah sizin uzerinize sa'yi yazm1~t1r. Sa'y ediniz!" buyurmu~tu; ~eklindeki


730

hadisi delil olarak alm1~t1r. Allah tarafindan yazllan ~ey farzd1r.

129
Muslim, Hacc 147; lbn Mace, Menasik 84; EbO DavOd, Menasik 57; Tirmizi, Hacc 38; Nesai,
Menasik 163.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 97

Yine Peygamber (s.a v) ~oyle buyurmu~tur:

"Safa ile Merve arasmda sa'y etmeyen ki~inin ne hacont ne de umresini


737
Allahu Tea/a tam olarak kabul etmez. "

Biz Hanefllerin bu konudaki delili ise, Allahu Teala'n1n;

"Kim hacceder veya umre yaparsa, bu ikisi arasmda tavaf etmesinde hir.;bir
gunah yoktur." (el-Bakara, 2/158) ayetidir.

Bu gibi laf1zlar farz olu~u degil, mubah olu~u ifade etmektedir. Ayetin ar.;1k
ifadesi, sa'yin vacip olmad1g1 ~eklindedir. Fakat biz vacip kil1nma noktas1nda icma
delili nedeniyle bu ar.;1k ifadeyi b1rakt1k. Dolay1s1yla geri kalan hususlar ar.;1k ifadeye
uygun olarak aynen kalm1~t1r.

Allah en iyisini bilir ama belki de sahabller, cahiliyye doneminde iken Safa ile
Merve uzerinde isaf ve Naile putlarin1n bulunmas1 nedeniyle Safa ile Merve
aras1nda sa'y etmekten r.;ekindikleri ir.;in, Peygamber (s.a v.) bu uslubu kullanm1~t1r.
Allahu Teala da bu nun uzerine bu ayeti indirmi~, sonra da bu ayette, "Kim
hacceder veya umre yaparsa bu ikisi arasmda tavaf etmesinde hir.;bir gunah
yoktur." ifadesiyle asil maksadin Beytullah'1 haccetmek oldugunu ar.;1klam1~t1r.

Bu ifade, Beytullah'a biti~meyen tavaf1n, Beytullah'a biti~ene tabi olduguna


delildir. Tabi olan1n derecesi, as1I olanin derecesine ula~amaz. Dolay1s1yla tabi olan
da farz olma niteligi degil, vacip olma niteligi sabit olacakt1r. Bundan dolay1 [4/51]
Beytullah'1 tavafla beraber sa'y, Arafat'ta vakfeyle beraber Me~'ar-i Haram'da
vakfe yapmanin benzeridir. Me~'ar-i Haram'da vakfe vaciptir. Rukun degildir. Sa'y
de onun benzeridir. Sa'y, yedi rakam1yla takdir edilmi~tir. Beytullah'a ozgu bir
ibadet degildir. Bu ar.;ilardan ~eytan ta~laman1n benzeridir.

$afil (rh a )'nin rivayet ettigi hadisin lafz1n1 deli I olarak almas1 dogru degildir.
(unku bu hadisin lafzinda sa'yin farz olduguna i~aret bulunmaktad1r. Halbuki

130
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/421, lbn Huzeyme, Sahih, IV/232; Taberan1, el-Mu'cemu'l-kebir,
Xl/184; Hakim, Mustedrek, IV/79.
131
Buhar1, Um re 1O; Muslim, Hacc 259; lbn Mace, Menasik 43; ibn Huzeyme, Sahih, IV/235; Beyhak1,
es-Sunenu'l-kubra, V/96.
98 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

ittifakla sa'yin kendisi farz bir ibadet degildir. Safa ile Merve aras1ndaki sa'yde
yuruse bile bu ger;erlidir

Diger hadiste sa'yin farz olmad1g1na, vacip olduguna i~aret edilmektedir.


Cunku bu hadiste harnn tamam olu~unun sa'y yapmaya bagl1 oldugu ifade
edilmi~tir. lbadetin asl1nin yerine getirilmesi farzlanyla mumkun olmaktad1r.
ibadetin tam sayilmas1 ise, ibadetteki vaciplerle mumkun olur.

Ayni ~ekilde sa'yden dort tur terk ederse, ceza kurbaninin vacip olmas1
noktas1nda, sa'yin tamam1n1 terketmi~ gibidir. Cunku r;ogunluk tamam1n yerine
ger;er. Sa'yden ur; tur terk ederse her tur ir;in bir yoksulu doyurur. Ancak bu bir
ceza kurban1 miktanna ula~1rsa bundan diledigi kadar eksiltir. Sa'y bu hususta veda
tavaf1 gibidir. Ayn1 ~ekilde bir ozurden dolay1 binek uzerinde sa'y ederse hir;bir ceza
gerekmez.. Ozurlu degilse, daha once ar;1klad1g1m1z gibi, sa'yin r;ogunu terk
etmede ceza kurban1, az1n1 terk etmede ise sadaka vacip olur.

Ciiniip ve Ci.ini.ip ve hay1zhnm yapt1g1 sa'y caizdir. 132 <;i.inki.i sa'y, Beytullah'a
hay1zhnm
ozgi.i bir ibadet degildir.
sa'y
yapmas1
Dolay1s1yla Arafat'ta vakfede ve diger hac fiillerinde oldugu gibi sa'yde de
abdestli olmak ko~ul degildir. Ozellikle tavafta abdestli olmanin ko~ul konulmas1,
tavaf1n Beytullah' a ozgu bir ibadet olmas1 nedeniyledir.

Tavaftan once yap1lacak sa'y caiz degildir.


Sa'y'in bir
tavaf iizeri ne Cunku, sa'yin ibadet oldugu Resulullah (s av )'1n fiiliyle bilinmi~tir. Resulullah
yap1labilecegi
(s.a.v.) ise sa'yi ancak tavaftan sonra yapm1~t1r. Muslumanlar da Peygamber
(s.a v )'den gunumuze kadar bu nu ayn1 ~ekilde birbirlerinden devralm1~lard1r. Sa'y,
tavaf1 tamamlay1c1 anlam1ndad1r. Dolay1s1yla namazda rukudan once yapilan secde
gibi, tavaftan once yapilan sa'y de ger;erli degildir. Ya da sa'yin ger;erli olmas1nin
ko~ulu, tavaf1n once yapilmas1d1r. Bu ko~ul bulunmayinca rukudan once yapilan
secde gibi, sa'y de ger;erli olamaz. Namazda secdenin ger;erli olmas1, rukunun
once yap1lmas1 ko~uluna bagl1 oldugundan secde, rukudan once yapil1rsa ger;ersiz
oldugu gibi ..
Sa'y i~in
tavafm
Tavafm ~ogunu yapt1ktan sonra sa'y yap1lmas1 caizdir.
~ogunun
yeterli olmas1
Cunku r;ogunluk tamamin yerine ger;er.

Bu hiikiim, sa'y edilen yerin eser yaz1ld1g 1 zamanda Mescid-i Haram '1n d1~1nda, sokakta olmas1ndan
132

dolay1d1r. Giiniimiizde sa'yedilen yer Mescid-i Haram'in i~ine allnm1~t1r. Sa 'y yeri ile Mescid-i Haram
arasinda duvar yoktur. Aksine Mescid-i Haram'1n d1~ duvari, sa'y yerinin d1~1nda bulunmaktad1r . Bu
nedenle giiniimiizde sa'y yerine hay1zl1, lohusa ve cunup giremez.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _99

Safa ve Merve tepesine t1rmanmamak mekruhtur.


Sa'yin
c;:unku Peygamber (s.a v ), Safa ve Merve'ye t1rmanm1~t1r. mekruhlari

"Hae ibadet/erini benden aim. " 733 Hadisiyle kendisine uymam1z1 emretmi~tir.
Sahabller (ra) ve ondan sonra gelenler de Safa veya Merve'den Beytullah'1 gorecek
kadar, Safa ve Merve'ye t1rmanmay1 birbirlerinden devralm1~lard1r. Bu, terkedilmesi
mekruh olan ve uygulanan bir sunnettir. Rivayet edildigine gore, Omer (r a), Safa
tepesinden inerken ~oyle dua ederdi. "Allah1m ! Bana Peygamberinin sunnetiyle
amel etmeyi nasip eyle. Beni onun milleti uzerine vefat ettir. Fitnelerin
zorluklanndan, ya da k1yamet gununun s1kintllanndan beni koru ! "

Safa veya Merve tepesine t1rmanmay1 terketmesi nedeniyle hic,;bir ~ey

gerekmez.

c;:unku, sa'y eden kimseye vacip olan, Safa ile Merve aras1nda gidip gelmektir.
O da bunu yerine getirmi~tir. [4/52]
Hae ic,;in tavaf eder ve bu tavaftan sonra cinsel ili~kide bulunursa,
bundan sonra da sa'y ederse bu sa'y gec,;erlidir.

c;:unku hadiste geldigi ~ekilde, tam anlam1yla ihramdan i;1kmak, Beytullah'1 Hae tavaf1yla
sa'y arasmda
tavaf etmekle meydana gelmi~tir. Beytullah'1 tavaf edince han1m1 ona helal olur. cinsel ili~kinin
Tavaftan sonra sa'yden once cinsel ili~kide bulunmakla ugra~mas1, t1pk1 uyku veya durumu

yemek gibi ba~ka bir i~le ugra~mas1 gibidir. Bu durum, tavaftan sonraki sa'yin
yapilmasin1n gei;erliligine engel degildir.

Eger sa'yi erteler, nihayet memleketine ailesinin yanma donerse; daha


once ac,;1klad1g1m1z gibi, sa'yi terkettigi ic,;in ceza kurbani vacip olur.

Sa'y yapmak ii;in Mekke'ye donmeyi arzu ederse, yeni bir ihramla doner.
c;:unku tam anlam1yla ihramdan i;1k1~1 tavafla tamamlanm1~t1r Art1k bu kimsenin
Mekke'ye ancak ihraml1 girme hakk1 vard1r.

Ceza kurbani bana gore, Mekke'ye geri donmekten daha iyidir.

c;:unku Mekke'ye geri dondugu zaman sa'yi, harn yapt1g1 ihram1n d1~inda bir
ba~ka ihramla yapm1~ olacakt1r. Ceza kurban1 kan1 ak1t1rsa, bununla hacda
meydana gelen kusur telafi edilmi~ olacakt1r. Kurban kan1n1n ak1t1lmasinda

133
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/367; Muslim, Hacc 31 O; lbri Mace, Menasik 61; Ebo DavOd, Menasi k
78; Nesa1, Menasik 220.
lOO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

yoksullara et yedirme yararini art1rma vard1r. Bu durum sa'y yapmak ic;in Mekke'ye
geri dbnmekten daha iyidir. Mekke'ye geri doner ve sa'y ederse, ya da Mekke'de
iken kurban kesme gunlerinden sonra sa'y ederse bu kimseye hic;bir ceza
gerekmez. c;:unku sa'y, kurban kesme gunleriyle sin1rland1rtlm1~ degildir. Ziyaret
tavaf1 vakti ayetle belirlenmi~tir. Dolay1s1yla sa'yin ertelenmesi nedeniyle ona hic;bir
ceza gerekmez.

Sa'y Umrede Safa ile Merve arasmda sa'y etmeden ihramdan c;;1kmas1
etmeksizin uygun degildir.
ihramdan
~1kma
durumu c;:unku bu konuda; tavaf ettigi, sa'y ettigi ve sac;larin1 tamamen kaz1tt1g1, ya
da k1saltt1g1 takdirde ihramdan c;1kar, ~eklinde hadis nakledilmi~tir.

Muhammed (rh a) bu ifadesiyle, hac sa'yi ile umre sa'yi aras1ndaki fark1
ac;1klamak istemi~tir. c;:unku ziyaret tavaf1yla tam anlam1yla ihramdan c;1kt1ktan
sonra, yap1lan hac sa'yinin yaptlmas1 gec;erlidir. Umre sa'yi ise, ancak ihraml1 iken
yap1lmaktad1r. c;:unku hac ile umrenin her biri hakkindaki hadis bu ~ekildedir. Bu
gibi durumlarda bizim uzerimize du~en, sunnete uymakt1r. c;:unku bu konuda
gerc;ek anlam aktlla bilinmez. Sonra ~eytan ta~lamak gibi harnn vaciplerinden bir
k1sm1, tam anlam1yla ihramdan c;1kt1ktan sonra yaptl1r. Dolay1s1yla sa'y de tam
anlam1yla ihramdan c;1kt1ktan sonra caizdir. Halbuki umre fiillerinden ihramdan
c;1kt1ktan sonra yaptlan bir fiil bulunmamaktad1r. Sa'y ise umre fiillerindendir.
Dolay1s1yla sa'yi t1ra~la ihramdan c;1kmadan once yerine getirmelidir.

Allah Subhanehu ve Teala daha iyi bilir.

MiNA'YA <;IKI~

Terviye Hacmm terviye (Zilhiccenin sekizinci) gunu ogle namazm1 Mina'da


giinii k1lmas1 ve Arefe gunu sabahma kadar Mina'da kalmas1 mustehap olur.
yap1lacak
i~ler
Cebrail (as) Ibrahim (as.)'e hac fiillerini bgretirken bu ~ekilde bgretmi~tir.
Cebrail (as.), Ibrahim (a s.)'i Mina'ya terviye gunu c;1kartm1~t1r.

Hac1 terviye gunu ogle, ikindi, ak~am ve yats1 namazlan ile Arefe
gunu sabah namazm1 Mina'da k1lar.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 10l

Hac1lann o gun Mina ic;in suya iyice kanmalan veya bineklerini Mina ic;in iyice
sulamalan nedeniyle bu gune Terviye Gunu denilmi~tir. 134 Bu adland1rmada terviye
gunu hacilann Mina'da bulunmalan gerektigine dair i~aret bulunmaktad1r.

Mekke'de ogle namazm1 k1lar, sonra Mina'ya giderse ona zarar


vermez.

(unku o gun Mina'yla ilgili ozel bir hac ibadeti bulunmamaktad1r. Dolay1s1yla
Mina'ya gitmeyi geciktirmesinin bir zaran yoktur. [4/53]

Arefe gecesi Mekke'de geceler ve sabah namazin1 orada kllarsa, sonra


Arafat'ta
Mina'ya ugrayarak Arafat'a giderse daha once ac;1klad1g1m1z gibi, bu da caizdir. yap1lan hac
fiilleri
Ancak ResOlullah (sa.v)'a uymay1 terkettigi ic;in yanl1~ yapm1~ olur. Cunku
Peygamber (sav), Cabir (ra)'in ac;1klayan rivayetine gore terviye gunu Mina'da
kalm1~t1.

Sonra Arafat'ta arzu ettigi yerde konaklar. Zevalden (gune~in bat1ya


yonelmesinden) sonra imam minbere c;1kar. imam minberde iken muezzin
ezan okur. Ezan bitince imam hutbe okumak uzere ayaga kalkar. Allah'a
hamd-u sena eder. Telbiye (Lebbeyk) c;eker. Tehlil (La ilahe illallah) ve
tekblr (Allahu Ekber) getirir. Peygamber (s.a.v.)'e salavat getirir. insanlara
vaaz eder. Emir ve yasaklan ac;1klar. ihtiyacm1 arzederek Allah'a dua eder.
Bunlan daha once ac;1klam1~t1k.

K1saca; hacda bize gore Lie; hutbe vard1r.


Hacdaki
Terviye gununden bir gun once okunan hutbe,
hutbeler

Arefe gunu Arafat'taki hutbe,

Kurban gununun ertesi gunu Mina'da okunan hutbe.

Terviye gununden bir gun once imam Mekke'de hutbe okur. Hacllara nasil
ihrama gireceklerini, Mekke'den Mina'ya nas1l c;1kacaklann1 ve Arafat'a nasil
gideceklerini ve Arafat'ta nas1I konaklayacaklann1 ogretir. Sonra ogrettigi ~eyleri
yapmalan ic;in terviye gunu onlara sure tan1r.

Arefe gunu, hacilara o gun ve Kurban bayram1nin birinci gunu muhtac;


olduklan hukumleri ogretecegi bir hutbe okur. Sonra ogrettigi ~eyleri yapmalan
ic;in Kurban bayram1n1n birinci gunu onlara sure tan1r.

134
Hac1lar o gun, eskiden suyu olmayan Mina'ya giderler, gitmezden once kendileriyle binek
hayvanlanni suya iyice kandimlard1.
102 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Bunun ard1ndan bayramin ikinci gunu geriye kalan hac fiillerine ait hacliann
muhtac_; olduklan hukumleri ogretmek uzere bir hutbe daha okur.

Zufer (rh.a ); "imam terviye gunu Mina'da, Arefe gunu Arafat' ta ve bayramin
birinci gunu yine Mina'da olmak uzere ardarda Lie_; gun birer hutbe okur. C::Linku
hac1, terviye gunu hac ihram1na girecek, Arefe gunu vakfe yapacak ve bayram1n
birinci gunu Beytullah'1 tavaf edecektir. Hamn farzlan bu Lie_; ~eydir. Bu farzlardan
birini yapacag1 gunlerden her birinde bir hutbe okur." demi~tir.

Sonra Kitabu'/ Asf'da Arafat'ta ogle ve ikindi namazlann1 birle~tirme ~eklini ve


EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu konuda imamin ko~ul oldugunu ac_;1klam1~t1r. Bu
bolumun ac_;1klamas1nin tamam1 daha once gec_;mi~ti.

Arafat'ta iig le Son oturu~ta imama yeti~en kimse, Cuma'ya yeti~mi~ olduguna
ve ikindinin
birle~tirilmesi
k1yasla; imamla beraber her namazm bir k1smma yeti~en, namazm
(Cem-i takdlm) tamamma yeti~mi~ gibidir. Ogle ile ikindi namazm1 birlikte k1lmak o
meseleleri
kimseye caizdir.

lmamm ogle namazmda abdesti bozulursa, yerine bir ba~ka ki~iyi


vekil b1rak1r.

Vekil, cemaate ogle ve ikindi namaz1n1 k1ldirir. Cunku imam yapmak zorunda
oldugu gorevde bu kimseyi kendi yerine gec_;irmi~tir. Bu iki namaz1 k1lmas1, imamin
uzerine bore_; idi. Vekili de bu konuda onun yerine gec_;mi~ olur.

As1I imam tekrar geriye doner, ikindi namazmdan bir k1smma


yeti~erek vekilin arkasmda k1larsa bu iki namaz1 ayni ~ekilde birle~tirir.

C::Linku imam bu takdirde ogle namazin1n ba~1na, ikindi namaz1n1n da sonuna


yeti~mi~tir. As1I imam hemen geri donmez, bu arada vekili ikindi namaz1n1 bitirirse
as1I imam, EbO Hanlfe (rh.a.)'nin goru~une gore vakti girmeden ikindi namaz1n1
k1lamaz.

Bu mesele EbO Hanlfe (rh.a )'nin ~u asli kural1na i~aret etmektedir. "Arafat'ta
iki namaz1 ayn1 vakitte ardarda kil1p birle~tirmek ic_;in, imam1n bulunmas1 gibi
cemaatin bulunmas1 da ko~uldur. Bu namaz Cu ma Namaz1 yerindedir."

Bundan sonra ~u hususu belirtmi~tir. "lnsanlar imamdan uzakla~1r ve imam iki


namaz1 yaln1z ba~1na k1larsa bu caizdir."

Bu da namazlann birle~tirilmesi konusunda cemaatin ko~ul olmad1g1n1


gosterir. Bir goru~e gore, son belirtilen goru~ lmameyn'in goru~udur.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 103

(unku yukanda mutlak cevap vermi~, burada ise EbO Hanlfe (rh.a )'nin
[4/54]
goru~unu a~1k~a belirtmi~tir. Bir ba~ka goru~e gore, bu konuda EbO Hanlfe
(rha.)'den iki rivayet bulunmaktad1r.

1. EbO Hanlfe (rh.a.), bu iki rivayetten birinde Arafat'ta namazlann


birle~tirilmesi i~in cemaatin ko~ul olmas1 konusunda bu durumu Cuma namaz1 gibi
kabul etmi~tir.

2. Diger rivayette ise, bu iki konuyu birbirinden ay1rm1~ ve ~oyle demi~tir


Cuma namaz1nda cemaatin ko~ul konulmas1, bu namaz1n "Cuma" diye
adland1nlmas1ndan dolay1d1r. Arafat'ta ise bu iki namaz "Ogle ve lkindi namaz1"
diye adland1nlm1~t1r. Bu adland1rmada ise cemaatin ko~ul konulduguna dair delil
yoktur. Burada (cem') "birle~tirme" ifadesi namaz1 kllanlara degil, namaza tahsis Arafat'ta
edilmi~tir. Dolay1s1yla Arafat'ta namazlar1 birle~tirme i~in cemaat ko~ul degildir. k1hnan
namazlarda
okumamn
Bu iki namazda ac;1ktan k1raat yoktur. ~ekli

Ancak Malik (rh a.)' in goru~une gore, bu namazlarda k1raat (okuma) a~1ktan

yapll1r. (unku bu namazlar, buyuk bir cemaatle kll1nmaktad1r. Dolay1s1yla Cuma ve


Bayram namazlan gibi bu namazlarda da k1raat a~1ktan yap1l1r.
Fakat biz Hanefller ~oyle diyoruz. Peygamber (s av )'in harnni rivayet edenler
Peygamber (s.a.v.)'in bu iki namazda k1raati a~1ktan yapt1gin1 nakletmemi~lerdir. Bu
iki namaz aynen diger yerlerde k1l1nd1g1 ~ekilde k1l1n1r. Arefe gunu d1~1nda
Peygamber (s.a v.)'in;

135
"Gunduz namaz1 dilsizdir. " Yani gunduz kll1nan namazlarda sesli okuma
yoktur, ~eklindeki hadisine uyulur. Gunduz namazlannda k1raat a~1ktan yap1lmaz.

imam zevalden (gune~in bat1ya yonelmesinden) once hutbe okursa


Arafat' ta
veya hutbeyi terkedip iki namaz1 birlikte k1ldmrsa bu da caizdir. Ancak hutbenin vakti
Resulullah (s.a.v.)'a uymay1 terkettigi ic;in yanh~ bir i~ yapm1~ olur.

Cunku Arafat hutbesi; Cuma hutbesinden farkl1 olarak, namazlan


birle~tirmenin ko~ullanndan degildir. Bunu daha once a~1klam1~t1k. Bu hutbe vaaz,
hat1rlatma ve hac1lara o gun muhta~ olduklan baz1 hukumleri ogretme hutbesidir.
Dolay1s1yla bu hutbenin terkedilmesi, bayram namazlanndaki hutbenin
terkedilmesi gibi, yanl1~ bir i~ yapm1~ alma d1~1nda bir ceza gerektirmez.

135
Abdurrezzak, Musannef, 11/493; lbn EbO ~eybe, Musannef, 1/320; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 11/6.
104 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

Arefe gi.ini.i hava bulutlu ise ve imamm ogle namazm1 zevalden once
k1ld1rd1g1, ikindiyi de hemen ardmdan k1ld1rd1g1 ortaya c;ikarsa, k1yasa gore
sadece ogle namazm1 tekrar kild1nr.

<:unku ikindi namaz1 vaktinde k1l1nm1~t1r. lkindi namaz1n1 kild1g1nda ogle


namazin1 hat1rlamayan ki~i durumunda olur. Boylece unutan kimse gibi kabul
edilir. Tertip ise unutma nedeniyle du~er. Fakat hutbeyi ve her iki namaz1 iade
etmesi guzel olur. <:unku o gun ikindi namaz1n1n ge~erli olmas1nin ko~ulu, ogle
namaz1n1n ge~erli bir ~ekilde ikindi namaz1ndan once kilinmas1d1r. ikindi namaz1 o
gun vaktinden once k1linmaktad1r. Bu vaktinden once k1l1nma, sadece namazlar1
birle~tirmek i~indir. Birle~tirme de ancak ogle namaz1 ge~erli bir ~ekilde ikindiden
once kil1nd1g1 takdirde, ikindi namaz1nin yerine getirilmesi suretiyle olabilir. Ogle
namazin1n ge~erli olmad1g1 ortaya ~1karsa her iki namaz1n iade edilmesi gerekir.

Arafat'ta Hutbeden sonra ama namaza ba~lamadan once imamm abdesti


imamhk ile
ilgili bozulursa, imam hutbeyi dinleyen veya dinlemeyen bir ki~iye namaz
meseleler k1ld1rmas1rn emrederse bu, caizdir.

<:unku hutbe, namazlan birle~tirmenin ko~ullanndan degildir.

insanlardan biri imamm emri olmaks1zm one ge~er ve cemaate her iki
namaz1 k1ldmrsa Ebu Hanife (rh.a.)'nin gori.i~i.ine gore bu caiz olmaz.

<:unku ona gore imam1n bulunmas1 namazlan birle~tirmenin ko~uludur.

imam oli.irse imamm vekili veya yetkili biri, cemaate namaz k1ldmrsa
bu da caizdir.

<:unku vekil imam1n yerine ge~mi~ olur. Bu da imam1n kendisinin namaz


kild1rmas1 gibidir. Eger aralannda yetkili biri yoksa, Cuma gibi, ogle ve ikindi
namazlanndan her biri vaktinde k1iin1r.
[4/55]
Arafat'ta Cuma namaz1 yoktur.

Yani hacilar Cuma gunu Arafat'ta bulunurlarsa orada Cuma namaz1


Arafat'ta
Cum a kilmazlar. <:unku ~ehir, Cuma namaz1n1n ko~ullanndand1r. Arafat ise ~ehir
namaz1 hukmunde degildir. Arafat'ta bina yoktur. Oras1 sadece bo~luktur. Mekke'ye dahil
yer (fina) de degildir. EbO Hanlfe (rh a.) ve EbO Yusuf (rh a )'a gore, Arafat; Mina'dan
farkl1 olarak Hill (Harem d1~1) bolgesindedir. Mina ise, binalar bulunmas1 ve seyyar
~ar~ilar kurulmas1 nedeniyle hac gunlerinde ~ehir hukmundedir. Namaz bahsinde
bu durumu a~1klam1~t1k.
Hae Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ IOS

Arafat'ta zevalden once vakfe yapan kimsenin vakfesi caiz olmaz. Arafat'ta
Gune~in zevalinden sonra ya da kurban bayram1 gecesi fecrin vakfe
zamam
dogmasmdan once Arafat'ta bulunan veyahut bilerek veya bilmeyerek o
gun Arafat'tan gei;erken ugram1~ olan kimsenin vakfesi caizdir.

K1saca biz Hanefllere gore vakfe vaktinin ba~lang1c1 zeval (gune~in bat1ya
yonelmesi) sonras1d1r.

Malik (rh a); gune~in dogma vaktidir, demi~tir. c;:unku bu gune "Arefe gunu"
ad1 verilir. Gun, mutlak olarak fecrin dogu~u vaktinden itibaren sayi11r. Dolay1s1yla
O'na gore vakfenin vakti gune~in dogu~uyla ba~lar.

p
Malik (rha) Peygamber (sav)'in; .ill~~ Ji .):1 ~ ~L..;. tfa, ..lij .~ o.J ~I
~ "Hae Arafat't1r. Kim Arafat'ta gece veya gunduzden bir sure bulunursa ham
tamam olur. " 136 hadisini deli I olarak alm1~t1r. Gunduz (Nehar), gune~in dogmas1yla
ba~layan vaktin ad1d1r. Nehre, ic.;inde suyun akmas1 nedeniyle "nehir" dendigi gibi,
gunduze de ic.;inde gune~in hareketi nedeniyle "nehar" denmi~tir.

Biz Hanefllerin bu konudaki deli Ii ~udur. Peygamber (s av), zevalden soma


vakfe yapm1~t1r. Boylece vakfenin vakti bizzat O'nun fiiliyle ac.;1klanm1~ olmaktad1r.
Bu, vakfenin ba~lang1c1n1n zeval somas1 olduguna delildir.

ikinci delilimiz, bize rivayet edilen lbn Omer (r a) hadisidir. ibn Omer (r a),
Arefe gunu zevalden soma Haccac'a;

-Eger sunneti uygulamak istiyorsan, bu saat sunnet olan vakfe saatidir,


demi~ti.

Her ne kadar vakfenin vakti zeval somas1 olsa da, bu gune bu ismin bu
nedenle verilmesi uzak olas1l1k degildir. Cuma'n1n, o gun zevalden soma Cuma
namaz1n1n kll1nmas1 nedeniyle o gunun ismi olmas1 gibi.

Ayrica bizim soyledigimizin asil delili Urve b. Mudarris b. Lam et-Tai (ra.)
hadisidir. Urve, ak~amla yats1y1 birle~tirme sabah1, Peygamber (sa.v) Me~'ar-i
Haram'da iken ona gelmi~;

-Binegimi yordum. Kendim de gayret ettim. Daglardan hic.;bir dagda vakfe


yapmadan gec.;medim. Benim harnm olur mu? diye sormu~tu. Peygamber (sa v)
ona;

136
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/309; lbn Mace, Menasik 57; Tirmiz1, Hacc 57; Nesa1, Menasik 203;
lbn Huzeyme, Sahih, IV/257; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/100.
to6_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

~ J.l11 ~ ;;Lil 0\5 jjj , ~Jl.a.JI ~_µ 8...4 j.;,j ~_;.jl I~ 8...4 ~j 0A
~ p~ l~ ) 03 ~ ~L;, ~L1 ~
-"Bizimle beraber bu vakfe yerinde vakfeye duran ve bizimle beraber bu
namazt kt/an, gece veya gunduz bir sure Arafat'ta bekledikten sonra Arafat'tan
aynlan kimsenin hacct tamam o!ur. " 731 diye cevap vermi$ti.

Arafat'ta zevalden sonra vakfeye duran, sonra o saatte aynlan veya


Arafat'tan giin
batmadan gi.ine~ batmasmdan once Arafat'tan aynlan, ya da ogle ve ikindi
aynlmanm
durumu namazlarm1 Arafat'ta k1ld1ktan sonra vakfe yapmadan Arafat'tan aynlan
kimsenin haw bize gore ge<_;erlidir.

Malik (rh.a )'e gore, gunduz vakfe yapmad1k~a ve gecenin bir k1sm1nda da
Arafat'ta bulunmad1k~a. yani Arafat'tan ayri11$1 gune$ batt1ktan sonra olmad1k~a.
vakfesi ge~erli degildir. Malik (rh a), Peygamber (s av )'in; !J.:;;i :CJ J;1, ij}:. !J.:;;\ .:,.;
.~JI 1iG .ill J;1, ~}:. .IJG Y,3,
~I "Kim geceleyin Arafat'a eri~irse hacca eri~mi~
o!ur. Kim Ar;fat'ta geceleyin bulunmazsa, hacca eri~memi~ olur. " 138 hadisini deli I
olarak alm1$t1r.

Fakat biz Hanefller $Oyle diyoruz. Hadisteki "geceleyin" ilavesi me$hur


degildir. Me$hur olan, Muhammed'in Kitabu'l-Asl'da rivayet ettigi $U ifadedir.

~I il1 ~ ~~ il1 .).A


"Kim Arafat'ta bulunmazsa, hacca eri~memi~ olur. " 139

[4/56] Bize rivayet edilen "gece veya gunduz bir sure" $eklindeki hadise gore,
zamanindaki vakfenin kendisiyle, vakfe gune~in batmas1na kadar devam etmese
de hacca eri$rni$ olur.

Ancak gune$in batmas1ndan once Arafat'tan ayrll1rsa, ceza kurbani vacip


olur. c;:unku Arafat'ta vakfenin kendisi rukundur (farzd1r). Bu rukunde Mu$riklere
ayk1r1 davranma amac1 ortaya konuldugu i~in, bu ruknun gune$ bat1ncaya kadar
devam etmesi ise vaciptir. ResOlullah (s a.v) bu nu yapm1$ ve yapilmasin1
emretmi$tir. Vacibin terki ise, ceza kurbaniyla telafi edilmeyi gerektirir.

137
Darim1, Menasik 54; Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/261; EbO DavOd, Menasik 69; Tirmiz1, Hacc 57;
Nesa1, Menasik 211; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111no.
138
Muvatta, Hacc 55; Nesa1, Menasik 203.
139
lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/226; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/129.
H ac Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 107

Arafat'tan erken ayr1lan geriye doner ve gune~ batt1ktan sonra orada vakfe
yaparsa, ondan ceza kurbani du~mez.

Ancak lbn $uca' (rh a )'1n Ebu Hanlfe (rh.a )'den yapt1g1 bir rivayette; o (rh a.);

"Bu kimseden ceza kurbani du~er", demi~tir. c;:unku bu kimse terkettigi ~eyi
sonradan yerine getirmi~tir. Ozerine vacip olan1 yapm1~t1r. Onun uzerine vacip
olan, Arafat'tan gune~ batt1ktan sonra aynlmak idi. Bunu da yerine getirmi~tir.
Dolay1s1yla bu kimseden ceza kurbani du~er. lhrams1z olarak mlkat1 ge<;en kimseye,
sonra tekrar m1kata doner ve orada ihrama girerse ceza gerekmedigi gibi ...

Zahiru'r-rivaye'ye gore, bu kimseden ceza kurban1 du~mez. c;:unku Arafat'a


zevalden sonra ula~an kimsenin uzerine vacip olan, vakfenin gune~in bat1~1na
kadar devam etmesidir. Bu da ancak Arafat'tan gune~in bat1~1ndan sonra
ayrilmakla yerine getirilebilir. Dolay1s1yla bu kimseden kurban du~mez.

Kerhl (rh a )'nin Muhtasar'1nda belirttigine gore, o kimseden ceza kurban1


du~er. c;:unku ona vacip olan, gune~in bat1~1ndan sonra imamla birlikte Arafat'tan
aynlmak idi. Bunu da vaktinde yerine getirmi~tir.

HanefT alimlerimizden baz1lan ~oyle demi~lerdir. Burada o kimseden ceza


kurban1 du~mez. c;:unku onun gidi~iyle vakfenin surekliligi kesilmi~ olur. Geri
donu~uyle vakfesi sureklilik kazanm1~ olmaz. Aksine bu kimsenin bulunmad1g1
surenin tedarik edilmesi mumkun degildir. Dolay1s1yla bu kimseden ceza kurbani
du~mez.

lhramh kimse, bay1hr ve arkada~lan ona Arafat'ta vakfe yaptmrlarsa ihramhnm


bay1lmas1
bu caizdir.

c;:unku vakfe vaktinde vakfe yerinde bulunmas1 ile vakfe yerine getirilmi~ olur.
Gormuyor musun, bir kimse vakfe vaktinde bilmeden Arafat'tan ge<;se vakfe
yapm1~ sayil1r. Baylian ki~inin bu ibadetin farz1n1 yerine getirmesi uzak gorulemez.
Orucun ruknunun, yani niyetten sonra yeme i<;meyi terketmenin, bayg1n kimse
taraf1ndan yerine getirilmi~ say1lmas1 gibi.

Cl.inl.ip ve hay1zhnm, o gun ogle ve ikindi namazlann1 k1lan veya Ciiniip ve


hay1zhnm
k1lmayanm vakfesi caizdir. vakfesi

c;:unku vakfe Beytullah'a ozgu bir ibadet degildir. Dolay1s1yla abdestli olmak
vakfenin ko~ulu degildir. Bu kimseye namaz1n farz olu~u vakfe ile baglantli1
degildir. Namaz1n terkedilmesi oruca etki etmedigi gibi, vakfeye de etki etmez.
108 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

K1ran haccma niyet eden kimse, umre tavaf1 yapmadan once Arafat'ta
K1ran hacc1
yaparnn, vakfe yapsa, umreyi iptale niyet etse de etmese de umreyi iptal etmi~
um re
yapmadan say1hr.
vakfe
yapmas1 ~unku goz onune al1nacak anlam, Arafat'ta vakfeden sonra umrenin yerine
getirilmesinin imkans1z olu~udur. Umreyi iptal etmeye niyet etse de, etmese de bu
durum ger<;:ekle~mi~ olmaktad1r.

KitabO'I As/'da Zilhicce hilalinin gorulememesi nedeniyle Arefe gununun


Arefe
giiniiniin ~upheli olmas1 durumu belirtilmemi~tir. Muhammed (rh.a )'den rivayet edilen
belirli
olmamas1 goru~e gore; hilali gozetlerler ve buna gore her hangi bir gunde Arafat'ta vakfe
durumu yaparlarsa, sonra da Arafat'ta terviye gunu vakfeye durduklan meydana <;:1karsa bu
vakfe caiz degildir. Kurban bayram1 gunu vakfe yapt1klan ortaya <;:1karsa yapt1klar1
vakfe istihsan yoluyla caiz olur. Halbuki k1yasa gore bu caiz olmamal1yd1. ~unku
vakfe ozel bir vakitle belirlenmi~tir. Cuma namaz1n1n vaktinden sonra kil1namamas1
gibi, vakfenin de sonradan yerine getirilmesi caiz degildir.

[4/57] Fakat Peygamber (s av )'in;

140
"Sizin arefeniz bildiginiz gOndOr. " bir ba~ka rivayete gore,

"Sizin hamntz hac yapt1gm1z gOndOr." hadisine gore istihsan yoluyla caiz
gorulmu~tUr.

K1saca, hac1lar vakfe yapt1klannda, tan1klar hilali o gunden once gorduklerine


tan1kl1k ederlerse; bana gore hakimin bu tan1kl1ga kulak vermemesi, vakfeye
duranlann ham tamam olmu~tur, demesi gerekir. Taniklann bu tan1kl1klannda
kan~1kl1k <;:1karma arzusundan ba~ka ama<;:lan yoktur. Tan1klar gelir, Arefe ak~am1
tan1kl1kta bulunurlarsa, hac1lann da fecrin dogu~undan (sabah namaz1 vaktinden)
once Arafat'a <;:1kma imkanlan varsa tan1kl1klann1 kabul eder. Hac1lara vakfe
zamaninda Arafat'ta vakfe yapmalar1 i<;:in yola <;:1kmalann1 emreder. Eger bu
mumkun olamayacaksa, tan1klann tan1kl1g1n1 dinlemez. Ve hac1lar ertesi gun vakfe
yaparlar. Bu da onlara ge<;:erli olur.

Vakfeden K1ran haccma niyet eden kimse, gune~in zevalinden once Arafat'ta
once
cinsel cinsel ili~kide bulunursa, daha once umre tavafm1 da yapm1~sa, bu kimseye
ili~kide
iki ceza kurbam vacip olur. Haccm1 ve umresini bo~a c;1karm1~ olur. Haccm1
bulunma
durumu gelecek y1I kaza etmesi vacip olur.

140
Beyhak1, es-Sunenu'l-kObra, V/176; Ali el-Muttek1, Kenzu'l-ummal, Vlll/773.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 109

Burada birkac; nokta vard1r.

1. lfrat haccma niyet eden kimse, vakfeden once cinsel ili~kide


bulunursa haccm1 bozmu~ olur.

c;:unku Allahu Teala;

"Hacda cinsel ili~kide bulunmak, gunah say1/an davram~lara y6nelmek, kavga


etmek ve tartt~mak yoktur." (el-Bakara, 2/ 197) buyurmaktad1r.

Bu ayet, hac ile cinsel ili~kinin birbirine zit olduklanna delildir. Cinsel ili~ki
oldugu takdirde hac bozulur. Bu kimsenin bozulan haw tamamlamas1 ve gelecek
y1I haw kaza etmesi gerekir. ResOlullah (s a.v.)'in sahablleri bu konuda goru~
birligine varm1~lard1r.

ihrama giren bir kimse, bozulmu~ olsun-gec,;erli olsun ancak ihram


fiillerini yerine getirmek ko~uluyla ihramdan c,;1kabilir.

Biz Hanefllere gore bu kimseye ceza kurban1 gerekir.

$afil (rh.a.)'ye gore ceza olarak budne (deve) kurban1 vaciptir. O'na gore bu
kimse vakfeden sonra cinsel ili~kide bulunan kimse durumundadir.

Fakat biz Hanefller ~oyle diyoruz. Bu ceza kurban1, ihramdan c;1kmakta acele
edildigi ic;indir. Bunun ic;in muhsarda oldugu gibi ceza kurban1 olarak koyun
yeterlidir. Burada onun fiilinin cezas1, o kimsenin uzerine kaza etmesinin vacip
olu~udur. c;:unku o, hacda vacip olan ~eyin en onemlisidir. 0 kimseye bu cezan1n
yan1nda ba~ka bir kefaret vacip degildir.

Arafat'ta vakfeden sonra cinsel ili~kide bulundugu takdirde, biz Hanefllere


gore haw bozulmaz. Fakat deve kurbani (budne) kesme cezas1 gerekir. Hawn1 da
tamamlar.

$afil (rh.a.)'nin goru~une gore; ~eytan ta~lamadan once cinsel ili~kide


bulundugu takdirde haw bozulur. c;:unku bu kimsenin ~eytan ta~lamadan onceki
ihram1 mutlak ihramd1r. Gormez misin, o durumda, ihraml1ya haram olan
~eylerden hic;bir ~ey ona helal degildir. Cinsel ili~ki ise, Arafat'ta vakfeden once
oldugu gibi, mutlak ihramda ibadeti bozmaktad1r. $eytan ta~lamadan sonraki
durum ise farkl1d1r. Art1k ihramdan c;1kma anlan gelmi~tir. lhraml1ya daha once
haram olan sac;lan t1ra~ etme art1k onun ic;in helaldir.

Biz Hanefllerin bu konudaki delili, ibn Abbas (r a )'in;


llO _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

I~~ cl?J
•• '

"Arafat'ta vakfeden once cinsel ili:?kide bulundugu takdirde hacct bozulur.


Budne kurbam vacip olur. Vakfeden sonra cinsel ili:?kide bulundugu takdirde hacct
tamd1r. Ona ceza o/arak sadece koyun kurban etmek vacip o/ur. "141 ~eklindeki
hadisidir. Peygamber (s av);

~ f .ill ~~ ~j ~~_;.~I
"Hae Arafat't1r. Kim Arafat'ta vakfede bulunursa hacc1 tamam o!ur. " 142
buyurmu~tur.

Peygamber (s a.v.), ittifakla hac fiillerinin yerine getirilmesi a~1sindan hacc1n


tamam olmasin1 kastetmemi~tir. (:unku hac1nin uzerinde henuz baz1 farzlar
bulunmaktad1r. Bu ifade ile, haccin daha sonra bozulmaktan emin olunmas1
a~1sindan tamam oldugu anlam1n1 kastetmi~tir. Bu da harnn vakfe ile
saglamla~t1g1na dair f1khl anlamd1r.

Gormez misin, vakfeden sonra haccin ka~1rilmas1ndan emin olunmaktad1r.


Hamn ka~1nlmasindan emin olunmas1 hususunda kuvvetli hukum var oldugu gibi,
haccin bozulmas1ndan emin olunmas1 da ayn1 ~ekildedir. Vakfeden once ise henuz
harn saglamla~mam1~t1r.

Gormez misin, vakfe zaman1n1n ge~mesiyle hac ka~1nlm1~ olur. Cinsel ili~ki
[4/58]
nedeniyle de ayn1 ~ekilde hac bozulur. Cinsel ili~ki, diger ihram yasaklan gibi bir
yasakt1r. Hae yasaklann1n i~lenmesi ise harn bozmaz. Dolay1s1yla da harn
bozmamas1 gerekir. Cinsel ili~kinin ihramin saglamla~mas1ndan once yapilmas1
durumunda, bu konudaki icma delili nedeniyle biz bu k1yas kural1n1 terkettik.
lhram1n saglamla~mas1ndan sonraki durum onceki durum gibi degildir. Dolay1s1yla
k1yas kural1 aynen devam eder. Bu hususun asl1 uzere kalmas1 gayet a~1kt1r. (:unku
o ~oyle demektedir. (:ocuk vakfeden once bulug ~ag1na (erginlige) eri~irse yapt1g1
hac, farz harnn yerine ge~mek uzere caiz olur. Vakfeden sonra bulug ~ag1na
eri~mi~se caiz olmaz.

Bunun a~1klamas1 ~oyledir. $afil (rh.a.)'ye gore ~eytan ta~lamadan once cinsel
ili~kide bulunursa harn bozulur. $eytan ta~lamadan sonra cinsel ili~kide bulunursa

141
Muvatta, Hacc 65; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/129.
142
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/226; Beyhak1, es-Sunenu'l-kObra, V/116; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/129.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1l l
harn bozulmaz. Oysa $eytan ta~lamadan once yaplian cinsel ili~ki, ~eytan
ta~lamay1 terketmekten daha etkili olamaz. $eytan ta~lamay1 terketmek harn
bozmaz. $eytan ta~lamadan once yaplian cinsel ili~ki nas1I harn bozabilir?

2- Sadece umre yapan kimse, tavaf turlannm ~ogunu yapmadan once


cinsel ili~kide bulunursa umresi bozulur. Ve ona ceza kurbani vacip olur.

Tavaf turlannin c;:ogunu yapt1ktan sonra cinsel ili~kide bulunursa umresi


bozulmaz. c;:unku umrenin ruknu (farz1) tavaft1r. Hae ihraminin vakfe ile
saglamla~mas1 gibi umre tavaf1 turlannin c;:ogunun yap1lmas1 suretiyle umre ihram1
da saglamla~m1~ olmaktad1r. Fakat bize gore bu kimseye ceza kurbani olarak
koyun kesmesi vacip olur.

$afil (rh a )'nin goru~une gore; her iki durumda da umresi bozulur. Ve o
kimseye ceza kurbani olarak deve (budne) kesmesi vacip olur. c;:unku cinsel ili~ki
her iki ibadette de yasaklanm1~t1r. O'na gore, hacda cinsel ili~ki nedeniyle deve
(budne) kesmek vacip oldugu gibi, umrede de boyledir.

Hae Tavaf1 konusunda ac;:1klad1g1m1z gibi, biz Hanefllere gore umrede hacdan
farkl1 olarak deve (budne) kesme nedeni yoktur. Gerc;:ekte ise bu konu bizimle
$afiller aras1nda umre konusundaki me~hur goru~ farklli1g1ndan
kaynaklanmaktad1r. Bize gore um re sunnettir. $afil (rh a.)'nin goru~une gore ise
umre de hac farizas1 gibi farzd1r. $afil (rha) Allahu Teala'nin; .Ji i~lj ~I 1_,.!;ij
"Haw ve umreyi Allah ic;:in tamamlaym." (el-Bakara, 2/196) ayetini delil olarak alm1~t1r.
Ayetteki "tamamlama emri" hususunda hac ve um re birlikte anlim1~t1r. O'na gore
bu ayet, her ikisinin de farz olu~una delildir. ibn Sabit (ra.)'in hadisinde Peygamber
(sa v) ~oyle buyurmu~tur: (:;J1 ~) ~~i "Umre haccm farz1d1r. " 143

Subeyy b. Ma'bed (r a) ~oyle demi~tir. "Ben hac ve umreyi uzerime farz olarak
buldum." Peygamber (sav), Has'am kabilesinden gelen kad1na; 4\ y ~
-?Plj "Babanm yerine hac ve umre yap. " 744
buyurmu~tur.

Emrin hakikl kullan1l1~1 farz k1lma ic;:indir.

Biz Hanefllerin deli Ii ise, Om mu Sele me (r a.)'nin ~u hadisidir: Peygamber (s av);

143
Bkz. Hakim, Mustedrek, 1/643; Darekutn1, Sunen, 11/284.
144
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/212; Tirmiz1, Hacc 54; Nesa1, Menasik 8; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir,
XVlll/286.
l 12 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
"Hae cihadd1r, umre ise nafiledir. " 145 buyurdu. Bir zat Resulullah (s.a.v )'a;
Um re farz m1d1r? diye sorunca, Peygamber (s a.v);

..:.Li j:>
...-. •~_.: 01LJ' ']

-"Hay1r. Ama umre yapman senin ic;in daha hay1r/Jd1r. " 146 buyurdu.

Umre, y1I i~erisinde belirli bir zamanla sin1rland1nlmam1~t1r. Nafile ile farz1n
aras1 ancak bununla ayrll1r. c;:unku farz belirli bir zamanla sin1rlanir. Nafile ise belirli
bir zamanla s1n1rlanmaz. Nafile, ba~ka bir niyetle yerine getirilebilir.

$afil (rh.a.)'ye gore, hac aylanndan once hac ihram1na giren kimse, umre i~in
ihrama girmi~ olur. Harn ka~1ran kimse ittifakla umre fiilleriyle ihramdan ~1kar.
Farz ise nafileden bununla aynl1r. c;:unku nafile farz niyetiyle yap1labilir. Vakitle
belirlenmeyen farz ise, nafile niyetiyle yerine getirilemez.

Ayete gelince; ayetteki "vel-umre" kelimesi hem ustl.inlu, hem de otreli


olarak okunmu~tur. "vel-umretl.i lillah" ~eklindeki otreli okuyu~ yeni bir cum le olup
haberdir. Anlam1, "um re Allah i~indir." Nafileler de farzlar gibi Allah i~indir,
demektir.

Aynca ayetteki emir, ba~lan1lan ibadetin tamamlanmas1 emridir. Bu konuda,


[4/59] hi~bir ihtilaf yoktur. Biz ba~lang1~ta harnn farz oldugunu bu ayetten deg ii,

~~ ~i e6~ ·.1:; ·: =~i1 ~ ~01 ~ ~j'


"Yo! bulmaya gucu yeten kimse!erin Beytul/ah'1 haccetme!eri Allah'm insanlar
uzerindeki hakk1d1r." (Al-i lmran, 3/97) ayetinden ogrendik.

Boylece asil maksadin Beytullah'1 ziyaret etmek oldugu ortaya ~1kmaktad1r. Bu


maksat ise Beytullah'1 ziyaretle ilgili bir tek ibadetin farz olmas1yla yerine
gelmektedir. Oyleyse farz olma niteligi bir ka~ fiilde bulunmaz. Bu nedenle hac
tekrar tekrar farz olmaz.

"Farlza" ifadesinin anlam1 hac gibi amellerle takdir edilmesi demektir. c;:unku
farz takdir etmek anlam1ndad1r. Biz de umrenin takdir edildigini soyluyoruz. Bu
noktada en son soylenebilecek ~ey, konu hakkinda ~upheli rivayetlerin gelmi~
oldugudur. Farz olma niteligi ise, ~upheli delillerle sabit olmaz.

145
lbn Mace, Menasik 44; Taberan!, el-Mu'cemu'/-kebir, Xl/442; Beyhak!, es-Sunenu'/-kubra, IV/348.
146
lbn EbQ $eybe, Musannef, 111/223; Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/316; Taberan!, el-Mu'cemu'l-evsat,
Vl/341; Darekutn!, Sunen, 11/285.
ff a c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 113

Biz Hanefllere gore umrenin asl1n1n farz olmad1g1, bilakis umrenin hacca tabi
oldugu kesin ortadad1r. Hacda cinsel ili~ki nedeniyle budne (deve kurbani)nin vacip
olu~u. umrede de budnenin vacip olu~una deli! olmaz.

$afil (rh.a.)'ye gore umre farz oldugu ic;in, hacda cinsel ili~ki nedeniyle vacip
olan ceza ~ekli, umrede de cinsel ili~ki nedeniyle vaciptir.

3- K1ran haccma niyet eden kimse, vakfeden once umre tavafm1


yapm1~. sonra da Arefe gunu zevalden once cinsel ili~kide bulunmu~sa,
umrenin ihrammm saglamla~masmdan sonra cinsel ili~ki yapm1~ olur. Bu
cinsel ili~ki nedeniyle umresi bozulmaz. Bu nedenle bu kimseye ceza
kurbani gerekir.

Arna hac ihram1n1n saglamla~mas1ndan once cinsel ili~kide bulunmu~sa, harn


bozulur. lhramdan c;1kmakta acele ettigi ic;in ceza kurban1 kesmesi ve harnn1 kaza
etmesi gerekir. lki ibadetten birinin bozulmas1 nedeniyle, k1ran hacc1n1n kurban1 bu
kimseden du~er.

Vakfe yapt1ktan sonra cinsel ili~kide bulunursa bu kimseye umre ic;in bir ceza Vakfeden
kurban1, hac ic;in deve kurban1 ve ayrica k1ran kurbani vacip olur. c;:unku cinsel ili~ki sonra cinsel
ili~kide
nedeniyle bu iki ibadetten her hangi biri bozulmam1~t1r. bulunma

Tira~ olduktan sonra Beytullah'1 ziyaret tavaf1 yapmadan once cinsel Ziyaret
tavafmdan
ili~kide bulunursa da boyledir.
once cinsel
ili~kide
Bu ifade ile o kimsenin uzerine ceza olarak deve kesmenin vacip oldugunu bulunma
kastetmektedir. c;:unku bu kimsenin han1mina yakla~mama hususundaki hac
ihram1, Beytullah'1 tavaf edinceye kadar devam etmektedir. Fakat burada umre
kurbani gerekmez. c;:unku t1ra~la umre ihramindan c;1k1~1 tamamlanm1~t1r

Arefe gecesi Arafat'a gelmeden once cinsel ili~kide bulunan kimsenin


hacc1 bozulur ve ceza olarak koyun kurban etmesi vacip olur.

c;:unku bu kimsenin ihram1 vakfe vaktinin giri~iyle saglamla~mam1~t1r. Hae


ihram1, ancak vakfe fiiliyle saglamla~m1~ olmaktad1r. Gormez misin, harnn
kac;1rlimas1ndan emin olmak, vaktin girmesiyle meydana gelmemekte, ancak vakfe
ile meydana gelmektedir. Dolay1s1yla bu durum, vakfe vaktinin girmesinden once
cinsel ili~kide bulunmas1yla ayn1 ~ekilde kabul edilmi~tir.

K1ran haccma niyet eden kimse, umre tavafm1 yapmadan once


Arafat'ta vakfe yapsa, sonra cinsel ili~kide bulunsa; daha once
ac_;iklad1g1m1z gibi, bu kimsenin umre ihram1 vakfe ile iptal edilmi~ olur.
ll4 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Umreyi iptal etmeden dolay1 koyun, cinsel ili~kide bulundugu ic;;in deve
kurban etmesi vacip olur.

Bu kimsenin cinsel ili~kisi haw saglamla~t1rd1ktan sonra hac ihram1na


Mikat1 rastlam1~t1r. Hacc1n1 tamamlar. Te~rlk gunlerinden sonra da umresini kaza etmesi
ihrams1z
ge~me
vacip olur.

Mekke'ye ihrams1z giren kimse, mlkata donerse hacci kac;;1rmaktan


korkar da hemen ihrama girerse, sonra da vakfe yaparsa bu gec;;erlidir.
Ancak mlkat1 ihrams1z gec;;tigi ic;;in ceza kurbam vacip olur.

Abdullah b. Mes'ud (ra) ve ba~ka sahabllerden ~byle dedikleri nakledilmi~tir.


Mlkat1 ihrams1z gec;tigi zaman mlkatta ihrama girme vacibini terkettigi ic;in ceza
kurbani vacip olur.

Bunun anlam1 ~udur. Dinimiz ihrama girme yeri olarak mlkat1 belirlemi~tir.
Mlkatta ihrama girmeyi ertelemesinden dolay1 ihramda noksanl1k olu~ur. Hae
noksanl1klari ise ceza kurban1yla telafi edilir. Hac1, iki ceza ile kar~lla~t1g1nda daha
[4/60] hafif olan1 tercih eder. Kurban kesmek, haw kac;1rmamak ic;in mlkata dbnmekten
daha kolayd1r.
Arafat'ta
vakfedeyken
ba~ka hacca Hac1 Arafat'ta vakfe yapsa sonra vakfedeyken bir ba~ka hac niyetiyle
niyet etmek telbiye getirse, haccm1 iptal eder. iptal etme nedeniyle kendisine ceza
kurbam kesmesi, ~u yapmakta oldugu hacci tamamlamas1, iptal ettigi
haccm yerine hac ve umre yapmas1 vacip olur.

Bu, Ebu Hanlfe (rh a.) ve Ebu Yusuf (rh.a.)'un gbru~udur. Muhammed (rh.a )'e
gore bu kimsenin ihram1 hukumsuzdur.

Bu durum, daha sonra ac;1klayacag1m1z gibi, iki hacca birden niyet eden kimse
hakk1nda bu imamlarim1z1n farkl1 gbru~lere sahip olmalari gibidir. Hac1 bu niyeti
iptal edecektir. Bu haw iptal etmedigi takdirde ve vakfe zamaninin devam etmesi
nedeniyle bu niyetle vakfeye durdugu takdirde, ayni y1lda iki hac birden yapm1~
olacakt1r. Halbuki ayn1 y1lda birden fazla hac yapmas1 caiz degildir. Bu haw iptal
edince, iptal etmesi nedeniyle ceza kurbani vacip olur. (unku bu kimse, saglikl1 bir
~ekilde ba~lad1g1 ihramdan, gerekli fiilleri yerine getirmeden c;1km1~ olmaktad1r.
Muhsar olan kimse gibi, kendisine ceza kurbani gerekmektedir. Hawnda muhsar
Um re
yaparken olup ihram1n1 c;1karan kimse gibi, bunun yerine hac ve umreyi kaza etmesi
ba~ka bir
gerekmektedir. (unku bu kimse haw kac;1ran kimse gibidir. Haw kac;1ran, umre
umreye niyet
etmek fiilleriyle ihramdan c;1kar. Bu kimse ise umre fiillerini yerine getirmemi~tir.
Dolay1s1yla haw kaza etmekle beraber umreyi de kaza etmesi uzerine vaciptir.
ua c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 11s
Ayni ~ekilde umre niyetiyle telbiye getirse de bu umresini iptal eder.

c;:unku o kimsenin vakfesi sagl1kl1 bir umre uzerine yap1lm1~ olsa, "k1ran
hawna niyet eden ve umre tavafin1 yapmadan once vakfeye duran kimse"
konusunda a~1klad1g1m1z gibi, umreyi iptal etmesi vacip olur. Umre ihram1yla
vakfeyi birle~tirdigi takdirde de durum aynid1r.

Bunun nedeni ~udur. Eger umreyi iptal etmezse umrenin fiillerini yapacakt1r.
Dolay1s1yla umre fiillerini, hac fiilleri uzerine kurmu~ olacakt1r. Bu nedenle umreyi
iptal edecek ve sagl1kl1 bir ~ekilde ba~lad1g1 ihramdan ~1kt1g1 i~in, o kimsenin
uzerine ceza kurban1 ve kaza umresi vacip olacakt1r.
Miizdelife'de
Muzdelife gecesi Muzdelife'de hac niyetiyle telbiye getirmi~ olsa, ba~ka hacca
niyet etmek
telbiye getirdigi anda haccm1 iptal etmi~ olur.

c;:unku iptal etmemi~ kabul edilse, Arafat'a donup tekrar vakfe yapabilir.
Dolay1s1yla ayn1 y1lda iki hac yapm1~ olur. iki hac niyetiyle telbiye getirmesi durumu
bundan farkl1d1r. c;:unku 0 durumda bu iki hacdan birinin fiilini daha once yerine
getirdigi takdirde diger haw iptal etmi~ olmaz. Bu durumda ise, hac1 bu iki
hacdan birinin fiiliyle ugra~maktad1r. Hatta sadece o haw yapmaktad1r. Bundan
dolay1 ikinci hac derhal iptal edilmi~ olur.

Ayni ~ekilde Muzdelife gecesi umre niyetiyle telbiye getirse, bu


umreyi iptal etmi~ olur.

Kitabu'/-As/'da bu goru~ EbO Yusuf (rh a) ve Muhammed (rh.a.)'e nispet


edilmi~tir. EbO Hanlfe (rh a.), daha once ifade ettigimiz nedenle bu konuda
lmameyn'e muhalefet etmemektedir. c;:unku bunu iptal etmemi~ say1l1rsa, umre
fiillerini hac fiilleri uzerine kurmu~ olur.

Kurban bayrammm birinci gunu fecrin dogu~undan sonra ikinci hac


niyetiyle telbiye getirdigi takdirde bu, haw iptal etmez.

c;:unku art1k vakfe vakti ge~mi~tir. Bu ihram1 devam ettigi takdirde ayn1 y1lda
iki defa haccetmi~ olamaz. Fakat birinci hawn fiillerini tamamlar. Ertesi y1I
haccedinceye kadar ihraml1 olarak bekler. Ancak birinci haw i~in t1ra~ olursa bu
t1ra~ olma nedeniyle ikinci ihraminda su~ i~ledigi i~in ceza kurban1 gerekir. Tira~
olmazsa birinci hacdaki t1ra~ olma vacibini as1I vaktinden sonraya erteledigi i~in
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore yine ceza kurban1 vacip olur. lmameyn'e gore bu
erteleme nedeniyle o kimseye ceza kurban1 gerekmez.

Meselenin asl1 ~udur. Hae aylarindan once hac niyetiyle ihrama giren kimse
bize gore hac ihramina girmi~ olur.
116_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

$afil (rh.a.)'ye gore umre ihram1na girmi~ olur. Hasan b. EbO Malik (rh.a.), EbO
Yusuf (rh a )'tan bu ~ekilde goru~ rivayet etmi~tir.
Hae aylan
Bize gore hac aylan: ~evval, Zilka'de ve Zilhicce'nin ilk on gi.ini.idi.ir.

[4/61) Malik (rh a);

"Hae be!irli aylardtr." (el-Bakara, 2/197) Ayetini deli I alarak Zilhiccenin tamam1,
demi~tir. ~ogulun en az1 ittifakla u<;:tUr

Fakat biz Hanefller ibn Abbas, lbn Mes'Od, lbn Omer ve lbn Zubeyr (r a )'in;

"Hae aylan )ewal, Zilka'de ve Zilhieee'nin ilk on gunudur. " 147 ~eklindeki
goru~unu delil olarak almaktay1z. Dolay1s1yla bu zatlar u<;: <;:ogulunu ayetin
anlamindaki kemal derecesinde alm1~lard1r. Bunun nedeni ~udur. Kurban
bayram1nin birinci gunu fecrin dogmas1yla (sabah vaktiyle) art1k hac ka<;:m1~ olur.
lbadetin ka<;:1nlm1~ olmas1 ise vaktin ge<;:mesiyle olur. Vakit kalmas1 durumunda
ibadet ka<;:m1~ olmaz.

Bu nedenle EbO Yusuf (rh.a ); Zilhicce ayindan on gece ve dokuz gun vard1r.
Onuncu gun haccin vakti degildir. ~unku hac vaktinin ge<;:mesi, onuncu gun -yani
kurban bayram1nin birinci gunu- fecrin dogmas1yla ger<;:ekle~ir, demi~tir.

Mezhebin en dogru goru~une gore, onuncu gun harnn vaktindendir. ~unku


sahabller "Zilhiccenin on gunu" demi~lerdir. Gun ve gecenin say1lanndan birinin
<;:ogul ifadesiyle an1lmas1 onun kar~li1g1 olan say1nin da bu ifade i<;:ine girmesini
gerektirir. Aynca Allahu Teala bu gunu "buyuk hac gunu" diye adland1rm1~t1r.
Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:

£ -~~1.:.;.i1
"(r -- - 81 (..$'.
~- i Y- -r:
!1 __ ' - -.11 ~
J _,-.;J ! ~l~lJr
- }.

"Bu, Allah ve ResO/Qnden insan!ara buyuk hae gunu bir duyurudur." (et-Tevbe,
9/3)

Bu ifade ile kastedilen, Kurban Bayramin1n birinci gunudur. O gunde vakfe


degil, ziyaret tavaf1 yaplid1g1ndan hac vakti olamaz Bu nedenle o gun fecrin

147
Muvatta, Hacc 19; lbn EbO $eybe, Musannef, 111/221; Buhar1, Hacc 37; Tirmiz1, Hacc 89; Hakim,
Mustedrek,11/303; Taberan1, el-Mu'cemu'/-evsat, 11/163; Beyhak1, es-Sunenu'l-kUbra, IV/342.
H ac Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ I l 7

dogmas1yla, harnn ruknu (farz1) olan vakfenin vakti gec;tigi ic;in hacc1n vakti gec;mi~
olur.

$afil (rh a.) ise, Peygamber (s av )'in;~j-4JJ~ J~ ~I ~l .;)- J ~~ ~I "Hae


d1~mda hac ic;in telbiye getiren kimse, umre ic;ln telbiye getirmi~ o/ur. "
148
aylan

Hadisini delil olarak alm1~t1r. c;:unku hac ic;in ihrama girmek, namaz ic;in iftitah
(ba~lama) tekbiri almak gibidir. Namaz vaktinin girmesinden once farz namaza
ba~lamak caiz olmad1g1 gibi, hacda da boyledir. lhram hac rukunlerinden biridir.
Diger rukunler gibi hac vakti d1~1nda hac ihram1na girilmez. Hae ihram1 gec;erli
olmad1g1na gore umre ic;in ihrama girmi~ olur. c;:unku bu vakit umre vaktidir.
Gormez misin, vaktin gec;mesiyle haw kac;m1~ o/ursa uzerinde umre ihram1 kal1r.
Ilk ihrama giri~i, hac aylan d1~1nda oldugunda da boyledir.

Biz Hanefllerin delili ~udur. Hae ic;in ihrama girmek, namaz ic;in abdest almak
gibidir. c;:unku bu, ibadeti bitirinceye kadar devam ettigi ic;in; ibadetin
rukunlerinden degil, ko~ullanndand1r. Bu tan1m, ibadetin ruknunun tan1m1 degil,
ko~ulunun tan1m1d1r. c;:unku fiillerin yap1lmas1 buna bagl1 degildir. lhrama mlkatta
girilir. Fiiller ise Mekke'de yerine getirilir. Hae aylannin ilk gunu ihrama girse, hac
fiillerinin bundan bir sure sonra yapllmas1 durumunda da hac gec;erli olur.

Bundan anl1yoruz ki, ihram burada ko~ul yerindedir. Namazdan farkl1 olarak
vaktin sahih olu~u gerekli degildir. c;:unku namazda rukunlerin yap1lmas1, iftitah
tekbiriyle baglant1l1d1r. Hae vaktinin girmesinden once ihrama girecek olsa,
rukunlerin yap1lmas1 bununla baglantll1 degildir.

Bu konudaki ($afil (rh a )'nin deli I olarak ald1g1) had is, gerc;ekten ~az (guvenilir
ravilerin rivayetine ayk1r1) hadistir. Bu gibi hadislere guvenilmez.

Fakat bu kimsenin hac aylanndan once hac niyetiyle ihrama girmesi mekruh
olur. Hanefl alimlerimizden bir k1sm1 ise, ihram bir yonden rukun yerinde oldugu
ic;in, bunun mekruh oldugu goru~undedir.

Bu nedenle kale, ozgur edilmeden once ihrama girse, ozgur edildikten sonra
[4/62]
bu ihramla farz hac yapllm1~ olmaz. lki kural aras1nda gidip gelen hukmun nasibi
bol olur. lhrama girmek hacc1n ko~ullanna benzedigi ic;in vakitten once caiz olur.
Hawn rukunlerine benzedigi ic;in mekruh olur. Bir ba~ka goru~e gore, hac
aylanndan once ihrama giren ki~i, ihramda uzun sure bekleyecegi ic;in yasaklara
du~mekten emin olamayacag1ndan dolay1 mekruh olur.

lbn EbCi ~eybe, Musannef, 111/323; lbn Huzeyme, Sahih, IV/162; Darekutn1, 11/234; Beyhak1, es-
148

Sunenu'i-kubra, IV/343.
118 Kitabu'l-Mebsfit

Miizdelife'de imam Muzdelife'de Ak~am ve Yats1 namazm1 birlikte bir ezan ve bir
ak~am ve
yatsmm kametle k1ld1r1r. Eger bu iki namaz arasmda nafile k1larsa yats1 namaz1 i~in
birle~tirilmesi ikinci bir kamet getirilir.

Zufer (rh.a.); iki namaz aras1nda nafile kllarsa yats1 namaz1 i~in yeni bir ezan ve
kamet getirilir, demi~tir. <;:unku bu iki namaz aras1nda nafile ile ugra~makla iki
namaz birbirinden ayrilm1~ olur. Bu kimse art1k her iki namaz1 kendi vakitlerinde
k1lan kimse gibidir. Bundan dolay1 o kimseye her namaz i~in ezan ve kamet
okumas1 gerekir.

Fakat biz ~i::iyle diyoruz. iki namaz aras1nda yemekle ugra~t1g1nda namazlar
aras1ndaki birle~tirme (cem') kesintiye ugramayacag1 gibi, iki namaz aras1nda nafile
k1lmakla da bu birle~tirme kesintiye ugramaz. Fakat cemaate yats1 namaz1n1
k1ld1rd1g1n1 duyurmaya ihtiya~ vard1r. Kametle de bu duyuru tamamlanm1~
olmaktad1r.

Bu konudaki asll deli I, lbn Omer (r.a) hadisidir. lbn Omer (r.a.), ak~am namaz1n1
Muzdelife'de k1lm1~, sonra ak~am yemegi yemi~, sonra da yats1 namaz1 i~in kamet
getirmi~tir.

Ak~am namazm1 gune~ batt1ktan sonra Arafat'ta k1larsa, ya da ~afagm


kaybolmasmdan once veya sonra Muzdelife'ye giderken yolda kilarsa; Ebu
Hanlfe (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore bu namaz1 Muzdelife'de tekrar
k1lmas1 gerekir.

Ebu Yusuf (rh.a) ise; ~i::iyle demi~tir. Bu yapt1g1 mekruh olur. Arna tekrar
k1lmas1 gerekmez. <;:unku farz namaz1 vaktinde k1lm1~t1r. A~1k delillere gore
gune~in bat1~indan sonras1 ak~am namaz1n1n vaktidir. Namaz1n vaktinde k1l1nmas1
ise ge~erlidir.

Gi::irmez misin, bu namaz1 bayram sabah1 fecrin dogu~una kadar yeniden


k1lmazsa, bu kimseye bu namaz1 tekrar k1lmas1 gerekmez. Eger klld1g1 namaz caiz
makam1nda olmasa, fecrin dogu~u ile bu namaz1 tekrar kllmas1 geregi ortadan
kalkmazd1. Fakat biz Osame b. Zeyd (r a) hadisini deli I olarak al1yoruz. Osame (r a.),

Muzdelife'ye giderken Peygamber (s av )'in devesinde idi. Gune~ bat1nca;

-Ya Resulellah ! Namaz? diye sordu. Peygamber (s.a v );

J.l4 Loi b\j,_J\


Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 119

-"Namaz ileride/" 749 buyurdu.

Peygamber (s a.v.), bu ifade ile ak~am namaz1n1 k1lma fiilini kastetmemi~tir.


c;:unku namaz kilma fiili, namaz kilan1n hareketleridir. Peygamber (s.a.v) de onunla
beraberdir. Bununla ya namaz k1linacak yeri veya namaz k1l1nacak zamani
kastetmektedir. Eger bununla namaz kil1nacak yeri kastetmi~se, bu delille namaz1n
ozel bir yerde -Muzdelife'de- kil1nacagin1, dolay1s1yla ba~ka bir yerde caiz
olamayacag1n1 ai;;1klam1~ olmaktad1r. Eger bununla namaz k1l1nacak zaman1
kastetmi~se, bununla hac1 ii;;in ak~am namaz1 vaktinin, gune~in batmas1yla
girmedigi ortaya i;;1kmaktad1r. Namaz1n vaktinden once k1l1nmas1 ise caiz degildir.

Bunun delili, hac1n1n o gun ak~am namaz1n1 erteleme ile emrolunmu~


olmas1d1r. Yoksa namazla ugra~mas1nin yolculugunu kesintiye ugratacak olmas1
degildir. c;:unku namaz1n vaktinde k1l1nmas1 farz olup, bu farz bu gibi bir ozurle
du~mez. Ancak namaz1 erteleme emri, iki namaz1 Muzdelife'de birle~tirmek ii;;indir.
Ak~am namaz1n1 Muzdelife'ye giderken yolda kilmakla bu anlam ortadan kalkm1~
olur. Dolay1s1yla bir hac fiili olarak me~rO oldugu ~ekliyle iki namaz1 birle~tirmek ii;;in
Muzdelife'ye vannca ak~am namaz1n1 yenilemesi gerekir. Bayram sabah1 sabah
vakti girince ak~am namaz1n1 yeniden k1lmas1 du~er. c;:unku yeniden k1lmanin vacip
olu~u, bu iki namaz1 birlikte k1lma (cem') faziletine eri~mek ii;;indir. Bu da yats1
namaz1 vaktinin gei;;mesiyle ortadan kalkm1~ olmaktad1r.

Bu nedenle ~oyle dedik. Haci yolda kal1r ve fecrin dogmas1ndan once 141631
Muzdelife'ye ula~amayacak durumda olursa, ak~am namazin1 yolda kilar, daha
sonraya ertelemez.

Muzdelife'de sabah namazm1 ikinci fecir dogdugu s1rada alaca


Mi.izdelife'den
karanhkta k1lar. Sonra biraz bekler. Fecir a~1hnca gune~ dogmadan Mina'ya Mina'ya
hareket
dogru hareket eder.

Bunun delili ibn Mes'Od (ra )'un daha once belirttigimiz hadisidir.

Biz Hanefilere gore bu vakfe vaciptir. Farz degildir. Oyle ki, herhangi bir
neden olmaks1z1n bu vakfeyi terkedecek olsa ceza kurban1 gerekir. Arna harn
tamd1r.

Leys b. Sa'd (rh a )'in goru~une gore, bu vakfe farz olup, hac ancak bununla
tamamlanir. c;:unku bu vakfe Allah'1n kitab1nda emredilmi~tir. Allahu Teala ~oyle
buyurmaktad1r: i-1..,;j1 _rlJ1 ~ ~lil 1J)1li "Me:{ar-i Haram'da Allah't anmtz." (el-

149
Buhar1, Hacc 93; Muslim, Hacc 45; ibn Mace, Menasik 59; Eba DavOd, Menasik 64; Nesa1, Menasi k
206.
l20 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Bakara, 2/198) Peygamber (s.a v.) de Urve b. Mudarris (r.a.) hadisinde ~oyle
buyurmu~tur:

~ p .ill ~;J111.. 8..i _j;J :.,.o "Kim bu vakfe yerinde bizimle beraber vakfe
yapm1;sa hacc1 tamam olur. " 150 Leys b. Sa'd (rh a); bu hadiste harnn tamam
olu~unu bu vakfeye baglam1~t1r. Bundan dolay1 bu vakfenin harnn ancak
kendisiyle tamamland1g1n1 (bir rukun oldugunu) anl1yoruz, demi~tir.

Biz Hanefllerin deli Ii, Peygamber (s av )'in;


) , , .. , ,., J; J •

~ p 14.9 ;..;~ ~j ~ ;;_;.~I


"Hae Arafat'ta bulunmakt1r. Kim Arafat'ta vakfe yaparsa hacc1 tam olur. " 151
~eklindeki hadistir. Ayrica her hangi bir mazeretle bu vakfeyi terk etmek caiz
degildir. (unku Peygamber (s av )'in halas1 Duba a (r a) hasta idi. Muzdelife gecesi
Mina'ya gitmek i\in Peygamber (s av )'den izin istedi. Peygamber (s a.v.) de ona izin
verdi. Yine rivayet edildigine gore, Peygamber (s av.) ailesinden gu\suz olanlari
Muzdelife'den geceleyin gondermi~ti. Muzdelife'deki vakfe farz olsayd1, bu
vakfenin her hangi bir ozurle terk edilmesi caiz olmazd1. Bundan anla~ilmaktad1r
ki, bu vakfenin Arafat'taki vakfeye gore durumu, veda tavafin1n ziyaret tavaf1na
gore durumu gibidir. Veda tavaf1 da rukun degil, vaciptir. Hay1zl1 olma mazeretiyle
terkedilmesi caizdir. Bu vakfe de ayn1 ~ekilde vaciptir.

Miizdelife Muhassir vadisi d1~mda, Mlizdelife'nin tamam1 vakfe yeridir. Urane


ve vakfe
yeri vadisi d1~mda Arafat'm tamam1 vakfe yeridir.

Bu konuda rivayet edilen hadisi daha once a\1klam1~t1k.

Bana en guzel gelen, Muzdelife'deki vakfesinin imamm arka tarafmda


kalan Kuzah ad1 verilen dagm yanmda olmas1d1r.

(unku Peygamber (s.a v ), vakfesi i\in bu yeri se\mi~ti. Arafat'taki vakfe i\in en
faziletli olanin da, imam1n duasina amin demek i\in, imamin arkas1nda ona yak1n
bir yerde vakfe yapmas1 oldugunu a\1klam1~t1k Muzdelife'deki vakfe de boyledir.

Miizdelife'den Mlizdelife'den geceleyin erkenden aynhrsa; bu da hastahk gibi yahut


vaktinden
once aynlmak kadmm a~m kalabahktan korkmas1 gibi bir mazerettten dolay1 ise, (daha
once rivayet ettigimiz hadisten dolay1) bu kimseye hi~ bir ceza gerekmez.

150
Darim1, Menasik 54; Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/261; EbO DavOd, Menasik 69; Tirmiz1, Hacc 57;
Nesa1, Menasik 211; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/70.
151
lbn Eba $eybe, Musannef, 111/226; Beyhakl, es-Sunenu'/-kubra, V/116; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/129.
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 121

Eger her hangi bir ozur olmaks1zm aynhrsa, hawn vaciplerinden bir vacibi
terk ettigi ic;in ceza kurbarn gerekir. Fecrin dogmasmdan sonra, ama
insanlarla birlikte sabah namazm1 kilmadan Mina'ya giderse bu kimseye
hie; bir ceza gerekmez.

(:unku o vakfenin aslin1, vakfe vaktinde yerine getirmi~ bulunmaktad1r. Fakat


vakfenin surekliligini terk ettigi i~in iyi etmemi~tir.

Mef ar-i Haram' a fecrin dogu~undan sonra ugram1~ olsa, yine hie; bir Mefari
Haram'a
ceza gerekmez.
ugrama
(:unku bu kadar ugramakla bile vakfesi yerine gelmi~ olur. Uyur durumda, ya
da bayg1n durumda Muzdelife'den ge~er, hacilarla birlikte vakfe yapmaz, nihayet
hacilar oradan ayril1rlarsa da ayn1 ~ekildedir. (: unku bu kimsenin vakfe vaktinde
vakfe yerinde bulunmas1, vakfe say1lmaktad1r. Bunu Arafat'taki vakfe konusunda
a~1klam1~t1k. Muzdelife' deki vakfe de ayn1 ~ekildedir.

Bayram gecesi yolda uyur da Muzdelife'de gecelemezse hie; bir ceza


[4/64]
gerekmez.
Miizdelife'de
(:unku Muzdelife'de gecelemek bzellikle yapilmas1 gerekli bir nusuk (hac fiili) geceleme
degildir. Asil maksat fecrin dogu~undan sonra Me~'ar-i Haram'da vakfe yapmakt1r.
Bu kimse de asil maksad1 yerine getirmi~ olmaktad1r. $eytan ta~lama gecelerinde
Mina'da geceleme konusunda a~1klad1g1m1z gibi, as1I maksat olmayan ~eyi terk
etmek nedeniyle bir ceza gerekmez.

Allah Subhanehu ve Teala dogruyu daha iyi bilir. Donu~ ve vari~ yaln1z
O'nad1r.

~EYTAN TA~LAMA
Kurbanm 1.
Mina'ya vannca once Cemre-i Akabe'ye (Buyuk ~eytan'a) yedi ta~ giinii Cemre-i
atar. Bundan sonra k1ran veya temettu' hacc1 yap1yorsa kurban keser, Akabe'nin
ta~lanmas1
sonra da t1ra~ olur.

Bunun deli Ii Ay~e (ra )'nin ~u hadisidir. Peygamber (s.a.v) ~byle buyurmu~tur:

~ p~1 f ~:) ~t r-)1 11;, J ~ Jji ~l


l22 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

"Bugun -Mina'da- ilk ibadetimiz ta~ atmam1zd1r. Sonra kurban kesmemiz,


sonra da t1ra~ olmam1zd1r. " 752 Aynca kurban kesme ve t1ra~ olma, ihramdan i:;1kma
nedenleridir. Bilindigi gibi, muhsar olanin ihramdan i:;1kmas1, kurban kesmek
suretiyle olmaktad1r. Hac1 $eytan ta~lamay1 bu iki fiilden once yerine getirir.
Kurban kesme, ihramdan i:;1kma anlam1nda t1ra~ olma gibi degildir. c;:unku t1ra~
olma, ihram yasag1d1r. Kurban kesme, ihram yasag1 degildir. Dolay1s1yla kurban
kesme, t1ra~tan once yerine getirilmektedir.

Alimlerin, bayram1n birinci gunu $eytan ta~lamaya ba~lama vakti hususundaki


goru~ aynl1klann1 daha once ai:;1klam1~t1k. Alimler ta~laman1n son vakti hususunda
da ihtilaf etmektedirler.

~eytan Mezhebin dogru olan gori.i~i.ine gore ta~lama vakti, gi.ine~ batmcaya
ta~lama
kadar devam eder. Ancak geceleyin ta~larsa hie; bir ~ey gerekmez.
vakti
EbO Yusuf (rh.a.)'a gore; ta~lamanin vakti gune~ zevale erinceye (bat1ya
yonelinceye) kadar devam eder. Zevalden sonras1 ise kaza olur.

$afil (rh a )'nin bu konuda iki goru~u vard1r: Bir goru~une gore, gune~
bat1ncaya kadar ta~layabilir. Gune~ batinca bu ta~lamada vaktini gei:;irmesi
nedeniyle fidye gerekir. c;:unku bu vakitte $eytan ta~lama, ResOlullah (sa v)'1n
fiiliyle ibadet olarak bilinmi~tir. Arafat'taki vakfe gibi, vaktin gei:;mesiyle bu ibadete
eri~ilememi~ olur.

$afil (rh a )'nin diger goru~une gore, ta~lamanin vakti te~rlk gunlerinin sonuna
kadar devam eder. Oyle ki, terk ettigi ta~lamay1 te~rlk gunlerinin sonunda
yapabilir. Hie_; bir ceza gerekmez. c;:unku $eytan ta~lama yeri ve zamani degi~ik olsa
da tek bir hac fiili hukmundedir. Dolay1s1yla vakti gei:;medigi surece bu hac fiili
kai:;1nlm1~ olmaz. Bu da ancak te~rlk gunlerinin sonu gelince olur. 0 (rh a.) bu nu
tekbirlere k1yas etmi~tir. c;:unku te~rlk gunlerinde herhangi bir namaz1 terk eden
ki~i, bu namaz1 te~rlk gunlerinde tekbirlerle kaza eder.

Biz Hanefllerin delili, Bayram1n birinci gunu Cemre-i. Akabe'ye ta~ atma vakti
delille belirtilmi~, Peygamber (s av) ~oyle buyurmu~tur:

~j ~1 :r,_;:11 I~ J ~ Jj1~)

112
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/281; Buharf, lydeyn 17; Muslim, Edahf 7; Nesaf, lydeyn 8; Beyhakf,
es-Sunenu'/-kubra, 111/311.
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 123

Gu nun tamamlanmas1 1se gune~in


753
"Bugun ilk ibadetimiz ta? atmam1zd1r. "
batmas1yla olur. Ancak EbO Yusuf (rh.a.) birinci gunku ta~lamay1, ikinci gune k1yas
etmekte ve ~6yle demektedir. "ikinci gun ta~lama vakti ya nm gun, zevalden sonra,
oldugu gibi, bu gun de ayn1 ~ekilde ta~lama vakti yanm gundur. Bu da 6gleye
kadard1r."

Ancak geceleyin ta~larsa hie; bir ~ey borc;lanmaz. c;:unku Resulullah (sav)
c;obanlann geceleyin ta~lamalanna izin vermi~ti. Ayrica gunduz ta~lama vakti
olunca, gece de gunduze tabi olur.
[4/65]
Nitekim Bayram gecesi, vakfe hukmunde Arefe gunune tabi olmaktad1r.

Birinci gi.inki.i ta~lamay1 ertesi gi.in sabah oluncaya kadar yapmazsa, ~eytan
ta~laman1n
hala ta~lama ic;in vakit kalmas1 nedeniyle bu ta~lamay1 yapar. Fakat Ebu geciktirilmesi
Hanife (rh.a.)'ye gore gecikme nedeniyle ceza kurbani gerekir. imameyn
(Ebu Yusuf ile Muhammed rh.a.)'e gore ceza gerekmez.

Bu aynen daha once ac;1klad1g1m1z Ziyaret Tavaf1'n1 kurban gunlerinden


sonraya erteleme konusunun benzeridir.

EbO Hanlfe (rh a ), ta~lamay1 vaktinden sonraya ertelemeyi, terk etmek gibi
kabul etmektedir. Bayram1n birinci gunu Cemre-i Akabe'ye ta~ atma, tam bir hac
fiilidir. Terk edilmesi ceza kurbani gerektirdigi gibi, vaktinden sonraya ertelenmesi
de ayni ~ekildedir. Atllacak ta~lann c;ogunu terk ederse de ayn1 ~ekildedir. (unku
c;ogu tamam1 yerindedir.

Bir, iki veya i.ic; ta~ atmazsa, bu ta~lan ertesi gi.in atar. Her ta~ ic;in bir ~eytana

154 eksik ta~


yoksula sadaka olarak ya nm sa' bugday verir. at ma

Ancak bu kurban miktanna ula~1rsa o takdirde bu sadakadan diledigi kadar


eksiltir. (unku terk edilen miktar daha azd1r. Dolay1s1yla bunun ic;in sadaka
yeterlidir. Bunun benzerini Ziyaret Tavaf1'ni erteleme konusunda ac;1klam1~t1k.

ikinci gi.in cemrelerden birini terk ederse sadaka cezas1 gerekir. Eksik
~eytan
ta~lama

153
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/281, Buh ar1, lydeyn 17; Muslim, Edah1 7; Nesa1, lydeyn 8; Beyhak1,
es-Sunenu'l-kUbra, 111/311.
154
Sa' I t_Wa.11 HubObat gibi urunleri ol,me kte kullanllan bir ol,ek. $er'1 ol,uye gore 2917 gr., orf1
ol,uye gore ise 3333 gr.d1r. Hacim ol,usu olarak 1 sa' , 2.75 litredir. Medine'de kullarnlan ~ekline
gore 4 mudd I 4, 2125 litreye denktir. Bu ol,unun hacmi hicretin ikinci y1l1nda bizzat Peygamber
(s. a.v) taraf1ndan tespit edilmi~tir. Bkz. Hamd 1 D6nduren, "Sa'", ;;amil Islam Ansiklopedisi, V, 296; Bkz. Mehmet Erkal,

Iman ve lbadetler limiha/i, I, 508.


124 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

<;:unku ikinci gun uc;: cemreye ta~ atlimas1 tek bir hac fiilidir. Bu uc;: cemreden
birini terk ederse, terk edilen k1s1m bu hac fiilinin az1 olmakta, dolay1s1yla sadaka
yeterli olmaktad1r. Ancak terk edilen k1s1m yandan daha fazla ise, o takdirde ceza
kurban1 gerekir. <;:ogunu terk etmek, tamamin1 terk etmek gibi kabul edilmi~tir.

~eytan ta~lama gunlerinin sonuna kadar, butl.in cemreleri ta~lamay1


~eytanlari
ta~lamama terk ederse, bu ta~lan s1ras1yla atar.
durumu
<;:unku henuz ta~lama vakti vard1r. T1pk1 kurban kesmeyi kurban gunlerinin
sonuna erteleyen kimse gibi, bu kimse de ta~lama vakti kald1g1 surece, terk edilen
ta~lan atmal1d1r. Ancak EbO Hanlfe (rh a J'nin goru~une gore, gecikme nedeniyle
ceza kurban1 gerekir. lmameyn'e gore ceza kurban1 gerekmez.

Eger cemreleri, ~eytan ta~lama gunlerinin son gunu gune~ batmcaya


kadar terk ederse, ta~lama vaktinin ge~mesi nedeniyle ta~lama ondan
du~er.

<;:unku ta~lamada ibadet anlam1 makul degildir. Biz bunun ibadet oldugunu,
ancak ResOlullah (savJ'in fiiliyle ogrendik. Peygamber (sa.v) de sadece bu gunlerde
~eytan ta~lam1~t1r. Dolay1s1yla vakti gec;:tikten sonraki ta~lama ibadet olmaz.
Nitekim kurban gunleri gec;:tikten sonra kan ak1tmak, (kurban) ibadeti
olmamaktad1r. lbadet olmazsa o takdirde abes ~uzumsuz bir i~) olur. Boyle bir
~eyle de ugra~maz.
Hi~
ta~lamayanm lmamlann hepsine gore hi~ ta~lama yapmayan kimseye tek ceza
durumu
kurbani gerekir.

<;:unku ta~laman1n tamam1 tek bir hac fiilidir. Bu da vaciptir. Dolay1s1yla bizim
mezhebimizde, Safa ile Merve aras1ndaki sa'yi terk etme konusunda oldugu gibi,
ta~laman1n terk edilmesi ceza kurbani ile telafi edilmeyi gerektirir. Ta~lamanin bir
k1sm1n1 terk etmenin ceza kurbanin1 gerektirmesi de uzak bir goru~ degildir. Ayn1
~ekilde hepsinin terk edilmesiyle de sadece bir ceza kurbani vacip olmaktad1r.
Nitekim ba~1n dortte birini as1I vaktinden ba~ka bir vakitte t1ra~ etmek ceza
kurbanin1 gerektirdigi gibi, ba~1n tamam1ni t1ra~ etmek de sadece bir kurban1 vacip
k1lar. Bir elin t1rnaklann1 kesmek bir ceza kurban1n1 gerektirdigi gibi, butUn
t1rnaklan kesmek de sadece bir ceza kurbanin1 vacip klimaktad1r.

~eytan lkinci gun Cemre-i Akabe'den ba~larsa, once Cemre-i Akabe'ye ta~
ta~lamada
s1raya atar, sonra Cemre-i Vusta'ya, sonra da Hayf Mescidi'nin yakmmdaki
uymamak cemreye (Cemre-i Ola'ya) ta~ atarsa, sonra da bu tersligi o gun hat1rlarsa,
Cemre-i Vusta ile Cemre-i Akabe'yi iade eder.
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 125

c;:unku ta~lama, o gun, yapilmas1 s1rayla me~rO k1l1nan bir ibadettir. Dolay1s1yla
vaktinden once yapllan say1lmaz. Cemre-i Ola, Cemre-i Vusta ic;in bir ba~lama
yerindedir. Cemre-i Vusta ise, Cemre-i Akabe ic;in bir ba~lama yerindedir.

RukOdan once secde eden ya da Kabe'yi tavaf etmeden sa'y yapan kimse
gibi, ba~lamas1ndan once yap1lan ta~lama da gec;erli degildir. Burada gec;erli olan
[4/66]
sadece Cemre-i Oia'd1r. Bu nedenle sadece Cemre-i Vusta ile Cemre-i Akabe'ye
yeniden ta~ atacakt1r.

Eger her cemreye sadece i.ii;er ta~ atm1~sa, sonra bunu hat1rlam1~sa,
once Cemre-i Ola'ya oncekileri tamamlamak i.izere dort ta~ atar. Sonra
Cemre-i Vusta'ya ve Cemre-i Akabe'ye yedi~er ta~ atar. Daha once Cemre-i
Vusta ve Cemre-i Akabe'ye att1g1 ta~lar say1lmaz.

c;:unku bu cemrelerin vakti gelmemi~tir. c;:unku Cemre-i Ola'ya atllacak


ta~lann c;ogu at1lmadan bu cemrelere ta~ at1lm1~t1r. Boylece sanki bu iki cemreye
hie; ta~ atmam1~ gibi kabul edilir.

Eger her cemreye sadece dorder ta~ atm1~sa, her cemreye i.ii;er ta~
atacakt1r.

c;:unku Cemre-i Oia'n1n c;ogunu atm1~ olmas1, Cemre-i Vusta'n1n gec;erli


olmas1 hususunda tamam1n1 atm1~ yerindedir. Nitekim tavaf turlann1n c;ogunun
yap1lm1~ olmas1 da, kendisinden sonraki sa'yin gec;erli olmas1 konusunda
tamaminin yapllm1~ olmas1 gibidir. Her cemreye gec;erli olacak kadar (dort) ta~
atm1~sa, her cemreye uc;er ta~ atarak yediye tamamlamal1d1r. Eger yeniden
ba~layarak yedi ta~ atarsa bu daha faziletlidir. c;:unku ResOlullah (s av )'in fiiline
uymaya daha yak1nd1r. 0 (s av), birinciyi tamamlamadan ikinciyle ugra~mam1~t1r.

Cemre-i Akabe'ye Akabe'nin i.isti.inden ta~ atarsa gei;erlidir.

Daha once ac;1klad1g1m1z gibi, daha iyi olan, vadinin altindan atmas1d1r. Ancak
bu yeri c;evreleyen her yer, ta~lama yeridir. Akabe tepesinden atarsa, bu hac fiilini
yerine getirmi~ olur, caizdir.

Aym ~ekilde her ta~la birlikte tekbir getirmezse veya tekbirlerin


yerine "Si.ibhanallah" derse bu da gei;erli olur.

c;:unku maksat, her ta~la birlikte Allahu Teala'n1n anilmas1d1r. Bu ise tekbirle
yerine getirildigi gibi tesbihle de yerine getirilmektedir. Sonra tekbir getirilmesi,
ta~lamanin adab1ndand1r. Bunun terk edilmesi hie; bir ceza gerektirmez

Eger ~eytanlara ta~ veya kuru i;amur atarsa bize gore caizdir. ~eytanlara
at1labilecek
~eyler
l26_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

$afil (rh.a.)'nin gorLi?Line gore, bu konuda gelen hadise uyarak, caiz degildir.
c;:unku anlarn1 akilla anla?ilarnayan hususlarda delilin lafz1na uyularak ernre itaat
edilrni? olabilir.

Fakat biz Hanefller ?Oyle diyoruz. Delilde yer alan husus, ta?larna fiilidir. Bu ise
ta?la oldugu gibi, c;arnurla da olabilir. Bu konuda asil olan Halll (a.s )'in fiilidir. Onun
bizzat ta? atrna rnaksad1 yoktu. Onun rnaksad1 ravilerin farkl1 rivayetlerine gore ya
koc;un iade edilrnesi, ya da $eytan'1 kovrnak ic;in ta?larna fiili idi. Bu nedenle biz de;
Ta?larna fiili hangi ?eyle rneydana gelirse gelsin caizdir, diyoruz. Bu aynen istinca
(buyuk abdestten sonra yap1lan taharet) ta?lan gibidir. lstinca ta?la yap1ld1g1 gibi,
kuru c;arnurla v.s. ile de yapilabilir.

Baz1 $afillik taslayanlar; ta? yerine deve gubresi atsa caizdir. Arna gurnu?,
alt1n, inci ve rnucevher atsa caiz degildir. c;:unku rnaksat, $aytan'1n
kuc;urnsenrnesidir. Bu ise alt1n, gurnu? ve rnucevherle gerc;ekle?rnez. Arna gubreyle
gerc;ekle?ir, derni?lerdir.

Biz bu gorLi?te degiliz. Biz ?Oyle diyoruz. Gurnu? ve alt1n atilrnas1, insanlar
aras1nda "atrna" degil, "sac;rna, serprne" olarak adland1nlrnaktad1r. Vacip olan ise
[4/67] atrnakt1r. Dolay1s1yla atrna olarak isirnlendirilecek ?eyleri atrnal1d1r.

~eytana ta~lari Eger cemrelerden birine yedi ta~1 bir defada atarsa, bu bir say1hr.
toptan atma
durumu c;:unku bu konuda gelen delil, ta?lann bizzat kendisi degil, fiillerin farkl1 farkl1
olrnas1 ?eklindedir. Bunu bir fiille yerine getirirse, bir ta? atrn1? olur. Nitekirn yernin
kefareti olarak on yoksulu doyurrna yerine, bir yoksulu bir defada doyursa, ancak
bir yoksulu doyurrnu? sayil1r.

Cemreye yedi ta~tan fazla atarsa bu fazlahk zarar etmez.


~eytana
fazla ta~
atma c;:unku kendi uzerine gerekeni yerine getirrni? olur. Bu fazlal1g1n kendisine
bundan sonra bir zaran olrnaz.

Bir ta~1 eksik atm1~sa, ama hangi cemrede eksik att1gm1 bilmiyorsa;
Eksik ta~
atmanin
ibadet konusunda ihtiyath davranma yolunu tutarak, her cemreye yeniden
hangisinde birer ta~ atar.
oldugunun
bilinmemesi
Nitekirn be? vakit narnazdan birinde bir secdeyi terk etrni? olsa, hangi
narnazda bu secdeyi terk ettigini bilrniyorsa, be? vakit narnaz1 kaza eder.

Ta~lari Cemrenin yanmda ayakta dursa ve ta~lan oraya koysa, caiz olmaz.
atmay1p,
oraya
c;:unku vacip olan ta?larna fiilidir. Ta?lan koyan atrn1? sayilrnaz. Ta?lan f1rlatsa
koyma
caizdir. Ancak yanl1? yaprn1? olur. c;:unku ta?lan f1rlatan kirnse ta?lan atrn1? sayll1r.
nae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 127

Ancak bu c;:e~it atmayla bazen onune bazen ayaklarina du~er. Dolay1s1yla bu kimse,
ResOlullah (s.a.v.)'1n fiiline ~ekil ac;:1s1ndan ayk1r1 davranmas1 nedeniyle kotU i~ yapm1~
olur.

Ta~lan uzaktan atar, ta~ Cemre'nin yanma du~mezse; Cemre'nin Ta~larm


~eytanm
yakmma di.i~mi.i~se caiz olur.
yanma
di.i~memesi
(unku bu durum, ozellikle kalaballk an1nda sakinilmas1 guc;: olan ~eylerdendir. durumu

Cemre'nin uzagma di.i~mi.i~se caiz olmaz.

(unku $eytan ta~lama, ozel bir yerde yapilan bir ibadettir. Bu yer d1~inda
yapil1rsa ibadet say1lmaz.
~eytan
~eytana. ~eytan yanmdan ald1g1 bir ta~I atarsa, caiz olur. Arna atan
yamndan
kimse koti.i bir i~ yapm1~ olur. aid@ ta~1
at ma
(unku ~eytanin yanindaki ta~lar, kabul edilmeyen ta~lard1r. Bunlar ugursuz
olarak kabul edilir. Bunlardan bereket beklenilmez.

Bunun ac;:1klamas1, Said b. Cubeyr (rh.a), hadisinde ~oyle yap1lmaktad1r. lbn


Abbas (ra)'a, o ~unu soyledi.

Halll (a s.)'in zaman1ndan bu yana ta~lar atilmakta ama ufku kapatan bir tepe
olu~mam1~t1r. Bu nun durumu nedir? diye sordum. lbn Abbas (r.a );

-Bilmiyor musun ki, haw kabul o!an kimsenin ta~!an kaldmlmakta, haw
kabul edilmeyenlerin ta~!an ise b1rak1/maktad1r, diye cevap verdi.

Mucahid (rh a) diyor ki; "lbn Abbas (r a )'tan bu nu i~itince, ta~larima bir i~aret
koydum. Sonra ~eytan1 ortalad1m. Her taraftan att1m. Sonra bu ta~lari arad1m.
Koydugum i~areti ta~1yan bir ta~ bulamad1m."

l~te ta~lama yerinde kalan ta~lar, "kabul edilmeyen" ta~lard1r, dememizin


anlam1 budur. Fakat bununla birlikte ta~lama fiili yerine getirildigi ic;:in caizdir.

Malik (rh.a.); Caiz olmaz, demi~tir. Bu, onun mezhebine gore dogrusu gariptir.
(unku Malik (rh a) kullanilm1~ SU (ma-i musta'mel) ile abdest almay1 caiz gormekte,
ama nedense daha once ~eytana atilm1~ ta~larin yeniden at1lmas1n1 caiz
gormemektedir! Oysa bilindigi gibi, atma fiili ta~in niteligini degi~tirmemektedir.

Hac1larm ta~ att1ktan sonra durup dua ettigi ilk iki cemre yanmda, bir Ta~lamadan
sonra dua
hac1 durup dua etmezse hi~ bir ceza gerekmez.

(unku bu iki ~eytan yan1nda ayakta durup dua etmek sunnettir. Terk edilmesi
ise kotU bir i~ yapm1~ alma d1~inda ceza gerektirmez.
t28 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Eger Mina gunlerinde Mekke'de oturur, her gun gelir ~eytanlara ta~
~eytan ta~lama
giinlerinde atarsa; kotu bir i~ yapm1~ olur. Arna o kimseye hi<; bir ceza gerekmez.
Mina'da
kalmama (unku bu kimse, $eytan ta~lama gunlerinde sadece Mina'da geceleme
durumu
sunnetini terk etmi~tir.

Daha once lbn Abbas (r.a.)'1n, Mekke'de zemzem dag1tmak ic;in, $eytan
ta~lama gunlerinde Mina'da gecelememe konusunda Peygamber (sa.v)'den izin
[4/68]
istedigini, Peygamber (s a.v )'in de ona izin verdigini belirtmi~tik. Bu da ~eytan
ta~lama gunlerinde Mina'da gecelemenin vacip olmad1g1na delildir.

Cemre-i Akabe'ye bayramm birinci gunu fecir dogduktan sonra ama


~eytan
ta~lama gune~ dogmadan once ta~ atarsa bu yeterlidir.
zamam
Bu haber, bize Ata (rh a )'dan bu ~ekilde ula~m1~t1r. Ata (rh a )'n1n ~oyle dedigi
rivayet edilmektedir. Mina'y1 sag1na, Kabe'yi soluna al1r ve Cemre-i Akabe'ye yedi
ta~ atar. Daha faziletli olan, bu ta~lari gune~ dogduktan sonra atmakt1r. Gune~
dogmadan once atarsa da gec;erlidir.

Kurban Bayrammm ikinci gunu zevalden (ogleden) once ta~ atarsa


ge<;erli degildir.

(unku ikinci gun ta~lama vakti, zevalden sonra olup bu durum, Peygamber
(s a.v )'in fiiliyle bilinmi~tir. Dolay1s1yla zevalden once gec;erli degildir.

Hakim e~-$ehld (rh a ) ise el-Munteka kitab1nda, Kurban gunu zevalden oncesi
$eytan ta~lama vaktidir. Dolay1s1yla bu vakitte ta~larsa yeterlidir, der.

Kurban Bayrammm u<;uncu gunu yani te~rik gunlerinin ikinci gunu de


bir onceki gun gibidir.

Hasan b. Ziyad (rh a )'1n EbO Hanlfe (rh.a.)'den rivayet ettigine gore,

Hacmm maksad1, Mina'dan ilk aynh~ olan u<;uncu gun aynlarak acele
davranmak ise u<;uncu gun zevalden once ta~ atmasmda bir sakmca
yoktur.

Arna zevalden sonra atarsa bu, daha faziletlidir. Boyle bir maksad1 yoksa
zevalden once ta~ atmas1 gec;erli degildir. (unku acele davranma maksad1 varsa,
belki de ta~lamay1 zevalden sonraya erteleme durumunda Mekke'ye ancak gece
varabilir. Halbuki Mekke'ye gunduz ula~mak, orada konaklad1g1 yeri gunduz
gozuyle gormek i<;in zevalden once ta~ atma zorundad1r. Dolay1s1yla bu konuda
kendisine ruhsat (izin) verilir. Elbette daha faziletli olan, azimet yoludur. Yani
ta~lamay1 zevalden sonra yapmakt1r. Zahiru'r-rivaye'ye gore, bayram1n uc;uncu
ff a c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 129

gunu ikinci gunun benzeridir. c;:unku Peygamber (s.a v.), ikinci gun zevalden sonra
ta~ atm1~t1. Dolay1s1yla zevalden once ta~ atmak gec;erli degildir.

Bayramm u~und.i gunu ta~ atarsa, Mina'dan aynlmak ile dorduncu


gun ta~laymcaya kadar Mina'da kalmak arasmda muhayyerdir. Allahu
Teal a.

"Kim iki gun sonunda ace/e davrantrsa o kimseye hic;bir gunah yoktur. Kim
gecikirse ona da hic;bir gQnah yoktur." (el-Bakara, 2/ 203) ayetidir.

Hac1nin bu sec;me hakk1, biz Hanefilere gore, dorduncu gun fecir doguncaya
kadar devam eder.

$afil (rha.)'ye gore uc;uncu gun gune~ batincaya kadar devam eder. c;:unku
hakk1nda delil bulunan husus, gun hususundaki tercihtir. Gun ise gune~ bat1ncaya
kadar devam eder.

Fakat biz Hanefiler ~oyle diyoruz. Gece, dorduncu gunku ta~lama yapmak ic;in
uygun vakit degildir. Dolay1s1yla hac1nin Mina'dan ayrilma hususundaki tercihi
uc;uncu gun gune~ bat1ncaya kadar devam edecektir. Dorduncu gun fecir
dogduktan sonraki vakit bundan farkl1d1r. Ac;1klayacag1m1z gibi, bu vakit ta~lama
vaktidir. Bundan sonra tercih yoktur. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi; bu konuda
gece, bir onceki gune tabidir. Oc;uncu gun tercih hakk1 sabit oldugu gibi, ondan
sonraki gecede de tercih hakk1 sabittir.

Dorduncu gune kadar sabrederse, dorduncu gun ta~lan zevalden once 4.giin
atmas1, EbO Hanife (rh.a.)'ye gore istihsan yoluyla yeterlidir. zevalden
once ~eytan
ta~lanmas1
lmameyn'e gore, ikinci ve uc;uncu gun gibi yeterli degildir. c;:unku dorduncu
gun de, uc; cemreye ta~ at1lan gundur. Dolay1s1yla bayramin dorduncu gunu de
birinci gununden farkl1 olarak, ancak zevalden sonra ta~ atmak yeterlidir.

EbO Hanrfe (rh.a.); lbn Abbas (r.a )'1n, "Te~rlk gunlerinin sonunda gun
yukselince ta~lama yap1n" ~eklindeki hadisini delil olarak alm1~t1r. Gun yukselince
ve gunlerin sonu ba~1yla birlikte dikkate alininca "/ntefeha'n-nehar" denir.
[4/69]
Dolay1s1yla birinci gun gune~in zevalinden once ta~lama yeterli oldugu gibi, son
gun de boyledir. c;:unku dorduncu gun ta~lamay1 tamamen terk etmek bile
yeterlidir. Bu yonden -dorduncu gunku ta~lama- nafilelere benzemektedir.
Nafilelerde zamanin dikkate al1nmas1 azimet olmaz. Bunun ic;in hac1nin, gece
130_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

olmadan Mekke'ye ula~abilmesi ic;in o gun zevalden once ta~ atmas1 yeterli
gorulmu~tUr.

Bana gore mi.istehap olan, fiske ta~1 gibi ta~lan cemrelere atmas1d1r.
Ta~lann
at1lma
ResOlullah (sav) ashabina bu ~ekilde ogretmi~ti. Cunku 0, ~ehadet
~ekli
parmaklanndan birini digerinin uzerine koymu~, fiske ta~1 gibi ta~lan atm1~ ve 1.k..>
\_,.!)_; ''Boyle attn. " 155 buyurmu~tu.

Bundan daha bi.iyi.ik ta~ atarsa gec;;erlidir.

Fakat ta~lan, buyuklerinden atmas1 gerekmez. Clinku birine isabet edebilir. O


da bu nedenle eziyet gorur. Peygamber (s.a.v.);

"Fiske ta~t attn. Dinde a~mltktan saktntn. c;unkO sizden oncekiler dinde a~m
gitme nedeniyle helak oldular. " 756 buyurmu~tur.

Ta~lamalarda ilk iki cemre yanmda yap1lan duanm belirli bir vakti yoktur.
dua
Daha once ac;1klad1g1m1z gibi duada bir vaktin belirlenmesi kalpteki hassasiyeti
giderir.

Cemre yanmda dua ederken ellerini omuz hizasma kadar kaldinr.

Bunun delili;

,P~I ~ .f-PlWI ~j ... : ~ly ¢".), ~l t_?~~I eJ 'i


"Eller sadece yedi yerde kaldmlir... lki ~eytana ta~ atarken ayakta
duruldugunda. " 757 hadisidir.

Ta~lamada Diger hac fiillerinde oldugu gibi, ~eytan ta~lamada da kadm ile erkek
kadm-
erkegin e~it e~ittir.
olmas1
Cabir (r a )'in;

155
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/203; Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat, 11/347; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra,
V/128.
156
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/347; lbn Mace, Menasik 63; Nesai, Menasik 217; lbn Huzeyme, Sahih,
1/274; Hakim, Mustedrek, 1/63.
157
lbn EbO $eybe, Musannef, 1/214; Taberani, el-Mu'cemu'/-kebir, Xl/385; Beyhaki, es-Sunenu'/-kUbra,
V/72; Zeylei, Nasbu'r-raye, 1/292.
nae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 131
I F .. ~

- (~)
LS'\ ' l4.>JI
., JJ .. ..fJ .~ .~ 11 01
.. c...r.'

Binek
"Peygamber (s av.) cemreleri binekli o/arak ta;?lad1. " 158 ~eklindeki hadisi iizerinde
ta~lama
nedeniyle cemreleri binekli olarak ta~larsa bu ge~erlidir. Daha once her cemre i~in
durumu
tercih edilen goru~u a~1klam1~t1k.

Ta~ atamayacak kadar hasta olan kimsenin eline ta~lar konur. 0 da Hastanm
eline konan ta~lan atar. ta~atmas1

~unku aciz kalinan noktada ba~kasindan yard1m istenebilir.

Baygm ki~i gibi kabul edilen boyle birinin yerine vekaleten ta~ at1hrsa
bu da yeterlidir.

~unku kurbanda oldugu gibi hac fiillerinde de vekalet ge~erlidir.

Babasmm hac yaptird1g1 ki.ic;i.ik c;ocuk, bi.iti.in hac fiillerini yapar.


Kii~iik
~eytanlara (cemrelere) ta~ atar. ~ocugun
ta~lamas1

~unku o, bu fiilleri buyuklerine uymak ve buluga erdikten sonra da kolayca


yerine getirmek i~in yapar. Dolay1s1yla buluga eren ki~iye emredilen i~in ayn1s1
ku~uk ~ocuga da emredilir.

Ancak ki.ic;i.ik c;ocuk ta~lamay1 terk ederse hie; bir ceza gerekmez.

Deli de boyledir. Onun yerine babas1 ihrama niyet eder.

Ku~u k ~ocuk ve delinin fiilleri buyuklere uymak i~indir. Dolay1s1yla vacip


degildir. ~unku babas1n1n onlar uzerinde onlara hemen yarari olmayacak ~eyler
hususunda vacip k1lma yetkisi yoktur. Bu nedenle ta~lamay1 terk etmelerinden
dolay1, ku~uk ~ocuk ve deli uzerine ceza kurban1 vacip degildir. Bu husus,
kefaretlerde dikkate alin1r. Biz Hanefllere gore ku~uk ~ocuk ve deli uzerine
bunlardan hi~ biri vacip degildir.

Ku~uk ~ocuk i~in ta~lamanin yeterli olu~unun as1I deli Ii, Resulullah (s av )'tan
rivayet edilen ~u hadistir. Bir kad1n, hevdecinden ~1kard1g1 bir ~ocugu Peygamber
(s a.v.)' e dogru kald1rarak;

-Bunun haco olur mu? diye sordu. Peygamber (s.a.v );

~~i ~j' f<i


159
-"Evet. Aynca onun ecri sanad1r. " diye cevap verdi.

158
Muslim, Hacc 31 O; lbn Mace, Menasik 66; Tirmiz1, Hacc 63; Nesa1, M enasik 220.
t32 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
Bu hadis, babas1n1n kuc;uk ~acuk ad1na ihrama niyet etmesinin yeterli
alduguna delildir. Deli de ku~uk ~acuk gibidir.

Allah, dagru daha iyi bilir.

TIRA~ OLMAK

[4/70) Bu konuda rivayet edilen hadis nedeniyle, ba~1 kaz1tarak t1ra~ olmak
sa«;;1 k1saltmaktan daha faziletlidir.

Ayrica kurban kesmekten sanra emralunan, kirlerin giderilmesidir. Allahu


Teala ~byle buyurmaktad1r:
Tira~ olma ,t, -- , • • ')..
~ekli
"'~ 1~Fr
"Sonra kirlerini gidersinler." (el-Hacc, 22/29) Bu emir ba~1 kaz1tarak t1ra~ alma
alay1nda tam anlam1yla gerc;ekle~mektedir. Sac;1 k1saltmakta ise t1ra~ alma emrinin
bir k1sm1 yerine getirilmektedir. Bu nedenle ba~1 kaz1tarak t1ra~ almak daha
faziletlidir. Sa~1 k1saltma ise yeterlidir. Sac;1 k1saltma, sa~1n uc;lar1ndan bir parc;a
almak demektir.

Muhammed (rha)'in Kitabu'l-As/'da lbn Omer (ra)'den naklettigine gore; lbn


Omer (r a.)'e;

-Kadin (ihramdan c;1kmak ic;in) sa~larin1 ne kadar k1salt1r? diye saruldugunda,


lbn Omer (r a);

-"Bu kadar, yani parmak ucu kadar. " 760 diye cevap vermi~tir.

c;:unku ihraml1n1n ba~inda sadece bu kadar sac; alsayd1, bunu almak suretiyle
ihramdan c;1kmas1 tamamlan1rd1. Ayn1 ~ekilde hacin1n ba~1nda bu miktardan fazla
sac; alursa, bu miktari almak suretiyle ihramdan c;1kmas1 tamamlan1r.

Sa«;;lan k1saltma, ihramdan ~1kma durumunda t1ra~ olma yerine ge«;;er.


Ba~m yansm1 t1ra~ etmek gibi, ba~m iki tarafmdan birinden sa«;;lan
k1salt1rsa bu da yeterlidir. Bunu ba~m yansmdan daha az k1smmda, l.i«;;te
bir veya dortte bir miktannda yaparsa yine aym ~ekilde yeterlidir.

159
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/219; Muslim, Hacc 409; EbO DavOd, Menasik 8; Nesa1, Menasik 15;
lbn Huzeyme, Sahih, IV/349.
160
lbn Ebo )eybe, Musannef, 1111146.
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 133

c;:unku abdest al1rken ba~1 meshetmek gibi, ba~la ilgili her hukumde ba~1n
dortte biri, tamam1 yerine gec;mektedir. Fakat ~u miktarla yetinme durumunda,
kotU bir i~ yapm1~ olur. c;:unku Peygamber (sa.v),

~J~u
1- , ;1;.

"Ba;mm tamamm1 kaz1tarak t1ra; etmi;ti. "161 Biz de ona uymakla


emrolunduk. O'nun fiiline uygun davranma hususunda en yakin olan, daha
faziletlidir. c;:unku 0, bunu sac;a deQer vermedigi ic;in yapm1~t1r. Hae fiili olan
hususlarda, mal ve cana bile deger vermek mekruhtur. Sac;a nas1l deger verilebilir
ki?
Sa~1
Kurban bayrammm birinci gi.ini.i oldugu zaman ba~mda hie:; sac:; yoksa olmayanm
t1ra~ olmas1
t1ra~ olanlara benzemek i.izere usturay1 ba~mm i.izerinde gezdirir.

c;:unku sadece buna imkani vard1r. Yukumluluk ise imkana goredir. Bilindigi
gibi, dilsiz olan ki~i. ba~lama (iftitah) tekbiri ve namazdaki okumalarda (k1raatlerde)
sadece dudaklann1 k1m1ldatmakla emrolunmaktad1r. Bu, dilsiz ic;in, konu~an

kimsenin okumas1 yerindedir. Bu konu da ayni ~ekildedir.

Ba~1ni hamam otu ile t1ra~ ederse gec:;erlidir.

c;:unku kirlerin giderilmesi bununla da meydana gelmektedir. Ustura bana


Tira~ olma
gore daha iyidir. c;:unku Peygamber (s av )'in fiiline uymaya daha yak1nd1r. vakti

Tira~ olmay1 kurban gi.inleri gec:;inceye kadar ertelemesini mekruh


gori.iyorum.

K1saca EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore, hacda ihramdan c;1kmak ic;in t1ra~ olma,
belirli bir zaman -kurban bayram1 gunleri- ile ve belirli bir mekan -harem bolgesi-
ile s1nirland1rilm1~t1r.

EbO Yusuf (rh a )'un goru~une gore, t1ra~ olma belirli bir zaman ve belirli bir
yerle s1n1rl1 degildir.

Muhammed (rh.a)'e gore belirli bir zamanla olmasa da belirli bir yerle
s1nirland1nlm1~t1r.

Zufer (rha)'e gore, belirli bir yerle olmasa da belirli bir zamanla
s1n1rland1nl m1~t1r.

161
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/256; Muslim, Hacc 323; EbO DavOd, Menasik 78; Zeyle1, Nasbu'r-
raye, 111/79.
......

134 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Zufer (rh a) ~oyle demektedir: lhramdan c;:1kmadan ihram1n ba~lamas1na itibar


edilir. lhramin ba~lang1c1 ise belirli bir zamanla sin1rl1d1r. Belirli bir yerle s1n1rl1
degildir. Oyle ki hac aylan d1~1nda hac ihram1na girilmesi mekruh olur. Mlkata
ula~madan once hangi yerde hac ihram1na girmek isterse istesin mekruh olmaz.
Tira~ olmak suretiyle ihramdan c;:1kmak da boyledir.

lhramdan c;:1kma belirli bir yerle s1n1rl1 olmay1p belirli bir zamanla s1n1rl1d1r. Oyle
[4/71]
ki t1ra~1 Kurban Bayram1 gunlerinden sonraya ertelerse ceza kurban1 gerekir.
Harem bolgesinden c;:1k1p sonra t1ra~ olursa hic;:bir ceza gerekmez.

Ebu Hanlfe (rh a) ise ~oyle demektedir: Hacda ihramdan c;:1kmak ic;:in yap1lacak
~ey hem belirli bir zaman hem de belirli bir yerle s1n1rl1d1r. Mesela ihramdan
tamamen c;:1kmak ic;:in gerekli olan tavaf, sadece Mescid-i Haram'da yap1labilir.
Kurban Bayram1 gunleriyle s1n1rl1d1r. Nitekim tavaf1 vaktinden sonraya ertelerse Eba
Hanlfe (rh.a.)'ye gore ceza kurban1 gerekir. Tira~1 vaktinden sonra erteledigi zaman
da ayn1 ~ekildedir. Buna gore harem d1~1ndaki tavaf1na itibar edilmedigi gibi,
harem d1~1ndaki t1ra~1n da dikkate al1nmamas1 gerekirdi. Fakat biz bunu dikkate
alm1~ bulunuyoruz. CLinku t1ra~ fiilinin asli yeri ba~ olup harem bolgesi degildir.
Dolay1s1yla bu ~ekilde ihramdan c;:1kma meydana gelmektedir. Fakat asli yerinden
sonraya geciktirdigi ic;:in vaktinden sonraya ertelemesi durumunda ceza kurban1
gerektigi gibi, asli yerinden sonraya erteleme nedeniyle de ceza kurbani gerekir.
CLinku t1ra~ta ibadet anlam1, ak1lla bilinemez. Biz bu nu Peygamber (s av )'in fiili
nedeniyle ibadet olarak telakki etmi~ bulunuyoruz. Peygamber (s.a v) ise hac ic;:in
Kurban Bayram1'n1n birinci gunu harem bolgesinde t1ra~ olmu~tur. Bu nitelige
uygun olan fiil, ibadet say1l1r. Buna ayk1n olan fiilde ise ibadet anlam1
gerc;:ekle~mez. Dolay1s1yla bu durumu ceza kurban1yla telafi etmek gerekir.

Eba Yusuf (rh.a )'a gore, asli zaman1nda hac fiili olarak kabul edilen t1ra~,
zamanindan once yaplid1g1 takdirde sue;: saylian t1ra~ gibidir. Bunun belirli bir
zaman1 ve belirli bir yeri olmad1g1 gibi, bu t1ra~1n da belirli bir zaman1 ve belirli bir
yeri yoktur. CLinku Arafat'ta vakfe yapmak gibi, t1ra~ olmaya ait ozel bir zaman ve
ozel bir yer olsayd1, bu yer d1~1nda ve bu zaman d1~1nda gec;:erli saylimazd1.
Dolay1s1yla t1ra~ olmay1 kurban gunlerinden sonraya ertelemesi ya da harem
bolgesinden c;:1k1p t1ra~ olmas1 ayn1d1r. Hic;:bir ceza gerekmez.

Muhammed (rh a) ise ~oyle demektedir: Hae fiillerinin belirli bir yerle ilgisi
belirli bir zamanla ilgisinden daha kuvvetlidir. Bilindigi gibi, belirli bir yere ozgu
olan tavaf, bu yer d1~1nda gec;:erli degildir. Belirli bir zamanla s1n1rland1nlan tavaf
ise, bu zaman d1~1nda da gec;:erli olmaktad1r. Bundan anl1yoruz ki, bu hac fiilinin
yerle ilgisi daha kuvvetlidir. Peygamber (s av )'in fiiliyle harem bolgesine ozgu olan
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 135
t1ra~ olma, harem bolgesi d1~1nda yerine getirilirse; bu fiilde eksiklik meydana
gelmi~ olur. Dolay1s1yla ceza kurban1yla bu eksikligin telafi edilmesi gerekir. Oysa
Kurban gunlerinden sonraya ertelenmesi nedeniyle buyuk bir kusur meydana
gelmez. Dolay1s1yla ceza kurbaniyla telafi edilmesi de gerekmez.

Umreye gelince umreden i;;1kmak ii;;in t1ra~ alma belirli bir zamanla
sm1rh degildir.

Oyle ki t1ra~ olmay1 bir ay geciktirse bile, hi~bir ceza gerekmez. c;:unku
umrenin asl1, belirli bir zamanla sin1rl1 degildir. Umredeki tavaf gibi rukun olan fiil
de zaman a~1s1ndan sin1rl1 degildir. Ayn1 ~ekilde umre ihram1ndan ~1karken t1ra~
olma, hacdan farkl1 olarak belirli bir zamanla s1n1rl1 degildir.

Fakat um re t1ra~1 harem bolgesinde almakla sm1rhd1r. Umrede


t1ra~
yeri
Oyle ki, umreden sonra ihramdan ~1kmak i~in, harem bolgesi d1~inda t1ra~
olsa EbO Hanlfe (rh.a.) ve Muhammed (rh a )'e gore hacda oldugu gibi, ceza kurban1
gerekir. EbO Yusuf (rh a.)' a gore hi~bir ~ey gerekmez.

Muhsar alan ki~iye ihramdan i;;1karken t1ra~ alma zarunlulugu yaktur. Hacc1
Tira~ alursa ya da sai;;larm1 k1salt1rsa guzeldir. tamamlayama-
yanin (muhsar)
t1ra~ durumu
Bu EbO Hanlfe (rh.a) ve Muhammed (rh.a )'in goru~udur.

EbO Yusuf (rh.a) ise; Tira~ olmay1 onun i~in gerekli goruyorum. Arna t1ra~
olmazsa bir ceza gerekmez, demi~tir. EbO Yusuf (rh a) ~u hadisi deli I olarak alm1~t1r.

~ ~l~I t~ ~ J;..i~ ~.;Pt ~l.>....01 ~ ~~~ ~t ~~I 0~


"Peygamber (s av.), Hudeybiye'de ashabiyla birlikte muhsar ka/m1?, hedy
[4/72]
kurban!annm yerine ula?masmdan sonra, ashabma t1ra? o/ma/anm emretmi?ti. " 162
Fakat ashab1n bu konuda ag1r davranmalari ho~una gitmemi~ti. Hatta Peygamber
(sav) bu durumu Ommu Seleme (r.a.)'ye anlatm1~t1. 0 da;

-Ya ResOlellah ! Once kendi nefsinden ba~la. c;:unku onlar, sen in gonlunde
mutlaka Beytullah'a kavu~ma umidi oldugunu zannediyorlar, demi~ti. Bunun
uzerine Peygamber (s.a.v.) ~ad1rindan d1~ari ~1kt1. Ba~1n1 t1ra~ ettirdi. Bu durumu
goren sahabller hemen t1ra~ olmaya ko~tular.

162
lbn EbO $eybe, Musannef, Vll/383; Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/323; Buhar1, $ur0t 15; lbn
Hibban, Sahih, Xl/216; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, 1/170.
t36 ____________________________ Kitabu'l-Mebsiit

Umreci, muhsar olmasayd1, umre fiillerini yerine getirdiginde t1ra~ olarak


ihramdan <;1kacakt1. lhsardan sonra da her ne kadar diger umre fiillerini yapamasa
da, t1ra~ olabildigi i<;in, ayn1 ~ekilde t1ra~ olmak suretiyle ihramdan <;1kmas1 gerekir.

Ebu Hanlfe (rh a) ve Muhammed (rh a) diyorlar ki; Tira~ olma sadece fiilleri
yerine getirdikten sonra ibadet saylimaktad1r. Fiilleri yapmadan once ise su<;tur.
Diger fiillerle t1ra~ olma s1ras1n1 gozetmekten aciz kailnca t1ra~ olma fiilini yerine
getirmesi gerekmez. Bu durumda ancak ihramdan <;1k1~1 hedy kurbaniyla olur.
Bunun delili, Allahu Teala'nin ~u ayetiyle muhsara, hedy kurban1nin yerine
ula~mas1ndan once t1ra~ olmay1 yasaklam1~ olmas1d1r.

"Hedy kurbant yerine u!a:;mcaya kadar ba:;!ann1z1 t1ra:; etmeyin." (el-Bakara,

2/196)

Bu ayet, hedy kurban1n1n yerine ula~t1ktan sonra t1ra~ olmanin mubah


olduguna delildir. Vacip olduguna deli I degildir. Peygamber (s av )'in Hudeybiye'de
t1ra~ olmas1na gelince; Ebu Bekir er-Razl (rh.a )'nin anlatt1g1 gibi; Ebu Hanlfe (rh.a.) ve
Muhammed (rh a )'e gore, hill bolgesinde muhsar olursa ihramdan <;1kmak i<;in t1ra~
olmaz. Harem bolgesinde muhsar olursa t1ra~ olur. (Onku bu iki imama gore t1ra~
olma harem bolgesiyle s1nirl1d1r. Peygamber (s av. ) Hudeybiye'de muhsar idi.
Hudeybiye'nin bir k1sm1 harem bolgesinden saylimaktad1r. Rivayet edildigine gore,
Resulullah (s.a v )'1n konaklad1g1 yer hill bolgesinde; namaz k1ld1g1 yer ise harem
bolgesinde idi. Peygamber (s av), harem bolgesinde t1ra~ oldu. Biz de bu goru~e
kat1lmaktay1z. Peygamber (s.a v ), sahabllerin geri don me azimlerini ger<;ekle~tirmek,
mu~rikleri kendi taraflarindan emin kilmak ve onlann ban~tan sonra ba~ka bir
tuzak planiyla ugra~malarini engellemek i<;in sahabllere t1ra~ olmalarin1 emretmi~ti.

Tira~ olunca Haci sac;larm1 k1saltt1g1 veya hamam otu kullamp kaz1d1g1 zaman;
t1rnak
kesmenin sakahndan, b1y1gmdan veya t1rnaklanndan bir ~ey almak zorunda degildir.
zorunlu olup
olmama (Onku sa<;lari k1saltma kaz1tma yerine ge<;mektedir. Kaz1tmay1 dilerse bunu
durumu
sakal ve b1y1g1nda yapmaz. K1saltmada da ayni ~ekildedir.

ihramdan <;1kma an1nda bunlan yaparsa zarar vermez. (Onku ihramdan <;1kma
vakti gelmi~tir. ButOn bunlar kendisiyle ihramdan <;1kma durumu meydana gelen
fiillerdir. (Onku bunlar, kirleri giderme cumlesindendir.

lhramhnm ihramh, ihrams1z olanm ba~m1 t1ra~ ederse; bize gore biraz sadaka
t1ra~
verir.
etmesi
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 137

$afil (rha) ise; bu kimseye hic;bir ceza gerekmez, demi~tir. Cunku kendi
bedeninde c;1kan (t1rnak, kil, sac; v.b) ~eyleri gidermekte rahatlama ve suslenme
anlam1 bulundugu ic;in, bunlar1 gidermekten yasaklanm1~t1r. lhrams1z1n ba~1n1 t1ra~
etme olay1nda bu anlamda bir ~ey meydana gelmez. Dolay1s1yla hic;bir ceza
gerekmez. Bilindigi gibi ihrams1z kimse, kendi ba~1n1 t1ra~ ederse ona hic;bir ceza
gerekmez.

Fakat biz Hanefller ~oyle diyoruz. Ademoglunun bedeninde kendiliginden


c;1kan (t1rnak, k1I, sac; v.b) ~eyleri gidermesi, ihram1n yasaklarindand1r. Dolay1s1yla
ihraml1, kendisinde bu ~eyleri gidermekten yasakland1g1 gibi, ba~kas1n1n
bedeninden gidermekten de yasaklanm1~t1r. Bu durum av hayvanin1 oldurme
gibidir. Cunku ihraml1 kendi av hayvan1n1 oldurdugunde sue; i~lemi~ oldugu gibi, [4173]
ba~kas1n1n av1n1 oldurdugunde de sue; i~lemi~ olmaktad1r.

Ancak bu suc;un tam anlamda sue; sayilmas1, t1ra~ fiiline ilave olarak Kendini
ba~kasma
rahatlama ve suslenme anlam1n1n bulunmas1yla mumkundur. Kendi kendini t1ra~
t1ra~
ettigi zaman suc;u tam olup ceza kurban1 gerekir. Ba~kasin1 t1ra~ ettigi zaman ise ettirenin
durumu
sue; tam anlam1yla gerc;ekle~mez. Dolay1s1yla sadece sadaka yeterli olur.

ihramh, ba~ka bir ihramhnm ba~1ni t1ra~ eder ve bu fiili onun emriyle
yaparsa t1ra~ edilen ki~iye ceza kurbani gerekir.

Cunku ki~inin, kendi emriyle meydana gelen ba~kasin1n fiili bizzat kendi fiili
gibidir. Bu fiilde de rahatlama ve suslenme anlam1 gerc;ekle~mi~tir. Dolay1s1yla t1ra~

edilen ki~iye ceza kurban1 gerekir.


Kendini
t1ra~
Kendi ba~1ni t1ra~ eden kimseye ise sadaka cezas1 gerekir. etmek

Daha once ac;1klad1g1m1z gibi, bu kimse fiilinin asl1 itibariyle sue; i~lemi~
Tira~
olmaktad1r. Tira~ edilen ihraml1, uyurken kendisinin emri olmaks1z1n ba~1 t1ra~
olmakta
edilirse veya t1ra~a zorlan1rsa bize gore, ba~1 t1ra~ edilen kimseye yine ceza kurban1 iradenin rolii
nedir?
gerekir.

$afil (rh.a.)'ye gore, "Zorlama, zorlanan ki~iyi bu fiilin hukmunden dolay1


sorgulanmaktan uzak tutar." kural1na dayan1larak hic;bir ~ey gerekmez. Uyku
zorlanmaktan daha kuvvetlidir. Cunku zorlanma, ki~inin maksadin1 (niyetini) bozar.
Halbuki uyku ile ki~inin maksad1 (niyeti) tamamen yok olur.

Biz Hanefllere gore, zorlanma ve uyku nedeniyle o kimseden gunah kalkar.


Fakat ceza nedeni bulundugu takdirde o fiilin hukmu ortadan kalkmaz. Tira~
olayinda neden, ihramlinin bedenindeki kirin giderilmesinden dolay1 elde ettigi
138 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
rahatlama ve suslenmedir. Bu durum meydana geldigine gore ceza kurbani
gerekir.

ihraml1, bu kanuda zaruret durumunda alan ki~iden farkl1 alarak, u~ kefaret


cinsi arasinda tercihte bulunamaz. c;:unku zaruret durumunda ozur semavl alup,
Allah tarafindan meydana gelmi~tir. Burada ise ozur kullar tarafindan meydana
gelen bir nedenle alu~mu~tur. Dalay1s1yla gunahin du~mesinde etkili alur. Ancak
bu kimsenin uzerine ceza kurban1n1n gerekli alu~unu kald1ramaz.

Tira~ Aynca ba~1 t1ra~ edilen ihramh, bu ceza kurbanm1 ba~1m t1ra~ eden
olmamn
kimseye yi.ikleyemez {tazmin ettiremez).
sonucu

Baz1 alimler ise; ana bunu yukleyebilir (tazmin ettirebilir). c;:unku kendisini bu
cezaya maruz b1rakan ve anu bar~lu k1lan adur, demi~lerdir.

Fakat biz Hanefller ~oyle diyaruz. 0 kimseye bu bar~, rahatlama ve suslenme


anlam1ndan dalay1 gerekli almu~tur. Bu anlam da ger~ekle~tigine gore bu kanuda
ba~kasina ba~vuramaz. Nitekim aldatilarak zina edilen kimse de bu cezay1
ba~kasina yukleyemez. c;:unku verilen ceza, cinsi ili~kiyle meydana gelen lezzet
kar~il1g1ndad1r.

Bu kanuda t1rnaklarin kesilmesine verilecek cevap t1ra~ alma kanusunda


verilen cevap gibidir.

Kil lhramh kimse b1y1gmdan veya sac;mdan bir k1I koparsa, ya da sakahm
koparma s1vazlaymca ondan bir k1I kopsa; bi.iti.in bu hususlarda bedeninden
ve k1hn
kopma giderdigi bu k1I nedeniyle suc;un ash bulundugu ic;in kendisine sadaka
durumu
cezas1 gerekir.

Fakat bunu yapt1g1nda su~u tam anlam1yla ger~ekle~memi~tir. c;:unku bu


kimse rahatlama ve suslenme maksad1n1 ta~1m1yardu. Dalay1s1yla kendisine sadaka
cezas1 yeterlidir.
Ba~m veya
sakahn ii~te Ba~mm i.ic;te birini veya sakahmn i.ic;te birini t1ra~ ederse ceza kurbam
birinin t1ra~
edilmesi gerekir.

Muhammed (rh a) Kitabu'!-Asf'da ba~in dortte birini t1ra~ etmenin hukmunu


belirtmemi~tir. Dortte bir kanusunda verilecek cevap da ayni ~ekildedir. Daha once

a~1klad1g1m1z gibi ihramdan ~1karken t1ra~ alma kanusunda aldugu gibi, ba~la ilgili

hususlarda ba~in dortte biri, ba~1n tamam1 gibidir. c;:unku rahatlama ve suslenme
anlaminda ba~in bir k1smin1n t1ra~ edilmesi adet durumuna gelmi~tir. c;:unku
gunumuzde Turkler rahatlama ve suslenme arzusuyla ba~larin1n ortas1n1, baz1
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 139

aleviler ise ba~lannrn on krsmrnr trra~ etmektedirler. Bu miktarla sue; gerc;ekle~mi~

olur. Tam anlamryla gerc;ekle~en suc;un da ceza kurbanryla telafi edilmesi vacip
olur. Bu konuda temel kural ~udur. Bedeninden bir organr ihramdan c;rkmadan
once bilerek kasten trra~ ettiginde ceza kurbanr gerekir.
Trra~ kasdr olmayan yeri trra~ ederse sadaka cezasr gerekir. Trra~ kasdr Giigiis ve
olmayan hususlardan biri gogus krllannr veya bacak krllarrnr trra~ etmektir. bacak
k1llann1
t1ra~ etmek
Trra~ kasdr olan husus ise ba~r veya koltuk altlannr trra~ etmektir.

Ba~ ve koltuk altlanm t1ra~ ederse veya yolarsa ya da hamam otuyla


[4/74]
parlat1rsa yine ceza kurbam gerekir.

Cunku ikisinde de rahatlama anlamrnda trra~ kastedilmi~tir. Belirtilen noktada Ba~ ve


koltuk altlannr trra~ etmede sunnet olanrn, trra~ olmayrp yolma olduguna i~aret koltuk
altlann1 trra~
edilmi~tir. Clinku Muhammed (rha) "koltuk altlarrnr veya ikisinden birini yolarsa" etmek
ifadesini kullanmr~, trra~ olmayr anmamr~trr.

Kan aldmlan yeri t1ra~ ederse Ebu Hanlfe (rh.a.J'nin goru~une gore ceza Kan
aldrnlan
kurbam gerekir, imameyn (Ebu Yusuf ve Muhammed rh.a.)'e gore sadaka yerin trra~
gerekir. edilmesi

Clinku buyer ozel olarak trra~ edilmesi gerekli yer degildir. Bu yeri sadece kan
aldrrmanrn yaprlabilmesi ic;in trra~ etmektedir. Bu da gogus ve bacak krllannr trra~
etmek gibidir. Sahih hadise gore;

"Peygamber (sav), ihram/1 o!arak kan ald1rm1~t1. ,,, 63 Peygamber (sa.v),


elbette ihramlr iken tam anlamryla sue; sayrlan bir ~eyi i~leyecek degildir.
EbO Hanlfe (rh a.) diyor ki, bu ozel bir trra~trr. Cunku asrl maksada ancak
bununla ula~rlmaktadrr. Asrl maksada kendisiyle ula~rlan ~ey de asrl maksat
olmaktadrr. Dolayrsryla tam anlamryla sue; gerc;ekle~mektedir. Peygamber (s av )'in
kan aldrrdrgr yeri trra~ ettigi nakledilmemi~tir. O'ndan nakledilen sadece kan
aldrrmr~ olmasrdrr. Kan aldrnlan yerin trra~ edilmesi, kan aldrrma i~inin zorunlu
ko~ullanndan degildir. Cunku kan alan kimse usta ise uzunluguna c;izer. Dolayrsryla
trra~ etmeye ihtiyac; bile duymaz. Kan aldrran kimsenin vucudunun c;ok krllr
olmamasr durumu da aynr ~ekildedir. Clinku ResOlullah (s.a v.)'rn niteliklerinde
bedeninin c;ok krllr oldugu nakledilmemi~tir. Bunun deli Ii, EbO Hanlfe (rh a )'nin,

163
Buhar1, Cezau's-sayd 11; Muslim, Hacc 87; lbn Mace, Menasik 87; Ebo DavOd, Menasik 36; Tirmiz1,
Hacc 22; Nesa1, Menasik 92.
140_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ceza kurbanin1 gerektiren sur;tan sak1nmas1 gibi, sadakay1 gerektiren sur;tan da


sak1nmas1d1r. imameyn'e gore bu, sadakay1 gerektiren bir sur;tur.

Boynun ButUn boynunu t1ra~ ederse bu, rahatlama ve suslenme maksad1n1 ta~1yan
t1ra~
t1ra~ oldugu ir;in ceza kurban1 gerekir. <:unku aleviler bunu yapmaktad1rlar.
edilmesi

Muhammed (rh a), Kitabu'f-As/'da b1y1g1 t1ra~ etme durumunu


belirtmemektedir. Sadece b1y1gindan biraz k1saltt1g1 zaman sadaka gerektigini
belirtmi~tir. Hanefl alimlerimizden bir k1sm1 ~oyle demektedir: B1y1gin1 t1ra~ ederse
B1y1g1 t1ra~
etmek ceza kurbani gerekir. <:unku bu, ozellikle yaplian bir t1ra~ olup, tasavvuf erbab1 ve
ba~kalari bu ~ekilde t1ra~ yapmaktad1r.

Daha dogru olan goru~e gore, ceza kurbani gerekmez. <:unku b1y1k, sakailn
bir k1sm1d1r. Her ne kadar sunnet olan, b1y1g1 k1saltmak ve sakal1 uzatmak ise de,
b1y1k sakalla birlikte bir organ gibi kabul edilir. Hepsi bir organ olarak kabul
edilince, bu organ1n dortte birinden az olan hususlarda ceza kurban1 gerekmez.
B1y1k sakal1n dortte birinden daha azd1r. Dolay1s1yla b1y1k t1ra~ edildiginde sadaka
yeterlidir.

K1ran hacc1 Butiln bu hususlarda k1ran haw yapan kimseye iki kefaret vacip olur.
ya pa nm
t1ra~ olmas1 <:unku bu kimse iki ihrama niyet etmi~ bulunmaktad1r. Dolay1s1yla onun
herhangi bir sur;u i~lemesi her iki ihram1n hakk1na tecavuzdur. Bu nedenle bize
gore, avlanman1n cezas1 bolumunde in~allah ar;1klayacag1m1z gibi, iki ceza gerekir.

Zamanindan ihramh, ba~mda kendisine eziyet verecek bir ~ey olur da, Kurban
once t1ra~ Bayram1'mn birinci gununden once t1ra~ olursa; Li~ kefaretten diledigini
olma
yerine getirebilir.

Bu konuda asli deli I Ka'b b. Ucre (r a )'nin ~u hadisidir. Resulullah (s a.v) bana
ugrad1. O s1rada bitler yuzumuzde dola~1yordu. Ben de kazan1m1n alt1n1
yak1yordum. Peygamber (s.a v J;

-"Ba:?tndaki kurtr;uklar (bocek!er) sana zarar veriyor mu? dedi. Ben de;

-Evet, dedim. Bunun uzerine Aziz ve Celi/ olan Allah !?U ayeti indirdi;

"'· .. ~ J·i ;j:W, J·i !'\.:.....


"('" "
: .>
\,, .. ,.LJ ,,.
~lii
.. ,.
.. .l.y
"ir;inizde (ihram/1 iken) hasta olan veya ba:?tndan rahats1z o!an varsa; fidye
olarak ya orur; tutmas1 veya sadaka vermes1, ya da kurban kesmesi gerekir." (el-
Bakara, 2/196). Ben:
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 141

-Ya Resulellah ! Bu kefaret orucu ne kadard1r? dedim. Peygamber (s.a v );

-"Oc; gundur." dedi.

-Kefaret sadakas1 ne kadar? dedim. Peygamber (s.a.v.);

-"Alt1 fakire uc; sa' bugday." dedi. Bu defa;

-Kurbanin cinsi nedir? dedim. Peygamber (s.a v.);

-"Koyundur." 164 buyurdu.

Bu ayet (el-Bakara, 2/196), ihraml1n1n bu Li<.; ~ey aras1nda tercih yapabilecegi [4/75]
hususunda delildir. Cunku bu hususlar j\ (veya) harfiyle an1lm1~t1r. Bu ise, yemin
kefaretinde oldugu gibi tercihi gerekli kilmaktad1r. Orucun uc.; gun ile takdir
edilmesi ~eklinde Peygamber (sa v)'den bir deli I gel mi~ olmasayd1, biz bunu alt1
gunle takdir edecektik. Cunku alt1 yoksulu yedirmekle takdir edilip de bir gunluk
oruc.; bir yoksulu yedirmek yerinde oldugu ic.;in onun alt1 gun oruc.; tutmas1
gerekecekti. Fakat Resulullah (s a v.)'1n ac.;1k ifadesiyle orucun uc.; gun oldugu sabit
olmu~tur. Bbylece bunun kar~1s1ndaki butUn k1yaslann dikkate al1nmas1 ortadan
kalkm1~t1r. Zaruret durumunda olmayan kimse fiili i~lediginde kurban1n gerekli
oldugu cevab1, zaruret ic.;erisinde olan kimse o fiili yapt1g1 zaman da ayn1d1r. Bu fiili
zaruret ic.;inde olan kimse yaparsa bu uc.; kefaretten diledigini yerine getirir. Cunku
bu durum, her ybnuyle hakk1nda delil bulunan konu anlaminda olup ona bagl1
hukum say11ir.

Bu uc.; kefaretten orucu tercih ederse, harem bblgesinde ya da harem bolgesi


d1~1nda nerede dilerse orada oruc.; tutabilir. Cunku oruc.; her yerde yap1labilen bir
ibadettir.
Sadakanm
Harem d1~mda
Yoksulu yedirmeyi tercih ederse, biz Hanefilere gore bu da harem da
bolgesinde veya harem bolgesi d1~mda caizdir. verilebilecegi

~afil (rh.a ); bu ancak harem bolgesinde caiz olur, demi~tir. Cunku bundan
maksat harem fakirlerine yumu~akl1kla muamele ve yarann onlara ula~mas1d1r.

164
Buhar!, Umre 6; Muslim, Hacc 82; Ebo DavOd, Menasik 43; Tirmiz!, Hacc 107.
142_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit

Fakat biz Hanefller diyoruz ki; Yoksula yedirmek suretiyle sadaka vermek, nerede
olursa olsun bir ibadettir. Dolay1s1yla bu da, oru~ gibidir.

Kurban Kurbam tercih ederse bu, ittifakla harem bolgesine ozgi.i olur.
cezasmm
yerine Ci..inki..i kan ak1tllmas1 ancak ozel bir vakitte, kurban bayram1 gi..inlerinde veya
getirilecegi
yer ozel bir yerde harem bolgesinde ibadet say1l1r. Bu kurban zamanla sin1rl1
olmad1g1na gore, ibadet anlamin1n ger~ekle~ebilmesi i~in sadece belirli bir yere,
harem bolgesine ozgi..i olmaktad1r. Dolay1s1yla onun fiilinin kefareti olmaktad1r.

Al!ahu Tea/a buyuruyor ki;

~..;;\~ • 11 ~~ .:;.,L;,..:.;j\ 01,


"Guzel ameller kotU!Ukleri giderir." (Hud, 111114) Yine Allahu Tea la ihraml1nin
avlanma cezas1 hakk1nda;

"Kabe'ye u!a~an hedy kurbant ... " (el-Maide, 5/95) buyurmaktad1r. Bu kurban,
kefaret yoluyla vaciptir. Harem bolgesine ozgi..i olmas1, kefaret yoluyla vacip olan
her hedy kurban1nda as1I kural olmu~tur. Ci..inki..i Allah, hedy kurbanlann1 and1ktan
sonra ~oyle buyurmu~tur:

"Sonra on/arm varacag1 yer BeytU'/-at'ik'tir (Kabe'dir)." (el-Hacc, 22/33) Bundan


maksat harem bolgesidir.

Bilindigi gibi harem bolgesine ozgi..i olmaktan maksat, bizzat kan ak1t1lmas1
degildir. Ci..inki..i bu durum, harem bolgesini kirletir. Asll maksat, kurban kesildikten
sonra etinin harem bolgesinde sadaka olarak dag1tilmas1d1r. Dolay1s1yla hac1, bu
kurban1n etini sadaka olarak dag1tmal1d1r.

Hae ve umre fiillerinden her hangi bir kusurda, kefaret yoluyla ihraml1n1n
i..izerine vacip olan her kurban boyledir. Bu kurbanlann kesilmesi sadece harem
bolgesinde caizdir.

Kefaret kurbani kesildikten sonra etini harem bolgesi fakirlerine sadaka olarak
dag1tmal1d1r. Biz Hanefllere gore ba~ka fakirlere sadaka olarak verilse de caizdir.
Ci..inki..i her fakire verilen sadaka ibadettir.
Kesilen
kurbanm Kesilen kurban c,;ahmrsa hic,;bir ~ey gerekmez.
~ahnmas1
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 143

<;:unku kurban kesmekle ibadet yerine ula~m1~ olur. Etinin sadaka olarak
dag1t1lmas1n1n vacip olu~u, bizzat o kurban1n kendisine bagli idi. Kurbanin yok
olmas1yla sadaka du~mu~tUr. Nitekim zekat mal1nin yak olmas1yla da zekat veren
kimseden zekat du~mektedir. Kurbanhk
hayvanm
Kurbanhk hayvan, kesilmeden once i;:ahnirsa onun yerine bir ba~ka kesilmeden
~ahnmas1
kurban kesilmelidir.

<;:unku ibadet henuz yerine ula~mam1~t1r. Bu durum, kesilmeden once c;al1nan


Ceza ve hac
vacip kurbanlann benzeridir. Bu durumda ayn1 ~ekilde bir kurban kesmelidir. kurbanlannm
kesilecegi yer
Kefaret kurbanlann1n kesiminin kurban gunune ozgu olmad1g1, temettu' ve k1ran ve zamam
kurban1nin ise kurban gunune ozgu oldugu hususunda hi<;bir ihtilaf yoktur. <;:unku
bu c;e~it kurban, Mekke d1~inda kesilen normal kurbanlar gibi, etinden yenilmesi
ihsar
mubah olan kurband1r. Kurban, t1ra~ gibi zamaninda yerine getirildiginde, kurbamnm
durumu
ihramdan c;1kma nedenlerindendir.

ihsar kurban1na gelince, EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore kurban gunleriyle s1nirl1
degildir.

imameyn'e gore ise, kurban gunleriyle s1n1rl1d1r. <;:unku bu kurban ihramdan


c;1kmak ic;in me~rO kllinm1~t1r. Dolay1s1yla temettu' ve k1ran kurban1 makam1ndad1r. [4/76]

EbO Hanlfe (rh a) ~oyle diyor: ihsar kurban1, temetu' ve k1ran kurban1ndan
farkl1 olarak etinden sadece fakirlerin yiyebilecegi bir kurban olmas1 nedeniyle
kefaret kurbanlan anlam1ndad1r. Temettu' ve k1ran kurban1ndan yemek zenginler
ic;in mubaht1r. Aynca ihsar durumunda ihramdan c;1kmak ic;in ihsar kurban1nin
vacip olu~u as1I vaktinden oncedir. <;:unku ihramdan c;1kmanin as1I vakti, umre veya
hac fiillerinin yap1lmas1ndan sonrad1r. Muhsar, bu fiillerin yapllmasindan once
ihramdan c;1kmaktad1r. Dolay1s1yla bu fiilinde her ne kadar bu durum ozur
nedeniyle mubah k1l1nm1~sa da, sue; i~leme gibi bir anlam bulunmaktad1r.
Dolay1s1yla muhsann uzerine vacip olan kurban, ba~1nda rahats1zl1k bulunan kimse
hakk1ndaki kurban gibi, kurban gunleriyle s1nirl1 olmayan bir kefaret niteliginde
olmaktad1r.

Tatavvu (Nafile) kurbanlara gelince, bu c;e~it kurbanlann kurban gunlerinden


once kesilmesi caizdir. Kurban gununde kesilmesi daha faziletlidir. <;:unku nafile
kurbanlar hedy kurbanland1r. Hedy kurbanlannda vacip olan, harem bolgesine
ula~t1rilmas1d1r. Bu anlam gerc;ekle~tirildiginde kurban gunleri d1~1nda da kesilmesi
caiz olmaktad1r. Kurban gunlerinde kesilmesi ise daha faziletlidir. <;:unku kan1n bu
gunlerde ak1t1lmas1nda ibadet anlam1 daha ac;1kt1r.
144 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Hae Temettu' ve k1ran kurbanmdan yemek mubaht1r. Tatavvu (Natile
kurbam
etinden olarak kesilen) kurban ise, Udh1ye (Kurban bayrammda hac d1~mda kesilen
yemek kurban) gibidir.

Kurban bayraminda hac d1~1nda kesilen kurban hakk1nda verilecek cevap


bellidir. Bu da ~udur: Bu c.;e~it kurbanda vacip olan, kan1n ak1tilmas1d1r. Bu kurban1
kesen kimse ic.;in veya onun diledigi zengin-fakir herkes ic.;in bunun etinden yemek
mubaht1r. Bu kurban1 kesen, bunun tamam1n1 yese ona hie.; bir ~ey gerekmez.
Onun ic.;in en faziletlisi, uc.;te birini sadaka olarak dag1tmas1 ve uc.;te ikisini yemesidir.
Hedy kurbanlarindan udh1ye (kurban bayram1nda hac d1~inda kesilen kurban)
anlam1nda olanlar da boyledir.

Gbrmez misin, Peygamber (s.a.v ), hedy kurbanlarindan yemi~tir. Hatta her


deveden bir parc.;a al1nip pi~irilmesini emretmi~tir. Eger vacip olan, bunun fakirlere
dag1lmas1 olsayd1, ResOlullah (sa.v.) bu kurbanlarin etinden yemezdi. Hedy
kurbanlarinin etlerinden yararlanmak mubah oldugu gibi, derilerinden de
yararlanmak mubaht1r. Bunlarin d1~1ndaki kefaret kurbanlarinin derilerinden
yararlanilmaz. Eti sadaka olarak dag1tild1g1 gibi, tamam1 sadaka olarak verilir.
Peygamber (s a.v ), Naciye (ra.)'yi kendisinden once hedy kurbanlariyla Mekke'ye
gbnderirken;

"Bu kurbanltk!an, kesi/dikten sonra uzerlerindeki r;ullanyla ve yularlanyla


birlikte sadaka olarak dagtt. " 765 demi~ti. Bu hadis, derilerinin bncelikle sadaka
olarak dag1t1lmas1nin vacip olduguna delildir.

Hae kurbaninin Kasabm ucretini kurbanlardan veya derilerinden v.s. veremez.


etinden kasap
iieretinin c;:unku kasap, i~inin bedeli olarak bunu almaktad1r. Aksi takdirde bu, kurban1
verilmesi
satma say1l1r.

Hedy kurbanlannm etlerinden herhangi bir ~eyi belirli bir maddi


kar~1hkla satmas1 da uygun degildir.
Hae kurbam
etinin
c;:unku bu kurbanlar art1k sadece Allahu Teala'ya ait olmu~lard1r. Dolay1s1yla
sat1lmas1
bunlarin ticaretiyle ugra~mak uygun degildir. Asll hak sahibi (Allah) taraf1ndan-
verilen izin olmasayd1, bunlarin etinden bile yemek mubah olmazd1. Yemege

165
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/112; Buhar1, Hacc 113; Muslim, Hacc 61, lbn Mace, Edah1 14; lbn
Huzeyme, Sahih, IV/295.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 145

zaruret geregi izin verilmesi, ticaret yapma iznini gerektirmez. Hakkinda delil
bulunan, ~u ayette belirtildigi gibi, sadece yeme hususundaki izindir:

"Kurbanlardan yiyin. Yoksu/ ve fakire yedirin." (e l-Hacc, 22/28)

Kurbanm etinden bir bedel kar~1hg1 bir ~ey satarsa veya kasabm [4/77]
kasaphk ucretini kurban etinden oderse, bunun degerini sadaka olarak
vermelidir.

<;:unku bu durum, fakirlerin bu miktar kurban etindeki hakk1na tecavuzdur.


Kurban sahibinin, kurban etinin bedelini kendi hakkinda sarfetmesi veya kendi
nefsi ic;in tahsil etmesi nedeniyle, zekat nisab1ni kendi uzerine bore; olarak alan
kimse gibi, bu kurban etinin degerini sadaka olarak vermesi gerekir.
Sa~
ihramhnm t1ra~ olmaktan ba~ka yapacag1 bir fiil kalmasa ve
kesmeden
t1rnaklanm kesmeye ba~lasa, kefaret gerekir. t1rnak
kesmek
<;:unku ba~1n1 kaz1tmad1kc;a veya sac;lanni k1saltmad1kc;a hac1n1n ihram1 devam
etmektedir. Bu durumda onun t1rnaklann1 kesmesi ihram suc;u olu~turmaktad1r.

$afil (rh a )'nin goru~une gore; o kimseye hie; bir ~ey gerekmez. O'na gore
hac1nin ihramdan c;1k1~1 $eytan ta~lamakla olur. $eytan ta~lad1ktan sonra t1rnaklan
kesmek sue; sayilmaz. Allah Subhanehu ve Teala dogruyu en iyi bilendir. Donu~ ve
van~ yaln1z O'nad1r.

TIRNAK KESME CEZASI

ihramh ellerinin ve ayaklannm t1rnaklanm kesse, biz Hanefilere gore Tirnak


ceza kurbam gerekir. kesme cezas1

Ata b. EbO Rabah (rha) diyor ki; o kimseye hie; bir ~ey gerekmez. <;:unku
t1rnaklan kesmek yarat1l1~ geregi ~eylerdendir. ihram nedeniyle t1rnak kesmenin
yasak oldugu konusunda hie; bir dogru hadis yoktur. ihraml1 iken t1rnak kesme,
sunnet olman1n benzeridir. lhraml1 iken sunnet olmanin hie; bir sak1ncas1 yoktur.
lhraml1 iken t1rnaklan kesmek de ayn1 ~ekildedir.

Biz Hanefllerin gbru~u, ibn Abbas (r a )'tan gelen rivayete dayanmaktad1r


Aynca t1rnaklan kesmek, kirliligi giderme vesilelerindendir. <;:unku t1rnaklan kesme,
ba~1 t1ra~ etme gibi, suslenme ve rahatlama anlam1 ta~1d1g1 ic;in bedenden c;1kan
~eyleri gidermek demektir. ihramdan c;1kt1ktan sonraya kalmal1d1r. lhramdan
146 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

c.;1kmadan buna giri~ilmesi ihram suc.;udur. Dolay1s1yla ceza kurban1yla telafi


edilmelidir.

Bir veya iki t1rnak kesse, her t1rnak ic;;in bir sadaka cezas1 gerekir.

Ancak bu ceza bir kurban deQerine ula~1rsa bu cezadan diledigi kadar eksiltir.

Muhammed (rh a); Her t1rnakta bir kurbanin be~te biri kadar sadaka cezas1
gerekir.c;:unku be~ t1rnakta bir ceza kurban1 vacip olduguna gore, her t1rnakta bu
hesap yapil1r, demi~tir.

Fakat biz diyoruz ki; Bu kimsenin suc.;u tam anlam1yla gerc.;ekle~memi~tir.


c;:unku bir veya iki t1rnak kesme ile rahatlama ve suslenme anlam1 tam
olu~mamaktad1r. ihramda iken eksik sue.; i~leme, sadaka ile telafi edilmeyi
gerektiri r.

Oc;; t1rnak kesse, Ebu Hanife (rh.a.)'nin birinci gori.i~i.ine gore istihsanen
ceza kurbani gerekir. Bu, ayni zamanda Zi.ifer (rh.a.)'in gori.i~i.idi.ir.

EbO Hanlfe (rh a )'nin, ayn1 zamanda EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'in goru~u

olan ikinci goru~une gore ise; her t1rnak ic.;in bir sadaka cezas1 gerekir.

Birinci goru~un ac.;1klamas1 ~udur Bir elin butUn t1rnaklann1 kesse ittifakla ceza
kurban1 vacip olur. Bu elin t1rnaklann1n c.;ogu, tamam1 gibidir. Oc.; t1rnak da bir elin
t1rnaklann1n c.;ogunlugudur.

Fakat EbO Hanlfe (rh a) bu goru~unden don mu~ ve ~oyle demi~tir. Aslinda
ceza kurban1 el ve ayaklarin butUn t1rnaklarinin kesilmesi nedeniyle vacip olur. Bir
el de bunun dortte biridir. Bu da t1ra~ta ba~1n dortte biri gibi say1l1r. Bu da ceza
kurban1nin ilgili oldugu en az durum olmaktad1r. Burada c.;ogunlugun (3 parmagin)
tamam1n1n (1 elin) yerine gec.;mesi mumkun degildir. c;:unku bunu kabul edersek
bu durum bizi sonu gelmeyen bir ~eye gotUrur. Mesela iki t1rnag1 keserse, uc.;un
[4178]
c.;ogunlugunu kesmi~ olur. Bir buc.;uk t1rnak kesmi~ olsa, iki t1rnagin c.;ogunlugunu
kesmi~ olur ...

Fakat dinen miktan az olanla ilgili hukum, daha az olan ic.;in gec.;erli olmaz,
denilmektedir.

iki el ve ayaktan ayn ayn be~ t1rnak keserse, Ebu Hanife (rh.a.) ve Ebu
Yusuf (rh.a.)'un gori.i~i.ine gore, her t1rnak ic;;in bir sadaka gerekir.

Muhammed (rh.a.) ise; ceza kurbani gerekir, demi~tir.

c;:unku kesilen t1rnak be~ tanedir. T1ra~ta oldugu gibi bir organ veya iki organ
yahut degi~ik organlar olmas1nda hi<.;bir fark yoktur. c;:unku ceza kurban1n1n vacip
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 147

olmas1 noktas1nda ba?1n bir taraf1ndan ya da degi?ik yerlerinden dortte birinin t1ra?
edilmesi aras1nda hi~bir fark yoktur. Nitekim diyet konusunda, iki el diyetinin vacip
olmas1nda bir elin be? parmag1n1n kesilmesiyle iki elden be? ayri parmak kesilmesi
arasinda hi~bir fark yoktur. Bu mesele de onun gibidir.

EbO Hanlfe (rh a) ve EbO Yusuf (rh.a) ?Oyle demektedirler. Bu kimsenin her
organ1ndan birka~ t1rnagin kesilmesiyle suslenme ve rahatlama anlam1 meydana
gelmedigi i~in, ihram su~u tam anlam1yla ger~ekle?memi?tir. (unku baz1
t1rnaklarin kesilip baz1lar1n1n kesilmemesi gorunll?te ho? olmamakta, kalb bununla
daha fazla ugra?maktad1r. Yoksa bu ?ekilde rahatlama olmas1 mumkun degildir.
lhram su~u tam anlam1yla ger~ekle?medigine gore, her t1rnak i~in bir sadaka
gerekiyordu.

Hatta bu iki imam ~oyle demi~tir. Her organdan dort t1rnak olmak uzere
toplam onalt1 t1rnak kesse, her t1rnak i~in bir yoksulu doyurma cezas1 vaciptir.
Ancak bu durum bir ceza kurban1 miktarina ula?1rsa, bu cezadan diledigi kadar
eksiltir. Tira? bundan farkl1d1r. (unku genellikle ba$1n bir k1sm1nin t1ra? edilmesiyle
rahatlama anlam1 ger~ekle$mektedir.

ihramhnm t1rnag1 kmhr, kmlan t1rnaktan bir par~a kopanhrsa; bunun Tlrnak
kmlmas1
kopanlmas1yla hi~bir ceza gerekmez.

(unku t1rnaktan k1rllan k1s1m, bedende yeni geli$en bir $ey olmay1p bunun
koparilmas1 ihram su~u olu$turmam1$t1r. Nitekim harem bolgesi aga~larindan bir
aga~ k1ril1r ve kurur da, onu bir insan al1rsa; burada da kendiliginden ge/i~me
anlam1 bulunmad1g1 i~in, hi~bir ceza gerekmez.

Bi.itUn t1rnaklarm1 ayn ayn meclislerde keserse, bir elin t1rnaklarm1 Ayn
meclislerde
kestiginde ceza verir. Bundan sonra diger elin t1rnaklanni keserse ikinci bir t1rnak
ceza vacip olur. kesmek

(unku birinci su~, ceza vermekle ortadan kalkm1$t1r. ihraml1n1n ikinci fiili
yeniden bir su~ olu$turmakta, dolay1s1yla ikinci bir cezay1 gerektirmektedir.

Ceza vermeden butUn t1rnaklar1 keserse, Muhammed (rha)'in gorll?Llne gore,


t1pk1 butUn t1rnaklarin1 bir mecliste kesmesi gibi, bir ceza kurban1 gerekir. (unku
bu su~lar tek bir nedene dayanmakta, dolay1s1yla sadece bir cezay1
gerekti rmekted ir.

Nitekim ba$1n tamam1n1 t1ra? etme konusunda, t1ra$in bir mecliste olmas1 ile
ayri ayri meclislerde olmas1 aras1nda hi~bir fark yoktur. Bunun nedeni vacibin
yap1s1n1n tedahul (kayna$ma, i~ i~e girme) esas1 uzerine kurulmu$ olmas1d1r.
148 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Tedahul esas1 uzerine kurulan meselelerde, oruc; yeme kefaretinde ve had


cezalannda oldugu gibi, bir meclisle farkl1 meclisler ayni durumdad1r.
Ebu HanTfe (rh.a.) ile Ebu Yusuf (rh.a )'un goru~une gore, her organin bir
mecliste kesilmesi nedeniyle bir kurbanin vacip olu~u dikkate al1narak, toplam
olarak dart kurban vacip olur. c;:unku bu fiiller degi~ik yerlerde yaptlm1~t1r.
Bunlardan her biri tam bir sue; olup her biri bir ceza kurban1n1 vacip k1lmaktad1r.

Bu mesele, bir mecliste t1ra~ olup diger mecliste t1rnaklann1 kesmek gibidir.
c;:unku ihram cezalannda genellikle ibadet anlam1 ag1r basmaktadir. ibadette ise,
tedahul esas1 cereyan etmemektedir. Ancak bu durum bir mecliste meydana gelir,
maksat ayn1, yer degi~ikse; meclisin ayni olmas1 nedeniyle maksad1n birligi yonunu
tercih ederiz.

Meclisler farkl1 ise, yerlerin farkl1 olu~u taraf1 ag1r basar. Dolay1s1yla i~lenen her
fiil nedeniyle bir ceza kurban1 vacip olur. Mesela secde ayetini defalarca okuyan
[4/79] kimse bunu bir mecliste okursa, bir secde vacip olur. Secde ayetini ayn ayn
meclislerde okursa her okuma nedeniyle bir tilavet secdesi vacip olur. Tira~ konusu
bu noktada farkltl1k arzetmektedir. c;:unku tira~ konusunda fiilin yeri bir, maksad1
da birdir.

lhraml1, bir han1m1yla defalarca veya birkac; hanim1yla birer defa cinsel
ili~kide bulunursa, yine ayn1 goru~ farkltl1g1 gec;erlidir. Ancak HanefT alimlerimiz
(rh a), Arafat'taki vakfeden sonra yaptlan cinsel ili~ki konusunda ~oyle demi~lerdir

Ilk defa cinsel ili~kide bulundugunda bedene (deve kurban1) kesme cezas1 vacip
olur. lkinci defas1nda ise, koyun kesme cezas1 vacip olur. c;:unku birinci sue;
nedeniyle ihramda eksiklik meydana gelmi~tir. lkinci sue; eksik bir ihrama
rastlam1~t1r . Dolay1s1yla ikinci sue; nedeniyle ceza olarak sadece koyun vacip olmu~,

bu durum umre ihraminda iken yaptlan cinsel ili~kiye k1yas edilmi~tir.


ihramhnm t1rnaklannda her hangi bir rahats1zhk meydana gelir de bu
nedenle t1rnaklanni keserse, daha once a<;1klanan; "Ceza kurbanm1
gerektiren hususu bir ozi.ir nedeniyle yapm1~ olursa, ozi.irli.i ki~i bu konuda
i.i<; ceza, arasmda tercih yapma hakkma sahiptir." kurahna gore, i.i<;
cezadan diledigi herhangi birini yerine getirir.

Allahu Teala dogruyu en iyi bilendir. Donu~ ve van~ yalniz O'nad 1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ 149

AVLANMA CEZASI
lhramh kimse, ba~ka bir ihramhya veya ihrams1z bir ki~iye bir av1
ihramhnm
gosterir de, gosterilen ki~i 0 av1 oldi.iri.irse, bize gore istihsanen av1 avc1ya av1
giistermesi
gosteren kimseye ceza vacip olur. K1yasa gore av1 gosteren kimseye ceza
gerekmez.

~afil (rha.) bu son goru~u benimsemi~ ve ~oyle demi~tir. (unku ihraml1 iken av
oldurme nedeniyle verilen ceza, delille vaciptir. Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:

y.i t; J. ~1>.J 1'1;,--! ~ ;J5 .:,.;j f:}- plj J.:..All ip 'i 1_;...1,. ~~I ~l4?
~~I ~
"Ey iman eden/er! lhram/1 iken av hayvanmt oldurmeyin. k;inizden kim bile
bile onu oldururse, ehli hayvanlardan oldurdugu !?eyin misli kadar bir ceza vardtr."
(el-Maide, 5/95)

Av hayvan1n1 oldurmeye onculuk etmek, oldurmek anlam1nda degildir. (unku


av hayvanin1 oldurmek, olduren kimsenin oldurulen av hayvan1yla dogrudan
irtibath olan fiilidir. Onculuk etmek veya i~aret etmek ise, bununla -avla- dogrudan
baglanttl1 degildir. Delille sabit olan bir hukmun isbat1, deli! anlam1nda olmayan bir
~eyde caiz degildir.

Bunun delili ~udur. Harem bolgesindeki av hayvan1n1 ihrams1z olarak olduren


kimseye ceza vacip olur. Arna av1 gosteren kimse ihrams1z ise, soyledigimiz anlam
nedeniyle ittifakla ceza vacip olmaz .

Bunun delili ise ~udur . lhraml1 hakkinda av1n haram olu~u, Muslumanin
mahnin ve caninin Musluman karde~ine haram olu~undan daha kuwetli bir haram
degildir. Muslumanin mal1n1 veya can1n1 hedef gosteren kimse, bu gosterme
nedeniyle hi~bir ceza odemez. Bu konu da boyledir. Ancak sahabllerin (r.a)
ittifak1yla biz bu konuda k1yas1 terketmi~ bulunuyoruz. (unku bir adam Omer
(r.a.)'e;

-Ben ihraml1 iken bir ceylana i~aret ettim. Arkada~1m da onu oldurdu, Ne
yapmal1y1m?, diye sormu~tu. Bunun uzerine Omer (r.a.), yanindaki Abdurrahman b.
Avf (r.a)'a;
-Senin goru!?One gore, bu kimseye ne gerekir? diye sordu. Abdurrahman b.
Avf (r.a);

-Benim gorU!?Ume gore koyun vacip olur, de di. Omer (r a );


lSO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt

-Ben de bu goru~teyim, dedi.

Bir gun Ali (ra) ve ibn Abbas (ra)'a;

-lhraml1 bir kimse, bir kimseye bir deveku~u yumurtas1n1 gosterir ve gosterilen
kimse de bunu al1p k1zart1rsa, bu ihraml1nin durumu ne olur? diye soruldu. Bu iki
zat;

-Bu nu gosteren kimseye ceza gerekir, dediler. Sahabllerin fakihlerinin (r.a)


goru~u nedeniyle bu konuda k1yas terkedilir.

Bu konuda sahabllerden nakledilen goru~ler, ResOlullah (s av )'dan


[4/80]
nakledilenler gibidir. C::unku onlann rastgele sbz soyleyecekleri zannedilmez. K1yas,
sahabllerin goru~unu desteklemedigine gore, onlar bunu k1yasa gore soylediler,
denemez. Bu durumda geriye sadece sahabllerin bu konunun hukmunu
Peygamber (s a v.)'den duymu~ olmalan kalmaktad1r.

Sahabllerin ittifak1yla sabit olduguna gore, av1 gostermek ihram


yasaklanndand1r. Bu ayni zamanda del ille de sabittir. C::unku Peygamber (s.a v.), EbO
Katade (ra.)'nin yakalad1g1 bir av hayvani hakkinda EbO Katade (ra .)'nin ihramh
arkada~lanna;

-"Yard1m ettiniz mi? i~aret ettiniz mi? Gosterdiniz mi?" 166 diye sormu~tu.

Peygamber (s.a.v ), burada ava i~aret etmeyi avlamaya yard1m etmek gibi kabul
etmi~tir. Bundan ava i~aret etmenin ihramin yasaklanndan oldugunu, dolay1s1yla

cezay1 gerektirdigini anl1yoruz. Boylece harem bolgesi av1, farkl1 olmaktad1r. C::unku
orada yasag1 gerektiren, hill bolgesindeki avlanmadir. Bu anlam da av1n harem
nedeniyle guvende olmas1d1r. Dolay1s1yla fiilin i~lendigi yerle irtibatli olmas1 gerekir.
Oyle ki haremdeki avlanma, guvenligi kald1rma nedeniyle sue; olmaktad1r.

Harem d1~1ndaki av yasag1 ise, suc;u i~leyen kimsenin kendi durumuyla ilgili
bir anlam nedeniyle soz konusudur. Bu anlam da, suc;u i~leyen kimsenin ihraml1
olmas1, dolay1s1yla bu fiilin i~lendigi yerle irtibat1 olmasa da ihram yasag1 olmas1d1r.
Bu nedenle harem d1 ~ 1nda avlanma konusunda ceza anlam1 daha ag1r basmakta;
haremde avlanma durumunda ise, daha sonra ac;1klayacag1m1z gibi, fi ilin i~lendigi
yer nedeniyle tazminat verilmesi anlam1 daha ag1r basmaktad1r.

166
Ahmed b. Hanbel, MOsned, V/302; Buhar1, Cezau's-sayd 5; Muslim, Hacc 61; Nesa1, Menasik 81;
lbn Huzeym e, Sahih, IV/177.
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ISI
Aynca ihrama girmek, ozel bir sozle~medir. ihraml1, bu sozle~meye taarruzda
bulunmama garantisi vermi~tir. Av1 gostermek suretiyle ihrama taarruzda
bulunursa, verdigi soze ayk1n davranm1~ olmaktad1r. ihraml1n1n bu durumu,
emanetin \al1nmas1 hususunda h1rs1za onculuk eden emanet\iye k1yas
edilmektedir. Musluman1n mal ve nefsine yaptlacak davran1~a onculuk etmek
bundan farkl1d1r. (unku buna taarruz etmemeyi ozel bir akitle ustlenmi~ degildir.
Sonra av konusunda vacip olan, av hayvan1rnn sald1rmazl1k garantisi alt1na
al1nmas1d1r. Bu durum su\un i~lendigi yer kar~1l1Q1ndad1r. Dolay1s1yla i~ledigi fiili,
yerle irtibatl1 olan kimseye ceza vacip olur.

Cezan1n vacip olmas1 i\in muteber olan onculuk, kendisine av gosterilen


kimsenin (avc1n1n) av hayvan1nin yerini bilmi~ olmamas1 durumundaki onculuktur.
Kendisine av gosterilen kimse, av1n yerini biliyorsa av1 gosteren kimseye hi\bir ceza
yoktur. (unku av gosterilen kimse, av1 gosteren kimsenin onculuguyle bu av
hayvan1n1 oldurmeye giri~memi~tir. Buna gore ihraml1 bir kimse, bir ba~kas1na av
oldurmek i\in emanet olarak bir bt\ak verse, bu ~ahs1n yan1nda av1 oldurecek
ba~ka bir ~ey yoksa bu b1\aQ1 emanet olarak veren kimseye ceza vacip olur. Bu
kimsenin yan1nda av1 oldurecek bir ~ey varsa, b1\aQ1 emanet olarak veren kimseye
hi\bir ceza gerekmez. (unku av1 oldurme giri~imi onun b1\aQ1 emanet olarak
vermesiyle olmam1~t1r.

Av1 gosteren kimseye ceza, ancak av kendisine gosterilen kimse, bu


onculugunde onu tasdik ettigi zaman vacip olur. Kendisine av gosterilen kimse, av1
gosteren kimseyi yalanlarsa ve onun onculuguyle av1 izlemezse, bir ba~kas1 ona av1
gosterir de av gosterilen kimse bunu tasdik ederse ve av1 oldururse, ceza birinci
kimseye degil, av1 gosteren ve ihraml1 olan ikinci kimseye gerekir.

Ayn1 ~ekilde ihraml1 bir kimse, bir insana bir av1 almay1 emretse, kendisine
emredilen kimse de bir ba~kas1na bunu emretse; ceza birinci emreden ki~iye degil,
ikinci emreden ki~iye gerekir. (unku birinci emredilen ki~i, emredenin emrine
uymam1~t1r. ihraml1, o kimseye av1 tutmay1 bir ba~kasina emretmesini degil, av1
tutmas1n1 emretmi~tir.

Av gosterilen kimse, av1 ald1g1 ve gosteren kimse de ihraml1 oldugu takdirde;


ceza ancak av1 gosteren birinci ki~iye vacip olur. Av1 gosteren kimse, kendisine av
gosterilen kimse av1 almadan once ihram1ndan \tkarsa av1 gosteren kimseye hi\bir
ceza yoktur. (unku av1 gosteren kimsenin bu fiili, ancak av1 alma zilyetliQinin ispat
edilmesiyle av1n ka\ma anlam1n1n ortadan kalkmas1 durumunda ihram su\u olarak
ger~ekle~mi~ olmaktad1r. Av1 gosteren kimse, bu durumda ihrams1z ise ba~kas1n1n
onun hakk1n1 almas1, onu bizzat kendisinin almas1ndan daha etkili olamaz. Av1
154 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit

i~memeye yemin ettigi zaman bu yeminle bir ba~ka haraml1k da sabit olur. Sonra
i~ki i~mesi durumunda hem i~ki cezas1 hem (yemin) kefareti vacip olur.

Bu durum, haremin sayg1nl1g1ndan farkl1d1r . (unku haremin sayginl1g1,


ihram1n sayg1nl1g1ndan daha du~uktUr. Gormez misin haremin sayg1nl1g1, butUn
yerleri kapsamaz . Halbuki bu sayg1nl1k, ihraml1 hakk1nda mutlaka dikkate
al1nmal1d1r. (unku ihraml1 kimse, harem bolgesine girmek zorundad1r. Bu
sayg1nl1k, tabi hOkmunde oldugu zaman ihraml1 hakk1nda dikkate al1nmaz. (unku
0, av hayvanina taarruzda bulunmamanin vacip olu~u d1~1nda kastedilmemektedir.
Bu durum ihraml1 hakk1nda ihram1 nedeniyle meydana gelmektedir. ihramli i ~ i n
haremin sayg1nl1g1 nedeniyle artmamaktad1r. Burada ise bzel bir sbzle~me ile
yapilan umre, av hayvan1na taarruzda bulunmamay1 i~ermektedir. Dolay1s1yla
harem sayg1nlig1nin hac ihram1na girmemi~ kimse hakk1nda dikkate al1nmas1 vacip
oldugu gibi, hac ihram1na giren kimse hakk1nda da dikkate al1nmas1 vaciptir.

lhrams1z iki iki ihrams1z ki~i haremde bir av hayvanm1 bir vuru~la oldi.iri.irlerse, bu
ki~inin
Harem'de av iki ki~inin her birine tam cezanm yans1 vaciptir.
oldiirmesi
Bu iki ki~iden her biri birer vuru~ vurmu~sa bu durum farkl1d1r. (unku bu
durumda, bu iki ki~iden her birine, vuru~unun gerektirdigi ceza vacip olur. Sonra
iki vuru~ vurmalan nedeniyle, her birine hayvanin vurulmu~ ~ekildeki degerinin
yans1 vacip olur. (unku bu ikisinin fiilinin birle~mesi durumunda, av hayvaninin
tamam1 ikisinin fiiliyle telef edilmi~ olur. Dolay1s1yla her biri cezan1n yans1n1 oder.
Vurma fiilinin yerlerinin farkl1 olmas1 durumunda, her biri kendi vuru~uyla telef
olan k1s1mdan sorumlu olur. Dolay1s1yla o k1sm1n cezas1 kendisine vacip olur. Geriye
kalan k1s1m her ikisinin fiiliyle telef olmu~sa, bu k1smin bdenmesi de her ikisinin
uzerine ait olur. Aradaki bu fark1, yazd1rd1g1m1z ~erhu 'f-Cami' kitab1nda a~1k~a
anlatt1k.

ihramh kimse bir av hayvamm oldi.iri.irse, bu av hayvam 0 yerde ahmp


lhramhnin
oldiirdiigii sat1lan bir av hayvam ise, oldi.irdi.igi.i yerdeki av hayvanmm degerini
av in
odetilmesi odemek onun i.izerine vacip olur. Aksi takdirde bu av hayvanmm sat1ld1g1
ve ahnd1g1 yere en yakm yerde bulunan ve bu av hayvamnm benzeri olan
av hayvanlanndan olsun olmasm degerini odemek Ebu Hanife (rh.a.} ve EbO
Yusuf (rh.a.)'un gori.i~i.ine gore vaciptir.

Muhammed (rh.a) ve $afil (rh a); benzeri olan av hayvanlannda ~eklen o av


hayvan1na benzer olanlara bak1!1r. Degerine bakilmaz, demi~lerdir . Oyle ki
deveku~u avlam1~sa ceza olarak bedene, vah~ i merkep avlam1~sa inek, ceylan
H ac Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ tSS

avlam1~sa koyun, tav~an avlam1~sa ker;i, Arap tav~an1 avlam1~sa oglak kesmesi

gerekir.

$afil (rh.a.); guvercin avlanm1~sa ceza olarak koyun gerekir, demi~tir. Bu ayn1
zamanda ibn EbO Leyla (rh a )'nin goru~udur. 0, her ikisinin daga r;1k1p inmesi
hususunda benzerlik oldugunu iddia etmi~tir.

Benzeri olmayan av hayvanlannda ise, av hayvan1n1n degeri dikkate al1n1r.


Bunlar, bu konuda Allahu Teala'n1n;

"ir;inizden kim bile bile onu (ihram/1 iken av hayvanm1) o!dururse, ehti
hayvanlardan o!durdugu ;;eyin misli kadar bir ceza vard1r." (el-Maide, 5/95) ayetini
delil olarak alm1~lard1r.

Mis! kelimesinin gerr;ek anlam1, as1I ~eye hem ~ekil hem anlam itibariyle
benzeyen ~eydir. Bu gerr;ek anlamdan mecaza yonelmek, ancak gerr;ege gore i~
yapmak imkans1z oldugu zaman caizdir. Bir ~eyin benzeri olan ~ey, hem ~ekil hem
anlam ar;1s1ndan o ~eyin misli demektir.

Deger (K1ymet) ise, bir ~eyin ~ekil bak1m1ndan misli olmayan, ama sadece [4183 1
anlam ar;1sindan onun misli olan ~eydir. Ayetteki "mine'n-neam" ifadesi dikkate
alinan hususun sadece ~ekil ar;1s1ndan misli -yani benzeri- oldugunu ar;1kr;a
bildirmektedir.

Sahabller (r a.), bu konuda ittifak etmi~lerdir. Ali, Omer ve Abdullah b. Mes'Od


(r a )'dan nakledildigine gore, onlar bizim avm benzeri dedigimiz ~eyi vacip olarak
kabul etmi~lerdir.

EbO Hanlfe (rh.a.) ve EbO Yusuf (rh a), ibn Abbas (rh a )'1n goru~unu
benimsemi~lerdir. c;:unku ibn Abbas (ra.) misli, deger ile ar;1klam1~t1r. F1khl anlam
bunu desteklemektedir. c;:unku hayvan1n kendi cinsinden misli olmaz. Gormez
misin, kul haklan konusunda av hayvan1 misille degil, degerle odetilmektedir.
Allahu Teala'n1n haklannda da boyledir. Mis! burada ar;1kr;a ayetle belirlendigi gibi,
kul haklan konusunda da boyledir .

.(. ~'
"\.
:
-
, i ll\;
I..> ~ --
,
1: .. d? IJ ~ Li
-
F' :-
-
..'-". ~\ u-- --1'
. _;j }..

"(Haram ay!annda) Kim size sa!dmrsa, sizin uzerinize sa/d1rd1g1 ;;eyin mis!i ile
siz de ona sa!dmn." (el-Bakara, 2/194)
tS6 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bu konuyu, cinsleri ayni olan iki ~ey aras1ndaki benzerligin (mi.imaselet),


cinslerin farklil1g1 durumunda daha belig olmas1, daha iyi ac;:1klamaktad1r.
Deveku~u. deveku~unun mis Ii olmad1g1na gore, "bedene" nasll deveku~unun mis Ii
olabilir? Mis!, mi.i~terek (lafzi tek ama anlam1 c;:ok) isimlerdendir. Bir ~eyin
ba~kas1n1n misli olmas1, o ~eyin de bunun misli olmas1n1 gerektirir. Aynca deveku~u
telef edildiginde de bedenenin misli olmaz. $eklen benzerligin kabul edilmesi
mi.imki.in olmad1g1na gore, anlam ac;:1sindan benzerligin yani degerin dikkate
al1nmas1 gerekmektedir.

"Mine'n-neam" ifadesine gelince, bu ifadede takdlm ve te'hlr vard1r,


denilmi~tir. (Bu gori.i~e gore "mine'n-neam" ifadesinin ayette yeri "hedyen"
kelimesinden oncedir.) Buna gore ayetin anlam1 ~oyle olmaktad1r. "fr:;inizden kim
bile bile onu (ihraml1 iken av hayvan1n1) 6/dururse, oldurdugu ;eyin misli kadar
olduguna iki adil kimsenin hukmedecegi eh!/ hayvan!ardan a/up Kabe'ye ula;acak
bir kurban ... cezas1 vard1r." (el-Maide, 5/95)

Asmal ve EbO Ubeyde "neam" isminin hem ehll (evcil) hem de vah~i (yabani)
hayvanlan ic;:ine ald1g1n1 belirtmektedirler. Ayetin anlam1, "Vah;i hayvanlardan
6/durdugu ;eyin degerini odeme cezas1 vard1r." ~eklindedir. Bu ~ekilde an lam
verilmesi daha onceliklidir. (:i.inki.i "Fe-cezaun"; kelimesi masdard1r. Ondan sonra
an1lan ci.imle niteliktir. Bu ci.imle de ancak kendisinden once anilan kelimenin
niteligi olabilir. Bu da, ac;:1klad1g1m1z ~ekilde kabul edildigi takdirdedir.

Sahabller (r a )'in bu benzerleri vacip k1lmas1, bizzat kendilerinin dikkate


al1nmas1 nedeniyle degil, degerlerinin dikkate al1nmas1 nedeniyledir. Ancak
sahabller hayvan sahipleri idiler. Bu durum (para yerine hayvan odemeleri) onlar
ic;:in paradan daha kolay idi. Bu, Ali (r.a )'nin, gurresi odenmi~ r:;ocuk7 67 konusunda
soyledigi ~u sozi.in benzeridir. "Kole kale ile cariye cariye ile r:;ozu!Ur." Bundan
maksat, degeridir.

Avlanamn Bu konudaki farkl1 gori.i~ler birkac;: boli.im halinde incelenecektir.


misliyle
odemesi
Birincisi: Az once ac;:1klad1g1m1z gori.i~ti.ir.

lkincisi: ihraml1, av1n degerini takdir etmek i.izere iki hakeme ba~vurup da
Avlananm
av1n degeri belirlendiginde; EbO Hanlfe (rh a) ve EbO Yusuf (rh a)' a gore, i.ic;: kefaret
kefaret
yoluyla yani hedy kurban1 kesme, yoksulu doyurma ve oruc;: tutma arasinda tercih yapma
odemesi
hakk1 ihraml1ya aittir.

167
c;:ocugu dO~Oren ki~i gurre cezas1 oder ki bu, anas1nin k1ymet (diyetinin) 1/10 'i kadard1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 1S7

Muhammed (rh.a.)'e gore ise, bu uc; kefaret aras1nda tercih hakk1 iki hakeme
aittir. Bu iki hakem ihraml1 ic;in bu uc; kefaretten birini belirlerse, ihraml1n1n
bununla kefaret vermesi gerekli olur.

lki hakemin dikkate al1nmas1, delil ile yani ~u ayetle belirlenmi~tir.

',,{."' ... r-~


!<:4 J'- lj~~ ~ r--~
. J..l;..
!<:"~~
... )..,,
"Buna ic;inizden iki adil kimse hukmeder... " (el-Maide, 5/95)

K1yas metoduyla av degerinin belirlenmesi ic;in iki ki~i daha ihtiyatl1 olsa da, bir
ki~i yeterlidir. Fakat delil nedeniyle iki ki~i olmas1 dikkate al1nir.

Bu nun ac;1klamas1 Omer (r.a) hadisinde ~byledir. lki ki~i Omer (r a )'e
gelmi~lerdi. Bunlardan biri Omer (ra.)'e;

-Bu arkada~1m ihraml1 idi. Bir ceylana ok att1. Onun karn1na isabet ettirdi. Ona
ne gerekir? diye sordu. Bu nun uzerine Omer (r a) yanindaki Abdurrahman b. Avf
(ra) ile gizlice konu~tu.

Sonra soru sorana donerek;


[4/84]
-Arkada~ina ceza olarak koyun gerekir, dedi. Bu iki ki~i Omer (r a.)' in yan1ndan
kalkt1lar. Soruyu soran arkada~1na hitaben ;

-Mu'minlerin Emlrinin fetvasinin sana hic;bir yarari olmam1~t1r. Gbrmuyor


musun ki, o bu meseleyi bilemedi de ba~kas1na sordu. Ben, senin bu deveni
kesmemiz ve boylece Allah'1n mukaddes sayd1g1 ~eylere hurmette bulunmam1z
gerekir, goru~undeyim, dedi. Omer (r.a) bu sbzu i~itti. 0 ki~iyi c;ag1rd1 ve ona
vurmak uzere asas1n1 kald1rd1. Bunun uzerine o ki~i;

-Ey Mu'minlerin Emlri! Ben sana nefsimden Allah'1n sana haram k1ld1g1 hie; bir
~eye dokunman1 helal etmiyorum. Sen kendi nefsine bak! dedi. Bunun uzerine
Omer (r.a.) o ki~iye ~byle dedi:

-Senin guzel lehr;e ve ifade sahibi o/dugunu goruyorum. Sen Allah'm ~oyle
buyurdugunu i:?itmedin mi?

"{" .. r~ J·. - lj~ ~ r--~ .. ·r},.,


,.!. ~<:"!.
J..l;..
~ !<:"~~

"Buna ir;inizden iki adil kimse hukmeder... " (el-Maide, 5/95)

-(Omer (r a) sbzune devam ederek) "Ben adil bir ki:?iyim. Abdurrahman da adil
bir ki~idir. Sizin arantzda Allah'm kitabiy/a hukmeden kimse, cahil diye mi
isimlendirilir?!" dedi. 0 ki~i bu sbzunden dolay1 pi~man oldu.
158 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Muhammed (rh.a.) ise, ayetin ac;1k ifadesini deli! olarak almaktad1r. (unku
ayette ~oyle buyrulmaktad1r:

~- .. µsj1 2~ ~~ 'p y~ lj~ ~ ~ .. ·~

" .. . k;inizden iki adil kimsenin hukmedecegi, Kabe'ye ulasacak bir kurban ...
cezast vardtr." (el-Maide, 5/95)

(unku ayette "hedyen" kelimesi "yahkumu" kelimesini ac;1klamak uzere


ustUnlu (mansub) olarak veya "yahkumu" kelimesinin tUmleci olarak anilmaktad1r.
Bu da belirlemenin hakime ait oldugunu ac;1kc;a gbstermektedir. Allahu Teala'nin
bu iki adil ki~inin fiilini hukum olarak isimlendirmesi, bu iki ki~inin verecegi
hukumde borc;land1rma hakk1 bulunduguna, ama vacibin asl1n1 borc;land1rman1n
onlara ait olmad1g1na ac;1k delildir. Bundan anl1yoruz ki, belirleme hakk1 bu iki adil
kimseye aittir.

EbO Hanlfe (rh a) ve EbO Yusuf (rh a), ~oyle demi~lerdir. Bu iki hakeme duyulan
ihtiyac;, av1n degerini belirlemek ic;indir. Bu deger ortaya konduktan sonra; art1k
bu, ihraml1 uzerine vacip olan bir kefarettir. Dolay1s1yla yemin kefaretinde oldugu
gibi, vacibi yerine getirecek kimsenin kendisi olmas1 nedeniyle, kefaretin cinsini
belirleme hakk1 ihraml1ya aittir. Telef edilen ~eylerin degerlerini bdeme konusunda
bbyledir. (unku bdetilecek ~eyi belirleme, bdenecek ~eyin degerini belirleyenlere
degil, o e~yay1 telef edene aittir. Burada da boyledir.
Cezah
ihramhnm
lhraml1, hedy kurbani ile kefaret vermeyi tercih edecek olursa;
kurbani
tercih
etmesi

"Kabe'ye ulasacak bir kurban ... " (el-Maide, 5/95) ayetinden dolay1 ihramlin1n, bu
kurban1 haremde kesmesi ve etini fakirlere sadaka olarak dag1tmas1 vacip olur.
Hedy, belirli bir yere bag1~lanan kurbana verilen isimdir.
Cezah
ihramhnm lhraml1, yoksulu doyurmay1 tercih ederse; belirlenen bu degerle bugday satin
yoksul
doyurmay1
al1r ve bu nu her yoksula ya rim sa' bugday vermek uzere yoksullara yedirir.
tercih etmesi
ihraml1, oruc; tutmay1 tercih ederse; vacip olan bir yoksulu doyurmaktan az ise
de, her bir yoksula bir yemek yerine tam bir gun oruc; tutar. Ya vacib olan miktari
verir, ya da bir tam gun oruc; tutar. (unku oruc; bir gunden a~ag1 olamaz.

Biz Hanefllere gore ihraml1n1n, hedy kurban1 kesmeye ve yoksulu doyurmaya


gucu yettigi durumda, oruc; tutmay1 tercih etmesi caizdir. Bunun deli Ii ~u ayettir.

~ ·· o;1 J~J JJl2 L:~ ~) J~) ···t


Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 159

" ... Veya yaptu]mm vebalini tatmak uzere, bun Iara denk oruc; tutma cezas1
vard1r." (el-Maide, 5/95) Bu ayette gec;en "veya" anlamindaki "j\" harfi, tercih
hakkin1 belirtmek ic;indir.

Zufer (rh a )'e gore, ihraml1nin, ma Ila ceza vermeye gucu yettigi durumda oruc;
tutmas1 caiz degildir. Zufer (rh.a ), bu durumu yemin kefaretine, temettu' ve k1ran
kurban1na k1yas etmekte ve "j\" harfi, vacip hususunda tertibin gozetilmesini
reddetmez, demektedir. Nitekim Allahu Teala'n1n yol kesenlerin cezas1 hakk1ndaki
~u ayetindeki "j\" harfi de boyledir:

~- .. '--!~ ~ r·~.L~)J t¥~t ~~:) .. -~


" ... Veya c;apraz olarak el ve ayak/an nm kesi!mesi ... " (el-Maide, 5/33 )

Fakat bu, gerc;ek d1~1d1r. Mecaz1n delili ortaya konuluncaya kadar gerc;ege
sarilmak ise, vaciptir. Hakk1nda delil bulunan bir konunun, hakk1nda delil bulunan
bir ba~ka konuya k1yas edilmesi ise batild1r.

lhraml1, yoksulu doyurmay1 tercih etmi~se; dikkate al1nacak husus, av1n


degeridir. Biz Hanefilere gore, ihraml1 bu degerle yiyecek satin al1r.

$afil (rh.a.)'ye gore ise; dikkate alinacak husus, av1n benzerinin degeridir. Bu
ayn1 zamanda Muhammed (rh a.)'in goru~udur. c;:unku bu iki imam1n temel kural1,
ihraml1ya vacip olan hususun, avin benzeri olmas1d1r. Ancak ihramlinin kendi
tercihiyle bu ceza, yoksulu yedirmeye c;evrilmi~tir.
[4/85]
Dolay1s1yla bu iki imama gore, vacibin yani av1n benzerinin degeri dikkate
al1n1r. Nitekim misli bulunan ~eylerden birini telef eden kimseye, insanlarin elindeki
emsal e~ya kalmad1g1nda, mislinin degeri vacip oldugu gibi.

Biz Hanefilere gore vacip olan, av hayvan1nin degeridir. Asll olan, daha once
ac;1klad1g1m1z gibi; ihraml1, vacip olan cezay1 yoksulu doyurmak suretiyle yerine
getirmeyi tercih ederse, av1n degerinin dikkate al1nmas1d1r. Cunku as1I vacip olan
budur.

lhraml1, oruc; tutmay1 tercih edecek olursa, bize gore her yarim sa' yerine bir
gun oruc; tutar.

$afil (rh.a.)'ye gore, bir mudd yiyecek yerine bir gun oruc; tutar.

Bu farkl1l1k, her yoksula verilecek kefaret yiyeceginin biz Hanefilerce yanm sa'
olarak, $afil (rh a) taraf1ndan bir mudd olarak takdir edilmesi ~eklindeki goru~
farkl1l1g1 dolay1s1ylad1r. $afil (rh a )'nin bu konudaki goru~u, lbn Abbas (r a )'tan
rivayet edilmi~tir.
160_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsilt

lhrams1zm , lhrams1z bir kimse. haremdeki av hayvan1ni o/durmeden harem in d1~1na


av1 harem
d1~ma c;1kamsa, istihsanen ona ceza gerekir.
~1karmas1
lhrams1z bir kimse, av hayvanin1 hill bolgesine gonderse; av hayvanin1n
hareme dondugu bilinmezse, bu av hayvan1 haremde guvende oldugu ve
haremden c;1karilmas1 nedeniyle de bu guvenlik ortadan kayboldugu ic;in, bu kimse
bu durumda av hayvan1n1 telef eden kimse gibi kabul edilir. Ancak bu av
hayvaninin hareme dondugu bilinirse, o takdirde av hayvaninin guvenligi aynen
eskiden oldugu gibi tekrar geri donmu~ olur.

Bu ki~ i . bir av hayvan 1n1 yakalayan, sonra da bu av hayvani el inde olen ihraml1
ki~i gibidir. Bu ihram/1ya ceza gerekir. c;:unku bu ihraml1, av hayvanini avlanma
anlam1nda telef etmi~tir. c;:unku av hayvan1nin kac;mas1 ve ellerden uzak tutulmas1
durumunda avlanma anlam1 soz konusudur.

Harem Hill bolgesindeki ihrams1z bir ki~i. haremdeki bir av hayvamna veya
d1~mdan
harem bolgesindeki ihrams1z bir ki~i. hilldeki bir av hayvanma ok atarsa,
i~eriye veya
i~erden bu ki~iye ceza gerekir.
d1~anya ava
ok at1Jmas1 Cabir (ra ) ve lbn Omer (ra )'den bu ~ekilde rivayet edilmi~tir Bunun nedeni
~udur. Av hayvani haremde ise, haremde bulunmas1 nedeniyle guvenlik it;inded ir.
Av hayvanina ok atan ki~i. haremde ise; bu kimsenin ir;inde bulundugu haremden
av hayvan1na ok atmas1 yasaklanm1~t1r. Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:

4 ·· f~ plj ~I ip ~ ifal~ C,r.~I ~i4,


"Ey iman eden/er! lhram/1 iken av hayvanmt 6/durmeyin ... " (el-Maide, 5/95)

lhram akdi yaplid1g1 zaman "Ahrame" dendigi gibi, harem bolgesine girdigi
zaman da "Ahrame" denmektedir. Nitekim $am'a girdigi zaman da "E~ 'eme "
denmektedir. (muhrim, ihramil anlamina geldigi gibi, haremdeki ki~i anlam1na da
gelmektedir.) Dolay1s1yla bu kimse, her iki anlama gore de yasag1 c;ignemi~
olmakta, dolay1s1yla ona ceza gerekmektedir.

Ancak hem av hayvam hem de ona ok atan ki~i hill bolgesinde ise, bu
hayvana ok atar sonra da bu av hayvan1 harem bolgesine girerse ve orada ona
isabet ettirirse, bu takdirde o ki~iye ceza gerekmez. c;:unku bu ki~i bu ok atmas1yla
yasag1 c;ignemi~ olmamaktad1r. Fakat bu av1 yemesi helal degildir.

EbO Hanlfe (rh .a )'nin bu konudaki asli kurailndan istisna edilen tek mesele bu
lhramhrnn
meseledir. O' na gore asli kural; "Av hayvaninda dikkate alinan husus, ok atma
kestiginin
durumu durumudur. " Ancak ozellikle bu mesele haric; ! c;:unku EbO Hanlfe (rh a ), av
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 161

hayvan1n1 yemenin helal olmas1 konusunda ihtiyata uyarak, av hayvan1n1n


avlanild1g1 andaki durumunu dikkate almaktad1r. Bir hayvanin helal olmas1, bu
hayvan1 bogazlamakla mumkundur. Bu da ancak av hayvan1n1n avlanild1g1 anda
olabilir. Av hayvan1, avland1g1 anda harem bblgesi av1 ise, bunu yemek helal olmaz.
Av kbpegi gbnderilmesi de ayn1 ~ekildedir.

ihramhnm kestigi av hayvanmm etinden yemek, ba~ka herhangi bir


kimse ic;in caiz degildir.

$afil (rh a); "Av hayvanin1 olduren ihraml1ya bu nun etinden yemek helal
degildir. Arna diger insanlar ii:;in helaldir." demi~tir. O'nun bu konudaki deli Ii
~udur. Hayvandan pis kanin akmas1n1n temizlenmesi anlam1 ve etinden yemenin
helal olmas1nin ko~ulu, iki aslin farklil1g1ndan dolay1 mustehap veya vacip olarak
besmele i:;ekilmesidir. 168 Bu me~rO bogazlama, ihrams1z kimse tarafindan yap1ld1g1
gibi, ihraml1 kimse taraf1ndan da yapil1r. Ancak din, av hayvanin1 olduren ihraml1ya
bir engelleme olmas1 ii:;in, ceza yoluyla bunun etinden yemeyi haram kilm1~t1r. Bu
durum, ba~kas1 hakk1nda av hayvan1n1 yemenin haram oldugunu gbstermez.
Nitekim haks1z yere bldurulen ki~i, onu blduren katil hakk1nda sag gibi kabul
edilmekte, dolay1s1yla onun katili kendisine mirasi:;1 olamamaktad1r. Halbuki haks1z
yere oldurulen o ki~i, ba~kas1 hakk1nda blu olarak kabul edilmekte, yani kendisini
olduren katil d1~1ndaki yak1nlan ona mirasi:;1 olmaktad1r.

Biz Hanefllerin bu konudaki delili, Allahu Teala'n1n ~u ayetidir. (4/86]

~· .. f}- pl_:; -:JJ11_,.iili ~I~\; ~~I ~l41


1

"Ey iman eden/er! .. /hram/1 iken av hayvamm o!dUrmeyin ... "(el-Maide, 5/95)

Bogazlanan hayvanin helal olmas1n1 gerektiren fiil, dinen bogazlama (zekat)


ad1yla adland1nlm1~t1r. Burada ise, av hayvanin1 bldurme (katl) olarak adland1rd1g1na
gore, bundan anllyoruz ki, bu fiil asl1nda helal kilmay1 gerektirmemektedir.

Bunun deli Ii ~udur. Peygamber (s av), EbO Katade (ra )'nin yakalad1g1 bir av
hayvani hakk1nda EbO Katade (r a.)'nin ihraml1 arkada~lanna;

YfU~ ~ ~ rJ_r1l ~ Ypl jj


-"Yard1m ettiniz mi? f:jaret ettiniz mi? OncU/Uk ettiniz mi?" diye sormu~,
onlar;

-Hay!f, deyince; Peygamber (s.a.v.);

168
$afillerde besmele sunnettir/mustehapt1r.
162_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'1-Mebsfit

1_,.1.Sj ,)~! -"O ha/de yiyiniz. " 769 buyurmu~tu.


Bu hadisle ihraml1n1n yard1m etmesinin haraml1g1 gerektirdigi sabit olduguna
gore, burada av1 oldurmeye te~ebbus etme daha onceliklidir.

Siz Hanefllere gore ihraml1n1n i~aret etmesi ve onculugu nedeniyle av1n etini
yemek haram olduguna gore; bu delil getirme nas1I dogru olabilir7 denirse; ~oyle
deriz. Bu konuda iki rivayet vard1r. Biz bu iki rivayeti "Ziyadat" ta ar:;1klad1k. Ava
i~aret etme durumunda avin haram olmas1n1n zorunlu olmas1 nedeniyle, av1
oldurmeye giri~me durumunda bu av1n etini yemenin haram olmas1 da zorunludur.
Ava i~aret etme durumunda bu hukmun kaldmlm1? olduguna dair delil ortaya
konursa, bu delil av1 oldurmeye giri~me durumunda kald1nlm1~ oldugunu
gostermez. Buradaki anlam ~udur. Bu avlanma, dini mahiyet
170
nedeniyle haram
kil1nm1~t1r. Onun ir:;in etinden yemek ona haram k1l1nm1~t1r. Mecusinin av1nin
benzeri olmaktad1r. Bu ise bunun herkes ir:;in haram olmas1n1 gerektirmektedir. Bu
da onun gibidir.

ihramhmn lhramh cezasm1 yerine getirse, sonra (o avdan) da yese; Ebu Hanlfe
avdan (rh.a.)'nin gori.i~i.ine gore ihramhnm av etinden yediginin degerini vermesi
yemesi
vaciptir. Bu av1 ba~kas1 oldi.irmi.i~se yedigi ~eylerde ona hic;bir ~ey
gerekmez.

EbO Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh.a ); ona istigfar etmekten ba~ka hir:;bir ~ey
gerekmez, demi~tir. Onlann delili ~udur. ihraml1nin av1, olu hayvan eti ya da
Mecusinin kestigi hayvan eti gibidir. Olu hayvan etini yemek istigfar etmekten
ba~ka bir ~ey gerektirmez.

Gormez misin; Bundan ihrams1z bir kimse veya bir ba~ka ihraml1 yese, ona
istigfardan ba~ka bir ~ey gerekmez. Kendisi de ondan yerse o da boyledi r. Bunun
delili ~udur. ihrams1z kimse haremde bir av1 keser de, bunun cezas1n1 yerine
getirirse, sonra onun etinden yerse; ona ba~ka hir:; bir ~ey gerekmez. Ayn1 ~ekilde
ihraml1 bir av hayvan1nin yumurtas1n1 k1rarsa, bunun cezas1n1 yerine getirirse, sonra
bunu k1zart1p/pi~irip yerse, ona ba~ka hir:; bir ~ey gerekmez.

EbO Hanlfe (rh a )'nin goru~une gore; bu kimse ihraml1 ir:;in yasak olan bir ~eyi
yemi~tir. Dolay1s1yla bu kimseye diger yasaklar gibi bunun ir:;in de ceza gerekir.

169
Ahmed b. Hanbel, Musn ed, V/302; Buhar1, Cezau's-sayd, 5; Muslim, Hacc 61; Nesaf, Mena si k 8 1;
lbn Huzeyme, Sahih, IV/177.
170
Zebh ve avlanma olayinda din ve ibadet anlam1 vard1r. Kurban, Allah' a ya k la~ma demektir. Mec0s1'yi
onun i'in anmam1~t1r.
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ t63

Bunun ac;1klamas1 ~byledir. Bu avin bldurulmesi ihram1n yasaklanndand1r. Burada


bizzat oldurme degil de, avin etinden yemek kastedilmi~tir. Asll kastedilmeyen ~ey
ihram1n yasag1 olunca ki bundan dolay1 ona ceza gerekir asll kastedilen ~ey bu
cezaya daha lay1kt1r. Ba~ka haram k1l1nan ~eyler bbyle degildir. Bu avin etinden
yemek ihram1n yasaklanndan degildir. Harem bolgesindeki ihrams1z kimseden
farkl1d1r ~unku orada cezan1n vacip olmas1, harem bolgesi nedeniyle sabit olan
guvenligin dikkate al1nmas1 nedeniyledir. Bu da avlanma nedeniyledir, av eti
nedeniyledir. Av hayvan1nin yumurtas1nda da cezan1n vac1p olmas1, bunun av
hayvan1nin asl1 saylld1g1ndand1r. Yumurtanin k1rilmas1ndan sonra bu anlam
kaybolur.

Nitekim haks1z yere oldurulen kimsenin, kendisini blduren kimse hakk1nda bir
yonden sag gibi kabul edilmesi, bu yorumu destekler. Oyle ki olduren kimse
oldurdugu kimseye mirasc;1 olamaz. Bir ba~ka ac;1dan ise olu gibi kabul edilir. Oyle
171
ki Om mu veled , efendisini bldurdugu takdirde ozgur duruma gelir. Durumu
ihtiyat uzerine bina edilen hususlarda bunu katil hakk1nda sag gibi kabul ettik.
ihram1n cezas1 da i~te bbyledir. Dolay1s1yla etini yemekle ba~ka bir ceza gerekir.
Harem bolgesindeki avin cezas1 ise, vacip kll1nma konusunda ihtiyat uzerine bina
[4/87]
edilmemi~tir. Bu nedenle biz et anlam1n1 dikkate ald1k. Dolay1s1yla burada ceza
gerekmez.

ihrams1z kimse, hill bolgesinde bir av hayvanm1 vurur ve bogazlarsa; ihrams1zm


Harem
ihramhnm bu avm etinden yemesinde hi~ bir sakmca yoktur. d1~mda
vurdugu
Bu, Osman (r a) ve lbn Abbas (r a )'1n gbru~udur. ibn Omer (r a) ise, bu nu avdan
mekruh gbruyordu. Rivayet edildigine gore, Osman (r a), ibn Omer (r a )'i bir ihramhnm
yemesi
yemege davet etmi~ti. ibn Omer (r a) ihraml1 idi. Tabakta keklikler gbrunce
sofradan kalkt1. Osman (r a )'a;

-ibn Omer (r a) sizin yemeginizden ho~lanmad1g1 ic;in kalkt1, denildi. Bu ifade


lbn Omer (r.a.)'e ula~t1nld1g1nda, lbn Omer (r a.);

-Ben O'nun yemeginden ho~nutsuz olmu~ degilim. Fakat ihraml1 idim, dedi.

ibn Omer (r a )'in bu sozunu dikkate aIan alimler, ~u rivayeti deli I olarak
almaktad1rlar. Bir zat, Peygamber (s a.v )'e vah~i e~ek (zebra) ayag1 ikram etti.
Peygamber (s a.v) de bu nu reddetti. Adam, Peygamber (s.a.v )'in yuzunde
ho~nutsuzluk belirtisi gbrdu. Peygamber (s av);

171
Ommi.iveled I .ll}I fl: Sahibinden ~ocuk dunyaya getiren cariyedir.
-
164_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

-"Biz senm hediyeni reddediyor degiliz. Fakat biz ihramliy1z. " 172 dedi.

Biz Hanefllerin deli Ii ise, Tai ha (r a )'n1n ~u hadisidir: Biz, ihramlin1n av eti
yemesinin caiz olup olmad1g1n1 kendi aram1zda tart1~1yorduk. Bir ara seslerimiz
yukseldi. 0 s1rada Peygamber (s.a.v), odas1nda uyuyordu. Bizim yan1m1za geldi.
Bize;

~p H -"Hangi konuda tart1;iyordunuz?" diye sordu. Biz de O'na


tart1~t1g1m1z konuyu sbyledik. Bu nun Ozerine Peygamber (s.a.v.);

~ ._,...~ .q -"Bunun zaran yak. " 773 dedi.


Bir ba~ka hadiste anlat1ld1g1na gore; Peygamber (s.a.v.), ashab1yla (ra) birlikte
Ravha denilen yere ugram1~t1. Hepsi ihraml1 idiler. Peygamber (s.a.v.), yaral1 bir vah~i
e~ek gbrdO. Ozerinde saplanm1~ bir ok vard1. Ashab1 (r a) bu nu almak istediler.
Peygamber (s.a v.);

-"Sahibi gelinceye kadar onu b1rakm. " 174 dedi. Derken Behz kabilesinden bir
adam geldi.

-Ya Resu/e//ah! Bu, benim att1g1m okla yaralanm1;t1r. Bu av sana aittir, dedi.
Bunun Qzerine Peygamber (sa.v.), Ebu Bekir (ra.)'e onu arkada;lan arasmda
payla;t1rmas1m emretti.

Peygamber (sa v )'in ihraml1 iken av hayvan1n1 reddettigi ~eklindeki hadiste ravi
tarafindan yapilm1~ bir tashif (ifade hatas1) vard1r. Dogru olan, o ki~inin Peygamber
(s av )'e vah~i e~egi hediye ettigi ~ekildedir. Eger had is dogru ise, bu hadiste gec;en
"ricl" kelimesinden maksat et parc;as1 degil, vah~i e~ek say1s1d1r. Nitekim bir
topluluk ic;in (ric/Q cerad=c;ekirge ayag1) ifadesi kullanilmaktad1r.

Malik (rh.a.); ihrams1z ki~i, ihraml1 ic;in av avlam1~sa ihraml1nin bundan yeme
hakk1 yoktur, diyordu. Bunun delili, Peygamber (s av )'in ihraml1lara hitaben
sbyledigi;

172
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/38; Suhar\, Hibe 17; lbn Mace, Menasik 92; Tirmizi, Hacc 26; Nesai,
Menasik 79.
173
Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/141.
174
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/452; Nesai, Menasik 78; lbn Hibban, Sahih, Xl/511; Taberani, e/-
Mu'cemO'/-kebir, V/259; Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, Vl/171
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 165

-"Kara av1 sizin ir;in helaldir. Ancak sizin av/ad1gm1z veya sizin ir;in av!anan
175
mustesnadtr. " hadisidir.

Fakat biz Hanefller diyoruz ki: Bu "J", mOlkiyet ve aidiyet lam1'd1r. Dolay1s1yla
ihrams1z ki~i, bu av1 ister kendisi ir;in ya da ihraml1 ir;in avlam1~ olsun, ihraml1ya ait
olan av hayvan1 anlam1n1 ifade eder. Arna bu durumda ihraml1ya ait bir av hayvan1
olmaz. Ancak bu av hayvanin1 bogazlay1p da ihraml1ya hediye ettiginde ihraml1ya
ait bir av hayvan1 olabilir. 0 da bu durumda et olup kendisinde av anlam1
bulunmaz. Bunun ir;in yenmesi helal olur.
lhramhnm,
ihramh ki~i. bir av hayvanmm yumurtasm1 k1rarsa degerini odemesi avm
vacip olur. yumurtasm1
k1rmas1

lbn EbO Leyla (rh a); bir dirhem sadaka vermesi gerekir, demi~tir. Biz
Hanefilerin mezhep goru~u Ali (r a) ve lbn Abbas (r a )'tan rivayet edilmi~tir. Bu da
yumurtan1n av1n asl1 sayi11p yumurta bozulmad1g1 sOrece, av hayvan1 olmak ir;in
hazir olmas1 nedeniyledir. Dolay1s1yla yumurtay1 bozmas1 nedeniyle ihraml1ya
cezanin gerekmesi noktasinda, yumurtaya da av hayvan1 hOkmO verilir. Nitekim
ana rahmindeki su da, ozgur etme ve vas1yet konusunda, r;ocuk gibi kabul
edilmi~tir. (:OnkO bu ki~i yumurtan1n hayvan durumuna gelmesine engel olmu~tur.
Bundan dolay1 av hayvan1 meydana geldikten sonra bunu telef eden kimse gibi
kabul edilir. Bu kimse, r;ocugun degerini odeyen (r;ocugu du~OrOp gurre odeyen)
ki~i derecesindedir. (:unkO bu kimse, r;ocukta koleligin meydana gelmesine engel
olmu~tur.
[4/88]

Av hayvanmm kmlan yumurtasmda olu bir civciv varsa, bu yavrunun lhramhnm


diri olarak degerini odemelidir. yavrulu av1
i:ildiirmesi

Bu istihsan deliline goredir. K1yasa gore, sadece yumurtan1n degerini oder.


(:Linko o kimse, yumurtan1n k1rilmas1ndan once ir;indeki civcivin canl1 oldugunu
bilmiyordu. Fakat istihsana uyarak ~oyle denmi~tir: "Yumurta bozulmad1g1 sOrece,
kendisinden canl1 civciv r;1kmak ir;in haz1rd1r." Bu nun tersi ortaya r;1kmad1g1 sOrece
bu temel esasa sarilmak gerekir. (:OnkO yumurta vaktinden once k1rild1g1 takdirde,
ir;indeki civcivin olOmOne neden olmaktad1r. OIOm yumurtan1n k1rilmas1n1n hemen
ard1ndan meydana gelince, gayet tabii olarak odeme onu k1rana havale edilir.

175
Abdurrezzak, Musannef, IV/434; Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/362; EbO DavOd, Menasik 41;
Tirmiz1, Hacc 25; Nesa1, Menasik 81.
l66 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

ihramh, ayrn ~ekilde bir ceylanm karnma vurmu~ olsa, bu ceylan da


olu bir cenin b1raksa, sonra ana ceylan olse; kesin bilgilere dayanarak, o
kimseye her ikisi i~in de ayri ayri ceza vacip olur.

(unku ana ceylan1n karnina vurma, bu iki ceylanin olmesi ic;in gec;erli bir
nedendir. Olum, bu vurman1n hemen pe~inde meydana gelmi~tir.

Hakim e~-$ehld Mervezl (rh a), "kesin bilgi!ere dayanarak" ifadesiyle bu konu
ile kul hakk1 nedeniyle vacip olan odeme konusu aras1ndaki farka i~aret etmek
istemi~tir. Cunku bir kimse, bir cariyenin karn1na vursa, cariye de olu bir cenin
b1rak1p olse, bu hususta asil olan cariyenin degerinin odenmesi vacip olmasayd1,
ceninin odenmesi de vacip olmazd1. Cunku cenin, bir yonden annenin parc;as1
hukmundedir. Diger yonden bag1ms1z bir can hukmundedir. Kul hakk1ndan dolay1
vacip olan odeme, ihtiyat uzerine kurulmaz. Dolay1s1yla ~upheli delillerle hukum
verilmez.

ihraml1 iken avlanma cezas1 ise, ihtiyat uzerine kurulur. Bunun ic;in cenindeki
cana benzerlik yonu ag1r basmaktad1r. Dolay1s1yla Hakim e~-$ehld Mervezl (rh a.),
bu kimseye her ikisinin -hem ana hem de c;ocugunun- cezas1n1 vacip kilmaktad1r.

Av hayvarn, ihramhrnn ~admna tak1hr veya su i~in kazd1g1 ~ukura


Avm,
ihramhnm du~er olurse, ona hi~ bir ~ey gerekmez. Arna ihramh, avlanmak i~in bir ag
~admna
tak1lmas1 kurdugu, ya da ~ukur kazd1g1 takdirde, bu durum farkhd1r.

Cunku bu son iki yerde olaya neden olan ihraml1d1r. Ancak neden alma, yol
uzerinde kuyu ac;ma gibi, haddi a~ma ~eklinde oldugu takdirde odemeyi
gerektirmektedir. Kendi mulku olan arazide kuyu ac;mak gibi, haddi a~ma durumu
olmad1g1 takdirde, odenmesi gerekmemektedir. lhraml1n1n ag kurmas1 haddi
a~makt1r. Cunku bununla avlanma kasd1 gutmektedir. lhraml1nin c;ad1r kurmas1 ise,
avlanma maksad1 gutmuyorsa haddi a~mak degildir.

Gormez misin ki, ihrams1z ki~i. bir ag kurar da bir av hayvan1 o aga takilsa; o
av hayvan1 onun mulku olur. Oyle ki, bir ba~kas1 o av hayvanin1 alacak olsa, o
kimseden avin1 geri alma hakk1 vard1r. Halbuki c;ad1r kursa buna hakk1 yoktur. Buna
gore, av hayvani ihraml1dan korkup kac;sa ve ayag1 k1rilsa, ona hie; bir ~ey
gerekmez. Arna av hayvanini kendisi korkutsa veya kendisi onu hareket ettirse,
lhraml1nm kendisinin bu konuda haddi a~ma nedeni bulundugu ic;in, 0 kimse bunu oder.
yakalad1g1
av1 diger ihramh, bir av avlar da bir ba~ka ihramh onu elinden sahverirse, o
ihramhnm
sahvermesi kimseye bir ~ey gerekmez.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 167

<::unku av, ihraml1 i~in delille bizzat kendisi haram alan bir ~eydir. Allahu Teala
~oyle buyurmaktad1r:

"ihram/1 o/dugunuz surece, kara avt sizin uzerinize haram k1/tnd1." (el-Maide,
5/96)
Dalay1s1yla ~arab1n bizzat kendisi haram aldugu i~in, ~arap satin alan
kimsenin a ~araba malik alamayacag1 gibi; ihraml1 da a av hayvan1n1 ele ge~irmekle
ana malik alamaz. ihraml1, a av hayvan1na malik alamad1gina gore, elinden al1p
anu sal1veren diger ihraml1, her hangi bir ~eyi telef etmi~ almaz. C::unku ihraml1
arkada~1, yerine getirmesi ~er'an uzerine bar~ alan ~eyi yerine getirmi~ almaktad1r.

o kimse, bir Muslumana ait ~arab1 doken kimse gibidir.


ihramh, bir ba~ka ihramhnm elindeki av hayvanm1 oldurse, her iki lhramhnm
yakalad1g1
ihramhya da ceza gerekir. av1 diger
ihramlmm
Olduren ki~i, av hayvan1n1 oldurme nedeniyle ihram1nda su~ i~ledigi i~in, av oldi.irmesi

hayvanini alan ki~i ise, elinde tutmak suretiyle a av hayvanindaki avl1k anlam1n1 yak
etmesi nedeniyle, bu av hayvanin1 hukmen telef ettigi i~in cezal1 almu~tur. Sanra
bu av hayvanini yakalayan ki~i, biz Hanefllere gore, av hayvan1n1 olduren ki~iye
ba~vurarak ceza alarak odedigini andan al1r.

Zufer (rh a) ise ~oyle demi~tir. Av hayvan1n1 yakalayan ki~i, av hayvan1n1


olduren ki~iden hi~ bir ~ey isteyemez. C::unku av hayvanin1 yakalayan ihraml1, ana
malik alamam1~t1r. Ayrica anun bu av hayvani uzerinde ba~kas1nca dakunulmaz bir
mulkiyet hakk1 da almam1~t1r. Av1 yakalayan kimsenin kendisi lehine av1
oldurenden tazminat almasin1n vacip alu~u, bu iki anlamdan birinin dikkate [4/89]
al1nmas1 nedeniyledir. <::unku av1 oldurmesi nedeniyle ana kefaret gerekir. Bununla
fetva verilir ve oru~la bu kefaretten kurtulur. lhraml1, av hayvanin1 olduren ki~iye
odeme i~in ba~vuracak alsa, mali odeme istegiyle ba~vuracakt1r. Av hayvanin1
olduren ki~iden bu istenecek, eger a bunu odeyemezse bu nedenle
hapsedilecektir. Halbuki bu kimsenin hak ettiginden fazla bir ~eyi isteyerek
ba~vurmas1 caiz degildir.

Biz Hanefllerin delili ise ~udur. Bu av uzerindeki zilyetlik (elde bulundurma),


av1 yakalayan i~in muteber bir zilyetlik almu~tur. C::unku bunu sal1verme ve
kendisinden cezay1 du~urmesi imkani vard1r. Av1 olduren ise bu mulkiyeti
kaybettirmi~ almakta, dalay1s1yla av1 yakalayan kimse bu av1n maliki alamasa da
bunun degerini odemektedir.
Ir:"

168 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

Mesela: Mudebber (efendisinin olumuyle ozgurluge kavu~turulacak olan)


koleyi bir kimse gasp etse ve bu kole, kendisini gaspeden kimse elinde iken bir
ba~kas1 onu oldurse; bu gosteriyor ki, o kimse du~me derecesinde olan koleligin
devam1ni saglam1~t1r. Bu durum, o kimseden talepte bulunmak ic;in isbatl1 bir
nedendir. Mesela: Bo~amaya tanik olanlarin zifaftan once tanikl1ktan donmeleri
gibi.

"Bununla fetva verilir ve orur;la bu kefaretten kurtulur." diyen kimsenin bu


goru~u. bizzat hakk1n kendisine donen bir anlam nedeniyle degildir. Bilakis bunda
hakk1 olan kimse anlam1 nedeniyledir. c;:unku Allahu Teala'nin kullan uzerindeki
haklan fetva yoluylad1r. Bundan c;1k1~ ise oruc;la olur. c;:unku Allahu Teala kullannin
malina muhtac; degildir. Allah onlardan sadece emrine sayg1 gostermelerini
istemektedir. Bu gibi farklil1k ba~vurmada bulunmaya engel degildir. Mesela baba,
oglunun mudebber kolesini gasp etse, bir ba~kas1 da bu koleyi ondan gasp etse,
sonra ogul babasina odettirirse, baba bu koleyi kendisinden gasp eden kimseye
ba~vurur. Baba, her ne kadar ogluna teslim etmesi gerekli olan gasp ettigi kole

nedeniyle hapsedilmese de, koleyi kendisinden gasp eden ki~iden bunu istemesi
durumunda alacag1n1 alamad1g1 takdirde o kimseyi haps ettirme hakk1na sahiptir.

Elinde av Elinde ceylan bulundugu durumda ihrama girerse, bu ceylarn


varken ihrama sahvermelidir.
girenin
durumu
c;:unku ihrama girdikten sonra av hayvanin1 elde tutar olmak, ba~tan
yakalamak derecesindedir. Bu elde tutma devam etmektedir. Av1 yakalay1p ele
gec;irme, avlanma anlam1n1 ortadan kald1rd1g1 gibi, elde tutmanin devam etmesi de
ayn1 ~ekildedir.

Bir kimse, ihramhnm elindeki av hayvarnrn sahverirse, Ebu Hanlfe


(rh.a.)'ye gore, bu av hayvanm1 sahveren kimse, onu elinde tutan kimseye
bunun degerini odemelidir.

K1yas boyledir. EbO Yusuf (rh a) ve Muhammed (rh a.)'e gore, istihsan yoluyla o
kimseye hie; bir ~ey gerekmez. Bu konu, bu imamlann, ba~kasina ait c;alg1 aletini
telef eden kimse hakk1ndaki goru~ farkl1l1klannin bir benzeridir.

EbO Yusuf (rh a.) ve Muhammed (rh a.) ~oyle demi~lerdir. Onun bu davrani~1
iyiligi emir ve kotUlugu yasaklama davrani~1d1r. c;:unku o kimse av hayvanini
sal1vermekle dlnen emrolunmu~tur. Bu durum, kendisine dlnen gerekli olan
~eylerden biri olduguna gore; t1pk1 bir Muslumana ait ~arab1 doken kimsenin
odememesi gibi, ba~kas1 bunu yapt1g1 takdirde de odeme gerekli olmaz.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 169

EbO Hanlfe (rh a) ise ~oyle demi~tir: lhrama girmeden once av hayvan1, o
ki~inin mutekavvim (degerli) mulk mal1d1r. Bu durum ihraml1 olmakla hukumsuz
duruma gelmez. Gormez misin ki, av hayvani ihraml1nin evinde olsayd1, onun
degerli mal1 olarak kalacakt1. Bu av hayvanini onun elinden al1p sal1veren kimse,
onun degerli malin1 telef etmi~ olmaktad1r. Dolay1s1yla bunu oder. Halbuki
Muslumana ait ~arab1 dokmek bundan farkl1d1r. Ayrica o kimseye vacip olan, av
hayvanin1 sal1vermesidir. Eger av hayvan1n1 bizzat kendisi salacak olursa, ihramdan
c;1kt1ktan sonra mulkiyeti kaybolmayacak ~ekilde bunu salm1~ olur. Av hayvanini
sal1veren bu ikinci ki~i onun mulkiyetini ortadan kald1rd1g1na gore, uzerine bore;
olan ~eyi ilave etmi~ olmakta, dolay1s1yla bunun degerini odemek zorunda
kalmaktad1r.
(alg1 aletlerini telef etme konusunda da EbO Hanlfe (rh.a.)'nin metodu budur.
Bu konu ile ihraml1 iken av hayvanin1 yakalama durumu aras1nda fark
[4/90)
gozetmektedir. 0 konuda av hayvan1ni yakalamakla mulkiyeti elde etmi~ olmaz.
Dolay1s1yla bunu sal1veren kimse degerli olan bir mal1 kac;1rm1~ olmaz, demi~tir.

Burada ise daha once ifade ettigimiz gibi, o ki~inin ihraml1 olmas1yla av
hayvaninin mulkiyeti hukumsuz olmaz, demi~tir. Aradaki farklll1g1n delili ~udur.
lhraml1 ki~i, bir av hayvanin1 al1r sonra da sal1verirse, bir ba~kas1 da onu al1rsa, daha
sonra ihraml1 ihramdan c;1kt1ktan sonra bu av hayvan1ni ba~kas1nin elinde bulursa;
bunu ondan geri alma hakkina sahip degildir. Av hayvan1 elinde iken ihrama girer
de sonra bu av hayvan1n1 sal1verirse, daha sonra ihraml1 ihramdan c;1kt1ktan sonra
bu av hayvan1n1 ba~kas1n1n elinde bulursa; bunu ondan geri alma hakk1na sahiptir.
Bu da her iki konu aras1ndaki farklll1g1 gostermektedir.

ihramh y1rt1e1 bir hayvani oldurse, ilk defa hucum edip eziyet veren ihramhmn
y1rt1c1
y1rt1c1 hayvan ise, ona hi.;; bir ceza yoktur. hayvam
i:ildiirmesi
K1saca ~unu diyebiliriz.

"Be~ zarar/1 hayvan vard1r ki, hill bolgesinde de harem bO!gesinde de

.
176
oldurulOr. " hadisi ve
-
_;)_;j1 ~lj, ;i.>.;Jlj '-:"');jlj , ;)~lj, ~If ~I~

176
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/138.
170_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut

"ihramli y1/an, fare, akrep, r;ay/ak ku~u ve azgm (sald1rgan) k6pegi


177
6/durebilir. " hadisinde ResOlullah (s a.v.)'1n, ihraml1 ir;in istisna ettigi eziyet veren
bu hayvanlari oldurme hususunda ihraml1ya hi<; bir ceza yoktur.

Harem bolgesinde ihrams1z ki~inin de bunlari oldurmesinde hi<; bir ceza


yoktur. (:unku bu hayvanlari oldurmek mutlak olarak mubaht1r. Peygamber
(sa v)'in bu ar;1k ifadesi, O'nun Kur'an'in ayetine yapilm1~ bir ilave gibidir. Bu
nedenle cezay1 gerektirmez. Hadisteki azgm k6pek'ten maksat canavar (kurt) d1r.
ihramh, bu be~ hayvan d1~mdaki eti yenmeyen y1rt1c1 hayvanlardan
birini, bu y1rt1c1 hayvan kendisine hi.icum etmeden oldi.irecek olursa, biz
Hanefilere gore ona ceza gerekir.

$afil (rh a) ise, ~byle demi~tir. Ona hi<; bir ~ey gerekmez. (:unku Peygamber
(s.a v.), yaratil1~lar1 itibariyle eziyet edici olduklari ir;in be~ hayvan1 istisna etmi~tir.
Dolay1s1yla mizac1 eziyet verme olan her hayvan bu be~ hayvan derecesinde olup
ihraml1nin avlanmas1ni haram k1lan delilden istisna edilmi~tir. Dolay1s1yla sanki
Allahu Tea la, "Eziyet verenler d1~mdaki av hayvanlanm 6/durmeyin." buyurmu~ gibi
olmaktad1r.

Ayet bu ~ekilde olsayd1, sadece eziyet vermeyen eti yenen av hayvanlarini


ir;ine alm1~ olurdu. (:unku Peygamber (s av) azg1n kbpegi istisna etmi~tir. Bu ifade
aslan1 da ir;ine almaktad1r.

Gbrmez misin ki, Peygamber (sav) Utbe b. EbO Leheb'e beddua ettiginde;

&')\s ~ 05 ~ .kL:. H111 "Allah1m!. Onun uzerine k6peklerinden bir


k6pegi musallat eyle. " 118
demi~, Peygamber (sa v.)'in bu bedduas1 nedeniyle onu
bir arslan parr;alam1~t1.

Aynca delille sabit olan, sonuna kadar yani ihramdan ~1kmcaya


kadar devam eden bir haramhkt1r.
Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:
~··. L:'}- p'.> LA )1-4-.o ~ f_f j~
"ihram/1 oldugunuz surece, kara av1 sizin uzerinize haram k1/md1." (el-Maide,

5/96)

177
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/33; Buhar1, Bedeu'l-halk 16; lbn Mace, Menasik 91; Tirmiz1, Hacc 21;
Nesa1, Menasik 113.
178
Hakim, Mustedrek, 11/588; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, V/211.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 171
Bu ise eti yenen hayvanlari ic;;ine almaktad1r. Eti yenmeyen hayvanlara gelince,
bunlarin mutlak olarak yenilmesi haramd1r. Dolay1s1yla bu ayet bunlari ic;;ine almaz.

Biz Hanefllerin bu konudaki delili, Allahu Teala'n1n ~u ayetidir:

"ihram/i iken av hayvamm 6/durmeyin." (el-Maide, 5/95)


Av kelimesi butun hayvanlari ic;;ine al1r. Cunku av hayvan1na; insanlardan
kac;;t1g1, yabani oldugu ve insanlarin hakimiyetinden uzak oldugu ic;;in bu isim
verilmektedir. Bu anlam ise, eti yenmeyen hayvanlarda da bulunmaktad1r. Bunun
delili; bu anlamdaki avlanma lafzinin insanlarin yakalanmas1 ic;;in de kullanil1r
olmas1d1r. Bir ~air ~oyle demi~tir.
179

"Kral/arm av1 tilki ve tav:;anlard1r.


Ben ata bindigimde ise; benim av1m yigitlerdir."
Ayrica Peygamber (s.a v.), ayetten istisna edilen hayvanlarin sadece be~ hayvan
oldugunu belirtmi~tir. Bu nedenle bu be~ hayvan d1~1ndaki hayvanlar hakk1ndaki
ayetin hukmu aynen devam etmektedir. Bunun delili ~udur. Biz bu istisnay1 eziyet
etme anlam1n1 dikkate alarak kabul edersek; istisna edilen husus be~ say1s1yla
s1n1rlanmamaktad1r. Dolay1s1yla bu neden ac;;1klamas1, ayeti iptal edici bir ac;;1klama
olmaktad1r.

Sonra bu be~ hayvan d1~1ndaki hayvanlar, eziyet verme anlam1nda bu be~


hayvandan daha alt derecededirler. Cunku bu be~ hayvanin mizac1 sald1rmakla
[4/91)
eziyet etmektir. Bu be~ hayvan d1~1ndaki hayvanlar ise, kendileri rahats1z
edilmedikc;;e eziyette bulunmazlar. Dolay1s1yla ayette belirtilen hayvanlar anlam1nda
olmay1p onlara dahil olmazlar.

Bu nedenle Hakim e~-~ehld Mervezl (rh a), "Haramlik sonuna kadar ayetle
sabittir." demi~tir. Avian man in haram olu~u da boyledir. (unku deli I, av
hayvan1n1n etini yemenin degil, avlanmanin haram oldugunu isbat etmektedir. Bu
s1fatla avlanman1n haram olu~u. eti yenen hayvanlarda sabit oldugu gibi, eti
yenmeyen hayvanlarda da sabit olmaktad1r.

Sonra S1rtlan'1n oldurulmesi nedeniyle ihraml1ya cezanin vacip oldugu


hususunda, bizimle ~afil (rh a) aras1nda hie;; bir ihtilaf yoktur. (unku ona gore,
s1rtlan eti yenen hayvanlardan; bize gore ise, istisnan1n ic;;ine almad1g1 y1rt1c1
hayvanlardand1r.
I 7!.l _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bu konuda Cabir (r a) hadisi bulunmaktad1r. Cabir (r a) s1rtlan hakk1nda;

0 av hayvani m1d1r? diye soruldugu zaman, Cabir (ra ),

-"Evet" dedi.

-ihraml1ya bu hususta ceza var m1d1r? denildi. Cabir (ra ),

-"Evet" dedi.

-Bu nu Resulullah (s av )'tan duydun mu? denildi. Cabir (r.a ),

-"Evet" dedi.

Fakat y1rt1c1 hayvan, ihramhya ilk defa hi.icum eden ise, biz
Hanefilere gore onu oldl.irme durumunda ona hie; bir ~ey gerekmez.
Zufer (rh a); Ona ceza gerekir. c;:unku avin fiili hederdir, demi~tir. Peygamber
(s a.v.); j~ ~~I "Hayvan hederdir. " 180 buyurmu~, hayvanin yaralanmas1na i?aret
etmemi?tir.
Bu hadisin anlam1, hayvan1n yaralanmas1 hederdir, demektir. (k1sas, diyet ve
odemeye neden olmaz) Dolay1s1yla ihramlin1n oldurmesi nedeniyle cezanin vacip
olmas1 konusunda, onun varl1g1, yoklugu gibidir. Gormez misin ki, kul hakk1 i~in
vacip olan odeme konusunda; y1rt1c1 hayvan birinin mulku ise, ilk hucumun ihraml1
tarafindan veya y1rt1c1 hayvandan olmas1 aras1nda hi~ bir fark yoktur. Allahu
Teala'n1n hakk1nda vacip olan hususlarda da boyledir.

Bizim bu konudaki delilimiz, Omer (r a) hadisidir.

Omer (r al ihraml1 iken bir s1rtlan oldurmu?, bu nun uzerine bir ko~ kurban
etmi?ti. Bu olay i~in Omer (ra.);

"Ona ilk defa hucum eden biz idik. " 181 demi?ti.
Bu neden a~1klamas1nda, ilk hucumun y1rt1c1 hayvan taraf1ndan oldugu
takdirde hi~ bir ?ey gerekmedigini anlatma vard1r. c;:unku ?eriat1n sahibi, genellikle
kendilerinden eziyet beklendigi i~in be? hayvani mustesna saym1?t1r. Eziyetin
ger~ekle?mesi, eziyet ihtimalinden daha kesindir. Ayetle a~1k~a belirtildigi gibi din,
ihraml1ya av hayvaninin oldurulmesini haram kilm1~, ihraml1ya av hayvaninin
eziyetine katlanma zorunlulugu getirmemi?tir. Eziyet av hayvanindan gelince,

180
Buhar1, Zekat 66; Muslim, HudOd 45; Ebo DavOd, Diyat 30; Tirmiz1, Zekat 16.
181
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/139.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 173

ihraml1 onun eziyetini giderme konusunda mutlak olarak izinli sayilmaktad1r.


Dolay1s1yla ihraml1n1n bu fiili uzerine herhangi bir odeme gerekli olmamaktad1r.
Boylece bu konu, kul haklan tazminat1ndan ayrilmaktad1r. c;:unku tazminat, kul
haklannda vaciptir. lhramlinin onu telef etmesi konusunda, bu av hayvan1nda
hakk1 olan kimseden alinm1~ bir izin kesinlikle bulunmamaktad1r. c;:unku boyle bir
iznin bulunmas1, odemeyi ortadan kaldim. Bu konu, ic;inde bulundugumuz
konudan farklid1r.

lhraml1nin bit oldurmesi belirttigimiz konuya girmez. c;:unku bit, her ne kadar ihramlmm
bit
eziyet veriyorsa da, ihraml1nin biti oldurmesi nedeniyle uzerine ceza gerekir. oldiirmesi

lhraml1, yolda buldugu bir biti oldururse, bitin eziyet verici bir hayvan olmas1
nedeniyle ihraml1 hic;bir ceza odemez. Fakat kendi uzerindeki biti oldururse
bedeninde yeni c;1kan ~eyleri gidermesi nedeniyle kirlenmeyi gidermek anlam1
dolay1s1yla ceza oder. Bu durum ihraml1n1n mecbur kal1p av hayvan1n1 oldurmesi
durumundan farkl1d1r. c;:unku av hayvan1nda hakk1 olan kimsenin izni, mutlak
olmay1p s1n1rl1d1r. c;:unku zor durumda bulunan kimse hakk1ndaki izin ~u ayette yer
almaktad1r.

"Sizden kim hasta olur yahut ba:)tnda bir rahatstzlik bulunursa .. " (el-Bakara,

2/196)

Eziyet an1ndaki izin, ayetle av hakk1nda mutlak olarak sabittir. Dolay1s1yla


ihramliya odeme gerektirmez.
lhramhnm,
Eger y1rt1c1 hayvana ilk hucum eden ihramh ise, onu oldurme
y1rt1c1
nedeniyle ihramhya onun degerini odemesi gerekir. hayvam,
sald1rmadan
Biz Hanefllere gore onun degeri bir koyunu gec;mez. once
oldiirmesi
Zufer (rh.a )'e gore, eti yenen av hayvanlanna k1yas edilerek, bu y1rt1c1 hayvan1n
degeri hangi meblaga ula~1rsa ula~sin, odenmesi vaciptir.

Hanefl alimlerimiz bu ihtilaf1 bu ~ekilde ac;1klam1~lard1r. lbn $Lica' (rh a), [4/92]
~erhu lhtilati Zufer ve Ya'kub (rh.a) kitab1nda Zufer (rh a )'e gore, eti yenen av
hayvanlannda ceza degerinin bir koyunu gec;meyecegini belirtmektedir. K1saca
Zufer (rh a )'in goru~une gore, Allahu Teala'nin hakk1 ic;in vacip olan tazminat, kul
haklan ic;in vacip olan tazminatta dikkate alinmaktad1r. Kul haklan konusunda eti
yenen hayvanla eti yenmeyen hayvan aras1nda hie; bir fark olmad1g1 gibi, burada da
bu ikisi arasinda hie; bir fark yoktur. Dolay1s1yla ya her iki konuda da hangi meblaga
174 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsut

ula?1rsa ula?Sln degeri vacip olur, denilecektir. Ya da her iki konuda da degeri bir
koyunu a?maz, denilecektir.
Bizim bu konudaki delilimiz ?Udur. Eti yenmeyen hayvanlarda cezanin vacip
olu?u, bizzat av hayvan1n1n kendisinin dikkate al1nmas1yla degil, sadece avlanma
anlam1 itibariyledir. Cunku o eti yenmeyen bir hayvand1r. Avlanma anlam1nin
dikkate al1nmas1yla ihram suc;u i?lemi? olmaktad1r. Dolay1s1yla ona diger ihram
cezalari gibi, bir koyundan fazla ceza gerekmez. Eti yenen av hayvanlarinda
cezanin vacip olu?u, bizzat bu av hayvanin1n kendisinin dikkate alinmas1ylad1r.
(unku o fiiliyle etini bozmu? olmaktad1r . Dolay1s1yla hangi meblaga ula?1rsa
ula?Sln, degeri vacip olur.

Ayn1 ?ekilde kul haklarinda da tazminat1n vacip olU?U 0 mal1n mulkiyeti


itibariyledir. Dolay1s1yla o maim degeri kadar takdir olunur. Bunun nedeni ?Udur.
Pars, kaplan ve arslanda degerin fazla olu?U, avlanma anlam1 nedeniyle degil,
krallarin bunlarla ovunmesi nedeniyledir. Bu ise ihraml1 hakk1nda dikkate al1nmaz.
Bunun ic;in hac1, ifrad haccina veya umreye niyet etmi?se, bir koyundan fazla ceza
gerekmez. K1ran harnna niyet etmi?se, iki ihrama birlikte niyet ettigi ic;in, uzerine
vacip olan ceza iki koyunu gec;mez.

Y1rt1c1 hayvanlardan az1 di~i olanlar ile pen~esi olan y1rt1c1 ku~lar da
a~1klad1g1m1z gibi, bu hukumde aymd1rlar.

istisna hadisinin baz1 rivayetlerinde c;aylak yerine karga anilmaktad1r. Bundan


maksat ise, le? yiyen benekli karga'd1r. (unku o derhal eziyet etmektedir.
Saksagan'a gelince, ihramlinin onu oldurmesi nedeniyle ceza gerekir. (L.inku o,
genellikle ilk hucum eden degildir.

Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore, ihramlinin domuz ve maymunu oldurmesi nedeniyle


ceza gerekir. Zufer (rh a )'e gore ise, ceza vacip degildir. (unku domuz, azg1n
kopek derecesinde olup yaratiil?I itibariyle eza vericidir. Din onu oldurmeyi tavsiye
etmektedir. Peygamber (s.a v.) ?Oyle buyurmu?tur:

.~ .:_ i1 1!; - , ........L.1.JI · <"I,! :. :


!-r""' c.r J ; -- .r-"'.. ..
182
"Ben, hac;1 k1rmak ve domuzu oldurmek ic;in gonderildim. "
Fakat Ebu Yusuf (rh a) onun genellikle ilk hucum eden vah?i hayvan olmad1g1
gorl.i?Lindedir. Dolay1s1yla haram kilma delili onu da ic;ine almaktad1r. Samur ve
sansar da ayn1 ?ekilde ihraml1 tarafindan oldurulduklerinde ceza gerekir. Fil de

182
Bkz. Buharl, BuyO' 102; Muslim, Iman 242; lbn Mace, Fi ten 33;Tirmiz1, Fiten 54.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 175

vah~i ise, ayni ~ekildedir. Fare'ye gelince, hadiste istisna edilmi~ olup vah~isi de
evcili de ayn1d1r.

Hasan b. Ziyad (rh a )'1n EbO Hanlfe (rh a )'den yapt1g1 rivayette kedi de ayn1
~ekilde olup, evcil de olsa vah~i de olsa kedinin oldurulmesiyle ceza vacip olmaz.
Hi~am (rh a )'1n Muhammed (rh a.)' den yapt1g1 rivayette, yaban kedisinin karada
ya~ayan1 av hayvanlari gibi vah~i olup ihraml1nin oldurmesi nedeniyle ceza gerekir.
S1rtlan'a gelince istisna edilen be~ hayvan anlam1nda olmay1p ilk hucumda bulunan
hayvan degildir. Dolay1s1yla ihraml1n1n bunu oldurmesi nedeniyle ceza vacip olur.

Tav~an ve Arap tav~am da ayni ~ekilde ihraml1 taraf1ndan oldurulmeleri


durumunda degeri vacip olur. Karada ya~ayan boceklerin (Hevammu'l-arz) [4/93]
oldurulmelerinden dolay1 ihraml1ya hi<; bir ~ey gerekmez. Ancak kirpi hakkinda EbO
Yusuf (rh a )'tan gelen iki rivayet vard1r. Bir rivayete gore, o fare cinsindendir,
demi~; diger bir rivayete gore onu Arap tav~ani gibi kabul etmi~tir.
lhramlinin avlad1g1 hayvanlardan birinin degeri, bir kuzu veya bir ya~in1
doldurmam1~ koyun derecesine ula~1rsa, EbO Hanlfe (rh a )'nin goru~une gore, ona
ceza kurban1 olarak bir kuzu veya bir ya~1n1 doldurmam1~ koyun yeterli olmaz. Bu
hususta yeterli olabilecek ceza kurban1, en az1ndan buyuk bir ko<; veya buyuk ba~
hayvanlardan iki ya~1ndaki bir kurbanl1k olmal1d1r. Vacip olan deger bunun alt1nda
ise, yoksullara yedirmek suretiyle veya oru<; kefaretiyle cezas1n1 yerine getirir. EbO
Hanlfe (rh a), bu nu normal kurbana -kurban bayraminda hac d1~1nda kesilen
kurbana- k1yas etmi~tir. Nitekim normal kurbanda ozellikle kuzu veya bir ya~1n1
doldurmam1~ koyunun kanin1 ak1tmakla kurban ibadeti yerine getirilemedigi gibi,
burada da boyledir. c;:unku burada delille vacip olan hedy kurbanid1r. Allahu Teala
~oyle buyurmu~tur:

"Kabe'ye ula~acak bir kurban ... "(el-Maide, 5/95)

Bu kurban, temettu' ve k1ran kurban1 derecesindedir. Temettu' ve k1ran


kurban1 olarak bir kuzu veya bir ya~in1 doldurmam1~ koyun yeterli olmad1g1 gibi,
burada da yeterli degildir.

EbO Yusuf, Muhammed ve lbn EbO Leyla (rh a) ise, bu konuda anilan deli lier
nedeniyle av cezas1nda istihsanen bu nu caiz gormu~lerdir. c;:unku sahabller (rh a);

(ihraml1 iken) tav~an avlarsa ceza olarak bir ya~1n1 doldurmam1~ koyun, Arap
tav~an1 avlarsa keklik gerekir, demi~lerdir.
176 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Aynca ki~i. dirhemleri ve elbiseleri de hedy (hediye) diye adland1rabilir.
Gormez misin ki, Bir ki~i; "Bu dirhemleri Allah nzas1 ir;in hediye olarak
dag1tacag1m." dese, bu nu yapmas1 ona vacip olur. Bir kuzu veya bir ya~1ni
doldurmam1~ koyun kesmesi bu konuda daha iyidir. Bu nun temettu' kurban1na
k1yas edilmesi doQru degildir. c;:unku bu, hakk1nda delil bulunan bir ~eyin hakkinda
delil bulunan ba~ka bir ~eye k1yas edilmesidir.

Yine hedy kurban1, bir ya~1n1 doldurmam1~ koyun, dana veya oglak olabilir.
Gormez misin ki, bir di~i deveyi hedy olarak kurban etmek istese, bu deve de bir
yavru dogursa, yavrusu da onunla beraber hedy kurban1 olarak kesilir. Ana deve
hedy kurbani olmasayd1, yavrusu ayn1 ~ekilde kesilmeden once sadaka olarak
verilirdi. EbQ Hanlfe (rh.a); Kurbanl1k hayvan dogurdugu zaman, ben onun
yavrusunu asil olarak degil, ama asla tabi olan hedy kurban1 olarak caiz

lhramhnm goruyorum, demi~tir.


deve ku~u
yumurtasm1 ihramh, deveku~u yumurtasm1 k1rarsa bunun degerini odemek
k1rmas1
zorundad1r.

Muhammed (rh.a.), Kitabu'l-Asl'da Omer (r a.) ve lbn Mes'Qd (r.a.)'un


deveku~u yumurtas1n1 k1rma konusunda bunun degerini vacip k1ld1klann1 rivayet

etmi~tir.

lhramhnm
ihramh, bir av hayvanma bir ok at1p onu yaralasa, sonra bundan
yaralad1g1 dolay1 ceza verse, sonra bu av hayvamm tekrar gorl.ip oldl.irse; ona ikinci
hayvani
sonra bir ceza gerekir.
oldurmesi
c;:unku o av hayvani birinci yaralamadan sonra kendi halinde bir avd1r. Ceza
ile bu yaralaman1n hukmu sona ermi~tir. lhraml1nin bu durumda o av hayvanin1
oldurmesi yeni bir ihram sur;udur. Dolay1s1yla ona yeni bir ceza gerekir.
Eger bunun cezasm1 birinci defada vermemi~se ona zarar vermez. Bu
ikinci olayda ceza verdigi takdirde ona bu hususta birinci yaralama
nedeniyle av hayvanmm degerinde eksilttigi(ni odemek d1~mda) bir ~ey
gerekmez.

Bununla ~unu kastetmektedir. Kefaret olarak yaral1 av1n degerini verdigi


takdirde av hayvan1n1n degerindeki bu eksiklik tamamlanmal1d1r. Bu av hayvan1n1n
yaralanmadan onceki tam degerini ceza olarak verdigi takdirde, ona ba~ka bir ~ey
gerekmez. c;:unku her iki fiil de ihraml1nin ayn1 ihramdaki sur;udur. Dolay1s1yla tek
bir fiil derecesindedir. Bunun ir;in ona sadece bir ceza gerekir. Bunun nedeni
~udur. Birinci fiilin hukmu cezadan once devam etmekte, ikinci fiil ise birinciyi
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 177

tamamlay1c1 olarak kabul edilmektedir. Cezadan sonra ise, birinci fiilin hukmu sona
ermekte, ikinci fiil yeni ba~layan bir ihram suc;:u olmaktad1r.
Eger ihramh, bir av hayvanm1 yaralasa, sonra o av hayvarn olmeden
(4/94]
once cezasm1 verse, sonra o av hayvarn olse; ihramhrnn odedigi ceza
(kefaret) onun ii;in yeterlidir.
c;:unku onun uzerine cezanin vacip olu~unun nedeni, av1 yaralama nedeniyle
ihram suc;:u i~lemi~ olmas1d1r. Vacibi de vacip olu~ nedeni gerc;:ekle~tikten sonra
yerine getirmi~tir. Bu nedenle vacip olu~ tamamlan1nca yerine getirilen ~ey caiz
olmu~tur. Mesela bir Musluman1 yaralamas1 sonra kefaret vermesi sonra da
yaral1nin olmesi durumunda oldugu gibi.

Bir adam evinde av hayvarn oldugu durumda ihrama girse, biz


Hanefilere gore o av hayvanm1 sahvermek zorunda degildir.

$afil (rh a) ~oyle demi~tir. T1pk1 av hayvan1 onun elinde ve huzurunda olmas1
durumunda oldugu gibi, bu durumda da av hayvan1n1 sal1vermesi gerekir.

Fakat biz Hanefller $afil (rh.a.)'ye kar~1 yayg1n adeti delil olarak getiriyoruz.
c;:unku insanlar evlerinde guvercin kafesleri ve benzerleri oldugu durumda ihrama
girrnekte ve hic;:bir kirnse ihrarndan once bu guvercinleri sal1verrne zahrnetine
katlanrnarnakta ve bununla da ernr olunrnarnaktad1rlar. Bunun nedeni ihrarnl1nin
uzerine bore;: olan, av hayvan1n1 rnulkunden c;:1karrnak degil, av hayvanina tecavuz
etrnernektir. Av hayvanina tecavuzu de ancak ihrarnl1n1n elinde ve huzurunda
oldugu zarnan sbz konusu olabilir. Arna av hayvan1, ihrarnl1n1n evinde ve
kendisinden uzakta oldugu takdirde, ihrarnli av hayvan1yla ugra~rnarn1~ olur.
Dolay1s1yla o av hayvanin1 sallverrnesi de gerekrnez.

Gorrnez rnisin ki, ihrarnl1n1n avlanrnaya giri~rnesi hararn oldugu gibi, koku
kullanrnas1 ve diki~li elbise giyrnesi da hararndir. Bununla birlikte bunlann hic;:birini
kendi rnulkunden c;:1karrnas1 gerekrnernektedir.

ihramh koyun ve tavuk kesebilir. lhramhnm


koyun,
tavuk ve
c;:unku bunlar av hayvanlanndan degildir. Av, elde edilrnesi zor ve yabani olan evcil kaz
hayvanlara verilen isirndir. Cinsi itibariyle elde edilrnesi zor olrnayan ve yabani kesmesi

olrnayan hayvanlar av hayvani say1lrnazlar.

Ayrn ~ekilde insanlann yanmda bulunan evcil kaz da kesebilir.

Bundan rnaksat havuzlarda olan kaz cinsidir. Bu, tavuk gibi cinsi evcil olan
hayvand1r. Arna uc;:an yabani kaz, av hayvan1 olup ihrarnl1 ic;:in onu oldurrne
nedeniyle ceza vaciptir.
178 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitii.bu'l-Mebsfit

Guvercinin asl1 ise av hayvani olup her r:;e~idi ir:;in ihraml1ya ceza vaciptir.

Malik (rh a), evcil (par:;al1) guvercinler hakk1nda ihraml1 ir:;in hir:;bir ~ey
gerekmez. c;:unku bunlar insanlardan kar:;mamaktad1r, demi~tir.

Fakat biz Hanefller ~byle diyoruz: Her ne kadar baz1 guvercin cinsleri
deveku~u ve yaban e~egi gibi evcille~tirilse de, guvercin genellikle cinsi itibariyle
elde edilmesi zor ve yabani bir ku~tur. Dolay1s1yla av hayvanid1r.

fhramlrnrn Deniz avlarrndan ihramh i~in izin verilen ozellikle balrktrr.


balrk
avlamas1 Deniz ku~u ir:;in ihraml1ya izin verilmemi~tir. OldurUlmesi nedeniyle ceza vacip
olur. c;:unku Allahu Teala;

"Sizin ir:;in deniz av1 he/al ki/1nd1." (el-Maide, 5/96) ayetiyle mutlak olarak deniz
av1n1 mubah klim1~t1r.
Dolay1s1yla bu konuda ihraml1 ile ihrams1z ki~i ayn1d1r. c;:unku ayetle haram
kli1nan, av hayvan1n1n ihraml1 tarafindan oldurulmesidir. Deniz avinda ise oldurme
olay1 gerr:;ekle~memektedir c;:unku bailk gibi deniz av1, asil ve hayat1 denizde
ger:;en hayvanlard1r. Deniz ku~u ise, asl1 karada olan ama hayat1 denizde ger:;en
ku~tur. c;:unku onun dogumu suda degil karada olmaktad1r, dolay1s1yla kara
av1ndan saylimaktad1r.

Gbrmez misin ki, kurbaga gibi asl1 suda olan hayvanlar, karada ya~ayabilseler
de asl1 itibariyle su hayvan1 saylimaktad1rlar. Oyle ki bu gibi hayvanlari bldurmekle
ihraml1ya hir:;bir ~ey vacip olmamaktad1r. Ayn1 ~ekilde asl1 kara hayvan1 olan av
hayvanlarini oldurme hususunda da ihraml1ya izin verilmemektedir.

lhramhnrn
ihramlr, bir ceylan avlasa ihramdan ~rkmadan once veya ihramdan
avlad1g1 av1 ~rktrktan sonra bu ceylan bir yavru dogursa, sonra bu ceylani ve
kesmesi
yavrusunu hill bolgesinde ya da harem bolgesinde bogazlasa bu kimseye
her ikisinin cezasr gerekir.
c;:unku bu ceylan1 ele ger:;irdiginde ihram sur:;unu ortadan kald1rmak ir:;in bunu
[4/95)
sal1vermesi gerekirdi. Bu durum onun uzerine hill bolgesinde dinen yerine
getirilmesi gereken bir borr:;tur. Dolay1s1yla bu yavrusuna da ger:;mektedir. Ana
ceylanla birlikte yavrunun da sal1verilmesi vacip olmaktad1r. Bir ~eyin bizzat
kendisinde ya da anlam itibariyle onun durumundakinin uzerine yerine getirmesi
gereken borr:;, ihramdan r:;1kmakla ortadan kalkmaz. Bu ikisini bogazlad1g1nda
dinen ikisi hakk1ndaki hakkin1 yitirmi~ olur. Bu nedenle uzerine her ikisinin cezas1
vacip olur.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 179

Gbrmez misin ki, av hayvan1 ba~kas1nin mulki..i oldugu durumda, mi..ilk


sahibinin hakk1ndan dolay1 ana ceylan ve yavrusunu sahibine iade etmek ko~ul
olurdu. Ceylanlari bogazlamas1 nedeniyle ikisinin de degeri gerekir. Bu konu da
onun gibidir, ya da daha bnceliklidir.

lhramhnm av hayvam satin almasm1 mekruh gori.iyorum. Ona bunu ihramhnm


yasak kabul ediyorum. av1 satin
almas1
c;:unki..i av hayvan1, ihraml1 hakk1nda bizzat haram olan ~eydir. Dolay1s1yla ii:;ki
gibi degerli (mutekavvim) mal say1lmaz. Bunun ii:;in satin al1nmas1 asla caiz degildir.
Av hayvan1n1 ihraml1 veya ihrams1z birinden satin al1rsa, bunu serbest b1rakmas1
gerekir. Bu durum aynen ~una benzemektedir. Av hayvan1n1 ele gei:;irse ve kendi
elinde iken blse, bu av hayvan1ni kendi mi..ilkiyetinde bulundurmas1 nedeniyle, av
hayvan1na kar~1 ihram sui:;u i~lediginden dolay1 kendisine ceza bdemesi gerekir.
c;:unki..i bu durum avdaki avlanma anlam1n1 ortadan kald1rmaktad1r.

Av hayvanm1 satan kimse ihramh ise ona da aym ~ekilde ceza gerekir.

c;:unki..i av hayvan1n1 satin alan kimseye teslim etmesi nedeniyle ihraml1 iken
avlanma sui:;u i~lemi~ olmakta, i..izerine bori:; olan av hayvan1n1 sahverme f1rsatin1
kai:;1rm1~ olmakta, dolay1s1yla cezay1 bdemek durumunda kalmaktad1r.

lhramh, bir av hayvamm avlar, sonra bunu yanmda ahkoyarsa, bu av Av


hayvarnnm
hayvan1 da oli.irse; kendisi onu oldi.irmese bile cezasm1 odemesi gerekir. ihramhrnn
yanmda
c;:unki..i bu av hayvan1ni kendi mi..ilkiyetinde tutmas1 nedeniyle, av iilmesi

hayvanindaki "av"l1k anlam1n1 ortadan kald1rm1~ olmaktad1r. Ceylanin ayaklarindan


birini kesmesi durumunda oldugu gibi, bir kimsenin av hayvanin1 hi..ikmen telef
etmesi, o kimsenin i..izerine bdeme vacip olmas1 hususunda av hayvanin1 geri:;ek
telef etmesi derecesindedir.
ihramlmm av
hayvanm1
lhramh veya ihrams1z bir ki~i. bir av hayvanm1 harem bolgesinin d1~ma Harem d1~ma
~1karsa, harem bolgesine tekrar getirmesi emrolunur. ~1karmas1

c;:unki..i av hayvan1 harem bblgesinde iken can gi..ivenligi ii:;erisinde bir av idi.
Av hayvan1n1 buradan i:;1karmas1 nedeniyle bu gi..ivenligi ortadan kald1rm1~t1r.
Dolay1s1yla av hayvan1n1 harem bolgesine geri getirmek ve sal1vermek suretiyle
yeniden onun gi..ivenligini saglamas1 gerekir. C::i..inki..i ihraml1, haddi a~arak yapt1g1
her fiili ortadan kald1rmal1d1r. Peygamber (sa .v ) ~byle buyurmaktad1r:

:- ..:.,l;:.l LO .J1
V_;> i...r> h
-- u-
tso ____________________________Kitabu'l-Mebsfit
183
"El, ald1g1 :;eyi eski durumuna iade edinceye kadar sorumludur. "

ihraml1n1n yapt1g1 fiili ortadan kald1rmas1 da, ancak av hayvanini tekrar eski
durumuna getirmesiyle mumkundur.

Av hayvamm hill bolgesinde sahverirse, onun l.izerine ceza gerekir.

<;:unku av hayvan1n1 eskiden bulundugu guvenli bolge i~erisine iade


etmemi~tir. <;:unku av hayvanin1n can guvenligi harem bolgesi nedeniyle
ger~ekle~mektedir. Harem bolgesine ula~mad1g1 surece av hayvan1na bu guvenlik
tekrar saglanmam1~ ve ihram su~u i~leyen ki~i, bu fiilinin sorumlulugundan
kurtulmam1~ olmaktad1r. Bu durum bir ~eyi zorla gasp eden kimsenin, gasp ettigi
~eyi gasp edilen kimseye degil de bir ba~kasina iade etmesi durumu gibidir. Ancak

kendisinin bu noktada av hayvanin1n harem bolgesine selamet i~erisinde ula~t1g1


~eklinde bilgi sahibi olmas1 aynd1r. 0 takdirde cezas1ndan kurtulur. T1pk1 gasp

edilen ~eyin gasp edilen kimsenin eline ula~mas1 durumunda oldugu gibi.

lhramhnm av hayvamm telef edecek veya telefe ugratacak ~ekilde


ihramhnm av
hayvanm1 yapt1g1 her ~ey nedeniyle, l.izerine ceza gerekir. Ancak av hayvanmm telef
telef etmesi
olmaktan kurtuldugunu bilmesi durumu aynd1r.

0 takdirde bu fiilinin hukmunun ortadan kalkmas1 tamamlanmaktad1r. Bu da


onu yaralamas1, yaran1n iyile~mesi ve yaradan hi~bir eser kalmamas1 ya da
tUylerinin yolunmas1 ve onun yerine yeni tUylerin ~1kmas1 veyahut di~ini sokup de
yerine bir ba~ka di~in ~1kmas1 durumu gibidir. Bu takdirde Ebu Hanlfe (rh a.) ve
Muhammed (rh.a .)'e gore hi~bir ~ey gerekmez. Bu iki imam bu durumu kul
haklannda vacip olan bdemeye k1yas etmi~lerdir. <;:unku o yerde fiilin eseri
kalmad1g1 takdirde, bu odeme du~mektedir. Burada da boyledir.

Ebu Yusuf (rh a.) ise ~oyle demi~tir: Av hayvanina verdigi ac1 dolay1s1yla ona
[4/96]
sadaka gerekir. <;:unku yaran1n iyile~mesi nedeniyle, acin1n av hayvan1na
ula~mad1g1 belli degildir. Yine Ebu Yusuf (rh a.)'tan kul haklar1na tecavuz
Av1
iildiirmede konusunda ac1nin dikkate al1nd1g1 rivayet edilmi~tir Oyle ki Ebu Yusuf (rh a ) yara
ihramslZln
ihramhya iyile~inceye kadar ilac1n parasin1 ve doktorun ucretini su~lunun uzerine vacip
yard1m etmesi kllm1~t1r.

lhrams1z ki~inin av hayvam oldl.irmek l.izere bir ihramhya yard1m


etmesi uygun degildir.

183
Darim1, BuyO' 56; Ahmed b. Hanbel, Musned, V/8; ibn Mace, Sadakat 5; EbO DavOd, lcare 90;
Tirmiz1, BuyO' 39.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 181

<;:unku ihraml1n1n bu davran1~1 gunaht1r. Gunaha yard1m da gunaht1r.


ResOlullah (s.a.v) bir i~e yard1m edene "ortak" ad1ni vermi~tir. 0 kimseye gereken,
arkada~ina me~rO (ma'ruf) olani emretmesi ve onu av hayvan1na dokunmaktan
al1koymas1d1r. lhrams1z ki~i, av hayvan1n1 bldurmeye yard1m etmekle ugra~t191
takdirde, uzerine gereken ~eyin tam z1dd1ni yapm1~, dolay1s1yla bu hususta
gunahkar olmu~tur. Fakat onun uzerine istigfar etmekten ba~ka bir ~ey yoktur.
<;:unku ihrams1z ki~inin avlanmas1 yasak degildir. Ona yasak olan, gunaha yard1m
etmesidir. Bu ise tevbeyi gerektirir.
ihrams1zm,
Aym ~ekilde ihrams1z ki~inin, ihramhnm avlad1g1 av1 satin almas1 da ihramhnm
avlad1gm1
uygun degildir. satin almas1

<;:unku ihraml1n1n av hayvanini satmas1 yasakt1r. Al1c1nin av1 satin almaktan


c;;ekinmesi, ihraml1n1n avlanmas1n1 engelleyecektir. lhraml1, avlayaca91 avin
kendisinden satin alinmayaca91ni bildigi takdirde, avlanma arzusu azalacakt1r.

ihramh, bile bile veya yanh~hkla av hayvamm vursa, bize gore ona ihramhnm
ceza gerekir. av hayvanm1
vurmas1
Bu, Omer, Abdurrahman b. Avf ve Sa'd b. EbO Vakkas (r a )'1n gbru~udur. lbn
Abbas (r a);

"k;inizden kim av hayvan1n1 bile bile oldururse ehli hayvanlardan oldurdugu


kadar.... ceza vard1r." (el-Maide, 5/95) ayetinin ac;;1k ifadesini delil kabul eder.
lhraml1n1n av hayvanin1 yanl1~l1kla oldurmesinde hic;;bir ceza yoktur, der. Ayetteki
cezanin vacip olmas1 ic;;in konulan "bile bile" kayd1, hatal1 kimseye cezan1n vacip
olu~una engel olur.

Fakat biz Hanefller ~oyle diyoruz. Bu ceza, bir tazminat olup bunun vacip
olu~u telef etmeye dayan1r. Mallarin tazminat1 konusunda oldugu gibi, bu konuda
da bile bile hareket edenle yanl1~l1kla hareket eden aynid1r. Bu tazminat, fiilin
cezas1 olarak vacip olan bir kefarettir. Dolay1s1yla Muslumanin oldurulmesi
durumunda verilen kefaret gibi hatal1 kimseye vacip olmaktad1r. <;:unku Allahu
Teala ihraml1 ki~iye av hayvanin1 oldurmeyi haram kilm1~t1r. lhram nedeniyle yasak
olan suc;;u i~lemek, bile bile de olsa yanl1~l1kla da olsa cezay1 gerektirmektedir.
Ayette bu nun "bile bile" kayd1yla belirtilmesi, ceza ic;;in deg ii, ayetin sonundaki;

,J. \.i;;1 ~ ~ ~ ~1 - t.. ~1


"<\. - J ..T-~ J r;;::.;
- -
: -- i
)~ 0" J
~ ~1 Lii..--!°·r jt:;.J- ....,; J l:l- ... '}"}.
182 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

"... ceza vardtr. Yapt1gmm vebalini tatmas1 i<;in ... Allah ger:;mi~tekileri
affetmi~tir. Kim tekrar yaparsa Allah ondan intikam a/tr." (el-Maide, 5/95) ~eklinde
an1lan tehdit ir:;indir

Bu tehdit ise hatal1 ki~iye deQil, bu davran1?1 bile bile i~leyen kimseye kar?1
yapilm1~t1r. Burada "bile bile" ifadesi dikkat r:;ekmek ir:;in kullanilm1~t1r. (unku
yasaklama dolay1s1yla ayette ger:;en oldurmedeki kas1tlil1k vasf1, kefaretin vacip
olu~una engeldir. Allahu Teala burada bunu ?U hususun bilinmesi ir:;in anm1?t1r. Fiil
bile bile oldugu takdirde kefaret vacip olduguna gore, yanl1~l1kla yapild1g1 takdirde
oncelikli olarak vacip olur. Ayni ~ekilde bu oldurme, ihraml1nin ilk isabet ettirdiQi
~ey ise veya ondan once ba~ka bir ~eye isabet ettirmi~se her iki durumda da ceza
gerekir. Sanki lbn Abbas (rh.a); "Bu fiili ilk yapana ceza gerekir. Arna tekrar i?leyen
kimseye ceza gerekmez, fakat Allahu Teala'nin;

~ i-lA:,;I• J ) J',.~ G. ~ts. : ·J· ,


• > ' '
~ ~~I · ~I (> •::.,
J . - :f

"Kim tekrar yaparsa, Allah ondan intikam a/tr." (el-Maide, 5/95) ayetinin ar:;1k
[4 19 71 ifadesine gore o kimseye; Git Allah senden intikam al1r." denilir.
Ancak biz Hanefller ~oyle diyoruz. Ilk defa telef etmekle tekrar telef etmek
arasinda fark yoktur. lhram sur:;unun cezas1, sur:; tekrar i~lendiginde oncelikle vacip
olur. (unku ikinci defa sur:;u i~leyenin sur:;u, ilk defa i~leyene gore daha ar:;1kt1r
(bask1nd1r). Ayete gelince ayetin anlam1; "Kim yasak o/dugunu bildikten sonra
tekrar yaparsa ... " anlam1ndad1r. Nitekim faiz ayetinde Allahu Teala'n1n;
, >

~);JI ~t;...,;,1 ~}.j ~\,&-. .j-0 j~

"Kim tekrar yaparsa onlar cehennemliktirler." (el-Bakara, 2/275), ayeti, "Kim


haram oldugunu bildikten sonra tekrar i~lerse ... " anlamindad1r. Yoksa yukandaki
ayet, "Kim av hayvanini oldurdukten sonra tekrar oldururse ... " anlam1nda deg ildir.

lhramslZln ihrams1z ki~i av hayvamm harem bolgesinde oldururse degerini


Harem'de av
oldiirmesi odemesi gerekir.

Ancak Zahirl Mezhebindekilerin goru~u boyle degildir. Onlann gbru~u Kitab,


Sunnet ve lcmaa ayk1r1 oldugu ir:;in dikkate al1nmayacak goru~tUr. Kitab'a gelince;
Allahu Teala'nin ~u ayeti delilimizdir.

"lhram/J iken av hayvanm1 o/durmeyin." (el-Maide, 5/95)


Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 183

Lugatte k1~a girdigi zaman ~\ "e~ta" denildigi gibi, -_;.;j "ahreme"


kelimesi de "hareme girdi" anlam1nda kullanil1r.
Sunnete gelince; Peygamber (s.a.v.) ~oyle buyurmu~tur:

"Mekke harem bolgesidir. Allah onu, gok!eri ve yeri yaratt1g1 gun harem
kJ/m1:?t1r. Mekke'nin otu kopanlmaz, agac1 (dikeni) kesilmez, av1 urkutU!mez. " 184
Bu delillerle harem bolgesindeki av hayvan1nin guvenligi sagland1g1na gore, av
hayvan1n1 olduren ki~i, bunu telef etmekle harem (yasak) bir bolgede sue; i~lemi~
olmakta, dolay1s1yla ona ceza gerekmektedir. Ceza ise ihraml1 hakk1nda oldugu
gibi ihrams1z ic;in de av hayvan1n1n degerinin odenmesidir.

Ancak biz Hanefllerin mezhep goru~u ~udur. Harem bolgesindeki av


hayvan1nin cezas1 yoksullari yedirmekle yerine getirilebilir. Arna oruc;la yerine
getirilemez. Hedy kurban1yla cezan1n yerine getirilmesi hususunda ise iki rivayet
vard1r.

Zufer (rh.a.)'in goru~une gore, oruc;la da ceza yerine getirilebilir. Onun


goru~une gore ihraml1ya vacip oldugu gibi, burada da vacip olan kefarettir. c;:unku
vacip olu~ sadece Allahu Teala'n1n hakk1 nedeniyledir. Dolay1s1yla vacip olan, bu
fiilin kefaret yoluyla cezaland1rilmas1d1r. Bu da ihraml1ya vacip olan ceza
derecesindedir. lhraml1 mal bulamad1g1 takdirde cezay1 oruc;la yerine getirdigi gibi,
ihrams1z da ayn1 ~ekilde cezay1 oruc;la yerine getirebilir.

$afiT (rh a.)'nin goru~une gore harem bolgesi nedeniyle odeme ve kar~il1k
anlam1 her iki durumda da ag1r basmaktad1r. c;:unku vacip olan, delille belirtildigi
gibi, telef olunan av hayvan1n1n ya ~ekil ya da deger ac;1s1ndan dengidir. Bir ~eyin
dengi ise onun yerine gec;mesi ic;in sadece as1lda vacip olur. Dolay1s1yla her iki
durumda da suc;un haremde i~lenmi~ olmas1 dikkate al1nmaktad1r. lhraml1
hakk1nda vacip olan cezan1n oruc;la yerine getirilecegi delille sabit olmu~tur.
Haremdeki av hayvan1 hakk1nda da durum ayn1d1r.

Biz HanefTlere gore, ihraml1ya kefaret yoluyla vacip olan ~eylerde dikkate
al1nan husus fiilin cezas1 anlam1d1r. Cunku yerde haraml1k yoktur. Haram k1lan, o
suc;u i~leyendedir. 0 da onun ihram1d1r. Gormez misin ki her ne kadar yer vasf1
degi~mese de, ihraml1n1n ihram1ndan c;1kt1ktan sonra avlanmas1 caizdir. Fiilin cezas1

184
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/253; Buhar\, Cezau's-sayd 9; Muslim, Hacc 445; Nesa\, Menasik 110.
184 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

kefaret yoluyla vacip olmaktad1r. Harem avinda cezanin vacip olmas1na gelince; o
bolgedeki sabit nitelik (vas1f) itibariyledir. 0 da harem nedeniyle av hayvani i~in
sabit olan can emniyeti niteli<'.Jidir.

Gbrmez misin ki av hayvanin1n haremden hill bolgesine ~1kmas1 nedeniyle, yer


niteliginin degi'.?mesinden dolay1 bu hukum degi'.?mektedir. Gormez misin ki harem
[4/98]
nedeniyle av hayvanin1n tazminat1 vacip oldugu gibi, haremde kendiliginden
yeti'.?en aga~larda da ayn1 '.?ekilde canlli1k bulunmas1 ve bu aga~lann haremde
bulunmalanndan dolay1, kendileri i~in guvenligin sabit olmas1 nedeniyle, kesildikleri
takdirde odenmesi (tazmin edilmesi) vacip olmaktad1r.

$Liphe yok ki aga~lar1n kesilmesi nedeniyle vacip olan, yer i~in laz1m oland1r.
Ayn1 '.?ekilde haremdeki av hayvanin1 oldurme nedeniyle vacip olan ceza da
bolgenin tazminat1 olmaktad1r. Bu durum, mall tazminatlara ~ok benzemektedir.
Her ne kadar zekat ve 6'.?Lir mal1nin telef edilmesi durumunda oldugu gibi, mall
tazminatlar1n vacip olu'.?u, Allahu Teala'n1n hakk1 nedeniyle olsa da mali tazminatta
orucun yeri yoktur. Ayn1 '.?ekilde haremde avlanmanin cezas1 konusunda da orucun
yeri yoktur.

Bunun isbat1 '.?U '.?ekildedir. Allahu Teala'nin hakk1 nedeniyle, guvenli olan
haremden bu guvenligi ortadan kald1rd1g1 zaman, buna kar'.?1l1k olarak Allahu
Teala'nin hakk1 olarak yoksulu a~l1ktan kurtanp guvenlik niteligini ispat etmelidir.
Bu da oru~la degil, sadece yoksulu doyurmakla meydana gelir. lhraml1n1n
avlanmas1na gelince, onun hakk1nda vacip olan ceza, Allahu Teala'nin hakk1yla
ilgili haram olan bir davran1~1 i'.?lemesi nedeniyle oldugu i~in bu ceza, Allahu
Teala'n1n hakk1 olarak emredilen '.?eyi oru~ tutulmas1n1 i'.?lemek suretiyle yerine
getirilir.

Hedy hususunda iki rivayet vard1r. Birinde '.?byle demektedir. Vacip olan ceza,
kan ak1tmakla degil, eti sadaka olarak dag1tmakla yerine getirilebilir. Hatta kurban
kesildikten sonra etin degerinin av hayvaninin degeri kadar olmas1 ko'.?ul koyulur.
Kurban etinin degeri, av1n degerinin altinda ise bununla vacip yerine getirilmi'.?
olmaz. Kesilen kurban ~al1n1rsa da durum ayn1 '.?ekildedir. (:unku tazminat
konusunda kan ak1tman1n yeri yoktur. Bu konuda dikkate al1nan nokta, kurbanin
mulkiyetinin muhta~ olana devredilmesidir. Bu da kurban etinin sadaka olarak
verilmesiyle meydana gelir.

Diger rivayette ise '.?byle demektedir. Vacip, kanin ak1t1lmas1yla yerine


gelmektedir. Oyle ki kesilmi~ kurban ~al1nd1g1 zaman, bu kurbani kesene hi~bir ~ey
gerekmez. Kurbanin bogazlanmasindan bnceki degerinin, av hayvan1n1n degeri
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 185

kadar olmas1 ko~ul koyulmaktad1r. Cunku hedy kurban1 Allah ic.;in vacip olan bir
mald1r. Kan1n ak1t1lmas1 ise bu mal1n sadaka makaminda sadece Allah'a tahsis
edilmesi ic.;in uygun bir yoldur. Gbrmez misin ki, Kurban Bayram1'nda kurban kesen
kimse de bu kurban1n kan1n1 ak1tmak suretiyle kurbanini sadece Allah ic.;in
bogazlam1~ olmaktad1r. Burada da ayni ~ekildedir.

Hareme av hayvamyla giren kimse, biz Hanefilere gore av hayvanm1


sahvermelidir.

$afil (rh a) ise ~byle demektedir. Bu kimse av hayvanin1 sal1vermek zorunda


degildir. Cunku harem nedeniyle meydana gelen guvenlik, ~eriatin hakk1 nedeniyle
sabit olmaktad1r. Bu da ancak agac.;lar gibi mulkiyet edinilen ~eylerde degil, mubah
~eylerde sabit olur. Cunku haremde insanlarin yeti~tirdigi agac.;larda haremin
haraml1g1 sabit olmaz. $afil (rh.a) bu nu kale edinmeye k1yas etmi~tir. Cunku islam,
~eriatin hakk1 nedeniyle kale edinmeye engel olmakta, ancak islamdan once sabit
olan kbleligi kald1rmamaktad1r. Bu da ayn1 ~ekildedir.

Fakat biz Hanefiler ~byle diyoruz. Av hayvan1 hakkinda haremin haraml1g1,


ihram1n haraml1g1 gibidir. ihram nedeniyle meydana gelen haraml1k, ele gec.;irilmi~
av hayvan1 hakkinda sabit olup onun sal1verilmesi vacip oldugu gibi, harem
nedeniyle meydana gelen haraml1k da bbyledir. Bu, agac.;larin benzeri degildir.
Cunku insanlarin yeti~tirdigi agac.;lar; deve, s1g1r ve koyun gibi evcil hayvanlar
mertebesinde olup asla haremin haraml1g1 konusuna tabi degildirler. Av
hayvan1nda ise; ister ele gec.;ilirmi~ olsun, ister olmas1n, harem nedeniyle kendisi
ic.;in guvenligin sabit olmas1 sbz konusudur.
Av
hayvamm
Av hayvamm hareme soktuktan sonra av hayvamm satmak ge~ersiz
Harem'de
olur. Av hayvam, aynen duruyorsa geri verilir. Durmuyorsa cezas1 vacip satmak

olur.

Cunku av hayvan1 hakkinda haremin haraml1g1, ihram1n haraml1g1 gibi av


hayvanini satmaya engeldir.

Bir adam hareme bir ~ahin veya bir dogan1 soksa bunlari sal1vermesi vaciptir.
Cunku bunlar kendilerine eri~ilmesi zor av hayvan1d1rlar. Harem nedeniyle bu av
hayvanlari hakk1nda guvenlik sabit olmakta, dolay1s1yla sal1verilmesi gerekmektedir.

Nitekim bu y1rt1c1 ku~u haremde al1r sonra da sal1verirse, o da harem


guvercinlerini oldururse, bu hususta ihraml1ya hic.;bir ~ey gerekmez. Cunku o bunu
[4/99]
sal1vermekle avlanma amac1n1 degil, sadece uzerine bore.; olan bir ~eyi yani guven
ic.;erisindeki av hayvan1ndaki zilyetligi kald1rma gbrevini yerine getirme amac1n1
gutmu~tUr. Dolay1s1yla av hayvan1n1n bundan sonra yapacag1 ~eylerin sorumlulugu
186_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsut

ona ait olmaz. Nitekim kefaret cezas1 i~in bir koleyi ozgur kilan kimseye, bu kolesi
6zgur olduktan sonra buyuk gunah i~lerse, bundan dolay1 hi~bir ~ey gerekmez. Bu
da onun gibidir.

Mekke halkmm ceylan ve kekliklere ruhsat vermelerinde hic;bir sec;im


hakk1 yoktur. Hareme bunlardan hic;bir ~ey sokulamaz.

Bunun delili, lbn Omer (ra)'in ~u hadisidir. Abdullah b. Amir'e Mekke'de


deveku~u yumurtas1 ve iki diri ceylan hediye edildi. 0 bunlan kabul etmedi ve "Bu
iki ~eyi emniyet i~inde olanlara hediye ediyorum" dedi.

Bununla bu ikisinin hareme canl1 olarak sokulmalan nedeniyle emniyet i~inde


olduklann1 kastetmektedir. Keklik ve ceylanlar ise av hayvanlanndand1r. Bunlann
canl1 olarak hareme sokulmalan durumunda bunlann hakkinda guvenlik sabit olur.
Dolay1s1yla bunlardan herhangi bir ~eyi almak helal degildir. Bu ayn1 zamanda Ay~e
(ra) ve Huseyin b. Ali (ra)'den rivayet edilmi~tir. Mekke halkin1n bu ruhsat
hususundaki adeti, delile ayk1n olup dikkate al1namaz.

Eger bunlari Hareme sokmadan bogazlarsa, haremde bunlari yemenin


hic;bir sakmcas1 yoktur.

<;:unku bu durumda hareme et sokmu~ olur. Et ise av hayvan1 degildir.

Yans1 Ayaklarmm ikisi hill bolgesinde, digerleri ise haremde olan bir av
Harem'de
yans1 d1~arda hayvanma ok atar da vurursa o kimseye bunun cezas1 vacip olur.
av1 vurmak
<;:unku haremdeki av hayvaninin cezas1, tedbirlilik uzerine dayand1rilm1~t1r.
Haraml1g1 gerektiren anlam ile mubahl1g1 gerektiren anlam bir ~eyde birle~irse,
haraml1g1 gerektiren an lam ustUn kabul edilir. <;:unku Peygamber (s av J;
• • • ~ ... J. .; • I .. •
J')l.;JI 'J -..: IJ ~~I .. · • ' ~\ - ..:I\ J')l.;JI '- - · I LO
r ..r-' · • •..:,? ~ I ..r-' J ~

"He/a/ ve haram bir ;eyde birle;irse, haram olmas1 he/a/ olmasma baskm
<;tkar. " 185 buyurmu~tur. Dolay1s1yla bu anlamdan dolay1 av hayvanin1n etini yemek
helal olmaz.

Av hayvanma ok atan kimse haremde, av hayvani ise hill bolgesinde


Avcmm
Harem'de, avm ise; daha once ac;1klad1g1m1z gibi, haremde olan kimseye avlanmak
Hill'de olmas1
ihramhnm avlanmas1 gibi haramd1r. Bununla haremde olan av hayvaninm
durumu aymd1r.

185
Abdurrezzak, Musannef, Vll/199; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/169; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/372
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 187

Av hayvan1na ok atan kimse de av hayvani da hill bolgesinde ise, ancak


ikisinin aras1nda haremden bir par~a bulunsa ve ok da bu bolgeden ge~se ona
hi~bir ~ey gerekmez. Onu yemesinde de sakinca yoktur. Cunku biz ok atan kimseyi
dikkate almaktay1z. Bu kimse ihrams1z olup hill bolgesinde bulunmaktad1r. Av
hayvan1 taraf1n1 dikkate al1rsak bu hill bolgesinin av1d1r. Okun haremin havas1ndan
ge~mesiyle, ne av hayvan1 hakk1nda ne de ok atan hakkinda, haremin haraml1g1
sabit olmaz. Atilan ok, haremin haraml1g1 yerinde degildir. Bunun i~in ok atan
kimseye hi~bir ~ey vacip olmaz. Onu yemesinde de hi~bir sak1nca bulunmaz.

Bir kimse ihrams1z oldugu durumda hill bolgesinde bir av hayvanm1 lhrams1zm,
hill
yaralar sonra bu av hayvarn hareme girer ve orada olUrse o kimseye ceza bolgesinde
gerekmez. yaralad1g1
avm
Harem' de
Cunku yaralama vaktinde onun fiili mubah idi. Sirayet fiilin eseridir. Fiilinin asl1 i:ilmesi
cezay1 gerektirmedigine gore onun eseri cezay1 gerektirmez. Nitekim bir kimse
dinden donen murted ki~iyi yaralar, sonra da bu murted ki~i Musluman olur ve
olurse durum ayn1 olur. K1yasa gore bu av hayvan1n1n etini yemekte hi~ bir sak1nca
yoktur. Cunku onun fiili bu av hayvanin1 tezkiye etmi~, helal kilm1~t1r. Hatta hill
bolgesinde olse bile onu almak helal olur. Fakat o daha once a~1klad1g1m1z gibi,
istihsanen onu yemeyi mekruh gormu~tur. Cunku yemenin helal olmas1, o
hayvandan ruhun ~1kmas1 aninda sabit olan bir hukumdur. Bu durumda o av
hayvan1, haremin av1d1r.

Dolay1s1yla bu taraf1n dikkate al1nmas1, av etinden yemeyi haram kilar.


[4/100]
Yaralama taraf1nin dikkate al1nmas1 ise av etinden yemeyi mubah kilar. Haraml1g1
gerektiren taraf, helalligi gerektiren tarafa tercih edilir.

Avlanma cezas1 olan hedy kurbanm1 Kufe'de keser ve sadaka olarak Hedy
dag1t1rsa hedy kurbarn olarak ge~erli olmaz. kurbamm
kesme
yeri
Cunku kan ak1tilmas1 ancak ozel bir vakitte veya ozel bir yerde yani haremde
ibadet olabilir. Allahu Teala bu konuda:

"Kabe'ye u!a~an hedy kurbam ... " (el-Maide, 5/95) ifadesiyle hedy kurbanlarin1n
hareme ula~t1rilmasin1 a~1k~a bildirdigi halde yukardaki durum nasil ge~erli
olabilir? ! Fakat hedy kurban1nin kesildikten sonraki etinin degeri, av hayvan1n1n
degeri kadar ise, her yoksula yarim sa'1n degeri du~tUgu takdirde, bu durum yemin
kefaretine k1yas edilerek yoksulu doyurma yerine ge~er. Yemin kefaretinde on
yoksula tek elbise giydirse bu durum her yoksula du~en k1sm1n degeri yarim sa'
188 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

veya daha fazla bugday degerinde oldugu takdirde yoksulu doyurma olarak ge~erli
olur.

Ceza Ceza olarak Kufe'de oruc;; tutmak isterse ihramh hakkmda bu caizdir.
orucunu
tutma yeri c;:unku oru~ nerede olursa olsun ibadettir. ihrams1z1n haremde avlanmas1na
gelince daha once a~1klad191m1z gibi bu konuda orucun yeri yoktur. Ancak ihraml1
olur da av hayvan1n1 haremde avlarsa, o takdirde cezas1 oru~la yerine getirilebilir.
c;:unku ihraml1 hakkinda haremin haraml191 one ~1kmaz. Dolay1s1yla onun uzerine
vacip olan cezad1r.

Gormez misin ki ceza bolunme kabul etmez. Bunun i~in ceza oru~la yerine
getirilebilir. Buna gore ihraml1 bir kimse, haremde bir av hayvaninin vurulmasina
onculuk etse ihraml1 uzerine ceza vacip olur. Oysa ihrams1z ki~i bundan farkl1d1r.
lhrams1z ki~i haremde bir av hayvan1nin avlanmas1na onculuk etse, o kimseye
ihraml1ya vacip oldugu gibi ceza gerekmez. Bu durum; "lhraml1 uzerine vacip olan
kefaret olup kefaret oru~la yerine getirilir" kural1 uzerine kurulur. Dolay1s1yla av
hayvan1rnn avlanmasinda onculuk eden onu avlayan kimse gibi kabul edilmektedir.
EbO Yusuf (rh a )'tan da bu konuda Zufer (rh a )'in goru~u gibi goru~ rivayet
edilmi~tir.

lhramhnm ihramh avtn cezasmdan yerse yedigi ~eyin degerini odemek, uzerine
kestigi
cezadan yeme vacip olur.
durumu
c;:unku Allahu Teala'n1n hakk1, kesilen kurbana ait olmu~tur. Bu kurban etini
kendi ihtiyac1na sarfettigi zaman bunun degerini yoksullara odemek zorundad1r.
Ayn1 ~ekilde ceza kurban1rn Mekke'de kestikten sonra onu yese kesilmi~ vaziyetteki
degerini odemelidir.

Kurban ~al1nd1g1 takdirde durum farklid1r. c;:unku kurban1 Mekke'de


bogazlad1g1 zaman kurban yerini bulmu~ olur. Geriye sadece kesilen kurban1n etini
sadaka olarak dag1tma vacibi kal1r. Kurban onun fiilinden olmayan nedenle yak
olursa sahibine hi~ bir ~ey gerekmez. Kurban etini yemek suretiyle tUketirse, zekat
mal1 gibi yedigi etin degerini fakirlere odemesi vacip olur. Bu degeri tek yoksula
sadaka olarak verse, yoksula verilen sadaka gibi ge~erli olur.

Halbuki yoksulu doyurmak suretiyle kefaret yolunu tercih etse bu ge~erli


olmaz. Ancak her yoksula yanm sa' verirse ge~erli olur. c;:unku her yoksul
hakk1ndaki kefaret olan doyurma, yemin kefaretinde oldugu gibi yanm sa' ile
takdir edilmi~tir.
H ac Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 189

Hedy kurbaninda ise ceza, kurban etini sadaka vermekle degil, kurbanin
kanin1 ak1tmakla gerc;ekle~ir. Bundan sonra kurban etinin sadaka olarak
dag1t1lmas1, art1k kurban1n zekat mal1 gibi sadece Allahu Teala'ya ozgu olmas1
itibariyle gerekli olur. Dolay1s1yla isterse hepsini tek yoksula sarfeder. lsterse
[4/101]
yoksullar aras1nda parc;a parc;a dag1t1r. Yoksulu doyurma suretiyle verilen kefarette,
her yoksula bir sa' verdigi zaman bir mudd artarsa onu da tek yoksula sadaka
olarak verir. Bu durum, vacip olan eger bu miktar ise, bunu tek yoksula dag1tmas1
gibidir.

Eger kefaret olarak orucu tercih ederse, bu bir mudd sadakay1 dikkate alarak lhramhmn
kefaret
tam gun oruc; tutar ya da yoksulu doyurur. c;:unku oruc; bir gunden az olmaz. Bu (ceza)
kimsenin, avlanmanin cezasinda orucu ayn ayn gunlerde tutma hakk1 vard1r. orucunu ayri
giinlerde
c;:unku oruc; Allah'1n Kitab'1nda mutlak olarak belirtilmi~tir. Allahu Teala ~oyle tutmas1
buyurmu~tur:

" .. Veya yaptf(]1mn veba/ini tatmas1 ic;in bu nun dengi oruc; tutmas1 ... " (el-Maide,

5/5) Dolay1s1yla ihraml1 dilerse bu orucu ardarda tutar, dilerse ayri ayri gunlerde

tutar.
lhramlmm
ihramh kimse, c;ekirge oldi.iri.irse onun degerini odemesi gerekir. ~ekirge
tildiirmesi
c;:unku c;ekirge karadaki av hayvanlarindand1r. Bu konuda Omer (r a.)' in; "Bir
hurma bir c;ekirgeden daha hay1rl1d1r." dedigi rivayet edilmi~tir. Bu hadisin hikayesi
~udur. Humus'lu bir grup hac1, ihramda iken c;ok miktarda c;ekirge avladilar. Her
c;ekirge yerine bir dirhem ceza sadakas1 veriyorlard1. Bunun uzerine Omer (ra); Ey
Humus'lular! Goruyorum ki dirhemleriniz c;oktur. Bir hurma, bir c;ekirgeden daha
iyidir (bir hurma bir c;ekirge ic;in yeter), demi~ti.

lhraml1n1n sinek, sivri sinek, karinca ve kene oldurmesinde hic;bir ceza yoktur. lhramlmm
(unku bunlar av hayvan1 degildirler. (unku insanlardan kac;mazlar. Av hayvarn sinek ve
ha~erat
olsalard1, yarati11~1 itibariyle eziyet verici olurlard1. Dolay1s1yla bu hususta ihraml1ya tildiirmesi
hic;bir ceza yoktur. Rivayet edildigine gore Omer (r a), ihramda iken devesinin
kenelerini temizlemi~ti.

lbn Abbas (ra) kblesi lkrime'ye;

-Kalk devenin kenelerini temizle, dedi. lkrime;

-Ben ihraml1y1m dedi. lbn Abbas (ra );

-Deveyi kesmeyi emretseydim deveyi keser miydin? dedi. lkrime;


190_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitii.bu'l-Mebsil.t

-Evet deyince, ibn Abbas (r a.);

-Deveyi kesince ka<; kene ve yavsu 186 oldurmu~ olurdun? dedi.

ibn Abbas (r.a) bu ifadesiyle ihraml1nin kene yavrusu oldurmesi nedeniyle


kendisine hi<;bir ceza gerekmedigini ac;1klam1)t1r.
lhramhmn lhramhnm bit oldi.irmesi ise mekruhtur.
bit
oldurmesi
Bu, bitin av hayvani olmas1ndan dolay1 degil, o ihraml1n1n bedeninden
geli)mesi nedeniyledir. Bundan dolay1 bitin oldurulmesi, kirliligin giderilmesi
kapsamindad1r. lhraml1nin sac;1ni kesmesi gibi bu konu da ihraml1ya yasak
k1l1nm1)t1r. Eger biti oldururse, sadaka ne kadar az olursa olsun bitten daha hay1rl1
olur. Cunku bitin hi<; bir degeri yoktur. Nitekim Ali (r.a ); Bit hic;bir zaman
aranmayacak bir kay1pt1r, demi)tir. Bu nedenle az c;ok sadaka olarak verdigi )eyle
vacip olan cezadan kurtulmu) olur.
ihramhnm
lhramhnm gusletmesinde zarar yoktur.
y1kanmas1

cunku Omer (ra) ihraml1yken gusletmi)tir. Alimlerden bir k1sm1; SU, ba)taki
bit gibi hayvanlan oldurur, deyip bunu mekruh gordugu ic;in Hakim e)-~ehld
Mervezl bu ac;1klamay1 getirmi)tir. Halbuki durum onlann dedigi gibi degildir.
Bilakis su ba~taki dag1n1kl1g1 artt1m.

lhrams1zm ihrams1z bir kimse, av hayvanlanndan birinin yumurtasm1 ele ge<;irse


verdigi av
yumurtas1m ve bunu ba~ka bir ihramhya verse, o da bunu k1zartsa ihramhnm i.izerine
ihramlmm ceza gerekir.
k1zartmas1

Cunku yumurta, av hayvan1n1n asl1d1r. lhraml1 bu fiiliyle onu bozmu)tUr.


Dolay1s1yla ceza gerekir. Bunu yemesinde ise hic;bir sakinca yoktur. Halbuki
ihraml1nin oldurdugu av hayvan1 bundan farkl1d1r. Cunku etinin yenmesinin helal
olmas1 ic;in besmeleyle kesilme zorunlulugu olan hayvan, ihraml1nin fiili nedeniyle
haram olur. Halbuki yumurtanin yenmesinin helal olmas1 ic;in boyle bir kesmeye
ihtiya<; yoktur. Gormez misin ki, bu konuda Muslumanla Mecusl (ate)e tapan)
aynid1r. ihraml1 ile ihrams1z da ayni )ekildedir. ihraml1ya cezan1n vacip olu)u, av1n
etinden yemesinin haram olu~unu gerektirmez. Nitekim ihraml1 bir kimse, ihrams1z
bir kimseye bir av hayvan1n1 gosterse ihraml1ya ceza gerekir. Arna bu av hayvan1nin
etinden yemesi haram olmaz.

185
Yavsu: Kene yavrusuna denir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 191

ihramh bir kimse, ihramdan ~1kmak ve ihramhhgm1 kald1rmak kast1yla ihramdan


~1kmak
~ok~a av hayvani avlasa bu kimseye butl.in hepsi i~in biz Hanefilere gore i~in

bir kurban gerekir. avlanma


durumu
$afil (rh.a) ise ~byle demektedir. Her av hayvanina ayri birer ceza gerekir.
(unku bu kimse bu av hayvanlarindan her birini bldurmek suretiyle ihram yasag1
[4/102]
i~lemi~ bulunmaktad1r. Dolay1s1yla ihramli11g1 kald1rmay1 kastetmedigi durumdaki
gibi her biri ic,;in ayri bir ceza gerekir. (unku onun bu amac1 kastetmesi hic,;bir
anlam ifade etmez. (unku av hayvan1n1 bldurmekle ihramli11g1 sona erdirmi~
olmaz. Dolay1s1yla bu kastin varl1g1, yoklugu gibidir. Bu gbru~, $afil (rh a )'nin;

Cezanin vacip olmas1nda fiil degil, bu fiilin i~lendigi yer dikkate al1n1r, temel kural1
uzerine kurulmu~tur. Dolay1s1yla ihraml1n1n bu fiili nedeniyle ihramli11g1 sona
erdirme kast1 dikkate alinmaz.

Fakat biz Hanefller diyoruz ki; Av hayvanin1n oldurulmesi ihram


yasaklarindand1r. Namaz ve oruc,;ta oldugu gibi, bir ibadetin yasaklarin1n i~lenmesi,
onun ortadan kalkmas1n1 gerekli kllar. Ancak ~eriat ihram1, sadece ihram fiillerinin
yerine getirilmesinden sonra kendisinden c,;1kilabilecek olan ve ki~iyi baglayan bir
ibadet ~ekli olarak belirlemi~tir.

Gbrmez misin ki, ba~lang1c,;ta baglay1c1 olmad1g1 zaman, yasag1n i~lenmesiyle


bu ibadet ortadan kalkm1~ olmaktad1r. Ayn1 ~ekilde cariye efendisinin izni
olmaks1z1n ihrama girerse veya kad1n kocas1n1n izni olmaks1z1n nafile hac niyetiyle
ihrama girse, bu durum kocas1nin hakk1nda herhangi bir baglay1c1l1k meydana
getirmedigi ic,;in, kocan1n ihram yasaklarindan birini (han1m1na kar~1) i~lemek
suretiyle han1min1 ihramdan c,;1kartma hakk1 vard1r.

Dolay1s1yla bu konuda ihraml1 av hayvanlarin1 oldurmek suretiyle ihram


suc,;unu degil, derhal ihramdan c,;1kmay1 kastetmi~ olmaktad1r. ihramdan c,;1kmakta
acele edilmesi, muhsar hakk1nda oldugu gibi ceza olarak sadece bir kurban
gerektirir. Halbuki ihraml1l1g1 sona erdirmek kast1 olmad1g1 zaman durum bundan
farkl1d1r. (unku ihraml1l1g1 ortadan kald1rmak, av hayvan1n1 oldurme nedeniyle
ihram suc,;unu kasten i~lemek demektir. Dolay1s1yla her ava ayri ceza gerekir. Daha
once ac,;1klad1g1m1z gibi; ihraml1 hakk1nda avlanma cezas1n1n hukmu, ihraml1n1n
kast1 uzerine kurulur. Oyle ki c,;ad1r kuran, av hayvanin1 yakalamak ic,;in tuzak
kurandan farkl1 olarak cezay1 bdemez.
Cezanm usul
ihramh kimse, avian ma cezas1 olarak verecegi sadakay1, zekat ve f1t1r ve fiiru'a
sadakasmda oldugu gibi anne babasma ve ~ocuklanna veremez. verilebilme
durumu
192 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

<;:unku bu Allahu Teala hakk1ndan dolay1 fakirlere sadaka olarak verilmesi


vacip olan bir mald1r. Bu sadakay1 bir zimmlye verse gec;erlidir. Eba Yusuf (r.a.)'tan
yapilan bir rivayete gore gec;erli degildir. <;:unku ona gore her sadaka vacip olup,
Ehl-i zimmet'in fakirlerine sarfedilmesi caiz degildir. Biz bu konulari oruc;
bolumunde ac;1klam1~t1k. Bu da aynen orada belirttigimiz ~ekildedir.

ihramhnm av ihramlmm avlanma cezas1 deve degerine ula~1rsa bana gore deve
cezasmm
deve degerine kesmesi, onun degeriyle birkac;; koyun satm almaktan daha iyidir.
ula~mas1
<;:unku mendup olan, hedy kurbanlarin1n buyuk, sayg1n olmas1d1r. Allahu
Teala buyuruyor ki;

187
"Kim Allah'm ~eairini buyuk tamrsa, bu durum ka/p!erdeki takvadan
do!ay1d1r. " (el-Hacc, 22/32)

Sayg1ya daha yak1n olan kurban, daha onceliklidir. Birkac; koyun al1p onlari
keser ve sadaka olarak dag1t1rsa bu sadaka, ihsar ve temettu' hedyi gibi, diger
hedy kurbanlarina k1yas edilerek, gec;erli olur.

ihraml1n1n avlanma cezas1 olarak kesecegi develeri i~aretlemesi veya onlarin


boyunlarina gerdanl1k takmas1 gerekmez. <;:unku i~aretlemek ve gerdanl1k takmak
hac fiili (nusuk) olan kurbanlarda gereklidir. Buradaki kurban ise ceza kurban1d1r.
Bu kurban1 i~aretlemek ve gerdanl1k takmak ise sunnet degildir. Arna bunu
yaparsa zarar vermez. lhsar ve kefaret kurbanlari da bu esasa tabidir. Buradaki
anlam ~udur: Nusuk (hac ibadeti) olan kurban1n te~hir edilmesi, ba~kalarin1n ayn1
~ekilde hareket etmesine neden olacag1 ic;in, daha iyidir. Fakat ceza olana gelince,
bunun nedeni bir yasag1n i~lenmesidir. Bundan dolay1 bu gibi durumlarda ki~inin
kendisini gizlemesi, herkese duyurmas1ndan daha iyidir. Peygamber (s av) ~oyle
buyurmu~lard1r:

~ Jt,.; :.'ill ~ ~I _/-~; :~ •:U~ ..:;_,l.J3 ~WI ~~ ~ "7'i..,..i y.


"Kime bu pislik!erden biri bu!a~1rsa onu giz!esin ki, Allah da onun bu
durumunu gizlesin. " 188

187
!?eair/ _;L...!.ll: Di nee kutsal sayilan, yerine getirilmesi istenen emirler, semboller, remizler, Allahu
Teala'ya ait ni~aneler. Hae ibadeti s1ras1nda yapilmas1 gereken vazifeler, menasik-i hac. Bu ayette
haccda kesilecek kurbanliklar kastedilmektedir.
188
Muvatta, HudOd 2; Abdurrezzak, Musannef, Vll/319; Hakim, Mustedrek, IV/272; Beyhak1, es-
Sunenu'/-kubra,Vlll/326.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 193

lhrams1z oldugu durumda av hayvanma ok atar, sonra ihrama girerse [4/103]


bu konuda ona hic;;bir ~ey gerekmez.

c;:unku ok atma fiili asl1nda mutlak olarak mubaht1r. Aynca ihram sur:;u
ihrama girmeden bnceki ~eylerde degil, ihrama girdikten sonraki ~eylerde sbz

konusudur.
lhramh kimse koku Haremde veya Hill bolgesinde olan bir agacm
lhramhnm
dahndaki ku~a kokune bakmaks1zm sadece ku~un yerine bak1p ok att1g1 ku~ avlamas1

takdirde, dal Hilldeyse ceza gerekmez. Haremdeyse ceza gerekir.

c;:unku av hayvan1n1n hayatta olu~u dal nedeniyle degildir. Allahu Teala


buyuruyor ki;

"Aii!I ~I~ ~
~ ~<:- ~~ LA ~~1 , - ~ _, ·LIJ 11 I' _,! It>..
- .r ~ .k.T'-" r U"~ J.J .. r r
j •.:..

"Onlar, gogun bo~lugunda emre boyun egdirilmi~ olarak ur:;u~an ku~/an


gormediler mi?" (en-Nahl, 16179)

Dikkate al1nacak olan, avm bulundugu yerdir. Avm bulundugu yer haremin
hava sahas1nda ise av, haremin av1d1r. Eger hill sahasmda ise av, hill bblgesi av1
say1l1r.

Dalin kesilmesinde agac1n kbkune bak1ilr. Agacm kbku hill bblgesinde ise dal1
kesebilir. Haremde ise kesemez. c;:unku dallann hayat1 agaca bagild1r. Onun ir:;in
agac1n kokune bak1l1r. Kbkunun hukmu dallannin da hukmu sayli1r. Kbkun bir
k1sm1 haremde, bir k1sm1 hillde ise yine harem agar:;lanndan sayli1r. c;:unku bu
agar:;ta haramilg1 gerektiren ile helalligi gerektiren nitelik bir arada bulunmaktad1r.
Ve o, ayaklann1n bir k1sm1 hill, bir k1sm1 da haremde bulunan av gibi olup, Harem
sahas1 avmdan say1lir. Ancak avm ayaklan hill bblgesinde, ba~1 haremde ise durum
farkild1r. c;:unku av hayvaninin ayakta kalmas1 ba~1 ile degil, ayaklanylad1r. $u var
ki, av hayvan1 uyuyor da uyurken ba~1 haremde ise, o takdirde ayakta kalmas1
butun bedeniyledir. Bir parr:;as1 haremde olunca da harem av1 gibidir.

Harem agar:;lannm haraml1g1 konusundaki asli, Peygamber (s.a.v.J'in;

"Harem'in otu kopanlmaz, dikeni kesilmez. " 789 hadisidir.

Hi~am (rh.a.) diyor ki Muhammed (rha.)'e;

189
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/253; BuhM, Cezau's-sayd, 9; Muslim, Hacc 445; Nesai, Menasik 110.
194 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

-Bu sbzun anlam1 nedir? diye sordum. Muhammed (rh a );

-Bir gbvde uzerinde ayakta durmayan her ~eydir, diye cevap verdi.

Rivayet edildigine gore; Omer (r a ), tavaf alaninda bulunan ve tavaf edenlere


rahats1zl1k veren bir agac1 kesmi~, sonra da bu agacin degeri kadar sadaka
vermi~ti.
Harem
agai;lar mm Harem aga~larinin haraml1g1, harem av1nin haraml1g1 gibidir. (unku harem
durumu
avlari, haremdeki aga~lara s1g1nir. Onlarin gblgesinde golgelenir. Yuvalarin1 da bu
aga~larin dallari uzerinde yaparlar. Harem av1n1 telef eden kimseye, bunun bedelini
bdemesi vacip oldugu gibi, agac1n1 kesen kimseye de 0 agacin bedeli vacip olur.

Harem aga~lari, insanlarin yeti~tirdikleri aga~lar olmay1p kendiliginden


bitenlerdir. lnsanlarin normal olarak diktiklerinde, bu agac1 insan dikmi~ olsa da,
aga~ kendiliginden yeti~mi~ olsa da, harem yasag1 yoktur. cunku insanlar,
Peygamber (s a v )'den gunumuze kadar hi~bir kimsenin yad1rgamas1 ve engellemesi
olmaks1z1n haremde ekip bi~mektedirler.

Bblge insanlarinin dikme adeti olmad1g1 aga~lara gelince, bunu insan diktigi
zaman agac1n kesilmesinde yine hi~bir ceza yoktur. cunku bu aga~ 0 ki~inin kendi
mulkudur. Onun bu davran1~1 insanlarin adet olarak diktiklerine katil1r. Arna kendi
kendine yeti~tigi zaman, bir kimsenin mulkunde yeti~mesi nedeniyle insan mulku
olsalar da, harem yasag1 vard1r. Oyle ki baz1 alimler ~byle demi~lerdir. Bir kimsenin
mulkunde Ommu Gay/an dikeni yeti~se, onu bir insan kesse, mulkun sahibine
degerini odemesi gerekir. Ayrica din sahibinin hakk1ndan dolay1 harem dahilinde
sahipli bir av1 oldurseydi, bdeyecegi deger ne ise onu da bdemesi gerekir.

iki adam, harem agac;larmdan bir agac1 keserlerse; bu iki adamm


[4/104] oldi.irdi.igi.i harem avma k1yasla onlann tek deger odemeleri gerekir. Ancak
bu konuda harem avmdan farkh olarak bu adamlarm ihramh ya da
ihrams1z olmalan durumu aynid1r.

cunku ihraml1 i~in avlanman1n yasakl1g1, ihram nedeniyledir. Oyle olunca da


her birinin tam deger odemesi gerekir. Agac1 kesmenin yasak olu~u ise harem
nedeniyledir. cunku ihraml1 olmak aga~ kesmeye engel degildir. Oyleyse bu
konuda ihraml1 ve ihrams1z e~ittir. Onlardan her birine yarim deger vacip olur. Bu
konuda oru~ yeterli olmaz. lhrams1z ki~inin haremde avlanmas1 konusunda
a~1klad1g1m1za k1yasla, ancak kurban kesilir veya fakirlere yedirilir.

Ki~inin degerini odedigi bu agac;tan yararlanmasm1 ho~ gormi.iyorum.


Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 195

c;:unku bu eger ona mubah olsayd1, insanlarin benzerini yapmalarina yol ac;;ar,
harem agac;;lari kalmazd1. Bu da harem av1n1 kac;;1rmak olur. Buna ragmen ondan
yararlanil1rsa da bir ~ey gerekmez. c;:unku kesilen agac;;, odedigi deger kar~ll1g1nda
~ahsl mulku olmu~ olur. Kesme i~leminden sonra, kesilen ic;;in harem yasag1 olmaz.
Ondan yararlanllmasinda da hic;;bir ~ey gerekmez.

Gormez misin, bir kimse harem av1n1 kesse, cezay1 odedikten sonra onun
etinden yese, yeme nedeniyle ona hic;;bir ~ey gerekmez. Bu konu da onun gibidir.
Bir kimse agac1 dikse, o da yeti~se, o ki~inin bunu kesmeye ve onunla diledigi ~eyi
yapmaya hakk1 vard1r. c;:unku onu diken kendisi oldugundan, kesilen ~ey onun
mulkudur. Daha once ac;;1klad1g1m1z gibi, insanlarin yeti~tirdigi ~eylerde harem
yasag1 sabit olmaz.

Harem aga~lanndan krnlan, sonra kuruyan ve nihayet di.i~en daldan Kuruyup


du~en
yararlanmakta zarar yoktur. Harem
agacmdan
(unku haraml1gin sabit olu~u, o agac1n haremde bulunmas1 nedeniyle ve yararlanma
haremde geli~mesinden dolay1d1r. K1ril1p kuruyan dalda "geli~me" anlam1 yoktur.
Dolay1s1yla ondan yararlanilmas1nda zarar yoktur.

lzh1r otu hari~. haremin otu kopanlmaz ve dikeni kesilmez. Bize


Harem
ula~an hadise gore Peygamber (s.a.v.), lzh1r otu konusunda izin vermi~tir. otunun
durumu
Hakim e~-$ehld Mervezl, bu ifadeyle ~u hadisi kastetmektedir. Peygamber
(s av.);

-"Harem'in otu kopan!maz, diken/9° kesi!mez. "191 diye buyurdugu zaman


Abbas (r.a.);

-Ya ResOlellah! izh1r otu hari<;; olsun. c;:unku bu ot, halk1m1z1n kabirleri ve
evleri yahut evleri ve kabirleri ic;;in kulland1klar1 bir ottur, demi~ti. Bunun uzerine
Peygamber (s.a v );

.r:~~\ Ji1"lzh1r bundan ayn tutulmu~tur. " 192


demi~tir.

190
Baz1rivayetlerde (aga,- I.A~~ ) ~eklindedir.
191
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/253; Buhar1, Cezau's-sayd 9; Muslim, Hacc 445; Nesa1, Menasik 11 o.
192
Buhar1, Cezau's-sayd 9; Muslim, Hacc 445; lbn Mace, Menasik 103; Ebo DavOd, Menasik 89; Nesa1,
Menasik 120.
196 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Bu hadisin yorumu ~u ~ekildedir. Seiki Peygamber (s av )'in kast1 da bu otu


harii:; tutmak idi. Ancak ya Abbas (r.a.) bu konuyu Peygamber (sa.v.)'den once
soylemi~ oldu, ya da Peygamber (s av )'e Abbas (r a )'1n haric;; tutmak istedigi konuda
ruhsat vermesi vahyedildi.

Harem otunun t1rpanla kesilmesine izin verilmedigi gibi, EbO Hanlfe (rh a.) ve
Muhammed (rh.a )'in goru~une gore, o bolgede hayvanlann otlamas1na da izin
verilmez. EbO Yusuf (rha)'a gore, bu bolgede hayvan otlatmakta zarar yoktur.
(:unku hac veya umre ii:;in hareme girenler hayvan uzerinde olurlar. Bu kimselerin,
hayvanlannin otlamalanna engel olmalan mumkun olmaz. Bu konuda gayet ai:;1k
bir zorluk vard1r. Bu zorlugun kald1rllmas1 ii:;in buna izin verilir.

lbn EbO Leyla (rh a.)'nin goru~une gore, otlann kopanlmas1 ve hayvanlann
otlatilmas1na duyulan zaruret veya bunun herkesin ba~1na gelen bir ~ey (belva)
olmas1 nedeniyle bu konuda bir sak1nca yoktur. 0 bolgedeki insanlann binek
hayvanlan ii:;in harem d1~1ndan ot getirmeleri zorluga neden olur. Fakat EbO Hanlfe
(rh.a.) ve Muhammed (rh.a ), Peygamber (s a v.J'in;

[4/105)

"Harem'in otu kopanlmaz, agac1 kesilmez. "


193
hadisini delil olarak alm1~lard1r.

Otlann kopanlmas1yla yasak i~lenmi~ olmaktad1r. Hayvanlann otlat1lmas1 da


aynid1r. Hayvanlann ag1zlan t1rpan gibidir. Herkesin ba~1na gelene itibar edilmesi,
sadece aksine delil bulunmayan ~eylerde dikkate alinmaktad1r. Delil var iken
belva'ya itibar olunmaz.

Harem'de Harem bolgesinde mantar toplamakta zarar yoktur.


mantar ve
ta~ alma Mantar toprakta yeti~en bitkilerden olmay1p toprakta yeti~en bitkilere
durumu
b1rakllan bir yiyecektir.

Ayni ~ekilde harem ta~lannm ahnmasmda da zarar yoktur.

ibn Abbas (r a) ve lbn Omer (ra) bu nu mekruh gormu~lerdir. Fakat biz


Hanefller insanlar aras1nda tencere, kazan vb. ~eylerin haremden i:;1kartllmas1
~eklindeki yayg1n adetlerini oli:;u olarak aliyoruz. Haremde ta~lardan yararlanmak
mubaht1r. Kendisinden yararlanmanin mubah oldugu ~eyi bu bolgeden d1~an
i:;1karmak da caizdir.

193
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/253; BuharT, Cezaus-sayd 9; Muslim, Hacc 445; NesaT, Menasik 11 O.
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 197

Aynca haremin haraml1g1 bize gore Mekke'ye ozgudur. Medine'de av


Medine'nin
hayvanlan, agac;lar ve benzerleri hakk1nda harem bolgesi haraml1g1 yoktur. Harem olup
olmad1g1
$afil (rh a) ise harem yasag1 vard1r. Oyle ki bu bolgede av hayvanin1 olduren
kimseye ceza kurbani gerekir, demi~tir. Onun delili, Peygamber (s a v.)'in ~u
hadisidir.

t,-LJ1
-- ~ ~
·"I:•:''; : ·· L; ' ' •
~ i~
td,,
J
~ i? i'')\..:J\ )· ~~I~
'V - I-'\ ~I
-- ~ ..r. • •
"ibrahim (a.s) Mekke'yi harem k1/d1. Ben de Medine'nin iki siyah kaya!tklan
arasm1 harem k1/1yorum. " 194 ~8
.. I3 lli ~..t.J1
. '+ : -
'-?'_; ~Lk...a,. ~ r·'U J' "Kimin Medine'de
avland1gm1 gorurseniz, onun e/biselerini aim."

Biz Hanefllerin deli Ii ise ~udur. ResOlullah (s av) Medine' de c;ocuklardan birine
ku~ verdi. Ku~ c;ocugun elinden uc;tu. <:;:ocuk bundan uzuntU duymaya ba~lad1.
Peygamber (s a.v) ise;

"Ey EbO Umeyr! Nugayr ne yapt1?" 195 dedi.

Bu, o ku~un ad1yd1. 0, serc;e gibi kuc;uk bir ku~tu. Medine'de avlanmak ic;in
harem bolgesinin haraml1g1 olsayd1, ResOlullah (s av.) c;ocuga ku~ vermezdi.
Medine, ihrams1z girmenin caiz oldugu yerdir. Oyleyse Medine, diger beldelere
k1yas edilir. Harem oyle degildir. Oraya hie; kimsenin ihrams1z girmeye hakk1 yoktur.

ihramh ki~i, avc1hk konusunda yeti~tirilmi~ bir ~ahini oldi.iri.irse, 0 lhramhnm


Harem' de
ki~iye ~ahinin yeti~tirilmi~ olma degeri dikkate ahnmaks1zm ceza gerekir.
ogretilmi~
~ahini
Cezan1n vacip olu~u, av hayvan1 olma anlam1nin dikkate al1nmas1 oldiirmesinin
nedeniyledir. $ahinin avc1l1k konusunda yeti~tirilmi~ olmas1, av hayvan1 olma durumu

anlam1yla ilgili olmayan sonradan olan bir niteliktir. Av hayvan1 olma anlam1, onun
insanlardan kac;mas1ndad1r. $ahinin avc1l1k konusunda yeti~tirilmi~ olmas1 nedeniyle
av hayvan1 olma niteligi eksik kalmaktadir. $ahin yeti~tirildigi zaman onun
insanlara yabani olu~u durumu azalmaktad1r. Bu durumda cezada fazlal1k olmas1
caiz degildir. Ancak ~ahin bir insan1n ~ahsl mUlku oldugu takdirde; onu telef eden
kimse, onun avc1l1k konusunda yeti~tirilmi~ olmas1 ozelligi dikkate al1narak degerini
oder. Bu durumda degerin vacip olu~unda maliyete itibar edilir. $ahinin maliyeti,

194
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/240; Buhar!, Ci had 71; Muslim, Hacc 456; lbn Mace, Menasik 104.
195
Buhar!, Edeb 81; Muslim, Adab 30; lbn Mace, Edeb 24; Eba Davud, Edeb 77; Tirmiz!, Salat 248.
198_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

kendisinden yararlan1lmas1 nedeniyledir. Yeti~tirilmi~ olmas1 durumunda maliyet,


elbette fazla olacakt1r.

Guvercin de uzak bir yerden donup geldigi takdirde ayn1 ~ekildedir. lhraml1
tarafindan guvercinin degeri odenirken bu ozelligi dikkate al1nmaz. Bu ozellik,
ancak guvercinin degeri diger kimseler tarafindan odendiginde dikkate alin1r.
Ancak guvercin otuyorsa, degeri artar. Ceza verilirken bunun dikkate alinmas1
hususunda iki rivayet vard1r:

Bu iki rivayetten birine gore; otme ozelliginin av hayvan1 olma anlam1 ile
kesin olarak ilgisi olmad1g1ndan bu ozellik dikkate al1nmaz.
ikinci bir rivayete gore; guvercinin gerdanl1 olmas1 ~eklinde oldugu gibi,
otmesi de yarad1l1~ aslinda degi~meyen bir nitelik olmas1 nedeniyle dikkate al1nir.
lhramhmn
oldiirmek ihramh ki~i, av hayvanm1 oldi.irme zorunda kald1gmda, daha once
zorunda
kald1g1m ac;1klad1g1m1z gibi av etinden yemek ic;in onu oldi.irmesinde hic;bir sakmca
yemesi yoktur. Ancak cezas1m oder.

"Zufer (rh.a ) ve Yakub (rh a) Arasmdaki lhtilaflar" kitabinda anlat1ld1g1na gore;


[4/106] ihramll ki~i olu bir hayvan eti veya bir av hayvan1 eti yemek zorunda kald1g1
takdirde, EbQ Hanlfe (rh a) ve EbQ Yusuf (rh a )'un goru~une gore, av hayvani
etinden yer ve cezas1n1 oder.

Zufer (rh a.)' in goru~une gore ise, bu durumda olu hayvan etinden yer. c;:unku
av hayvanini oldururse bu av hayvani olu hayvan olur. O kimse hem av hayvan1ni
oldurmu~. hem de olu hayvan eti yemi~ olmaktad1r. Halbuki o kimse, olu eti
yemekle bu ikisinin birinden kurtulmu~ olur.

Fakat biz diyoruz ki, 010 hayvan etinin haraml1g1 daha ~iddetlidir. Gormez
misin, avlanmanin haram olu~u, ihramdan <;1kmakla ortadan kalkar. Olu etinin
haram olu~u ise kalkmaz. Oyleyse bu iki haramdan daha hafif olana yonelmek
suretiyle daha ~iddetli olandan ka<;1nmal1d1r. Av hayvanini oldurmek, ihram
yasaklarindan olsa da, hastal1k durumunda t1ra~ olmak gibi, zaruret durumunda
avlanmada sak1nca yoktur. Bu nedenle av hayvan1ni oldurur. Etinden yer ve
cezas1n1 oder.

Allah Subhanehu ve Teala daha iyi bilir.


Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ __ __ _ _ _ __ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 199

MUHSAR
(Hae veya Umreyi Tamamlayamayan)

lhsann (ihramhnm elinde olmayan bir engel nedeniyle Hae ve umreyi


ihsann
tamamlayamamasmm) hi.ikmi.i hakkmdaki as1I delil, Allahu Teala'nm; deli Ii

~lf_;J\ if-:, := :.1 ~ f~' j~ ~ ~~IJ ~\ 1plJ,


"Haco ve umreyi Allah ir;in tam yapm. Eger bunlardan a/1konursan1z (yani bu
ikisini tamamlamantz hususunda bir engel/e kar~1/a~1rsamz) kolaym1za gelen
kurban1 (yani bir koyunu) kesi/mek Qzere harem bo/gesine gonderin." (el-Bakara,
21196) Ve yine Allahu Teala'n1n;

"Kurban yerine ula~mcaya kadar ba~m1z1 t1ra~ etmeyin." (el-Bakara, 21196)

emrine uyarak, ba~1 kaz1tmak suretiyle t1ra~ olursunuz, ayetidir.


lhsar
Muhsar; hac niyetiyle ihrama girmi~ ise, hedy kurbaninin parasin1 gondermeli, kurbammn
Harem'e
kendisi ir;in Mekke'de bir koyun satin ahnmal1, bu koyun bayram1n birinci gunu
ozgii olu~u
onun ad1na kesilmeli ve ondan sonra ihram1ndan r;1kmal1d1r. Bizim HanefT
imamlanm1z1n goru~u. ihsar kurban1nin hareme ozgu oldugudur.

$afil (rh a )'nin goru~une gore ise hareme ozgu degildir. Ona gore bu kurban,
al1konulmanin meydana geldigi yerde kesilir. $afil (rh a )'nin bu konudaki deli Ii, lbn
Omer (r.a.)'in ~u hadisidir: Peygamber (s av) sahablleriyle (r.a) beraber um re yapmak
ir;in yola r;1km1~ ve Hudeybiye'de mahsur, (tutulup) kalm1~lard1. Bunun uzerine
orada kurbanlanni bogazlam1~ ve ba~in1 kaz1tarak t1ra~ olmu~tu. Mekke'l ilerle
gelecek yd donmek ve Mekke'yi kendisi ir;in Or; gun silahs1z olarak bo~altmalan ve
bu umresini o zaman kaza etmek uzere anla~m1~t1. Resulullah (s av.) ihsar kurbanin1
al1konuldugu yerde kesmi~ti. (unku bu kurban1 hareme gonderseydi bu kurban1n,
gotOren ki~inin eliyle kesileceginden emin olamaz, belki de kurban yolda yok
olurdu. Bulundugu yerde bunu kestiginde kurban1n1n yerine ula~t1g1n1 ve
kendisinin onun kan1 ak1tild1ktan sonra ihramdan r;1kt1g1n1 kesin olarak
gormektedir. Oyleyse bu daha iyidir.

Biz Hanefllerin bu husustaki delili, Allahu Teala'n1n:

"Kurban, yerine ula~mcaya kadar ba~m1z1 t1ra~ etmeyin." (el-Bakara, 2/196)

ayetidir.
200_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

Kurban yerinden maksat, harem bolgesidir. Allahu Teala'nin kurbanlari


and1ktan sonra;

"Sonra bun/arm varacaklan yer Beytu/lah'ttr." (el-Hacc, 22/33) ~eklindeki ayeti


buna delildir. Ayrica kan ak1tmakla ihramdan c;:1kmak bir ibadet ~eklidir. Kan
ak1tmak ise ancak bzel bir yerde haremde ya da ozel bir zamanda kurban
gunlerinde ibadet olabilir. Bunun d1~1ndaki yer ve zamanlarda kan ak1tmak, ibadet
olmaz.

Biz Hanefller, bu kurbani kendisiyle ihramdan c;:1kilmas1 ac;:1s1ndan temettu'


[4/107]
kurban1na k1yas ediyoruz. Temettu' kurban1 hareme ozgudur. lhsar kurban1 da
byledir.

Rivayet olunan hadise gelince, Peygamber (s av )'in muhsar oldugu zaman


kestigi kurbanlar hakk1ndaki rivayetler farkl1d1r. Rivayet edildigine gore Peygamber
(s a.v.), kurbanlarin1n haremde kesilmesi ic;:in Naciye (r a) isimli sahabl vas1tas1yla
harem bolgesine gbndermi~ti. Hatta Naciye, Peygamber (s a v.)'e;

-Bu kurbanlardan yolda yaralanan olursa ne yapay1m? diye sormu~.


Peygamber (s.a.v.);

.;;Ji

-"Onu kes, t1rnak/annt da kamyla boya, onun horgucune kan sur. Onu
(yeme!eri ic;:in) insanlan serbest b1rak. Ama sen ve arkada~/ann onun etinden hic;:bir
~ey yemeyin. " buyurmu~tur.
196

Bu rivayet, ~u ayete en uygun olan rivayettir. Allahu Teala ~oyle


buyurmaktad1r:

"On far inkar eden ve sizin Mescid-i Haram '1 ziyaretinizi ve bek/etilen
kurbanlann yerlerine ula~mastnt engel/eyenlerdir." (el-Fetih, 48/25)

lkinci rivayete gelince eger sahihse ~oyle diyoruz. Hudeybiye'nin bir k1sm1
haremdendir. c;:unku onun yaris1 hill bolgesinde, diger yaris1 da haremdedir.

196
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/217; Muslim, Hacc 377; ibn Mace, Menasik 101; EbO DavOd, Menasik
19; Tirmiz1, Hacc 71.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _201

Peygamber (s.a.v.)'in karargah1 hill bolgesinde, namaz k1ld1g1 yer ise haremdeydi.
Kurbanlar harem olan tarafa gonderildi. Haremde kesildi. Bu konuda kar~1 taraf
lehine hic;bir delil yoktur.

Yine denilmi~tir ki, Bu durum Peygamber (s av )'e ozgu idi. Peygamber (s av),
o zaman kurbanlari kendisiyle hareme gonderecek kimse bulamam1~t1.
Muhsann,
Kurbani harem bolgesine gonderip gonderen adma kesildiginde daha kurbani
kesilince
once a~1klad1g1m1z gibi Ebu Yusuf (rh.a.)'tan farkh olarak, Ebu Hanife (rh.a.) tira~ olup
ve Muhammed (rh.a.)'e gore ne ba~1 kaz1tarak t1ra~ olma ne de sa~larm1 olmamas1
k1saltma zorunlulugu yoktur.

$afil (rh a) ise ~oyle demi~tir. Tira~ alma bir hac ibadetidir. Muhsarin bu nu
yerine getirmesi gerekir. Sonra da hem hac hem um re yapmal1d1r. ibn Abbas (r a.)
ve ibn Omer (ra.)'den bu ~ekilde rivayet edilmi~tir.

Hacci kaza etmesine gelince; farz olan hac niyetiyle ihrama girmi~ ise bu hacci Muhsann
hacc1 kaza
yapmad1g1 surece uzerinde hac bore; kal1r. etmesi
Nafile hac niyetiyle ihrama girmi~ ise biz Hanefllere gore, bu hacci kaza
etmesi gerekir. (:unku sagl1kl1 bir ~ekilde ba~lad1ktan sonra, edas1n1
tamamlamadan bu nafile hacdan c;1km1~t1r. $afil (rh.a.)'ye gore, bu kimseye kaza
vacip degildir. Bu kimse, Oruc; bahsinde ac;1klad1g1m1z gibi nafile oruca ba~lay1p da
bu orucu bozan gibidir.

Umreyi kaza etmesine gelince; bu kimse sagl1kl1 bir ~ekilde ba~lad1ktan sonra
hac fiillerini yerine getirmeden, ham kar;1ran kimse anlam1ndad1r. Hacci kac;1ran
kimsenin ise umre fiillerini yapmam1~sa umreyi kaza etmesi gerekir.

Kurban1 gonderdigi zaman dilerse bulundugu yerde kal1r, dilerse evine dbner.
(:unku gitmesine engel c;1k1nca orada kalmakla oradan ayrllmak aras1nda
muhayyerdir. Bu durum du~man nedeniyle muhsar oldugu takdirdedir.

Ba~ma gelen bir hastahk nedeniyle muhsar olursa, biz Hanefilere gore Kurban
kesilene
hastahk nedeniyle muhsar olan kimse ile du~man nedeniyle muhsar olan kadar
kimse aynid1r. Kurbani gonderip (kesilince) ihramdan ~1kacakt1r. muhsarm
evine
donebilmesi
$afil (rh.a.)'ye gore ise, ihrama niyet ederken bunu ko~ul koymad1g1 takdirde
ihramdan c;1kma hakk1 yoktur. iyile~inceye kadar sabredecektir. Bu husus, Kitab ve
Sunnet'in ac;1k deliliyle sabit olan bir hukumdur. Ayet, du~man nedeniyle ihsar
durumu hakk1ndad1r. Bunun delili, ayetin sonunda Allahu Teala; ~~ p i 1;~
~I J! ;µ4 "Guvenlik ir;inde olursantz, kim hacca kadar umre ile yararlanmak
202_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

isterse ... " (el-Bakara, 2/196) ifadesidir. Peygamber (s av) de ayn1 ~ekilde du~man
nedeniyle muhsar olmu~tu.

Hakk1nda delil bulunmayan konularda asil kurala sarilmak gerekir. Bu kural da


(4/108)
hac veya umre fiilleri yerine getirilinceye kadar ihramdan c;1k1lmamas1d1r. Ancak bir
ki~i ihrama niyet ederken ihsar durumunu ko~ul koyarsa, bu takdirde bu ko~ul
nedeniyle ihramdan c;1kma hakkina sahip olur.

$afil (rh a )'nin deli Ii ~udur. Peygamber (s a.v )'in halas1 Duba a (r a) hastalanm1~t1,

Peygamber (sav) ona; ~ 4 c.)1.>;.; 01 J:ojJIJ ~4 ~i "Hae niyetiyle ihrama


gir ve niyet ederken engel r;1kt1g1 yerde ihramdan r;1kmay1 kowl koy. " 797 diye
buyurmu~tu. $afil (rh.a.)'ye gore; eger onun ko~ul koymaks1z1n ihramdan c;1kma
hakk1 olsayd1, Peygamber (s av), ona bu ~ekilde ko~ul koymas1n1 emretmezdi.

Bunun anlam1 ~udur. Onun ba~1na gelen ~ey, ihramdan c;1kmakla ortadan
kalkmayacak bir ~eydir. Dolay1s1yla muhsann, yolunu kaybeden veya say1y1 ~a~1ran
ya da nafakas1 c;al1nan kimse gibi, ihramdan c;1kma hakk1 yoktur. Halbuki du~man
nedeniyle muhsar olan bundan farkl1d1r. c;:unku bu durumda onun ba~ina gelen
olay, ihramdan c;1kmakla ortadan kalkacakt1r. c;:unku ailesine donecek ve du~man1n
~errinden kurtulacakt1r.

Biz Hanefllerin bu konudaki delili, Allahu Teala'nin;

~-·· f~t 0~~


"Eger bunu yerine getirmeniz engellenirse ... " (el-Bakara, 2/196) ~eklindeki
ayetidir.

Arap Dili alimleri; ihsar ancak hastal1k durumunda olur. Du~man nedeniyle
engellenme durumunda "hasara" fiili kullan1l1r. Engellenen ki~iye, "muhsar"
denilir. Hastalik nedeniyle engellenme durumunda ise "ahsara" fiili kullanil1r. Bu
durumda engellenen ki~iye yine "muhsar" denilir, demi~lerdir ..

Ferra (rh a) ise ~oyle demi~tir: Du~man nedeniyle engellenme durumunda da


hastal1k nedeniyle engellenme durumunda da "ahsara" fiili kullanil1r. "Hasara" fiili
ise sadece du~man nedeniyle engellenmede kullanil1r.

Dolay1s1yla Arap Dili alimleri "ihsar" kelimesinin hastal1k anlam1n1 da ir;erdigi


hususunda goru~ birligine varm1~land1r. Ayette gec;en;

197
Buhar1, Nikah 16; Muslim, Hacc 154; lbn Mace, Menasik 23; Nesa1, Menasik 60; Beyhak1, es-
SOnenO'l-kObra, V/221.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 203

... pi b~ "GOven/ik ic;inde o/dugunuz zaman ... " (el-Bakara, 2/196) ifadesinin
hastal1k ic;in de kullanllm1~ olmasina bir en gel yoktur. Bu durumda anlam1; ";ifa
buldugunuz zaman" demektir.

Peygamber (s av.) bir hadiste ~byle buyuruyor:

"Nezle cOzzam hastaligma kar;1 bir teminatt1r. <;1banlar ise taun (veba)
198
hastaligma kar;1 bir teminatt1r. "

Bundan anl1yoruz ki "emn" (guven ic;inde olmak) ifadesi, hastal1k hakk1nda


da kullanllmaktad1r.

Haccac b. Omer (r a )'den rivayet edildigine gore, Peygamber (s av.) ~oyle


buyurmu~tur:

"Kimin ayag1 km/1rsa veya topa//arsa, o kimsenin ertesi yil haccetmesi


199
gerekir. "

Bu had is, ibn Abbas (r a) ve Ebu Hureyre (r.a.)'ye nakledildigi zaman her ikisi
de "Haccac b. Omer (ra )] dogru sbyledi." demi~lerdir.

Esved b. Yezld anlat1yor. Umre niyetiyle Basra'dan yola c;1kt1k. Bir arkada~1m1z1

(yllan) sokmu~tu. Bu konuda bize yard1mc1 olacak birini soru~turup bulmak ic;in
yolumuzu degi~tirdik. Bir de ne gbrelim, ic;lerinde lbn Mes'Cid (r a )'un da
bulundugu bir kafileyle kar~1 kar~1yay1z. Bunun L.izerine lbn Mes' Cid (r.a )'a bu
durumu sorduk. 0 da;

- "Arkada;1mz bir kurban gondersin ve gonderilen ki;iyle diledigi gun Ozerinde


anla;sm. Onun adma kurban kesildigi zaman ihramdan c;1kabilir." dedi.

Bunun anlam1 ~udur. Du~man nedeniyle muhsar olan ki~iye ait ihramdan
c;1kma hakk1, burada da bulunmaktad1r. Bunun nedeni de o kimsenin ihramda
bulunma suresinin uzamas1d1r. c;:unku bu kimse hac fiillerini yerine getirinceye
kadar ihraml1 kalmaya niyetli idi. Bu fiilleri yerine getirmesinin imkans1z olmas1
nedeniyle ihramda bulunma suresi uzayacakt1r. Bu durumda ise ihraml1, bir c;e~it

198
Beyhak1, )uabu'l-iman, Vl/541.
199
lbn Mace, Menasik 85; EbO DavOd, Menasik 43; Tirmiz1, Hacc 96; Nesa1, Menasik 102; Hakim,
Mustedrek, 1/642.
204 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

s1k1nt1 i~ine girecektir. Dolay1s1yla din, bu gibi kimselere ihramdan ~1kma hakkin1
vermi~tir. Bu anlam burada da vard1r. Hastal1k nedeniyle ihram suresi uzamaktad1r.
Bu kimsenin hasta oldugu durumda ihraml1 olarak beklemesinde ~ekecegi s1k1nt1
daha ~oktur. Dolay1s1yla o kimsenin ihramdan ~1kma hakk1 oncelikle sabit olur.

Bu anlam1n $afil (rh a.)'nin dedigi gibi olmad1g1na delil ~udur. Di.l~man bu
kimseyi dart taraftan ku~att1ginda yahut ihraml1 kimseyi bir yerde hapsettiklerinde,
o kimsenin ihramdan ~1kmas1 nedeniyle i~inde bulundugu s1k1nt1l1 durum ortadan
kalkmaz. Bu kimsenin ihraml1 olarak ailesine donmesi de mi.lmkun olmad1gina
gore, ihramdan ~1kma hakk1 sabit olur. Bundan anl1yoruz ki buradaki anlam
dedigimiz ~ekildedir.

$afil (rh a )'nin, yolunu kaybeden kimse hakk1ndaki ifadesine gelince; biz
Hanefllere gore bu kimse muhsar degildir. c;:unki.l kendisiyle hedy kurban1n1
gonderecek bir kimse buldugu zaman bu ki~i ona dogru yolu gosterecektir.
Dolay1s1yla ihramdan ~1kmas1na ihtiya~ yoktur.

Kendisiyle hedy kurban1n1 gonderecek bir kimse bulamad1g1 takdirde, hedy


[4/109) kurban1n1 asil yerine gondermekten aciz kalmas1 nedeniyle ihramdan ~1kabilir.
Say1y1 ~a~1ran kimse, hacc1n1 ka~1rm1~ olur. Harn ka~1ran kimse ise umre fiilleriyle
ihramdan ~1kar.

Nafakas1 ~al1nan kimseye gelince; ibn Semaa (rh a )'n1n Muhammed (rh a.)' den
rivayet ettigine gore; bu kimse yaya yi.lri.lmeye gi.lci.l yeterse hedy kurbaniyla
ihramdan ~1kma hakk1 yoktur. Yaya yi.lri.lmeye gi.lci.l yetmezse, bu kimse muhsar
hi.lkmi.lnde olup hedy kurbaniyla ihramdan ~1kar. EbO Yusuf (rh a) da boyle
demi~tir. Ancak EbO Yusuf (rh a )'a gore; bu kimse Beytullah'a kadar yaya
yi.lri.lyebilecegini biliyorsa yi.lri.lmesi gerekir. Aksi takdirde gerekmez. Ba~lang1~ta
yi.lri.lmesi gerekmedigi durumda yi.lri.lmeye ba~lad1ktan sonra bunun gerekli
olacag1 gayet a~1kt1r. Nitekim ba~lang1~ta nafile hac gerekli olmad1g1 durumda
nafile hacca ba~lad1ktan sonra bu harn tamamlamak gerekmektedir. Ayn1 ~ekilde
fakir kimseye farz harn yapmas1 gerekmedigi durumda bu harn yapmaya
ba~lad1g1 zaman bunu tamamlamas1 gerekmektedir.
Umrenin
tamamlana- Umre niyetiyle ihrama girmi~ ve umresi engellenmi~se, hedy
mamas1
kurbaniyla ihramdan c;1kar.

Ancak Malik (rh.a )'in gori.l~i.lne gore ihsar hi.lkmi.l, bu ibadeti ka~1racag1ndan
korkan kimseye aittir. Umre yapan ki~i ise umreyi ka~1racag1ndan korkmaz.
H ac Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2os

Fakat biz Hanefiler diyoruz ki; Peygamber (s av) Hudeybiye'de muhsar kald1~1
zaman umre niyetiyle ihraml1 idi. (Y1lan) sokan ihraml1 hakk1nda lbn Mes'Od (r.a)'un
hadisini daha once ac;1klam1~t1k.

Bunun anlam1, ihramda bekleme suresinin uzamas1d1r. Umreci bu hususta


Muhsarm,
hac1 gibidir. Hedy kurbaniyla ihramdan c;1kar. Hedy kurban1 gonderen ki~i,
kurban
gonderdigi ki~iyle kurban kesmesi ic;in diledigi belirli bir gun Lizerinde anla~1r. kesilince
ihramdan
Gonderen ki~i, kendisi adina kurban kesildigi zaman ihramdan c;1kabilir. c;:unku ~1kmas1
umre fiilleri ic;in belirli bir vakit tahsis edilmemi~tir. Kendisiyle umre ihram1ndan
c;1kilacak hedy kurban1 da boyledir. Halbuki EbO Yusuf ile Muhammed (rh a.)
(imameyn)'in goru~une gore hac ihram1yla muhsar olan kimse farkl1d1r. c;:unku hac
fiilleri ic;in hac vakti denilen belirli bir vakit tahsis edilmi~tir. Ayn1 ~ekilde kendisiyle
ihramdan c;1k1lacak hedy kurbani ic;in de kurban bayram1nin 1. gunu (yevmu'n-
Muhsarm,
nahr) tahsis edilmi~tir. Umre ihram1ndan c;1karsa, bu umrenin yerine bir ba~ka umre yapamad1gm1
kaza etmesi
(kaza umresi) yapmal1d1r. c;:unku as1I umreye gec;erli bir ~ekilde ba~lam1~t1r.

K1ran haccma niyet eden ki~i, bu durumda iki hedy kurbam gonderir. K1ran
haccma
c;:unku bu ki~i iki ihramla ihrama girmi~tir. Bu iki ihram1n her birinden c;1kmas1, ba~layanm
ihsari
umre fiillerini yapmadan meydana gelmi~tir. Bunun ic;in iki kurban gonderir. Bu iki
ihramdan c;1k1nca da iki umre ve bir hac yapmas1 gerekir. Bunlari ya ardarda (hacc-1
k1ran ~eklinde) ya da ayri ayri (hacc-1 ifrad ~eklinde) yerine getirir. Daha once
ac;1klad1g1m1z gibi yapacag1 bu iki umreden biri ba~lam1~ oldugu umre ihram1ndan
c;1kmas1 ic;in, digeri ise hac ihram1ndan c;1kmas1 ic;in gerekli idi. lfrad Harn
konusunda ise bu niyetle ihrama giren ki~inin hedy kurban1yla ihramdan c;1kt1g1
takdirde, sadece bir umre ve bir hac yapmas1 gerektigini ac;1klam1~t1k.

K1ran haccina niyet eden ki~i bu iki ihramdan sadece birinden c;1kmak ic;in bir
hedy kurban1 gonderse, bu gec;erli olmaz. Bununla ihramdan c;1kamaz. c;:unku
K1ran harnna niyet eden ki~i hakkinda iki ihramdan c;1kma zaman1 birdir. Nitekim
Peygamber (s.a.v.) bir hadiste;

"Bu iki ihramdan da c;tkmtyorum. " 200 demi~tir.

Bir kurbanla her iki ihramdan c;1kamaz. Dolay1s1yla bu durumda kesinlikle


ihramdan c;1kmaya hakk1 yoktur.

200
Nesai, Menasik 102; lbn Hibban, Sahih, IX/220; Beyhaki, es-SOnenO'l-kUbra, IV/348.
206 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

K1ran hacc1na niyet eden ki~i, iki hedy kurbani gonderirse, bu iki kurbanl1ktan
umre ic;in olanla hac ic;in olani ayri ayri belirlemek zorunda degildir. (unku bu
belirleme bir anlam ifade etmez. Dolay1s1yla hie; dikkate alinmaz.

lhsar Ebu Hanlfe (rh.a.)'nin goru~une gore; ihsar kurban1 sadece kurban bayram1n1n
kurbanmm
1. gunu kesilebilecek bir kurban degildir. Dyle ki kendisiyle kurbanin gonderildigi
kesilecegi
gun ki~iyle, bu kurban1 Zilhiccenin ilk on gununun ba~1nda bogazlama hususunda
sozle~se bu caizdir.

Ebu Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh a )'e gore ise, bu kurban sadece kurban
bayram1nin 1. gunu kesilebilir. Hedy kurban1, kendisiyle hac ihramindan c;1k1lan bir
kurband1r. Dolay1s1yla k1ran ve temettu' hedyi gibi sadece kurban gunu kesilebilir.

Ebu Hanlfe (rh a.) ~oyle demektedir. Allahu Tea la ~u ayetle ihsar hedyi ic;in
[4/110] belirli bir yerin bulundugunu ac;1kc;a ifade etmi~tir .

"Hedy kurbant yerine ula~mcaya kadar... "(el-Bakara, 2/196)

Bu kurbanin belirli bir zaman ile kay1tlanmas1, ayette belirtilen hususa bir ilave
olmaktad1r. Bu ilave ise ~ahsl goru~le sabit olamaz. Ayr1ca bu hedy kurban1, ceza
kurban1 mertebesindedir. (unku zamani gelmeden ihramdan c;1kmaktan dolay1
vacip olmaktad1r. Bu nedenle bu kurbandan yemek mubah degildir. Ceza
kurbanlari ise sadece haremde kesilebilir. Temettu' ve k1ran kurbanlarindan farkl1
olarak sadece kurban bayram1 1. gunu kesilme ko~ulu yoktur. (unku o hac fiilidir.
Kurban Bayram1'nda kesilen kurban gibi etinden yenilmesi mubah olan bir
kurband1r.

lhsarin, kurban Bunu boylece bilince ~oyle diyebiliriz. Hedy kurbanin1 gonderir, sonra ihsar
gonderdikten
sonra kalkmas1 ortadan kalkarsa, mesele uc; noktada incelenebilir.

-Hem hacca hem de hedy kurban1na (kesilmeden once) yeti~ebilirse, haCCI


yapmaya yonelmelidir. Bu durumda hedy kurbaniyla ihramdan c;1kma hakk1 yoktur.
(unku hedy kurban1 haCCI yapmaktan aciz kalma nedeniyledir. Dolay1s1yla bunun
bedeli hukmunde olur. Bedelle kastedilen ~eyin meydana gelmesinden once asl1n1
yapmaya muktedir olmu~tur. Bundan dolay1 bedelin dikkate alinmas1 du~mu~tUr.
Bu kimse hacca yonelmelidir. Hedy kurbanina yeti~irse onu diledigi ~ekilde kullan1r.
(Onku bu kurbanl1k, onun kendi mulkudur. Bizzat, bir maksat ic;in kullanilacakt1.
Arna art1k ona ihtiyac; kalmam1~t1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _2,07

-Hem hacca hem de hedy kurban1na yeti~emezse, harn yapmaya yonelmesi


gerekmez. Ci..inki..i ihsarin ortadan kalkmas1yla hac fiillerini yapmaktan aciz olu~u
devam etmektedir. Dolay1s1yla hedy kurban1yla ihramdan \1kma hakk1 vard1r. Umre
fiillerini yerine getirip ihramdan \1kmaya yonelirse buna hakk1 vard1r. Ci..inki..i bu
kimse harn ka\1rm1~t1r. Harn ka\1ran kimse ise umre fiilleriyle ihramdan \1kar.
Onun buna yonelmesinde bir amac1 vard1r. Bu da kendisine kaza umresinin
gerekmemesidir.

-Hacca yeti~ebilecek olur da, hedy kurban1na (kesilmeden once) yeti~emezse,


bu durum sadece EbO Hanlfe (rh.a.)'nin gori..i~i..ine gore di..i~i..ini..ilebilir. imameyn'e
(EbO Yusuf ile Muhammed [rh al) gore di..i~i..ini..ilemez. Ci..inki..i on Iara gore bu hedy
kurban1 kurban gi..ini..ine ozgi..idi..ir. Dolay1s1yla hedy kurban1 olmadan hacca
yeti~mek di..i~i..ini..ilemez. Sonra EbO Hanlfe (rh a )'nin gori..i~i..ine gore k1yas yapilarak
bu kimsenin hacca yonelmesi gerekir. Bu kimse hedy kurban1yla ihramdan
\ikamaz. Bu ayn1 zamanda Zi..ifer (rh a )'in gori..i~i..idi..ir. Ci..inki..i ihsarin ortadan
kalkmas1yla fiilleri yapma konusundaki acizlik ortadan kalkm1~t1r. Daha once
a\1klad1g1m1z gibi aslin1 yapabilecek oldugunda, bedelin hi..ikmi..ini..in dikkate
allnmas1 di..i~er. Dolay1s1yla aslin1 yapmaya yonelmesi gerekir.

Fakat EbO Hanlfe (rh a) istihsan yaparak ~oyle demi~tir. Bu kimse hedy
kurban1yla ihramdan \lkma hakk1na sahiptir. Ci..inki..i hacca yonelirse mal1 (hedy
kurban1) zayi olmu~ olur. Kurbanl1k onun kendi mi..ilki..idi..ir. Bu kurbanl1g1 belirli bir
maksat i\in alm1~t1r. Bu maksat da ihramdan \1kmakt1r. Eger hem hacca
yeti~emeyecek hem de bu kurbanla ihramdan \1kamayacaksa, mal1 telef olmu~
olur. Malin sayginl1g1 ise canin sayg1nl1g1 gibidir. Can tehlikesi korkusu, ihramdan
\1kmak i\in bir mazeret oldugu gibi, malin telef olma korkusu da boyledir. O kimse
i\in en iyisi hacca yonelmesidir. Ci..inki..i bu yonelme, ba~lam1~ oldugu ~eyi yerine
getirmek ~eklinde yapt1g1 vaadi yerine getirmeye daha yak1nd1r.

Kendisiyle birlikte yola ~1kacag1 kocas1 veya mahremi olmad1g1 Mahremsiz


hacca ~1kma ve
durumda hac niyetiyle ihrama giren kadm da muhsar mertebesindedir. mahremsiz
kadm
Bu hi..iki..im, biz Hanefllere gore, kad1nin mahremsiz veya kocas1z hac muhsarin
durumu
yolculuguna \lkmas1n1n caiz olmamas1 nedeniyledir.

$afil (rh a.) ise ~oyle demektedir. Kad1n, birlikte yola \1kacag1 bir mahrem
bulamasa da, yol arkada~1 olacak gi..ivenilir han1mlar bulursa bu yolculuga \1kabilir.
0 (rh.a ), bu konuda Peygamber (s a v.)'in ayette ge\en "gi..ici..in yetmesi" ifadesini
az1k ve binek olarak a\1klamas1n1 deli I olarak alm1~t1r. Dolay1s1yla "mah rem" in
ko~ul koyulmas1, ayete yap1lan bir ek olmaktad1r.
208 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Bu gibi bir ilave ise, size (Hanefllere) gore hukmunu kald1rmaya (neshe) e~ittir.
[4/111] Ayrica hac, bir yolculuktur. Hicret yolculugunda oldugu gibi hac yolculugunda da
mahrem ko~ul degildir. <;;unku darulharp'te Musluman olan bir kad1n, Islam
diyarina mahremsiz olarak gidebilir. <;;unku farz1 yerine getirme ko~ullari, genellikle
ki~inin yerine getirmesi mumkun olan ~eylerdir. Oysa kad1n1n mahremi uzerinde
velayet yetkisi yoktur. Mahreminin kendisiyle birlikte bu yolculuga c;1kma
zorunlulugu da yoktur. Alimlerin ittifak1yla s1rf bu yolculuk ic;in kad1nin evlenme
zorunlulugu da yoktur. Bundan anl1yoruz ki, mahrem ko~ul degildir. Ancak kadin
fitneden sak1nmak zorundad1r. Erkeklerle bir arada bulunmas1nda fitne vard1r.
Yalniz ba~1na kalma durumunda gariplik de hisseder. Bu nedenle erkeklerle bir
arada bulunmaya ihtiyac; b1rakmayan, yol arkada~1 olarak kendilerine yak1nl1k
duyacag1 guvenilir han1mlarla hac yolculuguna c;1kar.

Biz Hanefllerin deli Ii, lbn Abbas (r a )'1n rivayet ettigi Peygamber (s av )'in ~u
hadisidir.

I • .!._ • : , : : : - ~ 1, : ,L:J - ~r •-i 1- .u L ! : ~ .t -.)I L : '1


i -JJ '.J:Y.: f.-.G 01,(':.~ 1r,r.
,...-:-JJ '11"""' J • ~ .J ~. . J - ; \..r!Y , ./ - l.T-"!

~\.~~JJ~)
"Allah'a ve ahiret gunune iman eden bir kadmm, yanmda kocas1 veya
mahremi bulunmaks1zm ur; gun ur; geceden fazla yolculuga c;1kmas1 he/al
degildir. " 207

Sahabllerden bir adam ayaga kalkt1. Peygamber (sav)'e;

Ben ~u sava~a kat1lmak istiyorum. Han1m1m da haccetmek istiyor. Ne


yapay1m? diye sordu. Peygamber (s.a.v.);

-"Onunla birlikte c;1k. Ondan aynlma!"202 buyurdu.

Bu had is, sahabllerin Peygamber (s.a.v )'in sbz konusu ettigi yolculuktan hac
yolculugunu anlad1klarina delildir. Oyle ki soru soran ki~i de bu anlamda soru
sormu~tur. Peygamber (s.a.v.)'in bu sahablye sava~1 terkedip hanim1yla birlikte hac

201
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/142; Buhari, Cezau's-sayd 27, Taksiru's-salat 4; Muslim, Hacc 413,
424;lbn Mace, Menasik 7; Ebu Davud, Menasik 2; Tirmizi, Rada' 15.
202
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/222; Buhari, Cezau's-sayd 27, Muslim, Hacc 424; lbn Huzeyme, Sahih,
IV/137; Taberani, el-Mu'cemu'/-kebir, Xl/424.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _209

yolculuguna ~1kmas1n1 emretmesi, kad1n1n kocas1 veya mahremiyle beraber


olmad1k~a yolculuga ~1kamayacagina delildir.

Bunun anlam ~udur. Kadin kendi tercihiyle yola ~1kmaktad1r. Dolay1s1yla


kocas1 veya mahremiyle beraber olmad1k~a, diger yolculuklar gibi hac yolculugu da
ona helal degildir. Hicret yolculugu bundan farkl1d1r. (:unku kad1n hicrette bir
yolculuk yapmamakta, sadece kurtulma amac1 ta~1maktad1r.

Gormez misin ki; kad1n darulharp'te Musluman ordusuna ula~1p guvenli bir
ortama kavu~sa, o kad1n bundan sonra mahremsiz yolculuga ~1kamaz. (:unku
kadin, darulharp'te can tehlikesi nedeniyle zaruret i~erisindedir.

Gormez misin ki; kad1n1n darulharp'te iddet203 beklemesi, yolculuga


~1kmas1na engel degildir. Darulislam'da ise kadin iddet bekliyorsa kad1n1n hac i~in

yolculuga ~1kmaya hakk1 yoktur. Yolculuga engel alma konusunda mahremin


bulunmamas1n1n etkisi, iddetin etkisi gibidir. Kad1n1n iddet nedeniyle hac
yolculuguna ~1kmas1 engel olarak kabul edildigine gore, mahrem bulunmamas1
nedeni de ayn1 ~ekilde engeldir. (:unku kad1n fitneye ugrayabilir (maruzdur).
Kad1nlarin bir arada bulunmas1yla fitne ortadan kalkmaz, artar. Fitne, ancak kad1n1
koruyacak ve ona kar~1 arzu duymayacak bir koruyucu ile ortadan kalkar. Mahrem;
akrabal1k, slit akrabal1g1 veya h1s1ml1k nedeniyle kadinla nikahlanmas1 ebediyyen
haram olan ki~idir.

Gormez misin; mahremin o kad1nla yaln1z bir odada kalmas1 caizdir.

203
iddet I ;..W\: Bir erkek veya kad1n1n evlilik sona erdikten sonra belli bir sure ba~kas1yla evlenmeyip
beklemede bulunmalarid1r. Buna gore iddet ikiye ayril1r:

1. lddet-i Rical: Erkeklerin bekledigi iddettir. Dort kad1nla evli bulunup da onlardan birisini
bo~ayan ve ba~ka bir kad1nla evlenmek isteyen bir erkek, bo~ad1g1 kad1nin iddeti bitinceye
kadar diger bir kadinla evlenemez. Bo~ad1g1 karis1n1n k1z karde~ini, halas1n1 veya teyzesini
almak isteyen erkegin durumu da boyledir.

2. lddet-i Nisa: Kad1nlarin bekledigi iddettir. lddet bekleyen kad1na "mu'tedde" denir. Kad1nin
bekledigi iddet bir kac; c;e~ittir

a. lddet-i E~hur: Kocasindan ayrilan kad1nlarla kuc;Okluk veya ya~lil1k nedeniyle hay1z
gormeyen kad1nlarin Oc; ay sureyle iddet beklemesi.

b. lddet-i Haml: Kocas1 olen hamile bir kadinin doguruncaya kadar iddet beklemesi.

c. lddet-i Hayz: Bo~anma veya nikah1n feshi suretiyle kocas1ndan ayrilan ve hay1z
gormekte olan bir kad1n Oc; hay1z muddeti iddet beklemesi.
2to_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Mahremin Mahrem olan ki~i. yak1n akrabas1 olan o kad1n1n kendisine ebediyyen haram
tamm1
oldugunu bildigi takdirde ona kar~1 arzu duymayacakt1r. Ayni ~ekilde onunla
birlikte yolculuk yapabilecektir.

Mahremin ozgur veya kole olmas1, Musluman veya kafir olmas1 farketmez.
c;:unku her din mensubu mahremlerini korumaya ~al1~1r. Ancak mahrem mecusl
(ate~e tapan) ise, kad1n o takdirde onunla birlikte yolculuga ~1kamaz. c;:unku
mecusl ki~i. o kadin1n kendisine mubah olduguna inanmaktad1r. Dolay1s1yla ona
kar~1 arzusu kesilmeyecektir. Bu nedenle kad1n, Mecusl mahremiyle yolculuga
~1kamaz. Onunla birlikte bir odada yalniz kalamaz.

Bunu bildigimize gore diyebiliriz ki kad1n farz hac i~in de ihrama girdigi
durumda, mahrem bulamazsa dinen yolculuga ~1kmasina engel olunur. Bu
durumda kad1n, muhsar gibi kabul edilir. Kad1n, hedy kurban1n1 gonderecek ve
ihramdan ~1kacakt1r.
[4/112]
Kad1n evli ise ama uzerine farz olan hac i~in mahremiyle birlikte yolculuga
Kocanm,
~1kmak isterse, biz Hanefilere gore kocasin1n han1m1n1 engelleme hakk1 yoktur.
mahremi varsa
karism1 farz
hacdan $afil (rh a) ise ~oyle demi~tir. Kocas1n1n han1min1, farz olan hac yolculuguna
ahkoymas1 ~1kmaktan engelleme hakk1 vard1r. c;:unku han1m, nikah akdiyle erkegin kolesi gibi
olmu~. erkegin ondan yararlanma hakk1 sabit olmu~tur. Kad1n, bu farz olan hac
yolculuguna ~1kmak suretiyle kocal1k hakk1na engel olmakta ya da kocas1n1
yolculuk s1kint1s1n1 ~ekmeye zorlamaktad1r. Dolay1s1yla kocan1n, hanimin1n yak1n
akrabas1n1 ziyaret etmesi i~in yolculuk yapmas1na ve nafile hac i~in yolculuga
~1kmas1na engel olma hakk1 oldugu gibi, bu farz olan hac yolculuguna da
engelleme hakk1 vard1r.

Fakat biz Hanefiler ~oyle diyoruz. Kad1na hamn farz olu~u. ancak butUn
ko~ullann bulunmas1yla ger~ekle~ir. Bu, kocan1n haklanndan ayn tutulmu~tur.
Nikah akdi nedeniyle kocanin, hanim1nin farzlan yapmasina engel olma yetkisi
olamaz.

Kocanm, Gormez misin ki; koca han1minin Ramazan ay1 orucuna engel olamaz. Efendi
karismm
farzlari de kolesinin namaz k1lmas1na engel olamaz. c;:unku bu, onun haklanndan ayn
yapmasma tutulmu~tur. Bu da onun gibidir. Ancak kad1n mahrem bulamazsa durum farkl1d1r.
engel olmas1
c;:unku bu durumda hac ko~ullanndan birinin bulunmamas1 nedeniyle kadina hac
farz olmaz.

Kad1nin bulundugu belde ile Mekke aras1nda u~ gunluk mesafeden daha az


bir mesafe olmas1 nedeniyle kad1n yolculuga ihtiya~ duymayacak olsa, mahrem
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _2tt

bulmasa da kacas1n1n hanim1na engel alma hakk1 yaktur. <::unku bu mesafeden


daha yak1n alan yerlere yapliacak yalculuk i<;:in mahrem ka~ul kanulmamaktad1r.

Nafile hacca gelince; kad1n1n nafile hac i<;:in yalculuga <;:1kmas1, kacasinin Kocanm,
hakkindan ayri tutulmam1~t1r. <::unku bu hac, kadin1n uzerine farz degildir. Kadin kansmm
nafile
nafile hac niyetiyle ihrama girdigi zaman kacas1nin ana engel alma ve anu haccma
engel olmas1
ihramdan <;:1kartma hakk1 vard1r. Ancak bu durumda kacan1n han1m1n1 ihramdan
<;:1kartmas1, hedy kurbani kesmeye kadar ertelenmez. Bu nedenle han1min1 derhal
ihramdan <;:1kam. Kad1nin da ihram1 hemen <;:1karmas1 nedeniyle hedy kurbani
kesmesi gerekir. Kadinin bu nafile hacca me~rO bir ~ekilde ba~lad1g1 i<;:in kaza ham
ve umresi yapmas1 gerekir.

Ancak farz hac farkl1d1r. Farz hac niyetiyle ihrama girdiginde ancak hedy
kurbani ile ihramdan <;:1kabilir. <::unku kad1n1n mahrem buldugu takdirde yapacag1
farz hacca kacas1nin engel alma hakk1 yaktur. Ancak mahremin bulunmamas1
nedeniyle kad1nin hac yalculuguna <;:1kmas1 imkans1z alabilir. Dalay1s1yla bu
durumda ancak hedy kurbaniyla ihramdan <;:1kabilir.

Nafile hacda kacanin hakk1 nedeniyle kad1nin hac yalculuguna <;:1kmas1


imkans1z alur. Kad1nin kacas1nin hakk1n1 iptal etme hakk1 almad1g1 gibi, kacasinin
hakkin1 erteleme hakk1 da yaktur. Dalay1s1yla nafile hac niyetiyle ihrama giren
kadin1 kacas1nin derhal ihramdan <;:1kartma hakk1 vard1r.

Kacanin han1m1n1 ihramdan <;:1kartmas1; han1min1 engellemesi ve hanimina


ihram esnas1nda kendisine haram alan t1rnak kesme ve benzeri ~eylerden en az1n1
yapt1rmas1d1r. Yaksa ihramdan <;:1karma, engellemekle veya "seni ihramdan
<;:1kard1m." demekle almaz. <::unku ihram akdi ge<;:erlidir. lhramdan <;:1kmak ise
ancak ihram yasag1 i~lemekle mumkun alabilir. Bu, sadece "seni ihramdan
<;:1kard1m." demekle mumkun almaz.

Bu durum, me~rO bir ~ekilde ba~lanan arucu bazmanin ancak oru<;: yasag1
i~lemekle mumkun almas1 gibidir. Oyle ki kaca han1m1na nafile oru<;: tutmas1n1
yasaklasa, kadin sadece kacas1nin yasaklamas1yla arucu bazmu~ say1lmaz. Kole de
ayn1 ~ekilde efendisinin izni almaks1zin ihrama niyet eder. Efendi, kolesinin
kendisine hizmet etme hakk1n1 ve kendi <;:1karlar1 kanusundaki hakk1n1 gozetmesi
i<;:in kolesini ihramdan <;:1karma hakk1na sahiptir. Bu kanuda kolenin durumu,
a<;:1klad1g1m1z gibi kadin1n nafile hac kanusundaki durumu gibidir.

Hacda muhsar alan ki~i, iki hedy kurban1 gonderirse birinci kurbanla
[4/113]
ihramdan <;:1km1~ alur. <::unku ihramdan <;:1kmas1 i<;:in sadece bir kurban gerekir. Bu
212 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

iki kurbandan birincisi farz1 yapmak ic;:in belirlenmi~tir. lkincisi ise nafile kurban
say1l1r. lhramdan c;:1kmak nafile kurbana bagl1 degildir.

Muhsarm, Muhsar olan ki~i. hedy kurban1n1 kesmeden once ihramdan c;:1karsa, ihramdan
kurban
kesmeden c;:1kmas1 nedeniyle kurban gerekir. <;:unku vaktinden once ihramdan c;:1km1~t1r.
ihramdan Nitekim Allahu Teala ~oyle buyurmu~tur:
~1kmas1

"Hedy kurbant yerine ula~mcaya kadar ba~m1z1 t1ra~ etmeyin." (el-Bakara,

2/196)

Hedy kurban1 kesilinceye kadar, daha once oldugu gibi ihraml1 olarak geri
doner. <;:unku hedy kurbaninin kesilmesi, ihramdan c;:1kmak ic;:in tek yol olarak
belirtilmi~tir. Ziyaret tavaf1 yapmak gibi kurban d1~1nda ba~ka bir ~eyle ihramdan
c;:1kilamaz. Hac1n1n han1m1yla ili~ki kurmas1na engel olan ihramdan c;:1kabilmesi ic;:in
ise, ziyaret tavaf1 yapmas1 belirlenmi~ olduguna gore; ziyaret tavaf1 d1~1nda ba~ka
bir ~eyle bu i~ ic;:in ihramdan c;:1kma meydana gelmez.

Paras1z Muhsar olan ki~i. maddi' s1kmt1da ise kurban kesmedik~e kesinlikle
muhsarm
kurban ihramdan ~1kamaz.
kesmeden
ihramdan <;:unku hac1n1n han1m1yla ili~ki kurmas1na engel olan ihramdan c;:1kabilmek ic;:in
~1kmas1
ziyaret tavaf1 yapmas1 belirli (bir ko~ul) oldugu gibi, muhsar hakk1nda da kurban
kesmesi ayetle kesin olarak belirlenmi~tir. 0 konuda ziyaret tavaf1 d1~1nda ba~ka bir
~eyle ihramdan c;:1kmak mumkun olmad1g1 gibi, bu konu da ayn1d1r.

Ata (rh.a.) ~oyle diyordu. Hedy kurbani kesmekten aciz ise, hedy kurban1n1n
degerine bakar. Bunun degeriyle yiyecek satin al1r. Her yoksula yanm sa' yiyecek
olmak uzere yoksullara yedirir. Ya da her yanm sa' yiyecek yerine bir gun oruc;:
tutar. Avlanma cezas1ndaki hedy kurban1 gibi bununla ihramdan c;:1kar.

EbO Yusuf (rh.a ), Email' de: Bu goru~ bence daha guzeldir, demi~tir.

$afil (rh a )'nin bu konuda iki goru~u vard1r. Birincisi bu ~ekildedir. lkinci goru~u
ise ~udur. Hedy kurban1 kesmekten aciz ise, temettu' kurban1na k1yas edilerek
onun yerine on gun oruc;: tutar.

Fakat biz Hanefller ~oyle diyoruz. Butlin bu goru~ler, hakk1nda ayet bulunan
bir konunun, yine hakkinda delil bulunan bir ba~ka konuya k1yas edilmesidir. Bu da
caiz degildir. Her yerde vanlacak son nokta, uzerinde delilin meydana geldigi
husustur. Bunu b1rak1p ba~ka bir ~eye yonelmek caiz degildir.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 213

Muhsar olan ki~inin ihramdan c;1kmadan once yapt1g1 her ~ey, muhsar Muhsarm
ihramdan
olmayan ihramh gibidir. ~1kmadan
yapt1klar1
Ayn1 ~ekilde muhsara ait hedy kurban1 onun ad1na harem d1~inda kesilecek
olsa; muhsar olan ki~i, tekrar bir hedy kurbani gonderip kendi ad1na haremde
kesilmedikc;e ihramll olarak ayni durumda kal1r. Eger bundan once ihramdan
c;1km1~sa, ihramdan c;1kmas1 nedeniyle ceza kurbani gerekir. Bunu bilse de bilmese
de durum ayn1d1r.

lhsar hedyi olarak buyukc;e bir koyun ya da diger kurbanl1klardan iki ya~1n1
doldurmu~ bir kurbanl1k yeterlidir. Bunun delili, lbn Abbas (r.a.)'1n; Ayette gec;en
"Hedy olarak kolaym1za gelen kurban" koyun anlamindad1r, ~eklindeki ifadesidir.
Cabir (r a )'in rivayetine gore; Peygamber (s a.v.), Hudeybiye y1l1nda sahabllerden her
yedi ki~iyi bir bedeneye (s1g1r veya deveye) ortak etmi~ti.

Bundan anla~i11yor ki; burada vacip olan, kurban olabilecek hayvanlard1r.


Kurban olabilecek hayvanlar ise belirttigimiz hayvanlard1r. Burada da boyledir.
Kesildikten sonra kurban c;al1nirsa hie; bir ~ey gerekmez. c;:unku hedy kurbani art1k
yerine ula~m1~t1r. Kurbani kesen kimse, kurban1 bogazlad1ktan sonra o kurbanin
etinden yerse, yedigi etin degerini oder. Bunu muhsar ad1na sadaka olarak dag1t1r.
c;:unku Peygamber (s av), kendisiyle hedy kurbanin1 gonderdigi kimseye;

t~: ~ ~ .. 1~~;~ 'lj ~i Jt ']


204
"Sen ve yo/ arkada;lann bunun etinden yemeyin. " buyurdu.

Muhsar ad1na etin tamam1nin sadaka olarak dag1tllmas1 gerekmektedir. Eger


etinden yerse, yedigi etin bedelini oder. Bedelin hukmu ise bedel yap1lan ~eyin
hukmudur. Dolay1s1yla bu bedeli de muhsar adina sadaka olarak dag1tmas1 gerekir.

K1ran hacc1 niyetiyle Mekke'ye gelir, umresi ve hacc1 ic;in tavaf ve sa'y K1ran hacc1
yapmaya
ederse, sonra da Arafat'ta vakfe yapmadan once mikat d1~ina c;1kar da
ba~lam1~,
muhsar olursa; hedy kurbani gonderir ve onunla ihramdan c;1kar. 0 Arafat'tan
once mikat
kimsenin aynca hac yerine kaza hacc1 ve umresi yapmas1 gerekir. Arna d1~ma ~1k1p

umresi yerine kaza umresi yapmas1 gerekmez. muhsar


olmu~un
durumu
c;:unku bu kimse tavaf ve sa'y yaparak umresini tamamlam1~t1r. Bu ki~inin
uzerinde umre fiillerinden sadece ba~1n1 kaz1tarak t1ra~ alma veya sac;lanni k1saltma

204
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/217; Muslim, Hacc 377; lbn Mace, Menasik 101; EbO DavOd, Menasik
19; Tirmiz1, Hacc 71.
214 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

gorevi kalm1~t1r. Bu nedenle umre ic;in hedy kurbani gondermesi gerekmez. Hae
ihram1ndan c;1kabilmek ic;in bir hedy kurban1 gondermesi yeterlidir.

-Bu ki~i harn ic;in tavaf ve sa'y yapmad1 m1? Tavaf ve sa'yin, harn kac;1ran
[4/114] kimse hakkinda yeterli oldugu gibi; bu kimsenin ihramdan c;1kmas1 ic;in yeterli
olmas1 gerekir, denirse, ~oyle deriz.

-Bu ki~inin yapt1g1 tavaf, vacip olan tavaf degildi. Bu tavaf sadece kudum
tavaf1 idi. 0 ki~inin bu gibi bir tavafla ihramdan c;1kmas1 ise caiz degildir. Bundan
dolay1 hac ihram1ndan c;1kabilmek ic;in hedy kurban1 gonderir. Yine bu nedenle
ayrica kaza umresi yapmas1 gerekir. (unku ihsar hukmunde bu tavaf ve sa'yin
varl1g1, yoklugu gibi olmu~tur. Dolay1s1yla hem hac hem de umre yapmal1, aynca
harem d1~inda t1ra~ olmas1 nedeniyle kurban kesmelidir.

Bu ceza kurban1 sadece Ebu Hanlfe (rh.a) ve Muhammed (rh a )'e gore
gereklidir. (unku Ebu Yusuf (rh a )'tan farkl1 olarak bu iki imama gore umreden
c;1kmak ic;in t1ra~ olma, sadece harem ic;inde yap1labilir. Bunu daha once
ac;1klam1~t1k.

Kiran ham Arafat'ta vakfe yapar, sonra ihsar durumuna du~erse; muhsar
yapamn say1lmaz.
Arafat'tan
sonra muhsar
olmasi (unku Allahu Teala'nin;

"Eger engellenirseniz .. " (el-Bakara, 2/196) ayeti hac ve umreyi tamamlaman1z


engellenirse anlam1ndad1r.

Peygamber (s a.v.) de ~oyle buyurmu~tur:

' l $::: • ::-: : ~ ... -::: - • ""


~{""...l.A!.o.J~~J (f

"Kim Arafat'ta vakfe yapm1~sa haco tamd1r. "205

Bu ki~i. tamam olan hacdan sonra engelle kar~ila~m1~t1r. Bu nedenle muhsar


olmaz.

Aynca ihsar hukmu, sadece hac veya umrenin kac;1nlacag1 korkusuyla sabit
olur. Hae1 Arafat'ta vakfe yapt1ktan sonra art1k bundan korkmaz. Dolay1s1yla
muhsar olmaz. Fakat Beytullah'a ula~incaya kadar ihraml1 kal1r. Beytullah'a gelir,
ziyaret tavaf1n1 ve veda tavafin1 ya par. Ba~1n1 kaz1t1r veya sac;lanni k1salt1r.

205
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/226; Beyhakf, es-SOnenO'/-kObra, V/116; Zeylef, Nasbu'r-raye, 111/129.
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 215

Ancak Muzdelife'deki vakfeyi terk ettigi ic;;in bir ceza kurban1 kesmesi gerekir.
Ayrica cemrelere ta~ atmad1g1 ic;;in bir ceza kurban1 kesmesi gerekir. Tavaf1
geciktirdigi ic;;in bir ceza kurban1 kesmesi gerekir. T1ra~1 geciktirdigi ic;;in EbO Hanlfe
(rh.a.)'ye gore bir ceza kurban1 kesmesi gerekir.

EbO Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a )'e gore t1ra~ ve tavaf1 geciktirmesi
nedeniyle onun uzerine herhangi bir ~ey yoktur. Bu konular daha once
ac;;1klanm1~t1.

-0 kimsenin ihramda bulunma suresi uzarsa, onun hakkinda ihsar hukmu


sabit olur, dememi~ miydiniz? Oysa burada ihram suresi uzam1~t1r. Buna ragmen
nic;;in bu kimse hakkinda ihsar hukmu sabit olmamaktad1r? denirse, ~oyle deriz.

-Durum boyle degildir. Cunku bu kimse t1ra~ olarak han1m1na yakla~ma yasag1
d1~1nda ihramdan c;;1kma imkan1n1 elde etmi~tir. Her ne kadar bu kimseye baz1 ceza
kurbanlari gerekiyorsa da burada ihramdan c;;1kmay1 gerektirecek bir mazeret
gerc;;ekle~memektedir.

Mekke'ye gelir ve orada engel ~1karsa, muhsar say1lmaz. K1ran


hacc1
Ali b. Ca'd (rh.a )'in naklettigine gore, EbO Yusuf (rh a.) ~oyle anlat1yor. yapanm
Mekke'de
-EbO Hanlfe (rh.a.)'ye haremde muhsar olan ihramlin1n durumunu sordum. Muhsar
olmas1
EbO Hanlfe (rh a);

-Muhsar olmaz, diye cevap verdi. Bunun uzerine;

-Peygamber (s av ) Hudeybiye'de muhsar olmad1 m1? Hudeybiye harem ic;;inde


degil midir? dedim. Imam;

-Mekke o gun darulharp idi. Bugun ise darulislam'd1r. Dolay1s1yla Mekke'de


ihsar gerc;;ekle~mez, dedi.

EbO Yusuf (rh a.) ~oyle diyordu. Dikkat edildigi gibi, ben sadece du~man
Mekke'ye galip gelir de hac1n1n Beyt'e varmasina engel oldugu takdirde bu
kimsenin muhsar oldugu goru~undeyim.

En dogrusu ~oyle demektir. Bu kimse, hac niyetiyle ihrama girmi~, hem


vakfesi ve hem de tavaf1 engellenmi~se, o takdirde muhsard1r. Bu ikisinden biri [41115 1
engellenmemi~se muhsar olmaz. Cunku tavaf yapmas1 engellenmiyorsa, hac
bitinceye kadar sabretmesi mumkundur. Hae bitince tavaf ve sa'y yaparak
ihramdan c;;1kar. Vakfe yapmas1 engellenmiyorsa, hacc1n tam olabilmesi ic;;in
Arafat'ta vakfe yapmas1 mumkundur.
216_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

Bu iki hususu yapmas1 engelleniyorsa ham tamamlamas1 ve tavafla ihramdan


c;1kmas1 imkans1z olur. Dolay1s1yla muhsar olur. Bu ki~inin durumu, hill bolgesinde
muhsar olan ki~inin durumu gibidir.

lki umreye Bir adam ayni anda iki umre 1c;m telbiye getirir ve bu iki umreyi
niyet edenin
yapmak i.izere Mekke'ye dogru yola c;1karsa, sonra da yolda muhsar
muhsar
olmas1 duruma du~erse; sadece bir umre ic;in hedy kurbani gonderir.

Bu meselede asil kural ~udur. Bir adam ayn1 anda iki umre veya iki hac
ihram1na niyet ederse, Eba Hanlfe (rh a.) ve Eba Yusuf (rh.a )'un goru~une gore bu
iki niyet gec:;erlidir.

Muhammed (rh a) ve $afil (rh a) ise; bu kimsenin ihram niyeti, bu iki ibadetten
birisi ic:;in gec:;erlidir, demi~lerdir. <:;:unku ihram, ibadette as1I amac; degildir. Bilakis
sadece umre veya hac fiilerini yapmak ic:;indir. Ayn1 hac mevsiminde iki ham veya
ayn1 vakitte iki umre yapmak du~unulemez. Bir akit, asll amac; bulunmad1g1nda
kesinlikle gec;erli olmaz. Burada iki akitten birinde asll amac:; bulunmad1g1 ic;in
ihram, sadece biri ic;in gec:;erli olur. Bu iki imam, bu konuyu namaz ve oruca k1yas
etmi~lerdir. <:;:unku ayn1 gunde iki oruca ba~layan veya ayni iftitah tekbiriyle iki
namaza ba~layan ki~i sadece birine ba~lam1~ olur.

Bu durum $afil (rh.a)'nin kural1na gore gayet ac;1kt1r. <:;:unku ona gore ihram,
unsur (rukun)dur. Bunun ic;in hac niyetiyle ihrama girmek, ona gore sadece hac
aylarinda gec:;erlidir. Muhammed (rh a.)'e gore ise ihram, ko~ullardan olsa da, baz1
hukumlerde rukun olarak kabul edilmi~tir.

Gormez misin ki ham kac;1ran kimsenin, ertesi yll ham yap1ncaya kadar
ihramda devam etme hakk1 yoktur. Eger ihram, namaz ic:;in taharetin ko~ul olmas1
gibi, hamn ko~ullarindan olsayd1, o kimsenin buna hakk1 olurdu. lhram,
rukunlerden olduguna gore, diger fiiller mertebesindedir. lki hac ic:;in ayn1 anda
Arafat'ta vakfe yapmak veya iki umre ic:;in ayn1 anda tavaf yapmak
du~unulemeyecegi gibi, bu iki fiilin de ayn1 anda yap1lmas1 tasawur edilemez.

<:;:unku Eba Hanlfe (rha) ve Eba Yusuf (rh.a.) ise ~oyle demi~lerdir. Bu iki ihram
akdi aras1nda c;eli~ki yoktur. Bunun delili; ikisi e~it oldugu halde sadece birinin sabit
olmas1d1r. Ayn1 anda iki k1z karde~i nikahlaman1n sabit olmamas1 gibi, ayni iki akit
aras1nda c:;eli~ki oldugu takdirde as1I kural, birinin de sabit olmamas1d1r. <:;:eli~ki
olmad1g1 sabit olursa, ihram gec;erli olur.

Ayrica fiillerin yapllmas1, ihramla ve fiillerin yerine getirilmesindeki c;eli~kiyle


irtibatl1 degildir. Fiillerin yap1lmas1 ihramla irtibatl1 olmad1g1na gore, namaz ve
oruc;tan farkl1 olarak bu ikisine niyet etmenin gec;erli olmas1na engel degildir.
Ha c Kitab1_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _217

Namaz ve oruca ba~lama, o ibadeti yerine getirmekten sayil1r. Bu ibadeti yapma,


bu ba~lama ile irtibatl1d1r. Vakit, orucun ana oli;;usudur. Dolay1s1yla iki orucun ayn1
zamanda tutulmas1 tasavvur edilemez.

Ayrica ihrama girme, yerine getirme ile irtibatl1 olmaks1z1n hac veya umreyi
yapmay1 iltizam (Ustlenme) nedenidir. Dolay1s1yla adak mertebesinde olur. Ayn1
anda iki umre adamak ise sahihtir. Daha once ai;;1klad1g1m1z gibi; ihram, sonunda
kendisine rukun hukmu verilse de, ba~lang1i;;ta ko~ullar cumlesindendir. Bu
nedenle hac veya umre it;;in ihrama girmek, namaz ii;;in taharetin ko~ul olmas1
gibidir. iki namaz1 kilmak ii;;in abdest almak gei;;erli oldugu gibi, bu konuda da
i;;eli~ki meydana gelmez.

Bunu bildigimize gore diyebiliriz ki, EbO Yusuf (rh.a)'a gore; bu iki niyetle
ihrama giren kimse, birini reddetmi~ olmaktad1r. (unku ihram1 bitirdigi zaman,
art1k fiilleri yapma vakti gelmi~tir. Dolay1s1yla bu durumda i;;eli~ki meydana gelecek,
bu nedenle birini reddetmi~ olacakt1r. Bir Niyeti reddettigi ii;;in uzerine ceza kurban1
vacip olur. Diger niyetiyle devam eder. Ayni anda iki umre ii;;in ihrama niyet
etmi~se, reddetmi~ oldugu umreyi kaza etmesi gerekir. Ayni anda iki hac niyetiyle
[4/116)
ihrama girmi~se, birini reddetmi~ olacag1 ii;;in, bir umre ve bir harn kaza etmesi
gerekir.

EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore; digerinin fiiliyle ugra~mad1g1 surece bu iki niyetten
birini reddetmi~ olmaz.

Zahiru'r-rivaye'ye gore; bu fiilleri yapmak ii;;in Mekke'ye dogru yola i;;1kt1g1


anda, bu iki niyetten birini reddetmi~ olur. Diger rivayete gore ise tavafa
ba~lamad1ki;;a bu iki niyetten birini reddetmi~ olmaz. (unku iki ihram ba~lang1i;;ta
birbiriyle i;;eli~kili olmad1g1 gibi, daha sonra da i;;eli~kili olmaz. Hatta sonras1
ba~lang1i;;tan daha kolayd1r. Fiillerdeki i;;eli~ki bu iki niyetten birini i~lemekle
ugra~mad1ki;;a digerinin reddedilmesini gerektirmez.

Bu ihtilaf1n yarari Mekke'ye dogru yola i;;1kmadan once muhsar olma


konusunda ortaya i;;1kmaktad1r. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore ihramdan i;;1kmak ii;;in iki
hedy kurbani gonderir. (unku iki ihrama niyet etmi~tir. EbO Yusuf (rh a.)' a gore ise,
bir hedy kurbani gonderir. (unku iki ihramdan birini reddetmi~ olmaktad1r. Ancak
o kimse bir ihramla ihrama girmi~ oldugu durumda muhsar olmu~tur.

Muhammed (rh.a.)'e gore sadece bir ihram geri;;ekle~mi~ sayil1r. Dolay1s1yla


sadece bir hedy kurban1 gonderir. Mekke'ye dogru yola i;;1km1~ sonra muhsar
olmu~sa, sadece bir hedy kurban1 gonderir. (unku birini i~lemeye ba~lad1g1nda
digerini reddetmi~ olmaktad1r. Bu nedenle bir ihram1 iptal ettigi ii;;in bir ceza
218 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

kurban1, diger ihramdan c;1kt1g1 ic;in de ikinci bir ceza kurbani gerekir. Umrenin
kaza edilmesine gelince, iki umre ic;in telbiye getirmi~se iki umreyi kaza etmesi
gerekir. lki hac ic;in telbiye getirmi~se iki hac ve iki umreyi kaza etmesi gerekir.
Telbiyeyle
ihrama Bir adam her hangi bir ~eyle telbiye getirse, ne hacca ve ne de umreye
giren, ama niyet etmese, bu belirsizlige ragmen ihram1 gec;erlidir.
hacca veya
umreye
niyet Bunun delili ~u hadistir. Ali (r a) ve EbO Musa (r.a.) Yemen' den geldiklerinde
etmeyenin Peygamber (s.a v.) on Iara;
durumu

"Neile (hangi niyetle) telbiye getirdiniz?"206 diye sordu. Onlar da;

-ResOlullah (s.a v )'in telbiyesi gibi bir telbiye diyerek telbiye getirdik, dediler.
Peygamber (s.a.v.) de niyetlerinin belirsizligine ragmen onlarin ihram1n1 gec;erli
saym1~t1r.

Daha once ac;1klad1g1m1z gibi; ihram, hac veya umre ibadeti ic;in ba~lang1c;ta
ko~ul gibidir. Bu konudaki niyet belirsizligi namazda taharetin ko~ul olmas1 gibi,
niyetin gec;erli olmas1na engel degildir. Belirsiz olarak ihram akdi gerc;ekle~ince bu
ihramdan dinen iki c;1k1~ yolu vard1r. Bu iki yol ya hac fiillerini yapmak, ya da umre
fiillerini yapmakt1r. lhraml1 ki~i, bu ikisi aras1nda tercih yapacak, dilerse umre
fiillerini, dilerse hac fiillerini yaparak bu ihramdan c;1kacakt1r. lhraml1n1n bunu
sonradan belirlemesi, aynen ba~lang1c;ta belirlemesi gibidir. Herhangi bir ~eyi
belirlemeden once muhsar olursa, sadece bir hedy kurban1 gondermelidir. c;unku
bir niyetle ihrama girmi~tir. Dolay1s1yla bir ihramdan c;1kacakt1r. Bu kimsenin
istihsanen umreyi kaza etmesi gerekir. K1yasa gore, bir hac ve bir umreyi kaza
etmesi gerekirdi. c;unku her ne kadar ihram1 hac ihram1 olsa da, bir hac ve bir
umreyi kaza etmesi gerekir. lbadetleri kaza etmede ihtiyata uymak vaciptir. Fakat
0, istihsan kural1na uyarak ~oyle demi~tir. Kesin olarak niyet edilen husus, o
kimsenin zimmetinde bore; olmu~tur. Kesin olarak niyet edilen husus ise umredir.
Umreyi yapmak suretiyle ihsardan once bu ihram1n sorumlulugundan c;1k1~ imkani
bulunduguna gore, ihsardan sonra da umreyi yapmak suretiyle ihram1n
sorumlugundan c;1k1~ imkani elde etmektedir.

'°" Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/41 O; Buhar1, Hacc 32; Muslim, Ha cc 154; Tirmiz1, Hacc 109; Nesa1,
Menasik 50.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 219

Muhsar olmazsa, Beytullah'1 tavaf etmedikc;;e onun tercihi devam


etmektedir. Herhangi bir ~eye niyet etmeden Beytullah'1 tavaf ederse bu
niyeti umre say1hr.
[4/117]
(unku umre tavaf1 vaciptir. Hacdaki kudOm tavaf1 ise vacip degildir.
Dolay1s1yla vacip olanla vacip olmayan aras1nda ihtilaf meydana gelmemektedir.
Bunun ic;in biz o kimsenin yapt1g1 tavaf1 umre tavaf1 olarak kabul ettik. Boylece
niyet belirlenmi~ olmaktad1r.
Tiirii
belirlenmemi~
Hangi haw belirlemeden once hamm1yla cinsel ili~kide bulunursa, bu hacda cinsel
kimsenin cinsel ili~kiden dolay1 ceza kurbam kesmesi, umre fiillerine ili~kide
bulunma
devam etmesi ve umreyi kaza etmesi gerekir.

(unku bu durum 0 kimsenin uzerinde bir bore; olacaksa, bu kimseye kesin


olarak niyet edilen hususu yapmas1 gerekir. Kesin olarak niyet edilen husus ise
umredir. Bunun ic;in o kimsenin ihram niyeti umre ic;in say1l1r. (unku ihram niyeti
hac ic;in belirlenmi~ say1lsa, bu yilki harnn1 cinsel ili~ki ile bozduguna gore, bu yilki
harn gec;erlilik ozelligini kaybeder. lhram niyeti umre ic;in belirlenmi~ sayilsa,
bundan hic;bir ~eyi kaybetmez. Dolay1s1yla ihram1 umre ic;in kabul edilir.

Daha once ac;;1klad1g1m1z gibi, her hangi bir ~eye telbiye getirmi~ olsa, Telbiyeyle
ihrama girip
bunun adm1 koysa, sonra bunu unutsa ve muhsar olsa bir hedy kurbam niyetin
unutulmas1 ve
gonderir. muhsar olunmas1

(unku daha once belirttigimiz gibi, tek ihramla ihrama girmi~tir.

Hedy kurbaniyla ihramdan c;;1karsa hem umre hem de hac gerekir.

lhrama girerken hacca niyet etmi~ olabilecegi ic;in; bu durum bir tedbirliliktir.
Guvenli olan1 kabul etmektir. Hacca niyet etmi~se, birinciden farkl1 olarak hem
harn hem de umreyi kaza etmesi gerekir. (unku birincisinde ihrama girerken
hacca niyet etmedigi kesindir. 0 kimsenin uzerine kazanin vacip olmas1, hac
niyetinin dikkate al1nmas1ylad1r. 0 konuda hacca niyet etmedigi kesin olunca
ihtiyat1n emredilmesinin hic;bir anlam1 olmaz. Burada ise hac niyeti kesin degildir. 0
kimse ihrama girerken hacca niyet etmi~ olabilir. l~te bu durum ihtiyata uyma
durumudur. Bunun ic;in ihtiyata uyar. Hem harn, hem de umreyi kaza eder.

Niyeti ba~lang1c;ta belirlememek ile belirleyip unutmak arasindaki fark, f1khl


meselelerde gayet ac;1k olarak gorulur. Gormez misin ki, iki cariyesinden her hangi
birini ozgur b1rakan kimseye her ikisinden de sak1nmas1 gerekmez. Bu kimse, isim
vererek iki cariyesinden birini ozgur k1lar, sonra kimi ozgur b1rakt1g1n1 unutursa,
--
220_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut

her ikisinden sak1nmas1 gerekir. Ancak kimi ozgurle~tirdigin i hat1rlarsa durum


farkl1d1r.
lhrama girip
niyetin
unutulmas1 Ayni ~ekilde bu konuda muhsar olmasa ve Beytullah'a ula~sa, hem umre hem
de haw yapmal1d1r. Bu kimseye k1ran hawna niyet eden kimseye gerekli olan
~eyler gerekecektir. c;:unku hac ihram1na niyet etmi~ olmas1 da; umre ihram1na
niyet etmi~ olmas1 da olas1d1r. Dolay1s1yla ibadette tedbirlilik yolunu tutarak umre
ile haw birle~tirir (K1ran haw yapar).

Gormez misin ki gece veya gunduz namazlarindan bir namaz1 unutan ve


hangi namaz oldugunu bilmeyen kimsenin istihsanen bir gun ve gecenin namaz1n1
Kabe'ye
ula~madan kaza etmesi gerekir. Burada da boyledir.
cinsel ili~kide
bulunma Beytullah'a ula~madan once hamm1yla cinsel ili~kide bulunursa bu
ili~ki nedeniyle bir kurban gerekir.

c;:unku bu kimsenin bir ihramla ihrama niyet ettigi kesindir. Fakat hac ve
umreyi tamamlamal1d1r. Bozulan, gec;erli olan dikkate al1narak tamamlanir . Haw
bozmadan once umre ve hac yapmas1 gerektigi gibi bozduktan sonra umre ve
hacca devam etmelidir. Fiilleri yapmadan once haccin bozulmas1yla ihramdan
c;1kmaz. (unku bozulan, gec;erli olanla muteber olunur. Bu kimseye k1ran kurbani
gerekmez. K1ran kurbani ancak iki ibadetin gec;erli olmas1 durumunda gerekli olur.
K1rana
niyetten ihramh, hac ve umre k1lmaya (K1ran haccma) niyet ettikten sonra
sonra cinsel
ili~kide cinsel ili~kide bulunursa ve her ikisi ic;in telbiye getirirse, iki kurban
bulunma
gerekir.

(unku bu ikisi ic;in telbiye getirdikten sonra iki ihramdan birini digerine
eklemek suretiyle iki ihramla ihrama girdigi kesinle~mi~ olur. Dolay1s1yla bu kimseye
cinsel ili~ki nedeniyle iki kurban gerekir. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi, bunun
kazas1 hakkindaki hukmu, birincisi gibidir.
K1rana niyet
edilip
iki ~ey (hac ve umre) ic;in telbiye getirir, sonra her ikisini unutur da
unutulmas1 muhsar olursa, iki hedy kurbam gonderir.
sonra
muhsar
(unku iki ihramla ihrama girdigi kesindir. lki kurbanla ihramdan c;1karsa, o
olunmas1
kimseye istihsan yoluyla iki umre ve bir hac gerekir. Halbuki k1yasa gore iki hac ve
iki umre gerekirdi .

K1yasa gore o kimseye iki hac ve iki umre yapmas1 gerekirdi. (unku ihrama
(4/118)
girerken iki hacca niyet etmi~ olmas1 caizdir. Bu yuzden tedbirli davranarak iki
um re ve iki haw kaza etmelidir. Fakat EbQ Hanife (rh a), istihsan delil ine uyarak
~oyle demi~tir. Muslumanin fiili mumkun oldugunca gec;erli ve en iyi olana
H ac Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 221

yorumlanir. Ge~erli olarak yorumlanmas1 imkans1z ise o zaman ge~ersiz oldugu


soylenir.

Biz bu ki~inin ihram1ni "hac ve umre" i~in sayarsak onun niyetini ge~erlilige
ve en iyiye k1ran harnna yorumlam1~ oluruz. Bu ki~inin ihramin1 "iki hac" i~in
sayarsak onun niyetini ge~ersiz olarak yorumlam1~ oluruz. c;:onku iki harnn birlikte
yap1lmas1 imkans1zd1r.

Bu nedenle biz o ki~iyi "hac ve um re" i~in ihrama girmi~ gibi kabul ettik. Bu
kimse, iki hedy kurban1 keserek ihramdan ~1kt1ginda; k1ran harnna niyet etmi~
kimse gibi iki umre ve bir hac kaza etmelidir. Yolda kalmaz ve Beytullah'a ula~1rsa
verilecek cevap yine istihsan yoluyla k1ran harn yapan kimse gibi ihram1nin "hac ve
umre" olarak kabul edilmesi ~eklindedir. Halbuki k1yasa gore diger hacllarla birlikte
hac ve umresini tamamlamas1, k1ran kurbani kesmesi ve aynca ceza kurbani
kesmesi, hac ve umreyi kaza etmesi gerekiyordu. c;:unku o ki~i "hac ve umre"
niyetiyle ihrama girmi~. onlardan birini kald1rd1g1ndan kendisine k1ran kurban1
gerekiyor olabilir.

Bunun i~in diyoruz ki, Bu ki~i her yonden tedbirli hareket edecek, diger
hacilarla birlikte hac ve umresini tamamlayacakt1r. Bu ikisine niyet etmi~ olma
olas1l1gindan dolay1 da k1ran kurban1 kesmesi gerekecektir. Aynca bu ki~i ceza
kurbani kesmeli, digerine de niyet etmi~ olma olasi11g1ndan dolay1, umre ve harn
kaza etmelidir.

Eger iki umre niyetiyle ihrama girmi~ ise, birinin fiillerini yerine getirir ve diger
umreyi harnn kazas1yla birlikte kaza eder. Dolay1s1yla i~inde bulundugu durumun
kesin olarak d1~1na ~1km1~ olur. l~te k1yas budur. Fakat EbO Hanife (rh a.) istihsan
yolunu tutarak bu kimsenin niyetini ge~erli kabul edip, bu kimseyi k1rana niyet
etmi~ ve diger hac1lann yapt1g1ni yapm1~ saym1~t1r. Sonra bu kimsenin Ozerine
du~en, ceza kurban1 kesmek, hac ve umreyi kaza etmektir.

Bu ikisinde cinsel ili~kide bulunursa durum yine ayn1d1r. Bu kimse cinsel


ili~kide bulundugu takdirde istihsan deliline gore k1rana niyet etmi~
mertebesindedir. c;:unku bozuk olan niyet, ge~erli fiil nedeniyle muteber duruma
gelir.

Allah dogruyu daha iyi bilir.


222 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

iHRAMLI iKEN CiNSEL iLi~KiDE BULUNMAK


lfrad i~in Bir kimse Arafat'ta vakfe yapmadan once, kendisi de hanim1 da hac
ihramlmm
Arafat'tan ic;in ihrama girmi~ iken hanim1yla cinsel ili~kide bulunursa, her ikisine birer
once cinsel
ili~kisi
koyun kesme cezas1 gerekir. Her ikisi de bu hacc1 tamamlarlar. Ancak ertesi
y1I bu haw kaza etmeleri gerekir.

Peygamber (s av )'e; ikisi de hac i~in ihrama girmi~ iken hanim1yla cinsel
ili~kide bulunan ihraml1 ki~inin durumu soruldugunda;

"Her ikisi birer koyun keser. Sonra bu haw tamamlarlar. Ancak ertesi yt! bu
207
haw kaza etmeleri gerekir. " demi?tir.

Sahabllerden Omer (r.a ), Ali (r a) ve lbn Mes'Od (ra )'dan da bu ?ekilde rivayet
edilmi~tir. Ancak bu harn kaza etmek i~in yeniden Mekke'ye geldiklerinde
birbirlerinden aynl1rlar, demi~lerdir. Bunun anlam1; her birinin digerinin yolundan
ba~ka bir yol tutmas1d1r.

Malik (rh a), bu ifadenin a~1k anlam1n1 esas alm1? ve evlerinden ~1kt1klan gibi
birbirlerinden aynlmalar1 gerekir, demi~tir.

Fakat bu gbrli?, f1k1h anlay1?indan uzakt1r. (unku bu kan-koca ihraml1


olmad1klan surece cinsel ili?kide bulunabilirler. Birbirlerinden ayn durmalan, cinsel
ili~kiden korunmalan i~indir. Cinsel ili?kinin aralannda helal oldugu vakitte
birbirlerinden ayn durmalannin bir anlam1 yoktur.

Zufer (rh a) ise ~byle demi~tir: lhram vaktinden itibaren birbirlerinden aynl1rlar.
[4/119] (unku e?lerin ihramda iken birbirlerinden aynlmalan, ad1 ge~en sahabllerin
gbrli?Liyle bir hac ibadeti davran1~1d1r. Hae ibadeti olmayan ?eyin yapllmas1 vakti ise
ihram sonras1d1r.

Bu gbrli? kuvvetli degildir. (unku e?lerin ihramda iken birbirlerinden


aynlmalan, eda s1ras1nda hac ibadeti davrani?I degildir. Kaza noktas1nda da hac
ibadeti davrani?I sayllmaz. (unku kaza, eda nasll yap1l1yorsa byle yap1l1r.

~afil (rh a) ise ?byle demi?tir: Kan-koca cinsel ili?kide bulunduklan yere
yakla?1rlarsa birbirlerinden aynl1rlar. (unku bu yere ula~t1klannda ?ehvetlerinin
co~up cinsel ili?kide bulunmayacaklanndan emin olamazlar. Bu durumdan
sakinmak i~in birbirlerinden ayrll1rlar.

207
lbn Ebo ~eybe, Musannet, 111/361; Beyhak1, es-50nen0'/-kubra, V/172; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/128.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 223

Bu goru~ de dogru degildir. (unku erkek hanim1yla birinci yilda aralannda var
olan nikah nedeniyle cinsel ili~kide bulunmu~tu. Eger aynl1k vacip olsayd1, nikahtan
aynlmak vacip olurdu. Halbuki hic;bir kimse bunu emretmemi~tir. Aynca bu yere
ula~1p da basit bir lezzet nedeniyle kar~1la~t1klan s1k1nt1y1 du~unurler. Birinci defa
ba~lanna gelen ~eyin o zaman yeniden ba~lanna gelmemesi ic;in cinsel ili~kiden
sak1nmalar1 ve pi~manl1klar1 artar.

Biz Hanefiler ~oyle deriz: Adi gec;en sahabllerin maksad1 ~udur: Kan-koca
kendilerinin fitneye du~melerinden korkuyorlarsa, vacip olarak degil de mendup
olarak ayrll1rlar. T1pk1 gencin, daha ileri gitme konusunda kendi nefsine
guvenemedigi takdirde, oruc;lu iken han1m1ni opmekten kac;1nmas1 gibi, bu da
menduptur.
Kinlin i~in
Cinsel ili~kide bulunan kan-koca, k1ran hawna niyetli iseler, her ikisi ihramlmm
de iki ihrama girdigi i~in her birine iki~er koyun kurban etme cezas1 vard1r. Arafat'tan
once cinsel
ili~kisi
Cinsel ili~kiden once Beytullah'1 tavaf etmemi~lerse, her ikisine de hem hacci
hem de umreyi kaza etmeleri gerekir. Her ikisinin k1ran haccin1 tamamlamalan
gerekirse de, hac ibadetlerinin gec;ersiz olmas1 nedeniyle, bu hacca ait k1ran
kurbani kesmeleri ortadan kalkm1~t1r. (unku bu kurban, hac ibadeti kurban1d1r. Bu
kurban ise, sadece hac ve umreyi gec;erli olarak ayn1 ihramla yapan kimseye vacip
olur.

Cinsel ili~kiden once Beytullah'1 (umre ic;in) tavaf etmi~se verilecek cevap yine
iki kurban vacip olur, ~eklindedir. (unku t1ra~ olmad1kc;a tavaf yapmakla umre
ihram1ndan c;1k1lmaz. Ancak, onun bu durumda umreyi kaza etmesi gerekmez.
(unku umresini yapt1ktan sonra cinsel ili~kide bulunmu~ durumundad1r. (unku
umrenin ruknu tavaft1r. Bununla umresi gec;ersiz olmaz. Sadece hacci gec;ersiz
olur. Harn kaza etmelidir. lki hac ibadetinden birinin gec;ersiz olmas1 nedeniyle bu
kimseden k1ran kurban1 du~mu~tUr.

Arafat'ta vakfe yapt1ktan sonra cinsel ili~kide bulunursa, biz Hanefilere gore
iki hac ibadetinden hic;biri gec;ersiz olmaz. Bunu daha once ac;1klam1~t1k. Fakat
vakfeden sonra hac ihram1nda iken cinsel ili~kide bulundugu ic;in ceza olarak deve
kesmesi ve umre ihram1nda sue; i~ledigi ic;in de koyun kesmesi gerekir. Ayrica iki
hac ibadetini gec;erli olarak yapt1g1 ic;in k1ran kurban1 kesmesi gerekir.
lhramhrnn
Hac1 Arafat'ta vakfe yapt1ktan sonra cinsel ili~kide bulunur, bunun vakfeden
uzerine ceza olarak deve keser de bundan sonra tekrar cinsel ili~kide sonra cinsel
ili~kisi
bulunursa, koyun keser.
224 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut

c;:unku birinci cinsel ili~ki nedeniyle ihramda eksiklik meydana gelmi~ olmakta,
ikinci cinsel ili~ki eksik bir ihrama rastlam1~ olmakta, dolay1s1yla birinci defa yapllan
cinsel ili~kiden farkl1 olarak koyun kesmek yeterli olmaktad1r. Birinci cinsel ili~ki ise
kamil ihrama rastlam1~t1r. Dolay1s1yla o durumda ceza olarak deve kesmesi
gerekmi~tir.

lhramhmn Ba~1ni kaz1tarak t1ra~ olduktan veya sa~lanni k1saltt1ktan sonra Ziyaret
tra~ ve
ziyaret Tavaf1'ndan dort tur yapar, sonra cinsel ili~kide bulunursa bir ~ey
tavafmdan 4 gerekmez.
tur sonra
cinsel ili~kisi
c;:unku tavaf turlann1n i:;ogu, tam anlam1yla ihramdan i:;1kma hukmunde
tavaf1n tamam1 gibidir.

[4/120] Tavaf1 tam olarak yapt1g1nda han1mlar konusunda da tam anlam1yla ihramdan
i:;1kma durumu meydana geldigi gibi, tavaf turlann1n i:;ogunu yerine getirdigi
zaman da boyledir.

ibn Semaa (rh a.)'nin Muhammed (rh .a.)'den naklettigine gore; cunup olarak
tavaf edip bu tavaf1n yerine ikinci bir tavaf yapmadan once cinsel ili~kide
bulunursa, k1yasa gore hii:;bir ~ey gerekmez. Abdestsiz olarak tavaf etmesinde de
hukum boyledir. c;:unku cunup kimsenin tavaf1 ile tam anlam1yla ihramdan i:;1kma
durumu meydana gelir. istihsan'a gore ise; ceza kurbani gerekir. Oyleyse bu ikisi
aras1ndaki fark1 bilmek gerekir.

Bu fark az once ai:;1klad1g1m1z gibi, cunup kimsenin tavaf1n1n sadece tam


anlam1yla ihramdan i:;1kma hukmunde gei:;erli olmas1d1r. Bundan dolay1 cunup
olarak yapt1g1 tavaf1 tekrar yapsayd1, iki rivayetten daha saglam olana gore, ikinci
tavaf nedeniyle birinci tavaf gei:;ersiz olurdu ve tavaftan once cinsel ili~kide
bulunmu~ anlam1nda olurdu . Burada tavaf turlannin i:;ogunu yapm1~ olmas1 mutlak
olarak gei:;erlidir.

Bunun ai:;1klamas1 ~u ~ekildedir: Bu durumda ceza kurban1 geri kalan turlann


yerine gei:;mektedir. Bu da abdestsiz kimsenin tavafindaki eksikligin benzeri
olmaktad1r. Bir kimse abdestsiz olarak tavaf etse, sonra da cinsel ili~kide bulunsa o
kimseye hii:;bir ~ey gerekmez. CUnup olarak tavaf etmesi bundan farkl1d1r. c;:unku
cunup kimsenin tavaf1 nedeniyle vacip olan ceza, yani bedene kesilmesi, tavaf1n
yapllmamas1 durumunda asl 1n1n kar~il1g1nda vacip degi ldir. 0 ki~in i n bu du rumda
cinsel ili~kide bulunmas1, tavaftan once cinsel ili~kide bulunmas1 gibidir.

Tavaftan once t1ra~ olmam 1 ~sa ve dort tur yapt1ktan sonra cinsel i li~kide
bulunmu~sa ihram yasag1 i~ledigi ii:;in ceza kurban1 gerekir. c;:unku tavafla tam
anlam1yla ihramdan i:;1kma, t1ra~ olmad1g1 takdirde geri:;ekle~mez.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 225

Hanimm bedenine dokunmak, ~ehvetle opmek, bo~alma meydana Cinsel ili~ki


d1~mda ~ehevl
gelsin-gelmesin, cinsel organ d1~mda cinsel temasta bulunmak ihram1 davram~larm

ge~ersiz k1lmaz. durumu

~afil (rh.a )'nin goru~une gore; bu \e~it cinsel ili~ki ile birlikte bo~alma
meydana gelirse, opmekle birlikte meydana gelen bo~almayla bozulan oruca
k1yasla, ihram ge\ersiz olur.

Fakat biz Hanefiler ~oyle deriz: lhramin ge\ersizligi, dogrudan cinsel ili~kiye
bagl1d1r. Gormez misin, diger ihram yasaklarin1 i~lemekle ihram ge\ersiz olmaz.
Had cezas1 gibi, cinsel ili~ki i\in verilecek ceza, cinsel organ d1~1ndaki cinsel temas
i\in verilmez. Sonra burada cinsel ili~ki nedeniyle vacip olan bedene cezas1, cinsel
organ d1~1ndaki cinsel temas i\in vacip olan cezadan yani kaza etme cezasindan
daha a\1k anla~1lan bir ~eydir. Bu durum oru\taki Kefarete k1yas edilebilir.
Oru\lunun cinsel organ d1~indaki cinsel temas1, kefareti gerektirmemektedir. Ayn1
~ekilde hac ihram1 s1ras1ndaki bu durum da hacc1n kaza edilmesini
gerektirmemekte, sadece ceza kurban1 gerektirmektedir. Bo~alma meydana
gelirse, durum karma~1k degildir. Bize gore bo~alma meydana gelmese de durum
ayn1 ~ekildedir.

~afil (rh.a.)'nin goru~une gore; bo~alma meydana gelmezse, oruca k1yas


edilerek, bir ~ey gerekmez. cunku bo~alma meydana gelmemesi ko~uluyla, sadece
opmekle oru\luya bir ~ey gerekmez. Dolay1s1yla hacta da bunun gibidir.

Biz Hanefiler ~oyle deriz: Cinsel organ d1~indaki cinsel ili~ki, rafes (cinsel
ili~ki) kapsam1 i\indedir. Dolay1s1yla ihram nedeniyle yasaklanm1~t1r. ihraml1 ki~i,
bunu yapmakla ihram yasag1 i~lemi~ olmakta, dolay1s1yla ceza kurbani
gerekmektedir. Oru\ta da boyle olmal1d1r. Ancak din, oru\ konusunda bir ruhsat
vermi~tir. Oru\ta haram olan ~ehvetin giderilmesidir. Bu da bo~alma olmaks1z1n

opmekle mumkun olmaz. lhramda ise haram olan cinsel ili~ki ve cinsel ili~kiye
gotUren ~eylerdir. Opmek de cinsel ili~kiye gotUren ~eylerdendir. Gormez misin,
koku surunme ihraml1 i\in haram, ama oru\lu i\in haram degildir.

Hanimm vl.icuduna bakmak, meni gelmesine neden olsa da, ihramh


i~in hi~bir ~ey gerektirmez.

Cunku bakmak, yerine dokunmakla birlikte olmad1g1 surece, cinsel ili~kiyi


du~unmek say1l1r. Du~unup de meni gelse, hi\bir ~ey gerekmez. Bakmak da
boyledir.
226 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Hae ve um re ihrammda iken, unutarak veya kasten yahut uykudayken


[4/121]
veyahut isteyerek veya zorla yap1lan cinsel ili~kinin hi.ikmi.i birdir. Ancak
ihramhmn
cinsel gi.inah olmas1 ai;;1smdan farkhhk vard1r.
ili~kisi
Arna biz Hanefi'lere gore; unutarak cinsel ili~kide bulunan kimsenin hac ve
umre ibadeti ittifakla bozulur. Ona kasten cinsel ili~kide bulunan kimseye gereken
ceza gerekir. Ancak unutma ozru nedeniyle gunahkar olmaz.

$Mil (rh.a )'nin goru~une gore; unutan kimsenin cinsel ili~kide bulunmas1
nedeniyle oruca k1yas edilerek hac ibadeti ge~ersiz olmaz.

Fakat biz Hanefi'ler ~oyle diyoruz: Bu hukum bizzat cinsel ili~kiye bagl1d1r.
Unutma nedeniyle yaplld1g1nda bile bizzat cinsel ili~ki yok say1lamaz. Bunun nedeni
~udur: c;:unku bu durum kendisine cinsel ili~kinin yasak oldugunu hat1rlatacak bir
durumla i~ i~edir. Bu da ihraml1 olma durumudur. Namazda unutarak yeme ve
i~me durumunda ozurlu sayllamayacag1 gibi, ihramda unutarak cinsel ili~kide
bulunma konusunda ozurlu say1lamaz. Oru~ bunun aksinedir. c;:unku oru~ta yeme
ve i~menin yasak oldugunu hat1rlatacak bir durum bulunmamaktad1r. Unutma,
k1yasa ayk1n olarak, orucun bozulmamas1nda ozur olarak kabul edilmi~tir.

Cinsel ili~kide bulunulan kadm, bu s1rada uykulu veya buna zorlanm1~


bile olsa, bize gore hacc1 bozulur.

$Mil (rh.a.)'ye gore bu kad1nin harn bozulmaz. Onun asll kuralina gore
zorlama, yapmay1 mubah k1ld1g1 takdirde, zorlanan ki~inin hukmu a~1s1ndan fiilin
aslin1 ortadan kaldim. Uyku, uyuyan ki~inin fiilinin aslin1 ortadan kald1m. Bu
nedenle $Mil (rh a) ~oyle demi~tir: Zorlanma veya uyku durumunda bu fiil nedeniyle
oru~ bozulmaz. lhram da boyledir.

Biz Hanefi'lere gore; zorlanma veya uykunun etkisi, fiilin asl1n1n ortadan
kalkmas1 noktas1nda degil, gunahin ortadan kalkmas1ndad1r. Gormez misin, bu
kimseye gusletmek gerekli olmakta ve bununla s1hrl h1s1ml1k (dunur h1s1ml1g1)
meydana gelmektedir. Hae ibadetinin ge~ersiz olmas1 da ayn1 ~ekilde fiile baglan1r.

Cinsel ili~kide bulunan kocanin ihraml1 veya ihrams1z, ergin veya ku~uk, ak1lll
veya ak1I hastas1 olmas1 veyahut kadin1n akll hastas1 ya da ku~uk ya~ta olmas1
arasinda bir fark yoktur.

c;:unku hac ibadetinin ge~ersiz olmas1 bizzat cinsel ili~kiye bagl1d1r. Cinsel
ili~ki; benzerleri cinsel ili~kide bulunan ~ocugun, ya~1n1n ku~uklugu veya akil
hastal1g1 nedeniyle yok say1lamaz. Ancak biz bunun cinsel ili~kinin bizzat kendisi ile
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 227

baglantil1 oldugunu soyledik. (unku ihramda yasaklanan rafes'dir. Rafes ise cinsel
ili~kinin bir ad1d1r.

Bir kimse umre ic;;in telbiye getirse (niyetlense) ve bu umrede cinsel


ili~kide bulunsa, sonra da ba~lad1g1 umrenin ihrammdan c;;1kmadan onun
kazas1 diye digeri ic;;in niyetlense, bu umre ayni umredir.

(unku her ne kadar cinsel ili~ki nedeniyle umre ibadeti bozulsa da, bu
bozulmu~ olan umreye devam etmesi gerekir. Umre fiillerini yapmad1kc;;a ihramdan
c;;1kamaz. lhramda iken onun telbiye getirip ikinci defa niyet etmesi anlams1zd1r.
Var olani var etmeye niyet etmektedir. Kazaya niyeti de boyledir. Tek bir ihram
ic;;ine, hem eda hem kaza s1gmaz. Cinsel ili~ki nedeniyle o kimseye ceza kurban1
gerekir. 0 umreyi bitirir. Ayrica kaza umresi gerekir. Hae niyetiyle telbiye getirmi~
olsayd1 hukum yine boyledir.

Umrede tavaftan once cinsel ili~kide bulunsa, sonra buna harn ilave etse,
hem harn hem de umreyi kaza etmesi gerekir. (unku gec;;erli umreye hacc1n ilave
edilmesi caiz oldugu gibi, gec;;ersiz umreye harnn ilave edilmesi oncelikle caiz olur.
lki hac ibadetinden birinin bozulmas1 nedeniyle ona k1ran kurban1 gerekmez.

lhrama girdikten sonra umresi bozulmu~sa, bu ki~iden mlkat1 terk etme


kurbani da du~er. Yani mlkat1 ihrams1z olarak gec;;er de sonra hac veya umre ic;;in
ihrama girerse; mlkattan ihrama girmeyi terk ettigi ic;;in ceza kurbani gerekir. Bu
umreyi cinsel ili~ki nedeniyle bozarsa, ondan bu kurban du~er. (unku onun umre
ibadetini kaza etmesi vacip olmu~tur. Geri doner ve mlkattan ihrama girer. (unku
o ki~iye ceza kurban1 mlkattan ihram1 terk etme nedeniyle gerekmektedir. 0 umre
ibadetini bu ihramla yapacakt1r. ihram1 bozdugunda bu ihramla umre ibadetini
yapm1~ olmamaktad1r. Bunun ic;;in kazas1 gerekmi~tir.

Umre ihramma girmi~ olan ki~i. hanim1yla cinsel ili~kide bulunur ve


[4/122]
ihramm1 yok kabul eder ve ihrams1z olarak ikamet ederse, ihrams1z ki~i

gibi, koku, avlanma ve benzeri ~eyleri yaparsa, bu ki~i oldugu gibi ihramh
durumuna donmelidir.

(unku ihram1n gec;;ersiz olmas1yla umre fiillerini yerine getirmeden ihramdan


c;;1km1~ olmaz. ihram1 yok sayma ve ihram yasaklanni i~lemeyle de ayn1 durumdad1r.
0 ki~i bulundugu durum uzere ihraml1 say1l1r. $u kadar var ki ona butLin yapt1klan
nedeniyle bir ceza kurban1 gerekir. Daha once ac;;1klad1g1m1z gibi, ihram yasaklann1
i~leme tek bir kasda, yani ihramdan c;;abuk c;;1kma maksad1na, dayanmaktad1r.
Bundan dolay1 ona bir ceza kurban1 yeterlidir. Aynca bu gec;;ersiz umresi yerine bir
umre yapmas1 gerekir. (unku bu umreye ba~lamas1yla bu ona gerekli olmu~tur.
228 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

Bozuk olarak yap1lan umre, sagl1kl1 bir ~ekilde yapllmas1 gereken umrenin yerini
tutmaz. 0, bu umreyi kaza etmelidir.

Allah Subhanehu ve Teala daha iyi bilir.

IHRAMLI iKEN YAGLANIP KOKULANMAK

lhramhmn lhramlinin yag ve koku kullanmas1 yasaklanm1~t1r. Bunun delili, Peygamber


kokulanmas1 (sa.v.)'in ~u hadisidir:

"Hae, saQ saka/1 darmadagm1k ve kirli oland1r. "208


.. ,,,, , >
- - - . I< : 1·.- l!A...:. Ll "IJ
# # ,
.
'f _
~ r;:
'-!"' 0-! ?.- y -

"Hac1/ar, her ucra ko~eden sar;-sakal darmadagm1k, toz-duman ir;inde kalm1~


209
o/arak gelirler"

Yag ve kokunun kullanilmas1, bu niteligi giderir. lbadetin niteligi olan ~eyin


giderilmesi mekruhtur.

Ancak EbO Hanlfe (rh a), Zahiru'r-rivaye olarak ~oyle demi~tir: Kokuyu tam
bir organ ic;in kullan1rsa ceza kurban1 gerekir.

Hi~am (rh.a ), Muhammed (rh a )'in bu ifadeyi ~oyle tefsir ettigini rivayet
etmektedir: Uyluk, bald1r ve benzeri tam bir organd1r. Bundan daha a~ag1s1nda
kullan1rsa, ceza olarak sadaka gerekir. Muhammed (rh.a.)'in rivayetine gore ise
kurbandan payina du~en miktar, ceza olarak verilir.

5a'bl (rh.a .) ~oyle demi~tir: Kurbanin vacip olmas1 konusunda kokunun az1 da
c;ogu da birdir. <:unku az kullansa da c;ok kullansa da koku ayn1 ~ekilde hissedilir.

Fakat biz Hanefller ~oyle diyoruz: Ceza suc;un durumuna gore vacip olur.
lhram suc;u, dag1n1kl1g1 ve kirliligi gidermek maksad1 olc;usunde geli~ip olu~ur.
Yapila gelen, kokunun tam bir organda kullan1lmas1d1r. Oyleyse onunla ihram sur;u

208
lbn EbO ~eybe. Musannef, 111/432; Darimi, Menasik 8; lbn Mace, Menasik 6; Tirmizi, Tefsiru'l-Kur'an
3; Darekutni, 50nen. ll/217;Heysemi, Mecmau'z-zevaid, 1111497.
209
Abdurrezzak, Musannef, V/16; Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/224; lbn Huzeyme, Sahih, IV/263; lbn
Hibban, Sahih , IX/164; Hakim, MOstedrek, 1/639.
ff a c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 229

tamamlanm1~ olur. Bundan daha az olanda, ihram sui;;unda eksiklik vard1r. Bu


durumda ceza olarak sadaka yeterlidir.

Muhammed (rh.a ), as1I kuralinda oldugu gibi, pari;;ay1 butl.ine gore oli;;erek
onun kurbanla korunmas1ni vacip k1lmaktad1r.

Munteka'da an1ld191na gore; b1y191na surse veya sakal1nin etraf1ndan dortte


birinden az k1sm1na surse ceza olarak sadaka gerekir. Ba~1n1n dortte birinde koku
kullanirsa ceza kurban1 gerekir. Ba~ka bir organ1n dortte birinde de boyledir.
Organin dortte biri, t1ra~a k1yasla tam organ mertebesinde say1l1r.

Yag; sorgun, menek~e ve zambak gibi kokulu ise, bu yag koku


hukmundedir. Kullanilmas1yla ceza kurbani gerekir. Yag ii;;ine konuldugu durumda
kaynatilm1~sa da ceza ayn1d1r.

Zeytinya91 veya kaynatilmam1~ sirke ile yaglan1rsa, EbQ Hanlfe (rh.a.)'ye gore
ceza kurbani gerekir. EbQ Yusuf (rh a) ve Muhammed (rh a) sadaka gerekir,
demi~lerdir.

$afil (rh.a.) ise sai;;ta kullan1rsa ceza kurbani gerekir, ba~ka bir yerde kullan1rsa
bir ~ey gerekmez, demi~tir. CLinku sai;;ta yag kullanilmas1 sai;;1n dag1n1klil191n1
giderir. Dolay1s1yla "kirliligi gidermek" anlam1ndad1r. Sai;; d1~1nda ise bu anlam ve
koku kullanma anlam1 da bulunmamaktad1r. Yag, yenilen bir ~ey olup koku [411231
degildir. li;;ya91 ve kuyruk ya91na k1yas edilmelidir.

EbQ Yusuf (rha) ve Muhammed (rh.a) bunu delil olarak kabul etmi~ ve ~oyle

demi~lerdir: Yag kullanmak, bocekleri oldurur. Dolay1s1yla bir i;;e~it ihram sui;;u
i~lenmi~ olur. Dolay1s1yla sadaka gerekir.

EbQ Hanlfe (rh a) ise ~oyle demi~tir: Yag, kokunun asl1d1r. CLinku kokular
ya91n ii;;ine atil1r. Boylece koku, tam bir koku olur. Koku kullanma nedeniyle vacip
olan ceza, kokunun asl1nin kullanilmas1yla da vacip olur. Nitekim av hayvan1n1
oldurme nedeniyle ceza vacip oldugu gibi, ihraml1nin av hayvaninin yumurtas1ni
k1rmas1 durumunda da ceza vacip olur.

Ayagmm c;atlaklarm1 zeytinyag1, ic;yag1 ve kuyruk yag1 ile yaglad1g1


zaman hic;bir ~ey gerekmez.

lhraml1n1n bundan maksad1 tedavidir. ihraml1 iken tedavi olmak ise


yasaklanmam1~t1r. Cunku bu yaglan yemekle bir ~ey gerekmeyince, bunlarla
ayaklannin i;;atlaklann1 yaglama durumunda oncelikle bir ~ey gerekmez.
230_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
lhramhnm guzel koku veya safram koklamas1 mekruhtur.

lhramhnm Omer (ra) ve Cabir (ra)'den bu ~ekilde nakledilmi~tir. ibn Abbas (ra) ise,
kokuyu
bunda hic;;bir sak1nca gormuyordu. c;:unku ihraml1ya haram olan, koku
koklamas1
surunmektir. Halbuki o, kokunun etkisini duysa da, koku surunmu~ olmamaktad1r.
Nitekim kokucular c;;ar~1s1ndan gec;;en kimsenin koku duymas1, ihraml1 olsa bile,
mekruh degildir. Nitekim guzel kokulu feslegen c;;ic;;egi, bitki olarak kabul
edilmekte, koku olarak kabul edilmemektedir. Feslegen kokusu, elma, karpuz vb.
kokusu gibidir.

Fakat biz Hanefller, lbn Abbas (r a )' 1n goru~unu al1nz. <:;:unku guzel kokuda
kokulanma anlam1 bulunmaktad1r. Guzel kokunun bizzat kendisini kullanmak, as1I
amac;; degildir. Guzel kokudan as1I amac;;, etkisinin duyulmas1d1r. lhraml1n1n,
kokusu duyulan herhangi bir ~eyi koklamas1 mekruhtur. c;:unku bu durum,
"kirlenmenin giderilmesi" anlam1ndad1r. EbO Yusuf (rh.a.)'tan elmanin kokusu
hakk1nda bu goru~ rivayet edilmi~tir.

Bu iki konuyu birbirinden ay1ran alimler ~oyle demi~lerdir: Yag konusunda asll
amac;; yemektir. Feslegen'de ise, kokusundan ba~ka bir amac;; yoktur. Dolay1s1yla
ihraml1 iken feslegen koklamak uygun gorulmemekte, ancak bu nedenle ihraml1ya
bir ~ey gerekmemektedir. <:;:unku sadece kokuyu duymakla kokudan zevk alma
durumu gerc;;ekle~mez. Bu durum kokucunun yaninda oturma niteligindedir.

Humran (rha.)'1n Eban (rha.)'dan; onun da Osman (ra.)'dan naklettigine gore;


Osman (ra)'a;

-lhraml1, bahc;;esine girebilir mi? diye soruldu. Osman (r a);

-Evet, feslegen c;;ic;;egini bile koklayabilir, diye cevap verdi.

Bu ifade, lbn Abbas (ra )'in goru~unu benimseyen alimleri destekleyen bir
delildir.

lhramdan once lhramdan once kokulamr ve yaglamr, sonra bu nun kokusu ihramdan
kokulamp
yaglanma sonra da duyulursa, bu durum ihramhya zarar vermez. Aym ~ekilde ihrama
girmeden once ihram giysilerini buhurlay1p da ihrama niyet ettikten sonra
buhurlu ihram giysilerini giyse hic;bir ~ey gerekmez.

Hi~am (rh.a.)'1n Muhammed (rh a.)' den naklettigine gore; ihraml1 kimse
buhurlanan bir eve girse, orada uzun sure kalsa, hatta buhur kokusu ihram
elbisesine sinse, ihraml1ya hic;;bir ~ey gerekmez. Halbuki ihrama niyet ettikten sonra
elbiselerini buhurlasa ceza gerekir. <:;:unku buhurlama evde ise, kokunun bizzat
kendisi ne elbisesine ne de bedenine sinmemektedir. Sadece guzel koku duymu~
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _231

olmaktad1r. Halbuki elbiselerini buhurlarsa, bu durum farkl1d1r. Cunku o durumda


buhur kokusu elbiselerine sinmi~ olmaktad1r.

Buhur ihrama niyet etmeden once ise, bu durumda bizzat koku kullanmas1
bile yasaklanm1~ degildir. Sadece ihraml1da kokunun etkisi kalm1~ olmaktad1r.
Dolay1s1yla ona bir ~ey gerekmez.
ihramhnm
ihramhnm, ic;inde safran veya gi.izel koku bulunan yemegi yemesinde kokulu
yemek
hic;bir sakmca yoktur. yemesi

Rivayet edildigine gore; Abdullah b. Omer (r a), ihraml1 iken safranl1 sekbac;
(c;orba) yiyordu. Cunku bu yemekten maksad1 kokulanmak degil, g1dalanmakt1r. [4/124]

ihraml1 kimse, yemek ic;inde olmaks1z1n safran yerse; eger yedigi safran c;ok ise,
ceza kurbani gerekir. Cunku safran g1da degildir. Ancak yemege ilave edilebilir.
Safran yiyen kimse, olunceye kadar gulen kimse gibidir. Bu kimse, yemekle agz1ni
safranla kokulam1~ olmaktad1r. Ag1z da bir organd1r. Dolay1s1yla ceza kurbani
gerekir. Safran, yemek ic;ine konursa, ate~in degi~tirdigi bir yemege konulmu~sa
tUketilmi~ olmaktad1r. Tuz ve benzeri ate~in degi~tirmedigi bir yemege konursa
bunda bir sakinca yoktur. Cunku bu durumda az miktarda olup maglup
olmaktad1r. Az miktarda olan madde, tUketilen gibidir. Ancak safran tuzdan fazla
ise, o takdirde bununla sade safran ayn1d1r.
ihramhnm
lhraml1, guzel koku surunurse, koku sadece ellerine yap1~1rsa sadaka cezas1
ellerine
gerekir. Ancak ellerine yap1~an koku c;oksa, o takdirde ceza kurbani gerekir. koku
siiriinmesi
Daha once kokunun c;ok saylld1g1 sin1n ac;1klam1~t1k. Eger eline bir ~ey
yap1~mazsa bir ~ey gerekmez. Bu, ihraml1nin kokucular c;ar~1s1ndan gec;mesi
durumu gibidir.
Kokulu
Hacerulesved'i selamlar da agzina veya eline fazlaca koku degerse ceza
Haceriilesved'i
kurban1 gerekir. Bu koku az ise, sadaka gerekir. opme ya da el
siirme
Kokunun Hacerulesved'den veya bir ba~ka yerden yap1~m1~ olmas1 aras1nda
bir fark yoktur.
ihramhnm
ihramhnm ic;inde gi.izel koku bulunmayan si.irme kullanmasmda zarar
siirme
yoktur. Eger si.irmenin ic;inde gi.izel koku bulunursa, sadaka cezas1 gerekir. kullanmas1

Ancak si.irme ic;indeki koku fazla ise, ceza kurbam gerekir.

Cunku surme koku degildir. Kullan1lmasina bir engel yoktur. Eger surmenin
ic;inde guzel koku bulunursa, diger organlarda oldugu gibi, bunu az veya c;ok
kullanma durumuna gore ihram suc;u farkl1l1k arzeder.
232 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Eger bu koku bir rahats1zl1k nedeniyle surulmu~se, daha once ac;1klad1g1m1z


~ekilde, o kimse, uc; kefaretten diledigi birini tercih eder. Ozurlu olmad1g1 zaman
ihraml1ya ceza kurbanini vacip k1lan ihram yasag1, bir ozur ve zaruret dolay1s1yla
i~lenmi~se. bu durumda ihraml1 uc; kefaretten birini tercih eder.

ihramhmn ihraml1, ic;inde guzel koku bulunan bir ilac;la tedavi olursa. bu ilac1 yaras1na
ila~
yap1~timsa veya boyle bir ~urup ic;erse de ayni ~ekildedir. c;:unku tedavi zaruret
kullanmas1
nedeniyle olmaktad1r. Bir c;1ban1, ic;inde guzel koku bulunan bir ilac;la tedavi eder,
bu ilac1 yaraya yap1~t1msa, sonra da birinci c;1ban ayni durumda iken bir ba~ka
c;1ban c;1karsa, birinciyle birlikte ikincisini tedavi ederse, bu kimseye sadece bir
kefaret gerekir. Birinci yara iyile~medigi takdirde sanki hepsini bir defada yapm1~
gibi kabul edilir. c;:unku ihram suc;lan tek nedene dayanm1~ olmaktad1r.

ihramh; c;1bam de~ebilir. Kink orgam baglayabilir. Ozerine sarg1


lhramhnm
ameliyat sarabilir. Agnyan di~ini <;;ekebilir. Kan aldirabilir. Gusledebilir. Hamama
olmas1, sarg1 girebilir.
sarmas1
c;:unku butUn bunlar tedavi niteligindedir. Bu konuda ihraml1 ile ihrams1z
ayn1d1r. Gormez misin, Peygamber (s av), el-Kaha'da ihraml1 ve oruc;lu iken kan
ald1rm1~t1. Omer (ra) ise Cuhfe'de ihraml1 iken hamama girmi~ti.
lhramhnm
ba~1m
ihramh ba~1m ve sakahm gi.izel kokulu H1tml otuyla y1karsa, Ebu
kokulu
h1tmi ile Hanlfe (rh.a.J'ye gore ceza kurbam gerekir.
y1kamas1
EbO Yusuf (rh a) ve Muhammed (rh a )'e gore sadaka cezas1 gerekir. c;:unku
h1tml, koku degildir. Bilakis ba~1n1 y1kad1g1 e~nan ad1 verilen sabun otlan gibi bir
ottur. Ancak h1tml otu, bocekleri oldurur. Bunun ic;in de sadaka cezas1 gerekir.

[4/125] Bir ba~ka rivayete gore; EbO Yusuf (rh a), h1tml otunu kullanan bu kimseye
hic;bir ~ey gerekmez, demi~tir. Sonra gelen Hanefl fakihleri dediler ki; Bu rivayetin
yorumu ~u ~ekildedir: Kurban kesme gunu ~eytan ta~lad1ktan sonra ba~1n1 h1tml
otuyla y1karsa boyledir. Bundan once olursa EbO Yusuf (rh.a)'a gore sadaka cezas1
gerekir.

Ebu Hanlfe (rh a) ise ?Oyle demektedir: H1tml guzel kokulardand1r. c;:unku
onun pek ho~ olmasa da bir kokusu vard1r. Aynca bu otun kokusu boceklerin
olmesine neden olmaktad1r. Dolay1s1yla her iki anlamda da tam bir ihram suc;u
i~lenmi~ olmaktad1r. Bunun ic;in ceza kurbani gerekir.

ihramh ihramh kadm, ihramh iken eline kma yakarsa ceza kurbam gerekir.
kadmm kma
yakmas1 Bu nun delili, Peygamber (s av )'in iddet bekleyen kadinin k1na yakmas1n1
yasaklamas1 ve
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 233

"Ktna guze/ kokudur"210, dernesidir. c;:unku kinanin pek iyi olrnasa da ho~a
giden bir kokusu vard1r.

ihrarnl1 kad1n veya erkek, ba~1na vesrne kokusu surerse, ceza kurbani ihramhnm
ba~ma vesme
gerekrnez. kokusu siirmesi

<.;:unku vesrne guzel koku olrnay1p sadece sac;1n rengini degi~tiren bir
rnaddedir. Ancak Ebu Yusuf (rh.a.)'dan rivayet edildigine gore; ihrarnl1 ba~ina vesrne
surerse; ba~1na koku surrnesi nedeniyle olrnasa da, vesrne ile ba~1n1 kapatt1g1 ic;in
ceza kurbani gerekir. Dogru olan da budur.

ihramh bir erkek, sakahna vesme kokusu si.irerse, ceza kurbani lhramh erkegin
sakahna vesme
gerekmez. Ancak boceklerin olmesinden korkarsa sadaka olarak bir ~eyler kokusu
verir. siirmesi

<.;:unku bu ybnden ihrarn suc;u i~lerne anlarn1 bulunrnaktad1r. Arna bu ihrarn


suc;u, tam anlamda degildir. Dolay1s1yla sadece sadaka gerekir.

Allah dogruyu daha iyi bilir. Dbnup dola~1p vanlacak da O'dur.

iHRAMLININ GiYEBiLECEGi ELBiSELER


ihramlmm elleri d1~anda kald1g1 halde kaftan giymesinde bunun ic;;ine
lhramhnm
iki omzunu sokmasmda, biz Hanefilere gore, bir zarar yoktur. kaftan
giymesi
Zufer (r a); buna hakk1 yoktur, derni~tir. c;:unku kaftan diki~li bir elbisedir.
Bunun ic;ine omuzlann1 soktugu takdirde diki~li elbise giymi~ olmaktad1r. <.;:unku
kaftan genellikle bu ~ekilde giyilmektedir.

Fakat biz diyoruz ki; kaftan giyilmi~ olmas1, ellerin elbise koluna sokulmas1yla
gerc;ekle~ir. Bunu yaprnad1g1 takdirde, kaftani giyrni~ degil, ornuzlanna atm1~ olur.
c;:unku bu rida (ihrarnl1n1n omuzlanna att1g1 ihram1n ust k1srn1) giyme anlamindad1r.
c;:unku ihrarnl1, t1pk1 riday1 ornuzlanna almas1 durumunda oldugu gibi, herhangi bir
i~le ugra~t1g1 takdirde, bunu omuzlannda korurnada zorlanacakt1r. Arna ellerini
elbisenin koluna soktugu takdirde, herhangi bir i~le ugra~rna dururnunda bunu
ornzunda tutrnakta zorlanmayacakt1r. Dolay1s1yla diki~li elbise giymi~ say1lacakt1r.

210
Taberan\, e/-Mu'cemii'/-keb\r, XXlll/418; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 1111125; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
111/498.
234 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Ayn1 ~ekilde kaftan1 dugmeledigi takdirde yine bunu giymi~ olur. <;:unku
dugmeledikten sonra bunu omuzlanna al1p korumakta zorlanmayacakt1r. Bu
~ekilde bunu bir gun sure ile veya daha fazla giydigi takdirde ceza kurban1 gerekir.
Ebu Yusuf (rh a )'tan bu ~ekilde rivayet edilmi~tir .

$afil (rh a )'nin goru~une gore; diki~li elbise giydigi takdirde bir saat bile giyse
ceza gerekir. <;:unku diki~li elbise giymek ihram yasag1d1r. Dolay1s1yla ihram
yasagin1 i~lemi~ olur. Koku surunmek gibi, bir saat bile olsa ceza kurban1 gerekir.

Fakat biz Hanefiler ~oyle diyoruz: Bu, giyinme amac1yla olursa tam bir ihram
su~u say1l1r. lnsanlar aras1ndaki orfe gore ozel olarak giyinme tam bir gun sureyle
devam eder. <;:unku ki~i sabahleyin elbiselerini giyer ve bunlan geceye kadar
~1karmaz. Bir gun sureyle elbise giyerse normal elbiseden yararlanma nedeniyle,
ihram su~u tam anlam1yla olu~mu~ olur.

Bundan daha az oldugu takdirde, normal elbiseden yararlanma olmad1g1 i~in,


ihram su~u tam anlam1yla olu~mam1~ olur. Dolay1s1yla sadece sadaka cezas1 yeterli
[4/126] olur.

Ancak Ebu Hanlfe (rh a) once ~oyle diyordu: Ki~i gece olmadan, evine don up
d1~an ~1karken giydigi elbiselerini ~1karabilir. Bu durumda gunun ~ogunda
genellikle giydigi normal elbiseden yararlanma durumu meydana gelmi~ olur.
Gunun ~ogunlugu ise, tamam1 hukmundedir.

ihramh kimsenin, diki~li olmad1g1 takdirde ihramh olmad1g1 zamandaki


gibi, ipekli kuma~ ve yelek giymesinde bir zarar yoktur. Ancak aspur,
safran veya alac;ehre si.iri.ilmi.i~ kaftan giyemez.

ibn Omer (r a )'den rivayet edildigine gore Peygamber (sa v ), ihraml1 iken
safran veya vers (ala~ehre) surulmu~ elbiseyi giymeyi yasaklam1~t1. Hanefilere gore,
aspur surulmu~ elbise de boyledir.

$afil (rh.a.)'ye gore ise; aspur surulmu~ elbiseyi giymekte bir zarar yoktur.
Onun deli Ii ~udur: Osman (r.a ), Abdullah b. Ca'fer (r a )'in uzerinde ihraml1 iken
aspur surulmu~ rid a gormu~ ve bu nu yad1rgam1~t1. Bunun uzerine Ali (r a.); "Bize
sunneti ogretecek birini goremiyorum." demi~ti. Aynca aspur guzel koku degildir.
Bu, Herat Elbisesi'ne k1yas edilmi~tir. Dolay1s1yla ihraml1nin bu elbiseyi giymesinde
ise zarar yoktur.

Biz Hanefiler ise Ay~e (r a) hadisini deli I olarak al1yoruz. Ay~e (r.a ), ihraml1 iken
aspur surulmu~ elbiseyi mekruh gormu~tli. Omer b. Hattab (r a) da Tai ha (r a.)'nin
uzerindeki aspur surulmu~ riday1 yad1rgam1~, bu nun uzerine Tai ha (r.a );
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _23S

- Acele etme, Ey mu'minlerin emiri! c;:unku bu koku elbiseye sinmi~tir,


demi~tir.

Aynca aspurun pek iyi olmasa da bir kokusu vard1r. Dolay1s1yla vers (ala~ehre)
ve safran benzeridir.

Abdullah b. Ca'fer (r a )'in hadisinin yorumu ~oyledir: Abdullah b. Ca'fer


elbiseyi y1kam1~. elbise hi~ koku surulmemi~ gibi olmu~tur Abdullah b. Cafer (r a)
bu durumu biliyor, ama Osman (ra ) bilmiyordu. Ya hut Abdullah b. Ca'fer (r a )'in
ihram elbisesine aspur rengindeki meder (ozlu ~amur) surulmu~tli. Ali (r a.), ihrama
aspur rengindeki meder suruldugunu anlam1~. Osman (r a.) ise anlamam1~t1r. Bu nun
i~in Osman (r.a) bu sozunu soylemi~tir.

Herevl rengine yani cilt rengine boyanan ihram elbisesine gelince; onun
kokusu yoktu. Dolay1s1yla y1kan1p da koku etkisi kalmayan aspurlu elbiseye k1yas
edilmi~tir. Daha once a~1klad1g1m1z gibi ona bir ~ey gerekmez. Bu da onun gibidir.

Aynca koku surunmu~ elbiseyi giymekte ceza kurban1nin vacip olmasinin


takdiri, kaftan giyme konusunda a~1klad1g1m1z gibidir.

lhraml1 ayn1 ~ekilde gomlek, ~alvar veya sang1 bir gun sureyle geceye kadar ihramhnm
giimlek, ~alvar,
giydigi takdirde ceza kurban1 gerekir. Bir gunden az olursa, daha once sarik giymesi

a~1klad1g1m1z gibi, sadece sadaka gerekir.

Bununla normal ~ekilde elbise giyme kastedilmektedir. lhraml1 kimse, ~alvan


izar gibi beline alsa veya gomlegi rida gibi s1rt1na alsa yahut gomlegi ba~ina dolasa
hi~bir ~ey gerekmez. c;:unku herhangi bir i~le ugra~1rken bunu bu ~ekilde
korumakta zorlanacakt1r. Dolay1s1yla diki~li elbise giymi~ say1lmaz.

Sank, takke giymeye gelince, bununla ba~1n1 orttugu i~in ceza gerekir. c;:unku
daha once a~1klad1g1m1z gibi, ihraml1 ba~1n1 ortemez. Hi~am (rh.a.)'1n Muhammed
(rh a )'den naklettigine gore; ihraml1 izar (alt ihram bezi) bulamaz da, kemer k1sm1
hari~ olmak uzere, ~alvan par~alay1p giyerse, bu izar niteliginde olup bunu
giymesinde bir sakinca yoktur. Bunun benzeri, ihraml1n1n nal1n bulamad1g1nda
mestlerini topuklann alt1ndan kesip nalln olarak kullanmas1 konusunda nakledilen
hadisin benzeridir.

Hi~am (rh.a), Muhammed (rha)'in bu durumu ~oyle a~1klad1g1n1 [4/127)


nakletmektedir: Bu yerde topuk, ayag1n ortasindaki nal1n baglann1n dugumlendigi
eklem yeridir. Buna gore son devir Hanefl alimler ~oyle demi~lerdir: lhraml1n1n
takunya giymesinde bir sak1nca yoktur. c;:unku o, nal1n niteliginde olup topugu
kapatmamaktad1r.
236 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

Gomlek, sank, kaftan ve ?alvan bir gun boyunca geceye kadar giymenin
cezas1 bir kurband1r. Cunku burada ihram su~unun cinsi ve amac1 birdir. Arna~
diki?li elbise giymekten yararlanmakt1r. Bunun cezas1 ise bir kurband1r. Nitekim
butUn ba?1n1 t1ra~ etse de oyledir.

lhramhmn Yuzunu bir gun boyunca orterse ayni ?ekilde bir ceza kurbani gerekir. $afil
yiiziinii, ba~im (rh.a )'nin goru?une ayk1n olarak, biz Hanefllere gore daha once a~1klad1g1m1z gibi
ortmesi
ihraml1 yuzunu de ba?1ni da ortemez.

lhramda ~eneyi kapatmanin yasak oldugu ~eklinde bir hadis nakledilmi~tir.


Cene ise yuzun bir k1sm1d1r. Bundan anl1yoruz ki, ihraml1 yuzunu ortemez.
lhramhnm para
kesesi, ku~ak, Beline baglamak uzere, i~inde harcayacag1 paras1 oldugu durumda
kemer ku~ak ve kemer ku~anmasmda bir zarar yoktur.
kullanmas1

Rivayet edildigine gore Ay~e (r.a.)'ye;

-lhraml1 para kesesi takabilir mi? diye soruldu. Ay?e (ra );

-Harcayacag1n paray1 diledigin ~ekilde bagla, diye cevap verdi.

Abdullah b. Abbas (ra.)'in rivayet ettigine gore Peygamber (s av.);

:.iil; ~J ~J ~ .:i1:•ti1 ~-A~~~ L:.~ r? ~ ~ ~1


"/hramlmm, ic;inde harcayacag1 paray1 sak/ad1g1 para kesesini beline
baglamasmda bir zarar gormemi~ti." 211

Malik (rh.a.); para kesesinin i~inde ihraml1nin kendi harcayacag1 para varsa bir
zarar yoktur. Arna para kesesinde ba~kas1n1n harcayacag1 para varsa bu keseyi
kullanmas1 mekruhtur, diyordu. Cunku ba?kasinin paras1n1 ta?1maya ihtiya~ yoktur.

Fakat biz Hanefller ?Oyle diyoruz: Para kesesi ve kemerin caiz olu?U, diki~li
elbise giyme anlam1nda olmamas1 yonundendir. Bu konuda kendisinin veya
ba~kasinin parasin1 ta?1mas1 ayn1d1r.

ihramhmn Ebu Yusuf (rh a) ise, ihraml1nin ipekten yap1lan kemer kullanmas1n1 mekruh
elbiseyi gormektedir. Bazllanna gore bu diki?li elbise anlam1ndad1r. Bazllanna gore ise; bu
boynuna
atmas1 goru~. Ebu Yusuf (rh a)'un ipekli elbisenin az1n1n veya ~ogunun erkeklere tahrimen
mekruh (harama yak1n ~irkin fiil) oldugu ~eklindeki temel anlay1~indan
kaynaklanmaktad1r.

211
Abdurrezzak, Musannef, 111/41 O; Darekutni, SOnen. 11/233; Taberani, el-Mu'cemO'/-kebir, YJ327;
Beyhaki, es-SOnenO'/-kObra, V/69; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, 111/523.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _237

ihramh kimse elbiseyi boynuna atabilir. Arna boynuna baglayamaz.

(unku boynuna baglad1g1 zaman bunu korumakta zorlanmayacak, dolay1s1yla


diki~li elbise giyme anlaminda olacakt1r. Ayn1 ~ekilde elbiseyi izar (alt pe~tamal)
olarak kulland1g1 zaman da boyledir.

lzanni (belinden a~ag1ya sard1g1 ihram1n1) ip ve benzeri ~eyle baglamas1 lhramhmn


izarm1
gerekmez. baglamas1

Rivayet edildigine gore; Peygamber (s av), izann1n uzerine ip baglayan bir


adam1 gormu~;

-"Bu ipi at, yaz1k sana"212 , demi~ti.

Ayni ~ekilde ridas1n1 dugmelemesi de mekruh olur. lhramlmm


ridas1m
(unku bu durumda ridas1n1 korumakta zorlanmayacakt1r. Fakat bununla diigmelemesi

birlikte boyle yapt1g1 takdirde bir ~ey gerekmez. (unku ihraml1ya yasak olan, diki~li
elbise giymekten yararlanmakt1r. Burada bu anlam bulunmamaktad1r.

ihramlmm ba~1n1 sarmas1 da mekruhtur. Bir gun boyunca geceye lhramhmn


kadar ba~1n1 sararsa sadaka gerekir. ba~1m
sarmas1
(unku ba~1nin bir k1smin1 sarg1yla ortmu~ olmaktad1r. Halbuki ba~in1 ortmesi
yasakt1r. Ancak ba~indan az bir k1smin1 orterse, ihram suc;u tam olarak
gerc;ekle~medigi ic;in, sadaka cezas1 yeterlidir. Herhangi bir hastal1k nedeniyle veya
hastal1k olmaks1zin vucudundan bir yeri sarg1yla sararsa bir ~ey gerekmez. (unku
ihraml1nin ba~ ve yuz d1~1nda, vucudun diger yerlerini ortmesi yasaklanmam1~t1r. [4/128]
Ancak daha once ac;1klad1g1m1z gibi, ihraml1n1n izar ve riday1 baglamas1 mekruh
oldugu gibi, herhangi bir hastal1k olmaks1z1n, bu da mekruhtur.
lhramlmm
ihramh erkek, ba~mm veya yuzunun dortte birini bir gun boyunca ba~1m veya
yiiziiniin
orterse, ceza kurbani gerekir. Bundan daha az sureyle orterse sadaka dortte birini
cezas1 gerekir. bir giin
ortmesi
EbO Yusuf (rh a )'dan rivayet edildigine gore; ihraml1 erkek, ba~1n1n c;ogunu
orterse ceza kurban1 gerekir. Ba~1nin bir k1sm1n1 orterse sadaka gerekir. (unku
ba~1n bir k1sm1n1n ortlilmesiyle tam ihram suc;u olu~maz. Azl1k ve c;okluk
kar~ila~t1rma ile belirlenir. Bu, EbO Yusuf (rh a )'un Mesai/'deki as1I kural1d1r.

212
~afi1, Musned, 1/119; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, V/51
-
238 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
Zahiru'r-rivaye'de ~oyle denilmi~tir: T1ra~ta oldugu gibi, ba~la ilgili ihram sui:;u
konusunda ba~in dortte birinin hukmu, tamam1n1n hukmu gibidir. (unku ba~in bir
k1sm1n1n ortulmesi, genellikle TUrklerin ve ba~ka milletlerin yapt1klar1 ozel bir
yararlanma ~eklidir. Ba~in bir k1sm1n1 t1ra~ etme mertebesindedir.
Kadmm
lhraml1 kadin ise; yuzu d1~1nda bedeninin her yerini orter. Guzel koku
ihram
~ekli surulmu~ (t,r.-A,) elbise d1~1nda, diki~li veya diki~siz her i:;e~it elbise giyebilir.

(unku ihramli kad1n, giymeye ihtiyai:; duymad1g1 hususlarda ihraml1 erkek


gibidir. Giymeye ve ortmeye ihtiyai:; duydugu ~eylerde ihramli kad1nin durumu,
daha once ai:;1klad1g1m1z gibi, erkegin durumundan farkl1l1k arzeder.

lhramh kadmm eldiven giymesinde hic;bir zarar yoktur.


lhramh
kadmm Rivayet edildigine gore; Sa'd b. Ebu Vakkas (ra.)'in k1zlar1 ihraml1yken eldiven
eldiven. tak1
kullanmas1, giyiyorlard1.
ipek giymesi
lhramh kadm, ipekli elbise giyebilir ve ziynet tak1lar1 takabilir.

Ata (rh.a.), kadinlarin ihramli iken tak1 takmasin1 mekruh goruyordu. Dogrusu
bunda bir zarar olmad1g1d1r. Abdullah b. Omer (rh.a.)'in, han1mlar1 ihraml1 iken tak1
kullanmazlard1.

(unku;

~) ;_,.. ~').K ~j ·: ::i4 ~c;)a; ~i_;1 ~j ~~').., ~' J~) t.>lJj


"Peygamber (s.a.v), uzer!erinde a/tin bilezik/er olan iki kadm1 Beytullah'1 tavaf
ederken gormu~tU. "213 Bu had is, bunda zarar olmad1g1na delildir.

Guzel koku surl.ilmu~ elbise mustesna, kadma ihramh olmad1gmda


giymesi helal olan her c;e~it elbise, daha once ac;1klad1g1m1z gibi, ihramh
oldugu zaman da helaldir.

lhramh ihramh kadmm, ba~ortusunu yuzune dokunmayacak ~ekilde ba~mdan


kadmm yuzune sark1tmasmda bir zarar yoktur.
pe~e, ba~
atk1s1
Bunu Ay~e (r a )'den nakletmi~tik . (unku yuzun ortUlmesi yuze dokunmayan
kullanmas1
bir ~eyle degil, yuze dokunan bir ~eyle geri:;ekle~ir. Yuze dokunmayan ortU, ihraml1
kad1nin i:;at1 altina girmesi anlam1ndad1r.

lhraml1 kadin1n, pei:;e takmas1 mekruhtur.

213
Tirmizi, Zekat 12; Zeylei, Nasbu'r-raye, 11/167.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 239

(unku pe~e, yuze temas eder.

lhraml1 erkek, kendisine helal olmayan elbise veya mestleri zaruret lhramhrnn
yasak giysiyi
durumunda bir gun ve daha fazla sureyle giyerse Li~ kefaretten diledigini se~er. oziir
nedeniyle
Daha once a~1klad1g1m1z gibi ceza kurban1 gereken durum, zaruret yeri giymesi

d1~1nda diki~li elbise giyme durumudur. Eger diki~li elbiseyi zaruret nedeniyle
giyerse Li~ kefaretten diledigini tercih eder.

Rakkiyyat adl1 kitapta Muhammed (r a )'den rivayet edildigine gore; ihraml1,


gomlek giymek zorunda kal1rsa ve iki gomlek giyerse Li~ kefaretten diledigini se~er.
Bir gomlek giymeye mecbur kal1rsa ve gomlekle birlikte sarik veya takke giyerse
takkeyi giyme durumunda ceza kurban1 gerekir. Gomlek giyme hususunda Li~
kefaretten birini tercih eder. (unku birinci bolumde zaruret durumunda fazlal1k
vard1r. Dolay1s1yla bu durum yeni ba~layan bir ihram su~u olu~turmaz. Nitekim
gomlek giymek zorunda olup cubbe giyse de yine boyledir.

lkinci bolumde ise zaruret durumu d1~1nda bir fazlal1k vard1r. Dolay1s1yla yeni
ba~layan bir ihram su~u olu~makta, bu yeni ihram su~una onun geregi olan yeni
ceza gerekmektedir.

ihramh erkek, diki~li elbiseyi zaruret geregi gi.inlerce giyse ve


geceleyin bu elbiseyi ihtiyac1 olmad1g1 i(,;in degil, sadece uyku i(,;in f,;1karsa;
bu durum tek ihram suf,;u say1hr.

Halbuki zaruret ortadan kalkt1g1 i~in diki~li elbiseyi ~1karm1~ olsa, sonra da yine
bu elbiseyi giymeye ihtiya~ duysa; ikinci durumda ikinci bir kefaret gerekir. (unku
birinci zaruretin hukmu ~ifa ile birlikte sona ermi~ olmaktad1r.

Bu durum, daha once anlat1lan, i~inde guzel koku bulunan bir ila~la bir yaray1
defalarca tedavi eden kimsenin durumu gibidir. Bu kimse iyile~medigi surece,
sadece bir kefaret gerekir. iyile~irse, iyile~tikten sonra ba~ka bir ~1ban ~1karsa onu
da guzel kokulu ila~la tedavi ederse, bu durum ikinci bir ihram su~u say1l1r.

lhraml1da ate~li bir hastal1ga yakalan1p ate~li hastal1k oldugu gun bu elbiseyi
lhramhnin
giyip diger gunlerde giymezse, bu giydigi gunlerin tamam1nda tek ihram su~u ate~li
i~lemi~ say1l1r ve sadece bir kefaret vacip olur. (unku bu durumda ihraml1y1 diki~li hastahktaki
durumu
giymeye muhta~ kilan hastal1k devam etmektedir.

Gormez misin, ihraml1 gune~te otursa ve diki~li elbise giymeye ihtiyac1 olmasa,
gune~ gidince de diki~li elbiseye muhta~ olsa ve tekrar diki~li elbise giyse bu ikinci
giyme bir ihram su~u sayil1r m1? Hay1r, hastal1k devam ettigi surece hepsi tek bir
ihram su~u olu~turur. Dolay1s1yla Li~ kefaretten diledigini verebilir.
-
240_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Yoksullara yemek yedirme kefaretini tercih ederse ve yoksullan davet edip


on Iara ogle ve ak~am yemegi yedirirse Ebu Yusuf (rh a J'un goru~une gore bu
yeterlidir. Muhammed (rh a J'in goru~une gore yeterli degildir. Ebu Yusuf (rh.a.),
normal olani dikkate alm1~ ve ~oyle demi~tir: Bu yemek, diger kefaretler gibi
kefaret yemegi olup ogle ve ak~am yemek yedirmekle yerine getirilmi~ olur.

Muhammed (rh a) ise ac;1k deli lie belirtilen hususu deli I olarak alm1~ ve ~oyle
demi~tir: Bu konuda ac;1k delille belirtilen husus, sadakad1r Allahu Teala'nin;

~ " ... ..!J...:;


,,
'
;. 1-
...,;
;_;:w,
-
:I'
J'\; ~ l:..,p
,, ....
: .... •~14;- ... "~
'-' " .. ..

" ... Bunun cezast: oruc; veya sadaka yahut kurban olarak verilecek fidyedir" (el-
[4/129]
Bakara, 2/196) ayeti buna delildir.

Dolay1s1yla Muhammed (rh.a )'e gore zekat ve f1t1r sadakas1 gibi, "Sadaka"
sozcugu ile lafz1yla bildirilen hususlar, mubah olan yemek yedirme ile yerine
getirilemez.
lhramhnm
yasak lhramh, gomlegini giyse, di.igmelemese bile ceza gerekir.
giysileri
giyme c;:unku gomlek giymekle tam anlam1yla diki~li elbiseden yararlanmaktad1r.
~ekillerinde
durum c;:unku gomlegi dugmelemese de onu koruma hususunda zorlanmayacakt1r.

ihramhnm ~al orti.inmesinde bir sakmca yoktur.

c;:unku bu rida niteligindedir. Fakat dugmelemesi mekruhtur. Bu goru~


lhramhnm
mest ve Abdullah b. Omer (r.a J'in goru~udur. lbn Abbas (r a.) ise, bunda hic;bir zarar yoktur,
~orap
giymesi demektedir. c;:unku sal, diki~li degildir. Biz HanefTler, lbn Omer (r.a )'in goru~unu
almz. c;:unku bunu dugmelediginde bunu koruma hususunda zorlanmayacak,
dolay1s1yla diki~li elbise giymi~ gibi olacaktir.

ihramh erkek, mest giyemeyecegi gibi <;orap da giyemez.

Bunu daha once ac;1klam1~t1k.


lhramhnm
~ad1r
kurmas1 ihramlmm golgelenmesi i<;in <;ad1r kurmasmda biz Hanefilere gore bir
zarar yoktur.

Malik (rha) ise bunu mekruh goruyor. Bu goru~, Abdullah b. Abbas (ra.J'dan
da rivayet edilmi~tir .

Fakat biz Hanefller ~unu al1nz: Osman (r.a.) ihraml1 iken c;ad1r kurard1. Ammar
b. Yasir (r.a.) de s1cakltktan rahats1z oldugu zaman elbisesini bir agar:; ustUne atar,
bu agacin alt1nda golgelenirdi. Aynca ihraml1nin evin tavan1 alt1nda
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _241

golgelenmesinde de bir sakinca yoktur. <.;:unku bu bedenine dokunmamaktad1r.


<.;:ad1r da bunun gibidir. [4/130]

ihramh, Kabe orti.isi.ini.in altma girse, hatta onu i.izerine ortse; bu orti.i
lhramlmm
ba~ma ve yi.izi.ine dokunuyorsa, ba~1m ve yi.izi.ini.i ortmesi nedeniyle Kabe orti.isi.i
mekruh olur. Ba~ma ve yi.izi.ine dokunmuyorsa bir zarar yoktur. Bir ~ey de altma
girmesi
gerekmez.

c;:unku ba~I ortme, bedenine dokunan bir ~eyle ger~ekle~ir. Buna gore
lhramhnm
ihraml1, ba~1nda legen ve tekne gibi ba~1 orten elbise cinsinden olmayan bir ~ey ba~mda
e~ya
ta~1sa; bir ~ey gerekmez. c;:unku kendisiyle ba~ ortulmeyen ~eyi kullanm1~ degil, ta~1mas1

ta~1m1~ olmaktad1r. Gormez misin, emanet~i, ba~kas1na ait olan, kendisiyle ba~
ortulmeyen ~eyi kullanm1~ degil, ta~1m1~ olsa, odemez. Ancak ba~inda ta~1d1g1 ~ey,
ba~1 orten elbise cinsinden bir ~ey ise; ceza gerekir.

ihramh, uyurken bir adam onun yi.izi.ini.i ve ba~1m bir gi.in si.ireyle lhramhnm
uyurken
ortse, ceza kurbam gerekir. Ceza konusunda ba~kasmm ihramhya yapt1g1 ba~mm
~ey, kendi yapt1g1 ~ey gibidir. Halbuki gi.inah noktasmda bu iki ki~inin orti.ilmesi

durumu farkhd1r.

ihraml1 iken ba~1n t1ra~ edilmesi ve cinsel ili~kide bulunma konulannda bu


durumu a~1klam1~t1k. Uyku ozru, uyuyan kimseye cezan1n vacip olmasina engel
degildir. ihraml1n1n, uyku s1ras1nda bir av hayvan1n1n uzerine yuvarlan1p bu av
hayvan1n1 oldurmesi durumu da ayn1 ~ekildedir.

<;ocuk yerine babas1 ihrama girse ve ihramhnm sakmd1g1 ~eylerden


c;;ocugunu sakmd1rsa; ama c;;ocuk diki~li bir elbise giyer veya gi.izel koku
kullamr veyahut avlamrsa biz Hanefilere gore bir ~ey gerekmez.

$afil (rh.a.) ise, ~ocugun uzerine zekat farz olur, temel kural1na gore; ~ocuga
da aynen erginlik ~agina eren yukumlu gibi mall kefaretin vacip oldugu ve velisinin
bu kefareti ~ocugun malindan odemesi gerektigi goru~undedir.

Biz Hanefllere gore; mall veya bedenl kefaretin vacip olmas1 konusunun ilahl
emirle yukumlu olmaya bagl1 bulunmas1 noktas1nda mall ve bedenl kefaret
aras1nda fark yoktur. c;:ocuk, ilahl emirle yukumlu degildir. Aynca ~ocugun ihrama
girmesi terbiye i~indir. Dolay1s1yla bu gibi davran1~lar nedeniyle ~ocuk i~in ihram
su~u olu~maz. <.;:unku babas1n1n ~ocuguna zarar verecek hususlarda onu bor~lu
k1lma yetkisi yoktur.

Babasinin ihram1na girmesinin ihram yasaklanndan sak1nma konusunda


~ocugunu bor~lu klld1g1n1 ve ona kefareti vacip klld1g1n1 soylersek, babas1n1n
-
242 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt

ihramdaki kullan1m1 ona bak1p gozetme niteligi ile degildir. Bundan dolay1 biz, bu
durumu ~ocugu bor~lu kllmayan bir terbiye davran1~1 olarak kabul ettik. Dolay1s1yla
ihram yasag1 nedeniyle ~ocuga ceza gerekmez. Ancak baba, terbiye ve al1~kanl1g1n
ger~ekle~mesi i~in ~ocugunu bu ihram su~unu i~lemekten yasaklar.

HACVEUMREYAPMAYIADAMAK
Yiiriiyerek Bir kimse Beytullah'a yi.iri.iyerek haccetmeye yemin etse, sonra da bu
hac adamak adagmdan dense; o kimseye istihsan deliline gore bir hac veya bir umre
gerekir. K1yasa gore ise bir ~ey gerekmez.

(unku adag1n yerine getirilmesi yukumlulugu, dlnen (~er'an) vacip olan ayn1
cinsten bir ibadetin bulundugu ~eylerde ge~erli olur. Beytullah'a yaya olarak gidip
haccetmek cinsinden dlnen (~er'an) vacip olan bir ibadet yoktur. Dolay1s1yla bu
adag1n yerine getirilmesi yukumlulugu ge~erli olmaz.

Bunun a~1klamas1 ~oyledir: Yukumluluk alt1na girme, sozle olur. Yuruyerek


yapacag1 ~eklinde dile getirdigi soz, ittifakla onu yukumlu kllmay1nca; onun hac
veya umre yapacag1 ~eklinde dile getirdigi sbz oncelikle onu yukumlu kllmaz. Fakat
biz Hanefller Ali (r.a.)'nin; Beytullah'a yaya olarak hacca gitmeyi adayan kimsenin
hac veya umre yapmas1 gerekecegi hakk1ndaki hadisi nedeniyle k1yas1 terk ettik.
Halk arasinda yayg1n olan orfe gore; insanlar bu sozu an1yor ve bununla kurban
yukumlulugu alt1na girme amacin1 ta~1yorlard1. Soz, mecaz olarak ba~kas1 yerine
konulan bir ifade oldugu takdirde, onun ger~ek anlam1 dikkate al1nmaz.

Sanki bu mecazl sbz, ger~egin yerine konulmu~ gibi kabul edilir. (unku o ki~i,
[4/131] Beytullah'a ihrams1z ula~amaz. Bu ki~i, sanki bu sozle ihrama girme yukumlulugu
alt1na girmi~tir. lhram ise, hac veya umre gibi, iki ibadetten birini yerine getirmek
i~indir. Sanki bu sozle o ~ocuk, kendisini ihramdan ~1karacak ~eyin yukumlulugu
alt1na girmektedir. Bu nedenle ona hac veya umre gerekir. Yukumluluk alt1na
girdigi gibi, Beytullah'a kadar yurur.

Yuruyerek haccetmeyi adayan kimse, binege bindigi takdirde, Ukbe b. Amir


(r.a.) hadisinden dolay1 kurban keser. Ukbe (r.a.);

-Ya Resulullah !.. K1z karde~im hacca yaya olarak gitmeyi adad1, dedi. Bu nun
uzerine Peygamber (s av.);
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 243

-"Allahu Teala'mn ktz karde~ine i~kence etmeye ihtiyaCt yoktur. Ona emret.
Binege binsin ve kurban kessin"214, buyurdu.
Aynca yuruyerek haccetmek daha faziletlidir. Cunku Allahu Teala bir ayette
yaya haccedenleri binekle haccedenlerden once anm1~ ve ~oyle buyurmu~tur:

"Sana yaya olarak ve binekler Ozerinde gelsinler." (el-Hacc, 22/27)

Bu nedenle ibn Abbas (r.a.), gozleri gormez olunca yaya olarak hac
yapmad1Q1na uzulurdu. Peygamber (s.a v.)'in torunu Hasan b. Ali (r a), yan1 ba~1nda
develer surulurken hacca yaya olarak gidiyordu. Hasan (r.a.)'a;

-Binege binmeyecek misin? denildi. Hasan (r.a.) ~oyle cevap verdi:

-Ben Resulullah (s av )'in ~oyle buyurdugunu i~ittim:

"Kim hac yolunda yOrOrse, Allah o kimseye her adtm nedeniyle Harem
75
hasenelerinden bir hasene yazar2 ". Peygamber (sa v)'e:
-Harem haseneleri nedir? diye soruldu.

~ ~l~~: - ~ ;.i.-1)1

-"Bir Harem hasenesi, yedi yOz kat sevapttr.216 " buyurdu.


Yuruyerek haccetmek daha faziletli olduguna gore; biz Hanefller ~oyle
diyoruz: Yaya yuruyerek haccetmeyi adam1~ olan hac1, binege bindigi takdirde,
yukumlulugu altina girdigi ibadetten daha noksan olan1 yerine getirmi~ olmaktad1r.
Dolay1s1yla bundan dolay1 ona ceza gerekir.

-Ebu Hanlfe (rh.a ), hac yolunda yurumeyi mekruh gordugu ha Ide, bu nas1I
dogru olabilir? denirse; deriz ki:

-Boyle degildir. Ebu Hanlfe (rh a) sadece oru<;lu iken yaya olarak haccetmeyi
mekruh gormu~tur. "Hem oru<;lu hem de yaya olarak haccettiQi takdirde ahlak1

214
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/252; Darim1, NuzOr ve'l-eyman 2; Buhar1, Eyman ve'n-nuzOr 31; EbO
DavOd, Eyman 19; Tirmiz1, NuzOr ve'1-eyman 10.
215
ibn Huzeyme, Sahih, 11/244; Taberan1, e/-Mu'cemu'/-keblr, Xll/105; Hakim, Mustedrek, 1/631;
Beyhak1, es-Sunenu '/-kubra, X/78; Heysem1, Mecmau 'z-zevaid, 111/480.
216
ibn Huzeyme, Sahih, 11/244; Taberan1, e/-Mu'cemu'/-keb1r, Xll/105; Hakim, Mustedrek, 1/631;
Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, X/78;Heysem1, Mecmau'z-zevaid, 111/480.
-
~44 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

kotlile~ir ve arkada~1yla tart1~1r." demi~tir. Oysa ihraml1 iken tart1~ma


yasaklanm1~t1r. Hac1 yaya olarak haccetmeyi tercih ederse. mezhebin dogru olan
goru~une gore, evinden ba~layarak yaya olarak haccetmesi gerekir.

Hanefi alimlerden baz1lar1 ise; mlkattan ba~layarak yaya olarak haccetmesi


gerekir, demi~lerdir. t::unku bu kimse ibadette yuruyerek yapma yukumlulugu
alt1na girmi~tir. Buna mlkatta ihrama girdigi anda karar vermi~tir. Fakat yayg1n olan
adete gore insanlar bu sozle evlerinden itibaren yurumeyi kastetmektedirler .

Alive ibn Mes'ud (r.a );

"Allah i<:;in hac ve umreyi tamamlayin. "(el -Bakara 2/196) ayeti hakk1nda;
"Hamn ve umrenin tamamlanmas1, ailesinin evlerinden itibaren hac ve umre
niyetiyle ihrama girmendir." demi~lerdir.
Buna gore hac1nin ihrama girmede as1I mlkat1, evidir. Fakat ihrama girmeyi
mlkata kadar ertelemesi hususunda izin verilm i ~tir. Evinde ihrama girerse, evinden
itibaren yaya olarak haccedecegi hususunda herhangi bir problem yoktur . lhrama
girmeyi mlkata kadar ertelemesi durumunda ise yukumluluk alt1na gird igi ~ekliyle,
ayni ~ekilde evinden itibaren yaya olarak hacceder, deriz.

Yuruyerek hacceden ki~i. ziyaret tavaf1'n1 yapincaya kadar binege binmez.

t::unku ihramdan tam anlam1yla c;1kma, ziyaret tavaf1yla gerc;ekle~mektedir.


Han1mlarla cinsel ili~kide bulunma hakk1nda ihramdan tam anlam1yla c;1 kma
durumu, ziyaret tavaf1ni yerine getirmekle mumkun olmaktad1r.

Yuruyerek Mekke'ye giden ki~i, umreyi tercih ederse, umre gorevlerini, t1ra~
oluncaya kadar yaya olarak yapar.

Bu umreyle farz olan harn birle~t i rip k1ran harn yaparsa bu da gec;erli olur .
t::unku k1ran haccina niyet eden kimse, hem hac hem de umre ibadetini tam
olarak yerine getirmelidir. Bu kimse, umre ibadetini adamak suretiyle yukumlOIOk
alt1na girmi~tir. Harn ise uzerine farz olan hacd1r. Boylece bu iki ibadeti tam ve
kamil anlamda yapm1~ olmaktad1r. Dolay1s1yla k1ran kurban1 kesmesi gerekir. Eger
binege binmi~se, k1ran kurbanindan ayri olarak binege bindigi ic;in ayr1ca bir ceza
kurbani gerekir.

Hae Hae ve umre konusunda uzerine kurban vacip olan her ki~inin, bu
kurbammn
ortak kurban s1g1r ve deve ise, bu kurbana kendisinden ba~ka kendilerine
kesilmesi kurban vacip olan alt1 ki~iyi ortak etmesi caizdir.
H a c Kitab1 245

Gormez misin, Peygamber (s.a.v.) Hudeybiye Y1l1'nda ashab1n1n buyuk ba~


kurbanlarda yedi ki~inin ortak olmas1n1 caiz gbrmu~tU. Bunun caiz olmas1 [4/132]
hukmunde bu kimselere vacip olan kurban cinsinin ayn1 veya farkl1 olmas1 aras1nda
bir fark yoktur.

Oyle ki, bir k1sm1 temettu' harn kurban1, digerleri ihsar (hac veya umrenin
tamamlanamamas1) kurbani ve ihraml1 iken avlanma nedeniyle ceza kurbani
maksad1yla kurban kesiyorlarsa, bu da caizdir. Baz1lan et alma maksad1 ta~1yorlarsa
caiz olmaz.

Vacip olan, Allah'a yakla~ma anlam1nda kan ak1t1lmas1d1r. Allah'a yakla~ma Kan ak1t1lmadan
kurban olur
anlam1nda kan ak1t1lmas1 ise bolunmez. Ayni kurbana ortak olan yedi ki~iden mu?
bazilar1 et alma maksad1 ta~1yorlarsa bu kurbanda halis olarak Allah'a yakla~ma
anlam1 bulunmuyor, demektir.

Allah'a yakla~ma ybnlerinin farkl1l1g1 konusunda ise; ayni kurbana ortak olan
bu yedi ki~iden her biri, sadece Allah'a yakla~ma anlamin1 kastetmektedir.
Dolay1s1yla bu durumda vacip yerine getirilmi~ olmaktad1r.

Yedi ki~iden her birinin Allah'a yakla~ma niyeti ayni cins ise, bu benim ic;:in
Herhangi bir
daha guzeldir. <;:unku Allah'a yakla~ma anlam1ndaki kurbanlar farkl1 farkl1 olup mescide
yiiriiyerek
kefaret kurbanlan gibi baz1 kurbanlann etinden yemek zenginlere helal degil iken; gitmeyi
baz1 kurbanlann etinden yemek ise, zenginlere de helaldir. Kurbandaki niyet cinsi adamak

ayni ise, kurban nedeniyle Allah'a yakla~ma anlam1 ayni olmaktad1r. Dolay1s1yla
caiz olmaya daha yak1nd1r.

ihramh, Beytullah'a yi.iri.iyerek haccetmeyi adam1~. ama bununla


Mescid-i Nebevi'ye, Beyti.ilmaktis'e veya bir ba~ka mescide gitmeye niyet
etmi~se, o kimseye bu nedenle hi~bir ~ey gerekmez.

Bu kimsenin niyetinin gec;:erli olmas1, bunun sbzune uygun olmas1


nedeniyledir. <;:unku butUn mescitler, Allah'1n evleridir. Allahu Teala ~oyle
buyurmaktad1r:

"Allah o evlerin yuce!mesine ve ic;:lerinde admm am!masma izin vermi~tir.


Orada sabah-ak~am O'nu tesbih eder!er. "(en-Nur 24/36)
Niyetiyle yapt1g1 takdirde, bu sozle ifade edilmi~ olan niyet gibidir. Dolay1s1yla
o kimseye hic;:bir ~ey gerekmez. <;:unku diger mescitlere ihrams1z girmek mubaht1r.
Dolay1s1yla ihrama girme yukumlulugu alt1nda degildir. Buna gore "Ben Beytullah'a
gidiyorum ", derse; bun a vaad anlam1yla niyet ederse bu kimseye hic;:bir ~ey
246_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

gerekmez. c;:unku vaatler yukumluluk gerektirmez. Fakat vaadin yerine getirilmesi


mendub olur. Bu ifadesiyle adak adamaya niyet etmi~se, adak olur. Hic;bir niyeti
yoksa, bu da ayn1 ~ekilde adak sayil1r.

Mescitlerden herhangi birine niyet etmezse, bu niyet, yaygin adet nedeniyle


ayni ~ekilde Kabe ic;in yapilm1~ say1l1r. c;:unku insanlar bu ifadeyi mutlak olarak
kulland1klan takdirde bununla Kabe'yi kastetmektedirler. Buna gore "Yuruyerek
Mekke'ye ya da Kabe'ye gitmek benim uzerime borc;tur." ifadesiyle
"BeytUlmaktis'e yuruyerek gitmek benim uzerime borc;tur." ifadesi ayn1d1r.
Harem'e ya da
Mescid-i Bir kimse; "Harem bolgesine ya da Mescid-i Haram'a yi.iri.imek benim
Haram' a
yiiriimeyi i.izerime borc;tur." derse; Ebu Hanlfe (rh.a.)'nin gori.i~i.ine gore, k1yas yoluyla
adamak bu kimseye bir ~ey gerekmez.

c;:unku insanlar daha once gec;en uc; sozden farkl1 olarak, bu sozu genellikle
hac ve umre yapmay1 borc;lanma maksad1yla kullanmamaktad1rlar. Aynca Mescid-i
Haram Kabe'nin avlusu niteligindedir. Harem bolgesi ise Mekke'nin avlusu
niteligindedir. Dolay1s1yla avlunun an1lmas1, asl1n anilmas1 anlam1nda kabul
edilmez. Bilakis bu ifade, "Allah ic;in Safa'ya ya da Merve'ye ya hut makam-1
lbrahim'e gitmek benim uzerime borc;tur." demek gibi kabul edilir. Dolay1s1yla
bundan dolay1 bir ~ey gerekmez.

EbO Yusuf (rh a) ve Muhammed (rh a) ise, bu iki bolumde de ihtiyat veya
istihsan yolunu tutuyoruz, demi~lerdir. c;:unku Harem'e veya Mescid-i Haram'a
ancak ihramla ula~ilabilir. Dolay1s1yla ki~i. bu ikisine niyet etmekle ihrama girme
yukumlulugu alt1na girmi~ olmaktad1r.

Mekke'ye Bir kimse; "Mekke'ye yolculuk yapmak, Mekke'ye gitmek, Mekke'ye


gitmeyi
adamak gelmek, Mekke'ye binekle gitmek benim i.izerime borc;tur", derse; o
kimseye bir ~ey gerekmez.

ButUn bu sozlerde k1yas ayn1d1r. Fakat insanlann hac veya umre


[4/133] yukumlulugunu orf olarak kabul ettikleri hususlarda bu orf nedeniyle k1yas1 terk
ettik. Orf olmayan meselelerde k1yas1 kabul ettik.

Bir kimse; "Falanla konu~ursam, onunla konu~tugum gun Allah ic;in benim
Falanla
konu~tugum uzerime hac bore; olsun", derse; bu ifadesiyle o kimseyle konu~tugu gun uzerine
giin hac
iizerime hacc1n vacip olduguna niyet etse, diledigi zaman yerine getirmek uzere o kimsenin
bor~ olsun uzerine hac vacip olur.
demek
lhrama girip niyet etmedigi surece bu ifadesiyle hacca niyet etmi~ olmaz. Bu
ifade, aynen "Haccetmek bugun benim uzerime bore; olsun." demek yerinde olup
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 247

bu ifadeyi kullanan kimsenin uzerine hae vaeip olur. Aneak bu hae ic;in diledigi
zaman ihrama girip niyet eder. c;:unku bu kimse, hae yapma yukumlulugu alt1na
girmi~ bulunmaktad1r.

Hae veya umrenin yapllmas1na ba~lan1lmas1, diger ibadetlerde oldugu gibi


yukumluluk alt1na girmekle baglant1l1 degildir. c;:unku bir kimse; "Bugun oruc;
tutmak, Allah ic;in benim uzerime bore; olsun." derse bu adag1yla oruc;lu olmaz.
lhrama niyet etmek, hae veya umre ibadetini yapmaya ba~lamakt1r. Dolay1s1yla
bununla yukumluluk sabit olmaz.

Aynea ki~inin kendi uzerine vaeip k1ld1g1 bir adak, Allahu Teala'nin onun
uzerine vaeip k1ld1g1 ~eyle dikkate al1nir. Hae ic;in gerekli az1k ve binegin varl1g1
nedeniyle uzerine hae farz olan kimse, sadeee bu farz olu~ nedeniyle ihrama girmi~
say1lmaz. Ayn1 ~ekilde sadeee adamak nedeniyle ihrama girmi~ olmaz. Ada ma
anmda
Adakla birlikte in~allah ifadesini kullanirsa o kimseye hi~bir ~ey in~allah
demek
gerekmez.
c;:unku in~allah ifadesi sozu azlmet olmaktan c;1kanr. Hz. Peygamber (s.a.v.)

~oyle buyurmu~tur:

cl&.~ 9j
-- -
~::· I - -~
.....,...... J to?
·t
J ~
-')11, ..jl;.. : -
~ l..r"

"Kim bir bo~ama veya koleyi ozgur kilma konusunda yemin eder ve in~al!ah
derse onun yemininin bozulmas1 gerc;ekle~mez. "
217

Eger bir kimse, ba~ka kimseye; "Sen dilersen benim uzerime hac bor~ Hae yapmay1
ba~kasmm
olsun." derse; o kimse de; "Ben de bunu diledim." derse o kimsenin dilemesine
b1rakmak
uzerine hac bor~ olur.

c;:unku adag1n bir ko~ula baglanmas1 gec;erlidir. Bunu bir ki~inin dilemesine
bagl1 k1larsa, o ki~i de bunu dilerse sanki bu durumda adag1 i~lemeye soz vermi~
gibi olur. Dolay1s1yla bo~ama ve koleyi ozgur kilmak gibi, adak da o kimse ic;in
gerekli olur.

Bir kimsenin, "Benim uzerime hac bor~ olsun." demesi; "Allah i~in Uzerime hac
bor~ olsun
benim uzerime hac bor~ olsun." demesi gibidir. demek

c;:unku hae sadeee Allahu Teala ic;in yapil1r. Bu yukumluluk, "Benim uzerime
bore; olsun." demesi nedeniyle meydana gelmektedir.

217
Darim1, NuzOr ve'l-eyman 7; Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/2; lbn Mace, Kefaret 6; EbO DavOd,
Eyman ve'n-nuzOr 11; Tirmiz1, NuzOr ve'I eyman 7; Nesa1, Eyman ve'n-nuzOr 18.
-
248 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Eger "~u i~i yaparsarn ben ihrarna girerirn." derse; bu ifadesiyle de


~u i~i
yaparsan soz verrne niyetini ta~1rsa o kirnseye hic;;bir ~ey gerekrnez. Arna bu ifadeyle
ihrama
girerim bu ibadeti kendi uzerine vacip k1lrnaya -yani adaga- niyet etrni~se, o i~i
demek yapt1g1 zarnan hac veya urnre niyetiyle ihrarna girrnesi gerekir. Eger o
ki~inin o anda hic;;bir niyeti yoksa k1yasa gore o kirnseye hic;;bir ~ey

gerekrnez.
(unku ifadesi ilk bak1~ta vaad (soz verme) anlam1ndad1r. lstihsana gore
ihrama girerek o iki ibadetten birini yapmas1 gerekli olur. (unku dil orfUnde bu
gibi ifadelerle derhal gerc:;ekle~tirme anlam1 kastedilir.

Gormez mi sin muezzin; "Ben tan1kl1k ederim ki Allah'tan ba~ka ilah yoktur."
demektedir. Halbuki tanik mahkemede hakimin huzurunda "Tanikl1k ederim."
demektedir. Bu ifadeyle soz vermeyi degil, bunun gerc:;ek oldugunu
kastetmektedirler. Bir kimsenin "Ben kurban keserim." demesi; "Ben ihrama
girerim." demesi mertebesindedir.
~unu
yaparsam ~u Bir kirnse; "~unu yaparsarn ben ~u kirnseyle haccederirn." derse ve
kimseyle
haccederim sonra yernininden donerse; bununla da ben o kirnseyle birlikte haccederirn
demek
niyetini ta~1yorsa o kirnsenin haccetrnesi ko~uldur. Arna o kirnse ile birlikte
haccetrnesi ko~ul degildir. Bu ifadesiyle onu haccettirrneyi kastediyorsa,
niyet ettigi ~ekilde ona haccettirrnesi ko~ul olur.

(unku bu ifadedeki be('":"') harfi "ile, birlikte" anlamindad1r. Bu ifadesinde o


kimseyi harnyla birlikte anm1~t1r. Bu ifade iki anlama gelir:

Birincisi: Falan kimsenin yolda onunla birlikte olup birlikte haccetmesi


anlam1d1r.

lkinci anlam1: Falan kimseye haccedecegi paray1 vermesi anlam1ndad1r.

Birinci anlama gore ki~inin adakla yukumlu sayilmas1 gec:;erli ve dogru degildir.
lkinci an lama gore ise yukumluluk alt1na girilmesi dogrudur.

(unku harnn bedenle yerine getirilmesinden umitsiz kal1nd1g1nda hac, malla


yap1l1r. Bu durum bedel (vekaletle hac) hukmundedir. Bedelin hukmu ise, asl1n
hukmu gibidir. Dolay1s1yla asilla bu yukumluluk alt1na girmek gec:;erli oldugu gibi
bedelle yukumluluk alt1na girmek de gec:;erlidir.

Eger birinci anlamda niyet etmi~se, sozunun bu anlama gelebilecegi


ihtimalinden dolay1 niyeti gec:;erli olur. Ancak niyet konusunun onu adak
yukumlulugu alt1na sokmas1 dogru olmaz. Bu yuzden ona bir ~ey gerekmez. Ancak
kendi ba~1na hac yapmas1 uzerine bore; olur.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 249

0 ki~i bu ifade ile ikinci anlamda -yani kendisiyle birlikte ba~kas1na hac
yapt1rmaya- niyet etmi~ ise adakla yukumluluk altina girilmesi ge~erli olan ~eye
niyet etmi~ olur. Bunun yapllmas1 o kimsenin uzerine gerekir. Bu durum onun
uzerine gerekli olunca ya o kimseye haccedecegi bir meblag vermesi, ya da bu
adag1n1 yerine getirmek i~in o kimseyi kendisiyle birlikte haccettirmesi gerekir.

Bu ifadeyi kullan1rken hi~bir niyeti yoksa, sadece kendisinin haccetmesi


(4/134]
uzerine bor~ olur. Ba~ka birini haccettirmesi uzerine bor~ olmaz.
Cunku onun falan ki~i hakk1ndaki ifadesi ihtimalli bir ifadedir. ibadetin vacip
olu~u ise ihtimalli sozle ger~ekle~mez.

Eger bir kimse; "Fa Ian kimseyi haccettirmek uzerime bor~ olsun ", derse bu
ifade muhkem -kesin- bir ifade olup ihtimalli degildir. Ba~kasm1
haccettirmeyi
Cunku bu ifade, falan1 haccettirme yukumlulugunun a~1k~a ifade edilmesidir. adamak
Bu adak suretiyle ge~erli olmaktad1r.

Eger "~unu yaparsam ben falana kurban keserim", derse ve bu i~i yaparsa o
Ba~kasma
kimseye hi~bir ~ey gerekmez. kurban
adamak
Cunku kurban kesme adag1 ancak ki~inin kendi mulkunde ge~erli olur.
Halbuki o kimse henuz sahip olmad1g1 ve mal1 sayllmayan bir ~eyi kurban etmeyi
adam1~t1r. Dolay1s1yla onun adag1 bo~ bir ifadedir. Cunku falan kimse adina kurban
kesme hususunda hi~bir yetkisi yoktur. Ancak bu falan kimse onun ~ocugu ise; bu
takdirde bu ibadet ~ocugun kurban1n1 adama konusundaki k1yas ve istihsana gore
olur.

Bir kimse; "~u i~i yaparsam ~unu bag1~larim", der ve mahndan bir Bir ~ey
bag1~lamay1
~eyin adm1 belirtirse o ~eyi vermesi gerekir. adamak

Cunku mulku olan bir ~eyi bag1~lamay1 ustlenmi~tir. Kurban, ki~iyi Allah'a
yakla~t1ran bir ibadettir. Mulkiyetinde olan bir ~ey hakk1nda Allah'a yakla~ma
yukumlulugu alt1na girmek ge~erlidir. Nitekim kurban1 sadaka olarak vermeyi
adarsa bu da ge~erlidir.

Hedy kurban1 gbndermek, bir yerden bir yere olmaktad1r. Buyer o kimsenin
ifadesinde hakikat olmasa da brfte o yerin Mekke oldugu bilinmektedir. Cunku
Allahu Teala hedy kurbanlari hakk1nda ~oyle buyurmaktad1r:
• • , it >
,i. . -~ 11..:....::JI ,) I I : 1- : ••}..
"(L0"" - -· ~ ~ t'i"

"Sonra on/arm -hedy kurbanlanntn- varacag1 yer BeytU'/-atik'tir". (el-Hacc,

22/33)
250 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Bu anlamda yer belirlenince; bu bag1~lanacak ~ey, kan1 ak1t1lmak suretiyle


Allah'a yakla~t1racak ibadetlerden ise o kimsenin bunu Mekke'de kesmesi gerekir.
Bu bag1~lanacak ~ey, kan1n1n ak1tlimas1yla Allah'a yakla~may1 saglayacak bir ~ey
degilse ve sadece sadaka etmek suretiyle Allah'a yakla~tiriyorsa, bunu Mekke
fakirlerine sadaka olarak dag1t1r. Bu bag1~, ev ve arazi gibi bizzat bag1~lanamayacak
-gayri menkul- bir ~ey ise bunun degerini bag1~lamal1d1r. c;:unku Allah' a yakla~t1ric1
ibadet, bazen bizzat o malin kendisini, bazen de degerini vermekle gen:;ekle~ir.

Malin bizzat kendisi bir yerden diger yere ta~1namayacak bir malsa, o
kimsenin maksad1n1n onun bedelini sadaka olarak vermeyi ustlendigini anlariz.
Dolay1s1yla o kimse onun degerini bag1~lamal1d1r. Bunu Mekke yoksullarina sadaka
olarak dag1tmal1d1r. Bunu Beytullah'in gorevlilerine verirse yoksul olmalari
ko~uluyla bu da gec;erlidir. c;:unku onlar diger yoksullar gibidir.

"Bu elbisem Ayni ~ekilde bir kimse; "Bu elbisem Beytullah'm ortusudur", dese veya
Beytullah'm
"Ben bunu Beytullah'm hatlmine vururum", dese; istihsana gore onu
ortiisiidiir"
demek bag1~lamahd1r. K1yasa gore o kimseye bir ~ey gerekmez.

c;:unku bu ki~inin ifadesinde a<;1k<;a belirttigi husus, ona yukumluluk


getirmemektedir. c;:unku bu husus, bir ibadet degildir. Dolay1s1yla ba~kas1n1
yukumluluk alt1na sokmamas1 c;ok daha tabildir.

Mahm lstihsana gore ise, bu ifadeyle onu bag1~ olarak vermeyi kastetmektedir.
bag1~
Dolay1s1yla bu ifade kendisiyle ba~ka bir anlam1n kastedildigi (mecazl) bir ifade
olsun
demek olmaktad1r. Sanki bununla onu bag1~ olarak verme yukumlulugu alt1na girmi~
olmaktad1r. c;:unku soz ba~kas1nin yerine ge<;en (mecazl) bir ifade olursa, o sozun
hakikat olarak dikkate al1nmas1 ortadan kalkar.

Bir kimse; "mahm bag1~ olsun", derse butUn mahni bag1~lamahd1r.

Bize ula~t1g1na gore, Ibrahim (rh.a.) ~oyle demi~tir: Bu gibi ifadelerde butUn
mal1n1 sadaka olarak vermeli, sadece nafakas1 kadarini elinde b1rakmal1d1r. Bu
kimse herhangi bir mal ifade ederse, elinde tuttugu kadar1n1 sadaka olarak
dag1tmal1d1r.

Bu mesele, Kitabu'l-Hibe'de "Benim mal1m sadakad1r diyen kimsenin


durumu" konusunda belirtilmekte ve ~oyle denilmektedir: K1yasa gore bu ifade
onun butUn mal1na ait olur. Bu ayn1 zamanda Zufer (rh a )'in goru~udur. lstihsana
gore ozellikle zekat mal1na ait olur.
Halbuki "ButUn sahip oldugum mallar ... " derse bu ifadesi farkl1d1r. Hanefl
alimlerinden bazliari; Burada anilan husus, k1yasin cevab1d1r. c;:unku herhangi bir
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 2s1

malda bag1~lamanin ustlenilmesi, herhangi bir malda sadakanin ustlenilmesi


gibidir, demi~lerdir.

Dogru olan goru~e gore; ikisi birbirinden ayn du~unulmeli ve sadaka sozunde
[4/135]
~oyle denilmelidir: Sadaka sozu, Allahu Teala'nin vacip k1ld1g1 ~eyi kendi nefsine
vacip k1lmas1 dikkate al1narak ozellikle zekat mal1 diye anla~il1r. Allahu Teala'n1n
mal hakk1nda sadaka olarak o kimsenin uzerine vacip klld1g1 ~ey, zekat mal1na
ozgudur. Ayn1 ~ekilde kulun kendisi uzerine vacip k1ld1g1 ~ey de boyledir. Burada
bag1~lamay1 vacip k1lm1~t1r. Allahu Teala'nin vacip klld1g1 bag1~, sadece zekat
mal1na ozgu degildir. Kulun kendisi uzerine vacip k1ld1g1 ~ey de boyledir. Bunun
i<;:in biz bu konuda sadaka kelimesinin ger<;:ek anlam1n1 dikkate ald1k. Fakat kul
nafaka miktanni elinde tutmal1, mal1n tamam1n1 bag1~lamamal1d1r. c;:unku kendi
ihtiyac1, ba~kalann1n ihtiyac1ndan once gelir.

Adak adayan kimse, herhangi bir mall ifade ettigi zaman, yoksullann Bir mah
adamak
haklanyla ilgili oldugu i<;:in, elinde tuttugu mal kadar sadaka vermelidir. Ayni
~ekilde; "ButUn mal1m yoksullar i<;:in sadakad1r", derse lbrahim'in goru~une gore
bu da birinci ifade gibidir.

Bu at1f, anilan ~ey k1yas1n cevab1d1r, ~eklinde ilk olarak soyledigimiz hususu
desteklemektedir. c;:unku k1yas ve istihsan, Kitabu'l-hibe'deki sadaka sozunde
ac;:1k<;:a belirtilmi~tir.

Bir kimse; "~ayle yaparsam bu kale bag1~t1r", derse sonra o kaleyi


satar ve onu satt1ktan sonra bu i~i yaparsa o kimseye hi~bir ~ey gerekmez.

c;:unku kole art1k o kimsenin mal1 degildir. Ayn1 ~ekilde ko~ul bulundugu
zaman da boyledir. Kolenin kendi mulku olmad1g1 zamanda yemin eder, sonra o
koleyi satin al1rsa sonra bu i~i yaparsa yine boyledir. c;:unku belirli bir yerde adakla
yemin edilmesi dogru degildir. Ancak mulkiyet veya mulkiyete izafet dikkate
al1n1rsa o takdirde dogrudur. c;:unku yemin vakti mahalde veya mulkiyete izafet
bulunmamaktad1r. Dolay1s1yla bu kimsenin yemini asla gec;:erli olmaz.

"Eger falanla konu~ursam, bu kale bag1~ olsun", der sonra o kaleyi


satin ahrsa mi.ilkiyete izafet olmas1 ve ko~ulun -yani konu~manm­
bulunmas1 nedeniyle yemini ge~erli olur.
Sanki adag1 bu ko~ula bagl1 kllm1~t1r. Ancak bu durum daha onceki bir satin
alma olay1na degil daha sonra meydana gelen bir satin alma olayina bagl1
kalmaktad1r.
252 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit
Belirli bir "Eger bu koyun Beytullah'a veya Mekke'ye yahut Kabeye bag1~
hayvani
Kabe'ye olsun", dese ve bunu soylerken bu koyunun sahibi ise bu koyunu
adamak bag1~lamahd1r.

(unku bag1~ yukumlulugu ifadesi kullanirsa, bu yer dikkate al1narak adag1


gec;erli olur. Bunu ac;1kc;a ifade ederse daha uygun olur.

Belirli bir "Eger bu koyun, Harem'e veya Mescid-i Haram'a hedy kurban1d1r",
hayvani
Harem'e derse Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore bu koyunu oraya bag1~lamas1 gerekmez.
adamak Ebu Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.J'e gore bu koyunu oraya bag1~lamas1
gerekir.

Bu konu, yuruyerek hacca gitmeyi adama konusunda Mekke an1ld1ginda


Mekke'ye yuruyerek gitme yukumlulugunun meydana gelmesi gibi, Harem veya
Mescid-i Haram anild1ginda da bu iki yerin anllmas1 nedeniyle ayni ~ekilde
yuruyerek hacca gitme yukumlulugunun meydana gelmesi konusu gibidir. EbO
Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise, bu ~ekilde kabul edilmemi~tir . Bu konu onceki konu ile
ayn1d1r.

EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore burada da bag1~lamas1 gerekir. (unku EbO Hanlfe
(rh.a.)'ye gore o kimsenin Harem'i ve Mescid-i Haram'1 anmas1 baglay1c1 degildir.
Sanki bun Ian hie; anmam1~. sadece "Bu koyun bag1~t1r", demi~ gibidir. Dolay1s1yla
hacca yuruyerek gitmeyi adama konusundan farkl1 olarak o kimseye koyunu
bag1~lamas1 gerekir. (unku harn yuruyerek yap ma konusunda o kimse; "Yurumek
bana bore; olsun" deseydi, kendisine hic;bir ~ey gerekmeyecekti, denirse; biz de
[4/136) ~oyle deriz: Bu dogru degildir. (: unku "bu koyun hedy kurban1d1r", derse orflin
delaletiyle cumle ic;inde zaten Mekke'nin bulundugu gerc;egi dikkate al1narak o
kimseye koyunu bag1~lamas1 gerekir. "Bu koyun, Harem'e veya Mescid-i Haram'a
hedy kurban1d1r", ~eklinde ac;1k ifadede bulunursa, Mekke'nin onun sozunun
ic;inde olmas1 mumkun degildir. Bunun ic;in EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore bir ~ey
gerekmez.

Mal ve kale gibi kendisi uzerine bore,; k1ld1g1 her ~eyi satmah ve Mekke
yoksullarma sadaka olarak vermelidir. Bu mah Kufe'de sadaka olarak verse
de gec,;erlidir.

~afil (rh a )'nin goru~une gore ise, bu durum gec;erli degildir. (unku bu kimse
bag1~1 ustlenmi~tir. Bagi~ ise sadece belirli bir yerde olabilir. Dolay1s1yla ac;1kc;a ifade
ettigi ~eyin zarOrl durumundan dolay1 kendilerine sadaka verilmesi ic;in Mekke
yoksullannin belirtilmesi gerekirdi.
Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _253
Fakat biz Hanefller ~byle diyoruz: 0 kimse bu ifadesiyle bu belirli yerde ibadeti
ustlenmi~ olmaktad1r. Bu yerde ibadet olan fiil, onu sadaka vermektir. Sanki bu
kimse sadaka vermeyi adam1~t1r. Kufe yoksullanna sadaka verilmesi, Mekke
yoksullanna sadaka verilmesi gibidir. Cunku sadakada ibadet anlam1, muhta<:; olan
kimsenin gbzetilmesiyle gert:;ekle~ir. Bu hususta Mekke yoksullanyla Kufe yoksullan
ayn1d1r.
Ada nan
Deve, s1g1r ve koyun gibi kendi nefsi i.izerine bore; k1ld1g1 hedy mehr
kurbamnm
kurbanlarm1 Mekke'de kurban etmelidir. kesilecegi
yer ve
Cunku bu yerde ibadet, fiili kan ak1t1lmas1yla meydana gelir. Kan ak1t1lmas1 ise zaman

ancak belirli bir yerde, yani Harem bblgesinde, veya belirli bir zamanda, yani
kurban gununde, ibadet olabilir. 0 kimsenin bu ifadesinde ibadet zaman1
belirtilmese de ibadet yeri k1smen belirtilmektedir. Bunun it:;in o kimse hedy
kurbanin1 Mekke'de kesmelidir. Kurban bogazland1ktan sonra kesilmi~ olan Kurban
giinlerinde hedy
kurban, s1rf Allahu Teala it:;in olmaktad1r. Bunun yolu da etinin sadaka olarak kurbam kesmeyi
verilmesidir. Daha iyi olan, kesilen bu kurban etinin Mekke yoksullanna sadaka adamak

olarak verilmesidir. Eger bunu ba~kalanna sadaka olarak verirse, birinci bolumde
a<:;1klad1g1m1z gibi, Hanefllere gore ge<:;erli olur.

Hedy kurban1 kesmeyi adama, kurban gunlerinde ise, hedy kurbanlannda


sunnet oldugu ~ekliyle, bu kurban1 Mina'da kesmelidir. Kurban gunleri d1~inda ise
Mekke'de kesmelidir.

Bu ifade daha guzel olan1 a<:;1klama ~eklindedir. Caiz olan hukme gelince, bu
kurban1 Harem' de kesse de caiz olur. Nitekim Peygamber (s.a.v.) ~byle buyurmu~tur:
~.. "'$
, - :- L.l.5'
j>"-'-" s ~,
c\;.,;. ,J' ' • !-
j>"-'-"
!
..r'!

"Mina kurban kesim yeridir. ButUn Mekke ge<:;itleri kurban kesim yeridir"2 rn
i~im olursa
Eger "bu i~i yaparsam, benim i.izerime hedy kurbam bore; olsun", derse hedy kurbam
ve o i~i de yaparsa; kolayma gelen bir koyun kesmesi gerekir. adag1m olsun
demek
Cunku hedy ismi genellikle kullanlid1g1nda deve, s1g1r ve koyun anlamin1
kapsar. Cunku bu hayvanlann kanlann1n ak1tlimas1yla Allah'a yakla~ma, yani
ibadet, gert:;ekle~mektedir. Ancak mutlak olarak kullanlid1ginda kurban kelimesi o
kimsenin kesin olan kurban cinsinden, yani koyun, kesmesi gerekir.

218
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/326; Darim1, Menasik 50; lbn Mace, Menasik 73; EbO DavOd,
Menasik 65; lbn Huzeyme, Sahih, IV/242; lbn Hibban, Sahih, IX/166; Hakim, Mustedrek, 1/631;
2S4 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

Bu ifadesiyle deve ve s1g1r kesmeye niyet etmi~se, niyet ettigi ~ey uzerine bore;
olur.

c;:unku o kimse niyetiyle bu ifadeyi kendi aleyhine daraltm1~ olmakta,


ustlendigi hedy kurban1 konusunda daha buyuk sevap almaya niyet etmi~
olmaktad1r. Dolay1s1yla niyet ettigi ~eyi yerine getirmesi gerekir. Hedy kurban1
~eklindeki ac;1k ifadesi nedeniyle, bu kurban1 sadece Mekke'de kesecektir.
Bi.iyi.ik ba~
kurban Eger "Benim uzerime bedene (buyuk ba~ hayvan) kesmek bore; olsun",
adamak
demi~se ve bununla buyukba~ hayvanlardan belirli birini kurban etmeye niyet
etmi~se niyet ettigi ~eyi kurban etmelidir.

c;:unku niyet edilen ~ey, sozunun ic;erdigi ihtimallerden biri oldugu takdirde,
bu ifade sanki ac;1kc;a sbylenmi~ gibidir.

Bedene (buyuk ba~ hayvan) derken belirli bir hayvan1 kesme ~eklinde
herhangi bir niyeti yoksa, s1g1r veya deve kesmelidir.

c;:unku bedene kelimesi bedenli olmak, buyuk olmak anlam1ndaki "bedane"


mastanndan tUretilmi~tir . Bu ifade ise, sadece s1g1r ve deve anlam1n1 ic;ine ahr,
koyun anlam1n1 ic;ine almaz. Ali (r a.) ve lbn Abbas (ra.)'dan bu ~ekilde
nakledilmi~tir. Abdullah b. Mes'Od (r.a) ve Abdullah b. Omer (ra)'den bedene
lafz1nin sadece deve anlam1n1 ic;erdigi nakledilmi~tir.

Bir kimse Abdullah b. Mes'Qd (ra )'a;

-Bir arkada~1m1z bedene kesmeyi kendisine vacip k1ld1. Bunun yerine s1g1r
[4/137)
kesse gec;erli olur mu? diye sordu. Abdullah b. Mes'Od (r.a);

-Arkada~in1z kimlerdendir? dedi. Soru soran ki~i;

-0, Rabah ogullanndand1r, dedi. Bunun uzerine Abdullah b. Mes'Od (r a);

-Rabah ogullan ne zaman s1g1r sahibi oldular?. Onlann sadece develeri vard1r,
dedi.

Hedy kurban1n1 Mekke'de kesmeye niyet etmi~se, bunu niyet ettigi ~ekilde
Hedy
kurbanin1 sadece Mekke'de kesebilir.
Mekke'de
kesmeye niyet c;:unku niyet edilen husus, ac;1kc;a ifade edilen husus gibidir. Herhangi bir
etmek
niyeti yoksa, EbO Hanlfe (rh a.) ve Muhammed (rh a )'in gbru~une gore bu kurbani
diledigi yerde kesebilir. Ebu Yusuf (rha) ise; Mekke'de kesmedigi surece bu gec;erli
degildir, demi~tir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _255

EbQ Yusuf (rh a )'un goru?unun a~1klamas1 ?Udur: Bu kimse kan ak1tmak
suretiyle ibadet etme yukumlulugu alt1na girmi?tir. Kan ak1tmak ise ancak belirli bir
yerde ve belirli bir zamanda ibadet olabilir. Burada ozel bir zaman belirtilmese de
ozel bir yer, yani Harem, belirtilmi?tir. Nitekim bu yeri hedy kurban1 sozuyle kendisi
uzerine vacip kllm1?t1r.

EbQ Hanlfe (rh.a.) ve Muhammed (rh.a) ise ~oyle demi?lerdir: Bu kurban,


herhangi bir zamanla sin1rland1rilmam1?t1r. c;:unku o ki?inin ifadesinde zamana
i?aret eden bir kelime bulunmamaktad1r. Ayn1 ?ekilde herhangi bir yerle de s1n1rl1
degildir. c;:unku hedy kurban1 sozunden farkl1 olarak, bedene sozunde buna i~aret
eden herhangi bir ?ey bulunmamaktad1r. Bu ki'?inin sozunde herhangi bir yer ve
zamana i?aret eden bir ?ey bulunmad1g1 takdirde, o ki~inin maksad1n1n Allah'a
yakla~ma ve kurban etini sadaka olarak dag1tma yukumlulugu oldugunu
anlamaktay1z. Bu da herhangi bir yerde kurban kestigi zaman ger~ekle?mektedir.

Bu durum aynen "Allah i~in deve kesmek benim uzerime bor~ olsun ", demesine
k1yas edilir. Bu durumda bu deveyi istedigi yerde bogazlama hakk1 vard1r.

Fakat EbQ Yusuf (rh a.), bedene (hedy kurban1 olan buyukba~ hayvan) ile hedy
aras1nda fark gormekte, cuzur (deve) sozunun hedy kurbani anlam1nda
kullanilmas1 '?eklinde bir adet yoktur. Halbuki bedene sozu sadece hedy kurbani
olan deve anlam1nda kullanllmaktad1r, demektedir.

Bilindigi gibi bedene kelimesi, cuzQr kelimesinden farkl1 olarak, sadece hedy
kurban1 kelimesi gibi Allah'a yakla?mak i~in haz1rlanan hayvanlar i~in kullanil1r.
Kurban anlam1 nedeniyle biz kitab1n metninde bedene kelimesini kulland1k, s1g1r ve
deve kelimesini kullanmad1k. c;:unku s1g1r da deve de, hem hedy kurbani, hem de
normal kurban olarak yedi ki~i ad1na kesilebilmektedir.

Bundan anl1yoruz ki kan ak1tmak suretiyle Allah'a yakla?ma anlam1, hedy


sozunde dikkate al1nd1g1 gibi, bedene sozunde de dikkate al1nmaktad1r. Dolay1s1yla
bedene kurban1, Harem'e ozgu olmaktad1r.
Hedy
Sadece temettu'. k1ran veya nafile olarak kurban edilecek deve ve kurbammn
boynuna
s1g1rlann boyunlanna gerdanhk asar, koyunlarm boynuna gerdanhk
bileklik takmak
asmaz.

Bu konu birka~ bolumde incelenecektir.

Birincisi: Hedy kurbanlann1n boyunlarina gerdanl1k takmak sunnet olup


Allahu Teala'nin;
"(Kabe'ye ba(p~lanan) Hedy kurban/an ve gerdanliklar takilan kurbanlara ...
sayg1s1zlik etmeyin. "(el-Maide, 5/2) ayetiyle sabit olmu~tur.

Sahih rivayete gore Peygamber (s av.), Veda haccinda hedy kurbanlannin


boyunlanna gerdanl1k takm1~t1.

Gerdanl1gin ~ekli, bedene kurbanin1n boynuna bir nal1n, deri par~as1 veya
ilave bir bag takllmas1d1r. Denildigine gore; bununla anlat1lmak istenen husus,
insanlara bu kurbanllg1n kan1n1n ak1t1lmas1 suretiyle nafile olarak kurban
edilecegini, boylece onun cildinin yak1nda boynuna as1lan deri par~as1 gibi
olacag1n1 duyurmakt1r. Bundan maksat bu kurbanin te~hir edilmesidir. Daha once
a~1klad1g1m1z gibi te~hir olay1, sadece nusuk (hac ibadeti) olan kurbanlarda yapll1r.
Ceza kurbanlannda ise, te~hir yap1lmaz. Bundan dolay1 sadece temettu', k1ran veya
nafile olan hedy kurbanlannda kurbanl1g1n boynuna gerdanl1k takllabilir.

Gerdanl1k tak1lmas1n1n amac1, bu kurbanin hedy kurbani oldugunun bilinmesi


ve bu kurbanl1ga su veya yem verilmesinin engellenmemesidir. Tabii bu durum
s1g1r veya deve cinsinden olan bu kurbanl1g1n gudulmesi s1ras1nda sahibinden uzak
kalmas1 durumunda soz konusudur. Halbuki koyun bu ~ekilde degildir. (Onku
koyun, yaninda sahibi olmad1g1 takdirde yok olabilir. Bunun i~in koyuna gerdanl1k
tak1lmaz. Bu goru~ Hanefilere aittir.

Malik (rha)'e gore koyunlara da gerdanl1k tak1labilir. (Onku hedy


kurbanlanna gerdanl1k tak1lmas1 sunnettir. Koyun da hedy kurbanlanndan sayll1r.

Bu konuda bir hadis de nakledilmektedir. Ancak bu hadis, ~az (daha guvenilir


ravilerin rivayetine ayk1n) hadistir. Bu nedenle biz bu hadisi almad1k. Aynca deve ve
s1g1rlara gerdanl1k tak1lmas1 yayg1n bir adet oldugu halde, hedy kurbani olan
koyunlara gerdanl1k tak1lmas1, insanlar arasinda yayg1n bir adet degildir.

[4/138] Teclil (kurbanhgm uzerine i~aret olarak ortu konulmas1) guzeldir.

(unku Peygamber (sav)'in hedy kurbanlanna i~aret olarak gerdanl1k takllm1~


Kurbanhk ve uzerlerine ortl.i konulmu~ idi. O zaman Allah'in ResOIO (s.a.v.) Ali (r.a.)'ye;
iizerine ortii
koymak

"Bu kurban!an, uzer!erindeki ortUleri ve yularlanyla birlikte sadaka olarak


dag1t. " 219 demi~ti.

219
Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl 23; Darim1, Menasik 89; Buhari, Hae 121; Muslim, Hae 348, 349; lbn
Mace, Menasik 97; Ebu Davud, Menasik 20 ;lbn Huzeyme, Sahih, IV/295.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _257

Kurbanl1gin uzerine i~aret olarak ortU konulmazsa, ona zarar vermez. l~aret
olarak gerdanl1k takmak, bana gore ortU koymaktan daha iyidir.

CLinku Allahu Teala'nin kitab1nda gerdanl1k takma soz konusu edilirken, teclll
(i~aret olarak ortU koymak) soz konusu edilmemektedir.

l~'ar (kurbanl1g1n derisini c;;izerek i~aretleme) konusuna gelince; bu Ebu Hanlfe Kurbanhgin
derisini
(rh.a.)'ye gore mekruhtur. Ebu Yusuf (rh a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise bedene i~aretlemek

(buyuk ba~) kurbanlara kanla i~aret konulmas1 guzeldir. Arna bu ~ekilde i~aret
koymay1 terkederse zarar vermez.

i~'ann ~ekli ~oyledir: Bedenenin horguc;;lerinden sag veya sol taraf1nin makasla
kan c;;1kincaya kadar c;;izilmesi sonra da bu kan1n horguce bula~t1nlmas1 ~eklindedir.
Hedy kurbaninin alameti olmas1 anlam1nda buna i~'ar denilmi~tir. l~'ar, alamet
koymak demektir. lbn Ebu Leyla (rh a) i~'ar, horgucun sol tarafinda olur, demi~tir.

Sahih hadise gore;

•..w ~_Ll1 -- ~t
-- -~
:i : , ~
. /-"' r-J -- ~I ....r-
i~~ • :q 0t
Peygamber (sa v), hedy kurbam olacak deve!ere bizzat kendi e/iy/e alamet
220
koymu:;tu

Bu c;;e~it i~aret koyma, sahabeden de rivayet edilmi~tir.

Tahavl (rh a) ise ~oyle demi~tir: Ebu Hanlfe (rh a), asl1nda i~'ar (kanla i~aret)
yapllmas1n1 mekruh saymam1~t1r. cunku bu konuda me~hur hadisler bulundugu
halde, bunu nasll mekruh sayabilirdi? Ancak Ebu Hanlfe (rh a) zamanindaki
hacllann yapt1g1 i~'an mekruh gormekteydi. CLinku hacllann, ozellikle Hicaz
s1cag1nda, hastal1k bula~1p da bedenenin helak olmas1ndan korkulacak derecede
tehlikeli ~ekilde i~'ar yapt1klann1 gormu~tU. Bu nedenle halk ic;;in bu kap1n1n
kapat1lmas1n1n dogru oldugu goru~une varm1~t1. cunku onlar bunun s1ninn1
gozetmiyorlard1. Ancak bu konuya tam vak1f olan, dolay1s1yla eti kesmeden sadece
deriyi kesmek suretiyle i~' ar (kanla i~aretleme) ya pan kimseler ic;;in bunda herhangi
bir sak1nca yoktur.

Ebu Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh a )'in dayand1g1 deli I, i~'ann anlam1
ac;;1sindand1r. CLinku kanla i~aretleme ve gerdanl1k takmadan maksat, bu kurban1n
hedy kurbani oldugunun bilinmesi, dolay1s1yla kayboldugu zaman iade edilmesi, su
ic;;mesi veya yem yemesinin engellenmemesidir. Ancak bu maksat, gerdanl1k

220
Bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/323; Buhari, Hacc 106; Muslim, Hacc 205; lbn Mace, Menasik
96; Eba Davad, Menasik 14; Tirmizi, Hacc 67; Nesai, Menasik 62.
2ss___________________________ Kitabu'I-Mebsut
takmakla tam olarak gerc;ekle~memektedir. (unku gerdanl1gin c;ozulmesi veya
du~mesi ihtimal dahilindedir. Halbuki i~'arla bu duruma tam olarak engel
olunmaktad1r. (unku kanla yap1lan i~aret, kurbanl1ktan ayrilmaz. Dolay1s1yla kanla
i~aret konulmas1 guzel sayilm1~t1r.

Ebu Hanlfe (rh a.) ise ~oyle demektedir: Gerdanl1k takmak suretiyle kurbanl1g1n
hedy kurban1 oldugunun bilinmesi anlam1 gerc;ekle~mektedir. Gerdanl1k takmak,
bedeneye deger verme anlam1ni ta~1r. Kania yap1lan i~arette ise deger verme
anlam1 bulunmamaktad1r. Hatta bu durum bedeneye eziyet vermektir. Aynca hedy
kurban1nin uzerine i~aret olarak ortU konulmas1 menduptur. Mendup olu~u
sineklerin bedeneyi rahats1z etmemeleri i<;indir. Kania i~aret koyma ise sivrisinegi
c;eken ~eylerdendir. Bu nedenle Ebu Hanlfe (rh a.) kanla yap1lan i~areti mekruh
saym1~t1r.

Hac1, hedy kurbanma kanla i~aretleme veya uzerine orti.i koyarak


Hedy
kurban1n1 i~aretleme nedeniyle ihrama girmi~ olmaz. Arna gerdanhk takma
i1aretlemekle
ihrama girilmi~ nedeniyle ihrama girmi~ olur.
olurmu?
Bunun asli ~udur : Biz Hanefilere gore; sadece niyet etmekle ihrama girmi~
olmaz.

$afil (rh a )'nin iki goru~unden birine gore ise, sadece niyet etmekle ihrama
girmi~ olur. Safil (rh.a ), haramlari i~lemekten sak1nma yukumlulugu alt1na girme
anlam1ndaki ihrama girmeyi oruca k1yas etmi~tir. Boyle bir ibadete ba~lamak,
oruc;ta oldugu gibi sadece niyetle meydana gelmektedir.

Hanefllere gore ihrama girmek, namaza k1yas edilir. (unku ihrama girmek,
hac veya umreyi yapmak i<;indir. Bu da namaz gibi c;e~itli rukunleri ic;ermektedir.
lftitah tekbiri olmaks1zin sadece niyetle namaza ba~lanilmayacag1 gibi, ihrama
girmek de ayni ~ekildedir.

Halbuki oruc; farkl1d1r . (unku orucun sadece tek bir ruknu vard1r. O da yeme
ic;me ve benzeri ~eylerden el c;ekmektir. Bu da zamaniyla bilinmektedir.
[4/139]
Dolay1s1yla vakit, oru<; ic;in bir ol<;u say1lmaktad1r. Bu nedenle herhangi bir
zamanda sadece bir oruca niyet etmek, gec;erli say1lmaktad1r. Niyetin varl1g1 ve
yapma vaktinin girmesinden sonra aynca dogrudan fiili i~lemeye ihtiyac; yoktur.
Bundan dolay1 bir kimse, sadece niyetle oruca ba~lam1~ olur.

Hae konusunda ise zaman, olc;u degildir. Bunun i<;in farz1n yapild1g1 bir
zamanda nafilenin yap1lmas1 gec;erlidir. Ancak onun yapilmas1 fiilleriyle olur.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _259

Sadece niyet etmekle fiile ba~lanm1~ olmaz. Ayn1 ~ekilde yapmaya ba~lanm1~
say1lmaz.

Fakat ihram niyetiyle bedeneye gerdanilk takarsa veya ihrama girme niyetiyle
gerdanl1k tak1lmas1n1 emreder de gerdanl1k tak1l1rsa Hanefllere gore ihrama girmi~
sayli1r.

~afil (rh a.)'nin; sadece niyet etmekle ihrama girme ger<;ekle~mez, ~eklindeki
goru~une gore; ki~i telbiye getirmedik<;e ihrama girmi~ olmaz. ~afil (rh a )'nin bu
konudaki delili ~udur: Namazda oldugu gibi ibadete ba~lama noktas1nda herhangi
bir fiil, zikir yerine ge<;mez. Nitekim namaza ba~lama iftitah tekbiriyle olduguna
gore, bu konuda herhangi bir fiil, bu tekbirin yerine gec;mez. Oyle ki namaza
ba~lama niyetiyle rukO veya secde yapsa namaza ba~lam1~ say1lmaz. Bu iki ibadet
(namaz ile hac) aras1nda hi<;bir fark yoktur. c;:unku namazdaki rukO ve secdenin
ibadet fiili olmas1 gibi, hedy kurban1 da hac i<;in bir ibadet fiilidir. Bunun ac;1klamas1
~oyledir: Hedy kurban1na gerdanl1k tak1lmas1 bu kurban1n kan1n1 ak1tmaktan daha
kuvvetli degildir. Hedy kurban1nin kan1n1 ak1tmakla ise ihrama girilmi~ olmaz.
Gerdanl1k takmakla da boyledir.

Bu konuda Hanefllerin delili, Allahu Teala'nin;

"(Kabe'ye bag1?ianan) Hedy kurbanlan ve gerdan/1k/ar tak1/an


kurban/ara ....... sayg1s1z/1k etmeyin." (el-Maide, 5/2) ~eklindeki ayetidir.
Bu ayette ihrama girmek soz konusu edilmemektedir.

Ayetin sonundaki;

"/hramdan r;1kt1g1mzda avlanabilirsiniz" (el-Maide, 5/2) ifadesiyle hedy kurban1na


gerdanl1k takmakla ihrama girmenin meydana gelecegine i~aret olunmaktad1r. Bu
goru~, sahabeden Omer (r.a ), ibn Mes'Od (r a) ve ibn Abbas (r a )'dan rivayet
edilmi~tir.

Kays b. Sa'd (r.a.)'den rivayet edildigine gore; Kays, (ihrama girmeden once)
ba~1n1 y1k1yordu. Ba~1n1n bir yan1n1 y1kad1ktan sonra c;evresine bak1yordu. Hedy
kurbanlanna gerdanl1k tak1ld1gin1 gorunce kalk1yor, ba~1n1n diger yanin1 y1kam1yor
ve; "Hedy kurbanlanna gerdanl1k tak1nca ihrama girmi~ oluyorum" 221 , diyordu.

221
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/103; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, 111/513.
260 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

Bunun anlam1 ~udur: Hae bir yonden namaza, diger yonden oruea
benzemektedir. Hae, ic;inde farz olan bir zikrin bulunmamas1 ac;1s1ndan oruea;
c;e~itli rukunleri ic;ermesi ac;1sindan namaza benzemektedir. Dolay1s1yla benzer her
iki ibadete ait hukumlerden nasibini almaktad1r. Harnn namaza benzemesi
nedeniyle sadeee niyet etmekle haeea ba~lam1~ olmaz. Harnn oruea benzemesi
nedeniyle ise, herhangi bir zikir yapmasa da sadeee niyet etmekle haeea ba~lam1~
olur. Bir fiil yaparsa bu fiil zikir yerine gec;er. (:unku telbiyeden maksat duan1n
kabul edilmesi arzusunu ortaya koymakt1r. Hedy kurbanina gerdanl1k takmakla da,
kurbanl1g1n kabul arzusu anlam1n1 ortaya koymu~ olur.

Hakim e~-~ehld el-Mervezl, hedy olduguna i~aret olmak uzere kurbanl1g1n


uzerine ortU koyma ve gerdanl1k takmay1 kastederek ~oyle demi~tir:

lhrama girme niyetiyle bile olsa, teelll (kurbanl1g1n uzerine ortU koymak) ile
ihrama girmi~ olmaz.

Kurbanl1gin uzerine ortU ortme, sadeee ibadet ic;in bogazlanaeak kurbana


ozgu bir durum degildir. Bedeneye ibadet maksad1 d1~1nda da ortU ortUlebilir.
Dolay1s1yla belirttigimiz ~ekilde kurbanl1g1n uzerine ortU konulmas1, ibadetin kabul
arzusunu ifade etmek ic;in delil olmaz. Halbuki gerdanl1k tak1lmas1 boyle degildir.
(:unku gerdanl1k takma aneak ibadet kast1yla yapi11r. Gerdanl1k takmakla sadeee
ibadetin kabul edilmesi arzusu ortaya konulmu~ olur.

Ayn1 ~ekilde i~'ar (kanla i~aret) yapmak suretiyle de ihrama girmi~ olmaz.

EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore burada bir c;eli~ki yoktur. (:unku ona gbre i~'ar
yapmak mekruhtur. Mekruh olan bir ~eyle nas1I ihrama girilebilir?

[4/140] EbO Yusuf (rh a ) ve Muhammed (rh a )'e gore i~'ar (kanla yap1lan i~aretleme),
teelll (kurbanl1k uzerine ortU koyarak yapllan i~aretleme) gibidir.

(:unku i~' ar, bedenenin kan1ndan bir parc;a al1nmas1 demektir. Bu da sadeee
ibadet durumuna bzgu degildir. Dolay1s1yla ibadetin kabulu ic;in delil olmaz. Bu
nedenle ihrama girmi~ sayilmaz.

Gerdanl1k takma durumunda hae veya umreye niyet ederse, o kimse niyet
ettigi ~ey uzerinedir.

(:unku gerdanl1k takma, Lebbeyk okuma gibidir. Hae veya umre niyeti yoksa
sadeee ihrama niyet etmi~se mutlak olarak ihram niyeti yapm1~ gibi olur. Bu ihram1
dilerse hae, dilerse umre ic;in sayar.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _26t

ihram niyetiyle koyunlara gerdanl1k takarsa, daha once ar;1klad1g1m1z


"Koyunlara gerdanl1k takma ibadet anlam1 ta~1maz." kural1na gore, bununla
ihrama girmi~ olmaz.

Hedy kurbanina gerdanl1k takar ve ihrama niyet etmeksizin bu kurbanl1g1


gonderir, sonra da kendisi onun pe~inden giderse, ihraml1 say1lmaz. Gonderdigi
kurbana eri~ir, onunla birlikte yururse, o zaman ihrama girmi~ say1l1r.

Bu konuda asil,. Ay~e (r a )'nin ~u hadisidir:

.w.L
-- • i- ~t-.J I~
~
~.J- Ll>lW <.?•l:.,·o r-J
J.:. - ~:.Iii
-- L . ~\ J. .r"'J
i..s-- -
. - '.f ~~ii '1-~L.:...:s
- U7
r-?1 ~ f~ Lo ~f~ 'i '1-:J..>-
"Peygamber (s.a.v.) 'in hedy kurbanlannm gerdan/1k/annt e//erimle
haz1rliyordum. Allah'm ResOIU (s av) de bun/an kurban/1klann boyunlarma ger;iriyor
ve gonderiyordu. Buna ragmen ihram/Jya yasak o!an :?eyleri yasak o/arak kabul
etmeksizin hantm!anyla bir sure ihrams1z o!arak bulunuyor, sonra ihrama
giriyordu. 222
" Bundan ogreniyoruz ki; sadece gerdanl1k takmakla ihrama girmi~
sayilmamaktad1r.

Sahabe, bu meselede ihtilaf etmi~ler ve ur; ayri goru~ ileri surmu~lerdir. Bir
k1sm1; hac1, hedy kurbanina gerdanl1k takt1g1 zaman ihrama girmi~ olur, demi~tir.
Bir k1sm1; gerdanl1k takt1g1 kurbanl1g1n pe~inde giderse ihrama girmi~ olur,
demi~tir. Bir k1sm1 ise; gerdanl1k takt1g1 kurbanl1ga yolda yeti~ir, onun arkasindan
yola devam ederse ihraml1 olur, demi~tir. Hanefller bu goru~lerden sahabenin
uzerinde ittifak ettikleri en kesin olan goru~u alm1~ ve gerdanl1k takt1g1 kurbanl1ga
yolda yeti~ir, onun ard1ndan yola devam ederse ihraml1 olur, demi~lerdir.

Ancak temettu' kurban1 olan bedenede durum farkl1d1r. c;:unku gerdanl1k


takt1g1 kurbanl1g1n pe~inden gitmedikr;e ihraml1 olmaz. Bu durumda ona yeti~mese
de, istihsan deliline gore, ihram\1 olur. Halbuki k1yasa gore nafile hedyde oldugu
gibi, temettu' kurban1nda da gerdanl1k takilan kurbanl1ga yeti~ip onun ardindan
gitmedikr;e ihram\1 olmaz.

Hakim e~-$ehld el-Mervezl, istihsan deliline uyarak ~oyle demi~tir:


Temetu'
Kurban gonderme nedeniyle, bu kurban1 kesinceye kadar, ihram durumunun haccmm
ozel
devam etmesinden dolay1, temettu' kurban1n1n bir r;e~it ozel durumu vard1r. durumu

222
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/82; Suhar\, Hacc 107; Muslim, Hacc 359; lbn Mace, Mena sik 94; Ebu
Davud, Men asik 16; Nesa1, Menasik 65.
262 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

c;:unku temettu' harnna niyet eden ki~i, hedy kurbanini gonderdigi zaman,
kurban kesmedikr;e, hac ve umre ihram1ndan r;1kamaz. Halbuki hedy kurban1
gondermemi~se, umreyi tamamlad1ktan sonra, ihramdan r;1kar. Gonderilen
temettu' kurbaninin, hac1y1 devaml1 ihramda b1rakmas1 nedeniyle bir r;e~it ozel
durumu oldugu gibi, ba~lama durumunda da bir r;e~it ozel durumu vard1r.
Temettu' kurbaninda hac1, gonderdigi kurbana yeti~mese de ardindan yola
r;1kmakla ihraml1 olur. Halbuki nafile kurbanda boyle degildir.

Beytullah'a yonelen bir grup temettu' kurbanma i~tirak etse ve


ic;lerinden birisi arkada~larmm emriyle bu kurbana gerdanhk taksa hepsi
ihramh olurlar.

c;:unku o ki~inin ortaklann1n emriyle yapt1g1 bu fiil, bizzat onlann yapt1g1 fiil
gibi olur. Arkada~lannin emri olmaks1zin kurbanl1ga gerdanl1k takm1~sa, arkada~lan
ihrama girmi~ say1lmasa da sadece o ki~i ihrama girmi~ say1l1r. c;:unku o ki~inin
arkada~lannin emri olmaks1z1n yapt1g1 fiil, onlann kendi fiilleri yerindedir. Kendi
taraflanndan meydana gelen bir fiil olmadan ihrama girmi~ olamazlar. Bilindigi
gibi; onlann emri olmaks1z1n bir yabanc1 bu kurbanl1klara gerdanl1k takarsa ihrama
girmi~ olmazlar. Ortaklann emri olmaks1z1n ir;lerinden biri gerdanl1k takarsa sadece
o ki~i ihrama girmi~ olur. Arna arkada~lan ihrama girmi~ olmazlar.

Peygamber (s a.v )'in Ali (r.a.)'ye hitaben;

"Bu kurban!an, uzer!erindeki orW!eri ve yular!any!a birlikte sadaka o!arak


223
dagtt, " buyurmas1 nedeniyle; hac1, bogazlad1g1 hedy kurbanlann1n brtUlerini
sadaka olarak dag1t1r.

Kurban in Kurbanm ne derisinden, ne etinden ne de ortulerinden hic;bir ~eyi


ucretli
verilmesi kasap ucreti olarak veremez.

c;:unku Peygamber (s.a v) Ali (r.a.)'ye:

[4/141]

"Kasaba kurbandan hir;bir ,?ey verme"224 , dedi.

223
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/123; Darim1, Menasik 89; Buhar1, Hacc 121; Muslim, Hacc 348, 349;
lbn Mace, Menasik 97; Ebo DavOd, Menasik 20 ;lbn Huzeyme, Sahih, IV/295.
224
Ahmed b. Hanbel, MQsned, 1/123; Darim1, Menas1k 89; Buhar1, Hacc 120; Muslim, Hacc 348, 349;
lbn Mace, Menasik 97; EbO DavOd, Menasik 20; lbn Huzeyme, Sahih, IV/295.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 263

Yine Peygamber (s a.v.) bir ba~ka hadiste ~oyle buyurmu~tur:

., ")ij 6-J,i
~ ~t .,. - ~: t-~. 0'°
:
"Kim kurbanmm derisini satarsa, onun kurbant yoktur. "225
Hae kurbanmm
Temettu', k1ran ve nafile kurbanm etinden yemesi mustehapt1r. etinden
yenmesi
c;:unku Allahu Teala ~u ayette bunu emretmektedir:

"(Kurbanlar) yanlan usW du:?Wklerinde onlardan yiyin ... " (el-Hacc, 22/36)

Emirle sabit olan ~eyin, en az1ndan, mustehap olmas1 kurald1r. Bu nedenle


kurban kesen kimsenin kendi kurban1n1n etinden yemesi en az1ndan mustehapt1r.

Oc;te birden daha az1nin sadaka olarak dag1t1lmas1 uygun degildir.

Abdullah b. Mes'Od (r a )'dan rivayet edildigine gore; Abdullah b. Mes'Od (r a)

kestigi bir kurbani Alkame (rh a) ile gondermi~; bu nun uc;te birini sadaka olarak
dag1tmas1n1, uc;te birini yemesini ve kalan uc;te birini de Abdullah b. Mes'Od (r a )'un
ailesine gondermesini emretmi~ti.
Bedeneyi
Hedy kurbam olarak niyette bulunmadan bir bedeneyi Mekke'ye
Mekke'ye
gonderirse; bu, hedy kurbamd1r. gondermek

Bu ifade ile "gerdanl1k takar ve gonderirse" demek 1stem1~t1r. c;:unku


gerdanl1k genellikle sadece hedy kurbanlarina tak1lmaktad1r. Bedenenin uzerine
hedy alameti konulduktan sonra gonderilmesi, bu nu diliyle ifade etmesi gibidir.

Hedy kurbam veya normal kurban olarak bir ya~1m doldurmu~ gibi Normal
kurban ve
gosteri~li koyun, veya iki ya~mdaki kei;i veya s1g1r ya da, be~ ya~mdaki, hedy
deve kesilmesi caizdir. kurbam
nitelikleri
Bu nun deli Ii, Peygamber (s.a.v )'in;

0~LlL I ~ ·. t ~ - 0li.JL.. I ~ ·.
- : : ~ J . . ; ~

"/ki ya:?tndaki hayvanlan kurban edin. Bir ya:?tndakileri kurban etmeyin"226,


hadisidir.

225
Hakim, MOstedrek, ll/422;Beyhak1, es-SOnenO'/-kObra, IX/294; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/287.
226
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 111/312; Muslim, Edah1 13; lbn Mace, Edah1 7; Nesa1, Dahaya 13; lbn
Huzeyme, Sahih, IV/294; Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, V/229.
264_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Ancak bir ya~m1 doldurmu~ koyun, bir ya~mdaym1~ gibi gosteri~li


oldugu takdirde kesilebilir.

Rivayet edildigine gore; bir adam Mina'ya bir ya~in1 doldurmu~ gibi gosteri~li
bir koyun getirdi. Koyun Mina'da onun yaninda kald1. Bunu goren EbO Hureyre
(r a) ~oyle dedi: Peygamber (s av )'in ~oyle buyurdugunu i~ittim:

~)¥~ ~UJ1 ~ t_W1 W~1 ,! ;;~


"Bir ya?Jnl doldurmu? gibi gosteri?li bir koyun, kurban o/arak ne guzeldir!.
Bunu degerlendirin. " 227

Yine Peygamber (s av), kurban gunu hutbesinde:

~-~\
-- -
:-
t..J. ~ 0"
-,.;. . -.
-"Bayram namazmdan once kurban kesen kimse, tekrar kurban kessin"228,
buyurunca;

Bunun uzerine EbO Burde b. Niyar (r.a.):

-Ben kurban1, aileme ve kom~ularima bir an once yedirmek ic;in, bayram


namazindan once, kestim, dedi. Allah'1n ResOlu (s av.) ona;

~ ht -~1 ~~ 21.;
- r.--
-"Bu sadece et ic;in kesilen koyundur. Aynca kurban kes"229 , dedi.

EbO Burde (r a);

-Benim iki koyundan daha degerli olan, bir ya~inda buyukc;e bir kec;im var,
dedi. Bu nun uzerine Peygamber (s av);

il.JJt.; 1l>-r
. . · , -J - iL-r
t?r j
.· ,
-"Bu sen in ic;in gec;erlidir, ama senden sonra hic;bir kimse ic;in gec;erli
degildir"230, dedi.

227
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/444; Tirmizi, Edah17; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IX/271.
228
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/341; Darim1, Edah1 7; Muslim, Edah1 1O; lbn Mace, Edah1 12;
Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/23.
229
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/45; Buhar1, Edah1 8; Muslim, Edah1 4; Ebo Davud, Dahaya 5; Nesa1,
SalatU'l-1ydeyn 23.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 265

Bu hadis, bir ya~indan kuc;uk olan kec;inin kurban olarak caiz olmad1gina
delildir.

Kurban ic;in caiz sayilan gosteri~li koyun, f1k1h alimlerine gore yedi ayina giren,
Arap dili alimlerine gore ise alt1 ay1n1 tamamlayan koyundur. Gerc;ekten kurbanl1k
vasf1n1 ta~1yan koyun (seniyy) ise, f1k1h alimlerine gore bir ya~lnl dolduran ve ikinci
ya~ina giren,. Arap dili alimlerine gore ise iki ya~1n1 tamamlayan koyundur.

Kec;i ve s1g1rlardan caiz olan kurbanhk (Seniyy) ise; iki ya~in1 tamamlay1p uc;
ya~1na girendir. Develer ic;in caiz say1labilecek kurbanhk (ciz'), dort ya~in1
tamamlayand1r. Gerc;ekten kurban l1k vasfin1 ta~1yan (seniyy) deve ise, be~ ya~1n1
dolduran devedir.

~a~1 olan, kuyrugu veya kulag1 kesik olan kurbanhk; boyle satin alinsa Kurbanm
da, satin ahnd1ktan sonra boyle bir anza meydana gelse de; hedy kurbarn ay1ph
olmas1
olarak caiz degildir.

Bu nun deli Ii, Cabir (r a)' in rivayet ettigi Peygamber (s av )'in;

0;:~\j ~I 1){ ~ ~ :.1

"(Kurbanm) gozune ve ku!agma dikkat edin"231 , ~ek l indeki hadisidir.


ResOlullah (s av), belli olacak derecede ~a~1 ve ayakta duramayacak ~ekilde zay1f ve
bogazlanacak yere yuruyemeyecek kadar ayag1 sakat olan kurbanl1g1n kurban
edilmesini yasaklam1~t1.
232

Satin alind1ktan sonra bu ay1plann meydana geldigi kurbanl1k, caiz olmamas1


konusunda, satin al1nd1g1 s1rada bu ay1plan ta~1yan kurbanl1k gibidir.

Kesmek uzere yat1rd1g1 zaman boyle bir anza meydana gelirse, k1yasa gore bu Kurbamn
keserken
kurbanhk da ayn1 ~ekilde caiz degildir. Fakat istihsana gore bu durum, caiz olmaya ay1ph olmas1
engel degildir. c;:unku kurbanl1k, kesim aninda depre~mekte, bu s1rada kurbanl1kta
boyle bir anza meydana gelmekte, o anda bundan korunmak mumkun
olmamaktad1r. Dolay1s1yla bu durum affedilmektedir. c;:unku o ki~i zaten kurbani 1411421
tamamen telef etmek, yani kesmek, Ozere yat1rm1~t1r. Kesme durumunda kurbanin

230
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/45; BuharT, EdahT 8; Muslim, Edah! 4; Ebo DavOd, Dahaya 5; NesaT,
SalatU 'l-1ydeyn 23 .
231
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/ 108; Darim1, EdahT 3; Tirmiz1, Edah1 6; Nesa1, Edah! 8; Hakim,
Mustedrek, IV/249.
232
EbO DavOd, Dahaya 5; Tirmiz1, EdahT 5.
266 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

organlanndan bir k1sm1nin telef olmasr ise, caiz olu~una engel degildir. Halbuki
kesmeden onceki durum bundan farkl1d1r.

Eger kurbanhgm goz, kulak veya kuyrugundan bir k1sm1 telef


olmu~sa; bu telef olan k1s1m c;;oksa, kurbanm caiz olu~una engeldir.

(unku rivayet edildigine gore; Peygamber (s.a v ), kulag1 enine veya


uzunluguna kesilmi~ olan, kulagrnrn on k1sm1 ya da arka k1sm1 telef olmu~ bulunan
hayvanrn kurban edilmesini yasaklam1~t1.

Ancak organin biraz telef olmasindan sakrnmak genellikle mumkun


olmamaktad1r. Az ve c;ok arasrnr ayrran s1n1r, mezhebin guvenilir rivayetinde Eba
Hanlfe (rh.a.)'ye gore telef olan miktann, organrn uc;te birinden az veya c;ok
olmas1d1r. (unku Peygamber (s.a.v.);

"Oc;te bir c;oktur"


233
, buyurmu~tur.

Ancak Eba Hanlfe (rh.a ), bu konuda vasiyette caiz olan uc;te biri kabul
ederken, diger konularda bunu kabul etmemektedir. Bundan anlryoruz ki, organrn
uc;te birinden fazla olan telefin hukmu, organrn uc;te biri kadar veya daha az olan
telefin hukmunden farkl1d1r.

lbn $uca' (rh a )'rn Eba Hanlfe (rh a )'den naklettigine gore; kurban
organlanndan telef olan k1s1m, organrn dortte biri kadar oldugu takdirde; ba~rn
meshedilmesi ve ihramdan c;rkarken tra~ edilmesi gibi, daha once gec;en frkhl
meselelere k1yas edilerek; "Organm dortte biri kamil organ mertebesinde kabul
edilir" kuralrna uygun olarak, bu konuda da organrn dortte birinin telef olmasr,
kurbanin caiz olmasrna engel olu~turur.

Eba Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh.a.)'in goru~une gore; telef olan k1sm1, geri
kalan k1sm1ndan daha c;oksa kurban caiz olmaz. Organrn geri kalan k1sm1, telef
olan k1s1mdan daha c;oksa caiz olur. (unku azlrk ve c;okluk mu~terek isimlerden
olup bu durum, ancak kar~rla~trrma s1ras1nda ortaya c;rkar. Kurban organrndan
telef olan k1s1mla geri kalan k1s1m birbirlerine e~it ise; Eba Yusuf (rh.a.)'un goru~une
gore caiz degildir. (unku caiz olu~a engel olan, caiz krlan ~eyle e~it oldugunda
engel olan tercih edilir.

233
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/168; Buharl, Vasaya 2; Muslim, Vasiyet 8; lbn Mace, Vasaya 5; Ebo
DavOd, Vasaya 2; Tirmiz1, Vasaya 1; Nesal, Vasaya 3.
r

Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 267

Bu konuda EbO Yusuf (rh a) ~oyle diyor: Bu goru~umu EbO Hanlfe (rh.a.)'ye Enenmi~ ve
boynuzu
haber verdim. O da; "Benim goru~um, senin goru~undur", ya da "Benim
kink
goru~um, sen in goru~un gibidir", dedi. Bir goru~e gore; bu ifade, Ebo Hanlfe hayvanm
kurban
(rh a )'nin EbO Yusuf (rh a )'un goru~une donmesidir, denilmi~tir. Bir ba~ka goru~e edilmesi
gore; bu ifade, iki imam1n goru~u aras1nda daha once var olan farklil1ga i~arettir,
denilmi~tir.

Hedy kurbani olarak husyeleri (erkek hayvanm yumurlari) ahnm1~

kurbanhk da boynuzu kmk kurbanhk da caizdir.

Hii;; boynuzu olmayan kurban caiz olduguna gore, boynuzu kink olan kurban
oncelikle caiz olur. c;:unku yoksullann hedy kurbanin1n boynuzunda hii;;bir yaran
yoktur.

Husyeleri al1nan kurbanl1g1n caiz olu~u ise, etinin daha lezzetli olmas1
nedeniyledir. $a'bi (rh.a.) diyor ki; husyelerin al1nmas1n1n ete katt1g1 lezzet, yoksullar
ai;;1sindan husyelerin bulunmas1ndan daha iyidir.

Bu konuda asil ~u hadistir:

Peygamber (s av), husyeleri almm1~ iki semiz koc;u; birisi kendi adma, digeri
234
ummeti adma o!mak uzere kurban etti

Bir kimse, hedy ic;in bir kurbanhk satm ahr, sonra bu kurbanhk Kaybolan
kaybolursa, onun yerine bir ba~kasm1 satm ahr ve onun boynuna kurbanhgm
yerine yenisi
gerdanhk takarsa, boylece onu kesmeyi kendisine vacip k1lar, sonra da ahnm1~ken
eskisinin de
birinci kurbanhk bulunursa; bu durumda iki kurbanhg1 da kestigi takdirde; bulunmas1
en faziletli olani yapm1~ olur.

c;:unku o kimse, uzerine vacip olani fazlas1yla birlikte yerine getirmi~


olmaktad1r. c;:unku o kimse, bu iki kurbanl1g1n her birini kesmeyi vaad etmi~tir.
Vaadin yerine getirilmesi ise mendubtur.

Birinci kurbanhg1 bogazlar, ikincisini satarsa caizdir.

c;:unku ikinci kurbanl1g1 asil olarak degil, birinci kurbanl1g1n yerine gei;;mek
uzere kendisine vacip kilm1~t1r.

234
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1111211; Buhar1, Edah1 13; Muslim, Edah1 17; lbn Mace, Edahi 1; Ebo
DavOd, Dahaya 3; Tirmiz1, Edah1 2; Nesa1, Dahaya 14.
268 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

[4/143] Kaybolan asil kurban bulundugu takdirde, onun yerine satin al1nan kurban
dikkate al1nmaz.

Birinci kurbanhg1 satar ve digerini bogazlarsa, ikisinin degeri birbirine


e~it, ya da ikinci kurbanhgm degeri birincisinden daha fazla ise caizdir.

lkinci kurban ya birinci gibidir, ya da ondan daha ustundur. Birincinin degeri


ikinciden daha fazla ise, fazla olan1 sadaka olarak vermelidir. c;:unku birinciyi as1I
kurban olarak belirlemi~tir. lkinci kurbanin birincinin yerine gec;;irilmesi, onun
birinci kurbandan daha eksik olmamas1 ko~uluylad1r. Birinci kurbandan daha eksik
oldugu takdirde, eksiklik miktari kadar sadaka vermelidir. c;:unku o kimse Allah ic;;in
belirledigi ~eylerden hic;;birini reddetmeme amac1n1 gutmektedir. Onun buna hakk1
da yoktur. Dolay1s1yla bu mall miktarin, tam olarak Allah ic;;in k1linmas1 ic;;in, fazla
olan k1sm1 sadaka olarak dag1t1r. Bu konuda temettu' ve nafile kurban ayn1d1r.
c;:unku her iki kurban da her iki ac;;1dan hedy olarak belirlendigi takdirde her ikisi de
Allah ic;;in olmaktad1r.

Hedy Hedy kurbanm1 temettu' kurbam olarak belirlerse bu guzel bir ~eydir.
kurbanm1
temettu' c;:unku temettu' kurban1 kesmek bir hac fiili olup onun durumunun ac;;1kc;;a
olarak
belirleme te~hir edilmesi gerekir. Ac;;1kc;;a te~hir edilmezse zarar vermez. c;:unku vacip olan,
kan ak1tmak suretiyle ibadetin meydana gelmesidir. Bunun temettu' kurbani
olarak ac;;1kc;;a belirtilmesi herhangi bir ~ekilde vacip degildir.

Temettu' Bir ki~inin temettu' i~in iki hedy kurbam varsa, birisini bogazlad1g1
i~in iki
zaman ihramdan ~1kar.
kurban
kesmek
c;:unku bir kurbandan fazlas1 nafile olup ihramdan c;;1kma hukmu ona bagli
degildir.

Nafile hedy kurbam Harem'e ula~1r sakatlamrsa, bu nedenle kesilir ve


eti sadaka olarak dag1t1hrsa bu caizdir.

Temettu' kurban1 ise bundan farkl1d1r. c;:unku temettu' kurban1, kurban


gunlerine bzgudur. Dolay1s1yla kurban gununden once kesilmesi caiz degildir.
Nafile kurban ise kurban gunune bzgu degildir. Ancak bu kurbanin Harem'de
kesilmesi ic;;in asil yerine (Harem bblgesine) ula~t1rmas1 gerekir. Zaten bu kimse de
onu yapm1~ bulunmaktad1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 269

Temettu' kurbam olmak uzere bir bedene satm ahr da, bunu sadece Ald1g1
kurbana
kendisi i<;in vacip k1ld1ktan sonra, bu kurbana alt1 ki~i ortak olursa bu caiz ba~kalarm1
degildir. ortak etmek

Bu kurban1 kendisine vacip kil1nca, kurban1n tamam1 kendisi ic_;in bore_; olur.
Zaten temettu' kurbanindan gec_;erli olan k1s1m miktan Ozerine vacip idi. Bundan
fazlas1 ise kendisine vacip kilmas1 nedeniyle vacip olmu~tur. Bundan sonra bu
kurbana kendisiyle beraber ba~kalann1 ortak kilmas1, bir k1sm1n1 kendisine vacip
kild1g1 kurbandan donu~ olmaktad1r. Kurbanin tamam1nda niyetinden donmesi
caiz olmad1g1 gibi, kurban1n bir k1sm1ndaki niyetinden donmesi de caiz olmaz.
(Linko ba~kalann1 ortak k1lmas1, kurbanin bir k1sm1n1 satmas1 demektir. Halbuki o
kimsenin hedy olarak Ozerine vacip kild1g1 kurban1n bir k1sm1n1 parc_;as1n1 satma
hakk1 yoktur. Bunu yapt1g1 takdirde bedelini sadaka olarak dag1tmas1 gerekir.

Kurbam satm ald1g1 anda bu kurbana alt1 ki~iyi ortak k1lmaya niyet
ederse bu caizdir.

(Onku bu kurbani satin almakla kurbanin tamam1n1 kendisine vacip kilm1~

olmamaktad1r. Dolay1s1yla bu kurban ile yedi ki~inin satin ald1g1 kurban ayn1d1r.

Satin alma s1ras1nda hic_;bir niyeti yoksa; fakat altt ki~i daha bu kurbana ortak
oluncaya kadar kurbani kendine vacip kilmazsa caizdir.

Ancak kurban ilk satin al1nd1g1nda yedi ki~i taraf1ndan veya arkada~lann1n

emriyle yedi ki~iden biri taraf1ndan satin al1nmas1 daha faziletlidir. Boylece daha
ba~lang1c_; aninda bu kimselerin ortakl1g1 sabit olur.
Alman
Hedy kurbam i<;in bogazlayacag1 bedeneyi satm ald1ktan sonra bu kurbanhgm
bedene kurbam dogurursa, bedeneyle birlikte yavrusunu da bogazlar. dogurmas1

(Linko bu bedeneyi sadece Allahu Teala ic_;in kesmektedir. Yavrusu ise bu


kurbanl1g1n bir parc_;as1d1r. Eger yavrunun sutten kesilmesi, bedeneyi Allah ic_;in
kesmeye niyet ettikten sonra olursa Allahu Teala'n1n hakk1 bu yavruya da gec_;er.
Dolay1s1yla bedeneyi yavrusuyla birlikte kesmesi gerekir.

Kurbanm yavrusunu satarsa "par<;aya butunun hl.ikml.inl.in verilmesi"


kurah dikkate ahnarak degerini odemesi gerekir.

Bu degerle hedy kurban1 satin al1rsa bu guzeldir. Bunu sadaka olarak


dag1t1rsa yavrunun degeri dikkate alind1g1 ic_;in bu da guzeldir. (Onku daha faziletli [4/144]
270 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

olan, yavrunun annesiyle birlikte kesilmesidir. Onu sadaka olarak dag1t1rsa caiz
olur. Degerini vermesi de ayni ?ekildedir.

Kurbana Bedeneye veya normal kurbana ortak olanlardan birisi olurse, onun
ortak mirasc;1s1 da 0 bedeneyi diger ortaklarla birlikte olen ki~i adma kesmeye
olanlardan
birinin olmesi raz1 olursa; bu caizdir. lstihsana gore hi.iki.im bu ~ekildedir. Halbuki k1yasa
gore caiz olmaz.

(i.inki.i blen ki?i, kendi ad1na kurban kesilmesini vasiyet etmemi~se, onun
nasibine di.i?en ibadetin hi.ikmi.i kalkar. Bu, bedene pay1 mirasc;:1s1 ic;:in bir miras mal1
say1l1r. Mirasc;:1 ise bu kurbani kendi ad1na kesecegi ic;:in, ibadet maksad1 gi.itmemi?
olur. Bu nedenle kurbandaki bu pay, ibadet olmaktan c;:1kar. Bunun nedeni kesme
yoluyla yapilan ibadet, telef etmek suretiyle yapilan bir ibadettir. Bu da kbleyi
bzgi.irli.ige kavu~turma konusunda oldugu gibi, vefat edenin emri olmadan onun
yerine yap1lamaz.

Fakat istihsan del iline gore caizdir, denilmi~tir. (i.inki.i as1I maksat, ibadettir.
Vefat eden kimse bunu vasiyet etmese bile, mirasc;:1n1n oli.i ad1na sadaka verme
suretiyle ibadette bulunmas1 gec;:erlidir. Ayn1 ~ekilde miras b1rakan ki?inin kan
ak1tmak suretiyle kendi pay1na ait kurbanda kastettigi ?eyi yerine getirmek
suretiyle ibadette bulunmas1 da caizdir. Dolay1s1yla bunun sadaka olarak verilmesi
caiz olmaktad1r.

Kurbana Bedeneye ortak olanlardan birisi kafir ise veya Mi.isli.iman olup hedy
ortak
kurbani yerine sadece et yemeyi arzu ediyorsa, bu kurban hic;birisi ic;in caiz
olanlardan
birinin kiifir olmaz.
olmas1 ya da
et niyetine
Ortaklardan biri kafir olunca, art1k bbyle bir kurbanda ibadet anlam1
kat1lmas1
gerc;:ekle?mez. (i.inki.i kesilen bir kurbanda ibadet anlam1na ayk1n bir durum ile bu
anlama uygun bir durum birlikte bulunursa, ayk1n olan durum dikkate al1n1r.
lc;:lerinden birinin niyeti sadece et yemekse, Hanefllere gore digerlerinin kurbani da
caiz olmaz.

$afil (rh a); bunlann kurbanlar1 gec;:erlidir, demi?tir. (unku ibadet an lamina
ayk1n olan husus burada gerc;:ekle?memektedir. Kurbana ortak olanlardan her
birinin pay1, bag1ms1z bir hedy kurbani niteligindedir ve ic;:lerinden her birinin
yapt1g1 niyet gec;:erlidir.
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 271

Fakat biz Hanefiler ~oyle diyoruz: Sadece et yemeye niyet eden kimse, kendi
pay1ndaki ibadet anlam1ni reddetmi~ olmaktad1r. Gormez misin Peygamber (s.a v ),
Ebu Burde (r a )'nin bayram namaz1ndan once kestigi kurban hakkinda;

235
"Bu, et ic;in kesilen bir koyundur. " buyurmu~tur.

Bundan anl1yoruz ki bu, ibadet olmayan ~eyden ibarettir. Caiz olmayan ~ey
ile kan ak1tmak bolunemez. Caiz olmaya engel olan hususla caiz kilan husus bir
arada bulundugu takdirde engel olan husus tercih edilir.

lc;lerinden biri kafir oldugu takdirde, bu ki~iler ibadete niyet ettiklerinde


kas1tlan farkl1 oldugu ic;in, Zufer (rh a )'in goru~une gore caiz olmaz. (unku kan
ak1tma bolunemez. Dolay1s1yla bu kurbanda farkl1 niyetler bulunamaz.

Fakat biz ~oyle diyoruz: Ortaklann hepsi ibadet maksad1 ta~1maktad1r.


Dolay1s1yla kan ak1tmak sadece Allah nzas1 ic;in olmaktad1r. Bundan sonra bu
hususta niyetlerin farkl1 olmas1 dikkate al1nmaz. Bilindigi gibi bir kimseye degi~ik
yonlerden birkac; kurban vacip olsa, o da butUn bunlar ad1na sadece bir bedene
kesmeye niyet edip bir bedene kesse bu durum gec;erlidir. Ortaklar da bunun
gibidir.
Kurbanhg1 bir
Bedene kurbam olarak belirledigi deveyi kurban etmeyi kendisine i~te
kullanmak
vacip k1ld1ktan sonra ona binemez. ondan
yararlanmak
(unku bu bedeneyi sadece yuce kudret sahibi olan Allah ic;in belirlemi~tir.
Bu bedene kurban1 yerine vanncaya kadar bunun ne kendisini, ne de bundan
yararlanilacak herhangi bir ~eyi, kendisi ic;in sarfetmesi uygun olmaz. Ancak bu
deveye binmeye muhtac; kal1rsa, bu takdirde ona binmesinde herhangi bir sakinca
yoktur. (unku rivayet edildigine gore; Resulullah (s.a.v), bir bedene kurban1nin
pe~inde giden bir adam gormu~ ve ona;

Lf.;S"jl "Ona bin", demi~ti. Adam;

-Bu bedene kurban1d1r, ya Resulullah ! deyince, Peygamber (s a.v );

~j lt;SJ! "Sana yaz1k, ona bin buyurmu~tu.


236
",

235
Ahmed b. Hanbel, MOsned, IV/45; Buhar1, Edah1 8; Muslim, Edah1 4; Ebo DavOd, Dahaya 5; Nesa1,
Salat0'l-1ydeyn 23.
272. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Peygamber (s av.) o ki~iyi aciz ve deveye muhta~ durumda gordugu i~in ona
bunu emretmi~ti.

Bedeneye biner ve onun binmesi nedeniyle ondan herhangi bir ~ey


eksilirse bu eksilen ~eyi oder.

C::Linku bu durumda bedenenin bir k1sm1n1 kendi ihtiyac1 i~in sarfetmi~


olmaktad1r.

Ayni ~ekilde bedenenin sutunu sagamaz.

C::unku sut ondan ~1kmaktad1r. Dolay1s1yla bunu kendi ihtiyac1 i~in


[4/145)
sarfedemez. Fakat devenin memesini soguk suyla ovalamal1 ve sutl.inu
bo~altmal1d1r. Bu durum, kesme vakti yakin oldugu takdirdedir. Kesme vakti uzak
ise sutl.i ikinci ve u~uncu defa sagd1g1 takdirde deveye zarar vermi~ olur. Dolay1s1yla
onu sagmal1 ve sutl.inu sadaka olarak dag1tmal1d1r. Eger sagd1g1 sutl.i kendi ihtiyac1
i~in sarfederse, onun benzerini veya degerini sadaka olarak vermelidir.
Kurbam
ortaklardan
birinin Bedeneye ortak olanlardan biri, onu kurban gununde keserse, bu
kesmesi hepsi ic;in caizdir.

C::unku ortaklardan her biri, bedeneyi normal vaktinde kesme hususunda


birbirlerinden yard1m isteyebilir. Bu durum birbirlerine a~1k~a verilmi~ emir gibi
kabul edilir.
Kurbam
zamanmdan Hedy kurbani yolda sakatlanirsa sahibi onu keser. Bu kurban, vacip
once kesme kurban ise sahibine ait olup onu diledigi ~ekilde kullanir.
durumu

C::Linku o bununla zimmetinde bulunan vacibi du~urme amac1 gutmektedir.


Bununla vacibi du~urmek i~in ge~erli olmayan bir durum meydana gelirse, vacip
daha once oldugu gibi o ki~inin zimmetinde kal1r. Bu kurban, onun mulku olup
onunla diledigi ~eyi yapabilir.

Kurban nafile ise onu keser. Onun kaniyla onun ayagm1 boyar. Sonra
bu kani hayvanm yanma vurur. Ondan hic;bir ~ey yemez. Bilakis sadaka
olarak dag1t1r.

Bu durum o kurbani y1rt1c1 hayvanlara b1rakmas1ndan daha faziletlidir. Ay~e


(r a )'den de bu ~ekilde nakledilmi~tir.

236
Muvatta, Hacc 842; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/312; Buhari, Hacc 103; Muslim, Hacc 371; Ebo
DavOd, Menasik 17; Tirmizi, Hacc 72; Nesai, Menasik 74.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 273

Bu konuda asil ~u rivayettir: Peygamber (sa.v) Hudeybiye yll1nda hedy


kurbanlar1n1 Naciye b. Cundeb el-Esleml (r a.) vas1tas1yla Mekke'ye gbnderdi. Ona
kurbanl1klarla beraber Mina'ya c;1k1ncaya kadar butl.in dag gec;itlerine ve vadilere
girmesini emretti. Naciye (ra);

-Bu kurbanlar elimde iken sakatlanan olursa, ne yapay1m? diye sorunca;


Allah' in ResOlu (s av) ~byle buyurdu.

'Y J ' 81 : •" I : : ·~ i .::..- r' : - [.;. ~ I - ...:., .. I • ' I : -l, LI ~: ~ , • I • LA • ! I


. : ' I~
~ ~) ~ r..r- ~ . ~ J '11"" ; '¥-"-' ~ J ?"-'
G_:j I:: - ~ ' )I - -.:.J1 i<t
- ~ J J u
-"Onu kes. Onun ayagm1 onun kamyla boya. Bu kanla devenin horgucune
vur. Sonra onu insanlar arasmda serbest btrak. Sen veya arkada~/anndan herhangi
biri, onun etinden yemesin 231 ", burada "Na'I" sbzcugu ile anlatllmak istenen
husus, hayvan1n boynuna as1lan ~eydir.

Peygamber (s a.v.)'in bundan maksad1, bu bedene devesi uzerine bu nun


hedy oldugunun taninmas1 ic;in bir alamet konulmas1d1r.

Boylece hedy kurbam olan bedenenin etinden sadece yoksullar


yiyebilir, zenginler yiyemez.

Zenginlerin bu kurban1n etinden yemesinin yasaklanmas1n1n nedeni, o


kimsenin arkada~lariyla birlikte zengin olmas1 dolay1s1ylad1r.

Nafile olarak hedy kurbam gonderen kimse, sadece hakk1 olan


kimsenin izniyle bundan yiyebilir.

lzin, o hedy kurban1nin as1I yerine (Harem bolgesine) ula~mas1 ko~uluna


bagl1d1r. Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:

"Kurbanlar yanlan uzerine du~tUgu zaman etinden yiyin". (el-Hacc, 22/36)

Asll yerine ula~mad1g1 takdirde kesilen kurban1n etinden yemek veya bir
zengine yedirmek mubah degildir. Bilakis onu yoksullara sadaka olarak dag1t1r.
(unku bununla ibadet amac1 gutmektedir. Kan ak1tmak suretiyle ibadet anlam1
yerine getirilemeyince, sadaka verme suretiyle ibadet etme durumu gerc;ekle~ir. Bu

237
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/217; Muslim, Hacc 378; lbn Mace, Menasik 101; EbO DavOd, Menasik
18; Tirmiz1, Hacc 71; lbn Huzeyme, Sahih, IV/154.
274 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

ise zenginlere degil, sadece yoksallara sarf edilmesi suretiyle olur. Bundan bir
zengine verirse degerini oder. Hedy kurbanlannin ortUlerini de yularlann1 da
sadaka olarak dag1t1r. Nitekim bunu asil varacag1 yere vard1g1 zaman da yapar.

lki ki~inin iki arkada~ yanh~hkla birbirlerinin hedyini veya kurbanm1 kendi adma
kurbanlanni
yanh~hkla keserse istihsan yoluyla bu caizdir. K1yasa gore caiz degildir.
kesmeleri
(unku her biri arkada~inin hedyi hakkinda yapt1g1 davrani~1 emretmi~
degildir. Dolay1s1yla ba~kasin1n s1ninna tecavuz etmi~ ve tazminat verecek duruma
du~mu~ olur. Fakat istihsan delili gozetilerek ~oyle demi~tir. Bu ikisinin her biri

delalet yoluyla arkada~1nin yapt1g1 i~te izinlidir. (Linku hedy ve kurban sahibi
herhangi bir kimseden delalet yoluyla vaktinde kurban kesme hususunda kendi
yerine vekil olmas1 i~in herhangi bir kimseden yard1m isteyebilir. Delalet yoluyla
istenen izin, a~1k~a istenen izin gibidir. Su kab1na yak1nl1k gibi.

Bu iki arkada~tan her biri arkada~inin hedyini al1r, onunla diledigi ~eyi yapar.
[4/146)
Boylece sanki arkada~1nin emriyle alm1~ gibi olur.

EbO Yusuf (rh a )'dan nakledildigine gore; bu iki ki~iden her biri ~u iki
husustan birini tercih etme hakk1na sahiptir. Ya kendi hedy kurbanini
arkada~1ndan al1r ve bizzat kendisi kesmi~ gibi diledigi ~ekilde hareket eder. Ya da

kendi hedy kurbaninin degerini oder ve bununla bir ba~ka hedy kurban1 satin al1p
Hedy
kurbanm1
kurban gunlerinde bogazlar. Eger bu durum kurban gunlerinden sonra ise degerini
ayakta ya da sadaka olarak dag1t1r.
yat1rarak
kesme
Hedy kurbanm1 ayakta kesse de yere yat1rsa da gi.izeldir.

Bize ula~t1g1na gore Peygamber (sa.v.)'in ashab1 kurbanlann1 ayakta iken ve sol
on ayag1 baglanm1~ olarak ayakta kesiyorlard1. Allahu Teala'nin;

"Kurbanlar yan!an Qzerine dO~tagQ zaman etinden yiyin", (el-Hacc, 22/36)

ayetinde, kurban1 ayakta kesmekte hi~bir sak1nca olmad1g1na i~aret vard1r. (unku
ayette ge~en "yanlan uzerine du~me" ifadesi, ayaktan du~me demektir. Rivayet
edildigine gore;

~l }J~J- .)ob;~) ~l.ia> ~ ~ ~j ~:..iii).,., ~I ~i


Ha c Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 27S

"Peygamber (s.a v), be~ veya a/t1 hedy kurbam kesmi~, kestikten sonra
bun/an yere yat1rmaya ba~lam1~t1
238
" Bu da Allah'1n ResOlunun kurbanlarin1 ayakta
kestigine delildir.

Bu konuda EbO Hanlfe (rh a )'nin ~byle dedigi nakledilmektedir: Elim le ayakta
bagl1 halde duran bedeneyi bogazlad1m. Kurbanl1k elimden kurtuldu. Neredeyse
bir grup insani helak ediyordum. Bundan sonra sadece bagl1 halde ve ~bkti.lrulmu~

olan bedeneyi kurban etmem gerektigini, ya da benden daha kuwetli kimselerden


yard1m istemem gerektigini anlad1m.

Kurban keserken mesela, "Allah1m!. Falandan kabul eyle" gibi Allahu Keserken
sadece
Teala'nm ismiyle birlikte, ba~kasmm isminin amlmasm1 iyi gormuyorum.
Alla h'm
isminin
Bu nun deli Ii, Peygamber (s.a v.)'in; arnlmas1

~JJI ~ ;:~ ·!H \JSj.-

"Kurban kesme anmda sadece besmele c;ekin 239 " -yani sadece Allah'm
adm1 anm- , hadisidir. Burada kurban kesenin sadece kalbiyle niyet etmesi
veya bu niyetini besmeleden once amp sonra da "Bismillah vallahu ekber"
(Allah'm ismiyle, Allah en buyuktur) deyip kesmesi yeterlidir.

S1g1r ve koyun ayakta kesilmez. S1g1r ve


koyunun
Her ~e~it kurbanda mendub olan kesim ~ekli, kesilen hayvan i~in en kolay ayakta
kesilmesi
~ekilde kesilmesidir. Peygamber (s av) ~byle buyurmu~tur:

~ll1
.,
( ·t ~
1~ .!·-~ 1~1 .
"Kurban kestiginiz zaman guzel bir ~ekilde kesin. 240 "

Hedy kurbanm1 veya normal kurbam kurban sahibinin kendi eliyle Kurbarn
sahibinin
kesmesi mustehapt1r. kesmesi

Rivayet edildigine gore; Peygamber (s av), Veda harnnda yuz bedene


gbndermi~, bunlardan altm1~ kadarin1 bizzat kendi eliyle kesmi~, geriye kalanlari

238
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/350; EbO DavOd, Menasik 18; lbn Huzeyme, Sahih, IV/294; Hakim,
Mustedrek, IV/246; Beyhak1, es-Suneni.i'/-ki.ibra, V/237.
239
Abdurrezzak, Musannef, IV/479; Ahmed b. Hanbel, Mi.isned, 111/211; lbn Mace, Zebaih 4; Ebo
DavOd, Dahaya 3; Tirmiz1, Edah1 2; lbn Huzeyme, Sahih, IV/285.
240
Ahmed b. Hanbel, Mi.isned, IV/123; Darim1, Edah1 1O; Muslim, Sayd ve'z-zebaih 57; lbn Mace,
Zebaih 3; EbO DavOd, Dahaya 12; Tirmiz1, Diyat 14; Nesa1, Dahaya 22.
276 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

kesme hususunda Ali (r.a.)'yi gorevlendirmi~ti. Bu hadis, en faziletli olanin, kurban


sahibinin bizzat kendisinin kurbanini kesmesi olduguna delildir.

Kurban sahibinin buna gi.idi yetmezse veya bu hususta imkan


bulamazsa, ba~kasmdan yard1m istemesi caizdir.

c;:unku onun emriyle ba~kas1n1n yapt1g1 fiil, bizzat kendi yapt1g1 fiil gibidir.
Kurbam
Kurbam bir Yahudi veya H1ristiyanm kesmesini ho~ kar~1lam1yorum.
Ehl-i
kitap
keser mi? c;:unku kurban, ibadet cinsindendir. lbadette kufUr ehlinin yard1m1 istenmez.
Hadiste ~oyle buyrulur:

"Biz dinimize ait i:;lerde, dinimiz uzerine o!mayan kimse!erden yard1m


istemeyiz2 4 7 µ
Kurbam
kesme Hedy kurbamm kurban gi.ini.i tanyeri agarmasmdan sonra keserse
zamam
caizdir.

Eger kurban temettu' kurban1 ise, bayram sabah1 tanyeri agarmas1ndan once
kesilmesi caiz olmaz. c;:unku bu kurban1n vakti, kurban gunu olarak belirlenmi~tir.
Kurban gunu ise tanyeri agarmas1ndan sonra girer.

Eger elbisesini hedy olarak belirlemi~se onun degerini bag1~lamas1


gec;erlidir.

c;:unku bunu Allahu Teala ii;in klim1~t1r. Allahu Teala ii;in olan ~eylerde, zekat
konusunda oldugu gibi, o ~eyin bizzat kendisinin veya degerinin sarfedilmesi
[4/147] ayn1d1r. Ayn1 ~ekilde koyunlarindan birisini hedy kurbani olarak belirlerse, onun
degerini bag1~lamas1 da caizdir.

EbG Hafs (rh a )'1n rivayetine gore onun benzerini bag1~lamas1 yeterlidir.
Gormez misin, zekat konusunda koyunun degerini vermesi caizdir.

el-Camiu'/-Kebir'de belirtildigine gore; lki normal koyunu hedy kurbani


olarak kesmek Allah ii;in uzerime bori; olsun, deyip de iki koyun yerine degeri iki
kurban1n degerine ula~an bir kurban1 hedy olarak keserse caiz degildir. Halbuki
zekat bundan farkl1d1r.

241
Bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/454; Darim1, Cihad 142; lbn Hibban, Sahih, Xl/28; Hakim,
Mustedrek, 11/133.
H ac Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 277

<:;:Cmku bu kimse iki kurban kan1 ak1tmay1 ustlenmi~ bulunmaktad1r. Bir


kurbanin kan1ni ak1tmak, iki kurban1n kaninm ak1tmak yerine gec;emez. Bu yerde
degeri sadaka olarak vermenin gec;erli olmayacag1n1 anmam1~t1r. c;:unku bu kimse
kan ak1tmak (kurban kesmek) suretiyle ibadet yapmay1 ustlenmi~ bulunmaktad1r.
Dolay1s1yla degeri sadaka olarak vermek onun yerine gec:;emez.

Hatta bu meselede iki rivayet vard1r, denilmi~tir. Burada and1g1 hususa gore
orada da caiz olmas1 gerekir. Eger "Bir koyunu hedy kurbani olarak kesmek, Allah
ic;in benim uzerime bore; olsun "' derse bu nun yerine deve kurban ederse, caiz olup
bu konuda guzel davranm1~, uzerine du~en vacibi fazlas1yla yerine getirmi~ olur.
Deve yedi koyun yerine gec;mekte, hatta yedi ki~i ad1na gec:;erli olmaktad1r. Burada
vacibi fazlas1yla yerine getirmi~ bulunmaktad1r. Bunu, adag1nda belirledigi ~eyin
benzerini veya ondan daha faziletli olani hedy kurban1 olarak keserse veya degerini
bag1~larsa bunun gec:;erli oldugunu ac;1klamak ic;in bu meseleyi anlatm1~t1r.

Allah Subhanehu ve Teala dogrusunu en iyi bilendir. Son dbnu~ ve van~ yaln1z
O'nad1r.

OLENiN VEYA BA~KASININ YERiNE HACCETMEK


Bir kimse, vefat eden ki~i adma -vekil olarak-, haccetmesi i<;in birisine Olenin yerine
bir miktar para verse, oli.ini.in paras1 hacmm masraflanna yetmezse, vekil
giinderilmesi
kendisine para verilen vekil, hem kendi malmdan ve hem de oli.ini.in
mahndan harcarsa; hac masraflannm <;ogu oli.ini.in parasmdan ise, kendi
mah da buna veya masraflarm <;ogunluguna ula~acak durumda ise bu
caizdir. Aksi takdirde onu oder ve iade eder. Paranm yettigi yerden
hacceder.

c;:unku ba~kas1nin ad1na yapllan hacta dikkate al1nan nokta, hac yolunda
onun mal1ndan harcanmas1d1r. c;:ok olana verilen hukum, tam olan1n hukmu
gibidir. Azdan sak1nmak ise mumkun degildir. c;:unku bir kimse, vekil olan ki~iyi bir
gun misafir edebilir. O durumda olunun mal1ndan harcamayabilir. Yan1nda kendi
mal1ndan az1k veya elbise bulundurabilir. Ocretle su ic:;ebilir ve su satan kimseye
kendi mal1ndan bir ~ey verebilir. Kendisinden sakmllmas1 mumkun olmayan ~eyler

de affa tabidir.

Biz de masraf1n c:;ogunlugunu dikkate ald1k. Hae masraflann1n c;ogunlugu


blunun parasmdand1r, dedik. Bu durumda sanki hepsini olunun paras1ndan
harcam1~ gibidir.
278_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitii.bu'l-Mebsfit

Hae masraflannm ~ogu kendi parasmdan ise, bi.itlin masrafm1 kendi


parasmdan yapm1~ say1hr. Dolay1s1yla hacc1 kendi adma yapm1~ olur.
Oli.ini.in parasmdan harcad1g1 meblag1 geri oder.

CCmku bu durumda o ki?inin emrine aykm davranm1~ olur. 0 ki~i, hac


yolculugunda kendi ad1na degil, olu adma harcama yapmas1n1 emretmi~ti. Bu
mesele gostermektedir ki, mezhepte ba~kas1 ad1na hacceden kimse hakk1nda
hakim olan goru~. hacc1n asl1n1n kendi ad1na hac yap1lan kimse ic;in olmas1 ve t1pk1
kendi adma hac yap1lan kimsenin, bizzat kendisi hac yolculuguna c;1kmaya
muktedir olmas1 durumunda, kendi mal1ndan harcamas1 gibi, hacm1n
harcamalarinm kendi ad1na hac yap1lan kimsenin mal1ndan yap1lmas1d1r.

Bu konudaki sun net, bu ~ekilde nakledilmi~tir. Peygamber (s a.v) soru so ran


bir kadma;

(4/148) -" Babanm adma hac ve umre yap 242 '',buyurmu~tur. Bir adam;

~ • ,t 0f r..F~
~
-~ " ,:t ' ' - !_I- .;.,t.; ·t ~I
~\J is. •

-Ya Resulullah !.. Babam hac yapmadan vefat etti. Onun yerine hac yapmam
gec;erli olur mu? diye sordu. Peygamber (s.a.v.);

-Evet243 '', buyurdu.

Bu konuda Has' aml1 kad1nin hadisi de me~hurdur. Bu kadm;

-Ya Resulullah! .. Allah'1n hac farlzas1 babama, binek uzerinde duramayacak


kadar ya~l1 halinde eri~ti. Onun yerine hac yapmam gec;erli olur mu? diye sordu.
Bunun uzerine Peygamber (s.a.v );

~ ~ ~ ~l5l ~:: ;:, .~ ~~ ~I ~ ~l5 .;i ~I)

242
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/359; Dari ml, Menasik 23; lbn Mace, Menasik 1O; Tirmiz!, Hacc 87;
Nesa!, Menasiku'l-hacc 1O
243
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/379; Ahmed b. Hanbel, MOsned, Vl/429; Darim!, Menasik 24; lbn
Mace, Menasik 9; Nesa!, Menasiku'l-hacc 11, lbn Huzeyme, Sahih, IV/343.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 279

-"Eger senin babanm borcu a/up da sen o borcu odeseydin; bu senden


kabul edilir miydi, ne dersin?" buyurdu. Kadin;

-Evet deyince, Peygamber (s a.v.);

-"Allah borcu kabul etmeye daha /ay1kt11244 ", buyurdu.

Bu hadis harnn, vekaleten ad1na hac yapilan kimse ic;in gec;erli olduguna
delildir.

Muhammed (rh a )'in ~oyle dedigi rivayet edilmektedir: Adina hac yapilan
kimse verdigi hac masrafin1n sevab1n1 al1r. Hae ise, sadece onu yapan adina
yapilm1~ olur. c:;:unku hac bedenl bir ibadettir. Bedenl ibadetleri yapma konusunda
vekalet cereyan etmez. <:;:unku o kimsenin uzerine farz olan husus, hac yolunda
malin1 harcamas1 ve harn yapmas1d1r. Harn yapmaktan aciz olduguna gore,
uzerinde sadece gucunun yettigi bore; yani hac yolunda malin harcanmas1
yukumlulugu kalmaktad1r. Dolay1s1yla vekil olan ki~iye hac yolunda harcamas1 ic;in
gerekli olan meblag1 vermesi gerekir.

Fakat birinci goru~ daha dogrudur. c:;:unku bu yolla, farz hac hac1dan
du~mez. Bu mesele de bu ~ekildedir.

Masraflannin c;ogu kendi paras1ndan olup boylece yapt1g1 hac kendi ad1na
sayil1rsa, olunun parasindan harcad1g1 miktan geri oder. Eger hac masraflann1n
sevab1 sadece olu ic;in say1lacak olursa, bu durumda vekil hic;bir ~ey odemez.
c:;:unku bu hac olu ad1na yap1lm1~ olur.

Hakim e~-$ehld el-Mervezl, vekil bu durumda olunun paras1n1 geri oder ve


olu adina ald1g1 meblag kadanyla bu meblagin yeti~ecegi yerden hacceder,
dedigine gore, bu harnn olu adina yap1lm1~ oldugunu anlamaktay1z.

Kendisine para verilen vekil, yapt1g1 haw oli.ini.in paras1yla yerine


getirme yi.iki.imli.ili.igi.i altmda oldugu halde, kendi parasmdan harcama
yaparsa; kendisine daha once meblag odendigi takdirde yapt1g1 masraf1
oli.ini.in parasmdan ahr ve hac oli.i adma caiz olur.

244
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/212; Buhar1, Cezau's-sayd 23; Muslim, Hacc 408; lbn Mace, Menasik
1 O; EbO DavOd, Menasik 25; Tirmiz1, Hacc 85; Nesa1, Menasiku'l-hacc 11.
280 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

c;:unku vekilin yaninda blunun paras1nin bulunmamas1 durumunda veya


paray1 ortaya ~1karmas1nin zorlugu durumunda vekil, hac yolunda kendi
parasindan harcamak zorunda kalabilir. Olunun parasinin harcanmas1 ile vekilin
kendi parasindan harcay1p bunu olunun parasindan kar~ilamas1 aras1nda olu i~in
bir fark yoktur. Bu durum yetim i~in once kendi paras1yla al1~veri~ yapan, sonra
yeti min paras1ndan bunu geri alan vasl veya vekilin durumu gibidir.

Ba~kasmm yerine vekil olarak hac yapan kimse, Mina gi.inlerinden


Vekil olarak
hacca sonra Mekke'de on be~ gi.in oturmaya niyet ederse oli.ini.in mahndan
gidenin
Mekke'de harcama yapmas1 hi.iki.imsi.iz olur.
hacdan
sonra 15 c;:unku bu niyetiyle Mekke'de muklm olmu~ olur. Mekke'de ikamet etmesi,
gun kalmas1
olunun ihtiyac1 i~in olmay1p kendi ihtiyac1 i~indir. Dolay1s1yla bu durumda olunun
paras1ndan harcama hakk1 yoktur. Olunun paras1ndaki hakk1 sadece hac
yolculugunda gidi~-geli~ i~indir. c;:unku bu hac yolculugunu blu i~in yapmaktad1r.
Mekke'de on be~ gunden az ikamet edecek olursa seferl (yolcu) sayil1r. Bu
durumda masraf1 blunun parasindan kar~ilanir.

Onceki devir Hanefl alimlerinden bazilan ise ~byle diyorlard1: Mina


gunlerinden sonra Mekke'de Li<; gun ikamet ederse, vekilin masraf1 olunun
paras1ndan kar~1lan1r. c;:unku vekil dinlenmek i~in bu kadar kalmak zorundad1r.
Bundan daha fazla ikamet ederse vekilin masraf1 kendisine aittir.

Fakat bu cevap o zatlarin kendi zamanlanna ait bir cevapt1r. c;:unku vekil, o
[4/149] tarihlerde Mekke'den diledigi zaman ~1kabiliyordu. Zaman1m1zda ise ancak diger
hac1larla birlikte Mekke'den ~1kmaktad1r. Eger vekilin Mekke'deki ikameti,
kafilesinin ~1k1~1n1 beklemesi nedeniyle olursa, Mekke'de on be~ gun veya daha
fazla veyahut daha az ikamet etmesi ayn1d1r. c;:unku bu durumda sadece kafilesiyle
birlikte Mekke'den ~1kabilir. Dolay1s1yla Mekke'de kendi ihtiyac1 i~in ikamet etmi~
sayilmaz.

Kafilesinin Mekke'den ~1ki~indan sonra orada ikamet edecek olursa, o


takdirde kendi paras1ndan harcar. ikamet ettikten sonra dbnme arzusu ortaya
~1karsa, vekilin masraf1 olunun paras1ndan olur. c;:unku olunun paras1ndan donu~

masrafin1 almaya hak kazanm1~t1r. Ancak dbnmekte gecikmesi nedeniyle o gune


kadar kendi paras1ndan harcar. Dbnu~ vakti gelince donu~ masraf1 olunun
paras1ndan olur.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 281

Bu durum, gec;imsiz kad1nin kocas1nin evine dondugu takdirde nafakaya


hak kazanmas1 gibidir. Ticarette kar-zarar ortakl1g1 (Mudarabe) anla~masinda
taraflardan her biri, kendi beldesinde veya bir ba~ka beldede ikamet ettigi zaman,
ayni ~ekildedir. Kendi ihtiyac1 ic;in on be~ gun ikamet etmeye niyet ederse, anla~ma
mal1ndan harcama yapmaz. Bundan sonra yola c;1karsa yol masraflar1 ortakl1k
paras1ndan kar~1lan1r.

EbQ Yusuf (rh a )'un ~oyle dedigi rivayet edilmi~tir: Bu konuda vekilin masraf1
olunun paras1na ait degildir. c;:unku k1yasa gore donu~ masraf1 olunun malindan
vacip olmaz. c;:unku donu~ olu ic;in degil, kendisi ic;in bir davrani~ sayllmaktad1r.

Fakat biz bunu b1rakarak ~oyle diyoruz: Vekilin as1I yolculugu, oluye ait bir
gorev nedeniyle idi. Bu yolculuk devam ettigi surece vekilin masraf1n1n olunun
parasindan kar~llanmas1 devam eder. Bu gorevi yapmaya ba~lad1g1 asll yerine
ula~1nca bu yolculuk bitmi~ olur. Vekil, bundan sonra kendi ihtiyac1 ic;in yeni bir

yolculuga ba~lam1~sa i~te o vatanina donu~ olur. Bu yolculuk olunun paras1ndan


masraf yap1lmas1n1 gerektirmez.

Muhammed (rh a), Kitabu'/-Asl'da vekil, hac vaktinden bir sure once
Mekke'ye ula~t1g1 takdirde, onun harcama konusundaki durumunun nas1I
olacag1na deginmedi. Nevadir'de EbQ Yusuf (rh a.) ve Muhammed (rh a.)' den
naklettigine gore; Zilhicce'nin ilk on gunu ic;inde Mekke'ye ayak bast1g1nda vekilin
masraf1 olunun paras1ndand1r. Vekil, Mekke'ye daha once gelirse Zilhicce ay1
girinceye kadar kendi paras1ndan harcar. Sonraki masraf1 olunun parasindan olur.
Mekke'ye gelen kafilelerden baz1larinin once baz1larinin sonra geli~i adettir. Fakat
o kimse, bu on gun ic;inde normal adete uymu~tur. Zilhicce'nin on gununden once
Mekke'ye gelme, yayg1n adete ayk1rid1r. Vekil, bu ikamet s1rasinda olu ic;in
herhangi bir gorev yapmamaktad1r. Dolay1s1yla masraf1 kendi paras1ndan
olmaktad1r.
Hae vasiyet
Bir kimse, kendi ad ma bin dirhemle hac yap1lmasm1 vasiyet etse, bu edenin ~ok

para da birka~ hac masrafm1 kar~1lasa; vasiyet edilen kimse tercih hakkma para
b1rakmas1
sahiptir. Dilerse her y1I bir hac i~in odeme yapar. Dilerse bir y1I i~inde olu
adma birka~ ki~iye hac yaptmr. Daha faziletli olan da budur.

c;:unku miktari belirlenen bir malla yapilan hac vasiyeti, miktari belirlenen
malla yapllan sadaka vasiyeti gibidir. Bu konuda vasiyet edilen ki~i, once veya
sonra yapma arasinda tercih hakk1na sahiptir. Acele davranmas1 daha faziletlidir.
282 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt

c;:unku acele davranmas1, vasiyet edenin maksadin1 yerine getirmeye daha yakin ve
mal1n1n yak alma olas1l1g1 nedeniyle maksad1nin yerine getirilmemesi endi~esinden
uzakt1r.

Kole efendisinin izniyle haccederse, kolenin yapt1g1 hac farz olan hac
Kiilenin
hacc1 yerine ge~erli degildir. Bunun delili ~u hadistir:

"Bir kale haccederse, 1sterse on defa haccetmi~ a/sun; ozgur oldugunda farz
a/an haw yerine getirmek zorundad1r. Bir c;ocuk haccederse, isterse on defa
haccetmi~ a/sun; ergenlik c;agina erdigi zaman farz o!an haco yerine getirmek
zorundad1r. Bir bedev'i haccederse, isterse on defa haccetmi~ a/sun hicret ettigi
zaman farz a/an haco yerine getirmek zorundad1r 245 "

Peygamber (sa.v.) bunu hicret farz oldugu zaman soylemi~ti. Bunun anlam1
[4/150] ozgur olmanin harnn ko~ullarindan biri olmas1d1r. Farz olman1n ko~ulu yerine
gelmeden farz alma durumu gerc;ekle~mez. Dolay1s1yla ko~ul bulunmadan once
yap1lan ~ey nafile olur. Farz yerine gec;mez.

Bu durum yoksulun haccedip sonra zengin olmas1 durumundan farkl1d1r.


c;:unku bu durumda farzin yerine yapt1g1 ~ey caizdir. c;:unku mala malik olmak farz
olmanin ko~ulu degildir. Harnn farz alma ko~ulu, hacc1n yapllacag1 yere ula~ma
imkaninin bulunmas1d1r. Gormez misin, yapma yeri olan Mekke'de bulunan
Mekkelinin mala sahip olmas1 dikkate al1nmaz. Afakl (ihrams1z gec;ilemeyen s1n1rin
d1~1nda olan) hakkinda ise mal, nisapla takdir edilmez. Bilakis bu durum afaklnin

yap1lacak yere (Mekke'ye) yak1nl1g1 ve uzakl1g1nin farkl1 olu~uyla farklil1k gosterir.


Bundan anl1yoruz ki; farz alma ko~ulu, yapma yerine ula~ma imkan1 bulunmas1d1r.
Yoksul, bu yere hangi yolla ula~1rsa ula~s1n yapmak farz olur. Onun yerine
getirilmesi farz olu~tan sonra olu~ur. Dolay1s1yla farz olur.

Farz olu~ ko~ullarindan olan "ozgurluge" gelince; Mekke'de bulunan koleye


hac gerekli degildir. Ozgurluge kavu~madan once yap1lan hac, farz hac say1lmaz.

245
Tayalis1, Musned, 1/243; lbn Huzeyme, Sahih, IV/329; Hakim, Mustedrek, 1/655; Beyhak1, es-
Sunenu'/-kabra, IV/325; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, 111/473.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _283

Bunun ac;1klamas1 ~oyledir: Yoksul kimse, harn kendi yararlan nedeniyle


yapm1~t1r. Yoksulun yararlan kendi hakk1d1r. Harn kendi hakk1 olan ~eyle yapt1g1
takdirde farz olur.

Kolenin yararlan ise efendisinindir. Efendisinin izin vermesi nedeniyle


kolenin yaran, efendisinin mulkunun d1~1nda kabul edilmez. Oyleyse kole yapt1g1
harn ba~kas1nin (efendisinin) mulkuyle yapm1~ olur. Ba~kasin1n mulku ise,
omrunde bir defa farz olan harn ondan du~urmez.

Kolenin yapt1g1 hac, Cuma namaz1n1 efendisinin izniyle k1lmas1 durumundan


farkl1d1r. Cunku Cuma ogle vaktinde k1l1n1r. Ogleyi kilma an1ndaki yararlar,
efendinin hakkindan istisna edilmi~tir. Boylece kole, Cuma namazin1 mulku
kendisine ait olan yararlarla kilm1~ olur. Bu ise caizdir.

~u anda inceledigimiz konu bundan farkl1d1r. Cunku kolenin hac yapmas1


konusu, efendinin hakk1ndan istisna edilmemi~tir. Dolay1s1yla bununla farz olan
hac yap1lamaz.

Hae yapan kole, bir av avlarsa ceza olarak oruc; tutmahd1r.

Cunku av hayvanin1 oldurmek nedeniyle ihram suc;u i~lemi~ olur. Kole ne Hae
ya pan
kan ak1tmakla, ne de yoksullara yemek yedirmekle ceza verecek kimselerden ki:ilenin
hac su~u
degildir. Bu nedenle oruc;la kefaret verir. Yemininden dondugu takdirde oruc;la i~lemesi
kefaret vermesi gerekli oldugu gibi, bu konuda da oruc;la kefaret verir.

Kole cinsel ili~kide bulunursa hacca devam edip hac fiillerini bitirir.
c;unku hacc1 gec;ersiz olsa bile bu gec;ersiz hacca devam etmesi gerekir.

Kolenin ihram durumu devam eder. Harn ister gec;erli ister gec;ersiz olsun,
hac fiillerini yapmadan ihramdan c;1kamaz. Kole, cinsel ili~ki nedeniyle erken
ihramdan c;1kmas1 nedeniyle ozgurlugune kavu~tugunda, hedy kurban1 kesmesi
gerekir. Oruc; bu kurbanin yerine gec;emez. Orucun yerine gec;emeyecegi her
kurbanda as1I kural, kolenin ozgurlugune kavu~mas1na kadar kurban1n
gecikmesidir. Orucun yerine gec;ecegi her ~eyin oruc;la yerine getirilmesi gerekir.

Kolenin, bu gec;ersiz haccm yerine farz hacca niyet ederek yeni bir hac
yapmas1 gerekir.

Cunku dogru olarak ba~lad1ktan sonra bu harnni gec;ersiz k1lm1~t1r. Cinsel


ili~kide bulunmasa da bu harn kaza etmesi gerekir. Fakat o harn kaybetmi~tir.

tavaf ve sa'yden sonra tra~ olmak suretiyle ihramdan c;1kar. Hacca gec;erli bir
284 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

~ekilde ba~layan kale, bzgur kimsenin ihramdan c;:1kt1g1 gibi ihramdan c;:1kar. bzgur
kimse ise hacc1n gec;:ersiz olmas1ndan sonra umre fiilleriyle ihramdan c;:1kar. Kole de
boyledir. bzgurluge kavu~tugu zaman ba~lad1g1 hacc1n gec;:ersiz olmas1ndan dolay1
farz olan hac d1~rnda haccetmesi gerekir. Efendisi, onun adrna yoksullara yemek
yedirirse veya onun ic;:in gerekli olan kurbanlari onun ad1na keserse gec;:erli olmaz.
c;:unku kale ne kefarette yap1lan yiyecege, ne de kan1 ak1t1lan kurbanlara sahip
olmam1~t1r. c;:unku kolelik, mulk sahibi olmaya engeldir. Kefaret verdigi ~eylerde

mUlkiyet sahibi olmayan kale adrna kefaret du~mez .

Ancak ozellikle ihsar durumunda efendisinin kole adrna hedy kurban1


[4/151] gondermesi ve boylece kolenin ihramdan c;:1kmas1 gerekir. c;:unku koleyi bu
yukumluluk alt1na sokan odur. c;:onku efendinin izni olmasayd1 kole hedy kurbani
olmaks1zrn ihramdan c;:1kacakt1. Efendisinin izniyle ihrama girdigine gore, efendisi
bu kurbanin vacip olu~unun nedeni olmaktad1r. Dolay1s1yla efendisinin onu
ihramdan c;:1karmas1 gerekir Kblesi adrna efendisinin Qzerine sadaka-i fitr vacip
oldugu gibi kolesi nedeniyle efendisinin Qzerine herhangi bir hakk1n vacip olmas1
uzak degildir.

Sonra kole ozgurluge kavu~tugu zaman hac ve umre yapmal1d1r. Nitekim


ozgur olup da muhsar oldugu zaman da hukum boyledir. Kole ihramdan c;:1kt1g1
zaman hedy kurbaniyla ihramdan c;:1kar.

Hacca vekil Bir kimse bir kimseyi kendi adma vekil olarak hacca gondermek
gidecek
istedigi takdirde; bana ho~ gelen daha once kendi adma hac yapm1~ bir
kimsedeki
nitelikler kimseyi hacca gondermesidir.

c;: unku bu durum alimlerin (rh a) ihtilafrndan daha uzakt1r. c;:onku bu kimse
hac fiillerini bildigi ic;:in hac fiillerini yerine getirmekte daha dogru hareket
edecektir. Kendi ad1na daha once hac yapmayan bir kimseyi haccettirirse, biz
HanefTlere gore bu da caiz olur.

$afil (rh.a )'nin goru~One gore; caiz olmaz. Sarura olan kimsenin haw,
emreden kimsenin yerine degil kendi ad1na olur. Bunun delili ~u hadistir:
Peygamber (s.a v) $0brume ad1na telbiye getiren bir adam gordu.

Y ~0 ;r "~ubrume kimdir?" diye sordu. Adam;

-Benim karde~imdir veya arkada~1md1r, diye cevap verdi. Allah'rn ResOIO o


adama;
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 285

-"Once kendi adtna haccet, sonra $0brume adma haccet246 ", buyurdu.

Bu konuda biz Hanefllerin delili, Has'aml1 kad1n1n hadisidir. Peygamber


(s.a.v.) 0 kad1n1n babas1 ad1na haccetmesini caiz gormu~, kadinin daha once kendisi
ad1na haccedip etmedigini sormam1~t1r.

Son hadis c;eli~kili gibi gorunmektedir. Rivayet edildigine gore; Peygamber


(sa.v.) Nubey~e (r.a.) ad1na telbiye getiren (Lebbeyk duasin1 okuyarak ihrama
girmeye niyet eden) bir adam gordu,

~ ~ y. "Nubey~e kimdir"? diye sordu. Adam;

-Benim arkada~1md1r, dedi. Peygamber (sa.v);

-"Nubey~e adma haccettiysen once kendi adma haccet2 47 ", buyurdu.

Son hadisin yorumu ~oyledir: Bu adam henuz ihrama girmemi~ti. Fakat


ba~kas1nin ad1na ihrama girme ~eklini ogrenme durumundayd1. Peygamber (s.a v.)
ona once kendi adina hac yapmas1n1 emretti. Biz de bunu delil alarak; daha
faziletli olan, once kendi ad1na haccetmesidir, diyoruz.

Bu konudaki goru~ farklll1g1, daha once hac yapmayan kimseyi vekil olarak
hacca gonderme konusundaki goru~ farkli11g1n1n benzeridir. Hanefilere gore o,
nafile hac niyetiyle haccederse onun haw nafile olur.

$afil (rh.a.)'ye gore; bu kimsenin haw farz olan hac yerine gec;er. $afil
(rh a )'nin bu konudaki deli Ii ~udur: Onun nafile hacca niyet etmesi bo~ sozden
ibarettir. (unku bu gereksiz bir fazlal1kt1r. Bunun asll hacdan once yap1lmas1
tasavvur edilemez. Nafile hacca niyet etmesi bo~ soz olunca, geriye mutlak hac
niyeti kal1r. Farz, mutlak niyetle de yapil1r.

$afil (rh.a.)'ye gore bunun delili ~udur: Bir kimsenin farz olan haw
yapmadan once nafile hacca niyet etmesi bir c;e~it ak1ls1zl1kt1r. Haer (k1s1tlll1k) altina
alinmaya mustahakt1r. Dolay1s1yla boyle bir kimsenin nafile hacca niyet etmesi,

246
lbn Mace, Menasik 9; Ebo DavOd, Menasik 25; lbn Huzeyme, Sahih, IV/345; lbn Hibban, Sahih,
IX/299; Darekutn1, Sunen, 11/268; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, IV/336.
247
Darekutn1, Sunen, 11/268; Beyhak1, es-Sunenu'l-kabra, IV/337; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/153.
286 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

hacr anlam1 ta~1yan bo~ soz olmaktad1r. Mutlak niyet aynen kalmaktad1r. Farz olan
haccin niyetsiz yapllmas1 da caizdir. Nitekim bayg1n kimse ad1na arkada~larinin
ihrama girmeye niyet etmeleri gibi, bu kimsenin nafile hacca niyet etmesi oncelikle
caiz olur.

Biz Hanefilerin bu konudaki delili ~udur: Hacda farz1 yapma vaktinde nafile
de yap1labilir. Namazda oldugu gibi, farz nafile niyetiyle yapllamaz. Bize gore oruc;
bundan farkl1dir. Ramazan orucunun tutulacag1 vakitte nafile oruc; tutulamaz. Hae,
vaktiyle degil, fiilleriyle bilinen bir ibadettir. Vakit hac ic;in bir olc;u degil, sadece bir
zarf niteligindedir.

Bu gibi durumda farz, nafileden ancak belirleme suretiyle aynlabilir. $afi1'


[4/152] (rh.a.)'nin "Farz, mutlak niyetle de yerine getirilir", goru~Qne gelince; deriz ki, Biz
Hanefllere gore farz, ancak belirleme suretiyle yapll1r . $u kadar var ki belirleme
bazen delil yoluyla, bazen delalet yoluyla sabit olur. Hacta belirleme, orfUn delaleti
yoluyla meydana gelmektedir. Gayet ac;1k olan ~udur ki, insan, Qzerinde farz haw
yapma yukumlulugu bulundugu halde buyuk zorluga katlan1p nafile haw
yapmakla ugra~maz . Orfle yap1lan belirleme, delille yapllan belirleme gibidir.
Nitekim bir adam "mutlak dirhemler" ifadesiyle bir ~ey satin ald1g1 zaman, orfUn
delaletiyle o ulkenin paras1 anla~1l1r. Buna ayk1n bir ac;1klama bulunmad1g1 takdirde
orf dikkate al1nir.

Bu kimse nafile hac niyetini ac;1kc;a ifade ettigi takdirde, orf dikkate alinmaz.
Dolay1s1yla onun yapt1g1 hac, niyet ettigi ~eye ait olur. Oruc; konusundaki kurala
gore soyledigi ~ey hukumsuzdur. ~unku nafile hac niyetinin dikkate alinmas1
hukumsuz kllmamakta; bilakis niyetini, farzdan yuz c;evirme hususunda dikkate
almaktad1r. Baygin ki~i ise, beraber bulundugu hac1 arkada~lanna ihrama girme
konusunda delalet yoluyla izin vermi~tir. Dolay1s1yla ac;1kc;a izin vermi~ gibi kabu l
edilir. Boylece baygin kimsenin haw niyetle yapllm1~ olur.

Kendi adma hac yap1lmas1 i~in mahyla bir adam1 tayin etmek istedigi
zaman, hac yapmayan kimse, bu konuda daha once hac yapandan
onceliklidir.

~unku hac yapmayan kimse, farz olan haw kendi mal1yla yapmaya g i ri~ir .

Bir defa hac yapan kimse ise, nafile hac yapmaya giri~ir . Farz haw yapmanin
derecesi daha QstQn oldugu gibi, malla kendisine yard1m edilerek hac yapma
Saghkh imkan1 verilmesi daha onceliklidir.
kimse adma
nafile hac Saghkh kimse adma natile hac yap1lmas1 caizdir.
yap1labilir
mi?
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _287

Hakim e~-$ehld el-Mervezl, bununla ~unu ifade etmek istemektedir.


Bedenen sagl1kl1 kimse, bir adam1 kendi mal1yla kendi adina nafile olarak
haccettirmek isterse, bu caizdir. <:;:unku bu, mal1 hac yolunda harcamakt1r. Bunu
kendi yerine getirirse buyuk bir taat (Allah'1n nzas1n1 kazand1ran ibadet)
olmaktad1r. Ayn1 ~ekilde bunu kendi ad1na yapmas1 ic;in ba~kas1na sarf ederse yine
caiz olur. Onun saglikl1 olu~u vekil gonderip farz1 yerine getirmesine engel olsa da,
bu yolla nafile hac yapmasina engel degildir. c;:unku nafile hacta c;erc;eve geni~
tutulmu~tur.

Gormez misin, farzda caiz olmasa da, nafile namazda ayakta durmaya gucu
yettigi halde oturarak namaz k1lmak caizdir. Burada farz olan hacta da boyledir.
K1saca, mall ibadetlerde maksat, maim muhtac; olan1n ihtiyac1n1 gidermeye sarf
edilmesidir. Dolay1s1yla mall ibadetlerde tercih ve zaruret durumunda vekalet
caizdir. Tamamen bedenl olan ibadetlerde maksat ya namazda oldugu gibi d1~
organlarla ta'zimde bulunmak, ya da Allah nzas1n1 gozeterek nefs-i emmareyi
yormakt1r. Bu ise vekilin haccetmesiyle asla meydana gelmez. Bu konuda vekalet
cereyan etmez.

Hacta iki anlam (bedenl, mall ibadet anlam1) bulunmaktad1r. Mubarek


bolgeye sayg1 anlam1 vekil tarafindan husule gelir. Harn yapabilmek ic;in s1kint1lara
katlanma anlam1 ise vekil taraf1ndan husule gelmez. Harn bizzat yapmaya gucu
yetme durumunda harnn vekille yerine getirilmesi konusunda iki anlamdan birinin
bulunmamas1 nedeniyle vekalet gec;erli degildir. iki anlamdan birisinin bulunmas1
nedeniyle bedenle yerine getirmekten aciz kalma durumunun meydana gelmesi
durumunda vekalet gec;erlidir.

Bedenl ibadetlerde dikkate alinan husus, imkand1r. Gec;ici acizlik dikkate


al1nmaz. <:;:unku hac omurde bir defa farzd1r. Bu nedenle harn bedenen yapma
konusunda umitsizlik meydana gelmesi durumunda, omrun geri kalan k1sm1nda
surekli acizlik hususu dikkate al1n1r. Biz de deriz ki; acizligi kotUrum olmak gibi,
asla giderilemeyecek anlamda ise vekil gonderilerek harnn yap1lmas1 mutlak olarak
caizdir.

Kendisine hac farz olan kimsenin durumu, hasta veya hapishanede olmas1 [4/153]
nedeniyle sona ermesi beklenen gec;ici bir durum ise ve bu hac vekaleten yap1l1rsa,
duruma bakll1r. Bu ozur, olunceye kadar devam ederse harn bedenl olarak
yapmaktan umit kesilmi~, dolay1s1yla yapilan hac caiz olmu~ olur. Bu hastal1g1
iyile~irse harn bedenen yapmak umitsizligi kalkar. Dolay1s1yla farz olan harn yerine
288 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

getirmesi gerekir. Daha once yap1lan hac, nafile hac olur. Harnn vacip olu~u
kesinle~tikten sonra yerine getirmenin caiz olmas1 hususunda mal sahibi olmak,
harn bedenen yapmaya gucu yetmenin yerine konulmu~tur.

Haccm Mal nedeniyle farz olu~ hukmunun sabit olmas1 konusunda alimler ihtilaf
mal
etmi~lerdir. Biz Hanefllerin goru~u; yuruyemez topal, kotlirum veya felc;li olan
nedeniyle
farz olup kimseye, yeterli mala sahip olsa da hac farz olmaz.
olmad1g1
$afil (rh a )'nin goru~une gore ise, bu gibi kimselere farz olur. Hasan b. Hasan
b. Ziyad (rh a )'1n EbQ Hanlfe (rh a )'den yapt1g1 rivayet de bu ~ekildedir. $afil
(rh a )'nin bu konudaki delili, Has' aml1 kad1n1n hadisidir. Ka din; "Ya Resulullah !
Allah'1n hac farlzas1, babama binek uzerinde duramayacak kadar ya~l1 halde iken
eri~ti" demi~ti. Kad1n1n "ya~l1 ha Ide iken" ifadesi dilbilgisi ac;1sindan ha! olarak
ustlin harekelidir. Yani hac ona bu durumda farz oldu, demektir. Peygamber (s av)
.1se b unu ya d 1rgama d 1. 248

Bu hadis hacc1n yuruyemeyen topal veya kotlirum olan kimseye farz


olduguna delildir. Harnn farz olmas1nin ko~ulu, malla bu farz1 yapma imkaninin
bulunmas1d1r. Harn bedenen yapmaktan aciz kalma durumunda malla bu farz1n
yap1lmas1 caiz olduguna gore, harnn farz olu~unun ko~ulu malla
tamamlanmaktad1r. Harnn bedenen yapilmas1ndan umitsiz kalmanin meydana
gelmesinden sonra farz hala gec;erli ise, bu farz1n malla yapilmas1 caizdir. c;:ok ya~l1
(~eyhi fanl) hakk1nda oruc;, bedel, yani fidye itibariyle farz oldugu gibi, bu
ozelligiyle harnn ba~lang1c;ta vacip olu~u bedenen sabit olur.

Biz Hanefllerin bu konudaki delili, Allahu Teala'n1n;

"Hacca bir yo/ bulabilen!erin, Beyti haccetmeleri Al!ah'm insanlar uzerinde


hakk1d1r... " (Al-i lmran, 3/97) ayetidir.

Allahu Teala harn, sadece Allah'1n evine ula~maya gucu yeten kimselere farz
k1lm1~t1r. Kotlirum hasta ise Beytullah'a ula~amaz. Dolay1s1yla bu hitap onu ic;ine
almaz. Sonra Peygamber (s av.);

.. IL;.;
l..s'
.iii .:,..:;-· -~~
- - ,..
il-.-1 - \~I:J
- .))
.J.>. J- .y
:-

248
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/212; Buhar1, Cezau's-sayd 23; Muslim, Hacc 408; lbn Mace, Menasik
1 O; Ebo DavOd, Menasik 25; Tirmiz1, Hacc 85; Nesa1, MenasikO'l-hacc 11.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 289

"Kim kendisini Beytullah'a ula~t1racak az1k ve binek bulursa .. 249


" hadisiyle
ko~ulu, "Beytullah'a ula~t1ran mal" olarak belirlemi~tir.

Fel~li kimsenin az1k ve binegi kendisini Beytullah'a ula~t1ramaz. Dolay1s1yla


onun varl1g1 yoklugu gibidir. c;:unku bu ibadetin maksad1 kutsal yeri ziyaret ederek
gerekli ta'zimi gbstermektir. Mal ise, bu maksada eri~mek i~in ko~uldur. Kastedilen
husus fel~li ki~i hakk1nda bulunmamaktad1r. Ko~ulun varl1g1 da dikkate al1nmaz.
c;:unku ko~ul tabi olan ~eydir. Tabi olan husus, her ne kadar dikkate al1narak sabit
olduktan sonra hukum devam etse de, ba~lang1~ta hukum verilirken asl1n yerine
ge~mez. c;:unku bir ki~inin uzerine hac farz olduktan sonra malin1n elinden gitmesi
nedeniyle o ki~i yoksul du~se, hac farz olarak onun uzerinde kal1r. Ayrica
ba~lang1~ta hac yoksula farz degildir.

Bu durum ~ok ya~l1 ihtiyar hakk1ndaki fidyenin benzeri degildir. c;:unku fidye,
asll oru~ yerine delille konulan bir bedeldir. Bedel olmas1 itibariyla asl1n vacip
olmas1 caizdir. Hae konusunda ise mal asil olan harnn yerine konulan bir bedel
degildir.

Gbrmez misin, hac, malla yap1lmaz. Vekilin o kimse yerine bizzat hacca [4/154]
ba~lamas1yla yerine getirilir. Mal, as1I olan harnn yerine bedel olmayinca; mal
dikkate alinarak hacc1n farz olu~u sabit olmaz. Has'aml1 kadin hakk1ndaki rivayetler
farkl1d1r. Bir rivayette kad1n; "bu ya~l1 bir ihtiyard1r", demi~tir Bu ifade babasinin
bu s1fatla bu durumda bulundugunu a~1klamakta olup hacc1n vacip olu~
zamaninda bu s1fat1 ta~1d1g1ni gbstermemektedir. Sonra kad1n1n maksad1,
babas1n1n ya~l1 oldugu durumda, kendisinden hac farlzas1n1n kalk1p kalkmad1g1
hususudur. Yoksa onun uzerine hacc1n farz olup olmad1g1 degildir.

Hadisin a~1k ifadesine dayanarak $Mil (rh a.) ~byle demi~tir: Mali olmayan fel~li
ki~i. kendisi ad1na haccetmesi i~in oglu babas1na itaat arz etse o kimseye hac farz
olur. Akrabalarindan ba~kas1nin itaati nedeniyle ona hac farz olmaz. c;:unku
Has'aml1 kad1n babas1na itaatte bulunmay1 arz edince, Allah'1n Resulu (sa.v.);

~-tiii1!•_ti
iJ>" , .:.r.

"A//ah'in borcu odenmeye daha fay1kt1r2 50 ", buyurarak harn babas1


uzerindeki bir bor~ olarak kabul etmi~tir. Babas1nin zengin veya yoksul oldugunu
sormam1~t1r.

249
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/432; lbn Mace, Menasik 6; Nesa1, Hacc 3; Hakim, MOstedrek, 1/609;
Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, IV/330.
290_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bu hadis, ~ocugun babasina itaati arz etmesinin, babas1na harn farz klld1g1na
delildir. C:unku ~ocuk, baban1n kazanc1d1r. Dolay1s1yla ~ocuk, baban1n mulku
niteligindedir. Malla yapmaya gucu yetmek, $afil (rh.a.)'ye gore vacip olu~ i~in
yeterli oldugu gibi, kendi kazanc1 sayllan oglunun mal1 nedeniyle gucu yetmek de
bunun gibidir. Bunun nedeni, ~ocugun babas1na itaat etme konusunda diger
h1s1mlanndan farkl1 olarak babas1nin ~ocuguna minnet duymas1 soz konusu olmaz.
Diger akrabalann itaati minnetten uzak olamaz.

Hanefllerin bu konudaki delili ise ~udur: C:ocuk bu itaati arz etmekle ba~kalan
gibi teberru'da bulunmaktad1r. C:ocugun teberru'da bulunmas1n1n, babas1na harn
farz k1lmas1 caiz degildir. Gormez misin, ~ocuk babasina mal arz etse, babas1nin bu
mal1 kabul etmesi ko~ul degildir. Bu arz nedeniyle de hac farz degildir. Ayn1 ~ekilde
~ocugun itaat arz etmesi nedeniyle de hac farz olmaz. Fakat yerinde ve daha
uygun olur. C:unku maldan yararland1g1 zaman baban1n ~ocuguna mukafat verme
imkan1 oldugundan dolay1, bu konuda ~ocugun bundan donmeye hakk1 yoktur.
Bu hac konusunda ise ~ocugun arz ettigi itaatten donme hakk1 vard1r. C:ocugun
mal1 arz etmesi nedeniyle babas1nin uzerine hac farz olmad1g1na gore, itaati arz
etmek nedeniyle hacc1n farz olmamas1 daha onceliklidir. "Dikkate alinan husus,
ki~iyi Beytullah'a ula~t1racak bedenl ve mall imkand1r", ~eklinde ifade ettigimiz
kurala gore, bu meseledeki husus iyice a~1ga ~1kmaktad1r. Bu kurala gore, Ebu
Hanlfe (rh a.), mal ve k1lavuz bu Isa da, kor kimseye hac yapmak farz degildir,
demi~tir. Ebu Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh.a )'e gore ise, kor kimseye hac yapmak
farzd1r. Bu ayn1 zamanda Hasan b. Hasan b. Ziyad (rh.a)'1n Ebu Hanlfe (rha)'den
naklettigi ikinci bir rivayettir.

Ebu Yusuf (rh a.) ve Muhammed (rh a )'in delilleri ~udur: Kor kimse bedeniyle
harn yapma imkan1 ta~1yan kimsedir. Fakat kendisini hacca gotUrecek bir kllavuza
muhta~t1r. Dolay1s1yla kor kimse, yolunu kaybetmi~ kimse gibidir. Yolunu kaybeden
kimse, kendisine yol gosterecek birini buldugu zaman hac yapmas1 gerekir.

Ebu Hanlfe (rh a) ise ~oyle demektedir: Kor kimse Beytullah'a bizzat
ula~maktan aciz olan kimsedir. Dolay1s1yla kotUrum ki~i gibidir. Bunun nedeni mala
sahip olmak, onu Beytullah' a ula~t1rd1g1 takdirde dikkate al1n1r. Burada mal, onu
Beytullah'a ula~t1rmamaktad1r. Kllavuzun itaat arz etmesi dikkate al1nmaz.
Kllavuzun varl1g1 yoklugu gibidir. Bu nedenle kor kimseye hac farz degildir.

250
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/224; BuharT, Savm 42; Muslim, S1yam 154; Ebo DavOd, Eyman ve'n-
nuzOr 26; NesaT, Menasik 11; lbn Huzeyme, Sahih, 1117223.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 291

Adam olUr, olmeden once kendi adma hac yap1lmasm1 vasiyet ederse; Ki~inin
olmeden
vasiyet edilen ki~inin, onun mahyla haccetmesi gerekir. yerine hac
yap1lmasm1
c;:unku onun olumuyle, harn bedenen yapmaktan aciz kalma durumu vasiyeti

meydana gelmektedir. Vasiyet edilen ki~i onun yerine gec;mektedir. 0 ki~inin


sagl1g1nda umitsizlik durumunda onun mal1yla haccedildigi gibi, kendisine vasiyet
edilen ki~i olumunden sonra onun yerine gec;mektedir. [4/155]

bncelikli olan, vasiyet edilen ki~inin blunun mal1yla bir erkegi vekil olarak
hacca gondermesidir. Bir kadin1 vekil olarak hacca gbnderirse de, mekruh olmakla
birlikte, caizdir. c;:unku kad1n1n tavafta remel yapmamas1, Safa ile Merve aras1ndaki
vadinin ortas1nda ko~mamas1, telbiye ederken sesini yukseltmemesi ve t1ra~
olmamas1 nedeniyle kad1n1n yapt191 hac, erkegin yapt191 hacdan eksiktir. Dolay1s1yla
blu ad1na bir erkegi vekil olarak hacca gondermesi, bir kad1n1 vekil olarak hacca
gbndermesinden daha iyidir.

Bir kimse mahyla bir adam1 vekil olarak hacca gonderirse, bu adam da Hacda
Arafat'ta vakfe yapmadan once ihramda iken cinsel ili~kide bulunursa, vekilin
vakfeden
hacci gec,;ersiz olur. Hae masrafm1 vekil oder. once cinsel
ili~kisi
c;:unku vekil, bu mal1 gec;erli bir hac yapacag1 yolculukta harcamakla
emrolunmu~tur. Vekil, yapt191 harn gec;ersiz kllmakla bu emre ayk1n davranm1~t1r.

Dolay1s1yla yapt1g1 masraf1 kendi paras1ndan kar~1lamak zorundad1r.

Vekil, bu gec,;ersiz hacca devam etmeli, ceza kurbam kesmeli ve -


gelecek y1I- bu hacci kaza etmelidir.

Muhammed (rh.a.) bu hukmu, harnn asl1n1n harn yapan kimseye ait olduguna
delil getirmi~tir. Oyle ki hacc1n gec;ersiz alma durumunda harn kaza etmek, harn
yapana (vekile) aittir. Kendisi adina hac yapllan kimseye ait degildir.

Hanefllerde tercih edilen en dogru gbru~e gore; vekil, kendisi ad1na hac
yapt191 kimsenin (vekilin) emrine uygun hareket ederse, yapt191 hac, kendisi ad1na
hac yapilan kimse ic;in say1l1r. Gbrmez misin, vekilin kendisi ic;in hac yap1lan kimse
ad1na niyet etmesi gerekir. Vekil, onun emrine ayk1n davran1rsa kendisi adina hac
yapt191 kimsenin emriyle hareket etmemi~ olur. Dolay1s1yla bu harn kendi ad1na
yapm1~ olur. Nitekim al1~veri~ ic;in vekil olan kimse, eger muvekkilinin emrine
uygun hareket ederse, onun ic;in al1~veri~ yapm1~, onun emrine ayk1n davran1rsa
kendisi ic;in al1~veri~ yapm1~ olur.

Vekil, hacla birlikte umre yaparsa, mi.ivekkilinin emrine aykm Vekilin hacla
davranm1~ olur. Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore umre masrafm1 kendisi oder. birlikte umre
yapmas1
292 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

EbO Yusuf (rh a.) ve Muhammed (rh a.)'e gore ise, istihsanen onun emrine ayk1n
davranm1~ olmaz. (unku vekil, emredilen ~eyi yerine getirmi~ ve buna ayni cinsten
ilavede bulunmu~tur. Dolay1s1yla kendisine belirlenen ~eyin cinsinden fazla olarak
satin alan al1~veri~ vekili gibidir. Vekil, bununla muvekkilin emrine ayk1n davranm1~
olmaz. Bunun a~1klamas1 ~u ~ekildedir: K1ran haw, ifrad hawndan daha
faziletlidir. Vekil, k1ran haw yapmakla olunun haynni artt1rm1~t1r. Dolay1s1yla onun
emrine ayk1n davranm1~ olmaz.

EbO Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle demektedir: Vekil, ald1g1 meblag1, bu yolculugunda
sadece hac yapmak uzere harcamakla emrolunmu~tur. Bu yolculugu ise sadece
hac i~in degil, hem hac hem de umre i~in yapm1~ olmaktad1r. Dolay1s1yla onun
emrine ayk1n davranm1~ olmaktad1r. Nitekim vekil temettu' haw yapm1~ olsa, ilave
etmi~ oldugu umre, olu ad1na yapilm1~ olmaz. (unku olu, bunu emretmemi~tir.
Vekilin, olu ad1na herhangi bir hac ibadetini olunun emrettigi miktardan farkl1
olarak yerine getirme yetkisi yoktur. Bilindigi gibi eger muvekkil vekile bir ~ey
emretmemi~ olsayd1, vekilin muvekkilin yerine hac yapmas1 caiz olmazd1. Ayni
~ekilde muvekkil, vekile umre yapmasin1 emretmedigi takdirde vekilin yapt1g1 umre
olu ad1na olmayacag1 i~in, sanki kendi ad1na umreye niyet etmi~ gibi olur. Bu
noktada vekil, muvekkilin emrine ayk1n davranm1~ olur. Bu konu da ayn1 ~ekildedir.

Ancak lbn Semaa (rh a.)'n1n EbO Yusuf (rh a )'tan naklettigine gore; vekil, kendi
ad1na umreye niyet etmi~ olsa muvekkilin emrine ayk1n davranm1~ olmaz. Fakat
kendi adina yapt1g1 umre pay1 kadar hac masraflanndan iade eder. EbO Yusuf (rh.a.)
bu konuda vekilin butUn masraf1 olunun harn i~in harcamaya memur oldugu
goru~undedir. Buna kendi adina yapt1g1 umre ilave edilirse olunun haw masraf1n
bir k1sm1yla meydana gelmi~ olur. Bununla da muvekkilin emrine ayk1n davranm1~
say1lmaz. T1pk1 bir koleyi bin dirhemle satin almak i~in vekil kil1nan adam1n, bu
koleyi be~ yuz dirheme satin almas1 durumunda oldugu gibi. Vekil, bu konuda
muvekkilin emrine ayk1n davranm1~ sayilmaz. Fakat bu durum onemli bir ~ey
degildir. (unku vekil bu yolculugunu sadece olu i~in yapmakla emrolunmu~tur.
Kendisi i~in umre yapt1g1 takdirde bu yolculugu sadece olu i~in yapm1~
olmamaktad1r. Aynca oluye ait olan, verdigi meblag1n1n sevab1d1r. Bu meblag
eksiltildigi kadar sevap da eksilmektedir. Bu fark ise, olu i~in hi~bir yaran olmayan -
manevl- bir kay1pt1r.

Aynca EbO Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh a.)'e gore; k1ran kurbani, vekilin
[4/156]
kendi mal1ndan olur. EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore olu taraf1ndan vekilin k1ran harn
yapmas1 emrolunmu~ ise hukum boyledir. (unku bu durumda muvekkilin emrine
ayk1n davranm1~ olmaz. (unku kiran kurban1 bir hac fiilidir. ButUn hac fiillerini
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _293

yerine getirmek vekile aittir. Bu da ayn1 ~ekildedir. Bu kurbanin bir bedeli vard1r. Bu
da oruc;tur. Eger vekil, maddl yonden darl1k ic;inde ise; kurban yerine tutulacak
orucun mOvekkile ait olmay1p vekile ait olacag1 gayet ac;1kt1r. Hedy kurbani da ayni
~ekilde vekile aittir.

Aym ~ekilde vekilin, oli.i adma umre yapmas1 emredilmi~se, vekil de Um re


umreyle birlikte hac yaparsa, daha once belirttigimiz gori.i~ farkhhg1 vekilinin
hac
gibidir. yapmas1

Ancak EbO Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore; umreyi yapt1ktan sonra
geri kalan hac fiillerinin masraf1, vekile aittir. c;:onkO vekil, bu fiilleri olO ad1na degil,
kendi ad1na yapmaktad1r. Dolay1s1yla olOnOn mal1nda herhangi bir meblaga hak
kazanmamaktad1r. Bu ac;1klama ile EbO Hanlfe (rh a )'nin gorO~O daha ac;1k bir
~ekilde anla~1lmaktad1r.

Vekile, oli.i adma hac yapmas1 emredilmi~, o da ihrama girmi~ ve hac


aylannda umre yapm1~sa, sonra da Mekke'de hac ihramma girmi~se; -hem
EbO Hanlfe (rh.a.)'nin hem de EbO Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'in
gori.i~i.ine gore- mi.ivekkilin emrine aykm davranm1~ olur.

c;:onkO vekilin, olO adina mlkattan ihrama girerek hac yapmas1


emrolunmu~tur. Temettu' haw yapan kimse Mekke'de bulundugu yerde hac
ihram1na girer. Bu hac ise, kendisine emredilen hac degildir. c;:onkO vekil, olO ic;in
yapacag1 bir yolculukta harcama yapmakla emrolunmu~tur. Halbuki bu konuda
kendisi ic;in yapt1g1 bir yolculukta harcama yapm1~t1r. c;:onkO vekilin yolculugu
sadece umre ic;indir.O, bu umreyi kendisi ic;in yapm1~t1r.

Vekil; ihsar (hacdan ahkonulma durumunda ihramdan ~1kma) kurbam


hari~, kendisi i~in gerekli her kurbam kendi paras1yla satm alacakt1r.

c;:onkO bu kurban hac kurban1 ise, hac fiillerini yerine getirmek vekile aittir. Bu
kurban, kefaret kurban1 ise, kefarete neden olan sue; vekil tarafindan i~lenmi~tir.
Bu kurban, hac vaciplerinden birini terk etmek nedeniyle kesilen ceza kurbani ise,
Ozerine vacip olani terk eden vekilin kendisidir. Bunun ic;in bOtOn bu kurbanlar
vekile ait olmaktad1r.

ihsar kurbam bundan mi.istesnad1r.

c;:onkO, o, EbO Hanlfe (rh a) ve Muhammed (rh.a.)'e gore mOvekkilin mal1ndan


olur. EbO Yusuf (rh a) ise; bu da vekile aittir, demi~tir. c;:onkO ihsar kurban1n1n vacip
olu~u, ihramdan c;1kmada acele davranma nedeniyledir. Dolay1s1yla ihramda cinsel
-...

294 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitii.bu'l-Mebsfit

ili~kide bulunma nedeniyle vacip olan kurbana k1yas edilir. Ayrica bu kurban,
ihramdan c;1kmak ic;in me~ru olmas1 ac;1s1ndan k1ran kurban1 anlamindad1r.

EbO Hanlfe (rh a) ve Muhammed (rh a) ise; delillerini ~oyle ifade etmi~lerdir:
lhsar kurban1, ihramdan c;1kmak ic;indir. Vekil, ihrama girmek suretiyle olu ic;in
hareket etmi~tir. Dolay1s1yla onu hukmen bu ihrama sokan ki~i. adina hac yap1lan
kimse yani oludur. Dolay1s1yla daha once ac;1klad1g1m1z ~ekilde, efendisinin izniyle
ihrama girip de sonra muhsar olan koleyi ihramdan c;1karman1n efendisine ait
olmas1 gibi; vekili ihramdan c;1karmak da ad1na hac yapt1g1 kimseye aittir.

Bunun ac;1klamas1 ~u ~ekildedir: ihsar kurban1, vekilin hacdan donu~ masraf1


gibidir. Donu~ masraf1 ise olunun paras1ndan kar~llanir. Vekil de bundan
yararlanacak olan ki~idir.

lhsar ihsar kurbam, bundan yararlanacak olan ki~i vekil olmasma ragmen,
kurbaninm
durumu oli.ini.in parasmdan kar~1lamr. Sonra geri kalan meblag oli.ini.in mirasi;1sma
iade edilir. Mirasi;1, paranm yeti~ecegi yerden bir kimseyi vekil tayin
ederek hacca gonderir.

Muhsar olan vekilin, harcad1g1 masraf1 odemesi gerekmez. c;:unku o,


harcad1g1 masraflarda olunun emrine ayk1r1 davranmam1~t1r. Gormez misin, vekil
eger yolda olseydi, hac yolunda harcad1g1 masraf1 iade edemeyecekti. Muhsar
olmas1 durumu da ayn1 ~ekildedir.

"Mirasc;1, kalan paran1n yeti~ecegi yerden bir kimseyi vekil tayin ederek hacca
gonderir." ifadesi, geriye kalan meblagin olunun evinden vekil gonderilemeyecek
kadar azalm1~sa, mumkun olan yerden vekil gonderir, demektir. Bu, aynen
ba~lang1c;ta olunun mal1n1n uc;te bire ula~mamas1 durumu gibidir. 0 durumda bu
meblagla mumkun oldugu yerden vekil gonderir.

Meselenin asl1 ~u ~ekildedir: Mal1n1n uc;te biriyle ad1na hacca vekil


gonderilmesini vasiyet eden kimse ic;in evinin bulundugu yerden vekil gonderilir.
c;:unku o kimse hacca gidecek olsayd1, evinden yola c;1karak hacca gidecekti.

[4/157] Olumunden sonra da ayn1 ~ekilde evinin bulundugu yerden vekil gonderilir.
Mal1n1n uc;te biri evinin bulundugu yerden vekil gonderilmesine yetmiyorsa,
istihsanen bu meblagla mumkun oldugu yerden vekil gonderilir. Halbuki k1yasa
gore bu vasiyet hukumsuzdur. c;:unku vasiyet edilen ki~i. olunun emrettigi ~eyi yani
kendi evinin bulundugu yerden vekil gonderilmesi vasiyetini uygulamaktan aciz
kalm1~t1r. Dolay1s1yla bu, kendisi ic;in bin dirheme bir kole satin al1n1p ozgurluge
kavu~turulmasin1 vasiyet eden, ama miras b1rakt1g1 mal1nin uc;te biri bin dirhemden
az olan kimsenin vasiyetinin hukumsuz olmas1 gibidir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 295

lstihsan1n ac_;1klamas1 ~u ~ekildedir: Hacdan maksat, Allahu Teala'nin nzas1n1


gozetmek ve sevaba nail olmakt1r. Dolay1s1yla kendi ad1na sadaka verilmesini
vasiyet etmek gibidir. Bu da imkan oran1nda uygulan1r. Halbuki ozgur yapmay1
vasiyet etmek bundan farkl1d1r. (unku kole belirli bir kole ise, vasiyet onun ic_;in
gec_;erli olur. Ayn1 ~ekilde belirli bir kole olmasa; mesela: bin dirheme denk olan bir
kole ozgur edilmesini vasiyet etse, be~ yuz dirheme denk olan bir kolenin ozgur
edilmesi suretiyle bu vasiyeti uygulamak caiz olmaz.

Eger bu kadar meblag ile olunun bulundugu yerden olu adma yaya
olarak haccedecek birini bulurlarsa, olunun bulundugu yerden vekil
gondermeleri caiz olmaz. Ancak binekli olarak bu meblagm yettigi yerden
caiz olur.

Hatta Muhammed (rh a.), Nevadir'de; deveye binen kimse, bu konuda


merkebe binen kimseden daha faziletlidir, demi~tir. Bunun nedeni, o kimsenin
meblag yeterli olsa da, yaya olarak hacca gidecek vekil gondermesi
gerekmemesidir. Ayn1 ~ekilde olu ad1na yaya olarak vekil hacca gonderilmez.
(unku daha once ac_;1klad1g1m1z gibi, olunun elde edecegi ~ey, hac masrafin1n
sevab1d1r.

Hasan b. Hasan b. Ziyad (rh.a )'1n Ebu Hanlfe (rh a )'dan rivayet ettigine gore;
tercih hakk1 vasiyet edilen ki~iye aittir. Dilerse o meblag1n yettigi yerden binekli bir
kimseyi vekil olarak hacca gonderir. Dilerse olunun bulundugu yerden yaya olarak
hacca gidecek birini vekil olarak gonderir. (unku bu iki vekaletten birinde mesafe
fazlal1g1 ve meblag eksikligi; digerinde ise meblag fazlal1g1 ve mesafe eksikligi
bulunmaktad1r. Her iki durumda da sevaba nail olma imkani bulunmaktad1r.
Vasiyet edilen ki~i bu iki durumdan hangisini dilerse tercih edebilir.

lhramdan c_;1kt1ktan sonra muhsar olan ki~iye gelince; hem harn hem umreyi
kaza etmelidir. Bu durum t1pk1 kendi ad1na ihrama girip de hedy kurban1 keserek
ihramdan c_;1kan kimsenin durumu gibidir.

Bu durum, Muhammed (rh.a) lehine bir kan1tt1r. (unku muhsar olan ki~i,
emre ayk1n davranm1~ degildir. Bununla birlikte hac ve umreyi kaza etmek
zorundand1r. Bu da vekilin yapt1g1 hac masraflarin1n sevab1 oluye ait olsa da, hacc1n
asl1n1n kendi adina olduguna delildir.

Bir vekile, iki ki~i hac yapmasm1 emretmi~ olsa, vekil de her ikisi ic;in Bir vekilin
iki ki~iye
telbiye getirip hacca niyet etse; her ikisinin verdigi meblag1 da kendilerine
hac
iade etmek, odemek zorundad1r. yapmas1
296 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Cunku bu iki ki~iden her biri, vekile verdigi meblag1 sadece kendisi ic;in
yapacag1 bir hac yolculugunda harcamas1n1 ve ihram aninda bizzat kendisi ic;in
hacca niyet etmesini emretmi~tir. Boyle yapmazsa verilen emre ayk1n davranm1~
olur. Haw bu iki ki~iden hic;biri ic;in yapm1~ olmaz. Cunku bu iki ki~iden her biri,
vekili kendi ad1na yukumlu kilm1~lard1r. Bunun nedeni ~udur: Vekil, o ikisi ic;in
hacca niyet ettigi zaman niyetinin bu iki ki~i hakk1nda gec;erli olmas1 mumkun
degildir. Cunku bir hac iki ki~i ad1na yapilamaz. Bu iki ki~iden biri, digerinden
oncelikli degildir. Dolay1s1yla ikisine birden niyet etmesi hukumsuzdur. lhram
niyetin asl1 aynen kal1r. Dolay1s1yla kendi ad1na ihrama girmi~ olur. Bu niyetini daha
sonra ba~ka bir niyete c;eviremez.

Bu durum anne ve babas1 ad1na ihrama giren kimsenin durumundan farkl1d1r.


0 kimse bu haw anne ve babas1ndan hangisi ic;in dilerse onun ic;in sayar. Cunku o
kimse teberru'da bulunan ki~idir. Bu ise onunla Allah arasindaki bir durumdur.
Ba~lang1c;ta anne ve babas1ndan birini belirlememesi hususunda herhangi bir ihtilaf
sbz konusu degildir. Bilakis ba~lang1c;ta belirleyebildigi gibi, sonra da belirleyebilir.

Burada ise vekil, bu yapt1g1 hacla teberru'da bulunan kimse degildir. Bu


durum onunla kullar aras1ndaki bir durumdur. Dolay1s1yla ba~lang1c;ta belirlemesi
nedeniyle emre ayk1n davranm1~ olur.

[4/158] Vekil olan ki~iye, iki ki~iden biri hac yapmasm1, digeri umre yapmasm1
emretse, ikisi de k1ran hacc1m emretmese; vekil de k1ran haw yapacak
olursa, yine emre aykm davranm1~ olur.

Bu durumda vekil, bu iki ki~iden biri 1c;1n ozel bir yolculuk yapmam1~,
dolay1s1yla iki ki~iden hic;birinin mal1nda hac masraf1 almaya hak kazanmam1~ olur.

Bu iki ki~i, vekile bir yolculukta ayn ayn hac ve umre yapmasm1
emretseler caiz olur.

Bu iki ki~iden her biri, maksad1n1n kendisi ic;in bzel bir yolculuk olmay1p
sadece belirli bir hac fiili oldugunu ac;1kc;a ifade etmi~ olmaktad1rlar. Bu iki ki~iden
her birinin maksad1 gerc;ekle~mi~ olmaktad1r. Vekilin bu ikisinin malindan harcad1g1
meblag konusunda herhangi bir geri odeme yapmas1 gerekmez. Ancak temettu'
kurban1 vekilin uzerine aittir.

Bir adam vekile, k1ran haw yapmas1m emrederse de aym ~ekildedir.

Hedy (k1ran) kurban1, bir hac fiilidir. Butun hac fiilleri vekilin uzerinedir. Bu hac
fiili olan hedy kurban1 da ayn1 ~ekildedir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _297

Bir kimse kendi adma haccetmesi ic;in ba~ka birisini ucretle tutsa, Hae i~in
iicretle
Hanefilere gore bu ki~iyi hac ic;in ucretle tutma caiz degildir.
vekil
tutmak
$afil (rh a) ise, caizdir, demi~tir. Meselenin asl1 ~udur: Kafir tarafindan yapmas1
caiz olmayan ibadet ve taatlerde ucretle adam tutma, Hanefllere gore caiz degildir.
$afil (rh.a.)'ye gore ucretlinin yapmas1, uzerine bore; olmayan her ~eyde vekalet
gec;erli olduguna gore, ucretle adam tutma da caizdir.

$afil (rh a), EbO Said el-Hudrl (r a )'nin; y1lan sokan kimseye fatiha okuyup bir Kur' an
okumak
koyun surusu mukafat ald1g1 ~eklindeki hadisini delil olarak alm1~t1r. EbO Said el- i~in iicret
Hudrl (r a.), bu nu Peygamber (s.a.v.)'e sormu~, Allah'1n ResOlu; ahnir m1?

:- ;j.
r..r- -- ...r.
I ~
& r~ ll..L;
U- . --

~,
,
~ ~1
.:r. l..i-l51 ~
"Kim, okuma ufleme nedeniyle kendisine verileni yerse bu bat!ldtr. Sen ise
yerinde ve isabetli okuma kar~t!tgmda verileni yedin 251 ", buyurmu~tu.

Bu ozelligi ta~1yan okuma ~ekli, bir taattir. Ayrica bundan dolay1 kar~1l1k
al1nmas1 da caiz gorulmu~tlir.

$afil (rh.a.)'ye gore bunun anlam1 ~udur: Harn yapmakta vekalet gec;erlidir.
Onu yapmak, ucretle tutulan ki~i uzerine bore; degildir. Dolay1s1yla misafirhane
(ribat) ve mescid in~aat1nda ucretle adam c;al1~t1rma gibi, bu konuda da ucretle
adam tutma caizdir. Bu ozellik nedeniyle ucretlinin yapt1g1 i~in, kendisini ucretle
tutan kimse ic;in yapild1g1 anla~llmaktad1r. Bunun delili ~udur: Bu kimse, nafakasin1
Hanefller'e gore kendisini ucretle tutan kimsenin mal1ndan kar~llamaya hak
kazanm1~t1r. Nafaka ise, ancak kendisi ic;in bir i~ yapilan kimse tarafindan verilir.
Bunun delili ~udur: Ocretle tutulan kimse, onun emrine ayk1r1 davrand1g1 takdirde
bu nafakay1 almaya hak kazanmaz. Yapt1g1 i~, kendisini ucretle tutan kimse ic;in
saylld1g1 takdirde, ucret o kimsenin uzerine tahakkuk eder.

Halbuki imaml1k yapmak uzere ucretle tutulan kimsenin durumu bundan


farkl1d1r. (unku onun namaz k1ld1rmas1, sadece ba~kas1 ic;in degil, kendisi ic;in de
gec;erlidir. Ayni ~ekilde cihad etmek uzere ucretle tutulan kimsenin durumu da
boyledir. (unku mucahid, cihad farz1n1 kendisi ic;in yapmaktad1r. Dolay1s1yla bu i~i
ba~kas1 ic;in sayllmaz.

Hanefllerin bu konudaki delili ise; Mirdas es-Suleml (r.a)'nin rivayet ettigi


Peygamber (s.a.v.)'in;

251
lbn Ebo Seybe, Musannef, V/48; Ahmed b. Hanbel, Miisned, V/21 O; EbO DavOd, T1b 19; lbn Hibban,
Sahih, Xlll/474; Darekutn1, Siinen, IV/296; Hakim, Miistedrek, 1/747.
298 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

"Ekmek kmnt1/armdan ve Allah'm Kitab1'n1 okumak uzerine -maddi bir bedeli-


ko~ul koymaktan sakm. "252

~eklindeki hadisi ile Obeyy b. Ka'b (r a )'1n ~u hadisidir:

Obeyy lbn Ka'b (r.a.), bir kimseye Kur'an'dan bir sure ogrettigi zaman
kendisine bir yay verilmi~ti. Peygamber (s av) Obeyy 'e;

-"Allah'm seni ate~ten bir yay gibi yamultmasm1 ister misin?", dedi. Obeyy b.
Ka'b;

-Hay1r, dedi.

t.; jj ~;i~ ~J "Bu yaYf sana verene iade et2 53 ", buyurdu.
Osman b. Ebu'l-As (r a )'1n rivayet ettigi hadiste Peygamber (s a.v.) buyuruyor ki;

1_?.-l ~1~\i1 ~ .l;.b )\.; ~~jA ..:..Ll1 1~1


"Muezzin olarak gorevlendirildigin takdirde, ezan okumaktan dolay1 ucret
alma254n.

Din lbadet ve taat i~leyen kimsenin i~ledigi i~, sadece Allahu Teala ic;indir.
gorevlisi
iicret ahr
Dolay1s1yla bu ki~inin i~ledigi i~, kendisini ucretle tutan kimseye ait olmaz. Ribat
ml? (han) ve mescid in~aatindan farkl1 olarak bu ki~iye bu i~inden dolay1 ucret
gerekmez. Ribat ve mescit in~aatindaki i~in kafir taraf1ndan da yap1labilecek olmas1
delil kabul edilerek; bu in~aat i~i, s1rf halis bir ibadet say1lmaz.

Bunun delili ~udur: Muezzin ve namaz k1ld1ran imam, Peygamber (s.a.v)'in


halifesidir. Peygamber (sa.v.) ise, gorevinden dolay1 hic;bir ucret almam1~t1r. Nitekim
Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r;

~l?,-l ~ r5Jlt '1 jj1

252
lbn Hacer, el-/sabe fl temyizi's-sahabe, Vl/76; $evkan1, el-Fevaidu'l-mecmOa, 1/277.
253
lbn EbO $eybe, Musannef, IV/341; Ahmed b. Hanbel, Musned, V/315; lbn Mace, Ticarat 8; EbO
DavOd, BuyC.i' 36; Hakim, Mustedrek, 11/48; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, Vl/125.
254
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/21; lbn Mace, Ezan 3; EbO DavOd, Sa lat 39; Tirmiz1, Salat 41; Nesa1,
Ezan 32; lbn Hibban, Sahih, 1/221; Hakim, Mustedrek, 1/314.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _299

"De ki: Ben, sizden buna kar~i/1k hic:;bir ucret istemiyorum" (e~-$Ora, 42/23).

Halite de boyledir.
Rukye (okuyup ufleme) hadisine gelince; $Oyle deriz. Bu mal, harbl'den
[4/159]
ganimet yoluyla alinan bir mal idi. Bilindigi gibi, bu mal, Kur' an okuma kar~il1g1nda
bizzat ko$ul koyulmamas1na ragmen, Allah'1n ResOlu;

• , I~ ~ t I , '. I
~ ~ i.:F Y.~ -

"Bana da bundan bir hisse aymn 255 ", dedi.


Hanefllere gore okuma kar~i11gmda kO$UI konulmayan $eyin al1nmas1 caizdir.
Hae yapmak uzere ucretle adam tutman1n caiz olmad1g1 sabit olduguna gore,
$Oyle diyebiliriz: Hic;bir $ekilde caiz olmayan akdin varl1g1, yoklugu gibidir. Hae
konusunda ucretle adam tutma akdi gec;erli olmad1g1na gore, bu kimsenin hacla
emrolunmas1 konusu gec;erli olarak kal1r. Dolay1s1yla bu kimsenin kendisine harn
emreden kimseden benzeri bir nafaka alma hakk1 olur. Vekil, muvekkilin mal1ndan
bu nafakay1 harnn bedeli olarak, sadece yeterlilik yoluyla hak kazan1r.

Bu durum, t1pk1 hakimin beytL.ilmalden yeteri kadar meblag almaya hak


kazanmas1, zekat memurunun zekat mal1ndan yeteri kadar meblag almaya hak
kazanmas1, kad1n1n kocas1nm mal1ndan yeteri kadar almaya hak kazanmas1 gibidir.
Mah pus
ad ma
Mahpus, ceza evinden c;;1kmadan once oldugu takdirde, onun adma yap1lan
yap1lan farz hac caiz olur. hac

c;:unku mahpusun art1k bedenen bu harn yapmas1ndan Omit kesilmi$tir.

Vekil, dilerse falan adma Lebbeyk diyerek niyet eder, dilerse kendi
Hacca
adma hacceden kimse gibi niyet eder. vekilin
niyeti
Dilerse ihrama girerken hacca niyet ettigini ac;1kc;a ifade eder, dilerse sadece
niyet eder ve niyetle yetinir.
Olen in
Olli, kendi adma k1ran hacci yap1lmasm1 vasiyet etmi~se, vekil de k1ran
hacc1m
Beytullah'a yonelerek yola c;;1kar ve bir hedy kurbanma gerdanhk tak1p
vasiyet
gonderirse; hac ve umre niyetiyle ihrama girmi~ olur. etmesi

Vekilin ba$kas1 ad1na ihrama girmesi, kendi ad1na ihrama girmesiyle muteber
olur. Daha once ac;1klad1g1m1z gibi; kendi adma niyet etmesi, telbiye getirmek

255
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/83; Buhari, Fedailu'l-Kur'an 9; Muslim, Selam 65; EbO DavOd, BuyO'
37; Tirmizi, T1b 20; lbn Hibban, Sahih, Xlll/476; Hakim, Mustedrek, 1/746.
300_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

suretiyle meydana geldigi gibi hedy gondermek suretiyle de meydana gelir. Ba~kas1
adina ihrama girmesi de ayn1 ~ekildedir.

Bu hedy kurban1, k1ran ham i<;in olmay1p uzerindeki bir adak borcu veya av
cezas1 ya da daha once ihraml1 iken cinsel ili~kide bulunma cezas1ndan dolay1,
yahut daha onceki ihsardan dolay1 ise; bunun i<;in beraberinde bir bedeneyi hedy
kurban1 olmak uzere goturuyorsa, buna gerdanl1k takm1~sa, bu kimse t1pk1 kendi
ad1na ihrama niyet etme durumuna k1yas edilerek ihrama girmi~ sayi11r. c;:unku bu
kimse bu hedy kurbanlarina gerdanl1k takmak ve onlari beraberinde gbtUrmek
nedeniyle ihrama girmi~ olur. Ba~kas1 adina ihrama girmeye niyet ettiginde de ayn1
~ekildedir. c;:unku bu hedy kurbanlarinin paras1, her durumda vekilin kendisine
aittir.

Bir vekile iki Vekil olan kimseye, iki ki~i kendi adlanna hac yapmasm1 emrederlerse,
ki~inin hac vekil de birisi adma hac niyetiyle telbiye getirir de ikisinden biri adma
yapmasm1
emretmesi niyet etmezse; Ebu Hanlfe (rh.a.J ve Muhammed (rh.a.J'e gore vekilin bu
niyetini bu iki ki~iden hangisine dilerse c;evirme hakk1 vard1r.

EbO Yusuf (rh a.); "Bu ihramin vekilin kendi ad1na say1lacag1 goru~undeyim.
Vekil her ikisinin verdigi meblag1 geri odeyecektir. ", demi~tir. Ebo Yusuf (rh a )'un
bu konudaki delili ~udur: Vekil, bu ikisinden her biri i<;in ozel niyet yapmakla
emrolunmu~tur. Bunu yapmamakla emre ayk1r1 davranm1~t1r. Bu ikisi adina birden
niyet ettigi takdirde de boyledir. Ancak ana-baba adina vekil olan kimsenin
durumu bundan farkl1d1r. c;:unku bu vekil ana-babas1 taraf1ndan emrolunmu~
degildir.

Gormez misin, vekilin ana-babas1 adina niyeti ge<;erlidir. Herhangi birini


belirtmeksizin ana-babamdan biri diyerek niyet etmesi de ayn1 ~ekildedir. c;:unku
niyet, ibadetlerdeki rukun gibidir. c;:unku bir i~in degeri niyetle olur.
[4/160]
Vekil, niyeti belirlememesi nedeniyle, ikisinden her biri adma aykm
davranm1~ olur.
ihrama
girerken
EbO Hanlfe (rh a.) ve Muhammed (rh.a) ~oyle demi~lerdir: Niyetin
niyette
belirsizlik ba~lang1c1ndaki belirsizlik, ihram1n gec;erli olarak akdedilmesine engel degildir.
durumu
Niyeti sonradan belirleme, ba~lang1<;taki belirleme gibidir.

Gormez misin, hac ve umreye bizzat niyet etmeksizin ihrama girmi~ olsa, bu
kimsenin sonradan bunu belirleme hakk1 bulunmaktad1r. Bu belirleme, ba~lang1<;ta
belirleme gibi kabul edilir. c;:unku ihram, hac fiilini yapmak i<;in bir ko~ul
niteligindedir. Gormez misin, ihram yapma vakti d1~1nda da gec;erli olur. Bununla
yapmanin bir irtibat1 yoktur. Bu kimsenin niyeti belirlememesi, onu emre ayk1r1
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _301

davranm1~ klimaz. Yapma i~iyle ugra~madan once niyetini belirlerse, sanki


ba~lang1~ta belirlemi~ gibi olur. Ancak niyeti belirlemeden once tavafla ugra~sa,
bundan sonra bu ikisinden birisi adina belirleme hakk1 yoktur. c;:unku fiille
ugra~t1g1 zaman, ihrama girme niyeti kendi adina ge~erli olur. c;:unku hac fiilinin
belirsiz olmas1yla birlikte, fiilin yapilmas1 mumkun olmaz. Biri digerinden oncelikli
olmad1g1 i~in ihram1 kendi ad1na ge~erli olur. Bundan sonra bu ihram1 ba~kas1
ad1na sayma hakk1na sahip degildir.

Bir adam hem kendi adma ve hem de yanmda bulunan kuc;uk c;ocugu
Kendi ve kii~iik
adma telbiye getirse, sonra da ihramh iken bir av avlasa; bu ki~iye sadece ~ocugu adma
telbiye
bir ceza kurbani gerekir. getirenin
durumu
c;:ocugu ad1na telbiye getirmesinden dolay1 hi~bir ~ey vacip degildir. c;:unku
~ocugu ad1na telbiye getirmedeki ifadesi, ~ocugunun ifadesi gibidir. c;:ocuk ihrama
girecek ehliyette ise, ifadesiyle ihrama girmi~ oldugundaki ifadesi gibi. Bu durumda
babas1 onun ad1na ihrama girmi~ olmaz. Babaya ait bir ihram kal1r. Dolay1s1yla bir
ceza gerekir. Halbuki k1ran harnna niyet eden ki~i, kendi adina iki ihramla ihrama
girmi~ olmakta, dolay1s1yla ona iki ceza gerekmektedir.

Bir adam Beytullah'a yonelir ve henl.iz niyet etmeden yolda bay1hrsa, Kabe'ye
yoneldiginde
arkada~lan onun adma hac niyetiyle telbiye getirir. Onu vakfe yerlerine bay1lanm
gotl.irl.ir. Onun ic;in butt.in hac fiillerini yerine getirirlerse; EbO Hanife durumu

(rh.a.)'nin gorl.i~l.ine gore, bu kimsenin hacc1, farz hac olarak gec;erli olur.

Ebu Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh.a.) ise; ge~erli olmaz, demi~lerdir. K1yas, bu
iki imam1n goru~udur. c;:unku arkada~lan onun ad1na ihrama niyet etmekle
emrolunmam1~lard1r. Arkada~lannin onun uzerinde velayet haklan da yoktur.
Dolay1s1yla o kimse arkada~lann1n onun ad1na niyet etmeleriyle ihrama girmi~
olmaz. c;:unku ihram akdi, yukumluluk akdidir. Bir akdin ba~kas1 uzerine
yukumluluk meydana getirmesi, ancak velayetle mumkun olur. Aynca ihram,
sadece niyetle akdedilebilir. Baygin kimsenin, hakikaten de hukmen de niyeti
yoktur. Onun emri olmaks1z1n ba~kas1n1n onun adina niyet etmesi, kendisinin niyeti
yerine ge~mez. Bunun delili ~udur: Bayg1n kimse ad1na arkada~lann1n yapmalanyla
hi~bir hac fiili yapilm1~ olmaz. lhram da bunun gibidir.

Ebu Hanlfe (rh a )'nin goru~unun deli Ii ~udur: Hacinin, arkada~lanyla arkada~l1k
akdi yapmas1, bizzat yerine getirmekten aciz kald1g1 hususlarda sanki
arkada~lanndan yard1m istemesi anlam1na gelir. Delaleten verilen izin, a~1k~a
verilen izin gibidir. T1pk1 sulama suyunun i~ilmesi konusunda oldugu gibi. Mesela
bir kimse tencerenin i~ine et koyar, bunu da ate~in uzerine koyar ve alt1ndaki ate~i
302 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

yakarsa, bir insan gelip de o eti pi~irirse; delaleten izin bulundugu i~in onu odemek
zorunda degildir.

lzin sabit olduguna gore, arkada~lannin niyeti bu bayg1n ki~inin niyeti yerine
ge~er. Bu durum, t1pk1 onlara a~1k~a bunu emretmi~ olmas1 gibidir. Diger hac
fiillerine gelince; en dogru goru~e gore, bunlar1 yaparken arkada~lannin baygin ki~i
ad1na niyet etmeleri ge~erlidir.

Ancak daha uygun olan, baygm ki~iyi vakfe yerine gotUrmeleri ve


ay1lm1~ durumda yap1lan fiile daha yakm olmas1 ic,;in bu ki~iyi tavaf
ettirmeleridir. Eger bunu onun adma yaparlarsa, bu da caizdir.

Hanefl alimlerinden bir k1sm1 ise, bu iki konuyu birbirinden farklt gorerek
~oyle demi~lerdir: lhrama girmek, ko~ul mertebesindedir. Vekalet, fiillerde ge~erli
olmasa da ko~ullarda ge~erlidir. Gormez misin, abdestsiz bir kimsenin organlann1
bir ba~kas1 y1kasa, namaz fiillerinde vekalet ge~erli olmasa da, ibadetin
ko~ullannda vekaletin ge~erli olmas1 nedeniyle, bu kimse bu abdestle namaz
ktlabilir.

Bunun a~1klamas1 ~i:iyledir: Vekalet, acizlik durumu kesinle~tigi zaman


[4/161]
ge~erlidir. Bu kimsenin bayg1nl1k nedeniyle ihrama girme hususunda aciz kald1g1
kesinle~mi~tir. Dolay1s1yla onun ad1na arkada~lan vekil olarak ihrama gireceklerdir.
Hae fiillerinin yap1lmas1na gelince; acizlik kesinle~memi~tir. Cunku onu vakfe
yerlerine gotUrduklerinde vakfede bulunan, bayg1n kimsenin kendisidir. Tavaf
ettirdiklerinde tavaf eden, yine bayg1n kimsenin kendisidir. Bayg1n kimse bu
durumda herhangi bir i:izur nedeniyle binekli olarak tavaf eden kimse gibidir.

Baygm kimse adma telbiye getiren ki~i bir av avlasa, bu ki~i ihramh
ise, kendi adma telbiye getirdigi ic,;in ceza kurbam gerekir. Bu ki~inin

baygm kimsenin adma telbiye getirmesi sonra da av avlamas1 nedeniyle


hic,;bir ceza gerekmez.

Daha once a~1klad1g1m1z gibi; bayg1n kimse sanki arkada~ina kendi ad1na
telbiye getirmesini a~1k~a emretmi~ gibi, arkada~1n1n telbiye getirmesi nedeniyle
ihrama girmi~ olmaktad1r. Bu telbiyeyi getiren kimse ise; ihrama girmi~ olmaz.
Dolay1s1yla bayg1n arkada~1n1n ihrama girmesi nedeniyle kendisine ceza gerekmez.
Olmii~ler
adma vasiyeti
olmadan hac Bir kimse, olrni.i~ olan babas1 ya da annesi adma onlann vasiyetleri
ya pm a olrnaks1zm farz hacc1 yapsa, in~allah bu hac gec,;erlidir.
durumu

Bize ula~t1g1na gore; Allah'1n ResOlu, Has'aml1 kad1na;


Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 303

-"Eger senin babanm borcu olup da sen o borcu odeseydin; bu senden


kabul edilir miydi, ne dersin?" dedi. Kad1n;

-Evet, deyince; Peygamber (s.a.v.);

1,,)-:--t.
~ - t '.ili1 r:.r..
l · ~<.)t ~ ! 0~

-"Allah'm borcu kabul edilmeye daha /ay1kt11256 ", buyurdu.


Diger bir hadiste; babas1 ad1na hac yapmay1 soran kadina Allah'1n ResOlu;

"Haccet ve umre yap. "257 buyurdu.


Sa'd b. EbO Vakkas (r.a.), Peygamber (sa.v.)'e;

~ JI.ii ' ~ Jj .a;Ut ;J.i4]1 ~ ~\S ~fj ~~ jj _;t 01 ~I J~; l~


-Ya ResOWl/ah!. Annem vefat etti. 0 sadaka vermeyi severdi. Onun adma
sadaka verebilir miyim? diye sordu. Allah'in ResOlu;

-Evef58 , diye cevap verdi.


ButL.in bu hadisler, mirasc;1nin miras b1rakan ki~iye bu gibi taatlerle teberru'da
bulunabilecegine delildir.

Bu konudaki hadisler sahih olduktan sonra, cevab1 n1c;1n in~allah sozuyle


s1n1rlam1~t1r? denirse; haber-i vahid, yaklnl (kesin) ilim bildirmedigi ic;in ... , deriz.

Hakim e~-$ehld el-Mervezl, haber-i vahidle sabit olan hukumlerin pek


c;ogunda mutlak olarak cevap vermektedir, denirse; ~oyle deriz: Haber-i vahid, fiili
gerekli k1lar. Yapma ile ilgili olan hususlarda mutlak olarak cevap vermi~tir.
Mirasc;llann yapmas1 nedeniyle oluden farz olan harnn du~mesi konusu ise, bilgi
ile ilgilidir. <:;:unku bu, o ki~i ile Rabbi arasindaki bir durumdur. 0, bunun ic;in
cevapta in~allah kelimesini kullanm1~t1r.

256
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/212; Buhar1, Cezau's-sayd 23; Muslim, Hacc 408; lbn Mace, Menasik
1O; Ebo DavOd, Menasik 25; Tirmiz1, Hacc 85; Nesa1, Menasiku'l-hacc 11.
257
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/359; Darim1, Menasik 23; lbn Mace, Menasik 1O; Tirmiz1, Hacc 87;
Nesa1, Menasiku'l-hacc 10.
258
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/370; Buhar1, Vasaya 15; lbn Mace, Vasaya 8; Ebo DavOd, Feraiz 15;
Tirmiz1, Zekat 33; Nesa1, Vasaya 8.
304 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'I-Mebsiit
Bir adam kendi adma bir hac yap1lmasm1 vasiyet etse, vasiyet edilen
Vekilin
hac ki~i onun adma bir kimseyi vekil olarak hacca gonderse, vekil de hac
parasm1 masraf1 olarak verilen paray1 kaybetse, vekil onun adma mahnm geri
getirmesi
kalamnm u~te biriyle ba~ka bir hac yapar. Bu, Ebu Hanife (rh.a.)'nin
goru~udur.

EbO Yusuf (rh a )'a gore; olunun paras1nin uc;te birinden hac yapt1nlabilecek
kadar bir meblag kalm1~sa, vekil onun yerine ikinci defa hacceder. Aksi takdirde
vasiyet hukumsuz olur.

Muhammed (rh.a )'e gore; vasiyet hukumsuzdur. ~unku vasiyet edilen ki~i,
meblag1 belirlemede vasiyet edenin yerine gec;er. Vasiyet eden ki~i bir meblag
belirlese, sonra da bu meblag kaybolsa vasiyet hukumsuz olur. Bunu vasiyet edilen
ki~i belirlese de ayn1 ~ekildedir.

EbO Yusuf (rh a) ~oyle demi~tir: Vasiyetin gec;erli oldugu k1s1m, miras b1rakilan
malin uc;te biridir. Vasiyet edilen ki~inin uc;te biri belirlemesi gec;erlidir. ~unku
bununla miras b1rakllan malin uc;te biri vasiyet ic;in aynlm1~ olmaktad1r. Onun uc;te
birin ic;inden bir ~eyi belirlemesi ise gec;erli degildir. ~unku uc;te birin tamam1
vasiyet ic;indir. Bundan sonra geriye vasiyetin icra edilecegi hic;bir ~ey
kalmamaktad1r.

EbO Hanlfe (rh a) ise ~oyle demi~tir: Malin belirlenmesi, as1I maksat degildir.
[4/162] As1I maksat, olu adina hac yap1lmas1d1r. Bu belirleme asil maksad1 ifade etmiyorsa,
sanki hie; belirleme yap1lmam1~ gibidir. Bu meblagdan zayi olan k1s1m, sanki hie; ele
gec;memi~ gibidir. Vekil, bu nedenle geri kalan malin uc;te biriyle olu ad1na
hacceder.
Hae ve kole
ozgiirliigiinii
Kendi adma bir hac yapilmasm1 ve bir kole ozgur k1hnmasm1 vasiyet
vasiyet etse, mirasm u~te biri bunun i~in yeterli olmasa; once olUnun vasiyete
edenin 1/3
mah ba~larken ilk olarak ifade ettigi ~eyi yerine getirir.
yetmezse,
durum Sozun ba~lang1c;ta ifade edilen husus, daha fazla onem verilen ~eyi gosterir.
Boylece ikinci vasiyetten once ilk vasiyetin uygulanmas1nin vacip oldugu sabit
olmaktad1r. Bu durum ikinci vasiyetin anllmas1yla degi~mez. ~unku vasiyet eden
ki~inin sozunun sonunda birinci vasiyeti degi~tiren bir ifade bulunmamaktad1r.
Ancak yapilmas1 vasiyet edilen hac farz hac ise, olu onu sonra ifade etse de, bu
takdirde once farz hac yerine getirilir. ~unku iki durum kuvvet hususunda e~it
olduklan takdirde, ba~lang1c;ta ilk olarak ifade edilen husus tercih edilir. Oysa farz
ile nafile aras1nda kuvvet konusunda e~itlik soz konusu degildir. Gorunen odur ki,
her ne kadar vasiyet eden ki~i sonra ansa da, yaparken farza oncelik verilmesi
H ac Kl1ab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _305

amac1n1 ta~1maktad1r. ~Onku, Ozerine bar~ almayan bir ~eyi teberru' etmektense,
Ozerine bar~ alan farzin zimmetinden du~mesi tercih edilmeye daha lay1kt1r.

Bir kimse, mirasmm lit;te biriyle kendi adma hac yap1lmas1m vasiyet Mah nm
1/3'iinii hac
etse, "bir hac yap1lsm" demese; onun adma mirasm lit;te birinin tamam1yla i~in vasiyet

hac yap1hr. edene


yap1lacak hac
010, bu durumda miras1nin O~te birini bu ~e~it bir taate ay1rm1~ almaktad1r.
Miras1n1n O~te biriyle bir ba~ka taat yap1lmas1n1 vasiyet etme durumunda aldugu
gibi, bu durumda da olunun hac arzusu miras1nin O~te birinin tamam1 sarf edilerek
yerine getirilmelidir.

Bir kimse, kendi adma bir hac yap1lmas1m vasiyet etse, mirast;1lar da Vekile
verilen
bu adam1 vekil olarak hacca gonderseler; vekil yapt1g1 hacdan para nm
dondugunde kendisine verilen elbise ve meblagdan bir k1sm1 artm1~ olsa, artmas1

bunlan olunun mirast;1lanna verir.

Vekil, kendisine verilen mal1n ger~ek sahibi degildir. ~Onku bu mala sahip
almak, kiralama yaluyla alur. ibadetlerde kiralamanin ge~ersiz aldugunu daha
once belirtmi~tik. Vekil, kendisini vasiyet eden ki~i i~in i~ yapmaya tahsis etmesi
nedeniyle, hac yalunda yeterli alacak kadar mal1 almaya hak kazand191 i~in,vasiyet
edenin mal1ndan kendisine verilen mebla91 mubah alarak harcar. Hacdan sanra
vekilin elinde artan meblag, olunun mal1 alup miras~ilara iade edilir.

Bir kimse: "Falan adam1 bir hac yapmak uzere vekil olarak Hae i~in
belli ki~iyi
gorevlendirin", diyerek belirli bir kimse it;in vasiyette bulunsa, "benim belirleme
ad1ma gorevlendirin", demese, vekile ne kadar meblag verilecegini durumu

belirtmese; vekile bir hac yapacak kadar meblag verilir. Bu kimsenin bunu
ald1g1 zaman haccetmeme ve bunu ba~ka bir ihtiyac1 it;in sarf etme hakk1
vard1r.

Bu durumda vasiyet eden ki~i, a ki~iye kendi ad1na hac yapmas1n1


emretmemi~tir. 010, harn vasiyet edilen ki~iye mirastan verilecek mebla91
belirlemek i~in bir bl~O alarak belirtmi~tir. Sanra ana bu malla kendi ad1na
haccetmesini i~aret etmi~tir. Dalay1s1yla bu vasiyet, a ki~iye emredilen meblag
verilmek suretiyle icra edilmesi gereken ge~erli bir vasiyet almu~tur. Vekilin bu hac
kanusunda miras~llara dan1~mas1 ka~ul degildir. Vekil, dilerse bu meblagla
hacceder, dilerse haccetmez.

Bir kimse, kendi adma belirli bir adamm, ya da isim vermeksizin


herhangi bir kimsenin haccetmesini vasiyet etse, aynca baz1 kimselere de
mirasm lit;te birden fazlas1yla birtak1m vasiyetlerde bulunsa; mirasm lit;te
306_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsut
biri bu kimseler arasinda paylar halinde taksim edilir. Bu hususta hac
yap1labilecek en az meblag hac pay1 olarak aynhr.

Vasiyet edilen harnn, mutlaka vasiyet edenin malindan icra edilmesi gerekir.
Diger vasiyetlerin de vasiyet edenin mirasc;ilann uzerindeki hak olarak icra edilmesi
gerekir. Haklann ihtilafl1 olmas1 durumunda, vasiyet edilen ki~iler aras1nda her hak
sahibinin hakk1 gozetilerek miras1n uc;te birinin payla~1lmas1 meselesi cereyan eder.

Halbuki daha once degindigimiz "olunun hem kendi ad1na hac yapilmas1ni,
hem de kolenin ozgur k11inmas1n1 vasiyet etmesi" konusu bundan farkl1d1r. (unku
bu meselede iki vasiyetin de icra edi lmesi vasiyet edenin hakk1d1r. Bunun ic;in
mirasc;1, olunun vasiyete ba~larken ilk olarak ifade ettigi ~eyi oncelikle yerine getirir.
Burada hacca aynlan miras1n uc;te biriyle bu meblagin yettigi yerden hac yapar.
(unku bu, vasiyet edenin arzusundan yerine getirilebilecek k1sm1d1r. (unku olu
kendi ad1na hac yapilmas1ni vasiyet etseydi ve miras1n uc;te biri sadece bu kadar
olsayd1, bu meblag1n yettigi yerden haccedilecekti.

Miras<;1lar, bir ki~iyi vekil olarak herhangi bir yerden hacca


[4/163)
gonderirlerse ve bu vekil fazla nafaka ve elbiseyle hacdan donerse, bunu
gonderen kimselerin hata ettikleri anla~1lm1~ olur. Bu durumda vekilin
harcad1g1 masraf1 kendisine vasiyet edilen ki~i oder. Bu masrafa geriye
kalan nafaka ve elbise de eklenir. Bununla bu meblagm yettigi yerden
vekil olarak oli.i adma hacca gonderir.

Ancak artan miktar az bir ~ey ise, o takdirde k1yasa gore bununla birincisi
ayn1d1r. Fakat istihsana gore olu ad1na yap1lan bu hac gec;erli olup vasiyet edilen
ki~i bu masraf1 odemez. (unku aradaki basit farkl1l1ktan sak1nmak mumkun
degildir. Vekilin hacdan donu~unde mutlaka bir yiyecek veya eski c;orap yahut eski
elbise kalacakt1r. Bunun ic;in bu kadar fazlal1k affedilmi~tir . Geriye kalan meblag ve
e~ya, mirasc;1ya veya kendisine mirasin uc;te biri vasiyet edilen bir kimse varsa
vasiyet edilen ki~iye iade edilmelidir.
Kocanm Kadm, farz hac niyetiyle telbiye getirdigi zaman, yanmda mahrem
karism1 farz
hacdan bulundugu takdirde; kocasmm onu engelleme hakk1 yoktur. Yanmda
ahkoyup mahrem bulunmad1g1 takdirde, kocasmm onu engelleme hakk1 vard1r.
al1koyamaya-
cag1 durum
Bu durumdaki kadin, ozgur olan muhsar (hacdan engellenen) kad 1n gibidir.
Daha once ac;1klad1g1m1z gibi, Hanefllere gore kadin hakk1nda harnn farz
olmas1nin ko~ullanndan biri mahreminin bulunmas1d1r. Aynca bu kad1nin
mahreminin masraflann1 kar~ilayacak mala sahip olmas1 ko~u l dur. (unku mahrem,
kadinla birlikte hac yolculuguna c;1kt1g1 takdirde, mahreminin masraf1 kadina aittir.
Hae Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _307

Ancak Muhammed (rh a.)' den gelen bir rivayete gore, mahremin masraf1
kendisine aittir. c;:onkO mahrem, hac yolculuguna c;1kmak zorunda degildir.
Mahrem, bunu teberru' olarak kabul ettigi takdirde, bu teberru' nedeniyle hac
masraf1ni o kad1ndan almaya hak kazanmaz.

Fakat Hanefllerde en dogru gori.i~e gore; kadin t1pk1 kendi masrafin1


kar~1layarak hacca gitme imkani bulabildigi gibi, hacca da ancak mahreminin
masraf1n1 kar~liamakla gitme imkani bulunmaktad1r. Kad1n Ozerine hamn vacip
olmas1 ic;in hacca gidebilecegi binek ve az1ga sahip olmas1 ko~ul oldugu ve bu
durum kendisi ic;in ko~ul saylid1g1 gibi; beraberce hacca gidecegi mahremi ic;in de
ayn1 ~ekilde ko~ul saylimaktad1r.

Daha once haccin farz olu~unun ko~ullanni ac;1klam1~t1k. Bu s1rada yol


gOvenligi konusuna hic;bir ~ekilde temas edilmemi~ti. HanefT alimlerimiz, yol
guvenligini hamn farz olu~unun ko~ulu mu, yoksa yerine getirilmesi ko~ulu mu
oldugunda ihtilaf etmi~lerdir.
lbn Ebu ~uca' (rh.a.} diyor ki; yol guvenligi, haccm farz olu~unun
Hae i~in
ko~uludur. c;unku yol guvenligi olmazsa Beytullah'a ancak buyuk bir yol
guvenligi
zorlukla vanlabilir. Dolay1s1yla yol guvenligi de binek ve yol az1g1 gibi
haccm farz olu~unun ko~ulu olmaktad1r.

EbO Hazm (rh a) ise ~oyle diyor: Yol gOvenligi, hamn yap1lmas1n1n ko~uludur.
c;:onkO Peygamber (s av )'e "hacca guc; getirebilmek" soruldugunda;

~L~1;J1j s1_;,ll

"Az1k ve binek bulunmas1 259 " ~eklinde ac;1k/am1~t1r.


lbadetin farz olu~ ko~ullannda ~ahsl gorO~le herhangi bir ilavede bulunmak
caiz degildir. Hae yolunda ~irk ehlinin hakim olmas1 nedeniyle hac yolu, hic;bir
zaman Peygamber (s.a.v.) zamanindan daha tehlikeli olmam1~t1r. Buna ragmen
ResOIOllah (s av), yol gOvenligini ko~ul koymam1~t1. Bu durum, yol gi.ivenliginin
hamn farz olu~unun ko~ullanndan olmad1g1na delildir.

Haccm farz olu~unun ko~ullan; hacca gidi~ geli~ 1<;m binek ve az1ga Haccm
farz olu~
sahip olmak ve bu s1rada ailesinden hanim ve kli<;lik <;ocuk gibi uzerine ko~ullan
nafakas1 gerekli olan ki~ilerin nafakasma sahip olmakt1r.

259
lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/432; ibn Mace, Menasik 6; Tirmiz1, Nesa1, Hacc 3; Hakim, Mustedrek,
1/609; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, IV/330.
308 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

EbO Yusuf (rh a.) bu ko~ullarla birlikte bir ayl1k nafakaya sahip olmay1 dile
getirmi~tir. Gorunen odur ki, hac1 hacdan dondugu zaman ancak bir sure sonra
gec;imle ugra~abilir. Bu nedenle EbO Yusuf (rh a), hac1n1n donu~unden sonra bir
ayl1k nafakaya sahip olmas1nin ko~ul oldugunu istihsan yoluyla ac;1klam1~t1r.
Hae,
Aynca haccm farz olu~unun ko~ullarm1 ta~1d1ktan sonra hac, derhal
ko~ullari
bulununca, vacip olur.
derhal m1,
zaman Oyle ki EbO Yusuf (rha)'a gore hac1, harn ertelemesi nedeniyle gunahkar olur.
i~inde mi
farzd1r? Bu nu ondan Bi~r b. Mualla (rh a.) rivayet etmi~tir.

lbn ~uca' (rh a), EbO Hanlfe (rh a.)' den de ayni ~ekilde nakilde bulunmaktad1r.
EbO Hanlfe (rh.a.)'ye;
[4/164)
-Mali olan kimse bununla once hac m1 yapmal1, yoksa evlenmeli mi? diye
sorulmu~, EbO HanTfe (rh.a );

-Haccetmelidir, demi~tir. Bu ifade EbO Hanlfe (rh .a.)'ye gore harnn derhal farz
olduguna delildir.

Muhammed (rh.a.)'e gore olum nedeniyle bor~. ortadan kalkmamak


Hacc1
erteleyenin ko~uluyla hac ertelenebilir. Hacc1 erteler ve olUrse; bu erteleme nedeniyle
durumu
gunahkar olur. ~afii (rh.a.)'ye gore erteleme nedeniyle gunahkar olmaz.

Muhammed (rh.a.), bu konuda Peygamber (s.a.v )'in harn, harnn farz olu~u ile
ilgili ayetlerin inmesinden sonraya ertelemesini delil olarak gostermi~tir. c;unku
harnn farz olu~u ile ilgili ayetler hicretin alt1nc1 yll1nda inmi~tir. Peygamber (s av.)
ise hicretin on birinci yll1nda haccetmi~ti. Bunun anlam1 ~udur: Hae omrun farz1d1r.
ButUn omur, harnn yapilmas1 vaktidir. Harnn yap1lmas1 butUn omru kaplamaz.
Dolay1s1yla hac hakkmdaki butUn vakit, namaz hakk1ndaki butUn vakit gibidir.
Vaktini gec;irmemek ko~uluyla, namaz1 ertelemek mumkundur. Bu ifadenin dogru
olu~unun delili ~udur: Ki~i namaz1 vakti gec;irmemek ko~uluyla erteledigi takdirde,
kaza etmi~ degil, eda etmi~ olmaktad1r. Bu da butUn omrun haccm yap1lmasm1n
vakti olduguna delildir.

EbO Hanlfe (rh a.) ve EbO Yusuf (rh.a ), Peygamber (s.a v.)'in;

·llh
J
, . :. ~,_~L.·-~ ~ r.
--*- · ' -rJ
!l , J·i;.; ..lit.:...:.;...;~
. . -- ...
~1 - 1;1~ j;.. · : ·
. JJ ) . J 0"'

~1_ra;
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 309

"Kim kendisini Beytul/ah'a ula~t1racak az1k ve binek bulur da haccetmezse;


hadisini delil olarak alm1~iard1r.
260
ister Yahudi, isterse H1ristiyan olsun ",

Omer (r a.); "Az1k ve binege sahip olup da haccetmeyen kimselere bak1p


onlari evleriyle birlikte yakmay1 arzu ettim. Onlari Musluman olarak gormuyorum",
demi~. bu nu ur; defa tekrar etmi~tir.

Bunun anlam1 ~udur: Maddi gur; tamamland1ktan sonra ilk yli, hac vaktinin
girmesiyle birlikte harn yapmak ir;in kesin hac vakti sayli1r. Harn gelecek y1la
ertelemek, orucu Ramazan'dan sonraya ertelemek ve namaz1 vaktinden sonraya
ertelemek gibi bir ihmal saylimaktad1r.

Bunun ar;1klamas1 ~udur: Bu vaktin ger;mesi ile bu ibadeti onu yapmaktan


kesin olarak aciz kal1nmaktad1r. lkinci yli hac aylarinin gelmesiyle harn yapmaya
gucunun yetecegi ise ~uphelidir. Belki de o zamana kadar ya~amayacakt1r. Ki~i
vehme dayal1 bir yolla gur; sahibi saylimaz. Dolay1s1yla bu vaktin ger;mesi ile hac
vakti ger;mi~ olur.

Bunun ar;1klamas1 ~udur: Hae aylarinda yerine getirme vakti butUn dunyadan
degil, onun omrunden bir parr;ad1r. Bunun ir;in birinci yli hac, onun uzerine
borr;tur. c;:unku belirli olmamas1 aksi durumun dikkate alinmas1 yuzundendir. Aksi
durum ise ancak onun ikinci ylida kesin olarak ya~ayacak olmas1yla gerr;ekle~ir.
Halbuki hie; kimsenin bunu bilme imkan1 yoktur.

Bunun ir;in Hanefllere gore; harn ertelerse bu harn ikinci yli eda etmi~ olur.
c;:unku ikinci ylia kald1g1 takdirde bu aksi durum gerr;ekle~mi~ olur. Buna gore
harnn kesin olarak birinci ylida bore; olmas1 r;1km1~ olur. lkinci y1la eri~tigi takdirde
hac1 hakkinda bu y1I, birinci yli gibi olur.

Peygamber (s a.v )'in harn ertelemesi konusuna gelince; baz1 Hanefl


alimlerimiz (rh.a.) bunu kabul etmemi~ler ve ~oyle demi~lerdir: Harnn farz olu~u.
Allahu Teala'nin;

"Haw eda etmeye yo/ bulabilenlerin Beytullah'1 haccetmeleri, Allah'in


insanlar uzerinde hakk1d1r" (Al-i lmran, 3/97) ayetiyle sabit olmu~tur. Bu ayet, hicretin
onuncu yli1nda inmi~tir.

Hicretin altinc1 yli1nda inen ayet ise, Allahu Teala'n1n;

260
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/432; lbn Mace, Menasik 6; Tirmiz1, Nesa1, Hacc 3; Hakim, Mustedrek,
1/609; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, IV/330; Zeyle1, Nasbu'r-raye, IV/484.
3lO_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

"Hae ve umreyi Allah ir;in tam eda edin." (el-Bakara, 2/196) ayetidir. Bu ayet,
hacca ba~layan kimseye bunu tamamlamas1ni emretmektedir. Dolay1s1yla harnn ilk
defa farz k1linmas1 bu ayetle sabit olmaz.
Harn erteleme ise, ancak vakti kar;1rmaya maruz kalma durumunda
sak1ncal1d1r. Halbuki ResOlullah (s av) bundan emindi. ~unku o, insanlara dlnl
hukumleri bildirmek ir;in gonderilmi~tir.

Hae ise dinin ana temellerinden biridir. Dolay1s1yla Peygamber (s.a v.) harn
[4/165]
kendi fiiliyle insanlara ar;1klamadan olmeyeceginden emindi.

Aynca Allah'1n ResOlu'nun harn ertelemesi, bir ozre dayan1yordu. Bu ozur ~u


idi. Mu~rikler Beytullah'1 r;1plak olarak tavaf ediyorlar, ir;inde ~irk bulunan telbiye
getiriyorlard1. Bunun o anda degi~tirilmesi mumkun degildi. Beklenen sure
tamamland1g1nda Ali (r.a.)'yi gonderdi. Ali (ra) mu~riklere Berae suresini okudu.
"Bu ylldan sonra bu beyti hir;bir mu~rik ve r;1plak ki~i tavaf etmesin ", diye nida etti.
Sonra bizzat hac yapt1.

Ayn ca Peygamber (s av) yaln1z ba~1na hacca r;1kam1yordu. Kendisiyle birlikte


bulunacak sahabllere ihtiyar; duyuyordu. Onlann kendisiyle birlikte hac
yolculuguna r;1kmalan ir;in ir;lerinden her birine yetecek masraf1n kar~1lanmas1 o an
ir;in mumkun degildi. Bu nedenle harn ertelemi~ti. Yahut cahiliyet toplumunun
hac mevsimini geciktirmeleri nedeniyle harn as1I vaktinde yapmak ir;in bu yila
ertelemi~ti. ButUn bu nedenleri H1lafiyat'ta ar;1klad1k.

Kadma kocas1
Mahremi olsa da olmasa da kadm, farz hac d1~mda bir hac niyetiyle
farz hac telbiye getirirse; kocasmm onun hac yolculuguna ~1kmasma engel olma
d1~mda engel
olabilir mi? hakk1 vard1r.

~unku kad1n, kocasin1n izni olmaks1z1n nafile ibadet yapamaz. Peygamber


(s av) bir kad1na;

"Kocanm izni olmadan natile orur; tutma 267 ", demi~tir.


Aynca kad1na bu imkan1 verdigimiz takdirde kad1n, kocasin1n hakkin1
tamamen ihmal etmi~ olacakt1r. ~unku kad1n, farz hac ir;in yola r;1kmas1yla birlikte,
kocas1n1n hakk1n1 terk etme hakk1 olmad1g1 halde, bunu da aynca terk etmi~

261
EbO Ya'la, Musned, 111308; Darim1, Savm 20; EbO DavOd, S1yam 74; Mecmau'z-zevaid, 1/232.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.3ll

olmaktad1r. Bu nedenle kocas1n1n o kad1ni engelleme hakk1 vard1r. Kad1n bu


durumda muhsar (harn engellenen ki~i) gibidir. Ancak kocas1, kendi hakk1n1 tam
olarak almas1 i~in kad1n1n, hedy kurban1 gondermeden once bu noktada han1m1ni
ihramdan ~1karma hakkina sahiptir. Halbuki kad1n, farz olan hacta mahrem
bulamad1g1 takdirde durum farkl1d1r. Bunu daha once a~1klam1~t1k.

Kole de efendisinin izni olmakslZln telbiye getirdigi takdirde aym Kolen in


efendisinden
~ekildedir. Efendisinin kolesine veya cariyesine ihrama girme hususunda hac i~in izin
izin verdigi takdirde, bundan sonra onu engellemesini ho~ istemesi

kar~1lam1yorum. Eger efendi, kolesini ihramdan ~1kart1rsa bu caizdir.


Kocanm hammm1 ihramdan ~1kartmas1 ise caiz degildir.

lkisi arasindaki farkin a~1klamas1 daha once ge~mi~ti. Aradaki farkl1l1k


nedeniyle yeniden ifade edilmi~tir. (:Onku izin verdikten sonra efendi kolesini
satarsa bize gore mekruh sayilmaks1zin onu satin alan ki~inin koleyi ihramdan
~1karma hakk1 vard1r. (:Onku sat1c1 hakk1nda mekruh olma durumu, sozden donme
anlam1 nedeniyledir. Satin alan ki~i hakk1nda boyle bir anlam bulunmamaktad1r.

Zufer (rh.a.)'e gore, satin alan ki~inin koleyi ihramdan ~1karma hakk1 yoktur.
Onun sadece "ihraml1 olmas1" ayb1 nedeniyle koleyi iade etme hakk1
bulunmaktad1r. Zufer (rh a), bu nu nikah gibi kabul etmi~tir. Efendi cariyesini
evlendirir sonra satarsa, onu satin alan ki~inin bu nikah1 iptal etme hakk1 yoktur.
c;onku efendi, cariyenin satin alan ki~iden onceki sahibidir. Fakat satin alan ki~i. bu
durumu bilmedigi takdirde o cariyeyi iade etme hakk1na sahiptir. Bu konu da
boyledir.

Fakat biz ~oyle diyoruz: Satin alan ki~i koleye sahip olma durumunda sat1c1nin
yerindedir. Sat1cinin ge~erli olan nikah1 iptal etme hakk1 bulunmamaktad1r.
Dolay1s1yla satin alan ki~inin de boyle bir hakk1 yoktur. Sat1cin1n koleyi satmadan
once onu ihramdan ~1kartma hakk1 bulunmaktad1r. Dolay1s1yla satin alan ki~inin de
boyle bir hakk1 bulunmaktad1r. Onu ihramdan ~1kartma hakk1 bulunduguna gore
bu koleden ayrilmayan bir ay1p say1lmaz.

Bunun a~1klamas1 ~oyledir: Nikah, kul hakk1d1r. Dolay1s1yla satin alan ki~inin
hakk1na ayk1rid1r. Bu nedenle oncelik hakkindan dolay1 tercih etme efendiye aittir.
lhraml1 bulunmak ise, kul hakk1 degildir. Kul hakk1, Allahu Teala'n1n hakkindan
[4/166]
once gelir. Bu nedenle satin alan ki~inin koleyi ihramdan ~1karma hakk1
bulunmaktad1r.
312 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bu farkl11iktan dolay1, kad1n ihrama girer sonra evlenirse; Hanefllere gore farz
hac d1~1nda bir niyetle ihrama girerse, kocas1nin onu ihramdan ~1kartma hakk1
bulunmaktad1r. Zufer (rh.a)'e gore ise, onun boyle bir hakk1 yoktur.

Kad1n kocas1nin izni olmaks1z1n nafile hac niyetiyle ihrama girse, kocas1 da
onu ihramdan ~1kartsa, sonra da onunla cinsel ili~kide bulunsa, daha sonra bu y1I
ona hac i~in izin vermeyi uygun gorse; kadin yeni bir ihramla haccetmelidir. Kad1n
ayrica bir ceza kurbani kesmelidir. Cunku kad1n, henuz hac fiillerini yapmadan
once kocas1n1n onu ihramdan ~1kartmas1 nedeniyle, birinci ihramdan ~1km1~t1r.
Dolay1s1yla hem kurban kesmek, hem de ham kaza etmek zorundad1r. Bize gore
umreyi kaza etme zorunlulugu yoktur.

Zufer (rh.a.) ise ~oyle demi~tir: Bu durum, kocan1n bir y1I ge~tikten sonra
hanimina izin vermesi durumu gibidir. Cunku birinci ihramdan ~1kma nedeniyle
muhsar hakk1ndaki hukum gibi, kad1na hac ve umreyi kaza etmesi vacip olmu~tur.
Bu o kad1n1n zimmetinde bir bar~ olmu~tur. Dolay1s1yla kocan1n hanim1na bu yli
izin vermesiyle ertesi yli izin vermesi aras1nda bir fark yoktur.

Bizim bu konudaki delilimiz; muhsar olan ki~iye umrenin vacip olmas1, art1k o
y1I ham yapmanin ortadan kalkmasinin dikkate allnmas1 nedeniyledir. Bu durum,
ham tamamen ka~1ran kimseye k1yas edilir. Clinku ham tamamen ka~1ran
kimsenin, umreyi de yapmas1 gerekir. Kocas1 han1m1na izin verir, o da o y1I
haccederse o kad1na umrenin vacip olu~unun nedeni ger~ekle~mez. Bir y1I
ge~tikten sonra ise, o kad1na umrenin vacip olu~unun nedeni yani birinci y1I ham
eda edememe durumu ger~ekle~ir. Bunun i~in ikisini birbirinden farkl1 du~unduk.

Allah dogruyu en iyi bilendir.

MiKATLAR
Peygamber (s.a.v.J'den bize ula~t1gma gore; Allah'm Resulu, Medine
Hae i~in
ihrama halk1 ii;;in Zu'l-huleyfe, ~am halk1 ii;;in Cuhfe, Necid halk1 ii;;in Karn, Yemen
girme halk1 ii;;in Yelemlem ve lrak halk1 ii;;in Zat-1 lrk'1 mlkat olarak belirlemi~tir.
yerleri
Bu hadis, Ay~e (r.a.)'den rivayet edilmi~tir. 262

262
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/336; Buhar1, l'tisam 16; Muslim, Hacc 18; EbO DavOd, Menasik 8;
Nesa1, Menasik 19; lbn Huzeyme, Sahih, IV/159.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _313

lbn Abbas (ra.), ayni hadisi rivayet ederken dort mlkat1 anm1~, lrak halk1nin
mlkat1 olan Zat-1 lrk'1 anmam1~t1r. 263 lbn Omer (ra.) ise ayn1 hadisi rivayet ederken
uc; mlkat1 anm1~. Zat-1 Irk ve Yelemlem'i anmam1~t1r. 264
D1~ardan
Bu rivayetler Mekke'ye girme istegiyle bu mlkatlara ula~an herkesin ihrama Mekke'ye
gelenler
girmesi gerektigine delildir. ~unku Peygamber (s av )'in bu mlkatlan belirlemesi m1katlardan
ihrams1z
yarars1z degildir. Bu mlkatlann belirlenmesinde, ihrama girmenin bu mlkatlara
girebilirler mi?
vard1ktan sonraya ertelenmemesi yaran vard1r. ~unku bundan once ihrama girmek
ittifakla ertelenebilir.

~afil (rh a.) bu hadisin lafz1n1 deli I alarak ~oyle demektedir: Daha faziletli olan

ihrama girmenin mlkatta olmas1d1r.

Bizim Hanefl alimlerimiz (rh a) ise ~oyle demi~lerdir: Mlkatin belirlenmesi,


ihrama girmenin mlkattan sonraya ertelenmesinin caiz olmad1g1n1 ac;1klamak
ic;indir. Daha faziletli olan ise; bu mlkatlara varmadan once ihrama girmektir.
Bu nun delili Om mu Seleme (r a.)'nin ~u hadisidir: Peygamber (s.a.v) buyuruyor ki;

Cr-ftr._:jt5 0p, ~~;~ ~ -=.,~ r-1y;j1 ~1 J1 ~~1 ~, ~ f_;;-1 0-0


.W1
. ~ ..:....:>.
.. JJ- :.. -i1 .x;:
~ ,. )

"Kim Mescid-i Aksa'dan Mescid-i Haram'a ihramli olarak gelirse; gunahlan


deniz kopugunden daha c;ok olsa da, affolunur ve o kimseye Cennet vacip
olur265n

Ali (r.a.) ve ibn Mes'ud (r a),


[4/167]

"Hae ve umreyi Allah ic;in tam eda edin. "(el-Bakara, 2/196)

Ayetinin ac;1klamas1n1 yaparken; "Hae ve umrenin tam olarak yapilmas1,


ki~inin ailesinin bulundugu evden ihrama girmesidir", demi~lerdir.

Bize ula~t1g1na gore; Peygamber (s av) ~oyle buyurmu~tur:

263
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/238; Buhari, Hacc 7; Muslim, Hacc 11; Nesaf, Menasik 20.
264
Buhar1, Hacc 8; Muslim, Hacc 13; lbn Mace, Menasik 13; EbO DavOd, Menasik 8; Tirmiz1, Hacc 17;
Nesa1, Menasik 18.
265
Ebo Ya'la, Musned, Xll/359; EbO DavOd, Menasik 8; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, V/30.
3t4_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

.~_rJjlj ~I ~1) ~ ~t .;;- ~ ~ / .)43,J .:..ij ti~ l:ij :J GJ.:,..;


"Biz kimin ir:;in bir mlkat yeri belirlemi~sek bu, hem onun hem de hac ve
umre yapma niyetiyle oradan ger:;enler ir:;in mikat yeridir. 266 "

Bu hadis, Mekke'ye girme maksad1yla mlkata varan herkesin, bu mlkat


halkindan olsun veya olmasin; bu mlkatta ihrama girmek zorunda olduguna
delildir.

Gormez misin; Afakl olup Mekke'ye ihrams1z olarak giren kimse, hac ir:;in
ihrama girmek istediginde, onun ihrama girmesi ir:;in mlkat1, Mekke halkin1n
mlkat1d1r. Burada da ayn1d1r.

$afil (rh a) bu hadisin lafz1n1 delil alarak ~oyle demi~tir: Mlkattan ihrama
girmek, sadece Mekke'ye hac veya umre ir:;in girmek isteyen kimseye vaciptir.
Mekke'ye sava~mak ir:;in giren kimseye tek kelimeyle ihrama girme zorunlulugu
yoktur. c;:unku Peygamber (s av) Fetih Gu nu Mekke'ye ihrams1z olarak girdi.

Bir kimse Mekke'ye ticaret ir:;in veya alacakl1y1 aramak ir:;in girerse, bu
konuda $afil (rh a )'nin iki goru~u vard1r:

$afil (rh a.)'nin birinci goru~une gore; ihrama girmesi gerekmez. c;:unku
ihrama girme, bizzat kastedilen bir ~ey olmay1p sadece kendisiyle hac veya
umrenin yapilmas1 ir:;indir. Bu adam hac veya umre yapma maksad1n1
ta~1mamaktad1r. Dolay1s1yla bu kimse hakkinda Harem, diger yerler gibidir. Bu

nedenle onun buraya ihrams1z girme hakk1 vard1r.

Biz Hanefilere gore; mlkata ula~an kimse, Mekke'ye girmek istiyorsa; ister
hac, ister sava~, isterse ticaret maksad1yla girecek olsun; mlkat1 ihrams1z ger:;me
hakk1 yoktur. Bunun deli Ii lbn $urayh el-Huzal (r a.) hadisidir. Bu hadise gore
Peygamber (s av), Fetih Gu nu okudugu hutbede ~oyle buyurmu~tur:

"Mekke Harem'dir. Allah, g6kleri ve yeryOzOnO yaratt1g1 gOnde onu Harem


kilm1~t1r. -Mekke'de kan d6kmek- Ne benden once hir:;bir kimse ir:;in ne de benden

266
Ahmed b. Hanbel, MQsned, 1/238; Buharl, Hacc 1O; Muslim, Hacc 11; Nesal, Menasik 20; lbn
Huzeyme, Sahih, IV/138.
Hae Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 315

sonra herhangi bir kimse ic;in he/al kllmmad1. Bana da sadece bir gunde bir saat
he/al k!/md1. Bundan sonra da kiyamete kadar haram k1/mm1:;t1r 267 "

Sadece Peygamber (s a v.)'e sava~ i<;;in ozel izin verildi. Peygamber (s a.v.);

l~ ~ ~L:. J 4t t.Jl
"Bana da sadece bir gunde bir saat he/al k1/md1 2 68 ", buyurmu~tur.

Dolay1s1yla O'ndan sonra hi<;;bir kimse i<;;in helal degildir. Bundan, Mekke'ye
ihrams1z olarak sava~ i<;;in girmenin, Peygamber (s.a.v.)'e ait bir ozellik oldugu
anla~llmaktad1r. Bu ozellik, ba~kas1n1n onun gibi davranmaya hakk1nin
olmamas1ndan anla~llmaktad1r.

Bir adam lbn Abbas (ra.)'a gelerek;

-Ben mlkat1 ihrams1z ge<;;tim, dedi. ibn Abbas (ra) adama;

-Mlkata don ve telbiye getir. Aksi takdirde senin haccin olmaz. <;:unku
Peygamber (s.a.v.)'in;
61 " ,. , • , ,
~
r. ' ')'\. ~\
-
...SLL..ll J~
. \;J
. •
'i

"Hie; kimse mlkat1 ihrams1z gec;mesin 269 ", diye buyurdugunu i~ittim, dedi.

Ayrica hac ve umre yapmak isteyen kimseye Mekke'ye girdigi s1rada ihraml1
olmas1n1n vacip olu~u, bu yerin ~erefli oldugunu ortaya koymak i<;;indir. Hae ve
umre ibadetini yapmak isteyenle, yapmak istemeyen ki~i bu anlamda ayn1d1r.
Dolay1s1yla Mekke'ye girmek isteyen kimsenin mlkat1 ihrams1z ge<;;me hakk1 yoktur.

Mekke ile mlkat aras1nda oturan ki~i, Biz Hanefllere gore ihtiya<;; i<;;in H111'de
oturan
Mekke'ye ihrams1z girebilir. Mekke'ye
ihrams1z
~afil (rh a )'nin iki goru~unden birine gore ise, bu kimsenin Mekke'ye ihrams1z girebilir mi?

girme hakk1 yoktur. <;:unku o (rh a), bu goru~unde; Mekke'ye ihraml1 girme
zorunlulugu konusunda mlkat\a Mekke arasinda oturan mlkat ha\k1 ile mlkat
d1~1nda oturan (afakl) aras1nda fark gozetmemektedir.

267
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/259; Buhar1, Cenaiz 76; Muslim, Hacc 445; lbn Mace, Menasik 103;
Nesa1, Menasik 120; lbn Hibban, Sahih, IX/28.
268
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/259; Buhar\, Cenaiz 76; Muslim, Hacc 445; Nesa1, Menasik 120; lbn
Hibban, Sahih, IX/28.
269
lbn Ebo Seybe, Musannef, Xl/435; Taberan1, el-Mu'cemQ'/-kebir, 111/411; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/13.
316_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

Biz Hanefllerin bu konuda delilimiz, lbn Abbas (r a.)'1n;


[4/168]

"Peygamber (s.a v.), odunculann Mekke'ye ihramstz girmelerine izin verdi27°",


~eklindeki hadisidir. Anla~1ld1g1na gore; oduncular mTkat1 gec_;memektedirler. Bu da
mTkat dahilinde olanlann Mekke'ye ihrams1z girme haklan olduguna delildir.

lbn Omer (ra.), Medine'ye gitmek uzere Mekke'den c_;1km1~t1. Kudeyd'e vannca
Medine'de fitne c_;1kt1g1 haberi kendisine ula~t1. Bunun uzerine Mekke'ye dbndu ve
ihrams1z olarak Mekke'ye girdi.

Bunun anlam1 ~udur: MTkat dahilinde olanlar, Mekke halk1 gibidirler. (unku
her zaman Mekke'ye girme ihtiyac1 duyarlar. Aynca onlann yararlan Mekke
halk1yla, Mekke halk1n1n yararlan da onlarla baglantll1d1r. Mekke halk1nin ihtiyac_;lan
ic_;in Mekke d1~1na c_;1k1p donu~te Mekke'ye ihrams1z girmeleri caiz oldugu gibi,
Mekke ile mTkat aras1nda oturanlar da bbyledir. (unku onlara her defas1nda
ihrama girme zorunlulugu getirseydik, onlar ic_;in gayet ac_;1k bir s1kint1 meydana
gelirdi. Belki de her gun Mekke'ye girmeye ihtiyac_; duyacaklard1r. Bu nedenle
onlann Mekke'ye ihrams1z girmelerini caiz gbrduk. Ancak hac veya umre yapmak
istediklerinde, bu ibadet ihrams1z yapllamaz. Mekke'ye her giri~te de umre yapma
niyeti bulunmaz.

Ailesi mlkatta Ailesi mikatta veya mikatla Mekke arasmda oturan kimse ihrama
ve Mlkat ile
Mekke girmek istediginde; onun mikat1, ailesinin bulundugu yerdir. Oyle ki
arasmda Harem' de ihrama girse bile caiz olur. Hic;bir ~ey gerekmez.
oturamn
mlkat1
(unku o kimse hakk1nda tUm Harem d1~1, ayn1 yer say1l1r. AfakT hakk1nda
mTkat ne ise, Harem de onun hakkinda bir s1n1rd1r. AfakTnin ihrama girmek ic_;in
mTkat1, evinin bulundugu yer oldugu ve ihrama girmeyi mTkata kadar erteleme
hakk1 bulundugu gibi; burada da mTkatla Mekke aras1nda oturan ki~i de ihrama
girmeyi Harem s1n1nna kadar erteleyebilir. Fakat o konuda ko~ul olan, mTkat1
ihrams1z gec_;memesidir. Burada da ko~ul olan, Harem'e ihrams1z girmemesidir.
(unku Harem'e sayg1, oraya ihramla girmekle yap1lmaktad1r.

Mlkat yerini ihrams1z olarak Mekke'ye girer de orada ihrama girerse, Harem'den
ihrams1z
ge~enin d1~an c;1kmah ve telbiye getirmelidir. Bunu yapmaz da Beytullah'1 tavaf
durumu ederse ceza kurbani gerekir.

270
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/209; lbn Hacer, Telhisu'/-habir, 11/243.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _317

Cunku ihrama girmesi 1c;1n kendisi hakkinda belirlenen mlkat1 terk etmi~
olmaktad1r. Bu ki~i, mlkat1 ihrams1z gec;en ve mlkat1 gec;tikten sonra ihrama giren
afakl (mlkat s1n1rlari d1~1ndan gelen ki~i) gibidir. Afakl bu durumda geri donmezse
ihrama girmeyi as1I yerinden sonraya erteledigi ic;in ceza kurbani gerekir. Burada
da Hill'e (Harem bolgesi d1~1nda, mlkat s1n1rlari ic;inde kalan bolge) donmedigi
takdirde ayn1 ~ekilde ceza kurban1 gerekir. Hill bolgesine doner, tekrar ihrama
girerse in~allah daha sonra ac;1klayacag1m1z gibi bu konudaki ihtilaf, mlkat1
ihrams1z gec;ip de ondan sonra ihrama giren, sonra da mlkata donup tekrar ihrama
giren afakl hakk1ndaki ihtilaf gibidir.

Kufeli bir ki~i. bir ihtiyac;; ic;;in "Amirogullan Bahc;;esi"ne gitmek isterse; D1~ardan
Mekke'ye degil
mikat1 ihrams1z gec;;me hakk1 vard1r. de ba~ka yer
i~in mikattan
Mlkatta ihrama girmenin vacip olu~u, sadece Mekke'ye girmek isteyen ge~enin
durumu
kimseyedir. Bu kimse ise Mekke'ye girmek istememekte, bostana gitmek
istemektedir. Bu bostanda sayg1y1 gerektirecek bir ozellik bulunmamaktad1r. Bu
nedenle ihrama girmesi gerekmemektedir.

Amirogullan Bahc;;esi'ne (bostanma) gider, sonra da herhangi bir


ihtiyac;; ic;;in Mekke'ye girme durumu dogarsa Mekke'ye ihrams1z girebilir.

Cunku ihrams1z olarak Amirogullari Bahc;esi'nde bulunan ki~i, bu bahc;e halk1


gibi olur. Bu bostan halk1n1n Mekke'ye ihtiyac;lari i<;in ihrams1z olarak girme hakk1
vard1r. Bu ki~i de ayn1 ~ekildedir. Af akl olup Mekke'ye ihrams1z girmek isteyen
kimse ic;in c;ozum budur.

Ancak Ebu Yusuf (rh a )'dan rivayet edildigine gore; Amirogullari Bostan1'nda [4/169]
on be~ gun oturmaya niyet ederse, o takdirde bu ki~inin Mekke'ye ihrams1z girme
hakk1 vard1r. Bostanda on be~ gunden az oturmaya niyet ederse Mekke'ye
ihrams1z girme hakk1 yoktur. Cunku on be~ gun oturmaya niyet etmekle bostanda
yerle~mi~ sayll1r. Dolay1s1yla bostan halk1 gibi kabul edilir. Bostanda on be~ gunden
az oturmaya niyet ederse, bu kimse yolculuguna devam etmektedir. Dolay1s1yla
Mekke'ye ihrams1z girme hakk1 yoktur.
Mikatta veya
Zahiru'r-rivaye'ye gore; bu ki~i Mekke'ye girme niyeti bulunmadan sozu mikat ile
Mekke
edilen bostana yerle~mi~tir. Mekke'ye girme niyeti, bostana yerle~tikten sonra arasmda
oturan yalmz
meydana gelmi~tir. Bu nedenle onun durumu bostan halk1nin durumu gibi olur. ifrad hac
yapabilir mi?
Mikat smmnda veya mikatla Mekke arasmda oturan bir kimsenin;
k1ran veya temettu' hacc1 yapma hakk1 yoktur. Onlar bu konuda Mekkeli
gibidirler. Mekkelinin de, ac;;1k delil nedeniyle temettu' haw yapma hakk1
yoktur. Allahu Teala;
3 tS _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

"Ailesi Mescid-i Haram'da bulunmayan kimseler ir;in. .. " (el-Bakara, 2/196)


buyurur.

Alimler, "Mescid-i Haram'da bulunanlar" konusunda ihtilaf etmi~lerdir. Malik


(rh.a.); Bunlar, ozellikle Mekke halk1d1r,demi~tir. $afil (rh a) ise; bunlar Mekke halk1
ve evi Mekke'ye namaz1 k1sa k1lamayacak kadar yak1n mesafede oturanlard1r, der.

Biz Hanefller ~oyle deriz: Mlkat halk1 ve mlkatla Mekke aras1nda oturanlar,
"Mescid-i Haram'da bulunanlar" dan sayi11r, bunlar Mekke halk1 gibidirler. Bu nun
delili bu ki~ilerin Mekke'ye ihrams1z girmeleridir. Dolay1s1yla bunlarin temettu'
harn yapma haklari yoktur.

Mescid-i Haram'da bulunanlarin temettu' harn yapmaya haklari olmad1g1


gibi, ayn1 ~ekilde k1ran harn yapmaya haklari da yoktur.

$afil (rh.a.)'ye gore; k1ran harn yapabilir. Onun goru~une gore k1ran harn
yapan ki~i iki ibadetten birinin fiilini digerinin ir;ine koymak suretiyle yi.lki.lni.l
hafifletebilir. Buna tereffuh denir. Bu konuda Mekkeli olup olmamas1 sonucu
degi~tirmez.

Biz Hanefllere gore; k1ran ve temettu' ile tereffi.lh yapmanin anlam1, ayni
yolculukta iki hac fiilini yapmakla ilgili olup, bir hac fiilini digerinin ir;ine koymakla
ilgili degildir. Mescid-i Haram'da bulunan kimse, hac fiili yapmak ir;in ozel bir
yolculuk yapmaya ihtiyar; duymaz. Yapt1g1 yolculukla da pek zorluk r;ekmez. Bu
kimsenin temettu' harn yapmaya hakk1 olmad1g1 gibi, biz Hanefilere gore ayn1
~ekilde k1ran harn yapmaya da hakk1 yoktur.
Mekkelinin
Maka ~1k1p Ancak Mekkeli, Kufe'ye gitmi~se, Mekke'ye gelirken mikata vard1g1
ha cc a
niyetle zaman, hac ve umreye birlikte niyet eder ve bu ikisi ic,;in ihrama girerse,
donmesi
gec,;erli olur. Bu kimseye k1ran kurbani gerekir.

c;:unki.l k1ran harn yapan ki~inin ozelligi, hac ve umresinin birlikte olmas1 ve
her iki ibadet ir;in ihrama birlikte girmesidir. Bu durum Mekkeli hakk1nda da
bulunmaktad1r.

Kufe'ye giden bu Mekkeli, hac aylannda umre yapsa, sonra da ayrn y1I
hac yapsa; temettu' hacc1 yapm1~ olmaz.

c;:unku Maki, iki ibadet (umre ile hac) aras1nda ilmam yapmad1g1 (ailesinin
yan1na, i.llkesine donmedigi) takdirde temettu' harnna niyet edebilir. Burada
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _319

Mekkeli, eger hedy kurban1 gondermemi~se, iki ibadet (umre ile hac) aras1nda
ihrams1z olarak aile halk1yla goru~mektedir.

Bu Mekkeli, hedy kurbani gonderse de temettu' harn yapamaz. Halbuki afakl


hedy kurban1 gonderdigi takdirde bundan sonra ihraml1 olarak ailesiyle goru~se de
temettu' harn yapabilir. (:unku orada ailesinin yanina donmeye hakk1 vard1r.
Dolay1s1yla bu durum onun ailesiyle goru~mesinin gec;erliligine engel olur. Burada
ise hedy kurban1 gonderse de, donmeye hakk1 yoktur. Dolay1s1yla ailesiyle
goru~mesi, gec;erli bir goru~me olur. Buna gore temettu' harn yapm1~ olmaz.

Hi~am (rh.a )'in EbO Yusuf (rh a )'tan rivayet ettigine gore; Mekkeli bir kimse, [4/170]
KOfe'ye gidip olse, kendi ad1na evinden vekil olarak birinin hacca gonderilmesini
vasiyet etse, yolculuga c;1k1p da kendi ad1na evinden vekil olarak birinin hacca
gonderilmesini vasiyet eden afakl gibidir. Bu Mekkeli kendi ad1na KOfe'den birinin
vekil olarak hacca gonderilmesini vasiyet etse, k1ran harn da Mekke'den
yapilamayacag1 ic;in, bundan isteginin bulundugu yerden k1ran harn yap1lmas1
oldugunu anlanz.

Mekkeli, bir i~ ic,;in Mekke'den c,;1kt1gmda, mikat1 gec,;medigi takdirde,


Mekkelinin
Mekke'ye ihrams1z girme hakk1 vard1r. Mikat1 gec,;mi~se Mekke'ye ihrams1z ihram
durumu
girme hakk1 yoktur.

Daha once ac;1klad1g1m1z gibi, bir yere varan ki~inin ihrama girme
konusundaki durumu o yer halk1 gibidir.

Mekke halkmm ihrama girmek ic,;in mikat1, bulunduklan yer


(Harem)dir. Mekke'ye gelip ihramdan c,;1kan ki~ilerin de durumu aynid1r.

Bunun deli Ii ~u hadistir: Peygamber (s av), ashab1na hac ihram1n1 kald1np


umre ihram1na girmelerini emrettiginde, umre yap1p ihramdan c;1ktilar. Terviye
gunu (8 Zilhicce) olunca Peygamber (s av), ashab1na Mekke'de bulunduklan yerde
hac ic;in ihrama girmelerini emretti.

Mekke halk1nin umre ihram1na girmek ic;in mlkat1 Ten'lm veya Hill bolgesinin Mikat1
ihrams1z
herhangi bir yeridir. (:unku ihrama girme yeri, ibadetin yap1ld1g1 yerden aynd1r.
ge~me

Hae ibadetinin yapllmas1 vakfe ile olur. Vakfe Hill bolgesinde yapllmaktad1r. durum Ian

Dolay1s1yla hac ic;in ihrama girme, Harem bolgesinde olur. Umre ibadetinin
yapilmas1 tavaflad1r. Tavaf, Harem'de yapilmaktad1r . Dolay1s1yla umre ic;in ihrama
girme, Hill bolgesinde olmal1d1r.
320 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Kufeli bir kimse Mekke'ye giderken mikat1 ihrams1z ge~erse, sonra hac
i~in ihrama girerse ve Arafat'ta vakfe yaparsa, haw caiz olur ama, mikatta
ihrama girmeyi terk ettigi i~in ceza kurbani gerekir.

c;:unku o, mlkata vard1g1 zaman, hac ic;in ihrama girmesi vacip olmu~tu.
Bunun deli Ii, lbn Abbas (r a )'dan rivayet edilen ~u hadistir:
~ .. ., ~

r
t; • '
-- J~· ~)I
'YI. .i.;.j ..:..LL.JI . -

271
"Hie; kimse mikatt ihrams1z gec;mesin "

Mlkat1 ihrams1z gec;tigi takdirde yasak edilen ~eyi i~lemi~tir. lhrama girmeyi
mlkattan sonraya ertelemi~tir. Boylece hacc1nda bir eksiklik meydana gelmi~tir.
Hactaki eksiklik ise, ceza kurban1yla telafi edilir.

Mikata geri doner ve telbiye getirirse, eger ihrama girmeden once


donmu~se ve mikattan hac i~in ihrama girmi~se ittifakla ona hi~bir ~ey
gerekmez.

c;:unku bu terk edilen bir ~eyin normal vaktinde ve yerinde telafi edilmesidir.
Dolay1s1yla hukumde sanki mlkat1 hie; ihrams1z gec;memi~ gibidir. 0 ki~iye vacip
olan ~ey, haw mlkattan itibaren hie; c;1karmad1g1 ihramla yapmakt1r. Bunu da
yerine getirmi~tir.

Eger mikat1 ge~tikten sonra ihrama girmi~se sonra mikata donmu~se;


Ebu Hanife (rh.a.)'nin goru~une gore, mikatta telbiye getirmi~se, bu
kimseden ceza kurbani du~er. Telbiye getirmemi~ ceza kurbani ise du~mez.

EbO Yusuf (rh.a) ve Muhammed (rh a )'e gore; her iki durumda da ceza kurban1
ondan du~er.

Zufer (rh a.)'e gore; her iki durumda da ceza kurban1 ondan du~mez. c;:unku
onun uzerine bore; olan, hac ihramina mlkattan ba~lamakt1r. Mlkat1 gec;tikten
sonra ihrama girerse uzerine bore; olan ~eyi terk etmi~ olmaktad1r. Dolay1s1yla
mlkata donmedigi durumda oldugu gibi ona ceza kurban1 gerekir. c;:unku o
kimseye vacip olan, mlkatta telbiyeyi getirmektir. Vacip olan telbiye, niyetten
sonraki telbiye degil, niyet an1ndaki telbiyedir. Eger mlkattan sonra telbiye getirse,
vacip olmayan telbiyeyi getirmi~ olur. Bununla da terk ettigi ~eyi telafi etmi~ olmaz.
c;:unku bu durum mlkata geri donup mlkattan ihrama girmekten farkl1d1r.

271
lbn EbCJ $eybe, Musannef, Xl/435; Taberanl, el-Mu'cemu'/-kebir, 111/411; Zeylel, Nasbu'r-raye, 111/13.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _321

Ebu Yusuf (rha) ve Muhammed (rh.a.) ~oyle demi~lerdir: Bu kimseye vacip


[4/171]
olan, mlkattan ihrama girmesidir. Mlkatta yeni bir niyette bulunmas1 degildir.
Gormez misin, mlkata varmadan once ihrama girerse, sonra da mlkattan ihraml1
olarak ge~erse ve mlkatta telbiye getirmezse; ona hi~bir ~ey gerekmez. Ayni
~ekilde ihrama girdikten sonra mlkata geri doner ve telbiye getirmezse; uzerine
vacip olan1 yani mlkatta ihraml1 bulunmay1 yerine getirmi~ olur.

Ebu Hanlfe (rh.a) ise, lbn Abbas (r a )'1n o adama soyledigi; "Mlkata geri don.
Aksi takdirde senin harnn yoktur", sozunu deli I olarak alm1~t1r. Bu nun anlam1
~udur: Mlkata ihrams1z olarak vard1g1 zaman, mlkatta telbiye getirmesi ve ihrama
girmesi vaciptir. Bunu terk edip mlkat1 ihrams1z ge~tigi ve mlkat1 ge~tikten sonra
ihrama girdigi, sonra da geri mlkata dondugu ve telbiye getirdigi takdirde, uzerine
bor~ olan ~eylerin tamamin1 yerine getirmi~ olur. Dolay1s1yla ondan kurban du~er.
Telbiye getirmezse uzerine bor~ olan ~eylerin tamamin1 yerine getirmemi~ olur.

Bu durum, mlkata varmadan once ihrama girmi~ olan kimsenin durumundan


farklld1r. c;:unku onun mlkat1 ihrama girdigi yerdir. Orada da telbiye getirmi~tir.
Belirlenen mlkat yeri o kimse hakk1nda ihrama girmesi i~in gerekli mlkat olmaktan
~1km1~t1r. Bu nedenle mlkatta onun telbiye getirmemesi zarar vermez. Halbuki
bizim ~u anda anlatt1g1m1z konu bundan farkl1d1r.

Bu KOfeli, mikat1 ihrams1z gec;tikten sonra k1ran haccma niyet etse ve


orada hem hac hem de umre ic;in ihrama girse, yeniden mikata donmese;
bize gore bir ceza kurbam gerekir.

Zufer (rh a )'e gore iki kurban gerekir. c;:unku o iki ihram1 mlkattan sonraya
ertelemi~tir. Dolay1s1yla her iki ihram i~in birer kurban gerekir. Gormez misin, k1ran
harn yapan kimse, diger ihram su~lanni i~ledigi zaman ifrad harn yapan kimse
uzerine vacip olan cezan1n iki misli ona vacip olur. Mlkattan sonra ihrama girmenin
cezas1 da, ayn1 ~ekildedir.

Diger Hanefi alimlerimiz ~oyle demi~lerdir: Mlkatta o ki~inin uzerine bor~


olan, tek ihrama girmektir. Bilindigi gibi; mlkatta umre ihramina, mlkat1 ge~tikten
sonra da hac i~in ihrama girmi~ olsayd1, caiz olur, hi~bir ~ey gerekmezdi. Bundan
anl1yoruz ki, mlkatta uzerimize bor~ olan ihram, bir ihramd1r. Diger ihram
yasaklanndan farkl1 olarak bu ihram1 erteleme nedeniyle bir ceza kurban1 gerekir.
c;:unku diger ihram su~lanndan birini i~lemekle iki ihram yasagin1 ihlal etmi~
olmakta, dolay1s1yla iki ceza kurban1 gerekmektedir.
322 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ,_ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Aym ~ekilde mikat1 ihrams1z gec;;tikten sonra umre ic;;in telbiye getirse,
sonra Mekke'de hac ic;;in telbiye getirse, umre ihramm1 mikattan sonraya
erteledigi ic;;in bir kurban gerekir.

(unku o Mekke'ye umre ihram1yla girdiginde onun hac ihram1 ic;in mlkat1
Harem olmu~ olur. Bu kimse de hac ic;in Harem'den ihrama girmi~tir.

Aym ~ekilde mikat1 ihrams1z gec;;tikten sonra hac ic;;in telbiye getirse,
sonra Mekke'de umre ic;;in telbiye getirse, iki kurban gerekir.

Bu kimse hac ihram1n1 mlkattan sonraya ertelemi~tir. Dolay1s1yla bu kimseye


bunun ic;in bir kurban vacip olmu~tur. Mekke'ye hac ihram1yla girdiginde ise umre
ihram1n1n mlkat1n1 terk etmi~ olmaktad1r. Bu nedenle bu kimseye ikinci bir kurban
gerekir.

Afaki. Kufeli Mekke'ye bir i~ ic;;in ihrams1z girerse; hac veya umre yapmas1
Mekke'ye i~
i~in girse de gerekir. Bu ikisinden hangisini dilerse onu yapar.
umre yapar
m1? (unku Mekke'ye giri~ onun ic;in ihram1n vacip olmasina nedendir. Bu nedeni
yerine getirme, ihrama girmeyi adama nedeniyle meydana gelen ihram
yukumlulugu gibidir. lhrama girmeyi adama durumunda ya hac veya umre gerekir.

[4/172] Mekke'ye girmesi nedeniyle ihram gerektiginde de ayn1 ~ekildedir. Mlkata


doner ve hac ic;in telbiye getirirse bu hac, biz Hanefllere gore hem farz olan hac
yerine, hem de Mekke'ye girmesi nedeniyle gerekli olan ihram yerine istihsanen
gec;erli olur.

K1yasa gore bu ihrama girme, Mekke'ye girmesi nedeniyle gerekli olan ihram
yerine gec;erli olmaz. Bu goru~, ayni zamanda Zufer (rh a )'in goru~udur. (unku bu
ki~i, ihrams1z Mekke'ye girmekle onun uzerine hac veya umre vacip olur. Bu, onun
zimmetinde bir bore; olur. Hae ise zimmetinde bore; olarak ibadet olan bir ~eyin
yerine gec;mez.

Gormez misin, bir y1I gec;se, sonra ikinci yil mlkattan hac ic;in ihrama girse; bu
ihram, onun Mekke'ye girmesi nedeniyle gerekli olan ihram yerine gec;mez. Fakat
Hanefi alimlerimiz istihsana uyarak ~oyle demi~lerdir: Ba~lang1c;ta mlkata
vard1g1nda farz olan hac niyetiyle ihrama girmi~ ise; bu ihram, Mekke'ye girmesi
nedeniyle gerekli olan ihram yerine gec;er. (unku onun uzerine vacip olan,
Mekke'ye giri~te ihraml1 olmas1d1r; yoksa ihram1nin Mekke'ye giri~ ic;in olmas1
degildir. T1pk1 Ramazan'da itikaf yapan kimsenin orucunun gec;erli olmas1 gibi.
(unku o ki~inin uzerine vacip olan, itikaf suresince oruc;lu olmas1d1r. Yoksa
orucunun itikaf ic;in olmas1 degildir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _323

Bunu bildigimize gore ~oyle diyebiliriz: Ba~lang1c;ta mlkatta ihrama girseydi,


bu y1I farz olan harn bu ihramla yapard1. Mlkata dondugu zaman bunu yapm1~,
farz hac niyetiyle ihrama girmi~, dolay1s1yla terk edilen ~eyi telafi etmi~ olmaktad1r.
Boylece Mekke'ye girmesi nedeniyle gerekli olan ihram yukumlulugu, ondan
du~mektedir. Y1I gec;tikten sonra ise terk edilen ~eyi telafi etmi~ olmamaktad1r.
(unku birinci y1I hac ic;in ihrama girmi~ olsa, harn ikinci y1I bu ihramla yapamaz.
Bundan anl1yoruz ki, terk edilen ~eyi telafi etmi~ olmamaktad1r.

Eger bu kimse mlkata donse, adak umre niyetiyle ihrama girse, bununla
Mekke'ye girse, ona hic;bir ~ey gerekmez. Sonra bununla vacip olani telafi etmi~
olmaz, denirse;

$oyle deriz: Bu, and1g1m1z konu d1~1ndad1r. (unku umre gec;ici olmasa bile
bunun y1l1n be~ gunu ic;inde yap1lmas1 mekruh olur. Ba~lang1c;ta bu niyetle ihrama
girmi~ ise, bunu mekruh vakte erteleme hakk1 yoktur. Dolay1s1yla mlkata donmekle
ve umre ic;in ihrama girmekle terk edilen ~eyi telafi etmi~ olmaz.

Mikat1 ihrams1z olarak ge~ip sonra hac niyetiyle ihrama girse ve hacc1
ka~1rsa; Hanefilere gore bu kimseden mikat1 ihrams1z ge~mesi nedeniyle
kesmesi gereken ceza kurbam di.i~er.

Zufer (rh a )'e gore du~mez. (unku mlkat1 ihrams1z gec;me nedeniyle kesilecek
ceza kurban1 onun uzerine vaciptir. Dolay1s1yla haccin kac;1rllmas1yla ceza kurban1
ondan du~mez. lhraml1 iken koku surunmek ve diki~li elbise giymek nedeniyle
uzerine ceza kurbani vacip olsa, hacc1n kac;tr1lmas1yla bu ceza kurban1 ondan
du~medigi gibi.

Fakat biz ~oyle diyoruz: Hae kac;1nlinca onun uzerine kaza vacip olur. 0 kimse,
kaza ic;in mlkattan ihrama girer. Bununla ceza kurbaninin vacip olmas1na neden
olan anlam, yani mlkat1 ihrams1z gec;tikten sonra ihrama girerek harnn eda
edilmesi anlam1 yok, olur. Halbuki diger kurbanlar bundan farkl1d1r. (unku bu
cezanin o ki~inin uzerine vacip olu~u, i~ledigi ihram yasaklan nedeniyledir. Harnn
kac;1rllmas1yla bu anlam yok olmaz.

Buna gore vakfeden once cinsel ili~kide bulunsa, bundan dolay1 harn
[4/173)
gec;ersiz olsa; Biz Hanefllere gore bu kimsenin mlkat1 ihrams1z gec;mesi nedeniyle
uzerine vacip olan ceza kurban1 du~er. (unku o kimsenin harnn1 kaza etmesi
uzerine vaciptir. Harn kaza etmek ic;in geri dondugu takdirde mlkattan ihrama
girer. Dolay1s1yla ceza kurban1 kesmeyi gerekli k1lan anlam yok olmu~ say1l1r.
324 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
Bir mikattan Mikat1 ihrams1z gec,;ip sonra ba~ka bir mikata giden ve o mikatta
ihrams1z ge~en
diger mikata ihrama giren kimsenin orada ihrama girmesi de boyle caiz olup bu
da di:inlip kimseye hic,;bir ~ey gerekmez.
girenin
durumu
(unku daha once soyledigimiz "Bir mlkata varan kimse, ister bu mlkattan
ihrama girmek zorunda olan mlkat halkindan olsun, isterse bunlardan olmas1n, o
ki~inin ihrama giri~i bu mlkattan olur". kural1na gore; bu kimsenin ba~ka bir
mlkata gitmesi, as1I mlkata donmesi ve orada ihrama girmesi niteligindedir. 0,
hacca kendi mlkatindan ihrama girmi~ demektir. Bunun ic_;in o kimseye ceza
kurban1 gerekmez.

Bir kole efendisiyle birlikte Mekke'ye ihrams1z girse, sonra efendisi


ona hac ic,;in izin verse ve kole de hac ic,;in ihrama girse; bu koleye mikat1
terk ettigi ic,;in ceza kurbam gerekir.

(unku kole dlnl emirlere muhatap olan kimsedir. Kole ic_;in ceza kurban1
gerektiren neden yani hac ihram1nin mlkattan sonraya ertelenmesi
gerc_;ekle~mektedir. Fakat bu kolenin paras1 yoksa, onun uzerine gerekli olan ceza
kurban1, ozgur edildikten sonraya ertelenebilir.

Bu durum, Mekke'ye girip Musluman olan, sonra da Mekke'den ihrama giren


H1ristiyan1n durumundan; ya da Mekke'ye ihrams1z girip sonra Mekke'ye ergenlik
c_;agina eren ve orada hac ihram1na giren c_;ocugun durumundan farkl1d1r.

(unku bu durumda H1ristiyanin mlkat1 terk etmesi nedeniyle kendisine hic_;bir


~ey gerekmez. H1ristiyan, mlkata vard1g1 anda hac ihramina muhatap degildi.
lhrama muhatap olma, sadece ihrama girmesi gec_;erli olan ki~iye yoneltilebilir.
(ocugun durumu da boyledir. Bu ikisinin ihram1 ertelemesi gerc_;ekle~memektedir.
(unku bu ikisinin ihrama girmesi birinin musluman olmas1 ve digerinin ergenlik
c_;agina ermesi durumunda gerekli olmu~tur. Halbuki bu ikisi bu durumda
Mekke'de idiler. Mekke'de bulunan ki~i ic_;in hac ihram1n1n mlkat1, Harem'dir. Bu
ikisi de yukanda anlatt1g1m1z koleden farkl1 olarak zaten Harem'de ihrama
girmi~lerdir.

"Zufer (rh.a.) ve EbO Yusuf (rh.a.)'un ihtilaflan" kitab1nda belirtildigine gore;


h1ristiyan musluman olsa veya c_;ocuk ergenlik c_;ag1na erse, sonra da mlkata
ula~madan once olse ve her biri kendi ad1na hac yap1lmas1ni vasiyet etse; bu
ikisinin vasiyeti Zufer (rh a.)'e gore batild1r. (unku mlkata ula~madan once bu
ikisine hac gerekli degildir. Mlkata eri~meden once yerine getirme tasavvur
edilemez. Dolay1s1yla bu ikisinin yapt1klan vasiyet gec_;erli olmaz.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _32S

Ebu Yusuf (rh.a )'a gore ise bu vasiyet gec;erli olur. Cunku vacip olmas1 nedeni
bu ikisi hakk1nda kesinle~mi~tir. Mlkat, yerine getirmenin ko~uludur. Yerine
getirme ko~ulunun bulunmamas1, vacip olma nedeninin gerc;ekle~mesine engel
degildir. Dolay1s1yla hacc1n as1I mlkat1ndan yap1lmas1yla bu ikisinin vasiyeti
gec;erlidir.

<;ocuk ergenlik c;agma ermeden once hac ic;in telbiye getirmi~ olsa, <;:ocugun
Hae
sonra Beytullah'1 tavaf etmeden once veya Arafat'ta vakfe yapmadan s1rasmda
once ergenlik c;agma ermi~ olsa; Biz Hanefilere gore farz olan hac yerine erg in
olmas1
gec;erli olmaz.

$afil (rh a.)'nin goru~une gore bu hac gec;erlidir. Bu goru~, "Namaz"


bblumunde ac;1klad1g1m1z; "Bir c;ocuk, vaktin ba~lang1cinda namaz kilsa, o vaktin
sonunda da ergenlik c;ag1na erse; $afil (rh.a.)'ye gore bu namaz, farz olan namaz
yerine gec;erlidir", kural1ndan dolay1d1r. $afi'i (rh a), sanki bu c;ocugu namaz1
k1lmadan once ergenlik c;ag1na ermi~ gibi kabul etmektedir. Bu konuda da bu
c;ocugu sanki ihrama girmeden once ergenlik c;ag1na ermi~ gibi kabul etmekte, bu
harnn1 farz olan hac olarak gec;erli saymaktad1r. $afil (rh a.) ~byle demektedir: Bu
durum siz Hanefllerin kuralina gore daha ac;1kt1r. Cunku size gore ihram;
[4/174)
rukunlerden degil, ko~ullardand1r. Bundan dolay1 hac aylan girmeden once hac ic;in
ihrama girmek gec;erli say1lmaktad1r.

Fakat biz ~byle diyoruz: 0 ihrama girdiginde farz1 yapma ehliyetine sahip
degildi. Dolay1s1yla ihram1, nafile yapmak ic;in gerc;ekle~mi~tir. Bununla farz1n
yap1lmas1 gec;erli degildir. Bu kimse, aynen nafile niyetiyle ihrama giren sarura (Hie;
hac yapmam1~) gibidir. Biz Hanefllere gore; bu ihramla farz1 yapmas1 gec;erli olmaz.

$afil (rh.a.)'ye gore ise, ihram1 farz ic;in de gec;erli olur. lhram, bize gore her ne
kadar ko~ullardan biri olsa da, baz1 hukumlerde o, rukun niteligindedir. Yakln ile
sabit olan farz, ~uphe ile du~mez. Bundan dolay1 Arafat'ta vakfe yapmadan once
ihramin1 yenilemedikc;e, bu ihramla farz hac gec;erli olmaz. Arafat'ta vakfe
yapmadan once ihram1n1 yeniledigi takdirde o zaman farz hac yerine gec;erli olur.
Cunku henuz c;ocuk iken giydigi bu ihram, sadece egitim ic;in olup c;ocugun
uzerine bore; degildir. Dolay1s1yla ihram1 yenilemek suretiyle bnceki ihram1 kald1rma
imkani elde etmi~ olmaktad1r.

Bu durum, kolenin durumundan farkl1d1r. Cunku kale ihrama girdikten sonra


efendisi onu ozgur etse, bzgur olduktan sonra ihram1 yenilese de; onun bu ihramla
yapt1g1 hac, farz hac olarak gec;erli olmaz. C unku kolenin ihrama girmesi, dlnl
hukumlere muhatap oldugu ic;in kendisi hakk1nda bir yukumluluktUr. Dolay1s1yla
326 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit
ozgur edildikten sonra bu ihram1 kald1rma imkani yoktur. Bu ihramdan r:;1k1~ yolu
sadece hac fiillerini yapmas1d1r. Telbiyeyi yenilese de yenilemese de o, bu
ihraminda devam etmektedir. Dolay1s1yla, daha once belirttigimiz gibi r:;ocugun
yapt1g1 hactan farkl1 olarak kolenin yapt1g1 bu hac. farz hac olarak ger:;erli degildir.

Kole ihrama girmeden once ozgur olsa, sonra farz hac ic;in ihrama
girse; bu gec;erlidir.

c;:unku ozgur olmakla onun hakk1nda vacip olma ko~ulu gerr:;ekle~mi~ olur.
Bundan dolay1 yapt1g1 hac, farz hac olarak ger:;erli olur.

Bir kimse Mekke'ye ihrams1z girse, onun uzerine hac veya umre vacip
olsa, o da bir y1I sonra ilk mikatmdan ba~ka kendisine yakm bir mikatta
telbiye getirse, bu haw gec;erli olur ve ona hic;bir ~ey gerekmez.

c;:unku o birinci y1I bu mlkattan ihrama girseydi, Mekke'ye girdiginde kendisi


ir:;in gerekli olan ihram yerine ger:;erli olurdu. Hakim e~-~ehld, bunu ilk mlkata
donme gibi kabul etmi~tir. lkinci y1l da bu mlkata geldigi takdirde boyledir. c;:unku
bir mlkata varan ki~inin hukmu, bu mlkat halk1 gibidir. Yani bu mlkattan ihrama
girme zorunda olan ki~i gibidir.

Dogruyu en iyi bilen Allah't1r. Donu~ ve van~ yaln1z O'nad1r.

HACCI KA<;IRMAK

Telbiyeden Bir kimse, hac ic;in telbiye getirse, sonra da haw kac;1rsa, umre
sonra hacc1 yapt1ktan sonra ihramdan c;1kar. Aynca gelecek y1I haccm1 kaza etmelidir.
ka~1rma
durumu
Bu, bize Peygamber (s.a v.)'den, Omer (r.a )'den ve Zeyd b. Sabit (r.a.)'ten gelen
hadislerde ula~m1~t1r. MerfO hadis'ten maksat, lbn Abbas (r.a.) ve lbn Omer (ra.)'in
rivayet ettigi ~u hadistir. Peygamber (s.a v.) ~oyle buyurmu~tur:

~~~ ~j ~I ~;1j .ill~~_;. :G\1 &Aj ~I ilj;l _ili J:~ ;J~ iJ_;;i 0A
.. ,, ,. # ;

.<..r.1.li ~
: E-
!.,;.. i1 ....:ls. ,
.
,. J
,

"Kim Arafat'a gece!eyin eri~irse hacca eri~mi~ o!ur. Kim Arafat'a geceleyin bile
eri~emezse haw kai:;irm1~ o!ur. Bu kimse umre yaparak ihramdan r:;1ksm, ge!ecek y!I
272
haccm1 kaza etsin

272
lbn EbO $eybe, Musannef, 3/225; Tirmizi, Hacc 57; Taberani, ei-Mu'cemu'/-kebir, Xl/202.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 327

Omer (r a) ve Zeyd b. Sa bit (r.a)'ten nakledilen; Esved (rh a )'in rivayet ettigi ~u
hadistir: Esved (r a) ~oyle demi~tir. Omer (r.a )'in;

"Kim haw kar:;mrsa, umre yaparak ihramdan r:;1kar. Aynca ge/ecek yil
[4/175]
haccetmesi gerekir'', dedigini i~ittim. Bundan otuz yil sonra Zeyd b. Sabit (r a ) i/e
kar~ila~t1m, onun da boyle soyledigini i~ittim.
273
"

Bunun anlam1, ihram ger:;erli olarak giyildikten sonra ihramdan r:;1kmanin yolu,
bu iki ibadetten biri niyetiyle ihrama giren ki~i gibi, ya hac veya umre yapilmas1
~eklinde, iki ibadetten birinin yapilmas1d1r. Burada hac kar:;1nld1g1 ir:;in hac1n1n hac
ihram1ndan r:;1kmas1 mumkun degildir. Dolay1s1yla harn kar:;1ran ki~i, umre yaparak
ihramdan r:;1kmal1d1r.

EbO Hanlfe (rh a.) ve Muhammed (rh.a )'e gore; bu ki~inin as1I ihram1 hac ihram1
olarak devam etmektedir. Bu ki~i umre yaparak ihramdan r:;1kacakt1r.

EbO Yusuf (rh.a )'a gore; onun ihram1 um re ihram1 olur.

Zufer (rh a )'e gore; bu kimsenin yapt1g1 tavaf ve sa'y, hac fiillerinden geri
kalan fiillerdir. ~unku hac ir:;in ihrama girmekle, vaktin ger:;mesinden dolay1 baz1s1
kar:;mlan hac fiillerini yapmay1 ustlenmi~ bulunmaktad1r. Hae fiillerinden bir k1smin1
ise kar:;1rmam1~t1r. Surenin ger:;mesiyle kar:;1nlan bolum ondan du~er. 0 kimseye
sadece kar:;1nlmayan ~eyleri yapmas1 gerekli olur.

EbO Hanlfe (rh.a.) ve Muhammed (rh.a) ~oyle demi~lerdir: Tavaf ve sa'y hacca
aittir. Arafat'ta vakfeden sonra tavaf ve sa'y ile ihramdan r:;1k1l1r. Vakfeden once
ihramdan r:;1kamaz. Bu kimsenin burada ihramdan r:;1kmaya ihtiyar:; duymas1,
vakfeden oncedir. Bu kimse sadece ihramdan r:;1kacag1 tavaf ve sa'yi yerine getirir.
Bu tavaf ise, umre tavaf1d1r.

Bunun ir:;in EbO Yusuf (rh.a.) ~oyle demi~tir: Asll ihram1, zorunlu olarak umre
ir:;in sayi11r. ~unku umre tavaf1yla ihramdan r:;1kma, sadece umre ihram1yla olur.

EbO Hanlfe (rh.a.) ve Muhammed (rh a.) ~oyle demi~lerdir: Bu kimsenin


ihram1n1n umre ir:;in kabul edilmesi, ancak ba~lad1g1 hac ihram1n1n kald1nlmas1yla
mumkundur. Bizim bunu yapma imkanim1z ise yoktur.

273
Beyhak1, es-SOnenO'l-kUbra, V/175; Darekutn1, SOnen, 11/241
328 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Bunun delili ~udur: Mekkeli, harn kac;1rd1g1 zaman Harem'den c;1kmadan


umre yaparak ihramdan c;1kar. Onun ihram1 umreye donu~seydi, o kimsenin Harem
bolgesinden c;1kmas1 gerekirdi. c;:unku Mekkeli ic;in umre ihram1nin mlkat1, Harem
d1~1 (Hill)d1r.

Hae ve umre niyetiyle telbiye getirmi~ ve Mekke'ye gelmi~se, haw da


Hae ve umre
niyetiyle kac,;1rm1~sa; Beytullah'1 tavaf eder. Safa ile Merve arasmda hac sa'yi yapar.
Mekke'ye
girdikten ihramdan c,;1kar. Aynca gelecek y1I haw kaza etmelidir. Hacc1 kac,;1rmadan
sonra hacc1 once yapt1g1 tavaf ve sa'y, hac ihrammdan c,;1kmak ic,;in yeterli olmaz.
ka~1rmak

<:;:unku bu tavaf kudOm tavaf1 olup sunnettir. Dolay1s1yla bununla ihramdan


c;1kilmaz. Umre ic;in tavaf ve sa'y etmi~se, bu ikisini yerine getirir. Umre ic;in tavaf
etmemi~se, ~imdi umre ic;in tavaf eder. c;:unku umre belli vakte bagl1 olmad1g1 ic;in
kac;maz. Bundan sonra harn ic;in tavaf ve sa'y ya par. Sonra da ihramdan c;1kar.
Bu, EbO Hanlfe (rh.a.) ve Muhammed (rh a.) lehine, hacin1n as1I ihram1nin um re
ihram1na donu~tUrulemeyecegine dair bir delildir. c;:unku bu ihram, umre ihramina
c;evrilmi~ olsa, iki umre ihram1n1 bir anda birle~tirmi~ ve bu iki umreyi ayni anda
yapm1~ olmaktad1r. Bu ise caiz degildir. Sonra muhsar'a k1yasla, bu kimseye ceza
kurban1 vacip degildir. Bu, gec;ersizdir. c;:unku muhsar, tavaf ve sa'y ederek
ihramdan c;1kmaktan acizdir. Harn kac;1ran1n ise buna gucu yetmektedir.

Hacc1 kac,;1ran kimse, tavafta Haceri.ilesved'i selamlad1g1 anda telbiyeyi


keser.

(4/176] Daha once ac;1klad1g1m1z gibi bu tavaf, umre fiilidir. Onun hakk1nda telbiyeyi
kesme vakti, umreci hakk1ndaki telbiyeyi kesme vakti degildir. K1ran harnna niyet
etmi~se, ikinci tavafa ba~lad1g1 anda telbiyeyi keser. c;:unku umre kac;maz. Sanki
haccin kac;mas1ndan once umre ic;in tavaf etmi~ olur. 0 anda telbiyeyi kesmez.
Telbiyeyi hac ihram1ndan c;1kt1g1 tavafa ba~lad1g1 anda keser.

Hacc1 Bir kimse hacc1 kac,;mr, bundan sonra da ihramh olarak bir y1I beklerse,
ka~1ranm
nihayet gelecek y1I hac aylan girince umre ihram1yla ihramdan c,;1karsa,
Mekke'de
kalma sonra da ayni y1I haccederse temettu' hacc1 yapm1~ olmaz.
durumu
Bu da o ki~inin ihram1n1n umre ihram1na donu~meyecegine delildir. c;:unku
ihram1, umre ihram1na donu~urse; t1pk1 umre ic;in Ramazan'da ihrama girip $evval
ayinda umre ic;in tavaf yapan kimse gibi, bu kimse de temettu' harn yapm1~ olur.
Fakat bu ki~i $evval ayinda umre yaparak ihramdan c;1kar. Bu ise temettu' harn
yapan ki~inin tavn degildir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 329

Bir kimse hac niyetiyle telbiye getirse ve haccmda hanim1yla cinsel ihramhnm
Mekke'ye
ili~kide bulunsa, sonra da Mekke'ye gelse, haw kac;;t1g1 ic;;in cinsel ili~ki gel med en
nedeniyle ceza kurbani gerekir. Tavaf ve sa'y yaparak ihramdan c;;1kar. cinsel
ili~kide
bulunmas1
c;:unku ge~ersiz olan ibadet, ge~erli olan ibadet gibi tamamlan1r. Hae
ka~1r1ld1ktan sonra ge~erli olan ihramdan ~1kmak tavaf ve sa'y ile oldugu gibi,
ge~ersiz olan ihramdan ~1kma da boyledir.

Bu ka~1rilan hac s1rasinda bir av avlasa, o kimseye kefaret gerekir. c;:unku


onun ihram1, ge~ersiz olma durumundan sonra da devam etmektedir. Ge~erli
ihram s1ras1nda ihram yasag1 i~lemesi nedeniyle gerekli olan ceza, bu ge~ersiz
ihram s1ras1nda ihram yasag1 i~leme nedeniyle de vacip olur. Harnn1 ge~ersiz klian
bu ki~i, telbiyeyi hac ka~1rild1ktan sonra tavafa ba~lad1g1 anda keser.

Gormez misin, bu kimse hacc1n1 ka~1rmasayd1, onun hakk1nda telbiyeyi kesme


vakti hacc1nin ge~erli oldugu dikkate al1narak Cemre-i Akabe'ye (buyuk ~eytana)
ta~ att1g1 an olacakt1. Harn ka~t1ktan sonra da boyledir.

Bir kimse hac niyetiyle telbiye getirir, Mekke'ye gelir, haw kac;;t1g1
halde ihramh olarak bekler, nihayet diger hac1larla birlikte bu ihramla
ertesi yil haccederse bu hac, onun uzerine bore;; olan hac yerine gec;;erli
olur.

EbQ Yusuf (rh a), bu ihramla harn yapmasinin caiz olmamas1 dolay1s1yla o
ki~inin ihram1n1n umre i~in olduguna bunu delil olarak getirmi~tir.

Fakat biz ~oyle diyoruz: Onun as1I ihram1 hac ihram1 olarak devam etmektedir.
Fakat onun umre fiilleriyle ihramdan ~1kmas1 kesinle~ir. Bu kesinle~en durum, onun
ihram1n1n birinci y1lda harn yapmak i~in akdedilmi~ olmas1na ragmen, y1lin
ge~mesiyle ge~ersiz olmaz. ikinci y1I bu ihramla harnn yap1lmas1 ge~erli olsayd1,
onun fiiliyle bu akdin geregi degi~mi~ olurdu. Halbuki ihram akdinin geregini
sonradan degi~tirmek ihramilya ait bir hak degildir.

Mekke'ye gelir, haw kac;;1rd1g1 halde ba~ka bir hac niyetiyle telbiye Mekke'de
hacc1
getirirse; kac;;1rd1g1 hac ic;;in tavaf ve sa'y eder. Telbiye getirdigi haw ka~1ranm
ba~ka hac
terkeder. Bu konuda onun uzerine du~en ~ey, hacc1 terkeden kimsenin
i~in telbiye
uzerine du~endir. Bu kimse aynca kac;;an hacc1 kaza etmelidir. getirmesi

c;:unku hacc1n ka~mas1ndan sonra onun asil ihram1, hac ihram1 olarak
kesinle~mi~ olmaktad1r. 0 ki~i, ba~ka bir hac niyetiyle telbiye getirmekle iki harn
birle~tirmi~ olmaktad1r. Bunun i~in telbiye getirdigi harn terkeder. Tavaf ve sa'y ile
330 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

birinci harnn ihram1ndan c_;1kmas1 kesinle~mi~ olur. Onun fiiliyle bu durum


degi~mez.

Telbiye getirdigi hac ile kac;an haw kaza etmeye niyet etse, aym ~ey
olur. Yani bu telbiye nedeniyle ona hic;bir ~ey gerekmez.

t:;:unku o kimse var olan ~eyi var etmeye niyet etmi~ olmaktad1r. Onun hac ic_;in
girdigi ihram, hac kac_;t1ktan sonra da devam etmektedir. Var olan bir ~ey hakkinda
var etme niyeti anlams1zd1r. Dolay1s1yla tavaf ve sa'y ile ihramdan c_;1kacakt1r.

[4/177] Ayrica birinciden farkl1 olarak, kac_;an harn kaza edecektir. t:;:unku birincisinde
telbiyesiyle var olan hactan ba~ka bir hacca niyet etmi~ olmaktad1r. Harn
kac_;1rd1ktan sonra um re niyetiyle telbiye getirmi~ olsa, bunu da terkeder ve kac_;1nlan
hacc1 tamamlar.

t:;:unku birinci ihramdan umre fiiliyle c_;1kmak gerekli olunca, fiil ac_;1s1ndan iki
umreyi birle~tirmi~ olmaktad1r. Bu da caiz degildir. Bunun ic_;in telbiye getirdigi
harn terkeder. Tavaf ve sa'y ederek birinciye ait ihramdan c_;1kmas1 kesinle~ir. Bu
durum, onun fiiliyle degi~mez.

Bir kimse iki hac niyetiyle telbiye getirse ve Mekke'ye gelse, haw
lki hac
niyetiyle kac;1rm1~sa, tavaf ve sa'y ile ihramdan c;1kar. Bu kimsenin bir umre ve iki
Mekke'ye
gelip hacci hac yapmas1 ve bir ceza kurbani kesmesi gerekir.
ka~1ranm
durumu c:;:unku bu kimse bu iki hacdan birini terk etmi~ olmaktad1r. Bunu terk etmesi
nedeniyle bir ceza kurban1 kesmesi, hac ve umreyi kaza etmesi gerekir. Sonra diger
harn kac_;1rm1~ oldugu ic_;in, tavaf ve sa'y ederek ihramdan c_;1kar. Aynca bu harn da
kaza etmelidir. Bu kimsenin iki umre yaparak bu iki harnn ihram1ndan c_;1kma hakk1
yoktur. c:;:unku iki hac ayn1 anda birlikte yapllamaz. Birisini yapmaya ba~lad1g1 anda
digerini terk etmi~ olmaktad1r. Terk etme nedeniyle de ceza kurban1
gerekmektedir.
K1ran hacc1
K1ran hacc1 1c;m hedy kurbam gonderse ve Mekke'ye gelse haw da
yapmaya niyet
eden ve hedy kac;sa bu hedy kurbam ile diledigini yapar.
gonderenin
Mekke'de hacci c:;:unku bu hedy kurbani, onun kendi mulkudur. Bu kurban1 belirli bir maksat
ka~mrmas1
ic_;in haz1rlam1~t1r. Bu maksat kayboldugu takdirde bu kurban hakk1nda diledigi gibi
davranir. Harn kac_;1rmasa fakat o kimse cinsel ili~kide bulunsa da boyledir. c:;:unku
cinsel ili~ki ile niyet ettigi harn gec_;ersiz olmu~ ve k1ran harn yapmaktan c_;1km1~
olur. Bu hedy kurban1ni ise k1ran harn ic_;in hazirlam1~t1r. Bu anlam da
kaybolduguna gore, bu hedy kurban1 hakkinda diledigi gibi davran1r.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _331

Hedy kurbani yolda dogurursa sonra hacc1 kac;mr veya cinsel ili~kide
bulunur yahut hac1 muhsar olursa, yine bu kurbanm yavrusu hakkmda da
diledigi gibi davranir.

Yavru anas1n1n bir pari:;as1d1r. Anas1 hakkinda diledigi ~ekilde davrand1g1 gibi
yavrusu da boyledir. Bu durumlardan biri olmazsa ana kurbani da yavrusunu da
kesmelidir.

Ana kurbani keser, yavrusunu bag1~larsa yahut satarsa, yavrunun


degerini odemelidir. Bu yavru da boyle yavru di.inyaya getirirse, bu
yavrunun degerini de odemelidir.

As1I hakk1nda sabit olan hak, onun bir pari:;as1 olan yavruya da gei:;er. Yavruyu
bag1~lad1ktan veya satt1ktan sonra bu yavrunun yavrusu dunyaya gelirse, bu yeni
yavrudan dolay1 ona bir ~ey gerekmez. (unku yavru hakk1nda Allah' a ait olan hak,
kefaretin verilmesi nedeniyle du~mu~ olur. Dolay1s1yla bundan sonra bu yavrunun
doguracag1 yavru hakkinda hii:;bir ~ey gerekmez. Halbuki kefaretten onceki durum
farkl1d1r. (unku kefaret vermeden once yavru hakk1ndaki Allahu Teala'n1n hakk1
gerekli olup bu hak, ondan dogacak yavruya da gei:;mektedir.

Bu durum, Harem'den bir ceylan i:;1karip onun kefaretini veren, sonra ceylan1n
yavrusu olup oldugu takdirde kendisine ne bu ceylan hakk1nda ne de yavrusu
hakk1nda hii:;bir ~ey gerekmeyen kimsenin durumu gibidir. Bu kimse bu ceylan ii:;in
kefaret vermeseydi, ceylan ve yavrusu ii:;in kefaret vermesi gerekirdi.

Hae ic;in ihrama giren bir kimse Mekke'ye gelir, Beytullah'1 tavaf eder
sonra Rabeze'ye giderse ve orada muhsar olursa daha sonra hac kac;t1ktan
sonra Mekke'ye gelirse; umre yaparak ihramdan c;1kmahd1r. Bu kimseye
birinci tavaf yeterli degildir.

(unku bu ilk tavaf kudum tavaf1d1r. Kudum tavaf1n1n ihramdan i:;1kmaya


hii:;bir etkisi yoktur. Ayrica tavaf yaparak ihramdan i:;1kma kurban gunu veya daha
sonra olur. Bu tavaf ise kurban gununden once yapilm1~t1r. Dolay1s1yla ihramdan
i:;1kma konusunda dikkate alinmaz.

Hac1n1n Rabeze'ye gidi~i. vakfe vaktinden sonra ise ham kai:;1rm1~ olmaz.
[4/178]
Bu nun deli Ii Peygamber (s.a v )'in ~u hadisidir:

~I ii) .ill ily- ilj~l 0-4


332 Kitiibu'l-Mebsfit

"Kim Arafat'a eri~mi~se, hacca eri~mi~ olur 214 "


Terk etme veya geciktirme nedeniyle bu kimseye vacip olan kurbanlann
ac:;1klamas1 daha once gec:;mi~ti.

Hae Hae aylarmda umre niyetiyle telbiye getirmi~se, bunun ardmdan


zamanmda
kurban gl.inl.inden sonra Mekke'ye gelmi~se umresini kaza eder. Bu
umreye
niyetlenen, kimseye bir ~ey gerekmez.
ham ka~mp
Mekke'ye
<::unku umrenin belirli bir vakti yoktur. Kurban gunlerinin gec:;mesiyle um re fiili
gelenin
durumu kac:;1nlm1~ olmaz. Bu nedenle ona bir ~ey gerekmez.

K1saca; Hanefllere gore butUn y1I umrenin vaktidir. Fakat ~u be~ gun umre
yap1lmas1 mekruhtur. Arefe gunu, Kurban gunu, Te~ri'k gunleri. Ay~e (r a )'den bu
be~ gunde umre yap1lmasm1 mekruh gordugu rivayet edilmi~tir. Aynca Allahu

Teala bu gunleri hac gunleri olarak adland1rm1~t1r. Bu nedenle bu gunlerin sadece


farz hacca (hacc-1 ekber) aynlmas1 gerekir. Dolay1s1yla bu gunlerde ba~ka bir ~eyle
ugra~mak caiz degildir.

~afil (rh.a.)'ye gore bu be~ gun s1ras1nda umre yapmak mekruh olmaz.

Ebu Yusuf (rh.a.)'tan da Arefe gunu zevalden once umre yapmanin mekruh
olmad1g1 nakledilmi~tir. <::unku harnn ruknunun (vakfenin) vaktinin giri~i zevalden
once degil, zevalden sonrad1r. Fakat bu mekruh alma ile birlikte bu gunlerde umre
yapsa gec:;erli olur. Bu gunlerde umre ihram1yla kal1r. Bu durum, mekruh vakit
girdikten sonra namaz1n haram olu~unun benzeridir.
Kurban
bayram1
Hac1, kurban bayram1 sabah1 ikinci bir hac niyetiyle telbiye getirse, bu
sabah1 ikinci hac onun uzerine bore,; olur. Birinci hacdan geri kalan fiilleri de tamamlar.
bir hacca
niyet edenin Bu ihramla gelecek y1I hac yapmcaya kadar ihramh kahr.
durumu
<::unku bu kimse gec:;en y1l1n hac vakti gec:;tikten sonra ihrama girmi~tir.
Dolay1s1yla ihram1 gelecek y1I harn yerine getirmek uzere gec:;erlidir.

Bu kimseye iki haccm ihramm1 birle~tirdigi ic,;in ceza kurbani gerekir.

Bu kimse, t1ra~ olup farz tavaf1 yap1p ihramdan c:;1kmad1kc:;a, hac ihram1 henuz
devam etmektedir. iki harnn ihram1n1 birle~tirmek yasakt1r. Bunu yaparsa
yasaklanm1~ olan birle~tirme nedeniyle ceza kurbani kesmesi gerekir.

274
lbn EbO )eybe, Musannef, 111/225; Tirmiz1, Tefs1r 2; Taberan1, el-Mu'cemu'/-kebir, Xl/202; Beyhak1,
es-Sunenu'/-kubra, V/174.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _333

Bu durum, iki hac niyetiyle telbiye getirmesi durumundan farkl1d1r. c;:unku o


durumda ceza kurban1 birini terk etmesi nedeniyle gerekmektedir. c;:unku o
konuda birini yerine getirdigi takdirde birle~tirme gerc;ekle~mez. Bu konuda ise
birle~tirme gerc;ekle~ir. lkinci haw terk etmeden birinci hawn fiillerinden geri
kalanlan yerine getirmektedir. Bu nedenle bu iki haw birle~tirmesinden dolay1
ceza kurban1 gerekir.
Yalniz
Haci, Mekke'ye gelir Mlizdelife'deki vakfeye yeti~irse hacca yeti~mi~ Miizdelife
vakfesine
olmaz. Bunun delili Peygamber (s.a.v.J'in ~u hadisidir: yeti~enin
durumu

"Kim gece/eyin Arafat'a yeti~emezse, hacc1 kac;1rm1~ olur 275 "

Hakim e~-$ehld, daha sonra iki hac veya iki umre niyetiyle telbiye
getirmenin hukmunu belirtmi~tir. Biz bunu daha once ac;1klam1~t1k.

Bu konuda her ikisine birlikte niyet ederek telbiye getirse de veya


ikisinden birisi niyetiyle telbiye getirip sonra digeri niyetiyle telbiye
getirse de ayn1d1r, degi~mez.

c;:unku iki durumda da iki ihram1 birle~tirmi~ olmaktad1r. Bu iki umreden birini
terkeder sonra gelecek y1I hacla birlikte kaza ederse, k1ran haw yapm1~ olur.
c;:unku k1ran haw hac ile umreyi birle~tirmekle yapil1r. Ozerinde hac borcunun
bulunmas1, k1ran hawna engel olmad1g1 gibi, uzerine umrenin vacip olmas1 da
boyledir. Bu umreyi hac aylannda yapar, sonra da ayn1 y1I haccederse umre ile hac
aras1nda ihrams1z olarak ulkesine donmedigi takdirde bu kimse temettu' haw
yapm1~ olur.

Umre ile hac arasinda ihrams1z olarak ulkesine dondugu takdirde temettu'
haw yapm1~ olmaz. Bu goru~. bize lbn Omer (r.a) ve Said b. el-Museyyeb (rh a)' den (4/179)
ula~m1~t1r.

Bu durum, umre tavaf1ndan sonra ailesinin yan1na donen k1rana niyetli


hac1nin durumundan farkl1d1r. c;:unku o, ihraml1 olarak ailesinin yan1na dondugu
takdirde bu hac1n1n ailesiyle goru~mesi tam bir goru~me (sahih ilmam)
olmamaktad1r. Bu nedenle k1rana niyetli olarak devam etmektedir. Ehliyle tam
goru~me hukmunde, hedy gonderenle gondermeyen temettu' haw yapanin

275
lbn Eba ~eybe, Musannef, 111/226; Tirmiz1, Hacc 57; es-SCmenu'/-kubra, V/174; Zeyle1, Nasbu'r-raye,
111/99.
334 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

fark1n1 da ac;1klam1~t1k. KOfe'ye giden Mekkelinin hukmundeki farkl1l1g1


ac;1klam1~t1k. K1ran ve temettu' hacc1ni da aynca ac;1klam1~t1k.

lbn Semaa (rh a.)'n1n Muhammed (rh a )'den rivayet ettigine gore; Mekkeli
KOfe'ye geldiginde eger mlkat1n d1~1na c;1k1~1 hac aylanndan once ise k1ran ham
yapmas1 caiz olur. Mlkattan c;1kmadan once hac aylan girmi~se bu Mekkeliye k1ran
ve temettu' ham haram olur. Bundan sonra mlkattan c;1kma nedeniyle bu
haramllk kalkmaz.

Hacca niyet Kadm Mekke'ye hac ihram1yla fakat hay1zh olarak gelirse,
eden hay1zh
kadmm
temizleninceye kadar Beytullah'1 tavaf etmeksizin ihramh olarak bekler.
Mekke'ye
gelmesi c;:unku Peygamber (sa.v.) Ay~e (r.a.)'ye;

.: ::i~ J~ '-j 0T _# tyJ1 :.:. 7


a! LO 6~ ~lj
"Beytullah't tavaf etme dt~tnda, hao!ann yapttk!an her ~eyi yap 276
"

buyurmu~tu.

Kurban gi.inleri ge~tikten sonra temizlenince, farz olan ziyaret tavafm1


yapar. Bu gecikme nedeniyle ona hi~bir ~ey gerekmez.

c;:unku bu gecikme, hay1zl1 alma ozru yuzundendir. Bu kadin veda tavaf1n1


yapmalld1r. c;:unku art1k temizlenmi~tir.

Kad1n kurban gunu ziyaret tavaf1n1 yapt1ktan sonra hay1z gorurse, daha
once ac;1klad1g1m1z hay1zl1 kad1na verilen ruhsat nedeniyle bu durumda veda tavaf1
yapmak zorunda degildir.

Mekkeli ve Mekkelilerin ve mikatla Mekke arasmda oturanlann veda tavaf1


Hill ahalisi yapma zorunlulugu yoktur.
veda tavaf1
yapar m1?
Veda tavaf1, sadece evlerine donmeleri nedeniyle Beytullah'tan aynlan Maki
hac1lara ozgudur. Afakl, Mekke'de oturmaya niyet eder ve oras1ni kendisine yurt
edinirse; bu niyeti Mina'dan birinci aynl1~tan once ise bu kimseden veda tavaf1
du~er. c;:unku veda vakti Mina'dan birinci ayrll1~tan sonrad1r. Veda vakti, o kimse
Mekke halk1 olduktan sonra gelmi~tir. Dolay1s1yla bu kimseye veda tavaf1
gerekmez.

276
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/39; Darim1, Menasik 31; Buhar1, Hacc 81; Muslim, Hacc 120; Ebo
DavOd, Menasik 23; Nesa1, Hayz ve'l-istihaza 1.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _335

Eger Mekke'de oturma niyeti birinci ayrll1~tan sonra ise, EbO Hanlfe (rh a ) ve
Muhammed (rh a )'e gore bu kimsenin veda tavaf1 yapmas1 gerekir. Cunku
Mekke'de oturma niyetinden once veda vaktinin gelmesi nedeniyle bu kimseye
veda tavaf1 gerekir. Bundan sonra buna niyet etmesiyle o kimseden veda tavaf1
du~mez. Bu durum, namaz vakti c;1kt1ktan sonra hay1z goren kad1ndan bu namazin
du~memesi gibidir.

EbO Yusuf (rh a ) ise ~oyle demi~tir: Veda tavaf1na ba~lamadan once Mekke'de
oturmaya niyet etmi~se bu kimseden veda tavaf1 du~er. Cunku onun vakti girince
onun vaktinin girmesiyle veda tavaf1 onun uzerine bore; olmaz. Vaktine girdikten
sonra veya girmeden once Mekke'de oturmaya niyet etmesi aynid1r. Bu durum,
namaz vakti girdikten sonra hay1z goren kad1na bu namaz1 k1lmas1n1n
gerekmemesi gibidir.

Ancak veda tavaf1na ba~lad1ktan sonra Mekke'de oturmaya niyet etmi~se bu


tavaf1 yapmal1d1r. Cunku buna ba~lamak tamamlanmasin1 gerektirir. Dolay1s1yla
bundan sonraki Mekke'de oturma niyetiyle veda tavaf1 du~mez. Mekke'yi
kendisine yurt edindikten sonra gec;ici olarak Mekke d1~1na c;1kmay1 arzu ederse bu
kimseye veda tavaf1 gerekmez. Cunku bu kimse, -gec;ici olarak- Mekke d1~1na
c;1kmay1 arzu eden Mekkeli gibidir.

Mekke'de birkac; gun oturmaya niyet etse sonra ayrllsa, Mekke'de bir y1I veya [4/180]
daha fazla oturmaya niyet etse de bu kimseden veda tavaf1 du~mez. Cunku bu
ki~i, bu niyetiyle Mekke halk1 gibi say1lmaz. Cunku Mekkeli, Mekke'den bir sure
sonra ayrllmaya karar vermi~ degildir. Halbuki bu ki~i bir sure sonra Mekke'den
ayrllmak uzeredir. Dolay1s1yla veda tavaf1 boyle kal1r.

Hacc1 ka~1ran kimseye veda tavaf1 gerekmez. Hacc1


ka~1rana
Cunku kaza ic;in donu~, buna hak kazand1rmaktad1r. Cunku o fiilleri veda tavaf1
var m1d1r?
hakk1nda, muklm olan umreci gibidir. Umreciye ise veda tavaf1 yoktur.

Bir kimse hac i~in Mekke'ye gitmek i.izere yola ~1ksa, Mekke'ye
Mekke'ye
ihrams1z girse ve kurban gi.ini.i Mekke'de bulunsa hacc1 ka~1rm1~ durumda ihrams1z girip
hacc1
iken umre ihramma girse ve umre yapsa bu umre ge~erli olur. Ancak
ka~1rm1~ken
mi'kat1 terk ettigi i~in ceza kurbam gerekir. umreye niyet
etse durum
Cunku mlkat1 gec;tikten sonra ihrama girse ve harn kaza etse, mlkat1 terk
ettigi (mlkatta ihrama girmedigi) ic;in ona ceza kurbani gerekiyordu. Mlkatta umre
niyetiyle ihrama girer ve umreyi kaza ederse de hukum boyledir. Cunku mlkata
varan kimse, ister hac1 ister umreci olsun, ihrama girmek zorundad1r. Umre
niyetiyle ihrama girmese de hac niyetiyle ihrama girse, gelecek y1I hac1larla birlikte
336_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

haccedinceye kadar ihraml1 olur. Hae aylan d1~inda ihram1n hukmunu daha once
ac;1klad1k. Fakat bu kimsenin Ozerindeki ceza kurban1nin du~mesi ic;in yeniden
mlkata geri donup oradan telbiye getirmesi gerekir. Eger mlkata donmezse ihram1
erteledigi ic;in ceza kurban1 gerekir.
Hacc1
Kim hacc1 ka~mrsa, onun evinde ozursuz olarak ihramh olarak
ka~1ran,
ihramdan oturmas1 uygun degildir. Bu kimse hedy kurbam gonderir. Hedy kurbam
nas1I ~1kar?
gonderirse hedy kurbamyla ihramda ~1kmaz.

Hedy kurban1yla ihramdan c;1kma muhsar (ham engellenen) ki~iye aittir. Bu


kimse ise muhsar degildir. Aksine ham kac;1rm1~ ki~idir. Bu kimsenin dlnen (~er'an)
tavaf ve sa'y ile ihramdan c;1kmas1 kesinle~mi~tir. Dolay1s1yla bundan ba~ka bir ~ey
ile ihramdan c;1kamaz.

Dogru olan1 en iyi bilen Allah't1r. Dono~ ve van~ yaln1z O'nad1r.

iKi iHRAMI BiRLE~TiRME


Umre, hacca
veya hac, Umre hacca eklenemez. Hae, umreden bir ~ey yapmadan once de
umreye
eklenirse yapt1ktan sonra da umreye eklenebilir.
hedy
kurbam lbn Abbas (ra)'dan bu ~ekilde nakledilmi~tir. Bunun nedeni ~udur: Allahu
kesilir mi?
Tea la;

"Kim hacca kadar umreden faydalamrsa ... " (el-Bakara, 2/196) ayetinde umreyi
ba~lang1c;, ham ise sonuc; olarak kilm1~t1r.

Kim ham umreye eklerse, onun bu fiili Kur'an'da bulunan bu ayete uygun
olur. Kim umreyi hacca eklerse bu davran1~1 Kur'an'da bulunan bu ayete ayk1n
olur. Bu yonden hatal1 davranm1~ olur. Fakat bununla birlikte o kimse k1ran ham
yapm1~ olmaktad1r. (Linko k1ran hamna niyetli olan kimse, umre ile ham
birle~tirmektedir. 0, her durumda bu ikisini birle~tirmektedir. Ancak once umre
niyetiyle sonra hac niyetiyle telbiye getirerek ham umreye ekledigi takdirde her
ikisini birle~tirmi~. sunnete uymu~, boylece guzel hareket etmi~ olur. Bir kimse
once hac niyetiyle telbiye getirir, sonra umre niyetiyle telbiye getirirse her ikisini
birle~tirmi~ ama sunnete ayk1n davranm1~ olur. Bu nedenle her iki durumda o
ki~iye bir yolculukta her iki ibadeti birlikte yapmak suretiyle temettu' ham yapana
Allah Teala'n1n vacip k1ld1g1 hususlar gerekir. Nitekim Allahu Teala ~oyle
buyurmaktad1r:
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _337

"Kim hacca kadar umreden fayda!amrsa kolayma ge!en hedy kurbant 141181 1
kesme!idir." (el-Bakara, 21196)

Ayette ge<;en hedy kurban1, Ali (r.a.), lbn Abbas (r a) ve lbn Mes'Od (r.a.)'un
goru~une gore; koyundur. lbn Omer (r a) ve Ay~e (r.a.)'nin goru~une gore ise buyuk
ba~ hayvand1r.

Biz Hanefiler, Cabir (r.a )'den gelen had is nedeniyle ilk goru~u esas
alm1~lard1r. Cabir (r.a) ~oyle demi~tir:

;.;..:...;. ~ - ~.JI j -= ~Li r-J


8 .r" J_:.- --~~I ~
i ~ -4i1 J. J-'J
, - c:: ;.;..i\ J-1 c; -~ !iL1: ;!;_;
-- ~-
. - l/' - . '-:!"- .r--- ;
"Biz, Hz. Peygamber (s.a v)'/e birlikte temettu' hacct yapttk. Bir bUyuk ba:;
277
hayvana yedi ki:;i i:;tirak ettik "

Eger hedy kurbani bulamazsa hacda (hac ihrammda iken) uc;; gi.in oruc;; Temettu'
hacc1 yapan
tutmas1 gerekir. hedy
bulamazsa
Daha faziletli olan; terviye gununden bir gun once, terviye gunu ve Arefe oru~tutar
gunu (7.8.9 Zilhicce gunleri) oru<; tutulmas1d1r. c;:unku bugun tutulan oru<;, hedy m1?

kurban1 yerinedir. Daha uygun olan, kurban bulabilme umidiyle gunlerin ge<;mesi
nedeniyle f1rsat1 ka<;1racag1 son vakte kadar beklemesidir.

Bu uc;; gun, umre ihrammdan sonra, ama hac ihrammdan once oruc;;
tutsa; bize gore caizdir.

$afil (rh.a.)'ye gore, bu caiz degildir. $afil (rh a )'nin deli Ii, ayetin a<;1k anlam1d1r.
Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:

"Kim kurban bu!amazsa, hacda O<; gun oru<; tutma!tdtr.... " (el-Bakara, 2/196) Hae
ihram1na girmeden once oru<; tuttugu takdirde, onun tuttugu bu oru<; hacda
tutulmu~ oru<; degildir.

Biz Hanefilerin deli Ii ise ~udur: $afil (rh a) harn oru<; i<;in zarf kllm1~t1r. Halbuki
hac fiili oru<; i<;in zarf olamaz. Bundan anl1yoruz ki, Bununla anlatilmak istenen,
vakittir. Nitekim Allahu Teala ~oyle buyurmaktad1r:

277
Ahmed b. Hanbel, Musnea, 111/293; Darim1, Edah1 5; Muslim, Hacc 350; lbn Mace, Edah1 5; Ebo
DavOd, Dahaya 6; Tirmiz1, Hacc 66; lbn Huzeyme, Sahih, IV/288.
338 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

"Hae belirli aylard1r." (el-Bakara, 2/197)

Bu kimse hac aylan i~inde aru~ nedeni (temettu') ger~ekle~tikten sanra oru~
tutmu~tur. c;:unku temettu'un anlam1, hac yalculugunda hac aylan i~inde (hacdan
once) umre yapmakt1r. Bu anlam da burada bulunmaktad1r. Vacip alma nedeni
bulunduktan sanra bedenl ibadetin yapllmas1, Ramazan'da oru~ tutan yalcunun
arucu gibi caizdir.
Kurban
giiniine Kurban gunu gelinceye kadar oruc;; tutmazsa, biz Hanefilere gore
kadar oru~ kurban kesmesi kesinle~ir.
tutmayinca
hedy vacip
olur mu?
Bu goru~, ayn1 zamanda Omer (r a )'in goru~udur. c;:unku bir kimse kurban
gunu Omer (ra)'e gelip;

-Ben temettu' harnna niyet ettim, dedi. Omer (r.a.);

-Kayun kes, dedi. 0 kimse;

-Benim pa ram yak, dedi. Omer (r a);

-Akrabalanndan iste, dedi. O kimse;

-Burada akrabalanmdan hi~bir kimse yak, dedi. Bu nun uzerine Omer (r a)


kolesine;

-Ey Mugls, ana bir kayun paras1 ver, dedi.

c;:unku kurbanin yerine ge~ecek alan ibadet (aru~) vakti delille belirtilen bir
ibadettir. Bu vaktin ge~mesinden sanra tutulacak aru~, kurban1n yerine ge~mez.
Dalay1s1yla kurban kesmesi kesinle~ir.

$afil (rh a) ise ~oyle diyardu: Ba~lang1~ta te~rlk gunleri aru~ tutar. Bu goru~,
ibn Omer (r a) ve Ay~e (r.a )'den de rivayet edilmi~tir. Fakat bu goru~ ge~ersizdir.
Peygamber (sa.v.)'in bu gunlerde aru~ tutmay1 yasaklad1g1 sahih hadislerde
belirtilmi~tir. Dalay1s1yla bu gunlerde vacibin yapilmas1 caiz degildir.

Bu uc;; gunden iki gun oruc;; tuttuktan sonra hedy kurbam bulursa,
kurban kesmesi gerekir.

c;:unku hac1, bedel i~lemekle (aru~ tutmakla) ihramdan ~1kma maksad1


meydana gelmeden once asil ibadeti yapmaya gucu yetmi~tir. Kurban gunu
girdikten sanra kurbanl1k almaya gucunun yetmesi durumu bundan farkl1d1r.
c;:unku asil maksat ihramdan ~1kmakt1r. Bu durumda hacin1n bedelle (aru~la)
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _339

ihramdan r.;1kma maksad1 meydana geldikten sonra as1I ibadeti yapmaya gucu
yeter olmu~tur. Bu durum, teyemmum al1p teyemmumle k1ld1g1 namaz1 bitirdikten
sonra su bulan kimse gibidir.

Yedi gun orucuna gelince; bu orur.;, maksad1 (ihramdan r.;1kmay1) yerine


getirme konusunda bedel degildir. Gormez misin, bu yedi gun orucunun vakti
ihramdan r.;1kt1ktan sonrad1r. Kurban1n vacip olmas1 onun yapllmasina engel
degildir. Allahu Teala'n1n;

" ... ve dondugunuz zaman yedi gun orur.; ... " (el-Bakara, 2/196) ayetindeki
donu~ten maksat, te~rlk gunlerinin ger.;mesidir.

Oyle ki te~rlk gunleri ger.;tikten sonra ailesine donmeden once yedi gun orur.;
tutarsa, biz Hanefllere gore caizdir. $afil (rh.a.)'ye gore ise caiz degildir. Ancak
Mekke'de oturmaya niyet ederse, ona gore bu orur.; caiz olur.
[4/182]
Afaki hac niyetiyle telbiye getirse, bir tur tavaf etse, sonra da umre
niyetiyle telbiye getirse ve bu umreyi terk etse; bu umreyi kaza etmeli ve
umreyi terk etmesi nedeniyle ceza kurbani kesmelidir. Hae veya
umreye
Yapt1g1 tavafla hac ihram1 peki~tirilmi~ olmaktad1r. c;:unku tavaf, hac niyetlendikten
sonra tavaf
fiillerindendir. Onun ihram1, umre ihram1 olsayd1; umre fiilini hac fiilleri uzerine s1rasinda umre
veya hacca niyet
bina etmi~ olacakt1. Bu ise caiz degildir. Bu nedenle umreyi terkeder. durum Ian

Once umre niyetiyle telbiye getirse, umre ii;;in bir tur tavaf1 yapsa,
sonra hac niyetiyle telbiye getirse umreye devam eder.

c;:unku bu kimse hac fiillerini umre uzerine bina etmektedir. Bu ise ger.;erlidir.

Ancak umre ii;;in dart turdan az tavaf etmi~se, k1ran haccma niyet
etmi~ say1hr. Umre tavafmm turlannm i;;ogunu yapar, sonra hac niyetiyle
telbiye getirirse; temettu' haw yapm1~ olur.

Temettu' hacc1na niyet eden kimse, umre yapt1ktan ve ihramdan r.;1kt1ktan


sonra ikinci defa hac niyetiyle ihrama giren kimsedir. Tavaf1n r.;ogunlugunun
hukmu tamam1nin hukmudur. K1ran ham yapan kimse ise hac ve umreyi (ayn1
ihramda) birle~tiren kimsedir. Hae niyetiyle ihrama girdigi zaman umre ile ham
birle~tirmi~ olmaktad1r. Umre tavaf1n1n r.;ogu bu kimsenin uzerinde kalmaktad1r.
Daha once Mekkelinin hac ve umreyi birle~tirip k1ran ham yapamayacag1n1, birini
digerine ekleyemeyecegini ar.;1klam1~t1k.

Bu iki ibadeti birle~tirirse, umreyi terkeder ve hacca devam eder.


340 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

K1ran hacc1na niyet eden kimsenin bu ikisini birle~tirmesi yasakt1r. Mutlaka bu


iki ibadetten birini b1rakmal1d1r. Bu durumda umrenin b1rak1lmas1 daha kolayd1r.
<:unku umre kuvvet ybnunden hacdan daha zay1ft1r. Aynca umreyi diledigi zaman
kaza etmesi mumkundur.

Once umre niyetiyle ihrama girse, sonra hac niyetiyle ihrama girse
umreyi terkeder.

Ba~larken yap1lacak tercih, her iki ibadetin kuvvet ybnunde e~it olmas1ndan
sonra mumkundur. Burada ise e~itlik yoktur. Dolay1s1yla her durumda umreyi
terkeder.

Bu iki ibadete devam eder ve ikisini de kaza ederse bu ge~erlidir.

Yasaklama, yasaklanan ~eyin gerc;ekle~mesine engel degildir. Bu durum, iki


hac ve iki umreyi birle~tiren kimsenin durumundan farkl1d1r. <:unku uygulamada
bu iki ibadeti ayn1 zamanda bir arada yapma mumkun degildir. Olumsuzluk
durumunda iki ibadeti bir arada yapma gerc;ekle~mez. Dolay1s1yla her durumda bu
iki ibadetten birini terk etmi~ sayil1r.

Burada Mekkeli hakk1nda yasak olan hac ve umreyi birle~tirme, vard1r. Bu


yasaklama ile birlikte birle~tirme gerc;ekle~ir.

Dolay1s1yla bu iki ibadeti birle~tirdigi i~in ceza kurbam gerekir.

Fakat bu ceza kurban1, k1ran harn yapan afaklnin kestigi kurban1n benzeri
degildir. <:unku afaklnin kestigi k1ran kurban1, yenmesi helal olan ibadet
kurban1d1r. Bu ise yenmesi helal olmayan ceza kurban1d1r. Bu ceza kurban1n1n
vacip olmas1, yasaklanan bir ~eyi i~lemek nedeniyledir. Dolay1s1yla eksikligi telafi
etme yoluyla vacip olmaktad1r. Bu nedenle bu kurban1n etinden yemek mubah
degildir.

Umre i~in bir tur veya u~ tur tavaf eder, sonra hac niyetiyle ihrama
girerse Ebu Hanife (rh.a.)'nin goru~une gore haw terkeder.

Ebu Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore umreyi terkeder.

Bu kimse hac niyetiyle telbiye getirmi~tir. Umre fiillerinin c;ogu hala onun
uzerindedir. <:ogunlugun hukmu butUnun hukmudur. Bu kimse sanki umre
fiillerinde hic;bir ~eyi yapmadan once hac niyetiyle telbiye getirmi~ gibidir.
Dolay1s1yla bu umreyi terkeder.

EbO Hanlfe (rh.a ) ise ~byle demektedir: Yapm1~ oldugu um re tavaf1yla umre
ihram1 peki~mi~tir. Hae ihram1 ise onun fiilinden herhangi bir ~eyle peki~memi~tir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 341

Bir fiil yapmakla peki~tirilen ibadet, peki~tirilmeyen ibadetten daha kuvvetlidir. Bu


[4/183]
nedenle harn terkeder. Tavafin bir turuyla o ibadetin peki~tiginin delili, hac i~in bir
tur tavaf yap1p da sonra umre i~in tavaf yapan Maki, umre niyetiyle telbiye
getirmeden once fiille hac ihram1ni peki~tirmesi nedeniyle bu umreyi terk etmelidir;
~eklinde daha once a~1klad1g1m1z husustur. Bu durum, hac tavafindan bir ~ey
yapmadan once umre niyetiyle telbiye getirme durumundan farkl1d1r.

Mekkeli bir kimse, umre i~in dart tur tavaf yapsa, sonra hac niyetiyle ihrama Mekkeli
girse ~byle deriz: Bu kimse umre tavaf1nin ~ogunu yapt1ktan sonra hac niyetiyle temettu' ve
k1ran hac
ihrama girmi~tir. (ogunlugun hukmu tamam1n hukmudur. Dolay1s1yla bu kimse yapabilir
mi?
sanki umreyi bitirdikten sonra hac niyetiyle ihrama girmi~ gibidir. Bu nedenle hi~bir
~eyi terk etmez. Fakat umresini ve harnn1 bitirir. Ayrica ceza kurbani keser. (unku
bu kimse temettu' harn yapan kimse gibidir. Halbuki Mekkelinin temettu' harn
yapmas1 yasaklanm1~t1r. Bu kurban1n1n etinden yemesi de helal degildir. (unku bu
kurban daha once a~1klad1g1m1z gibi ceza kurbanid1r. Onun hac aylari d1~indaki bu
tavaf1 umre tavaf1 say1lsayd1, yine ona ceza kurbani gerekirdi. (unku bu kimse
umreyi bitirmeden once hac niyetiyle ihrama girmi~tir. Halbuki Mekkelinin hac ve
umreyi ayni mevsimde birle~tirme hakk1 yoktur. Bu iki ibadeti birle~tirdigi takdirde
ona ceza kurbani gerekir. Bu kimse Maki olsayd1 ona ceza kurbani gerekmezdi.
(unku Maklnin bu iki ibadeti birle~tirmesi yasaklanm1~ degildir.

Muhammed (rh.a.) el-As! kitab1nda; ayni zamanda bu kimseye umre ihram1nda


mlkat1 terk ettigi i~in ceza kurban1 gerekir, demektedir. Muhammed (rh.a ), bununla
umre i~in Harem bblgesinde ihrama girme durumunu kastetmi~tir. (unku umre
ihram1 i~in Mekke halk1n1n mlkat1, Hill bolgesidir.

Kufeli bir kimse hac niyetiyle telbiye getirse ve hac ic;in tavaf yapsa,
sonra umre niyetiyle telbiye getirse umresini terkeder.

(unku bu umreyi terk etmeseydi, umreyi hac uzerine bina etmi~ olurdu. Bu,
Arafat'ta umre niyetiyle telbiye getirdigi takdirdedir.

Hae ihram1ndan ~1kmadan veya hac ihramindan ~1k1p da farz tavaf1 yapmadan
once umre niyetiyle kurban gunu telbiye getirse, bu umreyi de terk etmekle
emrolunurdu. Bu umreyi terk etmese ve devam etse bu umre ge~erli olur. Ancak
bu umre i~in hac ihram1ndan ~1kmadan once telbiye getirmi~se ceza kurban1
gerekir.

Bu umre i~in hac ihram1ndan ~1kt1ktan sonra telbiye getirmi~se ve bu umrede


mlkat1 terk etmemi~se hi~bir ~ey gerekmez. Hae ihram1ndan tamamen ~1kt1ktan
sonra bu umre i~in ihrama girmi~se bu umreyi terk etmekle emrolunmaz. (unku o
342 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

kimse ihrama girdikten sonra yeniden ikinci bir ihrama girmekten yasaklansa da,
ihrama girdikten sonra bu umreyi tamamlamas1 vacip olur. Bu ihramla ikinci ihram1
birle~tiremez. Bu umreyi yapt1g1 zaman gec;:erli olur.

Bu durum, bu kimsenin Arafat'tan telbiye getirmesi durumundan farkl1d1r.


(:unku o takdirde daha once gec;:tigi gibi olumsuz k1lan bir durum gerc;:ekle~tigi ic;:in
umreyi terk etmi~ olmaktad1r. Ayrica umre niyetiyle ihrama girmesi hac ihram1ndan
c;:1kmadan once ise, iki ihram1 yasaklanm1~ ~ekliyle birle~tirmi~ olmaktad1r. Bunun
ic;:in ona ceza kurban1 gerekir. Umre niyetiyle ihrama giri~i, hac ihram1ndan
c;:1kt1ktan sonra ise, iki ihram1 birle~tirmi~ olmaz. Dolay1s1yla ona hic;:bir ~ey
gerekmez.

Mekkelinin Mekkeli hac i~in telbiye getirse ve hac i~in bir tur tavaf yapsa, sonra
hacca
niyetlenip bir umre niyetiyle telbiye getirse; umreyi terkeder.
tur tavaftan
sonra umreye (:unku onun hac ihram1 peki~tirilmi~ olmaktad1r. Bu ihram1n
niyetlenmesi
peki~tirilmesinden once umreyi terk etmekle emrolunuyordu. Bu ihram1n
peki~tirilmesinden sonra umreyi terk etmekle emrolunmas1 oncelikledir. Bu umreyi
terk etmezse ve umre ic;:in tavaf ve sa'y ederse; yasaklama yasaklanan ~eyin gec;:erli
olmas1na engel degildir. ~eklinde daha once ac;:1klad1g1m1z kurala gore, bu umre
gec;:erli olur. Fakat hacc1n1 bitirmeden once umre niyetiyle telbiye getirdigi ic;:in ceza
kurban1 gerekir. Haci, bu durumda iki ihram1 birle~tirmesi yasakland1g1 halde, iki
ihram1 birle~tirmi~ olmaktad1r.

Umreye Umre niyetiyle ihrama giren ki~i. hanim1yla cinsel ili~kide bulunursa,
niyetlenip
cinsel sonra bu umreye bir ba~ka umreyi ilave ederse; bu ikinci umreyi terkeder.
ili~kide Ge~ersiz olan birinci umreye devam eder.
bulunanm
durumu
(:unku gec;:ersiz umre, tamamlanmas1n1n vacip olmas1 hususunda gec;:erli umre
gibi dikkate al1n1r. Birinci umre gec;:erli olsayd1, bu umreye devam etmesi ve ikinci
umreyi terk etmesi gerekirdi. Birinci umre gec;:ersiz olunca da durum boyledir.

Birinci umre s1rasinda cinsel ili~kide bulunmasayd1, durum yine boyledir. Fakat
[4/184] bu umre ic;:in bir tur tavaf etmi~se, sonra ikinci umre niyetiyle ihrama girmi~se,
ikinci umreyi terkeder. (:unku birinci umre ic;:in bir tur tavaf etmekle bu umreyi
peki~tirmi~ olmaktad1r. Dolay1s1yla ikinci umre, terkedilmek ic;:in kesinle~mi~
olmaktad1r. lki hac ihram1n1 birle~tirme konusunda da durum boyledir.
lki hacca
niyetleni Birlikte iki hac niyetiyle telbiye getirse, sonra da yola ~1kmadan once
p cinsel
ili~kide cinsel ili~kide bulunsa; cinsel ili~ki nedeniyle Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore iki
bulunma
ceza kurbani gerekir.
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.343

Cunku EbQ Hanlfe (rh a )'nin temel kural1na gore; ikincisine ba~lamad1g1 surece
iki ibadetten birini terk etmi~ olmaz.

Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore ise, cinsel ili~ki nedeniyle bir ceza kurbam
gerekir.

Cunku o iki ihramdan ~1k1nca birisini terk etmi~ olmaktad1r. Dolay1s1yla onun
cinsel ili~kisi bir ihram su~udur.

Bu cinsel ili~ki, Mekke'ye dogru yola c;1kt1ktan sonra meydana


gelmi~se, bir ceza kurbam gerekir.

Cunku Mekke'ye dogru yola ~1k1nca onun cinsel ili~kide bulunmas1 bir ihram
su~u olu~turmaktad1r. Aynca onun i~in gerekli olan terk etme, kaza etme ve ceza
kurbani kesme ~eklinde uzerine bor~ olan hususlan daha once a~1klam1~t1k.

Hic;bir ~eye niyet etmeden ihrama girse ve i.ic; tur tavaf yapsa, sonra Hi~bir ~eye
umre niyetiyle telbiye getirse bu ikincisini terk eder. niyet etmeden
ihram giyip
tavaf
Cunku daha once a~1klad1g1m1z; "Niyette belirsizlik, yapmaya ba~lamakla suresinde
kaybolur. Aksine kesin olan husus umre ihram1 devam eder"; ~eklindeki kurala umreye niyet
eden in
gore, tavafa ba~lamakla birlikte birinci ihram, umre ihram1 olarak kesinle~mi~tir. durumu
lkinci umre i~in telbiye getirince iki umreyi birle~tirmi~ olmaktad1r. Bu nedenle
ikinci umreyi terkeder.

Kufeli hacmm Kufe'de bir hamm1, Mekke'de bir hamm1 oldugunda, Hem afakta
Kufeli bir hamm1 yanmda bir y1I, obi.ir hamm1 yanmda bir y1I kahyorsa; hac hem
Mekke'de
aylannda umre yapar ve aym y1I haccederse temettu' hacc1 yapm1~ olmaz. evi bulunma
durumu
Cunku iki ibadet aras1nda ailesiyle tam anlam1yla goru~mu~ olur.

Mekke'de hamm1 yoksa, hac aylarmda Kufe'den gelip umre yaparsa


ve sonra da ailesinin bulunmad1g1 M1s1r'a giderse ve aym y1I haccederse;
ailesinin bulundugu ~ehre gitmedigi si.irece temettu' haw yapm1~ olur. Bu
gori.i~, bize Abdullah b. Omer (r.a.), Said b. el-Mi.iseyyeb (rh.a.) ve Ibrahim
Nehai (rh.a.)'den ula~m1~t1r.

Daha once a~1klad1g1m1z gibi, Tahavl (rh a), bu bolumde EbQ Hanlfe (rh a) ile
iki talebesi arasinda bir goru~ farklil1g1 bulundugunu anmaktad1r. EbQ Hanlfe
(rh a.)' den nakledilen dogru goru~e gore bu kimse temettu' harn yapm1~ olur. Zeyd
es-Sekafi (r a )'nin hadisinde; Zeyd es-Sekafi (r a), lbn Abbas (r a )'a;

-Biz um re niyetiyle Mekke'ye geldik. Umreyi yapt1k. Sonra Peygamber (s.a v.)'in
kabrini ziyaret ettik. Bundan sonra da haccettik, dedi. lbn Abbas (rh a);
344 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

-Siz temettu' harn yapm1~s1niz, dedi.

EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore as1I kural, ailesinin yan1na varmad191 surece o ki~i
mlkat1 ge~meyen ki~i gibi, temettu' harn yapm1~ olmaktad1r. EbO Yusuf (rh.a) ve
Muhammed (rh a )'e gore ise, mlkat1n d1~1na ~1kan kimse, bundan sonra temettu'
harn yapm1~ sayllmama konusunda, ailesinin yanina varan kimse gibidir. EbO
Yusuf (rh.a.) ve Muhammed (rh.a.)'e gore bir kimsenin KOfe'de bir hanim1, Basra'da
bir hanim1 varsa; umre yapt1ktan sonra, Basra'daki hanim1n1n yan1na gitse, sonra
da ayni y1I haccetse, temettu' harn yapm1~ olmaz. c;:unku iki ibadet aras1nda
ihrams1z olarak ailesiyle goru~mu~ olur.

Kufeli bir kimse, hac aylannda umre yapsa ve hac yapmay1 arzu
ederek temettu' ic;in hedy kurbarn gonderse ve umresi ic;in tavaf yapsa
ama t1ra~ olmasa; sonra da Kufe'deki ailesinin yanma donse ve ayrn hac
mevsiminde hac yapsa; Ebu Hanife (rh.a.) ve Ebu Yusuf (rh.a.)'a gore
temettu' hacc1 yapm1~ olur.

Muhammed (rha .)'e gore; bu kimsenin ailesinin yan1na donu~u. umre


tavaf1n1n ~ogunu yapt1ktan sonra ise, temettu' harn yapm1~ olmaz. Muhammed
[4/185]
(rh.a.)'in delili ~udur: 0 kimse iki ibadet aras1nda ailesiyle tam anlam1yla bulu~mu~
olmaktad1r. Bu kimsenin ailesine donme hakk1 yoktur. Oyle ki kesilmek uzere hedy
kurbani gonderse ve haccetmese bile caiz olur. Bu kimse KOfe'den gidip umre
yapan ve temettu' i~in hedy gonderen Mekkeli gibi olup o durumda temettu'
yapm1~ olmaz. Burada da boyledir.

EbO Hanlfe (rh a) ve EbO Yusuf (rh a) ise ~oyle demi~lerdir: Bu kimsenin ailesiyle
bulu~mas1 tam bir bulu~ma (sahih ilmam) degildir. c;:unku bu kimse kendi adina
kurban kesilmedik~e ihraml1d1r. Dolay1s1yla ailesine donmesi onun hakk1d1r. lhraml1
olu~u onun ailesiyle bulu~masin1n tam bir bulu~ma (sahih ilmam) say1lmas1na
engeldir. Bu hac1, umre fiillerini yapan, bundan sonra ailesinin yan1na donen ve
ayni hac mevsiminde Mekke'ye donup hacceden ve boylece k1ran harn yapm1~
olan kimse gibidir. Bu hac1n1n ihraml1 olarak ailesiyle bulu~mas1, tam bir bulu~ma
(sahih ilmam) degildir. Burada da boyledir. Bu durum, beraberinde hedy kurban1
olmayan ve umre yapt1ktan sonra Mekke'de umre ihramindan ~1kan ve sonra da
ailesiyle ihrams1z olarak bulu~an kimsenin durumundan farkl1d1r. c;:unku bu
Hae aylarinda kimsenin ailesiyle bulu~mas1 tam bir bulu~ma (sahih ilmam)'dir.
umreye
niyetlenip
yanmda Bir kimse, hac aylannda umre niyetiyle telbiye getirse ve beraberinde
getirdigi hedy temettu' hacci ic;in hedy kurbarn getirse, sonra da ihramdan c;1kmay1 ve
kurbamm kesen
ve hac
yapmayanm
durumu
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _345

hedy kurbanm1 kesip ailesine donmeyi ve bu hac mevsiminde hac


yapmamay1 uygun gorse; bu onun hakk1d1r.

(unku ihrama girmeden sadece niyet etmekle bu yli harn yapmas1 gerekmez.
Boyle hareket etse ve ayn1 hac mevsiminde haccetse ona hic;bir ~ey gerekmez.
(unku iki ibadet aras1nda ihrams1z olarak ailesiyle bulu~mu~ olur. Dolay1s1yla
temettu' harn yapm1~ olmaktan c;1kar.

Bu kimse hedy kurbanm1 kesmeyi ve ihramdan ~1kmay1 arzu edip


ailesine donmemeyi ve ayni hac mevsiminde de haccetmeyi arzu etse;
buna hakk1 yoktur.

(unku o kimse ailesinin yanina donme maksad1n1 ta~1mad1g1 takdirde,


temettu' harnna niyet etmi~ demektir. Dolay1s1yla bu hedy kurbani da temettu'
hedyi olmaktad1r. Temettu' hedyi, sadece kurban gunu kesilebilecegi ic;in, bu
temettu' hedyini kurban gununden once kesmeye hakk1 yoktur. O kimse, temettu'
harnna karar vermi~ olarak hedy kurban1n1 beraberinde getirdigi takdirde, hac
fiilini bitirinceye kadar ihramda kalmak zorundad1r. Bu kimsenin vaktinden once
ihramdan c;1kma konusunda acele etme hakk1 yoktur. Bunu yapar, sonra ailesinin
yanina doner ve sonra da ayni hac mevsiminde haccederse bu kimseye hic;bir ~ey
gerekmez.

Umresini bitirir, ihramdan ~1kar ve kurbanm1 keserse, sonra da ayni


hac mevsiminde hac yapmcaya kadar Mekke'de kahrsa; temettu' i~in iki
kurban kesmesi gerekir.

(unku bu kimse bir yolculukta iki ibadet yapm1~, dolay1s1yla temettu' harn
yapm1~ olur. Kurban gununden once kestigi kurban temettu' hedyi yerine gec;mez.
Bu nedenle o kimseye hem temettu' kurbani, hem de vaktinden once ihramdan
c;1kt1g1 ic;in ceza kurbani gerekir. (unku temettu' harnna niyet edip hedy kurban1n1
da beraberinde getirince, bu kimsenin kurban gununden once ihramdan <;1kmaya
hakk1 yoktur. Halbuki bu kimse kurban gununden once umre ihram1ndan c;1km1~t1r.
Dolay1s1yla ihramdan c;1kmakta acele ettigi ic;in ceza kurbani kesmesi gerekir.

Bir kimse hac aylannda umre niyetiyle telbiye getirse, sonra da


han1m1yla cinsel ili~ki nedeniyle umresini ge~ersiz k1lsa; bu umreyi
bitirdikten sonra da bu umreyi kaza etmek niyetiyle telbiye getirse ve ayni
hac mevsiminde haccetse; temettu' hacc1 yapm1~ olmaz.

Birinci umreye gelince; bu umreyi cinsel ili~ki nedeniyle gec;ersiz klim1~t1r.


Gec;ersiz umre ile temettu' harn yap1lmaz. lkinci umreye gelince; bu umre ic;in
mlkat d1~1nda ihrama girmi~tir. Temettu' harn yapan1n umresi mlkatta ihrama
346_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

girerek, harn da Mekke'de ihrama girerek olmalid1r. Bu kimse Mekke'ye gec;ersiz


bir ihramla girdigi ic;in, Mekke halk1 gibi olmaktad1r.

Gec;ersiz umreyi bitirdikten sonra Mekke'den aynhr, mikat d1~ma

[4/186] c;1karsa, sonra da hac aylannda umre niyetiyle telbiye getirirse ve ayrn hac
mevsiminde haccederse; mikat d1~ma hac aylarmdan once c;1km1~sa,
temettu' hacc1 yapm1~ olur.

~unku bu kimse mlkat d1~1na c;1kmakla Mekke'ye hie; girmemi~ kimse gibi
say1l1r. Hae aylannda umre yapar ve ayn1 hac mevsiminde haccederse umresi
mlkatta ihrama girerek, harn da Mekke'de ihrama girerek olmu~tur. Dolay1s1yla
temettu' harn yapm1~ olur.

Mikat d1~ma sadece hac aylannda c;1km1~sa temettu' hacci yapm1~


olmaz.

~unku hac aylan girdiginde o kimse mlkat dahilinde ise, Mekke halk1na
temettu' harn yapmak haram oldugu gibi, o kimseye de temettu' harn yapmak
haram olur. Mlkat dahilinde olan Mekkeli kimsenin (hac aylannda) mlkat d1~1na
c;1kmas1yla bu haraml1k sona ermez.

Mikat dahilinde olan kimsenin buraya ilk giri~i hac aylannda umre
yapmak suretiyle ise, bu umreyi de gec;ersiz k1lm1~sa ve buna ragmen
umresini tamamlam1~sa, bundan sonra ailesinin yanma donmi.i~se,
ardmdan yeniden Mekke'ye gelip bu umresini kaza etmi~se ve ayrn hac
mevsiminde haccetmi~se; bu kimse temettu' hacc1 yapm1~ olur.

~unku ailesinin yan1na donmesiyle birinci yolculugu sona ermi~, bu yolculuk


sanki hie; yapllmam1~ gibi olur. Bu durumda gec;erli olan ikinci yolculuktur. Bu ikinci
yolculukta ise iki ibadeti de gec;erli olarak yapm1~t1r. Dolay1s1yla temettu' harn
yapm1~ olmaktad1r.

Mekke'den aynl1p ulkesinden ba~ka bir beldeye gitse, sonra yeniden


Mekke'ye geri gelse ve umresini kaza etse ve ayn1 hac mevsiminde haccetse EbO
Hanlfe (rh.a.)'nin; "Bir kimse, kendi beldesine varmad1g1 surece, hukumde sanki
Mekke'den hie; c;1kmam1~ kimse gibidir"; ~eklindeki temel kural1na gore; EbO
Hanlfe (rh.a.)'ye gore bu kimse temettu' harn yapm1~ olmaz.

EbO Yusuf (rha.) ve Muhammed (rha)'e gore bu kimse temettu' harn yapm1~
olur. ~unku onlann temel kural1na gore; bu kimsenin mlkat d1~1na c;1kmas1yla bu
yolculugun temettu' hakk1ndaki hukmu sona ermi~ olur. Bu kimse aynen kendi
beldesine donen kimse gibidir. Dolay1s1yla umre niyetiyle Mekke'ye doner ve ayn1
Ha c Kitabi _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.347

hac mevsiminde haccederse, ayn1 yolculukta iki ibadeti gec,;erli olarak yapt1g1 ic,;in,
temettu' harn yapm1~ olur.

Eger gei;ersiz bir umre ile hac aylannda Mekke'ye girmi~se, bu umreyi
yapar sonra da mikat d1~ma i;1karsa, sonra da ayrn ihramla hem hac hem
de umreye niyet ederse; k1ran haw yapm1~ olur.

<;;unku genellikle Mekke'ye gec,;ersiz bir umreyle vard1g1nda o ki~inin durumu


Mekkelinin durumu gibidir. Daha once ac,;1klad1g1m1z gibi, Mekkeli, mlkat d1~1na
c,;1k1p da hac ve umreye ayni ihramla niyet ettigi takdirde k1ran harn yapm1~ olur.
Bu da onun gibidir.

Gei;ersiz umresini kaza eder, sonra Mekke'de umre ve hac niyetiyle


telbiye getirirse umresini terkeder.

<;;unku gec,;ersiz umre ile Mekke'ye varinca umre ve hac niyetiyle ihrama giren
Mekkeli niteligindedir. Daha once ac,;1klad1g1m1z gibi, Mekkeli umre ve hac niyetiyle
ihrama girdigi takdirde umresini terkeder. Burada da boyledir.

Hae aylannda umre niyetiyle telbiye getirmi~ ve bu umre ii;in de bir


tur tavaf etmi~se, sonra da hac niyetiyle telbiye getirmi~se; Mekkeli
hakkmda and1g1m1z imamlanm1z arasmdaki gori.i~ aynhg1 aynen gei;erlidir.
Ebu Hanife (rh.a.)'ye gore; tavafla umre ihram1 peki~tigi ii;in haw terkeder.
Ebu Yusuf (rh.a.J ve Muhammed (rh.a.J'e gore ise daha once gei;tigi gibi
umreyi terkeder.

Ebu Yusuf (rh.a ) ve Muhammed (rh.a )' e gore umre i<,;in dart tur tavaf etmedigi
takdirde bu kimse hie,; tavaf etmemi~ gibidir.

Mekkeli veya Kufeli ki~i. umre hakkmdaki ihram mikat1rn terk ettikten
ve bu umre ii;in bir tur tavaf ettikten sonra, yeniden mlkata doni.ip
mikattan telbiye getirmeyi istedigi takdirde; bu durumun ona yaran
yoktur. Bu kimseden ceza kurbarn da di.i~mez.

<;;unku onun mlkata uymadan girdigi ihram1, tavafla peki~mi~tir. Bu kimse


mlkata donse ve telbiye getirse de mlkatta kaybettigini telafi edemez. Dolay1s1yla
bu kimseden ceza kurban1 du~mez.

Gormez misin, bu ki~i geri dondugu takdirde, ~u anda yeni ihrama giren
[4/187]
kimse gibi kabul edilmesi mumkun degildir. <;;unku daha once yapt1g1 tavaf hesap
edilmektedir. Bundan onceki tavaf1 hesap edildigi halde nas1I yeni ihrama giren bir
kimse gibi kabul edilebilir? Bunun ic,;in bu kimseden ceza kurban1 du~mez.
348 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Allah dogruyu en iyi bilendir.

TELBiYE
Telbiyenin Peygamber (s.a.v.)'in ~u ~ekilde telbiye getirdigi nakledilmi~tir:
~ekli
.i.ll J.L-r ~ ':f J.l.W1-J ~ ~;.:11-J di ~I• .11 ....\ ..£1} .iL-r: ':f ~.. ~ ~d11
.. rr- ~..
"Lebbeyk Allahi.imme lebbeyk. Lebbeyke la ~erike leke lebbeyk.
inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mi.ilk. La ~erike lek." " Emrine haz1nm
Allah1m, emrine haz1nm. Senin hic;:bir ortag1n yoktur. Emrine haz1nm. Hie;: ~uphesiz
ki hamd, nimet ve mulk sadece sana aittir. Senin hic;:bir ortag1n yoktur. 278 "

Peygamber (s.a.v.)'in hac ibadetini rivayet edenler, onun telbiyesini


naklederlerken bu ifadede ittifak etmi~lerdir. ihramh bu ifadeyle yetinirse
bu gi.izeldir. Buna ilavede bulunursa biz Hanefilere gore bu da gi.izeldir.

Baz1 ~afil alimler (rh a.) ise ihraml1n1n ilavede bulunmas1 mubaht1r, demi~lerdir.
~afil alimlerinin c;:ogunlugu, Sa'd b. EbO Vakkas (r a )'tn hadisi nedeniyle bu nun
mekruh oldugu goru~undedirler. Sa'd b. EbO Vakkas (r.a.), ihraml1 bir kimsenin
telbiye getirirken;

.!1:-;i c/di
'-?~ . i:~_:!l -Lebbeyke Ze'l-Mearic Lebbeyk, "Ey yukseklikler sahibi
olan Allah lm. Emrine haz1nm" dedigini duymu~, ona;

-Yeter! Biz Peygamber (s.a.v.) zaman1nda boyle telbiye getirmiyorduk,


demi~ti. 279
Ayr1ca telbiye duas1, duzene sokulmu~ bir zikirdir. Ezan ve te~ehhud
duas1 gibi buna da ilave yaptlamaz.

Hanefilerin bu konudaki deli Ii, EbO Hureyre (r a )'nin; Peygamber (sa v) telbiye
getirirken;

"Lebbeyke //ahe'l-Hakk Lebbeyk2 80 ", derdi; ~eklindeki hadisidir.

278
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/302; Buhar1, Hacc 26; Muslim, Hacc 19; lbn Mace, Menasik 15; Ebo
DavOd, Menasik 26; Tirmiz1, Hacc 13; Nesa1, Menasik 53.
279
lbn EbO ~eybe, Musannef, 111/204; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11171; Heysem1, Mecmau'z-zevaid,
111/507.
280
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/341; lbn Mace, Menasik 15; Nesa1, Menasik 54; lbn Huzeyme, Sahih,
IV/172; lbn Hibban, Sahih, IX/109; Hakim, Mustedrek, 1/618.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 349

lbn Mes'Od (r a )'dan rivayet edildigine gore; lbn Mes'Od (r a) tekbir getirerek
Hayf mescidi'nden c;1km1~t1. Bir kimse ona;

-Burada telbiye getirilmez, dedi. Bunun uzerine lbn Mes'Od (r a);

-lnsanlar m1 bilmiyor, yoksa uzun zaman m1 gec;ti? Topraklar say1s1nca


Lebbeyk;

~ y1)l1 ~.ls. ~, 281


dedi.

lbn Omer (r a )'den rivayet edildigine gore; lbn Omer (r a) telbiye getirirken;
..!.d
--
..!.d

..!.D ...,.-....
~ •.!._i1 - i ;,;;, ' ~~11 - ..!.l:J1 ..:..l· -- .IL,,:, .. - ..!l:!l
J ..r- J ~ J - • . .r r J - . r r ..
"Lebbeyke MerhObUn minke ve mergObun ileyk. Ve'n-Na'ma ve'l-Fad/U vel-
HusnQ lek. Lebbeyk Lebbeyk"; (Emrine haz1rim Allah1m. Senden korkarak ve seni
arzu ederek. Nimet lutuf ve guzellik sana aittir. Emrine haz1r1m. Emrine haz1rim) 282
demi~ti.

Sa'd b. EbO Vakkas (r.a.)'1n hadisinin yorumuna gelince; onun hadisinde ad1
gec;en kimse bilinen telbiyeyi terk etmi~, bu ifadesiyle yetinmi~ti. Bu nedenle Sa'd
onu yad1rgam1~t1. Biz de "lhraml1, bi linen telbiyeyi terk ederse boyle mekruh olur",
diyoruz. Arna bilinen telbiyeyi getirir, buna ilavede bulunursa bu guzel olur. Cunku
maksat Allahu Teala'ya senada bulunmak ve kullugu arz etmektir. Ehl-i Beyt
yoluyla uzun bir telbiye nakledilmi~tir. Bu telbiyede;

"Ve/-CariyatO fi'l-Felek ala mecarl men selek", (belirli yorungede donen


gezegenler) ifadesi bulunmaktad1r.

ifrad ve k1ran haccma niyet eden kimse telbiyeyi kesmede ayn1 hukme lfrad ve k1ran
haw yapan
tabiidir. buyuk ~eytana
ta~ atmca
(unku ifrad ve k1ran harnnda, Kurban gununden once ihramdan c;1kamaz. telbiyeyi keser
mi?
Telbiyeyi kesme de Cemre-i Akabe'ye ta~ atma zamanid1r.

Harn kac;1ran, elinde olmayan bir nedenle harn engellenen ve harn kac;1ran
kimsenin telbiyeyi kesme vaktini daha once ac;1klam1~t1k.

Ki~i ihrama girmeye niyet ettigi takdirde, telbiye getirmekle ihrama lhrama
girme niyeti
girmi~ olur.
telbiye ile
olabilir mi?

281
lbn Ebo $eybe, Musannef, 111/375; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, V/121
282
lbn EbO $eybe, Musannef, 111/204.
350_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit

Boyle bir niyeti yoksa, niyet etmedik~e tekbir getirmekle namaza ba~lam1~
sayilmayacag1 gibi, telbiye getirse de ihrama girmi~ olmaz.

Namaza ba~larken oldugu gibi, ihrama girme niyetiyle getirilen tehlll


(La ilahe illallah) ve tesblh (Subhanallah), telbiye getirme niteligindedir.

EbO Yusuf (rh.a )'un goru~une gore bununla namaz aras1ndaki fark1 daha once
a~1klam1~t1k.
[4/188]
Dilsiz, abdest alsa ve ihram elbiselerini giyse ve iki rekat namaz k1lsa,
sonra kalbiyle ihrama girmeye niyet etse ve dilini oynatsa ihrama girmi~
Dilsizin
ihrama olur.
giri~i
Dilsiz elinde olan1 yerine getirmi~tir. Ona bundan fazlas1 gerekmez. Nitekim
dilsizin, niyetle birlikte dilini oynatmak suretiyle namaza ba~lamas1 ge~erli olur.
Kadmm
telbiyesi Kadm telbiye getirmede erkek gibidir. Ancak sesini yukseltmez.

Daha once onun sesinin fitneye neden olabilecegini soylemi~tik.

Yeterli
lfrad, temettu' ve k1ran haccma niyet eden ki~i. sadece bir defa telbiye
telbiye getirdigi takdirde kotU bir ~ey yapm1~ olur. Arna bu kimseye hic;bir ~ey
say1s1
gerekmez.

c;:unku ge~erli bir ~ekilde namaza ba~lama tekbirle oldugu gibi, ihrama
ba~lama da telbiye ile olur. Namaz kilan kimse sadece iftitah tekbirini getirse
namaz1 caiz olur. Arna kotU bir ~ey yapm1~ olur. Boyle ihramli ki~i, bir defa telbiye
getirdigi takdirde caiz olur. c;:unku vacip olan1 yerine getirmi~. sunnet olan1 terk
etmi~tir. Dolay1s1yla kotU bir ~ey yapm1~ olur.

Dogru olan1 en iyi bilen Allah't1r. Donu~ ve vari~ yaln1z O'nad1r.

HAREMDE AVLANMA

Harem Hill bolgesindeki bir kimse, Hill bolgesindeki bir ava ok atar ve att1g1
d1~mdan
ok o hayvana Harem bolgesinde isabet ederse, bu kimseye ceza gerekir.
haremdeki
ava atma
durumu c;:unku bu, onun i~ledigi su~la meydana gelmi~tir. Bildigim kadariyla bu, EbO
Hanlfe (rh a.)'nin goru~udur. Bu ifadenin anlam1 ~udur: Okun gidip bir av hayvan1na
ula~mas1 at1c1n1n gucu iledir. 0, bizzat bu fiili yapan kimsedir. Oyle ki bu kimse
kasten bir muslumana at1~ yapsa ve onu oldurse, o kimseye k1sas gerekir.

Bu ok o ava, Harem av1 olduktan sonra isabet etmi~tir. Dolay1s1yla oku atan
kendi fiiliyle Harem av1n1 olduren kimse olmaktad1r. Dolay1s1yla ona ceza gerekir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 35t

Bir kimse; kopegini Hill bolgesindeki bir ava gonderse, kopegi de av1 Av i~in
ktipek
kovalay1p Harem'de oldurse; bu durum farkhd1r. Bu takdirde bu kimse gtinderme
onun bedelini odemez. durumlan

(unku bu onun ihram su~u degildir. Bunun anlam1 ?udur Kopegin av1
kovalamas1 kopegin meydana getirdigi bir fiildir. Dolay1s1yla onu gonderen ki?i
bununla ihram su~u i?lemi? olmaz. Oku atan kimse okunun isabet ettigi ?eyi bizzat
avlam1? olur. Fiilin bizzat i?lenmesi durumunda ceza gerekmesi hususunda s1n1n
a?ma ile a?mama arasinda hi~bir fark yoktur.

Gormez misin, bir kimse kendi mulkundeki bir oku atar, bu ok bir mala veya
cana isabet ederse, bunun bedelini oder. Burada en son nokta, ok atmanin asl1nda
herhangi bir s1nin a?ma say1lmamas1d1r. Bunu bizzat kendi yapt1g1 takdirde onun
uzerine cezanin vacip olu?una engel degildir. Kopegi sal1veren kimse ise kopegin
yakalad1g1 ~eyi telef etmesine neden olmu?tur. Bunu bizzat yapm1? degildir.
Dolay1s1yla bu ki?iye hi~bir ?ekilde k1sas gerekmez. Neden olan ki?i, bu neden alma
durumunda s1n1n a?ml?Sa bunun bedelini oder. S1n1n a?maml?Sa bedelini odemez.
Bu kimse kendi mulkunde kuyu kazan kimse gibidir. Bu kimse bu durumda Hill
bolgesindeki bir av i~in kopegini gonderme hususunda sin1n a?ml? degildir. Bunun
i~in ona ceza gerekmez.

Harem'e girdikten sonra kopegi engellerse, kopek de uzakla~1rsa ve o


kimse av1 ahrsa, istihsana gore, onun cezas1 ona ait olur. K1yasa gore hi<;bir
~ey gerekmez.

(unku herhangi bir engelleme olmaks1z1n av hayvan1na dogru sal1verilen 141189 1


kopegin elinden av1n al1nmas1 imkans1zd1r. Gormez misin, bir musluman kopegini
bir avin pe~inden gonderse, bir mecusl (ate?e tapan) de onu engellese, kopek de
bunun uzerine av hayvanina dogru gitmese, nihayet avc1 av1 alsa bu av1 yemesi
helal olur. Burada kopegi gondermek ashnda ihram su~u degildir. Bundan sonraki
engellemenin var olu?u yoklugu gibidir. lstihsan ?ekli mecOslnin bu engellemede
av hayvan1n1 almaya neden olmas1d1r. 0 bu neden olmada sin1r1n1 a?m1?t1r. Burada
kopegin gonderilmesi bir s1n1n a?ma olarak ger~ekle?memi?tir. Bu durum
engellemenin hukmunde asl1nda yak gibidir. Bu durum k1yas1n benzeridir.

Av hayvan1 konusunda belirtilen istihsana gore, ogretilmi? kopek avc1


taraf1ndan gonderilmeksizin av hayvanin1n pe?inden gitse, sahibi de ona engel
olsa, kopek de bunun uzerine av1n pe?inden gitmese, kopegin sahibi nihayet av1
alsa; istihsanen onun etinden yemek helal olur. Halbuki bu kopegi bir mecOsl
gonderse, sonra da bir musluman engellese durum bundan farkl1d1r. (unku o
352 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

durumda kopegi gondermenin asl1 ge~erli idi. Dolay1s1yla hukum, kopegi av1n
pe~inden gonderen kimseye gore verilir. Yoksa engelleyen kimseye gore verilmez.

Harem bolgesindeki bir kopegi bir kurdun uzerinde gonderse, kopek


Harem'de bir av hayvanm1 yakalasa, bu ki~i neden olma durumunda smm
a~mad1g1 ic;in ona hic;bir ~ey gerekmez.

Cunku kopegin kurdun pe~inden gonderilmesi mubaht1r. Bu nedenle kopek


av1 yakalasa da bu kimseye odeme gerekmez. Halbuki bir kurda ok atsa, bu atllan
ok bir ava isabet etse durum farkl1d1r. cunku bu durumda bu fiili bizzat i~lemi~
olmaktad1r. Bu konuda s1nin a~ma anlam1 dikkate al1nmaz. Fakat Harem'de av
hayvaninin yanl1~l1kla oldurulmesi, kasten oldurulmesi gibi odemeyi gerektirir.

Boyle ihrams1z bir kimse, bir kopegi hill bolgesindeki bir av


hayvanmm pe~inden gonderse, kopek de Harem'deki bir av hayvanma
gitse ve onu oldl.irse o kimseye hic;bir ceza gerekmez.

Nitekim kopegi pe~inden gonderdigi av hayvani Harem'e girse ve kopek onu


orada oldurse durum aynid1r.

Bir mecusl, Harem'deki bir av hayvanmm pe~inden bir kopek


gonderse, ihramh bir ml.isll.iman da onu engellese, kopek ve avm pe~inden
gitmese ve mecusl av hayvamm oldl.irse ihramhya ceza gerekir.

cunku ihraml1nin engellemesi, av hayvan1n1 gostermeksizin meydana gelmez.


lhraml1 gosterme su~u nedeniyle av hayvaninin bedelini oder. Engellemesi
durumunda bu, oncelikle gereklidir.

Bu av hayvanmm eti yenilmez.

Bu durum ihramlin1n engellemesi nedeniyle degildir. Cunku av hayvaninin


haraml1g1, gosterme nedeniyle sabit oldugu gibi, engelleme nedeniyle de sabit
olur. Ancak burada av1n yakalanmas1, kopegin gonderilmesine ve onu gonderenin
mecGsl olmas1na bagl1 oldugu i~in bu avin eti yenilmez.

ihramh, av ic;in bir ag kursa ve av hayvam bu aga yakalansa onun


lhramhnm
agile av cezas1 gerekir.
yakalamas1
Cunku buna neden olmakla s1nin a~m1~t1r. Bu ag1 bir kurt ya da eziyet veren
y1rt1c1 bir hayvan i~in kurmu~ olsa, bu ag1n i~ine bir av hayvan1 du~se; bu ag1
kurana hi~bir ~ey gerekmez. Cunku bu neden olmada sin1n a~m1~ degildir. Bu
durum daha once ge~en ihramlin1n ~ad1r kurmas1 konusuna k1yas edilmi~tir.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _353

lhramh bir kimse, bir ba~ka ihramhya bir av hayvanm1 gosterse ve ona lhramhnm
av hayvanm1 oldi.irmesini emretse ve emrolunan ki~i de bir i.ic_;i.inci.i ki~iye ba~ka
ihramhya
onu oldi.irmeyi emretse, o da onu oldi.irse; bunlardan her birine tam ceza av
gostermesi
gerekir.

c;:unku bunlardan her biri av hayvanin1 oldurme suc;:unu i?lemi?


bulunmaktad1r. Av hayvan1n1 olduren ki?i dogrudan oldurmesi, ikinci emreden ki?i
av1 oldurene gostermesi, birinci emreden ki?i ikinci emreden ki?iye av hayvan1n1n
yerini bildirmesi ve nihayet bunu ba?kas1na emretmesi nedeniyle suc;:ludur.
Dolay1s1yla hepsi cezay1 oderler. c;:unku ikinci emredilen ki?inin fiili ona emredenin
fiili gibidir. lkinci emreden ki?i av hayvan1n1 oldurse, bu nedenle birinci emredene
ceza gerekir. Bunu ba?kas1na emredip de o da av hayvan1n1 oldururse boyledir.
[4/190]
Birkac_; ihramhmn aym av1 avlamas1 durumunda av cezas1 boli.inmez.

Bu nedenle o Li<;: ki?inin her birine tam ceza gerekir.

Bir ihramh, ihramh arkada~ma bir av1 haber verse ama ikinci ihramh Birka~
av1 gormese, nihayet bir ba~ka ihramh bunu haber verse, birinci ihramh ihramhnm
aym av1
bunu ne dogrulasa ne de yalanlasa; fakat avlanma istese ve av1 oldi.irse; avlamas1
her birine ceza gerekir.

c;:unku onlardan her biri yapt1g1 davran1?ia ihram suc;:u i?lemi?tir. Bu durum
birinci ihraml1y1 yalanlamas1 durumundan farkl1d1r. c;:unku o takdirde ona ceza
gerekmez. Yalanlamas1 nedeniyle av1 gosterme hukmu ortadan kalkm1? olur.
Dolay1s1yla bundan sonra av1n oldurulmesi birinci ihramlin1n gostermesine bagl1
olmay1p, ikinci ihraml1n1n gostermesine bagl1 olur. Birinci ihraml1 bunu ne
dogrulasa ne de yalanlasa i?aret etme hukmu ortadan kalkmaz.

Bir ihramh, ihramh arkada~m1 diger bir ihramhya gonderse ve ona;


"Falan sana ~u yerde bir av var diyor", dese o da gidip o av1 oldi.irse;
gonderen ki~iye de elc_;iye de o av1 oldi.irene de ceza gerekir.

c;:unku bunlardan her biri davran1?1nda a?lrl gitmi? olur. Av1 olduren ihraml1,
gonderen ki?inin gondermesi ve elc.;inin teblig etmesi nedeniyle av1 oldurme
imkanini elde etmi?tir. Bu nedenle her biri cezay1 oder.

Bir ihramh bir ki~iye onun bildigi ve gordi.igi.i bir av1 gosterse, o ki~i de
onu oldi.irse; i~aret eden ki~iye hic_;bir ~ey gerekmez.

c;:unku av1 olduren ki?inin bu av1 oldurmesi, ihraml1nin gostermesiyle


olmam1?t1r. O ki?i onun gostermesinden once de o av1 oldurme imkan1na sahipti.
354 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
Bir ihramhnm ihramh ki~i. ihramh arkada~mdan bir av1 kesmek ic;in emanet olarak
diger
ihraml1ya av1 bir b1c;ak istese, o da ona b1c;ag1 verse, bu ki~i bununla av1 bogazlasa, b1c;ak
kesmesi i~in sahibine hic;bir ceza gerekmez. Ancak bu mekruh olur.
b1~ak vermesi

Bunun mekruh olmas1, b1\ak sahibinin verdigi aletle gunaha yard1m etmesi
nedeniyledir. Ceza hukmune gelince, bu konuda Hanefl fakihlerinin \ogu ~oyle
demi~lerdir: Bu meselenin yorumu ~u ~ekildedir: Av1 olduren ihraml1nin yaninda
silah varsa ve av1 bu silahla oldururse, o takdirde b1\ag1 veren ki~iye ceza
gerekmez. (unku ona b1\ag1 vermeseydi, av1 olduren ki~i yine av1 oldurme
imkan1na sahipti. Av gosterilen ki~i av1n yerini bildigi takdirde av1 gosteren ki~iye
ceza gerekmedigi gibi, burada da av1 olduren ki~i ihramlin1n verdigi b1\akla
oldurme imkan1 elde etmedigine gore, b1\ag1 verene ceza gerekmez.

Ancak av1 olduren ihraml1nin yaninda av1 oldurecek bir ~ey yoksa, cezan1n bu
b1\ag1 verene ait olmas1 gerekir. (unku av1 oldurme imkan1 elde etmesi ona b1\ag1
verme suretiyle ger\ekle~mi~tir. Muhammed (rh a.) es-Siyeru'/-Kebir'de buna i~aret
etmektedir.

Bana gore daha dogru olan, ~u iki durumda da b1\ag1 verene ceza
gerekmemesidir. Birincisi: Av hayvan1 b1\ag1 almadan once de bu kimse taraf1ndan
yakalanm1~t1r. Bu kimsenin av1 yakalamas1 nedeniyle hukmen ve av1 oldurmesi
nedeniyle hakikaten avlanma anlam1 ortadan kalkm1~t1r. B1\ag1n verilmesi ise
avlanma anlam1n1 ne hakikaten ne de hukmen ortadan kald1rmamaktad1r. Halbuki
av1 gosterme durumu bundan farkl1 olup, av1n elinden ka\amayacag1 kimseye av1n
yerini bildirdigi zaman, avlanma anlam1n1 bir a\1dan ortadan kald1rmaktad1r.
(unku av hayvanin1n, elinden ka\abilecegi kimseden ka\mas1 kanatlanyla
olmaktad1r. Ka\amay1nca, onun gozunden gizlenmesiyle olur. 0 ki~iye av
hayvaninin yerini bildirdigi zaman, avlanma anlamin1 hukmen ortadan kald1rm1~
olmaktad1r.

lkincisi: Buradaki emanet verme av hayvaniyla degil b1\akla ili~kilidir. Bu


emanet verme i~i, av hayvan1 olmasa da ge\erli bir i~lemdir. B1\agin av hayvani
oldurme d1~1nda kullan1lmas1 da mumkundur. B1\ag1n mutlaka av hayvan1 i\in
kullanma zorunlulugu yoktur.

Halbuki av hayvan1n1 gostermek boyle degildir. (unku bu durum av


[4/191)
hayvan1yla dogrudan ili~kilidir. Av hayvan1n1 gostermenin onu yakalay1p
oldurmekten ba~ka bir yaran yoktur. Bu durum ancak av hayvan1n1n orada
bulunmas1yla ger\ekle~ir. Bu durumda ise ceza vacip olur.
Ha c Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 3SS

Muhammed (rh a.) el-As! kitab1nda "ihraml1n1n evlenmesi" konusunu ihramlmm


evlenmesi
anmam1~t1r. Bu, bilinen ihtilafl1 bir meseledir. Hanefilere gore ihramli kimse
evlenebilir. Velisi bulundugu k1z1 evlendirebilir.

$afil (rh a.)'ye gore ihraml1nin evlenme ve evlendirme hakk1 yoktur. Bunu
yapacak olursa bu nikah gec;;erli degildir. Bunun delili, Osman (r.a )'in naklettigi ~u
hadistir: Peygamber (s.a v) ~byle buyurmu~tur: bq ':ij ' f;..Ji & 'l "/hramli
283
evlenemez, ve ba~kasm1 evlendiremez. "

Ayr1ca nikahtan maksat cinsel ili~kidir. lhram nedeniyle bu kimseye cinsel


ili~ki, ona yol ac;;an ~eylerle beraber haram olur. Dolay1s1yla bu maksat bulunmayan
nikah akdi de haramd1r. Bu durum cariye satin almaktan farkl1d1r. (unku cariye
satin almakta cinsel ili~ki maksad1 yoktur. Cariye sadece ticaret ic;;in satin
al1nmaktad1r. lhraml1n1n ticaret yapmas1 ise yasaklanmam1~t1r. Gbrmez misin,
musluman, mecusl kadinla veya slit k1z karde~iyle evlenemez. Bunlarla cinsel ili~ki
haram olduguna gore, nikah akdi de haram olur. Halbuki bunlari satin alma hakk1
vard1r.

Biz Hanefllerin delili, lbn Abbas (r.a )'1n,

"Hz. Peygamber (s.a.v.), MeymOne (r. a.) ile ihram/1 iken evlendi. 284 ", ~eklindeki
hadisidir. Ay~e (r a )'den de bu ~ekilde rivayet edilmi~tir. Ebu Rafi' (r a) hadisinde ise
farkl1 rivayetler bulunmaktad1r. Baz1 rivayetlerde "Peygamber (sa v.) ihrams1zken
evlendi"285, baz1larinda ise "Peygamber (s.a v.) ihram/1 iken evlendi. lhramdan
c;;1kt1ktan sonra zifafa girdi. lkisi arasmdaki ek;i bendim 286 ", denilmektedir.

ln~allah "Nikah" konusunda ac;;1klayacag1m1z gibi nikah mecaz olarak a kit


anlam1nda kullanilsa da, Osman (r.a.) hadisinin maksad1nin nikah akdi olmay1p
cinsel ili~ki oldugu anla~1lmaktad1r. Anlam ac;;1s1ndan bu meselede ifade gayet
ac;;1kt1r. c;:unku nikah bir kar~1l1kli bedel akdidir. lhraml1nin al1~ veri~ vb. gibi kar~1l1kl1
bedel akdi yapmas1 ise yasaklanmam1~t1r. Nikah akdi as1I maksat yani cinsel ili~ki

283
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/64; Darim1, Nikah 17; Muslim, Nikah 41; lbn Mace, Nikah 45; Ebo
DavOd, Menasik 38; Tirmiz1, Hacc 23; Nesa1, Menasik 91.
284
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/201; Buhar1, Cezau's-sayd 12; Muslim, Nikah 46; EbO DavOd, Menasik
38; Tirmiz1, Hacc 24; Nesa1, Menasik 90; Hakim, Mustedrek, IV/33.
285
Muslim, Nikah 48; lbn Hibban, Sahih, IX/443.
286
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/392; Darim1, Menasi k 21; Tirmiz1, Hacc 121; lbn Hibban, Sahih,
IX/438; Beyhak1, es-Sunenu'/-kubra, 111/288.
3S6 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsiit

anlamrnda kullan1lm1~sa. nikah1n hukumsuz olmas1 konusunda degil, cezan1n vacip


kd1nmas1 veya ihramtn tamamen gec;ersiz say1lmas1nda etkili olacakt1r.

Bunun ac;1klamas1 ~u ~ekildedir: lhraml1 ile han1m1 aras1daki nikah, ihramdan


sonra gec;erli olarak devam etmektedir. lhram akdi ba~lang1c;ta nikaha zit olsayd1,
han1m1n mecusl olmas1 ve sut karde~lik nedeniyle haramlik gibi ihram1n devam
etmesine engel olurdu. Nikahtn devam etmesine engel olmad1g1 takdirde
ba~lang1c;ta da gec;erlidir. Bu farkla nikah konusu, av hayvan1n1 satin almak
konusundan aynlmaktad1r. ~unku ihram, av uzerindeki mulkiyetin devamrna
engeldir. Dolay1s1yla nikah konusundan farkl1 olarak ba~lang1c;ta mulkiyetin sabit
olmas1na engeldir.

Bunun delili ~udur: Bir kimse daha once bo~ad1g1 hanim1na ihraml1 iken
donerse bu ittifakla gec;erlidir. $afil (rh.a.)'nin kuralina gore bir kimsenin hanim1n1
bo~ad1ktan sonra yeniden ona donme arzusu, cinsel ili~kiyi helal kdan bir nedendir.
Aynca ihraml1n1n bo~ad1g1 harnm1na donmesi yasaklanm1~ degildir. Nikah da
boyledir. $afil (rh.a.)'nin sozunun asl1 z1har konusuyla c;eli~ki olu~turur. ~unku z1har
cinsel ili~kiyi ve ona gotUren ~eyleri haram kdar. Ba~lang1c;ta hanim1na z1har yap1p
sonra ondan aynlmak, sonra da onunla evlenmek suretiyle akit yapmaya engel
degildir.

Aynca $afil (rh.a.) ihramlin1n velisi bulundugu k1z1 evlendirmesini de kabul


[4/192]
etmemektedir. Halbuki bu konuda ihramlinin cinsel ili~kiyi mubah sayma imkan1
yoktur. Bundan anl1yoruz ki, $afil (rh.a.)'nin sozu anlam ac;1s1ndan c;ok zay1ft1r. Allah
en iyisini bilendir.

Imam Serahsl (rh.a.), Allahu Teala ona rahmet ve onu magfiret eylesin, dedi ki,
burada, en ac;1k anlamlar ve en ozlu ifadelerle ac;1klad1g1m1z "lbadetler"
konusunun sonuna gelmi~ bulunuyoruz. Bu ifadeleri, Cuma ve cemaatlerden
al1konulan, ilahl risaletle gonderilmi~ olan Efendilerin Efendisi Muhammed
Mustafa'ya ve O'nun mu'min erkeklerden ve mu'min kad1nlardan ehline salat
ederek yazd1rm1~t1r.

Burada "HAC" konusu tamamlanm1~t1r. Minnet sadece Allah'ad1r. Suresi


tUkenmeyen ve say1s1 bitmeyen sonsuz, surekli hamdu sena yaln1z O'nad1r.
NiKAH KiTABI
(c_lS::JI ~l:S')

lslam'in bncusu, imamlann gune~i, zahid, kadri yuce, buyuk imam EbO Bekir Nikahm
anlam1
Muhammed b. EbO Sehl es-Serahsl (rh a) yazd1rarak bildirdi ki;

Lugatte nikah, cinsel ili~kide bulunmak demektir. Araplar ~oyle derler: "C::1plak
nikahland1." yani "Dogurdu." Yine onlar, "C::1plag1 nikahlad1k ve beraber olduklan
i~in ne oldugunu gbrecek ve ondan ne gibi bir sonuc;: c;:1kacagina bakacag1z."
derler.

Nikahin hukukl anlam1 ise, bir ~eyi digerine katmad1r. Buna gore, "sutanne
emzirdigi c;:ocugu kendine katt1" yani "ona bakmay1 luzumlu sayd1" ve yine (:~;1
_;..Ail "sabra san/" yani "devaml1 sab1rl1 ol" denilir. Biri de ~oyle demi~tir:

"Kabir/er bekar, du/ ve yetim kadmlan kendisine nikahlar 287 " Yani on Ian
kendisine katar. Cinsel ili~kl an1nda, cinsel ili~kide bulunanlardan biri de digeriyle
birle~erek ona katlld1g1ndan dolay1, onlann bu fiilleri nikah olarak adland1rilm1~t1r.
Biri ~oyle demi~tir:

"Cinsel ili~kiden ho~lanan gene;: bir k1z gibi." Bu ifadedeki "nikah" kelimesi
"cinsel ili~ki" anlam1ndad1r.

"Kadmlannt b1rak1p da, Dic/e'nin iki kenanndaki ineklerle cinsel ili~kide


bulunanlar. " 288

"Nikah" kelimesi, mecazl olarak "a kit" ic;:in de kullanil1r. Onun akit ic;:in
kullan1m1, ya cinsel ili~kiye gbtOren ~eri/me~ru bir neden oldugu, ya da akdin
anlaminda da, "ed-dammu=katma, ilave etme" anlam1 oldugu ic;:indir. C::Onku akit
yapmak suretiyle bir taraf digerine kat1lm1~ olmaktad1r. Boylece akitle~en iki taraf,
i~lerini Ostlenme hususunda sanki bir tek ~ah1s gibi olmaktad1rlar.

~afil (rh a), nikah isminin dinde sadece "a kit" demek olduguna inanmaktad1r.
Oyle degildir. Allahu Teala,

2s1
..s" - U-
- ·~11 .J ..s"-1:.\i1
t:..i1 ·1,1 J-\11 ;..r-:' ~<::; · A 1~l
- G- Jr.'"'
2ssi)7li ili-~ .L;. _ _ c;-8 1- ·'; L.;).. ~ : .;- \!.!1
. -- ..:r---- ~ .J f-" -• ..r-: J
358 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

"(On far) evlilik c;agma gelinceye kadar... " (en-Nisa, 4/6) buyurmaktad1r. Bu
ayetteki "nikah" ifadesi, erginlik ve olgunluk i;;ag1n1n gbstergesi olan "ihtilam"d1r.
c;:unku ihtilam olan kimse, uykusunda cinsel ili~kinin ~eklini gbrmektedir. Allahu
Tea la:

"Zina eden erkek, zina eden bir kadmdan ba~kas1 ile evlenmez" (en-Nur, 24/3)
buyurmaktad1r. Buradaki "nikah" ifadesi de, "el-vat'=cinsel ili~ki" anlam1ndad1r.

Nikah kelimesinin "akit" anlamina kullan1lmas1 tamamen birlikte an1ld1g1 akit


yapanin an1lmas1 veya velilere hitap edilmesi yahut ehlin izni ko~ul kil1nmas1
delilinden dolay1d1r. <( ~ ...;·~\j, 1#lJ ~ "Aramzdan bekar/an evlendirin" (en-
NOr, 24/33) ayetindeki kullan1m bu ~ekildedir. <( ~I .;>1k !)>.A<!J ~ "Sahiplerinin
izni i/e on/an nikah/aytn" (en-Nisa, 4/25) ayeti de byledir.

Nikah Nikah akdiyle ilgili dlnl, dunyevl pek i;;ok yararlar bulunmaktad1r. Kad1nlann
akdinin korunmas1, dunyevl i~lerinin yurutUlmesi ve nafakalann1n saglan1lmas1 gibi hususlar
hiikmii ve
yararlari nikah akdiyle dogrudan ilgili oldugu gibi, nefsin zinadan korunmas1 da nikahla ilgili
yararlardand1r. Yine Allahu Teala kullan ve Peygamber (s.a.v.)'in ummetinin
i;;ogalmas1, Peygamber (s.a.v.)'in i;;ok olan ummeti ile iftihar eylemesi, olay1nin
geri;;ekle~mesi de, nikah akdine bagl1 bir hususdur. ResOlullah ~byle buyurur:
[4/193]

"Evleniniz, c;oga/m1z. c;cmkD ben, kwamet gQnO Ommetimin c;ok/uguyla iftihar


ederim. 289 "

Nikah1n nedeni, "takdir edilen omur boyunca, alum vaktine kadar evliligin
devam etmesidir." c;:unku Allahu Teala, bu kainat1n k1yamete kadar bakl kalmas1na
hukmetmi~tir. c;:ogalma ile bu geri;;ekle~ir. c;:ogalma ise genel olarak erkek ve
kad1nlar aras1nda meydana gelir. Bu da ancak aralannda cinsel ili~ki ile olur. $eriat
(din), bu cinsel ili~ki yolunu nikah olarak belirlemi~tir. c;:unku zorlamada (k1z
kai;;1rma veya tecavuz) anar~i, nikah akdi olmaks1z1n cinsel ili~kide ise, neseplerin
kan~mas1 soz konusudur. Bu da, neslin y1k1m1 ve bozulmas1 demektir.

Yine insanl1g1n di~ileri (kad1nlar), nz1klann1 saglay1p evlatlanna harcama


konusunda (erkeklere gore) daha zay1ft1rlar. Bu nedenle nikah akdi, bunu da
belirlemi~ ve i;;ocuk kimden meydana gelmi~se, neslin olup yok olmamas1 ii;;in,

289
Ahmed b. Hanbel, Musned. 111/158; lbn Mace, Nikah 1; Eba Davad, Nikah 3; Nesa1, Nikah; 11; lbn
Hibban, Sahih, IX/338; Hakim, Mustedrek, 11/176.
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 3S9
nafakas1n1 da o kimse uzerine farz kllm1~t1r. lnsanoglunun bzgurluk ac;1s1ndan
ic;inde bulundugu asll duruma bagl1 bu sahiplenme (milk), nikahtan ba~ka bir yolla
sabit olmaz. Bu ise, sbzunu ettigimiz "Takdir edilen bmur boyunca, alum vaktine
kadar nikah1n devam etmesidir." sbzuyle ayni an lama gelmektedir.

Alimlerin c;oguna (rh a.) gore nikah akdi, sunnet ve mustehapt1r.

Zahirller ise, bu konuda kitap ve sunnette yer alan emirlerin ac;1k anlam1n1
esas ald1klanndan nikahin, farz oldugu kanaatindedirler. Yine Zahirller bu konuda
~u hadisin de ac;1k anlam1n1 esas alm1~lard1r:

Rivayete gore Peygamber (s.a.v.), Ukkaf b. Halid'e (r a);

"Senin hammm var mt? diye sormu~ Ukkat da, "haytr yok" demi~ti. Bunun
uzerine ResOIUl/ah (s.a.v.), Ev/en! c;unkU (evlenmemekle) sen, ~eytanm taifesinden
o/ursun. 290 " buyurmu~tu.

Bu hadisin ba~ka bir rivayetinde ise Peygamber (s.a.v.)'in Ukkaf (r.a.)'a ~byle
dedigi bildirilmektedir.

0-" :, '-F'A:0-? ~'+"'"' . •::~ l!...- ~ 01µ-.tt ~\\j l.SJ' WI .JI.;:;.'


l: •l1 0iJ~ c1.r !.: : : :5· 01
- . .) 0-? .__
, ,
S'~-jj ..!_,~ Ji ~~jj jl ~ jj 43j ..:..t.o

"Eger htristiyan rahiplerinden isen onlara kattf; yok eger bizden isen evlen.
c;unku benim ummetimin muhacirleri, oldugunde bir, iki veya uc; hamm1 olan
kimse/erdi 291 "

Zahirllere gore zinadan korunmak farzd1r. Ondan korunmak da ancak


nikahlad1r. Farz olan bir ~eye ancak kendisiyle ula~llabilecek ~ey de, farzd1r.

Biz Hanefilerin, nikah1n sunnet olduguna dair delili ~udur: Peygamber, dinin
farzlann1 saym1~. vacip olanlan ac;1klam1~t1r. Ancak bunlar ic;erisinde nikah1
saymam1~t1r.

290
Abdurrezzak, Musannef, Vl/171; Ahmed b. Hanbel, MOsned, V/163; Taberan1, el-Mu'cemO'l-kebir,
XVlll/85; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/459.
29 1
Abdurrezzak, Musannef, Vl/171; Ahmed b. Hanbel, MOsned, V/163; Taberan1, el-Mu'cemO'/-kebir,
XVlll/85; Heysem1, Mecmau'z-zevaid, IV/459.
360_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Sahabl (r.a.) arasinda evlenmeyenler bulunmu~tur. ResOIOllah (s.a v.) bunu


k1namam1~t1r.

Yine sahabller, <;e~itli Olkeleri fethetmi~ler ve fethettikleri yerlerin halkina


lslam'1n farz olan hususlanni en ince aynnt1sina kadar bildirmi~lerdir. Ancak bunlar
i<;erisinde nikah1 anmam1~lard1r.

Zinadan nikahla korunulabildigi gibi, oru<; tutmak suretiyle de korunulabilir.


~OnkO Peygamber (s av) ~byle buyurmu~tur:

"Ey genr:;ler top/ulugu! Evleniniz. Arantzda evlenmeye gucu yetmeyenler varsa


orw; tutsun. c;unkU orur:; bir Wr enemedir (onu korur).292 "

Zahirllerin yukanda rivayet ettigi hadisin yorumu ~byledir: Bu hadis, kadinlar


kar~1sinda sab1r gbsteremeyerek kendisini koruyamayacak kimseler hakk1ndad1r.
Eger durum bbyle olursa, biz de byle sbyleriz: 0 takdirde sbz konusu kimsenin
nikah1 terk etmesi dogru olmaz. Eger bu ~ekilde degilse o kimse i<;in nikah
sunnettir. Peygamber (s av.);

~I ~j )a,.;Jlj t_lSSJI ~_;jl ~ ~ ..!..~


"Or:; ;ey, peygamberlerin sunnetlerindendir: Nikah, guze/ koku surunmek ve
buyurmu~tur. Ba~ka bir hadisinde de,
293
guzel ahlak "

"Nikah benim sunnetimdir. Kim benim sunnetimden yuz r:;evirirse, benden


294
degildir. " buyurmaktad1r.

Bu hadisteki ..):! .;.:ii "benden degildir" ifadesi, ~). ~ ~ "benim


izledigim yol Ozere degildir" anlam1ndad1r. Bu nedenle Hanefl alimlerimiz (rh a)
~byle demi~lerdir:

292
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/378; Darim1, Nikah 2; Buhar1, Nikah 2; Muslim, Nikah 1; lbn Mace,
Nikah 1; Ebo Davod, Nikah 1; Tirmiz1, Nikah 1; Nesa1, Nikah 3.
293
lbn EbO $eybe, Musannef, 1/156; Ahmed b. Hanbel, Musned, V/421; Tirmiz1, Nikah 1; Taberan1, el-
Mu'cemu'/-kebir, IV/183.
294
Ahmed b. Hanbel, Musned, 111/285; Darim1, Nikah 3; Buhar1, Nikah 1; Muslim, Nikah 5; lbn Mace,
Nikah 1; Nesa1, Nikah 4; lbn Hibban, Sahih, 11120.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _361

Nikah, nafile ibadetlere kendini adamak suretiyle inzivaya c;ekilmekten daha


faziletlidir.

$afil (rha) ise, "Ki~inin butUn i~lerden el etek c;ekip kendisini s1rf Allah'a
ibadete adamas1, daha ustUndur. Ne var ki, kad1nlara kar~1 ki~inin kendisini
koruyabilmesi ve Allah'a ibadete adama konusunda sab1r gosterememesi durumu
[4/194]
bu nun d1~1ndad1r." demi~tir. $afil bu g6ru~unun deli Ii olarak, lj~ _, I~ j "Efendi
ve iffetli" (Al-i lmran, 3/39) ayetini gosterir. Bu ayette Yahya (as.), "efendi ve iffetli"
oldugu bildirilerek ovulmu~tUr. Buradaki J_,..,._,JI ifadesi, "guc; ve kudreti oldugu
halde kad1nlara yakla~mayan, onlardan kendini korumas1n1 bilen kimse"
anlam1ndad1r. Bu da g6stermektedir ki, bu durum, daha faziletlidir.

Ayrica nikah, insanlar aras1 ili~kiler (muamelat) cinsindendir. Muslumanla da


kafirle de olur. Burada maksat, ~ehveti s6ndurmektir. Bu, insan tabiat1n1n
meylettigi bir ~ey olup ki~i bunu gerc;ekle~tirmekle dogrudan kendisi i<;in bir ~ey
yapm1~ olur. Ancak ki~inin kendisini Allah'a ibadete adamas1, nefsinin isteklerine
kar~1 koymas1 anlam1ndad1r. Bu durumda ki~i. Allahu Teala ic;in Allah'in yaratt1klar1
ile ugra~maktad1r. Allahu Tea la ~6yle buyurur; ~.;_,laj ~) ..,J~lj ~I , ! ~\;_ L4 _,~
"Ben, insanlan ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yaratttm." (ez-zariyat, 51/56).
Bu ayete gore, ki~inin kendini Allah'a ibadete adamas1, daha fazlletlidir. Ancak
ki~inin nefsini kad1nlara kar~1 koruyamamas1 bunun d1~1ndad1r. Bu takdirde dinin ve
nefsin zinadan korunmas1 anlam1 nikahta bulunmaktad1r. ~unku Omer (ra.) ~6yle
demi~tir: "Hangi gen<; evlenirse, dininin O<;te ikisini korumu~ olur. Kalan uc;te birlik
b61umunu korumak i<;in de Allah'tan korksun." Bu nedenle nikah, bu kimse
hakk1nda daha fazlletlidir.

Biz Hanefllerin bu konudaki delili, Hz. Peygamber (s a v.)'in;

t)j::il f~I \; fl~ 010..:~·J .ljl~ 0~j 0~ ._fa- 0L5 &>


"Benim, Oavud ve Suleyman (as)'m dini uzere olan evlensin. 295 " hadisidir.

Resulullah'1n bizzat kendisi de, me~ru olc;uler ic;erisinde kendisine mubah olan
say1da kad1nlarla evlenmi~tir. Resulullah bu hanimlarla, nefsini tutamad1g1ndan
dolay1 evlenmi~tir, denemez. ~unku nefsin kad1nlara olan arzusu, bir hanimla da
ortadan kalkar. Oyleyse Peygamber'in bir han1mla yetinmemesi, nikah1n daha
faziletli oldugunu gostermektedir. Resulullah (s av )'1n durumunu deli I g6stermek,
Yahya (a.s )'nin durumunu deli I g6stermekten daha 6ndedir. Kald1 ki Yahya (a.s )'nin

295
Ali el-Muttak1, Kenzu'l-ummai, XVl/285.
362_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsilt
dininde yaln1z ba~ina ya~ama (uzlet), insanlann aras1na kan~1p ya~amaktan (u~ret)
daha faziletli idi. Bizim dinimiz ve hukukumuzda ise, t1pk1 Peygamber (sa.v)'in;

"fs/am'da evlenmemek yoktur.296 " hadisinin de gosterdigi gibi, "u~ret",


"uzlet"ten daha fazlletlidir.

Yukanda nikahin bir dizi yararlan kapsad1g1ndan soz etmi~tik. Hulefa-i ra~idln
(r.a.)'in de tercih ettigi gibi evlenmek, nafile bir ibadetle ugra~maktan daha
ustUndur. Evlenme akdinden maksat, ~ehveti gidermek degildir. Bilakis ondan
maksat, yukanda ac;1klanan yararlann nedenlerine sanlmakt1r. Bununla birlikte
Allahu Teala, hem itaat edenleri hem de asl olan kimseleri te~vik ic;in, ~ehvetin
giderilmesini de evlenmeye bagl1 klim1~t1r. 0 (c.c.), itaatkar olanlan dlnl anlam ve
gayelerle, asl olani da ~ehvetini gidermesi ic;in te~vik etmi~tir. T1pk1 bu, emirlige
benzer ki, orada da, makam ve mevki tutkusunun giderilmesi sbz konusudur. Oyle
ki nefis, guc; sarfetmek ve asker sevketmek suretiyle emirlik yapmay1, nikah1
arzulad1g1ndan daha fazla ister. Ne var ki, emirlik yapmaktan maksat, makam ve
mevki arzusunu gidermek degildir. Bilakis hak ve adalete dayanan bir yonetim
sergilemektir. Ancak Allahu Teala, kullukta bulunman1n kula yarann1n s1n1rl1
oldugu, nikah1n yarann1n ise, nikahlanan kimseyle sin1rl1 olmay1p ba~kalanna da
olabildigince fazla oranda oldugu halde, hem asller hem de itaatkar olanlann
kendi emir ve itaatine girmeleri ve de itaatkar ve asl olanlan buna te~vik etmek
ic;in, emirligi makam arzusuyla birle~tirmi~tir.

lbadetin yaran sadece ibadet edene a1tt1r. Evlenmenin yaran ise yaln1z
evlenene bzgu degildir. Ba~kalanna de ula~1r. Yaran c;ok olan daha faziletlidir.
Peygamber (s.a.v.);

"fnsanlann en haYfr/1s1, onlara yararl! oland1r2 97 " buyurmaktad1r.

Bunu boylece anlad1ktan sonra Kitabu'l-Asl ~oyle ba~lamaktad1r: Peygamber


(s av )'den bize haber verildigine gore o ~byle buyurmu~tur:

296
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 111/82.
297
Ali el-MOttakl, Kenzu'/-ummal, XVl/171; Acl0n1, Ke~fO'l-hafa, 11/234.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 363
(4/195]

"Kadm halas1, teyzes1, erkek karde~inin k1Z1, k1z karde~inin k1z1 uzerine nikah
Ya km
edilemez. Kadm k1z karde~inin (adamla ev!endigi takdirde kumas1 o!acak kadmm) akraba ile
evlenme
kabm1 bo~altmak ic;:in (onun nafakas1 da kendisine kalsm diye) kocasmdan onun durumu
bo~anmasm1 isteyemez. Muhakkak onun nzkm1 Allah verir. "298

Bu hadisi sahabllerden lbn Abbas ve Cabir (r.a l rivayet etmi~lerdir. Bu rivayet


me~hur bir hadis seviyesindedir. Alimler onu boyle kabul edip uygulam1~lard1r. Bu
ve benzeri hadisler Hanefilere gore delil olup, onlarla Allahu Teala'nin kitab1na
ilave hukumler getirmek caizdir. Yine bu hadise gore, bir kad1n1n halas1 veya
teyzesinin nikah1 uzerine nikahlanmas1 haramd1r. c;:unku buradaki yasaklama,
haber kipinde gelmi~tir. Bu yasagin en ac;:1k olan bic;:imidir. T1pk1 emir bildiren
ifadelerin haber kipinde geldigi gibi. Allahu Teala'n1n;

"'~ (t ~ . •,:- ..:..1~li..J1Jy


"(~ ~ ~..r.
-l..

"Bo~anm1~ kadmlar, kendi ba~lanna (ev!enmeden) uc;: ay hali (hay1z) bek!er!er."


(el-Bakara, 2/228) ayeti ile,

"Anneler c;:ocuk!arm1 tam iki yJ/ emzirir!er (el-Bakara, 2/233) ayeti bu ~ekildedir.
Hadisteki yasaklama, haram olmay1 gerektirmektedir. Daha sonra da bu yasagin iki
yonlu oldugu bildirilmektedir. Buna gore yasak ya haraml1l1g1 ac;:1klama konusunda
a~1r1 vurgulu bir ifade, ya da anlamin anla~1lmas1ndaki kan~1kllg1n giderilmesi
ic;:indir. Burada; cariyenin ozgur bir kad1n uzerine nikahlanmas1n1n caiz olmad1g1
ancak ozgur bir kad1nin cariye uzerine nikahlanmas1n1n caiz oldugu gibi; erkek
karde~in k1z1nin (yegenin), hala uzerine nikahlanmas1nin caiz olmad1g1, ancak
halanin daha ustUn oldugunu gostermek ic;:in, halan1n erkek karde~in k1z1 uzerine
nikahlanmas1nin caiz oldugu ~eklinde bir anlam c;:1karllabilir. Resulullah (s.a.v.),

bunun her iki yonden de haram oldugunu bildirmi~tir.

298
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/489; Buhari, Nikah, 28; Muslim, Nikah, 37, 51; Nesai, BuyO' 19;
Beyhaki, es-Sunenu'/-kubra, V/345.
364 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Yukanda anllan hadisteki ~\ j')'.i. ~I;.Ji Jt.:5 '13 "Kadm, k1z karde~inin
bo~anmasm1 isteyemei2 99 " ifadesi de, haber slgas1nda bir yasakt1r. Bunun iki
~ekilde yorumu vard1r. Birinci yoruma gore, bu ifadeden maksat, dinde k1z
karde~tir (din karde~i). Yani bir kimsenin, kendilerine bak1p gec;imini saglad1g1 iki
han1m1 bulunur. Onlardan biri kocas1na gelip "kumamin pay1na du~en hakk1n1n
bana gec;mesi ic;in, onu bo~a" demesi durumudur. Bu, yasaklanm1~t1r. (:unku boyle
yapmak, kar~11ikl1 haset ve nefret nedenidir. ResOlullah (s a.v.),

"Birbirinize haset etmeyin, birbirinize bugz etmeyin! Allah'm kullan! Karde~


olun300 "buyurmu~tur.

lkinci yoruma gore, bundan maksat, kan ve nesep olarak karde~tir. Bu da, k1z
karde~lerden biri, k1z karde~inin kocas1na (eni~tesine) gelip "k1z karde~imi bo~a ve
benimle evlen; c;unku ben, sana daha uygunum" demesi durumudur. Bu da
yasaklanm1~t1r. (:unku boyle yapmak, iki k1z karde~ aras1nda slla-i rahimin
kesilmesine yol ac;ar. Akraba aras1 ili~kinin kopmas1, lanetlenen hususlardand1r.
Peygamber (s.a.v.) baz1 hadislerinde buna i~aret etmi~ ve;

"Siz boyle yaparsamz si/a-i rahimi (akraba/1k bagm1) koparm1~ o/ursunuz 307 "
buyurmu~tur.

Hadiste gec;en ~ ,;, l4 ~"k1z karde~inin kabm1 bo~altmak ic;in"


ifadesi, "k1z karde~inin pay1na du~eni kendine c;evirebilmek ic;in" anlamindad1r. Bu
ifade ~ ~eklinde de gec;mektedir. Her ikisi de lugat yonunden kullan1lmaktad1r.
Buna gore, .J~I ..:.,l~s "kab1 bo~a/tt1m" denir ki, kabin ic;erisindekileri bo~alt1p
ak1tmak ic;in egdiginde kullanilan LgJLls-\ ile ayni anlama gelir. Hadisin baz1
rivayetlerinde ise;, ~ .j. l4 ~ ~eklinde gec;mektedir. Bunun da anlam1,
"Allah'm kendisine verdigi ile yetinme"dir. (:unku o kadin1n nzk1n1 Allah
vermektedir. Bu ifadedeki U::...~,JI kelimesi de, pay ve nasip anlam1ndad1r. Buna
gore hadiste, hem kesin bir hukmu hem de ogut ve mustehapl1g1 ic;eren anlam1

299
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 11/489; Buhari, Nikah, 28; Muslim, Nikah, 37, 51; Nesa1, BuyO' 19;
Beyhak1, es-SOnenO'l-kObra, V/345.
300
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 111/225; Buhar1, Adab 62; Muslim, Birr ve's-s1la 28; lbn M!ke, Dua 5; EbO
DavOd, Adab 47; Tirmiz1, Birr ve's-sila 24.
301
Abdurrezzak, Musannef, Vl/263; Taberan1, e/-Mu'cemO'l-kebir, Xl/337.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _36S

kapsamaktad1r. "Onun nzkm1 Allahu Tea/a vermektedir" ifadesi, ogut ve nasihattir.


jl:; 'l ifadesi mustehapl1k ic;ermektedir. c;:unku kad1n bunu yaparsa bu caiz olur.
Ancak yapmamas1 gerekir. ~ J.s, ~\yJ1 ~ ~ "kadin, halas1 Ozerine
nikahlanamaz" ifadesinde ise, kesinlik bildiren bir hokum vard1r. Buna gore eger
bunu yaparsa, Hanefilere gore nikah caiz olmamaktad1r.

Osman el-Betti (rh.a.), bunun karde~ olmayan kad1nlar 1c;1n caiz olacag1n1
soylemi~tir. c;:onku delil ile haram olan, iki k1z karde~in her ikisinin de bir adama bir
arada nikah1d1r. Ona gore bu ayn1 zamanda, Allahu Teala'n1n; ~1 ;.\.Jj L4 r.5J ~1J
"Bun!ardan ba~kas1m istemek, size he/a/ k1/md1" (en-Nisa, 4/24) ayetinin hukmunu
yururlukten kald1rm1~t1r. Ancak Kitap'1n (Kur'an-1 Kerlm) hukmunun haber-i vahidle
yururlukten kald1nlmas1 caiz degildir. Buna gore biz Hanefiler deriz ki, bu hadis
sahih ve makbul bir hadistir; ona uymak gerekir. Hadisin me~hur olma durumunu
goz onune alarak deriz ki, biz Hanefilere gore, onunla Kitap'in hukmunun [411961
yururlukten kald1nlmas1 caizdir. Veya ~oyle deriz: Bu hadis, Kitap'ta gec;en hukmu
ac;1klamakta olup onun hukmunu kald1rmaz. c;:unku Kitap'taki helallik, kapal1 bir
ko~ul ile s1n1rland1r1lm1~t1r. 0 da, ayetin devam1nda anilan,
, .
~ v-- I <.· .Jt~
:_,j~ -~ ;~ •
!<::°\\
J
· f
'1.i I • •

- -- _,. v- - -. - r~ Y ; Y'-:'

"Namuslu olmak ve zina etmemek Qzere mallanmzla (mehirlerini vererek)


istemeniz." (en-Nisa 4/24) ifadesidir. Buna gore buradaki, ileri surulen ko~ul,
kapalid1r. l~te soz konusu hadis, Kitap'taki bu kapal1lig1 ortadan kald1rmak ic;in soz
soylenmi~tir.

c;:onku;

,1,, :,
"t:"".J~
,<:-> r-i.h1.J- [""!=-
! ••1 J- :; \.4
1. ~ ~
ru ~
: ,,!\ .r-<.lJ1
-
..!..L:.i1 o::t-}..
- ~ .J' .JT

"/nsanlara, kendilerine indirileni ac;1klaman ic;in ve dO~QnQp anlasmlar diye


sana da bu Kur'an'1 indirdik" (en-Nahl, 16/44) ayetinin de bildirdigi Ozere ResOIOllah
(s.a v ), ac;1klay1c1 bir peygamber olarak gonderilmi~tir. Veya bu hadisin, Kitap'ta
gec;en yasakl1g1 onaylad1g1n1 soyleyebiliriz. Allahu Teala, nikah1 haram olanlar
aras1nda iki k1z karde~i birlikte nikahlaman1n yasakl1g1n1 da anm1~t1r. c;:unku iki k1z
karde~ aras1nda, devam etmesi farz, kesilmesi haram olan bir akrabal1k bag1 vard1r
ve bunun kesilmesi yasakt1r. lki k1z karde~i birlikte nikahlamakta da, kumalar
aras1ndaki kar~il1kl1 nefretle~me ve birbirinden ho~lanmamada oldugu gibi, bu
bag1n kesilmesi soz konusudur. Peygamber (s.a.v.), devam etmesi farz olan her
akrabal1g1n, k1z karde~lerin bir nikah altinda bulunmalann1 haram kllan karde~lik
oldugunu bildirmektedir. Hala ile erkek karde~in k1z1 arasindaki akrabal1k ili~kisinin
366 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

de devam1 farzd1r. Hatta onlardan biri erkek digeri kadin olsa, akrabal1k bag1n1n
korunmas1 i~in erkegin kad1nla evlenmesi caiz olmaz. Bu kimse ona kole olarak
sahip bulunsa bile, akrabal1k bag1n1n kesilmesini onlemek i~in, onu ozgur
b1rakmas1 gerekir. Oyleyse hadis, Kur'an'da ge~en haraml1g1 kald1rmak i~in degil,
onu peki~tirmek ve a~1klamak i~in soylenmi~tir.
Bekar k1zm Omer (r a )'den rivayet edildigine gore o,
evlenmesinde

~Ll$-\i1 ~ ~l ~ _,j ~~I ~~


izin ve
denklik
sorunu
302
"KQfQv'/denk olanlar harir:;, kadmlann evlenmelerini engelleyecegim "

demi~tir. Bu hadis, nikahta devlet ba~kanin1n yetkisi oldugunu bize


gostermektedir. c;:unku Omer (r a) burada yasaklamay1, kendisine baglam1~t1r. Bu
da ancak devlet ba~kanl1g1 yetkisi sayesinde olur.

Yine bu hadis, nikahta denkligin itibara al1nmas1 gereken bir ~ey olduguna
delildir. c;:unku kad1n1n, kendisine denk olan biriyle evlenmesi engellenemez. Nikah
akdi, kad1nin bunu isteyip kabullenmesi ile ger~ekle~mi~ olur. Peygamber
(s av )'den rivayet edildigine gore o ~oyle buyurmu~tur;

"(Evlilik konusunda) bakire ktzm izni istenir. Susmast izin vermesidir. Dul
kadmm da kendisine bu konuda dant~t!tr 303 "

Bu hadisteki le_;; .j yU "kendisinin izni istenir" ifadesi, "kendi evliligi


konusunda kendisinden izin istenir" anlam1ndad1r. Hadis, babas1 olsun ba~kas1
olsun k1z1n velilerinden herhangi birisinin, k1z1n izni olmadan onu evlendirme
haklarin1n olmad1g1na da delildir. Hadiste ge~en ifadenin anlam1, k1zdaki utanma
duygusunun, red cevab1 vermesine engel olmamas1 ve teklifi reddetmek suretiyle
bu evliligi istemedigini bildirdigi zaman, arkasindaki veli destegini kaybetmemesi
i~indir. Bu izin k1zdan, insanlar aras1nda degil de tek ba~1na oldugu bir s1rada
istenilir, anlam1nda oldugu da soylenmi~tir. Lt~ ~1µ "Onun 1zn1
susmas1d1r, "veya "susmas1 izindir", baz1 rivayetlerde L-0 J ~,,,_t.:. "susmast nzas1d1r"
ifadeleri ise, nikahta k1z1n rizas1n1n ko~ul oldugunu ve susmas1n1n evlilige raz1
oldugu an lamina geldigini gostermektedir Bir rivayete gore Ay~e (r.a );

302
Abdurrezzak, Musannef, Vl/152; lbn EbO $eybe, Musannef, IV/52; Darekutni, SQnen, 111/298;
Beyhaki, es-SOnenO'/-kObra, Vll/133.
303
Ahmed b. Hanbel, MOsned, 1/362; Buhari, Nikah 42; Muslim, Nikah 64; lbn Mace, Nikah 11; Ebo
DavOd, Nikah 23; Tirmizi, Nikah 18; Nesai, Nikah 33.
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _367

"Ya ResO!ullah! O (k1z), utanir ve utancmdan sukOt eder" deyince ResOIUl/ah


"buyurmu~tur.
304
(s.a.v.), Onun sukut etmesi, raz1o/mas1d1r

Bu ifadenin anlam1 ~udur: Bu k1z, erkek istedigini (evlenmek istedigini) ac,;1kc,;a


soylemekten utan1r. Eger iznine ba~vurulursa, evet veya hay1r ~eklinde, iki tl.irlu
cevap verebilir. Bu durumda onun susmas1, raz1 oldugunu bildirmek suretiyle,
verecegi cevap ile kendisi arasina haya duygusunun engel olmas1 anlam1na gelir.
K1z1n susmas1, nikaha raz1 olmamas1 ve yuz c;evirmesi anlam1ndaki ·~~I degildir.
(unku yuz c;evirme ·~)1, erkekleri arzulamad1gin1 belirtmekten utan1r,
anlam1ndad1r. Diger taraftan k1z1n susmas1, t1pk1 ~uf'a hakkt sahibi kom~unun, evin
sat1~1 gerc,;ekle~tikten sonra susmas1 gibidir. Sat1~a nza g6stermi~tir. K1z1n da
susmast evlilige raz1 oldugunun delilidir. Yine efendinin, kolesinin hukukl
tasarrufunu gordugunde onu bu i~ten yasaklamay1p susmas1 da boyledir.

)jG 01j "Evliligi konusunda dul kad1n1n goru~u sorulur" ifadesi, dul Dul kadmm
evlenmesi
kad1n1n susmas1yla yetinilemeyecegine delildir. (unku mu~avere, "mufaale"
kal1b1ndad1r. G6ru~ sorma i~i, ancak iki taraftn konu~mas1yla gerc;ekle~ebilir.

$afil (rh a), bu hadisin ac;1k ifadesini deli I alarak, kuc;uk ya~ta dul kalmt~ bir k1z1,
[4/197]
olgunluk c;agtna eri~inceye kadar kimsenin evlendiremeyecegine ve onun evliligi
hususunda goru~unun al1nacag1n1 soylemi~tir.

Biz Hanefller ~6yle deriz: Hadisteki .Jjl.!i ~l.J s6zu, kendisine dan1~1lmaya
ehil olan dul kad1n1 gostermektedir. Buna gore kOc;Ok ya~larda dul kalm1~ bir kad1n,
kendisine dani~llmaya ehil olmay1p hadisin hukmu bunlan kapsamaz.

Ibrahim en-Nehal (rh.a.)'den bize ula~t1g1na gore o ~oyle demi~tir: "Bakire


k1z1n, evliligi hususunda kendisinden izin istenir. (unku belki de o k1zin
kendisinden ba~kas1nin bilemedigi bir kusur ve hastal1g1 olabilir." Burada
kastedilen kusur veya hastal1g1n, k1z1n cinsel organin1n (fercinin) yap1~1k olmas1 veya
karn1nda kis, c;1ban vb. bir rahats1zl1g1n1n bulunmas1 anlam1nda oldugudur. Bunun
da ancak k1z1n kendisi taraf1ndan bilinebilecegi soylenmi~tir. Eger kad1n, kendisine
sorulmadan evlendirilirse, nikah ile amac;lanan maksat gerc,;ekle~mez. Namus ve
~erefine zarar gelir. Kad1n1n, rahminde rahim suyunun c;ogalmamas1 vb.
durumlardan dolay1, erkekleri arzulamamas1 da soz konusu olabilir. Eger kadin
boyle bir durumda kendisinin izni al1nmadan evlendirilecek olursa, kocas1yla iyi bir

304
Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/229; Buhar1, Nikah 42; Muslim, Nikah 65; lbn Mace, Nikah 11; Nesa1,
Nikah 34; lbn Hibban, Sahih, IX/394.
368 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ulfet ve yak1nla~ma saglayamaz, denilmi~tir. Belki de bu kad1n1n gonlunun,


evlendigi kimseden ba~ka birinde olabilecegi ve boyle bir durumda izni olmaks1z1n
evlendirildiginde, evlendigi kocas1yla iyi bir duygusal bereberlige giremeyecegi
soylenmi~tir. Bu takdirde de gonlu ba~ka birine meyilli oldugundan, s1k1nt1 olma
ihtimali bulunmaktad1r. Hangi hastal1k a~ktan daha fazla derman verebilir.

Peygamber (s av )'den rivayet edildigine gore o ~oyle buyurmu~tur:

"Cariye, 6zgur bir kadm Ozerine nikahlanamaz. Ozgur kadm ise, cariye
Ozgiir olanla
cariyenin Ozerine nikahlamr 305 " Bu hadis, cariyenin ozgur bir kad1n uzerine
birlikte
nikahlanmas1 nikahlanamayacagina delildir. Bu haraml1k, ozgur kad1n buna raz1 olsun veya
sorunu olmas1n ~er'an sabittir. Hanefllerin goru~u budur.

Malik (rh.a.) ise, "Ozgur kadin1n buna nzas1 olursa caizdir." demi~ bu
goru~unun nedenini ~oyle a<;1klam1~t1r: "C::unku bu evlilige engel olma, herkes i<;in
deg ii, ozgur kad1n1n hakk1d1r." Malik'e gore, eger o kimse, cariyenin ozgurlugune
kavu~mas1ndan once onunla evlenebiliyorsa, geriye ozgurlugune kavu~tuktan
sonra onunla evlenilebilmesi kalm1~ olur. Her iki durumda da akit ge<;erlidir. c;:1kan
sonu<;, buradaki yasaklama, ozgur kadin1n hakk1d1r. Koca, ozgur olan han1m1nin
nesebinde noksanl1ga yol a<;abilecek bir durumun olu~mas1 ku~kusu duyar. l~te
ozgur kad1n1n buna rizas1nin olmas1, duyulan sak1ncay1 ortadan kaldim.

Ancak biz Hanefller bu konuda ~oyle deriz: Buradaki engel olma, ozgur
kadin1n hakk1 degildir. c;:unku cariye, ozgur kad1nlar gibi du~unulebilecek helal
kad1nlardan olmay1p onlardan ayn bir statlidedir. c;:unku cariyenin koleliginden
dolay1 buradaki helallik, ileride de a<;1klanacag1 gibi, t1pk1 erkek kolelerde oldugu
gibi, ozgur ki~iye oranla yanm bir helalliktir. Buna gore eger bir kimse, ozgur kans1
uzerine bir cariye ile evlenirse, bu, o kimsenin ozgur kadinlara katm1~ oldugu bir
durum olur. O cariye bu durumda helal say1lanlardan olamaz. Bu anlam, ozgur
kadin1n, kocas1n1n kendi uzerine bir cariye ile evlenmesine nza gostermesiyle
giderilemez. Bu nedenle nikah akdi de caiz degildir. c;:unku hadis, Kitap'taki
hukmu kald1rm1~ veya birinci hadiste de a<;1kland1g1 uzere, Kitap'taki genel hukmu
s1n1rlama yoluyla a<;1klamaktad1r. Sonra hadisin lafz1 Ali (r.a.)'den de rivayet
edilmi~tir. 0, bu laf1zlara "ozgur kad1n i<;in (mirastan) Li<;te iki; cariye i<;in ise Li<;te
bir pay vard1r" eklemesinde bulunmu~tur. Bizim de hukuken itibar ettigimiz goru~

30 5
Abdurrezzak, Musannef, 7/265; lbn Ebo $eybe, Musannef, 3/467; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra,
7/175.
Nillah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _369

budur. (unku buradaki "pay", helalligi gosterir. Nikah da zaten bu helallik


temeline oturmaktad1r. Cariyenin buradaki pay1 ise, ozgur kad1n1n pay1n1n yans1d1r.

Baz1 alimler (rh.a.), t1pk1 nafaka konusunda aralanndaki ihtiyac; ve mulkun e~it
olmas1 gozetildigi gibi, burada da, ozgur ile cariye arasindaki paylar1n e~it olmas1
gerektigini soylemi~lerdir. Ne var ki biz Hanefller ~oyle deriz: Nafakada da onlann
aras1nda bir e~itlik yoktur. (unku ozgur kad1n, kendisinin nafakas1n1 almaya hak
kazand1g1 gibi, hizmetc;isinin nafakas1n1 da almaktad1r. Buna kar~il1k cariye, ancak
efendisinin kendisi ve kocas1 ic;in haz1rlad1g1 evi nafaka olarak haketmi~tir.

lbn Abbas (r a )'tan nakledildigine gore o, ~oyle demi~tir: Cahiliyye doneminde Ovey anneyle
Araplardan baz1lan, babanin kans1yla evlenilmesini helal saymaktayd1. Babas1 evlenilme
durumu
olunce, onun kans1yla evlenme ogluna miras kal1yordu. Bunun uzerine Allahu
Tea la,

[4/198]
"Ger:;mi~te o/anlar bir yana babalann1zm evlendigi kadmlar/a evlenmeyin." (en-

Nisa, 4/22) ayeti ile,

"Analanmz, k1zlanmz, k1z karde~/eriniz, ha/alanmz, teyzeleriniz (ile


evlenmek) ... size haram k1/md1." (en-Nisa, 4/23) hukmunu indirdi.

Cahiliye doneminde Araplar, bu konuda iki gruba ayrilm1~lard1.

Bir grup, babanin kans1n1n miras olarak b1rakilabilecegine inanmakta ve ~oyle


demekteydiler: Bir kimse, o an ki kans1ndan olmayan c;ocugunu, t1pk1 mal1
konusunda oldugu gibi, kendisinden sonra kans1yla evlenmesi hususunu da
b1rakm1~ olur. O c;ocuk, raz1 olsun veya olmas1n yeni bir sozle~meye de ihtiyac;
duymaks1z1n, uvey annesi olan, babasin1n kans1yla cinsel ili~kide bulunabilir. Bu
konuda;

"Ey iman eden/er! Kadmlara zorla varis olmaniz size he/a! degi!dir." (en-Nisa,

4/19) ayeti inmi~tir.

Araplardan diger bir grup ise, babas1n1n kans1n1n babanin c;ocuguna yeni bir
nikah akdi ile helal olacag1na ve o c;ocuk ne zaman isterse, onu almaya
ba~kalanndan daha lay1k ve onde olduguna inanmaktayd1. Bu konuda da;
370 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

"Baba/anntztn ev/endigi kadm/arla ev/enmeyin." (en-Nisa, 4122) ayeti inmi~tir.

Cahiliye doneminde, vefat1ndan sonra babas1nin kans1yla evlenen c;;ocugu


"makt" diye isimlendiriyorlard1. Allahu Teala, yukandaki ayetin devam1nda;

"(unkU bu bir hayas1z/1kt1r, igrenc; bir :;eydir ve kotU bir yoldur. " (en-Nisa, 4122)
ayetiyle buna i~aret etmektedir. Allahu Teala'n1n soz konusu ayetteki .il Lo ~!~
~._il_;. sozunun anlam1 ~udur: "Bunun haram oldugunu bildikten sonra o
nikahlad1klann1z1 serbest b1rak1rsan1z, bu konuda Cahiliye doneminde
yapt1klann1zdan sorumlu olmayacaks1n1z." Bu ayetin, ~._lL;. li Lo 'lj t "Ger:;mi:;te
yapttk!anntzdan da sorumlusunuz" anlamina geldigi de soylenmi~tir. (unku buna
gore, ayetteki 'lll kelimesi, ~~ 1_,.ill; J-.,\11 'ii) t "Onlardan zulmedenler harir:;" (el-
Bakara, 211 so) ayetinde oldugu gibi, bazen "la" an lamina gelmekte ve bu durumda
da anlam ~oyle olmaktad1r: Bunun haram oldugu ayetle bildirildikten sonra
onceden yapilm1~ akdin ba~lang1c1 helal olmaz. Yine haram oldugu ayetle
bildirildikten sonra, buradaki haraml1k, nikah1n ba~lang1c1nda boyle bir ~eyi
yasaklamaktad1r. Yoksa daha once evlenilmi~ olanlarla evlilige devam etmeyi degil,
~eklinde bir du~unceye sahip olunmamas1 ic;;in, onceden evlenilmi~ olan kad1ni
tutmak da helal olmaz.

Evlenilemeyenler
(Muharremat)
"*·r-
' <7~\ r-::--
'<:le. ..:...OJ>
_'}..
"!'
"Analanntz, ktzlanntz.size haram kt!tndt." (en-Nisa, 4/23)
ayetine gelince, bu ayet, evlenilmesi haram olan kad1nlan ac;;1klamaktad1r. Buna
gore, nikah1 haram olan kad1nlar, on dorttur. Bunlardan yedisi nesepten dolay1,
yedisi de bir nedene bagl1 olarak haram k1l1nm1~t1r.
Nesep nedeniyle 306
evlenilemeyenler i) Nesepten Dolay1 Haram K1l1nanlar ;

Analar a) Analar ~ ~~i ~ ..:....O_j> t "Analanntz size haram kt!tndt." (en-Nisa, 4/23)

ayetinden dolay1 bir kimsenin annesi kendisine haramd1r. Ayni ~ekilde "bir laf1zla
farkli iki yerde hem gerc;;ek hem de mecaz anlam kastetmek caizdir" diyenlere
gore, baba taraf1ndan babaanneleri veya anne taraf1ndan anneanneleri de
haramd1r. (unku onlar, babaanne veya anneannelerin de ayet ile haram
kil1nd1gin1; "ummehat=anneler" lafz1nin mecazen "ceddat=babanne/anneanne"
lafz1ni da ic;;erdigini soylemektedirler

306
Matbu nushada ~I yerine ~l~eklinde yanl1~ yaz!lan kelime, yazma nushada dogru ~ekliyle
~I olarak ge~mektedir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _371

Ancak "bir laf1zla hem gerc.;ek hem de mecaz kastedilmez" diyenlerin


goru~une gore, icma' delili ile, babaanne ve anneanneler de haramd1r. c;:unku Bir erkek,
anneler, as1ld1r ve bu ismin anlamin1n gerc..;ek olarak gosterdigi kimseler onlard1r. k1zlanyla
evlenebilir
Bu, annelerin, hepsini kapsar. Ancak buradaki "ummehat" is mi, halk aras1ndaki mi?
kullan1~a gore ba~kalan degil, en yak1n annelerdir (ummu-edna). Buna gore ise
ayet, babaanne ve anneanneleri de gerc;ek olarak kapsamaktad1r.

b) Ayette ki~iye nikah1 haram olanlardan ikincisi, k1zland1r. Burada da t1pk1


annelerde oldugu gibi, k1zlann k1zlan, erkek c;ocuklann k1zlan ve boylece a~ag1ya

dogru devam eden silsilenin nikah1nin haraml1g1 da, ayet ile sabittir. c;:unku
ayetteki ~~ "k1zlanniz" ismi, mecaz olarak k1zlann k1zlan gibi a~ag1ya dogru
herkesi kapsamaktad1r. Diger goru~e gore, k1zlann k1zlan ve a~ag1 dogru olanlann
haram olmas1, daha once ac;1klad1g1m1z uzere, icma deliliyledir.

c) Ki~iye nikah1 haram olanlann uc;uncu grubunu, k1z karde~ler K1z


karde~lerle
olu~turmaktad1r. Nikahlann1n haram olmas1, Allahu Teala'n1n, ~1_,;.b "k1z evlenilme
karde~!eriniz de size haram kilmd!'' ifadesiyledir. K1z karde~ler, ana-baba bir k1z durumu

karde~, baba bir k1z karde~ ve ana bir k1z karde~ olmak uzere uc; gruptur ve
bunlann hepsi ayet ile haram kil1nm1~t1r. Karde~lik, ana rahmi veya erkegin
[4/199]
sulbunde kom~uluktan (beraberlikten) ibarettir. Buna gore ayetteki .:..1~1 ismi
gerc;ek anlamd1r. Bahsi gec;en bu uc; grup k1z karde~i de kapsar.

d) Halalard1r. Nikahlannin haram olmas1 ayette ~u.~ j "halalann1z" ifadesiyle Halalar ile
sabit olmu~tur. Ayetteki bu ifadeye, baban1n baba ve ana bir k1z karde~i, baban1n evlenilir
mi?
baba bir k1z karde~leri ile yine baban1n ana bir k1z karde~leri girmektedir.

e) Teyzelerdir. Onlann haram olu~lan, ~\iL>-j "teyzeleriniz" lafz1yla ifade


Teyzelerle
edilmi~tir. Bu kavramin kapsam1na da, annenin baba ve ana bir k1z karde~leri ile evlenilir
mi?
annenin baba bir k1z karde~i ve yine annenin ana bir k1z karde~leri girmektedir.

f) Erkek karde~in k1zlan (yegenler)d1r. Ayette haram olu~u, t'11 ..:.,~_/'erkek


Yegenlerle
karde~ k1zlan" ifadesiyle sabit olmu~tur. Buna da ana-baba bir erkek karde~ k1zlan evlenilir
ile baba bir erkek karde~ k1zlan ve ana bir erkek karde~ k1zlan girmektedir. mi?

g) K1z karde~ k1zlan; ayetteki haraml1g1, ~~I ,.S8j "k1z karde~ k1zlan"
ifadesiyle sabittir. Bu yasak kapsam1na, ana-baba bir k1z karde~ k1zlan ile baba bir
k1z karde~ k1zlan ve ana bir k1z karde~ k1zlar1 girmektedir.
Bir nedenden
2) Bir nedene bagl1 olmas1 yonuyle evlenilmesi haram olanlar yedi s1n1ft1r:
dolay1
evlenilemeyenler:
a) Sut anneler Si.itanneler, slit
karde~ler
b) Sut karde~ler. Bunlann nikahlann1n haram olu~u ayette,
372_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

"Sizi emziren analanntz, sut baolanntz" (en-Nisa 4/23) ifadesiyle anilmaktad1r.


K1saca soylemek gerekirse, nesep yoluyla haram olanlar, sut emme yoluyla da
haramd1rlar. Peygamber (s a.v.);

~I • , ' . , l.4 L), •I\ , '' . ,


; .J!if"-!. ~..r' ~i~

"Nesep yoluyla haram olan, sut emme yoluyla da haram o!ur3°7 "
buyurmaktad1r.

c) Ki~inin kendi han1m1n1n annesi (kayinvalidesi). Her kim bir kad1nla evlenirse,
evlendigi han1m1n annesi o ki~iye haram olur. Bunun ayette yasaklan1~1:

"E~lerinizin ana!an" (en-Nisa 4/23) ifadesiyle sabittir. Bu haraml1k, biz Hanefllere


gore, s1rf nikah akdi ile olur. Bi~r el-Mureysl ile lbn ';iuca' (rh.a ), cinsel ili~ki olmadan
sabit olmayacag1n1 soylemektedirler.

';iafil'nin (rh a) goru~lerinden biri de boyledir.

Hanefllerin tercih ettigi goru~, ayn1 zamanda sahabllerden Omer ve ibn Abbas
(rha.)'1n da goru~udur. Omer'le konuyu tart1~t1g1nda lbn Mes'Od (ra) da bu goru~e
donmu~tUr.

';iafillerin tercih ettikleri goru~ ise, sahabllerden Ali ve Zeyd b. Sabit (r a )'in
goru~udur. Onlar bu goru~lerini ayetteki, ~~~ ..:..Lf.!l~ "E~lerinizin anneleri" (en-
Nisa 4/23) ifadesiyle delillendirmi~lerdir. Bir ifadedeki ko~ul ve istisna, art arda
duzenli kelimeler ~eklinde ve birbirine atfedilerek tekrarlan1rsa, (ayette) once
ge~enlerin hepsine yoneltilir.

Biz Hanefller ise, bu konuda Abdullah b. Omer (r.a) hadisini delil gosteririz.
Buna gore. Peygamber (s.a v ) ~oyle buyurmaktad1r:

I. '1..::._~
~ i..r
~1• 10!":"•1
~ --
~ _:_..,',
!;J u
·1~l;- \~1 ·1t~.
J ~ u
I.::.) l--~T
~ --
~ ..;,.;-' ~1-·1 - •:: : -
!; Y' C.h' 0"'
"Kim bir kadm/a evlenirse, cinse/ ili~ki a/sun veya o!masm evlendigi kadmm
annesi o kimseye haram o!ur. Eger cinsel ili~ki o!mu~sa, evlendigi kadmm klZI da
kendisine ha ram olur. 308 "

307
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/131; Buhar1, Nikah 21; Muslim, Rada' 12; lbn Mace, Nikah 34; EbO
DavOd, Nikah 6; Tirmiz1, Rada' 1; Nesa1, Nikah 49.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _373

lbn Abbas (r.a ), ~1 _JAJI rl "Bir kimsenin evlendigi kadmm annesi" ifadesinin
kapal1 ve yoruma uygun oldugunu soylemektedir. Buna gore $afiller, Allah'1n
kapali kild1g1 bir ifadeyi (daha) kapal1 hale getirmi~lerdir. Halbuki yukanda ad1
ge<;en ko~ul, ...:.Ap\jl "anne!eriniz"e degil de ~~jll "evlenilen e~ten a/an, uvey
klzlara" yorumlan1r. Lugat yonuyle a<;1k olan bud~r. Allahu Teala'nin~ ~~ J...\.Y1~
"evlendiginiz kadmlann anne!eri" ifadesindeki ~~ kelimesi tamlama (izafet) ile
esreli kilinm1~t1r. Ayetin devam1nda bulunan ~L.; :r ifadesi ise '-r4 harf-i ceri ile
esrelidir. iki ayn edatla esreli olan kelimeler, ayni nitelikle nitelenmezler. Gormez
misin, gramer yonuyle, ~.fll Jr J! f.~ ..;.,jy. "Ha~ kanu~an Zeyd'e", Amr'a
ugrad1m" demek dogru olmamaktad1r. Dilde aslolan, bir ma'mOlun (etkilenen) iki
amile (etki eden) ait olmamas1d1r. Eger ayetteki ~~J "evlenilen e~ten a/an uvey
ktz!anntz" kelimesini at1f yaparsak, ~~ ~ "e~/erinizden" ifadesi hem '-r4 harfi,
hem de tamlama (izafet) ile esreli olmu~ olur. Bu caiz degildir. Boylece ayetteki .J
~1.:;.:; "ev!enilen e~ten a/an uvey k1zlanntz" so~u, .Jl.J "Vav" harfi ile bir
ba~lan91<;t1r. lbn Abbas' in (r.a) dedigi gibi, ~L;JI ..::..>L~..!1 "E~lerinizin anne!eri" ifadesi,
kapal1d1r.

d) Ovey K1zlar: Kendisiyle evlenilen kadinlann k1zlann1n (erkegin uvey k1zlan) Ovey
k1zlann
haraml1g1, ayetteki;
durumu

"Kendileriyle birle~tiginiz e~!erinizden" (en-Nisa, 4/23) ifadesi geregince, anne


i<;in cinsel ili~ki olmadan sabit olmaz. ~unku ~~j "ev!enilen e~ten a/an uvey
ktz!ara" sozu, ..:..i4..!t "anneler" anlam1nda degildir. Buradaki ibareden a<;1k bir
~ekilde anla~1lan ~udur: Kendisiyle evlenilen hanim1n annesi, cinsel ili~ki olmadan
once damad1n1n huzuruna <;1k1p ona gorunebilir. Ancak kendisiyle evlenilen
kadin1n onceki kocasindan k1z1, annesine cinsel ili~ki almadan once uvey babas1n1n
huzuruna <;1k1p ona gorunemez.

Sahabller (r a), kendisiyle evlenilen kad1nlann k1zlannin haraml1ginda,


annesiyle evlenilen k1z1n, annesinin evinde olmasin1n ko~ul olarak gosterilip [4/200]
gosterilemeyecegi konusunda ihtilaf etmi~lerdir. Ali (r a), ayetteki

4 ~ ~~ _;-j.J1 ~~ ~ r-5-!P J .;:>01 ~~J.J ~ "Kendileriyle birle~tiginiz


e~/erinizden a/up evlerinizde bulunan uvey ktz!anntz." (en-Nisa, 4/23) ifadesi ve
evlenmesi i<;in Peygamber (sa.v.)'e Zeynep bint. Ommu Seleme (r.a.) arz edildiginde;

308
lbn EbO $eybe, Musannef, IV/54; Tirmiz1, Nikah 26; Beyhak1, es-Sunenu'l-kubra, Vll/160.
374 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsfit

~ - =Lid-
·-Y
.! • -.
.J ~.J ~ c..r--
·t I L: ..;jt5 LO ~~
• - - ! (--: !l ·I
l/. ~J rJ"' I Y

"Ovey k1z1m benim evimde kalmam1:; olsa bile, Suveybe beni ve babasm1
emzirdiginden do/ay1 bana yine he/al olmazd1309 ", hadisi geregince, ayn1 evde
kalman1n ko~ul oldugunu soylemektedir. Omer ve ibn Mes'Od (r a) ise, uvey k1z1n,
annesinin kocas1na haram olmas1 ir:;in, ayn1 uvey babasin1n evinde kalmasin1n ko~ul
olmad1gin1 soylemektedirler.

Yukanda ger:;en had is ve "el-hucr" kelimesinin tefsirini goz onune alarak


Hanefl alimlerimiz de bu goru~e kat1lm1~lard1r. Buna gore uvey k1z, annesiyle
birlikte annesinin kocas1n1n evine girdiginde, bu o k1zin uvey babas1nin evine,
himayesine girmesidir. Eger k1z kendi oz babas1yla kal1rsa, annesinin sonradan
evlendigi uvey babas1n1n evinde, himayesinde olmu~ olmaz. Cunku ayette ad1
ger:;en "el-hucr=ev, oda" ifadesi, ko~ul degil, genellikle olan bir durumun ifadesi
ir:;in an1lm1~t1r. Cunku evlenen bir kadin1n ba~ka bir kocadan olan k1z1, genellikle
annesinin kocas1nin evinde bulunur. Bunun bir benzeri;

"Eger kendi/erinde bir hay1r goruyorsaniz, hemen mukatebe yapm." (en-NOr,


24/33) ayetindeki durumdur. Burada da ko~ul olarak degil de genelde olan bir ~eyin
ifadesi ir:;indir. Gormez misin, Allahu Teala;

"Eger on/aria (nikahlanip da) henuz birle:;memi:;seniz, k1z/ann1 a/manizda sizin


ir:;in bir sakmca yoktur." (en-Nisa, 24/23) buyurmu~tur. Bu, k1zlann kocaya helal olmas1
ir:;in anas1yla cinsel ili~ki olmamasin1 ko~ul koymaktad1r. Oyleyse bu koca, uvey k1z1n
annesiyle cinsl ili~ki gerr:;ekle~tirdikten sonra, kendi evinde olsun veya olmas1n, k1z
art1k uvey babas1na asla helal olmaz. Koca, anne ile cinsel ili~ki olmam1~ bile olsa,
anneyi ve k1z1n1 kendi nikah1 altinda birle~tiremez. Cunku anne ile k1z1 aras1ndaki
yak1nl1k, bir kad1nla halas1 aras1ndaki yak1nl1ktan daha gur:;ludur. Yukanda da
ar:;1kland1 gibi, kadinla halas1nin bir adamin nikah1 altinda bulunmalan dogru
degildir. Oyleyse anneyle k1z1nin bir adam1n nikah1 altinda bir araya gelmeleri
oncelikli olarak caiz olmaz.

Ancak koca eger anneyi cinsel ili~kiden once bo~ar veya kad1n vefat ederse,
bu durumda kocan1n uvey k1zla evlenmesi helal olur.

309
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/309; Buharl, Nikah 27; Muslim, Rada' 16; lbn Mace, Nikah 34; EbO
Davod. Nikah 6; Nesal, Nikah 44.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _375

Bu konuda Zeyd (r a), bo~anma ile bllim olaylann1 farkl1 dli~linmektedir.


Bo~anma ile degil de bllim vaki olmas1 durumunda mehir tam olarak
gerc_;ekle~ecegi ic_;in nikahin tamamlanm1~ olacag1n1 ve bunun da, cinsel ili~ki
derecesinde oldugunu sbylemektedir.

Biz Hanefiler ~byle deriz: Buradaki haraml1k, dlnen cinsi ili~ki ko~uluna
baglanm1~t1r. Ollimli de onun yerine koymam1z sadece re'yle olmaktad1r. Nas1I ki
re'yle ko~ul koymak caiz degilse, yine re'yle bir ko~ulun yerine diger bir ko~ulu
koymak da gec_;erli degildir. Oglun karis1
babaya
ha ram
e) Oglun kans1, babaya haramd1r. Ayette ~~t.:;l ~'i>-j ~ "ogu!!anntzm e:;leri" m1d1r?
buyruldugu ic_;in, cinsel ili~ki olsun veya olmas1n, oglunun hanim1 babas1na
haramd1r. Oglun e~leri ic_;in burada ~ lafzl kullanllm1~t1r. Clinku o kad1n ogula
helaldir. Ya da bu kelime, han1m1nin oglun yatag1na girmesinin veya oglun da
han1m1n1n yatag1na girmesinin helal olmas1 anlam1nda, J);j1 kelimesinden
tliremi~tir.

Biz Hanefilere gore, nesep yoluyla olan oglun han1m1, babas1na haram oldugu
gibi, slit oglun han1m1 da babaya haramd1r.

$afil (rh.a.), slit babal1g1n haram k1lmayacag1 esas1n1 benimsediginden slit


oglun han1m1nin da babaya haram olmayacag1n1 sbylemi~tir. 0, bu konuda ayette
gec_;en ~j.;,i ~ "kendi su!bunuzden" ifadesinde sbz konusu olan s1n1rland1rmay1
ile delil alm1~t1r.

Biz Hanefiler, Peygamber (s.a v )'in;

~I ~ f~ ~ ~Wo_;ll &- f~ [4/201]

"Nesep yo!uyla haram a/an sut emme ile de haram o!ur3 70 " hadisini delil
gbsteririz. Allah Teala'nin ~':>W.i &-"kendi su!bunuzden" sbzlinden maksat, evlat
edinme (tebennl) yoluyla sahip olunan oglun e~inin babaya helal oldugunu
ac_;1klamakt1r. Clinku evlat edinme (tebennl), ~~'i r-A~.;i ayetiyle birlikte
kald1nlm1~t1r. Peygamber (s.a.v.), Zeyd b. Harise (r.a.)'yi evlat edinmi~ sonra Zeyd
han1m1 Zeyneb'i bo~ayinca onunla Peygamber (s.a.v) evlenmi~ti. Mli~rikler
Peygamber (s.a.v.)'i ay1playarak, "o, oglunun han1m1 ile evlendi" dediler. Bunun
lizerine,

31 0
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/131; Buhar1, Nikah 21; Muslim, Rada' 12; lbn Mace, Nikah 34; Ebu
Davud, Nikah 6; Tirmiz1, Rada' 1; Nesa1, Nikah 49.
376 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

"Muhammed, sizin erkek/erinizden hi<;birinin babas1 degildir... " (el-Ahzab, 33/40)


ayeti inmi'?tir. Buradaki kay1t, mi.l'?riklerin ay1plamalarin1 bnlemek ic;indir.

Oglun hanim1 babaya haram oldugu gibi, ayn1 ~ekilde torunun ve a'?a91ya
dogru bi.lti.ln torunlann han1m1 da haramd1r. c;:unki.l c_/jl "ogul" ismi, mecazl
olarak alt say1nin hepsini kapsar. "Torun, babanin sulbi.lnden degildir; byleyse
ayetteki ~')L.,i l.:r" "sulbunuzden" kayd1na ragmen, bu haraml1k nas1I olur da ona
da gec;er" diye bir itirazda bulunulursa, biz de ~oyle deriz: Boyle sbzci.lkler, )>f
'7'1) :.r µ L? ~I "Sizi topraktan yaratan O'dur." (Gafir-el-MO'min, 40/67) ayetinde
oldugu gibi, asl1n o kimsenin sulbi.lnden olmas1 itibariyle anil1r. c;:unki.l burada
topraktan yarat1lan, asil durumundad1r. Ayn1 ~ekilde cinsel ili'?ki olsun veya
olmasin,

"Baba!anmzm evlendigi kadm!ar!a evlenmeyin." (en-Nisa, 4/22) ayeti geregince,


babanin nikah1 altinda bulunan kad1nlar, ogluna haramd1r. Yine baban1n
han1mlannin ogula haram olmas1 gibi, bu hanimlar baba ve ana taraf1ndan olan
i.lvey-bz bi.lti.ln torunlara da haram olur. c;:unki.l "='~I "baba" ismi, mecazl olarak
hepsini kapsar.

f) lki k1z karde~ ayn1 anda bir adamin nikah1 alt1nda bulunamaz.
Mahremlerle
e~in bir .! a I;_
.A.. · .: • l' I · .- I , - ' - .JI - }..
I

nikahta ~r 1..):-!~ Jr
birle~me
durumu
"/ki k1z karde!ji birden a/mak da size haram k1/mdi'' (en-Nisa, 4/23) k1sm1 ayetin
evveline yoneltilmi~tir. Buna gore iki k1z karde'?i bir arada nikahlamak haramd1r.
Ayn1 '?ekilde iki karde~ cariyeyle ayn1 yata91 payla'?ml~ olmamak ic;in, onlarin her
ikisiyle birden yata91 payla~1p cinsel ili'?kide bulunmas1 da yasakt1r. Bu, Ali, lbn
Mes'Od ve Ammar b. Yasir (r a.)' in tercih ettikleri gbri.l~ti.lr. Allahu Teala'n1n bzgi.lr
kad1nlarla ilgili yasak ettigi bi.lti.ln ~eyler cariyeler ic;in de gec;erlidir. Ancak bir
kimsenin cariye mulkiyeti, dart hanim1 d1'?1nda cariye bulundurmas1 aynd1r. Osman
(r a.), iki k1z karde~in birlikte bir adam1n nikah1 altinda bulunmas1ni bir ayetin haram
k1ld191n1; iki karde~ cariye bulundurmas1n1 ise yine bir ayetin helal kild191ni
sbylemekteydi. Tahlil (helal k1lma) ayetiyle o, Allahu Teala'nin;

~~1.4.11 ~ Lo jl ~ "yahut (harp esiri olarak) sahip bulundugunuz cariyeler"


ayetini, tahrim (haram k1lma) ayetiyle de, ~y::;.\i1 0:::i I~ 0\j f "iki k1z karde!;i
birden almak da size haram kilmdi'' ayetini kastediyor ve bu konuda gbri.l'?
belirtmiyordu.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _377

Ancak biz Hanefiler, hukumlerin ~eli~mesi durumunda haram olan tarafin


tercih edilecegi goru~undeyiz. Zaten;

..:·-t , '-I' ~~Lo


~ ~) ~
, •, ji
r · ~1 i-r.• i1-.J .11\.,
- !
! ;, I~ - \
.:.r:Y- y-; L . 'I
J, r..J'"!

"Allah'a ve ahiret gunune iman eden bir kimse ic;in, suyunu (menisini) iki k1z
karde~in rahminde toplamas1 he/a/ olmaz3
77
" hadisi de bu nu kuvvetlendirmektedir.
Cunku 1~ ,) _; ayetiyle kastolunan, iki k1z karde~i onlarla yataga girmek
suretiyle bir arada bulundurmakt1r. T1pk1 ~~4ll r-<;i;. ..;..;~ , "Ana!anmz size
haram k!l1nd1. ayetinin, hangi nedenle olursa olsun, onlarla beraber yataga girip
cinsel ili~kide bulunmay1 haram k1lmas1 gibi. lki k1z karde~le bir arada yatag1
payla~mak, cariye mulkiyetiyle karde~ cariyelerle cinsel ili~kide bulunmakla da olur.
Bu nedenle bir kimseye iki k1z karde~i bir arada nikahlamak haram olmaktad1r.
Eger bu kimse onlarla bir nikah akdiyle evlenirse, her ikisinin nikah1 da bat1ld1r.
(unku onlardan birinin akitte aynin1n olmamas1, nikah1n1 da ge~erli olmayacag1
anlamina gelir. (unku nikah, bir mulkiyet kazand1nc1d1r. Ba~lang1~ olarak
bilinmeyen biri konusunda sabit olmaz. Onlardan biri ayniyla akit esnas1nda
bulunsa bile, bu boyledir. Onlardan biri digerinden daha ustUn degildir. Bu
durumda onlardan her ikisinin de nikah1n1 ge~erli saymak mumkun degildir.
(unku ikisinin birden nikahlanmas1, ayet ile haram kil1nm1~t1r ve boylece nikah1n
bat1I oldugu ortaya ~1km1~t1r.

Eger bu kimse, iki k1z karde~ten biri ile digerinden once evlenirse, birincinin
nikah1 ge~erlidir. Boyle yapmakla o kimse, iki k1z karde~i bir araya getirmi~
say1lmaz. Bu durumda ikincisinin nikah1 bozuktur. Cunku bu ikinci akitle o kimse,
iki k1z karde~in nikah1n1 bir araya getirmi~ olmaktad1r. Boylece de bu son nikahin
ge~ersizligi ortaya ~1kar ve aralan ay1rt edilir. Fakat cinsel ili~ki olmam1~sa, k1z1n bu
evliliginden dolay1 erkege bir ~ey laz1m gelmez. Yok eger cinsel ili~ki

ger~ekle~mi~se, k1z1n iddet beklemesi ve kendisine mehir olarak ileride verilmesi


vaat edilen ile mehr-i mislinin verilmesi gerekir. (unku cinsel ili~ki, nikaha benzer
bir ~eyle ger~ekle~mi~tir. Boylece zina cezas1 du~er. Mehir ve iddet gerekir. T1pk1
evli erkegin, hanim1ndan ba~ka bir kad1nla zifafa girmesi gibidir. Bu hukum Ali
(r a )'den rivayet edilmi~tir.

Ancak biz Hanefilerin goru~u, miktan taraflarca belirlenen (musemma) ve


[4/202]
miktan orfe b1rak1lan mehirin (mehr-i misil) en azin1n verilmesinin vacip olmas1d1r.

311
Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/172. Ayrica bkz. Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/291; Buhar1, Nikah 26;
Muslim, Rada' 16; lbn Mace, N1kah 34; Ebo Davud, Nikah 6.
378 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bu konuda Zlifer (rh.a.), sadece mehr-i mislin en ust miktarin1n gerekli oldugu
goru~undedir. c;:unku ona gore akdin bozulmas1 anindaki vaciplik, sadece telef
edilenin kar~il1g1d1r. c;:unku bozuk bir al1~-veri~le elde edilen malin telef olmas1
durumunda, degerinin en ust miktari, mal bedeli olarak al1nmaktad1r. l~te bozuk
bir nikah yapanin durumu da boyledir.

Ancak biz bu konuda ~oyle deriz: Evlenmek suretiyle cinsel ili~kide bulunmak,
mal degildir. Burada taraflarca miktari belirlenmi~ bir mal ile takdir edilir. Ne var ki
bu belirlenen miktar mehir, orfUn takdir ettigi mehir (mehr-i misil) den fazla olursa,
aralarinda bunu belirlemelerinin gec;erli olmamas1ndan dolay1, fazla olan k1sm1
odemek gerekmez. Eger az olursa, bizzat belirtilmedigi ve taraflarca belirlenen
mehir konusunda tam bir riza soz konusu oldugu ic;in, belirlenen mehirden fazla
olan miktar yine vacip olmaz. Bu, satilan mala ve ona verilen zarara benzemez.
c;:unku mal, kendi kendine deger kazanmaktad1r. Kar~i11g1 ic;in bir deger takdir
edilebilir. Bu durumda da, eger bir miktar uzerinde karar kllma gec;erli olursa,
verilmesi gereken miktar belirlenen miktara donu~ur. Yok eger akdin
bozuklugundan dolay1 bir ~ey uzerinde karar kilma gec;erli olmazsa, o zaman
degeri odenir.

Ki~i, ilk hanim1 ile cinsel ili~kide bulunmu~ olsun veya olmas1n, iddet suresi
sona erinceye kadar, o karis1ndan uzak durur. c;:unku iddet bekleyen kad1nin rahmi
hukmen bo?and1g1 kocasin1n doluyle me~guldur. Eger bu kimse bu durumda iken
diger karis1yla cinsel ili~kide bulunursa, menisini iki k1z karde~in rahminde toplam1?
olur. Bu, dlnen haramd1r. Ancak bununla birlikte, birincinin nikah1n1n asl1 bat1I hale
gelmez. c;:unku ikincinin rahminin kocanin tohumuyla me~gul olmas1, gec;ici bir
durum olup, bir sure sonra da ortadan kalkacakt1r. Oyleyse bu durum, nikah1n
asl1n1 bat1I hale getirmez. T1pk1 nikahl1 kadinla ~upheli bir ~ekilde cinsel ili~kide
bulunulmas1 gibidir. Boyle bir durumda o kad1na iddetini beklemesi gerekmektedir.
Kocas1na da kad1nin iddeti bitinceye kadar onunla cinsl munasebette bulunmas1
dogru olmamaktad1r. Ancak nikah akdi batil hale gelmemektedir.

Bir kimse, bozuk bir nikahla veya nikah1 caiz fakat bain 312 bir talakla bo~ad1g1
veyahut da bain olmayan bir talakla bo~ad1g1 kad1nin k1z karde~i ile, bo~anan
kad1n1n iddeti s1ras1nda evlenemez.

$afil (rh.a.)'ye gore, eger k1z karde~i kocas1ndan ric'l313 bir talakla bo~anmas1
sonucu iddet bekliyorsa, bu durumda koca bo~and1g1 karis1n1n k1z karde~i ile

Bain Talak: Yeni bir akit ve mehir olmaks1z1n dbnme imkan1 olmayan bo~ama.
312
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _379

evlenemez. Ancak u~ ric'I talakla bo~amas1 veya hulle durumunda, kocanin


karis1rnn k1z karde~i ile iddet suresi i~erisinde evlenmesi ge~erlidir.

$afil'nin bu goru~unun ayn1s1, Zeyd b. Sa bit (r a )'ten de rivayet olunmu~tur.


Ne var ki, EbO Yusuf (rh.a.) e/-fma//'de, Zeyd (r a )'in bu goru~unden dondugu
bildirmektedir. Tahavl (rh.a) ise Zeyd (r.a.)'in ba~ka bir goru~unu anmaktad1r. Buna
gore, bu durumda olan kocan1n, bo~ad1g1 karis1nin iddeti s1rasinda, kar1s1n1n k1z
karde~i ile evlenmesi caiz degildir. Anlatild1g1na gore Mervan, sahabllere bu
konuda dan1~m1~ ve onlar da, aralann1n ayrllmas1 gerektigi hususunda ittifak
etmi~lerdir. Ancak sadece Zeyd bu konuda onlara kar~1 ~1km1~, daha sonra ise Zeyd
de onlann goru~unu benimsemi~tir.

Ubeyde es-Selman! ~oyle demi~tir: ResOlullah (s a v.)'1n sahablleri (r.a.), bir k1z
karde~in iddeti i~erisinde diger k1z karde~ ile nikahlanman1n haraml1g1 ile ogle
namaz1ndan onceki dart rek'at sunnete devam hususunda, icma ettikleri kadar
hi~bir hususta icma etmemi~lerdir. Selman b. Be~~ar, sahabeden Ali, lbn Mes'Od ve
ibn Abbas (r a)'1n da, bain bir talakla veya u~ ric'I talakla bo~anm1~ bir k1z1n iddeti
i~erisinde bo~ayan kocan1n diger k1z karde~i nikahlanmas1n1n yasak oldugu
konusunda goru~ a~1klad1klann1 bildirmektedir.

Hasan-1 Basrl (rh a), eger iddet bekleyen k1z karde~ hamile ise, koca i~in
bo~and1g1 kans1rnn diger k1z karde~iyle evlenmesinin caiz olmad1g1n1; ancak hamile
degilse (k1s1rsa), kocanin onunla evlenmesinin caiz olacag1n1 soylemektedir.

$afil (rh.a.)'nin bu konudaki delili, bo~anan bu kan-koca arasinda nikahla ilgili


her ~eyin ortadan kalkm1~ olmas1d1r. T1pk1 iddet suresi bitiminde oldugu gibi, bu
durumda, bo~and1g1 kans1n1n k1z karde~iyle kocan1n evlenmesi ge~erlidir. Yine [4/203)
$afil'nin bir delili de vas1f delilidir; eger koca bo~and1g1 e~inin k1z karde~i ile iddet
suresi i~erisinde cinsel ili~kide bulunur ve ona, "Onun bana haram oldugunu
biliyorum" derse, bu kimse i~in zina cezas1 gerekir. Eger kad1n iki y1lin otesinde bir
vakitte bir ~ocuk dunyaya getirirse, bu ~ocugun iddet suresi i~erisinde peyda
oldugu anla~1lincaya kadar, ~ocugun nesebi sabit olmaz. Eger onlar aras1nda nikah
baglanndan bir bag kalm1~sa, bu durumda zina cezas1 du~er. c;:ocugun nesebi de
sabit olur.

313
Ric'i Talak: Kadinla cinsel birliktelikten sonra ger,ekle~en a,1k,a veya dolayl1 olarak u~ bo~ama veya
bir bedel i,ermeyip bain talak anlam1na gelecek bir vas1fla nitelenmeyen ve bir ~eye benzetilmeyen
talakt1r. A,1k (sarih) laf1zlarla olabilecegi gibi kinaye laf1zlanyla da ger,ekle~ebilir. Bu talakta yeni bir
nikah gerekmeyip iddet suresi i,inde geri donme imkan1 vard1r. Ric'i talakta, veresiye olarak
belirlenen (mueccel) mehir pe~in (muaccel) hale gelmez fakat miras hukumleri i~leme konulur.
380 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

Vacip alan iddet (bekleme suresi); meni izleri sanucunun anla~ilabilmesi


suresidir. c;:unku iddet, nikahla elde edilen haklardan alup, cinsel ili~ki
du~unulemeyecegi durumda iddet vacip almamaktad1r. c;:unku iddet s1ras1nda alan
~eyler, nikahtan say1l1r. Vefat durumundaki iddet gibi, cinsel ili~ki aldugu ku~kusu
goz onunde tutulmaz. Eger vas1f sabit alursa, a vas1f etkisini, iki k1z karde~in bir
nikahla aralannin birle~tirilmesinde de etkisini gosterir. Oyleyse soz kanusu
durumda, kacayla ilk hanim1 aras1nda hic;bir nikah ili~kisi bulunmay1ncaya kadar,
bu kimse iki k1z karde~in aralar1n1 birle~tiremez. Bu haraml1kla, miras1n payla~ilmas1
s1ras1nda aralanndaki anla~mazl1k nedeniyle birbirine kusup alakay1 kesmekten
rahmin karunmas1 amac;lanmaktad1r. Bu da ancak hulle ve uc; talakla ba~and1ktan
sanra gerc;ekle~ebilir.

Biz Hanefllere gore, t1pk1 ric'I talakla ba~anm1~ kad1nin iddetinde aldugu gibi,
bu kadin, mutlak alarak iddet beklemektedir. Bu durumda k1z karde~iyle kacasinin
evlenmesi dagru almaz. c;:unku iddet, nikah akdinden kaynaklanan haklardand1r.
Gormez misin, nikah almadan veya nikah ~uphesi bulunan durumlarda iddet
gerekli almamaktad1r. Oyleyse iddetin gerekmesi, meninin cinsel ili~ki sanucu
rahme inmesiyle ilgilidir, demenin bir anlam1 bulunmamaktad1r. ~ayet meni olc;u
alarak al1nirsa, bu su zina eden kadinda da mevcuttur. Fakat zina ili~kisinde iddet
yaktur. Eger meni otc;u alarak alinacaksa, bunun sayg1nlig1 nikah akdi nedeniyledir.
Bu goru~un delili, iddetin ozgur alma ve kolelik durumlannda farkl1 almas1d1r.
Halbuki rahimde meni almas1, ozgur alma ve kolelik durumunda degi~mez. Burada
degi~iklik, nikah akdinden kaynaklanan helallik kanusunda, akdin taraflan
aras1ndaki farklil1ktan dalay1, nikah1n kazand1rd1g1 tasarruf hakk1nin degi~mesidir.
Boylece biz, iddetin nikah haklanndan aldugunu anlam1~1zd1r. Ancak nikah1n
artadan kalkmas1ndan sanra nikah hakk1, ancak nikah teyit edilmi~ alursa kal1r.
Onun teyit edilmesi ise, olumle veya cinsel ili~ki iledir. Bu nedenle, cinsel ili~kiden
once ba~anan kadin ic;in iddet gerekmemektedir. lddetin nikahla ilgili haklardan
biri aldugu boylece sabit alunca, bu hak da, haraml1k kanusunda gerc;ek bir i~ gibi
etki eder. Anla~mal1 cariyeye sahip alma hakk1nin, ozgur bir kad1nla evli almada,
cariyesiyle nikaha engel almas1ndaki etkisi gibi.

Haraml1k kanusunda sut emmenin neseple ayni gorulmesi de boyledir. c;:unku


ba'ziyyet (bir cuz, parc;a alu~) gerc;ek hak mertebesindedir. Bunun delili, bu
durumda kadinin kendisini evlenmeden al1kaymada gerc;ek etki gostermesidir.
Ayn1 ~ey kaca ic;in de soz kanusudur. Biz Hanefller, boyle bir durumda nikahta
tasarruf hakk1n1n butUn yonleriyle artadan kalkacag1n1 kabul ederiz. Ancak burada
hakk1n varl1gin1 soyleriz. Bu hukum, biz Hanefllere gore nikahta tasarruf yetkisi
......

NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _38t

olmadan da gerc;ekle~ir. c;:unku bozuk bir nikahla tasarruf yetkisinin asl1 sabit
olmaz.

Boylece koca, kans1nin k1z karde~i ile evlenmekten yasaklanm1~ olur. Bu


durumda kad1nla cinsel ili~kide bulunursa koca uzerine zina cezas1 gerektigi gibi,
k1z karde~in, cinsel ili~kide bulunma f1rsat1 vermesi durumunda, ona da ayn1 ceza
gerekir. Bu, kad1n tarafindan yasag1 ortadan kald1rmad1g1 gibi koca taraf1ndan da
kald1rmaz. Kocaya nas1I iddet gunleri ic;erisinde kans1n1n k1z karde~iyle evlenmesi
caiz olmuyorsa, ayn1 ~ekilde kansin1n, kendisiyle evlilikten dolay1 evlenilmesi haram
olan kad1nlardan (mesela halas1 veya teyzesinden) hie; kimse ile de evlenemez.
c;:unku onlar da aralann1 bir evlilikte birle~tirmenin haramlig1 konusunda iki k1z
karde~ gibidir. Kocan1n yine bo~and1g1 kans1nin iddeti ic;erisinde kendisinin d1~1nda

dort kadinla evlenmesi de dogru degildir. c;:unku bir kimsenin nikah1 altinda be~
kad1n1 bulundurmas1, t1pk1 iki k1z karde~in bir nikah alt1nda bir araya getirilmesi
gibidir.

Bir kimsenin, gerek nesep gerek sut emme yoluyla, birbirinin mahremi olan iki
[4/204]
kad1n1 da kendi nikah1 alt1nda bulundurmas1 helal degildir. c;:unku, haramlik
konusunda sut emme, ayn1 nesep gibidir. Boylece anla~ilmaktad1r ki, hakkinda delil
bulunan ~eylerde, anlam muteber degildir. Dikkate al1nacak olan; delil ile akrabal1k
baglar1nin kopmas1n1 onlemek ic;in birle~tirmenin haram olu~udur. c;:unku iki sut
k1z karde~ arasinda, sut ili~kisinden ote surekliligi tarz alan bir akrabal1k bag1
bulunmamaktad1r.

Eger koca kans1nin sut k1z karde~i ile evlenirse durum, nesep yoluyla iki k1z
karde~ konusunda ac;1klad1g1m1z gibidir. Burada Hakim e~-$ehld aynnt1lara ilave
olarak ~oyle demi~tir: Eger bir kimse, bir akitte iki k1z karde~ ile evlenir ve her
ikisiyle de cinsel ili~kide bulunursa, aralannin ay1rt edilmesi ve her iki kad1n1n iddet
beklemesi gerekir. Biz Hanefilere gore, ay1rma vaktinden itibaren de, kadinlardan
her biri iddetine ba~lam1~ olur.

Zufer (rh.a.) ise, iddet suresinin en son cinsel ili~kiden sonra ba~lad1gin1 soyler.
Ona gore butLin fasid nikahlarda durum ayn1d1r. c;:unku iddetin gerekmesi, cinsel
ili~ki nedeniyledir. Oyleyse burada en son cinsel ili~kinin gec;erli olmas1 gerekir.

Ancak biz deriz ki, burada iddeti gerektiren, nikah ~uphesidir. Ay1rmayla
birlikte bu ~uphe ortadan kalkar. Gormez misin, ay1rmadan once onunla cinsel
ili~kide bulunsa kocaya zina cezas1 gerekmemektedir. Halbuki ay1rd1ktan sonra
cinsel ili~kide bulunursa zina cezas1 gerekmektedir. Oyleyse kad1n nikah ~Liphesi
ortadan kalkmad1g1 surece iddetine ba~lam1~ say1lmaz. Nikah ~uphesi de, aralann1n
382 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ay1rt edilmesiyle kalkar. Bunun delili, burada muteber olan ~uphedir. $undan ki;
eger koca, kad1nla defalarca cinsel ili~kide bulunsa, bir tek ~upheye dayand1g1ndan
sadece bir mehir odemesi gerekir.

Bu boylece sabit olduktan sonra ~oyle deriz: Bir koca ile evlenen iki k1z
karde~in aralan ay1rt edildikten sonra, art1k koca digerinin iddeti sona erene kadar,
kad1nlardan herhangi birisi ile evlenemez. Cunku diger kad1n onun iddetini
beklemektedir. Bir k1z karde~in iddeti de diger k1z karde~inin nikah1na engel
olu~turur. Eger her ikisinin birden iddeti sona ererse, koca hangisini dilerse onunla
evlenebilir. Onlardan birinin iddeti sona ererse, kocanin iddeti sona erenle
evlenmesi dogru degildir. Cunku digeri iddet beklemektedir. Halbuki kocanin,
iddet bekleyenle evlenmesi caizdir. Cunku digerinin iddeti son bulmu~tur. Bunun
iddeti, iddet sahibinin nikahina engel olu~turmay1p, soz konusu kocadan
ba~kas1yla nikahlanmaya engeldir. Ayn1 ~ekilde eger koca onlardan biriyle cinsel
ili~kide bulunur ve sonra aralan ay1rt edilirse, kendisiyle cinsel ili~kide bulunulan
kad1n1n iddet beklemesi gerekir. Bu durumda koca iddet bekleyenle evlenebilir.
Ancak daha once de a~1klad1g1m1z gibi, iddet bekleyenin iddeti bitinceye kadar,
digeriyle evlenemez.

Cinsel ili~kinin Eger bir kimse bir kad1nla, ya cariye edinerek veya nikahlamak suretiyle
nikah
d1~mdaki veyahut da zorla, cinsel ili~kide bulunursa art1k o kad1nin annesi ve k1z1 o kimseye
haramhk haram olur. Zorla cinsel ili~kide bulunulan kad1n da, o kimsenin babas1 ve
durumu
~ocuklanna haramd1r.

$afil (rh.a) ~oyle demi~tir. Eger bu tlir cinsel ili~ki bir nikah veya cariye
mulkiyeti nedeniyle olursa, cevap yukandaki gibidir. Eger ili~ki zina yoluyla olursa,
onunla haraml1k sabit olmaz. $afil (rha) bu konuda Peygamber (sa.v)'in ~u hadisini
deli I gosterir: J')l_;j1 f ~ 'i f1.rJ1 "Haram, he/al olani haram k1/maz 314
".

Ayn1 ~ekilde lbn Abbas (r a )'tan da boyle rivayet edilmi~tir. EbO Hureyre
(r.a)'nin bildirdigine gore de Peygamber (s.a.v.)'e bir kad1nla zorla zina eden sonra
da, o kad1nin k1z1 ile evlenmek isteyen kimse hakk1nda sorulmu~tu. 0 (s.a v.); ._,..4 :J
Jy\;j1 fl,,ril f j4 :J "Bunda bir zarar yoktur. <;unku haram, he/a/ olani haram
kilmaz
315
" buyurmu~tur.

314
lbn Eba $eybe, Musannef, 111/491; lbn Mace, Nikah 63; Darekutn1, Si.inen, 111/268; Beyhak1, es-
Vll/168.
Si.ineni.i'/-ki.ibra,
315
Abdurrezzak, Musannef, Vll/198; lbn Mace, Nikah 63; Darekutn1, Si.inen, 111/268; Beyhak1, es-
Vll/168.
Si.ineni.i'/-ki.ibra,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 383

Ay~e (r a) de ~oyle demi~tir: ResOlullah (s a v.)'a ha ram bir yo Ila bir kad1n1 elde
eden sonra da onun k1z1 ile evlenen kimse hakkinda soruldu. 0 (s.a v.) ~oyle

buyurdu;

"Bu, caizdir. Haram, he/al o!ant haram kilmaz. Ancak nikahtan oncekini
haram kt!ar3 76 ".

$afil (rh a.) Kitabu'!-Omm'de, bu nu a~1klayarak ~oyle demi~tir. "Nikah,


yap1linca ovulen bir i~tir. Zina ise, yap1l1nca recmolunan, kotUlenen ta~lanan, bir
fiildir. Oyleyse bu ikisi nas1I e~it tutulabilir?" Bunun anlam1, evlilik nedeniyle olan [4/205)
akrabal1k (musaheret) yani haraml1g1n subOtu, nimet ve asalet yoluyla olmas1d1r.
(unku Allahu Teala, 4 l~J ~ ~ 1~ ~WI ~ J;. lS~I ~J~ "Sudan
(meniden) bir insan yarattp onu nesep ve sthriyet kan ve ev!ilik bagmdan dogan
yakm!tga donD:?Wren O'dur". (el-Furkan, 25/54) Ayetiyle evliligi kullarina bir nimet
olarak vermi~ ve onu nesep ve evlilik h1s1ml1g1n1n devam1 i~in gerekli k1lm1~t1r. Bu
da makuldur. (unku ki~inin evlendigi kad1n1n analari ve k1zlari, onlarla yalniz
kalma (halvet) ve yolculuga ~1kma konusunda kocas1n1n da anas1 ve k1z1 gibidir. Bu
da deger ve asalet yoluyla olur. Halis zina ise, cezan1n gerekmesi i~in bir nedendir.
Deger ve mahremlik nedeni olmaya uygun du~mez. Gormez misin, zina ile nesep
ve iddet sabit olmaz. Ayn1 ~ekilde evlilikten kaynaklanan s1hrl h1s1ml1k da
ger~ekle~mez.

Biz Hanefllerin bu konudaki delili, Allahu Teala'nin;

"Baba!anntztn ev!endigi kadm!ar!a evlenmeyin." (en-Nisa, 4/22) ayetidir. Daha


once de a~1klad1g1m1z uzere nikah, ger~ekte cinsel ili~ki i~indir. Oyleyse bu ayet,
baban1n cinsel ili~kide bulundugu kad1nla evlenmeyi, ogluna yasaklanmas1
konusunda bir delildir. Cinsel ili~kinin helal oldugu ~eklindeki bir sin1rland1rma,
fazlal1kt1r. Bu fazlal1k da haber-i vahid ve k1yasla sabit olmaz. Bunun delili, babanin
nikah nedeniyle cinsel ili~kide bulundugu kadinin, o ki~inin ogluna haram olu~u bu
ayetledir. Bu da gostermektedir ki, nikahtan maksat, akit degil, cinsel ili~kidir. Biz
Hanefllerin bu goru~une benzer goru~ler, degi~ik sozlerle lbn Mes'Od, lbn Abbas,
Obey b. Ka'b ve lmran b. Husayn (ra)'den de nakledilmi~tir. Buradaki anlam ~udur:

316
Darekutn1, SOnen, 111/268; Taberan1, e/-Mu'cemO'/-evsat, Vll/183; Beyhak1, es-SOnenO '/-kObra,
Vll/169; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV/493.
384 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Bu kimse kad1n1n cinsel organ1na temasta bulunmu~tur. Bu durum, t1pk1 nikahl1s1


ve cariyesi ile cinsel ili~kide bulunmak gibi haraml1g1 gerektirir. Vas1f ise, ~u ~ekilde
yorumlanir. Soz konusu cinsel organla ili~kide bulunmak, yasakl1g1 isbat edici
mahiyet ta~1d1g1ndan haram k1linm1~t1r. Cunku cinsel organla ili~kide bulunmak, bir
tOr ekim yapmakt1r. Ekme i~i ise ancak yerine yap1l1rsa sonuc; verir (musbittir). Bu
organin musbit olmas1 (sonuc; vermesi) nikahla ya da nikahs1z olmakla degi~mez.
Onun etkisi, sahip olunan ~eyde bu cinsel ili~ki nedeniyle meydana gelen
haraml1g1n subOtudur, var olu~udur. Bu da sahip olunan ~eyin aynindan degil, bir
parc;as1ndan olu~and1r. COnku cinsel ili~ki sonucu iki taraf1n menisinden meydana
gelen c;ocuk, her ikisinin de bir parc;as1d1r. Buna gore, buradaki taraflann bir
parc;as1 olma ~Ophesi, bu c;ocugu doguran kad1nin analan ve k1zlari ile yine
c;ocugun babas1nin babalar1 ile c;ocuklanna kadar uzan1r. Haraml1gin gerc;ekle~mesi
konusunda ~Ophe, gerc;ek gibi degerlendirilir. Bu anlam, kad1na me~ru yolla, sahip
bulunup bulunmama durumuna gore degi~mez. COnku bir kimseden bir parc;a
olmanin nedeni, hissldir (duyu organlanyla algllanabilir). Cocugun anne
babas1ndan bir parc;a olmas1, kendisiyle cinsel ili~kiye girilen kad1nin haramli11g1n1
gerektirir. Bir ~eyin hukmen parc;as1 olmak, gerc;ekten parc;as1 olman1n sonuc;lann1
dogurur. Gerc;ekten parc;a olma ise, zorunlu durumlar d1~inda haraml1k hukmunu
gerektirir. Zaruret durumunda gerektirmez. Gormez misin, Havva (as.), Adem
(a s.)'den yaratllm1~t1r. Gerc;ek olarak Adem'in parc;as1d1r. Bu parc;a (Havva),
Adem'in kendisine helaldir. Ayn1 ~ekilde parc;a olma ~Ophesi de, zaruret olmayan
yerde cinsel ili~kide bulunulanin haraml1gin1 gerektirir. Ancak bu, kendisiyle cinsel
ili~kide bulunulmu~ kad1n hakk1nda zaruret olmaktad1r. Boyle olu~u, ~er'I (dlnl) illet
(neden)lerin, bir ~eyi gerekli kilan ~eyler degil, emareler olmas1ndand1r. Bundan
dolay1, ~er'I ~erifin ii let olarak gordugu yerde, onunla hokum sabit olmaktad1r. Din;

"Yap maya zorland1gm1z c;eyler mustesna" (el-En'am, 6/119) ifadesiyle, zaruret


bulunan yer ve hususlan, haraml1ktan ayri tutmu~tur.

Zina iiriinii Nesep konusuna gelince, biz Hanefllere gore zina durumunda nesep sabit
nesebin olur. Ancak kime ait oldugu, soy-sop (intisap), sabit olmaz. Cunku soy, kendisiyle
durumu
namus ve ~eref kazanilan bir ~eydir. Zina edene baglanmak ve ona ait olmakla
~eref kazan1lmaz.

Zina eden Zina eden kad1n ic;in iddet gerekmez. Cunku asl1nda iddetin gerekliligi, nikah
kadma iddet
gerekir mi? yahut yatag1 payla~arak cinsel ili~kide bulunma dolay1s1ylad1r. Nikah ile zina hayat1
ya~ama aras1nda ise, taban tabana z1tl1k vard1r. Oyleyse nikah vb. nedenle bir
Nikah Kitabt _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.385

yatag1 payla~arak cinsel ili~kide bulunma gibi bir durumun olmamas1, iddeti
gerektirici nedeni de ortadan kald1m.

Hanefl alimlerimizden bazllari (rh a.) ~oyle demektedirler: Burada haraml1k, [4/206]
ceza yoluyla vard1r. Mirasc;1s1n1 oldurenin, mirastan mahrum b1rakllmas1 gibi. Bunun
asl1, Allahu Teala'n1n;

"Yahudilerin zulmu nedeniyle, temiz ve (daha once) kendilerine he/a/ kilinm1~


bu!unan temiz ve iyi ~eyleri on!ara haram k1/d1k." (en-Nisa, 4/160) ayetidir. Buna gore
derler ki; bir kad1nla halvet (yaln1z kalmak) ve yolculuga c;1kmak mubah olmad1kc;a.
onunla evlenme yasaklll1g1 (mahremlik) sabit olmaz. Ancak bu ~ekildeki bir yorum
gec;ersizdir. Cunku buradaki yorum, delil ile ortaya konan ~ey haric; ba~ka bir
hukum isbat1 ic;in degil, delilin hukmunu otekine gec;irmek ic;indir. Cunku
ba~lang1c;ta yorumla hukum koymak caiz degildir. Bizzat delil ile sabit olan, ~eref
ve asalet (keramet) yoluyla sabit olan bir haraml1kt1r. Yorum; bu haraml1g1 fer'lere
(ikinci derecedeki ayrint1lara) gec;irmek ic;in caiz olur. Delille olan haric;, ba~ka bir
hukum koymak (hukum ispat etmek) ic;in caiz olmaz. Dogru olan bu fiil zinad1r,
dememizdir. Hakim e~-$ehld'in dedigi gibi cezay1 (haddi) gerektirir. Lakin bununla
beraber c;ocuk ic;in bir ekimdir (harst1r). Cocuk ekimi oldugundan asalet ve
haraml1gin sabit olmas1 ic;in bir neden olmas1 uygundur. Gormez misin; kad1n
ac;1s1ndan bu fiil, zina olup o recmedilir. Eger kad1n bu zina fiilinden hamile kal1rsa,
dogacak c;ocugun t1pk1 diger insanlar gibi, sayg1nl1g1 vard1r, insand1r. Cocugun
annesinden nesebi sabit olur. Anne ile c;ocuk aras1ndaki haraml1k, o c;ocuk ic;in de
sabit olur. ButUn bunlarin gerc;ekle~mesi, insan olma (keramet) yoluylad1r. Cunku o
bir hars (ekim)dir. Cocugun kendisi, bizzat zina yapm1~ olmay1p, bir vesiledir.
Burada da durum aynid1r.

Boylece $afillerin hadisi delil getirmelerinin yanl1~ oldugu ortaya c;1km1~t1r.


Cunku biz Hanefller, burada haram1, helali haram kllan bir ~ey yapm1yoruz.
Sadece, bu fiilin c;ocugun dunyaya gelmesine vesile oldugunu ve boylece insan
olana ~eref ve hurmetin, insan haklarina sahip olmas1n1n gerc;ekle~tigini
soyluyoruz. Bu fiilin haraml1g1, zina olmas1ylad1r. Soz konusu hadis, zahirine (ac;1k
anlam1na) gore degerlendirilemez. Cunku, t1pk1 bir damla ~arap suya du~unce onu
haram klld1g1 gibi, pek c;ok haram, helali haram k1lmaktad1r. $uphe ile cinsel
ili~kide bulunmak, ortak cariyeyle cinsel ili~kide bulunmak, baban1n, oglunun
cariyesiyle cinsel ili~kide bulunmas1 gibi hususlarda durum boyledir. Buna gore
386 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _.Kitabu'l-Mebsfit

butUn bu durumlar, helali haram klian haramlard1r. Bu da bizzat kendisi haram


oldu~u i~in degil; bilakis yukarida soyledigimiz anlamdan dolay1d1r.

Bu meselenin ayr1nt1larina ait hususlardan birisi de, bir kimsenin bakire biriyle
zina edip, bir k1z ~ocuk doguruncaya kadar onu yaninda tutmas1 meselesidir. Biz
Hanefllere gore o kimsenin, yeni dogan o k1zla evlenmesi haramd1r. ~afil (rh a) ise,
haram olmayacag1n1 soylemi~tir. 'Erkegin, annesiyle cinsel ili~kide bulunmad1g1 k1z
hakk1nda lanetle~me hakk1 vard1r' der. 0, iki goru~ oldugunu bildirmi~ ve delil
getirerek ~oyle demi~tir: Haram olmas1n1n delili, Allahu Teala'nin ayetteki ~~j
"Ktz!anntz" ifadesidir. Cunku bu ifade, nesep olarak ki~iye ait kll1nan k1z1
kastetmektedir. Zina ile olan k1z ise, nesep bak1m1ndan ona ait k1l1nmaz. K1z1n,
nesep bak1m1ndan o ki~iye ait k1l1nmas1 haramd1r. Eger haraml1g1 bu konuda sabit
kabul edersek bu, ayni zamanda zina yoluyla meydana gelen k1zin haraml1g1n1 da
ortaya koymu~ olur. Bununla kad1nin farkl1l1g1 da ortaya ~1kar. Cunku zina yoluyla
olan ogul, nesep olarak annesine ait k1l1n1r. Dolay1s1yla, ~~tp\ ~:ic. ..:.....}-}>
"Anne!eriniz size haram k1/md1" (en-Nisa, 4/23) ayeti geregince, bu anne zina yoluyla
olan ~ocuga haram olmaktad1r. Bu fark1n ortaya konulmas1yla birlikte, dlnen sabit
olan bu haraml1k, yine nesebin dlnen sabit olmasina dayanmaktad1r. Zina yapan
erkege ait kllma, her yonden sabit degildir. Burada da durum aynid1r. ~afil (rh.a.),
zina yapmakla su~lanan kadindan dogmakla itham edilen k1z hakkindaki
goru~unun birinde boyle demektedir.

Bu konudaki ikinci goru~unde ise o, ikisini ayri ayri du~unmekte ve ~oyle


demektedir: Orada nesep ayni yatag1 payla~1p cinsel ili~kide bulunulmas1 itibariyle
sabittir. Ancak karis1na zina isnad1yla, lian nedeniyle ~ocugun nesep bag1
kesilmi~tir. Bizzat kendisi bu nesep bag1n1 inkar edinceye kadar, kendi durumuyla
ba~ ba~a ask1da kal1r. Cocugun nesebi de, ba~kasindan degil ondan sabit olur.
Eger yemini iade ederse, haraml1g1n devam1 ge~erlidir. Burada ise, ayn1 yatag1
payla~arak cinsel ili~kide bulunma olmad1g1ndan nesep aslen sabit olmam1~ ve
baba da ~ocugun kendisine ait oldugunu bildirmemi~tir.

Biz Hanefllere gore zina urunu ~ocuk (veled-i zina), t1pk1 nesebi sahih ~ocuklar
gibi, su (meni) itibariyle baban1n par~as1d1r. Babaya mahremdir. Buradaki par~a
[4/207] olma (ba'ziyyet) ger~egi, ili~kinin me~ru olup olmamas1yla degi~mez. lki suyun
(kad1n ve erkek menisinin) birle~iminden dunyaya gelen bebek, o ikisinden her
birinin bir par~as1d1r. Peygamber (s.a.v.) Fatima (r.a.) i~in,
NikahKitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 387

"O benden bir parc;ad1r 77 " buyurmaktad1r. Bir ~eyin parc;as1 olma, haraml1g1n
var olmas1 ic;in gec;erli ve yeterli uygun bir neden (illet) dir (unku insan, kendisinin
butUnunden yararlanamad1g1 gibi, bir k1sm1ndan da yararlanamaz. Ne var ki
burada nesep, parc;as1 olmamas1yla sabit olmuyor degildir. Bilakis zinada,
neseplerin kan~1kl1g1 (i~tibah) soz konusudur. (unku zina eden kad1nla pek c;ok
kimse zina etmektedir. Eger biz zina urunu olan c;ocugun nesebinin sabit
oldugunu soylersek, belki de bu, c;ocugun babas1 olmayan birine ait k1l1nmas1na yol
ac;abilir. Bu ise delil ile haramd1r. (ocugu doguran kad1nin yaninda, bu c;ocugun
nesebi konusunda kan~1kl1ga yol ac;mayacak bir karine bulunursa, nesep sabit olur.
(unku burada nesebin dlnen kesilmi~ olmas1, ki~ileri zinadan al1koymak ic;indir.
(unku baba, eger zina yoluyla kendi dolunun kaybolacag1n1 bilirse, zina suc;unu
i~lemekten kac;1n1r. Bu da, haraml1g1n ispat1n1 gerektirir. (unku zinadan al1koyma
anlam1 bu ~ekilde gerc;ekle~ebilir. Bu kimse haram olan bir kere yapmakla pek c;ok
helal kac;1rd1g1n1 bilirse, haram1 i~lemekten kac;1nacakt1r. Onun ic;in burada nesep
sabit olmasa bile haraml1g1 ispat ettik (mahremlik vard1r dedik).

Bunu boylece anlad1ktan sonra biz Hanefiler ~oyle diyoruz: Cinsel ili~ki ile ~ehvetle
18 opmek ve
dunur h1s1ml1g1 (hurmet-i musahere/ meydana geldigi gibi, biz Hanefilere gore
dokunmak
~ehvet opmek ve dokunmakla da sabit olur. Bu, ister me~ru ister me~ruluk d1~1nda cinsel ili~ki
gibidir
olsa da boyledir.

$afil (rh.a.)'ye gore ister me~ru olsun ister olmas1n ~ehvetle opmek ve
dokunmakla aslen mahremlik olu~maz. Oyle ki bir kimse cariyesini opse sonra
onun k1z1yla evlenmek isterse, ona gore caiz olur. Ayni ~ekilde bir kimse bir kad1nla
evlense ve onu ~ehvetle opse sonra da o kad1n, yaninda olse, adam1n onun k1z1yla
evlenme hakk1 vard1r. $afil (rh.a )'nin kural1na gore, dunur h1s1ml1g1 mahremligi
(hurmet-i musahere), nesep ve iddetin varl1g1nda etkili olanla sabit olur. $ehvetle
opme ve dokunmanin nesep ve iddetin var olmas1nda etkisi yoktur. Mahremligin
ispat1nda da boyledir.

$afil (rh a) bu nu bozuk (fasid) evlilik sozle~mesine k1yas etmi~tir. (unku fasid
evlilik akdinde opmek ve dokunmak, mehrin ve iddetin vacip kllinmas1 konusunda
kad1nla cinsel ili~kiye girmek gibi kabul edilmez. Bunlar, kad1n1 uc; defa bo~ayan

317
Buhar1, Fadailu'l-ashab 12; Muslim, Fadailu's-sahabe 94; lbn Mace, Nikah 56; Tirmiz1, Menak1b 60;
lbn Hibban, Sahih, XV/535; Hakim, Mustedrek, 111/173.
318
Hurmet-i Musahere I i_;"t.....li t...r-: S1hriyet (evlilik, dOnOrlO k) h1s1ml191 yoluyla meydana evlenme
yasag1. Nikah1n s1hhatine engeldir.
388 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit
kocas1na helal olmas1n1 saglamakta da cinsel ili~ki hukmunde degildir. Burada da
hukum boyledir.

Fakat biz Hanefller, sahabllerden (r a) gelen rivayetleri deli I olarak kabul


ediyoruz: Abdullah b. Omer' in (r a) ~oyle dedigi rivayet edilmi~tir: "Bir kimsenin bir
kad1nla cinsel ili~kide bulunmas1, ~ehvetle opmesi, ~ehvetle dokunmas1, veya
~ehvetle kad1n1n cinsel organina bakmas1 durumunda kad1n, bu kimsenin ogluna
ve babas1na haram olur. Bu kimseye de kad1nrn annesi ve k1z1 ha ram olur."

Mesruk (rh.a.)'tan da, "$u cariyemi satin. Bilin ki ben bu cariyeden, dokunma,
opme gibi, c;ocuguma onu haram k1lacak bir ~ekilde yararlanmad1m. "dedigi rivayet
edilmi~tir.

Opme ve dokunma, cinsel ili~kiye gotUren nedenlerdir. ~unku opme ve


dokunma cinsel ili~ki oncesinde yap1lan ve cinsel ili~kiye zemin haz1rlayan
davran1~lardand1r. Bundan dolay1, haraml1gin ispat1 konusunda cinsel ili~ki gibi
kabul edilirler. Nitekim cinsel ili~kinin nedeni olan evlenme sozle~mesi de
haraml1gin sabit olmas1 konusunda cinsel ili~ki gibi kabul edilmi~tir. Ancak dinin
ayri tuttugu uvey k1z bu hukmun d1~indad1r. ~unku haraml1g1n temelinde ihtiyat
vard1r. Bundan dolay1 cinsel ili~kiye neden olabilecek davrani~lar, -her ne kadar
diger hukumler, bu gibi davrani~larla sabit olmasa da- evlilik konusunda ihtiyaten
[4/208]
cinsel ili~ki gibi kabul edilir. Nitekim, sut emme nedeniyle olu~an, kad1n1n bir
parc;as1 alma ~uphesi, diger hukumlerde degilse de, haraml1g1n sabit olmas1
konusunda, kad1n1n gerc;ekten bir parc;asr gibi kabul edilmi~tir.

Kadmm Biz Hanefllere gore bir kimse kad1nin cinsel organrna ~ehvetle bakarsa
cinsel
haramlrk istihsanen sabit olur. K1yasa gore ise sabit olmaz. lbn EbO Leyla ve $afil
organ ma
bakmak (rha)'nin goru~u de boyledir. ~unku, erkekle kadrnrn tenleri birbirine dokunmad1g1
cinsel ili~ki
say1hr m1? ic;in (cinsel organa) bakmak, du~unmek gibidir. Gormez misin, ardrndan meni gelse
bile kadrna bakmakla oruc; bozulmamaktad1r. Kad1n1n cinsel organrna bakmak
haramlrgr gerektiren bir durum olsayd1, kadrna ~ehvetle dokunmakta oldugu gibi,
cinsel organ1na bakmakla diger organlarrna bakmak arasrnda bir fark olmazdr.

Fakat biz Hanefller kryasr, Ommu Hani (r.a.)'nin rivayet ettigi ~u hadisten dolayr
terk ettik. ResOlullah (sa v);

1:!~~1-
~J ~ --
l:~t ~ ..:..;,-
?
·-· ~ .\ ~·1 .= i1 :1.:.:: -
-~ . .J"' Y' c..s'· ..r' ,y
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _389

"Kim bir kadmm cinse/ organma ~ehvet/e bakarsa kadmm annesi ve klZI
kendisine haram o/ur 379 "buyurmu~tur. Omer (ra.)'den de ~oyle bir rivayet vard1r.
Omer (ra.) bir cariyesini soydu ve ona bakt1. Sonra ogullarindan birisinin bu cariyeyi
kendisine bag1~lamasin1 istemesi uzerine;

al J~.3 ':J L~1l Lot


320
"Bu cariye sana he/al degildir. "dedi. Bir hadiste de;

1:.:~1-
~J •
•T-·1
...r" ~
·J J,1,.r-'(f
,i;.~ : , Z, ,1.
~

"Bir kadmm ve klZlntn cinsel orgamna bakan kimse /anet/idir 327 "
buyrulmu~tur.

Kad1n1n cinsel organina ~ehvetle bakmak bir tUr cinsel yararlanmad1r. c;:unku
bir yere bakmak, ya o yer guzel oldugu ic.;indir. Ya da o yerden yararlanmak ic.;indir.
Kad1n1n cinsel organ1nda ise herhangi bir guzellik olmad1g1na gore, bakmak
guzellikten dolay1 olamaz. Buradan anl1yoruz ki cinsel organa bakmak -kad1na
dokunmak gibi- yararlanma amac1ylad1r. Diger organlara bakmak ise boyle
degildir. Diger yandan, cinsel organa bakmak, kad1na dokunmakta oldugu gibi,
ancak evlilik (milk-i mut'a) durumunda helal olur. Diger organlara bakmak ise
boyle degildir.
Dokunma
Dokunmakta ve bakmakta ~ehvetin belirtisi, erkegin cinsel organ1n1n ve
sertle~mesi veya sertliginde bir art1~ olmas1d1r. S1rf kalpte uyanan istek ~ehvetin bakmakta
~ehvetin
olc.;usu olamaz. Gormez misin, bu kadarc1k ~ehvet, cinsel arzusu kalmam1~ ya~l1 belirtisi
erkekte bile olan bir durumdur.

Haraml1g1 gerektiren bakma, d1~ ferce degil, i<.; ferce (kad1nin cinsel organ1n1n Cinsel
organ a
ic.;ine) bakmakt1r. Bu bak1~ ancak kad1n arkas1na yaslanm1~ oldugu zaman mumkun bakmada
olabilir. Kad1n, duz bir ~ekilde otururken veya ayakta dururken bakmakla haraml1k haramhga
neden
sabit olmaz. olan ~ekil

Bu nedenlerle gerc.;ekle~en s1hri haraml1k (hurmet-i musahere) erkegin hem


anne, hem baba tarafindan babalarina ve c.;ocuklarina, kad1n1n da ninelerine ve
torunlarina gec.;er. Daha once ac.;1klad1g1m1z gibi, haraml1ga neden olan konularda,

319
Abdurrezzak, Musannef, Vl/278.
320
Abdurrezzak, Musannef, Vl/278.
321
Abdurrezzak, Musannef, Vll/194.
390 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit

dedeler ve nineler anne-baba gibi, torunlar da oz c;ocuk gibidir. ButUn bunlar


ibrahim en-Nehal (rh a )'den rivayet edilmi~tir.

Buna gore, bir erkek, e~inin annesiyle ili~kide bulunsa e~i kendisine haram
E~inin
annesiyle olur. Bu Obeyy b. Ka'b (r a )'dan rivayet edilmi~tir. Bu, s1hriyet nedeniyle
cinsel ili~ki gerc;ekle~en haraml1g1n da sut emme ve nesep nedeniyle gerc;ekle~en haraml1k gibi
kuran, onu
~ehvetle olmas1 demektir. Bu durum ise ba~lang1c;ta evlenmeye engel oldugu gibi evliligin
open,
dokunanm surdurulmesine de engeldir. Buna gore, e~inin annesiyle cinsel ili~kide bulunmak
durumu evlenmeye engel oldugu gibi, evliligin surdurulmesine de engel olur.

Dort e~li bir kimse e~lerinden birisini, kendisiyle cinsel ili~kiye


girdikten sonra ui; talakla veya bir bain (geri donu~suz) talakla bo~arsa
veya muhalea 322 yaparsa bo~ad1g1 kadmm iddet suresi devam ederken bu
kimse dorduncu bir kadmla evlenemez.

(unku dortten fazla kad1nla evliligin haraml1g1 iki k1z karde~le evlenmenin
haraml1g1 gibidir. Nas1I ki (bir kad1ni bo~ayan erkegin onun k1z karde~iyle evlenmeyi
istemesi durumunda) iddet, evlenmeye engel oluyorsa (dort evli olan ki~inin,
e~lerinden birisini bo~amas1 durumunda da) dorduncu kadinla evlenmesine engel
olur.

$ayet bu kimse (bo~ad1g1 kad1n1 kastederek) "Bana iddetinin sona erdigini


[4/209]
haber verdi." derse, bu sozu iddetin sona erme ihtimali olmayan k1sa bir surede
soylemesi durumunda ne erkegin ne de, boyle bir haber vermi~se, kad1nin sozu
kabul edilmez. Ancak kad1n, organlari belirmi~ bir du~uk yapmas1 gibi, ihtimal
dahilinde olan bir ~ey ile ac;1klayarak boyle bir haber verirse, bu haber kabul edilir.

Erkek bu sozu, iddetin sona erebilecegi bir sure gec;tikten sonra soylemi~se,
kad1n1n erkegi dogrulamas1 veya susmas1, ya da kay1p olmas1 durumunda erkek
dilerse dorduncu bir kad1nla veya bu kad1nin k1z karde~iyle evlenebilir. Biz Hanefl
fakihlerine gore kad1nin, verdigi bu haberde erkegi yalanlamas1 durumunda da
hukum boyledir.

Zufer (rh a.)' den erkegin boyle bir hakk1nin olmad1g1 rivayet edilmi~tir. (unku
kadin, rahminde olan1 haber vermek konusunda guvenilir oldugu ic;in, iddeti
devam eder. Burada kadin, iddetinin devam ettigini haber vermi~tir. Kadin1n
kocas1ni yalanlad1g1 bir konuda kocas1 onun hakk1nda bir haber vermi~tir. Bundan

322
Muhalea I W\.:>...JI : Nikah mUlkiyetini kad1nin kabUIUne bai:jl1 olarak ortadan kald1rmakt1r. Hanim
taraf1ndan kocaya verilecek bir bedel veya hanim1n mehirden vazge~mesi kar~1i11:)1nda taraflarin rizas1
ile ger~ekle~tirilen bo~anmad1r
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _391

dolay1 erkegin sozu kabul edilmez. Bu, birinci tan191n ikinci tan1klan yalanlamas1
veya birinci ravinin ikinci ravileri yalanlamas1 gibidir. Bunun delili, boyle bir
durumda kad1n1n nafaka ve sukna hakk1n1n devam etmesi ve ~ayet iki ylldan once
dogum yapacak olursa, dogacak ~ocugun nesebinin sabit olmas1d1r. Bu ~ocugun

nesebinin sabit olduguna hukmettigimiz zaman bu kimsenin, bo~ad1g1 kad1n1n k1z


karde~iyle evlenmesi ittifakla batll olur. Kad1nin nafakas1na hukmettigimiz zaman
da hukum boyledir.

Biz Hanefilerin bu konudaki delili ise ~udur: Bu kimse kendisiyle Rabbi (c.c.)
arasinda olan bir ~eyi haber vermi~tir. Bu haberin ger~ek olma ihtimali varsa ki~i
guvenilir olur. Verdigi bu haber kabul edilir. Bu kimse, "Namaz k1ld1m, oru~
tuttum. "diyen kimse gibidir.

Bunun a~1klamas1 ~oyledir: Bu kimse, bo~ad1g1 kad1n1n k1z karde~iyle

evlenmesinin helal oldugunu haber vermi~tir. Bo~anan kad1n1n ise bu konuda bir
yetkisi yoktur. Helallik ve haraml1kta yetki Allah (c.c.)'a ait bir hakt1r. Kullann bu
konulardaki hakk1, ancak kendileri i~in, yerinde, bir hak dogmas1 a~1sindand1r. Bu
kad1n1n ise k1z karde~inin evlenmesi konusunda herhangi bir hakk1
bulunmamaktad1r. Bu yuzden, yalanlamas1 hukOkl bir deger ta~1maz. Bo~anan
kad1n1n k1z karde~iyle bo~ayan erkegin evlenebilmesinin, s1rf erkegin verdigi
haberle sabit olmas1n1n delili ~udur: Gormez misin, kad1n kaybolsa, kocas1
kay1pl1kla ilgili sureler ge~ip hakimden karar alarak, kay1p e~inin k1z karde~iyle
evlenebilir. Bu hak ge~ersiz olacak olsa kad1nin yalanlamas1 ile ge~ersiz olurdu.
Kad1n1n yalanlamas1nin ise kendisinin bir hakkin1 ispat konusunda hukOkl bir
degeri varsa da eski kocas1nin sabit olmu~ bir hakk1n1 iptal etmek konusunda bir
degeri yoktur. Nafaka ve sukna, kad1nin hakk1 oldugu i~in devam eder. Eski
kocas1n1n, k1z karde~iyle evlenmesi konusunda ise herhangi bir hakk1 yoktur.
Dolay1s1yla iddet, konusunda, bo~ayan kocas1n1 yalanlamas1 dikkate al1nmaz.
(unku bir hukmun sabit olmas1 delile dayanmal1d1r.

Kad1n ve ~ocugu hakkinda nesebin sabit olmas1 da boyledir. (unku boylece


kad1n uzerinden zina ~uphesi kalkar. (ocuk da bundan bir ~eref kazan1r. Diger
yandan, nesebin sabit olduguna hukmetmenin zorunlu bir sonucu olarak gebeligin
ba~lang1c1n1n bo~amadan once olduguna hukmedilir. Buna hukmettigimiz zaman
da, iddetin dogumdan once sona erdigi hakk1nda verilen haber ~irkin say1l1r.
Bundan dolay1 k1z karde~le yapilan evlilik sozle~mesi ge~ersiz olur. Nafakaya
hukmetmekte ise bu durum yoktur. (unku nafaka o an ile s1n1rl1d1r (ge~mi~e etki
eden bir yonu yoktur). Dolay1s1yla nafakaya hukmetmek, iddetin devam ettigine
hukmetmeyi gerektiren bir durum degildir. (unku mal1 gerekli k1lan nedenler
392 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

c;oktur. Bunun ac;1klamas1 ~oyledir: Nesebe hukmetmenin zorunlu sonucu ki~inin


kad1nla yatt1g1na da hukmetmektir. Dolay1s1yla bu kimsenin iki k1z karde~i yatakta
birle~tirdigi ortaya c;1kar. Burada ise olsa olsa iki k1z karde~in nafakas1nin bu
kimsede birle~mesi durumu vard1r. Bu da cariye mulkiyetinde oldugu gibi caizdir.

Erkek oli.irse, daha once bo~ad1g1 kadmm miras hakk1 bulunmaz. Bu


hak sonraki e~ine aittir.

[4/210] Burada boyle an1ld1. "Bo~ama Kitab1"nda ise "Miras ikinci e~inin degil, birinci
e~inin olur. "~eklinde anilm1~t1r. Fakat orada konu, erkegin hasta iken (bo~ad1g1
kad1n1 kastederek) "Bana iddetinin bittigini haber verdi. "demesiyle ilgilidir. Miras
hukmunde rivayetlerin farklli1g1, ancak bo~amanin ric'li (cay1labilir) olmas1
durumunda gerc;ekle~ir.

Bo~aman1n bain (geri donu~suz) veya L.i<; talakla gerc;ekle~mi~ olmas1 ve


bo~ayanin sagl1kl1 olmas1 durumunda ise, koca iddetin sona erdigini haber verse de

vermese de, ilk e~inin miras hakk1 yoktur. "Bo~ama Kitab1" nda ise miras
meselesinin, bo~ayan erkegin, bo~ama s1ras1nda hasta oldugu ve bo~anan kadin1n
da erkegin mal1nda hakk1 bulundugu i<;in kad1n1n hakk1n1 ortadan kald1ran bir
konuda erkegin sozu kabul edilmez. Nitekim nafaka konusunda da hukum
boyledir, denilir.

Burada ise miras meselesi, sagl1kl1 iken karis1n1 bo~ayan koca ile ilgili olup,
kad1n iddet beklerken bu erkek vefat etse, kad1nin onun malindan bir hakk1n1n
bulunmamas1 tabiidir. Burada, kocan1n bo~ama ile, sozu kabul edilebilir.

Bunun ac;1klamas1 ~oyledir: Bu kimse, sozuyle, gerc;ekle~en bo~amanin bain


(kesin) oldugunu haber verse, e~ini sagl1kl1 iken bain talakla bo~am1~ say1l1r. Bu
yuzden kad1n1n miras hakk1 olmaz. Fakat, hasta iken bo~am1~ olsayd1, kad1n1n
miras hakk1 olurdu. Bunun EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh a )'un goru~u oldugu
soylenmi~tir. ~unku onlara gore erkegin ric'I (cayllabilir) bo~amay1 bain (kesin)
bo~amaya c;evirme hakk1 vard1r. Muhammed (rh a )'e gore ise kocanin boyle bir
hakk1 yoktur. Miras hakk1 birinci e~e ait olunca ikincinin mirastan bir hakk1
bulunmaz. ~unku evlilik nedeniyle her iki k1z karde~in de bir ki~iye mirasc;1
olmas1nda bir <;eli~ki vard1r. Birinci e~ mirasc;1 olmad1g1 zaman ise ikinci e~ miras<;1
olur.

Bekleme iddet si.iresi ic,;inde iken kadm olse, ya da mi.irted (dinden c,;1km1~) olup
siiresinde
dari.ilharbe gitse bu kimsenin onun k1z karde~iyle evlenmesi helal olur.
kadmm iilmesi
ya da dinden
~1kmas1 ~unku kadin1n murted olarak darulharbe s1g1nmas1 bir bak1ma olmesi
durumu demektir. Oldukten sonra ise iddet devam etmez. Kendisinden iddet bekledigi
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _393

kocas1, k1z karde~iyle evlenmeden once musluman olup geri donerse, EbO Hanlfe
(rh.a.)'ye gore bu kimse kad1n1n k1z karde~iyle evlenebilir. c;:unku iddet, sona
erdikten sonra yeniden ba~lamas1 ir;in nedenin yenilenmesi gerekir.

EbO Yusuf ve Muhammed (rha.)'e gore ise bu kimse, e~inin k1z karde~iyle
evlenemez. c;:unku kad1n musluman olup ulkesine geri donunce darulharbe
gitmesi gaiplik hukmunde olur. Nitekim, bu kad1na mal1 geri verilmektedir.
Dolay1s1yla bu kadin ~u andaki durumuyla degil onceki durumuyla ulkesine
donmu~ sayi11r.

Kad1n ulkesine donmeden once eski kocas1 kad1n1n k1z karde~iyle evlenmi~ ve
daha sonra kad1n donmu~se bu konuda EbO Yusuf (rh a.)'tan iki rivayet vard1r: Bir
rivayete gore k1z karde~inin evlilik sozle~mesi ger;ersiz olur. Diger rivayete gore ise
ger;ersiz olmaz. Her iki rivayet de Ebu Yusuf (rh a )'a ait oldugu soylenen "Email"
adl1 eserde anllm1~t1r.

Muslumanm Ehl-i kitaptan olan ozgur bir kadmla evlenmesinde bir Musliiman
erkek Ehl-i
sakmca yoktur.
kitapla
evlenebilir
c;:unku Allahu Teala;
,
~~.JY.-i:}µ1~ 11l ~ ~ '-:'~1 l)J1 ~+JI 0-! .;_,~lj,
. . mi?

"Sizden once kendilerine kitap veri!en!erden iffet!i kadm!ar da mehirlerini


vermeniz ko~u!uyla, size he/a/ k1/md1." (el-Maide, 5/5) buyurmu~tur.

Abdullah b. Omer (r a) boyle bir evliligin caiz olmad1g1n1 soylemi~tir. Dayand1g1


deli! ~udur: Ehl-i kitaptan olan bir kad1n putperesttir. Allahu Teala ise;

~j;. ~ ..:..il5).J1 I~ 'ij "/man etmedikr;e putperest kadmlar!a


ev!enmeyin." (el-Bakara, 21221) buyurmu~tur. Ona gore ayette kastedilenler "Ehl-i
kitaptan musluman olanlar" d1r.

Biz bu gbru~u benimsemiyoruz. <:;:unku Allahu Teala bu ayette putperestleri


Ehl-i kitaptan sonra anm1~t1r. Bu da gostermektedir ki mu~rik kelimesi hir;bir
surette Ehl-i kitab1 kapsam1na almaz. lkinci ayeti lbn Omer (ra )'in dedigi an lama
yorarsak kitapl1 kad1n1n ozellikle anilmas1nin bir anlam1 kalmaz. c;:unku, musluman
oldugu zaman kitapl1 olmayan bir kad1nla evlenmek de helal olur.

Huzeyfe b. Yeman (r a )'1n yahudi bir kadinla evlendigi haberi bize gelmi~tir.
Ka'b b. Malik (r a.) de yahudi bir kad1nla evlenmi~tir.

Ki~inin musluman e~i uzerine kitapl1 bir kad1nla veya kitapl1 e~i uzerine [4/211]
musluman bir kad1nla evlenmesi de caizdir. Aralanndaki gecelerin bolu~ulmesi
394 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut

(kasm) de e~it olmal1d1r. Anla~ild1g1 kadanyla evliligin caiz olup olmamas1, kad1n1
evlilik sozle~mesinin konusu kllan helal olu~a bagl1d1r. Kasm de buna bagl1d1r.
Musluman kad1n ve -yahudi olsun, olmas1n- kitapl1 kad1n birbirine e~ittir. Sozune
deger verilmeyecek baz1 kimseler yahudi olan kitapl1 kad1nla digerlerini birbirinden
ay1rm1~t1r. Evliligin caiz olmas1 konusunda boyle bir aynmin anlam1 yoktur. ~unku
hepsi kitapl1d1r.

Musluman1n mecOsl (ate~e tapan) kad1nla evlenmesi ise caiz degildir. ~unku
Mecusi mecOsl kad1n Ehl-i kitaptan degildir. lbn Ishak (rh a) tefsirinde Ali (r a )'den rivayet
{Ate~e
tapan) ile edilen "MecOsller Ehl-i kitapt1r. mecOsllerin hukumdan, kendi k1z1yla cinsel ili~kiye
evlenilir girip mecOsller hukumdann bu yapt1g1na kar~1 bir tepki gbstermeyince kitaplan
mi?
gage kald1nld1. Onlar da kitaplanni unuttular." sbzune dayanarak, Ali (r.a )'nin
mecOsl kadinla evlenmeyi caiz gbrdugunu rivayet etmi~tir. Ancak bu gbru~ ayete
ayk1nd1r. ~unku Allahu Teala;

~~ ~ ~lb J;- ~~\ J) LJ1 1)); 01~


'"Kitap sadece bizden onceki iki top/uluga (h1ristiyanlara ve yahudilere)
indirildi. Biz ise on/arm okumasmdan ger<;ekten habersizdik' demeyesiniz diye;" (el-
En'am, 61156) buyurmu~tur. Biz "MecOsllerin kitab1 vard1r." diyecek olursak Ehl-i
kitap ur; topluluk olur. ResOlullah da;

~t~ l<"f -.j.J- , ~t....:..; _.;-~ -~ ....,t.:,sj\ i~t 8 ! -iL, I ~,


I ~ ' - ' ~ I ~- - ~ ~ ; - r./"" <J'!~ ; )-"

"Mecusllere Ehl-i kitap gibi davrammz. Ancak on/arm kadmlanyla


Y1ld1za
ta pan la evlenmeyiniz ve kestik/erini yemeyiniz 323
" buyurmu~tur. Durum gerr;ekten Ali
evlenilir
mi? (r a )'nin dedigi gibi olsa bile onlar kitaplann1 unutunca Ehl-i kitap olmaktan
r;1km1~lard1r.

Sabi! (yild1za tapan) kadinla evlenmek ise EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore caizdir,
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a )'e gore caiz degildir. Kestikleri hayvan1n hukmu de
ayn1 ~ekilde ihtilaf11d1r. Bu ihtilaf, sabillerin kim olduguna dayan1r.

EbO Hanlfe (rh a.)'nin anlay1~1na gore bunlar.. h1ristiyanlardan bir gruptur.
ZebOr okurlar ve bizim k1bleyi yucelttigimiz gibi onlar da baz1 y1ld1zlan yuceltirler.
EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.) ise bu kimselerin yild1zlan yuceltmesini ylld1za
ibadet etmek olarak anlam1~lard1r. Bbylece Sabiller putperest gibi olmu~tur. EbO
Yusuf ve Muhammed (rh.a.) Sabillerin itikat konusunda da h1ristiyanlar ve

323
Abdurrezzak, Musannef, X/325; lbn Eba $eybe, Musannef, 11/435; el-Mu'cemu'l-kebir, XIX/437;
Beyhaki, es-Sunenu'l-kubra, IX/189; Heysemi, Mecmau'z-zevaid, V/635.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 39S

yahudilerden farkl1 du~undugunu bu yuzden Ehl-i kitaptan olmad1klann1


soylemi~lerdir.

Eba Hanlfe (rh.a.) ise "Baz1 hususlarda onlardan farkl1 di.l~i.lnmeleri, on Ian Ehl-i
kitap olmaktan c;:1karmaz. Nitekim Bena Taglib kabilesi, ~arap ve domuz
konulannda h1ristiyanlardan farkl1 du~i.lnmekle birlikte, h1ristiyanlardan
say1lm1~lard1r." demektedir.
Ki~i. kadm
Ki~inin bir kadmla onceki kocasmdan olan i.ivey k1zm1 nikah1 altmda ile uvey
k1zm1
birle~tirmesinde bir sakmca yoktur. alabilir
mi?
(i.lnki.l kad1nla bu k1z aras1nda bir yak1nl1k yoktur.

lbn Eba Leyla (rh a.) bu nun caiz olmad191n1 soylemi~tir. (i.lnki.l kad1n1n eski
kocas1ndan olan bu k1z, erkek kabul edildiginde uvey annesi olan bu kadinla
evlenemez. (unki.l babas1 bu kad1n1 nikah1nda bulundurmu~tur. lki k1z karde~ gibi,
birisi erkek kabul edildigi zaman digeriyle evlenmesi caiz olmayan iki kad1n1 ki~inin
nikah1 alt1nda birle~tirmesi ise caiz degildir.

Bizim delilimiz ise ~udur: Abdullah b. Ca'fer (r a), Ali (ra )'nin eski e~i ile dig er
e~inden olan k1z1n1 bir nikah alt1nda birle~tirmi~tir. Diger yandan bir nikah alt1nda
birle~tirmeyi engelleyen ~ey, iki kadin arasindaki yak1nl1k veya haraml1k konusunda
yak1nl1ga benzeyen, si.lt emme gibi bir durumdur. Burada ise boyle bir durum
yoktur. lbn Eba Leyla (rh a) 'nin sozi.lni.l ettigi kural ise, iki k1z karde~te oldugu gibi,
her iki taraftan da du~unulebildigi zaman gec;:erli olur. Burada ise bu du~unulemez.
(unku babanin e~i, kendisini erkek kabul ettigimiz zaman bu k1zla evlenebilir.
Buradan anl1yoruz ki uvey k1z ile bu kadin iki k1z karde~ gibi degildir.

Bir kimsenin daha once ba~ka birisinin nikah1 altinda bulunan iki kad1n1
nikah1nda birle~tirmesinde de bir sak1nca yoktur. (unku bu iki kadin aras1nda
hi<;:bir yak1nl1k bulunmamaktad1r. Birinci kocan1n bu iki kad1n1 nikahinda
birle~tirmesi nasil caiz olduysa bu kimsenin birle~tirmesi de caiz olur.

Ki~inin bir kad1nla evlenip oglunu o kad1nin annesiyle veya k1z1yla Ki~inin,
evlendigi
evlendirmesinde de bir sak1nca yoktur. (i.lnki.l Muhammed b. Haneflyye (rh a.) bir kadmm
kad1nla evlenmi~ ve o kad1n1n k1z1n1 ogluyla evlendirmi~ti. (unki.l, bir kad1n1n ogluna
annesini ve
nikahlanmas1yla ogula sadece o kad1n haram olur. 0 kad1n1n annesi veya k1z1 ise k1zm1 vermesi
caiz midir?
kendisiyle evlenen ki~iye haram olmakla birlikte ogluna haram olmaz. Bundan
dolay1, bir kimsenin oglu, e~inin ba~ka erkekten olan k1z1 veya annesiyle evlenebilir.
[4/212)
Eksiklikten mi.lnezzeh ve yi.lce olan Allah dogruyu daha iyi bilir ve van~ da
O'nad1r.
396_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

K0<;0K ERKEK VE KIZIN EVLENDiRiLMESi


Bize ula~m1~tir ki Resuli.illah (s.a.v.), Ay~e (r.a.) heni.iz alt1 ya~mda ki.i~i.ik
Kii~iik erkek bir k1z iken onunla evlilik akdi yapm1~ ve dokuz ya~mda iken onunla fiilen
veya k1zin birle~mi~tir. Ay~e (r.a.), Peygamber (s.a.v.)'in yanmda dokuz y1I kalm1~t1r. Bu
evlendirilmesi
durumu hadis; ki.i~i.ik ya~taki erkek ve k1z ~ocuklannm, babalan tarafmdan
evlendirilmesinin caiz oldugunu gosterir.

lbn $Librume ve EbO Bekr el-Esamm (rh.a.)'a gore ise baba kur;uk erkek ve k1z1
ergin olmad1klan surece evlendiremez. CLinku Allahu Teala 11i J;- ._..;l_:;j1 1_,h;1J9
~(.LSQI I~ "Evlilik r;agma ge!inceye kadar yetimleri (gozetip) deneyin." (en-Nisa, 4/6)
buyurmu~tur. $ayet r;ocuk ergenlige ula~madan once onu evlendirmek caiz olsayd1
bu ifadenin bir anlam1 olmazd1. Aynca, kur;uk k1z r;ocugu uzerinde velayetin sabit
olmas1 onun bu velayete olan ihtiyac1 yuzundendir. Bu yuzden, velayete ihtiyar;
bulunmayan bag1~ vb. konularda velayet sabit olmaz. Kur;uk erkek veya k1z1n
evlenmeye de ihtiyar;lan yoktur. cunku evlenmenin amac1 yarat1l1~ bak1mindan
cinsel arzuyu tatmin etmek, dlnen ise neslin devam etmesini saglamakt1r. Kur;ukluk
ise her ikisiyle de bagda~maz. Bunun yan1 s1ra evlilik sozle~mesi, ya~am boyu
devam edecek bir sozle~medir. Evlilik hukumleri kur;ukleri ergenlikten sonra
baglar. Hir; kimsenin kur;ukleri boyle bir yukumluluk altina sokma yetkisi yoktur.
cunku ergenlikten sonra kur;ukler uzerinde herhangi bir kimsenin velayeti
bulunmamaktad1r.

Biz Hanefilerin ?elili Allahu Teala'nin, pj1 .:i~ ~~~~I~~ _;'.>IJlj~


~~ ~ _;'.illj _,+-!11!~ .W~ "Kadmlarmtzdan adetten kesilmi~ o/anlar/a, henuz
adet gormeyenler ir;in tereddut ederseniz, on/arm bekleme suresi ur; aydtr.,, (et-
Talak, 65/4) buyrugudur. Allahu Teala bu ayette kur;uk k1z1n iddet suresini
ar;1klam1~t1r. Dlnen iddetin nedeni ise evliliktir. Bu, kur;uk k1z1n evlenebilecegini
du~unduren bir i~arettir. ~(.LSQI 1~ I~!~ ~ "Evlilik r;agma ula~mcaya kadar" (en-
Nisa, 4/6) ayetinde kastedilen ise, kur;ugun ergenlige ula~mas1d1r.

Bu nun yarn s1ra, Ay~e (r.a) hadisi ile yukanda ger;en rivayetler, bu konuda ar;1k
delildir. Nitekim Kudame b. Maz'un (ra), Zubeyr b. Avvam (ra)'1n k1z1yla dogdugu
gun evlenmi~ ve "Ben olursem bu k1z benim en hay1rl1 mirasr;1md1r. Ya~arsam,
Zubeyr'in k1z1d1r. "demi~tir. ibn Omer (r a) de kur;uk k1zin1 Urve b. Zubeyr (r.a) ile
evlendirmi~tir. Urve b. Zubeyr (r.a) ise, erkek karde~inin k1z1yla k1z karde~inin
oglunu, her ikisi de kur;ukken evlendirmi~tir Yine bir sahabl kur;uk k1zin1 Abdullah
b. Hasan'la evlendirmi~, Ali (r.a.) de bu nu ger;erli saym1~t1r. lbn Mes'Od (r.a )'un e~i,
kur;uk k1zin1 Museyyeb b. Nahbe (ra )'nin ogluyla evlendirmi~, lbn Mes'Od (r a.) da
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _397

ge~erli saym1~t1r. Ancak EbO Bekir el-Esamm (rh.a.) sag1r oldugu i~in yukanda
nakledilen bu haberleri i~itmemi~tir!

Ku~uklerin evliligindeki anlam ~byle ifade edilebilir: Evlilik tUm erkek ve


kad1nlann yaran i~in konulmu~ hukumlerdendir. Evlilik bir~ok ama~ ve maksad1
kapsar Bunlar ancak birbirine denk olan kimseler aras1nda tam olarak bulunabilir.
Denk bir kimseye ise her zaman rastlanmaz. Bundan dolay1, ku~ugun velisine
evlilik konusunda yetki verilmesine gerek duyulmu?tur. Bunun yan1 s1ra veli, [4/213]
ku~ugun ergin olmas1n1 bekledigi takdirde dengi elden ka~abilir. Bir daha boyle
birisi bulunmayabilir. Evlilik sbzle?mesi ya?am boyu surmek uzere yaplid1g1 i~in,

evlilik maksat ve ama~lar1ndan olan ?eye ihtiya~ duyulur. Bu nedenle veliye velayet
yetkisi taniyabilmek i~in ihtiya~ o anda ger~ekle?ir.

Ay?e (r.a.) hadisinde baba, k1z1n1 evlendirdikten sonra, ergenlik ~agina ula?1nca
k1z1n se~imlik hakkinin bulunmad1g1 a~1klamas1 da vard1r. c;:unku, Resulullah (s a.v ),
Ay?e (r.a.)'ye bbyle bir se~imlik hakk1 vermemi?tir. Eger Ay?e (r.a )'nin se~imlik hakk1
324
olsayd1 Peygamber (s a.v) onu, "Muhayyer b1rakma ayeti" (el-Ahzap, 33/28) indigi
zaman muhayyer b1rakt1g1 gibi ergin oldugu zaman da muhayyer b1rak1rd1. Bu ayet
inince Peygamber (sa v), Ay?e (r.a.J'ye tS.J. :'.: Ji-~ ~ _;.:;;J ii 1) , ~ 1:l c .> _;T Jl
.!l;_Y.l"Ben sana bir ~ey teklif ediyorum~ -Bu konuda ana-babana dam~mcaya kad~r
bana bir ~ey soyleme " dedi ve ona Allahu Teala'n1n; .:,s:>-.r-h .:f~l .).i...j,
325

~~ i;..1_,.;. "Ge/in size bo~anma bedellerinizi vereyim de sizi guze/ce sa/1vereyim."


(el-Ahzap, 33/28) ayetini okudu. Bu nun uzerine Ay?e (r a.) "Bu konuda m1 anne
babama dan1~acag1m! Ben Allah ve Resulunu tercih ediyorum."dedi. Resulullah
(s.a.v.)'1n Ay~e (r.a.J'yi muhayyer b1rakmamas1, ku~uk k1zin, ergenlige ula?t1g1 zaman
muhayyerligi olmad1g1n1 gbsterir. c;:unku, Ay~e'yi babas1 evlendirmi~ti. Bu rivayet,
Muhammed'in te'lif ettigi "KitabU'/-As/"inda Ibrahim en-Nehal ve Kadi $urayh
(rh a J'dan nakledilmi?tir.

lbn Semaa (rh a) bu konuda bir k1yas ve bir de istihsan delilinden sbz ederek
~oyle demi?tir: "K1yasa gore k1z i~in muhayyerlik vard1r. c;:unku babas1 k1z1 uzerinde
byle bir sbzle~me yapm1?t1r ki baban1n k1z uzerindeki velayeti sona erse bile, bu
sbzle?menin hukmu geregi k1z1n kendisini teslim etmesi gerekmektedir. Karde~inin
evlendirmesi durumunda nas1I k1z i~in muhayyerlik sabit oluyorsa babas1
evlendirdigi zaman da sabit olmal1d1r.

324
(el-Ahzab, 33/28) ~~j ~ill i l:;.>JI ~)} &::5 0; ~IJJ~ j ~ I ~ii,:
325
EbO Ya'la, MOsned, IV/174; Muslim, Talak 29; Beyhak1, es-SOnenO'/-kubra, Vll/38.
398 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

Fakat biz Hanefiler diyoruz ki; "Biz burada k1yas1 Ay~e (r.a) hadisinden dolay1
terk ettik. Diger yandan baban1n c;ocuklan uzerindeki ~efkat duygusu tamd1r. 0,
k1zinin yaranni kendisininkinden daha fazla gozetir. $efkati tam oldugu gibi
velayeti de tamd1r. Bu nedenle baban1n velayeti c;ocugun hem kendisi, hem de
mal1 uzerindedir. Bu nedenle de evlilik akdini babanin yapmas1 durumunda, k1z ic;in
muhayyerlik hakk1 soz konusu olmaz. Evlenme sozle~mesi, kira sozle~mesi 326 gibi
degildir. c;:unku kira sozle~mesi, yaratil1~ geregi olarak insan1n yaranna olan
~eylerden degildir. Aksine c;al1~ma, ki~i ic;in guc;luk ve yorgunluk dogurur. Burada
babanin c;ocuk uzerindeki velayeti c;ocugun terbiyeye ve bir meslek ogrenmeye
gereksinim duymas1ndan dolay1 sabit olmu~tur. Bu velayet c;ocugun ergenlige
ula~mas1yla sona erer. Bundan dolay1 kuc;uk c;ocuga muhayyerlik verdik."

Hakim e~-$ehld ~oyle devam etmi~tir: "Bu ha dis Ay~e (r a.)'nin faziletini
gostermektedir. c;:unku hayat1n1n bahannda ResCilullah (s a.v.)'1n yaninda dokuz y1I
kalm1~t1r. ResCilullah (s.a.v.)'1n;~i.ll~ ~ ~~ .jli 0J1'.:.U "Dininizin tJ<;te ikisini
Ay:;e'den a/Jrs1mz 327 " diye i~aret buyurdugu buyuk bir fazileti elde etmi~tir. Bu
hadis kuc;uk k1zin, erkeklerle cinsel ili~kiye girmeye hazir oldugu c;aga geldigi
zaman zifafa girmesinin caiz oldugunu da gostermektedir. c;:unku Ay~e (r.a.),
Peygamber (s av) ile zifafa girdigi zaman dokuz ya~1ndayd1. Goruldugu kadanyla
henuz kuc;uktU. Bu hadiste "Ana-babas1 Ay~e (r.a.)'yi yeti~tirip beden bak1m1ndan
geli~mesini saglad1lar. 0, bundan sonra Allah' in ResCilu (s.a v.) ile zifafa girdi."
ifadesi de yer alm1~t1r.

Baba veya Bize Ibrahim en-Nehai (rh.a.J'nin "Baba ki.ic;;i.ik erkegi veya ki.ic;;i.ik klZI
dedenin evlendirdigi zaman bu sozle~me ki.ic;;i.iklerin nzasma bak1lmaks1zm caizdir.
kii~iik ~ocugu
evlendirmesi Diger veliler ic;;in de hi.iki.im boyledir." dedigi nakledilmi~tir. Hanefi
Alimlerimiz (rh.a.J de bu gori.i~i.i benimsemi~ ve "Baba ve dede d1~mdaki
velilerin de ki.ic;;i.ik erkek ve k1z1 evlendirmeleri caizdir." demi~lerdir.

Malik (rh.a.)'e gore babadan ba~kas1 ic;in, $afil (rh.a.)'ye gore ise Baba ve
dededen ba~kas1 ic;in kuc;ukleri evlendirme yetkisi yoktur.

[4/214] Malik (rh a.) ~oyle demektedir: K1yasa 328 gore hem baban1n, hem de diger
velilerin evlendirmesi caiz olmamal1d1r. Ancak biz rivayet edilen eserlerden dolay1

326
Burada kira sozle~mesinden kastedilen, ki~inin kuc;uk c;ocugunu bir meslek ve edep bgrenmesi ic;in
bir ustan1n yan1na c;1rak olarak vermesidir.
327
AclOnl, Ke~fu'/-hafa, 11/178; MubarekfOrl, TuhfeW'/-ahvezi, 10/259.
d1~1)
328
Serahsl (rh.a.)'nin k1yas kavram1n1 c;ogu yerde genel kural, istihsani ise istisnai (kural hukum
anlamlarinda kulland1g1na dikkat edilmelidir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _399

baba hakk1nda k1yas1 terk ettik. Baba d1~1ndakiler ise k1yas kuralin1n kapsaminda
kal1r."

$afil (rh a) ise ResOlullah (s av )'in ~u hadisini deli I getirmi~tir: _;.;;.. h._J ~ '1
"Babas1 olmayan ktz, kendisine dant~t!madan evlendirilmez
329
;-i.:..:J " ResOlullah
(s a.v.), r_i;J1 ~~ 'i "Ergenlige ula~ttktan sonra yetimlik yoktur
330
" buyurmu~tur.
Bu hadiste, ergenlige ula~1p goru~u al1nincaya kadar yetim k1z1n evlendirilmesi
yasaklanm1~t1r. Ba~ka bir hadiste de Kudame ibn Maz'un (r.a.) erkek karde~i Osman
b. Maz'un (r.a )'un k1z1n1 lbn Omer (r a.) ile evlendirmi~ti. ResOlullah (s.a.v) bu evliligi
bozdu ve _).:..:i _;.;;. ~ 'i ~µ ~ 41! "Bu ktz yetimdir. Kendisine dant~tlmad1kr;a
ev/endirilemez. 337 " buyurdu. Bu konudaki hikmet i~te budur. Dolay1s1yla "Bu k1z
yetimdir. Bundan dolay1, ergenlige ula~m1~ k1z nzas1 olmadan nasil
evlendirilemiyorsa, kuc;uk k1z da evlendirilemez." diyoruz. Yetimligin etkisi ~udur:
Yetim k1z1 evlendiren kimse ona c;ok ~efkat duymaz. $efkati az oldugu ic;in malda
dahi velayeti yoktur. Kuc;ugun, mal1nda tasarruf etmeye duydugu gereksinim ise
~ahs1 uzerinde olan tasarrufa duydugu gereksinimden daha fazlad1r. Gereksinim
daha fazla olmas1na ragmen bu kimsenin, k1z1n mal1 uzerinde velayet hakk1 sabit
olmad1g1na gore ~ahs1 uzerinde velayet hakk1 hie; sabit olmaz.
Bizim delilimiz ise Allahu Teala'nin;

"Eger yetimlerin hak!anna riayet edememekten korkarsantz begendiginiz


(veya size he/a/ a/an) kadm/ardan iki~er, ur;;er, dorder aim." (en-Nisa, 4/3) buyrugudur.
Ayetteki "yetimler hakk1nda" ifadesi yetimlerin evliligi hakk1nda demektir. Bu soz
ise ancak yetimin evlenmesinin caiz olmas1 durumunda gerc.;ekle~ebilir. Ay~e
(r.a )'nin ayetin yorumunda, "Bu ayet, velisinin himayesinde bulunan yetim bir k1z
hakkinda nazil olmu~tur. Velisi bu k1z1n mal1na ve guzelligine ragbet ediyordu.
Mehrinde adaletli davranm1yordu. Bu yuzden yetim k1zlann velileri, onlara en
yuksek mehri vermedikleri surece onlarla evlenmeleri yasaklanm1~t1r." ~eklinde
yorumlad1g1 nakledilmi~tir. Yine Ay~e (r.a.), Allahu Teala'nin;

329
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/334; Darim!, Nikah 12; Ebu Davud, Nikah 25; Nesa!, Nikah 31.
330
Abdurrezzak, Musannef, Vl/416; Beyhak!, es-Suneni/1-kubra, Vl/54.
331
Abdurrezzak, Musannef, Vl/145; Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/261; Dare kutn!, Sunen, 111/238; lbn
Hibban, Sahih, IX/399; Beyhak!, es-Sunenu'l-kubra, 111/280.
400 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

"Kitapta kendileri ir:;in yaz1/m1:; a/ant vermeyip nikah/amak istediginiz yetimler..


hakkmda okunan ~iyetler (Allah'm hUkmunu apar:;tk ortaya koymaktadtr)" (en-Nisa,
4/127) ayetinin yorumuyla ilgili olarak da ~byle demi~tir: "Bu ayet bir yetim k1z
hakkinda nazil olmu~tur. Bu k1z1n velisi, c;irkinliginden dolay1 onunla evlenmeyi
istemiyor, k1z1n mal1nda kendisine ortak olmas1n diye k1z1 ba~kas1yla da
evlendirmiyordu. Allahu Teala bu ayeti indirdi. Velilere yetim k1zlarla evlenmelerini
veya on Ian ba~kalanyla evlendirmelerini emretti." Bu, yetim k1z1n evlendirilmesinin
caiz oldugunu gbsterir.

ResOlullah (s.a.v.), amcas1 Hamza (r.a )'n1n k1z1n1 kuc;uk iken Omer b. EbO
Seleme (ra) ile evlendirmi~ti. Diger yandan, Omer, Ali, Abdullah b. Mes'Od, lbn
Omer ve EbO Hureyre (r a )'den yetim k1z1 velisinin evlendirmesinin caiz oldugu
rivayet edilmi~tir. Bunun anlam1 ~udur: Ki~i (evlilik konusunda), ergenliginden
sonra kuc;ugun velisi olduguna gore, kuc;uklugunde de -babas1 ve dedesi gibi- velisi
olur. ~unku ergenlik, velayeti sona erdiren bir durum oldugu halde ki~i bu nedenle
k1z1n ergenliginden sonra velisi olmaktad1r. Dolay1s1yla biz bu kimsenin o k1z1n
kuc;uklugunde de velisi oldugunu anlanz. Boylece evlilikteki velayet maldaki
velayetten ayril1r. ~unku bu nedenle ki~i hic;bir zaman maldaki velayeti elde etmez.
Bundaki hikmet ~u olmalid1r: Maida gizli suc;lar i~lenebilir. Bu velinin ise kuc;uge
kar~1 ~efkati azd1r. Sefkat azl1g1 bu ki~iyi yetim k1z1n yarann1 du~unmemeye
gbtl.irebilir. Kuc;ugun ~ahs1 uzerindeki cinayet ise mehirde ve denklikte kusurlu
davranmak bak1m1ndand1r. Buradaki kusur ac;1kt1r ve tespit edilebilir. Sayet bbyle
bir davran1~ta bulunacak olursa bu tasarrufu iptal edilir. Diger yandan bu velilere
[4/215] malda velayet vermeye gerek yoktur. ~unku yetimin vaslsi, mal1nda tasarruf eder.
Yetimin babas1 ise vasl tayin edebilir ve boylece k1z1n ihtiyac1 giderilir. Kuc;ugun
~ahs1ndaki tasarrufta ise aile d1~1ndaki birisini vasl belirleme ihtimali yoktur. Bundan
dolay1 bu yetki baban1n yerine gec;meleri yoluyla veliler ic;in sabit olur. Anilan
hadisten kastedilen, ergenlige ula~m1~ olan yetimdir. Allahu Teala;

~~1_µt ~l011)fj~
"Yetimlere ma/Ianni veriniz." (en-Nisa, 4/2) buyurmu~tur. Kas1t, ergenlik c;ag1na
Baba veya ula~m1~ olan yetimlerdir. Bu nun deli Ii ~udur: Peygamber (s av), bu yasag1 yetim
dede
d1~mdakilerin k1z1n gbru~unu alma zaman1na kadar uzatm1~t1r. Halbuki kuc;uk k1z1n degil,
evlendirdigi ergenlige ula~m1~ olan k1z1n gbru~u sorulur. Kudame (r.a.) hadisini ise ~byle
kii~iigiin,
buliiga erince yorumlanz: 0 k1z ergenlik c;ag1na gel mi~ ve Peygamber (s.a v) onu muhayyer
muhayyerlik
hakk1 b1rakm1~t1. 0 da kendisini sec;mi~ti." Gbrmez misin, lbn Omer (r a.)'den "Allah' a
yemin ederim ki o k1z, ben kendisine sahip olduktan sonra benden aynld1." dedigi
rivayet edilmi~tir.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _401

Diger velilerin kuc_:;Ok k1z veya erkegi evlendirmesi durumunda, EbO Hanlfe ve Baba ve dede
d1~mdaki
Muhammed (rh a )'e gore, ergenlik c;;ag1na geldiklerinde her ikisinin de muhayyerlik velilerin
haklan vard1r. Abdullah b. Omer ve EbO HOreyre (ra.)'nin gorO~O de budur. evlendirdigi
kii~iigiin durumu

EbO Yusuf (rha) da ayn1 gorO~te idi. Sonra bu gorO~Onden dondu. "lkisinin de
muhayyerlik hakk1 yoktur." dedi. Urve b. Zubeyr (r a )'in gorO~O de budur. 0 ~oyle
demi~tir: <;:unku bu, yak1nl1k nedeniyle elde edilmi~ olan bir velayete dayanliarak
yaplim1~ bir sozle~medir. Bundan dolay1 baba ve dedenin evlendirmesinde oldugu
gibi, evlenme sozle~mesinde bulug muhayyerlik hakk1 yoktur. <;:unku yak1nl1k,
velayete hak sahibi olmak ic;;in eksiksiz bir nedendir. Yak1n olan, yapt1g1
tasarruflarda kendisinin degil, velisi oldugu ki~inin yaranni gozetir. Nas1I ki mall
i~lemlerde vasl, baba yerine gec;;er ise kuc_:;Ogun ~ahs1yla ilgili i~lemlerde de veli,
baba yerine gec;;er. Vaslnin yapt1g1 sozle~me, babanin yapt1g1 i~lem gibi olan
yerlerde, babanin yapt1g1 sozle~me gibi olduguna gore, velinin yapt1g1 nikah
sozle~mesi de boyledir.

EbO Hanlfe ve Muhammed (rh a )'in gorO~lerinin ac;;1klamas1 ~oyledir: Yetim


k1z1, ona kar~1 ~efkati eksik olan bir kimse evlendirmi~tir. Efendisi bir cariyeyi
evlendirdikten sonra onu ozgur kli1nca cariyenin nasli muhayyerlik hakk1 oluyorsa,
kendisi hakk1nda yetki sahibi olduktan sonra, bu k1z1n da muhayyerlik hakk1 sabit
olur. Baba ve dede d1~1ndaki velinin de yetim k1za kar~1 bir ~efkati vard1r. Arna
eksiktir. Babalann ~efkati ile kar~1la~t1nld1g1nda bu durum ortaya c;;1kar. Veliler ic_:;in
yetim k1z1n mal1nda velayet sabit olmay1nca bu eksikligin etkisi hukmen ortaya
c;;1km1~t1r. Velide ~efkat bulundugu ic_:;in yapt1g1 bu sozle~meyi gec;;erli kabul ettik.
$efkati eksik oldugu ic;;in de k1za muhayyerlik verdik. <;:unku velayetin sabit
olmas1nin nedeni, k1z1 istemeye gelen ve onun dengi olan ki~inin elden
kac;;mamas1d1r. Dolay1s1yla bu, onun evlendirilmesi yarannin gozetilmesi anlam1na
gelir. Onun yarann1n dO~OnOlmesi ise kendisine muhayyerlik hakkin1n tan1nmas1yla
olur. Ta ki k1z ergin olduktan sonra bu i~te kendi yaranna olan karan versin.

Baba ise diger veliler gibi degildir. <;:unkO babanin ~efkati eksiksizdir ve
velayeti tamd1r. Bu yuzden onun yapt1g1 sozle~mede k1za muhayyerlik vermeye
gerek yoktur. Dedenin yapt1g1 sozle~me de boyledir. <;:unkO dede baba gibidir.
K1zin hem mal1nda, hem de ~ahs1 Ozerinde velayet yetkisi vard1r.

Yetimi hakimin evlendirmesi durumunda ise "ZahirO'r-rivaye"de k1z ic_:;in Kii~iigii hakimin
evlendirmesi
muhayyerlik sabit olur. <;:unkO Muhammed "Kendilerini baba ve dede d1~1ndaki durumunda onun
velilerden birisinin evlendirmesi durumunda, ergenlik c_:;ag1na ula~t1klan zaman muhayyerlik hakki

kuc_:;Ok erkek ve k1z1n muhayyerlikleri vard1r. "demi~tir.


402, _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Halid b. Sabih el-Mervezl, EbO Hanlfe (rh.a.)'den "Hakimin evlendirmesi


durumunda muhayyerlik yoktur." goru~unu rivayet etmi~tir. Bu rivayetin
ac;1klamas1 ~oyledir: Hakimin velayeti hem mal, hem de ~ah1s uzerinde tamd1r.
Bundan dolay1 hakimin velayeti, kuvvet bak1m1ndan baban1n velayeti gibi olur.

"Zahiru'r-rivaye"nin ac;1klamas1 ise ~oyledir: Hakimin velayeti erkek karde~in


ve amcanin velayetinden sonra gelir. Erkek karde~in ve amcan1n evlendirmesinde
[4/216] muhayyerlik sabit olduguna gore, hakimin evlendirmesinde zaten oncelikle sabit
olur. c;:unku hakimin ~efkati din hakk1 ic;in olabilir. Din hakk1ndan dolay1 birine
~efkat duymak ise, ancak kendilerini zorlad1ktan sonra takva sahibi kimselerin
yapabilecegi bir i~tir. Bundan dolay1 ergenlige ula~t1klar1nda kuc;uklere muhayyerlik
verilmesine gerek duyulur.

Annenin kuc;uk erkek ve k1z1 evlendirmesi EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore caizdir.
Ergenlige ula~t1klannda muhayyerlik haklar1n1n olup olmad1g1 konusunda EbO
Hanlfe (rh.a.)'den iki rivayet vard1r. Bir rivayete gore erkek ve k1z ic;in muhayyerlik
sabit olmaz. c;:unku annenin ~efkati de baba gibi, tamd1r veya daha fazlad1r.

Saglam olan rivayet ise bu durumda da muhayyerligin sabit olmas1d1r. c;:unku


her ne kadar annenin ~efkati tam ise de goru~unde kusur vard1r. Bu yuzden
annenin malda velayeti yoktur. Kuc;uklerin yarann1 tam olarak gozetmek ise hem
~efkatin, hem de goru~un tam olmas1yla mumkun olabilir. Annenin goru~unde
kusur oldugu ic;in ergen olduklar1 zaman kuc;uklere muhayyerlik verdik.
Muhayyer Kuc;ukler ergenlige ula~t1klan zaman ayrtlmaya karar verirlerse ancak hakimin
kii~iikler,
hakim hukmuyle aynlabilirler. c;:unku ayrtlma nedeniyle ihtilaf edilmi~tir. Baz1 alimler bu
karariyla
nedeni ayrtlmaya bir gerekc;e olarak kabul ederken, baz1lar1 kabul etmemi~lerdir.
ayrilabilir
mi? Neden, ~efkat azl1g1 oldugu ic;in kesin bilinmemektedir. c;:unku ~efkatin gerc;ekten
az olup olmad1gin1 tespit etmek guc;tur. Oyleyse bu zay1f bir gerekc;e olur. Bundan
dolay1 ayrtlma hakimin karanna b1rak1lm1~t1r.

Bo~anma muhayyerligi ise boyle degildir. c;:unku bo~anma konusunda


muhayyer b1rak1lan kad1n, kendi tercihini belirttigi zaman ayrtlma gerc;ekle~ir.
Hakimin karar1na gerek duyulmaz. c;:unku bo~anma muhayyerliginde neden
kuvvetlidir. c;:unku kad1n bo~ama konusunda kocas1n1n ya vekilidir ya da kocan1n
verdigi bo~ama hakk1 nedeniyle bu konuda yetki sahibidir.

Efendisi taraf1ndan evlendirilen cariye ic;in taninan ozgurluk muhayyerligi ise


bulug muhayyerliginden farkl1d1r. c;:unku ozgur k1l1nan cariye kendisi tercihte
bulundugu zaman hakimin hukmu olmaks1z1n aynl1k gerc;ekle~ir. c;:unku burada da
neden kuvvetlidir. c;:unku kocanin kad1n uzerindeki hakimiyeti ozgur ktl1nd1ktan
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _403

sonra artmaktad1r. ~unku koca, cariye ozgur kll1nmadan once (bo~ad1g1 takdirde)
iki hay1z suresince donme hakk1na sahipti, iki defa bo~ama hakk1 vard1. Cariyenin
iddeti iki hay1z suresi kadard1. Ozgur k11ind1ktan sonra ise tUm bunlann suresi
artm1~t1r. Dolay1s1yla kad1nin bu art1~1 istememe hakk1 vard1r. Bu art1~1
onleyebilmesinin tek yolu ise kocanin kendi uzerindeki hakimiyetini tamamen
ortadan kald1rmakla mumkun olabilir. Kocanin hakimiyetinin tamamen ortadan
kald1nlmas1 cariyenin nzas1n1n bulunmamas1yla tamam oldugu gibi hakimiyetin
artmas1 da cariyenin ozgurluk muhayyerligini kullanmas1yla onlenir. Burada ise
ergenlige ula~makla kocanin e~i uzerindeki hakimiyetinde herhangi bir art1~ soz
konusu degildir. Muhayyerligin sabit olmas1nda tek neden, velinin kuc_;ugun
yarann1 gozetmemi~ olmas1 olasll1g1d1r. Bu kesin bir durum degildir. Bu yuzden
aynlma ancak hakimin karanyla gerc_;ekle~ir. Sonuc_; olarak ergenlik muhayyerligi ile
ozgurluk muhayyerligi arasinda dort fark vard1r:

1. Ergenlik muhayyerliginin nedeni kesin degildir. Ozgurluk muhayyerliginin


nedeni ise kesin ve kuvvetlidir.
Ergenlik
2. Ozgur k1l1nan cariyenin muhayyerligi susmas1yla iptal olmaz. Aksine ozgur muhayyerligi,
kll1nd1g1 meclisin sonuna kadar devam eder. Bu muhayyerlik, bo~anma konusunda susma ile iptal
olur mu?
muhayyer b1rak1lan kadinin, bu hakk1n1 meclis suresince kullanmas1 gibi olur 332 .
Buna kar~1l1k ergenlik muhayyerligi ise susma ile iptal olur. ~unku ozgur k1l1nan
cariyenin muhayyerligi hukukun muhayyer b1rakmas1 nedeniyle sabit olmu~tur.
~unku Peygamber (s av.) (bir cariyeye)

. ~ i.:;_ij ~
'-?~ , .
..:.SiA
,

"Kadm/1gma sahip a/dun. Arttk ser;imini yap. 333 " buyurmu~tur. Bu yuzden
ozgur kllma nedeniyle olan muhayyerlik bizzat koca tarafindan verilen bir
muhayyerlik gibi olur. Bekar k1z1n muhayyerligi ise, nzas1 tam olmad1g1 ic_;in sabit
olmu~tur. Bekar k1z1n nzas1 hukOken, susmas1yla gerc_;ekle~ir. Gormez misin, k1z
ergenlikten sonra evlendirildiginde sustugu zaman susmas1, evlenmeye nza
olmaktad1r. Ergen olmadan once evlendirildiginde de durum boyledir.

Bu yuzden biz Hanefller diyoruz ki; ergenlikten sonra evlendirilmesinde Kii~uk erkegin
ve dulun
oldugu gibi, dul olarak ergenlik donemine girdigi zaman da susmas1yla susmas1
muhayyerligi
iptal eder mi?
332
Bo~anma konusunda muhayyer b1ra k1lan kad1na "muhayyere" denir. Bu hakk1 kad1nin kullanmas1
i~in belli bir sure anilmam1~sa, hak meclisten ayril1ncaya kadar devam eder.
333
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/215; Buhar1. ltk 1O; Muslim, ltk 1O; EbO DavOd, Talak 19; Tirmiz1,
Rada' 8; Nesa1, Talak 29; Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/198.
404 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit
muhayyerligi bat1I olmaz. Kuc;uk erkegin muhayyerligi de susmakla batil olmaz.
~unku susmak, erkek hakk1nda ergenlikten once de, sonra da riza olarak
degerlendirilmemi~tir.

3. Ozgurluk muhayyerligi erkek kale ic;in degil, cariye ic;in stiz konusudur.
Ergenlik muhayyerligi ise velinin ~efkat eksikligi nedeniyle hem erkek, hem de k1z
ic;in sabit olur. Ozgurluk muhayyerligi, kocan1n hakimiyetinin artmas1ndan dolay1
[4/217] taninm1~t1r. Diger yandan efendi, erkek ktileyi evlendirirken ktilenin yararini
du~unur. Cariyeyi evlendirirken ise mehir alacagin1 ve kendisinden nafaka
yukumlulugunun du~ecegini dikkate al1r. Bu yuzden kale ile cariyenin, ozgurluk
muhayyerlikleri birbirinden farkl1d1r. Ergenlik muhayyerligi konusunda ise velinin
~efkati bak1m1ndan kuc;uk erkek ve k1z e~it durumdad1r. Bu yuzden bu hak her ikisi
ic;in de ayn1 ~ekilde sabit olur.

Burada "Ozgur k1l1nan kale gibi, kuc;ukken evlendirilen erkek de bo~ama


yoluyla evlilik yukumluluklerinden kurtulabilir." denilemez. ~unku, (kuc;ukken velisi
taraf1ndan evlendirilen) erkek, nikah akdi s1ras1nda mehirden kurtulmaya guc;
yetiremedigi gibi, e~ini bo~amakla da bu yukumlulukten kurtulamaz. Kole ise
nikah akdi s1rasinda bo~ama yoluyla mehirden kurtulma imkanina sahiptir. Mehir
yukumlulugu de efendiye aittir. Bu itibarla (yani, mehir yukumlulugunun efendiye
ait oldugu goz dikkate alinarak) efendi kolesini evlenmeye zorlamak hakk1na sahip
olmu~tur. Bu nedenle erkek kale ile ergenlik dtinemine giren kuc;uk erkegi
birbirinden ay1rd1k.

4. Cariye, ozgur k1lind1g1n1 ogrendigi zaman, muhayyerlik hakk1 oldugunu


bilmiyorsa kendisinin btiyle bir hakk1 oldugunu ogreninceye kadar muhayyerlik
hakk1 du~mez. Ergenlik dtinemine giren k1z ise evlendirildigini bildigi halde
muhayyerlik hakk1 oldugunu bilmez de susarsa bu hakk1 du~er. ~unku ozgurluk
muhayyerligi hakk1, kocanin hakimiyeti artacag1ndan dolay1 tan1nm1~t1r. Bunu
ancak kultUrlu insanlar bilebilir. Cariye, efendisinin hizmetiyle c;okc;a me~gul
oldugu ic;in bunu bilmemekte ozurlu say1l1r. Ozgurluk muhayyerligi ise ac;1kt1r.
Herkesin bildigi bir konudur. Herkesc;e bilinen bir konu oldugu ic;indir ki baz1
insanlar, baban1n evlendirmesinde bile bu hakk1n sabit oldugunu sanm1~t1r.
Dolay1s1yla, ergenlik dtinemine giren k1z1n muhayyerlik hakk1 oldugunu bilmemesi
kendisi ic;in bir tizur sayilmaz. Diger yandan, bu k1z ergenlikten once herhangi bir
~eyle ugra~mad1g1 ve ergenlikten sonra gerek duyacag1 ~eyleri kuc;ukken ogrenme
imkan1 oldugu ic;in boyle bir hakk1 bulundugunu bilmemesi kendisi ic;in bir ozur
say1lamaz.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 40S

Ki.i~i.ik k1z veya erkek ~ocugu, ergenlik ~agma girince, aynlmay1 tercih
etse ve hakim heni.iz aynhk karan vermeden once birisi olse, digeri ona
miras9 olur.

c;:unku burada nikah1n asl1 gec;erlidir. Aynhk ancak hakimin karanyla olabilir.
Hakim henuz aynlmaya karar vermeden once birisi oldugu zaman aralanndaki
nikah olumle son bulmu~ olur. Birbirinin mirasc;1s1 olurlar. Evlenenler aras1nda
denklik bulunmad1g1 gerekc;esiyle, k1z1n ailesinin itiraz etmesi uzerine mahkeme
henuz sonuc;lanmadan once, e~lerden birisinin olmesi durumunda da hukum
boyledir. Bu anlam1 goz onunde tutarak "Hakim aralanni ay1rmad1g1 surece koca
e~iyle cinsel ili~kiye girebilir. "demekteyiz. c;:unku yapilan nikah gec;erlidir.

Bozuk (fasid) nikah ise boyle degildir. Fasid nikahta kocanin hakimiyeti henuz
sabit olmu~ degildir. Bu yuzden kocan1n e~iyle cinsel ili~kiye girmesi helal olmaz ve
aralannda mirasc;il1k da yoktur.

Ki.i~i.ik k1zm kocas1 k1zla cinsel ili!?kiye girdikten sonra olse veya onu Ki.i~i.ik, dul
olsa da
bo!?asa ve k1zm iddeti sona erse biz Hanefilere gore baba k1zm1 ba!?kas1yla
velisi onu
evlendirebilir. evlendire
bilir mi?
~afil (rh a.) ise "Dul kalm1~ olan kuc;uk, ergenlik donemine girip babas1 ona
dani~mad1g1 surece ba~kas1yla onu evlendiremez. c;:unku Peygamber (s.a v.) ~lj
_;38 "Dula ise evliligi konusunda dan1~1/Jr 334 " buyurmu~tur. Resulullah (s.~ v.)
goruldugu gibi bu hukmu bir anlamdan -ki bu anlam dulluktur- tUreyen bir isme
baglam1~t1r. Bu yuzden bu hukmun verilmesi konusunda, goz onunde
bulundurulacak olan bu anlamd1r. Nitekim had cezasin1n verilebilmesi ic;in zina ve
h1rs1zl1k suc;lan da boyledir (yani zina ve h1rs1zl1k anlamlann1n tam olarak
gerc;ekle~mesi gerekir). Resulullah (s.a v) lf:lj :.r- ~ H~I "Dul kendisi J.>.!
hakkmda bir hukum vermeye velisinden daha fazla hak sahibidir 335 " buyurmu~tur.
Hadiste gec;en r-e">'I kelimesi dul anlam1ndad1r .. Gormez misin, Peygamber (s av)

dulu bakire k1z ile kar~lla~t1rm1~ ve IL;; .j _;;~ _)S~\ "Bakire k1za dan1~1/Jr 336 " [4/218]
buyurmu~tur. Buradaki anlam ~udur: Bu k1z duldur ve belli bir sureye kadar
kendisine dan1~ilmas1n1 bekler. Bu yuzden uyuyan ve bayilm1~ olan k1z gibi, velisi bu

334
Ahmed b. Han be\, Musned, 11/229; Buhar1, Nikah 42; Muslim, Nikah 64; lbn Mace, Nikah 11; EbO
DavOd, Nikah 23; Tirmiz1, Nikah 18.
335
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/219; Darim1, Nikah 13; Muslim, Nikah 66; lbn Mace, Nikah 11, Nesa1,
Nikah 31
336
Ahmed b. Hanbel, Musned, 1/362; Buhar1, Nikah 42; Muslim, Nikah 64; lbn Mace, Nikah 11; Ebo
DavOd, Nikah 23; Tirmiz1, Nikah 18; NesaT, Nikah 33.
406 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsfit

k1z1 nzas1 olmadan evlendiremez. Dullugun bu konudaki etkisi dul kad1nin


erkeklerle ili~kisi ve deneyiminden ileri gelir. Evliligin ise kadinlar ac,;1s1ndan iki ybnu
vard1r. Bunlar, kendisi uzerinde kocas1na bir hakimiyet vermesi nedeniyle zarar ve
cinsel arzusunu tatmin ac,;1s1ndan yarar ybnudur. Kendi ac,;1sindan, evliligin cinsel
arzuyu tatmin etme ybnu bnemli olan dul, kocay1 tercih eder. Evliligin kendisi
uzerindeki hakimiyetten kaynaklanan zarar ybnunu daha bnemli gbren dul ise
dullugu sec,;er. Dul, deneyiminden btliru tercih yapabilir. (unku cinsel ili~kinin tad1
anlatllmakla bilinmez. Deneyim ancak dulluk ile olu~abilir. Bu yuzden bu kuc,;uk
hakk1nda dulluk, erkek hakk1nda ve mall i~lemlerde ergenlik gibi kabul edilmi~tir.
Bundan dolay1 dulluk, kuc,;uk uzerindeki tek ba~1na karar verme velayetini ortadan
kald1m. (unku velayetin devam etmesi durumunda ba~1na gelen bir konuda dul
k1zin du~unebilme f1rsat1 elinden al1nm1~ olur.

Akll hastas1 olan k1z ise dul kalan kuc,;uk k1z gibi degildir. (unku ak1I hastal1g1
cinsel ili~ki arzusunu yok etmez. Velisi onu evlendirmedigi zaman ona zarar
verilmi~ olur.

Kuc,;uklukte ise cinsel ili~ki arzusu yoktur. Bundan dolay1 kuc,;uk ergen
oluncaya kadar evliligin geciktirilmesinde ona zarar verilmi~ olmaz. Diger yandan
ak1I hastal1g1n1n gec,;mesi ic,;in belli bir sure yoktur ve gec,;ip gec,;meyecegi bilinemez.
Bu yuzden; sbzle~menin ergenlige kadar geciktirilmesiyle, kuc,;ugun hakk1 iptal
edilmi~ olmaz.

Bu konuda biz Hanefilerin delili ise ~byledir: Baba mal1 ve ~ahs1 uzerinde karar
veremeyen kuc,;ugun velisidir. Bu yuzden ergen oluncaya kadar -bakire gibi- dul
hakk1nda da tek ba~1na sbzle~me yapabilir. Dullugun etkisi ise ~u ~ekildedir:
Hukuk, velinin gbru~unu, kuc,;uklugunden otliru mall i~lemlerde oldugu gibi ~ahs1
uzerinde de k1z1n gbru~u yerine koymu~tur. Dul kalmak ise kuc,;uklugu sona
erdirmez. Diger yandan kuc,;uk k1z1n gbru~unde dulluk nedeniyle bir geli~me
olamaz. (unku kuc,;uk, cinsel ili~kiye girmekle cinsel arzusunu gidermi~ degildir.
Dul kalan kuc,;ugun bu konuda bir du~uncesi olu~mu~ olsa bile, mall i~lerini
ybnetmekten acizdir. Bu yuzden velisinin yapt1g1 i~lemler kendi yapt1g1 i~lem yerine
konmu~tur. Hadiste "dul" ifadesiyle ergenlige ula~m1~ olan dul kastedilmi~tir.
(unku Peygamber (s.a.v.) bu kelimeyi -dan1~ma ve kendi hakk1nda bir karar
vermeye daha fazla hak sahibi olma gibi- ancak ergenlikten sonra
gerc,;ekle~ebilecek olan bir ~eye baglam1~t1r. Bu ~eyler kuc,;ukte degil, ergen k1zda
bulunabilir. Kuc,;ugun kastedildigini kabul etsek bile, onun gbru~unu alman1n vacip
degil, mend up oldugu kastedilmi~tir. Nitekim Peygamber (sa.v) k1zlann annelerine
de dan1~1lmas1n1 emretmi~ ve,
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 407

~~ ~Li;l .j ~Lql :,;1~J


"Ktz!annin ev!iligi konusunda annelere de dant~t!tr.
337
" buyurmu~tur. Bu
dan1~ma ise menduptur. Dul kalan ki..i~i..ik k1za dan1~1\mas1 da boyledir.

Dul kalan ki..i~i..igi..i babanin (ve dedenin) evlendirmesi caiz oldugu gibi, baba
ve dededen ba~kas1n1n evlendirmesi de caizdir. $afil (rh.a.)'ye gore ise diger veliler
iki nedenden dolay1 evlendiremez. Bu k1z yetimdir ve duldur.

Ki.i~i.ik k1zm ana-baba bir erkek karde~i oldugu takdirde bu klZI


hangisi evlendirirse caiz olur.

Baz1 alimler ise "Birlikte karar vermedikleri zaman caiz olmaz. <:;:i..inki..i bu
karde~ler baba yerine ge~mi~tir. Bu yi..izden, -kale, cariye veya bzgi..ir k1l1nan
cariyede ortak olan iki efendi gibi- sbzle~menin ge~erli olmas1 i~in iki karde~in
evlendirmeye birlikte karar vermeleri ko~uldur. "demi~lerdir.

Fakat biz Hanefiler Peygamber (s a.v.)'in ~u hadisini deli I kabul ediyoruz: 0


(s.a.v.),

"/ki ve!i (ayn ayn) ev!endirdigi zaman ilk evlendiren daha hak/1d1r 338 "
[4/219]
buyurmu~tur. Bu hadiste her iki velinin de sbzle~meyi tek ba~1na yapabilecegine
a~1k bir i~aret vard1r. Bundaki anlam ~udur: Velayet nedeni, yak1nl1kt1r. Yak1nl1k
ikiye boli..inemeyecegi gibi sabit olan evlilik hi..ikmi..i de boli..inemez. Bu yi..izden
karde~lerden her biri bu sozle~meyi yapmakta tek ba~ina gibi kabul edilir. <:;:i..inki..i
neden tam oldugu ve boli..inmeyi kabul etmedigi i~in her ikisi de bu i~te tam
yetkilidir. Nitekim eman velayeti 339 de, bu suretle -yani eman1n boli..inememesi ve
bu konuda herkesin birbirine e~it olmas1 nedeniyle- her bir mi..isli..iman i~in ayn ayn
sabittir. lki efendi ise boyle degildir. <:;:i..inki..i burada neden, milk (sahiplik) veya

337
Abdurrezzak, Musannef, Vl/148; Ahmed b. Hanbel, Musned, 11/34; EbO DavOd, Nikah 23; Beyhakl,
es-Sunenu'l-kubra, Vll/115.
338
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/146; Dari ml, Nikah 15; Ebo DavOd, Nikah 21; Tirmizl, Nikah 20;
Nesal, BuyO' 96; Hakim, Mustedrek, 11/190.
339
Eman I .:it.. \ti: Sbzlukte; guven, guvence, guvenlik manalarina gelir. lstilahta ise; Islam ulkesine
(darulislam) girmek veya Islam ordusuna teslim olmak isteyen yabanc1 gayrimuslime (harbl) can ve
mal guvenligi saglayan teahhut veya akit.
408_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsiit
340
veladir. Milk ve vela ise bolunebilir. Bundan dolay1 her iki efendi ic:;in de tam bir
milk veya veladan sbz edilemez. Gbrmez misin, efendilerden birisi vela nedeniyle
tek ba~ina mal1n tamam1n1 miras olarak alamaz. Arna karde~lerden birisi tek ba~1na
kal1rsa maim tamam1n1 miras olarak al1r. Bu yuzden iki efendi ile iki karde~i
birbirinden ay1rd1k.

Erkek karde~lerden birisi kuc;uk k1zm ana-baba bir karde~i, digeri baba
bir karde~i olsa biz Hanefilere gore ana-baba bir karde~ klZI evlendirmeye
daha lay1kt1r.

Zufer (rh a )'e gore ise bu iki karde~ e~it evlendirme velayeti hakkina sahiptir.
(unku evlendirme velayeti anneye degil, babaya yakinl1ktan dolay1d1r. (unku veli,
babaya yakin oldugu ic:;in onun yerine gec:;er. Bunlar ise babaya yak1nl1kta birbirine
e~ittir.

341
Biz Hanefller ise Ali (r.a.)'nin mevkuf ve merfu' olarak rivayet ettigi bir hadisi
deli I getiriyoruz. Peygamber (s.a.v.);

aittir 343 " buyurmu~tur.


342
"Evlendirme yetkisi asabeye Ana-baba bir erkek

ki~iye varis olmas1n1 mumkun k1lan hukm1 bir yak1nl1ktir. Vela


340
Vela I .\l_,JI: Bir kimsenin diger bir
akdi, vela-i ataka ve vela-i muvalat olmak uzere iki k1sma aynl1r: Vela-i ataka; Mevla (efendi) ile
memluku (ki:ilesi) arasinda azat sonucu meydana gelmi~ olan bir vela ve yard1mla~ma anla~mas1d1r.
Bu durumda, i:izgur b1rakilan ki:ilenin herhangi bir cinayet i~lemesi halinde diyetini mevlas1 verir;
vefat edip derecesi daha once olan bir varisi bulunmad1g1 zaman ise, onun miras1n1 mevlas1 al1r. Bu
vela akti "vela-i nimet" ad1yla da bilinir. Ki:ilesini i:izgur birakan efendiye "mevla'l-ataka" veya
"mevla'l-at1k" denir. Vela-i muvalat ise, nesebi bilinmeyen bir kimsenin, belirli bir tak1m ko~ullar
c;erc;evesinde ba~ka bir ki~iyle gerc;ekle~tirmi~ oldugu bir dayani~ma anla~mas1d1r. Bu vela akdinde
nesebi mec;hul ki~iye "mevla-i esfel", bu akdi yapmay1 kabul eden kimseye ise "mevla-i a'la" denir.
341
Mevkuf Hadis: Sahab11erden rivayet edilen si:iz ve fiillere denir. Hz. Peygamber (s.a.v)'in c;evresini
olu~turan muminlerin si:iz ve fiillerine "mevkuf" denilmesi, isnad1n1n ResOlullah (s.a.v)'e ula~may1p
sahab1de durmas1 nedeniyledir. Mevkuf hadise baz1 f1k1hc;1 ve hadisc;iler "eser" de derler.

MerfO' Hadis: Hz. Peygamber (s.a.v)'e nisbet edilen si:iz, fiil ve takrirlerle -baz1 alimlere gi:ire-
s1fatlara denir.
342
Asabe I ..........ii: Bir kimsenin baba taraf1ndan akrabas1. Islam miras hukukunda asabe, mirasta belirli
bir paya sahip olmay1p paylan belirlenmi~ mirasc;ilar (ashab-1 feraiz) hisselerini ald1ktan sonra geri
kalani ve yaln1z bulunduklannda ise terekenin tamamin1 alan mirasc;1d1r. Asabe-i nesebiyye ve asabe-
i sebebiyye olmak uzere iki k1sma aynl1r:

1. Asabe-i nesebiyye: Oluye nesep yak1nl1g1 olan kimselerdir. Bunlar da uc;e aynl1r:
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 409

karde~ ise asabe olmak konusunda baba bir erkek karde~ten once gelir. Bu
hukumdeki anlam i~te budur. Ana baba bir erkek karde~in k1za iki yak1nl1g1 vard1r.
Bu yuzden k1za bir yonden yak1nl1g1 olan kimseye ustUn gelir. Her ne kadar
asabelik gibi velayetin asl1 da anneye yak1nl1kla sabit olmasa bile, anneye de yak1n
olmak bir tercih nedeni olur. Velilerin s1ralamas1nda asli, Peygamber (s.a v )'in C.'~I
...:.k..aAli Ji "Evlendirme yetkisi asabeye aittir. "hadisidir.
Ozerinde velayet olan k1z ya kuc;uktur, ya bunam1~ (ma'tOh) olan buyuktur. Kii~iik
k1zm
Eger k1z kuc;uk ise kendisine veli olmaya en lay1k ki~i babas1d1r. Babadan sonra
nikah1
"Zahiru'r-rivaye"ye gore dedesi baba yerine gec;er. Kerhl (rh.a) bu konuda ~oyle
demi~tir: "Bu goru~ Ebu Hanlfe (rh a )'nin goru~udur. Muhammed ve Ebu Yusuf
(rha)'a gore ise erkek karde~ ve dede birbirine e~ittir. c;:unku, bu iki imam1n bir
kural1na gore erkek karde~ asabelikte dedeye ortak olur. Bu yuzden mirasta
ortakt1rlar. Velayette de boyle olmal1d1r. Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye gore ise dede
asabelikte erkek karde~ten once gelir. Velayette de boyle olmal1d1r".

Dogru olan bunun uc; imamin goru~u oldugudur. c;:unku velayette goz onune
al1nan ~efkat anlam1d1r. Dedenin ~efkati ise erkek karde~inkinden fazlad1r. Bu
yuzden baba gibi dedenin yapt1g1 evlenme sozle~mesinde de k1z1n muhayyerligi
yoktur. Erkek karde~ ise boyle degildir. Dedenin hem k1z1n ~ahsinda, hem de
malinda velayeti varken erkek karde~in yoktur. Miras hukumlerinde de durum
farkl1 degildir. Dede, erkek karde~ten ustUndur. Mirasta pay1 hic;bir zaman alt1da
birin alt1na du~mez. Bu yuzden velayet hukmunde baba gibi olur. Erkek karde~ler
bu konuda dedeye ortak olamazlar.

a. Asabe bi nefsihi; baba, ogul, babanin babas1, oglun oglu gibi blOye nisbetinde araya kad1n1n
girmedigi erkek akrabalar.
b. Asabe bi gayrihi; blOnOn asabeden olan erkek karde~leriyle birlikte bulunan k1z karde~leridir.

c. Asabe ma'a gayrihi; asabeden olmayan bir kadin ile beraber bulunduklan tekdirde asabeden
olan kad1nlard1r. Bunlar blOnOn k1z1yla birlikte bulunan ana baba bir veya baba bir
k1zkarde~leridir.

2. Asabe-i sebebiyye: Bu da iki k1s1md1r;


a. ltk (bzgOr b1rakma) sebebiyle olan asabe; mevla'l-ataka ile onun bi nefsihi asabesinden olan
erkeklerdir.
b. Akit sebebiyle olan asabe; bir kimsenin digerine "sen benim velimsin, bldOgOm zaman bana
varis olacaks1n, bir cinayet i~ledigim zaman ise benim yerime diyet bdeyeceksin" der ve o da
kabul eder bbylece aralannda bu ~ekilde asabelik meydana gelir. Buna "mevla'l-muvalat" denir.
343
Zeylei, Nasbu'r-raye, 111/186.
4Hl_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Baba taraf1ndan olan dedelerden sonra asabelikteki s1ralamaya gore


evlendirme velayetine sahip olan h1s1mlar ~unlard1r: Ana-baba bir erkek karde~,
baba bir erkek karde~. ana-baba bir erkek karde~in oglu, baba bir erkek karde~in
oglu, ana-baba bir amca, baba bir amca, ana-baba bir amca oglu ve baba bir
amca oglu.

Ak1I hastas1 olan buyuk k1z1n oglu varsa biz Hanefllere gore evlendirme
velayeti ogluna aittir.

$afil (rh.a.) ise "Ogul -babas1 amca k1z1yla evlenmi~ olmak gibi- annes1n1n
[4/220]
ailesinden (h1s1mlar1ndan) olmad1kc;a annesini evlendirme velayeti yoktur. Bu, $afil
(rh.a )'nin ~u goru~une dayan1r: "Kad1n1n kendisi uzerinde evlendirme velayeti
(yetkisi) yoktur. c;:ocuk da annesinin bir parc;as1d1r. Bu yuzden oglunun da annesi
uzerinde velayeti olmamal1d1r." Biz Hanefllere gore ise kad1nin kendisi uzerinde
velayet hakk1 vard1r. Bu yuzden oglunun da velayet hakk1 bulunmal1d1r." -Bu konu
daha sonraki bolumlerde ac;1klanacakt1r.-

$afil (rh a )'nin bu konuda deli Ii ~oyledir: "Velayetin sabit olmas1 velayet
alt1ndaki ki~inin yarar1n1 gozetmek amac1ylad1r. Ogula velayet verilmesi durumunda
ise bu gerc;ekle~mez. c;:unku ogul yaratil1~ geregi annesini evlendirmek istemez. Bu
yuzden evlendirmek konusunda annesinin yararin1 du~unemez. Bunu yapsa bile
egilimi baba taraf1na olur. Buyuk olasil1kla bu kimse annesinin dengi olmaz. Ancak
kad1n1n oglu kendi a~iretinden ise bu durumda zarar ortadan kalkar. Bu yuzden
kendi a~iretinden oldugu zaman ogula annesini evlendirme yetkisini
verdik. "demektedir.

Biz Hanefllerin bu konudaki delili ise s-iL.,a.j1 JJ


(LS:Ji "Evlendirme yetkisi
asabeye aittir 344 " hadisidir. Ogulun asabelik hakk1 vard1r. "Veraset bir tUr
velayettir. "sozunun f1khl anlam1 i~te budur. c;:unku mirasc;1 mulkiyet ve tasarruf
bak1m1ndan miras b1rakan kimsenin yerine gec;er. Veraset, tasarruflarda birinin
yerine gec;mek demektir. Verasetin bir tak1m nedenleri vard1r. Bunlar miras pay1
nasslarla belirlenmi~ (farlza) olmak, asabelik ve yak1nl1kt1r. Fakat bu nedenlerin en
guc;lusu asabeliktir. c;:unku asabelik nedeniyle olan veraset, uzerinde ittifak edilmi~
bir konudur. Asabelik sayesinde malin geriye kalan k1sm1nin butUnune sahip
olunur. Bu yuzden velayeti, mirasc;1 olma nedenlerinin en guc;lusu olan asabelige
dayand1rd1k. Ogulun yarat1l1~ geregi olarak annesini evlendirmek istememesi ise
goz ard1 edilir. c;:unku bu durum, ogul annenin a~iretinden oldugu zaman da soz
konusu olabilir. Annesinin dengi olan birisi annesine dunur oldugu zaman ogul

344
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/186.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 411

evlendirmezse hakim oglun, (miras1 ba~kas1na b1rakmamak i~in) annesinin


evlenmesine engel olduguna hukmeder ve bu kad1n1 kendisi evlendirebilir. Diger
velilere de boyledir. Bizim Hanefl alimlerimiz (rh.a ), baba m1 ogul mu evlendirmeye
daha lay1kt1r? konusunda anla~amam1~lard1r. EbO Hanlfe ve EbO Yusuf (rh.a.) "Ogul,
velayete babadan daha lay1kt1r. ~unku asabelikte babadan onde gelir. Nitekim,
baba ogulla birlikte miras~1 oldugu zaman asabe olamaz. Yaln1zca belirli pay sahibi
(ashabu'l-feraiz'den) olarak alt1da bir al1r." demi~tir.

Muhammed (rh a )'e gore ise; "Baba velayete oguldan daha lay1kt1r. ~unku
baban1n velayeti hem mal, hem ~ah1s uzerindedir. Oglun ise malda velayeti yoktur.
Bunun yan1 s1ra baba adeten k1z1nin yararin1 gozetir. Ogul ise kendi yararin1
gozetir. Dolay1s1yla baba velayette oguldan onde gelir. Kad1n i~in oguldan sonraki
velilerde s1ralama, ku~uk k1z1n velilerindeki s1ralama gibidir.
Kii~iigii, uzak
K1za daha yakm olan veli varken uzak olan veli k1z1 evlendirirse bu
veli
evlilik yakm olan velinin onaylamasma baghd1r. evlendirirse
nikahm, yakm
~unku yak1n veli varken uzak veli yabanc1 birisi gibidir. Bu yuzden yapt1g1 velinin
onayma bagh
sozle~me velinin onayina bagl1d1r. Yak1n olan veli uzunca bir sure i~in beldesinden olmas1
uzakta ise biz Hanefllere gore bir sonraki s1rada bulunan veli evlendirebilir.

$afil (rh.a) ise bu k1z1 sultan in (veya onun verdigi yetkiyle hakimin)
evlendirecegini soylemi~tir.

Zufer (rh.a.)'e gore ise; yak1n veli gelinceye kadar bu k1z1 kimse evlendiremez.
$afil ve Zufer (rh a.)' in bu konuda delilleri ~udur: Uzak olan velinin velayeti yak1n1n
velayeti ile du~er. Yak1n velinin velayeti ise kay1pl1k suresinde de devam eder.
Nitekim, gaiplik nedeniyle aradaki miras~ll1k ili~kisi sona ermemektedir. Velayet de
k1z1n dengini bulabilmesi i~in veliye taninm1~ bir yetkidir. Kay1pl1k nedeniyle ise bu
ki~inin bu yetkisi bat1I olmaz. Bunun delili ~udur: Yak1n olan veli bulundugu yerde
k1z1 evlendirmi~se bu evlilik sozle~mesi ge~erlidir. Bu, yak1n velinin velayetinin
devam ettigini gosterir.

$afil (rh a.) buna cevap olarak ~oyle demektedir: Her ne kadar yak1n velinin
velayeti devam etse de k1z1n, yakin velisi taraf1ndan hakk1na ula~mas1 imkans1z
olmu~tur. Bu yuzden bu k1z1 sultan evlendirir. Nitekim yak1n olan veli k1zin
evlenmesine engel oldugu zaman da durum boyledir. Yakin olan velinin ku~uk
[4/221]
veya ak1I hastas1 olmas1 durumunda ise boyle degildir. ~unku bu kimsenin k1z
uzerinde velayeti yoktur. Uzak olan velinin velayeti ise yak1n velinin varl1g1 ile du~er.
Ancak yakin velinin kay1pl1k hali bunun d1~1ndad1r.
412._ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

Zufer (rh a) ise ~oyle demektedir: Ya kin velinin velayeti devam ettigi ic;in uzak
veli evlendiremez. Sultan da evlendiremez. Cunku sultan1n velayeti, uzak velinin
velayetinden sonra gelir. Burada uzak velinin velayeti sabit olmad1gina gore
sultanin velayeti hie; sabit olmaz. Ancak yakin velinin mirasa ba~kasin1 ortak
etmemek ic;in k1z1n evlenmesine engel olmas1 durumu boyle degildir. Cunku
burada yakin veli elde edilmi~ bir hakk1n alinmas1n1 onledigi ic;in haks1zd1r. Bu
yuzden sultan haks1zl1ga engel olmak ic;in bu kimsenin yerine gec;er. Cunku sultan
haks1zl1g1 engellemek ic;in bu goreve getirilmi~tir. Burada ise yak1n veli yolculugu
nedeniyle -6zellikle de hacca gitmi~se- haks1zl1k etmi~ degildir. Bu kimse kazanilm1~
bir hakk1n elde edilmesini onlemiyor ki sultan bu kimsenin yerine gec;sin. Bu
yuzden k1z1n evliligi bu kimse geri donunceye kadar geciktirilir.

Bu konuda biz Hanefllerin delili ise ~udur: Velayetin sabit olmas1, velayet
alt1ndaki kimsenin yarar1n1 du~unmekten dolay1d1r. Bu nedenle, yoksa kendi
yarar1n1 du~unemeyen kimse uzerinde velayet sabit olur. Velayette ise en yak1n
olan ki~iye oncelik verilmi~tir. Cunku yakinl1g1 daha fazla oldugu ic;in kuc;ugu en
c;ok du~unecek ki~i odur. Kuc;ugun yararini du~unmek yak1n olan velinin goru~une
bagl1 oldugu gibi velinin, kuc;ugun bulundugu yerde bulunmas1na da bagl1d1r ki
kuc;uk bu goru~ten yararlanabilsin. Cunku kuc;ugun bulundugu yerde olmayan
velinin goru~u. i~e yarar bir goru~ olmaktan c;1km1~t1r. Bu yuzden bu velinin hie;
goru~ sahibi olmayan kuc;uk ve akil hastas1 olan kimselerden bir fark1 kalmam1~t1r.
Dolay1s1yla uzak velinin goru~u. yak1n velinin goru~u yerine gec;er. Halefin asil
yerine gec;mesinde asl1n yoklugu ile kendisinden yararlanilamayacak bir durumda
olmas1 aras1nda bir fark yoktur. Gormez misin; suyun bulunmad1g1 yerde toprak,
suyun yerine gec;tigi gibi, pis suyun bulunmas1 durumunda da toprak su
hukmundedir. Cunku pis su, temizlenme konusunda kendisinden yararlan1lamayan
bir sudur. Bu yuzden hie; bulunmam1~ hukmundedir.

Kuc;uk c;ocugun bak1m ve terbiyesi (h1dane) konusu da boyledir. Cocuga daha


yak1n olan kad1n1n, h1dane hakk1nda onceligi vard1r. Bu kad1n evlenip ba~ka bir
erkekle me~gul oldugu zaman velayet bir sonraki yak1na gec;er.

Nafaka yukumlulugu de daha yak1n olan akrabanin malindad1r. Yak1n olan


akraban1n mal1 uzakta olup nafakan1n o maldan kar~1lanma olanag1 yoksa, nafaka
yukumlulugu bir sonraki yak1n1n mal1na gec;er.

Yakin velinin, bulundugu yerde velisi oldugu k1z1 evlendirmesi caizdir. Cunku
k1z bundan yararlanm1~t1r. Fakat bu k1z ic;in bu yarar tesadufi olarak
gerc;ekle~mi~tir. Dolay1s1yla buna dayanarak genel bir hukum konulamaz. Velayet
sonraki yakina gec;er.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 413

Bunun a<;1klamas1 ~oyledir: Uzak velinin evliligi tasarlama bak1m1ndan


yak1nl1g1, akrabal1k bak1m1ndan ise uzakl1g1 vard1r. Yak1n velinin ise evliligi
tasarlama bak1m1ndan uzakl1g1, akrabalik bak1m1ndan yak1nl1g1 vard1r. Velayet ise
hem evliligi tasarlayacak durumda olma, hem de <;ocuga daha yak1n olma
nedeniyledir. Dolay1s1yla bu iki kimse birbirine e~it ve ayn1 derecede olan iki veli
gibidir. Her ikisi de k1z1 evlendirebilir. Hakimin ise ancak gerek duyuldugu zaman
velayeti vard1r. Uzak velinin velayeti a<;1klad1g1m1z yolla sabit oldugu i<;in hakimin
velayetine bir gerek kalmam1~t1r.

F1k1h bilginleri "velinin, beldesinden uzunca sure uzak kalmas1" (gaybet-i


munkat1a) n1n en az sin1n hakkinda ihtilaf etmi~tir. EbO lsme Sa'd b. Muaz (rh.a.) bu
konuda ~oyle demi~tir: "En k1sa yolculuk (sefer) suresi bunun i<;in yeterlidir. Bu da
O<; gun, O<; gecedir. c;:onku en uzun yolculuk suresinin sin1n yoktur. Bu yuzden en
k1sa sure dikkate al1n1r." demi~tir. Muhammed (rh.a.)'in, "Kitabu'f-As/" adl1 eserinde
bu gorO~e i~aret etmi~tir. "Yak1n olan veli SevadO'l-lrak'ta olsa da gorO~O
ogrenilemez mi?" demi~tir. Bu ifade, Sevad topraklann1 ge<;ince uzak velinin
velayetinin sabit olacag1n1 gosterir.

EbO Yusuf (rh.a.)'tan ise bu konuda iki rivayet vard1r. Bir rivayete gore [4/222)
"Cablaka'dan Cablata'ya kadard1r" Cablaka ve Cablata birisi doguda, digeri
bat1da olan iki koydur. "EbO Yusuf (rh.a.)'un "gaybet-i munkat1a"y1 bu ~ekilde
a<;1klamas1 ZOfer (rh.a )'in "Uzak olan akraba i<;in velayet sabit olmaz." gorO~One
donmesi olarak degerlendirilmi~tir. EbO Yusuf (rh.a.) bu iki yeri ornek olarak
anm1~t1r. Diger rivayete gore ise "Bagdat'tan Rey" e kadard1r.

Muhammed (rh.a.)'den de boyle rivayet edilmi~tir. Bir rivayette de Muhammed


(rh.a.) "KOfe' den Rey' e kadard 1r. "dem i~tir. Baz1 a Ii m leri m iz, "gaybet-i mun kat1a
ki~inin bir yerden ba~ka bir yere durmadan dola~mas1 ve bu nedenle izine
rastlanamaz bir durumda olmas1d1r. Ya da kaybolmas1 ve hakk1nda hi<;bir haber
al1namamas1d1r." Bazilan ise "Devesini kiralayan ki~i bir konaklamada vanyorsa o
uzakl1k "gaybeti munkat1a" degildir. lki konaklamada vanyorsa gaybet-i
munkat1a'd1r. "derler. Baz1lan da "Velinin bulundugu yere kervanlar her yil
gidiyorsa gaiplik munkat1 degildir, her yil gitmiyorsa munkat1'd1r." demi~lerdir.

Dogru olan gorO~; velinin gelmesi veya gorO~OnOn ogrenilmesi beklendigi


takdirde k1za donor olan ve dengi olan ki~i elden ka<;acaksa gaiplik munkat1'd1r.
Beklendigi takdirde f1rsat elden ka<;mayacaksa gaiplik munkat1' degildir, ~eklinde
oland1r.
4 t4 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsiit

Lizak akraba i~in velayet sabit olduktan sonra, k1z1 evlendirse ve sonra yak1n
akraba gelse nikah1 iptal edemez. CLinku sozle~me tam yetki ile yapllm1~t1r.
Veliden
ba~kasmm Veliden ba~kas1 ki.ii,;i.ik erkek ve k1z1 evlendiremez. <;i.inki.i Peygamber
kii~iigii
(s.a.v.);
evlendirmesi

345
. . m"kah oImaz.
"Ve I1s1z " b uyurmu~tur.

Biz Hanefllere gore vasl (ku~ugun mal1 uzerinde yetkili kllinan kimse)
evlendirme konusunda veli degildir.

lbn Ebu Leyla (rh a) ise "Vaslnin evlendirme velayeti vard1r. CLinku vasl velayet
alt1ndaki ku~ugun yarann1 du~unmek konusunda baba yerine ge~mi~tir. Gormez
misin vasl, ku(Ligun mallan konusunda babas1 yerindedir. Ayn1 ~ekilde ~ahs1
uzerinde de baba yerindedir. "demi~tir.

Malik (rh a) ise, "Ki~i ~ayet olmeden once birini vasl tayin ederken evlendirme
yetkisini aynca ifade etmi~se, hayatta iken evlendirme vekaleti vermi~ gibi caiz olur.
Vasi tayin ederken evlendirme yetkisi aynca belirtilmemi~se caiz olmaz. "demi~tir.

Biz Hanefller ise rivayet edilen ~~I Jl tl5:.l1 "Nikah yetkisi asabeye
hadisini delil getiriyoruz. Vasi, olen ki~inin yak1n1 degilse asabe olamaz.
346
aittir "

Dolay1s1yla evlendirme konusunda yabanc1 birisi gibidir. Arna vasi, k1zin -amcas1
olmak gibi- yak1nlarindan bir kimse ise vesayeti nedeniyle degilse de, yak1nlig1
nedeniyle evlendirme konusunda velayeti vard1r. Bu yuzden her ne kadar
evlendirme, malda ve ~ah1s uzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan bir kimse
taraf1ndan ger~ekle~mi~ olsa da, ergen olduklan zaman evlendirilen ku~Likler i~in
muhayyerlik sabit olur. CLinku bu ki~inin malda olan velayeti vasl tayin edilmesi
nedeniyledir. Vasllik ise ki~iye evlendirme velayeti vermez. Bu kimsenin vasl olup
olmamas1 aras1nda bir fark yoktur.

lki ku~Lik, kendilerine bakan bir adam1n evinde kal1yorlarsa ve bu kimse onlan
evlendirmi~se durum yine ayn1d1r. Cunku bu adam1n durumu vasinin durumundan
da a~ag1d1r. Dolay1s1yla bu kimsenin de evlendirme velayeti yoktur. Bunun yan1 s1ra
ku~uge bakan kimse ku~ugu korumak, ona yap1lan bag1~ ve sadakalan kabul

345
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/394; Darim1, Nikah 11, lbn Mace, Nikah 15; Ebo DavOd, Ni ka h 19;
Tirmiz1, Nikah 14; Hakim, Mustedrek, 11/184.
346
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/186.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _415

etmek gibi, s1rf kuc;ugun yararina olan ~eyleri yapma hakk1na sahiptir. Evlendirmek
ise bu ozellikte degildir.

bzgur k1hnan bir kolenin yakm h1sm1 yoksa, ozgur k1lan efendinin
onun i.izerinde velayet hakk1 bulunur.

Cunku vela ile asabelik hak edilebilir. Evlendirme velayeti ise asabelige
dayan1r.

Asabe kapsamma giren herhangi bir nesep h1s1m, kendisinden daha [4/223]
yakm kimse bulunmad1g1 zaman evlendirme velayetine sahip olur.

EbO Hanlfe (rh.a.)'ye gore asabe kapsam1na giren bir h1s1m bulunmazsa teyze,
day1, hala gibi zevi'l-erham'dan olan h1s1mlarin da -istihsanen- evlendirme
velayetleri vard1r.

Muhammed (rh.a.)'e gore ise asabe d1~1ndaki yak1nlarin evlerdirme velayeti


yoktur. Bu goru~ de k1yasa dayal1 olan goru~tUr. Hasan b. Hasan b. Ziyad (rh a.) da
EbO Hanlfe (rh a.)' den boyle rivayet etmi~tir.

EbO Yusuf (rh a )'un bu konudaki goru~u ise ac;1k degildir. "Evlilik Kon usu" nda
EbO Yusuf (rh a )'un goru~u, EbO Hanlfe (rh a) ile birlikte anil1rken "Vela
Kon usu" nda ise Muhammed (rh.a )'le ayn1 goru~te oldugu an1lm1~t1r. $oyle ki anne
hakk1nda "Anne c;ocugu uzerine vela sozle~mesi yaparsa EbO Yusuf ve
Muhammed (rh a.)'e gore bu sozle~me gec;erli olmaz. "denilmektedir. Evlendirme ve
vela konusundaki ihtilaf ise aynid1r. Anne ve zevi'l-erhamdan olan a~ireti
hakk1ndaki durum da boyledir. EbO Yusuf ve Muhammed (rh a.)' in goru~leri tl5:::.J1
~WI J! "Nikah asabeye ait olan bir yetkidir 347 " hadisine dayanmaktad1r.
$oyleki bu hadiste c.~' lafz1n1n ba~indaki belirtme tak1s1 (el-) nikah konusundaki
butUn yetkinin asabeye ait olduguna delildir. Asabe olmayanlarin ise bu konuda
hic;bir yetkisi yoktur. Bunun delili asabe olmayanlarin malda velayetlerinin
bulunmamas1d1r. Koleyi ozgur kilan kimse (mevla'l-ataka), asabe olmayan
yak1nlardan onde gelir. Yak1nl1klarinin evlendirme velayetini kazanmakta bir etkisi
olsayd1 mevla'l-ataka'dan onde gelirlerdi. Cunku mevla'l-ataka'n1n hic;bir nesep
yak1nl1g1 yoktur.

EbO Hanlfe (rh a.)'nin deli Ii ise ibn Mes'Od (r.a )'un, e~inin k1z1n1 evlendirmesi
uzerine bu evlilige onay vermesidir. Bunu rivayet etmi~tik. Cunku sahih olan ~udur
ki bu k1z Abdullah ibn Mes'Od'un oz k1z1 degildi. Dolay1s1yla bu k1z1n evliligini
annelik velayeti nedeniyle onaylam1~t1r. Velayetin elde edilmesi ki~ideki yak1nl1ktan

347
Zeyle1, Nasbu'r-raye, 111/186.
416_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut

kaynaklanan ~efkat nedeniyledir. Bu ~efkat ise babanin yak1nlannda oldugu gibi


annenin yak1nlannda da vard1r. Dolay1s1yla bu yak1nlar ir:;in de evlendirme velayeti
soz konusu olur. Ancak baban1n yak1nlan asabelik nedeniyle onceliklidir. Bu,
asabeden hir:;kimse bulunmad1g1 zaman anne taraf1ndan olan yak1nlann da
velayetleri bulunmasin1 engellemez. Velayet miras hakk1na sahip olmak gibidir.
Miras da yak1nl1k nedeniyle olup ancak bu konuda oncelik asabeye aittir.
Asabeden sonra zevi'l-erham1n miras1 vard1r. Durum boyle olunca Ebu Yusuf ve
Muhammed (rh.a.)'in "Mevla'l-ataka velayet konusunda zevl'l-erham'dan once
gelir. (:unku mevla'l-ataka mirasta da zevi'l-erhamdan oncedir. "demelerinin bir
hukmu kalmaz. Hukmun mirasta boyle olmas1, zevi'l-erham'a miras du~medigini
gostermedigi gibi, evlendirme velayetinin sabit olmayacag1n1 da gostermez. Bu
ihtilafa gore kur:;uklerin zevi'l-erham'dan bir yakin1 bulunmad1g1 zaman mevla'l-
muvalat (muvalat akdinde 348 nesebi bilinen ~ah1s)'1n evlendirme velayeti olur.
Muhammed (rh.a )'e gore ise mevla'l-muvalat1n boyle bir yetkisi yoktur. (:unku
zevi'l-erham'dan sonra gelir.

Ozgur ve musll.iman olan ku~uk k1z ve erkek uzerinde kafir olan ve


kale olan babanm bir velayeti yoktur.

(:unku din farkl1l1g1 birbirine mirasr:;1 olmaya engel oldugu gibi evlendirme
velayetine de engeldir. Allahu Teala;

~IJ.)=:-~ rJj ipl ~~19


"/man edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size
on/arm mirasmdan hir:;bir pay yoktur." (el-Enfal, 8/72) buyurmu~tur. Bu ayette hicretin
farz oldugu donemde hicret edenlerle etmeyenler arasinda velayetin olmad1g1
ifade edilmi~tir. Buna gore muslumanlarla kafirler aras1nda velayetin olmad1g1
zaten ifade edilmi~ olur. Kolelik de birbirine mirasr:;1 olmaya engel oldugu ir:;in
velayeti sona erdirir. Bunun yan1 s1ra kolenin kendi uzerinde velayeti yoktur.
[4/224] Ba~kas1 uzerinde velayeti oncelikle olmaz.

Musluman1n musluman oglu uzerinde evlendirme velayeti oldugu gibi kafirin


de kafir oglu uzerinde evlendirme velayeti vard1r. Allahu Teala;
. -
~ ...r.u-: " ·· · I ·~<: ..iJI · ~ ~
.'0 l ~ J .r l.T- - J
· ·- ~l:J·

348
Mlivalat Akdi: Nesebi bilinmeyen bir kimsenin nesebi bilinen bir kimse ile, birincisinin bir cinayet
i~lemesi durumunda diyetini ikincisinin akilesinin kar~1lamas1 ve ikincinin birincinin tUm mal1na varis
olmas1 Ozerine yap1lan bir anla~mad1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 417

"Kafir o/an!ar da birbirlerinin yard1moland1r." (el-Enfal, 8/7r) buyurmu~tur.


Bunun delili muslumanlar birbirine mirasc;1 oldugu gibi kafirlerin de birbirine
mirasc;1 olmalarid1r.

Kafirlerin birbiri arasmda yapt1klan evlilikler ge~erlidir.

Ancak Malik (rh a.)'e gore gec;erli degildir. Malik (rh a) ~oyle demektedir: Kafirlerin
Kafirlerin evlilikleri yok hukmundedir (batild1r). (unku evliligin caiz olmas1, dlnen birbiriyle
yapt1klar1
sabit olan bir keramet ve nimettir. Kafir ise boyle bir ~eye ehil degildir. nikah

Biz Hanefller ise ~u ayeti delil getiriyoruz:

"Odun ta~iy10 olarak onun (EbO Lehebin) hamm1 da (ate~e girecek.)" (Tebbet,
11114)

~ayet kafirlerin evlilikleri gec;erli olmasayd1 Allahu Teala bu kadin1 EbO


Leheb'in han1m1 olarak isimlendirmezdi. Peygamber (s.a.v.) de,

~~ ~ .ll) rJj' ~~ ~ ~.lJj


"Ben nikahtan dogdum, zinadan dogmadim. 349 " buyurmu~tur. Malik (rha.)'in
de dedigi gibi evlilik bir nimet ise de bu nimete eri~ebilmek insan olmaktan
otUrudur. Ki~i kufUr nedeniyle insan olmaktan c;1kmad1g1na gore, bu nimete ehil
olmaktan da d1~arda tutulamaz.

Baba, kl.i~l.ik k1zm1 dengi olmayan birisi ile evlendirse veya kl.i~l.ik
oglunu dengi olmayan bir kadmla evlendirse bu evlilik, Ebu Hanife
(rh.a.)'ye gore istihsan yoluyla caizdir. Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e
gore ise caiz degildir. Bu gorl.i~ de k1yasa uygun olan gorl.i~tl.ir. Baba k1z1m
emsal mehirden daha az bir mehirle evlendirse veya insanlann kolay
aldanmayacag1 bir miktarda, mehr-i misilden daha yl.iksek bir mehir
vererek oglunu evlendirse Ebu Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore caiz
degildir.

Muhammed (rh.a) el-As! adl1 eserinde boyle soyledi. Arna neyin caiz
olmad1g1n1 ac;1klamad1. Bundan dolay1 baz1 alimlerimiz denklerinin c;ok ustUnde
veya alt1nda mehir vermenin veya alman1n caiz olmad1gin1 yap1lan evlilik
sozle~mesinin ise gec;erli oldugunu zannetmi~lerdir. (unku buradaki engel,

349
Abdurrezzak, Musannef, Vll/303; lbn EbO $eybe, Musannef, Vl/303; Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat,
V/80;Heysemi, Mecmau'z-zevaid, Vlll/395.
4l8_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

belirlenen mehirden kaynaklanmaktad1r. Mehri belirlemedeki fesad (bozukluk) ise


hie; mehir belirlememek veya domuz ya da ~arap kar~ll1g1nda evlendirmekte oldugu
gibi, evliligin gec;erliligine engel olmaz.

Dogru olan, bu durumda nikahin gec;erli olmamas1d1r. el-Camiu's-Sagir'de


Muhammed (rh a) bu ifadeyi bi:iyle ac;1klam1~t1r.

EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'in gi:iru~unun ac;1klamas1 ~i:iyledir: Babanin


velayeti c;ocugun yaranna olani ara~t1np yapmak ko~uluyla kay1tl1d1r. Bu
si:izle~mede ise zarar apac;1k ortadad1r. Dolay1s1yla baba, velayeti nedeniyle bu
hakka sahip olamaz. Nitekim, babanin velisi bulundugu c;ocuguna ait sermaye ile
fahi~ gabin (a~1n aldanma) i:ilc;usunde bir bedelle mal almas1 veya satmas1 da caiz
degildir. Bunun delili ~udur: Bir kimse cariyesini bi:iyle bir mehir kar~ll1ginda
evlendirdigi zaman caiz olmad1g1na gore kendi k1z1n1 evlendirdigi zaman da
i:incelikle caiz olmamas1 gerekir. Babanin k1z1 uzerindeki velayeti, kad1n1n kendi
uzerindeki velayetinden daha zay1ft1r.

Bir kad1n, dengi olmayan birisi ile veya emsal mehrinden az mehir kar~ll1g1nda
evlense velilere itiraz hakk1 dogar. Babanin bu ~ekilde evlendirmesi ise kar~1
c;1kllmaya daha uygundur.
EbO Hanlfe (rh.a) ise,

"ResOIOl/ah (s av.) Ay~e (r a) ile be~yOz dirhem 350 kar~J/1gmda evlenmi~tir" 351
Ay~e (r.a.)'yi evlendiren, babas1 EbO Bekir (ra)'dir. K1z1 Fatima (r.a.)'y1 ise Ali (ra.) ile
di:irt yuz dirhem kar~1l1g1nda evlendirmi~tir." rivayetini esas alarak k1yas1 terk
etmi~tir. Halbuki, faziletlerin kendilerinde topland1g1 gi:iz i:inunde tutulunca Ay~e
ve Fatima (r a.)'nin mehri misli bu miktarda olmamal1d1r. Dunyada bun Iara verilecek
(4/225]
mehrin ustOnde bir mehir olamaz. Baban1n bi:iyle yapmas1ndaki hikmet ~udur:
Evlilik bir c;ok yararlan ve amac;lan bunyesinde toplar. Baba ise k1z1n1n yarann1,
k1zin1n kendi yarann1 du~unmesinden daha fazla du~unur. Anla~1lan odur ki baba
evliligin diger amac;lanni saglayabilmek ic;in mehri eksik tutmu~ veya denkligi gi:iz
i:inunde bulundurmam1~t1r. Demek ki diger amac;lar bu k1z ic;in denklikten ve

350
Peygamber doneminde be~ dirhem gumu~ para, yakla~1k bir kurbanl1k ko~ bedelidir.
351
Ahmed b. Hanbel, Musned, Vl/93; Muslim, Nikah 78; lbn Mace, Nikah 17; Nesa1, Nikah 66; Hakim,
Mustedrek, IV/23.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 419

mehirden daha yararlid1r. Dolay1s1yla baban1n yapt1g1 bu i~lem k1z1n1n yaranni


du~unerek gerc;ekle~mi~ olur. Bu nedenle bu evlilik caizdir. Nitekim vasl, yetimin
malindan ru~vet verse caiz olur. (unku her ne kadar bu ki~i, gbrunu~te gerekli
olmayan bir mal veriyorsa da yapt1g1 bu i~lemde yetimin yaranni gbzetmektedir.
Babanin (c;ocugunun ~ahs1 uzerinde bbyle bir tasarrufta bulunmaya yetkisi var ise
de) c;ocugun malinda herhangi bir i~lem yaparken boyle bir yetkiye sahip degildir.
(unku mal uzerindeki i~lemlerde, amac; sadece maddl olabilir. Mall bir konuda
kusurlu davrand1g1 zaman bu eksikligin kar~1s1nda onu onaracak bir ~ey yoktur.

Babanin kuc;uklerin cariyelerini evlendirmesi de caiz degildir. (unku burada


evliligin diger amac;lan kuc;ukler ic;in degil, cariye ic;in gerc;ekle~mektedir. Kuc;uk
hakk1nda ise eksikligi giderecek olan hic;bir ~ey yoktur. Amca ve karde~in bu
~ekilde evlendirmesi de caiz degildir. (unku amca ve karde~in ~efkati tam degildir.
Bundan dolay1 denklik ve mehirde kusurlan nikah1n diger amac;lanni
du~unduklerine degil, kuc;ugun yarann1n gbzetmediklerine ve ru~vete egilim
gbsterdiklerine hamledilir (yorulur). Kad1n1n bu ~ekilde evlenmesi de caiz degildir.
(unku kadinin gbru~u zay1ft1r. Hemen aldanir. Adeten (genellikle) arzusuna tabi
olur. Bundan dolay1 denklik ve mehirdeki kusuru konusunda, evliligin diger
amac;lanna degil, arzusuna uyduguna hamledilir. Evliligin diger amac;lan veliler ic;in
degil, evlenen kad1n ic;in olmakla birlikte denklik bulunmad1g1 veya mehirde
eksiklik oldugu zaman veliler k1nan1r. Veliler hakk1ndaki bu eksikligi giderebilecek
herhangi bir ~ey ise bulunmamaktad1r. Bundan dolay1 velilerin bu evlilige itiraz
hakk1 vard1r.

Veli, ki.ic;i.ik k1z veya erkegin evlendiklerini ikrar etse, EbO Hanife Velinin
kii~iigii
(rh.a.)'ye gore iki ki~i buna tamkhk etmedikc;e bu ki~inin ikranyla evlilik evlendirmesi
sabit olmaz. EbO Yusuf ve Muhammed (rh.a.)'e gore ise sabit olur ka~ tanikla
sabit olur?
Bu ihtilaf ~bylece ifade edilebilir: Veli kuc;uklerin evlendigini ikrar etmi~,
ergenlik dbnemine ula~inca kuc;ukler veliyi yalanlam1~, sonra da iddiada bulunan
ki~i, kuc;uklere kar~1 velinin bunlan kuc;ukken evlendirdigini ikrar ettigine dair iki
tan1k getirmi~se, burada evlilik Ebu Hanlfe (rh.a.)'ye ve iki imama gore sabit olur.

Hem erkek, hem de kad1n tarafin1n vekili olan bir ki~inin muvekkillerinin
evlendigini ikrar etmesinde de ayn1 gbru~ aynl1g1 sbz konusu olur. Bir efendinin
kolesi hakk1nda bbyle bir ikrarda bulunmas1nda da ayn1 ihtilaf vard1r. Ancak efendi,
cariyesinin evlendigini ikrar etmi~se ikrar ittifakla gec;erlidir.

Ebu Yusuf ve Muhammed (rh a) ~byle demektedir: Veli burada yapmaya yetkili
oldugu bir ~ey hakkinda ikrarda bulunmu~tur. Efendinin cariyesi hakk1nda yapt1g1
420_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsfit

ikrar nas1I gec;:erli ise bu da gec;:erlidir. (unku ikrar, dogruya ve yalana olas11ig1 olan
bir haberdir. Bir kimse yapmaya yetkili olmad1g1 bir konuda ikrarda bulununca, bu
sozun haber olarak degerlendirmesinde bir tohmet vard1r. Yapmaya yetkili oldugu
bir konuda ikrarda bulunmas1 durumunda ise bu sozun bir haber olarak
degerlendirilmesinde bir tohmet bulunmaz. (unku bu kimse zaten istedigi amaca
bu i~i bizzat yaparak ula~abilir. Gormez misin, e~ini bo~ayan bir kimse iddet suresi
henuz sona ermeden, "Ben e~ime donmu~tUm." derse dogrulan1r. Arna iddet
sona erdikten sonra boyle bir ikrarda bulunursa dogrulanmaz.

Ebu Hanlfe (rh.a.) ise ~oyle demektedir: Bu, ba~kas1 hakk1nda yapilan bir
ikrard1r. Ba~kas1 hakkinda yap1lan ikrar ise bir delil olmaz. (unku bu bir tanikl1kt1r.
Bir ki~inin tanikl1g1 ile ise, bir hukum sabit olmaz. Geriye bu kimsenin bu
evlendirmeyi bizzat yapmaya yetkili olmas1 kalm1~t1r. Bu konuda da ~oyle diyoruz:
Bu kimse bu sozle~meyi iki tan1k olmadan yapamaz. Nitekim, Peygamber (s.a.v.);

~ ~l t~ :I
"Tamklar o!madan evlilik olmaz.352 " buyurmu~tur. Dolay1s1yla bu kimse evlilik
(4/226]
ikranna da ancak evlilik sozle~mesini yapt1g1 yoldan (yani iki tan1k getirerek) yetkili
olabilir. Biz de boyle diyoruz. Bu konuda iki tan1k kendisine yard1m ederse ikran
sozle~meyi yapmaya benzeterek bu evliligin gec;:erli oldugunu soyleriz.

Cariye ise boyle degildir. (unku efendi burada kendi zaranna olan bir ~eyi
ikrar etmi~tir. (unku cariyenin kad1nl1g1 efendinin hakimiyeti alt1ndad1r. Ki~inin
kendi zaranna yapt1g1 ikrar ise sozle~meyi bizzat yapmaya k1yas edilmeksizin
mutlak olarak gec;:erlidir. Kole hakk1nda yapt1g1 ikrar ise kendi zaranna degildir.
Bundan dolay1 ancak sozle~meyi bizzat yapmaya yetkili oldugu yoldan ikrara yol
bulabilir. Fakihlerin bu sozu, vaslnin yetimi bore;: alt1na sokan ikrannda problemlidir.
(unku vasl yetimi bore;: altina sokan bir i~lem yapma yetkisine sahipse de, yetimi
bore;: alt1na sokan ikran gec;:erli degildir.
Kii~iigii
ilk
evlendiren
velinin
Kuc;uk k1zm iki velisi olsa ve her iki veli ayn zamanlarda k1z1 evlendirse
nikah1 hangisinin once evlendirdigi bilinirse, birinci velinin yapt1g1 evlilik
sozle~mesi gec;erlidir.

(unku Peygamber (s.a.v);

j;.l j3~fo ~l;J_,ll ~t l~j

352
lbn Ebo ~eybe, Musannef, 111/455; Tirmiz1, Nikah 15; Beyhak1, es-Sunenu'l-kabra, Vll/111; Zeyle1,
Nasbu'r-raye, 111/169.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ 421

"fki veli evlendirdigi zaman ilk evlendiren daha !ay1kt1r 353 " buyurmu~tur. Diger lki velinin aym
anda kii~iigii
yandan birinci velinin yapt191 sozle~me, yerini bulmu~tur. lkinci velinin yapt191 evlendirmesinde
sozle~me ise yerini bulmam1~t1r. ~unku k1z birinci sozle~meyle art1k ba~ka bir nikahm durumu

sozle~meye konu olmaktan <;:1km1~t1r.

Hangisinin once evlendirdigi bilinmiyorsa veya her iki sozle~me de ayni anda
gerc;:ekle~mi~se, her ikisi de gec;:ersiz olur. ~unku her ikisini de gec;:erli kabul etmek
ic;:in bir yol yoktur. Birisi gec;:erli sayilmaya digerinden daha lay1k degildir. Bundan
dolay1 her ikisinde de gec;:ersiz alma durumu ac;:1kl1k kazan1r.

Kuc;:uk erkek c;:ocuk, bir kadinla evlense sonra velisi bu evliligi onaylasa, biz
Hanefilere gore bu evlilik gec;:erlidir. ~unku akl1 ba~1nda olan kuc;:ugun, biz
Kii~iik
Hanefilere gore irade beyaninda bulunmaya ehliyeti vard1r. Fakat kuc;:ugun yapt191 erkegin
evliliginde
i~in sonuc;:lanabilmesi ic;:in velinin goru~unun de buna kat1lmas1 gerekir. ~unku
velinin
kuc;:ugun yararin1n gozetilmesi ancak boylece gerc;:ekle~ebilir. Dolay1s1yla veli bu onay1

evlilige onay verdigi zaman gec;:erli olur ve bu sozle~meyi veli bizzat kendisi yapm1~
gibi olur. Bu yuzden c;:ocuk ergen olunca "bulug muhayyerligi" hakk1 vard1r.

$afil (rh.a.)'ye gore ise bu evlilik velinin onaylamas1yla gec;:erlilik kazanmaz.


~unku $afil (rh a )'nin bir kuralina gore "Kuc;:ugun irade beyani sozle~melerde
gec;:erli degildir." $afil (rh a )'nin diger bir kural1na gore ise "Sozle~meler
onaylamaya bagl1 degildir."

Buna gore kuc;:uk k1z birisiyle evlense ve bunu velisi onaylasa bu evlilik bize
gore gec;:erlidir.

$afil (rh.a.)'ye gore ise and191m1z iki nedenden dolay1 gec;:erli degildir. Oc;:uncu
bir neden ise $afil (rh.a.)'ye gore kad1nlarin irade beyan1nin evlilik sozle~mesi i<;:in
elveri~li olmamas1d1r. $ayet bu onaylamay1 baba ve dede d1~indaki bir veli yapm1~
ise $afil (rh.a.)'ye gore dorduncu bir neden daha vard1r. Onaylayan bu ki~i bizzat
evlendirme velayetine sahip degildir.

Veli bu evlilik sozle~mesini iptal ederse sozle~me gec;:ersiz olur. Velinin,


ergenlik c;:agina kadar evliligi onaylama veya iptal etme gibi bir giri~imde
bulunmamas1 halinde ise karar, evlenenlere aittir. Bu sozle~meyi onaylarlarsa bu
evlilik velinin bunlar kuc;:ukken onaylamas1 gibi gec;:erli olur. Bu sozle~meyi
onaylamad1kc;:a s1rf ergenlige ula~malariyla bu evlilik gec;:erlilik kazanmaz. ~unku
sozle~meyi yapt1klari s1rada kuc;:ukluklerinden dolay1 etraf11ca du~unme

353
Ahmed b. Hanbel, Musned, IV/146; Dari mi, Nikah 15; EbO DavOd, Nikah 21; Tirmizi, Nikah 20;
Nesa1, BuyO' 96; Hakim, Mustedrek, 11/190.
422 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitiibu'l-Mebsiit

gerc;ekle~memi~tir. Bu sozle~menin tamamlanmas1 ise etrafl1ca du~unmeye


bagl1d1r. Bu yuzden ergenlige ula~t1ktan sonra bu sozle~meyi onaylamalan gerekir.

Baba ki.ic,;i.ik klZlm evlendirse ve kocasmm verecegi mehre, baba


kendisi kefil olsa bu kefalet caizdir.

(unku baba kendisini kefil yapm1~t1r. Kefil ise borc;ludur. Kuc;uk c;ocugunun
malin1 sat1p mu~terinin verecegi paraya kefil olmas1 halinde ise bu kefalet gec;erli
olmaz. Cunku paray1 teslim alma hakk1, velayetinin bir sonucu olarak degil,
sozle~menin hukmu geregi olarak babaya aittir. Gormez misin, c;ocugun
[4/227]
ergenliginden sonra paray1 teslim alacak olan c;ocuk degil, yine babad1r.
354
Sozle~menin hukmunun bir geregi olan ~eylerde baba, hak sahibi gibidir. Cunku
sat1~ sozle~mesinin dogurdugu haklar sozle~meyi bizzat yapan ki~iye aittir. Bu
yuzden mu~teriyi paradan ibra etse bu ibra gec;erli olur. Mu~teriden alacag1 paraya
kefil olmas1nda ise bir bak1ma kendisi ic;in kefil olmu~ gibidir. Ki~inin kendisine kefil
olmas1 ise gec;erli degildir. Mehri teslim alma hakk1n1n babaya ait olmas1 ise evlilik
sozle~mesini yapmas1 nedeniyle degil, babal1k velayeti nedeniyledir. Cunku evlilikte
sozle~menin hukuku (dogurdugu sonuc;lar) akti yapan ki~iye ait degildir. Gormez
misin, k1z ergen olunca mehrini teslim almak babaya degil, kendisine ait olur.
Dolay1s1yla bu kefalette baba diger yabancllar gibi olur. Ba~ka bir yabanc1 bu
mehre kefil olsa ve baba bu kefilligi kabul etse, kefalet gec;erlidir. Babanin kefil
olmas1 da boyledir. K1z ergen olunca mehri dilerse evlilik hukmunun bir geregi
olarak kocas1ndan ister. Dilerse kefillik hukmunun bir geregi olarak babas1ndan
ister. Babas1 mehri odeyince odedigi bu meblag1 kocadan isteyemez. Cunku
kocan1n herhangi bir istegi olmadan kefil olmu~tur. Kocan1n istegi uzerine kefil
olmas1 durumunda ise, mehri odedigi zaman kocadan isteyebilir.

Bu kefillik baban1n hastal1g1 doneminde olmu~ ve baba bu hastal1k sonucunda


olmu~se kefilligi gec;ersiz olur. Cunku baba mirasc;1sina bir yarar saglamak
istemi~tir. Hastan1n, mirasc;1s1n1n yaranna olarak yapt1g1 i~lem ise gec;ersizdir.

Baba kuc;uk oglunu sagllkll iken evlendirse ve onun ad1na mehri odemeye
kefil olsa, e~inin kefaleti kabul etmesi durumunda bu kefalet gec;erli olur. Sonra
baba mehri oderse istihsanen odedigi bu meblag1 oglundan isteyemez. K1yasa
gore ise isteyebilir. Cunku ba~ka birisi babanin istegi uzerine kefil olsa ve mehri
odese mehri odeyen bu ki~i oglun mal1na ba~vurur. Baba da kefil oldugu zaman

354
Siizle~menin hukmu; siizle~meyi yapan taraflann kastettigi ve siizle~menin meydana getirdigi as1I
sonu~tur. Ornegin, bir sat1~ siizle~mesinin hukmu satin alanm satilan mala, sat1cm1n ise mal1n
bedeline sahip olmas1d1r.
Nikah Kitab1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _423

durum boyledir. cunku c;ocuk kuc;ukken velayet alt1nda olmas1 bir bak1ma ergen
olduktan sonra babas1ndan istemesi demektir. Gormez misin, vasl kuc;ugun
mehrine kefil olsa ve mehri kendi mal1ndan odese, c;ocugun mal1na ba~vurabilir.
Baba da boyledir. lstihsan1n gerekc;esi ise ~udur: Herkesc;e bilinen adete gore,
babalar boyle ~eyleri kar~ll1k beklemeden yaparlar. Harcad1klan ~eyleri c;ocugun
mal1ndan almak gibi bir du~unceleri yoktur. OrfUn geregiyle sabit olan ise delilin
(nass) geregiyle sabit olmu~ gibidir. Bundan dolay1, baba kefil olurken ko~ul
koymam1~sa, c;ocugun mal1na ba~vuramaz. Ko~ul koymas1 durumunda ise
ba~vurabilir. Cunku, ac;1k bir beyan olmad1g1 zaman orfe gore davranil1r. Burada ise
ac;1k bir beyan yoktur. Nitekim bir sofray1 bir kimsenin onune koymak orfUn geregi,
bu sofradan yemesine izin vermek demektir. Bu da boyledir. Eger yeme! diye bir
beyan varsa boyle olmaz. Burada da ayn1d1r.

Vasi ise baba gibi degildir. Cunku vasller aras1nda c;ocuga bag1~lama gibi bir
adet yoktur. Aksine vaslnin yetimin malina goz dikmemesi ile yetinilir. Bu nedenle
vasl, kefil olup kendi mal1ndan odeyince c;ocugun mal1na ba~vurma hakk1 sabit
olur.

Baba kefil oldugu kuc;uk oglunun mehrini odemeden once olurse bu, tamam
olmam1~ bir bag1~ hukmune girer. cunku bag1~ bag1~lanan malin teslimi ile tamam
olur. Burada ise teslim bulunmam1~t1r. Fakat k1z muhayyerdir. Dilerse mehrini
kocas1ndan al1r. Dilerse kefillik hukmunun bir geregi olarak baban1n geride
b1rakt1klanndan (terikesinden) al1r. cunku baba hayatta iken kefillik hukmuyle k1z
ic;in bu hak sabit olmu~tu. Babanin olumu ise k1z1n bu hakk1n1 ortadan kald1rmaz.
Baban1n terikesinden almas1 durumunda diger mirasc;1lar oglunun pay1na
ba~vururlar. Oglu pay1n1 alm1~sa kendisine muracaat ederler.

Zufer (rh a.) ise diger mirasc;1lann oglun malina ba~vuramayacaklan


goru~undedir. cunku bu kefalet sozle~mesi, odenmesi durumunda ba~vurmay1
[4/228]
gerektirmeyecek bir ~ekilde kurulmu~tur. Baba bunu hayatta iken odemi~ olsa,
ogluna ba~vuramayacakt1. Olmesi ise ba~vuruyu gerektiren bir durum degildir.

Biz Hanefller ise ~oyle diyoruz: Baban1n hayatta iken ogluna ba~vurmamas1
bag1~lama anlam1 bulundugu ic;indir. Teslimden once olmesi durumunda ise bu
anlam ortadan kalkm1~t1r. Dolay1s1yla ergenliginden sonra c;ocugun talebi uzerine
baba, kefil olmu~ ve olumunden sonra bu terikesinden al1nm1~ gibidir.

Bu kefillik, baban1n, olumune neden olan bir hastal1kta (maraz-1 mevtte)


gerc;ekle~mi~ ise, kefalet gec;ersizdir. cunku bu, mehre kefil olmak suretiyle ki~inin
c;ocuguna yapt1g1 bir bag1~t1r. Baban1n, olum hastal1ginda c;ocuguna yapt1g1 bag1~
424 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _Kitabu'l-Mebsfit

ise ge~ersizdir. Bu yuzden miras~1s1 ad1na veya miras~1s1 i~in kefil olan ve sonra
olen herkesin kefilligi ge~ersizdir.

Sl.irekli ak1I hastas1, tl.im bu konularda kuc,;uk c;ocuk gibidir.

c;:unku o da ~ocuk gibi velayet alt1ndad1r. Ak1I hastal1g1n1n dogu~tan veya


sonradan olmas1 aras1nda da fark yoktur.

Zufer (rh a )'e gore ise dogu~tan olan ak1I hastal1g1nda, akll hastas1 olarak
ergenlik donemine girmi~se cevap bu ~ekildedir. Sonradan olan ak1I hastal1g1nda
ise velinin evlendirme velayeti yoktur. c;:unku ki~i ergenlige ula~t1g1 andan itibaren
kendi uzerinde velayeti sabit olmu~tur. Evlilik ise ya~am boyu surecek olan bir
sozle~medir. Evlilige her zaman gereksinim duyulmaz. Ki~i. kendi yararini
du~unebildigine gore, velinin bu konuda onu du~unmesine gerek kalmam1~t1r
Maida velayet ise boyle degildir. c;:unku mala duyulan gereksinim durmadan
yenilenir.

Biz Hanefller ise ~oyle diyoruz: Velayetin sabit olma nedeni, velayet alt1nda
olan kimsenin kendi yararini du~unmekten aciz olmas1d1r. Bu acizlikte ise dogu~tan
olan ak1I hastal1g1 ile sonradan olan akll hastal1g1 aras1nda bir fark yoktur. Belki akl1
ba~1nda iken dengini bulamam1~ ve sonra ak1I hastas1 olmu~ olabilir. Ya da ak1I
hastas1 olduktan sonra e~i olmu~ olabilir. Dogu~tan olan ak1I hastal1g1nda
gereksinim duyuldugu gibi sonradan olan akll hastal1g1nda da gereksinim
duyulabilir.

Allah (c.c.) dogruyu en iyi bilendir. Son van~ O'nad1r.


KARMA iNDEKS

A II c II
Ace, 11 cem', 118, 119
ata~,10, 282, 311, 339 cem-i takdTm, 30, 31, 32
Ai~e Mescidi, 60 Cemre-i Akabe, 35, 39, 41, 46, 58, 121,
AkTk, 53 124, 329, 349
Arafat, 28, 31, 104 Cemre-i Ola, 124
Arafat hutbesi, 103 Cemre-i Vusta, 124
Arafat'ta vakfe, 63, 71, 120 Cerdan <;ukuru, 14
Arefe gunu, 29, 105, 337 ceza kurban1, 73, 76, 81, 99
asabe, 408 Ci'rane, 60
ashabu'l-feraiz, 411 cidal, 13
aspur, 234 ciz', 265
av, 177 cuzOr, 255
av hayvan1, 149, 177
avret, 67
azimet, 128 D

darulharp, 21 5
B I dem-i cebr, 53
dem-i nusuk, 54
bain, 378, 390, 392
bakire, 367
bedene, 7~ 148, 213, 255, 257 E
Behz kabilesi, 164
Beno MahzOm kap1s1, 25 Ebtah, 48, 63
Beyda, 8 Ebo Kubeys dag1, 9, 20
Beytullah, 17 Ehl-i zimmet, 192
BeytO'l-atTk, 23, 142, 249 eman velayeti, 407
bulug muhayyerligi, 421 e~nan, 232
budne, 77, 81, 82, 109, 110, 111
BuyukSeytan, 39,42,4~ 121
F
fahi~ gabin, 418
426_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'I-Mebsut
farlza, 112
farz, 112
fere, 44
fidye, 122 iddet, 209
fina, 104 lfrad, 51
fUsOk, 13 iftitah tekbiri, 10
ihram namaz1, 6
ihsar, 199, 202, 245, 284, 293
G 11 lhsar kurban1, 143, 200, 206
ihtilam, 358
gaybet-i munkat1a, 413 ilk eemre, 46
gerdanlik, 65 ilmam, 318
gunduz, 105 ilmam-1 sahTh, 51
lsaf, 97
istilam, 17, 18, 21
i?'ar, 257, 260
izar, 63, 235, 237
gurre, 156, 165
K
H II kasm, 394
haber-i vahid, 23, 76, 303 kaza umresi, 60, 205
Hae, 1 kefaret kurban1, 142
hae sa'yi, 100 k1ran, 51, 56
Haee-1 Ekber, 45, 332 k1ran harn, 244
Haeerulesved, 17, 19, 21, 89 k1ran kurbani, 73
Haer, 285 k1yas, 398
Harem bi:ilgesi, 60, 63, 136, 183, 246 k1ymet, 155
Ha?imogullar1, 49 Kinaneogullari, 49
Hatlm, 22, 89 kira si:izle~mesi, 398
Hayf, 49 kudOm tavaf1, 45, 55, 64, 68, 69, 214
Hayf Meseidi, 124 KOfe Harn, 51
hedy, 213 KOfe Umresi, 51
hedy kurbani, 58, 65, 136, 175, 185, kurban eezas1, 75
206,249 kurban yeri, 200
Herat Elbisesi, 234 Kuzah Dag1, 120
Herevl, 235 Kui;uk ~eytan, 46
Hevammu'l-arz, 175 kufUv', 366
Hier, 22
h1dane, 412
h1tmT, 16, 232
hill, 60, 104, 317, 319, 328, 341, 350
L II
hill bi:ilgesi, 63, 136 Lebbeyk, 7, 35
Hudeybiye, 20, 136, 199, 200, 205, 215 Lik~ Tavaf1, 68
Hudeybiye Yil1, 245
hurmet-i musahere, 387, 389
husye, 267 M I
ma-i musta'mel, 127
Mal, 3
maraz-1 mevt, 423
lzh1r otu, 195 ma'tOh, 409
1zt1ba, 20 meeOsT, 351, 394
meder, 235
mehr-i misil, 377
Karma indeks 427
Mekke Harn, 63 Ravha, 164
menasik, 1 remel, 20, 46, 64, 68, 89, 94, 95
merfa hadis, 326, 408 Ribat, 298
Merve, 99 ric'T, 378, 392
Mescid-i Haram, 246 rida, 4, 63, 233
Me~'ar-i Haram, 38, 39, 97, 121 ruhsat, 128
mevkuf, 408 Rukye, 299
mevla'l-ataka, 415, 416 Rukn-u YemanT, 19, 21, 94
MTkat, 54
MTkat Umresi, 63
milk-i mut'a, 389
Mina, 39, 45, 100, 104, 119, 120
s I
Misl, 155, 156 sa', 123, 158
Mudarabe, 281 sa'y, 25, 95
muhalea, 390 SabiT, 394
Muhassab, 48 sa\1n brgulenmesi, 66
Muhassir vadisi , 34, 120 sa\lann yaglanmas1, 66
muhrim, 160 sadaka, 85
muhsar, 73, 109, 122, 135, 191, 202, Safa, 99
306,311, 328, 331, 336 Safa Kap1s1, 25
musaheret, 383 sahih ilmam, 333, 344
mudd, 50 sarura, 284, 325
mudebber, 168 Sebir dag1, 39
Multezem, 49 Secc, 11
mumaselet, 156 seferT, 280
murted, 392 seniyy, 265
musle, 68 Seref, 58, 71
mu~avere, 367 Sevadu'l-lrak, 413
mut'a harn, 54 s1hrT h1s1ml1k, 226
mut'a nikah1, 54 s1la-i rahim, 364
mutekavvim, 169, 179 sukna hakk1, 391
muvalat akdi, 416
Muzdelife, 31, 34, 36, 119, 120
Muzdelife'de geceleme, 121 ~ 11
~avt, 20
N II ~az, 117,
~eair, 192
256

Naile, 97 ~eytan ta~lama, 124


nasik, 1
Nehar, 105
n1kah, 357
nusuk, 192
T I
taat, 287
Tahiyye Tavaf1, 68
0 ii Tahlil, 376
tahrimen mekruh, 236
Orta Cemre, 46 ta~lama, 126
Orta $eytan, 46 ta~lama vakti, 42
tatavvu kurban, 143
tavaf, 84
R tavaf namaz1, 23, 28
Tavaf-1 sader, 49, 70
Rabeze, 331 tazminat, 150, 152
Rafes, 12, 225, 227 tebennT, 375
428 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Kitabu'l-Mebsut
teclTI, 256, 257, 260
tedahul, 56, 57, 147 v
tehlTI, 101, 350
tekbTr, 101 vakfe, 30, 33, 74, 105
telbiye, 7, 9, 8, 10, 34, 40, 101 Vakfe vakti, 41
Temettu', 51, 62 vakit, 3
temettu' haw, 88 vas1, 414
Temettu' kurbani, 200 veda haw, 20
Ten'im, 60, 73, 319 Veda tavaf1, 49, 59, 69, 70, 120
tereffUh, 318 vela, 408
Terviye Gu nu, 28, 63, 101 veled-i zina, 386
tesbTh, 350 vers, 15
tevkTf, 20 vesme, 233
topuz, 66

u
y
I
11
yavsu, 190
Udh1ye, 144 Yesrib, 20
um re sa'yi, 100
umre tavaf1, 55, 70, 74, 79
Urane Vadisi, 34, 120
z
U?ret, 362
uzlet, 362 za'feran, 15
ZahirTler, 359
zeval, 32
0 II zevi'l-erham, 415, 416
Zi-Tuva', 91
OmmO Gaylan, 194 ziyaret tavaf1, 45, 64, 69, 70, 74, 82,
OmmO veled, 163 244
_/l!otL!at: ve ':Beg.et:LlenJivneL!et::
(!:i
~-----------------------

· - -------------·-- - - - - - -

You might also like